düşmicek o para. ben de bi sene sınava hazırlanırken fazladan haliyle ne okuyorum ne de çalışıyorum ayda 130 mu ne kitlediler. 2 taksit ödedim hala da 700-800 borcum var.

ya okuyosanız kendinizi okuyo gösterceksiniz. ya da sigortalı bi işte çalışıyorsanız sigortanızı yaptırcaksınız. bu iki şart sağlanmadığı sürece her ay 106 lira ödemek zorundasınız. her ay 106 liraya sigorta yaptırıyosunuz yani. (evet bence de soygun) 1 milyar borçlandım devlete sorarsan bi kez olsun doktora gitmedim o sene içerisinde

her ay bu gelecek. zaten en düşük 106 olması lazım.
ne yapmanız lazım? işe gireceksiniz ve sgk lı olacaksınız. o zaman bunu ödemeyeceksiniz.

oha o ne ya? ben axa'dan sadece yatarak tedavi için sağlık sigortası yaptırdım ay 50 tl veriyorum. sen yılda 2000 tl versen full sağlık sigortası yaptırırsın. hem de istediğin özel hastaneye gidersin.

özel sağlık sigortası yaptırıp kurtulamıyor musun? en azından ödeyeceksen onu öde.

en düşük 35 ama belki birikmiş borçtur. gss sorgulama ekranından hangi kapsama dahil olduğunuzu söyleyin. her ay kaç geleceğini söyleyelim.

korkarımki bundan sonra 106 tl ödeyeceksin aylık.

her ay 106.tl haşırtı blackbord. ödemeyin kardeşim ödemeyin ne yapacaklar bu kadar kişiyi hapisemi atacaklar. arkadaş şu olaydan sonra gene akp başa gelirse valla kendimi sikicem.

bu gelir testi olayı zaten başlı başına saçmalık ve hırsızlık. ben de işsizim ve 4 kişilik çekirdek aileden sadece anne emekli durumda. baba ise yaşını bekliyor. kardeş eskişehir'de okuyor ama gel gör ki ben işsizim diye benim sigortamı karşılayacak yerine evde tek gelirmiz, geçimimiz olan anne üzerinden benden sgk primi parası kesmeye çalışıyor. yani adam bana diyor ki kısaca, geber, öl, ne yaparsan yap ister aç ol ister işsiz ben sana ve ailene bedel ödetmek için varım. teröristin bile yeşil kartlı olduğu ve benden daha değerli olduğu bir yerde hepsinin allah belasını versin.

bir de gelir testi için ne giden oldu ne gelen. sözde sgk memurları gelecek ve ailenin durumuna bakıp tespitte bulunacaktı. adamlar oturduğu yerden -gelir testi formu filan hikaye o yüzden- işsiz olmama rağmen annemin 3 kuruşluk emekli maaşına göz dikip, sen işsizsin ama evde biri emekli ben aylık 37 lira keseyim sen gene de geçinirsin diyerek kanaati getirmişler. hadi gelmedin gelmedin elime tutuşturduğun gelir testi formu gelirlerimin ve giderlerimin olduğu ve bana doldurttuğun bilgilerim arkadaş bu. hiç mi bakmadın, dikkate almadın ya bunu sen? nasıl bir sosyal devlettir arkadaş bu? sen bana istihdam sağlama, işsiz bırak, bir de bende beş kuruş para olmamasına rağmen, annende babanda vardır deyip gasp etmek nedir ya? beni ez, benden al git teröristi besle ya da kendi cebine parayı koy, sen ölmüşsün kalmışsın, geçinemiyormuşsun umrunda olmasın. yazık olsun, lanet olsun. haram zehir zıkkım olsun harbi.

ama ne yapalım, hiçbir hakkımızın, sesimizin çık(a)madığı ve köleleştirilen bir toplumda mecburen itiliyoruz dediklerini yapmaya.
bana da aylık 37 küsür lira kesilecek diye kağıt geldi. ama borcumu 396 lira gösterdiğinde şok olmuştum. gittim araştırdım nedir ne değildir diye, adamlar 01012012 den itibaren bunu kesmeye başlamışlar ve borç bugüne kadar gelmiş. ve işin ilginci ben gelir testi formunu martta teslim ettim ve eve kağıt filan gelmeyince dedim ceza yemeyelim bunların işi belli olmaz, mayısta sgk ya gittim 37 lira borcumun olduğunu öğrenmiştim. yani mayıs ayında sonuçlanmıştı bu gelir testi. ama şimdi benden bu ayın öncekilerini de tahsil etmek istiyorlar. düşünün ben o zaman bir hastaneye gitseydim beni muayene edeceklermiydi sigortalı olarak? hayır. yararlanabilecek miydim sigortadan? hayır. ama yararlanmadığım bir dönemin aylıklarını kesmeyi gasp etmeyi iyi biliyorlar..

neresinden bakarsan bak, lanet olsun diyorum. nefes almayı bile haram hale getirdiler.

ucuza elde edilebilecek xps var 3 cm yüksekliğe sınırsız boy. yoğun bulabilirsen eps de olur onda 5 cm yüksekliğe çıkarsın. ama onun kalitelisi bulmak zor olur. bunları nalburdan alabilirsin.
köpüğümsü bir maket malzemesi var paran çoksa maketçilere bakacaksın. beşiktaş da sahilde var misal.

suni mantar ya da kapron işini görebilir. beşiktaş'ta sönmez ya da tufan kırtasiyeye git (ya da en kötü elif'e ama balcı'ya gitme) onlar yardımcı olurlar sana. kauçuğu nerden bulabilirsin emin değilim ama yüzeyi çok pürüzsüz değil en kötü bvt'yi falan arayıp numune isteyebilirsin eğer çok fazla kullanmayacaksan. ha bu arada kauçuk hani şu çocuk parkları falan var ya, ya da spor salonları onun zeminindeki yumuşak madde.

aygıt yöneticisinde batarya altındaki aygıtların hepsini bi kaldır windows tekrar yüklemeye çalışacak ondan sonra batarya yüzdesi artıyor olması gerek şarj oldukça.

aynı şey başıma asus'da geldi ve garantiye gönderdim. 2-3 hafta sonra batarya değişmiş olarak geri geldi.

yok hocam yürüme mesafesinde değil ama ücretsiz ekoparkdan sabiha gökçene shuttle var ona binip gidebiliyorsun.

o parkın girişi eskiden otoban gibi önünden geçerkendi sonra gittiler değiştirdiler. şehiriçine girer gibi yapıp taa ileriden u dönüşü yapıp ekoparkın arka kapısından giriş yapıyorduk en son. havaalanına yaklaşınca shuttle otobüslerinden birisinin arkasına takılın rahat bulursunuz. her uçak için bir shuttle var neredeyse sürekli yolcu oldukça kalkıyor bekletmiyor.

Erken gitmeni tavsiye ederim, bi sefer ekopark'ı bulmaya çalışırken uçağı kaçırdık ve ufak çaplı bir servete mal oldu bizim için.

Sahafsa temiz bakılmış bir ikinci el olabilir. Ya da pahalı bir kitapsa bu tarz indirimler yapabiliyorlar. 18TL'lik kitabı 8TL'ye satmak ile 58 TL'lik kitabı 48TL'ye satmak arasında fark var.

hiç iknci el gibi durmuyordu açılmamış gibiydi. kitabın normal fiyatı 25 civarı 15'e satıyordu ama sadce bu değil yeni dediği kitapları hep böyle ucuz satıyor..

orjınal degıl kardes. Neyse kı orjınal kıtap parasını soyleyıp kandırmamıs senı. Onun yerıne ıkıncı ellerını bulabılırsın belkı ıstedıgın kıtapların. Istanbuldaysan hangı kıtapcı oldugunu da soyleyebılırsın belkı tanıyorumdur ve daha dogru bır cevap verebılırım.

yok ankarada. bilmiyorum orjinal gibi geldi aslında ama yanılıyor da olabilirim..

orjınal ve korsan kitabı zaten bırbırınden ayırman cok zor. ya kapakta bır kayma ya da değişiklik oluyor cogunlukla renk kalıte bakımından. sayfalar çok çabuk ayrılabılıyor, sağlam görünmüyor. ya da yazılar aynı hizada ilerlemiyor silik olabılıyor eksık olabılıyor vs..
o kıtap orjınal olsaydı adam iyi değil mi al işte demez neden ucuz oldugunun acıklamasını yapardı.
ha 5-10 lıraya verıyorsa gene al. korsansa korsan ıcınde yazanlar aynı.

ankara'da neresi? pek bilmedigim sahaf kaldigini zannetmiyorum. bazen ucuza toptan bulup sifir kitabi cok ucuza satabiliyorlar. neresi oldugunu soylersen anlariz olayi?

Bazen yayınevleri ya da matbalar resmi dökümanlarda gösterilenlerden daha fazla basıp salıyolar piyasaya. Yazarı sikiyolar yani.

ben okuduğum kitapları sahafa satsam muhtemelen sıfır diye birilerine kakalardı diye düşünürüm hep. çok temiz okurum, sayfasını bile kıvırmam, içine yazmaya kıyamam.
böyle birinin sattığı kitap olabilir.

@sendelemeden; adilhan kitapçılar çarşısında tam adını bilmiyorum ama böyle dükkanın ortası falan boş bi de kitapçının böyle geniş favorileri var..

@öptüm sezen; yok hocam ya korsan almak istemiyorum..

@ozdek; ama bir tane yok ki böyle çok kitap vardı ve aynı kitaptan da vardı..

adilhan'dakiler korsansa korsan der genelde. gerci beni taniyorlar baya, belki de ondan oyledir. sen sanirim en ust kattaki uzun sacli abinin dukkanini diyorsun, orasiysa korsan degildir.

evet üst katta sanırım orası, korsan değil dedi ama dediğim gibi tavrı biraz garip geldi kafamı karıştırdı..

o en üst kattaki, uzun saçlı abiyse eğer o hep öyle onun tavrına aldırma

gerçekten garip bi tvrı vrdı umarsamıyordu hiç..

kredi kartlarım hesap özeti
eğer hesap özeti daha çıkmamışsa güncel dönem hareketleri gibi bir menü olmalı ona basılacak.
kredi kartı bilgilerinde kredi kartı otomatik ödeme bilgisi kısmı var.
onu minimum ödeme yerine tamamını ödeye çevirmeniz gerekiyor.

en ucuzu da iş görür.

biss çözme özelliği olsun mutlaka

en ucuzuna gidip para verme işkence gibi aletler var. Önerim Goldmaster ya da next'in uydu alıcıları. lazpalle'nin dediği gibi biss çözme özelliği kesin olsun. 2 ayrı tv'de kullanmak istiyorsan iki ayrı alıcın olmalı ve iki ayrı uydu anten bağlantısı olmalı. eğer dairede merkezi sistemden gelen bir kablo var ise bu kablodan bir tane daha bağlaman gerekebilir. yok benim uydu antenim bana ait dersen uydu anteninde çift çıkışlı LNB olması lazım. Çok pahalı bir şey değil çift çıkışlılar 25 TL civarı. Durum böyle.

ben de aynısını yaptım 3 ay kadar önce. 4 tv vardı 3 uydu alıcı aldım. artık 150+100+69 gibi bir uydu alıcısı faturası ödeyince bir de odalara ayrı hat çektirmeye de 100 tl gidince yeter ulan diyip son odaya uydu cihazı almadım. (o odada tv izlenmiyor hiç).
En çok kullanılana güzel bir cihaz alın hd falan destekli olsun, diğer odalar çok önemli değil ama ödediğim rakamları da görün işte. scart girişine takılan en dandiklerden de aldım ama onların görüntü kalitesi çok kötü 22 inç bir tv de anca görüntü veriyor ama yer avantajları güzel. o kadar kötü plastiği var ki elde kalacak gibi görünüyor.

starcity'ye bakabilirsin bence

dün ykm'de bile 169 tl civarına takımlar gördüm. Marka olanlar uçuyor tabi ama günlük giyim için markaya çok gerek yok ceo değilsen.

valla aradığım şey direkt "orta kalite" ne pahalısı olsun, ne de ucuzcu dursun.

kiğılı.

bir de outlerlere bak.

fabrika'da iki takım elbisede ikincisi 150tl civarıydı. yani 300tl'lık bir takıma para veririm dersen, tekini 225 gibi bi fiyata almış olursun. italyan kesim beğeniyorsan, takımları kalitelidir.

viaport'a gel, her markanın outleti var.

sarar a bak bence. avmlerin içindekilere değil ama kendi mağazalarına. baya bir fiyat farkı oluyor. genelde 300-400 tl civarı

kalecenter. ben ordan almıştım en parasız zamanımda.

edit: kalecenter'de jeordies mağazasından ama var uyguna orda bir kaç mağaza daha neyse ben ordakini beğenip almıştım.

süvari'de fiyatlar güzel, kumaşı da fena değil. bakmakta yarar var.

golf iyi gider bence.. Sizin araba ne bende onu alayım temiz diosun :)

sattığınız araba nedir merak ettim açıkçası :). ford mondeolar güzel.

sattigimiz araba 2004 focus sedan. ne zaman yillik bakima gitse birakmiyolarlar servisten adami illa ki bize sat diye :)

madem bütçe o kadar toyota verso düşünebilirsiniz.

Yeni kasa Opel Astra olabilir...

8 yılda 15000 km yapan birisiyse bence o kadr lüks araba almaya gerek yok

Toyota Corolla derim. Temiz de bakıyorsa 9 sene sonra satarken kapıya dolacak müşterilerin çokluğuna sevinecektir.

babaya jetta yakışır.

Skoda Octavia, dizel otomatik. Tadından yenmez.

hatchbackse;

yeni kasa astra
yeni kasa golf

sedansa;
yeni kasa astra sedan
ford focus sedan
volkswagen jetta

fotografin yoksa fotograf parasi, fotokopi parasi, emniyete git-gel yol parasi filan.

Fotokopi çekilmiyor. ek bir masraf yok o yüzden.
Fotoğraf masrafı var sadece onu da emniyetin içindeki self servis foto kulubesinden en ucuza halletme imkanı oluyor. 10 tl idi galiba 8 fotoğraf. ben dışarıda çektirdim 6 adet 12 tl ye.

dijital ses çıkışınız var demek oluyor. dikkatli bakın bakalım ışık da geliyorsa içinden bir yerinden optik bağlantınız var demektir. uygun bir ses sistemiyle (z5500 gibi) dijital ses çıkışıyla kayıpsız ses alabilirsiniz.

Sony/Philips Digital Interconnect Format

bulaşmayın siz buna eğer kulaklık takacaksanız.

yapılı mı yoksa zayıf mı? yapılıysa xl'dır muhtemelen. değilse de l olur. bir de vücudun üst tarafı uzun bacaklar kısaysa xl, diğer türlü l. karışık yani biraz.

"bildiğin zayıf" demiyorsan XL

zayıf değil ya, biçimli vücutlu bir insan.

XL da ısrarcıyım

muhtemelen xl o zaman. ama ürüne göre de değişebilir. ben 1.88'im, çoğunlukla xl giyiyorum. hafif göbekli falanım.

large'dan tut xxl bile giyebilir kendisi, hem adamın, hem yapılan şeyin kalıbına göre değişir.. 1.89'um genellikle xl giyiyorum, ama large veya xxl da olduğu oluyor.

dar ve zayıfsa m bile olur.

ya ekstrem durumlarda olur illa ki, ben genel olarak soruyorum. ben de m giyiyorum ama bazen s veya l aldığım da oluyor. genel olarak xl dendi sanırım.

XL ve değiştirme fişi :)

XL

kendimden biliyorum.
zayıf olmadığımdan xl bedenindeki tişörtler daha rahat oluyor.

kainkirikkalbi hakli. kendimden biliyorum yuzden 80 large, yuzde 15 Medium, yuzde 5 xl. bol severse bilemem.

Saglam bir tekstil imalatcisi olarak

XL

1.88'im L giyiyorum.

banko large.

Düzgün vücutluysa L giyebilir çok düzgünse M bile olur(slim fit adamlar). Kilo hafif varsa XL, daha fazla varsa XXL gibi düşünmek lazım.

ben 1,85 boyundayım ve Medium giyiyorum.

xl'dan aşağısı kurtarmaz.

l giyebilir ama omuzlari cok onemli. yani en azindan ben oyle gordum.

benim yegenim l giyiyor tam o boyda (biraz dar giymeyi seviyor). xl giydiginde omuzlar dokuluyor bir miktar.
ben eskiden o boylarda iken (lisede) bile xl'den asagisini giyemiyordum. simdi 10 cm daha uzunum xl devam.

Suna once bi genel olarak bak, sonra da son iki sayfasina bak:

www.moderntailor.com

güncelleyince jailbreak gidiyo yapma geri dönüşü yok. ben güncelledim çok pişmanım. nba, fifa, spiderman, assassin's creed, gta 3 oynuyodum ben iphone da...

ios 6 yükleyince telefonun bi anlamı kalmadı amk.

tek tek yedekleyeceksin itunes üzerinden. rehberi, mesajları ve fotoğrafları.

itunes ile yedek alıp güncelle derseniz -ki senkronize de ederseniz bu arada- uygulamalar dahil her şeyiniz aynı kalarak versiyon güncellenmiş olur.
tabi jb sayesinde çalışan paralı uygulamalar puff olur bir daha açılmazlar. diğer tüm ayarlar falan da aynı kalır.
yine de 6.0.1 i önermiyorum şu an iphone 5'iniz yoksa kasmaya pek değer değil.
cihaz simfree değil ve yazılım ya da gevey ile bu özellik kazandırılmışsa ekstra dikkat tabi.

tırt

sözlükçüler beğenmiyor. çok mantık arıyorlar. beğeneni de var.

edit: ben ara ara baktım öyle. güzele benziyor.

@ermanen

sizin düşünceniz?

sözlükten yorumları okumadım henüz ama niye beğenmediklerini anlayabilmiş değilim. bence yeterince gerçekçi ve sarıyor. ha ilerde konu saçmalar mı bilmem ama şu haliyle, izlemekte olduğum 3 - 4 diziden biri kendisi.

bence güzel.

vakit geçirmelik güzel bir yapım. gerçekçilik faktörü smallville ya da kızılmaske gibi diyebilirim. fazla kafaya takmadan iptal edilene kadar izleyeceğim. (içimde iptal edilir gibi bir his var)

ya bir bölüm izle seversen devamını getirirsin.. benim çok seven arkadaşım var bir tane..

tırt ama çerezlik izleniyor

valla enteresan şekide benim de aynı öyle oluyor. o kadar başvuruya rağmen tek bir firma bile geri dönmüyor.

farklı üyelikler açın. bi de öyle deneyin derim..

zaten çoğu dönmez arada 1-2 tane döner. ümidi kesmeden başvurmaya devam etmek lazım. ben 800 başvuru yapmıştım içlerinden 10 tanesi geri dönüş yapmıştır ve bi tanesinde işe başlamıştım.
sizin bilgilerinizden bazılarının yetersiz olması onların filtrelemeleri sebebiyle cv nizin hiç gözükmemesine de neden olabilir. mesela askerlik yapılmış istiyordur askerliği yapılmamış olan başvuruları görmez hiç. veya ingilizce seviyesini belli bir noktanın üzerinde istiyordur sizin cvnizdeki seviye altındaysa direk eleniyorsunuzdur. gibi.

acele etmeyin. yeterli deneyiminiz varsa kesin ararlar. son işimi de kariyer.net ile buldum. daha doğrusu onlar buldu.
İhtiyacı olan buluyor. Ama her ilanı gerçekten ihtiyaçları olduğundan yayınlıyorlar diye düşünmeyin. Bazı firmalar boşa ilan yayınlıyor çok şahit oldum.

kariyer.net'ten iş bulmayı başaranı henüz duymadım. sanırım imkansız için uğraşıyorsunuz. secret cv'yi deneyin.

kara listeye alınmış olma ihtimalin var mı? öyle bir şey varsa eğer, özgeçmişini güncellemen bir işe yaramaz... yeni bi account açıp, baştan başvuru yapman lazım. bir firma seni kara listeye aldıysa aynı etiketi tüm şirketler görür.

askerliğini yapmış, ekseri iş tecrübesi olan ve iyi derecede ingilizce bilen personel arayan şirketler kariyer.net'i kullanır. bu 3 niteliğin herhangi biri ya da daha fazlası eksik ise bu siteden geri dönüş beklemeyin. bunlara sahip arkadaşlarımın bu siteden iş bulduğuna şahit oldum.

Kara listeye alınma gibi bir uygulama var mı yahu?

genelde daha düşük istiyorlar. sizin örnekte 300-350 civarı çıkar sanırım. (genel kabul) zaten 400 isterlerse yetkilide yaptırın.
genelde %20-30 gibi fark oluyordu renaultda. vw'de %50 olabiliyordu. opel için bunu düşünerek attım.

garantisi bitmişse bu işten anlayan bir sağlam bir ustaya git. onlar yarı yarıya mal ederler. yetkili servis her zaman pahalıdır.

trigger değişecek mi?

daha ucuza yaptırılır da araca birşey olursa "garantiyi bozdunuz biz buna karışmayız" derlerse ne yapacaksınız? adamların elinde bir tek bu koz var, yoksa özenli çalışan yetkili servis neredeyse yok.

ama yüz liradan kaçayım derken daha pahalıya patlaması ihtimali de var. gerçi opel'lerde saçmalık pek yok ama, yine de belli olmaz.

triger değişmiyor. aracın garantisi de yok zaten, yetkili servisin herhangi bir bağlayıcılığı yok. rastgele bir yere gitmek istemediğimden gidiyorum sadece. tavsiye edebileceğiniz bir yer var mı ki (istanbul avrupa) ?

maaş müşterisi değilseniz alırlar. 2 tane fatura otomatiğe bağlatın işte nedir? 3 değil miydi o?

pardon bir de elma hesabı olunca işletim ücreti almıyorlardı sanki. onu da bir kontrol edin.

borç yazıyorlar, hastane hizmetlerinden yararlanamıyorsun. sürekli cezaya girmesi ve ileride bir gün bu parayı bulduklarında tahsil etmeleri olası. haciz dahil her yolla alabilirler. bir tek ayağından vurmazlar devlete borcun olmasının bir artısı denebilir bu da.

maaşı almaya başladığın an o parayı alırlar.. 38 lira yine ii çıkmış bence günlük 50 liralık ufak iş yapın(misal broşür dağıtımı) her ay ve o parayı verin devlete.. nacizane abi tavsiyesidir.

not: 82'liyim.

superonline + digiturk
uydunet + kablotv
ttnet+ tivibu
bunların web sitelerinden oturduğunuz bölgede hizmet var mı diye başlayarak bir araştırmaya başlayın bakalım neler çıkacak.

İnternet fiyatına D-Smart HD + SmileADSL kullanıyorum 6 aydır. Herhangi bir problem yaşamadım. Hatta icralık olduğum digiturk gibi de osurunca "sinyal seviyesi düştü" falan demiyor. Geçen akşam fırtına da bile devam etti yayın.

konut stoku diye aratın. tüik'e bakın, gyoder'e sorun.

gyoder'e sordum. bizde öle bir bilgi yok dediler. Tuik'de de tam bişi bulamadım. tesekkür ederim.

benzer bir veri için tek tek istediğmiiz bölgelerdeki konut projelerinin satış ofislerine birilerini göndermiştik. aynı metodu öneriyorum.

çok anlamlı olmayacak belki ama sahibinden.com'da proje diye bir bölüm var. her şehirden projeler var, ama hepsi yoktur tabii. belki oradan bir takım tahmini sayılar işine yarayabilir.

teknik yapı upcity residence'te oturuyordum yeni bitmişti, 281 daireden 179'u 1+1'di.

ozdek yaklaşık bir rakam verebilirsen çok sevinirim. %100 doğru olmak zorunda değil. Bir an önce yaklaşık bir sayı bulmam lazım yoksa yanarım. Teşekkürler tekrar. :)

menapoz teyzeler varsa, onlardan çıkar böyle şeyler.
hee de geç, sallama.

Sen geldiğinde yoksa ne yapacaksın?

Toplu yaşamın yazılı olmayan kurallarından biri bence bu. O zaman işini gördükten sonra sifonu da çekme, fırçayı da kullanma, her gelen kendisi yapsın bu işi.

Boşa dememişler, bulmak istediğiniz gibi bırakınız diye.

sana bulaşıyolar. söylediğin her söz aleyhinde kullanılacak. fevri davranma. kalp kırma. ama tuvalet kağıdını bitirirsen de yenisini koyma.

bu tuvaleti kim temizliyor. sırayla şirkettekiler mi?

Şirkette tartışacak konu kalmamış galiba. Tuvalette bir yerde bu malzemeler stok olarak mevcutsa, bulunduğu yerden alıp olması gereken yere koymak önce girenin de sonra girenin de eline yapışmaz. AYrıca en son ben kullanmışsam yenilemek aklıma gelmeyebilir ama girdiğimde eğer kağıt yoksa, dolaptan vs çıkarmam gerekirse de bunu memleket meselesi yapmam, çıkarır kullanırım.

haksizsin.

Evet arkadaşım aynen öyle tuvalet kağıdını bitirirsen iki dakika zahmet edip koyacaksın. Çünkü senden sonra girecek kişi ishal ya da kabız olmuş olabilir, tuvalet kağıdının olmadığını görse bile gidip alacak durumda olmayabilir. Bunu düşüneceksin ve koyacaksın.

Liseli misiniz, ergen misiniz amına koyayım buna isyan ediyorsunuz?

tuvalete bakan biri yok mu ne biçim yermiş orası?
istifa et bence. şu an çalıştığım yerde 30 dk da en geç birisi gelip yerleri falan temizliyor. biz girdikten sonra dezenfekte ediliyor her yer.
havlu, sabun, tuvalet kağıdı bitmesi ise hiç duymadığımız olaylar.

aynı kural bizim evde de var, inan tuvalete girdiğinde orada tuvalet kağıdı olmadığını görmek büyük bir fail oluyor.

bizim sirkette tuvaletlerde hep ekstra tuvalet kagidi ve kagit havlu vardir. genel kani bitirenin yerine yenisini yerlestirmesidir. aksama da temizlikci guruh yedekleri yenilerler falan.

he bu sartlarda dusununce biraz kadinlarla erkekler arasindaki tuvalet kapagi konusuna geliyor. Ikisi de olur yani.
Ama tuvalette ekstra tuvalet kagidi yoksa bence bitiren yenilemeli; cunku genelde insanlar bakmiyor tuvalet kagidi kalmis mi diye. Isi bittikten sonra kalmadigini gormek rezalet bir durum.

problem sende evet. banane başkasının tuvalet kağıdından diye saçma bir cümle olamaz. sen de kıçını tuvalet kağıdıyla silmiyor musun? O kağıdı başkası koymuş oluyor değil mi oraya?

Çalıştığım yerde, tuvalet kağıdı bitince, kimse kıçını kaldırıp koymadığı için ben her seferinde raftan çıkartıp koyuyorum, benden sonra gelen de benim taktığım kağıdı kullanıyor, gerektiğinde sabunluğu da dolduruyorum.

Şöyle düşün, sen oraya kağıt takmadın bu kafayla, şirketteki diğerleri de sizin gibi düşünüp davranırsa, sabunluğa sabunu, makaraya tuvalet kağıdını kim koyacak?

nasıl bulmak istiyorsan öyle bırak önermesi gereği sizin koymanız lazım bence

biz yedek tuvalet kağıdı koyuyoruz. ofisin genel bakımını yapan biri haftada bir yenilese sorununuz çözülür diye düşünüyorum.

ya da bittiğinde birine haber vermek lazım, çünkü nebliym misal ofisle daha az haşır neşir olan satışçılar tuvalete girip tam elini kağıda attığında boşlukla karşılaşıyordur, o nedenle bittiğini bilen adamın önlem almasını rica eder. kendi açından sen de haklısın aslında ama genelde tuvalete girerken ilk yaptığım iş kağıt var mı diye bakmak olmuyor. vs vs.

ulaşılır bir yere kağıt yedekleyiniz.

kesinlikle haksızsın.

haksız değil aslında adamın işi orda tuvalet kağıdının seceresini tutmak değil herkes işini yapmadığı için bu memleket ilerlemez işte tuvaletçi takip edecek aga.o zaman bu adamın elinden geçecek bi evrakta geçmesin lazım olan gelsin alsın her nerdeyse anasını satiyim.bizim ofistede var bi hizmetli çay isteyene poflar lavaboya sabun tak poflar bardak toplar oflar iyide bu aq hizmetli vatandaşı ne iş yapar. ohh be.he ama taksanda eline yapışmaz =)

hanzo musun, hayatın boyunca yalnız mı yaşadın? tabii ki kim bitirdiyse yenisini koyar. ben de onu beklerim yani.

ölmezsin bi ruloyu yerine koysan. koca koca adamlarsınız çocuk musnuz amk.

mesajlar için tşkler de ama niye bu kadar ağır konuşuyorsunuz.yapacağım varsa bile artık yapmam:)

Bir kere saniyede 20 değil, 300 falan olur o iyi bir bilgisayarda. Hesabını buna göre yap bence. Uğraşmak isteyen uğraşır. Bırakırsın bilgisayarı, o illa bulur; sonuçta bruteforce yeterli zamanın varsa kesin sonuç verir. Senin durumunda da çok uzun sürmez.

Kirmak isteyenin ne kadar manyak olduguna ve ne kadar paraya erisimi olduguna bagli saniyede deneyebilecegi sifre sayisi. Mesela 18 milyar sifre deneyeni var surada 1 saniyede(fpga).[1]Yine de ag uzerindeki iletisimin overhead'i olacak falan derken saniyede 20 sifre mantikli gorunuyor. Kafaya koyduysa 1-2 ayda kirmis olan biri olabilir. 10 hane yapin iciniz rahat etsin.

Wireshark agdaki aygitlari gosterir paketlerin hangi IP'lere gidip geldiklerine bakarsaniz. Mutlaka bir filtresi vardir fakat elimin altinda olmadigindan acip bakamadim simdi.

[1] www.cloudcracker.com

hacı wiresharkla bulamazsın öyle, o paket takibi ve trafik denetimi yapar...

sen bruteforce ile yapıldığını biliyorsan eğer adamın tek yapması gereken, bir library indirmek (ya da library oluşturan programcıklar da var) ve bu libraryi kullanarak bruteforce yapacak programı çalıştırdıktan sonra bilgisayarı açık bırakarak gitmesi... sonuçta library kuvvetliyse (ki sadece text'ten oluşup boyutu 15GB'ı bulan libraryler yaratabilirsin) kesin bulur, her ihtimali deniyor adam sonuçta. kaç şifre deneyeceği de 1) bilgisayar hızına 2) modeminin belli sayıda hatalı şifre girişi sonrası nasıl davrandığına göre değişir, -atıyorum- 10 yanlış şifreden sonra 1dk bekliyen modemler olması gerek.

sniffing ayrı bir muhabbet. sniffing yapabilmek için önce ağına bağlanabilmesi lazım.

senin dediğin aircrak muhabbeti, havadan sinyal yakalıyorsun paketleri yakalayarak... şu and aşirkette bloklu ama aircrack diye bir program var bunu yapan. www.aircrack-ng.com olması lazım adresi.

@salihtd o kadar çıkması zor hacı @dahicocuk'un bashettiği sebeplerden dolayı. herif multimilyoner olsa yine saniyede modem üzerinde deneyebileceği şifre sayısı sınırlı.

@dahicocuk uğraşır diyosun yani. bilemedim. yalnız dediğim gibi evde benden başka kullananlar da var interneti ağ üzerinden backdoor tarzı bişey bırakmış olmasın şifre değiştirme ihtimalime karşı? olmadı mac filtresi koyarım artık.

@loveinaflipbook heh aircrack o dediğim olay nedense sniffing olarak kalmış aklımda. bi de her ihtimali deniyorsa neden library lazım ki? aaaaaa,aaaaab,aaaaac...aaaaa0,aaaaa1 şeklinde gitsin olma mı? benim şifre rastgele bi sayı çünkü kısıtlı bi db ile bulabileceğini zannetmiyorum bu şekilde komple denemesi lazım. ki harfleri de işin içine katarsa bayağı bi yıl filan sürer herhalde.

20'yi de salladım bu arada geçen bi 7z şifresi kırmak lazım geldi saniyede 17 filan deniyordu gpu kullanmadan dedim diğer türlü sürekli modemi dürtecek düzgün de bi bilgisayar olsa 20 filan olur dedim o şekilde. yoksa belki daha hızlı da abanmış olabilir.

www.oxid.it (oha diyorum bunu bloklamamışlar)
bu program sana rainbow table denilen libraryleri oluşturuyor. oluştururken de sana kombinasyon seçeneklerini soruyor. (olması lazım diye hatırlıyorum, seneler oldu)

ör.
sadece rakam
sadece küçük harf
küçük harf alfanumerik
küçük harf alfanumerik + özel karakterler
küçük harf alfanumerik + özel karakterler + büyük harf alfanumerik
küçük harf alfanumerik + özel karakterler + büyük harf alfanumerik + karışık alfanumerik

mesela adam senin şifrenin sadece sayılardan oluştuğunu biliyorsa gidip 15-20GB'lık library oluşturmaz ki, gider sadece rakam olarak seçer, library'si de 5-10dk.da oluşur. kırması da kolay olur.

ya da en azından hangi tip karakterlerden oluştuğunu bilmesi bile her türlü işini kolaylaştırır (örneğin şifren özel karakter ve küçük harflerden oluşuyorsa, librarysini buna göre oluşturmak adama hem library oluştururken, hem de şifreni kırarken zaman kazandırır).

@loveinaflipbook anladım. yine de şifreyi deneyecek algoritma çalışırken bu aparatın oluşturduğu dosyadan okumak yerine ram'deki değişkeni okuması daha hızlı olur gibi geliyor.
while(true){if(!dene(i)) i++} şu şekilde en basidinden.

edit: bi de dediğin durumlara göre değişeceği için daha atraksiyonluysa küçük harf filan diye o zaman biraz daha yavaşlar tabi ama yine de dosyadan okumasına kıyasla daha hızlı olur gibi ya.

edit2: yok la dedik ya demin modem hızı kısıtlar zaten ister istemez hangisinin daha hızlı olduğunun bi önemi yok pek farketmez o yüzden. evet.

wireless şifresini öyle saniyede 20 kere deneyemezsin. şifresini bilmediğin bir ağa bir şifre sallayıp girmeye çalış, 3-5 saniye karşıdan cevap bekleyip öyle reddedildiğini göreceksin. zip şifresi değil bu.

@r_u_h kaç gibi olur? brute force imkansız gibi bişey o zaman wireless üzerinde?

aşağı yukarı bir fikrin varsa ve bol bol zamaın varsa brute force uygulanabilir belki. yoksa aircrack muhabbetini yapman lazım. o da bilgisayarındaki wireless donanımına bağlı, mesela benim wireless adapter'la olmuyor, o programların listesinde yok. sadece etraftaki ağları görebiliyor ama şifre kırmak için ne gerekiyorsa artık ondan yok.

@r_u_h kurcaladım biraz zaten brute force kullanırken modeme bağlanmayı denemiyormuş sürekli. "handshake file" dedikleri 4 dosyayı yakalayıp(aircrack) ona abanıyorlarmış. ilk başta @salihtd'nin dediği gibi 300 filan da olma ihtimali var o zaman hızın.

aircrack farkli bir sey yapmiyor ki brute force deniyor.
wep icin baska metodlar var ve oldukca kolay sekilde paketi cozerek (brute yapmadan) sifreyi bulabiliyorsunuz.
ama wpa hele ki wpa2 icin brute force disinda bir yol yok.

onun disinda normal sartlarda ortalama bir masaustu bilgisayar ile 50 ila 300 arasi degisir. 20 oldukca dusuk bir rakam. benim eski bir notebook vardi ornegin p4 sistemli, onda bile saniyede 20 kusur kez deniyordu.

evveliyatinda bu tur seyleri denemis birisi olarak, genelde cok kullanilan bir sifreniz (123456, a1s2d3f4, q1w2e3r4, q1a2z3w4s5x6, minnos, kutahya) yoksa kirilmaz sifreniz.
en az bir buyuk harf, rakam ve ozel karekter iceriyorsa sifrenizin kirilmasinin ev bilgisayarlari ile mumkun olmadigini soyleyebilirim.

bu işin teorisine ve pratiğine gireceğinize yapmanız gerekenleri yazayım:
1) şifrenizi değiştirin: standart sözlüklerde olmayan sözcükler kullanın. eğer ekstra kıllandıysanız uzunluğunu maksimum ne yapabiliyorsanız yapın: 32 karakter ya da 64 karakter hatta 128 karakter gibi. (modem ve şifreleme neye izin veriyorsa)
2) modeme giriş şifrenizi de aynı şekilde zor bir şifre ile değiştirin.
3) mac adresi ile limitleme seçeneğini açın ve size ait tüm bilgisayarların mac id lerini tanıtın.
4) bu kadar önlemden sonra hala girebilen birisi varsa şapka çıkarırım kendisine.
5) anne baba gibi şifreyi isteyen birisine verebilecek güvenlik açıklarını da unutmayın. buna da önlem alın. türk insanı yardım severdir. siz kırıldı zannederken birisi şifreyi kendi elleriyle vermiş olabilir.

ben öğrenciyken yan apartmandan birinin şifresini kırmıştım. aynı apartman içinde interneti olanlardan istemiştim ama sınırlı diye vermemişlerdi. bi de o zamanki tipimden dolayı da vermemiş olabilirler. neyse adamın sürekli açık olurdu. zyxel123abc gibi bi şeydi. önce aircrackle deneyip beceremeyince (çünkü aircrack neyi ne kadar deneyeceğini sen seçiyosun ve her yeni deneyişte kendini tekrarlıyor, tıkanıyosun yani eninde sonunda, kafanı çok meşgul ediyo, her aşamayı tek tek farklı programlarda sen yapıyosun. onun topladıklarını ötekine okut falan bi sürü iş.)

sonra işte bu brute force ü duyup onunla denemiştim. bu belki daha uzun sürmüştür ama daha garanti yöntem diye bekledik. bi de brute force da kafan rahat oluyo. torrent gibi açık bırak git. bi gün bi bakıyosun ki...

Yalnız şöyle bir yanlışınız var (Ya da benim yanlışım, düzeltin) bu saldırılar online olmuyor. Bir tane WPA Handshake yakaladın mı, artık onun üzerinden yardırıyorsun offline. O Handshake'i yakalayana kadar onlinesın yani. O saatten sonrası Dictionary'e kalmış. Bir de rainbow tables falan kullanıyorsan süre daha da kısalır. Özellikle de örnekteki gibi sadece rakamlardan oluşan bir şifrenin kırılması çok uzun sürmez.

@salihdt en son cevabımda fark edip söylediğim gibi aynen öyleymiş. o yüzden saniyede 300'e filan ulaşılabilir hız bununla da en yukarda belirttiğim varsayımlar üzerinden 25 saat filan sürüyor.

ben full time calisiyorum sıkıntı yok hacı.

bedelsiz verilen krediler ve burslar kesilebilir ama kyk kredisi borç aldığınız ve yıllar sonra da paşalar gibi ödeyeceğiniz bir kredi olduğu için çalışmanızda bir engel yok. kesemezler çünkü normal kredi gibi alıyorsunuz onu aslında. farkında değilsiniz sadece.

kesilmiyordu en son.
zaten adı üstünde kredi...
onu ödeyeceksin eninde sonunda faiziyle.

burada ve ekside bir cok kisi ne kadar zor ögrencilik gecirdigini falan anlatirken hep "n liracik maasim ve 200 lira kredimle gecinmeye calisiyorum" demislerdir. kesilmiyor heralde..

hem yukaridaki cevaplara binayen dusununce hemde kyk bilgilerine gore bende kesilmiyor biliyorum.

Okuldaki rehb. sosyal dan. birimine sordugumda kesilir dediler benim kafa karisti.o yuzden buradan da soruyorum.

İşletim sistem/software bazında yapabileceğin fazla bir şey yok defrag dışında. Sanal belleği artırmana da anlam veremedim. Hızlandırmaz ki aleti.

Yapabilirsen SSD taktırt alete.

sistemsel yapabileceğin birşey yok. belki mozilla firefox yerine başka internet browser larını deneyip hangisinin daha az ram yediğine bakabilirsin. burdan bir avantajın olabilir.

donanımsal olarak ram arttırma imkanın var mı ? ddr ram'de pek üretildiği yok. arayıp talan etmen lazım.( tam olarak ddr mı ddr400 mü bilemedim)

@American: SB'yi bir umutla belki rame daha az yüklenir diye arttırmıştım ama az önce gördüm ki hddsi 36,1 ile okuyor. Yazma hızı da pek farklı değildir. O yüzden onu sistem yönetimli olarak bırakayım en iyisi. SSD taktırmağa gelince de istersem ben de takarım ama böyle hurda cihaza ne gerek var.
@1Tam: Ram'i ddr2. FF ve Chrome eşit kasıcılıktaydı. Başka hafif bir tarayıcı biliyor musunuz?

uygun bir ram bulup 1 ya da 2 gb ram takın sonra da windows 7 home gibi fazla özelliği açık olmayan ama yaygın destek bulan bir işletim sistemi yükleyin.
bir de chrome çakın ve fazla tab açık olmasın browse ederken.
en önemlisi ram dir. ram i halledin düzelecektir.

(bkz: xubuntu)
(bkz: kubuntu)

ram ekle abi, 512 yetmez. en azından 1gb olsun, 2 olursa daha iyi olur.

tracking no lu posta servisi seçiliyse yolluyor ve takip edebiliyorsun. zaten öteki türlüsüne girilmez riski çok. kesin kayboluyor.

yollamış tracking kod var ama barkot numarası mı ne eksikmiş. türkiyedeki kargoya ulaşamıyorum şuan barkot numarası olmadığı için. bu hep olan bi şey mi?

Tracking numarası varsa, ürün Türkiye'ye girene kadar sana temin edilen siteden takibini yapacaksın. Türkiye'ye girdikten sonra PTT'nin sitesinden takibini yapabilirsin;

www1.ptt.gov.tr

Türkiye'ye girmeden bu adres bir işe yaramıyor. Ne zaman gireceğini ise satıcının sana verdiği diğer takip sitesinden izleyeceksin. Sana nereden takip edeceğine dair bir link falan vermek zorundalar.

Barkod numarası falan olmaz normalde. İşin içine barkod falan girmişse; DHL, UPS gibi özel bir firmayla yollamıştır. Aman dikkat et, gümrükte takılırsa dünyanın parasını isterler işlemler için.

5 dk önce yaktım artık, ev neredeyse sırf cam olduğu için geç bile kaldık, üşüyordum birkaç gündür.

mantolama var ama işe yaramıyor.
yakmadık daha. kasım sonuna ancak.
ev öğrenci evi.

dün dayanamadim yaktim artik.. ama cok fark etti evin sogugu kirildi..

öğrenci evi hocam yakmadık tabi ki. montlarla oturuyoruz.

mantolama var, ev fena değil daha yakmadık kombiyi.

5 dk önce yakayım mı diye aklımdan geçti ama yakmadım daha.

bilgisayar isitiyo valla butun odayi sagolsun :)

(bkz: hp pavilion serisi)

sağolsun ısıtıyor.

işten gelince açıyorum kombiyi ama öyle gürül gürül değil tabi, az.

yakmadım. aralık ortasına kadar yakmam ben daha.

Merkezi sistem olduğundan yanıyor ve iyi ki de yanıyor.Gece çok üşüyodum valla.

mantolama yok. yakmadık.

mantolama var, merkezi sistem, 2 gündür yanıyor ama çok hafif, ılık yani petekler

Yakmamakta çok ısrarcıyım.

Dün gece uyuyamadım soğuktan. Yorgandan kafamı bi çıkarıyorum burnum acıyo. Gittim ufoyu yaktım bi saat odayı ısıttım kapadım.

mantolama var daha ev 21.5 dereceyi falan anca gördü. henüz yakmadık şimdilik t-shirtle geziyoruz.

bir milyoncu:)

eminönünde sadece yapma çiçek satan han vardı galiba.

Ankarada suluhan olabilir. Ulus civarı ya da.

Eminönü'nden uzak dur istoça bak

aman diyeyim bizde bilinen saman kağıdı standardı bir acayip olduğu için 2005 senesinde bir yazıcıyı iyi etmişliğimiz vardır. yazıcıyla uyumlu bir kağıt kullanmak lazım kesinlikle yoksa drum falan fena gidiyor.

kötü muhitte oturma.
bence kesinlikle 1. seçenek.

insanlar evin içindeyken dışarının ne önemi var, önemli olan evin içinde huzurlu olman falan diyor, ama öyle bir şey yok.
oturduğun çevre, komşuların, semtin esnafı vb. bunların hepsi çok önemli.
o yüzden nezih bir semtte otur.
çok çok eski bir bina derken durumunu bilemem.
çok eski olan, ama taş ve çok sağlam olan binalar da var.

evin işe yakın olması da iyi bir şey.
bunun karı var, kışı var.

üstelik yolda geçireceğin zamanına ve fazladan harcadığın paraya yazık.

evi sadece işe göre ayarlamak bence mantıksız. oldu da o işten çıktın diyelim, o zaman ne olur? hangi ev daha merkezi, ya da daha kolay ulaşıma sahip vs gibi düşünmelisin bence. senin hayatın iş ya da işten arta kalan kısımdan ibaret değil, hepsini kapsıyor...

işyerine yürüme mesafesinde oturmanın zevki paha biçilemez. her sabah-akşam trafiğe girip siniriniz bozulmayacak, artı günlük en az 1 saat daha kendinize vakit ayırabileceksiniz..

nezih bir semt diyorsunuz üstelik..bina eski bile olsa biraz tadilat ve düzenlemeyle halledilir. uzun uzun düşünmeye bile gerek yok..kesinlikle 1 i seçerim ben..

iş yerine yürüme mesafesinde oturmak cidden çok büyük bir artı, ha iş yerin çok sikko bi yerdedir, hayatın da orada geçer bilemem, ama mesai bitince o yol insanı öldürüyor o yorgunlukla. ama eski bina beni düşündürdü, zira allah yakın zamanda bi kentsel dönüşüm yapacak diyor deprem mühendisleri, dikkatli olmak lazım.

1. secenek.
arabayi satip biraz da renovasyon yaparsiniz tamam iste :P. Kiraydayken renovasyon ne kadar mantikli tartisilir tabi.

günde 3 saat bana kalsın diye iş değiştirmeyi bile göze alan biri olarak (günde 60 km'den 10 km'ye düşürebildim) yürüme mesafesinde otur derim ama ev çok da sağlıksız olmasın. gerekiyorsa 900 ver düzgün bir yer olsun.

net 1 abi.

hem işe yürüyeceksin hem de nezih semttesin.

Bir söz vardır eskilerden "ev alabilirsin ama semt alamazsın" diye ...

1 bence de

Keskesin, 1.

kötü muhitte serseri hırsız falan yoksa 2. seçenek. çünkü eski evin tesisat derdi bitmez. bi de giriş karanlık olur ve gürültü gelir. evdeki rahatlık önemli. bi de deprem muhabbeti var tabi.

kötü muhitle kastın nedir? veya semt olarak belirtirsen daha iyi olur. komşular da çok önemli ama şans işi bu.

bisiklet al her gün 10 km pedal basmak dizlerinle göğsün arasında kalan bölgeyi yunan tanrılarının heykellerine benzetsin, ikinciyi seç tabii ki. uyluk çevresi gelişkin insanlar kalp damar problemlerine daha dayanıklı olur diyolar.

ata ekmeği alın. mümkünse çiftli olanlardan.

ya da trabzon ekmeği tam istediğiniz kıvamdadır.

ekmek kullanmıyorum ama kullananların isteklerine bakarsak yumuşacık, beyaz ve taze ekmek istiyorlar. dolayısıyla ekmeği bırakma zamanınız gelmiş. halkla tamamen ters bir istek içerisindesiniz. en iyisi yememek.

ekmek kullandığım dönemde tam buğday ekmeğini beğeniyordum ama sıkı olanlarını. onu da her yerde bulmak zor zaten yememek daha güzel valla.

ben de tam tersine şikayetçi değilim. özellikle yumuşak ekmek arıyorum. çenem yoruluyor o sert ekmekleri çiğnedikçe. puf puf ekmekler daha çok hoşuma gidiyor.

halk ekmek in organik tam buğdayı tam da senin bahsettiğin gibi.
sert, bayatlamayan, doyuran....

@benaslinda,

yok halk ekmekte de iş yok.

@ozdek

ekmeği tamamen bırakmak bilinen aksine zararlı bir şey, kararında yemek gerekiyor.

@kibritsuyu

tek başıma o ekmeği bozulmadan bitirmem söz konusu değil :)

vakfıkebir ekmeği
kareksan ekmeği (izmirde)

ekmek yapma makinesi alıp kendi ekmeğini istediğin kıvamda yapabilirsin.

halk ekmek'te altın çörek var.

merhaba. ben buğday ve un makineleri üzerine çalışıyorum. unun içerisine fırına ve mutfağınıza girmeden önce bir takım kimyasallar ekleniyor. ben bu işin daha çok makine kısmıyla ilgiliyim, ama bildiğim kadarıyla ağartıcılar ve larva kırıcılar ekleniyor, buna mukabil tavlama ve öğütme esnasında kaybedilen besin değerlerini takviye etmek için çeşitli vitaminler de ekleniyor.

en kaliteli makinelerle ne kadar yapay unlar elde edildiğini anlayalı beri, evime bir ekmek makinesi aldım, esmer tam buğday unu getirtiyorum ve ekmeği de makineyle kendim yapıyorum. emin olun evde yaptığım ekmeğin ufacık bir dilimi, hazır bir ekmeğin yarısını yemiş kadar doyurucu oluyor. üstelik katkısız ve el değmeden hazırlanmış oluyor.

ben bizim mahalledeki yerel fırından aldığım tahıllı ekmekten ve komşu fırın'ın bol tahıllı ekmeğinden memnunum. istanbul'da değil ama manisa'da kara fırın ekmeği denen ekmekler de çok güzeldir. tam tarif ettiğiniz gibi. köy ekmeği diye gördüm benzerlerini istanbul'da ama tadı aynı değil tabi.

son zamanlarda insanların kendi ekmeğini yapmaya başladığını çok duymaya başladım. ekmek yapma makinesi alıp beğendiğiniz gibi yapabilirsiniz zamanınız, beceriniz varsa.

Ankaranın Halk ekmeği cok güzel bence
SAYGILAR
"detaylı bilgi" ====>> [email protected]

Avira

avg ve avast ın metihlerini çok duyuyorum ama hiç kullanmadım.
allah hepimizi cimri bilgisayar kullanıcılarından korusun.

avg
symantec
ya aslında hepsi beleş değil mi bunların ya crack diye bir şey var :)

symantec'i salla. para verip aldım, bi virüs musallat oldu bilgisayara silemedi gitti. kingsoft diye bir program var. beleş bu.

microsoft security essentials. lisanslı windows ile bedava kurulabiliyor. gayet de sistemi yormayan ve güvenli denebilir. referansı da milyonlarca windows.

@ozdek +1

anahtar kelime "lisanslı windows". bizim işyeri benden de cimri olduğu için (benden duymuş olmayın ama)kaçak kullanıyoruz windowsu.

comodo internet security

kaçak kullanıyorsanız bile lisanlıymış gibi görünüyordur. bu yüzden bahsedilen programı kurabilirsiniz.

tik atmaycaksanız niye soru soruyorsunuz?

panda cloud

usul gel.

esenler otogar'da inersen görürsün istanbul'u :D şaka maka hoşgeldin, güzeldir istanbul.

iç ses: bok gibi amk.

gel gel çok eğleniyoruz sirk gibi amk

yemin ediyorum şu yazdıklarını okudukça herkes bir tebessüm ediyordur. gel gel çok seveceksin çooook!

bağcılar'a git.

beyler, bayanlar;

17milyon + 1 olacak ben gelince. turistik gezi falan geldim bi kaç kez ama temelli geliyorum artık. tanışmıştık yani istanbul'la daha önce. taksim'de ev tuttum, kalbine yakın yerde olayım diye.

umuyorum ki delilik değildir yaptığım.

@sinsasaj

geçen cuma ve cumartesi istanbuldaydım, kalabalığı görünce ben de gerek yok diye düşündüm lakin benim için gerekli. o yüzden usul usul ve sevgiyle yaklaşıyorum istanbula ahaha

bir de taksim de ev tutmuş taksim trafiği şu an berbat 1 yıl sürece benziyor falan dedi tv daha uzun sürebilir burası türkiye
geçmiş olsun evine gelsek parti yapsak falan :)

@hitsumo tamamdır abi, bu cuma valizlerimle geliyorum istanbula. hafta sonu yerleşmekle geçer, musait olduğumda ilan ederim buradan, içkisini kapan gelir :D

bu arada taksimde tuttum evi evet ama istiklal caddesinde işim gücüm. sanıyorum ki trafikle bir işim olmayacak :)

sana sadece şunu söylüyorum:
göte giren şemsiye açılmaz. anla artık büyüklüğünü.

@goldentitan şemsiyenin büyüklüğünden şüphem yok lakin neden giriyor abi şimdi bana bu ahahah

@refreshing towel bekliyorum :D

aman geç kalma erken gel. istanbul candır.

35 senedir kaçmaya çalışıyoruz adam geliyorum diye methiyeler düzüyor. bu seninki iş değil bilesin. allah kurtarsın.

(bkz: overrated )

daha iyisi varken alınmaz. ama ikinci elde falan çok daha ekonomik olarak alınabilir. yenisinde daha iyi ekran ve işlemci gibi ARTILAR mevcut o yüzden çok para kaptırmamak lazım. 2. el satan birinden uygun bulunursa daha iyi olur çünkü taş gibi aletler düzgün kullanıldıysa yıllarca dayanır.

zaten 2.el alınacak uygun fiyatlı aletler mevcut cidden uygun fiyatları hatta

3 hatta 4 çıkmışken bence alınmaz..3 al en azından..bende 3 var 2 gördümmü direk anlıyorum ekran farkını

amazon.com'da guzel albumler var, aslinda hepsi var :)
itunes'da var ama TR'ye satis yapiyor mu bilmiyorum.

avea müzik var misal 200 mp3 6 tl.
ttnet müzik var.

formatlar nedir?
yani 192 veya 320 kbps istesem indirebilr miyim?

alma yahu.
hala virüs programı kullanan mı kaldı?
40 tl para mı verilir.
çok daha iyilerini bir tık ile ulaşmak mümkün iken.

ben anti-virüs programını lisanslı alma taraftarıyım, şu dünyada nelere paar veriyoruz, 40 TL bilgisayarının güvenliği için harcamışsın çok mu ?

Anti virüs alınabilir niye olmasın ama bence avast tercih etme. Avira düşünebilirsin.

free versiyonu da işini görür ama ciddi ciddi online işlem yapıyorsun tabiki almanda zarar yok

avast ın home versiyonu ücretsizdir. bunu kullanıyorsanız gerek yok.
lisanslı windows varsa windows defender ve security essentials ücretsiz ve işlerini gayet iyi yapıyorlar. windows 8 de birleştirmişler hatta.
para vermeyin ama kullanın.

o tarz bir dizi bir daha yapılmadı sanki?

ara veriyolar bunlar 3 -4 bölümde bir 1 hafta dinleniolar falan acaip acaip işler, yarın düşer yeni bölümü

yayınlandı s05e05 son.

nereye her dizide işlenmiş, kaç tane dizi çekilmişte şu ana dek kaç tanesinde bu konu işlenmiş? bi içler dışlar çarpımı yap önce. bundan bıkacağıma çekilen antin kuntin dizilerden bıkarım genel olarak.

Bir kere dizinin antinliği kuntinliği görece, benim her dizi demem de açıkça genelleme olduğuna göre...

ben bıktım o yüzden izlediğim dizilerde bu tema yok.
not: türk dizilerini hiiiiç izlemiyorum.

ben niye denk gelmedim bu konunun bu kadar işlenişine, bilemedim şimdi. sen mi çok fazla dizi izliyorsun acaba?

Hayır. Hani şu çok popüler olan ben televizyon izlemem repliği var ya onu ben buldum işte. İzleyemiyorum çünkü bak bu tepkim çok saf mesela. Başına oturunca sövüp sayıyorum. Nefret ettim aletten. Arkasına da entelektüel bir sebep dayadığım yok.

Neyse işte eve girdim, odaya geçtim etrafa bakındım. Kardeşim seksenler izliyordu. Baktım, adam dedi oğlum 13+1 tutturdum. Ben dedim sizin ta .... Bu yani. Ve türk televizyonunda 3-4 sezondan fazla kalmış her komedi dizisinde bu vardır.

Edit: Beni deli eden başka bir etmense sanki çok orijinal bir fikir bulmuşlar gibi her seferinde bunu büyük bir coşkuyla, azimle işlemeleri.

bizim bi komşunun başına gelmişti bu olay. belki 10-12 yıl önce. yaşlı ve sevimli bir çiftti. iki hafta konuşmadıklarını biliyorum olayın sonrasında. adam hava soğuk diye karşı kaldırımdaki bakkala gidip yatırmıyor kuponu ve olaylar gelişiyor. hatta loto devrede devrede çok büyük bir ikramiyeye ulaşmıştı o haftalarda yanılmıyorsam.

evleri de para isteyenlerle dolmuştu işin garibi.

senin soruna gelirsek türk dizilerini pek takip etmediğimden bilemeyeceğim.

evet, bıktım. o yüzden çoğu türk dizisinden tiksiniyorum.
bunun daha beteri "kadın kılığına giren erkeğe herkesin aşık olması" var bi de.

türk dizilerinin her türlüsünden uzak durmak gerek
ben tv açtığım zaman sadece çizgifilm izliyorum o da 5 dk zor tahammül edip kapatıyorum

yalnız o 13+1 de spor toto'ya dikkat çekilmek istendi. çünkü o zamanlar şimdiki gibi yüzlerce bahis sitesi yoktu, sadece spot toto vardı. bence seksenler gibi bir dizide spor totoyu atlamaları haksızlık olurdu.

özet: sorun senin algında.

iphone da bir simgeyi diğerinin üzerine bırakarak klasör yaratabiliyorsunuz. mac os da aynı olmalı. bir deneyin.

aynen.

simgelerin yerini degistirmeyi biliyorsaniz kolay. bilmiyorsaniz bir simgenin üstüne basili tutun, yani tiklayin ama cekmeyin parmaginizi. bir saniye sonra falan semboller kiprasmaya baslayacak. yerlerini degistirebilir veya gruplayabilirsiniz.

bir simgeyi digerinin üstüne getir otomatik olarak grupluyor, bir de isim yeri cikiyor degistirmek istersen itimatik olarak verdigi ismi.

Teşekkür edebilir miyim?
Teşekkür ettiğimde mesajların silindiğini biliyor musunuz? Soru olunca silmiyorlar (mı?)
Ezop dili.

cevaplarin yanindaki beyaz kutucuga tiklayinca "tiklemis2 oluyorsun, biz de sen tesekkür etmissin gibi algilayip mutlu oluyoruz.

sorun yok.

ama evet, yalnizca tesekkürler yazarsan siliniyor gereksiz mesaj kirliligini engellemek icin.

Ama bunu bana kimde deme ki? ;=)

savaş çok istiyorsan suriye aşağıda... bence biraz daha yaşınıza uygun hobiler edinin...

halo 4 geliyor aralıkta onu bekle derim.

medal of honor warfighter çıktı fena değil.

kişisel favorim call of duty black ops.
onun dışında call of duty 4 modern warfare

black ops 2'yi de çıkınca alabilirsin.

fiyat/performans olarak çok üstte bir cihaz olduğunun düşünen çok. paranız varsa s3 alın ama yoksa s2 alın pişman olmazsınız.

hocam samimi olacağım... dizüstü bilgisayarın vardır muhakkak. benim sana tavsiyem, nokia 1100 gibi işini görecek, "alo" diyeceğin bir telefon alıp artan paraya dizüstü bilgisayarına esaslı bir ekran kartı ve ram takviyesi yapman yönünde olacak. milletin telefonuna bakıyorum, 1500 2000 tl para ödeyip telefon alıyorlar. ben dizüstü bilgisayarımda onların yaptığı işlemlerin çok daha fazlasını yapabiliyorum.

bir düşün derim.

xperia arc s al daha şık ve güzel bir telefona daha az ödemiş olursun, samsung apple gibi bir politika izlemeye çalışıyor s3 çıktığı halde s2 fiyatı düşmedi.

hakkını vererek kullanacaksan al. facebook-twitter-whatsapp üçgeninden çıkmayacaksan daha düşük birşeyler al.

s2 kullananlar şarjının çok az gittiğinden şikayetçi, s3 almanı öneririm.Bende arc s var , gayet memnunum

Vermezler diplomayı ama "ısrar edersen" aslı gibidir yazdırıp imzalatabileceğin bir fotokopi de iş görür diye okudumdu bir yerde.

noter onaylı bir kopyasını alacaktınız bu işler için. mezun olur olmaz 5 kopya yaptırdım hala kullanırım taranmışını.

askerlik şubelerinde mutlaka geçici mezuniyet belgesini ya da diplomayı görmek istiyorlar. "aslı gibidir" belgeleri de iş görmüyo. okuluna gidiceksin, diplomanı istiyeceksin. hem benim bildiğim yüksek lisans için diplomayı içerde tutmuyorlar, gerek yok buna..

(bkz: pardus)

pardus'un gelistirilmesi durdu diye biliyorum.

ubuntu guvenli bir secim olur heralde.. onun disinda da guzel rakipler cikti diye hatirliyorum ubuntu'ya ama isimlerini hic hatirlamiyorum simdi.

pardus'un geliştirilmesi durmuştu evet, ubuntu da yavaş çalışıyor kurmuştum, ubuntulite mı denesem acaba bilgisayar da eski 5-6 senelik

Eski sistemlere tavsiye Lubuntu veya Xubuntu. İkiside kasmadan çalışır ve iş görür.

ubuntu iyidir. lubuntu ya da xubuntu olacak araştırın tabi. ben lubuntu seçtim 7 senelik bir notebookda çalışıyor hem de usb den çalışıyor 8 lik flash bellekte performansı gayet iyi o bilgisayara göre.

lubuntu kurdum, istediğim gibi oldu, hepinize teşekkür ederim

hastanelerdeki gibi PVC kaplanabilir. temizliği falan da rahat olur.
ama evde iğrenç durur benden söylemesi. temizlik ve hijyen açısından on numaradır.
laminatı yemedikten sonra sağlığa ne zararı var pek anlayamıyorum. kanserojen vs. diyecekseniz ahşaptan vazgeçmeyin derim.

laminat kanserojen formaldehit içerir. ve belli oranda bunu havaya yayar. biz de o havayı soluduğumuz için ilk etapta akciğerlerimiz etkilenir.

normal sağlıkta insanlara pek bir etkisi olmasa da anneniz gibi özellikle akciğeri hassas insanlara zararı olabilir.

taş kaplayın derim ben. en doğalı. mermer olabilir.

parke gibi görünen fayanslar var, benzer bir sıkıntı sebebiyle ben onları tercih ediyorum.

ikisi de. duruma göre...

sıvı.. katı hep yüzüklerimde kalıyor

sıvı sabun iyidir. Ama kalıntı bırakmayanlarından.

katı sabun temiz mi ki benim elimi temizleyecek düşüncesiyle sıvıyı tercih ediyorum.

sıvı sabun ellerimde egzama yapiyo bu sebeple evde ikiside olmasına rağmen katı tercih ediyorum ailenin diğer fertleri sıvı kullanıyo sanırım
dışarda sıvı kullanıyorum ama

katı.
elimde nemlendirici katman oluşturan sıvı sabunlar kurulamadan önce ayrı kuruladıktan sonra ayrı rahatsız ediyor. katı sabunun bıraktığı vcıyyık vırrk sesini duymam lazım temizlik hissi için.

sıvı daha mantıklı hijyenik açıdan. kimse orasına burasına sürmemiş oluyor.

katıyı ben haci şakir olanları banyoda dolap çekmecelerine koyuyorum havluların arasına falan. koku veriyor mis gibi.

asla katı kullanmam herkesin elini yıkadığı sabunla el mi temizlenirmiş.

hijyenik açıdan bence de sıvı sabun ama bir türlü sevemedim sıvı sabunu. o yüzden katı.

Sıvı. Katı sabun kirli geliyor.

sites.eksiduyuru.com

@nesilsiz yazar olmayanlar giremiyor o sayfaya maalesef...

aa hadi ya, bilmiyordum.

sıvı sabun kullanıyorum ben. ama antibakteriyel, protex falan. bu yoksa katı sabun, o da antibakteriyel olacak ama.

elde katı, taharette sıvı tercih ediyorum.

sıvı sabun candır. katı sabunun derdi çok. sıvı sabun daha hijyenik kesinlikle.

antibakteriyel köpük sabun.

senkronize et, pc deki bilgilerle ipoddakileri eşleştir demek. yani içerik(mp3,foto,podcast,vs)'leri ipod a gönder demek.

oturduğunuz binanın çatısına çıkın eğer etrafta sizinkinden daha uzun bi bina yoksa bişey olmaz, manzara da var ne güzel işte.

sinemada yapın. çok dolu olmayan bi filme girin onlerden yer alın yere yatın tammdr.

@kamyoncu public sex'in olayı yakalanma riskini 0'a indirmek değil yakalanma riski ne kadar çok olursa o kadar zevkli olay.

Muavinlerin de uyuduğu bir firmanın otobüsünde gece yolculuğu gayet tatminkar olacaktır.

Bir videoda gormustum, otoyolun gidis yonunde on kaputu acip arabanin onunde ayakta takiliyorlardi, trafik hizla aktigindan hafiften yakalanma korkusu yasayabilirsiniz. Tabi istanbukda oyle akici bir yer bulmali once.

Sinemalarda gece gorus kamerasi oluyor, fyi.

Tuvaleti girişe yakın olan ya da unisex olan barlar mesela ya da barların kapanış saatine yakın zamanda tuvalet aynı şekilde... Malum herkes sarhoş olunca çok dikkat çekmezsiniz.

bize gelin ben yan odada olurum her an gelebilirim wuhuuuuuu çok heyecanlı

@qwermans +1
iyi güldüm akşam akşam =))
bu arada cevap olarak,hafta içi taksimde üst kat barlar.genellik tuvaletleri bi altta katta ve unisex oluyor(en azında benim gittiklerimde öyle).gayet güzel olur orada.hem yakalansanız bile pek birşey olmuyor,kapıyı bikaç kere tıklatıyor çalışanlardan biri "arkadaşlar,lütfen!" diyip gidiyor ;)

(git: 483866)

@qwermans +2 :)))

şehir istanbul.in sahile.kayalıklara. leş b)

bogazici derim.
fakat milletin ustune basmayin. kardes kardes takilin.

konut satış ofisi - örnek dairesi- haftasonu kalabalıkken
ikea örnek dairelerinden biri - haftaiçi erken saat
alışveriş merkezi tuvaleti
ofis tuvaleti
işyerinde kendi ofisin kapalı kapı varsa mükemmeldir-senin odan yoksa da amirinin varsa onun odası olabilir.
ayrıca bonus alışveriş merkezi soyunma odası kabini ama gidip lcw falan değil vakko gibi bir yer öneririm. bir arkadaşımın sürekli takıldığı bir yer var aslında çok güvenli ama söylemem.

servis çağırsanıza????

ben buzlanma yaptı geçer diye bekledim. gayet çalışıodu. nolduysa az biraz önce oldu. galiba komple gitti :S

hayat kısa takma bu kadar

değilsin abi cimri falan. cimrilik lazım olan, gereken parayı harcamamaktır. seninki tutumluluk. devam :)

edit: pardon hepsini okumamıştım, göz gezdirmiştim. abla. ama arkadaşına ısmarladığın oturmasın yahu içine, baba parası olduğu için oturması normal de olabilir ama.

kızım, benim paramı harcarken bu kadar koyuyorsa kendi paranı hiç harcayamayacaksın canım.

açık açık cimrisin.
baba parası böyle içine oturuyorsa, yarın bir gün kendi kazandığın parayı hiç harcayamazsın.

Bence kusura bakmayın ama cimrisiniz.Hadi operatörünuz para kesince üzülmenizi,babaniza yük olduğunuzudüşünmenizi bir nebze anlayabilirim de arkadasinızin hesabını odeyince icinize oturması da nedir yahu?bu kadarı cimriliğe girer bence ve hic hos seyler degil.ileride evinize gelen kaç bardak çay icti diye hesap yapacakmissiniz gibi geldi bir an.bu kadar takmayın parayı derim.

cimri sayılmazsın. kendi paranı kazandığında bu konularda daha rahat olacağına eminim. birilerine yük olmanın yarattığı kaygı sebebiyle ve bir de para içinde yüzmüyorsan bunları düşünmen doğal. dert etme, herkes acayip zengin olmak zorunda değil.

cimri değilsen de buffer'ı az biri olabilirsin.

bilgisayarla alakan varsa, buffer'ın az olmasının ne olduğunu bilirsin zaten ama özetle şöyle diyeyim: sorunsuz bir hayat için ucu ucuna yaşıyor olabilirsin, yani paranın yeri eline geçtiği an bellidir, dolayısıyla şuna 3 lira şuna 5 lira harcayayım dediğin an ufak tefek sıkıntılar başlıyordur.

eğer ucu ucuna geçinmiyorsan, paranın büyük kısmı sabit giderlere gitmiyorsa, ay sonunda cebinde para kalıyorsa bariz cimrisin. yani o 3-5 liralar seni ay sonunda parasız bırakmıyorsa buffer'ı geniş ama cimrisin.

Ben de böyle hesaplayan adam turundeyim. uc bes liranin hesabi doner hep kafamda istedigim kadar param olsun. Ama cabuk unuturum, öyle evlat acisi gibi oturmaz hic. Bir de arkadasa ismarladigim yemek/icki hic koymadi, o baska. Tabi enayi yerine koyuldugumu hissetmezsem ki, hic hissetmedim daha.

Parayi babamdan alirken de ayniydim, ama harclik sistemi oldugundan bizde durum farkli; kendi parammis gibi dusunurdum.

Soruya cevap verebilmem icin biraz subjektifim sanirim o yuzden. Kendi kendime dusuyorum cok bu ikileme; cimri miyim yoksa tutumlu mu..

Ekleme yapayim: Ay sonunda paran kaliyorsa cimrisin dusuncesinde olmasa da; 3-5in muhabbetini yapmayan, atiyorum otobusle cok rahat gidilecek bir yere taksiye binen tipte cok tanidigim var. Cok iyi paralar kazananlar da var aralarinda, ama 1 ila 3 yildir bir bok biriktiremediler.

sana bi tuyo, hesabina para yatiran kisi eksik yatirmis. havale/eft ucreti para yatirilan hesaptan degil, yatirandan kesilir. arkadasiniz size yatircagi paradan bu kesintiyi dusmus de yatirmis.

para yatırırken masrafı yatan paradan kes diyebiliyorsun pek çok bankada.

para sadece bir malın değil aldığın hizmetin de karşılığı olabilir. bu gibi bedellere alışmalısın.

Arkadasin cakallik yapmis ve ayip etmis. Alicidan kesilmez ucret, gonderenden kesilir hep.

parayı yatıran insanın yanında sadece yatıracağı miktarda para vardı belki?
zaten parayı bankaya yatırınca onaylama sırasında işlem ücreti olarak 4 lira kesileceği söyleniyor, o da ok'lemiştir.
belki haberi yoktu bundan.
biraz insanlık hallerini düşünmek lazım.
3-5 lira için ayıp böyle şeyler.

ayrıca insan kendi kazandığı parayı her zaman daha zor harcar.
o yüzden gelecekte daha da kötüye gideceğini düşünüyorum.
bana gerçekten cimriymişsin gibi geldi, kusura bakma.

bunun para biriktirmekle, hesaplı olmakla ilgisi yok.
hiçbirimiz ya da çok azımız parayı abuk subuk şeylere saçıyoruz.
herkesin kendine göre bir hesabı vardır sonuçta.

ama yedirilen, içirilen şeyde göz kalması ya da parasının içine oturması korkunç derecede ayıp ve (özür dileyerek) biraz da görgüsüzce bir şey.
yapma böyle şeyler.

cimri falan değil, tutumlusun. insan böyle böyle kısarak yatırım yapabiliyor.
banka para yatırırken ücret kesiyorsa, ücret almayan bankalardan hesap açtırırım.
çok samimi arkadaşım değilse ve ısmarlamalar karşılıklı değilse, kimseye kolay kolay yemek ısmarlamam.
gsm bayisi lira yüklerken para kesiyorsa (önceden mutlaka sorarım) haftalarca kontörsüz de kalır, yine onlara para yedirmem.
internetten bir şey alacaksam, bütün siteleri arar tararım, 50 kuruş bile ucuzsa, o siteden alırım alacağımı.
bi ara 'nasıl olsa onla da doyuyorum' diye sadece kuru ekmek ve domatesle besleniyordum. şimdi meyve & sebze ağırlıklı besleniyorum. hem ucuz hem sağlıklı.
yaşadığım yerden şehir merkezine gideceksem ve yollar kalabalıksa metroya biniyorum. zira dur-kalk yapınca daha çok benzin gidiyor. otopark ücreti ödememek için uzağa ara sokaklara, 1 km ötesine parkedip yürümeyi göze alabiliyorum.
babanın gönderdiği parayla geçindiğin için (ben de öyle) sana harcamak zor geliyor. çok çok normal bi durum. ama bu tutumluluğun güzel, kendi paranı da böyle harcarsan güzel birikim yaparsın.
ha, bak mesela bu kadar tutumluyum ama o biriktirdiklerim sayesinde şu öğrenci halimle 2 aya bir yurtdışına çıkıyorum,
gezmediğim ülke kalmadı. bana cimri diyenler anca götlerinin üzerinde oturuyorlar, şehir dışına bile çıkamıyorar, kıskançlıktan çatlıyor bazısı :))

özetle, ota boka para saçmak marifet değil. devir ekonomi devri.

birazcık cimri

@black sabahat da cimri :)

zaten cimri dediğimiz insan 3 kuruşu kendi konforu veya sosyal ilişkilerinin sağlığı için harcamaya değer görmeyen insana deniyor.

@ buyuyup buyuk adam olacaktim: cıks, bence cimri çok parası olup da yine sefalet içinde yaşayandır. bi nevi varyemez.

@black sabahat: iyi diyorsun, hoş diyorsun da, resmen para gitmesin diye kuru ekmek yemişsin.
insan durumu bozuk olunca ne bulsa onu yer, o ayrı da; bir de "nasılsa karnım doyuyor" diye yemek var.

çevrende herkes seni "kıskanıyor" olabilir, ama ben senin çevrende olsam, "yurt dışına gidiyorum diye heves edeceğime, önce canımın istediğini yerim" derdim.
yani bu herkese göre matah bir şey olmayabilir, onu diyorum.
ve evet, sen de cimrisin, hatta daha cimrisin kusura bakma :)

edit: yani parası olup, kuru ekmek yiyen adam da, parası olup sefalet içinde yaşayan adam demektir zaten bana göre, onu demek istiyorum. daha ne olacak yani sefalet?

@blatta hiberna: yemeğe çok düşkün bi insan değilim, o yüzden doymam yeterli. gırtlağıma düşkün olsaydım gider dışarda yerdim her gün ama yaşadığım ilçenin dışına bile çıkamazdım harcadığım para yüzünden.
bu, parayı nereye ayırmaya değer bulduğunla alakalı. evde pişirdiğim yemeklerle sağlıklı beslenebiliyorsam, az sonra sıçacağım bir yemeğe 15-20 kağıt vermem mesela ben.
dediğin gibi cimri olsaydım o parayı istiflerdim, bütün paramı gezmeye harcamazdım ;)

@black sabahat:

peki sefalet ne demek ki o zaman?
giymemek, yememek, içmemek.

sebze meyveyle beslenip, hazır yememek ayrı bir şey, ekmek domates yemek ayrı bir şey, onu söylemeye çalışıyorum.

yani beni ilgilendirmez tabii de, sağlıklı bulmuyorum.

@blatta hiberna: işte dediğim gibi, gırtlağına düşkün biri için sefalet sayılabilir ama bana fazla bile geliyordu, yarım ekmekle tüm gün idare edebilen bi bünyem var.
dediğim gibi, kişinin bakış açısına ve fiziksel sağlığına bağlı bir şey bu ;)

@black sabahat genel yaklaşımınız benimkisine benzese de; gırtlağın hayatınızdaki önemi istediği kadar düşük olsun, kimse yargılamaz ama sizin yaptığınız biraz sağlıksız olmuş. Tabi sağlığa verdiğiniz önem de bizi ilgilendirmez..

yedirilen/içirilen şeylere laf atanlar, kuzey avrupaya adımını atmasın bence. Bir bira ısmarlamaya kalkarsan adama, adam seni tersler. (bkz: alman usülü) yani yargıladığınız, küçümsediğiniz şey kültüre o kadar dayalı ki; koskoca medeniyetlerde normal karşılanabiliyor.

açıktır

Bim, şok kapali.
Dia açık.
Bakkallar muhtemelen açık.