Bazen çok sıra oluyor. Daha çok gişe oluşturmanız gerek.

Bir de benim Kocaeli'den Ankara'ya bir belge yollamam gerekiyor da, bir gün içinde iletilir mi yoksa kargoyla mı yollayayım? Şunu da araya sıkıştırdım. Teşekkür ederim. :)

Acele bir evrak gönderileceği zaman nedense insanların aklına önce kargo şirketleri geliyor. PTT geç gider gibi bir algı var galiba. Fakat bugün iş yerinden arkadaşım kargo firmalarının 40 lira istediği kutuyu PTT kargo ile 15 liraya gönderdiğini, bundan sonra hep PTT kargo kullanacağını ifade etti.

bakalım sayın pis işler müdürü, asposla kıbrıs'tan bi kutu yollattım. duruma göre mesaj atarım. ucuz ve dandik bir imajınız var ama. neden bilmiyorum. algı.

yurtdisindan gelen kargolari kapiya birakip kacmayin olm!

Tek adam kargo kısmında çalışıyor yanındaki de hiçbir şey yapmadan duruyor. Sorduğumuzda işi değilmiş. İşi ne onu s bilmiyorum gerçi. Evrak mevrakla ilgileniyor d uzunca kuyruklar oluşuyor ve ilgilenen kişi de yavaş yavaş yapıyor. Tartma, bantlama, adres girme filan. İnsanın ruhu çekiliyor yeminle. Normal kargoya gittiğimizde içeri girdiğimiz gibi verip çıkıyoruz. Ptt'de bekle babam bekle. Şahsen birkaç kere kargo verdim bir daha da vermem.

belki de diğer tüm büyük kargo şirketlerinin toplamı kadar şubeniz var, en ücra köşelere kadar ulaşabiliyorsunuz ama kargo taşımacılığında nedense hiç aklımıza gelmiyorsunuz veya gelse de ptt dandik ya boşver 3 kuruş daha vereyim şu firmayla göndereyim diyoruz.

halbuki o firmalar o kadar da süper değiller. hergün yurtiçi kargo aras kargo sürat kargo vb başlıklarda teslim edilmeyen kargolardan vasıfsız it kopuk serseri personelin davranışlarından şikayet edilen bir sürü entry giriliyor ama buna rağmen ptt kargo tercih edilmiyor, buna bi çare bulmak lazım.

aha madem tek tek cevap geliyor azıcık uzatayım;
güvenemiyoruz, ptt'nin imajı "kargonu en ücra köşelere kadar ucuz taşırım ama allah'a emanet gider, kaybolursa da hesap vermem, müdür bu(marul gösterir) buna konuşursun."

ben iş yerim için kargo kullanıyorum ve müşterim muhatap kargo şubesinden kaynaklı bi zarar görürse sıkıntı yaşarsa arayıp çözebiliyorum, problemli şubede 1 dalyaprak varsa ben 2-3 telefon açıp 1 tane insan gibi insan buluyorum, biraz zahmetli oluyor ama muhatap bulup çözebiliyorum, ptt'de de ise görevliler memur ve afedersin iğrenç tipler. değil teslimatta, daha kargoyu teslim ederken yaşıyoruz bunu. kargo vermek için şubeye gittiğimde bazı memurların bomboş oturduğunu ve kargo alan memura yardım etmediği görüyorum. sorunca da "kargodan o arkadaş sorumlu :/" diyorlar. ptt'den paket yollamam gerekirse allah'ım ne olur sorun çıkmasın diyerek veriyorum kargomu zira sorun çıkarsa muhatap şubeyi arayıp her biri alanında uzmanlaşmış bu yokuş reislere derdimi anlatıp çözüm bulamayacağımdan eminim.

ptt şu anda insanların zorunlu olmadıkça kullanmadığı bir firma gibi, keşke toparlanıp en iyisi olduğu için tercih edilen bir kuruluş haline gelse.

özet: ptt olsam bu organizasyona sahipken 180 yıldır posta paket taşıyorum demeye utanırım, devletin buna bişey yapması lazım.

çok kötü buluyorum. Postcrossingciyim ben de, sürekli kartpostal gönderip alıyorum ve ne gişe görevlileriniz yeterli bilgiye sahip ne postacılarınız düzgün çalışıyor. 2 hafta postacı gelmez mi ya? Yurtdışı yurtiçi kartpostal fiyatını adam gibi bir gişeci bilmez mi, her seferinde farklı ödeme yapıyoruz. Ayrıca başka şok, fb grubumuzda diğer arkadaşların birkaçı postacıların nadir pullu postalarından pul yolduğunu söyledi fotoğraflarla. Epik.

edit: Ayrıca özel gün tebrik kartlarını kimin yeğenine tasarlatıyorsanız allah rızası için kursa gitsin.

Yoldan geçeni çevirip gişe görevlisi yapmışlar sanki. Cahil olmayanına, küfür eder gibi işlem yapmayanına rast gelemedim. İnsan her gün yaptığı işi bilmez mi...

Tutarsızlıklar çok fazla. Şubeyi erken kapatmalar, bir müşteriyi kargoya sıvı almıyoruz diye gönderirken diğerinin ısrarına dayanamayıp kabul etmeler. Bir gün başkası adına gelen kargoyu isim bile sormadan teslim edebilirken, başka bir gün nüfus cüzdanı fotokopisi ve vekalet dilekçesi istemeler. Yahu THK yardım pulunu kabul eden ptt görevlisi gördüm, daha ne diyeyim.

Ayrıca madem yetkili bir abisiniz, ne olur subelerdeki havalandırmaya biraz dikkat etsinler. Çok mu zor doğru düzgün bir havalandırma sistemi kurup küçük bir oda spreyi koymak. Ahır gibi kokuyor her şube.

Kusura bakmayın ama gerçekten tiksiniyorum ptt'den.

şu an yoğunluktan müsait değilim. tek tek cevaplayacağım..

www.ebuhar35.com
collectionvape.com

buharistandan saphire marka likit alıyordum. evde yapmak daha iyi.

collectionvape.com
www.ebuhar35.com

bunlar denediğim ve beğendiğim siteler.

bir de esigaram.us forumunda satıcılar var. güvenilir yerdir.

not: buharistan'a bulaşma bence. hem kötü hem bir kaç hoş olmayan alışveriş deneyimi yaşadım.

sanal gerceklik gozlugu 10 lira etmez, neden alasin. kartonundan al alacaksan, icinde bi cihaz falan yok ki sadece telefon koymalik bisi o.

wd-40 al her derde deva.

son zamanlarda alıp memnun kaldıklarıma baktım. link atıyorum:

www.hepsiburada.com/jenix-biber-gazi-goz-yasartici-sprey-jnx3079-p-EVJENIX3079

www.hepsiburada.com/ferrari-250-gto-1-43-diecast-cek-birak-model-arac-p-OYUNDOLUSUN183625G

www.hepsiburada.com/ferrari-enzo-1-32-olcek-maket-yapim-kiti-p-HBV000000O08I

www.hepsiburada.com/frisby-fa-hd42-hdmi-to-hdmi-altin-uclu-3d-orgulu-kablo-5m-p-BS130201

www.hepsiburada.com/sinbo-svc-3471-sarjli-supurge-p-EVSINSVC3471

www.hepsiburada.com/energizer-ue5610bk2-5600-mah-tasinabilir-sarj-cihazi-p-TELSARJENERJ5600

www.hepsiburada.com/energizer-ac1ueuhmc2-micro-usb-2100ma-seyahat-sarj-kiti-13880-p-TELSARJEN13880

www.hepsiburada.com/philips-1000-serisi-beard-trimmer-bt1000-15-sakal-kesme-ve-sekillendirme-makinesi-p-SGPHIL33348

@halitkin

Linkler bu sitede calismiyor mu?Hepsi garip garip sayfalara yönlendirdi.

ben de anlamadım evet, çok ilginç. başındaki http'leri sildim bu şekilde copy-paste yaparak girebilirsin.

lovelace?

srpski film?

www.imdb.com

İkisi de değil. Amerikan yapımıydı ve günümüzde geçiyordu.

la confidential'daki kim basinger ı diyorsun bence

O da değil günümüzde geçiyor film

netflix'in bikac belgeseli var boyle, hot girls wanted falan. netflix porn documentaries diye arasana

Belgesel değildi filmdi.
@hopeless lovelace i izledim. Nasıl ağladım anlatamam yazık ya kadına. Sağol

nefrobilmemne diye bi film vardı türkiyede yasaklandı onu mu soruyon acaba?

Pornocu değildi orada kadın nemfomanyaktı.

the girl next door?

"The Girlfriend Experience" Sanırım.

www.youtube.com

Hiçbiri değil. Film olduğuna eminim reality tv Show falan değil.
Kadın esmerdi Bebek yüzlüydü. Hatta buna bir adet blond date ayarlıyorlardı bi sahnede ve Ada'm kadına bakıp yüzün çok tanıdık diyordu.

şu olabilir mi?:
www.imdb.com
ama bunda blind date'e giderken taksici yüzünün tanıdık geldiğini söylüyor.

Koruklu evet bu filmdi sağol

koinim

bitit.gift kredi kartı ile alınıyor 10 dk içinde btc hesabınıza geçiyor çok alışverişim oldu sıkıntı yaşamadım

@melsam1967, bitit'e baktım, 25 euro üzerine id verification istiyor. 100 euro'luk btc almak istesem 4 kere 25 euro'luk alışveriş yapabiliyor muyum demek midir bu?

id verification yaptığımı hiç hatırlamıyorum bir kere 25 yaptıktan sonra zaten diğerleri açılıyor yeri geldi 1 tane 250 bir tane 50 yaptığım zamanlar oldu

Tarzlarımız çok uzak değil gibi. Bakıyorum listelerine.

Ben konsepte göre playlistler hazırlıyorum.

Mesela bu hüzün dolu bir liste, durduk yere adamın amına koyan şarkılar başlığında da paylaşmıştım (bkz: #57512431):
open.spotify.com

Bu da salt kadın vokallerden oluşan bir liste, dünya kadınlar günü başlığında paylaşmıştım (bkz: #59039896):
open.spotify.com

Bu ise henüz tam olarak olgunlaşmamış, küçük bir liste. Çoğunlukla eğlenceli, hayatımın bir döneminde birkaç gün boyunca sürekli loop'a almış olduğum şarkılardan oluşuyor:
open.spotify.com

Bu güzelliği herkese yapmam open.spotify.com

"ofkeli elektronik" playlist'im: open.spotify.com

indie pop, mutlu elektronik falan: open.spotify.com

"cok zor durumdayim, iyi degilim", mutsuz slow playlist:
open.spotify.com

eksisozluk.com

benim gibi biraz fosilseniz nostalji takılmak istediğinizde;
open.spotify.com
türkü severseniz;
open.spotify.com
özgün müziklerden toparlayabildiklerim;
open.spotify.com

Karışık liste 1: (git: open.spotify.com ) 24 saat olduğu için artık yeni ekleme yapmıyorum.

Karışık liste 2: (git: open.spotify.com) 24 saat olunca buna da ekleme yapmayacağım.

Sabah terapisi: (git: open.spotify.com ) Buna da yeni başladım. Sabah sabah dinlemelik, kafa yormayacak bir şeyler olur. Sınır koymadım henüz.

telefon, bilgisayar gibi aletlerin kullandigi pil teknolojisi hemen hemen ayni, kullanimla beraber de eskiyen seyler bunlar. 1990'da uretildi neredeyse bu piller, hala kullaniyoruz daha iyisini bulamadik production'a gecirecek kadar. yani bu macbook'a ozel bi durum degil. elimde 4 yillik alet de var, sarji tabii ki ilk gunku gibi degil ama kullanilmayacak gibi de degil. istersem de www.amazon.com 17 ile 60 dolar arasinda yeni batarya, 1 tornavidayla acar replace ederim. mizmizlanilacak ya da macbook'a yikilacak bi durum degil yani.

180 TL'ye kendim değiştirdim. Değiştirmek zorunlu dğeil.

Değil. Kolay kolay bitmiyor ama macbook'ların. Benim alet 3 yıllık air Mid2013, 883 kez şarj etmişim. Orijinali 7500mAh'tı sanırım benimki şu an 6500mAh'tan biraz daha yüksek full şarjda. 5 yıl hayal değil çok yüklenmiyorsan.

benimkisi de late 13. battery 1138 gunlukmus.
cycle 214.
dizayn kapasitesi 6330mah iken benim su an 5600'da. %90 falan yapiyor galiba

shadow, gradient kullanimindan kacinmalisin.
image'lari optimize etmelisin.

abovvv ne yaptin @mayeskuel, gradient de shadow da moda 2 yildir =D skeuomorphic elemanlardan kacinmak diyelim onun yerine

gtmetrix burayı inceleyebilirsiniz.

haci amac moda degil. shadow ve gradient kullanimi size arttirici etkenlerdir. ayrica minimalist bakis acisina gore tavsiye edilmez.

Teknik özelliklerine göre mi içeriğine göre mi?

bu konuda google ve apple tarafindan yapilan detayli UX calismalari var. bu firmalara gore bu kriterlere gore yapilan sayfalar tercih sebebidir. Bunuda da daha iyi kullanici deneyimi, daha iyi performans, daha dogal tasarim olarak tanimliyorlar.

material.io
developer.apple.com

Tabi burada iki ayrim var, UX (User experience) ile Framework/Design pattern acisindan bakilabilir bu soruya. yukaridaki oneriler UX acisindan. Framework/Design pattern ise basli basina cok daha detayli bir konu. O konularda kitap okumak en iyi yoldur.

Altı yedi saati boş geçen mühendise nasıl para veriyorlar valla çok ilginç ya.
Şimdi çıkıp makale oku, işinle ilgili siteleri takip et falan derler. Kendini geliştir...
bence başka iş bul. O kadar boş saat adamı geriye götürür.

başka iş bulmam kişisel sebeplerden dolayı mümkün değil. boş vaktimin geçmesi tamamen yönetimin organizasyon eksikliğinden dolayı.

Kitap oku

ben belgesel izliyorum iş yerinde boş kaldıkça. bişiler izle sende.

Şantiye dağın başındaysa yapacak pek bir şey yok. Bence olsam bilgisayar oyunu oynardım. Şantiye şehir merkezine yakınsa işim var de, al arabanı çık gez.

şantiye dağda. geceleri oyun film kitap geçiyor zaten de, mesai saatleri içinde bir uğraş istiyorum.

Allah hepimize 6-7 saat i boş geçen ve ay başı maaşı yatan bir iş nasip etsin.

Amin.

@1tam1ayran

abi amin. şu ortamda şöyle bir şeyden şikayet etmek büyük şımarıklıkmış gibi gözükebilir. her eleştiriye eyvallah. da canım sıkılıyor. geçmiyor zaman. hapis psikolojisi. danışacak da kimsem yok.

uzktan egitim ile ikinci universite ya da yuksek lisans

medium'da guzel on binlerce makale var.
tedx konusmalari izleyebilirsin.
kod yazmayi ogrenebilirsin ucretli/ucretsiz kaynaklardan. o ayri konu, onun icin ayrica yardimci oluruz ilgini cekerse.
after effects gibi video edit programlarini ogrenebilirsin. komik video falan montajlarsin, veya karizma videolar yaparsin falan.
skillshare'den tasarim, el yazisi, illustrasyon falan ogrenebilirsin.
acikders.org.tr'de guzel turkce altyazili dersler var yale uni.den vs verilen.
isis.liveuamap.com'dan gun gun isid ve bolgedeki diger gucler bugun neler yapmis vs diye bakabilirsin
vimeo staff picks'te gunluk olarak harika videolar var vimeo.com/channels/staffpicks/videos/sort:date/format:thumbnail

@hjarteblod çok iyi oldu bu, çok teşekkürler.

sesli kitap kaydet getem için

Eminim yine bomboş geçireceksin vaktini...

@_goddard_ abi beni niye hiç sevmedin ya?

Hocam kitap oku ya. Öyle güzel kitaplar var ki okunmayı bekleyen, sessizlikte sakinlikte...

@mutlusismankedi2015 ya ben de çok istiyorum da, ofiste açıp kitap okumak hiç uygun kaçmaz. hele ki ofisimin yeri itibariyle. e-book falan belki ama o da normal bilgisayar ekranından gözleri mahveder sanırım.

anti depresan ilaci var epey uyutuyor. onun disinda egzersiz.

bu sorunlarinizi bir uzmana anlatin. size en uygun ilaci onlar verecektir. duyuru'dan gelecek olan hicbir oneriyi dikkate almayin.

açıkçası uzmana gittim, gitmedim değil ancak devlette işler o kadar yavaş yürüyor ki test istedi 15 gün sonra gittik testi yaptırmaya sonra bi 15 gün sonra haber veririz dediler ben de öldüm zaten diye gitmeye üşendim.
bir ara bir ilaç kullanmıştım aslında reçetesiz. bir onu bulabilsem...

atarax kullaniyorum ben bazen. yatirim tavsiyesi degildir, abanmayin ilaca

ben de kullandım, evet uyutuyor da uyanınca hiç uyumamış gibi uyanıyorsun. ben çok verim alamadımdı. ilacın adını da unuttum :)

Domaini bilemem, host asla alma godaddy'den.

Neden hocam? Yavaş falan mı? Nedir sorun?

sektorun sark kurnazi bunlar, gerek yok. mediatemple veya digitalocean tavsiye ederim.

Seneye geçirirler, orası çok net. Bu sene 35 liraya gelen host seneye gayet 350 TL'ye gelebilir. Kupon falan da işe yaramaz. Ben erişim sürelerini de genel performansını da hiç beğenmiyorum. GoDaddy baya baya leş bir site.

Çok yavaş bence de alma. illa almak istiyorum diyorsan da al, pişman olduğunda iade edersin o konuda sıkıntı çıkartmıyorlar.

Ben yinede fiyaat uygunluğundan dolayı aldım arkadaşlar. Şİmdilik memnunum bakalım.

Geçen haftalarda bir adet domaini 38 TL ye aldım. Varın hesabını siz yapın.

riskli abi, hic girme o topa. android'in usb kablosu gibi bisi diil sonucta o, tehlikeye degmez.

reddite veya /g/ ye sor

stackoverflow 1 numaradir bu konuda, oraya alismaya calis bence

Stackoverflow a alismaya calis +1 cogunlukla cevap buluyorum orda kodun tamamini yapistirma tabi sorunu da net olarak sor

- eger problem cok genel bir problem ise stackoverflow da kesin cevabini buluyorum
- eger problem cok bana has duruma bagli ve karmasik ise problemi kücük parcalarini anlamaya calisiyorum, mesela hata mesaji, log datalari vs. inceliyorum. sonra bu noktalardan iz sürüyorum, arastiriyorum, büyük ihtimalle stackoverflowda o kücük parcanin cavabini buluyorum, ve parcalari birlestiriyorm.

düsününce java ile ilgil soru sormami gerektirecek, ilk defa benim karsilastigim ve internette cevabi olmayan problemle karsilasmamisim bu güne kadar. Ama soracak olsam stackoverflow dan baska secenek yok gibi.

stackoverflow egoist pakistanlı hindistanlı adamların mekanı ben tavsiye etmiyorum. yola sıçan adam orda kendini kral zannediyor

sen google'a sor, o stackoverflow'a soruyor zaten.

gumruge takilma ihtimali epey yuksek, direkt olarak yasak cunku gecisi. facebook'ta e sigara turkiye, elektronik sigara pazari vs. gruplara bakabilirsiniz. alisveris sitesi uzerinden satanlar da var ama gruplarda daha uygun fiyatlar. tabii yurtdisindaki fiyatinin uzerine saglam kar koyup satiyorlar, 20$'lik aleti 60 liraya almayi hayal etme :)

likit degisik konu, aromasi vg/pg orani nikotin orani falan senin zevkine gore sekilleniyor. turkiye'deki ev yapimi likitlerin tadi biraz soyut, yurtdisindan gelenler daha saglam tat birakiyor agizda. yine de tr'den almak istersen the collection vape falan var, onu da gruplardan gorebilirsin.

ayrica esigara.us diye bi forum var orayi da takip et, hem alis/satis islemleri hem bilgi icin.

likit ibttikce aliyosun da net bisi demek zor ne zaman yenisni alirsin diye, denemelik tester setler al begendigini almaya devam edersin.

coil genelde 1 hafta gider, 5'lik yedek alirsin baktin aleti kullanmaya devam ediyosun, 3-4 tane daha 5'li yedek alirsin. alirken kutusunda genelde 2 tane coil cikiyor zaten, almadan youtube'da review'larini izlemeni tavsiye ederim.

Büyük bir beleya bulaşıyosun bilesin :)
Ama faydaları çok fazla.
İlk olarak eğer sigara içen biriysen sağlığındaki düzelmeleri gördükçe esigaraya bağlanacaksın. Burun denen organdan koku alınabildiğini farkedeceksin. Sabahları pis bir ağız tadıyla uyanmayacaksın. Daha neler neler.
Önce nasıl çekeceğine karar var. Nargile gibi ciğere mi sigara gibi ağız çekim mi? Tabi hiç kullanmadığın için bunu bilemezsin. Bunun için basic bir giriş yapmalısın. Ben Eliaf Pico öneririm. Melo 3 atomizerli. Hem ciğere gelir hem ağız çekimine.
Yedek parça olarak da 1 kutu melo 3 coil'i al. 2 haftada 1 coil yersin. İnternetten almak çok ucuz ama son 1 aydır en ufak parçalar bile gümrükte takılıyor. İstanbuldaysan yazıcıoğlundan bulabilirsin. Pil dahil 300 civarına satıyolar. Coil de al 1 kutu. Coil için 0,5 ohm öneririm. Coil'de pazarlık et şuan 60 TL ye veriyolar. Cihazı 3,50 Volt'un (26 Watt) üzerinde kullanma, 30 sn bekle 1 fırt çek. 2 hafta içinde coil yanacaktır. Yanık tadı alırsan coili değiştir.
Likit çok önemli. En kalitesini al, riske girme. keyf.com'da iyi aromalı likitler var. Likitin nikotini 6 mg'ı geçmesin. Başlangıç için 6 iyidir, fazlası adamı bozabilir. 10 ml'lik değişik likitler al. Sırayla dene ağzının tadını bulmaya çalış.

2 ay boyunca kullan. bu sırada forumlara takıl. Sakallıyı izle. O kadar çok değişken var ki bu işin içinde herkesten farklı yorum alırsın. Bu 2 aylık süre sonunda zaten yeni bir mod-atomizere ihtiyacın olduğunu anlayacaksın. Sonra pil ve adaptör işine girip, Mbase'ler tadacaksın. Mbase nedir deme biraz araştır.
ilk giriş nerden baksan 500 TL'ye patlar. Ama 2 ay boyunca sigara almadığını düşünürsen kendini amorte ettiğini göreceksin.
sakallı: www.youtube.com

şimdi baktım da dediğin ürünün fiyatıyla türkiye satış fiyatı arasında neredeyse 3 katına yakın fark var inanılır gibi değil. yalnız şöyle bir şey fark ettim, amazon.de'de baya elektronik sigara ürün var ve amazon gönderimli bir kargonun geçme şansı daha yüksek olabilir belki. ha geçmese bile en azından daha beklemiş olursun çünkü gearbest'ten alacağın şey tahminen ortalama 1 ayda gelecekse türkiye gümrüğüne, amazon gönderimli ürün 1 hafta 10 gün arasında gelecek dönse bile daha az vakit kaybetmiş olacaksın. yalnız amazon.de üzerinden alışveriş yaparken e sigara ürünlerinde ya alman kimlik no ya da pasaport no istiyor onay için yani pasaportun yoksa alışveriş yapamazsın.

bu ürünü satan satıcı mesela türkiye'ye gönderim yapmıyormuş ancak mesaj atıp böyle böyle türkiye'ye gönderimi açabilmen mümkün mü hocu hemen alcam diyebilirsin. www.amazon.de

olmaz derse de muadili ürünlere bakarsın türkiye'ye gönderimi olan. gearbest'ten pahalı ama türkiye'den ucuza almış olursun sonuç olarak.

not: hiç amazon.de üzerinden esigara ürünü sipariş vermedim ancak teoride bir sıkıntı olmaz gibi geliyor ve ilerde almak istediğim bir şey olursa öncelikle amazon.de'ye bakmayı düşünüyorum.

Calistigi yerde yukseliyor, maasi artiyor ve degeri biliniyorsa en temizi ayni yerde yillarca calismak bence.

beklentilerine bağlı. işinde profesyonel olmuşsan ve 5 sene sonra hala 3 bin lira alıyorsan evet, aptallıktır. o an işten çıkıp yeni bir işe girsen 4 binle başlayabilirsin mesela. hele ki alt seviyelerden başlayanlar için; bir şirketten zam beklemektense iş değiştirmek maaş artışını daha çok sağlar. ayrıca hepsi ayrı bir tecrübe, sana katkısı olur.

ama 5 senedir buradayım 5 bin alıyorum bana yetiyor diyen insan da var, neticede herkes kariyer adımlarını 3'er 5'er atlama hevesinde değil; onlarınkine aptallık demem.

Aptali beceriksiz vs denemez.

Keyfi yerindedir, kafası rahattır, işi evine yakındır, iş arkadaşlarını seviyordur vs. Para tek başına iş değiştirmek için etmen değil.

daha fazlasını/farklısını istediği halde oradaysa korkaklıktır. ama tatmin oluyorsa normal.

herkesin işten beklentileri farklı. ben mesela geçinebilecek kadar para kazanıp az sorumlulukla işime devam etmeyi ve hiçbir zaman mesaiye kalmamayı, kendime vakit ayırmayı falan seviyorum. bir gün ceo olmak gibi bir hayalim de hiç olmadı. gel gör ki bizim müdürlerden biri şirkette yaşıyor. bana sorsan bu durumda öleyim daha iyi ama ona sorsan şirketten uzak kaldığı her an endişe içerisinde.

ezbere çalışıyoruz, bu bir gerçek. kendimden hiçbir şey katamıyorum işime. belki bu yüzden değiştirmeyi düşünebilirdim ama türkiye'de hangi şirket sana adam gibi iş verip ortaya yeni ve yaratıcı bir şey çıkarmanı istiyor ki zaten.

burada iki önemli etken var. birincisi kişinin beklentisi ne, ikincisi ise çalıştığı yer bunun ne kadarını karşılıyor. bir insan koç / sabancının herhangi bir şirketine girip 30 yıl sonra emekli de olabilir, her yıl maaşının üstüne %20-30 ekleyerek şirket de değiştirebilir. ben ikinci kısımda oldum şimdiye kadar ancak şuanda çalıştığım yer türkiyenin büyük firmalarından,o sebeple de "gel müdürümüz ol hosein bey" denmez ise iş değiştireceğimi sanmıyorum artık.

neden normal olmasın ki?
bence mutlu ise normal.

evet

orda 1 sene burda 2 ay şurda 7 ay dolaşmasından iyidir

çünkü sonraki iş başvurusunda "hmmmm bu adam niye bu kadar hoplamış" diye düşünen biriyle düşündürtme riskini düşürür

Tamamen çalıştığın şirketin büyüklüğü ile ilgili. 21 senedir aynı iş yerinde çalışıyorum, aynı işi en fazla 5 sene yaptım. Bir bölümden öbür bölüme geçiyorsun, iş değiştirmiş gibi oluyorsun. Eğer işyeri ile problemin yoksa, geçişlerde yükseliyorsan, kalırsın tabii.

Tek dezavantaj, eğer gün gelir de o işyerinden sıkılıp dışarıda iş aramaya başlamışsan iş görüşmelerinde muhakkak soruyorlar "bunca yıldan sonra neden?" diye. Buna çok sağlam cevap verebilmek lazım.

En ideali budur.

İş yerinin iki faydası vardır. İş öğrenirsin, tecrübeli, sana yol gösteren birileri vardır. Eğitim gibi düşün. Ya da maddi imkanları istediğin gibidir.

Uzun süre çalıştığına göre eğitim işi yalan olmuştur. Maddi imkanları iyiyse, piyasaya göre çok düşük değilse devam etmekte fayda var.


.

homend cok guzel marka ama cay makinesi icin arcelik tavsiye ederim. gurme'nin yan yana veya ust uste olan modellerinden birini.
bizde de homend cay makinasi vardi, yalan olmasin 2 yil oldu sesini hatirlamiyorum ama arcelik epey mutlu etti beni. homend'in supurgesini kullaniyorum ayrica iki yildir, sorun yasamadim. zaten garanti kosullari vs cok iyi gelip aliyolar falan. off cok fazla luzumsuz bilgi verdim ama ozetle suan sansiniz varsa iade + arcelik gurme tavsiye ediyorum kiasca.

Ijust s.
Veya ego aio pro.

Ijust 2 tuşu tutukluk yapıyor. Kronik sorunlu. Just s sorunsuz versiyonu.

Ego aio yine de tavsiye etmem ama illa alacaksan pro veya pro c olanı al. Sigaradan soğuma.

ijust s tavsiye ederim ben de. yukardaki arkadas iyi ozetlemis konuyu. ego aio sahibiyim fena degil ama ijust s biraz daha yeni bi model, daha saglam olur.

Ijust s al ama ego aio kadar kibar değil. Boru gibi tutuyosun elinde.bende de ijust s var just2 alma.

Anneme almak için araştırmalardan araştırmalar beğenmiştim ve aio aldık. Artık her türlü ayrıntısını biliyorum ona anlatmak zorunda olduğum için. Ben de kullandım bir süre ve şunu söyleyebilirim, bunu aldıktan 6 ay sonra üst modellere geçmek isteyeceksin emin ol. Bu yüzden direkt Eleaf iStick Pico Melo 3 ile başlamanı öneririm, kat kat daha fazla stabil ve sağlam.

onlar bağış değil, ön satış gibi, projeni tanıyorsun şu kadar para verene ilk siparişleri şu zaman, şu miktarda göndereceğiz diyorsun, bunu derkende belirli bir miktar para toplanması gerektiğini belirtiyorsun eğer o miktara ulaşılamazsa paralar geri iade ediliyor. sen ticarethane işlet diye insanlar bağış yapmıyor yani, öyle bir dünya yok.

kickstarter yada benzeri projelere crowd sourcing deniyor,farklı amaçlar için farklı yerler var, farklı politikaları var. kimisinde sadece teknoloji olurken diğerinde seninki gibi tükkan açacam diyebiliyorsun. tabii para karşılığı sen ne vereceksin o mühim, kahve tükkanı açacam hisse vereceğim mi diyeceksin, 1 sene boyunca yediğin içtiğin ücretsiz mi diyeceksin orasını sen belirleyeceksin.

eğer projen para kazanmayacak ise (non-profit) o zaman bağışdan bahsedebilirsin.

walters coffee'nin kampanyalarini inceleyebilirsiniz.
indiegogo kullanabilirsiniz kickstarter yerine, bazi avantajlari var arastirabilirsiniz.

abddeki insana bedava kahve olacak desem nasıl olacak ki?

bilgeadam, bilişimeğitim var büyük şehirlerde isen.
onun harici, vidobu.com'a göz atabilirsin.

Merhaba, 2 full course izleyeyim full-stack developer olayım diye bir şey yok henüz, öğrenip kendini geliştirmelisin projeler yaparak, ben freecodecamp'ı öneriyorum, param var diyorsan bootcamp'ler var codeschool var.

acilin 6 yasimdan beri front-end developer'im

turkce web kaynaklarini ve kurslari bosver, 9 sene oncesinin teknolojisini ustune para verip ogrenmene gerek yok.

codecademy, freecodecamp, illa para vereceksen treehouse ve codeschool (ayda 20$ falan). ilk ikisinde belli bi seviyeye geldikten sonra, ileriki asamalarda neler ogrenebilecegini az cok kestirebilirsin. ondan sonra burdan sozlukten falan sorarsin "x ogrenmek icin hangi kaynak daha iyidir" falan diye, yardimci oluruz.

3 ayda dedike, neye calisacagini bildigin bi calismayla ayni seviyeye gelebilirsin bence. bunlar oralarin bilgeadam'i gibi geliyor bana. yazilim konusunda kursa okula pek gerek yok. tabi bu okullarin oop, algoritmalar gibi konulari islemedigini farzediyorum. ucretsiz online kaynaklardan, open source'dan vs. kendini gelistirebilirsin bence. ustelik bahsettigim algoritma vb konularda da guzel kitaplar var, en kotu onlari alirsin eksigin olursa, 15k yerine 20$ verirsin veya korsan bulursun zaten. boyle kurslar "ogrenicem de nerden ogreniyim bilemiyorum, usendim, hoca gelsin anlatsin iste" kafasi gibi biraz

metrobuse gec abi tramvay istasyonlarinin birinden (cevizlibag, topkapi vs.), besyol duragi olmasi lazim orda inip 2 sokak yuruyunce onune cikiyosun. maps'ten bakarsin inince.

valla bende bi ara vardı. almıştım inanıp. bilmiyorum ki. işe yarıyosa bi daha aliym.

onların yaydığı radyasyon zaten dikkate alınacak ölçüde bile değil. tamamen palavra.

atom palavra derken bu cihazların yaydığı radyasyona inanmıyor musun?

radyasyon emilebilen bir sey degil ki? yani isik gibi, dalga dalga yayiliyor yanilmiyorsam, dolayisiyla o dalgalari bir yere cekme sansiniz yok. kaktusun de radyasyon emme gibi bir ozelligi yok. olsa bile tum vucudunuzu kaktusle kaplamaniz gerekir dalgalar halinde yayilan bir seyden korunmak icin.

bu cihazlar radyasyon yayıyor ama bizim sağlığımızı öyle kısa vadede etkileyecek boyutta değil. etkilerini görebilmek için belki binlerce yıl geçmesi gerekecek.

ha ama bu demek değil ki, bu cihazların yaydığı radyasyondan da etkilenmemek için önlem almak saçma. değil, tabii ki alabilirsiniz. yalnız kaktüsün radyasyon emmesi yanlış anlaşılıyor bence. kaktüs radyasyon emiyor labilir tamam, ama bulunduğumuz ortadamda kaktüs de var diye biz insna olarak radyasyondan etkilenmeyeceğiz anlamına gelmiyor bu.

elektromanyetik olsun nükleer olsun, tüm radyasyon (ışınım) türleri doğrusal hareket eder. kaktüsler de her bitki gibi uv enerjiden faydalanırlar ancak radyasyon bükücü minik avatarlar da olmadıklarından fiziksel varlıklarının etrafından akıp giden radyasyon üzerindeki etkileri sıfıra yakındır, herhangi bir cisim kadardır. radyasyonu kaktüslerle önlemenin tek yolu monitörün etrafını kaktüslerle kuşatmak olur ki öyle bir durumda monitör görünmez olacağından fişini çekmek daha şık bir çözüm olur.

özet: o kadar radyasyonu su bardağı da emer.

ne elektronik cihazlar inanıldığı anlamda zararlı radyasyon yayıyor. ne de kaktüs o radyasyonu emiyor.

eski tüplü monitörler elektron tabancasını fosfor pixellerine yönelmek yöntemiyle çalışırdı ve evet ne olursa olsun az miktarda xray ışıması da yaparlardı. fakat yeni lcd ekranlar için böyle bir şey yok.

bir tv programında, kaktüslerin rasyasyon emdiği ile ilgili dedikodunun, enteresan reklam çalışmalarından olduğu söylenmişti.ciddi miktarda kaktüs satmayı başarmışlar, bu söylentilerden sonra.

odaya yayilan radyasyon kanser edici frekansta olan bir radyasyon degil. kaktuslerin bu radyasyonu emdigi dogru ama gerek yok. zaten odaya sigabilen bu ufak tefek kaktuslerin emdigi radyasyondan bi halt olmaz.

güneş ve diğer yıldızlardan dolayı maruz kaldığınız kozmik radyasyon bulunduğunuz yüksekliğe göre yıllık 25 ila 100 mrem arasındadır. Topraktan ve yediğimiz yiyeceklerden yıllık yaklaşık 50 mrem alırız. hatta etrafımızdaki diğer canlılardan da yaklaşık 20 mrem kadar radyasyona maruz kalırız.
Günde çok fazla eski tip CRT televizyon izleyen bir insan da yıllık 1 mrem radyasyon alır. Yani etrafınızdaki cihazlar önemsiz denebilecek kadar etkisizdir bu konuda. Kaldı ki bunun çözümü kesinlikle kaktüs değildir. Monitörü kaktüs ile kaplarsanız belki komik bir azalma olabilir.

hayır, emmiyor. kesin bilgi.

çok teşekkürler bilimsel yaklaşımlarla gelen arkadaşlara. @creepy'nin sözünü ettiği mrem neyin birimi onuda araştıracağım ayrıca.

Avrupa uyarsa yardimci olmaya calisirim.

@Yurdakul, yok amazon'dan vs. alinacak urunler. ulkesine gore dukkanlardan da olabilir ama dutyfree'de yok malesef

film ve dizi için rarbg kullanıyorum.
genel herşey için piratebay tabi.

thepiratebay

havabus oldu simdi adi.
binebiliyorlar evet. bavulunu alip havalimanindan cikar cikmaz taksilerin falan oldugu yolda duruyor zaten fark eder 1-2 buyuk otobusu, ustunde de havabus yaziyor. olmadi gorevlilere sorabilir. 7tl mi ne bi ucreti var oturduktan sonra gorevli gelip aliyor ucreti. sorulan falan bisi yok. taksim'de point hotel'in ordaki araya birakiyor, meydana yakin yani.

Taksim Kalkış Noktası:Divan Otel Karşısı, Point Otel önü
Açık adres: Abdülhak Hamit Caddesi (İETT Altıntepe Durağı, Elektrik idaresi ve Habertürk binasına giden sokak)
goo.gl

Sefer süresi ortalama 40 Dakika olup trafik yoğunluğuna göre değişebilmektedir.
"Atatürk havalimanı kalkış saati dış hatlar kalkış saati olup, araç iç hatlardan 5 dk önce hareket etmektedir"

Güzergah;
Gidiş: Taksim-Aksaray-Sahil Yolu-Atatürk Havalimanı
Dönüş: Atatürk Havalimanı- Sahilyolu-Bakırköy-Yenikapı-Aksaray(Marmaray)-Taksim

Bilet Fiyatı: ₺ 12

www.havabus.com

Bir tek biniş noktasını yazmamışlar sanırım, o da havalimanından çıkınca hemen karşıda zaten. Ya otobüs ya da levhası direk görülecektir taksilerin olduğu bölümden karşıya geçip sağa sola bakıldığı zaman.

ustadlar birazdan js ovmeye gelir de ben ufak bi detay vereyim;

mobil uygulama -> react native
masaustu uygulama -> electron

aslında kimsenin beğenmediği bir dildi.
web programlamadaki eksiği doldurdu.
sonra web patlayınca javascr de patladı.

Avantajlari:
- öncelikle basit bir dil
- gelistirme ve prototip yapma hizi yüksek bir dil
- esnek bir dil, yapilmaz denilen yapisal problemler bir sekilde takla atilarak yapilabiliyor.
- front-end web ve mobil web konusunda tek dil.
- react.js ve angular.js ile birlikte bu konuda trend belirleyiciler facebook ve google in da destekledigi bir dil
- microsoftun liderligini yaptigi typescript ile birlikte yeni nesil daha yapisal bir dile evrilen bir dil. bu konuda gelecegi parlak.
- ecmascript 6 ile birlikte daha karmasik yapilarda daha saglam olacaginin yani gercek object oriented programlama yapilacagini gösteren bir dil
- bircok firmannin (örnegin paypal) giderek front-end tamamen javascripte biraktigi, back-end de ise yine javascript (node.js) ile köprü kurdugu bir dil. yani alaninni back-end tarafinda dogruda gelistirdi.

Yani özetle javascript icin gelecek parlak gözüküyor.

Peki dezavantajlari ne?
- Esenek bir dil. avantaj gibi ama degil cünkü her gelistiricinin kendi kod yazma tarzi vardir ve herkes kendi gibi yazabilir javascriptle. büyük projede tam bir corba olmaya müsait bir dil. bir is yapisal bir nedenle olmuyor mu? takla attir yine yap. ama bu atilan her takla ilerde cok karmasik bir yapiya neden olacaktir. iki sene sonra da her bug icinden cikilamaz olur.
- gelistirme hizi yüksek bir dil. bu da avantaj gibi ama degil. cünkü kodun üzerinde cok düsünmeye gerek yok, at elini klavyeye yaz. mimari, genisletilebilirlik, saglamlik, kalitim hic düsünemeye gerek yok yukardan asagiya yaz.
- object oriented programlama zorunlu degil. bir projenin basinda oldugunu düsün, herkese de ki bu ürün 5 sene sonra da kullanilacak gelistirilecek. object oriented programmama ve mimariye saygili olun. ver isleri programciya. nasil denetleyeceksin mimariyi, nerden bileceksin programcilarin mimariye uygun kod yazdigini. ya yazilan her kodu en ince ayrintisina kadar inceleyeceksin ya da birakacaksin. acisi da 5 sona sonra cikar.
- güvenli bir dil degildir. uzaya roket gönderirseniz büyük ihtimalle düser , ya da bankacilik uygulamasinda para bir yerlere gidebilir. örnegin;
0.1+0.2 normalde 0.3 yapmasi gerekir ama öyle degil, bu islem javascriptde 0.30000000000000004 sonucunu verir, uzun yolculuga cikan roket kayboldu.

o yüzden javascript esneklik ve hiz gerektiren durumlar icin süper (örnegin web gelistirme) ama saglamlik gerektiren büyük gelistirici takimlarinin calistigi durumlar icin problemli (örnegin bankacilik uygulamalari).

bence c# ve java gibi diller planli bir avrupa sehri gibiyken (barcelona gibi), javascript tam bir istanbul. olmaz denilen olan, planlamanin degil problemlerle iyi bogusanin basardigi bir dil. ama barcelona da bir ev yapmak icin elli yerden izin almak gerekirken, istanbulda arsayi bulan, belediyeye rüsvet veren evi dikebilir.

Dershane hocamin su lafini unutmuyorum

Sey i neden illa birilerinin yanina kaktiriyorsunuz. Sey de kendi basina bir kelime. Onun birilerine ihtiyaci yok. Ayri yazin.

Ayni sekilde bu hocamin sive agiz ayrimini cok sik hatirlattigini ve bunun sayesinde unutmadigimi soyleyebilirim.

dersanedeki hocam sürekli tekrar ederdi, "KA diye bir harf yok arkadaşlar, KE'dir o" diye. sayesinde ülkenin %99'unun yanlış okuduğu bir harfi doğru okuyorum.

ama biraz garip karşılanıyor, herkes 'HeSeYeKa' derken 'HeSeYeKe', 'TeCeKa' derken 'TeCeKe' demek.

kadındı hepsi tanımları yazdırır ve örnek verirlerdi konuyla ilgili ama benim emeklerimin de etkisi var tabi.

Lise son sınıfa başladığımda 10 net bile zor çıkarıyordum. ÖSS de Türkçem fulldu, ne yaptı kadın bilmiyorum. Şiirler önerirdi, Attila İlhan'ı onun sayesinde okumuşumdur muhtemelen ilk kez.

Öyle güzel ödevler verirdi ki 'ben sayısalcıyım, ne işim var bunla yea' diyemez, kütüphaneye gider araştırırdım.

En sevdiğim özelliği, kompozisyon yazdırırken TÜBİTAK bilim-çocuk kartlarından çektirirdi, o konuyu yazmamızı isterdi. Bana yerel ağ bağlantısı denk gelmişti de hayatımın en saçma kompozisyonunu yazmıştım.

O dönemler Yüksek Sadakat'in Senin Yüzünden şarkısı meşhurdu. Kompozisyon sınavında konu 'Senin yüzünden' idi. Hepimiz salak salak senin yüzünden şu oldu bu oldu ayı kaçtı eşşek uçtu falan yazmıştık. Sınavdan sonra 'her gün dinlediğiniz şarkının farkında değilsiniz, en azından 2-3 kişi fark etmeliydi' diye paylamıştı. Resmen etrafıma ilgimi arttırmış.

Öeh daha yazarım da şu imlamı görse kıçımdan vurur, ondan devam etmiyorum. :)

Benim ortaokul 1. sınıfta muhteşem bir Türkçe öğretmenim olmuştu. Bütün okulca adama hayrandık. Zeki Müren Türkçesiyle tane tane şiir gibi konuşurdu. Bize karşı inanılmaz saygılıydı. Karşısında 11-12 yaşlarında çocuklar varmış gibi değil de sanki yetişkinmişiz gibi davranırdı. Öğrencilerine "siz" diye hitap ederdi ve soyadlarıyla seslenirdi. Çok hoşumuza giderdi bu, kendimizi çok önemli hissederdik.

Derste çarpıcı ve akılda kalıcı örnekler verirdi hep. Misal cümlenin ögelerini işlerken "Ali eve geldi." gibi sıradan cümleler seçmezdi, onun yerine çeşitli şiirlerin dizelerini kullanırdı. Kendi de bol bol şiir yazıp bize okurdu zaman zaman. O öğretmenin dersinde sınıfta çıt çıkmazdı. Korktuğumuz için değil, saygıdan ve şimdi ağzından ne çıkacak acaba hocanın diye meraktan susup dinlerdik.

O öğretmenle tanıştıktan sonra hayatım boyunca Türkçe dersim hep iyi oldu. Girdiğim sınavlarda hep çok yüksek netler yaptım ve günlük hayatımda da dilimi olduğunca hatasız ve özenli kullandım.

mehmet zeki gündüz. izmir türk kolejinden hocam. cümlelerin öğelerini "cümlenin trafik polisi yüklemdir. gidip de taksiciye sorarsan yolu uzatırsın" tarzı bir cümleyle öğretmiş sivaslı bir amcamızdı. itk'nın sosyal bilimler hocaları şahanedir aslında altın sarısı focus'u olan öznur hoca, mercedes'li osman kandemir hocamızı da çok severdim. bir de sekizinci sınıfta dersanede tuncay diye bir eleman vardı batıda.

Ders anlatımından ziyade sınıfa her girdiğinde çok ama çok güzel şiirleri ezberinden okurdu, beni edebiyatla ve kitapla haşır neşir hale getiren ne öğrettiği dilbilgisi ne de öğretmenlik yeteneği olmuştur aksine beyefendiliği kadar dersin dışında bu ruh inceliğini köklerime ekmiştir, iyi ki.

ortaokulda iki türkçe hocam oldu. bugün türkçem iyiyse onların sayesindedir. herhangi bir özel pratiklerini ya da öğrettikleri spesifik bir şeyi hatırlamıyorum açıkçası. tek hatırladığım, kendilerine ve derslerine saygı duyduğum; dolayısıyla ilgiyle ve sıkılmadan dinlediğim.

ayşegül hoca 6. sınıfta gelmişti. çok sert, nadiren gülen biriydi. ben başta bayağı çekiniyordum, zaten süklüm püklüm bir bebeyim, göz temasından bile kaçınıyordum. daha sonraları fark ettim ki kadın hepimize resmen anne gibi yaklaşıyor. her şeyimizle ilgileniyor, mesafesini koruyup tavrını koyuyor ama asla öğrenciyi ürkütüp korkutacak seviyede bir terslik, şiddet, otorite eğilimi göstermiyor. en iyi hatırladığım uygulaması şu: sınıfa kütüphane yaptırmıştı. belki her sınıfta oluyordur bu bilmiyorum ama bize demişti ki işte getirin kitaplarınızı. burada toplayalım. alın, okuyun, geri verin. en çok kitap okuyana da yemek sözü vardı. gökçe diye çılgın bir arkadaşımız vardı, yemeyip içmeyip kitap okurdu kız. 52 tane mi ne okumuştu bir senede. o sene herkes en az 10-15 kitap bitirmiş, özet yazmıştı. en tembelimizin bile "bu ne yaa" dediğini hatırlamıyorum.

yedinci sınıftaki hocamız acayip güzeldi. hani böyle enerjik, sempatik, gülücük saçan nefis hocalar oluyo ya öyle biriydi. kadın dersi masaya yaslanarak anlatsa, teneffüste "OLUM GÖDÜNÜ TAM KÖŞEYE DENK GETİRDİ, ÇOK ATEŞLİ BİR HANIM MMMM" diye deliriyoduk erkekler olarak, ne iğrenç tiplermişiz aq. dersi iyi işlerdi ama benim asıl dinleme sebebim çok güzel olmasıydı valla, ağzının içine bakıyodum valla. şu isim-fiil, sıfat-fiil nanelerini ondan öğrenmiştim mesela. an-ası-mez-ar-dik-ecek-miş. sıfat-fiilin ekleri miydi bunlar? isim-fiilde üç tane vardı sanki... unutmuşum.

ulan ben hoca konusunda çok şanslıydım be. cidden çok şahane, örnek alınası insanlara denk geldim hep. her neredeyseler iyilerdir umarım, unutma unutturma :((

bütün türkçe hocalarım çok kötüydü beni resmen türkçe'den soğuttular.
Benim için türkçe daima geçilmesi çok zor bir ders olarak kaldı.

Hayat işte eşim türkçe öğretmeni birkaç kez dersine girdim, benim öğretmenim hiç olmasa da bugüne kadar rastladım en iyi türkçe öğretmeni net şekilde eşimdir.

ortaokuldaki turkce ogremenim turkce dil bilgisi disinda ogrettikleriyle beni benden alirdi. mufredati anlatirdi tabi ama ek olarak mesela icten yanmali motorlarin nasil calistigini tahtaya cizerek anlatirdi, mona roza siirinin hikayesini anlatirdi, hacker yegenini anlatirdi, politika ve etik degerler konusunda bile konusurdu ki bu konusmalari sayesinde dunyada bir seylerin yanlis gidebilecegini fark edip aydinlandim, o yaslarda adana gibi bi yerde kolay kolay aklima gelmeyecek seyleri dusunmeye basladim. sorgulama ve surekli olarak konu-bagimsiz ogrenme istegi asiladi bana yani.


he dil bilgisi olarak dersen, mesela yine o yillarda stephen king'in kara kule 1 kitabini okumustum. o kadar cok de/da/mi yazim hatasi vardi ki grammar nazi etti beni bu kitap o baskisiyla, saniyenin onda biri suresinde dogru/yanlis yazim ayrimi yapabilir hale geldim.

ankara'da 6 ve 8. sınıfta burhan hocamız vardı aynı zamanda eski bir avukattı kendisi. dersi en ufak bir ayrıntıyı atlamadan tane tane anlatırdı. benim en sevdiğim hocamdı ama kendisi ile hiç ders dışında konuşmadım. ne otoriter ne de gevşek davranırdı.

türk dili ve edebiyatı öğretmeni birisi olarak düşündüm de şu hocam şu konuyu ne güzel anlatmıştı, hala unutmam şeklinde etki bırakan bir türkçe ya da edebiyat hocam olmadı.

kelime oyunlu kısaltmaları ezberleyip mevzunun aslını değil de pratiğini göstererek anlatan öğretim tarzı bana göre değildi, o yüzden çok etki bırakmadılar sanıyorum.

mesela, anası mezar dikecekmiş sloganından sıfat-fiilleri öğrenmek yerine sıfat-fiil, sıfat özelliği gösteren fiil kökenli kelimelerdir tanımı üzerinden öğrenmek bana daha kolay ve tatmin edici geliyordu. dil bilgisinin hemen her konusunu da tanımda ne demek istediğini anlamak üzerinden öğrenmek daha kalıcı, etkili, keyifli gelmiştir bana öğrenci olarak.

kapsam dışı bırakılmış ama beni türkçe ve dil konularında en çok etkileyenler üniversite hocalarım olmuştur.

1

3. birkaç kez niyetlendim ama üşendim. yapacağım şey sadece kulaklık takıp oynatma tuşuna basmak ama yok yani içimden gelmedi, ilgimi çekmiyor en sevdiğim konuyla ilgili olsa bile. yine de inanıyorum güzel ve eğlenceli bi' şey olduğuna.

1

4- hiç dinlemedim ama ilgimi çekiyor. link fırlatırsanız belki denerim.

1

evet. zaman zaman açlığını çekiyorum.

1

Uzun yolculuklarda Cenk&Erdem Power podcastlerini dinliyorum.

1

1-evet
Arabada trafikte sıkılıyorum, o yüzden dinliyorum

evet, sık sık. radyodan daha çok tercih ediyorum hatta.

1

1 - modern sabahlar

obama falan hep pedofili diyorlar.

Bir tane pizzacı zengin ve yüksek mevkideki kişilere para karşılığında cinsel ilişki ya da çeşitli sapkınlıklar için çocuk sağlıyor. Bu kişinin hesabına Obama tarafından 65 bin dolar yatırılmış. Bu durumda Obama'nın da pedofili olduğunu ve bir suç örgütünden faydalandığını söyleyebiliriz.

@wanttodie, henüz yok. Varsa da bilinmiyor ama resmi makamlar açıklanan bir soruşturma yok.

sartlarnasil

işkolig?

benim baktığım iş kolig'ti teşekkürler.

hafiflik ve şarj süresi önemli değil, grafik çalışmayacaksınız, os işletim sistemi hiç kullanmamışsınız. bence o paraları mac almaya harcamayın.

iosu tavsiye etmiyorum. niye? fiyatı performansına göre çok çok kötü.

bu bahsettikleriniz için şunu alsanız fazla
www.amazon.de

niye minimum 2 katını vereceksiniz?

o 2 kat fiyati uzun yillar gitmesi, zamanla kendi kendine yavaslamamasi, viruslere karsi %90 daha dayanikli olmasi icin vereceksiniz oncelikle. :) macbook kullanip da "yaw keske X alsaydim ne faydasini gordum ki bunun" diyene ben rastlamadim.

signal processing gibi islemler ne kadar yoruyor aleti tahmin edemiyorum acikcasi. ben web gelistirme yapiyorum, sanal sunucu falan var makinada guzel gidiyor. air'da da calistim pro'da da, pro'nun tek avantaji retina olabilir bu tur islemlerde. ben air'i tavsiye ederim. tasimasi daha kolay.

pro'nun indirimde olmasi beni de kararsizliga surukletti ama retina degil ve daha agir. 2x ram ve daha guclu islemciye karsilik biraz daha agir olmasini sorun etmem diyorsaniz pro tercih edilebilir bence. bir de 2012 yalniz, eski nesil islemci falan vardir bunda, ben olsam air alirdim bu ikisi arasindan.

öğrenci indirimi + nakit belli odemeden sonra taksit var.
yoksa bu parayı cash vermeyecegım ondan mac mı alsam dıye dusundum.
yoksa 1000 euro cıvarına, lenova i7, 16 ram kafamdaki. sadece 1 ay daha beklemem gerek.

Oncelikle macbook ile diger laptoplar arasindaki karsilastirmayi 3 ana baslikta toplayalim. Donanim, isletim sistemi ve uygulamalar.

Donanim:
+ Macbooklarin donanimlari diger markalara gore daha iyidir. Niye diye sorarsaniz. Cunku apple cikardigi macbooklar icin o yilin asagi yukari en iyi donanimini (CPU, HDD, logic board vs.) kullanir. Bu yuzden cogu laptopa gore pahalidir. Daha iyi donanim kullanan laptoplar yok mu? Var. Fakat onlar da en azindan macbooklar kadar pahali olurlar.
+ Kullanilan klavye, tackpad, aksesuarlar vs. diger markalara gore cok daha fazla basarili.
+ Macbooklari daha uzun sure kullanabilirsiniz. Daha az masraf cikarir. Mesela soyle haberler var genelde www.computerworld.com
+ Retina display bence, laptop icin olmasi gereken, en onemli bilesendir. Sadece video/photo editing degil, masaustu calisma alani cok daha buyuktur. Ayrica bir film/youtube videosu izlerken ne demek istedigimi anlarsiniz.
+ Daha hafif, daha ince, daha cok sarji gidiyor olayi standart zaten.

- Macbooklarin donanimlarini (son iki modelde) degistiremezsin. Ram, HDD upgrade edilemez. Diger cogu markada bunlari degistirebilirisin.
- Dusurdugunuzde/caldirdiginizda evlat acisi gibi (Maddi ve manevi olarak.) koyar.
- Evde bakim yapmasi diger laptoplara gore cok daha zordur.(Fanlara birikmis tozlari temizlemek vs.)


Isletim sistemine gecelim:
+ Apple in kendine olusturdugu guzel bir ekosistem var. Bunu iOS cihazlar ve mac OS cihazlar arasinda (It just works tabiriyle) guzel bir uyum var. Eger iOS cihaz kullaniyorsaniz linux/windows altinda iskence cekersiniz.
+ Driver vs. problemi yok.
+ mac OS, linux tabanli bir isletim sistemidir. Linux te calisan her seyi kolayca calistirabilirsiniz. Windows icin ise virtual machine vs. kullanabilirsiniz. Fakat windows/linux altinda mac OS calistirmak akil kari degildir.(Isteyen hakintosh olarak google da aratabilir).
+ Bu ekosistem windows a gore cok daha az malware/virus icerir.(Bunun son yillarda artmaya basladigi asikar fakat hala windows a gore cok daha az)

- Isletim sistemi updateleri bir yerden sonra mecburi oluyor (mesela XCode icin her zaman yeni isletim sistemini kullanmaniz gerekiyor) ve eger eski bir macbook kullaniyorsaniz, her update den sonra biraz daha yavasladiginin farkina variyorsunuz.



Uygulamalar:
+ Yukarda bahsettigim gibi mac OS linux tabanli ve linuxe uygun olan her seyi calistirabilir.
+ Cok spesifik olmayan her uygulamanin bir karsiligini mac OS icin bulunabilir.

- Bazi uygulamalar mac OS da native calismiyor.
- Hit oyunlari oynayamiyorsunuz. Mesela Elektronic Arts in cikardigi cogu oyunu oynayamazsiniz (DirectX problemi)

Edit:
Sonuc olarak laptop icin macbooklarin bence ilk tercih olmasi lazim.
Peki hangi macbook o zaman diyecek olursaniz. Ihtiyaciniza gore degisir diye cevap veririm. Kendi ihtiyaclarimi yazayim ona gore bekli kafanizda bazi fikirler olusabilir.

Ben bilgisayar muhendisiyim ve yaklasik 7 yildir (gunde ortalama 8 saat) yazilim ile ugrasiyorum. Yapay zeka(Neural networks, computer vision), web apps, mobile apps genelde ugrastigim seyler. Bunun icin hic dusunmedigimiz klavye bile aslinda bir laptop alirken dusundugum kistas olabiliyor. Ergonomi, tasinilirlik, trackpade tanimlanan gesturelar (emin degilim ama diger laptoplarin hemen hemen hicbirinin multi-touch trackpadleri yok) Ekosistemin minimum eforla kurulabilmesi ve daha nicesi diger kistaslar sayilabilir. O yuzden macbooklar ilk tercihim oluyor. Fanboy olmadigimi soylemeye calisiyorum aslinda :)

Onem sirasina gore:

+ Retina display benim vazgecilmezim. Dedigim gibi sadece film/fotograf icin degil, masaustundeki calisma alani olarak (ekrandaki workspace) verimliligimi arttiriyor. Bu yuzden ben direk pro olmayan macbooklari elemek zorunda kaliyorum.
+ 16gb ram. Ne yazik ki artik macbooklarin ramlerini yukseltemiyoruz o yuzden alirken yapmaniz gereken bir karar.
+ Islemci olarak aslinda oyle efsanevi bir fark yok (dual vs. quad haric). Paraniz varsa tabi quad-core islemci daha iyidir. Fakat quad-core sadece 15inch macbook pro larda var.

Bu bahsettğiniz işlemler bilgisayarı ne kadar yorar, memory intensive işler mi yoksa cpu intensive işler mi bilmiyoruz, dolayısıyla sana tavsiyem öncelikle sahip olan arkadaşında bir denemen. Yoksa Mac zaten süper, ve her kuruşu da hak ediyor şahsi düşüncemde.

"mac OS, linux tabanli bir isletim sistemidir. Linux te calisan her seyi kolayca calistirabilirsiniz."
"Ben bilgisayar muhendisiyim ve yaklasik 7 yildir (gunde ortalama 8 saat) yazilim ile ugrasiyorum."

güzel diplomaymış kardeş.

ya cevap olmıycak ama bir yudum kitap beni çok mutlu ediyor ya. başka insanları da mutlu ediyor olmasını çok seviyorum.
bir yerde birikmesi fikri de güzelmiş.
sanırım mail içinde ayrı bir klasör oluşturup direk oraya atması sizin için yeterli olmuyor? doğru mu anlıyorum?

evet aslında etiket ya da klasör yapıp bir yerde birikebilir ama pockette olursa okuyacaklarım tek yerde toplanmış oluyor.

ifttt olur ya aslinda. ifttt.com bak bole bisi yaptim bile ben. biryudumkitap'in mail'lerini filtreleyecek bi query yapmak lazim sadece, her mail'de garanti gecen bi kelime falan. yeni recipe yarat gmail kismindan, mail'lerde Bir Yudum Kitap olarak geciyorsa adi mesela direkt onu yaz, sonra da pocket'i sec zaten yaratiyor pit diye

cüzdan iyi mont kötü

bu montları hiç sevmiyorum. seviyorsanız ve yakışıyorsa tabii ki giyin ama.

cüzdan da biraz kaba ve anlamsız geldi. o kenarındaki sey falan.

kirmizi montu begendim ben

Cuzdan fena degil, kisinin tarzina gore.

Montu begenmedim.
Parasutcu ceketi mi bomber jacket mi bisiler diyolar. Bunu begenmedim nedense.

cüzdandaki o kemeri beğenmedim çok kaba ama renk olarak gri daha çok hoşuma gitti.
mont lacivert, monta puanım 7/10

Cüzdanın kendisini beğenmedim, nesini beğenmediğimi tarif edemiyorum. Ayrıca arka kısmında öyle at nalı gibi yazı varsa asla almazdım.

Mont fena değil, özellikle kumaşı aşırı parlak değilse. Renk olarak siyah/lacivertten yana oyum. Ancak siz renkli şeyleri tercih ediyorsanız kırmızıyı da düşünebilirsiniz, kişisel tercih tamamen.

Cuzdanlarin ikisi de kötü. Mont lacivert olan olabilir. Kirmizi kotu.

lacivert cüzdan güzel de tokası kafam kadar olmasaydı iyiymiş.
bu tip montu da ben giymem ama güzel kombinleyeceksen tarz olur. bilemedim, göbek açık filan mesela... iki rengi de güzel ama ben olsam koyu renk olanı alırdım.

cüzdanlar kötü, montlar daha kötü. hatta berbat

Cüzdanlar biraz ergen cüzdanı gibi duruyor, liseliysen al. Montun kırmızı olanını beğendim ama ben bunu alsam giyecek uygun kombini yaratamam, tarzım müsaade etmez çok eğreti durur üstümde. Senin tarzına uyuyor ise alabilirsin, kötü değil (ancak o kadar para eder mi tartışılır).

İşinin ehli birisi için ucuz bile denebilir. Ama isme göre değişir, iyi iş çıkarmıyorsa başka güvenilir doktorlara da danışın.

Barış Çakır bayağı başarılı bir isim.

sadece deviasyon mudur nedir onun için 19k istedi acıbadem. özel sağlık sigortaısna kitledim tabi de, estetik falan yoktu bu ücret içerisinde.

barış çakır vb. gibi biriyse bence verilebilir. 4-5 k verip burnumu hissetmiyorum diyen, saçma sapan mj burnuyla dolaşan o kadar kişi var ki.

barış çakır düşünüyorsan ama pahalı geliyorsa aynı teknikle çalışan birkaç hoca daha var, onlara yönelebilirsin.

Benim hastaene Acıbadem ☺

cok yav. ben 2k ve 3k teklif aldim aynisi icin

ankarada bir estetisyenden ( kendisi arkadaşımın annesi ) ' çok bi kusur yok 15bine hallederiz' cümlesini duydum ben. ama hep sosyeteye çalışıyor orası ayrı.

arkadaşım 13k ya yaptırdı 2 gün önce.

Kuzenim 3 hafta önce oldu. 3 bin tl. Gayet de başarılo hoş oldu. Çok doğal durdu.

Hatta malatya'da 1.000 tl'ye var ki o da bir akrabamız yaptırdı geçen yıl. Kızın burnu çok güzel çok doğal durdu.

Küçük yerlerde iyi doktorlar var. Ve sosyo-ekonomik yönden düşük olan lokasyonlarda daha uygun fiyatlara olabiliyor.

İstanbul'da isen ve yaptırma konusunda ciddiysen kuzenimin before-after fotoğrafını gönnderebilirim :)

@Makarna canavarı

Gönderirseniz memnun olurum

BLUEHOUSE BH009 2000 W DİK ELEKTRİKLİ SÜPÜRGE aldım 119tl ye. plastiği çok sağlam. 2000 w . güzel de çekiyor. yukarıda yazdıklarında arzum olanlarda şikayet çok. ben bluehousu araştırırken gördüm. fakir ve arnica'nın plastiği de sağlam değil.

homend tavsiye ederim ben

Hepa filtre olanlara bakın demeye geldim ben de. Digerleri ucuyla cektigi tozu baska tarafından geri üfürüyor evin içine.

arnica merlin hepa filtreli dik süpürge var bizde, başarılı.

hic gormedim valla. yok galiba :/

kullandığın alet ne, kaç watt'ta içiyorsun, bir bilgin var mı?

Ego aio kullandığım alet, watt falan anlamıyorum :/
Likiti değiştir düşük pg düşük nikotin olsun dediler onu da yaptım ama hala boğazımda bi gıdıklanma yapıyo, işin kötüsü artık sigara içmezken de yapıyo ve öksürmekten gece uyuyamıyorum

ego aio'yu hiç bilmiyorum ya. likiti değiştirmek benim de ilk tavsiyem olurdu ama yapmışsın zaten :/

abi coil'i yakmadigina eminsin di mi? duman tadi/kokusu, yanik kokusu falan gelmiyor di mi? pamugu falan yaktiysan sigara gibi duman geliyodur ondan

ego aio kullaniyorum. talimatlara gore kullandiginizdan emin olun. ilk kullanimda coil'in icine 4-5 damla likit damlatmaniz gerekiyordu, yaptiniz mi?

o işin dışarıdan göründüğünden çok detayı var. bir defa iyi bir likit ve iyi bir makina alman lazım. watt ve derece ayarı mutlaka olmalı. atomizer türünü doğru seçmen lazım bazıları nargile gibi. annem kullanıyor biz de bir arkadaştan nerdeyse ders aldık bu konuda.

Coili yerleştirmeden 4-5 damla damlatıp 15 dakika bekledim likiti emsin diye. Yanık kokusu ve tadı yok, normal gibi her şey.
Yanmadığına eminim başka arkadaşlarım öksürmeden içebiliyor.
Her çektiğimde öksürüp ciğerleri parçalayacaksam gidip 400-500 verip hayvan gibi büyük modlardan falan almam. İçen bunu da keyifli içiyor

1)öyle oluyor dayii.
2)normal bakiye yüklemesini otomattan yapabiliyorsun, aylık yükleme yapabilmek için insan bulmak gerek.

ama nerede bu devirde İNSAN gibi İNSAN.

evet aylık oluyor.
aylık ücretini yüklediğinde aktif oluyor.

@zoque 2. cevabı tam anlamadım.

@seyduna6687

o zaman bu makineye kartı koyup 185 liralık yükleme yaparsam direkt aylık 180 binişe mi dönüşecek? Yanlış olmasın, 185'i bayılıp 2,30'dan basmayalım sonra :)

hayir makinelerden dolduramiyoruz ayliga, bayiden bufeden aylik diyip uzatiyosun parayi.

Aylıklar büfe gibi yerlerden oluyor, makinelerden imkansız maalesef.

makineden olsa da tercih etmem yutma ihtimaline karşın

insandan kastım büfeydi ya.

eheh.

ucte biri
2 kisi kaliyoruz
bekarim
istanbul

0 29 bekar sakarya yalnız

%20
yalnız
27
Cekya-Ostrava

2700/7000

%23
Tek kisi bekar yas 25
Ankara

%20 Bekar
İstanbul
2 kişi

1/12 si
27 yas. 2 kisi. Kartal.
AEO

%12'si, aidatı da katınca %15'i ediyor. Yalnız yaşıyorum, İstanbul, 30.

Tek yaşıyorum. %10

ucte biri
tek
istanbul

yüzde 20, bekar, tekirdağ, 29, tek yaşıyorum.

@jamiro, komurlukte mi yatisiyorsun kardesim :)

%16, istanbul, tek.

@ubi dubium, çok kazanıyor olabileceğini de düşünebilirsin ;)

%9.

%22
25
bekar
İstanbul

4 kişiyiz toplamda.

Yüzde 20. Evliyim. 2 çocuk babasıyım. Daha aşağıda bulsaydim iyiydi.

@ubi dubium ibi libertas; belki de cok para kazanıyorumdur kardesim:)

%16 Istanbul cift

Evli, kütahya
Benim maaşımın yüzee 10u. 300 tl

Sevgilimle yaşamaya başlamadan önce %60'tı açtım aileden destek alıyordum, şimdi %30 biraz karnım doyuyor. Tahmin edeceğiniz gibi İstanbul.

Var. Mesela Turkcell'inki:

www.turkcell.com.tr

var ve inanilmaz dusuk kotalari var malesef

alt yapı kablo tesisatı kadar iyi olmadığı için. ha belki 10 yıl sonra başka türlü bir duruma ulaşılacak onu bilemem ama şu şartlarda belirtilen hizmet verilmeye çalışılsa bant genişliği yetmez herkes 32kbps ile internete girer. sistem çöker.

neden olmayacağı (olamayacağı değil) aşağıdaki dört duyuruda yazıyor, biraz uzun.

eksiduyu.ru
www.eksiduyuru.com
www.eksiduyuru.com
eksiduyu.ru

Maliyet hocam. Akk uygulanmasinin sebebide altyapi yetersizligi degil maliyettir. Google,facebook,twitter,amazon gibi sirketleri ulkemizde yada daha yakin bir lokasyonda datacenter kurmaya ikna edersek bu dediginiz olabilir. Yoksa youtube uzerinden yaptigimiz her aktarimda data basina para oduyor iss'ler yurtdisi hattini kullanmak icin.

şöyle, bir baz istasyonuna atıyorum 100 mbit internet geliyor . gsm internet kullanıcılarına o internet paylaştırılıyor. ne kadar çok kişi o baz istasyonundan internet kullanırsa hızları ona göre düşüyor. gsm şirketleri örneğin bir köydeki baz istasyonuna fazla bant genişliği ayırmıyor. maliyetleri ona göre ayarlıyorlar. ayrıca baz istasyonları birbiri ile genelde uplink anteni ile haberleşiyor. bu haberleşme cihazlarının kapasitileride belli. istisnai olarak bazı baz istasyonlarına fiber çekiliyor ama bunların sayısı son derece az. bu anlattıklarım turkcell şebeke tasarımcısı abinin söyledikleri. kendisine benzer bir soru sormuştum.

yapı olarak sağlam bişeye benzemiyor, dolayısıyla sağlamlaştırmak, yeni aparatlar ile pek mümkün gözümüyor.

vidaları etraflıca bir yağlamayı denesen?

gıcırtının nereden geldiğini bilmek önemli. yatak yokken oturun ve ses i takip edin. bu resme bakarak bir şey söylemek zor.

(bkz: wd-40)
bu kitapsızın çözemeyeceği gıcırtı yok.

vidaları yağlarsanız sunta ise sunta yağ çeker yapı zayıflar.

bu tarz yatakların tek çözümü var. vidaların geçmediği 2 yerden ucunca vidalayacaksınız ekstra. dışarıdan bu arada.

resimdeki siytahlar eski vida kırmızılar yeni vida, bu şekilde 2 ucunca ve kalınca vida takarsanız her köşede gıcırdamaz.

hizliresim.com

Gıcırtı yapan temas yerlerine bebe pudrası dökmenin çözmesini beklerim. Denemesi neredeyse bedava.

wd40 + vida zorlama cozdu bu arada. agliyorum mutluluktan sagolun.

cevapları okumadım ama, gıcırdayan kısma uzun tahta yada sunta tarzı bişey koyman lazım biraz kalın.
bende de aynı problem vardı. bu yöntemle çözdüm. gıcırdamadı bir daha.

edit: ince mukavva tarzı tahtalarda var. o da olur.

olmadı hep durex alırım.

Evet. Hep durexle oldu hatta. 3 kez filan.

Hiç takmadığım için yaşamadım.

Kondomu yırtan takmasını bilmiyor yasa dikkat etmiyordur.

Pipi ucunda spermin boşalacagi kadar bi alan birakican. Öyle yüzücü bonesi gibi takılmaz Kondom.

Hayir, olmadi

sayısını bilmiyorum ama yaşadım birkaç kere

Takmayi mi bilmiyordum acemilikten artik ilk sevismelerin degisilmez olayiydi. Su siralar pek sevismiyorum, sevisirsem pek kullanmiyorum, kullansam da yirtmiyorum.

kullanim sirasinda olmadi, cikarirken ucundan cekerken yirtildi bi tane OK. durex kullaniyorum genelde ekstra ince olanlardan, bisi yasamadim.
bir de lelo hex diye bisi aldim gelecek ins, ultra kuvvetli ultra ince diyorlar bakalm

ters bir harket esnasında yırtıldı malesef.

multeci evi bu

Kotu bayagi, burada kalacagina kadikoyden kop.

(bkz: sahibinden.com'da 1250tl kira istenen zindan)

yazık günah insanlara yahu. nasıl yaşanacak bu büyük şehirlerde hayret bir şey...

rutubet var. duvarlar kabarmış. apartman boşluğuna açılan kapıdan su giriyor sanıyorum. çok uğraşırsın. banyoda epey iş var...

Kesinlikle değmez; bu nasıl ev? Bir eve 2. ya da 3. olma durumunda çok daha yaşanılabilir bir evde kalabilirsin.

Çok kötü. Bir penceresinde açık hava yok duvarı yalıyor resmen pencere. Mutfak çok dökük. Hayır bu olmaz.

Abi sel basar burayı.

1100 lira verip tuvalette, lavabonun üstünde duş almak istersen bulunmaz fırsat.

1250 liraya beylikduzu'nde 3+1 180 m2 çift banyolu, bahçeli, güvenlikli sitede ev buldum ben iki gün önce.

Dün 1500 liraya dubleks, teraslı vs yine yepyeni ev buldum.

Tamam beylikduzu size baya uzak muhtemelen, biz de ise yakınlığı sebebiyle burdayız ama en azından adam gibi evler yani. Bir moda olmasa da istanbul'un bircok semtinden nezih.

Demek istediğim sey illa moda'da oturacağım diye böyle bir evde oturmayın, yazık. Kendinize daha uygun bir semt bulun, düzgün bir evde yaşayın.

Moda oldugu icin normal diyorum ben, ben de oturdugum semti evin konforundan daha ustun tutan biri oldugum icin anliyorum seni ama sunu unutma sultanbeyli vs gibi berbat bi yer secmezsen gittigin yere de alisma ihtimalin yuksek bence alternatif semtlere bak listendeki.
Ev baya kotu durumda bu arada kusadasinda boyle bir evi ancak 400 tlye filan verebilirler manzara yoksa.

:( anladım. daha pahalı bir yeri bölüşmeyi düşünüyorum tekrardan.

Caferagada rasimpaşada ayni fiyati veren ve daha güzel evlerde kalan arkadaşlarim var. Yine büyük değil ama banyosu, mutfağı bir şeye benziyor. Biraz daha arayin derim ben.

Klostrofobim azdı fotoğraflara bakarken

Bağlantıyı unutup tekrar bağlansanız? Sıfırdan wifi bilgilerini girin yani.

Denedim, durum degismedi malesef

Bilgisayarınızın saat ve tarih ayarları doğru mu?

evet @ned flanders

yakin akraba degil de tanidigimiz bir abi var. adam sapigin teki, sürekli baska kadinlarla konusur evli ve cocuklu olmasına ragmen. cocuk dediğimde 20-21 yasinda genc. neyse, bu adan ortalikta boyle capkin diye taniniyor da işin aslı öyle değilmiş. bunun kuzeni var, o abiyle de tanisigiz. ona dediler neden akrabanla (bastaki adam yani) gorusmuyorsun. o da dedi ki karisini dudukleten adamla ne işim olur. buna benzer soylentiler vardi ama yakinindan duyunca sasirdim. direkt swingerlik var mi bilmiyorum ama acik iliski yasiyorlar iste.

ya ne olacağdı? swinger olayına giren insanlar evli barklı çoluk çocuk sahibi insanlar (genelde). katılımcıların röportajları internette dolanıyor.

"hani majinal bizdik" olayı o kadar doğru ki...

İlk görüldüğü anda garip tabii ki. Kafanda o kişiyi seksle bağdaşmadığı için ilk anda değişik bir durum. Anneyle babanın seks yaptığını fark etmek gibi. Yine de istek dışı biriyle swing etmedikçe ya da başları belaya girmedikçe üstünde durmam. Kendileri kocaman insanlar, neden zevk aldıklarını onlar biliyorlar. Destekliyorum onları.

adanaliyim ve degil abi, "haci amca" dedigim adamin bile yaptigini ogrenince saldim ipleri ben de.

yanlız bir şey soylıcem kımı ınsanlar baskalarının resmını kullanıyor boyle seylere de sahıt oldum yanı belkı de ruhları duymuyor zavallıların

gremots, dizilab, dizipub, diziay

guzel olur ya, her gun liveuamap bakiyorum amacsizca, iki muhabbet ederiz. i'm in

sayımız artıyor. çok sevindim.

Boardest'ın Siyaset panosunda (boardest.com) konu başlıkları veya haber linkleri altında tartışılsa, herkes istifade etse nasıl olur?

WhatsApp ve Telegram gibi uygulamalar anlık mesajlaşma uygulamaları. Bunlar uzun tartışmalar yapmaya uygun değil görüşündeyim. Ayrıca yapıları gereği halka ve arama motorlarına daha kapalılar, dolayısıyla erişim çok kısıtlı kalıyor.

2-3 gün önce Telegram'da kurulan Ekşi Duyuru Tarih Grubu içerisindeyim. Herkes birbirine selam veriyor hala :)

@Mamutabi Telegram WhatsApp gibi bir anlık mesajlaşma uygulaması.

m.reddit.com

@archmage mahmut türkiyeyle ilgili bi konuyu bile ingilizce tartışmak zorunda kalmak can sıkıcı değil mi?

@nedensonra Telegram grubunun linkini sadece yönetici görebiliyor malesef. Grubun adı "Eksi Duyuru Tarih" bu ararsanız çıkar belki.

Tekrar ediyorum Telegram ve WhatsApp bu iş için uygun değil. Bi iki Telegram grubuna girerseniz anlarsınız

ben varım.

beni de alir misiniz

1) gayet samimi ortam. online basvurunda yazdigin bilgileri, uzerine biraz detay da ekleyerek anlatirsin. kendinden bahset, kendini sat bi nevi yani. ilgi alanlarin, projelerin vs. soruluyor cunku mulakatta da. "bundan online formda bahsettim simdi tekrarlamiyim" diye dusunme yani.

2) ben tiptan girmedim applybau'ya bilemiyorum burasini

3) kendi yarattigin proje yoksa bile bu alanda seni etkileyen teknolojilerden, gelismelerden bahsedebilirsin mesela. vizyonunu yaklasimini falan olcmeleri icin iyi olur.

4) gosterebilirsin tabii ki, benim referansim bahcesehir'den bir docentti mesela :) illa lise ogretmenin falan olmasina gerek yok.

5) avantaj saglar bu bahsedebilirsen. bir de bahcesehir koleji mezunlarina zaten default bi miktar burs ekleniyor diye biliyorum applybau kapsaminda degil de normal bau burslarindan. onun miktarini falan bi bau'yu arayip ogrenirsin. ama bundan bahset mulakatta kesinlikle.

Bende bauda okuyorum ama birinci Siraya yuzde elli ikinciye apply bau yuzde otuzbes yazmistim ilkinden girdim :)

bau student council'dan birilerini bul twitter'dan falan herkesi tanıyorlardır bi işe yararlar belki.

ya da applybau vs diye de aratabilirsin, etiket şeklinde yazıyorlar öyle şeyleri sürekli.

her fırsatta giresunluları ne kadar çok sevdiğini belirt

rfid konusu sıkıntılı. okumak yazmak vs. ya burada ya da eski newsturkiye haber grubunda sorulmuştu buna benzer bir soru.

anlık olarak kartın içinde güncelleniyor ancak daha sonra sisteme de aktarılıyor.
kartı kopyalayabilirseniz kısa bir süre için çalışır. ancak daha sonrasında kayıtlarda tutarsızlık olduğunu fark edip müdahale ederler muhtemelen.

ancak kartı kopyalamanız bi şekilde anahtarları elde etmediğiniz sürece imkansıza yakın.

mantik yurutuyorum. her para ve gecisin bi sayisi/idai var. bu idler temas edince azaliyor, yukselince artiyor. yani bizim paramiz o kart ve cihazlarda sayilardan ibaret veriler

her ikisi saniyorum. sirf kartta tutulsaydi mesela artik online goruntuleyebiliyorsun akbil'inin bakiyesini vs, o sistem olmazdi. mesela demokrasi nobetlerinde ulasim ucretsizdi diye aylik akbil'lere 10 gun falan ekstra yuklediler. bunun icin de merkezi sistem olmasi lazim diye dusunuyorum. kartta bilgi tutulmayip sadece sistemde tutulsaydi, bu sefer de otobuse binislerde mesela 1 saniyenin altinda veri akisi lazim, akbili gosterdin cekti senden sonraki gosterdi falan. bu kadar hizli ve stabil bi baglantisi olabilecegini sanmiyorum akbil okuma cihazlarinin.

akbil bakiyesi nereden görülebiliyor? hızlıca bir google araması sonuç vermedi.

nfc diye bir sistem var. karttaki çip, okuma noktasına yaklaştırılınca bir sinyal yayıyor. kartı bastığımız yer bu sinyali algılıyor, eğer sistemde kayıtlı ise kartı tanıyor. sonrası arka plandaki bilgisayarlar üzerinden işliyor. kartın kodu tanındığında sistemde ne kadar para kaldığı kime ait olduğu vs. okunuyor. 1 kere bastıysan 1 biniş ücreti oradan azaltılıyor.

yani kart pasif. o noktaya yaklaştırılana kadar hiçbir işlevi yok. o noktadaki manyetik alan sayesinde sadece kendi kodunu anlatacak kadar bir sinyal yayıyor. geri kalan tüm işler ve bilgiler okuma noktası ve bağlı olduğu veri bankasında.

başka soru varsa mesaj atabilirsin.

@icim urperiyor, bahsettiğiniz sistem sadece id barındıran kartlar. şirket giriş kartları vs.
istanbulkart kendi içinde hafızası olan hatta çeşitli uygulamaların çalıştırılabildiği gelişmiş kartlar. öyle sadece id üzerinden yürümüyor işler.
benim istanbul kartım şu linktekinden, isterseniz özelliklerini inceleyebilirsiniz.
cache.nxp.com

Nerede yaşıyorsun? Bizim şu an evde iki makina var ev birleştirmekten, satacağız bir tanesini. İstersen konuşalım, sıkıntı yaşayacağını sanmıyorum. (Makina 2-3 yıllık falan.)

edit: Moderasyon cevap değil diye uçurmasın diye buradan yazayım, Tüh tutmadı ben İstanbul'dayım.

Muğla köteklide tutugum ev

Bende öyle düşündüm aslında ama her turlu sıkıntı olacak galiba

regal ucuz ve guzel, tavsiye ederim idare ediyor beni 2-3 yildir