istisna vize durumlarindan biri bu sanirim,bu tarz durumlarda cok kolay vize cikmasi olayi var diye biliyorum,bunun icin bir konsoloslugu arayin en güzeli hollanda konsoloslugunu arayip bilgi alin derim.

Pekala, çok teşekkür ederim tavsiyeniz için.

iyi bi yerde calisiyosan naapcaksin ki uzaktan egitimi,cok gereksiz ve sacma bi olgu.

hem paraniza yazik.

onun yerine belli miktar kazanip ingilterede,amerikada iyi bi okula gidip master yaparsiniz hem level atlatir size.

ya önemi yok. uzaktan lazım. istiyorum bunu yapmak:)) yardım lütfen.

ben de cevapları takipteyim.

ahmet yesevi'yi araştırabilirsin.
babam falan derse giriyorsa hocaların en azından bir kısmı iyidir diye düşünüyorum. sadece finallere fiziksel olarak katılıyorlar sanırım. akşamları internet üzerinden ders dinliyorlar. yapılabilir sanki ama ben olsam gitmem herhalde ya, tırt bir okuldan diploma alsan ne almasan ne.

yahu itü mitü yardımları bekliyorum. ne ahmeti ne yesevisi:)))

mülakatsız uzaktan eğitim master programı mı olurmuş?

istanbul üniversitesi bu konuda iyidir. bi kere mülakata gidiyorsun, sonra her şey uzaktan. aksaklıklar yok mu? var tabii. ama candır.

ben iü enformatik uzaktan eğitim alıyorum. aksaklıklar oluyor. can sıkan noktalar oluyor. ama sistem yeni. tüm olumsuzlukları belirttik, yeni öğrencilere o sorunlar çıkmayacaktır muhtemelen.

itü^de falan bahsettiğin şekilde havadan diploma vereceklerini sanmıyorum.

yenı kurulan unıv lere bakman lazım, koklu unıv lerde olmaz o iş.

İsvicre vizesi almak en zor islerden biri.
Bir kanada iki isvicre.
Tanidik olsa bile bankada belli bir parasi olmasi gerekir davetiye olayi icin.
Anlatildigi gibi bir ulke degil, amac oraya yerlesmekse tekrar dusunun. İsvicre vatandasi olarak bunlari soyleyebilirim. Gecen ay kesin donus yaptim.

rusya için davetiye prosedürü şöyleydi:
davet edecek kişi bulunduğu yerin emniyet birimine gidip oradaki formu dolduruyor. o frmu ve çalıştığı yerden aldığı belgeyi siz gönderiyor. siz o evraklarla birlikte vize için başvuruyosunuz.

schengen başvuru formunda davetiye gönderen kişi hakkında doldurmanız gereken bir bölüm var zaten. yani davetiye olsa bile schengen şart.

yok yerleşmekle işimiz yk gezmek için gidiyoruz italyaya almanyayada geçmeyi düşünüyoruz eğer schengen olayı varsa. 2 aile davetli evde 1 ailede otelde kalmayı planlıyoruz. bide 3 ailenin büyükleri kardeş, tüm kardeşler gidiyor diye geri çevirlermi bizi?

acikcasi davetie isi ordaki kisiye de belli bi yük olusturacagindan ve cok büyük avantaj yaratmadigindan önermiyorum.

bi hostelde kayit yaptirin,para zaten göstericeksiniz,ucak biletleri zaten alinmis olcak,diger ek belgelerde öyle,dedigim gibi bi hostel,otele kayit yaptirin parasini da ödersiniz vize gelince iptal edersiniz belli miktar keserler ama hem daha az yorulursunuz hem vize cikma yüzdesi daha yüksek olur.

aileden birinin yanina gitmek cok hos bakilmiyor.

ciceksepeti elestirilse de sanirim yogun olmayan zamanlarda iyi,bende göndercektim zamaninda sorup sorusturmustum böyle de ,kizdan ayrilinca gerek kalmamisti.hee sakin kizdan ayriliyim deme :P :))

2 yolu var benim bildigim. birincisi gayet acik zaten, turkiye'deki cicekcilerle iletisim kurmak. evet arkadaslarim bana aynstayn diyor.

ikincisi, belli bir buyuklukte olan her cicekci interflora uyesidir. hani dunyanin her yerine 7/24 cicek gonderimi muhabbeti var ya, o iste. internet sitesinde uluslararasi gonderim secenegi vardir bu cicekcilerin. sen cicekcinin sitesinden gonderecegin ulkeyi, cicegini seciyosun, onlar kendileri senin yazdigin adrese en yakin interflora uyesi cicekciyle iletisime gecip hallediyor isi. iki kere bu sekilde los angeles'a gonderdim, hicbir sorun olmadi.

buyuk sirketlere yaptirirsan daha iyi tabi. daha profesyonel oluyorlar sonucta. ama soyle bir sey var, senin portekiz'den sectigin cicek turkiye'deki o adresteki cicekcide olmayabilir, o zaman kafalarina gore benzer bir sey uydurma potansiyelleri var. onun onune gecmek icin, adam olun dagitirim orayi falan demek icin ozel olarak iletisime gec bence portekiz'deki cicekciyle.

www.fleurop.com

skyscanner
ekobilet
aklima ilk gelenler

Ben bu mektubun anlatıldığı olayı 10 - 15 sene önce bir çocuk kitabında hikaye olarak okumuştum. Aynen bu şekilde bir tamirat sırasında şişe içerisinde bulunan mesaj ile nasıl onarılması gerektiği anlatılıyordu. Hatta onarılan yer de bir kemerin kilit taşıydı.

Muhtemelen asparagastır.

Not : Hikayede gene Mimar Sinan olarak geçiyordu mesajı bırakan kişi.

şehir efsanesi
www.eksisozluk.com

www.mimarlikforumu.com

(bkz: 400 sene sonrasına mektup)

inanmayınız, gururlanacak başka şeyler bulunuz.

zaten bunda gurur duyulacak ne var ki? 400 yıl önce yapılan bir taş değiştirme işleminin nasıl yapacağını mühendislerimiz bugünkü eğitim ve teknolojiyle bulamıyorsa gururlanacak birşey göremiyorum.

aspaagas o isler,ek olarak bi mimar arkadasimin cümlesiyle devam ediyorum

"millet mimar sinanin ,x in y nin camisi yikilmadi,teknolojiye bak,öyle süper,böyle über diyo,ne isin teknigi ne de allaha baglamamak lazim bunu ulan her bilmemkac senede bir restore ediliyo onlar ,cogu kac defa yikildi,icine girince isin,suanda cogunun yikilmak üzere oldugunu anliyosun " derdi.

parmanent tears olabilir mi?

Are you still having fun?

maalesef canlar

buraya bi bak bakalım bunlardan biridir herhalde: www.lastfm.com.tr

bu da gol değil :(

falling in love again?

youtu.be

en basta illegal olarak o ülkede bulunuyorsunuz an itibari ile.

bulunma nedeniniz egitim fakat pasaportunuz sadece turistik amacli.bundan dolayi en basta vize türünüzü degistirmeniz gerekiyor,belcika makamlari ile görüsmeniz gerekmekte ve muhtemelen türkiyeden vize basvurusu yapicaksiniz,egitim amacli.

sigortaniz yurtdisinda olduktan sonra sorun teskil etmiyor,yani belcikada sigorta baslatmaniz lazim.

bunun icin yesil pasaportunuzdan vazgecmeniz,umarim burada bir para ve yaptirim cezasi da alirsiniz,daha sonra o ülkedeki sigorta islemlerine baslamaniz lazim.

muhtemelen bunlarin hepsini türkiyede yapmaniz gerekecek.

umarim gereken cezalar tatbik edilir ve gereken sekilde yaptirim uygulanir!

ben vizem turistik falan gibi bir şey dediğimi hatırlamıyorum. gayet eğitim amaçlı vizem var hatta oturma iznim dahi var. zaten öyle bir şey olmasa bulunduğum ülkede 3 aydan fazla kalamam. alakasız yanıtlar bunlar.

cevabi editlemek yerine cüml aleme ibret olsun diye tutuyorum,

en basta böyle durumda olabilecekler icin kalsin o.

soruda cevabi verdim aslinda,yurtdisinda ögrenci sigortasinin olmasi dolayisi ile,türkiyedeki yaptirimdan etkilenmiyosun,yani ikametgahini yurtdisina alman lazim,yesil pasaportu kaybedebilirsin,ama bu durumda dikkat etmen gerekiyor cünkü pasaport numaran degisecek,onu makamlara bildirmen lazim yoksa elektronik sistemlerde hata cikiyor.

yurtdisinda sigorta yaptirmadan nasil vize ve oturum verdiler orasi garip geldi,sirasiyla ögrenci dosyasi acitircaksiniz konsolosluktan,yeni pasaport gerekirse,sigorta yaptirip bunu da konsolosluga bildiriceksiniz bu kadar.

www.google.com girdikleri değil de, arattıklarına buradan bakabilirsiniz.

sanırım alexa'dan bakılıyordu.

alexa ya sor bi.

burdan: www.alexa.com

alexa

iphone ile orjinal olmayan şarj aleti ve ara kablo kullanmış biri olarak, dokunmatik ekranda algılama sorunları yaşadım. (ekranda dokunduğum alanin etrafında başka bir yere dokunmuşum gibi tepki veriyordu cihaz) Bu sebeple orjinal ürün kullanmanı tavsiye ederim, özellikle yeni nesil cihazlarda.

bilgisayarcı abi kendisi kullansın o halde. orijinalden şaşma, sorun yaşama ihtimalin yüksek.

temelde ayni güc degerlerine sahip iki ürün arasinda fark olmaz malzeme kalitesi haricinde,ama bazi ürünler eg ipod u ben aldigim muadil ürünle update sonrasi kullanamadim.

bunun disinda orjinali en iyisidir ama muadil kullanip alete zarar gelirse garanti kapsami disinda olur.

yurtdisindaysan amazon a bakabilirsin orjinal ve ucuz ürünleri bulabilmek icin isin acil degilse.

(bkz: avrupa dil pasaportu)

yani kafana göre ingilizcem süfer, fransızcam aşmış yazma. bak, yetkili kuruluşlar belli, orlardan belgen olsun; tarzı bir şey sanırım.

avrupa dil pasaportuna göre yabanci dil seviyesi
a1-a2 temel düzey
b1-b2 orta
c1-c2 ileri

diye ayriliyor yasakani nin dedigi gibi kafana göre yazamiyorsun.yetkin bir kurumdan belge alman lazim.

boops +1

ama basvurdugun insan kaynakcilari anlamiyor onu dostum:))

ingilizce c1 filan yazarsan kimse anlamaz yani.

sen yaz anlayan da çok.

@madyb

anlayan cok demissin de,10 insan kaynakcisina sormuslar a3 ne diye,audi modeli degil mi demis.

sacmalayamayin ne avrupada, ne de türkiyede cok fazla anlayan yok o dil standardi geyigini,a1,b2 ,c1 yazicaginiza seviyenizi yazi ile belirtin,advance,basic etc tarzi.

bu tarafimca denenmis ve cok olumlu sonuclar alinmistir.
he ayrica kimse senin dil bilgine bakmiyo genelde,onu okudugun okul ya da calistigin ülkeler referansliyo,resmi kurumlar disinda kimse seni sadece kurslardan,sinawlardan aldigin belgelerle ise almaz,onu kullanabilmene bakar,mesela bogazicinde okudum,dersen kimse sana ingilizce sormaz bilmem anlatabildimmi.

açmayın lan şöyle başlıklar,

bitirme okulu.

ben bikac arkadasimdan örnekliyim istersen,eger özel sektöre gecicem ve uluslarasi iliskiler disinda bi alanda calisirim,kapitalizmin kollarina birakirim kndimi diyorsan eger,ve eger iyi bi okulda okuduysan isletmecilerle ayni kefeye konup degerlendiriliyosun,eger basarilarin ve not ortalaman varsa,potansiyel vaadediyosan ,cok güzel sirktlerde iyi yerlere gelebiliyosun net bir gercek bu.ki bende kisisel olarak bu olayi dogru buluyorum acikcasi.

ama ben uluslarasi iliskiler de calisicam diyosan ve cok cok büyük basarilarin referanslarin varsa iyi yerlerde master ve doktora yapip akademisyenlik,özel sektörde analistlik ve danismanlik gibi alanlara gecebiliyosun.diger türlü ya issiz ya da memurluk pozisyonlarina hazirlaniyorlar.

bunlarin disinda bambaska bi alandan biri olarak network diyorum dostum.network yapmaya bak.

basarilar

ben bankacıyım, bazı arkadaşlarım avea vodafone veya zorlu gibi şirketlerde mt oldular. bi kısmı yine benim gibi bankacı, ama böyle gişe elemanı falan gelmesin aklına teftiş kurullarında falanlar. kamuda bakanlıklarda uzman olan falan da var. akademisyen olanlar bir hayli çok. bölüm birincimiz tiyatrocu oldu (bkz: ayşegül çaylı) öyle işte çeşit çeşit her şeyi bilen ama hiç bir şeyi tam bilmeyenler olarak bölümümüzün karakterini yansıttık mezuniyetten sonra da.. yok yok.. =)

Ben diilim ama iki arkadaşım bir buçuk yıldır maalesef açıktalar, banka sınavlarına girecekler son çare. (Şehir faktörü de önemli tabi, İstanbul'da şans artar sanıyorum.)

master yapmaktayım. genel olarak bankacı, kamuda uzman yardımcısı, eş dost şirketinde genel müdür (!), özel sektörde farklı ve alakasız pozisyonlarda çalışanlar olmakla beraber çoğunluk işsiz şu an. haziran'da mezun oldu bu bahsettiğim tayfanın tümü.

dil sıkıntın varsa onu hallet banko derim.
lisansta network yapmadıysan, yapmaya başla derim. (eş-dost varsa yardımcı olacak; onu bilmem.)
gerçekçi olmak gerekirse büyük hayallere kapılma. ne istediğine uzun bir süre karar veremeyeceksin bence.
işsiz kalırsan panik olma. zamanla bulunuyor sanırım. bizimkiler buluyor en azından.
mezun olduğun okul mühim. kim önemli değil diyorsa yalan söyler. etikete bakıyor insanlar maalesef.

ama dediğim gibi, paniğe mahal yok. ne istediğine karar ver ve ona yönel bu kısa zamanda. başlangıçta uçma, ayaklar yere bassın ki hayal kırıklığı olmasın.

rekabet çok. net bir meslek tanımın yok maalesef. o yüzden görüldüğü gibi her türden meslekte çalışan var.

Gözlemlerimden yola çıkarak söyleyebilirim ki;
Boğaziçi-Bilkent'te okumuyorsan,
En az, 1 yabancı dili, epeyce iyi bilmiyorsan, eğitim aşamasında çeşitli projeler olsun, efendime söyliyim öğrenci değişim olayları olsun bu tarz şeylere girişmediysen, olabiliceğin en iyi şey bankacılık. Bu niteliklere sahip değilsen muhtemelen işsizsin zaten, iyimser oldum ben.
Bahsi geçen okullarda okumuyorsan bırak bence.

uli mezunu 2 tanidik var. biri guney amerika ulkelerinden birinde turk konsoloslugunda calisiyor, digeri de mit bunyesinde goreve alinmis duydugum kadariyla.. ikisi de universite yillarinda cesitli projelerde yer almisti, cv'leri baya kabarikti. iyi bir kariyer icin ogrenciligi dolu dolu gecirmek, aktif olmak gerekiyor sanirim..

görünüm

sms,telefon ve 3g disinda bildigim kadariyla yok.

iPhone'un ekranı daha geliştirilmiş.

petrol kaleminin dediği gibi iphone 4 ekranı çok daha iyi. hhatta bayaa byaa iyi

itouch 4 ise telefondan daha ince. ha bir de bilemem ama bence bunun şarjı iphone4 den daha çok gidiyor.

ipod touch'in gsm radyosu yok, gorunum olarak daha ince, ekran cozunurlugu iphone 4 ile ayni olsa da iphone 4'un ekranina gore biraz daha kotuymus. ekran olayini suradan gordum: nexus404.com

ekranları arasındaki tek fark ayfonda ekrana bakılan açı değiştikçe görüntünün bozulmamasını sağlayan bir aparat var adını unuttum şimdi. yani tam dik açıyla bakıldığında iki ekran da aynı kalitede. bunun dışında yazılmayanlardan ipodda gps yok.

kamera

itouch kullanıcısıyım ve param olsa iphone 4 alırdım kesinlikle. parasızlıktan touch aldım. kamerası çok kötü touch'un. bildiğin vga. 720p video çekip fotoğraf çekememesi nasıl bir iştir anlamadım doğrusu. sonra telefon özellikleri var işte bir de. touch'un şarjı daha uzun gidiyor, gps fln kullanmıyor sonuçta. görünüm olarak 2'side çok şık, her türlü yarışırlar.

iphone'un ram i daha fazla.

mit opencourseware

bence en ünlüsü bu

itunes u

khanacademy.org

Bunun Loch Ness canavarı olduğunu yerin altındaki yollardan diğer sulara gittiğini söyleyen insanlar da var. Dünya ne garip değil mi?

van gölü cevirmenin eseri orda,


dizide loch ness canavari diyor.iskocyadaki bir efsanevi yaratik o.

@serabetan hahaha milliyetçi bi çevirmen desene

yoo aslinda insanlarin anlayabilecegi dile cevirmis sadece:)loch ness dese "loch ness ne la " diyebilir standart seyirci:))

fotografcida yaptirmak daha ucuz olucaktir kanimca.

makinayi aldiginizda makina saf makina olup size sarf giderler cikaricaktir,yani foto kagidi ki bu ucuz ama asil olay tonerinde yani makinaya verdiginiz kadar tonere vereceksiniz ve cok kaliteli baskilar alamayacaksiniz.

makinayi aldiginizda bir starter toner cikar icinden ama bu da %10-30 doluluk gibi bir orana sahiptir ,kaliteli foto ciktisi almak icin size yetmez kisacasi ölü yatirim olup bosa gecen zaman ve duygusal nedenlerde cabasi olur,bence hic bulasmayin,bi fotografciyla pazarlik edin ,size iyi rakamlar sunacaktir.

önemli olan kağıt.

fotoğrafçı daha ucuz olur bencede. mediamarkt ya da teknosa'lardan da fiyat alabilirsin.

normalde 50 toplu baskıda 40 kuruştan çıkartıyorlar. 200 oldukça güzel bir rakam, belki pazarlık yaparak daha da indirebilirsin.

merhaba,
fotoğrafçılarda basılan gibi kaliteli fotoğraflar almak istiyorsanız, en aşağı epson r800 gibi bir makineye ihtiyacınız olacaktır. o da astarı yüzünden pahalıya gelebilir. çok fonksiyonlu ucuz yazıcılar maalesef reklamlarında anlatıldığı gibi sonuç vermez. içinden çıkan kartuş 200 fotoğraf basabilir, ancak yine de kağıt almanız da gerekir. kaliteli kağıtlar da ucuz değil o kadar. pazarlıkla bir fotoğrafçı ile anlaşabilirseniz daha iyi olur.
selamlar.

güzel bir baskı için fotoğraf mürekkebi ve fotoğraf kağıdına ihtiyacın olacak. üstelik sıradan bir yazıcı ile epey vaktini alır.

3-4 hafta önce 250 adet fotoğrafı 45dk'da bastırdım mediamarkt'ta. standart boyda tanesi 25krş. baskı seçeneklerini kendin ayarlıyorsun, kimse bakmıyor. (özel fotoğraflarınız fln varsa)

Herkese önerileri için çok eşekkürler. mediamarkt en makul seçenek gibi duruyor

app store da "expense" yazarsaniz search de güzel uygulamalar bulabilirsiniz ama bence ise yaramaz cünkü bi yerden sonra yapamayacaksiniz ,onun yerine kredi karti kullanin takibi daha kolay.

Akbank'in Cep Butcem uygulamasi var, Cep Butcem diye aratin cikar. Ben ne kadar harcadigimi merak ettigim icin kullandim bir ara, rahatti bence...

kamp gibi bir sistemden bahsediyosun da,evde olcak is degil bu,kamp gibi birsey daha güzel belki ama millet arasinda "sigara var mi kanka?","yeter lan ingilizce ingilizce hapisane mi lan burasi" filan der,zaten iradeli insan bunlara gerek kalmadan ögrenir,hemde cok iyi ögrenir.

kisacasi olabilecek tek sistem,zengin cocuklarina yaz kamplari düzenklemek,ama sana gelicegine adam yurtdisina gönderir cocugu,yetiskinlerde de islemez bence,o kadar zamani olmuyo cogu kisinin olanda neden kendini kapasin bi eve.

hee ek olarak tutarsa cemaatler yapar bunu :))))

komikmiş yani.

hiç bi tutarlılığı yok şu ülkede.

ben işten 5 gün izin alsam da memlekete gitmsem diye düşnüüyorum, sen insanları 3 ay sosyal yaşantılarından uzaklaştırmayı istiyorsun.

telefon, internet, anne baba sevgili derken patlar o iş.

ahır gibi kokar bir de orası.

3 ay mı??? bir hafta bile geçmeden herkes birbirini yemeye başlar be :) maalesef yukarıdaki yorumlara katılıyorum. dediğin şey ancak yurt dışında, örneğinde belirttiğin gibi yapay olarak yaratılmış zoraki koşullar altında değil de, dil kampları gibi herkesin farklı ülkelerden olduğu, ingilizce konuşmanın gerçekten zoraki olduğu koşullarda mümkün olabilir.

@serabetan :))
ya kanka o kadar kiytirik dil kurslari var ingilizce ogreticez diyen ve faydasi olmayan. O kurslara para dokuyo millet, o nolcak? kaldi ki turkce konusmayi %100 yasaklamaktan bahsetmiyoruz. Tabii insanlar arada konusacak ve engel olamazsin. Hep birlikteyken konusulmamasi ve gunun cogunun ingilizceyle gecirilmesi yeterli. Dedigin gibi kamplar ve yurtdisi secenekleri de var ama insanlar butcelerine gore hareket edecektir.
ayrica hedef kitle uniyi bitirmek uzere olan kisiler. 3. ve 4. sinif ya da mezun ales-kpss-uds yardiranlar. Yetiskenlerde islemeyecegi asikar oldugu icin belirtmemistim bile :))

@9gagger
sosyal yasantidan soyutladigimi kim soyledi :)) eve kapaticam demedim ki.. Benim amacim yurtdisindaki gibi insanlar 5-6 saat yabancilarla birlikte ingilizce ogrenecek. Mesela amerikada dil kursuna gittin. Olay aynen su. Uzak dogulu, guney amerikali ve araplarla gunde 4 saat ders alirsin ( ki onlar da senden daha iyi konusan tipler degil). Okul disinda amerikalilarla takir takir konusurum vakit geciririm diye bi dumen yok zaten. Sen iyi konusmadigin icin en fazla 2-3 kisi ile gunde ortalama 1 saat muhabbet edebiliyosan kendini sansli say. Benim tezim ortamda %20 oraninda yabanci olmasi turklerin de kendi aralarindaki turkce muhabbeti azaltacak olmasi. yani saygidan felan.

simdi dostum bi business idea böyle cikmaz ,pardon aslinda cikar ama böyle projelendirilmez.

yani "millet ona gidiyo zaten buna da gelir",yok böyle bi dünya dostum,neden?neden?neden? diye sorarlar adama düsüncelerini dogru yaklasimlarla sayilara dökmen lazim.

mesela türkiyede 430 bin üniversite hazirlikta,120 bin lise hazirlikta olan ögrenci var,bunlardan %84 ü ing,%12 si almanca,digerleri fransizca,italyanca ve digerleri demen lazim.

sonra dogru bi finanasal plan ve sermaye ile ortaya proje koymak lazim.

iste benim hedef kitlem budur demedikten sonra olmaz.

ama fikir bence tutmayacak bir fikir,neden ?
cünkü basari kistasi cok düsük maliyetli hemde cok,3 ay native bir hocayi getirmek demek 10 bin lira 4 hoca diyosun 40 bin lira,bir de türk hoca diyosun 6 bin de 46 bin hocalar,evin kirasi,ki ev minimum 8-10 odali müstakil olmak zorunda,kira aylik 6-7 bin diger giderler 10 bin üstü,65 bin kadar bir gider diyoruz,15 ögrenci diyosun ki cok fazla verimsiz olur,ama 15 ögrenciden 4,5 lira filan yapar sadece maliyet,minimum kar edebilmen icin 7-8 bin liraya satman lazim 3 aylik süre icin kimse bu parayi vermez...

kisacasi fikir ya sifirdan temel üstünde tekrar kurulmali ya da cöpe atilmali ki ben ise yaramayaci konusunda tekrr uyaririm.

CAT hem sik modelleri var hem kaliteli hemde dayanikli.En az 10 yil giyersin.

sehir icin biraz fazla gelebilir ama hangi sehir oldugu önemli tabi.zürihteyseniz mükemmel olur soguk icin ama izmirdeyseniz biraz sicak tutabilir.ikisindede gözüm var bi süre:)

www.amazon.co.uk

www.amazon.co.uk

karakoyde av malzemeleri satan dukkanlarda cok guzel botlar var. su ve ısı geçirmeyenlerinden.

kadın-erkek? erkekse trendyol'da Kiğılı kampanyası var, gayet güzel botlar var.

www.trendyol.com şu mesela. siyahı da var.

üye değilseniz www.trendyol.com buradan olabilirsiniz.

www.dockersturkey.com

timbberland ya da harley al

harley davidson şart.

Oxs'lar iyidir. 4 sene önce aldım, ne su geçiriyor,ne parçalandı ne yırtıldı,ki düzgün kullanan bi insan da değilimdir ayakkabıları ama hala yeni gibi. Sağlam ayakkabıdır verdiğin paraya değer.

cat almıstım ben lısede.. kuresel ısınma falan gerceklestı hala giyiyorum. 10 sene olucak

ciddi demesen gore-tex lafuma falan olur du da. cat . bir eskisini 6 yıl giydim şu an giydiğimde 2 yıllık daha yeni gibi duruyor.

dubai ama avrupada deel

cüzi miktarlarda ucuz elektronik,asagi yukari ayni.

parfüm ucuzdur nispeten ,%30 -40 kadar.

kiyafet icin,türkiye gercekten kaliteli ve ucuz.

alkol,araba ucuzdur.

andorra. ciddiyim.

Berlin!
Ama sigara pahali.
1-2 hafta icinde gideceksen kis indirimi basladi kiyafet ayakkabi %50 kadar ucuzlar

sürekli kalicak yer ayarlamadan oturum vizesi alamazsiniz.

ek:avusturya oturum vizesi biraz uzun sürer,2 ay kadar...daha uzun sürüyo diyolardi son zamanlarda ama bilemiyorum.

telefon acma bizzat konsolosluktan randevu alip git.erasmus degisim programiyla gidecegini söyle ve avusturya daki üniversitenin gönderdigi kabulü göster.couchsurfing evi rezervasyon yaptirdiysan da bir belge iste,fax lasinlar.
sen oturum izni(resident permits/aufenthaltsgenehmigung) almayacaksin vize alacaksin ama egitim vizesi

Oturum yok benim vizede. Egitim vizesiymis 6 aylik schengen vericeklermis.

cok farketmez bu sonucta orada kalacaginiz süre icerisinde nerede kalacaginizi belgelemeniz lazim(evsiz olmadiginizi),ben 3 gün orda ,5 gün burda kalicam derseniz ve couchsurfing gibi birseyle basvurursaniz red alirsiniz en kötü ihtimalle bir yurttan kabul olmasi lazim.

serabetan dogru söylüyor.Ama simdi ben ev bulamadim daha önce hic avusturaya da gitmedim oraya gidince bulucam o süre zarfinda su adresteki arkadasimdayim desen ve couchsurfing evinin adresini versen olur.Erasmus bir ögrenci degisim programi o yüzden ret alacagini sanmam.Ve ben hic ret alan bir erasmus ögrencisi duymadim.
Nerde kaldigini avusturya ya gidince belirtmen lazim.Onun icinde ev sabit bir adrs bulur bulmaz kaldigin ev hangi semtete ise o semtin belediyesine "Rathaus" "meldestelle" sine gidip kayit yaptiracaksin "anmeldung".

Ben üniversiteyi almanyada okudum.Giderken üniversiteden kabulümde yoktu,bir adresimde yoktu.Sadece oradaki bir dil okulana kayit yaptirdigima dair bir belge ve öss belgeleri vardi.Ve hic zorlanmadan almistim vizeyi.

karşı taraf da benzer hislerde olabilir, hiç belli olmaz yeniden başlayıp pek mutlu olabilirisiniz.

yüksek olasılıkla zararlı çıkarsınız ama :/

@dasher
onun benzer hisleri olmadığına eminim. arkadaş takıldığımız zamandaki gibi çünkü aynen şuan. ayrıca uzun süredir hiç siklemediğim şeylere sinir olmaya başladım. kıskançlık tutuyor arada. sinir ediyor tabi bu durum. her bi bok bitmiş bi sene geçmiş zar zor unuttum derken nerden çıktı bu kıskançlık anlamadım.
hayır konuşmayı bitireyim desem olmayacak.. iki tarafı boklu değnek.

@allineed
o tip bi kız değil, ilk çıktığı(nefretlik tabir) kişi benim zaten.
oynamak isteyecek de bi durum yok, arkadaş gibiyiz. arada yaşanmışlıklar geliyor gülüyoruz falan.
hayır bu böyle mesajlaşarak nereye kadar gidecek onu merak ediyorum. bi sinema yemekle başlıycak gene boka sarcak.
en iyisi yavaştan mesajlaşmayı azaltmak sanırım.

sana zarar verip vermemesi tamamen senin elinde klişesini atıp kaçıyorum.

senle hayatin tadini cikariyo,yaa dostum insan mi kalmadi dünyada eski kizarkadaslariyla arkadaslik yapilmaya ugrasiliyor?

onun cani ceker arar seni,yeni sewgilisine kizmistir,kendini hala seven seni arar.egolarini tatmin ediyo iste.

cacik olmaz o iliskilerden.

Dün terk ettim hatunu eski sevgilisi yüzünden. Eski sevgililerin götüne koyayım afedersin.

Daha önce mallık edip eski sevgililerimle tekrar başladığım oldu ama her seferinde daha da kötü bitti. Bittiyse bir sebebi oluyor tekrar denemenin manası yok.

Eski sevgilinin doğum günün kutlamak nedir yahu, hadi yeni ayrılmış olursunuz bir boşluğunuza denk gelmiş olur.

Bana ayrıldıktan bir sene sonra böyle bir şey yapsalar tits or gtfo derim muhtemelen.

Zarar vermez mi sana bu durum, terk edilen tarafın içinde kalan o kin, nefret asır geçse de tükenmez sadece bu bile yeterli. Karşı tarafın sana tekmeyi koyup egosunu tatmin etmesine izin verme, uzatma der kaçarım.

Sevişesin varsa açıkça söyle kaybedecek bir şeyin yok nasıl olsa.

bi önerim yok. 1 yıl arkadaşlığın ardından 2,5 ay ilişki, daha fazla bağlanan taraf olmanız ve ve bu yüzden bitiren taraf olmanız aynen benim 3 ay önce biten ilişkim. birebir aynı neredeyse. takibe aldım bu duyuruyu

anlamadığım nokta bağlansan nolur? ötesi olmayacak bir ilişki mi bu? eğer öyleyse neden başlamıştın ve dolayısıyla tekrardan başlama. ha değilse de kaptır.

@girl in coma
neden başlamıştım, tahmin edememiştim o şekilde sonuçlanacağını. nerden bilebilirim.
bu saatten sonra kesinlikle oluru olmayan bi yol. saçma işte. bazen konuşurken diyorum napıyorum diye, cevap da veremiyorum tabi. garip durum.

bi kanalin ocak seysi mi?

kanali arayip sorun yarin sabah ilk is.

valla şarkı up in the air soundtrackten de, "julio's mix" diye geçiyo' bu versiyon, hiçbi' yerde bulamadım +1.

oricinılz:
www.youtube.com

mophono - her tears imiş şarkı :)

gezersin fakat egitim ya da buna benzer amaclarla gidemezsin.sadece ama sadece turistik kullanim hakki vardir.

ayni sekilde 180 gün icerisinde sadece 90 günlük hakkin vardir,yani 90 gün yurtdisinda gecirdikten sonra 90 gün türkiyede gecirmen gerekiyor aksi halde kacak duruma düsersin ve sinirdisi edilirsin.

kız kulesi silüeti, boğaz ve boğaz köprüsü olabilir.

yufka açan kadın gibi...

in vino +1 ve "dönen semazenler, çay"

bıyık.

döner, lokum diyecem ama pek de grafiksel değildirler kendileri.

Deve :D camels everywhere :D
saka saka.. yabancilar genelde kiz kulesini ayasofyayi sultanahmeti filan biliyolar.. grafiksel olarak en iyi semazenler var.. yiyecek olarak da baklava ve lokum yurtdisinda Turkiye`nin en cok bilinenleri.. Ataturk ve Tarkan da cok biliniyor :)

aslinda öyle cok bi logomuz yok,lale de degil aslinda yabancinin aklina gelen,sultanahmet dendigi gibi biliniyor.ayasofya cok fazla biliniyor.
bogaz da bilinir biraz.

bir gün bir programda bir programcı, ben olsam türkiyeyi köprü ile tanıtırdım. sırf yürüyüş için bir köprü yaptırırdım, insanlar iki kıta arasında yürümek için gelirler, demişlerdi. hakk vermiştim.

linkedin olma mı?

dostum sen simdi pr ci,kurumsal iletisim etc isine girmek istiyosun dimi?

ama bu isin temeli bu senin x,y,z sirketine ulasman gerekiyo:)daha sen pr sirketlerini bulamiyosan ,isi nasil becericeksin ki?:)

vakifbank cok düsük bir ücret aliyordu sanirim.

daha dogrusu söyle düzelteyim,yurtdisindaki bankalar türkiyede ayni isimdede olsalar o ülkede baska bankadirlar,yani almanyadaki vakifbank ile türkiyedeki vakifbank birbirini baska ülke ve yabanci bankalar olarak görür.ama yurtdisindan vakifbanktan,tr de bir vakifbanka para yolladiginizda diger bankalara göre cok cok cüzzi bir miktar aliyor,bi arastirin derim.

Hayır. Havaalanından çıkmadığınız sürece sorun yok. Eğer 100% sağlama almak istiyorsanız havayolunuzu arayın. 1000% emin olmak istiyorsanız müşteri ayağına yatıp Swissair'i arayın, en iyi onlar bilecektir.

poorgod+1

Zürih aktarmalı New York uçtum, transit vize istemiyor.

okan bayülgen'in programında bahsedilmişti sanırım. hatırlayamadım.

edit: serabetan erken davrandı, o programda bahsi geçen ülke sealand idi: en.wikipedia.org

yanlis olabilir ama sealand olabilir mi?sex mex deyince pek uymuyo gibi ama.

atlantium olabilir. değilse bunlardan biridir:
en.wikipedia.org

edit: atlantium'un toprağı yokmuş, pardon.

rusya da bu yer. yaz ayında belli bir süreliğine sezonu oluyor
adını unuttum

karina kazan

sanki böyle bir şeyler

micronation lari arastirin gencler.

escinsellerin kendi bagimsizliklarini ilan ettikleri bir ada var orayi demiyorsun degil mi?

rapture city.

yani karadenizde bi ada yada yarımadaydı ama :/ bi türlü bulamıyorum.. eşcinsellerin bağımsızlıklarını ilan ettiği yer neresiki ?

uhmm nörolojik bir problem olabilir mi?bi doktora gidin isterseniz.

degilse dikkat cektiginde durdurun hemen.bi süre sonra gecer.
yada askere gidin,komutan yapma diyince yapmazsin.o da bi cözüm gibi geldi bana.

sigarayı bırakalı 8 gün oldu bende de arttı bu bacak titretme olayı...

öyle bacak kol falan sallayınca vücudumuz endorfin salgılıyor, mutlu ediyor bizi, bağımlılık oluyor bir yerden sonra.

troidle alakalı da olabilir

ne troid i ne nörolojiği? bildiğimiz tik, bağımlılık bu.
ben de sallarım. heyecanlanınca farkında olmayabiliyorum, yani herkeste olabilecek bi durum bu.

bence de tik.
benim teyzem de sık, sık yapar.
korkulacak bi durum değil yani.

Tiroidden olma ihtimali yüksek. Bende de var, bi kan tahlili yaptırın.

iki

tabii ki 2.si

her ikiside,ilki de dahil olabilir bu olaya,ortama karismama isteginin altinda asosyallik yatabilir.

gizli asosyallik diyorum buna,hazir burada da aciklamisken,literatüre de sokcam eger yoksa,calan olursa bozusuruz.

1. si zamanla 2. sinin sınıfına gireceğinden her ikisi de.

1. için bir tabir de ben sokayım literatüre: potansiyel asosyal.

1. asosyallik derecesi evcimenligini sosyal iliskilerine ne kadar tercih ettigine bagli.
2. asosyal degil sosyal fobili.

2. bildiğin asosyal. 1. ise tamamen arkadaşlarını gerçek arkadaş olarak görmediğinden kaynaklanıyor bence.

1.si 2.nin durumuna bahane bulmuş hali bence.

avrupada kar yaginca yolu temizlerler,normal zamankinden cok büyük bir farki olmaz,tr ise kar erir dogal yollardan denir ve dolayisi ile yolun bir kismini bazen büyük kismini kapatan kar ile birlesen kazalar ve cekilmeyen araclar sonun trafik tikanir.

avrupa'da da kar yağışı sorun olur. geçen sene kışın tüm avrupa'da her türlü trafik(tren, uçak, kara yolu) kar yağışından dolayı felç olmuştu diye hatırlıyorum.

aha da haberi;
www.msnbc.msn.com

Almanya'da da her şeyin boka sardığını net hatırlıyorum, bi yerden sonra taksi bile yola çıkmıyodu.

sadece bir(1) kazayla bile ulaşım altüst olur.çünkü o aracı hemen kaldırmazlar,birsürü teknik sorun olur falan.kar ve yağmurda bu kaza oranları artınca neler olacağını tahmin edersiniz.

Trafik felç olması için kar yağmasına gerek yok. Normal zamanda da zaten felç olan trafiğimiz için kar yağması ve kazaların artması ya da sürücülerin hepten yavaşlaması ya da tam tersi saçmalamalarından doğan kazalar iyiden iyiye etkiliyor.

10-15 gün arası geldi bana

20 güne kadar varabilir gelmesi. ben 3 ocakta vermiştim hala bekliyorum. ama en nihayetinde geliyor.

bahsettiğiniz gün olayı, sipariş verildikten sonra mı yoksa kargoya verildikten sonra mı?

bende 45 günde gelmisti.

tracking yoksa gelmeyebilir de. bazen cukkalanıyor ptt'de.

tracking numberlı sipariş için minimum kaç dolarlık sipariş gerekiyor?

30 günden önce almadım

15$ üstü numara veriliyor ama 15$ altı alışveriş yaparsan 2$ a tracking number ekleyebiliyorsun.

28 aralık shipping hala bekliyoruz.batmamışlardır umarım.

hatun matun diyince...

las vegasta dikkat et diyorum dostum,aman aman.haberlere cikarsin sonra yazik...

alkislarlayasiyorum.com

haha, haberim var bu olaydan serabetan, sağolasın :) fuhuşla falan işim yok zaten, doğal yollardan olan olayları sormuştum ben. o değil de elemanlar harbiden bildiğin madara oldu, gazetede falan da çıkmışlar :)

delta'dan uzak dur. caaaanım THY'den şaşma. aradaki fiyat farkına tamah etme.
yanına flash disk'te müzik al. bunu yapamasan bile sıkıntıdan patlayacağını hiç sanmıyorum gene caaaanım THY sayesinde. gurur duyuyorum lan, THY gibi bi havayolumuz olduğu için!!!
o ingilizcenle ve o aksanınla (evet seni tanımadan ve ingilizce seviyeni bilmeden yazıyorum bunu) hatun düşürebilirsen, "helal olsun, sen aşmışsın abi!!!" der, şapka çıkartırım. hatun mevzularında bizde suç olmayan şeyler, ABD'de suç olabilir. sexual harrasmenttan kelepçeyi takar, direnirsen de kafana postalla basıp, suratını kaldırıma bastırırlar. nelerin kur, kompliman, nelerin suç olduğu konusunu çok iyi araştır, eğer ciddi ciddi bu faaliyete gireceksen. ama şansın yaver gider, oraya senin gibi eğlenme amacıyla gelmiş Avrupalı bi köylü kızı bulursan, ona da bi şey diyemem. Özellikle 2001 yılındaki malum hadiseden sonra, o işler çok zorlaştı, bizim gibiler için.
zencilerle başın belaya girerse, sana musallat olur ve dövmeye falan kalkarlarsa, "weydeminit bro, aym mazlım" demeyi ihmal etme. bakarsın hayat kurtarır. philadelphia maddesine en ayrıntılı yazmış sözlükçüye mesaj at ve şehrin sakat yerlerini öğren önce. her şehrin "şu saatten sonra yakınından bile geçme" denen yerleri vardır. eğlenceye sıra gelmeden önce götü kollamayı öğren yani. gerçekçi olabilmek için, pasaport kontrolden geçerken, 6 ay kalış izni alabileceğini hiç sanmıyorum. kendini 3 ay alabilecekmişsin gibi hazırla da, iyi birinin, iyi bi saatine denk gelirsen ve 6 ay alırsan da, bonus olsun.
philadelphia'da bizim döner ekmeğe benzer bi zımbırtı var, philly cheese steak diyolla. onu yapan çok çok meşhur bi yer var ama bana bi philly'li herif, aslında en iyi yerin orası olmadığını söyleyip asıl iyi yeri söylemişti, herkesin bilmediği. tabii ben orayı unuttum, şu anda sana söyleyemiyorum ama böyle de bi gerçek var.
new york'ta en son kontrol ettiğimde yirmi bin restoran vardı. tavsiye edeceğim yerlere paran yetecek mi? sen paradan haber ver. KFC, Burger King, McDonald's, Wendy's gibi yerlerden uzak dur. bünyen çok sağlam değilse, ve meteliğe kurşun atar durumda değilsen, seyyar sosis, "shish kabob" satanlardan da uzak dur. ya da şöyle özetleyeyim, adam başı en az elli kâat verdiğin lokantada iyi şeyler yersin.
Paran çoksa, bir NBA maçına git mesela. Götün yiyosa, futbol maçına da gidebilirsin mesela.
iflah olmaz bir çay tiryakisiysen, yanına minik bir porselen demlik alabilirsin. orada en çok özleyeceğin şey o olur. Avrupa tipi elektrik fişini, Amerikan tipine çeviren adaptör almayı sakın unutma. ABD'ye yiyecek sokmak beyana tabi ve bagajları gümrük polisinin köpekleri kokluyor. Pastırma, sucuk mucuk gibi maceralara girersen, madara ve rezil olursun. Philly'de kesin Türk bakkalı vardır. Yakınında var, ben alışveriş ettim de içinde de kesin vardır. Netten bi bak. Dolayısıyla, bi bok özlemezsin, kekik suyuna kadar satar herifler.
New York'ta Times Square'den DOWNTOWN istikametine giden 1 no'lu trene atla ve son istasyondaki kızılderili müzesine git. beleş olduğu için söylüyorum. Orası, Özgürlük Anıtı'na giden teknelerin kalktığı yer aynı zamanda. Kırk kâadın ve video kameran varsa, güzel bi havada NYC sightseeing otbizlerine bin. video kameran yoksa da fotoğraf makinenle idare edersin.
Müze merakın varsa, City Pass almanı tavsiye ederim. Seksen kâat. Vakit ayırabileceksen al. Yoksa paran ziyan olur. Domuz yemeyen biriysen, Yunanların sattığı ve adına Gyro dedikleri döner taklidi şeyden yeme. Çünkü domuzdan yapıyolar.
Uçak yolculuğun sırasında iki tane form dolduracaksın. Bunun için yanında bir tükenmez olsun, sağdan soldan dilenme. Pasaport numaran kolayda bir yerde olsun, kalacağın yerin adresi kolayda bir yerde olsun, JFK'e uçacaksan uçuş numaran TK 001 olacak. onu da yazman gerekecek.
Polisle bir şekilde bir iletişimin olursa, son derece efendi ol. Soru soracağında ekskiyuzmi sör, diye başla cümlene. Zencilere bir şey soracak olursan da yol mol, yani, böyle başa cümlene. Bi zararı olmaz, ama faydası olur. Başın ağrımasın istiyosan, efendi ol, dürüst ol, cici çocuk ol. Yoksa, hayatın boyunca hatırlamak istemeyeceğin hatıraların olur. Türklerle ne kadar az takılırsan, İngilizcen o kadar çok gelişir.
haaa, az daha unutuyodum, yanına çok kuvvetli ağrı kesici, iyi bir antibiyotik al ama bunlar için doktordan reçete de al. gümrükte valizlerini açtıracak olurlarsa, reçete isterler ilaçlar için. ABD içinde uçacak olursan, uçağa binerken boş bulunup silahlı, bombalı espri yapmaya kalkma, kendini hapiste bulursun. boş boş konuşup, salak espriler yapıp yavşama yani. akıllı ol.
yanına prezervatif alabilrsin, muhtemelen Türkiye'de daha ucuzdur. Bakarsın lazım olur. tabii ki en rahat ayakkabılarını al. en çok iş ayaklarına düşecek. sen de Türklerin ezici çoğunluğu gibi alışveriş çılgınlığına kapılıp, sonunda iflas edeceksin. bunun için gerekli mâlî planlarını şimdiden yap. yurda döndüğünde veya ABD'deyken kimlere el açacağının listesini yap. eğer o tip birisiysen, yanında iki boş valizle gelmende fayda var. yoksa, aldıklarını ya geri götüremezsin, ya da 150 kâat ekstra valiz parası ödersin. bu şekilde bir alışveriş çılgınlığına kapılmanı tavsiye etmem. ileride "ne salakmışım lan! bütün bu ıvır zıvıra o kadar para vereceğime, tek kalem .... alsaymışım keşke" deme ihtimalin çok büyük.

iyi eğlenceler dilerim

@compadrito, eyvallah çok sağolasın cevap için :) abd'de 6 ay kalırım dedim ama turist vizesi ile gitmiyorum. öğrenci vizesi aldım, kurs bi 3 ay sürüyor. ilk kurdan sonra diğer kurlara da devam etmeyi düşünüyorum. böyle böyle uzatabildiğim kadar uzatıcam kalış süremi. ingilizcem de havadan sudan sohbet edecek kadar işte. daha önce yabancı arkadaşlarım, ingilizce konuşulan ortamlarım olmuştu. bütçem için de normal diyelim, orada da belli bir öğrenci hayatı yaşayacağım için harcamalarımda aşırıya kaçmamaya özen göstericem. kalacağım yer belli, yakın bi arkadaşımın evinde kalıcam. ilaç meselesini de öğrendiğim iyi oldu.. bu arada vize görüşmesi için de daha önceki sorumda taktik vermiştin, onlar için de tekrardan teşekkürler :)

daha bir şeyler eklemek isteyen olursa eklesin efenim..

en.wikipedia.org

anlayamadım hocam metni, ingilizcem iyi değil.

evet. bazı kişilik özelliklerinin temelinde daha fazla genetik özellikler olduğu bilinmektedir.

@psikolog sulugoz rica etsem türkçe bir makale linki ya da önerebileceğiniz bir kitap ismi verebilir misiniz?

şahane bir kitaptır: www.kaknus.com.tr

makale bakıyorum. bulursam uygun makale, eklerim:)

www.rchpjournal.com

bu aynki national geographic dergisi ikizlerle ilgili bir makale yayınlamış. her ne kadar çok çok "bilimsel" yaklaşım olduğunu iddia etmeseler de, doğa/büyütülüş şekli ile ilgili bir takım teoriler yazmışlar, apayrı ailelerde, hatta ülkelerde büyüyen tekyumurta ikizlerinin benzer alışkanlık ve davranışlar göstermesi gibi.

biz antropologların gıcık olduğumuz bir durumdur.

benim de böyle bir düşüncem var, doğrusu şuan kanıt gösteremeyeceğim ama bazı yerlerde geçer genler aracılığı ile stres, mutsuzluk, depresyon gibi özelliklerin aile bireylerine geçebildiği..

bence de oluyor yani bu..

beethoven 7th symphony 2nd movement

beethoven yedinci senfoni, ikinci bölüm.

beethoven 7.senfoni 2.kısım

dostum böyle isleri gec.kisacasi yok böyle bisey.

harcanıyosun sen.

pazarlama üzerine kurulu bir sistem imiş. belki kazancı vardır ama değmez uğraşmaya.

yalanin daniskasi. burada daha once duyurulari vardi, girip 5 dakika online konferanslarini dinledim ozetleyeyim; kendi agzi icinde konusan ve de cumleleri dogru durust bir araya getiremeyen kahvehane kulturlu bir adam "ben takim elbise giydim ve oley sunum yapiyorum" edasinda sunumda bir seyler anlatiyor ve de sirketinin inanilmaz buyuklugunden bahsediyor. arada durmadan sirket toplantilari, alinan cekler ve de atlamalardan bahsediliyor. ama en sinir bozucusu ne adama bir soru sorma hakkiniz var, ne de herhangi biriyle iletisime gecme. oyle mal gibi duruyorsunuz orada, konferansin 15. dakikasinda gitmis olsaniz adam "boyle boyle atlanir." diye anlatmaya devam ederken "ne atlamasi lan?!" diye kaliyorsunuz. bir de; oldukca islami bir tek gorus altinda toplanmis bir kurulus diyeyim sirket demeye dilim varmiyor boyle seylere.

cok büyük sanssilik olmus:)))

ben bikac hafta önce corba!dökmüstüm biraz bazi tuslar yanlis basmaya basladi,bikac hafta icinde düzeldi hepsi tamamen.

bikac gün öncede cay döktüm hala salak salak yaziyo klavye ama düzelecegini umuyorum. ayrica

www.eksiduyuru.com

Ben de kola dökmüştüm. Birkaç saat kapattım kuruyunca düzeldi.

biraz sobanın üzerine tuttum nemi alsın diye ama şimdilik nafile. ekran klavyesine devam öyleyse.

ben eşimin netbook klavyesini sildim. sonuç: 80 tl yeni klavye (orijinal almak istedim)

en basta servise sorun bi ben bu telefonu begenmedim,kendi telefonumla degistirin mümkünse de.eger olmazsa paramin iadesini talep edicem dersin.

sonra bakalim neler olcak.

haa birde emin olmamakla beraber ayni ürün ile degisim yapilamazsa ürüne ödediginiz bedelden %5-15 arasi bir yipranma bedeli kesip iade etme zorunluluklari var diye biliyorum,bana gold öyle demisti ve 23 aylik bir ürünümü %10 keserek iade etmisti.

www.google.at

güzel bi raf baya iş görüyor hem derli toplu tutmak hem görünü açısından.

lambader alın bence

bence öyle şeyler almayın bi de onları temizlemesi var. aydınlatma yoksa o tür bişey alabilirsin en azından aydınlatma amacına hizmet ediyor ama amacı süs olan hiç bişey alma, sonra koyucak yer ararsın.
raf fikrine katıldım, raf al.
nasılsa zamanla dolucak o raflar.

hep couchsurfing'le 6 ay zırtlan gibi yaşanmaz onu söyleyeyim de baştan, diğer insanlar yorumları yapsınlar.

hayallerle yasamayin.

coachsurfingle bikac gün gecirilebilir ama o bavullarla aylar gecmez.

300 den asagi yurt bulman bence imkansiz hele su saatten sonra.

ev bulmnizda bence imkansiz.

akdenizli oldugum için biraz kanım kaynıyor o kadar, hayallerde yaşamıyorum. çözüm öneriniz varsa bekliyorum.

ben de trakyalıyım, benim de kanımda spartaküslük var ama eğri oturup doğru konuşalım 6 ay boyunca couchsurfing yaparak yaşayamazsın. eğer sunduğun seçeneklerden hangisi olur dersen, ikinci seçenek derim. kuzenim viyana teknik üniversitesinde okuyor o da evde kalıyor sanırım pek diyaloğumuz yok.

taramalı tüfek

bilim

telefonum yanımdaysa güvende hissediyorum kendimi. güven demek benim için telefon demek.

param varken daha güvenli hissediyorum kendimi

para ve sağlık

Yatağım..

evim veya odam

berem,evet ruh hastasıyım

okur ,o alani seviyosa,istiyosa cok da basarili olur.

şuanda kimse hukuk okumamalı bence.

okur bence okuyor da, avukat ebeveynleri olan fen lisesi mezunu akrabamız hukuk okuyor su anda. ama meslegin durumunu bilemiyorum tabi.

Çok yakın olduğum, sayısal mezunu bir arkadaşım ilk senesinde, ilde de derece yaparak hukuk bölümüne yerleşti. Hayatının en doğru kararı olduğunu söylüyor.

bildigim kadariyla degil.zaten alttaki linkte beni dogruluyor.ama havaalanlari ya da avm lerde acik olabilecek kargo sirketleri vardir belki.subeleri acik olabilir.

forum.donanimhaber.com

cumartesi bile belli bir saatten (15-16 gibi makul saatler) sonra "yeni gonderim almiyoruz" diyip elindeki paketle geri yolluyolar seni.

www.nivea.com.tr

büyük oranda azaltıyor.

ısırgan otlu maske denesen bu ot kepeğe filan da çare çünkü...

fakat kesin bir tedavisi yok hormonel bir olay hafifletmek için b vitamini ağırlıklı beslensen bira mayası alkölsüz mesela.alköl b vitamini ölduruyor.

sürekli yikaman lazim.

cok takilma,bu kremle,cilt paratlariyla cözülcek bisey degil bence.illaki azalir ama bunla yasamayi ögrenmek lazim.

bende de biraz var galiba bazen dikkatimi cekiyo bazen,önemsememek lazim cok:)

yağlı beslenme, et eğırlıklı beslenme direk etkiliyor. direk! kızartılmış şeyler yememeye çalış.

geçici bir çözüm istiyorsan, alkol bazlı makyaj temizleme suları var. suratında yağdan eser bırakmıyor fakat bi o kadar kurutup daha fazla yağlanmaya neden oluyor.

yemeksepeti.com

bahçe büfe var bakırköy de incirli caddesinde. o saatte daha iyisini bulamazsın

incirli caddesinde marmaris büfe (orjinali)

bi ara bahcelievler de bi yer wardi 24 saat acik,adnan kahveci bulvarinda huzurevinin karsisinda.

onun disinda illaki bakirköyde istasyon caddesi üstüne acik yerler vardir.

merterde sunrise pizza

merterde 24 saat açık burger king ve mcdonalds var

cevizlibağda ve bahçelievlerde tonton amca mı ne diye bi yer vardı sucuk köfte falan yapıyordu. haberlere de çıkmıştı, cem garipoğlu teslim olmadan önce ordan ekmek arası sucuk almış falan filan

yeterince hızlı atarsan duvara doğru.

yok

"ben bugün facebook kırdım"
evet cümle içinde kullandık. demek ki mümkün.

var ama söylemem.

var ama zuckerberg bilmiyo şşt ;).

aynı yerel ağda isen sniffing yapabilirsin ki çok da kolay sayılmaz. sadece içeri girebilirsin, şifre öğrenemezsin, haliyle değiştiremezsin de.

aynı lan'da değilsen, karşındaki inanılmaz derecede safsa, son derece güvensiz bir mail hesaabı kullanıyorsa BELKİ fake mail ile bir şeyler yapabilirsin ama gerçekten bunun yerine şifreyi tahmin etmek bile daha olası geliyor bana. son zamanlarda öyle önlemler var ki facebook'ta o iş cidden epey yaş.

bol bol yıka.sık yıkamak saçı uzatıyosa sakalıda uzatır kanımca.

sarmısak ve domates köse olmaktan korktuğumuz lise yıllarım geldi aklıma(:
valla işe yarar bir tarafı var mıdır bilmiyorum ama denemekten zarar gelmez sanki

sakal bu 2 günde uzar kasma bence.

sarimsagi ez,zeytinyagi ya da bademyagi ile karistir,ama badem yagi nispeten daha iyidir,sonra yüzüne sür bekle 3-4 saat,bir gün icinde cok cok iyi sonuclar alcaksin.

yapacak bir şey yok

iyi bir estetisyen bul ve ameliyat ol. böylece tıraş olduğunda maymun gibi olmazsın.

Bir Çin atasözü der ki: "Tuvalete git ıkın; ya alttan çıkar, ya üstten."

Geçenlerde Yaşar Nuri birşeyler söylemişti, onların ışığında;
1. Allah senin ne yapacağını biliyor ancak kader bu değil (evladım çıkma dolabın üzerine düşersin)
2. Kader, doğa kanunu demektir. Yani, elmayı bırakırsan kafana düşer, kütle çekimi, manyetik alanlar sürtünme katsayısı vs. kader budur. camdan atlarsanız yere düşersiniz.
Pek tatmin edici gelmemiş olabilir ancak duyduklarım böyleydi.

Merakınız "madem herşey belli boşa yaşıyoruz" mu acaba?

zengin ailesi olanlar veya mükemmel genlere sahip olanlar hiçbir sıkıntı çekmeden gayet kaliteli bir hayat sürdürürken diğerleri ya bir gene bence kaderle açıklanacak şekilde şansla (steve jobs) ya it gibi çalışarak, uğraşak aynı hayatı elde ediyor ya da hiç elde edemiyor.

sonra diyorlarki hırsızlık kader değil o yüzden günah. e aq zengin bir ailede doğan adam tabiki hırsızlık yapmaz-vergi falan kaçırmak hariç- ama fakir adam bir şekilde yanlış tercihlerle de o yola itiliyor. sonra yok bu dünya adaletliymiş.

ya da küçük bir çocukken hastalık geçirirsin cart olur curt olur araba çarpar hayatın sikilir. bu nasıl adalet.

işte bu yüzden taktım bu kader konusuna.

Kader : İnsanın doğumundan ölümüne kadar yaşayacağı ve yapacağı herşeyin Alah tarafından önceden biliniyor olup, yaşamak durumunda olduğumuz bir süreçtir.

Allah için zaman kavramı yoktur, doğrudur. Bizim için geçmiş şimdiki ve gelecek zaman vardır, ama Allah katında herşey sadece bir andır, bizim için gelecek olan süreç, Allah katında olmuş bitmiştir.

Burda en çok dikkat edilmesi gereken nokta şudur. Kader yazılır ve bizde ona göre yaşamak zorundayız kanısı yanlıştır. Zaten böyle olsa kimse, dünyada yaptıklarından dolayı bir sorguya çekilemezdi, adil olmazdı. Ama Allah adildir.

Allah sonsuz ilmiyle ve zamandan bağımsız olduğundan dolayı, sizin yaşamınız boyunca, yapacağınız tercihleri, atacağınız adımları, geçeceğiniz yolları, ölümünüzü, zaten bilmektedir, daha siz doğmadan. Çünkü sizin doğmadığınız zaman dilimi ve sizin 50 yaşında oldugunuz zaman dilimi arasında 50 yıllık fark sadece, biz insanlar için vardır. Onun katında geçtiğimiz 15 milyar yıl ve kainatın kalan ömrü sadece bir andır.

Bir örnek verecek olursak olay aslında şudur. Yönetmen sizsiniz ve 50 kadar oyuncu topladınız sete ve dedinizki , doğaçlama oynayın, ben karışmıyorum, tercih sizin... Adamlar oynadılar, kendilerince, sizde oyuna göre senaryoyu yazdınız. Ve tekrar oynamalarını istedniz, arada bir farkla sadece, siz zaten olacakları biliyorsunuz.

Kısaca kader, yazılıpta oynamak sorunda olduğumuz bir senaryo değildir. Kader: bizim oynayıp bitirdiğimiz filimin, filim bittikten sonra yazılmış halidir. Tabiki burda adı geçen sonra kavramı bizim için geçerlidir.

Umarım, doğru ifade edebilmişimdir.

kader yok keder var kaarşim , içelim bi güzel.

yeterli bilgim olmadığından yanlış yönlendirmek istemem ancak zaten bunlar iki soru cevapla yanıtlanabilecek şeyler değil
öncelikle konuya islamiyet açısından baktığınızı varsayıyorum
bir çoğu benim tahminim, size soracağınız soruları bulmanızda yardımcı olur diye yazıyorum.
1. dünya nın adil olduğunu hiç duymadım
2. herkes kendi eylemlerinden sorumlu, şayet Allah' ın varlığına inanıyorsanız sizin sınavınızı değerlendirirken böyle basit bir şeyi gözden kaçıracağını düşünmemelisiniz. belki zengin birinin sakız sçalması daha büyük bir suç olacak fakir birinin baklava çalmasından? ya da şöyle olabilir mi; zor şartlarda yaşadın +1000 bonus, hırsızlık -85 ceza puanı, ama zengin kişi +150 bonus alıyordur belki?
Bunun yanında tek soru birşey çaldın çalmadın değildir sanırım
ayrıca zengin kişinin (duyduklarıma göre) imtihana dahil olan daha çok konusu var. elindeki parayı nasıl kullandığı ile ilgili vs.

@yazar oldum ben simdi: en son yazdığınız kader konusunun dışına çıkmış biraz. kader kolay anlaşılacak bir şey değildir, buraya yazılan bir kaç cümle de bir şey ifade etmez. yalnız @mauro eterna güzel ifade etmiş... size tavsiyem bol araştırma yapmanız, okumanızdır. son yazdıklarınıza gelince, yakın çevremize hatta kendimize bakarsak en basitinden bazı şeylere sahipken, bazı şeylere ulaşamamışızdır. klasik türk filmlerinde bile işlenen zengin kızın sevdiği erkeği elde edememesi, çok fakir bir ailenin çok mutlu olması, kaza geçiren birinin tekerlekli sandalyede bile en yakışıklı adamdan daha sadık bir sevdiğinin olması, zengin adamın çok çapkın kötü huylu olması bu böyle uzar da gider. İnsanoğlu da hiçbir zaman yetinmez olduğu için hep kendinde olmayan özellikleri görür. Daha çok çalışıp zenginden daha zengin olmak yerine fakiriz anasını satayım düşüncesi ya da aşırı kilolu belki de genetik kilolu olduğu için daha çok dikkat edip ve belki de bu şekilde yaşının ileriki yıllarında daha da dinç sağlıklı o zamanlar ondan zayıf olanlardan daha zinde kalacağını düşünmek yerine biz de şans olsa zaten ebru şallı olarak gelirdik gibi laflarla işi içinden sıyrılıyoruz. bilmiyorum neden böyleyiz sırf bizim millet mi böyle ama umarım istediklerimi anlatabilmişimdir. Etrafta yüzde yüz mutlu herşey süper olan biri yoktur. içini bilemeyiz insanların. o yüzden soruyorum ''Mutluluğun resmini çizebilir misin Abidin'' :)

hacı var da her an her saniye yeniden yazıyoruz.

hacıt çok basit bir açıklamaya bakıyor;
- kader nedir? kader senin yaşayacağın her şeyin önceden belli olmasıdır. bunu geleceğe dönüş filmi gibi düşün.
- kader iki çeşittir, yaşantında senin değiştirebileceğin şeyler vardır, asla değiştiremeyeceğin şeyler vardır. insanlar yanılarak senin değiştiremeyeceğin şeyleri yalnızca kader sanır, tamam bu da kaderdir ama kaderini sen çizersin aynı zamanda.
senin değiştiremeyeceğin şey: anneni babanı seçemezsin müdür, basit. doğduğun ili seçemezsin...
senin değiştirebileceğin şey: spor yapıp düzgün beslenirsen daha uzun yaşarsın. bu da kaderdir, ama sen kaderini iyi yönde etkilersin.

bununla birlikte yüce yaratıcı sonuçta her şeye gücü yettiğinden senin gelecekte ne yapacağını da bilir, kaderini ve ne zaman öleceğini bilir, hayat hikayen bant kaydı olarak zaten elindedir, ama bu durum senin yapacaklarını etkilediği anlamına gelmez, yalnızca buna muktedirdir.

bir ateistin gözünden kader konusunu dinlediniz, hatam varsa affola. saygılar.

kader mevzusu karışık tabii islama göre yorumlarsak;
bilmemiz gereken iki üç tanım var levh-i mahfuz; irade-i cüz'iye ve irade-i külliye bunları araştırmak gerek.
bana kalırsa kader önceden bilinme durumu fakat islam'da allah inanmayı veya inanmamayı bile belirleyici olduğunu söylüyor ve aslında her şey allah'ın rızası ile gerçekleşiyor ve rıza göstermedikleri gerçekleşmiyor bu durumda bizim cüzzi irademiz yönelimlerle ilgili fakat olup olmaması kısmet, kısmet değilmiş kavramına giriyorki burada bilinmeden öte bir müdahale söz konusu yani bir nevi izin, yol çizili ve biz onu değiştirmek için bir şey yaptığımızda değiştirme şansımız var eğer izin olursa ama değiştirememe ihtimalimizde mevcut bu durumda başımıza gelenler bizim yönelimlerimiz+verilen izin şeklinde.

yani kötü bir hayat bir miktar bizim suçumuz bir miktar bize izin verilmeme durumu yalnız burda şöyle bir durum var levh-i mahfuz'da yazılı olan kader değiştirme gücü allah'ta var o yüzden dua kaderi değiştirir diye bir söz mevcut şöyleki; vekil(tevekkül), veli(mevla), merhamet(rahman), cömertlik(latif), dualara cevap veren(mucib, vehhab) gibi kavramlar doğru yöne yöneldiğimiz ve dua ettiğimiz zaman isteklerimizin doğruluğuda göz önünde bulundurularak gerçekleşebileceği söyleniyor yani irade-i külliye kısmında bizim istediğimiz fakat olmayan bir şey var ise ya isteme şekli yanlıştır(türbe, hoca, büyü veya kuru kuru isteme) ya da istediğimiz şeyde bizim göremediğimiz bir yanlış vardır sonuçta kusur bizde oluyor yine bu durumda savrulan yapraklar değiliz anlamı çıkıyor.
yalnız en tehlikeli kısım bence şurası her şeye gücü yeten(kadir) bu noktada dua ile bu iş olsun ve hayırlısı bu olsun diye istemek mantıklı hani hep bir örnek vardır ya paran olunca sapıtıcaksın belki o yüzden sana para nasip olmuyor diye işte burada her şeye gücü yeten bir güçten param olsun ve sapıtmayayım diye istemek mantık içinde tutarlı o zaman olmama sebebi biraz havada kalıyor.

konuyu dağıttım galiba toparlamam gerekirse kader kavramı kur'an da tam olarak geçen bir kavram değil bilinme kısmı dışında bu bilinme kısmının değişme ihtimali de geçiyor ama dediğim gibi allah'ın hükmü esas o yüzden şöyle bir ayet var bunu yapacağım demeyin inşallah yapacağım diyin gibi işte bu inşallah kısmı kaderimiz gerisi özgür irademiz. kader ne sadece bilinmesi ne de çizilmiş bir yol ikisi arasında bir mevzu tam olarak kavramakta, kabullenmekte oldukça zor.

kader yok,kelebek etkisi var.

gelecek ve gecmis kavramlari garip kavramlar,bana yasadigimi kanitla gibisinden,bir gün uyanip tüm bunlarin ,burada yazanlarda dahil,rüya olup olmadigini bilemezsin.

tüm algilar beyninde isleniyo.hersey beynin oyunu olabilir.neyse,tanri yol mol sunmuyo.

dedigim gibi hayatta herseyi biz yapiyoruz,iyi kötü ,tanri kavramini sucliyicak biri aradigimizda ya da avunmak istedigimizde ortaya cikariyoruz.

cünkü böylesi daha kolay,hayatta her sey senin secimlerine bagli.

bazı olguların sonuçları kaderdir mesela yer çekimi ya da daha afili ismiyle arz cazibesi.

bu soruya yıllaar önce biri şu kapıya çıkan bi cevap vermişti: benim bi çocuğum olsa,önüne bir tabak ıspanak ve bir çikolata koysam, onun çikolatayı seçeceğini bilirim,çünkü onu tanırım. bizi yaratan,bizi benim çocuğumu tanıdığımdan daha iyi tanır,ve onun ilmi sonsuzdur. onun önceden bilmesi,her şeyi önceden yazıp çizdiği ve bizim de yazılana göre oynadığımız anlamına gelmez.

ayrıca şu da ilgili gibi geldi,farklı bi bakış:
Laplace'ın Şeytanı Pierre-Simon Laplace tarafından 1814'te yayınlanan bir makalede belirtildiği üzere evrendeki her atomun yerini ve hareketini bilen ve bu sayede evrenin ve kainatın bütün bir geçmiş ve geleceğini bilen sanal bir varlığın mevcut olduğunu iddia eden düşünsel bir deneydir. Laplace'ın makalesinde nedensel determinizmi kavramsallaştırdığı ifadesinin özgün hali şu şekildedir:

“ “Evrenin şimdiki halini geçmişin sonucu ve geleceğin nedeni olarak ele alabiliriz. Bir an için evrenin tüm güçlerinin ve bunu oluşturan tüm varlıkların konumlarını anlayabilen bir canlı olduğunu düşünürsek, ve bunun bu verileri inceleyebileceğini de düşünürsek, aynı anda evrendeki en büyük varlıklardan en küçük atomlara kadar her şeyi hesaba katarak bir hesap yaparsa, hiçbir şey belirsiz değildir ve gelecek de, aynı geçmiş gibi, onun gözlerinin önündedir.”

geek362.wordpress.com

bana sorarsan kadere inanıp inanmadığımı tam bilmiyorum:) eğer inanmak istiyosan böyle şeyleri çok düşünmeden kabullenmek gerekiyor galiba biraz.

keşke ile yaşamak kadar kötüsü yoktur. git.

gitmezsen içinde ukte kalacak, yıllar sonra "keşke gitseydim", "gitsem acaba nolurdu?" gibi şeyler düşünüp pişmanlık yaşayacaksın. madem şartlar uygun, düşünme ve git. ve daha 20 yaşındasın 30,40 değil. kaybedeceğin bir şey yok. sadece düşünme ve git.

bu ikileme vaktiyle bende düştüm, bırakayım dedim okuduğum bölümü, bırakamadım.. birçok arkadaşım sayemde bıraktı ama iyice tart kendi içinde; pros and cons listesi yap ve içinin sesini mantığınla birleştir.. ayrıca 21 üniversiteye başlamak için çok geç bir yaş değil..:)

bölümünü gerçekten sevmiyorsan git.

evet keşke mimar olsaydım işsiz güçsüz baba eline bakmazdım şimdi dememek için gitme!

bu ikileme bende düştüm. bıraktım. daha bir yıl oldu. hatta olmadı bile. pişman değilim. yine olsa yine yaparım. 21 hiç ama hiç geç değil. hatta 18-19 dan daha iyi bence. daha bi farklı oluyor.

psikolog olmak istiyorsan oku tabii. psikolog ne yapar, nasıl çalışır bunu bil öncelikle.

cesaret edemiyosan ,kassan 3,5 senede bitmez cok net görebiliyorum,öyle kararli olamn lazim ki,su yazdiklarindan hissedebilmemiz lazim nasil biri oldugunu.

yurtdisi derken ülke de önemli elbette,usa?uk?almanya?isvec?

@serabetan: cesaret edememem kararsız olmamdan, daha babamla konuşmamış olmamdan ileri geliyor. kesin bir durum oluşursa elimden geleni yaparım, gerekirse çalışırım harçlık çıkarmak için. okulu bırakmak bana başarısızlık gibi geliyor.

@african rain: dallarını araştırdım, ama çok çok detaylıca değil. annemle oturup uzun uzun araştırıcaz, araştırma işinde benden çok daha iyi:)

@golden

bende ondan bahsediyorum,sen istedikten sonra gerisi teferruat oluyo.
"ben yapicam",demek ile "ben yaparim ama xxx" demek arasinda cok fark var.

hee ben yapicam dostum,m.na korum ortaligin de ,surda sana destek vermeyecek adam olmaz.

yaş genç, yardır.
ama mimarlık da güzel.
ama psikolojiyi yurtdışında okuma, ne gerek var..

22 yim. ben de tekrar giriyorum sınava. yatırdım bugün parayı.

neden psikoloji?

@aksasu: ilgilendiğim ve sevdiğim için.
bir de mal gibi sayısal seçmeseydim zaten onu okuyacaktım:)

mimarlık sevilmeden çekilecek bölüm değil. hemen bırak.

şöyle yardımcı olayım.
istanbul teknik mezunu, gayet güzel işlerde çalışmış olmasına rağmen, ben en başında mimarlığı istememiştim ve severek yapmıyorum bu işi dediği için, dünya mutfaklarına merak salan, eğitim alıp kendine bir kafe açmak isteyen bir arkadaşım var ki kendisi 28 yaşında.
eğer sevmiyorsanız, okulu bitirseniz de, bu işi yapmayacaksınız. boşu boşuna yılları kaybetmenin bir anlamı yok.

ps: mimarlığı sevmeme sebebiniz , yahu çok zormuş ben daha kolay bişiler yapıyım değildir umarım. bunu samimi bir şekilde düşünmeniz gerek. öyleyse yurtdışına gidip hem okuyup hem çalışmak kararlılığı mimarlıktan daha zor olacaktır.

mimarlığı severek okuyan, tiksinerek/bi an önce mezun olmak için okuyan ve tiksindiği için en kısa vakitte terkedenler var. ilk ve sonuncular akıllı ve şanslı; ortadakiler gerizekalı, mezun da olsa, işi de olsa hala ne istediğinden emin olmayan kayıp ruhlar olarak ortada dolaşıyolar. bırak.

@topal: sevmeme nedenim zor olması değil, proje dışında çoğu dersim iyi, not ortalamam 3.5 civarı, ama bina gördükçe sinirlerim bozuluyo:) tasarlamak deyince tüylerim ürperiyo:)