32 gb olduğu için pek fazla program yüklemezsin, film dizi depolayamazsın. onun haricinde hızlı bir şekilde kullanırsın sorun olmaz.

canlıda gördüm çok tatlı alet. film, internet sorun olmaz. ama fiyat fazla ya 1000'e i3lü laptop alınır gibi.

Canlıda gördüm. Hayatımda gördüğüm en kötü laptop ekranı kullanmışlar. Renkleri soluk yandan bakınca hiç okunmuyor cin mali tabletlerin ki gibi.

adblock u kapat

adblock, ghostery vs. varsa kapatıp öyle deneyin.

vay amk.

cihazı itunesa bağla, güncelleme varsa günelliyim mi bro der. no de, yedeğini al, ondan sonra restore ile güncelle, yedekten geri yükle.

jailbreakte direkt update yapınca sorunlar olabiliyormuş.

ben şu an 9 dayım, fena değil ama klavye bazen geriden geliyor. 7 bayağı iyiydi, destek azalmışsa 8 kur ama.

ben de 8 ideal diye düşünüyordum ama sık sık donma ıvır zıvır şikayetler okudum, 8i kullandın mı alette? akıcıysa 8e yeniden yapılanmama başlayayım

hepsini kullandım. 7 daha akıcıydı ama aman aman bir fark yok. 8 kur geç.

8 nasil kuracan ki 9 ciktiysa alete. imzalar kapandi coktan.

bilmem nasıl kurucam ki, eski ituneslar falan 8i vermez mi acaba? bi yolu vardır nette dedim ama henüz araştırmadım, oturmuş düzenimi bozmaya da korkuyorum :

kuramazsın diye biliyorum. değişmediyse.

bunların ramler çok düşük en az 12 gb olan bir model bulurdum

Asus'u 12GB olarak düşün. O sitede RAM ekleme seçeneği var.

o zaman asus derdim pcdepoya da bi bak

gpuboss.com

oyun diyosan ekran kartını taban al. monster açık ara iyi ama ikinci el. diğerleri sıfır ürün. lenovo y5070 alırdım ben olsam.

asus. hatta masaüstü toplamaya karar vermeseydi aynı modeli kardeşime aldıracaktım iki gün önce.

bu asus'u ben de dusunuyordum ama ssd icin ekstra slotunun olmamasindan dolayi vazgectim. dvd okuyucuyu cikarip oraya takarim diye dusunmustum ama odd baglantisin muhtemelen sata 1 olacagini tahmin ettigim icin ssd'yi o slottan takinca tam verim almak mumkun olmayacak.(asus'un sitesinden baglanti tipini bulamadim) zaten garanti suresi icinde boyle bir islem yapmak da cok mantikli gelmiyor. ssd takamayacagin bilgisayar alma bence. Mekanik disklere gore ciddi anlamda fark ettiriyor.

@synesthesia, HDD'yi çıkarıp harici disk olarak kullanmayı ve yerine de SSD taktırmayı düşünüyorum. Bu kullanım senaryosuyla mantıklı görünüyor bence. Sence?

2-3 yıl önce sorsan msi derdim, şuan ne kadar ideal ne kadar cüzdanına uygun bilmiyorum ama bi bakın msi ge60 hala beni güzelce idare ediyor.

lenovo 5070 in soğutması yeterli değil diye aklımda kalmış ona gore al.

asus mantıklı burada. ama ekranı cidden kötü.

pcdepoya bakma, çarşı karışık.

Bizim Asus bozulup duruyor. Kasasi feci kotu. Bulasma derim.

asus o senin benim kafamda oturmuş olan taştaşlı asus değil artık diye düşünüyorum, o yüzden lenovo ya da msi bak bence eğer harcayacak çok paran yoksa.

12 gb ramle ne yapacakmış, pc ramini koçla mı karıştırdı acaba gütmeyi mi planlıyor

Ekran ve klavye ışıklandırması handikaplarına rağmen Asus'u aldım. Lenovo'da ısı sorununu ve kasa kalitesini bayağı bir yermişler.

lenovoların kasası çöp oluyor dikkat et derim. 2 ay sonra eline alırsın makinayı. ayrıca en az 12 gb ram ne ya frjfkd oyunda ramin ne gibi bir etkisi olucak sanki. zaten istediğin zaman eklenebilen bir şey. asusu alırdım ben

gta vice city oynatır

maalesef hacı abi.

512mb ekran kartı ile mümkün değil

gta 4 kaldırır. 256mb ekran kartıyla oynadım.

fularli değilsen kısmetse olur gayet sürükleyici.

Aşk-ı Memnu'dan sonra bıraktım televizyonu, maç izliyorum sadece, arada da NTV Spor'daki programları.

poyraz karayel

beyaz/derin futbol
kısmetse olur

sadece bu ikisi var, efsane programlar. hatta 1de baslıyor kısmetse olur kanald'de heyecanla bekliyoruz.

nat geo uçak kazası serisini bi milyon kere izledim, yine gece 23'te yayınlıyorlar. kaçırmıyorum.

cnn türk'teki 21'de başlayan tartışma programlarına bakıyorum.

beyaz - derin futbol'a hastyım

iz tv'de ayhan sicimoğlu denk gelirse zaplamam

Türk kadını erkeğini gerçekten seviyorsa hiç bencil değil bence , ama günümüz kezoları takılmaya gönül eğlendirmeye aynıda 2-3 erkeği elde tutmaya çalışıyor işte o tipler çok bencil amaç kendi egosu zaten. Çoğunlukta bu model olduğundan bencil diyebiliriz.

ya bu ırksal bi özellik değil ki. genellenebilecek türden bi şey değil. mesela slav hatunların ayakları genelde güzel oluyor ona dikkat ettim ben. şimdi bunu genelleyebilirsin örneğin. veya ne bileyim türkiye'de sarışın azdır diyebilirsin ama bencillik türklükle, kürtlükle açıklanacak bi şey değil ki. fiziksel değil, kültürsel değil. birisi bencildir diğeri değildir, ne bilek.

kendi ilişkilerim ve tanıdıklarımdan yola çıkacak olursam, hayır bence bencil değil. bi tane yabancı sevgilim oldu, o en güzel ilişkimdi ama bu demek değil ki o daha farklıydı. sadece daha uyumluyduk, iyi anlaşmıştık. yoksa "erkeyim aşqımm hayatımı sana adadım" durumu yoktu. ha olabilirdi ama eminim aynı şeyi türk kızıyla da yaşayabilirdim.

özetle ben öyle bi şey olduğunu düşünmüyorum. karakter meselesi bu. bencil kız bencildir. "bencil türk kızı" diye bi şey yoktur.

ırksal değil fakat kültürel bence. Mesela Türk insanının başkalarına saygılı olmadığını herkesin her şeyine karışmayı görev bildiğini söylemek pek yanlış olmaz.

İlişki genelinde evet bencillerdir bence. Çok fedakar bilmemne olduğunu söyleyen bile sevgilisi bir süre uzakta olsa(askerlik, yurtdışı vb.) kendini düşünüp başkasını bulabiliyor. Haklı haksız demiyorum, ama oluyor.

ama erkekler için de bencil değil diyemeyiz. Herkes az çok kendini düşünüyor lan işte.

rus kadınlarını düşünürsek hiç de bencil değiller, en azından erkeğine sadık ve düzgünler.

kulturel durum soz konusu tabii ki ve anormal fark var. avrupali bireyseldir, asyali kolektiftir. ama turkiyede'ki insanlarin genetik farkliligi bence cok fazla. hem avrpupa'ya yakini var hem asya'ya.
isterseniz surdan kendiniz okuyabilirsiniz bahsettigim farklara.
www.lexiophiles.com

Aksine bir yerde okumuştum:
türk kadını çocuğu olmasa da annelik duygusuna sahiptir, deniyordu.

birey olarak müthiş fedakar, toplumsal olarak inanılmaz derecede bencil.
şöyle ki, yakınındaki sevdiği biri için gerçekten saçını süpürge edebiliyor ama, sonra da otobüste çocuğunu koltuğa oturtuyor, kuyruk varsa girmiyor, otobüste genç olduğu halde yer bekliyor vs.
(Belki de ikisi de ayrı gruptur bilemedim gerçi).

firez +1000 konu kilit.

Siz kaç tane beğendiği erkeğe kendi yaklaşan kız gördünüz ? Türk kızları beğense bile karşı taraftan ilgi bekler. Bu da bencilliği gösteriyor.

Asla degil. Senin karsina belki oyle yetisen ve goren insanlar cikmis olabilir. Bu tarz genellemelerin yanlis olmasinin yaninda turk kizlarinin, bence, guven sorunu oldugunu soyleyebilirim. Yani erkek aciksozlu davransa bi turlu, ergen gibi taktik yapsa bi turlu bir kadinin guvenini kazanmak biraz zor galiba. Kimbilir belki de benim karsima boyle kadinlar cikmistir hep :) kisaca genel gecer yargilari kafamizdan silebilirsek cok daha dogru adimlar atabiliriz diye dusunuyorum.

Eger cok geriden bakmayacaksan 40 derim ben. Insan ara sira uzanip bi film vs. acip yayila yayila izlemek ister.

Bu tamamen zevklerle ilgili bir yorum teknik bilgim yok bu konuda ancak teknoloji marketlerde 4k tvlerde birak 40 inci cok daha yuksek genislikte bile cillop gibi bir goruntu verdiklerini gordum ben.

monitör.

bende 4k monitör var, iyi güzel. ama şu aşamada biraz gereksiz gibi geldi. tv 4k olunca da özel alıcı malıcı gerekiyor galiba yayın için, o da şu an yok.

spagetti neden monitor?

passion agam ne yonden gereksiz gibi geldi? yani amacim film izlemekten ziyade, yazilimlar ile calisirken daha fazla alana sahip olabilmek.

haa yazılım ile ilgiliyse, daha fazla alan içinse gerçekten süper o konuda. benim o açıdan çok işime yaradı. ama multimedya şu an 4k pek yok, olanların boyutları büyük. monitör tv'den daha verimli olabilir, çok büyük olunca ekran o da ayrı problem oluyor.

son cumleni anlamadim.

edit: simdi anladim. peki mesela iki metre mesafeden baksam ekrana?

monitörlerin özellikle tercih edilme sebepleri tepki sürelerinin az olması, yani oyun oynarken işe yaraması ve renk doğruluğunun yüksek olması, yani grafik işlerine yaraması. bu ikisine ihtiyacın yoksa ekranı büyük olan avantajlı oluyor. 4k yeterince yüksek 40 inç için, aralarında gözle göreceğin kadar bir fark olmaz. yalnız tv alırken yenileme hızına-oranına dikkat et, 50 hz'den yüksek olsun yoksa özellikle hareketli görüntülerde(aksiyon filmi, spor müsabakası vb.) görüntü bozulması yaşarsın.

niye 4k alıyosun ki patron. iyi bir hd monitör al daha iyi. 4k o boyutlarda çok verim alamazsın.

Bilgisayar monitörleri tepki süresini azaltmaya yönelik yapılır. Interaktif bir şey bilgisayar, televizyon gibi değil. Mesela televizyonda görüntü 0.5 sn gecikmeli olsa fark etmezsin, bilgisayarda ise deli eder.

Tepki Süresi kısa olan televizyonlar, hele de 4k ise, cok pahali. Senin baktığın şey muhtemelen uzun tepki süresine sahip.

Ben monitör manyağıyım, 3 monitor masaüstünde, 2 monitor laptop'ta var. TV ile olmaz o iş, keyifli değil. Iyi olanı çok pahalı.

28" IPS monitör şansın varsa onu seç.

herkese tesekkur ederim. sanirim magazaya bilgisayarimla gidip deneme yapmam iyi olacak.

full hd yetmiyor. hele 5k imac kullandiktan sonra... evde de ona benzer bir sey lazim oluyor haliyle.

bu havataş son inen uçakları bekler mi ya? bildiğim kadarıyla gece 1 ile 4 arasında sabiha gökçene iniş kalkış yapılmıyor.

öyleyse bi beklemeleri gerekmiyor mu son yolcuları nasıl olsa tüm inenler inmiş olacak vs?

sabiha'dan kadıköy'e 24 saat otobüs var e-10. e-11'in de saatini kontrol et hatta. gece 12'den sonra seyrektir ama taksiye de havalimanında yatmaya da muhtaç etmez en azından..

onların arasında da gece 1 ile 4 arasında hiç hat yok.

e10'nun 1le 2 arasında 2 seferi var?

www.iett.gov.tr

e-10 24 saat var yahu nasıl yok? hadi ona da girip baktım şimdi, ben 12'den sonra azalır dedim ama gece saat 2'ye kadar 20 dk.da bir varmış. ondan sonra da yine en az saatte bir otobüs var sabaha kadar..

e-11 yokmuş ama evet..

Oha tamam ben e10u gormemisim ya sg-1 e falan baktim sagolun

get açmasını söyle.

Eğer ürünü elden almayacaksan, sakın para mara gönderme. Adama söyle GeT ilan açsın. Yoksa tabi dolandırılırsın.

evet cok basit bi dolandırma yöntemi neyi referans gösteriyor önemli olan o. bazıları var tc açık adres açık telefon açık hatta sosyal platformda antalyadaki fotoları paylaşmış ama korku yok. yani dolandırmış adamın parasını almış tınnn sanki cibuti halkını kandırmış hiçbirşeyi iplemeyen hasta bi tiple karşılaşabilirsin.

ama naif, adamın dibi 1 kuruş hastası, dediği olmasın camdan girecek, helikopter indirecek bi tip Allah korkusuyla değil, sevgisiyle yaşayan bi canlı ile alışveriş yaparsan tek çekincesi helal olan ürününü kaybetmek korkmasıysa ve bana şahit şu şirkettir şu insandır dediyse siz arayıp konuşup bu arkadaştan şu ürünü alıyorum güvenebilirmiyim dedikten sonra alışverişe karar vermişsen zerre sorun yaşamazsın.

3200 lik laptop kesin 1800'e düşmüşse onu al.

i7 işlemci gtx950 1800 lira çok iyi fiyat. asus x550jk mı?

Takıntı değil, paranın kıymetini bilip en iyi tercihi almaisteği. Mükemmeliyetçilik.

Laptopun taşınabilirlik ve yemek yerken, koltukta uyurken kullanmak dışında pek artısı olmayacak. Isınma sorunu, fazla güncelleştirememe parça değiştiremem sorunu gibi sorunu olacak. Ama zamanla laptoplar da gaming için kaliteli olmaya başladıi.

Normalde iyi bir masaüstü alınır, dandik laptop alınır. TErsini yaparsın belki. AMa o ekran kartı b ayağı iyi. SSD sürücüyse hdd,ekran çözünürlüğü inc filan da iyiyse laptop bence. Senin yerinde olsam, laptop alırdım büyük ihtimalle. İndirime girmemiş de olsa.

İNdirim kuponları filan donanımhaberde satılıyor, onlarla daha dainer belki.

dolar çok yükseldi 1800 e çok iyi bir masaüstü olacağını sanmam şu an. ama dolar düşerse ya da bazı parçalar ikinci el alınırsa masaüstü taraftarıyım ben. ancak dediğiniz laptop da fiyatına göre fena durmuyor

bu arada ben de masaüstü toplamıştım dolar 1.9 falanken yenilerde de 650 liraya i5 3. nesil 6 gb ramli hafif bir ultrabook aldım(ikinci el). şu an performans konusunda da taşınabilirlik konusunda da hiçbir sıkıntım yok

Birazcık tech kafasına sahip olan hepimizde var bu hocam üzme kendini. Ben makineyi almadan önce 2 ay beklemiştim dolar fırladı yine bekledim falan oluyo yani böyle.

Senin bu indirimi dikkate almayıp cevap veriyorum. Normalde 3 4 liranın altında düzgün bir gaming laptop bulmak gerçekten çok zor. Sürekli mobil olmayan bir adam için zaten gaming laptop tercih edilmemesi gereken bir şey. Ben sadece oyun oynamak isteyen üniversite öğrencileri alıyor bu aletleri diye düşünüyorum çok mantıksız çünkü. Bir masaüstü makineye müdahale edebilir, güncelleyebilir, gerektiğinde değiştirip problemini çözebilirsin bilişim bölümü mezunu olmama rağmen laptopta bunu yapamadığım için tercih etmiyorum ben.
Çok yardımcı olan bir cevap olmadı ama kendini bu yüzden kötü hissettiğini görünce dayanamayıp yazdım. Laptopta i7 öneremiyorum ben 10 dereceye yakın bir ısı farkı mevcut aradaki performans farkı buna değmiyor ama sen bedavaya yakalamışsın resmen kaçırma al 1800 e doğru dürüst masaüstü bile toplayamazsın şu anki kurda.

Her seyi birak ve bir bloodborne al oyna

hacı daha 2 sene oldu çıkalı makina, ne serisi :d

ps3'te oynamadıysan uncharted collectionı al oyna, 4. oyunda ilkbaharda çıkacak.

Şimdi mattciğim metal gear, call of, assasian hepsinin farklı oyunları yok mu? Sanki farklı batmanlar de vardı?

batmanin bir oyunu var ps4te keza mgs5 yalnızca ps4te. batmanleri ve mgsleri ps3te oynayabilirsin.

assassins oyunları senaryo olarak bağlı değil diye biliyorum çok kasma yani hepsini alıp oynayacağım diye. cod da birkaç senedir bayağı fail, bu sene trailerlar falan iyi duruyor bir bakmak lazım. cod aw ye falan takılma ama bir olayı yok.

öğütmek için şunu alabilirsiniz. süper kullanışlı ama yorucu :)

kahhve.com

hem süt haznesi hem öğütücü dersen biraz tuzluya geliyor.
ben öğütücü kısmından vazgeçersen delonghinin sut kopurtuculu basic espresso makinesini tavsiye ederim

birkaç ay sonra sıkılacaksınız. o yüzden makine alırken çok abartmayın.

espresso makinelerinde süt haznesi olmaz. buhar jeneratörü olur. cezveye süt koyari sıcak buharla köpürtürsünüz. süt hazneli olanlar otomat tipi düğmesine bas, kahveyi al şeklinde büfe tarzı makineler.

motorlu öğürücülerden bıçaklı olanlar kahveyi mahvediyor, ezerek çekenler de çok pahalı. sözen marka kahve değirmenleri var. yukarıdakinden hem daha ucuz, hem daha kolay kullanımlı.

beko'dan aldığım aslen gaggia marka oluğ üstüne beko markası vurulmuş bir espresso makinem ve sözen marka değirmenim var. ilk zamanlar çekirdek kahve alıp hiç üşenmeden makineyi ısıt, kahveyi öğüt, sütü köpürt iki fincan kahve içecez diye 20 dakika uğraşıyorduk. sonra öğütmek zahmetli geldi çekilmiş kahve aldık. sonra makinenin ısınmasını beklemek zor geldi 2-3 seferden sonra kaldırdık dolaba. şimdi french press kullanıyoruz.

yani demem odur ki çok masrafa girmeyin.

delonghi kg79 var bende, espresso için kullanmıyorum. espresso için yeterince ince çekemediği söyleniyor ama ufak bir hile ile halledilebiliyormuş. bir bakın isterseniz.

500 liraya hem öğüten hem köpürten makina bulamazsın. o iş için en az 2 bin lira çıkman lazım.

memlekette espresso makinası kıtlığı olduğundan muhtemelen delonghiye yöneleceksin. model ismi aklımda kalmamış ama zaten 2-3 tane makinaları var o seviyede alır kullanırsın. muhtemelen sıkılırsın zaten.

earthseanin linklediği harioya o parayı vermek israf, sözen değirmen al yarı fiyatına hallet. yok ben makinada öğüteceğim dersen kg79 alıp serviste veya kendin ayar çektireceksin.

kibritsuyunun makina iyidir (bende de var oradan biliyorum :)) ikinci el sorun olmaz diyorsan ondan alabilirsin satarsa tabi. donanımhaberde de ara ara satan oluyor. türkiyede 1500 liralık makinalardan daha iyi performans alırsın. tabii sabredersen.

aeropress 'e karar verdim dostlar, bakalım deneyeceğiz.

Değişmez.

Alisana kadar biraz garip gelir ama karakterine falan bakisim degismez sadece garipserim o ismi bir sure.

Benim değişir. Hatta taşak bile geçerim.

ister istemez bir soğukluk olur. gülmem gelir söyleyemem o ismi. ben taşak geçmesem arkadaşlarım geçer. rezillik.

Kezbansa sorun olabilir ama soyledigin isimlerden döndü biraz alay konusu olabilirse de, icin nasil istiyorsa oyle yapmak lazim.

Etraf hep konusur, hep konusacak.

ayni is yerinden birine is atmam zaten de, basta bi komik gelir sonra dert etmezdim herhalde nolcak canim.
bi nickname uyduruverilir ileride :)

Hamide de halamın adı - 1 sn !

Fadime'nin bişey yok usta, benim de halamın adı.

Şu an 25 yaşında bir kızla tanıştığında adının Fadime olması garip gelmez mi? İsimler kendi devrini yaşatıyor. Halama Fadime deyince garip gelmiyor. Ama sevgilime Fadime deyince olmuyor sanki.

benim olur galiba ya bayanım da erkekte de kadında da üzülüyorum karşımdakine anne babasına kızıyorum :) gülme geliyor bide kötü bi durum.

Bu tarz isimlerse sıkıntı yok. Ama bi arkadaşımın kız arkadaşının adı Bahtiyar'dı mesela o büyük sıkıntı :D

Anne babası kendi annesinin, büyükannesinin ismini koymuştur vs. Ya da büyükler zorlamıştır, anne babaya direnemeyen çok sayıda insan var. Birinin ismine karşı neden bakışım değişsin ki o kişiye? En fazla ilk anda benimseyemem.

Asıl 2015 senesinde ve 24-25 yaşında koca insanların karşısındaki insanların isimleriyle dalga geçmeyecek olgunluğa sahip olmayışı beni rahatsız eder.

Ilk 10 saniye bi uzaklara dalarim sonra kiz guzelse kahve icmeye davet ederim.

hahah ulan duyuruda ilk açtığım soruların birinde aynı soruyu kadriye ismi özelinde sormuştum :D kado dersin demişlerdi :/ ben kızla çıkamadım gerçi ama öyle işte. farketmez yani.

nick imin sana ne zararı acaba ?

aynısını yaşadım. hem dış görünüşe hem şekle şemale aşırı önem veren dejenere, şerefsiz birisi olarak başta doğal olarak "o ne biçim isim gı?" deyiverdim ama zamanla alıştım. öyle ki o isim benim için dünyanın en güzel kelimesi oldu. adını sordukları zaman söylüyor ve garip tepkiler alıyordum. anlam veremiyordum. sonra adının "garip" olduğunu fark ediyordum. falan filan.

"başta değişir, sonra düzelir" diyorum o yüzden ben. ilk zamanlarda evet, "olum böyle isim olur mu ya" diyosun ama belli bi seviyeyi aşabiliyosan eğer sonrası kolay.

Adamı çok beğenmişsem o isim artık dünyanın en karizmatik ismi olur ama sadece birazcık hoşlanıyorsam soğurum galiba.
(Çiçek babandır bu arada:)

Zerre kadar degismez fikrim. Adi Mahmut bile olabilir, hoslandiysam hoslanirim.

hosuma gitmez. esimin adini veysel koycaklarmis (adi veysel olanlar, no offense) dusunuorum ya veysel koysalarmis hala bu etkiyi yaratir miydi? hayir!

ya değişmez ama kötü bir durum.

kendim için düşündüm yakışıklı bir çocukta abdurkadir diye bir şey. yok ya, evlenemezdim bile :D

Hayır asla değişmez

Hayır.

Çok ufak da olsa değişmez.

benim biraz değişir yav. değişmemesi için adamı hayvan gibi beğenmiş olmam lazım. ama öyle böyle değil, adamın yunan tanrısı gibi bir tip olması lazım. yoksa hafiften soğurum muhtemelen.

Değişmez. Ufak da olsa değişmez.

Skimde olmaz lan delirdiniz mi kız bulmuşuz da.

Değişmez ama iş arkadaşıma da yazmam zaten.

Valla benim biraz değişir maalesef. Adı Zubuzittin olan birinin ailesi, yetiştirilme tarzı, hayata bakış açısı, bi sürü şeyi benden çok farklıdır diye düşünür, hiç o topa girmemeyi tercih ederim büyük ihtimalle. Sonra zamanla öyle olmadığı anlaşılırsa sorun kalmaz elbette ama ilk etapta bir düşüş yaşatacağından bahsediyorum. Evet, özel not: gerçekten aynı iş yerinden sevgili edinmesen daha iyi olur.

ismim çok seküler diye büşra diye kızın psikolojisini bozmuşluğum var benim asoudasdas. bi bana bak bi sana, hiç olacak iş mi diyordum.

geçen baktım, "deniz" yazmış isminin başına feysbukta ahahshda

ben sevmiyorum. uyumsuz oluyor.

Bir kısmınız aynı işyerinde olmaya takılmış. Tam belirtmemişim soruda, ama iş yeri dediğim yer ~5000 çalışanı olan kurumsal şirket. Ben apayrı yerdeyim o apayrı yerde. Bağlı olduğumuz birimler bile fersah fersah farklı :)

oluya lan valla oluyo olmaz diyenin bilinc altında -1 puanla başlıyor kadriye haberi yok

hayır değişmez,

isme neden takılıyorsun? ismi bengüsu olsun, 24 saatin 12 saatini kavga ederek geçirirseniz anlaşamazsanız ne önemi var? isime takılmak bence ergenliktir, şekilciliktir, dombililik ve taoculuktur.

iş yerinde sevgililik olayı daha mühim ve dikkat edilmesi gereken bir konu bence. hatta tehlikeli.

günümüzün sikimsonik kasıntı isimlerinden daha iyidir. değişmez.

değil. the oc'nin ryan'ı var ama pek başarılı bir dizi olduğunu düşünmüyorum. imdb'de 7.5 almışsa bir dizi, dandiktir.

çok iyi değil. çerezlik.

Les.

bence iyi, kötü başladı ama sonradan toparladı. 2 sezon da fena değil, geleceğe yönelik dc evrenine güzel atıflarda bulunuyorlar.

git ODTÜ'de ya da Bilkent'te yap master'ı. iş değiştirirken daha yüksek maaşlı işlere geçilir. ayrıca zaten halihazırda son derece iyi bir yerde çalışıyorsun. eğer tek derdin ankara'dan kurtulmaksa ya da mutlaka istanbul'da yaşamanı gerektiren bir sebep varsa bilemeyeceğim. ama eğer öyle bir durum yoksa kal yerinde.

niye o kadar düşük teklif etmişler anlamadım. kaldı ki istanbul daha pahalı bir şehir, sıkıntısı da çok. 1500 fazladan verseler gel derdim ama maaşın eksilecekse boşver.

istanbulda piyasa genel olarak böyle biraz. ankarada başlangıç maaşları daha yüksek.

ayrıca huawei garanti bir iş değil, çok fazla sirkülasyon var, sürekli yenileri alıp eskileri yolluyorlar.

sizin sektörde değilim ama istanbula 1500 altına gidilmez kesinlikle. bu arada huawei nin ankarada da koca binası var. birde kariyer olanakları açısından da bakmak lazım tabi

otur oturdugun yerde.

çok büyük hata yaparsın gelirsen. huawei de neymiş.

millet istanbul'dan kaçmak istiyor, sakın buraya gelmek gibi bir hata yapma. maaşlar arasındaki fark az olsa yine neyse diyeceğim ama arada çok fark var, değmez. özellikle son bir iki yıldır filan istanbul'da kira fiyatları da uçmuş durumda.

zorunlu olmadıkça iş değiştirirken eski işindeki maaşından aşağıda bir maaşa çalışma ayrıca.

eğer böyle bir karar verirsen korkunç bir kariyer hamlesi olur.

Huawei çok sirkülasyonlu bir şirket 1-2 sene sonra ortada da kalabilirsin.

Ben de savunma sanayine iş yapıyorum hatta ankara'da bir teknokkentte yeni bir ofis açmanın arefesindeyiz. Özel mesajla iletişime geçersen işbirlikleri de yapabiliriz belki

www.do-re.com.tr

öneririm. bende başlangıç için bundan aldım. herhangi bir sorun yok.

tremolo kollu gitarlar başlangıç için önerilmiyor genelde. bu sistemin orjinali floyd rose'un, ucuz gitarlarda bunun kolpası var. götü başı çabuk dağıtıyor. elemanın onu söküp sabit köprülüye dönmesi bir avantaj.

daha tecrübeli arkadaşlar da yardımcı olur zaten.

tecrübe yoksa sabit köprülü almanı öneririm. tremolo kolunu kullanmayı öğrenene kadar abana abana gitarın sap ayarını bile bozarsın. o yüzden sabit köprü al sonra geliştikçe pedal alırsın vs donatırsın ekipmanını.bu arada gitarı deneyerek al bakarak değil, sapı el yapına uymazsa bi müddet sonra ağrıdan gitardan soğursun

ücret alırlar.

internet sitesinin anlaşması var mı diye bak derim.

iyi sen nabıyon bilader

kurban dinliyorum. tavsiye ederim.

Geleni gideni.

ps kolu kırmak üzereyim kendimi zor tutuyorum. yok mu ulan ps4 le takasa girecek xboxci?

meme kanseri çalışıyorum böhü...

Kızın tekine ders anlatıyorum web whatsapptan. Daha ilk aydayız lan, lise konuları ak bunları bilmeden nasıl gelmiş onu anlamaya çalışıyorum.

Nörek bizim oğlannsen nöruyon

iş arıyorum hala bulamadım sen napıon

ben akomdayım.

naptın baro?

alev alev yanıyorum, ejderbacık oldum.
terlemeye çalışıyorum, sabahtan beri bi ton sıvı içtim galiba, en nihayet şimdi azıcık alnım terlemeye başladı.
radyo tiyatrosu dinledim bütün gün :))

sen nörüyon?

www.pierrecardin.com.tr

bunların kadınlar için olanı yok mu?

www.n11.com

zara, massimo dutti yada mango'da bile çok güzel biker modeller var. massimo dutti'dekiler kesin deri ama zara ve mango'dakilerin etiketine bakmanı öneririm, %100 deri olup olmadığına dair.

Belstaff www.montturkiye.com

iphoneum olsa götlü olanı seçerdim.

ışınlanma.

görünmezlik

Görünmez olabilme. Bence en işe yarayanı bu olurdu.

Işınlanmada "gördüğün yer" kısıtlanması olmasa iyiydi. Çünkü gördüğüm yer kaç kilometre olabilir ki, ses hızında koşsam daha ileri giderim yani.

ben de ışınlanmayı seçiyorum. canlı yayın yapan kameralardan dünyanın bi ucundaki şehri izlerken oraya zart diye gidebiliriz diye düşündüğüm için.

o değil de ben böyle soru gelince hep "hangisini alsam daha kolay banka soyarım" diye düşünerek yola çıkıyorum lan. :((((

kahbe olsam duvardan geçmeyi seçerdim. banka kasalarına girer soyardım :/ gerçi para torbalarının da geçebilmesi lazım duvardan.

görünmez olma iyidir ya. 2 dakika çok az ama aq.

görünmez olma.

zamanda geriye gitmeli bişey yok mu? yoksa görünmez olma

gozumun gordugu yere isinlanma bi halta yaramaz.
1 dk ses hizinda kosma da ayni sekilde, hem cooldowni fazla.
fil gucunu napicam ne isime yaricak?
duvardan gecmek de bi ise yaramaz.
gotumdan alenktrik cikartmak istemiyorum.

oyun gorunmezlige veriyorun!

Işınlanma

Işınlanma. Çıkarım şehirlerarası yola, uçaktan hızlı giderim.

-ışınlanma olabilir ama düşündüğüm yere olursa mesela istanbul'dayım antalya'yı düşünüyorum oaya gidersem olur. gözümün gördüğü yer bişeye yaramaz.

diğer türlü görünmezlik.

olm çok çakal düşünmüşsün lan resmen.

görünmezlik diyelim.

Adana'da her sene yaşanıyor 1-2 kere

İskenderunda da bir yıl olmasa bir sonrakinde mutlak olur çocukluğumdan beri

akdenizde adana mersin civarında yaşanır. mersinde haberdeki manzarayı yaşamışlığım var. yazlıkların teraslarını falan sökmüştü

yaşanıyordu.

ilk defa duyuyorum böyle bir şey. yeni Zelanda muhabbetini anlamadim turk psnde olması lazım zaten demonun?

interneti kesip demoya girmeyi dene bir de.

Sözlükte fifa 16 demo'sunu indirmek için Yeni Zelanda gösterenler vardı. Bir de o şekilde denemek için yaptım ben de. İnternet'i kesip de girmeye çalıştım şimdi; fakat o da olmuyor.

Ds damat

cacharel de ikinci takım %50 indirimliydi viaportta. marka olarak pek bilmiyorum yalnız.

viaport öyle çok ucuz bir yer değil, piyasadan bir tik aşağı belki. Beylikdüzü de oturmuyorsan bir şans verebilirsin.

Genel mantığım 10 ayda oyun parasını çıkarmak üzere.

aynı anda iki secondary account aynı oyunu acamiyor ki? aynı anda acmayin su saatlerde mi açın diyeceksin?

Aylık paylaşım olacak, bir ay boyunca bir oyun sadece bir kişide olacak.

Ayıp etmiş evet. Nelediyeden ruhsat alıp otobüs hattı işletiyorlar dünyanın parasını kazanıyorlar. Arada binen 3-5 ücretsize çemkiriyorlar. Anneme de yapmışlar. Denk gelsem ben de şikayet ederdim.

Sen belediye imkanlarıyla rahat rahat yolcu alıp paralarını yiyorsun. Şahsi bi işin değil ki o. Belediye taşıdığın şu kadar yolcu için şu kadar oara alacaksın diyor. Şunlar için de almayacaksın diyır. Karlı bir iş ki hatlar trilyon fiyatlarla el değişiyor. Söylenmesi çok ayıp

şikayet etmek için hafif bir olay ama şoför hıyar, orası çok net.

terbiyesizlik. net. kardeşim sen şöförsün işine bak. kapı açılmıyorsa git servise çemkir. patronun o ihaleyi alıp o işe girişirken o maliyeti yapmak zorunda yaşlı insanlara kart verilmesi olayı dün uygulanan bi şey değil. müşteri otobüs hakkında şikayette bulunuyorsa da ya ilet yetkililere ya da müşteriyi kibarca yönlendir. şirketin mali hesabı sana mı kaldı dingil?

zgrydn a katiliyorum, sikayetlik bir durum degil ama sofor ayip etmis.

çok ilginç ya, bunu geyik olarak gören sadece ben miyim? adam "gülerek" söyledi yani. "sen de hiç paket almıyorsun yav hep bizden otlanıyorsun" diye takılan bir arkadaş gibiydi ne bileyim.

ayıp falan ettiği yok.

65 yaş üstü bedava olduğundan beri yaşlılar amına koyuyor istanbul'un.
ora senin bura benim geziyor.
sırf öylesine otobüse binip inmeden geri gelenler var.
lakin çok pis laf koymuş.
bence ücretsiz olmamalı.
1 tl olarak ücretlendirilmeli en kötü.

tınlamalık bir olay değil bence. bazı yaşlılar da işin bokunu çıkarıyor. tek durak için otobüse binenler, tüm şehri dolaşmak için otobüse binenler var. ee tabi aralarında gerçekten işi olan da vardır bilemiyorum.

Ayıp ettiği yok. Sadece işgüzarlık yapmış. Ona alınıp şikayet edeceğiz diyenler daha da işgüzar. Amk kompleksli ezikleri.

şikayetlik bir olay, şöförlüğünü yapacak, işi bu.

Haklılar gayet de. Akbil dediğine göre İstanbul sanırım. Ankaralıyım, yeni Adana'ya tanıştım ve yaşlılar ortalığın bir tarafına koyuyor afedersin. Terör estiriyorlar otobüste, ücret ödemiyorlar, çirkefler, kızma eşiklerinin 30 katı gürültülüler...

hahaha abi bence komikmis ya. eğlenceli şoför bulmak zor artık İstanbul da :D

SX SST57

hocam gitara yenimi başlayacak? daha önceden bir ensturman çaldımı?

açıkçası ben 3-4 aylığına emanet aldığım bir ensturman ile başladım hep. bu süreçte hem öğrendim hem özelliklerini fln araştırıp sonra istediğim ensturmanı aldım. bu ensturman işinde başkasının şeysiyle alınca ve ensturmanı öğrenmeye, özelliklerini çözmeye başladıkça elindekini beğenmiyorsun.

yada baktı zaman ayıramıyor veya öğrenemedi elinde kalacak, ucuza satmaya çalışacak. bu yüzden sağdan solda idare eder emanet bir şey arayın derim. yada yoksa çevrede en ucuzundan alın.

www.muzikenstrumani.com

\m/

bende gitara başlamayı düşünüyorum. esp ltd ec-10 iyi gibi duruyor. jay turser markasıda bence başlangıç için çok iyi gitarlar üretiyor.

kesinlikle ikinci el alsın. dolar arttı, fiyatlar uçuk. epiphone special 2 kullanıyorum ben tavsiye ederim. siyah alsın ama. ben sunburst rengini aldım bazen calasim gelmiyor.

ya hacı derdini sikeyim demek istemiyorum ama 15 liralık yemeğin neyine bahşiş vereceksin?

12 liraya 3 lira bahşiş çok. yüzde 10'dur raconu. 13.70 liraya 1.30 lira bahşiş ideal. 14'e 1 olarak yuvarlayabiliriz. raadol.

ya yemişim bahşişini abi kusura bakma da para dökecek yer arıyorsun sen herhalde. sanki gittin restaurantta oturdun yedin ettin hesap istedin vs. bırak 15 liraya ne bahşişi.

(bkz: derdini sikiyim butonu)

oha la amina koyim, asil eve getirince bahsisi hak ediyor. herif senin kicini kaldirmaya usenip yapmadigin isi senin icin yapiyor lan. degerini soyle bic, en az kac lira vermek zorunda kalsan, para vermemek icin mekana kendin gider alirdin. ondan sonra 3 liranin hesabini yapmiyorsun iste.

restoranda da olsam, eve de soylesem, parayi bozdurtur bahsis veririm. adam zaten uc kurusa calisiyor, bahsis icin girmis ise. zorunlu degilsin, istemezsen vermezsin de, surada yazanlar bir garsonluk ya da siparis teslim isi yapsin, 180 derece doner, bahsis vermedi orospu cocugu diye bagirir gelip. eve gelen sipariste %10'a falan takilmam, 2-3 ne varsa onu veririm. restoranda bakarim ama %10'a, genelde de kac cikiyorsa bir ust tamsayiya yuvarlarim, o ayri.

'herif senin kicini kaldirmaya usenip yapmadigin isi senin icin yapiyor lan'

adamın işi bu ve bunun için maaş alıyor.

hayatımda hiç bahşiş vermedim vermeyi de saçma buluyorum, 15 liralık yemeğe bahşiş vermek bilemedim çok garip.

dedik di mi vermek zorunda degilsin diye. insan ol, empati kurmaya calis, vicdanina gore hareket et. bu kadar agir bir sekilde kapitalizmin bayraktarligini yapmaya gerek yok.

genellemek yanlış ama gece gündüz demeden motorun üzerinde son ses arabesk müzik dinleyen, selamun aleykümden başka selam şekli bilmeyen bi kitleden bahsediyoruz burada.

herkes bir lira bahşiş verse, günde 100 sipariş teslim etse, ayda 3 bin lira para yapar, adil mi bu şimdi?

sanki adam hayrına yapıyormuş gibi, aç kaldın diye sıcak yatağından kalkıp sana koşa koşa yemek getiriyormuş gibi neyin sempatisi bu anlam veremedim.

sen verme amk. zaten hayir da gelmez senin verecegin bahsisten, haram da edersin verirken, ilac parasi olsun falan diye.

genellemek yanlis deyip de genelleme yapmak da iyiymis.

Sonuç olarak 18tl lik siparis verdim 20 yi verdim adam teşekkür etti benim içim rahat etti fakir de olmadım 2tl gitmesine.

Knk bozuk olsun evde hep 1er tl onlardan ver. Ben oyle yapiyorum. 20 ver 5 tl geri versin bi iki tl atarsin sonra. Okuze bak bes vermedi demez hic biri.

olum niye bahşiş veriyorsunuz yapmayın böyle bin defa sipariş vermişimdir şimdiye kadar hiç bahşiş vermedim hatta abi bozuk yok dediklerinde bakkala bozdurtmaya gönderdim 3-5 tl için.

kredi kartıyla online ödeme yapın yemeksepetinden böyle derdiniz kalmaz.

ortalama bahşiş %10'dur. Altına üstüne inmeye gerek yok. Evde bozuk bulundurmaya çalışın. Bahşiş vermek istemeyende vermesin. Ama tutup verenleri eleştirmesi komik oluyor.

vermediğim bahşişlerle ev aldım şimdi de içine kiracı koydum.

kefenin cebi yok arkadaşlar. memnunsanız verilen hizmetten bahşiş verirsiniz. benim kriterim tek: hizmet memnun etmiyorsa para yok.

okulun içindeki kırtasiye satıyor. okulun yanındaki kırtasiye de satıyor. herhangi birinden alabilirsin.

2 hafta ps plus hediye ediyor. psn'e kayıt olduktan sonra mailine düşmesi lazım "gel kardaş 2 hafta deneme al" diye.

Valla superonline fiber yoktu bizim binada ondan adsl bağlattım. Fiber gelecek 1 aya kadar direk bu kampanyanın 50 mbps olanına geçeceğim ben. TTNET lanetine bidaha kesinlikle bulaşmayacağım. Tavsiye ederim.

tabletsiz olanı varsa onu al bence.

1 gb ramli tablet bu saatten sonra kanser eder adamı. bende 1 sene önce 1 gb ramli asus tablet aldım superonlinedan, kafayı yedirtiyor adama. çok ihtiyaç yoksa boşver.

109 tl çok iyiymiş bence 100 mbps 250 gb akk için.

yılda bi kere belki hiç

köpük

3 senedir aynı başlık

hala ilk günkü gibi akıp gidiyor, o kadar para verdik

jel, haftada 1-2, kullan at kullanıyorum 2-3 kere kullanıyorum.

jel köpüğe göre çok daha iyi.

5gunde 3 kez tras.
jel, kullan at, max 3 kere kullanıyorum.

3 gunde bir falan.
Uc bicakli gillette bicak kullan at.
Jel baya iyi.

aptallıktır bunlara gülmek.

"5. 6. sanyiede bu tür bir video olduğunu anlayınca kapatıyorum." aynen, komik degil, ilginc degil, sacma bir sey.

Komik degil ki bu.

howtobasic efsanedir ya. gerçi bu videosu kolpa olmuş. hepsine olmasa da birçok videosuna gülüyorum.

en sevdiğim komedi filmi recep ivedik 2 :dd

hayır, hatta o yiyecek karışımlarına bakınca midem bulanıyor.

ergen isi, ortaokulda olsaydim gulerdim

eksisozluk.com

zamanında bunu demişim.

howtobasic'in nesi efsane ya, ilk videosu unexpected olduğu için iyiydi bir tek o kadar.

yas ilerletince sarmiyor artik demek ki.. ben de gulmuyorum bu videolara, ama bu da bir para kazanma yontemi yuzbinlerce guleni var, is icabi kirip parcaliyor, baski yapan yazici gibi sarf malzemesi bu isin de bu diye gorup kizmiyorum.

bu arada ilk notebookum hp compaq nc6120 parcaladigi, bana para kazandiran ilk goz agrim, gorunce ozledim simdi bak.

cocuk isi.

Giymiyorum. BU konuda herhangi bir tavsiye duymadim veya dinlemedim, atleti anlamsiz buldugum icin giymiyorum.

Sanirim 15-16 yil oldu atleti birakali. Kisin sadece kazak vb triko seyler giyerken kasindirmasin diye icine tshirt giyiyorum. Onun haricinde yok.

atlet yerine fanila giyerim, koltuk altı kapalı olacak yani.

kışın falan arada giderim siyah atlet. yazın giymem hiç.

Giyiyorum ben, ama mecburiyetten. Yazın köpek gibi terliyorum, gömleği, tshirtü falan sırılsıklam giymem gerekiyor ki çalışan bir insan için mümkün değil o şekilde dolaşmak. Kışın giymiyorum ben, genelde t-shirt ve kazak kombosu yapıyorum. Şu epilasyonu falan yaptırayım atletlerin hepsini yakacam muhtemelen.

en son on dört - on beş yaşında falan giymiştim beyaz atlet.

Kışın giyiyorum siyah ve Slim atlet

Atletsiz ciplak hissediyorum kendimi.

siyah +1

Gymiyorum

İşe giderken giyiyorum yazın hep, terliyorum çünkü. Normal dışarı çıkarken giymiyorum pek. Beyaz da siyah da giyiyorum ama beyazları niye toz bezi yapayım ki... Ne var yani beyaz atletin bi kötülüğünü görmedim.

Giyiyorum. Kolsuz atletin beyaz gömlek altinda gozukmesinden rahatsizim ama konforundan vazgecilmiyor.

senelerdir yaz-kis giymiyorum, kis dahi olsa boguyor beni atlet.

olum atletsiz kazak vs. yünlü şeyleri nasıl giyiyorsunuz koltuk altınız pişik olmuyor mu?

sadece kışın, fanila türü olanlarından giyerim ben. giymeden de çıkmam dışarı. sokarım pantolonun içine soğuk da almam içeri. oh rahat.

ben giyiyorum. kisin atlet giymeyince usuyorum. ayrica terin direkt gomlege gecmesini engelliyor. ama kolsuz degil sundan giyiyorum.

3.bp.blogspot.com

fanila diye geciyor

yazın giymiyorum, kışın siyah atlet.

yaz-kış giyiyorum. beyaz şeylerin altına giymiyorum gerçi o kadar da değil. özel aracım olsa veya okulum yakında olsa giymem ama.

Gömlek altına gri tişört giyiyorum atlet yerine.

yazın giymiyorum. kışın kolsuz atlet giyiyorum. gerekirse içlik bile giyerim. sikerler sağlığım daha önemli. özentiliğe gerek yok

kendimi bildim bileli giymem fakat 28 yaşına geldim, ilk defa geçen kış çok üşüdüm ve 4 tane atlet aldım, sonra da giydim işte üşümem geçti. spor yaparım sağlıklı beslenirim ama insan yaşlanınca üşüyomuş hakkaten :) atleti de rahat edemediğim için giymiyorum, içerde rahatsız ediyo hareket kabiliyetini kısıtlıyo, katlanıyo toplanıyo falan öyle şeyler oluyo diye giymiyorum, yazın hala giymiyorum ama kış gelince göreceğiz bakalım.

10 yıldır giymiyorum.

çocukluk bittiği anda bıraktım atleti, fanilayı falan.

kışın giymeye başlayacağım 15 yıl sonra.

yaz kış giyerim

giymiyorum

giyerim. kışın atlet giymezsem üşürüm. yazın da teri emiyor tişörtlerimizi sulu göstermiyor. hem yazın atleti değiştiriveriyorsun. tişörtleri değiştirmek zorunda kalmıyorum. her gün bir tişört değiştirsem kıyafete yetişemem...

ilkokulu bitirdiğimden beri o beyaz askılı atleti giymiyorum. gömlek, kazak vb. şeylerin içine t-shirt giyiyorum.

10 senedir falan giymiyorum.

Hayır. Kollu da giymem.

Tşört giyerim, bazen kışın siyah atlet giyerim, gömlek altına falan da ya tşört ya da kısa kollu fanila giyerim.

destan yazan var bir tane. ona soylesenize gitsin yayinevi ile anlasip, kitap yapsin. nerdeyse butun sozlugu kaplamis.

9,3 ya da 10,3 seklinde

9-3 yada 10-2

9-3 yada 11-3 oluyor genelde
yol uzuna 12 dende tutabiliyorum

7-5, 1-11

sol elim 10-11 arasında tutuyorum, sağ elimi de uzun yolda bacağıma veya vitesin üzerine koyarım, eğer şehir içinde sürüyorsam 5'de durur, döneceksem veya acil bir şey olursa 3'e doğru alırım elimi.

12-3 tutuyorum ben. hızımı artırdığımda 10-2 tutarım ama.

ben sürekli değiştiriyorum ama iki elim de 9 veya 3'ün altına düşmüyor.

Değişiyor ama 10-2.

9u çeyrek geçe.

Uzun yolda sol elim altıda durur, kısa mesafelerde 12 de. İki elimi çok nadir kullanırım. Sağ elim direksiyonda, teypte ya da hatunun bacağında olur.

uzun yol kisa yol farketmez hep 9-10 arasinda oluyor benim. hatali mi yapiyorum ki :s

Hızım 100 ün uzerindeyse 9-3, onun dışında bir el viteste diğeri 11 de olacak şekilde kullanıyorum. Duran trafikte ise dizimi 6'ya dayıyorum. :/

5-6 ve 7'nin olduğu kısımlarda tek elle gezinip duruyorum.

@jedilance bosuna kolun yorulur hızın dusukse tek el yap. Sokak aralarında sag elın vıteste olsun

9-3
rahatsam da sadece 6

9, rahatsam 7 (tek el, sol)
9 ve 3 (cift el)

9-3
10-2

9-3. Ama sağ elimi pek kullanmam.

7-8, 10-11

Sol elim 10 buçukta duruyor. Sag elim viteste. Park ederken falan sadece sol elimin iciyle ceviriyorum cok pratik geliyor.Geçen gün iki elimle de neden tutmuyorum ki dedim bir denedim hiç olmadı.

sol el 10 sağ el 11

şaka lan arabam yok.

doğrusu 10-2'ymiş galiba, ben sürmüyorum araba ama sürersem 10-2.

9-3 ya da 9-2

rahatsam sadece 10 ya da 7-5. onun haricinde 10-4 ama hiçbir zaman sabit durmuyor elim. direksiyon üzerinde sürekli geziniyor. sıkmadan tutuyorum.

yalnız 12 çok tehlikeli, hareket kabiliyetini ciddi anlamda düşürüyor. 20 sene önce filan havası vardı o tutuşun :)

@giggs zaten hep tek el kullaniyorum ondan dedim yanlis mi acaba diye.
12'den tutmak daha mi mantikli hem saha hem sola ani kirmalarda daha cok cevirme alani sagliyor

@jedılance bence rahat oluyor

genelde 10:10, yorgunsam 09:15, son zamanlarda ise sol el 09 sağ el vites (otomatik vites olmasına rağmen)

Kadiköyde kacak oyun satan dükkanlar var. Zamaninda orda eski oyunlari verip üstünü tamamlayip yenileri aliyordum. Sende o sekilde yapabilirsin.

yazıcıoğlunda fifa 16 ile takasa girebilirsin. 15 anca 30 lira eder.

doğubank'da pes 2016 ile takasa girebilirsin; ancak destro'nun da dediği gibi 30 tl ye sayarlar hepi hepi.
peki niye pes 2016? çünkü, ps4'de pes, fifa'dan çok daha iyi!

kağıt tipinden kasıt nedir onu anlamadım? mat veya parlak derken? resimli örnek var mı?

ağırlığı sağlamlığı etkiler. ama fotoğrafta 300 gram yeterli olur zaten. büyük bir kutu değil sonuçta.

baskı rengi ne olacak bilemiyorum ancak mat selefon siyat, bordo gibi kapalı renklere daha çok gidiyor. daha klas bir hava verir.

baskı tek taraflı olacak. selefonu parlak seçerseniz yapışmada daha az problem çıkar.

yapışkan madde tutkal. matbaada nasıl yaparlar bilemiyorum ancak yapışma yerlerine selefon atılmadan, karton tutkalı ile daha iyi yapışkanlık elde edersiniz.

Evet, tabi ki. Hafızayla ilgili.

sık rastlanan bir durumdur bu.

(bkz: koku hafızası)

evet. çok sık oluyor.

koku hafızası felaket bişey.
hatırlattı, çok.

abi 4 kişi evet demiş de bir kişi neyi hatırlattığını söylememiş be

çok oldu, hala oluyor.

en belirgin olanı ilkokul 4. sınıftaki kadın öğretmenimizin ağıır pudralı bi kokusu vardı. kendisiyle nahoş anılarımız oldu. bu kokunun adını bilmiyorum ama aradan geçen o kadar senede birkaç kez burnuma çalında ve hiç hoş şeyler hissetmedim.

neyi hatırlattığını sormamışsın ki.

evet oluyor, oldu ama ne nasıl oldu söylemem.

not: @straples videonun malzemelerini buradan toplama kendin bul.

Kesinlikle evet.

Evet, hep olur. Bu herkese olur. Cok normal bir sey.

Ornek de vereyim: En basitinden bazi tras kolonyalari mazot kokusu askerligi hatirlatiyor. Nivea'nin fresh-active deodorant kokusu Kapadokya'yi hatirlatiyor, cunku oraya gittigimde bunu kullanmistim ilk kez. Ornek cok. Dedigim gibi, herkeste olan bir sey bu. Hatta en guclu hatirlaticilardan biridir.

@kuzey li

Hep benim üzerime oynuyon hacı :)

Bi örnek daha geldi aklıma. Sene 2011-2012 civarıydı. Aventus yeni çıkmış. Parfüme de meraklıyım, bu kokunun da çok methini duydum. Kalabalık bir arkadaş toplantısında, bizim kızlardan birinin yeni erkek arkadaşı bir eleman bu kokuyui yurtdışından biryerden almış. Gıcık gıcık konuştu. Ondan beri o koku o gıcık tipi hatırlatmaya başladı.
Koku çok klas, çok seviyorum hatta hastasıyım ama bu pis herifi hatırlattığı için kullanmıyorum.

bi deterjanin kokusu anaokulunu hatırlatıyor bana. markasını da bulup eve almıştım da unuttum sonra.

bir de lise 1de özel kimya dersi aldığım bir hocam vardı. inanılmaz bir uyumumuz vardı, o bir saat kahkahalarla, espirilerle akip gidiyordu. büyük olsam ve o da nisanli olmasa muhtemelen nikahı basardım. neyse işte onun parfümü geçen burnuma geldi bir an şok oldum. sağıma soluma baktım acaba o mu diye ama i ih. hayır parfümün adını bilsem gam yemeyecegim, alicam bi şişe koyucam odamin bi köşesine.

çok sık özellikle cenazelerdeki kokular. mesela bir koku duyayım onun kimin cenazesindeki aldığım koku olduğunu bilirim. aslında çok sık değil bu biri babamın diğeri de anneannemin cenazelerindeki kokular asla unutmam.

domates salçası kokusu=çocukluk.

kina rahmet ananemi/n kinali ellerini hatirlatir bana hep.

çok oluyor. jöle. ergenliğin ilk yılları. ilk ve son aşk.

gül kokulu beyaz hacı şakir sabun --> gasilhane

evet, bir keresinde okul kantininde eski sevgilimin parfümünün kokusunu almıştım. ayrılalı 1 yıl olmuştu. 5 dakika geçmişe gitmiştim.

Eski sevgilimin parfumu. Hissettigim anda direkt kafam gidiyor.

Çokkk fenaa...

*eskilerin güneş yağı - çocukluk, anne babayla sarıyer altınkum plajı yaş 3 suya batırılıp çıkarılıyorum, gökkuşağı renkli kırmızı tabanlı köpükten terlik, yeşil beyaz bir mayo, annem gülümsüyor, diğer çocuklar da, diğer anne babalar da, burası cennet olmalı, annemin beni havluya sarışının paha biçilmez duygusu + kuşadası benzer yaşlar, havada süzülen paraşüt, çiçekli bahçeler, küçükoğlu

*naftalin - babaanne, kapalı sandıklar, hiç açılamayacak hazineler, gizlilik, düzen, mutsuzluk + servise girip montunun etrafı kokuttuğu, antipatik bulduğum için kendimden rahatsız olduğum o uzun boylu iri, yarı, suskun ve soğuk sınıf arkadaşı

* fahrenheit - servise giren benden bir yaş büyük diğer çocuk, kendini cool zanneden hakan ve lanet kavunlu sakızı. bir gün sordum bu koku ne kavun mu diye. sonra öğrendim ne olduğunu. kel alaka bir şeymiş görüldüğü üzere.

* yağmur - ebediyet, özgürlük, arınmak, bütünleşmek, bilumum acayip duygular ve bunların bir araya geldiği, eski, yağmurlu acayip bir ergenlik rüyası + bir dolu özel ve genel hatıra. sayamayacağım.

* 212 - otobüs, olasılıklar, heyecanlanmak, gençlik, gizem. güzel, güneş gibi bir gülümseme ve idiotça karşılığım.

* rutubet - ergenlik, mutsuzluk, karanlık, kapalı kapılar ardında birbirini incitmek, apoptosis gibi bir şey

* eski kitap sayfası - lise kütüphanesi ve kütüphaneden atılmalarımın anıları, by şşşş ve 90 yaşında geriye 180 derece yay çizerek şşlayabilmesi+koliler, taşınmak, nedenini bilmeden terk edilen evler, annem ve babamın ardından sürüklenen ben.

* yazın buğday sapı kokusu - çocukluk, yazlığa doğru arşınlanan yollar, ayçiçekleri, bisiklet, şose, eski ve tarihi bir köy, bisiklet tamircisi, maceralar

* iyot - ergenlikte olmasını beklediğim ve dalgalarının altına girdiğim gel-gitler, dalganın iskeleye vurması ve parçalanması, kadıköy hasır'da lisedeyken içilen çay, yerde her şeyi yansıtan o güzelim 1 kat su tabakası.

* gitanes - gördüğüm bir iki esrarlı rüya, akşam pazarı,...



dolu ya. bitmiyor. bunların kokusunu her duyduğumda hepsi birden aklıma üşüşmüyor ama illa ki bir tanesi üşüşüyor. o bir kapı açıyor bazen ve diğerleri ya da burada yazmadığım başka bir sürü şey çağrışımla geliyor. kimi zaman bir geçişle, kimi zaman sıçramalarla.

kokunun verdiği duygu olmasa bu görüntüler çok eksik kalırmış, onu fark ettim. belki de olmazlarmış.onları beraberinde kazıyan bu kokular belki de.


tl;dr: www.youtube.com

sinestezik olunca alakasız şeyler de anımsatabiliyor, daha doğrusu uyandırabiliyor.

parfümlerden örnek verirsem,
armani black code bana iki tarafı ısırılmış kırmızı bir elmayı
dune ise tenis ve wv passat'ı anımsatıyor. bazen de mavi camlı güneş gözlükleri ve balerin pointelerini..

onun dışında, ne zaman kıymalı makarna pişirsem anneannem aklıma geliyor, çamaşır suyu kokusu alsam annem(kendisi biraz fazla titizdir, sağı solu çamaşır sulamaya bayılır), şekerli sakız kokusu alsam kuzenimi, damla sakızı kokusu alsam ayvalığı, captain black tütününün kokusunu alsam babamı düşünüyorum. kendi kokumu çok merak ediyorum bir de, o yüzden saçımı kolumun içini falan koklayıp duruyorum ama birleşiminin nasıl olduğu hakkında bir öngörüde bulunamıyorum

Sevgiliyi hatırlatır.

Tabi ki oluyor

Mesela en çok şaşırdığımı yazayım;
Küçükken oturduğumuz binada alt komşumuz iett'de çalışıyordu ama aynı zamanda pazarda ayakkabı da satıyordu

Annem babam bir yere gidecekleri zaman bazen bizi o eve bırakırlardı, eğer ev sahibi adam o gün pazardan gelirse siyah dev poşetlerde ayakkabılar getirir ve salona döküp istediğimizi alabileceğimizi söylerdi, biz de almasak bile o ayakkabı yığınından beğendiklerimizi dener, yığını deşerdik.

O ayakkabılar kauçuk, plastik falan kokardı.

20 yıl sonra yapı markette gezerken hortum ve sapı kauçuklu el aletlerinin olduğu reyondaki koku beni o ayakkabı yığınının yanına ışınlamıştı

Çok fazla oluyor.
Bi olayı/durumu/kişiyi o kokuyla ilişkilendiriyorsun, aynı kokuyu duyunca o olayı/durumu/kişiyi haırlıyorsun.

1. doğru
2. dr mann uzay konusunda en bilgili ve hırslı adam. cooper oraya gitmek istiyor. hatunun manitasının edmund olduğunu öğrenince dr mann'a gitmeleri kesinleşiyor.
3. evet
4. evet
5. evet
6. hayır, satürn tarafında solucan deliği (wormhole) var. hatırlarsan cooper ve ekibi de oradan geçiyorlar gezegenlere ulaşmak için.
7. evet yeni dünya orası olacak.

1- evet.

2- kadına kıl olduklarından değil, dr. mann'ın gönderdiği veriler daha süper olduğundan oraya gidiyorlar. gerçekte böyle değil tabi.

3- evet.

4- evet.

5- evet.

6 ve 7- evet ama satürn'den bizim kızın gezegenine taşınılıp taşınılmayacağı muallak. kızımız yapay döllenmeyle koloni oluşturacak, bence tek kesin olan şey o.

başlığa spoiler eklerseniz sevinirim.

1. evet doğru.

2. dr mann'in gezegeninin yanlış yer olduğunu anlayıp oradan ayrılana kadar cooper'ın karadeliğe girme planı yok (varsa da bilmiyoruz henüz). bunlar edmund'un gezegenine gitmek üzere ayrılıyorlar ama benzin de yok. cooper diyor ki mekiği boşa alır, karadeliğin çekim gücünden yokuş aşağı salarız, sonra ordan kendimizi fırlatıp gideriz. tam karadeliğin çekimine girip kendilerini fırlatacakken cooper kendi modülünü ayırıp hadi bana eyvalla diye karadeliğe dalıyor. o saate kadar kimsenin (biz seyirciler dahil) cooper'ın karadeliğe gireceğinden haberi yok.

3. evet doğru.

4. evet doğru. yelkovana mors alfabesiyle gönderip kızına yazdırıyor.

5 ve 6. filmin başında yaşlı dayı merkezkaç etkisiyle insanoğlunu uzaya gönderecek bir istasyon gösteriyor ve diyor ki bunu götürebilmek için formülü halledemedik. formülü de gösteriyor kara tahtaya yazmış eşşek kadar formül. o satürn civarındaki götü başı ayrı oynayan şey o istasyon. 4 numaralı maddede cooper formülü kızına yolluyor, kız da istasyonu kaldırıp götürecek formülü tamamlıyor. (hatta yaşlı emmi ölürken ben o formülü bilerek tamamlamadım ki ehehe" diye bi itirafta da bulunuyordu yanlış hatırlamıyorsam. yani o bahsedilen istasyon cooper'ın kızına yolladığı formül sayesinde kaldırılıp satürn civarında bir yerde insanlık için uygun alan bulunana kadar geçici olarak konuşlanmış.

7. evet doğru.

poyraz karayel

Poyraz karayel +1

salla hepsini. al şuna başla. iyi seyirler www.youtube.com

bu durumlara dustun ha vay be :(
oyun guzel de dayz gibi patlayacak bence.

dayz neden patladı?

Oyun guzel degil bence. hile doluydu ilk oyunumda hile cikmasiyla iade etmem bir oldu.

dayz gibi patlayacağını düşünmüyorum, arkasında iyi kötü sony var. ps4'e de çıkacak oyun sonuçta, sahipsiz bırakmazlar.

yakışıklıysan zaraya başvur.

eğer özgüvenin yerindeyse, ağzın laf yapıyorsa yüzyüzecilik yap. 7 ay boyunca hiç sıkılmadan eğlenerek çalıştım. iyi yaparsan yükseliyorsun da.

organizasyon işlerine gir günübirlik çalışırsın, kongrelerde havalimanlarında misafir karşılarsın. facebookta tonla sayfa var bunlara üye olarak başla

tr psn hesap aç, plus al. niye bu kadar telaş oldun anlamadım :)

derdim içinden çıkan kodu tr psn den işleyip işleyemeceğim ile alakalıydı aslında çünkü mesela oyunun içinden türkçe dil seçeneği çıkmadı :) tamamdır tr psn ile halledicem herşeyi..

2. bölge olduğu sürece problem yok. oyun ile alacağın DLC, paket vs. aynı bölge olacak. endonezya psn acsaydin çöp olacaktı, endonezya 1. bölge çünkü.

daha yeni 500 gb ps3 süper slim aldım. move, tek kol ve 10 tane kadar oyunu var. 680 tl verdim. gayet temiz bir makine. sizin konsol da o civarda alıcı bulur bence.

ayrıca, kırılmış olan cihazların piyasada daha çok tutulduğunu ve 800 ile 1000 lira arasında değiştiğini söyleyeyim. o yüzden " bu cihaz satılmaz, en fazla 500 lira veririm" diyen bir ölücü olursa, inanmamanızı öneririm.

metamorph çok para vermişsin hacı. geçen hafta kırık 120 gb aleti 600'e sattım. piyasa düşüyor.

move para etmiyor. oynayan az var. makinayı sen alacaksan 600den fazla verme. bence alma bile ama sen bilirsin. 2016da fifa ve pes dışında düzgün oyun çıkmayacak. illa alacağım dersen kırık bulmaya çalış. exclusiveleri oynar, aldığın paraya satarsın.

tamamen senin motoru ne kadar sürebildiğine bağlı bir olay.
125cc bir motorda vites aralıkları çok az olduğundan çok vites değiştirmek zorunda kalırsın.bir çok insan 125cc ile başlamayı önerir. keza çogu insan da en olur ne olmaz diye 125cc ile başlar.ama sonra fark eder ki 125cc aslında ona küçük geliyor. vites aralıkalrı da dar ve sürekli vites değiştirmek zorunda kalıyor. dolayısıyla 125cc satıyor ve 250cc alıyor. bu yüzden sahibinden gibi siterlde çok fazla 125cc satılık ilanları alıyor. bence iyi sürdüğünü düşünüyorsan 250cc al. ama yok daha süre süre öğrenirim diyorsan 125cc almanda fayda var.

parasal sıkıntı yoksa bence 250likten başlayabilirsin. r25 alma ama :)

ahah o motorlarda gözüm yok :D hyosung gv250 düşünüyorum. hatta 2. el motor almak ile alakalı başka bir soru daha açacağım. zaten kredi ile vs alacağım, max bütçe 14k civarı olacak gibi.

600cclikte öğrendim ben. her türlü öğreniliyor. öğrenince değiştiririm diye çok beğenmediğiniz bir motosikleti almayın
edit: böyle cevap yazarak hata yapmışım. eksisozluk.com

250cc başlangıç için gayet iyidir, cruiser tipi bir motor için gv250 de iyidir. 80.000 km'dir kullanıyorum kendisini alacağın zaman mesaj at aklına gelen her şeyi cevaplarım.

aa slayer selam, www.motosiklet.net adresindeki slayer sen isen tam mesajlarını okuyordum orda :D

Evet o benim :) 1-2 senedir yokum forumda ama.

150'likle şehir içinde otoyola girince bile sıkıntı yaşıyorum. zamanında aklım ve param olsaydı 250'lik ile başlardım.

yalnız 250'lik dediğim çin malı cruiser. duke falan düşünürsen 125'liği bile fazlaca hızlı bence.

İlk etapta bir scooter alıp trafiği okuyun. Araç kullanıyor olsanız da motosiklet sürücüsü olmanın dinamiği farklı.

Scooter ile elden geldiğince otoyollardan uzak durun, motora 5 -6 zarfında tastamam hakim olunca da 250cc, uzun dönem (birkaç sene binilebilecek bir model alınabilir.

aslında herkesin dediği ilk küçük al sonra geçersin olayı çok mümkün değil, türkiye'de yaşıyoruz ve fiyatlar, masraflar belli. alım satım işlemi kolay değil ki ilk öğrenme motoru alıp sonradan istediğimize geçelim.

joker
anti kahraman derken kahramanların düşmanı olarak algıladım
@denne zuko dedin gözlerim doldu
doktor ahtapot da +1 diyorum

film, dizi, roman ayırt etmiyorsak;

mefistofeles (faust)
peçorin (zamanımızın bir kahramanı)
moriarty (sherlock)

Walter White

(bkz: pastor maldonado)

burak yılmaz

mad jack the pirate.

theodore bagwell.

(bkz: darth vader)

Tony soprano

punisher

Meursault

tony soprano +1

rincewind

Kosinski kahramanları.

Spiderman 2'deki Doctor Octopus. Filmdeki hali ama çizgi romandaki hali değil.

Kötülüğün damarlarında aktığını bile bile ona engel olmaya çalışıp beceremeyen, kapıp koyvermeyen ama yeterince irade sahibi olmadığı için kötü olan antikahramanları severim.

doctor who'dan the master. (john simm)
ve prince zuko

Mr. Burns

Yılanoğlu (Deli Deli Küpeli). Yaman Okay çok iyi oyuncuydu, erken kaybettik vesselam.

anti kahraman sayılabilir sanırım: hans landa. çok sevimli gavat hahaha. au revoir, shoshanna!

hong kong, endonezya, amerika ve türkiye aç. türkiye veya us üzerinden plus al. oyunları alırken endonezya ve hong kong kullanırsın. beleş plus oyunları ve plus indirimli oyunlarda usa veya trden alışveriş yaparsın.

Yani hem psn i hem de plus ı türkiye üzerinden açsak bir şey değişmez sadece endonezya üzerinden mi oyun alacağız?

hocam psn normal hesap. online oynamak için (ps4 için konuşuyorum) plusa ihtiyacınız var. makinada bir hesapta plus olması yeterli. tr veya US psn hesabı açıp birinden plus alın. diğerlerinden almama sebebimiz asya psn plus aylık bedava oyunların farklı ve dandik verilebilmesi. yanına da asya hesaplarından birini acarsiniz, ucuza oyunu oradan alırsınız.

Hocam söyle anlatayım hiç online oynanmayacak büyük ihtimalle. Sadece pes, mortal kombat gibi oyunların campaign kısımları oynanacak. En azından şimdilik. Mortal kombat x almak için nereden açalım en uygunu hangisi olur?

o zaman endonezya hesabı acin gitsin.

Teşekkürler hocam