xiaomi

Ttec,spada,sony

urban revolt kullanıyorum henüz sıkıntı yaşamadım

ya tam da bu soruyu açmaya gelmiştim duyuruya. cevapları takipteyim :)

xiaomi kullanıyordum 2 senesini doldurmadan aşırı yavaş şarj olmaya ve şarj etmeye başladı. çinden ithal olduğu için de garanti fos tabi.

www.hepsiburada.com bu ürünü aldım yanında da cep powerbank ı da hediye geldi. çok kaliteli bir cihaz kadife kılıfı falan da çıktı kutudan. aşırı memnunum. 2 yıl da tr garantisi var. al geç

Değiştirebilirsin.

kartın varsa faturasız bile değiştirebiliyorsun gayet rahat bir yer

bilgisayarın bataryasının bozulmasını istemiyorsan orijinal al. apple.com/tr'den alabilrsin. daha hesaplısını da bilimum teknoloji marketlerde bulursun.

apple dan al bence orjinal olması her zaman daha sağlıklı

orijinal olmayanı prizde patlamıştı, orijinal almanı öneririm. apple store ya da apple bayilerinden alabilirsin.

ikisinin farkını şuradan görebilirsin: lh3.googleusercontent.com


detayları da şuradan okuyabilirsin: www.righto.com

anathema - transacoustic
www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

m.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

youtu.be Laura Marling-Night Terror (daima favori)
youtu.be Zella Day-Seven Nation Army -çok keyifli :)

nick drake şarkilari, toptan hepsi.

nick drake +1
ve tabii elliott smith.

ben çok severim ama dediğin gibi pahalı. öğrenmesi zor değil. Biraz üst bacak istiyor.
çare, atın geleneksel olarak binildiği memleket.
artvin olur urfa olur ardahan olur.

Ya cevap değil birazdan silerim de zorluğu kişiden kişiye değişiyor da binmesinin verdiği keyif niye değişmiyor dsfdsf

geçenlerde bir yerde görüşmüştüm saatlik ders falan diye... dediler saatlik ders olmaz 20-30 dakikada yorulursun zaten falan, onun için de yüksek bir fiyat çektiler. normal ücret tarifesi nedir biliyo musunuz peki?

ben senelerdir binmiyorum piyasa bilmiyorum ama saatlik ders neden olmasın gayet acemiyken bile bir bazen daha fazla süre biniyordum. 20 dakikada hayvana alışamazsın bile.

Tavsiye olarak ata binmemeyi öneririm. Atlar da eli yüzü gözü beynü düşnme yeteneği olan insanlar ve sistematik olarak köleleştrilmeye hakları yok. At binmek bir zevk aracı olmamalıdır.

@Cursed Chico

bu mantıkla et falan da yiyemeyiz hayat boyu ya... binlerce yıldır binek olarak kullanılan bir hayvan at ya, takılmamak lazım o kadar

öğrenmesen de 1 saat binebilirsin birinin gözetiminde daha sonra alışıp keyifli geldiğinde kendin gezersin çok ekstrem bir şey değil kapalı bir alanda

Ata binmek cok zevklidir tavsiye ederim. Ergen donemlerimde koyde binerdim. Atin uzerinde kendini dengede kalmak icin kasmayacaksin. Bunu yaptigin an dusersin. Ayni bisiklet surmeyi ogrenirken, denegede kalmaya calistikca dustugumuz gibi. Yani gotunu basini egme rahat ol. Atlar cok asil hayvanlardir. Duyar kasanlari sallama atlar cikarlari oldugu icin insanlara yaklastilar. Yani bu bir alisveris meselesiydi. 90 kilo uzeriysen binme hayvana eziyet olur.

Not: bineceksen arazide bin kapali alanda binilen attan zevk alinmaz zannimca.

Zaten her türlü hayvan kullanımını durdurmak lazım. Binlerce yıl önceki gibi tek ulaşım aracı değil at değil. Kurak arabistan çölllerinde yaşamıyoruz, elimizin altında onlarca market manav vs var. Hayvanları kullanmaya ihtiyacımız yok yani.

aklıma bu geldi ama bilemedim tam :/

www.imdb.com

What We Did On Our Holiday

Le skylab

İcinde tatil yok ama 50 first dates

catch me if you can

www.imdb.com
www.imdb.com

Head above water
Weekend at Bernies 1 ve 2

çok beğendim yaz, belki hoşuna gider de verir bi kere

edit: dinlemedin bizi, amele gibi cevap verdin. geçmiş olsun

404 error verdim şu an bu nasıl bir cesaret, tebrik ederim öncelikle.
beğendiğini söyle bari yalan söylemeye gerek yok bu saatten sonra.

sekme tuşu ile ss tuşu aynı telefonum asus de. sık geç :D direkt beğendim de diyebilirsin XD

@glamdr1ng telefon gerçekten asus :)) ya kıza terbiyesizlik etmek istemiyorum ama valla çok güzeldi be :D

Hoşuma gitti de de sapıkça göstermeden söyle. Zaten böyle sorduğuna göre sapıkça gelmemiştir, öyle olsa direkt snapleşmeyi keserdi bence.

Bize anlattığın gibi söyle işte terbiyesizlik etmek istemediğini. Açık olun biraz.

gülücüge odaklandim diyerek dürüst olabilirsin.

arkadaşlar fotoğrafta bir kısım meme de olduğunu belirtmek isterim yanlış anlamaya müsait aslında hehe.

Özelden yazdığımı buraya yazayım bak.

Genelde öyle şeyler söyleyen kızlarla açık açık konuşabiliyorum ben. Ama aranızdaki ilişkiye de bağlı aynı ortamdaymışsınız filan.

Çok hoşuma gitti, kusura bakma terbiyesizlik etmek istemedim filan desen çok mu ezik olur?

Belki de biraz oyuncu yaklaşsan daha iyi olur. O kadar güzeldi ki kaydetmesem olmazdı bile diyebilirsin.

Dediğim gibi aranızdaki ilişkiye bağlı.

sekme tuşu ile ss tuşu aynı telefonum asus dedim daha da almam amk :D Hanzoluk etmeyelim ya bir çift meme için gerçi etmişte olabilirim bilemedim.

Olm niye yanlislikla oldu dedin. Hosuma gitti diyecektin. Gecmis olsun.

kaset vardı

abbas pub olabilir

çok severek aldım ben de kötü yorumlara rağmen ama memnun kaldım ayak yapısına da bağlı ince uzun bir ayakkabı rahat ettim ben.
ama uzun süre sonra giyince ilk başlarda ayağım su topladı birkaç kere sonra alıştım.
boyama gibi bir şey olmadı.
benimki 1 senelik bile değil ve yanından açıldı sanırım o kısmı dikişli değil yapıştırmışlar sadece biraz dandik geldi sonradan.

Pelit

@red g ben de şu an pelit'in madleninden yiyordum. cidden çok güzel.

Vakko
Pelit (markette satılan pelit değil)
Venüs pastanesi madlenleri

pelit +1

Vakko sonra pelit

pelit
melodi
venüs

Vakko kesinlikle.

ayy divan'ı unutmuşum!
venüsle beraber 3.lüğü divana veriyorum.

Vakko

DMF(di metil formamit) var, suni deri sektöründe tanıdıklarınız varsa 100gr işinizi görür.

suni deri parçalanabiliyor yani pul pul dökülüyor bence o kısmına getirmemeye çalış mümkünse.

Kahve degil ama chai tea latte.

Double espresso, fincanda. Refresha. Decaf irish cream ice americano.

canım tatlı bir şey istiyorsa coffee frappuccino
diğer zamanlarda iced americano

kışın da flat white ya da düz filtre kahve içiyorum. toffee nut çıkarıyorlar yılbaşına yakın, o çıktığında kaçırmam. ufak boy içiyorum, o yüzden herhalde maksimum 10 lira filan olmalı seçimlerim.

origin latte alıyorum, normal latteden içimi daha yumuşak. fiyat 7 lira civarı.

Berry hibiscus içiyorum bu ara en çok. Kışın da yılbaşında çıkan kahveleri favorim. Onun da zamanı geçerse mocha.

Şekersiz fındık şuruplu Americano.

kışın chai tea latte, bi de bi kere peppermint mocha içmiştim o da güzeldi sanki.

Kirk yılda bi gidiyorum. Onda da soğuk ya da sıcak mocca iciyorum. Mocha da olabilir. Yazılışını bile bilmiyorum ama tadı güzel.

chai tea latte gerçekten güzel ama normalde içilmesini tavsiye etmem. hastayken falan içmek oldukça hoş olurdu, ilaç gibi çünkü.

ben sade filtre kahve ve ismini hatırlayamadığım çikolatalı hafiften büyük bir kurabiye var, ondan alıyorum.

Moka frappiçino kremasiz

bir de sözlükte birisi (bkz: cool lime) yazmıştı yaz için henüz denemedim ama merak ediyorum ben de.

yaz favorim fındık şuruplu iced latte, zaman zaman bunu yağsız sipariş ediyorum

sade filtre +1

ahududu şuruplu mango frappacino
gerçi 2 senedir içmedim bundan ama baya seviyodum

ben nero'nun tadını daha çok beğenmeye başladım

Sade, bazen de soya sütlü filtre kahve
Chai tea latte (bol tarçınlı, bunu da soya sütlü içiyorum)

Kışın da pumpkin spice latte geliyor yılbaşına yakın, onu da çok severim

Sonradan getirilip, yere tutturularak monte edilen şeyler onlar. En fazla kendi banyonun zeminine düşersin yani.

şu filmlerdeki gibi küvetle alt kata inmekten bahsetmişsin sanırım :) kaçak varsa belli bir zaman geçtikten sonra altınızdaki evin tavanında kabarmalar, çatlaklar, atmalar vs olur. yani siz aşağı düşmeden çok önce alt katınızdaki size şikayete gelir merak etmeyin.

Ahahaha, yok yahu olmaz öyle şey.

bi arkadaşım duş alırken 7. katın banyosundan 4. katın banyosuna kadar düşmüştü. dikkat etmekte fayda var.

@komsu komsunun nickine muhtactir

alt katımızda kimse yok ki, bodrum alt kat. çıplak halde bodrumla ev arasındaki merdivenleri çıkarken birine yakalanmış şekilde bulmak istemiyorum kendimi. hele bi de dış kapının kilitli olması durumu var, o daha fena :/

alt katlarda betonların üzerindeki basınç yüksek olduğu için stres değeri de yüksek olur, haliyle mukavemeti daha düşüktür. bu da demek oluyor ki daha kolay kırılabilirler. yani en alt kattaysanız bodruma düşme ihtimaliniz var. bence siz bir merdiven alın koyun bodruma, en kötü ihtimalle düştüğünüz yerden geri tırmanırsınız yukarı.

sıcak suyu çok açmayın, zamanla eriyor diye biliyorum :(

www.korhaber.com(18).jpg

sirf bu yuzden hep giris katta oturuyoruz biz.

bi ciddi soru sordum, hepiniz dalga geçmişsiniz :(

böyle korkular bana komik gelmiyor ben de uzun süre boş evlerden tırsmıştım :d bu olaydan bu kadar çekiniyorsan 2 3 ayda bir bodruma inip tam banyonun altını kabarma, çatlak vs var mı diye kontrol et. bi de nolur nolmaz yumuşak bi şeyler ve birkaç parça kıyafet koy oraya, düşersen bir yerin acımasın eve çıkarken de çıplak olmazsın :)

bizim teknede de aynı problem var ama o duş tekneleri gömülü olmuyor. nasıl yapılıyor bilmiyorum ama ablam arada kaldırıyor altaki pisliği temizleyip geri oturtuyor, bi süre o birikme yaşanmıyor mesela. sen de bi bak. beceremem diyosan bi ustaya filan sor.

onun dışında zeminin delinip senin yeryüzünün merkezine doğru yol alman pek mümkün gelmedi.

bodrumdan birinci kata çıplak vaziyette koşmak başkasının evine düşüp o şekilde görünmekten daha iyi değil mi ya anlamadım :)) hem bodrumdan eve kadar birilerine yakalanma ihtimalin baya düşük, sağ kalırsan tabi :(
saçları yıkadıktan sonra gideri temizle öyle devam et, yoksa insan yıkandığından da bir şey anlamaz zaten.

gifrific.com

yukarida görüldügü seyin olma ihtimali, dedigin seyin olma ihtimalinden daha yüksek.

En fazla kendi banyonun zeminine düşersin + 1

Ayrıca kaç kilosun? Senden 60 kilo fazla adamlar girip banyonun içinde tepiniyor muhtemelen bunların sağlamlığını test etmek için.

geçenlerde odamda film izlerken birden kapım açıldı, baktım bizim üst komşu dal daşak bana bakıyor. meğer bizim banyoya düşmüş yukardan küvetle birlikte. kusura bakmayın istemeden düştüm dedi, ben de olur böyle şeyler deyip gönderdim.

dünden beri moralim okadar bozuk ki kafam dumanlı gibi.
boşluğuma mı denk geldi noldu bilmiyorum şu duyuruyu ve yorumları okuduğumdan beri gülme krizine girdim ya. hay siz çok yaşayın ya. :D:D:D

artık yanlış bir şey olduğunu düşünsem de, hiç mi küvet doldurmadınız ya?
öyle bir şey olacak olsa yani böyle bir olasılık varsa çökme gibi, tekne kavramı olmaz bir kere.

insanların algısı önemli değil. başkasının parası hakkında muhabbet etmeyi seven dolu.
borç neden verildi ve şu an ihtiyacın var mı? buna göre uygun dille istersin.

git iste. bunun utanması çekinmesi yada para gözlülükle ilgisi yok. uzun süre olmuş zaten. para borcunu ödese bile sana özür borcu var. sen onu düşündün verdin, ise o da seni düşünüp ödeyecek. gerçekten de insanların ne oldukları böyle borç , alış veriş, para vs. gibi kritik konularda belli oluyor. ben de doğrusu çok tersim bu konularda.

Yalan bir bahane uydurup ' mecbur olmasam istemezdim, anlıyorsun değil mi' falan de ama samimi ol.

borcu odemeyen adam utanmiyor, isteyen mi utanacak? bir insan borcunu odeyemiyorsa durumu izah eder.

borcunu iste, bir daha da borc verme o herife. uygun bir dil kullanmana falan da gerek yok. borcun ustune yatan adam hakkinda kotu dusunse ne olacak...

ben de isteyemezdim. ama normal bir borç değildi. gerçi tutar farketmez ödemek lazım eline geçtiği an ama sallanmadığımı hissettim. ben de yazdım direkt iban yolladım buraya atabilirsin dedim. böyle bir şey yapabilirsin.
yalnız insanlar ne rahat ya ben rahat uyuyamıyorum birinden 5 tl bile alıp vermediysem geri.

bulabilirseniz ck summer 2015

D&g light blue
Ya da armani code turquise olabilir. Armani code turquise sadece yazin cikiyor ve ucuz. Edp degil ama.

internet aleminin en sevmediğim 2 genel kuralı var. cinsiyet yok ise erkek kabul edilir. şehir yok ise istanbul kabul edilir.

soruna gelecek olursa. Avon İndividual Blue güzel bir koku fakat hiç kalıcı değil. 2 saatte bir yenilemen gerekiyor.

edit: ooo yavaşatan tabuları yıkıyormuşuz. şurada ağız tadıyla bir genelleme bile yapamadım. :D kadınmış.

kadın tabi cok pardon

Ck2
Zaten unisex.
Bayılıyorum ben. Ucuz ve orjinal bulursan beni de yeşillendir stok yapasım varr:))

d&g - light blue
versace - versense
giorgio armani - acqua di gioia - edp
elizabeth arden - untold eau fraiche

bunu alacan : goo.gl

Deniz tuzu kokusu therry mugler-womanity olması lazım. Bir parfumeride deneyip siparis verebilirsiniz zira o parfumi beğenen cok begenir begenmeyen nefret eder.

Bobbi brown-bath
Oldukça fresh adı gibi.

dkny women süper bence. tek kusuru pahalı olması :( ama gayet limonumsu olduğu için hem çok beğenebileceğinizi düşünüyorum hem de çok dayanıklı.

www.google.com.tr

patlıcanı közle, süzme yogurt ve sarımsak ile birleşit, afiyet olsun

patlıcanları yağda kızartabilirsiniz ya da fırında halka halka kesip üzerine yağ sürüp pişisirsenzi de çakma kızartma elde edersinzi

karniyarik.
kizartmak yerine aluminyum folyoya sarip firina atinca hem daha pratik hem de daha hafif oluyor.

en sevdiğim ve lezzetlisi. patlıcanları halka halka kes çok ince değil ama. parmak kalınlığında. sonra kızart güzelce. koy kenara. et tüketiyorsan kıymayı domatesli soğanlı biberli kavur.(birer tane yeter hepsinden) tuzunu karabiberini at.
sonra patlıcanları bir borcama diz. üstüne o kıymalı karışımı yay. sonra fırına at. yarım saat falan dursa yeter maksimum. ya da kendi zevkine göre kızarmasına bakarak pişir.
afiyet.

patlıcan pizzası. hamur yerine patlıcan kullanıyorsun üzerine zevkine göre malzemeleri sırala ver fırına.

tredpanda!nın tarifi benim de favorilerimden. patlıcan oturtma +1 yanına pilav ve cacık süper olur.

patlıcanlı börek. biber patlıcan domatesi kuşbaşı doğra, çiğden yavaş ateşte pişir. ister gözleme yap ister börek.

bilmem, istemesek de bir şekilde oluyor galiba.

bir yerde okudum güldürmüştü beni;
"sıkıntı yapma hayat, biz seni her türlü yaşarız."
düşe kalka devam hacı.

ben gayet kanıksadım. milletçe helak olmayı hakettiğimizi düşünüyorum. yavaş yavaş da öyle oluyor zaten. dolayısıyla gidişat beni üzse de şaşırtmıyor. bir yandan hayat devam ederken bir yandan da patlamalar oluyor ve ölüyoruz; gayet olağan...

etrafımdan gördüklerim, dün olayın içerisinde veya havaalanında yakını bulunmayanlar "haa bomba mı patlamış, bitti bu ülke ..." deyip sonra günlük yaşama devam ediyor.

Bense son 3-4 patlamada hep tanıdıklarım olaydan etkilendiği veya etkilenebilecek kadar yakında oldukları için olanları içimde hissettim.

Olayların kontrolü tamamıyla benim elimde değil ki. Ben kendimi paralasam da değişmeyecek çok şey var çevremde. Bunu kabullenerek başlıyoruz hayata devam etmeye.

Belki birazdan öleceğim, belki bunlar benim son nefeslerim, yaşadığımız ülke malum. Hal böyleyken neden üzeyim ki kendimi? Üzeyim de mutsuz mu öleyim? Ben yaşadığım her saniyenin tadına varmak istiyorum, zihnimi yaşadığım olumsuzluklardan tamamen arındırmak istiyorum. Hayat gerçekten çok kısa ve o sahip olduğumuz en değerli şey. Neden her şeye rağmen devam etmeyelim?

Dersen ki "Şu yaşadığımız hayat da hayat mı allasen!?", o zaman çeşitli intihar yöntemlerini araştır derim. Böyle yaşanmaz.

Edit: Benim uzun uzun yazmaya çalıştığım şeyi devilred özetlemiş o yüzden devilred +1 diyorum.

Ben bu patlama gibilerinden sonra daha bir sarılıyorum hayata. Nasıl olsa ne zaman gideceğim belli değil, kalanın tadını çıkarayım istiyorum.

insanın duygularını bile şoklayacak cinstendi dün akşamki patlama.

sl78
devilred +1

ben anlamıyorum artık insanları. ofiste kimsenin umrunda değil, o kadar duyarsızlar ki bırakıp kaçasım geliyor.
bu denli ağır bir toplumsal olayda neden sessizleşir, görmezden gelir insanlar?

ben anlayamıyorum, çok yoruldum düşünmekten.

@absinthe, hele bir tanesi, aa evet sabah duydum dedi ve geçti. Sanki Kadıköy'de su kesintisi haberi duymuş herif.

Aklimda o kadar soru var ki.

Su baskanlik sistemi ciktigindan beri kac bomba patladi,kac sehit verildi? Komplolar teoriler... Ve yine gizli kapakli isler. Maskeli baloya hoşgeldiniz diye ekranlarda boy gösterenler.hedef gösterenler.Ihanetler ve entrikalar. Masumlarin hayatları üzerine denge kurmalar.Korku yaratanlar.Evet sesleri cikmasini isteyenler. Kisacasi kafamda deli sorular..and time..

birkac defa baska baska yazdim, her seferinde sildim.

ne desem gg.

böyle yasamak zor. ölü olmamak yasamak degil @sour, güvende hissetmeden yasamak yasamak degil. yok sayabiliyor ya da kaniksayabiliyorsan, devam ediyorsun. afferim o zaman sana.

kalanlar icin degil. yasamak bu degil. insanca yasamak bu degil.

bazen şurada bile çok insancıl durumlarda bazı insanların verdikleri tepkileri görüp "ne ara bu kadar vicdansız olduk" diye düşünür olmuştum. mesela bu duyurunun altına mesaj atan insanlardan bir kaçı benim gözümde o seviyededir.kendini çok masum hissediyor mesela, olanlardan kendine hiçbir şekilde pay biçemiyor.. sana çok acımasız birşey söyleyeyim geldiğimiz noktayı anla. ölse sikimde olmaz. düşün. yüzünü bile görmediğim bir insana nasıl bir nefret besler olmuşum.

Ben kaldiramiyorum; dün geceden beri cok az uyudum, basım ağrıyor, gözümün önünden kaçan insanlar geçiyor.

İnsanların yorumları da ekstra midemi bulandiriyor. Bilmiyorum ülkenin sonu ne olacak ama benim sonum hiç iyi değil.

Açıkçası kanıksadım, 10 saniye içinde hayata devam ediyorum kaldığım yerden. Dediğin şeylerden yaşıyorum. 'Değerini bileyim, ben de olabilirdim. Ne zaman olacağı belli değil' gibi değil; bildiğin 'Evet, patlama olmuş. Ne zaman öleceğimiz belli değil. Öğle yemeğinde de bamya varmış, kantinden mi yesek? Bu arada, rektörlük yarın soruşturmaya çağırmış. O zaman yarına kalmadan dosyaları hazırlayayım. Aaaa, yine mi kadroyu bir partiliye vermişler? Ya, su bitmiş, söylesek ya' hızında.

Yaşıyor muyuz? Evet, nefes alıyorum. Yetiyor mu? Bazen.

Daha önce birkaç kere yazmıştım, tekrar okuyanlar için affola. İnsan bulunduğu koşula süper uyum sağlayabilen bir canlı. Haberler okuyoruz örneğin, diyor ki 'Irak'ta (ya da savaş olan başka bir yer) çocuklar dışarıda oyun oynarken, üstlerine havan topu düştü' ve biz şaşırıyoruz 'Savaşın ortasında aileler nasıl çocukları oyun için dışarı gönderir' diye. Ya da pazar yerinde bomba patladığında 'İnsanlar nasıl savaşta pazar yerine gider', diyoruz. İnsan kendi içinde yaşadığı koşulların süresi uzadıkça ona adapte oluyor, artık bunu normal kabul ediyor. Örneğin, kocasından şiddet gören ve kendi maaşı olan bir kadının nasıl olup da boşanmadığına hayret ediyoruz. İnsan hayatındaki kötüyü normalleştiriyor. İçten içe kötü olduğunu biliyor ama umutsuzlukla birlikte artık onu normal sayıyor ve 'Normal hayatım bu zaten' diyerek günlük işlerini yapmaya devam ediyorlar. İnsanlar savaşın göbeğinde yaşayıp akşama ne pişireceklerini, izleyebileceği dizileri düşünebiliyorlar. Bir nevi alışıyorlar.

Normalleştirme kabul etmek değildir, ilgisi yoktur; bunun altını çizmek gerek. Açıkçası, Facebook'a yazabileceğim ya da gördüğüm 'Kınıyoruz, lanet olsun. Allah belalarını versin' ya da 'Bu kaçıncı ha, kaçıncı'nın çok bir etkisi olduğunu düşünmüyorum. Tabii etkisi vardır, en azından çok insanın senin gibi düşündüğünü ve yalnız olmadığını biliyorsun ama artık yapıcı bir eleştiri gelmiyorsa, sadece lanet okuyorsak, bir eylem planı yoksa, 'Şunun şunun yapılması lazım' ya da 'Şunu şöyle yapmamız lazım' denmiyorsa, ben 'Kahretsin, güvende değiliz' diye devamı gelmeyen şikayetlerle ya da umutsuzlukla zaman geçirmek istemiyorum. Bir şiddet karşıtı olarak 'Hacı, ben her türlü kamu malına zarar vererek bunu protesto edeceğim' ya da 'Ben toptan ülkeyi terk ediyorum, bıktım' bile daha çözüm odaklı ve yapıcı görünüyor bana. Büyük oranda katılmadığım görüşleri söyleyen kişilere bile 'Çok teşekkür ederim çözümle geldiğin için' diye sarılmak istiyorum. Şu anda da Ekşi Sözlük'te debe'de okuduğum ekonomik boykotu uyguluyorum kendimce. Yoksa, öğle yemeğinde iş arkadaşlarımla 'Yine patladık, ne zamana kadar yaşayacağız. Allah belalarını versin' gibi aynı şeyi üç yüz milyonuncu kez konuşmak istemiyorum. Konuşup konuşup bir şey yapmamaktan sıkıldım. Bu şartlar altında konuşup üstünde durasım da yok.

Bir yandan da kendimi sorumlu ve suçlu hissediyorum. Çünkü diğer patlamalarda bir şey yapmadığım için bu patlamanın da gerçekleştiğine inanıyorum. Bir anlamda bu patlamaya da ben izin verdim. Dolayısıyla lanet okuyamıyorum; lanet okuduğum insanların içinde kendim de varım. Bir yandan da, kendimle yüzleşmemek için de düşünmemeye çalışıyorum.

ölüm, dünyanin her yerinde yaşanabilir. meseleyi sadece bu topraklarla sınırlayıp şikayet etmek seni beni başkasını kurtarmaz. dozunu kaçırmadan ihtimalleri düşünüp kendi tedbirini alırsın olur biter. kendi evimizde bile ne kakadar güvendeyiz? düdüklü tencere bile (yerine göre) o kadar masum değil.

ben 10 ekim katliamının tanıklarından biri olarak ertesi gün işe geldiğimde hayatın nasıl devam ettiğine inanamamıştım. o korkunç manzaralar hala gözümün önündeyken takip etmem gereken siparişler vardı. üstelik o katliam sonrasında, azımsanmayacak kadar çok büyük bir kesim "orada ne işleri varmış" düşüncesine sahip olduğu için duygularımı kimseyle paylaşamamıştım. günlerce ruh gibi yaşadım. daha toparlanamadan ankara katliamı oldu. çok uzun bir süre toplu taşımaya binemedim, kızılay'a, eğlence mekanlarına, avmlere gidemedim. aylardır her arkadaş ortamında bunları konuşuyoruz. artık katliamlar toplumun hiçbir kesiminde ayrım gözetmediği için herkes benim kadar endişeli.

kısacası ben zaten hayatıma eskisi gibi devam edemiyordum. şimdi kimse edemiyor.

yav ben duyarsız biri değilim. dün gece ağladım bile. her patlamadan psikolojik anlamda ciddi olarak etkileniyorum hatta çevremdekiler ipin ucunu kaçırdığımı söylüyor biraz. buna karşın her patlamadan sonra şu sosyal medyadaki "omg nasıl unutabiliorz ://" triplerinden nefret ediyorum. inanılmaz çiğ ve yapmacık geliyor. orada olabilirdimciler var bi de. ölene, patlamaya mı üzülelim senin vicdan mastürbasyonuna mı destek çıkalım amk ne istiyosun yani amacın ne. o açıdan üzüleceksem de kendi çapımda üzülüyorum ben, herkesin travma yaşadığı dönemlerde böyle piyasaya çıkıp da NASIL YAŞAYACAĞIZ ŞİMDİ tripleri yapmayı saçma buluyorum.

savunmaya geçme lütfen, ben senin nasıl düşündüğünü ve neden öyle düşündüğünü de anlıyorum ve buna bi şey diyemem. yani kendini haklı göstermeye, anlatmaya çalışmak zorunda değilsin çünkü ortada bir haklı veya haksız olma durumu yok zaten. nasıl devam ediyorsunuz demişsin ya, ben de en başta bu soruyu düşünmenin bile anlamsız olduğunu düşünüyorum. sormuyorum. o yüzden devam ediyorum. ulu önder till lindemann'ın dalai lama adlı eserinde de belirttiği gibi: wir müssen leben bis wir sterben.

devam edemiyorum diyenlere de şunu sorayım: normalde yaptığınız neyi yapmıyosunuz ya da yapamıyosunuz abi? sözlükte, duyuruda döşemeye devam ediyosunuz. hepiniz işinize gücünüze gittiniz. hayatınızda değişen ne? bu patlamalarda her insan etkileniyor. çoğu insan bir köşede gözyaşı döküyor ya da içten içe yaralanmış, örselenmiş hissediyor. speşıl snovfleyk'lik yapmanın lüzumu yok.

not: patlamaya şahit olanları ya da patlamada sevdiğini kaybedenleri ayrı tutuyorum elbette, onların attention whore'luktan çok daha büyük dertleri var.

Ne yapabiliyoruz ki başka? Öyle veya böyle, iyi ya da kötü, hayat devam ediyor bizler için.

En fazla buradan, sosyal medyadan veya arkadaşlar arasında konuşurken isyan edebiliyoruz.
Başka hiçbir şey yapamıyoruz. Birkaç gün sonra her şey normale dönecek yine. Sadece vefat edenlerin ailelerinin, arkadaşlarının içinde bir sızı kalacak.

@der meister seni anlıyorum ve kızmadım da söylediklerine. haklı olabilirsin. ama ben de bu "siz de şöyle şöyle yapmayın be abi" diye birbirimizi saçma sebeplerden eleştirmemizden bıktım. ben de yaptım bunu. "of bunlar da anca facebooktan bir şey paylaşsın, 2 gün sonra tatil fotosu atmaya devam ederler" dedim. bazı insanların her hareketlerine bir kulp taktım. her şeyin doğrusunu biliyordum ya. artık doğru bir davranışın olduğunu sanmıyorum. kimsenin elinden bir şey gelmediği bir ortamda ya bazıları psikolojik olarak çöküyor, bazıları hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam ediyor, bazıları sosyal medyadan yardırıyor, bazıları da benim gibi kendi gibi düşünen insan varsa acısını paylaşmak istiyor. cidden başka da amacım yoktu. kimin neyi nasıl yaptığını ben artık sorgulamayacağım. varsın 2 gün sonra tatil fotoğrafı atsın, şu an bu durumdan acı duyduğunu görmek bile bir bakıma beni mutlu ediyor. o kadar da ölmemişiz diyebiliyorum. ne bileyim ya...

galeri13.uludagsozluk.com

ben ankara patlamasında ciddi anlamda travma yaşadım. orada değildim ya da çok yakınlarım orada değildi. ama birkaç gün hep gözlerim doldu hatırladıkça, çok güçsüz hissettim.
bu defa da üzüldüm ama aynı şekilde etkilenmedim ve şimdi de bu halime üzülüyorum. olaydan sonraki fotoğraflara bakabiliyorum rahat rahat bu nasıl kanıksamak gerçekten çok üzücü.
ama demiyorum ki yarın çıkmayayım, ya gittiğim yerde patlarsam vs. herhalde tek takıldığım nokta böyle saçmasapan şekilde bu hayattan gitmek. evet sadece buna üzülüyorum herkes adına.

Tüm Ankara patlamalarında Ankara'daydım, mayıstan beri de İstanbul'dayım. Bilmiyorum ya bende sıkıntı yok, patlamalar, ölümler tabii ki üzücü ama dışarıdayken falan off her an ölebilirim gibi bir düşüncem olmuyor.

Rahatsız olduğun şey tehlikenin hemen yakınlarda olması mı yoksa olayın acı vericiliği mi? Eğer 1.si ise haklısın, hiç yaşama sevinci olmayan kişi bile böylesine bir ölümle yaşama veda etmek istemez. Yok eğer 2.si ise pek mantıklı değil çünkü tarih boyunca hemen her gün bundan çok daha acı olaylar tekrar edip duruyor. Mesela, açlıktan ölen insanlar. Herşeyin deliler gibi üretildiği bir zamanda insanların yaşamlarını sürdürecek yiyeceğe ulaşamadıkları için ölmeleri bombalı saldırılardan daha korkunç bir gerçek. Ama yine de kimse bunun hakkında birşey söylemiyor çünkü aç kalma ihtimalimizin olmadığını düşünüyoruz. Dünya kötü bir yer, en güçlüden en zayıfa doğru herkes el birliğiyle onu bu hale getirdi. Bu kötülük ama kırıcı bir sözle ama büyük bir patlamayla dışarı vurmak durumunda. Nedenleri değil sonuçları konuşmaya devam ettiğimiz sürece değişen birşey olmayacak.

e bunun bir benzeri trafik kazası
güzel güzel yolunda 80 le gidiyorsun yandan bir kamyon gelip biçiyor seni bu da aynısı güzel güzel tatile gidecekken birisi gelip bomba patlatıyor.

Önlenebilir mi evet (trafik kazası da terör saldırısı da) önleyebiliyorlar mı hayır.
Sen ne yaparsan yap bir şekilde gelip seni buluyor.

Ölenler için üzülüyorum ama kendi elimden geleni yapıyorum bu kadar oluyor.

Gayette yaşıyoruz yaşamaya devam edeceğiz bir hafta sonra kimse hatırlamayacak bile.
yazık.

Peşin not: Atatürk Hava Limanında çalışıyorum. Patlama çalışma bölgemin az biraz uzağında yaşandı. Yolcu yada görevli olarak da orada olabilirdik.

en son 2 aylıkken yıkamışlar vakit kaybı

ne günlere kaldık?.. :(

büyük resmi görebildiğim için yıkamıyorum.

sabun vs. ile soruyorsan hayır. su ile evet.

Ciks, dus alirken soyle bir paspasliyorum o kadar.

her sbaah duş yapıyorum.

haftada bir

Evet

'Büyük resmi' yıkıyorum. Yıkayıp kalaylayamayacaksam sadece yüzümü yıkıyorum evet.

Evet.
Bununla pics1.ds-static.com

ne demek yıkıyor musunuz? yüz yıkanmaz mı? leş gibi şehirlerde yaşıyoruz.

Tabisi

kalkar kalkmaz duşa girdiğim için yüzümü ayrıca yıkamıyorum.

saat başı yıkıyorum bu ara hatta.

Yıkamayan mi varmış?

Yıkamadan nasıl ayılıyorsunuz yav? :s insanın başına vurur, uyanamaz. Ha diyorsanız ki kalkar kalkmaz duşa giriyorum, o zaman anlarım ama diğer türlüsü salt leşlik bana göre.

Günde 5-6 kere yıkıyorum yahu

sabahları su dolu kovaya kafamı sokup çıkarıyorum.

soğuk duş aldığımda yıkamıyorum. sıcak duş alırsam çıktığımda ayrıca bi su vuruyorum.

hayır duş diye bişey icat edildi çok güzel ;_;

Yıkamıyorum çünkü ne gerek var.

hayır. hatta hiç sevmem sabah sabah suyla temas etmeyi. duşumu da genelde akşam alırım.

Her gece yatmadan önce ve her sabah uyanınca mutlaka yıkarım.
Geceleri yüz temizleyici jel ile sabahları ile genellikle su ile yıkarım . Duş alıyorsam duşta da yine jel ile yıkarım ayrıca çıkınca yıkamam.

suya sabuna dokunmayı seven biri olarak yıkıyorum. tabi benim saçlar uzun. yüzümü yıkadıktan sonra, son hareketle de saçları ıslatmış ve geriye atmış oluyorum. ellerimi de gün içi 2-3 kez yıkıyorum bir şekilde. onun verdiği temizlik ve saflık hissi güzel hissettiriyor. zaten sokaktan eve girip elini yıkamayan insanları hayatta anlayamıyorum. onu geç, çişini yapıp suya yine dokunmayan yaratıklar var.

her sabah mutlaka yıkıyorum. bir de dışarıdan eve her geldiğimde yaz kış farketmeksizin yıkıyorum. bu arada yazın da kışın da soğuk suyla yıkıyorum yüzümü.

surada olmak isterdim. sadce bir saat bile yeterli olurdu. en cekici yer bana gore
eol.jsc.nasa.gov
iss

Ben Sahra Çölü'nü görmeyi isterdim hep. Hâlâ da isterim. Bi kaç akrep, kertenkele de yesek fena olmaz.

yalnız adam dünya demiş ^^

çorum.

Bu soruya hicbir zaman cevap veremem. Asiri cekici gelen bir suru yer var.
Ama bir yerin gercegini gorunce cogu zaman "bu muydu..." diyor insan evet.

eclibris'in dedigi yere gitsem kendimden gecer sarhos olurdum ama...

sibirya. hem şehirlerini (başta krasnoyarsk olmak üzere) hem de doğasını, tundrasını görmeyi çok istiyorum ama hem türk vatandaşı olduğumdan hem de kısfmetse ukrayna'ya yerleşeceğimden ötürü sanırım çooook uzun yıllar gerçekleştiremeyeceğim bunu. hem çok uzak (dolayısıyla uçak bileti falan öldürüyor) hem de ukrayna vizeli türk pasaportu rusların muhtemelen ret damgasına boğacağı, atıp yırtacağı bi' defter olur herhalde. o yüzden şimdilik mobeselerden izliyom arada.

bana en çekici gelen, yaşadığımı en çok hissedeceğimi düşündüğüm yer sibirya ama güney amerika'yı, özellikle şili'yi de görmek isterdi. bi de kuzey kutbuna yakın yerleri merak ediyom, rovaniemi-tromsö falan çıkmak isterdim oralara.

Patagonya.

Güney Amerika'yı genel olarak görmek isterdim.

Zermatt İsviçre

yatak odası yada balkon bilemedim

Grönland, Antarktika, Sibirya.
Sıcak olarak ise yalnızca Sokotra aklımda.

su an tatli tatli esen herhangi bir yer diyerek minimalizmin dibine vursam da uzun zamandir en cekici buldugum yerlerden biri hallstatt - salzburg. en yakin zamanda gidiciim.

küba

müziği, havası, yiyecekleri, kültürü tam benlik.

Sibirya ^^

Ve iran.

Barcelona

Pripyat.

direkt en çekici yerini seçemem gibi geldi şu anda. en favorilerimden birisi kuzey ışıklarının gözlemlendiği yer. oralara çadır kurup takılmak falan, bir tütün sarıp içmek ne hoş olurmuş. yanızında da sizi anlayan, sizin onu anladığınız bir sevdicek olması da bonus olurmuş.

wimbledon'da djokovic'i takip etmek burjuva hayallerimin doruk noktası. o yüzden şu an için wimbledon. genel olarak da namib çölü'nü görmek ister(d)im. çöller ilgimi çekiyor.

Senin yazdığını görmeden ben de Machu Picchu yazacaktım, sonra farkettim senin yazdığını.

Genel olarak Güney Amerika'da insanlığın toplu olarak yaşadığı ilk yerleri çok merak ediyorum evet.

Paragraf, duz yazi falan degil, ama kisa cumleli veya liste tarzi

...seyleri Ben de oyle okuyorum.
Ama cok ciddi hiz kazandiriyor.
Ben arastirip bir isim bulamamistim.

Mobildeyim, cevabi yanlislikla ikiye boldum, pardon :)

Bende de var.
sonradan peyda (peydah?) oldu.

Sanirim dikkat eksikligiyle alakali bir seyler olabilir.

ben de öyle. hatta okuma dışında sınavlarda da ilk soruyu hep en son yaparım, önce en son sonra orta diye gider.

Teknoloji dikkat suremizi kisti. Onla ilgili olabilir.

Takma.

mesajlarına cevap vermeyen insan senden soğumuştur zaten. takma.

Tak. Bariz bir sekil de karsi taraf sizi umursamiyor. Iyi geceler ya da gunaydin mesaji almiyorsaniz o kisi icin degeriniz belirli bir seviyenin altinda demektir.

Uzuldum adiniza.

iyi geceler ya da günaydın mesajı atmayan eski ilişkimdi. yanlış anlaşıldım galiba. onu nedne artık bukadar tahammülsüz olduğu anlatmak için yazdım.

Flort asamasinda coll olmaya calisan adam, sevgili olunca nasil davranir allah bilir.

Kendi degerinizi yitirmeyin. Bu tarz adamlari da takmayin. Disarida adam mi yok? Sizi anlayan, size dogru yaklasimlarda bulunan insanlarla muhakkak yolunuz kesisecektir. Uzmeyin, sitres yapmayin bosuna.

biz de kadınlardan çekiyoruz aynı şeyi. insan olmakla ilgili biraz.

benim sırf bu nedenle iki ilişkiyi lök diye bitirmişliğim var mesela. tavsiye ederim. (;

Aynısı komşumda da var.

Bence ben bunu yazmak için buraya taşındım ve komşuma aşık oldum.

Ben de öyle cevap vermiyorum bazen. Kızmamak lazım.

Cevap atmıyor derken hiç mi yazmıyor? İki gün sonra mı cevap geliyor.

mesela "internetim çok kötü şuan" diyorum, konuşma böyle kalıyor. yarın naberle başlayan yeni bir konuşma.

"ama şimdi mesela flört aşamasında cool olmak için cevap atmıyorlar"

aklına gelen ilk seçenğin bu olması acınası. ben diğer bazı ihtimalleri söyleyeyim mesela, bunları düşün:

- muhabbetin çekilmiyor
- senle konuşacak çok şeyi yok
- senle ilgilenmiyor
- belki çok da umrunda değilsin?

erkekler (en azından loser olmayanlar) "dur şu kıza cool olayım" falan diye kasmıyor. "gülücük yapsam mı, hemen yazmayayım, dur online görsün" bilmem ne, böyle şeylere de kafa yormuyor. bir de genel olarak size göre daha az konuşuyoruz bu zaten hayatın gerçeği.

ayrıca "internetim çok kötü" dedikten sonra düzeldiğinde haber vermen gerekiyor.

hatta ne geldi aklıma bak şimdi eksisozluk.com

Ne olursa olsun bu şekilde davranmak saygısızca. Tecrübem bu şekilde davranan insanlar normalde de düzgün cümle kuramayan tipler. Çok kitap okumak herkesi alim yapmıyor malesef. Öyle insanlarla uğraşma, vaktine yazık.

bence senin aşmana gerek yok gibi. flörtleşmeye geçtiyse zaten konuşmaktan zevk alınır karşılıklı bırakamazsın telefonu elinden. bazıları da telefonla konuşur bu süreçte. yani karşılıklı ilerler bence. ama bazı insanlar hoşlanmaz yazışmaktan belki de öyle bir durum vardır, yapabiliyorsan da dile getir ilişkiyi çekilmez kılar seni çok zorluyorsa bu durum.

haklısın sonuna kadar. "aşman gereken" bir durum da yok bence. o kişilerin aşması gereken yönleri var.

yıl olmuş 2016 hala mı mesaj ameka? arar konuşursun 2 dakika bitti gitti.

www.imdb.com

spotlight
dogtooth

interstate60 izle !

Kısmen doğru. Önemli olan klorür miktarı gerisi hava civa. Hepsi nane aroması zart zurt koyup yeni ürünmüş gibi pazarlamaya çalışıyor.

hacı yıllardır pahalı markalar kullanan birisi olarak bende o kanıdayım.
herhangi bir fark yok. al birini kullan.

Sadece hassasiyet gidericiler ve florsuz olanlar farkli. Geri kalanlarin makrobilesenleri hep ayni.

benim discim yillar once ben sormadan sensodyn kullan demisti, reklam filminde oynuyoruz sanmistim. fark edip etmedigini sordugumda da senin dislerin cok hassas, digerleri cok daha fazla asindirir demisti. o gunden beri, belki bir 12-13 yildir hep sensodyn kullaniyorum, arada misafirlige falan gittigimde eger kendiminkini yanima almamissam colgate, signal falanne varsa kullanmak zorunda kaliyorum. dis fircalama aninda bariz bir frk oluyor kopurmesinde, dislerdeki hislerde falan ama uzun vadede gercekten bariz bir sekilde fark ediyor mu bilmiyorum. dislerim bu riski almayacak kadar hassas ve onemli.

köpürmesi yeterli diye duymuştum ben de.

Nasıl aynı ya. Beyazlatıcı dis macunları bariz farklı. Çürümeye etkileri var mi bilmiyorum ama beyazlatmada gercekten ise yarıyor. Signal white mesela cok etkili.

bence doğru pek fark görmedim ben en ucuzu ve en pahalısı arasında pek fark yok.

Şu an yaşamıyorum.
Geçmişte bir ilişkimde 3 yıl süresince karşı taraf terkedilme korkusu yaşadı. Her gece tlfda onu neden terketmeyeceğimi anlatmakla geçti zamanım. Bunu düşünmesine sebep olacak hiçbir şey yapmadım oysa, ne aldattım ne tehdit ettim bırakmakla. Paranoidmiş şimdi düşününce anlıyorum. Sonra ne mi oldu? çirkin bir şekilde aldattı beni ve ayrıldık. Kişi kendinden bilirmiş işi dedim ben de.
Şu an yine yaşamıyorum öyle bir şey. Tabi tartışınca her şey karanlık görünüyor, dünyam ters dönmüş gibi geliyor ama biliyorum her sorun çözene dek var.

muhtemelen tersi vardır. bana göre, bu duyguları tattığında ayrılıp/biri senden ayrıldığında anlıyorsun. her şeyin bir sonu vardır diyorum genelde kendime. ama ilişkiye nasıl olsa bitecek diye de başlamam yani. sadece kendimi üzmem bitebileceğini düşünüp.

ayrılık korkusu yaşıyorum, ama sevdiğime güvenmediğim için değil. bir gün gelir, şartlar ayrı kalmamızı gerektirir diye. ya da birimize bir şey olabilir. veya birbirimizi sevmeyiz artık böyle bir olasılık da vardır diye düşünüyorum. üzücü tabi bunları düşünmek ama hayatta hiçbir şeyin garantisi yok.

sevdiğinize güvenmediğiniz için ayrılık korkusu yaşıyorsanız biraz durup düşünmenizi tavsiye ederim, güvenmediğiniz biriyle mahrem anlarınızı paylaşıyorsunuz çünkü.

hiçbir ilişkimde yaşamadım.

Hiç yaşamadım.

Her seyin omru var. Evli kalsan da kendi omrun illa bir yerde sonlaniyor. Ayni anda Dunya'dan gitmiyorsun. Fazla takilmamak lazim. Biri gider, digeri gelir.

Evimin paspası +1

Ben ilişkiye nasılsa bitecek gözüyle başlarım. İleride bir gün biteceğini düşününce yaşadığı andan daha fazla keyif alıyor insan. Hayatta her şey son bulabilir, özellikle insan ilişkileri. Günün birinde sıkılabilirim o insandan ya da o benden sıkılabilir. Bunu kabullenince insanın kafası daha rahat oluyor. Hiç bitmesin diye ilişkiye başlayınca ne biçim stres olunur yav, hiç düşünemiyorum bile bu fikrin vereceği ağırlığı.

köstebek kurabiye +1

kesinlikle, zaten boyle kafaya takarak da yasanmaz.

insanlar çeşitli sebepler dolayı ayrılıyorlar. ayrılık korkusu yaşamayan zaten sevmeyi bir şekilde kafasında bitirmiş taraf oluyor.
eskiden ayrılmasınlar diye atmadığım takla kalmıyordu ama işe yaramadığını gördüm ve anladım. sonuç olarak ilişkilerin istesen de istemesen de bitebileceğini kabullendim.

ben vodafone'dan gayet memnunum. istanbul anadolu yakasında hiç sorun yaşatmıyor bana.

vodafone güzeldir, turkcell kullanmıyorduk zaten en son ülkece

bulunduğun bölgede hangi operatörün interneti iyiyse ona geç.

göremezsin diye biliyorum illa ki yazması lazım.

o gördüğün şey, lakap gibi bir şey. adını görmen için telefon numarasını cia gibi uygulamalardan aratman lazım.

meydanda iki tane vardır. ikisi de güzeldir. meşhur tarihi bandırma iskender ismail usta ile yanyanalar.

tr.foursquare.com

İskender bursada bir markadır.İskenderde yemediğiniz sürece o yediğiniz şey bursa kebabıdır. Ayrıca Bursa'nın en güzel iskenderi Bursadadır.

foursquare linki verilmiş zaten.
nasıl canım istedi şimdi.
gerek bursa'da, gerekse istanbul'da onlarca mekanda yedim ama aynı lezzeti bulamadım.

çengelköy sahil

moda olabilir. çay bahçesinin oralar serindir.

Bence de moda güzel olur , kızım hasta olmasa biz de gelirdik güzel olurdu :)

bağdat caddesinde yürüyebilirsiniz ordan da caddebostan sahile geçersiniz.

@panda bagdat caddesi adeta bir santiye, caddebostan sahilde yuruyus alaninda golge yok

intihar ederim ve dünyayı kendim gibi bir pislikten kurtarırım ^^

kardeş kusura bakma da yaptığın büyük ahlaksızlık. özür dilerim bunu söylediğim için.

sıkılana kadar dalgana bak, sonra sepetle. silah zoruyla mı birlikte sanki?

iş kanununda da var buna benzer bi madde. bi işte işte çalışırken haftada bilmem kaç saat yeni iş arama izni diye. araştır bence ;)

@cekilmis gayfe

2. tekil şahısla sordum soruyu ya, ben kendim bunları yapıyorum demedim hiçbir yerde, niye ahlaksız oldum şimdi yahu...

önce kızı sonra kendimi sikerim. tro olur yollara düşerim.

devilred +1

belirtmemişsin ama kız sana evliliğin konusunu açmışsa dürüst olup, böyle bir isteğinin olmadığını söylemende bir sakınca yok bence. beklentileriniz birbirini karşılamıyorsa da ayrılırsınız. sırf yaşı geldi diye niye evlenesin?

ama kız böyle bir şeyin konusunu açmamışsa, evlilik gibi bir beklentisi de yoksa, sen manyak mısın?

daha genc, daha güzel ve daha eğlenceli birini şimdi bul onunla sevgili ol. kızı da kendinden kurtar bir an önce.

aşık gibisin, ayrılmak istemiyorsun ama evlenilecek kız değil diye sınıflandırıp mantık olaylarına giriyorsun. nedir bu kadınların sizden çektiği.

feminizm bastı beni bi.

Devilred+1

"Evlenecek birini bulana kadar takilalim" demek nedir yahu?
Vakit gecirtici oyuncak mi o kiz?
Hasta misiniz arkadasim ya:/

onun da aynı şeyi düşünmediğine nasıl bu kadar eminsin? umarım sepetler o da uygun bir zamanda mesela sen yapmadan önce.

devilred +1
umarim kizi birakip "evlenilecek kiz" bulamayip evde kalan sen olursun. Beddua gibi oldu ama icimden bu geldi okuyunca.

devilred+1

Kendine ve bize burda dürüst olduğun gibi;ona da dürüst ol..ah alırsın.

Eğer sen bunları yapıyorsan, devilred +1.
" başkası " yapıyorsa devilred +1.

Lan bir kere de dönüp kendinize bakın be. Ben evlenilecek adam mıyım yoksa geri zekalının önde gideni miyim diye sorun. Bir kere de kızları sınıflandırmayı bırakın.

Nefretliksiniz.

evlenilecek bir kız olarak görülmeyen biriyle sevgili kalmak istemek de iyiymiş... hem evlenilecek kız değil hem de aşıksın ve seviyorsun öyle mi? :D

sen kimseyle sevgili olmazsan ne güzel olur.

devilred +1

"Daha genç, daha güzel, daha eğlenceli birini bulurum evleneceğiniz zaman"
bunu direk kıza söyle kız kararını versin.

hocam kaçak et kesme kanununa göre yakalanmadığın müddetçe bir sorun cıkmaz.

karaburun - mordoğan arasında bir sürü bakir koy var,sessiz sedasız. buralarda bir otelde pansiyonda kalıp mis gibi kafa dinleyebilirsiniz

Eski Foça <3

eski foça +1 arabanız da var oldu bu iş

Inciralti taraflari derim.

denize girmeyeceksen seferihisar ve urla

doğrudan avm içine bir çıkış yok ama karşıdan karşıya geçiş yine metro tünelinin içinden oluyor. metrodan çıkıp ayrıca karşıya geçmiyorsun, direk avm tarafından çıkıyorsun..

direkt çıkıyorsun avm çıkışı denen yerden. çıktığın tarafta zaten çok az yürüyeceksin.

Fark etmez

Ek: Bana karismasin yeter, yedigim ictigime karisilmasina sinir oluyorum

olmazdım diyemem ama olmamayı tercih ederdim.

ne önemi var?

Olmak istemem ama olucaksam da olurum. Tskler.

ben bir gün et yemesem gecesinde hıçkıra hıçkıra ağlıyorum. sevgilimin ya da herhangi birinin yemek/görüş konusundaki seçimleri falan beni hiç ilgilendirmez, isterse ekmek arası ingiliz anahtarı yesin ama ben eti çok sevdiğim için muhtemelen hassas bir vegan dostumuzla anlaşamazdım hiç.

mesela lisede bi arkadaş vardı, kız domatesi sevmediği için nerede bi şey yesek topluca "benimkinde domates olmasın" diye bozgunculuk yapıyodu. domates sevmezsin ve yemeğinde istemezsin ben buna sonuna kadar saygı duyuyorum ama benim adıma çok sinir bozucu bi şey bu ya. standart hamburger işte amk domates istemiyosan domatessiz başka bi şey sipariş etsene. bi şey söylüyolar sonra 6 dakika liste sayıyolar içinde şu olmasın bu olmasın şu şöyle olsun diye. bu tip şeylere hiç gelemiyorum ben. dümdüz adamım. o açıdan yemek konusunda hassas biriyle yapamam. olmaz.

olmazdım diyemem ama olmamayı tercih ederdim. + 1
sonuçta dürüm önemli

olurdum, oldum. sen adana yerken o mantar dürüm yer ya, bence iki adana için adam harcamaya değmez ama yine sen bilirsin.

anlaşamazdım. beraber kokoreç gömmeyeceksek ne anladım ben o ilişkiden.

Olmazdim. Cunku bu atesit-dindar gibi bir iliski oluyor mutlaka karsi tarafin bir hukum kurma istegi olurdu. Dinciler nasil ateistleri kurtarilmasi gereken zavallilar olarak goruyorsa; veganlar da ayni sekilde artik gozunun ve vicdaninun acilmasi gereken birey olarak goruyorlar genelde. Ben etin tadini sevmesem de yiyorum, vegan beslenme dogrudan cok karbonhidrat tuketimine dayaniyor. Aldigin protein kaynaklari bile karb kaynagi ayni zamanda. Neyse ki erkek arkadasim ile din,yemek vs tutumuz ayni.

Edit: ben direkt vegan olarak okumusum. Vejetaryenler de ileride veganizme dogru gidiyor zaten, agnostik deizmin ateizme gecis asamasi gibi. Cevabimi oradan yine konuya baglayabiliriz XD

ben et yerken kafamı ütülemeyecekse olur.

Shotgun vurdu gol oldu!

Kendine yrmek yaparken bana etli yemek yapmayacaksa tabi ki işim olmaz. Et girmeyen yere dert girer.

arkadaşla bile olmuyor sevgiliyi düşünemiyorum. çünkü sevgiliyle aktiviteler bitiyor bir süre sonra en önemli şeylerden biri yemek oluyor. acıkınca elim ayağım titriyor ve tercihi ben yapmak istiyorum dolayısıyla imkansız.

Yuzır ve sta +1.

Tam bir etçilim çünkü.

www.gunhaber.com.tr

dürümsüz olmaz.

olurum mümkünse vejetaryen/vegan olsun

freebird5406_2 + 1

Bana et pişirdiği müddetçe sıkıntı yok.

sta +1.

yanında yedikçe kendimi kötü hissederdim, rahat olmazdım.

Vegan olması tercihim. Vegan dürümler de var. İçinde kan gözyaşı, zulüm olmayan yani.

olurdum, banane ne yerse yesin. isterse kurbağa yesin.

-2 sene diyenler var ama 5 senelik parfümlerim var hala mis gibi. ayrıca üretimden kalkmış onlarca yıllık vintage parfümler de var.
-kaale alma.
-niye yollamasınlar?
-internet üzerinden güvendiğim sitelerden alıyorum. Boyner vs çok aşırı pahalı

bir parfümün üretim tarihinden itibaren kullanımı aslında kapalı dolapta 15-18 derece arasında saklanırsa 100 yıl bile olur.

tarihler zorunluluktan koyuluyor. ve üretici resellerdaki saklanma koşullarını bilemiyor.

kapalı parfüm eskimez. açtığında bile yıllarca duruyor değişmeden. rahat olabilirsin. ben parfümleri görüp alıyorum internetten almıyorum.

Parfüm tarihlerini ben de hiç iplemiyorum. Yalnız şöyle bir şey var, son kullanma tarihi geçmiş parfümleri cildime pek sıkmamaya özen gösteriyorum. Dolabımda 6-7 senelik parfümler var, atmaya kıyamıyorum. Ara ara kıyafetlerime sıkıyorum onları ve hala mis gibi kokuyorlar. Gerçi ben son kullanma tarihi geçmemiş parfümlerimi bile tenime sıkmıyorum pek. Yalnızca bilek içleri ve enseye sıkıyorum, biraz da saçlara.

İnternet üzerinden güvendiğiniz siteler neresidir?

mizu
n11de bazı satıcılar (uzayexclusive-bayer kozmetik)
misspera
lidyana

o erkek sen kızsan verme, arap sonuçta bunlar ne yapacağı belli olmaz. ama sen de erkeksen ne kasıyosun ver gitsin yardımcı olursun işte ne güzel.

aynen gadın değilsen noolabilir ağzını kırarsın :)

Ne bileyim sonuçta ortalık karışık kimin ne olduğu belli değil böyle durumlar da kıllandırıyor insanı:)

şahsen tanımadığım biri ama arkadaşımın arkadaşı diye bir şans verirdim. eğer hoşuma gitmezse halleri postalardım baksın başının çaresine.

bence gayet doğal bir istek. yardıma ihtiyacım olduğum bi yere gitsem şansıma da bir arkadaşımın arkadaşının da orda olduğunu bilsem yardım isterdim ben. ne olabilir ki en olmadı yol yordam öğretirsin.

Ben olsam tamam derdim, telefonla yol yordam tarif ederdim. Çok boş vaktim varsa ve sosyal medyadan bana çok uzak biri gibi gelmediğini anladıysam biraz gezdirmeyi dahi kabul ederdim. Aksi takdirde kısa birkaç mesajla yardımcı olur, görüşme için vaktim olmadığını söylerdim.

Ayrılmazsan senin de psikolojin bozulur. Ayrıl.

Bu adamdan evlenmeden kurtulduğun için bir kurban kes bence sen. Adam sana kalk git evimden diyor, küfür ediyor hala neden diye soruyorsun. Adam psikopatın teki farkında mısın ? İstediği kadar tedavi görsün değişeceğini hiç sanmıyorum. Adamdan tez elden temelli kurtul, tüm ilişkini kes, tamamen uzak dur.

oha. eski sevgilin feysten ekleyince bile 3.5 atmışsın. insan sevgilisine güvenir lan bu ne böyle lşfjfdj ayrıca o kapıya koymalar küfür etmeler falan. sonra ağlayarak geri dönmek istemeler... sevgilin 16 yaşında falan heralde. kesinlikle ayrıl. dönersen gurursuzsun.

direkten dönmüşsün bacım. kaç kurtul

Arkadaşım mal mısın acaba? Hala seviyorum falan diyor bir de ya. Bu devrin kızları enteresan. seni dışarı atan adam için aileni karşına mı alacaskın

sen bu adamla evlenirsen ileride seni öldürür,sonra tahrik indirimi fln alır bi sene yatar çıkar.
böyle ilişki mi olur kabus gibi.

acizsiniz muhtemelen ilerde şiddet görür burada ağlarsınız şimdiden söyleyeyim müstahak bu kadar aciz zayıf insanların şiddet görmesi.

evlen o zaman madem ayrılmayacaksın. zulüm neymiş evlenince görürsün :/

ben de biliyorum bunları ama ayrıldığımızda çok kötü oldum 1 ay ruh gibi gezdim, yeni yeni kendime geldim kesin kararlar aldım barışmayacağım diye fakat hiç böyle görmemiştim daha önce gerçekten pişman gibi. Yaşlar ben 24 o 30.

Dengesiz bir tip, bence konuşma da dahil her türlü ilişkini kes. Önüne bak.

Evlenirsen büyük ihtimalle şiddet görürsün. 2 sene sonra çocuğunla kapı dışarı edilirsin veya öldürülürsün... Bu işin sonu 3. sayfa.

Kaç kurtar kendini. Düşman başına neymiş bu...

inanma seni öldürecek.

işte kadın cinayetlerini bunlar gibiler işliyor. arkadaşım kurtulduğun için kurban kessen yeridir. sakın dönme. yazık sana. çok acı çeksen de tut kendini ama dönme.

Bakma sen burdakilere hemen ayrıl derler. Sen de seviyorsun madem bir kez daha dene. Eğer sorun devam ediyorsa sen de yeniden görürsün, illa ki aynı şeyleri yeniden yaşarsınız. Sadece biraz daha ağırdan al, fevri kararlar verme. Yani hemen söz nişan evlilik muhabbeti yapma, daha uzun soluklu tanıyın birbirinizi. Zaten dedikleri yalansa, hap map psikoloji falan yalan da olabilir, anlaşılır ilerleyen dönemlerde. Bunları sadece sen seviyorsun diye yazıyorum. Senin açından bakıyorum.

Ayrıl demeyi geçtim, topuklarını vura vura dünyanın en uzak köşesi neresi ise oraya kaç!

İki sene sonra üçüncü sayfa haberi olmak istemiyorsan, kaç!

'Lütfen ayrıl demeyin'i falan yok, düpedüz bir canavarla berabersin.

Evlendiğinizde yaşanacakların trailer'ını görmüşsün. Bir evlenin hele, bu seni döver de, herhangi bir arkadaşınla görüştürmez de, dünyayı sana dar eder. 30 yaşından sonra asla düzelmeyecek bir adam için heba edeceksin hayatını.

duyurunuzu okuyunca herhalde 20-21 yaşlarında bir çift demiştim. yaşları okuyunca çok şaşırdım. 30 yaşında bir adam bir kadına bu şekilde davranıyorsa kesinlikle şiddet eğilimi ve öfke kontrolü sorunu vardır. hayatınızı heba etmeyin. size zerre saygı duymayan, küfreden, evden kovan, güvenmeyen, sizi sürekli deneyen bir insanı hangi gerekçelerle sevebiliyorsunuz ki? sevgi böyle bir şey değil güzel kardeşim...

krem peynir + 1, flört şiddetini hiç hafife almayın, gelecek bölümlerin en özet halleri bunlar. ayrılamıyorum diyorsanız gidin destek alın bu konuda.

böyle düzelen ilişki var mıdır, olabilir, hiç imkansız değildir. ama binde bir karşılaşılan bir durum ve üstelik yıllarca mücadele edeceksiniz, o şiddeti göreceksiniz, o terapiye ikna olacak falan filan...o da kabul ederse tabi tedavi olmayı...

Ablacım umarım trollsündür.
Eger "ben dayagimi yer otururum ama o illaki benim yanımda olsun" diyorsan ayrılma tabii.
Adam gelmis 30 yasina belli ki psikopat. Eski sevgilinin adına hesap alıp onunla eklemelerr evden canta fırlatıp ....tiretmelerr sen de diyorsun ki ama ayrıl demeyin.
Ayrılma ya niye ayrılacaksın, kendine saygıyı ananın babanin üzerindeki emegi falan da boşver hem belki sadece döver, öldürmez yani. Ilerde de colugun cocugun 16 sında kocaya kaçar sırf evden uzaklasabilmek icin, onların da böylece kısmetlerini erken yaşta açmış olursun belki. Bunların hepsi yüksek ihtimal dahilinde ama ben bir psikopatın düzeldiğini hiç görmedim.

böyle hasta insanları nereden buluyorsunuz?
30 yaşındaymış bir de...

harbiden lan çok merak ediyorum, seçerek mi buluyosunuz böyle ezikleri?

ne korkunç ilişkiler yaşıyorsunuz ya. böyle birinden hoşlanabildiğine göre sen de normal biri değilsin bence. umarım evlenirsiniz ve kendiniz gibi çocuklarınız olur. çok mutlu olursunuz.

tavsiye: tedavi olun ve ergenlikten çıkın.

evlen evlen, bu kriz ortamında kaçırma sakın adamı..

bence de hiç kaçırma bu kadar muazzam ruh hastası adam bulmak her zaman kolay değil.

@passive :( tamam aramayacağım artık üstüme gelmeyin.

Umarım trollsündür +1.

Anan seni kadir gecesi doğurmuş kızım.

ayrılamıyorsan ömür boyu manyaklıklarını çek o zaman adamın. bize neyini soruyorsun? aklın yolu bir. 30 yaşında adam fake hesap açıyor bir de eklemedim diyorsun neyine sinirlenmiş onu da anlamadım gerçi.

olursa çocuğun ilişkilerinde onun gibi davranacak. düzelebilir fakat seninle bir ilişki içindeyken kafaya dank etmeden düzelmesi mümkün değil. uzun bir süre yalnız kalıp kafasında bazı şeyleri yontması, düzeltmesi lazım. eminim ki oda mutlu değil. o sırada kafada salak ve anlamsız bağımlılık oluyor düşünemiyorsun. örnek olarak kendimi aldım. erkek arkadaşın yerine. umarım mutlu olursun.

kurtulduğun için kurban kes +1

eski sevgililerin seni neden arıyor, neden mesaj atıyor nişanlıyken o da ayrı bir konu kimse kusura bakmasın.

ama arkadaşlık isteğini reddettiğin için bu denli saçmalaması çok ilginç. ne yapacaktın kabul edip mesajlaşacak mıydın?.. son olarak bence herkes ikici bir şansı hakeder ama evlilik için hiç acele etme. birkaç sene daha ver kendine bence.

oha lan şaka mı bu? psikopat meraklısı değilsen ayrıl kardeş. insan insanı siktir eder mi?

seni bu şekilde kovan biri, hem de kendi yarattığı bir sebeple, ilerde bambaşka bir şey için daha ağırını yapabilir. iyi düşün.

3-5'i hariç katılıyorum. adam gibi verilen görevi yapan ve saydığınız iğrençliklerle ilgisi olmayan oyuncular da var ama ciddi bir temizlik şart tabi. tüpçüden başlamak üzere...tek korkum bu sinyor terimin milli takımdan siktir edilirse geri galatasaraya gelmesi :(

Türkiye'den nefret ediyorum dolayısıyla içinde barındırdığı bütün boktan unsurlardan da.

peşinen söylüyorum beğenmiyorsan gitciler gelirse söverim ben de onu yapmaya çalışıyorum.

Benzer duyguları paylaşıyoruz.

Tamam dün oynadığımız futbol fena değildi de yumurtanın göte dayanması, ıslıklama, sosyal medya linci mi gerekiyordu akıllarının başlarına biraz olsun gelmesi için. He görürsünüz siz gazıyla milli maça mı çıkılır!?

Sen çık insan gibi oyna, buna rağmen iki maç peş peşe yenil, bir iki çatlak ses çıksa da bu millet bağrına basmayı da bilir sizi.

Fatih Terim'e ne desem gg, dün yine postunu kurtardı sanırım galibiyetle ama kamera adamı her gösterdiğinde tipini * diyorum, ağzımdan illa bi küfür çıkıyor yani. Başarılı bir teknik direktör olmadığını düşünüyorum, aldığı paranın onda birini hak etmediğini düşünüyorum, egosunu götüne sokacak birilerinin olmayışına üzülüyorum.

ben seviyorum. MİLLİ takım en nihayetinde, bizim takımımız. başarılı olmalarını istiyorum.

sevgi pıtırcıklarından daha fazla nefret ediyorum.

işini düzgün yapmayan herkesten nefret etmeye başlarsak, ülkede adam kalmaz. o yüzden normal karşılıyorum.

siz bana o paraları verin, topa dokunmam bile. o kadar söyleyim. direk fark yer elenir gelir sonsuz tatile çıkarım.

her konuda iyice medeniyet yoksunu garip bir ülke olduk. futbola da yansıması normal.

olum siz manyak mısınız? vatan haini diyor herif...abi allah aşkına o kadar malız ki kupanın 2. maçında kim olduğundan bağımsız şekilde söylüyorum bunu kaptanını yuhluyosun...ve yine o kadar malız ki tekbir getiriyosun 3. maçın ilk yarısında..2. yarısında türkiye sizinle gurur duyuyor...harbi misin?

allah aşkına sonuçta milli takım felan demeyin abi...biliyoruz bu takımda abdullah avcı, ersul yanal, şenol güneş gibi adamlara nasıl davranıldığını...

ayrıca bu en nihayetinde spor, ne bu böyle milli dava, savaş, ideoloji katıyosunuz zerre anlamıyorum...dün gece çek cumhuriyeti'nin yerinde biz olsak varya neler olurdu...o stat karışır, paris'te kavgalar çıkardı...

ben sporcunun zeki çevik ve ahlaksını severim...bittti net bu kadar...egolarından sıyrılacaksın, hamile karını dövmeyeceksin, kimseyi tehdit etmeyeceksin, playoff isviçre maçını hatırlatırım....biz oyuz çünkü...almayacaksın abi...bak ingiltere'de terry bi daha kadroya girebildi mi? portekiz de pepe 3 sene özür üstüne özür diledi, psikolojik yardımlar aldı....daha bir sürü olay sayarım size...

bizden bi yol olmaz kısaca...gazız, hava civayız..

ayrıca fatih terim'den nefret ediyorum.

şunu da söylemeden edemeyeceğim...youtube a bir yazın van persie röportaj diye...bir de dün gece burak'ın maç sonu basın toplantısına bakın...arada ki kültür gelişim ve insanlık farkını göreceksiniz...

"bana sordunuz mu abi, bir kere gelip abi, bana sordunuz mu abi." abi ne lan...abi ne...o kadar adam çıkıyor bir tane böyle bir şey duydunuz mu? haketmiyorlar buralarda olmayı..kimseyede sempatik felan gelmiyoruz...bunu bilin..

Keşke yenilse ydik diye çok söylüyorum. Maalesef artık terime tff başkanlığı yoluna kadar herşey açıldı

Ben de nefret ediyorum. Fatih terim, burak yılmaz ve arda turan ı mümkün olsa vatandaşlıktan çıkarırım. Maçlarda tekbir getirilmesine karşıyım.

ama kazanmalarını istiyorum, çünkü vatan haini hdp li ve onun ağabeyi chp li kitle üzülsün istiyorum.

kahve likörlü tiramisu..

içmek dışında biraz zor. tiramisu denmiş de koca bir tiramisuya konacak kahve likörü iki kapak bişey. bir litrelik likörü tiramisu ile bitirmek için 40 tane tiramisu yapmak lazım.

bence açılmamışsa eşe dosta hediye diye götürülebilir.

white russian +1 çok basit

@kibrit bana da hediye geldi, geldigi gun actii ikram ettik :( bu sekilde alan olur mu :p

bayramda gelen olursa ikram et gitsin.

white russian +5

İçmek dışında nasıl tüketelim sorusuna white russian yazan arkadaşlar deriden absorbe ediyor heralde.

Tiramisu +1

Adalar cok kalabalik su an. Yine heybeli belki daha iyidir. En son nisan ayinda tam kafa dinlemelikti. L'isla guest house onerebilirim. Direkt mekani ararsaniz rezv. icin bookingden daha uyguna geliyor.

Iğneada diye bir yer duydum. avrupa yakasında. araştırabilirsin sakin köy ortamıymış.

motivasyon beklemiyorum. hergün belirli bir saatte, belirli bir yerde, belirli sayıda sözcük yazıyorum. bilinen en yaygın 'akıcılık' hilesi de bu.

alışkanlık meselesi biraz ya.

ben 7 ocak 2005'ten aralık 2015'e kadar düzenli günlük tuttum (her gün değil tabi ama düzenli), 2009 ile 2016 yılları arasında profesyonel dergi ve sitelerde editörlük yaptım.

2005'te yazmaya başlamamdaki amaç, konuşamamaktı. asosyallik, iki lafı bir araya getirememe falan durumları. konuşamıyordum, dedim bari yazayım. ilk motivasyon kaynağım bu herhalde. sonra da alışkanlık oldu, iyi de geldi. biriyle konuşmak isteyip de konuşamadığımda oturdum günlüğüme yazdım. iyice yazmaya alışınca (tabi okumayla da pekiştirmek gerek), profesyonel olarak yazı yazma işine atıldım. gerçi sonra da bıraktım. çünkü artık yazı yazmanın bir önemi kalmadı ülkede ve dünyada. herkes ağzını yamulta yamulta konuşmaktan başka bir halta yaramayan ergen youtuber'lara aşık artık.

ergenlikteki gibi asosyal değilim ama yine de gergin durumlarda pek konuşamam. ama biri beni mesaj gibi metin tabanlı bir platformda alt etmeye çalışırsa aklını alırım. (: zaten şu hayatta yapabildiğim tek şey yazabilmek. başka bir halta yaradığım söylemenez.

neyse konu nereye geldi. biraz şartlar elverecek (ben asosyal olmasaydım yazı yazma işini bu kadar ilerletemezdim mesela), biraz da alışkanlık işte (o da bu işle yoğun olarak ilgilenmeye başlayınca kendiliğinden geliyor). bu arada kimse yazı yazmak zorunda da değil. yani zorunlu mu hissediyorsun kendini, nedir?

yazı yazman gereken haller ne mesela?

eğer kağıda yazmak zor geliyorsa, sadece senin görebileceğin bir blog oluştur ve ruh halini bile yaz, kendi kendine konuştukça açılıyorsun.

ilkini bilemedim, ikinci soru, bende microsoft office var hepsi, kendi sitesinden mac için olanı indirp kurmuştum ama?
aslında çok basit bir alet ya sevmeye çalış bence
edit:macbookları windowsa çevirebiliyorsun ayrıca onu unutmuşum, ama nasıl bilmiyorum hiç denemedim

biraz altta soru var. ona bak.

www.eksiduyuru.com

ek olarak onmicrosofttan office üyeliginle baglanip mac versiyonunu cekeceksin. sonra kurulum. kacak torrent vs ariyorsan yardimci olamayacagim, legal kullananlardanim.

bellegi formatlayabilirsin sonrasi da malum. icindekiler yok olur, yeni almissin gibi takar kullanirsin.

Word kullanmak satin alip yuklemek kadar kolay. Usb icin de formatin exfat olmasi gerekiyo linux, mac ve windows dahil hepsinde kullanabilmen icin.

1) Evet, exfat olmasi gerekiyor, baska bir windows bilgisayarda formati kolayca degistirebilirsiniz, internette anlatimi var. Sadece icindekileri baska yere tasiyin, yoksa hepsi silinir. Sifirdan aldiginiz uyumlu olur mu bilemedim.

2) Office icin birkac sey soylemisler. Ek olrak google drive, online office vs kullanabilirsin. Ya da sanal makine kurabilirsin. Powerpoint icin de alternatif olarak prezi var. Kullnisli epey.

Kullanmaya alissan rahatlarsin bence, alistiktan sonra digerlerini begenmiyor insan.

Ben gecen ay macbook air aldim. Icinde keynote diye bir program var, pages da olabilir tam hatirlamiyorum. Sunum hazirlamaya yariyor, isin bitince office 97-2003 formatinda kaydedebiliyosun. Her bilgisayarda aciliyor o zaman. Bence satma ben farkettim ki windows'ta yapip bunda yapamayacagin sey yok. Sadece biraz kurcalaman lazim. ;)

1)
elindeki usb NTFS formatindadir o yuzden okur ama yazamaz.
iki secenegin var. fat32 seklinde formatlayacaksin ve sorun kalmayacak windows mac arasinda. tek sorun sudur: usb'ye yazmak istedigin tek bir dosyanin boyutu 4gb'dan fazla olamaz.
diger secenek ise tuxera ntfs gibi bir program kuracaksin mac'e. bu program ile ntfs disklere de yazabiliyorsun. program parali ama malum ortamlarda var.

2) 'office for mac' var. yine ucretli ama malum ortamlarda bulabilirsin 2011 versiyonunu.

ben de yazayım
1- exfat yapabilirsin ya da tuxera kurup[free olması lazım] ntfs yazabılır hale geliyor.

2- office 2016 mac ıcın var en son versiyonu bu.

ha illa satacam dersen, dell xps 13 var fiziken aynı ayarda. ya da lenovo x2 carbon x1 karbon gibi.

yok daha ugrasırım dersen bootcamp ile window a cevireiblrisin. ya da parallels vmvare gibi sanal makıne ıle windows calıstırabilirsin.

@hanfendi, tamamen bagimsiz bir önerim olacak sana, yeni gelen yanitlari destekler nitelikte.

bence eger ssd 200 gb üzerinde ise, dual bootu düsün derim, bilgisayar acilirken mac aciliyor, istedigin zaman bir tusla, windowsa geciyorsun. bazi uygulamalari mac icin bulamiyorsun, o yüzden benim tanidigim cogu mac sahibi ayni seyi yapiyor. acil durum windows, günlük hayat macOS.

pushing daisies

silicon valley. tek kelimeyle muhteşem.

Luther. Kiymetimi bilinmeyen efsane

11 22 63

orphan black

oz
soa
banshee

it is allways sunny in philadelphia
how not to live your life

Black mirror

24
person of interest
true detective
banshee

The Killing, Homeland.

facebooka bağlandığınızda diğer instagramı olan kişiler çıkacaktır, istediklerinizi takip edin geri takip ederler muhtemelen, hesap gizliliği için ayarlardan gizleyebilirsiniz yani sadece kabul ettikleriniz sizi takip eder. fotoğrafı istediğiniz zaman paylaşabilirsiniz.

önce arkadaşlarına takip isteği gönder ki onlar da seni takip etsin. sonra da bi foto paylaş.

faceden bağlanıp da yaparsan tüm listeni davet eder instagramına, yani kuzen, amca, hala da çıkabilir, belki akraba istemezsin diye söylüyorum; o yüzden tek tek bulabilirsin arkadaşlarını. Zaten bi iki tane arkadaş buldun mu gerisi gelir.
Bikaç tane sayfayı takip etsen bir sürü öneri çıkıyo. Arkadaşlarının beğendiklerine bakabilirsin(kalpli şeyden) .
Bide tag koyarsan daha çok beğeni gelir her zaman ama suyunu çıkarma bence

o mesleği yapan kişinin ne kadar çekici olduğu önemli benim için, ama sanatlı işler müzisyen, ressam, oyuncu falan hep hoşuma gitmiştir

yakışıklı olsun da torbaci da olabilir np

çekici derken cinsel anlamda mı diyorsun?

öyle diyorsan savcı. kadın savcı ama. cübbe fantezim var. hakim de olur. zabıt katibinden aşşası olmaz.

Karsi cins icin soruyorsan meslegi cekici gelmez. Kendisi cekici degilse mesleginin bir onemi yok. Kendisi cekici olmayip meslegi cekiciyse sadece meslegi cekici gelir, kendisi degil.
Ama bir kadin bilimciyse o zaman etkilenebilirim. Feminizm dernegi baskani falansa guzel de olsa sogurum.

Savaş pilotluğu cesaret anlamında ilgi çekici. Ben erkeğim, makine mühendisi adayıyım. Bir kızın doktor olması bana çekici geliyor. Ne bileyim bir üniversitede turizm gibi bir bölüm okuyan rahat kızlar var, bir de canla başla tıp, inşaat mühendisliği falan okuyan kızlar var. Bence meslek önemli. Çünkü insanın yaptığı iş onun karakterini temsil ediyor çoğu zaman.

Gerçek hayatta hoşlanılan bir insan olduğunda meslek çok da önemli olmuyor. Ama diyelim ki bir fantezi düzeyinde hoşlandığın meslek var mı dersen mühendis, fizikçi vs gibi daha mekanik kafalı, nerd adamlardan hoşlanıyorum.

Var. Kas gücünü, zekayı, riski, macerayı, gezginliği barındıran her türlü iş. Ajanlık mesela. :)

Herkesin mesleği önemli çünkü ne yapıyorsan o'sun. Seni oraya getiren ne oldu, neler yaşadın hangi tercihleri yaptın da o noktaya geldin? Bunlara kafa yorarım, karşımdaki insanı tanımamı, anlamamı sağlar.

kasada duran tezgahtarlık.