kabadayı. illa söylenecek bari ben söyleyeyim.

diğer yavuz turgul filmleri...

ağır roman!

türünün son örneği adamlar ile ilgili diyorsun sanırım

evet tüm şener şen'li yavuz turgul filmleri seni tatmin eder.

Sonracıma

Derviş
Otobüs
gibi çok alakası olmasa da beğeneceğini düşündüğüm filmler var.

+freekara
ya da reflü'nün ilk aşaması olabilir. sonraki aşamaya geçmeden hemen dr.
geçmiş olsun.

evet doktor şart, bir şey çıkmasa bile mide düzenleyici ilaçlar verir en azından daha rahat hissedersiniz. onun öncesinde süt falan içilebilir, muz yenebilir, mideyi bastıracak şeyler diye tabir edilenler yani. ama mide zarar görmeye devam edebilir yani, bir an önce doktora gidilmeli.

çarşı içinde, osmancık sokakta, 'meyhane' ...
sahibi şeker ahmet bey de ordaysa daha bi güzel olur mekan.
afiyet olsun;)

karaköy'den ümitliyim. hem gözlükçülerin dem de sportswear mağazalarının bol olduğu biyer.

hiç bi yerde yok maalesef. ben de çok aramıştım zamanında.
sonunda tanıdık bir yüzme antrenörü yurt dışından getirtmişti benim için.

dexter kesinlikle. ama dexter'dan sonra sfu izlenmiyormuş pek öyle diyorlar yani ben de sormuştum bunu zamanında da...

dexter..

Dexter. Neden, hem iz bırakır hem de kişi kendinden bir şeyler bulabilir. Neden, kişilikler güzel ve gerçekçi yansıtılmış.

dexter, evet.

elma ile armut karşılaştırılamaz.

alayına six feet under

ikisi de.

IMDB:

Six Feet Under 26,738 votes => 9.1

Dexter 36,129 votes => 9.2

sanırım dexter biraz daha iyi. veya bizim topluma daha çok yaşanmışlık veriyor da olabilir. ikisinin de +9 olması über durum elbet.

hangisini ilk izlersen izle ama ikisini de izle.. ben dexter'i izledikten sonra six feet under izlemistim mesela..

hayal kırıklığına uğramamak için six feet under izle önce. (bkz: Michael C. Hall)

six feet under.

önce sfu
sonra dexter.... ama mutlaka ikisi de...

ikisi birbirinden farklı diziler olduğu için karşılaştırma yapmak saçma olacaktır. dexter, her izleyenin sevebileceği tarzda bir dizi... sfu ise dizinin frekansını yakaladığınızda sevebileceğiniz bir dizi... yalnız şunu söyleyeyim. sfu'nun frekansını yakalarsanız hiç bir diziyi bir daha onunla karşılaştıramazsınız. çok özel bir dizidir sfu...

dexter

dexter

20-'lar icin dexter, daha yuzeysel cunku.
20+ hatta 25+ icin acik ara 6feetunder

(git: 208327)

(bkz: ikiye bölünen vikont)

italo calvino

Arthur Conan Doyle (Sherlock Holmes'ün yaratıcısı)

sabahattin ali,kemal tahir ve inci sözlükten yarrak siken kelebeğin hikayesini oku

Roald Dahl
hararetle öneririm.

Bilim-kurgu hep dışlanır ama, iyi bilim-kurgu, iyi edebiyattır (Metis'e saygılar). Asimov'un hikayelerini öneririm sana. Gayet iyidirler.

(bkz: vüs'at o. bener) (sait faik'le birlikte taptığım türk öykücüsü. dehşettir. türkçe bilen, türkçe okuyan birisi bu adamı okumadan ölmemeli)
(bkz: ferit edgü)
(bkz: raymond carver) (kitaplarının çoğu çevrilmedi. çevrilenlerin de çoğunun baskısı tükendi. okuyabiliyorsanız ingilizcesinden mutlaka okuyun. amerikan öykücülüğünün piridir)
(bkz: roberto bolano)
(bkz: oğuz atay) (korkuyu beklerken adlı tek öykü kitabı ile)
(bkz: j. d. salinger)
(bkz: cemil kavukçu)(90 kuşağının en önemli öykücüsü. harikadır)
(bkz: barış bıçakçı) (bu da minimal, vurucu, güzel bir abi)

öykücüleri saymışken bir de öykü dergisi adı vereyim: (bkz: adam öykü) şimdilerde de (bkz: notos) (bkz: notos öykü) ve (bkz: kitap-lık). adam öykü kapanmış bir dergidir ama duyuru'dan ve sözlük'ten robinbook'a ulaşırsanız size yardımcı olur. öyküyü seven birinin kütüphanesinde olması gereken bir dergi adam öykü. eski adıyla notos öykü, şimdiki adıyla notos da iyidir.

Love is a fallacy. Türkçe çevirisi yok internette, ancak ben çevirdim istersen atabilirim.

kesinlikle yusuf atılgan.

bir de feyza hepçilingirler var.

biz dün 6 gün durmuş ekmeği yedik. üzerinde küf yoksa, beyazlamalar yoksa, tadında ekşilik yoksa kızartıp yiyoruz, zaten iyi ambalajlandı ise hemen bozulmuyorlar. (tabi bize dokunmadı, siz yine de dikkatli olun).

küf yoksa ekmek yenebilir durumdadır. afiyet olsun...

Valide genelde dolapta saklıyor ekmekleri. Küflenmemişse hiçbir sıkıntı olmaz. Yiyiniz.

küflense de yoklukta gider hacı...

buzluğa koyduysanız, günler sonra çıkarıp yiyebilirsiniz. biz öyle yapıyoruz. çözülmesini bekliyoruz.

şöyle birşey var ekmeği tazeleme adında, kapaklı tencereye ekmeği koyun altını yakın (Ekmeği koymadan, 1-2 dakka önce açın tencere ısınsın. Sonra sıcak tencerenin kapağını açın bir tatlı kaşığı su dökün, amiyane cossss etmeden hızlıca kapağı kapatın. 1dakka bekleyin açın ekmek yumuşak niye nemi çekti çünkü ama geçici güzellikte ekmeği yemekte fayda var.5-10 dakk sonra eski haline dönüyor mınaki.

bozulmaz bayatlar. koca adam olmuşsunuz artık bozulmak ile bayatlamak arasındaki farkları öğrenin yahu. (sözüm benzer şeyleri soran herkese)

ben 10günden fazla sakladığımı bilirim, küf yoksa sorun da yoktur...

bozdolabından uzun süre bi şey olmaz ekmege. ye gitsin.

Sana Finlandiya'da Erasmus yapmış biri olarak tavsiye,

O Nutellayı, hazır çorbayı çıkar, yerine bolca kazak hırka vs. koy. Orada ilk günlerini geçirmek için marketten alışveriş yapabilirsin, tonla opsiyon var. Ama götün donduğunda (ki donacak) alışveriş yaparsan türkiyenin 3 katı para verirsin kıyafete. İsveç avrupanın en pahalı ülkesi (norveç hariç) Erkek saç kesim 20 euro kadın da 40 euro idi, bu referanslara göre sen pahalılığı hesapla ve yiyeceği boşver kıyafet koy.

Zaten pegasus'un bagaj limiti düşük, yemekle harcama ama soruna cevap olarak, bagaja koy, sorun olmaz,

yün içlik yün çorap falan da al ya da termal içlik. demedi deme.

Ben yanıma yünlü içlik falan aldım ama hiç giymedim. Ben daha çok, spor ayakkabı kot pantolon, içime uzun kollu sweatshirt üstüne hood ve mont giydim. Buzun üstünde hep spor ayakkabıyla yürüdüm.

Ben minimum -15 i gördüm, ama gideceğin yere göre değişir tabi, aynı ülkede başka bir yerde -30 gören arkadaşım da vardı

Temel gıda maddeleri marketlerde çok uygun fiyata satılır isveç'te. yanında bişey götürmene gerek yok.

cidden herkesin dediği gibi, hiç yiyecek taşımayın, hele de nutella, püskevit falan sakın, onları marketten alırsınız. ama ne bileyim ben köy tarhanasından başka çorba içmem derseniz o zaman tabi alın tarhananızı yanınıza.

arkadaşlar haklılar, giysi falan daha önemli, çok pahalıdır avrupada.

1- fiber dediği bağlantı hızının 10 mbite kadar çıkması heralde, yani parasını verip 10 mbit alabilirsiniz. Onun dışında telefona bağlı değil internet vs.

2- kablosuz modemle girersin.

3- o modem aşırı dandik, bende de modem var kampanyadan verdiler, başka modem yok ama, tek opsiyon o. Ve o modem 200 liraymış, bana kalsa 10 lira vermem

4- engelli sitelere ulaşamazsın. Ip bloğu 46 ile başladığı için genelde Türk iplerini komple ban eden sitelere erişebiliyorsun yine de, tabi bu ihtimal

6- hayır, zaten verdikleri ipler dinamik, ama 45 günde bir falan değişiyor, ban yedin mi bir yerden başın çok ağrıyor, telefonla ip değişim talebi verdirebilirsin belki ama ben hiç denemedim

7- hayır yok, her türlü hızlı, hatta ttnet in 1 mbitinden daha hızlı bu uydunet

engelli sitelere ulaşabiliyorsun. verdikleri modemdeki bir iki ayarı değiştirip. ben ulaşabiliyorum en azından.

iki ay önce ttnet'i iptal edip uydunet'e geçtim. çoook memnunum. tavsiye ederim.

@bonjurkes

3-tr de veya yurt dışında alternatif bir modem mevcut değil mi?

yurtdışını bilemem, tr de, hepsiburada dan baktığım kadarıyla değil

sansürü kaldırmak için:

modemin ayarlarına girip (192.168.0.1 gibi bişiy), tepeden güvenlik duvarını seçip, ardından soldan web filtresini seçin. çıkan yerdeki hiç bişeyi seçmeyin. Ama yok güvenlik? demeyin. Kim ddos yapacak size allasen.

iki minik kase al. içlerine kaynatılıp soğutulmuş temiz su doldur. birer fiskecik de tuz at. her bir lensi bir kaseye yatır. üstlerini de çay tabağı gibi bişeyle kapat. defalarca denenmiş ve başarılı olmuş bir yöntemdir. ama eve gider gitmez solüsyona yatır lensleri.

evde bir iğnenin distile suyunu kırıp onun içine koydum. en kısa sürede solüsyona naklledicem. umarım.

marmara adası,hemen karşısında avşa adası vardır orası baya hareketlidir..

silivri belki.

selimpaşa. -belki-

böyle yerler biliyorum ama sence burda söyler miyim?
ayağa düşsün, çoluk çocuk akın etsin vs. deyu...
istersen özelden yazayım bi kaç tane. ama en sevdiğnin üstüne yemin etçen kimseyle paylaşmamaya.

@olivia ashdasda alahkitapmusaf çarpsın ki söylemem :)

İyi kilo vermişin vala . Yaşı bilmiyom ama karın çalışman lazım sanırım. Karın kası yapmadan ( ki zahmetli bi iştir ) gitmez o göbek.

dürüstlüğüne güvendiğiniz kişilerin fikrini alın, onlar da göbeğiniz var diyorsa spor yapın. ne göbeği saçmalama diyorlarsa anorekslerde sık rastlanan kendini asla yeterince zayıf görememe durumuna düşmemek için kendinizle barışın.

18 yaşındayım. Mekik çalışıyorum zaten :)

@bitter cikolata ailem cevrem hepsi ne göbeği bi siktir git diyor ancak göbeğim var yahu

(bkz: p90x)

bu konunun uzmanı değilim ancak zayıf olmayı takıntı haline getirenlerin bir süre sonra kendilerini hiç bir zaman istedikleri zayıflıkta görmedikleri konusunda çeşitli kereler makale okudum, haber izledim vs. Yine sen bilirsin ama vücudunla barış derim. Ha göbeğin varsa ve veremiyorsan bu da senin vücut yapındandır belki de. Ben de 160 boya 39 kiloyken bile oturdğumda göbeğim katlanıyordu, ayaktayken içe göçmüş bir yapım olmasına rağmen.

Kadin misin erkek mi?

göbeğiniz olduğunu zannetmiyorum.sanırım epey yağdan ve kastan vermişsiniz kardiyo ile.fakat bölgesel hareketler yapmadığınız için deri kasa yapışamamış.2 günde bi düzenli mekik hareketi yaparsanız,ideal kilonuzu korur ve bol su içerseniz birşeyiniz kalmaz.mekik hareketlerini ise crunch veya diğer kombinasyonlardan oluşturun.tam mekik çekmeyiniz.

@durdenist erkek
@tommy216 söylediklerini uygulamaya çalışacağım:)

dik durun, kambur durmayın

göbekte yağ kalmamıştır herhalde ama o bölgedeki deri sarkmıştır hızlı kilo verince. onu toplamanın yolu da gene aynı bölgeyi kasla donatıp şişirip deriyi gergin hale getirmen. mekiğe devam yani.

bence zayıfsın biraz kilo almalısın

Panpa 60 kilo olup da gobegin varsa muhtemelen ince kemikli ve kassız bi insansin. Genelde yag agirlikli bi bedenin var. Spora devam et. Kas yapinca ayni kiloda fit ve gobeksoz gozukursun.

doğru. 4 yıl önce 300 almışlardı.

evet

Sizin sosyal güvencenizi kullanıp üzerine 530 TL alamazlar. A sınıfı bir özel hastane en fazla %70 fark alabiliyor. Devlet MR için 88 TL ödüyor. İl Sağlık Müdürlüğüne şikayetçi olursanız kallavi bir ceza yer hastane.

50 liraya düştü demiş zaten.

genelde siemens in mr aleti kullanılıyor özel hastanelerde ki onun fiyatıda 370 ile 450 bin euro arasında.

sen burdan çık hesaba.

Çok zengin olmayıp da hala özel hastaneye giden kaldı mı diyodum ben de... yara pansumanı, tırnak batması falan gibi şeyler için bile yüzlerce lira yazıyolar.
sağlık hizmeti değil 5*'lı otel hizmeti fiyatları olarak düşün ordaki herşeyi.
kısaca pahalı değil fahiş.

Basılı olması çok önemli değil. İnternet üzerinden olsa hatta pek güzel olur.

macit koper'e ulaşıp ondan isteyebilirsin. saklamıştır kesin.

metrobus le son duraga kadar gidip gerisini taksi veya varsa minibus seklinde yapabilirsiniz.

bi şekilde metrobüse ulaş. sabah kadar çalışıyor çünkü. altunizade'de inip kaldıysa ümraniye dolmuşlarına binersin olmadı mecbur taksi.

bu saatte metrobüs var mıdır? mecidiyeköy'den altunizade tarafına doğru en son 9'da kalkıyor diye biliyorm.

beşiktaşa gec ordan bi otobusle umranıyedesın ama num unuttum:)

sabaha kadar var metrobüs. son durağa kadar gitme çünkü ordan ümraniyeye minibüs filan yok taksi de çok yazar. altunizadede in. ayrıca beşiktaştan oto filan kalmaz bu saatte

metrobüsle altunizade, ordan da dolmş yada taksi mecburen

34g var sabah 5'e kadar. avcılar-söüğtlüçeşme metrobüsü. ümraniye-beşiktaş otobüsü olmaz bu saatte.

beşiktaş, ordan motorla üsküdar, ordan şansını dene bi türlü

harem gebze dolmuşları sabaha kadar var ama bi yerden sonra taksi şart sanki

yardımlarınız için teşekkürler, olivia motor seferleri 1 gibi bitiyor. en mantıklı yol metrobüs altunizade yolu (: sonrasını bilemiyorum, minibüs seferleride 1 gibi bitiyor çünkü

bir ara normal kibritin üstündeki fosforu sulandırıp kibrit başına sürüp o kibritlerden elde etmiştim. ama meşakkatli bir işti aynı zamanda tehkikeli belki işine yarar.

maltepe sahilde çok alakasız bi yerde bulmuştum ama hatırlayamadım , kadıköy balon etrafında da olabilir kafam güzeldi .

eskiden migroslarda vardı.
yakında da galba ikea'da benzer bişey gördüydüm.

İstanbul/Kadıköy/Bahariye caddesinde eski Broadway Sineması'nın orada (şimdi tiyatro sanırım) Kedi isminde bir dükkan var. Orada bulabilirsin.

yurtdışından gelen arkadaşlarım ilk ünlü markaların imitasyon ürünlerini sormuştu, kendilerini galata ve terkos pasajlarına götürdüm, hazine bulmuş gibi sevindi. oralara bakabilrisiniz bence.

cevahır bi metroya bakar yada ıstınye parkta iyidir

tabi ki mango ve outleti
terkos pasajı
tünelde bershka falan da var da çok ilgisini çekeceğini düşünmüyorum.
clandestino vardı böyle bohem, salaş tarzlara uygun yerini bilmiyorum.

aklıma gelirse eklerim.

yurtdisindan gelen bir arkadasi avrupa'da da bulunan markalari gostermek pek mantikli gelmedi. turkiye'ye ozgu urunlerin satildigi yerleri ozellikle de pasajlari gezdirmeni tavsiye ederim.

tarkos pasaji, atlas pasaji vs. ille de marka diyorsaniz, mavi jeans vs tavsiye ederim.

h&m e götürün, onların ülkesinde fiyatları pahalı oluyor. Özellikle tekstil ürünleri burada daha ucuz

kapalı çarşıya götür ama çakma malları vitrine koyduklarını sanmıyorum. sormanız gerekbilir.

stradivarius'un tarzına bayılır isveçli kızlar haberin olsun.

forum ıstanbul a gotur ıkeada ısvec koftesı yedır

kapalı çarşı bide istinye park.

kızla tanıştır biz gezdirirz panpa. sen yorulma.

birinde çok pis at boku kokuyor yollar.ama hangisi tam bilemedim.kusuyorum neredeyse.

büyükada at kokuyor

heybeli daha sakin daha ucuz

kat'iyyen heybeliada diyorum.
kalacak yer için de lisola pansiyon.
www.lisolaguesthouse.com

hepsi şahanedir. hepsi at gübresi kokar. hepsinde bisiklete binmek temel aktivitedir. büyükada daha büyüktür doğal olarak, iki günde her yerini gezemezsiniz.
* gece kalacaksanız mutlaka bir yazlık sinema muhabbeti yapın
* heybeli'de değirmene yürüyüp ordan denize girin
* cukka sağlamsa Halki Palace'da kalın
* büyükada'da mutlaka ayayorgi'ye çıkın
* cukka sağlamsa splendid'de kalın

cukkamız sağlam değil malesef öğrenciyiz daha ama lisola oteli çok begendim fiyatları nasıl tuzlu mudur?

aya yorgiye bı cık. in. sonra da 1 haftalık izin al. kalkamazsın belkı. kabus gibi

Ben Nevşehir'de belediyeden yüklüyordum. Belki orada da belediyedir?

iski'de kontörlü sayaç vezneleri var. oradanmış.

www.iski.gov.tr

özel fatura ödeme noktaları var ya hani artık her mahallede. onlar da yüklüyo 1 tl. karşılığı.

Aynı sıkıntı bizde de vardı. Ben yatak odasının kapısını kapamaktan başka çözüm bulamadım. Belki birileri bulmuştur...

valla ben kendi kedimle HEP aynı yatakta yatıyordum. seviyorlar namussuzlar.

ama sizin yanlışınız var orası sizin değil onun yatağı ki!? anca O canının istediği zamanlarda sizin O'nun yanında yatmanıza izin verir..

valla yöntem olarak uygulayabilir misiniz bilmiyorum ama ben biraz deli yattığım için çarpıp eziyorum. rahatsız kendileri son zamanlarda pek uğramıyor.

ayrıca O'nun istediği zaman uyursunuz. O istemezse sizi o yatakta uyutmaz. şimdi yapmıyorsa ileride yapacaktır.

yatsın ne güzel. biz 4 kişi yatıyoruz. ayperi, ben, gevrek, boyoz. :)

yok benim kedim de oyle 2 yildir cozumunu bulamadim , carsaf yorgan sererken gizliden giriyor zaten serefsiz. hos pek sikayetci degilim de :)

kedi beslemek evlilik gibidir oscarcım;) kimse söylemedi mi sana?
anca odanın kapısını kapatarak çözebilirsin. tabi uzun süre tırmalayıp miyavlamasına katlanabilirsen.

gayet "cevap bu"lar var... sizin yatağınız diyil ki o! bizimki de bizim diyil, gelip başımıza, ayağımıza tünüyorlar netekim. e kovacak halimiz yok, takılıp gidiyoruz. hem benim kedi tüyü alerjim var, ama ne gam!

cevap: kedi cinsini kendi arzunuza biyerlerde tutmanız imkansız, karşınızdaki gerçenk kediyse...

ona çok rahat edeceği başka bir yatak yapabilirsin. ona yaptıın yatağın yastıının içine de kediotu koy. oradan ayrılmaz her gece orada takılır. küçükken olunca her gelişinde kızarsan, bi süre sonra odadan içeri bile girmez. gerçi kedisine göre değişiyor. ama olgun kediler kızsan bile seni sallamaz çünkü artık senden hiç korkmaz olur. dövmelerinin felan şaka olduunu anlar, oyun oynuosun sanar.

bir obsesifle uzun süre birlikte yaşamışlığım var.
ve bir çok da obsesif tanıdım. ve deneyimlerime dayanarak derim ki;
ilacı sakın bırakma ama psikoterapiyi kesinlikle ihmal etme. yavaş ilerleyen ama uzun vadede kesin çözümü getiren şey terapidir.
elbette yapısal bir sorun bu ama yaşattıkları seni ve çevreni çok olumsuz etkiler. o yüzden kendi haline bırakılıp, 'bununla birlikte yaşayayım bari' dencek bi şey değil.
kolay gelsin dostum.

bendede mevcut. bendeki durum ilaç kullanımıyla bi noktaya kadar iyileşme sağladı fakat bi süreden sonra ilaç fayda etmiyor. ilacın yanında psikoterapi de görülmesi gerekiyor. ben gittim denedim pek bi yararını göremedim artık bunu kendimden bir parça olarak görmeye başladım, kabullendim. sendede böyle bi durum varsa sakın kabullenme böyle yapım bu falan diye. inan git terapine ilacınıda kesinlikle bırakma.

bence çiftleşmez. hadi onu geçtim de nasıl acil oluyor? köpekleri hazırda bekletiyosunuz da 3 saniye içinde cevap alamazsanız birbirlerine mi girecekler öyle ya da böyle?

çiftleşir. çıkan şey ne olur onu bilemem tabi... mavi gözlü, siyah beyaz, rottweiller ilginç olabilir :P

bu arada hangisi dişi hangisi erkek önemli tabi ki. dişi sibirya kurdu daha ufak olacağından zor doğuma neden olabilir hatta annenin ölümüne de neden olabilir. tabi ki yavular oluşmadan farazi konuşuyorum...

arkadaş telefonda soruyor o yüzden :)

rotvayrır erkek olan

arkadaşım bu köpekler eşleşir ve nur topu gibi sokak köpekleri doğar. neye benzer sorusuna cevap olarak genotip fenotiplere bağlı, anlayacağınız dilde ise allah büyük olarak yanıt verebiliriz.

yapmayın, yazık olacak doğacak köpeklere. melez köpek= sağlıksız köpek.

rottweiller hiç olmaz, rottweiler olur.

www.adrk.de

manyakmısın arkadaşım yaa.. sıcaktan oruçtan kafayı yemişsiniz. kendini çiftleşemiyonuz hayvanları rahat bırakın zorla yaptırtmayın..

yaa bi kız arkadaşımın rotweilerı çiftlikte çiftleştiriyorlarmış zaten oda bana sordu ne var bunda?

@galahad tamamıyla yanılıyorsunuz. melezleme her zaman için doğaya karşı direnci artırır. safkan canlılar her zaman aile içi çiftleşme gibi olduğu için ırka bağlı hastalıkların görülme oranı çok daha yüksektir. örn: kalça displazisi saf ırk köpeklerde melezlere göre oldukça yüksek oranda (%50 üzeri) gözlenmektedir. özellikle rottweiler gibi büyük ırk köpeklerde.

sokak köpeği deyip geçmeyin onlar da canlı. safkan gibi maddi değeri olmayabilir ancak manevi değerleri safkalarla karşılaştırıldığında hiç bir fark yoktur.

sevgili @unique hint kumaşı öncelikle güzel konuya temas ettiniz,ben de terminoloji açısından bakmamız gereken kaynağı vereyim ; (bkz: kalça çıkıklığı/@galahad)

şimdi ben acemi, daha doğrusu her önüne gelen köpeği eşleştiren yerli üreticileri bir kenara koyuyorum. daha sonra bunlara geleceğim, öncelikli olarak verdiğiniz %50 oranını çok detaya girmeden çürüteyim :)

köpeklerde 3 çeşit üreme tekniği vardır, inbreed, linebreed ve out cross. tüm köpek ırklarında, daha doğrusu fcı ' ın tanıdığı ırklarda ( ki rottweiler bu ırklardan biridir) inbreed, yani 2-2 ( anne ve babadan birisi 2 soy ötede olmalı) den düşük üretimler yasaklanmış ve bu yavrular tanınmamaktadır. bunun yanısıra bu damızlık anne baba için, yukarıda bkz.da verilen yazıdaki 0,19-0,25< aralığındaki değer, aynı değerde ön kol çıkığı ve körung testi (kkl/ eğitim alabilme eşiği ve karakteristik yeterlilik) geçebilme şartı aranmaktadır. eğer bu hayvanların secerelerini okursanız kkl değeri ve fast normal veya normal gibi ibareler okursunuz. şimdi bu tüm soyu kayıt altına alınmış köpeklerde %50 kalça çıkığını nereden buldunuz? bana bunun ampirik bir veri olmadığını nasıl göstereceksiniz? ha buna rağmen kalça çıkıklı yavrı doğmuyor mu? elbet doğuyor, bu doğanın bir oyunu. insanlar bunun önüne geçebilmek için zaten 'hem fiziken hem ruhsal olarak sağlıklı' hayvanları üretiyorlar ve melezlemeyi yasaklıyorlar.

melezlemede o dediğiniz şeyi ayarlayabilmek için genetik müdahale yapmanız gerekmektedir. siz kangalla goldenı eşleştirerek kocaman ama yumuşak mizaçlı bir köpek elde edemezsiniz. ya golden dominantsa ve vücut küçük kalırsa? bu tip şeyler arka bahçede değil genelde labarotuarlarda kısmi olarak yapılabilir.

ha yerli üreticiye gelirsek durum nedir? işte böyle ilginç eşleşmeler olup petshoplarda baygın bakışlarına aldanıp köpek istismarı oluyor, 6 ay sonra sahibine 2-3bin tl ameliyat parası giriyor, durum bundan ibaret.

sokak köpeği veya ırk köpek tartışmasına girmek istemiyorum, yıllarca girdim ve sonu hep bir tarafın kırılmasıyla sonlandı. bu konuda faşist ve dersine iyi çalışmış biriyim.

her zaman, her şartta;
insanın melezi
hayvanın safkanı
daha sağlıklı ve güzel olur.

normal aga. açlık, sıcak derken insanda enerji kalmıyor.

benim de geliyor, bütün gün esneyip duruyorum. ki 7,5 saat uyudum gece.

bende aynı durumdan muzdaribim.

Ben de ayni. Saat 2 den sonra gozumu acamiyorum. Ulen patron gorecek diye tirsiyorum hafiften.

kol bileklerine soğuk su tut.

klimaya mesaj at ;)

2 günüdür yatalak oldum ben de valla

belki de uykun sahurda bölündüğü için böyle oluyordur.
bir gün de geceden yiyip sahura sadece su içmek için kalkmayı deneyebilirsin.

-sahurda kahve içsen? (hafta sonu dene, herkeste aynı etkiyi yapmayabilir)
-kan şekerin çok hızlı düşüyor olabilir. hamur işi yenmeyince acıkılacak sanılır ama gene hafta sonu deneyebilirsin, sadece et (ya da tavuk) ye ve yanında da sadece ayran iç.

-hemen uygulayabileceğin ise öğütülmemiş tarçın yutman. civarda aktar yok dersen sahurda yediğin her şeye biraz tarçın serp (bir kaşık yutayım falan deme geniz yakıyor =)).

burayı da güncel tut, bakalım nasıl düze çıkacaksın.

kolay gele..

son derece normal.
uzun süren açlık, susuzluk ve sıcak; ciddi oranda tansiyon ve şeker düşmesine yol açarak her insanda bu semptomları yaratır.
ve maruz kalınan bu etkiler uzun süre devam ederse (yaklaşık bir ay gibi), kalıcı sorunlara da neden olabilir.
Allah kabul etsin.

sonuç?

ikea veya koçtaş gibi yerlerden parasıyla koli bulabilirsin

bakkala çakkala dilenin bence, en kolay yolu bu.
bir de akşamüstleri veya sabahları bütün küçük dükkanlar çıkan kolileri kapının önüne bırakıyorlar, tam hava karardığı zaman çıkıp dilenmeden de toplayabilirsiniz.

çok eşyanız varsa satın almayla başa çıkmak zor olur.

marketler de, bim, diasa vb gibi, isteyince veriyorlar.

Plastik ıvır zıvırları satan yerlerde boş koli de satıyorlar. Beşiktaş'ta var mesela.

magara adami +1
Marketlerden istediğin sayıda ve ebatta bulabilirsin

ikea koçtaş çok pahalı oluyor genelde. Ancak koçtaş'ın depolarında güzel koliler oluyor depollarından rica edebilirsin yani.
Bunun dışında eminönü tarafında koli satan yerler var ikea'dan alacağın 2 koli parasına buradan rahatlıkla daha bükük 10-15 koli alabilirsin.

herhangi bir domino's'a gidin. peynir kolisi isteyin en sağlam onlardır.
herhangi bir mcdonald's'a gidin. et, tavuk ve varsa oyuncak kolisi isteyin, yine en sağlam onlardır.

eskiden bimlerde olurdu :/

www.kolici.com

hemen her yer ver böyle ltb colins gibi mağzalardan istersen verirler

Kağıtçı denen dükkanlar var. Ambalaj malzemesi, kağıt tabak falan satan yerelr. onlarda oluyor her boy koli. pahalı değil üstelik.
taşınmak zor iştir bu arada kolay gelsin.

bir kargo bayisinden alabilirsiniz. büyük kutu 4 liraydı geçen sene.

alaybey tansaş,karfur mini,çarşı migros bunlarda var.

makarna demeyin aman noodle mış.

noodle da bir çeşit makarna olduğu için özellikle "noodle" diye belirtiliyor. yoksa niyet dilimizi katletmek değil.

Türkçedeki "erişte" yi tam olarak karşılamıyor. duyuruyu "makarna arıyorum" diye açmak sizce amaca uygun olacak mı?

adı bu; noodle!

ayrıca migrosun eskişehir'deki mağazasında satıldığını söyleyerek izmir'deki şubesi için de getirtmelerini rica edebilirsiniz. bu tip talepleri yerine getiriyorlar
ben başka şubelerden alabildim pek çok ürünü eskişehir mağazalarında bulamayınca getirilmesini talep etmiştim, bir kaç gün sonra istediğim ürün raftaydı...

@blackidom, erişte de değil, makarna da değil balık kraker'in de dediği gibi. bilmeden konuşma.

ukalalık gibi olmasın ama Noodle bir tür 'ŞEHRİYE' dir.
tansaş'ta bulursun izmir'de.

doğru 20 senedir noodle yer bu ülke, haklısınız. 'uzak doğu makarnası' deseniz nasıl olur panpişler?

zeki adamsın.

eskiden gitanes ve camel bulunuyordu ama kökü kurudu şimdilerde. kaçak sigara satıcılarına sormak lazım

kaçak'tan başka biyerde bulamazsın.

Cicekci'de, iki teraslı ve de tarihi yarim ada, galata manzarali (manzara müthiş diyebilirim) dubleks, (apartmanin en ust kati ama asansörsüz) daire var, kayinvalidem satiyor. Istedigi fiyat da o civar bir seydi yanlis hatirlamiyorsam, bir sorayim.
Cicekci, Harem otogarinin hemen ustu. Kadikoy ve Uskudara tek vasita ve oldukca yakin ikisine de.

Edit: 350 Bin lira istiyormus. Istersen daha detayli bilgi verebilirim, mesaj oylu ile.

(bkz: o paraya öküz alınır)

emlak alma.
o paraya iş kurulur 1 yılda o para 2 katına çıkarılır be.

seç beğen al :)

www.sahibinden.com

birde elindeki para ne kadar mühim olan o, eğer 130-140 bin civarı varsa vadeliye yatırıp, her ay kiranı faizden kazanabilirsin

@tombala - sahibinden'den ben de araştırıyorum ama neredeki evler güzeldir neredeki değildir bilemedim. mesela göztepe soyak'dan almak mı mantıklı olur yoksa ataşehir daha mı avantajlıdır. oraya para verene kadar maltepe civarlarında önünden metro geçecek güzel siteler var mıdır onu öğrenmek istiyordum ben.

@sankaranarayanan - iş yeri kartal'da. o sebeple çiçekçi biraz uzak gibi bir düşüneyim

@payroller on the moon - =)

@bLuw - böyle bir birikmiş param yok zaten. halihazırda çalışıyorum, çalıştıkça ilk birkaç sene aile desteği sonrasında tamamını kendim ödeyerek evi alabilirim sanki. hiç olmadı, baktım ödeyemiyorum direk satarım. elbet bir ev almak gerekecek =)

evleri veya muhitleri görmeden karar vermek yanlış olur, eğer cidden alacaksan bütün mühitleri gez aklına yatan yerde ev bakmaya başla, lokasyonu küçültmüş olursun.
ben senin yerinde olsam caddebostana bakarım

araban yoksa, göztepe soyak ve onun çevresi yani libadiye caddesinin sağındaki solundaki siteler, hatta fetih mahallesi içindeki siteler evler uygundur.
göztepe soyak ve çevresi hem göztepe metro istasyonuna yakın, hem metrobüse 5 dakka hem de merkezi tüm yerlere toplu taşıma mevcut.

araban varsa, ataşehir, muhit olarak daha güzel tabi ki. ama ulaşım imkanları çok kısıtlı, toplu taşıma da işkence çekersin.

ben olsam minibüs caddesi etrafı (göztepe, kazasker, sahrayıcedit vs) ya da libadiye caddesinden bir yerlerden almayı düşünürdüm.

şaka bi yana 300bin'e ne kadar yeni olursa olsun soyak'taki evlere para verilmez. bostancı, küçükyalı, idealtepe civarlarında çok iyi evler bulursunuz sahile yakın.

minik bi giriş katı olsun, moda'da olsun derim.
hem oturması keyifli hem de iyi prim yapar.

havanın çok erken kararacağını söyleyebilirim

ben aralikta gittim isvecin guneyine.gec yatma aliskanligi biri olarak gunesi gormedigim birkac gun oldu evet.ama isvec muazzam bir yer,oldukca soguk hakkaten ama giyinmeyi bildikten sonra bir sikinti olmuyor. ben bu aralik'ta tekrar gitmeyi dusunuyorum,stockholm'e.

Kuzeyde baya soğumuş olur ama stockholm'de kasım ayında henüz 0'ın altına pek düşmez hava.
erken yatıp erken kalkabilirsen birkaç saat gün ışığı da görebilirsin.
Ayrıyetten hava soğuk olcak diye stockholm'e gitmekten vazgeçilir mi yav :0
bi kere de yazın gör ama mutlaka. hatta yazın güneyi, mesela Malmö'yü öneririm.

olivia +1. malmo'yu siddetle oneririm.oradan kolayca kopenhag'a da gecebilirsiniz.

kesinlikle amat.

amat bu mevsime daha çok uyar.

kitab-ül hiyel en zayıf kitabıdır kanımca üstadın...

Kitab... da süperdir ama Amat bence şifrelerle dolu yapısıyla çok daha grift ve eğlenceli.
hatta okuduktan sonra yazışalım keşfettiğimiz şifreleri paylaşabiliriz ;)

yuvacık taraflarına gidebilirsiniz 1 saatten uzun sürer gerçi sanırım ama. süper kahvaltı da var karaaslan tesislerinde. (nette mevcutlar) en çok yürünen trekking parkurları aytepe ve menekşe yaylası burda. bu tesisten başlayabilirsiniz hatta. başta bi dereden geçiceksiniz sonra suya uzaksınız. menekşe daha dik ve yorucu, aytepe daha düz gider. herhangi bir hayvanın doğanın herhangi bir noktasında sıkıntı yaşayacağını da düşünmüyorum :)

bi de polonezköy olabilir çok güzel patikası var orman içi hem daha yakın.

En merkezi olanlar, kuzeyde yıldız parkı, emirgan korusu, belgrad ormanı
güneyde yeşilyurt'dan başlayarak florya'ya dek sahil
Karşıyı hiç bilmem.

(bkz: antonio vivaldi)

Abel Korzeniowski

www.accuradio.com

Oradan "Violin Soloists" isimli kanala göz at.

ıtzhak perlman/ A la Carte

menu seçmeden normal bir şekilde yemek yenebiliyordu 6-7 ay önce.

kesinlikle tavsiye etmem, menü harici alınabiliyormu bilmiyorum ama menü çok kazık ve yemekler iyi değil. hiç gerek yok bence o kadar para vermeye.

kızkulesinin işletmesi bir tuhaf, garsonları başka tuhaf. tavsiye etmem ben de.

Kesinlikle berbat bir mekan.
içerde olduğun, masada oturduğun zaman manzara göremezsin. (seyir terası hariç. orda da yemek yok)
servis kötüdür
yemek fenadır.
en iyisi uzaktan sevmek...

pardon ve güneşin oğlu filmlerini önerebilirim..

karpuz kabugundan gemiler

ağlak da değil gülünç de değil, dönem filmi...

(bkz: piano piano bacaksız)

(bkz: fasulye)

tamamen çizgi dışı bir türk filmi olarak;
sevmek zamanı; metin erksan
mutlaka izlenmeli...

Psikiyatri bakar.

b12 vitamini eksikliği de olabilir ayrıyeten, kafanda bulunsun.

Psikiyatri +1
Ayrıca B12 eksikliğine benzemiyor pek.

ağa valla bendede var ya son bi kaç senedir, gelişmeleri buraya yazarsan iyi olur.

Pazartesi sabahtan bir gideyim bakalım..Teşekkürler bilgilendirme için.

dynamic0de,

Unutmazsam yazarım :)

Kafa maşguliyetinden de oluyor :) Madem işinizi bu kadar etkiliyor, doktora da gidin tabii.

HDD olarak adlandırılan bir problem büyük ihtimal.
hiperactivity disiase disorder yani.
hiperataktiviteye bağlı dikkat dağınıklığı sendromu...
ilacı, tedavisi olan ama teşhis ve tedavi uygulanmadığında hayat karartan bir merettir. hemen dokorta dostum...

nöroloji ye de gitmek de fayda var bence.

Unutkanlıkla beraber; asabiyet,yorgunluk,bitkinlik,çabuk yorulma gibi şikayetlerinizde varsa guatrınızı kontrol ettirin.Tiroid hormonlarının düzensiz salgılanmasından kaynaklanıyor olabilir.

Şayet guatrdan şüpheleniyorsanız;genel cerrahi'ye gitmelisiniz.

Bu arada arkadaşlar eşşeğin şeyine iyice su kaçırmışlar. Lan aramızda iki kelimeden teşhise yakın sözler söyleyenler gönüllü doktorlar da varmış. HDD ne alaka olum?! Ayrıca yanlış yapıyorsanız bari doğru yapın. Hyperactivity Deficit Disorder doğrusudur. Allah muhafaza birisi öyle bir cevap üstüne yanlış yönlenirse ne olacak?

Sabah doktora gideyim bakalım ondan sonra yazacam buraya..İlk adres psikiyatri..

tasması varsa bence gezdirebilirsin ya çok sorun olmaz,

tasma olayı çıktı bi de.sakinleştirmek lazım hayvanı ama nasıl

ne yaparsan yap strese girecek, işeyecek, zıçacak. temizlik için gerekli alet edevatı yanında taşıman iyi olur.

huysuzsa sanki kesiyorlarmış gibi böğürecek, yanında en sevdiği yaş mamadan taşıman yararına olur.

tren hareket ettikten sonra tasması takılıyken serbest bırak, sağı solu koklasın, tünesin bir yere.

uyutsanız veya sakinleştirici verseniz, siz de o da rahat etsin. (bilmem zararı olur mu, çok mu gaddarım?)

işkembeden sallamıyorum. kediyle defalarca yolculuk yapmış biri olarak söylüyorum. yol boyu sakince uyumasını sağlayacak bi ilaçla çözülüyor bu mesele sadece. ama mutlaka veterineriniz önermeli ilacı ve dozu. kolay gelsin.

nadirkitap'da bi sürü satıcıda var şu anda.

gugıla sordum, ikinci adreste vardı..

@olivia: e-book lazım
@yapacakbirseyyok:ben de gugıldan birkaç link buldum sonuca ulaşamadım, ya feyk ya başka bişi..

e ben indirdim şimdi. kitap o kitap :))
tinyurl.com

ben de indirdim, beceriksizlik işte naparsın!! tenk yu.

endokrinolojiye görünmenizi tavsiye ederim.

yemediğin zamanlar da sinir oluyor mu?

Şeker hastalığı tatlı yemekle ilgili değildir öncelikle.
Şeker hastası olmasanız da öğün atladığınızda titreme vs halsizlik yaşayabilirsiniz.
Şeker hastalığının ana belirtisi çok-(sağlıklı insanlardan çok daha fazla) su içmektir.
Yarım gününüzü ayırıp bir şeker testi yaptırın bence, şekerse ihmale gelmez. Çok geçmiş olsun.

Tipik bir 'Reaktif Hipoglisemi' tablosu.
Evet bu bir hastalıktır. Şeker hastalığı değildir ama evet, Diabete dönüşebilir.
ilacı yoktur. Az ve sık beslenmek, glisemik endeksi düşük yani kana yavaş karışan gıdalar almakla kontrol altında tutulabilir.
Genellikle tiroid hormonu bozukluğuna bağlı olarak gelişir. o yüzden hem açlık-tokluk kan şekeri hem de tiroid hormonları taramasından geçmen gerekli.
kontrol altına alınmazsa zincirleme olarak çok ciddi tahribatlar yapabilir vücutta.
geçmişler olsun kardeşceizim...

bakınız: reaktif hipoglisemi

eminönünde bilmem ama taksimde var böyle yerler birinin ismi retroydu sanırsam

Bi kaç tane han var eminönünde ve tahtakalede sadece ikinci elcilerin olduğu. ahşap nesnelerin satıldığı bi sokak var adını unuttum. oraya yakın. kime sorsan gösterir. yalnız son zamanlarda kendilerine 'dönem kıyafet ve aksesuarcısı' demeye başladılar. hani eskicilerin de antikacı tribine girmeleri gibi. o yüzden fiyatlar uçtu biraz.

ben 11 senedir lens kullanıyorum. gözüm 3 numara miyop. kullandığım lensler bausch&lomb'un purevision markası. özelliği de 1 ay boyunca gözden çıkarılmadan kullanılabilmesi. yani yatarken de çıkarmıyorum. 11 senedir en ufak bir göz rahatsızlığım olmadı. ayrıca ara sıra göz muayenesine de giderim ve gözde kuruluk falan tarzı hiçbir şey olmadı. tabi bende olmaması kesinlikle başka kimsede olmayacağını ispatlamaz ama lens konusunda çok memnunum. havuza denize girerken suyun içinde gözlerini açmadığın sürece de herhangi bir sıkıntı olmuyor.

uzuuuun yıllardır lens kullanan biri olarak derim ki; kullanımı kısa sürede alışılan bişey, hijyene dikkat edersen de hiç sakıncalı değil.
0,25 astimat da astimat lensi almanı gerektirecek bi rakam değil.
ben de günde en az 14-15 saat bilgisayar başında geçiren biri olarak ara sıra gözyaşı damlasına başvuruyorum. ama lens kullanmadığım zaman bile oluyor kuruluk uzun süre ekrana bakmaktan.
ayrıyetten en ucuz ama bence kalitesi iyi olan freshlook öneririm. yalnız dikkat et galba onun da çin yapımı çakması varmış.
hadi kolay gele....

kullanmaya başlıyalı 2 hafta oldu insan ister istemez alışıyor ama arada bazı sıkıntılar oluyor daha önce kullanmadıysan temizliği ve takma sırasında bazı sıkıntılar yaşayabilirsin. bende yaklaşık 9 saat pc başında duruyorum ve lens işe yarıyor gözlükte gözlerde kızarma olurken lenste böyle bir sorunum yok.

ben de hem gözlük hem lens kullanmış biri olarak şunu diyeyim: evet, takmak çıkartmak, zor değil, zaman içinde alışılıyor. el temizliğine özen gösterilince de problem yok, lenslerin ömrü uzun olur o şekilde. ancaak, her gözün hassasiyeti bir değil.. ben çok kaliteli lens kullandığım zamanlarda dahi 8-10 saat kadar sonra çok rahatsızlık hissediyorum. sizde de böyle bir durum olursa: şu göz damlaları var, sadece nemlendirmeye yarıyor gözü, yapay göz yaşı da deniyor sanırım. küçük beyaz tüplerde satılıyorlar eczanelerde, onlardan bulundurmanızda fayda var devamlı olarak yanınızda.

ve nihai olarak ben ne yapıyorum şu an onu söyleyeyim: artık tamamen gözlüğe geri döndüm açıkçası. ama yedekte bir lensim olsaydı iyi de olurdu =)

parmağımı kasıtlı olarak gözüme sokmanın sadistliğinden ziyade acaba ileride ki ne kadar ileride orası da ayrı, lensin yan etkilerini görür müyüm kafam ona takıldı çok pis şekilde. Çıkarıp takaiblirmiyim onu hiç bilmiyorum, olmadı accık düşüneyim sonra doktorla konuşayım o bana güzelinden bişeyler verir umarım.

lense ben bile alıştıysam herkes alışabilir bence. diğer arkadaşlar gerekli şeyleri yazmışlar da, bilgisayar kullanımıyla ilgili bir şey göremedim. lensten memnun olmama karşın bilgisayar başında zaman geçirirken fazla takmıyorum. kendini daha fazla hissettiriyor. (nedeninden siz de bahsetmişsiniz zaten. normalde ortalama 5 saniyede bir göz kırparken, bilgisayar kullanırken 25 saniyeye kadar çıkıyormuş bu süre. bir de teknoloji marketlerinde monitörlerin önünden geçerken sıcaklık hissedersiniz, muhtemelen ekran da bir miktar kurutuyordur.)

deneme lensleri verebiliyor bazı yerler. kullanıyorsunuz, memnun kalırsanız satın alıyorsunuz işte. öyle bir şeyle başlayabilirsiniz.

1-kıyabildiğin kadar kıy parana göz bu şakaya gelmez
2-lens solüsyonun zamanını asla geçirme gözüm iltihap kaptı geçenlerde
3-nasıl bir lens isediğine karar ver günlük haftalık aylık


ben kullanıyorsam herkes kullanır diyorum ben de ben tembel işi iki haftada bir çıkartılan lens kullanıyorum ama pazar gecesi takıp cuma gecesi çıkartırım genel de memnunum yani lens büyük rahatlık www.acuvue.com.tr

yaklaşık 15 yıl lens kullanmış biri olarak şunu söyleyebilrim; gözlükle idare ediyorsan lense geçme. edemiyorsan geç ancak günde 8-9 saatten fazla kullanma; işten eve geldiğinde gözlük kullan. belli bir zaman sonra gözünde mutlaka kalıcı kuruluk yapıyor lens. 1 numara miyop için gözlük ya da lens kullanmaya değmez ama rahatsızsan bilemem.

peki bu bir haftalık aylık yıllık olayı ne şekilde oluyor? Paketi açıp gözüne taktıktan sonra mı belirtilen süre geçerli oluyor ? Yoksa net 1 hafta kullanım gibi bir durum var.

Saçma olacak ama, 1 haftalık lensi sadece 2 saat takarsam yine 1 hafta içinde atmam mı gerekiyor, yoksa 1 ay da geçse, 1 haftalık lensi gözümde ortalama 7 gün tuttuğum an mı işi bitmiş oluyor?

yıllık lens diye bir şey kalmadı artık, yani var ama hijyen açısından tercih edilmiyor. doktor tarafından aksi önerilmedikçe aylık almalısın. lenslerin kullanım süresi, açıldıktan sonra başlar, 1 aylık lensi 1 aydan fazla asla kullanma ekonomi yapacğım derken gözün mikrop kapabilir. 1 hafta kullanımla neyi kastediyorsun?

benim bildiğim lensler haftalık ve aylık olarak diye ayrılıyor. demek istediğim ben bir aylık lens alırsam bunu açıldığı tarihten itibaren kabında sıvısında dursa bile 1 ay sonra çöpe atmam mı gerekir? Yani sadece dışarı çıktığım zaman lense geçeyim, onun dışında etrafta gözlük kullanayım, özellikle pc başında, aşırı lükse mi kaçmış olurum onu merak ettim sadece

haftalık lens yoktur, günlük lens, aylık lens ve yıllık lens vardır. sorduğun sorunun cevabını yineliyorum, açıldıktan sonra istersen hiç kullanma, 1 ay sonra atmak zorundasın, kendince az kullandım, diyerek ekonomi yapma sakın. lens alıyorsan mutlaka gözlük de almak zorundasın; lens yokken gözlük kullanmalısın. sadece lensle idare edilmez çünkü.

cinsi ne kedinizin? bazı cinslerde kirpik içe dönebiliyor diye duymuştum.
ılık çayı pamukla gözüne sürerseniz iyi gelebilir. ama bu elbette geçici bir çözüm olsun. imkanınız varsa en yakın zamanda veterinere götürün. alerjik bir şey olabilir.

en uygunu veterinere goturmek,o sans yoksa da en azindan danismak.ayrica yeterli bilgiyi de vermemissiniz;kac yasinda,ne kadar suredir devam ediyor bu sorun... gibi.benim simdilik tavsiyem ilik cayla gozunu silmeyi denemenizdir.ama dedigim gibi yine de veterinere danismak da fayda var.

cinsi sarman, 6 aylık. çok önemli olacağını düşünmediğim için yazmamıştım bunları. ama yazmak gerek tabi haklısınız. 24 saattir falan böyle durum. yarın veterinere götürmeyi planlıyoruz da önceden buraya da sorayım demiştim.

ılık çay olayını da deneyelim bakalım.

dışarı çıkıyor mu, yoksa ev kedisi mi? başka kedilerle teması var mı? özellikle parazit aşıları tam mı? şurda gözüken img811.imageshack.us beyaz kısımda kızarıklık var mı? gözüne karabiber kaçmış olabilir mi? (bize bir kere olmuştu.)

üflemek de iyi fikir değil. boşuna kurutursunuz.

dışarı çıkmıyor, parazit aşıları tam. o beyaz kısımda kızarıklık yok, karabiber kaçmış olma ihtimali de yok.

hmm... bizim deneyimleri aştı maalesef. umarım ılık çay biraz iyi gelmiştir. veterinerler 24 saat de açık olabiliyor. durumunuz uygunsa sabahı bile beklemeyin derim. kedilerin ağrı/acı eşiği bizimkinin 10 katı gibi. bizim kedimizin baş parmağı kırılmıştı. kocaman şişmiş patisiyle hala pazar torbasından fasulye kaçırmaya çalışıyordu. sizi evhamlandırmak için söylemiyorum asla. fakat gözünü kendisi kısıp duruyorsa epey canı acıyor da olabilir. tedavisi yapılınca da çok çabuk toparlayabiliyorlar. umarım tez zamanda iyileşir minik :)

veterinere götürmek en iyisi ama şu an imkan yoksa terramicin sürün 5-6 saatte bir gözüne. ve sürdükten sonra biraz oyalayın ki hemen yalamasın. Ben sokak kedilerine yapıyorum bunu. çoğunda da sonuç başarılı oluyor.
geçmiş olsun.

Kurtuluşta Madam Despina var. Bizzat girdim gördüm hayran oldum.

çukurcumada madam tasulanın yeri var
www.istanbulrestaurants.com

Arnavutköy sırtında Neşe vardır. Hem kalite-fiyat hem de otantiklik açısından en iyisidir.

herkese teşekkürler, ben pera tarafında bulabilir miyim demiştim ama sanırım beyoğlu olmayacak...

balerin.com'da indirimliydi sanki

www.balerin.com

Kesinlikle en iyi ve ucuz göz kremi, deneyimle sabit...
indirimsiz hali bile diğerlerinden ucuz.

@olivia
kremi uyguna aldım, gözümün altına ve kaz ayaklarına kadar her yerine sürebilirim değil mi?

eğer fiziksel efor sonrası ölçmediysen özetle yüksek.
öncelikle en yakındaki sağlık ocağı ya da aile hekimine git. birkaç gün üst üste aynı saatte çağırıp kaydediyorlar sonuçları. gerekirse hastaneye sevkediyorlar.

evet 130 nabız epey yüksek ben 5 dakka koştuktan sonra nabzım o kadar oluyor, onu bir kontrol ettir..

Bu ölçümleri ne zaman, nasıl yaptığınız önemlidir. Tansiyonunuzu ölçmeden evvel bir süre dinlenmiş olmanız, sigara içmemiş olmanız gerekir. Mutlaka oturur pozisyonda, kolunuz kalbinizin seviyesinde olacak şekilde ölçüm yapılmalıdır ve ölçüm sayısı 1'den fazla olmalıdır. İlk ölçümde genelde insanlarımız heyecan yapar ve değerler yüksek çıkabilir.

Yok ölçüm doğruydu ve değerlerim böyle diyorsanız vakit geçirmeden bir kardiyologa başvurmanızı tavsiye ederim. Bu değerler normalin üzerinde çünkü.

Geçmiş olsun, hekime görünmeyi ihmal etmeyin.

Ben kablo tv ve uydu kullanıyorum aynı tv'de. uydunun receiver'ını elle tuştan kapatıp tekrar açınca kablotv'den uyduya geçiyor mod otomatik olarak. sen de dene bakalım nolcak...
(ya da saat iyice geç olmadan hemen bi uyducu bulup yeni kumanda al derim.)

Bendede digi ye geçiyor otomatik olarak ama en iyisi bir kumanda alıp geleyim ben evet :(

en yakın elektrikçiye git. çin malı kumanda al. ( ben öyle yaptım ) 5 lira olmalı yanlış hatırlamıyorsam

Aynen öyle yaptım evet. Orjinalleri çok pahalı bu da işimi gayet iyi görüyor.

aynı ya da çok benzer bir kagıt bulma imkanın olursa, yırtık bölgenin ait olduğu şeridi (kağıtlar şerit şerit yapışıyo ya...) yenileyerek halledebilirsin.
ben geçen ay kendi evimde yaptım aynısını. duvardaki zaman içinde biraz kirlenmiş olduğu için hafif bi ton farkı oldu ama çok dikkat çekmiyor.
kolay gelsin...

neden bahsettiniz bilemedim ama mevzu yanık ve yara iziyle ilgiliyse şahanesi silverdindir. bilginize...

madecassol mü acaba?

madecasol +1 , muhteşem bir hücre yenileyici. açık yaraya sürmemek kaydıyla her türlü yara ve yanık izi için olağanüstü işe yarıyor.

scarex jel?

www.eczanemizde.com

bu tip durumlarda kullanılan contratubex jel var. o olabilir mi?

panpa tipini bilmeden, gözlüğün modelini bilmeden nerden bilelim. büyücü değiliz senin tipin gözümüzün önüne gelsin. koy gözlüklü gözlüksüz iki resmini söyleyelim.

sorduğum soru genel bir soru gözlükle ilgili kişisel değil.o yüzden resim koymanın bi alemi yok.sizce ben seksi miyimdir diye sormadım soruyu.genel bir yorum lazım

panpa ben de diyorum ki bunun geneli yok. senin tipin ile, gözlüğün modeli alakalı bir olay. ilk gözlüğüm yarrak gibi duruyordu bende. ikincisi gayet şık duruyordu. bilmem anlatabildim mi_?

çekiciliği ya da iticliği tamamen seçtiğin modele göre değişir. Yüzüne oturan bir gözlük seçersen hiç bir problem yaşamazsın.Ama yüzün ile alakasız bir çerçeve seçersen o zaman durum vahim olur.Bir de o sana yakışıyor diyenlerin yarısı doğruyu söylüyordur yarısıda göz alışkanlığından öyle söylüyordur.

Kendine yakışanı taktığın sürece takmaya devam.

@ayiadam kusura bakma cevap biraz ters olmuş özür diliyorum senden.sanırım haklısın

en iyisi şuanki gözlük bana ne kadar yakışıyo ona karar vermek.teşekkürler herkese.

itici yapar.
gözlüklü bir erkek isterse dünyanın en şahane varlığı olsun dönüp de sevgili gözüyle bakmam bile.

Gözlük; insanlarla Göz kontağını zorlaştırdığı için insan ilişkilerinde kesinlikle olumsuz bir faktördür.
sürekli takılan bir gözlük tabii burda bahsettiğim. sadece okurken takacağın bir gözlük değil ...

aptalın deneyimini oku derim

nerd gözlük severim tabi yakışan var yakışmayan var

kemik çerçeveli gözlükler erkeklere yakışıyor bence. ortamda direkt dikkat çekebilir. dikkat çekme konusunda ilk unsur olabilir. onun dışında normal çerçevesiz ya da metal(?) gibi madde çerçevesi bulunan gözlüklerin bir etkisi yok. hatta eksi etki yaratıyor erkekte ve kadında. kadında gözlük zaten çok kötü görünüyor. şahsi fikrim.

dentistanbul var yıldız'da

ağız ve diş sağlığı merkezlerinde sadece bu işlemi yapabiliyorlar zaten. çürük bir diş ve kırık diğer bir dişle gittim. diş taşlarını temizleyip yolladı.

aman diyim ben boş zamanımda ssk okmeydanı dişe gittim, bedava ama değmez. paşa paşa yıldız dentistanbula giderim eskisi gibi. fiyat normal tarife uygun olduğunu söyleyemem bir çok yer yarı fiyatına yapar gibi geliyor.

Citydent... taksim meydanına yakın Elmadağ'da. Fiyat galiba 50'tlydi. bence çok uygun.
Ayrıca çok şeker, genç ve becerikli birkaç diş hekimi çalışıyor.

olağan şüpheliler

kaplumbağalar da uçar

dogma

zübük

full metal jacket

Balans ve Manevra
Prestij
Girdap
Şimdi yada Asla

olağan şüpheliler feci kolay.

kaplumbağalar da uçar da feci kolay.

full metal jacket gene aşırı kolay.

benim önerim ise "profesyonel" daha anlatabileni çıkmadı..

sıkıysa yakala

varolmanın dayanılmaz hafifliği

ulak

dünyanın orta yerinde aşk için ağlıyorum.

vavien.

ff sözlük (diğer adıyla sinema sözlük)'te 'sessiz sinema oyununda zorlayan filmler' başlığı altında 60 kadar film ismi bulabilirsin konuyla ilgili.

var olmanın dayanılmaz hafifliği, sıkıysa bunu anlasınlar.

pardon yukarda belirtilmiş zaten :)

www.sinematurk.com

Anlatabilene rastlamadım.

hacı bi tek benimkini beğenmemişsin, çok alındım.

eminonundeki bazi dukkanlarin "arka" bolumlerinde satiliyormus.. gecen hafta arkadasim aldigini iddia ediyordu, onun yalancisiyim..

Çok uzun bir mesaj yazmıştım ama olmadı, bu sefer kısa keseceğim hehe

1- Taksim: Atlas Pasajına girin, dümdüz ilerleyip merdivenden aşağı inin solda hemen bir dükkan var. Ivır zıvırcı, bir sürü ürün var balta, çakı, hediyelik eşya vs. Orada var camekan bir vitrinin içinde.

2-Beşiktaş: Balık Pazarı'nın oradaki kartal heykelinden sağ yukarıyı takip edin, restaurantları geçin, en yukarıda manav var (hafif dik bir yokuş) onun tam karşısında nargileci var. Abinin adını unuttum süper iyi bir insandır o size yardımcı olur.

buzzlightyear, arkadaşımızın dediği gibi Eminönü' nde de nargilecilerde bulabilirsiniz. Fakat onlar, cigaralık dedikleri birşey satıyorlar. Nargilenin ufağı gibi, çok kullanışsızdır genel olarak. Tavsiyem cam ürünlerden şaşmayın, en geç 1 ayda bir değiştirmeye çalışın (bütçeniz el veriyorsa tabi), malum içerisi siyahlaşıyor iyice. Tadını bozar, sağlıksızdır (oha).

bizde.com'da gördüm geçende. çok çeşit var birinde ama satıcının adını hatırlamıyorum.