Giriş
(7)

doğal akan sulardan nerelerin suyunu tattınız?

Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
ben bugün dağlık bir yerden su doldurdum hiçbir hazır suya değişmem şu an içiyorum ve en çok munzur dağının suyunu merak ediyorum, sözlükte çok övülmüş. sizin de çok güzeldi dediğiniz bir yer var mı?
ben bugün dağlık bir yerden su doldurdum hiçbir hazır suya değişmem şu an içiyorum ve en çok munzur dağının suyunu merak ediyorum, sözlükte çok övülmüş. sizin de çok güzeldi dediğiniz bir yer var mı?
-3
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(05.12.25)
Çoban çeşmeleri, bir yeraltı su gözesinin delikli boru ile toplanıp uygun bir yere boru ile götürülmesiyle yapılır. Gözenin bulunduğu yerde kaynak da olabilir ve bu kaynak vahşi doğayı o noktaya çeker.

Nerede olduğunu bilemediğin göremediğin o noktada ölmüş bir yabani hayvan, o çeşmenin suyunu aylarca kontamine edebilir.

Gözünüzü acil serviste açma ihtimalinden haz etmeyecekseniz, çoban çeşmelerinden ve kontrolsüz su kaynaklarından uzak durun.

Ek: Babamız, dedemiz içiyordu diyebilirsiniz de, onların bağışıklığı ile sizinki arasında dağlar kadar fark var.
0
Mirket
(05.12.25)
herkes içiyor. burdaki köylerde hiç zehir vakası yok valla. geçmişte öyle bir olay yaşanmış olsa bile anlat anlat bitiremezlerdi. sel vakaları olmuş bak mesela, onu anlatıyorlar.

içime şüphe düşürdün, yine de dikkatli olurum. teşekkür ederim.
-1
🌸Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(05.12.25)
Çelikhan/Adıyaman
+1
yadigar
(05.12.25)
Kazdağları- Hasanboğuldu

Tadını unutamam
+1
suicides underground
(05.12.25)
Uludağ' da bir kaynaktan içmiştim yaz günü buz gibiydi ama enteresan yumuşacık bir suydu. Onun gibi su içmedim daha.
+1
rodeocu
(06.12.25)
Sivas'ın Suşehri ilçesinde Bir dagdan akan kaynak suyundan içtim. 20 sene oldu ama hala tadı damağımda.
İlçenin adı hakkını veriyor kesinlikle
+1
etna
(06.12.25)
Evet uludağ orhangazi yurdunda kalmıştım 1 sene. Hep çeşmeden içerdik suyu. Çok güzeldi.
-2
🌸Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(06.12.25)
(6)

Boston’da ne yapılır?

pilot monitoring
Soru başlıkta. 2 gün vaktim olacak sadece. Teşekkür ederim.
Soru başlıkta. 2 gün vaktim olacak sadece. Teşekkür ederim.
0
pilot monitoring
(04.12.25)
aklıma bir tek faneuil hallda (quincy market) clam chowder yemek geldi. ekmek içinde getiriyorlar. mekanın adı boston chowderdı galiba. bir de harvard, mit kampüsleri gezilebilir. Şehir içinde newbury street de alışveriş için keyifli. isabella stewart gardner museum da güzel.
0
eileengray
(05.12.25)
cok fazla tarihi sey var. north end'e gidilip o tarihi sokaklarda gezilmeli. copps hill burying ground'daki mezarlik beni cok etkilemisti o kadar eski bir mezarlik amerika'da gormedim baska. oradan baslayarak freedom trail uzerindeki diger seylere bakilabilir. bir mezarlik bir de paul revere'nin 17.yy'dan kalma ahsap evi aklimda kalmis. boston massacre'in yapildigi mekan var bir de. massacre diyorlar ama 5-6 kisi olmus sadece. oyle ufak bir meydan gibi bir yerdi.

bunker hill savasinin yapildigi bunker hill monument'e bakilabilir, hazir gidilmisken charlestown'da meshur bi clam chowder'ci vardi. ben cok sevmiyorum ama oranin lokal yemegi sonucta. cok tarihi merak yoksa atlanabilir bunker hill.

harvard kampusu ve cambridge gezilmeli. yine sehir icinde beacon hill cok guzel bir mahalle. orada bir seyler yenebilir. sonra public garden uzerinden back bay'e gidilebilir. back bay alisveris icin tavsiye edilen bir yer.
0
antikadimag
(05.12.25)
universite kampuslerini gezerdim ben.
0
banach
(05.12.25)
Good Will Hunting’de Robin Williams’ın Matt Damon’a nutuk çektiği sahnedeki parka, hatta direkt o banka giderdim ben olsam. Tabi hala yerinde duruyorsa…
0
don’t panic
(05.12.25)
Celtics maçına gidilir.
0
mikahakkinen
(05.12.25)
Boston college'ın çok güzel bir kampüsü var. Hogwarts gibi mübarek. Tavsiye ederim gezmeyi.

Harvard ve MIT'yi de gezmiltik ama Harvard içimi boğmuştu.

Müzesi var, fena değil, bakılabilir. Yemek için çok gğzel bir tavsiyem vardı, kalıcı olarak kapanmış :/
0
yadigar
(05.12.25)
(16)

Kedim ölüyor...

lazarus
...lütfen güzel bir şeyler söyleyin.O az ötemde gözlerini meçhul bir aleme dikmiş şekilde son nefesini vermeyi beklerken ben korkunç bir sessizliğin ve buz gibi bir yalnızlığın içine hapsolmuş durumdayım. Lütfen.
...lütfen güzel bir şeyler söyleyin.

O az ötemde gözlerini meçhul bir aleme dikmiş şekilde son nefesini vermeyi beklerken ben korkunç bir sessizliğin ve buz gibi bir yalnızlığın içine hapsolmuş durumdayım. Lütfen.
0
lazarus
(03.12.25)
Seni güzel hatırlayacak.
0
yurtsuz john
(03.12.25)
Ne mutlu ona, senin gibi ince bir insanla geçirmiş vaktini...
Lütfen sen de içine atma, ağla!
0
cccbehzatccc
(04.12.25)
Ne yazsak fayda etmeyecek ama... "Başın sağolsun" diyeceğim, ama "ölüyor" yazmışsın. Sevgini göstermeye devam et nefes aldıkça. Ölüm var ve hepimize gelecek. Senden sevginizi ve hatıralarınızı alamaz. O, son anına kadar sevildiğini hissetsin.

Yazıp yazıp sildim... Ne yazsam "düşüncesiz" ve "boş laf" gibi geldi. İstersen duygularını yaz yine buraya. Elimizden geldiğince paylaşırız seninle.
0
yadigar
(04.12.25)
Lütfen içini ferah tut. Senin için hayat devam edecek.
-3
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(04.12.25)
Az önce son nefesini verdi.

Ne olurdu yaşasan...:(

Sağ olun mesajlarınız için.
+10
🌸lazarus
(04.12.25)
ben de kedimi kaybettiğimde çok üzülmüştüm çok ağlamıştım (18 yaşındaydı). o senin hayatının bir parçasıydı ama kendisinin tüm hayatı sendin ve çok iyi hatırlanacaksın onun için. sen olmasaydın sokaklarda sürünecekti ama ona güzel bir hayat verdin.

başın sağ olsun.
+1
elektr10
(04.12.25)
okuyunca çok üzüldüm ama diğer arkadaşların da dediği gibi; o senin hayatının bir parçasıyken, sen onun tüm hayatını ya da en güzel zamanlarının tamamını oluşturdun.

içinde yaşadığımız geçici, kötülüğün kol gezdiği, güzelliklere daha çok hasret kaldığımız şu dünyada ikiniz de sevginin, aidiyetin en güzel hallerinden birini karşılıklı tatmışsınız. hayatın maalesef sarsıcı gerçeklerini geriye döndüremesek de onun anılarını, kendine has karakterini ve tatlı yaramazlıklarını hatırlayıp yaşatman en güzeli olacaktır.

inşallah hep mutlu olursun ve en kısa zamanda eski meleğin gibi bir meleğin daha tüm hayatı sen olursun.
0
m e b
(04.12.25)
çok yakın zamanda gencecik yoldaşımı, köpeğimi kaybettim. 5 yaşında olacaktı bu ay.
genç olduğu için kendimi çok suçladım, hala suçluyorum bu duygudan kurtulamıyorum ama güzel bir yolculuk yaptık beraber. Sadece benim hayatımda değil, tüm dostlarımın, tüm mahallenin hayatında güzel izler bıraktı.

3 ay sonrasından söyleyeyim o hissetiğin acı geçmiyor. Söylenebilen tek güzel şey güzel bir yolculuk olduğu.
ancak bu duygu ile gün sonunda yalnız kalıyoruz. Önce her gün ağlıyorsun sonra haftada bir sonra sanırım ayda bir.

"serçenin ölmesinde bile bir bildiği vardır kaderin.
şimdi olacaksa bir şey yarına kalmaz, yarına kalacaksa bugün olmaz.
bütün mesele hazır olmakta.
madem hiçbir insan bırakıp gideceği şeyin gerçekten sahibi olmamış,
erken bırakmış ne çıkar,
ne olacaksa olsun."

ölümün ardından insanın yüreğinde 40 mum yanarmış her gün 1 mum söner ama son mum sonsuza kadar yanarmış.
0
croswell
(04.12.25)
basiniz sagolsun. birbirinizin hayatini guzellestirdiniz, yoldas oldunuz. sizi cok sevdi, siz onu cok sevdiniz. iyi ki var oldu, iyi ki tanistiniz, iyi ki yoldas oldunuz. cok zor bir kediyi kaybetmek ama iyi ki butun bu guzellikleri paylastiniz.
0
banach
(04.12.25)
o gittiği yerde mutludur, seni de ziyaret edecektir. Sen onu hep an, onun adına mama dağıt sokaktakilere, emin ol iyi gelecek.
Bu arada acını yaşa dibine kadar. Kedi değil evlat haline geliyorlar. Başın sağ olsun, çok diyebilecek bir şeyim yok, benim de kedim var, çok derinden anlıyorum, o yüzden teselli edemiyorum.
0
mor oje
(04.12.25)
Onun hayatında onun için çabaladın, onunla ilgilendin. kısacası onun hayatını güzelleştirmek için çabaladın. Kaç yaşındadır bilmiyorum ama ı yaşa kadar mutlu, huzurlu yaşadı. Böyle düşünmelisin.
+1
yankee jumping
(04.12.25)
benim de 3 yaşlı kedim var okurken gözlerim doldu . çok zor bir durum ne desek boş . evde nereye baksan gözünün önüne gelecek. onu neşeli sağlıklı zamanları ile hatırlamaya çalış derim . Sabırlar dilerim .
bir karga büyütüyordum gitmek istedi saldım ama aklım hep onda kaldı sabah akşam balkondayım gözüm onu arıyor . ağlamadığım gün geçmedi 4 gün sonra 1 ay olacak .

"Ve tilki küçük prense şöyle dedi: İnsanlar bu gerçeği unuttu, ama sen unutmamalısın. Evcilleştirdiğin şeylerden sonsuza dek sorumlu olursun."
Antoine de Saint-Exupéry
0
devilone
(04.12.25)
Basin sag olsun. Kaybin icin cok uzgunum. Nasil bir aci oldugunu tahmin edemem benim de 6 yasinda tekir bi kizim var.
Cok guzel bi hayat yasadi.
Sevdi, sevildi, güvende oldu. Karni hep tok, temiz suyu vardi. Bi kedi baska ne ister ki? Oyuncaklari da olmustur.
Dunyasi senin ona gosterdigi kadardi. Hep guzel hatirlanacak. Eminim cok huzurlu gitmistir. Eger cennete inaniyorsan orada seni bekleyecegine eminim. O yumusak tüylerle bi gun tekrar kavusacaksiniz.
0
matilda
(04.12.25)
Başın sağolsun. Ne desek boş, ne desek için yanmaya devam edecek, ama onu güzel hatırla. O da seni güzel hatırlayacak. Okurken ağlamamak için zor tuttum kendimi, çok zor bi durum, evinde hayvanı olmayan anlayamaz, onlar bizim canımızın bir parçası haline geliyor. Ben kendi kuzumun yokluğunu düşünmeye bile dayanamıyorum. Allah sabırlar versin :(
0
Sadece soruyorum
(04.12.25)
evcil hayvan kayıpları da çok yakınımızı kaybetmişiz gibi üzüntü veriyormuş. kedim 5 gün veterinerde kaldığında evin her köşesinde onunla olan anılar, onun yatışı, oyunları geldi gözümün önüne. demek ki diye düşündüm, vefat ettiğinde de böyle olacak.
eminim ki yerini doldurmaz ama başka bir kedi ile yola devam edebilirsin. yine hatıralarla yaşayarak tabi ki. beşeriz, başka bir seçim şansımız yok. ona verdiğin güzel hayat, sıcak yuva, sıcak kucak, elinden gelini yapmış olman en büyük avuntun olsun. kaybettiklerimizle emimin ki boyutlar arası bir yerde kavuşacağız.
0
love and trust
(04.12.25)
Başınız sağolsun. Kısacık ömründe onu rahat ettirmek için elinizden geleni yaptınız, aciz bir canın hayatına dokundunuz. Eminim konuşabilseydi sizden razı olduğunu söylerdi.
0
huzurlarinizda huzursuzluk
(04.12.25)
(10)

Yola çiğ düşmesi sebebiyle yaptığım kaza hakkında

there are too many yobaz
Arkadaşlar merhaba;1 saat önce beykoz riva yolunda keskin bir virajda araba aniden savruldu. hızımı çok hatırlamıyorum fakat önümde araba vardı onu takip ediyordum. Zorla toparlayıp bir kaç sağ sol yaptıktan sonra, sağ arkayı bariyerlere vurdum. Göçük ve boya hasarı var. Kaskom var fakat ne denli do
Arkadaşlar merhaba;

1 saat önce beykoz riva yolunda keskin bir virajda araba aniden savruldu. hızımı çok hatırlamıyorum fakat önümde araba vardı onu takip ediyordum. Zorla toparlayıp bir kaç sağ sol yaptıktan sonra, sağ arkayı bariyerlere vurdum. Göçük ve boya hasarı var. Kaskom var fakat ne denli donanımlı bilmiyorum. İşe yetişmek için yolu, virajı ve arabayı fotoğraflayıp ayrıldım. Kaskoyu mu aramalıydım yoksa şimdi mi aramalıyım yanlış bir şey yapmak istemediğimden herhangi bir aksiyon almadım. Sizce ne yapmalıyım?

Edit : lastiklerim 4 aylık ve yaz lastiği. önümdeki araba range rover'dı ve benimle aynı hızdaydı, onun savrulmaması veya kaymaması belki bu sebeple olabilir.

Edit : Babam çok fazla bir şey olmadığı için önce sanayide baktıralım, çok pahalı tutmazsa biz yaptıralım dedi. Yoksa seneye kasko ödemem artabilirmiş ve daha sonraki kazaları etkileyebiliyormuş. Şimdilik acente veya firmayı aramayacağım sanırım.
0
there are too many yobaz
(03.12.25)
önünüzdeki arac dört ceker arazi araci ve muhtemelen kis lastikli. kriteriniz o arac olmasin. "çığ" mi yoksa "çiy" mi düsmüs yola o da tam belli degil ama beykoz'da çiy olur diye düsünüyorum.
gecmis olsun.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(03.12.25)
aslında bir de onu sormak istiyorum. kış lastiğine dönmem gerekiyor mu şu an? ben sadece kar yağdığında gerekiyor diye bildiğim için değiştirmedim.
0
🌸there are too many yobaz
(03.12.25)
tek taraflı kazalarda polise tutanak tutturulmalı. kaskonuzu bi arayın sorun onlar yardımcı olacaktır. ben olsam hemen polisi arardım. olmazsa en yakın trafik şubeye gidip sor vakit geçmeden. bazı kaskolar tutanaksız işlem yapmayabilir çünkü.
+1
jelly bear
(03.12.25)
kış lastiği 7 derecenin altında gereklidir. sadece kar yağdığında değil. ama kış lastiklerinin performansı ıslak zeminde daha kötüdür. hava ortalaması 7 derece altında değilse değiştirmeye gerek yok henüz.

her arabanın yol tutuşu aynı değil. hem araba hem lastik farkettirir. lastikler aynı olsa bile araba da yol tutuşunda farkettirir.
+2
jelly bear
(03.12.25)
olay yerini terk etmeden sigorta firmasını arayıp bilgi almak çok işe yarıyor, çok geçmiş olsun.
+2
sweetoffice
(03.12.25)
Kış lastikleri buzlanmada daha iyi tutunum sağlar. Sıvı, yağmur gibi durumlarda kaymaya daha meyillidir. Hız için de pek uygun değillerdir. Sorunun yaz lastiği olduğunu düşünmüyorum. Lastiğinizin kalitesi, kondisyonu, aracınızın marka/modeli ve hızı ile akalı durum. Çok geçmiş olsun.

İki kişilik kaza olsaydı, e-devletten tutanak dolduracaktınız. Ancak, tek araçlık kazada sigorta şirketinize nasıl beyan vereceğinizi bilmiyorum. Bence kasko yaptırdığınız sigorta şirketini değil de acenteyi arayıp danışın.

Verecekleri cevaba göre kaza yerine dönüp, yeni yapmış gibi polisi aramanız gerekebilir.
+1
yadigar
(03.12.25)
geçmiş olsun. hocam range rover gibi büyük araçlarda tank paleti gibi geniş tabanlı lastik var. muhtemelen aynı marka model lastikleriniz bile olsa, araç ağırlıklarının farkı , yere basması ve lastik taban genişliği dolayısıyla yine o savrulmayabilirdi.
+2
Fodera
(03.12.25)
öncelikle geçmiş olsun. kasko poliçenizi inceleyin beyan hakkınız var mı? var ise sorun yok istediğiniz zaman yaptırırsınız. yok ise tek taraflı kazalarda polis tutanağı şart.
+2
gercekdunya
(03.12.25)
geçmiş olsun.

mevzuat değişmediyse tek taraflı kazalarda kaskodan yararlanmak için polise veya tutanağa gerek yok. olayın ve olay yerinin fotoğrafları ile kasko şirketine bir beyan yazıyor ve olayı anlatıyorsunuz, fotoğrafları da ekliyorsunuz, kasko karşılıyor. yoll aynı renkte dev bir kasise hızlı girdim. o anda bir şey olmadı sandım devam ettim. ama amortisörler patlamış, motor kulağı kopmuş, çamurluğun plastik bağlantıları kırılmış. sigortacıyı aradığımda sadece hasarın ve kasisin fotoğraflarıyla bir beyan dilekçesi istedi, kasko hasarı ödedi. ama bu dediğim yıllar önceydi, değişmiş olabilir.

hasarınız mini onarım kapsamında ise ve kasko da bunu karşılıyorsa hasarsızlık indiriminiz bozulmadan tamir ettirebilirsiniz. yoksa hasarın boyutuna göre hasarsızlık indiriminiz bir miktar düşer.
0
kibritsuyu
(03.12.25)
ben daha önce park ederken aracımı sürttüm, kaskodan tek taraflı bir beyan dilekçesi ile yaptırdım. poliçeden poliçeye göre değişiklik gösterme ihtimali de bulunabilir.

bu arada kazanın sebebi, viraj içinde frene basmış olma ihtimaliniz olabilir.
lastikleriniz iyi tutunmamıştır.
araba önden çekişlidir toparlamaya yetmemiştir
öndeki arabada esp vardır, o toparlar sizde yoktur ya da diğeri kadar iyi değildir.
lastik farkı vardır
ağırlık farkı vardır

sebep veya ihtimaller çoğaltılabilir.
0
reanarchy
(04.12.25)
(15)

Akıbetini merak ettiğiniz son insan

sekizdokuzon
2012 yılında tanıştığım bir kadın arkadaş saçlarını Filistin'e barış gelene kadar uzatma kararı almıştı. En son o yılda saçları kalçasına kadar gelmişti, şimdi ne yapıyor diye merak ediyorum.Sizin böyle yıllar önce tanıdığınız ve gidişatını merak ettiğiniz kimler var?Teşekkürler.
2012 yılında tanıştığım bir kadın arkadaş saçlarını Filistin'e barış gelene kadar uzatma kararı almıştı. En son o yılda saçları kalçasına kadar gelmişti, şimdi ne yapıyor diye merak ediyorum.

Sizin böyle yıllar önce tanıdığınız ve gidişatını merak ettiğiniz kimler var?

Teşekkürler.
+1
sekizdokuzon
(02.12.25)
İnternet Mahir'i merak ediyorum.
+1
kizil karga
(02.12.25)
Universiteyi Hacettepe de okumuştum. Bilkent ten Odtü den arkadaşlarım vardı sözlukten sağdan soldan tanistigim. Yurttan çok samimi olmadigim ama tatlı insanlar vardi. (Yurdumuz karmaydi ve çoğunluğu araştırma gorevlisi yüksek lisans ogrencisi eğlenceli tiplerdi, benim yaşım kucuktu biraz onlara gore, ama çok eglenceli idi) sonuçta yıllarca her gün gördüğüm insanlardi. Birden kayboldular gibi oldu
o zamanlar WhatsApp yoktu. Messenger vardı :( sosyal medya hesabım da pek yoktu, izini kaybettigim bir cok arkadaşlarım var. Soyadlarını hatirlayamiyorum. Hatirladiklarimdan da bulamadiklarim var. Düşünüyorum yani ara ara nerde ne oldular diye.
0
a perfect lie
(02.12.25)
Yıllaaaar yıllar evvel Relief nickini kullanan bir duyuru kullanıcısı kız vardı. İntihara meyilli bir yapısı vardı. Ben o yıllarda puzzle halısı mı, 2000 parça puzzle mı, bir şey satacaktım. Hafızam çok karışık. Şunu hatırlıyorum, miami ink’i izleyip kendi kendine dövme yapmaya karar vermişti. Neyse, işte bir anda bıraktı duyuruyu. Merak ederim yıllardır akıbetini. Kendine bir zarar vermemiştir umarım…
0
yadigar
(02.12.25)
camlicagazoz nickli duyuru kullanıcısı
+2
mezzosprite
(03.12.25)
ilkokul ve lisede beraber okuduğum, ayrıca meslektaşım olan 2 kişinin kariyerlerine baktım. helal olsun dedim. tipleri de kariyerleri de güzel maşallah.
0
rain when i die
(03.12.25)
ben göbekliraki'yi merak ediyorum. ciddi bir hastalik yasiyordu. umarim devasini bulmustur.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(03.12.25)
Der meister. Öldü mü yaşıyor mu?
0
luluki
(03.12.25)
"tüm hayatın boyunca değersiz bir yığına dönüşeceksin" diyen joker liseliyi merak ediyorum.
0
summerjam0306
(03.12.25)
eksisozluk.com sözlükte böyle bir yazar vardı, onu okumayı seviyordum. Acaba nerelerde ne yapıyor.
0
liberal
(03.12.25)
1 saat önce önüme düştü mahir, napıyo diye baktım takılıyor galiba.

5-6 ay önceki röportajı : www.instagram.com
+1
brkylmz
(03.12.25)
üniversitedeyken (2009 mezunuyum) karşı dairemizde de üç öğrenci kalıyordu. bir tanesi kafayı definecilikle bozmuş, gibi dizisindeki şadan abi gibi geveze bir gaziantepli çocuktu. köyleri zeugma antik kentinin olduğu köy ya da komşu köyü mü ne öyle bir şeydi. 365 gün 24 saat define işleri konuşan bir tipti. define arama çalışmalarından falan bahsedip devamlı surette kafa açardı.

bir gün ansızın, ev arkadaşlarına benim acil antep'e gitmem lazım hadi görüşürüz diyip memleketine gitmiş, giydiği donlar, bilgisayarı, kişisel eşyaları vs her şeyi bırakıp gitmiş, bir daha haber alabilen olmadı kendisinden.

arkadaşları epey bir süre bekledi, elemanın daha da dönmeyeceğine kanaat getirince bilgisayarını falan satmışlardı.

gerçekten define bulup parayı mı vurdu? yoksa define davasına illegal kişiler tarafından öldürüldü mü? akıbetini merak ediyorum.
0
wilhelmwasmuss
(03.12.25)
Ya bir ara sözlükte de çok gündem olan bir site vardı. Sayılardan falan oluşuyordu yanlış hatırlamıyorsam. Bir elemanın günlüğü gibi bir şeydi. Sümer miydi adı neydi ya

O arkadaş nerede ne yapıyor çok merak ediyorum.
0
cay koy geliyorum
(03.12.25)
Eski iş arkadaşım.

Çok özledim onu, umarım çok mutludur.
0
rock n roll
(03.12.25)
İlk okul 2 ya da 4.sınıfta adı Hanım olan zayıf, sessiz, içine kapanık bir arkadaşım vardı. Öğretmenimiz bit kontrolünü sınıfta yaşı büyük, bitten anlayan (anladığını sanan) bir sınıf arkadaşımızla yapıyordu. Bu sınıf arkadaşımız da Hanım'ın saçındaki kepeklere bu bit deyince öğretmenimiz Hanım'ın annesini çağırıp kızı eve gönderdi. O günden sonra herkes Hanım'ı bitli diye zorbalamaya başladı. Sonra okul tatil olunca bir daha ses seda çıkmadı Hanım'dan. Hatırladıkça haline üzülüyor, şimdi nerede ne yaptığını çok merak ediyorum.
+1
Amaranta ursula
(03.12.25)
angelus'u çok merak ediyorum. adamı önce göklere çıkarıp sonra yere bıraktılar. angelus hocam nerdesin?
+2
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(03.12.25)
(4)

emlak ofisi için elektrikli araç

MtKrt
emlak ofisi için elektrikli araç araştırıyoruz. hem müşteri hem de ara sıra müşteriler için eşya taşımada kolaylık sağlayacak, geniş bagajı olan bir araç bakıyoruz.tesla furyasını kaçırdık gibi. ama 2.el uzun menzilli toggları araştırıyoruz, 1.8M TL'ye bulunuyor, bu fiyat aralıklarında ne önerirsini
emlak ofisi için elektrikli araç araştırıyoruz. hem müşteri hem de ara sıra müşteriler için eşya taşımada kolaylık sağlayacak, geniş bagajı olan bir araç bakıyoruz.

tesla furyasını kaçırdık gibi. ama 2.el uzun menzilli toggları araştırıyoruz, 1.8M TL'ye bulunuyor, bu fiyat aralıklarında ne önerirsiniz?

belki faydası olur, daha önce kullandığımız araçlar:
geçen ay 2018 ford tourneo courier aracımızı sattık. dıştan küçük, içten büyük, her işimizi gören bir araçtı ama manuel olması çok yoruyordu. ayrıca mazot gideri de elektrikli araçlar yaygınlaşınca fazla gelmeye başladı.

şuan jeep renegade kullanıyoruz ama sadece müşteri taşımada faydalı. içi ve bagajı çok küçük.
0
MtKrt
(02.12.25)
togg kampanyası var.

1 milyon sıfır faiz taksitli.

o en iyi alternatif şu an.
0
gurur
(02.12.25)
2000000-2500000 arası Peugeot e5008’ler var, düşünürseniz. Bayağı geniş bagajı var.
0
yadigar
(02.12.25)
çok iyi bildiğim bir pazar değil ama şu durumda 1 milyon sıfır faiz kampanyası varken togg derim ben de, zaten togg bakıyormuşsunuz. t10f sedan araba da iyi duruyor. 1.8 milyon peşin verip ikinci el togg almaktansa, 2.170.000tl'ye sıfır t10f sedan alın, 1milyonu 12'ye sıfır faizle böldüğünüzde daha ucuza gelmiş olur.
0
awlmi
(03.12.25)
stellantis elektriklilerden uzak durun.

hyundai / kia elektriklilerini başarılı buluyorum. bütçenize uygun düşünülebilir.

elektronik ve yazılım arttıkça kore öne çıkıyor.
0
rain when i die
(03.12.25)
(17)

Yeni yıl hedefleriniz

sekizdokuzon
Ben gitar çalmaya yeniden basliycam, yıl bitmeden Yaşar - Kumralim i (hem ritim hem melodi kısmını) çalabilir hale gelicem. Sizin hedefleriniz neler?Teşekkürler.
Ben gitar çalmaya yeniden basliycam, yıl bitmeden Yaşar - Kumralim i (hem ritim hem melodi kısmını) çalabilir hale gelicem.

Sizin hedefleriniz neler?

Teşekkürler.
+2
sekizdokuzon
(02.12.25)
kızımın okumasını ilerleteceğim ve 20 ye kadar bütün sayıları tanır hale getireceğim ve r lerini daha düzgün telaffuz ettireceğim.
0
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(02.12.25)
Manifest olsun.
*İşe başlamak
*Kendimi değistirmek
*YouTube kanalı açmak
*Kısa film çekmeyi öğrenmek
*Büyük buluşma diye nitelendirdigim bir hayalimi gerceklestirmek
Zor hedefler
*Dil ve enstrüman öğrenmek(irade ve disiplin eksikliği)
*Tüm borcumdan kurtulmak
*Hayal ettiğim çalışma odasıni olusturmak
+2
egerbiryolcu
(02.12.25)
icralık olmadan borçlarımı ödemek.
+1
scudman1
(02.12.25)
ya bu gece gel ya da bu gece gel.

2025'te aldigim kiloyu vermek hedefim.
0
hot potato
(02.12.25)
istediğim yerde istediğim pozisyonda işe başlamak
2+1 eve çıkmak
0
black holes in the sky
(02.12.25)
Bana iyi gelmeyen alışkanlıkları ve davranışları bırakma kararı aldım. Hep anksiyetem tetiklenmesin diye abuk sabuk bir sürü huy edindim ama bunların bana desteğinden çok zarar verdiğini fark ettim. Aslında etmiştim seneler önce de bu adımı atacak cesaretim yoktu birkaç teşebbüs harici. Bu sene bu adımı kalıcı olarak atmak için cesaretim var. Anksiyete kendi başına bu kadar zararlı değil onu fark ettim :D
0
truf
(02.12.25)
Yerleşik hayata geçmek ve bir yerde en az 2 sene yaşamak. Burası evim diyebileceğim bir yere sahip olmak. Hayal de olabilir benimki hedeften ziyade:/
+1
Amaranta ursula
(03.12.25)
Eylül’de (git: 1612239) nolu duyurunuzda da sormuştunuz. O zaman yazmıştım:
——alıntı——
Evi boyatmak. (10 yıldır her sene “o sene bu sene” diyor, erteliyorum)
Hacca gitmek. (15 yıldır kura çıkmadı. O sene bu sene inşallah)
Arabayı yenilemek. (Satarım da, alabilir miyim belli değil)
Puerto Williams, Longyearbyen, Pontianak bu üçünden bir tanesini ziyaret edebilmek.
103 kiloya düşmek. (2005’ten beri başaramadım)
Ölmemek, ölmek istememek. (Çocuklar büyümedi daha)
Arapçam yahut Fransızcamın pasını atarsam süper olur. İkisinden birinden bir iki kur bitirirsem öpüp başıma koyarım.
Eğer 8910 duyuruyu silmezse, nasipse, 15.09.2026’da editleyip tik koyacağım en az bir tanesine.
——alıntı——
Arabayı değiştirebildim. Sorunsuz ve severek kullanıyorum çok şükür.
Hac kurası da 16 yıl sonra çıktı bu sene. Bugün firmayla konuşup anlaştık. Yarın kaydımızı yapıyoruz nasipse.
15 kg verip beşini geri aldım. Bakalım bir yıl sonunda ibre kaçı gösterecek…
Evi hâlâ boyatamadım. 13 yıl oldu. (git: 1612303) (git: 1285961) (git: 1262177) Bakalım ne olacak…
Bir haftadır hastalıktan gebersem de ölmemeyi başardım çok şükür.
Arapça Öğretmenliği 1. Sınıf derslerine vizelere kadar devam edip bıraktım. 2. Dönem belki girerim derslere.
Fransız Kültür’e başvurdum A2.1’den başlamak için. Seviye sınavı yaptık, B1’den başlayabileceğim söylendi. Ama müsait olduğum günlere iki kayıt dönemidir (Kasım, Aralık) kontenjan açılmadı. Bekliyorum.
Yani şimdilik fena gitmiyor hedefler.
Puerto Williams için de 6660 dolara Antarktika turları buldum. Belki bu kış (güneyde yaz) onu da aradan çıkartırım suç ortağı bulursam kendime…
+2
yadigar
(03.12.25)
Kilo vermek istiyorum
0
bogurtlenliporsuk
(03.12.25)
check-up yaptırmak.
almanya'daki oturduğum evi satın almak.
almancamı ilerletmek. çok değil. b1 yeter.
vatandaşlık başvurusu belgelerini tamamlamak.
bu yıl iş nedeniyle 15 ülke gezmişim. Bu sınırı aşmamak.
kitap için binding öğrenmek. biraz el işi.
0
parcaliham
(03.12.25)
open.spotify.com
bunu da cal.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(03.12.25)
mart ayında dv1 vizesi ile ilk girişimi yapıp, ardından şu an yaşadığım ülkeye dönmek ve sıkıntı çıkmadan abd'de kendime uygun bir iş bulmanın ardından kesinkez yaşamak için girmek. ardından kafama ve beğenime uygun, bana sadık, gelecekte çocuk isteyen bir hatuna nikah basmak. ama şu an iş kısmı çok daha önemli.
0
rain when i die
(03.12.25)
Her sene hedefler koyardım yeni yılda şunları yapcam vs. diye ama bu yıl benim için zor geçti. Kötü bir yıl oldu o yüzden hedef koyma motivasyonum yok.
0
rock n roll
(03.12.25)
Bu sene yakın ailemden üç kişiyi kaybettim, depresyondayim. Sigaraya başladım, paketli gidalara geri döndüm ve sporu bıraktım, sertifikalarima çalışıyordum onu da bıraktım. Eski halime geri dönme hedefim var.
0
mirty
(03.12.25)
kan değerlerimi toparlamak
her gün yürüyüş yapmak
başka insanların sorunlarının üzüntüsünü taşımamak, sahiplenmemek
anksiyete bozukluğum üzerinde çalışmak, kaygılarımı kontrol edebilmek, depresif duyguları tolere edebilmek
çalışma hayatımda daha aktif olmak, ilerlemek
dini inançlarımı hayatıma daha çok entegre etmek
hala koliler içinde yaşadığım evi düzenlemek, yerleşmek
geleceğimle ilgili bir harita çıkartabilmek
0
deartheodosia
(03.12.25)
Son zamanlarda cok yogun calisiyorum. Yeni yilda bu yogunlugu azaltmaya calisacagim.
0
thetruenorthstrongandfree1
(03.12.25)
- gün içerisinde hiç su iç(e)miyorum, onu arttırmak
- her gün düzenli günde en az 2 defa yürüyüş yapmak,
- daha çok kitap okuyabilmek,
- hisse senedi almaya başlamak,
- abd borsasından bir şeyler almak,
- X ve instagram'da daha az zaman geçirmek,
- aşık olmak
0
sweetoffice
(03.12.25)
(3)

Kobo Libra Colour 32 gb parasina deger mi?

tantamount_to_equivalent
Liseden beri dogru duzgun kitap okuyamiyorum. Yeni yil resolutionlarima kitap okuma aliskanligi kazanmayi koydum. O yuzden black friday indirimlerinin bitmesine 12 saat kalmisken e-kitap okuyucu almak istiyorum. Bilgim sifir, ilk e-reader'im olacak. Amazon Kindle'lara reklam koyuyormus diye duydum.
Liseden beri dogru duzgun kitap okuyamiyorum. Yeni yil resolutionlarima kitap okuma aliskanligi kazanmayi koydum. O yuzden black friday indirimlerinin bitmesine 12 saat kalmisken e-kitap okuyucu almak istiyorum.

Bilgim sifir, ilk e-reader'im olacak. Amazon Kindle'lara reklam koyuyormus diye duydum. Secenek olarak sadece kobo'lar kaldi. 7inch 6 inch'den daha iyi diyorlar. 7 inch olsun dedik. O sekilde filtreledigimde Kobo Libra Colour 32 gb'dan baska okuyucu kalmadi iyi mi. Kesin onu mu alicaz yani? 210 sterlin. (Uk'deyim bu arada) Renkli menkli gerek yoktu aslinda bebe degiliz, kitabin duzunu okusam yeter. Neyse parasina deger derseniz alayim. Ben aldigim seyi uzun yillar kullanirim cok buyuk devrim, teknoloji degisimi olmaz herhalde okuyucularda 5-10 yil gitsin bir zahmet.
0
tantamount_to_equivalent
(02.12.25)
amazon'a "türkiye'de kindle olmadığından reklamlardan faydalanamıyorummm :(" minvalinde bir mail atınca reklamları kaldırıyorlardı en son. 7 sene önce kindle paperwhite aldığımda kaldırmışlardı reklamı. belki hala çalışıyordur.

bu ürünler rahat 5-10 yıl iş görür. kindle scribe 2022 de 200-250 pound arasında. tercih edilebilir. veya 200 pound altındaki kindle colorsoft. renkli olmasın, not almaya da gerek yok derseniz kindle paperwhite gayet yeterli. kobo tarafında hiç bilgim yok.
0
efreet sultan
(02.12.25)
İstemeyeceğiniz kadar aşırı detaylı bir karşılaştırma videosu:
www.youtube.com
Olası tüm senaryoları içeriyor. İlgilendiğiniz kısmı izleyin isterseniz.
0
yadigar
(02.12.25)
Yalnız Türkçe kitaplar epey kısıtlı. Bu kısıtlı arasından biçim olarak dandikler de var. İngilizce kitaplar ise derya deniz.
0
put it in your appropriate place
(02.12.25)
(6)

demet akbağ

deranzo1
https://www.youtube.com/watch?v=XZVsRyfpWNwbu şarkıyı ne maksatla söylemiş sizce? bir demet tiyatro'nun ilk bölümünde söylemiş tamam, katıldığı birkaç programda da söylemiş ona da tamam, ama buradaki amacı anlayamadım. diziden bir sahne değil gibi, konser ortamı var? ama bir yandan da inceden oyuncu
www.youtube.com

bu şarkıyı ne maksatla söylemiş sizce? bir demet tiyatro'nun ilk bölümünde söylemiş tamam, katıldığı birkaç programda da söylemiş ona da tamam, ama buradaki amacı anlayamadım. diziden bir sahne değil gibi, konser ortamı var? ama bir yandan da inceden oyunculuk yapıyor. anlayamadım valla.
0
deranzo1
(02.12.25)
Emel Sayın parodisi.
0
yadigar
(02.12.25)
hocam biliyorum emel sayın'ı taklit ettiğini de ortamı anlayamadım. emel sayın konseri öncesi sahneye mi çıkarılmış yani.
0
🌸deranzo1
(02.12.25)
sahnede hulyacilar ibocular yaziyor. ilk yillarindaki ibo sov olabilir. 90'larin basindaki formatlar cok baskaydi/garipti. taklit falan da yaygin bir konseptti eglence programlarinda. benim tahminim ibo sov bolumlerinin cekimlerini yaz sezonu icin boyle acik havada bir yerde yapiyorlardi, bir de koltukta oturmali sohbet/talk show fikri henuz cok gelismemisti ve program daha fazla muzik agirlikliydi.
0
hot potato
(02.12.25)
Kanal D'nin logosundan 94 yılı olduğu anlaşılıyor. İbo Şov hiç Kanal D'de yayınlanmadı. Ayrıca o yıllarda yaz konsepti başlamamıştı İbo Şov'un.

Mekanı Harbiye'ye benzettim ama emin olamadım.

Bence konser ön şovu. O yıllarda İbo'nun bu tarz konserlerinde ara skeçler olurdu. Demet Akbağ'la bu tarz işlerde çalıştıklarını mesela (bkz: Mega Show) biliyoruz. Hatta muhtemelen Mega Show'dandır görüntü.
+1
yadigar
(02.12.25)
evet tam olarak mega showmuş.
aynı sahne, demet akbağ da rasim öztekin ile birlikte skeç tarafındaymış.

youtu.be
0
🌸deranzo1
(02.12.25)
Mekan da Bostancı gösteri merkeziymiş…
0
yadigar
(02.12.25)
(8)

Siz de kötümser misiniz?

gnosis
Ülke ve dünya gündemi, gelecekle ilgili kaygılar, hastalıklar, yolunda gitmeyen işler derken son yıllarda iyice kötümser birine dönüştüm. 2026’nın 2025’ten daha iyi olacağına pek inanmıyorum. Sonuçta her şey algıyla ilgili ama objektif olarak bakınca gidişat kötü değil mi? Aksine inanmak da biraz Po
Ülke ve dünya gündemi, gelecekle ilgili kaygılar, hastalıklar, yolunda gitmeyen işler derken son yıllarda iyice kötümser birine dönüştüm. 2026’nın 2025’ten daha iyi olacağına pek inanmıyorum. Sonuçta her şey algıyla ilgili ama objektif olarak bakınca gidişat kötü değil mi? Aksine inanmak da biraz Pollyannacılık gibi geliyor.

Kötümser: dünyada iyi şeylerden çok kötü şeyler olduğuna inanan, gelecekten umudunu kesen, her şeyin sonunu ya da belli bir işin sonunu kötü gören (kimse).
0
gnosis
(02.12.25)
bazı arkadaşlarım bana çok kızıyor ama kurt yediği ayazı unutmaz misali geçmişte yaşadığım sıkıntılardan maddi problemlerden vb. dolayı her şeyin en kötüsünü düşünür ona göre hazılanırım ama duruma göre hareket ederim. bu bence realist olmaktır. dediğin gibi ülkemiz ve hayat şartları çok bi polyyannacılık oynanılacak gibi değil. realist olup ayağımızı yorganımıza göre uzatmazsak, b planı c planı yapmazsak işimiz zor.


geçen bir youtube videosu daha doğrusu reklamı izledim. hayvancılıkla uğraşan bir adam yakında para geçmeyecek hayvanı olan hayatta kalacak diyordu. hak vermemek elde değil.

1 yumurta 10 lira başka sözüm yok.
0
Fodera
(02.12.25)
(git: 1613457) nolu duyuruya verdiğim cevabı kopyalıyorum:
——alıntı——
Türkiye'deyim. Tadım hiç kaçık değil şu sıralar. Çok kaçtığı zamanlarım da oldu. Bu biraz sizinle de alâkalı.

Hep söylerim, her çeşit kriz ortamında (sağlıksal, ekonomik, sosyokültürel, afet vs. ve hatta savaş) gerek ekonomik olarak büyüyen, gerek maddi/manevi üretebilen insanlar hep var olmuştur. İdeal koşulların oluşması için çok beklememek, adapte olmak, pozitif yaşamayı öğrenmek lazım.

Bugün 42 oldu yaş. Hayattan öğrendiğimden biri budur. Sakın "memleket güllük gülistanlık" anlaşılmasın. "Samanlığı seyran etmek" bahsettiğim şey.

Türkiye'den çok beter ve çok güzel yerler bolca mevcut dünyada.

Psikolojide dış etkenlerin katkısı bir ise, iç dünyamızın on...
——alıntı——

Kötümser olmamak, mevcut koşullarda pozitif şeylere odaklanmak lazım. Kendimizi kandırmaktan bahsetmiyorum. İnsanoğlu toba felaketinde bile yaşamayı başarabilmiş. Adapte olup mücadele etmek lazım. Şu anda dünya 2. Dünya savaşı yılları kadar kötü değil mesela. Ama güllük gülistanlık da değil. Karamsarlık insanı mutsuz ve işlevsiz yapar. Umut ve mücadele lazım.
+1
yadigar
(02.12.25)
hep kotumserim, cunku eninde sonunda (bkz: murphy's law)
youtu.be
0
cooperr
(02.12.25)
hersey yolunda diye yillardir kendimi uyutuyordum. taa ki gecen sene 2 ay yurtdisinda yasayincaya kadar. dondugumde aslinda herseyi sadece idare ettigimiz gercegini idrak ettim. yok marmariste yasiyorum, yok param var, evim var, arabam var, sporumu yapiyorum, manitam var vs.. hepsi sadece makyaj. gun sonunda sokaga cikip trafikte bagiran, lokantada kaziklayan, apartmanda kavga eden, televizyonda zirlayan tipleri gorunce birim anlaminda yasam kaliten dusuyor. kotumserlik bana gore degil cok saglıksız. polyanna da sayilmam. her kotu olaydan bir ders, ders yoksa motivasyon yukseltme firsati olarak gorurum. kotumser olan yada guzellemesi yapan biriyle asla isim olmaz. kotumser olunca noel baba catidan gelip oyuncak vermeyecek.

www.youtube.com
+1
buenosdias
(02.12.25)
sıfır kötümserim. %100 iyimserim demek değil. küçük şeylerin tadını çıkarıyorum ve azla mutlu olmayı becerebiliyorum. az da denmez. elimdekiyle.
+2
gabe h coud
(02.12.25)
Kötümser olmayanlar her şeyin iyiye gittiğine ve düzeleceğine mi inanıyor? Mesela ben yukarıda değinilen toplumsal sorunların da her geçen yıl daha kötüye gittiğini ve gideceğini düşünüyorum. Seneye daha çok çatışma olacak, daha çok çocuk işçi ve çocuk suçlu olacak, dolandırıcılık olayları ve uyuşturucu kullanımı artacak, işyerlerinde daha çok ölümlü kaza olacak...

Bugün beni mutlu eden şeylerden olabildiğince keyif almaya çalışıyorum. Çünkü yarın çeşitli nedenlerle onlara erişemeyebilirim ya da onların da tadı kaçabilir.
0
🌸gnosis
(02.12.25)
Herseyi sosyal medyaya baglayan dallama olmak istemiyorum ama bana biraz sosyal medya etkisi gibi geliyor. 80'ler 90'lar guzellemesi biraz nostalji, burada gereksiz tartismalara da girdik daha once cok detaya girmeye gerek yok. Turkiye toplumunun durumunda dert edecek birsey yok demiyorum, kesinlikle var ama ne yapabiliriz.

Uzun zamandir Facebook'a girmiyordum. Birkac gruba bakayim derken aliskanlik oldu gene. Neyse omurgasiz zuckerberg oyle seyler gosteriyor ki hem sinirleniyorum hem bagimlilik yapiyor. Mesela hep damarima basacak turden, vay efendim Turkler ne kadar da barbardi, bizi oldurduler temali seylere denk geliyorum. Genelde balkan halklarindan gelen paylasimlar oluyor. Dolayisiyla bu durum bende bir cesit ic sikintisi yapiyor.

Mesela 2010'lara dair yazilanlara bakin, gene bir karamsarlik var. Ekonomik kriz baglamindaki soylemler daha zayif bugune kiyasla ama gene var.
0
mbond
(02.12.25)
@mbond twitter, facebook, instagram kullanmıyorum. Burası, reddit ve sayılıyorsa YouTube sadece. Redditte de yabancı sublara bakıyorum. Hemcinslerimin yoğun olduğu sublar, hobiler vs. Hayat başka ülkelerde daha güzel yanılgım yok. Dünya genel olarak kötüye gidiyor bence.

"Bir çocuk yaptık, şimdi durumumuz çok iyi değil, zor geçiniyoruz ama gelecek yıllarda daha iyi olacağına inanıyorum. Bir tane daha yaptık." diyen var mı mesela?
0
🌸gnosis
(02.12.25)
(5)

duyurudaki yeşil ışık

Rondak
durun hemen vurmayın başka bir şey sormaya geldim :)bu ışık bizim yazdıklarımızı göndermeden kaydedildiği anlamına geliyor buraya kadar tamam. peki bunu göndermesek bile modlar falan okuyabiliyor mu? eskiden böyle bir olay vardı
durun hemen vurmayın başka bir şey sormaya geldim :)

bu ışık bizim yazdıklarımızı göndermeden kaydedildiği anlamına geliyor buraya kadar tamam. peki bunu göndermesek bile modlar falan okuyabiliyor mu? eskiden böyle bir olay vardı
0
Rondak
(01.12.25)
Göndermediğiniz cevabı hiçbir zaman okuyamıyorduk, hala da okuyamıyoruz.
+1
fraise
(01.12.25)
Kamera ışığı o :)
www.youtube.com
0
rakicandir
(01.12.25)
compu seni izliyor isigi o, eminim ama ispatlayamam.
ben hep takim elbise giyip duyuruyu aciyorum, gerisi beni baglamaz.
+1
cooperr
(02.12.25)
İşin teknik kısmına bakınca, gönder tuşuna basana dek yazdıklarınız sizin cihazınızda kaldığından, sizin dışınızda kimse göremez. Çünkü sessionStorage’da tutuluyor. (Bu sitedeki “cevapla” kutusu için söylüyorum)
+1
yadigar
(02.12.25)
yadigarin dedigi dogru. Sizin bilgisayarinizdan ayrilmiyor gondere basana kadar.
+1
compumaster
(02.12.25)
(3)

marka başvuru itiraz vb süreçler

duyurukullanıcısı
bir domain aldım ve marka başvurusu yaptım. markanın süresi dolmuştu 12yıl ve benden başka başvuran da yoktu.ünlü bir kelime + ek kelime şeklindeistinye mühendislik gibiwww.istinyemuhendislik.com bende meselaistinye üniversitesi, istinye elektrik, istinye midye falan herkes itiraz etmiş. markayı kul
bir domain aldım ve marka başvurusu yaptım. markanın süresi dolmuştu 12yıl ve benden başka başvuran da yoktu.


ünlü bir kelime + ek kelime şeklinde

istinye mühendislik gibi
www.istinyemuhendislik.com bende mesela

istinye üniversitesi, istinye elektrik, istinye midye falan herkes itiraz etmiş. markayı kullanamazsın diye. ama bu kuruluşlar istinyemühendislik'i de almak istememişler ama yinede itiraz etmişler.

buna itiraz ile uğraşmalı mı? yoksa bu mantıklı bir itiraz mı?

o zaman ben istinye döner'de alamam. veya istinye kokoreç açmak istersem istinye hastahanesi de itiraz edebilir.

öyle mi?
0
duyurukullanıcısı
(01.12.25)
Mantıken bu tarz şeyler marka ile özdeşleltirilme ihtimali arttıkça önemlileşiyor.

"İstinye" örneği için itiraz çok da şart değil gibi. Çünkü bir semt adı ve farklı kullanımları çok.

Bazı markalar var ki, tüketici direkt o isim ile o firmayı bağdaşlaştırıyor.
"Bim kırtasiye", " a101 muamelecilik işlemleri", "Alarko bikgisayar", " Pepsi manavı" gibi senaryolara itiraz çok mantıklı. Zamanında garantiarkadas.com diye bir arkadaş/partner bulma sitesi vardı mesela. Garanti Bankası'nın çağrı merkezinde çalışan tanıdıklar "millet arayıp 'garanti arkadaş hesabımı kapamak istiyorum' diyor, bir de onlara laf anlatmakla uğraşıyoruz" diyorlardı.

Bence örnek özelinde değişir. Ama yasa öyle işlemiyordur zannımca.
0
yadigar
(01.12.25)
Diğer markaların tescilli olduğu sınıfları bulun. Eğer sizin tescil başvurunuz farklı bir sınıftaysa itiraz edebilirsiniz. Bazı firmalar sırf bu yüzden 45 sınıfta tam tescil yaptırıyor.
0
kirk karaktere sigmayacak adam
(01.12.25)
farklı sınıf olması yetmiyor bildiğim kadarı ile. benzer kabul edilen sınıflar var. bir de halk tarafından kolaylıkla karıştırılabilir olması gibi takdir yetkisi içinde kalan durumlar var. çok alakasız sınıflar ise muhtemelen onların itirazları reddedilir. ama tabi uzman tarafından incelenmesi lazım. bu işle uğraşan firmalar var. imkanınız varsa danışmanlık hizmeti alabilirsiniz.
0
elorelia
(01.12.25)
(7)

Renkli Yazıcı Seçimi

fatihdr
Önce kullanıcı profilimi tanıtayım. Mono laser kullanıcısıyım. Haftada ortalama 40-50 sayfa civarı çıktı alıyorum ama renkliye geçince bu sayı biraz artabilir. Bu sayı yaz aylarında çok azalıyor hatta sıfıra inebiliyor.. (evet öğretmenim) . Gelelim büyük ikileme: Tanklı mı? Lazer mi? Gönlüm lazerden
Önce kullanıcı profilimi tanıtayım. Mono laser kullanıcısıyım. Haftada ortalama 40-50 sayfa civarı çıktı alıyorum ama renkliye geçince bu sayı biraz artabilir. Bu sayı yaz aylarında çok azalıyor hatta sıfıra inebiliyor.. (evet öğretmenim) . Gelelim büyük ikileme:

Tanklı mı? Lazer mi?
Gönlüm lazerden yana, ama orijinal toner kullanmak saçmalık derecesinde maliyetli olduğu için muadil toner çip ikilisi kullanmayı düşünüyorum. Burada aslında esas sorum şu, şu an en ulaşılabilir muadil toner+çip ikilisi hangi markaya ait? HP bu konuda iyi deniyor, hatta uzun yıllar toneri rahatça bulunabilir deniliyor ama şu an satılan HP yazıcıların toner fiyatları çiple birlikte oldukça pahalı. HP hep böyle çıkar, zamanla ucuzlar deniyor ama bilemedim.Canon sanki daha ulaşılabilir ve daha yaygın gibi, ama bilemedim. Mesela 7-8 sene sonra Canon toner bulabilir miyim? Sonuçta lazeri uzun ömürlü olsun diye alıyoruz. Epson, Brother vs tayfaya bakmadım bile bu durumları göz önüne alınca.

Gelelim tanklı ekibe. Yazıcıdan en büyük beklentim acil bir işim olduğunda beni yormadan çıktı vermesi, kafa kuruma olayı ise göz korkutuyor bu noktada. Mağazalara gittiğimde ise renkli lazer sorduğumda canlarını istemişim gibi muamele görüyorum. Renkli denilince sadece tanklı satıyormuş direkt anladığım kadarıyla. Abi bu kurumuyor muydu? Hepiniz her an çıktı mı alıyorsunuz? Hiç mi benim gibi kullanıcı yok anlamadım ki.

Sözün özü ben bu işi anlamadım, gönlüm hep lazerden yana ama toner bulma işi ürkütücü. Bu işe hakim olan arkadaşlar aydınlatırsa sevinirim.


Bonus soru: bir diğer kriterim de otomatik çifr yönlü baskı. Mağazadaki eleman abi niye istiyorsun diye sordu, dedim kağıt boşa gidiyor? Abi 6-7 bin fazla verip bu özellikli yazıcı alacağına git eve kağıt doldur tek yüze bas dedi. Ulan kapitalizm adın batsın ama hiç mantıksız gelmedi dediği de. Bir kararsızlık da buraya yazalım hocam.
0
fatihdr
(01.12.25)
hocam renkide lazer pek tavsiye etmem açıkçası. zira orijinal toner kullanmadığınızda istediğiniz kalitede renk alamıyorsunuz. püskürtmeli mürekkebin verdiği parlak/canlı rengi lazerle alamıyorsunuz maalesef. ayrıca muadil tonerler bile renklide o kadar ucuz oluyor. mürekkep her türlü daha ucuz.

haftada 40-50 çıktı aldığınız müddetçe mürekkep kafası kurumaz. yazın da haftada 1-2 çıktı alsanız (kurumaması için) yeterli olur.

çift taraflı baskı sistemi cihaz maliyetini gereksiz artıran bir özellik. bunun yerine manuel çift taraflı bastırırsınız (çoğu yazıcıda bu özellik var). bunu seçtiğinizde örneğin 30 sayfalık bir doküman bastırmak sitediğinizde size bir kısmını kağıtların bir yüzüne basıyor, sonra basılan kağıtları alıp kağıt besleme bölümüne ters koyuyorsunuz ve "basmaya devam et" dediğinizde de arka yüzlerine basıyor. otomatik çift taraf kadar pratik olmasa da teker teker sayfaların ön ve arka yüz olarak basmaktan daha kolay.
+1
shadowfollower
(01.12.25)
Epson tanklı yazıcı kullanıyorum evde, tanklı olması iyi ama kablosuz bağlantısı devamlı kopuyor, uygulamasına yazıcıyı gösterene kadar 20dk geçiyor, galiba çocuğun okuluna hediye edip başka bir markanın tanklı yazıcısını alacağım.

Özet : Epson almayın.
+1
kimlanbu
(01.12.25)
Bahsettiğiniz kullanım senaryosuna en uygun yazıcı seçimi Epson L3250 serisi. Bu tip tanklı yazıcılarda kullanım şartı şudur, yazıcıyı birkaç gün arayla da olsa mutlaka çalıştırmanız gerekir. Böylece mürekkep püskürten nozüller kuruyan boya sebebiyle tıkanmaz, cihaz da herhangi bir arıza yaşamaz. Yukarıda @shadowfollower bununla ilgili bilgilendirme yapmış zaten. Ayrıca @kimlanbu'nun yaşadığı wi-fi kopması sorunu, eğer cihaz modeme çok uzak değilse kendi enerji tasarrufu modu ya da modem arayüzündeki etkin olmayan SSID ayarları ile düzeltilebilir diye düşünüyorum. Bizde Epson EcoTank L3252 mevcut, genel olarak memnunuz. Hatta Amazon'dan ekonomik fiyatlara fotoğraf kağıdı da almıştık, telefonla düzgün çekildiğimiz fotoğrafları doğru ayarlarla neredeyse stüdyo kalitesinde basıyor.
+2
zaman ilac degil insanlar unutkan
(01.12.25)
Hocam ihtiyacınız net olarak mürekkep tanklı yazıcı.

kafa kuruması olayı öyle hemen olan bir şey değil, korkulacak bir şeyi yok üstelik haftada 1 tane bile çıktı alırsan kurumaya fırsatı olmaz. çoğu yazıcının zaten otomatik temizleme özelliği var. en kötü senaryo da ilk çıktıyı 1 dakikada yerine 10 dakikada alırsınız. sonraki çıktılarda sorun yaşamazsın.

renkli lazer neden almamalısın;
eğer renkli lazer kullanacaksan orijinal toner almalısın. Orijinal renkli tonerlerin tozları silikon bazlı olur hem daha kaliteli basar hem de tıklanma sorunu yaşamazsın.
muadil aldığın renkli tonerlerin tozları dandik oluyor. renkli kömür tozu gibi düşünebilirsin. bir süre sonra tıkanmalar başlıyor, renkleri düzgün basmıyor.

Bonus olarak; Fotoğraf kağıdı alırsan tanklı yazıcıdan istediğinde fotoğraf da basabilirsin.
+1
duyuruuser
(01.12.25)
Hocam matematik öğretmeniyim ben de haftada 50-60 sayfa çıktı alıyorum. 3 yıldır epson l4260 kullanıyorum. Otomatik çift yönlü baskı wifi filan herşey var. Kopma olmuyor. Bugüne kadar herhangi bir sıkıntı çıkarmadı. Tanklar 1 yıldan fazla gidiyor. Çok masrafsız. Arkadaşa aldırdım 2 yıldır da o kullanıyor onun da sıkıntısı yok.
+1
rodeocu
(01.12.25)
Evde üç yıl önce sahibinden’den 2. El aldığım çok eski (2009 model) bir hp çok fonksiyonlu renkli lazer yazıcı var. (Color laserjet cm2320nf mfp) Canavar gibi. Tonerleri de kartus.com’dan printwell marka alıyorum. Tanesi 5 dolara mal oluyor. Çip istemiyor. Yüzlerce binlerce sayfa çıktı alıyoruz sorunsuz.

Hp’nin eski makineleri evladiyelik. Mesela bir tane laserjet 1018 var 20+ yıllık. İlk sahibiyim, halen çatır çatır pırıl pırıl basıyor. (Muadil tonerle. Çip falan da gerekmiyor)

Yeni makine almıyorum. Bugün ihtiyacım olsa, yine hp’nin ikinci el 15+ yıllık sorunsuz modellerine bakarım.
+1
yadigar
(02.12.25)
commercial makinalarda dry ink diye bir mevzu var. bunlar cogunlukla buyuk makinalar tabii ama xerox'un kucuk printerlari da var, ikinci el bulabilirsen bence senin aradigin sey dry ink. hem dry ink de chip falan derdi yok. ama hep ink hem de yazici pahali.

ben lazerciyim, murekkep ile cok ugrastim ve biktim, dry ink'e de param yetmiyor, siyah beyaz lazer ile takiliyoruz.
+1
cooperr
(02.12.25)
(2)

Person of interest vs westworld

love and trust
Person of interest’i çok severek izlemiştim. Hala ara ara açıp bölümler izlerim. Yeni ne izlerim diye bakarken westworld’ü çok önerdiler. 1 bölüm izledim ama biraz irrite oldum. Dizi bu şekilde “distopik” olarak mı devam ediyor. Poi’de teknoloji çok yükseklere varmış olsa da finch, reese, root, fusc
Person of interest’i çok severek izlemiştim. Hala ara ara açıp bölümler izlerim. Yeni ne izlerim diye bakarken westworld’ü çok önerdiler. 1 bölüm izledim ama biraz irrite oldum. Dizi bu şekilde “distopik” olarak mı devam ediyor. Poi’de teknoloji çok yükseklere varmış olsa da finch, reese, root, fusco gibi kaeakterler hala insani sıcaklık taşıyorlardı ama westworld’de (ilk bölüme göre) bu sıcaklık yok, rahatsız edici tarafları çok geldi bana.

Sorum şu; dizi bu şekilde distopik ve soğuk mu devam ediyor. İnsanlığın sonunu mı anlatıypr. Mesela poi’de iki tarafın savaşı vardı, buna dair bir umudumuz vardı. Westworld de bu durum galiba yok. İzleyenler nasıl yorumlarsınız
0
love and trust
(01.12.25)
Çok benzer diziler değiller. İki diziyi de izledim. İzlerken yaşadığınız hisler çok farklı. İkisi de kendi çapında iyi diziler.

POI biraz daha aksiyon. Ww biraz daha durağan. Yani aslında onda da sürüyle aksiyon oluyor ama daha yavaş bir anlatım var. 2. Sezon ve sonrasında daha katmanlı, daha karmaşık bir hal alıyor. Son sezonda öykünün arkasındaki hikaye devam etse de dizinin ön planı çok farklılaşıyor

İlk bölümden ww sizi boğmaya başladıysa, sonraki sezonlarda hiç açmayacağını düşünüyorum.

Bir de POI sezondan sezona daha ilginçleşirken, WW daha boğucu ve çekilmez bir hal alıyor.

Konulara girip spoiler vermekten kaçınarak anca bu kadar anlatabildim.
+3
yadigar
(01.12.25)
Teşekkür ederim
Tahmin ettğim gibi yorumlamışsınız, soğukluğu, karamsarlığı artarak devam ediyor sanırım.
Bir de bygün şunı düşündüm, ww, poi’nin devam dizisi gibi. Poi’deki machine ve samaritan düalitesi, ww’de samaritan olarak açılım getirlmiş gibi. Yani tam demek istediğimi kelimelere dökemedim ama galiba böyle.
0
🌸love and trust
(01.12.25)
(11)

Evliliğe uygun biri misiniz

arbre
İnsan nasıl da evlenmeden önce 5 10 kişiye yürüyüp tanışıp flört edip sevgili olabilirken evlenince bu sıfıra inebiliyor? Bu bence mantık dışı bir şey. Evliler yalan söylüyor, hepsi mutsuz ve yıllarca korkunç bir tiyatro oynanıyor olabilir mi?Kendim için düşünüyorum. 1 yıl önce ayrıldığım eski sevgi
İnsan nasıl da evlenmeden önce 5 10 kişiye yürüyüp tanışıp flört edip sevgili olabilirken evlenince bu sıfıra inebiliyor? Bu bence mantık dışı bir şey. Evliler yalan söylüyor, hepsi mutsuz ve yıllarca korkunç bir tiyatro oynanıyor olabilir mi?

Kendim için düşünüyorum. 1 yıl önce ayrıldığım eski sevgilim beni çok etkilemişti. Aylarca etkisinden çıkamamıştım. Kısa zamanda çok şey yaşamıştık. Ondan sonra iş arkadaşıma âşık oldum o kızın duygu yoğunluğu yok oldu. Şimdi de iş arkadaşım olan kızdan hoşlanmıyorum noktasına geldim, hatta çok gıcık oluyorum. O eski sevgilimle ayrılmasaydım, evlenseydim ve ofisteki kızdan hoşlansaydım ne olacaktı? 1 yılda 4 5 kızla konuşabilirken bir insan birini nasıl yıllarca sevebilir. Bunu düşününce ben evliliğe uygun biri olmadığımı düşünüyorum. Evliler mutlu musunuz? Başka insanlardan hoşlanma durumunuz olmuyor mu?
-16
arbre
(29.11.25)
evlilik duygulari aldırmak demek degil. hele cicim aylari gectikten sonra zannediyorum herkesin televizyonda bile olsa etkilendigi birileri oluyordur. ama söyle bir sey var, ben bu kisiyle niye evliyim, diye sorunca aldigin cevaplar seni tatmin etmeli.
evlendigin kisiden daha genc kisiler hep olacak. daha güzel kadinlar, daha yakisikli erkekler hep cikacak. ama evlilik sadece görsel bir sey degil. hasta olmus kusarken saclarini tutuyor esin. ameliyat oldugunda yarana pansuman yapiyor. canin sikildiginda seninle uzun uzun muhabbet ediyor.
sana saygisini veriyor, zamanini veriyor, emek veriyor ve sonucunda sevgini kazaniyor.
bunu, su kiz da cok güzelmis, diye silip atan kisi normal degildir bence.
+6
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(29.11.25)
arbre bu anlattıkların bence biraz boşluk duygusu ve arayışta olmak ile alakalı. birilerinden hoşlanmaya meyilli olduğun bir dönemdesin. ama herkesle derinleşemediğin için arayışın devam ediyor ve hep bu şekilde olacakmış gibi hissediyorsun. sana uygun olan kişiyi bulduğunda fikrin değişebilir.
+4
theseachange
(29.11.25)
Senin yaşın kaç dayım? Herkes sen mi? Gayet evli mutlu arkadaşlarımız var. 10 tane sevgili değiştiren kadın veya erkeğin hedefi ya eğlenmektir ya da can sıkıntısı. Herkes bu dünyada aşk seks diye gezmiyor.
+5
mikahakkinen
(29.11.25)
bir süre sonra huzuru heyecan ile takas etmiş oluyorsun. maddi gücün, çevren varsa heyecanı başka aktivitelde buluyorsun.
+1
orpheus
(29.11.25)
"hastalıkta sağlıkta, iyi günde kötü günde.." ayağına bas basitliğini bir kenara bırak. Ayran gönüllüysen, imza şart değil. Elbette evlendiğin kişiden çok daha iyileri çıkacak karşına. Mesele senin söz verdiğin kişiye verdiğin değer. Değerini düşürmekse niyetin, dışarısı türlü alternatifle dolu. Bir söz verip, bu sözün arkasında durmak mesele..
+1
xururuca
(29.11.25)
Sekiz yıllık evliyim ve evlendiğimden bu yana eşimden başka bir erkeği beğendiğim olmadı. Eşimi her gördüğümde heyecanlanıyorum valla çok seviyorum.
+4
suicides underground
(29.11.25)
aşşağıda yazdığım maddelere uyumlu değilsen evet evlilik senlik bir şey değil.

Uyum
İletişim
Sorumluluk
Bağlılık
Aile Planlaması
0
jamswety
(30.11.25)
evlilik homo sapiens'e uygun bisey degil, insanlar tarafindan kurulan duzenin bir parcasi sadece. 10-15 sene sonra olay bir sekilde anlasmali birliktelige donuyor mecburen.

bu birlikteligin "bonding agent"i da "para".. bir bakima kofte harcinin yumurtasi gibi.. yumurta yoksa, kofte tutmaz, dagilir.

6 milyar insan, 50/50 desek 3 milyar kadin var. bu 3 milyar icinde zaten tek ruh esinin olma olasiligi dusuk..
-2
cooperr
(30.11.25)
Evliliğimin 19. yılındayım. Eşimi çok seviyorum.
Bu 19 yıl içinde kimseyle flörtleşmedim. Kısmen dahi, duygusal veya fiziksel yakınlaşmadım. Hiç aldatmadım. Çeşitli ortamlarda bana yürüyenler tabii ki oldu. Hatta ahlaksız teklifler dahi aldım. Olumlu/olumsuz cevap vermeye dahi tenezzül etmedim. Yurt dışı davet edildiğim yerlerde “ikram”(!) edildiği oldu, kararlıca karşı çıktım. İş ve sosyal çevrede arkadaşlığı kaldıramayıp duygusallaşanlar oldu, usulünce irtibatı kesmek zorunda kaldım.

10 yıl kadar önce, bir dil kursunda sınıfa yeni bir kız geldi. Baktım, o sınıfa her girdiğinde kalbim pır pır ediyor… Yani bir “crush” söz konusu. Paramı yakıp kursu yarım bıraktım hemen. İki hafta içinde unuttum gitti.

Cinsel sağlığım ve isteklerim gayet yerinde. Sadece, evliliğimi sürdürebilecek olgunluktayım.

Bu sürede evet, bu konuda hiç hataya meyletmedim ama hiç de kendime güvenmedim. İddialı konuşmadım. Erkeğiz neticede, salak ve hataya yatkın yaratıklarız. “Allah şaşırtmasın” dedim hep. Ama evet, evlilik karakter ve olgunluk isteyen bir müessese. Saygı ve fedakarlık da…
+4
yadigar
(30.11.25)
Evlilige uygun biri degilim.

Evliyim. Esim, cocuklar, kopekler, para durumlari falan cok iyi. Bir suru sorumluluk getiriyor evlilik... Zamanla yoruluyorsun.

Simdi bana kaybolan yillarimi verseler daha minimalist, cocuksuz, bekar bir hayat tercih ederdim. Esim, cocuklar, kopekler hepsini ayri seviyorum ama durum budur.
+1
thetruenorthstrongandfree1
(30.11.25)
dünyanın en sadık insanlarından biriyim. evliliğe uygun değilim. kendi evimde yalnız yaşamayı seviyorum ve kocamın akrabalarıyla 1 gün bile uğraşmak istemiyorum. kendi akrabalarımla da... isteme, nişan, kına, düğün, gelinlik, gelin saçı... hepsi aşırı boğucu. gereksiz. çocuk da istemediğim için evlenmeye gerek yok.

benim evdeki düzenime birebir ayak uydurmayan sevgilimle eve de çıkamam. hem o evin 4+1 ve üstü falan olması gerekir. yalnız kalmak istediğim zamanlar ne yapacağım?
0
art cat chocolate
(02.12.25)
(10)

Şener Şen'in en çok sevdiginiz

aloneinthedark
Filmi ya da dizisi hangisiTesekkurler
Filmi ya da dizisi hangisi

Tesekkurler
0
aloneinthedark
(28.11.25)
muhsin bey
namuslu
milyarder
0
pislick0
(28.11.25)
Milyarder
0
yurtsuz john
(28.11.25)
duster
(28.11.25)
2. Züğürt Ağa
1. Muhsin Bey
0
yadigar
(28.11.25)
1. Muhsin Bey
2. Çiçek Abbas
3. Banker Bilo
4. Arabesk
5. Şekerpare
0
ekaterina
(28.11.25)
Yadigar +1

Hababam sınıfı Şener Şen filmi kategorisindeyse ekleyelim listeye.

Neşeli günler aynı şekilde.

Dizi olarak ikinci baharı severdim zamanında.

Son yıllarda canlandırdığı rolleri (hatta rolü çünkü aynı iyi, hayatı sırtlanmış, omuzları düşmüş namuslu insanı canlandırıyor) çok düz ve derinliksiz buluyorum.
0
(28.11.25)
Fılmlerden,

Gölge oyunu
Muhsin Bey
Kabadayı

Dizi olarak da İkinci Bahar.
0
anaphylacticshock
(28.11.25)
Sinema eşkiya yeri çok ayrıdır bende.
Dizi olarak da ikinci bahar...
0
brnbrs
(28.11.25)
Eşkıya gittiğim ilk sinema filmim, yeri ayrıdır.
0
ekimoloji
(28.11.25)
film - ciplak vatandas
dizi - ikinci bahar
0
cooperr
(28.11.25)
(6)

akünün eksisi söküp takma

princess eugenie
akünün eksisi nasıl söküp takılır? motor ışığı yanıyor muayeneye gidicem böyle yap söner dediler.
akünün eksisi nasıl söküp takılır? motor ışığı yanıyor muayeneye gidicem böyle yap söner dediler.
0
princess eugenie
(27.11.25)
Kim demişse sallamış, problem ortadan kalkmadan ışık sönmez. Beyindeki hataları silmek lazım ancak o ışık yine gelecektir. Bu soruyu soruyorsanız hiç denemeyin başka problem çıkmasın, şehrinizdeki araçla ilgili iyi yorumları olan bir ustaya gidin.
0
mirty
(27.11.25)
Akünün iki tane kutup başı var zaten. Kırmızı renk yahut kapaklı/korumalı olan uç artı uç, diğer uç (siyah) eksi uç.

Eksi uçlu kutup başına takılı olan kelepçeyi gevşetip çıkarıp biraz bekleyip geri takacaksınız.

Civatanın somununu modeline göre 10-11 veya 12-13 anahtarla sökebilirsiniz. Yani yanınızda anahtar yahut lokma takımı ve bir pense olması yeterli. Gücünüz yerindeyse ve somunu sadece pense ile gevşetirim diyorsanız, anahtara/lokma takımına da gerek yok.

İnternette milyon tane akü değişimi videosu vardır. Bir ikisine göz atın. Orada eksi ucun çıkarılışını takip edip öğrebirsiniz. Çok kolay bir şey.

Tabii ben sorduğunuz işlemi anlattım. İşe yarayıp yaramayacağına dair bir fikrim yok. Lambayı söndürür mü bilmem.

Bir de bildiğim kadarıyla motor arıza lambasının yanması muayeneden geçmeye engel değil.
0
yadigar
(27.11.25)
Akünün eksisini sök derken, elektrik sistemini kısa süreliğine devreden çıkar da reset atılmış olsun gibi bi mantıkla söylendi sanırım. Ne kadar işe yarar hiçbi fikrim yok.
Şunu söylemek isterim; akü sökerken, ark yapmasın diye önce eksi sökülür, sonra artı. Takarken de önce artı takılır, sonra eksi. Yoksa çat çut ark yapar. Eksiyi sökmenin mantığı bu yani.
+2
lil siztah
(27.11.25)
250 300 liraya bi obd cihazı alsan hatanın neden olduğunu da görebilirsin. istersen silersin aküyle uğraşman gerekmez... herkeste bulunması lazım bence.

ha hemen olmasa da bi süre sonra evet döner o check engine ışığı eğer sorun devam ediyorsa. bende oksijen sensöründen yanıyor, temizledim 3 gün sonra geri geldi mesela. daha hızlı da gelebilir hataya ve kullanıma göre değişir.
0
konetsu
(27.11.25)
yokuşta debriyaj zorlanmıştı biraz orda yanmıştı. üstüne 2000 km yol gittim
0
🌸princess eugenie
(27.11.25)
Sorunun cevabını bilmiyorum başka bir şey söylemeye geldim.

Ben ne yapsam bir türlü lambası sönmeyen arabamı, lambanın üstüne siyah bant yapıştırarak 10’a yakın muayeneden geçirdim. Hiçbir sorun olmadı.

Lamba panelin en kenarındaydı ama. Sırıtmıyorsa deneyebilirsin.

Motor lambasının yanması kusur mu, kusursa ne derece kusur onu bilmiyorum.

Edit: Google sonuçları, lambanın kendi başına kusur olmadığını söylüyor.
0
lazor
(28.11.25)
(5)

Erasmus için yurtdışı sağlık sigortası

somewhat unique
Merhaba, erasmusa gidecek yakınım için sağlık sigortası araştırıyorum. seyahatpolicesi.com sitesi üzerinden 8 Euro'ya poliçe alabileceğimi gördüm. İlgili siteyi daha önce kullanan oldu mu? Bunun dışında önerebileceğiniz/kullandığınız sigorta firması var mı? Yanıtlarınız için teşekkür ediyorum :')
Merhaba, erasmusa gidecek yakınım için sağlık sigortası araştırıyorum. seyahatpolicesi.com sitesi üzerinden 8 Euro'ya poliçe alabileceğimi gördüm. İlgili siteyi daha önce kullanan oldu mu? Bunun dışında önerebileceğiniz/kullandığınız sigorta firması var mı? Yanıtlarınız için teşekkür ediyorum :')
0
somewhat unique
(27.11.25)
Kullandığınız bankacılık uygulamalarına da giriş yapıp teklif alabilirsiniz.
0
yadigar
(27.11.25)
Cevabınız için teşekkür ederim. Ziraat bankası daha uygun görünüyor
0
🌸somewhat unique
(27.11.25)
Kurumun istediklerine iyi bakın. Min 30k euro teminatı olan poliçe istiyorlar. Ölüm vs durumunda cenaze masraflarını da kapsayan bir poliçe gerekiyordu bizde.

Ben Allianzdan yaptırmıştım, yanlış hatırlamıyorsam 72 eur tutmuştu (6 aylık) Hangi poliçe olduğunu merak ediyorsanız isterseniz ona da bakarım.
0
substituent
(27.11.25)
Cevabınız için teşekkür ederim. Dediğiniz gibi min 30k euro teminat isteniyor. Başka detay var mı bilgim yoktu, önce onu araştıralım. Yarın direkt şirketi arayıp sorayım, teşekkür ederim
0
🌸somewhat unique
(27.11.25)
Formalite icabı yapıyorsanız;

Kendisi burada ebeveyninin SGK’sının kapsamında sigortalı mı?

Almanya ile Türkiye arasında anlaşma olduğundan, yıllar önce ben babamın sigortası sayesinde (SGK’da AT11 adında bir belge alarak) Almanya’da da sigortalı olmuştum.

Hangi ülkeye gidiyorsa bunu bir araştırabilirsiniz. O ülkeyle de geçerliyse ve zorunluluktan yapıyorsanız böyle yapabilirsiniz.
0
lazor
(28.11.25)
(7)

Kuduz aşısı

icimdekipollyannatinerebasladi
Merhaba, sokak kedisi tarafından bir kaç yerimden güzel bir şekilde derince tirmalandim. Kuduz aşısı yaptırmama gerek var mı sizce? 5 doz tetanoz asim var hala süresi geçerli. Istanbul avrupa yakasında hangi hastaneler yapar? Seyrantepe Şişli etfal veya okmeydanı ssk yapıyor mudur? Bir de ücretli mı
Merhaba, sokak kedisi tarafından bir kaç yerimden güzel bir şekilde derince tirmalandim. Kuduz aşısı yaptırmama gerek var mı sizce?

5 doz tetanoz asim var hala süresi geçerli.

Istanbul avrupa yakasında hangi hastaneler yapar? Seyrantepe Şişli etfal veya okmeydanı ssk yapıyor mudur? Bir de ücretli mı bu aşı? Hangi bölgeden yapıyorlar asiyi?

Tesekkurler
0
icimdekipollyannatinerebasladi
(27.11.25)
Şehirde yaşayan kedilerde kuduz riski en düşük ihtimal neyse odur. Yani yediğiniz etin kuduz virüsü taşıma ihtimali gibi. İstanbul'da kuduz vakası en son ne zaman kayda geçmiş, bakıp anlayabilirsiniz riski :D Her gün yüzlerce insan öyle veya böyle tırmalanır. Ayrıca tırmalamadan bulaşma riski de düşüktür. Bu demek değil ki aşı olmayın.

Aşılar ücretsiz.

Aşıyı yapan hastanelerin listesi oluyor. Açık bir liste olmalı.
-1
moto
(27.11.25)
dosyaism.saglik.gov.tr
Şehir merkezinde ihtimal düşük fakat aşıyı yaptırın, içiniz rahat etsin. Zaman zaman kuduz hayvan nedeniyle karantinaya alınan köyler oluyor, ülkemizde kuduz var.

Aşıyı koldan yapıyorlar fakat belli aralıklarla birkaç doz olacak, takip edip yaptırmanız gerekiyor.
+1
kobuzchu kiz
(27.11.25)
dün gece eve gelirken patisi topallayan bir kediyi kontrol ederken ısırıldım. çok derine batırmadı, uysal bir hayvandı, izi varla yok arasındaydı, kan bile çıkmadı ama gecenin o saatinde gidip yaptırdım.

ihtimal ne kadar düşün olursa olsun, riske atılacak bir şey değil.

aşı ücretsiz koldan yapılıyor. şu saatte hastanelerin kuduz birimleri kapalıdır o yüzden acilden giriş yapın ancak yarın mutlaka kuduz birimine gidin size acilden verilecek kağıtla beraber aşı takviminizi çıkarsınlar.

ayrıca acilde mutlaka tetanos aşınızın olduğunu belirtin yoksa onu da yaoarlar.

geçmiş olsun.
0
issiz karga
(27.11.25)
sadece devlet hastaneleri yapıyor. acilden gir kayıt oluştur. hastanedeki kuduz merkezine yönlendirecekler 10 gün içinde toplam 4 doz koldan yapılıyor.
bir zorluğu rahatsız edici yanı yok. yaptır kurtul.

not:kuduz birimleri 24 saat açık. hatta devam eden aşılar için gece geç saatlerde bile gidebilirsin.
0
orpheus
(27.11.25)
Bu tarz şeyler başıma gelince yaptırmıyorum ama soran olursa "riske etme, yaptır" diyorum. Kedi bilindik bir kediyse ve öteden beri huysuz olduğu biliniyorsa yaptırılmayabilir. Ama yine de riske etmemeli.

Tırmalanan yerleri iyice sabunla yıkayıp, baticon vb. bir şey ile pansuman yapmanız önemli. Kuduz çok düşük ihtimal ama tırmalanmayla başka enfeksiyonlar da kapılabiliyor.
0
yadigar
(27.11.25)
geçmiş olsun,

aşı olun içiniz rahat etsin. @kobuzchu zaten link paylaşmış, size uygun hastaneye gidin.

aşıyı koldan yapıyorlar, 3-4 gün bir hafta aralıklarla toplam 4 doz yapıyorlar. bana ilk aşı ile birlikte tetanoz aşısı da yapmışlardı. tetanoz aşısı beni çok sarsmıştı, bir iki gün toparlayamıştım kendimi. ama sizin geçerli aşınız varmış zaten. yine sorrsınız.

bu arada not, bu tarz tırmalama durumlarında, yaralanmadan hemen sonra yarayı bol sabunla köpürte köpürte yıkamamı önermişti doktor. bilginiz olsun.
0
exlibris
(27.11.25)
Hepinize çok teşekkür ederim. Aşımı yaptırdım. 4 doz asi yapılacakmış.
@issiz karga Karneyi hemen verdiler. Yarın bir daha gitmeme gerek kalmadı.
+4
🌸icimdekipollyannatinerebasladi
(27.11.25)
(9)

Bugün AI için ne yaptın?

croswell
çok sık kullanıyor musunuız? İşinize entegre ettiniz mi işinizi elinizden alacak mı? Öğreniyor musunuz yoksa chatgpt ile psikolojik sorunlarınızı dertleşip gemini'den görsel mi üretiyorsunuz sadece?
çok sık kullanıyor musunuız? İşinize entegre ettiniz mi işinizi elinizden alacak mı? Öğreniyor musunuz yoksa chatgpt ile psikolojik sorunlarınızı dertleşip gemini'den görsel mi üretiyorsunuz sadece?
0
croswell
(27.11.25)
işime entegre ettim
0
nolmus yani
(27.11.25)
Hem iş hem eğlence için kullanıyorum. Kendimi zombi ve goblin yaptım bir fotoğrafımda bugün, eğlence kısmı. Bir görseldeki metni okuyup Word dosyası olarak hazırlamasını istedim, iş kısmı. Ahım şahım şeyler değil, ama ciddi vakit ve emek tasarrufu sağlıyor iş konularında. ChatGPT ve CoPilot dışında ne var ne yok pek bakmıyordum. Şirkette giriş seviye bir eğitim aldık. Kullanabileceğim ne çok model varmış.
0
auroraaurora
(27.11.25)
ben claude ile seviyeli bir birlikteliğe sahibim.
gemine pek az kullanıyorum, kullanmıyorum sayılır.
chatgpt ile aram iyice soğudu, aklıma bile gelmiyor.

claude code'u kullanıyorum.
terminal uygulaması var. iterm2'yi de çalışma ortamıma göre dizayn ettim, yeni bir sekme açıp claude yazıyorum console'a, hemen işimi yaptırıyorum. artık nereye bakması gerektiğini de biliyor. bir süredir sıfırdan bir iş geliştirmek değil, varolan projeye bakım ve bugfix yapıyoruz. o yüzden çok işime yarıyor ve başarılı da.

claude kullanımımı biraz daha genişlettim.
mesela rar uzantılı bir dosya vardı, uygun bir program yoktu, rar uygulaması aramak yerine claude code'a söyledimi, açık kaynak kodlu basit bir rar app'i indir diye. indirdi.

300e yakın şarkı olan bir çok albüm vardı, isimlerinde (remastered) falan gibi bir sürü ifade vardı. grup adı - şarkı adı olsun isimleri, metatag'lerinde de böyle ifadeler yer almasın düzelt dedim. bir iki yanlış işlem yaptı önce, sonra hatasını farkedip düzeltti.

bunlara şarkı sözü ekle metatag'larına dedim, python ile bir fetcher yazdı, api'ye bağlandı, şarkı sözlerini indirdi ve teker teker ilgili dosyalara ekledi.

iş ve böyle işler için çok kullanıyorum claude code'u.
ama izin verirken dikkat, ben al sana tam yetki çalıştır kodu demiyorum çoğunlukla.
0
biseysorcaktim
(27.11.25)
Soru yazdırıyorum ama şimdilik işimi elimden alacak kadar yetenekli değil. Sürekli şunu şöyle yap, bunu böyle yap diye geri bildirim vermem gerekiyor. Yine de işimi kolaylaştırıyor. Onun dışında yemek tarifi de alıyorum sık sık.
0
sekizdokuzon
(27.11.25)
Hiç kullanmıyorum. Sadece bişeyler çevirmem gerektiğinde.
+2
gobekliraki
(27.11.25)
Ben sık kullanıyorum, gemini'ye güzel gem tanımlayınca çok başka bir boyuta geçiyor. Eğitim / hobi amaçlı kullanıyorum. Botanikçi gemim var mesela bitkinin fotosuna bakıp morfolojik tanımını yapıp, evrimsel geçmişine, ilginç anatomik detaylarına, endüstriyel, tıbbi, mutfak kullanımlarına falan değiniyor. Bunun gibi mineraloloji ve sedimantoloji gemi, taksonomi gemi, çeşitli tarihçi gemleri falan bir sürü şey var. Üniversite kurdum.

İşle alakalı çok işime yaramıyor, sadece gramer imla kontrolü yaptırıyorum bazen. Bir de okumaya vaktim olmayan makaleleri kitapları notebooklm'e atıyorum geceden, sabah podcast olarak dinliyorum yolda falan, çok ilgimi çeken olursa okuyorum, bu olay çok iyi.
+1
akhenaten
(27.11.25)
bugün şükran günü yemeği için pişirilecek yemekleri ve yancıları aşamalara göre planlamasını ve zamanlamasını istedim. her şey aynı anda hazır olacak şekilde listeledi.
0
eileengray
(27.11.25)
part time emlakcilik yapmaya basladim, listing hazirlarken isime yariyor.
yaptigim isleri elimden alma olasiligi sifir.
0
cooperr
(27.11.25)
Hiç kullanmıyorum. Sıfır. Tabii, hiç kullanmamayı marifet de saymıyorum. İhtiyaç duymuyorum sadece.
0
yadigar
(27.11.25)
(13)

Sobalı dönemlerde haftada 1 banyo yaparken kokmuyor muyduk?

Piukh
Aranızda her gün duş alan çocuk monşerler vardır tabii ama ben küçükken özellikle kış aylarında pazar günü yıkanma günü olurdu. İlkokula gittiğim dönemlerdi, koşturup dururduk da ama hiç hatırlamıyorum sınıfta koktuğumuzu vesaire. Acaba ara ara yıkıyor muydu anamız bizi nasıl oluyordu? Tam hatırlaya
Aranızda her gün duş alan çocuk monşerler vardır tabii ama ben küçükken özellikle kış aylarında pazar günü yıkanma günü olurdu. İlkokula gittiğim dönemlerdi, koşturup dururduk da ama hiç hatırlamıyorum sınıfta koktuğumuzu vesaire. Acaba ara ara yıkıyor muydu anamız bizi nasıl oluyordu? Tam hatırlayamıyorum.
+2
Piukh
(27.11.25)
Beynin sürekli maruz kaldığı etkiye karşı hassasiyeti ortadan kaldırma gibi bir özelliği vardır.
Gemi makine dairesinde uzun süre çalışanlar artık o sesi duymaz.
Ahırda çalışanlar artık gübre kokusunu almaz gibi.

Yani kokuyorduk ama farketmiyorduk.
0
Mirket
(27.11.25)
Sobayla ilgisi yok bence ya. Ben kaloriferli evde büyüdüm. Pazardan pazara banyo yapıyordum. O zamanlar öyleydi.
Evet, kokuyorduk. Belki tek tek kimse kokmuyor, ama okuldaki tüm öğrenciler biraraya gelince tipik bir koku oluşuyor. Üniversiteyken bir gönüllülük projesi için bir ilkokula gidiyorduk. O koku o kadar tanıdık geldi ki. :) Öğrenciler kokmuyordu, ama binaya girer girmez burnumun direği sızlıyordu.
+1
auroraaurora
(27.11.25)
nerde dinledim hatırlamıyorum ama bir konuşmada bu geçti sebebini yiyeceklerin organik falan olmasına bağladılar, şimdi yediklerimizin kokuyu yaptığından tohumlarında genlerinin değiştirilmesinden bahsettiler..
0
eja
(27.11.25)
bence kokmuyorduk. hatta hala aynısını yapsak yine kokmayız.

duş alma rutinini sıklaştırdıkça vücut da kirlenme rutinini sıklaştırıyor. sürekli haftada 1 duş alan kişi 1 haftada anca kokacak kadar kirleniyor. her gün duş almaya başlayınca ertesi gün duş almazsan kokuyorsun.

biz kendimiz süreyi kısaltıp kokuşma rutinini kendimiz bozuyoruz bence.

yine haftada 1 duş almaya başla, ilk zamanlar ertesi gün kokacaksın. aradan zaman geçtikçe kirlenme rutinin uzamaya başlayacak.
+1
kibritsuyu
(27.11.25)
ben 1 hafta yıkanmıyorum, kendi kokumu almıyorum, leş gibi kokuyorsun diye tepkiler alıyorum. çocuk olsaydım umursanmayabilirdi.
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(27.11.25)
Ben de bu süreçten geçtim ama hiç koktuğumu hatırlamıyorum. Yine de her gün okuldan gelince eli-ayağı-yüzü falan soğuk suyla küvete girip yıkardım onu hatırlıyorum bi. Ama öyle koşturup terleyen bi çocuk da değildim belki onun da etkisi vardır.
0
truf
(27.11.25)
bu sorunun cevabi hem evet hem hayir.
günümüz standartlarinda kokuyorlardi ancak insanlarin "kötü koku" algisi tarih boyunca degismis.
bugün 1970 senesine isinlanirsan, "uff bu ne koku" dersin ama 1970 senesindeki kokudan hic rahatsiz olmayan adami 1570'e isinlarsan o da "uff bu ne kötü koku" der.
yenilen icilenden, yani diyetten daha farkli ve büyük problemler vardi.

mesela insanlar sik yikanmazdi ama camasirlar da sik yikanmazdi. günümüzdeki kokulu sampuan, sabun, deterjan o dönemde yoktu; kül, yag ya da at kestanesi bazli dogal sabunlar kullanilirdi ve emin olun bu sabunlar kötü kokuyordu. mesela kumasi, özellikle yünü yumusatmak icin fulling (dinkleme) adi verilen bir yöntem vardi, köylerde kadinlar yapardi (özellikle iskocya gibi ülkelerde günümüzde bile devam eden bir gelenek), bunun icin idrar kullaniliyordu ve kadinlar evlerine idrar kokarak gidiyordu ama kimse yadirgamiyordu.
insanlar icin vücut kokusu, hayvan kokusu ve hatta tarihte geriye gittikce diski kokusu gayet alisilmis oluyordu. herhangi bir sokakta binlerce, aylardir yikanmamis, üstbas degistirmemis insan, derisi yüzülüp satilmaya hazirlanan hayvan, balik tezgahlari, baharat tezgahlari, havada asili kalan kömür kokusu, cogu zaman bunlara eslik eden idrar ve diski kokusu... seni bayiltabilir bu kokular ama o zamanlar insanlar icin normaldi. onlarin da rahatsiz oldugu anlar oluyordu ama insan vücudu kokusu genelde bu listede yer almiyor, alacaksa bile en sonunda yer aliyordu.
koku olarak zamanin insaninin en büyük problemi lagimdi.
parfümler, dogal cicek özlerine batirilmis eldivenler ve sapkalar, parfümlü mendiller, elbiselerin ic kisminda tasinan lavanta keseleri, kat kat giyilen ve karsi tarafin kabarikligiyla yakinina gelmesini engelleyen elbiseler sadece moda anlayisi degil ayni zamanda koku problemine bulunmus cözümlerdi.
bizim modern burun hassasiyetimiz evlerde akan suyun ulasilabilir olmasiyla birlikte degismeye basladi. akan suyun kolay isitilabilir olmasiyla hizlandi.
+5
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(27.11.25)
o zamanlar bu kadar prenses değildik.
0
orpheus
(27.11.25)
sobalı evde tam da bahsedildiği şekilde haftada bir banyo yapardım çocukluğumda, bence kokmuyordum çünkü henüz ergenlik dönemi değildi (benim için) ve hormonlar henüz değişime uğramamıştı, bu da vücut kokularını olumsuz etkilemiyordu. dikkat ederseniz küçük çocuklar çok terledikten sonra bile bir yetişkin gibi kokmazlar, hormonlarla ilgili bir durum. kış mevsimini geçtim yazları da her gün banyo/duş almıyorduk. nasıl rahat ediyorduk bilemedim.
+1
exlibris
(27.11.25)
Şimdiki koku eşiğine göre evet kokuyorduk. Ama hepimiz kokuyorduk. O yüzden de normal geliyordu. Altına işeyenler bazen sidik kokardı. Ama genelde onlar işedikleri günün sabahında anneleri yıkardı.
0
ground
(27.11.25)
bence bu kadar kokmuyorduk, giysilerle de alakasi olabilir.
o zamanlar giyim esyalari genelde pamuklu olurdu.
simdi olay full sentetige kaydi, sentetik de feci koku yapiyor.
0
cooperr
(27.11.25)
Exlibris +1
Ergenlik öncesi o kadar değil. Ergenlik sonrası tam teşekküllü kokmaya başlıyor insan.
0
yadigar
(28.11.25)
kokmuyorduk. hala her gün duş almak hastalıklı bir düşünce. 3-4 günde bir idealdir.
-1
tchuck
(28.11.25)
(14)

Kiracıyı çıkarma yöntemleri

Cezcez
Ev satılık. Kiracı diyormuş ki gelen kişilere Eylül e kadar çıkmam. Sözleşmem bitince çıkacağım. Niyetimiz evi satmak. Başta problem çıkarmam dedi ama evi görmeye gelenlere tavrı buymuş. 1) Kirası ortalama kiralardan 13 bin TL daha az. Kira tespit davası açalım mı? 2) Nasıl bir tahliye yolu yordamı
Ev satılık. Kiracı diyormuş ki gelen kişilere Eylül e kadar çıkmam. Sözleşmem bitince çıkacağım. Niyetimiz evi satmak. Başta problem çıkarmam dedi ama evi görmeye gelenlere tavrı buymuş.

1) Kirası ortalama kiralardan 13 bin TL daha az. Kira tespit davası açalım mı?

2) Nasıl bir tahliye yolu yordamı izlenir?

Klasik beyaz yaka evli çocuklu adam. Günü gününe yatırdı kirayı no problem. Ama hep bölgeye göre düşük kira verdi. Altı yıllık kiracı. Ama bizim de acil evi satmamız lazım.
-4
Cezcez
(27.11.25)
Dava açsan eylüle kadar bitecek mi? Eylülde çıkarsa sukret
+3
artıküyeolmakistiyorum
(27.11.25)
kira tespit davası kiracıyı çıkartmaz, kirayı düzenler, vakit alır.
0
kisa
(27.11.25)
en hızlı ve garanti yolu soruyorsan adama para teklif edeceksin. dava falan işleri min 2 sene sürer ayrıca yine çıkarmanıza yardımcı olmaz zaten. bir de işler inada bineceği için 5-6 sene daha bela olur size.
0
kanatlı kontun müşfik öpücüğü
(27.11.25)
sen evi sat alıcı düşünsün. yada kiracı ile anlaşma yoluna git. en iyi dava en az 2 sene sürer.
+1
gercekdunya
(27.11.25)
kiracı kanunda yazanı yaparım demiş, sorun ne? bu niye problem çıkarmak olarak görülüyor?
+1
tnz
(27.11.25)
eylülde çıkarım diyormuş işte daha ne istiyorsunuz. karşılıklı anlaşmadan çıkarmanızın bir yolu yok.
+3
zozjotejmnk
(27.11.25)
Evi satın alacak kişi oturmak için mi alıyor yoksa yatırım amaçlı mı? Sen evi satabilirsin. Kalan kısımla yeni ev sahibi anlaşır. Eylül e kadar oturma hakkı var kiracının. Eğer eylülden önce çıkmasını isterseniz sakal atmanız gerekir.
+2
yankee jumping
(27.11.25)
bir kiracı olarak kiracınıza hak veriyorum. Bugün ev taşımaya kalksanız minimum 200 bin lira masraf çıkar. kanuna aykırı bir tutumu yoksa yukarıdakilerin dediği gibi eylül ayını bekleyeceksiniz ya da bu şekilde satabilirseniz alan kişi aldıktan sonra 1 ay içinde ihtarname çekecek. bu durumda 6 ay içinde boşaltması gerekiyor diye biliyorum. süreden tam emin değilim. ihtarname çekmezse kiracınızın mevcut sözleşmesini kabul etmiş sayılır.
0
faberkastelli
(27.11.25)
zaman sikintiniz yoksa bu iki yola basvurabilirsiniz elbette. fakat cok zaman alacagini ve sonuclarin standart olmadigini bilin derim.

kiracisi olan ev sahipleri bir miktar ucuzdan satiyorlar evlerini. bu da bir yontem olabilir.
0
Sour
(27.11.25)
yapabileceklerinizi zamanında yapmıyorsunuz, sonra yasal hakkını kullanan kiracıya kızıyorsunuz.

kontrat bitmeden çıkaramazsınız. ya da masraflarını (emlakçı, taşınma vs) karşılamak şartıyla anlaşabilirsiniz.

ne yapmalıydınız? 5 yılının dolacağı kontrat döneminden en az 1 ay önce (yani 1 eylül'de yenileniyorsa 1 ağustos'tan önce) noterden "5 yılımız doluyor, yeni dönemde kiramız şu kadar olacak, kabul etmiyorsanız kira tespit davası açacağım" diye ihtarname gönderecektiniz. kabul etmiyorsa da davayı açacaktınız. kiranız geriye dönük olarak o kontrat dönemi baz alınarak mahkeme tarafından belirlenecekti (daha doğrusu mahkemeden önce arabulucuya gidiliyor ve orada karşılıklı olaran yeni tutara karar verebiliyorsunuz, anlaşamazsanız dava açılabiliyor) ve o tarihten, evden çıktığı güne kadar olan düşük aldığınız bütün kira farklarını alacaktınız.

kira tespit davası kiracıyı çıkarmaz, ancak düşük kirayla oturmaya devam etmek isteyen kiracı için "kiram artacak" şeklinde bir tehdit unsuru olur. çıkması için şu saatten sonra kira tespit davasını ancak önümüzdeki kontrat dönemi için açabilirsiniz. onda da zaten çıkacağım diyormuş. sizin de niyetiniz kirayı arttırayım da otursun değil de evi satmak olduğu için bu da bir işinize yaramaz.
+1
kibritsuyu
(27.11.25)
Kiracı davası, elinizde sağlam bir tahliye taahhütnamesi yoksa en az 4-5 sene. İşi inada bindirmeyin.

Kiracıyı çıkartmanın 2 yolu var : Kendinin çıkması veya zorla çıkartmak.

Arayıp kibarca bir derdini öğrenin. Bu şartlarda satmam zor, eylül'e nerdeyse 1 sene var deyip, taşınma masraflarını teklif edin. Anlaşarak çözmeyi deneyin.

.
0
kartallar yuksek ucar
(27.11.25)
kiracıyı niçin oturdugu evden etmek istiyorsun? sözleşmesi bitene kadar oturabilir. kiracı istemedikten sonra evden çıkarmanın hiç bir yolu yok. ayrıca zaten evi satıyorsun. yeni ev sahibi ile kiracı arasında bir sorun bu. kiracıyı çıkarıp daha yüksek fiyattan satmak istiyorsan da hiç etik değil ve iyi niyetli değil bu soru
+1
abelardo
(27.11.25)
Hocam eylülde çıkarsa gerçekten, öpüp başınıza koyun. Dava ile hakim sizi direkt ilk celsede haklı bulsa bile iki yıl sürüyor.

Bence Eylül için tahliye taahhütnamesi imzalatabiliyorsanız, imzalatın. Eylüle kadar da kirasını ödeyip otursun. Kötü bir senaryo değil.
+1
yadigar
(27.11.25)
@gurur'a bir ek yapmak istiyorum. tahliye taahhutnameleri de ise yaramiyor. soyle ki ev sahipleri bu taahhutnameyi genelde tarih belirtmeden imzalatiyor ki istedigi zaman cikarabilinsin, fakat kiracilar bunun icin dava acabiliyor, yani bu aslinda evrakta sahtecilige giriyor. yani kiraci diyor ki bana bos kagida imza attirdi, sonradan istedigi tarihi yazdi. buna dikkat edin derim, basiniz daha buyuk derde girer.
+1
Sour
(28.11.25)
(21)

Ailesiyle görüşmeyen var mı?

yenibirgüzelnick
Öncelikle benim ailemle aram çok iyi ve sevgi dolu büyüdüğüm için olaylara ve duygulara çok yabancıyım. Eşim kötü bir ailede büyümüş, şiddet alkol, psikolojik sıkıntılar vs Ve biz evlenirken bunu gizledi, ailesini bilirsem evlenmem diye düşünmüş çok haklı çünkü gerçekten böyle bir ailenin oğluyla ev
Öncelikle benim ailemle aram çok iyi ve sevgi dolu büyüdüğüm için olaylara ve duygulara çok yabancıyım. Eşim kötü bir ailede büyümüş, şiddet alkol, psikolojik sıkıntılar vs
Ve biz evlenirken bunu gizledi, ailesini bilirsem evlenmem diye düşünmüş çok haklı çünkü gerçekten böyle bir ailenin oğluyla evlenmezdim. Eşim hiç onlara benzemiyor tamamen farklı bir kişilik.

Bir kaç ay önce bize yatıya geldiklerinde büyük bir kavga çıkardılar ve eşim onları evden kovdu. Engelledi her yerden ve bir daha görüşmeyeceğiz dedi. O günden beri üzülüyor hep sürekli aklında ailesi var. Boş kaldığı her an babasının ona yaptığı haksızlıkları, annesinin eziyetlerini filan anlatıyor. Bir daha asla görüşmek istemiyor, kızgın ve kırgın hala.
Şimdi normal arkadaşım olsa destek olmak için vay şerefsizler filan diye tam destek olurum ama eşim olduğu için sadece haklısın, üzülmüşsündür kıyamam filan diye yüzeysel kalıyor çünkü ileride barışır mı bilmiyorum? Barışırlarsa bu sefer babama sövmüştün diye aklında kalmasını istemem. Ama barışmayacaklarsa da bu sefer yeteri kadar ona duygusal destek veremiyorum.

Ailesiyle hiç görüşmemek diye bir şey mümkün mü sizce? Ben böyle bir ailede büyümediğim için anne baba çok önemli benim için. Hani görüşmemek diye bir seçenek oluşturamıyorum bile. Sürekli barışırlarsa arada kötü olmayayım diye strateji kasıyorum.
Siz ne diyorsunuz bir insan 35 yaşından sonra ailesini silebilir mi?
0
yenibirgüzelnick
(25.11.25)
Onlarca örneğini gördüm. Bir gün barışacak. Siz ılımlı davranmaya devam edin.
+3
Mirket
(25.11.25)
babamla görüşmüyoruz 20 yıl olmuştur. hayatına huzur değil gereksiz ağır problemler katıyorsa. hayatından çıkarıp yoluna devam etmek en mantıklısı.

duygusal destek için kötülemek ya da eleştirmek gerekmiyor. ne yaparsan yap yanındayım, senin ailen senin kararın yaklaşımı en sağlıklısı.
+10
orpheus
(25.11.25)
Çok var. Kutsal olan anne baba değildir, sana değer veren anne baba baş tacıdır. Maalesef her anne baba, “anne baba” değil. Çoğunu giydirip yedirmekle olmuyor.

Bunların örneklerini görmek istiyorsanız, yalnız yürümeyeceksin platformu’na bir bakın.
+3
substituent
(25.11.25)
barışma ihtimali var ama strateji kasmak da bana doğru gelmiyor. ben olsam bize anlattığınız açıklıkla ona da anlatırdım ikilemimi, yani barışırlarsa diye değil de ailesi olduğu için. "ne desem bilemiyorum sonuçta onlar senin ailen, yaşadıklarına çok üzülüyorum kızmakta haklısın bence ama onlar da herhangi biri olmadığı için çok yorum yapamıyorum" derdim. cevaba göre bakılır
+3
mezzosprite
(25.11.25)
benim arkadaşım vardı ailesiyle arası kötüydü ve her anlamda dışlayan değersizleştiren bi ailesi vardı. ciddi kavgalar ediliyordu, yine de dönüp dolaşıp barışıyordu onlarla. bana göre yüktü mesela onlar onun omzunda, "kendi hayatına bak boşver onları" diyordum ama aradan zaman geçince olayları unutmasa da affetmese de barışıp yine samimi oluyordu. bana defalarca onu ailesinden daha çok düşündüğümü söylese de bu tabloda şu an arkadaşımın hayatında olmayan kişi benim :) dolayısıyla barışabilirler diye bakmak lazım evet. ama yine olsa yine aynı şeyleri söylerim çünkü yakınlarıma karşı dürüst olmayı politik olmaya tercih ederim
0
mezzosprite
(25.11.25)
Ailesiyle bir daha görüşmeyecek olsa dahi ona uyup sallama. Anlık kızgınlıklarda yanındayım hissiyatı için beraber sövülür ama bu tarz süreğen durumlarda sakinleştirici ve süreci atlatmaya yardımcı olacak şekilde destek olmakta fayda var. Bunu atlatması için o hayalkırıklığı ve hesaplaşma hissinden uzaklaşması lazım, körükle gitmemek lazım.
0
Bruce
(25.11.25)
Her baba Münir Özkul, her anne Adile Naşit değil. Hayatındaki en büyük kazıkları ailesinden yiyen insanlar da var. Dolayısıyla aileyle de küsülür hatta ömür boyu da bir daha hiç görüşülmeyebilir. Çok normal. Hatta belki eşinizin yapması gereken de bu, çünkü bir çok anne-baba çocuğu malı gibi gördüğü için kendisi ne yaparsa yapsın haklı olduğunu ve çocuğun tüm kötü muameleyi, haksızlığı, vb. kabullenmesini bekliyor. Haliyle de kısa vadede işler düzelmiş gibi olsa da konu yine "Doğurduk, büyüttük, adam ettik; şu yaptığına bak" noktasına geliyor... Bu tür bir döngü varsa oradan genelde pek çıkış olmuyor.

Sizin duruşunuz konusuda da yukardaki yorumların bir kısmına katılıyorum. Sonuçta eşinizle onun ailesi arasındaki tüm geçmişe hakim değilsiniz, o yüzden her ne kadar eşinizi destekleseniz de direkt taraf olmamak daha mantıklı.
+1
salihdt
(26.11.25)
Babama sövmüştün kısmı çok mühim. Bir akrabamızda alzhemier başlangıcı var ve eşinin kendi annesi hakkında tam 50 yıl önce söylediği şeyi şuan her gün nefretle anıyor.

Babama sövmüştün der.
+1
tiredofwaiting
(26.11.25)
babamla ve o tarafın geniş ailesiyle görüşmüyorum. 10 sene oldu.
+2
gabe h coud
(26.11.25)
ben uzun süredir birlikte olduğum kız arkadaşıma "ailen seni resmen istismar ediyor" demiştim. hakkımda ne düşünürse düşünsün. hem duygusal, hem maddi , hem de emek anlamında yaşadığı istismar onu tam anlamıyla tüketiyordu , istismarcıların taleplerinden kendi hayatı yönetilemez hale gelmişti. sevdiğim bir insana düşüncelerimi nezaketle ve açık yüreklilikle söyleyemezsem ilişkideki varlığımın da pek bir anlamım kalmaz diye düşünüyorum. nezaket kısmının altını çizmek istiyorum.
+1
loch ness
(26.11.25)
ben çok sevgi dolu bir ailede büyümedim. babaannem bayağı kibirli bir kadındır babam da ister istemez onun etkisinde çok kalmış. eğitim de olmayınca zincirler kırılamamış açıkçası. ailem ile çok görüşmüyorum. Yani küs değiliz ama öyle her gün ya da her hafta görüşme durumumuz yok. arada bir (ayda 1-2 defa) telefonda konuşuyoruz. benim evime de yılda 2 defa falan birkaç günlüğüne kalmaya geliyor annem. o zaman da biraz gezdiriyorum vs. babam evime gelmez. telefonda da nadiren konuşuruz sadece annem aracılığı ile haberim olur ne yapıyor diye vs. ama eşimin ailem hakkında kötü konuşmasını yine de istemem sanırım. bu nedenle siz risk almadan aynı şekilde devam edin derim.
0
Sadece soruyorum
(26.11.25)
Ve biz evlenirken bunu gizledi, ailesini bilirsem evlenmem diye düşünmüş çok haklı çünkü gerçekten böyle bir ailenin oğluyla evlenmezdim.

Bunu duyup senden bosanmayan adamın erkekliğini sorgula. Lafa bak, ben buradan boşandım senden
-10
artıküyeolmakistiyorum
(26.11.25)
Annem babasıyla ilişkiyi tamamen kesmişti. Bir kere kuzenimin düğününde bu da torunların diye gösterildik, bir de cenazesine gittik o kadar.
0
peki madem
(26.11.25)
anne ve baba konusunda aşırı şanslıyım. asla manipülatif, çıkarcı olmayan, her derdimde, sıkıntımda, sevincimde hep ama hep yanımda olan, resmen benim için yaşayan 2 mükemmel insan. sevgilerini hep koruyucu bi kalkan gibi hissediyorum. her gün varlıklarına şükrediyorum. çevremde ailesiyle konuşmayan kimse yok ama bir tane arkadaşım babasıyla yaşıyordu ve babasından nefret ediyordu. babası öldüğünde de hiç üzülmediğini aksine kurtulduğu için sevindiğini fark etmiştim.

annemin annesi ve ablaları değişik insanlar. ben rahmetli anneannemin yanında kaldığı teyzem dışında kimseyi sevdiğini görmedim. o teyzem de anneanneme yemek, temizlik vs türlü ev işi yaptırırdı. anneannem anneme gittiğinde annem elini sıcak sudan soğuk suya sokmazdı yine de mutlu olmazdı ki başka kızında kalmışlığı ben anneannem öldüğünde 29 yaşındaydım, 29 yıldır 3 kere falandır herhalde ancak. yanında kaldığı teyzeme sen ölürsen ben sokakta kalırım falan derdi ki annem de babam da gözünün içine bakardı ama onu bi başka seviyordu. annem hiç annemin beni sevdiğini hatırlamam der. o yüzden aralarında hep mesafe vardı ama görüşüyorlardı da.
annem de babam da aslında ailelerinden sevgi görmemiş insanlar. bu kadar sevgisizliğe rağmen nasıl kalplerinde sonsuz bi sevgi var ve bu kadar güzel gösterebiliyorlar şaşırıyorum bazen.
0
matilda
(26.11.25)
Görüşmüyorum.

Eşiniz muhtemelen barışacak. Siz yorum bile yapmayın. Kararini saygıyla karşılıyorum de geç
0
topkapiaksaray
(26.11.25)
Ailesiyle ömür boyu görüşmeyen insanlar var. Sağlıklı bir şey değil. Mecburiyet oluyor. Kanser olanın kemoterapi alması gibi, kangren uzvun kesilmesi gibi.

Bizim aile sıkıntılı biraz. İyi tarafı, madde kullanan, alkolik, kumar bağımlısı, hırsız, katil vs. türden insanlar değiller. Kötü tarafı, birbirimizi yemeden bir arada duramıyoruz. Bu yüzden kardeşlerimden mümkün mertebe uzak duruyorum. Çok can sıkıcı olaylar uzun (aylarca) küslüklere sebep olabiliyor ama genelde "az görüşelim, iyi olalım" modundayım. Anne-Baba hususunda problemim olmadı çok şükür. İyi bir evlat olmaya çalışıyorum.

Eşinizin ailesine küfür/hakaret etmemekle çok doğru yapıyorsunuz. Onun haklı olduğunu söylemeniz, sevgi ve anlayış göstermeniz zaten destek olmak. Karşı tarafa söyleyeceğiniz kötü şeyler çoğu insanın canını sıkar.

Mesela ben abime çok bilenmişsem, eşim o an bana hak verirken abimi kötülese yine o halimle zoruma gidiyor. Bakın, küfür, hakaret yok. Kötülemesi yetiyor. (Gurur duymuyorum ve iyi bir haltmış gibi söylemiyorum bunu. Bilakis, böyle bir gerçek var, belirtmiş olmak için söylüyorum) Bu yüzden, eşinizin ailesine laf etmeden kendisine destek olmanızı tavsiye ederim. Kendisi ailesini ömür boyu tamamen silse ve asla konuşmasa, arkalarından sövüp saysa bile sizin kendi ailesine hakaret etmeniz kalbini kırabilir.
0
yadigar
(26.11.25)
ailemle görüşmemek için şehir değiştirdim. "bir daha sizinle görüşmeyeceğim" dersem başıma bela olmaya devam edeceklerini bildiğim için bunu hafif bir ghosting şeklinde uyguladım. yanlarına asla gitmiyorum yıllardır çeşitli bahanelerle, arada bir formalite icabı arıyorum ve her aramam acil bi işimin çıkmasıyla erken kapatılıyor :)
bana yaşattıklarını ve benden aldıklarını unutacak değilim ve onlara "evlat sevgisi" bahşetmeyeceğim.
0
nolmus yani
(26.11.25)
@Bir sıcak el uzanır,
Senin bahsettiğin normal aileler için geçerli. Normal bir aile çocuğuna zarar vermez. Veriyorsa pek ana baba hakkından söz edilemez.
+2
🌸yenibirgüzelnick
(26.11.25)
Erkeklerde belirli bir yaştan sonra baba hassasiyeti başlıyor. Sözkonusu baba iskele babası da olsa, zararlı baba da olsa bu değişmiyor.
Hatta bu konu şurada hafif bir anlatılmış.

www.instagram.com
+1
Mirket
(26.11.25)
5 senedir babamla görüşmüyorum bugün hakkında bir haber aldım ve sonsuza kadar görüşmeme kararım pekişti. Ama başkası olsa o kadar emin olmazdım, insanlar kızgınlıkları geçince görüşmek istiyor eşim de benim gibiydi mesela ama o daha affedici biri, ben yapım gereği kinciyim. Eşinizin karakterini en iyi siz bilirsiniz.
0
ekimoloji
(26.11.25)
bir insanin yaninda olmak demek illa taraf tutmak ve karsi tarafa atip tutmak demek degil. tarafsiz da kalarak yaninda oldugunuzu gosterebilirsiniz. zaten insanlar bu tur durumlarda %90 birinin onlari gordugunu, duydugunu, ellerini tuttugunu bilmek istiyorlar, yani ihtiyac "benimle birlikte karsi tarafa soylen" degil; gorulmek, duyulmak oluyor.

ancak bir kac ay olmus, esiniz hala kirgin ve kizgin, isitip isitip ayni seyi anlatiyor diyorsunuz. siz esinizi daha iyi bilirsiniz ancak gorusur/gorusmezden ziyade, bence esinizin bu kizginliga tutunmamasi daha onemli. yani bir noktada, artik orasi neresi ya da ne zaman ise, ben ailemle bunlari yasadim, bana yapilan haksizlikti, kizginim kirginim ama bununla X seklinde bas etmeyi seciyorum ve geride birakiyorum (ve gorusmeyi ya da gorusmemeyi seciyorum) gibi bir sey diyebilmeli. bu hali ile hem kendini hem sizi hem de tekrar gorusurse ailesini yipratir ve sacma bir donguye girer. illa affetmek, sevgi bocegi olmak demek degil bu, kendi iyiligi icin olani oldugu gibi kabul edip, yuruyebilmek.

yukarda hep gorusup/gorusmeme tartisilmis ama bence en buyuk sorun, gorusse de gorusmese de surekli bir sekilde kendisine yapilanlarda takili kalip, 'ben bunlari yasadim' 'bana bunlari yasattilar' 'bana bunlari yaptilar' halinde takili kalmak.
+1
kassiopeia
(26.11.25)
(6)

araç takip cihazı

kojonotsuki
Aracımı bir arkadaşa vereceğim. İstanbul dışı yakın bir yere gidip gelecek. İstiyorum ki nerede olduğunu görebileyim.Airtagler uyarı veriyor. Öğrenirse bozulur.Var mı böyle bir cihaz? Doğrudan mağazadan gidip alabileceğim bir ürün olursa harika olur (istanbul). Perşembe yola çıkacak, kargo belki yet
Aracımı bir arkadaşa vereceğim. İstanbul dışı yakın bir yere gidip gelecek. İstiyorum ki nerede olduğunu görebileyim.

Airtagler uyarı veriyor. Öğrenirse bozulur.

Var mı böyle bir cihaz? Doğrudan mağazadan gidip alabileceğim bir ürün olursa harika olur (istanbul). Perşembe yola çıkacak, kargo belki yetişmez.
-2
kojonotsuki
(25.11.25)
en rahatı varsa eski telefon googledan konum paylaşımı ile şarja bağlarsın onu takip edersin.süre uzun değilse şarja da bağlamazın. bunun için onum servisleri, konum paylaşımı vs açık olmalı, google maps üzerinden de konum paylaşmalısın
+1
kisa
(25.11.25)
güvenmediğiniz birisine arabayı vermeniz çok enteresan.
-2
faberkastelli
(25.11.25)
arkadasinizin haberi olmadan arabaya yerlestirdiginiz bir cihazla arabanin ve tabii ki ayni zamanda arkadasinizin konumunu takip etmenin yasal oldugundan emin degilim.
arkadasimin kisisel haklarini ihlal etmeyeyim diyorsaniz cihaza ihtiyaciniz yok zaten, telefonundan sizinle lokasyon paylasabilir. arkadasa lokasyonu ac diyebilir misiniz bilmiyorum ama sahsen arkadas kisisi ben olsaydim bu istege bozulurdum ve arabayi almaz, baska cözüm arardim. sanki istanbul disi "yakin" bir yere gidip gelecegime inanmiyor da nereye gidecegimi kontrol etmek istiyor diye düsünürdüm.
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(25.11.25)
Airpodsunuzu arabada "unutun".
+1
yadigar
(25.11.25)
yeni nesil bir aracınız varsa, aracın uygulamasından aracın nerede olduğunu görebiliyorsunuz. aracınızın uygulaması var mı? varsa onu aktive edin.
0
exlibris
(25.11.25)
Anlık konum gösteren akıllı çocuk saati?
(Simkart gerekiyor)
Bu arada Kaskonuz var mı? Eş harici bir kişinin kullanımına izin veriyor mu?
+1
emcekare olmadi einstein olsun bari
(25.11.25)
(12)

"Nasılsın?" sorusuna verilebilecek alternatif cevaplar

sekizdokuzon
Benimki bu ara: Bir çığlık atsam kendime gelecek gibiyim.Sizin bu soruya vereceğiniz esas cevap ne olurdu?Teşekkürler.
Benimki bu ara: Bir çığlık atsam kendime gelecek gibiyim.

Sizin bu soruya vereceğiniz esas cevap ne olurdu?

Teşekkürler.
-2
sekizdokuzon
(25.11.25)
aynı be ya, noolsun işte.
+1
kisa
(25.11.25)
yuvarlanıp gidiyoruz.
+1
tiredofwaiting
(25.11.25)
Kimse samimi cevap beklemiyor bu soruya. Günlük hayatın ritüellerinden biri.
İyiyim demek içimden gelmiyorsa iyi demek adet olmuş derim genelde.
+1
auroraaurora
(25.11.25)
saçma sapan konuşma la (bkz. Behzat Ç)

en samimi cevap bu bence. çünkü herkes öylesine soruyor, laf olsun diye.
+1
faberkastelli
(25.11.25)
Fiks: Hamdolsun! (Genelde "ben de iyiyim" diyorlar, "iyiyim" demediğim halde. Amaç girizgâh işte, gâvurun "small talk" dediğinden.)

Samimi cevap vereceksem mesela şu an:
Bugün:
Ailecek hastayız, salgın var, ağız, burun akıyor.
Bugünlerde: Zahirde bir problem (ekonomik, ailevi, iş, ilişki, sağlık sorunları vb.) yok. Ama ara ara değişik duygular bastırıyor sebepsiz. Bazen öfke, bazen heyecan, bazen kafamı duvarlara vurma isteği, bazen savırsızlık, bazen sıkkınlık... Ama sebepsiz. Derinde de bir sebep bulamıyorum. Nöronlarım olması gerektiği gibi çqlışmıyot sanki.

Özet: Hamdolsun
0
yadigar
(25.11.25)
Yakınım olmayan herkese iyiyim deyip geçiyorum.
Yakınlarıma “bok gibiyim” derim.
Şu sıralarda da böyleyim maalesef :/
0
mutekebbir
(25.11.25)
Bomba gibiyim! Düşmanları ve hasetçileri sevindirmemek gerek.
0
komando kani var bende
(25.11.25)
Murat Ağırel, is that you?
+1
🌸sekizdokuzon
(25.11.25)
iç güveysinden hallice
+1
my fault
(25.11.25)
Standart
İyi diyelim iyi olalım
Çok şükür yaşıyoruz der gibi
0
substituent
(25.11.25)
Mukemmele yakinim derim genelde.
0
duster
(26.11.25)
turkce sorulduysa: allah bugunlerimizi aratmasin

ingilizce sorulduysa: hanging in there
+1
banach
(27.11.25)
(5)

ip atlamak üzerine

liberal
Kilo vermek adına kardiyo agırlıklı spor yapıyorum.1 saat egimli (6) yürüyüş bandından 5,00 hızından 1 saat yürüyorum. Sonrasında da ip atlıyorum.1 saat yürüyüş sonrasında ip atlamayı biraz abartıp 2.000'e dogru giderken şimdi vucuda zararı olur diye düşünüp 1.500'leri biraz geçince bıraktım.sizce i
Kilo vermek adına kardiyo agırlıklı spor yapıyorum.

1 saat egimli (6) yürüyüş bandından 5,00 hızından 1 saat yürüyorum. Sonrasında da ip atlıyorum.

1 saat yürüyüş sonrasında ip atlamayı biraz abartıp 2.000'e dogru giderken şimdi vucuda zararı olur diye düşünüp 1.500'leri biraz geçince bıraktım.

sizce ip atlamanın kalp ve damarlara zararı var mıdır?

Çogu şeyin fazlası zarar mantıgı burada da işler mi?
0
liberal
(25.11.25)
Kilo vermek adına yapıyorsan fazla kiloların eklemlerini sakatlayabilir, iyi bir şey yapayım derken zararı olur
0
grimavi
(25.11.25)
Aşırı fazla kilom yok sadece ip atlamayı seviyorum. %10 fazlalıgım var, kemikler tabii önemli ama benim asıl merak ettiğim kalp ve damarlar üzerinde etkisi.
0
🌸liberal
(25.11.25)
Yaşınız gençse (12-25) bilakis faydalı olur. 40+ ise dizlere zararı kalbe faydasından fazla olur. 25-35 arası, ortopedik/sportif bir probleminiz yoksa, atlayın. Keyiflidir.

İp atlamak sağlam kardiyo egzersizidir. Otoriteler ikite bölünmüş kardiyo hususunda. Kimi düzenli egzersiz kalp sağlığını korur derken, kimisi kalbi yorar diyor. Ben hangisinin doğru olduğunu bilmiyorum.
+1
yadigar
(25.11.25)
spor sonrası(zıplamalı trampolinli seanslar) diz problemim olmuştu, doktor böyle aktivitelerin çok sık yapılmaması gerektiğini söylemişti, dizlerde problem sıvı kaybı sürtünme gibi şeylerden bahsetti, 1 ay kadar baya buz tutmak zorunda kalmıştım
0
eja
(25.11.25)
Arkadaşın dediklerine katilmakla beraber bir ilave, 40 yaş altı olsanız da dizlere zarar verebilirsiniz.

Dizleri korumak için ya güzel bir spor ayakkabı ile atlayın, çıplak ayakla atkayacaksaniz da ya tatami minder ya da kalın bir yoga mati üzerinde atlayın. (Burdaki amaç ağırlığın yumuşak bir zeminde ilk etkisinin emilmesi)

Bir de her ip atlamadan önce özel diz ısınma hareketleri var onları mutlaka yapın.

Ben bir dönem mal gibi tüm yaz boyunca mermer zemin üzerinde çıplak ayak jumping jack yaptım ve sonrasında sol dizimde problem oldu. Dizim iyilestikten sonra diz ısınma + yumuşak zemin/ayakkabi şeklinde yapıyorum herhangi bir sıkıntı yok .
0
makbur
(25.11.25)
(13)

Hanımdan ozur dilerken ele yüze bulaştırmak

dedeminhirkasi
Tartıştık, biraz da haksızdım. Cam sıkıntısıyla kafam yerinde değildi, işyerine gittim. Odasına girdim sevimli sevimli sırıttım. Sonra pideciye gittik. Cüzdanımı işyerinde birakmisim, hesabı o ödedi, sonra bir de dolmuş paramı verdi. Gönderirken de keşke gelmeseydin be valla bak daha iyi olurdu dedi
Tartıştık, biraz da haksızdım. Cam sıkıntısıyla kafam yerinde değildi, işyerine gittim. Odasına girdim sevimli sevimli sırıttım. Sonra pideciye gittik. Cüzdanımı işyerinde birakmisim, hesabı o ödedi, sonra bir de dolmuş paramı verdi. Gönderirken de keşke gelmeseydin be valla bak daha iyi olurdu dedi. Yedirdik içirdik bir de adamı gönderiyoruz cep harçlığı da vereyim mi diye bir güzel de laf soktu, hala sokuyordu o arkadan ben dolmuşla giderken ohh serinliği geldi.
-3
dedeminhirkasi
(25.11.25)
Yemekte özürünü kabul etti mi? Mesele bu, kabul ettiyse sonra toparlarsın bu durumu bir şey olmaz.
Laf sokulmasını gayet hak etmişsin o da tatlı tatlı lafını sokmuş işte ne güzel :)

Cüzdanın yanındayken güzel bir yerde yemek ısmarlarsın.


Ekleme;
Bu para lafı yapmak mı yaa bu kadar kırılgan olmayın artık. Şaka yapmış işte ne olacak.
+3
mutekebbir
(25.11.25)
Epey bir süre evli kaldım. Gırtlağımıza kadar sorun dolu bir evlilikti. Evlenirken o öğrenciydi, boşanırken öğretmen. Onca sorun içinde bir gün bile para konusuyla ilgili en ufak bir sorun olmadı.
Böyle espiri dahi olsa para konu edilen evlilik ya da birliktelikler çok tuhaf geliyor bana.
+1
Mirket
(25.11.25)
telefonun yanında değil miydi? tüm kartlarda qr ile ödeme imkanı mevcut. qr ile para da çekilir. bi daha başına gelirse diye yazdım.

ama evlilikte para sorun edilmemeli. ediyorsa sıkıntı. ha o ödemiş ha sen.
+1
jelly bear
(25.11.25)
sadece yazdiginizi okuyarak soyluyorum: ozur dilememissiniz ki? sevimli sevimli siritmak ne ya bes yasinda cocuk gibi? bu kadar mi zor dogru duzgun ozur dilerim demek?
+5
Sour
(25.11.25)
biraz şey gibi olmuş. yüzsüzlük.
planlı düzgün bir şeyler yapmalısın.
+2
ohmho
(25.11.25)
kalkıp iş yerine gitmek gayet güzel bir özür dileme yöntemi aslında niye beğenilmedi ki.
para konusunu ben hiç sorun etmezdim. sonuçta tüm paralar ortak değil mi zaten. biz kimin kartından ne harcadık diye bile bakmıyoruz rastgele ödeniyor hep.
0
kaptan maydanoz
(25.11.25)
evlilikte bütçe ortak olur. eşiniz şaka yapmıştır. takılmayın bu kadar.
+3
summerjam0306
(25.11.25)
İyi bile denk gelmiş.
Kontrolü ele almış olması, size espiriyle karışık laf dokundurması... Psikolojik olarak size karşı güçlü hissetmiştir. Gazını almışsınız yani. Tatlıya bağlanır.

(Olayın ekonomik boyutu ile ilgili burada söylenenlerin bir kısmını ciddiye almayın. Bir problem yok ortada o açıdan)
+2
yadigar
(25.11.25)
hanımdan özür dileyip ele yüze bulaştırmayan mı var. ananın babanın kimsenin sana söyleyemediği hakaretleri sana güzelce söyleyip, ağzına sıçp, bir gün sonra hiç bir şey olmamış gibi davranmamızı sağlayan kişiye eş denir. bu saçma düzene de evlilik denir. ben haklı olup haklı çıktığım herhangi bir durumda eşimle tartışmayı kazanamadım. hayatımda olan kadınlarının hiç birininde hatasını kabul ettiğini görmedim. anam eşim kaynanam...
0
mikahakkinen
(25.11.25)
Haksızlık ettiğiniz konu çocukça idiyse, devamını da tam bir çocuk gibi getirmişsiniz gibi görünüyor :)
Soru yok sanırım ama bence bundan sonra biraz daha adam adam, şöyle jestli mestli bişeyler iyi gider.
+2
lil siztah
(25.11.25)
bir yemek ısmarlayıp yol parası verdi diye laf ediyorsa sorun büyük demektir, kolay gelsin
-2
sweetoffice
(25.11.25)
@mirket abi sen neden kocasından sürekli hediyeler alan kadını kıskanan karşı komşu gibi cevap veriyon abi bana
+2
🌸dedeminhirkasi
(25.11.25)
Bence kötü bir durum yok hatta komik bile olmuş, 7 yıllık mutlu bir evliyim.
0
mirty
(25.11.25)
(10)

Yaban mersini değerlendirme

kisa
Merhaba insanlar,elimde bir sürü dondurulmuş yaban mersini var. Yemekle bitmez :) buzlugumda yer azaldı. Sanırım bunlar ancak yaban mersinli kekle falan yenir. Kokteyl hariç, bol yaban mersini kullanabilecegim tarifiniz var mı?mümkünse sallamayın :) yani kek yap ama 1kg koy demeyin denemediyseniz. F
Merhaba insanlar,
elimde bir sürü dondurulmuş yaban mersini var. Yemekle bitmez :) buzlugumda yer azaldı. Sanırım bunlar ancak yaban mersinli kekle falan yenir. Kokteyl hariç, bol yaban mersini kullanabilecegim tarifiniz var mı?
mümkünse sallamayın :) yani kek yap ama 1kg koy demeyin denemediyseniz. Fazla gelmeyeceğine emin olalım da ziyan olmasın.
+1
kisa
(24.11.25)
Reçel/marmelat yapabilirsiniz.
hello: ibb.co
+3
eileengray
(24.11.25)
Ankara’daysan bana verebilirsin
0
dedeminhirkasi
(24.11.25)
@dede :) aksilik olmazsa 5 inde geleceğim de yolda çözülür bence.
0
🌸kisa
(24.11.25)
Öksüz hırsızlığa çıkınca ay akşamdan doğarmış. Canın sağ olsun.
0
dedeminhirkasi
(25.11.25)
- Reçel +1 hepsini hızla tüketmenin en kolay yolu bu. (Hâlâ İstanbul'da yaşasaydım getir bana reçel yapayım, paylaşalım derdim negzel.)
- Çok güzel ve kolay bir yabanmersinli muzlu muffin tarifim var, göndereyim mi?
- Blueberry upside down cake diye arayınca kalıbın tabanını yabanmersiniyle kaplayan tarifler çıkıyor, standart kekten daha fazla yabanmersini kullanılabilir ama hiç yapmadım, istersen birkaç tarif okuyup fikir verebilirim.
+3
kobuzchu kiz
(25.11.25)
@kobuzchu kiz teşekkürler, denediğin tarifi gönderirsen sevinirim ama başka tarifler okuyup vaktini harcamana gerek yok, o kadar zahmet vermeyeyim.
@eileengray in eklediği fotoyu şimdi gördüm. pek kahvaltı etmediğim için reçele biraz uzaktım. kek dediğin şey çayla güzel gider diye düşündüm ama bir anda reçel de neden olmasın diye düşündüm.
şekersiz yapmak isterim, sizce şekersiz olur mu? reçel tarifiniz varsa alırım tecrübelilerden
0
🌸kisa
(25.11.25)
alkolle aranız varsa likör yapabilirsiniz. yaban mersini ile değil ama donmuş vişne ile yapmışlığım var.
0
inheritance
(25.11.25)
www.bbcgoodfood.com
Tarif bu, pecan yerine hem içine hem üstüne donuk blueberry koyuyorum, çözdürmeden direkt buzluktan alıp koyman, bekletmeden pişirmen gerekiyor.
share.google bunun gibi kalın kâğıtlardan alırsan ayrıca kalıp gerekmez, düz tepsiye dizip pişirebilirsin. İnce cupcake kâğıtları için altına metal kalıp da kullanmak gerekiyor.

Şekersiz reçel yapanlar var ama ben hiç denemedim, şeker aynı zamanda koruyucu görevi de görüyor, reçel bozulmadan daha uzun süre dayanıyor. Ama şeker miktarını standart tariflerden %25-50 arası azaltarak yapsan olur bence.
+1
kobuzchu kiz
(25.11.25)
Yabanmersini reçeli şekersiz çok zor. Yerken tadı normal/tatlı olan mübareği azıcık pişirince ekşi tadı baskına çıkıyor. Şeker yahut tatlandırıcı (takita formtat 60 reçellere uygun) gerekecek. Meyvenin kendi şekeri yetmez karamelize olmasına.

Çok lezzetli, güzel bir blueberry pancake tarifim var. Paylaşayım ama pancake bu, çok eritmez stoklarınızı.

100 gr un
12 gr şeker
5 gr kabartma tozu
2,5 gr karbonat
1 gr tuz
120 ml süt
1 yumurta
30 gr tereyağı (yumuşak veya erimiş)

(Malzemeler 6 orta boy pancake için. Fazla adet yapacaksanız, hepsinin gramlarını ihtiyacınıza göre 2 ile, 3 ile çarpabilirsiniz)

Bunları kıvama gelene kadar çırpıp, göz kararı, alabildiği kadar yaban mersiniyle karıştırıyorsunuz. Meyveler çok iriyse 2 yahut dörde bölebilirsiniz. Değilse bütün halinde...

Önceden kızdırılmış yapışmaz/az yağlı tavaya kepçeyle ufak parçalar koyuyorsunuz. Aşırı pofuduk, böyle 1-2 parmak kalınlığında, tam kıvamında oluyor.

Yerken, üzerine de yine yabanmersini şurubu/reçeli dökülüyor. Bu pazar yaptık, enfes oldu.
0
yadigar
(25.11.25)
kızım bayılıyor, dondurması, reçeli, keke pastaya filan koymayı seviyor, hatta sıcak havalarda soğuk soğuk bile yiyordun donmuş halini, bizde iyisini bulalım diye uğraşıyoruz :))
0
sweetoffice
(25.11.25)
(16)

10 yıl önceki eski sevgiliye mesaj atsam ne kaybederim?

burnley
"Eski sevgiliye mesaj atma" hadisesini ömrümde hiç yapmadım şu ana dek. Belki yanlış düşünüyor olabilirim ama bir erkek olarak bu eylem bende hep zayıflık, çaresizlik olarak kodlanmış bir şeydir.Ama bu kez bir kadın aklımda. 10 yıl önceki eski sevgilim. Çok sevmiştim ve fena şekilde tüm hafta bir ve
"Eski sevgiliye mesaj atma" hadisesini ömrümde hiç yapmadım şu ana dek. Belki yanlış düşünüyor olabilirim ama bir erkek olarak bu eylem bende hep zayıflık, çaresizlik olarak kodlanmış bir şeydir.

Ama bu kez bir kadın aklımda. 10 yıl önceki eski sevgilim. Çok sevmiştim ve fena şekilde tüm hafta bir vesileyle aklıma düştü. Evlenip geçen yıl da ayrıldığı bilgisine hakimim. Biz ayrılırken yüzlerimize bir daha bakılmayacak seviyede kötü bir ayrılık falan yaşamamıştık. Instagram'dan beklenti içermeden selam verme, hatırlama temalı "dozunda" bir mesaj atsam ne kaybederim sizce? Kendimi kötü bir pozisyona düşürmüş olur muyum acaba?

Şu an bu tür bir senaryoda yazmama yönündeki hissim çok daha baskın durumda; bunu destekleyecek yönde mantıklı cevaplar alırsam da kesin yazmam zaten. Her türlü fikrinizi bekliyorum, şimdiden teşekkürler.
0
burnley
(22.11.25)
Boş ver.
- eldekileri çıkardın yedek son biz mi kaldık.. diyecek
0
diyecevaplandı
(22.11.25)
yazmayın abicim. yazmayın.

çaresizlik, zayıflık gibi algılamıyorum ben kesinlikle ama bence gerek yok. bitmiş gitmiş.
-1
kirlipam
(22.11.25)
yaz, bosver.
+1
klassno
(22.11.25)
ben yazdım, ben eski ben değilim dedi:) Tamamen yokluktan yazmıştım. Çok da bir şey kaybetmedim.
0
Kahvedesu
(22.11.25)
Yazma! Tekrar söylüyorum Yazma! Şu an onun bir ilişkisi var mı yok mu onu bile tam bilmiyorsun. Varsa da aralarını bozmuş olacaksın. Böyle şeyler yüzünden başka insanların canları yanıyor; sadece ikiniz arasında kalmıyor yani.
0
ruzgarr
(22.11.25)
Abi bu ne efendilik ya. Olaya dışarıdan bak. Sen ona 80 yaşında gibi selam verme, hatırlama mesajı atıyorsun. Taze boşanmış kadına başka erkekler nasıl mesajlar atıyordur. Bunu yapacaksan enerjik, çekici olarak, ona acaba dedirtecek şekilde yapman lazım. Böyle yaparsan mesajını okumaz bile.

Haha. Ebeveynsiz bir ezik kudurmuş.
-17
arbre
(22.11.25)
kendini bad boy gibi göstermeye calisan eziklerin tavsiyelerine kulak asma.
+16
edmond honda
(22.11.25)
Bence bireyler arasında 10 senede eski sevgililik sıfatı bile düşmüş sayılır siz artık eski sevgili bile değilsiniz abi gerek yok.
+4
kizil karga
(22.11.25)
@Kizil karga'ya kesinlikle katılıyorum siz artık eski sevgili sıfatında bile değilsiniz. Kadınla ayrılalı 10 sene olmuş, olabilir ona bir şey diyemem elbette ama kendisi bi hayat kurmuş, sizden sonra başkasına aşık olmuş, evlenmiş ve şimdi de boşanarak yeni bir hayat kuruyor ya da kurdu. Eğer bu 10 sene içerisinde ara ara haberleşiyor olsaydınız yazın derdim ama şu şekilde yazmanız çok mantıklı gözükmüyor. Çünkü siz eski sevgilinizin eksikliğini en içten şekilde hissetseydiniz ya da o sizin eksikliğinizi aynı şekilde hissetseydi iletişim mutlaka olurdu bunca zaman içerisinde.
+1
mermaidd
(22.11.25)
Kaybedecek bir şey yok ama kazanacak da bir şey yok
0
grimavi
(22.11.25)
iyi bişey çıkmaz, exten next olmaz çok boktan bi söz ama aşırı doğru.

ha yazsanız ne olur, bişi olmaz. yazmanıza da gerek yok, sosyal medyadan takip isteği gönderdiğinizde anlar zaten.

ha ayrılmadı veya erkek arkadaşı falan varsa hoş olmaz.

her şey yolunda giderse, buluşur muhtemelen sevişirsiniz. sonra bi süre sonra neden ayrıldığınızı hatırlayıp tekrar ayrılısınız.

belki de evlenir ömür boyu mutlu olursunuz.

kimse bilemez yani ne olacağı.

aklınızda varsa da eğer sonrasında sürekli karşı karşıya gelme vs gibi bir durum yoksa (aynı yerde çalışma vs.) bişi olmaz, akılda da kalmasa daha iyi. 10 yıl. siz de az sayko değilmişsiniz.

neyse uzun lafın kısası biz de bi bok bilmiyoruz, yalandan yaşıyoruz işte. burada benimki de dahil yazılanlara kulak asmayıp kafaya göre takılın işte.
0
gurur
(22.11.25)
Ne kaybedersin?
- itibar
+1
etna
(22.11.25)
Duyurunun içeriğinde de birkaç kez vurguladığım şekilde şu ana dek böyle bir durumda yazan taraf hiç olmadım ve meraklısı değilim. Ama bu defa içimde baskın, garip bir duygu belirdiği için başka insanların da fikrini bir göreyim istedim; gördüm. Cevaplar çok büyük çoğunlukla o mesajın atılmaması yönünde gelmiş. Katılıyorum, şimdi o geçmişten gelen fikrim daha da güçlendi.

Zaman ayırıp yazan herkese teşekkürler.
0
🌸burnley
(23.11.25)
Bence usturuplu, medeni ve net anlaşılır bir şekilde duygularınızı yazın.

Olumlu dönerse, tekrar denemiş olursunuz, en kötü yine hayal kırıklığı olur.

Olumsuz dönerse kapanış olur.
+1
yadigar
(23.11.25)
ne kaybedersin sorusunun cevabı: iyi de gitse, kötü de gitse. aklından çıkarma sürecini 3-5 yıl daha uzatmış olacaksın. değer mi değmez mi sen karar ver.
0
orpheus
(23.11.25)
Çizginizi
0
baldan kaymak
(23.11.25)
(10)

Evcil Hayvan Gömmekle Alakalı

kirlipam
Merhaba,İlla ki bir evcil hayvan beslemişsinizdir. Kuş, kedi, köpek vs.Öldüklerinde nereye gömdünüz? Evcil hayvan mezarlığı gibi bir şey var mı ülkede?
Merhaba,

İlla ki bir evcil hayvan beslemişsinizdir. Kuş, kedi, köpek vs.

Öldüklerinde nereye gömdünüz? Evcil hayvan mezarlığı gibi bir şey var mı ülkede?
+1
kirlipam
(22.11.25)
tuzladaki hayvan mezarlığı var. bir kaç yolu var götürmenin. kendin götüremiyorsan bunu ücretiyle yapanlar da var.
0
neira
(22.11.25)
www.instagram.com burayla iletişime geçtik gelip aldılar gömdüler
0
pide
(22.11.25)
Ben kedimi büyük bir saksıya gömdüm. Ama baya derin kocaman bir ağaç saksısı. Kendi bahçemizde duruyor. (Babamın önerisi idi.) Bir sene sonra da üzerine ağaç diktik. Başta çok garip gelmişti ama şuan ağaca baktikça başka türlü yaşıyormuş gibi hissediyorum.
+2
a perfect lie
(22.11.25)
parka gömmüştüm ben.

hey gidi çok ufakken ölen kaplumbağam için cenaze namazı bile kılmıştık. güzel uyu minik şirin :/
0
gurur
(22.11.25)
Bahçemize gömdük. Sarı gül ağacı ve defne ektik başına. Minicik bir mezar taşı ve en sevdiği oyuncak ve minicik bir heykel var başında.
+1
asue
(22.11.25)
Bursa'da da hayvan mezarlığı var.
0
gnosis
(23.11.25)
Memlekette bahçenin sınıra yakın tarafına, vahşi hayvanların eşemeyeceği derinlikte mezar kazıp, gömüp, üstüne taşlar yığmıştım.

İstanbul'da aynı işlemi yakındaki kent otmanının kuytu bir köşesinde yapmıştık. Şimdi düşününce, yasak olabilir belki.

Veterinerde ölürse, isterseniz belediyeye bertaraf için verebiliyorlar. Böyle bir seçenek de var.

Rahmetli kayınvalidemin vefatından bir müddet sonra, çok sevdiği kuşu da ölünce, götürüp mezarına görmüşlerdi.
0
yadigar
(23.11.25)
İş arkadaşım kedisini Pendik'teki barınağın mezarlığına götürmüştü.

Büdüt: Bizim apartmanın bahçesinde ölü bir kedicik bulmuştum. Belediyeyi aradım almaya gelen görevli Tuzla'ya götürüyoruz dedi.
0
peki madem
(23.11.25)
hepsini bahçeme gömdüm.
0
yurtsuz john
(23.11.25)
Tuzla+1
0
(23.11.25)
(11)

Aşağıdaki ingilizce nasıl denir?

Kahvedesu
Bugünlerde beni ihmal ediyorsun nasıl denir?
Bugünlerde beni ihmal ediyorsun nasıl denir?
-1
Kahvedesu
(22.11.25)
You ignore me nowadays...
(Yanımda ingilizce hocası yazdı )
-3
diyecevaplandı
(22.11.25)
you are neglecting me nowadays. ingilizce hocasına söyleyelim, zahmet edip 2 kelime öğrensin.
+3
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(22.11.25)
@üstte birilerini düşünen ..
Sordum kendisine kendisinden oldukça emin . Sorun yok .
-3
diyecevaplandı
(22.11.25)
ingilizce hocasının kullandığı tense bu bağlamda kulağa garip geliyor.

Lately you have been ignoring me bence daha doğru.
ya da i feel neglected
+7
eileengray
(22.11.25)
Ignore bence. İngilizce hocana selamlarımı ilet kardeşim. Neglect hiç duymadım. Google'de translate de aynı anlamı veriyor.
-6
🌸Kahvedesu
(22.11.25)
you ghostin’ me lately?
0
thetruenorthstrongandfree1
(22.11.25)
ignore kesinlikle degil. ignore etmekte aktif bir eylemi karsiliksiz birakmak gibi bir anlam var. sen bir sey anlatiyorsun umrunda degil mesela.

ama neglect de degil. gramer acisindan dogru gozukse de neglect cok daha formal ve hatta ciddi kacan bir sey. ornegin bir ebeveynin cocuguna gereken bakimi gostermemesi neglectingtir ve bu yuzden gunluk hayatta pek kullanilmaz. (ama kullanilsa da dunyanin sonu degil)

daha dogal bir sey olarak "you've been distant lately" gibi bir sey soylenebilir biraz da yumusatarak.
+5
ghilleinthemist
(22.11.25)
ignore da olur, neglect de olur. ifadelerin tek bir dogru cevirisi yok ve bu baglamda ignore gayet de ayni anlami veriyor.
+1
antikadimag
(23.11.25)
Yani bir konuda sabit fikirliyseniz niye duyuru açıp insanlara soruyorsunuz ki? Hiç duymadığınız "neglect" tam olarak "ihmal etmek" anlamına geliyor ve gayet de kullanılıyor. Ignore ise "görmezden gelmek, yok saymak" anlamına geliyor.

Yani neglect'te bir şeyi/kişiyi çeşitli nedenlerle ihmal etmek, yapılması gereken bir şeyi muhtelif sebeplerle (ya da sebepsiz) yap(a)mamak kast edilir. Ignore ise bilinçli bir şekilde görmezden gelmedir.

Başka bir deyişle:

Annenizi iki pazar aramadınız: Neglect.
Annenizin iki aramasına dönmediniz: Ignore.

Ben olsam, böyle bir durumda "turn away" kullanırdım mesela.
+1
yadigar
(23.11.25)
duyurudaki ingilizce sorularindaki kasis muazzam ya. sanki herkes shakespeare anasini satiyim. sorunun cevabi neglect direkt. eileengray yazmis zaten.
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(23.11.25)
soruyu görünce ben de kendim şu şekilde çevirdim. yanlış olabilir, doğru olduğunu iddia etmiyorum.
seç beğen al istediğini :)
nowadays you don't care of me.
-1
sevilen progressive türkücü
(23.11.25)
(9)

Apple macbook kullanabilir miyim?

sonhakan
20 yillik windows kullanicisi olarak macbook air duşünuyorum. Zorlanir miyim?
20 yillik windows kullanicisi olarak macbook air duşünuyorum. Zorlanir miyim?
0
sonhakan
(22.11.25)
spesifik ihtiyaclariniz yoksa zorlanmazsiniz bence. bazi seyleri (kisa yollar vs) yapmak icin basta bir iki google aramasi falan gerekebiliyor. ama sonra alisiyor insan. zor degil.
0
lemmiwinks
(22.11.25)
Saç baş yoldurduğu oluyor. Ama kullanılır yani. Sorun yok.
0
Mirket
(22.11.25)
başlangıçta zorlanırsınız ama alıştıktan sonra problem kalmıyor.
0
black holes in the sky
(22.11.25)
1-2 hafta içinde alışırsınız. Çok güzel videolar var, birkaç tanesini izleyip temel şeyleri öğrenirsiniz, gerisi zaten gelir.
0
10551037
(22.11.25)
ben aldim zorlaniyorum. cunku is bilgisayarim windows. haftada 20-30 saat is bilgisayarini kullaniyorum. sonra evde haftada 2-3 saat macbooku acinca (bazen o bile olmuyor) bu nasildi su soyle miydi falan diye karistiriyorum hep. O yuzden windowsa geri donuyorum.
0
icim urperiyor
(23.11.25)
En büyük pişmanlığım apple'a geçmek oldu. O kadar saçma bir işletim sistemi ki.
Windows herşey ile uyumlu, çok kolay kullanması. Kısayolları vs çok zor apple'da
0
plastic_angel
(23.11.25)
İş yerinde macbook kullanıp eve döndüğümde windows makineme sarılıyorum.
0
rakicandir
(23.11.25)
Bir heves aldım ama doğru dürüst hiç kullanamadım. Pişman değilim ama almasam daha iyi olurmuş kesinlikle
+1
umutt
(23.11.25)
Çevremde Windows'a alışık olup Mac'e geçenlerin yarısı ya bir yıl içinde sattı ya da işlerini yine Win yüklü makinede halledip, Macbook'u nadir kullandılar.

℅50 ihtimal yani.

(Ben ikisini de kullanmıyorum. 20 yıllık Linuxçuyum)
+1
yadigar
(23.11.25)
(8)

Yatağı yere koymak

cambalkon
Yatağı baza, karyola, palet vs olmaksızın doğrudan yere koymanın bir zararı olur mu? İnternette böcek olabilir denmiş. Evi düzenli temizlediğimizde yerde gezen böcek de yoksa yine de yatağın doğrudan yere temas etmesi havasız kalıp böceklenmesine yol açar mı? Bir de soğuk çeker denmiş. Yerden ısıtma
Yatağı baza, karyola, palet vs olmaksızın doğrudan yere koymanın bir zararı olur mu? İnternette böcek olabilir denmiş. Evi düzenli temizlediğimizde yerde gezen böcek de yoksa yine de yatağın doğrudan yere temas etmesi havasız kalıp böceklenmesine yol açar mı? Bir de soğuk çeker denmiş. Yerden ısıtmalı evde kalorifer açıkken soğuk çekmez diye düşünüyorum ama bahar ve yaz aylarında kalorifer kapalıyken sorun olur mu?
+3
cambalkon
(22.11.25)
Eskilerin döşekte yattığını düşünerek sorun olmayacağını tahmin ediyorum. Böcek hususu bence de birinci problem. Havasızlıktan böceklenme söz konusu olmaz ama evin gerçekten de böceksiz olması lazım. Bir de ne yaparsanız yapın, kir/toz olacak altı. O yüzden haftada/on günde bir kaldırıp altını süpürmek gerekebilir.

Öğrenciyken uzun müddet öyle kullandım yatağı. Sabahları yandan kaldırıp duvara yaslardım ben.

Ekleme: Soğuk çekmez tabii ki ama balkon kapısı varsa odada, hava akımı/cereyan olabilir yerde. O şekil üşütebilir.

Bir de, kışın kaloriferin önünde güzel oluyor.
+1
yadigar
(22.11.25)
Yerde niye böcek olsun. Yerde olup bazaya tırmanamayacak böcek çeşidi mi var.

Hiçbir şey olmaz. Rahat ol.
+1
Mirket
(22.11.25)
Kapı altlarından hava akımı olur. Hasta olursun. Gereksiz bir şey.

Isı geçişi açısından da verimsiz.
0
arbre
(22.11.25)
Yatağı battal boy bir nevresime geçirip nevresimin ağzını sıkıca dikin. Sonra yatağın altına da üzerine de bir çarşaf serin. On günde bir yatağı koyduğunuz bölgeyi silip iyicene kurutup, alttaki çarşafı değiştirin. Tertemiz, mis gibi bir olur. Gayette kullanışlı olur.
+1
anaphylacticshock
(22.11.25)
ben yatak döseginin altinin hava almadigi icin küflenme riski olusacagini rahatlikla söyleyebilirim.
eskiler yer döseginde yatardi ama o dösekler her gün toplanirdi, düzenli araliklarla da havalandirilirdi. hatta senede bir sökülür, iclerindeki yünler yikanir, dövülür, tekrar doldurulurdu.
karyola almak istemiyorsaniz ahsap paletlere bakabilirsiniz. www.koctas.com.tr

anaphylacticshock'un dedigi sey mantikli ama battal nevresimle, dikmeyle, sökmeyle de ugrasmaya hic gerek yok. direkt yataga cuk oturan fermuarli alezler var. karyola kullansaniz bile dösegin toz olmasini ekstra engelledigi icin her zaman tavsiye ederim. www.trendyol.com
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(22.11.25)
Evde, gece işemesi sorunu olan yoksa alez kullanılmamalı bence. Poşet üzerinde yatmaktan ne farkı var. Sıvı geçirmeyen şey hava mı geçirir :(
+1
Mirket
(22.11.25)
@Mirket,
alezlerin pamuklulari da var. cok güzel hava aliyor.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(22.11.25)
Japonların tatami zemin odaları var. Bildiğimiz hasır. Yatağın altına hasır konursa olur sanki. Yatağı her gün kaldırmak, arada güneşlendirmek şart ama.
0
gnosis
(22.11.25)
(3)

turk kahvesi ile cold brew olur mu?

warrior princess
su tarifi yapabilir miyiz mesela? Sonradan suzerken tortunun iyice suzulmesi icin nasil bir filtre kullanmak lazim?eta: tarif linkini unutmusum: https://anisahcoffee.com/blogs/blog/1-litrelik-cold-brew-tarifi
su tarifi yapabilir miyiz mesela? Sonradan suzerken tortunun iyice suzulmesi icin nasil bir filtre kullanmak lazim?

eta: tarif linkini unutmusum: anisahcoffee.com
0
warrior princess
(22.11.25)
Yapmaya yapılır, işlem sonunda elinde içmeye hazır bir şey olur ama soğuk bir kahve dersin en fazla.
Deneysel çalışman lazım çünkü tarifte de söylediği gibi kalın öğütüm lazım, türk kahvesi ise olabilecek en incesi.

Ne kadar ince öğütüm o kadar hızlı çözünme. Burada 12-24 demiş, sen 6 saat olarak deneyerek başla. Kahven ne kadar taze, ne kadar koyu kavrum bunları kontrol edemeyeceğimiz için bişi demek zor.

Kahve miktarını da düşür biraz buradakine göre, 1 litre su için. Oda sıcaklığında su kullan.

Peynir bezi demiş, anane tülbenti de iş yapar. Normal filtre tortu bırakır ama şu deneyde en küçük problemin tortu olacak. O yüzden ona çok takılmaya gerek yok.
0
Bruce
(22.11.25)
Olmaz çünkü bizim türk kahvesi çekirdekleri uzun ve soğuk demleme yöntemi sayesinde ortaya çıkarabilecekleri aromaya sahip değiller

Bu tekniğin amacı nispeten aromalı çekirdeklerin içindeki tatları sıcak suyla öldürmeden, uzun uzun ortaya çıkarmalarını beklemek
0
grimavi
(22.11.25)
Cold brew için kahve filtre kahveden, french pressten dahi daha iri çekilir. Daha doğrusu, en iri çekim böyle kaya tuzu büyüklüğünde kahveyle yapılır soğuk demleme. Türk kahvesi ise en fazla çekim ile (pudra formu) yapılır.

Bu mantıkla, çok matah bir şey olacağını sanmıyorum. Bence uğraşmaya değmez.

Yıllarca kahve hakkında çok şey deneyimlediysem de işin ordinaryusu değilim. Tahminimce denenirse çamurumsu, süzmesi zor ve acı olacaktır.

İlle de deneyecekseniz, orta kavrulmuş türk kahvesi, kısa demleme süresi, süzme sonrası tekrar dinlendirip yavaşça başka bir kaba aktararak, dipteki iki parmağı tüketmemek gibi şeyler denenebilir.
0
yadigar
(22.11.25)
(2)

Muhasebeciler ve IK'cılar ne iş yapıyorlar

Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
Muhasebede fatura ve irsaliye yazdırılıyor, ik'da yapılan bütün işlerse excell makrosuna yaptırılabiliyor. Bu işlerin tamamı + siparişleri takip etme, telefonlara bakma, kargolama yapma, işçi bulma ve işe giriş - çıkış yapma, dijital medya reklamcılığı, web sitesi yönetimi, yerlere paspas atma gibi
Muhasebede fatura ve irsaliye yazdırılıyor, ik'da yapılan bütün işlerse excell makrosuna yaptırılabiliyor. Bu işlerin tamamı + siparişleri takip etme, telefonlara bakma, kargolama yapma, işçi bulma ve işe giriş - çıkış yapma, dijital medya reklamcılığı, web sitesi yönetimi, yerlere paspas atma gibi hadiseler tek kişiye yaptırılabilmesi gereken şeyler değil mi? Limited şirketlerin niye birkaç tane muhasebecisi var?
-4
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(22.11.25)
Kobi diyeceğimiz şirketler için bir tam zamanlı ön muhasebe elemanı yetiyor. Küçük işletmelerde iş yüküne göre bu kişiye bazı ek işler kitleyebiliyorlar. Bir de aylık düzenli para ödedikleri mali müşavirleri oluyor defterlerini takip eden. İhtiyaç durumunda da yeminli'den hizmet alıyorlar. Yani ön muhasebeye şirkette tam zamanlı birisi bakmak durumunda. Bu kişi iş yüküne göre şirketin sahibi de olabilir, ön muhasebe elemanı da. Ama smm ve ymm'ler dışarıdan hizmet veriyor müşterilerine avukatlar gibi.

Tabii büyük şirketlerde, kurumsallarda, holdinglerde iş değişiyor. İhtiyaç ve iş yüküne göre çalışan sayısı artıyor. Lşmited şirjetlerin birden fazla muhasebecisi olması diye bir genellemeden bahsedemeyiz.
+1
yadigar
(22.11.25)
küçük şirketlerin birçoğunda muhasebeci (daha doğrusu ön muhasebeci) hem fatura, ödeme gibi işlere bakar, hem personel işlerine bakar (ik gibi ama tam da değil), hem satınalma yapar yani ben çalıştığım veya görüştüğüm kobilerde birden fazla muhasebeci hiç görmedim, tam aksine muhasebecinin birden fazla fonksiyonu olduğunu gördüm hep.
+1
faberkastelli
(22.11.25)
(14)

Şu video hakkında ne düşünüyorsunuz?

messina123
Bana maymunluk gibi geliyor. Manitayı şöyle rezil duruma düşürmemAnkara Metrosu'nda şarkı söyleyen müzisyene eşlik genç çift:https://x.com/bosunatiklama/status/1991807966920708114?s=46
Bana maymunluk gibi geliyor. Manitayı şöyle rezil duruma düşürmem

Ankara Metrosu'nda şarkı söyleyen müzisyene eşlik genç çift:

x.com
0
messina123
(22.11.25)
insan aşık olunca böyle şeyler yapabiliyor (herkes bunu yapmak zorunda değil tabi)

Orada olsam vay be gençlik işte deyip gençler adına mutlu olurum
0
grimavi
(22.11.25)
Ben hayatta yapmam ama yapani da yadirgamam. Ortada garip bir durum yok.
0
bosver nicki
(22.11.25)
orada bir maymunluk varsa solda memnuniyetsiz teyze gibi olanlardır.
-3
jepa
(22.11.25)
Mutlu gibiler. Değil mi? Çok yadırgadım doğrusu. Olmamalılar.

Şaka bir yana. Çoğumuzda öyle bir gen var sanırım. Hazetmiyoruz mutlu insan görmekten.
-1
Mirket
(22.11.25)
maymunluk yapmak bilinçli bir tercihtir. buradaki düşük iq'luluk. dekart bunları görseydi düşünmeden de var olunabildiğini görür, tövbe ederdi. içimizdeki robotların bu sürümünde sınırlı sayıda nöron var, özgür iradeleriyle çiftleşme dansı bile yapmaya kabil değiller. bunlar tek bir beacon'dan kontrol ediliyor, güncelleştirmelerini elektromanyetik radyasyonla alıyorlar. milletin npc diye dalga geçtiği tipler tam olarak budur. bu tiplere güya şaşıracakları bir şey yapın, size filmlerden öğrendikleri şu pozlarla karşılık verirler: img.freepik.com
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(22.11.25)
Kendi adıma, dans eden insanlardan rahatsız olmam. Mutlular işte. Bana da bir zararları yok. Mal gibi kameraya alıp sosyal medyada paylaşılmasını doğru bulmuyorum.

Ulaşım aracı içinde müzik yapılmasına karşıyım. Orada oturan insanların sizin seçtiğiniz/sevdiğiniz tarzda gürültülere maruz kalmaya hakları yok.

Sokak ve metro durağı müzisyenliğine karşı değilim. İsteyen bekler, dinler. İsteyen katılır, eşlik eder. İsteyen çeker gider. Kimseye zorla dinletmiyorlar.

Dans etmenin de rezillik veya maymunluk olduğunu düşünmüyorum. Velev ki öyle olsun, insanlar kimseyi rahatsız etmeden rezillik ve maymunluk da yapabilir. Çocukların gelişimini olumsuz etkileyecek, aile ve toplum değerlerine, genel ahlaka mugayir şeyler olmamak kaydıyla tabii.

Bırakın gençler mutlu olsun.
0
yadigar
(22.11.25)
maymunluk, rezillik derken? dans ediyor ya insanlar.

ha ulaşım aracında müzik gürültü falan olmamalı bence o ayrı.
+1
robokot
(22.11.25)
sağır insanlar dans edenleri deli sanar diye enfes bir söz vardır.
+1
galahad reloaded
(22.11.25)
ben yapmam. ama farklılıklarada bu kadar kapalı değilim. ülke muhafazakar sapkın grupların elinde. onları görmektense bunları görmeyi tercih ederim.
-1
mikahakkinen
(22.11.25)
Ben de zannettim ki rezillik var. Zaten ülkece mutsuzuz, keyfi yerinde gençler görelim işte ne güzel.
(Toplu taşımada müziğe maruz bırakılmayı ben de sevmiyorum, o ayrı.)
0
kobuzchu kiz
(22.11.25)
teklif kadından gelmiştir derim.
erkek kalıp da "haydi dans edelim :)" sanmıyorum desin.
-2
WithWorth
(22.11.25)
maymunluk değil tabi ki. ama bu kadar dar ve insan olan bir ortamda çok da abartılı hareketler yaparak dans edemem. ben irrite olmadım. insan aşık olunca böyle şeyler yapabiliyor. ayrıca bazı erkekler kadınlardan daha dans etmeye yatkın olabiliyor.
-1
sevilen progressive türkücü
(22.11.25)
koca bir saçmalık.

www.youtube.com
0
gurur
(22.11.25)
İçlerinden gelmiş, dans etmişler, mutlular, hoşuma gitti, ha bu bir akıma dönüp tabelada fotoğraf çektirmek gibi sırf paylaşmış olmak için başkaları tarafından tekrarlanırsa o zaman irite olurum.
0
(23.11.25)
(6)

benzer temadaki filmleri ya da dizi önerilerinizi bekliyorum

Nerdian
the theory of everythingA Beautiful Mindenigma gibi filmler bana iyi geliyor, biraz alanıma da uygun oldukları için muhtemelen. Genius (NatGeo'nun)The Queen's Gambit House of Cardsdesignated survivor bunlar da zevkle izlediğim diziler. özellikle film kısmındakilere yeni alternatifler aramaktayım. Ön
the theory of everything
A Beautiful Mind
enigma gibi filmler bana iyi geliyor, biraz alanıma da uygun oldukları için muhtemelen.

Genius (NatGeo'nun)
The Queen's Gambit
House of Cards
designated survivor bunlar da zevkle izlediğim diziler.

özellikle film kısmındakilere yeni alternatifler aramaktayım. Önerilerinizi beklerim.
0
Nerdian
(21.11.25)
The imitation game, tam dediğiniz gibi

Şu ikisi de benzer tatdta:
Mr. Nobody
Severance
+1
substituent
(21.11.25)
Sherlock
House MD
0
rakicandir
(22.11.25)
mindhunter
tinker tailor soldier spy
oppenheimer
0
eileengray
(22.11.25)
π (1998)
0
yadigar
(22.11.25)
Sherlock +1

Tam aradiginiz seyin karsiligi degil ama The Wire’daki Lester karakteri, cok iyi dizi.
0
taurina
(22.11.25)
Children of men
0
mutekebbir
(22.11.25)
(11)

polis teşkilatı nasıl kötü şöhretinden kurtuldu?

plastic_angel
işkence, yolsuzluk, faili meçhul ve çete bağlantısı iddialarıyla anılan, halkın korktuğu bir kurumdu. bugün ise büyük oranda profesyonel ve güvenilir. kimse karakola gitmeye çekinmiyor artık. bu değişim nasıl gerçekleşti? akp döneminden sonra değişti bu. türkiye bunu nasıl başardı? mesela bu değişim
işkence, yolsuzluk, faili meçhul ve çete bağlantısı iddialarıyla anılan, halkın korktuğu bir kurumdu. bugün ise büyük oranda profesyonel ve güvenilir. kimse karakola gitmeye çekinmiyor artık. bu değişim nasıl gerçekleşti? akp döneminden sonra değişti bu.
türkiye bunu nasıl başardı? mesela bu değişim gümrük, tapu, nüfusta tam olamadı (kişisel fikrim)
-12
plastic_angel
(21.11.25)
Akp ile birlikte polis devleti olduk, ülke devasa bir yandaş, polis teşkilatı da öyle, haliyle korkacak bir şey kalmadı.
+2
kizil karga
(21.11.25)
z kuşağıyım. polisin kötü şöhretli olduğu bir dönem hatırlamıyorum. bugünkü polisin kötü yanı profesyonel olmamaları.
-10
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(21.11.25)
bahsettiğiniz işkence, kötü muamele işleri darbe zamanları işkenceleri, hortum süleymanlar, Mehmet Ağar polisliği, Metin Göztepenin gözaltında öldürülmesi gibi simgelerle ifade edeceğimiz şeylerse
1- polis her zaman devlet aparatıydı, hala öyle ama o eski kaba dayak tırmak sökme gözaltında kaybetme kadar olan olaylar zaten genel olarak kalmadı. devletin tarzı dğeişti.
cezaevlerinde de döve döve öldürmüyorlar. ilacını vermeyip tahliye etmeyip öldürüyorlar ama elektrik vermiyorlar mesela. (her yer kamera her yer kayıt her yer kanıt çünkü, darbe gibi gezi gibi çok büyük kargaşada gümbürtüye gitmediğin sürece illa ortaya çıkar)
80de 90da ortaya çıkartılamıyordu kolay kolay
devir değişti yani.

2) bir de AB uyum sürecimiz vardı bizim eskiden, açılan fasılların en dişe gelir maddeleri arasında karakolların cezaevlerinin bu eski yapılarının temizlenmesi idi. o zamanlarda hakikaten baya uğraşıldı bu konularla.

3) 95'lerde filan PKK mücadelesi kılıfıyla çok pis şeyi polislere yaptırdılar, şimdi öyle bir PKK mevzusu yok

4) çete bağlantısı kısmında ise bence konu polisin değil çetelerin yapısının değişmiş olması.
eskiden çeteler daha siyasi idi Alaattin Çakıcı filan idi mesela. onlar devletten adam kullanma kendilerinin devletin adamı görme vs vs gibi işlere eğilimli idi. Şimdiki çeteler ise daha az devletten adam kullanıyor (sanırım). Bu polis temizlendiğinden değil, şimdiki çeteler sosyal medyadan tas kafalı tetikçiyle işini yapıyor sonra o arkadaşları gürcistana filan atıyor, polis lazım olmuyor. yoksa polis lazımsa onu da bulur -bence.

5) kuruma mahsus olmayan diğer konularda (yolsuzluk, usulsüzlük) bir farkları yoktur muhtemelen
+2
subcomponent
(21.11.25)
Bunun üç nedeni var.

Birincisi Dünya bir bütün halinde medenileşiyor. Türkiye'de bundan nasibini alıyor. Bunun herhangi bir yönetimle ya da siyasi partiyle alakası yok.
Eskiden anne babalar çocuklarını terbiye etmek için dövermiş. Bir çocuk çırak olarak ustanın yanına verilirken 'eti senin kemiği benim' denirmiş. Eskiden okullarda dayak varmış. Öğretmen dövdü diye evde söylersen bir dayak da evde yermişsin. Eskiden dayak yemeden teskere alabilen mümkün değil olmazmış falan. Yani konu sadece karakol ve polis konusu değil.

İkincisi. İnternetin icadı herkesin ayağını denk almasına sebep oldu. Şimdi herhangi bir yerde olan herhangi bir aşırılık anında sosyal medyanın konusu oluyor. Videolar internete düşüyor. Bu durum muktedirde oto kontrole sebep oldu.

Üçüncüsü. AKP iktidara ilk geldiğinde sebebine burada girmeyeyim de, Avrupa Birliği uyum yasaları konusu üzerine eğildi. Eskinin devlet otoritesi epey yumuşatıldı.
0
Mirket
(21.11.25)
90'larda peki bahsettiğin bu olaylardan nasıl haberdar oluyorduk?

Medyada, haberlerde, gazetelerde bir şekilde gazeteciler haber yapabiliyordu değil mi?

Fıkra bu kadar.

(Bu arada mirket in yazdıklarina da katiliyorum ama esas meseleyi atlamayalim)
+2
makbur
(21.11.25)
akp sayesinde kurtuldu. bugün yolsuzluk var, enflasyon kontrolden çıkmış falan diyemiyorsak nedeni biraz da polis devletinden korkmak.

türkiye bir devlet ülkesi. yol yap, körü yap; bunları yaparken de biraz çukkala ülkesi yani. polis bu açıdan bir güvence oluyor.
-2
michael harddd
(22.11.25)
polis teskilati buyuk oranda profesyonel ve guvenilir mi? mhp genel merkezinden mi yaziyorsunuz yahu boyle seyleri, akpliler bile boyle dusunmuyordur lol
+1
ghilleinthemist
(22.11.25)
Dünya bütün halinde medenileşmiyor. Bizde değişim oldu. Yaşı yeten ve dünyanı gezen herkes fark eder.

2002'deki iktidar değişikliğini müteakip ilk yıllarda Türkiye'de agresif değişiklikler oldu. Sonra genetik kodlarımız ağır bastı ve yeni statüko oluştu.
0
yadigar
(22.11.25)
90'lara gore degisen sey arabalar, baska bir numara yok.

sene olmus 2025, bizim polisler hala bos beles dolasirken cakarlarin yakilmamasi gerektigini ogrenemedi, cakari "hos gorunuyor" diye yakiyorlar. yaw sizin devriye atarken gorunmemeniz gerekmiyor mu? 2 km oteden isiklari goren zaten bir is ustundeyse birakir kacar.
0
cooperr
(22.11.25)
eskiden kamera yoktu. cezaevlerinde neden dayak yok? her yer kamera, hükümlüye vurduğun an meslekten ihraca kadar gidiyor. polis teşkilatında düzelme falan yok. mobbing ve baskıdan geçen sene intihar eden en az 10 polis var.
0
mikahakkinen
(22.11.25)
Ben hatırlıyorum. AB uyum yasalarıyla ve internetin gelip kameranın yaygınlaşmasıyla çok şey değişti. Eskiden karakol mahkeme gibiydi. Hem yargı hem ceza infaz kurumu. AB sürecinde kısa zamanda değişim oldu

O zamanlar mahkeme kararıyla ehliyetimi geri almaya emniyet müdürlüğüne gitmiştim orada oturan memur ehliyeti teslim ederken "al buna da itiraz et" diye yeni bir ceza daha yazdı. AB yasalarından önce olsa belki döverdi.

Bu arada polis, doktor, tamirci, politikacı hepsi de toplumun aynası. Kimse gökten gelmiyor toplumun içinden çıkıyor
+1
hebanon
(22.11.25)
(5)

İstanbulda oyun oynamalık kafe

chanandler bong
Merhaba. 4 kız 101 oynamak istiyoruz kdjfk ama oynayabileceğimiz düzgün kahvehane gibi olmayan bir yer var mıdır bildiğiniz? Anadolu yakasında olması tercih. Çok gebzeye doğru gitmezse güzel olur :) tşkler şimdiden
Merhaba. 4 kız 101 oynamak istiyoruz kdjfk ama oynayabileceğimiz düzgün kahvehane gibi olmayan bir yer var mıdır bildiğiniz? Anadolu yakasında olması tercih. Çok gebzeye doğru gitmezse güzel olur :) tşkler şimdiden
0
chanandler bong
(21.11.25)
Tam lokasyonunuzu bilmiyorum ama yeditepe üniversitesi karşısındaki (üst kapı) mekanlar hep böyle. Üniversite çevresi olduğu için daha çok kafe gibi ve kız kıza oynamaya da uygun.
0
orta buyuklukte bir ulkenin krali
(21.11.25)
Marmara'da okurken okul hayatimiz goztepe kampusun oradaki kafelerde oyun oynayarak gecti, bizim asil oynadigimiz kafenin oldugu bina kentsel donusume girmis kapanmis maalesef. Ama orada yer yoksa surada oynardik:

maps.app.goo.gl

Hala ogrenciler gidiyordur diye tahmin ediyorum.
0
bosver nicki
(21.11.25)
Böyle eşşek kadar büyüklükte kafe konseptleri oluyor. Bir kısmı oyunlu, bir kısmı oturmalı, bir kısmı ligtv, bir kısmı bahçe gibi. Düzinelerce masa. Aile ve arkadaşlarla gidilebilen. O tarz bir yer seçmeniz lazım.
Çekmeköy'de shine var mesela.
(Düzenli oynayacaksanız ucuzundan okey takımı da alınabilir)
0
yadigar
(22.11.25)
Fenerbahçe / Tesadüf Kafe diyelim. Bilen herkes kendini bildi bileli biliyor.

Acıbadem'de Bira Bahçesi diye bir yer var. Ağaçlardan biralarınızı toparken oyun oynanması da mümkün oluyormuş.
0
sportexhaust
(22.11.25)
Ben avrupa yakası zkuyu taraflarındayım diğer arkadaşlar da anadoluda ama araç var gitmek sorun olmaz diye net bi bölge yazmamıştım. Herkese teşekkür ederim
+1
🌸chanandler bong
(22.11.25)
(5)

Banka yaklaşık gelirimi nasıl hesaplıyor?

bobinhoo
Geçen kredi kartı başvurusunda bulunmuştum Akbank'a limit çıkmamıştı önce, diğer bankalardaki kart limitlerinden ötürü.1 hafta sonra mesaj geldi "Güncel verilerle 686.900 TL olan tahmini gelirinize dayanarak bilmem şu numaralı kartınızın limiti bilmem ne kadar olmuştur" diye.Banka bu geliri nasıl he
Geçen kredi kartı başvurusunda bulunmuştum Akbank'a limit çıkmamıştı önce, diğer bankalardaki kart limitlerinden ötürü.

1 hafta sonra mesaj geldi "Güncel verilerle 686.900 TL olan tahmini gelirinize dayanarak bilmem şu numaralı kartınızın limiti bilmem ne kadar olmuştur" diye.

Banka bu geliri nasıl hesaplıyor? böyle bir gelirim yok tabi ki. Neye dayanarak böyle olduğunu tahmin ediyor? Ya da sırf bana limit verebilmek için mi şişik gösteriyorlar?
0
bobinhoo
(21.11.25)
Muhtemelen ters hesap yapıyordur yani mevcut kart limitlerinizin 1/4’unu gösteriyordur.
0
orient blue
(21.11.25)
Ama ilk istediğimde limit vermedi adamlar, diğer bankalardaki limitleri düşürmeniz lazım dediler.

Ters hesap yapacaksa, direkt başta da verirdi sanki?
0
🌸bobinhoo
(21.11.25)
Bu, bu ay rastladığım bu konudaki üçüncü duyuru. Akbank ve garanti köklemiş limitleri. Millete 1 ay önce onay çıkmazken milyon milyon limit veriyorlarmış bu ay.
Edit: (git: 1615409) (git: 1615585)
+1
yadigar
(21.11.25)
işine geldiği gibi hesaplıyor.
benimkine de limiti yükseltmek için astronomik bir rakam yazmış
0
duyuruuser
(21.11.25)
deneyeyim dedim akbank 600 bin olan limitimi 1.460.000 yaptı birden.
+1
jelly bear
(21.11.25)
(15)

Müzik aleti çalıyor musunuz?

pembediken
Ne çalıyorsunuz? Ben bir süre çalıp bıraktım gitarı.
Ne çalıyorsunuz? Ben bir süre çalıp bıraktım gitarı.
0
pembediken
(20.11.25)
Hevesle ukulele almıştım 3-4 tıngırtıdan sonra 4 sene kenrada yattı. Geçenlerde 5 yaşındakı yeğenime verdim.
0
Amaranta ursula
(20.11.25)
16 yıl boyunca piyano. Ankara’nın en sevdiğim binası olan eski sergi evi’nde bir gösteride çaldım ve sonra zirvede(!) bıraktım. başarılı bir öğrenci değildim.
+2
eileengray
(20.11.25)
Gitar çalıyorum ama bana yılın bu zamanları bodhran çalma isteği gelir
youtu.be

Arada ingilteredeki arkadaşıma söylesem oralardan bulur deyip masraftan dolayı vazgeçiyorum
0
grimavi
(20.11.25)
tin whistle ım var. arada sevdiğim soundtrackleri çalışıp onları çalıyorum
0
lüzumsuz adam
(20.11.25)
Arp ilgimi çekiyor ama Türkiye'de pek yaygın değil.
0
🌸pembediken
(20.11.25)
Kendi çapımda ney üflüyorum. (Başarısız küçük gitar ve piyano denemelerim oldu. Serileşemedim, sebat edemedim) On yıldır da alto saksofon alıp çalmayı öğreneceğim...
0
yadigar
(20.11.25)
Gitar, bateri, akordeon biraz da keyboard.
+1
Bruce
(20.11.25)
Gitar terk ama bir şeyi doğru düzgün öğrenmek istiyorum
-2
arbre
(21.11.25)
Bir ortamda, rahmetli annemin çok sevdiği bir parçayı basit notalarla baştan sona çalabilecek kadar bağlama öğrenebileceğime dair iddialaşıtık.

Öğrendim, çaldım, bıraktım.
0
Mirket
(21.11.25)
Alto saksafon çalıyordum az çok. Pandemi dönemi girdi araya ve hocam da başka şehire taşınınca maalesef devam edemedim. Çevremde başka düzgün de hoca bulamayınca hevesim kırıldı. Şimdi de klarnete ve trompete heves ediyorum.
+1
mermaidd
(21.11.25)
Enstrüman öğrenmek yetenek değil, pratik ve zaman ayırma işi. Yetenek sadece süreyi hızlandırıyor. Genelde insanlar hevesle başlayıp hemen bir şeyler çalabilmek istiyor, olmayınca da vazgeçiyor. Halbuki enstrüman çalmayı öğrenmek de tıpkı dil öğrenmek gibi. Nasıl ki hiç bilmediğiniz bir dili 2 ayda öğrenemezseniz, enstrümana da hakim olamazsınız. Ama günde sadece yarım saat ayırabilseniz ne kadar gelişeceğinize inanamazsınız. Buradaki tüm olay süreklilik.

Bir dönem hayatımı müzisyenlikle kazanırdım. Ana enstrüman bas gitar ama telli enstrümanların çoğunu -kimini çok az kimini fena olmayan bir seviyede- çalabilirim. Bas gitar mantık olarak gitardan çok vurmalılara yakın olduğu için davul haricindeki pek çok perküsyon aletini de belli bir seviyede çalabiliyorum. Ama çok istememe rağmen nefesli denemelerim hüsranla sonuçlandı. Yaylılara ise cesaret bile edemedim. Şimdi bir piyano aldım, onu öğrenmeye çalışıyorum. Piyano armoni bilgisini pekiştirmek için de şahane bir enstrüman tabi, her şey gözünüzün önünde. Ama bilmek başka şey yapabilmek ise bambaşka.
+1
thracia
(21.11.25)
Kucukken piyanoyla basladim, cocuk halimle sarmadi, bass gitar basladim, lisedeyken muzisyen arkadaslar edinince bass gitar agirlikli devam ettim, bu sirada gitar ve bateri de ogrendim, piyanoya da devam ettim. Bas gitar icin saglam bir egitimle basladim, metodlar calistim, ama su an sorsan bisey hatirlamiyorum, fakat iyi caliyorum diyebilirim. Oburlerini o kadar iyi calamam, piyanoda bi sonata falan calamam, ama caliyorum. Aklima bir melodi gelirse gercege donusturebiliyorum. Her gun en azindan 15 dakika da olsa calmaya calisiyorum. Herhalde 20 yillik bir seruven su anda tam hatirlamiyorum.
0
mirafiori
(21.11.25)
Ortaokulda bandoya katilmamla birlikte trombon çalmaya başladım. Yillarca çaldım, is bandodan orkestraya evrildi, birkaç kez davetlerde de çaldım, sonra cocuk olunca vakitsizlikten bıraktım. 25 sene civarı çaldım.
0
mirty
(21.11.25)
cok uzun seneler keman caldim. bütün okul hayatim boyunca diyebilirim (4-20 yas). belli bir seviyeden sonra kemani piyano ile desteklediler ama piyano ikinci enstrümandi. hicbir zaman bir iddiam olmadi. hicbir sey de hatirlamiyorum piyanoya dair.
su an evde kemanimin yani sira mizikam ve tek sira diatonik melodeonum var. canim istedikce onlari tingirdatiyorum.
bir enstrümanda temel iyi oturunca digerlerini eline aldiginda hizli ögreniyorsun.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(21.11.25)
cocukken zorla konservatuara gonderildim piyano egitimi icin. 5 yil dayandim ama nefret ettim. egitim stili cok sert, hataya tolerans 0, yaraticiliga hic yer yok. minor biseyi majorde calip kendi capimda eglenmistim de hocalar acayip kizmisti. klasik muzik ortaminin cok snob, cok elitist, cok "herseyin en iyisini biz biliriz" havasinda, cok "gercek muzik bu, geri kalan hicbir sey gercek muzik degil" kafasinda insanlar olmasi cok darlamisti beni o yasta bile. ne bileyim bilindik populer bir sarki turku vs calmaya kalktigim zaman hep "he he sen onu bosver simdi bak surda bach'in 9. minueti var var" gibi seylerle karsilastim hep.

bir de genel olarak basari mevcut eserleri dogru icra edebilmek ile olculuyor, onu yapabilmek icin de aylarca minicik deyatlara calismak zorunda kaliyorsunuz ve bu surec inanilmaz sikici. sonuc, zaten daha once yuzbinlerce kez calinmis biseyi bir de siz caliyorsunuz. azicik farkli calayim, oraya 4. parmagimi degil de 3. parmagimi koyayim fln yok. ellerim de ufak zaten oktavlara yetismek icin felc oluyordum. zilyon tane skala, metod, teori fln ogrendim ama hicbirini hatirlamiyorum artik.

esim bas gitar calisyor, benden 180 derece farkli sekilde baslamis bu islere. lisede arkadaslariyla ogle yemegi paralarini fln biriktirip enstruman almislar 2-3 sarki calabilmek icin, sora kompleks kompleks islere girmisler. ama baslangic noktalari hep "beraber bsiseyler yapalim, biseyler calabilelim" olmus, baslarinda kimse elinde sopayla durmamis bunu yanlis caldiniz hoyyt diye. o yuzden cok eglenmisler zamaninda, festivallerde filan sahne almislar, hepsi de hala ayri ayri muzikle ugrasiyor ve epey iyiler.
+2
taurina
(21.11.25)
(6)

3D printer icin basit enteresan modeller ariyorum

cooperr
uzundur aklimda bir tane 3d printer almak vardi, sonunda hallettim. 10 yasindaki cocuga enteresan gelebilecek bildiginiz, para istenmeyen, basit ve kucuk modeller varsa link alirim. tsk.
uzundur aklimda bir tane 3d printer almak vardi, sonunda hallettim.

10 yasindaki cocuga enteresan gelebilecek bildiginiz, para istenmeyen, basit ve kucuk modeller varsa link alirim.

tsk.
0
cooperr
(20.11.25)
Ben bahsettiğiniz yaştaki kızıma aldığım zaman hep thingiverse.com 'da aratıp indiriyordum. Ücretsiz ve üyelik istemiyor.

Sevdiği pokemon ve anime karakteri figürlerini hep o şekil bulup bastık.

Kendi zevkine göre şeyleri thingiverse'den aratıp bulsun bence. Makinenin slicer yazılımı kullanmayı da kaparsa, direkt kendisi bassın hatta.
0
yadigar
(20.11.25)
keyifli günlerde kullanmanızı dilerim. hangi model aldınız?

benim kızım 6 yaşında, bazen onun oyuncaklarını tamir etmek için bir şeyler tasarlıyoruz, bazen odasına, çalışma masasına bir aksesuar, bazen arkadaşlarına hediye yapıyoruz.

makerworld.com çok güzel bir kaynak, üstelik bambu kullanıyorsanız hazır profiller indiriyorsunuz.

thingverse de var yine ücretsiz fakat o kadar ayak altı ki, aradığınız şeyi aptalca şeyler arasında bulmak çok zor oluyor bazen. ama sanırım en büyük kaynak yine burası.

benim tavsiyem, eğer yoksa, hızlıca 3d çizim programlarına ufak ufak aşina olmak. çünkü kendi tasarımını yapmay başladıktan sonra 3d printer olayı keyifli hale geliyor, öncesinde oyuncak gibi. yaratıcılık kendi tasarımını yapabilmenle birlikte başlıyor.
+1
emfuzi
(21.11.25)
thingiverse.com
printables.com
0
orpheus
(21.11.25)
@emfuzi

Creality K1 aldim, az kullanilmis.
2 tane de filament verdiler, ama bambu degil, PLA.
0
🌸cooperr
(21.11.25)
pla başlangıç için en uygun filament baskısı çok kolaydır, koku yapmaz, zararlı gaz salmaz, tabladan ayrılmaz, çekme yapmaz, düşük ısıda basılır. her rengini bulursun.

bambu bir marka (bambulab), PLA bir plastik çeşidi. birçok markanın PLA filamentini bulabilirsin. esun iyidir, fiyatı da uygun.
0
orpheus
(21.11.25)
(16)

Durabiliyor musunuz?

sekizdokuzon
Birkaç saat hiçbir şey yapmadan, yapacaklarınızı düşünmeden, kaygılanmadan öylece durabiliyor musunuz?Teşekkürler.
Birkaç saat hiçbir şey yapmadan, yapacaklarınızı düşünmeden, kaygılanmadan öylece durabiliyor musunuz?

Teşekkürler.
+1
sekizdokuzon
(20.11.25)
Hayır tam bir fomocuyum
0
grimavi
(20.11.25)
Duramıyorum. Aşırı bir kaygı hali yaşamıyorum. Ama hiçbir şey yapmadığım zamanlarda dahi yapmam gerekip yapmadığım şeyler zihnimi meşgul eder.
0
dediysem dedim
(20.11.25)
Evet, mükemmel bir kafa boşaltma ve dinlenme oluyor ama süre daha az.
0
kisa
(20.11.25)
Duramıyorum. Acaba yapmam gereken ama yapmadığım bir şey var mı diye de düşünüyorum.
+1
rock n roll
(20.11.25)
Hayır, belki müzik dinleyip yürürken bir tık sakinleşip uzaklaşabiliyorum ama bomboş duramam.
0
mutekebbir
(20.11.25)
evet zaten o kadar fazla yapiyorum ki bunu herhangi is yapmak cok zor geliyor
0
ala09
(20.11.25)
maalesef duramıyorum. yani kaygılanma veya endişe vs yok ama olmuş bitmiş, artık değiştiremeyeceğim şeyler hakkında hep bir düşünme, hep bir pişmanlık ve kendine sinir olma durumu yaşıyorum. hiçbir şey düşünmesem bile beş dakika, geçen hafta, geçen sene, 5 sene, 10 sene önceki utanç verici anlarım aklıma geliyor. keşke susmak istediğimizde çenemizi kapatabildiğimiz gibi düşünmek istemediğimizde de beynimize es verebilsek...
0
m e b
(20.11.25)
Duramıyorum. Hatta ağırlık çalışırken başka şeyler düşünmekten sayamıyorum diye duyurum var. Kafam hep dolu.
0
gnosis
(20.11.25)
hiçbir şey yapmadan ve hiçbir şey düşünmeden durabiliyorum.
0
koela
(20.11.25)
Yapamıyorum. Sesli kitap açıyorum
0
yadigar
(20.11.25)
hayır ne yazık ki. kafamın içi çoğunlukla saat 17:00-19:00 arası zincirlikuyu metrobüs durağı tadında
0
lüzumsuz adam
(20.11.25)
durabildiğim zamanlarda megabaytlarım yükseliyor, daha zeki bir adam oluyorum resmen. keşke durdurma butonum olsa.
0
loch ness
(20.11.25)
öylece duramam ama heyecanlı-hareketli bir iş yapıyorsam unutabilirim. örneğin yelken, motosiklet gibi aktiviteler.
0
orpheus
(20.11.25)
durabiliyorum. genelde bir fon muzigi caliyor kafamda ve ne dusunmek istiyorsam onu dusunuyorum.

senelerce meditasyonun da bir sey hakkinda cok derin dusunme oldugunu dusunmustum. meger benim default state'mis.
0
cilgin fantezilerin adami
(20.11.25)
Birkaç saat full odaklanarak endişelenmeden çalışabiliyorum ama hiçbir şey yapmadan imkanı yok :) Yani endişeler başka bir düşünceye ya da eyleme yönlendirilmezse bu dediğinin imkanı yok bence :)
0
truf
(20.11.25)
Çocukluğumdan beri duramıyorum ama ilacını bu sene buldum.
0
dunyao
(06.12.25)
(6)

Eski usül lezzetli tavuk döner yapan yer var mı?

yadigar
Soslu, mayonezli, patatesli dürüm şeklinde değil de, bildiğimiz sossuz, baharatı yerinde, lezzetli tavuk döner yapan yer kaldı mı? Sarımsaklı da olur. (Mümkünse başta İstanbul olmak üzere, Türkiye sınırları içi için soruyorum)
Soslu, mayonezli, patatesli dürüm şeklinde değil de, bildiğimiz sossuz, baharatı yerinde, lezzetli tavuk döner yapan yer kaldı mı? Sarımsaklı da olur. (Mümkünse başta İstanbul olmak üzere, Türkiye sınırları içi için soruyorum)
0
yadigar
(20.11.25)
Aksaray'da (il olan) Has döner
0
etna
(20.11.25)
Ankara Hosta
0
but that was just a dream
(20.11.25)
trabzon'da var 2 tane baya iyi. hayatımda yediğim en iyi tavuk döner.
ankara'da ben de arayıştayım 1-2 yer buldum deniyorum şu an.
vadi döner denerim ankarada fena değil.
istanbul'u hiç bilmiyorum.
0
jelly bear
(20.11.25)
istanbul'da iyi tavuk döner yapan bir yer yok.
0
koela
(20.11.25)
@jelly'nin yazdığı trabzon'dakiler doksanoğlu ve kuğu'ymuş. isimlerini yazmış olayım.
0
🌸yadigar
(20.11.25)
kadıköyde park büfe
0
de jure
(21.11.25)
(4)

HP Smart Tank 519 yazıcının her gün açılıp kapanması zararlı olur mu?

santimantal
Günde en az bir kez fişini çekiyorum.Yeni açılınca online olarak bilgisayara bağlanıyor.Yeni başlayınca içindeki yazıcı kafası sağa sola gidip geliyor. Bunu neden yaptığını bilmiyorum ama her gün bu hareketin olmasının bir zararı var mı?Eğer zararı varsa fişini hiç çekmem. Gece gündüz açık kalır.
Günde en az bir kez fişini çekiyorum.
Yeni açılınca online olarak bilgisayara bağlanıyor.
Yeni başlayınca içindeki yazıcı kafası sağa sola gidip geliyor. Bunu neden yaptığını bilmiyorum ama her gün bu hareketin olmasının bir zararı var mı?

Eğer zararı varsa fişini hiç çekmem. Gece gündüz açık kalır.
0
santimantal
(19.11.25)
fişini niye çekiyosun ki illa kapatcaksan açma kapama tuşunu kullan. bi şey değişmez gerçi ama
0
jelly bear
(19.11.25)
Yazıcı kafası açılışta kalibre oluyordur .
Bizim kendi kalibrasyon şeklimiz ise:
i1.wp.com
+1
diyecevaplandı
(20.11.25)
yazicinin ustune el oymasi dantel de koyuyorsan fisini cekmeye devam.
yok abi isim olmaz oyle islerle diyorsan fise dokunma, rahat birak, elle$me.
-1
cooperr
(20.11.25)
Hiçbir zararı olmaz. Yazarken sürekli o hareketi yapacak şekilde tasarlanıyor zaten. Devam edebilirsiniz.
0
yadigar
(20.11.25)
(6)

Sabiha'da el bagajinda sivi kurallari gevsetildi mi?

speedy
Y.disi ucusum vardi dun aksam. Pasaport oncesi son kez guvenlikten gecerken sirt cantamda 2 tane 500 ml'lik su varmis(Gec kaliyorum diye telastan unutmusum). Kimse bir sey demedi sagolsun. Avrupa'da 100ml sivi yasagi gevsetilecek haberleri okudugumu hatirliyorum. Bizimkiler basladi mi, yoksa sansa m
Y.disi ucusum vardi dun aksam. Pasaport oncesi son kez guvenlikten gecerken sirt cantamda 2 tane 500 ml'lik su varmis(Gec kaliyorum diye telastan unutmusum). Kimse bir sey demedi sagolsun.

Avrupa'da 100ml sivi yasagi gevsetilecek haberleri okudugumu hatirliyorum. Bizimkiler basladi mi, yoksa sansa mi gecmisim ben, ucan var mi yakin zamanda?
0
speedy
(19.11.25)
bazen geçiliyor öyle ben de geçmiştim. gevşetildiğini sanmıyorum
0
jelly bear
(19.11.25)
suyu algılayabilen xray cihazlarının kullanılmaya başlandığını okumuştum. o sebeple olabilir.
0
elorelia
(19.11.25)
Ben de iki gün önce aynen 2 adet 500 mu su ile geçtim sabiha'dan y.dışı uçuşum için. ben de şaşırdım açıkçası. Aynı şeyi düşündüm acaba kurallar mı esnedi diye.
0
wilhelmwasmuss
(19.11.25)
Başka sıvılara acımıyorlar da, pet şişede kapalı suya ses etmediklerine ben de 4 ayrı havaalanında rastladım farklı zamanlarda.
0
yadigar
(19.11.25)
Suyu geçirdiklerini deneyimledim +1
0
peki madem
(19.11.25)
bazi alanlarda su artik serbest. Italya ve Prag havaalaninda 2 litreye kadar yaniniza alabiliyorsunuz mesela.
0
65 derece
(19.11.25)
(3)

Otomatik banyo menfezi yerine fan kullanılır mı?

yadigar
Evin banyolarında havalandırma kanallarına boruyla uzanan otomatik tavan menfezleri takılı. Linkteki gibi alet: https://www.elektromarketim.com/aircol-150-mop-30-60-menfezAlet şu şekil çalışıyor:Işık açılınca devreye giriyor. İçinde 65mm civarı genişlikte dikdörtgen bir açıklık ve bunu kapatan iki s
Evin banyolarında havalandırma kanallarına boruyla uzanan otomatik tavan menfezleri takılı. Linkteki gibi alet: www.elektromarketim.com

Alet şu şekil çalışıyor:
Işık açılınca devreye giriyor. İçinde 65mm civarı genişlikte dikdörtgen bir açıklık ve bunu kapatan iki simetrik kapak var. Kapalıyken açıklığımızın aralığı 1 cm gibi kalıyor, açıkken tamamen açılıp 6-7 cm oluyor. İçerideki hava ile kanaldaki hava arası akışı yönlendiren hiçbir şey yok. Yani ışık kapalıyken tavanda 1x6 cm bir delik, açıkken de 6x6 cm bir delik var.

Alet çok randımalı değil. Acaba bunun yerine fanlı bir cihaz taksam da, çalıştırınca içerideki havayı aspire etse diyorum. Çalışma prensipleri farklı olacağından, bir sıkıntı doğurur mu? Tesisata yahut komşulara bir sıkıntısı olur mu? Mantıklı bir fikir mi?

(20 katlı bloğun ortaya yakın alt katlarından biri)
0
yadigar
(19.11.25)
önemli olan çatıdan tahliye ediliyor olması. mesela rüzgarlı bir günde dikkat edin, odalardaki camlardan birini az açsanız bile banyoda menfez kapalı konumda yani dediğiniz gibi 1cm açık olsa dahi bir hava akışı hissediyor musunuz? böyle hiç olmuyorsa içeriden fan da taksanız pek işe yaramaz. eğer sizin banyoda koku oluyorsa yönetici ile konuşun çatıya baktırsın.
0
malheiros
(19.11.25)
Hava akımı oluyor ama o kadar az ki... Menfez sökülüyken elimi boruya yakınlaştırınca hissediyorum, akım var.
Ama hepi topu 6sm aralıktaki delikle yeterince havalanmıyor. Benim isteğimse aspiratör etkisi yapacak güçlü bir fan koymak.
0
🌸yadigar
(19.11.25)
hava akımı varsa takın, ben onu demek istemiştim, ilk önce yerindeki menfezi sökün, sonra o menfezi evinize yakın büyük bir nalbura götürün size ona uygun fanlı olanı versin.
0
malheiros
(19.11.25)
(9)

Santurlu popüler şarkı

mevsimler
2000lerde popüler olan santur başlangıçlı bir popüler şarkıyı arıyorum. Telefon melodisi falan yapan da çoktu bu şarkıyı. “dını nını nını nını nınınımNını nını nını nımm”Diye devam eden bir santur başlangıcı vardı.
2000lerde popüler olan santur başlangıçlı bir popüler şarkıyı arıyorum. Telefon melodisi falan yapan da çoktu bu şarkıyı.

“dını nını nını nını nınınım
Nını nını nını nımm”

Diye devam eden bir santur başlangıcı vardı.
0
mevsimler
(18.11.25)
vocaroo gibi bir platformda mırıldanırsanız bulmak kolaylaşır belki, bu şekilde zor biraz ^^
0
hakmut
(18.11.25)
yapay zeka Omar Faruk Tekbilek – Shashkin olabilir dedi. Eğer bu doğruysa şapka çıkarırım :D
0
koskoca kirpi
(18.11.25)
Maalesef değil. Hindistanlı bir grubun şarkısıydı sanki. Türk ya da bilindik biri değildi.
0
🌸mevsimler
(19.11.25)
Bahsettiğiniz versiyon olmamakla birlikte, melodisi şu mu?
İlk 10 saniye m.youtube.com
0
yadigar
(19.11.25)
Ya da bu:
www.youtube.com

(İçimden bir ses ikisinden biri diyor)
0
yadigar
(19.11.25)
Santur mu sitar mı ?
0
diyecevaplandı
(19.11.25)
olaylar olaylar
(19.11.25)
İçimden bir ses şu şarkıyı aradığınızı söylüyor;

www.youtube.com
0
thracia
(19.11.25)
Hiçbiri değil maalesef. Telefon melodisi olarak kullananlar çoktu bunu.
0
🌸mevsimler
(19.11.25)
(14)

Aşk acısı

mermaidd
Biz kadınlar olarak daha çok aşk acısı çektiğimizi daha doğrusu bunu daha çok yansıttığımızı düşünüyorum. Siz erkekler de yoğun şekilde aşk acısı çekiyor musunuz? Duygularınızı özellikle belli etmemeye çalışıyor musunuz ve çalışıyorsanız ne yapıyorsunuz? Ve en merak ettiğim aylarca aşk acısı çeken v
Biz kadınlar olarak daha çok aşk acısı çektiğimizi daha doğrusu bunu daha çok yansıttığımızı düşünüyorum. Siz erkekler de yoğun şekilde aşk acısı çekiyor musunuz? Duygularınızı özellikle belli etmemeye çalışıyor musunuz ve çalışıyorsanız ne yapıyorsunuz? Ve en merak ettiğim aylarca aşk acısı çeken var mı?
0
mermaidd
(17.11.25)
4-5 yıl kadar aşk acısı çektim. güzel eski bir anı olarak kaldı şimdi... aklıma gelince tebessüm ediyorum. zaman her şeyin ilacı.
0
HellKeePer
(17.11.25)
Kadınlar bu konuda daha paylaşımcı, çevrelerine arkadaşlarına anlatıp bu süreci daha sağlıklı atlatıyor

Erkeklerin böyle bir sosyal etkileşimi yok, bunu kendi içlerinde yaşayıp tek başlarına çözmeye çalışınca daha zor atlatıyorlar

Atlatamayanları da youtube daki bazı şarkıların altlarındaki yorumlarda görebilirsin :)

Son aşk acım 2 ay yemeden içmeden kesilmeli geçmişti
+3
grimavi
(17.11.25)
Her ilişkiyi aşk zannetme saçmalığına inanmıyorum.
Kadınlar ilişkiye hangi gözle bakıyor bilmiyorum ama abarttıkları kesin.
Erkekler için ilişkinin yüzde doksanı seks gibi bir şey. Erkeklerin duygusal hezeyanlarına çok inanmayın.
-8
Cezcez
(17.11.25)
Nefes alamaz hale gelmiştim. Benim kadar aşk acısı çeken kadın tanımadım. Erkek tanıdım. Erkek aşk acısı çekmiyorsa zaten aşık olmamıştır. Eğlence, partner falan aramıştır.
+1
yadigar
(17.11.25)
aşk acısı çeken hiç kadın tanımadım.

aşkla ilgili şiirlere şarkılara bi bakın zaten %80’i erkeklerdir
+3
asap raki
(17.11.25)
Bu konuyu yıllar önce bir kadın arkadaşla konuşmuştuk.

Hemcinslerinin aşk acısı çekmediklerini, çünkü yeni bir dalı tutmadan eski dalı bırakmadıklarını erkeklerin ise yapısal olarak asla bir B planına ihtiyaç duymadıklarını, dolayısıyla aşk acısının erkeklere özgü bir şey olduğunu söylemişti.

İnandırıcı gelmiştir hep bana.
+2
Mirket
(17.11.25)
@mermaid
Aşk acısı çekmedim diye mi tik yok bana:/
-1
Cezcez
(17.11.25)
@cezcez aşk acısı çekmedin diye değil elbette. Yaptığın genellemeyi hoş bulmadım.
0
🌸mermaidd
(17.11.25)
Cinsiyetle alakali oldugunu dusunmuyorum belki iliski dinamigiyle alakalidir cok verici davranmak, iliskide buyuk hedefler koymak ve ona ulasamamanin acisi, aldatilmak vs ask acisini percinleyebilir. duygu yasayabildiginiz icin sukredeceginiz yerde hayiflaniyorsunuz siz de.
0
ala09
(17.11.25)
Aldatılmanın sonucu hayal kırıklığı, kandırılmışlık ve tiksintidir. Çok verici davranıp karşılık bulamamanın sonucu yıpranma ve önemsiz/değersiz hissetmedir, ilişkideki hedeflere ulaşamamanın neticesi de mağlubiyet/yenik düşme, mutsuzluktur. Yani @ala09’un bahsettiği dinamikler insanı üzgün, mutsuz ve depresif yapabilir.

Aşk acısı ise “onsuzluk”tur. Fazlası değil. O olmayınca, yerini acı alır.
+1
yadigar
(17.11.25)
@ala09 bu bahsettiklerinden dolayı aşk acısı çekene pek rastlamadım hayatımda. Ayrıca burada konu ne şükürsüzlük ne de hayıflanmak merak ettiğim bir şeyi danışmak istedim hepsi bu.
+1
🌸mermaidd
(17.11.25)
ben kahroluyorum ya. çünkü arkadaşlıklar ve hatta esnaf ile düzenli alışveriş neticesinde oluşan tanışıklık dahil bütün insan ilişkilerinin çok değerli olduğunu düşünüyorum. hele ki romantik ilişkiler , deli gibi aşık olduğun bir insanla kurduğun bağ o kadar değerli ki. çok büyük özen gösterilmeyi hak ediyor.

ama çer çöp sebeplerle bu tesadüfi ve biricik eşleşmelerin öylece güme gittiğini, kaderlerin ayrı yollara savrulduğunu görmek beni çok ama çok üzüyor.
+1
loch ness
(17.11.25)
daha çok yansıtmak konusunda haklı olabilirsiniz ama erkeklerin aldığı darbe büyük bence çoğu zaman. bunda yine çoğunlukla kadının bitirmek istemesi, erkeğin devam etmek istemesi de olabilir. belki yanlış düşünüyorumdur ama bence çoğu kez kadınlar bitirir.

belki erkek ilk bir kaç hafta hatta bir kaç ay boyunca farketmiyor durumu.
ama mevsimler değişmeye başladığı gibi artık o kişinin hayatında olmama hali tüm ağırlığıyla çöküyor. "aylardır yok zaten, bak hayat devam ediyor. hatta her şey daha güzel artık. hem özgürsün hem de sürekli tetikte olmanı gerektiren bir durum yok. üstelik sen de ona iyi gelmiyordun belki. belki birbirinizi kötü ediyordunuz, bitmesi iyi oldu" diye düşünsen de ve bu düşüncelerin doğru olduğunu bilsen de, yine de acını hafifletmiyor.

kadınlarda durum daha farklı gibi geliyor bana.
dışarıdan bakınca çok etkilenmiş oluyorlar. kimisi yemekten kesiliyor, kimisi çok yiyor, kimi çok geziyor ya da alışveriş yapıyor. bir gün çok mutlu ertesi gün çok mutsuz. fiziksel değişiklikler yapıyor. bazen mutlu görünüyor, bazen mutsuz. ama bir kaç hafta sonra her şey yoluna giriyor.

erkek tarafı "ben şimdi ne b*k yicem, kavgalarımız manasızdı aslında, düzeltebilirdik" diye düşünürken kadın tarafı artık ona uzatılan yeni davetleri görmeye hatta yanıt vermeye başlıyor. aradan geçen aylarda artık alışkanlıklar da değişmiş, diğer kişiden pek fazla bir şey kalmamış oluyor.

"erkek kadından daha yoğun yaşar"ın sebebi belki de ilk cümlem, yazarken farkettim.
çoğunlukla ilişkiyi kadın bitirir çünkü zaten sorunlar vardır, bitirmek istemiştir, kavgalar edilmiş acılar çekilmiş kadın zaten ilişki içindeyken bir sürü dert çekmiştir. sonra ayrılık aşamasına gelinmiştir. kadın için planlı bir süreçken erkek için damdan düşer gibi olmuştur bu.
0
biseysorcaktim
(17.11.25)
@biseysorcaktim aslında haklısınız bir yerde okumuştum kadın ilişki içerisindeyken aylar evvel ayrılma kararı alır, kendi kafasında ayrılır ve o yas sürecini ilişki bitmeden yaşamaya başlarmış. Bundan dolayı ayrıldıktan sonra kadınlar ve erkekler olarak verdiğimiz tepkiler böyle gelişiyor sanırım.
0
🌸mermaidd
(17.11.25)
(14)

İstanbul'da en lezzetlisini nerede yediniz?

dilemma of subscribtionability
18 yıl sonra aynı duyurudan bir tane daha açmanın vakti geldi sanırım. (git: 6294)Kategoriler:Kebap (Adana/Urfa)Tavuk (Gerek şiş, gerek başka formda)Kanat (Yukarıdan ayrı kategori)HamburgerPideKuzu Şiş/Dana Şiş/Çöp Şiş vs.DönerKendi adıma bir iki döner tavsiyesi ile başlayayım.Döner: Dönerci Engin/Ş
18 yıl sonra aynı duyurudan bir tane daha açmanın vakti geldi sanırım. (git: 6294)

Kategoriler:
Kebap (Adana/Urfa)
Tavuk (Gerek şiş, gerek başka formda)
Kanat (Yukarıdan ayrı kategori)
Hamburger
Pide
Kuzu Şiş/Dana Şiş/Çöp Şiş vs.
Döner

Kendi adıma bir iki döner tavsiyesi ile başlayayım.
Döner: Dönerci Engin/Şişhane, Dönerci Hacı Osman/Mercan

Yazmayan bir kategori varsa, tavsiye edebilirsiniz yine de tabii ki. Mesela "Biryani: Ali Baba Büfe/Taksim" gibi...

Afiyet olsun.

Edit: Cevaplarını silme adeti olan duyuruculardan ricam, ya 3-4 gün silmeyin ya da silmeden aynı metni bana mesaj atın. Toplu halde liste oluşturacağım çünkü 4 gün sonra.
+3
dilemma of subscribtionability
(16.11.25)
zevkler ve renkler tartışılmaz diyerek yazayım kendiminkileri
döner: karadeniz döner
kabap: emin baba
0
renegade
(16.11.25)
Büryan: Kulu Büryan / Bağcılar
0
hakmut
(16.11.25)
adana kebap: sembol ocakbaşı ataşehir
hamburger: biber burger beşiktaş
döner: metet döner
0
asap raki
(17.11.25)
pide: şakir usta kasımpaşa
buryan: uğur buryan avratpazarı
kebap: baran et mangal avratpazarı
lahmacun: yeşilköy taş fırın
0
fyodor fyodorovic
(17.11.25)
en iyi challah: padoca bakery
en iyi rakı-balık: sur balık veya kıyı
en iyi sandviç: şimdilik guido’s diyeyim
en iyi ezme: bebek badem ezmesi
en iyi döner: karadeniz (beşiktaş çarşı)
en iyi vegan: bi nevi deli
en iyi smash burger: supernormal burger
en iyi bagel: türkiye’de yok
0
eileengray
(17.11.25)
adana kebap: adana il sınırı
döner: karadeniz +1
balık: kahraman, kıyı, azur, uskumru
hamburger: biber +1
ciğer: sürmeli kebap kozyatağı (daha bilindik ve havalı yerler var ama en iyisini burda yedim)
Köfte: Köfteci şükrü bostancı (piyaz ve ciğerle birlikte)
Brasserie: Neni
Streetfood: Basta
0
awlmi
(17.11.25)
Patlıcan Kebabı: Asiller Kebap/Bakırköy
0
yadigar
(17.11.25)
Pide: Haçapuri, Kadıköy Belediyesi'nin orada.
maps.app.goo.gl
0
kobuzchu kiz
(17.11.25)
En iyi simit: Fırın Anatolia Ekşi Mayalı
En iyi ekmek: Fırın Anatolia Karakılçık Ekmeği + Nicel Bakes Cevizli Ekşi Maya
En iyi meze: Tarihi Safranbolu
En iyi kuruyemiş: Koz Kuruyemiş
0
silverleaf
(17.11.25)
en iyi döner: bayramoğlu
en iyi hamburger: nusret
büryan: siirt erçelik (özellikle bu enfesti)
0
sabenburak
(17.11.25)
favoriye atmaya calistim fakat favorilerimde cikmiyor (bug var sanirim), takip icin cevap birakiyorum
+1
mirafiori
(17.11.25)
et şiş'te açık ara yediğim en iyi yer mangal keyfi, istiklal'in arka sokağında, taksim camisi yakınlarında.
0
biseysorcaktim
(17.11.25)
Pideban Sarıyer sahil.
0
gabe h coud
(17.11.25)
kokoreç: maps.app.goo.gl
0
late viper
(17.11.25)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.