1. Elbette. 2 dolar filandı yanlış hatırlamıyorsam.
2. Hosting gereksiz aslında. 1-2 gb bile ücretsiz-reklamsız host veren şirketler vardı.
3. 2'ye katılıyorum, ama almak isterseniz illa natro veyahut sadecehosting'i önerebilirim. Ama sanırım ikisinde de birkaç aylık host alınamıyordu. En azından küçük paketler için.

edit: 9 dolarmış info, ben çok eskide kalmışım.

domainini al hostingini ücretsiz verebilirim.

@karademir,

düğün hediyesi diyosun, teşekkürler. =)

name.com da info uzantılı domain 7 küsür dolar. google app s de free olarak enable edilebiliyor. domain i ordan alıp google sites ı kullanarak istediğiniz gibi bi sayfa yapabilirsiniz.

alakası yok.

askerde, dövmesi, jilet izi vs. olanlara görev verilmeyecek özel yerler var. çok az ihtimal öyle bir şeye denk gelebilirsin. onun dışında bir şey olmaz.

"jileti anladım da, dövme ne alaka?" diye düşünebilirsin, askerlik böyle işte.

Yuzunde olmadigi surece sorun yok. Yuzunde varsa komutanlar kil kapabilir.

Hiç sorun olmuyor. Dövmeli çok asker gördüm. hollowlife'ın söylediği doğru, mesela komutan şoförü filan yapmazlar büyük ihtimalle ama o da zaten pek istenecek bir iş değil :) Ben oraya çocuk saçma sapan dövme yaptırmasın diye yazdım onları :)

komando olmazsın.

dövme ve jilet izi gibi şeyler aynı kefeye koyularak, sağlık muayenesinin psikolojik testimsi kısmında (yani psikoloğun kafasına göre bir şeyler çiziktirmesi esnasında), "asosyal kişilik bozukluğu" olarak nitelendirilebiliyor.. bu durumda acemilik için ve hatta sonrasında da çok az mevcudu olan yerlere verilebiliyorsunuz.. ama bu bir avantajdır, bilginize.. (nişanlımdan biliyorum)

bizim bölükte silah vermiyorduk dövmelilere mesela...

dövmenin nerede olduğuna bağlı biraz da. benim sol kolumda var tişörtle görünmüyor. bu halde komutanlar zaten görmüyorlar ki. ayrıca ben hiç bir zararını da farklı muamele de görmedim. hatta asker çalışması yasak olan bi kısımda yazıcıydım.

hiçbir sorun olmuyor.. bedeninde dövmesi olan, hatta bir dövmeci olarak askerliğimi yapıp geldim.. rahat olabilirsin..

üniversiteden ev arkadaşım çarşı izninde yaptırmıştı dövmesini yanlış hayırlamıyorsam eğer.

Total video converter ile halledebilirsiniz fakat sizin çözmeniz gerek şimdi anlatmaya kalkarsam karışır ortalık.Zor bir program değildir hemen çözersiniz.

bu iki alternatifi denerim, teşekkürler!

@elxa
peki ya ne formatında kaydetmemi önerirsiniz? alternatiflerimi şu an hatırlayamıyorum ama, kartım şu sanırım: www.cimri.com

kurgulayacaksanız küçültmeyin, convert etmeyin. önce kurgulayın çıktıyı codec li alırsınız

tam emin degilim, ama duydugum kadariyla motoru yamaha ya da suzuki ile nerdeyse ayniymis, saglammis yani. bir de kanuni aldi galiba hyosung'u, artik kendileri uretim yapmayacaklarmis.

iyidir. hyosung artık kendini ispat etmiş bir kore markası. çin malı motorlarla karıştırmayın.

çin malı değildir ama bi japon da değildir. arasında dersek yüzeysel olursa da yanlış olmaz. ayrıca uzun süredir türkiye'de, servisi fln sorun çıkarmıyor olsa gerek.

benim arkadasim aldi o modelden. sanirim suzukinin motor blogunu kullaniyorlar. kaliteli ve güzel bir motor.

Kendisi mükemmel bir motordur. Güne Kore yapımıdır. artık ST Kanuni aldı, kendi üretimlerine sobn verdiler. 2006-2009 arası modellere bakın almak isterseniz. Dayanıklıdır ve çok karizmatiktir.

sahibinden de görüleceği üzere piyasası da iyidir. racing kasa o fiyata başka motor da yok tr de. güzel bir başlangıç motorudur ayrıca. (250)

gv250 ve gt250 kullanan arkadaşlarım var. şimdilik bir şikayetleri yok. artçı olarak bindim, bence gayet güzel cihazlar. Yalnız 250 lik motora göre çok yakıyorlar.

gt250-r'yi zamanında baya araştırmıştım. vites geçmeme problemi olabiliyordu, yeni modellerde yoktur herhalde böyle bir şey. Bir de motoru "yatırırsan" karenaja dünya para bayılman gerekebilir.

işinde esaslı değişiklik yapamazlar. bu konuda yanlız çok ayrıntılı bir konu. onu istifaya zorlamalarının sebebi büyük ihtimalle işe iade davası açmasını engellemek için. ben arkadaşınızın yerinde olsam istifa etmezdim. iş kanununu iyice okusun, yorumlaması çok zor bir kanun değil. haklı fesih geçerli fesih vs. bu maddeleri özellikle iyice okusun.

Ayrıca

MADDE 22. - İşveren, iş sözleşmesiyle veya iş sözleşmesinin eki niteliğindeki personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ya da işyeri uygulamasıyla oluşan çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir. Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı işgünü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamaz. İşçi değişiklik önerisini bu süre içinde kabul etmezse, işveren değişikliğin geçerli bir nedene dayandığını veya fesih için başka bir geçerli nedenin bulunduğunu yazılı olarak açıklamak ve bildirim süresine uymak suretiyle iş sözleşmesini feshedebilir. İşçi bu durumda 17 ila 21 inci madde hükümlerine göre dava açabilir.

Taraflar aralarında anlaşarak çalışma koşullarını her zaman değiştirebilir. Çalışma koşullarında değişiklik geçmişe etkili olarak yürürlüğe konulamaz.

Etiketleme yi kullanarak yapabilirsiniz bunu.

(bkz: #15531369)

mumkunse bilgisayarinizdan rahatca ulasabileceginiz mediaya kayit yapabilen bir cihaz alin, yani hard diske kaydetme ozelligi olsun.

demek istedigim, hard diskli kamera alin.

kasete kayıt, uğraşılacak iş değil valla, en güzeli bir hd dijital kamera. dvd ya da hdd'ye kayıt direkt, işlemesi, aktarması vs kolay. 35mm ya da imax gibi formatlarda olmadıkça filmle uğraşmanın bir manası yok, ki zaten bu formatlara kaydeden aletler devasa ve fiyatları astronomik.

burada en önemli olan şey senin bütçen.
bütçe sınırlaması yoksa canon eos 5d mark ii al bence, 10 bin lira civarında bir şey. behzat ç. de bununla çekiliyor ve birçok artısı mevcut.

canon hv serisi

kasete hd kayıt yapabilen bir kamera alın. hdd ye kaydeden kameralar codec leyerek kaydeder. işlerken ve re-render larda sorun yaşarsınız.

öneriler için şimdiden teşekkür ederim. bütçe olarak, 2-2,5 bin civarlarına çıkabilirim en en fazla.

nöbetçi subayın keyfine kalmış bir durum askeriyedeki her şey gibi.

Ben 333. celp icin sinava girdigimde sakalli olanlari iceri almayip trasa gondermislerdi. Bence riske girmeye degmez.

Bir arkadaşı 3-5 saat bekledikten sonra o kılıkta almayacakalarını söyleyip tıraş olmasını istemişler. Doğal olarak damın o günü yandı. Ertesi gün gitmek zorunda kaldı.

zaten 10 gün sonra eşek gibi kesecez :D o yüzden kes şimdiden

Sağolun arkadaşlar. Mecburen kesicez sakalları o zaman. :) 10 gün daha sivil gibi hissetmek istiyordum, olmadı.

Sınava nerede gireceğine göre değişir. Geçen sene İstanbul'da Küçükyalı'da sakallı olanlar sınava girebiliyorken, Tuzla'da geri çeviriyorlardı. Bu hala böyle mi devam ediyordur bilmiyorum. 335. dönemin sınav başlığında -eğer İstanbul'da oturuyorsanız- Küçükyalı ve Tuzlu'daki uygulamanın hala böyle mi devam edip etmediğine dair bilgi alabilirsiniz, mutlaka yazılmıştır. Sınav günü yazılan entry'lere baksanız yeter.

ızmır gaziemir'de gıreceksen kımsenın sıkınde degıl sakalın, saçın...

Bence kesin, orada sakallıları görürseniz de pek takmayın, on gün sonra hepsi yumurta gibi olacak.

331. dönemde tuzla da millet kuru kuru traş olmak zorunda kaldı. 30 kasımdan sonra resmi olarak askersiniz gerçekten. sevk olmuş oluyorsunuz. dolayısıyla keseceksin diceklerdir ve kesmek zorundasınız. o 30 kasımda sevk olma muhabbetinin faydasını tezkereniz hesaplanırken öğreneceksiniz. 6 ay ileri giderken o tarihten gideceksiniz ve yolunuza göre 16-17-18 Mayıs da terhis olacaksınız.

ehliyetin olsun olmasin, yaninda bulundurmadigin icin ceza odersin. ben motosikletle cevirmeye girdim, b sinifi ehliyetim ve a2 sinifi icin henuz ehliyete cevirmedigim sertifikam vardi ama yine de 746 lira ceza odedim haberin olsun.

sizin ehliyetiniz direk geri dönmedi yanlız. onu alabilmek için bir takım prosedürleri izlemeniz gerekiyor. rehabilitasyon, test vs.

@sijwocaq ilk yakalanmada herhangi bir test yada rehabilitasyon uygulanmıyor, trafik denetleme şubeye gidip imza karşılığı ehliyetini alıyorsun ve oradaki kaydı düşürüyorsun o kadar.

üstte kenar butonu var eğer bir entryi yollamadan yedeklediyseniz.
eğer subethadan yedeklediyseniz zip olarak yükleniyor.

ben kontrol merkezinden yedekledim. kenara basinca daha once kenarda dursun deyip yollamadiklarim var. zip dosyasini bulamiyorum.

mail'inize gönderiyorlar o dosyayı.

hemen çıkmıyor yedek. bir süre sonra gönderiyorlar mailinize de kontrol merkezinde de görünüyor

sanırım bu iş için motion tracking uygun. şurda da nasıl olduğunu anlatan bir video var
www.videocopilot.net

öncelikle temel düzeyde de olsa AE öğrenmeniz gerekiyor. ingilizceniz varsa lynda.com'un setlerini tavsiye ederim. daha sonra

www.youtube.com şu video size yardımcı olacaktır.

Merhabalar
Basketbol antrenörlüğüne başlamak için öncelikle bir lisans eğitiminizin olması gerekli buna benzer bölümlerde (beden eğitimi öğr vs.) Bunun dışında kursları var kademe kademe. Eğer belirli süre bu kurslarda gördüğünüz şeyleri uygularsanız level atlıyorsunuz. Yaş için yine orta yaşlar idealdir. (25-30)

Yönetmeliği incelemenizi tavsiye ederim..

www.tbf.org.tr($$Lookup%20BS%20BosDuyuru%20View)/9821616FDA580880C2257003007B987D?OpenDocument

tbf nin sitesine girip e kademe başvuru formu nu indirin. orada başvuru şartlar yazıyor. bu senenin tüm kursları bitti, gelecek senenin programını takip etmeniz gerekecek.

seni çalıştıracak (parasız da olsa) bir takım bulman.
basketbol antrenörlüğü için en gerekli şart budur.
bunun dışında tbf nin sitesinde konuyla alakalı tüm şartlar var.

bu işin tek yolu gidip dandik de olsa bir takımın altyapısında parasız da olsa başlamaktır. bir süre diğer elemanlarla birlikte yaz okulunda, kış okulunda öğrenirsin işi, sonra minik, yıldız, genç derken kulüp değiştire değiştire işi öğrenirsin. arada federasyonun bir kursunu da denk getirirsin, lisansını alırsın ama altyapıda kimse lisansa bakmıyor genelde.

lisansını almadan dandik minikler kategorisinde bile antrenörlük yapamazsın şartları basketbol federasyonunun sitesinde var.

lisansınız olmadan hiç bir seviyede resmi hiç bir maça çıkamazsınız. spor okullarında kadrolu olarak çalışamazsınız.

maça yönetici olarak çıkarsan oluyor.

google sürekli değiştiriyor kriterleri. bunun da etkisi olabilir.

bence sebeplerinden biri url değişikliği, google daha eksisozluk.com şeklindeki domainleri indexlemedi tam

hatalı yazılmasını engellemek. şifrenizi hatalı yazarsanız üyeliğinizi kullanamayacağınız için. aynı şekilde yanlış mail adresi verirseniz de sıkıntı olabilir. typo hatasını engellemek amaçlı.

istemeden yanlış yazdın parola veya emailini, üyelik onayını yanlış emaile yollamış olur, email doğru olsa bile parolanı yanlış yazdıysan giriş yapamazsın. haliyle kontrol amaçlı 2 kere yazdırmak diğer sorunlar oluştuğunda çözmekten daha kısa sürer.

kendi elleri yorulmuyo piçlerin.

tamamen alışkanlık. kullanıcı tecrübesi yönünden bakarsak hiç doğru bulmuyorum. zaten herkes e-posta adresini kopyala yapıştır yapıyor. ayrıca parolayı yanlış girse bile bir e-posta ile kolayca parolasından haberi olabilir.

bu arada paswoord yazarken typo yapılabilir denmiş, bunun için de şifre alanlarının **** şeklinde gizlenmemesi taraftarıyım.

hayirlisi da olabilir.
neyi secersen sec, "hayirlisi".

sabır sınırların ne kadar geniş diye sormak lazım, seni yanlarına isteyen eş-dost akrabanın seni bekleme süresi ne kadar diye de sormak lazım. ikisinden de bolca varsa ve bunun yanında aileden ya da başka bir yerden gelirin varsa sonuna kadar meslekle alakalı işler peşinde koşman sana daha iyi gelecektir.

ama devir para devri, kıt kanaat bir iş buldum ama maaşı tatmin etmiyor diyeceksen yakınlarınızın yanında hemen yarın başlamak da iyi olur.

bence hemen eş dost akraba yanına gidip başla abi çalışmaya. milletin arayıp da bulamadığı şey o. mayıs tan bu yana iyi sayılabilecek bir cv ile işsizim. gel çalış diyenler de çok kötü şartlar sunuyorlar.

şekil olsun, yok başka amacı.

o pek bi içki içmek adabı olmuyor. aksine içmeyi bilmemek oluyor biraz.

son, bitiş, hadi hayırlı işler. zevk sigarası, iyi geceydi abi birası. eğlendik lan birası. kafa da olduk ama birası. karıştırmak için değil, iyi içerim senin içtiğin birayı da ben rakının üstüne öylesine içerim birası.

Rakının üzerine bir şey içen rakı içmekten anlamıyor demektir :)

damıtma içki ile mayalı içkiyi karıştırarak götü başı dağtıtıp sabah baş ağrısıyla uyanmaktan başka hiç bir işe yaramaz.

şarap-->bira sorun olmaz
rakı-->viski sorun olmaz
rakı-->bira göt eder
rakı-->balık tadından yenmez.

denyoluk.

kusup ortalığı batırmak için.

midesi kaldırmayan adam içmesin zaten. cila çekmeyi severim. içmeyi bilmemek değil tamamen zevk meselesi. 4 duble rakıdan sonra 1 bira içmeyi severim. 5 duble rakıdan sonra içmem misal.

ya da tekila üstüne miller ile cila çekmeyi severim.

amacı yüksek alkol oranına sahip içkilerden sonra daha kolay içime sahip olan bira ile güzelleşme çalışmalarına ucuz yollu devam etmektir.

@kimlanbu,

Katılıyorum.

Sıklıkla rakı faslından sonra bira cilası yaparım. Bir nevi yemek sonrası tatlı durumu, güzel bir filmin kapanışı, gün sonu...

Mideniz kaldırıyorsa iyidir, yok kaldırmıyorsa uzak durun elbette, fakat tercihlere zevklere saygısızlık edip "içmeyi bilmemek" gibi yorumlar yapmayın, etmeyin eylemeyin :)

vefa zat rakının üzerine buz gibi bira ile cila çekmeyi çok sevdiğini anlatıyordu bir yerde

'rakı-->viski sorun olmaz'

(bkz: bullshit)

@ate, lol.

@ate

bullshit'ten kastın "iç-içir" se ; hangi içki olursa olsun , sorun olur :)

ama saçmalık anlamında kullanıyorsan; orada ikisi de destile içki olduğu için sorun olmaz anlamında söyledim. Haa içen yok mu ? var tabi ki. Sonuçta (bkz: chivas regal)'a soda koyup içen bir milletiz.

babooshka,

diger arkadaslar cok elestirmis olsa da bu hareketin pratik bir sebebi de var.

Yuksek alkollu ickiden bira gibi bol sulu ve dusuk alkollu bir ickiye gecis yaptiginda icki ictigin (ve dolayisiyla sohbet ettigin, eglendigin, sarhos oldugun) sureyi uzatma imkani yakaliyorsun. Ayrica o ana kadar ictigin ickilerin kana karismasi icin zaman taniyorsun.

Iyi bir is mi, kotu bir is mi onun tartismasina ben girmiyorum. Ama yapanlar bilerek veya bilmeyerek icki alemlerinin belli bir tarafina pozitif etki etmis oluyorlar.

herkes denyoluk yada gördüsüzlük diye tanımlamış ama bence gerçekten yapılması gereken bi durum..ben rakı içtikten sonra bi bardak bira attığımda çok rahatlıyorum..ve benim gördüğüm öyle lüks mekanlar yada club fln geçin bunları adam gibi sohbet-fasıl-rakı yaptığınız bi yerde şişe bittikten sonra devam etmiyceksen sen sölemeden kalem bira gelir ikram..demekki bizide geçtim mekan sahipleride görgüsüz sizin görüşünüzle..

ai olarak export edip açabilirsiniz ps de

yalnız şöyle bir durum var, bende corel draw yok. logoyu vektör grafik olarak çizsin diye birine verdim. o da corel'de çizmiş, cdr uzantılı kaydedip yollamış. zaten kıyak olsun diye bir iş yaptı. tekrardan şöyle kaydet böyle kaydet diyemem kendisine. ben kendim halletmek istiyorum.

şimdi bulacaklarınız, söylecekleriniz bir tarafa, ben size bir yol haritası çizeyim.

bulacağınız bir dolu senaryo muhtemelen çekim senaryosudur. yani çoğunlukla artık çekim aşamasına gelindiğinde yazılmış halidir. oysa kısa uzun metraj farketmeksizin filmin senaristi tarafından yazılan senaryo hiç öyle değildir ve kolay kolay da bulunamaz. bu senaryolarda çekim açısı, kamera hareketleri vs gibi bir çok ayrıntı olmaz. bu yönetmene saygısızlıktır. senaryo olan biteni, hikayeyi anlatır. hikaye için olmazsa olmaz bir teknik varsa o belirtilir ama çoğu senaryo ktiabında göreceğiniz gibi kamera hareketleri kullanılacak müzik vs asla yazmaz. bu senaristin işi olmadığı gibi bunları senaryoda yazmak yönetmene saygısızlıktır. öyle ki yönetmenliğini kendi yapacağından emin olan bir kişi bile ilk senaryoda sadece hikayeyi yazar.

sizin de yapmanız gereken öncelikle hikayeyi yazmak. birine anlatır gibi. tüm kafanızdakilere yazıya dökmek. sonra bu hikaye için bir senaryo oluşturmaya başlayabilirsiniz. karakterleri yazmak, hatta karakterlerin filmde olmayan hayat hikayelerini oluşturmak vs. güçlü bir senaryo için çok önemlidir. kısa film mesaj içermeli, senaryoyu süprizli bitirin vs gibi saçmalıklar sinemanın ve sanatın doğasına aykırıdır. sadece kısa metraj filmlerin kısa olması sebebi ile bir takım teknik özellikler içermesi gerekmektedir. bunları da kolaylıkla nette bulabilirsiniz.

son bir tavsiyem de nasılsa amatör işi yapıyoruz diyerek daha iyisini yapabielceğiniz durumlarda asla azı ile yetinmeyin. sizin saatlerce uğraştığınız bir iş aslında çok basit bir iş olabilir ve çok acı eleştiriler alabilirsiniz. düşünün ki o izleyip bu aq dediğimiz bi çok film neredeyse bir yılı aşkın bir sürede hazırlanabiliyor. çok sabırlı olmalı, bol çevre edinmeli ve saatlerinizi bu işe vermelisiniz. film çekmek herkesin hayalidir ama çok az kişi elle tutulur sonuçlar alabilir. hatta bu insanların sayısı öyle azdır ki sonra izleyip lan bu kadar kolay bi filmle bu adamlar nasıl bu kadar ödül toplamış dersiniz. o kadar kolay gözüken filmi çekmek aylarını almıştır onların çünkü muhtemelen ama size öyle gelmez. ekipman bulmaktan işten anlayan adam bulmaya kadar sizi gerçekten çok zorlu bir süreç bekliyor. bunları da film prodüksiyonu ile mayıs 2007 den beri profesyonel olarak uğraşmış biri olarak söylüyorum.

[email protected] msn'den eklersen yardımcı olmaya çalışayım.

avrupa ve dünya basketbol şampiyonaları'nda milli takım ile ilgili yazıların yine aynı blogda yer aldığını düşünürsek, aceto'nun basket versiyonu yoktur diyebiliriz.
ama sorudan kasıt basketle ilgili iyi sayılabilecek bloglarsa, şunu önerebilirim:
salsabasket.blogspot.com

evet amuzende yazı konularından ziyade " seviye " kastetmiştim:)

Avrupa basketbolu üzerine:

maliano.blogspot.com

Ben bir kaç sene önce Mersin'de şubatta denize girmiştim. Eğer hava biraz güzel denk gelirse çok da güzel girilir.

Vallaha şu anda Mersin'e doğru gidiyorum otobüsteyim. Kayseri'de terleyerek bindim otobüse. Babam Mersin'de hala kısa kolluyla dolaşıp terlediğini söylüyor. Eğer çok üşüyen birisi değilseniz girilebilir ancak biraz soğuk olacaktır.

Akşam 8 gibi varacam, havaya bakıp tekrar yazarım :)

bu aralar erdemli'de hala girenler var. bayramda da girilebilir çok soğumazsa hava.

eczanelerde satılan bişi var onu alabilirsin 10 lira fln plastik kutu yem fln var icinde.

(bkz: karınca/@entrapmen)

Yerlere pudra (bildiğiniz bebe pudrası) serpin, yollarını bulamıyorlar, saçmalayıp, bıkıp gidiyorlar.

ben onca şey denedim sonuç alamadım. en sonunda raid'in kahverengi şişeli bir köpüğü var böcekler için. onu sıktım geçtikleri yerlere. kurtulduk.

takılsınlar.. bereket

@sir vival: Gezerken bereket,hop üstüne bastın, günah :)

o da doğru =) ama niyet önemli

sunset ve yanındaki 3-4 mekanda koca tabak kahvaltı iyidir. Ankaradayım ve şu an ağlıyorum herif.

Kıbrıs Şehitleri'nde İbrahimağa var.

kordon'da bir çok yerde var kahvaltı.

after effects ya da iyi bir flash bilgisi ve font efektleri için birkaç extension yardımıyla flash'da da çıkar.

peki 10 üzerinden kaç gerekir dersiniz bilgi düzeyi açısından? ve ne kadar sürede yapılmış olabilir tahmini?

tamamen ae'de yapılabilir bu. muhtemelen de öyle yapmışlardır. çok abartı bir şey yok. iyi bir ae kullanıcısı en fazla 1 saatte çıkarır bunu.

duyuru gerilere düştü de bir umut siz bakarsınız diye yazıyorum; son olarak, after effects için türkçe tutorial sitesi var mıdır? öyle karıştıra karıştıra öğrenilecek program gibi durmuyor, eklentileri falan var bissürü.

türkçe yok varda iğrenç :D ae.tutsplus.com www.videocopilot.net/tutorials/
videocopilot mükemmeldir

türkçe düzgün bir set yok ama hazırlıyorum.

mevzu kalori degil, kalori hesabina vurursan hakli olabilirsin
emin degilim ama patates ve kolayi da ekleyince pek de masum gorunmuyor
cocuk menülerinde ayran tecih edenlere pek raslamadim ben
ama esas olan aliskanliga donusmesi ve bagimlilik yapmasi
neye karsi gelisiyor bu bagimlilik sadece hamburgere ve lezzetine karsi degil
o hamburger bir yasam seklinin ürünü
kolay, caba sarf etmeden ulasilan yiyecek
sabirli olman bile beklenmiyor,
risksiz bir tat, zihinde olusan o kusursuz, kolay yemek resmi ve tadi neyse mevzuu deriin

(bkz: trans yağ)

zaten diyetisyenler hamburger yemeye karşı çıkmıyor. bizzat diyetisyen tarafından hazırlanan benim diyet listemde vardı mesela. mayonezsiz olduğu sürece dediğiniz gibi yalnızca 2 dilim ekmek ve büyüklüğüne göre 1 ya da2 köfte değerinde sayılıyor.

www.bk.com

McDonalds ve benzeri yerlerdeki hamburgerler evde yaptigindan cok farkli.

Bir kere ekmeginde bile seker var. Sonra ketcap eser miktarda degil, bayagi seker iceren bir sey. Mayonez desen sirf ya. Uzerine bir de peynir koy (ki o da yag demek). Bayagi yuksek kalori degeri cikiyor.

Sonra yaninda yagda kizarmis patates (yag ve nisasta) yiyorsun. Yine ketcap (seker) ve mayonez (yag).

Bir de kola (seker).

Bir Big Mac, bir orta boy patates ve bir orta boy kola: 1100 kalori!
Tek ogunde gunluk ihtiyacinin yaridan fazlasi oluyor.

Baska menuleri kendin yapip hesaplayabilirsin: www.mcdonalds.ca

hamburger ekmegıne glikoz surubu katıyorlarmıs galba.

patates ve koladan hiç bahsetmediğimi farketmediniz sanırım. konumuz bunlar değil. sadece hamburger.

ayrıca bir porsiyon hamburgerin içindeki ketçabın tamamı şeker olsa (domates bile olmasa, direkt toz şeker olsa o derece) ne kadar daha fazla kalorili olabilir ki? ki öyle değil. en fazla bir kesme şeker kadar şeker var muhtemelen bir porsiyon hamburgerin ketçabında.

olay nerede çıktı? çocuklar duymasın isimli dizide iki tane velet ebeveynleriyle birlikte restaurant gibi bir yerde otururken şu diyalog geçti.

anne: ne yersin oğlum?
oğul: hamburgeeeeerrr.
ötekinin kızı: ıyy ben hamburger yemem, çok zararlı. (ebeveynler kafayla onaylıyor burada)
öteki: sen ne yersin peki kızım?
kız: ızgara köfte.

şimdi orada yediğin yanındaki garnitürüyle birlikte gelen ızgara köfte, ıyy dediğin hamburgerin üst üste dizilmeyip tabağa yan yana dizilmiş hali değil midir? tek farkı mayonezse hamburgere de mayonez koydurmazsın olur biter.

yanlış mıyım?

gizmodo.com

katkı maddesi mevzusunu kenardan alıp dolaba kilitledim, anahtarını da denize attım. o mevzuya kimse değinemeyecek heh heh heh.

olayı cocuklar üzerinden sorulastirdiginiz icin disarda yemek yerken neredeyse hic denecek kadar az oranda hamburgeri sade yenildiginden en azindan cocuklar tarafindan tercih edilmiyor, mutlaka o kola yemegin parcasi ayrilmaz parcasi olarak görülüyor
cocuk kendi basina yemek yeme karari alirken tüm bunlari hic hesaplamiyacagi icin de isin biraz daha baska boyutuna kacmistim
sorunuzu dagittiysam
özür

vallaha, yazdıklarını okuyunca kibritsuyu, sanırım haklısın. olay bence hamburgerde değil; olay kola ve mayonezde. hamburgerin yanında, bunların yerine şöyle bir salata; içecek olarakta ayran veyahut su içmeli. bence o zaman besleyici bile olabilir hamburger.

beyaz ekmek yerine esmer ekmek olsun
izgara et olsun
marul domates tursu olsun

masum ve lezzetli bir hamburger iste. yaninda da ayran oh..

tek tip hamburgerden bahsedemeyiz iste bu soruda, yapildigi malzemelere, pisirme yontemlerine ve katki maddelerine gore kalorisi ve zarari degisen birsey sonucta...

The Fast Food Nation adlı belgeselde geçen bir diyalogta da denildiği gibi;

-There is shit in the meat.

Pek kalori ile alakalı değil ama benden günün sosyal mesajı olsun.

(bkz: supersize me)

offf steakhouse yiycem bu kadar hamburger okuduktan sonra daha fazla dayanamayacağım:(

bakın steakhouse diyince aklıma geldi. steakhouse'da mesela yağlı bi peynir var. kızarmış soğan mı ne yağlı bir şey daha var. onu bu bahis konusu hamburgerden saymıyorum. onun daha kalorili olduğu çok bariz. ben klasik cafe hamburgerinden bahsediyorum.

www.youtube.com

hamburgeri obeziteyle ilişkilendiren hadise sadece kalori değeri değil zaten. sorun big mac whopper vs. fast food un acaip lezzetli ve çok kolay ulaşılabilir olması. çocukluktan alışıp hastası olunca evde ananın yaptığı nohutun ceza gibi gelmesi. sorun hamburger değil seni ömür boyu haftada 3 kere hamburgeciye gitmeye alıştırması. yoksa bir sürü ev yemeği daha yüksek kalori içerir.

milan - real madrid -- üst
basel - roma --------- 1
shaktar - arsenal----- alt
cluj - bayern -------- 1 (süpriz denenebilir bence)

02 zilina - marsilya
02 cluj - bayern
02 basel - roma
02 paok - villareal
02 rosenborg - atletico madrid
2 poznan - man city
1 juventus - red bull
1 leverkusen - aris
1 sevilla - karpaty lviv
1 liverpool - napoli
1 psv - debrecen

arsenal geçen hafta 5-1 yendi shakhtar'ı. alt bitmez bence.
bu akşam canlı izliycem zaar.

iki şl maçı benden:
milan ve ajax yenilmez.

efes-armani milano 1
olympiakos-malaga 1
siena-cibona 1

handikapsız tahminlerim bunlar.

3'te 3.
ayrıca dediğim gibi şahtar üst bitti.

(bkz: #18302951)

181- 1(h)
261- 1
303- 1
272- 1
283- 1


glasgow puan kaybeder gibime geldi. rakibe çifte şans da güzel oran verebilir.

gs-tofaş 2
efes-ksk alt
mersin-erdemir 1/1
chole basket 2

iddaa nın handikaplarına göre bu şekilde oynadım

werder, everton, arsenal h1, ac milan, porto, valencia h1, schalke 1/0, panathinaikos iy0, wolves mancity 2-3 gol.

televizyonda izlemiştim aynen dediğin gibi dedi, yani bildirmen gerekiyormuş....ama ben olsam uğraşmazdım

Gazeteye ilan verdiniz mi "hükümsüzdür" diye? Onu verdiyseniz hepsinin yerine geçiyor.

gazeteye ilan verilmesi yakin zamana kadar hepsinin yerine gecmiyordu. mart/nisan gibi artik nufus dairesinden yapilan kayip kimlik ile ilgili islemler vergi dairesine yansitiliyor. oncesinde yansitilmadigindan, kisi bunu kendisi vergi dairesine ulastirmaz ise cani yine yanabiliyordu. kisaca, gerek yok.

ben daha dün çıkarttırdım.gazeteye ilan falan vermeye gerek yokmuş hiç. ben vermedim yani. adam da dedi zaten sadece gvenlik içindir o dedi. ama ben emindim evde olduğundan bulamıyordum. sınav için çıkarttım.
önce muhtarınıza gidiyorsunuz efendim muhtara 1 adet fotoğraf veriyorsunuz adınız sanınız falan olan bi kağıt veriyor oda size. onu alıp il nufus müdürlüğüne gidiyorsunuz.
orda o kağıdı veriyorsunuz bi de 1 adet fotoğraf veriyorsunuz yine. biraz bekletip çağırıyorlar tekrar . sonra size çılgınca sorular sormaya başlıyorlar. ama o kdr hızlı soruyorlr ki heyecanlanıyor insan mesela:
kardeşin var mı diyor cevabın daha bitmeden babanın babasının ismi ne diyor. tam onu söylerken annen kaç doğumlu diyo fln:) garip bi süreç yani. şayet vu sınavı geçerseniz tamam diyorlar bi kaç kağıt imzalıyorsunuz ve 15 dk gibi bi sürede kimliğinizi teslim ediyorlar. sonra diyorlarki 60 tl cezası var bu kimliği kaybetmenin eğer 15 gün içinde öderseniz 47.50 yok 15 günü geçerse 60 olur diyorlar. eyvallah diyorsunuz. birde kağıt veriyorlar kaybetmemeniz gereken. çünkü parayı onunla vergi dairesine yatırıp sonra o kağıdı imzalatıp onlara geri getirmeniz gerekiyormuş. eğer işler yolunda giderse 15 20 dakikada arkasında veriliş nedeni 'kayıp' yazan bir kimliğiniz oluyor. kolay gelsin

edit: bu açıklamaları buara kimlik çıkartması gereken bi çok arkadaş olduğu için (sınav sebebiyle)süreci de anlatmak bakımından yazdım. gereksiz uzatışımın sebebi budur:) arz ederim

vergi dairesine tam da belirttiğiniz nedenden dolayı bildirimde bulunmanızı tavsiye ederim.

sen DE sagol.

sen de sagol derim ben.

@hoochie woman, eyvallah bacim.

De ye dikkat etmiyordum, evet daha mantikli geliyor kulaga.

rica ederim derim ben

"rica ederim, aslen benim size müteşekkir olmam lâzım gelir cânım efendim." diyorum ben bazen.

kimle konuştuğuna bakar.

Şirket ortamında resmi bir ortamda birisi sana sağol dediği zaman sen de sağol diyemessin elbet. Bu gibi durumlar rica edilir bence.

"ben teşekkür ederim"

sen sağol tepkisel olur. şunu getir dendiğinde sen getir der gibi.

sen de sağol, eyvallah, mühim değil gibi alternatifler olabilir

bişey değil, önemli değil. hatta "tamam tamam" diyorum ben

Tören kıtasındaki askerlere cumhurbaşkanı, siz de sağolun diyor.

bişi değil +1

en çok nerelere gittiğini söylesen ona göre biz de anlatsak daha iyi değil mi :)

iett nin sitesinde oraya nasıl giderim şeklinde bir uygulama var. haritadan da seçebiliyorsunuz yazarak da aratabiliyorsunuz fln. ayrıca hatların geçtiği duraklar, duraklardan geçme saatleri vs. sitede mevcut. o çok iş görüyor.

iş saatlerinde inanılmaz kalabalık ama diğer saatler için de metrobüs entegreli bir çözüm aramak mantıklı olabilir. imkan varsa deniz ulaşımını kullanmak da istanbul için hem rahatlatıcı hem keyifli nadir ulaşım araçlarından biri.

yahu oyle bir genis soru ki, ne denir?

ben kendi kullandiklarima gore siralayim.

1- 28t
topkapi-besiktas otobusu

ogle saatlerinde veya aksama yakin bunu kullanirim misal.
ama sabah is saati ve aksam is saati donusu, eminonu yolundan gittigi icin bu, cok trafige takilma ihtimallidir. o yuzden tramvayla kabataşa, ordan da besiktasa aktarmali giderim. trafigi cekmem o saatlerde.

2- avrupa - asya yakasi gecisi.

metrobuse alistim. direk son durak kadikoye cikardigindan beni kullaniyorum.
ama cok insan varsa veya cok insanin olabilcegi saatler belliyse o durak icin, giderim sirkeciye-eminonune falan, oradan motorla gecerim kadikoye. hem püfür püfür deniz havasi alirim.

3- taksime gidis (z.burnu, merter, aksaray, capa gibi yerlerden)

genelde sari dolmuslar. cok acelem varsa ve yol acik gibiyse.
yok cok acelem yoksa, tramvaya binip kabatasa kadar gider, ordan da finüküler ile (fünüküler? funikuler? funyycolor?) 1 dakkada taksime cikarim.

4- bostanci taraflarina gidis

saatini tutturursam bakirkoyden denizotobusu. en guzel yol.
yoksa, taksime gidip akm nin ordan sari dolmuslar

5- restorana gidis
usenmezsem cikar fizana gider yerim. yok halim yoksa yemeksepeti.com

saygilar

deniz yolunu kullanmayı unutma
şehir hatları ve motorlar
özellikle karşıdan karşıya geçerken sahile yakın yerlere ulaşman kolaysa karayolundan ve köprülerden uzak dur
eminönü kadıköy vapur hattının haydarpaşaya uğradığını unutma- gebze yönüne tren aktarması için faydalı olabilir
kabataştan kadıköy hattı olduğunu unutma- illa beşiktaş karaköy eminönü diye aklında kalmasın
kadıköy-üsk hattının en kısa olanı 12, 12A ise Altunizadeden dolaşır,yol uzar
neredeyse tüm güzergahların sahil ve minibüs hattı olmak üzere iki hattı var
örn:
16 kadıköy pendik sahilden
17 kadıköy pendik minibüs caddesinden

24 saat ulasım ıcın korsan taksıler! pendıkten halice kadar 40 tl verıyorum mısal
(acil durumlar, gece gec saatler, konser çıkışları vs işleri için şahane)

taksimden anadolu yakasına geçiş için 24 saat çalışan bostancı dolmuşları var. bir tanesi minibüs caddesi üzerinden diğeri sahilyolundan gider.

Tünel'de tramvayın arkasına asılıyorsun, Taksim'e kadar beleş gidiyorsun.

Ya da tam tersi.

hep inci sözlük'ün yüzünden bence. bazı cevapları görünce inanamıyorum. allahım burası ekşi duyuru mu yoksa bir forum sitesi mi pardon da? diye soruyorum. gerzekçe espriler, embesiller, yılansı fare çocuklar. beklentiyi yüksek tutalım, elele verirsek bu sorunu aşıp hit peşindeki moderasyona gereken cevabı vermiş oluruz bence. inanamıyorum şu haline buranın. dolllldu. dolllduu. oyuncu değişiklik hakkımız dolllduuu.

kullanıcı'lardan da tiksiniyorum. işaretleri "i". ibne olabilirler! dışarıya kapalı olsun duyuru. sadece sözlük yazarlarına özel olsun. youtube açık olsun. gerizekalı cevap yazmak yasaklansın.

geyik cevap almak için açılan duyurular da var. bilgi'den eğlenceye doğru bir kayış söz konusu duyuruda. duyuruyu açan kullanıcıya cevaplardan gereksiz olanları silme yetkisi olmalı bence.

arkadaşım bikerede şu ülkede birisi çıkıp ben salağım desin ya. hep herkes salak, herkes gerizekalı, herkes sıçıp sıvayan. sen çok mu özelsin, çok mu elitsin, insanların nerde, ne yazacağını söyleme hakkını kendinde nasıl buldun?
(bkz: sakin ol şampiyon )
(bkz: kafan çok güzelmiş canım güle güle kullan)

gerçekten şimdi kimseye bir şey deme hakkım yoktur (haşa, verin hatta elinizi öpeyim) diye pek bir yorum yapmayacağım ama moderasyonun mesaj silerken dikkat ettiği hususlar cidden çok garip.. yani çok değil 4 cevabım moderasyon tarafından silinmiş ama neydi ne değildi bilemiyorum bile.. öyle uçuk saçma sapan şeyler yazan biri de değilim, ve neler görüyorum neler, hiç de silinmiyorlar.. herhalde ciddi ciddi tek görevleri "teşekkürler" mesajlarını silmek =) e ne diyelim, işleri zormuş harbinden..

dikkat ediyorum da ekşiden gelenler bunu yapmıyor, i kullanıcıları yapıyor. bunun nedeni de belli zaten.

şu an bir hesap oluştursam, "dedemin daşşağını gördüm napiim" diye bir soru açsam, ki bir dakikadan fazla sürmez. al sana troll, al sana duyuru sikmek. yani diyorum ki, insanlar bir şeyi kolayca elde edince, kıymetini bilmiyor.

soru açabilmek için, 10 tane filan cevap yazmış olmak zorunlu olsa kısmen bir düşüş olur bu absurd şeylerde, diye düşünüyorum.

ha şimdi gerçekten adam dedesini çıplak görmüştür, psikolojisi bozulmuştur, burada da dalgaya gelir, gider intahar eder, hepimiz meşhur oluruz. at ilen it izi birbirine girmiş durumda.

bir de cem şancı gibileri var. çok ciddi bir şey sorsa ben cevap yazmam açıkcası, yalancı çoban durumu var çünkü.

birincisi; "i"lerin en azından %36sının zaten ekşi sözlük yazarı olduğunu düşünüyorum. bu oran umut ediyorum daha da yükselir. çünkü duyuru'nun anonimliğe ihtiyacı olduğunu görüyorum. (üzerine eğitim aldım) yani o "i'ler kötü, es'ler iyi olayı %100 çalışmıyor. boşuna tüm arkadaşlarınızı davet etmeyin.

ikincisi; "i"lerin geyik yaptığı doğrudur, ancak bunun sözlükte dönen geyikten çok bariz farkı yoktur. espri kalitesi düşük olabilir, imla seviyesi düşük olabilir (çünkü "i"ler cahil ibnelerdir!) ancak özünde aynı şeydir. ben de bu sorudan rahatsız oldum mesela, ben bir tespit yapmak istiyorum sayın kırca tadında, ayrıca hakaret dolu. araya "format"a uysun diye yazılan "Moderasyon bu tur mesajlari temizlemekten vazgecip saldim cayira moduna mi gecti?" cümlesini çıkarırsanız "sevgili günlük.." oluyor. rahatsız oluyorum, tamamen soru olmalıydı, tek o cümle de yazabilirdi ne o öyle çok uzun, vaktim kayboldu.

üçüncüsü; "beğenmeyen izlemesin" demeyi biliyorsunuz da, genel olarak soruyorum, "beğenmeyen okumasın"ı neden bilmiyorsunuz? ssg sözlük ile ilgili geliştirme yapmadığında "yapmaz tabii, adamın malı" diyorsunuz da, ekşi duyuru yöneticileri için niye demiyorsunuz?

sözlük yazarı bir fake kullanıcı olarak her gün mutlaka şu reklam bannerlarına 1 kez tıklıyorum, çünkü compumaster para kazansın istiyorum, burada ücretsizce eğleniyor ve bilgi sahibi oluyorum; 1 milyon hit ile gurur duyacağınıza neden çomak sokuyorsunuz?

nasıl bir beklentiniz var tahmin edemedim de, özünde hepimizin aynı olduğunu unutmamanızı diler, "gerizekalı cevaplar"ı tik koymayarak görmezden gelme ihtimaliniz olduğunu, scroll barınızı o tür cevaplara geldiğinizde daha aşağı hızlıca çekebileceğinizi hatırlatır iyi geceler dilerim.

özet: daha sık girin, daha güzel sorular sorun, daha güzel cevaplar yazın; burasının da kalitesinin yükselmesine katkıda bulunun. hitlere takılmayın.

@oldugorusuruz

Konuyu lutfen "i'ler aptal aptal espriler yapiyor, es'ler sahaneler" sigligina cekmeyelim. Boyle bir sey demedim ben. Bu ana konudan uzaklasmak olur.

"uçüncüsü; "beğenmeyen izlemesin" demeyi biliyorsunuz da, genel olarak soruyorum, "beğenmeyen okumasın"ı neden bilmiyorsunuz?"

cevap: cunku begenmedigim cevaplar, gercek cevaplari ararken karsima cikiyor ve vaktimi caliyor, geriyor. tv kanali degil bu.

@no christ requiress; "i"/"es" polemiğini ben de istemem de, sözlük yazarlarına toplu bir vahy gelip duyuru'ya hücum etmediklerine göre 4 ayda; "Simdi ise artik ergenler mi basti yoksa embesiller mi bilemiyorum" cümlesinin yazılırken ağırlıklı olarak "her an burayı basabilecek", kaydol-gir, normal kullanıcıları kastettiği belli oluyor, belki daha genel sormuşsundur tabi neyse.

beğenilmeyen-çöp cevap konusunun ise buraya özgü olmadığını düşünüyorum, internette mutlaka olacak; yani "geyik" bir duyuru cevabı ile bir "troll entrysi" arasında fark yok. kastetiğim "beğenmeyen izlemesin" durumunu, zaten aşabildiğimiz bir şey olduğundan büyütülecek bir durum göremiyorum. ha mesela üstüste 10 tane tuhaf soru olur burada, spam, -ki siliniyor-, o zaman size katılırım. ancak 10 sorudan 1 tanesi saçma, 10 cevaptan 2 tanesi geyik diye de ne burada yazan i-es kullanıcıları, ne de moderasyonu suçlamamanızı öneririm. zira kırk kere "burası çok bozdu" derseniz sahiden bozar. son zamanlardaki geyik başlık-cevaplar geçici şeyler. öyle.

@saykodeli; bu site sadece soru sorduğumuz zaman mı işe yarıyor? daha önce sorulan soruları araştırıp bilgi edinilme gibi bir işlevi yok mu? ya onu bırakın hergün kontrol edip bilmediklerim hakkında bir şeyler öğrenebildiğim bir site ekşi duyuru ancak bazı kişilerin her konuda saçma sapan geyik yapmaları sitenin bu özelliğine zarar veriyor; benim de canımı sıkıyor. moderasyonun gözünden kaçabilir, normaldir. o yüzden kısa zaman içinde adam gibi bir şikayet sistemi yapılırsa en azından bunu dile getirmek yerine şikayetlerle belirtiriz.

özgürlük ve demokrasi modu işte. fena şey yani.

artık burada soru-cevap ya da ilan basit modundan sanki karakter sahibi olma moduna geçilmiş gibi.

dharma falan var bi kere. aslında tick alacak cevap verilmesini teşvik eder gibi ama genel olarak karakter sahibi olma moduna yaklaştırdığı için kötü olduğunu düşünüyorum.





rumuzları belleyip de yardımcı olabilecekse bile cevap vermeyenler var hatta.

"haksızsın" diyerek legal cevabımı veriyorum. çünki son cevabım extreme bir yazı olmamasına rağmen garip bir şekilde uçurulmuş.

sadece başlığı açan arkadaşımızın diğer başlıklarının hiçbirinde geyik görmediğimi, @galadnikov'unda duyuruyu açan insanın başlıklarının sabote edildiğini iddia ettiğini sölemiştim.

şu an arkasından konuşulan, belkide uykularında olan insanlara hakaret edilip, "bu mahalle bizim gidin kendi mahallenizde oynayın" tavrının yanlış olduğunu görmek gerek sadece. burada kimse kimseden üstün değildir. beğenmediğiniz cem şancının yazılarını bende dahil olmak üzere birsürü insan takip ediyor, bilmem farkında mısınız? yönetim gerekli gördüğünde gerekeni yapacaktır. ama aşağıya bakın başlıklara durumu abarttığınızı göreceksiniz.

Dikkat ederseniz 4-5 ay öncesinin soruları daha çok ciddi cevap gerektiriyordu. Sanırım moderasyonun yapmak istediği "teşekkür için tik var, teşekkür mesajlarını silelim, diğer mesajlar çok rahatsız etmiyorsa dokunmayalım". Yani içeriğe kolay kolay karışmıyorlar. Bu kesinlikle bir tercih, iyi veya kötü diyemeyiz.

herhangi bir derbi günü sözlüğe girip maç entrylerini okuyunca, bahsettiğin sözlükçülerin de yarısından fazlasının ortalama bir insandan daha zeki-kültürlü-terbiyeli vs. olmadığını anlarsın.
burdaki yazar kalitesi sözlükten daha yukarda veya aşağıda değil.
burda isminin yanında i olan insanların çoğu da sizin gibi sözlükten uçurulmuş kişler, siz tekrar yazar olmak için 10 entry girip aylarca çaylak olarak beklemişsiniz, gene yazar olmuşsunuz, onlarsa uğraşmak istememişler, yemişim sözlüğünü demişler. ya da uğraşmışlar ve şu anda yazar olmak için sıranın kendilerine bekliyorlar.
son olarak; aslında burda seviye düşük değil, türkiye ortalamasında, belki birazcık üstünde, ve bunun asıl nedeni de -bence- cevaplardan ziyade sorular.

alsında duyuru ve duyuru içine yazılan cevapları ispiyonla seçeneği gelse bir nebze değişebilir her şey. no?

Ben de duyurunun acilen ek modere özelliklerine ihtiyaç duyduğunu düşünenlerdenim. Özellikle duyuru sahibinin gelen cevapları moderasyona report etmesini sağlayacak bir ek özellik şart. Bazen sorduğunuz soruyla hiç alakası olmayan, anlamsızca cevaplar yazılıyor. Sözlük yazarı mıdır değil midir orasını bilemem ama "kullanıcı" hesaplarında bu eğilim daha fazla. Zaman zaman düzgün cevaplar olmak için bir çok duyuruyu dışarı kapatma ihtiyacı bile hissetmeye başladım ben. Duyuru'nun eğlence yeri olmasına ben karışıyım. Çok önemli bir işlevsel ihtiyaca cevap veren duyuru o işlevsellikten uzaklaşırsa amacını yitirmiş olur ve kendi sonunu hazırlar. Burayı sözlükle bir tutmak büyük bir hata olur.

çok ilginç yaa..

herkesin her şeyi yazması normal, karşı çıkılacak bir şey değil, ama birilerinin bundan rahatsız olması tu kaka, olmasın öyle şey, he mi?

yaşasın özgürlük.. yaşasın demokrasi..


edit: Cem Şancı duyurularını takip falan da etmiyorum şahsen ben..

ya fotoğrafla ilgili biriyim hemen hemne fotoğrafla ilgili her duyuruyu cevaplamaya çalışıyorum. daha bu gğne kadar abuk subuk saçma bir cevap hiç görmedim. yad a bilgisayarla ilgili 1208 soru sordum maksiumum combofix ya da montla sıç cevapları verildi ki bence bu geyik çok da aptalca değil. rahatsız olmuyor.

onun dışında abuk subuk açılan duyurular var cevaplardan çok. ben şahsen bakmamaya ya da cevap vermemeye çalışıyorum.

ama olur da ekşideki gibi bir ispiyon bölümü koyarlarsa her duyuru ve cevabının altına daha rahatlayabilir. anlamsız cevaplar ya da yazılardan arınabilir. ya da cevaplarına sorularına göre üyelikler silinebilir. he bir iki tane daha moderatör alınır ama daha keyifli bir site olur.

Orta katta olmalı ki alt ve üst katlara eşit olarak sinyal gücü gönderebilesiniz. Sinyal gücü bu koşullarda düşük olmaz.

Evin koridorunda olmalı, Duvar sayısı arttıkça verim düşer. Aranızda en az duvar olacak konuma koymalısınız.

madem triplex olayına girdin reis al bir access point. kasma bizi ;)
ya da olmadı 5. kata koy iyi çeker :p

Nerde fazla kullanacağınıza göre değişir tabi ama mantıken orta katın tam ortasında olmalı ki her yerden eşit çeksin. Ama öneri olarak fazla kullandığınız yerlere yakın tutmanızı tavsiye ederim.

Eğer verim alamazsanız diğer 2 kata güçlendirici alabilirsiniz. Duvar olayıda doğru, onuda dikkate alın.

arkadaslar saolun... evde fazla duvar yok.. orta ya koymayi evet bende akil ettim oyle yapicam... access point e siddetle ihtiyacim olur mu ?

sinyal seviyesi katlar arasında büyük düşüş yaşıyorsa koyarsın, yoksa salla.

3 katlı bir evde sorun yaşayacağını sanmıyorum. Çok rahat bir şekilde verim alırsın. illa 54 Mbps çekmesine gerek yok. 8-12 gibi çekse bile sana yeterli olur ;)

bağlantın zaten max 8 mb olacak.

orta daha mantıklı. bizde çatı katında modem ve bu yüzden bahçede bazı aile fertlerinin bilgisayarları pek çekmiyor.

merdivenlere yakın koy. biz dublekste otururken öyle yapıyorduk. gerçi hala dublekste oturuyoruz ama neyse. :P

Eğer evde her yerde birden fazla PC tarafından kullanılacaksa orta katta merdivene yakın bi yere. Yok tek bir PC tarafından kullanılacaksa PC'nin en çok kullanıldığı odaya. Evin başka bir odasına film izlemek için götürdüğünde online oyun oynamasan da olur...

(bkz: wireless repeater)

export yapmadan direk projeyi çekin ae ye?

hata metninde güncelleştirmelerden bahsediyor.
çok umutlanmamak gerek ama yine de bir windows update yapmakta fayda olabilir.

@ the piano has been drinking

güncelleştirmeleri yaptım. daha farklı bir problem olsa gerek.

çalıştır'a "sfc /scannow" yazıp sistem dosyalarını kontrol etmesini sağlayabilirsiniz, belki fotoğraf görüntüleyicisinin dosyalarına bir şey olmuştur.

Browserdan direkt olarak arkaplan olarak ayarla dediyseniz, o bmp açılmıyor. En azından Opera'da öyle benim bildiğim kadarıyla. Resmi ayrıca kaydetmeniz gerekecek.

After Effects'de sigarayı track ettirip bir blur mask'ın hareketine bağlasın, mis.

Gibi :
www.youtube.com

AE'de daha kolay halledilir muhakkak ama bilmeyenin iki dakikada öğrenebileceği bir program değil. Ayrıca doğru render ayarlarını kullanmazsınız sıkıntı yaşatır.

Böyle işler için tavsiyem AVID kullanmanız. Eğer imkan yoksa da AE bilen birinden yardım alın. Gün içinde roto'ları yapıp, render'a atın. Gece render ı başlatın sabaha kadar yapsın kendi kendine.

Sigaralı sahnelerin sansürlenmemesinin cezası 50 bin TL. Sansür bu yüzden. AE kullanamıyorlar çocuklar. Ama öğretiriz gerekirse. AVID Sistemimiz yok. Başka daha az karışık bilgi gerektiren program yoksa yarın AE kurduracağım. Teşekkürler.

bu işin ae veya motion gibi composition pragramlarında halledilmesi sanıldığının aksine montaj programlarında halledimesinden daha çok zaman alır çünkü yapılacak işin ya da sekansdaki o parçanın export ve importu ile kimse uğraşmak istemez. en iyisi ve hızlısı montaj programında yapmaktır. tahminimce 6 ya da 8 saate etki eden sürelere filmin izlenip sansürlenecek sahnelerin belirlenmesi ve filmin export u da dahil. yoksa bu kadar uzun sürmemesi gerekir.

Premiere'de motion tracking yapılabiliyor mu bilmiyorum ama AE'den tracking datayı alıp premiere'e kopyalayıp işin render kısmına premier'de devam etmek de mümkün olsa gerek.

Frame frame el ile key edeceklerine AE den alırlar datayı yapıştırırlar premier'e.

16 yaşındaki kardeşim 4 dakikada öğrendi tracking'i kendi başına, beceremiyorsa stajerler vereyim bizim veleti :)

Yabancı filmlerde en fazla 10-15 sahne sansürleniyorken Türk filmlerinde daha fazla. Mesela elimdeki filmde tam 56 sahnede sigara içilmiş. Tam manyak işi bu. Filmi izlemek ve aviye çevirmek zaten en az 3 saat. Tek tek sansürleyip, m2p olarak paketlemek 6 saati alıyor cidden.
Ve evet reklam servisindekilerin, 15 dakikalık bir AE işinin exportu için saatlerce bekledikleri oluyor.
Tracking değil cut montajı öğrettim 1 saatte bizim stajyerlerle. Önemli olan onların öğrenme hızı değil işin angaryalığı.

Stajyerin gücünü artırdık (gaz verdik) ve bir bilgisayar daha aldık. Şimdi maksimum 8 saatte 2 film sansürleniyor ehehe ben yine küfürümü yiyorum o ayrı.

16-17 arasında çıkarsın. bölükten bölüğe bile değişebilir çünkü. o mesafede yazılı kural 2 gün yol olması ama komutanın sağı solu belli olmaz. ben 17 sinde çıkarken başka tabu kısa dönemleri 16'sında gönderdi. fakat yüksek ihtimal 17'sinde çıkıyorsun.

yanlış bilmiyorsam 16 ocak'ta çıkacaksınız. (2 gün yol izni şeklinde düşünürsek)

şimdi 12 ağustosa 158 ekleyince 17 ocak ediyor. Mantık olarak, hiç yol iznim olmazsa 17 sinde çıkmam gerekmiyor mu? 2 gün yol iznim olduğu için 15 i, ya da taş çatlasın 16 sında çıkmıyor muyum ?

kısa dönem askerlik 6 aydır. siz Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım, Aralık ve Ocak ayı boyunca askersiniz. Er ve erbaşlar için izin hakkın ay başına iki gündür. 6 ay için 12 gün. Terhis tarihi 31 Ocak olduğu için onu saymazsanız 12 gün iznini kullanmmamış biri 18 Ocak'ta çıkar. Komutanın yol izni verme hakkı vardır. Bulunduğunuz ilden, ikamet gösterdiğiniz ile göre verilebilecek yol izni gün sayısı da bellidir. bu durumda hiç yol izni almazsanız 18'i, 1 gün alırsanız 17'si, 2 gün alırsanız 16'sı.

16'sında çıkarsın, zaten çıkışlara yakın yazıcılar belgeleri hazırlarken çıkış tarihlerinizi söyler, hatta panoya falan asar.

hayırlı teskereler...

31inde sevk olduğunuz için 6 ay ileri gidersen 31 ocak ta çıkman gerekir. 12 gün kanuni iznin var. 19unda çıkman lazım. yol iznin 1 gün verilirse 18inde 2 gün verilirse 17sinde 3 gün verilirse 16sında çıkarsın. bizim 30 kasımdı sevkimiz. 2gün yolla 16 mayıs'ta çıktım ben.

Onlardan birisi zaten diğerinden daha aşağıda olur, normali bu. Kasığınızdaki şişliği ise bilemiycem.

hhehehe iyi boşuna paranoya yapmışım öyleyse :) o kasığımdaki şişlik de belki psikolojik olarak bana öyle gelmiştir.

bir arkadaşım iki testisten birinin daha aşağıda olmasını hastalık belirtisi olarak söylemişti.

herkesin öyledir...

lavistachurchofchrist.org

Şişlik için hidrosel ihtimalini de gözardı etmeyin...

ciddi şişlik varsa kasık fıtığından şüphelenebilirsiniz

eğer içinde grafik (tasarım) işi dahilse sunumlarda slayt başına 25 lira gibi ücret alıyordum ben. belki fikir verebilir.

slayt başına 25 uygun bir ücret evet. fazlası abartı olur 1 kere yatırsalar bile bidahakine office öğrenir senin prof. bidaha çağırmaz seni :)

iş bankasını bilmiyorum ama genel olarak diyeceğim o ki, istemez

şifre istemez ama bazı bankalar ilk kez internetten alışveriş yapılıyorsa mesaj atıyor sahibine "bu kadar bu kadar harcama yapıldı kartınızdan bilginiz dışındaysa bizi arayın" diye.

değişiyor o bazı yerlerde cep telefonuna gönderiyor şifre. misal 3d secure olayını kaldırmışlar artık bunu isteyen sitelerde cep telefonuna tek kullanımlık mesaj geliyor onu giriyorsunuz. thy nin sitesinden e bilet alırken böyle oldu misal dün.

hepsi asayiş ekibi. yok öyle bişey onlar da arayabilir

o zaman gelip evimide arasınlar ?

hiçbir polis elinde savcılık izni olmadan arabanın kapalı bölmelerini (torpido gözü, bagaj vs) arayamaz. ancak arabanın gözle görülen yerlerinde bir suç deliline rastlarsa iş değişir. yunuslarla diğerleri arasında fark yok.

bizim ülkede genel arama izni çıkar haftalık olarak. gayet ararlar.
ha bizim memlekette dersen "adıma arama izni istiyorum" diye...
dayarlar seni arabanın kapısına arama pozisyonunda bekletirler 4-5 saat o halde savcından izin çıkacak diye sonra pişman olursunuz naaptım amk ben diye.
maalesef böyle bizdeki sistem...
ama ecnebi memleketlerde savcının ya da hakimin telsizden "arayabilirsiniz" cümlesini söylemesi yeterlidir.
elbette ki buna dair kanun ve kuralları vardır. hangi ülkeden bahsettğinize bağlı olarak değişkenlik gösterebilir.

savcılıktan sadece gecikmesinde sakınca bulunan haller kapsamında arama izni alınabilir. onun dışında mahkemeler verebiliyor arama kararını. mahkemelerden ayrıca planlı arama izinleri de alınır. örnek olarak yol emniyet ve kontrol devriyeleri olur buralarda yapılan aramalar planlı ve izinlidir, ellerinde mahkeme kararı vardır. istenirse ibraz edilmesi zorunludur. polis jandarma ekip farklılığı olmaz. yunus'un şu yetkisi var şunun yok gibi bir durum yok. ayrıca suç teşkil ettiği açıkça ortada olan durumlarda izine gerek olmaksızın arama yapılabilir. fakat bulunan delillerin delil sayılması yine mahkemenin insiyatifindedir.

ayrıca

(bkz: adli ve önleme aramaları yönetmeliği)

side select ekranına gelip l1-r1 tuşlara basarak tuş düzenini değiştirebilirsiniz. ikiniz de aynı custom düzeni kullanıyorsanız değiştirince ikisi birden değişir

çıkışın yapıldıktan sonra 30 yada 60 gündü tam hatırlamıyorum, sağlık hizmetlerinden yararlanabilirsin. bir kısım büyük ameliyatlar dışında diye hatırlıyorum.

onun dışında 83 günlük prim senin şu an hiç bir işine yaramaz.

60 gün işsiz muamelesi görüyosun. daha sonra geçersiz oluyor diye biliyorum bende.

o seksen üç gün sigortalı çalışarak emekli olacağınız toplam gün sayısından düşülecek günlerdir. şu an için bir işinize yaramaz. işten ayrıldıktan sonra ailenizin sigortasından faydalanabiliyosunuz bunun için şart ise öğrenci olmak ve yirmibeş yaşı aşmamış olmanız gereklidir. öğrenci olup 25 yaş üstünde iseniz yahut öğrenci ve ailenizden birinin sigortası yoksa üniverste sağlık masraflarınızı karşılar. ayrıca çalışırkende senin tüm sağlık masrafların sgk tarafından karşılanır ödenen prim miktarı hiç önemli değildir. primin yüksek ödenirse yüksek maaşlı emekli olursun o kadar. tabi sgk karşılar dedim ama belli bir kesinti yapıyorlar. yüzde beş-on

geriye dönük 120 gün priminizin yatmış olması gerekiyor. sağlık sigortasından faydalanamazsınız 83 günlük primle.

hakem 3 saniye işaret ederken forma numarası 3 olanlarla karışmasın diye. nba de istediğin numarayı giyebilirsin. hatta 00 bile.

belkide her ikisidir!

both

liglerde eskiden 4-15'ti. sadece euroleague'de serbestti ama o da sınırlıydı sadece 16-17 falan görüyordum eskiden. şimdi ise türkiye liginde de euroleague'de her numara serbest. 0 ve 00 hiç görmedim ama. nba'de ise zaten yıllardır 0 ve 00 dahil olmak üzere 99'a kadar numara var. ve avrupa ve dünya şampiyonalarında da 4-15 giyilir, basketbol geleneğini bozmama,takım bütünlüğünü bozmama falan açısından.

ikisiyle de alakası yok. tamamen teknolojik bir durum. nba'de istediğin numara scoreboard'da görünebiliyordu; ama avrupada giydiğin forma numarasının karşısındaki ışık yanabiliyordu sadece, anadolu'da hala öyle. avrupada bu kalktı artık çoğu yerde. bunun kalkabilmesi için resmi maç yapılan her salonun teknolojik olarak bu seviyede olması gerekiyor, daha var yani bize.

dünyaca yapılan turnuvalarda da aynı sebepten bu geçerli...20 yıl sonra geçer.

kobunder türkiye ikinci(hadi olmadı birinci) basketbol liginde istediğin numarayı giyebiliyorsun skorboardda görünüyor ama aynı ülkedeki dünya basketbol şampiyonasında skorbord yetmezliği var öyle mi? ilginçmiş.

nba'de de 55e kadar serbest. sonrası özel izine bağlı. tek elle gösterilemediği için diğer rakamlar (faüllerde gösterirken) avrupada eskiden 4-15 arasıydı. 3'lük işareti ile karışmaması için 4 ten başlıyordu. artık avrupa da 55e kadar serbest.

bahçeşehir'de o kadar paraya ev var mı?

bir de büyükçekmece'ye bakın derim.

130k-150k arası bahçeşehir'de bulamazsınız. yakınında bulunan esenket ve esenyurt'a yapılan yeni projelerde 1+1, 2+1 belki. 200.000 i zorlamanız lazım.

bahçeşehir de o paraya çok zor. beylikdüzü'nde de yeni biten ve toplu taşımaya uzak kısımlardan anca. kurtköy ü tavsiye etmem oraya gidene kadar tuzla dan bakın daha iyi

130bin 150bine 1+1 2+1 yazdığın 3 yerde de bulursun, araştırırsan projeleri göreceksin.işim nereye yakınsa orayı seçerdim.

gzüel soru..bende 2lemde kaldım şimdi ama kurtköy derim.

bahçeşehir, ıspartakule

beylikdüzü

kararını beylikdüzü diye vereceksen 10 dk daha batıya gidip büyükçekmece sahilden bu fiyata her türlü güzel bir ev alırsın.deniz kıyısında up uzun bi sahil rahat bir yer.ne gerek var beylikdüzünden almaya..illa üç seçenekten biri olsun diyorsan o paraya bahçeşehirde ev varsa bahçeşehir derim.

aynı durumda bir beş buçuk nuara miyoptan cevap. ben de çok aradım taradım bualamdım böyle bir şey. maalesef çizdirmekten ya da lens takmaktan başka çare yok. ben de takamam diyordum ama iki senedir tatilde veya havuzda denize girdiğimi anladım. takamamayı gerektirecek sağlık probleminiz yoksa inadı bırakıp lens kullanın. günlük hayatta kullanmıyorsanız da yüzerken kullanın.

İl? Spx mağazaları sipariş üzerine getiriyor.

@kibritsuyu sağlık sorunu yok ya, sadece lens olayından kıllandığım için takmıyorum. bulamazsam mecburen öyle yapıcam heralde.

@daddy il istanbul.

var numaralı deniz gözlüğü. özel sipariş ile yaptırılıyor.

şu da var. tamam numaralı deniz gözlüğünü bulduk, taktık. eh denizde veya havuzda yüzerken iyi. yüzdük geldik tutunduk havuz kenarına. yorulmuşuz. ya etrafı hala görebilelim diye ninja kaplumbağa gibi gözlükle durucaz, ya gözlüğü çıkarıp görmemeye devam. yan kulvarda güzel kız yüzüyo, plajdaki hatun yüzmeni beğendi sana bakıyo bi kesiyim falan yok. varsa da ninja kaplumbağa gibi. onu da düşünün.

orbitz.com
ekobilet.com
zugu.com
expedia.com
kayak.com
momondo.com

www.bulucak.com

skyscanner.com

yenibosna airport avm içinde ki prestij

hillside / wings cinecity trio / coğu cinebonuslarda da gordum hatta

beylikdüzü migros'un sinemasında da love seat var

aynısnı ben sorucaktım:)cevahirde var mı?

afm fitaşta vardı. yıllar evvel garez izlemiştim o koltukta.

afm budak caddebostan

212'de de var

balıkçılık.

(bkz: optimist)

yelkenin başlangıç aşaması denilebilir. yıldızlar kategorisi gibi

Balıkçılık ha koptum yahu:)

çok abartı değilse kirli sakal sorun olmaz. kirli sakaldan biraz daha fazla olsa bile sorun olmuyor. ama aczmendi sakalı ya da çok abuk bir şekildeyse o zaman sorun olur.

yok çok abuk değil, biraz çenede sakal geri kalan kısım kirli gibi...

İzmir Narlıdere'de girmiştim 3 sene evvel, ben güzelim sakalıma kıymıştım. 10 gün sonra zaten keseceksin, boşuna başına iş açmana değmez. Şimdi kıl birine denk gelirsin, üzer seni, kes gitsin.

arkaaşımın anlattığına göre birşey olmuyormuş. yanında acmendi bile varmış.

tuzla da girdim ben 331. kısa dönemdim. epey sorun oldu orda bir çok arkadaş kuru kuruya traş olmak zorunda kaldı. nasılsa kalan dönemde en az 155 gün traş olacaksın sınava da traşlı git, rahat et.