burdaki uygulamları indirip kurabilirsiniz
www.ersinkoc.com

teşekkürler ama aradığım uygulama orada yok. her uygulama bu şekilde indirilebiliyor mu?

evet hepsi olur. uygulama ismi söylerseniz yardımcı olabilirim.

@divit slideme'den indirdim gerekli uygulamaları ama bu sadece markette vardı, letmein indirip gönderdi sağolsun

ek olarak, torrent'te 1-2 gb'lık paketler halinde apk'lar var.

ee pc'de oynayın madem? piranha'nın var uyumlu gitarı pc ile..

bence wii al. bende ps3 var arkadaşımdan aldığım full seti. oyuna para vermek çok gıcık bişey. wii de oyunlar bedava. sete dünya para veriyosun birde oyun alıp içindeki sınırlı şarkıyı çalıp bayıyosun.

kim diyo ya wii de oyun bedava diye? onunda orjinal oyunları 120'den aşağı değil. xbox al.

wii derim ben de, oyun temini daha kolay ve oyun konsolu meraklısı olmayan insanlara daha çok hitap ediyor.

ben oyun konsolundan anlamam etmem. Pc de oynanabiliyormuş ya hani kaç para o gitarlar aşşağı yukarı. media markt teknosa darty gold ? nerde görüldü en son kendisi.

kimse nedense söylememiş ama xbox 360 diyeceğim.
guitar hero da var satılık istersen eahf

ilk olarak wii'de de oyunlar bedava, çipi soft-modu çıkalı çok uzun zaman oluyor.

wii alırsan ihtiyacın olanlar:

bir adet wii :)

setteki her bir eleman için bir tane wii remote, yani 2 gitar ve davul kullanıcaksan 3 tane wii remote'ın olmalı. 1 tane wii remote, konsolun içinden zaten çıkıyor. wii remote'ın orjinalleri pahalı, yan sanayileri 40 ila 70 lira arasında bulunuyor.

guitar hero 5 bundle set'i ben d&r'dan 360 liraya aldım. guitar hero 6'dan da aynı set çıkıyor ama o 500 lira, 5 için olanı almak daha makul. 6'yı sonradan internetten indirirsin.

ek gitar olarak piranha nın gitarını aldım, tüm oyunlarda sorunsuz çalışıyor, gayet yeterli. hepsiburada'da 80 liraya satıyorlar.

kopya oyunları çalıştırmak için çipte var, soft-mod denen nane de var. genellikle soft-mod yaygın şu an. internetteki rehberleri izleyerke kendiniz de yapabilirsini veya herhangi bir yerde 50-60 liraya yaptırırsınız. kendizin yapmanız için orjinal oyuna ihtiyacınız var. brick olma ihtimalini de göz önüne alırsak, bir yerde yapmak daha mantıklı.

şu an rock band 2, rock band 3, guitar hero world tour, guitar hero metallica, guitar hero 5, guitar hero warriors of rock oyunlarının tamamını sorunsuzca oynuyorum, internetten indirdim hepsini (5 hariç, o setle birlikte orjinal geldi haliyle).

yaptığım masrafta şu şekilde (wii nin kendisi hariç):
guitar hero 5 bundle set - 360 lira (d&r internet)
piranha legend gitar - 80 lira (hepsiburada)
2 adet tosca wii remote - 70x2 lira(khalkedon - bakırköy)
wii soft mod - 60 lira(khalkedon - bakırköy)

@okyanustaki depresif ruzgar:

piranha legend gitar, pc ile de uyumlu, 80 lira.

softmod için www.wiihacks.com
yan sanayi wii aksesuarları için www.dealextreme.com (uzun sürebiliyor kargo)

sevdiğin bir iş yap.

günlük yaşantını sadeleştirmeden basitleştir. yani günlük yapacaklarını listele ve onlar dışında birşey yapma. hatta abart, aynı saatlerde aynı şekilde yaşa. sallıyorum feysbuka bir bakıp çıkayım deme mesela. yatarken üstündeki eşofmanla değil de pijamanı giy yat, beynin şimdi uyuyacağım desin..insancıl değil ama dikkat toplatır..

not alın, yapılması gererken işlerin yanısıra iş süreçlerini de yazın, aşamaları gerçekleştirdikçe listeye çek atın. süreçleri alışkanlık haline getirin, bir aşamayı tam olarak tamamlayıp kontrol etmeden öbür aşamaya geçmemeyi içselleştirin.

Çalışırken başka bir şeyle ilgilenmeyin, müzik dinlemeyin, bir şey içmeyin. Bazı işler için gerekirse kendinize kontrol tablosu hazırlayın, işi o tablo üzerinden kontrol ederek yapın.

c++ olursa ve ingilizce ile sorununuz yoksa internetten bedava indirilebilen thinking in c++'a bakın derim, lakin düz c için işinize yaramaz.

ingilizceniz varsa mit'nin bilgisayar bilimine giriş ve programla diye dersi var video olarak. python üzerinden programlama anlatıyorlar. dört bölüm izledim henüz, güzel gidiyor. python da öğrenilmesi kolay bir dil gibi duruyor. tabi benim başlangıç seviyesinde c bilgim var onun da faydası var.

fiber internet falan göremedim. bildiğimiz kablo tv üzerinden sağlanan internet. kullanıyoru. memnunum.

o ilanda fiber yazmıyor ki? nereden çıkardınız?

bildiğimiz kablonet işte. kullanıyoruz, öneriyoruz. daha ucuz, daha kaliteli, daha hızlı.

fiber internet superonline'da var, onu da sadece sitelere çekiyorlar yeterince talep varsa.

iyi de linkte yazıyor demedim ki. fiyatlandırması bu şekilde sadece. fiber uygulamasına yeni başlamışlar. alıp kullanan ya da bilgisi olan var mı diye sordum.

kim dedi fiber uygulamasına başladıklarını?

fiber internet bir fiyatlandırma poltikası değil, eve gelen kablonun türü.

@sutlunescafe telefonla arayıp tanıtım yapıyorlar. bir de donanımhaber'de az da olsa bahsedilmiş.

@lykos, anlatamıyorum sanırım. uydunet, fiber kablolarla hizmet vermeye başladı. Senin de dediğin gibi, benim de şuan evimde kullandığım Superonline fiber internet gibi. Linkte verdiğim fiyat listesi geçerli olacak fiber internet için de. Daha açık nasıl anlatabilirim bilmiyorum.

uydunet kablonet'in yeni adı malum, tamamen kablonet altyapısını kullanıyor halihazırda. uydunet'in fiber kablo döşediğine dair hiç bir yerde bir bilgi bulamadım, böyle bir şeye gireceklerine de halen ihtimal vermiyorum zira hizmet verecekleri yere santralden fiber kablo döşemeleri lazım sıfırdan, ki bu da epey yüklü bir maliyet. verdiğin linkte sadece normal kablonet bağlantı ücretleri var ve bağlantı şartlarıyla ilgili bir uyarı da yok.

fiber internet için fiyatlar da uygun değil ayrıca. 10mbit superonline'da yarı fiyatına.
www.superonline.net

Bana telefonda verilen bilgi bu yönde. Sanırım eski kullanıcıları pilot bölge olarak seçiyorlar. Ayrıca bu hizmeti kullanmayı planladığım yerde malesef ki superonline yok. Aylık 4 gb download olan bir yerden bahsediyorum. Bu açıdan kotalısı alternetifi olan ttnet'e göre uygun geldi. Hıza çok önem vermiyorum.

o zaman ben de bir soruşturayım, her yere çekiyorlarsa ben de düşünürüm. bir kere vermeye başlarlarsa zamanla fiyat da düşer muhtemelen.

türkiye'de satılan android telefonlarda google ile olan vergi anlaşmazlığı nedeniyle markete girilmiyor diye biliyorum. root ederseniz sorun çözülebilir, root'un garantiye etkisi biraz tartışmalı ama.

buradan aldıysanız froyo yüklemeden önce de market olmaması lazım ama, telefonu türkiye'den almadıysanız yanlış versiyon froyo yüklemiş olabilir misiniz?

turkiye'den almadim telefonu, yurtdisinda kullaniyorum. aldigimda 2.1 vardir, otomatik updatele 2.2 yapti. sonra market kayboldu. forumlarda 2.1 e donun gibi seyler var ama onu yapmadan marketin gelme ihtimali yok mu?

factory reset yapınca sorun çözülüyormuş ama kurulu uygulamalar filan gider, gitmesini istemiyorsanız 2.2.1'i ya da sorunsuz bir versiyonu çıkarmasını beklemek durumundasınız htc'nin.

kredi kartın yoksa gittigidiyor'dan satış yapamazsın. ilan vermek için sanırım en az 4 lira vermen lazım. bir de sattığın ürünün %10 yada 8 ini alıyorlar. sahibinden güzel ilan bedava komisyon vermiyorsun elden teslim edebiliyorsun ama satılır mı satılmaz mı bilmiyorum. ben gittigidiyor'a ne çıkardıysam sattım. hatta 49 numara adidas ayakkabıyı 3 günde sattım. düşün gerisini :)

gittigidiyor'da listeleme ücreti en az 4 tl değil en az 0.35 tl (yani 35 kuruş) ama listeleme ücretleri ürünün fiyatına ve listeleme yaparken kullanacağın ekstra özelliklere göre değişiyor.

temel listeleme 2,70 tl. ürünün resmini filan da koyduğun zaman 4 liraya geliyor güzel bir ilan.

fiyat aralıklarına göre listeleme ücretleri aşağıdaki linkten göreceğiniz gibi:
www.gittigidiyor.com

@zexus bahsettiği telefon zaten sıfır ve en az 250 lira fiyatı neden ısrar edıyorsun.

250,01 - 500 TL arası 2,70 TL

fiyatın iyiyse malın da ilgi çekiyorsa sahibinden.com da bedavaya satabilirsin...
ben herşeyi oradan satıyorum daha bir problem çıkmadı.
hatta hala üşendiğim ilan giremediğim satacak şeylerim mevcut:
2 tane iphone, bir tane psp, 1 tane 130+ kg obez taşıyabilen kondisyon bisikleti, helikopter, usb tv kartı, ipod nano, amd 4800+ hdtv için kurulmuş süper bir pc (monitörsüz), nintendo wii ve çıkmış tüm aksesuarlarıyla birlikte seti.
oyy oyy çok uğraşmam lazım bunları satmak için. daha da neler var kim bilir evi karıştırdıkça çıkıyor ortaya.

sahibinden iyidir.
gittigidiyorda üye olmayanlara fiyat göstermeme gibi bi cinslik de vardı zamanında,hala var mı bilmiyorum.
varsa potensiyel alıcı sayısını oldukça düşürür.

buraya da bir ilan verebilirsiniz, ikinci el alışverite sözlük yazarlığı iyi referans bence :)

bence sahibinden.com, ücretsiz bi kere. get olayı da var.
özdek dediklerini bir koyda bakalım yav

@vincenzo
şöyle bir dinlenebilsem boşta falan kalsam yapacağım. belki 1 ocakta yaparım belli mi olur. iphonelar dışında isteyeceğim fiyatlardan bile haberim yok tek tek araştırmam lazım hepsini.
bilgisayar özellikle boşta duruyor elden çıkartmak ya da bağışlamak lazım. (istediğim fiyatı veren çıkmazsa bağışlıyorum bir yere genelde)

softmode çok kolay bir işlem, kendin de yapabilirsin. para harcamaya gerek yok bence.

www.wiidewii.com

foruma üye olup rehberleri okuyarak uygulaman mümkün. sorunun olduğunda yazarsan işin ustaları hemen cevap da veriyorlar.

softmodla başlayın derim. bende hem çip hem soft mode var ama çip soft mode yokken ortada takılmıştı.
önce bedava olanı sonuna kadar sömürün. işinizi görüyorsa gerek yok.

softmod daha iyi tabii kolaylık ve garantiyi bozmaması açısından, ama siyahlar ve son parti ürünlerde kastırıyormuş diye duydum.

softmode derim ben de.. yalnız umarım yanlışlıkla versiyon güncellemesi yapmazsınız. 4.3 olursa, belli başlı orijinal oyunlardan birine sahip olmazsanız, softmode işlemini yapamazsınız. çip takma olayı garanti kapsamından çıkarıyor cihazı ama sizinki zaten çoktan çıktıysa da siz bilirsiniz artık.. ama softmode sonuçta kendi kendinize, bedava yapabileceğiniz bir işlem. macabrex'in verdiği site sayesinde yapabildim ben de kendi kendime..

4.2'ye kadar olanların nasıl yapıldığı şurada da var:
www.wiihacks.com
www.wiihacks.com

Hmm...teşekkürler. Bendeki aletin versiyonuna bir bakmam lazım evvela. Eğer 4.3 falansa çip olayına girerim, neresinde yazar wii'nin bu versiyon bilgisi? İşte biraz meşgulüm, eve pestil halinde geldiğim için aletle pek ilgilenemiyorum.

4.3 de kırılmış, o da var sitede. ben 3.2 versiyon çipli konsolu ilk linkteki şekilde softmodlayıp 4.1'e yükselttim dün sorunsuz bir şekilde, 1 saat filan alıyor ama.

versiyon sol attaki wii'ye basıp sonra da wii settings'e girince sağ üstte görünür.

Anket yeke yek gidiyor. Buraya çok softmod cevabı geldi. Her ne kadar aklımdaki soruların çözümü tam olmadıysa ve ben hala kendim softmoda girişecek teknik yeterlilikte hissetmesem de zahmet buyurup cevap verdiğiniz için çok teşekkür ederim. Softmod'u düşünürsem bilgilerinizden yararlanacağım. Tekrar teşekkürler.

kadın halimle 4.3'e softmode yaptım diyeceğim, aşağılamış gibi olacağım hemcinslerimi =) yav şaka bir yana, o kadar zor bir iş değilmiş, ben de korkmuştum en başta çok.. bir başlayınca devamı geliyor.

az evvel yarıldım vercingetorix, süper cevaptı! ben o sitelerde "kanal kurma" gibi tarifler görünce birden gözüm korktu ama bi bakalım, inşallah patlatmayız.

kardeşim, kendisi wii'yi yüklenip, çip taktırmak üzere götürdüğü zaman benim alete çip takılamadığını söylemişler. anlaşılan dike dike softmod yapacaz. kanal kurup internet bağlantısı kurmam gerekirse ve alet patlarsa artık kader ne diyek! cevap için teşekkürler. Mecburen softmod oldu.

abi bunla uğraşana kadar bi tv alsana? ikinci el 20-30liraya bile bulursun =)

wii inanılmaz dandik bir alet ve en son playstation ile arasında 200 tl filan fark vardı. arkadaşta var wii, oyunlarda pikselleri sayıyoruz birlikte.

yine de ısrar ediyorsan wii alıcam diye, istanbul'da beşiktaş sinanpaşa pasajında var dönüştürücüler, onun haricinde ebay rulaz.

edit: internetten aratacaksan composite to vga filan yaz işte çıkar.

wii fiyatına ps3 verseler almam, wii sonuçta ayrı bir şey. ps'te motion sensor'e dayalı oyuunların oturmasına da epey var daha. oyun bulunabilirliği ayrı konu.

2. el çipli alın alacaksanız derim, her türlü wii akseuarını da kargo masrafı ödemeden dx'ten getirtebilirsiniz:
www.dealextreme.com

ama bu aralar epey geç geliyor kargolar yılbaşı nedeniyle.

link yok ama, abby diye bir program var, türkce dil destegide var, tabloları falan sorunsuz çeviriyor. En iyisi diyebilirim

abby fine reader

zamzar.org

abbyy fine reader'dan ziyade abbyy pdf converter 3.0'dan iyi verim aldım ben.

Program kurmadan online olarak yapabilirsiniz.

1. www.convertpdftoword.net
2. www.pdftoword.com

androidforums.com

ikinci el nokia n900 alabilirsiniz fiyat önemliyse, dual boot yakında geliyor.

htc desire z
motorola droid 2 (gsm)
bu ikisi gayet kral klavyeli android cihazlar.
ucuza ithal edenler arayınca bulunuyor.

bugün internet ekipler amiri paylaşmıştı
roomorama.com

bu sitede daha çok hesaplı kaçış yerleri var sanırım, biz orta halli 3 yıldızlı vs. bir otelde kalmayı düşünüyoruz, otel onerılerı de alsak?

www.lq.com
www.super8.com

www.priceline.com
bu sitede belli bir bölge seçip, burada 3 yıldız ve üzeri otel arıyorum, 90+ tax veriririm şeklinde bidding yapabiliyorsunuz. sitede ortalama 150- 200$ diyorsa bidding'de bunun yarısına bile fiyatla kalınabiliyor. central park'ın dibinde 100 dolara kalmıştım. odalar iki kişiliktir (king size bed) ve oda başına para verilir genelde. manhattan'dan şaşmayın. central park'ın güneyi güzeldir bence; times square, broadway vs yürüyerek gidebilirsiniz. sırf central park bile birkaç gün gezilir, en az bir hafta kalırdım ben olsam. hava o dönemde biraz kötü olabilir tabii nyc'de.

ucuz yollu istiyorsan ymca var manhattanda
times meydadina flan yurumustum merkezi bi yerdeymis demek ki
genelde yabanci ogrenciler kaliyordu fiyatlar 90 $

www.hostels.com

avustralya veya yeni zelanda olabilir. malta'da da konuşuluyor hem yakın hem de ucuz.

malta'da full türkmüş :) ya açıkçası türkiye deki aracı firmalar hep aynı şehirlere insan gönderiyor. bu da haliyle oralarda türk yığılmasına neden oluyor. ben henüz keşfedilmemiş bir yerler bulabilir miyim diye düşünüyorum. avustralya ve yeni zelanda'yı da araştırma listeme ekliyorum :)

Dc civarı virginya falan iyidir..

ingiltere bournemouth a gittim. türkler 3 yaz ayı işgal ediyor orayı diger aylar sessiz kanka . oraya git. eger msg atarsan hangi okula gittigimide söylerim ki iyilerdi.hatta sana kaldıgım aileyi bile söylerim.

4bin pound falan 5 aylıgı

brightona gittim orayı tavsiye ederim. ve şunu belirtmek istiyorum, londrada ingiliz yokmuş new yorkta amerikan yokmuş geyiği hakikaten çok saçma. he dersen, ben yurt dışına gidip sadece taksicilerle ve garsonlarla takılcam o zaman gitme. ama koskoca ingilterenin koskoca başkentinde yerli halkın olmaması mümkün mü?

yazın 2 ay için brighton çok iyiydi ama 6 ay kalacak olsam hiç düşünmem londraya giderim.

son bir şey, biraz daha uygun/farklı olsun istiyorsan cape townı da önerebilirim.

malta
cape town
brighton
san diego
londra
new york
boston

bence sen neresi olursa olsun bir an once yurt disina cik. cunku kurdugun mantik cok sacma. turkler ve diger azinliklar (hintlisi cinlisi) her yerdeler, normal olarak. kimisi gocmen kimisi de gocmen olmayarak geliyor.
ingilizceyi ogrenmemizin temel sebeplerinden biri de dunya insanlariyla ortak bir dilde konusmak (bilim, is, gunluk hayat vs.). yani ingilizceyi sadece kraliyet ahalisiyle konusmayacaksin pratikte "how do you do my queen?" seklinde. esas pratik gunluk ingilizceyi konusabiliyor musun, her aksani anlayabiliyor musun o onemli.
her dil programinin zaten ogrencileri ve hocalari farkli ulkelerden oluyor ki siz pratik yapabilin diye. tanistigin turklerle fazla takilmazsin olur biter.
uzun lafin kisasi, aradigin "yabancilardan arindirilmis" saf ingiliz halkiyla konusabilecegin bir sehir yok ne yazik ki, kurdugun mantik yanlis.
bu tip egitimi amerikanin herhangi buyuk bir sehrinde alabilirsin, baslangic amacli new england tan (boston ve civari) veya east coasttan bir yer olabilir (nyc, dc).

gideceğiniz yerde konuşulan aksan da önemli bence. avustralya aksanı ingiliz aksanına benzer, kanada (bilhassa batı) ise kuzey amerika aksanına. amerikan aksanının hası kuzeyde, ingiliz aksanınınki londra'da öğrenilir bence. londra ve nyc'nin pahalı olma dezavantajı da var. dil okullarının da yoğun bulunduğu büyük şehirler kozmopolitan bir yapıya sahip ingiltere'de de kanada'da da. 6 ay yurtdışında kalacak durumum olsa ilk tercihim kuzey amerika olurdu hem dil hem gezip görme açısımdan yine de.

bilgi ve fikirleriniz için teşekkürler arkadaşlar. araştırmalarımı verdiğiniz bilgiler ışığında sürdüreceğim.

almayacaklar.

oha!
ben yüksek lisansa yeni kayıt oldum ama öğrenci kimliğim daha çıkmadı.
zorlasam, çirkinleşsem ahahah gitmem lazım lan mekana!

nalaka ya ben defalarca gittim. akademik kimlik mekan ile ilgili bişey değil tamamen odtü girişiyle ilgili bi şey. güvenliğe biraz kastırırsan içeri girersin. mekanın kimlikle bi ilgisi yok.

orada kural daha ziyade "öğrenci giremez" şeklindeydi öğrencilere alkol satıyor olmamak için, lisansta da defalarca girdik ama biz. göstermelik yani o. soran olursa da okul dışından misafirim filan denebilir.

tipinize bakarlar çok küçük göstermiyorsanız kimlik filan sormazlar.yoksa "hocam lisans öğrencisi misiniz" diye sordukları oluyor.

lisans ve sonrasinda da defaten gitti-m / -k kasilacak bir durum yok. zaten oyle sarhos olacak kadar icilecek bir mekan da degil!

yuksek lisansda iseniz sikinti cikaracaklarini sanmiyorum... arada bir "jandarma geliyor kimlik kontrolu yapiyor" geyigi dolaniyor du ben sahsen hic denk gelmedim.

o kadar da abartılacak bir durum değil mürekkebin bulaşması, dağılması. sadece paranoya. birden fazla yere mühür basılmadıktan sonra iptal olmaz o pusula.

o kadar kolay iptal edilmiyor pusulalar merak etme. asıl korkman gereken senin tuttuğun tarafın sandık görevlisinin görev yerine gelmemesi. o zaman çıkacak oyu sandığın başında kim varsa o belirler işte.

edit: ha illa ki bi anlaşamamazlık olursa tutanak tutulur, dilekçe yazılır ilgili pusulalarla hakkında ve eninde, sonunda geçerliliğini kazanır oylar. sandık görevlisi ne yapacağını bilmiyorsa da arar bulunduğu bölgedeki parti yetkililerini onlar gerekeni yaparç

2 elleriyle bir oylamayı düzgün yapamayan adamlar düzenlediği içn böyle oluyor. ulan 2 tane seçim var topu topu. bi gömlek zarf ve içine sığacak bir kağıt yeterken böyle salak işlerle uğraşıyoruz.

yazının düz çıktığı taraf geçerli sayılıyor, sandık başkanları ve görevlilerine bu yönde talimat veriliyor.

cumartesi diye bi şarap var hocam, dia larda falan bulunur belki migros ta da vardır. kime tavsiye ettiysem memnun kaldı..

dikmen 1 litre var, hem fiyati uygun hem de lezzetli saraptir. "yok abi biraz daha kaliteli bir sey alayim ben yaa" dersen doluca antik kirmizi oneririm.

ben sarap sevmem ama cumartesi cok güzelmiş, fiyatıda 8tl gibi bişey sanırım migroslarda var

cumartesi kırmızıyı sevemedim ben pek, dikmen ve cumartesi kadar ucuz olmasa da kırmızıda buzbağ derim hala.

bulunmazsa niye yazıyosun olm hasta mısın sdlfkjsdk en sevdiğiniz şarap nedir diye mi sorduk

likor de deneyebilirsin mudur.

siktir yaa bugün bayramın ilk günü kapalıdır market :(((((( ühühühü

şok anasının amında ya 2 durak ötede öfffff hemen çıkmalıyım

bu da acayip bişi ha dini bayramda süpermarketler kapamış ama dinci marketler açık slfkjsdlk tekel'e domaldım ama yarın kararlıyım. teşekkür ederim tavsiye veren herkese

tekila ya da votkaya geçmelisin bence. özellikle tekilanın fiyat/performans oranı gayet iyi.

bi de mudur, efesi bıraktım ben becks, budweiser budvar fln iciyorum efes kadar dehidrator degiller. biradan devam edersen bu ikisini tavsiye ederim.

sevilen majestik dene pirim. hakkaten çok güzeldir.

tellibag diye bi sarabi var sevilenin. bayadir kullaniyorum ben.
kirk yilda bi kotu cikiyor ama genel olarak icimi rahat. (en azindan benim icin, 'cumartesi'ye kiyasla daha ho$.) kirmizi veya beyaz farkmaz, ikisi de.

migros ve tansas satiyor. ortalama 6 - 7 tl (migros kartla indirim falan oluyo bazen)
fiyatina bakip "kopek olduren" zannetme, degil:)

önce bir kopyasını aldığınız dilekçeyi iadeli taahhütlü dağıtım şirketine yollayarak şikayette bulunun, sonra gerekirse epdk'ya başvurursunuz.
şurada daha ayrıntılı bilgi olması lazım.,www.epdk.org.tr

ana grafik duvarlarının yanında resimleri yok saymak genel kuraldır ve ''bütün ürünlerimizi'' büyük bir monitör ile göstermektir.

Ana grafik duvarları dışındaki resimlerden kaçınmak ve "tüm ürünlerimizi" (tek) bir monitörde göstermek ana kuraldır.

Kastedileni yansıtmaya çalışan hafif serbest bir çeviri yaptım. Parantez içindeki tek kelimesini koyunca anlam daha iyi vurgulanıyor şahsi kanaatimce.

"fena değil" seviyesinde alınabilir. bir yıl hazırlık okuyup geçmiş birininin rahat alması lazım. ~kpds 70 denebilir.

toefl ibt de 4 bolum var. her biri 30 puan. alinabilecek en yuksek puan 120.
cat pat ingilizce bilen biri alabilir yani. akademik dili olmayan bir kitabi sorunsuz okuyabiliyorsan problem yoktur. tabii sinavda konusma bolumu falan da var.

liseyi yurtdisinda ingilizce okuduysaniz toefl ibt'den 79'u yata yata alirsiniz.

bazı yerler her bir bölüm için 20 puan sınırı koyuyor. yani toplamda 80'i geçsen bile bir bölümden aldığın puan 20'nin altındaysa sıkıntı yaşayabilirsin. 80 puan almak çokta zor değil açıkcası.

toefl a falan bulaşmayın. en kolayı üds bu tablodaki sınavlardan.istediği puan da çok yüksek değil.

zemzang

Adaylardan biri Casper ise diğeri otomatikman kazanır diyerek, ikinci seçenek diyorum.

samsung iyi markadır, casper değildir.

casper hayalettir bilgisayar değil. boşver onu, samsung al bu ikisinden birini alacaksan, bakmaya bile gerek yok.

samsung süpürge değil miydi

herkes casper'a sallamış ama. aynen bende bimeks ten o modeli aldım, 1 hafta oldu gayette memnunum. bi haftadır high da çatur çutur gta 4 oynuyorum, fazla ısınmadı da. sallayanlar neden salladığını da söylese keşke

@xenophobe: 1 haftada bozulması zaten abartı olurdu, elektronik ürün çıkaracağı sorunu keşke ilk 1 haftada çıkarsa keşke, ileride çıkardıklarını çözmesi problem oluyor.

www.sikayetvar.com

yam' sana cevap vermememin sebebini yukarıda 4 defa açıklamışlar.

@bykush iyi de oraya bakarsak casper'a 499 şikayet, hp 1483, toshiba 872, acer 836, asus 684 şikayet var. nedir yani anlamadım?

@xenophobe: orada sayıya vurgu yapmadığımı anlamış olmanı beklerdim :/

devlet üniversitesi olmasın demişsiniz ama paralı olup yüksek not ortalaması, referans mektubu filan istemeyen sakarya e-mba, gazi bilişim ve yönetim bilişim gibi uzaktan eğitim programlarına da bakabilirsiniz.

odtü'nün de mühendislik yönetimi var ücretli ve tezsiz sanırım.

your choice olur sankim

-you knows
-your choice iş görür sanırım.

it's up to you da olabilir herhalde

you know olmaz burada bence

your call da derler.

your choice güzel oturdu. you know saçma oluyor evet.

edit: your call daha güzel oldu.

your call bence de en iyisi oldu.

ikincisi için you decide.

yani istediğini yap ama çok da umurumda değil demek isterseniz:
"whatever floats your boat"

"it's up to you" denir.

ama ilkinde, "i just warn you but of course it's your decision" denilebilir.

as you wish, olabilir. nasıl istersen anlamına geliyor. aynı kalıpla as you know da olabilir, bildiğin gibi anlamına daha yatkın.

fine by me ilk örnekteki skimde değil tınısını güzel verir bence. ikincide your call olur.

you know best şeklinde bir kullanım var. immortal mı dinlesem alişan mı dinlesem sorunsalı yaşayan birine söylenebilir mesela.

İyi bir mühendis olmak istiyorsanız ODTÜ ve İTÜ'den başka yer seçmeyin. ODTÜ'nün diploması yurtdışında daha tanınmıştır ama İTÜ'nünki de prestijlidir. ODTÜ 9'sa, İTÜ 7'dir diyelim. Yurtdışına çıkmak, okumak, çalışmak hayal değil, hatta çok çalışkan biriyseniz Türkiye'de olmanızdan daha kolay.

Notlarınızı çok yüksek tutacaksınız, İngilizceniz çok çok iyi olacak ve akademik projelerde görev alacaksınız. Yurtdışının anahtarları bunlar.

iki çok yakın arkadaşım odtü ee mezunu, ikisi de çok zeki olmakla birlikte ortala öğrenciydiler. biri seattle'da microsoft'ta, diğeri ingiltere'de broadcom'da çalışıyor. bölümdeki diğer arkadaşların çoğu da yl, doktora filan yaptı yurtdışında. mikroçipten yazılıma her şeyi yaparsınız mezun olunca. elektronik tutuyorsa hiç düşünmeden yazın.

Çok teşekkür ederim, cevaplarınız kafamdaki karışıklığı çözdü.

ingilizcen hangi konularda zayıf? kelime eksiğin varsa bahaneyle otur birsürü film seyret mesela hem sıkılmazsın hemde hayvan gibi olur dağarcığın zamanla.

kelime degil gramerden bir turlu emin olamiyorum ve sanirim phrase ler get on get off have my hair cut gibi bir dolu sey. had ler been ler kafamda ucusuuyor bir turlu anlayamiyorum.

o zaman diyecek birşeyim yok pratik yap dicem ama yabancı bir ülkedesin belliki büyük ihtimalle sürekli pratik yapıyorsundur. yinede skype dan arkadaşlar edin bol bol konuş ne bilim.

phraseler için en etkili yol dizidir bence, şöyle aksiyon veya polisiye diziler değil de daha günlük yaşam anlatan diziler baya bi kulak aşinalığı sağlayacaktır sana. ben çoğu kalıbı dizilerden oturttum. bir de linkin park falan gibi nispeten çok da sanatsal sözler kullanmayan gruplar da baya yararlı olur, otur bi yandan dinle bi yandan sözleri oku derim.

diziyi türkiye'de de izlersiniz, çıkın dıiarı birileriyle konuşun. eğer kendinize güveniniz yoksa ilk başta ana dili ingilizce olmayanlarla konuşun, ama konuşun.

akademik alanda yardimci olamayacak olsam da sunu goz onunde bulundurabilirsin

odtu'de ki sinif arkadaslarin muhtemelen uzun sacli sakalli, metal, rock, indie muzik dinleyen, frpci veya bir donem frpci, sol egilimli tipler olacaklar. tabi herkes boyle diye bir kural yok ama bir kisim ogrenciler gercekten boyle. kampus ortami da cok iyi diye biliyorum. can sikintisi yasayacagini sanmam kampuste.

diger yandan bilkent ogrencilerinin cogunu oze lise mezunlari olusturur. bir cogu ted ankara koleji vb mezunudur, arabalari vardir, ortalama ustu ekonomik sartlarda buyumuslerdir ve tiki diye adlandirilan sosyal grubun uyeleridirler. Odtu'de tanisacagin bir cok insandan daha bos olma ihtimalleri yuksektir, tabi bunu soylerken odtu'de tanisacagin herkes cok kaliteli demek istemiyorum. Ama gercekten cok bos, gundemle ilgilenmeyen, okumayan cocuklar cikar genelde ozel liselerden, tecrubeyle sabittir.

bilmem ki yardimci olabildim mi.
gerci bilkentin yurt disi olanaklarinin odtuye gore daha cok oldugu soylenir ama para durumu nedir ne kadar dogrudur bilemiyorum.

bilkent elektrik elektronik'ten mit'ye kabul almis 2 arkadas var bu sene.

hocaları sahanedir, muhendıslık ortamı klasık zaten her okulda oldugu gibi, imkanları odtuden daha fazladır, yabancı hocası daha coktur, daha iyi bir ingilizceyle mezun olursun, daha cok cesit gorursun bilkentte -her ortamdan arkadasın olur. daha rahat yasarsın maddi olarak, yurtlar bedavadır mesela.

bilkent ogrencilerinin cogunu ozel lise mezunları olusturmaz, bilkentliyim. sacma sapan genellemelerle gelmeyin arkadasım su tercih yapacak insanların karşısına.

odtü dersek, sosyal hayatım şahane olsun, cevremde daha cok kafa insan olsun ıstersen bence odtunun ortamı daha güzeldir. kulupler, aktiviteler cok daha saglamdir. ama egitim olarak bilkenti tercih etmelisin.

hani soyle diyeyim

bilkent ve odtu arasında kalmıstım ben de tercıh yaparken, su an iyi ki bilkent yazmısım dıyorum, cunku ne yazık kı odtu artık teknik donanımdan yoksun bır unıversıte oldu -maddi kaynak azlığı.

ben olsam yerinde açardım ıkı okuldaki bölüm sayfalarını, hocalar phdlerını nereden almıs; publicationları nedir bakardım iyice.

anam gaza geldim; bi de bilkent ee'nin mis gibi bir binası vardır, 2 sene olmuyor yapılalı. çok şıktır.

odtü internet kafe tadında öğrencilerine sırayla kullanımlık 10 bilgisayar sunarken, bilkent bilgisayar merkezi dikmiş ve 7/24 herkese bir bilgisayar veriyordu.

odtü nün her yerinde bilgisayar lab ı bulabilirsin. sırayla dikilmiş 10 bilgisayarlı internet cafe tarzı bi yer görmedim odtü de. olduğunu da sanmıyorum.

odtü elektronik tercih edebiliyorken sakın başka yerleri tercih edip hayatının hatasını yapma. odtü başkadır o ayrı ama odtü elektronik bambaşkadır.

not: 24 saat internet falan denmiş. sen hele bir odtü yurduna yerleş de dc ++ a gir, sonra konuşalım internet konusunu.

odtü varken bilkentin esamesi okunmaz. odtüde hepiniz ayı şartlar aynı alın teri ve yaklaşık aynı zeka seviyesindeki adamlar ile okursun. bilkentte bir kaç dahi ve parası olan şımarık bebeler iğle beraber okusun. aman yazık etme puanına

bilkent çok iyi bir üniversite, olanakları odtü'den fazla, eğitimi de hemen hemen aynı seviyede denebilir. ama mezun olduktan sonra bölümü telaffuz ettiğimde "... ama burslu." deme ihtiyacı hissetmek hoş gelmiyor bana. sosyal ortam, öğrenci toplulukları, geçmişi vs nedeniyle her zaman odtü derim.

bkz verdiğin ikinci entry neye dayanarak söylenmiş bilemiyorum. odtü'deki öğretim üyelerinin tamamına yakını yurtdışında eğitim almıştır. zaten nispeten yeni nesil sayılabilecek öğretim üyelerinin yurtdışında master ya da doktora yapmadan odtü'de göreve başlama ihtimali yok, yönetmelikle düzenlenmiş şeyler bunlar. ha, yurtdışında eğitim alınca otomatikman süper öğretim görevlisi mi olunuyor dersen de susarım, anlamsız bir şey bence.

yarın tercih yapacaksan mesela bugün gidip kampüsleri şöyle bir turlama zamanın var demektir. normalde odtü kampüsüne kimliksiz girmek pek kolay değil ama yaz döneminde çok sorun çıkarmazlar. bilkent hakkında pek bir şey diyemem, çok zaman geçirmedim. ancak odtü'de güzel bir öğrencilik geçirirsin. (kayıt dönemleri, projeler, ödevler, vizeler, lab.lar, finaller ve yaz okulu hariç :)

odtü efsanesi sona ereli epey oldu, ne yazık ki devlet dairesi anlayışı okulun tüm potansiyelini köreltti. [babam odtü mezunu ve akademisyen, ben bilkent'te eğitim görüyorum. o yüzden iki okulla da ilk elden bilgi sahibiyim.] odtü'de hocanın peşinden koşup kapısında beklersin 10 dk görüşme yapmak için, bilkent'te zaten ofis saatleri bellidir hocanın, o saatte öğrencilerle görüüşür. en olmadı bir mail atar buluşma saati ayarlarsınız beraber.

bilkent'te ogrencilerin 3'te 1'i burslu zaten, burslu olmayanlar da über zengin falan değil, benim annem de babam da kamu çalışanı ve arkadaşlarım da benim gibi insanlar. "herkes tiki, herkesin arabasi var." olayi da tamamen uydurma. her saat kac tane okul servisi ve dolmus doluyor bilkent'te biliyor musunuz?

hadi hiçbirini görmediniz diyelim. gidin bilkent kütüphanesine ve olanaklarına bakın, lablara bakın. sonra gidin bir de odtü'nün imkanlarına bakın. aklınızda şüphe kalıyorsa odtü yazın.

@destinova
odtünün bilgisayar lablarında (ki 19 tanedir kendileri) toplamda 550 civarı bilgisayar öğrencilerin kullanımına açıktır. bu bilgisayarların yarıdan fazlası 7/24 hizmet vermektedir. Windows ve Linux işletim sistemlerinde oturum açılabilen bu bilgisayarlara bağlı yazıcılar da bulunmaktadır. bilginize. odtüde 10 bilgisayarın oldugu dönemler de vardır tabi ki ama o zaman bilkent diye bi üniversite var mıydı ya da türkiyede toplamda kaç bilgisayar vardı gibi sorular akla gelmelidir.

@kayranın kedisi
odtü endüstri mühendisliğini bu yaz bitirdim. 5 sene içerisinde gerek hazırlık gerek kendi bölümüm gerekse de seçmeli dersleri aldığım hocalarla yaptığım hiçbir görüşmede kapısında bekleme gibi bir eyleme girişmedim. aksine tüm görüşmleri spontane olarak çat kapı yaptım. zaten hocalar da bu tür iletişimi teşvik etmektedirler. bu görüşmelerin süresi açısından bakacak olursak da ofis saati olmamasına ragmen hocalarla 1 saate yakın görüşmelerim de oldu. odtünün akademisyenleri ne 10 dk için öğrencisini kapısında bekleterek ne de görüşmelerini ofis saatleri ile kısıtlayarak egolarını tatmin etmezler. ayrıca ofis saati ve mail uygulamaları da odtü de uygulanmaktadır ve bunlar övünülecek şeyler değildir olması gerekenlerdir.

odtü ve bilkent hakkında ilk elden bilgi sahibi olduğunu iddia edip de "odtü'de hocanın peşinden koşup kapısında beklersin 10 dk görüşme yapmak için, bilkent'te zaten ofis saatleri bellidir hocanın, o saatte öğrencilerle görüüşür. en olmadı bir mail atar buluşma saati ayarlarsınız beraber" gibi asılsız şeyler yazabilen kişiler yoktur mesela odtü'de. ofis saatinin yalnızca bilkent'e özgü olduğunu düşünebilecek sığlıkta ve bilgisizlikte de değiller odtülüler..

tut ki öyle olsun.. arkadaşın dediği gibi olsun, odtü'de hocalarla görüşmek için ofis saati olmasın. hocalarla görüşmek için hocaların kıçını yalıyor ol. bilkent'te de hocaya bi mail at, hemencecik görüş. düşün bilkent'te okuyosun ve başka da avantaj bulamıyosun, bunu avantaj diye yazıyosun.

ne komik la. sırf bunun için bilkent'i seçme dostum. gerekirse odtü'yü de seçme. çukurova'yı seç.

ofis saati varmış bilkentte. vay be.. muassır medeniyet seviyesini de aşmış bilkent..

yahu birinden mezun olunca "ama bursluyum ben" deme zorunluluğu hissedeceksiniz, sırf sizi diğer baba parası ile okuyanlardan sanmasınlar diye, diğerinde ise babalar gibi odtüyü bitirdim diyeceksiniz.

tüm bunların dışında olanaklardan bahsedip duruyor bilkentte okuyan arkadaşlar ancak odtü'nün kapısından içeri dahi girdiklerini sanmıyorum, odtünün olanaklarının bilkent'ten aşağı kalır yanı yoktur.

ve tekrar ediyroum bilkent özel üniversitelerin içinde iyidir odtü gibi bir üniversitenin yanında esamesi okunmaz, bu kadar net.

bogazi cok oyuk olmayan kolsuz tisortler var ya, atlet tisort tadinda olanlar. onlarin beyazindan giyebilirsin. boyun kesimini gonlunce bulursan sirtinda da atlet izi olmaz.

V yaka kolsuz fanilalar var. farklı renklerde de gördüm üstelik. işini görür sanırsam.

bi bayan olarak atletin çok itici göründüğünü söylüyorum. sakın giyme!!! yanına yedek gömlek götür, öle molası değiştir ama nolur atlet giyme :(

gömleğin içinden belli olan atlet her şeyi bitirir. bunu unutma.

zaten not düşmüştüm atlet mevzusunda :D. rahat olunsun.

gerçi atlet giymem demişsin ama söylemeden geçemeyeceğim. ben de atletten nefret eden biri olarak diyebilirim ki staj deneyimlerimle birlikte zorunlu olarak sıkıla sıkıla atlet giymeye başladım. birkaç gün çok sıkıcı olsa da sonrasında alışıyorsun. artık problemsiz giyebiliyorum :)eğer alternatif bulamazsan tavsiye edebilirim.

çok zor ya. giyemem, görüntüsü hiç hoşuma gitmiyor.

ne yazık ki rahatlık, ter emme ve bunaltmama konusunda optimum beyaz pamuklu atlet. diğer seçeneklerin çoğu ya boynu sıkıyor ya fazla sıcaklatıyor. alternatifleri denerken birer tane alıp rahat mı bakın, sonra ciddi yatırım yapın, bulursanız da marka model filan yazın buraya :)

Mümkünse, hele bu sıcakta, hiçbir şey giymeyin. 2-3 günde alışırsınız.

damat'mıydı artık tween'miydi neyse işte onlardan birinin hazırladığı takım elbisede bilmem kaç yanlış konulu ufak bir broşürde diyor ki atlet giymeyin v yaka sıfır kol bi sikim var ondan giyin diyo. haa bu durumda 2. düğme belki ama 3. düğmeyi unutacaksın. zaten ben hem 3. düğmeye kadar açayım hemi de alta bişey giyeyim diyorsan pazarcılık yahut minibüsçülük senin için uygun meslek olabilir :P

not: pazar ve minibüs emekçisi kardaşlarıma burdan selam ediyorum, art niyet yok olum.

pink floyd'a bir diyorsan ikincisi the beatles.
the beatles'a bir diyorsan da ikincisi pink floyd.

1 camel
2 pink floyd

@baldur pink floyd tamamen aklımdan çıkmış onlar da iyidir baya beatlesi iyice sindirdikten sonra dinlemeyi planladığım ilk grup bu. :)

baldur gibi yazayım,

king crimson'a bir diyorsan ikincisi yes.
yes'e bir diyorsan da ikincisi king crimson.

the beatles'tan sonra ikinci jethro tull'dır benim listemde.

edit: doğru yahu led zeppelin ingiliz, jethro tull 3. o zaman. 4 de iron maiden.

@resistance is futile beatles'tan iyi mi bu adamlar?

1 pink floyd, beatles sindirdikten sonra onları da sindir, göreceğini tahmin ediyorum.

@uckac önyargılı olmak istemiyorum ama herhangi bir grubun beatles'tan önce gelmesi fikri çok garip geliyor bana. dediğin gibi bi süre sonra dinlerim zamanla görürüz.

iron maiden bir ise motörhead falan olabilir sanki.

1 beatles diyosan, 2 pink floyd ya da led zeppelin. kim bilir. camel, king crimson filan da iyidir tabii. onları da dinle zamanla.

queen de fena grup sayılmaz

1 queen ise jamiroquai tersiyse queen

Motörhead ??!!

kesinlikle boğaziçi. pişman olmayaaksın guven bna

binalarinin kacak olmasinin size ne zarari var ki? belediye yikar falan diye korkuyorsaniz, abartmayin :)

ayni bolumu bir bogazi, bir de koc'da okuma imkani olsa koc derim. ogrenim sirasindaki olanaklar ve sonrasindaki firsatlar bile koc'u tercih etmem icin yeterli sebep.

boğaziçine girip burs alırsan yurt-yemekhane sorununu da halletmiş olursun. seçmek istediğin bölümü ve sıralamanı söylersen burs imkanı konusunda da bir şeyler söyleyebilirdim ama büyük ihtimal alırsın heralde.

cevap veren arkadaşlara teşekkür ederim :D mf4te 863.oldum elektrik elektronik bölümünü istiyorum.koçun tutma ihtimali %100 olmasa da yazmayı düşünüyorum ne olur ne olmaz :D
burs almak için gereken koşulları da söylerseniz sevinirim :D

mf4te ilk bindesin ve gelmiş buraya mı danışıyorsun. istediğin dersanenin rehberliğine git yardımcı olurlar.

birincisi, tabi ki boğaziçi ya.

ama daha önemlisi boğaziçi elek-elok bölümü hakkında pek iyi şeyler söylenmiyor, bizzat bölüm başkanıyla konuştuk (çok ciddiyim) sözlükte de bakarsan anlarsın ne demek istediğimi. ayrıca sıralaman da tam yetiyor mu emin değilim. ilk 500'ü alıyor diye hatırlıyorum.

burs, yurt vs için ünivertsite tercihi yapmayın, ileride pişman olursunuz. hiç düşünmeden bü yazardım ben olsam. puan yetmiyorsa ve istanbul şart değilse de odtü ve bilkent'i düşünürdüm.

Boğaziçinde bi numara yok.Koçu yaz rahat rahat takılırsın.İs bulma imkanın daha kolay.

Boğaziçi'nde mühendislik eğitimi İTÜ ve ODTÜ'den çok daha kötüdür ama adı vardır. Adı için seçecekseniz Boğaziçi Koç'tan çok daha prestijlidir.

boğaziçi hiç düşünmeden.

boğaziçi. 4 sene sonra yurt vs.yi hiç düşünmüyor olacaksın, ama elinde sana hayat boyu kapı açacak bir etiketin olacak. bü mezunu bir insan olarak söylüyorum.

koç diyenler saçmalamasın. boğaziçi mezunuyum demek nerede, koç mezunuyum demek nerede. sen zeki çocuksun, yaz boğaziçini kendin gibi zeki adamlarla oku.

simdii koc"u geciyorum en basta. ben odtu genetik mezunu bir insanim, sevgilim de bogazici insaat"tan mezundu. iki okulun muhendislige bakis acilari bence soyle, odtu"de hayvan gibi oturup is yetistirecek, sirkette vs is yapacak muhendis yetistiriyorlar, bogazici"nde kendi isini kuracak patron adayi yetistiriyorlar. istanbul"un avantajlari cok fazla is piyasasinda ama elektrik elektronik mezunu olup da tai/roketsan/aselsan gibi yerlerde calismak istiyorsan rahatlikla odtu yazabilirsin, oralarda calisan bilgisayar/havacilik/elektronik mezunu bir suru arkadasim var. koc isletme belki yazilabilir ama koc"ta muhendislik okuyup da ne yurt disina mastera giden ne de saydigim yerlerde calisan duymadim.
öss ya da lgs her neyse, zekayi belirlemiyor, bogazici"nde de odtu"de de mal gibi adamlarla karsilasma olanagin cok fazla, ama iste arada az da olsa kafa dengi birileri cikiyor.

ben de fransızcada kompetan sayılmam ama ben olsam "j'ai regardé" yerine "je regardais" kullanırdım, parfait pek uygun bir tens değil gibi. "par la fenêtre" nin doğru olması lazım. "emporter lointain" olmamış gibi geldi bana, çok serbest bir çeviri olacak ama "s'echapper de la réalité" kullanılabilir belki yerine.

Ama "s'echapper de la réalité" gerçekten kaçmak demek değil mi, yoksa bir deyim mi?

1)Hier soir, j'ai regardé longtemps par les fenetres aux étoiles qui sont au ciel,elles m'ont ramené loin.
2)Je n'ai pas compris de quoi s'agit-il ce projet, pouvez-vous m'expliquer s'il vous plait?

@ benin
2. sik icin, illa kibar bir ceviri olmasi gerektigini bilmiyordum. eger illa kibar olunmasi gerekiyorsa ''pourriez-vous avoir la gentillesse de m'expliquer s'il vous plait?'' daha iyi olucaktir.

mia bella cuoca, come stai?

aşçı dişiyse mia cuoca, erkekse mio cuoco diye ekleme yapayım ben de.

çok kırıldığını duymuştum. diyenlerin yalancısıyım.

kafana takma, iyi yazdiysan, thesis'in kuvvetliyse, paragraflarinin anlam butunlugu varsa... biraz da uzun yazdiysan cok fazla kiramazlar basliktan.

Writing section scoring guide'a baktığımda adamların aradığı şey net olarak ingilizce aşinalığı-hakimiyeti. Yazı sağlamsa başlığa kompleksi lise hocaları gibi takılacaklarını sanmamak istiyorum aslında ama bakalım.

içine şüphe salmak istemiyorum ama bana toefl'da başlıktan puan kırıldığını bu yüzden kendi öğrencilerinin de buna alışmasını sağlamak için sınavlarında başlıksız kağıt konusunda acımasız olduğunu söyleyen bir öğretmen arkadaşım vardı. umarım usul değişmiştir veya bizimki yanılıyordur.

ne basligi yahu? toefl ibt de baslik falan atildigini hatirlamiyorum. yeni bir sey mi?
eger degilse baslik atmadan 28/30 aldigimi soyleyeyim.

ibt'de mi çıktı bu başlık hadisesi? cbt'de başlık filan atmamıştım ben, 5,5 gelmişti.

ben de başlık atmamıştım, 29/30 almıştım TOEFL IBT' de. bence kafanıza takmayın.

Güzel feedbackler geliyor, şenlendim valla.

bahçelievler'de tek'in bir bürosu var. 3. cadde'deki PTT'nin yanındaki sokaktan (taksi durağının olduğu değil tam yanındaki) 4. caddeye çıkarken bir blok ileride solda.

@lykos maalesef orası kapanmış. geçen ay gecikmiş faturamı yatırmak üzere gittiğimde görümüştüm.
şuraya bir göz atın isterseniz:
www.baskentelektrik.com.tr
en yakın balgat ve cebeci gibi görünüyor ama bilemiyorum. bir alo demekte fayda var.

cookie'ler engellenmiş olabilir, ayarlardan açmayı deneyin.

Nasıl halledebilirim

beyin böyle zamanlarda zaten kendini kapatmaya meyilli oluyor. Maket yapmak vb. gibi bi masaya oturup saatlerce meşgul olunacak bir uğraş varsa çok işe yarıyor.

basketbol oynuyorum. bütün hırsımı potadan çıkarıyorum.

yaz.. edebiyatla azıcık aran iyiyse yeter.. al eline kağıt kalem içinden geleni yaz, kağıda dök, yazarak isyan et hayata.. ne biliyim kıl olduğun insanlara falan küfredebilirsin. rahatlarsın emin ol. sonra ölümü düşün. onla ilgili yaz. felsefe yap kendi kendine. hayatı sorgula. neden mutsuz olduğunu iyice irdele. ve unutma her şeyden vazgeçmedikçe asla özgür olamazsın..!

geçmiş olsun...

film izle
kitap oku
hava serinse camı açıp boş boş otur
dışarı çık amaçsızca dolaş

ben çok üzgün olduğumda hiçbir şeyle uğraşmak istemiyorum. neticede kitap okumak bile düşündürücü. tv izlerken, oyun oynarken dahi o konuyu düşünüyorum. bu kadar düşünürken uyuyamayacağımdan da beni garantili uyutacak bi ilaç alıyorum.

Kafanı dağıtacak, derdini unutturacak bi şey yapabilirsin. Mesela oynamayı sevdiğin bir bilgisayar oyunu varsa ona takıl. Ya da alışverişe çık...

sürekli olarak su içiyorum.nedenini ben de bilmiyorum ama sinirlenince sıvı tüketesim geliyor.

Taze yaşadığım bir durum: Öyle üzgündüm ki, sürekli içim kalkık gibiydi, nasıl desem midem filan yer değiştirmiş her şey kalbimin üstüne binmiş gibi. Fiziksel olarak.
Uyku zaten yok. Kitap okumak, film izlemek gibi eylemler neredeyse imkansız. Televizyon, uyuşturucu dandik diziler, evlilik programları vs. de olmadı.
Sonunda yazdım, ama kusar gibi böyle. Elimden hangi kelime çıkarsa, hakaretler küfürler, kimseye ayrımcılık yapmadan. Epey iyi geldiğini söyleyebilirim.
Velhasıl, olebole+1

Ney dinliyorum ben ağır gelebilir düşündürüyor fakat gecenin karanlığında beyaz tavana bakarken rahatlatıyor.
Mercan Dede - Selahattin Eyüb önerilir.

böyle durumlarda bir kenarda liman olarak bıraktığım komedi dizileri falan oluyor..sırf bu yüzden seinfeld, southpark gibi dizileri bitirmiyorum.

evden cık yuruyebıldıgın yere kdr yuru yada bi denız kenarında saatlerce otur klıp gibi oldu ama ıyi gelito

bir savunma sporuna başlayıp kontrollü şekilde dayak yemek, psikolojik acıyı unutturup iyi gelebilir.

bugun asansor duvarina sertce bir kafa attim, indigimde guvenlik gorevlileri tuhaf tuhaf bakiyordu. onlerindeki monitorde asansor kamerasinin goruntusu varmis.

alkol. net yani.

bunalım şarkılardan, filmlerden ve dizilerden uzak dur. komedi filmleri de romantik komedi olmasın. gır gır şamata olsun sadece. big bang theory iyi gider.

4chan... animated.gif...

Cevap veren herkese teşekkür ederim. Yaklaşık olarak dört saat dolaştım. Yağmurda yürüdüm, ıslandım. Duyurumu açtığım ve cevapları okuduğum yarım saati saymazsak, avarelik ettim. Sonrasında ise, sevgi dolu, dost ve sıcak bir sesin sahibi ile yapılan sohbet de iyi geldi. Hala üzgünüm. Biraz rahatladım sadece. Önerilerin hemen hemen hepsi, çok yerinde. Umarım üzüntüm biraz daha hafifler. Sağolun çok.

11 gün mersin silifkede bulundum haziran ayında. böyle bir sıcak yok ben istanbulluyum. bizim cok sıcak dediğimiz 1-2 saatlerinde ki sıcak oranın serin havası. öle diyim ben sana

sartlar cok cazip degilse gidilmez bence. arkadas ortaminizdan ve saireden uzak kalacaksiniz, sehrin yazlari yasanmayacak derecede yapis yapis bir sicagi var, sosyal ortam ankara'dan bile kat kat kotu. dogasi filan guzel, deniz var ama bir izmir ya da antalya degil genc bir cift olarak yasanabilirlik acisindan. ama yemekler cok guzel, carsidaki borekci ibrahim(?) kunefe filan :)

Bir mersinli olarak yaşam şartları açısından süper bir şehir diyebilirim. ev kiraları 350-500 arası. o da süper daireler için. ulaşım evinizin konumuna göre çok basit veya ucuz olabilir. kış ayları yok denecek kadar az olduğu için ısınma problemi pek yok diyebilirim. 330 gün güneş olduğu için güneş enerjiniz varsa su ısıtma derdinizde yok.aidatlar ortalama 15-20 lira. dolmuş sivil 1.25,öğrenci 0,85 TL

mersine çalışmak için geldiğinizden bahsediyorsunuz. sabah 8 itibariyle işe gidersiniz akşam serinliğine kadar iş yerindesiniz zaten sıcak pek etkilemez sizi.

çevre konusuna gelince; eğlence mekanları yönünden belli başlı yerler vardır. I see Pub,viking Bar, dolphine ve yazlık açık hava clublar ıvır zıvır. bu mekanlarda edineceğiniz birkaç arkadaş ile 3-5 hafta içinde arkadaş çevreniz 20-30 lara çıkabilir. herkes birbirini tanıyor çünkü.

kısaca en kötü işte çalışsanız aylık karı koca alacağınız para 1000+1000 liradan 2000 lira yapar. 500 ünü en kral dairede oturmak için harcasanız 1500 kalır. 500 lira mutfak masrafı deseniz(jambonlar,pastırmalar,salamlar sucuklar) 1000 lira kalır. elektrik,telefon,su,internet aylık ortalama 150 gelse 850 kalır. fhaftada bir hanımla dışarı çıksanız ve 100 lira harcasanız kaldı 450 lira, her ay 50 lira köşede dursun deseniz 400 kaldı. 200 ü sigara desen 200 kaldı. o da bir yerlere gider beeee... bir hafta bir yere çıkmasanız 100 liradan çocuğun okul parası birikir.

ankarada böylemi bilemeyecem ama mersinde durum aynen bu.

otobusten indigim gibi kot bacaklarima yapismisti, neler oluyor diyerek otobuse geri kacmistim. ben omrumde hayatimda boyle sicak gormedim. ben de ankara'da yasadim 10 yil ama mersin sicagi ile karsilastirilamaz bile ankara sicagi.

giyilmez!

marjinal misiniz anarşik misiniz kardeşim :)

giyilmez asi özenti gençler gibi olur. bi de piyasada vardı bi kaç böyle tip işte şokşok takım elbisenin altına konvers giydi felan diye. o yüzden iyice demode oldu, hoş degil yani.

giyilmez +1907

icinden giymek geliyosa giy. noolacak? trafik polisi durdurup ceza mi yazacak yani?

mahalle baskisina kulak asma.

mini etek gibi takım elbise altına konvers. "ya bunu giydik ama kötü mü oldu ki?" tavrı mini giyip çekiştirmeye benzer bir durum ortaya çıkartıyor.

yetersiz bilgi bence bu şekilde sorarsan cevap tatmin edici olmaz. bu direk tipinle alakalı .. tipin ,bedenin karizman varsa babalar gibi olur .. yoksa diğerleri de olmaz . unutma . öyle giyinip cep telefonunu kemerine asılmış olan bir cep telefonluğuna koyarsan bi bok olmaz
trafik sigortası kaça gibi olmuş senin sorun ? araba ne model ne v.b bilgiler lazım

tipin bedenin karizman varsa cüccük gibi durur. ama 180 boy 70 kilo isen yani uzun ince isen sempatik durabilir. ama genel olarak giyilmez.

180 boyunda 72 kilo ikizler burcu falan fişman yarışmacı arkadaşlara sevgiler.. karizma var, zaten kendi doğum günümde giyiceğim, en azından öyle düşünüyorum, sanırım olur gibi gibi..

sol bacaan sağ ayağından büyükse bence olabilir.

çok net;
(bkz: kadrolaşma)

özel'den yönetici kademesine adam alma var uzman olarak değil. taşeronlaşmaya tepeden başlayacaz vesselam.

dışarıdan atama uzman ve memur düzeyine inmiyorsa da memurları işten çıkarma kolaylığı siyasi kadrolaşmayı çok rahata hale geliyor, artık kadrolaşma daha rahat bir şekilde alta doğru da yayılabilecek. dışarıdan atamanın üst düzeyde olması da yeterince kötü, kurum içerisinde yetişmiş eleman yükselemezken dışarıdan işi hiç bilmeyen bir adam sırf torpili sayesinde daire başkanı, genel müdür olacak.

konuş :)
kaydet dinle.
kendine bir konu belirle. mesela hayvanlar alemi. başlat anlatmaya, şu hayvandan korkarım, bu hayvanı severim. bilebildiğin en detaylı sözleri kullan. mesela deniz canlılarından yunusu severim çünkü memelidir onlar balık değil. bak mesela bu lafta bile bi sürü kelime ve bağlaç var. önceden bi hazırlık yapmadan böyle konuşmalar yap, bunları kaydet imkanın varsa. sonra da aç dinle. o gün neler yaptığını anlat, ne yediğini anlat. konu basit olsun, anlatım detaylı. :) ingilizce düzeyini, mülakatın içeriğini de yazarsan daha detaylı cevaplar gelebilir.

bu kadar kısa sürede herhalde en yüksek fayda tell me more ve 1 adet mikrofon ile sağlanır.

o mulakata girmis birisini bulabilirsen sugar olur.

bulmazsan, sana sorulabilecek sorulari tahmin etmeye calis. bunlara verecegin cevaplari kagida yaz. ingilizcesine guvendigin birisine goster ve bi hata olmamasina dikkat et.

mesela mulakatta su soru cok beyliktir: bize kendinizden bahseder misiniz biraz?

bunu bi kere en ufak gak guk demeden sular seller gibi anlatabilmen lazim. bu da, onceden yazip tekrar ederek olur. ezberle demiyorum cunku ezberlemis oldugun da anlasilir. ama boyle beylik bir soruda buyuk bir gramer veya kelime hatasi yapmamalisin.

mulakati yapacak kisi Amerikali ya da Ingiliz mi? Yoksa Turk mu? Bu niye onemli? Cunku Turkse muhtemelen onun Ingilizcesini anlama problemin olmayacak. Ama diyelim karsina bi Iskoc adam geldi, aksan sana yabanci. O zaman zorlanabilirsin. Dolayisiyla, eger mulakati yapacak kisi yabanciysa, speaking'den baska bi de listening comprehension'a da calisman lazim. Bunu da YouTube'dan bol bol gavurca seyler seyrederek yapabilirsin.

Sonra pratik yapmak cok onemli. Eger sana boyle bir iyilik yapabilecek birisini bulabilirsen tam super olur. Yani iyi Ingilizce bilen bir tanidigin seni alacak karsisina ve Can you tell me about yourself? den baslayacak sormaya. Sen orada canli olarak, nerelerde sicma ihtimalin oldugunu goreceksin. Aynen karatahta basinda ogrenmek gibi yani. O tanidigina yanlis yapa yapa, yanlis yapmamayi veya ufak tefek yanlislari hemen toparlayabilme becerisini ogreneceksin. Bu provalar muhim. Seni mulakata asil bunlar hazirlar. Yani kendi sesini kaydedip dinlemek iyi guzel de, sen yapmakta oldugun yanlisin farkinda degilsen ne olacak? Kendi kendini banttan dinleyip, "O oyle denmez evladim" mi diyeceksin?
Yalniz kaldiginda da ayna karsisinda da calis, sesli kitap da oku. Duyuruda buralarda bi yerde film izlemeyle ilgili soru vardi. Vaktin olursa iNGiLiZCE alt yazili iNGiLiZCE konusmali film izle DVD'den. Insanlar nasil cumleler kuruyorlar. Neyi nasil soyluyorlar, bunlara dikkat et.

Bi de, korkma!

Yapabilirsin. Hic kimse anasinin karninda ogrenmedi.

mülakatı yapacak kişi italyan. dinlemede sorunum yok zaten yüzde yüz ingilizce olan bir bölümden mezunum. ve senelerdir dizidir, filmdir seyrediyorum. tek sorun speaking :(

italyansa hiç korkmayın hocam, büyük ihtimal daha kötüdür ingilizcesi sizden :) yalnız konuşmasını anlayabilmek için italyan aksanına aşinalık kazanmak gerekebilir. tabii ki karşıdakinin de ana dili olunca düzgün telaffuz ve vurgudan çok anlaşılır ve tane tane konuşmak önem kazanıyor. kasıcı kelimeler kullanmadan basit ve sade kelimelerle derdinizi anlatmanız önemli. başvurduğunuz işin amerika, ingiltere ile temas gerektiren yurtdışı temsilcilik gibi bir iş olmadığını var sayarak yazıyorum.

bol bol akademik speaking kayıdı dinle, bol bol ingilizce kitap makale oku bir de şunu aklından çıkarma, konuşurkene sakın türkçe düşünüp ingilizceye çevirmeye kalkma.

sıkıysa abd'ye vermesin.

bi entry de reklamla ilgili olanları irlanda dan faturalıyor diyordu baslıkta.

amerika merkezli web siteleri kurulu olduğu eyalete vergi verir, ama delaware gibi vergi muafiyeti sağlayan eyaletlerde kurulu şirketler bu eyalete vergi vermez. dolayısıyla internetten satış yapan bir çok şirket merkezlerini delaware'de kurarlar, bildiğim kadarıyla ebay, paypal ve google da bu şirketlerden. onun dışında siteye girilen ülkelere vergi verme gibi bir durum olduğunu sanmam.

edit: ben de temsilcilik actigi ulkelere vergi vermez demedim ki zaten. google turkiye isimli herhangi bir vergi dairesine kayitli bir sirket kurulmussa vergi vermesi gerekir ve veriyordur da zaten. benim dedigim bir siteye bir ulkeden giriliyor olmasinin vergi alinmasi icin yeterli gerekce olmadigi. bildigim kadariyla temsilci ofisi acmis olmasi da yeterli degil, vergi vermesi icin ilgili ulkede sirketlesmesi lazim.

Eger bir sirket bir ulkede isyeri olusturuyorsa ( PErmanent establishment diye arayiniz ) o ulkeye vergi verir burada verginin asil toplayicisi olan yonetim ve islevsellik bakimindan sinirlarinda bulundugu yerdir. Google Irlanda ya vergi veriyor mesela, Turkiye ye de vergi veriyor, vergiyi sadece kurumlar vergisi olarak degil, indirect tax, transaction tax ve gumruk gibi alt kalemler altinda da incelemek lazim

OZet geciyorum : Veriyor mnkm

@lykos
sitesine girildiği için değil, ülkeye temsilcilik açtığı için vergi talep ediliyor. adamlar fiziki olarak Türkiye'de iş yapıyorsa vergisini de ödesin paşa paşa. O kadar reklam geliri elde ediyorlar. Memleketimin esnafı keriz mi vergi ödüyor?

sunun 48. sayfasinin basina bakin ve verdigi vergiyi gorun:

www.sec.gov

adresteki gov uzantisina dikkat.

bunlar da bonus:

www.dailymail.co.uk

www.telegraph.co.uk

www.informationweek.com

fransanın google vergisi farklı bi olay, yutup vs bandwith sikerten uygulamalardan dolayı extra para istiyor.

hayır hocam. en azından türkiye'nin istediği tarzda vergiyi kimseye vermiyor. bizimkiler diyor ki sen bu ülkenin vatandaşından kar ediyorsun, reklam geliri elde ediyorsun. o zaman vergisini de ödeyeceksin. yarın öbür gün bu bilişim cahili insanlar steam'den, ebay'den, paypal'dan, facebook'tan falan filan da vergi talep edecekler diye çok korkuyorum.

media markt ta var bir sürü oyun. Fiyatlar magazalarda aynıdır zaten ek bi kampanya falan olmadıkça.

Diğer secenek internet üzerinden almanız.

teknosa bimeks vatan bilgisayar d&r? (bursa'da var mı hepsi bilmiyorum ama birisi vardır en az).

(bkz: shopto.net)

sports resort al çok zevkli özellikle masa tenisi return challenge, rekorum 219

hiç kıskanmadığınız için kıskanmanızı sağlamak amaçlı yapıyor olabilir. ki işe de yaramış gözüküyor. benim tavsiyem konuşmanız yönünde. siz umursamadıkça daha da artar muhtemelen.

hayatin gercegi bu. ayni evde yasasaniz bile, sen gunde en fazla 4 saat goreceksin sevdigini, o gene her gun sekiz saat is arkadaslariyla beraber olacak.

kiskanclik duygusu, biyolojinin, senin alt beynine yerlestirmis oldugu bir koruma mekanizmasi. neyi koruyosun? guya iliskini, sevdigini, soyunu devam ettirecek partnerini. ama iki tarafi keskin bicak oldugu icin zarar da verebilir. ust beynin, bu catismanin ustesinden gelmek zorunda. ust beyinden kastim, beyninin, alninin hemen arkasinda kalan kisminin kabuk bolumu. bizim bildigimiz evrende en gelismis sey. karar verme organi, durum muhakemesi yapma organi. gercek efendi olmasi gereken merci.

sunu dusun: o kizla 15 dakika konustu telefonda. senin yaninda. peki sevdigin kimin koynunda? onun mu? senin mi?

kiskanclik seni sonunda sahiplenici bir iliskiye zorlamasin ve sevgilini kafese hapsetme.

butun bu olani biteni sana niye anlatsin ki? seni kiskandirmak mi istiyo? hic sanmiyorum. saf saf, olani biteni seninle paylasiyo iste.

sevgili olmak guvenmeyi de kapsamaz mi? karsilikli bir taahhut degil midir? o kadar guvenin yok mu sevdigine? ya kendine?

bir sey olsa bu kadar belli etmezdi muhtemelen ama saka yollu biraz belli etmekte de fayda var, hic kiskanilmadigi dusuncesi de sevmediginizi dusunmesine sebep olabilir.

ya düşünmeyeceksin, ya da o kadar düşünüyosan söyleyeceksin.
sadece senin beyninde duracağında biraz da onun beyninde dursun. he mi.

Teledunya taktir, yada digiturk un plus ini al, d-smart in da hd si var ama asil WD al bence

dreambox düşünmez misin, fiyatları düştü, sahibinden.com'dan bakabilirsin.

çin malı klon HD dreambox'lar da iş görüyor, 400'e bulursunuz. alternatif hd uydu alıcılar da var. donanımhaber forumlarına filan bakabilirsiniz bu konuda bilgi almak için. ben çin'den getirtmiştim dreambox 800 hd'mi.

maçları dreambox ile izleyenler var ama illegal olduğu için burada tartışılması doğru olmaz, forumlarda da yerli kanallar hakkında açıktan yazışma olmuyor. ben şahsen henüz sadece yabancı kanal içerem server bile alamadım uğraşıp.

bir de, uydu taktıracaksanız multifeed diye aparatlar var, ben tek çanakla eutelsat 7.0, hotbird ve astra izliyorum bu sayede.

valla ciciturk ufurukten bi havada bile (yaz/kis farketmeksizin) sinyallerde azalma var deyu insani psikopat edebiliyo; aklinizda olsun. (fiyat ve kazikcilik konularina hic girmiyorum, ek$i'de denk gelememis olamazsiniz:) )

(bkz: atlanta hd box)

atlanta hd box
üzerine de 130 tl ye hd smart modül al
paşalar gibi seyret

ama film için filan dark medai veya wd live gibi medya oynatıcıları da eklemeyi unutmayın

yok.

romantik tabi canım. ıslandıktan sonra hasta olmayacaksan güzel bi fantezi :)
hatta hatun kişiysen hafta sonu el ele ıslanıp hoplayıp zıplayabiliriz.

saça iyi gelir.

ilik yagmurda yurumeyi ve islanmayi severim, yaninda sevdicegin olacak bir de...

edit: sehrin gobeginde kastetmedim tabi ben , dogada veya denize yakin yerlerde olsa super olur. zaten nerde oldugunu yazmamissin kendi acindan. istanbul'da olsam yapmam mesela.

edit2: yagmurda denize girmek ve futbol oynamak da cok zevkli. ama denize girmeyi tasvip etmiyorum, yildirim carpabilir :)

normalde yağmur suyu saça iyi gelir, uzatır bikbikbik. ama nisan olmasının anlamı şudur bence; havalar güzel ya. hasta olmazsın sonra. kasım yağmurunda ıslansan iki hafta yataktan kalkamazsın. yağmurda ıslanmak için en mantıklı günler. aferim.

bugün açık radyoda tam da bundan bahsediyordu gökhan abur (ntv deki tok sesli hava durumcu amca) aman diyordu bugünlerde, özellikle pazartesiden sonra yağmurda ıslanaym romantik olayım demeyin asit yağmurları geliyor diyor idi.

bu akşam nisan yağmuru sebebiyle arabamın üstünü yapış yapış bir kum kaplamış. bence saçınıza deysin istemezsiniz aynı maddenin.

yer istanbul.

beraber yürümek için yanında nefes olmayınca neye yarar? saçıma değil tırnağımın ucuna bile şifa getirmez. öyle de kesin konuşuyorum!

çok enteresan çevremde kafası açık yağmurda delicesine ıslanarak yürüme fikri bir tek benim hoşuma gidiyor, bir de hadi kapişonla ya da şemsiyeyle falan 1-2 kişinin. onun dışında herkes ıy yamur yaıyor evde oturalım falan modunda. bana da enteresan geliyor. dünyanın en süper olayı yahu yamurda yürümek ıslanmak, sulara çıp çıp basmak. belki çok romantik deyil ama biraz hzünlü biraz sevecen, az biraz da matrak...

- El magico, teşekkür ederim. Başka birini bulsan...
- Ermanen, İstanbul' dayım. Deniz kenarında ve toprak kokusunu duyabiliyorum yağmur yağdığında. Ayrıca yakın çevrede gayet güzel yerler var, gitmek sorun değil.
- Lovemyself çok haklısın, hasta olmadan yağmurda ıslanmak çok güzel.
- Rentts dikkat edeyim asit yağmurlarına. Sağol çok.
- Eyke çölden geliyormuş o çamurumsu tozlar, demir yönünden de hayli zenginmiş, nasılını bilmiyorum ama, insanlara da yararı var diye okumuştum.
- Beyimsiz haklısın. Yalnız da yürüyebiliyor insan. Yine de güzel.
- Cedric tweedledee tam olarak senin söylediğin nedenle açtım bu duyuruyu. Çok güzel ifade etmişsin. Sağolasın.

yürümeyi geçtim çok fena bisiklete binmek istiyorum artık, yağmurda yürümek kesmiyor. bu sene olmaz ancak önümüzdeki seneki nisan yağmurlarını çamura katıp son sürat geçeceğim.

şubat ayında bileğine kadar su basmış sokaklarda eve koşarken alnını yol tabelasına vurma (yaşanmıştır) gibi deneyimler bile insana romantik gelebiliyorsa (yaşanmıştır 2) yağmur teması ay gün saat şiddet farkettirmeden romantiktir diyebilirim

ıslak edit: bisiklet sürmek de fena değilmiş, 1 damla su ve göz arasında bullseye ilişkisi olmasın yeter.

geceyse ve muzik dinleme imkanim varsa severim yagmurda dolasmayi. dun gece eve donerken yagmur baslayinca biraz dolandim hatta.

konu hakkinda hicbir sey bilmiyorsaniz kronolojik sirayla da izleyebilirsiniz, kim kimdir biliyorsaniz cekim sirasi daha iyi bence.

4-5-6-1-2-3 yani çekim sırasına göre. bence =)

konu hakkinda pek bisey bilmiyorum.

ya 'bence' diyorsunuz da, benim bildigim star wars icin boyle kat'i olarak 'bu sirayla izlemek gerekir' deniyodu?

hangi sirayla izliyim simdi, onu soyleyin:)

4 5 ve 6 yirmi sene önce çekilmiş filmler bildiğin gibi, 1 2 ve 3 her ne kadar prodüksyon olarak daha üstün yapımlar olsa da 4 5 ve 6'ya bir sürü gönderme ve referans içerir. eğer ilk olarak 1 2 ve 3'ü izlersen bu referansları, esprileri ve göndermeleri anlayamazsın. bu yüzden kesin olarak A New Hope'tan başlamanı söylüyorum şu an sana.

edith piaf: ne yirmisi lan, otuzüç yıl olmuş ilk film çıkalı. yaşlanıyoruz...

'a new hope'tan basliyorum izlemeye. insallah basima bisey gelmez.

sagolun, var olun!

güzelleri onlar zaten, gelmez bişey merak etme. altıncı bölümle beraber hafif şaftı kayıyor ama bence serinin....

Bende şöyle bi tavsiyede bulunayım: 4-5-6-1-2-clone wars-3
Clone Wars yapmadan revenge of the sith e başlama bence.

123456

456123456 da olur.

ata kebap. değişik bir yer. en az bir kere yemek lazım.

öğrencileri en aşağı koyduğun için teessüf ediyorum :( ve trilye iyidir diyorum bütçeye uygun mudur bilemem ama güzeldir.

www.trilye.com.tr

tavacı recep usta. hoşdere'de.

(bkz: gözde piknik)

iyi ki öğrenci yemekçisi olmasın demiş.

tavacı recep çok kebapçı kalır, içki de içeriz derseniz göksu restoran derim. bir tane bayındır sokak'ta, bir tane de nenehatun'da var. biraz ağırdır ama paşa mekanı da sayılmaz.

goksu guzeldir, meyhanemsi bir yer ariyorsaniz net piknik de var. ogrenci/ memur mekanidir ama hamsisi, yayin tavasi ve mezeleri guzeldir.

pizzeria'kızılaydaki en güzel mekandır kanımca. pizzanı, şinitzelini yerken yanında alkolünü de alırsın. akşam saatlerinde her masada mum yanar. hayranı olduğum mekanlardan bir tanesi.

şinitzel 9 lira, pizza 6,5 lira, bira 5,5 lira idi. en son gittiğimde. 6 ay önce.

eğer ulaşım sorununuz yoksa alın mogan gölü kenarındaki mekanlardan birine götürün.

apikoğlu çiğköftecisi. bahçeli 7. cadde üzerinde hizmet veriyor. şahane.

Kizilay Inkilap sokaginda Kumsal Lokantasi

ayakkabılarınız çok güzel, fiyatları ne kadar?

ayakabılarını begenmiş
ne kadar diyor

ayakkabılarınızı beğendim, ne kadara aldınız?

çok zor bir soru sormuşsunuz.

albüm olarak seventh son of a seventh son'dan başlayabilirsiniz sanırım, bilmiyorum ben ondan başlamıştım da :))

diskografi edinip karışık modda çalmaya bırakın ya da , en iyisi..

the number of the beast'ten fear of the dark'a kadar efsanedir. arada bir tek no prayer for the dying'i sevmem. onun dışında bence the number of the beast, powerslave, seventh son of a seventh son'dan biriyle başlayabilirsiniz.

ama iyisi mi powerslave'le başlayın.

öncelikle hiçbir zaman maiden'la tanışmak için geç değildir. ama bir efsaneden bahsettiğimiz için, süreci bir ritüel gibi yaşamakta fayda var. şahsen maiden'ın grup tarihine bir göz gezdirmek şartıyla, ilk albümden başlamanızı öneririm. neden tarihçe şart? çünkü maiden'ın kurulduğu dönemin heavy metal sahnesini bilmek, müziklerini anlamaya yardımcı olacak. nwobhm denilen akımın en büyük temsilcisi iron maiden'ın müziği dönemin sinerjisinin etkisiyle şekillenmiştir. ayrıca albümler ilerledikçe, grupta başta vokal olmak üzere önemli eleman değişiklikleri olacak. buları da bilmek ve müziğe etkilerini görmek için kronolojik takip daha da önem kazanıyor. (vokalde paul dianno'yu ve blaze bayley'i sevsem de bruce dickinson'lı iron maiden kanımca bambaşkadır. hele adrian smith'in geri dönmesi ve üç gitarlı kadronun kurulmasıyla ortaya çıkan ahenk anlatılmaz, dinlenir.) kısacası kronolojik stüdyo albümü sırasını öneriyor, ara ara da best of niteliğindeki albümleri ve konser kayıtlarını tavsiye ediyorum. size iyi yolculuklar dilerim.

(hamiş: iron maiden fan bu soruyu görmez inşallah. yoksa "maiden'ın yaptığı her şey iyidir, kıyas kabul edilmez" derdi :) )

ben de 7th son derim, daha sonraki albumler o kadar basarili degildir kanaatimce. killers, iron maiden filan da guzeldir de onlara gecmeden arada number of the beast, powerslave filan dinlemek daha guzel olabilir. konser albumu olan live after death de superdir aslinda, 7th son'la birlikte dinlenirse populer sarkilarin epey bir kismini dinlemis olursunuz.

sevdiğim şarkılarını yazayım büyük bir fanı olarak

-the trooper
-afraid to shoot strangers
-hallowed be thy name
-fear of the dark
-number of the beast
-phantom of the opera
-the clairvoyant
-the evil that men do
-wrathchild
-strange world
-aces high

şarkıları tek tek indiriyosan bunlarla başlayabilirsin. Yok ben albüm indiririm dersen "number of the beast" albümüyle başla bence. Invaders, childen of the damned, the prisoner, number of the beast, run to the hills gibi bomba şarkılar var. Iron maideni efsane yapan albümdür. Daha sonra "piece of mind" albümü baştan sona tüm şarkıları güzel olan albümlerden biri. Bir de kişisel favorilerimden "brave new world" albümü süperdir.

hallowed be thy name ve run to the hills ile baslayacaksin muhtemelen. gerisi kendi gelecek.

son 3 album (brave new world, dance of death ve a matter of life and death) cok cok acaip albumler. bunlarin oncesindeklerde album basina gercekten vurucu anca 2-3 sarki vardir ama bu son 3 bastan sona olumcul. rock in rio ve death on the road dvd'lerini cesitli kaynaklarda bulabilirsin, onlari izlemen de cok gaz verici olabilir.

imba bi albümden başlamamak için bu soruyla her karşılaştığımda powerslave albümünü öneririm ben, hem progresif öğeler hem de klasik heavy metal yapısına sahiptir.

wasted years diye bir şarkıları vardı..hocam o sana yeter, hatta ömür boyu yeter..bir rock metal muzik bu kadar güzel olabilir ancak !

amerika icin us news listesi var(genelde bolum bolum rankingler ayrı, mesela fizik bolumleri sıralaması, hatta yogun madde fizigi sıralaması) ama avrupa icin benzer genel gecer bir liste oldugunu sanmıyorum,
benim bildigim avrupa icin genelde bakılan bu: www.webometrics.info

webometrics çok güzel bir sıralama değil kanaatimce, üniversitelerin webdeki faaliyetleri üzerinden puanlama yapan bir sıralama zira. sıralamaların hangisinin adil olduğu da üzerinde kolay anlaşmaya varılacak bir konu değil.
en.wikipedia.org

abi kbb'ciye sor bunları istersen

önce bi kafa filmi çektir de et midir nedir bi belli olsun. ona göre doktor söyler çaresini.

iki defa burun ameliyati oldum. birincide kemik var diyip cekic tornavidayla daldilar, ikincide et var diyip makasla kerpetenle.

bi sike yaramadi.

doktora, tipa guvenmiyorum, inanmiyorum.

oturup dua etmek bile daha faydali.

radyofrekans konka hastane kelimeleri ve sehir adiyla bir google yapiniz.
koku duyusuna bir sey olmuyor yakmada.

yoga denince hemen atladım
burnumuzun deliklerini sırayla kullanıyomuşuz. o yüzden arada bir dengelemek için birin kapatıp, diğer delikle nefes alıp sonra aynını diğer tarafa yapmak gerekiyormuş.
bilmediğim bişile ilgili konuşmak istemediğim için doktora git dedim emmeee bence sen o eti göremezsin, çok daha derinlerde olmalı. burnun fındık kadar diilse tabi. senin burnunun içi şişmiş. ya nezlesin, ya alerjisin, ya sinüzitsin öyle bişi yüzünden tıkanmış. mesela buğuseptil yapınca açılıyur mu?
belki de deviasyon vardır işte bi film çektirsen çıkar ne olduğu.

ben trombosit verdiğimde hiçbir şey sormamışlardı, o nedenle döner vs. gibi şeylerin sakıncası olduğunu sanmıyorum.

ben de anemi hastasi birisine vermeye gitmistim ani sekilde, bir gun once aspirin almdigimi soyleyince "not duseriz, ayristirip kullaniriz" dediler. anemi filansa hasta ne zaman ihtiyaci olacagi belli olmaz, ona gore yasayamayacaginiz icin hasta yakinlari da yedekli calisiyor olabilir. vermeye gitmeden once sorarsiniz, bendeki gibi ayristirip kullanabiliyorlarsa da verirken hatirlatirsiniz.