tabii ki de.. dil önemli değil. önce bi kağıt kalemle çözeceksin problemi

sizin dusunce seklinize gore degisir... bazi insanlar flow charta dokmeden kod yazamazken bazilari da tuslara dokunurken farkina bile varmadan cozer problemi... yani size kalmis, kafa toparlamaniza yardim edecekse flow chart/pseudo code falan cok guzel seyler, yapin...

Sınavda sorulabilecek bir soru iyi programlama bilen biri için akış diyagramı olmadan da (daha doğrusu kafada bir akış diyagramı oluşturularak) çözülebilir. Programlamaya yeni başlayanlara her zaman bir akış diyagramı yazmalarını, işi yapabildikleri kadar kağıt üzerinde bitirmelerini öneririm.

açık bi kapı kalmaması için akış diyagramı faydalı.

teşekkürler hepinize.akış diyagramına bir göz gezdiriyim

ya benim de aklımda var bi dans sahnesi ama, sanki 6-7.sezonlardı, bu saatte arastırma da yapamadım:/

su siralar pespese seinfeld izliyorum ve sekinci sezounun ortalarindan sonlarina dogru gelmis durumdayim ama tarif ettiginiz kadariyla bir sey cagrismadi kafamda...

hmm 4 ünün dans ettiği hatırlamıyorum ben ama bakıcam şimdi biraz.

şu videonun 42. saniyesinde üçü dans ediyorlar, bu sahne olabilir mi?
www.youtube.com

@hakiki bulut: o dediğiniz sahne olabilir; ama hangi bölüm?

bölüm the trip 2, sezon 4: www.youtube.com

mantıklı lan aslında, dur ben de bi araştırayım :)))

@ruhibirbanyo, komşu esnafım olursun, eski geleneği devam ettiririm. bereketinle kazan dostum

heves kırmak gibi olmasın da 1000 tl lik gelinlikler 200 tlden kiralanıyor. sizin 1000 tl ye kiralayacğınız gelinlik minimum 7000 8000 tl olur.

hem bedeni her hafta elindeki tüm gelinlikleri kiralaycak mısın? isteyene bedenler tam uyacak mı? nerde satacaksın?

alacağım gelinlik değil 1000 tl olan. ben 2-4 bin arası bir gelinlik alıp, 600-1000 arasında kiralamayı düşünmüştüm. geçrekten de 7-8 bin arasındaysa o iş yatar.

dediğiniz meseleyi de annemle tartıştım. annem dedi ki, kilolu kızlar zaten özel diktirir. 38 beden üzeirne çıkmazsın. genelde 38 gelir. 2 tane 38 alırsın, bir 36, bir 34 dedi. uydurabildiğimiz kadarıyla verirdik her hafta :)

panpa deneme yap önce. yani bas ilanları yapıştır sağa sola. bi tane de hat al bu iş için. bak bakalım kaç kişi arıyor nasıl bedenler istiyor. 2*38 bi 36 bi 34 alsan bi ayda paran çıkar mı? olursa gir tabi bu işe. yalnız bana da mantıklı gelmedi değil.

sermayem yoki onun dışındaki her aşamada yardım edeyim beni kara ortak yap. yalnız zararda tüyerim.

bu işler şöyle de yapılıyor, bir kaç değişik modeli olan bir yere kendine uygun beden diktiriyorsun, bir kere giyip, geri veriyorsun. ilk defa giyildiği için ücreti daha yüksek oluyor, sonraki kiralamalarda iniyor.

bir de gelinlikler öyle 20 kere filan kullanılmıyor pek, düğünde mahfoluyor çünkü. eteğine basan, danteli yırtılan filan çok.

yok yok gelinlik kiralari (en azindan ben evlendigimde (2006 miydi 2007 miydi neydi)) satis fiyatinin 2/3'u kadar fahis fiyattan... yani basta avantajli gozukuyor... ama 3-5 gelinlikle olacak gibi degil... bir de kuru temizlemesi hem pahalidir, hem hassastir... gelinlikci falan degilseniz zor is yani...

çin malı gelinlikler çıktı o iş bozuldu. hatta ölçü alıp siparişle çinden çok ucuza gelinlik getirenler bile var.

zaten gelinliğe verilen onca paralar bir ritüelden başka birşey değildi.

"1000 tl'den versem kiraya haftada 5 bin tl eder anasını satayım."

yanlış anlamayın ama bu kafayla bu yola girmeyin, çıkamazsınız. ya da -projenizden bağımsız olarak söylüyorum- biraz daha dikkatli piyasa araştırması, hesap kitap yapın.

orpheus'a ek: çin malı gelinlikler ünlü modacıların gelinlik modelleri sipariş edilerek yapılıyor.

kosgeb destek vermez buna. yapacağınız iş bi "fikir" değil ki. yenilik de getirmiyor.

o yönde umudunuz olmasın bence ama diğer yollardan para aramaya devam edebilirsiniz...

öncesinde o bölgeyi iyi analiz edin ama.

reiz bencede üstekine katılıyorum ayrıca
etraftaki hep ps3 saloluna git bi iki oyun oyna. sence ordaki eksiklik ne hatta bi kaç veletin ağzını yokla en çok neyden şikayetçiler. onlara göre dizayn ettir dükkanını.
millet onlara değil sana gelsin.
ilk zamanlar uygun fiyat listesi koyman güzel reklam olur.

o kadar para veriyosun batmanı istemem :/

üçyol civarında ve biraz ilerisi hatay noktaya kadar (iyi kötü orta) internet kafe sayısı çok az. 2 tane ya var ya yok.ps3 kafe 2 mahallede bir var artık. şimdi 3-4 tane ps3 yerine 10 tane bilgisayar alsan knight falan yüklenebilen. okul çıkışı tosttur çörek börek paranın amına koyarsın afedersin. 82 ekran lcdye vericegin parayla çok güzel 2008-2009 oyunlarını çalıştırabilecek bilgisayar alınıyor.

sakaryada okuyan bir lise öğrencisi olarak fikirlerimi yazayım.

-yer çok çok önemli. burda mesela aynı kalitede 2 yer var bi tanesi sinek avlarken diğerinde sıra bekliyoruz.

-bi tane konsol satan bir yer bul, işin teknik kısmını tamamen onlara bırak. kendin uğraşma heder edersin makineleri sürekli update geliyor. alsında anlarım diyorsan son update ile dongle'lar da kalktı jb işlemini kendin yapabilirsin ama tamir olayını yine başkasına yaptırman gerekecek.

- atıyorum 10 makine varsa 2'şer controllerin yanında 6 tane filan da 3. controller al.


şu dönemde çok tutan oyunlar(bu 3'ü kesin olmalı);

pes 2011
nba 2k11
blur

bunların dışında işte tekken cod gow türü oyunlar olsun. ha bide pes 2010 soranlar da olacaktır.

kimse sırrını söylememiş. guitar hero alırsan ( oyun- 2 gitar- mikrofon- bateri) paranın .mına bile korsun.

bunu ben yapacaktim ama neyse, soylemis olayim:

2 tane de xbox360 at... kinect oyunlari oynamaya kosar gelir millet, hic eksik olmaz baslari...

nivea deo roll-on

düzenli duş almak

her gün duş + body shop'un tüm roll-on'ları iyidir..

tabiki duş alınmalı. fakat daha ilk terlemede kötü kokuları engellemek için tenle uyumlu deo, roll on modeli bulmak gerekiyor. mesela benim tenime koskoca 8*4 çeşitlerinden iki tanesi uyuyor yalnızca. onbeş yirmi liralık pahalı şeyler de kullandım onlar bana iyi gelmedi ama abime uyuyorlar. yani bikaç yanlış tercih yapmadan doğru ürünü bulmak şans;)

her gün duş + axe deodorant

terlemeyi durduran seyler sagliga zararli terlemek, vucudun toksinlerini atmak icin gerekli, ozellikle kadinlarin oyle seyler kullanmasi meme kanserine neden oluyor. Temizligin guzel kokmanin tek yolu, dus almakla ve temiz camasir giymekle olur. onun disindaki hersey sagliga zararlidir.

deodorant ve türevleri terlemeyi önlemez sadece kokmasını önler, zararlı olduğunu da düşünmüyorum.

deotak krem deodorant cok cok iyidir... nanelisini (mentol de olabilir) tavsiye ederim.

biraz dayan ve 2 hafta dus alma. ondan sonra hic ter kokusu falan kalmaz.

A study published in 2003 by the European Journal of Cancer Prevention, found a correlation between earlier diagnosis of breast cancer and antiperspirant/deodorant use.[47] A 2003 study indicated "underarm shaving with antiperspirant/deodorant use may play a role in breast cancer."[47] A 2004 study reviewing the evidence for and against the possible link between breast cancer and underarm cosmetics wrote "Although animal and laboratory studies suggest a possible link between certain chemicals used in underarm cosmetics and breast cancer development, there is no reliable evidence that underarm cosmetics use increases breast cancer risk in humans."[48]
2004 and 2005 studies led by researcher Phil Darbre, hypothesizes that particular substances in deodorants, such as preservatives called parabens, or bolts such as aluminum chloride used in antiperspirants, get into the bloodstream or accumulate in breast tissue, where they enhance or emulate the effects of estrogen, which stimulates the growth of cancerous breast cells.[49][50] A 2007 study found that personal care products are a potential contributor to the body burden of aluminium and newer evidence has linked breast cancer with aluminium-based antiperspirants.[9] A 2008 study stated that no scientific evidence supports the hypothesis that deodorants and/or antiperspirants increase the incidence of breast cancer.[10] A study published in 2009 by the journal The Breast Cancer Research proposed a link between breast cancer and the application of cosmetic chemicals including phthalates and aluminum salts in the underarm region, because of their oestrogenic and/or genotoxic properties, which provides an evidence-based hypothesis capable of further research.[51]

en.wikipedia.org

kimyasal maddeler lobisini asip gelebilen arastirmalar ancak bu kadarini gosterebildi.
gidalarimiza giren sadece 50,000 kimyasal madde varken, kendi elimizle vucumuza kimyasal madde ilave etmenin anlami yok bence.

terlemeyi ameliyatla bile engellemek mümkün (yan etkileri ile tabii ki) ancak en iyisi olduğu gibi bırakmak. fakat çok çok rahatsız iseniz tereson diye bir ürün var onu kullanabilirsiniz. hiçbirşey kullanmamak en iyisi. düzenli spor terlemeyi dengeler (nacizane gözlemim)

arkadaşlar fikirleriniz için teşekürler...düzenli duşu günde 2 kere olmak üzere zaten yapıorum...ayak kokusu için deotak kullanıyorum zaten...en mantıklısı onu denemek gibi geliyor...

www.dilay.net

ibrahim tatlises -canim dediklerim sozleri ama soleyen o degil-gibi-

ibrahim tatlıses'in söylediği bir şarkıdır.

(bkz: canım dediklerim)

yutub $eysi:
www.youtube.com

baya baya guncelleniyor...

en dogrusu alkolu sadece haftasonlari almak... oteki cozumlerin hicbiri tam cozum olmaz...

%70 diyet, %30 egzersiz derler ya...

alkolü azaltacaksınız.

(bkz: l-carnitine)

senin vucudun her tarafında yag var da, karın bolgesinde oldugu kadar goze gözükmüyodur, once orada hemfikir olalim. yeterince cardio dan kastın nedir o da mühim mesela.

protein tozu zaten yag yakimina yardimci bisi degil, alkol beslenmeye giriyo ki dikkat etmedigini gosteriyo zaten. animal cuts var, l-carnitine var, hydroxycut lar var piyasada yag yakimina yardimci olarak. ben tavsiye etmiyorum hiçbi ek supplement i ama keyfin bilir.

2 tane aminoasit hapı cakınca hop kas yapamazsın, kas yapmak icin oncelikle calisman lazim. ama vucutta kas kütlesi arttıkca metabolizma hızlanır + yag yakimi da hizlanır da bu long-term bi etkisidir.

protein tozu eger düzgün calisiyosan zaten "yağ" olarak kilo aldirmaz, lean mass ini arttırır ki o da iyidir zaten, amac o dur.

ztn koşu ve mekiği düzgün olarak yapıyorum. cardiodan kastım da spininge kadar yapıyorum, ekmek yeme alışkanlığım yok. aminoasiti ztn ben de hop kas olsun diye istemiyorum, bundan önce de hiç supplement kullanmadan güzel bir vücut yapmıştım fakat dediğim gibi alkol olayı çok sıkıntılı. yağ yakımını hızlandırıcı ek supplement lazım bu yüzden spordan önce vs içmek için. bu arada kollarımda bacaklarımda bir sıkıntı yok yağ varsa bile öyle dışardan baksan görüncek şekilde değil biraz var ama karın bölgesinde en çok o da alkolden dolayı yoksa aşırı yemek yemem veya yiyip yiyip yatmam. düzgün çalışıyorum aslında ama protein tozunu pek düşünmüyorum antrenmanım iyice zor duruma gelince belki. tavsiye edebileceğiniz markalar vs var mı peki? teşekkürler, yardım edenlere.

yazarın problemi bir kenara böyle ufacık bir şeyi kafanıza taktığınız için siz kendinize dikkat etmelisiniz. takılacak, duyuru açılacak bir şey değil.

sözlükte yazılan her şeyi kendi üzerine çekersen yandın. her türden insan var. takma.

doktora görünmelisin.

adam jay leno bana hitap etmiyor diyor sadece. herkes gibi o da butun dunyanin kendisi gibi dusunmesini istiyor o kadar...

yea bunlar böyle işte. aynıları zamanında recep ivedik üzerinden yapıldı, aşağıdaki duyuruların birinde cem yılmaz üzerinden yapılıyor mesela şu an. "sen bu adama gülüyorsan yuh sana, mizah algın bu kadar düşük demek ki" diyorlar özetle. ama altında tabii ki "ben çok zekiyim, ben kaliteli mizahtan anlarım" mesajı var. hoş değil, belki faydan dokunur sen kime gülüyorsan onu anlat bize, bırak biz salaklar düşük mizah alayışımızla istediğimize gülelim, sanane?

ccc şafak sezer ccc

prison break pembe dizi gibi kalır yanında. çok daha sağlam kurgu var ozda. izlemelisin.

hacı bir kere aşırı derecede çok dal daşşak sahnesi var.
rahatsız oluyorsan izleme.
ama hapishane hayatı ile alakalı bir dizi.
güzel ve sürükleyici.

en onemli farktor prison break le hiç alakası olmayan bir dizi. tek ortak yanları ikisinde de hapishanede sahneler olması. oz tamamen hapishanede geciyor ayrı.

gelmiş geçmiş en iyi dizilerden biridir oz ona göre izle.

(bkz: prison break vs oz)

prison break apartmanda büyüyen hanım evladıysa oz sokaklarda büyümüş tinercidir.

ama kurguda prison break siker.

Dal daşşak diyen arkadaşları Spartaküs'e emanet ediyorum, OZ çok güzeldir, prison break le kıyaslamadan, onun abisi gibi düşünün. İzlerken farkedeceksiniz PB de foxriver dakiler OZ da hayatta kalamazdı.

hbo'nun yayınladığı dizilere hiç düşünmeden dalabilirsin. rahat ol ^_*

oz, izleyip izleyebilecegin en kalite dizilerden birisidir...

OZ candır...

OZ tüm zamanların en iyi birkaç dizisinden biridir. Prison Break filan traş kalır yanında, kıyaslamak bile OZ'a hakaret.

ayni parcayi vaktiyle gulistan da soylemisti. belki bulmana yardimci olur bu ek bilgi...

hazal iyi de asya ne lan.

yegenimin adi asya, guzel isimdir.

kız asya +1
erkek ege
biraz coğrafik oldu ama

değerli dostum, çocuklara isim koyma konusunda tek başına davranmanız pek mümkün değil bence.. birden fazla olursa ikisine de sizin ad vermeniz pek mümkün değil.. evliliğin kuralları.. ad verme modadır. moda da o zaman değişir. şimdiden böyle şeyleri düşünmeyin. hayırlı evlilik temennisiyle..

(bkz: en güzel kız isimleri)
(bkz: en güzel erkek isimleri)

erkek: hüseyin

kız: emine

abuzer - kezban

serkan & duygu

@sivrisinek kızım ve şu an evlilikle hatta ilişkiyle bile uzaktan yakından alakam yok. sadece hayal ettim o kadar :)

zeynep ismi de klasik isimlerden beğendiğim tek isimdir, onu da es geçmememk gerek :)

yarmagül&kudbettin

arda ile tunca! (ben çocuklarımın isimlerini çok beğeniyorum)

kızım olsaydı meriç, yeşilırmak, kızılırmak filan deba ederdik :) şaka bir yana, ikinci çocuğum kız olsaydı meriç düşünüyordum.

hep mihriban ismini de beğenmişimdir, eski ama her tanıdığım mihriban çok şahane insanlardır.

kiz mevhibe erkek yagiz diyeyim

dora ve bora

iki arpa boyu diye geçer, ama sen temiz olmak için kes.

gusul kabul olur. ama sen yine detras et...

rahat ol çükünün boyuna kadar yolu var.

bu olayin asli vardir, olmasa duymazdik. din konusunda duyduklarimizin hepsi var.
o degil de bu kasik killarinin yiyecek boyutlariyla belirlenmesi ne igrenc bisidir, benim aklima boyle kilin dibine konmus arpa bugday taneleri geliyor boyle deyince, boeghk. baska olcu birimi bulamamislar mi ki acep.

www.sorularlaislamiyet.com

Şu an Orion takımyıldızında garip bir şey görünmüyor sanki. Acaba Orion bulutsusunu mu görüyorsunuz (renkleri dediklerinizle aynı)? Avcı'nın kılıcının ortasında ama yeri değişmez.

Bugünlerde Jüpiter'i çok net görüyor olmanız lazım. Biraz üzerinde de Uranüs var ama çıplak gözle görmek zor.

Şiddetle Stellarium programını tavsiye ederim.

oha cehaletin böylesi, sirius'muş bahsettiğim cisim.
fakat kendisinin bir saniye içinde ayrı ayrı kırmızı mavi ve beyaz renklerde parlaması normal midir? bu saatlerde venüs'ün de görülüyor olması lazım di mi? yok mu başka görülen gezegen?

stellarium için ne kadar teşekkür etsem az.

Başka gezegen yok ne yazık ki :) Dedim ki edit: Ben İstanbul'a uzaktayım, şimdi stellarium'dan baktım, Venüs de görülebilir sanki ama bu saatte görülür mü bilmiyorum. Bilgisayarın saatiyle oynamaya üşendim :)

Sirius için ben de oha diyorum önceki konuşmuşluğumuza sığınarak :) Sirius'un öyle değişik renklerde görünmesi normal değil bildiğim kadarıyla belki görüntü atmosfer olaylarından etkileniyordur.

Gerçi sene bitiyor ama bulunsun:
www.tug.tubitak.gov.tr

benim cehaletimi de bagislayin ama sirius istanbul'dan (yilin belli zamanlari dahi olsa) gorunebiliyor mu?

@thunder: Hem de pırıl pırıl :) Kışın en parlak şeylerden biri o. :/'a önerdiğim programa siz de bakın isterseniz.

yeri gelmişken, akşamları tepede hafif güneydoğu istikametinde görünen parlak gezegen hangisidir. ben hep mars diye avutuyorum kendimi :D yazdıklarımdan da anlaşılabileceği gibi, sıfır astronomi bilgisine haiz biri olaraktan anlayabileceğim bir gökyüzü haritasına erişebilir miyim? hani en azından gece gökyüzüne baktığımda tahmöini olarak bu budur diye öğreneyim bari.

@anc: cosmicstring'in önerdiği programa siz de bakın isterseniz.

sirius o sirius, (alfa Canis Majoris, aCMa) buyuk kopek takimyildizindan, gunesi saymazsak dunyadan gorulebilen en parlak yildizdir. atmosferik akimlardan oturu star twinkle denen olay oluyor, renkli isildar gibi gormenizin sebebi o. 3 ay once Canis Major sabaha karsi 4 gibi fln doguyordu, o yuzden zannedersem 3 ay once gordugunuz ve 3 aydir piril piril parlayan jupiter olsa gerek.

bahsettiginiz tarihte ( 8 aralik) venus gunesle beraber doguyor.

nergis (daffodils) gibi sanki ama degil gibi...

@thunder; nergis değil sanırım.
kır çiçeği veya kolza olabilir diye düşünmüştüm ama emin olamadım.

hardal sanırım.

yellow campanula, çan çiçeği, bellflower. bence. üzeri yağlı gibidir petallerin azcık.

sarı kantaron olabilir

bilmiyorum ama cok guzeller yuvarlanmak istedim o tarlada

bakar bakmaz kolza dedim.
nergis degil. çan çiçeği hiç değil. sarı kantaronun yaprakları daha açık ve uzun oluyor.
kolza bence de.

sarı gelincik

kanola tarlası bu.

Bunlar Türkiyede de yetiştirilen kanola bitkisi Diğer adıyla rapiska.Biodizel üretiminde kullanılıyor.Marketlerde ev tüketimi için yağlar da raflarda yerini almaya başladı bile...Kuş yemi olarak da kullanılır.

uyuşturucu ya da silah kafaya oynar...

enerjiii... bilemedim şimdi...

yorumdan çok geçerli sayılabilecek bir kaynak arıyorum. öbür türlü çıkamayız işin içinden :)

WAR-ENERGY-HORECA

illegal işte geçerli bir kaynak bulabilirsen bana da haber verirsin :) kaynak gösteremicem ancak bence de enerjidir

pornografi ve seks ticareti

www.forbes.com

tarih biraz eski ama.

Silah özellikle Savaş silahları, Uyuşturucu, Seks&porno, Enerji.

uyuşturucu ve silah sektörü tamamen overrated; gizli saklıları dahil etseniz bile ikisi de trilyon dolar değil... toplamları, enerjinin yanına yaklaşamaz... gençlik filmlerden çok etkilenmiş; dünyadaki kaç insanda silah veya uyuşturucu var? peki kaçı ekmek, benzin, ev alıyor?

"dünyadaki her insanın hayatını mutlaka etkileyen sektörler nelerdir" diye düşünürseniz bulması zor olmuyor... en babalar 1 trilyon dolardan rahat rahat büyükler:

inşaat - enerji - gıda - turizm

("dış ticaret" diye bir başlık olsa bunları da katlar ama teker teker "sektör"lere baktıgınızı varsaydım)

en.wikipedia.org
en.wikipedia.org
opentravel.com
enr.construction.com

enerji. hersey petrolde bitiyor...

Din sektörü

kocaman adamlarsınız, ben mi söylicem şinci.

tahminimce ilaç sektörüdür.

''For the first time ever, in 2006, global spending on prescription drugs topped $643 billion, even as growth slowed somewhat in Europe and North America. The United States accounts for almost half of the global pharmaceutical market, with $289 billion in annual sales followed by the EU and Japan.(pdf) Emerging markets such as China, Russia, South Korea and Mexico outpaced that market, growing a huge 81 percent.[17]
US profit growth was maintained even whilst other top industries saw little or no growth.[18] Despite this, "..the pharmaceutical industry is — and has been for years — the most profitable of all businesses in the U.S. In the annual Fortune 500 survey, the pharmaceutical industry topped the list of the most profitable industries''

en.wikipedia.org

silah>uyuşturucu>kadın

kaynak : gösterilecek bir yer değil.

tabii ki gıda sektörü

Telekominikasyon. Kesin bilgidir.tüm dünyanın Gsyh %4 ünü oluşturur.

sektör olarak "hizmet sektörü" diyebiliriz

para düşünüldüğünde "bankacılık ve finans sektörü" bence

bunu endüstriye döktüğümüzde "para endüstrisi" diyebiliriz kısaca. ama kazançlar bakımından düşündüğümüzde, turizm, yemek ve enerji endüstrilerini düşünebiliriz. turizm ve enerji farklı endüstrilere bölünebilir tabi. yemek tek başına en büyük gibi duruyor.

not: hepsini birçok kaynaktan araştırdım ve kendi düşüncelerimle birleştirdim.

edit: silah en başa oynayabilir ama bunu kaynaklamak zor. ondan sonra illegal uyuşturucu sektörü de böyle.

Gida sektorudur diye dusunuyorum. Sonucta herkesin yemek yemeye ihtiyaci var, bu kisitlanabilecek bir sey degil.

@ 507 +1

savunma sanayi/teknolojileri sektörü genel kanının aksine abartılacak bir sektör değil.
(diğerlerine göre parasal anlamda tabi )

teknoloji devrinde olduğumuzdan dolayı ileti$im ve bili$im sektörleri diyebiliriz.

feysbuk'u alacağınıza bilmem kaç tane fabrika kurarsınız. o derece yani.

"wall-e" tabii ki.

vol-i her türlü. sıralayacak olursak şöyle olabilir.
1. vol-i
2.ratatuuuy
3.inanılmaz aile

wall-e yi aşık olduğum bir kızla birlikte izlemiştim ilk çıktığı zaman. bana hep onu hatırlatır diğer filmlerden çok daha güzel :)

Bence;

Voli: 9/10
Ratatatuy: 6/10
İnkredıbıl Femıli: 5/10
Toy Sıtori 3: 9/10
Up: 9/10
Köfte Yağmuru: 6/10
Dragonunu nasıl eğitirsin : 7/10

kayıp balık nemo 10/10

izlemediysen bi de up var.

kırmızı başlıklı kız: xxx mi ne vardı aslında baya iyi bi filmdi.

inanilmaz aile

ilk ikisi pixar'ın, aralarında seçim yapmanıza gerek yok. Adamların yaptığı her şey gönül rahatlığı ile izlenebilir.

3'ü de güzel, verdiğiniz sırayla izlemek uygundur bence :)

abur cubur seven biri olarak ORMAN ÇETESİ'ne bayılmıştım.. tavsiye ederim...

kahve, elma, soğuk duş.

ılac?

modiodal... 30 tabletlik kutusu 130 tl civari ama... 12 saatte bir 2 tane alin uyku size haram...

kafein hapi/tableti denen bir olay var. ammaaa ben almam böyle ilac milac; kahveydi, redbull'du onlarla idare etmeye calisirdim ögrencilik yillarinda.
sabahlamak icin alanlar söyle diyordu: uyutmuyor ama yorgunlastiriyor, sersemlestiriyor, o yuzden birsey yapamiyorsun...
vitamin al sen mutlaka, vitamine, portakal suyuna, muza, elmaya falan ihtiyacin olacak... 4 sinav falan diyorsan önce beslenmene dikkat et...
edit: he bir de alzheimer hastalarinin falan kullandigi ilaclar vardi, zihni acmasi, hafizayi güclendirmesi icin kullanilan, hey gidii... eczaneye gidip sor bence derdini anlatip..

elmanın uyku açma özelliği çok iyidir.
kahve bile elmanın 3 de 1 i oranında etkilidir.
ilaç içme sadece gözlerin değil zihninde açık olmalı çünkü.
ders çalışacağın gün abanıp bol kepçe yemek yeme az az ve sık sık ye.

sudafed'i kesfettim ben. sinuzitken burnum tikanmasin diye gece yatarken iciyordum. 3 gun hic uyumayinca doktora sordum. meger icinde efedrin varmis.

efedrin

www.praktiker.com.tr

bauhaus

tekzen

ayrica masko/modoko vs. gezebilirsiniz... istikbal vb. de alternatif olabilir

leroy merlin

gündelik hayatınızda kan'ı anımsatan şeylerden biri ile yoğun olarak karşılaşıyor olabilirsiniz. kırmızı renkli veya akıcı birşey. yada dexter gibi çocukken kan dolu bir ortamda saatlerce kalma yada bunun gibi acı tecrübelerle karşılaşmış olabilirsiniz. profesyonel yardım dışında verebileceğim tavsiye, yatmadan önce sıcak bir duş, bir bardak ılık süt ve gündelik telaşını unutturacak güzel bir komedi filmi.

kafaya bunu taktığın sürece bilinçaltına bunu işleyeceksin ve görmeye devam edeceksin. gece yatmadan pasiflora benzeri bir şurup iç. rahatlarsın.

ehehhe istanbul oldugunu belirtmeniz ve kan ile ruyanin bozulacagini dusunmeniz etkilese de beni, size 1-2 sey soyleyebilirim. ruyalarimda ne zaman aci ceksem yada yaralanmis olsam, genelde o gunlerde hayatimdaki bazi seyleri kafaya taktigimi farkediyorum. ozellikle birilerinin size haksizlik ettigini dusunuyorsaniz veya caninizi saglam yakmislarsa (ki hep oluyorsa bu gecmisinize bi bakin derim) onun sizdeki yansimasidir diye dusunuyorum. gecmisinizi gunluk hayata pek aktarmamaya calisin derim..

ruya adet donemidir; bir haftaya gecer, kansiz ruyalar gorursunuz :)

@thunder thunder thunder thundercats atlet mi. ne atleti. ben elli beş yaşındayım öyle bişey görmedim. erkeğim.

sizin degil, ruyanizin adet donemidir... ruyalar da adet olur ara ara, kan govdeyi goturur... benim yorumlamam bu kadar...

demin göz ucuyla bakarken başlığı karı görüyorum diye okudum ehehe

rüyanin iptal olmasi, gecersiz rüya, bozulmus sayilan rüyalar.. bunlar nedir? limit?
kabus görüp uyaniyor musunuz yani?
istanbul'un olayla alakasi ne?
ee kan görmekten rahatsizsaniz, uyanmaniz iyi bir sey. yoksa biz ona karabasan/kabus diyoruz.
spor yapin, bol oksijen alin, bitki caylari icin.. böyle yorgunluklarda insanin rüya görmeye bile hali kalmaz, görse de güzel seyler görür...

programlama bildiginize emin misiniz? Eger yeni basliyorsaniz anlatayim ne ise yaradigini... Degilse bosuna yorulmayayim...

return 0'a çok takıldıysan boşver yazma o zaman. ya da yazmayınca hata veriyorsa yaz. (ki genelde vermez ama compiler'ını bilemiyorum belli olmaz). o main fonksiyonunun sorunsuz bi şekilde tamamlandığını belirtiyor. return 0'ın üstünde çok düşünmeye gerek yok.
ve factorial da product'ı döndürücek tabii. çünkü fonksiyonun içinde faktoriyel işleminin sonucunu product'ta tutuyorsun ve main'in içinde "factorial(x)" yazarak bu fonksiyonu çağırdığında return'ün yanına yazdığın değer yani product dönücek ve ekrana sonucu yazıcak.

Yeni başladım sayılır. C dersi alıyorum yarın da vize var. diğer konularda bir sıkıntı yok ama return olayını anlayamadım gitti. şunu anlasam oturacak her şey.

ok uzuncana bir cevap yaziyorum simdi...

Düşünün ki siz bir patronsunuz (programın main kısmı). Bir iş yapıyorsunuz, altınızda çalışan elemanlar (alt programlar) var. O elemanlara işin parçalarını veriyorsunuz, yapıyorlar, sonra yaptıkları işin sonucunu size raporluyorlar. Mesela birine "git borunun uzunluğunu ölç" dediniz. Adam gidip ölçüyor, sizin ilgilendiğiniz adamın o işi nasıl yaptığı filan değil, tek ilgilendiğiniz borunun uzunluğu. Adam size gelip "borunun uzunluğunu 10 cm olarak ölçtüm" diyor. Yani size (main program) 10 değerini return'lemiş oluyor. Siz bu alt programlardan gelen bilgilerle işinizi yapıyorsunuz. Ama sizin de bir üst patronunuz (CEO :) ) var, o üst patrona işin başarıyla bittiğini söylemenin adı main programı "return 0" ile bitirmek. "return 1" genelde programda hata olduğunu bildirir.

Çok teşekkürler. Sonunda anladım sanırım.

simdi her bir fonksiyonun bir sonucu vardir. mesela matematikte f(x)=x2 fonksiyonunu dusunelim. f(x) fonksiyonunun sonucu nedir? x2'dir dimi? iste return tam olarak budur... fonksiyonun sonuc olarak ne verecegidir...

fonksiyonu bir makine olarak dusunebiliriz. bir hammadde girer, bir urun cikarir...

mesela patates cipsi uretelim. y=f(x), patates cipsi ureten bir fonksiyon olsun.
burada x'imiz, yani girdimiz patates olmak zorunda. y'miz, yani ciktimiz ise cips oluyor. iste C ve diger programlama dillerinde de her fonksiyonun bir girdisi, bir de ciktisi vardir. ama bazen bir girdisi, bazen ciktisi, bazen de her ikisi birden olmak zorunda degildir. ornekler vereyim...

fonksiyonumuz kendisine verilen malzemelerden salata yapsin. bu fonksiyonda girdilerimiz domates, salatalik, marul vs'dir. ciktimiz ise salatadir.

salata salataYapmaFonksiyonu(salatalik x, domates y, marul z)
{
salata mySalata;
mySalata=karistir(kes(x),kes(y),kes(z));
return mySalata;
}

ama diyelim bir fonksiyonumuz bana rastgele bir sayi versin. bu fonksiyona girdi vermemize gerek yok. ama ciktisi nedir? rastgele sayimizdir.

int rastgeleSayiUretenFonksiyon(){
int randomSayi = random();
return randomSayi;}

diyelim ki fonksiyonumuz yerleri paspaslamak olsun. burada girdi de yoktur cikti da yoktur.

void yerleriPaspasla(){

paspasla()

}//dikkat ettiniz mi, void fonksiyonlarda return yazmiyoruz

ama eger sana bir sayi verecem, bunu ekrana yaz istegine cevap veren bir fonksiyon varsa bunun girdisi vardir ama ciktisi yoktur.

void ekranaSayiYaz(int x)
{
printf("%d",x);
}

bunun gibi sacma yahut anlasilmaz bir girizgah yaptik... neyse, devam edelim...

simdi beraber bir f(x)= x2 fonksiyonunu algoritma ile anlatalim...

yani bilgisayara diyecegiz ki:

kardesim, simdi sana yeni bir fonksiyon ogretecegim.
fonksiyonun adi kareleme olsun
bu bir tamsayiyi alip karesini verecek bana
bunun icin, once sana diyorum ki, bu "kareleme" adli fonksiyon bir tamsayiyi girdi olarak alir
sonra da diyorum ki sonuc olarak bir tamsayi verir
bu fonksiyonun icinde olan da $udur, girdi olarak aldigi tamsayinin karesini hesaplar.
sonra da bu kareyi sonuc olarak verir.

simdi C'de bunu nasil yapiyoruz gosterelim:

1.kardesim, simdi sana yeni bir fonksiyon ogretecegim.
fonksiyonun adi kareleme olsun:
kod:
.... kareleme(.......){
.......
}

2.bu bir tamsayiyi alip karesini verecek bana:
kod:
//this function takes an integer and returns to its square value
.... kareleme(.......){
......
}
3.bunun icin, once sana diyorum ki, bu "kareleme" adli fonksiyon bir tamsayiyi girdi olarak alir:
kod:
//this function takes an integer and returns to its square value
.... kareleme(int x){
.......
}
4.sonra da diyorum ki sonuc olarak bir tamsayi verir:
kod:
//this function takes an integer and returns to its square value
int kareleme(int x){
int y;
......
return y;
}

5.bu fonksiyonun icinde olan da $udur, girdi olarak aldigi tamsayinin karesini hesaplar.
sonra da bu kareyi sonuc olarak verir:

kod:
//this function takes an integer and returns to its square value
int kareleme(int x){
int y;
y = x * x;
return y;
}

boylece kodumuzu tamamlamis olduk....

simdi bu fonksiyonumuzu main fonksiyonu icinde cagiralim:

int main()
{
int girilenSayi;
int sonuc;
printf("bi tamsayi gir:");
scanf("%d",&girilenSayi);
sonuc=kareleme(girilenSayi);
printf("%d'nin karesi %d eder.",girilenSayi,sonuc);
return 0;
}

eger kareleme fonksiyonumuza return y yazmasaydik. bilgisayar y degerine girilen x degerinin karesini atardi ama bunu bize sonuc olarak vermezdi.
o zaman da sonuc=kareleme(girilenSayi) diyemezdik... cunki sonuc bir int degeri ve bir int degeri ile eslesmesi gerekiyor. oysa kareleme fonksiyonunun bir int degerine esit olmasi icin bir int degerini sonuc olarak kabul edip return type'i olan o sonuca esitlenmesi lazim...

yani bir pastaneye dort musteri gelsin ve dordu de ayni kek'ten istesin... o zaman bir kek fonksiyonumuz olsun:

kek elmaliKek (un x, sut y, seker z, elma q)
{
hamkek x1= karistir(x,y,z,q);
kek x2 = pisir(x1);//buradan anliyoruz ki pisir fonksiyonunun prototype'i [kek pisir(hamkek x)] olmali
return x2;
}

simdi main fonksiyonda 4 tane kekimiz olsun:

int main()
{
kek kek1;
kek kek2;
kek kek3;
kek kek4;

kek1 = elmaliKek(guzelUn,falanYag,tozSeker,5elma);
kek2 = kek1;
kek3 = kek1;
kek4 = kek1;

return 0;
}

olmus olur...

neden int main fonksiyonuna return 0 yaziyoruz diyorsaniz... main bir fonksiyondur. fonksiyonun isi ise programinizin basindan sonuna kadar ne yaparsaniz onu calistirmaktir. [int main()] bir int fonksiyondur. yani sonuc olarak bir tamsayi dondurur. bu tamsayi ise c compiler'imize bir sifre mahiyetindedir. compiler eger int main() sifir dondururse programimizi normal kapanacak sekilde derler... ama baska bir deger donerse (1, 2, 4593 gibi) programimizi kaparken baska seyler yap yahut su mesaji vererek kapa vs, gibi bir islem yapar. ne yazik ki her c compileri 0 degeri icin main fonksiyonunda programi normal sekilde kapatsa da sifir olmayan sonuclar icin belirli bir standart yoktur, compilerdan compilera degisir... evet, C dili her ne kadar standart bir dil olsa da piyasada cesitli farkli derleyiciler (compiler) mevcuttur. her biri programimizi kendi gereksinimlerine gore uretir. kimisi paralidir, kimisi belestir...

siz en iyisi int main() fonksiyonunu degil de void main() fonksiyonunu kullanin. o zaman return yazmaniz gerekmez... ornek:

#include <stdio.h>

void main()
{
printf("Welcome to C!\n");
}

//evet, hepsi bu kadar... return 0 yazmamiza gerek kalmadi...

zorlastirmaya gerek yok, bir fonksiyonun ne donmesini istiyorsaniz onu return e yaziyorsunuz. mesela ben yas fonksiyonu yazdim:

int yasinNe(){
return 10;
}

burada ben kisinin yasini soruyorum ve onu bana dondurecek:
int main(){

int yas;
yas=yasinNe();
printf("yasiniz =%d",yas);
}

ya da isim fonksiyonu yazdim:

char* adinNe(){
return "trinitrotuluen";
}

gibi gider. anlamadiysan daha fazla dusunme ustunde, biraz ara ver dinlen uyu sonra tekrar bakarsin.

benden once uzun uzun guzelce anlatilmis bu sebeple bir daha anlatmama gerek yok ama genelde bu fonksiyonlari-return olayini anlamamanin sebebi, degiskenler ile fonksiyonlari ayirmaktir. Ayri seyler gibi gormemek lazim. fonksiyon da bir degiskendir-degeri olabilir gibi bakmak gerekiyor olaya.

benim cevabin son paragrafinda neden main fonksiyonunda return 0 yazildiginin aciklamasi var. olur da tum cevabi okumaya usenenler (ki haklaridir) icin soyleyeyim...

@thunder

adam emek vermiş adeta. sözlüğe yazmalık bilgi :D çok çok teşekkürler

özellikle ilgilendiğin bir alan var mı? reel analiz, kompleks analiz, sayılar teorisi, grup teorisi, lineer cebir...?

calculus bilmiyorsan öncelikle onu öğrenmen yararlı olacaktır.

söylediklerinizi anlamadığıma gören bunların ne olduğunu anlatan bir kitap olabilir mesela :) saolun araştırayım bi karar vereyim. aşağı yukarı seviyemi anlamışsınızdır daha bildiğim pek bişey yok . öğrenmek için kitap ismi bekliyorum.

üniversite sınavına hazırlık kitapları arasında tatlı sorularla karşılaşabileceğin fen bilimleri'nin matematik soru bankası var. adı da vardı, unuttum, altın seri gibi bir şey adı da. oradaki sorular, diğer soru bankalarından daha farklı olarak karşına çıkabilir, çözmesi daha eğlenceli olabilir. daha zordur yani.

matematik dünyası dergisi var ilgini çekerse. 3 ayda bir çıkıyor ama senin için uygun gibi. abone olursan öğrenci indirimi de var.

tubitak populer bilim kitaplarindan (bkz: matematigin aydinlik dunyasi) var. sinan sertoz'un yazdigi. onu bir okuyun okumadiysaniz. sonrasinda -lise 2 oldugunuza gora geometrinizin cok iyi oldugunu ve geometri sorularini zevkle cozdugunuzu varsaydigimdan geometriyi ve analitik geometriyi atliyorum- bir adet calculus kitabi edinin. ama sizi tanim ve teorik bilgilerle bogmayacak cinsten. mesela finney'in thomas' calculus kitabini -ingilizceniz iyiyse- okuyabilirsiniz. bu kitapla limit-turev-integral dizi ve seriler nedir, nicin kullanilir, muhendislikte nasil faydali olur ogrenirsiniz... yahut lineer cebir'e bir bakin. matrislerle ugrasacaginizdan hem cok zevklidir. hem de kendi basina bir alan oldugundan cok fazla bir altyapi istemez sizden... lineer cebir icin elimizde dunyanin en iyi kaynagi var: gilbert strang. kendisinin mit'de verdigi lineer cebir derslerinin videolarina mit opencoursewareden ucretsiz/kayitsiz direk online ulasabilirsiniz. Yine bu konuda yazdigi efsane kitaba cok kolay ulasabilirsiniz gerek kitapcilardan gerek pdf... sayilar teorisi, kompleks analiz, grup teorisi, game theory vs. sizin seviyeniz icin henuz erken diye dusunuyorum... hatta numerik analiz icin bile erken... tavsiyem calculus yahut lineer cebirdir... akabinde diferansiyel denklemler... edit: soyut matematik/ayrik matematik de iyi bir alternatif olabilir. mantiktan falan baslarsiniz. ayrica olasilik ve istatistik de ilginizi cekebilir. bunlar da bir altyapi istemez...

öncelikle lisede gördüğünüz matematikle akademik dünyada karşılacağınız matematik epey farklı ( en azından anlatılan şekliyle ). bunun farkına varıp hayal kırıklığına uğramayın.calculus, lineer cebir, analiz gibi derslere başlamayın şimdiden, seveceğiniz varsa bile bu yaşta anlamayıp, başarısız olunca sevmemeye başlayabilirsiniz matematiği, hoş olmaz. tübitak kitapları ve matematik dünyası sizin için yeter de artar bile, en azından lise dönemi için. yeter dediğime bakmayın, matematik dünyası çoğu akademisyenin okuduğu bir dergidir. bu kadar başarılıyken, bir anda hiç bişey anlamaz hale gelmek inanın iyi olmaz. yavaş yavaş ilerlemek faydalı. zaten sizde bu derece bir matematik sevdası ve öğrenme arzusu varsa ilerde istemediğiniz kadar iç içe olacaksınız : ) iyi eğlenceler şimdiden.

calculus +1. ingilizcen de varsa al bi okkali calculus kitabi. senin bildigin anlamda matematik (cebir)den cok uzaktir ama seversen universitede hakikaten isine yarar.

calculus falan uğraşma bence. türev integral çözmekle matematikçi olunmaz. bu türev integral neden oluyor, nasıl işliyor, ne zaman işlemez ? sorman gerekenler bunlar olmalı. analize çalış gerçek matematik görmek istiyorsan.

Brian S. Thomson'dan Elementary Real Analysis çok güzel kitaptır. internetten ufak bir aramayla çok rahat bulursun. özellikle sorularını çözmeye çalış. integralde yardım edecek birşeyi bir sorusunda taa kaç ünite önce soruyordu.

Analiz için Rudin'in de kitabı kaynak kitaptır, heryerde o tavsiye edilir. istiyorsan ona da bak. ama benim hoşuma gitmedi. Thomson çok daha zorluyor :)

Hadi kolay gelsin :)

"Thomas Calculus" ve "Matematik Dünyası" harika fikirler. Bir yandan da bilgisayar programlama öğrenin, o da çok geliştirir.

teknik ile analizin bir alakası yok ki. lise düzeyinde türev, integral bile yeter bence

bu thomasın calculus kitabının türkçe çevirisi yok mudur ?

olmuycak. ultimate kurmanız gerek.

Denetim masasına girin ve sağ tarafta görünüm'e tıklayın.Sol tarafta gözükecek olan menüde "Renk Düzenini Değiştir" e tıklayın.

Eğer yukarıdaki menü aktif değilse

winreview.ru dosyayı indirip kurun. Masaüstünde sağ tıkladığınızda kişiselleştir gelecek.

Saydamlaştırmak için ise

www.microsofttranslator.com

eger makinenin altyapisi kaldiracaksa home premium'a yukseltmeniz daha iyi... home basic'in home basic olmasinin sebebi hafif olmasi, kastirmamasi icin... eger netbook falan kullaniyorsaniz bence ucuncu parti programlari denemeyin, birakin oyle kalsin...

her kuşakta vardır böyle radyasyonel etkiler. fakat gittikçe zibidileşiyor!

biraz da gelenek işte. ağır sözler yazıp diss atıp kendilerini göstermek istiyorlar.

eskimolar geleneksel senliklerinde birbirleriyle sarki esliginde kufurlesirler. halk ozanlarimiz baglama esliginde birbirlerine giydirirler. (bkz: atisma )(bkz: taslama) insanin dogasinda var bu. rap'de de ayni sekilde biraz daha sert ve kabaca yapilir bu. tabi bir de ozentilik var. biri sicinca baskalari sivayabiliyor...

deplasmana kavgaya giden taraftarlar veya mahalle kavgaları yapan ayak takımıyla aynı yaşam formundalar da ondan. sonuçta hepsi durduk yere oluyor.

Rap müzik gang - çete kültürüdür. Varolmak için düşmana ihtiyaç duyar. Silah (gördüğüm kadarıyla özellikle şarjörlü tabanca) gang kültürünün sembollerinden biridir. Sokaklar ve dövme de gang kültürünün diğer sembolleridir. Dövme işlevsele giriyor mu? Rütbe belirtiyor ama... Neyse dövme kısmını bir sosyoloğa sormak lazım.

www.egonomik.com

"k" ve "g" harfleri ince okunuyorsa, bunlardan sonra gelen "a" ve "u" ünlülerinin üstüne düzeltme işareti konulur.

evet kalktı.

kalktı diyince kalkmıyor o şeyler. mesela bi patron şöyle derse " geçenyıl çok iyi kazandık o yüzden bu yıl karımı çalışanlarımla paylaştım. nası ama. vercingetorix kalkmadı abicim, an azından ben kullanıyorum herkeste anlıyor. belki iki nesil sonra.

ben kalktı dediğim için kalkmadı zaten. ama kalktı.

antihero kalktı dedigi için kalmadı. tdk kaldırdı ama sonrasında baktıki işler sarpa sarıyo. -kar, kâr hala, Hâlâ gibi şeylerin içinden cıkılmıyor tekrar geri getirdi. yani şu an tdk yı bu konuda baz alırsak yumuşak a var. hee siz kullanmazsınız size kalmış o da.

Olur mu öyle şey... tabi ki kalkmadı. Yani Kısmen kalkmadı.

arsiv.ntvmsnbc.com
www.tdk.gov.tr

anlam karışıklığı yaratan kelimelerde kalkmadı. ama "kâğıt" denmiyor.

xlmn +1
ayrica benim sevgili bir tez hocam vardi. tezimi duzeltirken "Haluk" isminin ustunu cizmis, Hâluk yapmıstı...

eöö evet arkadaşlar, hepten ne yapacağımı şaşırdım şimdi =)) neyse çok teşekkürler hepinize. galiba bu duurmda çoğunluğu dikkate alıp en azından sadece "kar"larımı düzelteceğim..

bir gun oleceksiniz... hayatinizi kaybedeceksiniz... hic yasamamis olmaktan iyi degil midir yasamak?...

hiç bulmamış olmak daha iyidir. "cahillik mutluluktur" gibi.

bir seyden kastınız nedir? bu oyle felsefik genelleme yapılamayacak kadar geniş birsey hayatı kaybetme pahasına yasamak var ama birde evlat acısı biye birsey var ..

aşk, para, kadın, kariyer, statü, itibar, itimat vb.

Bir şeyi bulup kaybetmek daha sonra ona özlem duymaya yol açabilir. Ama hiç tatmadığın bir şey ise insan için pek ifade etmez. Örneğin hiç ananas yememiş bir insan sanmıyorum ki ölmeden önce "lan bir ananas yeseydik bari" diye düşünsün.

hiç bulmamış olmak +1

bulmak o konuda tecrübe getirir, hiç bulmamış olmak onun tadını tarif edememektir.

bulmak yaşamaktır

daha önce alışık olduğun birşeymiş gibi kazan, değişiklikten zevk alıyormuş gibi kaybet.

Kaybettiğini bilmezsen, kaybetmiş sayılmazsın..

hamileye verirdim. sebebi yok.

Hamile,ani bi frende kotu sonuclar dogabilir.Digerleri duserse pek bisi olmaz ama hamile kadin duserse bebegin ve annenin hayati riske girebilir.

90 yaşındaki adama yer verirdim. diğerleri dayanır gibi geldi bana.

kesinlikle hamileye. sebebi de zaten hamile olması. oturmaya en çok onun ihtiyacı var.

hem oturunca diğer bir aylık çocuğu da annesinden ister kucağına alır. mis.

yasli adam ayakta durmaya dayanamayip olurse pislik olmaz, ayrica sosyal sigorta acisindan topluma yarari olur, elinde 1 aylik cocugu olan abla daha cocugunun bagisiklik sistemi tam oturmadan toplu tasima araclarini kullaniyor, cocugunu elementlere acik birakacak sekilde sokakta gezdiriyor ise cezalandirilmalidir, ayrica 1 aylik cocuk cok agir degil, ve yorgunluktan ikisi de olurse pislik olmaz, kor abi sadece kor, kapilari kapali ve oturacak yer olmadigina gore nispeten dolu olan bir tramvayda goz zaten bir ise yaramaz, hem kapinin oradan fazla ilerlemesin cunku o hengamede koltugundan kalkip disari cikma yolunu bulana kadar ya birisinin uzerine cikar ya da sofor kapilari kapatir, ama sekiz aylik hamile kadin ani bir tramvay freninde $oka girip cocugu orada birakirsa her taraf pislik olur, hatta uzerimize bile sicrayabilir. o nedenle toplum sagligi, tramvay temizleme masraflari, kiyafet temizleme masraflari, kan gorup $oka giren, saga sola kusan genc kizlari engellemek adina, + cia world factbook a daha yuksek canli cocuk dogum orani ile girerek vatana millete hizmet etme istegim nedeniyle kesinlikle hamile kadina yer ve yol verirdim.

oha, çok kolay soru.

bariz hamile kadın.

85-90 yaşındaki amca zaten çok yaşlı, ölse de olur. e 1 aylık anne de bi zahmet 1 aylık çocuğunu tramvay yolculugu suresınce sıkı tutup koruyabılır. e kor abı zaten sorun degıl, kor olması cok da sorun degıl tramvayda. tutar bı dırek ılerler.

daha zor sorular beklıyoruz.

normalde dort tane duyarli vatandas kalkmali, hepsi de oturmali.
hamileye kesinlikle. diyecektim ki, yok yok cocuk 1 ayliksa kesinlikle once cocuklu abla, sonra hamile, sonra yasli ve en son gorme engelli...

hareket eden bir aracta hem denge saglamak icin tutunmak ve hem daha 1 aylik bebegi sarsmadan tutmak en zoru. akabinde gebe bir insan en azindan tutunabilir ama sarsilmamali. cocuk rahmin icinde kucaktaki cocuktan daha stabil bir sekilde duruyor neticede. yasli amca ayakta durabiliyorsa mesele yok onun icin, dizlerinde derman kalmayana kadar dayanir. sonrasinda sendelerse biri mutlaka yer verir. gorme engelli olan ise goremiyor, tutunabiliyor, mesele yok...

hamileye veririm. neden çünkü kör abinin oturmaya ihtiyacı yok zaten, bir aylık bebeği oraya getiren anne en azından kolunda taşıyacağı için hamileye göre daha avantajlı, yaşlı amca ayakta zor duruyor olabilir ama hiç duramayacak olsa tramvayda işi ne, zaten çoğu kabul etmiyor. yani en riskli hamile ve elbette ki cevab hamile olan.

hamileye yer verirdim.

bana mi güvenmişler ak tramvaya binerken, ciddi ciddi kimseye yer vermem, utanmadan gözlerine bakarım.

yok desdinovaya guvendiklerinden degil limuzinleri ariza yaptigi icin taksi icin nakitleri olmadigindan, kart da gecmediginden binmisler...

şimdi kadın 8 aylık hamileyse götündeki basur çay tabağı kadar olmuştur ve de zaten kendisi bir tramvay kadar olmuştur, oturayım kalkayım derken, en az 4 kişiyi deli eder. anasına bacısına küfür ederler, "hay sana yer verenin de" ekolünden sen de küfürü yersin.

çocuklu kadın 1 aylık bebeğiyle tramvaya biniyorsa o bebeği sevmiyordur zaten. kadının kişilik bozukluğu olduğunu hareketlerinden de anlayabilirsiniz. kesinlikle haketmiyor bence.

kör arkadaşa yer vermek istesen bile, tramvay onun oturmasını bekleyemez. adama yer vercem diye yuvarlanıp boynunu kırarsın. acı bir durum ama körlerin kapıdan çok uzaklaşmaması lazım bence.

ah dedem, garip dedem. kim bilir ne ihtiyacı için dışarı çıktı, hayırsız evlatları, torunları gelip bir hal-hatır bile sormazken. belki 300 lira emekli maaşı için 5 saat sırada bekledi. belki de diyabet ilacını almaya taa oralara geldi. ama tek başınaydı, yılmadı. "olmaz olsun öyle evlat" dedi ve kendini çarşıya attı. sırf bu onurlu davranışından dolayı o yeri hakediyor bence. belki de bir kore gazisi idi. hem yaşlı, hem gazi, hem de hasta. per yapmış olm adam. kesin amca diyorum ben.

bi kere köre yer verecektim "bakar mısınız?" dedim. yaşlıya yer veririm ben.

hem yaşlı hem hamile hem de kör ise işte o zaman benim yerimi haketmiştir. "buyrun, soğumadan oturun" derim.

kalkar kaçarım hangisi kaparsa. hiç uğraşamam valla.

orpheus'un cevabını beğendim. birini seçip diğer üçünün bakışlarına hedef olacağıma ses etmeden kalkar giderim.

şimdi onlar düşünsün.

uyuyor numarası yaparım :))

edit: hamileye tabi ki

(bkz: otobüste yer verme önceliği)

ben de hamile diyorum.

hamile.

diğerleri ayakta olmay dayanır gibi ama hamile kadın için cidden eziyet olur o kalabalıkta ayakta durmak, sağa sola savrulmak.

Bu sebeple hamile.

hiç kimseye yer vermezler boşuna takılmayın. engelliye değilde bir hatuna yer veren bir öküzle tanıstım geçen gün. o süslü hamın kızımızda hiç itiraz etmeden oturdu.

yani istanbullu pek sallamıyor bu olayı. başka şehirlerde nasıldır bilemem.

hamileye verirdim

yaşlının zaten işi bitmiş
köre bi şey olmaz

klasik it yaklasiminda bulunayim ben, asil cozumu baska bir arkadas versin...

-windowsunuz guncel mi? guncellestirmeler yuklu mu?
-bir zararli yazilimdan kaynaklaniyor olabilir? mesela flash dikinize bulasmistir. format sonrasi yeniden makinaya bulasmistir. www.emsisoft.com adresinden ucretsiz indirip taratin bir makinenizi...
-donanim kaynakli olabilir mi? cd surucunuzun kablolari takili mi?

c:\windows\system32\drivers\cdrom.sys tam yolu böyle mi?

www.bleepingcomputer.com ilk önce bir şunu deneyin.

Evet, tam adres c:\windows\system32\drivers\cdrom.sys

ESET NOD yüklü, sürekli o buluyor zaten, 15 dakikaya bir gelen uyarı ESET 'ten geliyor.

drivers'tan sildiğim anda, system32:/dllcache adresli uyarı geliyor. Yani drivers'tan silindiği an system32 'ye kopyalıyor kendini anladığım kadarıyla.

kablosuz suruculeriniz ve modem firmware'i guncelse eger -ve de guc ayarlarinizda makina fise takili degilse anteni cok acma gibi bir sey ayarli degilse- iki antenden birinde problem vardir...

cevrede baska wireless cihaz var mi?
telsiz telefon, kablosuz mouse, cep telefonu, blutooth cihaz falan. bunlardan etkilenebilir. modem ayarlarindan kanal degistirmeyi deneyebilirsiniz.

tavsiye veriyor gibi gldi bana

hatun "gör beni" diye bayrak sallıyor.

Onun bi arkadasi senden hoslanmis olabilir.Bi bayanın böyle adres gösterceğini sanmıyorum.

abi niye sormadın "kim gözümün önündeki" diye. kendisiyse belli ederdi yani.

+öyle şeyler hayallerde.
+zor yani.

muhabbet evlilikle alakali. kosarak kac bence.

hiç gevelemeden söylediğine göre bu hatun kişinin bir bağyan arkadaşı senden hoşlanıyor, şayet konuştuğun hanımkızımızın sende gözü olsaydı böyle kendini pazarlarcasına söylemezdi bunu.

ek: birde öyle mutlu olunca evlencem fln yalan onlar. evlilik için başka kriterler bulmalısn.

başka bir açıdan bakarsak; ne bu bağyanı beğeniyorsun, ne ilgini çeken bir arkadaşı var. sen bence arkadaş takıl. sonra da arkadaşlarından seçersin birini.

bir kız gözüyle fazla üstünde durma derim

(bkz: abi seviyorsan git konuş bence)

Two and a Half men"

720p'nin altını çizmek istiyorum.

30 Rock

30 rock +1

modern family.

şu sıralar devam eden komedi dizileri arasında 1 numara olduğunu iddia etmekteyim.

evet, two and a half man uyuyor bu ucunu izleyen bir bunyeye...

her dizinin 720p'lisi var.
the mentalist

Gülelim eğlenelim hayat bayram olsun demişsiniz ama teknoloji nimetlerinden de vazgeçemiyorsunuz. Ama hatırlatmak isterim ki, açıkçası bana göre, en komik şeyler en gerilerden gelenler, bulanıklıktan adamları seçemediğiniz halde yar yar yarılmanız :) ama tabiî saydıklarınızı da fazlasıyla sevmiyor değilim...

(bkz: black books)

the IT Crowd

the IT Crowd un yok galiba ben aramıştım olursa süper olur gerçi

ben buldum vallahi =)

Two and a Half Man'in 8. sezonu 720p tamam ama bana en başından beri 720p olan dizi lazım. 720p çok eskiye uzanmadığı için de 2-3 yaşında bir dizi olacak bu illaki.

Dünya kadar yeni dizi var, hangisine bulaşacağıma dair önerilerinizi bekliyorum.
Şunlardan izlediğiniz yok mu mesela?
30 Rock
90210
Better With You
Cougar Town
The Good Wife
Hellcats
The.Middle
Modern.Family
Nikita
Parenthood
Stargate Universe
Terriers
Undercovers
Ugly Americans
The Vampire Diaries

Ve bi de Californication var. Adayları azaltayım, tekrar başlık açarım madem.

valla "niye böyle bir şey yapalım"la "ne farkeder zaten akılda tutmayıp not düşüyosak" arasında kaldım.

5000 tane etken de var tabi bilmece değil de reel soruysa. :) çıkarken su akışının devam etmesi, merdivenlerin uzunluğu falan. ama birbirine en yakın zamanda ölçüm aldım demek için yukarıdan başlamak daha doğru gibin :P

üstten alta.

asansör var mı?

Asansör yoksa ve kaydettikten sonra evinize girecekseniz: İş dönüşü en alttan başlayarak not ederek en üste çıkar, sonra eve inerdim. Ev en alt kattaysa önce en üste çıkar kaydede kaydede en aşağı inerdim.

Asansör varsa farketmez.

alttan başlar hem notumu alırım hem de her katta biraz dinlenmiş olurum. öbür türlü 5 kat çık in fazla yorar. asansör varsa değişir o belirtilmediği için alttan diyorum.

asansör yok, su vanası sadece metafor yürüsün diye, önemli olan tercihiniz.

not ederek çıkarım. böylece not etme sırasında mola vereceğim için daha az yorulurum, toplam süre değişmiyor nasıl olsa.

ben ilk önce yukarı doğru not ederek çıkardım, sonra kontrol ederek geri inerdim.

(bkz: başak burcu detected)

bu sorunun cevabı tek bişeye bağlı, o da iş bittikten sonra nerde olmak istediğimiz.

en iyi yol not ede ede üste çıkmak. atıyorum en üst kata çıkmak isterken elektrikler gidebilir. ne oldu? hiç birini not edemeden kaldınız ya da yine atıyorum en üst kata çıkmak isterken merdivenleri kullandığınız ve kalp atışlarınız hızlandı vs... hop kalp krizi. yine sıfır not var elinizde. ki daha asansörde mahsur kalmanızdan bahsetmedim.

halbuki öbür türlü olsa hem en azından bazılarını not etme şansınız olur hem de katları çıkarken daha çok insanla karşılaşma şansınız olur. ama tabii bunun da olumsuz bir yönü var. mesela asansör fantezisi kaçabilir.

üstten alta yaparım. önce zor olanı, çıkmak ı öne alır, ine ine dolaşırım sayaçları.

not defterimi giriş katında bırakır katlara tek tek çıkıp geri inerim. sağlıklı yaşarım. duşumu alıp yatarım.

kesinlikle yukaridan baslamali. psikolojik olarak alttan baslayip yukaridaki son sayaci okuyunca "ohoooo, isim bitti simdi bir de inmek var" olacakken; ustten baslarsaniz son sayacla birlikte isiniz de biter... bu da psikolojik yaklasim.

ya bu tam cosmopolitanlik bi soru olmus. direk kisi hakkinda fikir sahibi olabiliyorsunuz. minesota testlerine falan eklemeli bu soruyu...

giriş katını direk deftere yazarım, sonra defteri asansöre koyar, 3. kata gönderirim. merdivenle 3'e çıkarken 2. katı okurum, 3. katta buluştuğum deftere yazarım. defteri 2. kata gönderirim, 3. katı okur, merdivenden 4. kata çıkarım. asansörü çağırım, 3. katı deftere yazar, defteri 4. katta bırakır, asansörle 5. kata çıkarım. 5. katı okuyup merdivenlerle 4. kata iner, o katta bıraktığım deftere 5. katı yazarım. hazır o kattayken 4. katı da okur, yazarım. sonra defteri merdivenlerin tam ortasındaki boşluktan aşağı bırakırım, giriş katına düşer. asansörle 2. kata inerim, ordan giriş katına inerim. defteri alır, binayı terkederim.

sabah erken kalkarim iki gibi. bi cay koyarim. kahvaltimi yaparim. menemen bisirttiririm. onu yerim. ekmek banarim. asansorun kapisini acarim. defteri koymadan kapatirim. sonra tekrar acarim. iceri girer, kapatmadan beklerim. saat 2 ile 5 arasi, sayaclari okurum.

bina 5 degil de 100 katli olsa hem cikarken hem de inerken dinlenmemiz gerekirdi.
cikarken 4 kati okur dinlenir bir kati ise atlarim, inerken atladigim 1/5'i okurken dinlenmis olurum. 4 - 1 veya 9 - 1 olabilir, iniste ne kadar yorulacagimiza bagli.

100 katlı asansörsüz bina yapanın a.q.

www.trampet.net

bulunmuştur diyor, keşfedilmiştir yani.

seslerin tamamı doğada olduğuna göre keşfedilmiş olmalı.

icat edilmeli.yazının icadı gibi, ses vardı da herkese nasıl anlatacaklarını icat ettiler notalarla.

olan birşeyi keşfedersin, yoksa icat. notalar icat edilmiştir.

keşfedilmiştir. evet net olarak keşiftir.

alakasız not: yazı icat da edilmemiştir keşif de.

nota bir bulus degil bir metottur diyeyim ben de. bir yaklasim. celcius, fahrenhait, kelvin gibi... mesela makam kullanilir turk muziginde notadan ziyade malum. porte uzerine yazilanlari icattir cunki yazimi sifirdan olusan bir seydir. nota kavrami ise sesleri belirtmek icin kullanilmistir. alfabe gibi... kesif olmaya uzak gibi duruyor zira sesler zaten hep vardi ve biliniyordu...

ingilizcen varsa mathmagic land izle.

seslerin farklı çıkmasının nedeninin frekans değişimi olması olayı keşfedilmiştir.

bu farklı seslerin kağıt üzerinde nasıl gösterilip nasıl isimlendirilmesi gerektiği tekniği icat edilmiştir.

win7 daha iyi bosver xp mı kaldı.

xp'nin 64 bir versiyonu için çoğu driverı bulamazsın, hiç uğraşma derim.

su andaki en stabil isletim sisteminin win 98 se oldugunu iddia edenler bile olacaktir. siz arkadaslarin da dedigi gibi win7 kullanmakta zerre tereddut etmeyiniz... xp'nin hicbir artisi yok...

XP 64 bit kullandım. Bir gün filan dayandım, her şey mi rezalet olur bir sistemde? 32 bite geçtim. O zaman Win7 yoktu. Uzun süredir Win7 64bit kullanyorum. Her şeyiyle mükemmel.

lakap oldugundan pek tabii birlesik kullanilabilir gramatik acidan... mesela sittiboktanbirgundecicekacanacikarpuz remzi abi bile yazabilirsiniz...

epsilon yayınlarından çıkan buffy the vampire slayer - kan ve sis kitabında karındeşen jack diye geçiyordu.

bence bu tarife en uygun cihaz :
Lenovo Thinkpad X ya da W Series (para sorun değilse W Series) 1500$ civarı kendi sitesinde..

shop.lenovo.com

sony vaio vpcf1

yeni çıkan sony vaio s serisi tam size göre. fiyatı 2600 civarı. özellikle ekranı çok iyi (bkz: x black lcd)

Türkiye'ye vize uygulamayan ülke ve özel idare bölgeleri şöyle:
Antigua-Barbuda, Arjantin, Arnavutluk, Bahamalar, Barbados, Belize, Bolivya, Bosna-Hersek, Brezilya, Ekvador, El Salvador, Fas, Fiji, Filipinler, Guatemala, Güney Afrika Cumhuriyeti, Gürcistan, Haiti, Hırvatistan, Honduras, Hong Kong, İran, Jamaika, Japonya, Karadağ, Kazakistan, Kırgızistan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Kolombiya, Kore Cumhuriyeti (Güney Kore), Kosova, Kosta Rika, Libya, Lübnan, Makau Özel İdare Bölgesi, Makedonya, Maldivler, Malezya, Mauritus, Nikaragua, Pakistan, Palau Cumhuriyeti, Paraguay, St. Vincent-Grenadines, Singapur, Solomon Adaları, Sri Lanka, Suriye, Svaziland, Şili, Tayland, Trinidad-Tobago, Tunus, Tuvalu, Uruguay, Ürdün, Venezuela.

arkadas vizeler kalktiktan sonra interrailde sirbistana da ugramak istemisti. akabinde alinmadigi gibi bir gunu de heba olmustu, onca yorgunluk da cabasi... bence siz yakinda bir gidene falan mutlaka danisin...

ben oralardan geleli 2 hafta oluyor. Kesinlikle bu dediginiz yerlere vize gerekmiyor sadece suresi en az 6 ay uzun olan pasaport yeterli.

Arnavutluk kaos bir yer ben hic begenmemistim ama sadece tirani gordugum icin ucunu acik birakiyorum, makedonya baya sempatik ve sirin biryer. Bu arada bence oralara gitmisken yine vize istemeyen karadaği da gormelisin, sasırtıcı derecede guzel ve otantik kıyıları var. Baskenti cok cazip degil ama adriyatik kıyılarını tavsiye edebilirm.

o bölgeyi araba kiralayarak gezmiş biri olarak tek tavsiyem, vazgeç. avrupa gibi falan düşünüyorsan oraları yanlışlardasın.

avrupa gibi olmadıkları için gidiyorum zaten. amaç tarihi yerleri, balkan halklarını yerinde görmek aynı zamanda aralık ayında süresi geçecek olan uçuş millerini zamanında kullanmak.

avcılar'da pek bişi yok zaten, starbucks, burger king'e falan gidip oturabilirsiniz anca bana kalırsa.

starbucks yok avcılarda. burger a da gidilmez. güzel kafeler var biraz aşağıda. marmara caddesinden dümdüz aşağı inin, büfenin olduğu sokaktan aşağı 100 m daha yürüyün. sağda şaraphane(oturup içilebiliyor, masalar var) nin biraz ilersinde saklıbahçe var. güzel kafe. veya evlendirme dairesinin karşısındaki parkın yanında avrupa kafe var. orasıda güzeldir.

sahile yakin marpuc kafe var. oraya gidebilirsiniz. sahilde de oturabilirsiniz.

metrobüs durağının oradan nasıl gideriz dediğiniz yerlere? oturup konuşmak

marpuç denilen yer modern kahvehanedir
okey, iskambil falan da vardır

yemek yiyecekseniz lara cafe iyidir

alın mangalınızı, biranızı, çıkın bir çatıya inceden demlenin.

gidecek ev gibi bir yer olmadığı için zaten dışarıda buluşmamız gerekli. metrobusten yakın mı dedinlen yerler yürünebilir m,?

marpuç 4 kısım. kıraathane gibi bir kısım, önde dışarda masalar olan yer, arkadaki geniş koltuklu olan yer bir de restoran tarzı kısmı var. iyi güzel de metrobüs durağına uzak. minibüse binmek gerekir tekrar. baya aşağıda

lara'nın (evlendirme dairesinin sağ çaprazı) yanında özsüt de var.

Metrobüse yakın yerlerde oturulacak pek bir yer yok. Metrobüsten inip kampüsün yanından sağa kıvrılırsanız, fotokopicilerin arasında birkaç kafe vardı. Ayışığı, Quo Vadis filandı galiba adları.

Bence merkeze gidin, orada seçenek daha çok. Minibüsle de gidebilirsiniz, ama yağmur filan olmazsa yürüyün bence, 15 dakika tutar. Metrobüsten inip üst geçitten geçin, Marmara Caddesi'ni sorun eğer bilmiyorsanız.

Marpuç kahvehane gibi görünse de muhtemelen başka hiçbir kahvehanede çalınmayan müzikler çalardı bir zamanlar.

Gtarz diye abidik isimli, Marpuç'un az ilerisinde sağda bir yer açılmıştı, rock kafe. Son gittiğimde liseli mekanı olma eğilimindeydi, çoktan olmuştur. Oraya yakın bir rock kafe daha vardı, adını hatırlayamıyorum şu an.

Avrupa güzel, geniş, yemekleri de iyiydi. Dip dibe oturulmayan, geniş ve ferah bir yer.

Marmara Caddesi'ni dik kesen bir sokakta, sanırım Yapı Kredi'ye yakın bir yerde Bulgar kafeleri vardı. Bir kez gitmiştim. Değişik bir boza tadabilirsiniz.

Rasha diye bir kafe vardı eskiden. Rock kulübü tayfasının mekanıydı, sonra el değiştirdi filan. Limonlu soda istediğimde içinde limon çekirdeği olan maden suyu gelince benim için bitti.

Sahile inin ve Tropicano'ya oturun.

Öğretmenler Sitesi'ne gelmeden sağda Saklıbahçe var. (Avcılar Nikah Sarayı'nın karşısındaki park ile Halk Pazarı arasındaki sokaktan aşağıya inerken) Avcılar'da ilk deneyim için iyi bir yer :)

kesin aftan falan yararlanir dogan grubu. zira hukumetle aralarindaki savar bitmis gibi duruyor...

anlaştılar sanki diye hatırlıyorum. birazını ödeyecek

daha önce de vergi indirimine gidilmişti. cezayı da kesin bir çıkar karşılığında kaldırmışlardır. zira mahkemeyi doğan grubu kazanmıştı.

derin konular bunlar bi ihalede konsensusa varmışlardır.

son uc bes hafta icinde biryerlerde 700 ya da 800 (tam emin degilim ama milyar degil)civari bi rakamla temyize goturduklerini okumustum.

eski parayla yazıyorum:üç katrilyon sekikyüz trilyon.

ben hic boyle bir durumda bulunmadim ama ben olsam napardim onu anlatayim:
hanim hanimcik bir kiz gibi giyin. guzel bi etek/bluz olur bence.
icki icerlerse guzel bir sarap alabilirsin. cicek veya cikolata da olur. tatli da olabilir sanki ama, kayinvalide hanim tatli yapmistir zaten, ben yaptiydim niye getirmis ki bu bunu diyebilir.
yardim etmeyi teklif et bence, ama yok derlerse sallamazsin :)
genel olarak cok stres yapmamaya calis, rahat ol, oldugun gibi davran, zaten sevgilin seni oyle sevmis begenmis ki goturup anasina babasina gosteriyor.
ve de kolay gelsin, pek heyecanli bisiye benziyor :))

kendiniz olun... toplamak istiyorsaniz toplayin mesela... bir sey almak geliyorsa icinizden, alin... sadece samimi, icten olun. bu hem karsi ailenin hem sevgilinizin hosuna gider. zannimca.

yaş kaç bilmiyorum ama şık ve spor giyin tabi. iş görüşmesi değil sonuçta. uzun bir etek yada elbise de olabilir. ecnebi demişsin, giderken çiçek daha iyi olur sanki, adetleri nedir bilemiyorum. rahat ol desem de olamayacaksın sonuçta heyecan olacak tabi. yemeğe fazla uzak durma, onu yemem bunu yemem deme, hatır için tadına bakmaya çalış. belki istemem dersen saygısızlık olarak düşünebilirler, bilemiyorum tabi. masayı toplamak için ise teşebbüs et bence. bize benziyorlarsa "yok kızım sen zahmet etme" diyeceklerdir zaten.

ben olsam ilk görüşmede biraz resmi davranırdım. masayı filan toplamaya davranma, e tabii herkes yapıyorsa sen de yap. hani bizde bir kişi toplar ya sofrayı.

bir de rahat ol. abes bir şey yaparsan "bizim orda böyle yaparlar" filan de. yabancı olduğun için mazur görceklerdir.

elbise iyidir, pantolon tercih etme bence.
sade ve vücudu düzgün gösteren az dekolte, şık zarif bişi.

bişey al bence, aile ile ilgili bişi biliyorsan mesela "sizin x kolleksiyonu yaptığınızı söyledi y, hoşunuza gider diye düşündüm", böyle abartı olmasın fiyatı, küçük jest.
ecnebiyse türkiyeye özgü bir tatlı götürebilirsin bi de, aklında bulunsun, ama kutu şık olmalı, içi kaaliteli olmalı.
masaya yardım et, en azından teklif et.bunu erkek arkadaşının ailesi, ideal gelin olmak için değil, içinden geldiği için yap.

bizim homestay e bir kız gelmişti evin cocugunun sevgilisi

masada herkesle üstünkörü tanıştı. ailenin yaptıgı mal esprilere zorla güldü falan. aile buna soru sordu o cevapladı öyle yani başka sorun var mı?

bence sofrayı toplamaya yardım et. yani en azından yelten, samimi olur. eğer derlerse ki sen otur keyfine bak. o zaman geç otur tabi. rahat olacağın şeyler giy, oranı buranı çekelemek ya da dikkat etmek zorunda kalma. elalemin evi diyorsun ama 2 yıllık sevgilinin de ailesinin evi, çok da elalem gibi davranmamalısın bence :)

hanım hanımcık giyinme tarzına +1
hiç eli boş gidilir mi? çiçek çikolata şarap herhangi biri.
ve bence sofrayı toplamaya yardım et tabi, en azından hamlede bulun.

kısaca dasher a +1

1) İkinizden biri Beyoğlu'nda ikamet etmiyorsa, ikamet ettiğiniz ilçedeki evlendirme memurluğuna birlikte gidip izin alırsınız ve nikahı Beyoğlu belediyesi kıyar.

2) Pek de sayılmaz.

3) Bilmiyorum.

4) x semtinden y semtine nakil almadan olmaz.

5) Evrak hazırsa bitmesi gerekir, başvuru yarım saati geçmez. ilçenizdeki memurluktan izin almanız aynı gün oluyorsa ertesi güne sarkmaması gerekir.

kolay gelsin,

4. olmuyor malesef...

klima hem yaz hem kış için iyidir.

ama pratik anlık ısınmalar için ufo candır. saniyesinde ısınır ve işin bitince kaldırırsın.

klimanın önce odayı ısıtması gerekir, bakımı suyu uğraştırabilir

ufoyu tavsiye ederim bizzat kullanıorum klimanın ısısı nedense bana çok yalan geliyo tabi klima yazında işe yarıyo ama cidden ısınmak istiosan ufo al derim

klima cok da ekonomikdir. daikinin b sinifi modelleri bile kombi den daha ekonomik. tabi bunu hesaplarken disaridaki isi da onemli sitesinde anlatiyor.

ufo forza, açıyorum ofiste ohh mis. ama evde nasıl etki eder (büyük alanda) bilmiyorum.

ufonun ısıtma hissini sevmiyorum. cildi kurutuyor resmen.
uzun vadede klima daha mantıklı olur.

ısınmak istediğiniz şekle göre seçin (: ufolar direk ışıma yoluyla ısıtırlar.. güneş gibin (: klimalar ise konveksiyon yolu ile ısıtırlar (: tabi sadece bu yollarla yapacaklar diye bir şey yok ama birincil ısıtma yolları bunlardır.. üzerine tıklamalı yaptım üşenip okuyasın diye (: iyi ısınmalar..

yanlış.
klima al.
hem ekonomik hem daha kullanışlı.
yazın bile işine yarayacak bunu da bir düşün.
a sınıfı orta karar bir klima al.
tavsiyem baxi.

ikisi de bas agritiyor, rahatsiz ediyor. hele klima olunca cekilmez hale geliyor havayi solumak. bence ufo gibi bir quartz soba alin ama ufo gibi tepeden isitmasin, diz hizasindan isitsin...

UFO nereye bakıyorsa orayı ısıtıyor ve kapatınca direk ortam yine soğuk hale geliyor...
klima ile ısıtınca klimayı kapatsanız bile ortam belli bir zaman sıcaklığı koruyabiliyor...

Ufo nun tek artısı istedigiz odaya goturebilmeniz....

hem kliması hem ufosu olan biri olarak cevabım kesinlikle ufo. klima sıcak ayarında pek verimli olmuyor. üstelik ufo daha taşınabilir.

kitapyurdu kaliteli ve sorunsuz bir sirkettir ama calisan sayisi sandiginizdan cok cok daha azdir. haftasonu ve mesai saatleri disi cevap veremeyebilirler. iletisim telefonu var, ararsaniz cok guzel yardimci oluyorlar. ama telefona bakmiyorlarsa demek ki haftasonu calismiyorlar.

muhtemelen öyledir..
0212-5198720 bir de burayı arayın isterseniz yine de.

h.sonu olduğundandır. için rahat olsun kesinlikle sorun yaşamazsın.

bir kısım,

tecavüze uğrayan bosnalı kadınlarla ilgili sarfettiği "abartıyorlar" demecini öne sürüyor
diğer kısım,
bursa'dayken aklınız nerdeydi veya bu konu hakkındaki sıvamalarını öne sürüyor.

bence, adam zktirip gitmekle iyi etti. bursanın mal belediye başkanı sarıldı diye, yaptığın iğrenç yorumu unutacak mıyız.

sözlükteki bir kısım mallar da "ay ermeni soykırımında, ay filistin olayında neden aynı duyarlılığı göstermiyoruz bundan midem bulanıyor" ayarında şeyler zırvalamışlar. yanlış'ı emsal gösterip yanlış'ı savunman neyin kafası?

anladığı m kadarı ile kustirica abimiz, bir miloseviç sempatizanı. yani onbinlerce boşnakın katledilmesinden sorumlu birisinin bayraktarlığını yapan birisi. fikirlere saygı duyarım ama, tepki gösterilmesini de normal karşılamak gerekir.

emir kusturica siyasi olarak ozetle bosnak savasinda -soykirim ve srebzenitsa katliami dahil- sirplarin hakli oldugunu, bosnaklik diye bir seyin olmadigini, bosnaklarin osmanli tarafindan zorla muslumanlastirilmis sirplar oldugunu falan savundugundan dolayi... sanat yetenegi ayri sey, entelektuel yetenek ayri sey, politik bilinc ayri sey... hepsini tek bunyede bekliyor insanlar nedense...

video.ntvmsnbc.com

sözlerim tecavüzlerle ilgili değildi, dedi. fransızlar röportaj yapmışlar. onlar tecavüzleri sormuşlar ama kendisi genel olarak konuşmuş. savaşın ilk günleriymiş. o ana kadar ölü sayısının henüz az olduğunu bildiğini, bunun üzerinden yorum yaptığını, sayı abartılıyor, gibi bir yorum yaptığını söyledi, ya da ben bunu anladım can dündar ile olan röportajdan. ama işin keyifli kısmı, adamlar haklı, bursa belediyesinin etkinliğinde konser bile vermiş adam, ama antalya belediyesinin etkinliğinde jüri üyesi olmasına tahammül edememiş bakan. saygılar...

adam ısrarla ben bu konuda öyle bir şey demedim dedi kimse dinlemedi.
söylememiş olabilir ama biraz sırp milliyetçisi ve iyi bir yönetmen olduğu kesindir.
yarı boşnaktır.

cipli icin acele etmeyin bence.

nokia 1100

img1.loadtr.com

tuslari iri, kapakli ve nokia olmali. model numaralarini bilmiyorum ama genelde bu ozellikler yetiyor. fazlasindan kacinmali.
=bir de telefon alindiktan sonra internet ayarlari falan hepsi iptal edilmeli=

Nokia 2630. kusursuz bir "anne cep telefonu"

az once uzun bir cevap yazdim ama yollarken gitti. ozetle:

ferritin, demir baglama kapasitesi, demir, b12 ve tiroid hormonlari normalse; uykusuzlugunuzu da, dinlenemeyisinizi de, zeka ve dikkat sorunlarinizi da burun tikanikligina borcu olmaniz kuvvetle muhtemel. her sey vucuda ve beyne yeterince oksijen gitmemesine bagli olabilir.

bu sorunun (burun tıkanıklığı - uyku apnesi) tedavisi de teşhisi de artık çok kolay. düşünmek yerine eğer bu sorundan muzdarip iseniz gidip tedavi olmanız daha mantıklı.

oksijeni falan geçtim düzenli uykusuzluk sadece zekaya değil hafızaya da olumsuz etki ediyor.

evet tıkanık burun insanın ağzına eder. kaslar uyku esnasında gevşerken bol oksijene ihtiyaç duyduğundan tıkalı burun verimsiz uykuya neden olur.
sürekli uykulu gezme olayı kısa süreli olur en kötü 3-4 aya alışılır.
zeka noksanlığı diye bi şey olmaz ama zeka kullanım oranı ciddi anlamda düşer.

sabah dayak yemiş gibi kalkıyorum.

@rahmi "uyku apnesi" konusunu araştır.

Artık işler kolay...

Tıkanıklık neden ona bakmak lazım. Kemik eğriliği olabiliyor. Burunu kırdırmak lazım. Burun kapakçıkların nefes almanı engelliyordur. Breathe Right diye bir icat var. İşe yarıyor. Geceleri rahat uyutuyor. Küçük diliniz büyük olabilir, minik bir yakma operasyonu ile işleri çözüyorsunuz.

Bunların hepsi uyku kalitesi ile ilgilidir.

Saygılarımla...

tanidigim bir kisi dahil var evet. cok var projeksiyon yapan ve cok kaynak var internette bu konuda. ama uzun omurlu olmuyor ve cok hassas oluyorlar. durumunuz varsa hazir bir ikinci el alin lamba omru cok kalmisindan...

soruya cevap değil de, worms armageddon yerine worms world party indirin bence.