Meslek bilgisi olmadan ne desek bos. Insaat ve tasarim sektoru o taraflarda iyi ama kadin olunca is biraz degisebilir.

Ah onu yazmamışım ama spesifik bi beklentim yok o konuda. Okuduğum bölümden çok ayrı olarak uluslarası satış yapıyorum şu an.

İş başvuruları yapın ama sizin meslekte zor. İnşaat sektörü iyi orada

Öncelikle fake kokusu geliyor.

Tek yaşamanıza rağmen 8-12 arası değişen aylık gelir sizi geçindirmiyorsa, maddi açıdan rahatlama ümidiyle gitmeyin. Sizin parayı kullanma sorununuz vardır. Ucuz yerler değil bahsettiğiniz yerler, refah seviyesi de Avrupa ülkeleri gibi değil. Herhangi bir mesleği yaparak Avrupa’da yakalayacağınız standartları orada yakalayamazsınız.

Hayat tecrübesi olsun diye gidiyorsanız gidin tabi.

Bu arada, bu gelir düzeyine sahip bir arkadaşım-akrabam hatta kardeşim yurtdışı tecrübesi için benden 1 kuruş istese vermem. Akıllı davranıp kendi harcamalarını öngörerek birikim yapması gerekir gitmeyi göze alan kişinin.

Dubai'de yasaman icin bi sirketin sponsor olmasi lazim (yani once is bulman ve sirketin sana oturum cikarmasi lazim)

Spesifik bir is tanimin yoksa da is bulman zor. Dubaideki herkes halihazirda ingilizce konusuyor zaten. Ingilizce bilmen seni one cikarmiyor yani. Arapca ogrenmen imkansiz gibi bir sey. Belki hintce ogrenebilirsin.

Bi Gidene Soralım podcast'inde iki ülkede yaşamış kişilerin konuk old. bölümlere bakın.

Sizin 8-12 gibi bir gelirle iş amacıyla yer değişimi değil daha çok harcama alışkanlıklarınızı değiştirmeniz gerekiyor.
Dubai ya da Katar ise bir çözüm değil anlamsız bir hayal sadece.

Kuzenim
çalışmaya gitmişti. Yıl 2004. Arkadaşının babasının şirketinde müdür pozisyonu. Çok rahat ve maddi anlamda iyi olmasına rağmen 6 ay zor kaldı döndü. Çok da isteyerek gitmişti. İklimi sevmemiş. Kapı kolunu bile tutamıyorsun sıcaktan demişti. İyi düşünün..

Kuzenim (kadın, mimar) yıllarca Dubai'de yaşadı, pandeminin ortasında döndü buraya, yine iş bulursa yine gidecek. Ben de 2020'nin başında 10 gün kadar yanına gitmiştim.

Adı öyle olmasa da ciddi bir kast sisteminin içine giriyorsunuz. Emirlik vatandaşları çılgın zenginlikleriyle üstte, beyaz yakalı Avrupalılar ortada, mavi yakalı Hintler, Pakiler... en altta. O kadar çok ucuz işgücü var ki, her otelin, etkinlik alanının, avm'nin, her benzinliğin, hatta yol kenarı tesislerinin tuvaletinde sürekli bekleyen personel var, tuvalet kullanıldıkça arkadan girip temizlik yapıyorlar. Yani gideyim de iş bulurum diye gidilmez. İyi bir mesleğiniz varsa güzel para kazanırsınız ama biriktirmek için ciddi ciddi kemer sıkmazsanız çok güzel de para harcarsınız, her şey pahalı, her yer pahalı.

Örnek olarak, kuzenimin yaşadığı epey lüks bir bölgedeki binanın otoparkına dışarıdan giriş (yanlış hatırlamıyorsam) saati 80 dirhemdi. Benim zorumla (eski çarşı varmış diye) emirliğin daha varoş bir yerlerine gittik, otopark günlük 15 dirhemdi. Fakat kuzenim ve onun ayarındaki çalışanlar bu bölgelere girmeyi çok sevmiyorlar, daha güvensiz hissediyorlar.

Bir yandan da Dubai'de emniyet çok sıkı çalışıyor, her yer sivil polis kaynıyormuş, çok caydırıcı cezalar var ve bunun sonucunda İstanbul'dakinden çok daha rahat yaşayabiliyorsunuz. Telefonları ortalıkta, cüzdanları anahtarları havlunun üstündeki çantada bırakıp arkana bile bakmadan denize girebilecek kadar rahat, İstanbul'dan gidince şok olmuştum. (Ha bir de hayatımda görmediğim kadar tanga bikini gördüğüm için şok olmuştum.)

Yani bence iyi bir iş bulursanız gidilir, güzel de yaşanır. Ama İstanbulda 8-12 bin lirayla geçinemiyorsanız orada hiç geçinemezsiniz.

bir vasfın yoksa, birikimin de yoksa sadece dil ile gidersen batılı birileri ile çalışmak için çok şanslı olman lazım. batılılarla çalışmazsan araplarla çalışırsın, onların da kadına bakış açıları belli. ben olsam hiç macera aramam.

ha dersen ki bir vasfın var, profesyonel olarak çalışıyorsun, o zaman amenna. bence en önemli konu ne iş yapacağın. onun dışında dubai istanbul gibi değil, ufacık bir yer zaten, yapılabilecek şeyler inanılmaz kısıtlı, belirtildiği gibi bir kast sistemi var, oraya gidenlerin de genel olarak tek amacı para biriktirip dönmek oluyor. dubai, katar yerine abd, avrupa, hatta avusturalya hedeflemeni öneririm. israil harici orta doğu hiç iç açıcı değil yalnız bir kadın için.

Yurtdışında geçerliliği olan bir mesleğiniz varsa kısa süreli para biriktirmek için gidilir. Katar'da beIN'de bir arkadaşım çalıştı. Çok beceri gerektirmeyen bir pozisyonu olmasına rağmen ayda 4 bin doları kenara rahat koyuyordu. Ben Avrupa'da yaşadığım ülkede arkadaşımdan daha kalifiye bir işi yapmama rağmen ancak 1,5-2 ayda kenara o kadar koyabiliyorum.

Katar'ın vize süreci epey uzun ve zorlu bu arada. Oradan buradan biraz para toplayayım gidip bir bakayım diyerek gidemezsiniz.

Öncelikle kolay kolay gidemezsiniz; Dubai yakın zamanda freelance vizesi vb. çıkardı ama bunların hem çeşitli şartları var, hem de Dubai'de yaşamanın maliyetinin yüksekliği göze alındığında "Hadi bir gideyim de şansımı deneyeyim" denilecek bir şey değil.

UAE kazanç ortalamaları meslekten mesleğe çok farkediyor; ne yazık ki pazarlama ve satış genel olarak iyi kazandıran meslekler değiller. Sabit maaşları düşük oluyor ve prim bazlı çalışıyorlar. Çok spesifik bir alanda pazarlama yapıyorsanız belki bir ihtimal şansınız yaver gidebilir.

Son olarak Dubai'nin inanılmaz canlı bir iş piyasası yok; yani iş bulmak o kadar kolay değil.

Sektöre göre değişkenlik gösterir bu sorunun cevabı. Daha geçenlerde Dubai'den bir arkadaşımla konuştuk bunu. Benim şirketimin de dubai ofisi var az bucuk kontak halindeyiz insanlarla.

Dubai bölgenin en vizyoner şehirlerinden biri.

Şeyhin hedefi dubai'yi 2030'da dünyanın en yaşanılası şehri yapmak.

Giden tanıdıklarımın hepsi çok mutlu.

Elbette kendine göre zorlukları var, ama kazanç ve ortam olarak memnuniyet yüksek. 2 senedir orada çalışan arkadaşımın aldığı araç Türkiye'de 925.000 TL.
Dolarla almasına rağmen TL karşılığı bir hyundai elantra...

Yani şöyle kıyaslayın. Türkiye'de kalsaydı ancak bir hyundai elantra alabilirdi, orada v6 motorlu spor otomobille geziyor hem de cebinden çıkan para aynı.

Şehir genel olarak güvenli, özellikle beyaz yaka çalışanlar için. En çok dikkat ettikleri konu da güvenlik. Yani yalnız bir kadın olarak rahatsızlık duymazsınız.

İki dil bilmeniz size büyük avantaj olur orada.

Renkli bir hayat var. Kimse kimseye karışmıyor.

Kariyer anlamında da uluslararası bir ortamda çalıştıktan sonra türkiye'ye dönmek bir avantaj sağlayabilir.



Bunlar güzel tarafları... Gelelim resmin diğer yüzüne.

Bir kast sistemi var adı konmamış olsa da. Yani emirlik vatandaşı olanlar maddi ve manevi olarak inanılmaz yukardalar. Onların arasına girmeniz zaten çok mümkün değil. Çok dert edilecek bir konu mu bilmiyorum tabii bu:) ama atıyorum trafikte bir sorun yaşadınız mesela böyle birinin arabasına çarptınız, işiniz daha zor.

Bu sistem içinde ABD ve Batı Avrupa vatandaşları da biraz daha avantajlı. Özellikle kurumsal hayatta. Araplar önemli pozisyonlar için avrupa & amerikalıları tercih ediyor. Haliyle onlar da kendi iş kültürlerine yakın ülkelerden insanlara öncelik veriyor. Bir ingiliz yönetici türk ve ingiliz arasında kalırsa türk'ü ancak çok ucuza çalıştırabileceğini düşünürse işe alır. Ya da türkçe bilmesi avantajsa...

Madem maaştan konu açtık, burada kazanç iş alanına göre değişiyor. Ama maalesef pasaporta göre de değişiyor. Bir arkadaşım şunu anlatmıştı: Maaş teklifi almış maille. Tanıdığı insanlar bu ücretin o pozisyon için az olduğunu söyleyince IK'ya bu ücret az diye mail atmış. IK müdürü (kendisi tabii ki ABD'li:) arkadaşımın Türkiye'deki maaşının dolar karşılığını önüne koymuş. "Sana şu anda ülkende kazandığının üzerinde bir maaş öneriyorum zaten" diyerek konuyu kapatmış. Yani maalesef kast sisteminden dolaylı da olsa Türkler de biraz mağdur oluyor.

Bir de genelde bizde yurt dışında çalışmak, o ülkenin vatandaşlığını ya da en azından oturma ve çalışma hakkını elde etme amacıyla değerlendiriliyor. Böyle düşününce dubai'de geçireceğiniz yılların size maddi kazanç dışında bir getirisi olmayacak.

Tanışacağınız Avrupa ve Amerikalıların çoğu orada geçici bulunuyor. Ve bu ilişkilerine de yansıyor. Yani orada network sağlarım, sonra oradan başka ülkeye geçerim diye düşünüyorsanız genelde ilk tercih edilen adaylar Türkler olmuyor bu tarz transferlerde. Ancak o işte çooooook iyi performansızı olacak, ya da dil gibi ikame edilmesi zor bir avantajınız olacak falan. Avrupa'da da türkçe bilen adam arayışında olan çok şirket olmaz. Olsa bile zaten artık ab vatandaşlığı olan milyon tane türk var. Yine onlara yönelirler.

Son olarak iş bulmak koaly değil.
Çalıştığınız şirketin dubai bağlantısı varsa, dönem dönem tüm ülkelere iş ilanları gönderirler. Bunları takip edin. Yöneticilerinize ya da IK'ya sorun.
En kolay bu şekilde iş bulunuyor.

1-2 sene türkiye'dekinden daha fazla kazanayım, biraz da birikim yapayım. Gitmişken de şöyle dolce vita bir hayat yaşayayım yeter diyorsanız düşünülebilir.

Bu arada dev sıcak. Yani öyle böyle değil. Nisan'dan ekim'e kadar suratınızda bir fön makinesiyle gezdiğinizi hayal edin. Hayatınız klimalı evden klimalı otoparka, oradan da klimalı otomobille klimal ofise ve arada da klimalı avmlere şeklinde geçecek. Akşamları serinleyince dışarı atabilirsiniz kendinizi ancak.

Ne yazık ki hiçbiri olmuyor

Maas aldigin bankaya git. Ve findeks puanina bakar misin 7 8 tl ye

Ne için istediğinizi anlatırsanız ve aksatmadan ödeyeceğinize ikna edebilirseniz şubedekiler insiyatif kullanarak genel merkezden kredi onayı isteyebiliyor.

Ama vadeyi daha uzun tutabilirler.

Insiyatifler elinden alinmadi mi? @anten

Eşyalı ev daha mantikli olmaz mı?

Birikmiş olmadan ev kurmak çok zorlar sizi.

Edit:
O zaman temel eşyalar şart.

Buzdolabı, çamaşır makinesi : Beko/Arçelik düşük modellerden alınabilir. Tek kişi için bulaşık makinesi çok da şart değil.
Elektrikli bir ocak. Kumtel iyi ve uygun bir marka..
Baza, yatak, dolap. Çok kaliteli bir şey aramiyorsaniz Modalife iş görür. Sandiksiz baza daha ucuzdur.
Hali ve perde ucuzun da ucuzu nereden buluyorsanız ordan alın. Sosyete pazarı varsa perde için bir dolaşın derim.
Yaşam alanı için bir kanepe ya da köşe takımı. Yine moda life.
Mutfak için tencere, tava, kaşık vs gibi bir sürü ıvır zıvır. Yine en uygun nerede bulabiliyorsaniz.

Kendi eşyalarımla yaşamak istediğim için eledim o seçeneği... pek içime sinmedi :/

birikmiş yoksa taksite gireceksin demek. önce ayda kaç lirayı ev kurulumu için, ne kadar süre ayırabileceğine bak. atıyorum en fazla 2 bin lira aylık taksit ödeyebilirim diyorsan ona göre plan yapabilirsin. 12 taksitten hesaplarsak 24 bin tl; beyaz eşyalarda ortalama seviyedekiler 12-15 bin tutsa, 9 bine ikea'dan yatak döşek dolap ve çift kişilik koltuk aldın mı bitti. bu da en ucuzlarından.

ev kurma işi sıkıntı, yavaş yavaş başlamak lazım. önce aylık ödeme bütçeni belirle, sonra acil ihtiyaçlarını, sonrası yavaş yavaş olur.

bence öncelik buzdolabı, çamaşır makinesi, yatak(+döşek), gardrop, bitane çift kişilik koltuk, mutfağa orta yollu bi masa ve sandalye. bunlar olduktan sonra ortalama yaşarsın.

Öncelikle en gereklilerden başlayarak ihtiyaç listesi yapmak gerekir. Birden her şeyi almak yerine evde kullandıkça lazım olan şekilde döşemek daha mantıklı geliyor. Örneğin halı, kilim vs bu kategoriye giriyor. Ama çamaşır makinesi, buzdolabı, ocak vs ise daha acil. Kullanım performansını planlayarak almak lazım. Büyük, geniş, iyisinden mi yoksa sizi bir süre götürecek şeyler mi olsun gibi seçenekleri belirlemelisiniz.
Kuveytturk’ün bu tür alışverişler için ihtiyaç kartı var, mobilya, beyaz eşya vs ürünleri iki ay süresince kartla istediğiniz yerden alıp borcunuzu daha sonra tek yere başvuruda belirlediğiniz taksitlerle bankaya ödüyorsunuz. Hem birden açılmamış olur, hem de bütçenizi limitlemiş olursunuz. Maaşınıza çıkacağını düşündüğüm için söyledim. Daha önce kullanmıştım, memnun kaldım. Beyaz eşya vs Hepsiburada üzerinden aldım.

Benzer durumdayım. Eşyalı değil ama beyazesyali ev bakıyorum.
Olur da beyaz eşya almam gerekirse ikinci el satan arkadaşım var garantili,nondan almayı planlıyorum.
Çoğu şeyi ikea dan hallederim diye düşündüm ama temelde yatak için kesinlikle king koil:)
Metal karyola
TV sehpası ve masa kesinlikle ikeadab değil. Nette daha makul şeyler var.
Tabak çanak yine ikea

İmkanınız varsa çevrenizden biraz eşya hibesi almanızı tavsiye ederim. Aile ya da arkadaşların kullanmadıkları koltuk, halı, masa, tencere vs. ne varsa talip olun. Beyaz eşya, mobilya vs. ödedikçe kalan eşyaları yenilersiniz. Bir anda yüklü borç altına girmeyin.

Adore'den mobilya(dolapları fena değildi) alabilirsiniz. Yatak için Bellona/Mondi'nin en uygun fiyatlısını alın gitsin. Tül, perde pazar ya da Koçtaş.

Mutfak ankastre ise ona göre ocak, fırın seçmeniz lazım. Ev belli olmadan, ölçü almadan eşya seçmeyin.

öncelikli olarak karşılaştırmalı internet sitelerine bakın. bir de vaktiniz varsa mağaza fiyatları. kanımca netteki fiyatlar uygun olabilir.

öncelik de hayati ihtiyaçlar için mutfak, yatak odası ve banyo.

toplamda 10 kez kullandığım ekmek kızartma makinam var gıcır gıcır. sıfırı 400 liradır. sana 150 tl olur:)

2.el alabileceğiniz her şeyi 2.el alın.

her şeyi topyekün almayın
elzem şeyleri buzdolabı, çamaşır mk. vs gibi mecbur alacaksınız

gerisini ben şöyle yaptım
örnek makarna seviyorum tencere ve süzgeç gerekiyor not alıyorum uygun yerden alıyorum, bir çok ihtiyacımı böyle belirleyip aldım gidip tencere seti vs almaktansa hep minimumda kaldım

bi kaç örnek:

* kıyafetler için bir dolap almadan idare etmiştim uzun süre, açık askı seti alarak
* tv hiç almadım 2 sene en son projeksiyon cihazı aldım iyi ki almamışım dedim tvyi
* 2. elden çalışma masası ve sandalyesi aldım, letgoya bakın
* baharatlık gibi "olamsa da olur" olan şeyleri en sona bıraktım
* bulaşık makinesine de param yetmedi uzun süre elde yıkadım, sona bıraktım onu da

üsküdar'a hoş geldiniz
hayırlı olsun

Geçen sene temmuz ayında ev kurdum ben de. Yenibosnadaki Eskidji Bazaar'a gittim. Aldığım eşyaları yazayım.
- Finlux buzdolabı(nofrost değil, 1.70 m falan ama tek kişi olduğumdan bana yetiyor.)
- Finlux çamaşır makinesi
- Finlux bulaşık makinesi
- 2 tane 3 kişilik koltuk (tanesi 1800 tl)
- 4 kişilik yemek masası
- Çift kişilik yatak, baza, gardrop. Gardrop çok büyük değil. 2 sürgülü kapılı
- Ütü masası
- Usta Börekçi
- Altus elektrikli süpürge
- Ocak

Ürünlerin hepsi sıfırdı. Bütün bunları nakit 13.500'e aldım. 3lü koltukları saymazsak 10.000 yapıyor. Finlux da vestel'in alt markasıymış. Kurulumla falan vestel ilgileniyor.

İlk başta yaşayabileceğim evi kurayım, sonrasında eşyalar bozuldukça falan daha düzgünlerini alırım, ya da birkaç sene içinde olası evlilik mevlilik durumunda zaten tekrar eşya almak gerekecek kafasıyla eşyaya çok para vermemeyi tercih ettim ben.

Elinde birikmişin de yoksa eskidji bazaar tarzı yerlere bakabilirsin. Ben baştan nakit alacağım diye pazarlık yaptım. Adam da ona göre fiyatları belirledi. Hepsini de aynı yerden aldım. Yaklaşık 9 ay olmuş. Şimdiye kadar da bir problem yaşamadım. Zaten 2 3 sene götürse bana yeter düşüncesindeyim.

Demek istediğim Evkur gibi taksitli alışveriş yerlerinden ürünleri normal fiyatının üstünde taksitle almaktansa belki kredi çekip nakit olarak böyle yerlerden almak daha avantajlı olabilir.

Liste yapmanı ve internetten araştırmanı tavsiye ederim. Arkadaşlar güzel tavsiyeler yazmışlar ancak güzel bir liste yapıp iyi araştırmazsan yurdum esnafının eline kalırsın. Internette genelde çok iyi fiyatlar oluyor.

Bu arada 2. el de çok mantıklı, tamam yatağı 2. el almasan da mesela çalışma masası 2. el alınır, çok a güzel olur. Eğer küçük bir şehirden falan geliyorsanız, yumuşak bir yapınız varsa esnaflar bunu çok iyi koklayıp sizi ıvır zıvır şeylere ikna etmeye çalışırlar. O yüzden alabildiğiniz kadar şeyi internetten ya da kurumsal yerlerden alın derim.

Ben de üsküdar merkez özelinde 1 2 şey söyleyeyim. Belediyenin arkasındaki spotçu çarşısından 1. El bi şey sakın alma. Asla ucuz değiller. İnternette de normal mağazalarda da daha ucuz. Spotçulara gidince seni ikna etmeye çalışırlar elimdeki ürün çok kaliteli garantili sadece markası bilindik değil va diye. Onlara inanma. Yine aynı sokakta 2. Elciler var ordan da çok ucuza kitaplık şifonyer vs temiz alabilirsin. Her yerde pazarlık et fiyatın ne kadar değiştiğine şaşırıcaksın.

Beyaz eşyalar için de bence bayiilere mutlaka bak çünkü internette olmayan 1 2 sene önce üretimi kalkmış modeller bayiilerde kalabiliyor ve daha ucuza alabiliyorsun. Kalite veya garantide fark olmuyor.

geçen senelerde bir arkadaşım bu şekilde ev kurdu, maaşı da o dönem için seninkiyle benzerdi. öncelikle adore'yi öneremiyorum, çünkü bende masası ve dolabı var, hem kurması zor hem de sağlam değil -dolabı kaç kere göçtü bilmiyorum- evlenirken kitaplıklarımdan birini ikea billy aldım, hem eşimin hem de benim kitaplarımı fazlasıyla aldı, ek raf da alabiliyorsun. aşırı sağlam diyemeyeceğim ama malzemesi adore'den iyi duruyor, yalnız kapaklı dolap ve menteşesi sorunlu (adore'de de bu sorun var).

beyaz eşyalar için regal (vestel'in alt markası) ve altus (arçelik'in alt markası) düşünülebilir. arçelik'te çalışan arkadaşım altus'tan memnun. tabi bu alt markalar daha ucuz malzemeden üretiliyor bildiğim kadarıyla, onu da belirteyim (aynı fabrika aynı hat ama daha ucuz malzeme) spotçulardan sıfır ama defolu ürün de bulabilirsin, defo dediğim de atıyorum kenarında bir çizik oluyor falan. oturma odası, dolap vs gibi şeylerde ben de modalife'ı önerebilirim, teyzem tüm eşyalarını buradan aldı, gayet de memnun (ben enza ve yataş aldım misal, ciddi diyorum o kadar memnun kalmadım :( doğru düzgün bir farkları da yok aslında malzeme olarak) bu arada beko-arçelik düşük model de alınabilir tabi. atıyorum buzdolabını küçük al, çamaşır makinesini en düşük model al, program sayısı hiç önemli değil yani. yorgan yıkamayacaksan ki gerek yok, programlar ve kapasite hiç önemli olmuyor, zaten artık deterjanlar da düşük sıcaklıkta ve düşük sürede gayet güzel yıkıyor, bir de tek kişi olduğun için yüksek kapasiteli makine almana gerek yok, atıyorum 6 kgluk bir makine de işini görür. bir de böyle çok şık evim olsun derdin yoksa, kıyafet dolabını kumaş bile alsan olur yani. bir de eşyalara netten de bakmanı öneririm, kuzenim pandeminin en şiddetli olduğu dönemde boşanıp yeni eve çıktı, eşyalarını komple hepsiburada, n11 gibi yerlerden getirtti, pek bir sorun da yaşamadı bildiğim kadarıyla.
bir de ev kaç oda bir salon? mesela tek kişi olarak kocaman yemek odası takımına ihtiyacın olmayacaktır fikrimce. bir de halı-kilim falan seviyor musun? kimisi sevmez misal. perdeler içinde bir arkadaş daha yazmış, semt pazarında uygun fiyata güzel şeyler bulabilirsin. gerçi pandemi döneminde çıkmak ister misin, perde satılıyor mu hala pazarlarda, vaktin olur mu vs vs gibi sorunsallar da var.

Traşsız saç ekimi çok yanlış bir uygulama öncelikle hiç tavsiye etmiyorum. Greftlerin toplanacağı bölgeyi zaten kazıyorlar, ekim yapılacak alan da büyük ölçüde kazınmak durumunda, saçma sapan bir görüntü ortaya çıkar. Düzgünce saçını kazıt zaten 10 günde kendine geliyor.

Saç ekimi çok karmaşık bir uygulama değil ama lokal anestezili bir ameliyat olduğu unutulmamalı. Basitçe ense bölgesinden greftler (saç kökleri) tek tek toplanır ve bir solüsyonda bekletilir. Daha sonra da dökülen bölgelere tek tek enjekte edilir, ameliyat bölgeleri bandajla kapatılır.

Sonrasında pansumana gidersin, ilk yıkamayı klinikte yaparlar ve sargıları çözerler. Çeşitli ilaç ve vitaminleri takviye olarak kullanırsın ve süreç tamamlanır.

Ekimden yaklaşık 20-30 gün sonra şok dökülme dediğimiz süreç başlar. Ekilen ve hatta kendi saçın dahil dökülür. Kızarıklılar olaacaktır. Üst seviye bir doktora yaptırırsan 3-4 aydan sonra saçlar kendine geliyor, tekrar daha güçlü şekilde çıkıyorlar. Normal saçtan hiç farkı olmuyor.

Piyasayı bilmem. Bu konuda dünya genelinde tescilli bi kurum var yardımcı olabilirim fiyatta

Fransada yasamiyorum, fakat AB ulkelerinin covid19 kisitlamalari hakkinda az cok bilgim var.
2020 yili icinde hic bir AB ulkesi hic bir zaman kapilarini vatandaslarina veya orada ikamet eden ucuncu ulke vatandaslarina kapatmadi. su anda da oyle bir durum soz konusu gozukmuyor.

www.diplomatie.gouv.fr

ucus kisitlamalariyla ilgili bir sey bulamadim. bu bilgiyi nerden aldiniz?

böyle bir yasak yok. geçen seferki gibi kurtarma uçuşları falan mecburen devam eder zaten oturumu olanlar için.

www.iatatravelcentre.com

benim oturumum vardı Tabi süresi doldu 2 ay önce. Şimdi tekrar g,tme durumum var ama konsolosluk yeni vize vermeyeceğini söylemişti 15 gün önce. Oturumu olanlar için sıkıntı olmadığını söyledi.
Pazar günü dönüşü için bişey duymadım bende.

Teşekkür ediyorum
Fransadan gelen çok yakın bi fransız arkadaşım durumu aktardı ama çözüm bulduk.

Kurumsal bir yerse zaten pozisyon için düşünülen maaşı teklif ederler, pişman olacak bir durum yok.

Yavusuhlu +1
Kurumsal şirketlerde skala bellidir. 6000 beklentiyle 15000 teklif almıştım önceki işyerinde neye uğradığını sasirmistim. O tür çalılıklar patron şirketlerinde olur

zaten vereceklerini vermişler, 4500 desen bütçemiz 4000 diyeceklerdi. iyileştirme konusu senin performansına ve şirket politikasına bağlı.

daha işi tanımadan, kendini göstermeden ilk günden ne zaman zam yapacaksınız demek biraz garip kaçar. benim bir çalışanım bunu dese ilk gözden çıkarılacaklar listesine koyarım.

Katılıyorum, sadece kadının tavrından ötürü böyle hissettim.
Bi de bu durumlarda ne kadar bi süre geçmesini beklemek gerekir diye fikir almak istemiştim. Teşekkür ederim yanıtlar için

önce gazeteye "kimliğimi kaybettim hükümsüzdür" ilanı verip o ilanla müracaat etmen gerekiyor sanırım. en azından eskiden öyleydi. sistem sonra değişti mi bilmiyorum.

zayi ilanına gerek yok bundan 3-4 sene evvel de 90 lira gibi bir cezası vardı. sanırım son kanun değişiklikleri ceza ve zayi olayı kalktı.

Gazete ilanı yok. Kimliğiniz (pasaport falan) yoksa yanınızda "evet bu izninizolursatahtinizatalibim'dir" diyecek anne, baba, eş falan götürmeniz gerekiyordu sanki.
randevu.nvi.gov.tr şurada var cevabınız.

Çok teşekkür ederim cevaplar için, bakacağım.

özel göztepe hastanesi.

800 lira neymiş ya, ne istediler o kadar?
standart istenenler maks 200 tutsun. bizim anlaşmalı olduğumuz yerler 7-8 testi 150 liraya yapıyor mesela, anlaşma dışı olsa bile o kadar fark olmaz. isterse söyleyebilirim isimlerini.

Ivır zıvır bir ton test, aşı vs mevcut. Ben de anlamadım neden bu denli kapsamlı olduğunu...
İsimleri öğrenirsem çok iyi olur ya bi arar sorarım

(bkz: devlet hastanesi)

@kurgusalkarakter ne saçma bir yorum. Kanunen alınması gereken sağlık raporu için her şirket bir hastaneyle anlaşsın o zaman. Küçük hesap ile ne alakası var?

Devlet hastanesinden randevu alin. Butun o kapsamli testleri de yaparsiniz. 200 lira tutmaz hepsi birlikte

Genelde işyerlerinin anlaşmali hastaneleri oluyor. Onu oğrenmeye calişin daha hesapliya geliyor.

işyerinin anlaşmalı olduğu yer vardır muhtemelen onu öğrenin +1

ayrıca dendiği gibi sağlık raporu değil de testleri yaptırıp raporu işyeri hekiminin yazması gerekiyor aslında.

bir de eğer ağır ve tehlikeli bir işte çalışmayacaksanız çok detaylı (800 tl tutacak) rapor alınmasına da gerek yok. ben istemiyorum yani. dispanserden ciğer filmi çektirseler yeterli benim için. ama üretimde çalışacaksa onlar farklı tabii.

Bi hastanede çalışmaya başlayacağım. Plastik cerrahi alanında çalışan bir hastane.
Görüşmede evraklarla ilgili konuşurken hiç bahsedilmedi açıkçası anlaşmalı bi kurumdan... bahsederlerdi diye düşünüyorum öyle olsaydı.
Devlet hastaneleri de malum o yüzden bi sorayım dedim

letgo'ya baktım, hiç sorunu olmayanlar 1500 tl civarında, kırığı çıkığı olanlar 1000-1200 civarlarında gidiyor.

300e yaptırıp letgoda 1500e gider

Eşek sütü sabunu, çay ağacı yağı sabunu veya bıttım sabunu.

Sadece su. Asla kimyasal bir şey sürmem. Nemlendirici de dahil.

La roche posay effacler serisi ise bahsettiginiz; ilk kullandığınızda ekstra bir sivilcilenme yapıp cildi kusturabiliyor. Biraz daha kullanmaya devam edince düzeliyor. Ben yıllardır o seriyi kullanıyorum çok da memnunum ama sizin cildiniz ekstra hassas vs bir cilt ise, bilemiyorum.

Yine o ayarda bir marka isterseniz avene'e bakabilirsiniz, onu da kullanmisligim var. Biotherm de güzeldir.

Beyaz kil çok memnunum.

La roche posay effacler serisinden çok memnunum. Cildim çok hassas ve akneye meyilli, kullandığımdan beri gözle görünür bir azalma oldu.

bir şans daha verin derim, sivilceleriniz her çıktığında aktif akneye fucidin sürmenizi öneririm. leke bırakmadan kendiliğinden patlıyor ve iltihabını akıtıyor. antibiyotik krem. cildiyecim önermişti. bir de nadixa var benzer etkilerde bir antibiyorik krem.

Ben de la roche kullaniyorum. Akneye egilimli, hassas cilt.
Bir suru urun denemisimdir, ucuzundan pahalisina. En iyisi (yani bu benim icin sivilce yapmayan demek) la roche cikti.

Bi de oneri: deneyimlerime dayanarak soyluyorum bi kere sivilce yapan urune asla devam etmem. La roche senin urunun degil demek ki

Uriage ds (dermatite séborrhéique)
Bunun yüz temizlemesi (gel nettoyant) var bir de losyonu. Seboreik oldugu icin kullaniyorum, memnunum.

Ben avene kullanıyorum çok memnunum. İçerik kontrol etmek isterseniz sivilce, irritasyon yapıp yapmadığına dair bu siteyi öneririm: www.cosdna.com

Çeşme suyu

cosrx düşük ph'li temizleme jeli

Benim de cildim karma ve sivilceye müsait. bioderma sensibio foaming gel kullanıyorum, gayet memnunum.

Daha önce la roche posay effacler'in yüz temizleme jelini kullanmıştım sivilceler için. Yaz için ideal, sivilcelerime de iyi gelmişti ama kışın cildimi kurutmuştu mesela. Cildi kurutan ürünler de yağ dengesini bozup tekrar sivilce sorununa yol açabiliyor dikkat.

Bioderma Sebium temizleme jeliyle gül suyu kullanıyorum. Gün aşırı kullanırsan faydası oluyor ama gözenekleri süper temizlemiyor.

Benim de karma. Kiehls beyaz killi arındırıcı ürününü kullanıyorum. Olağanüstü bir etkisi yok tabi ki ama memnunum ben. Çok derin temizliyor gibi hissediyorum ve asla kurutmuyor. Temizledikten sonra da Gül suyu kullanıyorum. Cildimde Herhangi bir sorun oluşmuyor.

düz duru zeytinyağlı sabun. çok kurutuyor ama cildim yağlı, kullandığımdan beri iz bırakan sivilce çıkmıyor en azından, büyük büyük de çıkmıyor şükür ufak tefek arada. onun çözümü yok gibi.

Yves rocher sebo pure vegetal yüz temizleme jeli. Yüz temizleme ve siyah nokta için kullandığım en iyi ürün diyebilirim.

Ben de Cosrx Low pH Good Morning Gel kullanıyorum, her ortama uyum sağlayan bir ürün gibi.

Yüksek fiyatlı önerim dermalogica, memnunum.
Düşük fiyatlı ise la roche toleriane serisi

moos

Bizimki de en son o civardaydi. Corona muhabbeti yüzünden henuz tekrar götürmedik, gitmesi lazım.

Veterinerimiz aynı zamanda arkadaşımız da oldu; söylediğine göre dolar arttıkça fiyatlar da yükseliyormuş. Biz kafamiza göre zam yapamayız zaten dedi. Kullandıkları ilaçlar da farkediyor.

küçük şehirde görev yaparken geçen yıl ikisine toplam 50 tl verdim. veteriner büyükbaş hayvandan kazanıyordu asıl parayı galiba, ne zaman gitsem ahır sahipleri vardı. aynı ilde başka veteriner ikisine 90-100 bişey demişti. kedide hiçbir sağlık sorunu bu arada. aynı ara istanbul da ikisine 100 tl verdi arkadaş üsküdar taraflarındaydı galiba. en son geçen ay sordum istanbulda 110 tl civarı bişey dedi arkadaş.

135 verdik geçen. Genel muayene ucreti de katıyor olabilirler içine.

İst/ ataşehir
6 kg köpek
İç dış 75 tl

Kedilerim hep evde olduklarından, hiç dışarı çıkmadıklarından yaptırmıyorum ben iç-dış parazit. Ben de kedilerim de turp gibiyiz:) Büyük olana 2-3 sene yaptırmıştım veya kendim yapmıştım ilk başlarda, küçük olana ise ilk sokaktan aldığımda yapıp sonrasında hiç yapmadım bir daha.

@izninizolursatahtinizatalibim İki yıl önce o fiyata yaptırdım. O da bir kere.
@Thredith Bizimki kışın gündüz, yazın gece sokaklarda.

doğum günün yüzünden niye mutsuz oluyorsun? pişman mısın doğduğuna?

Doğum gününüz kutlu olsun öncelikle.

Nişanlınızın 25 yaşında olduğunu düşünürsek, yaşınızın 20-25 skalasında olduğunu var sayıyorum. En güzel dönemlerinizdesiniz.

Ayrıca Fransızca biliyorsunuz. Şu an o dili bilmek isteyip de, "ulan keşke Fransızca bilseydim de, tüm doğumgünlerimde mutsuz hissetseydim" diyecek tonla kişi vardır.

Çevremde pek çok arkadaşım doğumgünlerini artık eskisi gibi umursamamaya başladı. İçten içe beklentileri vardır elbet ama yıllar geçtikçe bu farklı bir şeye evriliyor sanırım.


Genel olarak dünyanın son dönem yaşadığı şeylerden sonra, pek mutlu hissetmiyor insanlar.
Yine de, doğmuşsanız bence vardır bir sebebi. Gülümseyin

au revoir

dogum gunun kutlu olsun kar$im

www.insity.com

ben kendi dogum gunumu unutuyorum bile, dogmusuz da ne olmus cok da anlam yukleme bence...

Doğum gününüz kutlu olsun. Bana da bu tarz güzel günlerde hüzün çöktüğü olur. Yaradılıştan sanırım biraz melankolik bir insanım. Boşverin eğlenmeye bakın. Nice yıllara.

Teşekkür ederim her birinize...
Sanırım iyileştiremediğim bazı durumlar ya da içten içe beklentilerimin yarattığı hüzün, bilemiyorum.
Ama tekrar teşekkür ediyorum:)

8-9 liraya normal diyorum, daha ucuzunu da görmedim zaten burda, 15 liraya gördüm geçen bokunu çıkarmayın diyip kapattım

bence ikisi de benzerse biri elbette kuşbaşı et kullanmadan 1 tl kar ediyor. diğeri yine kuşbaşı et kullanmadan 6 tl kar ediyor.

maliyetleri 4 tl olsun dedim kafamda ki 3 tl falandır.

artık ne eti kullandıklarını bilemem ama koklattıkları kesin.

iyi o zaman 10 liralıktan alalım. 5 güven vermedi şu an.

bu konuda şehirde biraz önemli gibi. bulunduğum yerde (Samsun) pandemiden önce orta halli bir lahmacun 5-6 lira idi.

@belkider, afedersiniz, her istanbullu gibi dünyayı buradan ibaret sandım. yer istanbul.
diğer şehirler başkadır tabi. Mardin'de tarihî bir mekanda üç kişilik kebap, meze, içeceklere 60 lira dediklerinde, kişibaşı fiyat zannedip "ne uygunmuş" demiştim, 3 kişilik fiyat dediklerinde konuşamamıştık bile :)

8-12 lira normal. Altından şüphelenirim, üstüne fazlaymış derim.

Bugün 2 lahmacun+ayran menüsü söyledim, 20 tl. Normal bence.

Biraz önce 8 tl'den söyledim.:) 7 tl idi, zam geldi 8 oldu.

10 liranın altı alınmaz, imkan varsa evde bile yapılabilir yakında pide fırını varsa malzemeyi hazırlayıp ver onlar pişirmesini yapar böylece ne yediğini bilirsin.

10 liranın altına mahalleye, şehre göre alınır. şimdiye kadar yediğim en iyi lahmacunlardan birini ankara'nın göbeğinde 9 liraya yiyordum birkaç ay öncesine kadar. lahmacunda parasına bakmam iyi olduğunu bilip bilmediğim yere göre söylerim alt limitim yoktur ama üst limitim vardır 15 lira ve üzerini vermem lahmacuna kolay kolay. hele eve sipariş ise asla.

Kimse bahsetmemiş ama lahmacunun boyutu da çok önemli. El kadar lahmacundan bahsediyorsak 5 liraya da güvenilir malzemeyle yapılabilir ama bildiğimiz boyutta ve normal bir lahmacunun büyükşehirlerde 8’den aşağı olmayacağını düşünüyorum.

lahmacun, diğer kebaptı falan kalan etlerden yapılıyo diye biliyorum ya da ekleniyo. 8 diyorum ben de

En son geçen hafta söyledim, 7 liraydı.

9-10 liraya güzel seçenek arıyorsan (Hacıbaşar ataşehir)
14 lira vereyim daha güzeli olsun diyorsan (Dedecan ataşehir)

bence en güzeli kıymaya sadece şekil vermek, sonrasında tuz ve karabiberlemek. istenirse belki biraz da sarımsak tozu.

Hiç bişi konmaz temel olarak, hamburger köftesinin özelliği hiçbir şeysiz olması. Burgeri malzemeler tatlandırır. Tabii sonraki denemelerde içine mozarella gömenden közlenmiş patlıcan ekleyene kadar sınırsız seçenek var. Tabii cheddar her zaman başı çeker. Etin lezzetli olması, kendi başına keyif vermesi önemli. O yüzden kasap, yağ oranı, et yöresi falan değiştirip deneyebilirsiniz. Tek çekim tabii.

hamburger köftesi yoğurulmaz sadece şekil verilir. köfte şekli verip üzerine tuz karabiber atacaksınız sadece. sakın yoğurmayın sululuğu gider. kaliteli kıyma almak lazım. daha döş eti idealdir.

Köfte bir yemek türüdür. Asıl hamburger etinde et+tuz isteğe bağlı karabiber dışında bir şey olmaz ve yoğurulmaz. smash ya da şekil verebileceğiniz bir şey varsa onla pişirirsiniz.
Amaaan kültürler umrumda değil derseniz tabi ki köfte gibi yapıp ekmek arası yiyebilirsiniz kimse sizi tutamaz :D
Karamelize soğan ve cheddar yeterli bence.

Bir miktar pekmez katmanı öneririm

Normalde yukarıdaki arkadaşların dediği gibidir ama bence Türkiye'de ulaşabildiğimiz ortalama etlerin bi tadı yok, e mangalda da yapamıyoruz. Bişeye benzemiyor sonuç olarak bence. O yüzden biz şöyle yapıyoruz:
Yarım kilo orta yağlı kıymaya 1 tatlı kaşığı pekmez, bir tatlı kaşığı hardal, tuz, karabiber. Çok yoğurmadan karıştırıyoruz şöyle bir. Bir ileri nokta olarak soğanı püre yapıp suyunu sıkıp onun suyunu koyabilirsiniz.

kıyma + worchester sos

bu kadar.

Ketçap.

Burger köftesi diye bir şey yok. İri çekilmiş ete şekil verip pişecek yüzeyine tuz ve/veya karabiberle pisirirsin. Bu kadar. Eti yogurursan o burger lise kantini burgerine döner. Aradığın tatları sosuna koy.

etin kaliteli ve yeterince yağlı değilse, ince çekilmişse yukarıdaki içine bişey koymadan yoğurmadan yapma şekli istediğin sonucu vermez. etin sululuğunu ve lezzetini sağlamanın en iyi yoludur ama dediğim gibi, et kaliteli ve yağlı olacak.
şunu izledin mi bilmiyorum o bir sürü video içinde ama bir bak
www.youtube.com

Biraz kimyon, eti her zaman için başka bir noktaya taşır. Çok değil, bir kere dene istersen.

Adler- Aşağılık kompleksi

Bir gün kaldığım yurtta kimsenin yenemediği bir adamı tavlada yenmiştim ve benimle bir daha konuşmamıştı. Halbuki aramız iyiydi yenene kadar. Hiç anlam verememiştim ama var böyle bir şey evet.

Asagilik kompleksine ek olarak; eger yenilen kisi erkek, yenen kisi kadin ise kadinlari kucuk gorme de olabilir. Bir erkek kendisini yenince benzer sekilde mi tepki veriyor bakmak lazim.

Çirkefleşmek değil ama aşırı moral bozukluğu mesela. Ya da atıyorum yemeğine oynadınız diyelim, kazanan tarafın bunun üzerine geyik bile yapamıyor olması. Oo ne yiyoruz akşama vs yani... Teşebbüs dahi etmiyorum çünkü karşımda bi mahkeme duvarı var sanki.
Bunun nedenlerini iyice anlayıp düzeltmek için ne gerekiyorsa onu yaptırmak istiyorum.
Ben kadın kişisiyim.

Yani kimse sevmez yenilgiyi ama herkese olduğun gibi de olmazsın ya...
Ben mesela çevreme bozuk olurum belki ama sevgili, aile vs bunlar farklı olması gerekir diye düşünüyorum ama karşımdaki insan istisnasız herkese karşı böyle olduğunu ama bana karşı ancak biraz daha hafifletebileceğini söylüyor.

Belli ki bunlara takılan bi insansın. Bence yorulmana değmez. Uzar gider bu.

Haklı olduğunu düşünüyorum, takık olmakla alakası yok. Bazı insanlar takılı kalıyor birilerine ve bu sürüp gidiyor hep. O kız her zaman sorun olacak aranızda, çağırsa ona döner mi diye düşüneceksin hep ki kız barışmak istese bence yine şans verir ona seninki. Yol yakınken deli divane aşık olmadıysan bırak bu insanı bence. Hayatını zorlaştırmaya ve kendini yıpratmaya değmez.

Rahatsız edici seyler bence kafadan tamamen silmeden sana gelmesin ayril yoksa seni birakacak

Fransa 3 günde veriyor. İspanyanın da çok farklı olacağını sanmıyorum.

Geçen hafta idata’dan yaptım çarşamba sabah italya’ya yaptım, perşembe öğlen 3 de gelin alın mesajı geldi. 21inde uçuşum

Hayli hayli yetişir bence

Yetişir. Umarım olumlu sonuçlanır.

12 seansına 350 lira ödedim en son, bayraklıda bir yerdi. izmirde bulduğum en uygun fiyattı zaten devam etmek istesem bu fiyata alamazdım. şu an minimum saati 50-60 lira gibi olan yerler görüyorum, onlar da paket halinde alınırsa.

Izmiri bilmiyorum. Ist icin iyi yerler 10 derslik paket nakit fiyatta 1000-1500 arasi.

İstanbul 10 ders birebir 1000 lira verdim

evet çok akıl işi değil. hazır yemek değil de; kiloyla mantı, börek, turşu, meze... daha mantıklı olur.

pardon diyerek başlayayım,
acaba cafe işleten kişi hesap kitap bilmiyor mu? ekmeğin, kaşarın vs fiyatı belli kalitesi belli tost ihtiyacı olan kişi veya her gün tost yiyecek kişi (mesela ben) gider kaliteli bir makine alır 3-4dk'da tostunu yapar çantasına atar yada yer.

şimdi cafe sahibi ya daha ucuza alacak ya da çok inanılmaz bir lezzete ulaşacak. daha ucuza alması için kalitesiz malzeme kullanması lazım. inanılmaz lezzette (pahalı baharat vs) zor olsa bile pahalı. kaldı ki yemeksepetine vereceği para da var.

bizim bir büfeci abi vardı bir soğuk sandwich yapardı böyle uzun yola gideceğimiz zaman falan 15-20 tane depolayıp giderdik. ucuzdu da. içini açıyorsun işte zeytin, mayonez falan filan ama acayip bir lezzet. her işin bir profesyoneli bir püf noktası bir kilit taşı var. onu bulmak lazım. yoksa maalesef. standart işler ile standart paralar bile kazanılammıyor.

Sadece yemeksepetinden iş yapan yerler olduğunu biliyorum, yani öyleki dükkan olsa dahi dükkanda masa falan olmuyor her şeyi paket servise endeksli, öyle ki telefonla sipariş bile yok kimisinde, yani uygulanabilir bir şey.

Ama semt pazar potansiyeli önemli, tost dediğiniz şeyi düz uno tost ekmeğine yapacaksa anlamı yok, bazlama tost gibi şeyler yapmalı, çeşit sunmalı, yani o tost insana geçiştirmelik bir yiyecek değil, kahvaltı - öğle yemeği gibi görünmeli. Patates kızartması da sunulmalı bence. İsmi de yöresel bir şey olabilir.

hee yemeksepetine girmek öyle kolaydı zaten =D boşver hiç canını sıkma. o iş olmaz zaten. annenin suyunu git öp sev nasılsa olmayacak..

"kim tost söyler ki?" bakış açısını girişimci ruhlu biri olarak yanlış buluyorum.
birçok kişi tost söylediği gibi, yemeksepeti'nde tostçular da var.
mesele kim tost söyler ki diye düşünmek değil, herkesin yiyebileceği bir tost yapmak ya da tost yemeyecek adama da tost yedirebilmek.

kaldı ki, marmaris büfe ve türevleri tamamen iki parmak ekmek ve içinde yok sayılacak kadar malzemeyle tost, hazır nugget, uno (muhtemelen markası farklıdır da, şekil olarak marketlerde satılanlardan demek istedim) sandviç ekmeğinin arasına salam kaşarla iş yapan yerler.
ama her yerdeler, demek ki o iğrenç tostları, marketlerde satılan hazır nuggetları/sosisleri ve sandviçleri birileri evde yapmak yerine oradan yiyor.

işletmeden anlamıyorsa o ayrı bir şey.
ama şansını, imkanlarını zorlayarak bir şeyler yapabilen insanlar da var.
bence kendine göre değişik tarifler, farklılıklar bulur ve lezzetli olursa yemeksepeti üzerinden de doğru kampanyalar yaparsa belki bir şansı olabilir.
evden bunu yapmak zor tabii, yani siparişle ertesi güne falan hazırlasa tamam da, anı anına servis yapmak için yine de bir sistem lazım.
üç buçuk yılda bir şekilde kendini döndüremediyse bir şeyleri değiştirmeli en azından, ama mesele tost değil yani onu demek istedim.

Ev yemekleri yapip tencereyle siparis alsin instagram'dan. Bekarlar epeyce talep gosteriyor bu ise.

tost sipariş edilebilir bu arada. Ben ediyorum arada canım tost çekiyor evde tost malzemesi olmuyor sipariş edip yiyorum.

ama tabi lokasyon önemli. Özellikle beyaz yaka sabahları sipariş edebilir ya da öğrenciler sipariş edebilir bence.

ama yine de kendini çevirecek kadar kazanamayabilir gibi geliyor. Belki başka bir cafe/restorana bağlı olarak siparişleri alıp hazırlayabilir.

ya da yemeksepetinden ziyade getir ya da glovo ile çalışabilir kurye olayını çözmek için. Tabi bu durumda bu uygulamalar yemeksepetinden az kullanıldığı için siparişte düşer.

Şimdi yemekçiler bilirler detaylarını, fakat bence evden yapamamalısınız. Ne kadar anneniz titiz, eviniz temiz olsa bile, ev sonuçta. Bir denetime, düzenlemeye tabi olmayacak ve ben öyle yerden sipariş vermek istemezdim açıkçası. Mesela anneniz gün içinde yemek yapar afiyetle yeriz, çok dikakt etmeyiz ama işin içine üretim girince değişiyor.

saçma bir iş modeli ama tost olduğu için değil. yeni nesil hipster tostçular var, iş de yapıyorlar. hatta birinin sahibi arkadaşımın arkadaşı. düzgün bir markayla tost da satılabilir. ama anne kafasıyla, hele hele evden yapılacak iş değil.

anneni kiloyla mantı, yaprak sarma, kek kurabiye vs. işlerine yönlendir.

yemek sepetiyle hiç uğraşmayın..
annenin yemekleri güzelse her gün farklı ev yemekleri yapsın..
tabldot şeklinde plastik kaplara 2 farklı yemek koyuyorsun..
işten eve gelen bi dünya bekar insan için büyük kolaylık oluyor bu yöntem..
müşteri bulmak için de yaşadığınız semtte duvarlara afiş asın..
mesela izmir'de yaşayan bekar bi arkadaşım var..
her akşam tabldot ev yemeği alıyordu aynı semtteki bi kadından..
her akşam farklı bir şeyler yemek gibisi yok yani..
benim yaşadığım semtte yok, olsa alırdım yani..

oturduğum mahallede çarşı/işhanı benzeri biryerde bu tarz iş yapan biri var. cajun tavuk+patetes kızartması satıyor başka da birşey yok. tek göz ufak bir dükkan. yemeksepetine de üye olmuş. bir tane moto kuryesi var yakın yerlere de kendisi gidiyor. ne kadar karlıdır bilemem ama boş durduğunu görmedim en azından bir hareket var. özetle evden iş yapmak zor olabilir ama bu tarz ufak bir dükkan da iş görebilir. ayvalık,kumru cajun derken yuvarlanır gidersiniz işte

Yemeksepeti üyeliği anlaşması için tabelası olan bi işletmeye sahip olması gerekiyor kişinin. Yeni üye olduğumuz için biliyorum.

O is olur ya da olmaz ayri konu da, kim tost soyler ki diye bir sey yok. Kimse isyerinde tost makinasini acip oturup tost yapmiyor mesela, disaridan soyluyorlar boyle seyleri. Ugrasmak istemeyen disaridan soyler, evde bile olsa ugrasmayip disaridan soyleyen insan dolu. Sahsen ben dee ugrasmak istemedigimden evden siparis veriyorum bazen.
Isyerlerinin, ofislerin bol oldugu bir noktadaysaniz olabilir ama oyle duz tost ile olmaz, cesit bol olmali.

5 6 ay evvel yaptırmıştım.
1 ay dayanıyor ancak. 250 liraydı benim yaptırdığım yerde ama bi daha yaptırmadım. Çok da matah bi şey değil.

Kampanyayla 6 ay once 200 liraya yaptirdi arkadasim bayagi iyi oldu. 2 aya yakin dayandi. Ben de yaptiricam. Yag bazli temizleyiciyle kirpik ve goz makyaji temizlemiyodu asla. Kirpige zaten rimel de surmeye gerek kalmiyo haliyle. Guzel bi islem bence

emaille halini anlatip ucak biletini falan yollayabilirsin, ayni sekilde telefonla da zorlayabilirsin ama yanit almak konusunda cok umutlanma derim. Dunyanin en rezil proseduru bunlar zaten.

14 gunde vizeyi cikarirlar normalde, ucak biletin de icinde, ucak bileti tarihi gecmesin diye anlayisli oluyorlar, bir mail ile meram anlatilabilir. Ben bu arkadaslardan 1 gunde bir kez de 3 gunde vize almistim zamaninda. olmaz is degil.

Bls diye bir firmanin mail adresini buldum sitelerinden ve onlara halimi anlattim ama ise yarar mi bilemiyorum

Vize sirasinda ucak bileti istenmedi benden bende o telasla sadece istedikleri belgeleri verdim :/ bu arada maili bls diye bir firma var ona attim. Birde pasaportumu 22 sine kadar kullanmam gerektiginden pasaportumu vermedim elcilige, gorevli sureci yavaslatmaz dedi ama pasaportumu vermemis olmam sureci yavaslatir mi?

Akil edemedim ne yazik ki, baska bir oneriniz var mi

Alil edemedim dedigim hic arastirmadim

Direkt evrak toplamaya koyuldum, ogrenci olunca haliyle

Fransa erasmus için 1 haftada çıkmıştı vizem

Se derouler olarak kullanılmış.

nissan micra.

İlla otomatik olsun diyorsan bütçeyi arttırmak lazım. 65-70 civarı bulursun. Clio, corsa, i20, fiesta olabilir.

Çürüterek ilerleyelim.

Opel alma. Hem alman yani pahalı, üzebilir. Peugeot satın aldı zaten. Ayrıca 2.el alırsın ancak bu fiyata yorulmuş olur, alma.

Clio bulabilirsin sıfır 70k TL'ye. Corsa Opel'in Opel alma. i20 hyundai olabilitesi var ama onu alana değin clio alırdım, ikinci elde daha hızlı. fiesta ford'un. bakım vs araştırarak al derim ama gerek yok. zaten bunlar 70k bandında bütçenin üzerinde.

nissan micra, güzel araç. opel sahibi biri bile bana bunu önermişti. gidip 35'e falan da almaya kalkma. model yılı olarak sıralayıp, en pahalısını al. yorulmamış olanını ve düşük km'liyi. üzdüğünü söyleyeni hatırlamıyorum.

ama en iyisi ne yap? kronik sorunlara bakarak al.

Biraz eski model toyotalara bakabilirsin, yaris falan.
Uzmez, basini agritmaz. Toyota kullananlaea konus, ona gore ver kararini.

Fiesta da uygun sana. Estetik olarak da guzel araba.

otomatik o fiyatlara en sağlam japon arabalarıdır. temizini bulmak zordur. yaris size olur.

Benden sana şöyle bir tavsiye; 70 bin liraya sıfır otomatik Clio alabileceğini iddia edenlerden tavsiye alma.

50 bin liraya ben de otomatik önermiyorum. Çok masrafı olur. Ya 70 bin civarına çıkıp otomatik Polo Fiesta falan bak ya da 50 bine bunların manuelini al.

Suzuki swift'i bi araştırın.

hyundai getz ya da i10'lara bi bakın

50bine otomatik araba alinmaz diye bir sey yok, alinir. Abartmaya gerek yok. Araba alirken cok korkuturlar boyle insani.
45-50bine otomatik alip sorunsuz binen yuzbincerce insan var.
Sanzimaninim sikintisiyla nam salmis bir model alma yeter. Yukarida dedigim gibi Toyota kafani agritmaz.

Arabayi alana kadar cok duyacaksin böyle seyleri, bazi seyleri abartir bizim millet. 50bine gicir gicir bir otomatik araba alamazsin belki ama isini gorecek ve basini agritmayacak araba alirsin gayet.

Daha önce de yazılmış ama, toyota yaris. Temiz kullanılmış bulursanız yıllarca başınızı ağrıtmaz.

Teşekkür ederim. Bütçenin üstüne çıkmam şu an için mümkün değil ve ilk arabam olacağı için çok da pahalıya kaçmak istemiyorum açıkçası.
Tavsiyelerinizi inceleyeceğim

Semtlerin pazar günlerinde erken saatte gidip oradaki görevliye boş yer olup olmadığını soracaksınız.
Fiyatı tahta başına göre değişir.
Örneğin ataşehirde 60 liraya kiralayabilirsiniz. Tabi tahta parası ekstra. 10 lira mesela.
Sabah 6 7 gibi gidip öğrenebilirsiniz

peki bu işlerin raconu nedir? çakalların arasında kalmayım. Bir kaç tüyo verin lütfen

Cakallıgı falan yok. İşporta degil ki bu. Sadece pazarda iyi nokta var kötü nokta var. Yalnız tekstile bulaşmadan iyiydi asıl çakallık orda. İlla bulaşacaksan iyi kalite tek eşofman altı sat. Pazarda 20 yıllık tekstilciler bile para kazanmıyor suan. Birine beddua edecek olsam tekstilci ol derim.

peki bir ticaret odasına vs kayıt olmak gerekmiyor değil mi? sadece sabahtan kira parasını versek yeter. şirket mirket değiliz. bu arada tahta parası konusunda 2 metrekarelik bir stand ne kadara kiralanır mesela?

sahibinden.com'da denk gelmiştim kiralık pazar yerleri ilanlarına. biraz araştırın ücretleri vs konusunda hem fikir sahibi olursunuz hem de kiralayan adama yasal mevzuları sorarsınız.

Pazarda kayıtlı adam sayısı yüzde 10 dur.2 metrekare diye bir mantık yok. Gidersin sabah yedide pazara göre yer gösterirler kirayı söylerler. Nasıl ki denize atlamadan yüzme öğrenilmez pazara gitmeden bu soruların hepsi boş. Doğru malı bulursan ki tekstilde çok zor cok para kazanırsın.

pazar yerleri ilçe belediyelerde (hatta encümenlik,zabıta da olabilir) oraya gitmen lazım.işgal bedelleri değişir pazar yeri,cadde,sokak.gerekirse şahıs firması kurarsın sonuçta mükellef olman icap edecek.detaylar orda.

Deer hunter'ın dediği gibi direk pazara gitmelisin. Herkesin az cok yeri bellidir. Bos yerlere erken gelen isgaliyesini oder durur. Ya da 10metre yeri olan adama dersin 2 metreden ne kazaniyorsa biraz altini verir sen durursun. 3/4 kez gittikten sonra herseye hakim olursun zaten. Kolay gelsin

kullanabilirsiniz.
önemli olan hayvanın çantada ve toplu taşıma gürültüsünde strese girmemesi.

Neyse ki pek sevdi çantasını. Teşekkür ederim

rica ederim.

bir de, yolculuk sırasında ne çok fazla su içirin, ne susuz bırakın.
normalden daha çok susayabilir çanta içinde.
ama çok su içirirseniz ve toplu taşıma sallantısına alışık değilse kusabilir de.
yani 1-2 saatlik yolunuz olacaksa 1-2 kere çok fazla olmamak kaydıyla su içirmeniz iyi olabilir, onu ihmal etmeyin.

www.iett.istanbul

Araçlarda aşağıdaki kriterlere uyan hayvanlar ile yolculuk yapmak mümkündür:

Görme engellilere refakat eden kılavuz köpekler,

Kafeste taşınmak koşulu ile küçük kafes hayvanları.

Herhangi bir şekilde serbest kaldığında diğer yolculara zarar verebilecek yırtıcı, zehirli hayvanlar, sürüngen türleri ve av hayvanı olarak kullanılabilecek kuş türleri bu kapsam dışında kalmaktadır ve sisteme kabul edilmemektedir.

Kafese sığmayacak büyüklükteki köpekler ile yolculuk edilememektedir.

Boyun tasması olması ve kucakta taşınması şartıyla süs köpekleri kabul edilmektedir (Araç içerisindeki yoğunluğa göre şoför personel kafesle yolculuk edilmesini talep edebilir)

Çok teşekkür ederim. Gayet açıklayıcı oldu

300bin ile bir çok iş yapılır.
gidip galerici olamazsın ama olmada.

bildiğiniz iş diyorum.
gerekiyorsa işten anlayan birini bulup ortaklık ya da tok bir maaş verilir ama uzun vadede kuyuda kazabilir o kişi güvenilir değilse.

çiğkofte, lokmacıdan sonraki trend i yazıyorum. eğer parayı vurmak istiyorsan butik hamburgerci açabilirsin 1-2 yıl içinde patlayacak ve 2-3 yıl trend olduktan sonra bitecek. Başlangıçta yakalarsan parayı vurursun.

butik hamburgerciler patlayınca paudi yazmıştı dersin seneye.

araba alım satım. 150 bine iki araba al 2 ay sonra üstüne 15 bin koy sat. böyle ülke insanına böyle muamele.

Trendle iş yapmayın. 300 bin harika bir sermaye. Şu fırsat ortamında 20-30 farklı ise yatirilabilir.

Oncelikle bir limited sirket kur.sonra 4 veya 5 demirbasli kiralik laboratuvar. Minimum 300 metrekare olmali. Demirbaslari satin alacaksin ama. Yatay akisli hava sterilizasyon kabini vs. gibi cihazlar olacak. Sonra tarim bakaligindan tohumcu sertifikasi al. Doku kulturuyle islah ve cesit gelistirmek icin kurdun laboratuvarı. Daha sonra bakanligini acmis oldugu destek projelri var 1 ve 2 seviye olmak uzere. 2.seviye destek programina basvuracaksin. Yeni bir cesit islahi icin.Maksimum 3.000.000 tl destek alabiliyorsun. Sayfalarca raporlamalar vs. 2yil surecek projeyi baslatiyorsun. Proje sonunda basariya ulasirsa patenti alinmis bir tohum olur elinde. Ve final ömür boyu zenginlik,bilim dunyasinda isim ve ismini senin belirledigin bir cesit. Proje detaylari icin cekinmeden mesaj atabilirsin

yazilim sirketime yatirim yap. hollanda'ya acilmayi planliyorum ekibimle. Orada partner'im var. 6 ayda geri alirsin parani sonrasinda hissen kadar kar payi veririm.

Trend islerden kesinlikle ama kesinlikle uzak dur.
Cigkofte, Butik burger, lokma vs.
Yuzlercesi zararina satiyor gir sahibindene devren ilanlarina bak.

Bitcoin alip bekleyebilirsin. Suan tam zamani. Uretim miktari yariya dusecek. Zaten geriye de fazla bi uretim kalmicak. Yakasik 3 yil parabolikl artis trendi izler. Altcoinlere , icolara borsalara hic bulasma. 40-50k usd asinca cikarsin. Cikmayi da bilmen onemli. Sonra gene sert bir tokatlama dalgasi izler.(%70-82civari duzeltme) 10 yilda 4 kez yapmis. Artik tam 1 bitcoin almak imkansiz olacak zaten. Dedelerimizin o tarla uc kurusken almadik dedigi sey bizim nesilde bitcoin olacak. Torunuza birakacaginiz en iyi miras olur. Ama yukarda saysiklarima uyman onemli altcoinler, icolar, borsalar vs. aklini cezbedecektir. Atacaksin cold walleti da bekleyecej oyle. Bu sayede hacklenme korkunda olmaz.

endüstri ürünleri satan hırdavat dükkanı.
ofislerin olduğu bölgeye kırtasiye dükkanı.

butik hamburgecinin patlamasi mi kaldi. patladi ve kendini yok etti. adim basi hamburgerci var istanbulda ve patir patir kapatiyolar.

Hocam ergenlerin aklıyla iş yapma. Lokmacı hamburgerci vs iş değil. Ne yapicam o zaman deme anlatsam da ikna olmazsın çünkü işte goruyorsun insanların algısı zaten çoktan batmış işlerin para kazandırdığı yönünde. Kimsenin onyargisini kıracak hevesim yok. Sadece şunu söyleyeyim para kazanılacak işler her gün yurudugun sokakta gözünün onunde ama senin ilgi alanına girmediği için hiç dönüp bakmıyorsun..bugün şehrinin caddelerini başka bir gözle gez.

@paudi aynen butik hamburgerçiler revaçta katılıyorum.
Hatta şey moda oldu. Kasap - Steak - Burger

Halısaha. Kesinlikle.

kendine yatırım yap. ciddiyim. az bir para değil 300 bin. ilk etapta gidip bir sene dil öğrenin yurtdışında. ondan sonra da ilgi alanınıza göre yazılım, işletme, import/export vs gibi bir kursa gidin yurtdışında. sonra memlekete dönüp ister kendi işinizi kurun ister firmalarda iş kovalayın.

Almanca rusça ingilizce biliyorum. İngilizce anadilim gibi. Diğerleri yeter düzeyde. Çalışıyorum zaten. Bir de kendi işim olsun yanında diyorum.

en tehlikesizi ve ucuzu uyumak. diğer bir alternatif ise yorgunluktan geberene kadar yürümek

Uyku mümkün değil pek, takviyelerle bile başarılı olunamıyor.
Bakalım deneyeyim onu

çok (ama gerçekten çok) sevdiğimiz ama her zaman bulup yiyemediğimiz orgazmik bir yiyeceği yiyoruz, benim önerim gerçek antep katmeri.

sahilde oturup hiçbir şey yapmadan mal mal boşluğa bakıyoruz.

kafaya takılan spesifik konu/konular varsa düşünmemek için fiziksel ağır iş yapıyoruz, çok yorulmuş olduğumuz için erkenden sızıyoruz.

Bir doğa yürüyüşü buluyoruz, o gruba katılıp yürüyoruz.

Yorgunluktan geberene kadar yürümek +1milyon
Her seferinde işe yarıyor. Bazen sakin yerlerde, bazen ise kalabalık caddelerde insanların üstüne üstüne geldiği yerlerde nefes nefese kalana dek yürümek, kesinlikle müthiş. Durup biyerde kahve içebilirsin çok yorulunca. Üstelik eve döndüğünde aşırı yorgun olacağın için uyumanı da kolaylaştırır. Ama o yorgunluğu eve geldikten sonra hiçbir şeyle bölmemen lazım(tel konuşması, tv, sosyal medya-internet sörfü vs. )
Direkt uyu.

Beynin içindeki sesler hiiiç durmuyor sağ olsunlar :)
Dediklerinizi tek tek uygulayacağım şimdi :)

Hiçbir şey işe yaramıyor, yürümek az biraz belki. Konuş, yorulana kadar, tüm dertlerini defalarca anlat, geçmiyor ama işte biraz rahatlıyorsun. Kendimden biliyorum.

Önce dibe, en dibe, daha da dibe vuruyoruz. Zemine ulaşınca, inecek daha da dip kalmayınca bir müddet inziva, güç toplamaca, sonra tekrar başlıyoruz tirmanmaya.

Beynin içindeki sesler hiç susmuyorsa, meditasyonu dene..ilk denemelerde tam konsantre olamayabilirsin ama zamanla alışırsın mutlaka

Bunu etmesek başka neyi sorun edeceğiz ki asdfghhj

ek: Yahu bu "baskıcı" özgürlükçüleri ne yapacağız bilmiyorum. Sorulan şey senin için sorun edilecek bir durum değildir, buraya kadar sorun yok. E ne demeye gelip de bana niye şöyle yapmayın, böyle yapın diye öğüt veriyorsun? Biz geçmişi olmasın mı demişiz? Adı üstünde geçmiş, geçmişte kalır biter. Aynısı benim için de geçerli. Yeni biriyle birlikteyim hatta evlendim çoluğa çocuğa karıştım diyelim. Fi tarihinde birlikte olduğum insan, onun kaynı, görümcesi beni niye görsün ve dahi ben onu niye göreyim? Bir zorunluluk yok elbette fakat her insanın karakteri ve her ilişkinin dinamiği farklıdır. Ahkam kesmeye gerek yok.

Bu ülkede erkek-kadın farketmeksizin insanların %90'ı kötüdür. Çok iyidir, çok harika insandır dediğiniz ex-manitalarınız, fuckbuddy'leriniz, X teyzeleriniz/amcalarınız, Y abileriniz/ablalarınız instada fotoğraflarınız like'larken arkanızdan neler neler söyler aklınız almaz.

eksiup.com

hayır

Tabii ki rahatsız olmam ve sorun etmem.

Sevgilim böyle bir şey istese olsa saçmalama derdim. İnsanlar sizinle sevgili olunca ayrı bir insan hesabı açıp bişeyleri sıfırlamak zorunda değil. İnsanları oldukları haliyle kabul etmiyorsanız onları değiştirmeye çalışmayın. İşinize gelmiyorsa geçmişi olmayan birilerini bulmak üzere yola devam edin.

Evet kesinlikle sorun ederdim.
Geçmişinde olan şeyler beni ilgilendirmez ama o geçmişi geleceğe taşımadığı takdirde.

Dükkanın ismi ne?

Onu netleştirmedim henüz.
Makarna box olarak düşünebiliriz.

Dükkan ismi: Makarona.
slogan: herkes hayran ona;
ya da herkes bayılıyor ona

içerik, konsept, lokasyon ve hedef kitle gibi değişkenler bilinmeden sağlıklı bi destek yapılamaz bence.

slogan gereksiz bence sağlam isim/konsept bulun.
o kadar yerden yemek söylemişliğim var sloganı olanlar genelde boş atan tutanlar. gülüp geçiyoruz.

- mutlu buğdayların tadı
- bir tabak yetmez
- hem soslu hem hesaplı
- annemizin bir bildiği var

Kendinize makarna yiyin

Bu makarna güle oynaya girer her karna.

slof-gan bence hiç önemli değil, marka ismi, logo ve kurumsallık daha önemli

sparna
spagarna

Giyilmez.

tabii ki giyilir. bunu giymeyeceksin de ne giyeceksin kınada.

eğer giymeye karar verirsen, kına yerinin adresini iletir misin.

Boy kilo da onemli ama fizigim uygun olsa bile bunu tercih etmezdim sanirim. Bu kinadan ziyada after party elbisesi gibi

Giyilir. Oynarken fırfırları sallanır güzel olur :)

Giyilir. Çok tatlıymış

giyilir beğendim

bazıları kına gecesinde düğüne katılamıycaklar için gelinliğini giyip çıkıyor bir süre veya kına merasimi bittikten sonra bindallı falan giydiyse onu çıkartıp beyaz bir elbiseyle oynamaya devam ediyor. kısacası ortada bir gelin varken başkasına beyaz giymek düşmez diyeceğim. giyilmez.
elbise çok hoş, başka rengini alın :)

giyilir

Bence bu düğünde de giyilir. Link atarsanız ben de bakayım, haftalardır doğru düzgün bir elbise bulamadım da. :)

Beyaz elbise dügünde giyilmez ama kinada giyilir.

mini tatil güzel fikir

bence çıtayı çok yükseltmeyin :)
güzel şık bir sweatshirt yanında güzel bir matara hem kullanışlı olur hem de sık sık sizi hatırlatır.

yok illa değişik bir şey yapacaksanız da, butik bir otelde bir gece konaklama, öncesinde oda servisi ya da otelin restoranında ayarlayacağınız bir pasta unutulmaz bir doğum günü olacaktır. kampanya sitelerine bakabilirsin.

çıtayı yükseltme +1

giriş seviyesi olta takımı
kaliteli bir termos
şık bir spor çantası
kamp çadırı

"Sporla uğraşan, yemek yemeyi seven, arkadaşlarına düşkün birisi" olarak bunlardan birisi bana hediye edilse sevinirdim.

maddi durumun iyiyse citayi yukseltmenin bir sikintisi yok.
istanbul'da ikamet ediyorsaniz MSA'dan 2 kisilik workshop alip birlikte yemek pisirebilirsiniz.
Hem yeni bi deneyimi insan kolay kolay unutmaz, hem de yukarida arkadaslarin saydiklari seyleri zaten kendisi satin alabilir

Çok teşekkür ederim. Şu workshop işi daha bi aklıma yattı :)

mini tatil
biz hep oyle yapiyoruz. hem dinlence hem eglence.

Dolap, modacruz gibi yerlerde satabilirsiniz.

nedir marka model?

Sen bir fiyat belirle ondan sonra ölücüler üşüşür zaten. Ona göre makul bir fiyat verene sat gitsin. Parfümd sahte çıkma olasılığımolduğumiçin pek rağbet olmuyor ne yazıkki

Orjinallik adına seri no ve fatura bilgisi paylaşabilirim diye dert etmiyordum bu sahte mi acaba düşüncesini.

Dolce & Gabbana The only one yeni gelmiş Türkiye’ye ama benim kullanabileceğim tarzda değil ne yazık ki. O uygulamalara koydum ama kafamdaki fiyatın çok altında teklifler geliyor

Ambalaji acilmis kimse almaz fiyati yuksek tutarsan, zaten pek rare bir koku degil. Sorry.

piyasa fiyatı 900 tl değil. 450 tl Dolce & Gabbana The only one 100ml

350 ve üzeri tekliflere satın.

Mağazada 900 lira olan şeye sırf şeffaf ambalajı açık olduğundan 500 demek çok olmasa gerek...
En kötü ihtimalle bi ambalajcıda yaptırmak lazım dışını :)

Benim bahsettiğim yeni gelen the only one. Kırmızı olan.

381 lira.

urun.n11.com

250 liraya satarsın diyorum.

www.morhipo.com

569 tl

www.beymen.com

Zaten elimde faturası mevcut, soru da ne kadar olduğu değil ki...

Fiyat konusunda da yardım istediğiniz için arkadaşlar o konuyu netleştirmek istemişler.

Letgo yu denediniz mi

Satacaksanız da fazla zaman geçirmeyin. Bunu zaten bilen alır. Taze değil diye alıcılar kaçar.

ataturk yada sabiha gokcen havalimani yakinlarindaki yerlere arabanizla gidin. yol kenarinda yavaslayip, kaldirimda yuruyen insanlara laf atin parfum ihtiyaclari var mi diye. havalimaninda calistiginizi ve parfumu o yuzden ucuza aldiginizi soylemeyi unutmayin.

www.ataturkairport.com

Resmi mi bilmiyorum

Ben de yrn istanbula donucem veya donebilecek miyim

Kesin midir nerden ogrendiniz

Cnnde önce 20.00 dendi, ancak sonra 08.00 diye düzeltildi. Şu anda çağrılarınıza cevap bulamamanız normal. Rötar olması kaçınılmaz.

Bircok kanal aksam 8'e kadar kapali diyor. Zaten acilsa bile yigilmadan dolayi cok fazla rotar olur. Iptal bile cok fazla olacak. Hazirlikli olun.

Benim yarın 11.45te uçuşum vardı zurih'e. 25 dakika beklemeden sonra thy'na ulaştım. %99 iptal olacak uçuş deyip bir sonraki güne ücretsiz değişim yaptılar.

Arayın; er geç cevap veriyorlar.

akşam saatlerine kadar kesin uçuş olmayacak diyor ntv ama net bir saat vermedi.

sabah 5'e kadar uzatıldı.

Of her sey karmakarisik

Simdilik en guncel bilgi binali'den; 'havaalani ucuslara acildi, normale dondu' dedi ama nasil olabilir bilemedim...

Sabah ucus saatinizde kalkin ve kontrol edin,

Patlamadan sonra arada kalkan tek ucaktaydim.bir kac ucaginda inmesine musade ettiler.biz kalktiktan sonra yeniden kapandi alan.airporthaber guncelliyor surekli oradanda bakabilirsiniz.

Havalimani tam bir kaos, orada olan kisiler olarak bile bilgi alacak muhatap bulamadik.

Birine ulasirsaniz sanslisiniz.

Bir duyuru actim bakarsiniz

Ben de organizasyonu üstlenmek için kaymaktutmayan'a mesaj atmıştım ama sen önce davranmışsın. :) Buradan bir arkadaşın da önerisiyle Rock'n rolla'da yapalım dedim. Hem fiyatlar uçuk değil, hem de ortam hoş. Ama ramazan dolayısıyla içki istemeyen olursa alkolsüz bir yer de olabilir. Dilersen ikimiz sırt sırta verip ilgilenelim, dilersen sen ilgilen, fark etmez. Organizatörlüğü severim. :)

Yirmi santim: Tamamdır, birlikte ustlenelim. Mesaj atıyorum.

Bizden pas maalesef, iyi eğlenceler size.

Yirmisantim yaparda gidilmez mi :)

şimdi 18inde iki zirve mi olacak? yoksa 18i ve 25inde iki ayrı zirve mi olacak? yoksa aslında tüm çaba 18indeki zirve için mi? kafamda deli sorular.

Tüm caba 18indeki zirve için :)

Tek zirve :) 18'indekinin iptal olmamasına çalışıyoruz :)

Su an katılırim diyen 6, belki diyen 4, katılmam diyen 3 kişi var ankete gore. Diğeri kadar civcivli olmasa da büyük ihtimalle yaparız. Gelin :)

Yok henüz elemedik. Alkol olur, yemek de olur. İsteyenlere ayrı masa kurariz sigarasız, alkolsüz. O konuda çok easy going im. Ne istiyorsanız söyleyin.

Henüz elemedik değil, bence elemeyiz de. Tanımadığım insanlarla alkol + sigarasız muhabbet edemem ben. Alkol olur ama direkt alkol odaklı bi mekan olmaz. Kimse kimseden rahatsızlık duymaz. Günlük güneşlik, havadar bi yerde toplasiriz, kimse sesini duyurmak için bağırmak zorunda kalmaz.

biz de yokuz, toplanacaklara iyi eğlenceler :)

Mucize olmazsa biz de katılmayacağız gidenlere iyi eğlenceler

@kawaye: tamamdır, ben bunları teker teker arayıp bilgi alırım. Son tahlilde de başka bi anketler gidilecek yere birlikte karar veririz.

ahah sayı yarıya hatta dörtte birine düşecek galiba, rezervasyon problemi de ortadan kalkar öyle düşünelim bari :)

Evet dedim, I'm in.

Bi heves kırılması oldu, aynen. Kısmet artık. :)

Son durum şu şekil, merak eden varsa: hizliresim.com

bence iptal edin ve ramazan ayından sonra toplu bir şekilde tekrar ayarlayın bu zirveyi. biraz zorlama olacak ve tadı olmayacak gibi duruyor.
yine de siz bilirsiniz tabiki.
ki bence maksimum 5 kişi gelir diye düşünüyorum.

valla benim için farketmez. yapmayalım derseniz yapmayız. gelmek isteyen üç beş kişinin hevesi kursağında kalmasın diye atıldım ortaya. siz bilirsiniz yani.

kırmayın hevesinizi, hevesimizi.

neden vazgeçildi topluca anlamış değilim, zirve bu. ramazandan sonra da bir tane yapabilirsiniz. olur biter.

ramazan olması sebebiyle direkt bar olmasındansa daha kapsayıcı olması açısından cafe/bar olması tercih edilesi. böylelikle isteyen istediğini içer/yer.
o nedenle isis'in arka bahçesi diyorum. yer ayarlamak sıkıntı olabilir. bir telefon açmakta fayda var.

organizasyon değişikliği neydi?

aslında burada "kaymaktutmayansıcaksüt" katılamayacağını bildirmeseydi, çok daha iyi olacaktı. herkes katılırdı, o da o saatte gelemeyeceğini tanıdığı birine bildirip liderlik yapmasını isteseydi, bir sıkıntı yaşanmayacaktı. herkes geldikten sonra onun gelememesi ufak bir burukluk yaşatsa da gelip geçerdi.
olsun, arkadaş sorumluluk sahibimiymiş ki bildirdi adam akıllı bir şekilde. katılmak isteyenlere iyi eğlencelerrr..

organizasyon değişikliği söz konusu değil aslında. zirve başlığı açan ve yer ayarlamaya gönüllü arkadaş üstlenemeyeceğini dile getirmiş artık damdanakan ve yirmisantim ayarlamaya gönüllü oldu.

onun dışında zaten yer kesinleşmediği için yapılmış bir değişiklik de yok.

Arkadaşlar, kendimi tutuyorum sabahtan beri maksadını aşan bir söz söylememek için ama böyle sözlük, forum gibi interaktif ortamlarda zirve duzenlemenin belli bi algoritması vardır. Az çok herkes bilir. Yani bu zirveleri genelde o sitede tanınan ve çevresi olan, daha ziyade çoğunluğun benimsediği kullanıcılar tertip eder ve insanlar da aslında o insana güvenip plan yaparlar, katılım sağlarlar. Daha önce yapilan ve genis katılımın olduğu zirvelere baktığımda düzenleyenler yine böyle insanlardır. Aychovski, pandispanya vs. Diğerleri uç beş kişinin katıldığı butik zirve kategorisinde kalır.

Kaymaktutmayansicaksut te burada az çok çevresi olan, ismi geçen biri, dahası moderator. İnsanlar onun bünyesinde topladığı bu vasıflara da güvenerek "Tamam, biz de katılalım." dediler gönül rahatlığıyla. Bahsettiğim şahıs hicbi mazeret göstermeden kendisini denklemden çıkarınca da "Ee yapıyoruz, bulusmuyor muyuz? Bulusmayalim o zaman." oldu. Ben bu şahsın yaptığını doğru bulamadığımdan kendimi ortaya attım fakat benim burada o kadar sağlam bi network um yok. Seven var, sevmeyen hatta belki tekinsiz ve sevimsiz bulanlar var. Dolayısıyla bana güvenip bir günlerini bu etkinliğe ayırmak konusunda kararsız kalıyorlar.

Organizasyon işini modlardan ya da bahsettiğim ağır abi/ablalardan biri devralsa bu sıkıntı yaşanmazdi. Aslında kimsenin ruhu duymadan zirve böyle birine devredilip çok da güzel yapılırdı. Yalnızca kaymaktutmayan katılmadı, yakınındaki insanlar da onun gelmeyeceğini bilirdi zaten ama böyle bir geri çekilme yaşanmaz, insanların hevesi kırılmazdi. Bu zor, dusunulmeyecek, hesap edilemeyecek bir şey değil.

Şimdi, ben yukarıda bahsettiğim rahatsızlıklarımdan oturum bu zirveyi kimse katılmasa da yapacağım. Yani böyle basit bir işin bile belli insanların tekelinde yürütülmesi çok sinir bozucu. İsteyen istediği gibi "Pff tadı kaçtı, damdanakan kim, yirmi santim kim? Pff!! :/" desin, ben bu zirveyi yapacağım.

Saygılar, hurmetler.

damdanakan'a ben kefilim, vazgeçenler ne ayaksınız lan? tanımıyorum ama kefilim, yirmi'ye değilim. asddfklgj nicki kötü.

son durumda mekan + saat uyuyorsa ben de gelebilirim, geçenkine hiçbir türlü gitmeyecektim. nerde çokluk orda bokluk.

Ben hala katılıyorum :)

@damdanakan sen de canını sıkma, gelen gelir gelmeyen gelmez, bu kadar basit.Niye keyfini kaçırıyorsun :)

Keyfim yerinde, bu kankacılık muhabbetlerine kılım sadece. Ve saatlerdir bir suru mesaj aldım bu konuyla ilgili, açıklama gereği duydum.

Damdanakan, ben de şöyle müdahil olayım o zaman olaya; kızlar zirvelerinin ilkini ben, bir kısmını pandispanya ile ikimiz, denk gelemezsek yine ya o ya ben düzenledik. Pandispanya moderatör evet ama benim de bir taninmisligim yok duyuru'da. Kendi çapımda takılıyorum. Zirvelerin hiçbirinde 'aaa fraise biz seni tanımıyoruz ki, gelmeyelim' diyen olmadı. Bu zirvede de aynı şey geçerlidir diye düşünüyorum. 'Damdanakan'ı tanımıyoruz, o zaman gitmeyelim' diye bir durum yok.

Ortada kaymak'ı zan altında bırakacak bir durum olduğunu da düşünmüyorum, bazı sebeplerden ötürü iptal etmis; olabilir. Sen devraldiysan yaparsın. Yok, istemiyorum dersen iptal olur. Vs vs.

Zirveler eğlenmek için yapılıyor, gerginlik yaratılmak için değil. Umarım buluşup eğlenebilirsiniz ama kankacilik muhabbeti o bu diyerek kimseyi yargılamaya da hakkımız yok sanki.

evet damdanakanın açıklamasından sonra katılmaya karar verdim. adeta bir aydınlanma

teşekkürler duyuru teşekkürler damdanakan

@la noix: katılmaman beni mutlu etmişti halbuki. Sen bilirsin.

@fraise: Sen iyi niyetli bi insana benziyorsun. Umarım senin dediğin gibi işliyordur bu işler ama lakin maalesef öyle değil :)

Şarjım biriyor, tüm yaacağımı yazamayabilirim. pandispanya'nın da, benim de düzenlediğimiz buluşmalar modluğumuzdan öncedir. Hatta senin açtığın bir duyuruda "Çok fazla nefret mesajı alıyoruz, bu nedenle artık zirve düzenlemiyorum. Beni sevmeyen gelmek istemez, ortalık karışık" diye. Son kızlar zirvesini fraise bu yüzden düzenledi; fikri konuştuktan sonra "Biz söylemeyelim, gelmeyen olur. Başka biri açaın duyuruyu" demiştik ve o açtı sağ olsun. Bunu kaymak'ın açarkenki hali "Uzun zamandır açılmadı, bir açayım. Belki sorun olmaz. Başımıza bir iş gelmese" korkaklığındaydı. Bırakmadaki gerekçesini biliyorum ama şu an ortaya söylenecek bir şey değil. Ama inan ki geçerli bir şey.

Mod açısından bakıldığımızda, gelen mesajlara göre iki seçenek var: İlki nefret ediliyoruz. Şu süreçte, eskiden arkadaşımız olan insanları "Şunu neden şöle yaptın" nedeni ile kaybetmişliğimiz var. İkinci seçenek de, sevmeyenler sevenlerden daha çok mesaj gönderiyor ve bu yüzden biz kendimizi artık böyle görmeye başladık. Gerçek nasıl bilmiyorum ama duyurudan düzenli konuşup mesajlaştığım tek kişi kaymak kaldı. Belki daha az görüştüğüm bir iki kişi. (Onları da ben ihhmal ettim gerçi yoğunluk zamanımda) kaymakla da modluk olmasa bu kadar yakınlaşamazdık. "İnsanlar merak ediyor sizi. İfşa da etmediniz zaten, iyice merak sardı. Geldiğiniz buluşmaya gelmek istiyor"u anlarım, hatta bir kısmının sırf çemkirmek için geldiğini anlarım ama çevremiz çoku geçtim, yok olmasa keşke.

@ayco: güvenilirlik kısmını es geçmişsin, asıl sorun orada kitleniyor. Bir de çevresi çoktan kastım "Herkes çok seviyor" değil, bir bilindiklik, güvenilirlik, bi imaj.

Zaten tanınır derken de moderatorlugu kastetmedim. Her neyse, derdimi gayet acik ifade ettim. Bu ise "Yapacağınız işi..." hiddetiyle girdiğimi saklamiycam ama şu can sıkıcı stereotipler gerisini de getirmeme neden oldu. Benim derdim, nasıl bi tip olduğum ortada. Sorusu olanı mesaj kutuma beklerim.

Son durum: i.hizliresim.com

Gün boyu uçakta ve şehir dışında koşturuyordum dolayısıyla yeni geri dönüş yapabiliyorum. Soruyu hortlatmak da istemiyorum ama diğer yandan madem hakkımda bu kadar şey konuşulmuş benden habersiz benim de iki kelam etme hakkım doğmuş oluyor. Müsaade varsa başlayayım:

ZİRVEYE DAİR:
Zirve duyurusunun ilkini açarken tek düşüncem ''Yaz geldi, hazır günler de uzamışken insanlar belki toplanmak isterler, bir havayı koklayayım.'' idi ki o şekilde de ifade ettim. Sonrasında baktım ki insanlar hakikaten hevesli, ''A, tamam o zaman yapalım. Hem kullanıcılardan 'Ya kim bu kaymak allah aşkına cevabımı silip duruyor?!' diyenler gelir sinirini atar savaş baltalarını gömeriz veya orada millete seyirlik husumetimiz olur.'' dedim. Hem de eğlenceli bir ortam olur yeni arkadaşlıklar kurulmasına vesile olmuş olurum diye düşündüm. Eğer ki zirveye katılamama sebebim doğmamış olsaydı(ki ona da geleceğim) bu akşam kadıköy yapıp mekanlarla görüşecektim; zira telefonla hangi saatte geleceği, yemek yiyip alkol alacağı ve hangi saatte kalkacağı net olmayan, sayısı da en az 25 en fazla 40 arası değişen bir topluluğa rezervasyon alamadım açık havadan. Ben de içeri ile bitişik ama havadar olan yerlere, alkolsüz de olsa hepimizi ağırlayabilecek mekanlara bakacak en kötü moda'daki tuvaleti teyit edecektim. Olmadı.

Zirve kısmen netleşmiş, kısmen netleşmemiş durumdaydı; rezervasyon alamamak en büyük sıkıntıydı benim için çünkü gelecek insana ''Kusura bakma ben seni oturtacak yer bulamadım.'' diyemem. Neyse onlar mesele değil, diyeceğim şey en kötü ''arkadaşlar kusura bakmayın bu kadar kalabalık olacağımızı bilemedim ve mekan sıkıntısı çekiyorum. Moda sahile kaldık. Ne dersiniz?'' olurdu. O noktaya kadar da zaten kesinleşmiş bir zirve olmazdı. Her yeni öneride gelecek insan sayısındaki düşüşe hazırdım, ''moda çimlerdeyiz.'' dediğimde vazgeçen ama öncesinde geleceğini belirten insana ''Neden gelmiyorsun?'' diye çemkiremem, hakkım yok, uyar veya uymaz ona başım üstünedir. Aynı şekilde nickimden dolayı insanlar geliyordur, olabilir ama bir o kadarı da gelmiyordur, o da olabilir. Açıkçası benim insanların gözündeki güvenilirliğim fazla olsa da seni seven insan sayısının daha fazla olduğu kanaatindeyim ki ne güzel.
Neticede sürecin bir yerinde çoğunluk fire verseydi, fikri beğenmese idi zirve iptal olabilirdi de, o aşamaya gelemediğimiz için bilmiyorum. Olabilir çok normal, sayı düşer, sayı artar.

ESASA DAİR:
Takıldığım bu değil, takıldığım ve canımı sıkan şey cumartesi saat 4'te gerçekleşme ihtimali olan zirve için ''İptal oldu arkadaşlar, ben gelmiyorum dükkanı kapatıyoruz.''demediğim ve ''devralmak isteyen arkadaşlar olursa seve seve yardımcı olurum hatta lütfen zirve olsun.'' dediğim halde saçma sapan bir şekilde sanki onunla itham edilmem.

Damdanakan, teşekkür ederim zirve işini üstlenmişsin bu gerçekten fedakarlık aynı zamanda da şık bir hareket. Bunun için sonucu ne olursa olsun teşekkür ederim bu konuşmadan bağımsız olarak ancak buraya gelip de benim hakkımda, benim özelim hakkında hiçbir fikre sahip olmadan adımı bu şekilde kullanmana izin veremem, o kadar uzun boylu değil. ''Hiçbir mazeret göstermeden'' ne demektir?

Saldırmadan ve sakince yazmaya çalışıyorum, umarım başarabilirim ama önceki duyuruda hem cevap olarak, hem duyuru tepesine edit olarak ''buradan paylaşmak istemedigim kişisel birkaç sebep dolayısıyla zirvenin organizasyon kısmında yer alamayacağım artık'' yazmış mıyım? Yazmışım.

Yahu ne zaman bu kadar peşin hükümlü ve anlayışsız oldunuz insanlara ve onların hayatlarındaki beklenmeyenlere karşı? Ne yapmışım allah aşkına insanları cumartesi sabahı mı ortada bırakmışım? Çarşamba sabah 5'te yahu, 5'te (ki o da gelememe sebebim kesinleşir kesinleşmez) haberdar etmişim. 3 dolu gün ve cumartesinin yarım günü varmış. İnsanlar yoldan mı dönmüş, ellerinden ekmeklerini altlarından evlerini mi çekip almışım? Bu saldırganca tavrının sebebi nedir? Neyi biliyorsun da neyle itham ediyorsun beni? Ne kadar tanıyorsun? Kaç defa konuşmuşuz?

Birine ağzınızı doldurup saldırmadan önce neden düşünmüyorsunuz yahu bak kız özür dilemiş, sabah beşte yazmış, demek ki planda olmayan bir şey oldu. Kişisel de olduğunu ve buradan paylaşmak istemediğini söylemiş bir es vereyim aklıma düşene de öyle yazayım diye? Ne biliyorsun belki hastalandım, belki sevdiğim birini kaybettim, belki kötü bir haber aldım ve orada olmamın doğru olmadığı kanaatindeyim, belki şehir dışına gitmem gerek ve detay vermek istemiyorum, belki süper bir haber aldım ve nazar değsin istemiyorum? Bu kadar detayı kime ne için vereyim? Ne sebeple? ne siz bana verin bu kadar detayı ne ben size vereyim, benim de haddime değil sorgulamak, senin de!

El insaf be, bir dolu kullanıcısı olan, kiminin beni bizzat tanıdığı, bir çoğunun sövdüğü, bir kısmının açık şekilde hata yapmamı beklediği bir yerde, zirve duyurum 850 küsür kez görüntülenmişken ve en az 50 kişiye bildirim gidecekken benim kişisel meselem ile ilgili, daha ne kadar ayrıntıya girmem bekleniyor? Yazabildiğim, paylaşmak istediğim kadar paylaşmış, özelimi kendime saklamış, herkesten özrümü dilemişim. Kabul eden eder, etmeyen etmez başım üstünedir ama başınızı azıcık öne eğmeden mazeret göstermeden demeyin ayıptır.

NEDEN BAŞKASINA HABERSİZ DEVRETMEDİĞİM HAKKINDA:
Zirveyi ben açmıştım dolayısıyla geleceğim diyenlere karşı sorumluluğum vardı, gelememe durumunda (ben varım diye gelecek insanların olma ihtimalini de göz önüne alarak) haber vermek zorunda hissederim kendimi, kusura bakmayın bence usul budur, şık olan budur. Ben de bir zirveye oraya buraya giderken gelecek insanlara göre hareket ediyorum, sevmediğim insanlar varsa gitmeme, sevdiğim biri varsa gitme durumum olur dolayısıyla haberim olsun isterim. Ben kimseyi ''kaymak haber vermeden gelmedi selamı var.'' demek zorunda bırakamam.

AYRICA:
Hastalığıma rağmen devam edeceğim zirveye demişsin, tamam çok güzel eyvallah da, neden bana sanki ben zirveyi sana kitlemişim gibi davranıyorsun? Mesaj bile atmadın ''başkası gönüllü oldu mu olmadı mı bilmiyorum, devralıyorum ben'' diye, haydi onu geçtim bu durum biraz tavşan dağ olayına döndü. Dolu mesaj aldım sabahtan beri demişsin, bana tek bir mesaj atsa idin ve deseydin ki ya dolu mesaj alıyorum şu şu konulara dair, bir duyuru altına gelip açıklama yapar mısın başım çok ağrıdı, ben hay hay tabii ki derdim. Hiçbir şeyden haberim yok, burada bana kızmış, sövmüş, küsmüş gitmişsin. Veya madem o kadar eminsin geçerli bir sebebim olmadığına, bir gelip soraydın özelden ne oldu mesele nedir diye?

Ha ne zaman ve kime karşı boynum kıldan incedir? Yeni bir zirve açarım, insanlar da altına gelip ''ben sana güvenmiyorum ya, önceki sefer bıraktın ortada gittin.'' derse, onlara karşı. Hakları var, bu şekilde yaklaşsa idin senin de hakkın vardı.

Tekrar ediyorum, benim gelememem dolayısıyla bana kızan, sinirlenenler vardır, tekrardan özür dilerim her birinden. Böyle olsun istemezdim ama oldu. Neticede stabil hayatlarımız yok, dolu değişken var ve biz mümkün olduğunca uyum sağlamaya, sağlayamadığımız noktada planlarda değişime gitmek durumunda kalıyoruz. Umarım kırılmaca darılmaca yoktur. Varsa da dilerim bir gün kendimi affettirebilirim.

Konuya dair daha bir şey de söylemeyeceğim. Kalın sağlıcakla.

Ya gelmiş burada tavşan dağ diyorsun. Cidden cevap bile vermeyeceğim sana. Burnunun büyüklüğünden dünyayı gordugun yok, her şeyin kendi ekseninde döndüğünü falan dusunuyorsun herhalde. Kendin ne kadar yapıcı bi insansin ki sana yapıcı yaklaşmamızi bekliyorsun. Benim işim var, zirveyi su arkadaşım yürütecek demek bu kadar mı zor? O kadar işinin gücünün arasında gelmiş buraya makale yazmissin, onu da dusunuverseydin. Hayret bi şeysin.

ciddi dejenere olmuş hissediyorum böyle senli benli olunca. neyse siz beni affedin, ben de susayım. cidden içime dert oluyor. iyi akşamlar, saygılar.

imgz.star.com.tr

www.youtube.com

damdanakan, bence de sus ve mümkünse lütfen öyle kal.

@dessy: sen nereden ciktin ya? Dur allahini seversen. Hepinize birden yetisemem.

Bir de bak, nolur zirveyle ilgili yazacaklarinizi yazın şuraya. Baba diyeceği olanı mesaj kutuma beklerim. Mesajlara cevap vermemek sıkıntı değil de burda herkesin içinde hot hot yapınca, bana da cevap hakkı doğuyor. Sevimsiz gibi herkese laf yetiştiriyorum. İki gundur kendimden tiksintim, yemin ederim. Buraya yazmayın. Hatta numarami vereyim, arayın ya da adresimi vereyim, evimden aldırin. Yether! Yıldım!

Bana*

Damdanakan, bu kadar abartacagin bir durum yok yalnız ortada. Bak biraz yukarıya; herkes zirve ile ilgili yazarken sen birden birilerine giydirmissin. Durumu bilenler, anlayanlar da doğal olarak cevap verme ihtiyacı hissetmiş.

Sen bunu baslatmasaydin kimse devam etmezdi ki.

(bkz: mağdur edebiyatı)

insanlar güzel güzel katılıyorum, katılmıyorum derken kankacılık muhabbetine bağlayan ben değilim. edebiyle cevap verene demediğini bırakmıyorsun. sonra da "neden benim zirveme gelmiyorlar" diye ağlıyorsun

Ya lisedeki kız kanka takımı gibisiniz. İyi niyetimi ve gonderdigim şarkıyı bi tarafa atiyorum, lütfen yollanip gider misiniz? Bak cidden YETHER!!! Aranızda kurduğunuz whatsapp grubunda tartisin bu konuyu. Beni rahat bırakın. Hele @la noix, sen allahini seversen ironi yapma, git hasta bak, ilaç yaz. En çok senden hoşlanmıyorum zaten, her yerde karşıma çıkıyorsun.

Özel mesaj kullanmadan giydiren sensin ama? İlk sen başlattın yani? Yoksa herkes ne güzel öyle ya da böyle ilerliyordu konu hakkında.

İkinizi de tanımıyorum ama biri bir sıkıntı yaşamış, sen hâlâ vuruyorsun. Edep ya hu! :)

Yine de, bol şans diliyorum sana.
kaymaktutan, umarım büyük bir sıkıntın yoktur. Her ne ise problemin dilerim bir an önce çözülsün.

@dessy: karışma, karıştırma. İşine gücüne bak, hadi eyvallah.

Burada toplaşıp teker teker sacmalamak yerine aranızda bi temsilci seçin, o gün içinde belli aralıklarla giydirsin. Size tabii ki lafimi sakınmam, o kadarindan da geri duracaksam oleyim yani.

Yahu güzel insanlar iyi insanlar amma büyüttünüz olayı yapmayın etmeyin
altı üstü bir organizasyon değer mi birbirinizi kırmaya yapmayın
En güzeli duyuruya dönüştür yazanlar özelden yazsın ulu orta laf söz olmasın

yok gelemem tanımadığım insanların içinde ne işim var :d

@damdanakan

bu nasıl bir konuşma üslubudur ?
sen sanıyor musun ki bu konuşma üslubunla sana orada saygı duyarlar ?
bu konuşma üslubunla mı yöneteceksin zirveyi ?
benim de takdir ettiğim bir medeni cesaret ve bir anlık heyecanını, bu konuşmaların ile kirletmek ne kadar doğru senin için ?

"aranızda bir temsilci seçin, belli saatlerde o giydirsin " falan yazmışsın. nedir bu liseli ağızları, forum sataşmaları gibi ? umarım maksimum 21-22 yaşındasındır da, toyluğuna verebileyim bu üslubunu. eğer 30 küsür yaşındaysan ve ikili diyaloglarında böyle konuşuyorsan, üzüldüm senin adına.

umarım zirveyi belirli konular belirlemeden bomboş geçirmezsiniz ama öyle gözüküyor açıkçası.

kaymaktutmayan' da selam olsun, insan önce konuşmayı öğrenmeli, kelimelerin gücünü fark etmelidir., bu tipler zirvede olacaksa, gelmemen isabet olmuş kardeşim, boşver.

@hakim: uslubumdan gayet memnunum. Kullandığım bol Olojili kelimelerle yaratacağım saygı çemberinden mahrum kalmak çok da dert ettiğim bi şey değil.

@damdanakan

memnun olmana şaşmamalı zaten. zirvede bırakırsın umarım o üslubunu.

Bu ne yaa valla ben gelicektim kimin duzenledigi de umrumda degildi cunku zaten kimseyi tanimiyorum ama su noktadan sonra gelmem. sevgili hanimlar delirdiniz mi? yere batasica bir zirve icin kavga edilir mi? biri "sen düzenlersen gelmem" diyo, öbürü "sen gelirsen ben düzenlemem zaten" diyo bir başkası atlayıp "sen sus be ordan" çekiyor... zirve varmış diye sevindik iyice kadinlar kulübü forumuna çevirdiniz ortalığı. :(

Akşama belli olur mekan. Geleceklerin fikirlerini almak açısından bi iki saat yukarıda dursun. Başlığı da bu amaçla tekrar soruya çevirdim. Dileyen bana ya da yirmi santim e de mesaj atabilir. Yalnız ben hastanedeyim ve sarjim bitmek üzere. Mesaj atıp da bi iki saat cevap alamazsaniz lütfen yirmi santim e ulaşın. Eve geçtiğimde atılan her mesaja teker teker cevap vericem yine de. Bi akşam netlesiyor mekan yani.

Selamlar,

Kim kiminle neden kavga etti detaylı bilmiyorum. İlgilenmiyorum da. Zirveyi ilk açtıklarında da gitmeyi düşünüyordum. Şimdi de gitmeyi düşünüyorum. Benim için değişen bir şey olmadı. O ona bunu dedi, şu şunu yaptı, işin aslı şuymuş falan... ya ne saçma salak muhabbetler bunlar. İki insan burada bir tatsızlık yaşıyor, üçüncü kişiler mahallenin dedikoducusu tadında kendince seçtiği kurbana yükleniyor.

Üslubun şöyle ben gelmem, sen kimsin de ben zirvene katılıcam, bu gidişle anca beş kisi olursunuz falan.

Ya ne aptal muhabbetler bunlar arkadaş ya. Cidden size ne? Size ne ha?

Geliyorsan geliyorum de gelmiyorsan da kibarca gelmiyorum de. Bu ego da ne? Adam sanki ingiliz kraliyet ailesinden. Gelmiyorum derken bir laf sokmalar, bir egolar, bir aşağılamalar falan. (bkz: sen gelme zaten ulan ayı)

Geçen hafta sadece yazarlara açık beşiktaş zirvesini düzenledim. Beni tanıyan eden de yoktu duyuruda. 12 kişi olacakken 8 kişi olduk. Çok da güzel geçti. Hayır yani 50 kişi olsa ne 10 kişi olsa ne??

Bu arada kimsenin sözcüsü falan da değilim. Ne kaymaktutmayansicaksut ne de damdanakan'la bir yakınlığım yok.

Sadece yazmasam dayanamayacaktım. Hevesi kaçmışmış, üslupmuş, o ona neden böyle demişmiş..

Biz 4 yazar geliyoruz arkadaşım. Bu tarz insanlar zaten gelmesin. Varsın 5 kişi olalım. 50 saçma sapan adamla aynı havayı solumak zorunda kalmaktan çok daha iyidir.

Ramazanda alkollu mekanlara gitmeyi tercih etmedigim icin gelemiyorum. Iyi eglenceler =)

ben de gelcem ifşa kesmedi

vay anam serhat neler dönmüş ya... bakiim nasıl bi şeymiş bu zirve dedim. elimde çekirdek okuyorum bi saattir.

kimseyi tanımıyorum şahsen. damdanakan'a biraz daha aşinayım. (hiç yorumum silinmediyse demek ki :P)

gelmek isterdim ama bu hafta keyfim çok kaçık. gelip sizin keyfinizi de kaçırmak istemem. bir dahakine mutlaka gelicem ama. ramazan, şevval fark etmez.

Gece kelebegi varsa ben de gelirim.

Vay arkadas gelecektim ama duyuruyu acan kisi beni engeleldiginden mesaj atamiyorum kendisine. Bir sey yaptigimi da hatirlamiyorum ya neyse.

@senialan: Ben de hatırlamadim niye öyle olmuş. Düzeltiyorum, mesaj aticam.

olaylar çok karışmış son durumu çözemedim ama zirve varsa ben de gelirim. damdanakan çok eğlenceli birine benziyo.

Zirve var :) buyrun gelin :)

Yok kanki grubu. Gel de ortam ağır top gorsun :p

Su an gece kelebeği, patiska ve ben oturuyoruz bahçede. Gelecekleri bekliyoruz :)

Geliyorum, yakanızda kırmızı karanfil var mı?

Kalabalık, on beş kişilik bi grubuz bahçede. Masalarda üzerinde eksiduyuru amblemi olan afişler var. Buyrun, bekleriz :)

2 gündür aşırı hasta olduğum için gelemedim. :(
Bi dahaki sefere... İyi eğlenceler herkese.

oyy kaçırmışım ya kaça kadar oturacaksınız kızlar bir saate geleyim mi? selamlar herkese.

ben katıl(a)mıyorum ama damdanakan epey güzel özenmiş duyurudan anladığım kadarıyla. koca bir teşekkür benden.

ayrıca; "zirveyi böyle mi yöneteceksin" gibi eleştiriler gelmiş ki hiç gülecek modum olmamasına rağmen güldürdü beni. ülke falan mı yönetiyorsunuz arkadaşlar? :) bu neyin kafası? :) zirve yönetmen ney yaf? bir çobana ihtiyaç mı duyuyorsunuz her daim? mekana gidersin, gelenlerle merhabalaşırsın ve gerisi akar. nedir yani organizatör size sırayla konuşma hakkı falan mı verecek orada?

giden herkeslere iyi eğlenceler, derin kaynaşmalar...

Gelecektim ama son anda öğrendiğim bir sağlık sorunundan ötürü gelemiyorum. İyi eğlenceler.

Kapida bekliyoruz. Biri bizi alabilir mi?

Gelen yok galina. Ben donuyorum :/

Geliyorum

Kepsleri alalım.

@Goddard:

bence gelmeyenleri cezalandırmak için caps'ler kendi aralarında paylaşılmalı. var mı öyle beleşten toplu ifşa :D :P

11 de cebren ve hile ile bitirilen zirve :/

Biri general mobile sarj cihazı unutmuş bendedir bilginize

Ben sabah kocama da sorcam ama geliriz herhalde

Khalkedon iyiydi bu arada

ben gelicem

moda khalkedon teklifimi yeniliyorum.

Gelirim ben de

merhaba. ben 18 ine varım. ama nickimi gelince söylemem :)

Ben belki yes belki no

kesin olarak geliyorum. 5'te gelip 8'de iftara giden falan olursa ifşa edelim cezalandıralım olmaz öyle şey :D

Belirli değil, o güne bir yerlere gitme plan var olabilir gibi. O durum kesinleşir bu hafta, haberleşiriz, editlerim. Yoksa, 30-60 derece ne güzeldir.
foreignsilhouette'inkine şunu ekleyeyim:
www.youtube.com

Bir şekilde gelirim. Yazın oraya.

Ajandama ekledim, geliyorum.

Geliyoruz biz :) mekan önerisinde bulunamayacagim ama havadar bir yer olsun lütfen :)

Acaba en çok ikinci oyu alan 25 Haziran'da da bir şeyler yapılsa mıydı?

@buddyguy 25 haziran değil de belki sonbahar gibi yaparız yeniden talep olursa

ben bu seferlik yokum ama şu öneriyi yapmadan da geçemeyeceğim;

bu ne ilk ne de son zirve. o yüzden en güzeli 18'inde buluşabilenler buluşsun, 25'inde buluşabilenler de o şekilde buluşsun. bir şey kaybetmezsiniz. 2 ayrı zirve olur. gelecekte yine tekrarlanır nasıl olsa. sözlüğün zirvelerinin bittiği nerede görülmüş.

şimdiden iyi eğlenceler, hoş sohbetler herkese..

ben de geleceğim ama erken kalkıp iftara gideceğim taşlamayın :)

Yüksek ihtimalle geleceğim.

ben de gelemeyenlerdenim, iyi eğlenceler :)

Varım ben, bence.

geliyorum

geliyorum

Ben gelecem

Beni ve eşimi yaz son saniye bir şey çıkmaz ise geliriz

e ben de gelirim

iyi eğlenceler, zirve fotoğraflarını bekliyoruz :)

ben gelsem mi acaba?

Ben de gelirim.

büyük ihtimalle gelicem.

Bu hafta içi buyuk ihtimalle ufak bi operasyon geciricem ama ayaklanirsam gelirim.

Gelirim

oruç oruç çekilmez.

i am in
mekanla ilgili havadar olayı iyi olur
bizde de cocuk falan var.

@king kaç yaşında :D

Ben de gelebilirim yuksek ihtimal

saat benim için erken ama gelme ihtimalim var. gelirsem ayrılıkçı bi iftar grubu oluşturur, oruç tutanları koparır götürürüm, söyliyim.

Ben de gelmeyi düşünüyorum, daha sonra -oluşursa- oruç grubuna dahil olup ayrılıçı harekete geçerim. (eğer başka bir iftar davetim olmazsa)

Arkadaşlar son durumu söyleyeyim, Khalkedon ara saatler için rezervasyon alamıyormuş, o saatlerde bilhassa bahçede misal 30 kişilik yer ayırması mümkün değilmiş. Dilersek iç tarafa alabilirmiş bizi. Ama olur da toplu bir rezervasyon yaptırırsak (ki yemeksiz yapılan rezervasyonlara da sıcak bakmıyoruz dediler, aynen bu şekilde) %7 de servis ücreti alıyorlarmış masadan :D

Ancak şu taktiği uygulayabilirim, oraya gidip masada oturur boşalan sandalyeleri yavaş yavaş yanıma çekerim ki o halde bile yeterli sandalye ve masa toparlayabileceğimizi sanmıyorum.

herkes 3er 5er rezervasyon yaptırsın? masalaı orda birleştiririz ahaahah

Mekan sıkıntı çıkaracak gibi. %7 bahşiş falan, zirve sonunda hesabın sonda kalanlara patlama riski var. Moda parkında oturacak yer vardı. Direkt oraya gitsek. Gerçi o saatte boş masa bulabilir miyiz, bilemedim.

Yanıma bi yaver verirseniz ben sabahtan gider iki masa kaparım çocuklu olanlar için. Cocugu olmayan da yere otursun :)

Moda Çay Bahçesi ile de görüştüm, onlar da masa ayırmayacaklarını ama gelirsek yer bulabileceğimizi söylediler. Onların yalancısıyım, bilemedim.

lan! börek mi daha kolay kiraz mı :P benim kocam iyi karpuz seçer bence değiştirelim :D

şaka maka evde börek enflasyonu var zaten getiririz :D

@la noix : ben senin ''Bebe getiriyorum zaten, daha ne getireceğim, onu yersiniz :P'' demeni bekliyordum halbuki. Bir taşla iki kuş :)

Paylaşımdan memnun olmayanlar arasında değiş tokuş yapsın :P

listede yokum üzülsem mi sevinsem mi bilemedim :P
ben de içecek başka bişey getiririm belki bi bakayım.

o zaman B planı değil normal plan moda parkı oldu şimdi.

Benim çikolatalı no bake cheesecake'im meşhurdur fakat maalesef yeni taşındığım evde ekipman sıkıntısı çekiyorum. Cuma günü beni mutfağına ağırlayacak birisi olursa yaparım, cumartesi de getirir. :)

Mutfak batar falan diye bahane etmiyorum yanlış anlamayın, evde bıçak bile yok şu an. :(