Giriş
(5)

bu kompleksten nasıl kurtulurum?

hulusinasyon
komplekslerinizi nasıl yeniyorsunuz? birinci aşama farketmek ve kabullenmek, güzel. bunu yaptım. durumum da şu: liseyi yatılı okudum, yaklaşık 1000 erkek ve sıfır kızın arasında. hiç kız arkadaşım olmadığı gibi sosyal hayatım da -sadece hafta sonları belli saatlere kadar dışarı çıkabildiğimizden- en
komplekslerinizi nasıl yeniyorsunuz? birinci aşama farketmek ve kabullenmek, güzel. bunu yaptım. durumum da şu: liseyi yatılı okudum, yaklaşık 1000 erkek ve sıfır kızın arasında. hiç kız arkadaşım olmadığı gibi sosyal hayatım da -sadece hafta sonları belli saatlere kadar dışarı çıkabildiğimizden- en basit hesapla normal bir insanın 2/7 si kadardı. üniversiteyi de yatılı okudum. sosyal hayat derseniz yine sıfıra yakın. kız arkadaş derseniz bölümde kız yoktu, dışarıdan en uzun ilişkim 1 ay sürdü o da 2 buluşmamız arasında 1 ay olduğu için. asıl yumuşak karnım bu olsa da, sadece kız meselesi olarak da algılamayın, gençliğimi yaşamadım diyebilirim. işbu nedenle böyle gençlik dizilerini filan izleyemiyorum, kompleks işte. zaten normalde de dizi izlemediğimden hayatımı pek etkilemiyordu. yalnız geçenlerde bir kaç arkadaş otururken bir ark mezuniyet balolarının videosunu açtı bilgisayarda. baktım kızlar erkekler hepsi güzel güzel giyinmiş, içiyor, dansediyor kısaca epey eğleniyorlar.(bizim öyle olmamıştı) izleyemedim tabii. sonra konu herkesin üni. hayatına geldi. ortamı bozmayayım, milletin neşesi kaçmasın diye ses etmedim başta. herkes anlattı bir şeyler. ama türkçe öğretmenliğinden mezun bir arkadaş "ya bizim okulda bir erkeğe 3 kız düşüyordu, hepsi melek gibiydi, ilk sene karar aldık hiç kimse kızlarla çıkmadı ki kendimizi ağırdan satalım" filan deyince daha fazla dayanamadım ve müsadelerini istedim. nedenini sorduklarında da önce bilgisayarda işim var dediysem de sonra doğruyu söyledim.

neyse, asıl meseleye dönersek benim böyle belki de kıskançlıkla karışık bir kompleksim var. bu nedenden kimseye garez gütmüyor, kötü davranmıyorum. yolda liseli/üni.li aşıklar, maça/sinemaya giden gençler görünce moralim bozulmuyor ya da aklımdan kötü şeyler geçirmiyorum. şu anki sosyal hayatım fena değil, arkadaşlar arasında sevilen hoş sohbet biriyim. dediğim gibi en fazla gençlik dizisi ve rock'ncoke ile ilgili haberleri izleyemiyor ve bu konulardaki muhabbetleri dinleyemiyorum. ama muhabbet edecek daha binlerce konu var. yani benim hayatımı karartan bir durum değil. melankolik değilim. kendimle barışığım. umursamazım. yine de bu sorunumdan kurtulmak istiyorum. nasıl bir yol izlemeliyim? bu gençlik dizilerini sinir ola ola izlesem, kendime bir müddet işkence yapsam zamanla düzelir miyim mesela? daha kısa yazmak isterdim ama olmadı, fikrini paylaşan herkese şimdiden teşekkürler.

(bu soru için ayrı bir hesap aldım ama nedeni bu durumumdan utanmam değil, özel başka bir sebebi var.)
0
hulusinasyon
(14.10.09)
gençlik dizilerini izlememekle kaybınız yok kazancınız var bence :)
beki malumunuzdur her boka sporu önermek gibi bir öneri kabiliyetine sahibim, size spor yapmanızı öneriyorum. durumunuzu da çok iyi anlıyorum çünkü benzer insanlar tanıdım. bir kere sizdeki bu durumu düşünemeyen arkadaşlarınız "ince" değillerdir ama siz ince birisiniz, ince olmadığı halde kendini ince zanneden insanlara pek itibar etmeyin. sonra kadın erkek ilişkilerinin ne kadar boka batmış olduğunu söylemeye gerek yok. bu durumda karşınıza çıkan ilk kıza kapılıp sonrasında üzülme ihtimalinizde var buna dikkat edin.
siz siz olun bi kız gelip verecektir, kalbini canım. vermeden duramazlar bana güvenin. sık dişini az kaldı, az. ışık görünüyor, az kaldı, az.
ama sen de boş durma bi yerden bi kız ayarlamaya çalış. şimdi yumuk ellerine kurban olduğum türk kızlarının beyin (hangi beyin sorusu tartışılıyor hala) yapısı ilginç olduğunda sizin gibi kızlarla iletişim kurmasını (evet kızlarla iletişim kurmak diye bir şey var çünkü bunlar apayrı bir tür, erkeklere yaklaştığınız gibi yaklaşmaya kalkarsanız sıçarsınız mmuhtemelen) pek bilmeyen biri ya çok anlayışlı bit genç kız bulacka (ki yeryüzüne ayda bir gelir bunlar, düşün yani yüzbinlerce doğum var yani bu ayda bir doğuyor) ya da az biraz çirkin ya da çirkin olmadığı halde bi şekilde sizin kızlardan uzak kalmanız gibi erkeklerden uzak kalmış bi kız bulacaksınız.

elleriniz nasır bağlamadan spor yapın, sonra libido daha bir artar yeterli desteklendiğinde, sonra daha çok spor yapın. sonra patlayın, güç patlaması canım. sonra düzenli olarak hem patlayın hem spor yapın, yalnızlığa birebirdir ben kendimden biliyorum benim durumum şu an senden de beter. sigara bile içiyorum uyku uyumuyorum ama çok şükür kız ağırlıklarına girmekten kurtuldum ve yavaş yavaş eski günlerime dönüyorum.

güreş de iyidir ama yaş geçmiş bu saatten sonra olmaz.
neler diyorum ya ben bazen böyle ayrı bi yerlere gidiyorum, yine uyumadım çünkü. bu arada kilo programını bekleyen arkadaşlar neden o programı yayınlamıyorum biliyor musunuz? çoktan yazdım ama ben uykumu düzenlemediğim için içinde uyku düzeni barındıran bir programımın başında durup yayınlamayacak kadar dürüstüm ben. o yea.
0
Karluk
(14.10.09)
şimdi öncelikle mevcut duruma bakalım.

şimdiye kadar bulunduğunuz ortamlardan dolayı pek fazla gençlik hayatı yaşamadınız (en azından çevrenizdeki insanlar kadar) ve bu nedenle kompleks yapıyorsunuz. olabilir.

ama unutmayın ki, geçmişe geri dönüp çılgın bir lisede kızlı erkekli grupların içerisinde yeniden yaşama şansınız yok. bunu eledik. o zaman geleceğe bakacağız.

peki şimdiden ne istiyorsunuz. samimi kız arkadaşlarınız olsun. gruplarınız olsun. sevgiliniz olsun istiyorsunuz. sosyalleşeceksiniz. başka çıkarı yok. sosyalleşmenin size üç getirisi olacak. birincisi arkadaş edineceksiniz. ikincisi kafanızı boşaltacaksınız. üçüncüsü ise arkadaş edinin ya da edinmeyin daha donanımlı bir insan olacaksınız.

tabi benim size tavsiyem (bunu lütfen küstahlık ya da ukalalık olarak algılamayın) daha yüksek idealler için savaşmanız. bunu durumunuzu küçümsediğim için vs söylemiyorum. sadece daha yüksek idealler için savaştığınızda günlük hayatınızda pek çok şeyin ne kadar küçük meseleler olduğunu görüyorsunuz. elbette yaşadığınız şey önemli, gayet önemli ama mesela lösev için çalışıp ölümü metanetle karşılayan küçük çocukları gördüğünüzde, gea için çalışıp depremde enkaz altında kalanları kurtarmak için çabaladığınızda, en azından bunun eğitimini aldığınızda bile hayatta uğraştığımız, elde etmek için kendimizi paraladığımız şeylerin aslında o kadar da önemli olmadığını görüyorsunuz. ve bu güç size, kendinizle savaşmak, zayıf noktalarınızı gidermek ve komplekslerinizle başa çıkmak için imkan sağlıyor.

umarım yanlış anlaşılmamışımdır.

sevgiler
0
kahvegibi
(14.10.09)
@karluk hakketen alakası olmayan bir boka spor önermişşsin, yarıldım
@hulu .. normalde uzun yazıları okumam ama dikkatimi çekti.
özet söyliyeceğim .
gençlik dizilerini izleme , zaten hiç bi halt olmuyor , bi gırgır şamata yok dizilerimizde , faydası yok zararı çok ; izleme. zaten yaşın anladığım kadarıyla yeterince büyük senin ihtiyacın yok.

diğeri seninki kopmlex deil . mide bulantısı denilebilir mesela. ama biraz fazla çarpıntılı ; niye fazla diyorum çünkü dinlemeyip kalkıp gidiyorsun . çok dert edilcek birşey de deil . hayatını etkileyen birşey de değil.
bende de war bi kaç konuda mide bulantısı . duymak bile istemiyorum , ordan kalkmak istiyorum. ama bu komplex deil (2.ci oldu)

son olarak vesselam , bu aralar kız arkadaşın olsun , yada aşık ol derim . bu da şahsi görüşüm
0
dieselsingle2
(14.10.09)
kendini biraz iyi hissetmen için en azından şunu söyleyebilirim: melek gibi kızlar vardı ama karar aldık bir sene hiç biriyle çıkmadık diyen arkadaşın yalan söylüyor.
0
murtilli
(14.10.09)
aynı kompleks (sen kompleks dediğin için ben de öyle diyorum) bende de var.

fakat geçmişi geri getiremeyeceğimize göre önümüzdeki maçlara bakıcaz. bak sosyal hayatın da varmış negzel.

bide uğraşıların olsun misal. yani bu tür şeylere kafa yormanı engelleyecek, ya da bu tür şeylere bakıp da "ulan nelere kafamı takıyomuşum ben ya" diyeceğin şeyler. kahvegibi'nin örnekleri şahane bence.

olumlu düşünürsek olur bence.
0
rectoa
(14.10.09)
(9)

Sivilce tarlasına dönmüş göt

boyle
Merhaba,Sorunumu başlık yeterince açıklıyor sanırım. Özellikle son birkaç haftadır, çok fazla sivilce çıktı malum bölgede. Üstelik sivilceler ömürlerini tamamladıktan sonra geride iz de bırakıyorlar. Hem çıkan sivilce miktarını azaltmak, hem de iz kalmaması için neler yapmam gerekiyor? Şimdiden teşe
Merhaba,
Sorunumu başlık yeterince açıklıyor sanırım. Özellikle son birkaç haftadır, çok fazla sivilce çıktı malum bölgede. Üstelik sivilceler ömürlerini tamamladıktan sonra geride iz de bırakıyorlar. Hem çıkan sivilce miktarını azaltmak, hem de iz kalmaması için neler yapmam gerekiyor?
Şimdiden teşekkürler.
0
boyle
(14.10.09)
erkekseniz kıl dönmesinin başlangıcındaki gibi olabilir. kese yapın banyoda. tabi ne kadar yapabilirsiniz bilmiyorum. kız arkadaşınıza filan yaptırın olmadı
0
kahvegibi
(14.10.09)
Pudra kurutabilir mi acaba? Parfümsüz pudra deneyebilirsin.
0
bluebeard
(14.10.09)
bir dermatolog'a görünerek başlayabilirsiniz. antibiyotik-krem kombinasyonuyla bebek poposu gibi poponuz olur diye düşünüyorum.
0
szqnn
(14.10.09)
spor yapin. kosun mesela, got sikilastirin. eksibition?
0
ermanen
(14.10.09)
boyle,
beslenme alışkanlığınızdan bahseder misiniz?
0
Karluk
(14.10.09)
sentetik madde içermeyen iç çamaşırları kullanın
0
whoosie
(14.10.09)
Sabah poğaça, çay, öğlen genellikle fast food, sonra da klasik Türk akşam yemeği. Aralarda genellikle çay ya da kahve tüketiyorum bir de.
0
🌸boyle
(14.10.09)
çaylar kahveler de şekerliyse kötü, beslenmenizi değiştirmenizi öneririm. prof. dr. ahmet aydın'ın "unu şekeri azaltın sivilcelerden kurtulun" başlıklı bir yazısını önümüzdeki bir kaç gün içinde bodytr.comda yayınlayacağım, şu an bu yazıyı beslenmebulteni.com sitesinde doc formatında bulabilirsiniz. yararlı olackatır kanaatindeyim.
0
Karluk
(14.10.09)
çayı şekersiz içiyorum, ama kahvede şeker kullanıyorum. teşekkür ederim cevaplarınız için.
0
🌸boyle
(14.10.09)
(12)

adanalılara istanbulda kebap

mozart
arkadaşlar istanbulda bulunan çok iyi kebap yapan yerlere ihtiyacım var. denenmiş yerler olmalı. adanadan gelen misafirlerim kebap yemek istiyor. kebap cennetinden gelip de böyle isteklerde bulunmaları ilginç tabi.
arkadaşlar istanbulda bulunan çok iyi kebap yapan yerlere ihtiyacım var. denenmiş yerler olmalı.

adanadan gelen misafirlerim kebap yemek istiyor. kebap cennetinden gelip de böyle isteklerde bulunmaları ilginç tabi.
0
mozart
(13.10.09)
komik olacak ama hakkaten böyle dürüm yemedim ben istanbulda :)

(bkz: fulya daki durumcu)
0
szqnn
(13.10.09)
o zaman harbi adana mekanlarına gidicekler. şenol kolcuoğlu, küçükyalı. ya da yüzevler kebap.
0
gokriver
(13.10.09)
Asmaaltı vardı Anadolu yakasında. Semti anımsayamadım, google bilir belki.
0
uyuklayankedi
(13.10.09)
0
cgcore
(13.10.09)
(bkz: medi) karisik kebabi efsanedir.
0
alkolikfedai
(13.10.09)
beşiktaş sahil'de otobüs duraklarının olduğu yerde dürümce var. sahibi ve çalışanlarının çoğunluğu adanalı ben istanbul'da en adana'ya benzeyen adana'yı orda yedim (bu nasıl bir cümle oldu lan). bir adanalı olarak dürümceden sonra (bkz: fulya daki dürümcü) seçeneğini de 2 numaraya koyulabilir diyebilirim.

ayrıca dürümce tam adana işi bol salata, turşu, ezme ekstra lavaş ne istersen geliyor. ama sipariş verirken pilavsız olsun diye belirtin, malum adamlar istanbul'da olduğundan ve gerçek adana yememiş müşteriler kebabı pilavlı istediğinden default olarak vermek zorunda kalıyorlar.(lan bak canım çekti şimdi)
ayrıca 24 saat açık, üst katı deniz manzaralı, fiyatlarda efsanevi derecede uygun (sanki çok reklamını yaptım, ben gidim çileklerimi biçim :))
0
benim de soyleyeceklerim var
(13.10.09)
palladium'un karşısında adana dostlar sofrası
0
kahvegibi
(13.10.09)
pyro clustic flow
(13.10.09)
adanadaki gibi bir servis olmayacağını önceden belirtin de hayalkırıklığı yaşamasınlar.
fulya'daki dürümcü önerisine ben de katılıyorum. ama şu an orada artık iki dürümcü var. meşhur olanı, ıhlamur kasrının duvarına tezgah açan dürümcüydü. adamlar parayı bulunca biraz daha ileride tam köşede bir mekan açtılar. adı YES, Yasin Eyüp Servet kısaltması. o mekana gidin. ıhlamur kasrının karşısında hala bir adet dürümcü var ama bunlar o meşhur dürümcü değiller.YES'e götürün misafirlerinizi, ama yine söylüyorum yüksek ihtimalle beğenmeyecekler. Bugüne kadar beğenen Adanalı görmedim. Çünkü Adana'dakilerle karşılaştırıyorlar. Oysa anlatamıyorsun, abi elimizdekinin en iyisi bu işte diye.

yok ben çok daha güzelini istiyorum dersen. misafirlerin için değil ama yolun düşerse senin için tarif edeyim. AĞVA'da otobüs durağının yanında Liman adlı bir restoran var. Ustası Adanalı'ydı. Eğer hala aynı Adanalı usta ile çalışıyorlarsa yolun düştüğünde dene. Şu ana kadar Adana'dakine en yakın tat ve servisi orada gördüm. tek geçerim. kebabın yanında limon veren İstanbul'da gördüğüm ilk ve tek restoran oldu.
0
oztokyolu
(13.10.09)
kesinlikle çapa da miço.
kesinlikle ama kızılayın karşısından giriyosunuz içeriye doğru bayağı bir gidiyosunuz cadde üstünde solda kalıyor.orada kime sorsanızda söyler zaten.lezzeti inanılmazdır.sahibi yusuf usta da şeker ötesidir.hem fiyatları da çok uygundur.
0
solipsist
(13.10.09)
aynı kebabı kesinlikle yiyemezler. eti yenilen hayvanın beslenme şeklinden dolayı
0
Ayiyogi
(13.10.09)
etiler'deki yüzevler harika.

ama fiyatlar biraz tuzlu tabi.
0
no love no glory
(14.10.09)
(7)

Kedilerim anlaşamıyor,napsak da anlaştırsak?

azkuruazpilav
1 yaşındaki erkek siyam kedimin yavruları oldu ve yavrulardan bir tanesi de ben aldım.yavru 3aylık diğer kedim ise 1.5 yaşında fakat büyük kedi küçük kediyi inanılmaz kıskandı, bana ne kendini sevdiriyor ne de söz dinliyor.ayrıca küçük kediye devamlı sataşıp,yavruyu köşeye sıkıştırıyor,açıkçası pata
1 yaşındaki erkek siyam kedimin yavruları oldu ve yavrulardan bir tanesi de ben aldım.yavru 3aylık diğer kedim ise 1.5 yaşında fakat büyük kedi küçük kediyi inanılmaz kıskandı, bana ne kendini sevdiriyor ne de söz dinliyor.ayrıca küçük kediye devamlı sataşıp,yavruyu köşeye sıkıştırıyor,açıkçası pataklıyıp bırakıyor.bu geçici bir süreç mi,birbirlerine alışmaları için ne yapabilirim?bunları gözetlemekten hiç bişey yapamaz oldum:s
0
azkuruazpilav
(12.10.09)
benim bildiğim kediler hiçbir zaman belli bir süre geçince yavrularıyla anlaşamaz.
0
jeanne hebuterne
(12.10.09)
yavrusu olduğunu bilmiyor zaten babası sadece yani.bak hala vuruyor şerefsizzz...
0
🌸azkuruazpilav
(12.10.09)
bu tamamen gecici bir surec. anlasacaklar, panige mahal yok, zaten siz bir sey yapamazsiniz. eve ikinci kedi geldiginde ilk kedinin huysuzlasmasi cok normaldir. bir sure gecince anlasacaklar, once buyuk kedi kucuk uyurken caktirmadan gidip koklayacak falan boyle misal, sonra bigun bi bakicaksiniz got gote yatmaya baslamislar. ilk kediniz de normale donecek; ama misal bir sene gecti, 3. bir kedi aldiniz, diger iki kedi sadece yeni kediyi dovmekle kalmayip, birbirleriyle de kapisacaklar, sizden de nefret edecekler, alisma sureci ise ilk deneyimin kafadan iki kati uzun olacak. kedi sayisini artirmamanizi tavsiye ediyorum, kediler cogaldikca huzursuzlasiyolar, kopekler gibi suru olsun kalabalik olalim kafasinda degiller hicbir zaman. eger ikinci aldiginiz kedi disiyse ve siyam kedinizi kisirlastirmadiysaniz da, kucuk kedi ele geldigi saniyeden itibaren eslesip tavsan gibi cogalirlar engel olamazsiniz, onu da hatirlatiym. ikinci aldiginiz kedi erkekse de alisma sureci ufaktan uzun surebilir. siz kedilerinize ayri ayri sevgi saygi gosterin, hayvan bunlar, kiskanmak, trip atmak gibi huylari yok bunlarin.

milky way 8 kedi bakan ruh hastalari diyarindan bildirdi.
0
milky way
(12.10.09)
Engin bilgilerini paylaştığın için çok teşekkür ederim o zaman beklemekten başka çarem kalmıyor.yavru kedi erkek,dediğine göre biraz daha uzun olacak alışma süreleri sanırsam ve çiftleşme gibi bi problem olmayacak.evde daha fazla kedi olmayacak buna eminim:)
0
🌸azkuruazpilav
(12.10.09)
eooo, erkek kediler erkek kedilere de tecavuz ediyo :/ kedini kisirlastirman en dogrusu.
0
milky way
(13.10.09)
üzgünüm ama kısırlaştırılmamış 2 erkek kediyi aynı evde tutamazsın. kavga etmeyi bir kenara bırak, büyük olan yakında evin her yerine püskürtmeye başlar. benden söylemesi, eğer her ikisini de istiyorsan kısırlaştırmak zorundasın.
0
katzizu
(13.10.09)
birincisi: kedilerini mümkün olduğu kadar kısırlaştırman lazım
ikincisi:
önce büyük kediyi sev
önce büyük kediye mama ver
önce büyük kediyi oynat
küçük kediyi büyük kedinin yanında sevme
büyük kedi küçük kediyi pataklayınca büyüğe bağırma
küçüğe kızarmış gibi yapıp ayrı odaya koy (ama o oda büyüğün esas mekanı olmasın)

bir de ne kadar oldu alalı bilmiyorum ama ilk günler oluyor böyle. bizimkiler ikinci haftanın sonunda birbirlerini yalamaya başladılar. oyyy yavrularım benim.
0
kahvegibi
(13.10.09)
(4)

flypgs - pegasus

yalniz bir opera
bir ay önce bu firmanın internet sitesinden uçak bileti almaya çalışırken internet bağlantısından mı siteden mi kaynaklandığını anlayamadığım bir sebeple işlem yarım kaldı. pegasus parayı çekmiş, ancak bilet alım işlemi yapılmamış görünüyor. teyit ettirdim, bilet yok ortada. ama benden para kesildi.
bir ay önce bu firmanın internet sitesinden uçak bileti almaya çalışırken internet bağlantısından mı siteden mi kaynaklandığını anlayamadığım bir sebeple işlem yarım kaldı. pegasus parayı çekmiş, ancak bilet alım işlemi yapılmamış görünüyor. teyit ettirdim, bilet yok ortada. ama benden para kesildi. tam bir aydır bu parayı geri almaya uğraşıyorum. muhasebe bürosuna faks çekildi, defalarca müşteri hizmetleri arandı ama bir sonuç yok. 3 gün sonra kredi kartımın son ödeme günü. daha ne yapabilirim bu parayı geri almak için?
0
yalniz bir opera
(12.10.09)
1- Mahkemeye gidip dolandırıcılık davası açacağım gibisinden bir tehdit işe yarar.
2- sikayetvar.com'a girip mevzuyu anlat, dönüş olur.
0
ataturkiye
(12.10.09)
ihtarname gönderin. daha çok ciddiye alacaklardır.
0
kahvegibi
(12.10.09)
senin bununla uğraşmak gibi bi zorunluluğun yok.

kredi kartın hangi bankadansa onu ara, bu çekime itiraz etmek istiyorum de. yasal olarak banka bu süreci takip etmek ve o itiraz sonuçlanıncaya kadar senin paranı kredi kartına iade etmek zorunda.
0
seviyorum ulan sezenimi deli gibi hem de
(12.10.09)
bankana gidip "işlem iptali" yaptırabilirsin
0
orange coffee
(12.10.09)
(6)

Şöyle bir adam arıyorum: oralardasın biliyorum!

ya ben lan neyse
tabi kız değilim adam olması da şart değil aslında. araığım adam öyle bir adam olsun ki eğitim hayatı boyunca matematik konusunda hep dertli olsun. ben bu işi yapamıyorum desin. diğer dersleri iyi olsun ama matematiği hep kötü olmuş olsun. sonra bu adam liseyi bitirince desin ki ulan ben ne yapıyoru
tabi kız değilim adam olması da şart değil aslında. araığım adam öyle bir adam olsun ki eğitim hayatı boyunca matematik konusunda hep dertli olsun. ben bu işi yapamıyorum desin. diğer dersleri iyi olsun ama matematiği hep kötü olmuş olsun. sonra bu adam liseyi bitirince desin ki ulan ben ne yapıyorum. hayatın ta kendisi olan matematiği nasıl beceremem. çok büyük eksiklik desin. sonra otursun matematik öğrensin. çalışsın çabalasın. matematiği kötü olan yıllarının acısını çıkarırcasına çalışsın. sonra bir baksın ki matematikte bir çok matematik ineği öğrenciyi sollayabilecek seviyeye gelmiş. ama bunları aklı sonradan başına geldiğinde mesela üniversitede matematikle alakasız bir bölüm okuduğunda, pişman olduğunda, kendini eksik hissettiğinde yapmış olsun.

buna yakın hikayesi olan. çok sonraları matematiğin üstesinden gelebilen adamlar da olur.

ben o adamın anlından öperim. kendisini sömürmek, bu işi nasıl başardığını öğrenmek istiyorum.

kendimden de bahsedeyim.

1919 senesinde topraklarında doğmuşum
anamdan emdiğim süt çeşmenden tarlandan gelmiş


6. sınıfa kadar gayet tembel bir öğrenciydim. daha sonraları nasıl olduysa açıldım, matematik hariç diğer derslerim çok iyi oldu falan.

liseye geçtiğimde matematiğim hala çok kötüydü. ama çok gariptir. fizik ve kimya da (lise 1 den bahsediyorum) 1. sınıf bir öğrenciydim. aslında tam fen alanına gidebilecek bir öğrenciyken. sırf matematiğim kötü diye sosyal bilimler alanına müdür yardımcımın insanüstü çabaları ve ısrarları sonucu gittim.

benim okuduğum lise türkiye nin öğrenci başarısı açısından ekser seneler ilk 10 a giren düz liselerinden biri. bu şüphesiz. sosyal bilimler alanında 200 öğrenci vardı ve şüphesiz bunların içinde en iyisi bendim. (bunun belli kriterleri var o çok uzun hikaye. ama tastik bana ait değil okul yönetimi ve hocalarıma, belli başarı kriterlerine, sınavlara falan...)

yani sırf matematik yapamadım diye bugün bir doktor veya mühendis değilim. türkçe öğretmeniyim. dediğim gibi fen bilimlerinde gayet başarılıyken nasılsa matematikte hep başarısız oldum. hep başaramayacağıma inandım, önyargılı yaklaştım belki de vesair.

demek istediğim yukarıda belirttiğim adamların tavsiyelerine ihtiyacım var. 22 yaşındayım. ben bu işi yapaım hevesi geldi birden bire. açtım baktım 6. sınıf kitaplarına "aa oluyormuş lan çalışınca" dedim ne kadar geç kalmış olsam da.

ne yapayım da matematikte lisede fen mezunu olmuş bir öğrenciin seviyesine geleyim? (6. sınıf kitaplarından başlayabilirim sorun değil.)

şimdi yazıyı okuyunca bazı kısımlarında kendimi övdüğüm anlaşılmasın. bunları zekası yetersiz bir öğrenci olmadığımı kanıtlamak istercesine yazıverdim. matematik konusunda "istese yaoar ama çalışmıyor" denilen öğrencinin ben olduğunu farkettim yıllar sonra. çünkü o zamanlar matematik sınavlarına girerken dahi çalışmazdım matematiğe.

bu konu benim için çok çok önemli. matematik hayatın ta kendisi ve olmaması büyük bir eksiklik.

aradığım adamlar! ne dersiniz şu bende ye?
0
ya ben lan neyse
(09.10.09)
oyle bi adam bunun tamamını okumaz :/
0
bryan fury
(09.10.09)
Bir sayısal öğrencisi olarak yazıyorum Bilirmisin bende fizikten pek çakmam o şekiller sürekli farklı şeyleri hatırlatır bana,
Cevabıma gelirsek Mesela bize lise1 de üslü sayılar,köklü sayılar filan göstermişlerdi o zamanlar galiba beynimiz gelişkin olmadığından zor soruları çözemezdik,Ama 3 sene sonra Şu anda lise son sınıfttayım ve o arada üslü sayılar,köklü sayılar filan hiç çalışma durumu yok ve elime soru bankasını almadan önce 10 dakikalık bir konu tekrarı yaptım mesela üslü sayıları tüm sorularını da takır takır çözdüm.Evet hepsini hiç yanlışsız.
Demem o ki beyin zaman ilerledikçe gelişiyor.Şu anda veya geçmişte gözümüze çok zor gelen şeyler bir süre sonra beynimizin sınırlarının altında oluyor ve onları kolaylıkla halledebiliyoruz.Yetenek işi hikaye değil var ama o matematik yeteneksiz yapılamaz diye birşey de yok,Beyni konuya alıştırmak onunla haşır neşir olmak önemli nokta,tabi yetenekli adam 20 saniyede çözer soruyu veya çözülemeyen soruları çözer,sen ise 50 saniyede çözersin çözülemeyen sorularıda bir bilene sorarsın,
Öyle türev,integral zorluğunda matematik de gerekmiyor sana sanırsam,
Gerisi de yani bizim lise1 diye adlandırdığımız bölüm, az çalışsan az elini hızlandırsan(işlem hıız toplama çıkarma filan) yaparsın hem senin beyin gelişmiştir.
Çok az konu tekrarı ile bu iş yapılır soru tipleri benzer birbirine
Saygılar öğretmenim...
0
slymene
(09.10.09)
o aradığın adam ben değilim. vurgulamak isterim.

"yani sırf matematik yapamadım diye bugün bir doktor veya mühendis değilim. türkçe öğretmeniyim" kestim yapıştırdım bu cümlenizi. şimdi iki seçenek var önümüzde.

1- doktor ya da mühendis bir türkçe öğretmeninden daha zeki, başarılı ve üst konumdadır.
2- ben doktorluk ve mühendisliği türkçe öğretmenliğinden daha iyi ve severek yapabilirim.

ilk seçeneğin saçma bir düşünce olduğu anlaşılmaktadır.
umarım ikinci seçeneği anlatmak istemişsinizdir. bu kabul ile size düşüncelerimi anlatmak isterim.

sanırım karar verme aşamasındasınız. bu dönemi atlattıktan sonra matematik dalında ilerleyebilirsiniz veya tüm enerjinizle türkçe öğretmenliğine devam edebilirsiniz. matematikte kendinizi geliştirmek için zaman problemi yok gibi daha 22 yaşındasınız. ben şuan 25 yaşındayım ve mühendislik bölümü son sınıf öğrencisiyim. ben herzaman sevdim matematiği ama çalışkan biri değildim. zaman ayırmadım hiç matematiğe. ortaokulda vasat bir öğrenciydim. sonra lise zamanı geldi. babam karşısına aldı "oğlum tamam mı devam mı?" diye sordu. daha dün gibi aklımda. baba liseyi de okuyum bari dedim. maddi durumumuz da pek iç açıcı değildi. o zaman meslek lisesine yazdıralım, bitirdiğinde en azından bir mesleğin olur dedi. zaten üniversite okutacak gücümüz yok dedi. haklıydı babam. bende ses etmedim. diyeceğim birşeyde yoktu. zaten başarısız sayılabilecek bir öğrenciydim. elimden tuttu (cidden tuttu) götürdü meslek lisesine makine bölümüne kayıt ettirdi. ordan, aynı okulun teknik lisesine girebilme başarısını gösterdim. 4 yıl olan bu lise programından 5/2.99 ortalama ile mezun oldum. yine matematiğim iyi değildi. anlardım anlamasına ama dediğim gibi zaman ayırmazdım. problem çözümlerinde az buçuk bişeyler bilsem bu bana yeter dedim. hiç bir matematik problemini öyle tam anlamıyla hakkını vererek çözdüğümü hatırlamıyorum. neyse lise bitti. yine karar zamanı. maddi anlamda biraz da olsa düzelme var. baba dershaneye gitmek istiyorum dedim. tamam oğlum dedi. yazıldım ucuzundan önemsiz bir dershaneye orda benim matematik şaha kalktı. sınıfta hoca bana sen sus diyordu. devamlı içimde matematik sevdası. soru örneklerinde hocalarla nasıl farklı sorular sorabiliriz diye tartışıyordum o derece. sonra sınav zamanı geldi. fizikte de başarılı sayılırım. ama kimya, biyoloji ve sözelim sıfır denecek kadar az. öss de matematiğim fulle yakın, diğerleri iç karartıcı. puan da düşük gibi. aynı şehirde kalmak istedim. sonra iki yıllık bir makine taknikerliği bölümüne girdim. orayıda bitirdim. bende ki matematik yeteneği daha da gelişti. ben de düşündüm, mühendislik yapabilirim dedim. dikey gecis sınavı denen sınava girdim. çok rahat bir şekilde zorlanmadan orta halli bir üniversitenin makine mühendisliği bölümünü kazanıp yerleştim. sonra yüksek matematik ve diferansiyel denklemlerle tanıştım. işte orda biraz zorlandım. onu da anladım gerçi çalıştım bu sefer zaman ayırdım. başardım. geometriye hiç değiniyorum bile. başarılı olmak zorundaydım. şimdi bu yıl okul bitecek. düşünüyorum eğitim hayatımı hiçte kendimle gurur duymuyorum. dişe dokunur başkalarının anlayacağı taktir edeceği birşey yapmadım. ilerde ne olacam kaygısıyla kendimi birazda olsa belli bir düzeye getirdiğime inanıyorum. belki başka bir iş yapacam ama bu serüven hep aklımda olacak çektiğim sıkıntılar aklımda olacak. şu anki aklım olsa felsefe okurdum. inanın bana matematik öyle hayatın anlamı değildir. burdan iddaa ediyorum fizik matematikten daha önemlidir. somut kavramlarla iş yapıyorsundur fizikte. matematik külliyen soyuttur. tamam olmazsa olmazdır ama fizikte öyledir. buraya kadar okuduysan sana tavsiye edebileceğim kendini edebiyat anlamında geliştir. herşeye statü gözüyle bakma. inanın matematik içine girince, anlayınca tüm çekiciliğini ulaşılmazlığını gizemini yitirir. anladıkca değersizleşir. tıpkı bir kız gibidir. basitleştikce iğrenirsin. bıkarsın artık.
yazı uzun ve sıkıcı oldu sanırım. bu soru ile bana eğitim geçmişimi anımsattın tekrar. düşündüm, düşünürkende yazmak istedim.

gel sende bana arkadaş ol. felsefe denen sonsuz boşluğa atalım kendimizi. ölümsüzlüğü hissedelim tüm hücrelerimizde. kavramlarla dans edip anlamsızlıklarla boğuşalım. sonra belirsizliğe uçalım.
:) şaka şaka.
dostum diyeceklerim bu kadar son söz olarak matematik öyle hayati önem arzederken hayatımızda diğer dallara da haksızlık edip göz ardı etmemek gerekir. şimdi var düşün ben ne yapmak istiyorum diye. ben düşünmedim sen düşün...
0
guess
(09.10.09)
tam aynısı olmasa da benzer bi adam biliyorum.
babam.

eq'su inanılmaz düşük ama dehşetli bir iq'ya sahiptir. ilkokula dört yaşında başlamış vs. üniversiteye kadar zehir gibi gelmiş. ama üniversitede (önce odtü sonra itü) calculus derslerini bir türlü verememiş. geçemiyormuş ne yaparsa yapsın. neredeyse okuldan atılacak. bir gün ingilizce bir kitap bulmuş. ilk sayfadan itibaren çalışmaya başlamış. çalıştıkça daha da zevk almış ve -yanılmıyorsam- dört tane matematik dersini birden tek dönemde vermiş. ha bi de kendisi makine mühendisidir. zaten mezun olduktan sonra da akademik kariyere başlamış. yüksek lisansı da tez dahil 3 dönemde bitirmiş.

yani sonradan da oluyor.

bir de bambaşka bir şey vardı burada uzun uzun yazmaktan imtina edeceğim ama hint filozofları insan hayatını yedi'li yaşlara bölüyorlar ve matematik çalışmak için en iyi dönemin 21-28 yaş arası olduğunu söylüyorlardı yanlış hatırlamıyorsam.
0
kahvegibi
(09.10.09)
Annem 40 yaşını geçtikten sonra açık öğretim programına yazıldı. Tüm dersleri verdi ama matematikte üstüste birkaç sınavda da kaldı, hem de 3, 5 gibi puanlarla. E tabi liseyi bitireli 20 yılı geçmiş.

Sonra bi baktım gitmiş kaynak kitaplar cdler falan bulmuş, çalışıyor. Arada sırada gelip bana sorular soruyordu. Ben de o sene lise 2 deydim. İlk başta tamamen umutsuz bi vakaydı, 4 işlemde dahi yanlışları çıkıyordu. ama inanılmaz çalıştı. geceleri biryerlerden bulduğu bir matematik cd setinden çalışıp kendince karalama notlar alıyordu. Yalnız notları resmen müsvette gibi karmaşık olsa da bana getirip bir soru sorduğunda kesinlikle kendi notlarının üstünden anlatmama izin vermiyordu. yani notlarına kesinlikle kimseyi dokundurtmuyordu.

O sene ben ilk matematik yazılısından 38 aldım o da aynı dönem ilk sınavdan 38 aldı :D. Yani nerdeyse benim seviyeme gelmişti :D:D. neyse sonraki sınavlarda da yine buna benzer notlar aldı, tabi ki dersi vermedi.

Ertesi sene aynı tempoyla devam etti, ben lise sondaydım bana integral ve matrisi annem öğretti. Çok ince akıl yürütecek sorularda epey bi tıkanıyodu ama yine de ben bunu sonra çözüp getireyim diyip ertesi gün çözmüş olarak geliyordu.

Artık resmen matematik diye bir hobisi olmuştu. Öyle ki akşam yemekten sonra yatana kadar çalışıyor sonra sabah erkenden kalkıp akşam yapamadığı sorulara tekrar bakıyordu hatta bazen geceleri uyanıp bişeyler karalıyordu. o sene annem matematiği (tam hatırlamıyorum) 96 ya da 98 gibi bir ortalamayla geçti. Aradan birkaç sene geçmesine rağmen annem hala arada bir kitapları açıp kurcalar, arada bir össye girmekten falan bahsediyor ama sonradan vazgeçip sınavdan sonraki gün çıkan soruları çözüyor.

Yazdıklarınızı tam olarak sabredip okuyamadım ama sanırım işe yarar bir örnek.
0
johan sebastian
(09.10.09)
ilkokul 5. sınıfta bölmede zorlanırdım.
ortaokulda matematikle alakam yoktu 2-3 alırdım hep.
lisede öğrendim matematiği, 5'e çektim notumu.
üniversitede diferansiyel denklemler denen illet ders dışında matematik derslerinde hiç takılmadım.

şunu öğrendim, her şey temel eksikliğinden kaynaklanıyormuş. Benim önerim Üniversite hazırlık kitaplarından konu anlatımı olanları seçin. ilk önce temelinizi atın. Üslü sayılar, köklü sayılar, taban aritmetiği. Yani problemleri çözmeniz için gerekli olan alt yapıyı edinin.

ondan sonrası çorap söküğü gibi gelir zaten.
0
kimlanbu
(09.10.09)
(2)

hukuk yüksek lisans

aliscan
akademik kariyer düşünmeyen birinin yüksek lisansı için yurt içi mi daha iyidir yurt dışı mı. yurt dışındaki yüksek lisans programları llm olarak geçiyor galiba. bu konuda da aydınlatacak olan.
akademik kariyer düşünmeyen birinin yüksek lisansı için yurt içi mi daha iyidir yurt dışı mı. yurt dışındaki yüksek lisans programları llm olarak geçiyor galiba. bu konuda da aydınlatacak olan.
0
aliscan
(08.10.09)
şu anda yurt dışında master yapmayan avukatları dövüyorlar :)
ama eğer amacınız kendi büronuzu açmaksa, değmez diyebilirim. onun yerine orada geçireceğiniz bir seneyi burada iyi bir büroda işleri öğrenerek geçirseniz çok daha iyi olabilir.
0
kahvegibi
(08.10.09)
eğer European Law veya International Law çalışmayacaksan hukuk yüksek lisansını yurt dışında yapmak hiç iyi bir fikir değil çünkü sadece gittiğiniz ülkenin hukuk mevzuatını öğrenmiş olursunuz, türkiyeye döndüğünüzdede o mevzuat bi işe yaramaz.
yurt içinde bile hukuk yüksek lisansı bence gereksiz. onun yerine kahvegibi'nin dediği gibi bir önce stajı tamamlayıp işin pratiğini öğrenmek daha faideli olur.
0
halanne
(08.10.09)
(12)

Eve gelen ikinci kedi

guitarman
2 aylıkken aldığımız dişi bir british shorthair cinsi kedimiz vardı. Gündüzleri eşim ve ben işte iken kedi alt katta oturan ailemle vakit geçiriyordu.1 yaşına geldiğinde taşındık, böylece kedi gündüzleri evde yalnız kalmaya başladı. 3-4 hafta sonra da yalnız kalmaya bağladığımız bazı huyları değişti
2 aylıkken aldığımız dişi bir british shorthair cinsi kedimiz vardı. Gündüzleri eşim ve ben işte iken kedi alt katta oturan ailemle vakit geçiriyordu.
1 yaşına geldiğinde taşındık, böylece kedi gündüzleri evde yalnız kalmaya başladı. 3-4 hafta sonra da yalnız kalmaya bağladığımız bazı huyları değişti. Biz de eve yeni bir kedi alalım, arkadaş olurlar dedik. Veterinerde sırtındaki bir yaranın tedavisi için duran, yaklaşık 4 aylık olduğunu tahmin ettiğimiz bir sokak kedisini aldık. Bu kedi site içinde doğup büyüdüğü için diğer sokak kedileri gibi ürkek ve yabani değil, insana gayet sıcak davranan bir kedi.

Şimdi bu ikisi 3 haftadır evde beraberler. İlk kedimiz, yapı olarak gayet sakin, uslu, sevecen bir kedi. Fiziksel olarak da güçlü ve biraz irice olduğunu söyleyebilirim. İlk 2-3 gün bunlar birbirlerine biraz hısladırlar filan. Sonra durum normalleşti gibi.

Ancak şu son durumu yorumlayamıyoruz. Şu an küçük kedi sürekli büyük kedinin peşinde dolanıyor. Arkadan üstüne atlıyor, kuyruğuna pati atıyor filan. Arada biri sandalyenin üstünde biri altında birbirlerine pati atıyorlar. Küçük, büyüğe yaklaştığında büyüğün bi rahatsızlığı yok ama 2-3 saniye sonra küçük olan mutlaka ya büyüğün kafasına atlıyor, ya da kuyruğuna pati atıyor.

Gerginlik olduğunda büyük olan genelde pasif hareket ediyor. Ama arada bir ufağın kafaya 7-8 pati attığı da oluyor (patapata diye baya ses çıkıyor, sert vuruyor yani).

Biz bu durumun oyun mu, yoksa birbirlerine alışmaya çalışan iki kedinin yaşadığı normal br süreç mi yoksa anlaşamamazlık mı olduğunu anlayamadığımızı düşünüyor ve üzülüyoruz.
Bunlar normal mi? Eve ikinci kedi geldiğinde olayların akışı nasıl olur bu konuda tecrübesi bilgisi olanlar varsa, paylaşırsanız sevinirim.
0
guitarman
(08.10.09)
şimdi gerçek kedi kavgası şöyle olur. salonun ortasında, havada asılı duran viyeeaaaauuuvvv diye çığrınan bir kedi tüyü yumağı oluşur. bir kaç saniye içinde bu yumak iki ayrı yöne doğru dağılır ve o büyük sessizlik içinde havadan tüyler süzülerek yere iner. :) bunlar iki dişi.
iki yetişkin erkeğin mutfak penceresi önündeki bir kavgasında büyükçe olan öyle çok abanmıştı ki diğeri içindeki herşeyi çok kötü kokulu ve açık sarı bir sıvı halinde arka tarafından cama püskürtmüştü...
yani sizin bu yaramazların büyük bir sorunu olduğunu sanmıyorum. ufak kedinin cinsiyetini belirtmemişseniz. büyük ihtimalle kendi çapında diğerinin sabrından istifade ederek alfa olmaya çalışıyor. ama tabi terbiye edilmesi gerektiğinden arada büyükten dayak yiyor.
birbirlerinin gözlerini oymadıkça sorun yok. çok sinirli kedi kuyruğunu sertçe yere vurur, kulaklarını yatırır, gözlerini açar deli gibi tırslar ve tuhaf bi şekilde bağırır. vuuuaauuuuuuu gibi :) yani mutlaka martta bu sesleri duymuşsunuzdur hehe



anlattıklarınız bana çok normal oyunlar gibi geldi. kan çıkmadıysa sorun yok. :) kavgalar arada şiddetlenir. büyüdükçe haylazlığı azalacaktır. bırakın aralarında halletsinler. birbirlerine zarar vermiyorlarsa hiç sorun yok bence.
tabi illa fiziksel zarar olması gerekmez. birinden biri mutsuz görünüyorsa, size miyavlayarak şikayetleniyorsa, yemek yemiyor, su içmiyorsa, burnu kurumuşsa o zaman psikolojik sorunları da olabilir diğerinden ötürü. ama anlattıklarınız böyle bir durumu da göstermiyor zaten.
o koridor oyunu da çok eğlendiklerini gösteriyor :)
bir de şöyle bir fikrim var:
birbirleriyle itiştiklerinde ilgilerini başka bir objeye çekebilirsiniz. mesela çok delirtmemek şartıyla laser olabilir, başka bir oyuncak olabilir. ayrıca toplu "grooming" saati yapabilirsiniz. bu grup ruhunu pekiştirir. :) ikisi de yalanıp temizlenirken yanınıza çağırın, tüylerini sevin düzeltin. bir kere bile birbirlerini yaladılarsa çoktan arkadaş olmuşlar demektir.


birbirleriyle ilgili sorunları olmadığını en iyi şöyle anlarsınız. kediler dost olduklarını anlatmak için gözlerini kısar. bir kediye bakarken gözünüzü kısarsanız dost olur sizinle. birbirlerine öyle bakıyorlarsa hiç sorun yok. ama gözleri faltaşı gibi açılıyorsa kesik kesik nefes alıyorlarsa kaçın diyim :) ama sizinkiler uysal ve şirin galiba. şakanın kaka olduğu noktayı mutlaka hissedersiniz. kavgadaki hareketleri oyunda da yaparlar (sonuçta kavga ve avlanma talimi yapıyorlar) ama arada büyük bir fark vardır.
0
kediebesi
(08.10.09)
bizim de her iki kedi disi
bunlarin birbirlerinde dalışı genelde 4-5 saniyeyi geçmiyor.
her zaman olmasa da kulaklar bazen her ikisinde de yatıyor arkaya.
bi de koridorda koşarken karşılaştıklarında, tüylerini kabartıp birbirlerine yan yan koşup geçiyorlar.
bir gün büyük olan genelde arbedeye girmemek için geri çekiliyor gibi oluyor, ertesi gün, ufak olan sürekli koşarak (büyük kovalamamasına rağmen) komidinin altında kaçıyor.

biz ne yapacağız peki, bırakalım dengeyi bulsunlar mı ? yoksa yeni gelen ufaklığı biraz pasifize mi etmemiz lazım nedir ?
0
🌸guitarman
(08.10.09)
ha bi de mesela, büyük olan halının üzerinde karnı küçüğe dönük şekilde filan yatıyor, bu onunla sorunu olmadığı manasına gelir mi ? kediler karınlarını pek açık etmek istemezler dye biliyorum.
ama tabi ufak olan gelip 1-2 saniye koklayıp yine zıplıyor büyüğe.
yani büyüğün bi derdi yok ama ufak haylaz gibi, ama bu büyüyünce başımız iyice belaya girmesin sonra ?
0
🌸guitarman
(08.10.09)
yaklaşık 2 hafta oluyor eve üçüncüyü getirdim :) tecrübelerime dayanarak söylüyorum anlattığınıza göre durum gayet normal. küçüğün sürekli büyük olanı rahatsız etmesi hareketli olması çok normal, yavru kediler yüzsüz olurlar ve tam oyun çağı olduğundan çok hareketli olması yine normal. sizin büyük onun küçüklüğüne verip fazla muhattap olmuyor fakat çizgiyi aştığında da 'haddini bil' diyor :)
çok zorlu bir durum ile karşılaşırsanız yani büyük bir kavgaya tanık olursanız sesinizi yükselterek onları uyarın. ayrıca birini daha fazla sevmeyin eşit davranın, özellikle ilk kediniz sizi gözlemleyecektir buna dikkat edin. ikisinin beraber oynayabilecekleri oyunlar oynayın. bir birlerini küçük tıslamalar pati atmalarla yaralayacaklarını sanmıyorum fakat önlem almak istiyorsanız ikisinin de tırnaklarını kesin diyebilirim. dediğim gibi yavru kedinin hareketli olması çok normal bırakın dengeyi bulsunlar endişelenecek bir durum yok, zaten ilk tanıştırma aşamasını çoktan geçmişler.
patilere selamlar. kolay gelsin.
0
brc
(08.10.09)
www.dailymail.co.uk

ingilizcesi play-fightingmis :)

kavga budur:
www.youtube.com

ya da budur:
www.youtube.com

www.youtube.com
burada ise sari olan hem sinerek dusmanlik gostermeyecegini anlatiyor ancak saldirirsa cok fena karsilik verecegini soyleyerek digerini ikna ediyor, kavga cikmadan anlasma saglaniyor.

www.youtube.com
bunda arkadaş olup oyun oynamaya çalışıyorlar ama sanırım siyah olan erkek olduğundan anlaşmazlık çıkıyor :)


bu ise oyun :www.youtube.com

bu da neo :www.youtube.com
0
kediebesi
(08.10.09)
şimdi yazılanlardan ve bu videodaki oyun diye linkini verdiğiniz youtube videolarından anladığım kadarıyla bizimkiler oyun oynuyor.

ama beni üzen durum şu. büyük kedimiz çok uysal. diğeri ise sokakların bağrından gelen bi kedi ve çok da yavru değil. 4-5 aylık arası. ve biz ne zaman büyüğü sevecek olsak (ki büyük kedimiz kendini sadece sabah uyandığımızda sevdirir) gelip büyüğü rahatsız ediyor. hatta bazen öyle zamanlar oluyor ki, büyük, küçüğü gördüğü zaman ortamdan uzaklaşıyor. ben bu duruma çok üzülüyorum.

ama mesela bu sabah da kavga ettiler biraz. sonra baktım, büyük küçüğün arkasından gidip poposunu kokladı ve sonra da yaladı. yani bu bir sevgi ifadesi aslında.

bir de acaba, küçük olanı kısırlaştırınca daha da durulur mu? (küçük olan da büyük olan da dişi. büyük olan kısırlaştırıldı)
0
kahvegibi
(08.10.09)
ehehehe 1. cevap bu kediler kimin kedileri @guitarman'ın mı @kahvegibi'nin mi? yoksa bunlar aynı kediler mi?

gelelim asıl cevaba durumları çok normal gibi görünüyor. hatta kamera şakası mı, benim kedileri anlatıyorlar sanki gibi dedim kendime. benimkiler de aynen böyleler, alışıyorlar birbirlerine.

kavga mevzuna geleyim. evet gerçek kedi kavgası unutulmaz birşey oluyor. misal sokakta bulup eve aldığım van kedisi ile zamanında benim büyük kedim birkaç kere kavga etmişti, ben de hemen balkona koyup, ona başka yuva bulmak zorunda kalmıştım. bu 2-3 kavganın birinde bunları ayırmak isterken arada kalmış erkek kediden öyle iki adet ısırık ve tırmalamalar yemiştim ki 2,5 sene geçti hala izleri duruyor kolumda. bilgi için aslında benim büyük kedim de, sokakta buldum o van kedisi de feci munis ve uslu kedilerdir. ama birbirlerini sevmeyince delirdiler.

a evet, havada uçuşan tüy yumakları, kedinin bir tarafından dökülen tüyler. bunlar kavga izleri. unutulur gibi değil.
0
mea maxima culpa
(08.10.09)
büyüğü küçük yokken sevmeye çalışın. şu an aynı durumu iki köpekle yaşıyorum. biri küçük ve yaşlı diğeri de at gibi ve dağlı. ikisi de arkadaş canlısı ama büyük olan sürekli diğerinin sırtına sevgi şaplakları indirdiğinden eski köpeğim hiç mutlu değil. "yine mi geldi o karı" diye bakıyor etrafına.
kısırlaştırınca biraz daha huysuzlaşabiliyorlar. ama duruldukları da kesin. yalnız 1 yaştan önce durulmasını pek beklemeyin bence.

küçüğün renkleri nedir acaba?
0
kediebesi
(08.10.09)
kediler kahvegibi ve guitarman'ın :)
cevap veren arkaşların verdiği bilgiler doğrultusunda, biz de kedilerin oyun oynadığına karar verdik. yine de 9-10 arbedenin bir tanesinde havaya ufak bir tüy topağı çıkıyor, o kadar olur diyoruz. Zaten bundan sonra mevzunun bu kadar uzamasına da izin vermeyiz.
Ev icinde birlikte gezdiklerine daha çok şahid olmaya başladık. Büyük hangi odaya gitse, küçükte onun peşinden gidiyor. Gerginlik genel de büyüğün bi köşede yatarken, ufağın bunun üzerine atlamasıyla çıkıyor, orda da işin boku çıkacak gibiyse biz ayırıyoruz.

büyük olan gri iriyapılı ve kocakafalı pofidik bir kedi (ufakkenki bir resmi şurda :www.eksibition.org
ufak olan agirlikli olarak beyaz, ama kafasında ve ayaklarında bir de gövdesinde azar azar gri lekeleri olan, ufak tefek ama sıkı yapıda bir kedi.
0
🌸guitarman
(09.10.09)
zaten olayı çözmüşünüz. tekir ve erkek olsaydı işiniz zor derdim ama bu çok çabuk alışır. hatta yakın zamanda büyüğü kopye etmeye bile başlar. :)

bol kedili günler dilerim.
0
kediebesi
(09.10.09)
benim kedilerin biri erkek biri dişi. vet iki kedinin farklı cinsiyette olmasının iyi olduğunu söyledi :))
0
mea maxima culpa
(10.10.09)
yeni duyuru açmaktansa buraya yazmayı yeğledim. bizim de 2 yıllık bir dişimiz vardı. 6 aylık bir dişi daha geldi eve. büyük ve ev sahibi olan bir odaya diğeri de salona alıştı. diğer odalara pek gitmiyorlar. birbirlerini koridorda gördüklerinde birbirlerine saldırmıyorlar ama araba motoru çalışırmış gibi sesler çıkıyor : ) bazen aynı odaya koyup oyunlar oynatıyoruz bu sefer de küçük olan büyüğü kışkırtmak için hırlıyor. müdahale gerekir mi ( büyüğü salona zorla götürmek, hırladıklarında susturmak vs. ) yoksa kendi hallerine mi bırakalım?
0
kambocyadaki yalniz agac
(13.01.15)
(3)

Türküler ve Halk Müziği

emresimsek
İyi akşamlar Anadolulular ; Her müzik türünde her şarkıcı hakkında takip edebildiğim kadarıyla bir şeyler sorulmuştur bu platformda ve bunuda yadırgamak büyük bir yanılgı olur çünkü gelişen çağımız yeni akımları bize kazandırmakta herneyse.. Benim yaşım henüz genç fakat geçmişten bu yana süren ve
İyi akşamlar Anadolulular ;

Her müzik türünde her şarkıcı hakkında takip edebildiğim kadarıyla bir şeyler sorulmuştur bu platformda ve bunuda yadırgamak büyük bir yanılgı olur çünkü gelişen çağımız yeni akımları bize kazandırmakta herneyse..

Benim yaşım henüz genç fakat geçmişten bu yana süren ve hatta günümüzde oluşan başlıkta belirttiğim türlerde gerçekten kaliteli eserler bilen arkadaşlar bana yardımcı olabilirler mi ?
0
emresimsek
(07.10.09)
bir ay doğar ilk akşamdan geceden
gönül dağı
mektebin bacaları
eledim eledim
etek sarı

bunlar olur mu?
0
kahvegibi
(07.10.09)
erkan oğur ile ismail hakkı demircioğlu nun birlikte çıkardıkları bir albüm var. iyidir.
0
tulkas
(07.10.09)
sabahat akkiraz'ın sesinden ne bulursan dinle.
0
kelimeyounu
(08.10.09)
(2)

eastpak çanta makinada yıkanır mı?

erostrada
markayı hepsi aynı kumaştan diye söyledim, bu postacı çantalarından var bende de temizleyeyim diyorum..ne dersiniz ne yapmak gerek mis olsun diye?
markayı hepsi aynı kumaştan diye söyledim, bu postacı çantalarından var bende de temizleyeyim diyorum..ne dersiniz ne yapmak gerek mis olsun diye?
0
erostrada
(07.10.09)
bir de çantayı ya da ayakkabıyı atarken içine bir kaç parça tişört havlu vs atmak da iyi olabilir.
0
kahvegibi
(07.10.09)
Narin, yün, perde vs. programı varsa sıvı çamaşır deterjanıyla (püf noktası bu bence) 30-40 derece + 600 vs. düşük devirde sıkmak suretiyle yıkanabilir. Bu teknikle kuru temizlemeye gitmesi gereken çoğu şeyi yıkıyorum.
0
Solak
(08.10.09)
(1)

ingiltere'de ingilizce kursu

co2s2
ingilizce bilmemesi haricinde her turlu ozelligi iyi olan sirket calisanimizin ingilizce ogrenmesi gerektigine karar verdik.bunun icin en kisa ve kolay yontemin kendisini max 3 ay olmak uzere ingiltere'ye gondermek oldugunu dusunuyoruz.londra'da ya da turkler'in olmadigi bir bolgede olmasi daha mant
ingilizce bilmemesi haricinde her turlu ozelligi iyi olan sirket calisanimizin ingilizce ogrenmesi gerektigine karar verdik.

bunun icin en kisa ve kolay yontemin kendisini max 3 ay olmak uzere ingiltere'ye gondermek oldugunu dusunuyoruz.

londra'da ya da turkler'in olmadigi bir bolgede olmasi daha mantikli geldi. hatta liverpool bizim icin daha mantikli sanki.

konu hakkinda fikri olan?
0
co2s2
(06.10.09)
ingilterede güneye doğru gittikçe pahalılık ve türk oranı artıyor ama kuzeyin de, ağır aksan gibi bir problemi var.

bence kanada ve amerika seçeneklerine bir bakın. kanada'daki kurslar ingilteredeki kurslardan çok da pahalı değil. tek fark uçak bileti olacaktır hatta barınma ve ulaşım gibi kalemlerde daha düşük fiyatlar bulacağınıza inanıyorum.
0
kahvegibi
(06.10.09)
(4)

Evimin boya badana işinde renk tavsiyesine ihtiyacım var

ahilya
3+1 yeni bir ev kiraladım. Evin boya badanasını yaptıracam. Nerede hangi renkleri seçeceğime karar veremedim. Ne dersiniz arkadaşlar?
3+1 yeni bir ev kiraladım. Evin boya badanasını yaptıracam. Nerede hangi renkleri seçeceğime karar veremedim. Ne dersiniz arkadaşlar?
0
ahilya
(05.10.09)
evin ne kadar güneş gördüğü ve eşyalarınızın genel tonu ile ilgili bilgiler verirseniz daha kolay cevap alırsınız
0
kahvegibi
(05.10.09)
badana rengi tarzınıza göre değişir elbette ama sade dikkat çekmeyen herşeye uysun bişey olsun diyorsanız kum beji iyidir.
önceden de belirtildiği gibi mobilya rengine, eşyalarınıza göre bir renk belirlemek daha iyi olacaktır tabi.
0
urasil
(05.10.09)
eğer beyaz tonlarda eşyalarınız varsa buz mavisi de güzel gider.
evimizde şu ana kadar buz mavisi ve kum bejini kullandık. her badana da sırasıyla değiştiriyoruz :)
0
erzi
(05.10.09)
Parlak açık krem tonları ev için en güzel renk sanırım,diğer renkler bir müddet sonra bayabiliyor.
0
shira
(05.10.09)
(8)

mide ve bağırsak rahatsızlığı çekenler

abuzittin
ülser,gastrit,reflü,crohn,kolit,ibs vesaire bu hastalıklara yakalananlar ne yaptınız da geçti ameliyatmı ilaçmı yada hiç geçmeyen hastalıklarmı yada şöyle soriyim zamanında vardı geçti diyebilen varmı
ülser,gastrit,reflü,crohn,kolit,ibs vesaire bu hastalıklara yakalananlar ne yaptınız da geçti ameliyatmı ilaçmı yada hiç geçmeyen hastalıklarmı yada şöyle soriyim zamanında vardı geçti diyebilen varmı
0
abuzittin
(05.10.09)
yediklerine dikkat etmen gerekiyor ülser ve gastritte. portakal suyu, yaprak sarması, bulgur, kola vs gibi yiyecekler çok zarar verir. hele de aç karnına yersen içersen.
0
kahvegibi
(05.10.09)
cevabın için saol ama tam olarak sormak istediğim şey bu tip bi hastalığa yakalanmış ve kurtulmuş birisi yani ben şu hastalığa yakalandım sonra ameliyat oldum bitti gibi
0
🌸abuzittin
(05.10.09)
Ülser olan iki aile ferdimize ilaçla tedavi yapıldı, biri antibiyotik olmak üzere iki ilaç aralıklı olarak kullandırıldı, şikayetleri tamamen geçti ve yıllardır istediklerini yiyorlar, bir sıkıntıları da kalmadı. Hatta bunlardan biri 4 kez mide kanaması geçirmiş idi.
0
uyuklayankedi
(05.10.09)
bende de gastrit vardı, hala var mı yok mu bilmiyorum pek sesi çıkmıyor kendisinin ama ne oldu da geçti gibi oldu bilmiyorum ehe. tabi ilk zaman ilaç kullandım...sonrasını hatırlamıyorum, bayılmışım.
0
anestezik
(05.10.09)
doğal bir yöntem arıyorsanız kudret narı deneyebilirsiniz.
0
sannora
(05.10.09)
iş değiştir
0
tek
(05.10.09)
öncelikel ülserin neden kaynaklandığının çözülmes gerekiyor,
sterese bağlımı yoska yiyeceklerden kaynaklı bir şeymi..
yiyeceklerden kaynaklıysa ocnelıkle helikobakter vardır mide de bunun icinde antibiyotik ve ilaç tedavisi verilir 1 ay da cozumlenir problem..
stresse onun careside s..m böle dünyayayı banane ya demek lazım...
ama size GAVİSCON surubu her halikarda öneririm mucize şurup içtinmi 20 sanıyede mıde agrısı diye bişi yok.
0
jamswety
(05.10.09)
teşekkürler herkese
0
🌸abuzittin
(06.10.09)
(11)

İstanbul'da rüya gibi düğün planı ama neresi?

gokriver
Selamlar, 2010 haziran temmuz civarları evleniyorum kısmetse. Salonda Limonata-pasta klasik Türk düğününden daha güzel, Çırağan'da kokteyl esneasında boğazı seyirden daha uygun, "ulan ne keyifli düğündü be" denebilecek, mekan ismi arıyorum. kır çayır çimen olur, manzarası nefis deniz kenarı biryerle
Selamlar, 2010 haziran temmuz civarları evleniyorum kısmetse. Salonda Limonata-pasta klasik Türk düğününden daha güzel, Çırağan'da kokteyl esneasında boğazı seyirden daha uygun, "ulan ne keyifli düğündü be" denebilecek, mekan ismi arıyorum. kır çayır çimen olur, manzarası nefis deniz kenarı biryerler de olur. gelenleri yediriyoruz, sınırsız yerli içiki veriyoruz, güzel kurtlarını da döktürüyoruz abartmadan. neresi olabilir. fiyatların uçmadığı fikirlerinizi bekliyorum. 300 kişiyiz. En güzel fikire çift kişilik onur davetiyesi bizden. :)
0
gokriver
(02.10.09)
bi arkadaşım hekimcibaşı salih efendi yalısında evlenmişti. ikinci köprünün ayağında çok güzel bir yer.
0
kahvegibi
(02.10.09)
Hemen araştırıyorum. Sağol başka başka, işte tam istediğim stilde bir cevap. Amacım gözden kaçan bilmediğimiz reklamı tanıtımı olmayan saklı kalmış bir yere ulaşmak.
0
🌸gokriver
(02.10.09)
bir tanıdığım cemile sultan'da evlenmişti, kırtepedeydi bayağı sevmiştim. havuz fln da incelenebilir.

www.cemilesultan.com
0
yasaluyari
(02.10.09)
feriye lokantası: fiyatlar ucuz olmaz tahmin ama düğün güzel oluyor orda. yemekler ve manzara güzel.

geçen armada'da gittik bir arkadaşımızınkine. gündüzdü koytelli gibi. fotolardaki kadar süslenmemişti, belki daha az süslüsü daha ucuza malolabilir.
www.armadahotel.com.tr

validebağ öğretmenviydi sanırım. birarkadaşım da orda yaptı, bahçe böyle, güzeldi.

sarıyer civarlarında hakimevi var, orda yapmayın. ortada kocaman bir havuzvehemen etrafında sıkışmış masalar. güzel olmadı orda gittiğim 2 düğün de.
0
pyro clustic flow
(02.10.09)
bir arkadaşımın düğünü giritli restauranta has ege konsepti ile yapılmıştı. manzara sadece o gün/gece çifte tahsisedilen 'ev'de var. bence bir göz atmaya deyer. mutluluklar.
www.giritlirestoran.com
0
brc
(02.10.09)
Rumelihisarında bogaza nazır bir mekan var hemen Boğaziçi universitesi hisar kampüsünün oradaki parkın yanı,
0
adel
(02.10.09)
restoran tekneler mevcut. bir akşamlığına kiralanabilir. boğazın içinde güzel bi gece olur. 300 kişilik masalı tekneler bile varmış ki siz kokteyl tarzı daha rahat bulursunuz. fiyat hakkında bilgim yok ama bi google + iletişim kadar yakın.
0
sttc
(02.10.09)
Güzel öneriler geliyor, çok sağolun, tekne işi zor olur çoluk çocuk bence, gelen önerilerin 2-3 tanesiyle görüştüm zaten misal Cemile Sultan müthiş bir yer, ama fiyatarı da o göklerde o süper manzara gibi. Başka akıllara gelen varsa hiç çekinmesin, süpersiniz.
0
🌸gokriver
(02.10.09)
çook pahalı olacaktır ama kuzenim feriye lokantasında yaptı düğününü. muhteşemdi.
0
darknum
(02.10.09)
kaç para tutar bilmiyorum ama ıhlamur kasrı var beşiktaş'ta kır düğünü için ideal, hatta benim de böyle bir planım var, sen bir fiyatını öğren :))
0
benim de soyleyeceklerim var
(02.10.09)
Cemile Sultan konusu geçmişken, düğünü yapan insan ito'dan bişeyler bulup indirim falan yaptırmıştı, bu yönde bi çevreniz varsa faydalanabiliyorsunuz sanırsam :)
0
yasaluyari
(03.10.09)
(9)

sunumdan önce cesaret toplamak

hayali arkadaş
yarın 3 hocaya karşı hipotezimin deney yapmaya değer olduğunu savunacağım, oldukça önemli benim için. biraz cesaret toplamam lazım, o yüzden sunuma girmeden önce alkol mü alsam yoksa yarım dideral mi atsam diye düşünüyorum. sizce hangisi?
yarın 3 hocaya karşı hipotezimin deney yapmaya değer olduğunu savunacağım, oldukça önemli benim için. biraz cesaret toplamam lazım, o yüzden sunuma girmeden önce alkol mü alsam yoksa yarım dideral mi atsam diye düşünüyorum. sizce hangisi?
0
hayali arkadaş
(30.09.09)
ikisi de değil ,aklının tümüne ihtiyacın olacak .Cesaret verici cümlelerle desteklemek istiyorum.Yaparsın ,aslansın ,kesseler acımaz ,n sin sen
0
sannora
(30.09.09)
Karşındaki herkesi çıplak hayal et.
0
pichoscosama2
(30.09.09)
gerçekten çok kötü durumdaysanız bir iki kaşık passiflora içebilirizsiniz. tamamen bitkisel olduğu için çok zor durumlara girmeyeceğinizi tahmin ediyorum. alkol hem koku hem etkiler açısından iç açıcı olmayan sonuçlara yol açabilir.
0
kahvegibi
(30.09.09)
bence yanına müzik çalarını al ve sana gaz veren bir parçayı içeri girmeden hemen önce dinle. mesela ben requem for a dream theme'ini dinleyince dünyayı kurtaracakmışım gibi geliyor. ya da kan ve gül adlı parçanın giriş kısmı dinleyince... liste uzayıp gider.
0
sethplay
(30.09.09)
daha önce deneyip de sonuçlarını bilmediğiniz şeyleri kullanmayın, uykunuz gelir, mideniz falan bozulur aman diyeyim..
sakinleştirici şeyler dinleyin, şarkı söyleyin, derin nefes falan alın hiç olmadı.
0
aithra
(30.09.09)
sakinleşmek değil aslında benim derdim, cesaret toplamam gerekiyor biraz, biraz da konsantrasyon.
bir arkadaşım tezinin savunmasına biraz alkol alıp girmiş, çok rahatladığını söylemişti.

etkilerini biliyorum aslında ikisinin de, daha önce denedim. ama buna benzer bir durumda denememiştim.
0
🌸hayali arkadaş
(30.09.09)
baileys içsem kokar mı acaba?
0
🌸hayali arkadaş
(30.09.09)
ben 42 saat uyumadan gitmiştim (bkz: 3 günde tez yazmak) yabancı bi dilde sunmuştum tezi bi de, 1 kere takılmamıştım, konuşurken kendime inanamaz haldeydim. böyle bi rahatlık, koyvermişlik. uykusuzluk iyi gelebilir, deneyin. alkolü önermiyorum, onu da denemiştim.
0
eugenick
(30.09.09)
onlarin da insan oldugunu unutma, gerisini koy ver!..
0
ucan sincap
(30.09.09)
(11)

iki ayrı zobidik soru

kibritsuyu
1. "fiyat/performans oranı çok yüksek, şahane bir alet" falan denir hep duyarım. ulan fiyat/performans oranının yüksek olabilmesi için fiyatın yüksek, performansın düşük olması gerekmez mi? bir oranın yüksek olabilmesi payın büyük, paydanın küçük olması gerekmez mi? pay büyüdükçe ve/veya payda küçül
1. "fiyat/performans oranı çok yüksek, şahane bir alet" falan denir hep duyarım. ulan fiyat/performans oranının yüksek olabilmesi için fiyatın yüksek, performansın düşük olması gerekmez mi? bir oranın yüksek olabilmesi payın büyük, paydanın küçük olması gerekmez mi? pay büyüdükçe ve/veya payda küçüldükçe oran büyümez mi? bunca yıllık matematik bilgim boşuna mıymış? "bu fiyata göre çok iyi performans gösteriyor" diyebilmek için "fiyat/performans oranı düşük" veya daha güzeli "performans/fiyat oranı yüksek" desek daha doğru değil mi? niye böyle?

2. starbaksta bazı sıcak kahve bardaklarının üstüne saman kağıdından bir kemer geçirildiğini görüyom. nedir bu? iki ayrı kişinin kahvesini birbirinden ayırmak için işaret herhalde dedim ama iki ayrı kişi iki ayrı kahve aldığımızda bizim bardaklara takmadılar ondan. çatliycam nedir o?
0
kibritsuyu
(30.09.09)
İlk sorunu yanıtlayabilirim

Şöyle ki, misal iki tane cihaz var a cihazı 10 lira ve istenilen performansın %70'ini gösterebiliyor. B cihazı 7,5 lira performans olarak %60 gösterebiliyor.

Şimdi hesaplayalım : a = 10 x 7.5 = 75 performans = 70 x 7.5 = 525
: b = 7,5 x 10 = 75 performans = 60 x 10 = 600

Dolayısıyla fiyat/performans oranı b cihazında daha iyi oluyor. Neden ? Çünkü her ikisinde de fiyatları eşitlediğinde alacağın performans daha iyi olacağı için.

Not : Dediğinde haklısın fiyat/performans yerine performans/fiyat oranı doğru olanı, ama galiba ağız alışkanlığı böyle söyleniyor.
0
burka
(30.09.09)
2. elin yanmasın diye sarıyorlar o saman kağıdı.
0
huleyn
(30.09.09)
2-elin yanmasın diye:)
0
whoosie
(30.09.09)
2. hep kahvenin sıcaklıgından elin yanmaması için olduğunu düşünmüştüm.

edit : oohhooo ben yazana kadar
0
yasaluyari
(30.09.09)
1. açıklama için teşekkürler, fiyat/performansın ne olduğunu biliyorum. sorum o değil ama. "aynı fiyatlı bir başka ürüne göre performansı daha YÜKSEK" veya "aynı performanslı bir bşka ürüne göre fiyatı daha DÜŞÜK" diyebilmek için fiyat bölü performans oranı "düşük, veya "performans bölü fiyat oranı yüksek" dememiz gerekmiyor mu? niye "fiyat bölü performans oranı YÜKSEK" diyoruz. gerzek miyiz bizi düşük performanslı ürüne çok para veriyoruz?

2. onlarca kez sıcak kahve içtim de niye benimkine takmadılar ondan peki? ayrıca bildiğin inceik kağıt, yanmayı nasıl önlesin? üstelik aynı masadaki x adet sıcak kahve bardağından sadece birinde var. hani burger king'de diyet kolayı işaretlemek için kapağındaki loloya dürtüp işaretlerler ya, onun gibi bir şey sanki bu.
0
🌸kibritsuyu
(30.09.09)
içtiğiniz kahveler küçük boy muydu ?
0
huleyn
(30.09.09)
o kahve şeysi işe yarıyor cidden. içindeki tırtıklardan dolayı boşluklu bir yapıda olmasının da etkisi vardır bunda.
0
sektoid
(30.09.09)
1- aslında fiyatına göre performansı çok yüksek demek istiyorlar. ama tabi teknik açıdan pay payda bakımından bakınca yanlış.
0
kahvegibi
(30.09.09)
1. burka'nın (edit: ve diğerlerinin) yazdığı cevaplar aşırı yanlış. o hesaplamalar öyle yapılmıyor.

"fiyat/performans oranı yüksek" denmez ki hiçbir zaman zaten? çünkü test sonuçlarında yazan, f/p değeri değildir. şimdi diyelim notebook testi yapıyoruz. a, b, c ve d ürünleri olsun.

a'nın f/p'si 0.5
b'nin f/p'si 0.8
c'nin f/p'si 1
d'nin f/p'si 1.5

bukra'nın dediğine göre d en iyi, a en kötü. halbuki "öyle değil". a en iyi, d en kötüdür. yani f/p oranı(değeri) ne kadar düşükse o kadar iyi demektir.

zaten testlerde de "f/p oranı en yüksek" denmez. "f/p puanı en yüksek" denir. çünkü test ya da satın alma rehberi hazırlıyorsak, düşükten yükseğe göre puanlarız. o puanları yazarız teste.

örnekten gidelim. misal ben bir satın alma rehberi hazırladığımda o tabloyla karşılaşırsam şöyle yaparım;

tablo:
a (f/p) = 0.5
b (f/p) = 0.8
c (f/p) = 1
d (f/p) = 1.5

ise;

a'nın puanı = %85-95 arası
b'nin puanı = %75-85 arası
c'nin puanı = %65-75 arası
d'nin puanı = %60-65 arası

yapardım puanlamayı. bu puanlamalar test editörünün insiyatifine kalmış. a ürünü için %97 falan da diyebilirdi, ama tutarlı olmazdı. ben de güvenmem şahsen öyle bir puana.

mantığı anladınız sonuçta. f/p DEĞERİ ne kadar düşükse, f/p PUANI o kadar yüksek demektir.

puanlamayı belli bir aralıkta yazmamın sebebi ise, ürünün aldığı puanı sadece f/p'ye göre değil, başka etkenlere göre de belirliyor olmamız. ne bileyim ürünün markası, türkiye dağıtımcısı, ürünün paketlenmesi, bulunabilirliği de puanlamada yer alıyor.

en azından pc magazine'de böyle yapıyorduk. şimdi de bu şekilde yapıyorum ben şahsen kendim.

edit: oha ben yazana kadar sular seller olmuş. o değil de şunu anladım; fiyat/performans oranını bilmeyen ne çok insan varmış.
0
deckard
(30.09.09)
@deckard: sonuç olarak hepsi doğru ama. yani f/p oranının düşük olması arzu ediliyor ama f/p ORANI düşük olan şey "f/p PUANI yüksek" diye tabir ediliyor. çok yerde "f/p oranı yüksek" dendiği için yanlışı doğruyu görmüş olduk.

el yanmasın diye olması ise ilginçmiş. koskoca starbaksın zaten sadece sıcak içecek için kullandığı bardaklarına onu entegre yapmamasını anlayamadım zira. zaten o bardağı soğuk içecek için kullanmıyon ki, madem el yanmasın diye aparat icat ettin. bardağı direkt o kağıt yapışık şekil imal etsene :)
0
🌸kibritsuyu
(30.09.09)
1. o karisikligi onlemek icin oran demiyor cogu kisi, araya da cizgi koyuyor. "fiyat-performans olarak en iyi" tabirini kullaniyorlar mesela. diger turlu deckard aciklamis en iyi sekilde.
0
ermanen
(30.09.09)
(4)

hindistanda üniversite

yalnızkovboy
ben lise son öğrencisiyim ve dolayısıyla seneye üniversiteye başlıcam...babam diyorki üniversiteyi hindistanda oku...orda kuzenim var onunla beraber okursunuz diyor...hem ingilizcede öğrenirsin diyor...şimdi benim merak ettiğim soru şu arkadaşlar: ben çook az ingilizce biliyorum(malum türkiyedeki li
ben lise son öğrencisiyim ve dolayısıyla seneye üniversiteye başlıcam...babam diyorki üniversiteyi hindistanda oku...orda kuzenim var onunla beraber okursunuz diyor...hem ingilizcede öğrenirsin diyor...şimdi benim merak ettiğim soru şu arkadaşlar: ben çook az ingilizce biliyorum(malum türkiyedeki liselerin hali)oraya gidersem dilini nasıl öğrencem?üniversiteye başlasam bile ingilizce bilmiyorum dersleri nasıl anlıcam?
0
yalnızkovboy
(29.09.09)
Hindistan'ın nasıl bir eğitim sistemi var pek bilmiyorum açıkçası ama mutlaka hazırlık sınıfları vardır. Ancak Avrupa ülkelerini baz alarak düşündüğümde yine de senden belirli bir seviye İngilizce bilmeni isteyeceklerini tahmin etmek zor değil.

Zaten Hindistan'da öğreneceğin İngilizce çok belirgin bir aksanlı (Hint aksanı) olacaktır, burada öğrenip sonra gitmeye kassan daha iyi.
0
vito genovese
(29.09.09)
hindistan ucuz bir ulke ancak,egitimi nasildir iyi arastir , birde piyasada deli gibi hintli var o senin gitcegin universiteden mezun ,cok mantikli gelmiyor bana,madem dil ogrenceksiniz ingilizce konusulan bir ulkede okuyun, ayrica hindistanin imaji ex-colony oldugundan dolayi ve zibille adam oldugundan pek guzel degil bilginize, ulkemizin universitelerini tercih ediniz ,
0
kakashi
(29.09.09)
üniversiteyi yurtdışında okuyacaksan, "hem ingilizce de öğrenirsin" diye bir mantık yok zaten. ingilizce'yi zaten öğreneceksin.

"hem hintçe de öğrenirsin" denilebilir. ama napıcan ki hintçe'yi?

başka kültür, başka insanlar? zor şeyler bunlar.

öss'ye -ya da adı her ne olduysa ona- çalışmanı, öss'den sonra az biraz ingilizce çalışıp, mümkünse 1 ay mümkünse ingiltere'ye gitmeni. ya da work and travel ile amerika'ya gitmeni. ingilizce çalışmaya orda da devam etmeni.

(ayrıca wat ile gidersen orda kazanacağın para ile, üniversite hayatın boyunca kullanacağın tüm elektronik çeyizini düzebilirsin.)

neyse, dönüp gelip toefl'a girmeni. bu sayede kazanacğın üniversitede hazırlık okumadan direk birinci sınıftan başlamanı. umar ve tavsiye ederim.
0
aksasu
(29.09.09)
bence hindistan hayatını değiştiren bir alternatif olabilir.

insanlar çok farkında olmasa da, hindistan çin'in hemen ardından gelen diğer dünya devi ve gerek ingilizce konuşuluyor olması, gerekse elektronik ve bilgisayar alanındaki atılımları ile önemli bir ülke. ayrıca ticaret de iyi bir opsiyon.
bence hindistanda üniversite okumak, oranın dinamiklerini ve hintçeyi öğrenmek ileride eğer ticaret yapmak gibi bir amacın da varsa çok çok işine yarayabilir.
0
kahvegibi
(30.09.09)
(7)

İngiliz İngilizcesi mi Amerikan İngilizcesi mi ?

escritor
Merhaba ekşi duyuru sakinleri. Sizden şu konuda yardım almak istiyorum. `Rosetta Stone` programıyla İngilizce çalışacağım(bayağı altyapım var) Ancak Amerikan İngilizcesiyle mi çalışayım yoksa İngiliz İngilizcesiyle mi? Fark eder mi çalışırken? Amerikan İngilizcesi sanırım daha geçerli-mi- genel olar
Merhaba ekşi duyuru sakinleri. Sizden şu konuda yardım almak istiyorum. Rosetta Stone programıyla İngilizce çalışacağım(bayağı altyapım var) Ancak Amerikan İngilizcesiyle mi çalışayım yoksa İngiliz İngilizcesiyle mi? Fark eder mi çalışırken? Amerikan İngilizcesi sanırım daha geçerli-mi- genel olarak. Bugüne kadar öğrendiklerimi İngiliz İngilizcesiyle öğrendim bu arada. Tavsiyeleriniz, fikirleriniz nedir? Teşekkürler.
0
escritor
(29.09.09)
senin öğrenip konuştuğun ingilizcenin geçerliliğinin bir önemi yok, aksanın net ve anlaşılabilir olsun, yani hintli gibi konuş ama japon gibi konuşma. fakat sen karşındakini net anlamak istiyorsan kulağını britanya aksanlarına alıştırman daha faydalı olur kanaatindeyim, kuzey ingiliz, iskoç vs. aksanını rahat anlayabilirsen amerikan aksanlarını da, ki bunların en ağırı bildiğim kadarıyla güney aksanları oluyor, rahat anlarsın.
0
dengizik
(29.09.09)
ingilizlerin ki daha iyi ama kültür emperyalizmi dolayısıyla her gün maruz kaldığımız için amerikan aksanı daha yaygın ve anlaşılır.
0
serseri marti
(29.09.09)
kuzey ingiltere aksanini anlayan, her turlu ingilizceyi anlayabilecegi iddasindayin,bence british english calis
not:10 yil turkiyede ingilizce gorup, kuzey ingiltereda sican biriyim
0
kakashi
(29.09.09)
Rosetta Stone'la çalışacağına hiç çalışma daha iyi. Tüm dillerin aynı sistematiğe dayandığı mantığıyla hareket eden programdan hayır mı gelir?

Aksana gelince ben Türkiye'de doğru dürüst İngiliz İngilizcesi konuşan görmedim. BBC'dekiler mi senin konuşmana daha yakın yoksa CNN'dekiler mi, ondan emin olmanı öneririm, ne olur ne olmaz.

Onun dışında İngiliz İngilizcesi kasmak genel olarak daha yararlıdır, anlayışı geliştirir, zihni açar, seksapele otomatik olarak puan ekler. Lakin tekrar edeyim ki, bu iş Rosetta Stone ile olmaz.
0
vito genovese
(29.09.09)
@vito genovese
Sen ne tavsiye edersin? Ya da tavsiyesi olan var mı? Bana da faydası olmayacakmış gibi geldi sanki ama yazılanlara bakıp kullanmaya yeni başlamıştım iyi falan diyorlardı.
0
🌸escritor
(29.09.09)
Assimil, Pimsleur, Teach Yourself, FSI...
0
vito genovese
(29.09.09)
ingilizcem çok iyi değildi ama hasbelkader ingiliz aksanı ile konuşuyorum az biraz. bu yüzden ingilizce mülakatlarda karşımdaki insanları hep etkiledim ve iyi ingilizce gerektiren işlere kabul edildim. sonra da zaten işi yapa yapa öğrendim diyeyim sen anla.
0
kahvegibi
(30.09.09)
(4)

Saç Bakımı

kurremkarmerruk
Şimdi, benim upuzun saçlarım vardı. Gittim kestirdim uçları haddinden fazla çatallandı diye. Epey bi kısalttırdım; çatal, kırık filan kalmadı.Kuaför bey de sağolsun ay saçın çok yıpranmış, ay bilmem ne deyip moralimi bozdu. Rowenta lissima kullanıyordum haftada 1, 10 günde bir filan o da. O yıpratmı
Şimdi, benim upuzun saçlarım vardı. Gittim kestirdim uçları haddinden fazla çatallandı diye. Epey bi kısalttırdım; çatal, kırık filan kalmadı.
Kuaför bey de sağolsun ay saçın çok yıpranmış, ay bilmem ne deyip moralimi bozdu. Rowenta lissima kullanıyordum haftada 1, 10 günde bir filan o da. O yıpratmış olabilir pek tabii.
Artık kullanmamaya karar verdim. Ve önlemimi şimdiden alayım saçlarıma iyi davranayım istiyorum. Loreal'in totalde 150 kağıta gelen bir şampuan+bakım maskesini tavsiye etti bilmiş kuaför. Hayatta da veremem o parayı, öğrenciyim bir kere.
Daha ucuz yollu, makul bir bakım ürünü var mıdır bildiğiniz? Şöyle en fazla 60-70 liraya gelecek, ve deneyip memnun kaldığınız bir ürün mesela?
0
kurremkarmerruk
(29.09.09)
valla 50'ye 60'a bile gelmeyen birşey önereyim

elidor'un hala satılıyor mu bilmiyorum yıpranmış saçlar için maske diye sattığı bir ürün vardı. 7 adet yağdan (zeytinyağı, jojoba yağı, badem yağı vs) oluşuyordu. sprey şeklinde onu bulursan tavsiye ederim

II. olarak: bir muzu badem yağı ile karıştırıp eziyorsun. saçlarına sürüp streç filmle kaplıyorsun. sonra soda ile durulayıp normal şampuanla yıkıyorsun
hooop fıstık gibi

III. olarak çok tipik, zeytinyağı ve e vitaminini (eczaneden ampul olarak alabilirsiniz) ve yumurtayı karıştırıp saçlarınıza sürüyorsunuz. önce yumurta çıkana kadar soğuk/ılık suyla, sonra zeytinyağı çıkana kadar sıcak suyla yıkıyorsunuz.
0
kahvegibi
(29.09.09)
bir de söylemeyi unutmuşum

tigi'nin treat me right diye naneli bir maskesi var o da güzel.
strawberrynet.com'dan bakabilirsin. 30-40 lira olması lazım.
0
kahvegibi
(29.09.09)
strawberry ürünlerinin orjinal olup olmadığını ünlü markaların merkezlerine mail göndererek sordum. 7-8 firmaya mail atmıştım, hepsi de aynı cevabı verdi: "tazeliği ve orjinalliği konusunda garanti veremeyiz, bizim yetkili satıcımız değil" zaten eskisi gibi çok fiyat farkı yok. türkiyeden alın, en azından gerçekten işe yarasın..ben eskiden çok alışveriş yapardım bu cevaplardan sonra alışverişi kestim. (ayrıca bir parfümün karşılaştırmasını yapma şansım da oldu, 3-4tane göze çarpan bariz fark vardı, ürünleri yan yana koymadan anlaşımıyor)

şampuan olarak bioxin öneririm. saçları güzel toparlıyor. kahvegibinin yazdığı e vitaminini de tanıdık eczacıdan duymuştum ama kullanmadım hiç, iyi olduğunu söylüyorlar..
0
1980
(29.09.09)
zeytinyağı, badem yağı ve e vitamini kapsülü karışımını düzenli olarak yapıyorum, süper bi şey. hele ışık altında pırıl pırıl duruyor saçlarım. yumurtayı artık eklemiyorum ekstradan koku yapıyor, gereksiz malzeme bence.

kuaförler habire ellerindeki ürünleri tavsiye ediyorlar, bence hiç gerek yok. benimki de en son kerastese kürünü teklif etti bana :/

föne karşı yıpranma için de schwarzkopf'un böyle küçük fuşya renkli şişede bi koruyucusu var, fönden evvel nohut kadar bi miktarını avuca dağıtıp kulak hizasının altından itibaren saçlara yediriyorsun. hem yumuşacık yapıyor hem de ısıya karşı koruduğu iddiasında. 13 liraydı fiyatı en son.
0
quasiromantic
(30.09.09)
(8)

saç düzleştiriciler

halanne
5 yıldır kullanmış olduğum rowenta lissima saç düzleştirici hakkın rahmetine kavuştu. servise götürmektense yenisini alayım dedim ama ne alsam? saçlarım belime kadar olmasa da oldukça uzun, çok gür, çok kalın telli, çok sert, dalgalı değil,ama düz de değil. sanki boyada yada fönde yanmış gibi, tüy t
5 yıldır kullanmış olduğum rowenta lissima saç düzleştirici hakkın rahmetine kavuştu. servise götürmektense yenisini alayım dedim ama ne alsam? saçlarım belime kadar olmasa da oldukça uzun, çok gür, çok kalın telli, çok sert, dalgalı değil,ama düz de değil. sanki boyada yada fönde yanmış gibi, tüy tüy, çok kabarıyor. dipleri yağlı sayılabilir, uçları ise oldukça kuru. eğer fön çektirmezsem hiç açık bırakamıyorum, kendim fön çektiğim zamanlarda da eh işte. açıkçası lissimadan beklediğim faideyi göremedim diyebilirim. şimdi ne alsam? sinbo yada babyliss düşünmüyorum, dandik geliyo bana. braun mu, redington diye bişey okudum başka bir duyuruda o mu, yoksa rowenta 'ya devam mı?
0
halanne
(29.09.09)
bende remington var, gayet memnunum, tavsiye bile ederim..
benim saçlarımı bile -kıvırcık, belime kadar ve oldukça gür saçlardan bahsediyoruz- 40 dakikadan kısa sürede düzleştirildiği görülmüştür. başkası yardım etse demek ki çok daha kısa sürecekmiş, ben pek hızlı ya da becerikli değilimdir de bu işlerde.
neyse, remington iyidir yani.
0
damlanin
(29.09.09)
şimdi birincisi saçlarınıza bakım yapmanız gerekiyor. gliss'in dipleri yağlı, uçları kuru saçlar için bir spreyi var. onu kullanabilirsiniz.

düzleştirici olarak da rowenta lissimanın clip and bilmemne diye bi modeli çıktı. o daha kullanışlı olabilir. ben de hem dönerek düzleştiren rowenta, hem lissima hem de o tost gibi düzleştiricilerden var. gene en kullanışlısı lissima oluyor sanırım. tost şeklinde olanlarda saçı önce kurutup sonra düzleştirmek gerekiyor
0
kahvegibi
(29.09.09)
remington. ben kullanmasam da kız arkadaş kullanıyordu. bir tane almıştı. onu kardeşi kapınca bi tane daha aldı. bir hikmeti var demek ki remington'un.
0
emrag
(29.09.09)
bende phillips'in baya eski bi modeli vardı hala kullanıyorum ama sinbo aldım bi tane ve hiç dandik değil aslında.nasılsa dandiktir ucuz alim bi tane dediğim bişey ama cok memnun kaldım.mesela saçlarım gür ve bel hizasında.dalgalı ve kabaran türden..sinboyla işe koyulduğumda 45-dk en fazla bi saatte hallediyorum.bir de sinbo saçı parlatıyor,diğerinde yaptığımda mat bi düzlük elde etmiş oluyorum.bence denemelisiniz sinbo'yu,ben şahsen memnunum..
0
KoukLa
(29.09.09)
remington!
0
jeanne hebuterne
(29.09.09)
PHILIPS HP 4667 SalonStraight Pro XL Saç Düzleştirici, kullanıyor kardeşim. hem çok iyi düzleştiriyor hem de seramik plaka olduğu için daha az yıpratıyormuş. büyük olduğu için daha kısa zaman alıyor ama tek sorun biraz ağır olması. ben kullanınca kolum yoruluyor belkı de alışkın olmadığım içindir.
0
ecece
(29.09.09)
ben de remington diyorum, bu konuda gayet başarılı, sürpriz yaratmaz, fiyat performans oranı da fene değil..

hayırlısı olsun..
0
kabablanka
(29.09.09)
rowenta (ionic) kullanıyorum. daha önce de philips kullanmıştım. rowenta'dan çok memnunum phlipsten çok daha iyi
0
ksl
(29.09.09)
(2)

bong

taediumvitae
istanbul'da bong satan biyer var mıdır?
istanbul'da bong satan biyer var mıdır?
0
taediumvitae
(28.09.09)
0
deckard
(28.09.09)
gittigidiyor
0
kahvegibi
(28.09.09)
(4)

küçük kelebek ve kurtçuklarla mücadele

ding dong bizim kasap moo moo inekler 2
Selam Sevgili Duyuru Sakinleri;Efendim şimdi 2-3 haftadır evde sadece odama girip çıktığım için sabah çorba yapmak maksadıyla mutfağa girene kadar durumun kötülüğünü anlayamamıştım. sokak kapısından girip çıkarken ve odamdayken bir iki kere rastladığım küçük gri-kahverengi kelebekleri camdan girmişt
Selam Sevgili Duyuru Sakinleri;

Efendim şimdi 2-3 haftadır evde sadece odama girip çıktığım için sabah çorba yapmak maksadıyla mutfağa girene kadar durumun kötülüğünü anlayamamıştım. sokak kapısından girip çıkarken ve odamdayken bir iki kere rastladığım küçük gri-kahverengi kelebekleri camdan girmiştir diye çok sallamamıştım. sonra bu sabah mutfağa girende çorbaların olduğu dolabın kapağı açanda bi baktım ki arkadaşlar fındık ve kuru üzüm torbalarını delmişler ve orada kolonileşmişler oradan da tavan vb. olacak şekilde yayılmışlar mutfağa gerek kelebek gerek kurtçuk şeklinde olsun. ilk olarak poşeti delik bütün gıdaları attım evden mutfağı da ilaçlamak lazım ama şimdi ertesi gün içinde yemek yapacağımız mutfakta ilaç kullanmak ne kadar doğru olur bilemiyorum. böyle bir kurtlanma vakası yaşayıp da başarıyla çözüme ulaşmış arkadaşlarımız varsa önerilerine açığım.
benim aklıma bütün tencere tava ve mutfaktaki raf vb. oynar parçayı küvete yığıp orada ilk müdahaleyi deterjan+su olacak şekilinde yapmak,fırın vb ufak aletleri çıkartmak sonra mutfağa raid'i basmak en son olarak da bulaşık makinası ile uzun seanslar yapmak geldi.
bir de bu ipneler benim kıyafetleri de yer mi?
aha resmi de şuna benzer bişey; 80.237.205.52

Sevgiler.
0
ding dong bizim kasap moo moo inekler 2
(25.09.09)
yiyecekleri zaten atmışsınız.
dolapları tamamen boşaltın.
fırın, bulaşık makinası vs herşeyi çekin. her tarafı, çamaşır suyu ile dezenfekte edin. dolap içlerinde de çamaşır suyu kullanın.
çıkarken raid'i her türlü basın.
odanın kapısını kapatın.
bu arada mutfaktan çıkarttığınız kapları dezenfekte edin.
mutfak en az bir gün kapalı kalsın.
ertesi gün mutfağı yeniden bu sefer daha az çamaşır suyu ile silin ve yerleşin.

kolay gelsin
0
kahvegibi
(25.09.09)
ayy benim mutfakta da var onlardan kurtulamadım bi türlü. bi kere onlar bakliyatın içinde yaşıyorlar ve orda ürüyorlar ama durduk yere çıkmazlar bişiler bozulmus senin mutfakta onu kesfet önce yoksa ne yapsan bos. bende cekmecelerin arkasına düşmüş bir poset ot cıkmıstı mesela ordan turemisler. sonra tabiiki raid. kıyafet falan yemiyolar 4 aydır yazlıktayım gidiyorum geliyorum evde kıyafetlerimde bi hasar yok ki ucarak odama geliyolar arada.
0
kenarortay
(25.09.09)
bu arkadaşlar zararsızdır, önce bunu anlayalım. yani raid felan yapma, tava tencere küvete sokma.
önemli tarafı şu: bunlar genelde bakliyata veya kurutulmuş meyvelere odaklanıyorlar. eğer herhangi birinin ağzı açıksa bakliyat veya kurutulmuşların onun içine yerleşip sürekli ürüyorlar. bu nedenle ağzı açıkları sıkıca kapatıyoruz. ancak mutlaka kontrol ediyoruz içinde bu küçük tatlı ve inatçı şeylerden kalmış mı diye? kalmışsa o poşeti direkt atıyoruz. sonra kapalı olan dolap gözü, çekmece gibi yerleri temizleyip ılık suyla ıslatılmış sabunlu bez yardımıyla bir süreliğine açık bırakıyoruz.
sonra, bu arkadaşlar kesinlikle yiyeceklerden olan bir şeyleri çürütüyorlar. benim kurudutları, mısır unumu kurutmuşlardı mesela. onun için bu gibi malzemeleri de elden geçiriyoruz veya direkt atıyoruz olmuyor çünkü bunların temizliği.
işte temizlik, poşet ağızlarını kapatma, çekmece, dolap gözü gibi yerleri açma işlemlerden sonra bir bakıyoruz ki, bunlar gitmişler. o nedenle kendilerini öldürmüyoruz zaten ömürleri ne ki abicim ya?
0
fempusay
(25.09.09)
kelebekler zararsızdır da, raid'i basmanın ve herşeyi baştan yıkamanın mantığı, kalan yumurtalarını bertaraf etmek.
0
kahvegibi
(30.09.09)
(2)

değişik bir yöntemle işten çıkarılma

mavikurbaga
arkadaşlar merhaba, 18.09.2009 tarihinde benim işime son verileceği söylendi ve imzalamam için belgeler getirildi. Bu belgelerin içinde 15.10.2009 tarihine kadar izinli sayıldığımı gösteren bir belge vardı. Benim içeride bulunan 11 günlük iznim ücretli geri kalan kısmı ise ücretsiz izin kapsamında.
arkadaşlar merhaba, 18.09.2009 tarihinde benim işime son verileceği söylendi ve imzalamam için belgeler getirildi. Bu belgelerin içinde 15.10.2009 tarihine kadar izinli sayıldığımı gösteren bir belge vardı. Benim içeride bulunan 11 günlük iznim ücretli geri kalan kısmı ise ücretsiz izin kapsamında.

Neden çıkış kağıtlarını değil de böyle bir belge imzalamam gerektiğini sorduğumda ise şefin yanıtı, benim işimde iyi olduğum, işten çıkarılmamın sebebinin torpilli bir şahsın (patrondan) genel müdürün isteği üzerine yerime getirildiğinden bahsetti. Gelecek kişinin benim yaptığım işi yerine getiremeyeceğini düşündükleri için böyle bir uygulama düşündüklerini benim de bunu imzalamam gerektiğini söyledi.

Bende her nekadar önce kendilerini düşündüklerini bilsem de, o an için iyi niyetli olduklarına karar verip kağıtları imzaladım. Konuşulana göre bu süre içinde diğer çalışanın görevi icrasına bakılacak. Buna göre benim göreve çağırılıp çağırılmayacağıma karar verilecek. Süre sonunda ya işe devam edeceğim ya da tazminatım verilip işime son verilecek.

Benim sorunum ise o anlık orada daha sonra çalışabileceğim gibi bir düşünceye kapılmış olsam da aslında orada çalışmak istemediğim. Ama bu imzaladığım belgeye göre beni göreve çağırdıklarında gitmem gerekiyor. Fakat ben çağırılsam da çalışmak istemiyorum. Ve buradan tazminatımı alıp ayrılmak istiyorum. Ama eğer çalışmamı isterlerse ve ben çalışmazsam bu kağıdı imzaladığım için sanırım tazminat alamayacağım. Nasıl bir yol izleyip tazminatımı alabalirim? Ne tür bir yol izlemeliyim?
0
mavikurbaga
(24.09.09)
bir avukatla görüşün.
0
kahvegibi
(24.09.09)
insangucu.com diyor ki:

...

Diğer taraftan ücretsiz izni işçinin kendisinin talep etmesi veya işveren tarafından önerilen ücretsiz izine işçinin açıkça rıza göstermesi durumunda ücretsiz iznin uygulanması mümkündür. Ekonomik kriz dönemlerinde işlerini kaybetme kaygısı taşıyan işçilerin işverenden gelen bu öneriyi genellikle kabul ettiklerini biliyoruz. Hatta sendikal ortamın söz konusu olduğu işletmelerde dahi sendikaların üyelerinin işlerini kaybetmemeleri gerekçesiyle işveren tarafıyla bu konuda uzlaşma içinde oldukları yine bilinmektedir.



Tarafların bu konuda bir anlaşma içinde olmaları koşulunda bir sorun olmayacağını ancak bu konuda yapılan anlaşmanın mutlaka yazılı olması gerektiğini hatırlatalım ve bir alıntıyla konumuza devam edelim.



“Şekil bakımından İş Kanunu m.22’ye uygun olarak böyle bir anlaşmanın geçerliliği için yazılı olması veya en azından işçinin yazılı rıza beyanının bulunması gereklidir. Dürüstlük kuralı somut olayda aksinin kabulü gerektirmedikçe sözlü veya zımni bir anlaşma geçerli kabul edilemez. Ayrıca geçerli bir değişiklik sözleşmesinden söz edilebilmesi için, sözleşmenin ana unsuru olan ücretsiz izin süresinin açıkça belirtilmiş olması gerekir.” [7]



İşçi Ücretsiz izni kabul etmezse ne olur?



Tarafların uzlaşması koşulunda ortada bir sorun olmayacağını belirtmiştik. Ancak bu anlaşmanın varlığının işçi tarafından reddi durumunda bu defada varlığının işverence somut argümanlarla kanıtlanması gerekir. Aksi halde işçinin tek taraflı bir kararla işverence ücretsiz izne sevk edilmesi işverence yapılmış haksız bir feshin sonuçlarını doğuracaktır. Bu konuya ilişkin bir yüksek mahkeme karar özeti aşağıda incelemelerinize sunulmaktadır.



“Davacı işçinin rızası ve yazılı muvafakatı bulunmadan işverence davacının tek taraflı ücretsiz izne çıkarılması eylemli bir fesih olup, dairemizin yerleşik içtihatlarına göre bu durum davacı işçi açısından iş aktinin haksız fesih halini oluşturur ve işçi ihbar tazminatına da hak kazanır.” [8]



Sonuç olarak ekonomik krize dayalı ücret indirimi ve ücretsiz izin uygulamalarının geçerli olabilmesi taraflar arasında bu konulara ilişkin anlaşma şartı ile mümkündür. Bu anlaşmaların ise İş Kanunu m.22 çerçevesinde gerçekleştirilmeleri uygun olacaktır.
0
uyuklayankedi
(25.09.09)
(9)

Junior yazılımcı ortalama kaç para alır

porro
Üniversiteyi yeni bitirdim yazın 2 ay boyunca bir yazılım şirketinde staj yaptım şimdi bende istersem benimle çalışmak istediklerini söylediler.iki gün sonra görüşme olduğunda konu maaşa gelince sen ne kadar düşünüyosun derlerse hepten sallamamak için junior bir yazılımcı ortalama ne kadar alıyodur
Üniversiteyi yeni bitirdim yazın 2 ay boyunca bir yazılım şirketinde staj yaptım şimdi bende istersem benimle çalışmak istediklerini söylediler.iki gün sonra görüşme olduğunda konu maaşa gelince sen ne kadar düşünüyosun derlerse hepten sallamamak için junior bir yazılımcı ortalama ne kadar alıyodur bir fikir sahibi olayım dedim bi yardımcı olun be yaw.
0
porro
(23.09.09)
ben de buna yakin bir durumdayim. ne kadar istersin diye sorarlarsa 2000tl derim.

calisan arkadaslarim var, onlardan biliyorum, 2000 baslangic icin iyi.
0
nawres
(23.09.09)
Bence iş fırsatını kaçırma.En düşük 1000-1500 de.Çok da yüksek rakam söylememelisin.
0
androidn
(23.09.09)
2-3bin arası iyidir.

de staj yaptıgın yerdekilere sorsana bi ne kadarmıs fln ?
0
bryan fury
(23.09.09)
belirli bir rakam söylemek yerine x-y arasında demek her zaman daha mantıklıdır.
0
kahvegibi
(23.09.09)
benim calıştıım yerde 1750 -2000 arası veriliyo, iste gitsin 2000
0
magoria
(23.09.09)
şimdi bu söyledikleriniz elime geçecek olan paramı yoksa sigorta falan kesilmeden önceki halim.elime gececek paraysa 2-3 bin arası cok gibi geldi bana.bu arada çalıştığım yerden kimseyi tanımıyorum herkes başka başka şirketlere gidiyor danışman gibi.
0
🌸porro
(23.09.09)
benım soyledigim net rakamdı. o aralıkta alıyor benım bildiklerım. daha altına da 1700 fln duydumdu.

vala ara telefonla fln sor artık.
0
bryan fury
(23.09.09)
çalıştığın yere, bitirdiğin bölüme, niteliklerine göre, yapacağın işe göre değişir. herkes burada sıkmış 2 bin 3 bin diye ama bu sektörde 1000 tl alan da var 4 bin tl alan da. .net ile internet projeleri geliştireceksen ve işi junior olarak biliyorsan alacağın ücret 1500 - 2000 arası olacaktır. ha diğer arkadaşların nerede çalıştıklarını belirtmelerini bekliyorum. bir uzman olarak hemen geleyim.
0
ugandareisicumburu
(23.09.09)
Valla ortalamasını bilemem ama bende junior olarak görüyorum kendimi ve işin sertifika, belke, okul vb. kısımlarıda tam olan birisi olarak şunu söyleyeyim sana benim tek eksi yönüm askerlik. Onu yapacağım şimdi, geldiğimde de istediğim maaş asgari ücret :) çok ciddiyim. 2.5 ay iş aradım görüşmeye de gittim 1 tane ama yok olmadı. iş bulamadım. askerden geldiğimde direkt ne kadarsa artık o asgari ücret onunla çalışmaya hazırım başlangıç olarak diye belirteceğim şirketlere ilk olarak.
0
daglien
(23.09.09)
(2)

kedim annemin çiçeklerine sardı

hakikibulut
yavru bir kedimiz var. annemin çiçeklerine pati atıyor ve yiyor. internette kediotu demişler ama nasıl kullanılır işe yarar mı bilemedim?!
yavru bir kedimiz var. annemin çiçeklerine pati atıyor ve yiyor. internette kediotu demişler ama nasıl kullanılır işe yarar mı bilemedim?!
0
hakikibulut
(23.09.09)
kedinin çiçeklerle oynaması genelde can sıkıntısından olur ama yiyorsa durum farklıdır. kediler genelde mide rahatsızlığı hissettiklerinde ot yiyorlar. bunun için de her türlü pet shopta veterinerde vs satılan kedi otları var. aslında bildiğin çim. onu alıyorsunuz. bir haftada yetişiyor, kedi de üstünden yiyor.
0
kahvegibi
(23.09.09)
yemesi için yulaf (bildiğimiz yulafın çimeni) test edilmiş ve onaylanmıştır. bütün aktarlardan tohumunu alıp ekebilirsiniz.
0
kibritsuyu
(23.09.09)
(4)

bir üniversitede öğretim görevlisi olmak?

tabudeviren
araştırma görevlisi, yr. doç, doç, ve prof. dr. diye giden akademik sıralamada bir mezun olmuş/ olacak üniversite öğrencisinin atacağı ilk adım nedir? akademik personel olabilmenin şartları ve gerektirdikleri nedir? hangi sınavlara girilir? diploma notu kaç olmalıdır? vb..vb..vb..
araştırma görevlisi, yr. doç, doç, ve prof. dr. diye giden akademik sıralamada bir mezun olmuş/ olacak üniversite öğrencisinin atacağı ilk adım nedir? akademik personel olabilmenin şartları ve gerektirdikleri nedir? hangi sınavlara girilir? diploma notu kaç olmalıdır? vb..vb..vb..
0
tabudeviren
(23.09.09)
alese girip, bir üniversitede yüksek lisansa başlamak, dha sonra kadro açıldığında asistanlığa başvurmak gerekli. yüksek ortalama, yüksek ales işinizi kolaylaştıracaktır. ortalama 3 ün üzeri, ales 90 civarı ve üzeri olması faydalı. asistan olabilmek için üds, kpds den dil puanı almak gerekli.
0
tulkas
(23.09.09)
tabi en önemlisi hocaların da sizi istiyor olması.
0
kahvegibi
(23.09.09)
genel itibariyle: ales > 70*; kpds veya üds > 50*
yök ün standartları bunlar fakat kurum bu puanları yukarı çekebiliyor senato kararıyla.

biraz kafa karıştırıcı olarak gözükebilir. şöyle açıklayayım, verdiğim birinci adresteki yönetmelik şartlarının üzerine 19 eylül 2009 itibariyle yeni düzenlemeler getirildi. artık sözlü sınav değil yazılı sınav olacak ve ales, diploma notu gibi değerlerin ağırlıkları değiştirilmiş. bunlar da ikinci adreste mevcut inceleyin.

rega.basbakanlik.gov.tr

rega.basbakanlik.gov.tr
0
lejant
(23.09.09)
lisans mezuniyeti akabinde araştırma görevlisi olarak başlarsın akademik hayata. bazı bölümlerde lisans mezuniyet notun 3.50 ve üstü ise direk doktoraya başlama imkanı var. ama bu seferde ders yükün artıyor. doktora sonrası yrd.doç lik üniversitenin açtığı ilana başvurarak oluyor. doçentlik almak için ise 3 adet sci veya ssci'li makale yazman lazım. bu makalelerin 1 tanesi tek yazar diğer 2si 2 ve üstü yazarlı olmak zorunda. profesörlük içinde belli bir yayın puanlaması sistemi var o sistemde gerekli puanı alınca oluyorsun diye sanıyorum (bu kısmından tam emin değilim). artı üds 65 puanı lazım doçentlik için. bizim üniversitelerde 40 yaş üstü bütün yardımcı doçentler ya yayın yapamadığı ya da dil sınavını veremediği için hala bu kadrodadır. bu yüzden doktorayı yurt dışında yapmak iyidir. çünkü bu sayede çalıştığınız alandaki dünyadaki bütün hocalarla daha sıkı bir temasınız olur artı hocanızın makale sayısı aşmış durumda olduğu için size nasıl makale yayınlanır yeni neler yapılabilir kazandırır.
0
yazar kasa
(23.09.09)
(4)

Tansiyona dair

naledossun
selamlarevde oturuyordum dün sabaha karşı, birden bi garip dönme hissettim kafamda. daha önce hiç yaşamadığım terso bi olay olduğu için karşıda bi hastane var hemen oraya gittim. tansiyonumu ölçtüler 16'ya 9 çıktı. hemşire oha dedi. du biraz dinlen bidaha ölçiyim merdiven falan çıktın dedi. bidaha ö
selamlar
evde oturuyordum dün sabaha karşı, birden bi garip dönme hissettim kafamda. daha önce hiç yaşamadığım terso bi olay olduğu için karşıda bi hastane var hemen oraya gittim. tansiyonumu ölçtüler 16'ya 9 çıktı. hemşire oha dedi. du biraz dinlen bidaha ölçiyim merdiven falan çıktın dedi. bidaha ölçtü 14 9 çıktı. sonra geldim sabah 6 gibi yattım ben. az önce bidaha ölçtürdüm bu sefer de 15 9 çıktı.

şimdi benim sormak istediğim bu tansiyonlar çok mu yüksek? o dün sabaha karşı acilden pratisyen bi doktor gelip "çok da bişe yok ya takma iner" demişti ama ben yine de bi tedirgin oldum. gencecik de adamım, yüksekse, neden yükselmiştir ne yapmam lazım dersiniz?

tenks
0
naledossun
(18.09.09)
tansiyon kişiden kişiye değişen birşey.
mesela normal tansiyon 12 5 diyorlar ama ben bildim bileli tansiyonum 9/8 4. ölçen hemşireler panik oluyorlar. ama benim normalimin bu olduğunu söyleyince ok diyorlar.
sizin de normal tansiyonunuz normalden yüksek olabilir.
0
kahvegibi
(18.09.09)
tabii ruhsal durumunuzu ve tansiyonunuzun ölçüldüğü şartları bilmiyorum da hipertansiyon sınırını aşıyor ucundan bu rakamlar. hipertansiyonun da çok fazla nedeni olabilir. sebepsizden (idiyopatik) tutun hormon ya da böbrek hastalıklarına kadar.
0
dr cucu
(18.09.09)
değerler yüksek, önlem almalısınız.

öncelikle tansiyon takibi yapmanız lazım, her sabah kalktığınızda, öğlen ve akşam tansiyonunuzu belirli bir dönem ölçtürün (ortalama bir hafta kadar) bunların ortalaması alınıp dahiliye ya da kardiyo uzmanınızca nasıl bir önlem alınacağı belirlenecek.

böbrek üstü bezlerinize bakılınması lazım, sekonder tansiyon olabilir, eğer öyle bir durum varsa düzeltilmeli, bir de ek olarak 24 saatlik idrarınızda bir değere bakılıyor doğuştan gelen bir hastalık var mı diye fakat onun oranı yanlış hatırlamıyorsam %0.1 gibi bir şey. fakat gene de bakılmalı, akıllarda bir şey kalmasın, konu sağlıksa %0.1 çok yüksek bir oran.
0
erobur
(19.09.09)
ek olarak aklıma geldi, hantal yaşıyor musunuz ? kilo fazlanız var mı ? en son ne zaman koştunuz ? bunlar tansiyonu oldukça etkiler.

şahsım 17 yaşındayken hantal ve nerd yaşamıyla hiper tansiyon ile savaştığı ve yendiği için bilgiliyim bu konuda.

kilo verdikçe ve yaşamınızı düzelttikçe hareket bakımından, tansiyon değerleriniz düzelir. masa başı hayat yaşayan çoğu kişinin ölümü tansiyona bağlı sebeplerden olur ve en çok kalbi vurur bu.

şanslısınız ki tansiyonunuz size sorun çıkarmış ve önlem alabilirsiniz şimdiden. gencecik adamsınız, bunun bir de orta yaş civarında vuran ve geri döndürülemeyen, ölüme felce giden versiyonu var. o yüzden tansiyonun tıp dilindeki argo adı sessiz katildir.

"çok da bişe yok ya takma iner" diyen pratisyen doktoru mümkünse hayatınızdan silin. benim 14 10 diye acili ayağa kaldırmışlardı "bu yaşta bu ne" diye. sonra kardiyolog ölçtüğünde 18 11'i görmüşüm ancak söylememişti. bu da bir yöntemdir telaş yapmayın, doktorunuz "sanane" diyip gülümseyebilir.

genel bir kontrolden geçin, sağlık şakaya gelmez. gidip bir eforlu ekg denilen olayı yapın, futbolcu gibi koşun o koşu bandında kolunuzda tansiyon aleti varken. keyifli bir şey özünde.

aslında tüm bu yazdıklarım tek bir yere çıkıyor:
"kendinizi ve ihtimallerinizi iyice tanıyın, bilin, ona göre yaşayın"

(kişiden kişiye tansiyon değişir evet, babamın fiks olarak 9/4'tür. ancak hipotansiyon denilen düşük tansiyon durumu doktorlar tarafından dikkate alınmaz. fakat kişiden kişiye değişir diyerek 13 ve üstü hiper tansiyon hasır altı edilmez, edilemez.)
0
erobur
(19.09.09)
(5)

alerji

schwarzetod
vücudumun her yerinde kaşıntı olmaya başladı kızardı kabardıı ne yapabilirimm dokunduğumö yer kaşınıyor acaba alerji olmulş olabilrmiyimm köpek besliyoruımm ondan da olabilir mi
vücudumun her yerinde kaşıntı olmaya başladı kızardı kabardıı ne yapabilirimm dokunduğumö yer kaşınıyor acaba alerji olmulş olabilrmiyimm köpek besliyoruımm ondan da olabilir mi
0
schwarzetod
(18.09.09)
kesin alerji de ne alerjisi onu anca doktor anlar.
0
jpsartre
(18.09.09)
öncelikle ılık suyla bi banyo yapın. vücudunuza da kozmetik olmayan benpanten, excipial filan gibi bi nemlendirici sürün, geçmezse doktora gidin.
0
kahvegibi
(18.09.09)
daha önceden alerjiniz veya alerjik bir yapınız var mıydı?
bu tarz bir şey sinirsel de olabilir. kurdeşen gibi bir şey. son zamanlarda sıkıldığınız kafanıza taktığınız bir şey varsa belki de o yüzden olmuş olabilir.
(bkz: kurdeşen)
0
clem
(18.09.09)
en azından kaşıntıdan kurtulmak için, doktora gidene kadar bir anti-histaminik kullanabilirsin.
0
scrubz
(18.09.09)
çok fazla doktorla münasebetim oldu, fakat aralarında en çelişkili cevapları verenler, teşhisleri koyanlar kesinlikle ülkemizdeki cildiyeciler. bence en az iki farklı cildiyeciye görün.
0
erobur
(19.09.09)
(8)

Ev Özellikle Banyo Tavan Tadilatı

selimse
Arkadaşlar 1 dk önce bayaa bi uzun bi duyuru yazdım aynı konuda fekat gönderdiklerim uçtu. Bu yüzden kısaca bir daha sormak istiyorum. Ev aldım Ankara'da 1+1 artık orada oturacağım.Evin banyosunun tavanı (toki evi) alüminyum profillerle kaplı (tam adını da bilmiyorum bu sistemin) fakat bu profiller
Arkadaşlar 1 dk önce bayaa bi uzun bi duyuru yazdım aynı konuda fekat gönderdiklerim uçtu. Bu yüzden kısaca bir daha sormak istiyorum. Ev aldım Ankara'da 1+1 artık orada oturacağım.

Evin banyosunun tavanı (toki evi) alüminyum profillerle kaplı (tam adını da bilmiyorum bu sistemin) fakat bu profiller hem yıpranmış hem de pis. Duyduğum kadarıyla alüminyumları atıp profillerin tutunduğu çerçevelere köpük yapıyorlarmış. Bu uygulamanın adı nedir ve banyo gibi buharlı ortamlarda performansı nasıldır? Nerede yaptırılır Ankara'da?

Bunun dışında

2)Çelik kapı takılacak
3)Mutfak dolabı, portmanto ve çamaşır makinesi üstü dolap yaptırılacak
4)Yerdeki parkelere sistire yapılacak
5)Buzdolabı, çamaşır makinesi, set üstü ocak ve davlumbaz alınacak.

Bu konularda da dikkat edilmesi gereken yerleri, püf noktalarını, tecrübelerini paylaşmanızı rica ediyorum
0
selimse
(15.09.09)
benim bildiğim tek püf noktası, ustaya parayı önceden vermemektir. işi tamamen bitirmeden para verince adamdan bir daha haber alınamıyor.

* buzdolabı bosch'tan uzak durun.
* çamaşır makinesi mutlaka sessiz, zaman ayarlı ve kısa programı olan bir makina alın
* eğer yeriniz müsaitse usta işine hiç bulaşmadan portmanto ve mutfak dolabını hazır satılanlardan alabilirsiniz.
0
kahvegibi
(15.09.09)
Kahvegibi kendim oturmasam kiracı için yaptırsam anında alırdım hazır dolap. Kendim kullanacağım için eve tam uyan bi tane arıyorum hazırlardan ama şu ana kadar rastlamadım. ev de küçük (1+1) olduğundan dolayı yeri en verimli kullanmak için dolapları marangoza yaptırmayı düşünüyorum...
0
🌸selimse
(15.09.09)
5)beyaz eşyayı bosch'dan alabilirsiniz. ben çamaşır makinemi ve buzdolabımı bosch aldım ve gayet memnunum. arçelik'de fena değildir ama bosch tavsiye ederim. vestel'den uzak durun!
0
hevipeyra
(15.09.09)
banyonun tavanındaki malzemeyi biliyorum bunlar eğer banyo çok buharlı olursa(ki muhtemelen olacaktır) zamanla zarar görebilir, bu durumu engellemek için banyo tavanına bir de aspiratör taktırmanız gerekecektir.
Buzdolabı white westinghouse, çamaşır makinesi electrolux/siemens, fırın siemens, set üstü ocak davlumbaz olarak da teka tavsiye edebilirim.
0
escritor
(15.09.09)
2 için çelik kapı yaptırırken paraya kıyın, hem yalıtım açısından hem de güvenlik açısından iyi bir şey olsun, bazılarının arası açık kalıyor, kilitleri tek tıkla açılıyor falan
3 için koçtaş, ikea falan gibi yerlerden yardımcı olurlar bence..
5 bosch almayın demişler ama ben çok memnunum.buzdolabı olarak ailem yıllardır kullanıyor, çamaşır makinesi bulaşık makinesi ıvır zıvır... aynı zamanda alınan arçelikler bekolar bozulurken taş gibi valla.
vestel, arçelik beko üçlüsünden uzak durun yeter.
0
ilse
(15.09.09)
escritor uçan duyurumda yazmıştım ama buna eklemeyi unutmuşum. Ben en lüküs en pahalı ürünleri değil en ucuz ürünleri aramaktayım. Buzdolabı no-frost olmasa dahi olur o kadar yani. Bunu düşünerek ürün önerirseniz çok daha sevinirim...
ilse Ankara'da ikea yok malesef diğerlerinde de daha önce de yazdığım gibi istediğim ebatlarda dolap bulamıyorum...
0
🌸selimse
(15.09.09)
tavanla ilgili sey asma tavan olabilir. tam gozumde canlandiramadim profilleri falan. eger kopuk dedigin poliuretan kopukse acayip dayaniklidir o. bi yerlerde gormussundur kesin. sikildigi zaman boyle kendi kendine kabarir. sari renkte. kabarmasi durdugu zaman tas gibi olur. sunger gibi gozukur ama kaskati kesilir.

celik kapi icin gezeceksin artik. sagdan soldan, internetten fiyat soracaksin. benim bildigim bi yer yok maalesef.

beyaz esya icin de ekonomi yapayim diyorsan regal gibi markalara da bakabilirsin. sonucta garantisi var.

hazir mutfak icin de basta eskisehir yolundaki bauhaus olmak uzere yapi marketlere bakabilirsin. koctasta da guzel modeller vardi.
0
osuruklu
(15.09.09)
tavan olan şey için taşyünü diyorlar sanırım. ya da bizim usta bizi kandırıyor.
0
agharta
(21.10.09)
(12)

Havadan icralık olduk.

anarche
Az önce postacı gelip annemin adına bir kağıt getirdi ve imzalayarak teslim aldım. Kağıt bildiğin icra takip ödeme emri üstünde anlamsız yazılar, annemin adı soyadı, aynı mahalle fakat yanlış sokak ve bina adı.Şimdi ben bunu teslim aldım imza attım isim-soyisim doğru ama adres yanlış dahası üstünde
Az önce postacı gelip annemin adına bir kağıt getirdi ve imzalayarak teslim aldım. Kağıt bildiğin icra takip ödeme emri üstünde anlamsız yazılar, annemin adı soyadı, aynı mahalle fakat yanlış sokak ve bina adı.

Şimdi ben bunu teslim aldım imza attım isim-soyisim doğru ama adres yanlış dahası üstünde adı geçen avukatı aradım (adam yokmuş başka biri açtı konuştuk) dosyasına baktı ve dosyada ki gerçek kişinin kimlik numarası farklı kısaca kağıtta ismi yazan kişi annem değil. Adama bu kişi biz değiliz ne yapayım bu kağıdı dedim? Telefonda ki emmi avukat tutup itiraz edeceksiniz dedi. Aramızda biraz ses yükselterek ufak bir tartışma oldu ama konumuz o değil emmi bana itiraz etmezseniz icra gelir dedi.

Kağıdın üstünde ki adres yanlış, isim doğru fakat kimlik numarasından dolayı o kişi biz değiliz ama ben imza atıp annem adına kağıdı kabul ettim 7 gün sonra eşyalarımızı saklayalım mı yoksa salla ya zaten biz değilmişiz deyip yatmaya devam edelim mi?

Avukat tutup itiraz etmek başka bir çözüm olabilir ama şu an için (ücretini bilmiyorum) avukata para vermek bütcemiz için yararlı bir durum değil.
0
anarche
(15.09.09)
ilgili icra dairesine bi dilekçe ile borçlu olmadığınızı bildirin 7 gün içinde. bunu yapmazsanız takip kesinleşir.
0
ravioli
(15.09.09)
ravioli

dilekceler.blogcu.com dilekçe örneği bu mudur ve avukat tutmaya gerek var mı?
0
🌸anarche
(15.09.09)
ayrıca itiraz nedeninizi açıkça yazmakta fayda var
0
Bigvocate
(15.09.09)
Demek imza atınca icrayı kabul etmiş oluyorsun ilginç. Şimdi dilekçe örneği aramak farz oldu ama nasıl?
0
🌸anarche
(15.09.09)
itiraz için belli bir dilekçe örneği yok, icra dairesine gidip, ödeme emrinde yazan dosyaya itiraz etmek istediğinizi söyleyeceksiniz, bi tane A4 kağıda
şu şu şu nedenlerden dolayı borca itiraz ediyorum.

imza
şeklinde yazmanız yeterli, ayrıca bir adet de kimlik fotokopisi eklemeniz gerekiyor.
bir de telefon numarası yazarsanız faydalı olur
0
Bigvocate
(15.09.09)
bir word dosyası açın
başlık kısmına icra dairesinin adını ve dosya numarasını yazın.

altına; .... tarihinde .... borcuna ait ödeme emrini sehven tebliğ almış bulunduğunuzu, Ekteki nüfus cüzdanı fotokopisinden de anlaşılacağı üzere, dosyada adı geçen borçlu ile alakanız olmadığından ve bu şekilde bir borcunuz bulunmadığından, dosya borcuna itiraz etmekte olduğunuzu belirtlen kısa ve net bir dilekçe yazmanız yeterlidir.
0
kahvegibi
(15.09.09)
itiraz için belli bir dilekçe örneği yok, icra dairesine gidip, ödeme emrinde yazan dosyaya itiraz etmek istediğinizi söyleyeceksiniz, bi tane A4 kağıda
şu şu şu nedenlerden dolayı borca itiraz ediyorum.

imza
0
Bigvocate
(15.09.09)
genelde 7 günlük süre içinde borca itiraz edebilirsiniz.içerik olarak: şu şu sayılı dosya numaralı borca (örn.izmir 17. icra dairesi 2008/1457 esas sayılı dosya borcuna,imzaya vesair tüm faiz ve tamamına itiraz ediyorum gibi)demeniz yeterlidir.siz şu anda sadece tebligatı kabul etmişsiniz.ancak süresi içinde itiraz etmez iseniz borcu kabul etmiş sayılırsınız.en azından dava açma hakkınız saklı olsa da icrayı engelleyemezsiniz.
ayrıca: itiraz için avukatlar çok fazla para istemezler,hatta vekalet bile çıkarmadan işinizi halledebilirler.gidiniz bir avukattan önce ücretini konuşup yardım isteyiniz.
ayrıca 2:itiraz süresi 5 gün de olabilir elinizdeki ödeme emrinde kaç gün olduğu yazıyordur.
korkma,
sönmez bu şafaklarda yüzen alsancak... :)
0
ground
(15.09.09)
ben anarchenin annesinin nasil borclu kabul edilebilecegini anlamadim. tebligati kabul etmis ancak postacinin bir yanlis yaptigi belli. yani bu adamlar icraya geldikleri zaman annesinin kimlik numarasina bakarlar ve o kisi olmadigini anlarlar. burada aslolanin kisiye has olan kimlik numarasi yerine binlerce farkli kiside bulunabilecek "isim" olmasi sacma degil mi? yasasindan kanunundan falan anlamiyorum ancak sirf ismi tutuyor diye icra gorevlileri gelip, dogru kisi olmadigini bile bile icra eylemine girisebilir mi? acayip vallahi...
0
kurukafa
(15.09.09)
tebligatı kabul etmek borcu kabul etmek anlamına gelmez. Tebligatı kabul etmezsen zaten muhtarlığa bırakır postacı. Önemli olan borca itiraz etmemiş bulunmaktır. Borca itiraz etmezsen yanlış borçlu dahi olsan borcu kabul etmiş olursun. Gerçi daha sonra bir takım dava hakları vardır ancak 7 gün içinde gidip borca itiraz etmek gibi kolay bir yol varken daha sonra dava açmak pek de akıl karı bi yol değildir :)
0
Bigvocate
(15.09.09)
icra dairesinde itiraz edeceksin, isim benzerliği diyeceksin..
AMA BUNLARI SEN DEĞİL ANNEN yapacak, yanına kimliğini alıp gidecek, müdürle konuşacak onlar da yardımcı olacak zaten..
buyuk ihtimalle adamlar borçlunun adresini bilmiyorlardı, ve öğrenmek için telekoma veya bankalara ya da başka bir kuruma yazı yazıp onlardan adres istediler, adresi veren memur da tc kimlik numarasına dikkat etmeden, isme bakarak sizin adresi verdi.
bu arada alacaklı kim? (sırf meraktan sordum)
0
de jure
(15.09.09)
Alacaklı halı satan adamın biri avukata vermiş elinde ki senetleri parasının peşinde haklı olarak.
0
🌸anarche
(15.09.09)
(5)

şehir gelişim tahmini

eskili
bir şehir merkezinin 30-40 yıl gibi bir süre sonra ne tarafa doğru gelişeceğini bilmemiz, tahmin yürütebilmemiz için okumamı tavsiye ettiğiniz bir kaynak varmı? yani 'şunlar şunlar olursa şehir o yöne gider, ayrıca şurdan da şu bilgileri edin ona göre sonuçlar çıkart' diyebilecek kişi yada bir yayın
bir şehir merkezinin 30-40 yıl gibi bir süre sonra ne tarafa doğru gelişeceğini bilmemiz, tahmin yürütebilmemiz için okumamı tavsiye ettiğiniz bir kaynak varmı? yani 'şunlar şunlar olursa şehir o yöne gider, ayrıca şurdan da şu bilgileri edin ona göre sonuçlar çıkart' diyebilecek kişi yada bir yayın varmı?
0
eskili
(15.09.09)
tr de goprdugumuz kadarıyla ormanlık alana genıslıyor ya da yoneticilerin konutlarının oldugu tarafa dogru. ya da ana yolların etrafında. bir de kacak yapılasma var o da sanayi sitelerinin etrafına dogru genıslıyor.
0
bryan fury
(15.09.09)
valla kaynak filan gösteremem ama sadece kendi tecrübemi paylaşayım;
şehirler genelde "batı"ya doğru genişlerler.
0
etna
(15.09.09)
şöyle bir şey okumuştum, türkiyede şehirler batıya doğru gelişiyormuş. bunun tek istisnası doğuya doğru gelişen kayseriymiş. ne kadar doğru bilmiyorum.
0
kahvegibi
(15.09.09)
kavimler gocunu tamamlayamadık hala demek :/
0
bryan fury
(15.09.09)
yerel yönetimler ve kentleşme politikası derslerinden öğrendiklerimle cevaplayabilirim: şehirler encümen üyelerinin genişlediği tarafa doğru genişleme eğilimi gösterirler.
0
zihua
(15.09.09)
(4)

Lazerle Göz Çizdirme

vejeteryan vampir
işlemini neden göz doktorları kendilerine yaptırmaz ama yerine gözlük kullanmayı tercih ederler? Bilmediğimiz bir sakıncası mı söz konusudur yoksa terzi kendi söküğünü dikemez hikayesi midir?
işlemini neden göz doktorları kendilerine yaptırmaz ama yerine gözlük kullanmayı tercih ederler? Bilmediğimiz bir sakıncası mı söz konusudur yoksa terzi kendi söküğünü dikemez hikayesi midir?
0
vejeteryan vampir
(15.09.09)
Eğer adam gözlüğünden memnunsa yaptırmaz. Neden rahatını bozsun ki? Mesela benim doktorum da gözlüklüydü. Sorduk, cevab veremedi. Böyle birşey söyledi. Bu ameliyatı zaten daha çok "kozmetik" diye tanımlıyorlar. O yüzden göğüs büyütme operasyonları yapan bir kadın cerrahların da, silikonlu olması lazımdı. Diye düşünüyorum...
0
sheba and the albino girls
(15.09.09)
uzun vadede göz tekrar bozuluyor. lens de göz ortamına doğrudan temas ettiği için pek sağlıklı gelmiyor insanlara. gözlük mis.
0
atrin
(15.09.09)
eğer miyopsanız, miyopinizi gidermek için yapacağınız her işlem yakını görmenizi azaltır. buna gözlük takmak da dahildir. ama gözlüğü çıkardığınızda yakını yeniden net görebilirsiniz. (tabi burada ufak bir yüzdede etkilemeden bahsediyoruz) doktorların ise, yapacakları bazı teşhislerde yakını da çok net görmeye ihtiyaçları var. bu yüzden lazerle çizdirmek yerine gözlük takmayı tercih ediyorlar. çünkü en azından gözlüğü çıkartarak net görmeleri gereken şeylere yakından bakabiliyorlar.
0
kahvegibi
(15.09.09)
neticede ameliyattır, belli bir riski vardır, risksiz çözüm varken tercih edilmeyebilir. bir tanıdık epey çekmişti lazer ameliyatından, bir hata yapılmış sanırım.
0
blackdog
(15.09.09)
(4)

Çin Toptancıları -

sosruquo
internette çin menşeili toptancı sitelerden alışveriş yaparsak nasıl olur ? malzemelerin gümrükte kalma olasılığı var mıdır ? Ne gibi sorunlarla karşılaşabiliriz ?misal şu site www.to-wholesale.com
internette çin menşeili toptancı sitelerden alışveriş yaparsak nasıl olur ? malzemelerin gümrükte kalma olasılığı var mıdır ? Ne gibi sorunlarla karşılaşabiliriz ?
misal şu site www.to-wholesale.com
0
sosruquo
(15.09.09)
Eğer bir üründen birden (veya ürüne göre iki, üç) fazla getirtirsen, kişisel kullanım değil de ticari amaç için getirtildiği düşünüleceğinden büyük ihtimalle gümrükte kalır ve kalacaktır da.
0
sheba and the albino girls
(15.09.09)
toptan yapacağınız şeyler gümrükte takılır. gümrük vergisi ödemeniz gerekir. Bunun da kendi içinde pek çok evrak işi ve prosedürü mevcut.
0
kahvegibi
(15.09.09)
bayramdan önce ve sonra 1 ay boyunca limit 300€ oluyor, ama ticari olduğunu düşünülürse limite bakılmadan gümrükte takılıyor paket. firma yerine kişiden gönderilmiş olması ve üzerinde gift yazması takılmamasını sağlayabiliyor, ama hiçbir şey garanti değil. sanırım yapanlar gümrükte adam buluyorlar.
0
lykos
(15.09.09)
gümrüğe takıalcağı için,gümrük müşavirliklerine danış sana yol gösterirler.
0
jamswety
(15.09.09)
(6)

musiki ve çalgılar ile ilgili

avcı
iyi geceler.öğrenmenin yaşı yok biliyorum ama belirteyim 24 yaşındayım ve en azından bir enstruman çalmak istiyorum. ne bilim kızları etkilemek için değil de böyle arkadaş ortamlarında çalmak veya yalnızken çalıp dertlerimi unutmak istiyorum. orta okul zamanında -pek kimsenin sevdiğini tahmin etmedi
iyi geceler.

öğrenmenin yaşı yok biliyorum ama belirteyim 24 yaşındayım ve en azından bir enstruman çalmak istiyorum. ne bilim kızları etkilemek için değil de böyle arkadaş ortamlarında çalmak veya yalnızken çalıp dertlerimi unutmak istiyorum.

orta okul zamanında -pek kimsenin sevdiğini tahmin etmediğim- müzik derslerinde flüt çalardık ya, ben de iyi çalanlar arasındaydım, nota bilgim o kadar ama hiç olmamasından iyidir heralde, müzik kulağımın da iyi olduğunu düşünüyorum.

neyse efendim bu önbilgiydi,

çok düşündüm ve piyano çalmaya karar verdim. kesin bi karar veremedim işte sorun orda.

flüt çalmayı hala çok seviyorum, kendim notalara bakmadan uydurarak da çalabiliyorum, hepimiz zamanında denemişizdir bunu ben hala yapıyorum =)

çok uzattım, bana öğrenmesi çok zor olmayan çalgılar önerin lütfen.
ben de karar verip girişiyim işe.

piyano istiyorum,
akordeon düşündüm ama çok zor geldi,
üflemeli çalgılar da olabilir.
tellilere pek sıcak bakmıyorum.

tsm, pop ve klasik müzik dinlemeyi severim, türküyle pek aram yoktur, sesim çok kötüdür.

höh yardım edin işte, sabırla okuyanlara teşekkürler.
0
avcı
(15.09.09)
piyano kolay gibi gözükebilir ama göründüğü gibi kolay değildir..diğer enstrumanlra göre de pek ucuz olduğu söylenemez..ama tabi durumun iyiyse piyanoyu seçebilirsin..yok değilse üflemeli çalgıları deniyebilirsin,klarnet veya yan flüt olabilir mesela..
0
toshiro
(15.09.09)
24 yaş piyano için biraz geç dostum. gerçi birçok enstrüman için geç ama piyano biraz kasar. gitar çal. zevklidir. elektro yada bas gitar da çalabilirsin.
0
milk it
(15.09.09)
klasik kemençe çalın. içimde ukte kaldı :/
0
humin zararlisi
(15.09.09)
nefesli çalgılar biraz nankördür, sürekli çalmadığınızda ciğerleriniz sizi daha 5.notayı basarken yalnız bırakabilir. iyi düşünmek lazım.
bide trompet, trombon gibi çalgılarda dudak yapısı önemli, klarinet,saksafon gibi enstrümanlarda dudak pek önemli değil ama neticede nefesli çalgıları gece hüzünlenip evde çalamıyorsunuz :)
0
icemanr
(15.09.09)
sanırım akordeon düşündüğün kadar zor değil. senin gibi müziğe yatkınlığı olan bir arkadaşım bir gün eline alıp, bir hafta kafayı takıp baya bir şey çalar hale gelmişti
0
kahvegibi
(15.09.09)
(bkz: tanbur)
0
psmstc
(09.09.10)
(9)

Saç Dökülmesi Ve Sarımsak İlişkisi?

escritor
Evet arkadaşlar saçlarım son zamanlarda seyrekleşmeye başladı üst kısımlar özellikle. Sarımsağın günde 1 diş hap şeklinde yutulmasının saç oluşumu yaptığını saç dökülmesini engellediğini duydum acaba bunun hakkında bilgisi olan, daha önce deneyen, deneyen tanıdığı olan, tecrübesi vs. olan var mı? Te
Evet arkadaşlar saçlarım son zamanlarda seyrekleşmeye başladı üst kısımlar özellikle. Sarımsağın günde 1 diş hap şeklinde yutulmasının saç oluşumu yaptığını saç dökülmesini engellediğini duydum acaba bunun hakkında bilgisi olan, daha önce deneyen, deneyen tanıdığı olan, tecrübesi vs. olan var mı? Teşekkürler.
0
escritor
(15.09.09)
Tansiyon ve kalp hastaları için duymuştum bu yöntemi ancak saç için duymamıştım.
Bana pek inandırıcı gelmedi...ki saç dökülmeleri de çeşit çeşit. Yıpranmadan mı genetik mi bunu bir tespit etmek gerek bence öncelikle.
0
suda balik
(15.09.09)
valla ben duydum. internette de birşeyler söyleyenler var saçına sürenler dahi var da hangisi işe yarar/yarar mı bilemiyorum bende.
0
🌸escritor
(15.09.09)
yaa bu "sarimsak" denilen igrenc, nefret ettigim yiyecegi guzel gostermek icin her halti uyduruyorlar var ya !!!..
yakinda aids olmus adama "gunde 1 tane samirsak yut, bisicigin kalmaz" derler valla..

bu hap seklinde samirsak yutmanin iyilestirdigi iddia edilen hastalik sayisi 43543543567 tane falandir, her yerde denk geliyor :@
0
fuck milk get beer2
(15.09.09)
ben de bayılmıyorum sarımsağa ama iyi gelir umuduyla işte ne olsa yerim:). yok mu bilgisi olan duyan eden?
0
🌸escritor
(15.09.09)
sarimsak testosteronu arttirdigi icin bana sac konusunda pek iyi gelmez gibi geliyor.

jn.nutrition.org
0
osuruklu
(15.09.09)
ben anlamadım testosteron hormonunun saç dökülmesinin sebebi olduğunu biliyorum sarımsağın testosteron'u arttırdığını yeni duydum ama saç dökülmesi için kullanılan bu karışımlarda falan hep sarımsak mevcut ve saç dökülmesine iyi geldiği söyleniyor. bu ahmet maranki' nin falan formüllerini uygulayıp işe yaradığını söyleyenler var(bilmiyorum ne kadar doğru) bunların içinde de sarımsak mevcut (bkz: #15747808)
0
🌸escritor
(15.09.09)
aspirini cigneyip yutmak farkli, sulandirip yaranin uzerine surmek farkli

oyle bi sey yapilmaz da neyse, ornek olsun diye yazdim.
0
osuruklu
(15.09.09)
tansiyonla ilgili bir durumun varsa sarmısağı dikkatli kullanmanı öneririm. ben çiğ tek başına 3-4 diş sarmısak yiyince direk tansiyonum düşüyor. bilgisayar oyunlarındaki level değişimlerindeki gibi oluyor:)))
0
joepiscopo
(15.09.09)
benim sarımsak ve saçla ilgili olarak duyduğum genelde kesip sürülmesi ile ilgili. özellikle kuafördeki kaş alan abla, seyrek kaşlılara ve kaşlarında oyuk olanlara sarımsak sürün der durur yıllardır. ama genel dökülmede sürme kısmı pek mümkün değil sanırım.
0
kahvegibi
(15.09.09)
(4)

ingilizce cv (resume) oluştururken..

aldo raine
.. evet oluştururken iş deneyimlerimdeki firma, şirket, kuruluş vb lerin ünvanlarını, iş sahalarını belirten kısımları örneğin;Papatya Enerji A.Ş.-----> Papatya Energy Corp.Menekşe Otomotiv A.Ş.----> Menekşe Automotive Corp. olarak mı yazmalıyım yoksa aynen mi kalmalı?? üniversiteydi, enstitüydü onl
.. evet oluştururken iş deneyimlerimdeki firma, şirket, kuruluş vb lerin ünvanlarını, iş sahalarını belirten kısımları örneğin;

Papatya Enerji A.Ş.-----> Papatya Energy Corp.

Menekşe Otomotiv A.Ş.----> Menekşe Automotive Corp.

olarak mı yazmalıyım yoksa aynen mi kalmalı??

üniversiteydi, enstitüydü onları çevirdim bak..

bi el atın duyuru.. acil yollayacağım ecnebinin tekine..

p.s. 1,5 yıldır işsizim, heyecanlıyım.
0
aldo raine
(15.09.09)
ben olduğu gibi atıyorum. yani daha mantıklı duruyor hepsini çevirmiş olsan bile, Papatya Enerji A.Ş. yazmak.. çünkü firmanın adı o.. fenerbahçe sk gibi.. şampionlar liginde böyle geçiyor mesela.. fenerbahçe sc değil.. Klüp çünkü.. Club değil..
0
milk it
(15.09.09)
@milk it
bende o şekilde düşünüyorum da.. ama ecnebi bu mesela enerji, otomotiv benziyor ingilizceye iş sahası belli ediyor kendini.. onları vurgulamak amacıyla düşünmüştüm.. örneğin

Zambak Danışmanlık A.Ş. ya da Yabangülü Süt Ürünleri Ltd. yi de anlamaları açısından daha mı iyi olur?? yoksa tamamen yanlış mı diye soruyorum. eywallah cevap için.
0
🌸aldo raine
(15.09.09)
çevirmen iyi olur. çünkü diğer taraflar özel isim değil. kendim dahil olmak üzere Türkçe bırakan görmedim. çevir abi.
hadi hayırlısı umarım kaparsın işi
0
maresal jedi
(15.09.09)
bence cv'ni kime göndereceğine bağlı.

eğer türk firmaya gönderiyorsan çevirmeden bırakmalısın çünkü zorlama duruyor ama yabancı bir firmaya gönderiyorsan bence orjinali yazıp yanına parantez içinde yazman daha mantıklı olabilir. belki o firmayı internette aratmak isterler ve orijinalinden araması gerekir.
0
kahvegibi
(15.09.09)
(1)

santralistanbul'dan etilere gidiş yolu....

paulista
hangi yolu kullanmalıyım.santral den çevreyoluna nasıl çıkılır.vardır bilen :)
hangi yolu kullanmalıyım.santral den çevreyoluna nasıl çıkılır.vardır bilen :)
0
paulista
(14.09.09)
santralden çıkınca (hani haliçin bittiği kısım sağınızda kalıyor ya) oradan sola dönün, yaklaşık bir kilometre sonra tünel çıkışı, onun hemen ardından e-5 çıkışını göreceksiniz. sonrasında tabelalar yönlendirir ve e-5'e çıkarsınız. e*5'teki son çıkıştan çıkıp levent beşiktaş ayrımından levent tarafına dönün, etilerin girişine yönlendirir o yol.
eğer taksim tarafına gitmek isterseniz, tünelden çıkın.
şayet şişhane tarafına gitmek isterseniz, haliçin bittiği yerden sola değil sağa dönün, rahmi koç müzesinden sonra sola sapıp yokuşları çıkıp şişhaneye çıkarsınız.
0
kahvegibi
(15.09.09)
(4)

Mısır ile ilgili kitap ve tavsiye

kahvegibi
Selamlar,29 Ekimde ufak bir Mısır gezisi yapacağız. Tur gibi birşey olduğundan yer önerilerine çok fazla ihtiyaç duymuyoruz ama1- Mısır'la ilgili olarak kitap tavsiyesi istiyorum. Yapıkredi genel kültür kitaplığı serisinden iki tane kitap aldım ama çok hoşuma gitmedi. şöyle derli toplu, piramitleri
Selamlar,

29 Ekimde ufak bir Mısır gezisi yapacağız. Tur gibi birşey olduğundan yer önerilerine çok fazla ihtiyaç duymuyoruz ama

1- Mısır'la ilgili olarak kitap tavsiyesi istiyorum. Yapıkredi genel kültür kitaplığı serisinden iki tane kitap aldım ama çok hoşuma gitmedi. şöyle derli toplu, piramitleri vs anlatan, ingilizce ya da türkçe kitap arıyorum.

2- bir de kafama bir şey takıldı. şimdi piramitlerin oralar hep toz toprak. normalde bu tarz gezilerde hep sandalet giyiyorum ama kumluk bir yerde sandaletle ayağımın arasına giren kumlar ayağımı yara yapıyor. nasıl bir ayakkabı giysem kararsız kaldım. ayakkabıların içine hep kum dolar mı?
0
kahvegibi
(14.09.09)
daha önce dalış amaçlı mısıra gitmiş birisi olarak bahşiş mısır kültürünün bir parçasıdır, yanınızda mutlaka bozuk 1-5 dolarlık küpürler bulundurun. ayakkabı olarak ben sörf pabucuna benzer üzeri mesh ama plastik sağlam tabanlı ve hava alabilen bir şeyler kullanmıştım. iyi seyahatler.
0
justaddwater
(14.09.09)
Ben yakın zaman önce Mısır'a gittim, kitap olarak Dost kitapevindeki en kalın kitabı almıştım ama şu an başka şehirde kaldı kitap adına bakamıyorum o yüzden. Ayakkabı olarak da açık ayakkabı değil de spor ayakkabı giyebilirsin. Yani plaj gibi veya çöl gibi bir yerde yürümeyeceksin ama her taraf toz toprak, ve genel olarak pis bir ülke zaten. Onun dışında trafik polisi bile bahşiş istiyor, bahşiş olmazsa olmaz. Bir de "yavaş yavaş hasan şaş" lafına alışmaya çalış, bıkacaksın duymaktan :) Pazarlık da çok önemli, her şeyin fiyatı pazarlıkla düşüyor. Bir de tur rehberi sizi götüreceği yerden komisyon alıyor, mesela yemek yemeye götürüyor yemek için siz 10 lira veriyorsunuz ama yemek aslında 1 lira. Benzer şey turun götürdüğü papirüsçü, heykelci vs her yerde geçerli. Onun dışında sorun olursa yardımcı olmaya çalışırım. Bir de #14613861
0
crown
(14.09.09)
selam ben kahirede yasıyorum yaklasık 2 senedir.
1 piramitler gecekondu bölgesinedir.ayakkabı olarakben spor ayakkabı ıle gidiyorum ole toz toprak cok degıl.asfalt yol geciyo icinden:):)
2deveyebindirmek icin degil indirmek icin para isterler
3 fotograf cektiginde polisinde bos gezen adamna kadar para isterler asla verme duymamamazlıktan gel ve uzaklas
4 eger almak istegının seyın fiyatı 50 pounsa sen 15 de eger o 30 derse en 10 de...herseyin gercek fiyati aslında 5 de 1 i
5 her karsina cikanla konusma tek amaçaları para almak...ufak tefek seylerde bahsısı1 yada 2 pound ver.
6 kalcagin otel onemli eger zincir bir otelse super ama 4 yıldızlı oldugunu idda eden ve fiyati makul bir otelse dikkat etmeni oneririm.
7 rehberin goturdugu yerden alısveris yapama bosuna kazık yeme
8 bahsis burdada bahsis..asla manyak lafını kullanma agar kufur. hayvan gene ayn anlama geliyo kullanma derim.
9 kural ya da duzen arama
10 piramitin icine girme hem ektra para odersin hemde minicik bi delige girip bise gormeden cikarsın parana yazık
11 kahire müzesinin ordaki bufeden kola alma 15 pounda satıyo serefsizler.

eger kalacagın bölge,otel veya merak ettiğin seyler varsa burdan cevaplayabilirim.

ya bu arada kasar ve sucuk getirsen sahane olur:):):)

ha unutmadan burda tum dunya peynırlerini saka gibi fiyatlara alip (buyuk maketlerde) TR ye goturebilirsin.
0
cairo
(14.09.09)
cairo, eğer mümkünse bana e-mail ile ulaşır mısın?

kahvegibi ettt gimail nokta kom
0
🌸kahvegibi
(15.09.09)
(2)

Çini deseni telif hakkı

piano factory
tubitak destekli projemizin rapor kapağında ve posterinde kullanılmak üzere telif hakkı ödememiz gerekmeyen çini deseni arıyoruz. neden ödemiyorsunuz derseniz, vallahi emin değilim sanırım bütçeye yazılmadığı için ilk başta. kültür bakanlığının sitesine fln baktım ama bulamadım. nereden bulunabilir
tubitak destekli projemizin rapor kapağında ve posterinde kullanılmak üzere telif hakkı ödememiz gerekmeyen çini deseni arıyoruz. neden ödemiyorsunuz derseniz, vallahi emin değilim sanırım bütçeye yazılmadığı için ilk başta. kültür bakanlığının sitesine fln baktım ama bulamadım. nereden bulunabilir bilen var mıdır acaba?

lütfen "telifini ödeyin kullanın demeyin" enstitüyü ve projeyi ben yürütmüyorum sonuçta sadece bunu bulmakla görevli bir asistanım:(
0
piano factory
(14.09.09)
şöyle bir yol önerebilrim.
çini sergileyen müzelerden birine gidin, görevliden rica ederek fotograf çekin ve onu kullanın.
tarihi eser olduğu için çininin telif hakkı olmaz. fotografı siz çektiğiniz için fotograftan kaynaklı telif hakkı da olmaz.
0
kahvegibi
(14.09.09)
İznik Çini Vakfı var, onlara da bir danışabilirsiniz.
0
uyuklayankedi
(14.09.09)
(8)

Ankara'da şirket yemeği (iftar) için lüks bir restoran?

mortanius
Merhabalar,Bu akşam şirketçe iftar yemeğine gidilmesi düşünülüyor ve "löks bir restoranda biraz şımartılmaya ihtiyacımız var".. :) Fakat mekan olarak henüz tam olarak bir yere karar verebilmiş değiliz. Recep Usta'ya falan gidebiliriz diyorduk ama daha önce gitmediğimiz-farklı bir yer olsun istiyoru
Merhabalar,

Bu akşam şirketçe iftar yemeğine gidilmesi düşünülüyor ve "löks bir restoranda biraz şımartılmaya ihtiyacımız var".. :) Fakat mekan olarak henüz tam olarak bir yere karar verebilmiş değiliz. Recep Usta'ya falan gidebiliriz diyorduk ama daha önce gitmediğimiz-farklı bir yer olsun istiyoruz.

- 8 kişi falan olacağız.
- Para çok önemli değil. (ama çok da anormal bir hesap gelmemesi lazım tabi)
- Türk mutfağı olmalı. (kebap mebap vs.)
- Çankaya, Ümitköy tarafları ideal olabilir..
- Mekan ve yemek kalitesi açısından iyi bir yer olmalı.

Önerilerinizi bekliyorum...
0
mortanius
(14.09.09)
altınşiş.
www.altinsis.com.tr
0
s man chen
(14.09.09)
konya yolundaki çırağan et lokantası denenmiş ve beğenilmiştir. ama ne zamandır gitmedim, değişmiş olabilir. başlığında kaliteyi bozmuş falan yazıyor.
0
kibritsuyu
(14.09.09)
kukla iskender balgat
0
kahvegibi
(14.09.09)
@kahvegibi: kukla iskender, kukla filan oynatılıyor diye çoluk çocuk kaynıyor. cavul cuvul rahat vermiyorlar. lakin ezanı canlı okuyorlar, canlı kur'an, dua falan var. yemek seçeneği de kısıtlı, sadece iskender var. iftariyelikleri, çorbası falan iyi ama. geçen hafta 7 kişi 180 lira hesap ödedim. fiyat fena sayılmaz. iskenderi de güzel ama başka seçenek yok işte. şık ama pek lüks sayılmaz.
0
kibritsuyu
(14.09.09)
Aşti'nin ilerisinde (Oran tarafına doğru) HacıBaba var, gayet güzel yemekleri şık bir yer sayılır.
0
Bigvocate
(14.09.09)
sakarya caddesi'nin orada bayındır sokak'ta göksu restoran vardır. çok severim ben. bir yere daha bayi açtılar o da nenehatun'daydı sanırım.
edit: öyleymiş
0
argent dawn
(14.09.09)
hacı arif bey?
0
charlesbukowskiineksi
(14.09.09)
tavacı recep usta

çırağan et lokantasına gidilmiş, adam başı 45 ytl'ye rezil olunmuştur. bunun yerine 50 metre aşağısındaki hacıbaba'ya gidilebilir. hem daha ucuz hem daha kalitelidir.
0
makineci
(14.09.09)
(3)

bayramda tatil için yer önerisi

eja
2 aile bayram tatilini istanbula yakın güzel bir yerde geçirmek istiyoruz, şöyle 4 gun boyunca gezilebilecek doğası güzel fiyatları uygun bir yer önerebilirmisiniz? Pansiyonda kalmayı planlıyoruz, mesafeler yakın olduğu sürece her gün 1 yere gidebilme durumuda olur. Termalde olabilir. Termal dışı bi
2 aile bayram tatilini istanbula yakın güzel bir yerde geçirmek istiyoruz, şöyle 4 gun boyunca gezilebilecek doğası güzel fiyatları uygun bir yer önerebilirmisiniz? Pansiyonda kalmayı planlıyoruz, mesafeler yakın olduğu sürece her gün 1 yere gidebilme durumuda olur. Termalde olabilir. Termal dışı bi kıyıköydür bi önerin yahu :(

Abant hariç.


Çok teskekurler.
0
eja
(11.09.09)
ılıca/balıkesir. bir sürü termal kaplıcaları var.
0
yurdum insani
(11.09.09)
kahvegibi
(11.09.09)
(bkz: ağva)
(bkz: rumelifeneri)
0
lazor
(11.09.09)
(10)

yıldızların uygarlıklar üzerindeki etkisi

atrin
hangi uygarlıklarda ne gibi etkileri olmuş misal azteklerde, mayalarda, mısır'da, roma'da neler yıldızlara göre yapılmış, etkisi nedir? insanlık üzerindeki yıldızların etkisi nedir? basit bir kaynak varsa ya da bir site çok makbule geçer.
hangi uygarlıklarda ne gibi etkileri olmuş misal azteklerde, mayalarda, mısır'da, roma'da neler yıldızlara göre yapılmış, etkisi nedir? insanlık üzerindeki yıldızların etkisi nedir? basit bir kaynak varsa ya da bir site çok makbule geçer.
0
atrin
(11.09.09)
"kutsal" kavramının nereden kaynaklandığına dair iki temel görüş var. ilki, kutsalın yukardan aşağı geldiğini söylerken, diğeri, yerden yukarı çıktığını söylüyor. yani, insanın önce etrafındaki şeylerden korktuğunu, sonradan bunların korkulacak şeyler olmadığını anladığında, tanrı ya da kutal kavramını göklerde aramaya başladığını söyleyenler ve kutsallık inancının güneşten (ya da gökyüzünden dolayısıyla yıldızlardan) geldiğini söyleyenler var. yağmur da gökten geldiği için su da göller de kutsal.

ölülerin toprağa gömülmeye başlandığı neolitik dönemden bu yana, yer altı ölüler ülkesi olarak kabul edilmiştir. onun zıttı da tabi ki gökyüzüdür. hatta pek çok medeniyetin yaratılış mitolojilerinde, gök ile yerin zamanında bitişik olduğu sonradan bir şekilde ayrıldığına dair hikayeler vardır.

bu yüzden, hemen her büyük uygarlık gökyüzü ile ilgilenmiştir. sümerlerin zigurat denen tapınakları yapmaları, mısırlıların piramitleri hep benzer şekilde değerlendirilmelidir. meşhur babil kulesi efsanesi de, insanların göklerin ardında ne olduğunu merak ettiklerini ancak bunu hiçbir zaman bilemeyeceklerini anladıklarını bize anlatan bir hikayedir.

doğa ile etkileşimimizin çok fazla olduğu dönemlerde yaşıyor olsaydık, yıldızlar ve gökyüzü bizi o denli büyüleyecekti ki, gündelik hayatımızdaki yerleri çok daha fazla olacaktı. işte bu yüzden, ilk insandan bu yana devam eden merak ve korku her dönem kendisini göstermiştir. moğolların yıldırımdan korkmaları, hititlerin teşup adlı fırtına tanrılarının olması ya da sümerlerin İştar adlı tanrıçasının adının günümüze "star" kelimesi olarak gelmiş olması gibi..

son olarak yunan dönemi tanrıçalarından afroditten günümüze yadigar kalan afrodizyak kelimesi ile aynı gezegene bizim dilimizde verilen zühre isminden, zührevi hastalıklar tabirinin mantık açısından benzerliği de hoş bir sürprizdir.
0
kabablanka
(11.09.09)
kabablanka verdiğiniz bilgiler için çok teşekkür ederim. ancak ben daha çok yıldızların yönetim, mimari, savaş ne bileyim daha genel anlamda insanları etkilemesinden bahsediyordum. misal aztekler o kadar ileriymiş ki vs vs. ya da piramitlerinin yerleşimi gökyüzündeki sirius takım yıldızının şeklinde vs
0
🌸atrin
(11.09.09)
astronomi tarihi ve arkeoastronomi ile ilgili kaynaklara bakabilirsiniz. ayrica astroloji tarihine de bakabilirsiniz. wikipedia guzel anlatmis mesela.
0
ermanen
(11.09.09)
gökyüzü düzen ve karmaşa
yapı kredi yayınlarının ufak kitapçıklarından sorularınızın bir kısmına cevap verebilir
0
kahvegibi
(11.09.09)
isa doğduğunda, bir yıldız bir kaç insana önderlik edip onları isa'ya götürmüştü.
ayrıca babil kulesinin yıldızlarla alakası yok bildiğim kadarıyla; tevrat'ta geçen kısmında, o zamanki kral tüm insanları kendi sarayı etrafında toplamak istemişti fakat tanrı onların dillerini karıştırarak birbirlerinden ayrılıp uzaklara gitmelerine sebep oldu.
kişisel bilgi ve düşüncem ise yıldızlar konusunda şöyle: insanlar tanrı olarak güneşe, aya vs. taptılar senelerce; yani gökyüzünü gözlemledirler hep. yıldızları da farkettiler tabi ki :) yıldızların hareketlerini de tabi (ayrıca ay, gezegenler ve güneşinkileri de). bu hareketlerin belli zamanlar içerisinde olduğunu da farketmişlerdir zamanla. mesela ayın yarım aydan hilale dönüşünü ve yıldızların gece içinde nasıl yer değiştirdiklerini ve tabi büyük yıldızların sene içerisinde nerden nereye hareket ettiklerini vs. tüm bunları doğa olaylarıyla bağlantılamışlardır. örneğin, (atıyorum) çoban yıldızı tam kuzeydeyken yaz mevsimi geliyorsa hasadı bunla bağdaştırmış olabilirler. o zaman o zamanda doğanın gezegeni de o yıldız oluyor işte mesela (böyle bakınca çok saçma geldi :) ).
yıldız ve gezegenlere bakarak mevsim vs. hesaplamak mantıklı çünkü dünya sürekli bir devinim içerisinde ama birçok şeyi buna bağlamak mantıksız geliyor :)
0
aithra
(11.09.09)
kabablanka
(11.09.09)
teşekkür ederim kabablanka :) ama tavşanın suyunun suyuna ne hacet. ben ise şöyle bir alıntı yapmayı seçerdim:
Tevrat Başlangıç kitabı:
"11 O zamanlar tüm yeryüzünün dili bir, kullandığı sözler birdi. 2 Doğuya doğru göçenler Şinar diyarında bir ova keşfettiler ve oraya yerleştiler. 3 Birbirlerine “Gelin, tuğla yapıp fırında pişirelim” dediler. Ve taş yerine tuğla, harç yerine de zift kullandılar. 4 Sonra şöyle dediler: “Gelin, yeryüzüne dağılmamak için bir şehir kuralım, tepesi göklere erişen bir kule inşa edip nam yapalım.”
5 Bunun üzerine Yehova inip insanoğullarının inşa ettiği şehre ve kuleye baktı. 6 Ve Yehova şunları söyledi: “İşte, onlar tek bir halk, konuştukları dil de bir; ve şimdi bu işe giriştiler. Artık akıllarına koyduklarını yapacak, hiçbir engel tanımayacaklar. 7 Şimdi inelim ve birbirlerinin söylediklerini anlamasınlar diye dillerini karıştıralım.” 8 Yehova onları tüm yeryüzüne oradan dağıttı ve zamanla şehrin inşasını bıraktılar. 9 Bu nedenle, şehir Babil diye adlandırıldı, çünkü Yehova tüm dünyanın dilini orada karıştırdı; Yehova onları tüm yeryüzüne oradan dağıttı."

burda bahsettiği üzre, yıldızlara ulaşmak için değil nam yapmak için öyle bir kule yapmışlar. yani babil olayının yıldızlarla alakası yok, olsa olsa tanrıya özendikleri içindir :)
0
aithra
(12.09.09)
@ aithra: bulamadım ama hikayenin orjinali yani tevrata kaynaklık etmiş olan orjinal versiyonunda, kulenin yapılma sebebi tanrıya ulaşmak.

ancak elimde delil olmadığı için fazla bişey diyemiyom. bir başka münazarada görüşmek üzere
0
kabablanka
(13.09.09)
@kabablanka, "5 Bunun üzerine Yehova inip insanoğullarının inşa ettiği şehre ve kuleye baktı. "
yhvh inmiş, onların ulaşmasına gerek yok. onlar ulaşmaya değil nam yapmaya, tanrı gibi olmaya özeniyorlar, bunu anlatmaya çalışıyorum canım benim :) onun için yhvh dillerini karıştırıyor, çünkü yhvh'nın isteği insanoğlunun yeryüzüne dağılarak çoğalması. ona ulaşmaya çalışsalar (öyle bir dönemde hem de -daha kolay ya o açıdan-) neden dilleri karıştırılsın ki (ceza gibi)? hikayenin de tümüne bakmak lazım, yhvh'nın neden dillerini karıştırdığı ve istediğinin ne olduğu, o dönemdeki babil kralının mizacı vs.

burayı da karıştırdık, özelden konuşabiliriz bu konuyu :)
0
aithra
(15.09.09)
@ aithra:

"ayrıca babil kulesinin yıldızlarla alakası yok bildiğim kadarıyla" savına cevaben:

ademle havvanın cennetten kovulmalarına sebep olan elma ya da "bilinmezleri bilme ağacının meyvesini" yeme de, hiç birşeyle alakalı değil mi?

argonotlar seferinde anlatılan "altın post" hikayesi ya da hikayede geçen "tunç boğa" nın da hirşeylerle alakasız olduğunu söylemeyeceksiniz değil mi?

mitoloji: mitos ve logos tur. yani mitos bilimidir. bu hikayeleri olduğu gibi alıp bize ne anlatmaya çalıştıklarına bakmazsak, bunun adı "logos" yani bilim olmayacaktır. masal anlatımından öteye gitmez.

orada anlatılanları gerçekmiş gibi kabul etmen de çok hoş olmuş, ilahi.. allah müstehakını versin..

bugün dahi, evreni araştırmıyor muyuz? bunun amacı tanrıyı ya da evreni anlama çabamızla alakalı değil mi?

sensin "canım benim" ...

mail: [email protected]

K.K.A.C.
0
kabablanka
(23.09.09)
(1)

sarajevo mostar dubrovnik split zagreb

denniswarhol
saraybosna, mostar, dubrovnik, split ve zagrep'ten herhangi birinde daha önce vakit geçirmiş veya buralar hakkında bilgisi olan arkadaşlar bana bilgi verebilirler mi acaba (konaklayacak yer-hostel-, gidilecek mekan, içilecek yenilecek yer, araba kiralanacak ofisler gibi)
saraybosna, mostar, dubrovnik, split ve zagrep'ten herhangi birinde daha önce vakit geçirmiş veya buralar hakkında bilgisi olan arkadaşlar bana bilgi verebilirler mi acaba (konaklayacak yer-hostel-, gidilecek mekan, içilecek yenilecek yer, araba kiralanacak ofisler gibi)
0
denniswarhol
(10.09.09)
saraybosna
kalınacak yer: hostel city center. çok merkezi ve temiz bir hostel. ayrıca çok ucuz. geçen sene geceliği 10 euro idi.
yemek: cevapçiçi bildiğin köfte ama çarşıda aralarda gezip börek, biftek, dolma vs gibi şeyler de yemiştik. yemekler zaten genel olarak güzel ve damak tadımıza ziyadesi ile uygun.
hostel city center'da kalırsanız turist information ofisinin dibindesiniz demektir. direkt oraya gidin ve tünel turuna katılın. hem tünele gidene kadar da baya bir şey anlatıyorlar.

mostar
Kalınacak yer: kesinlikle old town'da bir yer. bazı hostellerin iki binası var ve çakallık yapıyorlar. mostarda hırvat değil, boşnak tarafında kalın. neretva kıyısındaki yerlerde oturun akşam. gündüz de, sanırım adı şadırvan olan ünlü ve büyük bir restoran vardı çarşının orada. mostarda gezilecek yerler, türk evi, türk köprüsü, türk hamamı :)

dubrovnik:
kalınacak yer: biraz pahalı olmakla birlikte old city'e yürüyerek bir dakika uzaklıkta olan edi's sea view hostel. pişman olmazsınız. kapıdan girince türk olduğunuzu söyleyin. edi buna bayılır. hemen bir harita çıkartıp gitmeniz gereken yerleri işaretler. şehir duvarlarının içine oyulmuş minik bir bar var, oraya mutlaka gidin.
city wall tour yapın. içkiler çok ucuz. bavula doldurun. hatta bana da gelirken dalmatian alabilirsiniz :) evet pizzalar güzeldir. zaten bi italyan hakimiyeti var. dubrovnik'te adı sanırım lokanda olan deniz kenarında kocaman bir restoran var. çok büyük ama sıra filan beklemek gerekiyor. orada deniz mahsülü yiyebilirsiniz. çok lezzetlidir.

split: ufacık bir şehir. bana izmir kordonu hatırlattı. orada da tura katılın. zaten oradaki old city'nin içine gittiğinizde bir sürü tur rehberi görürsünüz. turlar sabah 10'da başlıyor ve kişi başı 7 euro gibi birşeydi ama değer. kendi başınıza fark edmeyeceğiniz yerleri fark ediyorsunuz. biz her bulduğumuz cafede oturup içmiştik. içki çok ucuz. sabah kahvaltısını old city'nin içindeki luxorda yapmıştık. orası da güzeldi. kaldığımız yeri hatırlamıyorum.

zagrebe gitmedim. bilemeyeceğim.

genel bir kıyaslama yaparsak, hırvatistan çok güzel, harika. bosna ile kıyaslayınca biraz pahalı ama istanbulda yaşıyorsanız o kadar koymuyor fiyatlar. bosna hersek hala savaş yaralarını saramamış, pek birşey yok ama sanırım bizden çok fazla şey olduğu için daha cana yakın. insan kendini evinde hissediyor.
0
kahvegibi
(11.09.09)
(5)

Magic maşrum

deadlands
Bu konuda bilgisi olan var mı? Şimdi bi iki arkadaş bundan sipariş vermek istiyoruz ama yasal mdıır, gümrükten geçerken sorun olur mu? Bu duyuruyu yazmak suç teşkil ediyor mu=P zaten sadece düşünme aşamasındayız=) yasal olmasa da gümrükten geçerken sorun olmuyor diye duydum sipariş etmiş olan var mı
Bu konuda bilgisi olan var mı? Şimdi bi iki arkadaş bundan sipariş vermek istiyoruz ama yasal mdıır, gümrükten geçerken sorun olur mu? Bu duyuruyu yazmak suç teşkil ediyor mu=P zaten sadece düşünme aşamasındayız=) yasal olmasa da gümrükten geçerken sorun olmuyor diye duydum sipariş etmiş olan var mı ya da bilgisi olan?
0
deadlands
(08.09.09)
yasal değil. gümrükten geçerken sorun olur. havayolu kargoları hassas koku alan köpeklere denetlettiriliyor diye biliyorum.
0
kahvegibi
(08.09.09)
yasal degil o acik.

kopeklere gelince, o kopeklerin koku alamadigi da pek cok zaman olmustur..
0
nochristrequiress
(08.09.09)
gümrükte görevli gördüğünde problem olur. ama birine abi getirsene ya derseniz, o da kutusundan çıkarıp hava almıcak şekilde sarıp çantasına koyup uçakla turt içine getirirse problem olmaz.

kargo olayı yaş.
0
yapcak bisi yok
(08.09.09)
yanlış hatırlamıyorsam bunun tohum tarzı bi şeyi satılıyodu. üstünde de yasaldır yazıyordu. nasıl oluyo bilmiyorum.
0
komutan
(08.09.09)
bu arada magic mushroom amsterdam'da yasaklandı artık, amsterdam'dan gelmesi zor.
0
murtilli
(08.09.09)
(2)

buffalo bot alabileceğim yer neresi... bulamıyorum hiçbiyerde bilen varmı...

onugul
?
?
0
onugul
(08.09.09)
hangi şehir olduğunu yazarsanız daha kolay yardımcı olabiliriz.
0
kahvegibi
(08.09.09)
5820 Southwestern Boulevard. NY
0
kakoy
(08.09.09)
(3)

Türkçedeki arapça ve farsça kökenli kelimeler

nevrochaotica
hodbin,bedbaht,mamafih,hasbelkader...bu böyle gider.bu şekilde dilimize yerleşmiş arapça ve farsça kökenli kelimelerin bir listesini falan bulmam mümkün müdür ?
hodbin,bedbaht,mamafih,hasbelkader...

bu böyle gider.bu şekilde dilimize yerleşmiş arapça ve farsça kökenli kelimelerin bir listesini falan bulmam mümkün müdür ?
0
nevrochaotica
(04.09.09)
liste olarak anca sözlük olur zira dilimizdeki sözcüklerin yarısından fazlası bu kökenlerden geliyor. yani tdk'nın sözlüğünü açarsanız bu listeye ulaşmış sayılabilirsiniz, aradaki türkçe ve batı kökenlileri yok saydınız mı tamamdır
0
whoosie
(04.09.09)
değildir.
0
hicazkar
(04.09.09)
(8)

Zincirlikuyu - Esentepe - Levent civarlarında spor merkezi önerisi?

christine
Buralarda önerebileceğiniz spor salonları var mıdır arkadaşlar?
Buralarda önerebileceğiniz spor salonları var mıdır arkadaşlar?
0
christine
(04.09.09)
MAC var Kanyon'da, Metrocity'de Essporto var.
0
head
(04.09.09)
Pol Center'da Sports International var. Ama ben Kanyon'dakini tavsiye ederim.
0
arnold schwarzeneger
(04.09.09)
yilda 2500 tl bayilmak cok diyorsaniz; Plaza Otel'in ufak salonu ve havuzu var 1400 tl'ye ok derler. pro olmayan herkes icin yeterli.
0
507
(04.09.09)
essporto'ya da 1600'e filan gidiyorsun zaten.
0
kahvegibi
(04.09.09)
mac kanyon sınırsız haftaiçi programı tl2500 civarında.
0
phntm
(04.09.09)
valla yılda 2500 koyar biraz. ya bir de yıllık mı olmak zorunda bunların hepsi? 3 aylığı falan yok mudur? sonuçta işten ayrılma durumu olur bir şey olur, ev uzakta, üyelik yalan olabilir.
0
🌸christine
(04.09.09)
az daha bu tarafa gelirseniz, profilo'nun spor merkezi var.
(bkz: njoy)
njoy.com.tr
0
aithra
(04.09.09)
fiyatları nasıl acaba?
0
🌸christine
(04.09.09)
(7)

Hazır mantar çorbasından, makarna sosuna...

babatema
Mümkün müdür bu mutasyon? ara fosillerle filan uğraşmadan direkt mis gibi makarna sosu elde edebilir miyiz? yolunu, yordamını bilip; deneyip memnun kalan duyuru gurmelerinedir sözüm.
Mümkün müdür bu mutasyon? ara fosillerle filan uğraşmadan direkt mis gibi makarna sosu elde edebilir miyiz? yolunu, yordamını bilip; deneyip memnun kalan duyuru gurmelerinedir sözüm.
0
babatema
(02.09.09)
bazı yemek tariflerinde hazır mantar çorbasının makarna sosu olarak kullanabileceği yazılıyor, denemedim ancak tadı çok da fark etmez sanki. sadece çorbayı 5 bardak suya yapıyorsanız bunu 2 bardakla filan yapmak lazım. çok sulu olmasın yani.
0
think martini
(02.09.09)
evet elde edebilirsiniz. yarısı kadar su ile yapmanız gerek. ben biraz da süt katıyorum.
0
kahvegibi
(02.09.09)
makarnayı tencereye, üstüne de hazır mantar çorbasını koyun. sonra kaynar suyu, makarnanın üstünü bir parmak geçecek kadar doldurun tencereye ve altını yakın. makarna suyu tamamen çekiyor. arada bir karıştırmayı unutmayın pişerken. mantarlı-kremalı makarna olur böyle.
sos olarak yapacaksanız da 2 bardak su ile tavada sürekli karıştırarak pişirebilirisiniz hazır mantar çorbasını.
0
aithra
(02.09.09)
hiç fena olmamış. :mmm
0
🌸babatema
(02.09.09)
sanki direk olarak makarna için hazır mantar sosları satılıyordu.
0
emrag
(02.09.09)
evet, satılıyo.
0
🌸babatema
(02.09.09)
kıtırlı mantar çorbasının kıtırları yavşasın diye bir süre bekletmekte fayda var
0
yuto
(02.09.09)
(6)

İskinin Kestiği Suyu Açmak İçin Demir Muhafazayı Çözme

Karluk
Sevgili İSKİ aşağıdaki duyuruyu vana korunaklarınızı nasıl daha iyi hale getireceğinizi bulmanız için yapıyorum, anlatılan kişiler ve olaylar tamamen hayal ürünüdür."Bir arkadşımın evindeki suyu kesmişler. Ben de su faturasına kaktı yapamıyorum, onda da bi kaç gün para yok. Ben bu adam kokmasın diye
Sevgili İSKİ aşağıdaki duyuruyu vana korunaklarınızı nasıl daha iyi hale getireceğinizi bulmanız için yapıyorum, anlatılan kişiler ve olaylar tamamen hayal ürünüdür.

"Bir arkadşımın evindeki suyu kesmişler. Ben de su faturasına kaktı yapamıyorum, onda da bi kaç gün para yok. Ben bu adam kokmasın diye suyunu açayım dedim ama bir de ne göreyim, izmirdeki o plastik korunaklar yerine iski demir bir korunak yapmış. Açmanın imkanı yok gözüküyor. Sonra yaptığım incelemede ince bir demirin kırılarak sistmein çözüleceği sonucuna vardım. Küçük tornavidayı mekanizamanın açık tek yeri olan deliğe soktum çekiçle vurdum, yer çok dar olduğu için kuvvetli vuramadım, kıramadım.

Bu suyu nasıl açacağız, bu lanet şeyi nasıl kaldıracağız. Demir testeresi kullanacağım yoksa?"
0
Karluk
(31.08.09)
"Arkadaşımın evindeki demir testeresinin kulpu yok sadece çift ağızlı testere kısmı var. Bez doladım, zar zor uğraşıp bi yer açabildim çünkü yer çok dar ve rahat bir şekilde uğraşamıyorum. Bi de çelik mi yapmışlar nedir? Ama sen değil ben kazanağım İSKİ"

Hikaye devam ediyor.
0
🌸Karluk
(31.08.09)
iskinin yaptığı o muhafazayı açmayın. mühür kırmak ayrı bir suçtur çünkü.
0
kahvegibi
(31.08.09)
İSKİ'nin savcılığa suç duyurusunda bulunma hakkı saklıdır. da orasını boşverin bu hikayeyi kahramanlarımızın başarılı olacağı şekilde nasıl sonlandırabiliriz?

(Dışardan bir grup taraftar slogan atıyor)
O vana
açılacak
başka yolu
yok
:-)
0
🌸Karluk
(31.08.09)
"Yarın apartmandakiler kusura bakmasın gerçek şiddet uygulayacağım bu preslenmiş demir zımbırtıya, suya hasret geçirdiğin günlere son vereceğim"
0
🌸Karluk
(01.09.09)
ceza yer arkadaşınız. ödeyin önce ya da arkadaşınız başka yerde banyo yapsın.
he bir de bu arada, sizi duyurdan tanıdığım kadarıyla; her işinizde bi olaylar oluyor sizin.. iki dakka rahat durun mesela :)
0
aithra
(01.09.09)
Sol orta parmağımı kanattım ama bu zımbırtının da canına okudum. Bazı sucularda bu zımbırtıyı açmak için "iski anahtarı" var, burdakine gittim 25 lira istedi paragöz herif, para kazanmak o kadar kolay mı? Elinizde iski anahtarı yoksa biraz mücadeleyle bunları açabilirsiniz.

Şimdi bi kaç gün sonra bu arakaşın suyunu ödeyeceğiz açmaya geldiklerinde açılmış olduğunu görüp gidecekler. İşi uzatmaz benim memurum, işini bilir. Çünkü bizim kullanacağımız su her türlü geçiyor saatten, kaçak kullanmış olmuyoruz.

Ek: Sayemde bu pis herifin kokma ihtimali kalmadı, zaten İstanbulda arkdaşım yok 40 yılda (esasında senede 2-3 defa) bir görüştükleriminde kokmasına gönlüm razı olmayıp gereğini yaptığım için mutluyum, mesudum, bahtiyarım.
0
🌸Karluk
(01.09.09)
(10)

kol saati alacağım, nerden alayım?

lucy in the sky with diamonds
Merhaba,Kol saati almak için hesaplı bir yer tavsiye eder misiniz, sanal ya da gerçek dünyada? İnternette çeşitli saat siteleri var, onlara mı başvurayım, güvenli midir? Bir de gittigidiyor.com'a baktım, hiç kullanılmamış saatler bile piyasadakinden kat kat ucuz, bir "keleği" var mıdır?Teşekkürler,
Merhaba,

Kol saati almak için hesaplı bir yer tavsiye eder misiniz, sanal ya da gerçek dünyada? İnternette çeşitli saat siteleri var, onlara mı başvurayım, güvenli midir? Bir de gittigidiyor.com'a baktım, hiç kullanılmamış saatler bile piyasadakinden kat kat ucuz, bir "keleği" var mıdır?

Teşekkürler, selamlar..
0
lucy in the sky with diamonds
(20.08.09)
şehir belirtirseniz öneriler gelebilir
0
kahvegibi
(20.08.09)
İstanbul'dayım bu arada:)
0
🌸lucy in the sky with diamonds
(20.08.09)
Eminönü, Tahtakale caddesinde "Asri ve Zaza" Hanlar. uygun ve bilgili esnaflara sahip.
0
sozluknickmiverulan
(20.08.09)
evet hanlar kesinlikle.. internetten online alışveriş sitelerinin fiyatlarına bakın, sonra gidin o handaki pazarlıksız fiyatlarla karşılaştırın, farkı görün =)

gittigidiyor'dakiler de muhtemelen o saatçi esnafı falandır diyesim geliyor, cidden piyasanın %50 altına satıyorlar neredeyse ürünleri.. garantili zaten.. bi tek fatura vermiyorlar sanırım..
0
kveldulv
(20.08.09)
asri iş hanında, en üst katta casio saat satan bi yer var. dükkanın ismi şimdi aklıma gelmiyor. orada gayet ucuz saatler bulabilirsin. 150$ lık saati 150 tl' ye almışlığım var.
tabi uzun zamandır oradan saat aldığım için bana gayet uygun veriyorlardı.
0
erzi
(20.08.09)
tavsiyem ebay'den al GG de saat satan arkadaşlarda ordan alıyor zaten. yanlız ebayden alırken gümrük, paypal(ödeme için gerekli)vs iyice araştırılması gereken konular
ben vakti zamanında şuan 1500 TL olan seiko saati ebay'den 270 USD ye almıştım. gayet memnunum
0
465ff
(20.08.09)
piyasada 500 olan saati gittigidiyordan 190 kağıda aldım. amerikadan gönderdiler tertemiz orjinal saat sadece kutusunda gelmedi o kadar. kargo ücreti falan da ödemedim.

aldığım saat şuydu urun.gittigidiyor.com

aynı kullanıcıyla iletişime geçip beğendiğin modelin fiyatını sormanı tavsiye ederim.
0
iterator
(20.08.09)
www.saatvesaat.in burası var mesela indirim olanlar arasında güzel saatler çıkıyor. 3 kere alışveriş, bir kere de değiştirme yaptım buradan. gayet güvenilirdir.
0
phoera
(20.08.09)
doğubankın dışındaki seiko bayisinden 1100lük seiko saati 640a almışlığım var. dibine kadar pazarlık yapabiliyorsan her türlü alırsın istediğin fiyata.
0
argent dawn
(20.08.09)
ilk önce Tahtakale derim. olmadı www.alisverissaati.com
0
quaresma metternich
(20.08.09)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.