Giriş
(9)

Kadınlar neden mücevhere düşkün?

asaf
Erkeklerin umrunda bile değil mesela. Altın, tektaş vs. den bahsediyorum. Bana hiç estetik gelmiyorlar. Özellikle beğenen erkek de hiç görmedim.
Erkeklerin umrunda bile değil mesela. Altın, tektaş vs. den bahsediyorum. Bana hiç estetik gelmiyorlar. Özellikle beğenen erkek de hiç görmedim.
0
asaf
(18.11.21)
Sektörel olarak buna yönlendiriliyorlar. Genel olarak beğeni algısını sektörler oluşturuyor. Güzellik sektörü, giyim sektörü, mücevher sektörü vs.

Bunun yanında geçmişten gelen bir yatırım aracı olması ile tercih ediliyor. Eskiden ve hatta bazı bölgelerde hala kadınlar “gelin” olarak başka bir haneye gidiyor. Ellerinde avuçlarında bir şey olmadan, kendilerini geçindirecek bir gelirleri olmadan. Bu kültürlerde ise gelinin altınlara sahip olması ve bu altınlarla herhangi boşanma, ölüm, acil durumlarda kendini daha güvende hissetmesini, düştüğü çukurdan çıkabilecek gibi hissetmesini sağlıyordu.

Bu tip davranışlar artık bilinç altımıza kazınmış durumda. Mesela ben maaşlı çalışanım. Eşimden daha fazla kazanıyorum. Ailem de paragöz insanlar değiller kesinlikle. Tüm düğün masrafları vs ortak bölüşüldü. Gelenek görenek diye saçma sapan işler yapılmadı vs. Ama büyük annemler büyük babamlar bana altın takıldığında içten içe kendimi garantiye aldığımı düşündüler. Oh iyi dediler.

Yani halkın hala yarısı bu kafadayken, sektör de buna yönlendiriliyorken, kadınlara mücevher ve altın sevgili pompalanıyorken bunlardan vazgeçmek halk için çok zor.

Bu parametreleri farkedip “tektaş ne ya” diyebilen kadın sayısı da bu nedenle oldukça az.
0
zimbirik
(18.11.21)
bence bu da bir genelleme. mesela küpe kolye alacaksam altın tercih ederim ama sebebi kararmasın, bana özel bi şey olsun vs. Başkalarının bana bunları alma zorunluluğu elbette yok, imitasyon da hediye gelse mutlu olurum. Ama erkekler sanıyo ki imitasyon alırsam karşımdaki kadın benim onu önemsemediğimi veya maddi durumumun yetersiz olduğunu düşünür- halbuki alakası olmaması lazım.

tektaş meselesine gelince evet "tektaşsız evlilik teklifi olmaz" gibi bi algı var. Bana biri tektaşla değil de beni ve zevkimi anladığını gösterecek başka bi şeyle gelse anlamı daha büyük olurdu. Bu arada çevremdekiler burun kıvırırdı tabi.

Yani herkes üstüne biçilmiş kuralları oynamaya çalıştığı için de biraz böyle bence.
yoksa her kadın aynı değil.
0
kulaktan dolma biber
(18.11.21)
Ben beğeniyorum, erkeğim. Şu saat baya güzel bence:

www.ablogtowatch.com

Kolye yüzük vs. takmıyorum ama güzel bi kolyeyi kadında görsem beğenirim.
0
plutongezegendegilmi
(18.11.21)
zimbirik +1, sosyal medya, reklamlar vs. bütün estetik algımızı sadece estetik de değil hayat ile ilgili algımızı değiştiriyor.

bununla birlikte kadınlar genellikle fark edilmek için bir şeyler yaparlar. parlak şeylerde fark edilmeyi arttır. tabii ki bunu ben mutlaka kalabalıkta fark edilmeliyim diye yapmazlar. bu bilinç altlarında bir yerlerde kodlanmıştır ve bu koda göre hareket ederler. her durumda ve her şartta bu kodlara uyulacak diye bir şeyde yoktur.

bir çok toplumda fark edilmek/beğenilmek için parlak renkli makyajlar yapılır (savaç boyası gibi) canlı renkli kıyafetler giyilir vs.

güzellik ve mücevherat sektörü işte bu kodlara oynar onları aktifleştirecek reklamlar yayınlar yapar ve genele yayılıp algı biçimini değiştirir.
0
selam
(18.11.21)
Standart bir türk kadınını düşün. Eğitimi yok, geliri yok, hayatı ailesine hizmet etmekle ve koca beklemekle geçmiş. Sosyal çevresi eş dost akraba ve komşulardan öte değil. Kendini farklılaştırabileceği, özel hissedebileceği tek bir şeyi yok. Ona sunulan tek şans, kocasının ona olan ilgisi. O ilgiyi de sadece kendisinin görmesi yetmiyor, çevresinin de görmesi lazım. Çevresi de bu ilgiyi sadece parayla ölçebiliyor. İşte o altın, pırlanta takıntısı o ilgi gösterme takıntısının getirdiği bir şey. Koluma 10 bin tl takıyorum, işte beni kocam bu kadar seviyor / işte ben o kadar zenginim tripleri sunuyor yani sistem sana.

Altına gümüşe karşı değilim en azından yatırımsal bir değeri var, ama değeri olmayan pırlanta gibi şeyler bana sadece kazıklanma manasına geliyor. Evlenirken de eşime tek taş almadım, hala da söyler keşke alsaydın diye. Onun yerine dünyayı önüne sererim de yine o aptalca rekabete girmem. Senin taşın şu gram, benimki böyle parlak şöyle büyük, gerçekten aşırı saçma.
0
roket adam
(18.11.21)
erkeğin mücevheri de arabası, saati vs.
0
orpheus
(18.11.21)
Abi cunku kadin? Binlerce yıldır boyleydi kadinlar. Kadın ile erkek arasinda biyolojik ve hormonal farklar var nihayetinde. Bu da duygularini tercihlerini yasam tarzlarini her seyini etkiliyor.
Her sey medya etkisi, kultur etkisi, sosyal konstrüksiyon falan da değil, nihayetinde kadin ile erkegi tabiat ayiriyor bazi noktalarda.

Medya internet zart zurt yokken hatta matbaa bile yokken kadinlar mucevhere düşkündü. Kadinlar neden duygusal ile ayni turden bir soru bu. Duygusallar çünkü onlar kadin.

Bu soyledigin gecersiz bir genelleme falan da değil, evet kadinlar mucevherr duskundur bu dunyanin her yerinde gecerli olan ve bilinen bir sey. Şahsen ben kendim de taki takmayi seven, kulagi bilekleri boynu takiyla dolasan bir erkegim ama benik boyle olmama genel olarak kadınların mucevhere düşkün olup erkeklerin umrunda olmadığı gerçeğini değiştirmiyor. Uc bes tane erkegim farkli davranması bu genellemeyi yalancı cikaramaz.
0
stavro
(18.11.21)
stavro +1

medya, sektör, televizyon görmemiş afrika kabilelerinde de kadınların kendilerine has makyajları ve takıları oluyor.
bazısı sadece süs için bazısı erkeklerin de kullanabildiği bir anlam ifade eden şeyler oluyor.
ama insanın kendini ve içinde bulunduğu topluluğun ya da konumunun ifadesinin yollarından biri bu aslında.

şu andaki sorun, tektaş falan gibi şeylerin özgünlükten uzak oluşu bence.
ben de kadın olarak tektaş falan hiç sevmem ama genel olarak takı severim mesela.
evlenirsem de ona göre bir alyansım ya da yüzüğüm olur, tek taşım olmaz.
0
blatta hiberna
(18.11.21)
Mücevher pahada ağır, yükte hafif bir eşya.

Kadınlar mücevhere düşkün demek biraz durumu basitleştiriyor aslında. Bu durumu biraz daha evrimsel boyutta incelemek gerek.

Geçmişte, kadınlar eve ekmek getiren ve aileyi doyuran erkekleri tercih ediyorlardı. kendileri çalışmadıkları için erkeğe bağımlıydılar. bu yüzden de kenara bir miktar para veya altın koymak onları erkeğin evi terketme olasılığına karşı biraz korurdu.

günümüzde, pırlanta veya mücevher beklentisi iki şeyi temsil ediyor:
1. erkeğin alım gücü
2. kadının finansal güvencesi

kadınlar "tektaş ne ya" demekten imtina ediyorlar çünkü alımgücü yüksek bir erkekle beraber olmak istiyorlar. paragözlük değil, kadınlık içgüdüsü.
0
my pink
(19.11.21)
(8)

abilerim ablalarım, bu depresyon geçiyor mu? (27 yaş)

der meister
şu sıralar hayatımın baştan aşağı değiştiğini hissediyorum.eşeklik sebepli okulu henüz bitiremedim. bitirsem de bir bok olacağımdan değil ama diplomam olsun, onca sene emek verdim diye okuyorum. hayatta kalacak kadar kazanıyorum ufak tefek işlerle, yani öğrenci için fena değil işte, ötesine geçmez.b
şu sıralar hayatımın baştan aşağı değiştiğini hissediyorum.

eşeklik sebepli okulu henüz bitiremedim. bitirsem de bir bok olacağımdan değil ama diplomam olsun, onca sene emek verdim diye okuyorum. hayatta kalacak kadar kazanıyorum ufak tefek işlerle, yani öğrenci için fena değil işte, ötesine geçmez.

bütün arkadaşlarım, hatta eski kız arkadaşım filan bile hep kaçtı gitti. kimi başka yere taşındı, kimi iş buldu, kimi evlenip üstüne çocuk yaptı vs...

burada yaşadığım duygu aslında "millet hayatını yoluna soktu ben kaldım" değil; muhtemelen onların başı benimkinden daha fazla ağrıyor. sorun o değil. ben zaten şu an imkanım olsa bile evlenmem, çocuk istemem.

benim hissettiğim daha ziyade yalnızlık. sosyal anlamda aynı noktada buluşabileceğim KİMSE yok gibi hissediyorum. bir tarafıma bakıyorum gençliğinin başında, hayalleri olan sınıf arkadaşlarım. diğer tarafıma bakıyorum iş-güç edinmiş, gününün 10-11 saati sorumlulukla geçen insanlar.

ben tam ortadayım. ne genç gibi yaşayacak enerjim/imkânım var ne de "tam zamanlı yetişkin" olacak durumum. insanlarla tanışsam bile artık sıkıldığımı fark ettim, ortak paydada buluşamıyoruz çünkü; birisi ev kredisinden bahsediyor, diğeri hayalinden... bende hiçbiri yok bunların. kendimce bi şeylerden söz açsam bu sefer onlar sıkılıyor, çünkü benim gibi bir gebeşin haytalıklarını dinlemek de onlara fazla boş ve anlamsız geliyor.

karşı cinsi filan tamamen geçiyorum... hiçbir zaman "abi kadınlar paraya bakıyor" adamı olmadım; en güzel ilişkilerimi fakir ve obezken yaşadım çünkü ama sanırım o da belli bi yaşa kadarmış ya, hani 23 yaşında tolere ediyorlar ama 27'de olmuyor anladığım kadarıyla fakirlik.

***

kendimi genel olarak çok depresif ve yalnız hissetmeye başladım. önceki deneyimlerimden farkı hiç bu kadar yalnız, toplumdan kopuk hissetmemiştim kendimi. gregor samsa gibiyim, faydasız böceğim resmen.

bu hisler zamanla geçiyor mu? neblim 30 yaşından sonra iyi arkadaşlıklar, güzel vakit geçirebilecek etkinlikler/aktiviteler, insana "dolu dolu" gelen hayat... böyle şeyler olabiliyor mu?

yoksa artık beklentileri biraz değiştirmek, "hiçbir şey 20-22 yaşındaki gibi olmuyor, bundan sonra ara ara iyi hissetsen bile genel olarak böyle tırt yaşıyorsun" demek zamanı gelmiş mi?

sizde nasıl durumlar? böyle bir dönem yaşadınız mı?
0
der meister
(18.11.21)
Üniversiteden 26 yaşında mezun olmuştum. Çalışmaya 29 yaşında başladım. En güzel en mutlu olduğum yıllar 30'lu yaşlarımdan sonra başladı. Sizin yaşınızdayken benzer şeyleri hissediyordum. Enseyi karartacak hiçbir şey yok. Sevgiler.
0
pispinti
(18.11.21)
Bro spor yap. Bak bunu dalga geçmek için söylemiyorum spor antrenman vs işlerine girdiğinde ister istemez hayata tutunuyorsun bir amacın oluyor, öyle öyle bi bakmışsın hayatın düzelmiş. Ben 35 yaşımdan sonra böyle düzelttim hayatımı sana da öneririm. Bi amacın olmadan bu hayat çok zor sokaktaki kediden bi farkın kalmıyor.
0
Zaman Tamircisi
(18.11.21)
Meister bir sal artık boolm. Ben senin yaşındayken Sakarya'da fabrika'da çalışıyordum, inan orada olmak istemezdin, her gün "ben burada ne yapıyorum ulan?" Dediğin bir yer. Ha şimdi neredeyim? Bir enerji şirketine IT uzmanı olarak girdim, evliyim, 4 yaşında kızım var, al sana sorumluluk :) bir anda değişebiliyor her şey. Bir ara ben de spor yaptım, mutlu oluyorsun, yani bu da bir başlangıç, hedef koyuyorsun sonuçta. Ben çok geç atıldım hayata, daha üniversite okumaya niyetim var düşün :) yaş 36, daha bir sürü şey için çok erken, geç kalmadın, tut sen gerisi geliyor.
0
devorgilla the gunslinger
(18.11.21)
Sen bir plaza ortamına gir neler olacak bak...
0
trixi
(18.11.21)
beni geren biraz da bu açıkçası.

şu ana kadar yaptığım işler internet üzerindendi. bu açıdan o tip toksik ortamlara veya çalışması zor insanlara rastlamadım. hesap vermekle yükümlü olduğum kişi sayısı çok azdı, onlar da şeker gibi insanlardı zaten, yani tamamen kendi başımaydım ama dediğim gibi bu işlerin sürdürülebilirliği veya bana iyi bir yaşam sağlama ihtimali yok.

bir yerde mecburen açılacağım ama karakter olarak da hem çekingen hem ciddi anksiyete sorunları olan birisiyim. ufalanıp paramparça olmaktan, en başta akıl sağlığım olmak üzere kendimi kaybetmekten korkuyorum.

beni tanıyanlar "sen çok düşünüyorsun, şu an uzak olduğun için öyle geliyor, yoksa *rospu çocuğunun tekisin, bu işleri asıl sen becerirsin" diyorlar, onların haklı olduğuna inanmak istiyorum ama ben kendimde o ışığı pek görmüyorum, en başta enerjisi düşük biriyim çünkü, gözlerinden alev çıkaran bir satışçı olacağımı hayal edemiyorum mesela.

hani derdim öyle çok para pul filan da değil, bugün gelecekten biri gelip, "kardeşim sen 32 yaşındasın, sabah kalkıp gidebildiğin bir işin var, yaptığın iş filan da tutuluyor, tek yaşayacak ve akşam makarnanın yanına tavuk alacak paran, her gün kalkıp işe gidecek kadar yaşam enerjin de var" dese mevcut korkularımın yüzde 90'ı yok olacak aslında.

ben yetişkin olamamaktan, başaramamaktan çok korkuyorum. çünkü aslında hayvan gibi egolu bir insanım ve istediğim yerde olamamak yaş ilerledikçe beni daha fazla üzmeye başladı. hayat narin totomu yerden yere vuruyor resmen, ne yapacağımı bilmiyorum.
0
🌸der meister
(18.11.21)
O kadar gencsin ki, full time yetiskin olamazsin zaten, olanlar da bi gariplik var. İki uc yilda, yazdiklarinin hepsini yapip tamamlayip yoluna tatmin olarak bunlari geride birakip devam edebilirsin.
0
gunes123
(18.11.21)
27 yaşındayım ilk üniversitemi hem çalışıp hem okumaktan bitiremedim
şimdi ikincisini okuyorum
hatta vizelerden 2 sınavım da çok kötü geçti belki okul uzar.
2 senelik bilgisayar programcılığı okuyorum ilk sene zaten online dı.uzarsa da iki sene yüzyüze okumuş olcam sağlık olsun.

asıl olay şu düzgün bir iş bulabilmek
vesselam
0
rofwts
(18.11.21)
der meister,

o tür ortamlarda çekingen, piç, ortam sempatiği, alfa, beta, av, avcı, peşinde koşulan kız, erkek 100m öteden kendini belli ediyor zaten. kendini, ne olduğunu bilip ona göre takılıp kasmadan, kompleks yapmadan insanlardan alabildiğini almaya bakacaksın. zayıflıklarını göstermen ve ters davranman yapabileceğin en büyük hata. o zaman mimlenirsin. maskeni tak, mutlu yaşa.

yani okul bitse de iş hayatında 28-32 yaş arası insanlar gayet de aralarında sosyal aktiviteler düzenliyorlar. sürekli çağırılan popilerden olamayabilirsin belki ama iş çıkışı biraları, halı saha maçları, sigara araları, tiyatro organizasyonları, bunlar iş hayatında da devam ediyor. başka şeyler de oluyor ama pisleşmiyim şimdi.

evet toksiklik biraz var ama lisede üniversitede olduğu kadar veya biraz daha fazla. ama kafa insanlar da yok değil. hiçbir şey gençlikteki gibi olmuyor ama 30'undan sonra hayat bitiyor, 35'ten sonrası boş gibi düşünceler sadece seni yorar. çünkü öyle bir şey yok. 64 yaşında yeni evinin kredisi ödeyen, gençlerle arkadaş gibi(ölçüyü kaçırmadan) muhabbet eden, arada mesai dışında ofisteki zulasından içki içip dertleştiğimiz bir teknik ressam abimiz de var mesela. nefes almaya devam ettiğin sürece hayattan tad almaya devam edebilirsin.
0
trixi
(19.11.21)
(1)

Neden Böyle Hissediyorum ?

top_secret
Bazen kendimi çok depresif hissediyorum. Alıngan oluyorum, alınganlıktan öte alınmak için sebep arıyorum. Kimseyle konuşmak, görüşmek istemiyorum. Arkadaşlarım geçen gün sırf beni bir yere çağırmadığı için onlara trip attım ve onları şu an hayatımdan çıkarmak istiyorum. Onlara karşı kin ve nefret do
Bazen kendimi çok depresif hissediyorum. Alıngan oluyorum, alınganlıktan öte alınmak için sebep arıyorum. Kimseyle konuşmak, görüşmek istemiyorum. Arkadaşlarım geçen gün sırf beni bir yere çağırmadığı için onlara trip attım ve onları şu an hayatımdan çıkarmak istiyorum. Onlara karşı kin ve nefret dolu hissediyorum ama bir taraftan çok abarttığımı da biliyorum. Ağlamaklı oluyorum, bazen gereksiz sinirleniyorum insanlara çıkışıyorum.

Böyle yapınca insanlar garipsiyor, çocuk gibi davrandığımı söylüyor. Bu elimde olan bişey değil içimden öyle davranmak geliyor.

İyi olduğum hatta bazen kendimi çok iyi, çok güçlü hissettiğim de oluyor ama bu iyi hissetmeler çok azaldı.

Neden böyle oluyor ve bunu çözmenin bir çözümü var mı?
0
top_secret
(17.11.21)
İki sebebi olabilir,

1. Kan değerlerinizde önemli değişimler olmuştur, mesela b vitamini eksilmiştir veya demir eksikliği vardır. Bunlar insanı huzursuz depresif alıngan yapar. Bunu araştırmak lazım.

2. İnsanın yetişkinliğinde zaman zaman çocuklukta karşılanmamış ruhsal ihtiyaçları karşısına çıkar, farkında olmayan kişi için baş etmesi çok zordur. Sizin de öyle bir döneminizdir belki. Nasıl ki bedenler minicik ve savunmasız, gelişmek üzere doğuyorsa, psikolojik yapımız da neredeyse hiç yazılmamış ve üzeri iyi şeylerle doldurulması gereken bir A4 kağıdı halinde dünyaya geliyor. Onu önce baba ve anne, onları yetiştirdikleri için de dedeler ve nineler şekillendiriyor, dolduruyor. Sonra gebeliği yaşayan bedendeki hormonal vaziyet (özellikle stres durumu) çok etkili oluyor ve bilinçaltını şekillendiriyor. Sonra da bebek doğunca babasının ve annesinin birbirlerine ve ona ve onun kardeşlerine davranışları bu psikoloji denen A4 kağıdını şekillendiriyor. Nasıl ki çocuklukta bir organımız beslenmezse veya gelişmezse yetişkinlikte de o gelişmemişlik dışarıdan belli oluyor, psikolojimizde de çocuklukta beslenmemiş, yanlış beslenmiş ihtiyaçlarımız yetişkinlikte ortada oluyor, bizi dürtüyor, aslında kendince "beni doyur, beni düzelt" diyorlar. Bunu HEPİMİZ yaşıyoruz.
0
muhayyer divan
(18.11.21)
(24)

5 milyon liranız olsa

dafuq
çalışmayı sevmeseniz.çalışmadan bir hayat kurar mısınız?çok parası olup kafasına göre takılan, istediği saatte istediği yere giden birisi olmak çok mu lüks? böyle yaşayan var mı?
çalışmayı sevmeseniz.
çalışmadan bir hayat kurar mısınız?
çok parası olup kafasına göre takılan, istediği saatte istediği yere giden birisi olmak çok mu lüks? böyle yaşayan var mı?
0
dafuq
(16.11.21)
evim var mı yok mu?
0
sutlu nescafe
(16.11.21)
@sutlu nescafe, sen seç olsun mu olmasın mı. hadi 6 milyon diyelim 1 milyonuyla da evin olsun ona mı takıldın :)
0
🌸dafuq
(16.11.21)
Bence çok lüks, bu çok paralar gibi görünen paralar olmadığı için çok görünüyor bence, mülk sahibi olmak dediğimizi şey var, değeri korumak var, parayı artırmak var, dert bunların çoğu aslında.
5 milyon nedir? evin, araban var mı? daha iyi arabaya geçmek istemeyecek misin, daha iyi ev istemeyecek misin?, peki cep telefonu yenilemek? iyisi 10 bin lira.
boş zamanında daha fazla para harcayacaksın, kaliteli zaman geçirmek pahalıdır, yani kursu olur, gezmesi olur, tatili olur, bunlar hep para.
Bence 5 milyon zamanı almaya yetmez ama çalışırken de öyle bir para sahibi olmak bir çok şeyi yapmana imkan tanır.
0
atom karincanin torunu
(16.11.21)
çalışmadan duramam ya. siyasete falan girerim en kötü ihtimalle. kafama göre takılmak bi yere kadar, kafamın meşgul olması lazım benim.
0
roket adam
(16.11.21)
@roket adam, çalışmamak diyince malak gibi yatmak demiyorum. siyasete girmek istiyorsan gir, gönüllü çalışmak istiyorsan çalış, ne istersen yap yani. paranı yettirecek kadar tabi. kafanı meşgul edemezsin diye bir şey demedim.
0
🌸dafuq
(16.11.21)
kafama göre takılacaksam güzel bir yerde güzel bir ev isterim. 5 milyonu eve verip meyve sandığından masa tabure yaparım o nedenle sordum :)
0
sutlu nescafe
(16.11.21)
Valla ben calismayip malak gibi de yatabilirim. Para bitince mecburi calisirim ancak bitinceye kadar da hazira dag dayandiririm.
0
j r r tolkien hayrani
(16.11.21)
5 milyon artık büyük bir para değil maalesef. Mal mülk sahibi yapar belki ama çalışmadan olmaz.
0
primetime
(16.11.21)
500 bin dolar, az-orta riskte birkaç yere dağıtıp yılda %10 dolar faizi almak zor değil. 50 bin dolar gelecek diyelim, 30'uyla yaşayıp(300bin tl / 12 = aylık 25000 tl) 20'sini geri yatırsan, istediğin işi yapıp arada birkaç ayda bir fena olmayan paralar kazansan mesela gayet iyi yaşayıp doların enflasyona yenilmeden birikmeye devam da eder sanki.

Yurtdışına gidicem dersen orada rahat bi başlangıca yeter ama Türkiye'de kalmak parasal açıdan daha mantıklı olabilir.

Ben her türlü kendi kafamdaki şeyleri yapmak için istifa ederim.
0
nhk ni youkosu
(16.11.21)
j r r tolkien hayrani + 1
0
the end of time
(16.11.21)
O parayla maalesef istediğin yere gidemezsin. ABD'ye rahatça gidemezsin. Gitsen de uzun süre rahatça harcama yapamazsın. Fabrika sahibi olanlar bile hiç değilse saat 10, 11 gibi işe geliyorlar. Ben de işe 10 gibi gidip, 3, 4 gibi çıkardım. Hiç çalışmadan yaşamazdım.
0
dissendium
(16.11.21)
5 milyona lüks bir daire al. 15 bin liraya kiraya ver. 5 bin lirasıyla kendi kiranı öde. 10 bin lirayla da mis gibi yaşa, yatırım yap. Ben bu senaryoda asla çalışmam.
0
adwokat
(16.11.21)
doğru yatırımla mis gibi yaşanır. çok acayip bir para değil ama doğru değerlendiren için güzel para. piyasa takibiyle, al satlarla fazla çalışmadan gayet rahat yaşanır bu paraya.
0
scudman1
(16.11.21)
hazıra dağ dayanmaz 5 milyon lira nedir ki, eli yüzü düzgün bir ev alsan 1-2 milyon arası tutuyor zaten, hadi evi döşe, yanına bir de araba koy etti sana 3 milyon

öte yandan ekonominin böyle olmadığını bundan 1 2 sene öncesi gibi olduğunu düşünürsek, iş kurmak, üretmek için güzel bir para.
0
killerbee
(16.11.21)
5 milyon çok az. Şu anki mesleğime göre hesap yapınca en az 3.5m$ diyorum ben.
0
zoghurt
(17.11.21)
Bizim burada evler 2 milyon kirasi da 7bin tl.
2 tane ev al 14bin tl maas.
Evlerin fiyati da dolardan daha hizli artiyor.

E kira da vermiyorsam 1 gunde emekli olmusum.

Elimi surmem herhangi bir uretime.
Pc bile acmam geri kalan hayatimda.
0
divit
(17.11.21)
(bkz: financial independence)
(bkz: ekonomik ozgurluk)
(bkz: ekonomik bagimsizlik)
www.reddit.com

etf, kira geliri, temettu veren sirket hisseleri ve bitcoin ile bolunebilir. ama 5 milyon 5 sene once muthisti, simdi o kadar degil.
0
baldur2
(17.11.21)
5 milyon ayda en az 100 bin tl getirir. burada herkes ceo olduğu için beğenmiyor. yoksa mis gibi yaşanılır.
0
pascaldiscoda
(17.11.21)
@pascal
hangi yolla 100 bin getirir?
0
baldur2
(17.11.21)
@baldur2 birçok değişken yatırım fonu ayda 100 bin ve üstü getirir.
0
pascaldiscoda
(17.11.21)
en büyük hayalim 5 milyon yapıp işi gücü her şeyi bırakmak:) zengin olma kıstasım 5 milyon benim.

insanlar bu soruyu (her soruyu olduğu gibi) yanlış anlıyorlar. 5 milyonu yastık altına koyup orada eriteceğiz sanıyorlar.

5 milyon az para yetmez o ev alamazsın şu bu diyenlerin 1 cümle bile finans bilgisi yoktur.

bir gün yapacağım o 5 milyonu 40 yaşına gelmeden.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(17.11.21)
hiç riske girmez amerika'da temettü hisseleri var, nike, At&T(bizim turkcell gibi) alır %8 temettü oranı ile aylık bugunun parasıyla 33.000 TL alırdım, dolar arttıkça alacagım temettü de artacagı için faizdeki gibi param erimemiş olurdu.

hisse değer kaybeder falan bakmayın hisse 30 senedir bu fiyatlarda gidip geliyor, temettü hisseleri genelde böyle.

bunu yapar gayet te yatışmodunda takılırdım, ha çalışmadan duramazdım bir tatil beldesinde kafama göre işlerde çalışırdım, barista olurdum, tekne turları düzenleyen adamların yanında çalışırdım, emlakçılık yapardım vb vb.

insanlara dokunabileceğim bir iş yapardım ama daha relax takılırdım.
0
liberal
(17.11.21)
Çalışmayı seviyorum, o yüzden 5 değil 50 milyonum da olsa mutlaka kışın sabah 7'de yazın sabah 8'de kalkar ve ofisime gelirim. Sadece ofiste oturmak da değil, mutlaka sahaya çıkacak bir uğraş/iş de uydururum.

O 5 milyonu (hedef parayı) çalışarak kazanan kişi çalışmayı bırakmaz/bırakamaz. Çünkü 5 kazandıktan sonra hedef 10 olur, 10 kazandıktan sonra hedef 20 olur mesela.

Çünkü karakteri buna müsait değil, sosyolog değilim ama bunca yıllık tüccar olarak tecrübe ettiklerime göre şöyle anlatmaya çalışayım;

A- 5 milyonu kazanacak karakterde biri asla çalışmadan duramaz
B- 5 milyonum olsa yatarım, çalışmam diyen karakterdeki adam o parayı kazanamaz sanki.

Konumuz şans oyunları, miras filan değil tabi ki, konumuz o hedefteki parayı kazandıktan sonra çalışıp çalışmamak.

Yoksa o parayı kazanıp da çalışmaya devam edecek karakterdeki adamın/kadının çocuğu hiç çalışmadan o parayı çatır çatır yiyebilir.
0
John Bloor
(17.11.21)
Calisma ile aram cok super degil ama uzun sure calismayinca da cok saliyorum.

2013 civari yaptigim hesapta su noktaya ulasinca calismayi birakacagim, kemer sikip abartiya kacmadan ve yatirim yapmaya devam edip yalniz basima erken emeklilik yasayacagim diye hedef koydugum yer 2.5 Milyon TL idi. (1 kusur milyon dolar ediyormus o sirada) Bazi sanssizliklar oldu ve o noktaya gelemedim. Simdi yurt disinda ve evli biri olarak baska hesaplarlaa tekrar basliyorum.

Su an 5 milyon TL ile cok iyi kemer sikmaniz ve duzgun yatirim yapmaniz (Mesela parayi TL'de tutmamak) durumunda gecinirsiniz ama en ufak bir sikintida o parayi o kadar hizli yersiniz ki inanamazsiniz.

Ikinci sorunuza gelirsek, zenginlik genelde su gruplara bolunur:

Tepe %1 Milyarderler ve buyuk milyonerler. Bunlarin bir kismi gecmisten gelen zenginligin ustune oturur ve pek bisey yapmaz, kalani servetini legal/illegal kendi kurmustur o zenginlige daha da katmak icin olumune calisir. Bu buyuklukteki serveti bitirebilmek ozel bir beceri/becerisizlik gerektirir.

Tepe %10 Bunlar milyonerdir. Yine bir kismi mirasyedidir, kalanlari da iyi ticaret yapanlar, kurumsal yoneticiler, yuksek beceri ve zeka gerektiren mesleklerde one cikanlar olur. Daha bozuk toplumlarda bol bol rusvetci ihaleci pudra sekerci vs... de vardir bu bolgede.

Kalanlar: Orta ve alt gelir gurubu iste. Bunlarin orani ulkeden ulkeye degisir.
0
cleric
(18.11.21)
(5)

1. derece dışındaki akraba vefat edince bir müddet yas tutuyor musunuz?

ya ben lan neyse
dede, hala vs. vefat edincemesela 1 hafta müzik dinlememek, (zaten belki canınız istemiyordur.) evde kahkaha atmamak, düğüne, geziye vs. bir süre gitmemek... gibibunlara dikkat ediyor musunuz? "çevreden ne derler"den ziyade kendine yakıştıramamak hissi oluyor mu? oluyorsa ne kadar sürüyor?
dede, hala vs. vefat edince

mesela 1 hafta müzik dinlememek, (zaten belki canınız istemiyordur.) evde kahkaha atmamak, düğüne, geziye vs. bir süre gitmemek... gibi

bunlara dikkat ediyor musunuz? "çevreden ne derler"den ziyade kendine yakıştıramamak hissi oluyor mu? oluyorsa ne kadar sürüyor?
0
ya ben lan neyse
(16.11.21)
ölenle olunmuyor derim heralde
0
all girls dream
(16.11.21)
Hiç dikkat etmiyorum.
0
roket adam
(16.11.21)
Yok, zaten içime taş oturmuşken azıcık aklımı dağıtacak bir şey bulabilirsem iyi bile geliyor. Müzik dinlemesem kime ne faydası var? Ha düğüne gitmem, o kadar mutluluk iyice canımı sıkar öyle bir durumda, içimden gelmez gitmek. Ama annemin vefatından 2-3 hafta sonra biletini çok önceden aldığımız müzikale gittim mesela, ha müzikalde de saçma saçma şeylere ağladım (zaten her gün ağlıyordum) ama gittim, iyi de geldi.

Bir de dayımın cenazesinde yeğenleri ve kuzenleri olmak üzere 5-6 kişi çılgın bir gülme krizine girmiştik ama o cidden sinir bozukluğundandı galiba, öyle patladı.
0
kobuzchu kiz
(16.11.21)
cevrenin ne dedigi zaten umrumda degil, kendine yakistiramamak hissi de olmuyor.

uzuntumun yeri ayri. diger seyler ise, hayat devam ediyor iste.

edit: bu arada, yazdigim seyler birinci derece akrabalarim, ailem icin de gecerli. bir ay once babami kaybettim, her gun agliyorum, ama hayat devam ediyor iste. ne yazik ki.
0
the end of time
(16.11.21)
yakınlık seviyeme bağlı, ama yas tutmak değilde üzülmek olarak.
0
selam
(17.11.21)
(6)

büyük göstermek

passione
olduğundan büyük nasıl gösterilir? kıyafet vs.. dışında
olduğundan büyük nasıl gösterilir? kıyafet vs.. dışında
0
passione
(15.11.21)
kiloya ek olarak erkeksen sakal, kadinsan makyaj. sigara, uykusuzuk vb.
0
hot potato
(15.11.21)
Kadınsan düz saç.
0
westblack
(15.11.21)
kadınsan, düz saça ek olarak, düz ama küt saç.
0
ilgeru
(15.11.21)
Düz ve küt saç genç gösterir. Sarı ya da anne kızılı renkli, permalı saç yaşlı gösterir. Dudak kalemi yaşlı gösterir. Koyu renk makyaj yaşlı gösterir.
0
oyokbuyoknevar
(15.11.21)
Sakal+1.
Genc yasimda millet beni babasina benzetiyordu.
0
j r r tolkien hayrani
(15.11.21)
Sakal ve nizami olmayan saç tıraşo. Yirmiyedi yaşındayım, keyfine bir üniversite kazandım. 2021 girişlilerle tanıştım. 03lüyüm diyorum yiyorlar. Sakalım çıkmadı :)
0
Deathrow
(16.11.21)
(11)

29 yas erkek 21 yas kadin yas farki cok mu iliski icin

Sebastian
sb
sb
0
Sebastian
(15.11.21)
Çok değil be Sebastian. Ama 21 yaş çok çocuksu veya tripli tecrübesiz bir birey olabilir.
0
Amory Lorch
(15.11.21)
Çok değil.
0
pispinti
(15.11.21)
Karakterlere bağlı. 21 yaşındaki bir kadının karakteri 29 yaşındaki bir erkeğin karakterinden daha olgun olabilir. Ben aşk sektörünün Covid nedeniyle eskisi gibi canlı olmadığını düşünüyorum. O nedenle hoşlanma varsa yaş gibi şeylere takılmak yerine şansınızı deneyin.
0
dissendium
(15.11.21)
çok.
0
candide
(15.11.21)
Sikintiya musait yaslar ama kendi basina iliskiyi engelleyecek bir kirmizi bayrak degil.
0
cleric
(15.11.21)
@candide +1

21 ile 29 arasındaki uçurum 29 -40 tan daha fazla.
0
killerbee
(15.11.21)
Çok.
0
j r r tolkien hayrani
(15.11.21)
Olgunluk farkı diyenlere +1

Mesela 25-33 olsaydı o tamam da, 21 bebe gibi gelir pek çok hususta. He amaç çok da ciddi bir ilişki değil de seks odaklıysa, takıl gitsin o vakit.
0
jonas
(15.11.21)
Bence tam ideal.
0
noluyo yaa
(15.11.21)
yaş farkı falan filan hikaye. aynı yaşta olunca noluyor sanki? birbirlerini daha mı iyi anlıyorlar? hepsi yalan dolan.

devam edin.
0
ilgeru
(15.11.21)
çok. sapıkça bulurum hatta.

hazır yeni çıkmışken ve yaşlar da birebir uyuyorken taytay'den gelsin:
www.youtube.com
0
aguen
(15.11.21)
(5)

İnsanın melankoli ihtiyacı

Bruce
Bazen insan melankoli hissine çekiliyor, sebebi hakkında yorumlarınızı merak ettim. Seni üzecek somut bir şey yoktur, şen şakrak değilsindir ama bişeyler eksik gibi gelir. Böyle durumlarda insanın melankolik olası geliyor. Ben o halleri pek sevmediğim için modumu kafamı dağıtacak şeyler yapıyorum am
Bazen insan melankoli hissine çekiliyor, sebebi hakkında yorumlarınızı merak ettim.
Seni üzecek somut bir şey yoktur, şen şakrak değilsindir ama bişeyler eksik gibi gelir. Böyle durumlarda insanın melankolik olası geliyor. Ben o halleri pek sevmediğim için modumu kafamı dağıtacak şeyler yapıyorum ama bıraksam çekileceğim o hisse.

Bir nevi duygu sömürüsü gibi bişey mi acaba, kendimize acıyıp sonra şefkat göstermemiz için mi diye düşünüyorum.
0
Bruce
(15.11.21)
Duyurunun psikologları daha doğru yorum yapabilir ama pek çok nedeni olabilir. Bende biraz çökkün bir ruh halini çağrıştırdı. Belki karşılanmayan bir ihtiyacınız vardır ve onunla ilgilidir, örneğin yalnızlık vb.
0
dreamnesiac
(15.11.21)
@dreamnesiac, aslında kendim için sormuyorum. Sebebi ne olursa olsun, insanın kendini bu melankoli hissine kaptırma meyilinin altında yatan mekanizma nasıl işler onu merak ettim.
0
🌸Bruce
(15.11.21)
Sanırım bunun için terapi yapıyorlar:) Yani muhtemelen kişiye göre değişiyordur, bu durumun altında yatan etmenleri analiz edip anlayabilmek için.

Bunlar dışında belki fizyolojiye bile bağlı olabilir, beslenme, uyku vb.

Bahsettiklerim melankolik ruh haline girmeyle ilgili oldu sanırım daha çok, ama biraz orada kalmayla da ilintili. Dediğiniz gibi belki bir noktaya kadar yönetilebiliyordur, yönetilemez hale gelince de adına "depresyon" deniyordur:)
0
dreamnesiac
(15.11.21)
Buna alternatif bir suru cevap var bence.
Bu melankoli 'huzunlu sarkilar dinleyip yagmurda yuruyeyim' ise belki bazi alanlarda overdose olmustur kisi, cok uyaran olmustur hayatinda o donemde: cok insan, cok aktivite, cok kosturmaca vs ve bedeni ve zihni 'bizim biraz sakinlige ihtiyacimiz var' diyordur. Bu herkese zaman zaman olur herhalde.

Eger daha depresif, kendini iyice izole etme, her seyden el etek cekme, ozsaygiyla ilgili supheler vs gibi disavuruluyorsa, belki cozulmemis bir mesele kendini belli ediyordur. Bazen yillar once olmus bir olay bile eger process edilmediyse yillar sonra kendini gosterebiliyor.

Ayrica bu ruh halinin biraz takip edilmesi gerekebilir. Misal, belirli bir durumda kaldiktan sonra mi oyle hissediyorsunuz, spesifik biriyle vakit gecirince mi, herhangi bir duygu tetiklenince mi vs? Her boyle melankolik hissettiginizde bunun oncesinde ne oldu? diye bir sorgulamak disaridan bir etken var mi anlamak icin iyi olabilir.

Bu dedigim biraz sacma gelebilir ama bence uyku duzeni, beslenme ve maruz kalinan isik orani da bu hissi pekistirebiliyor bazen.

Butun bunlara ek olarak, insanlik hali tabii.
0
sopiro
(15.11.21)
Duygu geldiği an bastırmayıp yaşamak lazım. Doğal olan her şey iyidir. Ama hayat bir denge. Fazla neşe kalbi karartıyor, fazla hüzün de zevk vermeye başlıyor. İkisinin de doğalını sonuna kadar yaşamak lazım; sonsuza kadar değil. bu duygulardan çekinmemek, utanmamak sağlıklı olan, bu duygulara şartlanmak, zorlamak sağlıksız, hastalıklı.
0
onemoremile
(15.11.21)
(7)

Hayata reset atmak

Kutup Ayısı
Erken 30lar reset atmak (topyekün) için geç midir?Yapabilirim sanki ama başarılı örneklere ihtiyacım var. Yani iki sonuç olabilir: ya yalnız ve parasız ölürüm ya da başarırım.Yoksa bu hayat böyle gitmez. Risk faktörü 20lerdeki gibi hissettirmiyor işte..Var mı diyecekleriniz?
Erken 30lar reset atmak (topyekün) için geç midir?

Yapabilirim sanki ama başarılı örneklere ihtiyacım var.

Yani iki sonuç olabilir: ya yalnız ve parasız ölürüm ya da başarırım.

Yoksa bu hayat böyle gitmez.

Risk faktörü 20lerdeki gibi hissettirmiyor işte..

Var mı diyecekleriniz?
0
Kutup Ayısı
(14.11.21)
Çok belirsiz bir soru. Neler yapacaksınız? 30'lar bence günümüzün 20'leri. Okul da okunur, iş de kurulur. Ama bunlar temelsiz olmamalı. Hedef yoksa okul okunmaz. Bilgi sahibi olunmayan bir alanda iş kurulmaz.
0
dissendium
(14.11.21)
ne için geç? şöyle kabaca hesaplasak geriye 40 aktif, 50 de total yılınız kalmış olsun. demek ki hiç de öyle geç kalmış değilsiniz her ne yapmak istiyorsanız. zaten bu hayat böyle gitmez de diyorsunuz, korkaklık edip reset atmamanızın anlamı da yok. gerçekten isteyip başarılamayacak bi şey olduğuna inanmıyorum ben. siz de yeterince istiyorsanız ama öyle ama böyle muhakkak başarılı olursunuz. just do it i say.
0
erenderk
(14.11.21)
Valla cok yuzeysel soru olmus cidden. Biseyleri degistirmek icin karar alip onu uygulamaya calismak yastan bagimsiz olarak normal olani ancak 'topyekun reset' iceriginin ne oldugunu bilmeden biseyler soylemek de zor. Ne bileyim atiyorum 30 dan sonra gidip de futbol kariyeri insa edemezsin.
0
j r r tolkien hayrani
(14.11.21)
topyekün derken : ilişki, iş , çevre, şehir/ülke.

ilişki : mevcut olan bitirilecek.

iş : değiştirilecek. bunun için gerekli yatırım, çalışma yapılacak.

çevre : istenmeyen herkes ile iletişim kesilecek yeni insanlara yer açılacak.

şehir/ülke : iş ile bağlantılı olarak gerekli taşınma işlemleri yapılacak mümkünse ülke de değiştirilecek.
0
🌸Kutup Ayısı
(14.11.21)
Hiç anlamadığın bir işe girişeceksen batarsın zaten ama yok anladığın bir işse başarırsın.
0
komando kani var bende
(14.11.21)
Cok klise olacak ama %100 su cevabi.

“Twenty years from now you will be more disappointed by the things you didn't do than by the ones you did. So throw off the bowlines. Sail away from the safe harbor. Catch the trade winds in your sails. Explore. Dream. Discover.”

Mark Twain
0
christopher nolan
(14.11.21)
Ünlü düşünür (hehe) bill burr'den gelsin;
youtu.be
0
logisticsmanager
(14.11.21)
(10)

Görüşme günü öncesi engellenmek.

jonas
İlk olarak dating app'ten eşleşip 1 haftadır çok keyifli, etkileşimli ve yoğun bir iletişim yürüttüğümüz ve yarın için görüşme planladığımız hanımefendi, bu sabah kalktığımda gördüm ki whatsapp ve instagram'dan beni engellemiş.Kendimi o kadar aptal ve üzgün hissediyorum ki anlatamam. Duyduğum heyeca
İlk olarak dating app'ten eşleşip 1 haftadır çok keyifli, etkileşimli ve yoğun bir iletişim yürüttüğümüz ve yarın için görüşme planladığımız hanımefendi, bu sabah kalktığımda gördüm ki whatsapp ve instagram'dan beni engellemiş.

Kendimi o kadar aptal ve üzgün hissediyorum ki anlatamam. Duyduğum heyecana ve en önemlisi de iletişimde harcadığım zamana yanıyorum. Sanırım ruhsal sıkıntıları olan birine denk geldim çünkü hiçbir tartışma veya kötü bir şey geçmeden böyle bir şey yapması, akıl ve mantığa sığmıyor.

Ben ilk kez böyle bir şey yaşadım. Başına gelen var mı? Moral verici bir şeyler duymaya aşırı ihtiyacım var şu an gerçekten, düzgün olan psikolojimi bozdu kadın.
0
jonas
(13.11.21)
kendini olduğundan farklı göstermiştir, anlatmıştır. bu yüzden cesaret edememiştir belki.
0
xrated
(13.11.21)
muhtemelen catfishing veya xrated'in dediği gibi olduğundan farklı birisidir. diğer ihtimal de dating applerinin acı ve gerçek yanı daha iyi birisini bulmuş olabilir, takılma fazla devam et sağa atmaya
0
nahtoderfahrung
(13.11.21)
Onlar bulusmak icin takilmiyor, 1 haftadir seninle sosyal butun etkilesimini surdurdu zehrini akitti simdi baska biriyle devam edecek. Sonra onu da engelleyecek.

Erkek olarak bunu anlaman zor, cok var bu kadinlardan.
Gunluk konusma kotasini bitirmek icin bos erkek kovaliyor, gercek hayatta bitirince de app'lere kadar giriyor.
0
divit
(13.11.21)
bence sevgilisi var.
0
deartheodosia
(13.11.21)
2-3 kere başıma geldi. alışırsın.
bi keresinde iyi geceler yazmıştım ertesi sabah engelledi durduk yere.
bi keresinde eve gittin mi yazmıştı, cevap veremeden engelledi.
bi keresinde de daha hiç buluşmadan, artık buluşmak istemiyorum dedi.
bi keresinde aldatıldığı eski sevgiliyle barıştığı için engellemişti.

kızları anlamak zor. daha başında yaşadığın için iyi en azından. ilerde de yapabilirdi bunu. başka birini bulmuştur ya da pişman olmuştur. buluşmak istememiştir artık. sıradakine geç.
0
jelly bear
(13.11.21)
seni stalklayıp evli olduğunu öğrenmiştir xd değilse catfishing olabilir, belki erkektir.
0
snape i başından beri tanırım
(13.11.21)
@snape i başından beri tanırım yok, evli değilim :) o da erkek değil, kişisel instagram hesabı var, defalarca telefonda konuştuk.
0
🌸jonas
(13.11.21)
Divit +1
niyeti baştan beri seninle buluşmak değildi. niyeti ilgini sömürmekti. çok var bunlardan. bunu yapmaktan keyif alıyorlar.
0
dafuq
(14.11.21)
bence en mantıklı seçenek hali hazırda arasının limoni olduğu bir sevgilisi falan olması. diğer eleman farkeder de sıkıntı çıkarır diye hemen her ortamdan engellemiş olabilir.
0
bobinhoo
(15.11.21)
türk kızı işte ne beklersin
0
nothing in my way
(15.11.21)
(7)

En son ne için ağladınız?

levent bilgen
sb.
sb.
0
levent bilgen
(13.11.21)
Sevgilim ölürse naparım diye düşünüp ağlamıştım. 31 yaşındayım. Bunun anne versiyonlarını da yapıyorum arada.
0
kismisolungac
(13.11.21)
Sevdigim birine parkinson teshisi konuldugunu ogrendigimde.
0
feliss
(13.11.21)
Benim için çok değerli olan, beni de canı gibi seven babaannem ölünce.
0
jonas
(13.11.21)
Ekşide gördüğüm bir yazıya ağlamıştım
0
birmilyonunvarmi
(13.11.21)
İş yerim yüzünden bu ara günde beş vakit ağlıyorum.
0
Hallegadola
(13.11.21)
az önce olan her şeye ve keyifsizliğime ağladım. mutlu uyuyup uyanmayı cok özledim.
0
nadirendeolsa
(14.11.21)
Mart ayında. Validenin vefatını müteakiben....
0
d max
(15.11.21)
(19)

İnsanlara borç veriyor musunuz?

meraklitursucu
En son borç verdiğim kişi en geç 1 ay sonra oderim diyip, ödemesi gereken zamanda whatsapi kapatmış herhalde aramam diye düşündü :) sanırım bu kaçıştan sonra tövbe edeceğim. Siz ne yapıyorsunuz bu durumlarda?
En son borç verdiğim kişi en geç 1 ay sonra oderim diyip, ödemesi gereken zamanda whatsapi kapatmış herhalde aramam diye düşündü :) sanırım bu kaçıştan sonra tövbe edeceğim. Siz ne yapıyorsunuz bu durumlarda?
0
meraklitursucu
(11.11.21)
Önce imkan varsa borç isteyen kişiyi tanıyanlara sorarım.

Ama bir kaç kişi borcunu ödemedi diye tümüyle de vazgeçmem borç vermekten.
Veren kişi açısından ödenmediği zaman çok can yakmayacak derecede olmalı bu borç.
0
Erva
(11.11.21)
Yakınlarıma güvenilir iseler veririm. Yani parayı saçma sapan yerlere harcamadıklarını bildiğim, belki daha önce borç verdiğim ve geri aldığım, gerçekten ihtiyaçları olduğunu bildiğim aile üyeleri ve yakın arkadaşlarıma elimde var ise seve seve borç veririm. Ama mesela harcamalarından ve gerçekten ihtiyacı olup olmadığına emin olamadıklarıma, hele hele yüksek meblalar vermem.
0
gmzo
(11.11.21)
Hibe etmeyecegim kisiye borc vermem. Gerci cok nadir, genel olarak kimse borc istemiyor etrafimda.
0
hot potato
(11.11.21)
Sadece en yakınlarım borç isterse veriyorum. Bir kere borcunu ödemeyene bir daha borç vermem tabii. Şimdiye kadar geri vermeyen olmadı çok şükür.
0
alaimisema
(11.11.21)
kenarda naktim varsa ufak miktarlarda duzenli geliri olan ve gercekten odeyecegini bildigim insanlara veriyorum sadece onlar da max 2-3 kisi zaten onun disinda asla vermem.
0
bay b
(11.11.21)
o konu ile ilgili bir kere canım yandı. hani derler ya "bir musibet bin nasihattan iyidir" diye. ne alıyorum, ne veriyorum. isteyenlere de prensip olarak kimseye vermiyorum, kardeşime bile diyorum. yine de siz borç verecekseniz canınızın yanmayacağı gibi ve o para dönmeyecek gibi hesabınızı yapın.
0
delidir yakalayin
(11.11.21)
maalsef borçluı olan insna çok var bana . 3 kişi. ve almam zorlaşıyor her geçen gün.
0
ShadowOfMoon
(11.11.21)
Benden borç almak durumuna düşen biri oldukça yıkıktır, sırf bu yüzden vermem.
0
Bruce
(11.11.21)
yakınlarım dışında borç vermem. gerçi yakınlarıma da borç vermem. dışardan borç gibi görünerek verdiğim parayı gözden çıkarmışımdır, geri gelmesini beklemem, verdiğim an unuturum.
0
erenderk
(11.11.21)
istendiğinde genellikle veririm. vermediklerim de oluyor ama.

adamına göre bazen geri de isterim bazen istemem.

istemediklerimden kimisinin geri ödememesini sorun etmiyorum, kimisi ile de iletişimimi kesiyorum.

bi kaç sene evvel borcunu geçiştiren, hatırlamazdan gelen, iletişimden kaçan arkadaş için ortak arkadaşımızın bol olduğu bi sosyal medya platformunda isim vermeden durumu açıkladım. "x tarihinde x meblağında geri ödeme taahhütüyle benden borç alan arkadaşım. şu tarihte aradım, şunları şunları yaptım. beni görmezden geldin. 2 gün içinde konuyla ilgili bana ulaşmazsan buradan ismini afişe edeceğim" gibi bir yöntem denemiştim. aradı, 1 hafta süre istedi, 1 hafta içinde de geri ödedi.
0
barankovan
(11.11.21)
borç vermem
0
dafuq
(11.11.21)
hayır.

sanırım 2 sene önce benzer bir soruya duyuruda "hayatta sadece 2 kişiye borç veririm." demiştim. 2 kişiden biri de kazık attı. kimseye borç yok. sadece ana baba kardeş...
0
ya ben lan neyse
(11.11.21)
hayır vermiyorum. isteyen olursa kibarca reddediyorum. bizde niyeyse verilen borcu istemek ayıp görülüyor, borç alan da para istenince tripten tribe girip nalet olsun sana moduna geçiyor. bu durum çok canımı sıktığı için kendimi o duruma düşürmek istemiyorum. anneme veya kardeşlerime verdiklerimi de borç saymıyorum.
0
ozgur bir kusun hatirati
(11.11.21)
Hayır. Geçmişte kazık yedim. O gün bugündür vermem. Belki benden borç isteyecek adam çok iyi bir insandır, borcuna sadıktır ama insanlara güvenimi kaybettim.
0
komando kani var bende
(11.11.21)
anama kardeşime lazım olduğunda verdiklerimi saymıyorum, onlar hibe görür geri zaten isteyemem. bunların dışında 1-2 kişi haricinde kimseye asla borç vermem, verilen borcu geri istemek zorunda kalmak her iki taraf için de çok alçaltıcı bir şey çünkü bence. herkes borç aldığı parayı mümkün olan en kısa zamanda geri vermeyi önceliklendirmeli diye düşünürüm.
0
evde liyakat kalmamis
(11.11.21)
veriyorum.
ben sormadan geri veriyorlar, sorun yaşamıyorum.
0
blatta hiberna
(11.11.21)
aile hariç birkaç çok ama çok samimi olduğum insan dışında vermiyorum. istenildiğinde kredim var, borcum var, kenarda param yok diyip geçiştiriyorum.
0
ilgeru
(11.11.21)
Valla dusundum de uzun zamandir borc da almamisim borc da vermemisim. Daha onceden de sadece yakin arkadaslara falan borc vermistim, pek olumsuz tecrubem de olmadi.
0
j r r tolkien hayrani
(11.11.21)
çok verdim ve büyük oranda sıkıntısız geri aldım ama şerefsizin biri var ki 3 yılımı zehir etti haysiyetsiz herif. bu soru bahanesiyle kendisine tekrar nefretlerimi iletiyorum. hesap günü görüşmek üzere !

vereceğiniz kişiyi iyi seçmek lazım maalesef :/
0
kuul
(13.11.21)
(2)

20 gün iznim var

beyinter
20 gun iznim var ama kafada yapacak hiç bir planım yok. ne tavsiye edersiniz?
20 gun iznim var ama kafada yapacak hiç bir planım yok.
ne tavsiye edersiniz?
0
beyinter
(10.11.21)
Belirlediğiniz birkaç şehri gezebilirsiniz.
0
dissendium
(10.11.21)
1. yurtdışı;
vizeyle uğraşmayacak çerezlik bir şey olarak belgrad veya lviv

2. yurtiçi;
bütçe durumuma bağlı olarak orta veya orta-alt segment birkaç otel ayarlayıp sevdiğim şeyler doğrultusunda birkaç şehri gezerdim. örneğin yemek için antep, adana vb gibi.
0
lappuntamento
(11.11.21)

eskiyle kıyaslamak

hannofatto
eski ve yeni sevgilinizi kıyaslar mısınız? cinsel hayatınızı veya fiziksel özellikleri kastetmiyorum. Bu iki insan arasında onunla şöyle eğlenirdim, onunla şöyle rahattım yahut tam tersi onunla bu konuda hep tartışırdım gibi geçmişe yönelik düşünerek mevcut ilişkiyi sorguluyor musunuz? Mevcut olanı
eski ve yeni sevgilinizi kıyaslar mısınız? cinsel hayatınızı veya fiziksel özellikleri kastetmiyorum. Bu iki insan arasında onunla şöyle eğlenirdim, onunla şöyle rahattım yahut tam tersi onunla bu konuda hep tartışırdım gibi geçmişe yönelik düşünerek mevcut ilişkiyi sorguluyor musunuz? Mevcut olanı nasıl etkiliyor?

Cevabınız evetse bunu yaptığınız için kendinizi kötü hissettiniz mi?
0
hannofatto
(10.11.21)
(7)

Samanik rituellere katilmak

Mirabel
MerhabaUzun zamandir sormak istiyorum da, arkadasimin samanik inanclara sahip komsusu rituel gibi bir sey yapti gecen aylarda. Davullu muzik, los ortam ve meditasyon var. Uyusturucu, alkol vb.kesinlikle yok. Rituelin sonunda biseyler olmasi hayvan falan gormemiz gerekiyomus onceki hayatimizla ilgili
Merhaba
Uzun zamandir sormak istiyorum da,
arkadasimin samanik inanclara sahip komsusu rituel gibi bir sey yapti gecen aylarda. Davullu muzik, los ortam ve meditasyon var. Uyusturucu, alkol vb.kesinlikle yok. Rituelin sonunda biseyler olmasi hayvan falan gormemiz gerekiyomus onceki hayatimizla ilgili ama ben ve arkadasim oyle bisey gormedik. 2 kisi daha vardi iyi insanlar onlar gormus. Komsusu da melek gibi bir insan aslinda. Sizce gercekten goruyorlar mi yoksa gorduklerini mi zannediyorlar? Biz neden goremedik?
0
Mirabel
(10.11.21)
süreci biraz daha detaylandırır mısın ? mesela başlamadan önce hayvanların şamanizmde yeri gibi ön bilgi konuşma anlatı hikaye yani bağlantılı bir şey yapılıyor mu ? yoksa bilgi vermeden sadece sonunda mı insanlar gördüklerini paylaşıyor

yani oluru yok da yine de merak ettim :)
0
freebird5406_2
(10.11.21)
Ben o ritüelden 2-3 kez yaptım, evet gördüm. Katıldıklarım rahim şifalandırma üzerineydi (kadın hastalıkları konusunda bedeni rahatlatma amaçlı) ve o ritüellerden çok fayda da gördüm. Olması da olmaması da şart değil, o an neyse odur.
0
muhayyer divan
(10.11.21)
Valla çok fazla zırvalayan var malesef. Playing star again +1
0
lcha
(10.11.21)
şimdi mescide gidip zikir yapanların arasına girseniz onlar gibi kendinizden geçebilir misiniz? hayır. bu da aynı hesap. kimi hemen adapte olurken kimi zamanla ulaşır. belki birkaç sefer daha denedikten sonra görebilirsiniz.
0
rose parks
(10.11.21)
buna inanmak istedikleri, görmek istedikleri için görüyorlar. siz gerçekten böyle spritüel konulara inanıyor musunuz yoksa bir deneyelimcilerden misiniz? spritüel konuların hemen hepsi reel hayattan kaçış üzerine kurulu dikkat ederseniz. görenlerin zaten gerçek hayattan kaçma niyetleri vardır muhtemelen.
0
Phoebe
(10.11.21)
ben de katılmıştım böyle bir şeye ve erk hayvanlarımı gördüm. bana verdikleri mesajlar gayet manidardı. hayvan da zaten bir sembol. şamanik yolculuğun bir amacı zaten günlük yaşam hakkında rehberlik almak. içsel rehberlik. yalnız bunlar bir günde anlaşılabilecek şeyler değil. deneyimledikçe oturuyor sanıyorum ki.

bu arada yarı trans halindeyken bilen bilir zihin durur, rüya görüyormuşsunuzcasına kareler akar gözünüzün önünden. insanlar bir taraflarından uydurmuyor yani deneyimlerini eğer yalan söylemiyorlarsa.
0
durme
(10.11.21)
nerede yapılıyor hocam bu olay? merakım var katılayım.
0
tantunisultansuleyman
(12.11.21)
(4)

Uzun süredir aranmayan arkadaşlarla alakalı

psmstc
Bana ait nedenlerle (evlilik, hastalıklar vs) hiçbirini arayamadım. Tekrar aramaya, görüşmeye başlamak istiyorum. Nasıl yaklaşmalı? Soğukluğu eritene kadar belirli aralıklarla aranmalı mı? Karşı taraf ilgisizse nasıl yaklaşmalı? Ek olarak yakın arkadaşlarınızdan, akrabalarınızdan beklediğiniz aranma
Bana ait nedenlerle (evlilik, hastalıklar vs) hiçbirini arayamadım. Tekrar aramaya, görüşmeye başlamak istiyorum. Nasıl yaklaşmalı?

Soğukluğu eritene kadar belirli aralıklarla aranmalı mı? Karşı taraf ilgisizse nasıl yaklaşmalı?



Ek olarak yakın arkadaşlarınızdan, akrabalarınızdan beklediğiniz aranma sıklığı nedir?
0
psmstc
(10.11.21)
Abi bi kere ara işte laf arasında neden arayamadığını anlat sonradan dönen olursa döner dönmezlerse zaten hiç senin olmamışlar demektir tacizci gibi arayıp durma.
0
Zaman Tamircisi
(10.11.21)
ben doğrudan arıyorum ve nedenlerimi anlatıp ciddi ve samimi bir şekilde özür diliyorum, bunun bir alışkanlığa dönüşmeyeceğini ifade ediyorum. şu ana kadar hiç sorun olmadı. soğukluk bir süre devam etse de kırılıyor zamanla. ha soğukluk kırılmıyorsa, konuyu sündürüyorsa zaten birbirimizin halinden anlayamıyormuşuz, bu arkadaşlık öyle veya böyle bitecekmiş demek ki der geçerim.
0
Phoebe
(10.11.21)
"benim x, y, z işlerinden uzun süredir görüşemedik/seni arayamadım. bir ara buluşup kahve içelim/yemek yiyelim. hem görüşmüş oluruz hem de konuşuruz/dertleşiriz. yemek/kahve/tatlılar benden!"
0
ganbatte
(10.11.21)
en güzeli önce ara ve özür dile sebeplerini anlat, özlediğini söyle, sonrasındaki aramanda da buluşma ayarlarsın.

senin sorunların olmus olabilir, kendini açıklarsın, karşı tarafın işine gelmezse buluşmaya gelmeme hakkı var. o zaman saygı duyar bir daha aramazsın. kendilerinden teklif gelirse seve seve gidersin. ikinci teklif taciz bence de
0
hopp
(12.11.21)
(16)

ebeveyn olmaktan mutlu olan ebeveyn gördünüz mü hiç?

erenderk
lafta değil, gerçekten mutlu olmaktan bahsediyorum. eylemlerinde ve sözlerinde o mutluluğu hissettirenlerden. ben hiç görmedim. varsa yoksa dert şikayet duyuyorum çevremdeki (ve bazen buradaki) ebeveynlerden. böyle deyince de "ama yok cidden çocuk başka bi şey. tabii ki çok seviyoruz." vs diyorlar.
lafta değil, gerçekten mutlu olmaktan bahsediyorum. eylemlerinde ve sözlerinde o mutluluğu hissettirenlerden.

ben hiç görmedim. varsa yoksa dert şikayet duyuyorum çevremdeki (ve bazen buradaki) ebeveynlerden. böyle deyince de "ama yok cidden çocuk başka bi şey. tabii ki çok seviyoruz." vs diyorlar. illa ki seviyorlardır da (ki zaten sanki başka şansları mı var? mecburen sevecek, sevmese ya da sevmiyorum dese ne değişecek ki, tabii ki "seviyorum, özünde süper bi şey" falan diyecek), iş sosyal hayata ve diyaloglarına yansımalara gelince ağızlarından bi tane olumlu laf duymuyorum çocuklarına ilişkin. çocuklardan kaynaklı yapmak zorunda oldukları işlerden bıkkın bi havayla bahsediyorlar hep. sanki gizli gizli "çocuğunuz olduğunu veya bu kararınızı hatırlamayacaksınız, çocuğunuz da acı çekmeyecek, çocuğunuz olmadan önceki hayatınıza geri dönmek ister misiniz?" bu soruyu sorsak hepsi evet dermiş gibi geliyor. evet demeseler bile bi düşünürler kesin.

acaba ebeveynlik çok kötü bi şey mi?
0
erenderk
(09.11.21)
Çok kötü bir şey değil ama çok zor bir şey.
(5.5 senelik anneyim)
İlk 3 sene sorsan çocuktan önceki hayatıma geri dönmek isterdim ama şu anda o kadar çok istemiyorum. Büyüdükçe olay zevkli olmaya başladı ama hala çok zor
0
sta
(09.11.21)
Annem. Annelerde değil de babalarda hep bir şikayet, nazlanma oluyor bence. Herkes baba olmasın.
0
Josephine.
(09.11.21)
Valla boyle surekli olarak mutlu ya da mutsuz olacaklar diye bir olay yok ki. Mutlulugu da yasamislardir, mutsuzlugu da. Mesela ben universiteye ilk yerlestigimde deli gibi sevinmistim cunku benim icin bir hedefti. Ama universite acildiginda ve sabahin korunde kalkmak zorunda kaldigimda surekli sovdum. Derslere calisirken mutsuz oldum ancak sabahlara kadar batak attigimda mutluydum. Ayni sekilde sinavlardan dusuk not aldigimda mutsuz oldum ancak iyi not aldigimda mutlu oldum.

Yani demem o ki ebeveynlik de bunun gibi bisey. Oyle dogrusal ve sabit bir cizgide ilerlemez olay. Mutlu olduklari zaman da olur mutsuz olduklari zaman da cunku zorlugu da var bisekilde sana getirecegi faydasi da var. Misal benimkiler su an mutlu ancak benim kucuklugumde yani surekli benle ugrasmak zorunda olduklari zaman diliminde bu kadar mutlu olduklarini da sanmiyorum. Bu da oldukca normal.
0
j r r tolkien hayrani
(09.11.21)
www.youtube.com


gördüm, üç dünya güzeli evlatları var. sanki "profesyonel" ebeveynler :) öyle mutlular yani ebeveyn olmaktan, insan yetiştirmekten. tüma aile hep musmutlu var olsunlar.

sorunuzun cevabı çok kültürel bişe bence. insanlar ayıp olmasın diye yani mecbur hissettiklerinden evleniyor veya meslek seçiyor veya çocuk yapıyor buralarda.

bir de dizi tavsiyesi: workin' moms
0
rewlack
(09.11.21)
Genç yaşta anne olan birilerinden çocuklarıyla birlikte olgunlaştıklarını ve iyi ki dediklerini duyuyorum sık sık. Tabii ki geceleri uykusuz kalmak, her yerin bebek boku ve kusmuğu olması, büyürken masrafların artıp o bok kokusuna bile hasret bırakması, ergenliğiydi falan derken ebeveyn şikayet edebilir. Ama anne baba birbirini seviyosa o zaman çocukla da mutluluk artıyodur gibi. Böyle sevgi pıtırcığı bi çift var tanıdığım, çocuğa baya “aşkımızın meyvesi” bakışı atıp birbirlerine sırıtıyolar.

Kısacası babayı bilmem de anne için sevgi fiks, şikayetler filan da öyle muhabbet konusu gibi.
0
kulaktan dolma biber
(09.11.21)
Kendi ailem ve akrabalarım çok mutlu. Çocukları olarak öyle müthiş insanlar değiliz belki ama hep karşılıklı sevgi ve saygı içinde büyüdük, böyle gidiyoruz.
0
hadi ya la
(09.11.21)
Kötü değil kesinlikle ama zor. Ve zor olanı daha da zorlaştıran bir kültürümüz var. İsteyerek çocuk sahibi oldum ama çocuk doğurmak için yaşamadım ve evlenmedim. Yani kişi istemiyorsa çocuksuz da olur. Çocuk olunca hayatın ona ait oluyor, onun müsade ettiği ölçüde diğer rollerini oynayabiliyorsun hayatta. Yani benim için böyle, çocuğuna güvenilir bir bakımveren bulup diğer rollerini de eksiksiz yerine getiren vardır mutlaka. Bir ebeveyne çocuğu belli yaşa gelene kadar ne yapıyorsun diye sorsalar alacakları cevap hep çocuk etrafında döner. Tabii ki yakınma da işin içine giriyor, çünkü çocuk büyütürken zorlanmayan yok.

Ama tüm bunların yanında saksıdaki çiçeğe su verip açtığını görmek bile mutlulukken bir canlının büyümesini, kendine ait bir kişiliğe sahip olmasını, öğrenmesini, konuşmasını, dünyaya karşı çektiği yabancılığı ve alışmasını görmek bir mucize gibi. Bazen eski hayatımı çok özlüyorum, hatta depresyonda olduğum için normal anne babalardan daha çok özlüyor bile olabilirim ama çocuksuz zamanlarıma dönmeyi istemem. Anne olmak elzem değil, ama imkan ve sorumluluk bilinci varsa yaşanmasını tavsiye edebileceğim bir hayat deneyimi.
0
curukturpkokusu
(10.11.21)
uyku düzenleri olsa çok zor değil. onlarla iletişim kurmak onları eğitmek öğretmek çok zevkli. ama geceleri uyanmasınlar ne olur :)
0
xrated
(10.11.21)
ben mutluyum. çok isteyerek anne oldum. büyüdükçe daha bir çok seviyorum. ama tek başıma bakıyorum ve çok zorlanıyorum. gece 7-8 kez uyanıyor (1.5 yaşında), tüm gün aşırı enerjik ve devamlı ilgi gerektiriyor ve kendime ait 5 dk bile bulamayabiliyorum gün içinde. büyüdükçe kolaylaşacak diye umut ediyorum.
0
deartheodosia
(10.11.21)
Ben asıl ana baba olup bundan mutsuz olduğunu kendine itiraf eden görmedim. Konya'nın bir köyünde yaşayan homoseksüel olan bir amcanın asla bunu kabul etmemesi gibi bişey bu, sadece kendi başına kaldığında zaman zaman aklına gelen ama bununla yüzleşmeyip "yok yaa olur mu öyle şey heteroyum tabii ki, yok ya olur mu öyle şey mutluyum evladım olduğu için tabii ki" demesi gibi bişey. Artık çocuk var ve mutsuz olmak bişeyi değiştirmiyor, haliyle mutlu kısımlara odaklanmak zorundasın. Çünkü çok büyük "günah/kabahat" ikisi de.
0
Bruce
(10.11.21)
ebeveynlik insanı geliştiren birşey. ben de anneliğimin ilk 2,5-3 yılında şikayet ediyordum herşeyden. şuursuzmuşum. attachment parenting ekolünden kitaplar okumaya başladıktan sonra çocuklarıma saygı duymaya başladım. zaten hep seviyordum ama bir tık boyut atladık, artık onlarla iletişim kurmak keyifli hale geldi. ne düşündüklerini öğrenmek için her fırsatı değerlendirmeye çalışıyorum, çocukları geçiştirmiyorum. bazen çileden çıktığım oluyor ama onlara büyük tepkiler vermemeye çalışıyorum. çünkü ben daha relax olunca sorunlar daha kolay çözülüyor, tekrar mutlu moda daha kolay geçiliyor. bunları zamanla kendim öğrendim, çünkü büyüdüğüm aile hiç böyle değildi.

şikayet bizim toplumda bir kültür haline gelmiş, insanlar birbirinden görüp muhabbete dahil olabilmek için şikayet ediyorlar bence. sorunlarıyla gerçekten baş edemedikleri için değil. okul kapısında beklerken ailelerin çocukları hakkında şikayetlerini dinlerken üzülüyorum gerçekten, ya bu çocukların hiç mi iyi özellikleri yok diyesim geliyor, ki bazı eleştirileri çocuklar da duyuyor. o ortamda susuyorum, aksi birşey söyleyip ukala veya aşırı kitabi (yapay) ebeveynlik yapan biri gibi anlaşılmamak için.. okul kapısıdaki muhabbete en basit örnek şu olabilir, diyelim ki çocuk o gün iyi birşey yapmış, öğretmen iltifat ediyor ve takdirini veliye söylüyor. velinin cevabı aman yok evde hiç öyle değildir bla bla şeklinde.. hiçbirşey yapamıyorsan teşekkür et geç yani.. neyse. ebeveynliğin öğrenilmesi gerektiğinin kendim biraz gecikmeyle farkına vardım, çabalıyorum, umarım herkes de farkına varır. insan hayatı çok kıymetli çünkü.
0
evanka
(10.11.21)
www.instagram.com

faydalı bilgi
0
bir soru sorcam
(10.11.21)
@evanka +1, şikayet kültür haline gelmiş. bunun yanı sıra, bunu bir markanın ekşi başlığına girip sadece olumsuz yorumsuz okumaya da benzetiyorum. insanlar olumsuzluklar üzerinden bağ kurup sosyalleşmeye meyilli. bir de hazır olmadan ezbere çocuk yapanlar var, kaynım ve eltim bebekleri olduğunda sürekli "ay gezin gezin, çocuk olduğunda hiçbir yere gidilmiyor" şeklinde konuşup, şikayet ediyorlardı. gezmeyi seven insanlar ama daha yaşadıkları yerin 3 saatlik araba mesafesinden çıkmadan çocuk yaptılar. bana bu şekilde sürekli şikayet edilmesi çok itici geliyor. iş yerindekilerin de kendilerine acındırıp işten kaytarmak için özellikle şikayet ettiklerini düşünüyorum :)

bunu çocuk bekleyen insanlara da çok yapıyorlar bu arada. "bol bol uyu birkaç ay sonra uyuyamayacaksın" gibi bir sürü laf. yani bunları düşünüp göze almadan çocuk yapmaya karar vermiyordur herhalde kimse? olgun insanların bu davranışın tam aksini gösteriyorlar mesela, olumlu deneyimlerinden bahsediyorlar hamilelik haberini aldıklarında.
0
gmzo
(10.11.21)
tam olarak Bruce +1

çevremde aşırı isteyerek falan çocuk yapan tanıdığım tek bir kişi var, o da mutlu.
gerçi mutluluk da göreceli, çocuktan başka bir hayatı yok.
ama onun dışında herkes "evliyiz, işte çocuk yapmak lazım" falan kafasıyla çocuk yaptığı, hatta "evlenme yaşı geldi" falan diye evlenmiş olmak için evlendiği için hepsi mutsuzluktan dökülüyor.
işin kötüsü, bu "hâli" evli olmanın normu olarak görüyorlar.

çoğunun hayat düzeni, ekonomik durumu falan da bozuldu, pek kaldıramadılar çocuğu.
mutlu olmamalarının getirdiği vicdan azabını da çocuğa sınır koymayarak, anlamsızca üstüne düşerek falan kapatmaya çalışıyorlar.

ebeveynlik kötü değil, sadece herkes ebeveyn olmaya hazır olmayabiliyor.
hayatın akışında öylesine değil, "istiyorum bunu artık" diye yapılacak bir şey.
en azından bu devirde artık öyle oldu.
0
blatta hiberna
(10.11.21)
gizli gizli degil, zamani geri dondurmek mumkun olsa evet son 6 seneyi geri alalim derim. hep diyorum. hatta sasirdim burada gorunce.

bu cocuguma en iyi anne olma cabami degistirmiyor. icimde bir canavar yok.
0
2oda1salon
(10.11.21)
çok gördüm.
annelliğin ne olduğunu bilsem anne olmak istemezdim diyeni de gördüm.
ama zamanı geri almak isterdim diyen az, yine de herşeye değer diyenin oranı daha çok.
hepsinin deneyimine sonsuz saygım var.
0
hopp
(12.11.21)
(20)

birlikte yaşadığınız kişi böyle davransa sinirlenmek normal mi?

kakamelsokoban
merhaba arkadaşlar. öncelikle hesap sahibi değilim. benim duyuru hesabım olmadığı için arkadaşımdan ödünç aldım bu soruyu sorabilmek için. eşiniz olur, kardeşiniz olur, ev arkadaşınız ya da anne babanız farketmez. Diyelim ki tost yapıyorsunuz ikinize de, onunkini hazırladınız pişiyor, sizinkinin de
merhaba arkadaşlar. öncelikle hesap sahibi değilim. benim duyuru hesabım olmadığı için arkadaşımdan ödünç aldım bu soruyu sorabilmek için.

eşiniz olur, kardeşiniz olur, ev arkadaşınız ya da anne babanız farketmez.

Diyelim ki tost yapıyorsunuz ikinize de, onunkini hazırladınız pişiyor, sizinkinin de malzemeleri kesme tahtasının üzerinde. gelip sohbet ederken sizin tostunuzun malzemelerini yiyip gidiyor.

yemek yaptınız tabaklara pay ettiniz. onun tabağını mutfaktan sofraya götürdünüz, taşımana yardım edeyim diye geldi, sizin tabağınızdan yiye yiye götürüyor içeri. tabak sofraya bir geliyor yarısı yok. ya da tam tersi siz kendi tabağınızı önce sofraya koydunuz diyelim, siz onunkini getirene kadar çok da acıktım he diyip yine sizin tabağınıza yumuluyor.

dışarıda yemek söylüyorsunuz, hızlıca kendininkini bitirip sizin tabağınızdan yemeğe, içeceğinizden içmeye başlıyor.

meyve soyuyorsunuz, soruyorsunuz sen de ister misin diye, yok ben yemeyeceğim diyor. meyve tabağını içeri koyup geldiğinizde yarısından fazlasını yenmiş buluyorsunuz, meyve de güzelmiş ama diyor gülerek.

bir yanım kendime kızıyor bu kafaya takılıp büyütülecek bir mesele değil diye, ama bir yanım da yıllardır neredeyse her yemekte bunun tekrarlandığını ve normal bir davranış olmadığını hatırlatıyor.

paylaşmaktan kaçan biri değilim, sadece yiyeceğimin mıncıklanmasını, benden başkasının ellemesini istemiyorum. her seferinde soruyorum sen ne kadar istersin diye, onun söylediğinden de fazla payı ona veriyorum ama her seferinde tabağımdan yeniyor, bardağımdan içiliyor. kendisine hiçbir şey söylemedim bu arada, dile getirmeye utandım açıkçası ne küçük hesapların insanıymışsın diye düşünür gibi geliyor.

ya bundan bahsetmek bile ayıp geliyor bu arada ama tanıdığım kimselere anlatıp normal mi diye soramadım. buranın anonimliğinden faydalanmak istiyorum şu an.

canımın sıkılmasına değecek bir durum mu bu, yoksa abartıyor muyum? cevaplar için teşekkürler.
0
kakamelsokoban
(08.11.21)
evet bu sinir bozucu bir durum :)

"sadece yiyeceğimin mıncıklanmasını, benden başkasının ellemesini istemiyorum."

yeterince açık bunu ona da söyleyecen işte
0
freebird5406_2
(08.11.21)
sen haklısın, ben olsam bir ayar verirdim ufaktan ortamı da çok germeden.
0
veritaslibertas
(08.11.21)
Birlikte yaşadığınız kişinin asalak olduğunu gösteren bir durum. Böylesi evlat olsa eldivenle bile sevilmez.
0
apocalipy
(08.11.21)
Buradaki sorun iletişim eksikliği bence. Ben açıkça söylerim mesela. Ben tabağimdan yiyecek alınmasından hoşlanmıyorum. Ne kadar yediğimi bilmek istiyorum al bak senin tabağın burda, daha da istiyorsan git mutfaktan al. Bitti. Halen yaparsa kavga çıkarırım net. O bana kabalık yapacak ben dile getirmeye mi utanicam yani.
0
old possum
(08.11.21)
bu duyurunun aynısını noktası noktasına kadar bir ara açmayı düşündüm (yıllar önceye ait bir arkadaşımın durumu aklıma gelmişti) ama sonlarda yazdığın "bundan bahsetmek bile ayıp geliyor" meselesinden dolayı yazmamıştım. bu kadar benzerlik olamaz şok oldum duyuruyu okurken. aynılarını yaşadım neredeyse.

bir zamanlar benim de böyle bir arkadaşım oldu üniversite 2 falandık. çocuk biraz yiyici biriydi. olabilir benim için problem değil. ne zaman dışarıdan yemek söylesem "yok olm ya ben zaten çok yiyorum dikkat edeyim kendime" der, gelen siparişimdeki patatesi, pizzaysa yarısını, tavuk falansa 3-5 çatal alır, ne kendisi doyar ne de bana keyifle yemek yedirmezdi. bu huyu iyice batınca bir gün biraz sert çıkıp olm bak hamburger alıcam sana da söylüyorum falan dedim de, giyinip yok ya çıkacam 10 dk'ya saçmalama falan dedi. 40 dk'da gelen siparişe kadar evden çıkmayı uzattı ve tahmin ettiğim gibi benim siparişteki kolayı "kanka ben şunu alıp çıkayım" falan deyince iyice patlayıp buna bağırdım sinirden. o da 10 dk tirat attı yok ev arkadaşına bir kolayı çok gördün bilmem ne ne açgözlüsün edebiyatı yaptı. böyle çok olayı var. bir defada bimden temizlik eşyası almaya gitmişken sabah okula götürmelik sandviçler için 2-3 çeşit peynir malzeme falan almıştım da ona sorduğumda "huahah bimden alınır mı ya? abi bim ürünü yenmez" demişti de nerdeyse her şeyi kendisi yemişti bir gün bile yapamamıştım okul için sandviç falan :d

şimdi tabi senin tanıdığa ve benim arkadaşa falan genel olarak baktığımızda muhtemelen yaptıklarının ne kadar kalitesizce ve aptalca olduğunun farkında değillerdir. yani "ulan ayıp olacak ama napim çok açım yiyim ya" de se başım gözüm üstüne omzunu sıvazlar afiyet olsun derim ama bunlar farklı bir vaka. benim inanılmaz canımı sıktığı için kendisinden ev arkadaşlığı mevzusunu kapatıp ayrılmıştım. size de tavsiye ederim çünkü bunu yazıp iyice kafanıza dert ettiğniizden sonra kurtuluşu pek olmuyor maalesef. abarttığın bir durum da değil, böyle çok insan var. empati herkesin yaptığı bir şey değil haklısınız
0
avatar is back
(08.11.21)
Sinirlenmek normal de bunu soylememek anormal.

Dunyanin en titiz insaniyla yasayan onun bile pis huylari oluyor. Soyledin duzelmediyse o zaman problem edersin.
Sen adama soylemezsen iyi bir sey yaptigini bile dusunuyor olabilir.
0
divit
(08.11.21)
Abartmıyorsunuz. Bundan bahsetmek de ayıp falan değil, çok normal bir şey.

Lakin siz bu tarz tiplere bu davranışlardan hoşlanmadığınızı belirttiğinizde kuvvetle muhtemel "senin malın da amma kıymetliymiş, al yemeğin senin olsun" tarzında trip yiyeceksiniz. Olsun.

Ben olsam konuştuktan sonra işler düzelmiyorsa sırf bu sebepten ev arkadaşlığımı sonlandırırdım.

Not: pinti değilim.
0
pispinti
(08.11.21)
ben joey gibiyim. yemek paylaşmayı hiç sevmem. ilk seferde tepki gösteririm.

joey doesn't share food.

aslında ben hiç bir şeyi paylaşmayı sevmem. dasdsada
0
dafuq
(08.11.21)
Bahsettiginiz kisinin cok yuksek ihtimalle duygusal yeme bozuklugu var, durtu kontrol problemleri olmasi da cok olasi. Bu konularda profesyonel yardim almasi da gerekiyor her seyden bagimsiz.
0
cleric
(08.11.21)
normal değil, abartmıyorsun. başıma geldi erkek arkadaşımdı, yazılacak çok şey var ama noktayı koyayım, ayrıldım.
0
mobydick
(08.11.21)
Bunun tam tersini yaşadık biz evde. Tabağımdaki bitiremediğim yiyeceği sessizce eşimin tabağına bırakma huyu geliştirdim. Eşim 2-3 hafta dayanabildi, "Şunu yapacağına sen yer misin diye sor, ben yine senin tabağından alır yerim ama bir şey demeden önüme bırakma, hiç hoşlanmıyorum," dedi. Ben de adam haklı lan dedim kendi kendime, özür diledim, ondan sonra dikkat ettim aynı şeyi yapmamaya.

Yani demek istediğim şu ki, açık açık konuşun. Sinirlenmek normal de bunu soylememek anormal. +1
0
kobuzchu kiz
(08.11.21)
Benim kuzenim de böyleydi. Öncelerden problem etmiyordum ama ev arkadaşı olup birlikte yaşamaya başladıktan sonra bu iş daha fazla gözüme batmaya başladı haliyle. Ben de açıkça söyledim, dokunma diye. Düzgün bir insan olduğu için bu uyarıdan sonra trip falan yemedim. Davranışını sonlandırdı.
0
invictae
(08.11.21)
Siz haklisiniz yemege cok duskun biriyim yiyen kisiyi anlamaya calisiyorum ama yok bu yemekle ilgili degil asiri ayip ve gulerek kamufle ediyor ayibini. kesinlikle soylemelisiniz ister ciddi ister sakali. ozel alan ihlali gbii bir sey bu da
0
ala09
(08.11.21)
43 kiloluk hiçbir şey yemeyen bir tip olarak ben bile sinirlenirim. açgözlülük bu işte.
0
rose parks
(08.11.21)
şu hareketi bana karşı 2. kez yapmaya yeltendiği an benden alacağı tepki kimseye aynı şeyi bir daha yapmamasını sağlar. o kadar diyeyim.
0
erenderk
(08.11.21)
bunu kendisine aktardınız mı? bize, buraya aktardığınız gibi... Bence haklısınız fakat insanca belirtildiğinde sorun olacak bir şey olduğunu düşünmüyorum. Bazı insanlar kendisinden çok karşısındakinin yediğini beğenir, hoşuna gider. Çapraz sipariş verdiğim zamanlar oldu. Büyütmeyin böyle şeyleri, çözüverin.
0
sparkle kiddle
(08.11.21)
Valla yillardir tekrarlanan ve senin uyuz oldugun biseye ses cikarmamak da ilginc cidden. Bu durumu dillendirmeme bence sorunun kendisinden daha buyuk bir sikinti. Yillarca bu duruma bisey demediysen ya da tepki gostermediysen senin icin sikinti olmadigini da dusunmus olabilir.

Ben olsam direkt 'yeter tikindigin, bize de birak' falan derdim. Olmadi ben de onun tabagindan yemeye baslardim. O durumda o zararli cikacagi icin bir daha yapmazdi sanirim.
0
j r r tolkien hayrani
(08.11.21)
Unutamayacağı bisey yapmalısın. Öncesinde ben yemem dediği biseyi orana burana (mesela burun deliğine ya da başka bi yerine) sürüp o yediğinde de sürerkenki videosunu kendisine gosterebilirsin.
0
Kirmizibavul
(08.11.21)
normalleştirme çabalarınıza hayranım. bildiğin sana saygısı olmayan birisiyle yaşıyorsun, kan da olsa sınır koymak lazım, kan değilse zaten bir daha görüşmeyin bile. bunu yapan neler yapmaz.
0
do you remember me
(08.11.21)
Bence aşırı sinir bozucu. Bir daha olduğunda "Sana sordum ne kadar istiyorsun diye. Daha da fazla istiyorsan bir dahakine daha da fazla söyle ona göre koyalım ben yiyeceğim kadar koyuyorum kendime" şeklinde düzgünce uyarabilirsiniz. Çekinecek bir şey yok o yerken çekiniyor mu :)
0
eatpraylaw
(08.11.21)
(7)

mezarlıkları çok sevmek

chezidek
sizin de görüşünüzü merak ettim, birkaç kişiyle laf arasında konuşurken yadırgandığımı farkettim çünkü.mezarlıkları çok seviyorum. bir yere taşındığım zaman yakınlardaki mezarlıkları kesin gezerim. bulunduğum yerde pazar günü her yer kapalı olduğu için park bahçe gezmek yerine mezarlık gezmeyi terci
sizin de görüşünüzü merak ettim, birkaç kişiyle laf arasında konuşurken yadırgandığımı farkettim çünkü.

mezarlıkları çok seviyorum. bir yere taşındığım zaman yakınlardaki mezarlıkları kesin gezerim. bulunduğum yerde pazar günü her yer kapalı olduğu için park bahçe gezmek yerine mezarlık gezmeyi tercih ederim.

orada yatanların hikayelerini merak ederim. kaç yaşında öldüklerini hesaplarım. geçmişe bakmak gibi oluyor sanki. onların da aileleri, sevdikleri, sevgilileri vardı. bu dünyadan gelip geçtiler işte falan gibi düşünürüm.

bir iki fotoğraf da koyayım bari gelmişken.

ibb.co

bunlar da abelard ve heloise'in mezarları. 1100lü yıllarda ölmüşler. mezarları sonradan birleştirilmiş gerçi ama tarihe tanıklık etmek için güzel bir fırsat.

ibb.co
ibb.co
0
chezidek
(07.11.21)
Abelard ve Heloise'in mezarlarını ben de görmek isterim. Ancak Karşıyaka Mezarlığı'nın ilgi çekici hiçbir tarafı yok.
0
stronzo
(07.11.21)
Ben de çok severim. Hatta gezmek için neden zaman ve imkan yaratmadığım için zaman zaman hayıflanıyorum. Cebeci Asri ve Aşiyan mezarlığını saatlerce gezmiş mezarlara, isimlere ve tarihlere bakıp üzerine düşünme olayını çok sevmiştim. Bence mezarlıklar biraz kendi hayatımıza ya da yaşayan diğer insanların hayatına bakmaktan (bakmak zorunda olmaktan) kaçmak için çok iyi yerlerden biri. Bu hissi tanımadığım kişilerin eski fotoğraflarına bakarken de yaşıyorum. Çok ilginç.
0
Amaranta ursula
(07.11.21)
Ben gidip gezmem ama genelde bol ağaç olduğu için o huzur atmosferini severim.
0
dissendium
(07.11.21)
mezarlıklar güzel yerler, yargılayanları sallama.
0
fever
(07.11.21)
ölümden korkmadığınızı düşündürür bu durum. bu güzel ama genel olarak tuhaf. ben de paris'teki ünlü mezarlığı gezdim zevkine ama o da bir sürü ünlü yatıyor, yılmaz güney falan var ve estetik bi mezarlık diyeydi. biraz anma biraz turistik gezi gibi yani. ki orada da bi ara kayboldum, ürktüm hafif. siz bi de fırsat yaratıp gidip geziyorsunuz rahatça. ne bileyim, değişik. ama iyi ya da kötü diye düşünmem tabii. değişik işte.
0
erenderk
(07.11.21)
Per laşez paris'te eyfel'den bile önce gittiğim bir gezi noktasıydı, ben de seviyorum kendine has mezarlıkları.

Tabii bizim kuru tahta çakılı müslüm mezarlıkları değil. Şişli'deki ermeni, italyan, musevi mezarlığı ne kadar estetik mesela.
0
Bruce
(07.11.21)
İstanbul’un en güzel yerleri mezarlıklar bence
0
damba
(08.11.21)
(10)

Size karşı haddini aşan espri ve sözlere nasıl yanıt veriyorsunuz?

psmstc
Bir arkadaş veya yakın bir akraba yapıyor. Ve bunu yapan kişi saf, bilinçsiz bir tip değil. Aksine egolu, hafif narsist bir tip olsun.Örneğin; evli olduğunuzu bilmesine rağmen cinselliğinizle ilgili bir espri yapması gibi. Nasıl karşılık verirsiniz?
Bir arkadaş veya yakın bir akraba yapıyor. Ve bunu yapan kişi saf, bilinçsiz bir tip değil. Aksine egolu, hafif narsist bir tip olsun.

Örneğin; evli olduğunuzu bilmesine rağmen cinselliğinizle ilgili bir espri yapması gibi.

Nasıl karşılık verirsiniz?
0
psmstc
(07.11.21)
Söylediği şeye göre değişir tepki. Ne biçim konuşuyorsun gevşek falan derim. Böyle tiplere uyuz olduğum için iş kavgaya kadar gidebilir.
0
dissendium
(07.11.21)
Aynı tonda cevap veririm altta kalamam.
0
olaylar olaylar
(07.11.21)
gülmem, kısa bir bakış atar, uzayda böyle bir varlık yokmuş gibi işimi yaparım. anlamazsa ısrar etmesi halinde tatsız bir sonuç alacağını belirtirim.
0
her giriste sifresini unutan adam
(07.11.21)
Haddini aşan espri yaparım
0
Josephine.
(07.11.21)
Bu cesareti bulacak nasıl bir gevşeklik yaptım diye kendime kızardım.
0
Zaman Tamircisi
(07.11.21)
Gülüp geçiyorum. Devam ederse lafımı söylerim.

Eskiden sert tepki verirdim, gerek yokmuş:)
0
dreamnesiac
(07.11.21)
sessiz kalıyor, yavaş yavaş ilişkimi kesiyorum bu tiplerle.
0
rewlack
(07.11.21)
ben biraz biriktiriyorum. cesaretleniyor bu arkadaş, zevzekliği artırarak gelme hakkını kendinde görüyor. zevzekliği bazıları cesaretlendiği için bazıları da sallanmadığı için artırıyor. sonrasında bozunca yüzündeki ifade daha bir görülmeye değer oluyor. ilk anda bozsan belki çaktırmadan devam edebilir ama birikmişlik olunca bozmanın dozajı da arttığı için kaçışı olmuyor.
0
onemoremile
(08.11.21)
@zaman tamircisi +1
0
Hallegadola
(08.11.21)
dreamnesiac +1, insanlar birbirinin dayanıklılığını sürekli test ederler, sen sinirlendikçe üzüldükçe vb. negatif duygu ve düşünceler ile tepki verdikçe seninle dalga geçmeye devam ederler. bu duygular ile tepki vermemelisin hatta hiç tepki vermemelisin. o kişi senin hayatına etki edememeli.

kurt köpeği ile finoyu düşün, küçük köpek büyük köpeğe havlar durur, büyük köpek küçük köpeği umursamadan yoluna devam eder ve etraftaki herkes o zırlayan küçük finoya üff uyuz oluyorum bunların bu şeylerine der.
0
selam
(08.11.21)
(8)

Dating App - Görüşme öncesi yürütülen "iletişim dönemi" hakkında...

magni
Selam. Bir konuda fikirlerinizi öğrenebilmek istiyorum.Dating app'lerden eşleşip konuştuğum kişilerle whatsapp'a geçiyoruz ve bir süre de oradan iletişim halini devam ettiriyoruz. Sonrasında görüşüp durumlara bakıyoruz, nedir ne değildir diye.Benim eşleşip de iletişim yürüttüğüm kadınların tamamı, g
Selam. Bir konuda fikirlerinizi öğrenebilmek istiyorum.

Dating app'lerden eşleşip konuştuğum kişilerle whatsapp'a geçiyoruz ve bir süre de oradan iletişim halini devam ettiriyoruz. Sonrasında görüşüp durumlara bakıyoruz, nedir ne değildir diye.

Benim eşleşip de iletişim yürüttüğüm kadınların tamamı, görüşme öncesindeki o iletişim sürecinde hiç renk vermek istemiyorlar. Temkinliler, söylediğim güzel şeylere "Yüz yüze görüşülmeden belli olmaz" şeklinde cevaplar veriyorlar. Mesela arada seksi bir detay paylaştığımda frenleniyorum falan. Görüşme öncesi süreçte düz sohbet etmek istiyorlar sadece.

Bende durumlar bu şekildeyken, geçen gün bir arkadaşımla buluştuk. Sohbette Tinder, OkCupid mevzuları döndü. Arkadaş bana oradan konuştuğu birkaç hatunla olan sohbetlerini gösterdi. Henüz hiç görüşmemişler ama sanırsın ki 10. kez görüşecek kadar "sıcaklar". Görüşme sonrası evde yapacakları aksiyonlara kadar derin sohbetler falan...

Anlamadım valla. Bana denk gelen insanlar nasıl hep bu derece soğuk ve mesafeli olabiliyor da ona denk gelenler bu kadar sıcak olabiliyor.

Sizlerin dating app görüşmeleri öncesindeki sohbetleri genelde ne seviyede gelişiyor peki? Benimki gibi mi, yoksa arkadaşımınki gibi "daha sıcak" sohbetler mi?
0
magni
(06.11.21)
O iş değişiyor ya çok sıcak samimi olduğunda da işler yürümeyebiliyor.bi bakmışsın ghosting. Dating appler bizim ülkemizde işe yaramıyor
0
olaylar olaylar
(06.11.21)
kişiden kişiye göre değişir bu işin standartı yok. önemli olan yüz yüze görüştükten sonrası.
0
kelepir
(06.11.21)
Çok fazla şey etkili olabilir. Örneğin senin sohbet etme tarzın daha muhafazakar kalıyordur, karşındaki kişi kendisini sınanıyormuş gibi hissedip çekimser kalıyordur. Tam tersi, çok rahatsındır önce seni tanıyıp ısınmak istiyorlardır. Belki sebep sen değil karşındakidir, insanın tipi öyle ya da böyle karakterini de yansıtır, belki de hoşlandığın tip kişiler hep benzer bir sosyal çevreye tekabül ediyordur?

Ya da sadece böyle denk gelmiştir. Kesinlikle bir cevabı yok bu sorunun.
0
akhenaten
(06.11.21)
konuuğun kadınlar o sırada 938 tane daha erkek arasından seçim yapmaya çalışıyordur
0
bir soru sorcam
(06.11.21)
senin konuşma biçiminden kaynaklı aslında denk gelmekle alakası yok, aynı kişilerin numarasını o arkadaşlarına ver o kadınları yine aynı sıcak hale getirirler. bu arada benimde seninki gibi. bu biraz konuşurken kelimeleri nasıl seçtiğin veya karşı tarafın kelimelerini nasıl yorumladığın ile alakalı. üstü kapalı bir şekilde cinsellikten bahsetmeli, emojilerin nasıl kullanıldığını iyi analiz etmelisin. ben yüzmyüze daha iyiyim bu konuda mimikler vs. daha faydalı oluyor yazılı iletişimden bu nedenle dating app kullanmıyorum.

mesela aşağıda bir dialog var, videonun sonlarına doğru, kelimelerin nasıl çarpıtılığına dikkat et.

www.youtube.com
0
selam
(07.11.21)
@bir soru sorcam Ama başlıkta bahsettiğim arkadaşımla konuşan kadınlar da sadece onunla konuşmuyordur bence :/
0
🌸magni
(08.11.21)
sen bir tık daha kalitelisin belki, ciddi ilişki isteyenler geliyor.
arkadasın daha ilk cümleden belli ediyordur niyetini onun gibilerde ona geliyordur.

valla tinderde her gun baskasıyla yatan kızda evlenmek istiyor, ben anlamıyorum o kızları da. o yuzden muhtemelen senin ciddi ilişki potansiyelin daha yuksek olabilir.
0
hopp
(12.11.21)
Kadınım, görüşme öncesi telefon vermek falan asla yani.
Ama konuşma içeriği kişiden kişiye ve beklentiden beklentiye değişir. Dirty talkingle başlayan veya bunu seven de var, normal düz sohbet edip sonra daha samimiyete geçildiği de oluyor veya düz başlayıp buluşunca çok daha yakınlık kurulduğu da olabiliyor. Olay etki tepkiyi iyi analiz etmek. Hem kendi istediğiniz modu iyi aktarmak hem de karşı tarafın tepkisini anlayabilmek yani. Sırf eşleşmeyi kaldırmasın diye hoşlanmadığınız biçimde ilerlemek de mantıklı değil bence.
0
rewlack
(12.11.21)
(2)

İstanbul'da sevgiliyle bir pazar günü en verimli şekilde asıl geçirilebilir

northern eagle
Orijinal önerileri olan var mı?
Orijinal önerileri olan var mı?
0
northern eagle
(06.11.21)
six senses kocataş'ta 2 gecelik konaklama esnasında güzel manzarada güzel yemek, güzel manzarada güzel seks, güzel spada güzel bir masaj ve rahatlama...
otelden çıkmadan gayet sakin ve baş başa bir hafta sonu oldukça verimli bence. illa bir sürü şey yapmaya gerek yok.
0
Bruce
(06.11.21)
@bruce gecelik 4300 tl???
0
oekuklu
(06.11.21)
(4)

Keyifler nasıl

dissendium
Merhabalar. Kış yaklaşıyor. Güneşli son günler. Keyfiniz nasıl? Hayatınız nasıl gidiyor? Nelerle uğraşıyorsunuz? Dertleriniz neler?
Merhabalar. Kış yaklaşıyor. Güneşli son günler. Keyfiniz nasıl? Hayatınız nasıl gidiyor? Nelerle uğraşıyorsunuz? Dertleriniz neler?
0
dissendium
(05.11.21)
keyfim yok pek. güneşli açık havalarla şarj olan biri olduğum için kış ayları moralimi bozuyor. yine de sürekli 'down' değilim tabii. iş yoğun, o yüzden pek bir şeyle uğraşamıyorum son zamanlarda. işte değilsem evdeyim, evdeysem de ya film/dizi izliyorum ya da bi şeyler okuyor oluyorum. muazzam derecede sade bi hayat şimdilik. çözemeyeceğim dertlerim de yok gibi.
0
erenderk
(06.11.21)
Valla kisin gelmesi benim acimdan guzel bir olay. Yalniz resmen soru bombardimanina tutmussun. Neyse, hepsine cevap vermeye calisirsam

1- Keyfim normal.
2- Hayatim da bisekil gecip gidiyor.
3- Oyle bos bos seylerle ugrasiyorum.
4- Simdilik derdim de aksama patatesli yumurta mi yoksa menemen mi yesem kararsizligi.
0
j r r tolkien hayrani
(06.11.21)
havalar bir sıcak, bir yağmurlu, bir soğuk. ard arda gerçekleşen genleşme ve büzülme yüzünden bir gün şiddetli bir rüzgarda parçalanıp savrulacak gibi hissediyorum.
egelilik sebebiyle film-dizi-kitaba hasret kaldım. temmuz'dan beri kış hazırlıkları devam ediyor. bu aralar da hafta sonları zeytin kır/çiz-kur şeklinde geçiyor.
"Dertleriniz neler?" aile büyüklerinin kronik rahatsızlıkları ile "ne olacak bu memleketin hali?" arası bir şeyler.
0
ganbatte
(06.11.21)
@adse, ben de iyiyim, teşekkür ederim. Ben de yaz sıkınca kış gelsin diyorum ama kış gelince de yaz geri gelsin diyorum. Klasik insanoğlu nankörlüğü. Yaz <3 ben.
0
🌸dissendium
(06.11.21)
(1)

Araya giren zaman ve mesafe

psmstc
Kendileri de aramıyor, siz de aramıyorsunuz. Sonra siz ilgiyle arayınca, veya ziyaret edince bir mesafe, bir soğukluk görüyorsunuz. Bazı kimseler araya zaman ve mesafe girince niçin soğuk ve mesafeli davranır? Yakınlarınızı, aileniz, arkadaşlarınızı ne kadar sıklıkla ararsınız?
Kendileri de aramıyor, siz de aramıyorsunuz. Sonra siz ilgiyle arayınca, veya ziyaret edince bir mesafe, bir soğukluk görüyorsunuz.


Bazı kimseler araya zaman ve mesafe girince niçin soğuk ve mesafeli davranır? Yakınlarınızı, aileniz, arkadaşlarınızı ne kadar sıklıkla ararsınız?
0
psmstc
(05.11.21)
Ben de pek sık arayıp soran biri değilim. Aylarca arkadaşlarımı aramadığım oluyor.
Soğuk ve mesafeli davranışa bir kere maruz kaldım. Neden soğuk davrandığını sordum. Arayıp sormadığım sürede aile büyüklerinden biri rahatsızlanmış, aylarca hastane hastane dolaşmışlar. Ben kendisini haklı buldum. Özür diledim. Hala en yakın arkadaşlarımdan biridir.
0
ganbatte
(05.11.21)
(10)

Dışarıda tesadüfen denk gelip de arkadaş olduğunuz insanlar oldu mu hiç?

ms brownstone
Aslında gönül ilişkisinden çok arkadaşlık ilişkileri için soruyorum ama ikisini de yazabilirsiniz. Bu aralar izlediğim her şeyde bu tarz arkaşlıklar görüyorum. Uçakta yan yana oturan, kütüphanede ya da bir kafede denk gelip sonra arkadaş olan insanlar var bütün izlediğim şeylerde. Benim bütün arkada
Aslında gönül ilişkisinden çok arkadaşlık ilişkileri için soruyorum ama ikisini de yazabilirsiniz. Bu aralar izlediğim her şeyde bu tarz arkaşlıklar görüyorum. Uçakta yan yana oturan, kütüphanede ya da bir kafede denk gelip sonra arkadaş olan insanlar var bütün izlediğim şeylerde.

Benim bütün arkadaşlarım ya okul ya da iş hayatından olduğu için gerçek hayatta da bu tarz arkadaşlıklar var mı diye merak ettim. Böyle dışarıda denk geldiği kişiyle zamanla arkadaş olan var mı acaba aramızda? Nasıl başlıyor bu tarz arkadaşlıklar?
0
ms brownstone
(05.11.21)
Tek başıma gittiğim tiyatroda yanımdaki kişiyle oyun başlamadan numaralaştık etkinlik arkadaşı olduk:D
Kütüphanede birkaç gün göz aşinalığı sonrası günaydınlaştığımız biriyle de 1 hafta sonra arkadaş olduk:D
Yine çalışma salonunda masasında ilgimi çeken bir kitaba binaen sorduğum soruyla arkadaş olduk:D Sanırım en eskisi bu oldu 2013'ten beri çok sevdiğim bir arkadaşım.
0
Amaranta ursula
(05.11.21)
En yakin arkadasimla kutuphanede tanistim, olabiliyor bazen
0
euteamo
(05.11.21)
Ev arkadaşı ararken eve bakmaya gelen kız, bu şehirdeki işle anlaşırsam yerlesebilirim dedi. Bu arada diğer taliplerle görüştüm ama onda kaldı aklım. Karar öncesi aradım, işi olmamış ama bir şeyler içelim mi dedi. Yıllardır da farklı şehirlerde olsak da denk geldikçe görüşüyoruz.
0
i-pek
(05.11.21)
üniversitedeyken cafede tanışıp arkadaş olduğum insanlar oldu. üniversite sonrası olmadı hiç.
0
erenderk
(05.11.21)
iki kişi var(dı), ikisi de yabancı. biri mısır'dan expat, diğeri tataristan'dan öğrenci. ikisiyle de otobüste tanıştım ve tanışma hikayem neredeyse aynı. yüksek lisans yaptığım sıralar, sırtımda çanta, elimde bavul+ poşetler/bilgisayar çantası. memlekete gideceğim. terminale gitmek için şehiriçi otobüse binerken biri ingilizce bir şeyler söyleyip kaptı bavulu, otobüse çıkardı. mısırlı ile böyle tanıştık.
yine aynı sahne. bu sefer bavulu kendim çıkarmıştım, otobüsün ortasına doğru ilerliyorum. biri kalktı hatasız bir türkçeyle "lütfen, siz oturun." dedi. bu da tatar öğrenci oluyor.
ikisine de o gün bana niye yardım ettiniz diye sordum. biri o kadar yükle otobüse bindiğimi görünce kendisi gibi expat olduğumu sanmış, diğeri de bizim oranın insanlarına çok benziyorsun dedi.
1.5-2 yıl kadar arada buluştuk. kendi grupları vardı zaten, onlarla takıldım. sonra mısırlı dubai'ye gitti. 3-4 ay sonra da ben memlekete taşındım.
eksisozluk.com
0
ganbatte
(05.11.21)
Yol soran turiste ayni yone gittigim icin eslik ettim. Simdi Facebooktan muhabbetimiz var.
0
cleric
(05.11.21)
Los Angeles'tan bisikletiyle yola çıkıp dünyayı dolaşmaya başlayan bir gezginle tanışıp üç dört gün evimde misafir etmiştim. Hâlâ mailleşir, hâl hatır sorarız birbirimize.

Kalabalık caddenin kenarında, bir ağacın altında kocaman haritasına bakınan biriydi. Yanına gidip yardıma ihtiyacı olup olmadığını sormuştum, sonra sohbet muhabbet derken başladı arkadaşlık :)
0
BuddyGuy
(05.11.21)
Olmaz mı?! Çok oldu çünkü rasgele insanlarla muhabbet etmeyi seviyorum :)
0
e mice
(05.11.21)
Turda tanistigim arkadasim var sayilir mi bilmiyurum. 10sene oldu bu yıl itibariyle, hala da gorusuruyoruz.

Onun disinda tek seferlik karsilasma ile arkadas olduklarim kalici olmadi.
0
stavro
(05.11.21)
Üniversite ortamında bu tarz durumlar çok olur. Bir gecede bir sürü kişiyle tanışır kaynaşırsın ve sonra birkaç hafta içinde o insanların izine bile rastlamazsın.
0
Avoiding The Puddle
(08.11.21)
(6)

Şu dating appleri adamakıllı kullanan bir insan evladı yok mu?

İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
Merhaba arkadaşlar,Bir süredir Tinder ve Okcupid ile meşgulüm son birkaç gönderimde göreceğiniz üzere. Bu arada derdimi sevebilirsiniz :D Neyse konu şu ki son zamanlarda bu uygulamaları kullanırken artık ayar olmaya başladığımı fark ettim. Çünkü adamakıllı kullanmaya niyetli insan sayısı o kadar az
Merhaba arkadaşlar,

Bir süredir Tinder ve Okcupid ile meşgulüm son birkaç gönderimde göreceğiniz üzere. Bu arada derdimi sevebilirsiniz :D Neyse konu şu ki son zamanlarda bu uygulamaları kullanırken artık ayar olmaya başladığımı fark ettim. Çünkü adamakıllı kullanmaya niyetli insan sayısı o kadar az ki. Sadece cinsellik için kullanmaktan bahsetmiyorum, arkadaş edinmek olsun, sevgili edinmek olsun, her anlamda yani.

Özellikle Tinder'da abartmıyorum önüme çıkan her 10 kızdan en az 5 tanesi Instagram hesabını yazmış, bakıyorum en düşük takipçili olanın bile 1500 takipçisi var. Ya abi sen oraya Instagram'dan takipçi kasmak için mi kaydoldun? Instagram yazanları artık sola kaydırıyorum ve sağa attıklarım o kadar az ki. Aslında bir bakıma işe de yarıyor Elo pointin düşmemesi açısından ama platformu sabote etmeleri gerçekten sinir bozucu. Sabote etmeyen ve ilgimi çeken hanımlar çölde vaha gibi oldu resmen.

Sonra diğer sıkıntıysa eşleşiyorsun, mesaj atıyorsun karşıda tık yok. Madem öyle neden beğeniyorsun? O malum Koreli hanımefendiden (Gitme kal be yanımda şurada başucumda demek geliyor içimden off :D)sonra 2 eşleşme daha aldım, biri fake duruyor ona yazmadım o yüzden, diğer kıza yazıyorum sanki 24 saatte bir cevap verme yeteneği varmış gibi tek satırlık cevaplar veriyor günde bir kere. Lafı ağzından kerpetenle alıyorsun. Öyle çok da bir şey yazmıyorum açıkçası. Diyeceğim şimdi "Senin cevap vermen için bi cooldown süren mi var?" diye olmayacak. Ulti açıyor sanki bana.

Kadın profili açıp erkeklere baksam kim bilir oradan neler çıkacak? Artık dalgasına kullanmaya başladım sanırım. Hem sinir edip hem eğlendiren böylesine değişik bir uygulama bulmak zor gibi. Siz ne düşünüyorsunuz? Yorumlarınızı belirtirseniz sevinirim. Teşekkür ederim.
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(05.11.21)
Ofansif algilanmasin da tinder'a bir kizin ihtiyaci yok zaten.
Girenler de takipci kasiyor iste.
0
divit
(05.11.21)
Kadınlar ve erkeklerin beklentileri arasında farklılık var çokça. Bu da dengesizleştiriyor uygulamayı. Ama sonuçta herkes arayıp ihtiyacı beklentisi ölçüsünde kişi bulabilir
0
damladamla
(05.11.21)
cevabı kendin vermişsin zaten

" Ya abi sen oraya Instagram'dan takipçi kasmak için mi kaydoldun? "

e evet.
0
dafuq
(05.11.21)
Instagram takipçi sayısına göre "iş birliğinden" oturdukları yerden para kazanmanın kolay olduğunu gören kadınlar tinder vs. açıp takipçi kasıyor. en kolay takipçi arttırma yöntemi :) kullanması bedava, hiçbir şey yapmıyorsun takipçi geliyor. illa ki tinder'ı date için kullananlar da vardır ama en az %80'i tamamen Instagram takipçisi kasıyor.
0
ilgeru
(05.11.21)
bizde yok galiba hakikaten, meraktan okcupid konumunu ingiltere vs. gibi yerlere değiştirdiğimde kadınların en azından profillerini doldurduğunu görüyorum bizde büyük çoğunluk ya "eğlenceli" yazıyor ya da instagram adresini
0
edaddy
(05.11.21)
Turkiye, Hindistan gibi yerler arz talep dengesizligi arsa vardigi icin guzel bir ortam sunamiyorlar bu konuda.

Ama komik olan diger yerlerde de durum anlatildigi kadar gunluk guneslik degil. Corona ile birlikte insan iliskileri konusunda garip bir doneme girdik. Herkes yalniz ve butun ortamlar toksik. Hayirlisi diyorum.
0
cleric
(05.11.21)
(2)

sosyallesmek icin ne yapilir?

dokunmakalbime
istanbul'dayim. yas 35+. tek yasiyor ve evden calisiyorum. acaba nasil sosyallesebilirim.
istanbul'dayim. yas 35+. tek yasiyor ve evden calisiyorum. acaba nasil sosyallesebilirim.
0
dokunmakalbime
(04.11.21)
dans.
0
do you remember me
(04.11.21)
dışarı çık, eğlenmene bak. o zaman sosyalleşiyorsun, bütün gün evde oturursan nasıl sosyalleşeceksin ki? eğlenmeyen insanı kim ne yapsın
0
selam
(04.11.21)
(3)

Her sey bambaska olabilirdi hissi

111111
merhaba,nasilsiniz? ben pek iyi degilim.uzerimde hep "her sey farkli olabilirdi" hissinin agirligini tasiyorum son zamanlarda.zor zamanlardan geciyorum, biliyorum, her seye alisilir. ancak bu donemde, yanimda olmasini istedigim kisiler (ailem haric) ortada aslinda hicbir sebep yokken yillardir konus
merhaba,

nasilsiniz? ben pek iyi degilim.

uzerimde hep "her sey farkli olabilirdi" hissinin agirligini tasiyorum son zamanlarda.

zor zamanlardan geciyorum, biliyorum, her seye alisilir. ancak bu donemde, yanimda olmasini istedigim kisiler (ailem haric) ortada aslinda hicbir sebep yokken yillardir konusmadigim/gorusmedigim lise arkadaslarim. cok degil, bir iki kisi. "onlar anlardi beni" diye dusunuyorum, "onlar beni nasil iyi yapacagini bilirdi". bu sadece bir sanridan ibaret muhtemelen.

ama icim aciyor. yalniz hissediyorum.

her sey bir yana, hayatim genel anlamda oldukca iyiyken neden surekli "bambaska olabilirdi" diye baska bir hayati arzuluyorum?

bilmiyorum.

icini dokmek, tavsiye vermek isteyen olursa cekinmesin lutfen. ozelden de yazabilirsiniz.

sadece ne yapacagimi bilmiyorum. ve psikologum dogum izninde, ve yeni bir psikolog bulmaya mecalim yok.

sevgiler.
0
111111
(03.11.21)
Bu insanın sürekli geçmişi düşünüp "eskiden çok mutluyduk bee" iç geçirmesiyle aynı. Emin ol 5-10 sene sonra bugünlerin aslında çok mutluymuşsun gibi hatırlayacaksın. Zor günlerdi ama yine de güzeldi diyeceksin. Ben bu tespiti yaptığım günden beri günü yaşamaya bakıyorum. Misal bugün 40 yaşındaki teyzemin kanser olduğu haberini aldım ama 3 yaşındaki oğlum bugün benden kendisine kemer almamı istedi. "Babuş ben büyüdüm ben de kemer takacam." Mutluluk mutsuzluk düşünceleri tamamen size bağlı.

Eski dostlar arkadaşlar hep özlenir, şimdiki arkadaşları seçmek de sizin elinizde. Uzaklaşmak veya yakınlaşmak da... Geçmiş geçmişte kaldı demiyorum tabi ama bugünü geçmişte bırakmamak lazım. Yaşadığın zamanı bir an önce bitsin demek yerine doldurmayı bilmek lazım.
0
burty
(04.11.21)
Bi sevişsen geçer hepsi aslında
0
beni sen öldürme
(04.11.21)
Yeni psikiyatrist ayarlayalım? Şahanedir bak.
0
ekaterina
(04.11.21)
(9)

Tinder'da eşleşme aldığım Koreli kız eşleşmeyi kaldırdı :(

İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
Merhaba arkadaşlar,Az önce Koreli bir hanımefendiyle Tinder'da eşleştik, ilk o yazdı ancak yazışmaya başladıktan bir süre sonra hanımkızımız eşleşmeyi kaldırıverdi :D Ne oldu anlamadım cidden. Türkiye'den olduğumu söyledim ve ondan sonra Korelilere karşı büyük bir sempatim olduğunu söyledim (Cidden
Merhaba arkadaşlar,

Az önce Koreli bir hanımefendiyle Tinder'da eşleştik, ilk o yazdı ancak yazışmaya başladıktan bir süre sonra hanımkızımız eşleşmeyi kaldırıverdi :D Ne oldu anlamadım cidden. Türkiye'den olduğumu söyledim ve ondan sonra Korelilere karşı büyük bir sempatim olduğunu söyledim (Cidden öyle. Hatta bu konuyla ilgili bir gönderim de vardı burada). O da bunun üzerine "O niyeymiş?" diye sordu ve eşsiz bir kültürleri olduğunu söyledim, K-Pop'dan falan bahsettim. Benim gibi bir sürü insan olduğunu da ekledim ve bir baktım ki eşleşmeyi kaldırmış.

Ne diyeceğimi bilemedim :D Sohbetim mi sarmadı acaba yoksa mesafe çok fazla olduğu için mi? Yani zaten önüme çıkan Koreli sayısı azımsanmayacak ölçüde. Ne istiyor bunlar anlamıyorum. Madem böyle yapacaklar neden pasaport kullanıyorlar? Beklentim çok yüksek değildi, sohbet falan ederdik diye düşünmüştüm.

Siz ne düşünüyorsunuz? Neden kaldırmış olabilirler eşleşmeyi? Fikirlerinizi belirtirseniz sevinirim. Ha bu arada unutmadan ben nerede yanlış yaptım? Teşekkür ederim.
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(03.11.21)
belki de sende bir sorun yoktur. onun aradığı artık her ne ise sende yokmuş demek ki. ya da diğer eşleştiği kişi daha uygundu.
0
lazpalle
(03.11.21)
Tanıdığım tüm koreliler k-pop tan utanç duyan insanlar, k-pop'u kültürlerine bir hakaret olarak sayıyorlar ve emek sömürü sistemi olduğunu düşünüyorlar. Hatta birisi k-pop sanatçılarının köle gibi muamele gördüğünü uyusturucu uyarıcı madde bağımlısı yapıldığını anlatmıştı baya karanlık bir sektör aslında. Bana göre k-pop muhabbetinden aşağılanmış hissetmiş olabilir.
0
apocalipy
(03.11.21)
internetten rasgele önüme çıkmış bir kızın muhabbeti kesmesini kafaya takacak kadar düşünmezdim. birşey düşünmezdim kısacası.
0
false pretension
(03.11.21)
Youtube'da birkaç Korelinin Asyalılarla takıntılı olan beyazlardan rahatsızlık duyduklarını anlattığı bir video izlemiştim. Hatta bunun bir ismi de var ama şimdi hatırlamıyorum. Onun bireysel (fiziksel de olabilir kişisel bir detay yoksa) özelliklerinden hoşlandığınızı söyleseniz daha iyi olurdu.
0
slow like honey
(03.11.21)
Sizlik bir durum değil. Çoğu Koreli böyle, ben sorunun kpoptan bahsetmeniz yada mesafe olduğunuda düşünmüyorum. Haftalarca konuştuğum kız (bir dil öğrenme uygulamasında tanışmıştık ve genelde ielts üzerine konuşuyorduk) bana nasılsın diye sorduktan sonra engellemişti. Daha böyle nice örnek var, kafaya takılacak bir mesele değil kesinlikle. Sanırım Korelilerin genel yapısı böyle.
0
hayalhayal
(03.11.21)
nolcak kanka sadece selam vermiş, abartma bu kadar:) ben de çinli kızla eşleşmiştim birkaç konuştuk, sonra yok oldu kız. instagram'dan bile takipleşmiştik. boşver başka bulursun.
0
nothing in my way
(03.11.21)
Dünya hassas kalpler için cehennemdir be kardeşim. Bu tinder camiasında çok sık rastlanan bir durum. Üzerine kafa yormaya bile değmez.
0
olaylar olaylar
(03.11.21)
korelilerden hoşlanıyorum ne demek abi :) senin bir önemin yok koreli olman yeterli demişsin. az biraz flört et eşleştiğin kişilerle, kendini anlatma, kendinle ilgili şeyleri açık etme. kapalı kutu ol ki kutunun içini merak etsinler.

kafana bu kadar takma hiç tanımadığın birinin eşleşmeyi kaldırmış olmasını.
0
selam
(04.11.21)
slow like honey +1

Bunun adı bildiğim kadarıyla koreaboo. Korelilere bu şekilde fetişistik şekilde yaklaşan, Koreli olsun nefes alsın yeter diye yürüyen çok insan var. Hatta siz de benim gibi bir sürü insan var diye özellikle belirtmişsiniz! Ona bu şekilde yaklaşan çok olmuştur ve artık uğraşmak istemiyordur ki bence haklı. Bir dahaki sefere diğer hobilerinden, ilgi alanlarından falan girin muhabbete.
0
peki madem
(04.11.21)
(7)

Nusret bu tempoya nasıl dayanıyor?

asaf
Hemen her sabah 7’de uyanıyor. 1-1,5 saat spor yapıyor. Ardından da en erken gece 1-2’ye kadar çalışma. Ki bunların çoğu ayakta servis yaparak geçiyor. Maksimum 5-6 saat uyku. Vücudu bu tempoya nasıl dayanıyor? 1,5 saat kardiyo yapıp bütün gün nasıl ayakta kalabiliyor?
Hemen her sabah 7’de uyanıyor. 1-1,5 saat spor yapıyor. Ardından da en erken gece 1-2’ye kadar çalışma. Ki bunların çoğu ayakta servis yaparak geçiyor. Maksimum 5-6 saat uyku.

Vücudu bu tempoya nasıl dayanıyor? 1,5 saat kardiyo yapıp bütün gün nasıl ayakta kalabiliyor?
0
asaf
(02.11.21)
Nusret uzun zamandir sadece bir yuz ve marka. Bir is yaptigini neden dusunuyorsun?
0
floydian
(02.11.21)
O kadar zengin adam o tempoda yaşamaz. Spor dışında hiçbiri doğru değildir
0
roe
(02.11.21)
Nusret ayakta servis vs yapmıyor bu arada. Bu fikirlere sanırım sosyal medya vesilesiyle kapıldınız.

Söylediklerinizin hiçbiri dopru değil.
0
mahone
(02.11.21)
Bu tempoya Türkiye'de çalışan her işçi dayanıyor. :) Nusret sadece özel müşterilere servis yapıyor. Her an servis yapmıyor. Nasıl dayanıyor kısmı aslında basit. İyi beslendikten sonra dayanmak zor değil. Millî sporcular çok daha fazlasını yapıyor. Yorulunca tatile çıkabilmesi de önemli bir olay. Bence sonuncusu da yaşamayı sevmek. Ben Tarkan olsam her gün 7'de uyanırım diyen bir tweet vardı. Zengin olan insanın erken kalkması normal daha çok yaşamak için.
0
dissendium
(02.11.21)
Bir Nusret değilim ama çok daha erken uyanıyor ve uzun saatler ayakta kalıyorum. Üstelik iyi beslenmiyor spor da yapmıyorum, azalarak biteceğim sanırım :)

Nusret’te dayanılacak bir tempo görmediğim için soruya cevabım bilmiyorum olacak.
0
epitaf
(02.11.21)
Bu dediklerini yapmayarak.

Bu tarz hizmet sektorunde is sahibi sabah 7de kalkmaz.
Patron en erken oglen 12de gelir is guc 14te baslar geceye kadar takilirlar. Sadece gece kismi dogru.


Unlulerin instagrama attigi postlarin tamami stock foto.
Onceden cekip lazim oldukca paylasiyor sosyal medya sirketi.
0
divit
(02.11.21)
Nusretle birebir aynı durumdayız, benim de sabah vakti cardio yapabileceğim tek zaman gece pilim bitiyor çünkü. Ama tek farkımız ben beyinsel de efor sarfettiğim bir işteyim, onun ise beynini kullanması gerekmiyor :D Yine de bi şekilde yürüyo tekne. "Mecburum günü böyle planlamaya" deyince oluyor.
0
e mice
(03.11.21)
(18)

Evlilğe az kala evlenmek istememek

kisakaslicocuk
başta çok istiyordum şimdi içimden gelmiyor. aileler tanıştıktan sonra bunalmaya başladım. bir de görgüsüz davrandılar. bizimkiler de didiklediler. bir ömür birisile geçirme fikri gözümde büyüyor. istemiyorum dersem kız mahfolur hayatı kayar.
başta çok istiyordum şimdi içimden gelmiyor. aileler tanıştıktan sonra bunalmaya başladım. bir de görgüsüz davrandılar. bizimkiler de didiklediler. bir ömür birisile geçirme fikri gözümde büyüyor. istemiyorum dersem kız mahfolur hayatı kayar.
0
kisakaslicocuk
(02.11.21)
Bu durum erkekler için çok sık yaşanıyor. Ben arkadaş çevremde benzer durumları çok duyuyorum, çok muhabbeti geçiyor. Evlilik hazırlık sürecinde işler ciddileşip, aileler az biraz sürtüşüp, nişanlı çiftin arası bu süreçte hep böyle oluyor. Erkek tarafı sanki kendisi evlenmeyecekmiş gibi birde hiçbir işe karışmıyor.

En mantıklısı sevgilinizle tüm bu işlerden uzak bir iki gün geçirmek. Tüm bu koşturmacılardan kurtulup, dinlenirseniz iyi gelir. Kimse evlendikten sonra ne olacağını bilemiyor. Ama başlarda çok istediğinize, kızı düşündüğünüze göre onu çok seviyorsunuz.
0
GoodMorningTeacher
(02.11.21)
hevesinizin kırılması normal.

evlilik meseleleri ve aileler olmadan birlikte biraz yalnız zaman geçirin. +1
0
blatta hiberna
(02.11.21)
uzaklas +1

bir hafta bozcaada'ya kac dusun biraz..emin degilsen ve nisanli isen bir sure daha nisanlilik durumunu uzat.
0
cooperr
(02.11.21)
1) fiziksel olarak beğeniyor musun
2) konuşmaktan zevk alıyor musun
3) hayat görünüşünüz, huylarınız benzer mi
4) vicdan mı yapıyorsun
0
bir soru sorcam
(02.11.21)
"bir ömür birisile geçirme fikri gözümde büyüyor"

bu bile evlenmemek için geçerli bir sebep:)
0
nothing in my way
(02.11.21)
"istemiyorum dersem kız mahfolur hayatı kayar."
Böyle düşünerek devam edilirse ikiniz için de işkence olur o evlilik.
Erkeklerin kendilerini bu kadar önemseyip "ben olmazsam hayatı kayar" deyip hem kendini hem karşısındakini evliliğe mahkum etmesine deliriyorum gerçekten.
Kaymaz hayatı merak etmeyin üzülür belki ama atlatır korkmayın bu kadar. Kızın bir rahatsızlığı yoksa hayatına bir şekilde devam eder.

Sadece ailelerin devreye girmesinden kaynaklı bir durumsa bu evlenmeyi düşündüğün birinden böyle vazgeçmek de olmaz. Bunun ayrımını yapmanız gerekiyor.
Kolay gelsin.
0
mutekebbir
(02.11.21)
Evlenme
0
damladamla
(02.11.21)
belli ki zaten hiç sevmemişsiniz. seven insan sevdiğinden ayrılacağını düşününce sadece onun hayatı etkilenirmiş gibi konuşmaz. çocuk oyuncağı gibi evleneyim evlenmeyeyim de demez. evlenince sizin durumunuzdan etkilenip kızın üzülmeyeceğini düşünsem evlenin onunki kayacağına siz hayatınız kaysın derim de işte kıza yazık. ayrılın da kızın da mutlu olma şansı olsun.
0
erenderk
(02.11.21)
iyice düşünüp taşının derim. 4 gün tek başınıza sakin kalıp düşünün.ileride zira geri dönüşü çok daha zor.
0
drako
(02.11.21)
"istemiyorum dersem kız mahfolur hayatı kayar."

emin ol hayatı kaymaz. bir kaç ay sonra başkası ile evlenirse şaşırma.
0
dafuq
(02.11.21)
Evlenme tarihi yaklaştıkça erkeklerde sıkça görülen bir ruh hali seni de sarmış.

Çok da şey yapma.
0
Mirket
(02.11.21)
Daha once birlikte yasamak bence bir gecis sagliyor. Eger uygun olursa (ornegin kulturel, ekonomik vs.) bir sure birlikte yasayabilirsiniz.
0
elitist
(02.11.21)
Evlen ya nolcak sonra bir garsoniyer tutarsin bunaldin mi kacarsin
0
floydian
(02.11.21)
evleneceğin kişi ile uzun vadeli plan ve beklentiler konusunda anlaşabiliyorsan evlen. evlilik bir çeşit uzun vadeli iş sözleşmesi gibi bir şey çünkü. aile maile can sıkarsa bile dert etme derim. mühim olan karşı taraf ile asgari beklentilerde anlaşabilmek. değilse boş ver. ne kadar erken ayrılırsan o kadar iyi. senin hayatının kaymasındansa başkasının hayatı kaysın, boşver. kocaman bir ömrü geçimsiz eşe vermeye gerek yok.
0
my leave requests
(02.11.21)
tam tersi bu duygular ile evlenirseniz kızın hayatı ve bonus olarak izin hayatnız kayar nafaka vs. bence bir süre isteyin kendinizden ve nişanlınızdan. kendinizi dinleyin hala istemiyorsanız bunu açık yüreklilikle söyleyin. bakın evliliğin dinamikleri çok çok çok farklı ve ne yazık ki ailelerin etkisi bizim topraklarda fazlaca oluyor evliliğe. onun ailesi şimdiden irrite ettiyse size devamı gelecektir. ha malum kişi ile aranızda çok kuvvetli bir ten uyumu + arkadaşlık potansiyeli varsa ve ailelerin problemlerini çekirdek ailenize dahil etmeyeceğinize dair birbirinize söz veriyorsanız evlenin.
0
iwillsee
(02.11.21)
bu yazdığını karşındakine okut, konu kapansın.
0
lcha
(02.11.21)
kimsenin hayatı kaymaz öncelikle onu diyeyim.

evlilikten son anda kaçan da hep erkekler. kadınlar halbuki evliliğin tüm sorunlarını taşıyor. kadınların kaçması gerek normalde.

çok içli dışlı olmayın ailelerle. ben de aynı süreçten geçiyorum. ikiniz bir çift olun ve ailelere karşı bir olun. kulak tıkamayı öğrenin.

bir yere kaçın sevgilinizle baş başa.
0
Hallegadola
(02.11.21)
Hayatı kayma noktası muhtemelen mutaasıp ailelerde erkek tarafının bir şekilde allem kullem sözler verip kızla ilişkiye girmesi durumunda olur. Sadece ama sadece bu durum için "bir tarafına sahip çıkamayıp verdiğin sözler sebebiyle bir insanın hayatını karartmaya hakkın yok" diyeceğim. Diğer her türlü durumda insanlar yollarına devam ederler, hayatları filan da kaymaz.
Aileleri evlilik işlerinize mümkün olduğunca karıştırmayın.
0
SiyamkedisiZorro
(04.11.21)
(4)

Psikolojik sorunlarım olabilir mi?

top_secret
Durum: İnsanlarla birebir de iyi sayılırım fakat bir müddet sonra muhabbeti sürdüremiyorum. Grupla iletişimde; pasif kaldığım, sözümün kesildiği veya ilgiyi sürekli elimde tutamadığım oluyor. İnsanlara olabildiğince açık davranıyorum, yardım yada bilgi talep ettiklerinde detaylarıyla anlatır yardımc
Durum: İnsanlarla birebir de iyi sayılırım fakat bir müddet sonra muhabbeti sürdüremiyorum. Grupla iletişimde; pasif kaldığım, sözümün kesildiği veya ilgiyi sürekli elimde tutamadığım oluyor. İnsanlara olabildiğince açık davranıyorum, yardım yada bilgi talep ettiklerinde detaylarıyla anlatır yardımcı olurum. Tanımadığım ortamlara girmekten hoşlanmıyorum, kendimi göstermem ve sohbetlere dahil olmam zor oluyor. Tiyatro yapıyorum sahneye çıkmakta insanlara hitap etmekte bir sıkıntım yok.

Sorun: İnsanlar bir yere kadar ciddiye alıyor beni. Sonrasında sadece işleri düştüğünde iletişim kuruyorlar. Telefonum çalmaz, arayan olmaz, mesaj gelmez.
Hiç arkadaşım yok gibi hissediyorum. Sevgili filan zaten yok ama mesela beni arayıp nasılsın diye soranım yok. Bir kahve içelim filan yok. (Ben çağırdığımda %60 gelirler ama çağırmazlar) Kendimi vefasızlık yaşayan yeşilçam oyuncuları gibi hissediyorum.

Buradan ve çevreden aldığım bilgilerle çeşitli yollar denedim. Kendime eşit, kendimden üst, kendimden alt (ekonomik, sosyal ve kültürel) insanlarla iletişim kurmaya çalıştım. Hobiler edindim, ortak noktalar bulmaya çalıştım. Sonuç çok benzer oldu hep.


Neden Bunları Yazıyorum: Geçenlerde uzun bir yola çıktım. Issız bir yerde aklıma geldi, o an bir kaza yaparsam kimi ararım, kim yardımcı olur diye düşündüm. Cevap hiç kimse. Hasta olsam mesela covid olsam dedim, ekmek alanım bile olmaz. Yalnız olmak elbet mümkün olabilir ama insan sosyal olmak istiyor, konuşmayı unutacağım yakında.

Son olarak iş bulma konusunda nerdeyse sabah akşam yardımcı olduğum bir arkadaş vardı. Kendisiyle bir kaç defa kahve içmek istedim. Her seferinde, "olur tabi mutlaka haberleşelim" diye sözleştik fakat o haberleşme olmadı. Genelde ikinci veya üçüncü planda oluyorum.

Genel olarak böyle şeyler geliyor başıma. Bir kaç sahte arkadaşım var hepsi bu, onlarda kartondan yapılma gibi, hayatıma bir etkileri yok.

Sonuç ve Özet: Arkadaş edinemiyorum ve insanlarla ilişkilerimde problemim var. Saygı duyulan, iletişim kurulmak istenilen kişi asla olmuyorum. (Her türlü kombinasyonu denedim) Psikolojik bir sorunum olabilir mi? Destek almalı mıyım? Ek soru; acaba kilolu biriyim ondan dolayı mı böyle şeyler yaşıyorum.
0
top_secret
(01.11.21)
Valla olabilir ya olmayabilir bilemem orasini ancak arkadaslik olayiyla alakasini cozemedim ben. Arkadas edinemiyorsan bunun bircok sebebi olabilir. Atiyorum muhabbetin ilgi cekici olmayabilir, karsidaki kisilerle yeterince vakit gecirmiyor olabilirsin, karsidaki kisiyle pek ortak yonun olmayabilir, ya da senin arkadasligina ihtiyac duymayabilirler faln filan. 'Arkadas edinemiyorum o yuzden psikolojik sorunlarim olabilir' olayi dogru bir yaklaisim degil.

Haa durust olmak gerekirse kilolu biri olman olayi etkiliyor olabilir. Bu durum bazen sadece kendi basina belirleyici olmayabilir ancak baska seylerle birlesince sikinti olabilir. Yani kisiler 'top_secret cok kilolu onunla takilmayalim' demeyebilir direkt ancak birisi senin arkandan kilon ile ilgili espri yaparsa ve bisekilde alay ederse insanlarin kafasinda 'top_secret ile takilirsam ben de alay konusu olabilirim' ya da 'top_secret cok da sevilen biri degil. o zaman ben de onunla takilmayayim' seklinde dusunceler olusabilir. Bu da onlarin senden uzaklasmasina sebep olabilir.
0
j r r tolkien hayrani
(01.11.21)
Bence de bu yazılanlarda psikolojik sorun var ya da yok demek güç, zaten bu konunun uzmanı değilim.
Bununla arkadaşlık arasında bağ kurmak da biraz zor.
Kiloyla da benzer şekilde hiç bağ kuramadım, kilolu bir arkadaşımla bu nedenle görüşmeyeyim dediğim hiç olmadı, bana ne:) Kime ne ayrıca :)

Belki görünürde olmayan bahsetmediğiniz bir nedeni olabilir, mesela pandemi, benim de görüşmek istediğim birkaç kez bunu dile getiren arkadaşımla sırf bu nedenle görüşemediğim oldu. Ama bunun başka bir anlamı yok. İnsanlar arası etkileşim de corona partisi verme taraftarı olan gruplar dışında gözle görülür şekilde azaldı zaten.

Buradaki konu arkadaşlık olduğu için bunları yazdım. Tabii başka açılardan da ihtiyaç duyduğunuzu düşünüyorsanız terapi desteği alabilirsiniz, bunu en iyi siz bilebilirsiniz ihtiyaç olarak.
0
dreamnesiac
(01.11.21)
Kendinize yüklenmeyin, sizin gibi özeleştiri yapan pek insan kalmadı, siz belli ki doğru insanlara denk gelmemişsiniz. Maalesef şekilcilik aldı başını gidiyor. Kilo önemli sebep. Vaktiyle yüzünüze bakmayan adamlar kilo verip giyim tarzınızı değiştirince peşinize takılabilir, isminizi bile bilmeyenler bi anda buluşma ayarlamaya çalışabilir.
Siz değişmiş olmuyorsunuz ama ambalaja değer verenler bunu bilmiyor. Sorunlu değilsiniz de biraz çekingensiniz, fiziksel özellikler de insanın aurasını özgüvenini etkiler. Bu enerjiyi yansıttığınız için de kolay vazgeçilir imajı vermiş olabilirsiniz. Biri yardım istemeden yardıma hazır olan, fedakarlık yapan, hatır gönül bilen nedense pek değer görmüyor, üzücü ama biraz geri çekilin ve kendinize güveneceğiniz şekilde gelişmeye bakın- bu vücut yapmak da olur bi konuda profesyonel olmak veya hobi edinmek de…
0
kulaktan dolma biber
(01.11.21)
acaba goygoy yapabilme beceriniz düşük olabilir mi? hayatı kendinizi ve başkalarını fazla ciddiye alıyor olabilir misiniz?

kilolu olmanın doğrudan başkaları üzerinde etkisi olmaz eğer konu bir flört başlatmak değilse, ancak sizin üzerinizde etkisi olabilir kendinizi kötü hissediyorsanız bu davranışlarınıza yansıyordur.

muhabbet içinde sözünüzün sıklıkla kesilmesi, muhabbetin ilerleyen vakitlerinde konu hakkında ne düşündüğünüzün ve ne hissettiğiniz sorulmuyorsa insanlar size düşündüğünüz kadar saygı duymuyordur.

herkese yardım ve bilgi vermeyin, sen onları bedava kazanmadın çaba harcadın, karşındaki kişi de çaba harcamalı ve sadece hak eden kişiye o bilgi/deneyimi paylaşmalısın.

hayır diyebil, istemiyorsan istemiyorsun.

eğlenmelisin, eğlenmeyen insanı kim ne yapsın, 7/24 problem konuşmanın bir anlamı yok. hatta muhabbetin %90'ı geyik/goy goy olmalı.
0
selam
(02.11.21)
(19)

Davet edilip para odemek (nezaket sorusu)

hahu
2 tiyatrocu arkadasim yolda annemi babami goruyor. Vaktiniz varsa kahve icelim vb.deniyor babam kahve ismarliyor. Bu sirada bunlar oyunlarina davet ediyorlar. Annemlerin yurtdisindan 2 misafiri vardi bari onlari goturelim diye tamam diyorlar 4 kisi.Oyun gunu kiz ariyor ayirttim yerinizi gisede diyor
2 tiyatrocu arkadasim yolda annemi babami goruyor. Vaktiniz varsa kahve icelim vb.deniyor babam kahve ismarliyor. Bu sirada bunlar oyunlarina davet ediyorlar. Annemlerin yurtdisindan 2 misafiri vardi bari onlari goturelim diye tamam diyorlar 4 kisi.
Oyun gunu kiz ariyor ayirttim yerinizi gisede diyor. Annem gittiginde 200kusur gibi bi odeme cikiyor. Annem de bana diyor ki ben para vercek olduktan sonra kendim de alirdim ya da kendi sectigim bi oyuna giderdim. Ben onlara nezaketen gittim diyor. Bu arada devlet tiyatrosunun oyunu. Ozel degil.
Onemli bi mevzu degil ama ben annemi hakli buluyorum. Sizce kim hakli? Bu arada laf arasi arkadasiniza durumu soyler miydiniz yuzeysel. Tesekkurler.

Cok yakin arkadaslarim degiller ama bizim yazliga 1-2 kere geldikleri icin taniyorlar annemleri. Teyze amca muhabbeti.
0
hahu
(01.11.21)
Davet eden odemeli sadece yer ayirtmakla olmaz.
0
kuzey li
(01.11.21)
İyi de bunların işi bu. Hizmetlerini pazarlıyorlar.
0
integrative
(01.11.21)
Davet edenler eşeklik etmiş
0
olaylar olaylar
(01.11.21)
Çok ayıp etmişler. Tabii ki annen haklı.
0
clones
(01.11.21)
Ben annenizi haklı buldum. Kahveyi de kitlemişler bu arada.
0
dissendium
(01.11.21)
samimiyetin boyutundan tahmin edilebilirdi. yazlıkta 1-2 kere gördükleri birinin biletlerini karşılamayacaklarını ben tahmin ederdim muhtemelen. bir de "buyurun misafirimiz olun" mu demişler? öyle dedilerse ayıp etmişler ama demedilerse çok da yadırganacak bir şey değil bence. arkadaşlara da söylemezdim "niye para ödettiniz" diye.
0
himmet dayi
(01.11.21)
Anne haklı, öyle davet mi olur.
0
kobuzchu kiz
(01.11.21)
adse +1 :)
0
dreamnesiac
(01.11.21)
Oyun gunu kiz ariyor "ayirttim yerinizi gisede" diyor = anneniz arşa kadar haklı.
0
erenderk
(01.11.21)
anneniz haklı olmakla birlikte bu hikayede bir şeyi merak ettim, bazı oyunlara yer bulmak çok zor oluyor, kapalı gişe mi oynuyormuş acaba? öyleyse oyuncu arkadaş iyilik yapmış olduğunu düşünüyor olabilir.
0
ronartest
(01.11.21)
Anne %100 haklı. Ben de çok sinirlenirdim. Çünkü tiyatro sevmem ve nezaketen gittiğim yerde para ödesem gıcık olurdum.
0
kaptan maydanoz
(01.11.21)
annen hakli.

Yalniz oyuna yer olmayabilir, devlet oyunlari hep full cekiyordu ben tiyatroya giderken.
Belki gisede bilet bulmasini iyilik yapiyoruz diye dusunmus olabilirler
0
divit
(01.11.21)
Bence oyunumuza gelin, seyredin türü bir davet etmedir o. Üstelik yer de ayırttıkları için hatta görevlerini yaptıklarını düşünüyor olabilirler. Tabi o anki konuşma üslubu, davetin şeklini bilemiyoruz belki anne haklıdır. (İçimde bir nasrettin hoca varmış)

Oyunlardaki tiyatrocular için kontenjan olabilir belki, bunu kullanmak istemişler fakat gişe ücret almışsa iş değişir. Bu kısmı tamamen fantastik olarak düşündüm, asıl cevap üst paragraf.
0
epitaf
(01.11.21)
Devlet tiyatrosunda yer bulmak çok zor olduğu için sanırım tiyatrocu arkadaşlarınızın kastı rezervasyon için inisiyatif almaları.
0
spartamed
(01.11.21)
Davet edilirken kullanılan cümle önemli. Bazen anneler/babalar böyle şeyleri kendi işlerine geldiği gibi hatırlayabiliyor.

Belki niyeti sadece bilet bulunamaması ihtimaline karşı yeri ayırtmaktır. Bunun anlaşılabileceği bir cümle mi kurdu. Hani "biletler tükeniyor ben size ayırtırım" gibi bir şeyse normal bir durum.
Özellikle "davet" adı altındaysa bilet parası alınmamalıydı.

-Annem bu konuda çok mırın kırın ederse bilet parasını verir bir daha arkadaşlarımla böyle bir muhabbete girmemesini söylerdim.
-Arkadaşıma bir şey demezdim.
0
mutekebbir
(02.11.21)
Bir yanlış anlaşılma olabilir gibi geldi. Yine de arkadaşlar haksız anne haklı. Acaba davet eden arkadaşların oyunlara misafir getirme, ücretsiz seyrettirme gibi hakkı var mı acaba bunu da bilmek lazım.
0
top_secret
(02.11.21)
Iletisim kazasi olmus gibi geliyor bana.
0
cleric
(02.11.21)
devlet tiyatrolarının biletleri o kadar pahalı değil ya, emin misiniz?
0
benaslinda
(02.11.21)
bir yanlış anlaşılma olmuş doğru ama annenlerin de kendi davet edildikleri yere bir de 2 kişi misafir götürmeleri zaten normal değil.

200TL'nin 4 kişi mi 2 kişi ücreti mi olduğuna da bakmakta fayda var.
0
prodeq
(05.11.21)
(6)

Çocuk Yapmak

rahip janick
1- Hayatının bir kısmında çeşitli sebeplerle çocuk yapmak istemeyip sonrasında çocuk yapan ya da çocuk yapmaya karar veren var mı?2- Neden çocuk yapmak istemiyordunuz?3- Neden çocuk yaptınız ya da yapmaya karar verdinizi, fikrinizi ne değiştirdi?Kişisel not: Gördüğüm kadarıyla çocuk yapmak insanları
1- Hayatının bir kısmında çeşitli sebeplerle çocuk yapmak istemeyip sonrasında çocuk yapan ya da çocuk yapmaya karar veren var mı?

2- Neden çocuk yapmak istemiyordunuz?

3- Neden çocuk yaptınız ya da yapmaya karar verdinizi, fikrinizi ne değiştirdi?

Kişisel not: Gördüğüm kadarıyla çocuk yapmak insanların hayatlarına anlam katmak ya da tutunacak bir dal bulmak için muhteşem bir şey. Çocuk, insanın zihnini ve bedenini çok uzun süre meşgul ediyor, çok uzun süre dikkat istiyor. İş ya da hobi gibi değil. Muhtemelen hiç anlamsızlaşmıyordur (isnanların geneli için). Tabii sonrasında (doğal olarak) gitmek, uzaklaşmak istedikleri için ebeveynlerde (genelde) büyük bir hayal kırıklığı yaratıyor ama o zamana kadar gayet iyi ve pahalı bir meşgale.
0
rahip janick
(31.10.21)
benim çok yakın bir arkadaşım, 18 yaşından beri eşiyle birlikteler, çocuk konusunda çok kesin konuşuyorlardı. ekstra sorumluluk istemiyorlar sürekli gezmek vs istiyorlardı. eşi 32 yaşına gelince bir daha yapamayacağız bir oturup düşünelim demişler ve yaptılar sonra çat diye. anladığım kadarıyla genelde sebep bir daha yapamama ve geç kalma korkusu oluyor.
0
roket adam
(31.10.21)
Bi yastan sonra "cocuk yapmaliyim" item'i yukleniyor insanlara :)
0
brkylmz
(01.11.21)
Genç yaşta daha böyle konular uzakken atıp tutmak kolay. Ben mesela "hiç çocuk yapmayacağım" demiyordum ama "bu kadar aileye ihtiyacı olan çocuk varken neden bir yenisini dünyaya getireyim ki, evlat edinirim" diye düşünüyordum hep, çok sık dillendirmesem de. Özellikle 20 yaş civarı az önce dediğim sebepten çok cesur ve yargılayıcı konuşabiliyor, iklim krizinden girip popülasyondan çıkarak ekofaşizm yapan, "çocuk yapmak sorumsuzluk ve bencilliktir" diyerek insanları yargılamayı kendine hak gören sağlam bir kitle var mesela tüm dünyada :)

20 yaşındaki bana kalsa 30'dan önce hayatta evlenmezdim mesela, 27'yi doldurmama 2 ay kala evlendim. Asla da pişman olmadım. Fakat 31 yaşına geldiğimde öğrendiğim şey, hiçbir zaman kesin yargılarla konuşulmaması gerektiği. Siz değişiyorsunuz, dünya değişiyor, hayatınız değişiyor. Fikir değiştirenden değil de fikri sabit olandan daha çok korkarım ben.

Nasıl çocuk yapmaya karar verdiğime gelirsek, birçok faktör sözkonusu. Bunlardan biri elbette @brkylmz'ın dediği "çocuk yapmalıyım" itemi, hakikaten var öyle bir şey, 30 civarı geliyor. Fakat bunun ötesinde, benim yaşam felsefeme - hiçbir işe yaramadığı artık kanıtlanmış olan - "çocuklarımıza iyi bir dünya bırakamadık" vahvahlanmasından ziyade, "dünyaya iyi çocuklar bırakmak" görüşünün daha uygun olması. Bu hayat görüşü sebebiyle akademide kalmayı seçtim mesela. Dünyaya daha iyi çocuklar bırakabilirsek, hem çevre hem de insanlık için daha hayırlı olacak. Peki bu iyi çocuklar nasıl yetişir? Önce muhakkak sevgi ve destekle, sonra çeşitli sosyal, kültürel ve ekonomik imkanlarla. Tüm bu imkanları çocuğumuza sağlayabileceğimizi düşünüyorum. Bunun üzerine, eşim de ben de, insanlarla ve özellikle gençlerle iyi iletişim kuruyoruz, onlara yol göstermeyi, destek ve motivasyon kaynağı olmayı seviyoruz. Yani ikimizin de içinde çocuğumuza vakit ve enerji ayırmak için gerekli karakteristik özellikler mevcut. "Zaten tüm anne babalar kendi çocukları olduğunda bu motivasyonu bulurlar" diyebilirsiniz ama, bu yaşımda öğrendiğim bir diğer şey, herkesin anne baba olmaması gerektiği. Çocuklarını gerçekten sevmeyen, onlara destek olmayan, enerjilerini sadece kendilerine ayırmak isteyen o kadar çok ebeveyn var ki.

4 aylık hamileyim, bebeğimin hareketlerini son 2-3 haftadır hissedebiliyorum. O hareketleri hissetmek, ultrasonda görünce heyecanlanmak, bir sonraki ultrasona gün saymak, babasıyla birlikte geleceğimizin hayallerini kurmak o kadar güzel ki. Cevabın en başına dönecek olursak, mantıklı düşününce evlat edinmek hala en doğru çözüm gibi görünebilir, fakat böyle şeyler yalnızca mantık işi değil. Hamilelik sürecini yaşamak, kaşı gözü kime benzeyecek diye merak etmenin yanı sıra, evlat edinmenin bambaşka sorumluluk ve yükleri var. Bir çocuk yetiştirmenin sorumluluk ve yüklerine hazır olsam da, evlat edinmenin zorluklarına hazır hissetmediğim için fikir değiştirdim.

Ek olarak, çocuğumun bir birey olarak yetişmesi ve bağımsızlaşması, bizden ayrı olarak hayatını kurması beni hayal kırıklığına uğratmaz, aksine mutlu eder. Çünkü en önemli hedeflerimizden birisi bu olacak zaten çocuğumuzu yetiştirirken. Elbette bir miktar hüzün olur ama tatlı bir hüzün olur diye tahmin ediyorum.
0
gmzo
(01.11.21)
Valla gençliğinde istemeyip, orta yaşlarda yükselenler için tek düşüncem: Ölüm korkusu... Geride kalacak bir parça bırakmak isteği olarak görüyorum ben genelde.

Hep düşünüp "geziyoruz sonra bi ara yaparız" diyenleri ayrı tutuyorum.
0
lcha
(01.11.21)
Hayatımın hiç bir döneminde çocukçu bir insan olmadım. Tek hayalim anne olmak vs. gibi değildim hiç. Uzak gelecekte böyle bir plan vardı ama o gelecek çok uzak gibiydi. Sağlık sorunlarım sebebiyle doktorum eğer çocuk planım var ise öne almamı istedi. Çok üzüldüm, planlayamama durumum sebebiyle. Kızımı çok seviyorum ama çocuk çok zor. Süreç zor (hamile kalma, hamilelik, doğum, lohusalık, işe dönüş, başkasının bakım vermesi vs.)

Bu arada ben kişisel notunuza katılmıyorum. Çocuğu şekillendirmek, ona bir şeyler öğretmek, vakit geçirmek çok güzel elbette. Ama ben hiç; anne olmak dünyanın en güzel duygusu, hayatım anlamlandı, ben bu hayatta en çok anne olmayı sevdim falan diyemedim.
Ama kızım çok güzel. Bal, bal bi görseniz.
0
snd88
(01.11.21)
ben 30 yaşıma gelmeme, biyolojik olarak alarm zillerinin çalmasının farkında olmama rağmen kesinlikle çocuk istemiyordum. çünkü çocuk bana külfet gibi görünüyordu. bana zevk veren herşeyden çocuk yüzünden uzak kalacaktım. hayatımda bir anlam, tutunacak dal ya da meşgale eksikliği yoktu. tam tersine bir sürü yapmak istediğim şey vardı ve çocukluğum ile ilk gençlik yıllarımda bana dünyayı dar eden kendi ailem artık yoktu maddi olarak özgürdüm ve yeniden doğmuş gibiydim. bir çocuk sahibi olarak bir sürü sorumluluk altına girmek en son isteyeceğim şeydi. bir gün şikayetlerimden dolayı gittiğim doktorum derhal çocuk yapmamı aksi takdirde yumurtalıklarımı kaybedecek kadar ileri derecede kist sahibi olduğumu söyleyince ya çocuğum olmazsa ve ileride çok pişman olursam motivasyonu ile çocuk yapmaya karar verdim.neyse çocuk doğduktan sonra ilk 2 yıl aşşşşşırı zorlandım. uykusuzluk çocuğun memeye bağımlılığı ve ilk başta tahmin ettiğim gibi sevdiğim herşeyden çocuğa zaman ayırmak zorunda olduğum için uzak kalmak beni psikolojik olarak çok etkiledi. bonus olarak da uykusuzluklar yüzünden migrenim öyle bir seviyeye geldi ki yarım insan oldum hala da iflah olmadım aldığım ilaçlardan 20 kg aldım sürekli bir başağrım var. çocuk doğduğundan beri içgüdüsel olarak onunla ilgili tüm sorumluluklarımı yerine getirdim ve tabi ki çok seviyordum ama 2 yaşından sonra ne olduysa bana bir şeyler oldu ve hayatımda hiç kimseyi sevmediğim kadar onu seviyorum aşk ama anlatılmaz bir aşk resmen. onunla kurduğum bağ o kadar farklı ve ileri bir seviyeye ulaştı ki bu beni korkutur hale geldi zira o da sıradan bir canlı ve ben kader ve hayatı kontrol edemeyecek kadar zayıf biriyim. çocuğun babası çocukla senin kalbiniz bile senkronize atıyor diyor . onun ihtiyaçlarını demeden anlıyorum çocuksu krizlerinde onunla birlikte duygulanıyorum (normalde aşırı rasyonel biriymdir). onun gözlerine bakınca kokusunu duyunca fazla aşktan çıldıracak gibi oluyorum bana sarılıp beni öptüğünde seni çok seviyorum anniş falan dediğinde bende devreler yanıyor ve durup durup ağlıyorum? fazla duygusallıktan tabi ve bunun mantıkla akılla izah edilebilir hiç bir yanı yok. evet hızla büyüyor ve bir gün bu bebeklik çocukluk halleri bitecek kocaman bir yetişkin olup kendi hayatı olacak ve kaçınılmaz son benim yanımdan gidecek :) belki de benim bu hüzünlerimi en çok açıklayan şey sizin de bahsettiğiniz bu hayal kırıklığı..bunu ne yazık ki hiç bir şekilde kendime açıklayamıyorum belki bu hayalkırıklığını yaşamamak için başa dönüp hiç çocuk yapmamak gerekti. mesela şimdi bir kahve alıp dizi seyretmek bir lüks çünkü her boş vaktimi ona vermem gerekiyor ve bu bazen beni sıkıyor ama gün gelecek o büyüdüğünde tüm kahveler ve diziler benim olacak bu sefer de ben onun yokluğuna alışamayacağım aslında çok adaletsiz çünkü ben kendimi tek başıma yaşamaya ve ayakta durmaya alıştırmışken birden o geldi benim tüm düzenimi bozdu sonra ona öyle bir bağlandım ki o gittiğinde tekrar sıfır noktasına döneceğim. hayat tam olarak bu demek belki de
0
iwillsee
(02.11.21)
(2)

DMax veya TLC izlerken garip bir mutluluğa kapılıyor musunuz?

İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
Merhaba arkadaşlar,Televizyon izleyen biri değilim. Takip ettiğim bir dizi dışında pek izlemem, izlediklerim de genelde ya Dmax ya da TLC oluyor ama daha çok DMax'de takılıyorum. Bana hitap eden birçok program var. Bugün "Karavan alıyoruz" temalı bir program izlerken şunu fark ettim: Bu kanallardaki
Merhaba arkadaşlar,

Televizyon izleyen biri değilim. Takip ettiğim bir dizi dışında pek izlemem, izlediklerim de genelde ya Dmax ya da TLC oluyor ama daha çok DMax'de takılıyorum. Bana hitap eden birçok program var. Bugün "Karavan alıyoruz" temalı bir program izlerken şunu fark ettim: Bu kanallardaki programları izlerken beni değişik bir mutluluk kaplıyor. Kendimi programın içindeymişim ve oradakileri de sanki çok uzun süredir tanıyormuşum, çok yakın ve samimiymişiz gibi geliyor.

Ya adamlar kırsalda yaşıyor, küçük kızları üniversiteye gitme kararı alıyor, ben daha çok seviniyorum, ev alıyorlar, karavan alıyorlar sanki ben almışım gibi mutlu oluyorum. Çok beğendikleri bir şey olunca ben de yükseliyorum. Ya yayınladıkları neredeyse her program için aynı bu. Benim hayatımda olumlu/sevindirici bir şey olduğunda bile bu kadar mutlu olmuyorum.

Bir bizim Türk kanallarına bakıyorum bir de bu iki kanala bakıyorum. Aradaki farkı anlatmaya kelimeler yetmez. Bunun sebebi nedir? Sizi de bu kanalları izlerken böyle değişik bir mutluluk alıyor mu? Fikirlerinizi belirtirseniz sevinirim. Teşekkür ederim.
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(31.10.21)
eskiden çok izlerdim ev yenileme, büyük evler, ya sev ya sat, ada satın alma (evet ada), her ülkede çekilen bütçeye uygun ev arama, dekore etme, ağaç ev ustaları, tiny little house vs gibi programları, ancak son zamanlarda izledikçe sinir olmaya başladım bizim ülkenin ekonomik koşulları sebebiyle,

birim para üzerinden insanlar bütçelerine göre çok güzel evlerde yaşayabiliyorlar, biz burada köle gibi çalışıp saçma sapan evlere dünya kadar kira ödüyoruz, dekorasyon , güzel mobilyalar vs. artık iyice ulaşılmaz noktalara geldi. şaka gibi ama vallahi o programlara tahammülüm kalmadı. ülkeye bakıyorum herkes mutsuz, o programlardaki insanların mutluluğu sinirimi bozuyor ahahaha.

ben sınır koruma, uyuşturucu kaçakçıları, kabusa dönen yolculuklar, tam paçayı kurtarıyorumdulardan devam.
0
hypathia
(31.10.21)
Genelde mutluyken izlendiği için klasik koşullanma diye bir duruma dönüşüyor. Aynısını eski maçları izlerken Ercan Taner'in sesini duyduğumda hissediyorum.
0
olaylar olaylar
(31.10.21)
(5)

Sevgiliyle beraber arkadaş gruplarıyla zaman geçirme mevzusu

burakinho
Çift olarak buluşulan arkadaş toplantılarını hiçbir zaman seven biri olamadım. Yani ben X kişisiyle ilişki yaşıyorum diye, hayatımda hiç alakam olmamış Y, Z kişileriyle de aynı ortamda mecburi olarak zaman geçirme fikrini anlamsız buluyorum. Zaten herkesle de enerjisi, frekansı kolay uyuşabilen biri
Çift olarak buluşulan arkadaş toplantılarını hiçbir zaman seven biri olamadım. Yani ben X kişisiyle ilişki yaşıyorum diye, hayatımda hiç alakam olmamış Y, Z kişileriyle de aynı ortamda mecburi olarak zaman geçirme fikrini anlamsız buluyorum. Zaten herkesle de enerjisi, frekansı kolay uyuşabilen biri değilimdir. Yeni insanlar tanımaya çok bayılmıyorum kişilik olarak.

Kimi kız arkadaşım buna anlayış gösteriyor, kimisi ise hem benim kendi arkadaş ortamımda bulunmayı hem de beni kendi arkadaş grubuna sokmayı istiyor. Bu durumun bana hitap eden bir şey olmadığını söylediğimde biten birkaç ilişkim de oldu. Saygı duyuyorum tabii, neticede herkesin tercihleri farklı olabiliyor.

Sevgilinizin arkadaşlarıyla takılmayı veya onu kendi arkadaş ortamınıza sokmayı siz seviyor musunuz peki? İdeal bir ilişkide bu bir "mecburiyet" midir?
0
burakinho
(29.10.21)
bence sevgilinin yanjnda olmak lazim. hem hayatinin merkezindesin hem cevresindeki kimse seni gormemis "hayalet" sevgili gibi takilmaya gerek yok. hoslanmasam da yaninda olmak isterim yanimda olunsun da isterim. bunun belki SIKLIGI tartisilabilinir ama en azindan tanismali cevresiyle. cunku hayatina girince birisi arkadaslarinla gorusmen azaliyor bi yerde ve bazen hem sevgilini hem arkadasini gormek isterken vaktin olmayabilir herkese ayri ayri. ilk aklima bu geldi
0
ala09
(29.10.21)
Sürekli her arkadaş gorusmesine birlikte katılmak zorunluluk ya da mecburiyet değil elbette ama kendi arkadaslarimla tanışmasını ve arkadaşlarıyla tanışmayı isterim ki öyle de yapıyoruz/ yaptık. Hiç tanımadığım arkadaşları olduğu gibi şimdi benim de çok yakınım olan arkadaşları var. Benim arkadaşlarım için de ayni şey geçerli.

Her görüşmeye birlikte gitmek, sürekli çiftli toplantılar yapmak zorunda değilsiniz ama düğün olur, doğum günü olur; insan böyle günlerde eşini/ sevgilisini de yanında goturmek ister, bu zorunluluk değil de ilişki içindeki bir nezaket göstergesidir bana göre. Keza ev davetlerinde ister istemez arkadaşlarıyla bir araya gelmiş oluyorsunuz her seferinde evden gitmiyorsaniz.

Velhasıl mecburiyet değil ama asgari düzeyde bir ilişki olmalı diye düşünüyorum ama bunu idealize etmeyi de doğru bulmuyorum. Sizin gibi arkadaşlarla görüşmeyi sevmeyen bir sevgiliye denk gelirseniz, o zaman da sizin dinamikleriniz ideal olur.
0
fraise
(29.10.21)
Sevgilinle kafan uyuşuyorsa onun arkadaşlarıyla da az buçuk paylaşacak şeyler bulabilirsin. Bence burada sendeki durum direk onları mecburiyet olarak görmen ve katlatma ruh haline gitmen.

Bence normalde başka bir ortamda karşılaşsan arkadaş olabileceğin insanları potansiyel arkadaş olarak görmek yerine “sevgilinin arkadaşı” olarak etiketliyorsun ve buna göre davranıyorsun.

Ben sevgilimin arkadaşları ile görüşüyorum. Bazıları ile hatta baya yakın arkadaş olduk. Tatillere falan gidiyoruz. Görüştüğümüz kişiler çift değil bu arada.

Zaten senin sevgilinle takıldığınız bir grup yoksa bu durumda onun arkadaşlarından ve senin arkadaşlarından bir grup insan artık ikinizin arkadaşı konumuna gelir ve bir arkadaş grubunuz olur. Yoksa size keyif veren bir grup edinemezsiniz.

Yani bunun bir mecburiyet olup olmadığı sizin bakış açınıza göre değişir. Ama belli bir noktaya kadar gereklidir.
0
zimbirik
(29.10.21)
Sevgilimin arkadaşlarıyla da takılmayı severim, sevgilimi kendi arkadaş ortamıma da sokmak isterim. Bu ikisinden bir tanesi hiç olmuyorsa ilişkide bence sorun vardır. Her buluşmaya gitmem/ gelmez ama çoğunlukla beraber katılırız buluşmalara.
0
sta
(29.10.21)
Edindiği arkadaş çevresiyle alakalı. Tatlı ve cana yakın insanlarsa hoşuma gidiyor fakat sivri dilli itici tiplerse görüşmek istemiyorum. Örneğin bir kız arkadaşımın tek arkadaşıyla kavga edip görüşmezken başka bir sevgilimin arkadaş grubuna dahil olurdum, keyif alırdım.

Ama şu var, 1-2 saat sonra başbaşa kalacak şekilde sevgilimi alıp gidiyorum ortamdan. Çok uzun süre o şekilde rahat edemiyorum açıkçası.
0
filipis
(29.10.21)
(11)

Iliskilerde narsistik insan ozellikleri

meyve parcacikli kadin
(Eski) sevgilim nerede olduğu hakkinda yalan soyledikten sonra birkac kadınla alkollu bir yerde olduğunu öğrendim. Hatta o kadınlardan birinin instagram postu, sevgilim amerikadan gelen kadının bavulunu evine tasirken cekilmisti. O an aradim ve eve dondugunu bir sey olmadığını soyledi. Neden yalan s
(Eski) sevgilim nerede olduğu hakkinda yalan soyledikten sonra birkac kadınla alkollu bir yerde olduğunu öğrendim. Hatta o kadınlardan birinin instagram postu, sevgilim amerikadan gelen kadının bavulunu evine tasirken cekilmisti. O an aradim ve eve dondugunu bir sey olmadığını soyledi. Neden yalan soyledigini sordugumda "cunku sen kiskancsin her an naptigimi soruyorsun strese girmek kavga etmek istemedim" diyerek beni suclamaya ve saldirmaya basladi. Yalanindan cok buna inanamadim. Ortak arkadasimiza ertesi gün bana aşık olmasina ragmen surekli ilgi isteyen ona guvenmeyen sorun cikaran onu bunaltan biri olduğumu ve surekli ayni kızı (beni) gördüğü için o kizlarla bulusup onlara iliskimizin sorunların anlattigini soylemis.
Tabi ki ayrıldım. Ama bikac gunlugune başka sehirde olduğum icin üç gun sonra dönünce yüz yüze konusup ayrilalim dedim. Kabul etmedi. Azar yiyemem dedi.

Biliyorum hikayeyi tek tarafli dinliyorsunuz ama ben her şeyi olduğu gibi anlattim. Sorum su ki, bir insan neden bu kadar aptal ve kotu kalpli olur? Evet ayrildik ama ben onun hatasini anlamasini ve pisman olmasini istiyorum bu beni kotu biri yapar mi ve en önemlisi gercekten bir gün pisman olur mu
0
meyve parcacikli kadin
(29.10.21)
Gereksiz işlere kalkışmanıza gerek yok. Ayrılmışsınız zaten. Pişman olup olmayacağını kim bilebilir ki?? Oldu diyelim, bunun bir önemi kalır mı?
0
astrid
(29.10.21)
sıradan bahaneler ve manipülatörlük işte, senin bile kendinden şüphe etmene sebep olmuş

belki darlıyorsundur bunu da gelip seninle konuşur, ilişkiden anladığınız beklentileriniz farklıysa ayrılırsınız
0
freebird5406_2
(29.10.21)
pişman olmasını istemen seni kötü biri yapmaz.
çoğu insan kendi üzüldüğü kadar karşı tarafın da üzülmesini ister.

ama belli ki o seni bu kadar sevmemiş hatta takılmalık olarak bile görmüş olabilir.
büyük ihtimal pişman olmayacak. senin yapacağın en iyi şey ona asla bi daha yazmamak olur.
0
jelly bear
(29.10.21)
Yakın zamanda tecrübe etmiş bir kadın olarak söylüyorum. Yüz yüzeyken ayrılmana gerek yok. Sana yalan söyleyen bir insana vakit ayırma. Az önce terapiden çıktım. Pskolog bana narsist olduğu tanısı koysak ne olacak. Ne değişecek hayatında. Ayrılmışsın olmuş bitmiş dedi. Kendine azıcık olsun değer veriyorsan arama derim. Arayacaksan beni ara benle konuşabilirsin. :)
0
Corpsebridee
(29.10.21)
Maalesef bu tipler en ufak sevmediği halde aşık gibi görünebiliyor. Sonra yalanları ortaya çıkınca sevgisiz biri haline geldiği için karşısındaki kişiyi çok şaşırtıyor.

Pişman olmasını istemeniz çok normal. Ama bu tipler pişman olmaz, olsa olsa pişman görünür. Sakın kanmayın.
0
zimbirik
(29.10.21)
Pişman olmaz, olsa olsa pişman görünür +1

Ayrıca pişman olsa ne olmasını bekliyorsunuz?

"Aptal ve kötü kalpli" vs değil, sadece kendini düşünerek hareket ediyor, bu kadar basit.

Narsistten ne kadar uzak, o kadar iyi :)
0
dreamnesiac
(29.10.21)
amerika'dan gelen kadını alıp evine götürmek, birkaç kadınla içilen içki ve nerede olduğu konusunda yalan söylemesi ayrı şeyler değil. hepsi aynı gün yaşanmışmış, hepsi aslında tek bir yalanın parçaları. problem nedir burada? içkiye mi karşısın? bir kadınla içilen içkiye mi karşısın? sevgilinin herhangi bir kadınla görüşmesine mi karşısın? "kadın" diye tarif ediyosun ama aslında arkadaşları gibi. arkadaşı değil öylesine tanıştığı birileriyse eğer sevgilin seni bir değil birkaç kadınla aldatmış gibi görünüyor. bu durumda "yüz yüzeyken ayrılalım" biraz "kendini affetirmen için bi şans veriyorum"un teranesi gibi geliyor.

yok eğer görüştüğü kişiler gerçekten arkadaşlarıyla eğer ve sen de sıkboğaz eden biriysen, yalan biraz haklı bir zemine oturuyor. sevgilinin sosyal çevresi seninle tanıştıktan sonra genişledi, senden sonra mı içkiye başladı? öyleyse eğer sonuna kadar haklısın ama yok öyle değilse eğer tipik türk kadını hareketlerini sergiliyosun.

ortak arkadaşınıza seninle ilgili anlattığı şeyler.. olur böyle şeyler. arkadaşı senden daha eskiyse eğer anlatır, senden daha yeniyse eğer yine anlatır ama haklı olarak tartışma konusu olur, sen haklı olursun ama ayrılığa kadar gitmez bu.

aptal ve kötü kalp.. çok alakasız şeyler.

bence olayı fazla büyütüp yarın kendini "yalvarırım dön" diyecek duruma düşürme.
0
IncredibleMau
(29.10.21)
Ne hatası, ne pişmanlığı yav. Fırsatı olsa yine yapar.
0
dissendium
(29.10.21)
Size bu kadar kötü davranan bir insana zamanınızı hala neden harcatmaya çalışıyorsunuz onu anlayamadım. İşler bu noktaya gelene kadar, eski sevgiliniz illaki birkaç kez daha toslamış veya sizi değersiz hissettirecek davranışlarda büyük ihtimal bulunmuştur. İnsanların olumlu şekilde değişeceğini düşünerek hem kendi kıymetli zamanınızı yiyor hem de kendinizi üzüyorsunuz. Bazen bencil her zaman bencildir. Sizin göreviniz karakterinin düzelmesini beklemek olmamalı. O psikologun görevi.
0
Josephine.
(29.10.21)
Psikolojik şiddet uyguluyor ve farketmiyorsunuz. Bence ayrılığınız tam isabet olmuş. Toxic ilişki bu.
0
sta
(29.10.21)
Ayrıldığınız isabet olmuş +1 pişman olmasını beklemeniz normal ama yanlış anlamayın böyle insanlar arsız oluyorlar genelde. Ona sorsan zaten yanlış bir sey yapmadı. Baksana direkt sizi suçlamış darlıyordun diye. Hadi darlıyordun gelip söyleseydi çözümü baskalariyla görüşüp yalan söylemek mi ne alaka? Mutlaka ve mutlaka pişman taklidi yapacak. Ben sana haksızlık ettim filan diyecek. Inanmayın hiç fırsat vermeyin kurtuldugunuza sevinip önünüze bakin. Üzülüp bekleyerek de vakit kaybetmezseniz süper olur :)
0
ddenizz
(29.10.21)
(10)

Resmi tatilde mail kontrolü

jjimyl
Bugün resmi tatil değil mi? Niye herkes normal bir günmüş gibi çatır çatır mail gönderiyor çıldırıcam. Resmi tatillerde çok çok acil olmayan bir iş için mail göndermek ne kadar doğru, siz bu günlerde işi takip eder misiniz? İşkolikler mi yapıyor bunu?
Bugün resmi tatil değil mi? Niye herkes normal bir günmüş gibi çatır çatır mail gönderiyor çıldırıcam. Resmi tatillerde çok çok acil olmayan bir iş için mail göndermek ne kadar doğru, siz bu günlerde işi takip eder misiniz? İşkolikler mi yapıyor bunu?
0
jjimyl
(29.10.21)
Saygısızlar yapıyor. Doğru değil. Ama Türkiyede çalışma yaşamında ne dogru oluyor ki?
0
her giriste sifresini unutan adam
(29.10.21)
Abi calisip calismamak kendi tercihleri mail dedigin sey sen bakmadigin surece gormedigin bir sey. Bana da geliyor bir suru mail hicbirine bakmiyorum.
0
floydian
(29.10.21)
@her giriste sifresini unutan adam çok haklısınız..
@floydian çalışsın tabi elinde işi varsa yapsın da mail ile beni niye rahatsız ediyor o maili atmazsa eksik kalmaz sanki
0
🌸jjimyl
(29.10.21)
size tatilse umurunuzda olmasın, okumayın.
0
candide
(29.10.21)
işlerimi yetiştiremeyip mesai sonrası çalıştığım zamanlarda bazen gece mail yazıyorum. ulan simdi gondersem bu saatte calısıyorum imajı mı yapıyor bu derler diye geç teslim et ayarı yapıp yatıyorum. mail sabah gidiyor kendi kendine. millet gece 2de 3te, resmi tatil haftasonu dinlemeden mail atıp duruyor. çözüm olarak bildirimi görsem de bakmıyorum rahatsız olmuyorum
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(29.10.21)
Mailden rahatsiz olmak icin maili gormen lazim? Napiyorsun sahsi telefonunda is maili mi acik? Sil gitsin gormezsin dogrusu da bu zaten
0
floydian
(29.10.21)
Tr'de izin günleri mail bildirimlerini kapatmak adettendir. İzin,haftasonu,bayram,deprem,sel dinlemeden çalışan çok yer var.
0
lappuntamento
(29.10.21)
@floydian iş telefonum yok evet. Bildirimleri kapatırsam görmem bu sefer kendi kişisel maillerimi de mi göremeyeceğim bilemedim
0
🌸jjimyl
(29.10.21)
floydian'a katılıyorum ben de. bazen gece uykum kaçıyor, ertesi gününün işlerini halletmeye başlıyorum bir sürü mail atıyorum sağa sola. o an cevap beklemiyorum ki, o adamın mesaisi ne zamansa o zaman baksın. üstelik uluslararası şirketlerde herkesin farklı tatili var, 30 ülkenin tatilini mi ezberleyeceğim? tatilin varsa autoresponder ayarla, notification'ları da kapat, bu kadar basit. sadece iş mailinin bildirimini kapatabilirsin düzgün bir telefon kullanıyorsan.
0
roket adam
(29.10.21)
Özel şirketse veya akademi ortamıysa bana normal geliyor. Değilse muhtemelen tatil bitince mailleri açtığında görür nasılsa kafasında olabilirler :)

Yani aslında "acil şimdi tatilde yapman gerek bu işi" diye bir mail gelmiyorsa bildirimleri kapatırsın sallarsın gider. Bence mailden ziyade telefonla arayıp iş isterlerse görgüsüzlük olur.
0
e mice
(29.10.21)
(2)

iş bunalımları

Ofbilmiyorum
başlığın açılmasının tek nedeni kendi kendimi dolduruşa mı getirip getirmediğimi öğrenmek.yaklaşık üç senedir bir firmada çalışıyorum. işe girişimin 6. ayında birim koordinatörlüğü, işe girişimden 1 yıl sonra da müdürlük seviyesine yükseldim. şu an 3 farklı birimin müdürlüüğü/yöneticiliği bende. top
başlığın açılmasının tek nedeni kendi kendimi dolduruşa mı getirip getirmediğimi öğrenmek.

yaklaşık üç senedir bir firmada çalışıyorum. işe girişimin 6. ayında birim koordinatörlüğü, işe girişimden 1 yıl sonra da müdürlük seviyesine yükseldim. şu an 3 farklı birimin müdürlüüğü/yöneticiliği bende. toplamda 5 personelim bulunmakta.

bu birimler planlama, proje/teklif verme ve SAP anaveri olarak geçmekte.

önceleri koşarak geldiğim iş yerine, sabah 5 te başlayan mesailerim yıllar içerisinde yerini geri geri ayakların gitmesine, mesailer de bile duvara boş boş bakmaya bıraktı. tüm hissiyatımı dökebilmek için 3 yıllık iş hayatımı anlatmam gerekir fakat daha o cümleleri kuracak enerjim bile yok. ben sadece son zamanlarda yaşadıklarım üzerinden konuşmak istiyorum.

-şirkette bi anda şefler, koordinatörler, yöneticiler türedi 26 beyaz yakayız 8 tane yönetici var. bunlardan sadece 3 tanesinin isminde müdür sıfatı yer almakta. kalanlar yukarıda bahsettiğim gibi.

-şirkette sadece genel müdürün şirket aracı var kalan herkes servis veya şahsi araçları ile gelip gitmekte. bir gün aniden müdürlerden birine şirket arabası tahsis edildi. bu konu üzeri kapalı bir şekilde "bana niye yok" diye sorulduğunda cevap "2022 sonu planlarımda var düşüncem oldu"

-geçen ay iyileştirme zamları yapıldı. bu yeni zamlarla beraber şirkette 5 senelik çalışan, henüz herhangi bir personeli olmayan, yeni şef ilan edilen kişi ile maaşım aynı hale geldi. iyileştirme yüzdelerinde en düşük yüzde bana kaldı.

-benle ilgili konular bana iletilmeden direkt personelim üzerinden yürütülmeye başlandı. (henüz bu konularda karar verecek/aksiyon alacak kapasitede değiller)

-şirkete ilk girdiiğim günden beri benle ilgili olmayan konularda da birimlere destek verdim, muhasebeden lojistiğe idari işlerden çaycını alacağı filtre kahve markasına kadar çoğunlukla saçma sapan sorular ve işler yüklendi. bunun getirdiği alışkanlıktan olsa gerek ki geçen gün bir personel bilgisayarım açılmıyor düzeltebilir misiniz diye beni aradı.

-müşterinin malzemesi gecikir müşteri beni arar, müşteri ziyareti planlanacaktır detayları ben çıkartırım, devlete beyan verilecektir hiç anlamadığım konuların detayları bana sorulur bunun gibi bir sürü örnek.

hiçbir zaman bir kişiyi memnun etmek için çalışmadım, tüm kıstasım ve sınırlarım kendi belirlediğim şekildeydi. fakat kendi kariyer planımdan ve en önemlisi de kendi mutluluk/motivasyonumdan gitgide uzaklaşıyorum. son günlerde iş aramaya başladım. tabii hala aklım burada, burada yükselme ve şirketin 5 sene içerisindeki potansiyeli düşününce kendimi telkin etmeye çalışıyorum bazen. fakat artık bu yeterli değil .

dediğim gibi "yöneticinle bunları konuştun mu hiç" gibi öğütlerden ziyade işletme körlüğümden dolayı olayları abartmakta mıyım sadece bunu öğrenmek istiyorum
0
Ofbilmiyorum
(28.10.21)
Bence abartmıyorsunuz. Sömürülüyor gibi gözüküyorsunuz. Ya da sesiniz çok çıkmadığı için herkes her işi size yaptırabileceğini düşünüyor. Buna karşın 5'te başlayan mesai, maaşın artmaması facia.
0
dissendium
(28.10.21)
abartıp abartmadığını bilemeyiz çünkü sen kendi açından doğal olarak başarılı olduğun konular tarafından değerlendiriyor ve haksızlığa uğradığını düşünüyorsun. bir de yöneticilerinin senin performansın hakkında ne düşündüğü önemli.

anlattığın bazı şeyler ne olsun hoş değil ama çalışma hayatı bu tarz durumları yönetebilmeyi de içeriyor. mesela sana sormadan altındakilere gidildiğinde sessiz kalırsan olmaz, gördüğün durumlara müdahale edebiliyor olman gerekir.

"hiçbir zaman bir kişiyi memnun etmek için çalışmadım"
buna takıldım ben, iş hayatında böyle bir şey yok ne yazık ki. yöneticini memnun etmezsen, azıcık kurumsallıktan uzak bir yer bile olsa, önün kapanır.

abartmıyor dahi olsan olaylara biraz daha farklı yaklaşıp insanlarla iletişimini açarak bu sorunlara dalman lazım. pasif agresif bir yapın varmış izlenimine kapılıp bunları söylüyorum tabii, yanlışsa çözüm şekli de değişir.
0
Bruce
(28.10.21)
(13)

İlişki yaşadığınız kişilere "Beni kesin aldatmaz" güveninde olur musunuz?

jonas
Ben birini ne kadar seversem seveyim; aldatabilme ihtimalini hep bir köşede tutarım kafamda. Bugüne kadar ilişkilerimde aldatıldığımı yakalamadım, yani kişisel olarak o tür bir mazim yok. Ama yıllar içerisinde çevremde o kadar iğrenç şeyler görmüşlüğüm var ki, elimde olmayan bir şekilde bu tür bir k
Ben birini ne kadar seversem seveyim; aldatabilme ihtimalini hep bir köşede tutarım kafamda. Bugüne kadar ilişkilerimde aldatıldığımı yakalamadım, yani kişisel olarak o tür bir mazim yok. Ama yıllar içerisinde çevremde o kadar iğrenç şeyler görmüşlüğüm var ki, elimde olmayan bir şekilde bu tür bir kaygı payı kafamda sabitlenmiş durumda.

Ben kimse için "Beni kesin aldatmaz" demem yani. O konuda kimseye net bir güvenim yok. Bunu karşı tarafa yansıtmam, kıskançlık vs. gibi şeylere asla bağlamam. Sadece kafamda genel bir düşünce tarzı olarak yer ediyor, bu kadar.

Siz ilişki yaşamaya değer gördüğünüz insana bu anlamda net bir şekilde güvenir misiniz peki? Kesin aldatılmayacağınıza dair mutlak bir inanç taşır mısınız?
0
jonas
(28.10.21)
%99.9 inanırım. aksi takdirde sevgili olmam. takılmalık olur. onda da aldatırsa çok umrumda olmaz.
0
jelly bear
(28.10.21)
Ben 11 sene bir kadınla birlikte oldum. Pahalısından ucuzuna hediyeler aldım. Yıllarca beraber yaşadık. Hastane hastane gezdim sülalesiyle babası için. Babasının ölüm haberini aldığında başı kucağımdaydı, azıcık uyusun diye elimle gözlerini kapatıyordum hastanenin lambaları uyutmuyor diye. Hayatta aklına gelemeyecek jestlerle mutlu ediyordum onu. Kadıköy' de parmakla gösteriyorlardı bizi. Zorlukları beraber göğüsledik, neşemizi beraber yaşadık. O yemek yerdi benim karnım doyardı. Tam 3 kere aldatıldım hepsinde affettim ama bana öyle şeyler söyledi ki ben ayrılalı 4 sene geçti hala teshirineyim. Dayanamayıp terk ettim. Sonradan da o kadar güçlü ilişkilerim olmadı. Sürekli pürüzler çıktı. Aldatma denmez de 2 gün sonra geri döneceğini bile bile gidip birileriyle yattılar. Birisi tabii i psikiyatrik rahatsızlığını öne sürdü, diğerini bilmiyorum büyük bir tartışmanın akşamı gidip biriyle yatmış. Bence bir tanesi de net aldatıyordu kendi kazdığı kuyuya düştü ama neyse elle tutulur bir kanıtım yok günahını almak istemem. Yani en üstte anlattığım kız arkadaşım aldattıktan sonra kimse için kesin aldatmaz diyemiyorum.
0
guitarissimo
(28.10.21)
Böyle bi ihtimal yok guitaarissimo +1
0
olaylar olaylar
(28.10.21)
valla niye böyle bir şey diyeyim/düşüneyim anlamadım ama ben bu konularda hiç düşünmüyorum bile. aldatabilir, aldatmayabilir genel olarak keyfi bilir. hiç bunu kafama takıp kaygılandığımı hatırlamıyorum. zerre aklımın ucundan geçmez. ama bunun partnerimle alakası yok, benim aklıma gelmez yani. berabersem, bu adam benim sevgilim demişsem, öyle hissediyorsam güvenmişimdir zaten, daha fazla kurcalayacak bi şey yok bence. ama yok aklımda böyle minicik küçücük soru işaretleri falan varsa zaten sevgili olmam. sevgiliyken oluşmuşsa da ayrılırım. bu sorularla ömrümü tüketmem ya bana çok anlamsız geliyor :d tam da bu kadar takmadığımdan aldatılıyorsam bile galiba gözüme sokulmadığı sürece anlamam da. aldatmışsa da aldatmıştır, yolları ayırırız olur biter. çok üzüleceğimi sanmıyorum.
0
erenderk
(28.10.21)
olurum. olmadığım an ilişkiyi sürdürmenin manası yoktur çünkü.

yalnız şu ayrımı yapmak lazım: ben HER insanın aldatabileceği fikrindeyim. "aldatmaz" düşüncesi sevgilimin müthiş bir insan olmasıyla filan ilgili değil... yalnız şu var ki ben bir kadınla hayatımı birleştirmek istiyorsam, onun diğer yarım olması fikri beni mutlu ediyorsa ben bu insana güveniyorumdur veya güvenmeliyimdir, di mi? "beni aldatır mı" diye korkabileceğin biriyle nasıl anlamlı bir ilişki sürdürebilirsin ki?

o açıdan ben sevgilime, bana olan sevgisine, saygısına vs. güvendiğimden ötürü aldatılma konusunda endişe duymam. öyle bir kaygımın oluşması için şüpheli hareketlerinin olması, aramızdaki sevgi ve saygı bağının bir şekilde bozulması lazım. o noktadan sonra da dediğim gibi zaten ilişkinin anlamı kalmıyor.

guitarissimo'nun başına gelenlere çok üzüldüm, hatta kendisi eski ev arkadaşımdır o yüzden bahsettiği kız arkadaşını tanıdığımı düşünüyorum ama bence düşünce yapısı yanlış. yani birden fazla kez aldatan, aldattığını da bildiğin biriyle devam ediyorsan bu artık karşı tarafın sorunu olmaktan çıkıyor be abi, yani sen "bu bile aldattıysa başkaları kesin aldatır" diyorsun ama sen direkt olarak aldatan biriyle olmuşsun ki, kendi kafanda onu en güzel yere oturtmuşsun, halbuki gördüğün gibi öyle birisi değilmiş. böyle bir ilişkiyi "en iyi" varsayıp diğerlerinin o kadar sadık olmayacağını düşünmek (sanki bahsi geçen kişi sadık kalmış gibi!) bence yanlış.
0
der meister
(28.10.21)
güvenmem, hele de erkeklere :)
0
rose parks
(28.10.21)
Artik basimiz bagli ama zamaninda evet guveniyordum. Cunku herkesi kendim gibi goruyorum, hic aldatmadim, dunya guzeli olsa, hatun onumde taklalar atsa yine olmaz. Cunku ortada bir "akit" var, bu sozlu de olabilir. Ben de akit bozmam.

Saniyorum bir kere aldatildim erkek tarafi olarak, ufak bir mevzu oldu doktora gittim o beni killandirdi. Ama konduramadim ve kurcalamadim. Sonra da ayrildik zaten.
0
cooperr
(28.10.21)
Olurum.
0
Hallegadola
(28.10.21)
olmam, olamam.
0
selam
(29.10.21)
Olmam. İnsan karakteri kaya gibi sabit değildir, yaşantılar, koşullar, olaylar kişide ne tür değişikliklere sebep olur bilemem. Büyük konuşmamak lazım ama evlenme planım bu nedenle yok. Sonsuz bir sadakat bana inandırıcı gelmiyor, canlı örneğini de pek göremiyoruz. Aldatma yalnızca fizikselle sınırlı da değil çünkü, duygusal aldatma kısmı da var bu işin.
0
Josephine.
(29.10.21)
her temas iz bırakır
önemli olan sonu aldatmayla sonuçlanabilecek eylemlerden en başında uzak durmak

en basitinden serviste muhabbet etmek için yan yana oturmamak

ki illa fiziksel aldatma olmuyor: İlgi, sohbet ihtiyacı, dargınlıktan dolayı oluşan sinirle başa çıkmak için de geçici yakınlaşmalar oluyor

önemli olan böyle bir şey olunca vaktinde farkedip ayrılabilmek
her an tetikte olmak, kontrol etmek ne fayda sağlar ne huzur bırakır
0
bir soru sorcam
(29.10.21)
evlensem eşime bile güvenmem:) ama takıntı derecesinde olmaz bu.
0
nothing in my way
(29.10.21)
İnsanlara güvenmiyorsak, onlarla güvene dayalı anlaşmalar yapmamalıyız. Kelimelerin altı niye çizili bilmiyorum. Yani aldatır diyorsan sev seviş ama sadakat bekleme, evlenme. Ya da evlen ama açık ilişki, swing.. ne diyorum ben..
0
ycm
(02.11.21)
(6)

Annemin, kendisinden izin almamı beklemesi.

put it in your appropriate place
Ön bigli; Yaş 32. Erkek kişisi.Az önce konuşurken dedim Kasım ayında yurtdışına gidebilirim. Yok covid var, yok şöyle filan. Sıkıldım deyince neden bana soruyorsun dedi. Dedim sormuyorum, bilgi veriyorum.Daha önce, defalarca tek başıma yurtdışına çıkmışlığım var. Direkt ben gidiyorum dedim ve kalktı
Ön bigli; Yaş 32. Erkek kişisi.

Az önce konuşurken dedim Kasım ayında yurtdışına gidebilirim. Yok covid var, yok şöyle filan. Sıkıldım deyince neden bana soruyorsun dedi. Dedim sormuyorum, bilgi veriyorum.

Daha önce, defalarca tek başıma yurtdışına çıkmışlığım var. Direkt ben gidiyorum dedim ve kalktım gittim.

Annemin bu tür beklentisi var sanırım. Sizde var mı bu durumlar?
0
put it in your appropriate place
(28.10.21)
neden bana soruyorsun demiş, izin almanı beklediğini sanmıyorum.

yok ben de haber veririm sadece.
0
jelly bear
(28.10.21)
15 yıl önce vardı.

33 yaşındayım.
0
himmet dayi
(28.10.21)
Üniversiteden ilk döndüğüm zaman alışkanlıktan kimseye bir şey demeden gidiyordum. O zamanlar bununla ilgili laf sokuyordu.
Alıştı.
Hala birlikte yaşadığımız için haber veriyorum tabii ki (çoğu zaman unutuyorum ama ya mesaj atar ya da arar o zaman söylerim) ama izin alma gibi bir durum olmadı hiç.
Ne tatil planı için ne başka bir şey için.

"Neden bana soruyorsun" sorusundan böyle bir anlam çıkarmadım ben açıkçası.
Bunu beklese daha farklı ifade ederdi bence.
0
mutekebbir
(28.10.21)
15-16'dan sonra bir yere gitmek için izin alma meselesini bıraktım. bağımsız bir çocuktum onları böyle olmaya ben zorladım diye düşünüyorum ama neticede bir yerden sonra izin istemek saçma.

ama standart türk ailesi korumacı, buna beklemesi şaşırtıcı bir şey değil. çok umursamana gerek yok bence.
0
Bruce
(28.10.21)
Bana cok garip gelmedi covid var demesi, cunku var ve bi risk var ortada, bu izin alma izin verme meselesi degil ki, yasla da ilgisi yok bence ama 32 yasinda izin almanizi bekliyorsa, o biraz garip dogrusu.
0
(28.10.21)
neden bana soruyorsun dediyse seni yanlış anlamış şaşırmış bence öyle bir beklentisi yok. neden bana sormuyorsun deseydi bir beklentisi olduğunu anlardık.
0
guitarissimo
(28.10.21)
(2)

bugun ve yarin ne yapacaksiniz?

dokunmakalbime
1, 2 saate is bitiyor. istanbuldayim. kimse yok herkes calisiyor. bu aralar cok sikildim. kara kara ne yapacagimi dusunuyorum. siz ne yapacaksiniz? belki ilham alacak birseyler cikar.
1, 2 saate is bitiyor. istanbuldayim. kimse yok herkes calisiyor. bu aralar cok sikildim. kara kara ne yapacagimi dusunuyorum. siz ne yapacaksiniz? belki ilham alacak birseyler cikar.
0
dokunmakalbime
(28.10.21)
Bugün herkes kadar erken çıkamayacağım ama yine normalden daha erken çıkacağım.
Dolabımı düzenleyeceğim.
Kışlıklarımı çıkarmamıştım ayakkabı dolabım karışık vs.

Yarın öğlenden sonraya kadar evde ders çalışıp öğlenden sonra dışarı çıkacağım, yemek yerim kahve içerim akşam da bir etkinlik var.

Param olsaydı;
Bugün dolabı biraz düzenler ders çalışır,
Yarın ve hafta sonu da kahvaltıdan itibaren dışarıda takılır yeni yıl hediyelerini alır gitmek isteyip gidemediğim sergilere vs uğrardım belki sinemaya giderdim.
0
mutekebbir
(28.10.21)
selda bagcan konserine gidecegim:)))<3
0
ala09
(28.10.21)
(14)

yeni evlenene hediye

taha1907
selamlar, çok samimi olmadığım bir arkadaşımın düğününe gidememiştim pandemi sebeplerinden dolayı, cuma günü evine misafir olarak gideceğim. bi hediye almam gerekmiş gibi hissediyorum ama bütçem de çok yok. max. 200 tl lik ne alabilirim sizce
selamlar, çok samimi olmadığım bir arkadaşımın düğününe gidememiştim pandemi sebeplerinden dolayı, cuma günü evine misafir olarak gideceğim. bi hediye almam gerekmiş gibi hissediyorum ama bütçem de çok yok. max. 200 tl lik ne alabilirim sizce
0
taha1907
(28.10.21)
çok samimi olmadığın arkadaşlara genelde borcam alınır.

ikinci seçenek arzum el tipi blender veya rondo.
0
killerbee
(28.10.21)
kahveyle ilgili ise ikeadan mokapot veya french press alabilirsin evlerine. yine paşabahçeden hediye alabilirsin.
0
xrated
(28.10.21)
Paşabahçe +1
güzel bir karaf ya da sürahi, nude serisi olabilir.
0
Bruce
(28.10.21)
Nevresim takımı
0
sirisum
(28.10.21)
Nevresim takımı demeye gelmiştim.
0
boyalı kuş
(28.10.21)
Iciyorsa rakı
0
logic
(28.10.21)
Paşabahçe demeye geldim. Ancak bana gelen hediyeler hep nevresim takımı, pikeler geldi.
0
esinikaybetmiscorap.
(28.10.21)
Ben olsam bütçeyi biraz daha artırıp takı niyetine takardım.
0
etna
(28.10.21)
duvar asabilecekleri tablolukta bin parça bir puzzle.
duvara baktıkça bu evdeki ilk haftalarımızdı diye hatırlarlar, birleştirirken yaşananlar, içilen kahveler, dinlenen müzikler, edilen sohbetler unutulmaz.
0
onemoremile
(28.10.21)
Nevresim takımı almayın ne olur.

Bize her gelen nevresim takımı almış gelmiş ev depoya döndü bir kısmını kız evinde bıraktık o kadar çoklar yani.

Battaniye veya pike alsanız bile olur ama nevresim almayın lütfen ^^
0
chicha_v2
(28.10.21)
yarım gram altın al
0
bir soru sorcam
(28.10.21)
böyle durumlarda, "her eve lazım" ürünlerden uzak durmak lazım. siz almasanız da arkadaşınızın zaten alacağı ürünlerden bahsediyorum. çünkü arkadaşınız başka renk-şekil alacak olabilir. daha kalitelisini alacak olabilir. bu yüzden de hafif "lüks" ürünler almak bana daha mantıklı geliyor. yani normalde almayacağı ürünler. ama lüks derken pahalı olmasından bahsetmiyorum. illa gerekli olmayan ama olursa da iyi olabilecek ürünler. mesela mokapot ya da güzel bir puzzle. burada nevresim ve rondo denmiş, bunlar için arkadaşınızın başka tercihleri vardır. sizin tercihiniz ona uymazsa boş yere hediye almış olursunuz. bir evde de büyük ihtimalle rondo vardır zaten.
0
co2s2
(28.10.21)
@co2s2 +1

hiç karar veremezseniz hediye kartı da verebilirsiniz, "ben bu işleri pek beceremiyorum, gönlünüze göre alın istedim" diye de eklersiniz. zaten paşabahçe'den filan bişeyler alacaksanız da mutlaka değişim kartı ekletin.
0
gmzo
(28.10.21)
çok güzel battaniyeler var.

bambu ev eşyaları oluyor kap kaçak.

içiyorlarsa güzel bir içki de olabilir +1

mokapot da güzelmiş.

bunlar beni mutlu ederdi.
0
Hallegadola
(28.10.21)
(13)

Sevgiliye dair hissedilen "Bu kadın bana fazla" hissi...

norules
Bir süredir beraber olduğum biri var. Daha onu en başta gördüğümde "Bana düşmez ya" diye içimden geçirmiştim. Ama tanıştık, görüştük. Sevgili olduk.Kendisi dış görünüş olarak oldukça alımlı, dikkat çeken bir kadın. Bir mekana girdiğimizde hemcinslerinin bile baştan aşağı süzdüğünü defalarca yakaladı
Bir süredir beraber olduğum biri var. Daha onu en başta gördüğümde "Bana düşmez ya" diye içimden geçirmiştim. Ama tanıştık, görüştük. Sevgili olduk.

Kendisi dış görünüş olarak oldukça alımlı, dikkat çeken bir kadın. Bir mekana girdiğimizde hemcinslerinin bile baştan aşağı süzdüğünü defalarca yakaladım. Kadınlar birbirlerine bu süzme eylemini genelde yapabiliyorlar ama bu defakinin farklılık düzeyini ayırt edebiliyorum, tecrübe. İyi bir iş kariyeri var. Önemli bir şirkette, iyi bir pozisyonda. Benden bayağı bayağı fazla kazancı olduğunu tahmin etmek zor değil. Çok sosyal, gezmeyi dolaşmayı çok seviyor.

Ben ise daha sakin bir hayat yaşayan biriyim. Öyle aşırı bir sosyal hayatım yok. Bana yeten ve ortalama bir işim var.

Fiziksel olarak elim yüzüm düzgündür, bir kadına nasıl davranılması gerektiğini bilen nazik biriyimdir. İletişim yönüm güçlüdür. Frekansımın tuttuğu kişiyle iyi eğlenirim, onu da eğlendiririm. Sanırım kendisini de bunlar çekti.

Sorun şu ki beraber dışarıda toplum içerisinde zaman geçireceğimizde ben kendimi "gergin" hissediyorum. Bu gerginlik hissi de daha buluşma hazırlığımda başlıyor. Belki çok saçma gelecek ama sanki dışarıdayken bizi gören insanlar, bizi yakıştırmıyorlar falan gibi hissediyorum. Oysa nereden bilecekler ki neyin ne olduğunu. Ev ortamına girip başbaşa kaldığımızda ise rahatlıyorum.

Gözlerinin içi gülen, "Yanında kendimi huzurlu hissediyorum" diyen bir sevgilim var ama ben bu kafadan kurtulamazsam bir çuval inciri berbat edeceğim diye endişeleniyorum.

Bir el atın dostlar... Duruma ne diyorsunuz?
0
norules
(27.10.21)
yeni ilişki herhalde, zamanla alışacaksın sen de, normalleşecek şu an gözündeki yüceliği, o zaman rahatlarsın sanırım. yarı tanrı falan değil sonuçta, kendini baltalama.
0
veritaslibertas
(27.10.21)
iyi zaman gecirirsiniz, iki sene sonra ayrilirsiniz. her yasadiginiz da yasamaya deger. el atmadim ama eyyorlamak istedim
0
ala09
(27.10.21)
İki gönül bir olduktan sonra kimin ne düşündüğünü ne umrunda ki ? İlişkilerde bu tip statü bildiren unsurların düşünülmesi bile bana üzücü geliyor, aklıma bir aralar kız arkadaşım işsiz kaldığında kasiyer olarak çalışmıştı bir dönem "benden utanıyorsundur" belki vs tarzında birşeyler söylemişti, tam aksine ben onla gurur duyuyordum, yalnız kadınlarda bu olay erkekteki kadar anlayışla karşılanmıyor tecrübem bu yönde (bkz hipergami) dikkatli olmak lazım.
0
wiekannich
(27.10.21)
Onun güzelliğine de, hayat standartlarına da bi zaman sonra mutlaka alışacaksın. Alıştıktan sonra cool hareketler sergileyip sevgisini, sadakatini tırt sebeplerle sınamaya kalkarsan eğer büyük tekme yersin. Aranızdaki uçurumun o da farkında. Sen bunu unutursan eğer "vay g.tü kalkmış bunun" der sana mutlaka bi ders verir.

imzayı atana kadar alttan al bence :)
0
IncredibleMau
(27.10.21)
eğer üstünlük sadece fiziksel güzellikse

huzurlu hissetmekle, aşık olmak çok farklı şeyler
yani geçmişte üzüldüğü için seni kullanmıyorsa

birbirinizden üstün olduğunuz, merak duyduğunuz konular varsa
1-2 aya adapte olursun, dert etcek bi şey yok

ayrıca akıllı kadınlar fiziksel güzelliğin geçici olduğunun farkında olarak tercihler yapar
0
bir soru sorcam
(27.10.21)
Dışarıdan sizi gören insanların ne düşündüğünün ne önemi var?

Yanlış anlama ama bu aşağılık kompleksinden kurtulman lazım. Gerisi önemli değil.
0
himmet dayi
(27.10.21)
Çok net olan bir şey var bence. Bu hisler karşı tarafa iyi hissettiren şeyler değil. Bu güvensizliğiniz nihayetinde başka davranışlarınızı da etkiler ve karşınızdaki kişiyle iletişiminiz donuklaşır. Tuhaf bir ortam oluşur yani ister istemez...

Bu kişi bir nedenle sizi beğenmiş. Siz kendinizi ondan daha iyi görseniz de kendi adına, gidip kalmak üzerine karar onundu zaten.

Kendinizi eksik görmeyin, ama kendinizi üstün görün de demiyorum. Bunların hepsinin tuhaf yansımaları olur. Bunun sizin meseleniz olmadığını kendinize anlatıp tüm bu meseleyi bir tarafa bırakmalısınız. Siz kendiniz bu kişiyle ilgili beğenip beğenmediğiniz yönlere odaklanın.
0
akhenaten
(27.10.21)
akhenaten +1
Bunun dezavantajı çıkıyor ortaya zamanla o yüzden bu histen kurtulman lazım.

Şunu kabul etmek lazım, bazen insanların kendinde olumlu görmediği bazı özellikler başkalarının başka eksiklerini tamamlıyor. Klişe ama geçerli bir bakış açısı; kendine sen değer vermezsen başkası vermez. Onu yukarıda gördüğün sürece bunun gerçeğe yansıması da kolaylaşır.

Kimseyi bişeye zorlamıyorsun neticede, bunu sorun etse seninle olmazdı. Olduğuna göre şimdilik etmiyor demektir ama sen buna devam edersen etmeye başlayabilir.
0
Bruce
(27.10.21)
insanın sevgilisine karşı böyle hissetmesi tabii ki saçma ve ben bu tarz uyumsuzlukların çözülebilecek şeyler olduğunu düşünmüyorum. fazla diye düşünüyorsanız fazladır. bugün yarın ona göre şekil alır o ilişki zaten ve biter büyük ihtimalle. benim anlamadığım böylesi bir hisle boğuşup nasıl sevgili olabildiniz? ya ben böyle işlerin cahiliyim ya da siz biraz hızlı davranmışsınız gibi geldi. bana sevgili olmak için bazı temel konularda (uyum gibi) biraz daha rahatlamış/belli konularda anlaşılmış olmak gerekiyor gibi geliyor.
0
erenderk
(27.10.21)
ya kaybetme korkusu sarmış seni. dostum kaybetme diye bir şey yok ilişkilerde. istediğin kadar mükemmel ol güzel bir ilişkiden ayrılınca mükemmel olan da çok üzülüyor kötü olan da. ilşki içinde iken üstün taraf her zaman olacak bunda da sne olmayıver. senden üstün birisi senin yanında olmaktan mutlu iken sen ayrıldığınızda tek kaybedenin kendin olacağını düşünerek kendini germe boş yere. sen kendin ol frekansı yakalamışsın işte. dik dur yanında. her şey olacağına varıyor.

başkalarını da salla yani mesele beraberken başkalarına değil sana bakması seni dinlemesi. başkalarının ona bakması değil. bu ülkede kızlara başkaları hep bakıyor hem de ayı gibi.

aranızdaki uyumu da dengelersiniz zamanlar bazen sosyal bazen durgun güzel güzel gider.
0
andlee
(27.10.21)
Bu kafadan kurtulmazsan sıkıntı yaşayacağın konusuna katılıyorum. İster istemez kısıtlayıcı veya özgüvensiz davranmak karşı tarafı zamanla rahatsız edebilir. Yapman gereken şey insanların birbirine denk bile olsa herkesi eleştirdiğini ve yargıladığını ve ilişkinin devam etmesini sağlayanın statü, dış görünüş vb. gibi şeylerden çok iki kişinin arasındaki dinamikler olduğunu kabullenmek.
Bu kadar harika bir kadının seçimlerine de güvenmek lazım :) İlişkiden aradığı şey huzur, güvenlik vs. olabilir dışarıya karşı nasıl görünürüzden çok (öyleleri de var ama belli ki sizin sevgiliniz değil)

Örnek verirsek ben hayatım boyunca hep kitap okumayı seven entelektüel seviyesi bana yakın ve cool bir sevgili hayal ettim. Kendim de insanlarla çok içli dışlı değilim. Kendimce akademik ve kariyer olarak başarılıyım ve güzel bir kadındım (kilo almama ve mutsuz görünmeme sebep olan olaylardan önce) O zamana kadar bu saydığım özelliklerde çok erkekle tanıştım ancak hiç huzurlu hissettiğimi hatırlamıyorum.

Şimdiki nişanlım kitap okumaktan nefret ediyor ve en tahammül edemediğim şeylerden olduğunu sandığım bozuk bir Türkçesi var. Giyimine falan da dikkat etmez ve akademik açıdan başarı kovalayacak biri de değil. Ama ben de huzurlu hissediyorum ve inanın bu hissi dört dörtlük bir erkeğin yaşatacağı tutkulu bir aşka da değişmem. Bazı insanlar stabillik ve belirlilik sever.
Beni mutsuzken de sinirliyken de kiloluyken de kendimden nefret ederken de gerçekten sevdiğini gördüğüm biri benim için başarılı zengin iyi giyimli arkamızdan "vay be ne cool çift" dedirtecek bir erkekten daha değerli.
0
eatpraylaw
(28.10.21)
bu modla devam edersen elindekinin kaçırırsın, sonuçta olanlar olmuş kendini sana eş hissetmiş artık "o bana fazla" diye düşünmenin bir mantığı yok.
0
lcha
(28.10.21)
Kimler kimlerle beraber. Nice güzel kızlar maganda cahil tiplerle arkadaşlık yaptı, sonunda da ezildi. Anlattığınıza bakılırsa siz gayet uygun görünüyorsunuz birbirinize. Mutluluklar.
0
firez
(28.10.21)
(9)

Hayalinizdeki iş

dissendium
Hayalinizdeki iş nasıl?Hayalinizdeki işi mi yapıyorsunuz?Küçük yerde maaş iyiyse, ulaşım kolaysa bir ömür çalışır mısınız? Büyük yerleri hedeflemez misiniz?Büyük yere ulaşınca iş değiştirme macerasından kaçınır mısınız?
Hayalinizdeki iş nasıl?

Hayalinizdeki işi mi yapıyorsunuz?

Küçük yerde maaş iyiyse, ulaşım kolaysa bir ömür çalışır mısınız? Büyük yerleri hedeflemez misiniz?

Büyük yere ulaşınca iş değiştirme macerasından kaçınır mısınız?
0
dissendium
(26.10.21)
Hayalimdeki is kendi isim. Yani maastan kurtulmak. Calistigim kadar kazanmak.
0
floydian
(26.10.21)
Yani benim öyle gibi, evden yabancı bir firmaya çalışıyorum, izin durumuna karışan görüşen yok 8 de iş başı yapmak yok, bugün Ankara yarın Paris'ten çalışabilirim. Ancak bir arıza olursa gecenin 3'ünde de arayabiliyorlar. 2 senede bir değiştirirdim ancak şimdilik düşünmüyorum tek problem maaşlı olması üstteki arkadaşa katılıyorum.
0
mirty
(26.10.21)
hayalimde iş yok.

ama çocukken ve gençken ne yapmayı hayal ettiysem hepsini yaptım. önce bol seyahatli prestijli "büyük yerde" bi işte çalıştım, mutlu olmadım. sonra daha anlamlı bulduğum bi alana yöneldim maddi kazançtan bi nebze feragat ederek. daha mutluyum. birkaç senede bir iş ve ülke değiştirmeyi daha tercih edilir görüyorum şu an. ilk işimden sonra para kıstasım olmaktan çıkmıştı. yaptığım yapacağım işlerden tek beklentim beni zihnen ve vicdanen tatmin etmesi artık. şimdilik iyiyim ama yine de uzun yıllar aynı yerde çalışmak sıkıcı geliyor. 2 seneye başka şeylere sararım kesin.
0
erenderk
(26.10.21)
Başkomiserlik. Treni kaçırdım tabi. :(
0
stejerners
(26.10.21)
Hayalimdeki iş yaratıcılığımı kullanıp üretebildiğim bi iş, zanaat gibi düşünülebilir. Kendi işimin patronu olsam süper olur ama olmazsam da beni manevi olarak tatmin etsin isterim.

Hayalimdeki işi yapmıyorum hatta doğru dürüst düzenli bi işim de yok.

Küçük yerde maaşım iyiyse ulaşım kolaysa ve sevdiğim birileri de varsa ömür boyu olmasa da uzunca bi süre geçinirdim. Sevdiğim biri- köpeğim bile olabilir- yanımdaysa işten kalan vakti kafama göre tatile çıkarak filan değerlendirir küçük şehirde yaşama işini biraz dengelerdim.

Büyük yere gideyim diye özel bi gayreti olan adamın da bi zahmet risk alıp iş değiştirme, deneme yanılma, kendini geliştirip bi sıçrama sevdası olması gerektiği kanaatindeyim. Yoksa kalanlardan sıyrılamaz. Ben pek hırslı olmadığım için buna yanıt veremiycem.
0
kulaktan dolma biber
(27.10.21)
hayalimdeki iş evden yurtdışına çalışmak olurdu sanırım. dövizle para kazanmak. tl'den kurtulmak.

bunun daha da üstü bir hayal olarak kendi işimi kurup yine dolarla kazanmak.

büyük yerin maaşı önemli. sırf büyük diye tercih etmem. maaşı da iyi olmalı. her zaman daha iyisi vardır.
0
jelly bear
(27.10.21)
hayalimdeki işi hiç sevmeyerek yapıyorum. doktorum. belki yurt dışında severek yapabilirdim.

küçük yer ilk tercihim kesinlikle.
0
andlee
(27.10.21)
Hayalimdeki iş yarış stretejisti olmak. Küçük veya büyük yarış takımı fark etmez.
0
bartholomew87
(27.10.21)
Bilimadami olmak. Diger tum isler vakit kaybi ya da oyalanmak gibi. Ya da basibos insanları oyalayan seyler uretmek gibi.

Kucuk yer iyidir kendi coplugunde otersin.
0
halk
(28.10.21)
(2)

Canım hiçbir şey yapmak istemiyor ama stresten ölüyorum

İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
Merhaba Duyuru'nun Hayat Dolu Tatlış İnsanları,Başlıkta da okuduğunuz gibi canım hiçbir şey yapmak istemiyor. Bir şeye heves ediyorum iki dakika sonra tadı kaçıyor. Motivasyonum yerlerde. İş bulmam gerekiyor ama iş aramayı da 2 haftadır falan bıraktım. O kadar sıktı ki artık her gün 2-3 saatimi ayır
Merhaba Duyuru'nun Hayat Dolu Tatlış İnsanları,

Başlıkta da okuduğunuz gibi canım hiçbir şey yapmak istemiyor. Bir şeye heves ediyorum iki dakika sonra tadı kaçıyor. Motivasyonum yerlerde. İş bulmam gerekiyor ama iş aramayı da 2 haftadır falan bıraktım. O kadar sıktı ki artık her gün 2-3 saatimi ayırıp ilanlara bakmak, yoruldum yeminle. Serbest çevirmenlik yapıyordum bıraktım, tam zamanlı iş bulacağım diye. 1-2 ay önce başımdan aşağı resmen çeviri yağdı, ancak sadece bir tanesini almak geldi içimden.

Kendimi geliştirmem gerekiyor, bazen bildiğim diller konusunda zayıf olduğumu hissediyorum veya yeni bir dil öğreneyim diyorum, gram kılımı kıpırdatmıyorum. Benden seviye olarak geride olanların bir şekilde düzen kurduklarını fark etmeme rağmen eylemsiz kalmaya devam ediyorum. Bu da en çok koyan şeylerden biri. Buna izin verdiğim için kızıyorum kendime.

Şu an kendim için yaptığım tek hayırlı şey profesyonel bir kurumdan mesleki eğitim almak. O da zaten delicesine aradığım bir şeydi. Bu eğitimi de bahane ederek yapmayı düşündüğüm her şeyi bu eğitimin bitimine erteledim. Spora başlamayı düşünüyordum, onu da pandemi bahanesiyle erteledim.

Kendimi her ne kadar insanlarla kolay temas kurabilen biri olarak görsem de şu an sosyal ilişki adına bir düzenim kalmadı. Bir tarafım insanları, bir tarafım yalnızlığı istiyor ve şu an dışarı çıkabileceğim bir arkadaşım dahi yok. En iyi arkadaşımla çok saçma bir sebepten dolayı iletişimi kestim.

Her neyse daha fazla yazmak istemiyorum ama gerçekten artık o kadar zor geliyor ki stres nöbeti gibi, atak gibi bir şey geliyor. Bunu ilk defa Instagram açıp düzen kuran arkadaşlarımın hesabına bakınca yaşadım, sonuncusunu da dün yaşadım, birkaç defa yaşadım bunu son 6 ayda. Derin derin nefes alma ihtiyacı hissediyorum ve sol tarafıma bir sızı saplanıyor. Kalp krizi geçirecek gibi hissediyorum. Benim açımdan olumsuz bir uyarana maruz kalınca oluyor. Böyle bir şey açığa çıktığına göre ciddi sıkıntı olduğunu düşünüyorum. Nasıl kurtulabilirim bu cendereden? Bu cendereyi bırakabilir miyim? Yaşayanınız olduysa nasıl çıktı? Fikir ve tavsiyelerinize açığım. Teşekkür ederim.
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(26.10.21)
Öğretmenlik düşünmüş müydünüz? Formasyon alıp öğretmenlik yapma şansınız varsa onu deneyin derim. Bu şekilde atanmaya çalışırsınız ya da kurslarda öğretmenlik yaparsınız. Gerçi bazı kurslar dil ve edebiyat mezunlarını da çalıştırabiliyor. En kötü özel ders vermeyi deneyebilirsiniz.
0
dissendium
(26.10.21)
Valla olayin sebebi belli iste, kendini oturup milletle kiyaslamayacaksin. 'Benden seviye olarak geride olanlar' ile seklinde baslayan cumlen zaten tum olayi ortaya cikariyor.

Ise ihtiyacin varsa is bulman gerekiyorsa oncelikle hangi isi yapmak istedigine karar ver. Su an oyle bir kararsizligin varmis gibi gozukuyor. Yapacagin ise karar verdikten sonra da is bulana kadar sadece is basvurulari yap ve kendini gelistirmeye cabala. 'Millet su an su konumda' vs diye dusunup kendine iskence cektirme. Isi bulduktan sonra gerisi gelir.
0
j r r tolkien hayrani
(26.10.21)
(13)

Kimseyle "Onunla olduğu gibi" olmuyorsa ne yapmalı?

magni
Hayatınızın ilişki anlamında zirve seviyelerini görüp yaşadığınız bir ilişkiden çıkmışsınız. Kafaların uyumu, hayata dair bakış açıları, mizah anlayışı, seks hayatı vs. Tabii acı olan da şu ki, bazı şeyler ne kadar iyi olursa olsun, bir ilişkiyi devam ettirmeye yetemeyebiliyor, başka şeyler çıkıyor.
Hayatınızın ilişki anlamında zirve seviyelerini görüp yaşadığınız bir ilişkiden çıkmışsınız. Kafaların uyumu, hayata dair bakış açıları, mizah anlayışı, seks hayatı vs. Tabii acı olan da şu ki, bazı şeyler ne kadar iyi olursa olsun, bir ilişkiyi devam ettirmeye yetemeyebiliyor, başka şeyler çıkıyor. Her neyse.

O ilişkinin sonrasında pek çok kadınla flört etmişsiniz ama kimseye dair heyecanlanamadığınızı, yanındayken sıkıldığınızı falan fark ediyorsunuz. Beyniniz adeta otomatik bir şekilde herkesi "onunla" kıyaslıyor, olmuyor.

Bu noktada bence yapılacak üç şey var;

1. Kimseyle bir daha o seviye bir şey yakalanamayacağını kabullenip, daha az tatminkar türde ilişkilerle yola devam edileceğini düşünmek.

2. Zaman içerisinde hayatın benzer seviyede şeyler hissettirecek bir insanı yeniden karşına çıkarabilme ihtimaline inancı kaybetmemek ve bu düşüncenin doğrultusunda denemelere devam etmek.

3. Onunla yeniden işleri yoluna koymaya yönelik hamlelerde bulunmak. (Neredeyse ayrılalı 4 ay olacak, sıfır iletişimdeyiz.)

Ne dersiniz?
0
magni
(26.10.21)
tabii ki 2.

biri asla düşünmeyin. her zaman daha iyisi vardır.

3 anca gereksiz bir sebepten ilişki bitirilmişse olabilir. düzelemeyecek bi şeyse 3ü de eleyin.
0
jelly bear
(26.10.21)
Önce 3. Gerisi gelir zaten.
0
pispinti
(26.10.21)
4. senin düşündüğün kadar iyiyse bitmezdi diye düşünmek
0
bir soru sorcam
(26.10.21)
How I Met Your Mother'ın bir bölümünde şöyle bir deyiş vardı: "Everyone has their own Robin - the person that you loved very much, but you cannot be with. And whoever you'll meet, whatever you'll do, nothing will be like it would be with Robin."

Açıkçası ben de uzun süredir aynı durumdayım. İlişkinin sonrası geçen diyalogsuz 3 senenin üstüne dayanamayıp yeniden iletişim kurmuş ve onun bensiz de "çok iyi" olduğunu görünce hayal kırıklığımı ikiye katlamıştım. Sonrasında denemeye yeltendiğim her ilişkide hep onu aradım ve bu durumun karşı taraf için büyük bir haksızlık olduğuna kanaat getirdiğim için de sürdürmedim. Başlamadım bile denebilir. Ne yazık ki hâlâ aklımı ondan alamıyorum. Orhan Pamuk'un Masumiyet Müzesi'nin ilk cümlesinde söylediği gibi "Hayatımın en mutlu anıymış, bilmiyordum." Ben hayatın bir yerde onu karşıma çıkaracağını bilseydim kendimi farklı yetiştirirdim. Ancak hayatın içinde pişmanlıklar da var. Bunu böyle kabul etmeyi öğrendim artık. Bu acımı azaltmıyor, hiçbir şeyi düzeltmiyor fakat en azından kendimi daha az suçlamama yardımcı oluyor.

Pinhani'nin bir şarkısında da geçtiği gibi:

"Güzel günlerimizin bittiğini sanma, belki bir daha öylesi olmaz ama her bir gün de güzel aslında..."
0
ultranil07
(26.10.21)
Önce 3
3’ün olmayacağından aşırı emin olduktan sonra 2
0
megalomaniac
(26.10.21)
zaman geçtikte sen insan olarak değişeceksin. beğenilerin isteklerin farklılaşacak. dizi karakteri değilsin :). (bence değişmiyorsa asıl bu sıkıntı). duygusal olarak uzaklaştıkça da daha objektif bakabileceksin geçmişteki ilişkine. bitmesinin bir sebebi var sonuçta.

kendini böyle kutulara sıkıştırma onun gibi olur olmaz diye. milyon tane insan var. elbette ki karşına başka insanlar çıkacak.

kısacası, yaşamaya devam et. beklentilerini askıya al derim. romantik ilişki bir insanın hayattaki tek tatmin aracı yani hayat amacı olmamalı bence. işinin arkadaşlarının hobilerinin tadını çıkar. yeni hedefler koy.
0
curious mind
(26.10.21)
2
0
guitarissimo
(26.10.21)
4 ay cok az süre. Iletisime geçme. Işine bak
0
westblack
(26.10.21)
4 ayda mi ondan daha iyisi olmayacagini anladin?

tebrikler, gul gibi saplantiniz olmus :D

kimse vazgecilmez degildir
0
foster
(26.10.21)
Valla ben hicbiri diyorum. Tum secenekler direkt gecmise yas tutma ile alakali, farkli gorunen ikinci secenek bile yine gecmise bisekil takintili olma durumuyla ilgili. Bittiyse bitmistir, 'yok baskasi sunun gibi olacak mi' vs diye dusunup isi bisekil yarisa cevirmeye de gerek yok. Unut gitsin, direkt onune bak.
0
j r r tolkien hayrani
(26.10.21)
aynisini yasiyorum yillardir.

ben ilk zamanlar 2ydim. artik 1im.

benimkinde yillar oldu. artik olmaz ama sana tavsiyem 3.

bu arada 4 ay olmus ve pekcok flort mu? bu kisim biraz garip
0
Kittie
(26.10.21)
@foster @Kittie Süre 4 ay, oturup bekleyene bu çok aşırı uzun bir zaman değil tabi ama ben boş durmadım, dating app'lerden tanıştığım kişiler oldu. Aklım ve hislerim başka birine kaysın istedim. Ama pek başarılı olduğumu söyleyemem.
0
🌸magni
(26.10.21)
o çoktan yeni bir ilişkiye başladı bile, dolayısı ile 3 bir seçenek değil. seninleyken yaptıklarını başkaları ile yapıyor ve halinden oldukça da memnun.

atlatamayan sensin ve onunda atlatamayacağını düşünüuyorsun ancak bu doğru değil, 3 ncü haftadan sonra kadınlar yeni bir ilişkiye hazırlardır. 4 ncü haftada birini bulur, çivi çiviyi söker deyimi de buradan gelir. kadınların hayatta kalma içgüdüleri bu şekilde gelişmiştir. savaşta erkeği ölen kadın yıllarca ağlayarak vakit kaybetmez, o çiftliği, o işi idare edebilecek birini bulur. günümüzde bu çok daha hızlı, instagram, tinder, okcupid saolsun.

dolayısı ile öncelikle onunla olan onunla güzeldi diyeceksin, başkalarında başka güzellikler bulacaksın ve hayatına devam edeceksin.
0
selam
(26.10.21)
(10)

Her şeyden bıkınca napıyoruz?

Bruce
İş yerinde her şeyi halleden olmaktan bıktım. Çözülemeyen sorun olduğunda yardım istenen olmaktan bıktım. Sorunu olan arkadaşların danıştığı insan olmaktan bıktım. Babamın muhasebesini tutmaktan bıktım. Ablamın işiyle ilgili fikir vermekten bıktım. Beraber büyüdüğüm, en yakınım dediğim kuzeninim kar
İş yerinde her şeyi halleden olmaktan bıktım. Çözülemeyen sorun olduğunda yardım istenen olmaktan bıktım. Sorunu olan arkadaşların danıştığı insan olmaktan bıktım. Babamın muhasebesini tutmaktan bıktım. Ablamın işiyle ilgili fikir vermekten bıktım. Beraber büyüdüğüm, en yakınım dediğim kuzeninim karı kız muhabbetinden bıktım. Kendi karı kız muhabbetimden de bıktım.

Kimse beni aramasın istiyorum. Kimseye derman olmak istemiyorum. Genel olarak sorumluluk sahibi olmaktan bıktım. Görünmez olmak istiyorum, var olmamak istiyorum.

Napıyım, kendimi ölü mü göstereyim? Bildiğiniz kimlik değiştirmeci var mı? Nasıl kaçıcam her şeyden?
0
Bruce
(26.10.21)
(bkz: abi geç oldu yat istersen artık )

Sal gitsin bruce, dert etme o kadar.
0
j r r tolkien hayrani
(26.10.21)
telefonu kapatın.
0
erenderk
(26.10.21)
buraya değil de bu insanlardan birine patlıyoruz ve bu kişileri korkutuyoruz, bir süre bize bir şey demeye korkuyorlar, biraz rahat ediyoruz ama sonra da bu insanları kırdığımız için vicdan azabı çekiyoruz.
0
rahip janick
(26.10.21)
İstifa edip telefonu 1-2 ay bıraksan kendine gelirsin ama niye böyle doldun ki şimdi acaba o.O
0
abuzer
(26.10.21)
dolmussun iyice, hicbir seyi dusunmeden telefondan internetten insandan uzak bi kafa tatili 1 haftada resarj eder aslinda. ve bu noktaya gelmeden belli periyotlarla kucuk tatiller iyi gelir diye dusunuyorum sonrasi icin.
0
in vino veritas
(26.10.21)
Hayır demeyi öğrenerek.
0
bagcivan
(26.10.21)
haha şaşırdım okuyunca.
abi sen gerçek hayatta da duyuruda olduğu gibi her soru sorup yardım isteyene ilk koşup cevap veren kişi oluyorsan bunların başına gelmesi ve sonuçta bıkmak normal.
ben mesela beni bıktıran birisi olursa dinlemiyorum. dinler gibi yap dinleme mesela.
0
dafuq
(26.10.21)
hacı o değilde sana bir şey sorcam.

bir eleman var bana borcunu vermiyor onu nasıl yaparız?
0
duyurukullanıcısı
(26.10.21)
Hocam toplumun sizin gibi insanlara çok ihtiyac var, her 10 insana bi tane sizin gibi insan gerekiyor. Göreve devam :(

Biraz mola iyi olabilir dabi.
0
WithWorth
(26.10.21)
biraz tatil iyi gelir, telefonsuz tabii. hatta bana iki gün kamp bile iyi geliyor.
0
selam
(26.10.21)
(14)

Sizin de evli arkadaşlarınız böyle mi? Her şeye eşini katan arkadaş sorunu.

ms brownstone
En yakın arkadaşlarımın 2’si evlendi. Ben evli değilim ve erkek arkadaşım işi sebebiyle yılın yarısını falan yurt dışında geçiriyor. O burdayken de değilken de asla arkadaşlarımı eşleri olmadan göremiyorum. Bu arkadaşlardan biri 2 senedir evli ve sevgilisiyle 8-9 senedir birliktelerdi zaten öncesind
En yakın arkadaşlarımın 2’si evlendi. Ben evli değilim ve erkek arkadaşım işi sebebiyle yılın yarısını falan yurt dışında geçiriyor. O burdayken de değilken de asla arkadaşlarımı eşleri olmadan göremiyorum.

Bu arkadaşlardan biri 2 senedir evli ve sevgilisiyle 8-9 senedir birliktelerdi zaten öncesinde de. O zamanlar da sürekli sevgilisine göre planlarını ayarlardı. Mesela kız kıza tatile giderdik o 2-3 gün sonra bizden ayrılırdı ve sevgilisi gelirdi birlikte kalmaları için. O zamanlar da biraz bıktığım olurdu her şeye dahil etmesinden ama aynı şehirdeydik ve baş başa vakit geçirebiliyorduk yine de. Şimdi farklı şehirlerdeyiz ve kocası olmadan görmedim 2 senedir.

Diğeri de haftanın 3-4 günü benimle aynı şehirde oluyor ve diğer günler başka bir şehre gidiyor. Bu yüzden çok sık görüşemiyoruz ama ne zaman görüşecek olsak 3 kişiyiz. Kendisi, kocası ve ben. Çocuğu seviyorum bu arada ben de ama bazen de kız kıza oturmak istiyorum yani arkadaşlarımla. Düşündüm de en son kız kıza vakit geçirebilmemiz bundan 4 sene önce falanmış.

Yani ikisinin de eşlerini seviyorum aslında ama sürekli geçireceğimiz vakti kocalarına göre ayarlamalarından ve asla tek başlarına buluşmaya gelmemelerinden sıkıldım artık. Bugün 2. bahsettiğim arkadaşımla buluşacaktık ve yine kocasına uymayacaktı. Ben de en son dayanamayıp “bir kere de sen tek gel, onunla sonra da görüşürüz” dedim. Önce olabilir falan dedi ama dün gece iptal etti yine.

Sizin de evlenen arkadaşlarınız böyle mi? Eşlerinden ayrı vakit geçiremeyen tipler mi oluyor yani insanlar evlenince? Yani biz evli değiliz ama erkek arkadaşım burdayken de o ve diğer erkekler olmadan kız arkadaşlarımla vakit geçirmek isterim bazen. Sonuçta yakın arkadaşım ve daha özel şeylerimi de paylaşabileceğim kişiler onlar. Ama onlar için böyle bir şey ihtimal dahilinde değil ve bu yüzden sinir oluyorum biraz. Haksız mıyım sizce?
0
ms brownstone
(25.10.21)
ben evli değilim, sevgilim de yok ama benim çevremde durum tam tersi diyebilirim. özellikle eşlerle birlikte olacak şekilde bir plan yapılmamışsa kimse eşini getirmez, eski zamanlardaki gibi sohbet edilir, eğlenilir herkes evlere dağılır. eşlerle birlikte bişeyler yapalım planı da çok olmaz açıkçası.

ablam da eşiyle birlikte çok fazla plan yapmaz mesela, eşinin haftada bir gün üniversite arkadaşları ile düzenli buluşmaları olur, onun dışında da çıkar arkadaşlarıyla görüşür, tatillere gider gelir, aynı şekilde ablam da öyle yapar. sizin arkadaşlarınızın davranışları bana pek normal gelmedi açıkçası. ben bozulurdum ve görüşmek istemezdim sanırım.
0
hypathia
(25.10.21)
Öyle çiftler var maalesef. Yapışık ikiz gibiler. Haklısınız. Bunu bence erkeğin düşünmesi lazım "benim ne işim var?" diye. Ben evli olsam, eşim kız arkadaşıyla buluşacak olsa, "iyi ben de evde PS oynarım" falan derdim. Ama en büyük hata kızda. Dünyada sanki sadece kendisinin eşi varmış gibi davranıyorsa bence hayatınızdan çıkarın gitsin.
0
dissendium
(25.10.21)
Böyle. Eşlere uymadan plan bile yapılamıyor, hatta evlendikten sonra tamamen yokolan arkadaşım var. (Bekarım)
0
dreamnesiac
(25.10.21)
evleneli 6 yıl, ilişki başlangıcı ise 14 yıl olan ben için anlattıklarınız çok ilginç geldi.

bir erkek olarak bana göre eşimin hemcins arkadaşlarıyla olan ortamına girmek aşırı sıkıcı. Hani eşlerle katıldığımız bir ortam olsa ve kafa dengi olsa yine neyse ki o bile çok kafa açıyor.

Evet, birlikte vakit geçiririz, genelde beraber hareket eder, planlama yaparız ancak ben arkadaşım / arkadaş grubumla takılırken, o da kendi arkadaşlarıyla takılırken kimse kimseye "sen gelme" demez ama bir zincir varmış gibi de sürüklemez.
0
foolrules
(25.10.21)
evliyim, etrafımdaki de 1 arkadaşım hariç herkes evlendi neredeyse.
buluşma öncesinde eşli ya da eşsiz olacaksa bu konuşulur, herkes ona göre hazırlık yapar.
erkek erkeğe de buluşuyoruz, eşim de arkadaşlarıyla kız kıza buluşur, bazen de toplu olarak buluşuruz. sürekli eşli buluşmak aşırı saçma.
senin arkadaşlardaki sıkıntı bence kocaları ile alakalı. kıskanıyorlardır, izin vermiyorlardır vs vs. saçma ama böyle, gerici kafalarda herkes maalesef.
0
roket adam
(25.10.21)
benim eşim çağırdığında kız arkadaşlarıyla olan planlarına genelde "ne işim var benim gelmiyorum" derim :)
0
xrated
(25.10.21)
arkadaşının yaptığı tamamen saçmalık

(evliyim ve evli arkadaşlarım var)
0
xdenizx
(25.10.21)
Hocam valla açık açık talep etmekte fayda var. Bazen don sütyen muhabbeti yapmak istiyorum yapamıyorum, tamam eşli de olsun ama birbirimizi tek görmeyeli 4 sene olmuş düşününce de. Bence bi bilsin, eğer yok "ben eşimsiz görüşemem" diyorsa, sen de ona göre beklentiye girmezsin.

bende eşli-eşsiz görüşmeler baştan konuşulur. Kızkıza olmanın keyfi başka.
0
lcha
(25.10.21)
Evli değilim, bende de tam tersi.

Sık görüştüğüm arkadaşlarımın da buluşmalara eşleriyle geldiği oluyor. Ama daha sık eşleri olmadan geliyorlar. Ben de bu arkadaşlardan biriyle 3-4 yıl eşi olmadan görüşemeyecek olsam soğurdum biraz.
0
himmet dayi
(25.10.21)
evliyim. dışarıda çok plan yapmıyoruz zaten ama diyelim ki yaptık, diğerimiz davet edilmediyse o plana dahil olmaz ve bundan rahatsızlık da duymaz. bence de her yere kuyruk gibi eşli gidilmez ama herkes için bu böyle olmalı diyemeyiz. belki sizin arkadaşınıza dümdüz senle tek konuşmaya ihtiyacım var bana vakit ayırır mısın demeniz gerekiyordur. bunu bu düzlükte ifade etmedikçe arkadaşlarınızın tutum değiştireceklerini düşünmüyorum.
0
evde liyakat kalmamis
(25.10.21)
xdenizx +1
ama aynı zamanda
lcha +1

Evliyim, en yakın arkadaşım evli ve çocuklu, farklı şehirlerde yaşıyoruz. Kısıtlı zamanlarda görüşebiliyoruz artık çoğunlukla. Bir araya gelebildiğimizde önce çocukları babaanneye bırakıyorlar, sonra buluşuyoruz. Arada "ne zamandır baş başa kalamadık ya yeter" deyip eşlerimizi bırakıyoruz, kısa süreli olsa bile en azından bir kahve içiyoruz ikimiz.

Bulunduğumuz yerdeki arkadaşlarımızla da bazen çiftler halinde, bazen kendimiz program yapıyoruz, genellikle önceden belli oluyor zaten plan yaparken. Bu arkadaşların da çoğu evli, bazıları çocuklu.

Yani bütün evli çiftler böyle değil ve sinir olmakta haklısınız. Ama kendi kendinize sinir olacağınıza "bu sefer kız kıza buluşalım, ne zamandır yapamıyoruz özledim," deyin. Yine de olmuyorsa artık zorlamazsınız siz de.
0
kobuzchu kiz
(25.10.21)
Eşiyle kararlaştırmadan plan yapmak benim zihniyetime ters açıkcası. Ben pazar kankilerimle program yaparım ama eşimin benimle yapmayı planladığı bir aktivite vardı mesela benle henüz paylaşmadığı olmaz benim gözümde. Çevrem de bu kafada.
Ama kadın kadına veya erkek erkeğe olan plana siyam ikizleri gibi eşini getirmek bana çok abes geldi. Benim maç muhabbetinde ne işim var ne halt yerlerse yesinler erkek erkeğe.
0
cilekli pasta
(25.10.21)
Evliyim, evli-bekar-boşanmış arkadaşlarım var ve onlarla (eşlerden ayrı) buluşabiliyoruz. Tatil deseniz hadi bir nebze ama yemeğe / çay içmeye de eşinle beraber gitme adam/kadın!

Tatili ayrı tutma sebebim eşler çalıştığı zaman birbirlerine ayıracak vakitleri kalmıyor, e tatil de sayılı gün, o sebeple şeettim.
0
SiyamkedisiZorro
(25.10.21)
2 çocuk babası, 6 yıldır biri olarak, zırp pırt ota boka karısını getiren adam ya maldır yada sünepenin tekidir...
Her yere eşle gitme, eşe saygı göstermek anlamına gelmez.
0
maksat muhabbet
(26.10.21)
(4)

Nasıl sosyallesiyorsunuz

dafuq
Bu tip sorulara eskiden spor yap diye cevap verilirdi.Ya şimdi?
Bu tip sorulara eskiden spor yap diye cevap verilirdi.
Ya şimdi?
0
dafuq
(24.10.21)
sosyalleşmiyoruz ki. evden çıkmak 100 tl en az. yaz'a kadar evdeyiz.
0
kanasla intihar eden adam
(24.10.21)
Sosyalleşemiyoruz+1
Hava güzelse evden bir şeyler hazırlayip dışarıda piknik yapıyoruz ya da devlet tiyatroları.
0
Amaranta ursula
(24.10.21)
ayda bir etkinlik bakıyorum kafama yatanlardan.
0
evimin paspasi
(25.10.21)
sosyalleşmiyorum. tüm yakın arkadaşlarım yurt dışına kaçtı, kalanlar da başımı ağrıtıyor. ev kuşuyum.
0
erenderk
(25.10.21)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.