condom kurşunu
Yani atıyorum 2016 model araba en fazla kaç km’de eskimiş etiketi yer?
Yani atıyorum 2016 model araba en fazla kaç km’de eskimiş etiketi yer?
0
Yıllık 20bin ortalamadır benim için. Kişiden kişiye değişir tabi
0
toua tokuchi
bu cihaz yuksek cozunurluklu tv'lerde nasil bir goruntu kalitesi sunuyor. kullananlardan yorum alabilirsem sevinirim. bir incelemede su yazilmis:"720p upconversion is full of jagged polygons and muddy textures, with little effort to improve them."
bu cihaz yuksek cozunurluklu tv'lerde nasil bir goruntu kalitesi sunuyor. kullananlardan yorum alabilirsem sevinirim.
bir incelemede su yazilmis:
"720p upconversion is full of jagged polygons and muddy textures, with little effort to improve them."
bir incelemede su yazilmis:
"720p upconversion is full of jagged polygons and muddy textures, with little effort to improve them."
0
postmodern rh
Gecen hafta okullar tatildeyken sabah ve aksam ise cok rahat gidip geldim 15-20 dk gibi sikintisiz bir trafikte ama tatilden once ve su anda yine 35-40 dklara cikti bu sure. Okullar yuzunden nasil bu kadar fark edebiliyor sasirdim. 2 katina cikti sure bildigin! Baskasinin cocugunun yukunu biz cekiyo
Gecen hafta okullar tatildeyken sabah ve aksam ise cok rahat gidip geldim 15-20 dk gibi sikintisiz bir trafikte ama tatilden once ve su anda yine 35-40 dklara cikti bu sure. Okullar yuzunden nasil bu kadar fark edebiliyor sasirdim. 2 katina cikti sure bildigin! Baskasinin cocugunun yukunu biz cekiyoz resmen oyle degil mi?
Edit, Yok okula gitmek normalde, bu cocugunu okula birakan kitle genelde bos yolda bile 30 40la giden bir kitle gibi. Yani nasil bu kadar yavas akiyor trafik baska bir aciklamasi da yok bence. Bildigin yavaslatiyorlar.
Ayrica bu kadar cogalma durumu da hic normal degil. Nufus patlamasi yasaniyor resmen. Ama buna ragmen hala cogalma egiliminde insanlar. 50 yil sonrasinda nasil bir trafik olur artik dusunemiyorum bile
Edit, Yok okula gitmek normalde, bu cocugunu okula birakan kitle genelde bos yolda bile 30 40la giden bir kitle gibi. Yani nasil bu kadar yavas akiyor trafik baska bir aciklamasi da yok bence. Bildigin yavaslatiyorlar.
Ayrica bu kadar cogalma durumu da hic normal degil. Nufus patlamasi yasaniyor resmen. Ama buna ragmen hala cogalma egiliminde insanlar. 50 yil sonrasinda nasil bir trafik olur artik dusunemiyorum bile
0
Okullar kapalıyken ailece tatile ya da memlekete gidenler artıyor. Bunlar İstanbul'dan ayrılınca trafik rahatlıyor.
0
başkasının çocuğunun yükünü çekmek derken? başkaları da sizin için "işe giden oçlar trafiği kilitliyorlar" diye düşünsünler o halde. işe gitmek nasıl normal bir eylemse, okula gitmek de o derece doğal bir eylem.
0
Birbirinizi kitliyorsunuz. Sen de başkasının kalabalık dediği kitlenin parçasısın.
0
Çocuğunu okula bırakan kitle oranı %5 bile değildir belki, İstanbul'da 20 bin tane okul servisi var. Okul açıkken hepsi sabah öğle akşam yollarda.
0
açılın ben trafik mühenisiyim.
birincisi okulların açılması ile trafiğe ciddi bir "talep" yaratılıyor. bu yüzden trafikte kaybettiğiniz sürenin artması normal Bir sürü okul servisi, bir sürü veli sırf okullar açıldı diye sabah yola çıkıyor. Tatilde böyle bir talepleri olmuyor. Bu yüzden okullar açılınca yolda araç sayısı artıyor.
şimdi olayın teknik boyutuna gelelim.
trafik ile ilgili modeller genelde sıvı ya da gaz benzetmesi ile anlatılır. Yani özünde akışkan modelleri.
trafik dediğimiz nane bir akışkan gibi. Amma ve lakin suyu bardaktan aşağıya döktüğümde foş diye akıp gidiyor işte bardakta ne kadar su olduğunun önemi yok dediğinizi duyar gibiyim.
bir bardak suyu yan yatırıp bardaktan akıttığınızda oluşacak görüntüyü hayal edin. Bir de bir badak balı yan yatırdığınızda akan balın oluşturduğu görüntüyü. bu iki görüntüye biraz sonra döneceğim.
trafikteki her bir aracın birbiriyle etkileşimi var aslında.
20kmlik 4 şeritli bir yol parçası düşünelim. bu yol parçası üzerinde 1 tane bile araç yok. yol parçasının girişinde sizin arabanız var sadece. size dedik ki hadi gidin bu yol parçası üzerinde aracınızla hareket edin. bir ucundan girdiniz diğer ucundan çıktınız. bu yol parçası üzerinde ortalama ulaşım süresi nedir? siz ne hızla gittiyseniz ona göre değişir. siz belirlersiniz. 120 ile giderseniz kısadır. 20 ile giderseniz uzundur. ama sadece size bağlı.
şimdi 2 araç olsun aynı yolda. Eğer mal gibi tampon tampona gitme fantazileri yoksa bu iki araç da birbirini pek etikelemez. Yine yolculuk süreleri kendi keyiflerine bağlıdır.
3 araç daha ekleyelim. 4-5-10000 araç ekleyelim.
şimdi işin boyutu değişir. artık 10.000 araç beraber gidiyorsunuz, önünüzdeki adam fren yaptığında seve seve ya da ikinci bir şekilde fren yapmak zorundasınız. bir yan şeritten önünüze araba atladığında yine fren yapmak zorundasınız. siz fren yaparsanız arkanızdaki de yapmak zorunda, eğer onun arkasındaki bir çarpışan oto fanatiği değilse o da yapacak, onun arkasındaki de, onun arkası... ehhh işte yani 1 tane gerizekalı malın şerit değiştirip yanındaki adamın önüne kırması arka tarafına doğru yayılan bir şok dalgası başlatmış oluyor. herkesin tepkileri aynı değil. kimisi öndekinden biraz daha fazla fran yapıyor ki haklı. çünkü öndeki adamın yavaşladığını görüyor ama nereye kadar yavaşlayacağını bilmiyor. önündeki adam frene basınca o da frene basıyor. ama önündeki adam belki de tamamen duracak. onun için bazı sürücüler çok aşırı tepki verip öndeki atıyorum hızını 50'den 30'a düşürürken bir arkasındaki araç 50'den 15'e falan düşürüyor. e şimdi bu adamın hızı 15 bir arkasında onu takip eden adam 70 ile gidecek değil. mecbur o da hızını düşürüyor. falan derken o hız kuyruğun arkalarında bir yerlerde sıfıra iniyor. dur kalklar başlamış oluyor. sebebi neydi? bir tane trafikte nasıl hareket etmesi gerektiğini bilmeyen bir gerizekalının şerit değiştirip yandaki adamın önüne kırması.
işte trafikte çok fazla araç yokken trafikteki araçların birbiriyle etkileşimi çok düşüktür. 20 kmlik 4 şeritli yolda araçlardan biri frene asılıp yolun ortasında dursa bile diğer araç bundan etkilenmez. işte bu viskozitesi düşük akışkan gibidir. akar gider bardaktan. su gibi.
ama araçların sayısı arttıkça etkileşim çok oluyor. 3.kmde şerit değiştiren gerizekalı mal yüzünden 18.kmdeki rüknettin abi dur kalk trafikle boğuşuyor. işte burada araçlar yani parçacıklar arası etkileşim çok yüksek. bu da viskoz bir sıvı gibi adeta. yani bardaktan akmaya çalışan bal.
birincisi okulların açılması ile trafiğe ciddi bir "talep" yaratılıyor. bu yüzden trafikte kaybettiğiniz sürenin artması normal Bir sürü okul servisi, bir sürü veli sırf okullar açıldı diye sabah yola çıkıyor. Tatilde böyle bir talepleri olmuyor. Bu yüzden okullar açılınca yolda araç sayısı artıyor.
şimdi olayın teknik boyutuna gelelim.
trafik ile ilgili modeller genelde sıvı ya da gaz benzetmesi ile anlatılır. Yani özünde akışkan modelleri.
trafik dediğimiz nane bir akışkan gibi. Amma ve lakin suyu bardaktan aşağıya döktüğümde foş diye akıp gidiyor işte bardakta ne kadar su olduğunun önemi yok dediğinizi duyar gibiyim.
bir bardak suyu yan yatırıp bardaktan akıttığınızda oluşacak görüntüyü hayal edin. Bir de bir badak balı yan yatırdığınızda akan balın oluşturduğu görüntüyü. bu iki görüntüye biraz sonra döneceğim.
trafikteki her bir aracın birbiriyle etkileşimi var aslında.
20kmlik 4 şeritli bir yol parçası düşünelim. bu yol parçası üzerinde 1 tane bile araç yok. yol parçasının girişinde sizin arabanız var sadece. size dedik ki hadi gidin bu yol parçası üzerinde aracınızla hareket edin. bir ucundan girdiniz diğer ucundan çıktınız. bu yol parçası üzerinde ortalama ulaşım süresi nedir? siz ne hızla gittiyseniz ona göre değişir. siz belirlersiniz. 120 ile giderseniz kısadır. 20 ile giderseniz uzundur. ama sadece size bağlı.
şimdi 2 araç olsun aynı yolda. Eğer mal gibi tampon tampona gitme fantazileri yoksa bu iki araç da birbirini pek etikelemez. Yine yolculuk süreleri kendi keyiflerine bağlıdır.
3 araç daha ekleyelim. 4-5-10000 araç ekleyelim.
şimdi işin boyutu değişir. artık 10.000 araç beraber gidiyorsunuz, önünüzdeki adam fren yaptığında seve seve ya da ikinci bir şekilde fren yapmak zorundasınız. bir yan şeritten önünüze araba atladığında yine fren yapmak zorundasınız. siz fren yaparsanız arkanızdaki de yapmak zorunda, eğer onun arkasındaki bir çarpışan oto fanatiği değilse o da yapacak, onun arkasındaki de, onun arkası... ehhh işte yani 1 tane gerizekalı malın şerit değiştirip yanındaki adamın önüne kırması arka tarafına doğru yayılan bir şok dalgası başlatmış oluyor. herkesin tepkileri aynı değil. kimisi öndekinden biraz daha fazla fran yapıyor ki haklı. çünkü öndeki adamın yavaşladığını görüyor ama nereye kadar yavaşlayacağını bilmiyor. önündeki adam frene basınca o da frene basıyor. ama önündeki adam belki de tamamen duracak. onun için bazı sürücüler çok aşırı tepki verip öndeki atıyorum hızını 50'den 30'a düşürürken bir arkasındaki araç 50'den 15'e falan düşürüyor. e şimdi bu adamın hızı 15 bir arkasında onu takip eden adam 70 ile gidecek değil. mecbur o da hızını düşürüyor. falan derken o hız kuyruğun arkalarında bir yerlerde sıfıra iniyor. dur kalklar başlamış oluyor. sebebi neydi? bir tane trafikte nasıl hareket etmesi gerektiğini bilmeyen bir gerizekalının şerit değiştirip yandaki adamın önüne kırması.
işte trafikte çok fazla araç yokken trafikteki araçların birbiriyle etkileşimi çok düşüktür. 20 kmlik 4 şeritli yolda araçlardan biri frene asılıp yolun ortasında dursa bile diğer araç bundan etkilenmez. işte bu viskozitesi düşük akışkan gibidir. akar gider bardaktan. su gibi.
ama araçların sayısı arttıkça etkileşim çok oluyor. 3.kmde şerit değiştiren gerizekalı mal yüzünden 18.kmdeki rüknettin abi dur kalk trafikle boğuşuyor. işte burada araçlar yani parçacıklar arası etkileşim çok yüksek. bu da viskoz bir sıvı gibi adeta. yani bardaktan akmaya çalışan bal.
0
@levpontryagin'in verdiği örneğin animasyonu :
www.youtube.com
Kalite kötü olsa da bu da gerçek hayattaki bir deney
www.youtube.com
Okulların açılması trafiği inanılmaz bir şekilde etkiliyor, hele ki hem okullar açık hem de hava yağışlı ise o gün trafikte olmak istemiyorum.
Sabah evden çıkıp arkadaşımı alıp işe gidiyorum. Cumartesi günleri iş servisleri, okul servisleri, çocuğunu okula bırakanlar olmadığında arkadaşımın evine varış sürem 5-6dk.
Hafta içi okullar kapalıyken varış sürem 11-12 dk.
Hafta içi okullar açıkken varış sürem 17-20dk.
Hafta içi okullar açık ve yağışlı havada varış sürem 25-30dk.
Bir okulun önünden geçmek zorundayım, düşüncesiz lavuklar 2 şeritli yolun emniyet şeridini, sağ şeridi ve sol şeridin 3 te birini araba park ederek kapatıyorlar. Çocuklarını illa tam kapının önünde indirmek zorundalar. Lan git 5 metre öteye park et, okulun park alanı boş arazi var git oraya parket.
Trafik ışıkları olmasına rağmen ve yayalara kırmızı yanmasına rağmen mal şöförler yol veriyorlar. Araçlara ışık zaten 15-20sn gibi çok kısıtlı bir süre yanıyor. Tek bir ışıkta 2-3 araç geçebiliyor, kuyruk bu mallar yüzünden kilometreye ulaşıyor. Neyse ki bu malları eğitmek için oraya bir polis diktiler de yayalara kırmızı yanerken "geç geç" diye trafiği açmaya çalışıyor adam.
Sağ şeridi komple kapladıkları yetmiyor, yeşil yandığında sol şeride pata küte çıkıyorlar, ışıklar yakın olduğu için araçlar birikiyor ve yeşil yanmasına rağmen 1mm kıpırdayamadan öylece kalıyorsun.
Şöför kalitesi de diplerde. Bazı kavşaklarda ışıkta bekleyen araçlar birikir ve bir önceki kavşağa kadar uzar. Bu durumda o kavşaktan dönmek veya sizin doğrultunuza dik geçmek isteyenler için kavşağın içinde beklemezsiniz. En azından trafik iq'su olan insanlar bu şekilde yapıyor (çok sınırlı sayıdalar ne yazık ki). Bizde ise sıfır düşünce ile o geçiş aralığı kapatılır ve iki yönü birden kitlerler. Eve dönüş yolumda böyle bir kavşak olduğu için artık sinirlerim kaldırmadığından yolumu 2km uzatıp alternatif rotadan gidiyorum.
Özet geçecek olursak saygısız, araba kullanmayı bilmeyen, trafik zekası olmayan adamlar(genellikle kadınlar) araç yoğunluğu da artınca işleri iyice içinden çıkılmaz hale getiriyorlar. .
www.youtube.com
Kalite kötü olsa da bu da gerçek hayattaki bir deney
www.youtube.com
Okulların açılması trafiği inanılmaz bir şekilde etkiliyor, hele ki hem okullar açık hem de hava yağışlı ise o gün trafikte olmak istemiyorum.
Sabah evden çıkıp arkadaşımı alıp işe gidiyorum. Cumartesi günleri iş servisleri, okul servisleri, çocuğunu okula bırakanlar olmadığında arkadaşımın evine varış sürem 5-6dk.
Hafta içi okullar kapalıyken varış sürem 11-12 dk.
Hafta içi okullar açıkken varış sürem 17-20dk.
Hafta içi okullar açık ve yağışlı havada varış sürem 25-30dk.
Bir okulun önünden geçmek zorundayım, düşüncesiz lavuklar 2 şeritli yolun emniyet şeridini, sağ şeridi ve sol şeridin 3 te birini araba park ederek kapatıyorlar. Çocuklarını illa tam kapının önünde indirmek zorundalar. Lan git 5 metre öteye park et, okulun park alanı boş arazi var git oraya parket.
Trafik ışıkları olmasına rağmen ve yayalara kırmızı yanmasına rağmen mal şöförler yol veriyorlar. Araçlara ışık zaten 15-20sn gibi çok kısıtlı bir süre yanıyor. Tek bir ışıkta 2-3 araç geçebiliyor, kuyruk bu mallar yüzünden kilometreye ulaşıyor. Neyse ki bu malları eğitmek için oraya bir polis diktiler de yayalara kırmızı yanerken "geç geç" diye trafiği açmaya çalışıyor adam.
Sağ şeridi komple kapladıkları yetmiyor, yeşil yandığında sol şeride pata küte çıkıyorlar, ışıklar yakın olduğu için araçlar birikiyor ve yeşil yanmasına rağmen 1mm kıpırdayamadan öylece kalıyorsun.
Şöför kalitesi de diplerde. Bazı kavşaklarda ışıkta bekleyen araçlar birikir ve bir önceki kavşağa kadar uzar. Bu durumda o kavşaktan dönmek veya sizin doğrultunuza dik geçmek isteyenler için kavşağın içinde beklemezsiniz. En azından trafik iq'su olan insanlar bu şekilde yapıyor (çok sınırlı sayıdalar ne yazık ki). Bizde ise sıfır düşünce ile o geçiş aralığı kapatılır ve iki yönü birden kitlerler. Eve dönüş yolumda böyle bir kavşak olduğu için artık sinirlerim kaldırmadığından yolumu 2km uzatıp alternatif rotadan gidiyorum.
Özet geçecek olursak saygısız, araba kullanmayı bilmeyen, trafik zekası olmayan adamlar(genellikle kadınlar) araç yoğunluğu da artınca işleri iyice içinden çıkılmaz hale getiriyorlar. .
0
Çocuğu okula birakanlar + servisler ile birlikte okullarin acik olup olmamasi trafikte muazzam bir fark yaratıyor.
Arada daglar kadar fark var.
Hayir diyenler ya her yere yuruyerek gidiyor ya da kucuk sehirde yasiyor. İstanbul icin konuşuyorum, daglar kadar fark var.
Bakin okulların acik olup olmamasi diyorum, bu ciddi sekilde etkiliyor. Yani diyorum ki "diger degiskenler sabit iken" okullarin acik olup olmamasi trafigi ciddi oranda etkikiyor. Her yere arabayla gidenler, surekli serit degistiren falan baska mevzu.
Arada daglar kadar fark var.
Hayir diyenler ya her yere yuruyerek gidiyor ya da kucuk sehirde yasiyor. İstanbul icin konuşuyorum, daglar kadar fark var.
Bakin okulların acik olup olmamasi diyorum, bu ciddi sekilde etkiliyor. Yani diyorum ki "diger degiskenler sabit iken" okullarin acik olup olmamasi trafigi ciddi oranda etkikiyor. Her yere arabayla gidenler, surekli serit degistiren falan baska mevzu.
0
ninja
Detayli fotolarini istedim çiziklerin ve surtmelerin.Sasi nosunu istedim hasar sorgulama icin, xxxx sase nolu araca ait police bilgileri sbm kayıtlarında bulunamamıştır diyor, hasar kaydi yok demek dimi bu?Bir de eskpertize sokacagim. Baska yapamam gerken bir sey var mi? Ptesi gidecem.
Detayli fotolarini istedim çiziklerin ve surtmelerin.
Sasi nosunu istedim hasar sorgulama icin, xxxx sase nolu araca ait police bilgileri sbm kayıtlarında bulunamamıştır diyor, hasar kaydi yok demek dimi bu?
Bir de eskpertize sokacagim. Baska yapamam gerken bir sey var mi? Ptesi gidecem.
Sasi nosunu istedim hasar sorgulama icin, xxxx sase nolu araca ait police bilgileri sbm kayıtlarında bulunamamıştır diyor, hasar kaydi yok demek dimi bu?
Bir de eskpertize sokacagim. Baska yapamam gerken bir sey var mi? Ptesi gidecem.
0
Belirttiklerin dışında;
Gitmeden önce para transferinin nasıl olacağını kesinleştirin .
Aracı sen kullan. Şehir içi dur kalk, şehir dışı yüksek hızda dene.
Gitmeden önce para transferinin nasıl olacağını kesinleştirin .
Aracı sen kullan. Şehir içi dur kalk, şehir dışı yüksek hızda dene.
0
hasar olabilir adam kaskodan yaptırmamıştır. o zaman sorgulamada çıkmaz.
satıcının önerdiği ekspertize gitme, parayı göndereceğin hesabın ruhsat sahibine ait olduğuna emin ol eft aşamasında. Muayene sonuç belgesini mutlaka iste ve orada kusur var mı yok mu bak.
En basit öneriler: Aracı lifte aldır ve mutlaka altına bak kaçak var mı diye. Bir de lastiklere bak oransız aşınma var mı diye.
satıcının önerdiği ekspertize gitme, parayı göndereceğin hesabın ruhsat sahibine ait olduğuna emin ol eft aşamasında. Muayene sonuç belgesini mutlaka iste ve orada kusur var mı yok mu bak.
En basit öneriler: Aracı lifte aldır ve mutlaka altına bak kaçak var mı diye. Bir de lastiklere bak oransız aşınma var mı diye.
0
ekspertizi gitmeden önce kendin araştır. şehirin en güvenilir, iyi ekspertizine götür aracı. eğer şehir antep ise koşarak uzaklaş :)
0
kibritsuyu
podyumda arka arkaya iki ayrı milli marş çalıyor.ilk çalan pilotun memleketinin milli marşı.ikinci çalan neyin milli marşı?"takımın memleketinin milli marşı" dediğinizi duyar gibiyim.takımın nesinin memleketi?yani az önce max verstappen podyuma çıkınca ikinci olarak avusturya milli marşı çaldı.takım
podyumda arka arkaya iki ayrı milli marş çalıyor.
ilk çalan pilotun memleketinin milli marşı.
ikinci çalan neyin milli marşı?
"takımın memleketinin milli marşı" dediğinizi duyar gibiyim.
takımın nesinin memleketi?
yani az önce max verstappen podyuma çıkınca ikinci olarak avusturya milli marşı çaldı.
takımın adı aston martin (ingiliz) redbull (avusturya) racing. motoru da honda (japonya).
hadi aston martin'i boşver. niye içecek firmasının marşı çalınıyor ula? honda'nın japonya'nın marşını çalsanıza.
hakkinen yarışırken takımın adı mclaren mercedes idi, ama milli marş diye ingiliz mclaren'in değil, alman mercedes'in marşı çalınırdı.
evet çok uzattım. niye japonya çalmadı da avusturya çaldı?
ilk çalan pilotun memleketinin milli marşı.
ikinci çalan neyin milli marşı?
"takımın memleketinin milli marşı" dediğinizi duyar gibiyim.
takımın nesinin memleketi?
yani az önce max verstappen podyuma çıkınca ikinci olarak avusturya milli marşı çaldı.
takımın adı aston martin (ingiliz) redbull (avusturya) racing. motoru da honda (japonya).
hadi aston martin'i boşver. niye içecek firmasının marşı çalınıyor ula? honda'nın japonya'nın marşını çalsanıza.
hakkinen yarışırken takımın adı mclaren mercedes idi, ama milli marş diye ingiliz mclaren'in değil, alman mercedes'in marşı çalınırdı.
evet çok uzattım. niye japonya çalmadı da avusturya çaldı?
0
aston martin sponsor, honda motor sağlayıcısı, red bull racing takımın kendisi.
geçen yıl motor renault'ydu mesela. bu yıl honda oldu.
edit: hakkinen kazandığında takım marşı olarak birleşik krallık marşı çalardı, alman değil.
zaten 'Team Maclaren Mercedes' dönmeinde de takım her zaman olduğu gibi McLaren'dı, motor sağlayıcısı Mercedes'ti. McLaren çok uzun yıllardır var. Eskiden McLaren Honda idi, Mercedes oldu, Honda oldu, şu an Renault, 2021'de tekrar Mercedes olacak. Ama asıl olan McLaren. O yüzden UK marşı çalardı.
Örnek: www.youtube.com
geçen yıl motor renault'ydu mesela. bu yıl honda oldu.
edit: hakkinen kazandığında takım marşı olarak birleşik krallık marşı çalardı, alman değil.
zaten 'Team Maclaren Mercedes' dönmeinde de takım her zaman olduğu gibi McLaren'dı, motor sağlayıcısı Mercedes'ti. McLaren çok uzun yıllardır var. Eskiden McLaren Honda idi, Mercedes oldu, Honda oldu, şu an Renault, 2021'de tekrar Mercedes olacak. Ama asıl olan McLaren. O yüzden UK marşı çalardı.
Örnek: www.youtube.com
0
bir fincan kahve ile film izlemek
Başlığı nasıl açacağımı bilemedim, şöyle açıklayayım.Lisansta hocam ile bir proje hazırladık ve başvurduk, eğer kabul edilirse sağolsun elime hatırı sayılır miktarda bir para geçecek. Tabii, hocama soramadım ama bu miktar proje kabul edilince hesaba yatırılıyor mu yoksa proje bittikten sonra mı yatı
Başlığı nasıl açacağımı bilemedim, şöyle açıklayayım.
Lisansta hocam ile bir proje hazırladık ve başvurduk, eğer kabul edilirse sağolsun elime hatırı sayılır miktarda bir para geçecek.
Tabii, hocama soramadım ama bu miktar proje kabul edilince hesaba yatırılıyor mu yoksa proje bittikten sonra mı yatırıyorlar ? Veya üniversiteden üniversiteye değişiyor mu?
Teşekkürler
Lisansta hocam ile bir proje hazırladık ve başvurduk, eğer kabul edilirse sağolsun elime hatırı sayılır miktarda bir para geçecek.
Tabii, hocama soramadım ama bu miktar proje kabul edilince hesaba yatırılıyor mu yoksa proje bittikten sonra mı yatırıyorlar ? Veya üniversiteden üniversiteye değişiyor mu?
Teşekkürler
0
Hangi proje türü olduğunu biliyor musun? Ya da hangi kuruma başvuru yapıldı? Bunları bilirsek daha net bir şey diyebiliriz. Muhtemelen projenin bitmesini beklemen gerekmez, ya belli görevleri yerine getirdikçe ya da aylık alırsın.
0
@mezzosprite; kurum kendi üniversitem. Bilimsel araştırma projeleri şube müdürlüğüne başvuru yapıldı.
0
Sizin elimize geçecek bir ücret yok. Projeye başvururken verdiğiniz proformaya göre malzemeler alınacak, proje ofisi ücreti şirketlere doğrudan ödeyecek.
Arazi çalışması ihtiyacı benzin parası gibi yazdıysanız faturaları götüre ücreti alacaksınız.
Bura yazdıysanız bursiyerlerin hesabına aylık burs yatacak
Arazi çalışması ihtiyacı benzin parası gibi yazdıysanız faturaları götüre ücreti alacaksınız.
Bura yazdıysanız bursiyerlerin hesabına aylık burs yatacak
0
simdi projede sizin icin ayrilan kalem, proje suresince size aylik olarak gelir. tabi bu genel. bu da universitenin muhasabe kismiyla alakali. vergisidir sudur budur.
ne projesi yapiyorsunuz nasil yapiyorsunuz alaniniz ne bilmedigimden ben genel bilimsel bir proje olarak dusundugumden yazdim.
ne projesi yapiyorsunuz nasil yapiyorsunuz alaniniz ne bilmedigimden ben genel bilimsel bir proje olarak dusundugumden yazdim.
0
mr.goodcat
havalimanından çıkılmayacak. örneğin almanya veya hollanda aktarmalı amerikaya giderken transit vizeye ihtiyaç var mıdır?kesin bilgi lazım.
havalimanından çıkılmayacak. örneğin almanya veya hollanda aktarmalı amerikaya giderken transit vizeye ihtiyaç var mıdır?
kesin bilgi lazım.
kesin bilgi lazım.
0
yok, ben ayrica nemelazim diye internetten bununla ilgili bir dokuman bulup indirmis ve ciktisini alip yanimda goturmustum, herhalde siz de kurcalasaniz bulursunuz, konsolosluk sitesini kurcalayin ama valla hic gerek olmadi bu belgeyi bile gosteremye... fakat aktarma sirasinda uluslararasi kismi terkedemezsiniz, yani yanlislikla bile terkedemezsiniz, bu kisma dikkat edin, zira almanyaya giris yapmamaniz lazim. dolayisi ile ankara munih frankfurt newyork aktarmali ucamazsiniz, ama ankara munih newyork ucarsiniz. yani almanyanin kendi icinde aktarma yapmak veya havaalaninda uluslararasi alani terketmediginiz surece sorun olmaz.
0
Kediyi üzdün
Lewis, zara, Stradivarius, pull and bear, colins jeanleri alındı denendi. Hepsi bollaştı ve dizleri çıktı. Skinny jean kategorisinde jillet gibi duracak kotu nasıl bulacağız? Giydiğimde üstümde tayt gibi pürüzsüz olsun istiyorum.
Lewis, zara, Stradivarius, pull and bear, colins jeanleri alındı denendi. Hepsi bollaştı ve dizleri çıktı. Skinny jean kategorisinde jillet gibi duracak kotu nasıl bulacağız? Giydiğimde üstümde tayt gibi pürüzsüz olsun istiyorum.
0
bol likralı olacak,
pamuk oranı düşük olacak.
diesel dene bi de.
(Stradivarius, pull and bear, colins zaten çöp)
Lewis'da da klasik skinny olmayan modeller genelde dizlenmez.
pamuk oranı düşük olacak.
diesel dene bi de.
(Stradivarius, pull and bear, colins zaten çöp)
Lewis'da da klasik skinny olmayan modeller genelde dizlenmez.
0
Hep maviden aliyorum. Skinny de aliyorum bol da. Hic sekil degistiren olmadi. Bi de zarayi bilmiyorum hic almadim ama mango kot konusunda sasirtici sekilde basarili. Memnun kaldigim bi kotun gecen ay baska rengini de aldim mangodan.
0
Mango da almıştım arkadaki (popodan geçen) dikişi yamuktu. Ayrıca onun ki de giydikçe bollaştı :/
0
Ben flared almistim gerci skinny degildi. Fiyati da ortalamaya gore yuksekti. Kalite kalite de olabilir. Belki de flare daha kolay yapiliyordur kalip olarak, ondan becermislerdir :)
Herkese mng kot oneriyorum ben de o kadar memnun kaldim.
Maviye diesele bak madem bi de umarim bulursun
Herkese mng kot oneriyorum ben de o kadar memnun kaldim.
Maviye diesele bak madem bi de umarim bulursun
0
melodi
instagram da stalk mevzunu bu ara işsizlikten abartmışım.hangi harfa bassam cort diye alakasız biri çıkıyor bazen insanların yanında utanıyorum :) bu harf bazında geçmiş silme mümkün mü?
instagram da stalk mevzunu bu ara işsizlikten abartmışım.hangi harfa bassam cort diye alakasız biri çıkıyor bazen insanların yanında utanıyorum :) bu harf bazında geçmiş silme mümkün mü?
0
kasabanın en güzel kızı
Black Friday'den yararlanip kasim sonu gibi laptop almayi dusunuyorum. Seceneklerimi butceme gore iki modele indirdim. Kriterlerim ozetle: pil omru uzun, SSD, i7, hafif ve hizli olmasi.Seceneklerim:1- Lenovo Thinkpad E490 https://www.lenovo.com/us/en/laptops/thinkpad/thinkpad-e-series/E490s/p/20NGS0
Black Friday'den yararlanip kasim sonu gibi laptop almayi dusunuyorum. Seceneklerimi butceme gore iki modele indirdim. Kriterlerim ozetle: pil omru uzun, SSD, i7, hafif ve hizli olmasi.
Seceneklerim:
1- Lenovo Thinkpad E490 www.lenovo.com
2- Dell XPS 13 9370 www.amazon.com
Sizce hangisi ve neden?
not: Eger bu ikisinden fiyat/performans olarak daha iyi bir secenek biliyorsaniz onu da duymak isterim. Simdiden tesekkurler.
Seceneklerim:
1- Lenovo Thinkpad E490 www.lenovo.com
2- Dell XPS 13 9370 www.amazon.com
Sizce hangisi ve neden?
not: Eger bu ikisinden fiyat/performans olarak daha iyi bir secenek biliyorsaniz onu da duymak isterim. Simdiden tesekkurler.
0
xps'in alternatifi yoga serisidir. 720-730 olur. thinkpad yerine ona bak bence. ekran 4k değil ve 512 ssd var.
0
intihar etsem de kendime gelsem
Normal beden midir yoksa geniş kalıplı mıdır? Bunu almayı düşünüyorum. M-L karar veremedim. Normalde L giyiyorumhttps://www.morhipo.com/kampanya/detay/24228020/85486/wm0817-464-eagles-call-insulated-jacket
Normal beden midir yoksa geniş kalıplı mıdır? Bunu almayı düşünüyorum. M-L karar veremedim. Normalde L giyiyorum
www.morhipo.com
www.morhipo.com
0
Manken Bilgileri : Kilo : 75 kg / Boy : 185 cm Göğüs : 95 cm / Bel : 82 cm / Kalça 90: cm
Numune Bedeni : M
diyor sitede hocam. Kendine göre kıyasla.
Numune Bedeni : M
diyor sitede hocam. Kendine göre kıyasla.
0
@iambotarobot Morhipo bazen alakasız bilgiler yazabiliyor o yüzden emin olamadım. Aşağı yukarı mankenle aynı zaten.
0
odiilde
Arkadaşlar selam,Biraz uzun olacak fakat en ufak fikrinize bile ihtiyacım var.Yabancı bir firmanın Türkiye departmanında çalışmak üzere İngiltere'ye göre görece bayağı düşük bir maaş ile (2300 pound) 2 ay önce Londra'ya geldim. Bana beş seneye yakın bir süre sponsor oldu bu firma. Gelmeden önce Türk
Arkadaşlar selam,
Biraz uzun olacak fakat en ufak fikrinize bile ihtiyacım var.
Yabancı bir firmanın Türkiye departmanında çalışmak üzere İngiltere'ye göre görece bayağı düşük bir maaş ile (2300 pound) 2 ay önce Londra'ya geldim. Bana beş seneye yakın bir süre sponsor oldu bu firma. Gelmeden önce Türkiye'den bıkmış, aşırı motive bir halde buraya gelmeyi düşleyen, evli ve çocuksuz bir birey. Depresyon ve panik atağım var ilaç kullanıyorum. İş teklifi ve süreç arasında babamı kaybettim. Bütün bunlara rağmen çok motiveydim. -Dim çünkü işler hiç iyi gitmiyor.
Eşimle geldik fakat eşim Türkiye'deki işi sebebiyle dönmek zorunda kaldı benim yerleşimime yardımcı olduktan sonra. 2-3 ay sonra 2 haftalığına gelme ihtimali var. Onun gelmesinden sonra da 9 günlüğüne benim Türkiye'ye gitme ihtimalim var. Hatta bir terslik olmazsa gideceğim, biletler alındı.
Gel gelelim öncesinde o kadar motive ve Türkiye'den bıkmış olmama rağmen, buradan nefret ettim. Ev bulamadık, şansa iyi bir çiftin olduğu ve iki odasının kiralandığı bir yerde oda tuttuk işe yürüme mesafesi olduğundan dolayı. Tek banyo-tuvalet var, yani zaman zaman boş yakalanamayabiliyor ama alıştım sayılır. Çok temiz tutuyorlar allahtan. İstanbul'dayken hem evim hem atölyem vardı, altımda motorum vardı. Şimdi ise İngiltere şartlarında ortalama büyüklükte bir odada kalıyorum. Ki bu odayı bulmak çok zor oldu, daha önce başka bir yer ayarlamıştık. Türkiye'den bir tanıdığımız gaza gelerek yahu ne ev bakması, hatta spor mu yapıyorsun, eve spor aletleri alırız hepberaber yaşarız mantığındayken, bizi Türkiye'ye döndüğü bir zaman "ya benim Türkiye'de moralim çok bozuldu. Siz başka yer bulun kendinize" diyerek sepetledi. Kısa süremiz vardı, bütçemiz kısıtlıydı.
Babamı kaybettim demiştim. Kaybedeli 6 ay oluyor. Hatta evlendikten 3 gün sonra kaybettik.Çok uzun yıllardır hastaydı ve bakımı ile annem ve ben ilgileniyorduk. Ben çalıştığımdan ve annem de artık yaşlandığından daha iyi bakılsın diye bakım evine yerleştirmiştik. Orada bir 6 ay civarı kaldı, sonra kaybettik. Bu süreç aralığında ben teklifi kabul etmiştim. İmzayı attım 10 gün sonra babam vefat etti. Eh artık bağlayan bir şey yok, daha kolay olur gitmek diyerek kabul etmiş bulunduğum teklifi reddetmedim.
Ve fakat ben yasımı yaşayamamışım bunu çok net anladım. Anladım ama geç anladım. Özellikle eşim gitmeden önce başlayan panik atak krizlerinin sıklığı eşimin gitmesiyle birlikte tavan yaptı. 2-3 aya geleceğini bilsem de sanki babamda yaşayamadığım o kayıp duygusunu eşimle yaşıyorum. Hatta bana diyor ki "neden ben ölmüşüm gibi konuşuyorsun, kısa süreliğine de olsa geleceğim sık dişini"
Londra'yı şehir olarak çok sevmeme, ev arkadaşlarımın şahane insanlar olmasına, ülkenin ekonomik sıkıntıları varken neredeyse sınırsız oturum izni alacak süre kadar sponsorluğum olmasına ki terslik olmazsa zaten sözleşmemi uzatacaklar ben cehennemi yaşıyorum arkadaşlar. İki yeğenim ve bir eniştem olmak üzere, birkaç da aile dostu ve birkaç arkadaşla sınırlı bir çevrem vardı. Ben hepsini ne çok seviyormuşum meğersem. Hepsi gözümde tütüyor. Kornasından, çarpıklığına, insanından, yükselen yozluğuna bıktığım her şeyi unuttum, o çarpık sokakları özlüyorum. Hatta diyorum ki aynı sebepten o çıkmadığım Arap dolu istiklalde iki adım atsam nasıl da mutlu olurdum. Şehrin ve ülkenin gündeminden dolayı sinir hastasına dönmüş, etrafına bağırıp çağırmaktan başka bir şey yapmayan ben şimdi özler oldum siyasal islamı.
E dön diyeceksiniz, biliyorum. Oturup ağlama krizlerine giriyorsan, bu kadar özlüyorsan, işinde mutlu değilsen ne işin var orada? O kısımda işte başka bir patlangaç durumu oldu. Daha öncesinde, sözleşme veya görüşme sırasında bahsedilmemiş "eğer sponsorluk olunan süreden önce istifa edersen, KOVULURSAN veya bir şekilde ayrılırsan yapılan harcamaların kalan kısmını geri ödemekle yükümlüsün" gibi bir kağıt imzalatmak istiyorlar. Ki kime sorduysam zaten sponsor oldularsa bu tarz maddeler İngiltere'de çok normal, adamlar kendilerini güvence altına alıyorlar diyorlar. Ki imzalamasam bile bu zaten genel geçer bir uygulamaymış ama olay şu oldu yani, 5 seneden önce dönersem kalan zamanların masrafını ödemek durumunda kalıyorum. Aslında bu imza zorlamasına kadar biraz daha iyiydim fakat bununla beraber cehennemim daha ateşli bir yer halini aldı, duvarları iyice daraldı. İstanbul'dayken ilaç tedavisi, artı terapi ile görüyordum son dönemde. Tabii terapi işi burada yalan oldu, ilaçlara devam ediyorum sadece.
Tabii, ben de şu an için öyle bir para yok bu bir. Ne bok yicem ben bu iki? Çevremdeki herkes manyak mısın, ülke iyice çöküşe gidiyor, zamlar pahalılık almış başını gidiyor. Sen bulmuşsun bunuyor diyor bu dört? Ben ise kendi cehennemimi yaşıyorum, ne huzurum ne umudum kaldı. Bir noktada ya keşke ölsem ve bu sorunların hiçbirini çözmesem diyordum, şimdi en azından bunu tekrarlayıp durmuyorum. Elimden geleni yapmaya çalışıyorum iyi olmak ve tutunmak için. Gözümü karartıp borç, harç bulup buradaki şeyi ödeyip dönsem bu sefer de eşimin ve umrumda olmayan kendi geleceğimi sonlandırmış olacağım çünkü direkt döneceğim bir iş yok.
Ben nasıl iyi olabilirim ahali? Ben ne bok yiyeceğim?
Teşekkür ederim okuyabildiyseniz.
Biraz uzun olacak fakat en ufak fikrinize bile ihtiyacım var.
Yabancı bir firmanın Türkiye departmanında çalışmak üzere İngiltere'ye göre görece bayağı düşük bir maaş ile (2300 pound) 2 ay önce Londra'ya geldim. Bana beş seneye yakın bir süre sponsor oldu bu firma. Gelmeden önce Türkiye'den bıkmış, aşırı motive bir halde buraya gelmeyi düşleyen, evli ve çocuksuz bir birey. Depresyon ve panik atağım var ilaç kullanıyorum. İş teklifi ve süreç arasında babamı kaybettim. Bütün bunlara rağmen çok motiveydim. -Dim çünkü işler hiç iyi gitmiyor.
Eşimle geldik fakat eşim Türkiye'deki işi sebebiyle dönmek zorunda kaldı benim yerleşimime yardımcı olduktan sonra. 2-3 ay sonra 2 haftalığına gelme ihtimali var. Onun gelmesinden sonra da 9 günlüğüne benim Türkiye'ye gitme ihtimalim var. Hatta bir terslik olmazsa gideceğim, biletler alındı.
Gel gelelim öncesinde o kadar motive ve Türkiye'den bıkmış olmama rağmen, buradan nefret ettim. Ev bulamadık, şansa iyi bir çiftin olduğu ve iki odasının kiralandığı bir yerde oda tuttuk işe yürüme mesafesi olduğundan dolayı. Tek banyo-tuvalet var, yani zaman zaman boş yakalanamayabiliyor ama alıştım sayılır. Çok temiz tutuyorlar allahtan. İstanbul'dayken hem evim hem atölyem vardı, altımda motorum vardı. Şimdi ise İngiltere şartlarında ortalama büyüklükte bir odada kalıyorum. Ki bu odayı bulmak çok zor oldu, daha önce başka bir yer ayarlamıştık. Türkiye'den bir tanıdığımız gaza gelerek yahu ne ev bakması, hatta spor mu yapıyorsun, eve spor aletleri alırız hepberaber yaşarız mantığındayken, bizi Türkiye'ye döndüğü bir zaman "ya benim Türkiye'de moralim çok bozuldu. Siz başka yer bulun kendinize" diyerek sepetledi. Kısa süremiz vardı, bütçemiz kısıtlıydı.
Babamı kaybettim demiştim. Kaybedeli 6 ay oluyor. Hatta evlendikten 3 gün sonra kaybettik.Çok uzun yıllardır hastaydı ve bakımı ile annem ve ben ilgileniyorduk. Ben çalıştığımdan ve annem de artık yaşlandığından daha iyi bakılsın diye bakım evine yerleştirmiştik. Orada bir 6 ay civarı kaldı, sonra kaybettik. Bu süreç aralığında ben teklifi kabul etmiştim. İmzayı attım 10 gün sonra babam vefat etti. Eh artık bağlayan bir şey yok, daha kolay olur gitmek diyerek kabul etmiş bulunduğum teklifi reddetmedim.
Ve fakat ben yasımı yaşayamamışım bunu çok net anladım. Anladım ama geç anladım. Özellikle eşim gitmeden önce başlayan panik atak krizlerinin sıklığı eşimin gitmesiyle birlikte tavan yaptı. 2-3 aya geleceğini bilsem de sanki babamda yaşayamadığım o kayıp duygusunu eşimle yaşıyorum. Hatta bana diyor ki "neden ben ölmüşüm gibi konuşuyorsun, kısa süreliğine de olsa geleceğim sık dişini"
Londra'yı şehir olarak çok sevmeme, ev arkadaşlarımın şahane insanlar olmasına, ülkenin ekonomik sıkıntıları varken neredeyse sınırsız oturum izni alacak süre kadar sponsorluğum olmasına ki terslik olmazsa zaten sözleşmemi uzatacaklar ben cehennemi yaşıyorum arkadaşlar. İki yeğenim ve bir eniştem olmak üzere, birkaç da aile dostu ve birkaç arkadaşla sınırlı bir çevrem vardı. Ben hepsini ne çok seviyormuşum meğersem. Hepsi gözümde tütüyor. Kornasından, çarpıklığına, insanından, yükselen yozluğuna bıktığım her şeyi unuttum, o çarpık sokakları özlüyorum. Hatta diyorum ki aynı sebepten o çıkmadığım Arap dolu istiklalde iki adım atsam nasıl da mutlu olurdum. Şehrin ve ülkenin gündeminden dolayı sinir hastasına dönmüş, etrafına bağırıp çağırmaktan başka bir şey yapmayan ben şimdi özler oldum siyasal islamı.
E dön diyeceksiniz, biliyorum. Oturup ağlama krizlerine giriyorsan, bu kadar özlüyorsan, işinde mutlu değilsen ne işin var orada? O kısımda işte başka bir patlangaç durumu oldu. Daha öncesinde, sözleşme veya görüşme sırasında bahsedilmemiş "eğer sponsorluk olunan süreden önce istifa edersen, KOVULURSAN veya bir şekilde ayrılırsan yapılan harcamaların kalan kısmını geri ödemekle yükümlüsün" gibi bir kağıt imzalatmak istiyorlar. Ki kime sorduysam zaten sponsor oldularsa bu tarz maddeler İngiltere'de çok normal, adamlar kendilerini güvence altına alıyorlar diyorlar. Ki imzalamasam bile bu zaten genel geçer bir uygulamaymış ama olay şu oldu yani, 5 seneden önce dönersem kalan zamanların masrafını ödemek durumunda kalıyorum. Aslında bu imza zorlamasına kadar biraz daha iyiydim fakat bununla beraber cehennemim daha ateşli bir yer halini aldı, duvarları iyice daraldı. İstanbul'dayken ilaç tedavisi, artı terapi ile görüyordum son dönemde. Tabii terapi işi burada yalan oldu, ilaçlara devam ediyorum sadece.
Tabii, ben de şu an için öyle bir para yok bu bir. Ne bok yicem ben bu iki? Çevremdeki herkes manyak mısın, ülke iyice çöküşe gidiyor, zamlar pahalılık almış başını gidiyor. Sen bulmuşsun bunuyor diyor bu dört? Ben ise kendi cehennemimi yaşıyorum, ne huzurum ne umudum kaldı. Bir noktada ya keşke ölsem ve bu sorunların hiçbirini çözmesem diyordum, şimdi en azından bunu tekrarlayıp durmuyorum. Elimden geleni yapmaya çalışıyorum iyi olmak ve tutunmak için. Gözümü karartıp borç, harç bulup buradaki şeyi ödeyip dönsem bu sefer de eşimin ve umrumda olmayan kendi geleceğimi sonlandırmış olacağım çünkü direkt döneceğim bir iş yok.
Ben nasıl iyi olabilirim ahali? Ben ne bok yiyeceğim?
Teşekkür ederim okuyabildiyseniz.
0
çok zor tavsiye vermek. hayat senin. "şunu bunu yap." demek ağır sorumluluk. ama "ben olsam" diyerek yazacağım.
o "kovulursan geri ödersin" olayı kötüymüş ama genelde ilk gidenler hep sıkıntı çekip sonra toparlıyorlar bence. sanırım 14 bin tl maaşın var. burada o maaşı alabilirim diyorsan dön. 5 yıl sonra maaşın 5k pound falan olacaksa kal bence. 10 sene sonra ing vatandaşlığı almış, yurt dışı tecrübesi olan, mükemmel ingilizce konuşan, evini arabasını almış biri olarak dönersin.
ama ben aşırı duygusal biri olarak yanıma alamıyorsam annem ve kardeşlerim için hemen dönerdim.
o "kovulursan geri ödersin" olayı kötüymüş ama genelde ilk gidenler hep sıkıntı çekip sonra toparlıyorlar bence. sanırım 14 bin tl maaşın var. burada o maaşı alabilirim diyorsan dön. 5 yıl sonra maaşın 5k pound falan olacaksa kal bence. 10 sene sonra ing vatandaşlığı almış, yurt dışı tecrübesi olan, mükemmel ingilizce konuşan, evini arabasını almış biri olarak dönersin.
ama ben aşırı duygusal biri olarak yanıma alamıyorsam annem ve kardeşlerim için hemen dönerdim.
0
Sözleşme imza sürecini uzat. Terapiye devam etmeye çalış. Gidişine bırak. Burayı da orayı da sen kurtarmayacaksın. Bırakın böyle düşünceleri. Olmuyorsa da zorlamaya gerek yok. Yurtdışından dönen çok var.
0
aslında buraya kendi derdimi sormak için girdim ama sizinkini okuyunca da en azından yalnız olmadığınızı benzer şeyleri herkesin yaşadığını, eminim biliyosunuzdur milyonlarca kere duymuşsunuzdur bunu, söylemek isterim.
kendi cehennemini bir an önce unutman lazım. gitmeden önceki günlerini ne kadar uğraştığını hatırla. yerinde olmak isteyen çok kişinin olması çok normal değil mi, manyak mısınlar, öyle şey mi olurlar aslında çok haklı değil mi, sen de bunun için uğraşmadın mı?
evet maaşın gerçekten düşük, uğraştığın insanlar aptal olabilir. bu süreyi biraz hızlı atlatmak lazım. zannediyo musun ki işinden bir tane (1) kişi mutlu. iş bu zaten amacı bu değil. eşin var, yalnız değilsin. süreyi müthiş bir şehirde, harika bir ülkede geçiriyor olduğunun farkına var.
özlediğin şeyler çok norma çok olağan. herkes bunları yaşıyor yeni bir yere taşınınca. alıştığımız şeylerden uzakta kalınca. ama sonra herkes alışıyor. sen de alışıcaksın. biraz daha ağlayacağız, ama londrada yaşıyoken ağlamayı da kabul edemeyeceğim doğrusu.
olabildiğince dışarı çık, türklerden de uzak dur. müthiş bir fırsat bu sahip olduğun. müthiş.
kendi cehennemini bir an önce unutman lazım. gitmeden önceki günlerini ne kadar uğraştığını hatırla. yerinde olmak isteyen çok kişinin olması çok normal değil mi, manyak mısınlar, öyle şey mi olurlar aslında çok haklı değil mi, sen de bunun için uğraşmadın mı?
evet maaşın gerçekten düşük, uğraştığın insanlar aptal olabilir. bu süreyi biraz hızlı atlatmak lazım. zannediyo musun ki işinden bir tane (1) kişi mutlu. iş bu zaten amacı bu değil. eşin var, yalnız değilsin. süreyi müthiş bir şehirde, harika bir ülkede geçiriyor olduğunun farkına var.
özlediğin şeyler çok norma çok olağan. herkes bunları yaşıyor yeni bir yere taşınınca. alıştığımız şeylerden uzakta kalınca. ama sonra herkes alışıyor. sen de alışıcaksın. biraz daha ağlayacağız, ama londrada yaşıyoken ağlamayı da kabul edemeyeceğim doğrusu.
olabildiğince dışarı çık, türklerden de uzak dur. müthiş bir fırsat bu sahip olduğun. müthiş.
0
bence dişinizi biraz sıkın. kendinize 6 ay 1 sene limit belirleyin. yine olmazsa o zaman düşünün buraya dönmeyi. bence bir kaç aya alışırsınız. tabii bu oldukça genel geçer bir tahmin ama yurt dışına yerleşen hiç bir arkadaşım artık dönmek istemiyor. sigarayı bırakmak gibi belli bi eşiği geçince artık yavaş yavaş azalacak dönme isteği benim tahminim. zaten londra çok uzak bir yer değil biletler de çok pahalı değil. ara sıra gelinir.böyle bir şansı hemen başında tepmeyin biraz sabredin burası kaçmıyor sonuçta.
0
cevap çok basit. iki seçeneği önüne koyacaksın. hangisinde mutluyum diye soracaksın. ve sonucu ne olursa olsun onu seçeceksin. bu kadar basit.
0
Bence tek ve en büyük sorun yalnızlık. Maaşınız var ama eşiniz yok. Onu artık dil okulu vs bir şey ayarlayıp yanınıza getirin.
0
1 yildan fazla ingiltereye en cok benzeyen yerde (avustralya) kaldiktan sonra 2 haftaligina memlekete dondum.
ben memleketimden hic bu kadar sogumamisim onu fark ettim. Ilk 3 ayim benim icin de cehennemdi. Hatta 3-4 ay oncesine kadar ipi koparip donsem mi diyordum. Ana 2 haftada ben memleketimden insanimdan sogudum.
Yurtfisindayken illa ki sadece sorunlar gozunde buyuyor insanin. Fakat ulkeye donunce neler kacirdigini anliyorsun. Sorun su ki ulkeye donmek kolay, yurtfisina cikmak zor.
Benim tavsiyem kendine zaman tani. 6 ay ver tekrar dusunmek icin. 6 ay donmeyi kesinlikle dusunme. 6 ay sonra tekrar degerlendir, 1 yil dolmadan da kesinlikle karar verme.
Turkiyede bile sozlesmelerde anlasmazlik maddesi var, eminim seninkinde de vardir. Olmazsa 1 yilin sonunda yuksek maas isteyip anlasmazlikla ayrilirsin isten. Veya bulunur bi yolu. Ama dedigim gibi, enisten falan seni 1 hafta oyalar, 1 ayin sonunda yana done dolasmaya baslarsin nasil geri donsem ingiltereye diye.
ben memleketimden hic bu kadar sogumamisim onu fark ettim. Ilk 3 ayim benim icin de cehennemdi. Hatta 3-4 ay oncesine kadar ipi koparip donsem mi diyordum. Ana 2 haftada ben memleketimden insanimdan sogudum.
Yurtfisindayken illa ki sadece sorunlar gozunde buyuyor insanin. Fakat ulkeye donunce neler kacirdigini anliyorsun. Sorun su ki ulkeye donmek kolay, yurtfisina cikmak zor.
Benim tavsiyem kendine zaman tani. 6 ay ver tekrar dusunmek icin. 6 ay donmeyi kesinlikle dusunme. 6 ay sonra tekrar degerlendir, 1 yil dolmadan da kesinlikle karar verme.
Turkiyede bile sozlesmelerde anlasmazlik maddesi var, eminim seninkinde de vardir. Olmazsa 1 yilin sonunda yuksek maas isteyip anlasmazlikla ayrilirsin isten. Veya bulunur bi yolu. Ama dedigim gibi, enisten falan seni 1 hafta oyalar, 1 ayin sonunda yana done dolasmaya baslarsin nasil geri donsem ingiltereye diye.
0
2 ay çok kısa, 1 sene çalışın. Bu sürede yaşam şartlarınızı iyileştirmeye bakın. Eğer durumunuzda iyileşme olmuyorsa geri dönün.
0
Maaşınız oldukça düşük, bahsettiğiniz şekilde şirket ise zam ve sosyal haklar konusunda sizi uzecekler gibi. Bir yakınım Londra'nın dışında 1000 paund kira bulmuştu fikir olsun diye söylüyorum. Eş aile ve kariyer hedeflerini iyi belirleyin bence
0
Çok fazla zorlanıp geri dönmek isteyenler oluyor. kimisi biraz çalışıp geri dönüyor kimisi alışıp kalıyor. Bence geri dönmeden önce en az 1 sene çalışmak iyi olur. 2 ay sanki erasmusa gitmişsiniz gibi cvde yazamazsınız bile.
0
Çok fazla şey üst üste geldiği için biraz zorlanıyorsunuz. Bence mümkün olduğunca sakin kalıp en azından 1 yılınızı doldurmaya gayret edin. "1 yıl az zaman değil" diyebilirsiniz ama zaman su gibi akıp geçiyor. Ben geleli 6 ay oldu, zaman ne ara geçip gitti anlamadım bile.
Hangi vize tipiyle çalışıyorsunuz? Tier 2 mi? Masraftan kasıtları ne? Klasik relocation/vize masrafları mı? Çoğu firma Tier 2 ile getirdikleri çalışanlara 6 ay veya 1 yıl gibi bir süre koyuyor ama 5 yıl bana biraz fazla geldi.
Son iki yılda ailemden iki kişiyi kaybettim. Özellikle ikinci kayıptan sonrası biraz ağır gelmeye başladı. Bu süreci atlatmak biraz kişiden kişiye göre değişiyor. Bana işten izin alıp birkaç gün tek başıma kafa dinlemek iyi geldi.
Hangi vize tipiyle çalışıyorsunuz? Tier 2 mi? Masraftan kasıtları ne? Klasik relocation/vize masrafları mı? Çoğu firma Tier 2 ile getirdikleri çalışanlara 6 ay veya 1 yıl gibi bir süre koyuyor ama 5 yıl bana biraz fazla geldi.
Son iki yılda ailemden iki kişiyi kaybettim. Özellikle ikinci kayıptan sonrası biraz ağır gelmeye başladı. Bu süreci atlatmak biraz kişiden kişiye göre değişiyor. Bana işten izin alıp birkaç gün tek başıma kafa dinlemek iyi geldi.
0
sikinti para, maas cok az. daha fazla kazanmanin yollarini bul, para isini cozersen gerisi gelir. 2300 pound ile londrada yasamak iste 2300tl ile istanbul'da surunmek gibi birsey. o is "oh ne guzel tl olarak 14bin tl kazaniyorsun" kafasiyla islemiyor.
0
bahsettiğin oda 500-600 pound olsa eline 1700 pound kalır. bu da londra'da iyi para.
oda 800 pound olsa 1500 eline kalır yine iyi para. o yüzden eşin bile gelse geçinir gidersiniz dert etme bu kadar.
maaş biraz düşük görünüyor ama ne iş yaptığını bilemedim. belki de fazla alıyorsun. sonuçta burada sana kimse sponsor olmuyor ben ayda 500 veririm bana sponsor olabilse birisi.. zaten masraflar da var yalan değil. zaten firma seni envanterine alacak değil iş yapmıyorsan çıkarabilir elbette.
bu konuda pazarlık yapmanı da tavsiye etmem ben patronun olsam ve bundan haberim olsa yerine anında başkasını bulurum. bana bile sürekli her gün orada iş var mı diye soran onlarca insan var. onlardan biri gelir işine konar.
yalnız kalmaman lazım. kaç yıl yurt dışı tecrübem oldu tek bildiğim sevdiklerin yanında olmazsa olmadığıdır..
oda 800 pound olsa 1500 eline kalır yine iyi para. o yüzden eşin bile gelse geçinir gidersiniz dert etme bu kadar.
maaş biraz düşük görünüyor ama ne iş yaptığını bilemedim. belki de fazla alıyorsun. sonuçta burada sana kimse sponsor olmuyor ben ayda 500 veririm bana sponsor olabilse birisi.. zaten masraflar da var yalan değil. zaten firma seni envanterine alacak değil iş yapmıyorsan çıkarabilir elbette.
bu konuda pazarlık yapmanı da tavsiye etmem ben patronun olsam ve bundan haberim olsa yerine anında başkasını bulurum. bana bile sürekli her gün orada iş var mı diye soran onlarca insan var. onlardan biri gelir işine konar.
yalnız kalmaman lazım. kaç yıl yurt dışı tecrübem oldu tek bildiğim sevdiklerin yanında olmazsa olmadığıdır..
0
Anlaşma şartları düşündüğün kadar ağır olmayabilir. Hatta yasal bile olmayabilir. Türkiye'de de özellikle yeni mezunlara bu tarz sözleşmeler imzalatırlar. Hatta senet bile imzalatan yerler var. Bu durumlar mahkemeye gittiğinde işçi kazanıyor genelde. Ayrıca deneme süresi vb oluyor. Öteki türlü köleliğe döner iş. Ve zorla çalışan kişi, işinden ayrılamazsa sabotaj riski doğar. Hiçbir şirket bunu istemez. Yani ilk önerim şu; bir avukata danış.
İkinci önerim şu; sabret. Daha 2 ay olmuş. Sabrın sonu selamet. Brooklyn diye film var. Senin durumuna çok benzer bir olayı anlatıyor. Onu izle.
Üçüncü öneri; olumlu sonuçlara odaklan. Seninkine benzer dönemlerden geçmiş çok insan var. Geçmişteki gurbetçileri düşün. Çoğu şehir görmemiş, bir kelime bile yabancı dili olmayan insanlar. Anadolunun ücra köylerinden, çoçuklarını bırakıp gittiler. Bir kısmı yıllarca çalıştı ve döndü. Bazıları da ailesini yanına aldı. Elin güçlendikçe işler rayına girer.
Son öneri; neye dönüyorsun bunu bir düşün. Baskı kalktığı için 1-2 hafta rahat olacaksın. Ama sonra burada iş arayacaksın. Bulsan bile ileride döndüğün için pişman olabilirsin. Alışana kadar zorluk var elbette. İşler zamanla rayına girer. Maaşın da artar, evin de olur.
İkinci önerim şu; sabret. Daha 2 ay olmuş. Sabrın sonu selamet. Brooklyn diye film var. Senin durumuna çok benzer bir olayı anlatıyor. Onu izle.
Üçüncü öneri; olumlu sonuçlara odaklan. Seninkine benzer dönemlerden geçmiş çok insan var. Geçmişteki gurbetçileri düşün. Çoğu şehir görmemiş, bir kelime bile yabancı dili olmayan insanlar. Anadolunun ücra köylerinden, çoçuklarını bırakıp gittiler. Bir kısmı yıllarca çalıştı ve döndü. Bazıları da ailesini yanına aldı. Elin güçlendikçe işler rayına girer.
Son öneri; neye dönüyorsun bunu bir düşün. Baskı kalktığı için 1-2 hafta rahat olacaksın. Ama sonra burada iş arayacaksın. Bulsan bile ileride döndüğün için pişman olabilirsin. Alışana kadar zorluk var elbette. İşler zamanla rayına girer. Maaşın da artar, evin de olur.
0
merhaba,
sırf sana cevap yazmak için giriş yaptım.
seni gayet iyi anlıyorum,
master için 6 yıl önce ingiltereye gittim, o zamanlar planım avrupa şartlarında kendimi sınamak sonra da belki Uk de belki başka bir batı avrupa ülkesinde yaşamaya devam etmekti (en azından bir süre).
kış vakti oralarda olmam, ışıksız ve güneşsiz geçen soğuk kış ayları ve depresyon, aslında yapmak istemediğim bir meslekte master yapıyor olmak, kur fark ve maddi zorluklar vs gibi şeyler çok zor geldi. yaz gelince koşa koşa istanbula döndüm, ve başka bir meslekte lisansa başladım.
o dönemki psikoljim, asla -en azından bir süre- yurt dışında kalmak istemediğim, orada "yalnız" lığa katlanmak zorun olmayışım, bunu kendime yapmak mecburiyetinde olmayışım, genç hissetmem ve gençliğimi kaybetmeden (?) istanbulda mutlu ve kaygısız (en azından UK'e olduğumdan daha kaygısız) yaşamak istediğim şeklindeydi. yani kararımı gayet sağdıktım.
sonuç olarak geçmişe bakıp pişman olacak yapıda bir insan değilim ancak gelecek ve meslek değiştirmek için daha vizyonlu ve öngörülü olabilirdim, yani orada da bezer şekilde meslek değiştirebilir ya da lisansa başlayabilirdim, ya da başka şekillerde yine yapmak istediğim şeyin peşinde olabilirdim.
daha önemlisi, şu anda istanbulda bir iki yıl daha kalıp, gerekli koşulları yaratıp; psikolojik, ekonomik vs. yine batı avrupada bir yere gitmek istiyorum.
zor olacak elbetteki dostum.
ama türkiye için huzurlu,yaşanabilir şartlar artık BİTİ. son buldu. kabul edelim artık bunu. elinde bir imkan var, bunun tadını çıkarmaya başla bir an önce. ben de senin gibi git gel yaşadığım sorular sorarken buradan biri bana şey demişti; mutsuz olacaksan türkiye'de bir yerde de mutsuz olursun. bu, bulunduğun yere değil sana bağlı birşey demişti, duyduğum en haklı yorum.
terapiye git, spora başla, acilen bir kursa, hobi aktivitesine katıl. olağanüstü bir şey olmak zorunda değil, facebook gruplarndan gumtree'den falan ya da workaway'den falan gönüllü şeylere bile bakabilirsin, orada kendine mümkünse ingilizlerin çok olduğu bir network kurmaya çalış.
türkiyeye dönmeyi unut ve hayatında ciddi ve büyük bir değişim yaşadığın için;bu bu tip değişimlerde başlangıçların hep çok zor olduğunu kendine hatırlat.
yalnızlığımızı, beklentilerimizi, hayallerimizi, ya da hayal kırıklıklarımızı kendimizle birlikte taşıyoruz, ülkene dönsen de yanında olacak bunlar.
ayrıca duygusuzromantik+1
sırf sana cevap yazmak için giriş yaptım.
seni gayet iyi anlıyorum,
master için 6 yıl önce ingiltereye gittim, o zamanlar planım avrupa şartlarında kendimi sınamak sonra da belki Uk de belki başka bir batı avrupa ülkesinde yaşamaya devam etmekti (en azından bir süre).
kış vakti oralarda olmam, ışıksız ve güneşsiz geçen soğuk kış ayları ve depresyon, aslında yapmak istemediğim bir meslekte master yapıyor olmak, kur fark ve maddi zorluklar vs gibi şeyler çok zor geldi. yaz gelince koşa koşa istanbula döndüm, ve başka bir meslekte lisansa başladım.
o dönemki psikoljim, asla -en azından bir süre- yurt dışında kalmak istemediğim, orada "yalnız" lığa katlanmak zorun olmayışım, bunu kendime yapmak mecburiyetinde olmayışım, genç hissetmem ve gençliğimi kaybetmeden (?) istanbulda mutlu ve kaygısız (en azından UK'e olduğumdan daha kaygısız) yaşamak istediğim şeklindeydi. yani kararımı gayet sağdıktım.
sonuç olarak geçmişe bakıp pişman olacak yapıda bir insan değilim ancak gelecek ve meslek değiştirmek için daha vizyonlu ve öngörülü olabilirdim, yani orada da bezer şekilde meslek değiştirebilir ya da lisansa başlayabilirdim, ya da başka şekillerde yine yapmak istediğim şeyin peşinde olabilirdim.
daha önemlisi, şu anda istanbulda bir iki yıl daha kalıp, gerekli koşulları yaratıp; psikolojik, ekonomik vs. yine batı avrupada bir yere gitmek istiyorum.
zor olacak elbetteki dostum.
ama türkiye için huzurlu,yaşanabilir şartlar artık BİTİ. son buldu. kabul edelim artık bunu. elinde bir imkan var, bunun tadını çıkarmaya başla bir an önce. ben de senin gibi git gel yaşadığım sorular sorarken buradan biri bana şey demişti; mutsuz olacaksan türkiye'de bir yerde de mutsuz olursun. bu, bulunduğun yere değil sana bağlı birşey demişti, duyduğum en haklı yorum.
terapiye git, spora başla, acilen bir kursa, hobi aktivitesine katıl. olağanüstü bir şey olmak zorunda değil, facebook gruplarndan gumtree'den falan ya da workaway'den falan gönüllü şeylere bile bakabilirsin, orada kendine mümkünse ingilizlerin çok olduğu bir network kurmaya çalış.
türkiyeye dönmeyi unut ve hayatında ciddi ve büyük bir değişim yaşadığın için;bu bu tip değişimlerde başlangıçların hep çok zor olduğunu kendine hatırlat.
yalnızlığımızı, beklentilerimizi, hayallerimizi, ya da hayal kırıklıklarımızı kendimizle birlikte taşıyoruz, ülkene dönsen de yanında olacak bunlar.
ayrıca duygusuzromantik+1
0
Zor bir dönemde gitmişsin (babanı kaybetmen zor bir süreç), eşin yanında değil ki 2-3 ayda bir görüşmek aşırı düşük bir rakam, belli ki türkiyede konforlu bir hayat yaşıyorken Ingiltere'ye çok düşük bir maaşla gitmişsin. Sonuç olarak zor günler yaşaman çok normal. Nasıl bir hayat yaşamak istediğini düşünmen lazım. Bu zorluk bitmeyecek ya da kolaylaşmayacak, sadece alışacaksın.
Ülkenin çöküşe gidiyor olması falan ciddi derecede abartılıyor, eğer kalifiye bir elemansan ve paranı da güzel kullanabiliyorsan Türkiye'de cenneti yaşıyorsun. Yurtdışında yaşamak herkese göre değil, bazı insanlar daha evcimen, belki size göre de değil, bunu hiç düşündünüz mü?
Artı tıbbi bir sorununuz var ve terapiyi de bırakmışsınız, tedaviyi bırakmak gibi bir şey değil mi bu?
Manyak mısın dönme muhabbeti yapanlar hayatında yurtdışında hiç yaşamamış insanlar oluyor genelde, onları çok kafaya takma derim
Ülkenin çöküşe gidiyor olması falan ciddi derecede abartılıyor, eğer kalifiye bir elemansan ve paranı da güzel kullanabiliyorsan Türkiye'de cenneti yaşıyorsun. Yurtdışında yaşamak herkese göre değil, bazı insanlar daha evcimen, belki size göre de değil, bunu hiç düşündünüz mü?
Artı tıbbi bir sorununuz var ve terapiyi de bırakmışsınız, tedaviyi bırakmak gibi bir şey değil mi bu?
Manyak mısın dönme muhabbeti yapanlar hayatında yurtdışında hiç yaşamamış insanlar oluyor genelde, onları çok kafaya takma derim
0
başınız sağ olsun
spor ve meditasyon yapmanızı öneririm
panik ile karar vermeyin derim
spor ve meditasyon yapmanızı öneririm
panik ile karar vermeyin derim
0
3.5 ay once Isvicre'ye yerlestim, sizin gibi cok motive, yillarca ulkeden gitmek isteyip cabaladim, gitme surecim biraz huzunlu oldu, sevgilim vardi, geldikten sonra ayrildik, zaten yalnizlik, yeni hayat kurma cabasi derken bir de ayrilma olayina baya uzuldum, haftasonlari tek basima birseyler yapmaya cabalamaktan cok sikilip agladigim gunler oldu, kisacasi hic kolay seyler yasamadim buraya geldigimden beri, ilk 2.5 ay kaldigim ev de ustelik hic mutlu degildim, sizinki gibi saygili ev arkadaslarim yoktu, uyumak bile mumkun degildi, mutfagi banyoyu bile dogru duzgun istedigim zamanlarda kullanamiyordum. buna ragmen katlandim.
Ilk ay henuz maasimi almamisken, kalici evimi buldum. 36 mt2 lik bir esyali studyo. bana yeter dedim, nispeten piyasaya gore ucuz sayilabilecek bir ev. her neyse, ilk ay dedigim gibi maasim yoktu, geldigim param neredeyse bitmisti ve depozito vermem gerekiyordu, ne yapacagimi bilemedigim icin cok cok uzuldugumu hatirliyorum, cunku kisa sureli borc isteyebilecegim bile kimse yoktu.
Simdi, kalici evime yerlestim, hersey gayet yolunda gidiyor, isin temposuna alisiyorum, ama hala arkadaslarimi babami ozluyorum, ben de annemi kaybettim 2 sene once, ayni sey degil belki ama uzuntusu ayni emin olun. hala yalnizim, ama yavas yavas sosyal ortamlara girmeye cabalayacagim, fransizca kursuna gitmeye baslayacagim, meetup dan etkinliklere bakacagim, elimden geldigince avrupada gezecegim, o sebeple donmeyi dusunmuyorum. cunku donsem, donmus olacagim ulke, benim bildigim guzel ulkem degil.
Demeye calistigim sey, kendinize en az 6 ay verin arkadaslarin dedigi gibi, caniniz sikilirsa isterseniz bana mesaj atabilirsiniz, sosyal olmaya calisin biraz daha, evde cok vakit gecirmeyin haftasonlarinda. evet maasiniz biraz dusuk kaliyor, ama cikip sehirde yuruyup bir de kahve icmek cok pahali birsey degil, esinizi de yaniniza almaya calisin, o zaman hersey degisecektir. ayrica ev arkadasli bir evde yasamak hic de kotu birsey degil, evde huzurunuz yerindeyse ona da hic takilmayin. benim de planim oydu ama bu kelepir evi bulunca planlar degisti.
Inanin yalniz degilsiniz, ama sakin ve sabirli olun. tavsiyem budur.
Ilk ay henuz maasimi almamisken, kalici evimi buldum. 36 mt2 lik bir esyali studyo. bana yeter dedim, nispeten piyasaya gore ucuz sayilabilecek bir ev. her neyse, ilk ay dedigim gibi maasim yoktu, geldigim param neredeyse bitmisti ve depozito vermem gerekiyordu, ne yapacagimi bilemedigim icin cok cok uzuldugumu hatirliyorum, cunku kisa sureli borc isteyebilecegim bile kimse yoktu.
Simdi, kalici evime yerlestim, hersey gayet yolunda gidiyor, isin temposuna alisiyorum, ama hala arkadaslarimi babami ozluyorum, ben de annemi kaybettim 2 sene once, ayni sey degil belki ama uzuntusu ayni emin olun. hala yalnizim, ama yavas yavas sosyal ortamlara girmeye cabalayacagim, fransizca kursuna gitmeye baslayacagim, meetup dan etkinliklere bakacagim, elimden geldigince avrupada gezecegim, o sebeple donmeyi dusunmuyorum. cunku donsem, donmus olacagim ulke, benim bildigim guzel ulkem degil.
Demeye calistigim sey, kendinize en az 6 ay verin arkadaslarin dedigi gibi, caniniz sikilirsa isterseniz bana mesaj atabilirsiniz, sosyal olmaya calisin biraz daha, evde cok vakit gecirmeyin haftasonlarinda. evet maasiniz biraz dusuk kaliyor, ama cikip sehirde yuruyup bir de kahve icmek cok pahali birsey degil, esinizi de yaniniza almaya calisin, o zaman hersey degisecektir. ayrica ev arkadasli bir evde yasamak hic de kotu birsey degil, evde huzurunuz yerindeyse ona da hic takilmayin. benim de planim oydu ama bu kelepir evi bulunca planlar degisti.
Inanin yalniz degilsiniz, ama sakin ve sabirli olun. tavsiyem budur.
0
ma ya
Yıllardır tsh hormonum bir yüksek bir normal çıkıyor. Doktorlar da yüksek olanların laboratuar hatası olabileceğini söyleyip tedavi gerektiren bir durum olmadığını belirtiyorlar. Bu kadar olağan bir şey mi laboratuar hatası?Aynı gün aynı yerde kan tahli yaptıran yakınlarımda bir anormallik çıkmazken
Yıllardır tsh hormonum bir yüksek bir normal çıkıyor. Doktorlar da yüksek olanların laboratuar hatası olabileceğini söyleyip tedavi gerektiren bir durum olmadığını belirtiyorlar. Bu kadar olağan bir şey mi laboratuar hatası?Aynı gün aynı yerde kan tahli yaptıran yakınlarımda bir anormallik çıkmazken benim değerim oynayıp duruyor :(
0
1’den fazla hatalı çıkmışsa doğru da olabilir değerler. Değerler 1’den fazla da normal çıkmışsa o da olabilir. Düzgün bir hastaneye gidin
0
6 yıl önce 13, 8 ve 5 çıktığı da olmuştu 3 ve 4 de. O zamandan beri bazen yılda bazen iki yılda bir kontrole gidiyorum ve 3 çıkıyordur genelde. Ama 10 gün önce yine 8 çıktı (aynı gün aynı yere annem babam kardeşim de kan verdiler ve onların sonuçları gayet normal). 3 gün önce başka bir hastanede yaptırdım tekrar, bu sefer 3 küsür çıktı. Delireceğim.
0
Sık olur mu bilmiyorum da benim erkek kuzenim hamile çıkmıştı kan tahlili sonucuna göre. Başka düzgün bir yerde yaptır.
0
mind mischief
merhabayın, çok sevdiğim hatta hayatımda en sevdiğim kokulardan birine sahip bir vücut spreyi var.o kadar seviyorum ki 75 ml 2 haftada falan bittiği oluyor. saçıma falan da sıkıyorum manyak gibi. ancak sorun vücut spreyi olduğu için kalıcı olmaması. çok aradım ancak parfümünü bulamadım. çok yakın bi
merhabayın, çok sevdiğim hatta hayatımda en sevdiğim kokulardan birine sahip bir vücut spreyi var.o kadar seviyorum ki 75 ml 2 haftada falan bittiği oluyor. saçıma falan da sıkıyorum manyak gibi.
ancak sorun vücut spreyi olduğu için kalıcı olmaması. çok aradım ancak parfümünü bulamadım. çok yakın bir kokuya sahip aynı marka ve serinin bir parfümünü buldum ama aynı tadı vermedi. erkekler spreyi olmasının da etkisi olabilir tabii.
bu spreyi bir karışımla ekle falan daha uzun süre kalıcı hale getirecek bir formül var mıdır ya? parası pulu umurumda değil. umurumda da o kadar değil. şöyle 30-40 şişe falan alıp 10 yıl götürecek kadar parfüm yapalım.
ancak sorun vücut spreyi olduğu için kalıcı olmaması. çok aradım ancak parfümünü bulamadım. çok yakın bir kokuya sahip aynı marka ve serinin bir parfümünü buldum ama aynı tadı vermedi. erkekler spreyi olmasının da etkisi olabilir tabii.
bu spreyi bir karışımla ekle falan daha uzun süre kalıcı hale getirecek bir formül var mıdır ya? parası pulu umurumda değil. umurumda da o kadar değil. şöyle 30-40 şişe falan alıp 10 yıl götürecek kadar parfüm yapalım.
0
Etken maddeleri uçurmadan, suyu azaltıp daha konsantre hale getirebilirsiniz ama zor iş. Cep boya aktarıp etkisi geçtikçe sıkmak en kolay yol
0
Bileklere filan hafif vazelin surup dagitip ustune sıkarsanız biraz daha artar kalıcılığı.
0
rolandobia
Hem önceki dönemlerden galatasaray passoligim var hem de sezon başında gençlerbirliği kombinesi almak için gençler kombinesi çıkarttım. 5 ekim'de oynanacak gençler-gs maçına kombinem ile girebilir miyim? Benzer bir tecrübe yaşayan oldu mu? Kombine alırken gişede sorduğum çocuk gs kartını maçtan önce
Hem önceki dönemlerden galatasaray passoligim var hem de sezon başında gençlerbirliği kombinesi almak için gençler kombinesi çıkarttım. 5 ekim'de oynanacak gençler-gs maçına kombinem ile girebilir miyim? Benzer bir tecrübe yaşayan oldu mu?
Kombine alırken gişede sorduğum çocuk gs kartını maçtan önce iptal ettrimen lazım dedi. Geçen gün telefonda sorduğum paso yetkilisi ise kombine ile girmende bir sıkıntı olmaz dedi. Net bir görüş yok yani.
Kombine alırken gişede sorduğum çocuk gs kartını maçtan önce iptal ettrimen lazım dedi. Geçen gün telefonda sorduğum paso yetkilisi ise kombine ile girmende bir sıkıntı olmaz dedi. Net bir görüş yok yani.
0
tabii ki girebilirsin. önemli olan hangi kartla hangi maça girmeye çalıştığın. gençlerbirliği kombine kartın varsa paşalar gibi de gençlerbirliği'nin içerideki maçlarına gidersin, kimse "galatasaray kartın var?" diye hesap soramaz.
galatasaray kartınla gençlerbirliği tarafından bilet almaya çalışırsan izin vermez. olacağı en fazla budur. senin dediğin gibi bir sistem olsa kimse maça gidemezdi ülkede, passolig gerzek bir sistem olsa bile o kadar aptal değil hala :)
galatasaray kartınla gençlerbirliği tarafından bilet almaya çalışırsan izin vermez. olacağı en fazla budur. senin dediğin gibi bir sistem olsa kimse maça gidemezdi ülkede, passolig gerzek bir sistem olsa bile o kadar aptal değil hala :)
0
gs passoligin varsa gs'nin deplasmanda olduğu maçlarda ev sahibi tribününe giremiyorsun kesin bilgi. gs özelinde değil tabi bu durum tüm takımlar için geçerli. aynısı başıma geldi; beşiktaşlıyım, tt arenada gomez'in golüyle yendiğimiz maça gs tribününden bilet bulunca gs passoligi için başvurdum. başvuru onaylandı ama aynı zamanda bjk logolu kartım da olduğu için o bileti gs logolu da olsa kartıma tanımlamaya izin vermedi sistem. kombine için ayrı bir uygulaması var mıdır bilemiyorum. en kötü ihtimalle kombineyi başka birinin kartına aktarıp girilir. doğru düzgün bakan yok zaten girişte kartlara.
sitesinde de yazıyor (www.passolig.com.tr):
Aynı maç için hem ev sahibi hem de misafir takım logolu Passolig kartım var, maça giriş yapabilir miyim?
İl ya da İlçe Spor Güvenlik Kurulu tarafından logo kısıtlaması kararı alındı ise ya da ev sahibi kulübün diğer logolu kartlarla ilgili kısıtlama kararı var ise ve hem ev sahibi hem de misafir takım logolu kartınız var ise ilgili müsabaka için maç bileti alamazsınız. Kulüp, İl ya da İlçe Spor Güvenlik Kurulu tarafından aksi bir karar alınmadığı sürece Passolig Kartınızın logosu ev sahibi takıma aitse, ev sahibi takımın tribünlerinden, kartınızın logosu misafir takımın logosuna sahipse misafir takım tribünlerinden bilet alabilir, Spor Toto Süper Lig ve Spor Toto 1. Lig'deki tüm maçlara giriş yapabilirsiniz.
sitesinde de yazıyor (www.passolig.com.tr):
Aynı maç için hem ev sahibi hem de misafir takım logolu Passolig kartım var, maça giriş yapabilir miyim?
İl ya da İlçe Spor Güvenlik Kurulu tarafından logo kısıtlaması kararı alındı ise ya da ev sahibi kulübün diğer logolu kartlarla ilgili kısıtlama kararı var ise ve hem ev sahibi hem de misafir takım logolu kartınız var ise ilgili müsabaka için maç bileti alamazsınız. Kulüp, İl ya da İlçe Spor Güvenlik Kurulu tarafından aksi bir karar alınmadığı sürece Passolig Kartınızın logosu ev sahibi takıma aitse, ev sahibi takımın tribünlerinden, kartınızın logosu misafir takımın logosuna sahipse misafir takım tribünlerinden bilet alabilir, Spor Toto Süper Lig ve Spor Toto 1. Lig'deki tüm maçlara giriş yapabilirsiniz.
0
mr.goodcat
2 şer gün kalınacak.özellikle yerli turisti öpmeyen makul ve lezzetli yemek yenecek mekan önerisi olan var mı?bonus: şuraya git veya şurayı gezmeden dönme dediğiniz yerler de ayrıca kabul edilir.
2 şer gün kalınacak.
özellikle yerli turisti öpmeyen makul ve lezzetli yemek yenecek mekan önerisi olan var mı?
bonus: şuraya git veya şurayı gezmeden dönme dediğiniz yerler de ayrıca kabul edilir.
özellikle yerli turisti öpmeyen makul ve lezzetli yemek yenecek mekan önerisi olan var mı?
bonus: şuraya git veya şurayı gezmeden dönme dediğiniz yerler de ayrıca kabul edilir.
0
kaş için ‘bi lokma’ restoran lezzetlidir. Meze tabağını tavsiye ederim doyurucudur.
Mekan olarak da muhtemelen planlarınız arasındadır ama kaputaş plajını -en geç 10.30’da orada olacak şekilde- tavsiye ederim. iyi eğlenceler şimdiden.
Mekan olarak da muhtemelen planlarınız arasındadır ama kaputaş plajını -en geç 10.30’da orada olacak şekilde- tavsiye ederim. iyi eğlenceler şimdiden.
0
Cirali´da hicbir sey yok. Yemekler ciddi kotu. Yeme-icme kulturu yok, varsa da disarida iyi yeme-icme yok Antalya´da. Iki uc gercekten iyi restaurant var, digerleri ortalama alti. Neredeyse sahildeki ve o ana caddedeki her yerde yedik 2 yaz oncesinde. Benim ailem herhalde 10 yildir oraya gidiyor, onlar da daha bulabilmis degiller. Karakus´a gidebilirsiniz, karniniz doyar iste. Daha iyisi de orada yok saniyorum.
Cirali´da yeni mekanlardan oneri varsa, ciddiye alin.
Cirali´da yeni mekanlardan oneri varsa, ciddiye alin.
0
Kaştan frida pubda hamburger yemeden dönmeyin.
Zaikaya mutlaka rezervasyon yaptırın.
Zaikaya mutlaka rezervasyon yaptırın.
0
diffarentiationation
baştan sona bu süreci merak ediyorum.yüksek lisans başlangıcından hedefleyip kesin olacağım diyip sadece yüksek lisansa mı odaklanıyorlar? çalışırken hem yüksek lisans yapıp sonra mı araştırma görevlisi oluyorlar?başka üniversitede yüksek lisans okuyup veya okurken sınava girip mi oluyorlar? yoksa b
baştan sona bu süreci merak ediyorum.
yüksek lisans başlangıcından hedefleyip kesin olacağım diyip sadece yüksek lisansa mı odaklanıyorlar? çalışırken hem yüksek lisans yapıp sonra mı araştırma görevlisi oluyorlar?
başka üniversitede yüksek lisans okuyup veya okurken sınava girip mi oluyorlar? yoksa başka üniversiteden almazlar mı?
hocalarla nasıl aralarını iyi tutuyorlar? hem derslere çok çalışıp hem hocaların her dediğini yapıyorlar mı?
tamamen tesadüf mü yoksa olucam ben deyip olabilirler mi?
ben de araştırma görevlisi olmak istiyorum ama çok soru var kafamda. süreci özetleyebilir misiniz siz veya tanıdığınız için?
yüksek lisans başlangıcından hedefleyip kesin olacağım diyip sadece yüksek lisansa mı odaklanıyorlar? çalışırken hem yüksek lisans yapıp sonra mı araştırma görevlisi oluyorlar?
başka üniversitede yüksek lisans okuyup veya okurken sınava girip mi oluyorlar? yoksa başka üniversiteden almazlar mı?
hocalarla nasıl aralarını iyi tutuyorlar? hem derslere çok çalışıp hem hocaların her dediğini yapıyorlar mı?
tamamen tesadüf mü yoksa olucam ben deyip olabilirler mi?
ben de araştırma görevlisi olmak istiyorum ama çok soru var kafamda. süreci özetleyebilir misiniz siz veya tanıdığınız için?
0
Bahsettiğin durumlar oluyor. Ama her üniversite her fakülte her bölüm kendi iç dinamiklerine sahip. Şuna vaktim yok. Uzun uzun yazarım. Mesajla da ulaşabilirsin. Bu işin iki ayağı var akademik ve idari kısım( referans torpil artık ne demek istersen)
0
üniversiteler kadro duyurusunda bulunuyor. Sen de o kadrolara basvuruyorsun. Duyurularda gerekli nitelikler yaziyor. Yüksek lisans yapıyor olmak, işte hangi alansa su şu alan mezunu olmak gibi. Ales ve dil puanı önemli. Bunun yanında tanıdık hoca olur ve sağlam referansin varsa daha olumlu oluyor. Girmek gerçekten zor. Alesler 94-95 dil puanları 95-100 civarında geziyor çünkü. Ama referansı olan kazanıyor. Bazen de yüksek lisans öğrencisine özel açılıyor. Diyor ki şu şu konuda araştırma yapmış olmak ya da bunu demese bile kadroyu senin için açmayı düşünüyoruz haberin olsun hazırlan gel kardeşim Diyorlar.
0
yüksek lisansa başlarken asistan olma niyetim yoktu. derse sürekli katılıyordum, hocalarla aram iyiydi ama bu amaca yönelik yapmıyordum, derse çalışıp az çok mantıklı konuşunca sınıfta öne çıkılıyor zaten. sonra mesleğimle ilgili 2-3 ay staj yaptım, dedim ben bu işi yapmayacağım akademisyen olacağım.
bizim okulda asistan olmam imkansızdı zaten kadro vermiyorlar biliyorum, 3-4 tane başka devlet üniversitesi denedim olmadı. torpil vs yoktu zaten öyle işlere girmem ama puanlarım çok iyiydi ales-dil ikisi de 95 üstüydü o yüzden biraz umudum vardı. dedim puanla çalışmayla olmuyor sanırım bu işler. sonra özel bir üniversite sınav açtı, umutsuz umutsuz girdim ama yine de çalıştım sınava, bir baktım kazandım. çok da mutluyum açıkçası.
devlette, iyi bir şehirde, yl-doktora yapılan okul dışında torpilsiz asistan olmak gerçekten zor. o yüzden puanları yüksek tutup özeller denenebilir.
bizim okulda asistan olmam imkansızdı zaten kadro vermiyorlar biliyorum, 3-4 tane başka devlet üniversitesi denedim olmadı. torpil vs yoktu zaten öyle işlere girmem ama puanlarım çok iyiydi ales-dil ikisi de 95 üstüydü o yüzden biraz umudum vardı. dedim puanla çalışmayla olmuyor sanırım bu işler. sonra özel bir üniversite sınav açtı, umutsuz umutsuz girdim ama yine de çalıştım sınava, bir baktım kazandım. çok da mutluyum açıkçası.
devlette, iyi bir şehirde, yl-doktora yapılan okul dışında torpilsiz asistan olmak gerçekten zor. o yüzden puanları yüksek tutup özeller denenebilir.
0
araştırma görevlisi olmak artık çok zor ve çok güvensiz bir kariyer.
neden zor? işsizlik ayyuka çıtığı için artık herkes bari akademisyen olayım derdine düştü. akademisye olmanın ilk basamağı da araştırma görevlisi olmak. doğal olrak rekabet büyük. torpil bulmak kısmını zaten saymıyorum.
neden güvencesiz? araştırma görevliliği için kanunda 2 şekil var. birincisi 50/d denilen, eskiden enstitü asitanlığı olarak tabir edilen tür, diğeri 33/a denilen daimi kadro. 50/d şu demek seni yüksek ya da doktora yapan bir öürenci olarak, öğrencisi olduğun fakülte veya enstitü işe alır. öürenciliğin devam ettiği sürece normal araştırma görevlileri gibi açlışırsın, aynı işi yapar, aynı haklardan yararlanır, aynı maaşı alırsın. ama öğrenciliğin bittiği anda, yani tezini bittiğin anda asistanlığın sona erer, kapının önüne konursun. ondan sonra sil baştan kendine öğretim üyesi olarak kadro aramaya başlarsın. 33/a ise öğrencilikten bağımsızdır. hala hiç öğrenci olmasan da, ya da tezini hiç bitiremesen de asistanlığın devam eder. istersen asisyan olarak emekli olursun. üniversitelerin çoğu artık 50/d asistan alıyor. böylece her hangi bir öğretim üyeliği vaat etmeden asistanları kullanıp kullanıp atıyor. o zavallılar da 30 yaşına gelmiş, hiç reel sektörde iş tecrübesi olmadan piyasada iş ya da üniversitelerde kadro aramaya başlıyorlar. dolayısıyla eğer bulabiliyorsanız 33/a için açılan kadrolara başvuru yapın.
bir de artık araştırma görevlisi için ilanlarda yüksek lisans öğrencisi olmak gibi şartlar konuluyor. yani bi taraftan yls'ye başlamak işinizi kolaylaştırır.
ar gör olmak çok detaylı, çok farklı prosedürleri var. kafanızdaki soruları net şekilde sorun özelden cevaplayayım.
neden zor? işsizlik ayyuka çıtığı için artık herkes bari akademisyen olayım derdine düştü. akademisye olmanın ilk basamağı da araştırma görevlisi olmak. doğal olrak rekabet büyük. torpil bulmak kısmını zaten saymıyorum.
neden güvencesiz? araştırma görevliliği için kanunda 2 şekil var. birincisi 50/d denilen, eskiden enstitü asitanlığı olarak tabir edilen tür, diğeri 33/a denilen daimi kadro. 50/d şu demek seni yüksek ya da doktora yapan bir öürenci olarak, öğrencisi olduğun fakülte veya enstitü işe alır. öürenciliğin devam ettiği sürece normal araştırma görevlileri gibi açlışırsın, aynı işi yapar, aynı haklardan yararlanır, aynı maaşı alırsın. ama öğrenciliğin bittiği anda, yani tezini bittiğin anda asistanlığın sona erer, kapının önüne konursun. ondan sonra sil baştan kendine öğretim üyesi olarak kadro aramaya başlarsın. 33/a ise öğrencilikten bağımsızdır. hala hiç öğrenci olmasan da, ya da tezini hiç bitiremesen de asistanlığın devam eder. istersen asisyan olarak emekli olursun. üniversitelerin çoğu artık 50/d asistan alıyor. böylece her hangi bir öğretim üyeliği vaat etmeden asistanları kullanıp kullanıp atıyor. o zavallılar da 30 yaşına gelmiş, hiç reel sektörde iş tecrübesi olmadan piyasada iş ya da üniversitelerde kadro aramaya başlıyorlar. dolayısıyla eğer bulabiliyorsanız 33/a için açılan kadrolara başvuru yapın.
bir de artık araştırma görevlisi için ilanlarda yüksek lisans öğrencisi olmak gibi şartlar konuluyor. yani bi taraftan yls'ye başlamak işinizi kolaylaştırır.
ar gör olmak çok detaylı, çok farklı prosedürleri var. kafanızdaki soruları net şekilde sorun özelden cevaplayayım.
0
Aras gor kadrolari 50d. Yani doktora bitince okulun seni istihdam etme zorunlulugu yok. Ogretim gorevliligi 33a acisindan avantajli.
Yukarida yazilara ek olarak bir sey soylemek istiyorum.
hocalarla nasıl aralarını iyi tutuyorlar? hem derslere çok çalışıp hem hocaların her dediğini yapıyorlar mı?
Hoca ile arayi iyi tutmak demek hocanin her dedigini yapmak demek olmamali. Insanin kendi prensipleri, meslek etigi ve kendi dusunceleri olmali. Gerektiginde hocadan farkli bir soz soyleme "cesaretini" gosterebilmeli.
Bunu neden soyledim? Cunku maalesef hocalarin kolesi olmus bir aras gor ile ayni ortami paylasmaktayim. Boyle yaparak okulda guzel yerlere gelebilecegini/tercih edilebilirligini artirmaya calisiyor ama disardan bakildiginda ne yazik ki birey olamamis insan profili ciziyor. Cok uzucu...
Yukarida yazilara ek olarak bir sey soylemek istiyorum.
hocalarla nasıl aralarını iyi tutuyorlar? hem derslere çok çalışıp hem hocaların her dediğini yapıyorlar mı?
Hoca ile arayi iyi tutmak demek hocanin her dedigini yapmak demek olmamali. Insanin kendi prensipleri, meslek etigi ve kendi dusunceleri olmali. Gerektiginde hocadan farkli bir soz soyleme "cesaretini" gosterebilmeli.
Bunu neden soyledim? Cunku maalesef hocalarin kolesi olmus bir aras gor ile ayni ortami paylasmaktayim. Boyle yaparak okulda guzel yerlere gelebilecegini/tercih edilebilirligini artirmaya calisiyor ama disardan bakildiginda ne yazik ki birey olamamis insan profili ciziyor. Cok uzucu...
0
50d'li ve yukarıda yazılan tabirle "zavallı" bir araştırma görevlisiyim. Torpil, referans vesaire olmadan hakkımla kazanarak girdim.
Bahsedildiği gibi 50d nin iş güvencesi yok, 33a nin var. Fakat artık 33a kapsamında araştırma görevlisi alımı olmuyor. Herkes 50d li olmanın bilinci ile başlayacak bundan sonra. Olmak istiyorsanız kesinlikle olmaya çalışın. Doktora sonrası ilişiğinizin kesilmesi sorun olmaz. Neden? Çünkü siz doktora sonrası ayrılacağıniz bilinci ile hareket edecek, kendinize ona göre yatırım yapacaksınız.
Ilan.gov.tr den tüm üniversitelerin akademik kadro ilanlarını takip edebilirsiniz.
Artık hemen hemen her üniversite lisansüstü eğitim yapıyor şartı koyuyor ilanlara. Zira 50d li alacaklari icin ogrenci olmaniz geremiyor.
Daha sonra ales, yabancı dil, lisans not ortalaması ve yazılı sınav ile değerlendirme yapılıp alımlar gerçekleşiyor.
Başarılar dilerim.
Bahsedildiği gibi 50d nin iş güvencesi yok, 33a nin var. Fakat artık 33a kapsamında araştırma görevlisi alımı olmuyor. Herkes 50d li olmanın bilinci ile başlayacak bundan sonra. Olmak istiyorsanız kesinlikle olmaya çalışın. Doktora sonrası ilişiğinizin kesilmesi sorun olmaz. Neden? Çünkü siz doktora sonrası ayrılacağıniz bilinci ile hareket edecek, kendinize ona göre yatırım yapacaksınız.
Ilan.gov.tr den tüm üniversitelerin akademik kadro ilanlarını takip edebilirsiniz.
Artık hemen hemen her üniversite lisansüstü eğitim yapıyor şartı koyuyor ilanlara. Zira 50d li alacaklari icin ogrenci olmaniz geremiyor.
Daha sonra ales, yabancı dil, lisans not ortalaması ve yazılı sınav ile değerlendirme yapılıp alımlar gerçekleşiyor.
Başarılar dilerim.
0
Bölüme göre değişiyor olabilir ama genelde her araştırma görevlisi olan yüksek lisans aşamasında, hatta başlarında olur. Zaten başvuru şartlarında da bu belirtilir. Anabilim dalına çalışacak insan alacaklar; o yüzden 1-2 sene içinde doktorasını bitirip kendisi hoca olacak kişiyi pek istemezler. Körpe asistan alıp yetiştirmek isterler.
Üniversitelere kadroları YÖK veriyor, o yüzden haydi ben şurada asistan olayım deyip olamıyorsunuz. Hatta hocalar kürsüye bir asistan mı alsak dediğinde bile YÖK kadro vermeyince olmuyor. Vakıf üniversitelerinde işe alım süreçleri biraz daha farklı sanırım, onlar daha rahat ilan verebiliyor. Ayrıca bir kürsüde halihazırda asistanlar varsa onlar doktoralarını bitirmeden de asistan alınmayabiliyor. Bu dış faktörler yüzünden beklemeyi gerektiren bir süreç. Dolayısıyla araştırma görevlisi olana kadar özel sektörde çalışılıyor. Bu "tesadüf" ile ilgili sorunuza da cevap olabilir.
50/d'denin ifade tarzından hareketle araştırma görevlilerinin çalıştıkları üniversitede lisansüstü eğitim alıyor olmaları şartı koşuldu bir ara, YÖK'ten yazılar falan geldi ama bana çok güvenmeyin bu konuda. Farklı üniversitede yüksek lisans/doktora yapan asistan arkadaşlarım oldu ama bir kısmı kaydını naklettirdi, son durumu bilmiyorum. Zaten her üniversitede lisans üstü eğitim de verilmiyor ve başka yerde eğitim görmek bir mecburiyet haline geliyor. Ancak hocaların kendi öğrencileri olan ve tanıdıkları lisansüstü öğrencilerine daha sempatiyle bakacakları da neredeyse kesin.
Hocalarla ilişki konusu tamamen hocaya ve hocanın çapına bağlı. Asistanına çanta taşıtıp faturalarını ödetmek için bankaya yollayan hoca modeli olduğu gibi asistanıyla doktrinde zıt görüşleri savunan, ona eşiti gibi davranan hocalar da var. İlk model hocanın kokusunu alırsanız kaçın derim. Zaten sözlükte de sık sık eleştirilen "torpil" olayı bu ilk model hocalarda oluyor; akademik anlamda çok başarılı olsanız da kendi yeğenini işe alır o. Torpilci hocaların dışında normal hocalar genelde lisansta veya lisansüstü eğitim sırasında derslerdeki performansını beğendikleri öğrencileri asistan olarak seçer. Böyle bir tanışıklık yoksa da gerçekten önceki akademik başarıları ve bilim sınavına bakıyorlar. Hatta aynı kadroya başvuran birden fazla beğendikleri öğrenci de olabilir, burada da söz konusu ölçütlere göre karar verirler. Tabii not ortalaması en düşük adayın, sırf hocalar onunla çalışmak istediği istediği için işe alındığı da oluyor; yine dönüp dolaşıp "torpil"e geliyoruz. (Bu arada belirtmeden geçemeyeceğim, benzer bir vakada tüm puanları aşırı yüksek bir adayın cümle kurmaktan aciz bir tip olduğunu gördüm; böyle tiplerin alınmamasını da yadırgamıyorum açıkçası. Sürekli test çözüp dersleri ezberleyerek üniversite bitirerek yüksek not ortalaması yapmış ama pratik zekası sıfır tipler var cidden. Bu yüzden alt sırada olup da işe girenlerin de hepsi torpil olmayabilir, ya da belki ben çok safım.)
Siz de araştırma görevlisi olursanız birlikte çalışacağınız hocaları tanımalısınız; kesinlikle anlaşamayacağınız biri ile doktorayı bitirene kadar birlikte çalışmak size de işkence gibi gelebilir. Hocanın her dediğini yapma psikolojisiyle bu işe girmeyin. Zaten makul biri hoca sizden yapmamanız gereken bir şeyi yapmanızı da istememelidir.
Ayrıca başta söylediğime geri döneyim: Bilgisayar mühendisliği ile hukukta araştırma görevlisi olmak farklıdır; niyetiniz ciddileştikçe kendi alanınızdan asistanlarla konuşun.
Üniversitelere kadroları YÖK veriyor, o yüzden haydi ben şurada asistan olayım deyip olamıyorsunuz. Hatta hocalar kürsüye bir asistan mı alsak dediğinde bile YÖK kadro vermeyince olmuyor. Vakıf üniversitelerinde işe alım süreçleri biraz daha farklı sanırım, onlar daha rahat ilan verebiliyor. Ayrıca bir kürsüde halihazırda asistanlar varsa onlar doktoralarını bitirmeden de asistan alınmayabiliyor. Bu dış faktörler yüzünden beklemeyi gerektiren bir süreç. Dolayısıyla araştırma görevlisi olana kadar özel sektörde çalışılıyor. Bu "tesadüf" ile ilgili sorunuza da cevap olabilir.
50/d'denin ifade tarzından hareketle araştırma görevlilerinin çalıştıkları üniversitede lisansüstü eğitim alıyor olmaları şartı koşuldu bir ara, YÖK'ten yazılar falan geldi ama bana çok güvenmeyin bu konuda. Farklı üniversitede yüksek lisans/doktora yapan asistan arkadaşlarım oldu ama bir kısmı kaydını naklettirdi, son durumu bilmiyorum. Zaten her üniversitede lisans üstü eğitim de verilmiyor ve başka yerde eğitim görmek bir mecburiyet haline geliyor. Ancak hocaların kendi öğrencileri olan ve tanıdıkları lisansüstü öğrencilerine daha sempatiyle bakacakları da neredeyse kesin.
Hocalarla ilişki konusu tamamen hocaya ve hocanın çapına bağlı. Asistanına çanta taşıtıp faturalarını ödetmek için bankaya yollayan hoca modeli olduğu gibi asistanıyla doktrinde zıt görüşleri savunan, ona eşiti gibi davranan hocalar da var. İlk model hocanın kokusunu alırsanız kaçın derim. Zaten sözlükte de sık sık eleştirilen "torpil" olayı bu ilk model hocalarda oluyor; akademik anlamda çok başarılı olsanız da kendi yeğenini işe alır o. Torpilci hocaların dışında normal hocalar genelde lisansta veya lisansüstü eğitim sırasında derslerdeki performansını beğendikleri öğrencileri asistan olarak seçer. Böyle bir tanışıklık yoksa da gerçekten önceki akademik başarıları ve bilim sınavına bakıyorlar. Hatta aynı kadroya başvuran birden fazla beğendikleri öğrenci de olabilir, burada da söz konusu ölçütlere göre karar verirler. Tabii not ortalaması en düşük adayın, sırf hocalar onunla çalışmak istediği istediği için işe alındığı da oluyor; yine dönüp dolaşıp "torpil"e geliyoruz. (Bu arada belirtmeden geçemeyeceğim, benzer bir vakada tüm puanları aşırı yüksek bir adayın cümle kurmaktan aciz bir tip olduğunu gördüm; böyle tiplerin alınmamasını da yadırgamıyorum açıkçası. Sürekli test çözüp dersleri ezberleyerek üniversite bitirerek yüksek not ortalaması yapmış ama pratik zekası sıfır tipler var cidden. Bu yüzden alt sırada olup da işe girenlerin de hepsi torpil olmayabilir, ya da belki ben çok safım.)
Siz de araştırma görevlisi olursanız birlikte çalışacağınız hocaları tanımalısınız; kesinlikle anlaşamayacağınız biri ile doktorayı bitirene kadar birlikte çalışmak size de işkence gibi gelebilir. Hocanın her dediğini yapma psikolojisiyle bu işe girmeyin. Zaten makul biri hoca sizden yapmamanız gereken bir şeyi yapmanızı da istememelidir.
Ayrıca başta söylediğime geri döneyim: Bilgisayar mühendisliği ile hukukta araştırma görevlisi olmak farklıdır; niyetiniz ciddileştikçe kendi alanınızdan asistanlarla konuşun.
0
zaten süreç ve koşullar güzelce açıklanmış şimdiye kadar. ben kısa birşey eklemek istiyorum. tüm o sınav puanlarının yanında bir de hocaların insiyatiflerini kullandıkları mülakat notu oluyor, o epeyce belirleyici... yani hocaların seni istemesi gerekiyor. bunun için çalışkanlık ve alana karşı ilgili olduğunu göstermek olmazsa olmaz şart. bir de bölüme iş arkadaşı olarak gireceğin için arıza çıkarmayacak, "easy-going" kişilikleri daha fazla tercih ediyorlar.
ayrıca benim şahit olduğum kadarıyla asistan olmak isteyenler niyetlerini lisansta belli ediyorlardı, hocalara önceden söylüyorlardı. yani kariyer planını akademisyenlik üzerine kuruyorlardı ta en baştan.
ayrıca benim şahit olduğum kadarıyla asistan olmak isteyenler niyetlerini lisansta belli ediyorlardı, hocalara önceden söylüyorlardı. yani kariyer planını akademisyenlik üzerine kuruyorlardı ta en baştan.
0
Boş işler onlar açıkça söyleyeyim. Zamanını boşa heba etme. Parayı hiç söylemiyorum çünkü o kazanılır da en güzel zamanların ciğeri beş para etmez adamların egosunu gazlamakla geçer. Meslek lisesi öğretmeni 8bin TL alıyor. Harcadığı efor malum.
Nasıl girerim e gelince adamın varsa girersin yoksa hiç umutlanma. Özel üniversite belki olur ama belediye çöpçüsünün bile senden daha çok hakkı olur. Anlattıklarım sert gelebilir ama gerçekler bunlar.
Nasıl girerim e gelince adamın varsa girersin yoksa hiç umutlanma. Özel üniversite belki olur ama belediye çöpçüsünün bile senden daha çok hakkı olur. Anlattıklarım sert gelebilir ama gerçekler bunlar.
0
Lisansta dersleri iyi tutup, bir hocanin gozune girmek ve hoca sozunden cikmamak ilk asama.
Lisans son sinifta ALES ve YDS'den min. 85'er veya ustu puan alacak seviyeye gelmis olup, son sinifta bu puanlari almak (sureci hizlandirmak icin o sene. Yoksa istediginiz zaman yl ve bu sinavlara giris serbest).
Yuksek lisansi vakit kaybi yasamadan bitirmek. Ales ve yds'yi guncel tutmak.
Sonrasinda kadrolara basvurmak ya da hocanizin sizin icin rektorunuzden kadro talep etmesi.
Bu is tabiatiyla boyle. Bunun adi torpil degil. Siz bu surece lisansran beri hazirlanmis olacaksiniz. Arkadaslariniz batak atıp haftasonlari icerken siz calisiyor olacaksiniz.
Bu surecte gecim nasil saglanacak? Bu sartlari saglayacak potansiyeli olan kisi kesinlikle burs buluyor. Emin olun.
Siz iyiyseniz, egitim sistemimiz ve imkanlar o kadar da kotu degil. Aglaklari dinlemeyin yeter.
Ve bu isi gercekten seviyorsanız hedefleyin. Yoksa oto galeri acip esnaf olan arkadasinizin gunluk gelirinin sizin aylik geliri oldugunu bilmeniz sizi cok uzer.
Lisans son sinifta ALES ve YDS'den min. 85'er veya ustu puan alacak seviyeye gelmis olup, son sinifta bu puanlari almak (sureci hizlandirmak icin o sene. Yoksa istediginiz zaman yl ve bu sinavlara giris serbest).
Yuksek lisansi vakit kaybi yasamadan bitirmek. Ales ve yds'yi guncel tutmak.
Sonrasinda kadrolara basvurmak ya da hocanizin sizin icin rektorunuzden kadro talep etmesi.
Bu is tabiatiyla boyle. Bunun adi torpil degil. Siz bu surece lisansran beri hazirlanmis olacaksiniz. Arkadaslariniz batak atıp haftasonlari icerken siz calisiyor olacaksiniz.
Bu surecte gecim nasil saglanacak? Bu sartlari saglayacak potansiyeli olan kisi kesinlikle burs buluyor. Emin olun.
Siz iyiyseniz, egitim sistemimiz ve imkanlar o kadar da kotu degil. Aglaklari dinlemeyin yeter.
Ve bu isi gercekten seviyorsanız hedefleyin. Yoksa oto galeri acip esnaf olan arkadasinizin gunluk gelirinin sizin aylik geliri oldugunu bilmeniz sizi cok uzer.
0
vakıf üniversitesinde olursun ama ne işler yaparsın bilinmez. Maaş olarak devlet çok iyi tabii, ama ben hiç bakmadım bile (çünkü ilan da çok nadir çıkıyor, çıktığında da kimin alınacağı belli diye düşünüyorum çoğu zaman)
iş garantisi kadro falan demişler ama doktorayı bitirdikten sonra zaten buluruz bence ya. Ben kendi alanımda dr.öğretim üyesi ilanı görüyorum sağda solda, ha yine devlet değil çoğu tabii.
Ben öğretim görevlisiyim, bir arkadaşım araştırma görevlisi, o zamanlar yök'ün sayfasından bakıyorduk şimdi ilan.gov.tr var sanırım, baya ilan bulduk başvurduk kazandık. (yani okuduğumuz yerler değil, bambaşka yerlerde bulduk) Ama devlete girebilen bizim iki katımız maaş alıyor o ayrı :D
iş garantisi kadro falan demişler ama doktorayı bitirdikten sonra zaten buluruz bence ya. Ben kendi alanımda dr.öğretim üyesi ilanı görüyorum sağda solda, ha yine devlet değil çoğu tabii.
Ben öğretim görevlisiyim, bir arkadaşım araştırma görevlisi, o zamanlar yök'ün sayfasından bakıyorduk şimdi ilan.gov.tr var sanırım, baya ilan bulduk başvurduk kazandık. (yani okuduğumuz yerler değil, bambaşka yerlerde bulduk) Ama devlete girebilen bizim iki katımız maaş alıyor o ayrı :D
0
trgydl
sevdiğim birisi için danışmak istiyorum. muayane gibi gidip durumu anlatsam?
sevdiğim birisi için danışmak istiyorum. muayane gibi gidip durumu anlatsam?
0
the real brad pitt
Grange’dan şeytan yemini’ni okumuştum. Beğendim. Aldım sonra iki kitabını da. Ben sandım ki başkomser nevzat gibi olacak bunlar. Değilmiş :)Tek karakter olmasını kastetmiyorum. Ben 1.tekil şahısla yazılan romanlara bayılıyorum. Bunlar öyle değilmiş :(Soru yok. Burukluk var.
Grange’dan şeytan yemini’ni okumuştum. Beğendim. Aldım sonra iki kitabını da. Ben sandım ki başkomser nevzat gibi olacak bunlar. Değilmiş :)
Tek karakter olmasını kastetmiyorum. Ben 1.tekil şahısla yazılan romanlara bayılıyorum. Bunlar öyle değilmiş :(
Soru yok. Burukluk var.
Tek karakter olmasını kastetmiyorum. Ben 1.tekil şahısla yazılan romanlara bayılıyorum. Bunlar öyle değilmiş :(
Soru yok. Burukluk var.
0
Hocam sisle gelen yolcu olmasın :) bence oku beğeneceksin siyah kan ı. Diğerinden emin değilim hitap etmeyebilir. her üçünüde okumuştum bir zamanlar ve bayılmıştım. dediğini anladım fakat yinede öncelikle siyah kan a şans vermelisin.
0
hononu
hani şu günü birlik olan muziksiz yemekli koy koy gezen turlar.kaş'ı ben çok sevmiştim. ama bir arkadaşın iddiası en güzel koylar göcek'de. sizin favoriniz hangisi?
hani şu günü birlik olan muziksiz yemekli koy koy gezen turlar.
kaş'ı ben çok sevmiştim. ama bir arkadaşın iddiası en güzel koylar göcek'de. sizin favoriniz hangisi?
kaş'ı ben çok sevmiştim. ama bir arkadaşın iddiası en güzel koylar göcek'de. sizin favoriniz hangisi?
0
marmaris'te gebe kilise tarafına giden bi tur var, favorim o ama lacivert, akvaryum, çiftlik koyu ..vs oralar da güzel.
0
uzun kulaklı yalnız tavşan
1. Miramare beach 2. Sunis Kumköy resort3. Sentido perissa by paloma hotels1.si diğerlerinden 1000 TL daha ucuz ve dört yıldızlı, diğerleri ise 5Aynı bölgedeler, deniz, kum farki yok yani. 40 aylık bebe için en keyif alacağı havuzu, en temiz yeri arıyorum aslında. Ütopya peşinde de olabilirim tabi.
1. Miramare beach
2. Sunis Kumköy resort
3. Sentido perissa by paloma hotels
1.si diğerlerinden 1000 TL daha ucuz ve dört yıldızlı, diğerleri ise 5
Aynı bölgedeler, deniz, kum farki yok yani. 40 aylık bebe için en keyif alacağı havuzu, en temiz yeri arıyorum aslında. Ütopya peşinde de olabilirim tabi.
Bu otellerde konaklayan var mı aramızda?
2. Sunis Kumköy resort
3. Sentido perissa by paloma hotels
1.si diğerlerinden 1000 TL daha ucuz ve dört yıldızlı, diğerleri ise 5
Aynı bölgedeler, deniz, kum farki yok yani. 40 aylık bebe için en keyif alacağı havuzu, en temiz yeri arıyorum aslında. Ütopya peşinde de olabilirim tabi.
Bu otellerde konaklayan var mı aramızda?
0
Sunis Kumköy herşeyiyle çok iyiydi. Kesinlikle tavsiye ederim.
0
Sorduğunuz oteller hakkinda bir fikrim yok ancak internetten otel seçmek gibi riskli bir konuda taktigim şu oluyor benim,
Trip, google gibi otel hakkinda yorumlarin oldugu platformlarda 4-5 yıldızlı yorumlari gormeyip sadece 1-2-3 yıldız verenlerin yorumlarina bakip ordan bi oranti kurmaya çalışıyorum.
Zira 5 yıldız verenlerin derinligi genelde "super yhaaa"dan öteye gitmezken düşük puan verenler olumsuz yanlarini tek tek sıralıyor. Olumlu taraflarini zaten otelin kendi galerisinde köpürtülmüş olarak gorebiliyoruz.
Trip, google gibi otel hakkinda yorumlarin oldugu platformlarda 4-5 yıldızlı yorumlari gormeyip sadece 1-2-3 yıldız verenlerin yorumlarina bakip ordan bi oranti kurmaya çalışıyorum.
Zira 5 yıldız verenlerin derinligi genelde "super yhaaa"dan öteye gitmezken düşük puan verenler olumsuz yanlarini tek tek sıralıyor. Olumlu taraflarini zaten otelin kendi galerisinde köpürtülmüş olarak gorebiliyoruz.
0
uzun kulaklı yalnız tavşan
Bu noktadan sideye nasıl ulaşabiliriz? 3 kişiyiz ve baktığım shuttle hizmetleri gerçekten çok pahalı. Minibüs otobüs seçeneği var mı acaba?
Bu noktadan sideye nasıl ulaşabiliriz? 3 kişiyiz ve baktığım shuttle hizmetleri gerçekten çok pahalı. Minibüs otobüs seçeneği var mı acaba?
0
yola çıkıp oradan tramvaya binip merkezden otobüslere binebilirsiniz. 1 km falan yürümeniz lazım. sanırım yol kenarından da geçiyor minibüs tarzı otobüsler ama sideye sürekli gidiyor mu bilemedim.
0
7/24 transfer kullaniyorum ben. Ya da ana yola cikip manavgat seyahat otobuslerine binip side yol ayriminda inip side minibuslerine bineceksiniz. Muhtemelen ayni paraya gelebilir ama.
Shuttlelar 30-40 tl idi kisi basi.
Shuttlelar 30-40 tl idi kisi basi.
0
@kuehles onerebilecegin bir shuttle firması var mı? Bugün herkes en az 100 TL den fiyat verdi de sen 30-40 diyince şaşırdım. Öyleyse zaten diğer alternatiflere bakmam bile.
0
7/24 transferin shuttelları geçen sene 30 tl’idi. Side— havaalanı gitmiştik. Tam zamanında gelmişti tavsiye ederim
0
karayel
sb.
sb.
0
Continental aldım ama şuan çukurlara girdikçe diyorum ki falken alsaydım.
0
marka degil model secmenizi tavsiye ederim.
mesela kumho'nun bir modelinden cok memnunum ama kumho tercih edin diyemem.
mesela kumho'nun bir modelinden cok memnunum ama kumho tercih edin diyemem.
0
Yok abla, ciddiyim. Ben memnunum snowmaster modelinden. Ankara soğuğunda, karında kışında bir sıkıntı çıkarmadı bana.
0
Goodyear efficient grip modeli böyle bir lastik. Çok pahalı değil, ucuz değil, kalitesiz ve güvensiz değil ama en konforlu ve sportif lastik de değil, uzun ömürlü ama taş gibi de değil.
0
lastik ne sartlarda kullanilacak, 4 mevsim mi, performans mi, ki$ lastigi mi? detay lazim..
0
nokian +1
saniyorum tr'de pek taninan bir lastik degil ama 4 mevsim/ki$ sartlarinda testlerde diger butun markalari tokatliyor.
saniyorum tr'de pek taninan bir lastik degil ama 4 mevsim/ki$ sartlarinda testlerde diger butun markalari tokatliyor.
0
boyuta gore markalarin performanslari degisiyor mesela 175 65 14 icin 2 sene ustuste en iyi secilen falken di . genel olarak falken ve dunlop tr de uretilen japon markasi fp si cok iyi lastikler.
0
onkiloversemtamamım
Sevdiğiniz ve az bilinen bir şarkısını önerir misiniz
Sevdiğiniz ve az bilinen bir şarkısını önerir misiniz
0
Yollar
Ne ekmek ne de su
Harbe giden sarı saçlı kız
Yaşamak alışmaktır
Bir damla gözyaşı
Daha uzar gider listem ;)
Ne ekmek ne de su
Harbe giden sarı saçlı kız
Yaşamak alışmaktır
Bir damla gözyaşı
Daha uzar gider listem ;)
0
"O" albümündeki hemen hemen bütün şarkılar çok güzeldir. O albüme komple bir gözatmalısınız.
0
az bilinen en sevdigim sarkisi kiskanclik. bi de ucurtmalar var ama bu az bilinen bi sarki mi bilemedim.
0
Bazı Yalanlar
Çölde Çiçek
Her Gün Aradıysam
Hem Hayattan, Hem Ölümden..
Gündüz Düşleri
Tesadüfen
Teoman en fazla 10-15 şarkısını gerçekten beğendiğini söyler bu arada.
Çölde Çiçek
Her Gün Aradıysam
Hem Hayattan, Hem Ölümden..
Gündüz Düşleri
Tesadüfen
Teoman en fazla 10-15 şarkısını gerçekten beğendiğini söyler bu arada.
0
teomanın daha az bilinen diyebiliriz sanki
ilk albümü
Ne Ekmek Ne De Su
"vur sen beni" yerdenen yereee
gözlerim doldu gazetenin verdiği roadstar müzik setimizi denemek için cdsini almıştık
ilk albümü
Ne Ekmek Ne De Su
"vur sen beni" yerdenen yereee
gözlerim doldu gazetenin verdiği roadstar müzik setimizi denemek için cdsini almıştık
0
cevap yazmak içi giriş yaptım,yazılan cevapları okuyunca Teoman ile yatıp kalktığım ( şarkılarıyla ehm ) zamanlarım aklıma geldi, hüzünlendim.
Oğul demişler zaten ben de +1 diyorum.
Bir damla Gözyaşı +1
her gün aradıysam
sessiz eller + 1
istasyon insanları
o albümümün tamamı + 1
ne ekmek ne de su albümünün tamamı +1
şimdilik bunlar.
Oğul demişler zaten ben de +1 diyorum.
Bir damla Gözyaşı +1
her gün aradıysam
sessiz eller + 1
istasyon insanları
o albümümün tamamı + 1
ne ekmek ne de su albümünün tamamı +1
şimdilik bunlar.
0
deveyi diken adamin ta kendisi
Bir otomobil gurusu olarak garip sekilde test etmedigim, kullanmadigim araçlardan biriydi Passat. Gecen gun hakkini vererek test etme sansim oldu. Cok rafine bir arac. Kotulenecek bir yanimi bulamadim. Fiyat konusuna girmeyelim, artık ucuz araba yok zaten. Passat parasina x almak mantigina da katilm
Bir otomobil gurusu olarak garip sekilde test etmedigim, kullanmadigim araçlardan biriydi Passat. Gecen gun hakkini vererek test etme sansim oldu.
Cok rafine bir arac. Kotulenecek bir yanimi bulamadim. Fiyat konusuna girmeyelim, artık ucuz araba yok zaten.
Passat parasina x almak mantigina da katilmiyorum. O x'lerin illa ki bazi eksigi oluyor alicisi icin. Mesela o x benzinliyken ayni paraya passatin dizeli oluyor vb.
Ne dusunuyorsunuz Passat hakkinda. İflah olmaz bir Mondeo'cuydum ben aslinda ama tum onyargim kirildi.
Cok rafine bir arac. Kotulenecek bir yanimi bulamadim. Fiyat konusuna girmeyelim, artık ucuz araba yok zaten.
Passat parasina x almak mantigina da katilmiyorum. O x'lerin illa ki bazi eksigi oluyor alicisi icin. Mesela o x benzinliyken ayni paraya passatin dizeli oluyor vb.
Ne dusunuyorsunuz Passat hakkinda. İflah olmaz bir Mondeo'cuydum ben aslinda ama tum onyargim kirildi.
0
Son cümleyi görene kadar Mondeo yazacaktım.(sürmedim)
Sevilmeyişinin sebebi kullanıcılarının homojen olmaması olabilir.
Sevilmeyişinin sebebi kullanıcılarının homojen olmaması olabilir.
0
b5 ve b6 kasalarına sahiptim bir dönem. bu arabayı sevmeyen, hiç kullanmamış veya kullanamamıştır der susarım. zamanın ötesindeki tasarımları mı dersin, teknolojileri mi dersin, sağlamlık mı (göreceli olabilir) dersin her şey passatta var. bazen enişte arabası emmi arabası vb derler ama passattaki konfor bugün birtek mercedeste var bana kalırsa. rakipleri gibi uçan kaçan araba da değil, oturaklı araba. şimdiki kasaları tenzih ederek konuşuyorum, uzun süre kullanma şansım olmadı. ama bir b6 otomatik passat kullanmadan passat kötülenmemeli. çok severim.
0
Passat güzel araba. Parası olmayan ya da arabalarla yüzeysel ilgili olan için kötü ve pahalı. O fiyata audi alırım diyen adam evet aynı fiyata tıra takla attırmış audi alıyor.
0
Passat sınıfının en iyisi ama abartarak mercedes e'ye bile mok atan kullanıcılara sahip olunca soğutuyor. DSG'yi savunan adam var memlekette. Bozulduysa sen kötü kullanmışsındır diyorlar. Emisyon hilesini falan savunan kullanıcısı var. Altı üstü passat yani sanki maybach sürüyor millet. dizel oto highline 338 bin lira diyor sitesinde daha eklenecek donanımları var. 400bine passat alsam ben tapardım bile. kullanıcıları da öyle yapıyor.
Gerçi çoğu araç için öyle, herkes para verdiğini sever. android vs ios vsvs. Gösteriş meraklısı olduğumuz için böyle oluyor.
Gerçi çoğu araç için öyle, herkes para verdiğini sever. android vs ios vsvs. Gösteriş meraklısı olduğumuz için böyle oluyor.
0
Mondeo dan sonra on yargi kirilmasi normal. Zaten WV nin en araci oldugu icin audi vs karsisinda ezildi. Passat mi cekeyim yanlarina muhabbeti falan da vardi belki bilirsiniz.
Skoda cok atilim yapti ayni sekilde seat. Passat i bitirince bu arkadaslar WV de gitti Arteon u cikardi. Passat in label bitisini kabul etti bir yerde. Cc, Touran lar falan da kurtarmadi anlayacaginiz.
Skoda cok atilim yapti ayni sekilde seat. Passat i bitirince bu arkadaslar WV de gitti Arteon u cikardi. Passat in label bitisini kabul etti bir yerde. Cc, Touran lar falan da kurtarmadi anlayacaginiz.
0
passat ın sevilmediğini nereden çıkardınız ki? passat da sevilmiyorsa ne seviliyor bu memlekette? bence haddinden fazlaca seviliyor hatta.
antipatik geliyorsa ki satış rakamları pek öyle göstermiyor biraz parayı bulan ticaretçinin ilk tercih ettiği lüks araba olduğundan imajının o konuda biraz bozuk olmasından kaynaklı olabilir.
antipatik geliyorsa ki satış rakamları pek öyle göstermiyor biraz parayı bulan ticaretçinin ilk tercih ettiği lüks araba olduğundan imajının o konuda biraz bozuk olmasından kaynaklı olabilir.
0
bir şeyi meşhur edip ilk kabahatinde harcama huyundan sanki... “passat kronik sorunlar” sakızına bakın google’da. sorun yaşamamışlar cemiyeti adeta...
0
hashus 1099
selamlar. arabalardan hiç anlamam. gelecek ay araç kiralamak istiyoruz da, clio veya megane kiralayacağım ama karar veremedim. aralarında sadece boyut farkı mı var? yoksa konfor farkı da oluyor mu çok?
selamlar. arabalardan hiç anlamam. gelecek ay araç kiralamak istiyoruz da, clio veya megane kiralayacağım ama karar veremedim. aralarında sadece boyut farkı mı var? yoksa konfor farkı da oluyor mu çok?
0
Konfor farkı da olur yol tutuşu farkı da olur. Dizel megane kiralayabilirsiniz. Ama şehir içi ise clio da olabilir
0
kamp yapacağız, istanbul'dan gelibolu'ya geçip oradan sahilden antalya'ya kadar. fiyat farkı çok fazla değil.
yakıt tüketimi çok fark eder mi peki?
yakıt tüketimi çok fark eder mi peki?
0
Yakıt tüketimi farkı olur dizelde dahi ama çok fazla fark olmaz. Aradaki fark konfor güvenlik açısından her türlü değer.
Clio b sınıfı
Megane c sınıfı
Arada ciddi fark var.
Clio b sınıfı
Megane c sınıfı
Arada ciddi fark var.
0
Biri B biri C. EDC şanzımanlı olanı alın, Clio daha küçüktür ama az yakar. Lakin iç malzemesi iyi değildir. 2018 ve 2019 üst modeller için söylüyorum.
0
megane ve clio arasında konfor olarak pek bir fark yok. ikisine de 1 hafta arayla bindim ikisiyle de uzun yol yaptım. iki araç da yeni modeldi bu arada. konfor olarak da bence clio bir tık öndeydi megane çok basık geldi.
0
:)
@golgi aygıtı
Bence sen modelleri karıştırdın abi. Bazı 60 bin olan araba 100 bin olan arabadan daha konforlu demişsin. Meganın iç hacmi Clio dan en az %30 daha büyük. Malzeme kalitesi farklı. Biri b sınıfı biri c sınıfı.
@golgi aygıtı
Bence sen modelleri karıştırdın abi. Bazı 60 bin olan araba 100 bin olan arabadan daha konforlu demişsin. Meganın iç hacmi Clio dan en az %30 daha büyük. Malzeme kalitesi farklı. Biri b sınıfı biri c sınıfı.
0
@reanarchy
yok hocam şirket arabası ikisini de kullanıyorum istediğim zaman. yamulmuyorsam ikisi de 2017 veya 2018 model. genelde megane denk geliyo ama ben cliocuyum megane çok basık geliyor bana. aynı zamanda da ağır. hatta sizin için torpidodaki belgesine baktırdım. Touch 1.5 dCi 90 bg clio. megane da 90 beygirdi diye hatırlıyorum araba dışarda olduğu için bakamadılar belgesine. clio 124 bin liraymış megane da 150 lira galiba. bana kalırsa ikisi de çöp araba da clio'yla gittiğim 400 km'de megane ile yaptığım 250 km'den daha rahattım.
yok hocam şirket arabası ikisini de kullanıyorum istediğim zaman. yamulmuyorsam ikisi de 2017 veya 2018 model. genelde megane denk geliyo ama ben cliocuyum megane çok basık geliyor bana. aynı zamanda da ağır. hatta sizin için torpidodaki belgesine baktırdım. Touch 1.5 dCi 90 bg clio. megane da 90 beygirdi diye hatırlıyorum araba dışarda olduğu için bakamadılar belgesine. clio 124 bin liraymış megane da 150 lira galiba. bana kalırsa ikisi de çöp araba da clio'yla gittiğim 400 km'de megane ile yaptığım 250 km'den daha rahattım.
0
Techsavvy
çoğu banka acıyor bunu. ama 3 ay ve 1 sene bağlaman lazım paranı.çoook ultra mantıksız geldi bana.sizin düşünceniz nedir?
çoğu banka acıyor bunu. ama 3 ay ve 1 sene bağlaman lazım paranı.
çoook ultra mantıksız geldi bana.
sizin düşünceniz nedir?
çoook ultra mantıksız geldi bana.
sizin düşünceniz nedir?
0
Kullanmayacağın birikimin varsa ve uğraşmak istemiyorsan neden ultra mantıksız olsun?
0
mantıksız olan şu anda yuzde 24 alabiliyor bağlantısı olan biri.
adamlar diyor ki 3 ay ya da 1 senelik hesapta sana yuzde 19 vericez sabit olarak, birde tüfe artı 2-3-4 puan allah ne verdiyse /bunlardan hangisi daha buyukse onu vericez.
e tüfe zaten kaç?
Yani mantık dışı
adamlar diyor ki 3 ay ya da 1 senelik hesapta sana yuzde 19 vericez sabit olarak, birde tüfe artı 2-3-4 puan allah ne verdiyse /bunlardan hangisi daha buyukse onu vericez.
e tüfe zaten kaç?
Yani mantık dışı
0
Adam örneğin 22 faiz teklif ediyor, ama bu ikinci ayda enflasyonun altında kalırsa ek 2 puana kadar da üstüne koyuyor. Yani normalde 22 ye parani başlamışken adam sana ekstradan 2 puan daha veriyor. Ha, paramı 22’ye bağlamak bana mantıksız geliyor diyorsan onu bilemem ama zaten vadelide duran paraya ek guvence verilmesi senin lehine..
0
berginyonbaenre
büyük bi takımım ve elimde milyonlar ödediğim ama hiç verim alamadiğim, oynatilmayan x bi futbolcu var ben kulüp başkanıyım bu adama kıl oluyorum gidip ebesinin nikahinda dandik bi takima "beyler alin bu armutu kiralik bedeli fln vermeyin sizde oynasin ben nasilsa sabit maaşini ödüyorum biraz eziyet
büyük bi takımım ve elimde milyonlar ödediğim ama hiç verim alamadiğim, oynatilmayan x bi futbolcu var ben kulüp başkanıyım bu adama kıl oluyorum
gidip ebesinin nikahinda dandik bi takima "beyler alin bu armutu kiralik bedeli fln vermeyin sizde oynasin ben nasilsa sabit maaşini ödüyorum biraz eziyet çeksin" diyebilmemin önünde bir engel var mi ?
eğer yoksa ben bunu yaparsam eleman ben oraya gitmem diyebiliyomu ? yoksa bonservisi bende oldugu sürece istersem mahalle takimina bile kiralik vs gönderebilirmiyim ?
gidip ebesinin nikahinda dandik bi takima "beyler alin bu armutu kiralik bedeli fln vermeyin sizde oynasin ben nasilsa sabit maaşini ödüyorum biraz eziyet çeksin" diyebilmemin önünde bir engel var mi ?
eğer yoksa ben bunu yaparsam eleman ben oraya gitmem diyebiliyomu ? yoksa bonservisi bende oldugu sürece istersem mahalle takimina bile kiralik vs gönderebilirmiyim ?
0
mrtdmr
Herkese selamlar, 1 ay sonra oğlum olacak hayırlısıyla. Sağlıklı bir evlat olması bizim için dünyanın en güzel armağanı olacak. Yalnız ultrason görüntüsünde bebeğin burnu çok büyük görünüyor. Bu ultrasondan kaynaklı bir durum mu acaba?
Herkese selamlar, 1 ay sonra oğlum olacak hayırlısıyla. Sağlıklı bir evlat olması bizim için dünyanın en güzel armağanı olacak. Yalnız ultrason görüntüsünde bebeğin burnu çok büyük görünüyor. Bu ultrasondan kaynaklı bir durum mu acaba?
0
Ultrasonda şişik görünürmüş bebeklerin yüzü. Öyle demişti bir doktor bana.
Ben normalde de hafif zenci burunluyum, 24 hafta ultrasonunda yavrucağın burnu aynı bendi :/ inşallah adam haklıdır diyerek öyle umuyorum.
Sizin yine yakınmış, benim 2.5 ayım var öğrenmek için :)
Sağlıkla doğsunlar.
Ben normalde de hafif zenci burunluyum, 24 hafta ultrasonunda yavrucağın burnu aynı bendi :/ inşallah adam haklıdır diyerek öyle umuyorum.
Sizin yine yakınmış, benim 2.5 ayım var öğrenmek için :)
Sağlıkla doğsunlar.
0
Hayırlı olsun. Bizimki de sadece burundan ibaret gözüküyordu ama dünyalar güzeli olarak doğdu .
0
diffarentiationation
C33F21H44ON52 gibi maddeler, bileşikler var mesela. Bu harf ve rakamlar, kimyasal maddelerin sonu olmadığı anlamına gelebilir mi?C177H325HgFCl65 gibi bir bileşik üretip ölümsüzlüğü, kanser tedavisini bulabilir miyim? Bunun bir sonu var mı?
C33F21H44ON52 gibi maddeler, bileşikler var mesela. Bu harf ve rakamlar, kimyasal maddelerin sonu olmadığı anlamına gelebilir mi?
C177H325HgFCl65 gibi bir bileşik üretip ölümsüzlüğü, kanser tedavisini bulabilir miyim? Bunun bir sonu var mı?
C177H325HgFCl65 gibi bir bileşik üretip ölümsüzlüğü, kanser tedavisini bulabilir miyim? Bunun bir sonu var mı?
0
Genel Kimya cilt 1. Kapak Sayfasındaki Molekül: Paklitaksel (C47 - H51 - NO14)
Paklitaksel göğüs, akciğer ve yumurtalık kanseri tedavisinde başarıyla kullanılan bir kemoterapi ilacıdır. Bu bileşik pasifik porsuk ağacının (Pasific Yew tree, Taxus bervifolia) kabuklarından özütlenmektedir. Ne yazıkki, 100 yıllık bir Pasifik porsuk ağacı yaklaşık 3 kg kabuk ve sadce 300 mg paklitaksel içermektedir. Bu miktar sadece tek bir doz ilaç (Taxol) demektir.
Bu molekülün sentezi için kimyacılar 20 yılı aşkın süre çaba sarfetmişlerdir. Sonunda, 1994'de Florida State Üniversitesi ve California Üniversitesinden (San Diego) bu molekülün basit ve kolay bulunabilen başlangıç maddelerinden sentezlendi duyuruldu. Paklitakselin sentezindeki önemli bir güçlük, 11 karbon atomu etrafındaki uzaysal düzenlemedir. Bu 11 karbon atomu etrafındaki uzaysal düzenlemedir. Bu 11 karbon atomu, kitabın kapak sayfasındaki top-çubuk modelinden görüldüğü gibi, yeşil ve eflatun dairelerle işaretlenmiştir.
Eğer sentez dikkatli yapılmazsa, 2048'e kadar farklı paklitaksel benzeri molekül yapıları elde edilebilir ve bunlardan sadece bir tanesinin istenilen anti-tümör etkinliği gösterdiği bilinmektedir.
Kimyacılar bugün için paklitaksel molekülünü sentezleyebilmekte, ancak araştırmacıların bu molekülün nasıl etkinlik gösterdiğini aydınlatarak daha güvenli ve etkili yeni kemoterapi ilaçlarını dizayn etmeleri de mümkündür.
Paklitaksel göğüs, akciğer ve yumurtalık kanseri tedavisinde başarıyla kullanılan bir kemoterapi ilacıdır. Bu bileşik pasifik porsuk ağacının (Pasific Yew tree, Taxus bervifolia) kabuklarından özütlenmektedir. Ne yazıkki, 100 yıllık bir Pasifik porsuk ağacı yaklaşık 3 kg kabuk ve sadce 300 mg paklitaksel içermektedir. Bu miktar sadece tek bir doz ilaç (Taxol) demektir.
Bu molekülün sentezi için kimyacılar 20 yılı aşkın süre çaba sarfetmişlerdir. Sonunda, 1994'de Florida State Üniversitesi ve California Üniversitesinden (San Diego) bu molekülün basit ve kolay bulunabilen başlangıç maddelerinden sentezlendi duyuruldu. Paklitakselin sentezindeki önemli bir güçlük, 11 karbon atomu etrafındaki uzaysal düzenlemedir. Bu 11 karbon atomu etrafındaki uzaysal düzenlemedir. Bu 11 karbon atomu, kitabın kapak sayfasındaki top-çubuk modelinden görüldüğü gibi, yeşil ve eflatun dairelerle işaretlenmiştir.
Eğer sentez dikkatli yapılmazsa, 2048'e kadar farklı paklitaksel benzeri molekül yapıları elde edilebilir ve bunlardan sadece bir tanesinin istenilen anti-tümör etkinliği gösterdiği bilinmektedir.
Kimyacılar bugün için paklitaksel molekülünü sentezleyebilmekte, ancak araştırmacıların bu molekülün nasıl etkinlik gösterdiğini aydınlatarak daha güvenli ve etkili yeni kemoterapi ilaçlarını dizayn etmeleri de mümkündür.
0
yani öyle "47 tane karbonumuzu tenceremize ilave ediyoruz, pembeleştikten sonra 65 adet flor, 32 adet hidrojen ekleyip kısık ateşte pişiriyoruz, ateşten almadan 23 tane oksijen serpip servise sunuyoruz" şeklinde olmuyor. keşke öyle olaydı.
0
Deneysel olarak keşif çok pahalı. Avrupa'daki enstitüler deneysel kısmını yazılım kullanarak bypass ediyorlar. Bunun için bilgisayarlı medisinal kimya eğitimi veriyorlar. Yazılımdaki veri kütüphanesi sayesinde, tasarladığın ilaç molekülü dokudaki ilgili reseptöre ne verimlilikte bağlanır, çalışır / çalışmaz görebiliyorsun ve molekülünü optimum hale getirebiliyorsun. Bizim akademisyenlerimiz, farmasötik kimya profesörlerimiz bu yazılımların adını bile duymamış. Kanser tedavisi çalışmak ise konu, yurtdışını öneririm.
0
Bizim akademisyenler duymamış kısmı neden çıktı bilmiyorum ama Türkiye'de de ilaç dizaynı ve keminformatik çalışmaları yapılıyor.
Kibritsuyu+1 sentez kolay değil ve pahalı. Dahası, sentezlediğin ürünü kanser çalışmalarında denemen gerekecek. Bunun yerine yazılım kullanarak hedefleme yapmak çok daha anlamlı.
Kibritsuyu+1 sentez kolay değil ve pahalı. Dahası, sentezlediğin ürünü kanser çalışmalarında denemen gerekecek. Bunun yerine yazılım kullanarak hedefleme yapmak çok daha anlamlı.
0
@evrim halkası duayen olarak kabul edilen f.kimya profesörlerime bizzat kendim sordum, yazılımla çalışma yapıldığını bilmiyorlar maalesef. ilaç tasarımı ve ilaç molekülü tasarımı farklı şeyler bir de.
0
Sentezci arkadaşlarım gece gündüz uğraşıyorlar hedef molekülleri için. Sınırı yok çalışmaya devam.
0
trejemu
Yozgat blues'da izledim ilkkez kendisini, biraz oncede "bir zamanlar anadoluda " da karsilastim. Yozgat blues i izleyene kadar ciddi bi on yargin vardi Cukur dizisinden dolayi. Cukur u izledim mi hayir? O da onyargi gerci neyse.Boyle ust duzey kalileti oyuncular sizce de boyle patlamali catlamali po
Yozgat blues'da izledim ilkkez kendisini, biraz oncede "bir zamanlar anadoluda " da karsilastim. Yozgat blues i izleyene kadar ciddi bi on yargin vardi Cukur dizisinden dolayi. Cukur u izledim mi hayir? O da onyargi gerci neyse.
Boyle ust duzey kalileti oyuncular sizce de boyle patlamali catlamali populer dizilerde kalitelerine leke surmuyolar mi? Ben oyle hissediyorum en azindan. Mesela para sanirim.
Ahkam felan kesmiyorum bu arada sadece hissettiklerimi yaziyor sizin de fikirlerinizi merak ediyorum.
Boyle ust duzey kalileti oyuncular sizce de boyle patlamali catlamali populer dizilerde kalitelerine leke surmuyolar mi? Ben oyle hissediyorum en azindan. Mesela para sanirim.
Ahkam felan kesmiyorum bu arada sadece hissettiklerimi yaziyor sizin de fikirlerinizi merak ediyorum.
0
Yurtiçi ve yurtdışında söylediklerini dikkate alan kişi sayısı yok denecek kadar az. Kalite diye tabir ettiğin şey kişi de mevcutsa çok kişi tarafından takip edilen projelerde olması kalitesini zaten etkilemez. Hayat kısa imkan varken çoğu fırsatı değerlendirmek lazım. Kategorize edip yaşamları sınırlandırmamak lazım. Tabi ki büyük farklılıkları demiyorum
0
Bi de ercan kesal doktor sanirim ve hastane sahibi diye biliyorum, para icin degil de is hosuna gitmistir belki
0
benzer düşüncelere sahiptim çok önceleri ben de. ancak artık şöyle bakıyorum. kaliteli kişiler bulundukları yapıma da kalite katıyorlar. yapım giderek kalitesizleşmeye başladıkça içinden çıkması gerektiği zamanı bilmesi önemli sadece.
ercan kesal harikadır bence mesela. isterse çok salak bir dizide oynamış olsun (çukur için demiyorum) bu durum beni etkilemez mesela. çünkü destek amaçlı-hatır amaçlı bile kendi çizigisinde olmayan bir şeye dahil olabilir. - bence bu da değerli bir şey-
öte yandan da oyuncuların cogu en iyi parayı tv yapımlarından kazanıyor. nbc ya da zeki zaten düşük bütçeli film yapıyor ve sanmıyorum oyuncularına cok iyi para verebildiklerini ya da böyle dertleri olduklarını
adamın kendisini ve belki sonra para kaygısı duymadan işler yapma8tiyatro vs) ihtimalini finanse etmesi gerekiyor. bundan oynamıştır ve haksız da değil.
ercan kesal harikadır bence mesela. isterse çok salak bir dizide oynamış olsun (çukur için demiyorum) bu durum beni etkilemez mesela. çünkü destek amaçlı-hatır amaçlı bile kendi çizigisinde olmayan bir şeye dahil olabilir. - bence bu da değerli bir şey-
öte yandan da oyuncuların cogu en iyi parayı tv yapımlarından kazanıyor. nbc ya da zeki zaten düşük bütçeli film yapıyor ve sanmıyorum oyuncularına cok iyi para verebildiklerini ya da böyle dertleri olduklarını
adamın kendisini ve belki sonra para kaygısı duymadan işler yapma8tiyatro vs) ihtimalini finanse etmesi gerekiyor. bundan oynamıştır ve haksız da değil.
0
Bütün çocukluğum boyunca kitabevi açma hayali kurdum ama ilk iş olarak kozmetik işi yaptım ve ondan kazandığım parayla kitabevi açtım.cok kazanmadim kitabevinden ama mutlu oldum hayalimi yasadim. Direk kitabevi açmaya ve sadece onu yapmaya calissaydim muhtemelen gecinemezdim ve hayalim travmama dönüşurdu.tekrar başka bir hayalimin peşine de dusemezdim.
Sonuçta bu adam hastane sahibi iyi bir doktorken hayali olan oyunculuk ve senaristliği yapıyor.birileri kalitesiz buluyor diye hayalini yaşamayı kisitlamiyor.dizi kalitesinde bile kendisi işini kendi payını kaliteli bir şekilde yapıyor.ustelik bu sektöre 40 indan sonra girip çok başarılı olmuş biri. Bize sadece saygı duymak düşer
Sonuçta bu adam hastane sahibi iyi bir doktorken hayali olan oyunculuk ve senaristliği yapıyor.birileri kalitesiz buluyor diye hayalini yaşamayı kisitlamiyor.dizi kalitesinde bile kendisi işini kendi payını kaliteli bir şekilde yapıyor.ustelik bu sektöre 40 indan sonra girip çok başarılı olmuş biri. Bize sadece saygı duymak düşer
0
atropin
Kendisi disleksi sahibi olduğu için bölümümün adını "Kültürleri" yerine "Edebiyatları" diye, hakkında tez yazdığım adamın ismini ise tek bir harfle yanlış yazmış. Ve bu kağıdı da 5 hoca birlikte imzaladı o an fark etmedik. Bir sıkıntı yaratır mı bu mezuniyet için? Küçük ve gözden kaçan bir şey, belg
Kendisi disleksi sahibi olduğu için bölümümün adını "Kültürleri" yerine "Edebiyatları" diye, hakkında tez yazdığım adamın ismini ise tek bir harfle yanlış yazmış. Ve bu kağıdı da 5 hoca birlikte imzaladı o an fark etmedik. Bir sıkıntı yaratır mı bu mezuniyet için? Küçük ve gözden kaçan bir şey, belge bana mail olarak geldiğinde ilk görmeyip anca bugün gördüm. Değiştirmek için aynı hocaları bulup tekrar imzalatma gibi bir sürü şey işin içine girecek, böyle vereyim diyorum, tek problem Yök TEz sistemine de böyle aptal bir yazım yanlışıyla girecek ufak bile olsa. Siz ne yapardınız?
0
bir şey olmaz hocam. benim danışmanımın yl tezini inceledim bugün. onda da yazım hatası vardı. herkes imzalamış, sorun yaratacağını düşünmüyorum.
0
O sadece yönetime gircek kağıt. Siz tezi bastırıp ciltletip cd yapıp veriyorsunuz ve yöke de siz yüklüyorsunuz. Orda isim hatası olmazsa hiç bir problem olmaz. Endişelenmeyin. Tez onay sayfası muhimli bişey değil.
0
@fosforlu ile aynı görüşte değilim.
Çünkü onun dediğine göre düzeltip verebilirsiniz. Ama siz de imzalar atılmış. Düzeltme şansınız yok.(düzenleyip yeniden herkese imzalatabilirisiniz orası başka tabi) yani düzenleseniz bu sefer imzalar olmayacak. Siz imzalı onay sayfasını da yöke vermek zorundasınız. Tezin ikinci sayfası ya da üçüncü
Bu arada sıkıntı olmaz. Ne hatalı tezler görüyorum.
Çünkü onun dediğine göre düzeltip verebilirsiniz. Ama siz de imzalar atılmış. Düzeltme şansınız yok.(düzenleyip yeniden herkese imzalatabilirisiniz orası başka tabi) yani düzenleseniz bu sefer imzalar olmayacak. Siz imzalı onay sayfasını da yöke vermek zorundasınız. Tezin ikinci sayfası ya da üçüncü
Bu arada sıkıntı olmaz. Ne hatalı tezler görüyorum.
0
atropin
Bunu sayfa numaralarını bozmadan nasıl yapabilirim? Kapak sayfasından sonra ikinci sırada olması gerekiyor, sürükle bırak yapacağım ama sonuca güvenemiyorum bir de jpeg olarak word'e eklemeyi düşünüyorum ama resmin kaç piksel olursa ideal olacağını da bilemiyorum 1024x768 iyi midir?
Bunu sayfa numaralarını bozmadan nasıl yapabilirim? Kapak sayfasından sonra ikinci sırada olması gerekiyor, sürükle bırak yapacağım ama sonuca güvenemiyorum bir de jpeg olarak word'e eklemeyi düşünüyorum ama resmin kaç piksel olursa ideal olacağını da bilemiyorum 1024x768 iyi midir?
0
carabelli
merhaba arkadaşlar premium bir sedana geçme düşüncem var. üçünden en aklıma yatan 3.20 ancak kronik sorunları olduğu söyleniyor. bu işlerden anlayan veya bu üçlüden birini birkaçını kullanan var ise sorunlarını, yakıt durumunu, önerilen paketleri , düşünceleri iletebilir mi?bütçem 170 bine kadar. b
merhaba arkadaşlar premium bir sedana geçme düşüncem var. üçünden en aklıma yatan 3.20 ancak kronik sorunları olduğu söyleniyor. bu işlerden anlayan veya bu üçlüden birini birkaçını kullanan var ise sorunlarını, yakıt durumunu, önerilen paketleri , düşünceleri iletebilir mi?
bütçem 170 bine kadar. benzinli tercih edeceğim. 2016 model en düşük düşünüyorum.
teşekkürler.
bütçem 170 bine kadar. benzinli tercih edeceğim. 2016 model en düşük düşünüyorum.
teşekkürler.
0
bmw için yorumumu yapayım;
116i 118i 316i 320ied'de kullanılan n13 motoru 6 senedir kullanıyorum. kronik sorunları mevcut ama halledilebilir. kaldı ki 2016 yılı üretimli motorların kronik sorunu çok azdır. 2. el alacağınız için motor aksamındaki değişen aksamları sorunuz, servis dökümanı varsa isteyiniz.
alt takımda ise ciddi kronik bir sorun yok diye biliyorum.
bu motora sahip bir araç kullanıyorsanız haftada bir kaputu açıp bakmanız gerekiyor benim görüşümü soracak olursanız. su kaçağı, yağ kaçağı görülebiliyor. ikinci el olduğu için ilk kullanıcının nasıl kullandığını bilemediğinizden bunların olması da olası.
116i 118i 316i 320ied'de kullanılan n13 motoru 6 senedir kullanıyorum. kronik sorunları mevcut ama halledilebilir. kaldı ki 2016 yılı üretimli motorların kronik sorunu çok azdır. 2. el alacağınız için motor aksamındaki değişen aksamları sorunuz, servis dökümanı varsa isteyiniz.
alt takımda ise ciddi kronik bir sorun yok diye biliyorum.
bu motora sahip bir araç kullanıyorsanız haftada bir kaputu açıp bakmanız gerekiyor benim görüşümü soracak olursanız. su kaçağı, yağ kaçağı görülebiliyor. ikinci el olduğu için ilk kullanıcının nasıl kullandığını bilemediğinizden bunların olması da olası.
0
Önceden olsa 3.20 derdim ama bu ara kesinlikle c180 diyorum.
0
Sürüşünü çok beğendim. İç konsol gösterge koltuklar çok iyi. Sadece bilgilendirme ekranı biraz daha iyi olabilirmiş. Sürüşü yol tutuşu sessizliği güzel. Dış tasarımı da bütün olarak iyi. Alınabilecek güzel bir araba. Amg paket falan olursa da çok iyi olur
0
plastic_angel
Merhaba, iyi tatiller herkese =)Antalya merkezi ziyaret edeceğim yakın zamanda. Merkezde restoran, hediyelik eşya alabileceğimiz bir yer, mimarı güzel yerler, varsa görülmesi gereken müze, manzarası güzel yerler, nerelerde foto çekinmeli vb tüm önerilere açığım. Teşekkürler!!!
Merhaba, iyi tatiller herkese =)
Antalya merkezi ziyaret edeceğim yakın zamanda. Merkezde restoran, hediyelik eşya alabileceğimiz bir yer, mimarı güzel yerler, varsa görülmesi gereken müze, manzarası güzel yerler, nerelerde foto çekinmeli vb tüm önerilere açığım. Teşekkürler!!!
Antalya merkezi ziyaret edeceğim yakın zamanda. Merkezde restoran, hediyelik eşya alabileceğimiz bir yer, mimarı güzel yerler, varsa görülmesi gereken müze, manzarası güzel yerler, nerelerde foto çekinmeli vb tüm önerilere açığım. Teşekkürler!!!
0
Karaalioğlu(Karaoğlan) parkının yeri ayrıdır bende. Orayı kesinlikle ekleyin. Cumhuriyet meydanından başlayın kaleiçi hadrian kapısı yat limanı gezin. Çoluk çocuk varsa akvaryuma gidin. Vaktiniz varsa 7 mehmet(Atatürk kültür park) ziyaret edebilirsiniz.
0
blackidom
gencolar nasıl yapalım nasıl edelim bilemedik, bebek dostu bol yıldızlı otellerimiz mi yoksa hala bol gezmeceli roadtrip kafasında butik otellerde tatili geçirmek mi? önerinize göre, yer, rota ve otel tavsiyesi varsa alabilirim? sağolun.
gencolar nasıl yapalım nasıl edelim bilemedik, bebek dostu bol yıldızlı otellerimiz mi yoksa hala bol gezmeceli roadtrip kafasında butik otellerde tatili geçirmek mi?
önerinize göre, yer, rota ve otel tavsiyesi varsa alabilirim?
sağolun.
önerinize göre, yer, rota ve otel tavsiyesi varsa alabilirim?
sağolun.
0
Valla hocam butik de olsa, beş yıldızlı da olsa otelde çocuk sorun oluyor. Ağlıyor yan odalardan şikayet geliyor. Yemeğe iniyorsunuz masada durmaz, enerjiyi atamaz vs. Biz çadır kurmuştuk. Hem hep gözümüzün önünde, hem toprakta kumsalda her an enerjiyi attı. Denize girdi. Hep bize ait geniş bir alan olduğu için çocuk özgür oldu. Yorulduğu için yemeğe itiraz etmedi vs. vs.
0
6 aylık bebek oturamaz bile, ya da daha yeni oturmaya başlamıştır.
Sen o tatili kayinvalidelerle planla en rahat tatilin olsun
Sen o tatili kayinvalidelerle planla en rahat tatilin olsun
0
@emfuzi, evet tam 6 aylıktı çadır kurduğumuzda. Fakat şöyle bir şey, kalkıp kmlerce uzağa gitmedik. Olası bir sorunda her yere yakın olmak için istanbulun hemen ucundaki yerleri tercih ettik.
Siz zaten çadıerın önünde oturuyorsunuz. Çocuğun keşfedeceği birçok şey oluyor. Salıyorsunuz emekleye emekleye takılıyor. Göz önünden de ayrılmamış oluyor.
Biz hiç sorun yaşamadık o yüzden.
Masrafımız bile olmamıştı 2-3 günlüğüne gittiğimiz için.
Siz zaten çadıerın önünde oturuyorsunuz. Çocuğun keşfedeceği birçok şey oluyor. Salıyorsunuz emekleye emekleye takılıyor. Göz önünden de ayrılmamış oluyor.
Biz hiç sorun yaşamadık o yüzden.
Masrafımız bile olmamıştı 2-3 günlüğüne gittiğimiz için.
0
mutlaka merkeze yakın bir otel olsun bol yıldızlı oteller maalesef bebekler için bol yıldızlı olmuyor tamamen hikaye.
size daha önce gidip memnun kaldıgım bir yer tavsiye edebilirim.
www.kucukoteller.com.tr
bebeğim 5. ayını yeni bitirmişti
size daha önce gidip memnun kaldıgım bir yer tavsiye edebilirim.
www.kucukoteller.com.tr
bebeğim 5. ayını yeni bitirmişti
0
Gittiğiniz yere ve sezona bağlı. Önceliğiniz hijyen olsun. Diğer türlü de yeme içme meyve mama vb hemen ulaşabileceğiniz güzel otel olsun. Bu konu da en memnun kaldığımız limak lara oldu. Bebek çocuk imkanları menüsü çalışanları diğerlerine göre daha iyi temiz kaliteli. Merkeze uzak hijyen sıkıntılı yemek sıkıntılı bir yerde kalmayın.
Güneş kremi seçmeniz de çok önemli. Çocuğu da susuz bırakmayın.
Güneş kremi seçmeniz de çok önemli. Çocuğu da susuz bırakmayın.
0
Biz airbnb den ev tuttuk. Tam 6 aylıktı. Mamasını da kendim hazırladım. Kocaman ev emekledi de. Asiri rahat ettik tek odaya tıkılıp kalmaktansa tavsiye ederim.
0
deveyi diken adamin ta kendisi
En son gozetmen olarak gorev yaptigim sinavda inanilmaz bir kalp carpintisi ve bas donmesi yasadim.Ellerimi basima koyarak kendimi toparlamaya calistim. Biraz uzun surdu. Orada bayilsam o onenli sinavda adaylarin dikkati dagilacak. Gorev yerini terk etsem olmayacak. Gorev sirasinda uyumak sucuyla ce
En son gozetmen olarak gorev yaptigim sinavda inanilmaz bir kalp carpintisi ve bas donmesi yasadim.
Ellerimi basima koyarak kendimi toparlamaya calistim. Biraz uzun surdu. Orada bayilsam o onenli sinavda adaylarin dikkati dagilacak. Gorev yerini terk etsem olmayacak.
Gorev sirasinda uyumak sucuyla ceza vermisler. Itiraz istediler. Ettim. Durumu anlattim. Kabul olmamis.
Evet disaridan bakinca uyuyor gibi göründüğümu biliyorum ama gercekten uyumadım.
Merak ettigim sey, ben gözlemci olarwk da görev aldim osymde. Bunu rapor edecek bir evrak ya da online form yoktu. Cok temel sorulardan olusan anket oluyordu.
Yani birinin rapor ya da sikayet etme durumu olmadigindan eminim. Kameranin ise sikayet olmadikca izlenmedigini düşünüyorum. Izlenip, denk mi geldi sizce? Bu durum nasıl olustu anlayamadim.
Ellerimi basima koyarak kendimi toparlamaya calistim. Biraz uzun surdu. Orada bayilsam o onenli sinavda adaylarin dikkati dagilacak. Gorev yerini terk etsem olmayacak.
Gorev sirasinda uyumak sucuyla ceza vermisler. Itiraz istediler. Ettim. Durumu anlattim. Kabul olmamis.
Evet disaridan bakinca uyuyor gibi göründüğümu biliyorum ama gercekten uyumadım.
Merak ettigim sey, ben gözlemci olarwk da görev aldim osymde. Bunu rapor edecek bir evrak ya da online form yoktu. Cok temel sorulardan olusan anket oluyordu.
Yani birinin rapor ya da sikayet etme durumu olmadigindan eminim. Kameranin ise sikayet olmadikca izlenmedigini düşünüyorum. Izlenip, denk mi geldi sizce? Bu durum nasıl olustu anlayamadim.
0
Salon başkanı şikayet etti desem, çok abartılı bir durum olmadıkça etmez. Ben mesela uyuklayan gözetmen olursa yanına doğru yürüyorum uyanıyor.
Bazı sınavlarda denetçiler dolaşıp tutanağa imza atıyor, o görmüş rapor etmiş olabilir. (Salon başkanı rapor edecek olsa o sizin de imza attığınız forma yazmalı, e zaten sınav sonunda yine sizin gözünüzün önünde cevap anahtarlarıyla birlikte paketliyor. O olamaz o zaman.) Ama o denetçi belki ayrıca rapor tutabiliyordur.
Üçüncü olarak çook şanssızsanız belki rasgele açılıp izlenen bir kayıtta görülmüş ve ceza almış olabilirsiniz. Uydurma mı bilmiyorum ama şeyi duymuştum, rasgele açıp izledikleri videolardan birinde öğrencinin kolunda kol saati görmüşler ve salon başkanı ve gözetmene ceza vermişler. Doğruluğunu bilmiyorum ama öyle rasgele bir şey olabilir.
Bazı sınavlarda denetçiler dolaşıp tutanağa imza atıyor, o görmüş rapor etmiş olabilir. (Salon başkanı rapor edecek olsa o sizin de imza attığınız forma yazmalı, e zaten sınav sonunda yine sizin gözünüzün önünde cevap anahtarlarıyla birlikte paketliyor. O olamaz o zaman.) Ama o denetçi belki ayrıca rapor tutabiliyordur.
Üçüncü olarak çook şanssızsanız belki rasgele açılıp izlenen bir kayıtta görülmüş ve ceza almış olabilirsiniz. Uydurma mı bilmiyorum ama şeyi duymuştum, rasgele açıp izledikleri videolardan birinde öğrencinin kolunda kol saati görmüşler ve salon başkanı ve gözetmene ceza vermişler. Doğruluğunu bilmiyorum ama öyle rasgele bir şey olabilir.
0
Gecen sene msü veya yks de girdigim sinavdan sonra ais'ten form doldurmustum. O forumda ogrenciler sikayet etmis olabilir.
0
kameralar izleniyor. şikayete gerek yok. adaylardan biri de şikayet etmiş olabilir.
0
Böyle bir durumda. Salon başkanına haber vereceksiniz. O da bina sorumlusuna. Sizin yerinize yedek gözetmeni gönderecekler. Geçmiş olsun. Şikayetiniz de kameralar izleniyor.
Salon başkanı itiraz ederse direk bina sorumlusuna gideceksiniz.
Salon başkanı itiraz ederse direk bina sorumlusuna gideceksiniz.
0
iddaaci
Kocaelispor - Hodri meydanAnkaragücü - Gecekondu ?
Kocaelispor - Hodri meydan
Ankaragücü - Gecekondu
?
Ankaragücü - Gecekondu
?
0
Karşıyaka Çarşı kuruluşu 1912 olan bir takım hepsinden de eskidir.
Göztepe Yalı grubu bir o kadar eskidir.
Bjk Çarşı.
Ankaragücü Gecekondu.
Sakaryaspor Tatangalar.
Bursaspor Texas.
Eskişehir Nefer.
AdanaDemirspor Şimşekler.
Bunlar gerçekten gündelik değiş ömürlük taraftar gruplarıdır.
Göztepe Yalı grubu bir o kadar eskidir.
Bjk Çarşı.
Ankaragücü Gecekondu.
Sakaryaspor Tatangalar.
Bursaspor Texas.
Eskişehir Nefer.
AdanaDemirspor Şimşekler.
Bunlar gerçekten gündelik değiş ömürlük taraftar gruplarıdır.
0
theconqueror
Çok fazla Türkiye'ye dair örnek var, bunlar yazarın kendi verdiği örnekler midir yoksa çevirmenin yerelleştirmesi midir?İngilizcesini okuyanlar belki bilir diye sormak istedim.
Çok fazla Türkiye'ye dair örnek var, bunlar yazarın kendi verdiği örnekler midir yoksa çevirmenin yerelleştirmesi midir?
İngilizcesini okuyanlar belki bilir diye sormak istedim.
İngilizcesini okuyanlar belki bilir diye sormak istedim.
0
aynı yazarın başka bir kitabını okuyorum. 21. yüzyıl için 21 ders. bu kitapta da yerelleştirmeler var ve kitabın girişine bir not düşülmüş:
"yazarın isteği ve bilgisi üzerine yerelleştirmeler yapılmıştır." şeklinde.
"yazarın isteği ve bilgisi üzerine yerelleştirmeler yapılmıştır." şeklinde.
0
ingilizcesinde osmanlı devleti ve türk-arap ilişkileriyle ilgili toplam 2-3 örnek, bir o kadar da coğrafi konum belirtirken kullandığı ifadeler vardı başka bir örnek yoktu.
0
Bu yüzdendir ki kitabın açıklama kısımlarını da okumak gerekiyor. Yoksa çevirmene çamur atıp komik duruma düşebilirsiniz.
Yerelleştirme yapılmasa, orijinal referanslar kullanılsa kaçımız anlayacaktı? Herkesin anlayabilmesi için her bölgeye özgü örneklerle değiştirilmesi gerektiğini savunan bir yazar var karşımızda. İyi ki böyle yapmış. Yoksa Amerika'nın halk efsaneleri, deyişler vs. hiçbir anlam ifade etmiyor yetiştiğimiz kültür için.
Yerelleştirme yapılmasa, orijinal referanslar kullanılsa kaçımız anlayacaktı? Herkesin anlayabilmesi için her bölgeye özgü örneklerle değiştirilmesi gerektiğini savunan bir yazar var karşımızda. İyi ki böyle yapmış. Yoksa Amerika'nın halk efsaneleri, deyişler vs. hiçbir anlam ifade etmiyor yetiştiğimiz kültür için.
0
Kısaca demek gerekirse; anlamanız için yayınlanan bölgeye özel örnekler veriyorum. Diye belirtiyor zaten yazar. Kitaptan kitaba farklılık gösterecektir diyor
0
adwokat
O alt kısmı yırtılınca ne yapıyorsunuz? Çöpe mi gidiyor yoksa yama falan yapıp giymeye devam mı ediyorsunuz?200 lira vermiştim 7 ay anca dayandı. Böyle işin..
O alt kısmı yırtılınca ne yapıyorsunuz? Çöpe mi gidiyor yoksa yama falan yapıp giymeye devam mı ediyorsunuz?
200 lira vermiştim 7 ay anca dayandı. Böyle işin..
200 lira vermiştim 7 ay anca dayandı. Böyle işin..
0
Eskiden bana 1 yıl giderdi, son pantolonum 8 ay dayandı.
Terzide diktirdim birkaç kere öncekileri, ama güzel yapamıyorlar, güzel gözükmüyor.
Ben de kaldırdım koydum kenara. 150 tl vermiştim, insan üzülüyor.
Terzide diktirdim birkaç kere öncekileri, ama güzel yapamıyorlar, güzel gözükmüyor.
Ben de kaldırdım koydum kenara. 150 tl vermiştim, insan üzülüyor.
0
Ben neredeyse 1 ayda dağıttığım için diktiriyorum. Terzi gayet güzel yapıyor kullanıyorum sıkıntı olmadan. Başka türlü ekonomik olarak çökerim zaten.
0
yırtıldıktan sonrası için önerim yok ama, alt kısmı dediğiniz ağ kısmıysa önleyici bir öneride bulunabilirim.
bundan sonra yeni pantolon aldığınızda giymeden önce terziye giderek ağ kısmına içeriden yama yaptırıyorsunuz, daha doğrusu ek ufak kumaş parçası ekliyorlar 10 20 liraya. bu sayede çok uzun süre dayanıyor ve ağ yırtılmıyor.
bundan sonra yeni pantolon aldığınızda giymeden önce terziye giderek ağ kısmına içeriden yama yaptırıyorsunuz, daha doğrusu ek ufak kumaş parçası ekliyorlar 10 20 liraya. bu sayede çok uzun süre dayanıyor ve ağ yırtılmıyor.
0
Iyi bir terziye (pantoloncu/kotcu terzi tercihen) gidip yama yaptiriyosunuz, orijinal halinden uzun dayaniyor sonra.
Bir de bu yuzden hep kiytirik kot almaya basladim. 7-8 ay sonra iyisi de kotusu de cortluyo cunku bende.
Bir de bu yuzden hep kiytirik kot almaya basladim. 7-8 ay sonra iyisi de kotusu de cortluyo cunku bende.
0
andlee
iPhone 7 Plus alacağım apple Türkiye garantili en uygun trendyol ile hepsi burada veriyor sorun yaşar mıyım alsam?
iPhone 7 Plus alacağım apple Türkiye garantili en uygun trendyol ile hepsi burada veriyor sorun yaşar mıyım alsam?
0
Yaşamazsınız.
1. Kural: Telefon kargo ile geldiğinde kargo görevlisi oradayken pakete iyice bakın, ezik, darbe açılma vs. varsa almayın kargoyu.
2. Kural: Kutunun barkodu, jelatini açılmışsa, telefon kullanılmış duruyorsa fotoğraflayın ve yine telefonu almayın. Geri gönderin.
3. Kural: 14 gün içinde koşulsuz şartsız(ürüne hasar vermemek kaydıyla) iade hakkınız var. Buna mutat kullanım yani olağan kullanım dahil. Kullandınız begenmediniz iade edebilirsiniz. Fakat burada işi yokuşa sürüyorlar. Problem olursa hakem heyeti ile yüzde yüz haklı çıkarsınız.
Sonuç: korkulacak bir durum yok.
1. Kural: Telefon kargo ile geldiğinde kargo görevlisi oradayken pakete iyice bakın, ezik, darbe açılma vs. varsa almayın kargoyu.
2. Kural: Kutunun barkodu, jelatini açılmışsa, telefon kullanılmış duruyorsa fotoğraflayın ve yine telefonu almayın. Geri gönderin.
3. Kural: 14 gün içinde koşulsuz şartsız(ürüne hasar vermemek kaydıyla) iade hakkınız var. Buna mutat kullanım yani olağan kullanım dahil. Kullandınız begenmediniz iade edebilirsiniz. Fakat burada işi yokuşa sürüyorlar. Problem olursa hakem heyeti ile yüzde yüz haklı çıkarsınız.
Sonuç: korkulacak bir durum yok.
0
izninizolursatahtinizatalibim
Merhabalar,Hiç kullanılmamış hediye gelen bi parfümü en kısa yoldan nasıl elden çıkarabilirim? Fazla bi zarar etmek de istemiyorum. İade mümkün değil, ambalaj kısmı açıldığı için. 100 ml edp piyasa fiyatı 900 lira olan bi parfüme ne kadar değer biçmem doğru olur satım kolaylığı açısından?
Merhabalar,
Hiç kullanılmamış hediye gelen bi parfümü en kısa yoldan nasıl elden çıkarabilirim? Fazla bi zarar etmek de istemiyorum. İade mümkün değil, ambalaj kısmı açıldığı için.
100 ml edp piyasa fiyatı 900 lira olan bi parfüme ne kadar değer biçmem doğru olur satım kolaylığı açısından?
Hiç kullanılmamış hediye gelen bi parfümü en kısa yoldan nasıl elden çıkarabilirim? Fazla bi zarar etmek de istemiyorum. İade mümkün değil, ambalaj kısmı açıldığı için.
100 ml edp piyasa fiyatı 900 lira olan bi parfüme ne kadar değer biçmem doğru olur satım kolaylığı açısından?
0
Sen bir fiyat belirle ondan sonra ölücüler üşüşür zaten. Ona göre makul bir fiyat verene sat gitsin. Parfümd sahte çıkma olasılığımolduğumiçin pek rağbet olmuyor ne yazıkki
0
Orjinallik adına seri no ve fatura bilgisi paylaşabilirim diye dert etmiyordum bu sahte mi acaba düşüncesini.
Dolce & Gabbana The only one yeni gelmiş Türkiye’ye ama benim kullanabileceğim tarzda değil ne yazık ki. O uygulamalara koydum ama kafamdaki fiyatın çok altında teklifler geliyor
Dolce & Gabbana The only one yeni gelmiş Türkiye’ye ama benim kullanabileceğim tarzda değil ne yazık ki. O uygulamalara koydum ama kafamdaki fiyatın çok altında teklifler geliyor
0
Ambalaji acilmis kimse almaz fiyati yuksek tutarsan, zaten pek rare bir koku degil. Sorry.
0
piyasa fiyatı 900 tl değil. 450 tl Dolce & Gabbana The only one 100ml
350 ve üzeri tekliflere satın.
350 ve üzeri tekliflere satın.
0
Mağazada 900 lira olan şeye sırf şeffaf ambalajı açık olduğundan 500 demek çok olmasa gerek...
En kötü ihtimalle bi ambalajcıda yaptırmak lazım dışını :)
En kötü ihtimalle bi ambalajcıda yaptırmak lazım dışını :)
0
Benim bahsettiğim yeni gelen the only one. Kırmızı olan.
0
Zaten elimde faturası mevcut, soru da ne kadar olduğu değil ki...
0
Fiyat konusunda da yardım istediğiniz için arkadaşlar o konuyu netleştirmek istemişler.
Letgo yu denediniz mi
Letgo yu denediniz mi
0
Satacaksanız da fazla zaman geçirmeyin. Bunu zaten bilen alır. Taze değil diye alıcılar kaçar.
0
ya ben lan neyse
hayatımda bim gibi marketlerden ve çakma parfümlerden başka parfüm kullanmadım. onları da az kullandım.gün boyunca takım elbiseyle çalışıyorum. çalıştığım ortam da gereğinden fazla sıcak.şu durumda bana hangi parfümü tavsiye edersiniz dostlar?çok teşekkür ederim.
hayatımda bim gibi marketlerden ve çakma parfümlerden başka parfüm kullanmadım. onları da az kullandım.
gün boyunca takım elbiseyle çalışıyorum. çalıştığım ortam da gereğinden fazla sıcak.
şu durumda bana hangi parfümü tavsiye edersiniz dostlar?
çok teşekkür ederim.
gün boyunca takım elbiseyle çalışıyorum. çalıştığım ortam da gereğinden fazla sıcak.
şu durumda bana hangi parfümü tavsiye edersiniz dostlar?
çok teşekkür ederim.
0
Hidro fugal roll on kullanmani oneririm. Parfum vucuttaki terlemeden vs kaynakli sorunlari cozmez. Roll on arti davidoff parfum kullanabilirsin.
0
tepedeki psychedelic adam
süreli de olsa oluyor mu? ya da ne bileyim fiyat sabitlemek gibi bişey? biraz baktım göremedim de.
süreli de olsa oluyor mu? ya da ne bileyim fiyat sabitlemek gibi bişey? biraz baktım göremedim de.
0
mayeskuel
çok saçma değil mi? tiyatroya gidicen biletler için 13 gün önceden almalısın. konser desen keza öyle. 2019da bu kadar sold outla karşılaşmak sinirimi bozuyor. nedir yani, yeni personel, ekipman, sahne vs.. al çoğalt.
çok saçma değil mi? tiyatroya gidicen biletler için 13 gün önceden almalısın. konser desen keza öyle. 2019da bu kadar sold outla karşılaşmak sinirimi bozuyor. nedir yani, yeni personel, ekipman, sahne vs.. al çoğalt.
0
konyada yaşıyorum burada bile katiyyen devlet tiyatrolarında oyuna imkan yok bulamıyorsunuz. yıllardır gidemiyorum.
hem çok ciddi talep var hem kaliteli işlerin sayısı az
hem çok ciddi talep var hem kaliteli işlerin sayısı az
0
Dünyanın birçok büyük şehrinde durum böyle aslında. Neyse ki kültürel şeylerde sıra kalmıyor. İyi yanından bak olaya.
0
insomniac
Lisans yüksek lisanstan bir sürü konu var. Açıkçası şu nedir tarzı tanım sorularını sorarlar mı merak ediyorum. Genel olarak nasıl çalışmak gerek? Bir de torpil olur diye çalışasım gelmiyor.
Lisans yüksek lisanstan bir sürü konu var. Açıkçası şu nedir tarzı tanım sorularını sorarlar mı merak ediyorum. Genel olarak nasıl çalışmak gerek?
Bir de torpil olur diye çalışasım gelmiyor.
Bir de torpil olur diye çalışasım gelmiyor.
0
Yl bilim sınavlarina hazırlanırken doktora yapan bir arkadaşımin tavsiye ve deneyimlerinden anladığım kadarıyla ilgili olduğunuz konu hakkında bir şey üretip/tartışıp doğru ya da yanlış bir veriye/yargiya akademik dilde ulaşıp ulaşmayacağinıza bakıyorlar galiba. Keza bi hocam da doktora sinavinda sadece 1 soru sorduğunu ve tartisiniz şeklinde bitirdiğini demişti. Dolayısıyla bence konulariniza teorik anlamda ve gerek varsa pratik açısından iyi bir hakimiyet gerek. Yine konuyu yazılı/ sözlü kendi düşüncelerinizi alaninizin ustadlarinin bilgileriyle harmanlayip sunabilecek bir seviyede olmak gerek bence.
0
han20
kaynak taradım, kullanacağım kaynakları edindim, içindekiler bile çıkardım. Mendeley kurdum...şimdi ben onlara bakıyorum, onlar bana. başlama kısmını uzun tuttukça uzaklaşıyorum daha fazla.şimdi nasıl bir yöntem izlemeliyim. A) kaynaklarını oku, okurken mendeley'e gir, kullanacağın yerleri word'e ya
kaynak taradım, kullanacağım kaynakları edindim, içindekiler bile çıkardım. Mendeley kurdum...
şimdi ben onlara bakıyorum, onlar bana. başlama kısmını uzun tuttukça uzaklaşıyorum daha fazla.
şimdi nasıl bir yöntem izlemeliyim.
A) kaynaklarını oku, okurken mendeley'e gir, kullanacağın yerleri word'e yaz.
B) kaynaklarını okurken içindekiler planında, gerekli bölümlere kaynaklarını yaz, tez yazmaya geçtiğinde ilgili kaynaklara tekrar gidersin.
C) diğer
nasıl başlayayım?
şimdi ben onlara bakıyorum, onlar bana. başlama kısmını uzun tuttukça uzaklaşıyorum daha fazla.
şimdi nasıl bir yöntem izlemeliyim.
A) kaynaklarını oku, okurken mendeley'e gir, kullanacağın yerleri word'e yaz.
B) kaynaklarını okurken içindekiler planında, gerekli bölümlere kaynaklarını yaz, tez yazmaya geçtiğinde ilgili kaynaklara tekrar gidersin.
C) diğer
nasıl başlayayım?
0
Konu başlıklarını belirle. Ana başlıklar alt başlıklar planı yap, yani genel akılı belirle. Sonra içini doldur. Zaten gereksiz başlıkları çıkarıp yeni başlıkları kendiliğinden eklediğini göreceksin. Başarılar
0
Aynen @intihar etsem de kendime gelsem belirttiği gibi öncelikle dispozisyon oluşturmak önemli. Ben her ana ve alt başlık için ayrı word dosyaları açıyorum. Konu ile ilgili yerleri okudukça bu wordlere kopyalıyorum. Daha sonra wordleri tek tek açıp bir akış oluşturmaya çalışıyorum.
0
Ben A yolundan gittim. Kaynakları buldum toparladım. Tek tek okudum. İşime yarayacak yerleri word’e kaydettim. Okuduğum her makalenin kaynakçasını da yazdım en başına. Sayfalarca bir word dosyası oldu. İlk belirlediğim kaynakları okumayı bitirince o word dosyasını tekrar okudum. Aynı konuyla ilgili olanları birleştirdim, alt başlıklar oluşturdum. Kullandığım makalelerin kaynakçasını da ayrı bir word’de oluşturdum. Kullanmadıklarımı sildim. Böyle böyle yazdım işte.
Yazılıyor merak etmeyin, biraz disiplin biraz da sabır lazım. Kolay gelsin.
Yazılıyor merak etmeyin, biraz disiplin biraz da sabır lazım. Kolay gelsin.
0
1 yıldır erteleyip bir anda sadece yazmaya başlayan biri olarak önemli olan başlamak diyorum. Şu linktekiler de kesinlikle geçerli tez yazmak için:www.ab-ilan.com
0
Aerdem
tez yazmı sırasında kafanıza en çok takılan, sorun yaşadığınız şeyler neler? yazıma, atfa, şekle ilişkin şeyler de olabilir.
tez yazmı sırasında kafanıza en çok takılan, sorun yaşadığınız şeyler neler? yazıma, atfa, şekle ilişkin şeyler de olabilir.
0
Review’de yer alan bilginin yer aldığı makaleye ulaşmak zorluyor. Bazen o kadar saçma kaynaklar veriliyor ki belirtilen bilgiyle alakası yok
0
en çok şekilleri sığdırmak sorun olmuştu. küçük yapınca sığıyor ama yazılar okunmuyordu. en son sayfayı yan çevirip koyabileceğim aklıma geldi de öyle çözmüştüm, ama ondan önce 3-4 saat harcamışımdır.
0
Çalışma planını yapmak. Onu bir yapabilsem gerisini yazabilecekmişim gibi geliyor.
0
başlarda değindiğim konulara ilerleyen başlıklarda tekrar değinmem zorunlu hale geldiğinde ne yapacağımı kestiremiyordum. tez danışmanımın sonraki başlıklarda önceki bir konuya değinmek istiyorsan ilgili konunun değerlendirmesi için bknz bölüm x şeklinde dipnot düşüp tekrar tekrar aynı konuyu incelemememi önermişti. pek tatmin etmese de tekrara düşmemek adına kabul etmiştim.
0
alttaraf
selam uzun yol severler..mayis gibi fethiyeden arac kiralayip tüm akdeniz sahilini mumkun oldugunca deniz kiyisindan gezmek gibi bir niyetim var, ayni yolu donup araci fethiyede birakicam..simdi soru şu, başliktan da anlasilacagi gibi:uzun yolda sanirim sedan arac daha makul ama arada dağ bayir yoll
selam uzun yol severler..
mayis gibi fethiyeden arac kiralayip tüm akdeniz sahilini mumkun oldugunca deniz kiyisindan gezmek gibi bir niyetim var, ayni yolu donup araci fethiyede birakicam..
simdi soru şu, başliktan da anlasilacagi gibi:
uzun yolda sanirim sedan arac daha makul ama arada dağ bayir yollar ve patikalar da denk geliyor, başka faktorleri de dusunursek hangisini kiramalam daha mantikli sizce?
fiyatlari az cok ayni, ikisi de dizel manuel olacak..
gönlüm qashqai den yana ama meganla daha mi rahat ederim bilemedim?
mayis gibi fethiyeden arac kiralayip tüm akdeniz sahilini mumkun oldugunca deniz kiyisindan gezmek gibi bir niyetim var, ayni yolu donup araci fethiyede birakicam..
simdi soru şu, başliktan da anlasilacagi gibi:
uzun yolda sanirim sedan arac daha makul ama arada dağ bayir yollar ve patikalar da denk geliyor, başka faktorleri de dusunursek hangisini kiramalam daha mantikli sizce?
fiyatlari az cok ayni, ikisi de dizel manuel olacak..
gönlüm qashqai den yana ama meganla daha mi rahat ederim bilemedim?
0
İkisi de dci motor. Megane biraz daha sessiz olabilir ama ben qashqai seçerdim. 6 yıl kullandım belki ondandır :)
0
Her ikisini de uzun yolda kullandım, kesinlikle qashqai.
Her şeyden önce rahat ve yüksek. Benim kullandığım pakette özellikle karşıdan gelen araca göre otomatik açılıp kapanan uzun farlar ve aracın etrafını 360 derece gösteren kamera sistemi hayatımı çok kolaylaştırmıştı.
Her şeyden önce rahat ve yüksek. Benim kullandığım pakette özellikle karşıdan gelen araca göre otomatik açılıp kapanan uzun farlar ve aracın etrafını 360 derece gösteren kamera sistemi hayatımı çok kolaylaştırmıştı.
0
