no. fena morarırdı.

spoiler olduğunu bile bile geldim, daha izlemedim birazdan başlayacağım. neyse, çelik yelek varken kan çıkmaz.

csi:ny'da çelik yelek bile delen sniperlar varmış onu öğrendim bu sabah.
gelen kurşun yelek bile delebilir belki de.

neresinden vuruldu ben tam o sahneyi göremedim

@midheaven

kalbinden

30

0. leke çıkmıyorsa 30.

bu ayakkabıdan bende de var çok dayanıksız bir ayakkabı zorunlu kalmadıkça yıkanmamalı bence.

@chiko06;yapma ya yıkadın mı hiç?

sıkmasız yıka 30 iyidir

yıkama.

garanti dışı kalır.

yıkadıktan bir ay sonra yanlardan açar. kumaş paralanmaya başlar.

ille de yıkayacaksan 30 derece.

arap sabunu soguk su elde ugras.hem eskitmezsin hem gıcır gıcır olur valla

soğuk kazı diyorum ben, en çok o etkiledi galiba.

ne yazik ki var

hehehehehehe ilahi. tabii ki var.

olmaz mı ya benim eniştem zengin ve züppe, aklına eseni öldürüyor.

zengin deyince aklıma geldi, dizi karakterini çok bilmiyorum ona göre fazla güçlü olabilir tabi ama Kadirov böyle bir adamdır bence, gücü düşürürsek; kadirov'un yeğeni filan vardır o ayarda... çok vardır yav batı ülkelerinde de vardır da adını filan söyleyemeyiz.

somut örnek verebilr msnz ?

maalesef dizileri çok ama çok benimsiyoruz ve herşeyin gerçek olduğuna inanıyoruz. teorik olarak böyle piskopat insanlar olabilir ama son 10 yılda gayri meçhul cinayet sayısı 30-40 arası www.sondevir.com

böyle bir organizasyonun devamlılığı çok uzun olamaz, ayrıca artık çeteler öldürerek değil başka yöntemlerle (şantaj vs) devamlılıklarını sağlıyorlar.

dizinin gerçek dışılığına ufak bir örnek te vereyim. memduh başkan bir kişinin tüm bankalardaki hesaplarını çok kısa bir sürede elde ediyordu. bu türkiye şartlarında kesinlikle ama kesinlikle mümkün değil.

neticede sorduğun gibi, örnek verilemez,, zira yok film bu.

çok film izliyorsun.

@modesttiago Dizinin senaryosuna göre cinayetlerin çoğunda cesetler yok ediliyor, yani kişi kayıp oluyor.

@disfircasiyimben

yani? gerçekte böyle bir şey olduğunu mu iddia ediyorsun.

İddaam falan yok ama sanma ki kendi adeletini, kendi sağlayan insanların az olduğunu.

ne yaptı da 5 lira verdin işte iyi bile

lükse göre fakir, ortaya göre cimri, salaşa göre yine iyisin.

lüks veya salaş ortam, hiç farketmez. ne bahşiş bırakırım ne valeye para veririm. ortada cimrilik varsa asıl cimri benim. danke şön.

kendimsen genelde fellik fellik yer ararım bulamazsam valeye veririm. yalnız değilsem ve park yeri aramam kötü bir imaj bırakacaksa kesin valeye veririm. her seferinde de 10 lira veriyorum niye bilmiyorum, 5 az geliyo gibi 20 de çok fazla. sonuç bir gallardomuz yok luccanın onune park edelim 100 lira verelim.

abi emege karşılık bi teşekkür payı verilir.eger karsıdaki emek verirken efor sarfedip canını disine takıyosa,mesela garsona bahsis verirsiniz sizin yemeğinizi içkinizi taşır size özel hizmet eder en azından yorulur.vale 1 dakika bile sürmeyen bi iş yapar ve sizin özel malınızı kullanır.dilenciye bile 1tl verilen su ülkede valeye 5tl vermek ayıp degildir,ama 5 altı yada bozuk para verilmez

seinfeld'in böyle bir bölümü vardı ve aynen bu konuyu tartışıyorlardı yahu.

neyse, cüzdanda en düşük ne varsa onu veriyorum ben, 5, 10.

bence 5 lira bile çok. valeye bahşiş verilir kültürünü kim çıkardıysa öbür dünyada iki elim yakasında. adam ne yaptı da bahşişi haketti afedersin.

Ya sen ona pahalı bir şey emanet ediyorsun sonuçta, arabana göre bahşiş at, orta sınıf bir araçsa 5 normal, bmw gibi lüx sınıfa giren yeni model bir araç ise 5 az gelir.

ortalama otopark fiyatinin 5 lira oldugunu dusunursek valeye verilecek en dusuk para da 5 liradir diye dusunuyorum.

Valeye para vermem. Nedenine gelince; her gelen 5 tl verse, günde ortalama 30 kişiden bahşiş alsa, 150 tl yapar. Bu aylık 4500TL yapıyor. Türkiye'de iki üniversite bitirip bu parayı kazanamayan insanlar var. Ayrıca mantıksal olarak düşünüldüğünde bu parayı neden müşteri veriyor? Valeyi çalıştıran işyeri kimse o versin, müşteri oraya gelmekle zaten bir para bırakıyor. Bu ekstra söğüşleme olayı neden? Metroda müzik yapan bir gence para verebilirsiniz veya markete gönderdiğiniz apartman görevlisine, bunlar normal. Lakin tamamen müşteriyi sikmek üzerine kurulmuş olan valelik kurumuna para yedirtmem.

valenin mantıgı nedir ben avm otoparkına cekiyorum ücretsiz oluyor cogu

tek derdin bu olsun be.

e bulmuşsunuz işte?

jacobs iyidir ama sanırım nescafe gold döver
tchibo magazalarını da bi arastır

nescafe markadır, ama jacobs benim ve çevremdekilerin içtiği en güzel kahveyi üretir. damak tadı...

nescafe döver diyen insan zifti kahveye tercih ediyordur.

thcibo'dan alınabilecek bi filtre kahve ikisini de döver. granül kahve sadece kötü değil, aynı zamanda sağlıksız diye biliyorum.

@darknum

Dostum taze çekilmiş kahve tabiki favorimiz ve başımızın tacıdır şüphesiz. Bunu yoğun nüfuslu firmamızdaki çalışma arkadaşlarımız için araştırıyorum. Mutfakta çalışan personelin her defasında 50-60 tane kahve yapması pek mümkün değil malesef, yoksa çekilmiş kahve candır.

jacobs +1

turist çıkar, gir interview'a, kazanırsan öğrenciye çevirirsin

interview için "biz çağırdık adam olun" belgesi vermezler mi rica etsen, daha kolay olur sanki?

@der meister

o zaten allahin emri fakat her halukarda yesil pasaportlu memur bebelerinden olmadigim icin koskoca alamanyaya girmek icin muhakkak bir vize turunu kullanmak gerkir kanaatimce gerci turklere vize yok falan diyorlar anakra antlasmasindan oturu ama emin degilim

okuldan çağırdıklarına dair bir kağıt iste öğrenci vizeni al rahat rahat

sıkıyor da olabilirim tabi ama sanki ben küçükken dedeğimin tavuk şişinin içinden arı çıkmıştı.

ip, böcek, kıl-tüy favorilerimdendir. ama en ilginci dersen düğme çıkmıştı. şu gömleklerdeki boy düğmelerden.

pattes ekmeğimden kara sinek çıktı. sineği atıp yemeye devam ettim.

kutu kolanın içinden baş parmak çıktı.

@iloushka hangi yemekten çıkmıştı hatırlıyor musun ? :D

bugün twitter'da gördüm, eski bir gazete haberi. kahvede çay içen adamın bardağına kullanılmış prezervatif düşmüş yukarıdan :)

okul yemekhanesinde bazen et çıkıyo :/

www.subgenius.com

şüphesiz en ilginci budur :o

köri soslu tavuktan.

yara bandı. gayet lüks bir mekanda salatanın içinden çıkmıştı.

@want2die kıllı hindi demişken:arkadaşım burger king de çalıştı bir süre.burger 'dan hamburger alan adamın etide kıllı çıkmış.arkadaşım söylemişti.

ekmekten burun boku(tatak) çıkmıştı 5-6 kez.

tirnak cikmisti, sonra da bir ay ekmek yemedim.

kullanılmış condom çıktı o gunden beri yemek yemiyorum.

lise yemekhanesinde tavuk yemeği vardı. butla beraber tavuğun ayağı/pençesi de duruyordu. bir de ilkokuldayken sınıf öğretmenimizin simidinden çürük diş çıkmıştı. asdhjkl. o dönem okuldan simit almıyorduk karşıdaki bakkaldan ekmek alıp yavan ekmek yiyorduk simit niyetine.

pizza pizzadan hamburger sipariş etmiştim. Hamburgerimden vida çıktı. vida evet.

simit yüzeyine yapışmış paslı çivi

dondurmanın içinden ayak başparmak tırnağı çıktı. ağzımdan çıkardım tabi.

adana'da ''urfa dürüm'' söylemiştim.içinden not kağıdı çıktı.

Salatanin icinden yaprak kurdu cikti. Neyse ki hala hayattaydi.

bundan 12 sene kadar önce köydeyken köy fırınında pişmiş ekmeğin içinde kara fatma çıkmıştı.

kakalak. pişmiş olarak.

cayimda sümük.

taksim'deki herkesin bayıldığı meşhur kızılkayalar'da ayran bardağından kalorifer böceği çıkmıştı. iiyğkk!! her aklıma geldiğinde midem bulanıyor. o gün bugündür uğramam oraya.

dondurmamın içinden karınca çıktı aslında karıncalar 5-6 kişiydiler, donmuşlardı.

toshiba, hitachi, wd marka ürünler hep aynı fabrikada üretiliyorlar. marka farklı sadece. hangisi ucuzsa onu al.

Vestel fabrikasında 100 çeşit yabancı marka üretiliyor. En kalitelisinden en ucuzuna kadar. Yani hepsi aynı değil.

WD başka markaların hiçbirine benzemez. 10 yıldır başka marka disk kullanmadım ve başım da hdd yüzünden hiç ağrımadı.

wd bulursan daha iyi olur bence . 4 yıldır düşürmelere , darbelere aldırış etmeyen bir wd hard diskim var çünkü.

2 tane wd harddisk kullanıyorum,en ufak tekleme dahi yaşamadım,arkadaşlarımda seagate vardı vura vura çalıştırıyoruz.

bunu aldım agalar: www.darty.com.tr

o kadar da sana wd dedik ama bizi dinlemedin , neden yaptın bunu bak bozulursa hatırlarsın yazdıklarımızı

www.google.com

mızıkaların da tonları var, standart mızıkalar c major oluyor sanırım ama diğer tonlarda da var, öncelikle bu konuda bir tercih yapmalısın sanırım. ben de bir dönem edinmiştim, basit parçaları çalmaya başlamıştım, ne zor ne kolay, yeterli çalışmayla öğrenilecek bir şey.

(bkz: yeni başlayanlar için mızıka)

evet kendi başına öğrenebilirsin. youtube'daki videolar yeterli olacaktır, zaten çok basit bir alet.

bence en kolay aletlerden biri. nefes alırken de verirken de ses çıkıyor. tizden basa veya tersine giden yolu matematiksel olarak çözüyor insan beyni ve bir süre sonra çalmaya başlıyorsun. fakat müzik türüne göre akordunu iyi seçmelisin. burada minör- majör arasında bir tercih yapmalısın. yoksa istediğin sesler çıkmaz arar durursun.

gercek.. zaten bilinmeyen ve gizlenen seyler degil o tarifler..

Spoilersız anlatmaya çalışayım, Walt'un yaptığı methi işin uzmanları bile yapamıyor. Adam kimya profesörü sonuçta. Ayrıca her bölümünü 50 defa izledim, henüz meth yapımının tam bir tarifine rastlamış değilim. Birkaç bileşeni falan söylüyorlar en fazla. Onlar da tahminimce herhangi bir kimya 1. sınıf öğrencisinin bilmediği şeyler değil. Gerçek midir değil midir bilemem de gerçekse de tehdit yaratacak bir durum yok yani.

Gercek olabilir, neticede daha acik goruslu insanlardan olusuyor ulke. O sebeple uyusturucu uretimi, cinsellik, alkol kullanimi gibi seylerin dizilerde konu edilmesi sorun olmuyor. Mesela gene uyusturucu satisi ile ilgili Weeds diye bir dizi vardi. Ya da gayet acik sekilde cinselligin kullanildigi Californication, Spartacus, Game of Thrones gibi diziler var.

Dizide evli olmadan beraber yasayan ciftler yuzunden bile kanala uyari vermek bize ozgu bir sey.

@crown gozun yagin yiyem acik gorusle ne alakasi var? ergen misin?

oylesi kimyasal sentezler, spesifik yontemler ve teknik bilgi icerirler. yani ordaki tarifi ogrensek bile, uygulamaya gecmesi, imalati falan zor yani.

buyur:
en.wikipedia.org

Sadece kimyasal uretimi degil alkol ve uyusturucu kullanimi, cinsellik, escinsellik gibi konularin islenebilmesini kastetmistim. Eger bunlarin ulusal kanallardaki dizilerde tema edinilmesi acikgorusluluk degilse demek ki ben ergenim :)

Dizinin başında castın isimlerinde kalın harflerle yazılan element simgeleri meth formülüymüş diye duymuştum.

meth'in tarifi wikipedia'da bile mevcut, sır değil, ve gerekli ekipmana sahip herhangi bir kimyagerin nasıl yapılacağı konusunda zaten kaba saba bir fikri vardır, ancak, meth'in sentezi kimya bilgisi olan biri için bile kolay değildir; yalnızca erişmesi kolay kimysallar ile yapılır. bu ikisi arasındaki ince çizginin ehemmiyetine dikkat çekerim.

dizi nasıl yapılacağını anlatsa bile bunun çok bir önemi yok. birçok dizi film nasıl insan öldürüleceğini de gösteriyor lakin bir şey demiyor, aynı mantıkla bakarsan insan öldürmek de yasak hani.

abd'de rtük tarzı bir kurum var fakat ücretli kablolu yayınlarına karışamıyor. karasal, herkesin antenle erişebileceği kanallarda sözü geçiyor. breaking bad in yayınlandığı amc gibi kanallar ücretli olduğundan her türlü içerik olabiliyor, mesela spartacus gibi şiddet,cinsel içerikli yapımlar da aynı şekilde ücretli kanallarda yayınlanıyor.

Dell Inspiron B67F45

www.sanalmarketim.com

www.gold.com.tr

bu nasıldır ki acep

dell'in yerine samsung modellerini öneririm.

www.vatanbilgisayar.com

www.vatanbilgisayar.com

www.vatanbilgisayar.com

Arkadaş ekran kartı iyi olsun demiş ama GT 520MX kartlıları öneriyor bazı arkadaşlar. GT 525M ile arasında bariz fark var o kartın. Üstelik Samsung'lar daha pahalı.

Dell iyidir hocam. O paraya alabileceğin en güçlü bilgisayarlardan biridir. GT 525M ile güncel oyunların çoğunu orta-yüksek ayarlarda oynarsın. MSI Afterburner ile biraz hız aşırtıp GT 550M seviyesine çekebilirsin kartı. Potansiyeli vardır.

XPS iyidir hoştur ama tuzludur. Donanım olarak ortalama bir cihaz. Paneli kaliteli, RGB LED kullanılıyordu bu seride yanlış hatırlamıyorsam. Blu-Ray falan var. Biraz bekleyip, Core i7 3610QM + GT 650M ekran kartlı modelleri beklemeni tavsiye ederim. 2000 lirayı gözden çıkardıysan, alabileceğin en iyi ikili bunlar olur. Piyasaya girmeye başladı bu modeller. Kampanyaları takip etmeni öneririm.

www.vatanbilgisayar.com

ssd li olmayanını aldım 3-4 ay önce canavar gibi laptop. indirimi bekle. haftasonları %25 indirime giriyo genelde vatan'da. başka yerlerden de bakabilirsin.

seçenek olması açısından ekledim 520mx'i.

dell'i tercih etmememin sebebi laptoplarının hala ısınma sorunu var, fanından çok ses geliyor. kasaları desen çok hantal. samsungun kasası daha ince, malzemesi daha kaliteli ve kesinlikle ısınma sorunu yok.

daha pahalı derken? xps ile arasında 200tllik bir fark var sadece hem de işlemcisi yeni nesil 3610qm (www.vatanbilgisayar.com

neyse siz araştırırken samsung modellerine de göz atın bence.

Bahsettiğim ürün XPS değil. Inspiron, ilk mesajda önerilen cihaz. XPS'e sorulduğu için değindim sadece.

hocam dell'in ısınma sorunu olduğunu iddia ediyorsan herhalde son kullandığın alet 50 sene önceki oda boyutlarında olan şu ilk bilgisayarlardan biriymiş.

piyasadaki fiyat/performans açısından en iyi bilgisayarlar dell ispiron'lardır. servis imkanları da gayet iyidir ve şimdiye kadar ne ısındıklarına ne de ses yaptıklarına şahit oldum.

Dell XPS 1645'lerin kronik ısınma problemleri olduğu doğru. Bazı kullanıcılar daha büyük kapasiteli adaptörlerle aşmışlardı ama birçoğu için geçerli olmadı bu çözüm. Tasarımdan ötürü ne yazık ki bu sıkıntı vardı.

Dell forumlarında hala duruyor bu konular fakat mevcut serilerde bir sorun yok. Ayrıca Dell'in yerine servis hizmeti benzersiz. Türkiye'nin her yerine en geç 3 iş günü içinde ulaşıp sorununuzu çözüyorlar.

kararımı verdim ve dell xps 502x s67f65 modelini aldım hadi bakalım insallah iyi olur.

kazandıktan sonra okula gidip çıkış alacaksın öğrenci işlerinden, sonra yeni okula başvuracaksın. benzer bölümler ise bölümle görüşüp hal-i hazırda aldığın dersleri saydırabilirsin. hazırlıktan muafiyet sınavına girmezsen muaf tutmazlar.

öncelikle neredesin?

kadıköy iş merkezinde (akmar'ın yanı) outdoor malzemesi satan bir sürü dükkan var. birinde bulursun kesin.

(bkz: decathlon)

kutup ayısı'nda bulabilrsin. istiklal'de ingiliz konsolosluğunun arkasında mı ne kalıyor dükkan.

www.kutupayisi.com

geçen karfur'da gördüm 10 liraya falandı, ama benim kişisel görüşüm aluminyum alaşım ya da plastik matara almaman.

@dave mustaine hayvani, ne tüm materyal önerirsin? cam en sağlıklısı ama onu kırarım, biliyorum.

konu hakkında çok bilgili değilim ancak, eğer varsa %100 paslanmaz çelik, cam istemiyorsan ona koş derim.

defter kalmamış diye duydum ama doğruluğu ne kadar bilemem.

emniyet'i arıyorum telefona bakmıyorlar. deli oldum. dün şehir dışına çıkmam gerekiyordu, oturdum pasaport bekliyorum.

önce ptt'den sms gelir. eğer evde yoksanız şubeye bırakılır. şubede de sanırım 3 gün bekleme süresi var. O sürede gidip alabilirsiniz. Yani acil olarak 2-3 günlüğüne şehir dışına çıkmanız gerekiyorsa gidebilirsiniz.

temelli gideceğim. ankara'da öğrenci olarak yaşıyorum, okul bitti kaldım şehirlerde. şu telefona baksalar keşke.

hah, açtılar telefonu. "evet evet bugün gelir yarın gelir bekleyin bugün yarın gelir" dedi bir adam ve yüzüme kapattı telefonu.

dolphin'in yakınlarındaysa eğer 542 olması lazım. son duraktan bir durak önce.

tekrar umursamaz olacaksın tabii ki, hiiç konuşma yüz verme çağırma selam verince soğuk bir şekilde günaydın falan der geçersin. unutma böyle insanlara karşı 4s rulez!

İlgini belli etmeyi kes, bu sefer yine o üstüne düşmeye başlar.
Çok üzücü ama galiba ''bu işler böyle.''

Sen de ona ilgisiz davran. Genelde böyle oluyo.

siktiret değmez. varlığını reddet. egosunu okşama.

bu ne hız duyuru çok sevindim. hepinizin ortak noktada buluşması da güzel. ben de şu anda o şekilde davranıyorum ama yelkenleri suya indirmekten korkuyorum.

###yazmaz olaydım öneriler kesildi :(

abi bunlar ruh hastası ya... sen kesinlikle onu hamle yapma daha fazla, o yine gelirse de, eski ayaklarına başlarsa da, hemen çak bugün de gidecez filan die. yoksa yok.

bu işlerin bu kadar karışık olması başlıbaşına kızdaki arızaya delalettir.

allah sabır versin.

@emirkulu, yok hacı direkt davetti. alınmış biletler vs.

başak burcu olabilir. başak burcu bir arkadaşım kendisinin böyle olduğunu, elinden bir şey gelmediğini anlatmıştı. burcunun en sevmediği özelliğiymiş. ilgisini kaybetmiştir öyleyse.

ahaha emirkulu kendi duyurusundaki arkadasini oyalayan elemana sinirlenmis gelip sana patlamis.
Abi senin konuna gelince de bunlar en basit tabiriyle kolpaci insanlar. Yapalim, edelim, gidelim derler millete sosyal bir insanim imaji vermek icin, bi yere cagirdiginda da bi bahane bulur gelmezler. Ugrasma bosver, muhremelen o soylediklerinde de ciddi degildi.

soğuk yapayım falanlara girmek yerine direk sikleme. buna göstereceğin ilgiyi başka canlılara göster.

3 davet kuralı vardır
bir kızı 3 kere bir yere davet ettiniz (son dakika degil tabii, vakitlice) ve 3ünde de sizi red ettiyse, o kızın peşini bırakın, sizinle görüşmek istemiyor demektir.

@dasher, evet başak burcu. o arkadaşına sorar mısın peki ne onun ilgisini geri getirirmiş :)

sAINT+1.

Is yerinde sikca gorulen bir insan tipi var, surekli onerilerle gelir ve surekli her etkinlige katilacagini soyler, birkac ornek vereyim:

1.Haftasonu piknige gidelim
2.Yelken yapmak istiyorum, yelkene gidelim.
3.Firsat sitelerinde rafting firsati satiliyor, raftinge gidelim,
4.Aksam parti duzenleyelim icelim sicalim.
5.Ucurtma senligi var, ona gidelim.

Birileri bunlari yapmak icin organizasyon olusturmaya calisinca da hep bahaneleri olur. Bakalim:

1.Bu aralar kene cokmus, korkuyorum, ben gelmeyeyim piknige.
2.Ay sonundayiz, pek param kalmadi, sonra bakalim yelken isine.
3.Bilegimi incittim, ben gelemem.
4.Arkadasimin dogum gunu var, annemler geldi bende kaliyor vs.
5.Hastayim, usuttum.

Amaclari sanirim sosyal gorunmek. Ha madem firsat var, neden boyle etkinlikleri reddediyorlar, bilmiyorum, sanirim o grupla takilmak istemiyorlar.

ilk 4 yoruma katılıyorum.

sürekli kendini ulaşılmaz ve özel hissettirmen gerekiyor. mesela hiç bir zaman çok "seninim" gibi hissettirmemelisin, her zaman geri kaçacakmış gibi davran. arkadaşımın kendisiyle ilgili itirafı bu şekildeydi :) yani yine ilgilen ama mesafe de koy, bir ara iki arama gibi. ağına adam gibi düşerse(?!) bu kadar mesafeli kalma tabi :)

@Novotni, sonuc bekliyoruz.

joker yok. adı bile geçmeyecek.

edit: poster sahte. şunlardan esinlenmiş yapan:
screenrant.com

iyide poster ne iş? =) adı geçmeyeck filmde posteri geçiyor :P

poster gerçek değil?

azıcık fotoşop bilen herkes yapabilir onu.

valla poster hiç fanmade gibi durmuyor. bildiğin sağlam prodüksiyonla çekilmiş bir fotoğraf. diğer çekilen promolarla birebir benzerlik gösteriyor. fanmade ise bile yapana helal olsun.

ben şimdi şu postere spider-man yerleştirsem yine poster ne iş diye soracak mısın?

yapanın canı istemiş yapmış işte.

aynı durum bende de var kalıcı olmaz... eğer yara gibi kabuk tutmazsa hiç bir sorun olmaz. fakat tutarsa sadece lekeler oluş onlarda yıllar sonra geçmeye başlıyor.. öyle bir durumda cildiyeye mutlaka görün

döner evet, ama kendi haline bırakma, içinde aloe vera olan bir krem kullanmanı tavsiye ederim, kızarıklığa ve acıya iyi gelecektir.

bepanthol sürün sürekli, bir şey olmaz.

silverdin sür.

hametan'da iyi geliyor. bi de kese bu işin çok güzel bir çaresi aman ihmal etme. ben de senin gibiydim geçen yaz yanlışlıkla sırtımı yaktım az kalsın kapkara kalıyordu sırtım. bu arada bioderma'nın güneş koruyucuları çogzel 100 spf yüz için, 50 spf vücut için bir ton dahi kararmıyorsun oh yes. :D

bornova'da iptal etmezler onu. konak'da fethi bey caddesinde il müdürlüğü olacak, orada iptal ettirebilirsin ancak.

sorun çıkacağını sanmıyorum.

herhangi bir abonelik merkezinde iptal edebilirsin.

skyscanner.com
fluege.de

www.trek.com.tr ben burayı kullanıyorum

ryanair

kayak.com'da alarm belirleyebiliyorsun. İstediğin yöne belli tarihlerde (ay, yıl falan da oluyor sanırım) max. bi fiyat giriyorsun, o fiyat ve daha azına bilet olursa haber veriyor. Tabii destinasyon konusunda kafanda bir fikir varsa.

o ispiyon geri döner zaten

(bkz: #26175595)

dönmeyebilir de. hatta başlığı okursanız, "yaşam formu" şeklindeki tanımlar gg sebebiyle silinmiş.

çok faşist değil mi yahu? yaşam formu yerine herhangi bir şeyi koyabilirsin aslında. birine maymun demek hakaret midir? bunun insan demekten farkı nedir? kedi demek o zaman neden değil? peki maymun'un kötü anlam çağrıştırmasının sebebi nedir? dünya neden böyle? bu bedeni görüyor musunuz? yok ki... ben bile yokum.. hayaller insan mı, yoksa bizler hayal miyiz?

www.youtube.com

yaşam formu gg sayılıyor diye kalmış aklımda.

Birileri hakkında bir şey yazarken az biraz empati yapsanız çözebilirsiniz bazı şeyleri.

Misal ben sizin için yaşam formu desem kastımın hakaret olduğu hissine kapılmaz mısınız? Çünkü ben pekala insan/kadın/erkek diye de bahsedebilirdim sizden.

Bir insana insan/kisi disinda bir yakistirma yapilmasi TCK'ya gore hakaret oluyor (yasam formu, futbolcumsu, organizma vs). Eger bir sozluk yazarina dediyseniz sadece o yazarin sikayetiyle siliniyor ama (mesela cok samimisinizdir, ibne dersiniz gotveren dersiniz adam sorun etmez, o zaman silinmez)

Kaçakçı.avi

mısır çarşısı'ndaki balıkçı pazarındaki tücüncülerde vardır.

cro.magnon'un dediğine ek olarak, ki en ucuz orada bulursun, amerikan pazarı'nda da büyük ihtimalle bulursun. gazipaşa caddesi ve mado sokağı'nın ilerisindeki tobacco shoplarda da vardır kesin.

çağatay ulusoy genişliği sanırım. tabi bununla birlikte boy. 1.85-1.90.

kadın değilim ama sağımdaki solumdaki kadınlardan bu konuda ne istediklerini anladım.


tabi bunlar geniş omuzlu erkeklerden hoşlanan kadınlar için.

1.68 boyunda, göbekli bi arkadaşım var ama çok güzel hatunlar yaptı. biz mal mal baktık. yani her kadın için geçerli olan bir şey değil.

12,5 falan

NBA izliyorsan orda var çokça örnekleri..

geniş omuz=david boreanaz

www.moviespad.com

çok değişken o biliyo musun? omuzlarımı ancak "sikko" olarak tanımlayabilirim, "ooğğhaaaa ne geniş omuzların faaarrr" diyen kızlar oldu. dalga geçtiklerini düşündüm, ama gayet ciddiydiler. evet, gerçekten sikkodur omuzlarım, geniş falan da değillerdir. hatta kamburum, göt gibi bi' adamım.

geniş omuz görünce zaten "aa geniş lan" dersin. böyle daha bi büyük, yapılı, yayık omuz. h

geniş omuz değil: www.kadinforum.net
geniş omuz (ooh yeaah :p): a8.sphotos.ak.fbcdn.net

Santimle vermemizi beklemiyorsun herhalde. Ama sadece omuzun değil, kolların durumu ve genel olarak duruşun dik olması (kasılmaktan söz etmiyorum) önemli. Başımı göğsüne yasladığım zaman kolumla öteki omuzuna ancak yetişebileceğim kadar genişlik. Budur...

olum bende aynı böyleyim ya. çok beğendiğim bi hatun olduğu zaman herşeyden umutlanıyorum amk.

kafasının iyi olmasına işarettir

salaklığıma verebilirsiniz sarhoşken değil de nasıl kafası iyiydi? sana böyle bir soru soruyorsa bence ilgisi vardır sana karşı da merak etmiştir derim ben.

kafasının nasıl olduğunu boşverin. ilgileniyor işte.

bence insanların en gerçek duyguları kafa yerinde değilken ortaya çıkar. umutlan.

"memeli, popolu" diye cevap vermediysen bence oluru var.

umut var.

çok büyük bir fırsatı tepmişsiniz. o ara yapıştıracaktınız cevabı: "senin gibi"
şimdi bekleyin ki kafası tekrar olsun.

tam da senin olduğun gibi deseydin... her yöne çekilebilirdi. siz gerçekten bilmiyorsunuz bu işi.

bilemedim.

adamlar haklı. senin gibi cevabından sonra bu soruyu yazmaya gerek olmazdı:)

olanlardan haberin yok galiba?

Megaupload diye bir şey kalmadı.

yusuf zarf atıyo beyler, görmemezlikten gelin...

legal ;)

legal çünkü bakınız.

ha iyi bence de legal ama ispiyonlamışlar tanım değil diye ondan korktum.

bakınızla alakası yok. normal bakınız olsa o önlerdi de görünmez bkz'ın öyle bi olayı yok. ama sonradan şakalı harfler bütünü yazmışsın. ondan silinmez.

şüphelenir ve güven kaybı yaşardım. artık hiçbir söylediğine tam inanamazdım

nolucak sanki ya hemen bütün güveni yoketmişsiniz. hafif kızılabilir ama güveni bay baya sarsacak bi durum değil gibi, niye öyle bişey yaptıgını sorgulamak lazım

şu manyakları dinleme, bu bir.

onu çok sıktığımı düşünür, kendini böyle bir şey yapmak zorunda hissettiyse, özgürlüğünü fiziken yahut psikolojik olarak kısıtladığım hissine kapılırdım.

yalan söyleyen kadın kaybetmek istemiyor, kaybetmek istemeyen kadın da, misal paranız bol değilse, tüm sorunlara rağmen seviyordur.

sakin olmak, çok sorgulamamak lazım.

@fluoreceininde dediği gibi onu çok sıktığımı düşünürdüm. abimin eski sevgilisi onu çok sıktığı için sürekli mesajlar atıp durduğu için abim söylerdi bu yalanı film izlerdi akşamları ama sevgilisine yatıyorum derdi. bence eğer yalan söylediğini öğrendiyseniz bunu ona sorun ve neden yalan söylemiş öğrenin siz onu sıktığınız için mi yoksa başka bir durum mu var ona göre hareket edersiniz

şüphelen hacıııı

neden bana yalan söyledigini sorarim.

ama güvensizlik yaratir bu durum,bazi seyler konusunda icine hep kusku düser,iliski isi güven isidir.

sevgilin hemcinsiyle kafede kahve içerken bile sana yalan söylemek zorunda hissediyorsa bence kendini sorgula.

polyanacılık oynama ama bende yapıyorum bazen bu tarz olayları mesela napıyosun diye sorulan soruya evdeyim derim çok uzak bir yere gitmeyip yakında bir çay içiyorsam ve sürekli görüştüğüm kişiyse bu yanımda olan kişi. sevgilinin böyle huyu var mı bilmem ama sadece ihtimalleri yazıyoruz sonuçta olabilir :D

onun amına koyarım. yalanın küçüğü büyüğü mü olur?

böyle bi yalan soyluyosa kendimden süphe ederdim.

baskı yapıyor, çok kıskanıyorve başkalarıyla arkadaşlık kurmasından ötürü dırdır ediyorsan haklı derim. ben de evde oturuyorum derdim.

bu pembe yalan değil, orada anlaşalım önce.

yine de, ne olursa olsun, yalan duyunca güven azalıyor.

bahsedilmis zaten,bu pembe yalan degil,düpedüz yalan söylemek.

ayrica millet kendinden süphe duy,bi bak demis,haklilar bi yerde ama bu karsina alip konusman gereken bi konu.ama burda bir gercek var suanda yalan söylemis iste.

eğer gizlenicek birşey olmasaydı yalan söylemezdi
ayrıca yalanın rengi olmaz

ısı dediğimiz şey konsept olarak iletim, yayılım ve ışıma yolları ile taşınır. mesela elektrikli ocaklar genellikle iletim ve fırınlar, yayılım yolları ile ısıyı taşırlar.

mikrodalga, bir radyo frekansıdır evet ve ısı yaratmak için ışıma yolunu kullanır. fırınlar, su moleküllerinin rezınansı olan bir radyo frekansında, çok güçlü bir radyo dalgasını fırının ortasındaki bölmeye gönderirler. bu enerji yalnızca su moleküllerini etkilediği için kağıt, cam, porselen, plastik gibi su molekülü içermeyen maddelerin içinden geçer -çoğu metal tarafından geri yansıtılır- ve fırının ortasındaki bölmede bulunan su moleküllerini "titretmeye" (omzundan tutup sallar gibi) başlar. bu titreme ısıya sebep olur, ortaya çıkan ısı, artık su molekülü neyin içinde bulunuyorsa, onu pişirmeye başlar.

bütün mikrodalga fırınlar kapağı açıkken çalışmayı reddedeceklerdir, ama, ben cevabını şöyle vereyim: insan beyninin %99'u su moleküllerinden oluşur.

peki yalnızca 3 saniyelik bir frekansa maruz kalmada insana neler yapabilir? yani öldürmeyebilir ama uzun vadede başka sonuçlara yol açabilir mi? yoksa beyin kanaması 3 saniye bile olsa kaçınılmaz mıdır?

sıkılmışsın :) ben de sıkıldım, cevap vereyim. Dalga ışığın dalgası tabi, radyo dalgası da ışığın dalgası. (Işığın ne olduğuna bir bakmanı öneririm bu arada.)Işığın hızı sabit, bu yüzden ışığın dalga boyu kısa olduğunda enerjisi daha yüksek, sonuçta daha çok aşağı yukarı hareket ediyor aynı mesafede, x-rayler gibi. Mikrodalga ışınlar enerjisi düşük, dalga boyu yüksek(yani milimetrelerle ifade edilebilen) ışınlar.(x-ışınlarının dalga boyu 0.1 nm civarında mesela 10 üzeri -10 metre yani)

Moleküllerin elektronlarının çeşitli enerji düzeyleri var. Elektronik enerji düzeyleri, bu elektronik enerji düzeylerinin her birinin de vibrasyonal enerji düzeyleri, vibrasyonal enerji düzeylerinin de her birinin rotasyonal enerji düzeyleri. Örneğin uv ışını yolladığınızda moleküle, molekülün elektronik enerji düzeyinde bir excitation olup(Türkçe ne deniyor bilmiyorum) elektron bir sonraki enerji düzeyine zıplayabilir. Ama kızılötesi ışın yolladığımızda, kızılötesi ışın çok güçlü olmadığı için elektronik düzeyde bir değişim olmaz, vibrasyonal düzeyde bir excitation olabilir. Mikrodalga ise daha bile güçsüz olduğu için rotasyonal düzeye etki edebiliyor.

Moleküllerin bir çoğunun kısmi pozitif ve negatif yükleri vardır. Örneğin suda oksijen üzerinde kısmi negatif, hidrojen üzerinde ise kısmi pozitif yük var. Yük eşit paylaşılmıyor yane. Mikrodalga fırınlarda mikrodalga ışınlar vasıtasıyla sürekli değişen bir elektrik alanı uygulanıyor. bu dielectric moleküller de elektrik alanlarında, elektrik alanına göre kendilerini align etmek istedikleri için sürekli hareket ediyorlar ve birbirlerine çarpmalarının vs. sonucu ısı oluyor. VE ISINIYOR YEMEK. Minerallere etki eder, tuzlu su falan gibi
kafayı soksak bişey olmaz(bence). Ama tabi her tür ışık gibi yüksek şiddette ışınlar yanığa vs. sebep olabilir. Kanser uzun süreli maruz kalımda olma ihtimali var diyolar, ama onu her şeye diyorlar.

Dielectric materyallere etki ediyor mikrodalga ışınlar. Yani polarize olabilen moleküllere etki ediyor, yani molekül içinde kısmi farklı yükler varsa etki ediyor. Metaller mikrodalga ışığı yansıtır, o yüzden metal koymayın içeri diyolar, alet bozulmasın diye. Yoksa bişey olmaz. Tabak falan farkmıyor.

düşük düzeyde mikrodalgalar nörolojik tedaviler için dahi kullanılıyorlar aslında, ama bir mikrodalga fırın bence ilk birkaç saniyede insan kafasını öldürecektir. eğer canlı tutmayı becerebilirsen, ki ben imkan görmüyorum, beyin kanaması olacağını sanmam ama basınç muhtemelen ilk dört beş saniyede yüz derisini pişirmeye ve hatta yırtmaya başlayacaktır, gözler zaten ilk saniyelerde buharlaşmaya başlar. ilk 10-15 saniyeden sonra köfte gibi pişeceğini hayal ediyorum.

oha boşu boşuna yazdım :D

radyo dalgası, x ışınları, görünür ışık, morötesi ışınlar falan elektromanyetik dalgadır. farklı isimlerde olmalarının sebebi farklı frekans değerlerine sahip olmalarıdır. mikrodalga da diğerleri gibi elektromanyetik dalgadır.

kafanı içine sokarsan ses duyamazsın. çünkü ses dalgaları boyuna dalgalardır. elektromanyetik dalgalar ise enine dalgalardır.

sorunla biraz alakasız ama belki şuna bakmak istersiniz

haber.gazetevatan.com

bu mevzuyu şöyle hatırlıyorum: bebek ölüyor fakat neden öldüğü ilk başta anlaşılmıyor. yapılan otopsi sonucunda ortaya çıkıyor gerçek. fizikçi değilim ama sanırım içerden pişirmeye, yakmaya başlıyor alet...

bilmiyorum hocam da şöyle düşün..

seni izleyipte ne yapsın adam..

kendini denemek için chatroullet sayfana gir.. seni görünce next'e basan adam sayısına bak..

rahatlarsın..

kameranın üstüne siyah elektrik bandı çek.

tarayıcını kapatıp açtığında var olan bütün flash instance'ları da mantıken kapanır. kapanmazsa bile bilgisayarını kapattığında kesin kapanır yani ona emin ol.

kapa aç, sorun kalmaz. bir instance bir kez kapandığında kimse seni izlemeye devam edemez.

kameranın ışığı yok mu? ışık yanmıyorsa izlenmiyorsun

aynı anda kamera iki yerde iş görmez diye biliyorum adam doğru demiş bi yere kadar gir çetrulete kameran açılırsa bişi olmaz. hani biri izliyosa bile kapanmış olur en azından.

gerekli ücretleri ödeyerek çin başbakanını bile alabilirsiniz.

işte ne kdr bi masraf cıkar

hangi kargoyla gönderildiğine bağlı olarak değişir. fedex, vb gibi özel şirketlerde bir çok ücret var ve o ücretler saatten fazla tutar.

(bkz: #23207104)

belli olmuyor gerçekten, ptt'de ot bok püsür vergisi çıkartıyorlar bir sürü. en az bi 100 lirayı çıkar sen gözden

gümrükle zamanında şöyle bir muhabbetim olmuştu.

Değeri 200$ a yakın bir çanta getirtmiştim. Ve gümrükte takılmıştı. Gümrüğe gittiğimde memur kutuyu açtı çantayı gördü. Çantanın kendi üzerinde 1000$ lık etiket vardı.(kutuya hediye yazdırmıştım) Bende yok öyle bir şey ben buna 90$ verdim demiştim. O da o zaman ödeme dekontunu getir demişti.

Ben de bir internet cafeye gidip paypal ile ödememin olduğu sayfayı önce bilgisayara kaydetmiş daha sonra 200$ lık rakamı 90$ olarak düzenleyip çıktısını alıp goturmuştum. Çantayı da 1 kuruş ödemeden almıştım:)

şurada çok güzel anlatmışlar panpiş. ben izleyince iki sene hayvan gibi boşuna çalışmışım dedim :(

www.youtube.com

olm sabah çalışırsın lan boşver gel pes atalım.

son konular ağırlıklı oluyor ygs. hem baştaki konular daha kolay zaten. en iyisi her kitabın en arka sayfalarına bakın biraz.

anlatım bozukluğunu iyi bil meselaa

dalga geçmeyin söyleyin lan, ben bu sene de çalışamadım. az sonra başlayıp yarım saat çalışacağım neye çalışam lan. yarım saatte 15 fazladan net hedefliyorum.

neyse şimdi yatayım sabah erken kalkıp çalışırım.

sabah erken kalkmaya falan gerek yok ya. ben sınavdan yarım saat önce etrafımdaki inek tiplilere sordum, bir şeyler anlattılar, öyle kazandım üniversiteyi.

senin ilacın bu www.youtube.com

hmm gerçekten ümit vadediyorsunuz arkadaşlar saolun varolun. sınava kadar uyumicam. sınavdan sonra vurur kafayı yatarım lys'ye kadar, kafam rahat olsun.

özveri olmadan olmuyo bu işler biliyosunuz.

bu arada, bozuk anlatımlıklar konusunun da sona erdirdim. bu hızla hazır olurum inş.

görünüşe göre şimdiden hazırsınız. keşke herkes sizin gibi olabilse.

evet.. son 3 saat ve son 2 ders. bitti gibi bir şey.

evet. yaptım çıktım. attım kafaya. beyin bedava. niye hammalık edeyim ki?

o tarif yanlış einstein.

böyle über süper yemek yapanlar, tarif verirken içine koydukları o 'sihirli' şeyi söylemeyebiliyorlar bazen. bir ihtimal tabi bu. eğer tarifte "göz kararı" gibi ifadeler varsa bundan kaynaklanıyor da olabilir.

ha bir de başlamadan 25 defa estağfurullah çek. işe yarar belki bilemedim.
(bkz: çay demlemeden önce 25 kez estağfurullah çekmek)

düşündüm de, monosodyum glutamat (bulyon) gibi yemeğe katılan basit kimyasallardan tut da, aslında evin içindeki rutubet bile bir yemeğin nasıl tadacağını etkileyebilir.

aynı yemeği gidip aynı evde yap bi. olmuyorsa da bil o tarif yanlış.

tadı tuzu olmuyor yani genel olarak. pirinçler falan çok iyi pişiyor; ya da baharatını da tarife fazla yazmamış. sadece karabiber ve toz acısız kırmızıbiber yazıyor baharat olarak. içine kimyondur pul biberdir falan yazmamış.

belki dedim kadıköyün rakımı beylikdüzüne göre az olduğu için basınç ve yükseklik değiştikçe suyun kaynama noktası da değişirmiş, acaba onun etkisi olabilir mi, daha mı çok kaynatmam lazım?

@florescein dediğin gibi evde bi sorun olabilir; bi gün ben yapıcam onlarda dolmayı bakalım ne olacak.

belki de çok hırslandım o yüzden olmuyor. içine kimyondur bulyondur koymayı düşündüm ama ben o tadı istiyorum arkadaş, orjinali bozmak istemiyorum

tarifte crc error.

annemin eski komşularından biri eksik ya da yanlış tarif vermesiyle ünlüydü. o kadından tarif alan kimse bir şey yapamıyordu.

şimdi öyle bi gaza geldim ki fatmagül'ün yengesi gibi gözükmeye başladı anası gözümde.. sırıtıyo pis pis... yakalarım ama ben onun sırrını, çekmediğim dert kalmadı bu dolma yüzünden.

her hafta kadına dolma yemeye git. benim yaptığım aynı olmuyor de.
illa bıkıp tam tarifi verir eksik tarif verdiyse.

balık tutmayı öğreteyim sana.

subtitle explorer'ı indir, altyazıyı o program ile aç, sol taraftan fps'sini 29'a çevir, kaydet. voila.

peki ya 29 da değilse ?

teşekkürler bu arada.

Filmin dosya adını tam olarak yazarsanız fikir verebiliriz.

Mesela: Maverick.1994.720p.BDRip.XviD.AC3-VoXHD

Maverick.1994.720p.BDRip.XviD.AC3-VoXHD

tam da senin yazdığın gibi.

Filminiz 23.98 fps görünüyor. Ona uygun altyazıları deneyin derim. Yine olmazsa mesaj atın, diğer ihtimalleri deneyelim.

evet kullanılabiliyor. %99 var diyeyim hatta,kesin konuşmuş olmayayım

hdmi hub diye ararsan ebay'de uygun fiyatlara var.

hdmi hub=hdmi splitter? bir de görüntü kaybı oluyor mu?

tanrı kader demeyin demişsin de, mucize, ki kelime anlamı "aciz bırakılma" demektir, kendi mesnetinde tanrı'ya/allah'a gönderme yapar zaten.

albırt aynştayn da bu konu üzerine "hayatı yaşamanın iki yolu vardır, birinde her şeyi mucize olarak ele alırsın, diğerinde ise mucize olan hiçbir şey yoktur" der.

iki gün önce bir araba kazasından kurtuldum, son anda kafamı çevirerek. kulağımda kulaklık vardı ve karda kayan arabanın üzerime geldiğini fark etmemiştim, ama tamamen tesadüf eseriydi yani. velhasıl, mucize, yalnızca inananlar için mucizedir, inanmayanlar için hiçbir şey ifade etmez.

çok oldu. ama şu an hatırlayamıyorum. ben de çok takarım bu olasılık konusunu kafaya.

edit : aklıma gelmişken ben de örnek vereyim. 5-5 biten lyon - marsilya maçını rüyamda görmüştüm. görmüştüm derken, 5-5 görmüştüm rüyamda da.

saçma salak şeyler oluyor. çok alakasız zamanlar ve yerlerde alakasız insanlarla tanışıyoruz falan mesela, bu bi mucizedir bence. beklenmedik ve plan dışı her şey mucizedir.

cok basit bir ornek vereyim.

surekli yemek yedigim yerde iki cesit salata var, biri mediterranean salad digeri mixed leaf salad. ilkinin icinde cesitli yesillikler, tursular zeytin ve peynir var ikincisi ise sadece yesillik ve domates.

bir keresinde med salad ismarladim, biraz sonra garson geldi med salad kalmamis leaf salad'a peynir zeytin ekletsek olur mu dedi. tamam dedim, gelen salata med salad'dan 10 kat guzel olmustu.

sonra aradan aylar gecti, ben ya med salad ye leaf salad ismarliyorum. cunku yurt disinda menu disinda ozel bir siparis vermek buyuk sorun. anlayamiyorlar bir turlu.

gecen hafta yine gittim, menuye bakiyorum. aklima karma salatinin tadi geldi ulan dedim ugrasip anlatacam adama, siparis veriyorum herseyi soyledim sira geldi salataya, med salat derken... adam dedi med salat yok leaf salad'a zeytin peynir koysak olur mu?

o an icin bunun olmasi, mucize gibi birseydi. olma ihtimali belki o kadar dusuk degildir, veya belki super koku alma duyusunun beyin ile beraber calisarak olusturdugu bilinc alti bir durumdur. ama agzim acik kaldi garson da bana bakiyor, zar zor evet dedim.

hayat boyle iste, sonra keske baska bisey dileseymisim diye geciriyor insan icinden.

aklıma geldi anlatıcam. geçen hafta şöyle bi olay yaşadım. boş boş oturuyorum, okula da gitmedim, bilgisayarı alıp beyoğlu'na kaçıyorum her gün, bi yere oturup hem çevirilerimi yapıyorum hem bira içiyorum takılıyorum falan. uyandım saat 11 gibi, baktım hava çok güzel. aklıma çat diye bi tatil yöresinden tanıdığım bi kız geldi, oradaki bi arkadaşımın -erkek- sevgilisiydi ama kız bana bayaa bayaa aşıktı, o zamanlar benim de sevgilim vardı, bulaşmadım. 2 sene oluyo bu olay olalı, bu aralıkta sürekli mesaj falan attı dürttü hatırlattı kendini ama almanyadaydım zart zurt bişiler olmadı yani.

neyse, o kız geldi işte aklıma, dedim evden çıktım yine hızlı hızlı, baktım telefonu da duruyo, aricam ama dedim evden çıkayım öyle ararım. herif te askeri lisede falan okuyodu zaten, sorun olmaz. sonra sokak çok sesliydi, otobüse binince arayayım dedim. sonra otobüs çok sesliydi, istiklal'e bi çıkayım öyle ararım dedim. sonra istiklal çok kalabalık şu tünel'deki starbucks'a oturayım, öyle ararım dedim. hızlı adımlarla yürüdüm sırt çantam ve kulaklığımla, telefon da elimde menü açık yani, tam içeri giricem birisi çantama asıldı, bi baktım sevgilisi olan o herif.

adam istanbullu bile değil, gezmeye gelmiş. askeri liseyi bırakalı 3 hafta falan olmuş, öyle takılıyomuş. hala çıkıyolarmış. oturduk 2 saat muhabbet ettik.

kızı da aramadım sonuçta.

bak bu bildiğin mucizedir. imkansız yani benim o gün o kızın sevgilisine denk gelmemin, hatta onların hala çıkıyo olmasının falan im-ka-nı yok. hayat trollüyor işte sdflşkjsdf

off ne işsizim bunu bile anlattım ya ahahahaha

deli torpillerin döndüğü aklın hayalin almayacak bir yere aman başvurandan da para almıyorlarya diyerek başvuru belgelerini topladım. okulda koridorda neyse ben başvurdum da olmadı derim ne olacak diye düşünürkene arkamdan bi hoca elimdeki kağıtların üstündeki kurumun işaretini görmüş. hayrola ne iş dedi. hocam durum bu yolluyorum ama olsun diye değil heves işte dedim. hoca baktı bana ben üniye geçmeden önce orda uzmandım dedi. tek bir telefonla ben oraya girdim.

öylede bi anı işte.

benzer bir durum ablamın başına gelmişti. davanın sonuçlanması 2,5 yıl, temyiz aşaması 1 yıldan biraz daha az sürdü.

rom'dan kaynaklanan bir fark var lakin şekil itibariyle bir fark yok diye biliyorum vodafone kampanyalı bir wildfire s sahibi olarak.

www.piriform.com

daha iyisi yok.

ücretsiz yazılımlar genelde işe yaramıyor.dosyaları bulsa bile para ver ulan diyorlar

(bkz: encase)

part dosyası galiba bunlar, 001'i seçip extract veya çıkar dediğinde olması lazım

ilk dosyayı, 001 olanı, sağ tıklayıp birlikte aç diyerek winrar ile aç

martin scorsese ve robert de niro'nun beraber çalıştığı filmleri tavsiye ederim.

ben çok aradım ama ona benzer iyi bir film yok ona en yakın diyebileceğimiz yani alternatifi casino filmidir.

the sopranos ve broadwalk empire.

www.imdb.com

facebooktan ekle

öğretmenler odasında yalnız yakala.

öğretmeni yakmak istemiyorsa dershane bitene kadar beklemeli.

En iyi yontem her zaman ortamda nabiz yoklamaktir. Arkadaslarinizla bigun (dogumgunudur biseydir) ayarlayin ve onu da davet edin. Ortamda bikac ortak arkadasiniz olmasina da dikkat edin ki kendini daveti kabul ederken ve ortamda rahat hissetsin

soundhound da dinlettim my immortal dedi... çok acayip

bence uydurmuş. melodi de herhangi bir şarkıya ait olabilir, zaten belli akorlar üzerine şekillenir o şarkılar. bütün türk pop müziği repertuarının ispanyol dörtlüsüyle çalınabiliyor olması gibi.

down to the railroad diyor onunla ilgili aramalarda da bişey çıkaramadım. belki yardım etmek isteyen başkaları da vardır ??

google'da baktım şurada da bulamamış arkadaşlar: www.tahribat.com

muhtemelen uydurduğu bir parça. hokkabaz'ın film müziklerini de çok aradım bulamadım. kendisi bestelemiş cem yılmaz.

ali babanın çiftliği'nin orjinali değil mi bu ?

tamamen parasını verip vermemen ile alakalı bi durum.

alınmaz , o fiyata doğubank civarı daha iyileri var.

hayir bi de lcd. firsat neresinde bunun?

asla verilmez. h.sonları vatanda filan %25 indirim oluyor. takip et bu fiyata çok daha iyisini alırsın. donanımhaberde filan bakın az

millet LED 3D ye geçmiş bu hala LCD bir de HDREADY diyor. ha full hd ile hd ready arasında über bir fark olmasada teknoloisi günümüze göre eski.

bir de ne yapacaksın bu tv ile onu söylersen aslında daha net cevap alırsın. 100 liralık uydu receiver takıp, dvd player ile film izleyeceksen al. ancak ps3,hd receiver, bluray 1080p filmler ile takılacaksan sana az gelir hem ekranı hemde tepki süresi.

vatan ta ta ta tan. :)

fiyatlar için fikrim yok ama hem dell tercih sebebi hem de hp tercih edilmeme sebebidir.

yalnız duyuruda bu inspiron serisi (5110 özellikle) sıkça yer almaya başladı, yıldızı da parlıyor.

dell uygun da, bir üst modelini al, i7 işlemcili olanı. 1500 lira civarına bulabiliyorsun aradığında, ben de dün aldım.

@f2dx evet bu konuda da sormak istemiştim hatırlatmış oldun. Hp ve Dell'i kıyaslarsak niye Dell'i daha iyi dedin mesela? Benim için çok önemli çünkü hepinizin kafasında olan o "iyi vs. kötü" karşılaştırmasında bende Hp iyi Dell kötü kalmış. Dell bir türlü son vuruşu yapamadı yoksa bugün alacaktım.

@fluorescein i7'li olan modelin tam ismini rica etsem? Veya nerden aldığını da söyleyebilirsen çok sevinirim. Bir de ona bakayım :)

bak şu: www.sanalmarketim.com

dell'in inspiron modellerini çok övüyorlar, sessizmiş, ısınmıyormuş. servis açısından da daha iyi diyorlar.

hp her zaman ısınma sorunlarından muzdarip bir bilgisayar olarak tanınıyor, dell ise hem şık hem de yerinde teknik servis imkanı sunuyor. burada dell daha iyi değil de hp daha kötü imajı var.

bende de dell inspiron var (n5030) ama bunları dell'i övmek veya hp'yi yermek için söylemiyorum. genel görüntü bu.

bence en kral laptop thinkpad'dir. ama fiyat açısından macbook daha verimlidir. vaio'yu da karizmatik bulurum. para sıkıntısından n5030 aldım, parasının karşılığını fazlasıyla veriyor: www.eksenbilgisayar.com

Tekrar teşekkürler arkadaşlar cevaplarınız için. Benim aklımda nedense hep klasik "hp-toshiba iyidir" gibi saçmasapan bir bilgi kalmış. mesela sony'yi kötü olarak görüyorum biraz. casper'ı kötü olarak görüyorum falan hep önyargı işte.

Bu yüzden dell'i alacağım sanırım fakat fluorescein 100 lira fazlasına i7 deyince aklımı çeldin :)) fiyatına göre çok güzel ama bakalım aynı fiyata bulabilecek miyim. Kredi kartı kullanmadığım için nakit alıyorum bir de internetten daha önce hiç almadım o yüzden mağazadan almak daha makul geliyor.

Bir de hp'nin ekran kartı olan 6470 nvidia'da neye karşılık geliyor fikri olan var mı acaba?

iki ürün arasında dell daha iyidir.(i7 lisi bende var)

dell ile aynı fiyata 2 rem fazla 250 hdd fazla bir ürün daha var.sadece dell in ekran kartı daha iyi.

www.darty.com.tr

@uykulu çok teşekkürler cevabın için... Şimdi o da aklımı çeldi. Darty ile ilgili güzel şeyler pek duymamıştım ama sonuçta teknik servis hepsinde aynı... Fakat i7 olması ve aynı fiyat olması çok cezbedici.

Bu arada bir ayrıntıyı daha hatırladım. Dell'in i5 modelinde usb 3.0 var, fakat i7'de 2.0 :))

@only alcoholica yoo, nereden baktın ona? bendeki modelde gayet 2 tane usb 3.0 girişi var :)

edit: evet ben yanlış okumuşum. darty'deki o model i7 değil ama. :)

Ya evet hepsi güzel ama bir türlü karar veremedim yahu :))) Bu durumda şunları düşünmemiz gerekiyor sanırım:

i7 - i5 arasındaki fark mı daha büyük?
2 gb fazla ram mi daha önemli?
520 m veya 525m yerine amd 6470; işlemci olarak ise 2430 yerine 2410 yüz lira kurtarmaya değer mi?

bunları geçtim ekran kartlarının kaç bit olduğunu öğreneceğim daha yarın. 64 bit almayayım değil mi yanlışlıkla? 128 sanırım normaliymiş, 192 en üstüymüş falan.

Ya hepiniz çok yardımcı oldunuz çok teşekkürler tekrar :Ş)

> i7'nin performansı haliyle i5'den daha iyidir ama günlük kullanımda farkını çok da hissetmezsin. önemli olan işlemci hızı.
> geforce 525m, radeon 6470'den çok daha iyi, değer yani, ama 2430 ile 2410 arasındaki fark ise hissedilmeyecek kadar az, 2430 azıcık daha iyi. senin tercihin.
> 2 gb fazla ram daha önemli değil, zira bütün laptoplarda hızı belirleyen faktör ram olmuyor, harddisk oluyor. (rpm'i düşük olduğu için daha yavaş çalıştığından dolayı) şimdiki sistemlerde 4gb ram ideal, fazlasına gerek yok.
> 64 bit ekran kartı bulamazsın zaten piyasada, ve şimdilik 768 bit'e kadar da yolu var onların, ama, bu bit, veriyolu hızı yani, ekran kartı performansını dolaylı yoldan etkileyen bir şey. misal veriyolu çok hızlıdır ama belleği kötüdür, eşek/altın semer ilişkisi olur. yani fazla takılma onlara.

dell'den komisyon alıyor gibi görünmek istemiyorum o yüzden susacağım. içinden ne geliyorsa, bütçen hangisine uygunsa onu al. :)

host dosyandan ayarı kaldır, düzelir.

eskişehir'e bir sene oluyor gideli ama espark'ta deichmann vardı sanki, öyle kalmış hafızamda. büyük ihtimalle orada olabilir.

mağazanın adını bilmiyorum ama jack&jones'un tam yanında, orada var..

new balance'ın olduğu katta mı?

gittim buldum başkalarına da lazım olur diye dükkanın ismi: neo fly

Aynı seyı sen yapsan bu kadar gostere gostere coktan orospu damgası yemıstın. Sen bu okuze sevgılı demeye devam ettıkce o daha cok yapar boyle seyler. Haklı cocuk, senın gıbısını bulsam ben de yaparım.

normalde kıskançlığa, hatun tribine ve facebookta ilişki durumuna karşı biri olarak haklısınız gibi. nitekim erkek kişisi sizi sevgili mi olarak görüyor yoksa fuckbuddy mi, bir emin olun.

sevgili açgözlü ve aranıyor. bu şekilde davranması normal değil.

sevgilin seni terk edecek.

atmacaged artı bir.

valla bence haklısın. rahatsız edici bir durum

atmacaged +1

sen de aynını ona yap, benle başla mesela.

kaç kaç kaç kaç kaç kaç kaç

aynı soruyu daha önce de sormuştun geçen gün sanırım. neyse. sevgilin artık umursamıyor belli ki gözden çıkarmış seni. daha da üzücü bir şeye şahit olmadan ayrıl sen ondan.

ulan böyle bi' hatunu bi' biz bulamadık arkadaş ya :D

elemanı ıslak sopayla döv.

oha bu boku ben yesem başıma ne gelir bilmiyorum. peygamber sabrı dedikleri bu olsa gerek.

bir de, seninki terk edicek seni. demedi deme.

aldırsın.

bahsi gecen sensin sanirim. sunu anlamadim: bir onceki duyuruda herkes aldirsin demis, sahsi fikrimi sorarsan, bu kadar cevabi "aldir" olan bir soruya degil duyuru acmak, iki dakika dusunmem bile. tekrar tekrar sormanin sebebi nedir? kararsiz olmaktan daha cok, aldirmak istememe durumu ve birinin aldirma diye seni desteklemesini beklemek mi? demek istediğim, bence sen aldirmamak konusunda coktan kararini vermissin de kendine destekci ariyorsun. aldirma tabii o zaman.

aldırsın.

@kenarortay bu kadar sert çıkışma. çocuk aldırmak kolay bir iş, evet. ama psikolojik olarak öyle değil. hormonlar, anaç dürtüler. bir kadın için yaşanabilecek en zor durumlardan biri. eğer yüz defa aldırsın denmeye ihtiyacı varsa ben yüz defa da söylerim, sorun yok.

aldırsın. en doğrusu budur.

adam ne kadar da insanmış...

kenarortay : haklisin herkes aldirsin dedi ailem de dahil, aradigim destekci degil aslinda , yani destekci tabi de , hani insanlar aldirsin dedikce bi salagin ben oldugumdan daha emin oluyorum , daha kolaylasiyo gibi karar vermek. saglikli dusunemedigimden hormonlarin etkisiyle asiri duygusal davrandigimdan falan emin oluyorum sanirim.muhtemelen haklisin ayni soruyu ikinci kez sormak aptalca gibi , ama iste kafam o kadar bozuk ki . sordum gitti , galiba ne yaptigimi ben de bilmiyorum pek.

Aldırsın bence de.

anlayabiliyorum. ama şanslısın ki olacakları önceden görecek bir örnek var önünde: zaten bir çocuğun var. onun bunları yaşıyor olmasından memnun musun? bir canlıya daha yaşatmak ister misin bunları? üzülmesin diye yeterince uğraşmak zorunda olduğun bir can varken, iki katı bu sıkıntıya ne gerek var? ztn sıkıntın var bir sürü şu an, bunlar hamileyken çocuğunda allah korusun ne etkiler birakabilir, bir de bu tarafi var. sen kendini hazir hissettiginde, istedigin insandan yine olur çocuğun. hem kendini hem doğacak bi canı üzme.

@fluorescein senin gibi biri olacagini bilsem hic dusunmem dogururdum bu cocugu . tesekkur ederim
aldirdiktan sonra kafayi yersem gelir azicik dertlesirim sizinle yine . tesekkurler