yaptığınız işe göre oldukça az yediğiniz için, vücudunuz kendini daimi bir açlıkta hissettiğinden zannımca ne yerseniz depolama eğiliminde.

düşük enerjili olmanızı da yediğiniz öğünlerin depolanmasına bağlı olarak, enerji için kullanılmamasına bağlıyorum. sabah-öğle ve öğle-akşam arasına birer atıştırmalık öğün koymanızı öneririm. sık ama az yemek yemek işinizi görebilir. Meyve suyu oldukça şekerli bir içecek bunun yerine size sabahları üç- dört kaşık yoğurda doğranmış taze meyve veya müsli öneriyorum. öğlene doğru birkaç galeta ve ya bir porsiyon meyve olabilir. öğleden sonra da 3 gibi yine activia kahvaltılık gibi birşey yiyebilirsiniz. akşam 7 den önce yemek yemeğe dikkat edin ve gece meyve yememenizi öneririm. şeker açısından.

çay kahve tüketiyorsanız şekersiz ya da tatlandırıcılı deneyin. fiziksel zindelik için Q10 100 mg veya korean ginseng alabilirsiniz. ve su tüketin. oksijen olmadıkça yedikleriniz yakılmayacaktır. vücuda en iyi oksijen kaynağı da sudur.

meyve suyunu komple unutalım, ekmeği komple keselim. alkol varsa keselim. bol bol su içelim.

kedigen net açıklamış. atıştırmalık ya da abur cubur yerine daha ara öğünlük sağlıklı şeyler yiyerek öğün sayısını arttırmak bu depolama eğilimini kırabilir. özellikle çiğ badem, meyve, kuru meyve, bol su ve türlü sağlıklı ara öğünler öneririm.

ya pilates olmasın :( muzu kes mekik çek sabah 50 akşam 50

gökteki yıldızlar.
akrebin gözleri

bende ilk defa dinledim suan.
iyiymiş

mechul
raziyim
sarhos gibiyim
suskunlugun otesi
senden baska kimse yok icimde
sevdigim
mesafeler
cemalim
hop hop gelsin
istemem
sevdigim

taksim'de var bir tane.

(bkz: suat usta 33 mersin tantuni)

şirinevlerde çılgın bi reyiz var

www.youtube.com

bu saatte acilacak duyuru mu simdi bu?

suat usta iyidir.

karaköyde var bulursun cok kolay meydanda sahane

Taksim Suat Usta +1

baazen tantuni bakırköy

doğal sabun dediğiniz içerisinde sert yıkama aktifleri içeren bir üründür. sabun yapısı itibariyle alkali içeren kurutucu ve tahriş edici bir etkiye sahip sunum şeklidir. kepe ise saç derisi kuruluğundan oluşan bir sıkıntıdır. dolayısıyla sizin şampuan kullanmayıp sabun kullanmanız hiçbir fayda şağlamayacaktır.

önerim ise doğal bebek ürünleri kullanmanız. sodyum lauril sülfat, parrafin,paraben, petrolatum içermeyen bir bebek saç şampuanı düzenli kullanımla sizi sıkıntınızdan kurtaracaktır diye düşünüyorum.

valla surda az bisey kalmıs hedefine ulasmanda, kuralı bir kere deldin mi gerisi gelir onun. dirayetli ol derim, hedeften şaşma

haftanın sadece bir günü kendinize izin verin, bence.

keyifli ama sakin bir şeyler ye, mesela menemen falan. Tatlı istiyorsan biraz bal ye mesela. Peynir candır. Gevrek falan gerekli değil.

evet yap, cok yuklenmissin kendine bu ne boyle

yememek diyet demek değildir. öncelikle sağlıklı kilo vermeniz için öğün atlamamanız ve ana öğünlerin arasına ara öğünler serpiştirmeniz gerekmekte. kaldı ki kahvaltı günün en önemli öğünüdür. es geçmeniz belirttiğiniz gibi kan şekerinizin düşmesine ve aşerir gibi açıkmanıza neden olur.

tüm diyetlerdeki fiks kahvaltı 2 kuru kayısı, 2 ceviz, bir kibrit kutusu peynir, iki dilim ekmek ve domates salatalıktır. bence tüketin.

o nasıl bir iğrençlik öyle?

valla benim nescafenin içine kırmızı şarap döken ve zrla içiren olmuştu berbatti. buda öle olur sanırım

mındar ne kelime günah olur.

günaha girme gece gece, bu gece şarap iç yarın bira iç. karıştırma.

illa karıştıracaksan şarapla gazozu karıştırıp, şardoz yapabilirsin.

iğrençlik miğrençlik dinleme böyle şeyleri. dinle şu tavsiyeyi ; öyle çok kaliteli olmayan 1.5 litrelik matara beyaz şarap al bi vodka bardağının %60ını şarapla doldur üzerine %20 gazoz %20 de bira koy. hem içimi güzeldir hem güzel kafa yapar. şiddetli tavsiyedir.

Terbiyesizliğin önde gideni olur arkadaşım.

üzerine bir saat öncesinin viskisi ve tekilası da karışıyor ve ondan öncesinde de çiğköfte yediyseniz mor kusabilirsiniz.

şarap mundar olur. tadı da anlamı da kalmaz.

tekila bomb deneyin. limon damlattığınız yarım litra biraya koca bardağın içinden yukarıdan tekilayı atın. köpürmeye başladığı an dikin ve fondipleyin.

şarap karıştırılmaz. beyaz ve kırmızıyı karıştırınca da kimisi ya kusuyor ya da fikri itici geliyor.

kaynak:bir arkadaşım, ben yapar mıyım öyle şey.

aşağıda güzel bi şarabım var açamıyorum dedin herkes bişeyler söyleyip açmana yardımcı oldu bu soruyu soracağını bilsek demezdik bişey,illa karıştırcam diyosan birayla gazoz karıştır ama şaraba dokunma:(

@bunumu demek istedin
yok hocam şu an sade şarabımı içiyorum. ben yıllar önce böyle karıştırıp içmiştim. tadını pek hatırlamıyorum ama sanki iyiydi. ama gecenin sonu kötü bitti. ortalığı fena batırmıştık. böyle bişey var mı oluyor mu diye merak ettim sadece. içkiler konusunda çok fazla bilgim yok. o yüzden sordum.

şaraba yazık etmeyin.

Yeter ki iste..

eternal sunshine of the spotless mind :'(

özcanın filmi evim sensin.
ne ağlarsın ne ağlarsın garanti :)

One Day.

evim sensin hariç izledim onları :/

what dreams may come

www.imdb.com kıvrım kıvrım kıvranılacak arabesklikte değil ama tablo gibi bir aşk filmidir.

evim sensin'de ağlarsan her şeyde ağlayabilirsin. iğrenç bir film :)

en azından orijinalini izle a moment to remember.

The Bridges of Madison County

www.imdb.com

a moment to remember

İcimdeki deniz (ask yok,sadece aci)
Finding neverland

daha fazla bozmayacaksan bence iyi bile yapmışsın
2 haftada bi canının çok çektiği şeyleri yiyip nefsini şeyaparsın (bilemedim kelimeyi)

genelde diyetlerde zaten haftada bir öğün istenilen birşey tüketilmesi önerilmekte. sıkıntı yapmayınız.

bişey olmaz ama çok ince bir çizgi o kısım. arada çok büyük zarar vermeden kaçamak yapmak külliyen zararlı şeyleri yemek ok ama bu herşey kontrol altında diyetimi de yaparım kaçamağımı da düşüncesine döndüğünde kötü oluyor. sonra zaten diyet miyet kalmıyor.

cildinizde sivilce, leke, ekzama gibi herhangi bir problem var mıdır ve cilt yapınız kuru, karma, yağlı hangisidir. hem hassasım diyor hem de cilt apınızla ilgili hiçbir arıntı vermiyorsunuz :) paylaşırsanız size uygun birkaç ürün önerebileceğimi düşünüyorum

sivilce leke vs yok ve karma bir cilt tipim var :)

soğuk dolayısıyla t bölgenizde daha fazla bir kuruma olacaktır. bu yüzden cildin temel yağ bileşenlerini içeren bir ürün kullanabilirsiniz. bu bileşenlerden birkaçı gliserin, üre, hyaluronik asit ve trigliseridlerdir. bu maddelerce zengin kremler hem fayda hem de kozmatik olarak nahoş olmayan düzgün bir görüntü sağlayacaktır. bu noktada size emolium vücut emülsiyonunu önereceğim. vucüt yazdığına bakmayın krem formundan ayırıcı olabilmesi için ismi öyledir. emülsiyon kreme göre daha az yoğun fakat içerik olarak bahsettiğim madeeleri içermektedir. sabah ve akşam günde iki kere ve fındık kadar bir boyutta kullanmanız yeterli olacaktır. 200 ml 29.50 tl satış fiyatı mevcuttur. bunun dışında kozmetik özellikli bir ürün isterseniz la roche posay cicaplast'ı kış dönemi için tavsiye ederim. içeriğinde cetella asiatica adlı deriyi onarıcı yapılandırıcı ve nemlendirici bir madde bulunmaktadır. bu madde madeccasssol adlı üründe de mevcuttur yalnız krem formunda ve kozmetik unsur bulundurmadığından hafif bir kokusu ve yoğun olduğundan zor bir sürümü mevcuttur. cicaplast 35 tl civarıdır.ya da madeccassol de kullanabilirsiniz.

bu cevap harika oldu benim için, çok teşekkür ederim :)

:)

ben bunların yanında mesaj da yazamıyorum.

aa evet mesaj yazamama sorunu bende de var.

sadece betada, eski dandik sitede cevap yazılabilmektedir mobil bağlantıda. saygılar

bende de var

ilaç etkileşimleri kısmında yazar porspektüsün.

Bol sıvı tüket. Bol... Alkol alma sakın.

belki ishal olmak seni mutlu etmiştir, önceden kabızlık çekip kafana takan biri isen tabi..

kendinle ilgilendiğin için mutlu oluyosun bence.

içindeki sıkıntıları dışarı sıçmışsın ya ondandır .

sıkıntının nedenini bilmiyoruz. belki tamamen dibe vurmuş gibi hissetmek şu an zaten hasta olduğun için birşey yapamayacağını-yapman gerekmediğini bilmek çabalamamak ve bir nev-i pes ediş. kendini rahatlamış hissetmene yol açabilir.

bu örnek verdiğin kendine sinir olma durumu ise mutsuzlukla ilgili değil daha çok ağır baskı altında ve gergin olmakla ilgili.

benical'in içinde psödoefedrin denen bir yatıştırıcı var. ondan olabilir belki diye düşünüyorum..

temel bilimler binasında. immünoloji bir bölüm zaten.

resimdekilerin hepsi dahili cerrahi bilimler falan. orda yok.

peki randevu almadan, ben geldim diyebiliyor muyuz ?

mikrobiyoloji varsa onu deneyebilirsin capada mikrobiyolojinin icinde bir bölüm. ayrıca immünolojinin direkt olarak hasta baktığını görmedim yani herhangibir bölümden yönlendirilmen gerekebilir

tam bilgim yok fakat temel bilimler binasında sıra olduğunu hiç görmedim. %95 randevusuzdur

maiden+1. başka bi bölümden yönlendiriyorlar genelde, idrar testi aşı tahlili vs. gerçi ben bi kere hiv(-) raporu için immünolojide kan vermiştir doğrudan.

immunoloji ile sizin ne işiniz var kuzum. bu bölüme randevu yok. sadece diğer bölümlerden buraya yönlendirme olursa o zaman randevu veriyorlar.

@kedigen
annemin senelerden beri çektiği alerjik bir durum söz konusu,
okmeydanında doktoruna bununla ilgili soru sorduğunda,
çapayı önermiş kağıda da bu bölümün adını yazmış.
durum bu.

göğüs hastalıkları belki?

valla bende pek bilemedim,
iç hastalıklar(dahiliye) diye randevu aldım,
artık oradan yönlendrirler herhalde diye düşünüyorum.
tşkler tüm cevaplar için.

@hayir anlatamadim ki sana
haklısın tşk ederim kamilliğimi düzelttiğin için.

keşke konu ile ilgilide ufak bir şey yazsaydın.
faydanı 2 ile çarpardık.

mikrobiyoloji

evet. susam da yağlı bir yiyecek. yağı azalt.

özel bir hastanenin cildiyesine görün. her şeyi kullanmana rağmen sivilcelerinden kurtulamadığını belirt ve derhal roaccutane tedavine başla.

ilerde keşke daha önce kullansaymışım diye dua edeceksin. sivilceler iz bırakmadan roaccutane a başla.

roaccutane kullanacak olursan önce sözlükten falan başlığına bak hakkındaki tartışmalardan haberdar ol. kullananları gördüm, kötü hallere düştüler bir süre.

roaccutane bu işin tek ve kesin çözümüdür. kullandıktan 6 ay sonra cildin bebek poposu gibi pırıl pırıl olur ve ömür boyu sivilce kabusu sona erer.

roaccutane tedavileri başarısız sonuçlanan 3-5 insanın lafıyla hareket etme git doktora 22 yaşına gelemene rağmen hala ergen gibi sivilcelerinin çıktığını anlat zaten bilimin ışığında roaccutane tedavine başlayacaktır. yok istemezsen kocakarı ilaçlarıyla doğal yöntemlerle tedavi etmeye çalışıp yerinde saymaya devam edersin ve yüzün patates tarlasına döner.

1.normal
2.tabii ki neden olmasın? fast food yeme, mayonez,kuru yemiş, susam, hayvansal yağ, margarin, cips, kızartma uzak duracağın şeylerin başında geliyor.
3.var.

4.solgar veya gnc nin çinkosunu al yanında biotin de içebilirsin ama en önemlisi çinko düzenli içince kaymak gibi oluyor.

doktora git, tecrübeli biriyse ve cildin gerçekten kötü durumda değilse roaccutane vermek istemeyecektir muhtemelen. antibiyotik kremler veya haplar verebilir, bunlar kullandığın sürece işe yarar ama kullanmayı bırakınca cilt meyilliyse yeniden sivilce çıkarır. beslenme, sivilce olayında direkt etkili. yağlı ve zararlı diye bilinen her şeyi kes. sırf cildin için değil bütün vücut sağlığın için gerekli bu. sivilce tedavisi vesile olur, daha sağlıklı bir hayat sürmüş olursun.

imex var krem olarak, sivilcenin kızarıklığını kapatıyor aynı zamanda kurutuyor. doktoruna sor, uygun görürse yazsın.

şu çok bilinen ilacı 3 yakın arkadaşım kullandı 3 ü de zor zamanlar geçirdi fakat 3 üde tamamen kurtuldu sivilcelerden.

kendi kendine ya da zamanla geçmez o sivilceler

üstad. yorumları okudum. kusura bakma ilaç bilgisi olmayan arkadaşlar yardımcı olmaya çalışırken farkında olmadan yanlış bilgiler vermişler biraz. bahsettikleri ürünü ancak hekim kan tahlilleri sonucunda karaciğerinde bir problem yoksa ve gerekli ise yazabilir. detaylarını arzu ederseniz mesaj atıp örenebilirsiniz. gelelim diğer sorulara.

bahsettikleriniz papulopüstüler akne denilen sivilcenin bir çeşidi ve bunun oluşumu için yaşınız gayette uygun. genelde ergen hastalığı olarak bilinen akne her yaşta görülebilir onu belirteyim.

ikinci olarak yediklerinizin cildi yağlandırma gibi bir durumu söz konusu değildir kaldı ki akne yapsın. denilen doğru olsaydı ildi kuru hastalar susam yer ciltleri pırıl pırıl olurdu. aknenin 4 nedeni vardır

1- aşırı sebum üretimi 2- hipekratinizasyon 3- bakteriler 4- enflamasyon ve bu nedenler zincirleme reaksiyonlar vgibidir biri oluşmadan diğeri oluşmaz. ve bu mekanizma tamamen 5 alfa dihidrotestosteron denilen bir hormonun kontrolündedir. susamla bademle alakası yok yani.akneleriniz için doğru tedaviyi dermatoloji hekimine giderek alabilirsiniz ama sanmıyorum ki size kafadan ciddi akne vakalarında son silah olarak kullanılan roaccutane ve türevi versin. büyük ihtimalle cildinize uygun bir temizleyici ardından günde 2 kere kullanacağınız bi antibiyotikli pomad verecek ve en az 3 ay süren bir tedavi sonunda pürüzsüz bir cilde kavuşacaksınız. sevgiler

missha kullanıyorum ben, memnunum oldukça. fondoten kullanmaz oldum.

öncelikle cildinizde böyle bir problem varsa bahsettiğiniz ürünü kullanmadan önce muhakkak altına tedaviye yönelik bir ilaç sürüp üstüne öyle kozmetik ürünü uygulamanızı tavsiye ederim. çünkü tintedlı ürünler ne kadar non komedojenik olursa olsun kapatıcı özelliğe sahip olduğundan gözeneklerde kısmı tıkanma yapabilmektedirler. dolayısıyla cildiniz daha yorulabilir. bunun yerine size kapatıcı özelliği olan sivilce ürünlerini bi araştırın derim.

missha kullandım, güzel hakikaten. extra olarak maybelline önerebilirim. oldukça sıvı formda, alçıpan gibi durmuyor, ama çok kapatıcı değil.

Missha ve watsonstaki pure beauty bb. Beyaz tenliyseniz pure beauty çok uygun her açıdan ama değilseniz missha tonlarından birini kullanın derim. Fondötenden vazgeçemezken şimdi hiç kullanamıyorum rahatsız hissediyorum.

la roche posay ile maybelline'i (yağlı ciltler için olanını) karıştırarak uyguluyorum.
la roche'un medium rengi koyu geliyor,maybelline de açık.ikisi birlikte olunca ton tutuyor.
bir de sadece la roche kullanınca çok çabuk parlama yapıyor cildimde.
yaz aylarında fln kullandığımda kesinlikle pudra da istiyor üstüne.

demir değerlerinizi söyler misiniz.

yanlışlıkla damla almadınız dimi? ben de baktım prospektus 1 ml içilmesinden bahsediyor. tamamı yani.

cam ampulü alıp kırıyorsunuz, cam şeyden içmemek için yarım çay bardağı suya döküp içiyorsunuz ağzınızdaki gıcırtılı histen tiksiniyorsunuz.bana verilen kullanım önerisi buydu, bir süre ayda 1 kullandım, azman da olmadım:D

ben yogurda kırıp yıyorum.

kaşarı ve salamı bırak. sabahları bir dilim beyaz peynirli yağsız tost ye acıkma ihtimaline karşı yanında sarı leblebi, bulundur acıkırsan sadece bir avuç ye, bol su ve bitki çayı tüket ;)

azim, hırs, kararlılık, cardio, bu iş basit aslında

(bkz: karatay diyeti)

bu kiloya ne kadar zamanda ulaştınız. bu kiloya ulaşırken hayatınızda neler değişmişti yemek, uyumaki,iş vs. anlamında ve şu an yaptığınız işi söylerseniz size derhal bir diyet listesi haırlayabilirim. bu arada herhangibir kronik hastalığınız var mı ya da hiç kortizon kullandınız mı şimdiye kadar belirtirseniz sevinirim.

hızlandırılmış dietlerin hiç biri işe yaramaz. verirsin tekrar alırsın, genelde metabolizma ne kadar sürede kilo aldıysan o kadar sürede vermen sağlıklı.
önce içtiğin yediğin gereksiz cola, soda, meyva suyu (hazır), kek börek çöreği kes. bir anda kestiğinde sadece bunlarla bir ayda 4 kilo verirsin zaten.

sonra yediğin pozisyonları yarıya indir. ne yersen ye sadece yarısını ye. 6 ayda 10 kilo garanti en az. ha doksan kiloya indiğinde yavaş yavaş spora başla. ondan önce yürümeye çalış olabildiğince. şöyle düşün iki dilim keki yakabilmen için 3 km yürümen gerekiyor.

smart phone kullanıyorsan noom diye free bir aplikasyon var oraya her öğün ne yediğini yazıyorsun, bu kısa vadede ne yemen gerektiğini öğrenebildiğin gibi hiç bir şeye yaramasa bile en azından çok yediğini fark ediyorsun. yediğin şeylerin azalıyor.

sabahları yumurta ye, omlet değil yağsız. tam buğday ekmeği ye 1-2 dilim. kahveyi içmemeye çalış. şekeri kes.

öğlene doğru mutlaka badem,fındık gibi bi snack at, 7-8 tane en fazla. sabahla öğle arasında en az 1 litre su içmiş ol. öğle yemeğinde yağsız sebze yemekleri, ekmeksiz çorba, ya da 3 tane köfte ye. ufak bir yağsız tavuk göğsü de olur. hepsi birden değil. yani bunlardan biri.

öğleden sonra meyva çaylarıdır, bitki çaylarıdır onlardan takıl. gene 1 litre su içmeye çalış. akşam yemeğinden 2 saat önce bi porsiyon meyva ye.

akşam yemeğinde bol salata ye, mısırsız, havuçsuz. bol bol. az yağlı, bol limonlu. biraz yoğurt ye az yağlı. yanında da sebze yemeği. mümkünse etsiz metsiz.

yemeği en geç 8 gibi ye, yemekten sonra acıkırsan leblebi ye. tok tutar. yalnız dikkat et abartırsan bağırsakları yavaşlatır.

yatana kadar da 1 litre su iç. akşam kahve çay yasak bunlar acıktırıyor. akşam yatmadan bir bardak süt iç yağsız. ya da yarım yağlı. uğraşabilirsen içine 3-4 tane çilek, yarım muz atıp shake yapabilirsin.

on beş günde bir kendine ödül niyetine bir dilim pizza (öğlen) haftada bir de 2 top dondurma yiyebilirsin.

ben bu dieti 14 hafta yapmıştım. 6 hafta sonunda spora başladım, yüzme, haftada 4 gün ortalama 2 saat yüzme. 14 haftada 20 kilo vermiştim.
zaten 9 ayda 25 kilo almıştım. uygun oldu yani.

ben kendimi bildim bileli kiloluyum fakat ergenlik döneminden sonra bi hayli kilo aldıgımı bilirim onun haricinde ailemdede biraz var aslında ne alakası var derseniz e normal olarak kilolu olmayı bi hayat biçimi olarak gördük yani kilolu olmayı bi sorun yapmadık ve kafaya takmadık cikolata bisküvi tarzında seyleri bol bol aldık kimse sesini cikarmayıncada sonuç :)

@jassinpera cok tesekkürler yazınız için fakat benim istedigim tam olarak bu degil eğer yazımı görürseniz mesajınızı bekleyecegim .

neredeyse emin kısmına kadar okudum.
neredeyse eminim diye bir tanı olmaz. hele bu konuda. ikna edip götüreceksiniz hastaneye. sağlık kurulu raporu alınacak.
savcılık mavcılık uğraşmaz.

bir psikiyatrist ile görüşün önce, yol gösterici olabilir.

konunun uzmanıyla görüşmeniz gerekmekte. birçok çeşit şizofreni var. ve doktora götürmek için kurgulayacağınız bir hikaye kişi tarafından farkedilip güveni kalmayabilir. böyle bir durumdaki ikna sürecinde çok titiz davranılması gerekmekte. bu konuda aile bağlı bulunduğu aile hekimi ile görüşüp bilgi danışabilir diye düşünüyorum ulaşılabilirlik açısından

BuYaka

modadunya.blogspot.com

palladium

implant haric bahsi gecen tum uygulamalar sgk kapsaminda. size marmara uni. dis hekimligi fakultesini tavsiye ederim. nisantasinda amerikan hast. nin arkasinda eger istanbul daysaniz

@kedigen ya şu fakültelerden korkuyorum, öğrencilere yaptırdıklarını duyuyorum ki, tamam onlar da tecrübe kazanmalı ama diş tatlı, ayrıca sıra durumları vardır tahminim. evet istanbul danım.

size kesinlikle marmara üniversitesi diş hekinliği fakültesini tavsiye etmiyorum. Ben gittim kendimden biliyorum. Sonra özel doktora para verip bir daha yaptırmak zorunda kaldım.

marmara üni fi tarihinde iyiydi artık o devir geçti. çürük diş yerine sağlam dişi işaretleyen öğrencilerle dolu.. aman.

@benaaymi sigorta yaptırırken muayene eden yok ki, poliçeyi imzalıyorum bitiyor. ya da eskiden böyle idi şimdi bi check-up mı yapıyolar bilimiyorum ama sanmıyorum.

Valla devlette sıra var, sıra olmasa bir kez gitmiştim adam direk dişi çekeceğiz başka yolu yok demişti, sonra özele gittim kanal tedavisi yaptı hala kullanıyorum.

bu gidişle özel gideceğiz galiba, özel sağlık sigortası da astarı yüzünden pahalı gelecek galiba.

eğer ekonomik olarak güçleri varsa necmettin pamir'e görünsün diyebilirim. çok yakınım olan iki insan iki ay ara ile ameliyat oldu. onların tümörleri iyi huylu çıktı ama adam da işini iyi yaptı.

Valla benim bir arkadaşımın 7 yıldır var kötü huylu tümörü. Aldırdılar sonra bir kez daha cıktı, tekrar aldırdılar. bir sorunu yok şu an. İstanbulda acıbadem hastanesinde ameliyat oldu.

sizi bekleyen surec su. oncelikle tumor cikarilabilecek bir yerde oldugu icin sanslisiniz. sonraki surec bu tumorun metastaz yani baska organlara yayilim gosterip gostermediginin arastirilmasi ile birlikte profilaksi yani onleyici amacli dusuk doz kemotterapi ya da radyoterapi tedavisidir. su an hastaniz tumorden kurtuldu. tekrarlamamasi ya da baslangic asamasinda baska bir tumor var mi diye takip edilmesi gerekecektir.rutin tahlil ve kontrollerini kacirmamasi buyuk oneme sahip. gecmis olsun dileklerimle hastaniz ve yakinlarina zor kismin atlatildigini ve bir daha yasanmamasi icin bir muddet tedavi olacagini belirtmeniz yeterlidir diye dusunuyorum.

bir tanıdığımda beyin tümörü var dendi. baya bir uğraştılar falan. sonradan ne oldu ise göz doktoruna yönlendirdiler ve gözlerinin bozuk olduğu ortaya çıktı. gözlük kullanmaya başladı ve tamamen sıkıntılarından kurtuldu. tabi sizin olayla örtüşür mü bilmiyorum.

@ground, yok ameliyat oldu bugün, tümör alındı. kötü huylu olduğu söylendi.

@mikail bey, güzel bir haber, internette en fazla 2 yıl deniliyor. bu arkadaşınızın tümörünün de kötü huylu olduğundan emin misiniz?

başta söyleyip de kocakarı ilaççısı durumuna düşmeyeyim dedim ama içim rahat etmedi, şifanın nereden geleceği hiç belli olmaz,

çapa yada istanbul üniv. tıp fakültesinin kanserle ilgili biriminin onursal başkanı olan çok saygın bir prof.tan duydum (adamın adını hatırlayamadım, arayacak zamanım da yok şu an): her yemekte yemeğe katılacak biraz (bir çay kaşığı kadar) zerdeçalın kanser vakalarında, kanser oluşumunu engellemede vs. çok faydalı olduğunu, bu zerdeçalın kanserli hücreye giden kanı yani besinini kestiğini falan söylemişti. başkası söylese hadi len derdim ama bu prof.un adı bile ilgilileri harekete geçirdiğinden aklımda kalmış. (bu arada bunun tedavi değil,tedaviyi destekleyici bir şey olduğu unutulmamalı)

Allah tüm hastalara hayırlı şifalar versin

Evet eminim, zaten başka bir arkadaş da demiş ya şimdi tedavi edilmesi gerekiyor tekrarlanmaması için diye.

öncelikle geçmiş olsun. hem hasta yakınlarının hem hastanın kanser=ölüm düşüncesini kesinlikle kafalarından atması gerekiyor. kanser tedavisi olan bi hastalıktır ve kanserden kurtulan çok fazla insan var. moral denen şey asla klişe değil, bunu unutmayın. hastayı motive etmek birincil göreviniz olsun. onun dışında bi şey söyleyemiyorum. umarım tüm hastalar sağlığına kavuşur, geçmiş olsun tekrar.

Eğer tümörün adı glioma gibi bir şeyse ve hayati noktada bulunuyorsa moral bozmak istemem ama işiniz çok zor. 10 yaşında babasını bu lanet hastalık yüzünden kaybeden biri olarak yazıyorum.

beyin tümörü iyi ve kötü olarak ikiye ayrılmıyor,

ygmrszhvlrdneypcgniblmynsmsye'nın da dediği gibi çok agresif olan glioblastoma multiforme diye bir tümör var. 2 sene bile çok iyi bir süre genel anlamda. ama bir hasta diğerini tutmaz bunu da unutmamak lazım.

beyin tümörlerinin tamamen farklı bir sınıflandırması var. ismini bilmeden yorum yapmak doğru olmaz

@ygmrszhvlrdneypcgniblmynsmsy ve @la noix, tümör dediğiniz gibi GBM imiş... :(

acilde fazlalık yaratmaktan başka işe yaramazsın.

hiç doğru bir yöntem olmamasına rağmen madem sıkıntınız olacak yapmanız gerekein anlatayım:

eczaneye gidin ve böyle böyle ne ilaç alayım diyin. antibiyotik, soğukalgınlığı
falan ilaçları tavsiye edecektir. onları alın ve kullanın. 2 güne düzelirsiniz.

tekrarlıyorum bu yapacağınız hiç doğru bir yöntem değildir. ilacı doktor yazmalı. aceleniz yoksa aile sağlığı merkezine uğrayıp doktora muayene olup bunları yazdırın.

kısa vadede etkili olur mu olmaz mı bilemem ama uzun vadede bağışıklığını g*t ediyorsun bu şekilde, yapman gereken sabah ve akşam 4 farklı renkte taze sıkılmış meyve suyu içmek.

serumun içine karışık vitamin, önceki ameliyattan kalan bir damla morfinide eklettinmi ertesi güne bomba gibi kalkarsın :)

dostum eczaci tanidigin var mi.eger varsa git bir b vitamini kokteyli vurdur. o anlar bunun ne oldugunu. yaptitamiyorsan bagisiklik sistemi icin immunglobilin takviyesi alman lazim. immunex, immuntor ikisinden birini kullan. ya da ekinezya hapi al kullan. yeme duzenini aksatma sakin. bisey olmaz.

serum zararlı ötesi saçma sapan bir şey yararlı bağırsak bakterilerini öldürür

www.techni-cal.net

doğal bir ürün olduklarını iddia etmekteler. açıkçası ben mama yerine hazırlanmış yemekleri tercih etmekteyim. hiçbir şey kendi hazırladığınız mamadan daha sağlıklı olamaz sonuçta.

hiçbir şey barf'tan daha sağlıklı değil.

ama kuru mama kullanacaksanız yine de bilinen markaları tercih edin bence.
whiskas falan gibi market mamalarını kastetmiyorum elbette.

gelen mesajlar üzerine mama tarifini yazayım dedim.

tavuk ciğeri ve ıspanaktan. ıspanağı güzelce yıkayıp dogruyorum içine tavuk ciğerini doğrayıp atıyorum biraz kavuruyorum yağsız tuzsuz sonra az su ilave edip yahni gibi pişiriyorum. çok seviyorlar bu karışımı. kediler tahmin edildiği kadar çok yemek yemeleri gereken canlılar değiller. tokluk hissi olmadığından oburdurlar ama bu devamlı yemek yiyecekler anlamına gelmemekte. ben genelde bu hazırladığım yemekten akşamları veriyorum. sabahta bir avuç kuru mama. kuru mamaya alışmış bir kediye direk ev maması verirseniz yemez. ılımlı bir geçiş şart. biraz ondan biraz bundan. kediler ekmek dahil herşeyi yiyebilyorlar bu arada bilginize.

semptomatik tedavi için soğuk algınlığı ilaçları var bunlardan kullanabilirsiniz. bunun dışında bolca meyve tüketin, üşütmeyin. maça giderken de göğsünüzü ağzınızı burnunuzu iyice kapatın da zatürre olmayın.

taze Zencefil adacayi bir yesil elma kabugu ve taze nane yi kup kup kesip bir demlikte bir tasim kaynatin. ilik olarak icin.

Hemen gidip nöbetçi eczaneden bir adet Theraflu al. 3 liradır kendisi. Maç saatine kadar 6 saatte bir iç. Gece yatmadan önce üstünü hayvan gibi ört ve terle. Bir ara da dua edersin artık.

ateşin yoksa aspirin içip uyu. o terletme olayını iyi yapar.

Kıdem tazminatı alarak ayrılabilmenin yolları 7 tanedir:
-Askerlik sebebiyle işten ayrılan işçilere,
-Evlilik nedeniyle işten ayrılan kadın işçilere,
-İşçinin haklı sebepli istifalarında,
-İşverenin haklı sebep olmaksızın işçiyi çıkartması durumunda,
-Emeklilik gün prim sayısını tamamlayan işçilere,
-Emekliye ayrılan işçilere,
-İşçinin ölümü halinde mirasçılarına,

kıdem tazminatı ödenmektedir.Yasal olarak 7 halde kıdem tazminatına hak kazanılır.Fakat işvereninizle olan ikili ilişkiler doğrultusunda da yasal olmasa dahi işvereniniz size kıdem tazminatınızı ödeyebilmektedir.

yıllık izinleri kurtaramazsınız. kullanmanız gerekiyordu. işveren kullandırmıyorsa onun prosedürü farklı. şikayet edip inceleme/teftiş/mahkeme vs yollarıyla alabilirsiniz. yıllık izin üzreti sadece şöyle alınır, bildiğiniz gibi bir yıl çalıştıktan sonra o senenin izni hak edilir ve önündeki sene kullanılır. siz geçen senenin iznin hak etmiş ve henüz kullanmamışsanız sadece onun parasını alabilirsiniz. 5 senedir izin kullanmayıp onlarıp da parasını almak diye bir şey yok. hak ettiğinzide kullanacaktınız, kullandırmıyorlarsa kullanmayı sağlayacaktınız.

kıdem tazminatını ise kendiniz ayrılıyorsanız, eğer haklı sebeple bir istifa değilse (ne bileyim patron taciz eder, dayak atar vs) tazminat alamazsınız.

Tanıdığınız bir psikiyatr varsa rapor versin, mevcut işinde çalışması sağlığı açısından uygun değildir diye. bizim arkadaş bu şekilde çatır çatır tazminatını alarak istifa etti gitti. Yukarıda sayılan 7 maddeden haklı sebepli istifaya giriyor sanırım bu durum

makarna haşla. domatesi rendele az sıvıyag ve sarımsak ile sotele. makarnayla karıstır mis gibi domatesli makarna yersin.

mercimek çorbası yap, karnıyarık yap birde yaprak sarma

garnitür al markettten, bezelyeli falan karışık.

kuşbaşı eti düdüklüde haşla 10 dk, sonra tencerede kıydığın soğanı yağda kavur, salça ya da domates püresi koy, domates de doğra, eti kavur beş dk pişsin, garnitürü süz ve tencereye koy, bir dakika karıştır, üstünü kapatacak kadar kaynar su ekle, 20 dk orta ateşte pişsin, son bir kaç dk da tuz, nane, kekik, kimyon, karabiber, pul biber ekle.

afiyet olsun.

tek kişilik porsiyonların uzmanı olduğumu söylemem gerek öncelikle.
evde daima bulunması gerekenler
tarhana
makarna (erişte vb hepsi dahil)
buzlukta : donmuş ekmek, donmuş kıyma, donmuş et
salça
zeytın yagı

şimdi bu demirbaşlar olduktan sonra aniden acıkan karın, aniden gelen misafir , baskın yapan anne hayatta aç kalmaz. bunlar bitmeden her zaman yenisi yerine konulmalı.

yemek yapmayı zevkli hale getiren şeyler baharatlar bunda önceliklerimiz ise : karabiber, pul biber, fesleğen.

makarna için örnek vermek gerekirse:
makarnayı haşlıyoruz. suzuyoruz. makarna suzgudeyken. tencereye zeytın yagı ve salcayı alıp kavuruyoruz. kucuk bır dıs sarımsak rendelıyoruz. mutlaka feslegen koyuyoruz. sonra makarnayla bırlestırıyoruz. tuz ve dıger baharatlar ıstege baglı, ben hıc tuz kullanmam.

tarhana için
1 kişilik anlatıyorum.
minicik zeytin yağını tencereye alıyoruz. 1 tatlı kaşığı salça. piştikten sonra 2 su bardağı soguk su ekliyoruz. ve 1 tam dolu tatlı kaşığı taranayı eklıyoruz. kaynayana kadar asla karıstırmayı bırakmıyoruz.

olur da o pahalı tavuklardan almak istersek. oyle gıdıp koca paket almıyoruz. tavuğun istediğimiz kısmından iki üç parça alıyoruz. onları evdeki büyün baharatlar ve zeytin yağı ile ovup ister fırında ister tavada pişiriyoruz.

evimize un ve süt almak istersek (demirbaşlar arasına) sabahları krep yapabiliriz.

eğer tavukları kemikli alırsak ve kemiklerini ayırır pişirirsek ertesi gün tavuk suyu çorba yapabiliriz. bu biraz kemik suyu oluyor ama bir şey olmak annem beni öyle büyütmüş.
2 su bardağı suda kemikleri haşlıyoruz. kemikleri çıkarıp içine 1 silme çorba kaşığı şehriye atıyoruz. şehriyeler piştiğinde ayrı bir kapta terbiyesini hazırlıyoruz. terbiye tercihinize kalmış, yumurt yoğurt olur, limonlu terbiye olur. onu da ılıştırarak ekliyoruz ki kesilmesin. bu da tamam.

başlangıç için fena olmadı sanırım.

maddi durumunuzu bilmiyorum ama size önerim köfte patates.

yarım kilo köftelik kıyma bir paket köfte harcı alıyorsunuz. köfte harcı paketinin içinde uygulama şekli mevcut o şekilde kıyma ile harcı karıştırıp bekleme süresi sonunda zevkinize kore yassı ya da çubuk şekil verebilirsiniz. birkaç patateside soyup iyice yıkayıp tuzlayın ve suyunu bırakması için bekleyin. köfteleri teflon tavada yağsız, patatesleri de her zamanki gibi kızartın.

daha sağlıklı bir yemek istiyorsanız sizenohut için tam mevsimi. 3,5 tl civarı fiyatı olan konserve nohutu yıkayın. küçük bir soğanı küp küp doğrayıp az kavurun, bir yemek kaşığı salçayı da beraberinde kavurun. nohutu atın. üstünü bir parmak geçene kadar sıcak su ilave edip pişmeye bırakın.

havaş yerine havataş var. aynı işlevi görüyor.

havataş'ın kadıköy'den sabiha gökçen'e servisleri devam etmekte. aşağıdaki linkte bu servislerin güzergahı mevcut. tercih ettiğiniz otobüs firmasına bu güzergahlardan birinde indirme yeri olup olmadığını öğrenebilir. otobüsten indikten sonra havataş ile sabiha gökçen'e ulaşabilirsiniz. ama önce telefonla arayıp sorun isterseniz devam ediyor mu bu uygulama.

www.havatas.com

otobüs ile ulaşım için aşağıdaki linke bir bakın derim.
www.sgairport.com

muadilidir?
diane 35'te doğum kontrol hapı değildir gibi bir şey yazıyodu...

edit: www.eksisozluk.com

yasmin vermişlerdi bana, doğum kontrolü de sağlıyor.
herhalde yaşa, kiloya göre falan veriyorlardır. sigara içenlere yasmin vermiyorlar mesela.

evet diane 35 doğum kontrol hapı (oral kontralseptif) değildir yazıyor üstünde ama doğum kontrol için kullandığını çok gördüm.

yazz 24+4 yan etkisi en az olan sanırım. en pahalısı ayrıca.

ikisinin üreticisi de aynı ve 1'e 2,5 fiyatları olduğuna göre diane 35 doğum kontrol hapı değildir (heralde) diyebiliriz sanki.

bu ürünlerin hepsinin içeriği östrojen ve progesteron hormonlarından oluşur ama miktar ve kombineleri farklıdır. tabi ki size göre bir ilaç verecek. bu ilaçlar fsh, östrojen gibi hormon testlerinizin sonucuna göre veriliyor. herkesin hormon seviyesi aynı olmayacağından kişinin ihtiyacı olan miktar hormon içeren ürünler yazılıyor.

Cidden mi soruyosun? Fazla bile yani.

fazla bile, ideali ayda 3-4 kilodur.

daha hızlısı zararlı olur zaten. aynen devam.

ayda max. 4 kilo önerilir ki ilk birkaç ay diğer aylara göre daha hızlı kilo verilir. oldukça normal bir gidişat. diyetinizi bozmayınız. lakin bol protein tüketimi yüünden arada bir üre kreatinin seviyenize baktırmanızı öneririm.

Ideali ayda 4 kilocuk

bende bir ironi mi var acaba diye düşündüm bir an. ne yavaşı ya 20 günde 6 kilo vermişsin.

yavaş falan değil hocam, önümüzdeki ay da devam edersen biraz daha hızlanır kilo kaynım. ben de 100 kilodan 80 kiloya yaklaşık 2 buçuk ayda inmiştim.

kanallarda iltihaplanma olmuş olabilir.

herşeyden dolayı olabilir. ultason ve ekg çekilmeden birşey denilemez. olabiliteler; kalpte iskemik atak, laburgalarda çatlak, memede kist vs. şeklinde sayfalarca listelenebilir dostum. bir an önce hekime gidilmeli acil!!!!!

elbette bütün kontrollerini yaptırmalı, ihmale gelmez. ama benim doktorum muayeneden sonra boynundan geçirip yan taktığın bir çantan var mı demişti. ve evet gerçektende aylardır o şekilde kullanıyordum çantamı, çantanın aksesuarlarından biri tam sağ mememin kenarına denk geliyordu. sonra ben öyle kullanmayı bıraktım, ağrımda geçti.

biyopsi sonucu için illa dahiliye doktoruna ihtiyacın yok. patolog lazım. ya da biyolog, hemşire vs.

@kedigen bir hastalığa göre sonuç yorumlatmam gerekiyor. yani maalesef doktor gerekiyor bana:/

(bkz: i am what i am given)

bepanthen merhem

urecort (böyle yazılmıyor sanki) yağlı krem

vazelin

ben çareyi bant yapıştırmakta buldum.

neutrogena ayak kremi?

Yani bu kremler acaba çatlakları tamir eder mi? Asıl sorun o yani çatlakları nemlendirip kuruyup kanamasını engelliyor kullandığım kremler ondan sordum ..
@artificial zapata nütrigina el kremini kullandım şundan
www.chemistdirect.co.uk
sürünce güzel dağılıyor ama geçici bir koruma sağlıyor bana tamir edici bi krem lazım..

bence ayak kremlerine bak. onlar cok daha yogun ve onarıcı

yani, ben dirseğime fln ayak kremi suruyorum hep, bir tek ayağa surmek zorunda değilsin sonucta :)

bepanthen plus ama yatmadan önce sür ki, elinde kalsın o krem. Bir dene, bende tırnak kenarlarındaki yaraları iyileştirdi hemen.

dostum öncelikle elinin o bölgelerini kullandığın bir iş mi yapıyorsun de bakem bana. ondan sonra tedavini vereceğim. burada bahsi geçen tüm kremler sadece geçiçi nemlilik sağlar. orada çatlak oluşma nedeni nedir?

@kedigen Yok o bölge ile ilgili bir iş yapmıyorum da önceden çok bakmazdım ellerime bir de kışın sert olduğu yerlerde çocukluğum geçti muhtemelen oralardan iz kaldı şimdi geçiremiyorum şu an herhangi birşey yapmıyorum yani son yıllarda kışları krem sürmeme rağmen faydası olmadı...

kış yaz farketmez. resimden gördüğüm kadarıyla hiperkeratoz denilen cilt problemi olmuş sende. bu bölgelerin kuru kalması dolayısıyla deri kendini korumak için kalınlaşır. bunun için hem nemlendirici hem de soyucu ajanlara ihtiyacın var. o bölgedeki kalınlaşmış deriyi mikro düzeyde soyarken aynı zamanda ihtiyacı olan nemi versin, sadece nem de yetmiyor bu nemi oraya hapsetmek gerekiyor yoksa buharlaşıyor . o yüzden sana eczaneden saf gliserin al küçük bir şişe içine bir limon sık. sabah kalktığında elini yıka, bu karışımdan azcık döküp ellerini ov. sonrasında vazelin sür. vazelin kapatıcı özelliğe sahiptir. nemin hapsolmasını sağlar. gün içerisinde 2 kere daha vazelini uygula. biraz yağlılık hissi olacaktır ama az miktarda sürersen rahatsız etmez. burada ürünü bolca sürmek değil düzenli kullanmanın tedavi ettiğini belirtmeliyim. akşam eve geldiğinde yatmadan önce ellerini ılık limonlu suya koy manikür yaptıranlar gibi 10 dk tv seyrederken. güzelce kurula ve gliserinli karışımdan tekrar sür yat. günde 2 kere gliserin 2 kere vazelin olmak üzere 2 hafta kullanacaksın. daha erken sonuç bekleme. iyileştikten sonra da güneş koruyucu içeen el kremleri kullan. geçmiş olsun.

@kedigen resimdeki benim değil internetten buldum da benim benzer durumda şimdi foto çekemedim siyahlaşma var dediğin gibi bir durum oluştu bende.Dediğini deneyeceğim teşekkür ederim..

Bende küçüklüğümden beri vardı bunlardan. Ne yapsak, ne sürsek geçmedi. En son işinin ehli bir cildiyeciye gittim, kortizonlu krem verdi, bir süre kullandım, düzeldi. Demem o ki, sadece dış etmenlere bağlı olmayan bir cilt sorunu da olabilir, imkanınız varsa doktora gitmekte fayda var.

Tabii bunun yanında sık sık nemlendirmek, soğuktan korumak ve sıvı sabunlardan uzak durmak gerekiyor. Bunu özellikle belirtti doktor, son zamanlarda benzer şikayetler oldukça artmış çünkü sıvı sabun kullanımına bağlı olarak.

öncelikle sunum prompt ile mi yoksa ppt sunumumu olacak. ona göre teknik bilgi verebilirim. her ikisinde de sunumu a-z ezbere bilmeniz gerekmekte takılmamanız için. ppt sunumlarda konu özetleri genelde sayfa da verildiğinden konuyla ilgili ayrıntılı bilgi verme imkanınız olabilecektir. mikrofon önündense hareketli mikrofonla konuşmayı tercih etmeniz yararınızadır. bazı insanlar kendi seslerine yabancı olduğundan imkanınız olursa sunum yapacağınız yere daha önceden gidip birkaç kere mikrofonla prova yapmanızı öneririm ses tonunuzu ayarlayabilmeniz açısından.vurgular için önerim ise önemli sözcüklerden önce bir es vermeniz ya da daha yavaş senkronda fakat üstüne basa basa telaffuz etmenizdir.sonrasında salona bakaraz bir göz gezdirebilirsiniz de. dinlenmek istiyorsanız sohbet eder gibi konuşmalı ve vücut dili ön planda olan bir sunum yapmalısınız. bunun için size yararlı olabilecek stand up cılardır. nasıl durdukları nasıl konustukları birşeyi vurgulamak istediklerinde neler yaptıkları. birkaç video youtubetan izleyip analiz edebilirsiniz

durum çok ciddiyse, sizde çok takıyorsanız kursa gidin.

www.gokhanbayram.com.tr
www.siyasettehitabet.com

üzülerek söylüyorum ki eski haline dönüyor.
yasmin'de de aynı olay var. başlarda memeler patlıcan, sonra etkisi geçiyor.

meme büyüten ilaç mı var? bir yaşıma daha girdim..

yan etkisi bu maalesef.

bana güzel birşey gibi göründü ama kişiye göre değişiyor sanırım. hassasiyet konusuna bişey diyemeyeceğim. kadın mevzularına hiç girmesem daha iyi. geçmiş olsun.

donuyor eski haline

keske hep ayni kalsalardi :((

dönüyor. hassasiyet için hekiminizle konuşun belki dozu fazla geliyor olabilir. iştahınıza dikkat edin bu arada.

erenköy ruh ve sinir hastalıkları hastanesi'nden yardım alabilirsiniz. psikoterapiyle ilgili de illa ki oradaki doktorlardan birisi bir yere yönlendirecektir sizi.

@meles

teşekkür ederim cevap için. burası anadolu yakasındaymış galiba. avrupa yakası için bir öneriniz var mı acaba? tabi burası diğerlerinden daha iyi diyorsanız mecbur buna gitmeye çalışırım artık.

errahpaşa tıp fakültesi prof dr. mert savrun tavsiye edebileceğim hekimdir. lakin fakültelerde artık hocalar hasta bakamıyorlar. psikoterapi istemeniz alacağınız anlamına gelmiyor. genelde psikiyatri hizmeti alabiliyorsunuz devlet hastanelerinden ücretsiz bilginiz olsun

karşıda da bakırköy ruh ve sinir hastalıkları hastanesi var. orası da oldukça yardımcı olacaktır diye tahmin ediyorum.

@kedigen

evet ben de psikoterapi alamıyoruz diye biliyorum. onun için yine de bir sorayım dedim psikoterapiye yönlendirebilen bir yer var mıdır acaba diye.

özel muayenelerde seans başı alıyorsunuz terapiyi. lakin sgk ödenekli bu tedavi uygulanan yer bulunmamaktadır

poyraz

devran

emre. çok güzel ya

Atakan

doruk

mete

saldıray

uygar

can..

En son kuaförüm oğlunun ismini Ömer Tuna koymuştu.

Çok klasik olduğu halde şaşmam ben: Ömer Faruk.

Ali,ömer yada orhan.İstediginizi seçiniz.

şöyle bey kelimesine uygun bir şey olsun

misal x bey filan.

yiğit. özgür de olabilir

Oral

rüzgar, kerem, yiğit.
klasiklerden olsun derseniz ömer ve mehmet benim en beğendiklerim.

Barış veya Devrim

toprak

soyismini de söyleseydin şöyle uyumlu bişey bulaydık.

ayaz ya da cesur bence.

berden.

alp

Sonunda 'han'olan isimler çok havalı bence..ve Metehan diyorum..o da olmadı Oğuzhan..hıh bi de Göktürk'te fena değil şimdi aklıma geldi ?

bars

mahir mazhar mansur

deniz

ouvv kerem var bir de di mi? emre olmazsa kerem +1

hasan

benim yıllardır var. tabi öyle sürekli olmuyor, arada geli gidiyor. bazen çınlama, bazen sanki birileri üflüyormuş gibi oluyor.
işitme testlerini, muayeneleri, beyin mr'ını vs defalarca yaptırdım. tıbbın çaresiz kaldığı noktalardan biri, sebebi de bilinmiyor. artık rahatsız etmiyor eskisi kadar, beyinde ve işitme testlerinde birşey yoksa korkacak bir durum da yok demektir.
ayrıca bazen kansızlık, b12 eksikliği, kullanılan ilaçlar, boyun fıtığı, yüksek sese maruz kalma gibi durumlar da çınlamaya yol açabilir. gelir-geçer birşey de olabilir.

boynundan olabilir bi sıkışma varsa... benim ondan oluyor c6daki bozukluktan. stres, yorgunluk, tansiyon da etkileyebilir.. baktılar mı tansiyonuna?

kulaktaki uğultu+ çınlama ile ilgili olarak;

son zamanlarda çok bilgisayar başında gözlerinizi yorucu iş yaptınız mı, ya da yüksek sese maruz kaldınız mı, ya da herhangibir ilaç tedavisi kullandınız mı,ya da ortam değişikliği yaptınız mı.

bu şikayetlrere ara ara baş dönmesi de eşlik ediyor mu?

cevaplarsanız daha net birşey söyleyebilirim.

onlar hiç belli belli olmuyor. estetik olarak bilmem ama ben devlette burun ameliyatı oldum ve çok iyi geçti. herkesin dediğine göre özelde böyle doktorlar zor bulunurmuş.

bcc , scc konusunda cerrahpaşa ve okmeydanı eğitim araştırma hastanesi iyidir. onkoloji plastik errahı diye birşey yok arkadaşım. lakin bu dediğim iki ünitede belirttiğin operasyonlar sıklıkla ve başarıyla yapılmaktadır. konu ile ilgili okmeydanı eğitim ve araştırma hst. op.dr. onur egemen ya da cerrahpaşa tıp fakültesi op.dr. hakan aslan ile irtibat kurmanı öneririm.

onkolojıde dıgerlerınden cok daha sey bılen plastık cerrah yok mu arkadasım?

onerıler ıcın tesekkur ederım.

doktor değilim ama şu var ki plastik cerrahi farklı bir daldır onkoloji farklı bir daldır. cerrahpaşa, tıp fakültesidir. profesörler orada yani. özel hastanelerde de iyi doktorlar var ama ben cerrahpaşayı tercih ederdim. cerrahpaşa'dan işinin ehli bir prof. ile anlaşırsanız zaten sorun kalmaz. özel hastaneye vereceğiniz ameliyat parası vb. ekstra masraflardan kurtulmuş olursunuz.

o ameliyata tahminimce plastik cerrahi uzmanının yanında bir de onkoloji uzmanı da girecektir. mevzu bahis kanser çünkü...

dalların farkılılıgını ayırt edebılıyorum, orada bır sıkıntı yok. daha cok kanser vakası gormus plastik cerrah olabılır, onu sormaya calısıyorum. onkoloji uzmanı plastik cerrah derken ınanılmaz bır termınolojık hataya dusmus olabılırım, apayrı bır sey.

cerrahpasa'da prof amelıyat yapmıyor, sıkıntı orada. nıye yapmıyor onu da anlamadım.

capa'dan bir prof var, ama o da capa'da degıl ozelde yapacagız bu amelıyatı dıyor. bu da paragozlugunden mı baska bır seyden mı oyle dıyor, onu da hacıt ne ayaksın dıye soramıyoruz. guzel bı dılle yarın sorucaz kısmetse.

efenim. anlatamadım sanırım. bcc yani bazal hücreli karsinom onkoloğun değil, dermatolog ve plastik cerrah'ın uzmanlığına girer. ayrıca artık tıp fakültelerindek, öğretim görevlilerinin ders vermek haricinde hasta bakma ya da ameliyat yapma yetkileri bulunmamaktadır. bahsettiğiniz bcc operasyonlarının hepsi dermatolog danışmanlığında plastik cerrahlar tarafından gerçekleştirilir. size yukarıda verdiğim isimler o ünitedeki baş asistanlardır. arzu ederseniz irtibata geçebilirsiniz eğer tanı bcc ise.

tamam kedigen, profesor hastane amelıyat keywordlerını toparladıgın ıcın tesekkurler.

çayı demliğe koyduktan sonra yarım çay bardağı soğuk su dökün. alttaki su kaynarken çay böylelikle demlenmeye hazır olur

Demleme esnasında tepedeki çayın üstüne bir çay kaşığı toz şeker serpip kapağını kapatın. Üstüne de nemli bir mutfak bezi koyun. 10 dakika bekledikten sonra o çay misler gibi olur, bir bardak da bana yollamazsanız hatırım kalır.

profilinde "hakkında" bölümünde, ilişki durumunu girdiğin yerde kime gösterip kime göstermeyeceğini ayarlayabiliyorsun.

ayarlardan "sadece ben" yap.

boyle bisi niye yapiyosun ki. saklicak biseyin varsa istegi kabul etme bence

ilk tanı kontact dermatit

kontakt dermatit gibi.

kontakt dermatit ve kseroderma

Ya her doktor farklıdır tabii de benim arkadaşım yaptırdı çok kötü oldu ya, bi de deviasyon dediler hiç para vermedi o falan da ama berbat yani burnun başlangıcı çöktü falan estetiğim diye 20 m den bağırıyor. Bence devlet özel ayrımından ziyade yapacak doktoru iyi araştırın.

devlet hastanesinde kbb yönünden bir zorunluluk yoksa burun estetiği sgk tarafından ödenmemektedir. işin kalitesi özel ya da devlet farketmez hekimle alakalıdır. burun estetiği konusunda deneyimli hekim bulmak gerekmektedir. fiyat aralığını hiç dert etmeyin çünkü devlet hastanelerinde estetik operasyon için yatak bulma imkanınız olmayacağından özel hastane de opere olmak durumda kalacaksınız. afiyet olsun

1000 tl.

ameliyata göre de artabilir bu fiyat

devlet hastanesindeki doktoru da özeldeki doktoru da sonuçta türkiyedeki üniversiteler yetiştiriyor. bazısı da iyi para var diye devleti bırakıp lüks muayenehanelerde hasta kabul ediyor. yani hastane kısmına çok takılmayın, iyi bir doktor bulun. mesela bazısı burun ameliyatlarında kendini geliştirmiştir, kasap gibi kesip bırakmaz. (ameliyat olduğumu belirteyim ama burun değil)

ampul gibi olur burnun

öncelikle teşhisi paylaşabilirsen çok sevinirim. genel olarak hastalık kemik iliği hücrelerinin bir nedenle amiloid denilen ve insan vücudu için toksik yani zehir etkisi olan protein üretmesi ve bu proteinlerin yaşamsal organlara yerleşip işleyişlerini bozmaları sonucu oluşan tablonun genel adıdır. tedavisi yoktur. şöyle ki tansiyon ya da şeker hastalığının da tedavisi yoktur. ilaçlar sadece hastalığın olumsuz etkilerini azaltır. amiloidoz da öyledir. lakin çeşidi çok önemli. tam teşhisi söyleyebilirsen daha yardımcı olabilirim. geçmiş olsun.

2 yıldır bende fitness yapıyorum.yaklasık 4 aydır diyet yapıyordum ama o kadar abartmaya gerek yok zaten kış öyle karın kaslarını göstereceğin kimse yok.Sadece yediklerine dikkat et.Günlük kilo bağlı belirli bi protein almaya çalış.Cola,hamur işi,ekmek gibi şeylerden uzak dur.Ama abartma normal ekmek yerine kepek ekmek yemeyi alışkanlık haline getir.

ama abartmazsam sonuca kisa surede ulasamam diye dusunuyorum. ikinci bi soru. bu 3 seyi de aninda kessem zararli olur degil mi ?

üstad. yok öyle bir dünya. sabah kalktığında yarım saat içinde kahvaltını yaparsan , akşam da 7 den önce yemeğini yesen sıkıntı olmaz. bu üç beyazdan en tehlikelisi tuz. çok çay , kahve tüketiyorsan şekeri kıs ve az tuzlu ye. ayrıca kilit nokta su. su içmeyi ihmal etme. ilk bir ay güzel kilo verirsin sonra bünye savunmaya geçip birkaç ay kilo vermemen için elinden geleni yapacaktır. sabret, o direnç eşiğini geçince farkında olmadan kilo vermeye devam edeceksin. imza : mal de baga

yok, aniden kesmek zararlı olmaz, ilaç değil ki bu, vücuda ne verirsen onla doyar, ona farketmez. Fakat günlük besin dengesini güzel kurmak lazım. Protein ağırlıklı beslenmek hoştur ama abartma, biraz da sebze tüket ki vitamin dengesini koru. Protein benzinse, vitaminler de arabanın yağı-suyu, çok önemli. Şekerden koşarak kaç, tuzu kes.

arkadasında dediği gibi 7 den sonra yemek yeme gerçekten istenmeyen kiloları vermende yararlı olucak.durmunu bilmiyorum zayıf mısın kilolu musun.Her sabah en az 2 haşlanmış yumurta ye veya daha fazla fakat dikkat et en fazla 2 tanesinin sarısı ye.konfleks yemeni tavsiye ederim sabah ilk uyandığımda yiyorum 1 saat sonra normal kahvaltımı yapıyorum.tavuk göğsünü tavsiye ederim.hem yağ oranı düşük.fakat şunu unutma profesyonel değilsin abartmaya gerek yok.Şekeri de bırak bu arada.Özellikle çaydan zevk almaya başlıcaksın.Kahve yerine yeşil çay da iyidir.

çikolatadanda uzak dur illa yiyeceksen bitter ye oda %70 üzeri kakao oranları seç.Eğer kahvaltıda tatlı vazgeçilmezinse calve nin fındık ezmesini tavsiye ederim hemde yararlı baya.

unu kes-me-yin... ekmek yemezseniz k.hidratı, dolayısıyla birincil enerjiyi edinemezsiniz. acıkırsınız, sabah k.hidrat almayınca beyin marş almaz, soba gibin tütüverir:) k.hidratı ekmek hatta tam tahıllı ekmek olarak yiyin. hem enerji verir, hem en uzun süre onlar tok tutar. pirinç-makarna-patates-poğaça vs. yerine ekmek, hadi en olmadı çorba yiyin. yağı da az yiyin, kızartmayı hiç yemeyin. 3 ayda 17 kiloyu bu yolla verdim, diyete %70 sadık kalarak. yasaksız, umarsızcasına:)

unu tamamen kesmelisin. karbonhidrat alımını minimuma düşürmelisin.
kaliteli yağlardan kaçınmana gerek yok(sızma zeytinyağı, hakiki tereyağı, omega3)
ete, tavuğa, balığa ve yumurtaya abanabilirsin. her sabah kendine menemen yapabilirsin.
ceviz, fındık, badem istediğin kadar tüketebilirsin kavrulmamış olmaları kaydıyla.
her yemekte bol bol salata ye.

unu, şekeri, pilavı, patatesi, makarnayı yani karbonhidratları sıfıra indirdiğin zaman kilo vermeye başlarsın.

yağı çıkar derken kötü yağlar kastediliyor.
zeytinyağı ile yapacaksın bütün yemekleri. tereyağına karşı çeşitli görüşler var. paleoda yiyebiliyorsun mesela.

şekere gelirsek, doğal şeker kullancaksın. gerçek bal, pekmezler gibi. ben aylardır totalde en fazla 1 kaşık toz şeker yemişimdir.

una gelirsek; hamurişi yemeyeceksin. bu işte türk insanı için en zor olanı. tatlılarda badem unu, keten tohumu unu gibi antin kuntin pahalı unlar kullanacaksın. ya da en temizi unlu şey yemeyeceksin:)
ha ekmeği kesemem diyorsan da en koyu renk olanlardan ye. istanbuldaysan tavsiyem ihe organik tam buğday ekmeği. ya da ekşi maya ile yapılmış köy ekmeği fln alacaksın. az ekmek yiyeceksin. beyaz ekmek yememek püf nokta.

bunun dışında bir anda kesersen bir şey olmuyor. ki zaten öyle ha deyince kesilmiyor. ben normalde günde 1 dilim yediğim ekmeği yememeye karar verdim, ikiye çıktı.

patatesi haşlanmış yemek zorunda değilsin. fırında çok çeşitli patatesler yapabilirsin. makarna tercihe kalmış, ben sadece kepekli yiyorum, ama makarna zaten kötü gün dostu yemek.

beyaz un yerine esmer un koydugunda hic de zor degil. herseyin esmeri var.
sekerin hic bir yararli tarafi yok. kesinlikle cikarmak lazim tamamen. basarabilirsen hayat kaliten artar
yag tamamen cikarilmiyor zaten. zeytinyagi ve balik yagi gayet saglikli. gonul rahatligiyla kullanabilirsin. digerlerini cikartmak icin de pisirme tekniklerini biraz degistirmen yeterli.

pogacada bile var diyosun da pogaca bayaga felaket bisi zaten saglikli besleneyim diyorsan :)

23 yıllık boşnak'ım patlıcanlı börek diye bir şey duymadım.

arnavut boregi ustad. patlicanli ve pirasali arnavut boregi meshurdur. her boregi bosnaklara yormayin :) degirmen pastanelerinde bulabilirsin lakin hic tadmadim. hakkini verip vermediklerini bilemem.

falsosunu mu gördün nedir? durduk yere olmaz öyle şeyler. durduk yere hava soğur anca.

soğur, bi esprisi, klozet kapağını açık unutması, yatağı dağınık bırakması...

bunların hepsi soğuma nedeni olaiblir.

soğur, bitmiştir.
bitirirsin.

Sevdiğinden soğumak, onu ne kadar sevebildiğinle alakalıdır.
Küfür etti diye sevgilinden soğuyorsan, "ya canım benim, küfür etme cidden hiç yakışmıyo sana" dersin..
Etmiyorsa, onu geri kazanırsın.. Ediyorsa biraz daha uğraşırsın..
Öyle sabah kalkınca "of ya yine mi bu hatunla buluşucam" diyosan bi anda, problem sendedir..

Çaba sarfetmek lazım..

insan karmasiktir soguyabilir. zaman en iyi cozum. bir zaman sonra hala aklina gelip yuregini sicak bir his kapliyorsa daha fazla salaklik edip onu kaybetme derim

buz gibi soğur. yardımcı olacak bi şey yok ki soğuduysan bitmiştir bence :/

paralı birisini bulduysan soğrsun illaki.

parasız olsada seni sevmeyip sabah akşam düzücek birini bulduysanda soğursun o düzemedi bu iyi düzüyo diye bahane çok.

elbette. hoşlantılarında hissizlikler başlamışsa doğaldır. kişiden kişiye değişir tabi bu. kimi insan her gün aynı filmi izlese dahi keyif alır, bıkmaz kimisi de sıkılır ve soğur bivakitten sonra. ya sen bu ilişkideki seyirden bıktın ya da yeterince sevmiyorsun.

insan bazen elindeki değeri bilemez. şimdi diğerleri sıcak gelir ama o diğerleri senin olduğunda belki bunda olduğu kadardan diğerinden daha çabuk soğuyacaksın. hak edene yolu ve gönlünü vermeyi bileceksin. yoksa bundan soğudum git, ondan hoşlandım gelle olmuyor iş. ilişkiyi ayakta tutmak zordur evet fakat, öyle aldatma veya saçmasalak olaylar olmamışsa bidaha soğu diyorum ben. düşün yani düşün.

soğur tabi, ben çok soğudum. çok güzel bir kız olsa dahi bazen iğrenç gelebliyor gözüme nedenini bilmiyorum yemek yemesi ile alakalı olduğunu düşünüyorum.

soğur tabiki.tahamülün kalmaz bi süre sonra yaptıklarına seversin ama soğursun.biter.güzelde olur.

Soğur.

Hayat ne tuhaf degil mi? Bir zamanlar canindan bir parca dedigin insandan bir gün kopuyorsun... soğuyorsun... Gercekten ilginc geliyor bana. Genis cercevede hayatin dinamizmi diyebiliriz buna sanirim.

soğumaz. ara ara gıcık olur filan ifrit olur ağzına yüzüne sıçarım ki ben bunun zanneder ama hemen geçer. "hoşlandığım çucuk" diye tabir ettiğiniz kişiye duyulur o soğuma. ya da siz en büyük aşkı yaşadığınızı iddia edersiniz ama o aslında bu tabire uygun kişidir. özetle yüzeysel ilişkilerin sonudur.

Salçalı sucuk... Sucukları yap, kokusu çıktığı zaman, 1-2 çorba kaşığı salçayı koy biraz salçayla kavur daha sonra kaynar su ekle ve salçayı erit... İsteğe göre istediğin baharatı kullanabilirsin... ( isteğe göre çok su koy ya da kıvamlı olsun diyorsan az su koyup erit salçayı )

tencereye soğan, patates, tavuk, domates rendeleyip koy.
azıcık su ekleyip kısık ateşte yarım saat fln pişir. kapağı kapalı olsun.
patatesler küçük olsun. köri güzel gider. tuz ve karabiberi unutma.
tavuk da tercihen kalça olsun.


bir kerevizi rendele, üzerine yarım limon sık, yoğurt ekle; şahane meze olur.

soğan ile rendelenmiş kabağı kabak suyunu salıp çekene kadar kapağı açık tencerede pişir. hemen cam tabağa al. soğuyunca yoğurt ekle. istersen sarmısak da koyabilirsin. meze bu da.

konserve ya da dondurulmuş sebzelerden al. fasulye, bezelye, nohut, karışık türlü gibi. soğanları salça ile kavur. sonra bunu içine at, koy suyu kaynasın. al sana yemek.

daha dün yaptığım kolaycacık bir tarif var.
tavuk göğsünü ufak ufak doğrayıp tavaya at. suyunu çekene kadar pişsin.
suyunu çektiğinde üzerine yine ufak doğradığın patatesleri at, biraz da yağ ekleyip karıştırarak kavur biraz. bu sırada tuzunu, pul biberini, körisini, varsa soya sosunu koy.
sonra iri iri doğradığın soğanla biberleri at.
ara ara karıştırarak tüm malzemenin pişmesini bekle.
bu kadar. çok da lezzetli.

Öncelikle tencere pizzası gibi fenomen olmuş bir tarifi kesinlikle denemen lazım. Aşırı kolay
tazenane.blogspot.com

Sonracıma,

Milföy hamuru al içine sosis, zeytin ezmesi vs koy at fırına 15 dkda hazır börekçiklerin olsun. Sadece kenarlarını kıvırıp sucuk kaşar domates koyarak mini pizza da yapabilirsin. Hatta içine nutella, fındık kreması, marmelat fln sürüp sürüp tatlı bile yapabilirsin. Öğrenci evine milföy şart.

Yine en basitinden krep yapabilirsin. (1 su bardağı un az tuz 1 yumurta 1/2 türk kahvesi fincanı sıvıyağ hepsini karıştır. Teflon tavayı yağla 1 kepçe dök önlü arkalı pişir. 1 kişi için bu ölçüler yeterli)

Hazır lavaş alıp içine yine hazırından tavuk – et döner yapıp üstüne salça sos yapabilirsin. Yanına da yoğurt. Biraz daha lüks işi istersen patates de kızartırsın.

Yine tavuk için knorrun ya da magginin miydi emin değilim hazır poşetli harçları var. Tavuk but ya da göğüs eti de olabilir o harca bulayıp fırına da verebilirsin. Tuzunu fln düşünmene de gerek kalmaz. Hazır çorba da bulundur evde. Gece acıkırsan, doymazsan fln diye.

Ben önce hazır yemeklerle öğrenmiştim yemek yapmayı. Sen de öyle başla zamanla hepsini yapa yapa en zorları bile kolay gelmeye başlayacak.

dostum patitisli yumurta, bilimum hazir corbalar, pattis yemegi.


gordum bazilari tavuk falan diyor da ogrenci adamda kilosu 8 tl den tavuk fileto alcak para olmaz. pattisin kilosu 1,5 lira. soy pisir ye.

patatesleri soy, yuvarlak dilimle hasla. hazir besamel sosu yap, patatesleri firin kabina(tercihen cam-borcam) diz, ustune besameli dok, ustune de kasar rendele. firinda ustu kizarana kadar tut, enfes oluyor. ayni tarifi patates-tavuk, makarna vs ile de yapabilirsin.

benim bildiğim en kolay tarif, bütün ev yemeklerinin temeli olan tariftir.
önce yarım çay bardağı kadar zeytinyağını tencereye koy, üzerine soğan koy kavur, üstüne bir kaşık salça, kokusu çıkana kadar salçanın kavur, yemeğin özü bu. sonra içine istediğin sebzeleri at, 3 su bardağı kaynar su at, 20 dakka sonra pişmiş mis gibi yemek.
örnek veriyorum, yağ-soğan-salçayı koydun, hop üstüne bir konserve bezelye, bir tane de havuç doğra at üstüne 3 su bardağı su, 20 dakika sonra bezelye yemeğin hazır.
ya da yağ-soğan-salçayı koydun, at üstüne iglonun hazır donmuş taze fasulyesini,ekle suyunu 25 dakika sonra taze fasulye.(buna mesela fasulyeyle birlikte sarımsak da atabilirsin bir kaç diş.)
ya da yağ-soğan-salçayı koydun, at içine biraz kıyma, azıcık kavur, sonra da iri doğranmış patates ekle suyu da 20 dakkaya kıymalı patates hazır. vb. gibi.

yıkanır ancak makine de ayakkabı yıkamak için özel bez torbalar var. onlardan alıp ayakkabıları içine koy. 30 derecede yıka. sıcak suda nubuk keçeleşir.

Sokak adı?

edit: abartmayın öyle kötü bir yer değil feriköy. tek sıkıntısı hacuhüsrevin kapısı konumunda olması. oradakilerin de yavaş yavaş kurtuluş son durak ve feriköye kaydığı da doğrudur. ev hangi sokakta ona göre değişir aslında bu sorunun cevabı. bir kere parası çok değil. ama değer mi? net söyleyeyim süleyman seba tesislerinden bomonti yönüne doğru ise çok da sıkıntı gelmez otur derim. ha ama ters yöne hacıhüsrev yönüne doğrudur ev, o zaman bence boşver. bence kurtuluşa doğru çık biraz. orada korkma. mahalle aslında son durak kısmı dışında gayet sakindir ve mahallelinin başına hiçbir şey gelmez.

senin yerinde olsam taksimde cihangirde 850 lira yı gözden cıkartıktan sonra odasını kiraya veren birilerinden oda kiralar , eşya alma ev kurma zahmetine girmem ; feriköy cok tekin bir yer sayılmaz .. polisin bitmek bilmez baskınlarından sonra hacıhüsrev sakinleri feriköy kurtuluş kasımpasa gibi semtlerine yakın semtlerde yaşamaya başladılar..

bağyansan ;ev ark.ı arıyoruz mecidiyeköyde evimiz.

fazla. feriköy biraz sakat bir semttir 500 de bulursun 7-8 yıllığını ama bence feriköye gitme

@barkopasa iskinin yanındaki taksi durağının olduğu sokak. tuğba pastanesinin olduğu.

@mortac kendime ait bir eve çıkma konusunda hayallerim var. ondan ankara'da kurulu düzenimi bırakıp istanbul'a geliyorum.

@chemnil erkeğim.

@stayout ilk defa arabayla gelirken epey çingene mahallesinden falan geçtim. feriköy stadının da yanında anlayamadığım bir siyahi kalabalığı vardı. ondan biraz kafam karıştı :/

siyahi kalabalık seni sakın korkutmasın gayet zararsız insanlar. hatta muhabbetleri güzel. son 2 yılda çoğaldılar oldukça. onları da kalabalık halde görmenin sebebi toplantı günlerine denk gelmendir. ben de geçen denk geldim sordum. her hafta kendi içlerinde bir cemaat tadında birlik olmak ve işte maddi manevi birbirlerine destek, sorun paylaşımı için toplanıyorlarmış.
barkopasa mahalleden bildirdi.

maps.google.com

link vermeyi pek bilmiyorum ama şurda batı caddesi üstünde

tavsiye etmem ozaman. o bölgede binanın yaşlılığını çok dert etme temiz bakımlı ev olsun yeterli derim. zaten sağlam bir bölgedir. bence baruthane caddesiyle kesişen sokaklara bak. bahsettiğin yerde de çok sorun yaşamazsın ama için rahat etmez. benim tavsiyem odur ki baruthane caddesiyle kesişen sokaklara bir bak. fiyat açısından özellikle gediz, çobanoğlu, kuyulubağ, bilezikçi ve eşrefefendi sokaklara bak, diğerleri çok pahalı. bu dediğim sokaklar hem temizdir rahattır hem de sıcak bir mahalle kültürü vardır seversin. ama tabi fiyat da 900-1000 aralığındadır.

barkopasa+1.

baruthane caddesi ile kesişen sokaklar. özellikle kurtuluş caddesi ile baruthane caddesinin kesiştiği noktanın çevreleri iyidir. daha aşağısı biraz sakat.

o halde haftasonu istanbul'a geldiğimde bir de o taraflara bakayım. burası nasılsa tanıdık cepte belki oralarda başka evler de bulabilirim.

peki burdan otobüsle taksime gitmek kaç dakika alır?

evden çıkmanla taksim meydanında olman 15-20 dk arası sürer. daha uzun sürmez. ama taksim için de pek otobüse binilmez herkes metro kullanır. nispeten daha hızlı, daha temiz, daha lüks ve daha nezih olduğu için.

Eğer bulamazsan, senin dediğin bölgede sahibinden 750 tl ye de var katta.
www.sahibinden.com

mortac ve nesilsiz +1

Baruthane'ye kadar derken, sokakların Baruthane cd. ile Ergenekon cd. arasında kalan kısımları: Bilezikçi, Baysungur'un Baruthane'ye kadar olan kısımları gibi. (girdikten sonraki 2. kesen Baruthane.)

Baysungur'dan 900'e çıktım yeni.

bir Ankaralı olarak, evler gerçekten çok fena evet. ama bulan da var.
1250'ye Teşvikiye'de arayınca bulunur.
900-1000'e Nişantaşı'nın alt-üst taraflarında bulunur:
alt= beşiktaşa doğru, yokuşlu, ama güzel.
üst= osmanbey, gürültü, ulaşım kolay.

900e Baysungur'da tuttuğum dönemde 800e Osmanbey'de (nr.39 ayakkap tasarımcısının old. sokakta - adını unuttum sokağın ama Rumeli cd.nden girilen ilk sokak mı ne olması lazım) bir daire vardı. küçüktü ama çok güzeldi. keşke orayı tutaydım o zamanlar.

Feriköy'den tutma özetle. mahalledir. ama alışman zor olur. Kurtuluş'a bile alışması zor oluyor insanların, ama aslında çok korkulacak bir yanı yok.

sen yine de Nişantaşı-Osmanbey-Cevahir (Fulya'nın içi değil, üst kısmı) civarından da bak. belki denk gelir, bulursun aradığın gibisini. hem Cevahir civarında metroya yakın olursun. bu saydığım yerlerde iyi daire 1000e bulunur, o da nadiren düşer der emlakçılar, sen ARA. sahibinden olan ilanlara bak, sahiple pazarlık yap.

pazarlık yap ama mutlaka.

feriköy ,samatya ile birlikte istanbul2un en eski semtlerindendir.aslen rum semtidir. bahsettiğin sokağın bitiminde mahmut şevket paşa i.ö.o. olması lazım. doğma büyüme feriköylüyüm.temiz ve heryere ulaşımı kolay bir muhittir.vasıta bulamasan bile 15 dk. da taksime yürüyebiliyorsun.ayrıca kira oldukça uygun.çünkü deprem bölgesi olarak en az riske sahip semtlerden biri .