Tweetle kullanırdım ben, ötekini Tweet'le bilmem ne yaptım gibi bir durumda kullanırdım

yabancı kelimeler her zaman kesme işareti ile ayrılır. bu yüzden tweet'le

Normalde Tweet'le.

Aynı sitede "Tarife ve sefer bilgileri için ALO 153 Beyaz Masa Çağrı Merkezimizi arayınız." yazıyor, ben olsam iki dk arayıp öğrenirdim.

İng-ing için google dictionary uzantısını chrome'a ekledim. Çift tıklayınca anlamı çıkıyor. Ama yabancı dil-tr var mı bilmiyorum.

Fotoğrafını çekip müşteri hizmetlerine atın, belki göndermeden ücret iadesi yapabilirler.

PayPal olsa iade alirdin ama maalesef. Olmadi bankanla konus.

Kopya dosyaları bulup silen uygulamalar var onları dene. Formatı da youtube den baka baka çok kolay yaparsın.

Muhtemelen kopyalama sırasında bir hata meydana gelmiş ya da kopyalama işlemi yarıda kalmış.

33 yasinda ikinci sinifim, gelecege umutla bakiyorum. banka olmaz x olur, illa mufettis mi olacan?

yapılacak en uygun iş o gibi geliyor

bilkent'te falansan böbreğini sat yurtdışına çık. mba olur, başka bir master olur farketmez.

Yeni yasa ile insanlar 65 yaşına kadar calisacak. Hal boyle iken bir kurumun 27 yas siniri koymasi sacma sizin mezun olmadığınizdan girememeniz degil.

Bizim bi arkadaşta erken mezuniyet sorunu vardı, adam sürekli erken mezun oluyordu. Sonra sonra ayrıldılar tabi. Okulu bıraktı çocuk.

Binance gibi borsalardan aktarıyorsanız neo kullanabilirsiniz. bir çok kripto var onion, dragonchain bakın, araştırın kendiniz karar verip alın.

göndereceğin borsada ve kucoinde ortak ne varsa öyle gönderebilirsin

Paribudan kucoine gönderme var mı btc?Eğer yaptıysan bana da yazar msn nasıl olcağını?

valla ben hem paribu'dan hemde binance'dan btc atıcam buraya ama daha yapmadım. 2-3 gün sonra yapmayı planlıyorum. paribu'dan her yere para atabilirsin. Önce tl yatır sonrasında bitcoin al sonrasında gönderme sayfasından kucoin'e gönder.

Viyana <3
Hava super olur, parklar zaten bol bol. Turistik aktiviteler harici deniz bisikleti vb binebilirsiniz bile tuna'da. Prater var sonra, ufak cocuklar icin de uygun oyuncak vardir.
Metro, otobus, tramvay hepsine bebek arabasiyla biniliyor, her durakta asansor var filan.

amsterdam. brugge.

1- Kadınlar yer vermez %98.3 yer alır.
2- Suç sende bırak sendelesin düşsün gerekirse ne gencecik kıza yer veriyorsun.
3- Bu tiplere de rastlayabilirsin parasını verene de o yüzden kimseye basmamak en iyisi.

1-yıllar içinde gözlemlediğim, toplu taşıma araçlarında kadınlar hangi yaştan olursa olsun kendi çıkarları dışında bir şey düşünmüyor. çıkar dediğimiz de üç beş durak oturmak yani başka bir durum yok. insanların başına dikilip söylenenler mi dersiniz, birbirini iteleyerek ezme pahasına koltuk kapmaya çalışan mı.. sinir olduğum için artık ayakta gidemeyecek durumda olmadıkça kadınlara yer vermiyorum.

2- aynı durum

3- öküzmüş. dar vakitte doldurmaya vakti kalmamış olabilir falan ama en azından parasını teklif etmesi gerekir nezaketen. karşılığı olmadan bilet basmak sorun değil de bu şekilde nezaketsiz olunması insanı üzüyor.

not: akbili arkadan uzatırsanız geri dönmeyebilir. aklınızda olsun.

allah yardımcın olsun kardeşim. inşallah yaşadıkça duygularını kaybeden cinslerden olmazsın. bir söz vardır inandığı gibi yaşamayan yaşadığı gibi inanmaya başlarmış. işte istanbulda bu oluştu. tüm duygularını yitirdiler. 8 sene önce taşındım ara sıra gelmek zorunda kalıyorum ve üzülüyorum içerideki gerçekten iyi insanlara.

son zamanlarda ismi değişik konulara karışan birisi vardı sözlükten. onun bir entrysi şans eseri gözüme çarpmıştı çok önceden.

eksisozluk.com

bazen bunu okuyorum, duygulanıyorum işte.

sorun sensin. bunlar gorgu kurali degil, enayilik.

daha önce nerede yaşıyordunuz bilmiyorum ama istanbul'da giderek yükselen bir yozlaşma var. sadece toplu taşıma değil, genel olarak böyle benim gördüğüm kadarı ile.

toplu taşıma konusunda da bu bahsettiğiniz sıkıntının temelinin metrobüs denilen ucube olduğunu düşünüyorum. kapılar açılır açılmaz insanlar tam manası ile bir savaşa tutuşuyorlar. neredeyse her binişimde "yavaş be kardeşim, oha, ne ittiriyorsun" gibi bağırışmalar duyuyorum. çok sefer kavga edenlere denk geldim. ve bunu toplamda 4 ya da 5 durak gideceği ortalama 20 dakikalık bir yolculuk için yapıyorlar.

metrobüs yokken kozyatağı-mecidiyeköy arasında bir otobüs kullanırdım. kozyatağı'nda insanlar ip gibi sıra olurdu. 1,5 saat kadar sürecek yolculuk için oturarak gitmek isteyenler sırada beklerler, ayakta gitmek isteyenler otobüs dolunca sıradan düzenli bir şekilde ayrılır, kimse kimseyi ittirmeden biner giderlerdi. yolculuğun uzadığı zamanlarda "gelin biraz da siz oturun" diye insanların birbine yer verdiğine çok defa şahit oldum. bahsettiğim zamanlar 10 sene falan öncesi yanlış hesaplamıyorsam. şimdilerde herhangi bir yerde sıra olmayı bırak, durakta otobüs beklerken otobüs geliyor, otobüse yöneliyorsun, bazı insanlar yine ufaktan birbirini ezmeden sıra olarak binmeye çalışıyorken bazı dallamalar yandan dolaşıp kapı ağzına gelip aradan kaynak oluyor.

empati sıfır, medeniyet sıfır, bencillik on numara.

İstanbul Toplu Taşıma Görgü Kuralları?

Yoktur

@Antipodes + 1, sorunun doğru cevabı insanlardaki her mecrada, makam/mevki fark etmeksizin yozlaşmanın giderek artması bence.

Bir yıl önce annem Ankara'dan İstanbul'a beni ziyarete gelmişti ve Vodafone Arena'daki maç nedeniyle Avrupa Yakası'ndaki birçok ana yol trafiğe kapatılmıştı. Annemin de elinde ağır bir valiz ve bana evden taşıdığı kutu kutu turşu vb. yiyecek vardı maalesef. Otobüsten indikten sonra bindiği servis trafik kapalı olduğundan annemi Mecidiyeköy'de bırakabilmişti ve annemin Beşiktaş'a inmesi gerekiyordu. Aylardan Aralık, hava yağmurlu ve buz gibi ve annem yolları hiç bilmiyor. Yol üstünde gördüğü her taksiye kendisini almaları için resmen bir yalvarmadığı kalmış, normalde taksimetrenin tutacağından çok daha fazla ücret teklif etmiş ama kimse oralı olmamış. (Trafik kapalı olsa da taksilerin ara yollardan rahatça inebilecekleri bir lokasyondan bahsediyoruz bu arada) 1.5 saat boyunca elinde kilolarca eşya ile ara sokaklardan dik dik yokuşları inerek eve sırılsıklam ve perişan bir vaziyette varabilmişti ve benim de belim tutulduğu ve yerimden kalkamadığım için (annemin asıl geliş amacı bana bakmaktı zaten), kendisini karşılayamadığım gibi bu süreçte de hiçbir şekilde yardımcı olamamıştım. Annemin o gün yaşadığı şoku ve mutsuzluğu, yüzündeki ifadeyi ve olayları anlatırkenki duygularını hiç unutamıyorum. Kadıncağız İstanbul'da insanların acıma duygularının hiç kalmadığına sanki Ankara'dan değil de ücra bir kasabadan ilk defa büyük şehire gelmişcesine hayret etmiş ve İstanbul'dan tiksinmişti.

Buna benzer daha birçok örnek anlatabilirim hayatımızdan ama annemin yaşadığı bu son örnekten de artık iyice emin oldum ki İstanbul'da insanlar resmen duygularını aldırmış, robatlaşmış, kaldırımda düşüp ölseniz dönüp arkalarına bile bakmazlar (ha belki Instagram'da dikkat çekici bi story olabileceğiniz düşüncesiyle 15 saniyeliğine ilgi alanlarına girebilirsiniz ama).

iyi bir insan olabilirsin belki sorun budur.

islami iklimli ortadoğu'da işin zor tabi.

velkomtucangil :)

konuya cok duygusal yaklasmayin kendi ruh sagliginiz icin. bu sehir boyle. insanlar da genel olarak medeniyetsiz, kaba, gorgusuz. ama bu kiroyla kiro olunur anlamina gelmemeli. herkes yere cop atiyor diye biz de mi atalim? hayir. enayilik degil isteyene akbil uzatmak. zaten sana duyacagi minnet icin vermiyorsun akbilini. kendi dogrularin, gorgun bunu gerektiriyor. aksi halde toplumun seni sekillendirmesine izin vermis olursun. yuruyup geciyorsa da vay arkadas de gec. o da oyle biriymis nabalim?

yer verme konusunda maalesef biraz daha adam (kadin) secilebilir sanki. bazi insanlarin meymenetsizligi yuzunden okunuyor. genc bir insan da yuzunde ayilip bayiliyor gibi bir ifade yoksa varsin dursun ayakta.

cevap; evet burda insanlar boyle, uyuz.

Yozlasma +1

Sahsen ben bir sure sonra cok cok ihtiyaci olmayan insanlara yer vermemeye basladim. Duzgun ve kibar olmayan insanlara da yardim etmiyorum. Uzucu ama gelinen nokta bu.

Daha gecen hafta metrobuste onume gecip sirami gasp eden adamin suratina dellenip "onunde ben varim gerizekali gorgusuz herif" diye bagirdim. Adam hic orali olmadi ve gecti oturdu. Haysiyet de kalmamamis ne yazik ki. Karaktersiz cok. Umarim bir an once uzaklasip daha saglikli bir hayata kavusuruz.

www.youtube.com

wild belle - keep you

nu - man o to
nu- dirty roads aklıma geldi. oi va voi'nin bazı şarkıları olabilir.
massive attack - psyche
massive attack - ritual spirit
massive attack - inertia creeps
portishead'in çoğu şarkısı.

Same old mistakes cok iyi bence de.

oi va voi - yesterday's mistakes.

bunu da şimdi dinliyordum. pek benzer değil ama atmış bulunayım sevaptır.

daft punk - instant crush.

www.youtube.com

tamirci tekrar gidemeyeceğim kadar uzakta. tanıdığım bir tamirci değil. iş için gittiğim sanayi sitesinde kapısında renault yazan rastgele bir servise girdim.

dediklerinizin ikisi de olamaz. elektrik tesisatıyla oynamasını gerektirecek bir şey olmadı ki ayar falan uğraşsın.

yeni nesil verimli ampul de olamaz. ampul yanmıyor ki yanınca fazla akım çekip diğerlerinin hakkını yesin.

hatta şimdi siz öyle diyince hatırladım, stop lambası daha kırık halde giderken sis var diye farları yaktım, yol bilgisayarı ve saatin ışıkları gitti. ben de dediğiniz gibi ışıklar yanınca onlar kısıldı zannettim (zira kendi arabamda öyle oluyor). yani daha tamirciye giderken de bu böyleydi muhtemelen. tamirci yapmadı, ben yaptım ne yaptıysam.

sigortası falan atmıştır oto elektrikçisi halleder gibime geliyor

Üç ayrı sigortası atmış.

gsmarena.com

@gkhncnzdgn

Modelini arattıracağım değil de bana telefonumdan datayı çekip bilgi verecek bir şeylere ihtiyacım var. İMEİ sorgulaması yaptığımda detaylı bilgiye ulaşamıyorum.

telefona uygulama kurup sorgulama yapacaksanız aşağıdaki program güzel.
play.google.com

Turk oldugum icin ayrimciliga ugradim. 9 sene once, kiralik ev bakarken. Avusturya'da.
Tepki vermedim.

kürt olduğu için sevdiği kızın ailesinden ret yiyen bir arkadaşım vardı. severek ayrılmak zorunda kaldılar.

türk ve sünni olmama karşin kürt ve alevi sanıldığım için staj yerim kabul etmemişti.

Anadoluluyuz ama kürtlere dükkan kiraladığımız için dükkanlarımız yakıldı.

Ailenin erkekleri otobüs kaldırıp o şehre gitti nöbet tuttu. Bir sorun mu var diye esnafları gezdiler. Kalabalık görünce kedi gibi oluyorlar.

avrupaya çıktığımızda bir ayrımcılığa uğruyoruz ama fiil olmuyor. eşim kumral ben siyah saçlıyım genelde portekizlimisiniz diye sorduklarında Türk deyince suratlar düşüyor ve muabbet kesiliyor.

Soruya tam cevap olmayacak ama, geçenlerde başıma geldi bu, çok şaşırdım hayatımda ilk defa oluyor diye.
Benim etnik kökenim falan öyle değişik değil. Türkiye zamanında göçmüş ama kimsenin hatırlamadığı bir aile, Türküz, beyazız vs.

Geçenlerde yabancı arkadaşlarımla olan bir grupla sohbet ederken, beni "öteki"lerin olduğu gruba dahil ederek, "white people" hakkında konuştular. Benim "middle eastern" olduğumla ilgili bir değerlendirme oldu. Burada doğruluk, yanlışlık, katılıp katılmamaktan bağımsız olarak yorum yapıyorum, kastettiğim o değil çünkü. Fakat ilk defa kendimi "sopiro vs. white people" gibi bir karşıtlık bağlamında buldum ve ırkçılığa, ayrımcılığa maruz kalmış insanların ne hissettiğini anladım deme aşırılığını gösteremeyecek olsam da, ufak bir "ayrımcılığa giriş" tadında bir tecrübe yaşadım.

Yunanistan'da uğramıştım. Üniversite öğrencisi ufku açık olması beklenecek insanlardan böyle tavırlar gördüğüm için üzülmüştüm. Güruhun hepsi Yunan değildi.
İşin komiği, Çerkes'im.

evet, lisede. bir kere de biri etnik kökenim **gürcüyüm** için ' o ne kürt gibi bir şey mi ? ' dedi. suratı 5 karıştı tabi. aşırı milliyetçi biriydi.

evet.
ardahanlıyım, azeri annem, babam da bildiğin türk. ama ardahanlı olduğumu duyunca "siz kürtler şöyle, böyle...." diye başlayan çok oldu. hiç bozmadım, tartıştım, cevap verdim.

insanlar nasıl bu denli saçma düşüncelere sahip oluyor, kürt olmadığım halde beni kürt düşünüp bile nasıl sert biçimde yargılıyorlar. bunu görmek çok üzdü beni.

Ev kiralarken ev sahibi memleketimi sordu evi normalden yüksek fiyata söyledi bende gıcıklık olsun diye kabul ettim sonra çark etti hemen bu akşam başkası bakacak tanıdık olmazsa ararsın dedi. ( Ev sahibi doğulu )

Almanya'da yaşadığım olaylar çok sıradan.

Tipten belli biraz doğulu olduğum, uzun boylu, esmer, hafif kıllı bi adamım. Her iş görüşmesinde nereli olduğum soruldu eksiksiz(ülkenin en iyi okullarından birinin prestijli bölümlerinden birinden mezunum). Dersim'li olduğumdan kürtlükten mi alevililikten mi elendim bilmiyorum oralarda, en sonunda başka bi dersimlinin yanında iş buldum(ki o işi kabul ettiğimde artık asgari ücretle garsonluğa falan bakmaya başlamıştım).

ben kökenimde kürtlük de var olmasına rağmen ulusalcıyım diye aynen acemi'nin tarif ettiği gibi 5-6 şirketli, taraf okuyan ve özlük haklarından bahseden (özlük haklarını kimlikle karıştırıyordu), hem türkiye'deki varlıklarını korumak isteyen, "ezildiği", dilini konuşamadığı türkiye'de kalmak isteyen, hem de istanbul'un nezih semtlerinden birinde yaşamaya devam ederken hiç gitmeyeceğini söylediği kürdistan için çarpışan bir kürt arkadaştan "kendi insanına nasıl ihanet edersin, faşistlerle nasıl birlik olursun, ne farkın var onlardan, sizin gibiler..." tarzı bir zılgıt yemiştim. bunları söylerkenki vıcık vıcık kıllı romantizm ve ajitasyonun derecesini anlatamam.

o vakit yumruğumu o zamanlar dünyayı kurtardığımız yer olan üniversite kantin masasına vurdum ve kendi şovenizmini bana yansıtma, türkiye'de yokluğunu hisseden pek çok sol parti var, işçiler falan var, hazır duygusallaşmışken bir boka yaramaya başlarsan sonra gelip bana neden bir sürü etnik kökenden fazla ayrıcalık sahibi olmanız gerektiğini şu etnik geyiğini solculuk sosuna bulamaya kalkışmadan anlatabilirsin babında bir şey söyledim. tabii böyle uzun bir cümleyi tek hamlede kuramadım. sürekli böldüğünden parça parça bunu söyledim.

kendi insanımı aşağılarsam nobel alır mıyım, filmlerime ödül verirler mi, entellektüel bir kimlik ilan edilip ihya edilir miyim adamlarının oynattığı vitrin farelerinden boş kalan zamanlarda kimi tc'li, kendisine türk diyen, çeşitli etnik kökene sahip arkadaştan da kürtlüğüme değinen naneler duydum. kötü şeyler de vardı, anlayışla karşıladığım şeyler de. şu ülkede sosyal devlet olma tartışmasını, insanca yaşam (iş, ekonomi, bağımsızlıki, eğitim, sağlık), tartışmasını bunun kadar öteleyen, unutturan, gündemi meşgul tutan, (bir politika olarak başkalarınca)* ihraç edilmiş başka bir kimlik problemi duymadım. bende gürcülük falan da var ama onların bundan ekmek çıkarma girişimiyle en azından politize olmuş şekilde hiç karşılaşmadım.

işin komiği tunceli'den göçmüş olan bir tarafım da kendilerini kürt sananlardan oluşuyor. en son öğrendiler ki kökleri iran türklerine dayanıyor. bunlar aleviliği de kürtlükle harmanlayarak yarattıkları edebiyatta kendi kendilerini boğmuş durumdalar. alevilikteki semahın, sazın nereden geldiğini sanıyorlardı bunlar, kürtlerden mi? o da ayrı bir olay. aslında köken anlamında daha ziyade anadolu insanı olsam da orta asya türklerine acımaya başladım. bunların başına gelen haltı anlıyorum artık. bunlar hiç intikam tarihi yazmamışlar. kölemenlik zamanında bile. kavimler göçünü bir tür kahramanlık hikayesi gibi anlatıyorlar ama, benim anladığım, olay aslında yurttan kovulmak. (bugün uygurların çin'i karıştırmaya çalışması gibi etnikçilikleri dışarıda bırakarak, geçmişe dair söylüyorum bunu. yoksa uygurlar da oligark kaması olmaya devam ediyor.)

sonra önüne gelen asıl seni asimile ediyor. pagan dininden vazgeçiyorsun, içinde olduğun her devletin ordusuna sokuluyorsun iyi savaşçı olduğun için, sana devlet kurduruyorlar ama hiçbir şeyden nemalanamıyorsun vs. sırf türklere değil medeniyetle buluşmak zorunda kalmış tüm barbar toplumlara acıyorum.

neyse, dolmuşum, konu nerelere geldi.

ayrıma başka yerlerde de uğradım. ama en gıcık olduğum, aynı ülkede yaşar ve hiç olmazsa bir dilde konuşup anlaşabilirken hangi kriterleri kaale alıp neden ülke birliğini savunduğumu kabul falan etmek değil, merak bile etmeyen gendaş?ımın savurduğu bu saçmasapan sözlerdi.


edit: dikkat ediyorum da son zamanlarda ithal yerine ihraç diyorum. fark ettim ki ihraç eden ülkeye odaklanmak gerektiğini düşündüğüm için bunu yapıyorum ama aceleyle, dikkatsiz yazdığımdan "başkalarınca bize ihraç edilen" demediğimden, anlam karmaşası oluyor. sonradan dönüp bakarsa diye soruyu soran için, dikkat derecem hakkında not düşmek adına kendim için bu açıklamayı ekledim.

Türk olduğum için güneydoğu illerine gitmeyi göze bile alamıyorum.

uğramadım ama avrupa'da hissettim direk söylemeseler de o küçümseyen tavırlarını.

türkiye'de yaşayan bir türk olarak zaten ayrıcalıklı gruba dahilim. onun dışında farklı ırklar/dinler için de ayrımcı olan insanlarla takılmam, birebir karşılaşırsam da sert şekilde aşağılıyorum. onlar da benle takılmaktan kaçınıyorlar o yüzden :)

Türküm.
Türkmenim de ayrıca daha 1960lara kadar yarı göçermiş bizimkiler.

Ama gel gelelim ben tip olarak kürt-arap-hint arası bir şeyim. Ne olduğum belirsiz.

Bununla ilgili Türkiye'de olsun yurtdışında olsun milyon tane hikayem var.Hiç aşağılamak dışlamak olarak görmedim hep çok eğlendim ben bu durumla- hep anlatırım dost meclislerine. Ha tam faşist olup aşağılık pislik bakışları atan nazi abiler de vardı ama fiili bir şey olmadı.

ben limonlu bir kekim. hep kakaolu alıyolar. starbucksta. made in türkiye. spesifik olarak hatça teyzenin ellerinden çıktım.

TUrk oldugum icin irkciliga ugradim bir fransiz tarafindan. Sadece 1 kez basima geldi yurtdisinda. Uzmedi. Fransizlara kil oluyorum zaten.

şöyle bir iddia öne sürüyorum.

bu ülkede kürt olup ırkçılığa ve ayrımcılığa uğramayan tek bir insan evladı olmamıştır çünkü ırkçılık cahilllik göstergesidir ve bizim ülkede cahillik oranı çok yüksek.
aynı şekilde türk olupta avrupa'da yaşayan insanlarda aynı şeye maruz kalıyorlar ama orada cahil olmayan oran daha yüksek olduğu için daha az yaşanıyor.

türk'üm ve doğudaki bir şehirde 3 sene korkarak yaşadım.
şehir merkezinin dışına çıkmadım.
istanbul'a dönerken de kendi arabamla gelmek yerine arabamı kamyona koyup gönderdim. ben de uçakla havadan döndüm.

sırf türk olduğum için öldürülmeyi ve kaçırılmayı göze alamam.

tek başıma bayan olarak doğunun en ücra köylerinde bile gezdim, çekim yaptım, çocuklarla ve köylülerle vakit geçirdim.
kız kardeşlerimle dağa tırmandım, üstelik yemeklerimi ısmarladılar, bazı şeylerden para almadılar, evlerinden ekmek, peynir, çorap hediye ettiler.

yani türk olduğum için öldürülecektim cümlesine gülmek isterim 3 yaşında bir kız çocuğu değilse yazan.

internette bozkurt yazıyor.

@sanat guresi bozkurtluymuş. aynen

1: Multivitamin gereksiz, ZMA'yı bitirene kadar kullan sonrası çok gerekli değil. Diğerlerinin sürekli kullanımda bir zararı olmaz. Yani normalde böbrek-karaciğer fonksiyonlarında bir problem yoksa problem olmaz diyeyim, böylesi daha doğru. Ben son 5 senede kreatini toplamda birkaç ay kullanmamışımdır belki ara vermenin bir anlamı yok.

2: Hacim idmanı yapmadım hiç, hep powerlifting-güç antrenmanları ama ara vermeye gerek yok, çalışmaya ara verilmesinin bir anlamı yok zaten. Ha ama overtraining'e girecek gibi olursan bir hafta falan ara verebilirsin.

3: Eklem sağlığı için bol bol kolajen kaynağı tüket, bilekler için wrist wrap dizler için dizlik kullan. Bileşik hareketler için makine kullanma, ego yapmaz düzgün form ve uygun ağırlıkta kullanıldığı sürece serbest ağırlık zarar vermez.

4: Öğün sayım hep aynı ama duruma göre öğün başına düşen kaloriyi artırıyorum.

5: Squat yapacaksın, omzunda 150 kilo var, kalçadan inip topuktan yükseliyorsun, o 150 kilonun oluşturduğu basıncın büyük bir kısmı senin calflarda soğuruluyor, yani baldır da baya çalışıyor bu anlamda. Keza deadlift yaparken de öyle. Kol ya da karın çalışmak sana kalmış, ben bazen karın çalışıyorum bazen çalışmıyorum, kol hiç çalışmıyorum.

6: Yüzmeyi benim gözüm çok kesmiyor ama haftada birkaç gün kardiyo yapmak her zaman iyidir.

brokoli karnıbahar haşla ye.

humus ve sebzeler
fasulyeli salata
omlet ve haşlanmış sebze

Karnıbahar haşlama, üzeri sarımsaklı yoğurt ve yağda az kavrulmuş nane - kırmızı biber.

Yalancı mantı gibi :)

Kıymalı kapuska
Kıymalı, nohutlu pırasa
Kıymalı, dolmalık fıstıklı ıspanak
küp küp kerevizli, patatesli ekşili köfte
kıymalı erişteli yeşil mercimek
Fırında karnabahar graten

Domatesli kinoa ve tofulu sebze sote. Afiyet olsun ^^

Parça et yanına da sebze haşlama, brokoli karnabahar havuç patates kabak.

Dilim somon yanına ıspanak kavurma

Tavuk sote, soole sogan biber baharatca zengin.
Yanina da mercimekli bulgur pilavi.
Ya da barbunya olabilir.
Yogurt cacik vs.

Mevsim sebzelerini yeni gordum. Zeytinyagli kereviz olur o zaman havuc pattes filan

galatasaray ayrı, süleymaniye mix

www.suleymaniyehamami.com.tr

Rahat ol kardeşim. Sıkıntı yok

acele et kontenjan bulman sikinti olabilir.

işbankasının aidatsız kartları var. puan vs biriktirmiyor galiba biriktirse de az biriktiyordu. kullandığınız bankanın da böyle kartı olması lazım.

en son enpara kredi kartı çıkarttı. aidat yok hatta düzenli kullanıma yıllık 200 tl mi neydi size ekstra para veriyor.

Aidat kestiğinde telefon edip yaklaşık %75'ini geri aldığım bonus olabilir.

Aidatı sorgusuz iade eden world kart olabilir.

Her sene aidatımı geri iade eden ama bu sene kıllık yaptığı için iptal ettirdiğim Axess olmaz.

Şu da bir gerçek ki puan kazandıran kartlar aidat kestiklerinde "lan bir sürü bedava alışveriş yapmışsın, aidatı da öde ne var?" diyabiliyorlar. Haksız da sayılmazlar :)

Hiç aidat kesmeyen ve 3-4 yıldır kullanmadığım ama hala aktif olan kredi kartlarım da var. Onları da kullanmadığım halde aidat kesildiği için puan kazandıran kart yerine "puansız ama aidatsız kart verin" dediğim bankaların kartları.

Valla yok öyle bir dünya. Ya aidatsız kart alıp normal harcama yapacaksın (genelde de taksit imkanı dar olacak) ya da aidatı ama iyi bir kart kullanacaksın. Wings black dediğin kart seviyesinde bir kartı aidatsız bulamazsın.

Ben kredi kartı kullanmıyorum ama geçen arkadaşlar KuveytTurk övüyorlardı.

bonus flexi

Enparanın kredi kartına başvurmuş bulunmaktayım.Önerileri için teşekkürler.

Yarim saat, shuttle transferlere bakabikirsiniz internetten. 7/24 transfer gibi.

Manavgat'tan Antalya Merkez'e gelen herhangi bir otobüse binin. havalimanı köprüsünden inip taksiye binin. h.limani koprusden taksiciler 5 liraya falan götürüyor içeriye.

Manavgat seyahat (yani antalya otobusu) tam bir iskence. Ugrasmayin.

30-35 tlye 7/24 transfere binin, saatinde kapinizdan alir.

onurair'in manavgat-havalimanı shuttleları var.
biletin onurair olmasa bile kibarca söylersen alıyorlar.
bir araştır derim.

+B1+(B2-B1)*(1-((D1-A2)/(A1-A2)))

A1:340
A2:320

B kolonunda yanlarındaki değerleri

D1 hücresinde 328,87896 yazınca 60067,71 döndürdü bu formül.

Uyarla bakalım işine yarayacak mı.

sıkıntı olmaz. olduğunu hissettiğin an öğrenci belgeni alır gidersin şubeye ben okuyom dersin onlar devam ettirirler.

öğrenci olduğun sürece 29 yaşına kadar sorun yok.

Olsa zaten e-devletteki ibare değişirdi sanırım.

kesinlikle ispanya. mümkünse andalucia. tur sonunda lizbona da ugrayabilirsiniz

mevzu sokak arşınlamaksa barselona'yı iki günde bitirdiydim ben. ondan sonra/ayrı da vaktinde arapların aldığı yerler, yani ülkenin güneyi, görmeye değer. madrid'de bir bok yok mesela.

bir de kaç gün, kaç para? porto/lizbon'a 2 hafta harcarsanız kafayı yersiniz. tamam renkli menkli ama daha da bir olayı yok heriflerin. coimbra, paro, braga... çeşit çeşit şehri günübirlik görmek zorunda kalırsınız, para hepten suyunu çekebilir.

@cagdas donem kuramcisi, süreyi en fazla 8 gün diye düşündük, ben kendi bütçemi 5-6 bin olarak ayarlayacağım.

Nisan-mayıs gibi ben de o tarafa geçeceğim ve tercihimi ispanya-barcelona’dan yana kullanacağım. Arkadaşların dediği gibi diğer yerlerde para harcayıp zaman kaybedene kadar barcelonanın altını üstüne getirmek daha çekici geldi bana.

Gerçi sizin süreniz uzunmuş, madrid’i kısa tutup son 1-2 gün lizbona geçebilirsiniz, neden olmasın.

barselona, sadece sokakları arşınlanınca 2 günde bittiydi bizde (ama ilk gün, 22 saat sokakta kaldığımız süre içinde 19 saat bilfiil yürümüştük, bunu eklemeliyim sanırım). üstüne müze, ıvır zıvır katılırsa, bir de tempo düşürülürse sanırım 2-3 gün eklenmiş olur. ha bu durumda ben olsam ispanya'nın güneyine veya madrid'e geçmek yerine andorra'ya çıkardım. oraya da sadece "şehre" bakarsanız bir gün harcarsınız, git-gel filan 2 gün olur. "bu kadar dağa çıkmışken biraz da doğaya bakalım" derseniz dilediğiniz kadar da uzatırsınız tabi.

ha andorra çok antil kuntil görünüyorsa aşağıda valensiya var. ben görmedim ama görüp sevenleri var oranın. alternatif olabilir. daha güneye geçmeyin ama. otobüste harcayacağınız vakte, uçağa vereceğiniz paraya yazık.

Haziran'da Endülüs'te yanarsınız bence. Kuzey İspanya ya da Portekiz diyorum, okyanus kenarı olduğu için Portekiz daha serin oluyor.

portekiz diyorum, barcelona'nın güzelliği tartışılmaz ama lizbon'un (ve artı porto'nun) çok ama çok kendine has bir güzelliği var.
sizin ne sevdiğinize bağlı: mesela ben dar sokaklı küçük şehirleri büyük bulvarlı büyük şehirlere tercih ederim: mesela budapeşte'den çok prag'ı, barcelona'dansa lizbon'u daha çok seviyorum.
belki bu açıdan değerlendirebilirsiniz.

Portekiz, haziran ayında sardunya festivali olması lazım. Çok güzel!

resim müzesi seviyorsan madrid'e mutlaka gitmen lazım. 3 süper müze var.

Ben Barcelona ve Lizbon'a gittim. İkisinde de 5'er gün kaldım. Barcelona'ya bi daha gitmem ama Lizbon'a giderim. Barcelona çok turistik, kalabalık, güvensiz ve pahalı geldi, müzeler falan hele ateş pahası.(Gaudi'nin bir evine girmek 20€+) Lizbon'da yapacak fazla birşey yok ama sokaklarda dolaşırken falan huzur veren şirin bir şehirdi, yakınında Sintra vardı orayı gezmiştim.

gönderideki almanca bile olsa kodu al ptt yurt dışı gönderi sayfasına yaz hareketi çıkar.

Gümrüklük bi ürün gönderirdiyseniz, kalmıştır. Almanya'daki alıcı adresine bilgi gider böyle bir durumda

Türkiye'de servisi olmadığı için iPhone gönderdim. pili içinden çıkmadığı için sıkıntı olabilir dediler. ama dhl ile iletişime geçti arkadaşım, gümrükte kalsa görürdük biz sistemden diyorlar.

dhl diyor ki, kargo türkiye'de. bizde olsa görürdük.
ptt diyor ki, kargo almanya'da. bizde olsa sistemden görürdük.


sorgulamada son yazanları atayım size. bence ptt haklı.

Number: ED0165.....TR
Package status: In transit
Destination country: Germany
2017-12-14 23:48 The shipment will be transported to the destination country and, from there, handed over to the delivery organization. (Homepage / online shipment tracking: )
2017-12-13 17:35 The shipment has arrived at the parcel center of origin
Origin country: Turkey
2017-12-14 00:00 TÜRKIYE, İST.ULUSLARARASI PİM/İST.ULUSLARARASI PİM, Gönderinin Geliş Kaydı Yapıldı
2017-12-14 20:48 TÜRKIYE, ISTANBUL ULUSLARARASI POSTA ISLEME MERKEZI, Gonderi yurt disina sevk edildi (Giden), The item was forwarded to the destination country (Otb)
2017-12-13 00:00 TÜRKIYE, İZMİR KARGO İŞL.MRK./İZMİR KARGO İŞL.MRK., Torbaya Eklendi
2017-12-13 00:00 TÜRKIYE, İZMİR KARGO İŞL.MRK./İZMİR KARGO İŞL.MRK., Gönderinin Geliş Kaydı Yapıldı
2017-12-13 00:00 TÜRKIYE, ADLİYE (İZM. BORNOVA)/ADLİYE (İZM. BORNOVA), Torbaya Eklendi
2017-12-13 00:00 TÜRKIYE, ADLİYE (İZM. BORNOVA)/ADLİYE (İZM. BORNOVA), Kabul Edildi
2017-12-13 14:35 TÜRKIYE, IZMIR ADLIYE, Yurticinde sevk edildi, Send item to domestic location (Otb)
2017-12-13 14:35 TÜRKIYE, IZMIR ADLIYE, Gonderi musteriden alinmistir, Receive item from customer (Otb)
======================================
Powered by www.17track.net

Randevusuz oluyor galiba. Randevu alsak bile hastanenin ilgili bölümünde yine de kayıt açılması ve barkod falan kesilmesi gerekiyor. Orada zaten soruyorlar randevunuz var mı diye, varsa önceliğiniz oluyor, yoksa randevu alıp gelenleri epey bi beklemeniz gerekiyor.

Aile hekimi konusunu hiç bilmiyorum, öğrenciyken girmediğim sınavlar için rapor almaktan başka işim düşmedi =/

dibinizdeki hastane tıp fakültesi ise onların kendi randevu sistemleri var, MHRS ten alınmıyor. onun dışında hastaneye gitmeden arayıp sorun, randevusuz muayene oluyor mu diye. çünkü olsa bile sabah erkenden gitmek gerekebiliyor, onu öğrenirsiniz.

aile hekimi başta otomatik atanıyor mu bilmiyorum MHRS sisteminde görünüyor olması lazım aile hekiminiz şu, şurada diye. görünmüyor ise yoktur, size en yakın sağlık ocağındaki aile hekimine gidip söylerseniz ilgilenirler gereken işlemleri yaparlar. zorunlu değil diye biliyorum emin değilim.

aile hekimi konusu şöyle oluyor, ikametinizi aldırdıktan sonra adresinize bakan sağlık ocağına gidiyorsunuz. orda danışma görevlisi size bir doktor atıyor.

@pide, iki kez ikamet aldırmadan aile hekimi değiştirdim. sizin mahalleye bakan olması da zorunlu değil. doktor atama olayı da sizin seçiminizle olan bir şey. istediğiniz doktor aile hekiminiz oluyor yani.

@who cares wins, sanırım tek tip uygulama yok o halde. çünkü çok ev değiştirdim hep aynı şekilde yapmam söylendi. hatta bi tanesinde ikameti aldırmadığımdan kabul etmemişlerdi. diğerinde de biz o mahalleye bakmıyoruz diye almadılar.

istediğiniz ilçedeki ilçe sağlık müdürlüğüne gidin. nüfusu uygun ve adresinize yakın olan uygun yere atarlar

kesin bilgi, yayalım
ilçe sağlıkta çalışıyorum

peki bu islemi yapmayip da atamazlarsa ne oluyor? yani aile hekiminin avantaji nedir?

bazı belgelerin sadece aile hekiminden alınması gerekiyor. prof'a gitsen onunkini kabul etmiyorlar mesela

ayrıca direkt hastane aciline yeşil alana başvurduğunda (sevksiz) muayene ücreti oluyor.

önceden hizmet karşılığı olarak belediye taşeron şirkete para verir taşeron da işçilere verirdi. şimdi bunlar direkt olarak belediye tarafından ödenecek.

havalar sıcak.aslında ekim sonu dikmen lazımdı. saksıya dikersen buzdolabına bırak bi iki ay yer varsa yoksa dışarıda güneş çiçek açmalarına izin vermez

Çok güzel <3

Bilmiyorum ama serçeyle aynı familyadan gibi duruyor :)

House Finch diye geçiyor: goo.gl

teşekkürler.:)
gaga, kafa yapısı olarak baştankara türüne daha yakın gibi ama house finch'e de benziyor aynı zamanda

"huş isketesi" veya "kuzey ketenkuşu" olarak tanınıyor..
latince ismi: Acanthis flammea

ayrıca şuradan da ayrıntılı bilgi alabilirsiniz:
www.trakus.org

ne tatlı kuş yaa tutup o kırmızı - gri tüylerinden öpesim var <3

10:45

15 dk rötar olur.

@cakabo: check-in, pasaport kontrolü, bagaj teslimi falan bir saatte yetişir mi yahu? eğer öyleyse süpermiş, teşekkürler.

1- 11.45
2. 3 dk 38 saniye falan olur.

Yurt dışı olduğunu belirtmemişsin ki :) 10:00 diyorum o vakit.

@ cakabo: süper haber, teşekkür ederim.

yurtdisi ucuslarinda boarding genelde 1 saat once baslar (en azindan teoride oyle :) checkin de boardingden 20 dakika once kapanir. 10:45 de guvenlige siraya girseniz, bagajda siraya girseniz yetisemezsiniz.
sansa birakmayin derim.

Son mesaji okumamisim. 10 iyidir. dun uctum sabihadan 12 ucagi ile et gibiydi alan ona gore.

Amazon siparişi hemen iptal etmez benim bildiğim, yeni kart eklediğinizde çalışıyor mu kontrolü üçün küçük bir miktar çeker, görünen odur. Belki o miktarı da çekemediği için iptal etmiştir ama normalde sadece ödeme yöntemini değiştirin der.
asıl para kargoya verileceği zaman çekilecek.

diğer kartlarda yaşadığınız sorun internet alışverişine kapalı olmasından olabilir mi kartların?
1 Ocaktan itibaren izin verilmeyen kartlar internet alışverişine kapatıldı.

ben ziraatin genç kartı ile denedim. sanırım 3d secure'den dolayı reddeti. aile büyüklerinden birinden rica ettim o da fazla kullanmadığından kartını şifreyi unutmuş arayıp açtıramadık inernetten alışverişe. en son bankamatik kartımı denedim bende. az evvel bir ss ekledim. hesap özetimden ona da bakabilirsiniz

O parayi cekmesinin sebebi yazdigin kredi kartinin dogrulanmasi icin. Bi kac gune geri yatar para. 1 dolar falan cekiyor genelde

hocam eklediğim ss bakarsanız hiç para çekmediğini görürsünüz. zaten sormak istediğim şey o. 0 tl çektiği ve blokaj yazdığı için acaba para çekmeyi denedi ama başarısız mı oldu iptal olur mu korkusu. şimdilik iptal etmediler ama edeceklerse vakit kaybı oluyor yeni arayışa gireceğim duruma göre. bu durum canımı sıkıyor.

Sonradan düşüyor, Amazon'dan değil bankadan kaynaklı bir durum.

yani iptal olmaz değil mi banka amazonu engellemiyor?

Yok, iş bankasında blokaj uzun sürebiliyor bazen.

teşekkürler :)

kartım hem internetten alışverişe açık hem de yurtdışından alışverişe açık. arayıp konuştüm bankayı.

e-turuncu: gecelik faizi en yüksek hesap. günlük eft limiti 250 bin TL. gecelikte çok para tutmam gerektiğinden benim için vazgeçilmez.

enpara: kullanımı en kolay ve kullanıcı dostu app. eft limiti çok yüksek. gecelik faizi düşük ama 32+ gün vadelileri idare eder. ek destekleri çok şık. dönemine göre online alışveriş, kitap, yemek, sinema destekleri sunuyor ve az uz da olsa bonus/indirimler sağlıyor.

fiba kiraz hesap: gecelik faizi güzel. eft limiti şubeden 150 bin yapılabiliyor.

vakıfbank, akbank ve birkaç bankanın daha "gecelik yüksek faiz" veren hesapları var lakin pek çoğunda 2-3 aylık hoşgeldin dönemi sonrası oranı öldürüyorlar. o yüzden uzun vadede sadece e-turuncu ve enpara tavsiye ederim.

ödeme ve kullanımı kolay, eft'leri ücretsiz ve her tür harç-masraftan muaf hesaplar arasında bu 3'ü bana yetiyor. bu nedenle cepteteb açmadım.

Valla Enpara'nın Euro dolar çekimi yalan bence. Ben 1-1,5 sene önce 2 ayrı atm'de denemiştim, 10 euro bile yoktu atm'de.

enpara web sitesi bazı yoğun zamanlarda göçüyor.

cepteteble de euro dolar yatırıp çekebilirsin. hatta tr de euro dolar yatırıp yurtdısında komisyonsuz cekebilirsin. gecelik faiz olayı da var

- enpara ayın enparalısı olayı mantıklı. kullanmayıp kenarda dursun diye binlerce kişi kart alıyor bedava. bu insanlar birşey kazanmadan nasıl hizmet sunacak? düzenli olarak kullandığım için rahatlıkla giriyorum ayın enparalısına.

- finansbank'ın yeni nesil atmleri çok hızlı, 100 adet banknot yatırıp çekebiliyorsunuz, eskiler 40 adet ile sınırlı. üstelik nerede atm olsun istersiniz diye anket de düzenlediler. yani gelişim gösteriyorlar.

- diğer banka atmlerinden para çekme işi iyiydi, iptal olursa üzer.

- enpara ile atm'den günlük standart çekim limiti 7.500 tl. Ancak fazla ihtiyacınız varsa bunu 1 dakikalık bir telefon görüşmesiyle çözebiliyorsunuz. Atm'den 30 bin çekip 40 bin yatırmışlığım var. Maaşından sadece 1.500 tl veren banka var bu memlekette.

- enpara'da kredilere sigorta geldi ve son faiz artırımı ile birlikte tüm taksit seçeneklerinde faiz eşitlendi. bu üzücü.

- Tek ve düzenli kullandığım kart enpara olduğundan ayda 45 tl para yatırıyor hesabıma. Netflix, spotify, itunes, yemeksepeti vs.

- swift yaptığınızda meblağ ne olursa olsun 18 tl kesiyor enpara. bu benim gibi yurtdışı ödeme alanlar için bulunmaz nimet.

Eleştirel bir şey yapsanız okul yönetiminin ve velilerin tepkisi nasıl olur kestirebiliyor musunuz?

@rahip
Kestirme değil direk biliyorum.
Öyle bi şansımız yok. Kesinlikle sorun olur

İçimden "yapılmasın daha iyi o zaman." demek geçiyor. Öylesi tiyatro kültürüne ters çünkü.

Biraz daha detay verirseniz, bir arkadaşımla bunun üzerine konuşup fikir beyan edebilirim belki.

@rahip

Değerler eğitimi deyince aklına ne geliyor bilmiyorum ama "sevgi, sorumluluk, saygı, konuşan insanın lafını bölmeyelim, temizlik, hayvanlara iyi davranalım" temalı şeyler. Eleştirel olunmasını gerektirecek şeyler değil yani.

Yetişkin tiyatrosu anlayışı ile çocuk tiyatrosu anlayışı da farklı takdir edersin ki :)

@valarmurgulis

Bir öğretmen olarak değerler eğitimini siz benden daha iyi açıklarsınız diye düşünüyorum.

@yavrucak

ahaha ya, çok geniş bir kavram bence, o yüzden detay istedim. Eğer senin örneklediğin şeylerse, doğru, eleştirel yaklaşılacak şeyler değil.

ben çocukken sahtekar bir şeyhi oynamıştım, o geldi aklıma.

edit: yarım bırakmışım. "bu da böyle bir anımdır" gibi bitmiş. Sanırım fazla ciddiye aldım ben olayı. :B

edit 2: gerçek bir cahilim.

Her dönemin kendine göre propagandası var ve çocuk tiyatro metinleri bunların en somut örnekleri oluyor senin de bahsettiğin üzere. Ama "değerler eğitimi" dediğimiz eğitim asgari insani değerleri kapsıyor :)

Kısaca anlatayım. Okullarda değerler eğitimi veriliyor. Bu yıl da seçtiğimiz bir değer ile ilgili 5 10 dklık tiyatro yapacağız. Herhangi bir değer seçebileceğimiz gibi bir kaç değeri de karmanlayıp bi tiyatro yapabiliriz. Örnek olması açısından şöyle bir video buldum.youtu.be

Değerlerden arkadaş bahsetmiş. Ekleyeceğim tek şey bir ülke de değerler eğitimi diye bir şey olması ülkenin ne kadar berbat durumda olduğunu gösteren bir detaydır.

Bi ormanda geçsin. Ağaçlar konuşsun, hayvanlar konuşsun. Birlikte ve tek olabilmeyi görecekleri bi oyun güzel olur.
Orman kurgusunda sevgi, sorumluluk, saygı, konuşanı dinleyelim, temizlik, hayvanlara iyi davranalım... hepsi bir arada verilebilir.
Hem ağaçları da tanırlar ufaktan. Güzel oluyor. Biz yapmıştık, çocuklardan olumlu geri dönüşler aldık.
Bizim oyun süremiz daha uzundu, ormanın insan yaşamına etkilerini, katkılarını da vermiştik.

Nacizane bi tavsiyem olacak; konuşanın sözünü kesmemek yerine konuşanı dinleme söylemi sonucu olumlu yönde değiştiriyor.

@valarmurgulis

Bu dediğine itiraz edeceğim çünkü argümanının sebep-sonuç ilişkisi yanlış kurulmuş vaziyette. Zira değerler eğitimi her ülkenin eğitim sisteminde olan bir şey. Pedagojiyi benden da iyi bilmesi gereken kişi olarak çocuğa değerlerin öğretilebildiğini/ pekiştirilebildiğini ve bundan dolayı bunların müfredatta olduğunu daha iyi biliyorsundur muhakkak.
Yani bu ülkeye bağlı bir eğitim değil.

www.unesco.org

@rahip

Estağfurullah.

Ek olarak senaryo düşünüyorum, içime sinen bir şey gelirse aklıma paylaşacağım :)

@yavrucak
değerler eğitimi olmalıdır tabi ama böyle hiç değerimiz yokmuş gibi değer verilmesi ne kadar kötü durumda olduğumuzu gösteriyor. ki gerçekten de o kadar kötü durumdayız.

Tabii çocuklarla uğraşan sizsiniz, kolay gelsin :(

Son senelerde ailelerin çocuklarını eskiye nazaran çok daha bencil büyütmeye başladığının farkındayım, gözlemliyorum. Sizlere de kolay gelsin dediğim gibi.

Teşekkür ederim. Fikirleri hala bekliyorum.

Boyle bir pasaj nasil olur sizce? Tabii ki direkt pasaj alinmayacak ama uyarlama yapilabilir. Gayet insani degerleri savunan bir bolum cunku.

"Sevginin ustunlugu", 1. korintliler, 13. bolum

incil.info

sonuç senin kıl tipine ve ten rengine göre değişir. genelde beyaz ten üzeri koyu renk tüyde iyi sonuç veriyomuş. duruma göre seyrelebilir ya da tamamen yok olabilir. ama dökülen tüylerin tekrar çıkmayacağı öngörülür.

şahsi fikrim seyrelt, tamamen yok etme. bebek poposu gibi göğüs erkekte çok acayip duruyor.

bu işin dolandırıcısı çok artık ortalıkta, bu makinaların bir atış sayısı varmış o dolunca etki etmiyormuş cihazlar, mumkunse gidip memnun kalan birinin gittiği yere gidin, evet bebek poposu oluyor tek tük %10 kadarı çok seyrek bir biçimde çıkıyor eğer işlem başarılı olursa.
ps. bide acıyor

Yüzde yüz bitmiyor tek tük de kalabilir. O 10 seans bittikten sonra senede 1 kontrol seansı gibi bir şey olur düzeltme yapılır.

Lazer epilasyon yapan yerler en azından benim sorduğum 2 yer yüzde yüz bitecek garantisi vermeyip yukardaki konuşmayı yapıyor genelde.

Ben de kaynak yapayım.

Erkekler için iğneli epilasyon öneriliyor, Ankara'da yapan, yaptıran, duyan var mıdır? Artık apoletleri söktürelim diyorum :)

genel olarak önce lazer sonra iğneli öneriliyor, iğneli tek tek kıl köküne yapılan bişey bitmesi çok uzun süreceğinden önce lazer ile seyreltip sonra iğneliye döndürülüyor.

genelde yarım saat bi saat içinde düşer.

enparada gece 3 te düşüyor..

ideal olarak sabah hemen aktarılmalı, ancak bazı bankalarda gecikmeler yaşandığını gördüm. havuza düşüyor vs. o yüzden ben saat 11 gibi gitmemişse iptal edip tekrar yolluyorum hemen gidiyor

talimat verince öğle saatlerini bulabiliyor o yüzden gece falan yapmaktansa mesainin başlamasını bekliyorum ben. o zaman en geç yarım saate gidiyor.

gece 3'te mi? ufak sallayalım yahu; eft sistemi 08:30-17:15 arası açık. bu saatler dışında eft gitmez, havale gider.

asıl soruya cevap: tutar çok yüksek değilse; gönderen banka 15 dk içinde eftyi karşıya geçmiş olur. alıcı banka da 5-10 dk.ya hesaba geçirmiş olur. bunlar genel olarak otomatik işleyen sistem özellikleri. ama ana unsur "tutar". örnek olarak 1 milyon TL eft yapmak isterseniz gönderen banka da ufak bir banka ise, önce o paranın piyasadan borçlanılması gerektiği için 1-2 saat eft bankadan çıkmaz. alıcı bankaya geçtiğinde ise yine banka bazında kısıtlara takılarak "şube havuzuna" düşmüş olabilir ve acil olarak hesaba geçmesi isteniyorsa şube personeline sorgulatılır.

saat acil değil ise, alıcı bilgileri dogru girilmiş her eft akşam 17:30'a kadar hesaba geçmiş olur (manuel veya otomatik). bu saate kadar geçmemişse ise 2 ihtimal vardır:
1. gönderici banka henüz eft'yi göndermemiştir. alıcı banka bunu bilemez, göremez, etkileyemez.
2. para alıcı bankaya geçmiştir ama henüz şube havuzundadır. bu nadir olur. eğer alıcı bilgileri hatalıysa (en sık rastlanan: ismin eksik-hatalı yazılması), bu durumda şube personeli iban ile ismi karşılaştırır ve "iyi niyetli hata" varsa parayı ilgili hesaba manuel olarak aktarır. ama net bir hata varsa, para en geç ertesi gün gönderici bankadaki ilgili ibana iade edilir. yine nadiren, bankalar bu iadeyi savsaklayabilirler; şube operasyonuyla görüşülerek iade talebi istenebilir.

ek not: "talimat" ile önceden yollanan işlemlerde bankalar bu talimatları belli saatlerde işleme alır. genel olarak gece verilen talimatlar 09:00-09:30 arasında gerçekleştirilir. daha hızlı işlem istiyorsanız talimat vermek yerine sabah 08:30da kendiniz eft yollayın, talimata göre daha hızlı geçer.

Değiliz.
Ahmet örneğini bilmem ama hepimiz kafesteki hamster değil. Biz hayattaki kararlarımızız.
Çok da parlak bir öğrenci olmayarak lisansımı okuyordum, mezun olunca bir yerlerde işe girer belki ileride ofis açarım diyordum. Yüksek lisans yapmayı düşünmüyordum. Sonra son sene yüksek lisans için şansımı denemeye karar verdim, oldu. Hem de başka ülkede. Şu an bitirmeye yakın bir yerseyim, yakın zamanda part time da bir işe girdim. Kendi mesleğimi yapamasam bile başka işler yapabileceğime eminim. Peki yarın hayat ne getirecek biliyor muyum? Hayır. Ama bir kafeste koşmuyorum, sınırları zorlarım. Yarın öbür gün belki başka ülkeye gidicem. Belki yıllarca okuduğum işi yapmayıp hobilerimden biriyle yürüyüp bambaşka alanlarda çalışcam.

Sonuç, hamsterı o kafese biz koyuyoruz. Ancak bizi bir kafese koyan yok, istediğimiz yere gidebiliriz, bu da bize bağlı.

Ha bu arada yüksek lisans için kabul aldığımda arkadaş grubunda "Aramızda gitme ihtimali en az olan sendin" de dediler, çünkü yüksek yapmayı bile düşünmüyordum. Okullar ve başvuruyla ilgili konuştuğum hoca kabul aldığımı söyleyince, "ben başvuru sürecinde yarım bırakır uğraşmazsın diye düşünmüştüm" dedi. Yani ben kafesteki hamsterdım bazılarına göre...

maaş sadece bir örnek. asıl demek istediğim hayatın kişisel gerçeklikler bütünü olması.

Ben istisnaları merak ettim. Çünkü herkesinki kafes gibi.

çelik kapıya gidecek olan hattı nasıl çözeceksin?

Olmaya olur, ama çelik kapıya buat ya da yakın bir prizden NOTR çekmen. Sonra da bahsettiğin anahtardan elektrik çekmen gerek.

ikili anahtarın fazını ortak yapsam olmaz mı?

Bak şimdi;

O anahtarın olduğu kasaya buattan/sigorta kutusundan bir faz geliyor, bu faz anahtardan geçip tek bir hat olarak tavandaki lambaya gidiyor. Fakat tavandaki lambanın yanması için orada sürekli bağlı kalan bir de NOTR var.

Notr sürekli bağlı, fazı açıp kapatıyorsun.

Aynı şekilde kapıdaki lambayı da yakmak için bir faz bir nötr'e ihtiyacın var, fazı bahsettiğin anahtardan alabilirsin. notrü de yine en yakın hedeften alabilirsin.

İkili anahtara faz zaten tek girer çift çıkar, üçlü anahtara da tek girer üç çıkar.

yani şöyle yaparsam olur? (ikili anahtar)

i.hizliresim.com

Resimdeki bir mavi iki gri noktalar çiftli anahtarın bağlantıları mı?

Mavi giriş, griler çıkış mı?

Eğer resmini doğru anladıysam, sen beni tamamen yanlış anlamışsın. Belki de ben anlatamadım.

Bak şimdi, nötr'ün anahtar ile hiç bir alakası yoktur. Anahtarın kasasının içinde de olmaz genelde, ama bazen buattan kasaya beraber inip lambaya beraber gönderildiği de oluyor. (yanlış ama)

Anahtarı söktüğünde bir giriş bir çıkış olacak üzerinde, faz sürekli olarak çıkışta hazır bekler, butona bastığında çıkışa elektrik verir.

(Dikkat et çarpılma, lamba yanmazken de hazırda faz var anahtarda unutma.)

Sen bu tekli anahtar yerine çiftli takacaksın, fazı girişe bağlayıp iki tane çıkış alacaksın. Birini eski lambanın hattına bağlayacaksın, diğerini de çelik kapı için çıkaracaksın.

Ama nötr bunlardan farklı, büyük ihtimal ile kasanın içinde yoktur. Varsa şanslısın, faz çıkışı ile birlikte bir kablo da nötr için çıkarıp çelik kapıya kadar götürürsün.

Yoksa farklı bir yerden nötr almalısın, buat/sigorta kutusu/priz yakında ne varsa.

en iyisi fotoğrafla anlatmak :)

i.hizliresim.com

solda giriş ampulünün anahtarının takıldığı yer var. burada kahverengi kabloda elektrik var.
sağda ise çelik kapının ampulünden gelen kablo var.

bağlayacağım anahtar da iki anahtar, arkası şöyle:
i.hizliresim.com

iki tane kablo alacaksın. şu fotoğrafta solda olanlardan.

bunlardan birini çelik kapının ampulünün oradan sokup, anahtarın oradan çıkaracaksın. anahtarın orada 3 tane kablo oldu. çelik kapının ampulünün orada da 1 tane kablo oldu.

kablolardan birini de buattaki nötr'den alıp çelik kapıdaki ampulün oraya çekeceksin. şimdi çelik kapının orada da iki tane kablo oldu.

çelik kapının oradaki kabloları çelik kapıdan gelen kablolara bağlayacaksın.

anahtar kasasındaki üç kablodan faz olanı (dediğine göre kahverengi olanı) tek başına olan vidaya, diğerlerini de yan yana olan vidalara takacaksın (hangisini hangi vidaya taktığın, sadece hangi anahtarın hangi ışığı yakacağını belirler).

şöyle çizdim: i.hizliresim.com

maviler halihazırda var olan kablolar. kırmızıları sen çekeceksin.

yanlışsa John Bloor uyarsın.

Ben de özet geçeyim,

Duvardaki kahverengi kablo anahtarın girişine,
Siyah kablo anahtarın bir çıkışına (tavandaki lambaya giden)
Çelik kapının kahve kablosu anahtarın diğer çıkışına
Çelik kapının mavi kablosu başka bir yerden alınacak nötr'e (buat/sigorta kutusu/priz)

Ben çizmeye üşenmiştim, sağolsun Sayın @Kibritsuyu güzel anlatmış.

arkadaslar yanitlariniz icin cok tesekkur ederim.

bugun cok ugrastim notr cekmek icin. hatta gidip kablo cekme kilavuzu aldim. ama beceremedim. anahtarin hemen yukarisinda bir buat yok. sanirim sigortaya gidiyor. yapamadim.

bu isi notr cekmeden yapabilir miyim? mesela ikisi ayni anda (tek anahtarla) yansin istesem, notrsuz olur mu?

Nötrsüz olmaz, ampülün yanması için bir faz bir de nötr elektriğe ihtiyacı var. Biri eksik olsa nasıl olacak ki?

Sana lazım olan çelik kapıya gidecek bir nötr, anahtarın kasasına nötr getirmene gerek yok.

Kasaya kadar getirsen bile, sonra çelik kapıya nasıl göndereceksin? Bunun için bir planın varsa anlat, çünkü kasaya kadar sustasız da hallederiz.

@John Bloor

i.hizliresim.com burada sağda görülen kablo çelik kapıdan gelen ışığın kablosu. yani kablo zaten dışarıda. çelik kapı güvenlik kilidinin biraz yukarısından, sıvanın içinden geliyor. resimde geliş yönü görülüyor. yani o kablo anahtara gelebilen bir kablo.

O zaman şöyle yapılabilir, susta ile becerememişsin ya hani. Onun için farklı yöntem anlatıcam, yaslan arkana :P

Yanlış hatırlamıyorsam kahve kablo faz di mi? siyah tavandaki ampüle giden.

Şimdi o kahve kablonun nereden geldiğini tespit edeceksin, buat yok sigorta kutusundan geliyo galiba demişsin. Aç sigorta kutusunun kapağını, kabloyu ileri geri oynat bak bakim diğer ucunu bulabiliyor musun?

Eğer kabloyu bulursan kendine o mesafeye yetecek boyda bir mavi (nötr için) bir de kahve/kırmızı/siyah kablo hazırla. Renkler dünya standardı için önemli, ama teknik olarak bir farkı yok.

Şimdi bu hazırladığın iki kabloyu sigorta kutusundan bulduğun anahatara giden kahve kabloya sıkıca bağla, plastiklerini sıyırıp bakırı ile bağla. Bağlarken de çekeceğin yönde kuvvet uygulandığında çıkacak/ayrılacak şekilde olmamasına dikkat et.

Sonra anahtar kasasındaki eski kahve kabloyu yavaşça çek ve yeni iki kabloyu borudan geçirmiş ol. Bir kişi çekerken bir kişi de iterse daha iyi olur, boruda başka kablo olmadığı için kolay olacaktır.

Sonra yeni iki kablodan birini nötre (mavi) diğerini de önceki eski kabloyu söktüğün yere bağla (faz) aslında önceki söktüğün değil de herhangi bir sigortadan da olur farketmez.

Dediğin gibi sigorta kutusunda bulamazsan mutlaka buat vardır, sen görmemiş olabilirsin. Yine kabloyu ileri geri oynatıp nereden ses geldiğine bakarak alçı altında kalmış bir buat varsa bulabilirsin.

Sigortaları kapatmayı unutma.

yanlış biliyor olabilirim ama her ayın 23'ünde bir önceki ayın sigorta bildirimi yapılır. yani şu durumda aralık ayının gözükmesi için 23 ocak'ı beklemesi lazım.

Yanlış biliyorsun @kablelvuku, ayın 14'ünde gözükecek.

Ayın sigortası bir sonraki ayın 14'ünde gözükür. Aralık ayı dökümün de Ocak 14'de gözükecek.

@kablelvuku doğru söylüyor. aralık 2017'nin sigorta bildirgesini vermek için son tarih 23 ocak. yani muhasebeci erken verirse erken görebilir ama 23'üne kadar istediği tarihte de verebilir. 23 ocak'tan sonra kesinlikle görünür.

aralık ayı kısmını arkadaşlar açıklamış zaten. 30 gün olayı için şunu önerebilirim(eğer acilse); 21 gün var zaten 9 günlük hesap fişi girerlerse 30'a tamamlanır.

bakın ayın 14'ü itibariyle gözükmeye başladı.

yanlış biliyorsun, yanlışında ısrar ediyor ve verilen cevapları da okumuyorsun.

senin çalıştığın yerin muhasebecisi kendine düstur edinmiş ve ayın 23'ünü beklemeyip ayın 14'ünde veriyor olabilir, sen 14'ünde görüyorsundur. erken verilebilir, 23'üne kadar beklemek şart değil.

bak ne demişim yukarıda? "aralık 2017'nin sigorta bildirgesini vermek için son tarih 23 ocak. yani MUHASEBECİ ERKEN VERİRSE ERKEN GÖREBİLİR ama 23'üne kadar istediği tarihte de verebilir. 23 ocak'tan sonra kesinlikle görünür."

bak benim mükelleflerimde çalışan onlarca adam, ayın 14'ü geçti ama hala göremiyor? niye göremiyor? çünkü vermedim daha. ben son güncü bir adamım çünkü.

bilmiyorsan bir bilene bırak, insanları yanlış yönlendirme bari.

çalışır

220 ila 240 arası voltajda veya 12 volt AC çalışır demiş.

Nasıl bir cihaz ki bu hem 220 hem de 12 volt ile çalışabiliyor? Valla merak ettim.

Yazana göre çalışır.

banyo aynası tavan ışığı :)

cogunlukla hem 220v hem de 12v cihazlar portatif cihazlar, ornegin arac ici buzdolaplari. evde 220v prize takiyorsun cihaz iyice sogutuyor, sonra arabaya aliyorsun normal prizin disinda bir de 12v arac cakmak girisi oluyor ona bagliyorsun, sogutmuyor ama soguk tutuyor. Dikkat, Bunlarin iki farkli girisi oluyor! Banyo aynasi tavan isigini da ayrica arabada portatif olarak kullanilsin diye yapmislar herhalde, degisik bir urun.

@emrahday, @john bloor

aha şunun gibi bir şey:

www.dekosetbanyo.com

Sanırım etiket ampülün değil duyun ya da gövdenin etiketi. Yani 220 volt ile çalışan ampül 12 volt ile ışık vermez, 12 volt ile çalışan ampül de 220 verirseniz patlar. Hem de fiziksel olarak patlar, cam parçaları gözünüze kaçabilir.

Siz bir adet 220 volt ile çalışan spot ampülü alıp dediğiniz gibi doğrudan 220 volt ile yakabilirsiniz.

spot ampülün giriş yerini diyor galiba 220 volt la direk çalışır 12 voltla çalıştırmak için balans koyman gerekir.

mr16, ampulun şeklini belirten kod (piyasa ismi çanak ampul olarak geçer)
gu5.3 bu ampule takılacak olan duyun kodu (piyasada iğne ayak olarak geçer)
bu lambaya hem 220v ile çalıoşan hem 12v ile çalışan ampul takabilirsiniz. tabiki 12v çalışan ampul takarsanız buna bir de 220/12v adaptör takmanız gerekir.
bir de link verelim bari:www.iled.com

www.koctas.com.tr

angelus hoca daha iyi bilgi verir birazdan ancak benim kişisel deneyimim spordan önce sert bir kahve içmek dayanıklılığımı artırıyor.

overhead press kadar zor bir hareket yok zaten takma kafana. ama ben onu direkt smith machinede oturarak yapiyorum, beli kirmaya gerek yok :D

2,5 kg 5kg ile takılırken güzel gelirdi şimdi nefret ediyorumm. her hareket seviyeli birş ekilde artarken ohp 2 ayda bir anca artıyor. zaten fıtık oldum ohp yüzünden. fıtık başlangıcı var.

Ben de stronglifts yapiyorum ama overheadde kilo arttirmak zor. Su anda 60 kilo yapiyorum toplamda. Deadlift, bench press, row pull up falan onlarda duzenli arttiriyorum.

Kendi adıma şöyle söyleyeyim: Ben antrenmana sabah yedide gidiyorum, normalde squatta 120 kiloya gelene kadar aç karnına çok iyi antrenmanlar çıkarıyordum ama 120 kiloyu geçtikten sonra antrenman sonlarına doğru katabolizma yaşadığımı hissetmeye başladım, zira benim çalışma 2,5 saat sürüyor ve bir noktadan sonra vücut çok fazla strese girdiği için negatif geridönüşlere neden olmaya başlamıştı, yani çalışma performansında düşüşe neden oldu. Şimdi biraz daha erken kalkıp karbonhidrat-protein karışımı yapıp öyle gidiyorum antrenmana baya faydasını gördüm, ağırlıklarım tekrar düzenli şekilde artmaya başladı. Hatta bench prestte 1 ay boyunca 95 kiloyu geçememiştim, bu yönde taktik değiştirdiğimden beri 100 kiloyu rahat bi şekilde çıkarmaya başladım. Benim önerim, kana daha çabuk karıştığı için antrenmandan 1 saat önce karbonhidrat-protein karışımı bir shake hazırlayıp içebilirsin, daha çok vaktin varsa 2 saat önce bi kompleks karb. protein kaynağı olan bir şeyler yiyebilirsin, bunlar performansı biraz daha olumlu yönde etkiler.

Bununla birlikte overhead press gibi itme hareketleri her zaman zordur. Yani squat deadlift gibi hareketleri ayı gibi yapabilirsin ama bench press overhead press zordur, hele overhead press yaparken güç üretimi bir noktadan sonra durur kesinlikle artmaz. Ben 130 kiloyla squat yaparken overhead press ağırlığım 60-65 kilo civarıydı, bundan fazlasını da denemiyordum zaten, zira omuz tüm vücutta en kolay sakatlanan (Rotator Cuff yırtığı) bölgedir. Kaç kiloyla çalışıyorsun bilmiyorum ama diğer hareketlerde ilerlemen iyiyse overhead press için çok fazla zorlamanı ben önermem, olduğu kadarını yap yeter zaten tüm vücut egzersizleri her bölgeyi etkiliyor, omzun sadece overhead press yaparken etkilenmiyor.

Bir de iyi bir powerlifting kemeri al kendine, şu 13 mm'lik kemerlerden kullan BB kemerleri bir işine yaramaz. Ayrıca yapmıyorsan valsalva manevrası yap, bilmiyorsan öğren. İyi bir kemer ve valsalva manevrası hayat kurtarır.

çünkü cuma günleri yeni filmler gelir, seanslar değişir vs.

yeni filmler cuma günü geliyor, yeni seanslar cuma günü giriliyor ondandır büyük ihtimalle.

mesaj atıyorum, silmeyiniz duyuruyu.

Sevgili sözlükdaşlarım uyardı,hemen geldim buyurun?

ben beğenmiştim. kurs bittikten sonra da konuşma derslerine girebiliyorsun. ben hiç gitmedim gerçi.

sitesindeki link ile indirdim, yüklemek için ayarlar'dan izin vermen gerekiyordu.

1 aydır falan kullanıyorum, sitenin supportunda bulduğum link ile indirmiştim.

support.binance.com

var ben kullanıyorum. telefonumda iphone.

ben anneye samsung sgh-600'den sonra direk iphone 5s aldım, gayet güzel kullanıyor. bence bütçeyi de zorlamaz.
android yerine windows tabanlı 7 inç felan bir makine işini görür.
bende hometech var, atom işlemci ve 2GB ram ve 64 GB HDD ile aynı anda harita programı, google earth ve exxcel açıp gayet rahat çalışabiliyorum. A101'den 350 TL'ye almıştım.
muadilleri 800'e kadar araştır, bence doğru tercih olur.

havalimanı, kapalıçarşı.

Havalimanında az bir eur bozdurun. Şehir içinde bir sürü kiosk var.
yanınıza EUR alın, TRL convertible değil.

Cek kronunu Turkiye'den almaya kalkarsaniz zarar edersiniz, ben denemistim ama cok pahaliya satiyorlar.

Euro ile gelin+1

Bence de euro ile gidin, havaalanında biraz euro (mesela 20) bozdurun. Pragsa eğer gideceğiniz yer şehirde düşük komisyonla değiştiren ünlü bir yer var. Sözlükten vb bulursunuz.

Banka hesap kartınızla atmden çekin. O günün kurundan tl yi kendisi çevirsin. Pragda döviz büroları tutarlı-güvenli değil diyorlar.

Prag'la ilgili ekleme:
@aslinda sana ne'nin dediği gibi merkezdeki popüler bürolar çaktırmadan komisyonu dayıyorlar.
değişim kurunu öncesinden bilin, komisyon alınıyor mu diye sorun ve kazık yemeyin. hostelde falan kalıyorsanız oradaki çalışanlara da danışın komisyonsuz büro nerede var diye. TR'ye gelmeden de satın, benim elimde kalmıştı ve ucuza satmıştım Kadıköy'de.

iki hafta önce prag'a giderken aynı sorunla ben de karşılaştım. ama sonra en mantıklı seçenek atm'den para çekmek geldi, ziraat bankasında komisyon 0, o günün en yüksek kurundan dolara çeviriyor, buna rağmen zararım çoook azdı. çek'te yapıkredi unicredit anlaşmalı banka varsa onunla da aynı şekilde 0 komisyona çekebilirsiniz para. İlla kron alıcam diyorsanız da bir önceki gidişimde kapalıçarşı'dan bulmuştum kron, birkaç tane dövizciye girerseniz onların elinde olmasa bile hangisinde olabileceğini size söylerler.

bir de şehir içinde ôzellikle döviz bürolarının bitişiğindeki eur-czk atm'lerinde düşük kurdan para çekildiğini fark ettim (1 dolar 21 kronsa, bu atm'lerde 19 gibi), zarar çok değil ama yine de bankaların kendi atm'lerinden özellikle de mesai saatleri içinde para çekmenizi tavsiye ederim, atm kullanacak iseniz.

atmden çekecekseniz sabit kur seçmeyin..

Atm’yi pragda mı kullanıyorum? Türkiyede değil di mi yanlış anlamadım?

Bir de ucuz tren biletini nasıl alırım öneriniz var mı?

Nerden nereye bakiyorsunuz? idos.cz sitesinde Cekya'dan gecen tum trenler var. Sitenin Ingilizcesi var. Oradan treni bulup, buy butonuna tiklarsaniz sizi tren sirketinin sayfasina yonlendirecek.

Nasıl bir şey hocam bu. Yani whatsapp mektuplaşma berabet çalışma vs neler var. Nasıl katılınıyor. Dualingo ne onu da bilmiyorum :)

Ben daha bot chat özelliğini bulamadım yahu event de nereden çıktı.
Teşekkürler bilgi için.

Bot chat IOS'ta vardı sanırım sadece

Duolingo hangi şehirde hangi dillerde event düzenliyor, diye soran arkadaşlara topluca cevap vereyim:

İstanbul: İngilizce, Almanca, Türkçe events.duolingo.com
Ankara: İngilizce ve İspanyolca events.duolingo.com
İzmir: İngilizce events.duolingo.com
Bursa: İngilizce events.duolingo.com
Kocaeli: İngilizce events.duolingo.com

Google ajanslara ayri bir uygulama yapmiyor (kesin bilgi).

Ancak ajanslar hem urunu kullanmayi cok iyi biliyor, hem benzer sektorde farkli musterileri varsa sektoru ve rekabeti cok iyi taniyor. Dolayisiyla bu da AdWords performansini etkiliyor.

Hesabi ajansa birakip bahsettiginiz nuanslar konusunda ajansi bilgilendirebilirsiniz. Tabi bu nuanslari ayni sektordeki diger hesaplar icin de kullanabileceklerini unutmayin.

@crown öncellikle teşekkürler.
ayrı bir uygulama yok ise;
ajans %20 gibi bir oran bana hediye edebiliyor, orneğin 1000tl yatırdıysam 200tl ek verebiliyor. Bunu nasıl yapıyor?

Dediğiniz promosyonun hesap performansıyla bir ilgisi yok. Ajanslara yönelik ayrı bir uygulama yok derken hesap performansıyla ilgili olarak yok demek istedim (yani hesap ajans hesabıysa reklamı daha yukarıda, daha ucuz tıklama başı maliyetle çıksın gibi).

Ancak tabi ki Partner Ajans olmanın avantajları oluyor. Mesela Google'ın etkinlik ve eğitimlerine katılabiliyorlar. Ayrıca ajans performanslarına göre "X Lira Harca Y lira Kazan" tarzı promosyon kuponları alabiliyorlar. Ama bunun hesap performansına ya da tıklama başı maliyetlere bir etkisi yok, sadece hesaba belli şartlar ve limitler dahilinde kredi yüklenmiş oluyor bu kuponlarla.

her ayki ekstrenin tamamını ödersen faiz ödemezsin. yani her ay 100 TL'lik ödemeni yaparsan totalde faiz ödemeyeceksin.

Taksitte faiz yok faiz sadece kart borcunu ödemediğiniz de oluşuyor.

Borcunun tamamını ödediğin sürece hiç faiz ödemiyorsun. Başlangıçta herkes borcunun tamamını ödemekle başlıyor, sonra ipin ucu kaçıyor.

taksitte faiz aldığın şeye bağlı. vade farklı taksit yaptırdıysan faiz de ödemiş olursun. kredi kartını kavrayamadı bizim insanımız. aslında temel mantığı şu; senin cebindeki parayı 30 ila 40 gün arası elinde tutup, satın aldığın şeyin ödemesini ertelemeyi sağlıyor. yani kart ile ay sonu ödeyebileceğin kadar alışveriş yaparsan hiçbir faiz ödemiyorsun vade farklı birşey satın almamak kaydıyla tabii.

ekim-kasım ama Trump bunun kaldırılacağına ve bu senenin son olduğuna dair yorumlar yaptı geçen ay.

trump iptal etti bütün kartları. meksika duvarından atlamaktan başka çare kalmıyor.

Advanced Grammar In Use

Building Skill'ten daha zor.