Parası kadar eder kesinlikle fakat prime müşterilere şu anki fiyatı.

Gördüğüm kadarı ile indirimde şunlar var:
www.amazon.com
www.amazon.com
Kargo+gümrük onlar hallediyor. Süre stokta olan için 10 iş günü denebilir. sipariş sırasında yazıyor zaten.

1-tyt eski ygs. 120 soru. ayrica dil simavi fransizca varmis ona girersiniz 80 soru.
2- ing, fransızca arapça almanca ve rusca.

3- 1 mart ile 21 mart arasi başvurular. tyt 23 haziran dil 24 haziran günü olacak.sonuclar 31 temmuz da aciklanacak.

bu soruların sınavın icerigine yonelik soruların cevaplarini yök uygulanma tarihlerini de osym sayfasinda bulabilirsin.

Bence ingilizceyi mümkün olan en iyi seviyeye getirmek ikinci dilden daha faydalı olur

Akıllı telefon kullanıyor musunuz?

Birincisi öğrenmek istediğiniz dili biz bilemeyiz. Bir mühendis için Almanca yararlı olabilirken Güney Amerika ülkeleriyle ticaret yapan bir iş adamının İspanyolca bilmesi yararlı olabilir. Siz de mesleğinize, ilgi alanlarınıza, yeteneğinize ve göstereceğiniz çabaya göre bir dil seçebilirsiniz. Örneğin ben Çince, Arapça gibi dilleri öğrenebileceğimi düşünmüyorum. Bana fazlasıyla çaba gerektiren diller gibi geliyorlar. Böyle bir durumda benim Çince öğrenmeye çalışmam eziyet olur.

İkincisi İngilizce bilmenin herhangi bir Avrupa dilini öğrenme aşamasında çok faydalı olacağını düşünmüyorum. Yine ikinci dil olarak öğrendiğim Almanca üzerinden örnek vermek gerekirse İngilizcenin bana katkısı yüzde 10-15 civarındadır. Her dilin kendine özgü bir grameri ve kelime haznesi var. Bunlar belli bir noktaya kadar benzerlik gösterse de bir süre sonra tamamen farklılaşır.

Kaynak bulma konusunda İngilizcenin çok yararı olur. İnternet'te Türkçe kaynak sayısı x ise İngilizce kaynak sayısı 100x'tir. Fransızca öğrenirken Türkçe kaynak aramak yerine İngilizce kaynak ararsanız bilgilere daha kolay ulaşırsınız. İngilizcenin en önemli faydası bu.

İkinci yabancı dil öğrenmenin bana kalırsa bir zamanı yok. Aynı anda beş dil de öğrenebilirsiniz. Burada esas konu her birine ne kadar zaman ayıracağınız ve o dilleri hayatınıza ne kadar sokacağınız.

İngilizce biliyorum. Seviyemi bilmiyorum ama biliyorum İngilizce. British humor anlayacak kadar diyeyim sen anla.

Son 9 aydır İsveççe öğreniyorum. İngilizce bilmesem şu an bildiğimin yarısı kadarını öğrenmiş olurdum en fazla. Zaman çekimlerinde mantık aynı, kelimelerin çoğu benzer, anlamadığımda Türkçe yerine İngilizce'ye çeviriyorum metni veya kelimeyi daha doğru oluyor.
Zaten Türkçe'den İsveççe yok gibi bir şey materyal olarak.

Zamanını bilemem ne zaman öğrenmeli diye ama şöyle diyebilirim; İngilizce>Almanca/Danca/İtalyanca vs artık neyse Türkçe'den daha kolay oluyor.

Türkçe ile Avrupa dilleri aynı aileden değil diye biliyorum. Ama İngilizce ile Cermen dilleri aynı aileye mensup. Zaten tamamı Fransızca etkileşimli.

Evet kullanıyorum @leo1905 , kesinlikle öyle @dissendium ama farklı bir fikir oluşturabilir diye farklı kişilerin görüşlerini almak istedim.İşim ile bağlantılı bir durum yok aslında ortada şu an için,ingilizce yeterli oluyor ancak bu aralar 2.bir dil neden olmasın diye sormaya başladım kendime.Amacım zihnimi çok fazla tembelliğe sürüklemeden yeni gelişim alanları üretmek.Tabi ki birden fazla dili aynı anda öğrenmek de mümkün ama çalışma temposu içerisinde onu gerçekleştirmek çok zor :)

fransızca'ya yumul. ben almanca öğrendim 2 yıl goethe'ye gittim, b2 seviyesi oldum, mühendisim ama hiçbir işe yaramadı. almanya'da yaşamayacaksan manasız.

fransızca iyidir, iyi bir repütasyonu var, kuzey ve sahraaltı afrika'da geziye gidersen işine yarar, fransızca zor ise ispanyolca, fonetiği güzel. yoksa rusça zihin açar. ama almanca bu sıranın sonlarında gelmeli.

Wifi ayarlarından kullandığın bağlantıyı metered connection olarak işaretle. Kotalı bağlantı üzerinden update işlemiyor böyle yapınca

aramaya hizmetler yaz windows update'i bul devre dışı bırak

update yapamıyor olabilir mi acaba? bende de kronik sorun vardı sürekli büyük update (~4gb civarı) indirip uğraşıp uğraşıp yapamıyodu. en son zikardonun dediği gibi metered yaptım bağlantıyı (wifi değil ethernetti benimki). indirmeyi durdurdu ama sürekli sormaya devam ediyodu. son çare olarak format attım kurtuldum :|

macbook kullanıcısıyım, ancak iki harici diskimde iki farklı işletim sistemi kullanıyorum. biri zaten mac os diğer windows. güncellemelerim kapalı olduğu halde bu sefer bildirimlerle taciz ediyor. dün aynı çemkirmeyi arkadaşa yaptım. tek bir program için kullanıyorum bir de. eğer öyle bir zorunluluğun yoksa ve kişisel bilgisayarın ise macbook'a terfi et.

bilgisayarınızı haftada birkaç kez, birkaç saatliğine açıyorsanız güncellemeler kanser edici olabilir evet. şahsen benimki her gün ortalama 5-6 saat açık ve hiçbir şeyini hissetmiyorum güncellemelerin.

artı güncellemeler kesinlikle kötü şeyler değil ve kapatmanızı hiç ama hiç tavsiye etmiyorum. misal yeni çıkan bir açık;

www.theverge.com

Rampapapam mı acaba? Eğer öyleyse rihannanın şarkısı ama hangisi bilmiyorum.

Bum tam tam

Aradiginiz parca
Gogol bordello-harem in tuscany

ylvis - mr toot?

what does the fox say diye bir şarkı vardı.

levellers-what a beautiful morning )) güldürüyorsun sabah sabah.

mc fioti - bum bum tam tam
www.youtube.com

aazına zıçayım bu şarkının, dinlerken nefret ettikçe sevmeye başlıyorsun. neyse ki kısa.

M1A metrosu ile yakınına gidebilirsin,oradan da minibüs vs olur belki.

metrobüs köprüsünün üst tarafından, 36ES 83O filan geçiyordu. bunlara binip fındıkzade'de inip yürümek en kolayı sanırım.

Karbonatli suda iciyor musun,alkalide onemli bak.abi her duydugun seye dadanmis gibisin.benim duzenli almam gereken kalp ilaclarim var doktor onlari bile 6 ayda bir degistiriyor.vucudunun bu kadar fazla corek otuna ihtiyaci oldugunu sanmiyorum,senden geriye kalan asirlar boyunca insanlar pogacanin uzerindekilerle yetinmisti.

Fazlası zaten kullanılmayıp vücuttan atılıyor. Kan değerlerin için test yaptırısan fazla mı görmüş olursun gereksiz yere alıyorsan vücudu yorarsın gerek yok

spesifik bir eksiklik yoksa böyle bocalama takviyenin anlamı yok, hatta zararı var.

fazlası growth faktör gibi davranıp tümöral oluşumları destekliyor şeklinde tartışmalar var. net bir şey yok ortada ama ihtiyacın yoksa fazlası lüzumsuz diye düşünüyorum.

ailede alzheimer çok, b vitamini ve omega'yı tavsiye ediyorlar.
konsantrasyon ve düzen eksikliği için rhodiola ve magnesium calcium zinc iyimiş, kanıtlanmış.
çörekotu yağı genel bağışıklık.
q10 ise bunların emilimini hızlanırma amaçlı.

evet biraz sapıttık galiba. :/

O bunun icin bu sunun icin iyiymis peki hepsi birden sizin icin iyi mi? Bunu kan degerlerinizi de alip doktora gostererek anlatin. Burada verilen tavsiyelerde kimse sorumluluk almaz. Doktor bir sey der ise, onun sorumlulugunu da alir.

Bence önce dahiliye ardından da psikolog iyi gelecektir.

Adı üstüne "takviye" suyunu çıkarmamak lazım. Aç gezmiyorsun ki sonuçta.

bunlar bir kere "doğal" takviye değil
söylediğin markalar tarım bakanlığı onaylı gıda takviyesi, sağlık bakanlığı değil. genelde yem kalitesinde oluyor bu markaların ürünleri

en azından coenzim q10 ve rhodiola gereksiz görünüyor. her birini bir uzmana danışarak kullanınız.

evinde yap kefirini, iç kombu çayını. devam et.

düzenli ev yemeği yani, klasik türk mutfağı ile beslenirsen zaten bunları kullanmana gerek kalmaz.

baklagilden zengin, zeytinyağlı, haftada 1-2 balık da götürdüğün kırmızı etli bir menü ile beslenirsen multi vitamin desteği vb almana gerek kalmayacaktır.

vücudun bu kadarıyla baş edebiliyorsa pes. saydıklarından iki tanesini farklı zaman dilimlerinde kullandım. lakin yan etkileriyle baş edemedim. örneğin çörek otu yağı çok ciddi biçimde kabız yapıyordu. üstelik çok minimal tüketmeme rağmen. mcz ise özellikle akşam saatlerinde çok ciddi gaz yapıyordu. sürekli sık sık gaz çıkarma ihtiyacı insanı kendisinden nefret ettiriyor.

hiçbir yan etki yaşamıyorsan şanslısın tabii.

Sennheiser mx170

Audiobudget diyorum gir bir bak awarded olanlar gayet güzel.
ayrıca rock zircon senin olayın. Ama yine de kendin bak. Biraz bütçeyi yükseltirim dersen kz zs6 çok güzel olmuş.

Gom fazlasıyla iş görür

ne açıdan en iyisi? birinde izleyince film göze daha hoş gelmiyor neticede, neyse o oynuyor. sıradışı bir codec oynatılmayacaksa, altyazının rengi boyutu boku püsürüyle oynanmayacaksa, oynatılan bilgisayar 16 senelik değilse ve bunun gibi belirleyici detaylara gerek yoksa aralarında fark yok.

ben mpc-hc kullanıyorum, güçsüz bilgisayarımda full hd filmleri takılmadan bir tek bu oynatıyordu; sonra alışkanlık kaldı. altyazı derdim varken bsplayer da kullanırdım.

daum pot player

daum pot player bence de.

Ben BS Player öneriyorum. Otomatik altyazı araması bayağı iş görüyor. Sağ click'le çat diye uygun altyazıyı bulup koyuyor, kastırmıyor. Bilgisayarda VLC Player da yüklü onun haricinde.

iamx - after every party i die

bahar dönemi başlatıp, ahmet yeseviyi kullanabilirsiniz.

@dragon sağol. yesevi'de bir dönemlik kayıt 3 bin lira diyor. 3 dönem olunca 9 bin lira biraz fazla sanki ödeme tutarı bu şekilde olacaksa.

diğer üniler daha pahalı sanki. bölümünüz de önemli tabi.

Pampa devlet üniversitelerine bak. Izmir katip celebi 100 kisi aliyor tezsiz 2000 lira. Ilk donem para yatır diger iki doneme karışma. Son dönem de dönem bitmeden 2 ay evvel kaydını sildir. Sonra tekrar başka bir yuksege kaydolunca tekrar uzasın tecilin. Bu yolla 35e kadar idare edersin.

sdü tezsiz 800 küsur, uzaktan 1200 küsur

@sen de git sen de unut, sdü'ye ara dönemde kayıt yapılabiliyor mu uzaktana?

evet oluyor

sahneler canlandırma dediğin fantezi olarak geçiyor. narsisizm, narsistik zedelenme bakabilirisn

@gadlemler, hmm guzel yakalamissin. narsisizm'i biraz okuyunca su sorular aklima geldi;
- narsisizm icinde yukarida bahsettigime benzer bir siddet hayali barindiriyor mu yoksa dogrudan bu siddeti uyguluyor mu? yoksa bu narsisizm turlerine gore de degisiyor mu?
- yukaridaki ornekte soylemeyi atladim; bunlarin hayalini kuran bunu gerceklestirmiyor. sadece hayalde kaliyor.

cevap icin tesekkur ettim.

Pasif agresif kisilik

bence okb'ye giriyor.
kötü düşünceleri zihinden atamamak.

@000000; iih, tam oturtamadim. tesekkur ettim.

@mor bembombom; aldim listeye.

@herhaltibiliyoring; ben pek benzetemedim. belki de yaniliyorumdur.

tesekkurler.

Eziklik. O anda yapamama. Sonradan kafandaki kurguda hayalle yapabilme.

Daha önce bir yerde okudum ama bulamadım. erken hazırlık (ya da hazırlanma olabilir) sendromuna benziyor. Kısaca eps diye hatırlıyorum.
Tabi verdiğin örnek gibi değilde mesela bir yere giderken bir şey satın almak istediğinde daha o yere ulaşmadan önceden parayı hazırlama gibi bir örnek verilmişti.

@1adam; ilk defa duydum. sagol buna da bir bakayim. eger okudugun seyi hatirlarsan lutfen paylas.

Tamam. Zaten bu konulara ilgiliysen normal hayatta göremediğimiz çok farklı ilginç fobiler, sendromlar var. Yine bulabilirsen kaynak olarak , marsta bir antropolog kitabına bak.

sony a6500 var babalar gibi aynasız, daha bile ucuz xt-2'den. xt-2'de dokunmatik ekran bile yok, dokunarak odaklamanın rahatlığından mahrum mu kalacaksın bi de o kadar para verip. sony'lerin ikinci el pazarı da daha geniş hem.

şurada hayvani bir karşılaştırma yapmışlar ikisi için.
mirrorlesscomparison.com

ters derken? 5 santim solda, ne fark eder ki zaten?

şimdi baktım da vizörünün konumu çok ters değil mi?

A6000 var bende de ama cok profesyonel değil hobi olarak kullanıyorum. Taşıma çok çok rahat üzerindeki lens de bana yeterli geliyor. Aynasız candır.

A7 ler için ne diyorsunuz?

x-t20 daha kompakt ve dokunmatik ekran. hala almadıysan x-e3'e de bi bak derim ama ekranı tilt olmuyor. fuji çok daha uygundur fiyat olarak. kalitesi de şaşırtacak kadar iyidir.

Doom olabilir mi?
www.youtube.com

hayır.

hasan ali toptaş - heba

son zamanlarda okuduğum en güzel türkçe eser

Tutunamayanlar'ı severim. En azından yapmacık, romantik, bayağı bir eser değil.

Pek çok kitap var aslında da bazılarının yeri ayrıdır. Mesela Oğuz Atay'ın...
Yaşar Kemal var sonra, Fakir Baykurt da güzel yazar. Örnekler çoğaltılabilir. Bu isimlerin kitaplarına bakabilirsiniz.

yaşar kemal-ince memed
orhan pamuk-kafamda bir tuhaflık
adnan binyazar-ölümün gölgesi yok (lirik bir kitap dilini ve hikayesini oldukça beğenmiştim)

ilk iki kitap size güzel bir okuma keyfinin yanı sıra ülkenin sosyal,siyasi geçmişi hakkında da fikir verebilir.

puslu kıtalar atlası

Ben hiç kalmak için kullanmadım zaten de, host olarak 10 kere falan kullanmıştım. Ev arkadaşım çıktığından beri aklımın ucundan bile geçmiyor, tek başıma kral gibi yaşıyorum.

bir iki test ettim ortamlar tırt herkes abanmış cs'ye cidden patates olmus eventler. bir sürü gereksiz insan. nerde eski eventler. yeni site bulmak lazım. bu tür siteler zamanla çöp oluyor zaten.

İzmir'de hâlen eventlar yapılıyor çok da güzel geçiyor hatta :)

Ekim 2016da kalmak içim kullanmıştım. Buluşmalar için de kullanmıştım.

2007den beri uyeyim, en son nisanda kullandim. Hangout olayi iyi guzel gibi ama app i actigimda abuk subuk hang out requestler almaktan biktim.
Ha bir de tabi sey de var, 10 mesajla sinirladilar filan, igrenc bisi oldu. Cok az giriyorum.

bandare
www.youtube.com

@freebird5406_2
bu şarkı da zamanında bulamadığım bi şarkıydı ve sanırım bi araba reklamında da çalmıştı ama bahsettiğim bu değil. gerçi belki benim aradığım da aynı ekibin şarkısıdır, karıştırmaya başlıyorum diğer şarkılarını.

"cudey cudey bıdı bıdı hayherengey..." falan gibi mırıldansam aslında müzikten tanınır. dediğin yer 2.30'da başlıyor işte :)

@freebird5406_2
benzerliği fark ettim ama değil işte :)
zaten o yüzden diğer şarkılarına bakıyorum ama bulamadım -_-

www.youtube.com

Bu olabilir mi?

@dead and broken
yok bu hakkaten hintçe olanı. benim bahsettiğim şarkı kulağa hintçe gibi geliyor ama herhangi bi dilde bir anlamı yok sözlerinin. :)

www.youtube.com olabilir mi?

aha buldum sanırım reklam bu www.youtube.com
şarkı ise rebel moves - are you satistied

ikisi de değil. ama rebel moves üzerine ben de yoğunlaşıcam bu adamlardan başka böyle müzik yapan da yok herhalde.

freebirdün dediği gibi ben de bandare sonucunu buldum. Hatta sözlükte rabel moves başlığında da kianın reklam müziğini yaptıklarını yazmışlar. internette de kia rio reklam müziği olarak bandare geçiyor.

ailenle yaşamaktan bi derdin yoksa aileni ikna et, maddi manevi destek çık beraberce daha iyi bi yerde eve çıkın?

+1 p a l v e

şehir belirtmemişsin. anadolu için arş. gör maaşı iyi de istanbulda iyi muhitte tek eve çıkarsan çok masraflı olur. ailenle aran iyiyse farklı çözümler bulup maaşından birikim yap bence.

ankara’dayım ya. Aslında tek bile çıkmak mümkün ama sonuçta o parayla alternatif yapılacak şeyler de var. mal gibi hissedebilirim yani.

Aile ile taşınmak fazla meşakatli olur.

ancak burda eksik olan şey konum. evet konum. zeytinburnunda oturup fatihte eve çıkacaksan değişen birşey olmaz yani.

yeni çıkabileceğiniz semt şuan ki sorunlarınızı tamamen çözebilecek mi? bu sefer okula uzak olup başka sorunlar boy gösterecek mi? bunlar önemli şeyler.

ha ben yerinde olsam ayrı eve çıkmazdım. çünkü ailen işlerini yaptığın için aslında çok fazla bir zaman oradan sana kalıyor üstelik okul da yakın.

valla 20 yıldır buradayız, ev de bize ait ve şimdiki evlere göre daha geniş. Apartman olmasına rağmen otoparkın çıkışını bile çit taşıyarak kapatıp açabiliyorum köpekle oynamak için.

hani müstakil olabilse çok daha iyi olurdu tereddüt etmezdim ama mümkün değil. bir yandan merkezi olsa geceleri yürüyerek dışarı gider gelirim diyorum.

oof of.

kavaklıdere bahçelievler ayrancı gibi düzgün yerlerde çıkılabilir aslında ama işte sorun şu ki doğru düzgün 2+1 ev yok pek çoğu ev 3+1. 3+1 bir evi bir ev arkadaşıyla paylaşmak bence en mantıklısı olur. kişi başı bütün masraflar ortalama 800'e falan mis gibi yaşanır gayet güzel bi evde. yeter ki düzgün bir ev arkadaşı olsun.

Ben de araştırma görevlisiyim. Yaş 33, ben de doktora bu yaza biter diye düşünüyorum. Yurtdışında ev arkadaşıyla kaldım, burada tek kalıyorum. Ailemle aynı şehirde yaşasaydım ve evde huzurlu bir ortamım da olsaydı eğer ailemle kalırdım sanırım, ayrı eve çıkacaksam da ev arkadaşı aramazdım.

daha önce yurtta kalmış, evde ev arkadaşlarıyla kalmış, oda paylaşımlı ev arkadaşlığı yapmış, şu anda yalnız yaşayan 30 yaşında bir birey olarak evde ailenle yaşamaktan mutlu ve huzurluysan bence ayrı ev olaylarına hiç girme. ev harcamaları sadece faturalar, kira, mutfak masraflarından ibaret olmuyor çünkü. bunun komşusu var, arıza yapan tesisatı var, onarım gerektirebilecek herhangi bir yeri var, sinir bozan ev sahipleri var vs vs. bir sürü etken var yani huzursuz olmanız için. işinize de yakınmış aile eviniz. anladığım kadarıyla aileniz de sizin özel alanınıza saygılı o yüzden hiç girişmeyin derim.

Meslek sahibi olup bu yaşa kadar eve çıkmamana hayret ettim.
Elbette eve çık, kendi düzenini kur.
40yaşında mı hayat kurmaya başlıcaksın? (Hayat kurmak falandan kastım, alış verişini, yemeğini, ütünü kendin yapmak, arkadaşlarını eve davet etmek, kendine daha çok zaman ayırmak vs)

Seninle aynı durumda biri olarak böyle yazıyorum.
Bi de fatura falan demişsin o maddi meseleler hazır temiz ev, kurulu düzen falan şimdi bırakamazsan hayat boyu bu kafada kalırsın. Bu yaşlarda daha kolay.

iOS'da şifre koyduğun anda full disk encryption yapıyor zaten. Dolayısıyla ayrıca bir işlem yapmana gerek yok. Şİfre koy yeter.

ben japon yeni bile zor bulmuştum. o paraları oraya gitmeden uygun bir şekilde temin etmen imkansıza yakın diyebilirim.

Kapalıçarşıda ya bulursun ya da başka yerde bulamazsın.

ağrı kesiciyi içebilirsiniz. arveles etki mekanizmasında hem ağrı kesici hem de o morarmayı yapan trombositlerin kümelenmesini önleyen bir ilaç. iltihap giderici derken bu işlevleri önlemesi kastediliyor. muhtemelen ikinci etkiyi düşünerek yazmış doktor. geçmiş olsun.

Öncelikle geçmiş olsun ve önemli bir bilgi: hekim değil öğrenciyim henüz. Sonra da elinizdeki ilaçlar ağrı kesici ve ödem giderici özellikte. Ağrı kesici için şöyle bir açıklama yapabilirim; vücutta ağrıya ve ödeme sebep olan bazı aracı maddeler var ve bu farklı maddelerin kaynağı ortak başka bir madde. Ağrı kesici ilaçlar genel olarak bu ortak yolların en başındaki maddeye ve tepkimelere etki ettikleri için ödem dağıtıcı etki de gösterebilirler. Yani ağrınız olmasa da şişliği inmesine yardımcı olabilirler. Bu yüzden ilaçları kullanmanızı tavsiye ederim.

Spora ne kadar süre sonra dönmeli sorunuz içinse bunu hekiminize danışmanız daha iyi olacaktır.

öncelikle geçmiş olsun.

hematom (~kan oturması) oluşan bir kol ile karşı karşıya kalmıssınız.

<dr. tavsiyesi yerine gecmez.>

arveles dostumuz sağlam bir ağrı kesici; dokularınızın arasına sızan ağrıya neden olacağından bunun önüne geçmenizi sağlar.

hirudoid forte arkadaşımız, pıhtı eriten/önleyen ve bağ doku yenilene bir kişiliktedir. sizi pıhtıdan korur ve bağ dokunuzu yeniler.

diclomec plus efendi ise iltihab giderici ve kas gevşetici bir beyefendidir. iltihabınız varsa giderir ve o ağrıyan kasınızı (tabi ağrıyan bölgeye sürdüğünüzü varsayıyoruz) gevşetir.

özetle; doktor arkadaşımız gerçekten sağdaki hasar için olabilecek en iyi kombinlerden birini vermiş.

ilaçlarınızı düzenli kullanın ve iyileşince kendisine bir kutu çikolata götürün :)

düzenli olmayan kullanım etkiyi azaltır.

</dr. tavsiyesi yerine gecmez.>


spor konusunda bir şey diyemeyeceğim ama bu görüntü ve tariflediğiniz ağrı sorunun 1 hafta için çözülmesi için bence erken. şahsen 3-4 hafta sonra olabilir.

Ev kiralıksa ev sahibi ayarlamalı onu

Elektrikli set üstü al diyecem ama bir tane kullandım çok verimsizdi. Lpg tüp ve ocak düşün bence. 100 liraya ocak alırsın. Tüp 90 tl falan. Bir kişiye aylarca yeter

anakstre niye bakıyorsun. www.google.com.tr baksan?

Setüstü ama elektrikli olmak zorunda onlar da uygun değil maalesef. Aslında ankastre olmalı ama yok ilginc sadece ankastre davlumbazı var:)

Malesef işin içine girince çok zor olduğunu anlayacaksınız.

Bir kere çok iyi şekilde anatomi, fizyoloji, egzersiz fizyolojisi, kineztoloji, antrenman bilimi bilmeniz gerek. İnsanlar ilgili ne kadar şey bilirseniz o kadar iyi.

İngilizce bilmeniz gerek çünkü spor sürekli gelişen bir şey her gün makale çıkıyor yeni şeyler gelişiyor bugün doğru dediğin şey yarın yanlış çıkabiliyor takip etmeniz lazım ama türkçe kaynak yok denecek kadar az o yüzden çare ingiliççe.

Sadece futbolla bitmiyor çünkü futbolcular sadece futbol antrenmanı yapmazlar bunun bir de kondisyon kısmı var ağırlık vs çalışırlar, iyi derecede fitness bilmeniz lazım (bu işi o takımın kondisyoneri varsa o da yapabilir)

Türkçeyi iyi şekilde kullanmanız ve özgüveninizin tam olması lazım. Küçük bir çocukla bile konuştuğunda onu yaptığın işe inandırabiliyor olman ve gerçekten iyi biliyor olmak lazım karşındaki profesyonel futbolcu seni neden dinlesin ki ona ne vadediyorsun? Ki futbol camiasının geneli çok varoştur her şeyi bildiklerini zannederler ama iki kelimeyi bir araya getiremezler. Sen bir şeyler biliyorsan dinler seni yoksa yerin dibine sokar acımaz.

Ve tabiki ileri derecede futbol bilgisine sahip olman lazım. Çünkü hareketleri sahada önce göstereceksin ve sonra futbolcular yapacak, ki gösterirken de estetik olman lazım ki yine bir öncekinde dediğim gibi futbolcu seni izlerken bu adam/kadın bir şeyler biliyor desin.

Aynı zamanda maçları çok iyi takip edebiliyor olman lazım. Ben mesela asla maç izlerken zevk alamıyorum çünkü iş olarak bakıyorum. Millet eğlencesine izliyor mesela sen pozisyonları takip ediyorsun. Hangi seti oynadılar, o adama pas vermese nasıl bir oyun kurulurdu gibi.

Ve en önemlisi antrenörlük belgen olması lazım ben basketbol antrenörü olduğumdan futbolu bilmiyorum ama bizde şöyle;
A’dan E’ye kadar antrenörlük belgesi var. E en düşüğü A ise en yüksek olan. Her seviye atladığında arada belli bir süre geçmesi gerekiyor. E den D’ye 2 senede geçiyorsun falan. Ve E aldın diyelim milli takımlarda görev alamazsın en kötü C alman falan lazım.

Bu arada bu kadar şeyi yazdım çünkü tudor için sürekli aktif antrenörlük yapmanız lazım diye biliyorum. Direkt gidip alayım diye bir şey yok yanılmıyorsam (benim branş basketbol olduğundan futbolu net bilmiyorum ama benzer olduğunu düşünerek eklemek istedim)

bu kadar zahmet edip yazdığınız için çok teşekkür ederim. benim esas merak ettiğim nokta; diyelim ki bu saydığınız niteliklerin hepsine sahibim. bu lisansa ya da en üst seviye futbol antrenörü lisansına ulaşmam kaç senemi alır ?

13 yıl

Aylak adam. Oblomow çakması olduğu için sevmistim. Bu kadar benzemez bir kitap. Bayağı çakması.


Anayurt otelinde iş zebercet vs olaylar beni o kadar çekmedi. Sevemedim.

Aylak Adam. Anayurt Oteli'ni filmi izledikten sonra okudum, kitapta Zebercet nedense çok boğucu ve daraltıcı geldi, filmde de mutluluk saçan biri değildi elbette ama kitap olarak sevemedim.

Aylak Adam'ın tarzı daha çok hoşuma gitmişti.

Aylak adam cunku karincalar bilmeden severler.

aylak adam çünkü; görmesini bilen için ne büyük bir ibret vesikasıdır o.

aylak adam. çünkü daha iyi hissettirmişti.

ikisinin de farklı üstünlükleri var, şahsen ben birbirinden ayıramam. eğer daha vurucu bi anlatım diyosak "anayurt oteli". ama "aylak adam" kadar okuyucuyu avucuna alan kitap da azdır. aylak adamı okumayı daha çok sevdim, ama anayurt otelinden de en az aylak adam kadar etkilenmiştim. vesselam, yusuf atılgan ne yazsa okurmuşum, sonunda bunu anladım.

anayurt oteli. zebercet'i kendime yakın bulduğum ve olay manisa'da geçtiği için :)

Anayurt oteli. Zebercet gibi hissettim kendimi ve bu bana haz verdi. Aylak adam’ı biraz ruhsal bozukluk yaşadığım dönem okumustum bu yüzden şuan cekimserim

İkisi de değerli birer elementtir ama Aylak Adam, misal çinko falanken Anayurt Oteli cıvadır.

Aylak Adam asla Oblomov çakması değildir. Oblomov hâlinden memnundur, Oblomov'un bir kadının peşinde onu sapıkça takip edecek enerjisi asla yoktur. Aylak adam ise yalnızca baba parası yiyen ama aynı zamanda babasından tiksinen, biraz da kendinden tiksinen bir karakterdir. Oblomov aylak değil âtildir, mutlak bir atalet içerisindedir. C ise mutlak devinim. Mesai saatinin dahi içinde olmadan dibine kadar yaşar hayatı.

Ancak benim yanıtım Anayurt Oteli. Cevabı da: eksisozluk.com . Aynı semtin çocuğuyuz Zebercet'le :P

Aşti

Yanlış bilgi vermeyeyim ama en son 3-4 ay önce kullandığım zaman aşti-havaalanı yönünde kızılaydan geçmiyordu otobüsler

belkoair otobüsleri aşti - kızılay - gar - dışkapı - havalimanı şeklinde gidiyor.
havaş otobüsleri aşti- havalimanı şeklinde gidiyor.

2 hat var. Yani bazen 2 oluyor.

Havaalanindan Ankara'ya giderken önce Kızılay sonra asti.

Ama bazen biri astiye biri Kızılay'a kalkıyor.

Kalkarken de kizilaydan da kalkıyor astiden de. Ama astiden kesin kalkıyor. Kızılay'ı tam bilmiyorum.

Pijalnia ve arsenalna diye iki tane bar var orada takılabilirsiniz. Opera binası var şuan bile belki bir tane vardır, bu akşam bir tane izleyebilirsiniz.

Onun dışında yarın Kuleye çıkabilirsiniz, savaş müzesi falan var gezilecek.
yarın akşam da herhangi bir klube gidebilirsiniz. Bir tane tepe vardı adını unuttum yarın oraya çıkabilirsiniz.

:D do it man.

krivka'da yemek yiyip, beer theatre'da bira içebilirsiniz.

ismini unuttum ama kahve fabrikası vardı meydanda, alt katına inin kafanıza kasket veriyorlar. spesyal kahvelerinden isteyin, ilginç bir şey.

Buldum, burası: www.tripadvisor.com.tr

El yapımı çikolata satan bir yer var. Mutlaka tadın.
Krivka zaten olmazsa olmaz.

(Sabaha Baczewski de sabah piyano eşliğinde kahvaltı yapabilirsiniz, en iyi kahvaltı mekanıdır.)

Cevaplar icin tesekkurler. 5 burda kalacagim onerilere devam.

ben bunu der meister'a da sormanızı önermeye geldim. gezinir görürse, sanıyorum ki yazar zaten.

Zamanınız yoksa cumartesi günü istediğiniz saatte muayene yapabilirsiniz.

vardiyali bir calisma duzenim oldugu icin hafta ici veya sonu olmasi onemlo degil, sadece zamani ben secebiliyor muyum diye merak ediyorum aslinda..
cumartesi gidersek randevu almamiza gerek yok anlamina gelir mi yukaridaki cevap?

Gün ve saat seçebiliyorsunuz.

Evet istediğiniz gün ve saati seçebilirsiniz sakın randevusuz gitmeyin.

Gün ve saat seciyosun ama yine gidip orada sıra aliyosun. Bi saat öncesinden gidiyo bizim şirkettekiler.

Bence ipad alın :)

tablet hiçbir zaman laptopun yerini tutamaz. laptop alın kesinlikle.

Şarj konusunda tabletler laptoplardan daha kötü yalnız. Ben laptop alırdım.

ya ben bunlar için macbook air aldım ama yine windows masaüstü bilgisayarım var diye aldım. gerçekten parasını haketmiyor. tek iyi yanı pili ve tasarımı. sonra ben de dedim bazen autocad kullanmasaydım klavye kılıfı ile ipad alırdım o da rahat olurdu diye. size de ipad'in yanına

www.hepsiburada.com
www.hepsiburada.com

şöyle bir şey alsanız yeter gibi.

Genel olarak evet, tabletler laptoplarin yerini tutmuyor ama sizin durumunuzda bence ipad daha mantikli. Eger ihtiyaclarinizda uzun sureli bir degisiklik gormuyorsaniz ipad isinizi gorur. Safari'den yer imleri de okuma listeleri de olusturabilirsiniz. Web'de sik ziyaret ettiginiz sayfalarin mobil uygulamalari kullanisli olabilir. Sadece bazi durumlarda bazi sayfalari Safari duzgun gorunteleyemeyebiliyor formlari vs. O durumlarda laptoptan halledebilirsiniz. Sarji da soyle soyleyeyim ben 2015 yazindan bu yana ipad air 2 kullaniyorum ve hala canavar gibi gidiyor sarji.

@c1b2k3 laptop karar verirsem ben de macbook düşünüyorum 5 bine kadar bu arada.

parasını hak etmiyor mu? uzun vadede hiç tablet kullanmadım bilmiyorum ihtiyaçlarımı karşılar mı? ama dediğim seyleri yapıyorum sadece.

Ipad alırsam laptop kulanınım olabildiğince azalsın istiyorum. 2 ye bölüneceksem yine mac alayım ben.

Her türlü Macbook.

valla hocam benim iş yerimde solidworks, autocad gibi programları kullanmak için bir masaüstüm vardı. acer'ın aspire s3 ultrobook'um da vardı yine böyle hafif taşıması rahat. kardeşimin eski pc'si bozulunca benim de nasılsa masaüstüm windows bir de mac deneyeyim diye aldım bunu ultrabook'u kardeşime verdim.

pro için bir şey diyemem kullanmadım ama kullanabileceğim programları macos zaten desteklemiyor ama gerçekten bu paraların bilgisayarı değilller. hele air'lar. 4500 liraya klavyeli metal kasalı ipad alıyorsun resmen. gerçekten yazık bu paraya. benim 1.5 sene oldu. şimdi alacak olsam almam. bu fiyata canavar gibi windows ultrabooklar var.

bence biraz abartılıyor macbooklar. evet güzel makine ama bu paraların makineleri değil. 2.5-3bin olsa al derim ama 4bin-5bine dayanmış paraya yazık.

o paralara al abi; www.vatanbilgisayar.com

canavar gibi pc.

çok teşekkür ederim bütün cevaplar için.

c1b2k3 çok sağol :) alabilirm o dediğini. onun etrafında bakınayım biraz.

Bence burada bunu cevaplayabilecek insan yoktur.

Ben de soruyla karışık bir cevap vereyim. Blues müzikte de normalde çalınmaması gereken notalar (blue note) çalınıyor ama kulağa güzel geliyor ya bu da onun gibi olabilir mi?

Uğraşanlar var birkaç tane görmüşlüğüm var. Neyse...

Blue note niye çalınmaması gereken ses olsun ki? Tam aksine olması gerekiyor. Ama orada kalış yapamazsın. Çünkü disonan bir aralık(artmış dörtlü).

Açıkçası müzik teorisinden pek anlamıyorum, okuduğum yazıya dayanarak söylemiştim, şöyle diyor:

The classical music theory is not well suited to describe the Blues, but we don’t have a choice. From that point of view Blues is crazy and wrong – playing dominant major 7th chords all over minor pentatonic scales, using chromatic scale pieces for intros and turnarounds, using a 5 tone scale instead of the accustomed 7 tone scales, adding notes that don’t belong to any scale – and these stupid chord progressions…

Bilmiyorum ne kadar doğru, yanlışsa da nesi yanlış öğrenmek isterim.

Edit: Anladım teşekkürler.

"classical music theory" diyor. İnsanlar o teoriyi aşalı yüzyıllar oluyor. Zaten dediği de o. Klasik müzik teorisi blues'u anlatmak için yeterli değil diyor.

Ona göre metalcilerin yaptığı "jın jın" da toptan yasak. Paralel beşli deniyor ona ve büyük günah.

bisey olmaz

saçma sapan cafelerde hep dışarılarda ketçap mayonez kimse dolaba koymuyor

sıfırdan tasarım geldiği için sıfırdan html le başlıyoruz.
html css javascript (angular/react) diye devam ediyoruz.

Yazılımda genelde var olan bir şeyi düzeltmektense sıfırdan yapmak daha kolay olabiliyor. Özellikle html/css konusunda. Back-end tarafında ise eğer dokümantasyon varsa, kod okunabilirliği varsa, testleri yazılmışsa vs. ekleme yapmak daha kolay olur.

Dolayısıyla dediğin gibi sıfırdan yapmaya başlıyorlar. Ancak artık eskisi gibi öyle sublime text'i açıp direk html/css yazılmıyor. Anahtar kelimeleri vereyim: webpack, pug, saas, es6, gulp, eslint, babel, nodejs, npm. Günümüz teknolojilerini takip eden bir front-end geliştiricisinin bunları biliyor olması gerekiyor artık.

Tabii bazıları bootstrap üzerine giydirmeyi de tercih edebiliyor.

@mr.sherlock: İşte benim duymak istediğim de buydu. npm node.js aslında daha çok backend ile ilgili sanırım. Ve atyoum angular ve react sanırım front end e daha yakın frameworkler?

hayır, artık front-end geliştirirken de bir server ayağa kaldırman gerekiyor araçları kullanabilmek için. bu yüzden nodejs kurman ve npm (ya da yarn) ile bu araçları indirmen lazım.

genelde ya kendilerinin bir klasörü/template vardır. işlerine göre html css eklidir ordan devam edilir.

ya da hazır bazı frameworklerin çatısı altında geliştirmeler başlanır. bootstrap,material design vs.

ya da js frameworklerinden angular/vue/react cli aracılığıyla kendi templatelerinin üzerine gene npm'den bootstrap gibi frameworkler eklenebilir.

kimin nasıl yol izlediğini söylemeden bilemezsin.

bugün frontendcilerden beklenilen değişti.

@mr.sherlock : O zaman back-end'çi ne iş yapıyor tam olarak?

back-end'ci aslında uygulamanın kendisini yazıyor. Server ayağa kaldırıyor dedim ama bu sadece geliştirme aşamasında. İş bitince teslim edilen şey html, css ve javascript dosyaları oluyor. Front-endci uygulamanın görünen kısmını yazıyor.

Örnekle anlatayım; web sayfasını ziyarete ettin, bu sayfada gördüğün her şey front-endci tarafından yapıldı. Sen giriş formunu doldurdun gönder dedikten sonra artık iş back-end'e geçiyor. Sen hangi endpoint'e istek attıysan back-end tarafında o endpoint'i handle eden controller senin gönderdiğin parametreleri (örnekte kullanıcı adı ve şifre diyelim) alır daha sonra bu bilgiler aracılığıyla veritabanında bu isime sahip bir kullanıcı var mı varsa şifresi bu girilenle eşleşiyor mu diye model aracılığıyla kontrol eder. Eşleşme varsa tarayıcıya cookie aracılığıyla bir bilgi kaydeder böylece senin o sitede oturumun (session) başlamış olur.

ornegin facebook sitesine girdiginde giris yap butonuna tikladiginda senin bilgisayarin kullanici adi ve sifre girilmismi diye bakar, girildiyse bu kullanici adi ve sifreyi http uzerinden facebook severina gonderir. facebook serveri da bu kullanici adi ve sifreyi database uzerinden kontrol edip dogru ise bir oturum olusturur ve yine http uzerinden bu oturumu senin bilgisayarina gonderir. senin bilgisayarinda oturumu aldiginda senin facebook hesabini acar. Iste tu bu basit duzende senin bilgisayarinda olan tum hersey, butonlar, kutular, bu butonun tiklanmasi, kutulardaki verinin kontrol edilmesi ve servera http uzerinden gonderilmesi Front-End. Serverda yurutulen bu kullanici adi bilgisinin alinmasi, databasede kontrol edilip bir oturum acilmasi, bu oturumun yine http ile senin bigisayarina gonderilmesi ise Back-End. Ozetle senin bilgisayarinda calisan her kod parcasi (html, css, javascript) Front-End, serverda calisan her kod parcasi (php, java, c#, C++ node.js uzerinde javascript) Back-End. Front-End ile Back-End icin en onemli ayrim kullanicinin bilgisayarinda mi, yoksa serverda mi calistigidir.

Hazir sablonlar uzerinde calisanlar da var, kendi sablonlarini olusturan da, ya da herseyi sifirdan yapan da. Ama son zamanlarda populer olan calisma yontemi "command line" uzerinden angular, react, vue gibi buyuk front-end frameworklerinin CLI (Command line interface) yazilimlarini kullanarak, yani komut satirindan, "Typescript kullanacam", "less css precompiler kullanacam", "soyle login olacak" vs anlamina gelen komutlari girerek tum template sayflarin olusturulmasi, o sayfalari iceren ayarlarin, "property" dosyalarinin olusturulmasini CLI yazilimlarina birakmaktir. Cok buyuk zaman kazandirdigi gibi, bazi adimlarin unutulup hata alinmasini da engeller.

mesajlarda iletişim bilgisi paylaşmak yasak zaten. bunu bas bas her yerde söylemişlerdi, geri getirilebileceğini sanmıyorum tanıdık olsa da.

iletişim bilgisi nedeni ile hesap dondurmuyorlar. sadece mesajı siliyorlar. destek kısmından derdini anlatırsan belki bir ihtimal döner. "tartışma" nın seviyeside önemli tabiki

Hayır tabii ki.

eth tramsferi yaptım bugün 1 saat kadar sürdü.

gecen hafta ettim, 10 dk surdu.

10dk'da tamamlandı

değil.

Dünün Zaman okuyucuları bugün gelmiş Cumhuriyeti, Sözcüyü okuyanlara hain diyor, gel gülme :)

Devletin sırları orada ortaya dökülüyorise bir sorun var demektir.
Başka hiç bir ülkede bir örneği yoktur istihbarat birimlerinin işlerinin gazete tarafından ortaya konulması. O ileri medeniyet, insan hakları(!) (suriyelilere neler yaptıkları belli) sözde basın özgürlüğünü savunan ülkelerde bile buna müsamaha gösterilmez. O haberi yapan malum almanya'da şimdi. Devletin de kendi kişisel alanı vardır öyle her isteyen dokunamaz.
Bir de kandildekiler yerlere sigara izmariti bile atmıyorlar diye haber yaptılar. Kandilde yerlere sigara atmayan askerimize mermi atıyor ama..

Yine uğur mumcu nun ağabeyinin bu gazete hakkındaki açıklamalarını youTube daki bir çok videoda görebilirsiniz. Kararı siz verin artık..

Boşver abi ülkede sığır çok. Bir vatan haini arayacaksak gerçeğin üstünün ortulmesine "devlet sırrı" diyenlere bakmak lazım.

onlar önce kendi partilerinin sırasında oturan ve fetullah denen iti ziyaret etmek için on bin kilometre yol giden terörist sürüsünü temizlesin. terör örgütüne ne istediyse veren tiplerin sizi yargılamasına izin vermeyin, vurun suçlarını yüzlerine, acımayın.

gerçek teröristlik terör örgütü liderini "gökten ne yağar da yer kabul etmez" demek. gerçek teröristlik "ne istediler de vermedik" demek, yıllarca ne istediyse vermek. gerçek teröristlik referandumda omuz omuza oy istemek, terör örgütü mensuplarını devlete yerleştirmek, kol kola ergenekon yalanını yaymak.

daha 2017'de terör örgütüne meclis çatısı altında "cemaat" diyen tiplere acımayın, itin götüne sokun.

p.s. o silahların türkmenlere gitmediğine yemin billah eden ak parti hükümetinin sayın başbakan yardımcısı. bir diyeceğiniz varsa gidin kendisine söyleyin.

askere gitmemek = hainlik?

askerliğimi antalya'da emekli ve muvazzaf subay astsubay ve yakınlarına hoş geldiniz, deyip kayıtlarını girerek geçirdim. vatana hizmet böyle olur işte!

hükümetlerin işi budur, düşman yaratmak. her dönem düşmanları vardır, her dönem birileri onların işlerini bozuyordur, her dönem birileri hainlik ediyordur. düşman yaratır ki arkasındaki desteği sağlam tutsun ve genişletsin.

hiçkimseyi bulamazsa "dış mihraklar" deyip geçiyor adam.

bu insanlarla mantıklı bir şekilde tartışmak da mümkün değildir.

"devletin sırları ortaya dökülüyorsa"ymış. dikkat etsin kardeşim? açığa çıkarmasın? aslolan insandır, ne devlet ne hükümet. hükümetle devlet arasında seçim yapılacaksa da devlet seçilir, hükümet değil.

sen insanının anasını ağlat, salak saçma politikalar yürüt, "aman karşıda düşman var" deyip herkes ne olursa olsun arkanda dursun? oldu.

@ rahip janick
durum bunlardan ibaret değil. Bak üstte de belirttim - yazamadım- diye.

Değil Cumhuriyet herhangi bir gazeteyi ya da kitabı ya da yazıyı desteklemek teröristlik değildir. Bir terör örgütünü desteklemen de seni terörist yapmaz, sadece terör örgütü destekleyen biri yapar bilfiil örgüte katılmadığın sürece.

gazeteciler devlet görevlisi değildir. işleri haber yapmaktır. bilgi sızıyorsa haberi yapan değil bilgiyi sızdıran devlet görevlisi yargılanır. devlet suç işlerse "devlet sırrı" kavramı geçersiz kalır. bilinen yandaşlardan mehmet barlas'ın söylediğini dikkate alırsak (adamın gol diyor) türkiye suriye'deki bazı terör gruplarına destek vermiştir.

bazı vatandaşların "devlet sırrını açık ediyürler" şeklinde tepkilerini gözlemek mümkünken yine aynı kişilerin devletin terör örgütlerine silah sağladığı iddiasını görmezden gelmeleri vatan sevgisiyle değil ancak haysiyetsizlikle açıklanabilir.

@ abdnin de gönderdiği silahlar için de benzeri şeyler düşünüyorsundur umarım.
Görmezden gelmek?..
Sınırı tehdit edilen abd mi Türkiye mi?
Devlet suç işlerse, bırakın da bundan mağdur olanlar konuşsun. Mağdur değilseniz kimin avukatlığı oluyor bu?..

@1adam, tabi ki düşünüyorum ancak abd'ye vergi vermiyorum. vergi vermekle mükellef olduğum, içinde yaşadığım devlet üzerinde de fikir belirtme hakkım vardır herhalde? devletimin suç işlemesini de istemiyorum, işleyenin de yargılanmasını istiyorum kardeşim. suriye'deki şiddet olayları bu kadar pompalanmasaydı sınırımız da tehlikeye girmeyecekti. bu salaklığı ve haysiyetsizliği örtmeye vatan - millet edebiyatı yetmiyor. aksini düşünen gidip kumda oynasın.

Gazeteye devletin en gizli istihbarat bilgilerini kaptıran sığırlar hain değil. bunu haber yapan gazeteci hain niye çünkü öyle işte onlar öyle diyorlar gerisi ne fark eder. Onlar ne diyorsa doğru olan o değil diyorsan hainsin işte Abdullah Gül'ü bile hain ilan ettiler garibanin anasını bile sorarlar değil cumhuriyet gazetesi

Ben vergi vermek gibi maddi konularla bağdaştırmayı yanlış buluyorum. Biz de bundan muaf değiliz. Devlet parti kurumlar da insanlardan teşekkül sonuçta yanlışlar oluyor ama suriyedeki olan biten her şeyden Türkiye sorumlu tutulamaz. Ve türkiyenin de buna tepkisiz kalması düşünmek hata. Bu iş karı koca arasına karışılamaz meselesi gibi bir mesele değil.

insanız yanlışlar olur ancak yanlışı yapan bir devlet görevlisiyse görevden alınır/ istifa eder. devlet yönetiyorlar orada, yanlış kaldıracak bir kurum değil.

benim ödediğim vergiyle devlet komşumuzda ki savaştan bir veya birden çok tarafa silah, mühimmat desteği sağlıyorsa bunu bilmek ve sorgulamak hakkım. kaldı ki burada konu uluslararası bir suç ve bahsettiğimiz kişiler bu suçu bizim vergilerimzle işliyorlar.

komşunda sıkıntı varsa sessiz kalmazsın elbet ancak tepkini taraflardan birine kumar oynayıp bölgede çıkar sağlamaya çalışarak göstermezsin.

''Devlet suç işlerse, bırakın da bundan mağdur olanlar konuşsun. Mağdur değilseniz kimin avukatlığı oluyor bu?.. ''

ne tarz bir düşünce sistemin var çözmek mümkün değil ancak devlet suç işlerse bu sorumluluğu altında ki tüm halkı ilgilendirir. o kişileri oraya getiren halk, vergiyi ödeyen halk. onlar değil, halk onların efendisidir. eğer devlet uluslararası bir suç işlerse de bunun faturası tüm halka kesilir. yarın bir gün ülkeye ambargo uygulanırsa bundan zararlı kim çıkacak onun hesabını yap.

Ben sadece şunları söylemek istiyorum; eğer bunlara cevap verilir ve gerçekten tatmin olursam bu durumu kabullenicem.

Cumhuriyet gazetesinin illaki yanlış taraflı yazıları olabilir. bu her yayın kuruluşu için geçerlidir. Yani kimse konuşmasın, muhalefet yapmasın mı? Herkes taraflı mı olmalı? Yıllarca ortalığı yıkarcasına fetö vb örgütlere karşı çıkan kesimin temsilcisi Cumhuriyet gazetesiydi. Nasıl terörist olunur bu durumda şaşırtıcı?

Devletin çoğu kurumuna torpille girip, milletin hakkını yiyen kişiler veyahut vergi kaçıran kişiler daha mı vatansever?

Vatansever görünüp uyuşturucu içip millete saldıranlar mı vatansever? kendilerini kesip vatansever ocaklara gidenler mi vatansever?

asıl sorun ne biliyormusunuz? tahammülsüzlük..... ben diyor muyum atv izleyen teröristtir diye .
yalakalık yapan, torpille iş yaptıran, rüşvet veren, işten kaçan, devletini dolandıran teröristtir desem olur mu? benden olmayan her kesim teröristtir desem?

Tahammüllü ve eleştiriye açık olmak bence ana nokta. Cumhuriyet gazetesini ben de eleştiriyorum. ulusalcı, tek taraflı, abartı haberler yapıyor. ama en azından duruşu var arkadaşlar bunu kabul edin.

bu çok uç bir söylem de cumhuriyet gazetesinin taraf'tan falan farkı çok az. cumhuriyet'in eski zamanlarından kalma birkaç değerli insan dışında gazeteye politika çizdiren bir grup var.

cumhuriyet gazetesini destekleyen, mesela 6 cumhuriyet prensibini de destekliyorsa, safın önde gideni benim için. laf anlatmaya artık kalkışmadığım insan bu. cumhuriyet'in kalesine girdiklerini söylemek benim de ağırıma gidiyor ama ben bunu o insana anlatamıyorum.

denenlerin ne zaman dendiğini bilen, "bunu şimdi eleştiren şu zaman da bunu neden eleştiremedi, şunu neden parmakla gösterdi" falan gibi soruların zaten cevabını bilen ve cumhuriyet gazetesini destekleyen adam ise benim akıllı düşmanımdır.

terör karmaşa ve korku yaratıp karmaşadan yanlış kararları çabucak aldırarak istifade etmeyi hedefleyen bir stratejiye sahip. insanların ölmesi gerekmiyor. şöyle diyebilirim: cumhuriyet algı manipülasyonu yapan mental bir terörist görevi görüyor çoğu zaman, evet. içindeki her yazar buna dahil değil ama gazete başındaki insanlar sayesinde bu istikamete sahip. chp gibi o açıdan. hani karşısında durduğun siyasi anlayışın suç işlemiş liderini hapisten çıkarmak, temsil ettiğin partinin ilkelerini çiğnemek ve bunu sorgulayanları partiden atmak, tekkeci zaviyeciyi, şeriatçıyı etnikçiyi söylemlerine devam edecekleri şekilde partiye doldurmak* ve o sırada verdiğin çarşaf liste sözünü çiğneyerek blok liste yapmak ve sonra siyasi partiler yasasının demokrasi yoksunluğundan yararlanarak durumunu sürdürmek, anayasanın çiğnenedurduğu bir sürü karar tasarısına imzayı atmak, sadece spotlardan kaçmak...

yani korumaya and içtiğin şeylerin hepsini tek tek çiğnerken ülke değeri olmuş isimleri (chp, cumhuriyet) işgal etmek. chp'yi desteklemiyorsanız karşısına bir parti kurarsınız değil mi. git kur partini, destekleyen de desteklesin, bana ne. bunlar onun yerine ilkelerinin karşısında oldukları partinin içine sızıyorlar. yani ben chp'yi destekleme zorunluluğundan bahsetmiyorum. başka posta girip insan aldatmaktan bahsediyorum.

chp'de olan değişimle cumhuriyet'teki paralel gelişti. üstten darbeyle ele geçirildiler ve bunun turnusolu çoksa da tartışmasız göstergelerini ilk ergenekon ve balyoz operasyonlarında takındıkları tavrın taraf'tan farksız oluşuyla, bu tavra olan ve zaten küçük kalan muhalefetin zamanla parti veya gazeteden çıkarılmasıyla gördük.

istediklerini yazsınlar. ama cumhuriyet ismini kullanamazlar. kullanırlarsa ben onlara zihin teröristi derim.

edit: nrmnm'yi yanlış anlamışsınız galiba. o sizinle aynı fikirde. o kadar tik arasında onunkini neden esgeçmişsinız anlayamadım. cevabını atlamadıysanız bence fikir duymaya öyle hazır değilsiniz ki öfkeli halinizden ne dediğini fark etmemişsiniz. bu kadar öfkelendiğinizde biraz dinip soruyu öyle sormanız işinize daha çok yarar.

Tren yolunun karşısında istasyon var. Ben orda çok çalışmıştım. Gündüz özellikle. Cordon ve traffic kalabalık ve gürültülü. İstasyon iyidir. Yeri de güzel.

Sahildeki nero sakin oluyor genelde

starbucks üst kat

starbucks üst kat +1

minibüs caddesine yakınsan kahve durağı iyi mekandır int de var.

Kahve diyarı değil mi o ya? Karşısında caramel kafe var. Her akşam ordayım servisten inip kahve sigara yapıyorum. Sigara da içiliyo içerde. Hayvanları da alıyolar. GüZel yani.

Starbuck üst kat.

@bradpit kahve durağı karşısında pizzalazza var.yanında eski benzin ve kahve dünyası.

iş hayatının olmazsa olmazıdır bu, doğal kabul ederek umursamamayı tercih ediyorum. mesafeyi kişisel koyarım, o kişiye ayrıca bir "güzellik" yapacak durum oluşursa yapmam mesela.

Eğer benimle aynı seviyede ya da aşağıda olan kişilerse o ilk canım cicimde yüzlerine vuruyorum, değilse sinir ola ola işlerini yapıyorum.

iş hayatında bu tipler normal. asıl özel hayatında böyle davrananlar sıkıntı.

enpara için : www.qnbfinansbank.enpara.com

internete ihtiyacın yok. dizi bölümlerini çevrimdışı izlemek için indirebilirsin.

netflix türkiye içerik olarak yetersiz ayrıca dizilerin çoğu güncel değil. 3. sezonunun finalini yapmış rick&morty 2 sezonu mevcut mesela. www.finder.com şu kaynakta kıyaslamaya gidilmiş. Tr'de 188 tv şovu 489 film var. hem mobil hem de pc de offline izlenilebiliyor ayrıca enpara indirimi düşünmek yerine birilerine katılın derim hd kalitede 10 liraya izlenilebiliyor. duyuruda birisi vermişti ilan.

netflix tek başına yeterli değil hakkaten. bende hem netflix var hem de blutv, blutv bu aralar biraz atak yaptı, güzel şeyler geliyor. fakat netflixteki gibi indir sonra izle olayı blutv de yok.

netflixte güzel film var aslında ama az, tom hanks in çok güzel filmleri var ama başka yerlerde de bulunabilir. diziler güzel ama.

Suits house md mesela yok dimi. Ben dizi için alıcam da. Ne bileyim bilindik eski veya yeni güzel diZiler var mı.

Teşekkür ederim.

rick and morty'nin 3. sezonu eklendi geçen aylarda, ek bilgi olarak belirteyim.

Suits var. Breaking bad, dexter da var.

Burda göremedim kral.

www.netflix.com

Madmen var eskilerden, doctor who var tüm sezonları olmasa da. Travellers güzel. Marvel lar güzel. Aslında güzel dizi çok ya :)

1-

- Anakartında kaç adet RAM slot'u var?
- Var olan 8 GB RAMin anakartındaki slotlardan kaçını kullanıyor? 4+4 mü direkt 8 mi mesela?
- Bilgisayarına takılı RAM'ler ile uyumlu (aynı Mhz'de) RAM piyasada bulunuyor mu?

Bunları cevap araman yardımcı olacaktır.

rami arttırmak performansını çok küçük oynatır, ve bu model 8'den fazlasını destekler mi iyi araştırman lazım. laptop olduğu için ekran kartı yükseltmesini yapman da çok zor. hdd yerine ssd takarsan performansın hissedilir şekilde artar.

bu desktop hocam laptop değil.

sanırım 4 artı 4 kullanıyor. eğer öyleyse sanki bundan öte kasmak manasız olur. benim laptopda yaptığım yükseltme 2 artı 2 den yükseltmeydi. sanırım iki yükseltme de aynı değil.

8 gb ram'i yetersiz bulduracak performans isteyen bir işlem için bu bilgisayarın diğer parçaları halihazırda yavaş kalıyor olmalı, ram'i yükseltsen de onlar açısından bir şey değişmeyeceği için performansta çılgın bir artış olmaz. 8 gb ram ayrıca ram canavarı bir iş yapmıyorsan yeterlidir çünkü.

ssd +1 diyorum, günlük bilgisayar kullanımına en çok etkisi olan bilgisayar parçası. hele ki eski model bir hdd'den geçiş yaparsan yeni bilgisayar almış kadar fark yaşarsın.

ssd'lerde adata, hi level gibi markalar ucuzdur ve iş görür; 120/128 gb alıp windowsu üzerine kursan yeter.

ram yeter hocam
ssd tak
ekran kartı vs. varsa oynarsın
temizlettir kasanın icini bir de
bas

chrome'da devasa sayfalarda 20 sekme açmıyorsan, aynı anda bir sürü program kullanmıyorsan falan ram ilavesine gerek yok ssd al yeter. ram para israfı olur.

evet

foto cekip yollamaliysa kabul oluyor. ben btcturk'te oyle yaptim

benim bildiğim çocuğun doğduğu ülkenin vatandaşlığını otomatik kazanıyor olması. amerikalı olmadığı halde çocuğunu amerikada doğuran ve hem amerikan hem de tr vatandaşı yapan aile çok. bu konuda yine en yetkili açıklamayı resmi mercilerden alabilirsin.

doğum belgesi için net bilemiyorum

türkiye'de kan esası vardır, vatandaşlık kan esasına göre belirlenir.
toprak esası olan ülke mesela abd. o yüzden orada doğan çocuklar doğum nedeniyle vatandaşlık alabiliyor. bizde ise anne veya babadan en az birinin tc vatandaşı olması gerekiyor.
o yüzden doğum belgesini edinseniz de vatandaşlık alamazsınız.

@milamber evrensel bir kural yok bu konuda. ABD'nin kuralları o şekilde vatandaşlık vermeye müsait. Her ülkede geçerli bir kural değil.

Ben bu kural TR için geçerli değil diye hatırlıyorum. Dayanağım da Vatandaşlık Kanunu madde 8:

Doğum yeri
MADDE 8 – (1) Türkiye'de doğan ve yabancı ana ve babasından dolayı doğumla
herhangi bir ülkenin vatandaşlığını kazanamayan çocuk, doğumdan itibaren Türk vatandaşıdır.
(2) Türkiye'de bulunmuş çocuk aksi sabit olmadıkça Türkiye'de doğmuş sayılır.

Yeğeninizin anne veya babası TR vatandaşı olsaydı, kan bağı ile TR vatandaşı olabilirdi. Sadece TR'de doğduğu için vatandaşlık alabilmesi ise ancak ya da bir şekilde anne babasını vatandaşlığını alamıyor olması halinde mümkün olacaktı. Fakat anne babasının vatandaşlığını alabildiği için sadece TR'de doğmuş olması yeterli olmayacaktır.

Bir sonraki sapağın şeklini gösteren oklar mı? Sapağın neresinden devam edeceğinizi belli eden hani?

Keşke caps olaydı.

gönderdiğin ekran görüntüsünden anladığım;
110 metre sonra Halıcıoğlu Çıkışından çıkmalısın.
Yol 5 şerit. soldaki üç şerit düz ilerliyor. burada takılma bu yüzden pasif. Çıkmak için sağdaki iki çıkış şeritlerine geçmelisin. bunlar aktif. çıkışı kaçırmamak için bu şeritlere geç.

Takip etmen gereken şeritleri gösteriyor, yaklaşmadan önce gardını al diye.

Yol 5 seritli, sagda da cikis var.
Sagdaki iki seritte kal, o seritlerde degilsen sagdaki iki seritten birine gec diyor iste. Cunku sagdan cikacaksin. Son dkda direksiyon kiracak halin yok cikisa cunku :D

herhangi bir tuner uygulamasından söylediğiniz sesin notasını görebilirsiniz. ama düşündüğünüz kadar kolay değil.

O uygulamaları da denedim ama tek sesi algılıyor nedense.

müzik sadece perdelerden oluşmadığından metronomla düzgün bir şekilde okumadığında program saçmalar. zaten öyle bir program da hiç duymadım. dediğim sebepten düzgün çalışması zor. metronoma ve perdelere uygun okuyan adam da zaten büyük ihtimalle dikte nedir nasıl yapılır bilen adamlar olduğundan kimse girmemiş bu işe.

tuner uygulamalarında sesi algılayabilmesi için doğru bi şekilde uzun bi süre vermen gerekir.
bu bahsettiğin olayı zihnimde canlandıramadım.
dediğin şekilde senin söylediğin her şeyi notaya alsa bile, bunun ölçüsü, süre değerleri bir ton zımbırtı var, bunları seçmen gerekecek. o kadar şeyi bilen adam da oturur notaları yazar zaten.
imkansız gibi.

Kaç gün geçti?

Yolda kaybolmuş olabilir, hala posta dağıtım merkezinde olabilir, dağıtım elemanı değişmiştir yanlış adrese vs gitmiş olabilir.

Dağıtım merkezine gitme imkanınız varsa gidip sorun, bazen başka gelecek posta olursa beraber gider mantığı ile orada oluyor.

En kötü süre dolunca gelmedi dersiniz, iade alırsınız.

Onaylanmadan ek 20 gün daha isteyin bu süreçte gelmezse dispute açarsınız paranızı alırsınız. Ürün gelirse de iletişime geçersiniz, satıcıdan o miktar da bir şey alırsınız gönderme diye mesaj atarsın kimsenin parası kimsede kalmamış olur.

sözlüğe de yansımış bu problem, son zamanlarda baya yaşanmış anlaşılan. sözlükteki iddalara göre gümrükte el koyma ihtimalleri varmış.

aynı sorunlar bende de var. son zamanlarda genel bir sorun bu. takipte tek gözüken şey "ürün menşei ülkeden çıktı" gerisi yok muamma. beklemekten başka yapacak bir şey yok. gerekli süre bitince dispute açarız.

@himmet dayı > siparişi vereli neredeyse 1.5 ay oldu. 1 aydan fazla süredir de yolda görünüyor.

@jimmy > tr'den sorgulanabilir bir kod veriyor china post. geçmiş ürünlerin hepsini ptt üzerinden sorguladım. hatta bunu da sorgulayabiliyorum ptt üzerinden ama orada da çin'den yola çıktı haricinde bilgi yok.

iade için 2 hafta gibi bir sürem kaldı onu bekliyorum. zaten o sürede gelmezse ürüne ihtiyacım olduğu için beklemenin de pek anlamı kalmayacak, iptal edeceğim. zaten satıcı da bezdi benden allahın günü mesaj atığ duruyorum .:)

genel sıkıntıysa bekleyelim görelim o halde.

11.11'de aldığım ürünlerden 2 tanesi(takipli) halen gelmedi... 1,5 aydır takip sayfasında güncelleme de yok, siparişler yalan oldu. sürenin bitmesine az kaldı, satıcılara mesaj attım. "sıkıntı yok gelmezse, iade/tekrar gönderim yaparız" dediler. bu daha önce de başıma başıma geldi, paramı alamadığım olmadı ama bu sorunu sadece aliexpress siparişlerimde yaşadım. gearbest'te hiç böyle bir sorun yaşamadım.

sözlüğe bak millet dertli mallar gelmiyor.

ürünü takipli kargo olarak almamışsın sanırım yoksa görebilmen gerekirdi. geçenlerde satıcılardan birinin ürün açıklamasında şöyle bir yazıya denk geldim ben de.
tr.aliexpress.com

eğer bu yazdığı açıklama tüm satıcılar için geçerli ise 5 doları geçmediği için izleyemiyor olabilirsin.

@mungojerry takipli ürün ve 25usd civarında.

Rank ve vlookup fonksiyonlarını kullanabilirsin.

diğer bir seçenek sayfayı çoğaltıp puana göre tüm tabloyu büyükten küçüğe sıralamak ve ardından C sütununu oradan alıp diğer sayfaya yapıştırmak olabilir.

bunu fonksiyonlarla uğraşmak yerine ilgili sütunları kopyalayıp sortla büyükten küçüğe dizmeyi deneyebilirsin.

bunun dışında max fonkiyonuyla en büyük; large fonksiyonu ile 1,2,3,4... sıradaki veriye erişebilirsin. ancak vlookup sola doğru arama yapmadığı için index fonksiyonuyla cebelleşmen gerekecek.

Pivot table. Verilerin tümünü seçip, insert--> pivot table de. notları da büyükten küçüğe sırala. Al sana cillop gibi özet tablo. Ayrıca diğer taraftaki notları değiştirdikçe, pivot tabloyu refresh edersen, özet tablonu da güncel tutmuş olursun.

decathlon'dan hepsiyle rahat cikarsin diye dusunuyorum, secenekler de mevcut

kışta olduğumuz için paranın çoğunu monta gömersen içerisine daha uygun şeyler giyebilirsin. bot'tan da parayı kısmamak lazım yani
250tl mont
200tl bot
150tl geri kalan, bunları decatlondan uygun fiyatlara alabilirsin.

ben olsam eski botlarım varsa eğer durumları çok kötü değilse bu senede bi boya cila yaptırır giyer parayı monta gömerdim.

Bot + Mont zaten 400 en aşağı.

Eşofmanı bilemem ama bu mevsimde 2 tişört 10 çift çorap da maks. 80-90 tl.

tişörtler icin lcw. çoraba da oradan bakabilirsiniz.
botlar için decathlon demeye geldim ben de...

montu da oradan alabilirsiniz sanırım.
eşofman bilemedim?

Max 150 ye bot hotiç.

Uzun uzun yazmiim morhipodan 450ye çıkarsın.

defacto ve lcw'den bot hariç maximum 200 liraya çıkarsın. H&m ye gidersen yine bot hariç 300'e çıkarsın. 300-400 lirayada iyi bir markadan bot alabilirsin.

hopi kampanyalarına bak. 300 tl'ye 50-100 hopi gibi kampanyalar oluyo. pahalı ürünleri bot ve mont mesela bu kampanyalarla al. kazandığın hopilerle eşofman, tişört çorap filan alırsın rahat rahat.

bot hariç hepsi için defacto. 5 liraya bile tişört var outletini bulursan. şehrinde nerde defacto outlet var önce bul sonra oraya git.
bot da var aslında defactoda ama rahat eder misin bilemedim ben 2 sene kullandım rahattı ama yırtıldı, sonra aynısını aldım rahat edemedim aldığımın boynu kırılmadı hep arkası vurdu falan. öyle

hocam aklımda çok bi apaçi gibi canlandın, yeşil nike, fısfırlu eşofman falan.

mont ve botu decathlon'dan al elbette. ya da tabanı delinen, su geçiren vs eski botunu yaptırmak da güzel bir seçenek. geçen sene artık umudu kestiğim yırtık bir spor ayakkabım 20 liraya yepyeni oldu bu şekilde.

çoraplar ve tişörtleri nereden alırsın bilmem ama ucuz diye dandik bir şey alma. markası önemli değil ama aldığın şeyler mutlaka pamuklu olsun. mümkünse 100% pamuk. yoksa korkunç kokarsın.

bot 110 lira www.decathlon.com.tr
mont 140 lira www.decathlon.com.tr
eşofman üstü (polar) 70 lira www.decathlon.com.tr
eşofman altı iyisinden 50 lira www.decathlon.com.tr
tişört 20 lira www.decathlon.com.tr
çorap 2 çifti 9 lira.www.decathlon.com.tr

toplam 450 liraya çıkarsın.

hepsinin daha ucuzları da var, neredeyse 200 liraya da halledersin. ama o kadar ucuzunu almanı önermem.

decathlon +1

Sırf başlığı okuyunca decathlon canlandı gözümde :)

bot için yeşil kundura sitesine bak

mont, tshirt, esofman için koton, defacto
çoraplar ve esofman için pazar
bot için decathlonda güzel tipli bir şey yoktu. bulunduğun yerdeki ayakkabıcıları gez güzel şeyler vardır.

Beta'da ucuz ve kaliteli botlar var

Evet faiz alırlar. 300 lira kadar olan alışverişi kartla yapın en iyisi.

mahallendeki bakkala, markete rica et, o 300 lirayı karttan tek çekim çekip sana 300 versin. ama komisyon istememesi gerek.

Altın alıp bozdurmak mantıklı değil. Al-Sat fiyat farkı çok zaten. Kredi kartının mevduat hesabında +300 görünüyor olabilir. Oradan çekince faiz binmez. Karttan nakit çekme gibi değil yani. Bankamatikte 'mevduat hesabı' olarak görünen bir seçenek varsa oraya bakın.

Bankan ile görüş, artı bakiyeyi vadesiz hesabına aktarsınlar.

bankayı ara veriyorlar yada şubeye git.

bankayı ararsan hesabına yatırıyorlar hemen (aynı bankada hesabın varsa tabii).

Bankayı ara, hesabın varsa aktarırlar. Yoksa da şubeden hesap açtırabilirsin

Xiaomi mi mix 2

bu saydıklarının içerisindeki telefonların sıralanışı bana ve bir çok yorumcuya göre şu şekilde

galaxy s8 (bana kalırsa birinci olmasında yalnızca ve yalnızca fazla reklamının yapılmasının bıraktığı etki var. diğer telefonlara göre fazla bir artısı yok. en büyük artısı huawei de bulunmayan (yanlış hatırlamıyorsam) 3.5mm jack bunda bulunuyor. görünüşe göre samsung s9da da bu desteğini sürdürecek. ekran yanma problemleri var arada sırada. bu telefon hakkında söyleyeceklerim bu kadar.)
huawei mate 10 pro (kamera konusunda buradaki tüm cihazlara açık ara basar. işlemcisi yapay zekaya ayrılmış farklı bir ksıım içeriyor ve bu konuda her ne kadar günümüzde etkilerini fazla göremiyor olsak da faydalı olacağını düşünüyorum. benim tercihim bu telefondan yana olurdu)
oneplus 5t(batarya süreleri ve şarj süreleri açısından piyasadaki tüm telefonları tokatlıyorlar kardeşi 5 ile. 5t nin tek farkı önde tuş olmaması ve parmak izinin de arkaya taşınarak full screene evrilmesi. bir de sanırım 5 de görülen ekran problemi bunda görülmüyor jelly bilmemneydi.)

ben söylediğin gibi bu telefonlar arasından huawei mate 10 pro yu seçerdim. ama fiyatların senin bahsettiğin bantta olup olmadığına emin değilim.

iphone 8 i bilerek sıralamaya sokmadım çünkü farklı deneyimler. karşılaştırılmaları bana çok doğru gelmiyor. bana kalsa power userın ios ile işi olmaz. ios veya android hangisini kullanmak istediğine sen karar ver.

benden bu kadar.

oneplus 5t. üzerine paran da artıyor.

biraz daha bekler, s9 ya da s9 mini alırdım.

İphone 8 tabii ki

big mouth var, minik bir seri ama devamı gelince güzel olucak inşallah.
edit: bojack horseman bayağı iyi.

we bare bears,
moral orel (rick and morty ve community'de çalışan Dino Stamatopoulos'un daha önce yaptığı stop motion, bir kaç bölüm izledim.)
bojack horseman ve archer için de iyi diyorlar ancak hiç izlemedim.
F Is for Family,
The Cleveland Show (american dad'in spin offu)
robot chicken (stop motion)

sanırım çocuklar için yapılmış, ama benim çok sevdiğim biraz sayko bir çizgifilm var. adı flapjack.

cartoon network'te yayınlanıyor. biraz rahatsız edici çizimleri var, diyaloglar ise hiç çocuklara göre değil gibi. ya da çocuklar o diyaloglardaki altmetinleri anlayamıyorlar :)

the oblongs

archer. muhteşem gerçekten.

adult swim'i takip edin. orada milyon tane var.

Jeff & Some Aliens

regular show bunlar kadar adult değil ama kesinlikle çok keyifli.
bojack horseman da bunlar kadar eğlenceli değil ama çok iyi.

Metalocalypse - buna mutlaka bakın-
The boondocks
Clone high

Daria
Beavis and butthead
(bu ikili klasik zaten)

Moral orel +1

Adult swim cartoonlarını takip edebilirsiniz, eminim içinden hoşunuza gidecek bir şeyler çıkacaktır. :)

Valla nasıl yapılır duyurusu açacaktım. Keşke diğer dileklerim de aynı hızla kabul olsa:) teşekkürler.

Yıldız anasonu unutma.

nein anason nein, das ist eine Beleidigung für meinen Geschmack

"Du hast vollig recht!"

Her ikisi de mukemmel tarifler, afiyet bal seker olsun.

upgrades ;
çubuk vanilya katsak?
pişirdikten sonra biraz viski koysak içine?
yaban mersini atsak?

Cubuk vanilya, super. Yaban mersinini hafifce ezip atin, mukemmel. Viski, yok, koymayin bence.

bugün vanilya, yaban mersinini deneyeceğim bir de bulabilirsem konyak koyacağım ama azıcık koyacağım için koca şişe almak istemiyorum bakalım nasıl bulacağım. nişantaşında vardı böyle küçük şişelerde satılan içkiler, beşiktaş'ta falan nerede bulabilirim?

küçük şişe konyak bulabileceğini sanmam, en temizi gidip bir bardan ücreti mukabilinde bir shot almak.

karanfilleri portakala saplayıp öyle atın.

ya şu uçaklarda verilenlerden oluyo ya onları diyorum. bakalım yine de.

21.11.16 tarihli bir duyuruya verdiğim cevabı aynen kopyalıyorum:

1 şişe şarap (marketteki en ucuz şarabı alıyorum)
1 su bardağı kadar votka (bazooka kullanıyorum)
1-2 kök zencefil
10-15 kakule
20-30 karanfil
3-5 çubuk tarçın
Yarım bardak toz şeker
Tercihe göre portakal kabuğu

Bunları bi tencereye koyuyoruz, zaman varsa 1 gece bekletiyoruz yoksa doğrudan ocağı yakıp kaynamaya başlayana kadar tutuyoruz. Kaynamadan almak alkolün uçmaması açısından önemli. Bu malzemeler isveç usulü sıcak şarap (glögg) için. Ben baharat tadını sevdiğimden biraz fazla koyuyorum, tercihe göre miktarlar azaltılabilir.

Sonuc :
Bitkisel hayat

i.hizliresim.com