Giriş
(5)

İNCİL, KİTABI MUKADDES,tevrat, kuran aranıyor

demlikposet
arkadaşlar dinler tarihi üzerine çalışma yaptığım arkadaşlarıma süpriz olarak kitap hediye etmek istiyorum..hiç tarikat cemaat olayına da bulaşmak istemiyorum..bunlara mümkün olduğu kadar bulaşmasan bunlardan elde edebileceğim bir yer var mı?(30ar tane lazım)yoksa çıkıp dini yayınevlerini çatçat gez
arkadaşlar dinler tarihi üzerine çalışma yaptığım arkadaşlarıma süpriz olarak kitap hediye etmek istiyorum..


hiç tarikat cemaat olayına da bulaşmak istemiyorum..

bunlara mümkün olduğu kadar bulaşmasan bunlardan elde edebileceğim bir yer var mı?

(30ar tane lazım)

yoksa çıkıp dini yayınevlerini çatçat gezmek zorunda kalıcam kurtarın beni
0
demlikposet
(18.10.07)
cağloğlunda diyanet yayınevi var, gayet de uygun
0
efruz
(18.10.07)
Vaktiyle İncil aramıştım ve piyasadakilerin hepsi Yeni Ahitti. Eski+yeni ahiti (ki zaten bu kitabı mukaddes denilen şey olsa gerek) sadece bir eski kitapçıda buldum. Bildiğim kadarıyla Eski Ahit, Tevrattan parçalar içeriyor, ama tam olarak Tevrat değil. Neyse, daha iyi bilen birisi açıklayacaktır herhalde.

Dini kitaplar satan yerlerde çok rahat Kuran bulursun, yalnız bir çoğu Arapça Yazı-Arapça okunuş şeklindedir. Bu ikisine ek olarak bir de Türkçe meali olan versiyonu tercih etmen gerekecek. Bu mealler farklı kişiler tarafından yapılmış oluyor, bazıların dili daha rahat. Satan kişiler kiminki daha iyi biliyorlar. Örneğin bende Ayntabi Mehmet Efendi meali var, ama eminim daha iyi mealler vardır.
0
sui
(18.10.07)
incil çoğu kiliseden bedava edinilebiliyor ama eski ahit pek kolay bulunamayabilir.

en popüler meal herhalde elmalılı hamdi'ninkidir. (ara: elmalili)

alternatif tarz bir şeyler isterseniz yaşar nuri öztürk'ünki de var, iyi midir bilmem.
0
lykos
(18.10.07)
kuran sorun değil,
incil de kısmen bulunuyor
ama kitabı mukaddes te hala sorun yaşıyorum,


fikirlere açığım
0
🌸demlikposet
(19.10.07)
istiklal caddesinde tünele varmadan solda kitabı mukaddes ltd. var yamaha müzik aletleri satan dükkanın yanında. bir çok dilde incil tevrat zebur kitabı mukaddes satılıyor.

fiyatlar çok tuzlu yalnız.
0
call of ktulu
(19.10.07)
(9)

Kutsal dinlerin ortak yanları nelerdir?

demlikposet
kutsal dinlerin ortak yanları, birbirinden farklı noktalarını bir yerde bulabileceğim bir kaynak var mı?mesela oruç gelsin oruçla ilgili şeyler tevratta böle, kuranda böle desin,veyahaç olsun,şunda böyle bunda böyle desinbir bakayım neymiş ne değil miş(evet tek tek de açılıp bakılır ama böyle bir ça
kutsal dinlerin ortak yanları, birbirinden farklı noktalarını bir yerde bulabileceğim bir kaynak var mı?

mesela oruç gelsin oruçla ilgili şeyler tevratta böle, kuranda böle desin,
veya
haç olsun,
şunda böyle bunda böyle desin
bir bakayım neymiş ne değil miş

(evet tek tek de açılıp bakılır ama böyle bir çalışma keesin vardır değil mi? her türlü yazar kaynak adı olur, amazon sağolsun)
0
demlikposet
(18.10.07)
SEMAVİ DİNLERDE ORTAK VE FARKLI YÖNLER
a-Yaratıcı inancı açısından: Semavî (Gökten gelen vahy-ilahî) dinler bir yaratıcıya inanmada ortaktırlar. Ancak "Nasıl bir Tanrı?" sorusuna verilen cevapta birbirinden farklı inanışa sahip oldukları görülür.
Yahudiler: Tanrı Yehova sadece Yahudilerin tanrısıdır ve Tanrı onları seçkin bir millet yapmıştır.
Hristiyanlar: Tanrı üçlemeyle ele alınır: Baba tanrı, Oğul tanrı ve kutsal ruh
İslam: Yanlışı düzeltir, doğruyu denge içinde sunar: Allah alemlerin Rabbidir ve Bir'dir, oğlu ve babası yoktur.
b-Peygamber anlayışı açısından: Üç Din de bütün Peygamberleri bilir kabul ederler. Özellikle Hz. İbra him'i…
Yahudiler: Peygamberler sıradan insandır hatta içki zina gibi günahları işleyebilirler.Yahudiler Zekeriya ve Yahya Peygamberi öldürmüşler, İsa'yı da öldürme teşebbüsünde bulunmuşlardır. Allah İsa'ya ihanet e den kişinin yüzünü İsa'ya benzetmiş, İsa diye tutup onu çarmıha germişlerdir. Hz.İsa ise diri olarak göğe çekilmiş tir(5/157)
Hristiyanlar: Yahudilerin aksi aşırılığa düşerek, Peygamberi göklere çıkarıp tanrının oğlu haline getirdi ler.
İslam: Kelimei şehadette geçen iki kelimeyle bu iki yanlışı düzeltmiş, Peygamber anlayışına denge getir miştir
Abdühû: Hristiyanların dediği gibi, Peygamber tanrı değildir, bir insandır, her in san gibi Allah'ın kuludur.
Rasûlühû: Fakat Yahudilerin dediği gibi, günah işleyen sıradan ve basit bir insan değil, değerli bir elçidir.
c-Kutsal Kitaplar açısından: Üç Din de, Allah'ı Vahiy bilgisi gönderdiğine inanır.
Tevrat: Tarihteki ünlü Kudüs yangınında orijinal Tevrat yanmış, katip Ezra bildiğiyle kendisi yazmıştır.
İncil: İsa'dan sonra Rahipler yüzlerce İncil yazmış, 325'de İznik’le tamamı yok edilmiş veya saklanmış, o zamanın inanışı, kültürü ve anlayışıyla, uygun gelen dört incili kendilerine göre belirlemişlerdir.
Kur'an: İlk ayetin geldiği günden itibaren, yüzlerce insanın hafızasında yer etmiş, binlercesi ezberlemiş, Peygamberimiz ayetler geldikçe yazdırmıştır. Hz.Ebu Bekir zamanında ilk kez kitap toplanıp haline getiril miş, Hz. Osman zamanında çoğaltılmış ve günümüze kadar ilk orijinal şekli değişmeden gelmiştir. Ve değişmeyecektir.
d-Ahlak anlayışı açısından: Üç Din de, cinayet, hırsızlık, zina, haksızlık gibi kötülükleri ve her çeşit iyiliği bilir.
Ancak bazı ahlakî davranışlarda Müslümanlar daha titiz davranıyor olabilir. Sözgelimi aile kavramı Müs lümanlar için çok önemlidir. Erkek-kadın ilişkilerinde de farklılıklar göze çarpar.Müslümanlar, özellikle Türk ler cömertçe davranışları, misafirperverlikleri ve gelenekleri ile batılıları etkiler.Özellikle Hristiyanlar, do muz eti yedikleri gibi, şarabı da kutsal sayarlar. Onlara göre Hz.İsa son yemeğinde ekmek benim etim, şa rap da kanımdır demiştir. Bu yüzden kilise de ekmeği şaraba banarak yer ve ayin yaparlar. Kilisede günah çıkarma, gevşeklik oluşturmuştur.
Ahlak kavramını iş, çalışma ve meslek ahlakı olarak ele alırsak, batı dünyasın da, çoğu Müslümanca ah lakî davranışın daha çok sergilendiğini ve insan haklarına dikkat edildiğini de rahatlıkla gözlemleyebiliriz.
0
efruz
(18.10.07)
efruz
(18.10.07)
efruz'un yazdıklarını "islamiyet'in diğer dinlere bakış açısı nedir?" sorusunun cevabı olarak okuyabilirsin.

yahudiliğin diğer dinlere bakış açısını anlatan baki adam'ın çok güzel bir makalesi var, adı “Yahudiliğin Hıristiyanlığa ve İslam’a Bakışı“ eskiden google'da sonuç verirdi biraz aradım bulamadım, okumanı tavsiye ederim.
0
ezeriko
(18.10.07)
ayırt edici özellik olarak çok temel, tek kelimelik bir yanıt vermek gerekirse
(bkz: dualizm)
0
lykos
(18.10.07)
insanlar tarafından yazılmı$ / yaratılmı$ olmaları en önemli ortak özellikleridir. mitologyası kandilli..
0
ent2tel
(19.10.07)
@ent2tel sözlük'te değilim forumda değilim ekşi duyuru'dayım değil mi?
0
nihilanth
(19.10.07)
(bkz: incil tevrat ve kuranin sumerdeki kokeni) aslen sumerlerle ilgili ama istedigin benzerlikleri de anlatiyor bahsettigin tarzda.
0
alpinsamuray
(19.10.07)
Bak bu da enteresan
taa 1200'lerde adamlar oturup günlerce tartışmışlar
en.wikipedia.org
0
ezeriko
(19.10.07)
(16)

cafe ye isimm?

lady laura
bir cafe dusunuyor bi arkadasim. yiyecek tost sossisli kola vs vs tavla gibi seylerde olacak. kucuk kucuk tabureler filan. ama guzel bir isim lazim gencligin dikkatini cekecek siz olsaniz ne koyardiniz..
bir cafe dusunuyor bi arkadasim. yiyecek tost sossisli kola vs vs tavla gibi seylerde olacak. kucuk kucuk tabureler filan. ama guzel bir isim lazim gencligin dikkatini cekecek siz olsaniz ne koyardiniz..
0
lady laura
(18.10.07)
Didar
0
colonizer
(18.10.07)
Samime
0
pyro clustic flow
(18.10.07)
promethus
0
anathemamen666
(18.10.07)
cafe han

ya da cafe osman
0
brkylmz
(18.10.07)
Valla facebook koysan kopar gibime geldi.
0
badseed
(18.10.07)
facebook yerine cafebook olabilir ahah :)
0
sourlemonade
(18.10.07)
bariz cafebook daha iyi olmus, menulerin ve tukkanin temasinida facebook mavisi yaptin mi super olur. Hatta bir fikir onerisi olaraktan da masalara status'unu yazabilecekleri birseyler koyun. Yatirim yapim derseniz digital LEDli bilmem kac karakterli ekran olur olmadi miknatisli harfler de olabilir hatta harflerde ortak bir yerde durursa kaynasma ortami olur. En kotu hazir kesilmis kartonlar olabilir kalem vasitasi ile guncellenecek. Gelir bir cayinizi icer statusumuzu guncelleriz icabinda.
0
badseed
(18.10.07)
çınaraltı

guzel bir isim yaratıcı ve daha once denenmemiş, gençliğin dikkatini! çekme garantili...şaka mı bu?
0
les
(18.10.07)
godspeed you black emperor (hm daha önce kullanıldı gibi ama olsun :)
0
jesters cap
(18.10.07)
keyfbook
0
gregory
(18.10.07)
kafe, tost deyince "kaşar" geldi ilk olarak aklıma. negatif çağrışım yapabilir ama hem türkçe hem de akılda kalıcı, reklamın iyisi kötüsü olmaz ne de olsa. (işletecek kişilerin erkek olduğunu varsayıyorum.)
0
lykos
(18.10.07)
fayton, phaeton
0
geldiler
(18.10.07)
cafe inn.. denenmiş olabilir daha önce muhakkak.
0
nihilanth
(19.10.07)
zamanında (1990'ların ilk yarısı) istanbul ulus'ta hard on cafe açmıştı birileri. Sonra, anlamına ilişkin ikaz edilmiş olacaklar ki, içinde rock barındıran başka bir isme dönmüşlerdi.
0
cedilla
(19.10.07)
biz turkler gordugumuz seyleri unutur gibi yapip sonra yeni fikir olarak sunariz bilincsizce. (biz dedim bakin ben de yapiyorum) o yuzden, bize gercekten ilginc gelecek isimleri, yurtdisindan bulursun gibi bir his var icimde.

www.wordlab.com
0
507
(19.10.07)
bunlarda geldi aklima
cafe ortam , cafe bahane , cafe on7
bide bi ark nes cafe dedi
insanin secenegi cok olunca secmeside zor oluyor.

bu arada tesekkur ederimm:))) daha da warsa isim onerisi alabilirimm
0
🌸lady laura
(19.10.07)
(10)

kondisyon bisikleti

kibritsuyu
efendim birazcık kilolu, hafiften göbekli tipik bir türk erkeğiyim. şimdi benim bu kiloları vermem lazım. diyeti desteklemek amacıyla spor yapmalıyım haliyle. ama üşeniyorum kardeşim. şu dünyada yapabileceğim en iyi spor yüzme olduğu halde, akşamları işten çıkıp mayo terlik modunda havuza gitmeye üş
efendim birazcık kilolu, hafiften göbekli tipik bir türk erkeğiyim. şimdi benim bu kiloları vermem lazım. diyeti desteklemek amacıyla spor yapmalıyım haliyle. ama üşeniyorum kardeşim. şu dünyada yapabileceğim en iyi spor yüzme olduğu halde, akşamları işten çıkıp mayo terlik modunda havuza gitmeye üşeniyorum. hele insan evli de olunca hiç vakit olmuyor havuza bilmemneye. şimdi diyorum ki fiyatları da uygun, bir kondisyon bisikleri alsam, evde fırıl fırıl her gün bununla çalışsam götü göbeği eritmeye yardımcı olur mu, yoksa anca bacak kası mı yaparız? veya başka ne önerirsiniz? (koşu bantları çok pahalı abi).

tekrarlıyorum ev dışı sporlar, benim gibi evli ve üşengeç bir adama göre değil. keşke fırsatım olsa da üşenmeyip haftada 4 gün havuza gidip yüzsem ama nerde?
0
kibritsuyu
(16.10.07)
koşu bandı daha zevkli bisiklet oturmaktan kıç ağrıtıyor. ben aldım valla 10 saat bindim binmedim tozlanıyor şimdi. koşu bandı da çok ses yapıyor güm güm falan yer de kaplıyor o da mantıksız. en güzeli evin bitişiğindeki spor salonuna gitmek. yoksa açtırtmak falan.
0
ozdek
(16.10.07)
kondisyon bisikleti, mekik tahtası, koşu bandı hepsi işe yarar ama ana unsur motivasyon dur. 300 spartalı yı alın ve kusana kadar seyredin. kustuktan sonra tekrar seyredin. ekmeği ve hamur işlerini mimimuma indirin. antreman dozunu arttırın. 300 spartalıyı seyredin :)
0
justaddwater
(16.10.07)
bende bu gaza geldim ve su direnciyle çalışan kürek makinesi aldım. kullanıldığı takdirde vücuttaki kas gruplarının %70inden fazlasını çalıştırıyor. koşu bandı ve kondisyon bisikleti kullanılmamaya mahkum oluyor genelde ama kürek öyle değil. zevkli ve kürek çektikçe su dirençli olduğu için sanki denizdeymişsiniz gibi oluyor tavsiye ederim(hepsi öyle diil). 1.000 ytl civarı sanırım şu anda fiyatları ben ev için olan modelini aldım daha üst modelleri daha tuzlu tabi. kilo verdirme oranlarını yaktırdığı kaloriyi falan merak ediyorsan bir msj at.
0
atrin
(16.10.07)
maliyetine göre en yüksek performansı veren tarışmasız iptir. 15-20 liraya bir ip alın, ip atlayın. (nike'ınki 33 lira dün sordum.)(alt komşunun işten geç dönüyor olması lazım tabii. yoksa zemin kattan ev tutmak gerekirse maliyet arttırabilir.)
0
cashkopat
(16.10.07)
teşekkürler arkadaşlar. yalnız dediğim gibi 1000 ytl. falan benim için yüksek rakamlar. 200-300 ytl.'ye bisikletler var. onları düşündüm. evet maliyetine göre en yüksek performansı ip verir. lakin önce atlamayı öğrenmem gerek. hadi öğrendim diyelim. tavanından lamba sallanmayan bir odamın olması gerek. onu da halledersek, alt katında ev sahibinin oturduğu en üst kat bir evimin olmaması gerek. kısacası ip olmaz. kürek çekmeyi severim. mantıklı amao da paalı. bir de söylemeyi unutmuşum, bel fıtığı başlangıcım vari beli zorlayacak şeyler yapmamam lazım. nu yüzden kürek ve mekik de çalışamam. yapabileceğim ve yapabildiğim en iyi spor yüzmedir, eskiden lisansım bile vardı hatta ama dediğim gibi evliyim, üşengecim, vaktim yok.

tek amacım göbeğimi eritmek.
0
🌸kibritsuyu
(16.10.07)
dikey bisiklet bele baskı yapar yalnız. bir de kilolusun anladık da 90 üstüysen hatta 110 falan da üstüysen daha sağlam bir bisiklet alman gerekir. ben 500 e almıştım sanırım 120+ taşısın diye.
0
ozdek
(16.10.07)
bel fıtığından muzdarip bi arkadaşım kürek egzersizinin çok yararlı olduğunu söylemişti. belki de bir uzman görüşü alıp ona göre hareket etmelisiniz.
0
flyalone
(16.10.07)
üşengeçseniz bisiklet çürümeye mahkum olur, bizim evde var bir tane ondan biliyorum. kürek daha zevklidir, ayrıca daha kısa sürede daha çok kalori yaktırdığını tahmin ediyorum. 200 -300'e de kürekler var. ama bana en kesin çözüm günde yarım saat yürümek. araba kullanmayın, toplu taşıma kullanıyorsanız iki durak önce inin.
0
lykos
(16.10.07)
küreğim var, bel fıtığı başlangıcım vardı, kalmadı. yalnız kürek alacaksanız 200, 300ytl'lik amortisörlü modellerden almayın 300 ytl daha verin adam gibi bir şey alın. 2 günde elinizde kalıyor amortisörler. =)
0
atrin
(17.10.07)
ben yazin burdan 2 tane kondisyon bisikleti satmi$tim. birini crown aldi hatta istersen bir sor faydasi olmu$tur mutlaka
0
maresalx
(17.10.07)
(6)

Kuyruk Sokumu Kemiği

ermanen
İnsan toğrağa gömüldükten sonra, sadece kuyruk sokumu kemiği toprağa karışmazmış, doğru mudur bu?
İnsan toğrağa gömüldükten sonra, sadece kuyruk sokumu kemiği toprağa karışmazmış, doğru mudur bu?
0
ermanen
(12.10.07)
dogru olmasi lazim. zamaninda a$mi$ din dersi hocalari anlatirdi.
ucgen $eklindeymi$ falan.
0
sourlemonade
(12.10.07)
peki unique miymis bu kemik ? kimlik tespitinde ise yarar mıymıs ?
0
bryan fury
(12.10.07)
yalan. catir catir tuketilir bakteriler tarafindan. bi 30 sene icinde.
0
hlathguth
(12.10.07)
detayları bilmiyorsanız geyik amaçlı bir şeyler yazmayın. hlathguth nedenlerini de açıklar mısın?
0
sirrikadem
(12.10.07)
bildiğin kemik, niye karışmasın ki? hurafe bunlar.
0
lykos
(13.10.07)
insan vucudunu goz onune alacak olursak kemikten kimlik tespitinde pelvis caplari o kadar onemli bir pozisyonda olmasa gerek, zira disler en son karisir topraga. ki bildigimiz uzere dislerden kimlik tespiti en dogru kimlik tespit yontemlerinden biridir.

kuyruk sokumu kemigi (os coccygis) [ en.wikipedia.org ] omurgalarin son kismi olup kemik yapisi (mineralizasyon vd) olarak herhangi bir omurgadan veya herhangi bir kemikten farki yoktur. o sebeple kuyruk sokumu kemiginin topraga karismamasi anlamsiz olur, olmadi ruhani bir guc tarafindan korunuyor olabilir ki bu da modern bilimin sinirlari disindadir.

zaten son yillarda ortalikta islamla alakali o kadar hurafe ve gereksiz bilgiler dolasiyor ki, inan(a)mamaktan da ote tiksinmeye basladim bu isten..
0
gxix
(13.10.07)
(6)

turklerin r yi j diye soylemesi

celi
bunu kanitlayan bir video var midir acaba youtube da? tekrar tekrar izlesek, dinlesek. "harbiden de oyleymis!" ya da "hadi ordan!" falan desek.
bunu kanitlayan bir video var midir acaba youtube da? tekrar tekrar izlesek, dinlesek. "harbiden de oyleymis!" ya da "hadi ordan!" falan desek.
0
celi
(09.10.07)
abi bence biz aslinda j'yide ş diye telafuz ediyoruz cogu zaman.

refüj de bi bakayim nasi cikiyo :P

j harfi basa gelince ama duzgun telafuz ediyoruz. jale mesela.

yok bence var boyle bir sey :P
0
🌸celi
(09.10.07)
ya ben denedim hafif bi j sesi çıkıyor hakikaten. kişiden kişiye değişen bir olay olabilir. iki kadeh şarap içtim onun da biraz etkisi olabilir. öpüjem...
0
lykos
(09.10.07)
İngilizler, r'yi söylerken dillerinin ucunu genizlerine daha yakın bir noktada üst damağa değdirirler. Türkçedeki r harfinde ise dil ucu damağa, ön tarafa daha yakın bir yerde değer.

J sesi ise dilin ön damağa daha yakın bir yerde boşta tutulmasıyla çıkar. Yani özetle, Türkçe r harfi j'ye daha yakın bir sestir gavurlara göre. O yüzden Türkler r'yi j gibi söylüyor söylentisi çıkabilir.

ş harfi de j harfinin sert sessizidir. Yani jjjjj diye bağırırken boğaz gücünü kesip sadece hava çıkışı ile ses verirseniz şşşş sesi çıkmaya başlar.

Yani özetle: Türkçe r, yabancılara göre j'ye daha çok benzer. Türkler ve diğer milletler, bizim bildiğimiz j sesini çıkarırken de ş sesine yakın bir ses çıkarabilirler, özellikle kelime sonlarında, yani arkasından herhangi bir sesli harf gelmiyorsa.

Aay aman kuruttunuz beni gece gece.
0
harzem
(09.10.07)
yoktur böyle bir olay türkler (biz) r'yi türkçe'deki r gibi j'yi türkçede ki j gibi söylerin ingilizce'de r şekli ile gösterilen ses türkçe'de r şekli ile gösterilen ses ile aynı değildir hatta belki de hiçbir haft aynı değildr. bırakalım bunları kanji'ye geçelim.
0
kofteburger
(10.10.07)
kelime sonlarındaki r sesleri ıslıklı bir hal alıyor, "rrşş" gibi duyuluyor. var böyle bir şey. bira'nın sonundaki a'yı atıp bir diyince oradaki iki r'nin farkı anlaşılıyor.
0
sektoid
(10.10.07)
hayır desek nolcak demesek nolcak benim merak ettiğim o. Angolalılar ğ'yi ç diye söylüyor mu peki?
0
deckard
(10.10.07)
(6)

Çalıntı Cep Telefonu

tcyx
Kardeşim'in aldığı ikinci el cep telefonu çalıntı çıktı. şimdi kullanıma kapatıldı. Mesaj gelmiş, en yakın kolluk kuvvetlerine teslim ediniz diyor. Gidip bir karakola teslim etmeyi düsünüyor ama, sonra çok ugrastırırlar mı? gittigine gitmişine pişman olur mu? ne yapması gerekir, ne tavsiye edersiniz
Kardeşim'in aldığı ikinci el cep telefonu çalıntı çıktı. şimdi kullanıma kapatıldı. Mesaj gelmiş, en yakın kolluk kuvvetlerine teslim ediniz diyor.

Gidip bir karakola teslim etmeyi düsünüyor ama, sonra çok ugrastırırlar mı? gittigine gitmişine pişman olur mu? ne yapması gerekir, ne tavsiye edersiniz?
0
tcyx
(09.10.07)
Valla burası Türkiye, uğraştırmazlar diyemem. Fakat denileni yapmasını tavsiye ederim, yoksa daha beter uğraştırabilirler.
0
fredi
(09.10.07)
eğer çalıntı mal sattığı bariz birinden almadıysa "iyi niyetin korunması" ilkesi çerçevesinde çalıntı mal almakla suçlanamaz diye biliyorum ben. nereden nasıl aldığını sorup zabit tutarlar en fazla herhalde.(bkz: husnuniyet)
0
lykos
(09.10.07)
direk çöpe salla gitsin polisler kasar adamı.
0
taylor durden
(10.10.07)
telefondaki adresten size ulaşıp telefonu sorabilirler. cesaretliyse elden çıkarsın telefonu denedim sadece falan diyip yırtabilir. ama arkadaşımın başına geldi ciddi ciddi çağrılıp sorguluyorlar telefon nerde sen mi çaldın falan diye. o teslim etmişti mesela yapacak bir şey olmadığı için. hala ikinci el telefon mu alıyorsunuz almayın etmeyin ne diyeyim.
0
ozdek
(10.10.07)
evet benim calinan cep telefonu icin savciliktan arama cikartmistim, telefonu elinden geciren 7-8 kisi tek tek bulunup ifadeleri alinmisti. gerci anuna kodumun telefonu 2 haftada 7 kisiyi nasil dolasmis o da ayri mevzu ama calinan telefonun sahibi hirs yapip arama emri cikarttirdiysa (telefn kapatildigina gore cikarttirmis) bi ara ifade vermeye cagrilabilir kardesin. ancak simdi gotururse telefonu, el koyar polis ona, kardesin verdigi paraya yanar onu da soyliym.
0
jupiterianvibe
(10.10.07)
tüm cevaplar için teşekkür ederim.
kardesim dün rasgele bir karakola gitti ve telefonu teslim etmek istedi, aranan yer olan fatih savcılıgına teslim etmesini soylediler karakoldan, almadılar telefonu. bugün de evimize yakın olan bagcılar ilçe emniyet müdürlüğüne götürdü, ordan da "polisler gelip evinden alacaklar telefonu" diyerek teslim almamışlar. yani iki kere teslim etmek istedik ama almadılar. hakikatten de burası türkiye.
bakalım bundan sonra ne olacak, gelişmeleri yine buradan yazarım.
0
🌸tcyx
(10.10.07)
(6)

Kurum içi mesajlaşma pororamı

dusunen hayvanin onde gideni
dostlar, romalılar, ceylanlar,aranızda kurum içi mesajlaşma programı bilen var mı?
dostlar, romalılar, ceylanlar,

aranızda kurum içi mesajlaşma programı bilen var mı?
0
dusunen hayvanin onde gideni
(05.10.07)
Microsoft Messenger zaten bu amaçla üretine bir program, sonra evrim geçirdi MSN Messenger oldu ama hala Microsot Messenger default olarak geliyor makinelerde...
0
crown
(05.10.07)
net send. ilkel ve eğlenceli.
0
kimlanbu
(05.10.07)
miranda da var bi lan protokolu de, mıranda nın genel ayarlarını oturup herkes yapar mı orası var.
0
bryan fury
(05.10.07)
intranet chat kullanabilirsiniz.
vnalex.tripod.com
0
lykos
(05.10.07)
çalıştığım yerde office communicator diye bir zımbırtı var microsoft'un ürünü. bir de jabber diye open source bir protokol var. sanırım miranda bu jabber'ı kullanabiliyor. bunların dışında icq'nun da lan için bir çözümü vardı yamulmuyorsam.

edit: hatta bunlardan office communicator .net ile entegre edilebiliyor.
0
iron
(06.10.07)
jabber var open source. istediğin gibi kodlayabiliyon onu.

ayrıca akıllı olmak icap eder.
0
iraz
(11.06.09)
(2)

okul uzaması ve harç ilişkisi

la grande
şimdi okulu bir kez daha uzattım. ilk dönemden hiç dersim yok. ilk dönem harç ödemek zorundamıyım? güzel marmara üniversitesi olduğundan orda telefona kimse bakmaz etmez yardımcı olmaz o yüzden buraya soruyorum :)
şimdi okulu bir kez daha uzattım. ilk dönemden hiç dersim yok. ilk dönem harç ödemek zorundamıyım? güzel marmara üniversitesi olduğundan orda telefona kimse bakmaz etmez yardımcı olmaz o yüzden buraya soruyorum :)
0
la grande
(02.10.07)
bir dönem dondursanız bile harç vereceksiniz muhtemelen, ama yapabiliyorsanız azami süre açısından dondurmanız iyi olabilir. o kadar uzamaz umarım ama tedbirli olmakta fayda var.
0
lykos
(02.10.07)
ikinci öğretimseniz sanırım zamlı tarife sizi etkilemiyor. benden ikinci öğretim parası alıyorlar geçen sene dönemlik 620ytl ödedim, bu sene okulu uzattım 680ytl ödedim.
0
kimlanbu
(03.10.07)
(6)

taşınabilir hdd

gimbal
Selamlar,Sonunda para biriktirdim, şık bir external hdd alasım var.kafamdaki ana kriterler şunlar1. adaptörsüz olsun (usb powered yani)2. baya geniş kapasiteli olsun (adaptörsüz olduğundan en fazla ne kadar olabilirse)Önerisi olan var mı acaba? Şöyle fiyat-performans harikası denebilecek, güzel bir
Selamlar,
Sonunda para biriktirdim, şık bir external hdd alasım var.
kafamdaki ana kriterler şunlar
1. adaptörsüz olsun (usb powered yani)
2. baya geniş kapasiteli olsun (adaptörsüz olduğundan en fazla ne kadar olabilirse)

Önerisi olan var mı acaba? Şöyle fiyat-performans harikası denebilecek, güzel bir şeyler?
0
gimbal
(01.10.07)
250 gb wd ler baya tuzlu
orta yollu bişey alayım dersen 120 likler var, fiyat baya makul
0
efruz
(01.10.07)
www.vatanbilgisayar.com

www.vatanbilgisayar.com

www.vatanbilgisayar.com

bunlar var, 7200 rpm bulamazsın usb powered olarak.
0
bryan fury
(01.10.07)
Günde bir ürün veren siteler bu harddisk konusunda çok verimli nedense. Bu tarz bir alım yapmadan önce birkaç gün (hafta??) bu tip siteleri yoklamakta fayda var. 250GB WD bile vardı yani fırsat ürünleri arasında.

Son dakika edit'i: An itibariyle herseykampanya.com sitesinde 200GB codegen usb 2.0 disk 189 YTL. Muhtemelen içindeki disk de WD ya da Samsung'tur.
0
arche
(01.10.07)
ben 400 gb seagete gordum bi yerde. fiyatini tam hatirlamiyorum.
0
maj
(01.10.07)
www.herseykampanya.com isimli siteden arche nin önerisiyle kız gibi bir external hdd almış (en azından parasını vermiş) bulunuyorum. yapımda emeği geçen herkese teşekkürler
0
🌸gimbal
(02.10.07)
bugün bimeks'te toshiba 200gb 4200rpm diskler %25 indirimli, fena bir disk değil gibi.
www.bimeks.com.tr
0
lykos
(02.10.07)
(5)

eski bilgisayar dergilerini ne yapmalı?

lykos
elimde tarihleri 92 yılından başlayıp 2005 civarına kadar giden epey bir (üstüste konduğunda 2 metreyi geçecek miktarda) bilgisayar dergisi var. üç otuz paraya hurdacıya vermeye kıyamıyorum ama taşınacağım için elimde tutacak durumum da yok.ankara'dayım bu arada.
elimde tarihleri 92 yılından başlayıp 2005 civarına kadar giden epey bir (üstüste konduğunda 2 metreyi geçecek miktarda) bilgisayar dergisi var. üç otuz paraya hurdacıya vermeye kıyamıyorum ama taşınacağım için elimde tutacak durumum da yok.

ankara'dayım bu arada.
0
lykos
(24.09.07)
universite kutuphaneleri alir belki.
ben goruyorum bilgisayar dergileri de.
0
sourlemonade
(24.09.07)
en güzeli ya kağıtçılara ya da sahaflara vermek. sahafın da alacağını zannetmiyorum, hamallığına değmez zira çok demodedir onlar. sırf koleksiyoncuların ilgisini çekecektir. şahsi önerim eğer gözden çıkardıysanız, benim gibi "hatıra olur sakliyim" diyenlerden değilseniz kağıtçılara verin. hem onlar satıp para kazanır, hem geri dönüşüme kattığınız için çevreye katkınız olur. hem de mandal falan verirler belki.
0
kibritsuyu
(24.09.07)
yakinda bir lise varsa oradaki bilgisayar ögretmenine de birakabilirsin. hem o faydalanir hem ogrencilerden ilgisi olanlara okutur.
0
atmacaged
(24.09.07)
gameshow varsa hemen alabilirim...
0
forrestgump
(24.09.07)
gameshow maalesef yok, okul kitaplıkları için de çok eski dergiler. belki ben isterim diyen çıkar dedim ama yok galiba, neyse geri dönüşüm de sevip saydığımız bi abimizdir.
0
🌸lykos
(24.09.07)
(5)

orçun künek vs veysel irlanda

entry ca
orçun künek leman'da bir söz yazarı tiplemesi ise veysel irlanda kimdir? bu ikisi aynı kişi midir yoksa bir taklit (hadi esinlenme diyelim) durumu mu var?
orçun künek leman'da bir söz yazarı tiplemesi ise veysel irlanda kimdir? bu ikisi aynı kişi midir yoksa bir taklit (hadi esinlenme diyelim) durumu mu var?
0
entry ca
(15.09.07)
orçun bir müzik yazarı, veysel irlanda da albümü tanıtılan şarkıcılardan biridir. rıdvan motorsiklet, melih fenedebiyatfakültesi gibi bi adamdır veysel.
0
dorian greyfurt
(15.09.07)
hmm peki rıdvan motorsiklet ve melih fene..vs vs de soner günday'ın elinden mi çıkmıştır yoksa siz mi uydurdunuz an itibarı ile :)
0
🌸entry ca
(15.09.07)
motorsiklet ve fenedebiyatfakültesi soyadları vardı isimleri salladım. ama melih olması yüksek ihtimal fenedebiyatın
0
dorian greyfurt
(15.09.07)
evet veysel irlanda en meşhuru olmakla beraber remzi çeyrekekmek ve nuri kutukola da emektar sanatçılardır.
0
geldiler
(15.09.07)
şefik melgibsın da sevdiğimiz sanatçılardandır.
0
lykos
(15.09.07)
(12)

eve dadanan kuşlarla nasıl başa çıkılır?

jay kay
evin 4 bir yanına kuşlar dadandı. teras, camların önleri heryerde kuş boku var ayrıca teras kapısından sürekli kuş tüyleri giriyor heryerde her saniye kuş var. yemde vermiyoruz, evin eski sahipleri veriyormuş sanırım(yeni taşındık). ne yapıcaz bu kuşların gitmesi için?
evin 4 bir yanına kuşlar dadandı. teras, camların önleri heryerde kuş boku var ayrıca teras kapısından sürekli kuş tüyleri giriyor heryerde her saniye kuş var. yemde vermiyoruz, evin eski sahipleri veriyormuş sanırım(yeni taşındık). ne yapıcaz bu kuşların gitmesi için?
0
jay kay
(12.09.07)
yem vermediğiniz takdirde bir süre sonra kendiliğinden gider onlar zaten. bir kaç hafta bekleyin isterseniz..
0
bulanti
(12.09.07)
sayet cok alistilarsa birkac haftaya gitmeyebiliyorlar. eviniz yuksek degilse tanidiklardan veya birilerinden kedi alin balkonda falan dolassin ayaklarini kesmis olursunuz bu sayede.
0
entrapmen
(12.09.07)
yanmış, bozuk veya kullanmadığınız cd'lerinizi iple belirli aralıklarla terasın tavanına asın sallansın. ilginç bir şekilde cd'den korkuyorlar.
0
kibritsuyu
(12.09.07)
alın bir havalı tabanca spor olur. 2-3 tane sokak kedisi alıp terasa koymak daha etkili ve insancıl çözümdür. açtır karınları hayvanların.
0
ozdek
(12.09.07)
@kibritsuyu. ben de komşularımızın bir çeşit enterasan insan olduğunu düşünüyordum. meğer kuş kaçırmaya çalışıyorlarmış. teşekkürler.
0
can see
(12.09.07)
ses cıkaracak dekoratif seyler var onlardan asın bi kac yere. olmadı bi korkuluk yaparsınız degisik olur apartman hayatında.
0
bryan fury
(12.09.07)
korkuluk iyidir
0
atrin
(12.09.07)
yem verin. yem dediğim bulgur... camın önüne değil, aşağıya, bahçeye, yola, her nereye bakıyorsa camınız, bulgurları aşağı atın... hem bu sayede kuşlar cam yerine aşağıya alışır, hem de siz bir kaç canı beslemenin hazzına kavuşursunuz. günde bir avuç bulgur sizden bir şey götürmez ama aç olan kuşlar için yaşam kaynağı olur
0
1980
(12.09.07)
normal bildiğimiz poşetlerden asmanızı tavsiye ederim.işe yarıyor gerçekten
0
imparatorolmayikolaymisandin
(12.09.07)
psikolojik olarak başa çıkmak isterseniz hitchcock'un the birds filmini izleyip halinize dua edebilirsiniz. hem bakarsınız kendiliğinden giderler bir müddet sonra..
0
vita vinum est
(12.09.07)
Torba asın, rüzgarda çıkardıkları sesten ve hareketten ürkeceklerdir.

Ama bence kovmayın garipleri, yazıktır. Ben olsam besler sulardım, onlar da can.
0
sui
(12.09.07)
ben de geçenelerde bir arkadaşa "bu cd'leri kurutmak için mi astın" diye sorduğumda öğrendim, korkuyormuş kuşlar gerçekten cd'den.
0
lykos
(13.09.07)
(5)

memurluk ve askerlik tecili

marcelorios
arkadaşlar,bir kamu kurumuna uzman yard. olarak girdim.şimdi 3 yıl+18 aylık bir tez aşaması ,yani toplam maks. 4,5 yılda uzmanlık alınıyor.benim askerlik tecili 2007 kasımda bitiyor.bu durumda ben aday memur olarak 1 yıl mı tecilliyim,yoksa uzman olana kadar tecilli mi sayılacağım.askerlik şubesine
arkadaşlar,bir kamu kurumuna uzman yard. olarak girdim.şimdi 3 yıl+18 aylık bir tez aşaması ,yani toplam maks. 4,5 yılda uzmanlık alınıyor.benim askerlik tecili 2007 kasımda bitiyor.bu durumda ben aday memur olarak 1 yıl mı tecilliyim,yoksa uzman olana kadar tecilli mi sayılacağım.
askerlik şubesine gittim, oradaki memur 1 yıl dedi.
hazine'de çalışan bir tanıdığım var.askere ,uzman olduktan sonra gitti.3 yıl tecilliydi yani.
personele sordum , bilmiyorlar.

bu konuda kesin bilgisi olan var mı
0
marcelorios
(08.09.07)
askerlik şubelerinde genelde üst katlarda "uzm. asal." sıfatlı insanlar var, onlara ulaşmaya çalışın. onlar biliyorlar genelde. askerler bilmiyor olabilir, sivil bir memura sorun ve kesin bilgi almak için üstüne üstüne gidin. kaç gündür araştırıyorum falan diyin. daraltın. öteki türlü ilgilenmiyorlar.
0
vita vinum est
(08.09.07)
bu tür kurumlarda "ihtiyaç duyulan personel" gibi bir şekilde tanımlanıyor uzman yardımcıları ve uzmanlıklarını alana kadar askerlikleri tecil ediliyor. yalnız uzmanlığın 4,5 yılda alındığına emin misiniz? benim bildiğim bütün kurumlarda tez aşaması 3 yıla dahildir ve uzmanlık normal şartlarda toplam 3 yılda alınır. eğer tezde gecikme ya da dil sınavını geçememe nedeniyle süre uzamazsa kurum da 3 yıl erteler askerliği dolayısıyla.
0
lykos
(09.09.07)
aday memur statun kalkana kadardır o sure. yani baglı oldugun kurumun MSBye yazdıgı yazıda su tarihte adaylıgı kalkacak diye yazar, ama o adaylık suresi her kurumda farklı olabiliyor, ama genelde 1 yıldan fazla ertlemezler.
0
alpinsamuray
(10.09.07)
personel ihtiyacı dolayısıyla erteleme bildigim kadarıyla aday memurluktan farklı bir statu ve artık 1. ve 2. bolge illerde uygulanmıyor. yani dogu illerinde degilsen bundan faydalanamazsın muhtemelen. yinde de sen bir arastır, en iyi bilgiyi kurumundaki personel mudurlugunden alırsın
0
alpinsamuray
(10.09.07)
uzman yardımcısı olarak personel istihdam eden yerler en az 3 yıl erteleme yapar. en azından üst kurullar öyle, 657'ye tabi olan yerlerde de aynı bildiğim kadarıyla. sürenin asalet tasdikiyle alakası yok yani.
0
lykos
(10.09.07)
(6)

sarhoş adama bahane lazım...

denize karsi icen keci
arkadaşlar durum şudur:haftasonu keyfi adı altında yeterli miktarda alkol almış durumdayım, yarın sabahın köründe aile büyükleri (dede, nine, amca vs...) benim adıma araba kullanma amaçlı planlar yapmışlar... açık açık "ben içtim ondan sonraya kalsın" diyemiyorum. öğlenden sonra kendime gelirim hera
arkadaşlar durum şudur:
haftasonu keyfi adı altında yeterli miktarda alkol almış durumdayım, yarın sabahın köründe aile büyükleri (dede, nine, amca vs...) benim adıma araba kullanma amaçlı planlar yapmışlar...
açık açık "ben içtim ondan sonraya kalsın" diyemiyorum. öğlenden sonra kendime gelirim heralde... en iyi bahaneyi bulanla kalan rakımı paylaşacam:)
0
denize karsi icen keci
(07.09.07)
ayağa giren şiddetli bir kramp veya burkulma sanırım geçici bir çözüm olabilir.
0
gandalfiye the purple
(07.09.07)
evet evet mide problemim var zaten (ne demeye içiyon demeyin). sağlık problemi güzel bir bahane olur:)
0
🌸denize karsi icen keci
(08.09.07)
en temizi eve uğramayıp arkadaşta kalmak olmalıydı :) eğer yorgunum dersen kırılırlar, sarhoşum dersen darılırlar.

ayağım ağrıyor'u yemezlerse ishal numarası da yapabilirsin. evden dışarı çıkamam imajı çizmek için işe yarar bir yöntem sanırım :)
0
kimlanbu
(08.09.07)
dosdoğru "araba kullanacak kadar ayık hissetmiyorum kendimi bugün, sizi de tehlikeye atmayayım" demek de güzel olabilir. burdan illa sarhoş anlamı çıkarılmaz. mesela uykunu alamamışsındır..
0
vita vinum est
(08.09.07)
pencere açık yattınız, kolunuz boynunuz vs tutuldu bence.
0
lykos
(08.09.07)
yaş durumunuza göre, tansiyonunuzun yükseldiğini öne sürebilirsiniz. üstelik büyük olasılıkla yalan söylemiş de olmayacaksınız. özellikle aileye karşı hem yalan söylemeden ve vicdan azabı çekmeden, hem de işi istediğiniz şekilde halletmek açısından bu ve benzeri hikayelerin ayyaşlar tarafından daha çok tutulduğu bilinen bir gerçektir.
ayrıca alkolik.ning.com adresinde bulunan "alkolik hareket"e de bekleriz.
0
arsenelupin
(08.09.07)
(6)

Gobek en hizli nasil eritilir?

robin
Uzun yillardir 1.80 boy ve 56 kiloda sabit dururken son birkac ayda sanirim masa basi islere agirlik verip bira tuketimini de biraz abartmam nedeniyle 62 kiloya cikmis bulunuyorum. "Bisey degilmis ki" diyecekleriniz olabilir, fakat fazla kasi olmayan, celimsiz sayilabilecek bir kisiyim ve muhtemelen
Uzun yillardir 1.80 boy ve 56 kiloda sabit dururken son birkac ayda sanirim masa basi islere agirlik verip bira tuketimini de biraz abartmam nedeniyle 62 kiloya cikmis bulunuyorum. "Bisey degilmis ki" diyecekleriniz olabilir, fakat fazla kasi olmayan, celimsiz sayilabilecek bir kisiyim ve muhtemelen o aldigim kilolarin cogu da gobege gittigi icin rahatsiz oluyor, kendimi agir hissediyorum. Bu kiloyu verip eski halime donmek (ya da en azindan 2-3 kilo verip gobekten kurtulmak) icin birayi azaltip fiziksel aktivitemi arttirmaya hazirim, bu konuda ozel bir tavsiyeniz var mi? Ama vucut calistirmaya basla filan demeyin, sevdigim bir olay degildir pek.
0
robin
(21.08.07)
rejim yaparek göbek eritemezsin. ilk önce vücuda yayılmış yağlar, yani deriyle kas arasındakiler erir sonra göbek erir çünkü.

yürüyerek, koşarak, bisiklete binerek eritemezsin. bunlar baçak ve kalçadaki yağları eritir. (koşarken ya da yürürken göbeğe poşet bağlayıp sauna etkisi yaratanlar vardır ama sağlıksız bir olay)

mekik, yarım mekik çekerek, karna güp güp vuran titreşimli şeylerden kullanarak yani karna bir baskı yaparak eriteblirsin anca. mekik çekmeyi gözünde çok büyütmene gerek yok. bu sıcaklarda her gün duş alıyorsundur. duşa girmeden maksimum çekebildiğinin 2/3 si kadar 3 parti çeksen yeter de artar. yani en fazla 30 çekebiliyorsan 20x3 çekeceksin. aralarda 2 dakika dinlenip karnına masaj yaparak.

bir de senin o göbek sandığın şey mide olabilir. miden büyüdüğü için ufak bir göbek sana kocaman geliyordur. böylebir durumda yediğin yemek miktarını aynı tutup öğün sayısını 6 ya çıkarabilirsin.

mümkünse karbonhidratları azalt. ekmeği kes.
0
cashkopat
(21.08.07)
iş arkadaşım 57 kilo 1.88 idi. kilo alınca karpuz yutmuş yılana dönmüştü birden. birayı kesti ve yüzmeye başladı. iki üç ayda baya toparlandı.
0
nop
(21.08.07)
hafiften şınav barfikse başlamak iyi gelir bence, bilhassa home office tarzı ya da resmi olmayan bir ofis ortamında çok sorun olmaz. yağı eritmeye çalışmaktansa ufaktan kasa çevirmeye çalışmak daha iyidir. belimin yan kısımlarındaki yağlar için o titreşimli dalgalardan kullanmayı ben de düşünüyorum ama bilemedim işe yarar mı. yüzmek tabii ki en güzeli ama düzenli olarak haftada en az 3-4 gün yüzmeden sonuç alanı görmedim pek.
0
lykos
(21.08.07)
sevisme surelerini de uzatmaya calis. cok ve ufak ogun de iyi gelir herhalde.
0
turkish tekila
(22.08.07)
mekik bazen bayar, çünkü çok uzun sürer ve verimsizdir filan. en süperi yere sırt üstü uzanıp bacakları bitişik vaziyette kaldırıp indirmektir. kolay görünüyor ama onuncu tekrardan sonra karın kaslarının cayır cayır olduğunu hissedebiliyorsunuz. çok kısa sürede etki gösteriyor. bunda da cashkopat'ın yazdığı kadar tekrar yapsanız yeter.

ha, ben de göbek olayına girdim, o ayrı.
0
actionary
(22.08.07)
yürüyerek, koşarak ve bisiklete binerek yağları yakabilirsin. bunlar sadece bacaklardaki yağları yakmazlar, vucuttaki yağları kullanırlar. şöyle bir yanlış inanış var, kullanılan kasın olduğu bölgedeki yağlar erir sanılıyor, misal denmiş ki mekik çek. halbuki mekik çekmek aneorobik bir faaliyettir, yağ yakmakla alakası yoktur. aynı şekilde vücut çalışmakta hiçbir işe yaramaz.

arasan ekşi duyuruda daha önce de sorulmuştu bu tip sorular, şimdi ben arayıp link vermeye üşendim o yüzden baştan alalım mevzuyu.

kabaca bu yağ yakma olayı şöyle olur. sen belli bir kas üzerinde bir harekete başladığında bu kas öncelikle atpyi enerji olarak kullanır, atpnin ömrü en fazla 1 dk. sürer, eğer harekete devam edersen kaslar enerji sağlamak için bu sefer kaslardaki depolanmış glikojeni kullanmaya başlar. bu süreç 45-50 dk arası sürer (antrenmansız, normal biriysen). glikojen depoları da boşalmaya başladığında, ve sen hala yaptığın hareketi durdurmamışsan, artık vücut yağ depolarına yönelir. yağ depoları eşsiz bir enerji kaynağıdır ancak gördüğün gibi kullanıma sokmak ve yakmak çok zordur. hani uzun süre koşarsın, artık çok yorulursun ama bir yerden sonra bir enerji gelir daha saatlerce koşacak gibi hissedersin ya, işte o an yağların kullanıma başlandığı andır.

yağları yakabilmek için de en uygun sporlar, uzun süreli yapılan, koşu, yürüyüş ya da bisiklet gibi aeorobik yani kasların yoğun olarak oksijen kullandığı sporlardır. vücut çalışmak, mekik çekmek bunlar sadece çalıştırdığın bölgede kas oluşturmaya yarar.

şimdi koşular da çeşit çeşit tabi, sprinti var fartleki var. ama yağ yakmak için en uygunu hafif tempolu uzun süreli koşudur. yani hiç gaza gelmeden, karıya kıza hava atmaya çalışmadan ağır bir tempoda koşacaksın ve bunu en az 1 saat boyunca yapacaksın (her gün koşmana gerek yok, haftada 3-4 yeter). ya da 2 saat boyunca bisiklet süreceksin, ya da 3-4 saat süreli yürüyüşler yapacaksın. dikkat edersen spor değiştikçe süreler uzadı. yani koşu bu iş için en uygun spordur.

tabi bunların yanında besklenmeye de dikkat etmek gerekiyor, aşırı yağlı yemediğin sürece yediğinden içtiğinden kısmana aslında gerek yok, karbonhidrat ağırlıklı beslen, hayvansal yağ kullanma.

koşu hakkında daha fazla bilgi istersen bana ulaşabilirsin msj aracılığıyla...
0
alpinsamuray
(22.08.07)
(6)

hani meşhur bir foto var ya,nerede?

gioberg
sorum şudur;hani çok meşhur bir fotoğraf vardır, tren istasyonunda adam gitmekte,kadın da elini ona uzatmıştır.böyle klasik bir vedalaşma sahnesi,hatta siyah beyazdı galiba. (aslında tam tersi de olabilir, yani kadın gidiyor olabilir.) neyse anladınız siz hangi fotoğaftan bahsettiğimi. acaba nereden
sorum şudur;hani çok meşhur bir fotoğraf vardır, tren istasyonunda adam gitmekte,kadın da elini ona uzatmıştır.böyle klasik bir vedalaşma sahnesi,hatta siyah beyazdı galiba. (aslında tam tersi de olabilir, yani kadın gidiyor olabilir.)
neyse anladınız siz hangi fotoğaftan bahsettiğimi. acaba nereden bulabilirim o fotoyu? ve hatta bu tarz fotoğraflar bulabileceğim siteler var mıdır?
0
gioberg
(19.08.07)
ermanen
(19.08.07)
bahsettigin bu ustteki linktekilerden biri degil dimi? cunku ben de oyle bir fotograf animsiyorum, cok cult bi fotodur. bulan benide sevindirir.
0
theli
(19.08.07)
yok hayır,üstteki linkte olan fotolardan biri değil,ne yazık ki.
0
🌸gioberg
(19.08.07)
yerli bir fotograf miydi. basortulu bir teyzenin tren camina kolunu uzattigi s/b bir fotograf vardi ama o mu acaba?
0
chavezding
(19.08.07)
kadının başında 1940'lar tarzında bir bere var mıydı? bu bahsettiğim fotoğraf odtü mm kantininde de aslıydı bir zamanlar.
0
lykos
(19.08.07)
lykos,senin dediğin olabilir,bere kısmından emin değilim ama eski bir resimdi.
chavezding, yok hayır yerli bir resim değildi.
0
🌸gioberg
(19.08.07)
(8)

kim haklı?

chavezding
şimdi durum şu;6 katlı bir apartmanın en üst katındayım. her katta bir daire var. aydınlık boşluğundan kirli su kolonu iniyor ve bir yerde (5. kata denk geliyor) dirsek yapıyor boru. dökme demir boru çürümüş olacak ki oradan su damlatıyor en alt kata. şimdi 1.kat komşum benden tesisatçı çağırıp boru
şimdi durum şu;
6 katlı bir apartmanın en üst katındayım. her katta bir daire var. aydınlık boşluğundan kirli su kolonu iniyor ve bir yerde (5. kata denk geliyor) dirsek yapıyor boru. dökme demir boru çürümüş olacak ki oradan su damlatıyor en alt kata. şimdi 1.kat komşum benden tesisatçı çağırıp boruyu onartmami istiyor. dayanağı ise şu; o dirseğe kadar sadece benim dairemin gideri bağlanıyor boruya. diğerleri dirsekten sonra bağlanıyor.

ben de diyorum ki; öyle bile olsa çürüyen boru apartmanın ortak tesisat borusu. üstelik benim katıma bile denk gelmiyor arızalı kısım. dolayısıyla bütün apartmanın ortak yaptırması gerektiğini düşünüyorum.

komşularımla aramı bozmak da istemiyorum ama bütün sorumluluğun üstümde kalması da yanlış geliyor. sizce kim haklı?
0
chavezding
(17.08.07)
evin içinde değilse tüm apartman tarafından yaptırılır. eğer çürümeye sebep olacak olağandışı bir kusurunuz yoksa siz haklısınız.
0
lykos
(17.08.07)
bence apartman ortak yaptırmalı aynı mantıkla eğer 6. kattaki otomat düğmesi bozulsa, lambası patlasa "banane kardeşim senin katın ben o kata çıkmıyorum ki" mi diyecek apartman sakinleri. bir de şöyle bir durum oluyor mesela banyodan ya da tuvaletten aşağı daireye su sızıyor öyle bir durum olsa arızayı sizin gidermeniz gerekirdi ama burda arıza daire dışında olduğu için apartman bütçesinden yaptırılmalı.
0
ahu
(17.08.07)
apartmanın ödemesi gerekir bence de. mesela bizim yangın çıkışının kapısı sürekli çarpıp birinci kattakileri rahatsız ediyordu. oraya bir zamazingo bütün apartman tarafından yaptırıldı. 1. kattaki komşunun mantığıyla bakarsak apartmanın çatısı uçsa bile sizin ödemeniz gerekir.
0
colg fusion
(17.08.07)
üst katlarda biri bez atmış bizim katta tuvalet tıkandı . boru açılamayacak biçimde tıkanmış. tamirat gideri apartmana yazıldı. bize değil.
0
can see
(17.08.07)
kat mülkiyeti kanunu'nun aşağıdaki kısmında müstakil ve müşterek kullanımın sınırları çizilmiş




II - Tarifler: Madde 2 - Bu kanuna göre :

a) Kat mülkiyetine konu olan gayrimenkulün bütününe (Anagayrimenkul); yalnız esas yapı kısmına (Anayapı) anagayrimenkulün ayrı ayrı ve başlı başına kullanılmaya elverişli olup, bu kanun hükümlerine göre bağımsız mülkiyete konu olan bölümlerine (Bağımsız bölüm); bir bağımsız bölümün dışında olup, doğrudan doğruya o bölüme tahsis edilmiş olan yerlere (Eklenti); bağımsız bölümler üzerinde kurulan mülkiyet hakkına (Kat mülkiyeti) ve bu hakka sahip olanlara (Kat maliki);

b) Anagayrimenkulün bağımsız bölümleri dışında kalıp, korunma ve ortaklaşa kullanma veya faydalanmaya yarıyan yerlerine (Ortak yerler); kat maliklerinin ortak malik sıfatiyle paydaşı bulundukları bu yerler üzerindeki faydalanma haklarına (Kullanma hakkı);

c) (Değişik: 13/4/1983 - 2814/1 md.) Bir arsa üzerinde ileride kat mülkiyetine konu olmak üzere yapılacak veya yapılmakta olan bir veya birden çok yapının bağımsız bölümleri için o arsanın maliki veya ortak malikleri tarafından bu Kanun hükümlerine göre kurulan irtifak hakkına (kat irtifakı); bu hakka sahip olanlara da (kat irtifak sahibi); d) Arsanın, bu kanunda yazılı esasa göre bağımsız bölümlere tahsis edilen ortak mülkiyet paylarına (Arsa payı); e) Kat mülkiyetinin veya irtifakının kurulmasına ait resmi senede (Sözleşme); Denir.

-------------

IV - Ortak yerler:

Madde 4 - Ortak yerlerin konusu sözleşme ile belirtilebilir. Aşağıda yazılı yerler ve şeyler bu kanun gereğince her halde ortak yer sayılır.

a) Temeller ve ana duvarlar, bağımsız bölümleri ayıran ortak duvarlar, tavan ve tabanlar, avlular, genel giriş kapıları,antreler, merdivenler, asansörler, sahanlıklar, koridorlar ve buralardaki genel tuvalet ve lavabolar, kapıcı daire veya odaları, genel çamaşırlık ve çamaşır kurutma yerleri, genel kömürlük ve ortak garajlar, elektrik, su ve havagazı saatlerinin korunmasına mahsus olup bağımsız bölum dışında bulunan yuvalar ve kapalı kısımlar, kalorifer daireleri,kuyu ve sarnıçlar, yapının genel su depoları, sığınaklar,

b) Her kat malikinin kendi bölümü dışındaki kanalizasyon tesisleri ve çöp kanalları ile kalorifer, su,havagazı ve elektrik tesisleri, telefon, radyo ve televizyon için ortak şebeke ve antenler sıcak ve soğuk hava tesisleri,

c) Çatılar, bacalar, genel dam terasları, yağmur olukları, yangın emniyet merdivenleri. Yukarıda sayılanların dışında kalıp da, yine ortaklaşa kullanma, korunma veya, faydalanma için zaruri olan diğer yerler ve şeyler de (Ortak yer) konusuna girer.

----------


burada ise genel giderler ile ilgili esaslar belirtiliyor.



III- Anagayrimenkulün genel giderlerine katılma :

Madde 20 - (Değişik birinci fıkra:13/4/1983 - 2814/9 md.) Kat maliklerinden her biri aralarında başka türlü anlaşma olmadıkça:

a) Kapıcı, kaloriferci,bahçıvan ve bekçi giderlerine ve bunlar için toplanacak avansa eşit olarak;

b) Anagayrimenkulün sigorta primlerine ve bütün ortak yerlerin bakım,koruma ve onarım giderleri ile yönetici aylığı gibi diğer giderlere ve ortak tesislerin işletme giderlerine ve giderler için toplanacak avansa kendi arsa payı oranında; Katılmakla yükümlüdür.

c) Kat malikleri ortak yer veya tesisler üzerindeki kullanma hakkından vazgeçmek veya kendi bağımsız bölümünün durumu dolayısıyla bunlardan faydalanmaya lüzum ve ihtiyaç bulunmadığını ileri sürmek suretiyle bu gider ve avans payını ödemekten kaçınamaz. (Değişik: 13/4/1983 - 2814/9 md.) Gider veya avans payını ödemeyen kat maliki hakkında, diğer kat maliklerinden her biri veya yönetici tarafından, yönetim planına, bu Kanuna ve genel hükümlere göre dava açılabilir, icra takibi yapılabilir. Gider ve avans payının tamamını ödemeyen kat maliki ödemede geciktiği günler için aylık yüzde on hesabıyla gecikme tazminatı ödemekle yükümlüdür. Birinci fıkradaki giderlere, kat maliklerinden birinin veya onun bağımsız bölümünden herhangi bir suretle faydalanan, kişinin, kusurlu bir hareketi sebep olmuşsa, gidere katılanların yaptıkları ödemeler için o kat malikine veya gidere sebep olanlara rücu hakları vardır.


20/b'ye dikkat ederseniz tüm ortak yerlerin bakım, koruma ve onarımından maliklerin hepsi sorumludur.

yani gayet açık ki bu onarım apartmanın bütçesinden karşılanacak.


benim tavsiyem "üç beş kuruş ya boşver" falan demeyiniz. katiyen bedeli karşılamayınız. insanlar azıcık hak hukuk öğrensinler...
0
agk
(17.08.07)
merhaba. benzer durum babamın başına gelmişti. biz 1. kattayız, alttaki dükkan sikayetci oldu. babam tuvaleti banyoyu her yeri kendi parasıyla kazdırdı ve tamir ettirdi (zaten öyle bi şey de gerekiyordu) herneyse şikayet devam etti bizden olmadıgı anlaşılmıştı. bence çok büyük masraf değilse yaptır.komşunla anlaşmaya çalış durumunu anlatarak ya da.
0
nihilanth
(17.08.07)
tabiki sen haklisin.
benden once agk tez davranmis ve kanunu aynen yapistirmis.
hatta o daire size ait degilse parasini daire sahibinden almaniz gerekiyor.
bu da ekstra bir hatirlatma olsun o halde.
0
trimpot
(18.08.07)
şark kurnazlarına kanmayın. tabii ki apartman öder. en üst katta çatınız akarsa da aşağıdakiler "bana ne çatıdan" diyemez, zemin katta oturan da "ben asansöre binmiyorum. asansörle ilgili para vermem" diyemez.
0
kibritsuyu
(18.08.07)
(8)

ulusoy ve şikayet

kibritsuyu
tatilimizin başında bagaja verdiğimiz çantamızı kaybeden ve bulmak için çaba sarf ettiğini söylemesine rağmen hiçbir şey yapmamış olduğunu tespit ettiğim ulusoy firmasının sorumsuzluğunu nerelere şikayet edebilirim? nerelere mail atıp bu sorumsuzluğu cümle aleme duyurabilirim?
tatilimizin başında bagaja verdiğimiz çantamızı kaybeden ve bulmak için çaba sarf ettiğini söylemesine rağmen hiçbir şey yapmamış olduğunu tespit ettiğim ulusoy firmasının sorumsuzluğunu nerelere şikayet edebilirim? nerelere mail atıp bu sorumsuzluğu cümle aleme duyurabilirim?
0
kibritsuyu
(17.08.07)
şikayetvar ilgili şirket soruna cevap verir vermez şikayet sahibine fikir sormadan "sorun çözüldü"yü yapıştırıveriyor, kazancı şirketlerden gelen bir siteden bekleneceği üzere. zaman zaman işe yarayabilir ama tüketici dernekleri daha iyi bir seçim bence.
0
lykos
(17.08.07)
lykos'un dediği doğru gibi.
şikayetvar'ın da şikayet edileceği bir yer olsa iyi olurdu.
yine de hiç yoka göre iyi olduğu kabul edilebilir.
0
can see
(17.08.07)
Tüketici mahkemesine elinizdeki bilet ile birlikte dava açabilirsiniz.Yalnız Tüketici Mahkemesi'nin bu konuda tam olarak görevli mahkeme olup olmadığından emin değilim.
0
devourthedamned
(17.08.07)
tic. ve san. bakanlığının tüketici sorunları hakem heyeti diye bir kurumu var onu incele derim ama bu sorununa bence çözüm getirmeyebilir ama en azından sana yol gösterirler yetkisiz olsalar bile.
biz bu adamlar sayesinde teknosadan verdiğimizin çok üstünde para koparmıştık gerçekten iyi niyetli insanlar tüketicinin yanındalar. linkini de vereyim
www.sanayi.gov.tr

bunun dışında eğer istanbuldaysan kadıköyde yazıcığlu pasajının sokağından yukarı çıkınca dersanelerin olduğu bi yere geliyosun işte o dersanelerin orda bi yerde tüketici bilmemne derneği var. orası da ilgileniyo arkadaşım harley çizmeyle sorun yaşamış ve o adamlar çözmüşlerdi
sokağı bulduktan sonra ordaki esnafa sor sana gosterirler.
0
undarist
(17.08.07)
biletin arkasındaki hizmet sözleşmesinin son maddesinde uyuşmazlık halindeki yetkili mahhemeler belirtilmiştir.

bagaj zayiatı konusunda da maddeler olması lazım.

bir de nasıl bir yol izlediniz bilmiyorum fakat baktınız sorun çözülemiyor aşağıdaki adamlarla uğraşmayın muhatap firmada ulaşabileceğiniz en yetkili kişiye ulaşın mümkünse yüz yüze görüşün muhtemelen çok daha farklı yaklaşacaklardır.
0
agk
(17.08.07)
inş. içinde değerli bir şey yoktur çünkü biletlerdeki sözleşmede çanta kaybolursa en fazla bilet fiyatının bilmem kaç katı kadar ödeme yapılır diye bir madde oluyor.

agk nın dediği gibi şöför, muavin, hareket görevlisi gibi alt kademedeki çalışanlarla bu saatten sonra halletmeye çalışma zaman kaybı olur.

ayrıca azıcık pislik olacak ama "çantamın içinde canon fotoğraf makinam vardı" derdim . tabi bu sadece örnek, elinizde faturası olan herhangi yükte hafif pahada ağır eşyayı söyleyebilirsiniz. akıllansınlar da kaybetmesinler bi daha.
0
kimlanbu
(18.08.07)
evet bilet arkasında "2 bilet tutarı" yazıyor. sorumluluklarından fazla da ödeme yapmıyorlar. dava açabiliriz, bu durumda da bavulun içindekileri mahkemede kanıtlamamız gerekiyormuş, yoksa zormuş. 2 bilet tutarını kabul edince de "başka bir hak iddia etmeyeceğim" diye kağıt imzalatıyorlar. yani çantayı kendi imkanlarımızla bulmak ve ulusoy'u sorumsuzluğu yüzünden rezil rüsva etmek dışında elimiz kolumuz bağlandı. yapabilecek pek bir şeyimiz yok.
0
🌸kibritsuyu
(18.08.07)
bagajın içinde sadece marka bir kot olsa bile bilet fiyatının 10 katı değerinde zararınız oluyor. eğer bu şekilde bir zarara uğradıysanız avukata bir danışın derim. belki emsal olabilecek bir dava sayesinde çantanızdakilerin parasını kat kat çıkarma şansınız olabilir.
0
kimlanbu
(18.08.07)
(6)

ufacik kertenkelemsi bi surungene dair

badseed
1 hafta once salona girdim baktim pitir pitir ufacik kertenkele benzeri bisi kosuyo. Tabii hizini yakalayamadim kayboldu hayvan. Bide kamufle pezevenk gormek mumkun degil. Ama bugun gene girdim salona bi baktim beyaz duvarin ustunde gayet guzel yerini belli ediyor. Bende napim napim dedim odada bi f
1 hafta once salona girdim baktim pitir pitir ufacik kertenkele benzeri bisi kosuyo. Tabii hizini yakalayamadim kayboldu hayvan. Bide kamufle pezevenk gormek mumkun degil. Ama bugun gene girdim salona bi baktim beyaz duvarin ustunde gayet guzel yerini belli ediyor. Bende napim napim dedim odada bi fanus buldum. Bunu ustune kapadim ve kaydira kaydira yere indirdim. Altinada gaste koydum. Yani artik bi surungenim var. Simdi soruya gelim. Bu hayvan nedir, bi kez daha baska kaldigim bi evde arkadasla gormustukde o bunlardan izmirde oluyo diyip adini solemisti. Bide ben napim bunu simdi? Sabaha kadar orda kalsa olur mu?
0
badseed
(16.08.07)
süleymancık veya gecko
0
luzumsuzadam
(16.08.07)
Hah suleymancik demisti galiba. Varmidir bi zarari beslesem beslenir mi? Can yoldasi olur mu?
0
🌸badseed
(16.08.07)
süleymancık'tan başka bir adı da tuzatüküren'dir bu arkadaşların. severiz. sinek filan atsanız yer, zararsızdır. eşi, dostu, yoldaşı, hayat arkadaşı her neyse bir tane daha olabilir civarda.
0
lykos
(16.08.07)
şu turuncu olup duvarlarda gezenlere fistancık dendiğini duydum konya'da birinden.

edit: fistancık değil, bistancık ya da pistancık diyorlarmış.
0
fadetoreality
(16.08.07)
Mediterranean Gecko(Turkish Gecko) (Hemidactylus turcicus) :)
0
ermanen
(17.08.07)
adana ve çevresinde "eldeğmez eniği" dedikleri şey olsa gerek. normalde görmesi zor. ama sinek falan yiyince midelerindeki siyahlıktan görülebiliyor
0
her kuyuya tas atan deli
(17.08.07)
(4)

ER - database modelleme yazılımı

dedim de demedim mi dedim
ER ve database modelleme konusunda bana yardımcı olabilecek en güzel ücretli ve ücretsiz yazılımlar nelerdir?
ER ve database modelleme konusunda bana yardımcı olabilecek en güzel ücretli ve ücretsiz yazılımlar nelerdir?
0
dedim de demedim mi dedim
(15.08.07)
free olarak :
- dbdesigner4 : fabforce.net
- mysql workbench : (ki fabforce'un yerini alacak)
www.mysql.com

toad data modeler (betasi bedava) www.casestudio.com
clay: (eclipse icinde) www.azzurri.jp

sonra parali olanlardan:
- sybase power builder
www.sybase.com

- rational rose (ibm) www-306.ibm.com
0
cosysop
(15.08.07)
SmartDraw kullandım bir süre, fena değildi.
0
fredi
(15.08.07)
erwin vardır bir de.
0
lykos
(15.08.07)
SmartDraw güzel ama çok fazla entity, relation falan varsa allak bullak olabiliyor diagram. MS Visio ile de çizlebiliyordu sanki ama emin olamadım...
0
crown
(16.08.07)
(6)

hırsızlık

euthanasia
komşumuza hırsız girdi ve tabi bizi de önlem almaya sevketti. adamlar gündüz vakti kapının iki kilidini de sökmüşler ve kapıdan misafir gibi girmişler. yok mudur bu kilit işinin bir çaresi? hangi kilidi taktırırsak güvenli olur? yada yeni çıkan falan bir sistem var mıdır? teşekkürler.
komşumuza hırsız girdi ve tabi bizi de önlem almaya sevketti. adamlar gündüz vakti kapının iki kilidini de sökmüşler ve kapıdan misafir gibi girmişler. yok mudur bu kilit işinin bir çaresi? hangi kilidi taktırırsak güvenli olur? yada yeni çıkan falan bir sistem var mıdır? teşekkürler.
0
euthanasia
(14.08.07)
pronet. hırsız görünce bırakıp kaçıyor.
0
ezeriko
(14.08.07)
abi kale'nin mi ne bir kapisi vardi.
hem kilit olan tarafta hem de diger tarafta iceri dogru giren di$ler vardi.
yani sen kilitlediginde yatay olarak iki tarafa da yerle$iyor kapi.
boyle bir $ey. nedendir bilmem hep bana guvenli gelmi$tir bu.
0
sourlemonade
(14.08.07)
ya kilit falan tamam bi yere kadar da, @ezeriko'nun dediği gibi alarm kullanırsanız en azından caydırıcı bir önlem olur.

o değil bizim çelik kapicilar kapıların kasasını yerleştirdikten sonra kalan boşlukları köpükle doldurmaya devam ettikçe birak çelik kapiyi, titanyum kapi yapsan faydasi olmaz. eğer olur da çelik kapi yaptirirsaniz boşlukların beton ile doldurulmasına özen gösterin.
0
os
(14.08.07)
en ucuz çözüm: gerçek görünümlü sahte kameralar var, dönüyor filan, bir tane ondan alın. altına da bilgisayarda "kunteper güvenlik" diye etiket yapıp yapıştırın.
0
lykos
(14.08.07)
ito nun aynalı çift kilidini tercih edin.kapı kırılmadan o tip kilitli kapılardan içeri girilmiyor, bizzat denedim ve gördüm.adamlar dan dun kapıyı kırana kadar zaten uyanırsınız veya kapıyı kırmaya cesaret edemezler.
0
devourthedamned
(14.08.07)
24 saat çalışan pronet vari şeyler en iyisi ama olmazsa harbici kale çelik kapı vs gibi büyük markaların uzman adamlarına kapı yaptırın.

ancak o tutar diğerleri hikaye. o adamlar işini biliyor ama parayı da iyi alıyorlar.
0
darknum
(15.08.07)
(2)

ielts-toefl

dali dili havali korna
bu sınavlardan birine girmem gerekiyor, başvuracağım üni. ielts de kabul ediyor. yalnız etrafıma bakıyorum da ielts'e giren pek yok. toefl'ın bu popülerliği daha fazla yer tarafından kabul görmesinden mi? ietls daha kolay görünüyor halbuki. hem de bildiğim kadarıyla sonuçları daha hızlı gönderiliyor
bu sınavlardan birine girmem gerekiyor, başvuracağım üni. ielts de kabul ediyor. yalnız etrafıma bakıyorum da ielts'e giren pek yok. toefl'ın bu popülerliği daha fazla yer tarafından kabul görmesinden mi? ietls daha kolay görünüyor halbuki. hem de bildiğim kadarıyla sonuçları daha hızlı gönderiliyor. deneyimli arkadaşlar hangisine girmemi tavsiye eder?
0
dali dili havali korna
(13.08.07)
evet, popülerliği daha fazla yerde kabul görmesinden ve evet, ielts daha kolay derler. ama ielts'in toefl'a göre daha kıl oldupunu söyleyenleri de duymadım değil. bu işlerde rakibini tanımak önemli, dolayısıyla ben toefl'ı tercih etmiştim. cbt çok zor bir sınav sayılmazdı; eğer iyi bir temeliniz varsa ve mesela altyazısız ingilizce dizi ve filmleri pek bir şey kaçırmadan izleyebilecek durumdaysanız 5-6 deneme çözünce 280-290 almanız işten değildi. ama şimdi ibt'de speaking var ve mikrofona konuş tekniğiyle yapılıyor. ielts'deki ise bir otel odasında hoş bir bayanla karşı karşıya yapılıyormuş diye bir rivayet duydum, inanayım mı bilemedim :) toefl ibt'dekini de değerlendirirken çok kasmıyorlarmış galiba ama girmedim, bilmiyorum.

en iyisi birer deneme çözüp öyle karar vermek gibi geliyor bana, braindump'lar, mock exam'lar çok var nette, emule filan gibi programlarla toefl ibt diye aratırsanız longman vs cd'lerini de bulursunuz.
0
lykos
(13.08.07)
British ingilizcesine yakinliginiz varsa IELTS, Amerikan ingilizcesine aliskinim diyosaniz Toefl derim. Ikisi de zor elbette, deneme sinavlarina bakmalisiniz mutlaka...
0
islakkedicorbasi
(14.08.07)
(5)

eski oyunlar

denize karsi icen keci
eski/yeni ve güzel telif hakkı sorunu olmayan oyunlardan önerebileceğiniz varmıdır? indirmek için link ile beraber olursa daha süper olur. (volfied, ignition, quake, theme hospital gibi...)
eski/yeni ve güzel telif hakkı sorunu olmayan oyunlardan önerebileceğiniz varmıdır? indirmek için link ile beraber olursa daha süper olur. (volfied, ignition, quake, theme hospital gibi...)
0
denize karsi icen keci
(11.08.07)
doomsday engine adı verilen bir portla doom i ve doom ii'yi modern grafiklerle ve mouse kontrolüyle vs. oynayabilirsiniz. ücretsiz ve çok başarılı. tek yapmanız gereken oyunun wad dosyasını bulmak - ki google'da iyi bir arama yaparsanız bulursunuz. portu kurduktan sonra grafik, silah vs. yamalarını da kurarak grafik ve oynanabilirliği arttırıyorsunuz. müzikler filan aynı. süper yani.
0
actionary
(11.08.07)
abandonware olayının piri www.the-underdogs.info sitesidir, hemen her abandonware oyun bulunur burada.
0
lykos
(11.08.07)
mame32 ile de bir cok oyunu oynayabilirsin.
oyunlar icin www.rom-world.com superdir.
0
sourlemonade
(11.08.07)
Çok basit de olsa çok güzel bir oyun;

(bkz: blobby volley)

ikili oyunu da destekliyor (sadece LAN da olabilir). Hala yenilmedim ehehe.
0
colonizer
(12.08.07)
syndicate
0
chavezding
(12.08.07)
(5)

Emule

delikan76
Bu emule'de indirme kaldırma işlerinde öncelik sağlayan ve 0-100 arasında bulunan download-upload üzerinden hesaplanan (anladınız siz onu) bir puan varmış. Bu puan emule programının neresinde yazmaktadır? Kurcala kurcala laçka oldu program.Teşekkür ederim.(bkz: tools optionsa girmek)
Bu emule'de indirme kaldırma işlerinde öncelik sağlayan ve 0-100 arasında bulunan download-upload üzerinden hesaplanan (anladınız siz onu) bir puan varmış. Bu puan emule programının neresinde yazmaktadır? Kurcala kurcala laçka oldu program.

Teşekkür ederim.

(bkz: tools optionsa girmek)
0
delikan76
(09.08.07)
İnsanlar onu kırıp, üzerinde manüplasyonlar yapmasın diye, herkesin puanı diğer kişinin üzerinde saklanır. Yani senin puanlar sen kime down yahut up yaptıysan onlarda, senin bilgisayarda da senin bilgisayara up/down yapan insanlarınkiler var. Ayrıca hadi o puanların tutulduğu dosyayı bulsan bile kimin kaç puanı var okuyamazsın, okusan bi işine yaramaz zaten, napçan başkasının sendeki puanını.

Büdüt: www.emule-project.net
0
3200
(09.08.07)
Boşuna mı kurcaladım programı 2 saattir ben şimdi?
Neyse konu anlaşıldı, emulenin hüsniyetine saygı duyuldu.
0
🌸delikan76
(09.08.07)
oldukça iyi çalışan bir sistem bu kredi sistemi. sizden dosya çekenlerden dosya çekeceğiniz zaman öncelik sahibi oluyorsunuz. fazla upload yapan kazanıyor dolayısıyla. ben indirmek istediğim dosyayla benzer konuda bol miktarda küçük boyutlu dosya paylaşarak bu dosyayı bulundurabilecek kişilerde kredimi artıtmaya çalışıyorum (iron maiden mp3'leri indirmek istiyorsam bol miktarda iron maiden lirik ve tablature'ı mesela,) işe yarıyor sanki.
0
lykos
(09.08.07)
abi, hiç uğraşma derim:) kur torrent i yap fake upload ı paşalar gibi... hem güncel dosyalar çok hızlı iniyor. hem bir sürü tracker, site falan var artık.. en zor şeyler bile bulunuyor.. ancak mevzu bahis orhan gencebay filmleri falansa en iyisi e mule dur, evet.. sadece orada var onlar..
0
commorientes
(09.08.07)
1) Geri gelmez, herkesin spesifik bir id numarasi var.
2) Yukardaki cevaptan anlasildigi gibi hicbirisi. nasil ki dosyalarin hash id si var sizin de var. bunlar hep emule dosyalari icinde tutuluyor.
3) Prefrences.dat ta bu konularda bir sey yok bildigim kadariyla. Daha cok clients.met dosyasinda her sey.
0
entrapmen
(10.08.07)
(8)

UTorrent veya Emule Açıkken Browser Yavaşlaması

actionary
UTorrent veya Emule'um açıkken Internet'te dolaşıma hızım çok büyük oranda yavaşlıyor. IE 6.0 kullanıyorum. Gerekirse açık portlarımı da yazarım.Sanki taa 128k'lık bağlantı zamanlarında Emule kullanırken bu sorunla karşılaşmıyordum diye hatırlıyorum. Sonradan oldu böyle. Ama öyle böyle değil, hayvan
UTorrent veya Emule'um açıkken Internet'te dolaşıma hızım çok büyük oranda yavaşlıyor. IE 6.0 kullanıyorum. Gerekirse açık portlarımı da yazarım.
Sanki taa 128k'lık bağlantı zamanlarında Emule kullanırken bu sorunla karşılaşmıyordum diye hatırlıyorum. Sonradan oldu böyle. Ama öyle böyle değil, hayvan yavaşlıyor, resmen surf yapılmıyor, sözlük bile okunmuyor.
0
actionary
(06.08.07)
firefox'a terfi edene kadar ayni $eyden ben de mustarip idim..
0
gxix
(06.08.07)
cfosspeed isimli yazılım yardımcı olabilir gibime geldi.
0
mosmor
(06.08.07)
netlimiter ile bu programların upload'larını biraz kısarsanız da düzelebilir.
0
lykos
(06.08.07)
cok fazla upload var demektir bu.
lykos'un da dedigi gibi netlimiter kurun ve upload'lara sinir koyun. duzelecektir.
0
sourlemonade
(06.08.07)
kullandığın modeme bağlı olarak emule da max connections ayarını düşürmen işine yarayabilir.
0
babel
(06.08.07)
Bendede zoom x4 vardı.İşlemcisi fazla ısındığı için fazla download yaptığımda sapıtıyordu alet.Modemi kapayıp açmadan kendine gelmiyordu.Teknik servistekilerde bu hatayı kabul ettiler ama bir şey yapamayız diyip işin içinden sıyrıldılar.Belki senin sorununda böyle birşeydir.
0
pyrotoxin
(06.08.07)
upload miktarini degil de, upload slot sayisini azaltirsan, cozum bulabilirsin.
0
x daemon
(06.08.07)
toplam connection sayısını denemek lazım. tek başına upload slotu çözüm olmayabilir. max connections 400-1000 ve torrent başına connection 100-200 ise tıkanıp kalman normaldir. peki normali nedir dersen deneme yanılma yapmakta yarar var. kimi 3-5 bağlantı ile optimumu yakalarken kimine 100 bağlantı bir şey yapmıyor. modemle de alakası olduğunu düşünüyorum.
0
ozdek
(06.08.07)
(5)

Bir film

sankaranarayanan
Yillar evvel tv de izlemistim. Bir grup italyan asker, Ikinci dunya savasinda (sanirim) bir yunan adasina (ada olmayadabilir) siginiyorlar. Ayni deniz iki ulke, ya da ayni denizin iki farkli ulkesi gibi bir mottoyla halka yanasiyorlar ve siginti gibi (benzetme briaz agir oldu ama) yasamaya basliyorl
Yillar evvel tv de izlemistim. Bir grup italyan asker, Ikinci dunya savasinda (sanirim) bir yunan adasina (ada olmayadabilir) siginiyorlar. Ayni deniz iki ulke, ya da ayni denizin iki farkli ulkesi gibi bir mottoyla halka yanasiyorlar ve siginti gibi (benzetme briaz agir oldu ama) yasamaya basliyorlar. Sonra savasin bittigi haberi geliyor ama bir kismi yine de orada kalip yasamaya devam ediyorlar. halkin bu askerleri kabul sureci vs. filmin esas konusu idi.

Bu filmin ismini hatirlayan var mi?
0
sankaranarayanan
(03.08.07)
nicholas cage in vardı böyle bir filmi..adı da "captain corelli s mandoline" galiba..
0
anarchitect
(03.08.07)
Ha yok, bir avrupa filmiydi diye hatirliyorum.
0
🌸sankaranarayanan
(03.08.07)
film mediterraneo'dur. www.imdb.com
0
nihilanth
(03.08.07)
o değilse kesin "mediterraneo"...
corelli nin mandolini de rezil filmdi bu arada..
0
anarchitect
(03.08.07)
film mediterraneo, çekildiği yer de kaş'ın karşısındaki meis adası. giderseniz filmde askerlerin önünde sıra olduğu fahişenin evinin önünde sıra olup fotoğraf bile çektirebiliyorsunuz hatta :)
0
lykos
(06.08.07)
(11)

birgisayardan anlayan vasıflı eleman aranıyor...

chak 666
1,50 ghz işlemci, 128 mb ram. tahmin ettiğiniz gibi çok yavaş bir bilgisayar. ben bu bilgisayarı nasıl hızlandırabilirim?
1,50 ghz işlemci, 128 mb ram. tahmin ettiğiniz gibi çok yavaş bir bilgisayar.

ben bu bilgisayarı nasıl hızlandırabilirim?
0
chak 666
(22.07.07)
tüm sistemi bilmeden bir öneride bulunmak zor ama gene de pc nin söyledigin iki parcasindan birisini gelistirmeni önerecek olursam, o da ram in olur.. 1,5 ghz islemci bir cok sey icin yeterli olabilir, fakat ram in cok düsük..
0
raizti
(22.07.07)
Eğer sabit diskin 5400rpm'se 7200rpm bir modelle değiştirmen yerinde olur. Ram en az 512 hatta mümkünse 768MB - 1GB gibi birşey olsun. SD-RAM ise biraz daha pahalı olur. Aslında çok iş görebilecek bir işlemci fakat ram çok az olduğu için aşırı yavaş hissi veriyordur. Oyun oynamak istersen ekran kartına da müdahale et diyeceğim ama her halbukarda işlemci oyun için yetersiz kalacak. Bu yüzden ram ve hdd upgrade'i işini görecektir.
0
arche
(22.07.07)
yenısını al (:
0
bryan fury
(22.07.07)
ben ikinci bilgisayar olarak celeron 433 kullanıyorum, bir 512mb ram ilavesiyle pek çok şey için yeter bu bilgisayar size.
0
lykos
(22.07.07)
oyun oynanmayacak. sadece internet için. internet explorer açıkken torrent programı, yanında winamp ve messinger açık olacak. şimdiki durumda herhangi ikisi aynı anda açık olsa dahi aralarında geçişte çok yavaşlıyor. 1 dakika bekliyorum. 128 sdram var bir 128 daha eklesem yeterli olurmu? fiyatı 25-30 lira civarında sanırım. maddi olarak daha fazla olmayan başka çözümler var mı ?
0
🌸chak 666
(22.07.07)
sadece internet icin diyosun, ve soylediklerine bakilirsa hayli hayli yeter.
0
la traviata
(22.07.07)
Linux yükle, bu istediklerinin tamamını aynı anda çok rahat yapabilirsin. Pardus gibi dağıtımlar işini görecektir.
0
t
(22.07.07)
torrent için utorrent, msn messenger için miranda im kullanırsanız bellek açısından daha az problem yaşarsınız. ama yine de eğer asimetrik takabiliyorsanız almışken en az 256mb ram alın derim, fiyat farkı çok değil.
0
lykos
(22.07.07)
1) ram artırımı yap. bu gnel performansını en çok etkileyecek konu. (özellikle senin durumunda)
ram'i en az 512 yap. bu durumda o pc internet, office, vs. vs. için gayet yeterlidir.
2)win ME yükle.
win 98'e göre sürücü ve program desteği çok daha yüksektir. daha az başın ağrır.
kötü tarafı zaten dengesiz olan windows sürümlerinin en dengesizi olmasıdır. pratikte bunu cd okumayınca gelen mavi ekranda göreceksin en çok. bunun dışı seni rahatsız etmez. (belki farketmezsin bile) özet: win me iyi bir tercih olabilir çok cd kullanmıyorsan.

linux olayına gireyim dersen son sürümleri tercih edersen o da windows gibi kasar (pardus falan)
0
can see
(22.07.07)
linux distrolarını araştır özel olarak yavaş bilgisayarlar için sürümler var ubuntu olsun redhat olsun vs. onları yükle ama 128 mb ram yetmez. ram bilgisayarın en önemli parçasıdır anakartla beraber. rami en az 1 gb yap ki sorun yaşama.
0
darknum
(23.07.07)
kesinlikle ram.
0
compumaster
(23.07.07)
(7)

gece yaşamak

colg fusion
gündüz uyuyup gece yaşamanın ne gibi sakıncaları vardır? çok mu kötüdür yoksa olsa da olur mu? (lütfen sallamayınız)
gündüz uyuyup gece yaşamanın ne gibi sakıncaları vardır? çok mu kötüdür yoksa olsa da olur mu? (lütfen sallamayınız)
0
colg fusion
(22.07.07)
gündüz uyumak pek sağlıklı değil(miş). ışıktan dolayı vücudun salgıladığı bir "uyanma" hormonu varmış, yeterince dinlenemiyormuş vücut. izlediğim bir belgeselden aklımda kalanlar.
0
kimlanbu
(22.07.07)
iki sene kadar ya$adim ben boyle. ak$am 20.00da kalkiyor sabah 9 gibi uyuyordum. herhangi fiziksel bi zararini gormedim. sosyal acidan biraz sorun olabiliyor. ya$anilan $ehir pek buyuk degilse gece acik bi yer bulmak zor olabilir. iyi yanlari da cok. her$eye geni$ geni$ vakit bulunuyor. ortam sessiz. kafan rahat
0
experience
(22.07.07)
beyin için en dinlendirici uykunun 23:00-7:00 dilimine denk gelen olduğunu okumuştum, ama ciddi bir şekilde bunun iş dünyasının önde gelenleri tarafından yayılan bir şayia olduğunu düşünüyorum. zaten insana 8 saat uykunun yettiği de sanayi devrimi sonrası uydurulan yalanlardan biri.
0
lykos
(22.07.07)
yaklaşık 5 yıldır bu şekilde yaşıyorum hala da devam ediyorum 2. öğretim olmanın götürülerinden.
*sabah erkenden işiniz oldugu zaman %100 uykusuz kalıyorsun bi kere kafadan, atıyorum bankaya gitmek gerek, gece uymam sabah giderim diyorsun sonra zombi olarak gidiyorsun bankaya.
*öğünler terse döndüğü için kilo falan alabiliyo insan,özellikle yemek yiyip sabaha karşı uyumak baya fena etkiliyor. -hayır şişko degilim sözlük bayanlarına ekşi duyurudan da selam ederim-
*sosyal hayat 0'a yakınsıyor. internetle içli dışlıysanız arkadaşlarınızı sadece messenger gibi programlarda görebiliyorsun.
*gece tek başına kalıyorsan ruhsal açıdan belki bişiler olabilir,belki kafayı çizersin , bu bana olmadı.
* bi de güneş ışıgı d vitaminin vücutta üretilmesi için bi nevi katalizör,o açıdan sakıncalı.
daha kesin vardır ama ilk akla gelenler bunlar.
gene de yaşanıyor mu yaşanıyor, hatta daha süper yaşanıyor diyebilirim.
0
alwaysdrunk
(22.07.07)
anadolu
(22.07.07)
Alwaysdrunk'ın yazdıkları doğru. En azından bende hepsi oldu. Bir de en büyük götürüsü hafızanın bildiğin kaybolması. Hafızanın zayıflaması/silinmesi çok kötü bir şey. Ağladığımı biliyorum.
0
colonizer
(23.07.07)
"ben gece yasiyorum,hicbisey olmuyor" diyenlere bakma, bunun etkilerini zaten gencken degil daha sonra, metabolizman yavaslamaya basladiginda goreceksin.

ayrica insanin en guzel yaslarini boyle heba etmesini anlayamiyorum, hayatta yapacak cok sey var gencler, sanal bir dunyayla omur gecmez. akin ortamlara, gezin tozun tikilmayin bilgisayar basina.
0
alpinsamuray
(23.07.07)
(11)

üniversitede istenmeyen bir bölümde okumak

sorusoranadam
bir hata yaptım, üniversite sınavı sonrasında pek de istemediğim bir bölüm yazdım.bu bölümün bana uygun olmadığını anlamam çok kısa bir zaman sürdü.öss'ye girip başka bir yere geçmek için çabalasam da, artık geçebilecek durumda değilim.artık bir şekilde bu okulu bitirmek mecburiyetindeyim.sorun şu k
bir hata yaptım, üniversite sınavı sonrasında pek de istemediğim bir bölüm yazdım.
bu bölümün bana uygun olmadığını anlamam çok kısa bir zaman sürdü.
öss'ye girip başka bir yere geçmek için çabalasam da, artık geçebilecek durumda değilim.
artık bir şekilde bu okulu bitirmek mecburiyetindeyim.

sorun şu ki, bölümü hâlâ içime sindiremediğim için ders çalışmakta çok zorlanıyorum.
bir şey öğrenemiyorum. dersler pek ilgimi çekmiyor. konsantre olamıyorum, dersi öğrenmek istemiyorum.
ne yaptıysam olmadı. artık bir çare olarak burayı düşündüm.

derslere nasıl yaklaşmalıyım? nasıl düşünmeliyim?
neler yapmalıyım?

fikirlerinizi bekliyorum.
0
sorusoranadam
(21.07.07)
Üniversite öğrencisi olan kişilerin %50'den çok daha fazlasının senin durumunda olduğu gerçeğini düşünmek işine yarayabilir. O noktaya nasıl gelindiği kişiden kişiye az buçuk değişebilir, ama bir bölümü istemeden okumak tersinden daha çok görülen bir durumdur.
0
delikan76
(21.07.07)
eğer aklından ÖSS'yi tamamen çıkardıysan ne yap ne et bu bölümden diplomanı al. derslerine çalış kısacası. Çalışmayıp hem okulu uzatacağına hem de sürünüeceğine en azından elinde diploma notun olur.

Şahsen ben, okuduğum yere ilk girdiğimde deliler gibi mutluydum (Uzay bilimleri). Derslere baktıkça heyecanlanıyordum (güneş fiziği, yer dışı yaşam araştırmaları, yıldızların yapısı fln) ama sonra okumaya bir başladım, meğerse o dersler son 2 seneymiş. ilk 2 sene matematik bölümünde okuyacakmışız (aynı dersleri alıyoruz). Şimdi sırf bu yüzden bölümü değiştirmeyi düşünen yaklaşık 50 arkadaşım var (çeşitli senelerden). onlar da ilk sene bölüm değiştirmeyi düşündü, sonuç : ilk sene kaldılar, ikinci sene öss'ye kastılar ama istedikleri yere giremediler ve okulu salladıkları için de yine sınıfta kaldılar, üçüncü sene ise mecburen derslere çalıştılar)

biraz uzun oldu ama inşallah fikir verebilmişimdir
0
deckard
(21.07.07)
Ayrıca meraktan çatlayacağım, okuduğun bölüm neresi ?
0
deckard
(21.07.07)
eğer "bir şekilde" oluru var ise istediğin şeyi okumak için çaba göster. Bugün kaybetmeyi göze alamadığın 2 sene bütün hayatını çekilmez kılabilir. (göze alamamaktan başka bir engelin olmadığını varsayıyorum, ve işkembeden sallamıyorum aynısını yaptım şimdi çok mutluyum 2 sene kaybettim ama inan umrumda değil)
0
kurukafa
(21.07.07)
öss ya da yatay geçiş şansınız varsa kullanın, 2 sene filan bir şey değil gerçekten. yok bu konuda ümidiniz yoksa, bölümden kopmadan en kısa sürede bitirmek için çaba sarfetmeye başlayın. eğer arkadaş çevresinden kopar, hocalarla ilişkileri bozar, en kötüsü de son motivasyonu da kaybederseniz işiniz çok zorlaşır. ama çaba gösterirseniz yapamayacağınız şey yok, üniversitede okuduğunuz bölüm de her şey değil; ben bunu gördüm.
0
lykos
(21.07.07)
5 sene once iktisat okurken ayni durumdaydim. mesela hukuk derslerini veremiyodum, icimden gelmiyodu, tum derslerden nefret ediyodum. sonra yazlikta bir gun, hukuk'u eglenerek, hikaye kitabi gibi okumayi-sevmeyi denedim ve o sekilde butunlemede gecmistim.
diger cok kazik iktisat derslerinde de durum boyleydi.

ama okulu bitirmedim, 4uncu senemde oss ye girip baska bir okulu ve sevdigim seyi kazaninca orayi biraktim.

simdi bu noktada, insanin sevdigi-ilgi duydugu seyi yapmasi cok onemli,
ama ote yandan da senelerine de yazik, o diplomayi kesinlikle al.
bak mesela ben kalan iktisat derslerimi aöf ile tamamlayamiyorum zira adamlar "bastan okumaniz gerek, derslerinizi kabul edemeyiz vermis gibi" gibi salakca seyler soyluyolar.


tekrar soruna geleyim,
derslere nasil yaklasmaliyim?
cevap : biraz severek anlamaya calis, hikaye gibi oku, sanki not almicaksin da ondan hayata dair guzel bisiler ogrencekmissin gibi dusun.

derim.
0
la traviata
(21.07.07)
ben de bir süre iktisat da okumuştum. eğer iki seneyi tamamladınızsa çoğu okul ön lisans diploması veriyor, normalde dersleri tamamlama olmasa da önlisans diplomanız varsa aöf 3. sınıftan başlayabiliyorsunuz bildiğim kadarıyla.
0
lykos
(22.07.07)
bence eger gercekten okuyamayacagina inaniyorsan; yani tum zorlamalarina, cevreni degi$tirmene, hocalarla konu$mana ragmen hicbir $ey degi$miyor ve gunden gune kotuye gidiyorsa hemen birak.

"okul birakmak" genelde herkes tarafindan tuuu! kotu! kaka! olarak addedilir fakat ya$ayan bilir.

4. sinifta okudugum bolumu birakip ikinci universite hakkiyla iktisada devam eden biri olarak soyluyorum bunu. kacinci sinifta oldugunu yazmami$sin ama aslinda bunun cok da onemi yok. $u an iktisat 2. siniftayim.(aof) memleketimdeyim. sevdigim i$i yapiyorum. kisacasi kafam rahat.

ha ailemle sorun ya$arim cevreye ne derim gibi du$unceler olabilir. bunlarin icinden bir tek aile konusunu onemse ve onlari kar$ina alip guzelce konu$. cok olsa bir iki hafta surat yapiyorlar, uzuluyorlar ama senin icin dogru olani yaptigina ikna edersen bu uzun surmuyor.

yalniz dikkat etmen gereken husus okudugun bolumun gercekten bitirmek istemiyorsan birak. yani $oyle du$un. bu okulu bitirmek fikrinden bile nefret ediyorsan, yani sonrasinda mezunu olmaktan bile kacacaksan birak. yoksa okul bitmez diye bir$ey yok. o sinavi kazandiysan o okulu da bitirebilirsin demektir.

ama okul birakmanin da dunyanin sonu olmadigini unutma. ister geci$ yap, ister oss'ye tekrar gir, ister acikogretime gec; kararini sen ver. ve bir kere verdikten sonra da kararinin arkasinda dur.

kaybolup gideceginden korkan, siradan bir lise mezunu olarak omrunu tamamlayacagindan korkan insanlara (yanli$ anla$ilmasin siradan bir lise mezunu olmak kotu degildir. kabul etsek de etmesek de universite mezunu olmak toplum icindeki yerimizi etkiler) istedigini yapabilecegini ispatla ki onlari da sevindir.
biraktiginda ilk 1 yil inan cok zor gececek. (anti-sosyallige itebilir) buna hazir ol. sonralari ise duzeliyor. ve insanlar sen yeni seciminde ba$arili oldukca saygi duymaya ba$liyor. (ho$ bu ne kadar kafaya takilmalidir bilmiyorum. ki$iden ki$iye degi$ir. ben birakirkan cevre hic sikimde degildi. hala da degil)

yani once kendine inan. secimin ne olursa olsun yapabilecegine inandigin anda hareket etmekten korkma. cunku $u an devam ettigin bolumu bitirmeye karar vermezsen daha da kotuye gidecektir. biriken dersler, uzayan okul, bir cevap bekleyen aile/sevgili vs.
en iyisi kararini ver ve uygula. bu senin hayatin.
0
experience
(22.07.07)
universite insana meslek degil hayat goru$u kazandirir. cogumuz istemedigimiz bolumler okuduk. ben bilgi'de burslu reklamciliga giriyordum elimi kolumu sallaya sallaya. hep reklamci olayim istedim. sonra babam iktisat okuttu. ama bitiyor bi $ekilde okul. azicik kas sonra ne istersen o i$i yaparsin. kac ki$i egitimini gordugu i$i yapiyorki bu ulkede anasini satayim.
0
0v3rm1nd
(22.07.07)
üniversite öğrencilerinin %10'dan fazlasının "tam istediği bölümde" okuduğunu sanmıyorum.
0
can see
(22.07.07)
Ben elektronik müh. okuyorum şu anda. 3 ile 4 arası bir yerdeyim.
Bizim bölüme puanım yüksek geldi de burayı yazdım işi çok gücü çok diye girip de girdiğine lanet eden sürüyle adam biliyorum. bir çoğu da ben müh. olmayacağım işletme, bankacılık vb.ye kayacağım diyor.

ben de özel sektör mühendisi olarak çalışmayı düşünmüyorum mesela, belki ee mühendisi de olmam kim bilir. (bölümü ot insanına, başarı odaklı hocalarına rağmen de seviyorum yalnız)

burada nolduğunu falan sorgulamayacağım. ben öncelikle zaman kaybolması gibi olaylardan korkma derim bölüm 4 senede bitecek sonra askerlik/master dönüşte iş evlilik(örnek) gibi sıkıştırılmış yaşamaya gerek yok. tabii elinde olmayan durumlar vardır geri dönemez.

bağlamak gerekirse bizim bölümde verilen dersler matematik odaklı çalışmalarda da başarılı olmamızı sağlıyor. sizin bölüm de sana mezuniyetten sonra böyle kapılar açabilir, derslere bu açıdan yaklaşmaya çalış, kendini de sevdiğin konular üzerine geliştirmeye bak. böylece istediklerini yapabilirsin belki.
0
s renovation
(22.07.07)
(6)

Bağırsak Kurdu

delikan76
Bağırsak kurdunun en net belirtilerinden birisi uyurken salya salmaktır. Yani sizde bağırsak kurdu varsa, uykuda ağzından tükürük sızar...Ne alaka?
Bağırsak kurdunun en net belirtilerinden birisi uyurken salya salmaktır. Yani sizde bağırsak kurdu varsa, uykuda ağzından tükürük sızar...

Ne alaka?
0
delikan76
(21.07.07)
bağırsak kurdu bağırsaktaki sindirim refleksini çalıştırdığı için, sindirim durumu olduğunu düşünen bünye tükürük salgısını artırıyor desek, bağırsaktaki sindirim ağızdakinden çok daha sonra bir aşama olduğundan manasız olur herhalde. benim de merakımı celbetti şimdi.
0
lykos
(21.07.07)
hatta kil kurdu varsa, burunda kasinmalar olur, diye yazardi ilkokul kitaplarinda
0
x daemon
(21.07.07)
bir arkadas da bana yumurtalari dis ortama gonderebilmenin bir yolunun da salya oldugunu soylemisti. bu yuzden salya aktivitesi normalin ustunde olurmus. yalniz bunu diyen adam metalurji okuyordu, bunu goz onunde bulundurmanizi isterim. ne kotu muhabbetimiz varmis be.
0
boshi
(22.07.07)
ilkokul 3 seviyesinde bir cevap veriyorum efenm:

bu şerefsizler yediğin şeylere ortak çıkıyor. bağırsaklarınmdaki potansiyel boklarla besleniyor. e şimdi bağırsağı boşaltınca bu hayvanoğluhayvan, mide de bağırsağa iş veriyo al şunları da diye. bunun sonucunda mide boşalıyor karnın acıkıyor. sen farkında olmuyorsun ama ağzın sulanıyor. rüyanda gördüğün cenifır falan aslında sandviç misal. paris hilton, o aslında patates kızartması. salyalarının farkında olmuyorsun, olsan kalkıp yemek yersin a.q

saygılar, sevgiler...
öperim en münasip yerlerinizden.
0
sakingitarist
(22.07.07)
hehe şukela butonu aradım valla
0
reeper redeemer
(22.07.07)
tibbi olarak sundan ileri gelir: uzun sureli acliklarda agzimiz sulanir, bagirsaklarimiz hareket eder surekli. bagirsaklarin duzenli hareketi de "besin yok ama ben tuketir gibi yapiyorum"culuk oldugu icin dil de buna uyarak salgi yapar.

ha, "tok yattim ben" derseniz, bagirsak kurdu sizin besinlerinizi siz henuz sindirmeden tukettigi/tuketecegi icin siz bundan yararlanamazsiniz. dolayisiyla bagirsaklar yine bos bos kasilir; agzinizdan su gelir..

unutmadan: agzinizdan su gelmesi mutlaka "bagirsak kurdu" demek degildir.
0
hlathguth
(29.07.07)
(14)

öss de derece yapan öğrenciye burs

green green curly fries
arkadaşlar kardeşim bu sene öss 71 incisi oldu. bu başarı sayesinde aylık ücret olarak burs veren kurum kuruluş var mı? karşılıksız burstan bahsediyorum.. şartları vs. nelerdir. (özel okulların burslarını da hariç tutuyorum)
arkadaşlar kardeşim bu sene öss 71 incisi oldu. bu başarı sayesinde aylık ücret olarak burs veren kurum kuruluş var mı? karşılıksız burstan bahsediyorum.. şartları vs. nelerdir. (özel okulların burslarını da hariç tutuyorum)
0
green green curly fries
(18.07.07)
bazı okullar bile veriyor diğer olanakların yanında.. gazetede yazmıştı. başka türlü veren ya da verecek olan elbet çıkar.
0
ozdek
(18.07.07)
iş bankası mı ne veriyordu sallıyor da olabilirim, araştıralı uzun zaman oldu.

ayrıca temel bilimleri seçerse tübitak veriyor diye biliyorum.
bunlar başarı bursu (yani gelire göre verilmiyor)
0
jesters cap
(18.07.07)
www.atv.com.tr

bu da geçen yılki ilan, odtü'de ilk 100 sayısal için geçerli sanırım.
www.po.metu.edu.tr
0
lykos
(18.07.07)
alakasız bi soru olabilir belki ama, kardeşiniz kaç puan aldı?
0
flawless victory
(18.07.07)
hmm şu tübitak ın verdiği bursa benzer burslar varsa bildiğiniz onları öğrenmek isterim. yoksa koç ve sabancı da veriyor burs.. artı ücretsiz eğitim vs..

kardeşimin puanını bilmiyorum ama bütün sınavda boşu yok ve 8 yanlışı vardı, öss sonrası kontrol ettiğinde...
0
🌸green green curly fries
(18.07.07)
badseed
(18.07.07)
hmm, Turkiye ilk 100'une basbakanlik bursu var karsiliksiz, gecen sene bir oda arkadasim aliyordu. Aylik 300 idi sanirim. Yine Tubitak ilk 5000'deki ogrencilere Molekuler Biyoloji ve Genetik, Fizik, Matematik vs. gibi bolumlerdeysen karsiliksiz yine 300 civarinda karsiliksiz verebiliyor. Rakamlar degismis olabilir, coktandir burs muhabbetinde bulunmamisim....
0
armish
(19.07.07)
belediye ve kazanacağı okulun rektörlüğü verir garanti olarak.
0
nihilanth
(19.07.07)
tübitak tarafından bu sene verilecek olan burs; matematik, fizik, kimya, biyoloji ve moleküler biyoloji ve genetik dallarında tercih yapıp kazanan ve ilk 7500'de bulunan öğrenciler için aylık 400ytl olmakta.
0
spinapubica
(19.07.07)
haci omer sabanci vakfi da hatiri sayilir bir burs veriyordu zamaninda. ama karsiliksiz olup olmadigini hatirlamiyorum.
0
boshi
(19.07.07)
TEV yani türk eğitim vakfı veriyordu sanırım benim zamanımda ama karşılıklı mı ben de bilmiyorum, bir de tercih ettiği okul verir büyük ihtimalle, başarı bursları falan vardı bizim okulda.
0
light beam
(19.07.07)
odtü tercih ettiği bölümde ilk bilmem kaçta olan/girenlere burs veriyor. zaten tanitim brosurleri gelmistir coktan, yaziyor olmali orada.

bir de baskent'in vakiflarinin verdigi burslar var ama karsiliklidir muhtemelen onda. yine de bakmakta fayda var.

biraz da alakasız ama puana göre değil, seveceği konuya göre bölüm seçsin. yüksek uanlı diye elektroniğe makinaya vb. giren de bölümün azimsanmayacak bir kısmı "geleceğim böyle olsun istemiyorum" diye konuşuyorsa, farkli bir kariyere kaciyorsa, karar icin daha ince eleyip sik dokumak lazim gibi dusunuyorum.
0
s renovation
(19.07.07)
Sabancı burslarında sadece dereceye bakılmıyor, ailenin maddi durumu da kriter oluyor. Biz de başvurduk vaktiyle, benden daha düşük derecesi olan arkadaşa çıktı, çünkü sıfır gelir beyan etti kendisi. Bi de bizim zamanımızda THY ilk 100'e girenlere 10 tane bilet veriyordu, hala var mıdır bilemem.

Ha bi de, konuyla çok alakalı değil ama duydum ki böyle ilk 100e yurtdışında okuma bursu veriliyormuş devlet tarafından, ama döndüğünüzde bi kaç sene devlete çalışmak gerekiyormuş. Böyle de bir şey var, bilginiz olsun.
0
sui
(19.07.07)
ayhan sahenk vakfi

www.ayhansahenkvakfi.org.tr

masallah kardesimize,nazarlardan ırak
0
lavitaebella
(25.07.07)
(13)

nedir bu bilkent dedikleri hadise?

jack o lantern
kiz karde$im endustri muhendisligi okumak istiyor, say2 puanina gore turkiye'de 913. oldu, 368 civarinda bir puan aldi; buraya kadar her $ey $ahane, ama sira geldi tercih faslina, biraz kararsiz.$imdi evvela onceligi bogazici endustri muh. elbette, ama orayi kazanamama ihtimali var ve bu ihtimal kar
kiz karde$im endustri muhendisligi okumak istiyor, say2 puanina gore turkiye'de 913. oldu, 368 civarinda bir puan aldi; buraya kadar her $ey $ahane, ama sira geldi tercih faslina, biraz kararsiz.

$imdi evvela onceligi bogazici endustri muh. elbette, ama orayi kazanamama ihtimali var ve bu ihtimal kar$isinda ikinci, ucuncu, dorduncu tercihleri patir patir siralayamiyoruz. kendisi eger bogazici olmazsa istanbul'da okumak istemiyor, ankara istiyor.

ankara'da da secenek belli, odtu endustri muhendisligi. siralamasi itibariyla rahatlikla kazanabilecegi bir bolum, ancak bu noktada da birtakim ba$ka okullar devreye giriyor ve aklini celiyor. misal bilkent'in burslu endustri muhendisligi var, a$agi yukari tam da karde$imin icinde bulundugu puan dilimine denk geliyor. ama ozel universite olmasindan dolayi endi$elerimiz var.

ilk yilinda (hazirlik) kesinlikle yurtta kalmak istiyor; endi$eleri ise burslu oldugu icin ogrenci ya da akademisken cevresi tarafindan ikinci sinif muameleye layik gorulmek ya da ne bileyim rahat edememek, yerini yadirgamak, neticede mutsuz olmak.

bilkent universitesinin burslu programlari ya da yurtlari hakkinda duyum/bilgi ya da fikir sahibi olan var midir?

ya da "bo$versin bilkenti falan, odtu yazsin gitsin." diyen var midir? varsa neden? yoksa neden?
0
jack o lantern
(15.07.07)
gerçekten güzel bir sonuç, tebrikler. iki okulun da eğitim kalitesi birbirinden aşağı kalmaz, seçimi sosyal ve kültürel imkanlara göre yapmak makul görünüyor bana. bilkent'in kütüphaneleri, laboratuvarları ve görmemiş olsam da kuvvatle muhtemelen yurtları odtü'ye göre daha iyidir; gerçi artık odtü'de de özel yurtlar var ama nasıl girilebiliyor bilmiyorum. odtü'de ise -şahsi kanaatime göre- sosyal ve kültürel ortam daha güzeldir, faal öğrenci toplulukları ve öğrencilere yönelik etkinlikler gibi.

bilkent'te öğretim üyeleri tarafından ikinci sınıf muameleye maruz kalacağını sanmam, bilakis özel üniversitelerde burslu öğrenciler şikayet eder bu durumdan. öğrenciler açısından durum nasıldır bilmiyorum, ama eğer bilkent'teki öğrenci kitlesiyle uyumsuzluk gibi bir kaygısı varsa riske girmeyip odtü yazması belki daha iyi olabilir. okulun açık olduğu bir dönem (yaz okulu da olabilir) kampüsleri gezip öğrencilerle ve öğretim görevlileriyle konuşma fırsatı olsaydı güzel olurdu tabii.
0
lykos
(15.07.07)
selamlar,

bir arkadasim da secerken tam olarak ayni soruyu yasadi. En sonunda Bogazici - Koc - Bilkent Endustri yazdi. Ona Bilkent cikti, burslu burslu oldukca rahat bir sekilde yasiyor. Hicbir zaman "Aaaa, sen burslusun!", "AA, sen paralisin" ayrimi yapildigini duymadim. Insanlar bu tur seyleri sormuyorlar bile, ama not ortalamalarinda falan cogunlukla burslular daha iyi yapiyorlar - diye biliyorum ben.

Yurt olarak da 2 kisilik bir yurtta kalmaya basladi (burslu olarak). Hangi yurt oldugunu soyleyemiyecegim ama, ortak WC disinda bir sorunu oldugunu da bilmiyorum.

Bence sadece "ortam" olarak karar verilmeli. Bogazici, ODTU, Bilkent, Koc bunlarin hepsinin ayri bir yasam bicimi, yani ortami var. Kendisi sorun etmedigi surece hayat guzel olur. Secim tabiiki kisiye gore degisir ama en iyisi o bolumlerden birileriyle telefonda konussun derim ben.

Bu arada, tebrikler :)
0
armish
(15.07.07)
Mühendislikler için konuşursak Bilkent'te kim burslu kim burssuz kimse bilmez bile. Dış görünüşten de anlayamazsın kolay kolay zira son model BMW ile gelip hafta sonları Laila'da takılan kişi burslu olabileceği gibi gayet salaş takılan birisi burssuz okuyor olabiliyor. Yani kişinin ailesinin maddi durumu ve karakter özellikleri ile burs alıp almaması arasında hiç bir bağlantı yok. Bir de zaten mühendisliklerde burslu ve burssuz puanlar birbirine çok yakın, öyle bir uçurum yok öğrenciler arasında. Oluşan puan farkı da OÖBP'den kaynaklanıyor çoğu zaman. Kısaca burslu-burssuz ayrımı üniversite kapısından girene kadar var :)

Yurtlara gelirsek yurtlardan temizlik, ısınma, ulaşım, konfor vs konulardan şikayet edeni duymadım hiç. Onun dışında önerim hazırlık okumasın eğer yeterli yabancı dili varsa. Artık hazırlık muafiyet sınavı da daha kolay olmuş, eskiden 3 saatlik temel ingilizce sınavını geçebilirsen 7 saatlik COPE sınavına giriyordun, onu da geçersen hazırlığı atlıyordun. Ve emin olun hazırlık okuyan arkadaşlardan gördüğüm kadarıyla bu sınavları geçmek hazırlık okumaktan daha kolay, ayrıca hazırlık okusanız da bu sınavlara yeniden girmek zorundasınız. Ama değişmiş şimdi sistem, daha kolay olmuş. Benim fikrim İstanbul'da iş hayatına/sektöre daha yakın olması, ailevi sebepler gibi şeyler için Boğaziçi tercih edilebilir ama İstanbul'un artıları önemli değilse Bilkent yerinde bir tercih olur.
0
crown
(15.07.07)
gerek burdan gerek sozluk yoluyla yanit veren herkese $imdiden cok te$ekkurler. verdiginiz bilgiler ve yorumlariniz altin (altin ne lan elmas elmas!! eheh) degerinde $u an karde$im icin :)
0
🌸jack o lantern
(15.07.07)
öncelikle tebrik ederim kardeşinizi. diğer arkadaşların da söylemiş olduğu gibi kim burslu kim paralı okuyor kimse bilmez ve de anlayamaz da. bana soracak olursanız gözümü kırpmadan bilkent derdim çünkü sıralamalarda Türkiye'nin en iyi üniversitesi şu anda bilkent(öğrtanci başına öğretim görevlisi sayısı,yıllık makale ve yayın sayısı ve etkinlikler baz alınıyor). uluslararası sıralamalara da girebilen tek üniversite. bence bmc gibi oldu ama bilkent gerçekten çok kaliteli eğitim veren bir okul
0
felsongy
(15.07.07)
Odtü her durumda biLkent'ten daha iyi bilim üreten bir okuldur.Dü$ünmeden oyunuzu Odtü'ye veriniz.
0
gowest
(15.07.07)
ilk önce kız kardeşinizi tebrik ederim, ilk 1000e girebilmek çok güzel bir şey. 2006 girişli boğaziçi endüstri mühendisliği öğrencisi olarak ilk tavsiyem, eğer iyi bir ingilizcesi varsa hangi okulu seçerse seçsin hazırlığı kesinlikle atlaması olacaktır. ben de geçen sene bu dönemlerde "aman hazırlık okuyayım bir sene rahat rahat yayarım, ingilizcemi de geliştiririm, hobilerime zaman ayırırım oh ne güzel" diye düşünüyordum ama her ne olduysa hazırlığı atlamaya karar verdim. benimle aynı durumda olan birkaç arkadaşım hazırlık okumayı seçti.

ilk 2 ay "ulan keşke hazırlık okusaydım, adamlar neler yapıyo biz nelerle uğraşıyoruz" diyordum fakat o zamanlarda hazırlık okuyan arkadaşlarım "hazırlıktan baymaya" başlamıştı bile. hazırlık okuduklarından dolayı bin pişman bahar döneminde sınava girerek bölümlerine geçtiler. aslında bu ingilizce seviyesiyle baya yakından alakalı bir konu, eğer gerçekten ingilizcesi dersi takip edecek düzeyde degilse hazırlık okuması faydalı olur ama ingilizceyi(çok mükemmel derecede olmasa da) anlayabilen birisi için hazırlık bir süre sonra gerçekten çok sıkıcı olmaya başlıyor.

bu konuda ikinci söylemek istediğim gerçekten endüstri mühendisliği okumak isteyip istemediğidir çünkü bu aralar kendime o soruyu soruyorum ve acaba bölüm mü değiştirsem diyorum. ben de endüstri mühendisliği bölümünü bir sürü hocaya danışarak, ofislerine gidip yüzyüze konuşarak, o bölümde okuyan arkadaşlarımdan bilgi alarak tercih ettim. fakat pratikte her şey onların anlattığı gibi olmuyor ve maalesef üniversitede bölüm değiştirmek öyle çok kolay bir iş degil, bu yüzden ilgilendiği diger bölüm hocaları,öğrencileriyle iletişime geçmesi sağlıklı bir tercih yapması açısından çok çok yararlı olacaktır.

bilkente giden bir tanıdığım yok fakat sabancıya hem burslu hem burssuz giden arkadaşlarım var. onlar bizim yapmadıgımız deneyleri yapabiliyorlar, laboratuvar olanakları sayesinde. hallerinden de baya memnunlar. ayrıca kulüpleri okuldan inanılmaz bir destek alıyor, bu da es geçilmemesi gereken bir konu bence.

lisans düzeyinde odtü,bilkent,boğaziçi,sabancı gibi üniversitelerin verdiği eğitim arasında fazla fark olduğunu zannetmiyorum(ufak farklar olabilir yukarda bahsettiğim gibi, mesela sabancı küçük bir üniversite temel bilim programları yok ancak yan dal gibi seçenekleri var, odtü ise bunun tam tersine bir hayli büyük bir üniversite, endüstri mühendisliği bölümünde 19 tane tam zamanlı hoca var, bu sayı bogaziçinde 15)bence gönül rahatlığıyla bu üniversiteler arasında tercih yapabilirsiniz
0
900luhat
(15.07.07)
endüstri mühendisliği, çok yönlü eğitimi sayesinde mezuniyet sonrasında çeşitli branşlara yönelme imkanı vermesi nedeniyle güzel bir bölümdür bence.

"bilkent türkiye'nin en iyi üniversitesi" pek nesnel bir yorum olmamış. tabii ki öğrenci başına düşen öğretim üyesi sayısı devlet üniversitelerine göre daha fazla, ama akademisyen başına düşen yayın sayısı sıralamasında odtü daha öndeydi geçen sene. son yıllarda bilkent de sıralamalara giremiyor. kıstas uluslararası sırlamaysa bu sene türk üniversiteleri arasında birinci olacak olan tobb etü türkiye'nin en iyi üniversitesidir :)
0
lykos
(15.07.07)
kendisine tebrikler böyle bir maratondan her türlü galip çıkmış pek belli inşallah bu başarıyı üniversitede de sürdürür devlete millete faydalı olur. zaten tercih boğaziçi gibi görünüyor kesinlikle ortam olsun isim olsun boğaziçi ilk tercih olmalı bence de. ilk sene superdormda kalabilir mesela ortama alışmak için biraz tuzlu sanırım ama güzel ortam.
neyse odtü ile boğaziçi apayrı ortamlar tabi ama ankara'da ben şapsan okumazdım sevmiyorum memur kentlerini. yine de odtü'nün bilim vs. olarak boğaziçini geçeceği doğru olsa da nasıl olsa ikisinde de bilim adamı çıkma ihtimalin pek düşük o maaşlarla.
piyasadaki itibar olarak ne yazık ki boğaziçi odtüyü baya bir eziyor. odtü tercih eden yerler ise istanbul için pek bulunmamakla beraber yine de kesinlikle bu odtülü almayalım denmez ama boğaziçili olursa da bazı işlerde ters etki yaratabilir odtünün bu etkisi yoktur :)
ya sabancı olsun koç olsun şahane ortam da sunsa ben olsam o puanla tercih etmezdim. 5 senedir bu piyasadayım daha şöyle adam gibi bir vakıf üniversitesi mezunu göremedim nerede bunlar ne yapıyorlar bilemiyorum. ne bileyim işyerine gelmiş bir tanesi staj yapmaya beğenmedim yani. önyargılıyım tabi bu konuda. ha öyle şanslıyımdır ki mesela boun hazırlık atlama sınavında devlet ile vakıf üniversitelerinin karşılaştırın diye bir essay çıkmıştı. abanımştım tabi 1.5 sayfa falan sonuç B+ idi writing kısmı hehe. Daha kısa ve düzgün tutmak gerektiğini hissetmiştim zaten ama tutamıyorum kendimi bu konuda ne yapayım.
ha bi de boğaziçinde okursa conconlaşma süreci ve illa yurtdışına gideyim master yapayım phd yapayım fikirleri ve amerikaya karşı derin bir sempatizan olma gibi durumları belirebilir. ayrıca aşırı ders ve ödev yükünden sosyal hayatın yok olması ve bunalıma girmek falan da yaşanabilir. yine de şimdi sıfırdan öss ye girsem istediğim puanı alabilsem tereddüt etmez boğaziçi derdim aldık işte bi kere arpayı ondan böyle. hell yeah rock on baby.
şahsi fikrim bunlar odtü'de bu şekilde yaşanmıyor :)
0
ozdek
(15.07.07)
tebrikler. ben de yardımcı olmaya çalışayım en azından odtü açısından :) zamanında ben de aynı tercihi yapmak durumunda kalıp odtü demiştim ve açıkçası hiç pişman değilim. ama bilkent endüstri'de okuyan arkadaşlarım da var ve sanıyorum ki onlar da hallerinden memnunlar.
ufak bir artı eksi karşılaştırması yapacak olursak:
*odtü'nün muazzam bir kampüsü var bilkent'inki de şirin ama ankuva'ya kadar çekiyor anca
*odtü'nün de şahane bir kütüphanesi var, ayrıca insan istediği zaman bilkent'teki kütüphaneye de girebiliyor
*odtü endüstri bildiğim kadarıyla daha akademik yönlü ve üretime yönelik dersler veriyor. gerçi 3 sene önceki müfredat değişikliğinden sonra biraz hizmete kaydı ama bize de biraz kaydı diyebilirim.
*odtü endüstri'nin hocaları şeker gibi insanlar. diğer çoğu mühendislik bölümünün hocalarından daha insancıllar. bilkent hocaları ile tanışmadım bilemiyorum
*bilkent amerika'ya postalamakta daha yardımcıdır tahminen
*odtü endüstri üçüncü sınıfa gelene kadar kolay bir bölüm. üçüncü sınıfta tıpta okuyan arkadaşlarınız size acımaya başlıyor. 3-1 bitirdim daha kötüsü olamaz dediğiniz anda 3-2 tokat gibi geliyor.
*burslu-burssuz ayrımı konusunda ise sıkıntı çekeceğini sanmıyorum. şöyle diyelim o konuda; burssuz giren çoğu kişinin ailesi belli bir gelir ve refah düzeyinin üstünde olmasının verdiği rahatlık varken burslu girenler pek tabi farklı gelir düzeylerinden ve sosyal statülerden olabiliyor. o da takdir edersin ki bir sorun yaratıyor. onun dışında "kıroyum ama para bende" gençliğinden her yerde var zaten :)
*odtü'ye gelirse hazırlık okusun, ben okumadım pişman sayılırım.
*hangi şehirde oturuyorsunuz bilemiyorum ama ankara'ya alışmak biraz zaman alabiliyor. ister bilkent olsun ister odtü, aha bu da dip not olsun.

not: bilkent müfredatına termodinamik koymuyorsa bilkent'e gitsin :)
0
jesters cap
(15.07.07)
efendim öncelikle tebrikler, gerçekten güzel bir puan sayısal için.
bilkent'te okuyan ve yurtta odada bir adet endüstri 3.sınıf öğrencisi ve bir adet 4.sınıf elektronik öğrencisiyle kalan biri olarak az çok bilgi sahibiyim bilkent endüstri mühendisliği bölümü ya da bilkent mühendislik fakültesi hakkında. en önemli şey eğer üniversiteden sonraki tahsilini düşünüyor ve de bunu yurtdışında sürdürmeyi aklından geçiriyorsa kesinlikle bilkent derim,çünkü çok sağlam bir altyapı veriyorlar uluslararası seviyede. hocalar kimin burslu ya da burssuz olduğunu çok uç noktalar dışında bilmez (türkiye birincisi filan değilse misal) bunun dışında endiüstri mühendisliği bilkentte fazlasıyla iyi organize olmuş bir bölüm, çeşitli öğrenci kulüplerince desteklenmekte, bir yandan iş hayatına balıklama dalmak yerine bir ön hazırlık için gayet uygun bir ortam oluşuyor. ayrıca yine çeşitli ilgi alanlarına yönelik zibilyon tane öğrenci topluluğu da hazırda bulunmakta.
ikinci mesele, yurtta kalırsa zaten rahat eder, giriş çıkış saatlerinde çok fazla sınırlama yok odtü'deki gibi.mutfaklar banyolar filan gayet temiz, beni asıl cezbeden internet bağlantısı bir de. kesinti olmazsa mükemmel hızda bir bağlantı var,hastasıyız :) bursun kesilmesi gibi bir durum olmuyor okuldan atılmadıkça, okuldan atılmak için de ya çok ciddi bir disiplin cezası almak gerek,ya da iki yıl üst üste sınıfta kalmak gerek. öyle kolay kolay atmıyorlar. tek sorun fazla fazla ödev ve projeyle insanı herhangi bir üniversiteden (odtü ve boğaziçi dahil-aynı bölümlerde okuyan arkadaşlarımdan biliyorum) çok zorladıklarıdır, ama çalışmayı seven birinin halledebileceği bir şey elbette. sadece mühendislik alanda değil sosyal alanlarda da dolu üniversite mezunları yetiştiriyorlar, kültür ve uygarlık tarihinden eski eserleri içeren dersler de mühendisliklerde veriliyor ki ot gibi çıkmasın bu çocuklar diye. bunun yanında her dönem harç parası ödemek zorunda olmamanın dayanılmaz hafifliği var, ama yiyecek içecek ve bilumum hizmet fiyatları şehirden biraz tuzlucadır. son olarak da eğer ankara'da kesinlikle yapamam,yok orayı sevemem diyorsa ankara'dan bir yer yazmasın,dört sene kolay çekilmez sevilmeyen bir yerde. odtü daha uygundur belki öğrenci bütçesine göre, ama her türlü olanak da sağlanıyor bilkent'te. illa ki bir üniversite takıntısı varsa hiç düşünmesin yazsın derim, ya da en güzeli imkanınız varsa bölümlerin tanııtm turlarına katılsın, o da olmadı hocalara mail atsın bölümle ilgili daha ayrıntılı bilgi için. çok işe yarıyor gerçekten.anlattıklarım bir öğrenci gözünden bilkent hakkında bir şeylerdi, ayrıca bilkent'le ilgili sormak istediği bir şey varsa yine sözlükten yardımcı olurum. kolay gelsin.
0
poetaster
(16.07.07)
oncelikle yanitlama inceligini gosteren ve zaman ayiran herkese tekrar te$ekkur ediyorum.

dogrusunu soylemek gerekirse $ubat ayi icinde bi ankara gezisi yapmi$ti karde$im; ve bu bilkent fikri kafasinda o zaman olu$tu. ozellikle fiziksel acidan odtu ile kiyasladiginda, arada gomlek gomlek fark oldugunu gordu. bir de ozellikle ilk 2 yil eve cikmayi du$unmedigi icin, bilkent'in yurt olanaklari daha cazip geldi kendisine.

ki bunlarin di$inda, ilk 1000'den tercih yapacak oldugu icin kapsamli burs olanagindan faydalanma $ansi var dediginiz gibi, yani ogrenim ucreti yok, yurt ucreti yok, ustune bir de 300 lira civari bir burs bagliyorlar sanirim ogretim suresince. oysa odtu ya da bir diger devlet universitesine gidecek olursa tum bu imkanlardan faydalanamayacagi gibi, ustune bir de aylik 300-350 ytl civari yurt ucreti odemesi gerekecek. biz de diyoruz ki ailesi olarak, biz o parayi yurda bilmem neye verecegimize kendisine daha fazla para verelim, gezsin, gorsun, eglensin, hayati ogrensin; bu arada derslerini de ihmal etmesin.

bir de $oyle bir durum var,

ozel universiteler arasinda bir mukayese yaptigimizda bilkent'in koc, sabanci ya da tobb'a gore cok daha avantajli oldugunu goruyoruz. oyle ki, bu saydigim uc universitenin de bursun kesilmemesi icin 2.5 not ortalamasi $arti var. bilkent'in bu veya buna benzer bir ko$ulu olmadigindan ise eminim.

$ahsi fikrime gore, tam bu noktada burslu/burssuz ayrimi ba$liyor. ayrimcilik demiyorum bakin, ayrim diyorum. $oyle ki, misal x dersinden gecmek icin ogrencilerin buyuk cogunluguna cc yeterken, karde$imin asgari bb almasi gerekecek; yani "ben bursluyum, benim bursumun devam etmesi icin sizden daha cok cali$mam, sizden daha ba$arili olmam gerekiyor" durumu ortaya cikiyor. ben kendisinin ba$arili olacagina inaniyorum elbette, ancak ders gecmenin di$inda, bunun kendisine bir ko$ul olarak sunulmasina taraftar degilim, bunun yaninda yillik 23.000 yeni turk lirasi olan ogrenim ucretini bir iki sene ust uste verirsek kiyamet kopmayacak olsa dahi, karde$imin ogrenim hayatini buna benzer bir stres icinde gecirmesini istemiyorum.

$unu da acik ve net olarak belirtmeliyim ki, ogrenci sayisi da benim icin bir kistas. $imdi tercih kilavuzlarina baktiginizda koc ya da sabanci'nin puanlarini bilkent'ten yukarda gorebilirsiniz, ancak bu universitelerin end.muh. bolumunun toplam kontenjani, bilkent'in end.muh. bolumunun sadece burslu kontenjani (50) kadar. yani bilkent'in burslu programini tercih eden ve yerle$en ilk 10-15 ogrenciye baktiginizda, zaten koc ya da sabanci'ya yerle$ebilecek puan ve siralamaya sahip olduklarini gorursunuz.

vaziyet budur efendiler. yani karde$im kiz olmasa belki "olum sabanci'da kizlar teklif ediyormu$ huhehe" gibi bir arguman da onem arz edebilirdi; ama genel anlamda durum boyleyken, biz ailesi olarak bilkent taraftariyiz. yine de hayirlisi neyse o olsun, iyi oynayan kazansin :)

ilgilenen ve yardimci olma gayreti gosteren herkese tekrar sonsuz te$ekkurler. umarim bu mevzu, ayni dilimde ve benzer durumdaki adaylar icin de bir rehber olmu$tur.
0
🌸jack o lantern
(16.07.07)
özel bir üniversitede burslu olarak okuyan bir öğrenci olarak bir iki şey söylemek istiyorum..
bir izmir okulundayım ben ama, bursumdan dolayı şimdilik bir sorunla karşılaşmadım,
arkadaş ortamında "AAA bu burslu" olmuyor diiyen yalan der, oluyor
hocalar soruyor ama bizim okulda burslu öğrenciye hocalar daha da yardım eder,
sınıf ortasında burslular parmak kaldırsın diyeni bile oldu, insan kötü oluyor tabi..

arkadaşlar arasında, benim okulumda pek bir ayrım yok, yani aa sen burslusun gelme demiyor insanlar genelde,
ama burslu öğrencilerle burssuz öğrenciler arasında genelde bir fark oluyor (:

bu duvar istemeden oluşuyor...

benim okulumda hocalar yardımcı oluyor genelde, yönetimde de sorun yok,
hadi şunun bursunu keselim demiyor kimse, ama öğrenci ister istemez stresleniyor
bursum var nootta yüksek almam lazım fln diye..


ben çok memnunum, ama rahat rahat aaaaamaan finaldan 1 hafta önce çalışır geçerim öğreciyim rahat edeyim diyorsa özel yazmasın
0
demlikposet
(16.07.07)
(9)

Rüyada farkındalık

mikelarteta
Çok küçüklüğümden beri neredeyse gece yatıp istemli bir şekilde rüya görebiliyorum arkadaslar, rüyada her daim bunun bir rüya oldugunun farkındayım istemli olarak ucuyor, havada taklalar atıyor, hatta abartıp basketbol oynuyor türlü double pump smaclar vuruyorum. Bir de kamuoyuna bunu sunayım kendi
Çok küçüklüğümden beri neredeyse gece yatıp istemli bir şekilde rüya görebiliyorum arkadaslar, rüyada her daim bunun bir rüya oldugunun farkındayım istemli olarak ucuyor, havada taklalar atıyor, hatta abartıp basketbol oynuyor türlü double pump smaclar vuruyorum. Bir de kamuoyuna bunu sunayım kendim gibileri bulayım istedim, heroes da prof.suresh in aradıklarından biri miyim, yoksa herkes gibi miyim bir söyleyiverin ne olur, tutma beni ucuyorum hafız...
0
mikelarteta
(09.07.07)
(bkz: lucid dreaming)
Rahat lucid yaşayabilenler, astrala da çok daha kolay çıkar. Yalnız bir kötü yanı olduğu söylenir çünkü uyku halinde beyin halen daha çalışır, bu yüzden faydalı bir dinlenme yaşanmaz derler.
0
3200
(09.07.07)
ilk zamanlar ucma daha doğrusu havada yüzme olarak ortaya çıkan bu durum, zamanla mekanı kurgulamak konuyu kurgulamak hatta karakterleri seçmeye kadar gitti, izledigim bir dizi,film,spor müsabakasını artık rüyalarımda tecrübe eder oldum yaklaşık 15 yıldır demek ki anormal bir durum var ortada ünlüler çiftliği gibi rüyalar seciyor lost adasından yürüyerek kaçıyor, anime karakterleri ile sohbet bile ediyorum arkadas.
0
🌸mikelarteta
(09.07.07)
eskiden daha sık ve etkili bir şekilde bilinçli rüya görürdüm, daha fazla uçardım (havada yüzerdi). artık ne yazık ki o kadar sık olmuyor. hayalgücünün faalliğiyle doğruı, beyinsel yorgunlukla ters orantısı var sanki bu durumun.
0
lykos
(09.07.07)
Bariz bir şekilde lucid dreaming yaşıyorsun, internette "lusid rüyalar" ya da "lucid dreaming" kelimeleriyle arayabilirsin. Gördüğüm çoğu kişi bunu becerebilmek için bayağı uğraşıyor, programlar kullanıyor, antremanlar vs. yapıyor. Sen kendi kendine yapabiliyorsun, bence biraz astral projection dur vs gibi konulara biraz merak salmanı öneririm, beyin yapında bariz bir potansiyel var çünkü.
0
3200
(09.07.07)
iyi hoş güzel fekat kötü yanları da yok değil.rüyalardaki bu "özgürlük" uzun uyku seanslarına itebilir ki o da sakat, gerçek dünyadan soğutur, farkında olmadan uyku delisine çevirir.
0
vampyria
(09.07.07)
Aynı şey bende de çok fazla oluyordu, hatta eğer işin içine uçma vs girmediyse rüyada olup olmadığımı anlayamıyordum tamamen uyanıkmışım gibi oluyordu her şey. Ama son 3-4 senedir neredeyse hiç rüya görmüyorum. Sanırım hayal gücünün kullanımı ile ilgili olabilir çünkü çok çizgi roman okuduğum dönemlerde tavan yapmıştı bu olaylar.
0
crown
(09.07.07)
gecmi$ olsun. iyi bir $ey oldugunu soyleyeyem acikcasi =(
0
katafalk
(09.07.07)
benim bu yüzden uyanmadığım işimi gücümü aksattığım oluyor.
0
trendkill
(10.07.07)
bambaşkaymışsın, güzel bi olaymış. rüyanda istediin adamı sıkıştırıp dövebiliyorsan senden huzurlusu yoktur.
0
sickbastard
(10.07.07)
(6)

ankara'da aikido yapmak

lykos
yıllardır niyet edip de başlayamadığım bu güzide savunma sanatına başlayayım artık diyorum. sorularım şunlar: ankara'da aikido öğrenilebilecek yerler nerelerdir, buralardaki sensei'ler kimdir, nasıldırlar, kaçıncı dan'dırlar, olayın felsefesine vs. girerler mi, bu sensei'ler diğer uzak doğu sanatlar
yıllardır niyet edip de başlayamadığım bu güzide savunma sanatına başlayayım artık diyorum. sorularım şunlar:

ankara'da aikido öğrenilebilecek yerler nerelerdir, buralardaki sensei'ler kimdir, nasıldırlar, kaçıncı dan'dırlar, olayın felsefesine vs. girerler mi, bu sensei'ler diğer uzak doğu sanatlarına da (origami, ikebana filan değil savunma sanatları tabii ki) az çok vakıf mıdırlar, ve son olarak eğitim şartları (gün, saat, ücret vs) nasıldır?

yardımcı olanlara olmayanlara ve ve yolu uzakdoğu'dan geçen herkese şimdiden teşekkürler.
0
lykos
(05.07.07)
sözlükten "statler" nickli kullanıcıya msj atarsan eminimki yardımcı olacaktır. izmir'lidir şu anda yurt dışındadır kendisi ama bilir bu konuları.
0
atrin
(05.07.07)
zunta kişisi de ankaralıdır ve bu sporlarla ilgilidir, mesaj atarsanız yönlendirebilir...
0
crown
(05.07.07)
ankara universitesi nin beden egitimi bolumunde yedinci dan bi hoca var. evet yedinci dan. ama baya bi süre önceydi.
0
running water
(06.07.07)
mustafa aygün sensei nin öğrencileri ve kendisi tarafından türk japon kültür merkezi nde verilmekteydi sanırım. www.aikidoturkey.org adresinden bilgi alabilirsiniz.
0
justaddwater
(06.07.07)
odtudeki icin;

cg.iki.fi
0
alpinsamuray
(06.07.07)
ilgilenenlere teşekkürler, ilgili kişileri bilahare rahatsız edeceğim :)
0
🌸lykos
(06.07.07)
(6)

laptop tavsiye

ravioli
http://www.vatanbilgisayar.com/product_details.aspx?I_ID=24582şu zımbırtıyı gözüme kestirdim, aynısı hepsiburada'da 300 dolar pahalıhttp://www.hepsiburada.com/productdetails.aspx?categoryid=98&productid=bd70625bu fiyat farkı niye?bi de özellikleri iyi mi sizce? oyun oynamayı pek düşünmüyorum ama ara
www.vatanbilgisayar.com
şu zımbırtıyı gözüme kestirdim, aynısı hepsiburada'da 300 dolar pahalı
www.hepsiburada.com
bu fiyat farkı niye?
bi de özellikleri iyi mi sizce? oyun oynamayı pek düşünmüyorum ama arada pes mes oynarım belki, kastırıcı programlarla da pek işim olmaz herhalde.
1300dolar+kdvlik birşeyler düşünüyorum. 'o kadar veriyorsun bi 200 daha ekle şunu al pişman olmazsın' diyebileceğiniz bi model var mı?
0
ravioli
(23.06.07)
gayet guzel bi alet, yalnız islemci 667mhz iken 533 luk ram takmıslar buna. 667mhz ile bi mıktar daha performansı iyi olur. sitelerden birisinde 512mb digerinde 1024mb ram takılı olarak satısa cıkarmıslar. o da pek bi fiyat farkı yapmaz. baska da fiyat farkı yapacak bisey yok. ucuz olan yerden alın elbette.
0
bryan fury
(23.06.07)
ilk tavsiyem vatan'dan hiçbir şey alma.
0
cha
(23.06.07)
bence o kadar beklemişsin bir 10-15 gün daha bekle santa rosa (centrino pro) al. al ki directx 10 desteği olsun. sonra "bu oyun 128 mblık ekran kartı istiyor. benimki 256+256= 512lik neden çalıştırmıyor" bunu deme. ayrıca santa rosaların işlemcileri 800mhz. kablosuz ağ kartları 5 kat daha güçlü ve iki kat daha fazla kapsama alanı var.

oyun oynamayacaksan paylaşımsız ekran kartı olmayan şu model bayağı uygun gözüküyor. t7700 yani core 2 duo 2.40 ghz 800 mhz işlemci var.


www.casperstore.net


şu da onun 512 mb geforce 8400lüsü

www.casperstore.net

şurdan da söylediğin fiyatın altına bile santa rosa bulabilirsin. 19 adet seçenek var.

www.fokusbilgisayar.com


ama benim tavsiyem 10-15 gün daha sabredip daha güvenilir firmaların da santo rosa modellerini türkiye getirmelerini beklemen, onlardan alman.
0
cashkopat
(23.06.07)
acer, msi ve hp'nin santa rosa'ları türkiye'de satılmaya başladı. bimeks'de acer 5720 var ama ekran kartı ati x2500'ün ne olduğu belli değil. hepsiburada'dan da diğer iki markanın T7100, T7300, T7500, T7700 işlemcili modelleri vardı. ben de almışken santa rosa alın derim.
0
lykos
(23.06.07)
ravioli işimi görür bu diyorsan gözünü kestirdiğini git al hocam. tavsiyelere şunu al bunu al diye bakma. çünkü teknoloji her geçen gün yenileniyor ve daha iyisi çıkıyor. ben de notebookumu sattığımda yenisini almak için bir dünya araştırma yaptım en son sinirlenip desktop aldım kolay upgrade edebileyim diye. hala bekliyorum santa rosa alacağım ama piyasa bir türlü sokmuyor şerefsizler bütün modelleri.

santa rosa al diyen arkadaşlar haklı, biraz daha bekleme fırsatın varsa şu anki santa rosa temelli olmayan notebooklar santa rosalar geldikten sonra çok daha ucuza satılacak. ki bunun için deli deli kampanyalar yapıyorlar ara ara geçenlerde vatan %15 indirim yaptı elindekileri çıkartmak için bi tane daha yapması yakındır. öyle bir kampanya bekle zamanın varsa ondan al üstünü de rakı balık yaparsın. ha benim işim var hoca bekleyemem diyorsan git al doğru düzgün bi asus hiç olmazsa sonradan ağlamazsın.
0
atrin
(23.06.07)
monster tavsiye ediyorum. ben böyle bir bilgisayar görmedim :) hatta şu an monsterdan yazıyorum.

www.fokusbilgisayar.com
0
kezman
(23.06.07)
(2)

şehirde horoz beslemek

demlikposet
caizmidir? arkadaşlar izmirde küçükpark diye çok merkezi biyerde yaşıyorum.. arka apartman boşluğunda(belk de 7-8 partmanın arka tarafı buraya bakıyordur) bir insanziyanı horoz besliyor, henüz göremedim de hayvanı ama ses çok yakından geliyor,şehirde horoz beslemeye karşı bir kanun, kural,
caizmidir? arkadaşlar izmirde küçükpark diye çok merkezi biyerde yaşıyorum.. arka apartman boşluğunda(belk de 7-8 partmanın arka tarafı buraya bakıyordur) bir insanziyanı horoz besliyor, henüz göremedim de hayvanı ama ses çok yakından geliyor,

şehirde horoz beslemeye karşı bir kanun, kural, yoğurt var mıdır

gecenin 4ünde yattıktan sonra sabahın 6sında Ü üüÜĞÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜ diye uyandırılmak hoş olmuyor
polis çağırcam da adamların sanane lan stirgit demesinden korkuyorum
0
demlikposet
(15.06.07)
bi ara bizim apartmanda da beslediler ama iyi niyetliydiler. çocuklarına almışlar sevsin diye ama hayvan büyüyünce sapıttı. en son sesi kesildi, yediler diye duyduk.

senin soruna gelince google dan azıcık aradım bir forumda vatan gazetesinden alınma şu haberi buldum.

"
Vakitsiz oten horozun sahibine 114 milyon lira para cezasi
02/05/2004

Ýlginç olay, Balýkesir'in Bandýrma Ýlçesi'nde yaþandý. Kezban Kalfa'nýn Havuzlubahçe Sokak'taki evinde beslediði "Þeyhmuz" adlý horozun "vakitsiz ötmesinden" rahatsýz olan apartman sakinleri, Bandýrma Belediyesi'ne baþvurarak, þikayetçi oldu. Bandýrma Belediyesi Encümeni, Kalfa'yý suçlu buldu ve 114 milyon para cezasý kesti. Kalfa, horozunu 1 hafta içinde evinden uzaklaþtýrmazsa yetkililer olayý yargýya intikal ettirecek. Kezban Kalfa ise horoz beslemenin hobisi olduðunu belirterek, "Cezaya itiraz edeceðim. Beni kasýtlý olarak þikayet ettiler" dedi."
0
kimlanbu
(15.06.07)
kuş gribi nedeniyle yasaklanmamış mıydı o?
0
lykos
(15.06.07)
(17)

hafıza olayı

hayatacaylakkaldim
efenim şöyle bir durum varfil hafızasına sahip olan bendeniz ( 1,5 yaşımdan itibaren her boku hatırlıyorum )kendi telefon numaralarımı hatırlamak için 40 tane numara arıyorum. cep - ev - fax hepsinde aynı. sorduklarında mal mal etrafa bakıp neydi lan benim numaram diyorum. evi yada faxı araya araya
efenim şöyle bir durum var

fil hafızasına sahip olan bendeniz ( 1,5 yaşımdan itibaren her boku hatırlıyorum )kendi telefon numaralarımı hatırlamak için 40 tane numara arıyorum. cep - ev - fax hepsinde aynı. sorduklarında mal mal etrafa bakıp neydi lan benim numaram diyorum. evi yada faxı araya araya bulmazsam milleti arayıp benim numaramı söylesenize diyerek kendime güldürüyorum ( aleni gülüyor adiler ). tabi fax için ilk anda dahice fikir gelip faxtan cep telefonumu aramıyorsam...

ama işime yaramayan ne kadar ıvır zıvır, tırıvırı bilgi varsa hepsi duruyor.

1. sorum buna sebep nedir
2. sorum bunu önlemenin yolu nedir

teşekkürler
0
hayatacaylakkaldim
(08.06.07)
2- onerinel yondtem su bu gibi durumlarda, rakamlar arasında iliski kurman. 533 263 62 33 olsun mesela. 62 den dav$an, seksi 33 fln fln gibi seyler ya da nasıl istersen oyle. absurdlugu hatırlamanda yardımcı olacaktır.

bi de kartın oyk mu senın yav, cıkar ordan bak.
0
bryan fury
(08.06.07)
Sadece telefonsa derdin adres defteri taşı son numaraları oraya yaz. MAymun olmaktan kurtulursun millete sormak için ödediğin tel paraları da cebinde kalır. Cep telefonun varsa oraya da kaydedebilirsin mesela.
Hafızanı eğitmen gerekebilir ama kapasite her zaman işe yaramıyor demek ki dediğin gibi bir hafızan varsa 10 yıl önceki tel nonla şu anki tel nonu da ayırabilmen lazım. (dayanamadım verdim ayarı pardon)
0
ozdek
(08.06.07)
bırak 10n yıl önceki telefon numarasını 20 yıl önce kullandığım telefon mumarasını bile şakır şakır sayarım ( ev v.s. ). ama şimdikileri aklımda tutamıyorum, hayır yeni de almadım numaraları 4 yıldır kullanıyorum yahu

not abicim derdim telefon numarası değil bir şekilde buluyorum. sorun bu hafıza nanesi neden seçici geçirgenlik yapıyor? bir de neden hiçbir şeyi değil de sadece telefon-fax numarını unutuyorum? adam olan 3 defa hadi bilemedin 5 defa yanlış hatırlar sonrasında ezbere söyler. ama bnde öyle değil işte, abartısız diyorum birisi numara sorduğunda ya yanlış veririm, olmadı sorarım işte falan filan

ayh sıkıldım kendimden
0
🌸hayatacaylakkaldim
(08.06.07)
valla cok da anormal degil be? kendi kendini aramiyorsun sonucta.
hani bir de telefon numarani vermen gereken durumlar cok sik yasanmiyorsa, yani aradan epey sure gectikten sonra tekrar unuttugunu fark ediyorsan cok da dert etmemek lazim ne bileyim. bi de gundelik hayat yani. bi ton sey var kafalarimizda.
0
moralite
(08.06.07)
kafadan direk 100 tane telefon numarasi sayarim. ama bazen 1 haftadir mirildandigim $arkiyi kimin soyledigini unuturum. bunun sebebi ne ben de bilmiyorum...
0
katafalk
(08.06.07)
Sadece kendi bikaç numarasını hatırlamayıp diğer herşeyi hatırlayabilen bir insan olma yolu ne peki? Bir de burdan bakmak lazım...
0
ermanen
(08.06.07)
ermanen;
güzel soru ve cevabını bilmiyorum. sadece hatırlıyorum...
0
🌸hayatacaylakkaldim
(08.06.07)
aynı durum bi arkadaşta var. adam geçmişe dair herşeyi en ayrıntısıyla hatırlıyor. falanca yaşında yolda yürüken (yere bakarak yürürsün ya) yerdeki kum çakıl taş vs'nin dizilimini hatırlıyor. ya da 1,5 - 2 yaşlarında gezdiği gördüğü yerleri, olayları falan anlatıyor. ailesi falan da şok geçiriyor dinlerken.

aynı şekilde bugüne ait sıradan basit bilgilerde (telefon numaraları mesela) başarısız. enteresan bir durum.
0
can see
(08.06.07)
aklıma mementoyu getirdiniz walla :)
0
scharx
(08.06.07)
hafızanın türleri vardır, bir tür hafıza güçlüyken diğeri zayıf olur genelde insanlarda.

ısrarla arayınız: Procedural memory, Episodic memory, Semantic memory
0
lykos
(08.06.07)
lykos'un dediği kelimeleri aradım.

episodik ve semantik hafıza'nın nörolojik temelleri/sebepleri bilinmiyormuş

anlaşılan bu olay "episodic memory" diye bişeymiş
------------------------------------------------
eğer hatırlanan şeyler çok ayrıntılı yüksek kalite foroğraf kadar ayrıntılı görüntüler ise "flashbulb memory" diye bi olayda var. bu da benziyor. bunun sebebi hakkında da kesin bir fikir birliği yok ama bazı biyologlara göre stres altında kalınca vücudun tepki olarak normalde ürettiği cortisol hormonu'nun yol açtığı düşünülüyormuş.

eğer durum flashbulb ise;
1. stres yaşama vücudun cotisol hormonu üretmesin
2. stres altında isen bütün 5 duyunu kapa :) böylece beynine kazınarak kodlanacak hafıza verilerinden kurtulursun.
0
can see
(08.06.07)
bi zamanlar (80li yıllar) tasarrufla ilgili bi program vardı trt'de. bi kadın sunuyordu ve mektupla soru sorabiliyordunuz.

bi akşam izliyoruz, ben daha 6-7 yaşındayım, evhanımının biri sormuş: yemeği ocağa koyarken çok tüp harcandığını düşünüyorum. ocağı yaktıktan sonra tencereyi koyuncaya kadar geçen sürede ateş boşa gidiyor. ne yapmam gerekiyor?

sunucu mektubu yandaki sehpaya bıraktı, "önce tencereyi ocağa koyun, ocağı ondan sonra yakın efenim"

aklıma geldi öylesine..
0
darashikoh
(08.06.07)
hımm can c nin araştırmalarına dayanarak (lykos un da bilgisine tabi ) sorun cortisol'de mi şimdi?

bunu sormamın nedeni uzunca bir süre kortizon tedavisi görmüş olmam. ama bitti be tedavi? etki bu olsa bile şimdi hissetmemem lazım. alalala???

not: stresi baskı altında tutabilsek hiç rahatsızlığımız kalmayacak, nerde bizde o beceri?
0
🌸hayatacaylakkaldim
(09.06.07)
Yalnız kortizon'la da alakadar olabilir. Kortizon'un bisrü yan etkisi vardı, annemden biliyorum. Bir de narkoz için de (ve genelde kusulmaz/çıkarılmazsa) hafıza üzerinde olumsuz etkileri var diyorlar. Annemde de var hafıza konusunda acayiplikler. Türk halk müziği olsun, Türk sanat müziği olsun bilmediği şarkı yok kadının ama 1 öğün önce yediği yemeği unutuyor.
0
colonizer
(09.06.07)
@hayataçaylakkaldım
cortisol olduğu kesin değil ama öyle olabileceği düşünülüyormuş. bu normalde tüm insanlar tarafından stres karşısında üretilirmiş ama işte bazı beyinler bunu süper hafıza aracına dönüştürüyor hem de son derece gereksiz yerlerde. diyorum soksan şunu devreye tez jürisi öncesi...,
0
can see
(10.06.07)
ben de yıllar önce yaşadığım olayları çok detaylı biçimde, film kareleri halinde hatırlarken isim, telefon numarası vs öğrenme konusunda zorlanıyorum. bazen belli kelimeleri hatırlayamadığım da oluyor. oysa dil öğrenme konusunda da hiç fena değilim, gramer konusunda sıkıntım yok. bu benim de episodik hafızası güçlü, semantik hafızası zayıf bir insan olduğumu gösteriyor sanırım.

bazı besinlerin hafızayı güçlendirici etkisi oluduğu söyleniyor, unutkanlığı önlediği söylenen ilaçlar filan da var ama eğer sonradan olmayan, doğuştan gelen bir durumsa hafıza güçlendirme teknikleri kullanmaktan başka çare yok gibi.
0
lykos
(10.06.07)
hafıza güçlendirmesini bilmem ama gitmesini önleyen bir kür duydum. alzheimer endişesi yaşayanlara tavsiye ediliyordu. havuç suyu. 2 ay her gün 1 bardak. hesapta bazı hastalara iyi gelmiş.
0
can see
(11.06.07)
(3)

Sinüzit, Şurup tavsiyesi

darkpower
Doktora gitmeye üşeniyorum açıkcası. iki üç sene önce doktorun bana yazdığı bir şurup vardi sinüslerdeki tüm iltihabı alıp götüren. eczane'den reçeteye gerek duymadan alınabilecek iltihabı temizlemede etkili bir şurup ilacı ismi biliyor musunuz?
Doktora gitmeye üşeniyorum açıkcası. iki üç sene önce doktorun bana yazdığı bir şurup vardi sinüslerdeki tüm iltihabı alıp götüren. eczane'den reçeteye gerek duymadan alınabilecek iltihabı temizlemede etkili bir şurup ilacı ismi biliyor musunuz?
0
darkpower
(07.06.07)
mukemmel soru , ben de merakla cevapları bekliyorum :)
0
etacarinae
(08.06.07)
iltihap kurutan (söktüren değil) sudafed var benim bildiğim, hap ve şurup formatında.
0
lykos
(08.06.07)
Mentopin diye bir ilaç da keşfettim sözlükte sudafed'e bakarken. yalnız şurup değil suda eriyormuş o.
0
🌸darkpower
(08.06.07)
(9)

alkollu ickiyi dolaba koymak gerekir mi

papado
kusura bakmayin bu konularda biraz cahilim. bu arkadaslar, mesela viski, acildiktan sonra, meyve suyu veya sut gibi, disarida birakinca bozulur mu? yoksa kapagini iyi kapattiktan sonra disarida birakmanin bir mahsuru yok mu?
kusura bakmayin bu konularda biraz cahilim.
bu arkadaslar, mesela viski, acildiktan sonra, meyve suyu veya sut gibi, disarida birakinca bozulur mu? yoksa kapagini iyi kapattiktan sonra disarida birakmanin bir mahsuru yok mu?
0
papado
(30.05.07)
Bozulmaz. Kapagini iyi kapat tabi, buharlasip gitmesin. Onun disinda oda sicakliginda saklayabilirsin. Hatta oda sicakliginda saklamayi tercih et, cunku viski genelde soguk icilmez.
0
wpi
(30.05.07)
evlerde genelde salonlarda olan dolaplar vardir, onlarda saklayabilirsin.
direkt soguk icilmez de istersen icmeden once icine 1-2 parca buz atarsin icersin. sonra tekrar dolaba.
0
sourlemonade
(30.05.07)
kesinlikle bozulmaz onlar durdukça güzelleşir. şarap için aynı şeyi söyleyemeyeceğim onda farklı olabilir açıldıktan sonra bozulabilir hava alırsa. ağzını sıkı sıkı kapatın dolaba koymaya gerek yok. direk güneş ışığı da almasın tabi.
0
ozdek
(30.05.07)
şaraplardan gireyim. şarap yatay olarak saklanmalı bu sayede mantarı hep ıslak kalıp hava girişini engeller. şarap açıldıysa bir kaç günden fazla bekletmemek en hayırlısı. oda sıcaklığında veya buzdolabında saklanabilir. tabi buzluğa veya hızlı soğutma bölmesine koyulmayacak :)

gelelim viskiye. viski dolapta saklanmaz, rengi bozulur bir ihtimal tortu oluşabilir. içerken buz atarak soğutabilirsin.

tequila ya değinmiyorum kapağı açıldığı gibi bittiğinden daha saklayamadım, saklayabilen arkadaşımı da görmedim. 2 kişi 1 şişeyi devirmek için yeterli.

rakıyı çoğu arkadaşım, çoğu arkadaşımın babası/annesi/dedesi dolapta saklıyor. oda sıcaklığında saklamanın da bir zararı yok ama içmeden önce dolaba atılması yararlı olur. buz atıldığında kristallenme oluyor.

votka da her yola geliyor, ister at dolaba ister oda sıcaklığında sakla. ama içmeden önce dolaba atsan iyi olur, sıcak sıcak ığyk.

sheridans'ı oda sıcaklığında saklıyor arkadaşlarım, zaten tadı güzel olduğundan soğuk olmasa da oluyor.

bunun dışında janjanlı içkiler nasıl saklanır bilmiyorum, alındığı gibi bitiyorlar.
0
kimlanbu
(30.05.07)
kanyak'ı buzdolabında saklayanı gördüm ama mantık itibariyle saçma bir şey.

ayrıca buzdolabına koymasan bile içkileri direkt güneş ışığına maruz bırakma. hoş olmayan etkiler gösterebilir (göstermeye de bilir ama 50 ytllik içki bozulunca üzülmek kötü olur bence)
0
darknum
(30.05.07)
bu alkol oranına sahip bir gıdada mikroorganizma gelişmez. bu yüzden ağzı açık olsa da mikrobiyolojik bozulma olmaz. ama kapağın açık olması uzun vadede, viskinin oksidasyonuna neden olur ki, iyi bir şey değil bu. ayrıca her şeyin bir ömrü var... :)

naçizane bir gıda müh. öğrencisi olarak önerim, kaliteli bir viskiniz varsa ilk açtıktan sonra hepsini tüketin. sıradan bir viskiyse, kullandıktan (kullanmak?) sonra kapağını sıkıca kapatıp güneş görmeyen, serin bir yere kaldırın.
0
paranormal
(30.05.07)
Viski, votka, raki, cin, tekila, konyak vs gibi yuksek alkollu ickiler ( alkol > %35 ) oda sicakligiinda saklandiginda bozulmaz. Ama guzellesmez de. Viski, konyak vs ficida yillanir ve guzellesir ama guzellesme sureci sisede devam etmez kesinlikle. 12 senelik viski alip 20 sene saklarsaniz hala sadece 12 senelik viskidir.

Onun disinda gunes isigina dikkat etmek lazim herhalde. Yani pencere kenarina dizmeyin siseleri. Ama ev icinde camli dolapta sorun olmaz herhalde.

Sheridan's, Bailey's gibi ickileri oda sicakliginda saklayip bozulmadigini soyleyenler var ama yine de sise acildiktan sonra buzdolabinda saklamayi oneriyorum. Soguk da icildikleri icin mantikli oluyor.

Sarap ve biranin omru sinirlidir. Sise acilmasa dahi belli bir zaman sonra bozulurlar. Saraptaki senelerce saklama olayi da bu ise uygun az sayida ve pahali saraplar icin gecerlidir. Gunluk hayatinizdaki saraplari serin ve karanlikta saklarsaniz bir yil kadar dayanabilirler ama genelde aldiktan birkac ay sonra icilmelidirler.
0
wpi
(30.05.07)
3-4 yıldır yatağın altında duran açılmamış bir şişe votka var, açıp iç bir şey olmaz diyorsunuz yani...
0
lykos
(30.05.07)
Ek bilgi olarak:
Şaraplarda zaten çoğunlukla şişede önerilen tüketim zamanı yazar.
Ayrıca votkadan en iyi tadı, oda sıcaklığının biraz üstünde tutup, bardağı soğutarak (buzlukta, derin dondurucuda) alırsınız. Sek içilecek tabi.

3-4 yıldır yatağın altında duran votka da, eğer kötü şartlarda saklanmamışsa rahatlıkla içilebilir.
0
hopi
(31.05.07)
(2)

fransız kültür seviye tespit sınavı

lykos
nasıldır? klasik midir test mi? konuşma, kompozisyon filan var mıdır? nasıl çalışılır? nelere dikkat etmek gerekir? seviyeye göre kursa başlama olayı nasıldır, sadece başlangıç orta ya da ileri seviye şeklinde bir ayrım mı yapılır?
nasıldır? klasik midir test mi? konuşma, kompozisyon filan var mıdır? nasıl çalışılır? nelere dikkat etmek gerekir? seviyeye göre kursa başlama olayı nasıldır, sadece başlangıç orta ya da ileri seviye şeklinde bir ayrım mı yapılır?
0
lykos
(24.05.07)
100 puan üzerinden 30 puan civari gramer. bosluk doldurmali, test, yeniden yazmali.. 20 puan dinleme 20 puan sözlü 20 puan da kompozisyon,10 puan da okudugumuzu anladik mi konulu bir sey.. 1.5 saat süre var. sonrasinda sozlu icin ara veriliyor. 4 tane konudan bir tanesini seciorsun sozlude. 15 dk veriliyor bir kagida yazip calisabiliyorsun sonra konusuyorsun konu hakkinda..
0
azuth
(24.05.07)
çok teşekkürler, delf'e benziyor anlaşılan.
0
🌸lykos
(24.05.07)
(9)

Ağ Üzerinden Mesajlaşma

arche
Windows XP üzerinde internet bağlantısı olmadan sadece ağ üzerinde mesajlaşmaya yarayan bir program var mıdır? Elbette vardır da ben bilmiyorum tabi. Sizce en kullanışlısı hangisidir? Ağda server olmasının duruma +/- bir etkisi olur mu?Teşekkürler
Windows XP üzerinde internet bağlantısı olmadan sadece ağ üzerinde mesajlaşmaya yarayan bir program var mıdır? Elbette vardır da ben bilmiyorum tabi. Sizce en kullanışlısı hangisidir? Ağda server olmasının duruma +/- bir etkisi olur mu?

Teşekkürler
0
arche
(16.05.07)
guvenlik duvari varsa engelleyebilir... kucuk bir ihtimal ama...
0
katafalk
(16.05.07)
miranda im de vardı boyle bi eklenti, lan uzerinden haberlesmek için. kullanmadım ben de, deneyin onu da bi.
0
bryan fury
(16.05.07)
net send derim bi de bakiniz veririm

(bkz: http://www.vbusers.com)
0
notorious
(16.05.07)
intranet chat vardır:
www.softpedia.com
benzeri başka programlar da var linkte.
0
lykos
(16.05.07)
windows messenger ı farklı protokollerde kullanarak ağ içinde iletişim kurulabilir sanırım.
0
agk
(16.05.07)
Ağdaki server a "jabber" kurduktan sonra, xp clientlara da "spark" kurarsanız,
spark messenger ile jabber-server üzerinden lokalde çok şahane çetleşebilirsiniz.

edit 19-05-2007 :
server kısmını biraz üstünkörü anlatmışım, kusuruma bakmayın. şöyle yapmanız gerekiyor :
birçok jabber server var. bunlardan en iyi ratingi alan openfire'ı download edin. sonra openfire'ı, server nitelikli bilgisayara kurduktan sonra clientlara da spark messenger'ı kurun. son olarak, spark'ın açılış ekranındaki "accounts" menüsünden bir hesap yaratıp "login" kısmına serverın adını, az önce yarattığınız hesabınıza ait kullanıcı adınızı ve şifrenizi girerek lokal çet ortamınıza damlayın.

jabber serverlar için : www.jabber.org
spark messenger için : www.igniterealtime.org
tavsiye ettiğim jabber - openfire için : www.igniterealtime.org
0
sitare durmus
(17.05.07)
eskiden icq nun network versiyonu mu ne vardı. kurardın ana bilgisayara. diğerlerinede clientleri filan. hepsine icq numarası atardın konuşurdun. ama bu dediğim belki 6-7 yıl önce idi. kullanırdık ofiste. daha sonra mirabilis aol a geçince sanırım bu projeyi sonlandırdılar. ben bulamadım az once aradımda kalmamış linki biryerlerde. bulup getirene yüzbinlira veri...
0
winsome
(17.05.07)
msn messenger'ı ağ üzerinde kullanırsan, sanıyorum ki mesajlaşmaların internet üzerinden değil, ağ üzerinden sağlanıyor. peki bu kanıya nereden vardım?

evdeki bir bilgisayardan diğerine 100mb'lık bir dosyayı msn üzerinden birkaç saniyede yollayabiliyorum. yanlış bir kanı da olabilir tabii. mesela mesaj ile dosya gönderme yöntemleri farklıdır, olabilir.
0
actionary
(17.05.07)
actionary nın dedigine ek olarak, burda okulda hayvanı ag içinde ip detect yapaibliyorken msn sadece msj la, dısarıdan olanlarka ip detect yapması için file transfere gerek duyuyor. bu da boyle bisey iste. ag içindekilerle ag uzerinden haberlesiyor yanı.
0
bryan fury
(19.05.07)
(4)

kaldıramazsam kaldırırlar mı gülüm? (babylon pro)

lykos
geçenlerde (bir ay önce olmalı, evet) baylon pro kurdum lakin crack'lemedim (yazılım korsanlığına karşı olan kanunlara saygılı bir insanım). yazılımın deneme süresi doldu, kaldırıp tekrar kurmak da işe yaramıyor haliyle, süreniz doldu diyor. registry'yi elle temizleyip ini'lerden silmek de, regclean
geçenlerde (bir ay önce olmalı, evet) baylon pro kurdum lakin crack'lemedim (yazılım korsanlığına karşı olan kanunlara saygılı bir insanım). yazılımın deneme süresi doldu, kaldırıp tekrar kurmak da işe yaramıyor haliyle, süreniz doldu diyor. registry'yi elle temizleyip ini'lerden silmek de, regclean filan kullanmak da kar etmiyor. teorik olarak bir şekilde tamamen kaldırılabilmesi lazım, ama nasıl? ( sırf meraktan soruyorum, yeniden kurup cracklemek gibi bir niyetim yok tabii ki :P)
0
lykos
(13.05.07)
ccleaner ya da your uninstaller la silmeyi dene. ccleaner freeware de digerini kırman lazımdı kullanaiblmek için hatırladıgım.
0
bryan fury
(13.05.07)
veriyi sil diyorsunuz değil mi? ben bi türlü temizleyemedim, rahatlıkla temizleniyor da benim babylon dosylarımda mı sorun var diyecem; arkadaş kurmuş çalışmış. yalama oldum yükle silden ya.
0
thorn pyros
(12.06.07)
ccleaner ile temizleyip, regedit ı çalıştırıp registry de babylon geçen her girişi silip, netlimiter yüklü bilgisayarda babylon pro'nun internete bağlanmasını engelleyerek (belki sadece internet bağlantısı olmayan bilgisayarda kurup online update seçeneğini kapatmak da yetebilirdi) ancak çalıştırabilmiştim ki yine çalışmamaya başladı, yeni kuruşlarımda da çalışmıyor. ben de delirmek üzereyim, tekrar bir şeyler deneyeceğim zamanım olduğunda.
0
🌸lykos
(12.06.07)
sen niye tekrar yüklüyon ki, böyle bi niyetin yokmus :p

ben de delirmek üzereyim ya, internet dışı pc'm yok, en kötü format falan atarsam bi ara öyle yükleyecem sanırım. biraz daha deneyecem zamanım olduğunda ve sinirlerim yatıştığında. hangimiz yaparsak birbirimize haber verelim. kodumun babylonu.
0
thorn pyros
(12.06.07)
(4)

televizyon kapalı işaretinin amacı nedir?!

demlikposet
televizyon kapalıyken(misal trt3)resimdekine benzer bir, işaret koyuyorlaramacı nedirsebebi nedirneden bu da başka bişi değilbu ulusal bi işaret olsa gerek diye düşünüyorumaydınlatın beni
televizyon kapalıyken(misal trt3)
resimdekine benzer bir, işaret koyuyorlar
amacı nedir
sebebi nedir
neden bu da başka bişi değil
bu ulusal bi işaret olsa gerek diye düşünüyorum

aydınlatın beni
0
demlikposet
(24.04.07)
renk ve görüntü kalibrasyonu için bu şekil, standarttır. bunu oluşturan kutu gibi bir alet varmış vericiye bağlanan, ben sabit resmi kamera karşısına koyuyorlar sanırdım :)
0
lykos
(24.04.07)
Ulusal değil yurtdışında da bu şekilde. Google images'dan testcard diye aratınca envayi çeşidi çıkıyor.
0
sui
(24.04.07)
uluslararası diyeceğime ulusal yazmışım,
ehiehi yapsam sevimli olur muyum?!
0
🌸demlikposet
(24.04.07)
"color bars" denirdi buna fakültede. ayrıca bildiğiniz gibi ses testi de yapmaktadır, küçükken karşısına geçip tribe girerdik.
0
frank n furter
(25.04.07)
(9)

taşınabilir harddisklerle ilgili

jay kay
Taşınabilir bir harddisk almayı planlıyorum. Boyutunun küçük, kapasitesinin büyük olması önemli. Hangi marka ve model tavsiye edersiniz?
Taşınabilir bir harddisk almayı planlıyorum. Boyutunun küçük, kapasitesinin büyük olması önemli. Hangi marka ve model tavsiye edersiniz?
0
jay kay
(16.04.07)
western digital my book essential serisi 320 gb ytlık bi modele sahip..205 milyondu ben aldığımda 2 ay önce..kalın bi kitaba benziyo boyut açısından ..
fakat bugün 60 cm den yere düştü mesela benimki .. ve şu an çalıştırmaya uğraşıyorum ama alışmıyor..
baya memnun olan var ama ne yalan söylim..
0
ditriell
(17.04.07)
2.5 luklardan alicam heralde boyut olarak istedigim o tarz bisey
0
🌸jay kay
(17.04.07)
my book serisi taşınabilirden ziyade harici hdd dir. kalın bir kitap kadardır da adaptörüydü kablosuydu derken büyür gider.
taşınabilirler için wd passportlar gayet güzel hem passport hemde my book kullandım. pişman da değili çıkınca da kullanırım.
0
agk
(17.04.07)
2.5" en fazla 160gb var şu an.

www.hepsiburada.com

Adaptör sorunu yok, USB'den alıyor gücü. Her şeyiyle güzel.
0
paranormal
(17.04.07)
WD passport öneririm. Kullanıyorum çok memnunum. Vatan'da cardfinanslı fiyatı şukela.

My Book serisi taşınabilir olarak sınıflanması bile hata. Taşınabiliyor evet ama taşınabilir değil. :)
0
ozdek
(17.04.07)
hız, boot edebilme olanakları vs. açısından my book ile passpoert arasında ne gibi farklar var biliyor musunuz?
0
lykos
(17.04.07)
wd password aldım babam için ama bne kullanıyorum şu anda. gömlek cebinde taşınabilecek boyutta.
0
darknum
(17.04.07)
herkesin dediği gibi wd al derim bende. 2.5 luklar için passport. ayrıca en ucuz vatanda. 160 yetmez diyorsan mybook alman gerekir. onunda adaptörü var ama daha büyük kapasite ve daha ucuz.

edit: my book bilgisayarla birlikte otomatik olarak açılıp kapanıyor. ancak içindeki atıyorum bir mp3 ü dinlemediğiniz zaman kendini bir nevi sleep moduna alıyor. tekrar çalıştırmadan önce bir kaç saniye bekliyor. bir de my book alacaksan sırf firewire diye premium alma ekstradan 30 ytl verme tabi usb2.0 ın varsa.
0
luflee
(17.04.07)
Hız ve boot edilebilme sorulmuş. Bu soru sanırım konuya çok uzak biri tarafından soruluyor. Biri notebook harddiski diğeri ise normal pc harddiski olan iki ayrı fiziksel diskten bahsediyoruz. Taşınabilirlik ve güvenilirlik istiyorsanız Passport, harici disk istiyorsanız My Book diye özetlenebilir. My Book'u zırt pırt her yere götüreyim demeyin sağlam 2-3 düşüşten sonra elinize alabilirsiniz.
Passport şu anda 4200 ya da 5400 RPM disklerden oluşmaktadır (son çıkanlarla hepsi 5400 olması lazım ama 4200 de çıkartmış olabilirler). My Book ise 7200 RPM disklerden oluşuyor. O yüzden hız için elbette My Book. Ama bunu sakın taşınabilirlik olarak algılamayın pişman olurusunuz.
Tekrar özetleyelim:
WD Passport Serisi: Bilgilerini sürekli yanında taşımak isteyen ve belki birden çok bilgisayarda çalışanlar için uygun. Taşınabilir , sağlam ve estetik bir ürün. Avantajları: Hafif ve küçük ayrıca çok sağlam. Sadece bir mini usb bağlantı kablosuyla çalışabiliyor. Dezavantajları: 2.5 inç teknolojisi 3.5 inçe göre daha pahalı.

WD My Book Serisi: Bilgisayarının diski dolmuş ve kasasını açıp upgrade yapmaya üşenen ya da arada sırada dosyalarını arkadaşlarıyla da paylaşmayı seçenlerin seçimi. Kasadan diski sökmekten daha pratik fakat sürekli taşımaya çok uygun değil. Avantajları: Ucuz, hızlı ve kapasitesinin çok fazla olabilmesi. Dezavantajları: Taşınabilir diye alıp fazla sarsınca diskin bozulma ihtimali çok fazla. Asla bir notebook diski güvenilirliğine sahip olamaz. Adaptör gerektiriyor ve büyük.

Hayır WD ile ticari bir ilişkim yok. Olmasını isterdim ;)
0
ozdek
(17.04.07)
(5)

portatif barfiks demiri

min el garaib
Bende bir tane uzun olanından (100 cm) var ama yeni evin duvar mesafesi biraz dar. Kısasından almam gerekiyor. Bu alet daha önce Kadıköy'de kurulan rus pazarında satılıyordu. Başka yerde ne gördüm ne duydum. Bir bilen varsa söylesin be; bel ve sırt ağrıları gelmeye başladı yeniden. Hatta uzun demire
Bende bir tane uzun olanından (100 cm) var ama yeni evin duvar mesafesi biraz dar. Kısasından almam gerekiyor. Bu alet daha önce Kadıköy'de kurulan rus pazarında satılıyordu. Başka yerde ne gördüm ne duydum. Bir bilen varsa söylesin be; bel ve sırt ağrıları gelmeye başladı yeniden.
Hatta uzun demire ihtiyacı olan varsa kısayla takas edelim.
0
min el garaib
(15.04.07)
beşiktaş'ta teknosa'nın 4 5 dükkan solunda spor malzemeleri satan bir yer var. ordan aldım ben 62 cm'den 93 cm' kadar açılabiliyo. gayet güzel.
0
darkpower
(16.04.07)
Bunlar cevirilerek boyu ayarlanan, o sayede iki tarafa baski yaparak duran aletlerdense dikkat edin. Kullanmayin demiyorum, sadece dikkat edin. Asilip birakirken donduruyorsaniz her seferin sonunda siki oldugunda dikkat edin. Ben zamaninda gevseyen bir barfiks demirine zipalyip tutunmanmaya calismak suretiyle kafamin ustune, mermere dusmustum.
0
wpi
(16.04.07)
cevahir alışveriş merkezinin alt katlarında bankaların bulunduğu bölümde oldukça büyük spor malzemeleri satan (koşu bandı-ağırlık vs) dükkanda mevcut.
0
pain
(16.04.07)
ben 80-85cm'liğini hepsiburada'dan almıştım, iki duvar arasına kısa gelebilir ama.
www.hepsiburada.com
bilhassa ahşap kapı gibi eseneyen yerlerde sıkıştırılarak kullanmak mümkün olmuyor, vida deliğinin olup olmadığına dikkat edin.
0
lykos
(16.04.07)
aynen darkpower gibi yaptım bende birebir aynı. ancak o zıkkım duvardaki boyayı sıyırıyor ve iyice sıkıştırmak gerekiyor kayıyor falan. fiyatı da 30 ytl idi eylül gibi.
0
luflee
(17.04.07)
(5)

anadoluda gecen savaslar hakkinda kitaplar

entrapmen
kitaplar derken boyle arastirma tarzinda bir sey istemiyorum. ozel ilgi diyelim buna ve bu yonde tamamen atmasyon olmayan icinde tarihde barindiran romanlar bakiniyorum.okumus oldugunuz ve bak soyle bir sey var diyebileceginiz bir sey var mi?ozellikle m.s ki tarihe isik tutan kitaplar olsa daha bir
kitaplar derken boyle arastirma tarzinda bir sey istemiyorum. ozel ilgi diyelim buna ve bu yonde tamamen atmasyon olmayan icinde tarihde barindiran romanlar bakiniyorum.
okumus oldugunuz ve bak soyle bir sey var diyebileceginiz bir sey var mi?
ozellikle m.s ki tarihe isik tutan kitaplar olsa daha bir guzel olur, daha oncesiyle henuz ilgili degilim.

not: bosver sen anadoludaki savaslari bak su cografyada soyle bir seyler olmus, ahanda su kitapta oyle bir anlatiliyor ki dibin duser dedikleriniz de kabulumdur. tesekkurler.
0
entrapmen
(15.04.07)
ben de ilgi duyuyorum. bu topraklarda hangi uygarlıklar hangi savaşları yapmış merak ediyorum açıkçası. ordan burdan okuduğum veya belgesel olarak izlediğimden ötürü biraz derme çatma bilgilerim. belgelerle desteklenmiş şekilde yazılan kitaplar varsa takipteyim. genelde eski mısır kitapları yanlı şekilde yazılmış oluyor. zaten adamlar piramitlere oraya buraya abartılı ve çarpıtılmış bir tarih yazdılar.
0
cha
(15.04.07)
Homeros'un İlyada'sı var.
0
fredi
(15.04.07)
lykos
(15.04.07)
arapların gözüyle haçlı seferleri'ni okumanı tavsiye ederim. amin maalouf. dili çok güzel, roman değil ama asla sıkılmazsın.
0
likeinme
(15.04.07)
Kurtuluş Savaşı ile ilgili, "Küçük Asya Felaketi" tarzında birkaç kitap olmalı diye hatırlıyorum. Daha önce önerilenler kadar eski değil farkındayım fakat, tam tanımladığınız şey.

Düzelti: Sevgili duyuru sahibine ilettim fakat herkese yardımcı olması bakımından iki kitap ekliyorum:

Alexander Anastasius Pallis - Yunanlıların Anadolu Macerası (Yapı Kredi Yayınları, Çeviren: Orhan Azizoğlu)
Prens* Andre - Felakete Doğru (Çeviren: Hüseyin Rahmi)

Her iki kitap da Kurtuluş Savaşı'na Yunan tarafından bir bakış açısı sunuyor.

*: Gerçek adını bilmiyorum, sözlükten bunu bulabildim.
0
common of demons
(03.02.08)
(6)

askerlik mevzu

portishead
hayırlısıyla tezimi kabul ettirip yuksek lisansı bitirdim, ancak yas kemale ermesine ragmen askere gitmeye pek niyetim yok...lisanstan mezun olduktan sonra bir sene askere gitmeme hakkı var malum, acaba aynı sey yuksek lisansta da gecerli mi, yoksa okulla ilişigim kesilir kesilmez hemen bakaya durum
hayırlısıyla tezimi kabul ettirip yuksek lisansı bitirdim, ancak yas kemale ermesine ragmen askere gitmeye pek niyetim yok...lisanstan mezun olduktan sonra bir sene askere gitmeme hakkı var malum, acaba aynı sey yuksek lisansta da gecerli mi, yoksa okulla ilişigim kesilir kesilmez hemen bakaya durumuna mı duserim...degerli fikirlerinizi rica ediyorum sayın uyeler...
(bir de mevzuu mu yazılır mevzu mu, onu da araya sıkıstırayım ...)
0
portishead
(15.04.07)
okulun senin yüksek lisansı bitirdiğine dair yazıyı şubeye göndermesi sürer biraz. yani çat diye yoklamaya çağrılacağını sanmıyorum. ama peşine ek süre verip biraz daha sallarlar mı bilemem. tecrübesi olanlar bu konuya açıklama getirsin. ayrıca "mevzusu" desen daha uygun olurdu sanırım. fakat "mevzuubahis" diye tdk'da geçer mesela başka bir kullanım.
0
cha
(15.04.07)
tecrubesi olan biri olarak konusuyorum, okuldan giden yazi askerlik subesini ulastigi anda (ki bu ulasim olayi okulun yaziyi cikarma hizina bakar, oyle postada falan surunmez, zart diye gider) askerlik subesi sana su tarihte yoklamaya gel, su tarihte askersin diye yaziyi yollar. bu genellikle mezun oldugun tarihten sonraki ilk degil ikinci askere alim donemi olur.
0
jupiterianvibe
(15.04.07)
lisanstan mezun olduktan sonra bir sene askere gitmeme hakkı var ama aynı sey yuksek lisansta geçerli değil. bir senelik tecil hakkı sadece lisans mezuniyetinden hemen sonra kullanılıyor. ben o zaman kullanmadım, yüksek lisanstan sonra kullansam olur mu, gibi bir durum yok.
0
hoze
(15.04.07)
nisan başında teciliniz bittiyse sonbahar (ekim mi oluyordu?) döneminden önceye karar almazlar diye tahmin ediyorum, 33 yaşına kadar da yüksek lisans nedeniyle erteleme yapılıyor. doktoraya kabul edilirseniz kaydınızı yaptırabilir ve yani.

bu arada mevzu kullanımı doğru. (bkz: hemze)
0
lykos
(15.04.07)
Son yoklamayı yaptırdıysan okulla ilişiğin kesildikten sonra uygun bir zamanda sınava girmen gerekecektir. Tabi sınav zamanı 3 günlük rapor alıp bir 4 ay daha erteletmen mümkün. Eğer doktoraya başlarsan direk erteleniyor bir şey yapmana gerek yok. Büyük ihtimal lisanstan mezun olunca son yoklaman yapılmış olmalı ondan sonrası da her sene okul belgesiyle tecil durumudur.
Neyse bu durumda olan herkese verdiğmi tavsiyeyi vereceğim. Yurt dışında 3 sene çalışma imkanın yoksa ve adam gibi bir işte düzgün para kazanmak ve hayatının gidişatına bir el atmak istiyorsan git ve askerliğini aslanlar gibi yap. Ben de 1 sene 2 sene oyalandım ama sonra pişman oldum. Askerlikten sonra hayatım inanılmaz derecede iyileşti yeni iş fırsatları önümde belirdi. Askerden önce hangi firma olursa olsun derken firma seçmeye başladım falan. Neyse bunlar detay işin özü şudur ki askerlik ülkemizde her alanda büyük bir problemdir eğer baba parası yemeyecek kendi işinizi yapmayacaksanız yani gidip iş aramak durumundaysanız mümkün olduğu kadar kısa sürede aradan çıkarmak daha hayırlı olacaktır. aralık dönemini tavsiye ederim %90 kısa dönem çıkar havalar ısınmadan geri dönersiniz. Bir de ben askerlik yaparken 30 yaşını geçmiş ağabeylerimiz vardı. Doktora yapıp gelmişler falan ama adamlar haklı üsteğmen dedikleri adam bile kendilerinden ufak olunca çok güçlerine gidiyordu. Bunu da dikkate almak lazım 32-33 yaşında askere gitme hayalleri kurarken sırf söylendiniz diye o yaşta size 19 yaşında bir çavuşun tuvalet temizleme işini verdiğini düşünün pek onur kırıcı olabiliyor. Ben 24-25 gibi gittim yine de problem yaşadım o yüzden en güzeli mezun olunca askerlik yapmak sonra gelince hayat görüşü değişmemişse yüksek lisans doktoraya bakmak olabilir diye düşünüyorum. Eğer içinizde varsa zaten yaparsınız. Askerlikten kaçarken akademik kariyer yapmaya benzemeyecektir. Nacizane tecrübelerim böyledir.
0
ozdek
(16.04.07)
eger lisanstan sonra 1 senelik hakkini kullanmamissan o hakkini yuksek lisanstan sonra da gayet guzel kullanabilirsin.
0
katmer
(17.04.07)
(16)

hırsızın hiç mi suçu yok?

hoze
evime hırsız girdi. (pazar sabah sekiz buçukta) içerdeydim, uyuyordum. kapı kilitli değildi, sadece kapalıydı. nasıl bir aparat kullandı bilmiyorum ama kapıyı rahatlıkla açtı. uykum hafif olduğu için anında uyandım. uyandığımı görünce kaçtı. kovaladım ama yakalayamadım.merak ettiğim şey, eğer yakala
evime hırsız girdi. (pazar sabah sekiz buçukta) içerdeydim, uyuyordum. kapı kilitli değildi, sadece kapalıydı. nasıl bir aparat kullandı bilmiyorum ama kapıyı rahatlıkla açtı. uykum hafif olduğu için anında uyandım. uyandığımı görünce kaçtı. kovaladım ama yakalayamadım.
merak ettiğim şey, eğer yakalayabilseydim, neler yapabilirdim? adamı dışarda yakalayıp yamultmakla içerde yakalayıp yamultmak arasında fark var mı? evimin sınırları içinde istediğim gibi zıvanadan çıkma hakkım var mıdır?
("onlar boş gezmezler, ucuz kurtarmışsın" şeklindeki temennileri yeterince duydum. şimdiden teşekkürler.)
0
hoze
(09.04.07)
valla abi oncelikle gecmi$ olsun.
$oyle $eyler yapabilirdin.. ornegin merdivenden a$agi atabilirdin olan gucunle, kacarken du$tu derdin. eve girseydi bi $ekilde kendi kendine yaptigina inandirabilecegin bi$eyler yapabilirdin belki. hani diyorlar ya tut balkondan at yapabiliyorsan diye, o tarz $eyler. onun di$inda direkt zarar verirsen sen suclu oluyorsun.
0
sourlemonade
(09.04.07)
Geçmiş olsun.

Geçen senenin haberi. Bir hırsız, iki Nijeryalı (Başka bir Afrika ülkesi de olabilir) öğrencinin kaldığı eve girmiş. Öğrenciler bunu yakalamış, bir güzel dövmüş ve apartman boşluğunda merdiven korkuğuna bağlayıp polis çağırmışlar. Bir şey olmamış. Yani adamın canını almadıktan sonra, polis adamı (sakat bırakmayacak) kadar hırpaladığına bakmaz. Ayrıca hırsızı yakaladığın için madalya da takmazlar. O yüzden bence adam kaçmaya başladıktan sonra, hiç bulaşmamak en güzelidir...
0
sheba and the albino girls
(09.04.07)
iki sene kadar önce de acik balkon kapisindan bizim eve girmisti hirsiz. komsular haber vermis polis geldi yakaladi aninda. hicbirsey olmadi ifadeler alindiktan sonra adam serbest kaldi. gecenlerde mahkemesi oldu, ben gittim hirsiz ve avukati davaya gelmediler. baska yerlerdeki dosyalarla birlestirilmesi karara baglandi falan filan. yani yakalamadigin iyi olmus bir yerde.

bir de ekleyeyim hemen. hirsiz girdiginde komsular da toplasti tabii herkes bir anisini anlatiyor. dediklerine göre gece giren hirsiz gündüz girenden daha fazla ceza yiyormus, bu sebeple de hirsizlar gün dogumunda sabaha karsi giriyormus evlere.
0
atmacaged
(09.04.07)
bu tür durumlarda hırsıza darp uygulandığında, ev sahibinin suçlu durumuna düştüğünü okumuştum.

başka türkiye yok!
0
comptrol
(09.04.07)
geçen gün ntv'deki biri bana anlatsın'da konuşuluyordu. yatak odanızda yapacağınız her şey nefsi müdafaaya giriyormuş. hatta gerekirse silah vs. kullanmak bile. (sanırım)
0
kermitz
(09.04.07)
büyük geçmiş olsun, kazasız belasız atlattığın iyi olmuş boşver.

arkadaşımın evine 2 sene önce hırsız girdi, jandarma geldiğinde "siz adamı 'indirin' elinde bir şey yoksa bile biz bıçak tutuştururuz rahat olun" demiş. kısacası rapor tutan polise/jandarmaya bağlı.

hırsız hem suçlu hem güçlü, evinde adamı yaralarsan ve senden şikayetçi olursa ceza alırsın. "yatak odası hariç" demek istiyorum ama efsane mi gerçek mi net bir bilgim yok.

bir anımı daha anlatayım ders olsun. 4 sene önce bursada otururken kardeşimin arkadaşıyla tanıştım. çocuğun babası otoparkta arabasının teybini çalan 3 hırsıza balkondan "napıyorsunuzlan diye bağırmış, "içeri gir lan" diye cevap gelince çıkarmış silahı saydırmış. 1 kişi kaçmış, 1 kişi yaralanmış, 1 kişi korkudan bayılmış. polis geldiğinde bunların bol sabıkalı, cinayetten aranan tipler olduğu ortaya çıkmış. babası ceza almamış ama başına geleni söyleyeyim : bir kaç hafta sonra hırsızların yakınları çocuğun babasını öldürmüşler ! kısacası hırsıza yapacakların sana 100 katı olarak geri dönecektir, bulaşmamak en iyisi.

bana kalsa vurur dağa taşa atarım ama tek gezmedikleri ve "boş" gezmedikleri gerçeğini göz önüne almanız gerek.

dur dur son anı. geçen sene WRC de görevliyken diktiler bizi dağ başına köylülerden biri geliyor biri gidiyor. derken birisiyle muhabbete başladık, hırsızdan açıldı muhabbet. tanıdığı bir hırsız varmış. eve nasıl sessizce girdiklerinin cevabını buldum. adamlar eve girmeden önce kapıdan, bacadan bir şekilde adını öğrenemediğim bir sprey sıkıyorlarmış. zaten uykuda olan bünye bir derece daha ağır uykuya dalıyormuş. adamlar dalga geçer gibi işlerini halledip kaçıyormuş.
0
kimlanbu
(10.04.07)
yatak odasında öldürünce bir şey olmaz hikayedir. yatak odasının özellikle öne çıkması hırsızın sizin hayatınızı tehlikeye atabilecek kadar size yaklaşması. yatak odası, salon fark etmez. ancak onda bile hırsızın elinde bıçak mıçak olması gerekiyor. yani adam dibinize de gelse eğer hayati tehliken yoksa hırsızı hırpalamak bile haksız fiil teşkil eder. evinize giren hırsızı öldürmeniz ya da yaralamanız durumunda ancak cezada indirim alabilirsiniz.

bunun türkiye'yle de alakası yoktur hemen hemen bütün dünyada bu böyledir. verilecek bir ceza varsa hukuk verir(bunu tartışmak ayrı konu). inanmayacaksınız ama türk ceza kanunu şu anda çoğu hükmüyle modern bir kanundur.
0
colg fusion
(10.04.07)
hukuka giriş dersinden aklımda kalanlara göre,hırsız sizi ölümle tehdit etmedikçe onu öldürmeniz nefsi müdafaya girmiyor.(yani onun elinde bıçak varken sizde silah varsa bile bu nefsi müdafaya girmiyor)
o yüzden evlerine hırsız giren bir tanıdığımıza polisin söylediğine göre hırsızı camdan atın önerisi onlara da söylenmiş.sanırım polisler de yakalayıp,sabah salmaktan bıkmışlar,herkese bu öneriyi veriyorlar.
0
gioberg
(10.04.07)
geçmiş olsun abicim, ne kadar modern bir ceza kanunumuz var ki polisimiz vatandaşa "abi sen camdan at gerisini bize bırak" diyebiliyor. "mosmodern" olmuşuz canlar heyoooooo...

benim cevabıma gelince abicim "yamultursan" hiçbişi olmaz. hatta madem polis öyle diyor yamulttuktan sonra balkondan atıp düştü salak diyebilirsin pekala ne ala...
0
agk
(10.04.07)
cok gecmis olsun. benim bir arkadasimin basina gelmis, hirsiz evdeyken uyanmis ve onu goren hirsiz birsey alamadan kacmis, fakat daha sonraki gunlerde gene gelmis, alamadiklarini almak icin. O yuzden hirsizi yamultmaktan ziyade siz kilitlerinizi falan ihmal etmeyin, bir de o inanilmaz ses cikartan minik alarmlardan koyun kapiniza... ve evet bulasmayin aman...
0
islakkedicorbasi
(10.04.07)
anladığım kadarıyla en güzeli balkondan atmak. ev zaten dördüncü kat. bahçede de süs havuzu gibi bir şey var, kenarları tırtıklı, hmmm.
0
🌸hoze
(10.04.07)
evet yatak odasinda iken indirebilirseniz sahane olur. fakat diger odalarda sorun çıkabiliyor sanırım. kovalamaya kalkmanız durumunda erketede bekleyenler sorun yaratabilir.
0
mat couthon
(10.04.07)
ben de ben de!!

bence hırsızla yakın ilişkiler kurarak iş ağını geliştirebilirsin. baktın yanaşmıyo, at itoğlunu balkondan.
0
frank n furter
(10.04.07)
iki üç sene önce haberlerde izlemiştim, ninja bir abimiz katanayla hırsızın kulağını kesmiş, hırsız da dava açmış adama.
0
lykos
(10.04.07)
polisin "abi sen camdan at gerisini bize bırak" demesiyle kanunun modernliğinin alakası yoktur. polisin bu yaptığı da suçtur. elmalarla armutlar güzel meyvelerdir.
0
colg fusion
(10.04.07)
otoyolda (tem e5 vs) karşıdan karşıya geçen adama çarpınca suç olan bir ülkede hırsıza saldırmakta suçtur.

şimdi bu şerefsizlerin tek başına olmadığını düşünürsek dövüp bırakmak akıllı bir iş değil. dövüp polise teslim etmekte polislerin çoğu için normal bir hareket (kendileri dövemiyorlar vatandaşa dövdürüyorlar artık) ama gene hırsız dönüp pislik yapabilir.

en iyisi adamı içeri girmeden engellemek. yani gerekli önlemleri almak yada camda kapıda bağırarak kaçırmak. bir kere camımdaki hırsıza gel lan buraya diye bağırıp kovalamıştım. iyi koşuyorlar.

evin içinde hırsız var ise en iyisi bence bırakın uyuyor numarası yapın.

hiç bir mal canınızdan önemli değil.
0
darknum
(17.04.07)
(5)

Doğruyu söyleyin ne kadar ömrüm kaldı?

axellennox
Kısa süre önce bronşit geçirdim ve iyileşme dönemi sürüyor. Son günlerde öksürünce dalak civarım sızlıyor. Sağ elinizi belinize koyun. Hah işte orası. Bir ara geçmişti ama şimdi yine başladı. Nedir bunun nedeni?(Doktora görün diyeceklere süprizlerim var)
Kısa süre önce bronşit geçirdim ve iyileşme dönemi sürüyor. Son günlerde öksürünce dalak civarım sızlıyor. Sağ elinizi belinize koyun. Hah işte orası. Bir ara geçmişti ama şimdi yine başladı. Nedir bunun nedeni?

(Doktora görün diyeceklere süprizlerim var)
0
axellennox
(07.04.07)
doktora görün :D, acil şifalar size.
0
comptrol
(07.04.07)
bronşit ile dalağın alakası olmadığından ayrı ayrı araştırılması gerekiyormuş. kan sayımı vs.
ayrıca karaciğer ve safra sağdaymış, dalak ise solda.
0
mentirosa
(08.04.07)
böbreklerinizi üşütmüş olabilir misiniz? mideyi geçince sağ arkada böbreklerden biri olsa gerek.
0
lykos
(08.04.07)
öksürürken kendinizi kastıysanız , karın kaslarınız gerilmiş olabilir.bir kaç gün bekleyin , geçmiyorsa doktor erol beye görünün.
0
marcelorios
(08.04.07)
evet iki ihtimal var. ya böbreğimi üşüttüm, ya da öksürürken kendimi kasıp, karın kaslarımı zorladım. neyse ki dünden beri belirgin bir iyileşme var.

cevaplarınız için çok teşekkürler..
0
🌸axellennox
(08.04.07)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.