meşhur biri değil diye biliyorum; ama birikimi falan iyi. nicki de iyi herifin.

herif değil 40 lı yaşlarında bir anne diye biliyorum. sözlükte en iyi yazanlardan biri.

40lı yaşlarında anne mi :D oha. erkek diye biliyorum ben.

@inancsiz deve, erkek oldugu bilinen bi gercek.

erkek. formspring'i vardı orada diyordu.

the story of philosophy başlığında efsanevi entry'leri olan möthiş insan.

parti kursa oy vereceğim insan. dhl rulaz.

şifre veriyor işte o alet. online alışverişlerde filan kullanıyorsun.

o alet tan numarasi olusturuyor. her alisveris icin yeni bir tan olusturuyorsun. sifre degil yani, sifre bir hesabin korunmasi icin önlem olarak koyulmus koruma kodudur.


Tan´nin ne oldugunu millet bilmedigi icin sifre diyor. TAN = Transaktionsnummer

O cihazın ürettiği 6 haneli bir şifredir. İnternetteki alışverişlerde güvenliğiniz için kullanırsınız. Çünkü cihaz size her seferinde farklı bir şifre üretir. O ürettiğiniz şifreyi alışveriş esnasında kullanmazsanız internetten alışveriş yapamazsınız. Dolayısıyla hırsızların elinde sadece kartınız (ya da kart bilgileriniz) olduğunda, o cihaz olmadan asla sizin hesabınızdan alışveriş yapamazlar.

Bu arada hangi banka bu?

Şifre ski olabilir mi

ziraat bankası olabilir. gişedeki kadın bana böyle bişeyden bahsetmişti. 20tl mi normalde fiyatı.

arkadaşlar netten alışveriş yaparken kendi kendine mi gönderecek yoksa ben bu tuşa mı basacam.

lan bu kredi kartı değil ki atm kartı netten nasıl alışveriş oluyo ki bunla!

banka deniz bank. çakallar sağlam yere kazık çakmışlar. hesabımdan her ay düzenli 30 40 bin civarı para geçiyor. harcatmaya çalışıyorlae heralde keraneciler

OTP (One time password) cihazıdır çok büyük ihtimalle. Ziraat Bankası adına konuşayım, normalde cebinize şifre gelir ya, o şifreyi bu alet üretiyor kendince algoritmasıyla.

red alert

starcraft II

rise of nations

red alert 2 forever ;)

Red Alert +1
Command and Conquer ve bunun Zero Hour eklentisi.

Daha çok orta çağ üzerine, kılıçlı, atlı öneriniz var mı?

Red Alert 2: Yuri's Revenge ve öncesindeki C&C oyunlarının alayı.

3D geldi mertlik bozuldu diyorlar.

biraz farklı ama gibi ama,
(bkz: knights and merchants)
(bkz: anno 1404)

15 temmuzdan sonra.

O kadarını biz de tahmin ediyoruz panpa da hani bir tarih belirtilmedi falan, oturdum mal gibi onu bekliyorum bütün gün.

tarih belirtilmemişse biz nası belirtelim olm? allah mıyız biz

aynı şeyi deneyip farklı sonuçlar beklemeye aynştayn'ın ne dediğini biliyorsun değil mi?

kesin bir tarih yok dostum. kesin bir tarih olsa bu soruyu sormazsın zaten ama niye devamlı bu soruyu soruyon anlamadım. ortalama 3 haftaya açıklıyorlar işte.

Yok yahu, gayriresmi açıklama yapılmıştır muhabirlere falan da kaçırmışım diye sordum.

Canım sıkıldı panpalar iş yok güç yok, ondan hep =/

belli olması gibi bir ihtimal yok, geçen sene 21 temmuzda sabahın beşinde açıklamışlardı yanlış hatırlamıyorsam ve son saniyeye kadar belli değildi bu. bu sonuc işini unut, tatilde falan takıl sen. bir sabah uyanıp açıklandığını görmek daha rahat oluyor.

senin için ufak bi araştırma yaptım ayak üstü.
Firma adı: Fal Cafe
Adres: Konur Sok. No:39/D
Kızılay, Çankaya, Ankara

Kızılay Fal Merkezi & Cafe
yüksel caddesi no:8/19 kızılay, 06670 Çankaya, Ankara

sadece fiyatları ve ortamın temizliği değişiyor yoksa hepsinin söylediği şeyler aynı. hiç farketmez yani kahve + fal yazan her yer olur.

sokagın adı ne bilmiyorum sanırım karanfil imgeyi falan geçtikten sonra sokagın sonunda örnek dersane var onun olduğu binanın 3 ya da 4. katında iyi bakıyorlar, dışardan tabelasını falan göremezsin çünkü yok. bu kıyağımı da unutmayın. kahve+tarot 15 liraydı en son.

İçin kabarmış, bir de bir yerden para gelecek.

Hesap no'mu PM'le attım.

Expect the best, plan for the worst, and prepare to be surprised.

en güzelleri "sakla samanı gelir zamanı" ve "ak akçe kara gün içindir"

sen işini kış(a) tut, yaz çıkarsa şansına.

Zaman kötü, kolla götü.

kıroyum amma para bende davranışı, klasik.

bariz terbiyesizlik, görgüsüzlüktür. o paraları alıp g..tüne soksan haklısın o an.

görgüsüz bu millet dedim az evvel dinlemediniz...

Ayılıktan başka bir şey değil. Bunun "param var benim!"den ayrı olduğunu düşünüyorum zira sürekli gittiğim marketteki kasiyerlerden biri; ben kibar davrandığım halde, iyi günleri kolay gelsini eksik etmediğim halde hep bu şekilde para üstü veriyor bana. Fişle beraber atıveriyor. Delirecek gibi oluyorum o bozuklukları kasadan tek tek toplarken.
Yapanların çoğu farkında değil galiba yaptıklarının.

ayni sekilde dusunuyorum. ama bence de farkinda degiller, gorduklerini yapiyorlar ve yayiliyo...man mali aliyorum, sana iane (oyle mi derler ki) veriyorum, al sunu s*refsiz tarzi bi trip bence. telefon tutma gibi, bacaklari aca aca yurume, daracik kot giyme (erkekte) sebebi belirsiz bir sacmalik iste.

Bahsettiğiniz olay cidden terbiyesizlik de genel olarak esnafın sergilediği bir davranış var, ben de ona kıl oluyorum, belirteyim. Para üstü olarak bozuk para verecek esnaf kişisi, avucumu açıyorum ki tek tek almayayım koyduğu yerden, inatla gidip bankın üstüne falan koyuyorlar, apayrı uyuz oluyorum.

@want2die: panpa fakir bir piç olarak ben de yapıyorum galiba lan aynısını da öyle bir düşüncem yok, hani uzatması daha kolay geliyor bazı bazı sanki :(

gorgusuz mılletız. prestıj yapmaya calısıyor herkes ondan herkes oyle davranıyor. bazı tıplerde bayılır boylelerıne.

Helal olsun çok güzel yapıyor. Bu ülkede adamı it yerine koyacaksın normal olmak icin. Yoksa o seni koyar. Milletçe ruh hastası dolu bu ülke.

alakası yok diyorum.

baksana elin amerikalısını bile

www.youtube.com

? e rakı içen dişi kişileri napacaz?

Psikolojik olarak ele alıyorum, %100 erkek ya da %100 bayan değil ki insan oğlu.

doğrudur daha erkeksi olarak algılanır

Alkolü bir bok sanıp da üzerinden tartışma, iddia yürütenlerin topunu patlatayım. Böyle cücük beyinliler zaten zamanla doğal seleksiyona yenik düşeceklerdir.

death note'un filmlerini boşver, sadece anime'yi izle veya mangayı alıp oku derim.

film olaylarına hiç girmeden bile izleyebilirsin.. hikayeye herhangi bi şey katmıyorlar ve genelde gereksiz oluyorlar yani o açıdan.. yoksa eğlenceli olanları var tabi.. ille izleyecem diyosan burada listesi var, tarihlerine göre şeedersin:

en.wikipedia.org
en.wikipedia.org:_Shippuden_episodes

önce naruto sonra shippuden

bence animeleri izle veya mangayı oku ikisinde de jangara'nın dediği gibi. karakterlere bağlanınca filmler daha zevkli hale geliyor.

hellsing'in Ultimate OVA'ları var, film gibi işte bir bucuk saatlik falan 5-6 tane bölüm. Onların ilkini izle mesela. seversen anime bolumlerını de ızlersın hellsing'in, 13 bolum zaten.

bir de genel olarak filmleri siktiret. death note un filmleri zaten anime şeklinde değil normal insanlı ve pek beğenilmez onlar. animelerden başla sen, seversen mangasını da alırsın türkçeleştirildi hatta death note mangaları bulabilirsin kitapçılarda ya da internette. önce manga mı anime mi dersen herkes farklı cevap verir, kafana gore takıl sen belli bi adabı yok bunun. ikisini eşzamanlı da yapabilin.

film olsa aslinda daha iyi olur cunku

anime sevmez kardesle beraber izleyecegiz misal begenirse animeyi izlemeye baslayabilecek yani hikaye o kadar onemli degil fan boy degiliz, konuyu anlamak ve eglenmek onemli

ilk bölümü bi deneyin derim. ben de hiç sevmem anime, o yüzden japonca değil ingilizce dublajlı izledim. death note'un yeri ayrı. anime sevmesen de izletiyor kendini.

filmden başlarsanız aksine sevmeyebilirsiniz. çünkü cidden kötü.

ben hiç anime sevmem, death note'u izleyip de beğenmemiş insan var olabilemez diyorum. ancak ikinci sezonunu eleştirenler var ve sonu daha iyi olabilirdi diyen var o kadar. filmlerini sona bırak veya hiç izleme.

bu saatten sonra narutoya başlanmaz panpa ya. bin bölümü geçti heralde toplamda.

naruto süperdir. naruto daha velet burada. 200 küsür bölüm filan sürdü galiba. sonra naruto shippuuden çıktı. biraz daha büyümüş hali. şu an naruto shippuudende de 268. bölümde galiba. kesin izle derim.

ve ing dublaj yerine japonca bana daha keyif veriyor.

Naruto'yu direkt siktir et, Death Note ak, filmlerini de geç hatta.

Mr. Nobody

12 angry men .

bana tek film hakkı veren kişiye dalmazsam kosmos. imdb'de birinci olur, şu olur bu olur diye demiyorum.

tek film izleyeceğim, sonsuza kadar imajları kafamda olacak... kosmos.

(bkz: ah güzel istanbul)

1984 - i want everyone corrupt

tsubasa +1

watchmen

in bruges. cevabım yarına değişmez. ertesi güne de değişmez. sonraki güne de.

der untergang.

(bkz: i'm a cyborg but that's ok)

forrest gump

Memento.

ilk fight club geçti aklımdan ama. madem tek bir film izleyeceğim, e o zaman sanatın doruk yaptığı bir başyapıt olmalı dedim kendi kendime. müzikler başyapıt olsun, kurgu çılgın olsun, oyunculuk müthiş olsun, derken;

sympathy for lady vengeance

bugün bir de ink diyesim geldi..

akıl oyunları

Diablo III derdim ama sadece internet üzerinden oynanabildiği için satın almak gerek. İkinci elde 50-60 liraya bulunabiliyor.

Bağımlılığın önde gidenidir.

maalesef diablo'yu hiç sevemedim.

Dungeon Siege 3 verelim?

dungeon siege serisi sana gore.

Başta Antik Yunan olmak üzere eski medeniyetler ilginizi çekiyorsa Titan Quest, yok derseniz belki ucundan Torchlight.

kafka-dava

kamü-düşüş

sartre- bulantı

albert camus - yabanci

sartre-bulantı

franz kafka-bir savaşın tasviri

jack kerouac-on the road
william s. burroughs-the naked lunch (çıplak şölen galiba bunun türkçesi)
sartre-iş işten geçti

kafka ve camus da okudum ama onları tam olarak anlayıp anlamadığım konusunda emin olmadığım için tavsiye vermem doğru olmayacaktır.

konuya öncelik veriyorum daha çok. sonra oyuncu

yönetmenine göre genelde.

Tüm saydıkların artı yıllara göre gidiyorum ben de. Yıl-Tür-Yönetmen-Oyuncu-Film Yorumları genelde bu sıralamaya göre seçiyorum filmleri.

yonetmen ve oyuncu.

Türüne göre izlemem genelde de elerim, atıyorum saf romantizm, aşk falansa konusu çok apayrı-öyle böyle değil denileninden değilse geçerim direkt.

Cahil adamım ben, oturup yönetmenine göre şimdiye dek pek az bir film izlemişimdir. Bir düşününce aklıma zaten Jeunet reyisle Bergman başkan geldi öyle bir olaya giriştiğim. İzlesem mi diye düşündüğüm filmin yönetmeninden başka bir sevdiğim film çıktıysa artıdır tabii.

Oyuncu herhalde bu dört faktör arasında en mühimi. Oturdum Jason Schwartzman'ın filmlerini izliyorum iki gündür misal, adam sempatik geliyor Bored to Death'ten beri.

Takipçi çekmek, popüler olmak, selebriti olmak gibi sebepler.

İşin acı tarafı prim verilip, başarılı oluyor olmaları.

Carl Barat ağır reyistir lan, aybediyorsun =/

hayır aynı sistem bu sene de uygulanıyor

@shyzo öyle diyorsunuz fakat ÖSYM ve kılavuzu öyle demiyor.
osym.gov.tr

Daha kalkmadı arkadaşlar, net olayım ben konuyu açarak.

Okulların getirdiği başarı puanı kaldırıldı, yasası çıktı ve bu yıldan itibaren geçerli olacağı söylendi. Sonra bir milletvekili şimdilerde meclisin gündeminde olan torba yasaya bu yıl geçerli olmamasını bu olayın soktu-önerdi ve denilene göre pek muhtemelen bu yasa geçecek.

Hâliyle yasa henüz geçmediği için kılavuzda öyle belirtilmesi doğal.

Cookie'leriniz sapıtmış olabiler.

valla çapada da durum aynıysa bi sorun var demektir.

kj tarafında yanlış text girilmiştir. hazır şablonlar var, gündem çok hızlı habire yazı değiişiyor. ondan sıçmışlardır

İngilizce üzerinden öğrenebilirim diyorsanız google üzerinden ancient greek yazarak pek çok bilgiye ulaşabilirsiniz.

lütfen şuradaki sayfanın sonundaki linklere de bakın: en.wikipedia.org

Dün gece yaptım öyle bir arama, bir-iki kaynak buldum, ancak çok içime sindiklerini söylemek doğru olmaz yeterlilik konusundan.

Wiki linklerini karıştırayım biraz, oradan çıkar belki bir şeyler. Sağ olunzu.

Yeteri kadar beğenirsen, ezberlemek de değilde, aklında kalıyor. Bende de oluyor. Bir kere okuduğum cümleler bile en alakasız muhabbetlerde aklıma geliveriyor. Öyle uğraşmakla olacak şeyler değil yani.

dücane cündioğlu, türkiye'de son dönemde yetişmiş gerçek entelektüellerden birisidir. zaman zaman tarık zafer'de yaptığı programlara katılmıştım. bir kaç kitabını okudum. haftasonları yazdığı yazıları takip ederdim.(geçen sene bıraktı)

bu adamın yazdığı yazıları okuyun. antichrist filminden giriyor, gazali'den çıkıyor. farklı bir bakış açısı var. bir ara tv net üzerinde de zaman zaman katılıyordu. tv.net üzerinden bulabilirsiniz.

şimdilerde ise adalar'ın birisinde tek başına bir evde yaşadığını okumuştum..

Bkz : Algıda seçicilik

Etrafına bakarsan 7 - 77 herkesin futbol hakkında konuya çok hakim olduğunu, geçmişteki maçları, oyuncuları bilgileri olduğunu görürsünüz.

Eğer siz de bu konuda yüksek ilgi seviyesine ve algıya sahip olursanız eminim ki önemli ayrıntıları, noktaları kolayca anımsarsınız.

en.wikipedia.org

Bahsi geçen arkadaşlarda vardır demiyorum, aklıma geldi diye şeettim.

görsel hafıza bence.

Erkek öğrenciye vermeyip bağyan öğrenciye vereni daha acayip bence.

adamın o kira gelirine çok fazla ihtiyacı yok, evini de herkese emanet etmek istemiyor. tok satıcı, yapacak bişi yok.

hayır son sınf,calısıyoruz,2bayan falan. dinlemiyo bide,hatta bugun adamla konustuk eve baktık,içindeki kiracılarla muhabbet kurduk tutucaz,fiyat görüşcez,kadın aradı,eşim söyleyememiiş biz bekara vermicez evi diyo,e öğrenci-bekar ne haltsa napcak kemircek mi evi
adamda da o ne iktidarszlıktır yahu

hiç muhatap bile olmaya değmez o tip bi insanla. bırak onu da evini de. ev mi yok anasını satayım.

hatta bence arayıp "pardon ama evinize sokayım" de.

saydırmak için aradım,o ara çok dar olan küfür repertuarımdan saydırıyordum,olaydan tamamen bağımsız kızı aloo dedı korkarak.telefonu kapamıs serefsız.
bu arada harbiden ev yok

küfretmek için aramadım zaten,acana kadar kendı kendıme soylenıyodm,ki ben bana ev vermemesine degıl,aksama kadar evi göstermek için bekletti,fiyat gorusmek için saat verdi,buluşma saatınde ben eşinden durumu öğrendım,kendisi telefonu kapatmış vs.
gün boyu onu bekledim,birkaç alternatıfim olasına ragmen gidip görmedim bile vs.

İlk soruya yönelik bir çok cevap var, en çok kabul gören ve bahsi geçeni ilk üçlemeyle ikincisi arasındaki dönemde ışınkılıcı düellosu pratiği (tabir götten uydurma) yapılamadığı için dövüş sahnelerinde bir kalite düşüşü olduğu. Böyle kotarılmış yani kendilerince, aynı cevap biraz eğip bükünce sizin sorunuz da cevabı olur.

Yoda'nın yaşlanmasını bilemeyeceğim de kafaları yiyor yalnızlıktan, eki ekiler ondan.

kitapları okumadım, filmler üzerinden bahsedeceğim.

star wars'un ilk üçlemesi bir nevi masaldır. köyünden hiç ayrılmamış, saf bir gencin maceraya atılıp kötülerle savaşını anlatır. filmin sonunda ise prensesi kurtarıp kötüleri yener ve madalyayla ödüllendirilir.
gerçekten öyle mi kesin bir bilgim yok ama, ilk üçlemenin çekilirken ikinci üçlemenin hesaba katıldığını sanmıyorum. yani ortada uzun geçmişli bir anakin yok, sadece yarı makine-yarı insan bir kötü var. dediğim gibi bu bir masal olduğu için de, iyiler her zaman kazanır.

yoda'nın ise klasik bir "çılgın bilge" stereotipi olduğunu düşünüyorum. kung-fu filmlerinde olur hani. eminim lucas bundan fazlasını düşünmemiştir.

son olarak bir de darth vader ile ilgili kıvırmalardan biri de, eli kolu kül olunca makinelerle donatılıyor malum. işte normal vücudu yerine makineler olunca da midichlorian seviyesi azalıyor, o yüzden eski gücünde değilmiş.

Daha önce defalarca sorulup cevaplandı, aratırsanız daha net bir şeyler bulursunuz.

Genel bağlamda söylenenler şöyleydi; evet, yazılımsal olarak mümkün, ancak ses kalitesini oldukça bozulacağını ve hoparlörleri pek muhtemelen patlatacağını göz önüne almak gerekiyor.

En temizi gidip temizinden bir 2+1 alın.

Tabii bilgisayardan kastınızın dizüstü olduğu varsayımıyla yazdım.

srs audio essentials.

hoparlörleri patlatabilir. patlayan hoparlör cızırtılı ve bozuk ses çıkarır.

bazı anakartlarda biostan da kısılmış olabiliyor ses sınırı, bu nedenle bilgisayarı açarken biosa girip buna dair bir seçenek var mı diye göz atmanızda fayda var.

teşekkürler.

dfxaudio enhancer kullanıyorum ben gayet de memnunum.

matematik sınavından dolayı ve kat sayı değişmesinden dolayı puanlar büyük ölçüde değişecektir.

445 ile 10 000 e girebilmek zor gibi ama belli de olmaz.Ygs de bu yıl millet döküldü.Lys leri geçen yıllarla kıyaslarsak kolay olduğu söylenemez.Puanlar elbetteki düşecektir.Biraz da istediğin bölümün ne olduğuna bağlı.

mesela geçen yıl hemen hemen her bölümde 10 puanlık bir düşüş oldu ki bu yıla göre zor değildi sınavlar.

Sıralamadan ziyade Bilkent'in kapsamlı bursu söz konusu benim için. Ondan hep.

ilk 10 bin civarı pek değişme olmaz diye düşünüyorum. başarı arttıkça puanlarda oynama olmuyor. bahsettiğin 25 puan fark fazla. fakat kat sayı meselesini de katmak gerekir ki onu bilemeyeceğim. o konuyu ben anlamadım kaldırdılar mı kestiler mi.
biraz zorlar ama umut var gibi.

Tabii bu 440-445 geçen seneki puanlara göre şeedilmiş motorlarla şeedildi.

sayısalcı olmama ve hiç çalışmama rağmen toplam 71 tane işaretledim, coğrafyada boşum yok..

edebiyatta eleyici birkaç soru vardı.çok fazla eser içeriği sorusu vardı.paragraf sorularının şıklarında da yorumlama vardı.

iyi gecti diyelim.

ben de sayısalcı olmama ve hiç çalışmamama rağmen 71 tane işaretledim. coğrafyada 2 boş var.

sayısalcıyım,boşum yok bakalım artık

Oha lan TM'ci olup ben mi tereddütteyim bir tek?

ben geçen sene sayısal hazırlanmıştım ve çok çok rahattım, fena bi sonuç gelmemişti. bu sene ise tmden hazırlandım ve stresle girdim sınava, beklediğimden kötü geçti.

özellikle edebiyat soruları zor sayılırdı, özellikle eser soruları. coğrafyada da birkaç şüpheli soru vardı. sonuç olarak bi TM'ci olarak benim de için rahat değil.

edebiyatve coğrafyada 1 boş var.

sayısalcıyım, hiç boş bırakmadım umarım patlamam.

sütlü

sade.

filtreli kahveyse sade, neskafeyse sütlü içerim

az miktar süt ile.koyu olması lazım

bol sütlü. rengi açık olması lazım.

sade yi içemiyorum. içeni de çözemiyorum. o nasıl bir acıdır?

sütsüz

azıcık sütle içerim.

sütlü akşamsa, sade ve şekersiz sabahsa..

sütlü

sütlü

Sütlü. Hatta italyanlardan aldığım bilgiye göre sabah kapüçino içilirmiş efendim.

Sutsuz, sekersiz

tüm kahveler, çaylar vesaireler...

sütsüz, şekersiz.

sütsüz, şekersiz.

Sütsüz, şekersiz, kremasız falan, direkt kahvenin bitkisini yiyeceğim utanmasam :(

zaman zaman sütlü, zaman zaman sütsüz, her zaman sekersiz.

sütsüz içerim ama bir latte gerçeğini de yok sayamam vesselam.

sütsüz, şekersiz, susuz ve çektirmeden. kahve tanelerini ağzıma atıp çiğniyorum öyle :))) şaka şaka. ilk ikisini ciddii al sadece :)

*bungee

Şuradan takip edebilirsin;
www.facebook.com

35 krediden az alamamanız lazım öğrenim anlaşması gereği. Ana şartı odur hatta, hibeyi geri istemeleri olası.

Geçip-geçmemenize bağlı olarak kalan %20'yi alma şansınız var, minimum üç ayı tamamladığınız takdirde tamamını isteyemiyorlar, kalan kısmı üzerinden erken dönerseniz geri ödeme yapmanız talep ediliyor.

ben bugune kadar hibenin geri alindigi kimse görmedim.ama bu demek degil ki olmaz. sadece bilgi veriyim diye seyettim.

Bu dersi aldığına dair bir yazı gönderebiliyorlar mı? Çünkü bildiğin gibi geçip geçmemen önemli değil, önemli olan 30 kredi ve üstünde ders alman. Bir de eğer imzalatılmış şekilde learning agreementı okuluna geri vermişsen zaten sorun kalmaz. Sonra kimse ekimde sınavı olan dersi kontrol etmez.

Dersi aldigima dair bi yazi alsam olay bitecek gibi agalar

hwieg'nin mesajından sonra düşündüm de kredi sınırı 35 değil, 30'du. kusuruma bakılmasın.

hızlı yersen doyma hissin oluşmaz bu açıdan bakınca kalkıp gezinme huyun faydalı, ara verdiğinde biraz olsun midene yerleşir yediklerin. ara vermek yerine yavaş yemek daha iyi tabii ki. ha bir de, yalnız yemek yeme. masadan kalktığında 'nereye?' diye soracak biri olsun. belki bu şekilde bu huyundan vazgeçersin.

Daha uzun sürede yemek herhalde daha iyidir de yemek yerken sıkılan insan hap hup efektleri eşliğinde, çiğnemeden yer yemeği. O pek sağlıklı değil sanki.

kilo alma problemin falan yoksa iyi gayet. hızlı yedin mi daha fazla yiyosun çünkü. ara verirsen o sorun nispeten azalıyor.

Oynama okudum şaşırdım. Yaptığın iyi bir sey aslında kilo Alman'ı engeller.

ne iyi, ne kötü. karakter özelliği sadece.

kablosu ezilmiş, temassızlık yapıyo olabilir. bi kontrol edin ;)

Başka bir USB portuna takıp deneyin.

Kablo kopmuştur.

çok düz bi şekilde düşünüyorum ki başka bi ihtimalim de yok zaten. yaklaşık 15bin falan.

Geçen sene çok ağır sıçmadıysanız 25-30k geçersiniz bence, ilk 20000'in dışında kalacak kesim LYS-1'de ciddi sıçışlar yaşadı. Tabii LYS-2 yahut -3 daha yapılmadı, o yüzden ne söylesek havada kalacak.

Daha çok entry oku, bunu kendin özgün bir biçimde bulmalısın, kendi tarzını yarat, verilen belli bir kalıp içersine oturtmaya çalışma.

kimsenin entry girmediği başlıklara gir. mutlaka birçoğu hakkında internetten bilgi bulurusn, onları paraphrase et.

edit: kimsenin entry girmediği derken, yeni başlık aç anlamında değil. 1, 2 entry girilmiş başlıkara entry gir demek istemiştim.

kimsenin entry girmediği başlıklara girme. çaylaklık entrylerinde yeni başlık açmaya pek iyi gözle bakmazlar. bir şeyin sadece bir tanımı yoktur.

Sözlük'teki bilgi birikimine katkıda bulabileceğinize inanmıyorsanız, boş geyik yapmak için hiç bulaşmayın. Sonra "Sözlük bitmiş yea abi."ci olursunuz.

Gülünecek bir şey varsa biz de gülelim arkadaşlar.

bence oku sözlüğü bol bol, formatı algıla böylece bunu sorma ihtiyacında olmaz, yazar oluncada yazarlığın uzun süreli olur.

ukteler var seç beğen yaz :)

çaylaklar ukte dolduramaz.

ancak tanım derken örnek de verebilirsiniz.

mesela uzun olmasına rağmen şarkı sözü de içerdiğinden : www.eksisozluk.com

sıradan bir başlığa bir tanım girmişim: www.eksisozluk.com

yine kısa bir tanım ağırlıkla örnek: www.eksisozluk.com


gibi.

Gir başlığa; KARPUZ
Entry: KÖTÜ BİR TUZLUKTUR
saygılar.

ihtimal hep var da açıkçası zarar etmeyi göte pardon göze alacak kadar sağlamsan sorun olmaz macera olur :))

kıbrıs da bi ihtimal de, ben fon, faiz falan düşündüm.
çekin vadesi 1 ay.
1 ay boyunca çekin olmamasından kimsenin haberi olmayacak.
bi ay sonra parayı koymak lazım yerine.
şeytan çok fena..

1 buçuk milyonu hayatta karşılayamam want2die :)
sonu hapis olur di mi olumsuz bişey olsa.

Siktir et müdür, 900k'lık çeke dilediğinde rahatça ulaşabilecek konumdaysan oradan gelecek paraya ihtiyacın yoktur senin.

evet kanka direk hapis olur. madem hapse giriceksin çeki bozdur sonra ver elini maldivler. girersen en azından sağlam macerayla girersin.

edit: manyakmısın hacı ne işin var,risk alma otur evinde. sonra burda duyuru açıcaksın ''arkadaşlar polis peşimde kalacak yer tavsiyesi lazım'' diye

900 bin doları alıp meksikaya kaçsanız?

bu yapacağın ortaya çıkarsa ve üstüne üstlük zarar edersen seni götten men ederler önce bunu bi iyice bil. ve zaten buraya sormandan anlaşılacağı üzere bu işlerin acemisi olduğun her halinden belli oluyor, bu işi %99.9 sıçışla sonlanır.Olan senin göte olur yazık olur. Deneme bile.

çeki kırdırdığında patronun haberi olursa (ki o miktarda çek alacak patronun olması lazım) çek yerine başka şeyler de kırılabilir.
para bu kimi nasıl konuşturacağı belli olmaz.

900.000 $. bak böyle yazınca daha fazla göründü. bence meksika iyi fikir.

lan öyle bir şey olabiliyor olsa factoring şirketleri keriz mi? onca finans kurumundan hiçbiri mi düşünemiyor yani? elbette ki 1 ayda risksiz olarak getireceği her türlü getiriden daha fazla bir tutara kırarlar o çeki.

ha kırdırırım, sonra da borsaya girer ikiye katlarım dersen yiyorsa yap. batırırsan kan alırlar. yok ben kırdırıp repo falan yapayım dersen, zaten emin ol ki kazanacağından daha fazlasına kırarlar.

o şirketin yöneticisi idi, cartı idi curtu idi onların aklına gelmiyor biz bu 900 bin doları kırdırıp bir an önce kara geçelim deyu ama senin aklına geliyor.
sen de düşünme böyle şeyler. hatta 900 bin doların üstüne bir şeyler koysan bile bence yaptığın şeyden için rahat etmeyecektir.

850.000 e bir ayda faizle fonla 50.000 katabilirmisin?

(bkz: sen gelme ulan ayı)

orgy'lere piknik denir burda. sen yenisin sanırım.

Gecenin bir yarısı ilgi görmek için troll'lemeye çalışıp onu bile beceremeyen insanların olmadığı bir dünyada yaşıyorlar sayende.

@check minus süpersin.

ben mathilda için geliyorum tüm zirvelere sizi bilmem :)

edit: bu arada ekşiden biri harbi bu arkadaşı terslemiş sanırım, yapamazsın falan mı dediler arkadaşım?

Asosyallik kafana vurmuş senin bi psikiyatriste falan görün sen. Okuldaki arkadaşlarınla nasıl tanıştın ? Ulan aynı sınıftasınız diye gidip tanışılır mı olum? ahahaha :) ya onu bırak, mahalledeki arkadaşların falan ? Ulan mahalle ya,başka bir şey değil yani, nasıl tanışırkin insan...? E mk kimle nerede ne zaman tanışacaz ? Belli bir kitaba mı uyduracaz bu işi ? Millet istediğiyle istediği vakit tanışır, seni ne ilgilendirir ki ? yoksa zirvede birisi falan mı tersledi?

@harrp

Yahu en azından bir ortak noktan var. Aynı sınıfta okumak gibi, aynı mahallede/apartmanda oturmak gibi, aynı ofiste çalışmak gibi vs. vs. Yani iletişim yüzyüze ve ortak bir alan var. En azından tahmin edilebilir ön bir güven oluşmuş durumda değil mi?


Pekiii akşamdan sarma hazırlayıp bu sarmayı kimin yiyeceğini dahi bilmeden hazırlanıp piknik zirvesine gitmekle bu anlattıkların eş değer şeyler mi?

Ben hatun düşer diye gidiyorum ama hep sarma yiyiyorum, beyler :(

bırak ya. bunlar bi kere de rakı maç zirvesi yaptılardı. buradan görmüştüm ben de. ahlaksızlık diz boyu. kadınlar çok anlarmış gibi alkol alıyorlar, erkekler "şunun kafası güzel olsa da hmpfs!" modunda falan. sokaktan masayı gördüğüm gibi lanet ederek uzaklaşmıştım ben de. oradan da bara gitmişler leş gibi içmeye yine. bi de piknik falan yapmışlar, nasıl bir eziklikse artık.. teallam. ben şahsen şöyle düşünüyorum; "hiç tanımadığım birinin yanında niye içeyim ki? ya evime kadar takip ederse?"

alksjdlaksjdalksjd

Burada da iletişim halindeyiz, sürekli bir iletişim var ve istenirse ortak bir alan yaratılır. Şahsen bende buluşmalara falan gidecek değilim, gitmem de, ancak gün gelir, acayip sıkılırım, eş dost ortalıkta yoktur gelir buraya yazarım içecek birileri aranıyor diye. Çekinmeden de giderim. Tabi buluşmada dolma börek işi biraz bokunu çıkarmak oluyor. Ama türklerin adetidir böyle konularda abartmak napalım.

yeni insanlarla tanışmayı asosyallik olarak gören insanları da görüyoruz. fazla bilgisayardan beyin sulanmış zaar

şimdi sana desem ki gel sevişelim gelmez misin ?

@stayout, ben gelsem ? sütyen ölçünü pm ile bekliyorum.

tanışmak için gidiyolar panpa. çoğu hatun/adam indirmek için gidiyor ama, hadi sözlükçüler, kabul edelim. ben gitmiyorum mesela çünkü hepsi "ayyy ne tatlı/salak çocukkk ergennn" deyip sevicek falan.

ben gitmiştim bir keresinde güzel geçmişti. ortam güzeldi.

su mesajlardan sonra katilimci profiline bakinca arkadasa kismen hak verir oldum.

tamam hadi üzülme sen de gel. ama bu seferlik...

black books
sonuçta toplam 6 saat sürüyor

black booksu izlemedim ama it crowdu şiddetle tavsiye ederim, kuzenlerim arkadaşlarım vs. birkere izleyen herkes açıp açıp izlyiyormuş arada

edit: @leadri +1 it crowd'u 4-5 kere baştan izledim. her defasında anıra anıra güldüm.

önce it crowd izle. ikisinden biri daha komik diyemem ama black books biraz daha sert(tam sertte değilde bulamadım karşılayacak bir sıfat) olduğundan önce black books izlersen it crowd izleyince gondoldan inip çarpışan otoya binmiş gibi olursun hiç bişey anlamazsın. yani tadını çıkartamazsın.

it crowd'u 4-5 kere baştan izledim. her defasında anıra anıra güldüm.

black books'u 1 kere izledim. bi daha izlemem büyük ihtimalle. iyi ama it crowd'un yanına yaklaşmaz -bana göre-. öyle çok anıra anıra güldürmedi daha çok gülümsetti yani.

hepsinden öte how not to live your life isimli diziyi izle. en çok güldüğüm dizi budur. müthiş bişi.

how not to live your life +32533345
ikisi ile karşılaştırılamayacak kadar mükemmel.

how not to live your life +onyüzbinmilyonbaloncuk

black books

Black Books.

Sahada 90 dk futbol oynamak için antremanlarda çok çalışman lazım.
30 euroluk topçu olman içinde çok çalışmış olman lazım.
Öyle kolay meslek olsaydı herkes futbolcu olurdu.

Egemenin yaşında 22 tane adamı o sahaya koy 45 dk dayanamazlar. Yani 90 dk oynuyorsun diye vermiyorlar o parayı.

e buna mı şaşırdın?
adam sene başında peşin 1.3 milyon euro alıyor. hiçbir şey yapmadan.
peki fiyatların uçma sebebi talep.
futbol piyasası yüz milyar dolarlık cirolara sahip. bu cirolar nasıl meydana geliyor? çünkü futbola ilgi var. adam forma alıyor para, maça gidiyor para, evde maç izliyor para.
e bu kadar gelirin olduğu yerde esas adamlara düşen paylarda artıyor haliyle.

şimdi şöyle söyliyim. forma satışı ve yan ürünler, bilet satışı, yayın ihaleleri ile toplanan paradan küçük bir pay bunların aldıkları paralar.

bazı futbolcuların bilerek takımlar arasında dolaştırıldığını düşünüyorum. sırf ürün satışından gelir elde edilsin diye.
(bkz: david beckham)

Ya topçu olucan, ya pop'çu diye bişey vardı eskiden.

Bu arada ülkemizdeki yabancı sayısındaki sınırlandırmanın da bunda etkisi var. Kaliteli türk futbolcu bulmak zor. Bulduğunda da kaçırmamak için köklüyosun sözleşmeyi. Egemen geçen yıl 2.5'e yakın bir para aldı. Belçika'da , Hollanda'da falan olsa 800.000 ancak alırdı.

türkiyede 350.000 lisanslı topçu var
süper ligde 18 takım var.

Bunların ilk 5 i böyle paralar verebiliyorlar.
bu 5 takımın her birinin 25 kişilik kadrosu olsa
10 u yabancı olsa
15 türk kalıyor

Bu 15 türkten 7 si egemen gibi para alsa

7 futbolcu x 5 takım = 350.000 de 35 kişi bu parayı alıyor.

Taş çatlasa 36-37'sine kadar oynayabiliyor futbolcular, Egemen yanlış hatırlamıyorsam 30'larına merdiven dayamış bir oyuncu ve her ne kadar Bursaspor günlerinde fena olmasa da bahsettiğin miktarda bir ücreti son birkaç senedir kazanıyor, birkaç sene sonra da çok büyük bir düşüş yaşayacak gelirinde.

Futbolculuk zor meslek bir de, adamlar haftadan haftaya senin, benim halı sahaya gittiğimiz gibi gitmiyorlar.

Egemen'den banane tabii, orası da ayrı.

Bence normal. Hatta fatih terimin milli takımda aldığı para dert olmuştu millete. Çok mu fazla? Evet, yani 10 yıl önce figo 56 milyon dolara transfer olmuştu ki, şimdikinin ronaldo transferinden daha büyük bir paraydı.

ayrıca mehmet demirkol'un dediğine katılıyorum, futbolcu maaş piyasası şişti türkiyede, çok şişti, artık kaldırmıyor bu şişmeyi.

Var editor, kim yok diyor yahu sürekli?

Ayrı indirmek gerekiyor Steam'den yalnız.

steam'da arattıgımda cıkmıyor

arkadaş : bence o kadar da zor değildi. yetiştirebildim. mat 1 boş. geo biraz zorladı..

Geo zordu.matematik orta zorlukta

Garip bir şekilde hiç olmadığı kadar kötü geçti matematik, geometri ise kolaydı bende normalde 25'i bile zor görmeme rağmen 28 bekliyorum. Bu arada ln'li limit sorusunun cevabını ne yaptınız?

@Adramelech_
@Haldamir

x-1 i ln'in altına 1/x-1 yazıp üstün ve altın ayrı ayrı türevini aldım (L' Hospital Kuralı).1'i yerine koyup 0 buldum.

Yanlışsa özür :)

vay arkadaş. iki derste de normal yaptığımdan daha kötü yaptım. matematik 15 boş vardı ne oldu, nasıl oldu, zaman nasıl geçti anlamadım.

geometride de 5 boş.

@Mehmet_Can gibi yaptım ben de, sonuç da aynıydı.

Hah aynen bende onu 0/0'a dönüştürüp L'hospital'dan 0 buldum. Iyi bari normalde limitte pek şansım yaver gitmezdi :)

Soruya cevap vermemişim; kötü panpa, deli atarlı girdiydim +70 diyerek, 10-15 boşum var temizinden. Ağır göt oldum.

ikinci senen mi?

maalesef.

Panpa çalıştıysan da sıçarım gibi geliyorsa o neyi bilmediğini bilmemenin şeysidir, yok çalışmadıysan geçmiş olsun diyeyim.

Olm işte ikinci kez üzerinden geçiyorum matematiğin şöyle bir, türeve falan bakıyorum, yaşım olmuş 22, asimptotu şimdi öğrendim neymiş ne değilmiş diye. Çok kekmiş amk, üzüldüm.

Öyle yani.

Çalışmadıysan geçmiş ola diyyim.İmkan varsa özel üniversitede oku zaten 1 yıl dershaneye gitsen aynı para gider.Tabi 1 yıl için sadece :)

peder zenginse mesele yok girersin bir ozele okursun sonra yatay yaparsin devlette hic kazanmayi bile dusleyemeyecin bolumlere simdi artik para varsa embesiller bile okuyabilir ustelik orta duzey cogu ozel universite egitimi ortalama bir devlet okulundan cok daha iyi

ben okurken oyle aparatman unilerden yatay yapan tipler vardi 3.80 3.90 ortalamaalrla gelmisler 1 yil okuyup bu tipler parayla satin aliyor bileti milletin cocugu lys ile al sana turkiye parasi olmayan da okuyamayip sanayiye tamirci giriyor

bir arkadasin kardesi apartman ozel unide okuyor okula hic gitmiyor sinavdan sinava ortalama 3.20 bu boyleyse giden kimbilir ne olur bu sistemin ben ta aq

peder zengin degilse sictin

ygs de ilk 5000 deyim ama sonra kıçımı yaydım. büyük ihtimalle seneye artık.

Merak etme yalnız değilsin +1 var burada

lys ne lan?

kardeşim var o da +1

Spoortam +1

ben de sıçıcam ya sıkıntı yok

dostum çok aksiyon filmi izliyorsun sanırım.

Bu cevap verilebilecek bir soru değil.

baba

Fark etmez.

en yasli olani.

@kratos

nick-cevap uyumu :)

Ailemden bir kişiyi öldürecek ve bunun vebalini benim/ karar verenlerin üzerine atabilecek tıynette bir örgütse benim adını verdiğim kişiyi öldürecekleri ne malum?

annem ve kardeşim gerekli bilgileri bile verebilirim

Önbellekten bakın google'da işte?

nasıl bakacağım ki öyle ? bilgisayarımın önbelleğinde kayıtlı değil. google kaydetmiş sanırım.

googleın kendi önbelleğinden bakabiliyorsunuz.

linkin sağında varmış cached diye bir yerden hallettim, teşekkürler.

Sen yıllarca saçma sapan derslerle vaktini harcarken o adamlar hayat üniversitesini bitiriyor. İnsan sarrafı oluyor , ticaret erbabı oluyor bence sebep bu.

onlar kendilerine güvenmişler bu konuda ve başarılı da olanları var. Ama üniversite apayrı bir olay. Bir işadamı olmak için üniversite bitirmeye gerek yok, üniversitede öğretilen bilgiler de böyle bir amaca hizmet etmiyor kanısındayım. Nedeni başta belirttiğim gibi, özgüven, ayrıca buna sermayeyi de ekleyebiliriz. Tabi bunların hepsi benim düşüncem.

İyi ve tutacağını düşündüğün bir fikrin varsa direk işe girişebilirsin. Ancak diğer türlü belirli bir vasfa sahip olursun, yani okursan... Onunla şansın daha da artar. Yani sanayiyi işletenler hep ortaokul mezunu olabilir, ama bu ülkedeki işsizlerin neredeyse hepsi de ortaokul mezunu?

üniversite dediğimiz kurum işadamı yetiştirmek değil ki. aslen bilim adamı yetiştirmek için var. şayet amacın bir meslek sahibi olmaksa meslek liselerine
yüksek okullarına gitmen lazım. ama günümüzde bu bmyle uygulunmıyor o ayrı konu.

üniversitelerdeki eğitimin neye hizmet ettiği belli değil. gibip üniversite gençliğine bakınca durumun ne halde olduğu da ortada. o yüzden iş okumakta ya da okumamakta değil.
kişinin kendinde. zek ve girişimci. fırsatları değeerlendiren ve kendine güvenen biri olmak gerekiyor. ama hayyattaki amaç para kazanmaksa birşeyler yanlıştır benim görüşümce.

okuyabilecek kadar sabırlı adamda cesaret olmuyor. cahil adam cesaretle ticarete girip yolunu buluyor.

maddi kriterleri göz önüne alarak konuşuyorum, bahsettiğiniz eğitim seviyesindeki insanlarin çok ama çok büyük bir kısmı alt veya alt orta kesim diye adlandırılıyor. Bahsettiğiniz insanlar istisnai durum oluşturuyor, algınıza takılıyor falan hep.

memento.

forrest gump

Mr. Nobody

the fall izlemeden ölürsen götüne bir pamuk da ben tıkarım.

topsun falan demem de

cecil b. demented

arkadaşlar ağır konuşmuş. ben de onlara karşı atağa geçeyim:
scent of a women (kadın kokusu)

oldeuboi
oldboy

Kader

In Bruges

inner circle.
blade runner
dark city
korkuyorum anne
zelig

Bu filmi duyuruya cevap olarak 5. defa yazıyorum. "500 days of summer." Kendime engel olamıyorum.

snatch
12 monkeys

Bu duyuruyu silersen topsun olm. :)
Bi de film yazayım bari.
Death Proof

Göremedim ama kimse Léon ya da Beetlejuice lafı etmemiş sanırım..
İzlemediysen şiddetle tavsiye edip,hayatımın filmleridir diyebileceğim iki filmdir...

12 angry men güzeldir

anime yazıldığı gibi okunuyor. "anime" şeklinde. diğerini bilmiyom.

hep "varez" diye söylendiğini duydum ben.

anime fransızca köklü panpa esasen, ama japonların animesi meşhur olduğu için japoncada, türkçe'deki gibi düz anime diye okunuyö; fransızcasını bilmem.

varez dediydik hep yıllardır, herhalde öyledir.

film ve altyazının fpslerinin aynı oldugundan emin ol

uyumsuz altyazı indiriyorsundur. filmin senkron oranına ve adına göre indirirsen sıkıntı olmaz.

örneğin: Film.Adi.[2008]DvDrip-aXXo film adını indireceğin altyazının açıklamalarına yazıyorlar. Şu filmlerle uyumludur diye. ona göre indirebilirsin.

Önce altyazılara bakın izleyeceğiniz dildeki, ona uygun sürüm görüntüyü indirin.

öncelikle cevap yazan arkadaşlara teşekkürler. yalnız ben altyazı sitelerindeki bütün altyazıları indirip denememe rağmen yinede senkron sorunu ortaya çıkıyor. mesela son indirdiğim film youtube'da vardı ve ben youtube'dan idm aracılığıyla indirdim. bu filme hangi tür altyazı indirmem gerekiyor?

Youtube'dan film indirmek ibretlikmiş panpa, torrent'e geç ufaktan.

Morrowind.

şimdi neverwinter nights 2 diyeceğim de dragon age serisini çok beğendiysen bunu sevmeyebilirsin. yani bu biraz daha hardcore ad&d kurallarına göre ve çok aksiyon yok. assassin's creed oynamadıysan tam sana göre.

witcher serisi ..

(bkz: fallout 3)
(bkz: fallout new vegas)

Bioshock denemek isteyebilirsin. Yada Fallout: New Vegas a alalım seni :)

gözlerine olan zararını geçtim, gözlüksüz muhtemelen görünmeyecektir o minik nokta. o yüzden bir takım aplikasyonlara ihtiyacım var.

illa canli canli mi izlemek istiyorsunuz?
internette canli yayin streamler var ilgilenirseniz.

evet ya canlı izlemek istiyorum, gerçeği varken internetten izlemek garip olmaz mı? o zaman vidyosunu bulup izlerim bi ara, bi anlamı kalmaz bence.

rasathane.ankara.edu.tr

Gözlem kutusu sistemiyle belki yapılabilir bir şeyler, ancak çok küçük bir düzlem üzerinde Güneş'e oranla çok küçük bir nokta ne kadar gözlenebilir, bilemedim tam.

"Gözle görürüm yeaa"cı arkadaşlara; linkte şekil-4'te ne kadar ufak olduğu görülüyor noktanın, parlaklığını falan göz önüne alınınca imkânsıza yakın bir şey.

Çoğu üniversite açacaktır rasathanelerini, büyükşehirlerden birindeyseniz araştırın; denk gelir muhakkak.

"Senle aynı dertten muzdaribim uii, göt kadar ilçede yaşıyorum." ya da "Ne uğraşıcam yea" derseniz streamler en kolay çözüm.

lithuanian vardı güzel :)

(bkz: cardinal melon)

(bkz: keglevich melon)

Valla votka kadar boktan bir icecek görmedim ben. Ha illa içeceksen sek iç. Sakın karıştırma bişeyle kusarsın sonra.

Paran varsa SMIRNOFF al da başka bir şey içip vodkadan tiksinme.

birader adam votka tavsiye edin demiş kimi likör markası yazmış, kimi ispirto yazmış.

kardeşim votka içiceksen russki standart yada stalichnaya içiceksin.

öyle gay gibi içine meyve suyu felanda karıştırılmaz. shot yapıcaksın. mümkünse yanınada bi kerede yutacagın meyve kombine ediceksin.

kakoy +1, diğerlerini dinlersen votka ne kadar boktan içki diye gezenlerden olursun.

Kakoy benden farklı olarak meyve tavsiye etmiş. Şimdi bu votka meyve olmadıgı için boktan oluyorsa zaten sıktığın gitsin. Yok meyve olmadan da tat alabiliyorsan laf çarpmak niye

ruski standart +1.

bence sek gayet güzel, ben genelde bir yudum sek votka ve bir yudum meyve suyu içerim. kavun, ananas gibi meyvelerle de çok iyi gidiyor.

edit: votka meyve ya da meyvesuyu olmadan da gayet güzel bence. votkaya alışında bira zulüm gibi geliyor.

(bkz: russki standart platinum) iyidir. iyice soğutup sek dene hoşuna gitmezse karıştır damak tadına göre bişeyle.

kakoy +2

Gördüğün yerde kaçırma kesin al ve dene; Nemiroff

kakoy çok doğru söylemiş, stalichnaya candır.

Daha iyi bilen yetkili ağbilerim gelene kadar, sonraları silmek üzere: Halk kütüphaneleri vardı bissürü, bir de yanlış hatırlamıyorsam Kadıköy Belediyesi'nin var bir ya da daha fazla kütüphanesi.

vaktiyle aziz beker kütüphanesi vardı, hala açık mı bilmiyorum. 90larda uğramıştım ben, gerisini sen düşün. rıhtım tarafında, muhtemelen misak-ı milli sokaktaydı.

misak-ı milli yani barlar sokağına deniz tarafından girince soldan ilk ya da ikinci sokakta vardı. yaklaşık 7-8 sene evvel hala yerinde midir bilemem.

www.eksisozluk.com

Madmen.. Ben de bi dizi yolklugunda baslamistin kendisine:)

Breaking Bad'e başlayın ufaktan, 15'inde son sezonu başlayacak. Herhalde siz de finale doğru yakalamış olursunuz. Misler gibi olur.

continuum başladı fena değil gibi gidiyor 2 bölümdür belki fringe'in yerine oynayabilir.

yazını klasiklere ayırmanı öneririm:

*the wire
*oz
*the sopranos
*six feet under
*battlestar galactica

haklısın.

normal değil, çok saygısızca ve terbiyesizce bi durum bu. kediyi sahiplen, bak yedir içir, ölünce de bedenini makina gibi kullan.
fakat sitede ki o görsel... gülesim geliyor ardından kendime kızıyorum. sinir bozucu bi durum.

Normal bir şey bence. Ben ölünce benden de uçak yapsalar keşke.

Hayvanları insanlar dolduruyor, bu arkadaş da içine makine koymuş ve helikopter yapmış, neden normal karşılanılmasın ki? Ha pamuk ha başka bir şey.

ben her şeyi geçtim nasıl acaba içini döküp sonra da makina bağlamış ben dokunamazdım bile

bence çok sapıkça.

gülmekten geberdim desem yeridir. final haftası psikolojisi de olabilir.

ben yoruma öldüm
''ölen karısını da boeing 747 falan yapabilir. dikkat etmek lazım.''

once guldum, sonra uzuldum. adamin pek bi duygusal bagi yokmus sanirim kedisine karsi. bi de ineklerin ustune dogru hareket ettiriyor. bi de konuyla ilgili film onereyim; www.imdb.com

Bahsi geçen görselle NTVMSNBC'deki haber başlığı çok komikti lan, ayrı ayrı güldüm ikisine de bayağı.

yurt dışında çok karşılaşılan bir olay, ölen hayvanı doldurup saklamak.
bence saçma.
sürekli doldurulmuş ev hayvanı görenler için normal bir davranış.
hatta yapan kişinin sanatçı olduğunu düşündüğümüzde oldukça verimli bir davranış gerçekleştirmiş.
quadrocopter açısından bakarsak oldukça problemli bir zamazingo olmuş.
kedilerin aerodinamiği de o kadar iyi sayılmaz. kötü bir tercih.

öluye sayginin gömmek olmasi zorunlulugu olmadigi bu dunyada normal olabilir. ki öluyu gömmek insana özgu bir seyken. yargilamamak lazim.. Tek dogru yok ahlak ve saygi konularinda.

ertesı gun hapı her zaman ılıskı yaptıgın zama alınmıyor. ayda 1 dıye bılıyorum. cok zararı oluyoır yanı. prezervatıfsız ılıskı kurmakta garıp oluyor. garıp ısler herkesın kendı ıstegı var işte. kımısı sexi uç noktada yaşamak ıster. onlar ıcın kotu oldu yanı bu durum

mesele kürtaj değil çünkü, olayın operasyon tarafından bakarsanız tek mesele kürtajmış gibi görünüyor, ama buradaki mesele kürtaj, sezeryan ve daha bir sürü mevzu üzerinden -tecavüzün ne kadar basit ve tüh tüh tüh olmasaymış iyiymiş ama oldu naapalım modu da dahil- kadınların alenen aşağılanması, kuluçka makinesi olarak algılanması falan filan... adam sezaryene neden karşı mesela, bu ülkemizde sıklıkla gereksiz yere uygulanan bir operasyon olduğu için DEĞİL DE, sezeryan yapan kadın 3.yü doğuramaz, onun nüfus isteklerini yerine getiremez diye... Ayh ne yazsam boş tabii... erkek gözüyle baktığınız sürece kürtajın kürtaj-cerrahi-kazımak kısmında kalacaksınız.

kimse ay canım sıkıldı bir kürtaj olayım da geleyim demiyor, bu öyle canı sıkılanın yaptırdığı bir operasyon değil ama mecbur kalındı ise de kişinin kendi hayatı üzerinde vereceği bu denli kararı da devlete sorması olacak iş değil, rica ederim. o kadar mevzu varken memlekette, ne gibi bir sıkıntı yaratmış ki en önemlli konu olarak öne sürülğyor. bunun için yasaya gerek var mı , yahu?
cezanı mı çeksin, ne demek istiyorsunuz?
o kadar sorumsuzluk örneği var bu ülkede, işiçi ölümlerinde alınmayan tedbirlerden daha mı önemli ya da trafik kazalarındaki ölümlerden, rica ediyorum biraz mantık biraz. kimsenin sorumsuzluğunun bedelini siz ödemiyorsunuz ama onca aptala verilen ehliyet nedeniyle ölebiliyor, yaralabiliyorsunuz, şu hassasiyetlerinizi rica edeiyorum gözden geçirin.

Aptalların ve aptallığın hakkını değil, kişisel hayatı savunma durumu bu. Taviz çorap söküğü sistemiyle ilerler, bugün yapılan kişisel müdahale yarın gelir başka yerleri de vurur.

Bunu bilebilecek olgunluktasınızdır diye düşünüyorum. Nihayetinde, aptallık yerine kendi haklarını savunacak derecede olgunlar.

Ayrıca korunmasız ilişki bu ülkede kadının korunmadığı ilişki demektir genelde, erkeklerimiz korunmayı sevmez, illa korunulacaksa bu kadının görevidir. Korunma yöntemlerinin tamamı kadına bir şekilde hasar verir, ama mecburdur kadın yapacak bir şey yoktur. Kadın, adam istediği her zaman onunla birlikte olmak zorundadır, regl dönemlerinde kadınlar dayak yiyor bu ülkede biliyor musunuz? Ertesi gün hapı, herkesin ulaşabildiği bir şey değildir, kaldı ki ulaşılabilir bile olsa bir insanın hayatı boyunca 3'ten fazla kullanmaması önerilir, öyle zırt pırt kullanılacak bir şey de değildir.

kimse zevk için, hobi olarak hamile kalıp kürtaj yaptırmıyor... "kaza" sonucu hamile kalıyor hamile kalmak istemeyen kadınlar genellikle. tecavüz falan gibi olayları saymıyorum bile fark ettiysen...
istemeyen, yanlış bulan kürtaj yaptırmaz, bu onların hakkıdır, ama yaptırmak isteyenin de yaptırmaya hakkı olmalıdır, diğer insanlara kendilerini haklı göstermek zorunda dahi değillerdir.

konu o değil ki. şu anda da 3 aylık bebeği aldıramıyorsun zaten. 8-10 haftadan daha küçükse ancak... he ondan sonra yaptıran da vardır ama ona zaten biz de karşıyız. yoksa evet kimse "sevişelim de hamile kalırsam kürtaj yaptırırız" demiyor.

bu arada; ertesi gün hapı korunma metodu olarak görülmemeli. tecavüz sonrası, kondom yırtılması vs gibi durumlarda kullanmak için... yoksa efendim sevişelim arkasından ertesi gün hapı alalım olmuyor. olsa çok pratik olurdu ama çok zararlı olduğu için hiç önerilmiyor...

bu tip, herkesi ve her durumu kapsayacak uygulamalar, normal durumları değil, istisnai ve anormal durumları da kapsayacağı için genelde tepki alır. tabi ki "bile isteye korunmayıp da hamile kalan insanlar rahat rahat kürtajını yaptırabilsin" diye protesto edilmiyor bu.
ama doğum kontrol yöntemlerinin hiçbiri ama hiçbiri %100 etkili değildir. korunan kişinin de hamile kalma ihtimali vardır, tecavüze uğrayanın da hamile kalma ihtimali vardır.

ailemde yaşanan bir kürtaj hikayesi mesela; kadın 5 yıldır evli, çocuk sahibi olmak istiyor, korunmuyor. kocası bir gün eve geliyor ve pat diye "benim başkasıyla ilişkim var seni terk ediyorum" diye çıkıp gidiyor. bikaç hafta sonra kadın hamile olduğunu öğreniyor. naapsın? aile olmaya çalışan kadın, kendini aniden bekar bulduğunda çocuk doğurmak zorunda mı? o babasıyla büyütmeyi düşünerek hamile kalma kararı vermişti, hiç hesaba katmamışken bekar anne olmak zorunda mı?

bu bir kamu alanının genişlemesi, devletin heryere elinin uzanması, bunu ahlak üzerinden yapıyor gibi görünmesi. sizce de devlettin alanları yeterince geniş değil mi?

devletin özgürlükleri kısıtlaması olarak görmüyorum. hatta tam tersi, vatandaşların özgürlük kisvesi altında sorumsuzluklarını küçücük bedenlere ödetmesi olarak görüyorum. çorap söküğü diyen arkadaşa da empati yapmasını tavsiye ediyorum. bugün kendi tembelliği ve aptallığı yüzünden böyle bir karar alan insan bu rahatlıkla yarın öbür gün daha uç şeyler yapmayacağı ne malum?

şu duyurudan;

tecavüz olayına karşı çıkmam için tecavüze uğramış olmam,
hırsızlığa karşı çıkmam için hırsızlığa maruz kalmam,
enseste karşı çıkmam için enseste maruz kalmam,
cinayete karşı çıkmam için cinayete kurban gitmiş olmam,

gerektiğini anlıyorum.

vay anasını sayın seerciler.
aynı hava.. nefes almak.. israf.. tebrik..

bunu savunanların, ağızlarından salyalar çıkarak kurdukları cümlelerde insanın aklına inanın çook başka şeyler getiriyor, kişisel özgürlüklerin bu denli hafife alınmasını inanın kabul edemiyorum.
mevzu kürtaj değil mevzu kişi hak ve özgürlükleri, ama işin içine cisel ilişki girince mutlaka ahlak açısından da bakmak lazım, ahlak birtek onun üstüne, kadın bedeni aracılığıyla kurulur. pes, pes ,pes....

@holy senin gibi anlamak için başka organlarını kullananları görünce ben de aldığım nefese isyan ediyorum.

kürtajı tamamen yasaklamayacaklar zaten süresini 4 haftaya kısaltacaklar. doktor geçen tvde dedi 4 haftalıkken hamileliği anlamak çok zor. ki şu an 10 haftaya kadar yapılıyor ve geneli 8 haftalık iken oluyormuş.

ben de şahsen kürtaja karşıyım ama devlete ne aq. 10 hafta sınırı koymuşsun daha ne kasıyorsun. ayrıca bu kürtaj muhabbetinin de sırf gündem değiştirme olduğunu düşünüyorum. bir doktorlara danışır dimi, başbakan çıkıyor saçmalıyor, sağlık bakanı sıçıp sıvıyo. kasıtlı hareketler yani bunlar.

ayrıca korunmasız ilişkiye girenleri de anlamak mümkün değil bence de. ama şöyle bir olay var o bile tamamen koruyamıyor yani. ki ertesi gün hapı alsan da o bile kesin değil. yani kondomla ilişkiye girip ertesi gün hapı alsan yine de milyonda bir de olsa ihtimal var. o yüzden kürtajı tamamen yasaklamak kuzey kore'nin müslümanlısı olma yolunda atılacak büyük bir adımdır.

Bakış açın çok yanlış. Kimse kürtajın ne kadar ideal olduğunu söylemiyor. Her aklı yerinde insan kürtajın bir doğum kontrol yöntemi olmadığının da bilincinde. Ancak çocuk doğurmak, bakmak buna hazır olmak ya da olmamak bireylere özel kararlardır. Her doğum kontrol yöntemi 100% sonuç vermez. Ya da bir aksilik olur şartlar değişir: işten çıkarılırsın, eve haciz gelir, hastalanırsın vs; kendin çocuksundur bakmaya hazır olmadığını geç anlarsın, hamilelik sıkıntılıdır, annenin ruhsal fiziksel sağlığı(bebeğin de) doğuma ya da sonrasına müsait değildir. Sebebi ne olursa olsun çok kişisel şeyler bunlar ve bir başka otoritenin o kişinin kendi bedeniyle, hayatıyla ilgili böylesine önemli bir konuda söz söyleme hakkı olmamalı.

Burada asıl karşı çıkılan siyasilerin insanların yaşam şeklini bu derece kontrol etmeye, kendi etiklerini kabul ettirmeye çalışması ve bireylerin haklarını hiçe saymaları.

-ülkemin belli bir bölgesinde genç kızların ve hatta kız çocuklarının korkuç şekilde artan intihar oranı çok yüksekse ve bu kızlar sadece birer istatistik rakamı olarak yer alıyorsa kayıtlarda,
-çocuk esirgemelerin koşulları bu kadar ortadaysa, çevre esnaflar bile kontör karşılığı bu çocuklara bir sürü şey yapmayı kendisine hak görüyorsa,
-20 küsur kişinin tecavüzüne uğrayan bir kız çocuğunu koruyamıyorlarsa,
-kadın cinayetleri bu boyuta geldiyse ve artarak devam ediyorsa,
-karakolda kadın şüpeliyi (?) döven polislerin akibeti güzelce örtbas edildiyse,
-kadın sığınma evlerinin neredeyse tamamı kapatıldıysa,
-bu kürtaj konusuna karşıt fikir beyan eden bazı andavallar bile söz konusu partili bir bakanın eşinin tüplerini bağlatmasını karşı argüman olarak kullanacak, aynı mentalite ile karşılık verecek kadar eril( ve de geri zekalı) bir dile sahipse,
-töre indirimi gibi bir uygulama bu ülkede yıllarca uygulandıysa,
-evinizin önünde ki çöp kovalarına boyu yetmediği için içine girerek çöp toplayan çocuklar yaşıyorsa ülke sınırlarında,
-dolmuş kiralayıp sokakta yatmak daha katlanılabilir diye antalya'ya kışı geçirmek üzere giden sokak çocukları varsa,


ve bu örnekler daha geniş zamanım olsa sayfalarca çoğaltılabilecek kadar çoksa, kimse bana bu uygulamaların "ceninin hakkını korumak" adına savunulduğunu söylemesin. bunun 5 sene sonrası kadınlar araba kullanmasın, tek başına yolculuk etmesine gidecek. sakın bana ama ordu falan gibi bir söylemle gelmeyin.

keyfi olarak kürtaj yaptıran bir kadını canlandıramıyorum ben kendi mantığımda. varsayalım öyle, amma velakin sebebi, gerekçesi her ne olursa olsun herhangi bir bireyin ( kadın demeye bile gerek yok ) kendi bedeni üzerinde söz hakkı vardır. son söz kendisine aittir. kamu malı mıyım ki ben kamu benim bedenime dair karar verebiliyor?! zaten sağlık v.b. gerekçelerle gerekli düzenlemeler yapılmış durumdadır ve revizyona gerek yoktur. varsa da buna tıp eğitimi almış kişiler karar verir.

edit: ama diğer ülkelerde ki tecavüz mağduru kadınlar doğurdular ne var ki diyen şahıslar; o terk edilen çocukların 2 yaşında olanlarının dahi amerikadan gelen şahıslarca çocuk pornosunda kullanıldıklarına, kaldıkları yurtlarda ki müdürlerin bu işten zengin olduklarına dair çarşaf çarşaf haberleri okumuşlar mıdır acaba o zamanlarda, yoksa para saymakla mı meşgullerdi diye sorarım ben. insanlar pembe gözlük takınca dünyanın pembe olduğunu sanmıyorlar mı, çıldırıyorum.

@keltikfrost,

isyan etmek, ileriye götürüp adımlar atıp gelişilince bir anlama bürünüyor tabi.

hayatta insanların başına istemeseler veya her türlü tedbirleri alsalar dahi nelerin gelebileceğini düşünebilecek kapasitenin olmamasından başlayabilirsin belki. "yaştandır herhalde, o yüzden geçer bir süre sonra" diye düşünmeyi tercih ediyorum, ayıp olmasın diye..

zira hayatla ve insanoğluyla ilgili bu gerçeği; kendi başına ya da çevrende yakının olanların, sevdiklerinin başına gelerek öğrenmek zorunda da kalabilirsin...

Burada mesele düşünceni karşı tarafa zorla kabul ettirmek, üstelik te bunu kadın tarafını en aşağılayan bir biçimde yapmak. Bir karşı örnek vereyim; bundan bir süre öncesine kadar kadınlardan çok erkekler çıkıp kadınların başlarını örtme hakkını savunuyordu. Bu dönemde başı örtülü kadınlar derse alınmazken bu düşünceyi savunan erkekler derslerine rahatça giriyorlardı. Şimdi yine erkekler diyorlar ki "kadın kürtaj olmasın" ama bunu diyen / demeyenlerden peydahlanan çocuklar kadınların bedeninin içinde. Onun için diyoruz "bu kadınların seçimi olmalı " diye.

Seviş geçer panpa.