nike metcon 9 ya da 6 olabilir. fazla yastıklamalı koşu ayakkabıları ile hiç tavsiye etmem.

Sadece squat yapıyorsan Nike Metcon ama deadlift rdl vs gibi daha stabil ayakkabılara
İhtiyaç duyan hareketler yapılacaksa Under Armour Tribase Reign derim ama bunlar hep yüksek ağırlıklarda ihtiyaç duyulan araçlar, çok ağır girilmiyorsa koşu ayakkabısı olmaz ama Converse gibi tabanı kaucuk/sert ve yastıklaması olmayan herhangi bir ayakkabı da iş görür, ayakkabısız da çalışılabilir.

kosu ayakkabisi olmayacak, toebox'i genis olacak bir ayakkabi olmasina dikkat edin. tercihim corapla yapmak ama.

Kendim 58 kiloyum, 5 (beş) kiloluk iki dumbbell ile çalışıyorum. Benim için epeyce ağır aslında. Tabanlarımı korumam gerek evet.

Aslında bu ayakkabıların çalışma mekaniği ayak tabanını korumak değil çok daha hassas ve sakatlığa açık olan bilek tendonlarını korumak, ayakkabıların sert tabanlı olmasının nedeni ayakkabıyı stabil hale getirmesi, yani ağırlığı yüklendiğinizde ayakkabının yastıklaması olmadığından sağa sola yalpalamaz bilek tendonlarını koparmazsınız, antrenman ayakabılarının çalışma şekli bu, ayakta düz tabanlık topuk düşüklüğü vs yoksa tabanlarınızı korumak zorunda değilseniz ayak tabanları ekstra ekstra yükleri tolere edebilir ama bileklerimiz/tendonlarımı ya da dizlerimiz o kadar güçlü değil buraları korumamız gerekiyor.

Beser kiloluk dambillar icin ayakkabi almaya gerek yok. Agirligindan fazla kilo kaldiran insanlar yalinayak yapiyor bu sporu.

tapu size geçene kadar istediği zaman yükseltir. krediniz onaylansa da fiyat arttırabilir veya vazgeçebilir.

fiyat teklifi yapınca 500 bin yükselten biriyle ticari bir işe girmek zaman kaybı gibi geliyor.

anlaştıktan sonra ortalık karışmasın diye iki tarafın da imzalayacağı bir sözleşme/protokol hazırlıyor çoğu emlakçı. şartları değiştirme, vazgeçme vb. gibi durumlara bir ceza tutarı belirliyorlar.

zakk +1
kredi işlemleri bazen 1 ay kadar bile sürebiliyor. bu sürede deprem olur, darbe olur... bu nedenle kaporo sözleşmesi yapıldıktan sonra banka işlemlerine başlamak gerekir.

fiyatı 500 artırmak nedir yav.

ticaret karşı tarafla yapılır. şayet böyle kaypak durum varsa almamak da bir opsiyon.

eğer illa istiyorsanız ve emlakçı varsa emlakçıyla muhattap olup, net olarak hemen devralabilirsiniz.

iletişimde arada aracı yoksa, siz net olarak devam edersiniz iletişime.

sonuçta bir ticaret söz konusu.

Sadece evin fiyatı değil ev sahibinin tahliyesi de problem olacak gibi duruyor.Bu maddeyi de ekleyebiliyor muyuz sözleşmeye?
Neden illa bu ev derseniz aradığım tüm özelliklere uyan tek ev.

TAPU SANA GEÇTİĞİ ANDA EVDE DURAMAZ, durduğu her süre işgal ediyor demektir. elektriği suyu kestirip çıkmasını sağlayabilirsin.

ikinci olarak da tapuda imza atmadan istediği dönekliği yapabilir. ha emlakçı ile bir protokol yapılıyor ama bana göre tamamen göstermelik bir işlem.

hayırlısı olsun şimdiden.

Saatlerin içine şarkı atılıyor, kulaklığı saate bağlayıp öyle yapabilirsin.
Ben 10 km telefonsuz yapamam o yüzden telefon cebi alırdım ama sen zaten taşımıyormuşsun.

Galaxy fit3 sarki calmiyor :(

Less is more, mp3 player al bence.

akıllı telefonlar olmadığı zamandan kalma eski tip mp3 çalarım var benim, çok kullanışlı: piranha.com.tr

marka bu değil ama böyle bir şey yani. bayağı kullanışlı.

Bazı kulaklıklara sd kart takılabiliyor.

Kulakustu değil de kulak arkası gibi olanlar var enseye geçirilen atkı gibi. Onların sd kartlı olanları varsa ve bulursanız tam koşu için olur.

acil durumlar için telefon gerekebilir. freebelt iyi çözüm.

garmin yatırımı yaparsanız forerunner music modeli olabilir. spotify listenizi saate yükleyebiliyorsunuz.

www.southparkstudios.com

Yeni bolumlerden bahsediyorsaniz, onlar yukaridaki linkten izlenmiyor, yukaridaki link rastgele bolumlere erisimi sagliyor.

Dizigom´da eski bolumler var. altyazili.

@buf-e kür rastgele bölüm getiren buton var ok de gayet bölüm seçerek de izleyebiliyorsun :D 26. sezona da baktım izlenebiliyor sadece son bölüme erişim yok o da normal...

borsa oynayın demiyorum ama, bence bireysel emeklilik çoğunlukla bankaların tuzağı =)

500 dolar ayırabiliyorsanız her ay gidin o parayı altında falan tutun, arsa vb. gayrimenkül alın süreç içinde. bireysel emekliliğin x5 yaparsınız.

ytd.

hocam ben ekonomist değilim ama çevremdekiler ve benim de görüşüme göre BES'e para bağlamak çok doğru bir yatırım aracı değil. Onun yerine sen yatırımın için bir sepet yap daha fazla kazanırsın.

ytd.

ne kadar alacağınız hesaplamasında gördüğünüz tahmini tutar belirli kabüllere göre yapılıyor. her kurumun kendi içinde hesaplaması farklı olabilir. orada küçük bir bilgi notu olması lazım.

aylık ödeme talep ederseniz istediğiniz tutar mevcut fonlarınızdan bozuluyor, kalan kısmı fonda yoluna devam ediyor.

allah, allah. altın, euro, döviz alın demişsiniz. zaten BES param şuan altın ağırlıklı fonda duruyor, yarın bir gün borsa ağırlıklı bir fona aktarırım. anlamadım sorunun ne olduğunu? enflasyon %300'se ve bundan altın alarak kurtuluyorsam benim BES'im zaten altın fonunda?

insanlar bir sey duyuyor ve onu ezberleyip papagan gibi tekrarliyor. BES guzeldir devam et. BES'teki para da zaten yatirim fonlarinda degerlendirilir.

yani nakit atip sonra nakit alacaksan elbette uzun vadede zararli cikarsin. ancak BES fonlarinin cogu zaten hisseler uzerinden calisiyor. ben de atiyorum her ay. ama benim sistemde emekliliginde su kadar alirsin diye bir hesaplama yok. onu tam anlamadim. bu sorulari arayip sormanda fayda var cunku her sistemin kosullari farkli olabilir ve girdiginde sana kabul ettirdikleri metinde bizim bilemeyecegimiz detaylar olabilir.

NSA'da iki sorunun cevabi da evet. ama ben olsam kontrol ederim.

Birikimi nasıl yaptığınız önemli değil. Birikim yapıyor olmak önemli.
X olursanız Y olur vs. genelde boş muhabbet. En güzeli merkezi yerde büfe abicilerin negatifine gelmemek gerekir.
Şu an bunu yapabiliyorsanız bunu yapabiliyorsunuz.Bitti. Anlaşılması gereken devlet katkısının çok da bir önemi yok. Aynı parayı dışarıda da değerlendirirseniz de benzer getiri elde edebilirsiniz sonunda ama dışarıda rutinden çıkabilirsiniz, gaza gelip harcayabilirisniz vs.

Hesaplayıcılardan bir şey hesaplayarak bakmanın pek anlamı yok, gerçeği yansıtmayacaklardır anadolu hayat %4 brüt reel getiriye göre hesaplıyor. Dolar olarak ödüyorsanız iyice sapıtması mümkün.

Şahsi tavsiye olarak bir üründe tutmak yerine dönemsel sepet yapmayı daha mantıklı buluyorum.

Evet, size aynı oranda birikim yapmaya devam ederseniz bugünkü hesaba göre ne kadar alacağınızı söylüyor. Zaten aksi mümkün değil, fonların ne kadar değer kazanacağını veya kaybedeceğini öngörmek imkansız.

Hesaplama kıstaslarını öğrenmek isterseniz bes sözleşmeniz olan yeri arayıp öğrenebilirsiniz.

1. 56 yaşında emekli oldugunuz gün ne kadar para birikmişse, onu peşin alabilir veya taksitle maaş olarak alırsınız. Bugünden 50 bin olmuş 100 bin olmuş demek tamamen boş. Altın veya borsanın 20 yıl sonra kaç olacağını görebilen varsa beni acil görsün.

2. Emeklilik başvurusu sonrası, maaş alarak devam ederseniz... içeride kalan paranız "standart BES fonuna" aktarılıyor ve orada büyüyor. istediğiniz gibi altın alayım dövize geçeyim diyemiyorsunuz. Bu nedenle genelde emeklilikte toptan para çekilir. ve çekilen para ile kısmen yeni BES açılır.

3. Bir diğer yöntem de her 1-2 yılda bir ek BES açmak. ve yatıracağınız paraları yeni açılanlara yatırmak. böylece 56den sonra her yıl farklı BES'i sonlandırabilirsiniz ve devam eden BES lerinizde standart fon alımı durumu olmaz.

getiri tutarı üzerinden %15 stopaj var.

Farkli fon tiplerinde farkli stopaj oranlari oluyor. Üstelik bazi fonlarin alis tarihlerinde belli istisnalar vardi gectigimiz aylarda.Kisaca fon tipine ve alis tarihinize gore degisir bu kesinti orani

Benim kullandığım uygulamaların hepsi vergi öncesi getiriyi gösteriyor. İş bankası da muhtemelen öyle yapıyordur.

Yani satış yaptığınızda gelirin %15'i kadar keserek hesabınıza yatıracaklar muhtemelen(PPF 1 şubat 2025'den sonra alındıysa).

yapıkredi ve akbank kullanıyorum bende satarken kesiliyor yani toplam kazancın içinde vergi de var. bu arada para piyasası fonlarında devlet tahvili zorunluluğu olduğu için getirileri bazen düşebiliyor bundan kaçmak için serbest fonlardan içeriği mevduat olanlara bakın mesela dcb aldık biz, hep sabit getiri veriyor 0.1320 falan aklınızda bulunsun diye söyledim.

fonu aldığınız tarihte ilgili fonun stopaj oranı neyse karınızdan o orna kadar kesinti yapılıyor

PPF sormuşsunuz, şu an PPF fonlarda %15 stopaj mevcut.

fonu dğn aldınız bugün sattınız diyelim, karınızdan %15 kesinti yapılarak hesabınıza kalan tutar yatırılıyor.

aldığınız tarihte stopaj oranı 0 ise hiç vergi ödemeden tutar hesabınıza yatar ama.

peat & sherry

double tree hilton roof bar (kadıköy-moda )
+
peat and shery ( cadddebostan )
+
north schlds ( caddebostan )

Çok teşekkürler. Anlaşıldı : parmparça olacağız :)

tefas zaten alt yapı ve işlev olarak kötü. hizmet beklemeyin hiç :)
xlsx veri formatı yaptığı için bozuk. amacınız veri almak ise csv doğru.

evet us ve tr farkı. birinde onalık nokta ile diğerinde virgül ile belirleniyor

Her zaman ücretliydi zaten. Yeni bir şey değil. 15 dk gecikmeli veriyorlar ücretsiz olarak.

@perferil karma düzey 1 çoğu bankada ücretsiz.

@zakk: %100 indirim yapıyorlar işte. Yoksa her zaman ücretli olan bir şeyi banka ve aracı kurumlar müşterilerine %100 indirimle verebiliyor. Soruda anlık veriyi bedavaya vermek zorunda diye hatırladığını söylemiş, öyle bir zorunluluk olmadığını söylüyorum ben de. Yoksa ben de ücret ödemediğim için genelde müşterilerden para alınmadığını biliyorum. Belki bunu ayrıca belirtsem daha doğru olurdu, şimdi belirtmiş oldum bu vesileyle:)

arkadaslar ben ondan bahsetmiyorum, onlari biliyorum zaten.
banka portfoyumde bulunan hissenin fiyatini, portfoy sayfasinda gecikmeli gosteriyor.

zorunlu oldugunu dusundugum, hatta emin oldugum kisim buydu. bende olmayan bir hisseyi gecikmeli gosterirsin standart olarak ama elimdeki hisseyi de gecikmeli gostermezsin, veri paketimin olmadigi baska bankalarda da islem yaptim/yapiyorum boyle bir seyi ilk kez goruyorum.

dozajı doktorunuza sorun.
benim doktor haftada 5 gün günde 7 damla önerdi. muhtemelen her güne çıkaracak yakında.

her 10 kilo için 1 damla şeklinde. 50 kilo biri için 5 damla. (1000iu (25 mcg) olan ürünler için geçerli)
eksiklik durumlarında bu sayı 2-3 katına kadar çıkartılabilir.

1 damla ile 19'dan 20'ye bile yükselmez :(

Kaç damla kullanılacağı ilacın içeriğine, yoğunluğuna göre değişebilir. Önerilen veya doktorun söylediği dozun dışına çıkmayın. Toplam 400 damla dediğine göre 1 yıldan biraz fazla sürecek bitmesi. Tahminimce doktorunuz, eksiklik seviyesini kritik görmedi ve hızlı bir şekilde vitamin seviyesini yükseltip bırakmak yerine, uzun bir süreçte azar azar takviye etmeyi uygun buldu.
1 damla bildiğimiz şıp diye damlayan bir damladır, damlalığın aldığı kadar değil yani.

Benim de alt sinira yakin cikmisti, ben de yazdigi gibi gunde 1 damla olarak kullaniyorum ama ciddi bir yukselme olmadi. Gunde 2-3 damlaya cikardim. Arttirabilirsin gibi dusunuyorum yasadigima gore

burada aradığın tüm yanıtlar var:

www.youtube.com

öncelikle şunu kabullenmek gerek: dört dörtlük ev bulmak dört yapraklı yonca bulmak gibi bir şey. ona yakın olanlar da muhtemelen bütçenize uymuyor.

kriterlerinizi biraz esnetmeniz gerekecek. lokasyon olabilir, banyonun durumu olabilir, m2 ölçüleri olabilir. tadilat, dekorasyon vb. ile biraz idare etmek gerekebilir.

kolay gelsin, bol şans.

Evin fiyatını büyük ölçüde muhit belirliyor. Kiralık dairelerde durum daha kötü. 40 yıllık binadaki, 40 yıldır ne tadilat ne bakım görmüş dairelere servet isteniyor. Nasıl ev bulunur? Çemberi genişletmek lazım; ama yine de içinize sinen bir ev bulamayabilirsiniz. Benim ilk evim kötüydü. Şimdiki bir tık daha iyi. Bir sonraki daha iyi olur inşallah. :)

ev kültürümüz gelişmemiş. aslımız göçebe, yerleştikten sonra da fakirlik...

@ sanemkk+1

Bence evin içinden çok muhit önemli, apartman komşuları çok çok önemli. Kapı önlerinde ayakkabı hatta vestiyer varsa kaç. Çamaşır asılmışsa balkona böyle ipe asılanlardan kaç. Çocuk parkı varsa da kaç. Kediler ve köpekler için mama ve su kabı yoksa ve en önemlisi bu hayvanlar insan gördüğünde kaçıyorsa , topukların vura vura kaç.

Kesinlikle katılıyorum. Mevcut türk yapıları içi de dışı da iğrenç. Annemin dairesini değiştirmek istiyorum gerçekten her yerde ışıktan, çakma mermerden, her yere bir şey koymaktan kusacagim. Bu kadar zevksiz adamların eline verilmiş bu sektör.

Ama yapacak bir şey yok. Yapısına, firmasina, komsusuna falan bakıp alacaksiniz.

İnsanlar tadilata 500 bin harcıyorsa bunu ev fiyatına en az + 2 milyon olarak ekliyorlar.

Tabi söz konusu istanbul ise bu paraları bir de eski evlere istiyorlar, dediğiniz gibi deprem sebebiyle malzemesi, temeli vs hep soru işareti.

Yeni yapılan evler de muamma bu arada. Celiginden cimentosundan çalamiyorlar belki ama zemin etüdünü düzgün yapmiyorlar, 5 metre örneği 20 metre diye laboratuardan geçirip oldu bittiye getiriyorlar. Depremde Lego gibi devrilen evleri ya da olduğu yerin göçüp içine girip yıkılan evleri hatırlayın. Bunlar hep zemin etüdü düzgün yapılmamış binalar.

Bugün bir arkadaşla bahsi geçti. Benzer bir süreçten sonra ev almayıp, fiyatlar uçup gidince de, ev alamadığından bahsetti.

Sağına soluna, kapısına vs. bakarsanız, evsiz kalırsınız. Fiyatlar tekrar yükselişe geçerse, alamazsınız. Satın aldıktan sonra 250-300 bin gibi bir bütçe ayırıp, bazı şeyleri tadilat yaptırabilirsiniz.

Kimse geleceği bilemez ama çok beklemeyin. 2-3 ay içinde bir anda tepetaklak olabilir her şey.

NOT: Yatırım tavsiyesi değildir!


.

ben de taze aldım evi. tam 3 senedir beklemedeydim. ben deprem yönetmeliği ferah olması ve muhite bakarak aldım. antalya 3.4 1+1 konyaaltında yeni gibi olan evler yani 10 yaşına kadar olan evler 3.5 milyon liradan başlıyor.

Genel bir ic boguculuk ve zevsizlik problemi var evet. Alamadığın için satıcıya küfretmene gerek yok ama. Eski evler daha genis ve ferah genel olarak.

Hocam türkiye'de düzgün işçilikli ev bulmak çok zor.

Altyapı anlamında en düzgün projeler gördüğüm bugüne kadar soyak grubunun evleriydi.

Bence fayansa mayansa takılmayın. Onlar zaman içinde yapılır. Millet dışı döküntü evlerin içlerini ne hale getiriyor. Dışından bakıyorsun gece kondu, daireye bakıyorsun new york'ta penthouse...

Türkiye'de en önemli konu evin altyapısı kesinlikle. Boyasını mutfağını banyosunu düzeltirsin. Ama bozuk altyapı büyük dert.

Nedir o?

Mesela çatısı akıtıyor mu? İstanbul'da bağdat caddesine 2-3 sokak mesafede 3-4 senelik binanın çatısı su akıtıyor mesela? Yalıtım düzgün değil, giderleri yanlış yapmış...

Ya da su tesisatı dandik.

gibi gibi...

Bunlar daha büyük sorun.

millet fayansına, kapısına bakma filan demiş ama yapısız evde mutsuz mutsuz oturmak da büyük mutsuzluk sebebi. bilmemkaç milyon verilen evin de eli yüzü az düzgün olsun istiyor insan. ve cepte 300-400 yoksa büyük tadilat işlerine de girişemiyorsunuz, çok pahalı. 110 m2 evin boyasına 16bin tl verdik bir sene önce. şimdi 50bin isterler kesin.

arayacaksınız ve önünüze çıkacak başka çaresi yok da bu arada bazı kriterlerden vazgeçilecek.

ben mesela asansört şart diyordum, asansörsüz 1. katta oturuyoruz şu an. ama eski döküm petekli evi direkt eliyordum önceki evden çok ses yaptığını bildiğim için. banyo ve tuvalet yüzüne bakılmayacak gibiyse direkt eliyordum. çünkü parke kötü ise üstüne halı serebiliyorsunuz ama banyo leş gibi ise iyi bi masraf yapmadan düzelmiyor. örnekler çoğaltılabilir.

bir sene önce benzer yollardan geçmiş biri olarak kolaylıklar diliyorum.

benim örneklerim de dahil olmak üzere verilen örneklerin hepsi aslında kişiye göre değişiyor. mama kabı varsa kaç demiş bi arkadaş, bizim sitede her yer mama kabı ama tutup kediyi binanın içine alıyolar, kaka kokusu çekiyorsun. evin bir cephesi site içindeki parka bakıyor. gürültü oluyor mu, kesinlikle. ama ben de kızımı parka kolayca götürebiliyorum, işime yarıyor. gibi gibi.

şu anda vadeli

vadeli tabii ki, dolar altının çıkacağını kim söyledi?

Yatırım fonu varken altın dolar vadeli hepsi sadece Zaman kaybı. En bilinen mac fonu bile 5 yılda 30 kat yapti. Güya vadeli faizler yüksek. Yılda maksimum yüzde 50 veriyor. Bu öğretilmiş yanlışlardan hadi ihtiyarlar kurtulamıyor da gençler hala nasil parasını altına faize yatırıyor. Paranız bu kadar mı değersiz?

@alimcgraw şu dönemde 3 ay vadeye Haydar Acun bile vadeli/ppf önerir.
MAC son 3 ayı %1,49; ortalama ppf'ler ise %12 civarı.

@alimcgraw bizi mi kandırıyorsun kardeşim :D

Vade 3 aysa evet o zaman vadeli. Fonlar yedi sekiz Aydan sonra cosar

Analiz, grafik falan anlamam ama ben bu saatten sonra faizde tutmazdim.

faizde tutmam diyen neye göre bunu diyor?

mac fonu, yatırım fonu falan bunlara hiç girmedim. genciz ama bunları biraz araştırmak, takip etmek gerekiyor. öyle bir zamanım olmadığı için bakıyorum ziraat mobil'den vadeliye 45 günde 24 bin faiz getiriyor. tamam güzel diyorum. yola devam ediyorum.

uzun vadede zararlı olabilir, belki düzenli yatırım fonu almak daha iyidir.
ama bunları iyi bir bilenden dinlemek araştırmak gerekiyor.

Faiz inmeye başlayınca bile 50den 47ye sonra 45 diye gidecek ay ay, en az 6 ay daha 40 civarı kalır. Garanti kazanç varken risk almaya gerek yok diye düşünüyorum. Avrupa ve ABD merkez bankaları da faiz indiriyor. Döviz bir süre daha sabit kalacak gibi görünüyor.

Risk almakla bu arkadaşlar neyi kastediyor çok merak ediyorum.

Aşağıda sayacağım birkaç madde var. O konularda mevcut durumun korunacağını, farklı bir durum asla olmayacağını düşünüyorsanız, elbette ki Para piyasası fonları ve mevduat faizi en iyisi.

Maddeler de şunlar ki, birinden birinde bir durum değişikliği kıymetli maden ve dövize dayalı yatırımlarda ani bir sıçramayla çok büyük kazançlar sağlatır.

- Amerikan seçimleri bir bunak ve bir deli arasında yapıldı. Dere geçerken at değiştirilmez atasözü yok sayıldı falan derken, deli kazandı. Deli, ne yapacağı öngörülemeyen kişi demektir. Şu an düzen, ne yapacağı öngörülüp oluşturuldu. Ama her an her şey olabilir.

-Şu an düzen, trump'ın bizi çok sevdiği varsayımı üzerine kuruluyor. Adamın seçtiği, atadığı herkesin Türk düşmanı olduğu şiddetle gözardı ediliyor.

-Trump'ın, İsrailin önünü açacağını defalarca göstermesine rağmen, İsraili durduracağı sanısı üzerine kurulmuş bir senaryoya inanılıyor.

-Rus-Ukrayna savaşının biteceği ve bu bitişin bize yarayacağı öngörülüyor. Geçen bir yorumcu amca TV de savaşta yıkılan binaları bizin müteahhitler yapacak diyordu. Aynı geyik Suriye iç savaşı esnasında da vardı. Amcaya sormak isterdim, savaştan çıkmış ekonomisi çökmüş ülke müteahhide ödemeyi öpücükle mi yapacak diye. Savaşın bitişi Türkiyeyi olumsuz etkiler kanısındayım ben.

-Şu an ülke iki çok yaşlı insan tarafından yönetiliyor. Allah gecinden versin ama Hakkın vacip olması ülkeyi ekonomik kaosa sürükleyecektir.

-Bu iki büyüğümüzden birinin 'Verin misketlerimi ben oynamıyorum, gidiyorum.' demeyeceğinin garantisi var mı?

-Bir sabah kalktığımızda asla, NAAAAS denmeyeceğine kaç kişi inanıyor?

-Son bir yıldır Cary trade'e %50 ye yakın kazanç sağlandığı halde ve bu rakam Dünya ortalamasının çooook üzerinde olduğu halde niye gelen giden yok.

-Suriyede yeni bir kalkışma var. Ucunuz bize dokunmayacağına emin miyiz?

Bir erken seçim lafıdır gidiyor. Ne zaman? Bir seçim ekonomisi uygulanacaktır. Uygulanırsa yıkımı da olacaktır. Telafi süreci nasıl olacaktır?

max devlet katkısı kişi başına hesaplanıyor, bes hesabı sayısına göre ayrı ayrı değil.

mantıklı değil

En fazla devlet katkısını (yüzde olarak) almak için on yıl şartı zaman olarak var. Verdiğiniz örnekte en üst seviye devlet katkısını sadece on yılı dolduran poliçede/poliçelerde alırsınız. Diğer poliçelerine ek katkı yaptığınızda ve bir yıl sonra 57 yaşında olduğunuzda, (ilk poliçenizde biriken tutar + %30 devlet katkısı) + (ikinci poliçenizde biriken tutar + %30 devlet katkısı)'nın bir yıl boyunca fonlarda birikmiş değerini alırsınız. Yani özetle devlet katkısını yedinci yıldan itibaren belli oranlarda almaya hak kazanırsınız ve poliçe on yılı doldurduğunda tamamını bir kereye mahsus olarak alırsınız.

Hiçbir şey olmaz.

banka meblağa bakmaz. alır koyar hesaba. dikkat edilmesi gereken bir meblağ olduğunda gib bakar daha da sıkıntılısı masak bakar.

paranın kaynağını sorgulayabiliyorlar satış belgelerini görmek isteyebilirler. bi kere başıma geldi.

paranın kaynağı nedir diye sormaları gerekir. şu sıralar 400-500 civarından fazlaysa soruyorlar. muhtemelen tapudaki satış tutarınız çok daha düşüktür. acil ihtiyaçları yoksa kabul etmeyebilirler.

erken gitmekte fayda var kasa müsaitliği olmayabilir. bankalar belli saatten sonra yüklü para kabul etmeyebiliyorlar. transferini yapamadığı için şubeye faiz işliyor.

Bana göre bunun bir usulü yok. Son ne düşünüyorsun diyip, eğer senin kafandaki rakam ile fark az ise pazarlığa girersin çoksa zaten yapacak birşey yok.
Nakit ödeyecekseniz eliniz daha kuvvetli olur pazarlıkta

Emlakçının hiç bir lafına güvenme. O komisyonuna bakar. Şişirmek ister o yüzden fiyatı. Zam gelecek dediğine de inanma, eğer nakit paran varsa pazarlıkta elin güçlü olur. Sahibinden'de ilk başta benzer evlere bakacaksın elbette ama orada da üfürüyorlar fiyatları o yüzden yaklaşık bütçene uygun evleri belirle ve pazarlığa otur. Şu sıralar piyasa durgun, nakit dönmüyor o yüzden denk gelebilir istediğin özelliklerde bir ev. Arkadaşın dediği gibi bunun net bir formülü yok karşılıklı konuşarak istediğin fiyata indirmeye çalışacaksın.

çevredeki benzeri daireler ortalama ne civardaysa onlar referans olabilir. eve kendiniz yerleşip uzun süre yaşamak için alacaksanız ve bütçeniz yetiyorsa çok uzun pazarlık sürecine girmeyin. %2-3 ucuza getirmeye çalışırken başkası gelip alır, canınız sıkılır.

3450lik evet 3000 dedim 3200 verdiler kabul etmedik dedi.
hiç öyle sosyal medyadaki pazarlık marjları kadar görmedim.

siz yine de bi %20 alttan teklfi yapın.

emlakçı ve oto galerileri mümkün olduğunca son seçeneğe bırakırım. önce sahibinden bulmaya çalışırım. sonrasında da en temiz yöntem çeşitli sitelerden bölgedeki fiyatlara bakarım. diyelim baktığınız yerde fiyatlar 15x emlakçı 20x diyor mümkün olduğunca 13x veya 14ten fiyatı başlatıp en kötü 15te bitirmeye çalışırım

oncelikle emlakciyla konusmayin. emlakcilar ve galericiler meslekleri geregi durust guvenilir insanlar degiller. bu dunyanin her yerinde boyle.

mumkunse sahibinden olarak filtreleyin ve direkt sahislarla konusun. pazarlik konusu da cok fazla faktore bagli. ciddi pazarlik paylari mevcut ama evden eve gore degisir. satmaya niyeti olmayan ama olur da birine bu fiyati itelersek diye fiyat indirmeyen cok kisi var.

satacak adam her zaman okey oldugu fiyatin biraz ustune koyar pazarlik olacagi varsayimiyla. bu ticaret 101'dir. mesela takip ettigim evler var, biri sahibindende 7600'den 7300'e dusurdu fiyati kendiliginden. ilanda da pazarlik payi yok yaziyor. ulan pazarlik payi yoksa o 300 nereden indi. bir de o 7300'de de pazarlik payi var hala.

Bunun bir el kitapçığı yok.şu kadar teklif et falan şeklinde de olmaz.

Öncelikle alacağın ev yatırım mı yoksa yaşamayı düşündüğün yer mi bu ayrım önemli.senin denkleminde yaşayacağın yeri seçiyorsun.bu da rakamlardan daha önemli detaylar içeriyor.

Önce hangi mahalle ya da site,kısaca ilk hedefin mahalli belirlemek,sonra orada hoşuna giden ben burda yaşarım dediğin yerleri belirleyeceksin.belirlediğin bölgede bir kaç eve gidip bakacaksın.oda büyüklükleri iyi mi,mutfağı,banyosu sana uygun mu,eve ilk girdiğin an çok önemli ,işte burası duygusu geliyor mu?bu köşedeki büfeden çok acıkıp sar bi tavuk döner konusu değil,

Kendimden çok taze bir örnek vereyim.istanbul avrupa yakası için basın ekspres civarında lokasyon belirledik iki personelin çok yoğun olmadan çalışacakları bir alandı bu.tam istediğimiz yerde bir rezidansta daire bulduk,her şey harika.anahtarı falanda aldım.gittim havasız kalmıştı yer camları açtım.binanın hemen yanında iki tane okul var,aralıksız cocuk çığlığı,hababam sınıfı,mfö müziklerinden zilleri,biri bitip biri başlıyor.az geride inşaat,çivi çakma sesi,o sırada hemen yanındaki cami,high volume ezan.hemen camları kapadım.kapıyı kilitleyip çıktım.bunu ev düşün,okula,mağazalara,camiye vs.çok yakın gel bütün gün bu evde dur.

Kısa öz,önce nereyi istediğini belirle,sana neler,uyuyor,bütçen ne buna uygun alanı hedefine al.eğer bir site olcaksa işin kolay.sitelerin fiyatı aşağı yukarı aynıdır,iki daire arasında fark cephesinden,içindeki malzemelerden farklılaşır oda bugünkü birimle 100k civarı oynar.bunun dışını yakalayamazsın.kelepir teklifde sana ulaşmaz,sen standart alıcısın.

Mahallelerde herkesin malı altın.keyfine göre ister.mümkünse bir esnaf es dosttan destek alın.yasamayı düşündüğünüz yerle sonuçta bir alakanız var ve oradan birilerini tanıyorsunuz,en olmadı gidin bir kaç esnafa sorun,birisi mutlaka ilgilenir.

En olmadı yazarsın buraya o lokasyona yakın,oraları bilen birileri bulunur,

bu emlakçı kötüleyenlere de ayrı ayar oluyorum.

tam tersine sahibi ile muhatap olmayın, sahibi olduğu zaman alıcı çıkınca fiyatı düşük mü oldu acaba diye kararsızlığa girer, satmaktan vazgeçer, fiyat artırmak ister, kızım/oğlum razı olmadı der der der.

asıl iyi bir emlakçı satışı her iki taraf için de kolaylaştırır, emlakçı fiyat yükseltmez aksine satış olsun diye ev sahibini ikna etmek ister.

not: emlakçılıkla en ufak bir ilgim yok.

Ben de bi eve bakıyorum, ev sahibi bir tl bile inmem diyor, normalde o sitede 300-400 bin daha uygun yer bulabilirim ama şerefiye farkını gösterip kendisi de ev alacağından yanasmıyor. Kendim oturup o sitede o bina ve katı begendiğim için 10 bin dolar belki kazıklanacagım ama alacağım.

Begeniyorsan al.

Benim kol dirseğim parçalı açık kırıktı. 2 tane uzunca platin ve vidalama yapıldı. 1 sene sonra çıkarttırdım. Dokunduğumda veya masaya koyduğumda sizin de dediğiniz gibi değişik hissettiriyor. Ayrıca belli bir süre sonra vidaların ve ve plakanın üstü doku(et) kapladığı için çıkmama ihtimali falan oluyor demişti. Ayrıca o dokuları kazıyıp aldığı için ameliyat sonrası ağrı olabiliyor. İmkanınız ve zamanınız varsa çıkarttırın bence.

benim de bacakta var plaka + 8-10 vida. kalsın bir zararı yok. dokununca farklı hissettiriyor evet ama alışıyorsun. bence uğraşma kalsın. her operasyon risk taşır. şikayetin yoksa risk almaya gerek yok

benim doktorum vücut herhangi bir tepki vermediği sürece kalmasında zarar yok demişti. 10 yıldır mutluyuz kendisiyle.

psikolojik kısmı çok rahatsızlık vermiyorsa durduk yere ameliyat süreçlerini tekrar yaşamayın boşuna.

crossfit boran olabilir. arkadaşlarımdan öneren olmuştu.
benimki macfit ve hocası, butik değil maalesef.

ruul.io üzerinden freelance fatura kesebilir ve ödeme alabilirsin.

fakat bu geliri vergilendirmiş olmazsın, yıllık toplamın asgari ücretin altında kaldığı durumlarda el işçiliklerinden vergi alınmaması gibi bir kanun maddesi vardı bunu araştırabilirsin.

şahıs şirketi kurmak üzere bir mali müşavir ile anlaşın. o yardımcı olur.

eğer kredisiz, trink parayla alabiliyorsanız alın bence. bende para olsa alırdım şu zamanda.

Ben dolar bazında en kötü ihtimalle sabit kalacağını düşünüyorum, düşecek yerler de çokça olacaktır. Öte yandan uzun zamandır takip etmediğiniz bir yer ise piyasanın üzerine almanız da muhtemel. Bahsettiğiniz yıllarda bir ofis sattım ve yaklaşık 40bin dolar zarar ettim. Fakat zararımın büyük kısmı 3-4 sene önce orayı tanımadığım için pahalı almamdan ve içine hiç gerekmediği halde masraf yapmamdan kaynaklı. Şimdi başka bir yer ile pazarlık yaptık, teklifin 10 bin dolar üzerine sattı ve hiç umurumda değil çünkü hem içi masraf istiyor, hem binanın zaruri tamiratları var, hem de dolar yükselmeye devam ediyor. Seneye başka daireleri de satan olursa en kötü bugün verdiğim teklife alacağımı düşünüyorum.

kendiniz için alıp oturacağınız ev ise onun pek zamanı olmaz bile. içinize siniyorsa kaçırmadan alın.

yatırım amaçlı ise ve tamamını nakit kullanacaksanız iyi bir pazarlıkla güzel fırsatlar değerlendirilebilir.

başka bir duyuruda şöyle demiştim;
son 8 aydır ben artan ev görmedim keza düşüyor 10 aydır satılmayan evler var iyi pazarlıkla alın, 3 aya değişecek bişey yok eğer kredi vermeler açılmazsa, kredi çıkmıyor çoğu kişiye ve oranlar yüksek bu değişmedikçe ev fiyatları oynamaz gibi tahmin ediyorum

ekmek olmuş 20 tl. 3 sene önce 600 bine oturmak için ev aldım su an 4 milyon. uzun vadede kendin için bak kendin için diyorum ev almak istiyorsan hiç bir zaman zarar etmezsin. ben şu an ayda 5 bin kredi ödüyorum karşı dairem kirada 18 bin kirada oturuyor.

Evet nakit parayla alıcam. Birçok kişi iyi pazarlıkla güzel fiyatlar alabilirsiniz diyor ama ben daha pazarlık yapmaya çalıştığım ev sahipleri arasında fiyat kıran görmedim açıkçası. İndirim yapmış gibi görünmek için fiyata ekledikleri sembolik tutarları kırıyorlar anca.

@sizofren06 ben dolar bazlı bakıyorum. Dolar bazlı gayet de kaybettirebiliyor.

oturmak için alıyorsanız alın. yatırım için ben olsam almazdım. ekonomist vs değilim, düz vatandaşım.

bu arada geçen sene ev fiyatları sürekli yükseliyordu. ekimde ev aldık, yükseliş durdu. satma derdimiz vs yok tamamen meraktan bakıyorum arada aynı sitedeki satılık ev ilanlarına. ekimden bu yana fiyatlar artmamıştı, sonra ilanlar da kalktı. bu duyuruyu görünce bi bakayım dedim 1 milyon civarı artmış fiyatlar. e bu mantıkla bakarsak ben iyi ki almışım diyorum.

oturmak için ev her şartta alınır bence. almadıkça bi karın olmuyor çünkü. bu zamana kadar ev dahil herhangi bir şeyin fiyatının düştüğünü de görmedim zaten türkiyede.

Şu an Döviz bozdurup konut alsam ve bir devalüasyon olsa kar mı edtmiş olurum, zarar mı?
Bir süredir benim de kafamı kurcalayan soru bu.
Dünya resesyona giriyor, Türkiye stagflasyonda. Bu konkordatolar, iflaslar, işsiz kalmalar denizi içinde satışa çıkan konut miktarında artış olacaktır. Almak isteyen sayısı da düşeceğinden en azından reel anlamda daha aşağılarda bir fiyatın oluşacağı, bu fiyatın da dövizden bağımsız olacağını düşünüyorum.

Ancak haddinden fazla yumruk yemiş, kan revan içindeki Döviz tutucuları develüasyonu dört gözle bekliyorlar. Aha geldi deyip ertesi günü tüm dövizini bozdurup ev almaya koşar da ev fiyatlarını patlatırlar mı diye de düşünmeden edemiyorum.

Dövizi peşinat yapıp, çoook uygun faizli ilk evim kredisi alayım diye bir düşünce geliştirtim. Gidip bankayla ve dahi birkaç emlakçıyla konuştum. İlk ev için %80 kredi veriyorlarmış, o da A enerji sınıflı evler içinmiş. Biz fakirlere gelen evler asla A sınıfı olamıyormuş. Evin exper değeri tapu değerine yakın oluyormuş falan derken eve ödenecek paranın ancak yarısı kadar kredi alınabilirse büyük mutluluk ki bu konu da bana rantabl gelmedi.

Birkaç yerden elinde nakit varsa git çatır çatır pazarlıkla üçtebir fiyat kırdırırsın çünkü piyasada nakit yok diyenlere kanıp birkaç pazarlığa gireyim dedim ki hiç öyle bir şey yok.

Ben beklemeye karar vermiş durumdayım. Param cebimde, gözüm alabileceğim evlerin fiyatlarında. Her gün takipteyim.

Uygun diye düşüneceğim bir ev kestirirsem gözüme hiç devalüasyon falan beklemeyeceğim.

Bakalım. Kısmet.

Bahsettiğin risk mutlaka var. Normal bir dönemde olduğumuzu hala düşünme.

@Mirket

i.ibb.co

Hocam mesela yukarıdaki eurobond'dan 100bin dolar alsan şu an 6 aylık getiri $4512, aylık $752 yapıyor. Bu günün kuru ile aylık 25000TL.

Soru: Bugün 100bin dolar (3 milyon 300 bin lira) ile aldığımız bir evi 25bin liraya kiraya verebilir miyiz?

Bu fiyatlarlarla kira çarpanı 132 yapıyor. Elimde bir veri seti yok ama şu anki piyasadan kabaca gördüğüm kadarıyla yaklaşık 132-140 kira çarpanlı evler bazı yerlerde mevcut gibi duruyor. Böyle bir apartman dairesini alıp kiraya versem kurun sene içindeki artışlarından benim kira getirim sene sonuna doğru azalacak. Eurobond'a koysam dolar bazında sabit getiri. E kur endişesi yok. Ev fiyatları dolar bazında çok arttı.
Dolarda artış olsa bile ev fiyatı dolar bazında en azından bir süre sabit kalır gibi geliyor bana . Faizlerde bir düşme olursa ev fiyatları TL olarak artabilir ama eurobond fiyatları da dolar bazında artar (cds'te bir oynaklık olmazsa). Onu da ordan dengeleriz diye düşünüyorum. Evin akarı kokarı, kiracı ile derdi, aylık kira ödemesinde kur riski vs. derken ben niye bu riski alıp garanti getiri varken ev alayım?

Bu kadar kaotik olan bir şeyi böyle analiz etmek doğru olmayabilir tabi. Ama kabaca baktığımda Eurobond getirisi ile arasında anlamlı bir fark göremedim. Çok fena sallıyor da olabilirim.

Mis gibi hesap.

Tuvaletin musluğu bozuldu diye gecenin bi saati telefon eden kiracının eksikliği hissedilirmi ki? :))

www.worldwideboat.com

resime sağ klik & "search image with Google"

katamaran ve evet cok pahali sinifina giriyor. iki yelkenli. en az 2 milyon euro vardir.
illa tekne almak istiyorsan tek yelkenli, 15m'yi, zorlarsan 20m'yi gecmeyecek bir deniz teknesi bakmani öneririm. tekne bakarken de bilen biriyle firtina hasarli tekne alip yaptirtirsan manyak kar edersin. ama bilen biri olmasi sart yaninda, asiri hasarli teknelere para gömme.

Bunların küçükleri bile çok pahalı, çok yer kapladığı için marina kirası da pahalı

Fotoğraftakinden daha küçük bir katamarana ikinci el 12 milyon euro demişler www.twwyachts.com

bunun 250-300bin avroluk olanlari var, tek yelken.
Beneteau olarak aratabilirsin..

Bunun fiyatı bir parmak kadar acıtırsa, aldıktan sonraki masrafları kol kadar acıtır ayrıca

bu bir tekne değildir.

bu cok cok buyuk 42 metre katamaran. bunun senelik bakim, eskiyen paracalarinin degisimi ve liman masrafi en az 100 bin euro olur diye tamnin ediyorum. tekne cok buyuk oldugu icin de tek basina amator denizci lisansi ile kullanilamaz, buyuk ihtimalle bir ekip tarafindan hareket ettiriliyordur. yani senelik masrafina ek olarak ekip masrafi da vardir diye tahmin ediyorum.

songkick diye bir uygulama var, ise yariyor bana kalirsa: www.songkick.com

bandisintown.com

Mısır'a Seyahat Edecek Türk Vatandaşları İçin Vize Koşulları

Umuma mahsus pasaport hamili Türk vatandaşlarının her türlü seyahatleri vizeye tabidir. 20 yaş altı veya 45 yaş üstü vatandaşlarımız vizelerini Mısır’daki havalimanlarından da 20.-ABD Doları karşılığı alabilmektedir.

NOT: Türkiye’den herhangi bir Mısır Temsilciliğinden vize alan vatandaşlarımızın güvenlik numaralarının olup olmadığını kontrol etmeleri önem arzetmektedir. Güvenlik numarası olmadan Mısır’a seyahat eden vatandaşlarımız, ülkeye giremeyip Türkiye’ye geri dönmek zorunda kalabilmektedirler.

Ayrıca, son dönemde karşılaşılan çeşitli güçlükler nedeniyle, Mısır'a seyahat edecek vatandaşlarımızın vizelerini, Mısır'daki havalimanlarından temin etmek yerine, Mısır'ın Ankara Büyükelçiliği'nden veya İstanbul Başkonsolosluğu'ndan almayı tercih etmelerinin herhangi bir sorun yaşanmaması bakımından yerinde olacağı düşünülmektedir. Diğer taraftan, Mısır makamlarınca vize başvurularının sonuçlandırılması 1 ay sürebilmektedir

bir diğer resmi site şunu yazmış:

ısır'a Seyahat Edecek Türk Vatandaşlarının Dikkatine
Vize Statüsü:

Diplomatik, Hizmet ve Hususi Pasaport hamillerinin 90 güne kadar olan turistik seyahatleri vizeden muaftır.

Mısır’da umumi pasaport hamili vatandaşlarımıza vize uygulanmaktadır. Mısır, 20 yaşından küçük, 45 yaşından büyük vatandaşlarımıza sınır kapılarında bir ay oturumlu giriş vizesi vermektedir.

1 Nisan 2022 itibaren geçerli olmak üzere, Güney Sina Vilayeti havalimanlarına (Şarm El Şeyh Havalimanı) ve limanlarına gelen ülkemiz vatandaşlarına, Akabe Körfezi ve St. Catherine bölgesine ziyaret mührü bulunan ve Dahab Nuweiba, Şarm El-Şeyh, Saint Catherine, Taba şehirlerinde bulunmaya izin veren 15 günlük turizm vizesi verilmektedir. Bunun için gidiş-dönüş uçak bileti, onaylanmış bir otel rezervasyonu ve 2.000 ABD Doları’ndan az olmayan yeterli nakit veya kredi kartı taşımaları şartı aranmaktadır.

Mısır’a Para Sokulmasında/Mısır’dan Para Çıkarılmasında Dikkat Edilecek Hususlar:

Mısır’a girişte 10.000 ABD Doları üzeri veya eşdeğer dövizin gümrük yetkililerine bildirilmesi gerekmektedir. Mısır’dan çıkışta ise en fazla 5.000 Mısır Lirası ve 10.000 ABD Doları’na izin verilmektedir. Çıkarılan döviz tutarı 5.000 ABD Doları’nı aştığı takdirde bildirilmesi talep edilmektedir.

Saat farkı: Mısır’da kış saati uygulanmakta olup, Mısır Türkiye’den bir saat geride bulunmaktadır.

Ben de bu yazılar yüzünden sormak istedim. Her şey birbiriyle çelişiyor. Bi pratik bilgi bulabilsem keşke

Dışişlerinin resmi sitesindeki duyurulara bakın veya alakalı ülkenin konsolosluk sayfasına bakın.

bu sene ocak ayında kahire'ye gittim. vize kapıda 25usd idi.

sharm vizesiz, başka şehire geçecekseniz vize ihtiyacınız var. uçaktan indiğinizde alıyorsunuz. 25 dolar. bankadan almaya çalışın turizm acenteleri daha pahalıya satıyor.

sadece sharm al seyh'te deniz kum güneş diving yapacağım derseniz vize ihtiyacınız yok.

piramitleri luxor'u göreceğim derseniz vize almanız gerekiyor fiyatı 25 dolar parayı ver yapıştırıyorlar pasaporta.

uçak biletiniz sharm'a değilse vize almanız gerekiyor yani kapıda. geçen sene gittim kesin bilgi.

Benim gördüğüm iş için de gidilse herkes turistik geldim diyor, 25 dolar'ı verip bir vize alıyor. Vize dediği de bir sticker.

Öncesinde bir şey yapmana gerek yok.

Sadece uçakta bir kağıt veriyorlar, adını uçağını yazıyorsun filan.
Aynısı dönüşte de var. Tamamen gereksiz bir şey.

Ama yanında kalem götür mutlaka uçağa.

Ben de dikkat ederim böyle ayrıntılara. Paöalar kısa.
Sandalye veya kanepeye oturulduğunda paçaların biraz daha yukarı çıkması hissi buradan bile rahatsız ediyor.

olması gerektiği gibi bence.

kisa +1

evet kısa ama günümüz modasında normal. benim gözüme batmadı. giyilir yani

elorelia + 1

normale göre kısa, ama günümüzde normal bu, oyna devam.

normal +1

"boyu uzamasına rağmen geçen seneki pantolunu giyen çocuk" görüntüsünü hatırlattığı için bu tarz maalesef..

Kısa

Çorapsız bilek göstermeli nargileci modası vardı. Daha kısa bilekli ayakkabı giydiğin anda ona dönecek.

@zakk +1

Kumaş pantolon galiba cepten bakınca o kadar anladım. Ayaktayken çorap gözükmeyecek paçalar örtecek ama yürümeye başlayınca paçalar dalganalacak yani çöküp kalmış vaziyette olmayacak. Standart olan kumasta budur. Ayakkabı da biraz iri sanki dar paça da olunca bir garip durmuş.

ciddi kosucuyum, yari marathon, tam maraton, 5k vb.
ayakkabi haric hic bi urunu bu markalardan almiyorum. hersey decathlon

o ismi yazan bir ürün alıyorsunuz diğerlerinden tek farkı "Nike" olması. Reklam vs ile bir alıcı kitlesi olışturmuşlar.Hepsi bu.
Bir çok markayı biz (müşteriler) "şımartıyoruz"

Az önce normal bir dükkandan 3 adet tişört aldım. sıfır yaka ve 500 TL verdim. Kafa rahat. En başta kumaşına dokunmak, hissetmek benim için önemli.

Yanlış anlama sözüm sana değil ama bir yerde okumuştum ve hak vermemek elde değil doğrusu:
- sürekli marka takılmak istemek öz güvensizlik belirtisidir.. diyordu.

Talep var çünkü. Türk halkı gelirine oranla lüks ve konforlu yaşamayı seviyor. Cebi fermuarlı drift en ucuz hangisi ise onu öneririm. Fiyat farkı marka değeri, üretimin yapıldığı yer veya lisanlı üretimden dolayı olabilir.

nike pahalı segment ürünleri olan bir marka. aynı spor dalına ait ürünlerde farklı fiyat kategorilerinde ürünler görebilirsiniz. bizim ülke açısından; alım gücü, kur, vergi vb. gibi klasik dertlerimizi de ekleyince iş biraz daha farklı yerlere gidiyor.

önceki yorumdaki gibi türk halkının lüks ve konforlu yaşamayı seviyor olması ile nike fiyatlandırma stratejisinin ne ilgisi var anlamadım :) US için 90$ olan ürün burada 3.099TL.

US: www.nike.com

TR: www.nike.com

pahalı olmayan bi şey mi var tr’de?

Kitap bilmiyorum. YouTube da artık üretmese de Kıvanç Haznedaroğlu ve satranchess Nazmican Doğan hocaları öneririm.

yeni heves etmis birisi icin buyukusta oyuncu takip etmek (asagida Kivanc Haznedaroglu yazildigi icin) bu seviyelerde hata olabilir. Nedeni su, o insanlarin tahtaya yaklasimlarini yeni yeni oyunla vakit geciren insanin yakalamasi imkansiz oldugundan, oynadigi oyunlardan veya verdigi analizlerden sonuc cikarmasi pek mumkun degil. Ilaveten, bir sure sonra anlayamadigi seylerden oturu oyuna olan ilgisini de kaybedebilir. O yastaki bir cocugu en cok gelistirecek sey, kitaplarda verilen temel acilis prensipleri, oyun ortasi ya da oyun sonu gibi cok daha fazla teori barindiracak seyler degil de, internet uzerinden puzzle cozmesi kisa surede daha fazla mesafe katetmesini saglar. Tabii ki kitaplar uzerinden, atiyorum piyon yapilari ya da kale oyun sonlari gibi durumlar nasil oynanir uzerine, konumlar gormek (maclar), etutler cozmek de faydali olur ama temel seviyede degil bence. Ille de kitap ya da youtube olsun derseniz, dilerseniz bir ya da iki tane online oynadigi macin pgn'ini(notasyon) paylasin, daha guzel fikirler verilir size.

yerinizde olsam sunlari yapardim.

1) Lichess uzerinden soru cozmek. Site ucretsiz malum.
2) Chess.com uzerinden ilk baslarda cok fazla 3+0 (genelde internette en populer blitz modu) oynamamak. Cok fazla basit hata yapacaktir ve gelisim gostermesi icin faydali olmaz. 10+0 maclar oynayip en onemlisi de mactan sonra analiz motoru yardimiyla hata yaptigi konumlari anlamaya calismasi. Inanin 50 mac yapmaktansa 3 tane oyununu duzgun incelesin, cok daha ileriye goturur kendisini.
3) Chess.com oyuncu havuzu cok daha guclu o yuzden lichess'teki puanlar yaniltici olabiliyor, ilerde oyunla ilgili hedefleri var ise. Title vs almak gibi.
4) Duzenli olarak puzzle cozmek (taktik soru)
5) Canli oyun izle kismindan, gorece dusuk ama kendisinden rating olarak yuksek oyunculari izleyerek en azindan oyuna yaklasimlariyla ilgili fikir edinebilir. Etrafinda kendisine yardimci olacak birisi yok ise.

www.satrancdukkanim.com
buradaki kitaplardan çocuklar için olanlar iş görür.

not: arkadaşımızın reklamını yapabiliyoruz bence :)

t+2 fon satıyorsanız, saat 13:30'dan önce emir geçmeniz gerekli. getirisi en düşük olanlar yani likit fonlar sadece aynı anda alım satıma uygun; diğerleri borsa, emtia ve diğer fonlar içlerinde karışık olduğu için böyle. fon alırken zaten yazar alırken t+1, satarken t+2 falan diye. onlara uyacaksınız.

evet yasal,
mesela sattığın fon valör tarihleri bu şekilde
Alım - Satım Valör Tarihleri T+1/T+3
her fon için ayrıdır ve hepsi belirlenmiştir.
www.qnbfinansbank.com

yerli hisselerde zaten t+2 uygulaması var. hisse bazlı fon aldıysanız doğal olarak aynı süreye bağlı kalınıyor. yurtdışı hisse aldıysanız yine ilgili ülkenin çalıma günleri ve valörü bağlayıcı.

onun haricinde bu hangi fonun ne kadar valörü var bilgisine tefas'tan ulaşabilirsiniz.
not: işlem saatini geçirmemeye dikkat etmekte fayda var.

sorularınıza cevaplar verilmiş ama bir şey eklemek istedim: para piyasası TL fonları ve bazı TL kısa vadeli borçlanma fonlarının valörleri T0 oluyor. olası nakit ihtiyaçları için onlardan bulundurabilirsiniz.

tek pozitif yanı "biriktirmeye zorlamak" değil. siz 100 koyunca devlet de "aferin al 30 da benden" diyor. devlet katkısı fonları biraz tırt, o ayrı konu.

@zakk,

yok ona baktım enflasyona karşı erimeyen hiçbir fon yok.

üstelik onu kazanmak için de galiba 56 yaşına kadar devam etmek gerekyior. bu matematikle bakınca, o %30, 20 yıl sonra %2ye falan düşer.

Sepet yapmak, her zaman daha karlı. Altın, euro, dolar vs. gibi.

Bireysel emeklilikte, eğer fonları kendiniz yönetmezseniz, paranız eriyor. Geçen sene 100 bin TL ile, bu sene 100 bin TL aynı para değil. Para heder olup gidiyor.

Fonları, kendim yönetip iyi kazanıyorum diyenler var. Ancak çevremde görmedim ben. En güzeli yine sepet gibi geliyor.

Borsadan uzak durun.

NOT: Yatırım tavsiyesi değildir!


.

devlet katkısı fonlarında yönetmelik değişmediği sürece ve enflasyon etkisinde yalan olabilir. şartlar değişirse olmayabilir de.

normal emeklilik fonlarında 1 yılda %100+ yapan çok fon var.
www.tefas.gov.tr

aracı kurumlar devlet katkı payını kendilerine mâledecek kadar çok hizmet ücreti alarak devlet katkı payını iç ediyorlardı. o zaman da (2016 filan) mehmet şimşek bakandı ve bu noktaya değinmişti. Sonra ne oldu bilmiyorum.

sürekli fon takip edebilirseniz güzel hoş yılda 3 kere fon değişimi izni veriyorlar, ben bireysele attığım paraya ölü para olarak bakıyorum. son 7 senede getirisi döviz artışı ile karşılaştırılamaz bile, düşen fonlarda çok takip etmek lazım hep

BES'te en önemli mevzu, devlet katkısını alabilmek ama genel anlamda da paranızı değerlendirebilmeniz lazım. BES'inizin olduğu/olacağı firmadaki fonları ve geçmişe yönelik performanslarına dikkat etmeniz gerekir. genel olarak takip edip fon dağılımınızı doğru yapacaksanız, iyi bir yatırım olabiliyor. ama sistemin size otomatik atadığı fonda dümdüz kalırsanız, enflasyon karşısında erimemesi mümkün değil.

Artısı devlet katkısı ama diğer cevaplarda da konuşulduğu gibi onun da kazancı az ve almak için şartlar var. ben de 34 yaşındayım. planım 46 yaşında BES'e başlayıp 56'da almak. O zamana kadar kendim biriktiririm fon, hisse vb olarak.

türkiye'de vatandaşın %95'i falan BES'i bir yatırım aracı olarak görüyor ama değil. bes bir emeklilik sistemidir. bunu anlamadıktan sonra ne girin ne bulaşın. benim 2 bes hesabım var birine aylık 1000, diğerine 3000 atıyorum her ay.

28'de başladım, hesaplarım ve geçmiş yılların getirilerine bakınca her ay yaptığım 100-150$ civarındaki yatırımım sayesinde 60 yaşından itibaren bugünün parasıyla aylık 32bin tl maaş alabilecem.

geliriniz ne kadar bilmiyorum ama benim için 150$ para değil rahatça atıyorum. siz 400$ atacaksanız toplamda, bu gelirinizin düşük bir bölümü olmalı. yatırım yapmak ve BES farklı şeyler. 400$ tüm birikiminiz ise ya da çoğu ise o zaman yatırıma yönlendirin daha mantıklı olur.

tekrar ediyorum yatırım ile bes farklı şeylerdir.

gördüğüm kadarıyla bu ortamda belirtiğiniz fonlar karlı görünmüyor, y.t.d olmamakla birlikte amerikan borsası düşüşü tamamladığında yabancı hisse senetlerine yatırım yapan fonlardan satın alabilirsiniz örneğin yay kodlu fon.

Bunun sebebi hem baskılanan dolar kurunun olası zıplamalarından , hemde fonların real getirisinden kazanmak.

Aynı kurumun iki farklı fonu, içerikleri farklı, getirileri de farklı ve az olur. İkisi de risksiz.

Sayfalarında alta inersen pasta grafikte içerikleri var.

@mrctrk;

teşekkür ederim. amerikan borsası, hangi seviyeye gelince düşüşünü tamamlamış olur hocam?

başkan gözünü seveyim, uzun vadeli düşünüyorsan bu fonlara yatırım mı yapılır, git faize yatır daha iyi, kafan rahat olur en azından.

sana nacizane söyleyebileceğim böyle riski sıfır ama getirisi de onunla orantılı enflasyon karşısında eksi yazacak fonlarla hiç uğraşma. Yap kendine fon sepeti. Bak orada 5 yılda %3.000 getiri sağlamış değişken fonlar var, onlardan al biraz biraz. Biraz altın, emtia vs. al. Biraz yabancı borsalara yatırım yapan fonlardan al. Bunlarda para mı tutulur gözünü seveyim.

@yolgezergönül;

hocam, ben de sizin gibi düşünüyorum zaten.

geçici olarak bu fondan satın alacağım.

biraz daha araştırıp, parayı kısa sürede içerisinde yapacağım sepet fonlara kaydırmayı düşünüyorum.

tavsiyeleriniz için teşekkür ederim. borsa yoğun fonlardan bu aralar uzak durmak gerektiğini söylüyorlar. nasdaq yoğun fonlardan sepete atmak mantıklı olur mu sizce?

abi karar senin, net yatırım tavsiyesi elbette veremem. ama tefas sitesinden fonların 3 yıllık ve 5 yıllık getirilerine göre sıralayıp bakarsan hisse senedi şemsiye fonları hep çok getirmiş. o yüzden borsa kısa vadede kaybettirse de uzun vadede net kazandırdığı kesin.

ben değişken fonları hep sepetimde yüksek tutuyorum, zira adamlar döneme göre değişiklik yapıp pozisyon alabiliyor. Tcd, ipb vs uzun vadede iyi yönetiliyor getirilerine bakılırsa.

ama yukarıdaki arkadaşın dediği gibi dolar ovp ve merkez bankasının önümüzdeki 3 yıl hedeflerine göre oldukça ucuz kaldı. ben o yüzden sepetin %60 civarını dolar cinsi getirisi olan fonlarda tutuyorum bu aralar. amerikan borsasıi altın, gümüş ve emtianın yarın olmasa da orta vadede bişeyler getireceği aşikar. E dolar da artacak zaten.

Kalan kısmı da değişken fonlar ve hisse senedi fonları arasında bölüştürdüm.

Ben şunu yapıyorum; tefas sitesinden fonları excel formatında indiriyorum. her dönem yönünden sıralama yapıp renklendiriyorum. Örneğin 1 aylığa göre sıralayıp yüzdelik kısımlarını renklendiriyorum, daha sonra 3 ay, 6 ay vs hepsini ayrı renk yapıyorum. Neticede her dönem iyi bir getiri sağlamış özetle iyi yönetilmiş fonları tespit ediyorum kendimce. Buna göre satın alıp devam ediyorum arkama bakmadan.

Günlük al satlara gerek yok bence. İyi yönetilmiş fonları tespit et, al ve arkana bakma. 3 yılda %1000 getiri senin benim gibi küçük yatırımcı için çok sağlam getiriler. Fazlası bizi aşar.

fonlarda mantık şudur, piyasayı koklayıp, hangi yatırım aracının düşüp, hangisinin çıkacağına öncelikle karar vermek gerekiyor.

Sonrasında , ilgili yatarım araçlarına yatırım yapan fonlar incelenir, bunların arasında yıllık performansları diğerlerine göre iyi olan başarılı fonlar seçilir. Giriş yaparken de mantık şu olabilir, ilgili fon yıl içerisinde örnek olarak %200 kar getirmiş ancak son ay , bir getirisi olmamıştır veya getirisi eksi yönde olmuştur. Eğer fon içeriğinde ki yatırım araçlarının yükseleceğini öngörüyorsak, işte bu fona giriş yapmanın daha akılcı bir yöntemidir.

Veya aynı şekilde başarılı olmuş fon yönetim şirketlerinin yeni çıkan fonlarına yatırım yapmaktır, bu sayede kısa zamanda yüksek getiri sağlama potansiyeli arttırılmış olur.

Sonrasında farklı fonlara , riski dağıtarak sepet şeklinde yatırım yapılır.

Amerikan borsası için bu konuda uzman olan kanalları takip edip, bilgi ve fikir sahibi olduktan sonra kendi kararınız ile en uygun zamanda giriş yapmanız yerinde olacaktır.

ikisinin de risk değeri 2'dir. dağılım raporunda küçük farklar var. örneğin nrg'de "repor-trepo" oranı %26,89 iken nvb'de %25,10 gibi.

burgan

eurobond ya da yurtdışı hisse. döviz faizleri yerlerde sürünüyor.

3bin dolar güzel bir miktar. euroband ya da yurtdışı bono u2güzel getiri bilir. yazılımcı mısınız?

Türkiye cds'lerinin yükselmesiyle eurobond faizleri yüzde 9lara çıktı. Devletin temerrüde düşmeyeceğine güveniyorsanız eurobond alabilirsiniz.

yırtık durumu ameliyat gerektirir seviyede mi değil mi yorumunu buradan yapmak imkansız. içinize sinmiyorsa birden fazla doktora muayene olup karar verin.

ameliyat artroskopi denen basit bir yöntemle yapılıyor. çekinilecek bir tarafı yok o nedenle. maddi kısmını da varsa sigortanız karşılar zaten.

benim neredeyse tamamen kopmuş menisküs yırtığı bu yöntemle dikildi. sonrasında bir sorun yaşamadım. tekrarlama durumu genelde aşırı kilolu insanlarda olabiliyormuş.

@zakk ,çok teşekkür ederim tecrübeni paylaştığın için,

anestezi lokal mı ? sigortadan kastın özel sağlık sigortası mı ?

bir de devlet hastanesindeki bir doktordan fikir almayı düşüyorum zaten.

ben 11 sene önce falan yırtmıştım. spor sakatlığı. amelyat olmadım. ağrıdığı nadirdir.

gittiğim bi doktor amelyat demişti sgk doktoru. para verip başka doktora gittim. eğer profesyonel sporcu değilsen yani hemen iyileşmen gerekmiyorsa amelyat olmana gerek yok demişti. nitekim olmadım. spor falan da yapabildim sonrasında iyileşme sürecinden sonra. o da diğer diz kaslarının güçlenip ağrıyı bitirmesi oluyor. fizik tedavi de bu süreci hızlandırıyor

@kveldulv

teşekkürler güzel ve içacıcı yorumun için,

lakin şu da var; şimdilik hangi tarz yırtığa sahip olduğum belli değil.

var

ugh!

aynısı başımıza gelmişti. hasar boyutuna bağlı olarak değer kaybı yüksek miktarda gösterilmezse dava ile uğraşmayabilirler. ancak uğraşırlarsa genelde alıyorlar. her halükarda icra takibi tebligatı gelebilir. itiraz süresi içerisinde ilgili mahkemeye (1 haftaydı galiba) itirazda bulunun.

buradaki tavsiyeleri alarak icra kanali ile odeme emri gelince itiraz suresi icinde itiraz ederseniz sureci uzatirsiniz fakat bu durumda borcunuza ek olarak icra inkar tazminati, karsi tarafin avukatina vekalet ucreti ve takip masraflari odersiniz.

rucka boji, evet ama bu tamamen bu işin yasal hak olduğunu ve her şeyin kuralına uygun olduğunu kabul edersek geçerli.

ikame araç kullanılmış, bunun parası talep ediliyor. tebligatta kaza tutanağı bile var ama bu ikame aracın faturası yok.

ayrıca böyle bir hakkı var mı orası da net değil. varsa bile hasarı karşılayan sigorta bunu da karşılaması lazım değil mi?

@zakk karsi taraf araci tamir olurken ikame arac kullanmak zorunda kaldi ve bu yonde bir hizmeti aldiysa bu da onlarin zararidir ve tazmin edilebilir.

bu hizmetin faturasi tebligat olarak gelmez. icrada dosyadan gorebilirsiniz detaylarini.

bildigim kadariyla standart sigortalar bu zararlari karsilamiyor. policenizden bakarak bu zarari kapsayip kapsamadigini ogrenebilirsiniz.

rucka boji, dosyada fatura yok.

bu işleri yapan aracı firmalar tramer kayıtlarından kaza yapan kişilere ulaşıp biz sizin yerinize paranızı tahsil edelim mantığıyla hareket ediyorlar.

fakat burada açık çok. bu örnekte olduğu gibi faturası olmayan bir hizmetin parası isteniyor. ayrıca bu hizmet sigorta kapsamı dışındaysa yine kontrolsüz. tamir süresiyle tutarlı mı, aracın ücreti için standart ne vs. hiç biri kontrollü değil.

yani evet talep çok mantıklı görünse de süreci sorunlu. benim takıldığım nokta da bu zaten.

bu arada sigortanın kapsamaması ayrı bir dert. poliçeler standart ve devlet tarafından belirleniyor. bunun gibi gayet normal talepleri karşılamaması da anlamsız.

Ben evde verdim hep. Vet veriyordu hapi. Dis parazite zaten gerek yok kedi eger disari cikmiyorsa. Evdeki kediye pire kene bulasmaz. Veterinerden alabilirsiniz ic parazit hapini. Yalniz kafaniza gore vermeyin. Zehir sonucta. Uygun dozu vet. Bilir.

bizimki de damla olarak alıyor aynı şekilde aynı markayı. sorun yok.

veteriner zamanı geldiğinde arıyor, gidip alıyoruz ve evde uyguluyoruz.
iç parazit kedi 4.5kg'yi geçince damla olarak uygulanabiliyormuş. öncesinde iğne oluyordu.

ev kedisine dış parazit gerekmez kısmı riskli. dışardan ayakkabınızla, kıyafetlerinizle taşımanız mümkün diyor veteriner.

- Var. Çok var zaten farklı farklı marka. İçerikleri de az çok birbirlerinin aynısı oluyor.

- Gittiğin veterinerden alırsın işte. Ne kadarını vermen gerektiğini, ne kadar süreyle tekrarlaman gerektiğini söyler sana.

- Olmaz. Zaten veterinere götürdüğünde, o da aynı şeyleri yapıyor. Tek farkı, bunuu senin evde yapıyor olman.

Dış parazit damlasını kesinlikle yap ya da yaptır. "Evdeki kedide pire olmaz" diye bir şey yok. Sokakta astronot kıyafetiyle gezip eve öyle geliyorsan sıkıntı değil elbette ama böye bir şey yapmadığın için, evdeki kedi için her zaman pire riski mevcut demektir.

- Kendin yaz, hiçbir sorun olmuyor. Ben evde kendim yaptığımda ilacın adını ve tarihi yazıyorum. Dozu önemli sadece. Özellikle dış parazit damlasında doz aşımı yaptığında, büyük riskler ortaya çıkıyor. Hayvan bunu yaladığı için iç organlarının da etkilenmesi riski var. Dozuna dikkat ettikten sonra hiçbir sorun olmayacaktır.

kapıda vize alabiliyosunuz.

yakın, ucuz ve -sadece adalar için geçerli- kapıda vize imkanı var..

cevap verenlere araya kaynamalı soru: mikonos, naxos, santorini, rodos gibi adalar için de vizesiz seyahat geçerli mi yoksa sadece kos, midilli, sakız için mi geçerli?

gemi turu ile giderseniz eski de olsa 1 schengen/abd/uk vizesi yeterli. tur haricinde "kapıda vize" ile giderseniz o her adada olan bir uygulama değil. bildiğim kadarıyla kapıda vize sadece alınan adayı kapsıyor. rodos'tan alıp midilli'ye gidemezsiniz.

geçen sene rodosa gittim. kapıda vizenin geçerli olduğu 5 ada var yanlış hatırlamıyorsam. Rodos için
www.yesilmarmaris.com

bu sitede herşey anlatılıyor. Otel rezervasyonunu yaptırıp tüm belgeleri ve ücreti bu adamlara gönderdim başka da hiçbirşey yapmadım. Kapıda vizeyi pasaporta şak diye yapıştırdılar. Bizle beraber yaklaşık 8-10 türktük, tamamı sorunsuz vize aldı.

Tatilden çok keyif aldık, çok eğlendik kesinlikle tavsiye ederim. Belki doğa olarak türkiyeden güzel değil ama kalan her açıdan daha iyi. Rodosa gidecek olursanız size çok güzel tavsiyeler verebilirim

Tekrar kontrol ettim de aşağıdaki adaları kapsıyormuş;

Rodos, Kos, Samos, Midilli, Meis ve Sakız Adaları

naksos adasında yok.
bu sene milos adası da eklendi galiba.

20 iş günü. hafta sonlarını ve bayramları dahil etmiyorsunuz.

ve evet bu süreyi geçerse ya da tamiri mümkün değil, yeni cihaz verelim derlerse para iadesi isteme hakkınız var. ama vermemek için kırk takla atarlar, böyle bi uygulamamız yok derler kesinlikle.

o taklayı nasıl berteraf ediyoruz? resmi başvuru sürecini yaşayan biri var mı acaba?

tüketicinin korunması hakkındaki kanunda ilgili maddeyi bulup ona göre konuşabilirsiniz telefonda. kanun bu diyerek.

olmadı tüketici hakem heyeti. ama o da sürer baya.

windows.microsoft.com

ilaçlısı gerekiyorsa kat [nokta] cr adresinden torrent'ten çekebilirsin.

herhangi bir yerden indirip sonradan ilaçlayabilirsin. direkt microsoft sitesinden indirmek mantıklı. en azından orijinal dosyalara sahip olduğundan emin olursun. sadece enterprise sürümü olmamasına dikkat et.

süper ben de isterim yani iplik(kedim) de ister

nefis.

kaç gün canlı kalır? :)

çok güzel... kim örüyorsa eline sağlık. benimkinin de olsa ya böyle bir oyuncağı.

Ehehe. Çok tatlı. Güle güle oynasın.

Kalite kontrolü en yetkili makam yapmış zaten biz ne desek boş aslında. Elinize saglik cok guzel olmuş.

@neira,lazarus annemle beraber yaptik sorayim bakim baska çocuklara da yapar miymis :)

ahah süpermiş, seri üretime geçip satmayı düşün :)

Güzel olmuş da o soytarı bunu hemen parçalar bence. :)

Bayildim cok guzel. Ellerinize saglik

bayıldım :) içinde bişey var mı? nasıl şişik gibi duruyor?

@ paltar yuyan masin, elyaf doldurduk icini :)

fazla sirin, insan kediye vermeye kiyamaz. ^^

çok güzel elinize sağlık :)

en uslu kedi bile tırmık şeysi olmasına rağmen tüm koltukları tırmalar
8 saat yalnız kalmak kedi için çok sıkıntı olmaz tabi ama kum kokusu vs olacak

koltukların eskimesine ve kum kokusuna razıysanız bisi olmaz
her kedi mutfağı dağıtacak diye bir şey yok genelde erkek kediler öyle arsız oluyor

biz de ayni tereddutlerle edindik bir kedicik. koku konusunda, terasiniz varsa kumu terasa koyun, hic sikinti yasamayacaksiniz. bizim bir odada duruyor, hafif koku oluyor her gun havalandirmazsak, ama proplan + kapali tuvalet kokuyu azaltiyor. dedigim gibi terasta olursa hic koku problemi olmaz diye dusunuyorum.
bizim yavru cok cok yaramaz oldugu icin sorun yasadik biraz, o yuzden illa yavru olsun demiyorsaniz, 1 yaslarinda, daha once baska bir evde bakilmis kedi alin, boylece huyunu suyunu bilirsiniz.

kumunu düzgün temizlediğiniz sürece koku sıkıntısı olmaz yada tuvalete falan koyarsınız sıkıntı çıkmaz. 8 saat yalnız kalması kedi için çok sıkıntı oluşturmaz uyur zaten çoğunda.

eşya tırmalama ve mutfağı gezme konusu ise biraz sıkıntılı olabilir. ona tırmalayacak başka birşey verirseniz ve eşya tırmalamaya kalktığında hafiften kızarsanız yavaş yavaş öğrenir aldığınız şeyi tırmalar sadece. ancak mutfakta heryere girer çıkar açıkta birşey bırakmayın yeter. bizimkide girip çıkıyor ama açıkta birşey olmadığından sıkıntı yok. küçükken tezgaha çıktığında kızıp aşağı indiriyorduk artık yapmaması gerektiğini öğrendi.

merhaba,

biz de 2 senedir evliyiz. ilk kedimizi evlendikten 3 ay sonra sahiplendik. evimiz 2 + 1. sizdne tek fark mutfağımız amerikan değil kapalı. tek kedide koku hiç sorun olmuyor. kapalı kedi tuvaletleri var, o ve kristal kum ile her gün, günde bir kez tuvaletini temizlerseniz hiç sıkıntı yaşamazsınız. çevresini temiz tutmak konusunda da isterseniz çeşitli tavsiyeler verebilirim.
yalnızca amerikan mutfak biraz zorlayıcı. o da kediyi eğitmeniz zor olduğundan. tezgaha çıkar, çıkmasından öte yemek yaparken rahat bırakmaz, sen attıkça gelir :) sabırlıysan sorun yok. amerikan mutfak evde de kedi bakan çok tanıdıklarım var.

eşyalara gelince benimki sadece deri kısımlara takıktı. çalışma odamdaki bir koltugun kenarları, bir de yatak başlığımı halletti sağolsun. hı bi de merakla oraya buraya çıktığında devirip kırdıgı zaiyatlar da oluyor. ama eve getirdiği renk ve sıcaklık hiç bir şeye değişilmez!

P.s.: şu an aynı şartlarda 3 kedim var. hepsini çılgınlar gibi seviyorum. :)

Öncelikle kediden kediye de çok değişiyor, karakter ve şans meselesi. Benim bir kedim mutfak tezgahına haşlanmış bütün tavuk koysak kafasını çevirip bakmaz, diğeri çok paçoz. Ama ilki çok sinirli, ikincisi dünyanın en iyi niyetli kedisi. İnsan gibi çeşit çeşitler. Evet, ruh hastası yaptıkları zamanlar olacaktır ama kesinlikle pişman olacağınızı sanmıyorum. Ayrıca 1 yaşına gelirken kısırlaştırın, ondan sonra süreç içerisinde daha sakin oluyorlar.

minikken sahiplenirseniz biraz büyüyünce çok hareketli oluyor, ki normali de bu zaten. ergenliğe vb giriyor onlar da. sonra duruluyor. bunları göz önüne almak lazım.

belki iran kedisi vb olur, onlar çok hareketli değil diye biliyorum. ama kediler de sölynediği üzere çeşit çeşit, ırk karakteristiklerinin yanı sıra kişiklikleri de değişebiliyor.

benim kedim;
- günde 12 saat kadar yalnız kalıyor,
- hiçbir yeri tırmalamaz,
- mutfak tezgahına çıkmaz, öyle eğittim ama çıksa da pek sorun etmezdim,
- kuru maması dışında hiçbir şey yemez, sadece siyah zeytin fetişi var tabi ki.
- çok usludur, çok güzel kendini sevdirir.

hepsinin karakterleri farklı ama sevgi dolu, huzurlu ve sakin bir evde yaşamak bir fark yaratıyor, neticede sahiplerine benziyorlar bence.

bu kadar eşya düşkünüyseniz köpek almanızı öneririm.küçük ırk köpeklerden bulabilirseniz ve yanına bir arkadaş daha alırsanız hem SOKAKLARDAN iki can kurtulur hem de yavrularınız sıkılmaz hem siz sevginizi verebilirsiniz

Koltuklar tırmalanıyor genelde, pek yapacak bir şey yok. Bizimki mutfak tezgahına falan çıkmaz, pencereden baksın, yatsın uyusun tek derdi o. Koku için de bentoit kum kullanın, hemen topaklanıp çok kolay temizleniyor, 2 günde bir temizlesen kokmaz.

@rakicandir, eşya düşkünü değiliz, konu eşyaya çok endekslendi. burada hem kedi kendisine zarar vermesin, hem 8 saat yokuz, o yaramazlıkla üstüne bişey mişey devirir, bunun yükünü kaldıramayız.

köpek sahiplenmeyi de çok düşündük ama 8 saat evde yalnız kalacak hayvan. çok üzülürüz.

eşyaya dönüşmesinin sebebi kedi köpek besleyenler insanların "eşyalarımı kemiriyor o yüzden vermek zorundayım" ya da canları sokağa bıraktıklarını gördükleri için bir reaksiyon gösteriyor,doğal olarak.
kedi ya da köpek fark etmez, yalnızlığına çare olsun istiyorsanız yanına mutlaka arkadaş edinin. hatta bir kedi bir köpek bile olabilir bu.

hayvanların da farklı karakterleri olsa da sizin ona yaklaşımınızla da ilgili. fazla hareketli olduğum dönemlerde eve gelen yavrular çok hareketli biraz da kontrol edilemez olarak büyürken masa başında çalışır olduğum dönemde gelen yavrular masa üstündeki yatakta uyuyan kedilere dönüşüyor. yalnız ergenlik geçişi çoğu hayvanda sorunlu dönemler yaşatabiliyor.

ev konusunda sanırım siz yokken mutfakta başına iş açmasından endişelisiniz. evde yokken sadece salonun kapısını kapalı tutarsanız ona yine geniş bir alan kalır. tuvaleti banyoya koymak da kokuyu azaltıyor. (banyo sürekli havalandırılan bir yer) fazla endişelenmenize gerek yok. bir şekilde ev içindeki duruma herkes ayak uyduruyor. sadece düzenin oturması için biraz sabır gerekiyor. kedi için yüksekte yatabileceği, gizlenebileceği bir yer olursa diğer yerleri neredeyse hiç umursamıyor.

eğer sabah erken kalkmak, yorgunluktan ölseniz, hasta olsanız dahi günde 2 kere dışarı çıkmak size zor geliyor ise köpekle yaşamaktan daha kolay kediyle yaşamak.

kedi ya da köepk için kaygılarınızı, uyumunuzu anlayabilmek için belki kısa süreli geçici yuvalık yapabilirsiniz.

bizde evlendikten 6 ay sonra kedi aldık. çok uysal ve tembel. günde 8 saat yalnız kalıyor ama sürekli uyuyor. hatta biz evdeyken de. tırmalamalar oluyor malesef sandalyemin köşesini parçaladı. bant yapıştırdım, şimdi eminim parçalayacak başka yerler arıyordur. ama olsun o kadar tatlı ki. koku içinde, bizim kullanılmayan odamız vardı orada duruyor kumu(kedi odası yaptık) hep camı üstten açık. 2 günde 1 temizliyoruz. koku rahatsız etmiyor. ama cinsleri farklı duyduğuma göre, tekir van çok hareketliymiş. onu araştırıp alabilirsiniz belki.

sizin durumunuzda en iyisi orta yaşlı bir kedi sahiplenmek, çünkü :)

1) yavru ve genç kediler 8 saat yalnız kalınca büyük ihtimalle sıkılır. bu açıdan fazla hareket oyun istemeyecek orta yaşlı bir kedi iyidir.

2) ortak özellikleri olsa da her kedinin karakteri ayrıdır. bir kedi mutfağa - yemek masasına - yemeğe ilgi göstermezken diğeri bunların meraklısı olabilir. yavru kedilerin ilerde ne karakterde çıkacağını bilemezsiniz. oysa orta yaşlı bir kedi alırsanız huyunu suyunu, yeme içme tırmalama alışkanlıklarını sorup öğrenebilirsiniz.

özellikle yavruyken coşkun oluyorlar. ben de yeni yeni tecrübe ediyorum. 1+1de (açık mutfak) yaşıyorum.

bi kere her yer tüy oluyor illa ki.
mutfak masasına nadir de olsa çıkıyor. kızınca iniyor.
nedense mutfak tezgahına çıkmıyor.
gecenin bi yarısı oyun oynamak isteyebiliyor, yatakta hoplayıp zıplıyor, kolunu bacağını ısırıyor, kapıya koyarsan ağlıyor. aynı bir bebek anlayacağın.
tırmalama tahtası işe yarıyor ama koltuk ve yatakları da tırmalıyor. eşyalara çok değer veriyorsanız ya da çok titizseniz temizlik konusunda işiniz zor.
ben evde hafif bi kedi beslemeye dair koku seziyorum. illa ki oluyor.
ama çok sevgi kaynağı yani, başlarda çok zorlandım ama şimdi çok seviyoruz birbirimizi, uykuları da düzene girdi.

edit: ben işteyken yalnız kalıyor epey. yapabileceğim bişi yok maalesef. akşam da ağzıma tükrüyor tabi meeeööw meeeöw nerdeydin diye hesap soruyor yavrum yazık. :( haftasonları evde olduğumdan çok mutlu ve huzurlu. ay özledim <3

1. düşünmeden alın! (benzer durumu tecrübe ediyoruz halen)
2. 2 tane alabilirseniz hem yalnız bırakmış olma vicdanı olmaz hem de mutlu olurlar.
3. aman diyim petshop'tan almayın..

bir kac oneri:
-mutfak tezgahi gibi cikmamasini istediginiz yuzeylere bir kac gun boyunca aliminyum folyo ile kaplayin, huylaniyorlarmis ve bir kac denemeden sonra o yuzeye cikmaktan vazgeciyorlarmis (ben henuz denemedim)
-tuy icin furminator tavsiye ediyorum. biraz pahali (ucuzlari cin mali, uzak durun), tuy dokumunu yuzde 90a yakin azaltiyor
-yaklasmamasini istediginiz yerlere (kablolar, vazolar) kolonya veya portakal yagi durun. nefret ediyorlarmis. bunu da yakinda deneyecegim.

sahibinin bırakmıs oldugu 1 yasında asırı tatlı guzel bir bir kedi var evimde gecici bir sure alabildim ben. dısarı bırakmak istemiyorum eger bir kedi sahiplenmek istiyorsanız lutfen onu alın cok ihtiyacı var buna. butun asıları her seyi tam sadece kalıcı olabilecegi bir eve ihtiyacı var

bi de şöyle düşünün. yarın bi gün bebeğiniz olduğunda o mobilyaları mahvetme ihtimali var. bebek mi daha kıymetli eşya mı?

bi kedicikle evi paylaşmak, bir cana (insan ya da hayvan) yuva olmak mı kıymetli yoksa eşyalar mı?

bu açıdan bakın derim :)

belki de düşündüğünüz kadar zarar da vermeyecek eşyalarınıza...

hazır bu kadar niyet etmişken, yardıma muhtaç bi yuvasıza yuva olun gitsin.

Amerikan mutfak bir evde üç kedi besledim. Şimdi başka bir eve taşındım ama evin salon ve mutfağında kapı olmadığı için burası da amerikan mutfak sayılır. Üstelik kedi sayısı da beş oldu.

İlk üç kedim tezgah konusunda terbiyeliydi. Son gelen iki yavruyu terbiye etmek kolay olmuyor. Mutfağınızda açık gıda ve bulaşık bırakmamaya özen göstermeniz gerekiyor.

Koku konusunda arkadaşlar zaten söylemişler. Ben beş kediyle, kapalı evde koku sorunu yaşamıyorum. Üstelik kum kabı da kapalı değil. Dışkısı kurur kurumaz kum küreğiyle alabilirseniz sorun yaşamazsınız.

bu arada bahsettiğim bilgisayar da bu oluyor: www.vatanbilgisayar.com
ayrıca bu bilgisayarla ilgili gördüğünüz veya duyduğunuz olumsuz bir şeyler var mıdır?

Özellikleri gayet iyi. İlerisi için 2. bir RAM slotu da varsa pek güzel olur.
Muhtemelen 2,5kg civarıdır. Taşıma durumunda o biraz üzer.

varmış evet. 16 gb'a kadar yükseltilebiliyor. taşıma için de şu anki bilgisayarım sayesinde 2.5 kg'a katlanabileceğimi düşünüyorum.

diğerleri hakkında bir şey diyemem, ama ailem sık sık midilliye giderlerdi yemeye içmeye bir kaç gün kalmaya, son 2-3 gidişlerinde bu sene, artık iyice sadece suriyeli dolu, çok kötü durumda gidilmez dediler 6-7 aydır da gitmiyorlar.

gemi turu ile gidin, birkaçını birden gezebilirsiniz.

tassos adasına git , cok güzel , sakin, pişman olmazsın

ben on beş gün bırakmıştım. bir şey olmaz. farklı yerlere bol bol su koyun, iki ayrı tuvalet hazırlayın ki tuvaleti dolunca yerlere yapmasın. endişelenecek bir şey yok. üç gün hiçbir şey değil.

3 gün için yanında götürmen saçma olur, sarsılır hayvan. Lakin bence evde tek bırakmak için uzun bir zaman 3 gün. Ben bırakmıyorum benimkileri 1 günün üstünde evde olmayacaksam. Anahtar bırakabileceğin biri varsa ondan rica et gelip kontrol etsin.

@fleur tek kedim var hocam canı sıkılmaz değil mi?

@buff anahtar bırakabileceğim kimse yok hocam ya..

Sevdiği bütün oyuncakları ortalığa saçın.
Hatta tam gitmeden evvel yepyeni 1-2 oyuncak daha alın. Onlarla da oyalanır.

Bir de döndüğünüzde yaş mama yedirin sürpriz olsun sevinsin

bir şey olmaz yahu. kedi dediğin uyur, yemek yer, sıçar. kendi kendine oynar da. hem götürmeye kalksanız onun için daha büyük stres olur bence.

Evde bir ufak risk değerlendirmesi lazım. 3 gün miyavlayabilir falan bi de, ama bırakılır.

3 günde sadece sıkılır, kalıcı psikolojik sorunları olmaz. Döndüğün gün birkaç saatini ona ayır yeter.

Pencereden dışarı izleyebileceği bir yer, oyuncuysa da sevdiği oyuncakları ortada bırak tamam işte 3 günden bir şey olmaz. Birilerine anahtar bırakıp kontrol etmesini isteyebilirsin, ben kardeşime anahtar bırakıyorum öyle durumlarda, bazen bakıyor bazen bakmıyor. Kumu da temizleyip gidersen mis.

köpek olsa depresyona girer. kedi için sıkıntı yok 3 günde.
zemin kat filansa pencere aralık bırakılabilir çıkar gezer gelir.
böyle bir ihtimal yoksa anahtar bırakılabilir.
o da yoksa ne yapılması gerektiğini yazmışlar zaten :)
gittiğini bile fark etmeyebilir. kedi bu.

biri arada uğrayabilirse iyi olur. özellikle yaşı küçük oyuncu bir kediyse. en azından sakarlık yapmasına neden olabilecek nesneleri ortadan kaldırın en iyisi.

Ya sen dediklerimizi yap, hiçbir şey olmaz anahtar falan da bıakmana gerek yok.

Damacanali mama su kaplarindan varsa super olur. Yaninda goturmeye kalmarsan travma gecirip strese girebilir. Kendi evinde yalnizlikta cani sıkılır en fazla, sen gelince 2 gu trip atar sonra gene yanasir.

eyw abiler ablalar. tavsiyelerinizden sonra gönül rahatlığı ile bırakabilirim bizim keratayı (;

ben bol miktarda kuru mama, iki kap su ve iki leğen kum bırakıp 8 gün gittim. hiçbir şey olmadı. sadece döndüğümde kucağımdan inmiyordu o kadar. yani bir şey olmaz, rahat ol.

yaşamazsın. yalnız ekran büyüklüğü olarak 11 ne kadar rahat olur bilemedim.

2013 model i7'li air'im (11") var, cok memnunum, genelde monitor-klavye ile kullaniyorum her isi yapiyorum. monitorden klavyeden cikarip sagda solda kullanirken de rahat ediyorum, ufak ama ekran cozunurlugu (1366x768) boyutuna gore nispeten yuksek pencereleri sigdirmak cok zor olmuyor.

macbook air 13" 128gb

o senin dediğin en son çıkan air. en incesi. usb falan takılmıyor. önceki 13" airlerden al bak keyfine 2900-3100 civarı

macbook'ların farklı modelleri olduğu gibi bir modelin farklı konfigurasyonları da var.
bahsettiğiniz işler için şu anda nasıl bir işlemci, ram, ssd, çözünürlük ihtiyacınız oluyorsa ona göre seçim yapın. sırf fiyatına göre seçim yapmak zorunda kalırsanız başka bir marka bakın.

Örneğin standard air ile gelen 4gb RAM şimdi yeterli olsa bile bir süre sonra sizi yoracaktır. Alırken 8gb seçme şansınız var.

Bu arada son mesajdaki "en son çıkan air, usb falan takılmıyor" denilen air değil macbook.

sıkıntı yaşar mısınız sorusu size kalmış, sizin kullanım tarzınıza bağlı bir şey bu ama ben 11" macbook air tavsiye etmiyorum. bir yerden sonra çok ufak geliyor, zamanında 11" kullanırken son dönemde 13" edindim ve çok memnunum, size de tavsiye ederim. bu arada ben genel olarak performans gerektiren fazla bir şey ile uğraşmadığımdan da performans sıkıntısı yaşamıyorum.

Pro Retina hiç ağır değil yalnız, taşıması çok rahat.

13" kullaniyorum onceden az biraz idare ediyordum programlama yaparken ama simdi isyerinde harici monitor kullandigimdan beri iyice kucuk gelmeye basladi.
sonuc olarak 11" iyice kucuk

mac mini

dişim kedim senede belirgin 4-5 kere kızgınlık dönemine giriyor. şu sıralar biraz hafif bir şekilde atlatıyor ama bazen çok ağır geçiyor, hap vermek zorunda kalıyoruz.

15 günde bir girmez, bir yanlışlık var.

15 günde 1 girer. bizimki de girdiği zaman öyle giriyor. ilk giriyor sonra 10-15 gün sonra bi daha sonra bi kaç ay olmuyor sonra bikaç ay sonra yine başlıyor. kısırlaştırmak lazım.

tıpkısının aynısı bizimkinde de mevcut. üstelik 4,5 aylıkken başladı. tam 15 gün arayla 2 seans yaşadı, ikisi de 3'er gün sürdü. önümüzdeki haftasonu yenisi olacak mı diye beklemedeyim.

kalırsın aslında ama o 4gb ram işi biraz düşündürüyor. Şöyle ki web tarayıcı bile hayvani ram yiyebiliyor, bir tarayıcı bir photoshop açsan aynı anda kasmaya başlayabilir. en güzeli 8 gb olan bi model almak. bildiğim kadarıyla macbook air lerde ram ler değişmiyor. bu modelde de bütünleşik mi değil mi onu bi araştır. eğer ana karta bütünleşik değilse upgrade edebilirsin. yani kendin gidip 8 gb ram alıp kapağını açıp takarsın sonradan.

render falan yapmayacaksan işini görebilir. ama genel olarak çizim için macbook pek önerilmiyor. ayrıca ekranı çok küçük.

@tantunis, yok çizim falan yok. kabataslak şeyler olur zaten yazılımcıyım. yani çizim gibi ince işçilik kesin olmaz kısaca öyle söyleyeyim.

mavericks ise muhtemelen ram upgrade edilemeyen modeldir. 2700 tl gömmem ben böyle makineye :)

Uzun süreli kullanım için 4gb hafıza yetersiz kalır.
Bunlarda ram yükseltilemiyor, anakart lehimli geliyor ram.

Bu arada Early 2014 model bu.

apple'dan 8GB RAM'li olarak alabilirsiniz.

seyahatlerde kullanacaksan macbook air almanı tavsiye ederim.
(hızlı, hafif ve bataryası 10 saate kadar dayanıyor)
o bütçeye bulabilir misin emin değilim ama...

bana kalırsa yapıştırın gitsin

www.teknosa.com

biraz eski bir modeldir mid 2012 ve non-retinadır ama upgrade edilebilir. 13 inch ekran sıkıntı olmazsa bir ssdyle uçurur 5 sene de götürür.

3 senedir tık demedi, çok memnunum. hem de 0, içiniz rahat eder.

bu ihtiyaçlara göre
SSD
min 8GB RAM
min i5 işlemci

şart görünüyor. bunlar da hafiflik de göz önünde bulundurunca air'de var.
core m işlemci de yeter derseniz yeni macbook da olur.

kesinlikle macbook air.

ıkınıc el alacaksan,

coconutbattery ıle pil durumuna bak

yazmak yerine aramanızı öneririm.

"* 0888 228 12 12 numaramız tüm kullanıcılar için (Türk Telekom, Turkcell, Vodafone, Avea) dakikası 1,5 TL/dk (vergiler dahil) olup operatörünüz tarafından faturanıza yansıtılacaktır."

İşte bundan dolayı aramadım hocam... Çok bekletiyorlar :)

Mahkemeye gidip isim değiştirmesi daha kolay olabilir. Pegasus çok nazlı.

Paraya kıyıp telefon edeceksin :/

teoride sorun olur. pratikte sorun olmuyor.

pegasus'un bir de ücretsiz hattı var biletli müşterileri için. orayı arayın.

yoo zaten kendin alıyorsun vizeyi.

uğraşamam dersen ve paran varsa ver aracı hallediyor hepsini.

belgeleri zaten yine sen hazirliycan, araci sadece konsolosluga goturecek. Araciya falan da gerek yok yani.

hele ki parmak izi isteniyorsa ve daha önce vermediyseniz tur şirketinin hiç bir esprisi yok.

Hicbir sikinti cikmaz.
"Vizeyi onlar aliyorlar" diye bir efsane var, oyle bir sey yok. SIZIN hazirladiginiz evraklari goturup konsolosluga teslim etmek icin 60euro aliyorlar.

HTC one M8 yazmayı unutmuşsun o listeye. Ben olsam one tecih ederdim.

tabii pek cevap olmamış senin soruna. S5 babam yeni aldı, bana biraz yavaş gibi geldi. candy crush bile benim telefonumda daha hızlı (htc one) çalışıyor. amacım aşağılamak değil ama s5 daha geç çıktı yani yağ gibi akıyor olması lazım. bir de benim en önemli kriterlerimden birisi, kamerayı açtığında şak diye çekecek fotoğrafı. deklanşöre basınca odaklama yapmaya çalıştı mı deliriyorum ben. htc one da bu yok işte. çektiğini bile anlamıyorsun.

G3 kuzenimde gördüm bu bayram, kilit tuşunu telefonun arkasına koymuşlar. Değişik bir tasarım. Ama şık ve arayüzü de çok klas geldi bana.
Kamerasını çok test edemesem de akşam karanlığında iyi gösteriyordu.

z3 bilmiyorum
iphone 6: yamuliyi

HTC ile seçenekler iyice şenlendi şimdi :) Teşekkürler.

Bu arada en büyük çekincem büyük ekran. Z3 Compact olanı bile yeterli gibi görünüyor.
iPhone 4 gibi bir telefondan 4,5+ inch'lere geçiş yapanlar ne düşünüyorlar acaba?

ilk 2 gün oha hayvan gibi diyorsun, sonra alışıyorsun ve iphone 4 (eski telefonum) oyuncak gibi kalmaya başlıyor. Ama hala da severim iphone 4 ü, o ayrı.

şu an fiyat performans olarak YOK satan ASUS ZENFONE5 i şiddetle öneririm içinde intel işlemcisiyle ve fiyatıyla telefon fanatiklerinin gözdesi.fiyatı 699 tl teknosalarda..

ha çok param var diyosan htc one m8 bencede.

Sony iyidir.

ben 4s'ten xperia z3 compact'a geçmeyi düşünüyorum.

-ekranının kullanışlı bir boyutta olması.
-müzik arayüzü (walkman)
-ses teknolojileri: noise canceling, highres audio vs.
bunlar beni cezbeden özellikleri, onun dışında eksiği yok diğer telefonlardan.

zenfone 5 aldım. 700 liraya. Uzay mekiği yönetmiyorsun akıllı telefonlarla nasılsa. Yapman gereken herşeyi problemsiz sıkıntısız yapıyor. Isınma problemi yok. Dünya uygulama kurdum banamısın demedi. He ekran parlaklığı biraz az kalıyor diğer telefonlara göre ama 2 gram ekran parlaklığına 1500 liralık fark vermem diyorsan. ASUS ZENFONE 5

sony z3 diyorum ben.

g3 de iyi ama 2k ekran yoruyor biraz aleti.kamerası iyi.şarjı normal büyük bataryaya aldanmayın.

s5 bana çok ucube geliyor. bana kalırsa note serisi hariç samsung alınmamalı. pil konusunda bi yenilik yapmadığı sürece iphone'a yüz verilmemesi gerektiğini de düşünüyorum.

trip ata ata telefon seçiyorum. işte benim teknoloji anlayışım :)

ben de z3 compact diyeceğim. kocaman telefonlardan nefret ediyorum. zaten iş yüzünden ikinci telefonu taşımam gerekiyor cebimde kocaman şey istemiyorum o yüzden

teşekkür ederim hepinize.

sonucu bizimle de paylaş. :)

Sonuç : LG G3 aldım. Gayet memnunum kendisinden.

cearrefour'sa sava kırmızı şarap buldum. 10,90 lira çok da lezzetli. ona takılıyorum.

bilmiyorum hacı da, bomonti-filtresiz 5.25 olmuş. barlarda 10 tale. sokaklara çıkılır sırf bunun için.

ben metro marketten felsgold alıyorum. 24lü koli 33lük ~67 lira, 50lik ~87 lira.

Hakkatten.. 5 yıl sonra alkol kullanımıyla ilgili çok sert düzenlemeler gelecek deniyor.
Biz fiyatını düşünüyoruz.
Eşimle evde bira yapmayı nasıl çözeriz diye planlıyoduk en son..

Bu nedenle yıllardır başka şekilde temin ediyorum alkolü :)

Gidişat alkolü bulamayacağımız yönünde.

kendi alkolünü üret. kendi ürettiğin içkide metanol olmaz. korkma.

Duty free'nin daimi müdavimiyim. ülkeye giren çıkanın haddi hesabı yok yararlanmak lazım.

çare kıbrıs.

bodruma gidin bodrumdan rodosa veya kosa gecin bir iki gün kostan rodosa gecin 1 hafta cok keyifli bir tatil yapmıstık biz hem arabanızı da yanınızda goturabılıyorsunuz.

En ucuzu Esenler otogarından Atina ya da Selanik otobüsüne binmek. Metro Turizm'le gitmiştim, akşam bindim, geceye doğru uyumuşum, sabah uyandığımda Atina'ya varmıştık. Koltukta uyuyabilen insansanız tavsiye ederim, değişik bir deneyim oluyor. :)

iskeçe'yi görmek gibi bir delilik düşünürseniz otobüs oraya da gidiyor, ama bence gerek yok mesela.

otobüsle selanik, selanik'ten trenle atina'ya gidebilirsiniz. Atina'dan da istediğiniz yere geçin. Biz gemiyle sakız adasına geçmiştik.

Çok az para harcadık bir de. şehir içlerinde pek otobüse falan gerek yok çünkü hele selanik çok büyük bir yer değil.

atina'da 2 günlük tur otobüsü bileti aldık. durmadan bir yerlere gittik :D gayet eğlenceliydi.

Şu avantajlarından dolayı gemi turunu tavsiye edebilirim:
- Vize gerekmiyor
- Şehir/ada değiştirirken valiz toparlama derdi olmuyor.
- Şehir/ada değiştirirken geçen zaman gemide gayet keyifli.

Dezavantajı ise nereye götürürse oraları gezmek zorundasınız haliyle. Pire duraklı bir tur seçerseniz Atina'yı da gezebilirsiniz gayet rahat.

4 kez arabayla yunanı altını ustuen getirdim.yunana arabayla gitmek ayrı bir zevktir.ipsaladan cıkıs yapıp keromotiye sapıp thasos adasına ferıbotla geciyorsunuz inanılmaz bir ada hayatınızda gorup gorebileceginiz en guzel plajlar burdadır herelde.
yemekler cok ucuzdur.benzin %30 daha ucuzdur.
thasosda kafanıza gore takılıp yıne adadan farklı bır ferıbotla kavala ya gecıp orayıda gunubırlık tavaf ettıkden sonra basın SELANIK e orasıda bomba bir sehır.izmire cok benzıyor cıvıl cıvıl.heryer tıklım tıklım kafelerle doludur.selanık e giderseniz halkidiki yarım adasıan ugramayı unutmayın orasıda muhteşem bir yer maldivler gibidir anasını satıyım.