Bizim evde her yere anısı/anlamı olan ve bakınca mutlu olduğumuz şeyler dağılmış durumda. Hiç minimalist olamıyoruz.
Salonda iki tane kocaman film afişi var, biri benim en sevdiğim filmin 2000 yılında aldığım afişi, diğeri eşimin en sevdiği filmlerden biri. Bunun dışında tv ünitesinin üzerinde 1-2 küçük fotoğraf çerçevesi, ilk kez kum çölüne gidince oradan aldığım kumla doldurduğum bir cam kurukafa (kumu ben getirdim, kurukafa hediye), başka bir gezide aldığımız vintage cam ilaç şişesinde viski vs var.
Salondaki kitaplıkta özellikle ayırdığım, göz gezdirmesi keyifli kitaplar var; yanında cam kapaklı kısımda kalabalık yapmasını istemediğim her türlü ıvır zıvır, figür, hatıra, maket vs var. Üşenmedim fotoğrafını çektim:
www.dropbox.com (Yeğenime yaptığım kanaviçe, arkadaşımın çocuklarına vereceğim Harry Potter şişesi/fincanı vs de kitapların arasında duruyor, geçici onlar.)
Dubai'den aldığım güzel tasarımlı üç kartpostala beyaz çerçeve yaptırdım, onlar mutfak duvarında, kahve makinesinin üstünde asılı.
Antrede eşimin annesinin yaptığı yağlıboya kuzey ışıkları tablosu ve Nepal'den alınmış el yapımı mandala var.
Eşimin çalışma odasında metal dünya haritası (
images.app.goo.gl) asılı, kardeşinin hediyesi. Rafta muppet show figürleri, 1-2 kanvas tablo vs var.
Benim çalışma odam henüz tasarım aşamasında, arkadaşımın neredeyse 15-20 yıl önce yapıp hediye ettiği suluboya palyaço ve başka bir arkadaşımın yaptığı kanaviçe tardis asılacak, bir sürü eski kitap kapağı bastırıp bir duvarı onlarla kaplayacağım. (Bunun gibi ama daha nerd:
images.app.goo.gl) Bir de Starry Night kırlent takımı var, divanın üstünde yığılı duruyor. Buradaki kitaplıkta bir Asimov büstü, bir peluş safrakesesi, bir de küçük fotoğraf çerçevesi var, zaten kitaplar zor sığıyor.
Öldürmemeyi başardığım tek bitki de balkonda yaşıyor.