olur mu canım öyle : )
italyan sahne değildir. ondan öyledir.
hangi oyun?

biletix'te tiyatro oyunları için öyle maalesef. otomatik olarak bilgisayar veriyor. bazen koltuklar yanyana dahi düşmüyor.

mybilet'te seçilebiliyor tiyatro oyunları.

şinasi sahnesi- antonious ile kleopatra

yani gitsem ellerimle alsam da mı istediğim koltuğu seçemeyeceğim ?

Hayır gittiğinizde ellerinizle seçebilirsiniz. En azından futbol, basketbol maçlarında bile bilgisayar başındaki eleman seçiyor.

şinasi sahnesiyse bizzat giderseniz seçebilirsiniz koltuğunuzu.hani bazı sahneler koltuksuz falan oluyor ya da koltuğun önemi olmuyor ya ondan didim
vay canına biletix ne saçma yapmış öyle..

öyle olsa bile sonradan düzeltilebiliyor.

Yok, ayarlarlar onu. Hoca not girmedi diye kalınır mı? :D

yetiştirememiştir, sistemde bi süre kalmışsınız gibi görünür, sonra giriş yapar öğrenci işlerinden mi ne, notunuzda düzeltme olmuş gibi görünür.

Sıkça karşılaştığım durum ne yazık ki. Incomplete olarak geçiyor bu, hocalar yetiştiremiyorlar yada girmiyorlar sisteme zamanında notları 1,2 gün içinde açıklıyorlar.

tatlı şeyler atölyesi

tatlı şeyler atölyesi.
şehir içi hatları vapurlarında ve metrobüs duraklarındaki büfelerde var.
belki bir ihtimal bazı merkezi halk ekmekçilerde olabilir.

carrefourların tatlı croissant falan bir reyonu var ya hani orada var.

bağdat caddesi sahilde tüm BELTUR larda var

Garanti ya da HSBC diyebilirim. bu zamana kadar hiç sorun yaşamadım ikisiyle de.

uzak durduğum bankalar da Finansbank ve Akbank.

şu ana kadar finans, hsbc ve yapı kredi kullandım. 3ünden de ufak tefek de olsa sorunlar yaşadım. en sorunlusu da finans. hsbc ödeme yapmadığın takdirde spam yapar gibi telefon edip rahatsız ediyor seni. birisi bağlansa yine iyi bant çıkıyor. ayrıca döviz harcaması yaptıysan dolar olarak hesaplayıp o şekilde fatura ediyor. sonra uğraş dur döviz al git bankaya yatır. he bir de dövizi yatırmazsan evlere şenlik, şu an baya bir kişiden davalı olduğu değişik bir hesaplamayla faizi koyuyorlar (kkdf için). örneğin geçen aydan kalma 11 dolarlık bir borcum vardı, bu ay 16 küsür dolar ödemek zorunda kaldım.

yapı kredi işlem ücretinde pazardan mal kaçırır gibi para çekiyor. örneğin paran yok diyelim hesapta 1 yıldır. acil de paraya ihtiyacın oldu, arıyorsun birini para yatırıyorlar sana mesela 50tl, yatırdıkları saniye o 50tl uçuyor hesap ücreti diye. ancak kendi sorunları olan bir konuda hiç de aceleci değiller. yine başıma gelen bir örnek veriyim. geçen sene gibi ortak atmden para çektim, ancak o anda atm'de para sıkıştı. kendilerini aradığımda bana yardım etmediler. hangi bankanınsa ona gitmemi söylediler. hsbc'nindi, onlar da sallamadı. sonunda bağıra çağıra yapı kredi üzerinden bir şikayet verdim takip etmeleri için. ne dönen oldu ne soran. para da 20tl'ydi ben de üzerine durmadım ama hoş değil tabi.

finans için de şöyle birşey geçti başımdan ki hepsine bedel. 2 ay minimumu yatırmadım bir seferinde. adamlar beni aramadan kefili aradılar böyle böyle borç var, ödenmezse mahkeme, haciz vs. bu nedir lan! insan bi beni arar önce.

bir kaç ay önce işlem ücreti muhabbetinden sıkıldığım için kuveyt türke geçtim. daha herhangi bir sorun yok ama daha yeni tabi fazla deneyimleyemedim. ancak şunu söyliyim işlem ücretini bir kenara bırak sırf telefon bankacılığı için bile kullanılır. aradığında birine bağlanıcam diye menülerde kaybolmuyorsun. ilk menüde soruyor kredi kartı, bankacılık vs. istediğine tıkladığın anda bağlanıyorsun birine. eksisi ise atmleri az malesef. onun dışında dediğim gibi havale, eft, hesap işletim ücreti yok. herşey bedava.

iş bankası ve ziraat

hemen her sokakta iki tane şubesi 43546 tane bankamatiği olan bankadır bu ikisi.

TEB fena değil.

iş bankası ikincisi için belki ziraat.


asla yaklaşmam dediğim; 1.akbank 2.garanti

İng bank da iyi.Öyle Ünal Aysal tabiriyle "seksi" gelmiyor insana ama 1 seneye yakındır hiç problem yaşamadım.

ab kültür programı çerçevesinde bu konuda değişiklikler yapılıyor.
genelde kendi tarihimiz olarak düşünmediğimiz için ilgilenmedik bunca zaman ama artık turistik değeri anlaşıldığı için farklı olacak herşey.

çünkü bu coğrafyada yaşayan türk toplulukları bildiğimiz üzre, konar göçer yaşamış, tarımla uğraşmamış, (kalıcı) mimariye önem vermemiştir.
muğla, milas falan var.
hasankeyf var.
afrodisias??
yani bir de şöyle düşün yüzyıllar öncesi toplulukları geçtim medeni bir toplum(!) olarak şu anki topluluk bile; antik kentlerin üzerinin -barajdan gelecek paralar/rant uğruna- sularla örtülmesine, iş yavaşlatacak diye topraklarla örtülmesine göz yumuyor.

kimse de demiyor ki aga bu nedir? siz napıyorsunuz? yıl olmuş 2013 bulduğun antik mirası bile tahrip ediyorsun.. mel mel bakıyoruz.

neyse umarım dediğin gibi daha çok vardır da biz henüz bilmiyoruzdur. belki ileride neler neler bulunur.

türkiyede hepsini bırak göbekli tepe gibi bir mekan var, tarihe koca bir cilt daha eklemek yüzünde kaldılar orası yüzünden hala daha aydınlatılmış değil. he bunu kaç türk biliyor şimdi?

kütahyada aizanoi harabeleri var.
Gözlerimle gördüm eğer yakınlarında isen kesinlikle gör derim.
Buda google göreselleri durumu çok iyi değil ama zindan ibadethane kolezyum ve hamam yanyana hepsini birkaç saatte gezebilirsin.

www.google.com.tr

www.biletix.com
sanırım şu aralar yok ama mutlaka mutlaka mutlaka gitmelisin bence.

bikaç sezondur devam eden çok iyi oyunlarda var ama bilemedim gidip gitmediğini o yüzden vişne bahçesine git izlemediysen bu sezon girdi.

1.antigone,
2.profesyonel
3.çehov makinesi
4.sevgili doktor
5.vişne bahçesi
6. istanbul efendisi(istanbul hatırası DEĞİL! )

profesyonel'i ben de öneririm. dün izledim, muhteşemdi. (bülent emin yarar ve yetkin dikinciler oynuyor.)

Galata Antique

Oldukça başarılı, merkezi ve uyumak için dışarının sesi gelmiyor. Bina ve odalar klas. Ben oldukça memnun kalmıştım.

www.galataantiquehotel.com

fiyattan haberim yok ama butik oteller içinde en sevdiğim riva otel
www.rivahoteltaksim.com

(bkz: büyük londra oteli)

sahil derken? büyükçekmece, maltepe, caddebostan, bostancı, bebek, ortaköy? milyon tane sahil var istanbul'da. en azından anadolu mu avrupa mı, ona söylerseniz daha iyi olur.

bir klişe olarak emirgan özsüt.

evet. beşiktaş, bebek, ortaköy, sarıyer..bu tarz yerlerde arıyorum.

çengelköy çınaraltı var yiyeceklerinizi alıp gidilebiliniyor yalznı çok kalabalık enkenden gidilmeli

beşiktaş'ta bahçeşehir üniversitesi'nin üst katında akademi cafe mi ne vardı. Fiyatı makul ve manzarası iyidir. Daha kaliteli bir yer bakıyorsan Ortaköy'de Radisson Blu iyidir.

www.firsatbufirsat.com adresinden bolca çeşit görebilirsin.

bir şey olmaz ya.

dolaptaysa sorun yok. Ben 1.5 gün dışarıda kalmış tavuktan but yedim. Kusmakla atlattım.

heralde ölürsün gibime geliyor

ay hayır tabii ki.
ye
afiyet olsun.

sokaklarda çiçek satan romanların çocukları kaldırımları yalıyor bütün gün, size da bişey olmaz. bu kadar pimpiriklenmeyin. olsa da arsenik yutmuş gibi olmazsınız heralde kusarsınız sadece.

hala satılıyorsa küçük boy tekel votka var.

10 cllik satılıyordu.

Normalde en küçük boy 35 şu anda, ama ellerinde kalan büfelerde genelde 20'lik, çok nadir de 10'luk bulursun. Mesela 20'lik absolute bulmak mümkün ama yerlileri pek bulamazsın 35'likten küçük.

10'luk bulmak gerçekten çok zor.

binboa nin ve istanblue nun en kücükler 35 cl

meyveleri lifleri ile beraber yersen bir faydası var
entryyi okumadım, ama bir doktor şöyle demişti.

"çocuklara çantanıza 1 kutu meyve suyu koyup okula gidin demek, çocuklara buyrun el bombası, çantanıza koyun demekle aynı şeydir".

1 portakal yedin, o sana yeterli, şekeri de lifi de.
1 bardak portakal suyu için 3 4 tane portakal sıkılıyor, lifini almıyorsun, şekerini alıyorsun.

Şimdi burdakiler kızacak ama muzaffer kuşhan'a gittim geçtigimiz aylarda.
15-20 gün kaldım, inanılmaz güzel geçti, çok mutluydum.

Hergün 3 ana ögün ve 1 meyve yiyorduk, 2. meyveye izin yoktu mesela, o da şeker, o da size zararlı diye.

meyvede şeker var çünkü

marketlerde satılan meyve suları sadece şekerli sudan ibarettir zaten. her diyetisyenin anında kesin olarak yasakladığı şeylerden biridir. glikoz şurubu, mısır şurubu, şekerli sudan ibaret anca onlar. meyve suyu falan değil.

"yok onu zaten biliyorum ben taze sıkılmışını soruyorum" diyorsan onda da cruseo'nun dediği gibi meyveyi lifiyle posasıyla beraber almak gerek. suyunu sıkınca sadece şekerini almış oluyorsun. glisemik indeksi de baya yükseliyor sıkılınca ve kilo vermek isteyen biri için sıkıntı yaratıyor.

yeterli (AZ) miktarda GERÇEK; yani %100 meyve suyu içtiğinde sorun yok. bunu yerine meyve de yiyebilirsin ama? meyve suyucusuna gittiğinde görüyorsundur zaten adamlar bir normal bardak portakal suyu için kaç tane portakal sıkıyor; halbuki bir porsiyon meyve 1 hadi bilemedin 2 adet meyvedir.

kutulanmış, uzun ömürlü meyve sularının meyve suyuyla alakası yok, onlar meyveli içecek. (meyveli ve bol yapay şekerli)

İster gercek ister sahte meyve suyu olsun diyette kullanilmaz. Hatta sekerli meyveler de diyette kullanilmaz.

meyve suyu içerek bizim için çok yararlı olan lifi çöpe atıp, bir adet meyve yediğimizde alacağımız fruktozun 3-5 katını aldığımız için öyle demiştir. fruktozun fazlası herşeyi sikerten bişiy. hele mısır şurubu, zehirin önde gideni. hani şu kola, gazoz, aystii, ketçapta filan olan zehir. mısır şurubunun ingilizcesi high fructose corn syrup biliyonuz.

çok da haklı değilsin.
ikram olayına ben de çok sinir oluyorum . 40 dakika bile uçsam keklerde sandviçlerde gözüm kalıyor hep inadına almıyorum :D
ama konfor açısından sana öyle denk gelmiş olmalı. yurtdışına da yurtiçine de uçtum hep pofur pofur konforlu koltukluydu uçaklar? bir önyargı oluşmasın diye söylüyorum.
yurtdışı uçuşları da evet, eskisi kadar "tatmin edici" indirim yapmıyorlar ama yine de pek çok zaman en ucuzunu onlar sunuyor.kimi durumlarda aynı ülkeye(şehre) thy'nin dört beş kat fazla istediğini düşünürsek hala tercih edilebilir tarafları var.

haa thy'nin rötar rekortmeni oluşu da cabası. reklam çekmekle olmuyor öyle :D

sıkça seyahat eden biri olarak özellikle yakın destinasyonlarda önceliğim fiyat.

şöyle ki genel fiyatlandırmada (yani rastgele açıp bilet bakiyim derseniz) pegasus'un fiyatları daha makul. fakat kampanya takip eden biriyseniz benim gibi, thy ile de çok çılgın fiyatlara uçabilirsiniz pekala. (misal şu an haziran ayı için ispanya gidiş dönüş 203 tl)

haa konfora gelirsek;

illa ki thy bu konuda pegasus'a göre baya ilerde. ama pegasus'u thy ile karşılaştırırsak yanılgıya düşeriz. pegasus'u bi ryanair'le, easyjet'le veya vueling'le karşılaştırırsanız aralarında çok da fark olmadığını görebilirsiniz.(koltuk genişliğinden tut da kabin içi ikramlara kadar. hatta pegasus onlara göre çok ilerde çünkü bagaj konusunda çok daha esnek) o yüzdendir ki pegasus çok da kötü hizmet veriyor demek biraz insafsızca geliyor.

sonuç olarak da 1-2 saatlik yolculuğun kalitesinden ziyade "beni gideceğim yere götürsün de yeter" zihniyetinde olan biri olarak pegasus'u sıkça tercih ediyorum. cepte kalan 200-300 lirayla'da konaklama masrafımı karşılıyorum.

velhasılı pegasus'u o kadar da yermek biraz çocukça geliyor bana.

şunu ekliyim bende aynı kafadayım "lan iki saatlik yolculuk konforun ne önemi var" lakin bu oluşan fobiden dolayı bunları da göz önünde bulunduruyorum artık.
zaten multimedya sistemi falan beklemiyorum pegasustan.

gelelim fiyat mevzuna.yurt dışı için konuşuyorum.pegasusun kampanyalı dönemlerini es geçiyorum.3 turistik destinasyon seçiyim:berlin-roma-amsterdam.sehayat tarihimizde 1 nisan olsun yani üç ay sonrası.1-15 nisan aralığında minimum fiyatlara bakalım her şehir için..

berlin roma amsterdam
pegasus 462 385 449
thy 596(*383) 735(*544) 499(*31 mart öncesiyse seyahatiniz 393)

@jimjim yahu madem koltuklar çok hoş kim çıkardı bu pegasus dolmuşu lafını

thy yolculuğu bana uçuş korkusu değil de, uçuş korkusundan daha gerçekçi olan bavul korkusunu getirdi. bindiğim andan itibaren sürekli acaba bavulum yüklendi mi diye düşünüyorum. bu korkum da bir seferinde thy'nin aktarmalı uçaktan bavulları diğer ist- londra uçağına yüklememesi ve Heatrow'da bavulsuz kalakalmam sonucu oluştu. yaklaşık 20-25 kişinin bavulunu yüklememişler ve kimse de sorumluluk kabul etmedi. thy ile bu yıl da abd ye giden bir arkadaşın başına aynı problem gelince, korkum daha da arttı. aman deyim.

diger destinasyonlari bilmem ama son 3 senedir senede 4-5 kere milano-ist arasi gidis-donus ucuyorum, her daim pegasus'u kullaniyorum. thy'de kullanmisligim var 2 sefer.

thy'ye pegasus'un 2 (kimi zaman3) kati fiyat vermek resmen enayilik. gayet de super konforlu ve rotarsiz ucuyorlar, hic rotar yasamadim kullandigim guzergahda.

* is bu entry ogrenci olan biri gozunden yazilmistir, para coksa thy'ye de binilebilir fiyat gozardi edilerek. ayrica benim tatillerim belli oldugundan dolayi pegasus kampanya yaptigi anda 100, en fazla 150 euroya kapatiyorum gidis donus biletimi. bunu da degerlendirme yaparken goz ardi etmemek gerek.

bişey olmaz çiçeem, devaam.

siyahlık varsa kullanmayın. hep kansere davetiye onlar. nokta kadar bile siyahlık varsa atınız.

Çıktığın ülkede ucuz uluslararası arama yaptıran sim kartları varsa onlara bak derim, misal Ingiltere'de lyca vardır dakikası 5 sent'tir. Veya uygun telefonun var ise skype kontörü alıp kullanabilirsin internet olan yerlerde. O da uygundur.

ben turkcell in yurtdışı hepsi bir arada diye bir paketi vardı onu kullanmıştım. 90 dk konusma, 90 sms, 10 mb da internet mi 89 tl ydi. genelde internetten de iletişimde bulunduğum için yetti bana. onun dışında lyca, lebara gibi ucuz hatlar var ama onlar da sabit hatları ararken ucuzdu, cep telefonunu arayınca çok da ucuz olmuyor ama tabi yine turkcell'e, vodafone'a göre ucuzdu.

o yurtdışı almanyaysa vodefone'u her ne kadar istemesen de öneririm. ben uzun süreli kalacağım için 45 euro ism kart ücreti + 15 euro da 300 mb internet ücreti verdim. almanya içi tüm aramalar bedava, ayda 3000 bedava sms hakkım var, 2 ay oldu internet de hala 300 mb'lık paketi bitirmedim (ama hızı gerçekten türkiyedekinden çoook kötü). türkiyeyi aradığımda arama başına 15 cent, dakika başına da 4 cent gidiyor. yani 1 dk konuşacaksam 19 cent ödüyorum. internet kullanmayacak olsam ilk başta ödediğim 45 euroya ek olarak hiçbir ücret ödemeyeceğim 6 ay boyunca, çünkü türkiyeyi nerdeyse hiç aramıyorum. ama kısa süre kalacaksan tabii ki işine gelmez o kadar para ödemek.

telefonun skype için uygunsa skype'dan şaşma. inanılmaz uygun fiyatları var. normal operatörlere göre tabi.

hepinize şunu söylemek istiyorum "deli misiniz!"
gidince (gideceğin ülkede varsa) lyca hattı al.
www.lycamobile.com

haala turkcell diyor. rica ederim bir kontrol et, fiyatalar (hangi ülkeden hangisini aradığında ne kadar tutuyor) var sitede.

anlıyorum arkadaşlar hepinize teşekkürler cevaplar için. ben şu an amsterdam-prag'da kullanmak adına sormuştum fakat işim de kabin memurluğu, 1 aya uçuşlarım başlıyor. o nedenle sık sık yurtdışında telefon kullanmamı gerektiren durumlar olucak. sanırım türkcell-hepsi bir arada tarifesini deneyeceğim.

Öyle bir dünya yok.

kyk'nın adresi değişti haberin var mı yar yar?

gerçi bir şekilde ulaştırmış da olabilirler; fakat tavsiyem **** biriminin dikkatine diye kocaman yazarak fax çekmeniz. sonra da aramanız fax çektim aldınız mı deyu.
bana (başka bir konuyla ilgili) mail bile attılar cevaben. çoktan cevap vermeleri gerekirdi sana da.

deodorant/roll on
traş sonrası balsam
nemlendirici,

geceleri unutmazsam göz altı ve çevresi için krem kullanıyorum bi de

(bkz: bengay)

Ayak kremi > Haftada 2-3 defa, uyumadan önce sürülür.
E vitaminli vücut kremi > haftada bir banyo sonrası bütün vücut kremlenir

Nasıl erkeksin demeyin, birde haftada 3-4 gün peeling yapıyorum.

hacı senin yaptığın erkek(!)tanımını görünce aklıma süper bir ürün geldi

:lavman

Bebe yağı. Kaslarımın, baklavalarımın, ışıl ışıl parıldaması için.

duştan sonra deotak koltukaltına.

deotak kullanıyorum, banyodan sonra koltukaltıma ve ayaklarıma.

bir de dove kullanıyorum dirseklerime ve yüzüme sürüyorum, ok öptüm bye sie aq.

hiç biri bomonti filtresiz. evet ona bira demeye dilim varmıyor, nasıl tatlı :)

votka - absolut, şuan onu isterdim. su gibi gidiyor meret, içimi sert de değil.
ama şuan guiness var yanımda, bi kaç dk sonra yudumlayacağım kendisini.

köpüklü şarap çekti canım şampanya gibi nedense.

Viski.

guinness :) ama ne talih ki benim yanımda da absolut var :D

Bira; Tuborg kırmızı
Vodka; Fark etmez ama baş ağrıtmayan pahalı bir vodka olursa iyi olur.(istanblue falan olmasında)
Şu an bir duble Chivas regal 12Y içmek isterdim ama bomonti filtresiz içiyorum :(

@LalaKazim

Arkadaş ben böyle iğrenç bira görmedim, bildiğin zehir gibi, daha şimdi içtim ve tiksindim.
e1301.hizliresim.com

yav @grimer yapma etme bira tanrıları çarpar.

rakıdan devam ediyorum bende bu aralar değiştirsem mi diye düşündüm bi an.

Baileys

vodka dışında her yola varım. ha tercih sıramı sorarsan;

1- glenfiddich 18 brown
2- henessy
2- jack / black label
3- jagermeister
4- mojito
5- baileys
6- beyaz şarap
7- rakı
8- kırmızı şarap
9- cin

ah bir rakı olaydı da içeydim.

en çok sevdiklerim: Baileys,Şirince şarapları (hepsi benim bebeklerim)
en çok içtiklerim: becks/bomonti

şarap severim abi/abla ben kırmızısından.

sangria

Ömrümün oldukça kısa bir döneminde içme imkanı bulup da daha sonra bir daha içemememden mi takıntı oldu nedir bilmiyorum da;

Zubrowka. Elma suyuyla beraber :)

-kırmızı şarap
-beyaz şarap
-zencefilli bira
-cin & tonik

sambuca
absent

becherovka

iş için, ucuz, kumaş, idare eder kalitede pantolon denince akla en pratik lc waikiki geliyor.

vucut tipin de onemli oneriler icin...

cinsiyetin bile önemli hatta.
bahariye opera pasajının ikinci girişinde sağda bir mağaza var böyle business kıyafetler satan oraya bak.
bahariyedeki koleyzon*/sıtarbaksın karşısından ; sahile doğru inerken solda bir pantoloncu var. adı da pantoloncu gibi bir şeydi galiba:D
beşiktaş çarşı pasajında (sinanpaşa olmayan pasaj,diğeri) üst katta veya orta katta bulabilirsin.
2. bu dediğim pasajda çogzel terziler de bulabilirsin. ve fekat evet, her zaman diktirmek pahalıya patlar. (çok ucuza kumaş bulabilme yeteneğin varsa belki aynıya gelir)

Dostum, 3.5 gune zaten ancak Edinburg'u gezersiniz. Bu kadar az zamanda o bahsettigin yerlere gidemezsin. Edinburgh zaten bence Birlesik Krallik'in en guzel kenti: dolu dolu gezin.

Edinburgh 2 günde gezilir, Glasgow'a gelin burası da 0,5 günde gezilebilir bence:D zaten günübirlik gelebilirsiniz trenle 45 dakika-1 saat gibi bişeydi.
islay'da falan ne işiniz var anlamadım ki?

ps: hava ilginç şekilde çok soğuk değil,korkmayın. soğuk ama bir berlin değil mesela.

@jimjim
Aslında bir iş görüşmesi için böyle kısa bir seyahat planladık . Ancak 2-3 hafa önce UK sponsorship kuralları değişince iş falan yalan oldu. Uçak biletleri elimizde patladı :( mecburen tatile çevirdik.
Hazır malt viski merakımız da varken bu işin ağa babası islay ve skye bölgesindeki distillery leri görelim istedik. Lakin 3 günde zor görünüyor :(

yav ne islayi ne skyesi yav..
hiç gereği yok hem bu kadar kısa hem bu kadar kışsal hem bu kadar son dakika gezmesi için..
bir de gerçekten imkansıza yakın yani 3 günde..
benim dediğim gibi yapın;) pişman olmayacaksınız.

evet

sosyal fobi bu değil.


adettendir cevap: evet mala bağlamışsınız.

kendi kendine kızıyorsun.

hiç bi işe yaramıyor olmak, insanı önce öfkeye sonra depresyona sokar. ileri ki aşamalar da ailenizden size iş bulmanızı söyleyenlere karşı kendinizi öldürmekle tehdit edeceksiniz....

alışırsın biraz çık dışarıda vakit geçir

sosyal fobi bu değil evet. en ufak bir alakası bile yok hatta sosyal fobiyle.

"birisi bişey desin de kavga edelim diye bekliyorum resmen" demişsin.

oysa sosyal fobi'de tam tersi şekilde

"aman kimse bir şey demese de kimseyle muhatap olmak zorunda kalmasam" olur.

sosyal fobi'de sosyal bir ortamda bulunmaktan kaçmak gerek. aslında bu asosyalliğe de giriyor. sosyal fobi'de mesela otobüse hiç binememeniz veya dolmuşta "şurda ineceğim" diyememeniz gerekiyor. (bir psikolog açıklasın ben saçmalamayayım şimdi :)

işsiz olduğunuz için çevreniz tarafından eleştiriliyorsanız bu etraftaki insanlara karşı nefret duymanıza neden olur. normaldir. kitap okuyarak daha çok zaman geçirin (kitap alacak para da bir yerden sonra sıkıntı olur tabi işsizseniz) bu boş geçen zamanı en iyi değerlendirme şeklidir bu.

işsizlik canını sıkıyorsa bu yoldan geçmiş biri olarak söyleyebileceğim sabırlı olun. işsizlik sizin değil türkiye'nin sorunu. bir ülkede üniversite mezunları polislik yapıyorsa veya madende çalışmak için sınava giriyorsa o ülkede yanlış olan şey siz değilsinizdir. bilmisayar mühendisliği gibi gözde ve aranan bir bölümden mezun olan arkadaşım bile iş bulmak için aylarca uğraştı sonunda cüzi bir ücretle iş başı yaptı. sabır ve gerekirse psikolojik destek alın.

(bkz: aramaya inanmak)

eyfel,
Montmartre tepesi; ve akabinde Sacré-Coeur bazilikası,
Notre Dame katedrali,
Concorde meydanı
orsay müzesi,
Champs elysees hem caddeyi gezin hem zafer takını görün
eğer sadece buraya 1 tam gün ayrılabilecekse Louvre (diğer türlü hiç uğramayın)

champs elysees'de bir akşam yemeği.
şirin kafelerde kahve+makaron.
Clafoutis denenbilir çiizkekten daha iyi bence.

eiffel kulesi.

daha once aklina gelmedigini biliyorum hehe

Nehir turu

aga eiffel di louvre du hepsini yaparsın hepsi zaten fix bilindik şeyler, benden tavsiye akşam-gece çık bi sokakları caddeleri dolaş rastgele, o sokaklardaki iki sandalye atılmış cafelere otur, bişeyler iç insanları izle.

centre pompidou
grand palais de edward hopper sergisi var
en iyi makaroncu Pierre Hermé

-uz olmalı sanki.

kurtuluruz olmalı. ikimizin zamiri "biz"dir. biz kurtulur olur mu? olmaz.

ikimiz de kurtuluruz.

hece ölçüsü için yapılmış olabilir.

başlamaktan kasıt günde bir paket ise evet başlatır. ama hiç değişmez yine günde 1 sigara içiyor olursan yine başlatır. sonuçta içiyorsun. günde 1 paket bitirenler kadar etki görmezsin belki ama zararsız demek çok saçma olur.

günde bir sigaranın zararı olmaz ama zamanla günde bir sigara olmaktan çıkacağına dair iddiaya bile girebilirim.

başlatır hiç bulaşma

evet başlatır.
tıbbi rahatsızlıklarını geçtim.

kabız veya ishal olacaksınız.
elleriniz tırnaklarınız dudaklarınız varsa sakal bıyıklarınız sigara kokacak.
tırnaklarınız dişleriniz sararacak.
yüzünüz zaman içinde kararacak.
tad alma kaybı yaşayacaksınız.

tıkanma falan olmaz, ama merdiven çıkarken falan nefesinin daha kolayca hızlandığını nefes nefese kaldığını görebilirsin.
ben ve lisedeki bütün arkadaşlarım böyle başladık sigaraya.akşam sık sık birbirimizde kalırdık, anneler uyuyunca da camdan kafayı çıkarıp bir sigara içer, kikirderdik, çok şahane bir şeymiş gibi.sonra okul çıkışı servislere binmeden servislerin arkasında bekleyip etrafa kuul bakışlar atarak birer sigara içmeye başladık, sonra hem öğle tatilinde tuvalette, hem akşam okul çıkışı servis arkasında içmeye başladık, muhabbet tatlı geldi, hem elimiz ayağımız bir hoş oluyordu aklımız ferahlıyordu, sonra dışarı çıktığımızda 3-5 kişi bir paket almaya, biranın yanında sadece olmak üzere ard arda da sigara içmeye başladık. mezun olduğumuzda artık herkes kendi paketini taşıyordu, çoğumuzun ailesi de öğrenmişti kıyafetlere sinen kokudan, çantadan çıkan paketten, hatta öğle tenefüsünde sigara içmeye giderken, ya cüzdanın içine ya sütyenin içine tek dal sigara koyardık, orlarda kalan tütün parçalarından.
bir kere rutine bindi mi, insan dertli olunca, sevinince, birini beklerken, sıkılınca, kahve içerken, içki içerken arıyor hep.ya da ben çok iradesizim o da olabilir.

başlatır.ayrıca bu kadar kötü birşeye başlayıp da ne yapacaksın?jimjimin söylediği de çok doğru ayrıca.bu estetik yönü de düşün.

irade sahibiysen başlatmaz. 2 aydır içmiyorum ondan önce uzun bi süre günde 1-2 sigara içtim hiçbir zaman bağımlısı olmadım

başlatır. ilk başladığımda 1 paket 1 hafta gidiyordu. Şimdi günde 1. Gerçi 15 gündür içmiyorum ama 1 sene öyle devam etti.

Ben öyle başladım günde 1 paket içmeye.

rengine bağlı, koyu renkler iyi gidiyor. Giyiyor, giydiriyorum.

normal mavi kot diyelim

gayet de güzel oluyor

kaşe kaban benden sorulur.

bence sırıtıyor.

hayır ne ilgisi var.
yakışmıyorsa kabanın (veya kombinin) tipsizliğindendir.

örnekse siyah kaşenin altına buz mavisi bol bir kot yakışmaz tabi.

sırıtır ama bence şu yüzden:
genel kural olarak kışın açık renk pantalon giyilmez, kışlık kıyafetlerle (kaban vs). açık renk pantalonlar(beyaz krem vs.) ve açık renk kotlar(buz mavisi ya da çok taşlanmış) göze hoş gelmez.
bir de normal bir kot pantalon(koyu mavi/siyah) atıyorum 5 casual görünüyorsa, açık renk ya da taşlanmış kot 10 casual görünür. daha bir günlük, daha bir ciddiyetsiz durur, bu nedenle kaşe kaban gibi, daha ağır duran şeylerle güzel olmaz.
benim fikrim tabi.

koyu renk kot güzel gider.

tramvay 18 içecek dahil, yemek kulübü de var? tramvyadan az daha ucuzdur.

bence mano burger e gidin. yemek kulubü de olabilir

lades.

menemen yersin. mis.

dorock arkasındaki mangal keyfi.

manoburger fiyatları çok aşmasın beni?
öneriler için teşekkürler.

işte burası 20 liraya garanti veremem:/
fiyatlar yazıyor.
www.neoclassicrestaurant.com

klemuri'ye gidin.

götlerini keserim.

geçer giderim
kız arkadaşım da ben de paralel fikirlerdeyiz.

aldırmam.

fiziksel bişey olmadığı sürece takmam

sikseler o kavgaya girmem.

böyle bir durumda fiziksel şiddet kullanacak er kişi sevgiliyi boşarım

Duruma göre değişir, tanıdığım, mekanlarını bildiğim insanlar ise kız arkadaşımı evine bıraktıktan sonra gider sorunumu hallederim, hiç tanımadığım, tinerci kılıklı, yolda yürürken atılan bir laf ise aldırmamaya çalışırım, herkesin bir sınırı var tabi, zorlar ise iki tarafında zararlı çıkacağı bir olaya dönüşür.

ya ben onları ya da onlar beni. hiç bişi yapmadan gidersem sonra kendimi alkole vururum. ben alkol sevmem ki?

tepki vermeden geçin gidin bence.

sevgilim kolumdan çeker yürü gidelim diye. sinirimden kendimi sikerim ama beş para etmez insanlar için bok yoluna da gitmeyelim...

kafalarına sıkar, " bu bir uyarıdır, bir daha yaparsanız bacağınıza sıkarım" derim.

gözüm kesiyosa dalarım yoksa ordan uzaklaşırım.

çok zorda kalmazsam bir şey yapmam çünkü bir keresinde normal bir kavgada(kavga bile söylenemez 5 saniye sürdü) birinin çenesini çatlattım sonra darptan polis geldi evimden aldı ya la beni götüm hiç böylesine tutuşmamıştı o güne kadar. ondan sonrada tutuşmadı ya.

düşünmek bile istemiyorum. kinim çok kötü benim. aman gelmesin başıma bırak.

olaya kız arkadaş gözünden bakma. o kişi senin karın da olabilir.
sonuçta laf atan bilmiyor.
ayrıca laf atıyorsa başkasına da laf atıyordur.

off off ve off... vay onların haline... evet geri kafalıyım evet medeni bir insan değilim ama beş yıllık spor geçmişim var ve bunu elbette sevgilimde biliyor yani sonuca siz varın artık.

bence aldirmamak, gecip gitmek hos degil. kiz böyle korundugunu hissetmek ister. ama kavga etmeni, ilkellesmeni de istemez.tek önerim sudur:

eleman laf attiginda, kolunu kiz arkadasinin omzuna at, sikica cek kendine.

bi sey söylemene gerek kalmaz. gerekli mesaj kiza verilmis olur. daha bunu yapabilen bi erkek arkadasim olmadi maalesef. kavga etmeye merakli erkek milleti bazen.

duymazliktan gelmek- dedigim gibi- igrenc.

spor geçmişi falan denmiş de boş laflar bunlar. adamların tipine bağlı. bir şey taşımıyora benziyorsa girizlerim de tipten anlıyorsun zaten cebinde ne var ne yok. varsa devam edeceksin laf söylemeyip. bu noktada bir şey taşımanın da anlamı yok, çünkü bir şey taşımaya başladığın anda ya karşındakine ciddi hasar vermeyi göze almış oluyorsun ya da ciddi hasar almayı.

Herhangi bir sürücü kursu

özel mecidiyeköy sürücü kursu; aslı böreğin karşı binası; üçler market üstü.

*sait diye hatırlıyorum adını. deli bir hocaları vardı ; 60 yaşlarında tipi bile kaçık biraz adamın ama süper şoför süper eğitmen.

bence vizesiz olarak görülebilecek en güzel kent
st petersburg buyur bak
vimeo.com

pasaportunda sadece iran giriş çıkışının olması bir sonraki vize başvurunda sıkıntı yaratabilir. iran'a daha sonra git.

italyanca biliyorum. ispanyolcayı biri konuşurken değil ama okurken az çok anlayabiliyorum. fransızcayla da fiilleri çok benziyor sanırım.

filolojik açıdan bir fikrim yok ama.

gramer ve kelime bazında ciddi benzerlikler var,bu dillerden birini biliyorsanız diğerlerini öğrenmeniz daha kolay olur.

hepsi latin kökenli diller. bu sebeple kelime yapimi ve yapisi birbirine benzer.

söyleyeceğim tek bir şey var eğer içlerinden birini öğrenmek istiyorsan kesinlikle italyanca'yla başla.
içlerinden bir kaçını öğrenmek istiyorsan kesinlikle italyanca'yla başla.
lütfen.

Hepsi latin kökenli diller olduğu için birini bilen diğer dillerden bir örnek cümle gördüğünde ucundan kıyısından anlıyor.Ben fransızcayı neredeyse anadilim gibi biliyorum,italyancayı öğrenme aşamasındayım diyelım. İtalyanca bir örnek gördüğümde anlamını çıkaramadığım kelimeler oluyor bazen fakat fransızcadan çağrışım yapıyor,kelimenin anlamını çıkarabiliyorum.Gramer açısından da birbirlerine benziyorlar.Zaten bu 3 dil latincenin evrilmiş,degişmiş halleri.

orjinal diye merak ettiğiniz avon ürünü mü :)

neyse. avonun sitesine girerek birkaç bilgi verirseniz onlar size ulaşır. hatta indirimli bile alabilirsiniz ürünü.

alacağım ürün avon ürünüymüş. sitede şişe falan aynı ama içinde oynama yapıyorlarmı. kendilerimi dolduruyor onu merak ediyorum.
avona şimdi sipariş versem ne zaman elimde olur ürün_??

şimdi ara ara avonda dediğiniz parfüm 3 tanesi 44 lira oluyor.
alış fiyatı 32 lira civarı, hiç karsız satsa diyelim.
tanesi 10 küsür bişeye gelir.
ona göre bakın.

daha önce aldım. pakette falan geliyor sanmıyorum avon için kaçakçılıkla uğraşacaklarını. koku da normaldi gayet.
bir de avon satıcıları oluyor onlar genelde. yani adam zaten toptan ve sürekli olarak(haliyle tüm kampanyalarını takip ederek) alıyor; kafasına göre de satıyor.
bu arada normalde, katalogda yer alan fiyatların %60ına alıyor avon satıcıları.

öyle çok doğal şampuan bulmak zor oluyor, bulup d akullanırsan da pişman olabilirsin. illa ki içinde slikon vs olmalı yine. yoksa saçların çok kötü bir hale gelip açılması imkansız şekilde dolaşabilir. saçın ona alışma süreci var ve o süreç içinde naısl tepki vereceği belirsiz, daha kötü yapma saçlarını.

kimyasal ve doğal değil ama gliss in kırmızı renkli şampuanı güzel.

lush kullanmıştım kötüydü, yves rocher fena değil.

kerastase, sebastian ve matrix'e bakabilirsin. kuaförlerde oluyor.

the body shop, lush. hatta lush ya

defne sabunu.

altera

sülfatsız şampuanlar kullanmalısın. loreal'in var, watsons'da live clean vardı, nude vardı yine watsons ve gratis'de. doa kozmetik'in var bi tane ne yazık ki bu bana iyi gelmemişti. fakat doa kozmetik'in keratinli şaç bakım maskesi var,o çogzel.

Organicum.
Uzun aramalar sonucu buldum ve ben cok memnunum.
www.organicum.com

felixir diye bir şey kullanıyorum, eczaneden aldım.

elseve kullandınız mı. market şampuanı ama güzel. bir de kerastase'yi öneren var.

amman diyim market ürünleri kullanma. büyük eczanelerde satılan phyto diye bir marka var. saç ürünleri var. onun dökülmeye karşı olanını kullanabilirsin. anti-ageing olanını kullanırsan, dökülmeyi durdurup, yenilerini çıkartıyor ve yağlanmayı düzenliyor. bende öyle yaptı.

down under naturals nude serisi tavsiye edilebilir. paraben vs yok içinde. ince telli saçlar için olan da yağlı saçlara uygun iyi köpürüyor, saçları sertleştirmiyor.

la olum ..
hem tipsiz ayakkabılar hem de garantisi yok.

eminönünde iş bankasından yukarı çıkarken bir kaç tane ayakkabıcı var(çemberlitaşta falan da var da oraları denemedim),
%100 deri,ve benzer fiyatla(denk gelirsen daha da ucuza bulabilirsin tek kalmış modelleri falan) ayrıca çok daha geniş seçeneklerle alabilirsin.
bu ayakkabıya 50 lira normal, çok da ucuz değil ki.

geçmiş olsun

geçmiş olsun kardo. welcome to the real world

dengi dengine çalan davullar senin için çalıyor bu aralar.


çok üzüldüm.

rest çek. anamgil mi sevgili biz mi de. sen alttan alırsan arkaşların dediği gibi olur. tekmeyi yersin.

önce vuran kazanır.

@wide, şimdi şöyle açıklayayım : onlar evdeyken ailecek mesela "batman begins" izleyebiliyorlar, ama biz evdeyken herkes başka bir şey istiyor, ben batman'i açarsam babam "bu ne lan, ver şu kumandayı" diyor. ben şimdi aileleri tanıştırma faslını düşündüğümde bildiğin kabus gibi şeyler geliyor aklıma.

hiç kimse ailesine karşı başkasını seçmez. seçmiş gibi görünse de en sonunda geri döneceği yer ailesi olur. ne yazık ki evlenirken aileleri dinlemeyen insanlar, huzursuzluklarını en sonunda eve de bunu yansıtıp ayrılıyorlar. acı bir gerçek bu.

bir ailenin okumuş olması o ailenin "doğru" olduğunu kanıtlamaz. senin annen baban okumamış olabilir ama önemli olan senin kendini ne kadar geliştirebildiğin. sevgiline bunu söyleyeceksin. ha, ailesi "davul bile dengi dengine çalar" diyorsa ve sevgilin bunu onaylıyorsa kaç, kurtar kendini. senin için çok daha doğru, "insan gibi insan" bir sevgili, aile bulma şansın var. muhatabın böyle bir aileyse kaybeden taraf sen değilsin, onlar.

not: ailenden utanma hiçbir zaman. öyle ya da böyle, kimse mükemmel değildir.

üzüldüm, geçmiş olsun.

abine izlediğinle neden hoşlandığıyla babanın bu işin ne alakası var.yaş küçük değil heralde. sıkıntı böyle düşündürtebilir de x kişi babalar gibi ibo show izleyebilir yani. ne var. kelime oyunu da yaptım.
tanışma faslında süper anlaşsalar iyi olur ama hiç anlaşamasalar saygı gösterdikleri sürece negatfi bir durum olmaz. o süper durum oluşmaz sadece. zaten sonra görüşmek istemeseler görüşmeyebilirler ya da sizin için görüşürler. meraba nasılsın iyi misin zamlar belimizi büktü asfaltlar da çok iyi. zaten bundan başka bir şey konuşmazlar. takma yani sen. he kız senden böyle bir sebeple ayrılacaksa ayrılsın zaten senin için iyi bir şey olmuş olur. hayatta yaşadığımız çok şey mükemmellikten uzak ve bu durum da çok yaşanan bir durum. sen işine bak. ayrıca sen kızı mutlu ettiğin sürece en iyisindir üzersen en kötüsündür. iyi veya kötü olman ailenle şunla bunla değişmez. senden ayrılınca mutsuz olacaksa kız hiçbir anne baba buna göz yummaz. hele ki araları iyi diyorsun.
kızla konuş bence. durum bu ben bundan korkuyorum ama bununla baş edebilecek kadar seviyorum seni de. bakalım o da o kadar seviyoru mu.

aileler arasındaki bahsettiğin farklılıklar aşılabilir, zaten çok samimi olmalarına gerek yok. ancak anlaşılan sevgilinin ailesi bu farklılıkları aşmaya gönüllü değil, sevgilin de öyle düşünüyor ki ufaktan ayrılık moduna geçiş yapmış.

annesi istemiyorsa sen onu mezun olduktan sonra gör deyip uzaklasırım. umarım mutlu sonlu olur sizinkisi ama işte..

az önce yazıyordum, bi üstteki cevabı gördüm:
"aileler arasındaki bahsettiğin farklılıklar aşılabilir, zaten çok samimi olmalarına gerek yok. ancak anlaşılan sevgilinin ailesi bu farklılıkları aşmaya gönüllü değil, sevgilin de öyle düşünüyor ki"

+1

çözüm: bulunamadı

9 yıllık evliyim,eşimin ailesiyle benim ailem düğün ve ölüm dışında hiç bir araya gelmediler.hatırladığım kadarıyla buda 3 kez oldu hadi bilemedin 4 ama bu bizim evliliğimize hiç olumsuz yönde etkilemedi.önemli olan sizin birbirinize olan saygı ve sevginiz eger bu tamsa gerisi teferruat...

Dayi ciddeysen git hatunun babasiyla konus Bole Bole de

brnbrs +1 ancak kız da kafada bitirmiş gibi :((

tek önemli olan sevgilinin bu konudaki düşüncesi ve tavrı. ailesi gibi düşünecekse o evlilik sana zehir olacaktır. ama @brnbrs ve eşinin sergilediği gibi bir tavır sergileyebilecekseniz evliliğinizde ortada bir problem yok.

son olarak konumunu ailenle kazanmazsın kendi yaptıklarınla kazanırsın. ailenle seni yargılayacak bir eşle hayat geçmez.

evet onda ikilemeler başlamış,bizimkilerde en başta yapma etme dediklerinde seviyorum buna kimse karışamaz dedim,babamda iyi düşün bu kapıdan çıkarsan dönemezsin deyince ben o gün nikah işlemlerini halledip ailemin yanına döndüm ve 2 hafta sonra nikahı kıydık :) ama bu kız bitirmiş olayı..

vee kimse için aileni küçük duruma düşürme..herkes aynı yaşam kalitesinde olamaz..kardeşler birbirine benzemezken a noktasızla z noktasını bir araya getirip anlaşmaları için kendini hırpalama..kıza resti çek tavrını öğren..baktın ık mık ediyor noktayı sen koy..

hacı üzüldüm açıkçası, ama sevgilinden alıntı yaptığın kısım her şeyi açıklıyor gibi.

kız ayrılmaya yol yapıyor gibi geldi bana. şimdi bence olay kızda biter. seven insanlar için saydıkların önemli şeyler değil ama kız olmayacak derse, olay biter ne yazıkki.

ailen neyse de kardeş onun ailesi senin üniversite okuyup okumama durumlarına takmış gibi. kıza da anlatıyorlardır " sevgi geçici iyi düşün" tandanslı. bana da son geliyor gibi geldi. senin için hayırlısı olsun biradır.

"onun babası avatar the last air bender izliyor, benimki ibo show"
sabah sabah güne iyi başladım ya hahaha

sosyokültürel farkları olan ailelerden gelen ve evli bir çift tanıyorum gördüğüm biçok çiftten de iyi durumdalar imrenilen bi ilişkileri var. aileden çok senin elin ne kadar ekmek tutuyo onunki ne kadar tutuyo buna bakar. ama sizinki çok çatırdamış. denk değiliz diye olmaz bu iş tribine girmeyin güzel istisnalar var.

sevgilin ailesinin etkisine girmiş.
Yürümez mi?
Yürür elbet, fakat sevgilinize güven sağlaman lazım.
O da ailesine hak verir olmuş ki, biteceğini öngörüyor.

okuduğu bölüme göre değişmekle birlikte kasar ama aferinlik olur. Üniversiteliler her zaman çalışmalıdır bence, hayat standartları belli bir süre düşük olacaktır ama bence en iyisi.

bölüm/sınıf/yolculuk süresine/ders yoğunluğuna/haftada kaç saat ne iş yapılacağına bağlı.
kasar tabi.
aynı şehirde arasan daha iyi gibi.

bunların v şeklinde açılır-kapanır kolları oluyor kenarda.
ordan uğraştın mı?

kolu hareket ediyor mu?

bazı pencerelerin kolu hareket etmiyor eğer yuvasıan tam oturmadıysa. sağına soluna iyi bak iyice kapanmış mı diye.

ay arkadaşım geldi de kapattı ohh rahatladım.
teşekkürler size de.
bir tarafında tuş gibi, kol gibi bir küçük parçası varmış basınca kapandı.

maybelline ince fırçalı uçlu.

daha dandiği için golden rose tombul şişe(üçgen) bunun ucu daha kalın ayrıca kuruyunca daha kolay dökülüyor.
meybilin daha iyi.

indirimde yakalarsanız kesinlikle givenchy alın. parad eyes olan.

mac'in jel eyelinerı çok övülüyor kozmetik ortamlarında, açılı fırçayla sürülecekmiş. henüz makyaj yapma becerim olmadığı için denemedim ama öveni çok.

eyeliner olarak lancome artliner çok iyidir, loreal superliner da onun drugstore muadilidir.

değişiklik olsun jel eyeliner kullanayım dersen de mac'inki efsanedir ama drugstore'dan da çok rahat muadilini bulabilirsin, loreal ya da essence gibi.

the body shop ve rimmel'ın sıvı eyelıner'larını kullanıyorum genelde, çok memnunum. fırçası bildiğimiz tüyleri olan fırça gibi olanları tercih etmiyorum, bu dediklerimin fırçası öyle değil.

olur da günün birinde eli titremeden açılı fırçayla jel eyeliner sürebilen biri haline gelirsem diye eyeliner fırçam bir kenarda duruyor, ama bence çok zahmetli.

günlük ev kiralayanlar var.
ya da www.hostelworld.com

edit:en son sahibinden.com hürriyet emlak ta falan günlük ilanlar da oluyordu bir bakabilirsin.
olmazsa buradan,
yıldızlı arkadaşlardan yardım almak için yildizz.com
itülü arkadaşlardan yardım almak için teknikforum.com gibi gibi..

o günlük ev kiralama olayini nerede bulabiliriz ki?

günlük ev kiralayanlara 1 hafta kalacağınızı söylerseniz indirim yapabilirler. ya da sultanahmet civarında güzel olduğu söylenen hosteller mevcırt. bi göz atarsınız.

düdüt: sahibinden.com'dan bulabilirsiniz günlük kiralayanları.

sıçtık.

niyelerinin cevabı da islam.

hiç dönme hacı sen buralara.

bence sıçtık.
yurtdışından aldığım burs tekliflerini kabul etmeyip ülkede kalan aklımdan şüphe ediyorum. en azından akademi sıçmış vaziyette, ülke sıçalı oluyor biraz. daha iyiye gideceğini düşünmüyorum ama daha kötüye gidebilir.

sıçtık

nerdeysen benide al

ohoo geç kaldın,

sıvıyoruz.

bence de sıvıyoruz. dünyanın gelişmiş kısmına göre çok çok gerideyiz, fakat şöyle de bi durum var, dünyanın geri kalanına göre çok çok ilerideyiz. o yüzden çok da karşılaştırmamak gerek.

ya olaya bak. bunu da şimdi gördüm. umarım melih gökçek'in gerçek twitter hesabı değildir bu.

twitter.com

ulan ülkemi çok seviyorum, ziyarete şu kadar kaldı diye gün sayıyorum ama böyle şeyler de olmaz arkadaş. bunu diyen devletin en üst kademelerindeki biri. nasıl oluyor ya? ben burda işletme okuduğum halde ilk yılımda bilim dersi almak zorundaydım ve içinde evrim teorisi de vardı. hoca da defalarca dedi "bilim zaten hiçbir şeyi kanıtlamaz, bilimin amacı bu değil" diye. biz de güzelce öğrendik dersimizi. e bu hoca görse bu ülkede böyle üst düzey bir adam bu lafı diyor, götüyle gülmez mi bize?

lanet olsun. iğreniyorum.

sıçtık.

nedeni asla İslam değil.

İslam nedir desem kaç kişi cevaplayabilir?including me brotha.

sıçtık, ama şamanist kalaydık sıçmazdık. ulan arkadaş mallık parayla değil ya..

Elhamdülillah sıçtık.

@aband0ned hangi düzgün ülkede, ülkenin bilim kurumu evrim kitaplarını basmayı bırakıyor ve dolaylı yoldan sansür uyguluyor ya da üniversite rektörü okula ayrılan ödeneği cebe cukka yapıyor bi söyle hele? eğer kendini doğudaki gelişmemiş ülkelerle kıyaslayıp da söylüyorsan bunları zaten baştan kaybetmişsin sen yapcak bir şey yok.

sıçtık, tek nedeni islam demek ne kadar yanlışsa nedeni asla islam değil demek de o kadar yanlıştır bu arada. gerçek islam diye tutturmasına gerek yok kimsenin, ne olduğunu bilmiyoruz demeye de...

bu ülkede kabul edilen genel islam anlayışı nedeniyle birçok şey yapılıyor, ya da yapılmıyor, çok büyük bir etkisi var.

sosyal yanını bir kenara bıraksan maddi yanı var. diyanetin devasa ve gereksiz milyarlarca liralık bütçesi olmasa(burada islam değil, komple bütün dinler için söylüyorum. hristiyan olsa bu ülkenin çoğunluğu bu sefer de cami kadar kilise olurdu...) birçok alanda çok daha rahat bütçe ayrılırdı. bu akp başta olmazdı vs.vs. çok şey değişirdi.

daha kötüsü olamaz mıydı? belki olurdu, ama ben sanmıyorum...

en büyük sebeplerinden birisi islamdır, birçok diğer sebebi de islam'ın sonucunda oluşmuştur.

----
bu konuyla alakalı olmakla birlikte özellikle jpsartre ve fatihdr nickli kullanıcıların cevaplarına karşı yazılmıştır.


islam olmayınca otomatik şaman oluyoruz zaten biz... ulan arkadaş mallık parayla değil ya...

(bkz: ve beyin koşarak uzaklaşır)

Bahsettigin olaylarin insanlarin gundemini degistirmesine imkan yok.Birak bunlari deprem olsa 50000 kisi olse yine degisecek birsey yok.Ulkede cok guclu bir dezenformasyon var.Nemalanan kesim icin her sey zaten gulluk gulustanlik.Geriye kalan genis kesimler zaten ekmek davasinda.Muhalifler desen hapise dusersem korkusunda

bir de tüy diktik.


ama diyeyim ben size, ikinci yorumunuza ilişkin bir turnusol kağıdı olarak i.melih gökçek'in yorumu umudunuzu kırmasın. adamın kapasite zaten belli. iddiasına göre üniversite mezunu olup da pazarda yumurta satarak belediye başkanlığına yükselegelmişliğini gönençle kendinden iş isteyen gençlere iş beyenmiyonuz, sonra da işsizlik var diyoonuz tarzı bir şuursuzlukla ifade edebilen bir şaşar beşer o. sizi asıl korkutan, inciten, endişelendirmesi gereken adamın her attığı tıvite şakşakçılıkla meksika dalgası yapan kafası güzel güruh olmalıdır. buradan da sizin demeye çalıştığınız bir cümleyle imam (yellenme)-cemaat (dışkılama) ilişkisini ayakları baş olmuş bu zavallı ülkede rahatlıkla görebilirsiniz.

diğer konu olarak da tübitak'ın da elbet kimlerin elinde olduğuna dikkat etmek gerekir. hatırlatma babında:
(git:www.cnnturk.com)

diğer bir mevzuat da , bir ülkede ekonomik olarak birilerini yoksun ve yoksul bırakırsanız ki gücetapan bir toplumuzdur, senelerdir bu fasit daire böyle işlemektedir, boruyu öttüren elbette güç odaklı bir hükümettir. burda çalan çırpan eşşoğlueşektir demek isterdim ama o da çokça pohpohlanır ki babadan oğula geçmemesi gereken bir bulaşıcı virüs olagelmiştir hep. ekonomik olarak ilikleriniz sömürülüyorsa eksilen yere en güçlü itici güç konması gerekir, buraya da inanç sistemini boca edebiliriz. oysa yaşar kemal hep isyan etmiştir, hep duyarım söyleşilerinden: yoksulluk bizim kaderimiz midir diye...

sona gelirken, ileri demokrasimizin patlamış frenine bir çözüm bulunması için içtenlikle dua ederken,canımız ülkemizin açlık-tokluk-yoksulluk derdiyle bitap düşmeyen büyük bir çoğunluğu kalkındırabilirsek, o zaman bu ülkede normal (ne ileri ne geri )demokrasi de oluuur, insan hakları da oluuur, basın özgürlüğü de oluuur, hazımsızlık sorunundan sağa sola saldırıp zırvalamayan başbakanınız da oluuur, o istesin ben cam bile silerim demeyen aklı başında, işini yapan evropadan sorumlu bakanınız bile olur.

son söz olarak: siz uzaktasınız ki şanslısınız bir bakıma, bu ülkeden bir an önce defolup, bakınız yineliyorum defolup gitmek isteyen bir grup insanın ve tüm bu olanların,bunların derdinden kurdeşen dökmüş diğer insanların da nasıl cenderelerde boğulduğunu, mengenelerde ümüklerinin sıkıldığını, nasıl kurdeşen döktüklerini varın da siz düşünün efendim. selametle.

annem yesil mercimekli corba yapardi hep. arpa sehriye de varmis. malzemeleriniz de uygun. misir bile atabilirsiniz icine. ya da yanina ek olarak yapacaginiz domates ve sogandan olusan salatanin icine atabilirsiniz misirlari.

www.klasiktatlar.com

surada tarifi var. sehriye ile mercimek miktarinin yerlerini degistireceksiniz. olmayan malzemeyi de koymayacaksiniz. sorun olmaz. corba icin yeter o malzeme.

soğan lazım.

soğan+mercimek+(1 domates)+varsa ev makarnası/yoksa az arpa şehriye+zeytinyağ+fındık büyüklüğünde tereyağ
çok az su koyun, yemeğini yapın.

mercimeği haşla. haşladıktan sonra çıkan koyu renkli suyu dökmen lazım tabi.
sonra soğanı kavur yağda.
üzerine varsa salça ekle.
haşlanmış mercimekleri ekle, karıştır biraz.
sonra üzerine sıcak su, tuz, karabiber ve arpa sehriye ekle. pişir. bu kadar:)

erişte varsa süper çorba (ya da suyunu az koyarak yemek) olur. varsa ona göre tarif vereyim.

not: haşladıktan sonra suyunu süzdüğünde bütün vitamini ve hatta tadı gitmiş oluyor. evet yemeğin suyu biraz çirkin renkli olur ama bence ön haşlama yapıp süzme sakın.

puding :P

puding +1

sütlü irmik ?

şu dr oetker'inkiler olmaz mı mesela?

hani böyle pötibörlü bişey oluyo ya üzerine çikolata gibi bişey dökülüyo. kızlardan biri anlatsın onu yap. ama soğuk olsun, mis.

puding pek olmaz sanki o kadar da düşmedim :D irmik için tarif alabilirim. oetker olabilir sahiden, evet kızlar anlatın şu pötibörlü şeyi tarif lazım bana ölçü lazım :)

piramit pastası

www.meleklermekani.com

coook guzel bir olay bu, bence cikolata sosu olmadan daha lezzetli oluyor.

çikolatalı puding yap önce, sonra bi tepsiye bir kat petibör diz, üzerine puding, üzerine bisküvi, üzerine puding derken 4-5 kat yapıver bundan. en son katın da pudingini sürüdkten sonra, muz dilimleriyle falan süsle, soğusun. basit ama güzel oluyor. bir de mozaik tarifleri var, onlara bak istersen netten.

tiramisu da çok kolay.

muhteşem bir tarif vericem.İster çizkek usulü yap.İster mozaik.
kolay diye mozaiği anlatıyorum.
2 kutu eti kakaolu(kare) bisküvi. Her kata bir paket. Bisküvileri süte bandır;folyooya ser.Krema,bisküvi,en üste muz.Kenarlardan tutup piramit şeklinde birbirine yapıştırın iki tarafı. Buzlukta 1-2 saat beklesin.

Krema;çok önemli.400 gr Tuzsuz kaşar loru.(Marketlerde genelde olmaz; peynircilere sorun.Tatlıda kullanacağınızı söyleyin)+süt+şeker+katı yağ. Mikserle soğuk soğuk çırpıyoruz. 20 dakika kadar.

mmm afiyet olsun.

jimjim in tarifini verdiği lor pastası çok güzeldir, benim aklıma da miskokular-nesrin.blogspot.com geldi zahmetsiz deyince.

Yukarıda bir arkadaşın daha tavsiye ettiği halley tatlısı müthiştir gerçekten. ama tek kötü tarafı buzlukta bekleme süresi işte...

Sütlü irmik tatlısı da yapabilirsiniz, o da çok pratik ve nefistir.
www.nefisyemektarifleri.com

-hurma ve hindistan cevizini ezip karıştırıp buzdolabında beklet biraz.

içine fındık, ceviz, kakao, elma rendesi, muz, havuç vb koyabilirsin damağa ve malzemeye göre :)

(şekil sana kalmış)
(hurma kuru ise ılık suda biraz bekletmek gerek)
(rondo yok ise çatal kaşıkla eziliyor

bu kadar.

irmik tatlisina portakal kabugu rendeleyin acayip farkediyor.

yoğurdun içine şeker :D

likit fon alsan yaa.hem iş bankası kullanıyormuşsun ne güzel devlet tahvili,hazine bonosu olaylarını sorsana onlara .bir de sabah erken saatte git erken bitiyor karlı olanları.

hangilerinin daha karli oldugunu nasil anliycam ben?

o sınavlar başvurduğun lisans ile ne kadar ilgilisin onu görmek için yapılıyor, genel bir sınav olmaz.

başvurduğun dal ile ilgili olacak.
genelde de yazılı olur. 5-10 soru arası.
daha önce başvurduğun bölümün sınavlarına girenlere sor.

ögrenci kitlesi öyle bir hava yaratiyor, dil tarihte okuyan ülkücüler de var. youtube a direnis videolari falan yüklüyorlar. bir de sosyalistim diyenler de gazi yi yazmiyor ama dil tarihi tercih ediyorlar. bu özellikle bir zamanlar, türban konusunda sıkıntı varken, fethullah cemaatinin uyguladigi bir yönlendirmeydi. hangi üniversiteler daha ılımlı ise, oraya yönlendirdiler, bir süre sonra cogunluk cemaatten olunca orasi da cemaat üniversitesi olmus oldu. misal comu.

gazi artık ülkücülüğün değil(en azından kamuoyunda bilinen haliyle) cemaatin kalesi bunu da düzelteyim de.

soruna gelince hem öyle hem böyle.her ikisi de.

ayrıca bir de ekol olayı var.bu tip şeyler kolay kırılamıyor; sonuçta yarın öbür gün orada okuyan öğrenci kendi okulunda akademisyen oluyor; yeni öğrenciler yetiştiriyor.

İÜ Edebiyat Fakültesi'ndeyim. Birçok kişinin gözünde DTCF'nin İstanbul Şubesi. Okulda Sosyalist Faşizmi var.

İçeride kolektif olarak çağdaş bir güncelleme yok. Okulun kolektif bilinçaltı kendini çok ama çok yavaş yeniliyor.

Ayrıca her dünya görüşünden topluluk öyle ya da böyle beyin yıkamayı, zorlu iknayı ve benzeri uygulamaları etkin biçimde kullanıyor. Gerçekten özgürlükçü ve eşitlikçi olanlar ya sırtını ideolojik olmayan topluluklara dayamış olanlar ya da bireysel hareket edenler. Okulun en büyük yalancıları ateşli sosyalistler. Faşizmin en büyük düşmanlarından bir ideolojinin faşizmini yapıyorlar.

caps koyaydın iyiydi. Ama tahminimce bir şey olmaz.

kötü kokması lazım iyi kok. solungaçların içi ne renk idi?

gözleri duruyor mu? gözlerinde halkalardan anlayabilirsin taze/bayat olduğunu. bir de dış yüzeyi ne renk? parlaklığı söndüyse pek önermem..

yersen belki bir şey olmaz en fazla azıcık karnın ağrır ama eğer bozuksa; bir yararı da olmayacaktır,patates yemiş etkisi yaratacaktır..

midesindeki yosunlar olabilir? gerçi bilmiyorum lüfer etobur mu otobur mu ama belik otobur bi balık yemiştir?

ne dedim ben şimdi

yok ya o temizlerken balığın midesi ve safrasından bulaşmıştır sarımsı yeşilimsi bir renk olur. öyleyse bir sıkıntı yok.. afiyet olsun

Metro'ya götürdüp değiştirdim. Balığın midesindeki yemden kaynaklı dediler ama içine sinmiyorsa değiştirelim diyip değiştirdiler. Teşekkürler.

sağlık ocakları

sağlık ocakları/aile hekimleri

kan grubuna bakmak için kan parmaktan alınır zaten. kullanacağı 3 damla kan.

evet

evet geçirirler.
üşenme, git iste.

subeye ne gerek var canm ara musteri hizmetlerini hangi atm ise onu soyle sana bi kac bisi sorcak ertesi gun yatiriyolar hesabina. kasma subeye gidecem diye.

Maalesef, iptal ediliyor=)

otomatik iptal olmuyormuş , gidip bizzat pasaport sahibinin iptal etmesi gerekiyormuş. birkaç arkadaşım bunu yapmışlar bir sorun çıkmamış , acaba burada da yapan var mı diye merak ettim ondan sormuştum , ona göre hareket edeceğim de.

benimki işe girdikten bir süre sonra oldu. Emniyetten arayıp pasaportunuz iptal edildi, artık geçersiz, emniyete getirin diye telefon gelmişti.

g.tüm yemedi.
neden? daha sigorta girişi yapılmamış bir öğrenciyken -okulda asistan öğrenciyken- (ki okul öğrencilerin kyk bursu bile kesilmesin diye asistan öğrencilere primsiz stajyer sigorta kaydı yapıyor; senin şu anda sahip olduğun sigortanın yanında devede kulak bir olay)
emniyetten arayıp; senin yeşil pasaportun var, ne ayak sigorta yapmışlar gel de iptal ettir dediler..

çalışırken yeşil kullanmayı deneme bile.
gidersin hatta belki dönersin.
ama sonra yaptırımlar ağır olur.
kaldı ki annen/baban da zan altında kalır; imzaları var çünkü.

arkadaşım risk aldı, havaalanından döndü.

yol açtıysa bile şu andan itibaren atel kullanarak telafi edebilirsin.
atel önemlidir.ihmal etme.bazı durumlarda gece yatarken bile çıkartmaman gerekiyor.

ne gibi durumlarda çıkarmamam gerekiyor?
hasara yol açıp açmadığını nasıl öğrenebilirim?

korkuyorum açıkçası.

migros.
(eğer varsa) önce tansaş

en son real.

büyük zincirlerin hemen hepsi benzer fiyat.

migros diyorum ben de.

plus 1 for bim

Migros ucuzladı mı? Uzun bir süredir oradan alışveriş yapmıyorum da..

bim'e bire on veriyorum.

o anki bütçem 'gıcır'sa migros. reyonları gezerken gözüme takılan güzel şeyler ay sonunda aç bırakacaksa direkt bim. migros seçme özgürlüğü ve kalite; bim 'bu paraya da oluyomuş' edebiyatı.

yıl olmuş 2013 hala bim ürünlerini kötülemeye çalışanlar var.
bim en yakın rakibine 3-4 kat fark atarak 1. sıradadır bu konuda.

migros ürünleri evet kaliteli ama hala pahalı.

carrefour f/p

yıllarca bim veya diasa benzeri marketlerde ya negzel ucuz ucuz alıyoruz aynı marka işte diye düşünürken; o markaların (muratbey, ülker, marmarabirlik vs.. ) bu tip marketlere ve bazı ihracatçı firmalara özel 2.kalite ürün yolladığını öğrenince vazgeçtim. zaten peyniri zeytini bir kıyaslarsanız anlayacaksınız..
keşke hem kaliteli hem ucuz satsalar ama olmuyor işte..

60. Üniversiteden üniversiteye değişiyor olabilir ama.

her üniversitede farklı. hatta lisans/yüksek lisans için bile farklı
öğrenci işlerinin falan sayfasında olmalı.

60'sa yandım :).

öğrenci işlerinin sitesinde de bir şey bulamadım maalesef..

hocaya bağlı o.

e okulun adını yazıver o zaman da belki bilen biri çıkar.

üniversiteyi bırak derse göre bile değişir.