benim arkadaşım hem türk hem italyan vatandaşıydı. askerlik için türk vatandaşlığını bıraktı. şu an oturumla türkiyede yaşamını sürdürüyor.

@kalanlarin savasi sanırım italyada askerlik zorunlu değil o yüzden rahat arkadaşın. ancak benim diğer vatandaşlığım yunanistandan, onlarda da zorunlu askerlik:/ bıraksam bile fayda etmez sanırım

bu avukat ile çözülecek konu değil bence, seninle aynı durumda olan birini bulman gerekli ne şekilde yaptığını sana söylemesi gerekli.
başka kimse derdine derman olmaz yok mu aileden, akrabalarından aynı yollardan geçmiş birisi.

avukat olan, bu işlerden anlayan biri sana sadece türkiye ile ilgili kısmını söyleyebilecektir, olayın yunanistan tarafı var ayrıca.
yunanistan tarafına cevap verecek kişi sadece başta söylediğim gibi aynı yollardan geçmiş olandır

çok bence.

istanbulun bu konuda değişik bir tavrı var. Pahalı tabiki ama mesele talep, yani o adam dondurmaya bu parayı verecek aferdesiniz ama değişik insanları bulabiliyor. istanbul için bunun tonla örneği var, aynısını başka bir anadolu şehrinde yapmak çok daha zor, istanbulda nedense para çok hızlı dolaşımda, kalabalıklıktan değil, kültüründen.

mesela ben mado'yu da pahalı bulurum ama orada bile 1 top dondurma 3.5 lira. bence dondurma için bu da pahalı.

Çok.

serez dondurmacısında bile 2.5tl. çokmuş

kemal ustanın yanında bir dondurmacı var kadıköyde. millet kuyruk olur her zaman. orada bile kocaman üç top dondurma 12 tl. bu pahalının da pahalısıymış. dondurmacıların nusreti galiba.

bağdat caddesi pöö labs'de 14 lira.

Çok
Akçayda 2 liraya aldık biz :(

@ruhen hastayim ben

Oranin dondurmalari da bir boka benzese hadi neyse diyecem de, vasat bile degil lan..

Hem de asiri fazla.. 3 tane nogger gommek daha mantikli

çok fazla, 3 bilemedin en fazla 4 olur

Bak Mersin'deyim şu an, bildiğin damla sakızlı dövme dondurmanın kilosu 16 lira. Böyle bir lezzet yok. İstanbul'da dondurmaya verdiğim paraya acıyorum gerçekten.

Pahalı. Önünden hiçbir gün sıra eksilmeyen ve bademli dondurması çok iyi olan Ali Usta'da bile topu 4 lirayken -ki o da fazla- abartı.

@ruhen hastayim ben ali usta o. ayrıca dondurmaları eskiden efsaneydi. şimdi ise aynı güzellikte olmasa da baya güzel.

@mirandaiam nogger ile karşılaştırma olayına girecek, "boğazımdan şekerli soğuk bir şey geçsin yeter" şeklinde bakacaksan nogger ye tabii ki.

Topunun köküne kibrit suyu.

alternatifliyorum.

viyana ya da münih başlangıç

münih->viyana->bratislava->budapeşte->prag->berlin->köln->amsterdam->brugge->paris-> eve dönüş.

bana sorarsanız viyana 2 gün, budapeşte 1 gün, prag 1 gün, berlin 2 gün, köln 1 gün, amsterdam 1-2 gün, brugge 1 gün ya da komple iptal, paris 4 gün.

ayarlarsınız oradan.

prag'da çok tenhada dolaşmayın iti kopuğu çok. berlin'de döner yemeden dönme. paris'de hediyelik ne alacak olursan ol ilk gördüğün yerden alma daima daha ucuzu var. bunların dışında nasıl bu rotada roma yok hayret ettim.

bir de yazayım aklınızda olsun.

çok yer görecem diye koşturmayın, gezin görün, viyanaya gelip kahlenberge ve grinzinge gitmemezlik etmeyin, gittiğiniz çoğu yerde müze varsa gezin.

yedire yedire gezin.

şunu söyleyeyim. fransa'ya indiğiniz anda nice ve nice-floransa biletini mutlaka alın. genelde de alışkanlığınız bu olsun. gidiş biletini gelir gelmez alın. benim en çok yaşadığım problem bu olmuştu özellikle ispanya ve frasnada. italya da sıkıntı yok. 10 dakika önce bile alabilirsiniz.

Amsterdam'a 3 gun verene kadar floransa'yi 1den 2 yapin.

Paris-Nice 6 saat
Nice-Floransa 7 saatten fazla gibi

o ara biraz yorucu olabilir, hostelde kalıp sabah erken çıkarsanız burada 1gün 1 gün görünen zamanlar çok daha kısa kalabilir.

bir de şu uygulamadan haberdarsınızdır belki ama tüm trenleri buradan planlayıp takip edebilirsiniz
www.interrail.eu

doğaüstü olay değil de, hayatımla ilgili bir çok şeyi bilen biriyle karşılaşıp epey ürkmüştüm. dindar biriydi ve beni hiç tanımıyordu.

Gelmedi

Beni hic tanimayan ve hic gormemis birisi, baskasina baktigi kahve falinda benimle.ilgili kimsenin bilmedigi ayrintilari saymis dokmus.

Ölen dedemle konustum birinin araciligiyla.

kendim, bizzati tabiat üstü bir hadiseyim.

Geldi geldi. Bir kere. Gerçi onu da ben bir şekilde açıkladım kendime ama. Anlatayım.

Ben üniversite yıllarında keman çok severdim. Hala üniversite arkadaşalrımın dilindedir. Kocaman kulaklıklar, sen de keman konçertoları ben diyim David Oistrakh, bütün gün dolanırdım. Birgün yine yürüyen bir orkestra olarak kampüste oturmuşken takım elbiseli bir adam uzaktan bana doğru yaklaşmaya başladı. Önümden doksan derece açıyla kesip gelip geçecek, öyle düşünün. Ama adam direkt gözlerimin içine çok ifadesiz ve ciddi bir şekilde bakıyor. Bir saniye bile çekmeden. "Ne oluyor" falan derken gözüm adamın elindeki keman çantasına kaydı. Böyle silah çantası gibi o kadar güzel ki. Adam bana baka baka önümden gelip geçti. Ben bir ya da iki dakika kadar durdum galiba. Ve tamamen bir deli cesartiyle kalkıp adamın peşine takıldım. Silah görünüyorsa patlayacaktır :)

Sonuçta ne kadar uzağa gidebilir? Kampus dışına çıkarsa falan vazgeçebilirim diye düşünüyorum. Adama kendimi farkettirmeden bayağı yürüdük. Ve adam önce bir fakulte binasının arkasından dolandı. Kırk yıldır bildiğim bir bina. O arka tarafa niye gidiyor falan derken adam bahçe gibi çitle çevrilmiş bir yerde durup, aralık olan yerden gçip, merdivenlerden aşağıya inip, ama böyle daracık bir yerden, tek kişilik tünel gibi bir giriş, hala çok net aklımda, gözden kayboldu. "Arka kapı var herhalde burda" deyip biraz bekleyip ben de ilerledim. Ama ne cesaret ya, vallahi. Gerçekten hiç görmediğim bir kapı vardı orda. Açıp girdim ve hayatımda gördüğüm en güzel sanat atölyesi gibi bir yere giriş yaptım. Böyle gizli cennet gibi ya, böyle bir şey olamaz. Bir sürü resimler, enstrÜmanlar, içeriden hafif hafif gelen piyano sesi, hafif insan fısıltıları, başka başka renk renk kapılar... İçimden diyorum ki, kampüste böyle bri yer var ve bizim haberimiz yok. Neyse, ben o kapıların birini açıp o adamdan dünyanın en güzel keman konçertosunu dinledim. Başka insanlar falan da vardı bu arada, yalnız değildim. Ne kadar süre bilmiyorum, çıkıp eve gittim sonra.

Ertesi gün herkese diyorum ki "olum, iyice şuursuzmuşuz, dünyanın en güzel yeri var kampuste." Anlata anlata bitiremedim. Dersi olanlar gitti falan, benim aklıma yine takıldı keman, dedim ben gideyim yine buraya. Aynı yolu takip ettim, aynı şekilde yürüyüp, aynı binaya gelip, arkasına dolaştım. Bahçe çiti diye gördüğüm duvar binanın duvarına yapışıktı. İçeride ne merdiven var, ne kapı. Yalnızca duvar.

Fakulteye ön kapıdan da girip binanın her yerine baktım. Her yere! Öyle bir yer yok. Adam Alice'in tavşanı gibi beni bir kara deliğe çekti. Bilmiyorum. Orda olduğuna adım gibi emin olduğum yer yok. Hala yok. 20 kere daha falan gidip kontrol etmişimdir. Belki mekan arada geri geliyordur diye :) ama yok. Ne olmuş olabilir hiç bilmiyorum. Yahu aynı gün aynı saat adamı gördüğüm yere gidip bile bekledim. Paralel bri evrene mi geçiş yaptım, ne oldu yani? Öyle olsa gerçi doğaüstü olmuyor di mi? Bilmiyorum. Adamın yüzü, içine girdiğim mekan ve ordaki müzik aklımdaki en net hatırlardan üçüdür. Ay ya duyuru silinmeden gönderebilirim belki, çok yazmışım yazık olacak. Göndere basıyorum, basıyorummmm, bastım!

Sabrımı sınayan memurlarla şakalaşırken gördüm kendimi bugün. OMG!!!

gelip gelmediğini hala sorgularım. çocukluk sanrısı olabilir.

büyük çaplı olmasa da %25 gibi olur.

standart köprü tarifesinde olmazsa (3 dolarların falan sözü ediliyor) anca büyük taşıma şirketleri falan kullanır diye tahmin ediyorum.

büyük araçlar 26 ağustostan itibaren mecburi. dolayısıyla illa ki bir rahatlama olacaktır.

temde kamyon tır çok oluyor orası rahatlar. orası rahatlayınca 1'den gidenler de oraya kayar böylece iki taraf da rahatlamış olur. bence fark edilir derecede olur. iş çıkışı dışında tabii.

bana göre bir kaç gün rahatlama olur sonra vay trafik rahatlamış deyip arabasıyla gitmeyenler de gitmeye başlayınca yine aynı keşmekeş yaşanır.

Yeni degil ki ayasofyada yillardir ezan okunuyor. Ayrica hemen yaninda da namaz kilmak icin bir yer bulunuyor.

ucu çok açık soru
bütçeniz ne kadar?
5000 liraya miele çamaşır makinesi de var 4 lü set 5000 e makineler de var.
yatak odası hakeza o şekilde tv oturma odası vs şekilde

en ucuzu vs şekilde olmasındansa cebinizdeki fiyata göre tavsiyelerde bulunmak bence daha doğru.

Kızın bir yorumu yok mu bu duruma, spotçudan mı evleneceksiniz.

Lükste gözümüz yok. Kız da aynı şeyi söylüyor. Ne harcarsak kendimizden çıkacak. Aile desteği yok. Makina sorunsuz Çamaşır yıkasın, buzdolabı sorunsuz işlevini görsün yeter. Mobilyaların marka olmasına gerek yok. Spotçudan kastım ikinci el değil. 1000tllik ürünü sağında solunda çizik var diye sıfır olarak 500e satan spotçudan bahsediyorum.

naap biliyon mu, benim bi arkadaşımın emlakçı babası yapıyormuş. emlakçıların depoları oluyor. bazı kişiler evleniyor ev tutuyor eşya alıyor sonra anlaşamayıp ayrılıyorlar. evden çıkarken sıfır eşyaları bırakabiliyorlar. onları emlakçılar alıyor depolara koyuyor sonra satıyor. gidip onlara bi soruşturursan ucuz eşya bulabilirsin.

O zaman adres modalife.

@freetakilir emlakçılardan nefret ediyorum. Ev kiralarlarken bile sahibinden aradım buldum. Arkadaşın babası hala bu işi yapıyorsa iletişim bilgisi paylaşabilirsin en azından referans ile giderim. Yoksa emlakçı emlakçı dolaşıp bu işi arayanı bulmak zor.

valla seni bilmiyorum da ev dizerken forumlarda en fiyat/performans oranlarını araştırıp internetten veya seninki gibi spotçulardan alıcam.

İstanbuldaysan Sultanbeylideki spotcularda ürünler cok kaliteliydi. Spotcu dediğin gibi kötü eşya değil hepsi sıfır ürünler. Bence beğenebilrisin .

eskidji

buraya gideceksin her şey orada.

ev ne taraflarda? ona göre önerelim.

@nıç

Çamlıca ferah mahallesi

ehliyet sınavı olacak 3 saat sonra nikahta kıyılır.

Ortalık sakin. Yalnız e5'te çok ciddi trafik varmış, ona göre hareket edin...

nikah yerinizi arayip sorun durumu yine de. tahmininizden az kiai gelecektir buyuk ihtimalle. mutluluklar.

teşekkürler, evlendik :)

'Sta' ya sor bu soruyu

yok olmuyor.

evet oluyor. ama önce oturum izni alıyorsun. o oturma izniyle senede 1 kere girmen gerekiyor ve o izinle schengen bölgesinde yanında eşin varsa vizesiz gezebiliriyorsun. eğer çocuğunuz varsa ve oturma iznini her sene yenilerseniz 6 senede çocuk yoksa 8 senede vatandaşlığı alabiliyorsun.

adam türkiye'de yaşayarak demiş. ne demek istediğini bal gibi anlamışsın hala oluyor diyorsun.

@cek evlenilen çifte vatandaşın illa ki bulgaristan'da bir adresi olması gerekiyor. oturma iznini de 3 ay'da verebilirler 1 senede . ayrıca oturum izninin 5 sene devam etmesi yeterlidir vatandaşlık için. yani türkiye'de doğmuş büyümüş babasından dolayı çift pasaportlu biriyle evlenmek kolay kolay vatandaş yapmıyor.

kardeşim hasta mısın? net konuşmuşum dimi? tr'de oturarak oluyor demişim. drmek ki yapmışım ki oluyor. bulgaristan diğer avrupa birliği ülkeleri gibi orda oturmayı şart koşmuyor. evet orda bir adres gösteriyorsun ama kiracı olarak gösteriyorsun illa oturmana gerek yok. sadece oturmayı yenilerken girmen yeterli. evli olunca da 1 senelik oturma izni veriyor.

sahta belge değil baya baya kiracı belgesi düzenliyorsun ama oturmak ZORUNDA DEĞİLSİN. hangi kısmını anlamadın? sen burda bir ev kiraladığın zaman başka evde kalamıyor musun? zaten pasaportunda ülkeye giriş çıkışların gözüküyor. sahte belge olsa orda arıza çıkar. resmi iş yaptık biz oldu. fikir sahibi olmadan insanları yanıltma.

2020 kesin gibi.

bizden yüksek.

birkac gun once birileri bu soruyu sormustu yine.bosna'da yedikleri haltlari telafi ettikten sonra belki girerler.

sıfır

Çok takılmıyorum doğmanın bir marifet olmadığı gibi ölmenin de bir mağrifet olmadığına inanıyorum.

Ölmekten ben de korkuyorum cünkü yasamayi cok seviyorum. Hele ki bok yoluna gitmek en korktugum sey. Teror olayinda ya da gerizekali bir sofor yuzunden olmek istemem. Oleceksem ne biliyim hık diye kalpten mi gidiyim napyim ya ölümlerden ölüm bile begenemedim

Oldukten sonra bu dunyada takilmaya devam edecegimi bildigimden rahatim.

hiçlik. herkes nasıl öldüyse biz de öyle ölürüz. dünyanın en zor işi değl ya!

zamanlama hatası olmasından korkarım.En mutlu anda ölmesem hoş olurdu.

doğmadan öncekini hatırlamıyorum, öldükten sonrasını da hatırlamayacağım. bu kadar basit aslında benim için.

bir sey hissetmiyorum.

findeks'den ayrıntılı rapor al orada neden olduğu görünür zaten. kredi kartın idari takipe düşmüş olabilir. ödemediğin o kredi kartı banka tarafından kapatıldıysa o yüzden çıkmaz.

İsmi neydi? Murat Aydın olabilir mi?

Abi nasıl güvenip de yolluyorsunuz o kadar parayı. Çerez parası mi geliyor size o para /;

donanımhaber gibi bir yerde nasıl güvenebiliyorsunuz. Ben bazen maç için kod alıyorum. 10-20 tl kesin gidecek gözüyle riske edip öyle giriyorum. Yasal olarak pek bir şey yapamıyorsun. Duyuruya da dadanmış bir şerefsiz var mesela. Hiçbir şey çıkmıyor. bunu ders olarak kabul edip hayaatına devam edeceksin. bir de soğuk su içmeyi unutma.

Hiçbir şey çıkmıyor diyenlere inanma.

Bak bakalım çıkıyor mu, çıkmıyor mu... forum.donanimhaber.com

Donanımhaber ile bi ilgisi de yok. Donanımhaber'i kullanan adamları zan altında bırakacak türde bi açıklama yapan kişilere de aldırış etme o yüzden. Donanımhaber üstünden 50 ye yakın alım yapmışımdır. Sadece bir seferinde dolandırıcı çıktı adam ve önceden farkettim. Ekşide ise bir ergen tarafından dolandırıldım. Çok büyük bir meblağ olmasa da peşine düşmek lazımdı aslında ama uğraşamadım.

İnternet üzerinden neresi olursa olsun para göndermek sıkıntılı. Daha geçen günlerde arkadaşım sahibinden.com üzerinden bulduğu arabayı almak için kapora yolladı birine ve uçtu gitti tabii para.

Şimdi gidip ne Ekşi'ye ne de Sahibinden'e laf edebilirim. Herşey parayı kaptıranın saflığı, iyi niyetliliği ya da aç gözlülüğünden oluyor. Öyle olmasa bu tiplere ekmek çıkmaz zaten.

Donanımhaberden 2007 den beri onlarca alışverişim oldu, bir sıkıntı yaşamadım. Tabi bu sorun yaşamayacağım anlamına gelmiyor. referanslarına, geçmiş konularına falan bir baksaydınız, bir intiba oluşurdu. Büyük meblağlar söz konusu olduğunda telefonunu alıp konuşun önce.

Bunun yanında moderasyonla iletişime geç, durumu anlat. Daha sonra konu açıp olayın çözümlenmesini bekle, ve nihayetinde elindeki ekran görüntüleriyle beraber savcılık yolunu kullan.

Zoruna gidiyorsa sesini cikarmasini da bilmelisin.
Eve girdigin zaman fotografladin mi? Ya da girdiginiz zamanlara ait fotograflar var mi mesela?
Onlari gosterebilirsin vs

bunu okurken samimiyetle üzüldüm, umarım kira kontratı, kontrattan hareketle de yapabileceğimiz bir şeyler vardır öncelikle bunu söyleyeyim.

inşallah burdan toplaşıp ağzını burnunu kırmaya gideriz o ev sahibinin ama oğlum siz saf mısınız, basiretiniz mi bağlandı. niye ezik büzük duruyorsunuz. hiçbi' şey diyemediyseniz bizim bi avukat arkadaş vardı, ona da bi' danışalım diyeydiniz. bu çomar sürüsü sahipsiz gördü mü dayılanmayı biliyor ancak, aşağılık sülükler.

Evden çıkarken son gün 1200 tl lik zarar verirdim. Çok basit.

boya alın sadece salonu boyayın. boya maliyeti 50 ya da 70 tl gibi bir şey olur fırça fln 100 tl.

genelde böyle durumlardan kurtulmak için bir kira depozito verildiyse son ay kira ödemeyip çıkarken anlaşırız diyip kaçmak gerekiyor. eve zarar vermediyseniz ve ev sahibinin çirkef olduğundan eminseniz.

Biz de hala bir tane anahtar var gidip fotoğraf çekebiliriz. Eve zarar da verebiliriz ama Adam da iş adresim ve okul adresim var.

Son kirayı vermeyip çıkarken anlaşırız. Zaten içerde depozitomuz var deseydiniz keşke

mutfak dolaplarını kırın. ne biçim adamlarsınız ya, hak aramayı bilmiyorsunuz. sizin gibiler yüzünden böyle oluyor işte bu şerefsizler.

Tuvalete 1 torba çimento döken vardı o zamanında 1200 e zararı tamamlayarak çıkabilirsiniz

evin içine koku bombaları atın , 3 -5 lira bişey ..

her yere atın , kanepe filan varsa onlara da dökün , mutfaga ozellıkle mutfak dolabının içine , lavaboların altındakı dolaplara , hava almayan odanın her yerine parke altına fılan dok o kucuk koku sısesını .

senden gasp ettıgı 1200 lirayı 15000 lıra olarak gerı odesıen pezevenk ..


parkelerın altı on numara cozum bu arada..

ceza yemek için ehliyete gerek yok ki. kurallar da cezalar da belli, kuralı ihlal eden cezayı yer. hatta ehliyetsiz kullanmanın ayrıca da bir cezası var ama direksiyon sınavı için geçerli değildir muhtemelen..

@sivrisinek hakli. Her adaya k belgesi duzenlenir. Ehliyet yerine geçer. 15 gun icinde oderse indirimli oder. Iyi ders olmuş.

Parazit olabilir. Modem arayuzune girip gurultu degerlerini yazabilir misin?

Hocam n/a diyor bağlantı olmadığı için bir de telefondan deneyeyim.

Mobilden edit olmadığını unuttum. Değerler 9.3 / 15.7

evdeki eşyaları haczetmezler.

artık eve haciz yok, banka hesaplarına e-haciz (bloke) uyguluyorlar.
benim de borcum vardı, sağolsunlar blokeyi koyup tek seferde tüm maaşımı aldılar.

vergi dairesine gidip yeniden yapılandırma yapabilirsin, çok basit bir işlem. toplam borcunun en az %10'unu peşin yatırmanı istiyorlar, sonrasında da kalan borcunu 36 aya kadar taksitlendiriyorlar. sana tavsiyem bekletmeyip yapılandırmaya gitmen olacak, yoksa benim gibi maaşına el koyulurken soğuk su içebilirsin.

maaşım olmadığı için kısa vadede bana bulaşamazlar diye düşündüm; umarım bulaşmazlar. derdim ev ahalisine bulaşmasınlar.

ayrıca bu duyuru vesilesiyle geliriniz olmazsa gss borçlarınız silinir veya en düşük seviyeden primleriniz hesaplanır diyen ama uygulamada beraber yaşadığın ailenin geliri üzerinden prim hesabı yapıp dünyanın borcunu çıkartan sisteme de selam olsun buradan.

@virgul peki bankaya bloke koyduklarında maaşın ne kadarına el koyuyorlar? 3000 maaş varsa 2000'ine el koyar; gerisini verirler gibi düşünüyorum ben hep ama öyle değil galiba.

maaşın bankaya yatma gibi bir durum yoksa ancak üçün birini alırlar.

yüzde 10 peşinat ödeyip kalanı 36 aya kadar istediğin takside bölerler
eğer ödemezsen haciz gelmez, banka hesabına bloke gelir eğer para varsa. maaşın yatıyor olsa bile yatar yatmaz çek. 6 aydır bu sistemi yapıyorum :)
eğer sigortalıysan maaşına haciz gelir ama o da 1 yıl sonra falan gelir. max 1/4 haciz konabiliyor maaşına.

borcun ne kadarsa o kadar bloke gelir. bana üç kuruş sigara parası kalmıştı.

Verirler evi de siz fatura ne için ise elektriksiz susuz vs. kalırsınız zira önceki kiracı çoktan kapatmıştır çıkarken.

@kullaniciadim bizim para toparlayana kadar kalacak yerimiz var da, evi tutmak zorundayiz ama bu ay, ev tuttugumuz muhitte neredeyse hic ev bosalmiyor, bosalan uc bes taneyi de ogrenciye vermiyorlar. Ogrenciye veririz dedikleri de ahir gibi oluyor, icinde oturulmaz. Sansimiza cok uyguna cok guzel bir ev bulduk tutmazsak sittin sene cikamayiz bi daha eve.

Bir de sey sorucam, ev sahibimiz vakif bizim, acaba faturalar direkt vakif uzerine midir ki? Saat gec oldu emlakciyi arayip soramiyorum, uykularim kacacak sabahi edip arayana kadar.

bu tarz sorularda şehir belirtilmeli diye düşünüyorum.

belirtmediysen muhtemelen istanbuldur ve durum şu; istediğin zaman üstüne alabilirsin ve alana kadar da kullanamazsın. yeni binaysa belki ama diğer türlü hizmet alamazsın. hepsini aynı gün içinde halletmen mucize olurdu zaten.

hacı her gün binlerce kişi üzerine geçiriyor ne uykuların kaçmasından bahsediyorsun?
git doğalgazı açtır ikiye böldür faturana yansısın.
suyu da taksitlendir.
bi elektrik kaldı onu da ister öde ister bekle.

@nrmnm en fazla kac taksit yapiliyo acaba ki?

Evhamli bir insanim ve ilk defa kendime ev tutuyorum, hep babamin tuttugu evde yasadim, dogal olarak stres oluyorum.

Sehir de ankara, unutmusum.

doğalgaz istanbulda 440tl en fazla 4 taksit oluyor. su 180 lira 6'ya bölüyorlar. elektrik 120 lira taksit yok ilk faturaya geliyor.

Ankara'da öğrenciyken doğalgazı hiç üzerime almadan yaşadım ben bir sene kadar 100. yılda. Ev sahibi inatla istememişti. Bu arada depozitoları geri alırken çok mutlu olacaksınız, taşınma zamanı ilaç gibi geliyor.

Yok öyle bir dünya.

hocasına bağlı.

dersine / hocasina bagli.

bizim yönetmelikte kalınan derslere yoklama zorunluluğu yok tekrar alınca.

Bizde de devamsızlıktan kalmadıysan devam zorunluluğun kalkıyor.

yaklaşık 1 yıldır o şekilde kullanıyorum telefonumu. ben de s3neo var 100 tl istediler sadece cam değiştirmek için. hatta camın fiyatının 10tl işçiliğin 90 tl olduğunuda söylediler. beceriririm diyorsan kendin alıp takabilirsin. ama gerçekten riskli bir iş. ben gözümde alıştığından dolayı buna ne 100 verecem yerim onu dedim ve yedim :)

100 lira masrafı varmış
www.sahibinden.com

bir serviste sor ne kadara yaparlar
kendin degistirme
fatihte duzgun yapan bir yer var istersen numarasını verebilirim.

çok ağır bir tempoyla uzun süre bu kaygılarla çalışırsanız psikolojiniz kesinlikle bozulur. kaygı tabii ki var ancak psikolojinin bozulması parasızlıktan çok daha kötü. bellir bir birikim belirleyin bence kötü günler için onu yakalyana kadar harcamaları azaltın. o zaman bu kadar kaygılanmazsınız. ama önce psikolojinizi koruyun.

çevrende maddi imkanları olan dostlar biriktir. gelecek ayı düşünerek yaşa. yıl olarak hesaplama hayatını. sadece para kazanmaya odaklanma. dostluklar arkadaşlıklar önemlidir. bulunduğun yaşa uygun olarak hayatını geçir. yoksa geriye dönüp keşke diyebilirsin. herkesin maddi kaygıları vardır. enerjini kendine harca biraz da. her şey para değildir. yarın ölmeyeceğinin garantisi var mı?

Finansal korkum yok. Belki şu mesajı yazdıktan bir kaç dakika sonra öleceğim. Neyin garantisi var ki ? Hayat zaten garantili bir şekilde yaşanırsa keyifli olmaz ki. Bende yakın zamanda iş değiştireceğim hatta şu an ki işimden daha az maaş alcağım ancak ruhen hafifleyeceğim. Zaten maksimum 80 e kadar yaşayacağız çeyreği gitti. Neyi neden düşüneyim ki

bende vardı bu. sonunda noldu? finansal olarak dibe vurdum. sonra anladım ki zaten dipteymişimakslşdkalşdka. noldu? evde oturuyorum ev erkeği oldum. :D benim tek avantajım kira ödememem ve temel ihtiyaçlarımı karşılayacak kadar gelirimin olması. ama adam gibi otobüse bincek param yok. eğer sağlıkla ilgili bir sıkıntın yoksa ve sokakta da kalmayacaksan sonunda ölüm yok. gerçekten finansal olarak dibe vursan da psikolojin, mutluluğun maddi şeylere bağlı değilse korktuğun gibi olmuyor.

Daha iyi maas veren yerler var ama gitmiyorum neden cunku su an calistigim yer kadar buyuk degil. Zaten ulkenin durumu ortada. Bu yuzden sicrayamiyorum bende.

Yok , barbunya pilaki yarım ekmekle gayet doyuyorsun 3 tl ye.

Finansal korkum pek yok, tasarruf yapmaya calisiyorum ama ne kadar gelirim varsa o kadar gidiyor genelde
Yetismiyorsa yetismiyordur hocam fazla stres kaygı yapmadan durumu aciklayacaksin

finansal kaygıların varsa birikim yap. birikim daha cesur kararlar almanı sağlar ve genelde cesur kararlar daha verimli olur.

yetişmeyen geciken işlerde en doğru çözüm açık oynamaktır.

kendi açımdan finansal kaygıları çok düşük biriyim. biraz yapı meselesi biraz da yaptığım iş nedeniyle sıkıştığımda ortalamanın epey üstünde parayı hızlıca kazanabiliyor olmamdan kaynaklanıyor. ancak bunun dezavantajı düzenli çalışmaktan yoksun olmak.

abi aynı şeyi çok feci şekilde yaşıyorum ya. buna rağmen beş kuruş birikimim yok, yani tüm bu korkuma ve "bilincime" rağmen, "yarın başıma bir iş gelirse kenarda param bulunsun" deyip o 3-5 lirayı kenara ayıramıyorum. üniversiteye başladığım günden beri kendi paramı kazanıyorum ama kendimi o kadar huzursuz hissediyorum ki aklımı okula veya derse veremiyorum. bu yüzden daha ikinci sınıfı göremedim. tabii tek sebebi bu değil, bu biraz işin bahanesi ama kendimi asıl yapmam gereken şeye odaklayamadım işte. bugün oturacağım daire, altıma araba, maaş olarak da 4 bin lira ver ben yine huzursuz olurum "yarın işten çıkarırlarsa ne bok yiyeceğim?" diye. çocukken ne güzeldi amk işten çıksa bile baba anne bi şekilde besliyodu. gerçi masraf da azdı o zaman. heyt be.

Yemek klubu olmaz mi? Muhtesem degil ama ucuzlugun adresi.
Ladesin ev yemekleri yapan kismi var bir de. Fiyatlarini bilemiyorum ama temiz, duzgun bir yer.

Yemek kulubu +1

damak tadı lokantası var beyaz lokantaya yakın olarak. O civarlardaki en uygun yerdir herhalde. Diğer alternatiflerde balkan ve beyaz lokanta.

Asmalimescitte kafepi'nin karsisinda hemen kosebasinda ev yemegi yapan bir yer var. Adı helvetia. mukemmel yemek yapiyorlar. 2 sene ogle yemeklerini orada yedim

www.zomato.com

burası da fena değil.

Ehli tat iyidir.

III.Mevki var. ama fiyatı minimum sayılmaz.

Paypal'i aradin mi? Iki turk eleman var inanilmaz yardimci oluyorlar.

Odemeyi yapan araci kurum. Paranin kaynagi sizin gibi buyuk ya da kucuk yatirimcilar.

yani ben para kaybedince aracı kurum kazanıyor, ben kazanınca aracı kurum kaybediyor. o halde aracı kuruma güvenemem?

Hayir. Kazanan da kaybeden de sizin gibi yatirimcilar. Araci kurum komisyoncu.

bu durumda herkesin (veya çoğu kişinin) aynı anda kazanması/kaybetmesi gibi bi şey hiç mümkün değil sanırım. hep mutlak bi denge söz konusu olmalı. biraz daha araştırmaya devam edeyim ben. teşekkürler.

Cogu kisinin ayni anda kaybetmesi bal gibi de mumkun. Sert hareketlerde cok kucuk bir azinlik guzel para vururken buyuk cogunluk kaybeder mesela.
Mutlak denge diye bir sey yok. Bozulmayan bir duzen varsa o da %90-95'inin surekli kaybettigi.

biraz karışık. 3 farklı şirket tipi var. market maker,ecn ve stp. market maker olan şirkette senin zararın şirketin karıdır. ve kazandığını teoride cebinden karşılar ama tam olarak da öyle olmaz. senin kazanacağını düşündüğü pozisyonu hedge eder bu yüzden giren çıkan olmaz ona.

Stent cok rahat durmaz evet ama , aşırı ağrı da yapmaz kaliteli bir doktora görünün derim.

ağrısı nerede?

eksinumarator ile geri bildirim alamamışsın ama zamanında ekşi++ kullanmayan yok gibiydi. hakkında 48 sayfa entry var açtım baktım. direkt herkesi "goygoycu", "üretmeyen" diye yaftalamak da bence kolaya kaçmak. sıraya girsin o zaman herkes yorum yazmak için sen istedin diye.

demek ki eksinumarator o kadar da gerekli değilmiş, insanlar kurmak için ekstra vakit harcamak istememişler.

zaten bahsettigim sey de cozumu varsa bile kurmaya erinecekleri, gerekli olmayan birsey icin bu kadar goygoy niye?

Sikinti yaptigim sey "niye kimse benim eklentimi kullanmiyor" degil.

bu arada yeni temayla ne zaman uyumlu olur. ben de patlıyor çünkü?

ya ben kullanmıyorum bile artık sözlüğü ama sana gereksiz gelen goygoyun çıkış kaynağının değmek ilkesine dayandığı yönündeki şahsi görüşümü iletmek isterim.

"ben bununla mutluydum, bu zımbırtıları bize danışmadan neden yapıyorsunuz?" şeklinde bir eleştiri, bahse konu goygoyun bana kalırsa en haklı gerekçesi olur. halihazırda bildiğim user interface'inin değiştiği bu arada, yandaki başlığı biliyorum sadece, içine bile bakmadım.



neyse, böyle bir durumda senin işe yarar bir şey üretmen veya bu yöndeki fikrin, üretilen şeyi de indirmek ve yüklemek gerektiği gerçeğini değiştirmiyor. sanırım insanlar bunun bir gereksinim haline gelmesine gıcık oluyorlar. yani bir şey yapmak/seçmek zorunda kalmak; bir emrivaki olduğu hissiyatı, diyelim.

bir de şu var: mesela benim bilgisayar asus bıdı bıdı. bir sürü bloatware ile geldi. asus'un "bak nasıl warelarım var" diye gloat ettiği bloatları bir kastı bilgisayarımı bir kastı. bilgisayarcı olan adamlar, ben değilim. istediğim basit bir şey. iyi bir şey yaptıklarına inanıyorsalar seçenek olarak sunmalılar, bilgisayara kurmamalılar anlatabiliyor muyum? bunların gerekmediğini öğrenmenin kendisi zaten bir şeylere mal olmuş bir tecrübe oluyor. o maliyeti hiç gerekmiyorken yaşamak istemiyorum mesela.


bu örneği şunu diyebilmek için verdim: bilmek, görmek, öğrenmek istemiyorum/istiyorsam da benim bileceğim iş olur, kullanıcı kitlelerine genellenemez. düz yazmak/kullanmak istiyorum. devam edeyim: hayatımdaki her şey için uğraşıp durarak zaman kaybetmek istemiyorum. kaldı ki biz böyle anlaşmamıştık, diyorum. bunlar demek değil ki ben(x kişisi) salt tüketici olduğum gibi tüketmeyi destekliyorum; şu spesifik iş benim öğrenme önceliklerim arasında olmayabilir sadece.

ekşi'de bir anlaşma yok ama duygular sanıyorum ki bunlar. gereksizliğin çilesini çektirmek kaynaklı şeyler. insanlar, yapılan değişiklik artık nasıl bir şeyse, bunun gereksiz olduğunu düşünmüş olmalılar.

böyle bir durum varsa şayet, gerici hap düşkünlüğü falan yok, makul bir istek var. son olarak, konu ayrı bir yana, içinde bulunduğun ortama katkı sağlamak istemen ve bu yönde uğraşman ve bunu duyurmaya çalışman bence çok güzel bir şey zaten.

(bkz: ağlama melis)

insanlar beğenmek zorunda değiller, buna goygoyculuk denemez. şu an "eklentimi indirmediler nankörler" diyerek goygoyu sen yapıyorsun.

sana da tanıtım için gün doğmuş.

aychovsky'nin uyrası sonrası zorunlu edit: dünyadan senin saçma sapan eklentinle zevk almak istemediğim için "goy goy" yapıyorum. eklentilerle sorunu çözmüyor sadece halının altına itiyoruz, biz sorunu halının altına saklamak değil çözmek istiyoruz.

sen galiba anlamadın şiklayetimiz sadece rengin, puntonun, tasarımın değişmesi değil. bir anda bunun bize dikte edilmesi, onlarca hatanın olmasına rağmen hala ne zaman düzeleceğinin söylenmemesi. tasarmı beğenmediğimiz doğru ama asıl sorun bu tema değişikliğinin darbe gibi birden bire olması. baka bir değişle; sorun sadece sözlük grisi değil sen hala anlamadın mı?

Cevap başına mod eki: Az sonra kullanıcılara hakaret/aşağılama içeren ve "soruya cevap değil" kategorisine giren cevaplar silinecektir. Bu nedenle, entry'lerinizi editlemenizi rica veya arz ediyorum.

aychovsky olarak cevap:

Ekşi sözlük kullanıcılarının, ki adı üstünde kullanıcı, bir anda habersizce gelen bu değişikliğe birden ateşli cevap vermeleri çok makul bir tepki. Zira, üzüntünün beş aşamasında da ilk önce inkar ve kızgınlık gelir. Başına kötü bir şey gelen insan, ilk önce "Hayır, olamaz" der ve olduğunu kabullendiği anda "Nasıl olur, nasıl yaparsınız" diyerek bela okumaya geçer. Tabii, burada yakını ölmüş ya da öldürücü bir hastalık haberini almış birinden bahsetmiyoruz; alt tarafı sözlük teması değişti ama kullanıcılar eski halinden memnunken ve bir değişiklik talep etmemişken, tamamen durduk yerde ve habersiz her şeyin değişmesine tepkili olmakta haklılar. Dahası da bu yeni temada sub-etha sayfası açılmıyor, uzun entry'lerde belirli bir satırdan sonrası görünmüyor, badilere ekleme kısmı server hatası veriyor ve ben hala oylama ve favori yerlerini bulamadım. Ortada bir iyileştirme yok ki! Bu durumda, erk sahibinden eskiyi talep etmemek yerine çözüm arayışına gitmek şuna benziyor: Diyelim ki açık kaynaklı bir yazılım kullanıyoruz, seviyoruz ve alıştık. Sonra oluşturan kişi geliyor, "Yazılımın şu şu özelliklerini artık premium yaptım". O premium özelliklerin crack'ini çıkarmak çözüm odaklıdır tabii ki ama temelden bir çözüm değildir. Önce "Neden paralı yaptın, derdin ne" diye sorgularsın, çünkü temel çözüm bu. Temel çözüm bulunmazsa, ileride başka sorunlar çıkar ve onların üstünü crack gibi yamalamalarla kapata kapata ilk baştaki sevdiğin şeyle ilgisi olmayan bir ürün ile oturur kalırsın. Eğer durumu eskiye döndürememişsen uğraşlar sonucu, o zaman kabullenir ve çaresine bakarsın. Yeni site tasarımı da şu anda kabullenilecek bir seviyede değil, daha çok yeni ve bir ton şey bozuk.

"İnsanlar değişimi kabul etsin ve çözüm arasın" diyebilirsin. Ancak, değişimi kabul etmenin şartları var. Bu doğal afet değil, hastalık değil; dolayısıyla kabullenilmesine gerek olan bir şey değil. Birileri gelip bir şey değiştiriyor ve "Hadi anam, kabul et" diyor. Tepkili insan neden bunu kabullensin. Kanımca, en eski hali olan eski dandik site en iyisiydi; buna karşı da "goygoy" yapıldı bol bol ama işe yaramadı, ki yarayabilirdi de ve en güzeli insanlara seçenek sunmak olurdu. O hali olmadıktan sonra bana ekşi sözlük eski keyfi vermiyor; kullanmayı çok büyük oranda azalttım. Belki de bir iki değişimden sonra kullanmayı tamamen bırakacağım.

la noix'nın dediği gibi eksi++ çok kullanılan bir eklentiydi ama ilk eklentiydi. Ne yapsın insanlar; site yönetiminin her yırtığına yama yapmaktan bıktılar. Artık yama üstüne yama yaptıkları siteyi bu şekilde istemiyorlar. Bir gün geliyor "Bunu yaptık" diyorlar, ona bir yama yapıştırıyorsun; başka bir gün başka bir icraat geliyor, e onun da yaması var; niye insanlar bu siteyi yamalı bohça gibi kullansın. Çözüm "İsteyen hangi seçeneği istiyorsa, onu kullansın" olabilir; "Bu gitti, onu bununla kapa. Şu gitti, onu da şununla kapa" da bir çözümdür ama sadece problemin o anlık üstünü kapatır.

Sözlük kullanıcıların kaçta kaçı uygulamaların tekniğinden, altyapısından anlıyor ki, ne kadar katkı yapsın? Bu eklentinin çok kullanılmama nedenleri farklı farklı olabilir; çok gerekli görmemiş olabilirler, çok kapsamlı bulmamış olabilirler. Birçok seçenek var. Ancak eksi++ gibi kollektif bir çalışma ile geliştirilmiş bir eklenti varken "Hiç üretmiyorlar, katkı yapmıyorlar" demek çok doğru değil. Kano Modeli der ki, ürünlerdeki özellikler "Olması gereken/olmazsa olmaz", "Olsa iyi olan", "Olmayınca kötü olan", "Olsa da olur, olmasa da olur", "Olmasa iyi olur" diye ayrılır. Tüketicilerin tatminleri de buna göre şekillenir. "Olması gereken" bir özellik varken insanlar mutlu olmaz ama bu özellik yoksa insanlar tepki gösterir. Örneğin, telefon için konuşabilmek bu özelliklerden biridir. Kimse telefonla konuştuğu için "Aferin telefona, nasıl konuştum" demez çünkü bu olması gerekendir ama konuşması bölünür, koparsa sinirlenir. Ekşi Sözlük için sitenin tasarım özelliği de "olması gereken" özelliklerin içinde; normalde bu kimsenin üstüne katkı yapacağı bir şey değil; bekleneni bu. Ancak, onu ortadan kaldırdığın zaman insanlar bu gördüğün tepkiyi veriyorlar. Entry numaraları benim için "Olsa da olur, olmasa da olur" özelliğinde, entry numaralarını görmek benim için o kadar da önemli değil; başkası için belki "olması gereken" ya da "olsa iyi olur" özelliğindedir; o kişi indirir ve katkı yapar. İnsanların öncelikleri farklı olabilir ki bu öncelikler nedeniyle eksi++ kullanıldı bol bol. Bugün biri eski dandik siteyi getirse, benim için "olmazsa olmaz" grubuna girdiği için anında indirir kullanırım.

Bir yandan şu konuda hak veriyorum: Üretmeyip tüketmek istiyoruz. Bu zaten hayatın birçok aşamasında var; eve gelen temizlikçilerden tut, hazır yemek sevdasına kadar her yerde karşımıza çıkan bir şey. Ancak, bu durumda çözümü yaratan kullanıcılar olmamalı zaten. Site yönetiminin yediği bir halttan ötürü ilk tepki neden ona karşı bir şeyler geliştirmek olsun. Bu hayatın getirdiği zorluklardan biri değil ki, kabul edip yola devam edilsin. Yönetimin yaptığı saçmasapan bir işi neden ulema kapatmak zorunda kalsın? Tabii ki eğer o kadar goygoyla bir şey değişmiyorsa, paşa paşa eklenti indirilir ama her eklentiyle sitenin kendisi kullanıcılar için "olması gerekenler"den biraz daha uzaklaşıyor. Sadece o uzaklaşan şeyi kendi bildiğimiz haline yakın tutmak için bir çaba gösteriyoruz ama bu sitenin standarttan uzaklaştığı gerçeğini değiştirmiyor.

dünyanın en itici eylemlerinde ilk ona oynar belki o debe editi denen ucube.

hayır uyuz olmuyorum. çoğu zaman farkındalık gerektiren başlıklardan debe editleri sayesinde haberim oluyor.

peki ben yapar mıyım? hayır yapmam.

ben daha çok entry debe'ye girince "entry'ni editleyip şunu ekler misin?" diye mesaj atanlara kılım.

felaket uyuz oluyorum direk eksiyi basıyorum. entryi çok beğensem bile.

debe editlerini görmemek için sabah okuyorum debeyi. acayip nefret bir şey.

dün ben de yapmamıştım. çok aptalca bir şey.

bir şeye uyuz olmak için bir sebep olması gerekir. şahsen sebebş olmadan veya sebebini belirtmeden uyuz olanların bir şeylerden etkilenip anlamsızca uyuz olduğunu sanıyorum. yani ben bir insana veya bir olaya uyuz oluyorsam bir sebebi olması gerekmez mi yahu? saçma değil mi durup dururken uyuz olmak? baksanıza, eğer ciddilerse herkes uyuz oluyor ama kimse de "şu yüzden" diyemiyor. sadece nedensizce uyuz oluyor.

ben hiç de uyuz olmuyorum. ayrıca gayet farkındalık yaratan edit'ler oluyor. ilk duyduğumda zannetmiştim ki debe'ye giren adam debe'ye girdikten sonra entry'yi editleyip bambakşa bir şey yazıyor. meğersem altına çok okunsun diye farkındalık yaratacak notlar alıyormuş. aman ne itici. gayet de faydalı, birçok yardım kampanyasından, dikkat çekilmesi gereken konudan bu sayede haberdar oldum.

Nedenlerini belirtmemiş olmaları bi nedeni olmadığı anlamına gelmez bence.

debe listelerini ilk haliyle editsiz olarak görmek için (sonradan silinen entryler dahil) sozlock.com a bakabilirsiniz.
sozlock.com

yapmayayım diyorlar gene yapıyorlar. debe editine açıkça yasak getirilmesi lazım sözlük kurallarında. yoksa senelerce devam edicek bu saçmalık.

1-2 tanesini uçurucaksın, bir daha kimse yapmaz.

Hayır olmuyorum, debe editinden nefret etmekte ya da edit için mesaj atanlara da uyuz olmuyorum.
İnsanlar hayat kurtarmak için, yardım almak için sesini duyurabilme umuduna böyle nefret besleme sebebini de anlayamıyorum. Dileyenin dilediğinden nefret etme özgürlüğü var tabi.

tutuyorlar zaten ama uğraşmazlar diye kafam rahat.

tutup da çocuk pornosuna bulaşmadıkça sıkıntıda görmem kendimi.

raad ol panpa

porno tutmuyorum bilgisayarımda

bondage, strapon, cuckolding falan da legal mi?

abazanlarla tek tek uğraşsa bu düzen kökünden sallanır. raadız.

Legal pornoyla ilgili bir çalışma yapılsa aynı genel sağlık sigortasına haciz işlemi başlatmak gibi tüm Türkiye çöker herhalde. Memleketin yurt dışı çıkışlarının yarısından fazlası pornoya gidiyor zaten. İllegal işlere girişmediğin sürece senin ne izlediğinle kimsenin işi yok.

günde yüz milyon kez porno kelimesi aratılan ülkede kimse senin bamyanın peşine düşmez bence.

Ben kiraliyorim asla internetten izlemem. En temizi.

etiketlesin ne olacak ki. illegal bi şey yok ki. hepsi 18+ hatunlar. kendi istekleriyle çekilen görüntüler. istediğimi izler istediğime bakarım kime ne?

Hayir. yillardir bu isi yapiyorum ispde boyle bir sey yok.

etiketleseler ne oluyormuş? izleseler de umrumda değil, facede beğenip instada takip ettiklerim de var ne olmuş yani?

akp'li degilsen zaten fişlemişlerdir düşmansın, vatan hainisin diye.
sıkıntı yok yani :)

@senialan

senin türkiye'deki kanunlardan haberin yok galiba.
mesela şu haberin en alt kısmını oku :

www.mynet.com
(evinde bulundurana ceza)
başka örnek :
** eksisozluk.com

pornolarımı nasıl saklarım diye soranlardan sonra, çok sıradan geldi bu duyuru.

sorunu sor sen elbet bir cevaplayan çıkacaktır. daha 2 ay önce annen hastalanmıştı, çok geçmiş olsun.

O kadar talihsizim ki bakın siz de biliyorsunuz. Annem hala kanser ışın tedavisi alıyor. Biz evdeydik babam ben yokken kardeşime bakıyordu ben çalışıyordum. Şimdi arkamdaki babam da gidiyor.

Ailede ırsi tansiyon var. Tansiyonu çok yüksekti, sol tarafına komple felç indi. Acile gittik. Yoğun bakımda yatıyor, 48 saat doldu. Uyutuyorlar. Tansiyonu oynuyor ama genel olarak son birkaç saattir düşük. Kımıldatamıyorlar.

72 saatin dolmasını bekliyorlarmış. Ne yapılabilir? Ne yapılacak dolunca? Bi şans, babam bize geri gelir mi? Hayat benden babamı da mı alır? Otizmli kardeşim ile başbaşa mı kalırız?

Hayatta insanın bir kere mi yüzü gülmez?

Nolur gören doktor varsa cevaplayın.

Up...

Allah yardımcınız olsun :(

çok geçmiş olsun, acil şifalar. doktor değilim. 20 yıl önce babam beyin kanaması geçirdi sağ tarafı felç oldu çok şükür iyi ve bizimle birlikte. sadece tahmin yürütüyorum, belki tansiyonu stabil hale gelince ameliyata alırlar onun için bekliyor olabilirler. hiç hasar kalmadan bu süreci atlatan o kadar çok insan var ki, içinizi ferah tutun tez zamanda sağlığına kavuşur umarım.

Kaç yaşındaydı babanız kanama geçirdiğinde?

ablam da beyin kanaması geçirmişti 72 saat dediler kritik saat deyip durdular,sonra her şey normal olunca 60 saat sonra falan uynadırdılar ve 1-2 haftada toparlamıştı kendini. ameliyata falan gerek olmadı ama tansiyon kaynaklı bi durum olmadığından sizin için net bişeyşler söyleyemicem.
hemen panik yapmayın. kötü şeyler hep böyle üst üste geliyo ama henüz bişey olmamış, hala umudunuz var, sakin olun çok çok geçmiş olsun.

hemen panik olmayın. bazen 72 saatin üzerine çıktığı da olur. umarım tez zamanda sağlığına kavuşur. ve lütfen burayı editleyin durumdan haberdar edin.

Bi arkadaşın babası epey de yaşlıydı 60 civarı olabilir. Sol tarafına birden felç inmişti. Adam 1 hafta yoğun bakımda, sonra 1 haftada serviste kaldı. Sonra çıkardılar. Bi süre sonra fizik tedaviye başladı. 6 ay sonra kolunu biraz oynatıyordu, ve değnekle yürümeye başladı. Bi kaç yıl içinde de değneksiz yürümeye başladı ama bacağını hafiften savurarak yürümeye başladı. Parmaklarını falan da epey oynatıyordu ama eski kuvveti yok diyordu.

Benim 90 yaşındaki dedem 3 hafta yoğun bakımda yattı. Ama o felç falan olmamıştı. Farklı bi kanama ismi söylemişlerdi. Direk düşmüş bayılmış (Ebru Gündeş?). Hiç uyanmadı.

Yok mu doktor?

yakını beyin kanaması geçirmiş biri olarak diyeceklerim. son dakikaya kadar her sey değişebiliyor. mesela bizim yakınımızın once konuşma- hafıza- yürüme kalibiliyeti gitmiş sonradan tekrar düzelmişti. Çok zor bir süreç Allah yardımıncınız olsun biliyorum ama lütfen asla ama asla umudunuzu yitirip de moralinizi bozmayın, çünkü gerçekten herşey iyleşme süresince değişebiliyor. Buarada hastahaneden cıktıktan sonra da hep tetikte olun, tekrar kan sızma yapabiliyor. hastahaneden çıkıp gelse bile aradan biraz sure gecince gene hep kontrollere gidin ki film çekilip bakılsın. Buarada şehrinizi yazmamışssınız. Ankara dan size doktor tavsiye edebilirim.

İstanbul dayız.

Doktor dün bana beyin ölümü gerçekleşti dedi. Hiç mi yok yapılabilecek bişey?

Yazmaya usendim simdi ama duyuruda arat, gayet net bir sekilde aciklamis olan arkadaslar var daha once burada, o basliklari bulursun forex diye aratirsan burada. Kafana takilan nokta kalirsa mesaj at, bir ara aciklarim. Harika bir sey olmadigini soyleyeyim simdilik.

bu işin danışmanlığını yapan senin para kaybettiğinde para kaybeden, kazandığında para kazanan bir tanıdığım var. fakat adam türk değil ingilizcen iyiyse istersen seni muhattap ederim.

aman diyim. sözlükte forex başlığını şükela modunda oku.

boş iş. voleyi vurmaya vaad eden tüm kazanç araçları aşırı risklidir, uzak durmak gerekir. hatta forex iddaa oynamaktan bile daha kötü bir yatırım aracı bence.

uzun vadeli (en az 5 sene) bir yatırım için borsayı araştırmanı öneririm.
kısa vadeyi bilmem.

senet var mıydı? senet varsa ve ödeme sonrası geri almadıysanız evet, icra takibi ile falan parayı alabilirler.

sadece sözleşme imzaladım, senet imzalamadım.

Adini soyle de ticari itibarini sifirlayalim sozlukte.

söyleyeyim, zaten hiçbir itibarı yok da, gitmek isteyenler bir kez daha düşünsün: retouch güzellik merkezi - mecidiyeköy.
şuradan da zaten nasıl bir yer olduğunu görebilirsiniz:
www.sikayetvar.com

ödeme konusunu geçtim, hizmet de rezalet.

elden ödeme yaparken yanımda annem de vardı, kendisi şahit olabilir mi bilmiyorum, ya da kamera kayıtlarından yaptığım ödeme gözüktüyse, ama o da yoktur kesin, olsa da kayıtları vermezler zaten.
kanıtlayabilecek başka bir yol yok sanırım:(

muhtemelen o dönemde çalışanlardan biri cebe attı ya da hesaplarda bir şekilde açık çıktı, bana yüklemeye çalışıyorlar. ödediğimi bile bile tekrar ödeme yapmam için bu kadar uğraşmazlar yoksa?

bir de bana borcum olduğu firma tarafından hiç bildirilmedi bugüne kadar.

geçen hafta birden avukat aradı, icralık borcum olduğunu söyledi. bir yanlışlık olduğunu, ödemeyi yaptığımı söyledim, tamam firmayla tekrar konuşalım dedi.

bugün tekrar aradı avukat, biz konuştuk 400 TL borcunuz varmış dedi, zaten elden verdiğim 400TL geldi aklıma hemen, bankadan da kontrol ettim ordan 600 göndermişim. sinirlendim ve istediğiniz işleme başlayın, ben bu ödemeyi yaptım tekrar yapmayacağım dedim.

sozlesmede odemenin nasil yapilacagina iliskin bir madde var miydi?

yani yoktu diye hatırlıyorum, havale artı elden verme şekli konuşulmuştu sadece, karşılıklı ok demişti iki taraf da. akşam anneme soracağım, belki o hatırlar veya sözleşme örneğini bulurum evde.

bazı sözleşmeler senet yerine de geçebiliyor. onu da söyleyeyim.

sozlesmeyi de yollarsaniz avukat olarak size bir yol haritasi cizebilirim.

Fiberlerin sonlandigi kutuya baktilar mi?

Onu tam bilmiyorum ama bir sey icin ucu kirilmis gibi bir sey dediler

fiber kabloyu 90 dereceden biraz daha az büktüğünüzde kırılıyor çünkü içi cam. ucundaki sonlandırmalarda çok hassas. büyük ihtimalle ya yeni kablo çekecekler ya da ek yapacaklar mesefaye göre.

Huawei optical network terminal cihazinda los kisminda kirmizi isik yaniyor

işte lazım olan bu. evinize kadar sinyal geliyor ama los veriyor. dediğiniz cihaza giren ikili bir kablo var. onların yerini değiştirebilirmisiniz bi, tx rx de yazabilir üzerinde. eğer o kablo tekli bir kabloysa ve laser class yazıyorsa yapacağınız bir şey yok. teknik ekibi beklemeniz gerekecek.

Power lan optical yazan 3 kablo var. Birbirine uymuyor kablolar ve yuvalari.

dedikleri dogru, bu tarz sorunlar oluyor, ekibin gelmesi için ilgili firmayı sıkıştırabilirsiniz, sizin eve gelen kılcallarda sıkıntı olabilir

alakasız olacak ama ben trenle gitmiştim. 11 saat falan sürmüştü. yataklı vagon uyuyu uyuya mis gibi gidersin. gar da şehrin içinde.

@sos fistik olsun mu

nun dediği tren artık yok 4 sene oldu kaldıralı. ulusoyun sitesinde hangi güzergahtan geçtiği yazıyor bakabilirsin.

istanbul'dan tren yok. o kesin.

ben tam kriz zamanı gitmiştim, taksiciler grev yapıyordu o zaman bile taksi bulabilmiştim. taksi olmasa dahi havaalanına giden otobüsler vardır. tren o tarafa gidiyor mu hatırlamıyorum.

havaalanının olduğu yer güneyde kalıyor biraz, istanbul'dan giden otobüsler kuzeyden gidiyor diye biliyorum ama çok emin değilim. ben iskeçe'ye otobüsle gidip oradan trenle selanike geçmiştim çünkü.

şurda yazmışlar aslında: www.airportsineurope.com

otobüsle indiğin yer k.t.e.l adlı otogar olacak. ordan da şehir merkezine de havaalanına da giden otobüsler var. merkeze taksi 7avro tutması lazım ama hiç gerek yok. 15 dkda gidersin aristotelis meydanı ya da kamara bölgesine.

bana bir şey olmuyordu ama ateşim varken uyuduğumda alarm kurup kalkarım geceleri ve üstümü başımı değiştiririm terlediğimden dolayı. ter üzerinde kalmamalı.

çok yüksek değilmiş ateşin, kritik seviyede değil yani. bişey olmaz merak etme. ama bi ağrı kesici/ateş düşürücü al yatmadan. güzelce terle, bişeyin kalmaz.

ateş düşürmek kadar yanlış birşey yok zaten. eğer ateş kritik seviyeyi geçmiyorsa zaten enfeksiyonla savaşmak için yükseliyor. parasetamoller sadece belirtileri baskılar iyileştirmez.

Ateşini düşürme
Parasetamolden uzak dur

Bank Asya derim sanırım. Anında vermeleri lazım şu günlerde.

Akbank değil, min 15 gün

Finansbanktan 10 günde almıştım işsizdim hala işsizim gerçi.

İş bankası 'işte öğrenci' 9. Güne elime geldi.

Finansbank ın bazı subeleri 1 saatte veriyor direkt subeden

Finansbank'tan sakın alma 2.5 ayda zorla elime geçti. Kuryeleri çok büyük sıkıntı. Garanti olabilir.

www.cardfinans.com.tr

En geç 1 saatte veriyorlar şubeden 2.5 ay normal basvuru.

yilmaz ozdil ara sira sacmaliyor ama "akp'nin yaptiklari ve yapmadiklari belli, hala onlara oy veriyorsunuz" demek istedi sanirim.

tabi boyle bi gunde "mustehak" kelimesini kullanmak ne derece dogru bilemem ama dusuncesinde hakli.

ben yayını izlemedim, bu şekilde söylediyse haksız tabii ama düşündüğü şeyi sanırım anlıyorum. ve böyle düşünmesinde bir yanlış görmüyorum.

işçilerin tehditle, zorla akp'ye oy verdiği söyleniyor gerçi. yalnız şöyle bir şey var: bakın günlerdir ananız babanız ölsün, siz de karbonmonoksitle tatlı tatlı geberin vs diyoruz bu pişkin insanlara. en azından ben diyorum, pişman da değilim. e bu işçiler de akp'ye oy veriyordu?

"iyi ki ölmüşler" falan demiyorum. hiçbir gariban vatandaşımızın akp'ye oy verdiği için ölmesini de istemem, benim sözlerim bu insanlarınn iliğini kemiğini kurutan, emeğini sömüren şerefsizler içindir. ama söylediğinde bir mantıksızlık yok işte böyle bakarsak.

yine de orda resmi ve muhtemelen yalan rakamlara göre 300, tahminlere göre 600-700 insan ölmüşken "iyi olmuş, akp'ye oy verirseniz böyle olur" dememek lazım. ayıp.

ne sattı ne ironi, saçmalıyor. akpye oy verdi diye ölmesi gerekmiyor kimsenin.

Adamlara şans vermemişler ki oy vermemek ya da miting e katılmama gibi durumları olmamış


Ağırlaştırılmış Extra mobbing var!
Hangi birimiz aylık yemek kartımız alınsa max 1200tl ye ev geçindirsek mesela.. El mahkum ağır şartlar maden sonuçta. Nasıl gitmicem diyebiliriz? Ev bizden yemek bekliyo para bekliyo geçim sağlanacak?


Yılmaz özdil biraz aşırıya kaçmış
Müstehak ne demek ya

Ben şok oldum dinledim de şimdi.
Saçmalama ötesi olmuş



Extra düşüncelere açığım bakalım ne çıkacak

-kendi duyuruma cevap vermiş oldum ama benim gibi gündemi azcık geriden takip edenler de okusun diye, silmeyin emi-

yılmaz özdil saçmalamış.

@pescador, 300-400 cenaze nasıl saklanır yahu? 1 cenaze bile saklanmaya kalksa, insanlık suçudur. 300-400 cenazeyi saklamak mümkün mü? hepsini çekirdek aile saysak ana baba çocuk olarak. 600-800 civarı eş çocuk kalır geride. arkadaşıi komşusu derken kaç bine ulaşır bu sayı. bu nasıl saklanır? bu nasıl düşünülebilir? kaç bin insan satın alınacak yahu? diyelimki insanların eşinin babasının cenazesine bir değer biçildi. bu riski kim alabilir? kaç kişi ölüsüne değer biçip susabilir?

Aman o da ayri mal. Zilzurna ulusalci kafasi. Ne demek mustehak? Akp ye oy verenler olunce haketmis mi oluyorlar? Gerizekalilik.

Adam ironini allahını yapıyor fakat bu ülkede ironiden anlayacak kapasiteye sahip insanları ne kadar az olduğunu bilmeden günah keçisi olması kaçınılmaz.

@zibidigibi ironinin de bi seviyesi var insanlarn yürekleri yanmış sen kalk müstehak de. Çok yanlış nerde edep? Böyle vicdansızlık olmaz ama senin tuzun kuru sana mobbing uygulasalar sen istifa eder gidersin o adamlar napsın? El mahkum yaşadılar can verdiler yanarak bunun cevabı müstehak olmamalıydı!

@indescribable videoyu dikkatli bir şekilde izle.


alkislarlayasiyorum.com


İroni (Eski Yunanca: eironeía), söylenenin tam tersinin kastedildiği ifadedir.

Kinâye (Alegori), sözlükte "bir fikri kapalı, dolaylı olarak anlatan söz, üstü örtülü, dokunaklı söz" şeklinde tarif edilir. Edebiyatta bir maksattan dolayı sözü hem hakiki, hem mecazi anlamlara uygun olarak kullanmaktır. Bir kelimeyi gerçek anlamının dışında benzetme gayesi gütmeden ve engelleyici ipucu olmaksızın mecazlı anlamda kullanma. Bu kullanışta sözün gerçek anlamı da kasdedilmiş olabilir.
Başka bir deyişle gerçeği mecaz yoluyla dolaylı olarak anlatmaktır. Deyimlerin çoğu mecazlı anlamlarıyla kullanıldıkları için kinayeli sözlerdir.


Laf cımbızlamak diye tabir vardır gazetecilikte. aslında y.ozdil den pek hoşlanmam ama adam videonun sonuna kadar rte nin sözlerini tekrarlıyor - ben başbakana katılıyorum bu olan biten gayet normaldir diyor artı bu cümlesinden sonra hatta müstahatır bile denebilir diye iğleniyici (ve bence cirkin) bir üslupla bitiriyor.

Tamam ben ironiyi bilmesem duyuruda yazmazdım ironi mi yapıyor diye

Sadece empati kurarak cevapladım biri bana senin ailendekilere müstehak ya da yakınlarına müstehak dese ben yaptığımdan an itibariyle pişman olmam çünkü acım taze. Elimdeki imkansızlıklardan dolayı bu yoldayım yanlış olduğunu bilerek başka çarem yok...



Diye düşündüm öyle yazdım.

@ete summer, ne demek nasıl saklanır? çıkarmıyor bile adamlar. babası ölen adama "baban şehit oldu daha ne istiyorsun" diyen polislerin devletinde 300 değil 300 bin tane cesedi de saklarlar, kimse de çıkıp bir şey demeye cesaret edemez. insanların "zayiat" sayılıp çöp poşetiyle bir kenara atıldığı bir ülke burası.

Yahu adam sonunda Kralice Victoria istifa etmeli diyor, bastan sona tasak gecmis. Bildigin zaytung'a baglamis. Sevmem kendisini ama cok buyutulecek bir sey yok.

bence olayın akp'yle satılmışlıkla ilgisi yok. bu adam zaten bu. uludere'den sonra yazdıklarını hatırlayın. tayyip dışında şu alemde nefret ettiğim üç beş adamdan biri valla.

edit: videoyu şimdi gördüm izliyorum da, ironi yapmış evet de gözümdeki yeri değişmiyor maalesef. orada kaç yüz kişi ölmüş ulan. lan neyse bişey demiyorum.

ironi yapıyor, bunu anlamayan bir grup insanı da yine bize göstermiş oluyor. zaten anlamak mümkün değil son zamanlarda Yılmaz Özdil'i beğenmeme timi diye bir tim oluştu. Popülistliğin tavan yaptığı durum.

ironi yapmış olsa bile seçtiği kelimelere dikkat etmesi gerekirdi diye düşünüyorum. tayyip'e ve akp ye olan nefreti orada yaşamanı yitirenlere olan kederin önüne geçmiş gibi görünüyor.

ben demiştimcilik diye bir şey vardır ya hani, onun gibi olmuş. adamlar zaten ne şartlarda oy kullanmışlar tek tek ortaya çıkıyor. hükümetin yetersizliğine istediğin kadar sayabilir küfredebilirsin ama bu adamlara bu müstehak demek yakışık almamış.

Bu adam gibi düşünenler yüzünden akp dışında hiçbir parti oralardan oy a-la-ma-ya-cak.

Müstehak de, halkı suçla bu acılı gününde sonra akp'ye oy vermeyin de. Oldu.

yılmaz özdil takipçileri hariç, yılmaz özdil tarzını, ironisini anlatın şimdi bu insanlara hadi, gidin orada ölen madencilere ironinin kelime anlamını anlatın, beynine tükürdüklerim.

Para verilip mitinge zorla götürülen insanlara gidip orada başbakan diye bağırdıkları için müstehak diyor. velev ki suçluluar. Bu onları suçlu yapmaz senin gibi yaşantıları olmadığı için ama velev ki suçlular. Sen sıradan bir vatandaş mısın? Ne demek müstehak demek?

Roboski'de ölenlere katır diyen adam bu. Şakşakçıları ve ulusalcılar hariç seveni de yok zaten.

"ülkenin yarısı tayyip erdoğan'ı seçmiştir, dolayısıyla bu tip felaketleri daha çok görürüz, bu ülke bunu hak ediyor."

aslında doğrudan o işçiler üzerinden yürümemiş. genel olarak akp seçildiği sürece bu tip olayların süreceğini belirtmek istemiş ama araya sıkıştırdığı akp mitinglerine o işçileri getirip, ceplerine para sokuşturuyor gibi gereksiz ayrıntılarla konuyu bulandırmış.

saçma hani. bu adamın genel olarak çoğu tavrı saçma ve gereksiz geliyor zaten bana. zorlama bir orjinal olma çabası var ama yapmacıklıktan öteye gidemiyor. şu konuşma kime ne kattı acaba merak ediyorum.

tayyip gibi konuşarak ironi yapmış işte. tayyip'in ölenler için bir iyi oldu, müstehaktır demediği kalmıştı zaten.

hep öyleydi zaten. sahi, uludere için ne demişti bu adam?
"ben başbakana katılıyorum..." kısmı da kıvırma payı bırakmış işte.

netten bu modelin kasasının muadil parçalarını bulacaksın ucuza. bazen çıkıyor adam laptopu parça parça satıyor bozulduğu için.

terden dolayıdır o muhtemelen ama tabi kulanıcı hatası olmaması gerek, nereye koaycağız biz o bileği. Sticker filan yapıştırabilirsin belki .

marka samsung.

soyadı tutan biri yalvarırsa veriyorlar

vermeleri çok zor. çünkü o ehliyetle dolandırıcılık yapabilir art niyetli birisi. telefonla önce sen bi ara, dil dök. sonra 1. dereceden bi akraban gitsin..

görüşmeyin adamla bu kadar zor mu?

önceki duyuruyu da okudum ve kovun bence evinizden, fazla bile dayanmışsınız. çocuklarınız kişiliklerinin temellerini atacakları çok önemli yaşlarında ve böyle bi insanı onların etrafında tutmanız çok tehlikeli. resmen evladınıza göz göre göre zarar veriyor bu adam. ne yapın ne edin uzak tutun.

Mümkün olduğunca görüşmemeye çalışıyorum ama bayram ziyaretlerinde ve eşimin ailesinin yazlığında ister istemez karşılaşıyoruz.

herif magandanın teki ve bence çocuklar için çok tehlikeli. hiç abartmıyorum yarın öbürgün çocukları taciz etmeye falan da başlar. sağlam bi şekilde sert çıkışmanız lazım böyle saçmalık olmaz.

şikayet et,savcılığa.hukukçu değilim ama herhalde yapılması gereken budur.yani avukat arkadaşlar varsa böyle birşey yapılabilir mi,sonuç alınır mı,ya da ne yapılır bir açıklasınlar.ne demek çocuğa kötü davranmak ya?

Eşinizin de hatası var ama bence.Bu nedir yahu benim cocuğuma biri boyle davransa kardeşim bile olsa ortalığı ayağa kaldırırım.Kaldi ki şiddete vardırmış olayı hic hos degil.Sizin yerinizde olsam hic görüşmem.

Ya yemin ediyorum arkadaşlar çocuklar bir de yaramaz olsalar hadi diycem. Gayet sakin şeker gibi çocuklar. Ha arada yaramazlıkları oluyo tabii ama onun yanında korkudan zaten gıkları çıkmıyo.

enişte bey gerekli ağırlığı koyarsa ve aile ilişkisini keserse sorun ortadan kalkar ama bunu yapamayabilir de, ne de olsa kardeşidir. bu durumda da enişte beyle konuşun, siz ve çocuklar amca ile aynı ortamda bulunmayın. enişte bey isterse görüşsün, takılsın ama sizin böyle bir zorunluluğunuz yok.

eşinizin kardeşi diye siz laf etmek istememişsiniz ama o çocukların anası ben olsam daha ilk günden yapamazsın derdim, net. çocuğu yalnız yakalayıp sıkıştırmak ne demektir ya?

Taciz etmedigine eminmisiniz cocuklari. Ayse arman in gecen bi yazi dizisi vardi cocuklar boyle seylere farkli anlam yukledikleri icin anlatmiyorlarmis. Ayrica bir daha da gorusmeyin cok zor degil cephe almak.

Adamda bi piskopatlık ve ruh hastalığı var belli, benim çocuğuma biri bi fiske vursun parmağının ucuyla, yemin ederim doğduğuna pişman ederim. üstelik yaramazlık yapmamışken. Ayrıca ben de taciz konusundan korktum allah korusun, hiç belli olmaz değişik bi tip.

bence amcamızın psikolojik sorunları var.

ayrıca amca-dayı dediğin çocukları şımartır, anne babanın izin vermediği şeyleri alır çocuklara çaktırmadan falan. nası amca bu anlamadım.

Arkadaşlar eşimi bilmem ama ben onunla görüşmeme ve çocuklarımı görüştürmeme kararını aldım artık. Kendisine de şu maili atıyorum. telefon filan açın demeyin sinirden ne konuşacağımı bilemem. "Defaaten seninle konuşulduğu halde, halen oğluma karşı davranışlarında bir değişiklik yok. Bir gece öncesinde omzunu sıkıp taciz ediyorsun ertesi gün ensesine patlatıyorsun. Çocuğa ettiğin hakaretleri saymıyorum bile . (Bilimum salak, gerizekalı vb.) Lütfen artık çoçuklarıma 'gestapo' gibi davranmaktan vazgeç. Bilmem farkında mısın ama çocuklarımla iletişimin emir kiplerinden öteye geçmiyor. Kimse bizim çocuklarımızı sevmek zorunda değil ama kimse onlara fiziksel ya da sözel olarak şiddet uygulayamaz. Geçen yıl bize İstanbul a geldiğinde çocuğa yemek yerken 'sana bi vururum beynin tavana yapışır' dediğinde benim annem şok oldu. Üstelik çocuğun tek suçu yavaş yemek yemek idi. O gece annem polis çağırmayı bile düşündü ve ben onu bir şekilde ikna edip vazgeçirdim. DAvranışlarının tuhaflığının ayırdına varmanı istiyorum. Evet annenin oğluma karşı aşırı düşkünlüğünü ona annesi gibi davranmasını ben de yadırgıyorum ama bunun böyle olmasında çocuğun bir suçu yok. O yüzden eğer ki annnenin torunlarına ilgisini kıskanıyorsan , öfkenin nensnesi yeğenlerin olmamalı. Bunu annenle çözmelisin bizi ilgilendirmez. Çocuklarla bir problemin varsa da bu senin kişisel sorunundur istersen profesyonel yardım alırsın. Son olarak söylüyorum" çocuklarıma hakaret aşağılamada bulunma! Vücut dokunulmazlıklarına saygı göster.!" Çünkü onlarında izzet-i nefisleri ve karakterleri var. Ben ve babaları yaşadığımız müddetçe buna izin vermeyeceğiz.

maille olacak is degil. kararini aldigin iyi olmus. cocuklari da gorusturme. baba da her seyi bilsin.

bir de sen de baba da çok pasif davranmışsınız.bu adam bu çocuğa kötü davranmaya cesaret edememeliydi.önceki duyuruna da baktım,niye tahammül ediyosunuz buna?

gestapo'nun ne demek olduğunu biliyor mu acaba?

"Noolcak abimde beni dövüyordu çocukken"

bence bu kilit cümle. küçükken döven abi eşiniz ise bu adam besbelli abisinden yani eşinizden, çocukları kullanarak intikam alıyor. bilinçli değilse bile gayrı ihtiyari bir intikam güdüsü geliştirmiş sanki.

mümkün olduğunca uzak durmakta ve eşinizin bu konuyu da vurgulayarak kardeşiyle konuşmasında yarar var.

@kibritsuyu evet bende bunu düşündüm ama kardeş dalaşından öteye gittiğini pek zannetmiyorum eşimle arasındaki şiddetin. Çünkü eşim çok pasif, kedi bir adamdır :) 8 yıllık evliyiz sesini bile çok az yükseltmiştir bana. Yaa arkadaşlar bu adam o denli farklı ki benim kocamdan. Hayır babaları biraz aksi titiz bir adam ama çok beyefendidir.Mali müşavir, 70 yaşında ama halen çalışır. Kayınvalideme bir tokat bile atmamıştır. Yalnız babannne benim oğluma çok düşkün bence bu kıskanıyor. Ne biliim mantık almıyor.

@possum, cocuklugunda ne yasamis o bilinmez.
yalniz buradan gorunen o ki adamin davranisini aciklamaya calismaya, onla iletisimde kalmaya artik hic gerek yok. gec bile kalmisiniz, artik onceliginiz onlem almak olmali.

bazı ailelerde olur büyükler küçükleri ezer, döver ve bunu sevdiğinden, onu düşündüğünden yaptığını düşünür veya küçükler saygılı olmalıdır, büyüklerin her dediğini yapmalıdır diye düşünürler. yani nefret etmek değil de bencillik ve öküzlük.

kendi çocuğu varsa onlara da farklı davrandığını, yoksa da olunca farklı davranacağını düşünmüyorum. o şekilde mail atmak bütün aile içinde sıkıntıya sebep olabilir, "ben çocuğu sevdiğimden yapıyorum ne biçim yazı yazmış" diye tüm aileye dedikodu yapar siz kötü duruma düşersiniz. en güzeli bunu eşinizle konuşup amca ile çocukları görüştürmek istemediğinizi söylemeniz. amcanın haberi bile olmasın boşverin.

Maili gönderdiniz mi?Cevap yazdı mı? Çok merak ettim.

bence amcaya hiçbir şey söylemeyin, daha çok nefreti bilenir, intikam almak ister. onun bulunduğu ortamlara girmeyin, çocuklarınızı göstermeyin. eşinizin anne babasına da bu durumu belirtin gerekirse.

Gönderdim arkadaşlar maili.Okudu da. Cevap yok. Eşime de söyledim böyle böyle mail attım diye. Sen bilirsin, haklısın dedi. Yaa arkadaşlar yemin ederim benim annem olsa yerimde atmaca gibi atlardı buna. Kayınvalidemle de konuştum o da haklısın kızım böyle yapacaksa çocuklarla görüştürmeyelim sen de görüşme dedi. Annesi bile hak verdi bana düşünün.Hayır dedim amcalık yapmıyor ki zaten bir kere bir tatlı söz dökülmüyor ağzından. Hiç olmasın daha iyi. Çocuklar benim amcamı seviyorlar. Adamcağız her gelişinde bunlara çikolata şeker, nasıl seviyor bunları.Anne senin amcan bizim amcamız diyorlar. Artık öyle olacak.

ya bu amca dediğin adam ciddi psikolojik problemleri olan manyak bir herif. sakın ola ki çocuklarla görüştürme bunu. eşin galiba pasif-silik bir adam. maille falan bir şekilde hareketlerine devam ederse hiç düşünmeden savcılığa suç duyurusunda bulun. ileride senin çocukların da manyak olursa sorumlusu bu adamdır. taciz bile olabilir bence.

ve ayrıca kocanla amca arasında zamanında bir olay sebebiyle böyle yapıyor olabilir bu herif. kocan da ondan razı belki. o çocukları uzak tut bu adamdan. her zaman.

bir onceki duyurunuda görüp ne insanlar var demiştim, çocuklarının ruh sağlıkları için evi ayarmalı sert olmasada katı bi şekkilde evden gondermelisiniz. cocuğundan kıymetli değil bu ayı.

İğneyi kendime çuvaldızı başkasına arkadaşlar. Evet eşim ailesine çok düşkün. Annesinin sözünden çıkmaz. Benim aileme bile benden daha saygılı. Ama bu pasifliği, fazlaca iyi niyetli olması kendi çocuklarına zarar veriyor.

Yok bizimle yaşamıyor yanlış anlaşılmasın ama yazları sık görüşüyoruz.

valla,yapılacak tek şey dava açmak ve bu adamla ilişkinizi tamamen kesmek.tamam o senin eşinin kardeşi olabilir.ama bir tarafta da senin çocuğun var ve değeri o adamla kıyaslanamaz bile.eşinle de konuş ilişkinizi kesin onunla.tabii dava da açın mutlaka.

annelerı zamanında ılgısını abısıne mi vermiş sadece? bu yuzden anneye de kardesıne de kın beslıyor gıbı bunu da kardesının cocugundan cıkarmaya calısıyor. onu da sevın dıyecektım ama dur gözyaslarımı sıleyım... gorusmemek en guzelı ama keske telefon acıp ne kadar hayvanlassa da ses tonunu degıstırmeden ıctenlıkle anlatsaydın. dıger cocuguna nasıl davranıyor?

evinize almayın bu manyağı. eşiniz de kardeşiyle görüşmek isterse dışarda görüşsün, yemeğe çıksın, memleketlerinde buluşsunlar vs. ama bu adam evinize girmesin, çocuklarınızla değil yalnız, topluluk içinde bile muhattap etmeyin. ayrıca da ben çok huylandım bunlar hiç normal gelmedi, bi de kızınız var, aklıma fena fena şeyler geliyor. ayşe armanın ropörtaj dizisini ben de okudum belki ondan çok etkilendim, siz de bulup bir okusanız isterseniz bulup link atarım size.

Odakule o kadar pahali degil 9 saat birakiyorum 12 lira. Bu arada gumussuyuna normal kartla "okumuyor hocam" deyip kapiyi actirmisligim var tabi sans isi biraz.

süper ligin müptelası değilsen boşver. al d-smart ispanya ligini izle. yılda 2 derbi olacak da izleyeceksin. o tüpçü başta olduğu sürece hepsi haram o paraların. seyir zevkime sıçtı. 2 yıldır sadece 2 tane derbi maç izlemişliğim var zaten. bence hastası değilsen çok gereksiz. her hafta 3 maç izlesen haftalık 270 dakikanı boşa harcayacaksın. git çoluğunla çocuğunla takıl. sevgilinle takıl, arkadaşlarında takıl ya da yabancı lig izle. tüpçü baştayken bu ligden hiç bi s*km olmaz.

edit: cl maçları ve avrupa ligi maçlarını da izlersin hem d-smart tan. boşver lig tvyi.

al kanka al.
tüpçü müpçü diyolar ama geçen sene futbol tarihimizin avrupada en başarılı sezonunu geçirdik.
bahane çok yani almamak için..

Dreambox arastirin

37,99 TL + bir de başlangıç paketi var: 12 TL. yani toplam 49,99 TL ödemen gerekiyor aylık. başlangıç paketini seve seve alıyorsun. sadece 1 takımın maçları için aylık 50 tl çok pahalı. digiturkplay'e de gelen sistem hakkaten çok salakça. dediğin gibi kendi iplerini çektiler. alacaktım kredi kartını falan çıkardım kalite farkı olayını görünce vazgeçtim.

300 tlye mediamarkttan şampiyonlar paketi aldım. Üstelik hd.

2005 senesinde amcamin vardi iddaa bayisi. Almak cok zordu araya torpil falan koyarak almistik. Yer onemli o zaman 500m cevresinde iddaa bayii olmamasi sarti ve okula yakin olmamasi sarti araniyordu. Ayrica ganyan bayileri de alamiyor. Dukkani istedikleri sekilde dekore etmen gerekiyor. Ve o zaman yanilmiyorsam 3000 dolar gibi depozit yatirmak gerekmisti. Alinan bayilik devir edilemiyor odemeleri 3 kere geciktirirsen bayilik elinden aliniyor. Oynanan kuponun o zaman yuzde 7.4 unu veriyorlardi bayilere sonra 4 e kadar dustu su an oran nedir bilmiyorum. Herhangi bir iddaa bayine gidip bolge sorumlusunun telefon numarasini alabilirsen yardimci olacaktir. Ayrica bayi olmayan yerlere cat diye veriyorlar

Pril ve su

@kalanların savasi yok ben çalışma düzeneğini çözemedim, köpüklü suyu hazır var

tam belli olmuyor ama sanırım şişenin içinde halkalı zımbırtı var, o halkayı prilli suya daldırıp çıkarıp üflüyorsun. sarı mandal zımbırtısı da yeşil sepet kısmına top koyup fırlatmak için.

ek bilgi:pril su karışımına birazda sıvı vazelin eklersen balonların daha sağlam olur

hiç kimse bakmadı. ikiside tek başlarına yalnız yaşamak istedi ve ben görmeye bile o kadar az gittim ki ve de çok yakın olmasına rağmen evi kendimden tiksiniyorum. iğreniyorum çünkü neden aklıma bile gelmiyordu. şimdi babanemi kaybettim diye yarın ananeme gidicek olmam da iğrenç. daha çok gidebilirim . daha çok gidebilirdim onun yanına

4 büyüklerden sadece anneannem hayatta. büyük dayımla beraber yaşıyorlar. dayım bekar.

hayatının hiçbi evresinde çok sorumluluk sahibi bi insan olduğunu düşünmüyorum büyük dayımın. şu an da öyle zaten. +60 ama tam kaç bilmiyorum yaşı.

küçük dayım zaten hafiften sıyırdı gibi, şehir dışında, ayda bir falan arıyor anneannemi.

teyzem de şehir dışında ama o maddi ve manevi olarak hep yanında anneannemin.

biz aynı şehirdeyiz, bir sorun olduğunda anneannem annemi arıyor, sorunun şekline göre ben, annem veya babam -bazen de (evli) ablam- ilgileniyoruz. ilaçlarını bile (birlikte yaşadığı büyük dayım sağlıklı ve araba sahibi olmasına rağmen) biz yazdırdık her zaman. büyük dayım aynı evde yaşamak dışında pek ilgilenmiyor.

böyle yani. herkeste olabiliyormuş demek ki.

@queensalvoo para varda ben güvenmiyorum ya. güvenmiyorum derken içim el vermiyo.

babanem büyük halamla kalıyor, arada amcam alıyor, küçük halam nadiren ilgileniyor kendi havasında. biz farkı şehirde olduğu için alamıyoruz ve iki günde bir diyalizi olduğu için gelemiyor, arıyoruz, maddi imkanlar el verdikçe gidiyoruz. ananemle dedem kendileri takılıyor, öyle mick jagger gibi dinamik değiller ama kendilerine yetiyorlar.

insanın halası olması artı puan bu durumda. bende de hala yok. olmasın gerçi bi de onunla mı uğraşcaz.

eyyor adlı kullanıcı herşeyi kanıtlıyor aslında.. uğraşmak gibi geliyor yani.. bu iş sevgiye samimiyete bakar. sen evi gibi olmaz diyorsun da demek ki ona evindeymiş gibi hissettirememişsin.

babaannem ve dedemle aynı evdeyiz, bizle beraberler yani, müstakil ev onlar altta. Yemekler birarada yenir, çoğunlukla akşam yemeği sonrası da birarada otururuz. Kimse de niye böyle çok kalabalık falan demiyor (içinden memnun olmayan varsa da ben bilmiyorum) üst katta da amcam var, üç kuzen ve hanımı. Yemeklerde 11 kişiyiz yani. Evler ufak sayılır da o bile sorun olmuyor. Babaannelerin evdeki kendi halledemedikleri bir çok işe de biz koşarız, ya da hastalık vb. durumlarda. Ne bileyim,doğal akış bu işte. Ama bu durumlar babaanne/anneanne dedenin çocuk ve torunların küçüklüğündeki onlarla ilişkileriyle de ilgili biraz. Vefasız olanlar var mı var ama genelde o tutum belirliyor bence bunu.

@urnganic

apartman dairesine tıkılıp kalmak istemiyor oldu mu? kendi evi müstakil ondan dolayı daha rahat hissediyor kendi evinde. apartman dairesinde bütün gün pencereden dışarıyı seyretmek nasıl bir duygudur düşün, empati kur. ve ben o duyguyu o sıkıntıyı yaşamasını istemiyorum.

anneannemle dedem sağ. köydeki bakıcıları işi bırakınca 2 sokak ötemizde bir ev bulduk, oraya taşıdık (aynı şehirdeyiz). ne yazık ki doğru düzgün halledemedi ailem bakıcı işini bir sürü bakıcı gitti geldi falan, son gelen bakıcıyı da dayım birkaç aylığına geldiği için işten çıkardık, o ilgileniyor şimdi. annemden başka da kimse gerçek anlamda ilgilenmiyor. 4 kardeşin 3'ü farklı şehirlerde zaten ve 2 dayımın da teyzemin de kafası gidik desem yeri. sırf kalan tek ev için tartışma dönüyor. küçükken her haftasonu giderdim köye annemle, liseye geçiş sınavıydı ottu boktu derken ailenin kalan üyeleri gibi bayramdan bayrama gider oldum. ve 2 sokak ötede oturmalarına rağmen taşındıklarından bu yana (bir sene oldu neredeyse) on kereden fazla gitmemişimdir ellerinde büyüdüğüm insanların evine. ama bu sene ablamın sıkıntılı geçen hamileliğiydi, diğer yeğenimle ilgilenmeydi şuydu buydu derken o kadar yoğun geçti ki. şimdi de küçük yeğen var, ablama yardımcı olabilecek tek insan benim, tüm günüm onlarla geçiyor. yine de tiksiniyorum kendimden amk. neyse içimi döktüm buraya gereksiz yere ama kusura bakmazsınız umarım. en iyisini yapmışsınız. insan böyle bir imkanı varken gitmedikten sonra kafasını duvarlara taşlara vurabilir.

babam en küçük çocuk babaannem ve dedem ömürleri boyunca bizimle kaldılar. bizimle derken, onları dışlıyormuşum, ayrı görüyormuşum gibi anlaşılmasın. o günleri hatırlattın şimdi. şimdi ikisi de yok..

dedem ve anneannem(ikiside 95 yaşında fakat anneannem 4 ay önce öldü.)

şimdi kesinlikle evlatlarının yanına gelmek istemiyorlar, kesinlikle bakıcı tutulmasını istemiyorlar, maddi durumları oldukça iyi, anneannem ileri derecede anzeymer hastasıyd, hatta bu yüzden öldü.

tabi dedem öldükten sonra yanlız kaldı, gene inatla kimsenin yanına gitmek istemedi, ve bakıcı tutulmasınıda istemedi, hatta zaman zaman annem ve teyzemide yanında istemiyor, ama tek başınada yapamıyor, annem bakıyor.

ben bakıyorum aynı durum.

Point Rent a car var. Hem Etiler'de şubeleri var hemde Bayrampaşa'da Araçların hepsi neredeyse yenidir, bakımlıdır. Lüks araçları da çok var arkadaşlarım olurlar. İstersen bi bak derim.

mahalle sokak arası rent a carlara güvenmeyin. 3 kuruş fazla verip şirketlerden kiralayın. olası kaza durumunda ağır yükümlülüklerden kurtulmuş olursunuz

budget, sixt. ama rezervasyonu şimdiden yaptırman lazım bayram için.

Roma da genelde kucuk dukkanlar var dılım pızza ya da sandvıc satan buralarda ortalama 10 € cıvarında tutar pızza ve ıcecek. Her yerde raslarsın net bır adres veremeyecegım. Ama bana sorarsan bıraz daha ver kalıtelı bır yerde ye her sekılde harcayacaksın o parayı :)

Dıpnot masada oturarak yemeyı tercıh edersen masanın ucretını de verıyorsun.

gecen yaz ordaydik.
evet, dükkanlar bos bile olsa masaya para verdigin icin, hep ayakta takiliyorlar. veya turistler dukkandan alip pizza dilimini, gidip taslarda yerlerde oturup yiyorlar. ayni sey dondurmalar icin de gecerli.
sonucta euro bazında verceksin ve 7 eurodan ucuz pizza gormedim ben. genelde lezzetli hep.

"service charge" ve "cover charge" olmayan veya bunların en az olduğu yerlere bak. zaten pizza ve diğer yiyecek fiyatlarına halihazırda bakarsınız menüde. öbür türlü %10 service 2-3 de cover aldı mı boş yere bir sürü fazla pada ödemiş oluyorsun.

bazı yerlerde ayak üstü pizzacılar en güzeli aslında. bir de göçmenlerden dolayı italyan aşçılı italyan pizzacısı bulmak da kolay iş değil. o tür yer bulursan hemen koş :)))

daha ucuz yer ararsan malum carrefour'lar falan var, güzel sandviçler falan oluyor. lakin daha lezzetli yer ararsan daha pahalı yere git demeyeceğim çünkü fiyat ile lezzet hiç orantılı değil hatta neredeyse ters orantılı bazen :))

iyi yolculuklar!

Piazza della rovere nin orada' sor eva' restaurant var, f/p olarak iyidir.

Cevaplar için çok teşekkürler bugün POMPEİ den çıkıyorum Roma'ya doğru dediklerinizi uygulıcam

pompi adli yer roma'da dünyanin en iyi tiramisusunun oldugu yermis. ve pazartesileri kapali idi. ben yiyemedim sen ye: )

bir de, ferzan özpetek'in bir filmiydi sanirim adini unuttum, filmde yer alan cafe roma'da, müthiş tatlilar var, biz gittik. onu da bir araştır.

Maalesef yazını Roma'ya gelince okudum ve tiramisudan mahrum kaldım Cafe romayı araştırıcam teşekkürler

dur ya 2 buyuk yanlis anlasilma olmus.


1- pompei'de demedim ben. tiramisu yapan yerin adi "pompi", roma'da yani : )))


2- cafenin adi "cafe roma" falan degil.

ismini bilmedigimden oyle yazdim : )) virgül falan koymayinca ismi öyle gibi olmuş.


ikisi icin de şansın var yani : )

(bkz: trastevere)

Ne sebeple vermis ki , veliye cocugun durumunu soyler gibi
Akbankla calisman sart degil, bigiler ortak havuzda butun bankalar erisebiliyor da bu bilgilerin ifsa edilmesini hangi dangalak yapmis gercekten ilginc
Akbank genek merkeze sikayet ederek basla sonra dava ac

boşuna uğraşma, benzeri bir durum da bi sonuç çıkmadı. döverek rahatlayabilirsin.

Söylediklerinde yanlış var hiçbir banka diğer bir bankadaki borcu bilemez.Müşternin hangi banka lartları var bilemez.Müşternin hesabı yoksa nerede çalıştığnı bilemez.Onu geçtim kendi elindeki bilgileri vermesi sonu olacağı için hiçbir kimse bunu gözr alamaz

adamın götünden kan alırlar kan.diğer bankalardaki bilgilere bir banka müdürü oradaki müdür arkadaşları yoluyla çok rahat bir şeklide erişebilir.Bu durumda o akbank müdürüne bir şey olmaz ama bilgilerinin oldugu bankada senin bilgilerini sorgulayan gişenin ya da müşteri temsilcisinin başı ağrıyıbilir.Gerçi o da müdürüne söylediyse ona da bi şey olmaz.bilgi sahibi banka müdürü veya bilgiyi akbank müdürüne veren her kimse veya bunu ispatlayabilirseniz (dava açtığınızda bilgilere bakanın sicili gözükür) ordan da kamera kayıtları ve telefon dökümleri ile iş çözülebilir.

Akbank teftiş kurulu na şikayet et. En azından kınama alır

takıyorlar baloncuksuz.

takıyorlar ama baloncuk olabiliyor. bayağı da uğraşıyorlar ama kısmet. baloncuk dediyse çok değil. kenarlarda falan bazen. siz bi diyin. çekinmeyin.

takıyorlar baloncuk olmasın diye de baya uğraşıyorlar

bazıları takarsa 10 lira takmazsa 5 lira alıyor. çünkü baloncuk olursa yenisini takıyor o riske girmeyi de parayla karşılıyor.

Gecen gun gittim almaya, kendim yapicaktim adam takalim mi dedi, ben takamazmiyim dedim, zor dedi , bende kapla o zaman dedim adam tam 3 tane jelatini cope atti, kesin pisman olmustur cok zor is

ara sırra girip baktığım bir hesabım var, 8 mbit bağlantı ile şirketteki 100 mb lik bağlantı arasında hiç bir fark olmadı. görüntü net. hd kanal bakmadığım için yorum yapamıcam

3 yıldır kullanıyorum. hd değil hiçbir kanal. ama görüntü yeterli kalitede. aslında hd yayına da geçmeleri lazım artık yavaş yavaş.

görüntü pixel pixel değil ama öyle tv gibi güzel yayın bekleme. sıradan kanallar var o konuda da çok beklentin olmasın. bi de full ekran yapınca bazı kanallar 16:9 olduğu iiçin çok kötü görüntü oluyo üstelik benim monitörüm de wide screen anlamadım gitti. kapattırdım geçen gün.