Giriş
(2)

ingilizce bu cümleyi tam anlayamafim

emekli intihar komandosu
Merhaba. Onemli bi mailin bi bolumunde gecen bir cumle. Tam olarak anlayamadim yanlislik olsun istemedim. Yardimci olabilir misiniz?I did not realize you were coming to visit.
Merhaba. Onemli bi mailin bi bolumunde gecen bir cumle. Tam olarak anlayamadim yanlislik olsun istemedim. Yardimci olabilir misiniz?

I did not realize you were coming to visit.
0
emekli intihar komandosu
(03.02.14)
ziyarete geleceğini/ziyaret için geleceğini fark etmemiştim.
0
tepedeki psychedelic adam
(03.02.14)
Formal: Ziyarete geleceğinizi düşün(e)memiştim.

Informal: kardsm valla aklıma gelmedi gelecegn yaa
0
der meister
(03.02.14)
(6)

küçük bir ingilizce çeviri yine

feykalade
olması gereken de bu zaten/normali de bu (ya ne olacağıdı manasında) nasıl derim?
olması gereken de bu zaten/normali de bu (ya ne olacağıdı manasında) nasıl derim?
0
feykalade
(03.02.14)
It already had to be like that.
0
oddyseus
(03.02.14)
it is supposed to be like this, this is the normal way.
0
compadrito
(03.02.14)
this is what supposed to be şeklinde olsa gerek.

not: ing bildiğimi iddia etmiyorum, kesin yamuluyorumdur.
0
avkatbey
(03.02.14)
ya daha çok kullanılan bir kalıp vardı of course it will miydi neydi
0
🌸feykalade
(03.02.14)
Londra'lı bi herif geldi Cuma günü. Toplantı yaptık. İlk cümlesi, It has been raining every day since December 2nd. oldu...

ikinci cümlesi de gülerek, it is supposed to rain, it is London!

oldu... Tam bir ya ne olacağıdı durumu yani...
0
compadrito
(03.02.14)
Gerçi olmak gerceklesmek anlaminda olmak burda. Emin olmamakla birlikte. "Already, It supposed to take place like that." Olabilir
0
oddyseus
(03.02.14)
(1)

tek satır çeviri ing

dahinnotha
"Woe to those who rise early in the morning, that they may lay hold of strong drink, who stay up late at night as wine inflames them!" ölü deniz parşömenlerinde geçiyor.
"Woe to those who rise early in the morning, that they may lay hold of strong drink, who stay up late at night as wine inflames them!" ölü deniz parşömenlerinde geçiyor.
0
dahinnotha
(02.02.14)
o sabah erken başlayıp gece yarılarına kadar içenlerin evlerini ateş bassın gibisinden bir şey.tartışmalar dönmüş wine aceba şarap değil de üzüm suyu anlamına geliyodu da aslında bizim şimdi şarap olduğunu düşündüğümüz(fermante alkollü üzüm suyu) şeye strong drink mi diyorlardı şeklinde.eğer öyle ise 'Üzüm suyu onları yakarken o sabah erkenden başlayıp geceye kadar alkol alanların üzerinden keder eksik olmasın.'
0
panthera onca
(02.02.14)
(1)

İstanbulda Fince nereden veya kimden öğrenebilirim?

lgofkronos
Fince öğrenmem gerekiyor. Ancak çok rağbet gören bir dil olmadığı için google derdime derman olamadı. Istanbul içerisinde (tercihen beşiktaş civarında) öğrenebileceğim bir kurs veya özel ders veren birisini bilen varsa beri gelsin. Teşekkürler.
Fince öğrenmem gerekiyor. Ancak çok rağbet gören bir dil olmadığı için google derdime derman olamadı. Istanbul içerisinde (tercihen beşiktaş civarında) öğrenebileceğim bir kurs veya özel ders veren birisini bilen varsa beri gelsin. Teşekkürler.
0
lgofkronos
(02.02.14)
Finlandiyanin fahri konsolosluguna danisabilirsiniz.
0
nicki martin
(02.02.14)
(2)

Bir cümle

Allahin Sopasi
when yo feel like giving up, remember why you held on for so long in the first place.en güzel nasıl ifade edilir türkçe
when yo feel like giving up, remember why you held on for so long in the first place.

en güzel nasıl ifade edilir türkçe
0
Allahin Sopasi
(02.02.14)
İçinden vazgeçmek geldiğinde, ilk önce neden bu kadar uzun beklediğini hatırla.
0
compadrito
(02.02.14)
compadrito'nun çevirisi iyi ama "beklediğini" yerine "dayandığını" kullanırsan anlamı daha iyi verir bence..
0
ianism
(02.02.14)
(4)

İngilizce Kelime Sorusu

redskull
Askeri vesayet, yargı vesayeti vb. anlamında kullanılan vesayet sözcüğünü karşılayan İngilizce kelime nedir?
Askeri vesayet, yargı vesayeti vb. anlamında kullanılan vesayet sözcüğünü karşılayan İngilizce kelime nedir?
0
redskull
(01.02.14)
domination
0
himmet dayi
(01.02.14)
custody olmaz mı? ya a da supervision
0
🌸redskull
(01.02.14)
hayır olmaz. senin söylediğin kelimeler, denetim altına almak, koruma altına almak gibi anlamlara gelir. askeri vesayet denince burada vesayet domine etmek, hakimiyet kurmak, ele geçirmek gibi anlamda kullanılır.

diğer bir kelime de tutelage ama domination daha doğru olur.
0
himmet dayi
(01.02.14)
Kamu Düzeni Müsteşarlığı'nın "Silent Revolution" isimli yayınında tutelage kullanılıyor.
0
🌸redskull
(16.03.14)
(1)

matematikli çeviri

baba jo
yav arkadaş, 8 senedir matematik görmemişim, bi de gele gele nasıl mühendissel matematikli şeyler geldi! şunu çevirirseniz çok mutlu olucam, daha doğrusu rahatlamış olucam. direkt çeviri olmasa da olur, ne anlatmak istiyor onu deseniz bile olur.use smoothing by bin means to smooth the data, using a
yav arkadaş, 8 senedir matematik görmemişim, bi de gele gele nasıl mühendissel matematikli şeyler geldi! şunu çevirirseniz çok mutlu olucam, daha doğrusu rahatlamış olucam. direkt çeviri olmasa da olur, ne anlatmak istiyor onu deseniz bile olur.

use smoothing by bin means to smooth the data, using a bin depth of 3.
0
baba jo
(01.02.14)
demek istiyor ki datayi ucerli gruplara ayirip gruplardaki her sayiyi o grubun ortalamasi varsay ki boylelikle olcme hatalarini ya da kucuk volatileleri yumusat.

yardimci olur belki diye yazdim. birebir turkce terimleri ben de bilmiyorum ne yazik ki.
0
f_d
(01.02.14)
(7)

i miss you/ i do miss you

ice age
Fiilden önce ''do'' koyunca nasıl bir anlam kazanıyor cümle?örneğin, we need timewe do need time.Böyle bir racon mu var yoksa benim muhattap olduğuklarımın(fransız,alman) mı ingilizcesi hatalı?
Fiilden önce ''do'' koyunca nasıl bir anlam kazanıyor cümle?
örneğin,
we need time
we do need time.

Böyle bir racon mu var yoksa benim muhattap olduğuklarımın(fransız,alman) mı ingilizcesi hatalı?
0
ice age
(31.01.14)
daha vurgulamak için. (kesinle, tabii ki) zamana ihtiyacımız var.
hatalı bi kullanım değil.
0
tepedeki psychedelic adam
(31.01.14)
eylemi vurgulamak için kullanılıyor. "tabii ki seni özlüyorum", "kesinlikle zamana ihtiyacımız var" gibi bir anlam veriyor.
0
nilmiye
(31.01.14)
+ i don't think we need time.
- mate, we do need time!

(vurgu)
0
ack3000
(31.01.14)
eyvallah gençler...

I do love you
0
🌸ice age
(31.01.14)
bir örnek de ben vereyim.

hiç mi özlemedin beni? diye sordular diyelim.

cevap: "I did miss you" olur. (did'de vurgu)

"I missed you" o tadı vermiyor dikkat ederseniz. yani vurguyu koyacak yer yok :)
0
supergirl
(31.01.14)
vurgu için o do. konuşma tonundaki o baskın vurguyu düşün. onun yazılı hali gibi.
0
kirazıseviyorum
(31.01.14)
"gerçekten, ciddi bir şekilde" anlamı katıyor,
0
nucleon
(04.02.14)
(4)

But the tip of the iceberg ne demek yahu?

gadanallah
just the tip of the iceberg dese anlasilir da, bu ne demek? Ornek:Nonetheless, where the worldwide trade in women and children is concerned, it is but the tip of the iceberg.Daha fazlasi:http://www.google.com.tr/search?q=%22+but+the+tip+of+the+iceberg%22&ie=UTF-8&oe=UTF-8&hl=en&client=safari#hl=en&q
just the tip of the iceberg dese anlasilir da, bu ne demek? Ornek:

Nonetheless, where the worldwide trade in women and children is concerned, it is but the tip of the iceberg.


Daha fazlasi:



www.google.com.tr
0
gadanallah
(31.01.14)
Aynı anlam. Sadece konsantre etkili. Just deyince "bu sadece görünen tarafı", bu ise "daha buzdağının görünen tarafından başka bir şey değil" gibi.

Edit: 3 saatlik uyku ile takılıyorum, çok değil ama az miktar saçmalamışım. Onu editledim.
0
aychovsky
(31.01.14)
bence just-but aynı. bir şey fark etmiyor.
0
sir gawain
(31.01.14)
"buzdağının görünen kısmından başka bir şey değil" anlamında.
0
r_u_h
(31.01.14)
orada yutulmuş bir nothing var gibi düşünebiliriz, "nothing but the tip of the iceberg".
0
baba jo
(31.01.14)
(5)

Bu Turkce ifadelerin Ingilizce karsiliklari var mi?

motrax
Merhaba canlarim,Ben senelerce Ingilizcemi iyi zannederken, aslinda derdimi anlatacak kadar Ingilizcem olmadigi ortaya cikti. Beni aydinlatabilir misiniz, asagidaki ifadelerin Ingilizce karsiliklari var midir? 1) Diyelim ki cekmeceye elini sikistirdin, elin acidi tabi elini ovusturuyosun ya da nanem
Merhaba canlarim,

Ben senelerce Ingilizcemi iyi zannederken, aslinda derdimi anlatacak kadar Ingilizcem olmadigi ortaya cikti. Beni aydinlatabilir misiniz, asagidaki ifadelerin Ingilizce karsiliklari var midir?

1) Diyelim ki cekmeceye elini sikistirdin, elin acidi tabi elini ovusturuyosun ya da nanemolla bir insansin bagiriverdin. Insanlar ne oldu diye sorunca "Elimi sikistirdim" dersin olur biter. Ben bunu Ingilizce nasil diyecem bilemedim gecen gun. Sorun ne oldugunu aciklamak degil de Turkcede iki kelime ile anlatabildigimiz gibi Ingilizcede de derdimizi kisaca ifade edebilir miyiz, onu bilemedim. Ingilizce hangi fiil yapar ayni isi?

2) Dirsegini sivri bi yere carpinca kolun uyusur, "Dirsegimi carptim" dersin herkes anlar. Ingilizcesi nedir bunun? Uzun uzun kol anatomisine girmeden derdimizi anlatacak bir fiil/kelime obegi var midir?

3) Bazi insanlar bazi yerlerine dokunmaya calisinca huylanirlar ya, ozellikle karin yanlarina. "Yapma lan huylaniyorum hayvan" derler. "Huylanmak" kelimesinin Ingilizcesi ne ola ki? "Tik"inkini biliyoruz tamam ama "huylanmak" biraz daha farkli sanki tiki olmaktan.

Haydi bilenler bilmeyenlere ogretsin. Tesekkur ettim simdiden. Canlarim. Hepiniz cok guzel insanlarsiniz.
0
motrax
(31.01.14)
1. I got my hand jammed

2. I hit my funny bone

3. ...makes me ticklish
0
ermanen
(31.01.14)
ermanen'e alternatif olarak gelsin:

1) 'I jammed my finger in the drawer'.
2) 'I hit my elbow' veya sinirin uyuştuğunu da ifade etmek istersek 'I hit the nerve in my elbow'.
3) 'I become restless/nervous' veya 'I am disturbed'.
0
yine ben
(31.01.14)
Hurt de geç git, takilma bu konulara. ;)
0
naughtyfisherman
(31.01.14)
1-my hand got stucked in the drawer
2-i hit my funny bone/elbow/ulna nerve
3-ticklish +1
0
r_u_h
(31.01.14)
I got my fucking hand in the drawer oh yeah man.
0
trixi
(31.01.14)
(4)

türkçe küfür / ingilizce karşılık

synche
ananıanneni"ananı" derken ingilizce tam bir karşılığı var mı?"ananı" türkçe terim ( lan vb. gibi ) mi sayılmalı?bir oyun ( role play ) sunucusu için kurallar hazırlıyoruz...gece gece bunun üzerine bir tartışma dönüyor ve beni baydı o yüzden sormam lazım...
ananı
anneni

"ananı" derken ingilizce tam bir karşılığı var mı?
"ananı" türkçe terim ( lan vb. gibi ) mi sayılmalı?
bir oyun ( role play ) sunucusu için kurallar hazırlıyoruz...
gece gece bunun üzerine bir tartışma dönüyor ve beni baydı o yüzden sormam lazım...
0
synche
(31.01.14)
yo momma :)
0
march or die
(31.01.14)
motha'
0
bohr atom modeli
(31.01.14)
samp rpg değildir umarım bu :D
0
oddyseus
(31.01.14)
motamot çeviri olmaz.

onun dengi popüler ingilizce küfürü şöyle yazabilisin:

"you son of a..."
0
ermanen
(31.01.14)
(16)

harcanmış yetenek ? ingilizcesi?

eipcack
yetenek gerekli zamanda kullanılmamış. buna ingilizcede ne nedir?"ruined skill" geldi ilk aklıma ama tam karşılığı değil sanırım. yardımcı olur musunuz?
yetenek gerekli zamanda kullanılmamış. buna ingilizcede ne nedir?

"ruined skill" geldi ilk aklıma ama tam karşılığı değil sanırım. yardımcı olur musunuz?
0
eipcack
(31.01.14)
ben de "wasted talent" diyerek atlıyorum ortaya.
0
thereisnowayoutbitch
(31.01.14)
wasted talent +1
0
kaynaklari etkin kullanamayan iktisatci
(31.01.14)
wasted potential derdim misal
0
astaroth
(31.01.14)
wasted talent+1
0
ekaterina
(31.01.14)
wasted biraz acımasızca olmaz mı ya :) yani ah keşke kullansaydın şu yeteneğini demek için mesela nasıl kullanabiliriz
0
🌸eipcack
(31.01.14)
yoo olmaz bence, harcanmış yeteneğin tam olarak gayet güzel bi' karşılığı wasted talent. "skill" daha ziyade belli bir şeye olan yeteneği ifade etmek için kullanılıyor, o yüzden talent uygun. "harcanmış" için de "wasted" cuk oturuyor. bence daha iyisi yok. bulan varsa söylesin, tebrik edelim.
0
der meister
(31.01.14)
"spent ability" diyip kaçıyorum buralardan :D
0
Ezequiel
(31.01.14)
bence potential daha doğru.
0
kirazıseviyorum
(31.01.14)
ben de oyumu wasted potential'dan yana kullanıyorum.

çünkü yetenek gerekli zamanda kullanılmamış artık da iş işten ağırdan geçmiş sanırım. o potansiyel varmış ama gitmiş... evet.
0
thereisnowayoutbitch
(31.01.14)
wasted talent +56412
0
king lizard
(31.01.14)
unfulfilled (potential) demek istedim ben.

dictionary.babylon.com
0
Lim5
(31.01.14)
@lim5

unfulfilled tatminle alakalı değil mi, doyumla falan?
0
kirazıseviyorum
(31.01.14)
wasted potential +1
0
pisilerpisisi
(31.01.14)
wasted potential.

yapabilirdi, ama yap(a)madı gibi bir anlamı var.
0
devilred
(31.01.14)
underachieved de denebilir
0
rhollor
(31.01.14)
diyelimki piyanoya potansiyeli var ama çocuk piyano çalışmıyor, yeteneğini geliştirmiyorsa wasted potential olur.

ama senin dediğin gibi yetenek gerekli zamanda kullanılmamış ise wasted talent daha doğru bence.
0
king lizard
(31.01.14)
(1)

30 saniyelik çeviri

jamal_vs_jason
acil yardım arkadaşlar. Şu linkte :http://www.youtube.com/watch?v=0HJp6nE71HU3:15-3:45 arası anlatılanı acil öğrenmem gerek. Şimdiden teşekkürler.
acil yardım arkadaşlar. Şu linkte :

www.youtube.com

3:15-3:45 arası anlatılanı acil öğrenmem gerek. Şimdiden teşekkürler.
0
jamal_vs_jason
(30.01.14)
They take corn flavor and mix it with water and extrusion machine forces the mixture through round holes. When the snake like streams come out the other end, a knife cuts them into pieces.
the heat and the machine then causes the flavor and those pieces to explode creating slightly curled pops. they spray those pops with the mixture of
canole oil, powder cheese and natural colorings. a revolving drum mixes it alltogether.
0
marcelorios
(30.01.14)
(1)

sunu ince dokunuslarla paraphrase edebilecek olan birisi var mıdır

cokponcik
tesekkurler sımdıdenAlthough its economy boomed as a result of the flood of foreign capital and low interest rates after joining the euro, Greece still continued to spend heavily on the public sector, specifically on jobs and pension plans (The Economist, 2010a). “Lower interest rates allowed the go
tesekkurler sımdıden

Although its economy boomed as a result of the flood of foreign capital and low interest rates after joining the euro, Greece still continued to spend heavily on the public sector, specifically on jobs and pension plans (The Economist, 2010a). “Lower interest rates allowed the government to refinance debt on more favourable terms: the ratio of net interest cost of GDP fell by 6.5 percentage points in the decade after 1995. The underpricing of default risk during the credit boom gave Greece easy access to longer-term borrowing. Lower interest rates also spurred a spending splurge. The economy grew by an average of 4% a year until 2008” (The Economist, 2010a, A marathon, not a sprint). As a result of overspending, the government sector in Greece grew rapidly between 2000 and 2009, though not fully paid by tax and other revenues (see Figure 2.1a). As Figure 2.1a shows, general government expenditure in 2009 was 50.4% of GDP, while general government revenue was 36.9% of GDP. Additionally, Figure 2.1a demonstrates that at least since 2000, general government revenue as a percentage of GDP has consistently remained lower than government expenditure.
0
cokponcik
(30.01.14)
Although its economy boomed owing to flood of foreign capital and low interest rates caused by the eurozone, Greece still continued to spend heavily on the public sector, particularly on job and pension planning (The Economist, 2010a). “Lower interest rates allowed the government to refinance debt on more favourable terms: the ratio of net interest cost of GDP fell by 6.5 percentage points in the decade after 1995. The underpricing of default risk during the credit boom gave Greece easy access to longer-term borrowing. Lower interest rates also spurred a spending splurge. The economy grew by an average of 4% a year until 2008” (The Economist, 2010a, A marathon, not a sprint). As a result of overspending , public sector grew rapidly between 2000 and 2009, though not fully supported (subsidized)by taxation and any other revenue (see Figure 2.1a). As Figure 2.1a shows, in 2009, general government expenditure was 50.4% of GDP, whereas general government revenue was only 36.9%. In addition, Figure 2.1a demonstrates, since 2000, general government revenue figures has consistently remained below that of government expenditure when compared in gdp percentages.
0
theunforguven
(31.01.14)
(1)

30 gunluk yabanci dil setleri

fraise
bu 30 gunluk egitim setleri gercekten ise yariyor mu? ingilizce metinleri okuyup az cok anlayabiliyorum.dizileri, filmleri izlerken her kelimeyi anlayamasam da cumleleri,konusulan konulari beynimde toparlayacak kadar anliyorum. ayni sekilde birebir diyaloglarda da karsi tarafin soylediklerini anlark
bu 30 gunluk egitim setleri gercekten ise yariyor mu? ingilizce metinleri okuyup az cok anlayabiliyorum.dizileri, filmleri izlerken her kelimeyi anlayamasam da cumleleri,konusulan konulari beynimde toparlayacak kadar anliyorum. ayni sekilde birebir diyaloglarda da karsi tarafin soylediklerini anlarken cevap verecegim zaman cumleyi tam toparlayamiyorum.

yaklasik 2,5 3 yildir da ingilizceye agirlik vermedim. gelecek sene ingilizce kursa baslamayi dusunuyorum ama evvelinde yazin bu setlerden bir tane alayim,0'dan baslayayim diyorum.

velhasil daha once bu setlerle ingilizcesini ilerleten var mi? varsa hangi yayinlari onerir?
0
fraise
(29.01.14)
muhtemelen senin seviyende 30 günlük yabancı dil setleri işine yaramaz. film izle (altyazısız, illa olsun diyosan ing altyazılı) müzik dinle, daha faydalı olur kanaatimce.

bi de ing. kitap oku.
0
reavelyn
(29.01.14)
(1)

The most private thing I’m willing to admit.

sidd79
ne demek?
ne demek?
0
sidd79
(29.01.14)
"itiraf edeceğim en özel şey" daha mantıklı burada. istekli olmaktan çok bu eylemi kendi iradenizle gerçekleştirmeniz bu kullanımın vurgusu.
0
5481736
(29.01.14)
(2)

ingilizce ufak bir yardım

calzoncillos
x benim de içinde yer aldığım bir grup çalışan tarafından şu tarihte kuruldu. derken "benim de için de yer aldığım bir grup" olayını nasıl söyleyebiliriz sevgili dostlar?
x benim de içinde yer aldığım bir grup çalışan tarafından şu tarihte kuruldu. derken "benim de için de yer aldığım bir grup" olayını nasıl söyleyebiliriz sevgili dostlar?
0
calzoncillos
(29.01.14)
x was founded by a group of employee which i am a member of.
0
mytituaEd Yourvenom
(29.01.14)
@mr sherlock, aynısını which olmadan includes me olarak düşünmüştüm ben de. yine tam emin olamadım ama seninki daha doğru sanırım.

@mytituaEd Yourvenom, which olacak diyorsunuz yani..
0
🌸calzoncillos
(29.01.14)
(3)

ufak bir çeviri

sidd79
Öncelikle bir hayvanseverim.Doğayı ve doğal hayatı seviyorum.Tarihe ve arkelojiye büyük alakam var.Belgesel ve kitap manyağıyım.yeni insanlara tanışmak onların kültürlerini ve bir parça dilleri öğrenmeyi seviyorum.Ben bunu çevirebiliyorum ama çok düz bir çeviri oluyor:)
Öncelikle bir hayvanseverim.Doğayı ve doğal hayatı seviyorum.Tarihe ve arkelojiye büyük alakam var.Belgesel ve kitap manyağıyım.yeni insanlara tanışmak onların kültürlerini ve bir parça dilleri öğrenmeyi seviyorum.

Ben bunu çevirebiliyorum ama çok düz bir çeviri oluyor:)
0
sidd79
(29.01.14)
First of all I'm an animal lover. I love nature and natural life. I'm really interested in history and archaeology. I'm crazy about documentaries and books. I like to meet new people. I'm keen on learning their culture and a bit of their language.

Oldu sanki. Sonucta cok karisik cumle yok, ister istemez duz oluyor :)
0
nathanieltroy
(29.01.14)
nathanieltroy'un çevirisindeki son cümlelerde şöyle ufak bir değişiklik yapmak isterim:

I like meeting new people and learning of their culture and a bit of their language.
0
m e l t e m
(29.01.14)
"belgesel ve kitap manyağıyım" kısmı için bir alternatif de ben sunmak isterim. bu biraz metnin gönderileceği yere de bağlı ama "crazy about" yerine "fond of" denilse daha hoş olabilir gibi. yani yeni tanıştığınız bir arkadaşınıza kendinizi tanıtmıyorsanız, kendinizden bahsederken "kitap manyağıyım" demek biraz garip durabilir.
0
der meister
(29.01.14)
(2)

İngilizce "maillerimiz çalışmıyor haberiniz olsun" bildirimi

khomaniac
Mail server çöktüğü için, yabancı müşterilere şöyle bir bildirim yazmam gerekiyor;"Dünden beri mail sunucularımız ile ilgili problemler yaşıyoruz.Bu yüzden problem giderilene kadar maillerinizi alamıyor olduğumuzu bilmenizi isteriz. Bu süre boyunca bana aşağıdaki mail adresinden ulaşabilirsiniz.Prob
Mail server çöktüğü için, yabancı müşterilere şöyle bir bildirim yazmam gerekiyor;

"Dünden beri mail sunucularımız ile ilgili problemler yaşıyoruz.
Bu yüzden problem giderilene kadar maillerinizi alamıyor olduğumuzu bilmenizi isteriz. Bu süre boyunca bana aşağıdaki mail adresinden ulaşabilirsiniz.

Problemi en kısa sürede gidermek için çalışıyoruz, oluşabilecek herhangi bir aksaklık için özür dileriz"

gibi (aşağı yukarı bunu ifade eden, tam çeviri olmayabilir);

"We are having some problems with connecting to our mail servers since yesterday.
Please be aware that we are not receiving your e-mails until this problem is fixed..."

dedim, bu süre boyunca falan diyemedim eğreti oldu, bi yardım eder misiniz?
0
khomaniac
(29.01.14)
We have been experiencing technical problems with our E-Mail servers since yesterday. Please bear with us while we work hard to correct the issue. You may contact us via (email) during this process.

We apologize for any inconvenience this may cause.

Thank You."
0
kuja
(29.01.14)
çok teşekkürler, yardımı oldu bir hayli.
0
🌸khomaniac
(29.01.14)
(3)

Arapça yardım edin beni öldürecekler cümlesini yazabilir misiniz

Sandman
soru başlıkta
soru başlıkta
0
Sandman
(29.01.14)
Google translate :

الرجاء المساعدة، سوف يقتلني
0
cakabo
(29.01.14)
latin alfabesiyle nasıl yazılır
0
🌸Sandman
(29.01.14)
Sa3deny sawfa yaqtelny.
0
fasyhbyz
(30.01.14)
(1)

Moliere burada tam olarak ne diyor? Ceviri?

balli borek
All men are so detestable in my eyes I should be sorry if they thought me wise
All men are so detestable in my eyes
I should be sorry if they thought me wise
0
balli borek
(29.01.14)
bütün insanlar benim gözümde o kadar tiksindirici ki bilge biri olduğumu düşünseler üzülürdüm
0
imla kilavuzu
(29.01.14)
(6)

relative clause

baydikeypa
merhabalar,mesleki yabanci dil dersi. ingilizce. konu relative clause. bana cok derin grammer olarak geliyor isin icinden cikamadim. bir tane ornek cumle versem de bunun uzerinden iki uc cumle ile olayi kisaca aciklasaniz bana cok makbule gecer:- The record manager is the person responsible for the
merhabalar,

mesleki yabanci dil dersi. ingilizce. konu relative clause. bana cok derin grammer olarak geliyor isin icinden cikamadim. bir tane ornek cumle versem de bunun uzerinden iki uc cumle ile olayi kisaca aciklasaniz bana cok makbule gecer:

- The record manager is the person responsible for the management of records in an organisation.

simdi cumle bu. sinavda gelecek soru :

yukaridaki cumleyi sozdizimsel ogelerine ayirin ve icindeki relative clause lari gosteriniz.

simdi soracagim sey su:

the record manager => subject

is = > verb

the person => object.

bu sekilde boldum. relative clause kismi da persondan sonra who is koyabilirz. ama cumlenin geri kalani ne oluyor? who is cikardigimiz zaman ortada iki cumle var gibi oluyor. responsible falan var orda.

bu olayin formulu mantigi var mi?

tekrardan tesekkur ettim.
0
baydikeypa
(28.01.14)
who orada he oluyor. iki cümle şöyle oluyor

the record manager is the person.

he is responsible for the management of records in an organisation.
0
thracian
(28.01.14)
evet guzel bi formul verdin bana. bi kac cumle de daha denedim ise yariyor gibi gozukuyor. tesekkur ettim.
0
🌸baydikeypa
(28.01.14)
bir sorum daha olacak. yukaridaki cumlede relatice clause kismini unutsak. tek bir cumle var. o cumle de 'is' den sonra ki butun kisim object mi oluyor? record manager ozne , is yuklem, geriye kalan noluyor. sonucta bi tane svo olur cumlede,
0
🌸baydikeypa
(28.01.14)
record manager is the person burada person object oluyor. he is responsible for the records bu da adverb mi oluyor bilemeyeceğim. türkçe bilgim çok kıt, tekrar yapacağım bi ara :)
0
thracian
(28.01.14)
The record manager is the person. He is responsible for the management of records....

Bu iki cümleyi rel. clause ile:

The record manager is the person who is responsible for the management of ... şeklinde yazıyoruz.

Sizin cümleniz:

The record manager is the person responsible for the management... şeklinde, reduction yapılmış, relative clause'larda çeşitli şekillerde böyle reduction'lar mümkün.

Dolayısıyla, size bu cümlede rel. clause'u gösterin dediklerinde, sizin de dediğiniz gibi person sözcüğünden sonrasını gösterebiliriz.

İkinci sorunuzun cevabını çok net hatırlamıyorum ama önce aklıma main clause ve subordinate clause ayrımı geldi, en basit örneği when ile bir cümle kurduğunuzu düşünün. Bu ayrımı bilirsiniz. Rel. clause'a da subordinate clause denir miydi hatırlayamıyorum.

Sonra aklıma geldi, bahsettiğiniz şekilde cümleyi bölerken esasında subject - verb - complement şeklinde bölünüyor (yani object aslında bu complement'in bir parçası). Elinizdeki kaynaklardan ve internetten subject - verb - complement diye bir araştırın, en garantisi.
0
cymbelina
(29.01.14)
cok tesekkur ettim. baya yardimci oldu bu.
0
🌸baydikeypa
(29.01.14)
(2)

arapça-türkçe çeviri

tadin kaldi
günaydın herkese.arapça'dan türkçe'ye ufak bir kitap çevrilmesi gerekiyor. kısıtlı bütçemiz var, bunu nasıl halledebiliriz. ben çeviririm diyecek biri var mı ya da şurası ucuz çevirir falan diyebileceğiz bir yer? her türlü yardıma açığız. fiyatlar kelime bazlı olur yoksa sayfa bazlı mı?şimdiden teşe
günaydın herkese.

arapça'dan türkçe'ye ufak bir kitap çevrilmesi gerekiyor. kısıtlı bütçemiz var, bunu nasıl halledebiliriz. ben çeviririm diyecek biri var mı ya da şurası ucuz çevirir falan diyebileceğiz bir yer? her türlü yardıma açığız. fiyatlar kelime bazlı olur yoksa sayfa bazlı mı?
şimdiden teşekkür ederim..
0
tadin kaldi
(28.01.14)
fiyatta anlaşırsak olabilir bide kaç sayfa
0
four stringer
(28.01.14)
zaten bizim içinde önemli olan fiyat. yaklaşık 150-170 sayfa arası bir kitap. çok acil değil, ama tam zamanı bilmiyorum konuşmam gerek.
0
🌸tadin kaldi
(28.01.14)
(1)

vermögenswirksame leistung

mysticthelegend
arkadaşlar merhaba, Almanya'da çalışanların hesabından alınan bir para var adı da yukarıda yazdığım gibi. Bunun kelime anlamından ziyade ne olduğunu bu paranın ne için alındığını anlatabilirseniz çok sevinirim Şimdiden teşekkürler.
arkadaşlar merhaba,

Almanya'da çalışanların hesabından alınan bir para var adı da yukarıda yazdığım gibi. Bunun kelime anlamından ziyade ne olduğunu bu paranın ne için alındığını anlatabilirseniz çok sevinirim Şimdiden teşekkürler.
0
mysticthelegend
(27.01.14)
tam emin degilim ama isverenin calisan icin ödemek zorunda oldugu, calisan kisinin daha sonra kredi cekmis gibi kullanabildigi bir para olmasi lazim.
0
ben de
(27.01.14)
(3)

cümle çevirisi

cgtto102
Arkadaşlar "benim ingilizcem seninkinden daha iyi" cümlesini tam karşılığı olacak şekilde İngilizce ye nasıl çevirebiliriz? Teşekkürler
Arkadaşlar "benim ingilizcem seninkinden daha iyi" cümlesini tam karşılığı olacak şekilde İngilizce ye nasıl çevirebiliriz? Teşekkürler
0
cgtto102
(27.01.14)
My (knowledge of) english (language) is better than yours.

Parantez icindekiler opsyonel, daha cok ingilizce bilgim senden daha iyi mealinde olur o sekilde.
0
nwnd
(27.01.14)
üstteki cümlenin aynısında "my level of english" yada "my english level" kalıplarıda kullanılabilir.
0
mechtech
(27.01.14)
My English is better than yours.
0
m e l t e m
(27.01.14)
(3)

kısa bir çeviri yardımı

invaderbrain
* Hacı Bayram Veli Cami, adını bahçesindeki Hacı Bayram Türbesinden almaktadır. Mimari yapısı 17. ve 18. yüzyıl camilerinin karakterlerini taşımaktadır.
* Hacı Bayram Veli Cami, adını bahçesindeki Hacı Bayram Türbesinden almaktadır. Mimari yapısı 17. ve 18. yüzyıl camilerinin karakterlerini taşımaktadır.
0
invaderbrain
(27.01.14)
Hacı Bayram Veli Mosque is named after the Hacı Bayram Tomb in the Mosque's garden.
Architectural style iof the mosque is similar to the characteristics of 17. and 18. century mosques.
0
mahnita
(27.01.14)
*Ankara Kalesi: Ankara'da bulunan tarihi bir kaledir. Ne zaman yapıldığı tam olarak bilinmemekle beraber Roma, Bizans hakimiyetinde kalan kale 1073 yılında Selçukluların eline geçmiştir. Osmanlı döneminde 1832'de İbrahim Paşa tarafından onarılmıştır. Kale her sene çeşitli festivallere ev sahipliği yapmaktadır.
0
🌸invaderbrain
(27.01.14)
Ankara Castle is an historical castle located in Ankara. The exact date of its construction is unknown. Having been controlled by Romans and Byzantines earlier; it was captured by Seljuq Turks in 1073. The castle was repaired by the order of İbrahim Paşa in 1832 during the Ottoman era. Every year the castle hosts various festivals.
0
mahnita
(27.01.14)
(3)

Almanca bilenler bir bakin hele

trento
bir arkadasim blogunda almancada yer alan fakat yazdigi dilde (italyanca) tam karsiligi bulunmayan ''erleben'' fiilini kullanmis. anlamini da yazmis fakat bunun tam olarak ingilizce'deki karsiligini merak ettim. bulduran elleriniz dert gormesin.
bir arkadasim blogunda almancada yer alan fakat yazdigi dilde (italyanca) tam karsiligi bulunmayan ''erleben'' fiilini kullanmis. anlamini da yazmis fakat bunun tam olarak ingilizce'deki karsiligini merak ettim. bulduran elleriniz dert gormesin.
0
trento
(27.01.14)
to experience basit olarak, tabii metne göre ufak tefek değişir.
0
whoosie
(27.01.14)
vonkaiser
(27.01.14)
erleben - bir hadiseyi/olayı yaşamak anlamındadır. yaşanmışlık!
ing. olarak muhtemelen experience ve live through kullanılabilir.
@whoosie+1 oldu.
0
gece lampulu
(27.01.14)
(1)

azerice turkce ceviri gerek, nedir bu?

bad motherfucker
Gençler su metne bir el atın: "Salam Aleykum Ozkan.Hal-hazirda Baristani Azerbaycana getirmeyi tez bilirik. Ona gore biz ishimizi bashlayannan sonra bilinecek. Siz tereften oz ish planlarivizi davam edin hansi bir deyishilik olsa size melumat vererik.Teklifivize gore teshekkur edirik."
Gençler su metne bir el atın: "Salam Aleykum Ozkan.

Hal-hazirda Baristani Azerbaycana getirmeyi tez bilirik. Ona gore biz ishimizi bashlayannan sonra bilinecek. Siz tereften oz ish planlarivizi davam edin hansi bir deyishilik olsa size melumat vererik.
Teklifivize gore teshekkur edirik."
0
bad motherfucker
(26.01.14)
şimdi anladığım kadarıyla şöyle;
şuanda ilk önce baristani azerbaycana getirmeyi düşünüyoruz. işimizi başlattıktan sonra belli olur gibi bişey. siz kendi planlarınıza devam edin herhangi bir değişiklik olursa size haber veririz. fikirleriniz için teşekkür ederiz.
tamamen amatörce ;)
0
hayatbirfilm_basroldesensin
(27.01.14)
(4)

Çeviri Yardımı?

birfincankahvedahaisteyenadam
Zamanında elimize ulaşmayan bir ürün ve bizi "ufak sorunlar var,en kısa sürede halledip size ürünü ulaştıracağız" diyen bir satıcı var. Benim ingilizcem bunları anlamaya yetti fakat hesap soracak kadar ingilizce bilmiyorum. Rica etsem,birileri bana bu adama hesap sormamda yardımcı olabilir mi? Evet
Zamanında elimize ulaşmayan bir ürün ve bizi "ufak sorunlar var,en kısa sürede halledip size ürünü ulaştıracağız" diyen bir satıcı var. Benim ingilizcem bunları anlamaya yetti fakat hesap soracak kadar ingilizce bilmiyorum. Rica etsem,birileri bana bu adama hesap sormamda yardımcı olabilir mi? Evet diyorsanız,editleyip ne soracağımı yazacağım.

Edit: Ürünün şu an ne alemde olduğu,kargoya verilip verilmediği önemli bizim için. Kargoya verildiyse ne ile geliyor gemi,uçak vs., akabinde takip numarası da lazım olacak,onu da öğreneceğiz. Ve son olarak yaklaşık 300$ ödendi,kargo parası da içinde,gümrükte sorun çıkmaması için bilgilendir istiyoruz satıcıyı. Çok çok teşekkürler.
0
birfincankahvedahaisteyenadam
(26.01.14)
Ne demek istiyorsanız, yardım etmeye çalışırım.
0
aychovsky
(26.01.14)
We have a couple more questions, could you inform us further on the situation? We need to know where the product is now and when it will get here. Is it shipped and by which means are you sending it? We also need a number by which we can trace the product on its way. Lastly, we have paid $300 including the shipment, our customs have to know this information for the product to be delivered without any interruption. Could you inform them?

Çeşitlendirilebilir. (Gümrükte kime haber verileceğini ve süreci (kim nasıl bilgilendirilecek, ürünün üzerinde bir not mu yazacak, ürün gönderildiyse nasıl haber verilecek) hiç bilmiyorum. Orada biraz saçmaladım aslen. Bunu açıklığa kavuşturmam gerek.
0
aychovsky
(26.01.14)
Valla bu kadarı bile yeterli aslında,arkadaş google translate ile çevirmeye çalışıyordu en son :D
Tekrardan teşekkürler :)
0
🌸birfincankahvedahaisteyenadam
(26.01.14)
What is the current situation regarding shipment?

Please update.

If you have already shipped the product, please advise the tracking number / airway bill number and the courrier.

As you know, we transferred USD 300 including shipping costs previously .

Please contact seller and inform them to prevent any problems during customs clearances.
0
compadrito
(26.01.14)
(9)

Hadoori ne demek? Arapça sanırım

ermanen
hadoori
hadoori
0
ermanen
(25.01.14)
haydari mi? meze olan? çevirmeye yani dönere shawarma diyennerin dediği hesap.
0
compadrito
(25.01.14)
arap kökenli biri şöyle yazmış:

"she is worthy of hadoori"

romantik veya cinsel çağrışımlı bişey gibi. ingilizce'de okunuşu böyle olan arapça bir kelime sanırım
0
🌸ermanen
(25.01.14)
ilik gibi garı! deriz ya!

haydari gibi garı lan!

mı demiş aceba? ben acıktım heralda...
0
compadrito
(25.01.14)
Edit, inan cok ugrastim.

Palestinian Technical University - Kadoorie which is the sole governmental university in Palestine, was established as an agricultural college in Tulkarem during the British Mandate by an endowment from theIraqi-born Jewish philanthropist J.S. Kadoorie in 1930 and then became a university in 2007. Other institutions of higher learning include Al-Quds Open University and two campuses of An-Najah National University.

KH seysine takilma
0
cecilia
(25.01.14)
cecilia uğraştığun için sağol ama cümleye ve duruma uymuyor gibi.

"hadoori" yapmaya değer birisi. yani bir fiil gibi daha çok
0
🌸ermanen
(25.01.14)
Arap kokenli deyince yanan isik buydu. Baya sikintili bir bolgede bu okul. Bati seria falan fesmekan..
0
cecilia
(25.01.14)
senin patrona sor, o bilir! Hintçeye de benziyo!
0
compadrito
(25.01.14)
durumum demek.
0
fasyhbyz
(26.01.14)
E. -- The fifth letter of the English alphabet. The he (soft) of the Hebrew alphabet becomes in the Ehevi system of reading that language an E. Its numerical value is five, and its symbolism is a window; the womb, in the Kabbala. In the order of the divine names it stands for the fifth, which is Hadoor or the "majestic" and the "splendid."


ਨਾਪਾਕ ਪਾਕੁ ਕਰਿ ਹਦੂਰਿ ਹਦੀਸਾ ਸਾਬਤ ਸੂਰਤਿ ਦਸਤਾਰ ਸਿਰਾ ॥: Naapaak paak kari hadoori hudeesaa saabat soorat dastaar siraa: Purify what is impure, and let God's Presence be your religious tradition. Let your Intact Consciousness be the turban on your head (sggs 1084).


"Hadoor Hadisa" means - Rabbi Sharah di Pustak (As this Shabad is addressed in a way to muslim worshipers Hadoori Hadisa means Hazoori Hadis means Rabbi sharah di Pustak, book of God's rules) Muslims follows the rules of Sharah know as Sharia Law.
0
nwnd
(27.01.14)
(5)

Almanca Mail

zeytinyaglicinseddi
Merhaba ilk olarak. Ben önümüzdeki yaz almanya da staj yapacağım fakat vize için ev bulmam ve şirketten sözleşme gibi kabul mektubu almam gerekiyor. bunun için bir mail yazdım sizce uygun mudur? Başlığı ne olsa uygun olur sizce bi de Sehr geehrte Herrich bin als Erasmus Student akzeptiert. Jetzt mu
Merhaba ilk olarak. Ben önümüzdeki yaz almanya da staj yapacağım fakat vize için ev bulmam ve şirketten sözleşme gibi kabul mektubu almam gerekiyor. bunun için bir mail yazdım sizce uygun mudur? Başlığı ne olsa uygun olur sizce bi de




Sehr geehrte Herr

ich bin als Erasmus Student akzeptiert. Jetzt muss ich Visum bekommen. Aber ich brauche eine Wohnung in Karlsruhe und einen Praktikumvertrag, um Visum zu bekommen.

Deswegen suche ich im Internet Wohnung zu mieten. Außerdem habe ich für Studentenwohnheim in Karlsruhe bewerbt. Aber ich habe Probleme mit meiner Wohnheimbwerbung, denn es gibt eine lange Warteliste. Ich wollte etwas fragen. Gibt es niemand, der bei Wohnungmieten mir helfen wollte, in meiner Abteilung?

Der Praktikumvertrag soll von Ihnen vorbereitet werden. Ich brauche den Vertrag, um Visum zu bekommen. Ich denke daran. dass Sie einen Vertrag für Praktikum haben, der Personliche Informationen des Praktikant, die Zeit des Praktikum, Gehalt zum Praktikant, Aufgabe des Praktikant, Praktikumplatz und -abteilung enthalt. Können Sie zu meiner Adresse den Vertrag senden?

Ich warte auf Ihre E-Mail.
0
zeytinyaglicinseddi
(25.01.14)
Cok fazla hata var ama ilk iki paragrafi akil yürüterek bir sekilde anlarlar. Son paragrafda hic bir sey anlasilmiyor. Sorunu daha da sadelestirip yazsan daha iyi anlasilir.

Eger karsida yazdigin kisi erkek ise ve soyadini biliyorsan, "geehrter" olarak yazmalisin. Yok kim oldugunu bilmiyorum dersen "Sehr geehrte Damen und Herren" diye baslarsan güzel olur. Mail sonunda "Vielen Dank für Ihre Bemühungen" yazarsan yakisikli olur. Almanca ve Alman kültüründe "bitte" kullanmaktan cekinmeyin, istekleriniz ve taleplerinizde illaki kullanin.
0
apiko
(25.01.14)
selamlar,

önceki yazismalarinizi bilmiyorum ama ilk etapta aklima gelenleri yazayim.

- "erforderliche Unterlagen für die Visumbeantragung" yazabilirsin mail konusu olarak.

- kabul aldim demissin ama tarih falan yok. gelecegin zamani ve ne kadar kalacagini belirt. muhatabin olan kisi yeterince bilgi vermemissin diye hic cevap yazmayabilir bile.

- apiko da söylemis, son paragraftan ne demek istedigin anlasilmiyor. bir de nezaketten uzak bi mail olmus, karsi taraf ayar verebilir böyle bir mail yollarsan.

senin iyi niyetli oldugunu ben anliyorum okuyunca ama hosgörü yoksunu bi alman feci uyuz olabilir :)

Ich freue mich auf eine Antwort diyebilirsin son cümle olarak. Kapanisi da Freundliche Grüße ile yaparak altina adini yazarsin mesela.

fiil cekimlerinde de hata var, ama öncelikli olarak icerigi düzelt. sonra tekrar yaz buraya istersen.
0
ben de
(25.01.14)
ve artikel takıntılı bi millet olarak böyle daha resmi bi mailde artikel kullan derim ben sana. eine wohnung falan filan. son cümle için
Könnten Sie "bitte" olarak kullanman önemli olur.
sonuna apiko'nun dediği gibi ya öyle
ya da
Danke im Voraus
Mit freundlichen Grüßen
...
yazabilirsin.

ama anlaşılabilir ilk iki paragraf dediği gibi apikonun yine de hatalar olsa da çok sorun olcağını sanmam ve bewerben für yerine bewerben um kullanılması bi yana beworben olarak perfekt'e dönüşür.
Gibt es jemanden, .... helfen könnte daha iyi olur. niemand derken çok türk düşünmüşsün çünkü
0
ozymandias10
(25.01.14)
Guten Tag Herr

ich bin als Erasmus Student akzeptiert. Ich werde ab 9. Juni bis 26. September Praktikum machen. Ich werde in Karlsruhe in 8. Juni kommen und werde bis 28. September wohnen. Jetzt muss ich Visum bekommen. Aber ich brauche eine Wohnung in Karlsruhe und einen Praktikumvertrag, um Visum zu bekommen.

Deswegen suche ich im Internet eine ein zimmer-Wohnung zu mieten. Außerdem habe ich um Studentenwohnheim in Karlsruhe beworben. Aber ich habe Probleme mit meiner Wohnheimbewerbung, denn es gibt eine lange Warteliste. Ich wollte etwas fragen. Gibt es jemanden, der bei Suchen der Wohnung mir helfen wollte, in meiner Abteilung?

Der Praktikumvertrag soll von Ihnen vorbereitet werden. Ich brauche den Vertrag, um Visum zu bekommen. Ich denke daran, dass Sie einen Vertrag für Praktikum haben, der Persönliche Informationen des Praktikant, die Zeit des Praktikum, Gehalt zum Praktikant, Aufgabe des Praktikant, Ort und Abteilung des Praktikum enthalt. Könnten Sie bitte zu meiner Adresse den Vertrag senden?

Ich würde mich auf Ihre Antwort freuen.

Beste Grüße
0
🌸zeytinyaglicinseddi
(25.01.14)
ilk yazdigindan daha iyi olmus. bazi yerlerde anlasilirligi artirmak icin daha derli toplu yazardim ben olsam. mesela:

ilk cümlene alternatif; Als Erasmus-Student habe ich meine Zulassung für das Sommersemester 2014 (veya ne zamansa) bekommen.

"Am 8. Juni komme ich in Karlsruhe an und bleibe bis zum 28. September."

"Ich wollte fragen, ob von meiner Abteilung jemanden gibt, der mir bei der Wohnungssuche helfen kann"

Für meine Visumbeantragung brauche ich eine Bescheinigung auf der die folgenden Informationen draufsteht:

- Zeitraum des Praktikums
- Aufgaben des Praktikants
- Gehalt
- Ort und Abteilung
0
ben de
(25.01.14)
(2)

Gönül Elçisi ingilizceye nasıl çevirilir?

hubris
Soru başlıkta, teşekkürler.
Soru başlıkta, teşekkürler.
0
hubris
(25.01.14)
ingilizceden bahsediyosan, gonülün garşılığı yoh!
0
compadrito
(25.01.14)
Volunteer de bence temiz...
0
pisuvardandumancikartanadam
(26.01.14)
(10)

''A son is the anchor To a mothers life'' ne demek?

all girls dream
kelimeleri biliomda anlamlı bi cümle cıkmıo:)
kelimeleri biliomda anlamlı bi cümle cıkmıo:)
0
all girls dream
(25.01.14)
oğlu annesini hayata bağlayan bir çıpadır.
0
marido
(25.01.14)
'cocuk annenin hayatında (onu yavaşlatan) bir engeldir' diye yorumladım ben.
0
archmage mahmut
(25.01.14)
Çapa engelleyen değil de hayata bağlamak anlamında kullanılmış. "Oğlu olan bu dünyadan kolay kolay göçmek istemez, hayata bir çapa atmış gibi olur. Hayata bir çapa ile bağlanmış gibi olur" gibi. Sofokles demiş. parentpretty.com

www.goodreads.com
İşte bunlar hep Oedipus Kompleksi!
0
aychovsky
(25.01.14)
söyleyen kişi'nin anchor/çapa'dan ne kastettiğine bağlı. bana kalsa çapa deyince demirlemek yani engellemek geliyor. ama derin düşününce, o gemi demirlemeden gitse nereye varacaktı?
0
mayeskuel
(25.01.14)
anchor çapa değil çıpa demek bu arada :)
0
marido
(25.01.14)
marido +1, hayata bağlayan anlamında söylenmiş.
0
usercan
(25.01.14)
kim kimi bağlıo amk anne mi cocugu yoksa cocuk mu anneyi
0
🌸all girls dream
(25.01.14)
kadın diyo gemidir, çocuğu olunca demir atar diyor. biz istekli olacağını tahmin ediyoruz o çıpa atmanın ama eğitim ve iş hayatını durduran bir şeydir çocuk. sürekli bakım isteyen meme emip altına sıçan bi şeydir çünkü..
0
vfgerty
(25.01.14)
oglu anneyi hayata baglar diyo iste
0
beriberi
(25.01.14)
ben çok seksist buldum. anne yolunu mu kaybetmiş de oğlu sabitliyor? oğlu olmayan kadın sapıyor muymuş? aldatmaya mı gönderme yapılıyor? nasıl ya?!

sophocles demiş görünüyor googlelayınca. bazı yerlerde de son yerine 'children' kullanışmış. aynı bok, laci.
şimdi bunu muhafazakar annecikler bloglarında kullanmış, aynen kendilerinden beklenildiği gibi. ıyk. midem. zaten çok leş geliyor anne bloglar bloğu. neyse mesele bu değil. düz çevirince şu: "oğlu, annenin hayatı için bir çıpadır." ve olumlu anlamda kullanılıyor. anchor yol gösteren, sağlamlayan, sabitleyen, belirleyen gibi olumlu anlamlarla ilişkilendirilir.
ha benim olumsuz demem, cümlenin ana cümlesini çok seksist ve manyakça bulmamdan.
0
fauxhumanitas
(25.01.14)
(2)

japonya menşeili ürünün skt'si

knight of cydonia
japonya'dan gelme bir şekerin üzerinde son kullanma tarihi olarak aynen "2014. 2/JG" yazıyor. nedir bunun manası?
japonya'dan gelme bir şekerin üzerinde son kullanma tarihi olarak aynen "2014. 2/JG" yazıyor. nedir bunun manası?
0
knight of cydonia
(24.01.14)
hatırladığım kadarıyla japonlar yıl/gün/ay şeklinde kullanıyorlar. ama birisinin teyid etmesi lazım tabii. yanlış da olabilir.
0
raskolnikov2
(24.01.14)
JG: kasım veya aralık'ın kısaltılmışı olması lazım. yani bu yılın sonuna kadar vakit var gibi.

everything2.com
0
507
(24.01.14)
(11)

İngilizce bişey söyleyin/öğretin

ermanen
böyle çok bilindik şeyler dışında ilginç bişey olsun. insanlar yeni bişey öğrenir belki. kalıp, cümle, kelime, gramer, kural, argo vs...hepinizi tikleyecem söz.not: edebi değeri olan öğretici şeyler daha güzel olur tabii.
böyle çok bilindik şeyler dışında ilginç bişey olsun. insanlar yeni bişey öğrenir belki. kalıp, cümle, kelime, gramer, kural, argo vs...

hepinizi tikleyecem söz.

not: edebi değeri olan öğretici şeyler daha güzel olur tabii.
0
ermanen
(24.01.14)
erdogan made gains in my cab (sakin olun 4chan klasörümü açana kadar yeşillik olsun diye koydum)
0
tek millet tek dil tek yuzuk
(24.01.14)
bugün yaptığım çeviriden öğrendiğim:

doghouse: Where you are figuratively when you're on bad terms with your girlfriend or wife.

hani evden atılmış da köpek kulübesinde yatmış gibin, oradan mecaz yapmışlar.

edit
mevzubahis cümle: Take it from a man who spent more than a few nights in the doghouse - there are moments that are worth it.

yani diyo ki "karısıyla uzun süre küs kalmış bu adamın sözüne kulak ver, küstüğüne değecek bazı anlar vardır"

esen kalın
0
kül
(24.01.14)
Due to the fact that...

bu sebeple gibi bir şey.

"that" kısmından sonra ne cümle kurarsan kur banamısın demiyor, sorun çıkarmıyor, boku püsürü yok. Çok elverişli bir kalıp.
0
otonom
(24.01.14)
when the world is sick
can no one be well
but i dreamt we was all
beatiful and strong
0
crenshaw
(24.01.14)
rigatoni kelimesinin türkçe anlamı kabaca düdük makarnası ya, argo olarak da aynı türkçesindeki gibi, gıcık olunan bir insana "düdük makarnası" demek için kullanıldığını duyduğumda baya eğlenmiştim (friends'te sevilmeyen bir karakter italya'dan döndüğünde, "ne zaman döndü bu düdük makarnası roma'dan şeklinde kullanılmıştı.)
0
nimberjack
(24.01.14)
m e l t e m
(24.01.14)
cold turkey (daha dün duyurudan öğrendim)

"go crazy over x" kalıbı:
www.quickmeme.com

wild ass guess (git: en.wikipedia.org)
(well educated guess diye kibarlaştırılıyor)

viki linkinden hatırıma geldi: rule of thumb
0
tek millet tek dil tek yuzuk
(24.01.14)
"to fall on (own) sword" - Kim made a plan but she fell on her own sword.

Kendi kazdığı kuyuya düşmek.

"to hold (own) horses" - Okay, hold your horses!

Sabredin lan iki dakka adam olun!
0
heritage
(24.01.14)
fuck me sideways

de.urbandictionary.com
0
babamasoliimbananickaldirsin
(24.01.14)
it is raining cats and dogs.

bardaktan boşalırcasına yağmur yağması.
0
dusunemedim
(24.01.14)
shotgun

arabada ön koltuğa oturmak için söylenir.
0
ack3000
(24.01.14)
(5)

muhtar kelimesinin ingilizcesi

starborn
merhabalar,muhtar kelimesini ingilizceye nasıl çevirirsiniz? lütfen tureng veya zargan'daki sonuçları önermeyin.
merhabalar,

muhtar kelimesini ingilizceye nasıl çevirirsiniz? lütfen tureng veya zargan'daki sonuçları önermeyin.
0
starborn
(24.01.14)
Karşılığı olmayan kelimelerden sanırım.

Açıklamaya çalışsam Neighbourhood Civil Registry Officer falan derdim.
0
cakabo
(24.01.14)
muhtariyet - autonomy
muhtar - autonomous

hukuk terimleri sözlüğünden.
0
vedat chili peppers
(24.01.14)
Tam karşılığı yok evet ama belediye meclisine "alderman" diyorlar bizdeki "yaşlılar heyeti" ile aynı kökenden. Alderman denilebilir sanırım.

Ama "ayran", "kebab" gibi düşünüp "mukhtar" da mantıklı bence.
0
tzum_tzum
(24.01.14)
wiki'de doğrudan muhtar ve mukhtar diye geçiyor. parantez içerisinde de bir açıklamasına yer verilebilir "neighboorhood/quarter headman" şeklinde. google'a sordum, varmış böyle bir kullanım.
0
oxibrinth
(24.01.14)
şerif olarak çeviririm tabii ki de

eksisozluk.com
0
tek millet tek dil tek yuzuk
(24.01.14)
(5)

bu cümleyi çevirebilir misiniz ?

them bones
cause welfare in a market to depend on more than just to value to the buyers and cost to the sellers
cause welfare in a market to depend on more than just to value to the buyers and cost to the sellers
0
them bones
(23.01.14)
haci bu cumle degilki :) tamamini yaz.
0
she was my baby
(23.01.14)
kusura bakma kardeşim bana mesaj olarak atıyor bende burda soruyorum :)

created when a market outcome affects individuals other than buyers and sellers in that market. cause welfare in a market to depend on more than just to value to the buyers and cost to the sellers.

sanırım doğrusu böyle.
0
🌸them bones
(23.01.14)
bir market ya da pazar olusturdugunuzda bu durumun sonucu alici ve saticidan baska kisileri de etkiler. cunku marketin refahi alicilar acisindan malin degeri ve malin saticilara maliyetinden daha fazla seye baglidir.
0
bigl0rd
(23.01.14)
teşekkür ederim.
0
🌸them bones
(23.01.14)
sadece satıcılar için alıcı ve maliyet değer için daha fazla bağımlı bir pazar refah yol
0
mountaincat
(23.01.14)
(1)

Ingilizce Online?

nicomedian
Selam dostlar,Mart'ta Ingiltere'ye master egitimi icin gidecegim, onumdeki bombos bir ayi Ingilizce calisarak gecireyim diyorum.Grammar, tense'ler, vocabulary, her seyi bir gozden gecirebilecegim, upper-intermediate, advanced seviyesinde mumkunse video agirliklikli ve British bir kurs, egitim sitesi
Selam dostlar,

Mart'ta Ingiltere'ye master egitimi icin gidecegim, onumdeki bombos bir ayi Ingilizce calisarak gecireyim diyorum.

Grammar, tense'ler, vocabulary, her seyi bir gozden gecirebilecegim, upper-intermediate, advanced seviyesinde mumkunse video agirliklikli ve British bir kurs, egitim sitesi, linki, torrenti bilmekte misiniz?
0
nicomedian
(23.01.14)
blues buzz
(23.01.14)
(1)

küçücük bir ingilizce -türkçe çeviri ricası

arboga nehrinin kiyisinda uyuyan adam
yes, i am good. not that good what i wanted but still a little bit betterwas not much chances to get internet
yes, i am good. not that good what i wanted but still a little bit better
was not much chances to get internet
0
arboga nehrinin kiyisinda uyuyan adam
(22.01.14)
evet, iyiyim. istediğim kadar iyi değilim ama (önceye göre) biraz daha iyiyim.
internete pek girme fırsatım olmuyordu
0
kül
(22.01.14)
(7)

phrasal verb

aylin dal
"children can _____ different roles, work through conflicts, and attempt various methods of communication"boşluğa hangisi gelmeli?get ingo along withtry outfall back to
"children can _____ different roles, work through conflicts, and attempt various methods of communication"

boşluğa hangisi gelmeli?

get in
go along with
try out
fall back to
0
aylin dal
(22.01.14)
try out diyecektim ama sonra get in daha uygun geldi
0
starborn
(22.01.14)
get in
0
she was my baby
(22.01.14)
get in

edit: tekrar düşününce bana da try out daha mantıklı geldi. get "into" değil hakikaten.
0
vejeteryanvampir
(22.01.14)
try out
0
[silinmiş]
(22.01.14)
Get in olmaz bence, get into dese neyse.

Try out olacak.
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(22.01.14)
try out. eminim.
0
patiska
(22.01.14)
attempt'ten oturu try out demek dogru olur.
0
bigl0rd
(22.01.14)
(2)

motivasyon mektubu proofreading

schopenowski
avrupa komisyonu'nda staj için motivasyon mektubu yazdım. eksiği, gediği var mı, bi' kontrol ederseniz pek sevinirim.-couchsurfing gibi böyle bir kurum için epey gayri resmi olacak bir tecrübeden bahsetmiş olmam abes mi?- sondan önceki paragrafta martin luther'in "i have a dream" konuşmasına gönderm
avrupa komisyonu'nda staj için motivasyon mektubu yazdım. eksiği, gediği var mı, bi' kontrol ederseniz pek sevinirim.

-couchsurfing gibi böyle bir kurum için epey gayri resmi olacak bir tecrübeden bahsetmiş olmam abes mi?
- sondan önceki paragrafta martin luther'in "i have a dream" konuşmasına gönderme yaptım. onun abes bir yanı var mı?

I have studied Translation Studies in Marmara University, Istanbul. During and after my studies, I was focused to acquire deep and comprehensive knowledge about EU and external relations. In line with my areas of interest, I took a class called "EU Terms and Concepts" about the history of EU, Turkey's relation with EU and reform processes. Then I began to work as a liaison officer in such ministerial meetings and summits as COMCEC, D-8 and IDEF.

I am also an active member of a worlwide travelling website Couchsurfing. I have voluntarily hosted more than a hundred people in my flat, and had great relations with people from different parts of the world. I have a wide experience from various social stratum of the society, from ministerial level to underpriviliged social stratum, from European culture to international culture. Therefore, I am a well-rounded opportunity for you to evaluate and hopefully accept me as one of yours into the European Commission.

As I am deeply interested in European Commission and the EU itself, I enrolled myself at various online courses from worldwide institutions mentioned in my educational background in addition to my multicultural experiences. Thanks to those courses, I got familiar with the processes in the EU and EU Institutions. That is why I am applying for this traineeship. It will enable me to enhance my knowledge on those topics, while bring a significant contribution to your team and the EC in general.

Even though I face the difficulties of today and tomorrow, as a guy sweltering with the heat of disadvantages of a poor life since his childhood, I still have a dream. It is a dream deeply rooted in the European dream in which individuals find security not through individual accumulation of wealth, but through connectivity, sustainable development and respect for human rights as Jeremy Rifkin pointed out in his acclaimed book.

I believe that I am highly motivated for the challenge to be your Trainee and I am eager to put in the practice all the knowledge I gained through my self motivation and effort.
0
schopenowski
(22.01.14)
merhaba, bu konulara yabancıyım ama sadece başka bir göz olarak okudum.

-couchsurfing mevzusu bana batmadı ama içiniz rahat etmiyorsa sadece ismini çıkarıp bu şekilde bahsetmek olur mu, yoksa bahsedince illa isim mi vermek lazım?

-gönderme de sırıtmıyor, ben beğendim.

minicik bir typo: underpriviliged
0
kül
(22.01.14)
Detayları mesajla ilettim.

I have a dream - tamamdır, olmuş:) Hatta 3. paragrafta It will enable diye başlayan cümleye, broaden my horizon filan böyle afili şeyler bile eklenebilir belki:) Bir de gene aynı cümlede, while'dan sonra -ing kullansanız süper olur, while bringing.

İnternette benzer mektup örneklerine de bakabilirsiniz, format vs açısından.
0
cymbelina
(22.01.14)
(3)

simple present, present continous and state verbs

allahinadiylaoku
resimdeki alıştırmayı çözebilecek ve bana detaylı anlatabilecek var mı ? benim için hepsi uygun gibi geliyor :)çok teşekkürler.
resimdeki alıştırmayı çözebilecek ve bana detaylı anlatabilecek var mı ? benim için hepsi uygun gibi geliyor :)

çok teşekkürler.
0
allahinadiylaoku
(21.01.14)
2 - increased
3 - decreased

4 - this warms the air
5 - as the air rises
6 - the water vapor inside it changes into
0
opucuk baligi
(21.01.14)
@opucuk baligi

4 hariç hepsi yanlış.
0
🌸allahinadiylaoku
(22.01.14)
2- is increasing (we can see ortak parantezine alınmış gibi düşün, sonrasında olan durumları söylüyor aynı genellemenin içinde.. yani, genellemenin içinde devam eden bir aksiyon.. eh, bu kadar açıklanabiliyor)
3- is decreasing (üsttekiyle aynı mantık.. cümleyi uzatmışlar ki kafa karışsın.. ben de verb'ü bulamıyordum neredeyse.. ayrıca aklında olsun increase ve decrease genellikle continuous olarak kullanılır.. zamanlar değişebilir -past, perfect- ama genelde simple present kullanılmaz)
4- warms (doğa olaylarında continuous kullanırsan roman yazıyor gibi olursun.. hele bir de "güneş ısıtır, sonra yer ısınır" gibi biyolojik bir fact'ten bahsediyorsan, continuous fena halde sırıtır)
5- is changing (üstteki maddenin açıklamasından ayrı bir durum var burada.. anlık değişimlerden bahsediyor.. evet, halen doğa olayını anlatıyor ama safhalarını birebir anlatırken continuous kullanımı daha makul.. üstteki örnekten gideyim; "güneş ısıtır, sonra yer ısınır"da simple present kullanmak şartken, "güneş ısıtırken yer de ısınır"da continuous kullanılmalıdır..)
6- son cümlede vardır bir şey ama tam okuyamıyorum.. buradan yazarsan bakarız..

yanlış da olabilir bu yazdıklarım çünkü verilen örneklerin ikisi de present'a da continuous'a da yakın duruyor.. bu yüzden kafan karışmış olabilir..

edit: imla
0
lake of the hell
(22.01.14)
(6)

Who are you going with / With who are you going?

fakyoras
Selamlar,yukaridaki kaliplarda aklim karisti biraz, ben ezelden beridir who are you going with derdim ama internette arastirdigimda cogu insanin ilk halini kullandigi ama gramer olarak ikincisinin dogru oldugu yaziyor.ayrica "kime verdin?" sorusunu soramadim ben, "Who did you give it to?" cok garip
Selamlar,

yukaridaki kaliplarda aklim karisti biraz, ben ezelden beridir who are you going with derdim ama internette arastirdigimda cogu insanin ilk halini kullandigi ama gramer olarak ikincisinin dogru oldugu yaziyor.

ayrica "kime verdin?" sorusunu soramadim ben, "Who did you give it to?" cok garip geliyor kulaga.

nasil yapacagiz bu isleri?

Whom var ama onu da kullanan gormedim hic, kralice elizabeth kullaniyordur muhtemelen.
0
fakyoras
(21.01.14)
"with whom are you going" doğru olanı sanki.

kime verdin ise: "to whom did you give it?"

diyorum ben. yanlışım varsa birazdan birileri düzeltir kesin. ermanen falan aktifti sitede az önce.
0
sen git ben geliyorum
(21.01.14)
Her ikisi de kullanılabilir, bir sorun yok. Whom daha "formal" durumlarda/cümlelerde kullanılır ki zaten siz de belirtmişsiniz. whom'un cümlede özneye dair bilgi vermediğini unutmamak yeterli. Verdiğiniz örnekte, Who did you give it to? Whom did you give it to? To whom did you give it? - hepsi kullanılır.

For whom the bell tolls diyorum:)
0
cymbelina
(21.01.14)
whom kraliçe elizabeth falan değil hocam. with whom are you going olması gerekir ikinci yazdığın. ama ilk yazdığın da doğru. çoğu kişi de who are you going with diye sorar. who did you give it to da doğru.

edit: bi with fazla yazmışım klavye sürçmesi. düzelttim pardon.
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(21.01.14)
Prepositionı başa alarak kullanıyorsak, fiilden sonra tekrar preposition kullanılmaz. With whom are you going with? denmez, sondaki with fazla.
0
cymbelina
(21.01.14)
with whom are you going ?
0
zazazaraeta
(21.01.14)
Senin cümlelerdogri
0
partizan
(21.01.14)
(2)

iki cumlem var, kontrol edebilir misiniz?

fcked up as usual
Ben soyle biseyler denedim, toparlayamadim: This study investigates the instruments which are used in preventing accounting frauds and aims to test availability of these instruments on the companies which are traded in BIST and choose the best alternative.Bu çalışma ile muhasebe hilelerinin önlenme
Ben soyle biseyler denedim, toparlayamadim: This study investigates the instruments which are used in preventing accounting frauds and aims to test availability of these instruments on the companies which are traded in BIST and choose the best alternative.

Bu çalışma ile muhasebe hilelerinin önlenmesinde kullanılan araçlar incelenmektedir. Bunun için de BİST’deki şirketler üzerinde bu araçların kullanılabilirliliğini test etmek ve en etkili aracı tespit etmek amaçlanmıştır.
0
fcked up as usual
(21.01.14)
birsey eklemek yerine senin yaptigin ceviriyi soyle baglarsak guzel olabilir belki?

Muhasebe hilelerinin onlenmesinde kullanilan araclari inceleyen bu calismada amac BIST’deki sirketler uzerinde bu araclarin kullanilabilirligini test etmek ve en etikili araci tespit etmektir.
0
yonge and bloor
(21.01.14)
Evet haklisiniz, bu sekilde toparlamasi daha kolay olur. Fakat yine de resmen kafam durdugu icin yarina kaldi cevirme.
0
🌸fcked up as usual
(21.01.14)
(4)

"O zaman (tek kale) maç yapalım" seks anlamında

ermanen
nasıl denir?bizdeki argo "maç yapmak" ya da "tek kale maç yapmak"onu ingilizce nasıl deriz?edit: "let's have a match" desek olur mu ?edit: türkçede var böyle bişey. ayrıca anlam çıkarın diye sormadım.
nasıl denir?

bizdeki argo "maç yapmak" ya da "tek kale maç yapmak"

onu ingilizce nasıl deriz?

edit: "let's have a match" desek olur mu ?

edit: türkçede var böyle bişey. ayrıca anlam çıkarın diye sormadım.
0
ermanen
(21.01.14)
bizde böyle bir argo mu varmış yav?
0
matchgrip
(21.01.14)
Dayanamadım kardeş kusura bakma ama şu bkzı vermek istiyorum (Bkz: kamil detected)

Yabancı hatuna seks teklif edeceksiniz ve bunun planını yapıyorsunuz anlaşılan.
Bizde öyle bir argo olsa bile onlarda da aynı anlama geliyor mu acaba? Ya da İngilizcede öyle bir anlam varsa ve hatun kişisi de başka memlekettense bahsedilen ingilizce deyimi bilecek mi acaba?

Let's have a match de sen, formasını giyip gelsin.
0
sharon and hope
(21.01.14)
türkçe var mı ki böyle bir şey? olsa bile üstte yazdığı gibi formayı giyme durumu olur.
0
ontheroad
(21.01.14)
locking crotches and swapping gravies,
the in and out,
plowing cheeks,
knocking boots,
explore the map of tasmania,
attack on the pink fortress,
shuck the oyster,
horizontal jogging,
play hide the german sausage,
ride the skin bus to tuna town,
going to pound town,
0
latios
(21.01.14)
(6)

fransızca çeviri

clones
Elle agréable rendez-vous de chassenedir bunun türkçesi?edit: enstrumantal bir parçanın ismi.
Elle agréable rendez-vous de chasse

nedir bunun türkçesi?

edit: enstrumantal bir parçanın ismi.
0
clones
(20.01.14)
gramer açısından doğru görünmüyor.
dans etmek(avlanmak?) için buluşmayı kabul ediyor o kız gibi bir anlamı var. valla pek bilmiyorum fransızca ama.
0
alice practice
(20.01.14)
albümdeki şarkı listesi şu şekilde diğer isimlerle bir bağlantısı var mı?

A1 Une Petit Cellier
A2 Eux Exquis Acrostole
B1 Ma Insaisissable Abri
B2 Sa Prodigieux Hermitage
B3 Le Implacable Gentilhommière
C1 Elle Agréable Rendez-Vous De Chasse
C2 Mon Tragique Chartreuse
D1 La Terrible Palais
D2 Il Mélodieux Manoir
0
🌸clones
(20.01.14)
çok ilginçmiş.. verdiğiniz listedeki tümcelerin ilk kelimeleri hiçbir şekilde tümcelerin geri kalanına uymuyor. onları atıp okursanız anlamlı oluyor..

agréable rendez-vous de chasse.. nedir işte.. internetten baktım, eskiden av yerlerinde avcıların gittikleri hanvari yapılara (pavillon) rendez-vous de chasse deniliyormuş.. onun haricinde de bodoslama hoş av randevusu gibi falan da çevrilebilir.
0
rainarc
(21.01.14)
bağlantı var bu arada.. her şey orta çağ kafası
0
rainarc
(21.01.14)
hatun müsait demek. tavla iş at bişe yap
0
cekleri vadeye gore sirala
(26.01.14)
eksik olan da fiil. elle est agreable rendez vous de chasse
0
cekleri vadeye gore sirala
(26.01.14)
(1)

Ufak bi çeviri

justinho26
What results are needed to be delivered by me at the end of the year? An objective describes what the world will look like and how one feels once an objective is achieved. Teşekkürler şimdiden
What results are needed to be delivered by me at the end of the year? An objective describes what the world will look like and how one feels once an objective is achieved.

Teşekkürler şimdiden
0
justinho26
(20.01.14)
Hangi sonuçlarn benim tarafımdan yıl sonunda teslim edilmesi gerekiyor? Bir amaç dünyanın nasıl görüneceğini ve birisinin bir şey başardığında neler hissettiğini tanımlar...
0
inanmazsan inanma
(20.01.14)
(5)

bullshit vs horseshit

ermanen
ne farkı var? argo olarak yani
ne farkı var? argo olarak yani
0
ermanen
(20.01.14)
Ben bi fark goremiyorum. Horseshit kullanani da cok az gordum. Bi de chickenshit, apeshit var ki hic duymadim.
0
youshookmeallnightlong
(20.01.14)
vurgu, kültürel olarak bir farklılık olabilir,

misal bullshit biraz daha 'urban' kaçarken horseshit biraz daha 'redneck' kaçıyor.

tabii şimdi diycen at ve öküzün dil açısından ne tür bir farkı var, o bambaşka bir konu, argo kalıbı, ağız alışkanlığı diyeyim anla.
0
Mackinaw
(20.01.14)
cowshit de cok kullanilir Ingilteremizde
0
düşünüyorum öyleyse vurun
(20.01.14)
[silinmiş]
(20.01.14)
www.urbandictionary.com
being worse then bull shit.


favorim batshit crazy
www.urbandictionary.com
0
spankenstein
(21.01.14)
(2)

Adaptation kelimesi

wasmashing
Adaptation/ Uyarlama soyut bir kelime midir?
Adaptation/ Uyarlama soyut bir kelime midir?
0
wasmashing
(20.01.14)
Bence soyut. Elle tutulamaz. Zamana bağlı bir kavram.
0
hohoya
(20.01.14)
beyaz çöl tavşanlarının sırtına buz bağlayınca siyah oluyodu ya, o adaptasyon somuttur. rambonun ormanda hayatta kalması da somuttur.
0
vfgerty
(20.01.14)
(2)

minik bi ing ceviri

all girls dream
If the whole world were put into one scale, and my mother in the other, the whole world would kick the beam.
If the whole world were put into one scale, and my mother in the other, the whole world would kick the beam.
0
all girls dream
(18.01.14)
terazinin bir kefesine dünyayı, diğer kefesine de annemi koysak, dünya havaya kalkardı (hafif kalacağı için)

"yo mama is so fat" şakalarının farklı bi versiyonu galiba :)

edit: şunu buldum, kendimden utandım
answers.yahoo.com

"annem dünyalardan daha değerlidir" anlamı çıkarmışlar.
0
kül
(18.01.14)
hocam espiri degil bu.
tam anlami soyle:
terazinin bir kefesinde butun dunya, diger kefesine annem olsa, annem agir basardi. (aslinda tam tersi bir analojiyle dunya kirise vururdu diyor, ama agir basmak turkce'de daha iyi ifade ediyor anlami)
0
brawler
(18.01.14)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.