megaupload patladı zaten.. sahibi hapisten pek çıkacak gibi değil.. torrent'e abanın derim..

kim dotcom megaupload için yeni bi model düşünüyor me.ga

megaupload yeniden açılacak ocak'ta

kıvrıl la, en güzeli.

kalk yatağına yat, üşüyeceksin

yamacıma kıvrıl da saçını okşayayım deli oğlan

yarına bi işin var dimi dimi

uyuma bu saatte, gece uyuyamassın, sabaha kadar baykuş gibi beklersin.

kıvrıl da osuruym falan deme. hava soğuk camları da açamıyoz amk.

kalk la vizeler geldi

tikler geciktiğine göre, kıvırcık.

200$'a alma imkanın varsa kaçırma.
review şurdan: www.theverge.com

kaç gb 200 dolara? bir de 32 gb'lıkları çıktı amerikadaysan onlara bak derim.

office
*html
photoshop
*css
*php
seo
flash
joomla
after effects
illustrator

yanına * koyduklarımı dreamweaver da kodlarsan onu da aradan çıkarırsın.

bunların hepsini bitirsen, her şeyden biraz bilen biri olursun. olma.

her şeyden biraz bilen ol tabiki. bir şeyi çok iyi bilirsen amele; her şeyden fikrin olacak kadar anlarsan, kumaşın ve şansın da varsa yönetici olursun.

her şeyden biraz bilmek, oturup hiç birşey bilmemek daha iyidir. muhtemelen gidişata göre birine sarıp o alan üzerine yoğunlaşcam.

bence joomla yı tamamen çıkar. izlemene dahi değmez. onun yerine wordpress bulabilirsen, ona bak.

hotspot shield içinde reklamlar da olan bi program. ben kullanırken reklamla karşılaşmadım (muhtemelen adblock eklentim sayesinde) ama kullanan bi arkadaşım "çok reklamlı pff.." diyor mesela. muhtemelen o reklamlardan birine tıklayıp bişeyler yapmıştır spyware diyenler. yeteri kadar bilinçli kullanıcı olmadan vpn olaylarına girmek biraz cesaret ister.

hotspot shield yerine kullanımı daha basit ve reklamsız (yine bana göre reklamsız tabi, bilmiyorum başkalarında nasıl) olan Spotflux'u öneririm.

giriş çıkış saatleri, odada tek başına değilsen oda arkadaşı problemleri, evde toplanıp parti yapmak gibi şeyleri odada yapamamak falan. bilemedim sana uyar mı bunlar.

hangi yurt olursa olsun, mahremiyet sifir...

giris cikis saatlei bile senin mahremiyetine bir darbedir...

Giriş çıkış saati yok sanırsam, gece kaçta gittiğin farketmiyor, oda da iki kişilik, sorun olursa odayı değiştirmede yardımcı oluyorlarmış. Evde partiyi de sevmem zaten dışarıya çıkmayı tercih ederim.

ortak banyo ve tuvalet. Hiç aklına gelmeyecek insanlardan tiksindirebilir.

Ben de bi ozel yurtta kaliyorum hocu, daha iki ay oldu ama cikip gitmek istiyorum burdan. Tuvalet banyo olaylari, esyalar dolabina sigmaz, kitaplar yerde durur, masa kucuktur bilgisayari koyamazsin falan aklina gelmeuecek seyler sorun olarak karsina cikiyor buralarda. Yapma etme.

Bilkent yurtları eğlenceli olabilir belki ama odanı bir başkasıyla paylaşma fikri bile iğrenç, mide bulandırıcı. 2 sene 2 kişilik odada yurtta kalmış biri olarak yazıyorum, gerçekten berbat bi tecrübe. Tekli odada kalırsan ama gayet güzel oluyor.

merhaba, ben de bu sene bilkent'in yurduna çıktım okul-iş yakınlığı sebebiyle. tek kişilik odada kaldığım için oda arkadaşı problemi yaşamıyorum, bence en büyük sıkıntı yemek (bilkent koşullarında tüm gün yemek pahalı oluyor epey, elektrikli ocaklar da yemek yapmak için pek uygun değil, real de pahalı sanırım diğer marketlere göre). odada sigara, alkol yasak. random olarak oda kontrolü yapıyorlar, hiçbir şey olmasa bile odana birinin girmiş olduğu fikri bence rahatsız edici. ortak banyo tuvalet düşündüğün kadar sıkıntı olmaz, mesela ben dönem başından beri banyo ve tuvaletleri hiç pis görmedim. odalar küçük çoğu yurtta, o iç sıkabiliyor.

lisans 1. sınıf öğrencisi olmadığın müddetçe giriş çıkış saatlerine karışılmıyor. ben haftada 2-3 gün sabaha karşı gidiyorum, kimse de bir şey demedi. bazen hiç gitmiyorum hatta. sadece tatile falan çıkarken haber veriyorsun şu tarihlerde odada olmayacağım diye.

www.imdb.com

(bkz: into the wild)

Edit: (bkz: the reader) da based on olabilir...

İlaveten www.imdb.com

www.imdb.com

www.imdb.com

ikisi de güzel

catch me if you can

www.imdb.com

the pursuit of happyness

www.imdb.com

www.imdb.com

www.imdb.com

aklıma gelenler.

bir de şu var mesela, ama eski.

www.imdb.com

cevap olmasa da genel konuyla ilgili bir sıkıntıyı dile getirmek istiyorum;

sevgili duyurucular:
bu tür kitap/film/vs sorularındaki cevaplarda;
link yanına bir de adını yazarsanız çok şahane olacak.

çünkü cevap vermek istiyorum misal, ama söylenip söylenmediğini anlamam için tüm linklere tek tek girip bakmam gerekiyor. onu yapacak vaktim de yok, o yüzden es geçiyorum.

bu, benzeri tüm duyurularda olduğu için; ortak bir sıkıntı olarak ele alınırsa iyi olur.

****
(gereksiz görülürse moderasyon tarafından silinebilir)

into the wild

the bucket list

fever pitch

holy diver+1. tam aynı şeyi düşünüyordum çok sıkıntı.

son 13 duyuruna bakarak söylüyorum; evet, sorunların var.

Schwarze rose sende bir sakatlık mı var? Garip garip duyurular açıyorsun sürekli, garip garip cevaplar yazıyorsun.
Hayır sende bir sorun yok. Ama psikanaliz çıktığından beri herkes biraz hastadır eğer illa kendini ruh hastası ilan etmek istiyorsan.

ben de sevdiğim kadınların kokusuna bayılıyorum.

osuruğunun kokusunu seven adam tanıyorum. gayet normalsin.

osurukla dalga geçmeyin, ben de seviyorum osuruğumun kokusunu.

Ben, özel bir üniversite'de myo okuduktan sonra aynı ünide lisans öğrenimine devam ediyorum şuan. %100 bursluyum, dgs'ye girip okulumu tercih ettikten sonra yine bursum devam ediyor. yalnız bizim okulda dgs için burslu ve burssuz 2 farklı puan yoktu dgs'de. okulda burslu isen lisans a geçtiğinde de devam ediyor bursun, değilsen de yine ücret ödemeye devam ediyorsun. ama bilgiğim kadarıyla bu uygulama bu yıl kalkıyormuş bizim okulda. sen bence pazartesi okulunun(şu anda okuyorsan tabi) öğrenci işlerini ara onlara sor, daha sağlıklı bilgi alırsın.

2 yıllık bir bölüm okuduktan sonra DGS [Dikey Geçiş Sınavı] ile 4 yıllık bir bölüme geçiş yapabiliyorsunuz. Geçiş yaparken bu sınavda alacağınız puan önemli ama bu puana not ortalamanız da ekleniyor, yani yüksek bir ortalama ile mezun olmak sizin için bir artıdır. Ön lisans ile lisans farklıdır, yani DGS sonrası tercihlerinizde %100 burslu bir bölümü de seçebilirsiniz, devlet üniversitesini de seçebilirsiniz, %50 burslu bir bölümü de. Ön lisansta %50 burslu okumanız lisansı bağlamaz.

dgs sınavına girmek zorundasın, notlarınla alakası yok (fakat notların dgs sınavındaki sonucuna ekleniyor) yani dolaylı olarak notlarınla alakası var. dgs sınavından sonra tercih yapacaksın tercihlerine şuan okudugun okulu %100 burslu olarak yazarsan ve kazanırsan gidebilirsin.

@badiparmagi, burslu olalım da bursun yüzdesi de önemli. myo'dayken %50 bursla 7000TL falan oluyor ücret ama lisansa geçince 13000TL'Ye fırlayacak bu,bunu karşılayamam. yani myo'da %50 burslu, lisansta %100 burslu olmak istiyorum. burs olayı kalkarsa pek anlamı kalmaz ki dgs'ye girmenin, ygs-lys'de barajı geçtin mi giriyorsun zaten burssuz olarak.

edit: derken pıtpıt 3 cevap daha gelmiş. çok sağolsunlar.

YGS-LYS'de barajı geçince burslu olarak girilemiyor her bölüme. Her bölümün belli bir puan şartı var, keza DGS'de de öyle. Ancak DGS'de her üniversite burslu kontenjanı açmıyor, genelde burssuz kontenjanlar çoğunlukta. Ha, diyelim ki burslu kontenjan açtılar, yine de dikkatli olmak lâzım tercih yapmadan önce. Bazı üniversiteler cinlik yapıp yönetmeliklere özel şartlar ekleyerek bursları kesme derdine düşebiliyorlar. Mesela devamsızlık, belli bir not ortalamasının altına düşme (3.00 gibi) şartlar olabilir. Bu yüzden tercih etmeden önce burslu programları ve özel koşullarını mutlaka didik didik etmek ve zaman ayırıp okumak gerekiyor.

@Sa Majesté, onu badimarpagi'nin olayına istinaden soylemistim, onun okulunda ön-lisansta bursluysan lisansta da bursunun devam etmesi kaldırılmış ya hani. dolayısıyla burssuz olacaklar geçiş yapınca. e burssuz olarak bir yere girmek de pek zor değil, düşük puanlar hep. dgs'ye harcanan emeğe değmez diye düşündüm.

ama olay benim lehimeymiş. notları yüksek tutup dgs'ye de iyi asılırsam aynı üniversitenin %100 burslu bölümüne akıyorum galiba sorunsuzca. şahane.
bu arada bölüm falan yazayım madem öyle gizli bişey gibi bahsetmeyeyim; üniversite bahçeşehir üniversitesi. myo bölümü bilgisayar programcılığı, dgs ile geçeceğim bölüm de yazılım mühendisliği. şu anda istanbul üniversitesi rus dili ve edebiyatı hazırlık sınıfındayım. aslında bilg. programcılığına %100 burslu girmeyi planlıyordum ama meslek liseliler sınavsız girişle kilitliyor oranın kontenjanını. %50 burslu olan bilg.prog. bu yıl açılmış, göremiyorum kontenjan dolmuş mu ama dolmamıştır heralde, ya da en azından ygs ile girebilirim meslek liseli olmamama rağmen. umarım.

edit: dgs tercih kılavuzuna baktım da bahçeşehir tam ya da %75 burslu şey açmıyormuş dikey geçişle. yalan oldu bizim aynı üniversitede lisans işi. diğer üniversitelere bakalım..

Bahçeşehir Üniversitesi olması şart mı?
Yazılım mühendisliğine geçiş imkânı tanıyan başka 2 yıllık bölümler de var. Herhangi bir devlet üniversitesinde 2 yıllık bu ön lisans programlarından birinde okuduktan sonra DGS'ye girmek bana daha mantıklı geliyor. Nasılsa DGS hedefi var, 4 yıllık bir bölüme geçiş yapıp lisans tamamlama hayali var. Bu durumda x ya da y üniversitesinin ön lisans programında okumuş olmanın bir getirisi yok, bu kadar para vermeye değmez diye düşünüyorum.

@Sa Majesté, lisans yapacağım da kesin değil ki. bahçeşehir'de lisansa geçemem mesela onu fark ettim az önce, %100 ve %75 burslu kontenjan açmamışlar dgs için. kötü ihtimali düşünelim, önlisansı bitirdim ve istanbul içi + güzel bir üniversitede geçmek isteyeceğim bir bölüm yok. elimde sadece önlisans eğitimim kalmış olacak. bilgisayar programcılığı alanında da bana en iyi eğitimi veren okul bahçeşehir olur diye tahmin ediyorum zira bu bölümü olan diğer okullar Okan, İstanbul Aydın falan. Bir de devlet üniversitelerinin ya da özellerin %100 bursluları meslek liseliler tarafından sınavsız geçişle kapılıyor. ben düz lise mezunu olarak onlardan daha düşük öncelikliyim. %50 bursluyu çok tercih etmezler bana kontenjan kalır diye de seçiyorum yani.

Evet, meslek liselerine öncelik tanınıyor. Gerçi YGS-LYS'de değişiklikler yapıldı. Eskiden meslek liselerine bir öncelik tanımakta haklıydılar, çünkü onlara bölüm sınırlaması getirilmişti, puanları kırıldığı için 4 yıllık herhangi bir bölüme yerleşemiyorlardı vs. Yani bir sürü haksızlıklar yapıldı onlara ama şu an herkes bölüm sınırlaması olmaksızın tercih yapabiliyor, aynı şekilde meslek lisesi mezunları da. Böyle bir ayrıcalık hâlâ neden tanınıyor anlamış değilim. Neyse...

Karar sizin tabii ki ama aklınızda bulunsun, bilgisayar programcılığı bölümü açıköğretimde de var. Yani örgünden başka bir bölüm okuyup aynı zamanda açıköğretimden bilgisayar programcılığı okuyabilir, sonra da DGS ile geçiş yapabilirsiniz. Sadece bir öneri. Kolay gelsin.

sanırım öncelik meslek lisesinden direkt geçişlerde.

söz konusu değil. sadece meslek lisesinden öğrenci kabul etmiyorlar. ama şansın çok az oluyor. önce meslek lisesi mezunlarını alıyorlar, eğer kontenjan kalırsa tercih edenleri sıralıyorlar.

abi saçmalık değil mi, ben ygs'den yüksek puan yapmama rağmen sırf 1 meslek liseli orayı tercih etti diye önüme mi geçiyor yani? bari ygs'ye girsinler ek puan alsınlar ona göre değerlendirilsin sıralama, lak diye sınavsız alınır mı ya. gerçi kaldırılmamış mıydı sınavsız geçişler, yanılıyor muyum, herkes ygs'ye girmek zorunda?

yok, kalkmadı. bu uzun süre tartışılabilir ama bence mantıklı olanı da bu.

bunun gibi oyun öğeleri yok, çizgi roman uyarlaması. Ben bunu Scott Pilgrim'den daha çok seviyorum : www.imdb.com)

teşekkürler ama scott kadar beğenmesem de iki kere izledim kickass'ı, dolayısıyla (bkz: bu değil)

Kick Ass'te de aynı oyuncu oynuyor tesadüfe bak. 10 numara filmdir yalnız :D

scott pilgrim gibisi yok moruk, malesef :/

doğrudan tanımladığın gibi film ben de bilmiyorum da; scott pilgrim vs. the world'ün yönetmeni edgar wright'ın diğer filmlerine de bak bi; simon pegg'le olan hot fuzz ve shaun of dead. format aynı olmasa da mizah anlayışı aynı. bi de simon pegg'in paul'ü/u da var.

geçen ben de sormuştum, bu soruya benzemese de ortak noktaları olan; eksiduyu.ru

bi de kick ass'de aynı oyuncu oynamıyor ? hangi aynı oyuncu oynuyor ? bence oynamıyor.

Sin city

320kbps mp3 ideal hafız. urbanears ben de kullanıyorum, gayet estetik şeyler. ses kalitesinde bir akg, bir sennheiser değildir tabi ama 320kbps ile zaten alacağını alırsın urbanears ile. üzerine pek düşünmen gereken bi durum değil yani bu.

sennheiser HD 650 450 dolar civarı fiyatı var, gördüğüm en mükemmel kulaklık diyeyim. ses kalitesine gelince apple ve sony bu işi en iyi yapan markalar zaten ama apple sanki biraz daha üstün.

Ses kalitesi ve Apple? Ne zamandır birlikte anılıyorlar ki? Önce kaliteli bir kulaklık, sonra COWON, iRiver, Sony, Creative gibi ses hususunda rüştlerini ispatlamış markaların ürünleri gelmeli. Hatta gerekirse önce kulaklık, sonra kulaklık amfisi (misal; Fiio), sonra da müzikçalar gelmeli.

miiden ekşiyebilir.
kasların, kemiklerin vs güçsüzleşir.

vücuduna eziyet etme.

hastanelik olabilirsin. aman diyim!

Kilo kaybedersin ama hafta içinde öyle muazzam bi etkisi olmaz sanırım

eğer "sadece" elmayla besleneceksen, 3-6 kilo verirsin.

ishal olursun. kaybettiğin suyu dengelemezsen kötü olur.

yok yok tamam vazgeçtim. zaten 43 kiloyum daha verirsem ölürüm heralde.

Steve o donem kanser olmus olabilir iste.

benim de aklıma christian bale geldi.
2 senee bir kaslı, bir iskelet modunda gezen bu arkadaşın diyeti "günde 1 yeşil elma" diye aklımda kalmış. bu saçma bilgi niye aklımda kalmış bilmiyorum.

edüt: başlığı da varmış (bkz: christian bale diyeti)

diğer sorularının cevabını bilmiyorum ama adana'da taksiler sokuyor. çok çok mecbur kalmazsan binme. binersen de pazarlıksız binme.
Turgut Özal'dan direkt havaalanına gidecek otobüs bulamazsan gazipaşa/reşatbey civarlarına gel (8a ve 8b dahil bi dolu otobüs geliyor), taksiyle 10-15 lira tutuyor havaalanı.

anadolu lisesi'nden metroya bin. istiklal'de in. oradan meydan 1

civarda bi taksi durağı buldum, 30 liraya havaalanına götürüyormuş. uygun mudur sizce beyler, atlayayım mı? valizle otobüse binmek de biraz işkence olucak açıkçası. hem ben ineceğim yeri kestiremem, inince taksi bulamam falan uçağı kaçırırım.

25-30 uygun

şahsen alışmam 1 seneyi aşmıştı sebebide amerikadan aldığım laptopta ''ı'' yerinde i vardı ve türkçe klavye kullanmadım hiç. sonra burdan türkçe klavyeli notebook alınca hep ı'ya basıyordum. ama alıştım artık,bende sizdenim

hacı ben genel olarak klavyenın en sag kısmını pek kullanmıyorum mesela. o yuzden formel olmayan yazısmalarda ı akıyor.

İngilizce klavyeden türkçeye geçince oluyor. İngilizce klavyede i olan yerde ı var.

bazı mobil türkçe klavyelerde de i yerine ı oluyor böyle basılı tutman gerekiyor falan hızlı yazmak adına pek uğraşılmıyor.

ben de yeni bi klavye almıştım bi ara, enter tuşu kısaydı falan normalde sağ elle i yazarken elimin o tarafını kullanmamaya başladım. ingilizce klavye kullanır gibi sağ tarafa dokunmadan yazar oldum. şimdi az duraksayarak böyle düzgün yazıyorum. kendimi rahat bıraktıgımda da boyle. el alıskanlıgı yanı.

eğer burs çıkarsa , 2013***** ekim kasım gibi en geç Aralık ayında bursun krediye döner.

bu krediyi istememe hakkın var.
daha sonraki senelerde derslerden geçmen/ortalamayı toparlaman; kısaca bursu yeniden hak eder hale geldiğinde yeniden burs başvurusu yapma hakkın var.
böyle.

benim ilk yılım ama üniversitede, yani başvuruyu haziranda falan yapmıştım sanırım. bursun çıkıp çıkmayacağı zaten Aralık ayında belli olmuyor mu bizde? Eylülde okul açıldı, ben Aralık'a kadar da ondan sonra da gitmedim okula hiç diyelim, burs çıkar mı, çıkarsa ne zaman krediye döner, onu sormuştum aslında tam olarak

ders bıraktığında burs krediye dönüyor. yok vizeydi quizdi, an be an not durumunu takip etmiyolar. dönem sonunda bakıyolar onlara.

arkadaşım ben de sorduğun şeye cevap verdim zaten..

bu aralıkta belli olacak (aralık 2012) bursun çıkıp çıkmayacağını biz ne bilelim?
okul açıldıktan sonra senin okula gidip gitmemen derslerden kalıp kalmaman kyk'yı bağlamaz. nasıl bağlasın?nereden bilecekler? gitmezsen muhtemelen kalacağın derslerin nota dönüşmesi yani transkriptine işlenmesi nereden baksan ocak 2013 - şubat 2013'ü bulacak. ee burs sonucun aralık 2012'de belli olmamış mıydı? ol muş tuuuu.

sonraki süreç hakkında da yukarıda açıklama yaptım zaten. bir daha okuyuver.


ps: ivit, 2012 yazmışım, 2013 olacak düzeltiyorum hemen.

Yani aslında 2 dönem boyunca burs almak için sadece ilk dönem ortalama bi puan çıkarmam yeterli o zaman, doğru mu anladım

ivit. doğru.
1.sınıfta ilk kez burs alacaklar için hiçbir başarı yükümlülüğü yok
(üniversitede alacağı derslerdeki başarıyı kast ediyorum yoksa ösym* sıralamanız etkili olabilir tabii ki)
bir yıl boyunca çatır çatır burs alırsınız.
üniversitedeki not ortalamanıza göre -bir sonraki yıl- (2013-2014 eğitim öğretim yılı) krediye dönebilir vs.

benim bu yılki planım okula gitmeyip tekrar sınava girip aynı üniversitenin başka bi bölümüne girmek. hazırlık sınıfındayım. 1. sınıf diyince söyleyeyim dedim, hazırlıkta da geçerli midir o başarı yükümsüzlüğü?

evet evet evet! hatta (okulunuzun yönetmeliğini bilmiyorum; hazırlık ortalamaya etki etmiyor olabilir, veya hiç bir önemi olmayabilir; her okulda değişiyor bu) belki bonus bile kazanabilirsiniz hazırlık+1 sene yani 2014 sonunda bursunuz krediye dönebilir.

ama en az 2 sene burs alırsınız.tabii çıkarsa.

aslında dizi en iyisi. izleyip beğendiğin dizileri söyle ona göre tavsiyede bulunayım. fringe falan alır götürür seni..

öncelikle geçmiş olsun

korku filmleri
www.eksiduyuru.com
www.eksiduyuru.com

komedi
www.eksiduyuru.com

benim tavsiyelerim
big fish, the boys are back, trick r treat, the perfect host, intouchables, rec, rec2, the raid redemption (izlediğim en güzel aksiyon filmi), the cabin in the woods, the secret in their eyes, project x, the change up(crazy stupid love tarzı), safe house, paper man, john carter, drive, 21 jump street (çok güzel çerez film), Chronicle 2012, contraband, man on a ledge, shame, the girl with the dragon tattoo, the divide, the descendants, hugo, Y tu mamá también, how to train your dragon, juno, warrior, never let me go, celda 211, moon, another year, biutiful, fantastic mr fox, the ides of march, shutter island, lars and the real girl, the help, adventureland, hard candy, Los cronocrímenes, fish tank, hot fuzz, cashback, Última Parada 174, up in the air, stranger than fiction, running scared, blue valentine, the party (1968)

@iki arada, diziye başlamak istemiyorum yav. zaten breaking bad'den sonra hiçbiri sarmıyor, dexter'ın bile yeni bölümlrini izlemez oldum

geçmiş olsun,
www.filimadami.com bu listeye bi göz gezdirmenizi tavsiye ediyorum. 41 tane film var en sevdiklerimden. eminim içlerinden en az 3-5 tanesini seversiniz.

bir de kitap da okuyabilirsiniz bence. mesela geçen hafta çıkan, Hacker'ın Aklı kitabı çok popüler.

a beautiful mind. benim en sevdiğim film.

@hjarteblod game of thrones'un 4. kitabını okuyacağım da yarın çıkıyormuş, siparişi verdim de kitap gelene kadar ben ayaklanırım heralde :)

hafız hala başlamadıysan,

leyla ile mecnun öneririm. youtube'dan izleyebilir ya da bir chrome eklentisi kullanarak indirebilirsin.

geçmiş olsun;
Anonymous (2011),
Black Swan (2010),
Milk (2008),
Into the Wild (2007),
The Black Dahlia (2006),
Insomnia (2002),
Suspiria (1977),
Dog Day Afternoon (1975),
Vertigo (1958)

(bkz: memento)

Fan ile ilgili bir problem olabilir. Fazla ısınmaktan dolayı mavi ekran hatası veriyor olabilir. Hardiskiniz de sorunlu olabilir. Bad sector vs. varsa veriler yazılırken okunurken hata verebilir.

Bad sector için hangi programla tarama yapmamı önerirsiniz?

Isındığını hiç fark etmiyorum cihazın, ısı sorunu yok yani. Takip ediyorum hem programlarla hem elimle.

Öyle yap.

Cevabı da verdikten sonra: bu duyuruyu da silsenize la başlık alakasız diye? Bir bana mı var bu kurallar.

nazlı yarinin derdini utanırım söyleyemem şimdi, dur gız emine huylanıyom.

4gb ramle x86 kullanamazsın.

neden @gelaek? Önceki bilgisayarım masaüstüydü, 4gb ram'i vardı 32 bit kullanıyordum

x86 4gb ram'in tümünü kullanmaz, 3.25 filan kullanıyor hatırladığım kadarıyla.

Ha o mesele. Biliyorum onu farkindayim da, eger chrome'un daha saglikli calismasini saglayacaksa 0.75 ram'den feragat edebilirim.

nazlı yarini almışsın diyorsun ki öksürüyor. niye öksürüyor. ya bi çare. e üşütmüştür öksürüyor, hastalanmıştır öksürüyor. boğazları iltihap kapmıştır öksürüyor. akciğeri bitmiştir öksürüyor. öksürüyorda öksürüyor.

dostum. bilgisayarının mavi ekran vermesinin %70-80 ihtimali donanımsal problem olarak algılamak lazım. %20 si ise format ile geçebiliyor. her mavi ekran aynı değil bu arada. hepsinin bazı kodları var. arkadaşların dediği gibi harddiskte bad sector olabilir. bilgisayarın ısınmasından kaynaklı olabilir. işlemcinin ısısı fazla olduğu için olabilir. bir parçanın temassızlık yapması sonucu ufak bir harekette verebilir. anakartında bir problem vardır bundan dolayı verebilir. verebilirde verebilir.

sen nazlı yarini güzelce giydir. bu soğukta iyice hastalanmadan teknik servisin yolunu tut. baksınlar görsünler. bi soysunlar. öksür desinler. neden öksürdüğünü söylesinler.

google çok aranan kelimelerin listesini yapıyor onlara bakarak popüler olayları yakalayabilirsin daha çok ziyaretçin olur.

tumblr'dan gördüğüm kadarıyla millet deli gibi kedi fotoğrafları olan blogları takip ediyor ilginç şekilde.

öyle değişik sevimli şeylerin olduğu siteleri sanırım arada bakarım içim açılır diye takibe alıyor millet.

porno diyenler olabilir ama yapmasınlar :/ milyonlarca var, seninkinin ne özelliği olacak?

belli konulara yönelik (örn: sinema eleştirisi, moda vb.) hakkında bir blog açıp başarılı olursan da ancak belli bir kitle içindeki insanlara ulaşabilirsin, keza siyasi bir blog da böyle olur sanırım.

ancak rastgele, absürd ve mizahi şeylerin olduğu bloglar insanlar tarafından daha sık takip ediliyor bence.

ama reklama tıklanma konusunda da yine ayrılır heralde bloglar, örneğin pornografik içeriğin bulunduğu bir blogda reklamlara tıklama oranı daha fazla olabilir, genelde kişinin amacına direkt hitap eden reklamlar olacağı için.

yani insanlar kedi fotoğrafı bakarken kenarda çıkan tatil köyü reklamlarına(vb.) tıklamak istemeyebilir.

zormuş lan bu iş

part-time işler falan kovala. o iş eskisi gibi kolay değil, ki eskiden de pek kolay değildi. özgün içerik bulman falan lazım. en basitinden, sen en son ne zaman bir sitede reklamlara tıkladın ki milletin senin sitende tıklayacağını düşünüyorsun?

Bloğumu incelemenizi şiddetle öneriyorum: www.nedirnasilkimdir.com

finans, teknoloji, bilim, moda gibi birçok konuda hergün paylaşımlar yapıyorum. İyi bir blogger olmak için öncelikle sitemi ziyaret edebilirsiniz. İşinize mutlaka yarıyacaktır.

format at.

format= sağ tık "biçimlendir"
değil mi?
1342 kere yaptım onu, hızlı tam ntsf fat vs vs

www.ehow.com
şurda anlatılanı dener misiniz bir de

create partition primary
bu komuttan sonra hata verdi,
ama diğer komutları yazmama izin verdi gene de
fakat sorunum çözülmedi hala,

@hjarteblod
bir kere daha tekrarladım komutları, ve oldu teşekkürler

linux'un işletim sistemi için adreslediği bellek sektörlerini windows görmez, linux kurulumu klasik windows kurulumuna göre çok farklıdır. (burası ayrı bir mevzu tabi :) )diski linux kurulu bir bilgisayarda boşaltıp fat32 olarak biçimlendirmeniz yeterli olacaktır.

patates haşlayarak bir sürü şey yapabilirsin. hem doyurucudur hem de kolay olur.
-patates salatası (ki çok çeşidi var.)
-püre
-patatesli yumurta

hazır mercimek köftesi veya çiğ köfte harcı alabilirsin baya iyi oluyor içlerinde kötü bişi de yok. seviyosan çeşitli sebze yemekleri veya çorbalar yapabilirsin. hepsinin pişirmesi hemen hemen aynı. farklı salata ve sandviçler de yapabilirsin.

bim'den hamburger ekmeği ve namet hindi salamı alıyorum çogzel oluyo sandviç gibi.

ingiliz kahvaltısı tarzı bişiler yapsana? kır 2-3 yumurta mesela, hop onun yanına 2 büyük sucuk parçası yağda kızartılmış, sonra ızgarada sosis, biraz ketçap-mayonez sosis için. yemekten 5-10 dk sonra da birkaç marul dilimi ve havuç.
çok sağlıklı geliyo bu bana. hayalim resmen.

kereviz yemeği yapabilirsin.

1 tane havuç
1 tane kereviz
1 tane patates
1 tane küçük boy soğan
1 çorba kaşığı zeytin yağı
1 su bardağı portakal suyu ya da fanta
1 küp şeker
Biraz tuz.

Kereviz,soğan,havuc ve patatesi soyduktan sonra tencereye sırasıyla havucu doğrayıp koy,uzerıne kerevizi,soğanı ve patatesı dograyıp koy,üstüne zeytinyağını dök. tencereyi ver ateşe 3-4 dakika sonra da portakal suyunu ekle bir 2-3 dakıkada öyle coşkulu ateşte kalsın.sonracığıma altını kıs tam bu arada tuzunu şekerini at sonra bırak pişsin bir yarım saat çatalın geçmeye başlayınca kapat altını. yapar mısın bilmem ben geçen hafta yaptım dehşet oldu. şimdi bilenler der ilk önce yağda soğan kavrulur falan hayır efendim daha lezzetli ve ugrassız oluyor boyle. istediğin yemek olursa aklına gelen her turlu tarıfım mevcut. afiyet olsun cınıms.

çok kısa ama kesslers knigge olabilir

Kısa olması önemli değil. Teşekkürler.

pis herif. ılık mısın lan ne tırnağı ne bakımı ?

abi annene, kız arkadaşına falan haber sal bi şekilde törpü bul, yaşanır mı öyle toynak gibi tırnakla.

GPS kadar kesin olmasa da IP adresinden yaklasik bir konum bulunabilir.

www.iplocation.net bu sitede ip üzerinden lokasyon bulunabiliyor. bu mantıkla çalışıyor.

ABD üzerinden proxy ile giriyorum, anasayfada Dallas, TX gösteriyor, konumu paylaş dedikten sonra gerçek konumu gösteriyor. IP ile alakası yok gibi.

Gerçek IP ile ise; iplocation.net'te Ankara'da olduğumu gösteriyor, ancak ben Ankara'da değilim.

Olay burada bitiyor; www.mozilla.org

tam olarak nasıl çalıştığını anlayamadım ama.

wi-fi'dan da olabilir bak. bağlı olduğun wi-fi ağının lokasyonuyla tanımlıyo olabilir seni. sonuçta telefondan check-in yaparken de uyarıyor di mi "en kesin sonuç-saptama için wi-fi açmanız tavsiye edilir" diye. 3g ile bağlandığında biraz daha kesinliği azalıyor. demek telefonla değil bağlı olduğun ağ ile alıyo olabilir lokasyonu. ama kaynak: götüm açıkçası şimdi buldum bu teoriyi.

Wifi tabi ki.

goodreads
filimadamı ya da imdb

Özellikle Türk yazar ve Türkçe kitapların güncel olduğu -mümkünse Türkçe- kitap takip siteleriyle ilgili önerilere halen açığım.

vikitap ve neokuyorsun var Türkçe olarak ama GoodReads'in Türk kullanıcı ve dolayısıyla Türkçe kitap/yazar arşivi yetersiz değil bana göre.

kitap için: goodreads.com
film için: criticker.com

Doktorun verdiği ilaçlar ömür boyu kullanılmaz ki. Eğer midenizde bir yara falan var ise ilaç tedavisiyle kurtulursunuz. Kurtulunca da ilacı bırakırsınız. Ama illa ben doktora gitmem derseniz sabah kalkıp bir dilim limon yiyin. Belki faydası olur.

bende stresten oluyordu o. her gece ailevi sorunları, baskı altında olduğumu falan düşünür öyle uyurdum, uyanınca da midem bulanırdı. sonra bu mide bulantıları o kadar sık oldu ki, doğal gelmeye başladı. heyecanlanınca, stres altında olunca, bunalınca falan hep midem bulandı, hatta direkt kustum.

psikoloğa da gitmiştim ama hafif bi ağrı kesici dışında bişi vermemişti. her sabah düzenli olarak içmemi söylemişti. placebo mu yapmaya çalıştı nedir.

neyse, ben lise 3'e geçtim falan, geçti bu kendiliğinden. özgüvenle alakalıydı biraz sanırım. orta 1 - lise 3 arasıydı bu dönem yani. biraz tek başıma yaşamaya, birey olduğumu hissetmeye çalıştım, biraz da vücuduma uyandığımı hissettirmek adına rutin şeyler yapmaya başladım sabahları. mesela bi fincan çay içmeden güne başlamıyorum, onun gibi.

ha siz muhtemelen yaşı 20'yi aşkın bi adamsınız, "ne diyosun olm" diyebilirsiniz de hani var böyle bişey. bir yerde de okuduğumu hatırlıyorum stresin uyanınca mide bulantısına yol açtığını.

öncelikle bu hep böyle miydi kendini bildin bileli; yoksa bir sıkıntın derdin mi var? sonrasında ise verebileceğim tavsiye dik yatman olacak. yani tam 90 derece değil tabii ama hastanede hastaları yatırırlar ya öyle. başının altına 2 yastık al. mideni rahatlatacağına inanıyorum.. geçmiş olsun.

(bkz: göbek kaçması)

çok uzun seneler aynı problemi yaşamış biri olarak fizyolojik bir rahatsız olabileceği gibi tamamen hassas bir sindirim sistemine sahip olmandan kaynaklanıyor olabilir. Mesela ben uykumu iyi alıp sabah hafif tuzlu birşeyler yediğimde çok iyi gelirdi. Ayrıca stres çok önemli bir faktör. Mesela iş ya da okul günleri erken kalkmanla haftasonu erken kalkman aynı etkiyi yaratıyor mu? Bunu bir inceleyebilirsin. Geçmiş olsun.

mide işleri hakikaten de strese, hatta endişeden çok sinire bağlı oluyor. gece yatmadan çok yemeyiniz.

muzlu süt.

aynından kaynımda da (kardeşimde) var.

aslında benim bildiğim stres-sıkıntı durumları ortadan kalkınca geçiyor. onun haricinde de ilaçlar işe yarıyor.

asitli içecek, abur cuburu, fazla yağlı, soslu şeyleri hayatınızdan çıkarıp, haşlama usulu sebzelere dünülmesi iyi gelebilir. bir de yogayı da tavsiye ederim, bedenenizi iyi anlamak, dinlemek açısından..

doktorun verdigi ilaci hayatim boyunca kullanamam diyorsun da bizim önerdigimizi mi kullanacaksin hayatin boyunca.

nane limon hep iyi gelir bana mide bulantisinda.

çıktı

2 ekşi elma ye, çayı kahveyi daya, bunların seni gün boyu ayık tutacağına inan

arada bir yüzünü yıkarken enseni ıslat. bir de sakız çiğne. tabiki kahve içmeyi unutma.

Güneşin doğmasını bekleyerek.

sonrasında diyorum, gün ilerledikçe

Tamam işte güneş doğduktan sonra açılacaksın.

bu açılmak akşama kadar devam edecek mi?

Bende ediyor.

burn, redbull, kola, kahve bunları tüketirsen idare edersin. ben öyle yapıyorum işe yarıyor.

Bir bardak kolaya 2 aşeker atıp, asitin çıkmasını bekle. Sonra o kolayı iç.

saat 14-16 gibi çökersin. onu atlattığın zaman 24 saate gidersin. saat 20:00 ivmesi vardır, ama 14-16 gibi ağır ve zorlu değildir.

elma ye.

clinic, camel, moddi

kwoon adlı grubun tüm şarkılarını bir dene.
söz falan yok sadece müzik var ve ruhuna işliyor.
edit: aslında bu şarkıları gözleri kapatarak dinlemek daha bi memnun ediyor, fazla da bilinen bir grup değil.

mozart discography indirip dinleyebilirsin.

www.sky.fm

secret garden

kitap okurken dinleyeceğim müzikte söz olmaması gerekiyor. genelde klasik olur. onun için de her türden internet radyoları bulabileceğin filtermusic.net'e bakabilirsin. veya steremood.com'da "reading" playlistine tıkla.

12.5 falan.

22.6

Valla bence değil net bilgi vereyim, facebookta ekşiduyuruyu beğenenlerin çok büyük çoğunluğu 18-24 yaş grubunda. Bu bilgiyi de ben uydurmuyorum, facebook kullanıcıların bildirdiği doğum tarihlerine göre oluşturuyor.

33,3333333333333

Hepimiz liseliyiz

Yaş 31

21

18, dipdiri vücudumla arz-ı endam etmekteyim

istisnaları elersem, ben genelde 18-28 yaş aralığında kullanıcılar görüyorum.
yaş 31.

22 falandır ortalama.

www.eksiduyuru.com
bah hele şuraya..

yaş 15, taptaze cildim var

19'um. iri ve gencim. şaka lan iri değilim.

1080p'yi geç de şunu 4k'da kaydedip yükle abi aletlere, uff www.youtube.com

youtube da kullanılabilir. fragmanlar ve klipler resmi youtube sayfalarında hep 1080p seçeneğiyle yükleniyor.

youtube da ararken " ,hd" eklersen keywordun yanına hd ler karşına gelir.

sinavlara girerken kaydinin silinmesine gerek yok.

gerek yok. kazanana kadar normal devam et okuluna. kazanınca sildirirsin.

peki ben şu andan itibaren okula gitmeyi bıraksam, ne zaman "devamsızlıktan kalmış bu" olur sistemde durumum? kyk bursu kesilmesin maksat. mesela mart ayında "hmm bu gitmiyo ki okula" diyip bursumu keser mi kyk?

silinme gibi bir durum olmaz, ama en iyisi ogrenci islerine sorman.

bursun kesilmesinde not durumu önemli.

rusça ile sıkıntın ne bakayım özelden yürü bana

amacına bağlı

Amaciniz tost yemekse kasar ve seksi kiz. Amaciniz sevgililikse durust ve cok guzel kiz.

Cok guzel olmayan kiz denklemde kendine yer bulamiyor.

dürüst ama küçük göğüslü, saç kökleri siyah ama devamında sarı, küçük göğüslü kız. elene bergsholm gibi. ehe.

kaşar ama dürüst kız.

bir de

seksi ama çok güzel olmayan kız.

crown +1

''çok güzel olmayan kız denklemde kendine yer bulamıyor.''

ikiside gerekli biri eğlence diğeri evlilik için

Ortası yok mu hacı?

fuckbuddylik için ilki, illa sevgili olunacaksa ikincisi.

kaşar ama bakire, seksi ama güzel kız. mümkünse değişik tost tarifleri bilsin.

ekşi anket'i dışarıya da mı açsanız napsanız ?

Seksi kizi sec. Her zaman.

Seks cok onemli. Cicim aylari bitince, "asigim asik" havalarin gecince, gozun disari kaymaya baslayacak. Seksi olmayan bir kizla birlikte oldugun icin, onunden gecen tum seksi karilarin gotune ve gogus catalina bakmaya baslayacaksin. Habire etrafindaki o cok seksi kizlarla seks fantezileri kurmaya baslayacaksin. Seksi buldugun kizlara karsi davranislarin daha bir yumusak olacak, kendini toplumda ezik bir insan olarak gormeye baslayacaksin. Kemik pesindeki ac kopege doneceksin. Kiz arkadasina da saygin kalmayacak bu surecte. Seksi olmadigi icin icten ice onu suclamaya baslayacaksin. Degersiz gormeye baslayacaksin. Ve iliskin de boka donecek o yuzden.

Seksi olmayan durust kiza bunu yapmaya hakkin yok. Madem ki bazi kizlara "seksi" bazilarina "seksi degil" diyecek kadar seksiligin oneminin farkinda, libidosu yuksek bir arkadasimizsin; o zaman seksi olmayan kizlari sirf cok sirinler, iyiler, hoslar, guzel karakterliler diye heba etme. Kendini de heba etme. Aman diyeyim.

google engelliyor onları artık hiçbi eklenti çalışmıyor bende de. oçlar.

artik disardan eklenti almiyor chrome' illa webstore

doktora gitseniz daha iyi olur sanki?

kafanıza göre spor yaptığınızdandır belki? koşu yürüyüş neyse de o aletleri paldır küldür kullanmak zarar verebilir bence vücudunuza gayet. spor salonuna yazılın?

dizimin kemigi agriyor, boynum sertlesip agriyor. bir de tok karna yuruyus mu yapmak daha iyi yoksa ac karna.

Tok karna yürüyüş yapmak daha iyidir. ilk 15. dakikada vücudun alt kısımlarında yağ yakmaya başlarsınız. Daha sonra göbekten. Belli bir ritmi ve tutturmuş olmanız gerekir. Ayrıca tansiyon, damar sertliği gibi sorunlarınızın olup olmadıgını öğrenin.

Terini soğutmadan duş al. tok karnına değil de yemekten 2-3 saat sonra spor yap. ya da en güzel aç karnına spor yap. normalde ağrımayıp spor yaparken ağrıyorsa mutlaka bir fiziksel sıkıntı var demektir. doktora görğnmek lazım.

o aletleri ve yürüyüsü bilen birisi ile oturun planlayin. plansiz programsiz kendinize zarar verirsiniz. terinizi sogutmamak icin icinize termal camasirlar ya da kücük bir havlu koyabilirsiniz, o teri emer.

cok kas agrisi olursa muscoril alirsiniz, gevsetir sizi. göbek ciksin bir zarari yok, eklemleri sakatlarsaniz yillar boyu cekersiniz o agrilari.

ısınma hareketleri yapmadan spora girişmişseniz.. kas tendon ağrısıdır büyük ihtimal.. biraz istirahat edin.. yürürken bile ağrı oluyorsa kas gevşetici kullanabilirsiniz..
Not:tıbbi bir tavsiye değildir.

genellikle vücut soğukken ya da alışık değilseniz spor yapınca kaslar ağrır. eğer diz kapağınızda ağrı varsa bu şimdiye kadar fark etmediğiniz bir sakatlığınız olduğunu gösterebilir. tek bir ters hareketle maalesef diz kapağı sakatlanabiliyor. bunun haricinde bir kemik sorunu da yaşıyor olabilirsiniz. doktora görünmekte fayda var.

ilk sırada tercih etmene de gerek yok. orayı tercih etmiş ve ondan önceki tercihlerine girememiş olman yeterli. bir de barajı geçmiş olman.

hah aynen onu kastetmiştim ben de.

şu anda bir bölümde eğitim görüyorum ama bu yıl kendi kendime sınava çalışıp girmek istediğim bi bölüm var ve şansıma tam bu anlattığım halde bölüm. bu yıl şansıma kontenjan dolar da tabanı yükselmez umarım.

inşallah dediğin gibi olur haci ama senin gibi düşünen insanlar elbet vardır :D

2 yıldır böyle ama abi. kontenjanı sabit 70 küsür, ama giren kişi sayısı 2-3 yıldır 40-45. çok komik yalnız, taban puanı 198 tavan puanı 453. bu kadar farkı ilk kez görüyorum.

istediğin bölüm 2 yıllık mı?

hayır 4 yıllık
hatta isim de vereyim ya, ben şu anda rus dili ve edebiyatı hazırlık sınıfındayım. girmek istediğim bölüm alman dili ve edebiyatı. aynı üniversitenin farklı bi bölümüne gidicem. geçiş yapamam muhtemelen, almanca hem sınava almancadan girenleri alıyor sadece, hem de dil-1'den alıyor. ben sınava ingilizceden girip dil-3 puanımla rusçaya girdimdi. dolayısıyla bu yıl hazırlanıp tekrar sınava girip tercih yapıcam adam gibi.

ilgili sınava girip tercih yapıp ilgili bölümün kontenjanına girebilmen lazım. atıyorum seneye sınava girdin almancayı kazandın 2013 kayıtlı olursun ama bir sonraki seneden devam edersin. ya da çift anadal hakkı varsa aynı anda iki bölümü okuyup 2 diploma alabilirsin bu da yüksek ortalama gerektirir. kolay gelsin.

www.istanbul.edu.tr

benim hazırlık sınıfında olmam ve geçiş yapmak istediğim bölümün farklı dilden sınava girme şartı bulunması kafamı karıştırıyor. ne bileyim işletmeden uluslararası ilişkilere geçecek olsam o yönergeyi okurdum da şimdi anlamam ki ben onu. çok detaylı bakmak lazım.

öğrenci işlerine gitsem yardımcı olurlar mı? pek bi hayattan bezgin insanlar onlar, "olmaz canım sen derslerine çalış ihmal etme rusçayı. hadi annem." mi derler? zira lisede de bana "geçiş imkansız canım" dediler, yönergeyi falan bulup bizzat müdürlerle görüşerek kendi naklimi kendim yaptırdım.

rahatsız olduğunuzu kibar dille anlamıyorsa, anlayacağı dilden konuşun. sert çıkışın. ve kimsenin sizin hayatınızı bozmanıza izin vermeyin. derslerinizden geri kalmayın. oda arkadaşlarınızla birlikte yönetime söyleyip odasının değişmesini isteyebilirsiniz belki. n'olursa olsun kendi hayatınızı gereksiz kişiler yüzünden bozmayın.

öyle heybetli bir arkadaş da değil kendisi, ben zayıf ve kısa boylu biriyim ama o da benim bi 5-10 cm uzunumdur anca. metalhead dediğime bakmayın "uff okulda da metalci buldum haa süper" diyen, eskiden bateri çalmasından dolayı duyduğu her şarkıda, her fırsatta bacaklarına patapata vurma hakkı olduğunu sanan bir gavat kendisi.

ya çocuk bi de saf gibi böyle. mesela internette birileriyle yazışırken her cümlesinin sonuna ":D" koyuyor. biz önce sanalda öyle sandık, sonra baktık gerçekten de sürekli gülümsüyor çocuk. doğrudan kötü niyetli bi şey yapmıyor gibi, bu yüzden de çıkışıp "siktir lan!!" diyemiyosun. ben kolay kolay insanları tersleyebilen, atarlanan biri de değilim hani sabırlı, tahammüllü, aşırı soğuk biriyim. yanımda at öldürseler dönüp bakmam ama bu ibneye fena ayar oluyorum. ama işte elle tutulur bişey yok ki. ben çocuğa desem ki "bilader kulaklık tak müzik dinleyeceğin zaman", "hı taam" der takar. ben çocuğun gerizekalı olmasına sinirleniyorum. ben akılsızlığa tahammül edemiyorum. bu kadar gerzek biriyle yurt odasında ve sınıfta bu kadar yakın olmamıza tahammül edemiyorum. onu da gidip yurt yönetimine şikayet edemeyiz ki. ya da "bu çocuk su içerken çok ses çıkarıyo ya" desek onu değil bizi yurttan atarlar.

fotolar cok iyiymis ahahahaha

odadaki diger adamlar da senin gibi nefret ediyor mu?

bir şey yapacaksan eğer, yaptıktan sonra ne olacağını da düşün. benimde böyle bir arkadaşım vardı uyuz olduğum, buna açık açık söyledim git diye, tam kurtuldum derken bu seferde vicdan azabı duymaya başladım amk. öyle bi mallık var bende, merhamet mi her ne boksa...

@arayici, dostum dediğim adam olan bitenin farkında, çocuğun gerzekliğinin de benim bundan hoşnutsuzluğumun da. 1-2 kez uyarmıştı sanırım "abi kulaklık taksan ya.." diye. Sonra taktı çocuk da, sonraki gün yine aynı. Benim kadar nefret etmiyodur çocuktan muhtemelen ama. o da ara ara diğer arkadaştan yakınıyor ama. "x ile y'den kurtulsak iyi olur aslında.." demişti bi ara. x ve y bizim diğer oda arkadaşları işte, anladınız. zaten bununla eve çıkıcaz falan yurt sözleşmesi bitince, şimdi ilk sene parasızız falan diye yurda kaçtık. "eve çıkıcaz yeaa" olayı da ne biçim klişe di mi.

diğer arkadaş, dostun liseden arkadaşı; onun rahatsızlığı pek yok aslında. bikaç kez birlikte dışarı bile çıktılar hatta çocukla. onun da bikaç kez "abi kulaklığı taksan?" vakası oldu ama aralarında pek bi şey yok, nefret hiç sanmıyorum.

%15-55-100 olarak sıralayabiliriz yani odadakilerin çocuğa karşı hoşnutsuzluğunu.

bir de tam şu an horluyor adam. ben sabahlayıp öğlen 1:30'daki dersime gitmeyi düşünüyorum adam horluyor. inşallah burnun tıkanır da felç geçirirsin amın oğlu.

fiziksel müdahele fikrinin komikliklerden öte olmadığını düşünerek o konuda bir şey söylemiyorum bile. zaçmalama o konuda.

"Sırf o çocuk benim bölümümde diye, severek isteyerek girdiğim bölümümden soğuyorum, 3 haftadır derslere girmiyorum sırf onunla birlikte gitmeyelim, derste yanıma oturmasın, tenefüslerde falan yakınlaşma olmasın diye" bu kısmı da çok inandırıcı bulmadım.

azcık da ciddi cevap vereyim:
lan şimdiye kadar zaten ilkokul-ortaokul yılları çocukluk denip geçilebilecek yıllar. lisede de okuldan 3-4 arkadaşla takılmaca, 2-3 kıza sataşmaca ile okul zamanı geçiyor. evde de mal mal pc başında, odada zamanlar geçiriliyor ve pek de seçilmiş bir sosyal hayat olmuyor.

şimdi ise üniversitedesin. ki şehir de değiştirdin. artık karşına çok daha fazla farklı farklı tipler çıkacak. emin ol bahsettiğin çocuk, özel bir karakter değil. bir tip aslında o. yani ona çok benzer çok insan var. hatta çocuğun seni sinir eden davranışlarının çoğu çeşitli bilim/disiplin dallarıyla tanımlanmış davranışlar. önce bunu bi bil. sadece onun gibi çok insan olduğunu ve çoğumuzun hayatında benzer tipler olduğunu bilmek bile seni biraz rahatlatır. bu azap sadece sana değil. hayat dediğimiz yarraktan şeyin kötü yanlarından biri de bu. bunu bi kabullen.
farkındalık ve kabullenme aşamasından sonra da tabi mücadele/başaçıkma/idare edebilme yöntemlerini sana söylemem gerekir sanırım bu kadar artislik yaptıktan sonra. ama ne yazık ki bu konuda o kadar da iddialı değilim. ben de hala zorlanıyorum maalesef.
şimdi, burdaki aklıselim sahibi kimseler sana "adam gibi konuş" falan diyorlar da onu da belli bir taktikle yapmalısın aslında. karşındaki olgun bir birey değil henüz. hatta belki sen de olgun bi birey sayılmayabilirsin, bilemem. dolayısıyla oturup da sorununuzu konuşmak -en az bilmemkaç ay daha aynı odada fiziksel olarak yaşamak zorunda olduğunuz da düşünülürse- senin için en kolay çözüm olmayabilir. "olm mal mısın amınakoyiim" samimiyet seviyesinde laflar daha etkili olabilir. ona ihtiyacı olan tatmin duygusunu vererek ondan karşılığında(zaten hakkın olan bir şey de olsa) bir şey istemen, o şeyi almanı kolaylaştırabilir. falan filan, şimdi yazmaya üşendim ama demem o ki bu işler böyle. allahutealayüceyaradan kolaylık versin.

ha tabi bi de her şekilde 4 er kişinin, o yaşta o boyutlarda bi odada o kadar da saygılı-huzurlu yaşamasının zaten imkansız olduğunun bilincinde de olman kafanı azbişeydaha rahatlatır.

nasısa eve çıkçaz yææ kötü bi kafa değil, idare etme kafasıyla bu dandik durumla daha kolay başaçıkabilirsin cidden.

ha bi de, müshili daya ara sıra yediğine-içtiğine; tuvaletten çıkamasın işte çocuk. pratikte rahatlatır odayı onsuzluk. hem de çocuğa kötü bişey yapmış olmanın mikkkemmel içhuzurunu yaşarsın.

@hjarteblod

ahahaha amk cok güldüm ya. agzım kulaklarımdan resmen. ama yazık lan cocuga cok üstüne gitmeyin.biraz atarlanın sikerim lan muzigini de metalide fln diyin. sora uzatmadan arkadas modunda takılın. o da ana baba evladı lan sonucta. amk hem güldüm hem cocuga da acıdım lan

yemin ediyorum rus dili ve edebiyatı demeseydin çocuğu tanıdığıma emindim. eğit onu.

abi götürüp kapısına bıraksan belediye bile eğitmez bunu, bana ne elin oğlunun eğitiminden. bana uzak olsun yeter.

taşın ve bir daha da hiç yüzüne bakma.

@ermanen yurtta sözleşme imzalamamış olsak sömestrda eve çıkardım da haziran sonuna kadar sözleşmemiz var işte.

öyle dedim çünkü düzgün konuşsan da laftan anlamayacak birine benziyor. tabii yine önyargılı konuşuyorum ama anlattıklarına göre öyle duruyor. deneyebilirsin belki.

diğer oda arkadaşların ne diyor? onlar da şikayet ediyor mu senin gibi? belki hep beraber konuşabilirsiniz, o zaman belki evden ayrılmayı bile düşünebilir.

ama sonuçta taşınmak en sağlam çözüm olurdu. diğer çözümler çocuğu daha da fişekleyebilir gibime de geldi.

not: onun dışında sallamama durumunu daha üst seviyeye çıkarabilirsin. senin yanına geldiğinde uzaklaş mesela. aynı yerlerde bulunmamaya çalış vs. ama şunu da hatırlatayım, ne kadar sevmediğin biri olsa da, insan insana muhtaç olabilir bir şekilde. ha bu çocukla olur demiyorum, insanın kendi seçimleri var sonuçta. sadece genel anlamda diyorum. yani çözümleri de ona göre seçmek lazım.

diger cocuklarla konus, tasak oglani yapin cocugu.
sacmalarina gülün beraber arkadan, hayatinizin eglencesi olsun aptalliklari.

vazgecemeyeceksin sonra.

beyler bi de ekleme yapayım şimdi çocuk uyanınca aklıma geldi; bu sürekli küfür etmeye başladı. az önce bankadan aradılar bunu, telefonu kapattıktan sonra "pff sikiyim yaa banka gibi.." dedi direkt. yurtta internet gidiyor, "sikiyim böyle yurdu yaa pff.. gerizekalı sikik yurt.." diyor. oyunda eline veriyoruz "sikiim çok ibnesiniz var ya.." diyor. çocuk sürekli sikiyor amk. küfüre karşı net bir tavrım yok da, püripak, tertemiz çocuk imajındaki birinin, ağzına yakışmayan şekilde "sikiyim! onu da sikiyim!!" demesi çok oturaksız, böyle özenti gibi geliyor bana. küfür ederek adam olunduğunu sanıyor gibi. önceden de yoktu bu, zamanla açılıyor herif. ilerde direkt bizi sikmeye çalışacak zaar.

aahahaha ulan fotolara gel ya, lan ben biliyorum bu tipleri. hacı bu adamlar saf insanlardır ibneliğine zerre bişey yapmazlar ama nefes alış verişleri bile benim senin gibi adamları rahatsız eder, yani bi insanın bu kadar mal olduğunu kabullenemezsin, sen bu elemana dayak da atsan gelip abi niye öyle bişey yaptınki der, ben aramızın bozulmasını istemiyorum falan.. ya ulan ahaha amk psikolojimi bozdu fotoları ahaha

hah, @soluman, aynen aynen. çok iyi anlattın ellerine sağlık.

sabah dersim var 9 da.yatarsam kalkamam ve zaten uyku tutumuyo iğrenç günler geçiriyorum. öğrenciyim tabiki dersim olduğuna göre ne olacaksam başka..

iş arıyorum sinirim bozuk uykum yok canım sıkkın.

normalde erken yatıp, erken kalkan bir insanım, cumartesi eğlencinden geç gelince, geç uyandım, haliylede bu gece uykum gelmedi.

trollcülük oynuyorum bende.

benim de sabah 10da dersim var. yatmamam ve pc başında olmam için hiçbir neden yok ama bazen böyle dönemler oluyor. sabah da derse kalkamicam zaten.

hiçbir işim yok . bende geceleri yaşıyorum gündüzleri uyuyorum yarasa gibi:)

altyazı çeviriyorum. mına koyim çevirmenliğin esası gece çalışıp gündüz uyumak, ileri yaşlarda bi' müddet bel ağrısı çekip erken ölmek hezaar.

sabah 1:30'da dersim var. 11'de uyanmam lazım kahvaltısı hazırlanması vs için. şimdi uyusam 5'te uyanırım. uykum 1 saat önce geldi. o yüzden o vakte kadar ayakta kalmaya çalışıyorum. arkadaşlarla afterwind oynadık, şimdi de film dizi falan izlicem. yalnız odada ne su ne de yiyecek bişiler kalmış, çok fena. hemen sabah olmalı.

10:00

o saatte götümde pireler uçuşuyordu.

işimdeyim, gücümdeyim.

anca izledim. hârika 20 kısa kısa! goo.gl

(bkz: message in a bottle)
(bkz: you ve got mail)
biraz eskidir ama izlemediysen üsttekini ısrarla tavsiye ederim.

Kutup Çizgisi Aşıkları
Wristcutters: A ALove Story
Like Crazy
A Not Like Love
Reconstruction
Cafe de Flore

(bkz: broken english)

imdb'de en son izlediğin ve hoşuna giden filmin altında önerilen benzer filmler bölümü var. oraya bak, orada önerilenlere göre izle.

one day

The Vow.

in search of a midnight kiss

(bkz: a moment to remember)

bunlar kadara iyi değil ama aramızda bebek var benım son zamanlarda izlediğim en güzel filmdi

degil.

"ekşi sözlük" uygulamanin adi. yapan sirket ekşi teknoloji.

benim size onerim eksin.

official olanını yapımcı şirket adından anlarsın.
ama eksin daha iyi bence.

eksin siker!

sonbahar
bal,sut,yumurta bunlar su an aklima gelenler

kader,celal tan ve ailesi, entelköy efeköy, çoğunluk

Ümit Ünal filmleri 9, Nar
Yeşim Ustaoğlu Araf
Eskilerden biraz ama Anayurt Oteli ve Hakkari'de Bir Mevsim
Seyfi Teoman Tatil Kitabı, Bizim Büyük Çaresizliğimiz

zenne

zeki demirkubuz filmleri <3

(bkz: kader)
(bkz: kıskanmak)

Hepinize teşekkürler ama bunların hepsini izledim. Daha böyle kıyıda kalmış ama güzel filmler arıyorum.

korkuyorum anne, beş vakit, kosmos.
büyük adam küçük aşk
yazı tura
eğreti gelin
ulak

(bkz: fasülye)

raubtier
turmion katilöt

red alert - hell march

nine inch nails! bir de marilyn manson

endüstriyel metal sizin aradığınız

rammsteinvari değil ama
bit.ly

megaherz, oomph

Rammsteinvari ariyorsan (bkz: Eisbrecher) var.

julia roberts

marilyn monroe.
iskeletor.

joker

eski sevgilim
sibel'di adı
ulan ne tatlı gülerdi ha
kokusu da çok güzeldi
çok güzel kızdı allah için
vay amınakoyim

bruce willis

melih gökçek.

(bkz: ridiculously photogenic guy)

i2.kym-cdn.com

kemal sunal.

woody woodpecker
www.youtube.com

muttley
www.youtube.com

@shnhkn
muttley oluyor o işte zaten. :)

adile nasit

Disney karakterlerinden goofy, hanna barbera'dan da değerli.

otogardan aksaray yönüne giden metroya bin. aksaray'da in, tramvaya aktarma yap. beyazıt durağında in. oradan fakültenin yerini sor. bir kaç yüz metre ileride.

otogardan metroya biniyorsun zeytinburnunda iniyorsun orada hemen tramvay var ona biniyorsun beyazıtta iniyorsun. bu kadar.

neo'nun söylediği güzergahı kullanmanı tavsiye ederim. hiç bilmeyen biri aksarayda inerse tramvayın yerini bulamayabilir.

peki aksaray metroda insem hiç tramvayla uğraşmadan yürüsem, çok mu uzak oluyor ki? zamanım var çünkü.

www.istanbul-ulasim.com.tr
bunu da bırakayım buraya, elinin altında bulunsun.

aksaraydan da yürünür ayrıca tabii pek mesafe yok

aksaraydan yürünür mü ya saçmalamayın bayaa mesafe var.

1.6km görünüyor google maps'te. goo.gl

gerek yok bence. profili açıksa yer imlerine ekle manuel olarak takip et arada bir aç bak oku yine illa okumak istiyorsan.

takip etme.
yeni sulara yelken aç.

"sen bana naparsan yap ben köpeenim senin, kendime saygım yok, gurursuz haysiyetsizin tekiyim" gibi bi imaj yaratır hacı o. gerek yok.

etme tabi ki. hem sevgilisi varmış zaten. hiç gerek yok.

Önce Seni Ben Ellerin Olsun Diye Mi Sevdim dinle, sonra Veda Busesi dinle Zeki abiden. Ardından Shift+Delete. Takip ettikçe kendine acı çektiricen, ne gerek var.

twitter ya bu, alt tarafı aptal sosyal medya. abartmaya gerek yok. takip et bir zararı olmaz.

et gitsin amına koyim, kalede kaleci var diye gol mü atmayacaksın

şaka maka h.w.i.e.g. +1

etme. hiçbir şey olmasa kızın sevgilisi gerilir. benimkinin eski sevgilisi onu takibe alsa çocuğa uzak dur falan derim. evet manyağım.

panpa bardakta 5 dk. da hazır olanlardan değil de yarım saatte pişenlerden alma şansın var mı? o daha faydalı olur. yoksa da bardakta hazırlanandan al bari.

bir de içine mutlaka limon sık.

sıcak olduğu için içinizi ısıtır, sıcak bir şey içmeniz göğsünüze falan iyi gelir.
ama pek bir besleyiciliği olduğunu sanmıyorum.
bir kereden bir şey olmaz elbette, ama en çok katkı maddesi bulunan şeylerin başında gelir hazır çorbalar.

şehriyeli tavık,
tarhana,
ezo gelin.

ve de bol bol bitki çayı.

öncelikle geçmiş olsun. sonralıkla çorbalar faydasız, imkanlar imkansız...

msg nedeniyle hazır çorbalar içilmemeli, o kadar lezzetli gelme sebebi msg zaten. cipsler de malesef aynı şekilde.

bulabilirsen kaynamış suya bal ve limon ekle, ondan çok dah afaydalı olur.

konudan bağımsız ama bir hafta önce aynı şekilde kilolarca mendil tükettim, ondan bilgi vereyim dedim. Benim soğuk algınlığıma doktor advil ve sudafed verdi, bir gecede burun akıntısı bitti. Bunlar ünlü markalar, yani bulunduğun ülkede olabilir. Değilse, birinin etken maddesi ibuprofen (200g) diğerinin de psödöefedrin (60 g). Belki eczaneden reçetesiz bulabilirsin, çok yaygın ilaçlardır bunlar.

en iyisişehriye çorbası yap sen.üstünede bol limon sıkkk tamamdırrr hemde kolayyy

gurbet ellerde marketlerde, meyve suyu gibi sebze suyu da satılıyor. onlardan al, içine şehriye kat kaynat, istersen azcık da tavuk gögsü falan ekle. boool limon sık. iç. al sana hazır çorba.

normal evde yaptigin, bakkal, manavdan aldigin sebzelerden yaptigin corba 100% saglikli desek hazir corba 50% sagliklidir.

su anda domates corbasi yapicam desen gitsen domates alsan ,hormonlu domates corban olur, icine katacagin en ufak sey, mesela süt, yogur, tuz, baharatta, kimyasallar olur, yine sagliksiz olur.

böyle abartiya kacmayin, "aayyyy hazir miaaa cok sagliksiaazzz" seklinde yorum yapanlara itibar etmeyin. her gün su iciyosunuz di mi damacanalardan, her gün cay iciyosunuz dimi, her gün hormonlu sebzeler yiyosunuz, icinde damla süt olmayan peynirler yiyosunuz, ne üdügü belirsiz etler yiyosunuz, deodorant sikiyo, makyaj yapiyosunuz di mi, hatta sigara, icki iciyosunuz di mi?

bunlari yapiyosaniz zaten yeterince zarar veriyosunuz vucuda corbanin faydasini düsünecek pozisyonda degilsiniz.

hele sigara icen adamlarin böyle sacma önerilerine aldirmayin bile...

İstanbuldayim ben bu arada, baska ulkede degil. Adana'da yasiyordum da iki hafta oncesine kadar, universite icin burdayim.

sağlıklı bişi diil ki o. içinde bir sürü virüs çıkabilir. kaldı ki o yüklediğiniz programlar da eski versiyonlar olacak, programları açtığınızda update etmeni isteyecekler.

betfair var idi ama tr'de yasak sanirim.

soccervista

windows 8 li tabletler elbette çıkar. zaten windows 8 arayüzü tabletler için biçilmiş kaftan.

Ben de alabilirim bunu (ya da bu seriden birini), genelde beğenilen bir tablet, yabancı sitelere baktım daha çok. ama windows 8 şu anda piyasada olsa windows 8'li olan bir tableti tercih ederdim sanırım.