" I am a graduated student of ... " olur ya da " I am graduated from ... ".

senin cümle dogru, bir ufak düzeltme lazim.

i am a graduate of xxx engineering department at xxx university in 2004.

charles'in yazdiginda hata var.

forum.wordreference.com
forum.wordreference.com

graduated student olmaz, i am a graduate olur. luckystrike +1 diyorum.

evet doğruymuş, " mezun öğrencisiyim." olmaz.
ikinci cümle doğru da ilk cümlem yanlış.

@charlesbukowski ikinci cümlen de I have graduated from olur olsa olsa...

@sui; " I am graduated from...." da olur yahu.

charles, verdigim linklere bak güzel kardesim. orada i am graduated from olur mu demis millet, yanit verenler de olmaz demis. hadi biz bilmiyoruz, elin gavuru da mi bilmiyor kendi dilini.

paşam döveydin.

kanada

(git: 336434)

minimalist ve faydacı bir adam olarak:

eski libya bayrağı vardı. sade ve sadece yemyeşil.

bit.ly

düşünsenize, tek renk, desen yok o yok bu yok. basit sade anlaşılır... tören var bayrak mı yok? getir masa örtüsünü hemen...

(bkz: libya bayrağı)

nazar değdi, kaddafi devrildi, bayrak değişti.

en.wikipedia.org

yazık oldu.

arnavutluk,brezilya,kanada,isviçre.türkiye ve isveç bayrakları
klüp bayraklarında ise m.city,roma,lazio,marsilya
aklıma gelenler

bir de geometri dersi gibi moğol bayragı:

www.olstars.com

bir de kaplan gibi bir sey vardı bangladeş olabilir o iyiydi.

kimse yapmamış ben yapayım:
tabiki türkiye. hohohoohhh :P

güney kore. şimdi baktımda kuzey kore bayrağı da güzelmiş.

amerika.

japonya.

bayrağın hası japonyada , insanın kamikaze yapası geliyo la o derece !

karadağ - montenegro

trinidad tobago

amerika birlesik devletleri

tabii ki de nepal. dikdörtgen olmayan tek bayrak:

www.cia.gov

şunları da beğenirim:

Galler bayrağı. ejderhası hoş duruyor:
www.thingimijigs.co.uk

Bhutan bayrağı. ejderha ve renkler hoş. ülkeyi de severim.
www.flags.net

Guam bayrağı. Tropikal sahil çağrışımı hoş:
www.symbols.net

bir de eskiden varolmuş şu devletin bayrağı ilginç baya :)
en.wikipedia.org

not: tabii Türkiye ve Kanada bayraklarının kalbimde ayrı bir yeri var.

www.mostinterestingfacts.com

www.cracked.com

anaokulu yaşı değil mi 5? okula 6 yaşında başlanıyor.

@Goldentitan

"MADDE 3- Mecburi ilköğretim çağı, 6-13 yaş grubundaki çocukları kapsar. Bu çağ çocuğun 5 yaşını bitirdiği yılın Eylül ayı sonunda başlar, 13 yaşını bitirip 14 yaşına girdiği yılın öğretim yılı sonunda biter" şekilde değiştirilmiştir."

özet: 5 yaşını dolduran her çocuk aile ister okul kabul ederse okula başlayacak. yani okula başlayacak. en geç de 72 aylıkken gidecek. gecikirse ceza filan olur herhalde.

@goldentitan anaokuluna değil, ilkokula 5 yaşında başlıyor.

o zaman biz çok yaşlanmışız

YÖK kararı üniversitelere bıraktı, isteyen versin isteyen vermesin dedi. yani artık zorunlu YÖK dersi değil, ama üniversite zorunlu derse size zorunlu :)

Kesin bilgim var, yazıyı bizzat görmüş bi insanım.

ben ilk öğretimi soruyorum?

www.abbasguclu.com.tr

Made in prc(cin halk cumhuriyeti) People's Republic of China

asap: as soon as posible
fyi: for your information
a.k.a: also know as

ntv: nergis tv

fermuarlarda ykk:Yoshida Kogyo Kabushikikaisha

kitaplarda geçen;
age (adı geçen eser) agy (adı geçen yayın) en (editörün notu) çn (çevirenin notu)

ekşi sözlük katkılarıyla:

-denyo: DENge YOksunu
-JEEP: GP(General Purpose kısaltması okuna okuna o hale gelmiş)
-perpa: PERşembe PAzarı
-tır: Transit International Routier
-never: Not EVER
-modem: MOdulator/DEModulator
-köy: Kalkınmada Öncelikli Yöreler

ekşi sözlük sundu..

vakko: v karısının isminin baş harfi, akko'da soyadının devamı(hakko).
opet: osman petrol diye duymuştum.

edit: aklıma geldikçe yazarım.

Sunta: Suni Tahta

haşema: hakiki şeriat mayosu

öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler başlığnda bayağı var bunlardan.

rodi: ramazanoğulları dikiş işletmeleri

ASPAVA (Allah Sağlık Para Afiyet Versin Amin) aklımda böyle kalmış :) Ankaralılar daha iyi bilir.

kombi de combined - hem suyu hem evi ısıtıyo diye.

www.acronymfinder.com ingilizce tüm kısaltmalar için.

bim: bütün ihtiyaç malzemeleri

gt: grand touring (arabalarda) motoru kuvvetli ve konforlu uzun yol arabası.

Bim vardı Birleşik İslami Marketler diye ama şehir efsanesiydi sanırım.

bolçi: bolu çikolatası (thank you captain obvious)

atv ilk açıldığı zamanlar aktif tv olarak başladı yayın hayatına, sonra sadece atv olarak kaldı.

binek araç olarak atv ise "all-terrain vehicle" yani "tüm yol şartlarına uygun araç" anlamına gelen bir kısaltma.

ft. featuring (eşlik eden)
v. versus (-e karşı)
az mı biliniyor bunlar?

son olarak kısaltma değil ama bana ilginç gelen 2 şeyi söyleyeyim;

1- direksiyon fransizca ve ingilizcedeki direction yani yön kelimesinden geliyor.

2- defransiyel differential kelimesinden geliyor. virajlarda sağ ve sol tekerlekler arasında olan hız farkı (dıştan dönen daha hızlı dönmek zorunda, iç taraftaki tekerler daha yavaş) yüzünden, yani ingilizce difference of speed i ayarladıkları için differential olarak isimlendirilmişler. bana çok enteressan gelmişti.

@blackmail
vakko, vitali hakko'dan gelmiyor muydu? benim aklımda öyle kalmış da...

ABS: Anti-lock Braking System (Kilitlenmeyen fren sistemi)
EBD: Electronic Brakeforce Distribution ( Elektronik fren gücü dağıtıcısı)

dyo: durmuş yaşar ve oğulları

VIP: very important person

@hasanli,

kimse dememiş ama ben onu public republic of china diye biliyordum ?

ben öğrenciyken opet'te çalışmıştım, öztürkler petroldür o.

rodi: ramazanogullari dikim işletmeciliği.

sim karttaki sim: subscriber identity module.

pin : personel identification number (pin kodu)

renault mais'in maisi: motorlu araçlar imal ve satiş a.ş

ykm: yeni karamürsel mağazaları

tansaş tanzim satış mağazası o zaman

tofaş: türk otomobil fabrikaları anonim şirketi (kalmadı artık gerçi, hep fiat diye çıkıyor otomobiller)

EGO: Elektrik, Gaz, Otobüs (Ankaralı'lar bilir, ama 'Erken Gelen Oturur' da derler)

İGS'nin bizim gençliğimizdeki açılımı farklıydı:)

34 : 79 - 84 cm.
36 : 84 - 89 cm

eğer kadınsanız: www.lafsozluk.com

erkekseniz kıyaslama yapabilirsiniz. tahminende 4 cm olabilir.

edit: @lancelot tamam sakin :)

@neysene
kadını erkeği yok hepsi aynı

bildiğim kadarı ile bunlar inch, yani 2 fark= 2*2.54= yaklaşık 5 cm.

boy olculeri inch uzerindendir. yani yaklasik 5 cm fark eder.

sentence.yourdictionary.com
english.oxforddictionaries.com

abbyy lingvo diye bir sözlük var, onda oluyor örnek cümleler.

tam olarak ne amaçla arıyorsunuz bunu? Eğer bir kelime hangi sıfatlar fiillerle birlikte kullanılır falan merak ediyorsanız, sizin aradığınız şeyin adı "collocations dictionary" çünkü.

amacım yanlış tercüme yapmamak. cümlede görüp ona göre kullanmak.

Bugün baktım da, Çernobil olabilir...

(bkz: 21 mayıs 1864)

Elbette vardır ama burada derecesi önemli, yani insan sağlığını tehdit etmez önemsiz derecededir, km uzaklık + yıl geçen zaman, bunlar radyosyon miktarını çok çok düşürüyor, öyle olmasa , Ukrayna , Rusya vs...şuan çoğu bölgesinde birşey yetişmezdi...

Zaten yarılanma mantığıyla bakıldığında biten birşey değil. :D

Biten bişi değil de, tr.wikipedia.org şuradaki yarılanma sürelerini mi esas almak lazım? O zaman bitmişiz biz gibi geldi?

"yarılanma mantığıyla bakıldığında" da biten bir şey.

hocaya göre, bölüme göre, üniversiteye göre degisir.

ikinci sınıf üniversiteler daha çok para verebiliyor. üniversiteden üniversiteye fark var.

hocam şöyle ünvana göre yuvarlak bir miktar desek ne kadar verirler misal?

normal bir hoca icin, normal bir özel üniversite devlet maaşı civarinda verir. bu da yard. doc icin 3.000 profesor icin 4500-5000 civaridir. hocanın özellikleri, üniversitenin beklentilerine göre fiyat artar.

bu kadar merak etmeni de ben merak ettim. ne olacak ögrenince. özel üniversitede profesor mu olmayi düsünüyorsun parasi iyiyse?

aklımdan geçirmedim değil, bir araştırma yapayım dedim. nasıl zor mudur girmek işe özelde?

tam tersine cok kolay. suradaki örnegi takip edebilirsin.

www.sabah.com.tr

orta karar olmayan ünilerde prof 10.000, doç 6.500, yrd doç 4000 civarında.

sesimi çıkarmayıp topukluyorum. Levye olur yanında, bıçak olur, herif manyak, canıma susamadım.

kafaya takmaya gerek yok, trafikte bi alay deli var, biri denk gelmiş. ne yapıyorsun diye sormana bile gerek yok aslında çünkü genelde bu tür tepki görüyorsun. tabiki doğru olan hatalı tarafı uyarmak ama canımızı pazarda bulmadık.
şahsen, iki delinin biribirini bulup karşılıklı infilak etmelerini umuyorum ve bu tür şeylere hiç tepki göstermiyorum

bu şehr-i istanbul insanlara karşı olan sabır ve hoşgörü eşiğimi iyice düşürdüğü için artık boşver deyip geçmiyorum. daha geçen cuma e5'te motorla orta şeritte giderken arkadan kamyonetimsi bişi çık çık ışık yakıyo, el kol hareketler fln. öne geçmesine izin verdim. trafik sıkıştı, durdu bu. gittim yanına. öldürcen mi beni fln diye bağırdım. bu lavuk da pardon demek yerine motosiklet orta şeritten gitmez fln diye üste çıkmaya çalıştı. neyse devam ettim yoluma. şirket arabasıydı bununki. ofise gelince şirketini arayıp çemkirdim. çok özür dileriz, uyarıcaz kendisini bilmem ne..öyle kaldı olay. bi de hemen o esnada 155'i ararsan ilerde durdurup işlem yapabilirler. sessiz kaldıkça palazlanıyo bu hanzolar.

haber.mynet.com
bu tür haberleri okuyarak ses çıkartmamak gerekiyor. Çünkü bu ülkede her an ölme tehlikesi var.
Yolda yürürken kafanıza binalardan düşen betonlar ile kaç kere insan öldü.
Yol kavgasında..
Yan baktı...Omuz attı..

Bu ülkede insanlar bir baltaya zor sap oluyorlar çoğuda olamıyor işte bu olamayan insanların kaybedecekleri pek fazla bir şeyleri kalmıyor. Bu nedenle en ufak şeylerde büyük patlamalar ile diğer insanların hayatlarına gözlerini bile kırpmadan tecavüz edebiliyorlar. Bu yüzden bağırsın çağırsın aşağıya insin...kapınızı kilitleyin camınızı kapatın polisi arayın fakat bu tür kişilerle münakaşaya girmeyin.

topuk topuk topuk. yavuz stayla :)

(git: 146782)

wireless driverini ya da o uygulamanın çalışmasını sağlayacak şeyi yüklememişsindir. Nereden giriyorsun şu an bilmiyorum ama bilgisayarının markası neyse onun sitesine git, bilgisayarının modelini yaz, oralara bi yerlere wireless yaz, ya da yanında wireless hedehödö gördüğün programları indir, git bilgisayarına kur. Büyük ihtimalle düzelir. Tabii o programcıklar bazen 40-50 hatta fazla mb olabiliyor, telefondan giriyorsan oraya indirebilir misin emin değilim.

evdeyim, arkadaşımın bilgisayarından giriyorum. öğretmenim bi sorum var, ağ bağlantılarımla alakalı bi ayar yapmam gerekiyor diye düşünmüştüm, yanlış mı düşünmüşüm?

formatı bastıktan sonra ayrıca bir şey yükledin mi alete? Muhtemelen yüklemedin, işte o yüklemediğin şeyden kaynaklanıyor. Ha yükledikten sonra hala çalışmıyorsa o zaman ayarla oynarsın. Senin ses falan da çalışmıyordur muhtemelen?

Alet ne?

ahanda bildin. valla çalışmıyor. babamla telefon aracılığıyla kurdum bazı şeyler ama şuan işi çıktı, yarım kaldı. bilgisayarınızda ses aygıtı yüklü olmayabilir diyor ses için de. casper nirvana, ilk fırsatta kurtulacağım ama şimdilik öyle.

Şu sayfadaki "sürücü ve güncellemeler" kısmına bastığında aradığın şeyleri bulabiliyor olman lazımdı ama ben bağlanamıyorum, hata veriyor. Sende de hata veriyorsa teknik desteği ara, "ulan hıyarlar ben nasıl kuracam bu bilgisayarı siteniz çökmüş" diye çemkir. "6 yaşından beri format atıyorum, böyle rezalet görmedim" de de ki, 46xx muamelesi yapmasınlar. imza, bir 46xx.

www.casper.com.tr

oh mon dieu, tabrik ederim seni. ben linke girebiliyorum, tw3 olduğunu düşünüyorum bilgisayarın, model no:eaa-89 diyor ama öyle bir şey yok listede. bir kaç şeyin önünde de tw3 geçiyor onu deneyeceğim. çok heyecanlıyım.p

kaçı ayırmışım, çok itici görünüyor evet.

bebeğin dişini temizlettirmediğin sürece bir sakınca görmüyorum ben.

Sadece su kullanıyorlar, ve mekanik bir temizlik. Zararı olmaz. Siz strese girip kendinizi gererseniz o başka.

doktoruna danış mutlaka. sprey falan kullanıyorlar çünkü. (benim doktor kullandı) "bişi olmaz yeaa" diyenlere de bakma, önemli bir konu

doktorum yaptırabilirsin dedi

hayır olmaz. Ama dişçi koltuğunda kasılıp stres yapıp gerilecekseniz o zaman tekrar düşünün.

@sui sanırım kasılabilirim :(

İlk trimester geçtikten sonra kurşun önlük giyerek diş filmi bile çektirebilirsiniz. Ben diştaşı temizliği yaptırmıştım. Sakın ihmal etmeyin. Hamilelikte pek çok kişi bu gereksiz korku yüzünden dişini kaybediyor.

aslında önden küfr edesim vardıya neyse böle geçiştiriyorum.
hayatı boyunca dişini fırçalamamış insanlarla dolu türkiyede ulan 9 aylık hamilelik sürecinemi denk geldi diş taşı temziliği vay anasını ya gülüyorum sadece 3 ay sonra yaptır ne diş kaybetmesi onuda anlamadım yaw ben her sabah akşam fırçalıyorum dişlerimi diş taşı temizliğide hiç yaptırmadım inci gibi dişlerim var nazar değmesin benim niye kaybolmadı dişlerim ya da diş nasıl kayboluyor siz dişlerinizi fırçalamıyor musunuz ???

@horace wells bilgi için tesekkür ederim.hiç bir sorunum yok çok şükür dişlerimde genel bir temizlik olsun istiyorum

geçen bnde düşündüm en son bayab kelimesi bay'ın yanı gibi bi anlamı var herhalde ondandır diye düşündüm..

bayan bir hitap kelimesidir. bayan x, bayan y, sayın bayan hebele, vb. gibi

kadın ise memelilerden insan olan verilen isimdir. diğer canlılarda dişi denir. insan olunca kadın deniyor.

ancak bazı sivriler kız-kadın ayrımı yapıyor. zarı varsa kız, zarı yoksa kadın şeklinde. o nedenle hiç evlenmemiş bazı teyzelerden kadın diye bahsederseniz "ben kızım." diye atarlanırlar.

tüm bu saçmalıklar bir araya gelince bazıları kendilerine kadın denmesini yakıştıramıyorlar. yani birisi resmi bir ortamda bayan kedili madam demeli. kadın kedili madam diyince o hitap olmadı. ama "şu kadınlar da bir enteresan yahu." cümlesine de bayanlar lafı tıkıştırılınca pek bi halta benzemiyor.

er kişinin bakiri ----> oğlan
dişi kişinin bakiri ----> kız
aynı şekilde kadın ve erkek de birbirlerine karşılık geliyorlar.
biz kadın ve kız kelimesini kaldırıp, erkeğin ve oğlanın karşılığı olarak bayanı kullanıyoruz. kadınların kızdıkları bu. çünkü bu şekildeki kullanımda kadının cinsel kimliği ortadan kalkıyor.

ha bu cevap bana yetmemişti, ben bayan kullanılmasının zararlı olduğunu düşünmüyorum. kaldı ki artık biz de erkeği herhangi bir cinsel kalıba oturtmadan 10 yaşındaki çocuk için de kullanıyoruz.

konuyu biraz yanlış anlamışsınız sanırım, rahatsız olanlar "kadın" kelimesinden rahatsız oluyorlar, kadın yerine "bayan" denilmesini istiyorlar, kadın kelimesini ayıp buluyorlar. Hatta bir ara hazırladıım bir anketteki cinsiyet bölmesinde Kadın Erkek yazdıı için İTÜ hocası prof tarafından bile eleştirilmişliğim vardır vakti zamanında, kadın denmezmiş, ayıpmış, bayan yazacakmışım. Oldu gözlerim doldu dedim ve uzaklaştım.

@sui, yanlış anlayan senmişsin gibi görünüyor daha çok :/ bi kadına bayan diye kitap edilebilir ama cinsiyetini söylerken bayan değil kadın denilmesi gereklidir. ayrıca ev hanımı değil ev kadınıdır doğrusu. eskiden ülkemizi dinciler doldurmadan önce herkes ev kadınıyım diyordu şimdi ev hanımı oldu.

ben kimi bayıyorum falan diye çıkışıyorlar.

ben bunlara ucuz feministlik, ucuz tepkisellik diyorum. böyle incir çekirdeğini doldurmayan, kimsenin bi tarafında olmayan meseleyi savunarak günlük siyaset ihtiyacını karşılıyor bazıları. bugün kadınlık onuru için savaştım diyor herhalde bu meseleyi sorun edenler. kadın da bayan da ve hatta karı koca derkenki karı da hakaret ve aşağılama içermeyen sözler; ama buna bi nigger muamelesi yapınca süper düper feminist, kadın hakları savunucusu oluyormuşsun gibi oluyor. ha kadına şiddet konusunda çıkıp eylem yapar mı bunu söyleyenler? yok yapmazlar.

işin kötü tarafı bu sayede kime ne diyeceğimizi şaşıracak duruma gelmemiz. ben şöyle bir bayanım diyen kadın da çok, hayır ben kimseyi baymıyorum ben bir kadınım diyen bayan da. teyze desen öküz, abla desen sapık, bayan desen kıro, kadın desen hayvan oluyorsun; kimseye yaranamıyorsun.

Şu meseleyi bir açalım mı? Benim gözlemlediğim şu, mesela muhafazakar kesimler özellikle kadın demekten sakınıyorlar, mümkün mertebe "bayan, hanım" vb. kullanıyorlar. Bu kişiler, kadın sözcüğünden rahatsız oluyorlar işte? Diğer kesim de (misal ben), bu çerçevede "kadın" yerine "bayan" kelimesinin kullanılmasından, hatta zorlanmasından rahatsız oluyorum.

Neyi yanlış anlamışım anlamadım, bi anlatıverin hele?

www.bayandegilkadin.com

eşim yok, dolayısıyla anne değil, ben de kadın değilim... amaaaa...

malt içecekler süt oranını arttırıyor, ayrıca tahin helvası ve çam fıstığı da... helva ve çam fıstığı kilo yapmıyor, avantajları var. bir de bol su iç.

bu kadar yeter. yazmıyorum sıkıldım.

edit : real in bira reyonlarında malt içecekler satılıyor.
bu da çam fıstığının resmi :)

www.ayferkaur.com

eskiden bira şişesi gibi şişelerin içinde (bkz: vitamalt) vardı. şimdi o ürün piyasada olmasa da eczanelerden royal malt isimli malt içecekleri temin edebilirsiniz. bir de bitkisel içerikli milk-plus diye bir içecek var.. onlar da sütü arttırıyormuş sütü alan anneler öyle diyor.

www.eczaonline.com(%C3%9Cz%C3%BCml%C3%BC).html

babak mağazalarında alkolsüz malt içecekler var süt arttırmak için.
ör: www.e-bebek.com

bir de lohusa şerbeti var tabi. özellikle çukurova yöresinde yapılanı pek işe yarar.
Fakat bunlar anneleri de şişirdikçe şişirir. Uzun lafın kısası eğer bebeğiniz emiyorsa sütünüz artar, emmiyorsa ne yerseniz yiyin, ne içerseniz için sütünüz azalır.

emziren anne, iyi ve dengeli beslensin, bir de bol bol su içsin, yeterlidir. kendi için ise, bol bol süt/peynir/yoğurt tüketsin, olmadı (doktora danışarak) kalsiyum desteği alsın.

@çaylak; malesef doktorların ısrarla "su içsen yeter" dediğine aldanma, su içmek yetmiyor. ben günde 4 litre su içiyorum, daha ne yapayım?

Ben denemedim, deneyeni biliyorum, işe yaradığı söylendi. Ben -daha önceki duyurunda da bahsettiğim üzere- Fayrouz'dan yarar gördüm.

Öte yandan, yine belirtmek isterim ki, merak etme sütün kesilmeyecek, yeter ki sen stres yapma, gerçekten. Çok sütlü çikolatalar olduğun günler dilerim.

@sui, fayrouz u ankar'da bulamadım:( regl olduğum için mi azaldı sütüm bilmiyorum, dün hiç yoktu, yedek sütlerle geçirdik günü, bugün iyiyiz ama. bakalım..

ral hipermarket e bak..

@pişekar ral nerde?

real olsa sanki daha iyi olacak... :) kız kardeşime tedarik etmiştim zamanında bolca..

realse tamam:)

maybelline max factor'ü döver. loreal kullanmadım.

max faktör hepsini döver bunların içinde. kalite farkı çok.

ne alacağınızla da alakalı biraz ama genel olarak max factor döver bence.

l'oreal kan çeker.

şöyle diyelim maybelline köpük fondöten ve loreal true match pudra kullanıyorum ikisinden de memnunum ama uzun süredir hep bunları kullandığım için değiştirmek istiyorum

max factor

hic anlamam bundan tamamen kapitalist benim cevabim.

yahu estee lauder daha çok döver, mac öldürür, kryolan siker atar biz de biliyoruz da ben bu 3ünü sordum.

marka değeri olarak max factor ancak maybelline güzel dupe'lar yapıyor, bir nars bir mac değil bunların hiç biri ancak genel olarak maybelline fondoten, göz altı kapatıcısı ve maskaralar iyi bulunuyor bu "beuty guru"lar tarafından.

"In the factory we manufacture lipstick, in the store we sell hope", Charles Revson.

Özetle üzgünüm abla (ya da abi), döver diye bir şey yok, hepsi yalan o işlerin.

sorunuzda hem yaşamalık hem de gezmelik yeri sormaya çalıştınız heralde. gezmek için karadeniz ve ege sahil şeridini geçmek çok güzel oluyor. iş yaşamaya gelince iş durumlarını da düşünmek gerekiyor tabii.

onun dışında daha önce köylerle ilgili sorduğum şu soru belki işe yarayabilir:

(git: 321506)

valla sehir hayatindan pek uzak degil ama izmir-urla derim ben.

ama o sahil kenarisindaki tatil yoresi degil de , urla icerdedir aslinda , onun etrafinda da koy tavuk kaz ucamayan kus cinsinden epey sey var.

ermanen; yaşayacağımız yeri seçmek için gezeceğiz köy köy kasaba kasaba duracak, tadına bakacağız.
harrage; urla'da bir dizi çekilmişti, çok sevmiştim ben de. mutlaka gideceğiz öncesinde görmeye.

ne guzel hayat. bize gulemedi.

sen gül hayata :)

adalar da olabilir. kuzulu koyunlu kısmından emin olamıyorum ama sakinlik ve yeşillik vaadettikleri kesin. bir de rahatlıkla istanbul' da çalışabilirsin vs.

Kesinlikle Ege. Madem 200 km.'lik mesafelere razısın, Bursa ve İzmir gibi iki büyük şehir alternatifin var. Onların ortasında bir yer olabilir. Ayvalık, Akçay, Altınoluk.
Aydın, Kuşadası civarı da olabilir.
Bir diğer alternatif de Çanakkale civarı ve Trakya.

Balıkesir Merkez'de Güney Marmara Kalkınma Ajansı var (Çanakkale'de de ofisi varmış) ve mühendis alımı yapıyorlar.

datcablog.com

urla.

yalova - terkos

Beypazarı (konaklarını) tavsiye ederim hem anadolu hem turizm kenti hemde heryere yakın biyer

bahar depresyonu. ben de müzdaribim aynı sorundan.

senin içine ölüm korkusu düşmüş bir kere, hacı..

yaşlandığını fark etmişsin...

o iş öyle, indirimli bilet alıyorsunuz zaten, haklı olan pegasus şu anda, sizin gibi 30 kişi daha tarih değiştirse zarara girer şirket

ne demek o iş öyle türk havayollarında öyle değil mesela 24 saat kalaya kadar bileti ücretsiz değiştiriyor

o yüzden Türk Havayolları'nın 300 tl'ye uçtuğu yere pegasus 100 tl'ye uçuyor. Bileti alırken kampanyalı değil esnek alsaydınız, değiştirme/erteleme gibi işlemleri gerçekleştirebilirdiniz.

pegasus'u bu kadar savunan çıkması beni hakikaten şaşırttı, fiyatları eleştirmem thy daha pahalı diyebilirsiniz ki ben aralarında hiçbir zaman ciddi bir fark görmedim ama bana hizmet vermediği, beni bir yerden bir yere götürmediği halde paramı almasını nasıl savunuyorsunuz onu anlamıyorum, hakikaten havadan para kazanmak bu

adam bana sezonda her şey dahil 49 tl'ye bilet satıyor ve değiştirirsem bunun ücretinin olacağını da biliyorum. dolayısıyla evet pgs haklı, siz haksızsınız.
bir daha pgs ile uçmayın bence de bize daha çok beleş bilet kalsın. hakkınızı thy ile uçarak korursunuz en güzel.
pgs çok kötü bir firma, su da paralı hem.
uçmayın siz.
valla.

valla ben sözlükte yazar değilim ama okuyorum sözlüğü; nedense, bana da çok ilginç geliyor bu okumuş etmiş adamlar niye böyle yaparlar diyorum, sözlükte pegasuscular ve pegasus sevmeyenler diye iki grup var ben bu iki gruba da dahil değilim, ben herhangi bir hizmet almadığım halde benim 76 liramı ne hakla alıyor diyorum bana bunu açıklayın ve nerelere başvurup hakkımı korurum bunu anlatın, bunu neye dayandırabilir ben bilet alıp 1 dakika sonra değiştirmeye kalksam yine benden para alıyor bunu açıklasınlar bana niye oluyor

arkadaşlar ben de yanılıyor olabilirim ama ben hakikaten anlamıyorum bana bir hizmet vermediği halde neden 76 lira alıyor, burada büyük bir haksızlık var, en başta belirtmiştim bir hafta önce de sorduğumda 76 liramı alıyorlardı bugün sorunca da 76 lira alıyor, normalde kendileri dinamik fiyatlandırma yapıyorlar ama müşteriye gelince bunu yapmıyorlar, benim pegasus'a verdiğim bir zarar vardır ama bu zarar bir hafta önce daha azdı neden hep aynı cezayı kesiyor ve bu ceza neden yüzde 76 oluyor, hizmet vermeden neden 76 lira alabiliyor

Pegasusu savunma savunmama meselesi değil ki, o biletin şartı öyle. Almadan önce de yazıyor, bu bilet değiştirmeye gelmez diye, bunu bilerek alıyorsunuz. Bilmiyorsanız da o bilet alırken "okudum anladım kabul ediyorum" denilen yeri işaretlediğiniz için biliyor sayılıyorsunuz.

doğru, ben ne tür bilet aldığımı bilmeden aldım, sonra da okudum anladım diye işaretledim bunlar tamam da, sizce bu doğru mu bana hizmet vermeden paramı alıyor ve bunu zamandan bağımsız yapıyor, ben bileti aldığım gün, aldığımın ertesi dakika iptal etsem bu bileti satmak için yeterince zamanı olmuş olacak ben onlara mani olmamış olacağım ama buna rağmen biletin yüzde 76 parasını alıyor burda bir adaletsizlik yok mu, bunu neye dayandırıp alıyorlar o kadar yüzdeyle parayı, arkadaşlar bazı şeyleri birbirine karıştırıyor olabiliriz ben sözleşmesini imzaladım ama bu oranı neye göre belirliyor ve böyle fahiş yüzde kesebiliyor bu adaletsizlik değil mi hakkımı nasıl ararım diyorum

Oran, fiyat vb. hepsi algısaldır. Fiyat dediğin şey, neredeyse hiç bir üründe maliyetle alakalı değil ki, burada olsun. Yani 75 ml parfüme 300 TL verirken onun fiyatını da aynı şekilde sorgulayabilirsin. Pegasus'un, bilet değişikliğinde kestiği 76 TL'yi de aynı şekilde. Yani nasıl anlatayım sana canım kardeşim, bu bi sözleşme tamam mı üretici ile tüketici arasında. Fiyat da bir sözleşme, parfüm üreticisi diyor ki sana bu 75 ml kokuyu veriyorum, fiyatı da 300 TL'dir, sen de diyorsun ki, bu sözleşme benim için OK'dir, al 300 TL'yi ver 75 ml'mi. Sen de pegasusla aynı şeyi yapmışsın, demiş ki sana, bak bu bilet 100 TL'dir, avantajı THY'ye göre ucuz olmasıdır, dezavantajı değiştiremezsin, deiştirirsen paranın tamamını geri ödemem. Sen de demişsin ki, OK, anlaştık. Hakkını arayacağın bir şey yok, çünkü hakkın yok.

Bana diyeceksin ki, parfüm örneği aynı şey değil, çünkü adam orada bir şey alıyor, ben hiç bir şey almadım. Değil. Orada adam bir çay bardağı kokulu su alıyor. Sen x tarihinde A şehrinden B şehrine 100 tl ye uçma hakkını aldın. Bugün tarih x değil ve fiyat da aynı değil artık. O hakkı x tarihinde almıştın şimdi gitti.

Google it: dynamic pricing.

www.flypgs.com

Burada bilet sınıflarına göre listelemişler iptal ücretlerini.

sık uçamya yeni başlayanların başına gelen sıkıntılardan biri. böyle böyle öğrendik biz de..

geçmiş olsun..

benim bildigim butun biletin parasini aliyorlar, geriye kalan 24 lira da vergiler; onlari cukkalayamiyor.
bu bilet iptalinin olayi dunyanin her yerinde boyledir, cukkalarlar parani :).
su bakima haklilar tabi; adam sana 1 ay önceden alinca 40 liraya bilet veriyorsa bunun sebebi erkenden almaniz ve onlarin planlama yapmalarinin kolay olmasi, giderlerinin azalmasi vs. siz bunu istediginiz gibi degistirebiliyor olsaniz bu adamlarin 1 ay önceden bileti ucuza satmanin anlami kalmaz. Yoksa ben belki giderim diye paso bilet alirdim 1 ay sonrasina :).

He tum parayi cebe atmalari bence de biraz ayiptir. Ki cogu zaman benim yerim doldurulacak ve daha da pahaliya satilacak. Giderek degerinin dusmesi gibi bir sey olabilirdi belki ama yok; gunumuzde bu isler boyle yuruyor. Sadece ulasimda da degil. Ucaklarin sahibi de onlar oldugu icin yapacak bir sey yok galiba :)

her ucusta senin gibi 30 kisi cikip biletini oteletse o ucak bos ucar. bos ucan ucak zarar ettirir. ee peki bu durumda pegasus'un zararini kim karsilayacak acaba diye dusundunuz mu hic?

bu uygulamayi thy dahil bircok operator uyguluyor. nihayetinde havada durup bos koltuga yolcu alacak halleri yok. sana revize ettigi koltuk bosa ciktigi zaman bu koltugu doldurup dolduramayacagi garanti degil. sen biletini iptal ettigin icin o koltuk bos ucabilir. bir operator icin ucusun doluluk orani cok onemlidir ve kar/zarar oranlarini en cok etkileyen hususlardan biridir.

Sizin yaptığınız kaçırdığınız uçak için ücret iadesi talep etmeye benziyor. Sonuçta o durumda da hiçbir hizmet almamış oluyorsunuz.

bildiklerini paylaşan arkadaşlara teşekkür ederim. ayrıca şunu gördüm, bazı arkadaşlar firmalarla olan sözleşmelerini öylesine benimsemişler, firmaları öylesine analiz edip içselleştirmişler ki firmaların haklarını, bu durum beni çok umutlandırdı, eminim ki bu arkadaşlar kendi haklarını da firmalara ve başkalarına karşı kuralların sınırları içinde sonuna kadar savunuyorlardır ve bizler de bu arkadaşların gayretleriyle daha medeni, daha adem-i merkeziyetçi bir toplum olacağız. tüketici hakları derneği'ne de sormam lazım en baştaki sorumu, iyi çalışmalar

@lllllllllllllllllll; şu an olan şu, siz denk gelmiş, ya ucuz diye ya da bilmem ne şekilde almışsınız pgsden bileti, ama ilk kez aldığınızda bile olsa orada yazan esnek bilet vs çeşitleri görüp nedir diye bakmanız lazımdı, sizin aldığınız biletin değişim durumu yok ki ilk aldığınızda o fiyata alabilmişsiniz...

ve evet, ben pgs harici bir havayolu şirketinde çalışmama rağmen, pegasus olmasa türkiyede uçamazdık, bu kadar net, daha yüksek olurdu şu an zaten yüksek olan diğer firmaların biletleri...

konu kapanmis ama ya arkadas niye kimse anlamadaki @lllllllllllllllllll arkadasi, herkes "okusaydin olm sartlari" diye cikisiyor.

adam(?) zaten kabul ediyor yasal olarak haksiz oldugunu, onun bir yerlerde yazdigini. Sorguladigi sey bireysel tecrubeden cok genel olarak mantalitenin dogrulugu(yani duyuruda olmasa da cevaplarda). Adam haksiz bile olsa ne bu saldirganlik arkadas?

@natnan: sevgili natnan kardeş derdime çok güzel tercüman olmuşsun, kendimi anlatamadım heralde arkadaşlarıma. ama firmaları cansiperane savunan bu arkadaşların varlığı beni çok umutlandırdı, eminim ki bu arkadaşlar insani değerleri, zalimin karşısında mazlumu, haksızlıklara karşı adaleti de böylesine cansiperane savunuyorlardır, yoksa sadece bir firma için böylesine bir savunma yapmazlar, karşılarındakinin de onlar gibi bir sade vatandaş olduğunu unutup hırçınlaşmazlar. ilgin için teşekkür ederim, iyi çalışmalar

ikinci resim 3. ya da 4. bence.

bilek kalınlığına da bağlı olmak üzere sağ-4'ü iyi buldum.

www.eksiduyuru.com

yuto +1

sağ 2-4

sağdaki resim 2 veya 4

ben basitlikten yanayım. birinci resim sag üstteki basit kanatlar hoşuma gitti.
p.s. yaptırınca da bi resim atarsın artık. o kadar yorum yaptık klavye eskittik :))

@mustancu okdir . sonuçlara bakınca ben de 2. resim 4. ye karar kıldım. biter bitmez resim atarım ;)
sağolun gençler.

sanırım yanlış anlamışsın. Spesifik olarak şu insan için test yapın dersen öyle bir para istiyorlar, yani ben iliğimi yalnızca x kişisine vermek istiyorum, uyuyor mu bakın dersen. Yok türkiyedeki belli hastanelerde donör bankasına kaydolmak istiyorum dediğinde ücret yok. Ankara'da ibni sina, istanbul'da çapa, izmir de ege üniversitesi. Bu Gamze Akbaş ile ilgili mevzu olunca okudum oralarda bayağı ayrıntılı bilgi var:

gamzeakbas.blogspot.com

yanlış anladınız sanırım sorumu. yani benim kendi cebimden çıkacak parayı söylemedim. ben donör bankasına kaydolduğumda benim iliğimle uyuşup uyuşmadığını test ettiklerinden ve hastanın cebinden çıkan paradan bahsettim.

Süt için mi?

Ankarayı bilemem ama İzmir'de büyük kipalarda bulunabiliyor, onun haricinde çok zor. Genel olarak raflarında bulunduruyorlarsa Kipa'da olması olası diyorum.

çok uzak değilse bilkent real'de vardı ama son zamanlarda dikkat etmedim hala satıyorlar mı.

@sui, evet süt için. ben ne kafar artırırsam oğlum da o kadar iştahlanıyor. En son fayrouz u okudum, başka önerin var mı?

Fayrouz. Hatta sözlükte bir yerde de önermiş olabilirim, gerçekten fark ediyor. Ama en önemlisi iyi dinlenebilmek, en az bir 5 saat kesintisiz uyuyabilmek gece, ilk blokta en azından, tabii bu maalesef senin elinde değil. Bi de süt konusunda sinir stres yapmamak "eeeeh yetmezse yetmez mamayla beslenen büyümüyor mu kaaardeşim" rahatlığında olmak, hatta çok sıkıldığın stres yaptığın günlerde, bir 60 ml çakmak gerektiğinde. Ben oğlanda çok stres yaptım, anca 10 ayı gördüm (gerçi hıyar kendi bezdi), ikincide hiç sallamadım, hatta 15 günlükten itibaren beslenmesine gece yatmadan önce bir 60 ml mama öğünü ekledim, 1 yaşı geçti yeni hala devam ediyoruz. Canını sıkma, stres yapma.

10 ay benim için hayal gibi şu anda:) Daha 3 ay bile olmadık, hem emziriyorum hem sağıyorum ben verdikçe oğlum alıyor:) Evet, gelişimi çok iyi, ben de kendimi yarın bile kesilse en azından ilk 3 ay anne sütü aldı diye avutuyorum:)

Cohen?

Mark lanegan fena degildir.. bi de orson welles'in seslendirdigi bi sarki vardi..

mazhar alanson???

Stok durumunua göre kitapyurdu.com iyiydi eskiden.

fiyat karşılaştırması açısından dnr'a da göz atmanızda fayda var.

hep idefix kullandım.

ücretleri açısından fikir vermesi için; kitapmetre.com

ben hangi kitapları alacaksam en ucuz nerdeyse ordan alıyorum. en son nerden sipariş verdim hatırlamıyorum bile. ama rekabet oldugu ıcın herkes işini iyi yapma peşinde, özellikle daha az tanınan siteler. ne güzel ayraçlarım falan oldu mesela.

yeni çıkan evekitap diye bir site var, kitap fırsatları adı altında çok uygun fiyatlara satış yapıyorlar. ben kullandım, siparişlerim 2 gün içinde bana ulaştı.

www.evekitap.com

www.eksisozluk.com

www.evekitap.com

olur öyle.

kesinlikle durumunuz murphy lik.

babadan oğula nesil bunlar hacı takma sen. sırf ibnelikten yapıyorlar.

şu an çalıştığın yer fake olarak yapıyormuş meğersem... bakalım satacak mı diye. vay vay vay babom!

(bkz: iş işte eş eşte bulunur)

Böyle bi laf var efendim :)

e haberleşme sistemi var hususi. her eleman alan giriyor adını soyadını; onun cv'si neredeyse yapıştırıyor olumlu cevabı. bakalım çalışan sadık mı, ilk teklife atlayacak mı diye?

tam da burada pazarlama yüksek lisans tezini yazmaya çalışan ve her türlü gönüllü yardım-yataklıkları seve seve kabul edecek birisi var! :)

pazarlama doçentiyim, buyur sor. Buyrun sorun hatta :)

asitli içecekler işe yarıyordu sanırım.

olm ben öyle çözmüştüm lan beğenmiyon da.

ağızda çıkan yaralar için mürekkep gibi bir ilaç vardı eczaneye sor verir sanırım
@zaraeta sorma bende reçete yazdım ama tık yok :))

yediklerinize dikkat edin.

soğan ye. sarımsak ye. asitli içeceklerden uzak dur.
ilaca gerek yok.

gündüz m nin dediği ilaç muhtemelen pyraldine. pek bir etkisi olmaz.

halen orada duruyorsa acile gidin çıkartsınlar, bir ay önce eşimin başına geldi.

kahve-şarap

kan, kına, pas

nar lekesi, güneyliler iyi bilir.

çim ama OMO ile kirlenmek güzeldir.

Pas lekesi

sivilce lekesi :(

sentetik boya

ben de bahsi nara yatırıyorum.

kirmizi lahana
(canim tursu cekti iyi mi)

siyah dut efem

bildiğim kadarıyla kan. bulaşıkta da kurumuş yumurta. bi de krep hamurunun karıştırıldığı kap, bi de pilav. zaten yumurta da pirinç de yapışkan olarak kullanılıyo. böğürtlen filan da fena boyar. nar da.. hem kumaşı hem eli. bi de pancar.

saç boyası. çıkmaz.

namus lekesi :P
(her türlü demişsin hacu)

ümit yaşar oğuzcan-ayten le açılışı yapayım

Attila İlhan - Zeynep. Alfabetik olarak bir baştan bir sondan gidersek daha iyi olur diye düşündüm :D

elsanın gözleri-louis aragon
pirayeye mektuplar-nazım hikmet demeden de geçmeyelim.

özdemir asaf - lavinia

fahriye abla vardı

Aysel Git Başımdan-Attila İlhan

(bkz: anabel lee)

www.eksisozluk.com

kadın

sorun: trafik
çözüm: metro ağının artırılması.
gayet basit.

cuma akşamı e-5'de herhangi bir üst geçite çıkıp trafiği çekin. araç sayısı vb. konuda 3-5 cümle etsin. bir de metro'da video çekin. istanbuldaki toplu taşımanın yetersizliği ile 3-5 cümle etsin. bitti gitti.

çevre kirliliği
trafik
göç
işsizlik
hoşgörüsüzlük

çocuklar için güvenli oyun alanlarının azlığı daha uygunmuş gibi geldi ama yaşına.

iphone'la çekip direkt atın dosyayı cd/dvd'ye. öyle avseq.dat'a falan çevirmekle uğraşmayın.

@deneme vallahi elimde olsa, "bana ne ulan yapın kendiniz" derim de diyemiyorum işte. kendi kardeşimin ödevlerine bile yardım etmemiş, "kendi öğrensin" demişimdir. ama işte bu seferlik bunlara bir yardım etmem gerekiyor, elim mahkum diyeyim gerisi uzun hikaye.

bir kent pazarına gidip fiyatları çekin. bir iki satıcıyla ve teyzeyle "çok pahalı de mi?", "evet çok pahalı" muhabbeti çevirin. yeterli olur bence.

toplum içindeki sorun olarak 5. sınıf çocuklarının video çekmesini gerektirecek gerzekçe performans ödevlerinin verilmesini ve bu ödevlerin nihayetinde anne-baba-teyze vb. tarafından yapılmasını konu alan bi video çekin. 5. sınıf çocuğunun aslında yaşıtlarıyla güvenli alanlarda ve mümkünse açık havada oyun oynuyor olması gerekirken, görebildiği yegane açık alanın balkon olduğu ve onun haricindeki zamanlarda bi zikine yaramayacak ödevlerle çocukluğunu heba ettiği mesajını da araya sıkıştırırsanız süper olur.

ödevini kendisi yapsın, yapabildiği kadar, burada bize sorduğun soruyu kendisine de sor, o da düşünsün, sadece yol göster, yardım et

marmaristen direk üreticiden %100 doğal çam balını 15liraya alırken neden 100liraya 4kilo alayım ki.

ibiş +1 marmariste biz de alıyoruz çok lezzetli.

o ballara güven olmaz
hiç bulaşma pahalı çünkü bal mümkünse direk
üreticiden almak lazım
15 liralık balda da şeker yedirmiş olma ihtimali yüksek

üzülerek söylüyorum üreticiden 15 liraya şu markadan 25 liraya, bu fiyatlara orjinal bal bulmak mümkün değil, ya glikoz şurubu eklenmiştir, ya arılara şekerli karışım verilerek dolaylı yoldan arttırılmıştır bal miktarı, bir balcının kar edip de 15'e 25'e bal satması mümkün değildir, katkısız bal maalesef 40-50 liranın altına zor olur, zaten satılan balların %95'i katkılıdır, siz bakın hangisi lezzetli geliyorsa onu yiyin,

yuh icemanr 15 tl demiş hiç dikkatli okumadım ben onu :)
biz 200 e falan alıyoruz koca bi teneke köylüden

biz rizeliyiz hakiki cam bali üretiyoruz o fiyatlara bal olmaz!

Biz, çok güvendiğimiz çiçek balını üreticisinden 55-60 liraya alıyoruz. Almanya'da Bal Analiz Enstitüsü, Türkiye'de Ege ve Hacettepe üniv.den alınmış belgeleri var. Kafkas arıları kullanılıyor.

Ekleme olarak: Kafkas arıları dili en uzun arı cinsi olduğu için çiçeklerin her bölgesindeki nektara ulaşabilmekteymiş.

almadım ama yedim. ben kestane balı yediğimden bana aşırı tatlı ve suni geldi, piyasadakilerin bir eşi işte.

www.sikayetvar.com

Benim anne tarafı giresunlu babaannem de giresunlu dededen bişeyler kaldı vakti zamanında babaannem doğup büyüdüğü topraklarda kalıyor senenin 4-5 ayı 1 yeni doğan arı kovanı satın almışlardı 2-3 sene önce zaten ilk sene pek bişi olmadı 2. sene baya bal yedik ama bende kendimiz üretirken öğrendim, normalde arı balı sen ye diye yapmıyor kendisi yemek için yapıyor yazın çalışıyo kışın soğukta vs. çiçek yok ortam koşulları vs.vs uzatmıycam sen arının kendine yaptığı balı alıyosun hayvana aç kalmaması için bişiler vereceksin zaten yoksa ölür. oda şeker işte sen kovandan 1 kg bile bal alsan o arılara seneye yetmiymiycek o bal aç kalcaklar. işin özü bizim kendi arılarımız bile şeker yiyordu ama çok az 1 kovandan alınan verimin yarısından azını alıyorduk kala balı geli arılara bırakıyorduk üstünede şeker veriliyodu mecbur çünkü yetmiyor o bal arıya. maliyetini söyliyeyim kendi arımızın kiloya böldüğünde maliyeti 20 tl ye yaklaşıyordu sonra bizim arılara bakan adamla yer kavgası oldu (ev yapıyorduk köye :D) o sene arılar öldü. ortaklı bozuldu :D :( o tadı balderesinde bulmak mümkün değil.

ben almam onu. öyle bal işine girip şekerli su eklenmemiş balın ticaretine girse biri kesin köşeyi döner. bu kanayan bir yara milletin bağrında :(

Birde mesela köylü vatandaşlar kendi aralarında bal tereyağı bal çökelek bal yoğur falan takası yaparken bile balın kilosunu 30-40 dan sayıyorlarmümkün değil yediğiniz balların gerçekten güzel ve kaliteli bal olması.

yüzde yüz katkısız doğal balı kilosu 80 den aşağı alamazsınız. ama bu saf bal da şifadır, söyliyim.

olur, bu mümkün gibi geldi bana.
şöyle de düşünmek lazım bula bula seni mi buldu? kanımca yalan

mümkün

kesin yalandır. milyarda bir olur öyle.

bizim kadir vardı. mümkündür bunun olması.

olur. ben yaptım.
okula erken başladım. liseyi 3 yılda bitirdim. ilk öss"de kazandım. 20'de üni'yi bitirdim(4 yıl) ve aynı sene yüksek lisansa başladım. aynı hızla gitseydim prof. olurdum ama doktora bitmedi hala. :/

olur. birçok arkadaşım var. 3 yıllık düz lise okuyup, sonrasında 4 yıl üniversite okuyanlar (belki bir de erken başlayanlar) yapabilir.

not: liseler 4 yıl ama dimi artık?

19 yaşında üniye başladığımda sınıfta 16 yaşında bi kız vardı. mümkün. sinir bozucu ama mümkün..

31 yaşında profesör olmuş insan tanıyorum, mümkün

şu an 22 yaşında olduğumu ve üniversitedeki 6. yılım olduğunu var sayarsak, olabilir. neden olmasın..

Eşim liseyi 17 yaşında bitirmiş ama hazırlık okudu, ünv. çift anadalla 3,5 senede bitirdi. Olur gibi görünüyor.

burada oldukça hoş 1 sayafaya sığdırılmış cv örnekleri var bakabilirsiniz

jobmob.co.il

burada da alternatif tipler var, bunu öylesine ekliyorum

www.web3mantra.com

2 sayfayı geçmesin ve gereksiz bilgilerden olabildiğince arındırın. profesyonel bir kişinin, tecrübeli bir adayın cv'si 1 sayfayı geçer zaten. deneyimlerinizin ayrıntılarını yazarken en çok öne çıkarmak istediğiniz ve başvurduğunuz pozisyonu/şirketi en çok ilgilendiren noktaları belirtin.
sıralama da şöyle olmalı

Kişisel Bilgiler
Deneyimler
Eğitim Bilgileri
Diğer (Sertifikalar, Özel Eğitimler, Yabancı Dil ve Bilgisayar Bilgileri)

1 sayfa olayı gereksiz herşeyi yazmayın diye. yoksa çok taşaklı adamlar var web sayfasından bakıyon cvsine print etsen cilt cilt kitap olur. bu adama tek sayfaya sığdır desen küfrü yersin.
kısa ve öz olmalı adam 100 tane cv ye bakarken senin yaptığın stajında staj arkadaşınla girdiğin futbo muhabbetini okumak zorunda kalmamalı.

"kişisel bilgiler, doğum tarihi, deneyimin vs üstünde oluyordu değil mi?"
evet.

deneyimlerde günceldenden eskiye doğru

bu arada çok fazla bildiğimden değil ama biz böyle gördük.

az deneyimliysen ya da hiç deneyimin yoksa 1-2 sayfa makul, özellikle de çok sayıda kişinin başvuracağı ve işverenin CVlere hızlıca bir göz atacağı durumlarda. Yoksa 1 sayfa diye bir şart yok, benimki 16 sayfa misal.

Ayrıca benim katıldığım bi seminerde kişisel bilgileri en altayazmayı tavsiye etmişlerdi, deneyim ve eğitim en önde olmalı ilk onlara dikkat çekilsin yoksa kimse sizin evli olup olmadığınızı adresinizi merak etmiyor gerekçesiyle... bilemedim.

normal olan uygulama. tahminen 10 kusur seneden azdir deneyimin. ilkokulunu,liseni yazmana gerek yok. o sadece seni mulakata cagirmalari icin var olan bir sistem. yani eski olan seyleri git gide cvden cikarman lazim. adres,email, okul ve is deneyimleri. soyle dusun o adam belki haftada yuzlerce okuyor. seninkine niye bir sans versin ki? hayat hikayenle ilgilenmiyor adam. adini en basa yaz. dogum tarihine gerek yok. eger yeni mezunsan okul once, is sonra yazilir. ortalaman dusukse cv'ye yazma.

hangi şekilde olursa olsun başkasının hakkını yiyen kötüdür.

kötü insan yoktur. yanlış insan vardır, ama onun yanlışlığı da sana özeldir. yani bi adamın cinayet işlemesi senin için "kötü"dür -aslında yanlıştır.- ama bi başka adam der ki "karşısındaki hakketmiş kardeşim o da öyle yapmasaydı öldürmezdi" falan gibisinden.

yani kötülük gibi bi yargım yok, yanlışlık var ama bunun bana özel bi düşünce olduğunu biliyorum. ya çok karışık anlattım ama bunun gibi bişey.

çok düşündüm . kötülüğün tanımını yapamadım .

otobüste yer vermeyen insan

işin özünde kötülük diye bir şey yoktur. iyilik-kötülük, doğru-yanlış vs. bunlar insanların kendilerinin türetmiş oldukları yapay kavramlar. hatta kötü diye birşeyin gerçekten varolmadığını da şöyle ispatlamaya çalışayım; mesela bir kültürde çok kötü olarak adlandırılabilen bir şey, başka kültürde çok çok iyi olarak varsayılabiliyor.. şimdi aklıma gelen örneği, kurban kesmek mesela. müslümanlarda çok çok iyi bir şey bu değilmi? oysaki başka bir kültürde kötülüğün belkide en saf örneği. iylik içinde bu şekilde düşünülebilir.

kültürler dedim ama, olay aslında bireyden bireye göre bile değişiyor. şimdi her bireye göre değişebilen bir şey gerçekten varmıdır? o halde iyi-kötü diye bir şey yok.. bu işin en derin kısmıydı

bir de şu şekilde düşünelim;

2 kişi var.
a kişisi: dedikodu, küstahlık, kibirlilik gibi durumları yapan birisi. hatta bunların hepsini karıştırıp ortaya ateşli bir şekilde bir şey çıkartarak yapan, toplumun "en kötü" diye varsaydığı bir birey.

b kişisi ise: yukardaki bireyin yaptığı şeylerin hiçbirini yapmaya gerek duymadan 1. örnekteki insanın yaşadığı hayattan çok daha fazla haz alarak ve çok daha az şeye ihtiyaç duyarak yaşayan insan.

şimdi a kişisi kötüdür. b kişisi iyidir. şeklinde bir sonuç çıkyor ortaya. oysaki yanlış bi sonuç bu. çıkartılması gereken sonuç şu olmalı; a kişisi, henüz gelişim aşamasında olan, hata yapan, sürekli hatalarına devam eden bir kişi ve büyüyen bir birey. en güzel terimiyle adlandırmak gerekirse "ilkel" birisi.

b kişisi ise, aynı şeyleri (kibirlilik, küstahlık vs. vs) yaparak, bunların anlamsızlığını görüp, yapmaktan vazgeçmiş, nitelikli, gelişkin bir kişi. en güzel terimiyle "çağdaş" birisi.

burada göstermeye çalıştığım, iyi yada kötü'nün varolmadığıydı.

şu soru akla gelebilir: e herkes böyle çirkin şeyler yaparak mı gelecek o güzel insan olma noktasına ?

-hayır. çünkü kişi bunları kendi kendine öğrenmeye kalktığında bu uzun ve başarısızlıkla sonuçlanma olasılığı yüksek bi uğraş olmaktadır. bireyin ailesidir ona o nitelikleri göstermesi gereken. göstermek dediğimiz burada, öyle sözle olan şeyler değil tabi. bizzat model olması gerekmektedir.

samimi olmayan insandır, kandıran insandır.
hırsızlık haklı olabilir; ancak cinayet, tecavüz direkt kötülüktür.
yani bir diğerine zarar vermediğin sürece kötü insan olamazsın (diğerleri için).
yalnız bir de kendine kötü olmak var, o da kendine fiziksel ve psikolojik/duygusal zarar vermekle oluyor.

kötülük bence insanın kendine yakışmayanı giymesidir.

bence, etik olmayan şey kötüdür.

Bana yapılmasını istemediğimdir.

Apartmanın girişine yazı asmışlar "bugün şu saatler arası su kesilecek" diye. Annemin ertes günü misafiri vardı. Evde kesin temizlik yapılacak. İşe gider gitmez aradım söyledim. İş arkadaşım "sana ne yahu, kendi sorunu" dedi. Kötü işte, bildiğin kötü!

başka insanların temel hak ve özgürlüklerini engellemek kötülüktür.

"Zayıflıktan doğan herşey" demiş Nietzsche. bencede öyle.

ingilizceniz varsa ingilizce edisyon kesinlikle. zaten hobbitin dili de ağır değil, çocuklar için yazılmış olduğundan.

dondurulmuş olur dersen büyük marketlerde var

büyük marketlerin manavlarında da dondurulmamışları var.

bond of trust

gördüm, ama bu insanlar ya sistem karşıtı, insanların bayağılığından şikayetçidir, ya sosyal fobileri vardır ya da bilimum kişisel problemleri olabilir.

Bunlar haricinde, çok iyi okullardan mezun olmuş insanlar iyi yönlendiriklerinden mütevellit, iyi yerlerde çalışırlar %95 oranında.. yani bence

haberlere çıkmıştı boğaziçi bilgisayar mezunu biri, pazarda hammallık yapıyordu.onlarca yüzlercesi vardır...

okumak cehaleti alır, eşeklik baki kalır diye boşa dememişler :)

evet. türkiye şartlarında gayet normal.

ayrıca boğaziçi mezunu da olsa öküz öküzdür o da ayrı bir konu. adamın üniversitede yaptığı tek iş ders çalışmak olmuş falan filan vesaire başka etkenler de var da işte öyle yani. öf sıkıldım.

adama bakar genelde belli bir zümreye mensup olacaksın liyakat sıfır

bırak görmeyi kendim oldum lan. ilk 100'de 3 dereceyle, boğaziçi işletme mezunu olup aslanım kaplanım diye zıp zıp zıplarken 2001 krizinde işten atıldım, burnum sürtüldü, pırıl pırıl oldum, ne diyorsun :D

galiba "ufaklık"mış.

bugun onunla ilgili bir duyuru vardı ptt demişlerdi cevaplarda gözlük 6 tl imiş hatırladığım kadarı ile

ptt.

Minitab veya spss işinize yarayabilir.

direkt spss.
çok zor değil fakat kullanmayı bilmek gerekiyor.

Minitab cunku dosya boyutu SPSS'e gore daha kucuktur diye tahmin ediyorum. Analiz yontemi icin de One way ANOVA. Minitab sitesinde dokuman ya da youtube'da bir suru video bulabilirsiniz.

ANOVA olmaz buna. İki veri arasındaki (Yani birinci numunenin 1. ölçümü ve 2. ölçümü) arasında fark bakacaksan Paired samples t-test, yok arasında ilişki bakacaksan korelasyon. Verinin parametrik olduğunu varsaydım.

cevaplar için öncelikle teşekkürler.
basit iki sonuç olduğu için (excel kullanarak) korelasyon dışında yöntemleri değerlendirme imkanı yok sanırım
@sui, bu yöntemde sonuçların değerlendirilmesinde bir matematiksel model elde edebiliyor muyum?

aslında benim yaptığım bir nevi kalibrasyon, cihazdan okuma yaptığım zaman kimyasal analizlerde gerçek değerlere %4-5 arasında farklılık çıkıyor. kısaca, sonuç hatasını ortadan kaldırmak

@sui istatistik calismiyorum dolayisiyla hatali olabilirim fakat aklima bir sey takildi. vaktiniz oldugunda bir sekilde cevap gonderirseniz sevinirim.

numune alma isleminde daha buyuk bir numuneden iki farkli olcum icin iki kucuk numune alindigini varsaydim ben. boyle olunca olcumleri ayni kucuk numune uzerinde gerceklestirmedigimizden, iki olcum grubunun birbirleri ile iliskili olup olmadigina bakmak icin ANOVA kullanmak gerekmez mi?

@maltiner o halde regresyona bakabilirsiniz. cihazdan okuma yaptiginiz degeri kullanip kimyasal analiz sonucunu veren bir denklem bulmak o sekilde mumkun olabilir. fakat o denklem sadece o veri seti icin mi gecerli olur yoksa genelde de kullanabilir misiniz bilemiyorum.

regresyon yapacağım zaman elde edeceğim sonuç benim işimi görmez diye düşünüyorum. burada bağımlı yada bağımsız olarak atayabileceğim değişken yok (yada ben öyle düşünüyorum). elde edeceğim tek bir matematiksel model ile numunenin içerdiği tüm kimyasal elementlerin oranında bir değişim olmaz. numunenin içindeki kimyasal bileşimlerin hepsini kullanarak tek bir kimyasal bileşiğin miktarını tahmin etmek işimi görmez açıkcası..

ben excel'i açıp, iki sonuçtan da elde edilen kimyasal analizleri teker teker (Al2o3 için, Fe2o3 için, MnO için vs.) birbirleriyle kıyaslayıp, aralarındaki korelasyonlara bakarak bir matematiksel formül elde etmem en iyisi diye düşünüyorum.

yanılıyor muyum?

benim anladığım kadarıyla iki farklı numune (örneklem, sample) yok. aynı örneklem üzerinde iki farklı ölçüm var. yani şöyle:

1. numune - 1. ölçüm 2. ölçüm
2. numune - 1. ölçüm 2. ölçüm
.
.
.
.
100. numune - 1. ölçüm 2. ölçüm

arkadaş bu birinci ölçümler ile ikinci ölçümler arasında fark var mı onu merak ediyor. di mi? birinci ölçümlerin aritmetik ortalaması (meani) ile ikinci ölçümlerin aritmetik ortalaması arasında istatistiki anlamlı bir fark olup olmadığını bulmak için paired samples t-test yapması gerekir.

eğer testin sonucunda anlamlı bir fark bulursa (significance değeri 0.05'ten küçük gelirse), o zaman meanler arasındaki yüzdelik farka bakıp, "evet bilader bu cihazın ölçümüyle elle ölçüm arasında yüzde şu kadarlık anlamlı bi fark var ortalamada, kalibrasyonu buna göre yapalım" diyebilir.

matematiksel modelden neyi kastettiğinizi anlamadım, regresyon buna olmaz gibi.

@dahiçocuk, ANOVA için birbrinden farklı ikinin üstünde kategori olması lazım, eğer aynı numuneler üzerinde 2şer ölçüm yapıldıysa o zaman yukarıda dediğim gibi olmalı.

Ha eğer şöyle olsaydı, diyelim ki numuneler iki farklı şey olsaydı, atıyorum A marka ampul ve B marka ampul, her marka için tek bir ölçüm aldınız. Markalar arasında ölçüm farkı var mı diye bakacaksanız o zaman independent samples t-test yaparsınız. İki kategori olduğu için. Eğer ikiden fazla kategori varsa (yani mesela bir de C markası var), o zaman independent samples t-test yetmez (çünkü o sadece iki kategoriye bakabiliyor), o zaman ANOVA yaparsınız.

Bunların olması için ayrıca ölçüm verilerinizin paremetrik veri olması gerekir (yani mesela saat ömür, boy, kilo, likert tipi veri, yani sürekli veri olması gerekir)

Yok eğer ölçüm veriniz de kategorikse (yandı-yanmadı vb. gibi), o zaman > ki-kare.

İstatistikçi değilim, hayır. Bi de bi Allah kulu 2SLS Regresyon sorumu yanıtlayamadı ya, neredesiniz istatistikçileeeeer!

bence de t test olacak.

sui efendi pek doğru söylemiş. paired sample t test yapılması gerekir, uygun olur.

@sui ayrıca 2sls regresyon ile ilgili sıkıntı nedir? söz vermemekle birlikte belki bi yardımım dokunabilir. :) ama bildiğim kadarıyla türkiye'de hiçbir istatistik bölümünde 2 sls regresyon anlatılmıyor, öğretilmiyor. Belki master ya da doktora programlarında olabilir. zira yapısal eşitlik modelleri özelleşmiş bir konu :)

kalman filter kullanip sonculari duzeltebilirsin

kadinlarin yuzleri yok.

*

bence sol resimde kolların kalınlığı eşit değil.sol kol daha kalın gibi. sağdaki resimde ise kolun duruş şekli ve kalemi tutuşu.

sağdaki fena değil. soldakinde ise boyun daha çok gölge istiyor. omuzlar o kadar çıkıntılı olmamalı, daha düşük olmalı.

sagdakinin kalem tutusunda bi tuhaflik var. ya kalem cok uzun. ya serce parnagi. bilemedim

sol resimde omuz mesafeleri eşit değil. sağdaki daha kısa. göğüsler biraz yukarda kalmış. bir de boyun çok sırıtıyor.

sağ resimde kalem tutan el sorunlu. bir de sırt ve bel çok düz olmuş. biraz kıvrım olmalıydı.

2. resimde bayir asagi bi oturus var gibi. minder egik bir duzlemde sanki. ayni resimde kadinin sag kolu baskasina ait gibi diger kolu ve ustundekilerle ayni tona sahip olmali bence. bir de radyatorle sirt arasi ayrica bacakalrin alt taraflarinin daha koyu golgeli olmasi gerekmez mi? isik cok homojen gibi gelde bana.

bunlari cizerken olabildigince dogal ve gercekci olmasi amaclaniyor degil mi? ben ona gore cevaplar veriyorum cunku.

acilin ben eski gsfliyim.

solda dirsek mesafesi sorunlu. boyun cizgisi de o sekilde inmez. boyun cizgisi icin burun hizasinda bir referans cizgisi alabilirsiniz, isinizi kolaylastirir.

sutyeni memeyi oyle gostermiyorsa gogus mesafesi de dar gorunuyor o kafaya gore. kollarin formu da biraz ozensiz. arastirma cizgileriniz guzel golge yapmis, golgelendirmeyi kolaylastirir o.

sagdakinde bacak sakat. eller kucuk gorunuyor. biraz rahat cizseniz, iskelet olusturup uzerine oturtsaniz bedeni pek kolaylasir isiniz. kolda mesela iskelet olsa kol kivrimlari belli olur.

yukarıda söylenenlere ek olarak, sağdaki kadının kolu kısa. O şekilde kalem tuttuğunuzda, dirseğiniz yaklaşık bel hizasına kadar gelir. Arkadan görünen diğer kol da kısa. Ayrıca belinin arkası kütük gibi, daha yumuşak olmalı orası. Yüzleri ablak, ama hani ablak yüz çizmek istemişseniz bilemedim hayatta ablak yüzlü insanlar da var.

yetenek sinavinda kabaca goz, burun, dudak, alin, cene, kas yerlerini arastirma cizgileriyle belli etseniz ve detaya girmeseniz de olur. bu anlamda gene bir iskelete ihtiyaciniz olacak yuz icin.

bazi modellerin gercekten belinde duz bir form oluyor. bu genelde cizerin hatasi saniliyor ama biliyorum var oyle modeller (: soldakinin sol omuz da sakat. simdi tekrar baktim. olacak ama 3-4 ay var daha sinavlara. biraz daha siki calisin.

amcayı yok edeceksin de yerine ne koyacaksın? amcanın önemi yoksa onsuz bi foto bulsan?

www.ressim.net

amcanın yerine bişey koymayacam malesef. ve amcanın malesef önemi var. :)

o zaman salakça olacak ama şöyle bir fikir önereyim. amcayı seçmişsin madem sil gitsin. duvarı tepeden devam ettirirsin, çerçevenin de açıktaki köşesini döndürüp diğer köşe gibi yapıştırırsın. sonra da sağdan soldan kitap ıvır zıvırı oraya kopyalarsın. yani amcayı seçebilmek en önemli kısmı zaten onu hallettiysen gerisini de yaparsın.

content-aware fill özelliğini kullanabilirsin. ama resimden resime farkeder bu özellik.

homes.ieu.edu.tr

www.statisticssolutions.com

arayınca bu çıktı

O tip şeyleri sabahtan beri okuyorum zaten, Allah'a şükür google-literate bi insanım, benim meselem bana modelimi SLS mantığında baştan kurgulamama yardımcı olacak bi istatistik gurusu bulmak.

sen deyince google amcadan baktim iki kavramı da bılmıodum

ANOVA

Many textbooks present the analysis of variance in terms of a linear model, which makes the following assumptions about the probability distribution of the responses:

Independence of cases – this is an assumption of the model that simplifies the statistical analysis.


2SLS

Two-Stage least squares (2SLS) regression analysis is a statistical technique that is used in the analysis of structural equations. This technique is the extension of the OLS method. It is used when the dependent variable’s error terms are correlated with the independent variables


sındı anovadakı classları dependent varıable olarak varsayarsan bu durumda ıkısı tam zıt seyler oluyor anova dependent varıable arası ındependence ongoruyor ama 2sls ıse ınputa gore korelasyonlu yanı ındependent olmayan classlarda daha ıyı sonuc verıyor


yani mesela yumrta yere su hızla carparsa kırılırmı dıye bır fonksıyon olsa 2sls kullanmak mantıklı cunku ınputu hız olarak dusunursen hızla kırılma arası korelasyon var hızlı gıderse guzel kırılır ama anovada sankı 3 degısık sey denıyorsun ne bılım yumurtayı uzayda fırlatma dunyada marsta farklı sonuclar verebılır ındependent gıbı bısı

ıstatıstıkcı degılım ama salladım ıste verı setını versyedın keske ne tıp bısı ne bılelım

ben yaz için rezervasyon yaptım booking.com'dan. Première Classe Paris-Ouest Gennevilliers'den yaptım sizin gösterdiğiniz yere göre daha yukarıda kalıyor ama metro ulaşımı kolay. Şimdi ordan yapın demiyorum zaten de, booking.com'dan baktığınızda zibilyon kadar otel var. Oradan yapacaksanız:

1- Mümkün olduğunca şehir merkezi değil, metro ulaşımı olan 10-15 km merkez dışında bir yerler arayın, çünkü şehir merkezindeki uygun fiyatlı yerler için aktarılanlar genelde korkunç. Pislik, vb. yi geçtim, klimanın çalışmaması, hizmetin bok gibi olması, dışarısının güvensiz olması vb. gibi bir sürü şey var. Booking comda haritanın altından mesafeyi belirtebiliyorsunuz.

2- Seçtiğiniz yerin metro ulaşımı olsun.

3- Eğer arabanız olacaksa beleş park ya da en azından ucuza park etme olanağı olsun, şehir merkezinde günlük 35 euroluk park ücretlerinden bahsediliyor.

O gösterdiğin yer yanlış. parc de exposition orada değil villepinte de. Yani Kuzey doğuda. Ayrıca oraya yakın otel de mantıklı değil, ben orada fuar olduğunda st michel de kalırım hep. Fuar alaının içinden rer geçiyor ve parisin her yerinden bir şekilde rer e ulaşabilirsin rahatlıkla. St. Michel den rer ile fuar alanı 45 dk falan sürüyor.

Ek bilgi olarak da havaalanından 1 durak önce fuar alanı

@thefin

Paris İntermat orası değil mi? :-o

Yukarıdan alan da benziyor çok? Aman yanlış yapmayalım! Paris-Nord Villepintediye geçiyor. Yardım eder misin?

maps.google.com
burası

Zaten Nord da diyormuş sen sud a bakıyorsun :)

yardım da ederim mesajdan mail adresimi de vereyim daha kolay olur.

hangi fuara gidecekesin?

Kasım 2011'de Midest 2011 için gittiğim yer.

Öncelikle ilk önerim fuar alanı civarında kalmayın olur. Bildiğin banliyö diye tabir edilen Paris'in dışında bir yerdedir zira.
Ulaşım açısından RER B hattı doğrudan kapısında indirmektedir. Yani aynı adlı bir durağı mevcut bu banliyo hattının. (RER ile belirtilen hatlar banliyö hatlarıdır).
Paris'te yerin altı köstebek yuvası gibi olduğu için her hattan diğerine kolaylıkla geçilebilmekte. En yol bilmezin dahi kaybolmadan tabela takip ederek kolayca gitmek istediği yere gidebildiği bir şehir. O yüzden otel bakarken bütçeye uygun, şehrin merkezinde, herhangi bir metro istasyonuna yakın bir yeri tercih etmeniz daha rasyonel olacaktır. Ben şahsen 3 gün boyunca otobüse kullanmadım. Otel tavsiye etmek ise çok zor, zira bütçe ve gezilecek yerler Paris açısından çok değişkenlik yaratabilir.

Daha önce incelemediyseniz www.ratp.fr Paris için hayat kurtarıcıdır. Harita interaktiftir, hangi duraktan binip hangi durakta inmek istediğiniz işaretlediğinizde nerede aktarma yapacağınızı, kaç € tutacağını, kaç dakika süreceğini söyleyecektir.

Kısacası şehrin herhangi bir noktasından fuar alanına ulaşım gayet rahat. Paris için otel bakarken temel kıstas metroya yakınlık ve şehir merkezinden uzaklaşmamaktır bence.

Ek soru olursa mesaj üzerinden ya da buradan da devam edebiliriz.

homes.ieu.edu.tr

mailini yaz gondereyim

tamamen sallıyorum;

Dosya kayıt edilirken ansi, utf-8 karmaşası yapılmış ise bundan kaynaklanabilir diye düşünüyorum.

Hiç cevap gelmezse dosyayı utf-8'e dönüştürerek açmayı dene. Hotmail'in, Google'ın online docs'u na yükleyip oradan çalıştırmayı dene. Open Office ile dene.

denemekte fayda var: www.turkcekarakter.com

times new roman tr diye ayrı bir font vardı bi zaman. ondan mı acaba? çok mu belge sayısı.

40'tan fazla belge var:/
site tam da aradığım şeymiş ama keşke yapan kişi program halini geliştirmeyi bırakmasaymış.

daha kolay yolu yok yada ben henüz duymadım.

file - open

oradan shift ile tüm wordleri seç

view'den arrange all'ı seçip

tek tek replace yap

Bütün harfler için replace all yaptırın ama onun öncesinde büyük harf/küçük harf şeysinden hepsini küçük harf yaptırsanız (cümlenin ilk kelimesi dahil yani), sonra replace all yaptırsanız, sonra tekrar büyük küçük harf olayından sentence case e getirseniz?

@kocayusuf, anlayamadım?

edit: anladım ve yaptım. ama arrange all bi işe yaramadı.

bu arada buldum sorunuzun cevabını gerçi hallettiniz ama, replace all sekmesinde arama seçenekleri diye bi yer var, onun altında büyük/küçük harf eşleştir diye bir şey var, onu tıklayınca a yı b ile değiştir dediğinizde sadece küçük a ları değiştiriyor, A ları değiştirmiyor.

@sui ben de sonradan ordan oynayarak hallettim ama o kadar dökümanı tek tek açıp 5 er kere replace yapmam gerekiyor sorunumu halletmem için. daha kolay bir yöntem ümit ediyordum.

hanging indent ya da hanging indentation... bu arada bildiri yazım kılavuzunu çeviriyoruz da, bari çevirilerimizin işe yarayıp yaramadığna dair bi geri bildirim versen? öööyle çeviriyoruz hoca burada ya?

sen var kötü tarafta olmak.olmak bazen böyle seyler insanlar dünyasinda.

may the force be with you

30.media.tumblr.com

eğer çocukluğunda diğer çocuklardan şiddet vs. gördüysen ve kendini ezik hissettiysen belki de bu duyguyu böyle bastırdın istemsiz olarak.

valla ben de venomu çok severdim spidermana karşılık olarak.

Kötü karakteri desteklemiyorsun, mazlumu destekliyorsun ki, tom, avcı sam, çakal vb. hepimizin bildiği gibi sürekli başına bir şeyler gelen, kafasına örs düüşen, götünde barut fıçısı patlayan falan karakterlerdir. Mazlumun tarafını tutma normal bir şeydir, türklere özgü de değildir, underdog support diye aratırsan bi dolu şey de buluabilirsin bunun hakkında.

birçok kişide var bu

(bkz: tom-sylvester-coyote ittifakı)


(bkz: road runner'da coyote'yi tutmak)

The title of the notice/decleration (artık hangisi uyuyorsa) is written in 14 pt with capital letters at the center. Under the Turkish heading, foreign title is written, only the first letters are capitalized. If the announcement? is in Arabic or English, under the foreign heading, Turkish title is written with first letters capitalized. There are 12 spaces before a heading within the text and 6 after it.

يتم كتابة الرسائل 14 نقطة رأس المال الجريء عنوان الورقة هو في الصفحة الأولى في أعلى هذه الصفحة. يتم كتابة العناوين التركية في لغات أجنبية العواصم الأولي تحت عنوان إلى الآخرين كما صغير. أوراق في اللغة العربية أو الإنجليزية العربية / الإنجليزية وبحروف كبيرة تحت عنوان مكتوب على أول لقب التركية مثل غيرهم الصغيرة. تبقى 6 نقطة بعد نقطة الفضاء قبل 12 العناوين داخل النص.

Hangi dile çevrileceğini yazmamışsın ben de arapça'ya çevirdim.

The title of the paper should be written centered, in 14 pt, capital letters. The title in the other language (English or Arabic), should be written under the Turkish title, with each word capitalized. If the paper is in Arabic or English, the order should be the reverse, i.e. Arabic/English title goes first, centered, in 14 pt and capital letters, and the Turkish title follows with each word capitalized. Within text, there should be 12 pt space before and 6 pt space after a heading.

Bildiri yazım kılavuzu herhalde bu, birebir çevirmedim ama anlasınlar diye biraz daha açık yazdım.