potansiyel tartışmalara istinaden bir not:
olayın felsefi/ahlaki tarafında değilim. "torrent kullanmıyorum" demiyorum. yahut "torrent kullananlar hıncaldır ve uluçtur, umarım 23 dakika içinde derhal ölürler" falan da demiyorum. sadece tanımını söylüyorum. üzerinde emek sarf edilmiş ve karşılığında gelir beklenen bir üründen, illegal yollardan istifade etme eylemi tanım olarak suç mudur sorusuna cevaben söyledim. yoksa ben de torrent kullanıyorum, hatta dizileri direkt olarak öyle indiriyorum, çünkü izlediğim dizilerin bazıları çoktan yayından kalkmış izleme şansım yok, bazılarını da türkiye'de istesem de izleme imkanım yok. keşke netflix de spotify gibi türkiye'ye giriş yapsa. ne tatlı olur.
---
elbette suç. aldığın bir hizmetin karşılığını ödemediğin (mutlaka para ödemek zorunda değilsin, spotify kullanırsın, adam sana reklam dinletir ve bu şekilde para kazanır, sen yine ürünün lisans sahibine ödeme yapılmasını sağlamış olursun) müddetçe suç işliyorsun. işliyoruz. crack'li windows, office ya da başka bir şey, hepsi bu kapsamdadır, hırsızlık suçudur. yakalanır mısın, ne kadar üzerine düşülür meselesi ayrı. ben tanım olarak söylüyorum sadece.
tüm o ekibin emek vererek, devasa yatırımlar yaparak hazırladığı ürünü bedavaya izleyerek emek hırsızlığı yapmış oluyorsun. yapımcılar da bu işin peşine son dönemde iyice düşmeye başladı. son örneği
popcorn time isimli uygulamanın başına gelenler.
fakat türkiye'de siber suçlarla mücadele meselesi çok havada. bildiğim kadarıyla türkiye'de korsan yayıncılık ile ilgili başına ciddi iş açılmış sadece bir kişi var,
dizimag'in sahibi. o da torrent değil. başka örnekler de olmuştur belki benim duymadığım.