cok sey degişti ama beni de bu korkutuyor zaten.
hem kimbilir şimdi sevgilisi de olabilir. Bilmem kaç yıllık hem de. Üstelik arada sırada kulağıma gelenler de bunu doğruluyodu. Delikanlılık da var serde. Uygun bişey değil.
Hem bitiş nedeni zaten oydu. Değişmişti. İlk tanıştığımızda herşey güzeldi iki sene mükemmeldi. sonra akp geldi babası vali oldu. bunlar aldı başını gitti. bu da benim kör talihim diyorum. keşke hep sıradan biri olarak kalsaydı.
bir nevi fakir genç zengin kıza çıkıyor durum.
çok şükür halim vaktim de yerinde yani yanlış anlaşılmasın.
aman ne bileyim ya işte bugun içimden bunları yazmak geldi.

@nehir33 biraz daha ısrar edersen sırf senin için konuşacağım :)
ben de isterdim açıkcası da inan şu an aklıma, gönlüme o kadar uzak geliyor ki ..
hevesim kalmamış..

" unutmak " için de ne kadar zaman gerekli soru ve sorun da bu ya zaten.
tam yeni biri çıkıyor karşıma. iyi güzel diyorum. bu sefer olacak.
bu arada belki 1-2 aydır da söz konusu kişi hiç aklıma bile gelmemiş oluyor. ama yeni kız arkadaşın bakışlarını bile aniden, sebepsiz yere onun bakışlarına benzetince. olmuyor diyorum hacı. bu iş çok zor.
neyse bu da benden olsun cevapsız sorulara.
teşekkür ettim cevaplar için .

takıntı yapmak tehlikeli ama, 3 yıl gereksiz uzun bir süre ne kadar sevilse de.
korkarım senin sevdiğin yani aklında yarattığın o kişi gerçekte yok ve hiç olmadı ve hiç olamayacakta.
geride bırakmayı öğrenmek gerekiyor, herkes öğreniyor bunu sen de öğren, takıntı yapma. konuş istersen ki konuşunca bence o istese bile sen bu 3 yılda gözünde büyüttüğün, kusurlarını istemsizce unutup örttüğün kişiyi bulamayacaksın karşında.
yaşı hiç sormuyorum zaten 25 üstü ise psikolog bile önerebilirim.

dostum sen de durumu tam tabiplik yaptın.
o kadar kötü değil durum merak etme.
biz daha ölemedik :)
ama bazen böyle oluyor işte. geldi geçmek üzere bile diyebilirim yani.
seneye kadar böyle gider bu.
bu arada yaş 25. senin kriterlere göre tam sınırdayım sanırım :)

5 yıl bir kızı düşündüm hep, her doğum gününde aradım konuştum vs başka sevgilimde oldu harbiden sevdim de ama o başkaydı yaş 18-23 arası işte
ve okb teşhisi konulmuştu başka bir sebeple, tedavi gördüm ertesi sene aklıma geldi ama alışkanlıktan sonra rastgele gördüm filan ama işte takıntı olduğunu o zaman anladım. ulaşılamayan şeyler zihnimizce mükemmele tamamlanıyor, sorun da burda.

vahim bir durum olmasa da dediğim gibi git konuş, inan bu ilgin geçecek konuştuktan sonra veya hiç uğraşma unut bir daha da mesaj filan atma :)

yaş gerçekten sınır, o yüzden bu sene bu konuda son senen bugün de son günün olsun, yarın geçmişin gölgelerini silip yepyeni bir sayfa aç hayatında.

git konuş işte yaa. ölmezsin.

(bkz: abi seviyorsan git konuş bence)

unutmamak için uğraşıyor olabilir misiniz, sürekli msj atmak falan...

bence gerek yok böyle şeylere, aradan üç yıl geçmiş o bu arada hayatını yaşadı siz ise hayatı kaçırıyorsunuz. güzeldi yaşandı ve bitmesi gerekti önce kabul etmekle başlayın ve kendi yolunuza bakın. bu hayata bir kere geliyoruz çünkü yas tutmak için çok kısa;)

ayrıca konuş diyenlere katılmıyorum o iş bitmiş boşuna kurcalamayın msj atmayı da bırakın

hocam hayat bu tip tereddütler için çok kısa

hemen bir karar verin, ve tüm benliğinizle o kararın arkasından gidin.

unutmadım deyin, gidin konuşun, olumlu ya da olumsuz da olsa kararsızlıktan ve sonuçsuzluktan iyidir.

oldu mu, mutluluklar

olmadı mı, hadi iyi günler deyip hayata yeniden başlayın..

bugün, geriye kalan hayatının ilk günü..

bence artik mesaj atmayi kes, kizin da kafasini bulandirma.
kendi kafanda da kesin olarak bitir olayi.

hiç bir şeyin artık senin kafanda üç yıldır tuttuğun gibi olmadığını görmen için konuşman lazım. başka türlü burada otururken bunu zihninin kabullenmesi mümkün değil.

herkes seviyor diye yormuş ama; kız da durumuna üzüldüğü ve "artık beni unut, kendine eziyet ediyorsun" demek için konuşmak istiyor belki?

diğer yandan; tekrarlayan ilişkilerde olumlu sonuçlar çok istisnadır. üç sene önce değiştiği için ayrıldığın kız, bu üç senede kim bilir ne kadar değişti ve yabancılaştı.. aynı şeyler senin için de geçerli..

ama işte bunu görüp anlamanız için görüşüp konuşmanız lazım..

Bir kere yaptığınız normal değil ve psikoloğa gitmeniz gerekiyor. 3 sene bir kişiyi, mesaj atacak kadar, herkesi ona benzetecek kadar unutamamış olmanız hastalığın belirtisi. Aşk tavsiyelerine falan aldanmayın, kendi iyiliğiniz için doktora gidin. Ben unutmak istemiyorum diye kendi kendinize söylüyor olabilirsiniz belki ama gidin yine de.

Aşk böcekleri de bir zahmet destek olmasın bu duruma, yeni tanıştığım kızın bakışlarını bile ona benzetiyorum diyor adam ve ayrılalı 3 yıl olmuş. Size sevmediğiniz eski erkek arkadaşınız böyle mesaj atsa her yıl normal mi karşılarsınız? Herkesi size benzetse?

Unutmadığını biliyor belki sende beni unutmasın unutmadığımı görsün diyerek mesaj çekiyorsun ve içten içe sana dönmesini istiyorsun ama dönemiyorsun,

zor durum Allah kolaylık versin ama gel konuşalım diyorsa kızın kafasında hala bir istek var ha ama bi erkek arkadaşı varsa sakın gitme ve mesajda atma ama erkek arkadaşı yoksa gene gitme gene mesaj atma kısacası saplantından acil kurtulmak için çareler ara,

Son kısım biraz saçma oldu ama anladın sen onu...

seninkinin "aşk" değil, takıntı olduğunu, affet ama psikolojik bir dengesizlik olduğunu düşünebiliriz. evet "git konuş" ama başka biriler ile konuş. birkaç seneye normalleşmeyi başarırsan, yaktığın üç sene için pişmanlık duyacaksın. en güzel zamanlarını yoktan yere harcadığın için. bu gerçeği ne kadar erken kabul edersen, hayatını o kadar az ziyan edersin. kaldı ki, kimse senin üç sene önce bıraktığın kişi değildir. mecazen de olsa, şunu kabullenmek lazım, o sevdiğin kişi öldü, dünyada öyle biri yok. kabullenmesi güç tabii, kabullenmemesi de sadistik bir keyif veriyor, idealist olduğunu sanıyorsun. ama değilsin. sadece takıntı haline getirmişsin. yaz gelmiş, ortalık hatundan geçilmiyor, kaçını tanıdın da 1 tanesi içi 3 seneni heba etmeyi makul görüyorsun? sen hayata yeni bir şans vermezsen hayat da sana yeni bir şans vermeyecektir. unutmak'tan kasıt, varlığını, telefon numarasını, adını unutmak değil. geleceğini onunla geçireceğin rüyasını unutman lazım. güzide hatıraların seninle kalsın. tedavülden kalkmış para gibi artık bi işe yaramıyorlar. sadece hatıra olarak kalsınlar, seni değiştiren, sana değer katan hatıralar. bu hatıraların yeni maceralarında oldukça işine yarayacak. özet olarak;

Durmak Yok, Yola Devam!

abi ne kadar karmaşıklaştırıyosunuz olayları yaa. özlüyomuşsun zaten seneler olmuş ara konuş, bikaç kez görüş falan görürsün oluyor mu olmuyor mu, bu kadar düşünmenin, buraya sormanın cevabı getireceğini mi düşünüyosun? görüşeceksin anlayacaksın yani. olmadığı zaman çok canın acır diye korkma, şu an daha az canın yanmıyor ki!

bir film izlemiştim, elemanın teki kıza aşık olmuş işte böyle senin gibi uyuyamıyor falan geceleri. İş yerinde kızın teki geldi öptü, herif 3 gün uyudu. yani demem o ki : çivi çiviyi söker.

hayatımı yaşayamıyorum, herşeyi kendime zindan ediyorum, gençliğim boşa geçiyor durumu yok ortada.
arkadaşları, gece gezmesi, eğlencesi , düzenli seks hayatı olan biriyim. Hatta hoşlanarak , severek aylarca birlikte olduğum kız arkadaşlarım da oluyor. İşin bu tarafından memnunum zaten.öyle körü körüne bağlanıp kalmadım.
ama tamamen unutabildim mi hayır. hatta bunu birçok yakın arkadaşım bile bilmez. iki tanesi dışında.
kabuk bağlayan bir yara gibi. ama hiç iyileşmeyen.

o zaman bunun adı saplantıdan başka bir şey değil. psikiyatriste gitmen yararına olur bence. çünkü durumunun normal olmadığının, bir duygu durum bozukluğu olduğunun sen de farkın zaten anladığım kadarıyla.

anlıyorum seni
unutulmağzz....
www.eksiduyuru.com

ketıl

hangi şehirde olduğunu hatta muhitten bahsetsen? ya da türkiye mi orası?

Bulaşık makinası. Elimde yıkarım hesaplarını hiç yapma gerçekçi değil.

yalnız yaşamaya alışkın değilsen ve çok sosyal biri de değilsen zor günler geçirebilirsin.

şuan belli değil şehir,üniversite için gideceğim puanım büyük kentlere yetmeyecek gibi.uzun bir süre çalıştım ve üniversite okumaya karar verdim.yalnızlığı seviyorum.

evcil hayvan besleyebilirsin. yalnızlığa iyi gelir.

yangın söndürücü olsun evde.

soğuk havada portatif kalorifer işe yarayabilir.

acil durumlar için arayabileceğin biri olsun.

hep yalnız kalmazsın ama çoğunlukla gecenin sonunda kapının ardında tek sen kalacaksın. yalnızlığı seviyorsan ihtiyacın olan motivasyon sende var demektir. gitar neyn bi şey deneyebilirsin yalnızken müziğin yardımı olabilir. muhtemelen küçük bi arkadaş grubun olur ve yurtta kalanlar bazen gelir senin evinde kalır. bikaç arkadaş bulduktan sonra sorun olmaktan çıkar.

mahalle baskısını çok sorun etme bence en büyük problemin o olsun.

ben izmirde yaşıyorum ama küçük bir şehir için tahmin yürütürsem; kira fatura mutfak 800-900 tl olur diye tahmin ediyorum.

araç gereç konusunda önem sırasıyla;
1- buzdolabı(mini filan mutlaka olmalı)
2- yatak

gerisi teferruat.

yalnızlığa kapılma, yalnız yaşarken ev gel bana gel bana diye çağırır, miskinliğe davet eder, fazla uyma çünkü rutin işlerin seni evde fazlasıyla tutacak zaten(temizlik, yemek, bulaşık vs)

araç-gereç olarak bi insan lazım, ciddiyim devamını oku.

yeni eve çıkacağın için telefon internet bağlatıcaksındır, bunlar içinde bi sorun çıkarsa ya da çıkmasa bile biri lazım o evde duracak. bi yerden bi usta mı gelecek birisi mi gelecek evde birisi bulunması gerekiyor.

onun dışında makarna süzgeci derim ben ve kaçarım.

buzdolabı + çamaşır makinesi

Bıçak ve sarımsak döveceği panpa. Yemin ederim bu ikisi varsa yapamayacağın yemek yok. Gerisini yavaş yavaş halledersin.

çaydanlığı unutma her türlü çay malzemesi alıp sabah kahvaltı için çay yapalım dedik çaydanlığın olmadığını farkettik aklımıza gelmemişti onu almak,
Sen unutma al..

türbişon mutlaka lazım, arkasıyla da bira şişesini açarsın oh mis..

(bkz: yalnız yaşamak isteyenlere tavsiyeler)

Bana Avar ufkunuzu açıyorsa Zaytung'u öneririm. Zira Zaytung Banu Hanım'ın haber kaynaklarındandı.

Niye ki? /:

bu ülkede herkes, hele de banu avar'la dalga geçenler çok mükemmel, çok gelişmiş, çok aydın ya;

kadın boş bulunmuş "haber"lerin nasıl da "çıkar" için kullanıldığından/yanlış yönlendirmelere sebep olacağından habersiz saf bir şekilde bir haberin arkasını araştırmadan ciddiye almış (herkesi kendi gibi sanmış herhalde). artık "çok ileri aydın"larımızın dilinden düşmüyor. her biri banu avar'dan kat kat geniş tecrübe ve birikime sahipler ya ondan..

sağyın, çok ileri çok aydın efendiler;
önce banu avar'ın tüm birikiminden yararlanın bi kendi ufkunuzu genişletin, başımıza örülen çoraplarla ilgili gerçekleri bir olduğu gibi öğrenin de, sonra o gerçeklerle ilgili sıkılmaktan, düşünmekten, yorum yapmaktan boş vaktiniz kalırsa o zaman sıra gelsin boş bulunup gerçek zannettiği zaytung haberiyle ilgili banu avar'la "dalga" geçip eğlenmenize.. ki onun bile efendice bir üslubu, yolu yordamı olur.

***
not: yazılanlar kimseye kişisel hedef alınarak yazılmamıştır. yeri geldiği için konuyla ilgili genel düşünceler ortaya konmuştur. kişilere değil zihniyete yazılmıştır.

*****
soruya cevap;
cumhuriyet yazarlarını tavsiye ediyorum. gerçekten büyük merak ve heyecanla okuyordum, şu sıralar mecburi ara verdim.

kamil?

meriç?

badaklık o tanımı karşılıyor mu?

edit: düşündüm de yok karşılamıyor.

şaban.

kezman.

bora?
(bkz: bu arada bora ben)

genel oturmus bir tanım yok , kamil tam karsılamıor ; meriçlik bambaşka bir müessese murtaza diyorum ben

kamil diyorduk biz.

aslında kezban'ın birebir erkek versiyonu da yok ama işte özlü söz zevki, müzik stayla filan en çok apaçilerle örtüşüyor gibi
o yüzden meriç'i geri alıp apaçi diyorum.

bora bence de

(bkz: badak)

bora uygun

kezban'da da bi avanaklık yok mu?

kezman +1

ökkeş

profesyonel düşünüp 1. seçeneği işe alın demiycem . 2 yi alın yeni evlenmiş falan hem diğeri madem ki işe çok hakim illa ki bulur yine bi yerlerde .

kesinlikle ikinci. taze evli ve ogrenmeye hevesli ise digerinden cok daha faydali olur. sonucta sosyal medya. dur suna bakiyim falan diyerekten savsaklama falan fazla olur. ama taze evli ve merakli adam disiplinli ve cefakar olur.

simdi boyle konusuyoruz da ilk aday bir yakinim cikiyormus:)

iki de işi başarabilecek gibiyse altyapısı da iyiyse ikiyi al. ama sırf iyilik olacak diye işi yapamayacak birini alma tabi.

@tsubasa +1

işe hakim olan her şekilde iş bulabilir. yine evlenene bir şans verin. öğrenmeye de hevesliymiş zaten.

ikisini de cağırın , bir fincan iki de zar verin büyük zar alanı atın.. lady luck karar versin madem ikisi de finale kaldı..

unutmayınki bu devirde kimin kimden daha çok paraya ihtiyacı olduğu belli olmaz yani parayla imanın kimde olduğu hesabı herkezin kendine göre sıkıntısı var siz işe duygularınızla değil işin gerektirdiği gibi davranmanız iş etiği açısından daha doğru olur firmanızın kriterlerine ve ihtiyaçlarına en uygun olan kişiyi seçmelisiniz ama bence işin sorunsuz ve problemsiz ilerlemesini istiyorsanız tecrübeli olan tabiki daha doğru bir seçimdir

İşi bileni alın derim!
Bu ülkede hevesli ama işe vakıf olmayan insanlar tercih edildiğinden dolayı, işi bilenler işsiz kalıyor. Ayrıca yeni evli olması da kendi kararı duygusal düşünmeyin.

İşi bilmeyeni aldık.
Yeni evlendi vs diye.
Umarım mahçup etmez.

hadi hayırlısı.
umarım bizi de mahcup etmez. bir sürü kişinin kendisinden iyi verim beklediğini belirt laf arasında;)

değme mi;) hastasıydık zamanında..
hemen başla...

kesinlikle değer.

ama kimsenin böyle şimdiki diziler gibi bi oturuşta iki sezon falan bitirebileceğini sanmıyorum.. konulu lan

tgrt izleme sebebimdi benim x-files. gercekten cok bomba bolumleri vardir. bence fringe'i 3'e 5'e katlar.

şu an izlediğin çoğu bilim kurgunun bir şekilde esinlendiği dizidir. çok tanıdık konular göreceksin izlerken, ilk sezon biraz yavan gibi gelebilir ama devam edersen fringe filan hikaye gelir,

ha fringe'in de hastasıyım ben o ayrı :)

bilim kurgu dizilerinin anası denebilir. bu zamana kadar izlememiş olman büyük kayıp.

x files ı çok çok sevmiş ve baya izlemiş biri olarak fringe'e 4 bölüm falan dayanabildim sonra izlemedim. x files dan sonra acayip çakma geldi. bi kalite ve temel farkı var. ama eski olduğu için görüntü kalitesi ve efektler yeni dönem yapımlarından sonra içini açmayabilir.

24 ocak gelse de yeni sezonu izlesek. İkisini de çok özledim :)

@mulder kaç yıldır hasetle sizi bekliyoruz neden sadece 6 bölüm?? :(

@historien fringe'in ilk sezonunda sık sık the x files'dan esinlenmeler var. bence izle. izlediğim en iyi dizilerden biri.

2012'nin duyurusunu hortlatmak. ben de mi duyuru hortlatsam acaba. hatta sonra niye tik atmıyorsunuz filan desem eğlenceli olur. kendi kendime konuşmuş gibi olurum. şu an yaptığımdan pek de farkı olmaz. *_*

@kuzey li
David Duchovny'nin bir röportajda verdiği cevap: Ben, Chris Carter ve Gillian Anderson'ın yaklaşık 3 aylık boş zamanımız vardı. Bu da 6 bölüm yapıyor!
(Bence de çok az)

izledim beğenmedim.

2 sezon bitirdim daha da dayanamadım.

o yıllarda izlesem müptelası olurdum eminim, oysa şimdi aynı etkiyi yapmıyor.

fragmanlarına denk gelmek için tgrtede ihlasın reklamlarını ezberlerdim be, küçücük çocuktum ama cuma geceleri kaçırmazdım, bence şimdi sarmmaz, konu olarak efsane olsa da efekt falan olmayınca bilim kurgunun %40ı falan etkisini kaybediyor

tebligatlar üzerinde takip numarası vardır. internetten takip edebilirsiniz nerede olduğunu, dağıtıma çıkınca bekleyebilir veya size yakın postaneye gelince direk gidip alabilirsiniz. tebligat numarasını öğrenmek için de gönderene sormanız lazım, onlarda barkod numarası olur genelde. icra işlemi ise icra dairesine, mahkeme evrakı ise kaleme soracaksınız.

118xx lerdem biri yardımcı olabilir belki.

hayırdır denetimli serbestlik mi pampa?

bağlı olduğunuz postaneye gidip belki ricada bulunabilirsiniz "eve getirmeyin, ben düzenli olarak gelip buradan kontrol ederim alırım" diye. muhatap olduğunuz kişiye göre işe yarama şansı var..

benim bildiğim o tarz ilaçları reglin ilk günü içmeye başlıyorsun. bir sonraki reglin ilacı bıraktığın zaman oluyor. sonraki ayı erteleyebilir ya da öne çekebilirsin yani.

ilaç içersiniz ama erteler bu. eczaneye sorun, adet geciktici istiyorum diye. primolut vardı sanki en çok kullanılan. en geç reglden 4 gün önce kullanmaya başlaman gerekiyor. bıraktıktan sonra 3 gün içinde regl olursun.

@inthechaos o dediğin doğum kontrol hapı, regl geciktiriciyle alakası yok. ha onu da bu işler için kullanıyorlar ama düzenli kullananlar için geçerli bu ve çok da zararlı oluyor o zaman. aslında regl geciktiriciler de zararlı. eczacılar daha iyi bilir, siz onlara danışın.

bu arada yaz geldi regl geciktirici duyuruları arttı, üç gün sonra ben de açarsam şaşmayın :)

promolut-n diye bir ilaç var. hem geciktirmeye hem de erkene almaya yarıyordu galiba tam hatırlamıyorum.
belirtilen miktarda ve gün sayısında içiyorsunuz, içmeyi bıraktıktan 2-3 gün sonra da regl oluyor.
yani erkene almak için daha da erken başlamak gerekiyor.

***
not: doktor değilim. bir tıp insanına sorulması daha iyi olur.

bütler 8-9 eylül
çıkmış büt sınav sorularına bak. ama iyice bak. doğru cevapları ezberle.
büt daha kolay falan buna yorum yapmak istemiyorum. son on yılın ilgili sınav ile ilgili büt sorularını hatim et. görürsün orada kaç tane soru hep çıkıyor diye fikrin olur.

başarılar.

eski sorulara çalışma şeklin, doğru cevapları işaretledikten sonra;

- soruyu oku
- doğru cevabı oku
- soruyu oku
- doğru cevabı oku

şeklinde olmalıdır unutma. diğer şıklara hiç bakmayacaksın bile.

bütünleme sınavlarını final sınavlarının tekrarı gibi düşün.

ortalama hesabı yine aynı olacak;
1.sınavın (vizeni) %30'u ile
2.sınavın (final-büt) %70'i toplanacak ve 50 olması halinde o dersten geçilecek.

diye biliyorum ben.

vize notun x 0.3 + bütünleme notun x 0.7>= 50 olmalı dostum. yani, final notun bir işe yarmayacak bütünlemede.

vize notun x 0.3 + bütünleme notun x 0.7>= 50 olmalı dostum. yani, final notun bir işe yarmayacak bütünlemede.


eylülde olur benim bildiğim büt.ler.

bütler 8-9 eylülde

Bildiğin sabundan birkaç ince dilim keseceksin. Tavaya biraz soğan doğrayıp kestiğin sabun parçalarıyla beraber kavuracaksın. Sabun ereyip soğanla beraber merhem kıvamına geliyor. Merhemi parmağın üzerine bolca sürüp, gazlı bezle sarıyorsun. O şekilde bekletiyorsun. İltihabı alıyor.

ne soğanı hocam yav. sabah terramisin, akşam bactroban'a devam. eğer iltihap tutarsa antibiyotik lazım.

oha. doktora git lan. bu ne abi yemek tarifi gibi soğandır kulak memesidir?

annemde olmuştu. doktor kapkara bir merhem yazmıştı. işe yarıyordu diye hatırlıyorum ama adını hatırlayamadım ilacın.

@transparent layer

ichtiyol onun adı.

eczacıya "kara merhem" de o anlar zaten. ismini unuttum. 1-2 güne geçerir.

sözlükte de kara merhemden bahsedilmiş. onu şimdi eczaneden istedim.

ama soğanı da küçümsemeyin baylar/bayanlar, soğanın antibiyotik etkisinden dolayı öyle bir uygulama var. ben çocukken çevremde yapılıyordu hatırlıyorum.

tüm cevaplar için teşekkürler..

kara merhemden uzak dur hocam
bir tanıdığın ayağı son anda kurtarıldı kesilmekten o kara merhem yüzünden
bir doktora gitmeyi deneyin bence..

@sli,

eczacıya bactroban ve teramisin sürdüğümü başka bir şey gerekli mi diye sordum. o da önce kara merhem kullanıp daha sonra backtroban ile devam etmemi söyledi?

hay allah şimdi kime inanacağız peki? benimki daha yeni iltihap oluşturma aşamasında, dün gece başladı zonklamaya. belki bahsettiğin örnek ileri derecede idi ve yanlış zamanda kullanılmış olabilir mi?

hocam ben doktorum. terramisin artı bactroban yeterlidir. yeşil büyük şişlik yani iltihap olursa ağızdan antibiyotik gerekir.

@fayfim,

kara merhem geldi bile;) ne diyorsun o zaman onu hiç kullanmayayım ve bactroban ile teramisin'e mi devam edeyim?

peki kullanım şekilleri nasıl olacak, ikisini üst üste mi süreceğim, günde kaç kere süreyim?

eheh soğan demişsin ben eline lokum bağlayanı da görmüştüm o aklıma geldi. neyse soğana saygımız sonsuz ama iltihap için kara merhem ardından bactroban ya da terramisine devam etmek yeterli olur. ikisi de antibiyotik zaten biriyle devam etsen yeter. sabah birini akşam birini sürebilirsin ama ille ikisini de kullancam diyorsan.

beyoğlu yazdığına bakma, okmeydanından geçiyor. oralar beyoğlu belediyesine bağlıdır ondan öyledir.
şifa dan bin
köprüyü geç sanayi mahallesi durağında in
metro ile taksime geç
1-1,5 saat sürer, trafiğe göre

köprü bakımında gün sürme ihtimali bile var o güzergahın. tren vapur gibi alternatifler olamaz mı?

en iyisi şifadan çık 130ş ile, uzunçayırda in. metrobüse bin, mecidiyeköyde in, ordan metroya bin taksime geç. çok araç değiştiriyosun belki ama, yola çıktığın saate göre 1.5-2 saatte gidebilirsin.

ya da pendiğe git, ordan trene bin, haydarpaşada in, beşiktaşa geç, falan bunlar da alternatifler ama ne olursa olsun, 1.5 saatten aşağı gitmen İMKANSIZ.

saat kaç gibi gideceksin? 3 şerit kapalı zira iş çıkışı filan gideceksen temmuz ayı gibi taksim'de olursun. onun dışında ama çok sıkıntı çekeceğini sanmıyorum. 4. levent'te inip metroyla geçersin öyle bir durumda da

şu aylarda köprü bakımlarından dolayı birkaç bilet fazla para ver metrobüs / vapur seçeneklerini kullan ama kesinlikle otobüslerle normal şekilde geçmeye çalışma.

illa 500t ile gideceğim dersen; köprüyü geçince ilk durakta 4. levent'te in hemen yanında zaten metroya atla taksim'e git.

zaman kazandıran alternatifler yazılmış zaten;
1- metrobüs- m.köy'den metro ile taksim
2- vapur - beşiktaş'tan otobüs/dolmuş ile taksim.

kocaeli'den gelecektim saat 6 gibi burdan şifa'ya doğru yol almayı düşünüyordum.
her türlü alternatif olabilirhelikopter kiralama dışında

"my sassy girl" gibi geldi sanki.

@holy diver

bu değil ya...ama o da güzelmiş. =)

bu olabilir mi www.imdb.com

@crudelis,
"zaman"; bu film çok tanıdık geliyor izlediğimi sanıyorum, ama tam hatırlamıyorum (tekrar izleyeceğim indiriyorum) ama bir türlü ismi gelmemişti.

yüz nakli kısmını okuyunca aa seyrettim ben de böyle bi film diyip biraz uğraşıp buldum bunu. ben de tamamen unutmuştum bu filmi seyrettiğimi. yüz nakli değil de yüzünü tamamen değiştirecek kadar çok estetik ameliyat oluyordu yalnız bu filmde

shi-gan

yalnız film bahsettiğinizden farklı.

evet sanırım o film. yahu temel mantık öyleydi işte. aklımda kalanları yazdım. =) herkese teşekkür ederim.

bu arada bu da kim-ki duk'un çıktı. =)

bugün saat 3 te açıklanacak.

bu ay sonuna doğru.

ben de bugün olur diye bekliyordum gün boyu sık sık baktım ama hala bir şey yok. saat 4 olmuş vermemişlerse artık bugün vermezler.

tahmin hakkımı kullanarak pazartesi sabah verilir diyorum.

e-5'e çık, harem gebze minibüslerine bin, gebze'de in izmit minibüsüne bin en kısa yol bu bence.

1. metro otobüsleri pendikten izmite gidiyor, servisi var. telefon edip sormak gerek.

2. pendik köprüsünden yani e5ten işte gebze hareme bin, çayırova köprüsünde in, ordan gebze izmit otobüsleri kalkıyor.

eğer elinde bavul falan yoksa 2yi seçmeni öneririm.

kalkan tren hattı için 17b isimli bir iett otobüsü koyuldu. pendik geçitteki duraklardan biraz geride bir duraktan kalkıyor.

en azından tren hattı boyunca otobüsle gidebilirsin.

pendikten tuzla içmeler'e gel.oradan kocaeli büyüksehir bel. 200 numaralı araç koydu izmite kadar geliyo. tek araba ile gelirsin.bence en güzeli böyle olur.

içinde birisine çektirirsin 5 tl verip.sorun değil kartın olmaması.

beyaz tenli bir kızsa kırmızı, esmer ise beyaz oje.

siyah ve bordo ile pastel renkler

ayak tırnaklarına eskiden kırmızı ojeyi yakıştırırdım.
şimdi ise fosforlu turuncu-pembe arası rengi çok yakıştırıyorum.
kırmızıdan daha canlı duruyor.

şöyle bir şey;
4.bp.blogspot.com

ellerde şöyle duruyor;
www.inceledim.com


ellere açık tonları daha çok yakıştırıyorum; tam beyaz olmasa da krem, bej, çok açık pembe. bunlar simli de olabilir. arada değişiklik saks mavisi, yeşil, simli gümüş güzel oluyor.

kırmızı, bordo, kahverengi, vs vs renkleri ellerde tüm parmaklarda yakıştırmıyorum. o renkler olacaksa ancak her parmak farklı renkte kullanılırsa güzel geliyor.
blog.vipdukkan.com
lh6.googleusercontent.com

tüm renkler aynı anda kullanılsa daha güzel bence;
www.inceledim.com

el tırnakları kesinlikle uzun olacak, aksi asla düşünülemez.

ayaklar normal olabilir.

rengi değişir ama genelde kırmızı ve siyah iyidir. diğerlerini çok ekstrem durumlar dışında aşırı buluyorum.

hicbir oje.
Tirnaklar da temiz olsun yeter.

klasik değilde, diğer renklerdeki ojeler; mavi, yeşil, turuncu, siyah..vb bi de bazı iki rengi çatlatıp yapıyorlar, hoş oluyor...tabi bunlar herkese gitmiyor, gitmez...kız var, kız var..

walla ben de ojeden hiç hazetmiyorum. sadece french seviyorum. söylüyorum hatuna yaptırıyor sağolsun. esmerlerde çok güzel duruyor.

deodorantınız hanımefendi, stickiniz, kreminiz belki de terledikçe öyle kokuyodur. ya da eski sevgililerinizden birini özlemişsiniz dir onun kokusunu alıyosunuzdur, olamaz mı? olabilir:) mesela bende bu sıralar terlediğim de kadın parfumu kokusu alıyorum, bi yanlışlık sonucu karışmış olabiliriz

hocam parfüme para vermekten kurtulmuşun daha ne istiyorsun :).aynı şeyi çevrendekiler de söylüyorsa sorun yok.burnun iyi koku alıyor mu test etmek istersen 7-8 gibi toplu taşıma araçlarına bin anlarsın.

şişeleyip sat beyin bedaveeyy

senin dışında böyle düşünen birkaç kişi daha varsa güzel tabii ki. ama sadece sen böyle düşünüyorsan... tester niyetine koklat birkaç kişiye emin olmak adına. ondan sonra kararını ver.

kullanılan parfümün ter, vücut kokusu hatta nefesten bile çıktığına şahitliğim vardır. kullandığın parfümün terinle birleşmesiyle ortaya çıkan koku olabilir.

ayran
maden suyu

Soda için.
Taze sıkılmışlar dışındaki meyve suları da pek masum değil.
Soda bayıyorsa tat katmak için meyve sularından az miktarda katabilirsiniz.
Alışınca limonlu soda her yemeğe, her ortama uyuyor.
Afiyet olsun..

Meyve suyu kilo aldirir diye biliyorum. Sudan sasma.

aman hocam hazır meyve suyu falan icme, gazozdan coladan asidi dışında pek bir farkı yok, ayran falan iç onların yerine

soda içebilirsin ama sade olmalı. diğerlerinde glikoz-fruktoz şurubu vs var. evde filansan içine meyve katabilirsin, ya da evde yapılmış reçelden bi kaşık (çay kaşığı) atabilirsin aroma verir.

meyve suları deli gibi kalorili. içeceksen şekersiz olanlarından iç.

aromalı sular yapabilirsin evde.

ayrıca çay. buzlu çay iç. ice tea değil ama. onu da mümkünse evde yap. farklı farklı bir sürü tarif bulabilirsin internette. ya da starbucksta filan bi çay iste, buzlu olsun de. kahve için de geçerli aynı şey.

limonata yap evde sürahi sürahi onu iç (az şekerli tabi)

su ya da maden suyu içeceksin. kilo vereceksen başka şey içmeyeceksin.
az şekerli limonata olabilir bir de.

soda içmeyin. kimse içmesin.
suyun içine karbondioksit gazının sıkılmış haline "soda" deniyor.
sağlık açısından hiç bir faydası yok.

su seçenek dışındaysa, taze limon damlatılmış şekersiz su içilebilir, hem ferahlık verir hem de sadece su içmemiş olursun.

meyvesuyu: kesinlikle olmaz. şeker dolu içi, sağlıklı filan değil.

ayran, ok da tutar.

meyve sularının şeker ilavesiz olanlarını tercih edebilirsiniz. dimesin portakalı fena değil, %100 portakal olan, premium. ama bu da kalorili sonuçta yine de.

soğuk su - kaloridir yani hem kalorisi yok hem de soğuk olduğu için vücut ısısına gelebilmesi için kalori harcatır. azıcık tabi:)

iceta nin greentea olanının kalorisi o tarz içeceklere göre düşük, 100 ml 27 miydi neydi.

erkek- diz sakatlığım için kullanıyorum. 3 tane.isimlerini veremem formülü bana ait

bunu bir bayana sormamak lazim bence..
gozler icin makyaj temizleme losyonu, makyaj temizleme losyonu,peeling kremi,nemlendirici tonik,nemlendirici krem,koruyucu faktorlu krem,vucut losyonu,el kremi,ayaklar icin bakim kremi,sutler,sac bakim kremleri vs. derken ben bile sasirdim bu kadar sey kullandigima..

banyodan sonra çatlama olmaması için yüz kremi -erkek

kadınım.

makyaj temizlemek için mac cleanse off oil kullanıyorum.
yüzümü normalde yıkamak için body shop seaweed serisinin jelini ya da garnier'in 3ü1 arada peeling-maske-temizlik şeysini kullanıyorum.
nemlendirmek için ise farklı zamanlarda farklı tercihlerim oluyor. cildim çok kuru gibiyse body shop e vitaminli seriden bir krem tercih ediyorum, ya da nivea'nın klasik kremlerinden. eğer normal halindeyse (karma) body shop seaweed'in kremini kullanıyorum. ya da mac oil control lotion. ikisi de çok iyi.

onların dışında mac fix+ her zaman çantamda, hem gündüz makyajlıyken yüzümü yıkamak istersem bi iki fıs sıkıyorum ferahlatıyor. nemlendiriciden önce sıkıyorum, nem ihtiyacını azaltıyor.makyajdan sonra sıkıyorum pudraları sabitliyor filan. body shop'un e vitaminli serisinden bi sprey var ama bunun gibi değil o. sevmedim. watsons'ın da yeşil çay serisinden var bi spreyi. o fena değil serinlemek için ama baska amacla kullanılmamalı.

vücudum içinse değişik seyler kullanıyorum. body shop body butter'lar var.

hiçbir şey

kadın, 20.

50 faktörlük güneş koruyucu başka da bir şey kullanmıyorum, kadın

23 kadın

hiç kullanmıyorum. aylık sakal traşından sonra bi ihtimal nemlendirici bir krem.

sıfır tane.
kadın, 27, istanbul

günlük temel liste;
göz kremi
gündüz yüz kremi
gece yüz kremi
tonik
dudak kremi
el kremi
vücut losyonu
ayak kremi

***
haftalık/aylık ürünler;
peeling kremi
yüz maskesi
göz maskesi
yüz+göz için serumlar

kadın/37

gündüz;
yüz yıkama jeli-bioderma sebium foaming gel
yüz kremi-murad oil control mattifier spf 15
göz kremi-dermalogica total eye care spf 15

gece de aynı yüz yıkama jeli
makyaj temizleyici--nuxe 3 gül makyaj temizleme suyu
göz--- bioderma sensibio göz kremi
yüz--avene cleanance emulsion
vücut nemlendiricisi--avene vücut sütü
ayak kremi-barielle deniz çamurlu ayak kremi.

bir de blistex'in her türlüsü. ya kırış kırış olucam ya da gençlik mucizesi.. yaşlanınca editlerim.

konusacagin kisinin isimine cift tikla acilir

online kimse yoktu ki, yani solda kimse görünmüyor. o yüzden bu başlığı açmıştım;)
şu anda da online kimse yok ve bir arkadaşıma pencere açmak istiyorum.
ama nasıl açılacağını bilmiyorum işte.

contacts'den ilgili kişinin adına tıklayınca kenarda o kişinin bilgileri geliyor ya, messenger kullanıyorsa orda yahoo msn id gibi bi bölüm çıkıyor. ona tıkladığınızda offline olsa da yazıp gönderebilyorsunuz.
özetle, contact listesinden adını bulun, üstüne tıklayın, gerisi gelir zaten.

Koyunun olmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi derler..

tamamen atıyorum;

"en dibe battığın zaman yere çarpıp yükselirsin" gibi bir anlamı varmış gibi geliyor.

işler kötüye gittiğinde, o kötü hal de değişir önceki haline gelir, vs vs..

“Sizin hayır zannettiklerinizde şer, şer zannettiklerinizde ise hayır vardır.” (Bakara, 216)

.)

"aykırılık moda olduğunda, aykırılar hepten yoldan çıkar" gibi bir şey bence.

işler tuhaflaştığında, tuhaf insanlar profesyonel olur.

sanırım şöyle demek istiyor, normal zamanda yüzüne bakmayacağın işe yaramayacak insanlar, istisnai ve tuhaf durumlarda lazım olur.

sister blister'ın dediği daha mantıklıymış. misal bir seri katili yakalamak için hannibal lecter'dan yardım alınması buna örnek olabilir.

önerim bayındır diş kliniği. önceden arayıp çene cerrahı olan gün için randevu alabilirsin. kalite/güven açısından asla sıkıntı olmaz ama fiyat tuzlu olabilir. sigorta karşılar mı bilmiyorum.
www.bayindirhastanesi.com.tr

yakın bir arkadaşımın mecidiyeköy'de diş kliniği var. benim tanıdıklarım gittiğinde indirim de yapılıyor. zaten muayene ücretsiz.

www.dentagra.com

doktor mesut bey ile görüşebilirsiniz.

Çekim riskli ise mutlaka iyi bir cerraha göstermelisiniz diye düşünüyorum,
Dentamar / Dr. Ruhi Balcı'yı öneririm, tüm 20'lik dişlerimi kendisine aldırdım, ikisi içerde kırık vaziyetteydi, hiç sorun yaşamadım.

www.dentamar.com.tr

çektireceğin adam deneyimli bir cerrah olsun.

geçen yıl 2 doktor, 2 asistan, 9 iğne, 3.5 saat, 6 dikişle biten zaman zaman acıdan bacaklarımı tırmaladığım bir deneyim yaşadım.

dentistanbuldaki fiyatlarada bakın mutlaka sonradan geliyor sana fiyatlar..bana kanalaltı tedavisine 450+film+muayene parası falan denilmişti..koltuğa oturdum lan nolcek en fazla 200 falandır diye dişimde şişmiş halde o zaman geldi faturalar..bir bakın siz..birde 20lik dişlerin yerine göre doktorlar normal doktorlara çektirtmeyin diyor..ona da bakın mutlaka..

normal şartlarda (sabah trafiğinde en fazla)20 dk.
ama şu günlerde bakım var ne olur bilmiyorum.

zincirli kuyu otobus duraklarından alabilir en elverişli yer orası gibi

m.köy'den karşı otobüslerine bin, m.köy çıkışından sonraki ilk durakta in. anadolu yönüne gidişte e-5 üzerindeki tek durak.

levent tarafından geliyorsan beşiktaş yönüne giderken köprüyü geçtikten sonraki durakta (adını bilmiyorum) in yine aynı durağa yürü.

kozmetik ürünlerin değişimi/iadesi yoktur diye biliyorum.

faturana bak. iade ve değişim ile ilgili bir şeyler vardır. git dene şansını ama ezik durma, kararlı git. belki alırlar. iyi de bir bahane bul ürünü geri vermek istediğinle ilgili. roc almak istediğini söyleyebilirsin. eğer satış elemanı arkadaş seni çok zorladıysa bunu al diye, onu ekleyebilirsin. ya da gidip gerçekten nesinin farklı olduğunu öğrenmek isteyebilirsin.

kozmetik ürünlerden ziyade dermatolojik ürünleri tercih edin.

organics almıştım ve bu sene kısa süre de olsa kullandım memnun kaldım.
sebamed olabilir.

günes kremlerinde 3 tane bi kimyasal varmis onlarin orani digerlerine göre daha düsük olmaliymis tarzi bi bilgi var. bide 50 faktörün yalanligiyla ilgili. sebamedi pek önermiyolar mesela o maddelerden biri baskinmis sanirim. degistirmekten vazgecmis olaiblirim kullandim gibi cünkü. kapagi da kapanmiyo gerci. cilt kanserleri yapcak kadar berbat birsey degildir diye umuyorum artik..

güneş kremi alırken dikkat edilecek hususlar

1- kreminiz geniş spektrum koruma yapmalıdır (hem UVA, hem UVB)
2- kreminiz antioksidanlar içermelidir
3- kreminiz kamyon tekeri gibi kokmamalıdır
4- kreminiz yüzünüzde tortu bırakmamalıdır
5- kreminiz nemlendirici içermelidir

olur, mevcut çalıştığınız yerle konuşun 2500e orda çalışmaya devam edin gibi bir ara yol?

direk çıkarım, daha önce yaptım. her iş için ilk 2 ay deneme süresi vardır.

burada onları değil kendinizi düşüneceksiniz, ama 3000 liralık yer garantiyse çıkın işten sonra göte gelmeyin

dediğiniz gibiyse olur, ama dikkat edin genede sonuç olarak 2 işten de olmayın.
daha yeniysen zaten orda yanlış bi durum yok çıkmanda

Arada 1000 tl. Var bence duygusal dusunmemek lazim yine de boyle boyle bi teklif aldim gitmek istemem ama size bagli bir durum bu diyebilirsin sanki cok profesyonel olmasa da neden olmasin. Ama bence cik dusunme.

önceki şirkette daha parlak bir kariyer beni beklemiyorsa düşünmem direk kabul ederdim. tabi yeni şirketin de ne kadar köklü ve güvenilir olduğunu bilmek lazım.

bu durumu önceki şirketle görüşmek de işe yarayabilir. böyle bir durum var oraya gitmemin tek sebebi bu maaş artışı demek işe yarayabilir. nasıl olsa hayır dedikleri anda yeni şirkete gidebilmek gibi bir lüksün var.

Mevcut işyerinde bu maaşı ancak iki sene sonra almaya başlarsın.

yeni geçeceğin yerde kovulma riskin yoksa geç,neden olarakta profesyonel düsünmek zorundayım dersin olur biter.

1 ay çalışmışsın daha. obür taraf garantiyse ve çalışma şartları, kariyer imkanı vs. aynı ise hiç düşünme bile. deneme süresi her iki taraf için geçerlidir. sen de işten memnun olmayabilirsin. ayrıca profesyonel iş hayatı bu. ayıp mayıp olmaz.

hepimiz para kazanmak hayatını idame ettirmek için çalışıyoruz.
daha işi şartlar varsa hiç düşünmeden geçin.

sıkıyor da olabilirim tabi ama sanki ben küçükken dedeğimin tavuk şişinin içinden arı çıkmıştı.

ip, böcek, kıl-tüy favorilerimdendir. ama en ilginci dersen düğme çıkmıştı. şu gömleklerdeki boy düğmelerden.

pattes ekmeğimden kara sinek çıktı. sineği atıp yemeye devam ettim.

kutu kolanın içinden baş parmak çıktı.

@iloushka hangi yemekten çıkmıştı hatırlıyor musun ? :D

bugün twitter'da gördüm, eski bir gazete haberi. kahvede çay içen adamın bardağına kullanılmış prezervatif düşmüş yukarıdan :)

okul yemekhanesinde bazen et çıkıyo :/

www.subgenius.com

şüphesiz en ilginci budur :o

köri soslu tavuktan.

yara bandı. gayet lüks bir mekanda salatanın içinden çıkmıştı.

@want2die kıllı hindi demişken:arkadaşım burger king de çalıştı bir süre.burger 'dan hamburger alan adamın etide kıllı çıkmış.arkadaşım söylemişti.

ekmekten burun boku(tatak) çıkmıştı 5-6 kez.

tirnak cikmisti, sonra da bir ay ekmek yemedim.

kullanılmış condom çıktı o gunden beri yemek yemiyorum.

lise yemekhanesinde tavuk yemeği vardı. butla beraber tavuğun ayağı/pençesi de duruyordu. bir de ilkokuldayken sınıf öğretmenimizin simidinden çürük diş çıkmıştı. asdhjkl. o dönem okuldan simit almıyorduk karşıdaki bakkaldan ekmek alıp yavan ekmek yiyorduk simit niyetine.

pizza pizzadan hamburger sipariş etmiştim. Hamburgerimden vida çıktı. vida evet.

simit yüzeyine yapışmış paslı çivi

dondurmanın içinden ayak başparmak tırnağı çıktı. ağzımdan çıkardım tabi.

adana'da ''urfa dürüm'' söylemiştim.içinden not kağıdı çıktı.

Salatanin icinden yaprak kurdu cikti. Neyse ki hala hayattaydi.

bundan 12 sene kadar önce köydeyken köy fırınında pişmiş ekmeğin içinde kara fatma çıkmıştı.

kakalak. pişmiş olarak.

cayimda sümük.

taksim'deki herkesin bayıldığı meşhur kızılkayalar'da ayran bardağından kalorifer böceği çıkmıştı. iiyğkk!! her aklıma geldiğinde midem bulanıyor. o gün bugündür uğramam oraya.

dondurmamın içinden karınca çıktı aslında karıncalar 5-6 kişiydiler, donmuşlardı.

hiçbirini tabiki . burada öğrenemez ki . bunu yapacağına dizi izlesin ingilzice altyazılı

hem bence çocuğu yurtdışına kampa falan gonderin çok küçükse orada asıl ingilziceyi öğrenir burada boşuna para yedirirsiniz.

öğretmenleri yabancı olan kurs bulursanız yazdırın.

marmara üniversitesinin göztepe kampüsünde müsem ngilizce kursuna gitmiştim zamanında. (3'ten başlayıp) 5 kur devam etmiştim.. bir yabancı öğretmen mutlaka oluyordu. ve çok memnun kalmıştım. ama yıllar önce. şu anki durumunu bilmiyorum. hem özel kurslara göre de daha ucuzdu.

hsbc en kazık ve kene bankalardan birisidir.
ne yap et hemen o kredi kartından kurtulmaya çalış.

ekstre üzerinde alışveriş kullanımı ve nakit aylık faizleri yazar.

Zarar vermezki ya , çekip çıkarıcan ben hep öyle yaptım.

"zarar vermeden" derken sanırım kopartarak çıkartamıyorsunuz, güneş yemiş olmalı, ıslak sıcak suyla silip, öyle çıkartmıştım ben.

çek çıkar ben koskoca binada bütün dairelerin odalarınkini çıkarmştım ama bak yaz ayları kuruyup yapışmadan çıkar onları, maket bıçağı al eline yardımcı olur

çekip çıkarmak her yerinden mümkün olmuyor gibi gelmişti. yapışkanları iyice yayılmış gevşemiş gibi..

bir de mobilya cilası iyi geliyormuş diye duydum. onu yumuşatıyormuş sonra kolayca çıkıyormuş.

bolca koli, gazete kağıdı ve tabak çanak için pelur kağıdı istifi.
sonrasında her odayı ayrı kolilerde toplamak ve bu kolilere numara vermek. örn. salon 11den başlar, oturma odası 21den vs. böylece eşyaları taşıyanları ellerindeki kolilere göre yeni evde odalara yönlendirirsiniz, siz koli kaldır indir derdinden kurtulursunuz ve her odanın kendi içinde kolileri açılır biter.

mocha'nın önerdiği numaralandırma yöntemi yerine kolilerin üzerine direkt kalın keçeli kalemle 'salon', 'kitaplar', 'mutfak' yazmak daha kolay olur bnce.

ben de koli ve nereye ait olduklarını yazmayı düşündüm. koliler üzerine nereye ait olduğu, hatta misal kitaplık raf 1, raf 2 diye detay bile yazmayı düşünüyorum.

kolileri birde 4 tarafından iple bağlayın ve tutacak şekilde yukarısında fazlalık bırakın yoksa taşıyanlar eğilip bukulmek istemiyor ve pat diye indiriyorlar yere. istisnasız her koliyi çamaşır ipi ile 4 tarafından bağlayın

@eja,

ben o konuda kutuların iki tarafında yatay dikdörtgen kesikler açıyorum maket bıçağıyla, elleri sokup tutmak için. çok iyi oluyor.

bizim bir yöntemimiz de kullanmadığımız/kullanmayacağımız şeyleri yeni eve götürmemek, boşuna paketlemekle falan da uğraşmazsınız böylece. evi toparlarken biraz daha fazla zamanınız gider ama min. bir kaç koli az eşya toplamış olursunuz, verilecekleri de eski evinizdeyken halletmiş olursunuz.

doğruya doğru anlamına gelebilir.
görünen köy kılavuz istemez gibi bir şey bence

"hamama giren terler" de olabilir gibi geldi..

Keşke sorsaydın açıkça.Sonuçta farklı kültürler.Her kültürün,deyişi,metaforu, atasözü farklı.Anlamamış olman doğal.

joan jett?
doro pesch?

arch enemy diyeyim bende hoş angela bacı öküz gibi böğürdüğünden bence bayan kategorisine girmemeli ama..

daha sert bişeyler lazım :D

@zech
arch enemy i biliyorum =)

Epica

@sedolima

Epica yı da biliyorum =)
piyasa olanları geçin bi çoğunu biliyorum :D
bnm aradığım bilinmeyenler,bilmediklerim :P
çok saolun yine de :D

lumsk.. www.youtube.com

catafalque ama pek sert oldukları sölenemez

@amaltheia
catafalque ı biliyorum,teşekkürler =)
aslında vocal çok sert olmasa da olur,müzik sert olsun o da kafi :D

@goodpunch
şu an attığın linki dinliyorum,bilmiyordum bu grubu teşekkürler beğendim =)

eee başkaa :D ??

bu da benden gelsin o zmn =)

www.youtube.com

@lim

otep i de biliyorum yıllardır dinliyorum, çok çok sağlamdır o da,hatta yolladığın şarkısıyla tanımıştım onları =)
teşekkürler =)

nightwish i de biliyorum :D

Bu müziği 10 yılı aşkın bi süredir dinleyen biri olarak bilmediğim grup sayısı azdır :D İşte bilmediklerimi öğreneyim diye açtım bu başlığı :D

@lim
işte bunu bilmiyordum :D (+2 etti) :)

evet benzio gibi :D
al o zmn sende bnm için bunu dinle Manson-Cradle karışımı :D

www.youtube.com

ne o hava mı atıyorsun :P
al o zmn sana başka bi grup al al al welcome to the gun show :d

www.youtube.com

Ben de tam tersi bayan vocalleri işte :D
Al o zmn herif sana hem de türk :)

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

evanescence yazıldımı bilmiyorum

Evanescence ı bilmeyen ölsün zaten,biliyorum :D
Hatta Tuborg gold fest e geliyor bu yaz ;)

Sağlamlığını falan bilemem 1 kere Dorock'ta dinledim yalnızca, kafam da hayli güzeldi ama yerli olarak "Kırmızı" var.

Direkt kırmızı diye arama yaptım YouTube'da bir sonuç şuydu:

www.youtube.com

Kırmızı'yı da biliyorum,Dorock'ın müdavimlerinden olduğum için pazar günleri çok denk geldim idillere :D Sahnesi çok çok ii olan bi hatundur =) Hatta Arch Enemy ve Ozzy Osbourne gibi isimlerin alt grubu olarak sahneye çıkmışlıkları da vardır :D

en sevdiğim parçaları:

www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com

ps: Tabi bar programlarına(ücretsiz) ara verdiler bi süredir dorock da çıkmıyorlar artık =) ama barlardaki biletli konserlerini sürdürüyorlar hala =) ...

1- evet veriliyor.
2- sanmıyorum, sayılı geliyordur onlar.
3- (go to item 2)

***
4. sınıf işletme kitapları, hiç açılmamış şekilde bende duruyor hala.
2-3 haziran 2012'deki yıl sonu sınavlarından sonra kullanmayacağımı umuyorum.

istersen verebilirim kitapları? hatta birkaç tane de ders dvd'leri var. 3.-4. sınıflara ait.

teşekkürler.
Bana sadece kamu maliyesi kitabı lazım. Bilmiyorum işletmede var mı.

3. Sorumu tekrarlayım yine de. Bu kitapları size nerde veriyorlar. Belki yalvar yakar bir kamu maliyesi kitabı alabilirim :). Yada bulabileceğim başka bir yer var mıdır acaba?

açık öğretim şubelerinde veriyorlar.

ben kartal şubesine bağlıyım misal.

kamu maliyesi işletme 2. sınıfta varmış;
www.aofrehber.com

bendeki ders dvd'leri arasında var mıdır hatırlamıyorum, bakmam lazım. ama kitapları sene sonunda atıyorum. (daha doğrusu düzgünce çöpün yanına koyuyorum, işine yarayacak olan alabilsin diye)

o kitabı alıp okuyan yok zaten doğru düzgün, yakında olsan verirdim hepsini sana.

özet kitapları tercih edebilirsin, yok illa istiyorum diyorsan git bir görüş. kitap kaybedenlere kitap satıyorlardı.

anladım. Bulmak zor olucak heralde.dvd not vs işime yaramıyor malesef. kitap diyorum başka birşey demiyorum :).

Yine de burdan duyurumu yapıyım. Oricinal Aöf kamu maliyesi kitabı olan varsa, bana ücreti mükabil postalayabilirse memnun olurum. Bi buldurun be...

ben kendim gitmedim ama buranın sahibinin çok tatlı bi insan olduğunu ve sözlükçülere baya bi indirim yaptığını biliyorum. www.eksisozluk.com

danny garcia

www.eksisozluk.com

hatta bu da var:

www.facebook.com

ekşi tattoo +1

www.facebook.com

cevaplar için saolun. bakıyorum.

Ilk gittiginiz yerle anlasmayin, mutlaka en az 3 yerden fiyat alin sonra karar verin. MIllet cok seviyor gelene "baska yerde su kadar fiyat ama ben indirim yapiyorum" diye sallamayi, cogu dovmeci de ayni cumleyi kuruyor. Klasik kucuk esnaf agizlarina dikkat edin yani.

gazozdaki sekeri tahmin edemezsin. icme.

maden suyu asitli degil, okuma yazmanız da mı yok.

şeker içeriğinin yüksek olması açısından inceliyorum ben: cevabım evet. diyabetsen ya da diyabet riskin varsa zararlı.

okuma yazmamız var çok şükür de, ona hiç bakmadan asitli diye biliyordum. Bakarım şimdi.

Bildiğim kadarıyla maden suyu içerisinde gazoz değilde CO2 gazı var. Hava kabarcıkları bundan dolayı oluşuyor.

piyasadaki gazozların çoğunun içinde koruyucu olarak sodyum benzoat var, bildiğim kadarıyla zararlı bir madde bu.

birşey olmaz.
bu arada kendi cevabına tik atma..acayip uyuz oluyorum.olmadı tam duyuru silerken at da cevap oranın yükselsin.kimse de görmemiş olur.

sorunuza tam cevap değil amab ir sure once bir makale okumustum, insanların kola, gazoz vs gibi şeyleri tadından degil de sırf o ingilizcede fizzy denen, turkcede ne dendigini bilmedigim asitli gibi, yakan hissi icin ictikleriyle ilgili..

maden suyunun icine meyva suyu koyun oyle icin diyorlardı. o asitli iceceklerde olan zararlı maddeler olmaz en azından falan filan... savunmuyorum ama, detayını bilmiyorum cunku.

maden suyunda asit yoktur.
sodada co2 vardır.

şişe üzerinde yazan içeriklerine bakarsanız görebilirsiniz.

erkek..

liv tyler

merlin daha seksi, liv daha güzel. male 26 turkey.

bana göre liv tyler.
sarışın sevmem zaten pek. ha şimdi böyle dedim diye marilyn monroe'ya çirkin dediğim düşünülmesin. hiç olur mu öyle şey.

Marilyn Erkek kişisi

marilyn benim nazarimda guzel degil. liv ablamizi tek gecerim.
-erkek

liv tyler

erkek

marilyn
erkeğim.

her sartta marilyn tabii ki.
erkek

marilyn ne desem, erkeklere her zaman çekici gelen, kelimenin tam anlamıyla şuh bir kadındır.
liv ise yüz güzelliğinde aşmıştır.
karar vermek zor ama liv gibisi yok be ya.
erkeğim.

karar veremedim.. liv sanki..
erkeğim

liv'i görünce aklıma babası geliyor.
marilyn monroe +1.

Liv Tyler. Dişi bireyim. Çok güzel <3

tabii ki liv.

not: 22 yıllık bir adet karşıyakalıyım.

liv tyler diyince aklıma stealing beauty geliyor , şu hatunu önüme koysalar ölene kadar bakarım ben buna.

ha bi de , bir ihtimal daha var ; eva green.

marily monroe
forever

hiçbirşeyden utanma, bunu ayıbı yok. depozito falan vereceksen, her bir şeyi not ettir bir yerlere. misal kapının kolu kırık olur, şofbenin düğmesi kırık olur utanır ses çıkarmazsın, nolucak lan dersin. ama evi boşaltırken ev sahibi, 'kapının kolunu kırmışsınız' deyip depozitodan çarpabilir haberin olsun.
başımıza geldi, ondan söylüyorum.

@i am what i am given,
ev sıfır her bir şeyi sağlam ve tertemiz;)

benim bilmediğim nokta kiranın zam kısmı. bu kriz döneminde bir sürü insan zam yap-a-madı kiralarına. bu durum kontratta nasıl yer alıyor?
zam miktarı kanuni olarak belli olacaktı bir aralar kanun konuşulmuştu, şu anki durumu nedir acaba.

yani ciddi kriz olur da ben de zam yapamayacak konumda olursam, bunu kirada nasıl bir şekilde belirtmek gerek?

bir de sözleşmeler yıllık mı olur, başka şekli nedir?

-üçünü üzerine geçirmen 400 tl gibi bir tutar ister. depozito yerine geçen güvence bedeli filan yatırıyorsun. doğalgaz sanırım 230 tl, elektrik 125 tl, su yok galiba. tam bilmiyorum. kapattığında geri alıyorsun.

-demirbaş kaydetmişse sözleşmeye mutlaka gör ve incele. mesela kombi yazmıştır, ama bozuk olabilir. mutfak dolabı yazmıştır kırık olabilir, bunlara dikkat et. demirbaş yazmamışsa sözleşmeye hiç sorun yok rahat ol.

@kjswbdlkjfdlkj,

kombiyi kiracı bulduktan sonra taktırmak istemişler, yeni taktıracaklar. bir tane ankastre fırın var, o da yeni zaten.

asıl; zam konusu? kontratlarda nasıl yer alır? ve kontratın süresi?

dogalgaz ilk kez abone oluyorsan 310 tl. istersen 3 taksit halinde faturaya yansıtabilirsin. elektrik ve su da 70-80 civarıydı.

aynen herşeyi yazdır fotoğrafla ayrıca. biz çıkarken yaşlı ev cadısı halıflekslerini yıkattı özel makinelerle ve badana boyayı baştan asağı yaptırdı nalet.

bugün başıma geldi, güncel bilgi vereyim;

doğalgazı üstüne geçirme masrafı 357 tl imiş. (istanbul)
işlem sırasında para ödenmiyor. bu ücret otomatik olarak dörde bölünerek faturaya yansıyormuş.

***

kontratta zam olayı tefe-tüfe ortalamasına göre yapılıyormuş.

ertesı gun hapı her zaman ılıskı yaptıgın zama alınmıyor. ayda 1 dıye bılıyorum. cok zararı oluyoır yanı. prezervatıfsız ılıskı kurmakta garıp oluyor. garıp ısler herkesın kendı ıstegı var işte. kımısı sexi uç noktada yaşamak ıster. onlar ıcın kotu oldu yanı bu durum

mesele kürtaj değil çünkü, olayın operasyon tarafından bakarsanız tek mesele kürtajmış gibi görünüyor, ama buradaki mesele kürtaj, sezeryan ve daha bir sürü mevzu üzerinden -tecavüzün ne kadar basit ve tüh tüh tüh olmasaymış iyiymiş ama oldu naapalım modu da dahil- kadınların alenen aşağılanması, kuluçka makinesi olarak algılanması falan filan... adam sezaryene neden karşı mesela, bu ülkemizde sıklıkla gereksiz yere uygulanan bir operasyon olduğu için DEĞİL DE, sezeryan yapan kadın 3.yü doğuramaz, onun nüfus isteklerini yerine getiremez diye... Ayh ne yazsam boş tabii... erkek gözüyle baktığınız sürece kürtajın kürtaj-cerrahi-kazımak kısmında kalacaksınız.

kimse ay canım sıkıldı bir kürtaj olayım da geleyim demiyor, bu öyle canı sıkılanın yaptırdığı bir operasyon değil ama mecbur kalındı ise de kişinin kendi hayatı üzerinde vereceği bu denli kararı da devlete sorması olacak iş değil, rica ederim. o kadar mevzu varken memlekette, ne gibi bir sıkıntı yaratmış ki en önemlli konu olarak öne sürülğyor. bunun için yasaya gerek var mı , yahu?
cezanı mı çeksin, ne demek istiyorsunuz?
o kadar sorumsuzluk örneği var bu ülkede, işiçi ölümlerinde alınmayan tedbirlerden daha mı önemli ya da trafik kazalarındaki ölümlerden, rica ediyorum biraz mantık biraz. kimsenin sorumsuzluğunun bedelini siz ödemiyorsunuz ama onca aptala verilen ehliyet nedeniyle ölebiliyor, yaralabiliyorsunuz, şu hassasiyetlerinizi rica edeiyorum gözden geçirin.

Aptalların ve aptallığın hakkını değil, kişisel hayatı savunma durumu bu. Taviz çorap söküğü sistemiyle ilerler, bugün yapılan kişisel müdahale yarın gelir başka yerleri de vurur.

Bunu bilebilecek olgunluktasınızdır diye düşünüyorum. Nihayetinde, aptallık yerine kendi haklarını savunacak derecede olgunlar.

Ayrıca korunmasız ilişki bu ülkede kadının korunmadığı ilişki demektir genelde, erkeklerimiz korunmayı sevmez, illa korunulacaksa bu kadının görevidir. Korunma yöntemlerinin tamamı kadına bir şekilde hasar verir, ama mecburdur kadın yapacak bir şey yoktur. Kadın, adam istediği her zaman onunla birlikte olmak zorundadır, regl dönemlerinde kadınlar dayak yiyor bu ülkede biliyor musunuz? Ertesi gün hapı, herkesin ulaşabildiği bir şey değildir, kaldı ki ulaşılabilir bile olsa bir insanın hayatı boyunca 3'ten fazla kullanmaması önerilir, öyle zırt pırt kullanılacak bir şey de değildir.

kimse zevk için, hobi olarak hamile kalıp kürtaj yaptırmıyor... "kaza" sonucu hamile kalıyor hamile kalmak istemeyen kadınlar genellikle. tecavüz falan gibi olayları saymıyorum bile fark ettiysen...
istemeyen, yanlış bulan kürtaj yaptırmaz, bu onların hakkıdır, ama yaptırmak isteyenin de yaptırmaya hakkı olmalıdır, diğer insanlara kendilerini haklı göstermek zorunda dahi değillerdir.

konu o değil ki. şu anda da 3 aylık bebeği aldıramıyorsun zaten. 8-10 haftadan daha küçükse ancak... he ondan sonra yaptıran da vardır ama ona zaten biz de karşıyız. yoksa evet kimse "sevişelim de hamile kalırsam kürtaj yaptırırız" demiyor.

bu arada; ertesi gün hapı korunma metodu olarak görülmemeli. tecavüz sonrası, kondom yırtılması vs gibi durumlarda kullanmak için... yoksa efendim sevişelim arkasından ertesi gün hapı alalım olmuyor. olsa çok pratik olurdu ama çok zararlı olduğu için hiç önerilmiyor...

bu tip, herkesi ve her durumu kapsayacak uygulamalar, normal durumları değil, istisnai ve anormal durumları da kapsayacağı için genelde tepki alır. tabi ki "bile isteye korunmayıp da hamile kalan insanlar rahat rahat kürtajını yaptırabilsin" diye protesto edilmiyor bu.
ama doğum kontrol yöntemlerinin hiçbiri ama hiçbiri %100 etkili değildir. korunan kişinin de hamile kalma ihtimali vardır, tecavüze uğrayanın da hamile kalma ihtimali vardır.

ailemde yaşanan bir kürtaj hikayesi mesela; kadın 5 yıldır evli, çocuk sahibi olmak istiyor, korunmuyor. kocası bir gün eve geliyor ve pat diye "benim başkasıyla ilişkim var seni terk ediyorum" diye çıkıp gidiyor. bikaç hafta sonra kadın hamile olduğunu öğreniyor. naapsın? aile olmaya çalışan kadın, kendini aniden bekar bulduğunda çocuk doğurmak zorunda mı? o babasıyla büyütmeyi düşünerek hamile kalma kararı vermişti, hiç hesaba katmamışken bekar anne olmak zorunda mı?

bu bir kamu alanının genişlemesi, devletin heryere elinin uzanması, bunu ahlak üzerinden yapıyor gibi görünmesi. sizce de devlettin alanları yeterince geniş değil mi?

devletin özgürlükleri kısıtlaması olarak görmüyorum. hatta tam tersi, vatandaşların özgürlük kisvesi altında sorumsuzluklarını küçücük bedenlere ödetmesi olarak görüyorum. çorap söküğü diyen arkadaşa da empati yapmasını tavsiye ediyorum. bugün kendi tembelliği ve aptallığı yüzünden böyle bir karar alan insan bu rahatlıkla yarın öbür gün daha uç şeyler yapmayacağı ne malum?

şu duyurudan;

tecavüz olayına karşı çıkmam için tecavüze uğramış olmam,
hırsızlığa karşı çıkmam için hırsızlığa maruz kalmam,
enseste karşı çıkmam için enseste maruz kalmam,
cinayete karşı çıkmam için cinayete kurban gitmiş olmam,

gerektiğini anlıyorum.

vay anasını sayın seerciler.
aynı hava.. nefes almak.. israf.. tebrik..

bunu savunanların, ağızlarından salyalar çıkarak kurdukları cümlelerde insanın aklına inanın çook başka şeyler getiriyor, kişisel özgürlüklerin bu denli hafife alınmasını inanın kabul edemiyorum.
mevzu kürtaj değil mevzu kişi hak ve özgürlükleri, ama işin içine cisel ilişki girince mutlaka ahlak açısından da bakmak lazım, ahlak birtek onun üstüne, kadın bedeni aracılığıyla kurulur. pes, pes ,pes....

@holy senin gibi anlamak için başka organlarını kullananları görünce ben de aldığım nefese isyan ediyorum.

kürtajı tamamen yasaklamayacaklar zaten süresini 4 haftaya kısaltacaklar. doktor geçen tvde dedi 4 haftalıkken hamileliği anlamak çok zor. ki şu an 10 haftaya kadar yapılıyor ve geneli 8 haftalık iken oluyormuş.

ben de şahsen kürtaja karşıyım ama devlete ne aq. 10 hafta sınırı koymuşsun daha ne kasıyorsun. ayrıca bu kürtaj muhabbetinin de sırf gündem değiştirme olduğunu düşünüyorum. bir doktorlara danışır dimi, başbakan çıkıyor saçmalıyor, sağlık bakanı sıçıp sıvıyo. kasıtlı hareketler yani bunlar.

ayrıca korunmasız ilişkiye girenleri de anlamak mümkün değil bence de. ama şöyle bir olay var o bile tamamen koruyamıyor yani. ki ertesi gün hapı alsan da o bile kesin değil. yani kondomla ilişkiye girip ertesi gün hapı alsan yine de milyonda bir de olsa ihtimal var. o yüzden kürtajı tamamen yasaklamak kuzey kore'nin müslümanlısı olma yolunda atılacak büyük bir adımdır.

Bakış açın çok yanlış. Kimse kürtajın ne kadar ideal olduğunu söylemiyor. Her aklı yerinde insan kürtajın bir doğum kontrol yöntemi olmadığının da bilincinde. Ancak çocuk doğurmak, bakmak buna hazır olmak ya da olmamak bireylere özel kararlardır. Her doğum kontrol yöntemi 100% sonuç vermez. Ya da bir aksilik olur şartlar değişir: işten çıkarılırsın, eve haciz gelir, hastalanırsın vs; kendin çocuksundur bakmaya hazır olmadığını geç anlarsın, hamilelik sıkıntılıdır, annenin ruhsal fiziksel sağlığı(bebeğin de) doğuma ya da sonrasına müsait değildir. Sebebi ne olursa olsun çok kişisel şeyler bunlar ve bir başka otoritenin o kişinin kendi bedeniyle, hayatıyla ilgili böylesine önemli bir konuda söz söyleme hakkı olmamalı.

Burada asıl karşı çıkılan siyasilerin insanların yaşam şeklini bu derece kontrol etmeye, kendi etiklerini kabul ettirmeye çalışması ve bireylerin haklarını hiçe saymaları.

-ülkemin belli bir bölgesinde genç kızların ve hatta kız çocuklarının korkuç şekilde artan intihar oranı çok yüksekse ve bu kızlar sadece birer istatistik rakamı olarak yer alıyorsa kayıtlarda,
-çocuk esirgemelerin koşulları bu kadar ortadaysa, çevre esnaflar bile kontör karşılığı bu çocuklara bir sürü şey yapmayı kendisine hak görüyorsa,
-20 küsur kişinin tecavüzüne uğrayan bir kız çocuğunu koruyamıyorlarsa,
-kadın cinayetleri bu boyuta geldiyse ve artarak devam ediyorsa,
-karakolda kadın şüpeliyi (?) döven polislerin akibeti güzelce örtbas edildiyse,
-kadın sığınma evlerinin neredeyse tamamı kapatıldıysa,
-bu kürtaj konusuna karşıt fikir beyan eden bazı andavallar bile söz konusu partili bir bakanın eşinin tüplerini bağlatmasını karşı argüman olarak kullanacak, aynı mentalite ile karşılık verecek kadar eril( ve de geri zekalı) bir dile sahipse,
-töre indirimi gibi bir uygulama bu ülkede yıllarca uygulandıysa,
-evinizin önünde ki çöp kovalarına boyu yetmediği için içine girerek çöp toplayan çocuklar yaşıyorsa ülke sınırlarında,
-dolmuş kiralayıp sokakta yatmak daha katlanılabilir diye antalya'ya kışı geçirmek üzere giden sokak çocukları varsa,


ve bu örnekler daha geniş zamanım olsa sayfalarca çoğaltılabilecek kadar çoksa, kimse bana bu uygulamaların "ceninin hakkını korumak" adına savunulduğunu söylemesin. bunun 5 sene sonrası kadınlar araba kullanmasın, tek başına yolculuk etmesine gidecek. sakın bana ama ordu falan gibi bir söylemle gelmeyin.

keyfi olarak kürtaj yaptıran bir kadını canlandıramıyorum ben kendi mantığımda. varsayalım öyle, amma velakin sebebi, gerekçesi her ne olursa olsun herhangi bir bireyin ( kadın demeye bile gerek yok ) kendi bedeni üzerinde söz hakkı vardır. son söz kendisine aittir. kamu malı mıyım ki ben kamu benim bedenime dair karar verebiliyor?! zaten sağlık v.b. gerekçelerle gerekli düzenlemeler yapılmış durumdadır ve revizyona gerek yoktur. varsa da buna tıp eğitimi almış kişiler karar verir.

edit: ama diğer ülkelerde ki tecavüz mağduru kadınlar doğurdular ne var ki diyen şahıslar; o terk edilen çocukların 2 yaşında olanlarının dahi amerikadan gelen şahıslarca çocuk pornosunda kullanıldıklarına, kaldıkları yurtlarda ki müdürlerin bu işten zengin olduklarına dair çarşaf çarşaf haberleri okumuşlar mıdır acaba o zamanlarda, yoksa para saymakla mı meşgullerdi diye sorarım ben. insanlar pembe gözlük takınca dünyanın pembe olduğunu sanmıyorlar mı, çıldırıyorum.

@keltikfrost,

isyan etmek, ileriye götürüp adımlar atıp gelişilince bir anlama bürünüyor tabi.

hayatta insanların başına istemeseler veya her türlü tedbirleri alsalar dahi nelerin gelebileceğini düşünebilecek kapasitenin olmamasından başlayabilirsin belki. "yaştandır herhalde, o yüzden geçer bir süre sonra" diye düşünmeyi tercih ediyorum, ayıp olmasın diye..

zira hayatla ve insanoğluyla ilgili bu gerçeği; kendi başına ya da çevrende yakının olanların, sevdiklerinin başına gelerek öğrenmek zorunda da kalabilirsin...

Burada mesele düşünceni karşı tarafa zorla kabul ettirmek, üstelik te bunu kadın tarafını en aşağılayan bir biçimde yapmak. Bir karşı örnek vereyim; bundan bir süre öncesine kadar kadınlardan çok erkekler çıkıp kadınların başlarını örtme hakkını savunuyordu. Bu dönemde başı örtülü kadınlar derse alınmazken bu düşünceyi savunan erkekler derslerine rahatça giriyorlardı. Şimdi yine erkekler diyorlar ki "kadın kürtaj olmasın" ama bunu diyen / demeyenlerden peydahlanan çocuklar kadınların bedeninin içinde. Onun için diyoruz "bu kadınların seçimi olmalı " diye.

Seviş geçer panpa.

öyle sıkıntı olabilecek şeyleri sadece sözlüğe açık yapın. o zaman biraz daha tahammul edilebilir oluyo.

buluduğu eyalette yasalmış. hem olmasa ne farkederki. yasal kısmı bizle alakalı değil. etik kavramıyla ilgimiz var bizim sadece. bu etik kavram da kişiye ve topluma göre göreceli değilmi?

bağsurum var deseydim tutucu bi moderador tarafından kıçımdan bahsettiğim için etik bulunmayıp silinebilirmiydi?

("bağsur" değil zaten "basur")

basur ile kopya çekmeyi bir tutmak?

e siz yarın, bilmem ne ile adam öldürmeyi, hırsızlık yapmayı, insanları kandırmayı, ırza geçmeyi (kadın kuyruk sallamıştır kesin mesela?) da meşru görürsünüz?

aferin. zeki türk toplumu fertleri.

insanların toplum içerisinde kıçından bahsetmelerini frenleyen olgu da bazı kesimlerce etik çerçevesiyle sınırlandırılmış diye biliyorum.

tabusal alansa burası bileyim. ona göre konuşurum.

basur ile kopya çekmek kısmına gelince, isim ve eylemi kıyaslamaya kalkman hoş değildi. eylemleri kıyaslamalısın.

yani burda yayınlanmış birinin hakkını yiyen, yasalara aykırı ilk şey mi bu_? gayet de acil şu soruya cevap lazım dese hiç sıkıntı olmazdı. sınavdayım yazmış diye çıkıo bu yaygara. o zaman burda torrent istenmesine, şarkı istenmesine falan da karşı çıkalım. sonuçta onlar da yasalar ile korunuyor ve hak yiyoruz.

dahası sözlükte millet ankara'nın en büyük yavşağı, dersim'in en büyük yavşağı, selanik'in en büyük yavşağı diye başlık açıp kime olduğunu bildiğimiz şekilde sövüp duruyor. onlara sesimiz çıkmıyor ama.

tamam işte kendin demişsin; sınavda olduğunu söylemeseydin sorun olmazdı, o başlıkta da kim olduğunu söylemedikleri için sorun olmuyor. insanlar bilmedikçe her şeyi yapabilirsin bu dünyada; adam öldürürsün, hırsızlık yaparsın, kopya çekersin ama itiraf edersen yanarsın.

vış nereye bağladım ama anladın sen.

edit: ayrıca yasal olmayan her şey etik de değildir diye bir durum yok. en güncel konudan örnek vereyim; kürtaj yasaklanabilir ama gördüğün gibi etik olup olmadığı tartışma konusu.

peynir, domates, zeytin, salatalık, çikolata kreması, ekmek, denk gelirse poğaça

yarım saat uykumdan feragat edip adam gibi kahvaltı yapıyorum.
haşlanmış/az yağda kızarmış yumurta reçel zeytin kızarmış ekmek tereyağı domates salatalık..

haftabaşında evden peynir, zeytin, domates, salatalık, yeşil biber, varsa maydanoz götürüyorum. her gün de evden ekmek götürüyorum. çayla mis..

simit, pogaça.
bazen küçük ekmekler oluyor, onlardan götürüyorum.
iş yeri değil, okul gerçi ama olsun.

sabah benim hiç iştahım olmuyor. onun için corn flakes iyi gidiyor

lead time, delivery time

due date olmaz mi? is gorur bence.

tesekkurler cevaplar icin. lead, delivery sanki istedigim karsiligi vermiyor gibi geliyor bana. due date de surecin uzunlugu goz onune alinmiyor. yani soru olarak soruldugunda misal 3 gun denebilsin.

'kalan süre' anlamında "deadline" olabilir belki.

kesinlikle kendi başınıza değil, doktor kontrolünde zayıflamalısınız.

canan karatay ın karatay diyeti kitabını tavsiye ederim.

diyet+kardio diyemiyorum, bu kilo ile başlangıçta çok yorulup, çabuk vazgeçebilirsin. en güzeli akşamları 1 saat yürüyüş yap. biraz kilo verdikten sonra maddi imkanların yeterliyse spor salonuna tekrar yazıl ama bu sefer parayı havaya atma, salonun havuzu da olursa süper olur, hele de açık havuz. hem yazın güneşlenir, yüzersin hem de etrafındaki kızlar, kadınlar motivasyonunu yükseltir

yaşın çok küçük, sporla beraber diyet yaparsan çok sarkmazsın, moralini hiç bozma

kolay gelsin!

yakın bir arkadaşımın mecidiyeköy'de diş kliniği var.
arayıp fiyat sorabilirsiniz.

benim tanıdığım olarak gidenlere indirimli fiyat veriyorlar. muayene de ücretsiz zaten.

doktor mesut ile görüşebilirsiniz.
www.dentagra.com

Çıplak ayak ya da yoga çorabı.

kesinlikle ayakkabısız ve çorapsız.
yoga çorabı için bir şey diyemeyeceğim, kullanmadım.

Reset atıp tekrar dene bakalım , öyle uzaktan şudur budur denilmesi zor biraz açıkçası.

ben anlamam ki reset atmaktan:/

zaten başka bir kaç abuk sabuk sorunlar da var. bugün adobe reader yükledim, ondan sonra acayip şeyler olmaya başladı. virüs girmiş olabilir.

online (ya da online olmayan) virüs taramayı nereden yapabilirim?

****
şimdi fark ettim ki;

"reset atmak" ile "formak atma"yı karıştırmışım. işte bu kadar anlıyorum bsayar konularından. birazdan fırsatım olursa reset atayım ben.

bilgisayarınızda antivirüs programı yüklü mü? yüklü değilse;

www.tamindir.com

adresinden ücretsiz bir antivirüs indirip kurabilirsiniz.

@nikmikdemebana,

aslında yüklü gibi de, değil de gibi. nod32 var. ve bir arkadaşım onu sonsuz mu ne yapılıyormuş, ondan yapmıştı. derken derken son zamanlarda uyarı veriyor "yanlış kullanıcı ada ve kodu" gibi bir şey.

duyuruda bahsettiğim 3 iletiden bir tanesi de bununla ilgili zaten. "solve a problem wit nod32 antivirus system" diyor. e ben de nasıl çözüleceğini bilmediğim için ona bir şey yapamıyorum. aslında geçenlerde bir "crack" mi ne buldum yazdım ettim bir süre devam etti. sonra yine başladı. ama nasıl yaptığımı falan bilmiyorum/hatırlamıyorum. o yüzden tekrar uğraşamıyorum.

şimdi bunun üzerine, ben verdiğiniz o linkten bir tane virüs programı indirsem (ki hangisi iyidir bilmiyorum), ikisi birden olur mu?

hiç anlamadığım için neyi nasıl soracağımı/söyleyeceğimi de bilmiyorum. belki de en iyisi çevremden anlayan birilerini bulup, bir ara bakması için rica etmek.

mesajlardan hakkaten uzay gemisinin komutasına verilmiş bir dönerci ustası tadı hissedilse de zor degil cidden. bir virus koruma programı kurduktan sonra, bayraga tiklayip ayarlar menusunden, uyarılar verip sizi rahatsız etmesini engelleyebilirsiniz. Guncelleştirmeler haricinde onlarin pek bi hayrı yok zaten.

Nod32'yi kaldırıp Avira kur.

www.avira.com

windows güvenlik merkezi kısaca, bilgisayarınızın güvenliğiyle ilgili bazı konularda sizi uyaran ve bazı ayarlamalar yapabileceğiniz bir ekrandır. Antivirüs programınız yoksa, güncel değilse, güvenlik duvarı (firewall) ile ilgili bir sorun varsa... uyarılarda bulunur. o uyarıların ne olduğunu ayrıntılı olarak bilmeden uzaktan pek faydalı olamaz kimse. şu durumda eğer bu işlerden anlayan bir tanıdığınız varsa onun incelemesi en iyi çözüm gibi görünüyor.

@sAINT,
@layer26
@nikmikdemebana

verdiğiniz bilgiler ve cevaplar için teşekkürler. şu sıralar haftasonu olacak aöf sınavlarına çalıştığım için, kendim yapmaya hiç uğraşmasam daha iyi olacak. yakın gelecekte de bilen birilerinden bir bakmasını rica edeceğim.

şş hadi ama ya www.youtube.com

göksel - allı pullu
www.youtube.com

Cok türkçe dinlemiyorum hatta türkçe pop hic dinlemiyorum ama göksel aciyor ve aynur aydının bir parçası vardı adını unuttum şimdi, ingilizce versiyonu dna o.

abone albümü

edit: yonca evcimik

son bir saattir çıkmış soruların doğru cevaplarını işaretlerken türkçe müzik dinliyordum ben de.

ogün sanlısoy - ben de özledim
yıldız tilbe - tüm şarkıları
erkin koray - tüm şarkıları
cem karaca - tüm şarkıları
barış manço - tüm şarkıları
ayna - tüm şarkıları
murat kekilli - tüm şarkıları
orhan gencebay - tüm şarkıları
bendeniz - gönül yareler içinde
sezen aksu - neredeyse hepsi
ajda pekkan - kaderimin oyunu cover'ı muhteşem
cem ali - duymak istiyorum
barış akarsu - vurdum dibine kadar
burak kut - yaşandı bitti
emre aydın - afili yalnızlık
emir - eline düştüm
gökhan özen - tövbeliyim
demet akalın - eskilerden 3-4 şarkısı
niran ünsal - haktan
seksendört - ölürüm hasretinle
tuğba özerk - zar
soner arıca - efsane şarkıları
eda özülkü - oyalama beni
funda arar & kıraç cover'larının hemen hepsi
gülay - takvimlerden haberin yok mu
mahsun kırmızıgül - nemrudun kızı, mihriban, dinle,
bazı türküler- kim söylerse söylesin
zafer peker - sensiz sabah olmuyor
haluk levent - bir çok şarkısı
şebnem ferah - tüm şarkıları
özlem tekin - tüm şarkıları
moğollar - ağrı dağı efsanesi
ajda pekkan - bang bang (1968) cover'ı

sorduğunuz hastahane, maltepe köprüsü'nden yukarılarında olan başıbüyük mahallesindedir.

metrobüsle uzunçayır'da inin, e-5 üzerinden (maltepe yönüne)giden 19B nolu otobüse binebilir ve çok yakınlarına kadar gidebilirsiniz (belki hastanaye de gidiyordum bilemiyorum tam olarak) ama bu otobüs çok sık geçmez.

önerim: maltepe köprüsüne kadar harem-gebze minübüslerini kullanın. köprüye çıkın, oradan taksiye binin. uzunçayırdan binersenez tutar bayağı.

söğütlüden trenle ya da otobüsle (tren tavsiye edilir) maltepe istasyonuna, oradan merkez cami(maltepe meydan)nin az yukarısına 5-8 dakikalık yürüyüşle süreyyapaşa hastanesi dolmuşlarına...

söğütlüden taksi uzun sürer, maliyetli olabilir. akşam trafiğinde otobüs bir saatte geliyor, oradan hesap edin. maltepeye ulaştıktan sonra taksi ile beş dakika sürmez...

mecidiyeköyden 50 lira tutar taksi.uzunçayırda inip 19b yada maltepe köprüsünden başıbüyük minibüsüyle gitmek en kolayı.

oradan taksiyle çok sürer de çok yazar da.

1- metrobüs-uzunçayır'da inin.
2- oradan maltepe köprüsünden geçen bir otobüse binin.(çoğu geçer, sorun)
3- maltepe köprüsünün üstüne çıkın başıbüyük dolmuşlarına binin.

hastanenin önünde indiriyordu yıllar önce.
büyük bir değişme olacağını sanmıyorum.

yalnız hastanenin neresine gideceğin de önemli hangi bloğa gideceksen orada in ki boşa yürüme

Bir daha burayı arayanlar için yazıyorum; metrobüse bin. sol taraftan çık dışarı. köprünün orada minibüse bin. şöföre sor. o seni başıbüyük'te indirir, hatta geri kalanını onlar hallediyorlar. orada bir daha minibüse bineceksin. minibüs yeşil şapkalı. tam hastanenin önünden geçiyor. görmemen imkansız.