durumunu net anlıyorum.
erkekler gerçekten konuşunca sıkılabiliyorlar. elbette genelleme yapmak hata olur ama anladınız işte.
ben bir gün onların gözüyle baktım olaya. misal, bir söz söylemişim, alındı mı diye bakmışım, garipsemiş gibi durumu. oturup anlatmaya çalıştım diyelim. ne söylemek istediğimi, onun yanlış anlayabileceği yerleri falan. baktım karşıdaki sıkıldı. çünkü sonucu görüyor sadece. net cümlelerle ilerliyor hayatta. "bir şey dedi. canım sıkıldı. şimdi de beni ikna edinceye kadar susmayacak" düşündüğü şey buydu. daha sonra başka bir konuda "pardon, öyle demek istemedim tabi" deyip kapattım konuyu. baktım ki, hakikaten mutlu adam. iş büyümedi diye huzurlu.
erkeklerin olayı ele alış şekli daha net. samimi bir erkek arkadaşım yakında bana "eşimin söylediği durum hoşuma gitmedi ama şimdi söylesem yok şu sebepten, yok ben onları şurdan tanıyorum, diye başlayacak konuşmaya. laf etmedim bu yüzden. ama canım sıkıldı" dedi mesela. baktım, gerçekten uzamasından nefret ediyor. yine aynı arkadaş bir yemek davetine gitmedi. evde olacaktı davet. neden, dedim. "muhabbetler kasıyor" dedi. "-ay bu et de iyi pişmedi ama - yok çok iyi pişmiş, deli misin -ne bileyim, tuzu az mı sanki? -hayır canım mükemmel olmuş -tatlıyı bakalım beğenecek misiniz -senin tatlıların güzel oluyor, bu da müthiş olmuştur -ay gerçekten mi -bayıldım yaa" söyle muhabbetler olacak ve sıkılacağım dedi. samimi erkek arkadaşlarımın birkaç tanesi hariç, hepsi yemek yer, teşekkür eder, kalkarlar. sonunu bildikleri, gidişatı tahmin ettikleri konuşmalar saçma duruyor.
ben de tavrımı değiştirdim. bir şey demediğimde içime dert olmuyor artık. zamanla alışıyorsun. hatta, giydiğim kıyafeti nasıl bulduğunu anlatırken pantolonun dikişine kadar irdeleyen kız arkadaşlara artık ben de pek katlanamıyorum :) bu bir alışkanlık meselesi. birkaç defa az konuş, içinde kalacak, kendi kendini yiyeceksin, ama sonra unutacaksın, alışacaksın. bu az konuşma durumu hayatını genel olarak da sadeleştiriyor. sorun mu oldu? konuşmayıver. her şey konuşarak halledilir diye bir şey yok. annenle-babanla konuşmadan attığınız durumlar olmadı mı hiç?
bunun dışında, eskiden beri irdelemekten hoşlanmadım. insanları tanımaya ve hamleleri önceden bilmeye yönelik bir savunma sistemi gibi gelir bana bu durum. artı, söylediğim her cümleyi de savunamam. arkadaşıma kızdıysam, gelip "bir daha yapmam, sen de şunu yapma" demesi yeterli. yok sen şöyle dedin, ben böyle hissettim, şu kelime ağırdı falan, bana ters geliyor. küfür olmadığı sürece, kızgınmış işte, boşver. emin ol hafifleyeceksin. ayrıntıları görmemeyi ve her şeyi yargılayıp/irdeleyip kılı kırk yaran görüntüden kurtulmayı seveceksin.
bu arada yazarken uzun yazdım ama gerçek hayatta sahiden de çok konuşmuyorum. zamanım olunca yazmayı seviyorum sadece :)
0