Selam, Türk müziği konusunda bilir kişi olmakla uzaktan yakındn alakam olmadığını söyleyerek gireyim.
Türk müziğini ve makamlarını batı öğretisi ile öğrenmeye çalışmak pek doğru değil. Makam, batıdaki gibi "ardarda gelmiş, kullanılabilir notalar" gibi "ölü" bir kavramı değil, seslerin belirli bir düzende kullanılarak oluşturduğu ve gelenekle desteklenmiş canlı bir "oluşu-süreci" temsil eder.
Bu yüzden makamları batı müziği gamları ile karşılaştırmak doğru olmaz. Batı müziğinde "sol, la, si bemol, do, re, mi bemol, fa, sol" notalarını kullanarak yaptığın bir müzik sol merkezli olduğu sürece "sol minör" tonunda olacaktır(kabaca, inici ve çıkıcı dizileri farklı sonuçta). Fakat Türk müziğinde bu notalarla yaptığın her müzik nihavend makamında olamaz. Dizinin gelenekle gelmiş bir seyri vardır ve ondan faydalanılır. O "makam" havasını veren şey de bu canlılıktır, yoksa sol minör gibi tınlar ne yaparsan yap(aslında müziğimizin modal yapılara yakınlığını göz önünde bulundurursak sol minör değil sol aeolian modu gibi tınlar).
Ve tabi ki eserlerde makamlar arası geçkilere sıklıkla rastlanılır. Yani nihavent makamında bir eser diğer makamlardan notalar alabilir, oralarda biraz kalıp başka makamlara varabilir veya nihavend e geri dönebilir.
Makamlar hakkında daha fazla bilgi için:
www.turkmusikisi.netburada nazariyat bölümüne girersen seyirlir, dizilimler vs. hakkında daha fazla bilgi edinebilirsin.
Kolay gelsin.