Opet alıyorum ama Shell olsa Shell alırdım.

Shell cok fark ediyor

Shell. Benden önceki sahibi hep shell'den alıyormuş, ben de öyle devam ediyorum. Başka denemedim hiç.

shell genelde. yakında yoksa opet.

BP

Shell

shell

Shell.

shell

Dizel için konuşacak olursam Shell. Uzun süre Opetten aldım ancak Shelli deneyince hissedilir performans farkı oldu.

Opet ya da Aytemiz.

Aytemiz yol üstü olduğu için. Yoksa genelde Opet'ten alırım ama çok da ayırt etmem. Shell'den de aldım, BP, Total'den de aldım.

Adı sanı belli olmayan yerlerden almıyorum sadece.

Shell

shell

Petrol ofisinin kendi işlettiği istasyonundan alıyorum

Opet ama cok da guvensigimden degil. Aliskanlik olmus bir de bana yakin. O yuzden tercih ediyorum. Bir ara shell den aliyordum

Shell alıyorum çok sıkışık durumda değilsem başka aramam ama olursa BP alırım opet, petrol ofisi vb. olanlara hiç güvenmiyorum.

ne kadar iyi kapatilirsa kapatilsin alkolu ucmus olabilir, kola gibi dusunun siseyi acip sonra kapatinca ilk gunku tadi olmuyor. 3 yil da az bir zaman degil

Hayır o sürede bozulmaz. Işık ve sıcaklığı minimalde tutmaya çalışın ideal içim için.

Yüksek alkollü içkiler öyle kolay kolay bozulmaz

götür hocam afiyetler.

Bozulmaz, benim yerimede için.

driveandlisten.herokuapp.com

bir de baskalarinin pencerelerine konuk oldugumuz site var. bu da ilginc

window-swap.com

@exlibris muhteşemmiş bu ya canlı mı?

virtualdrive.bingepost.com

Drive&listen

ritz otelleri bir cok filmde vardir

eski filmlerde hilton ve tarabya otel cok kullanilmis.

four seasons standart. ozellikle new york'ta falan.

Gercek olmasi sart değilse Avrupa Yakasindan, Asparagus

Gerçeklerden John Wick, continental hotel.

Bende uygulamada var web sitesinde yok.

Ben de web sitesinden ve tlefonda da chromedan kullanıyorum ondan göremiyorum demek.

Evet.

Bende yoktu uygulamayı güncelleyince geldi.

Telefonda twitter lite kullanıyorum bunda o özellik yok

web surumunu kullaniyorum webde goremedim. yok galiba.
telefonda da uygulama indirmedim, chrome'dan aciyorum, onda da yok. sanirim sadece uygulamada var

İnternet ya da Bauhaus?
Ancak o kapıların montajı için de biraz kesme biçmeye ihtiyaç var. Yapabilecek misiniz?

www.koctas.com.tr

eksisozluk.com

kesme işini halledebilirz diye düşünüyorum. Koçtaş sitede var ama çok az aslında bol çeşit olan bir yer var mıdır diye sormuştum.

Keserken demir testeresi kullanın ve üzerine bant yapıştırıp bant üzerinden kesin.
İnce dişli olsun ki Çapak yapmasın

Bu işler sayın cem yılmazın dediği gibi tamamen duygusal sen çinden alıcan ki yarın öbürgün sana kasa açsın, kredi versin. Ha gelse ben olur muyum ? sabahtan sıraya girerim olmak için.

Bakış açının ve argümanlarının aşırı saçma olduğunu düşünüyorum

biz siparişi çoktan vermiştik zaten. yoksa bizimkilerin yerine çini tercih ettik diye bir durum yok. ama iptal edebilsek yerine bizimkilerinkini alsak daha iyi olurdu ama olabileceğini zannetmiyorum.

@ivebeen Haberi okusaydınız bir :)) o zaman anlarsınız neden aşı seçtiğimi.

ben de sahsen alman asisini tercih ederdim ama,linkte aralik ayinda cin asisini alabilecegini soylemis, demek ki cin asisi aralik ayina kadar turkiye'nin talebini karsilayabilecek. muhtemelen pfizer'in asisini aralik ayinda alamiyorlar cunku on siparisleri diger ulkeler vermis ve bize kalmamis olabilir. eyyorlamam bu kadar

Hangi Cin asisindan bahsettigini bilmiyorum yazmamislar ama muhtemelen Sinovac olabilir. Okudugum kadari ile zaten Sinovac su an Turkiye'de klinik testler yapiyor, Ekimde 1300 kisilik bir test, devaminda ise 12000 kisilik bir test planlamislar. Muhtelemen 12000 kisilik testin sonuclari yakin zamanda sonuclanir, dolayisiyla bakanlik zaten bu sirketle iletisim halinde oldugu icin hizli bir sekilde cok sayida doz getirtebilir.

Pfizer asisi icin, ne kadar iyi olsa bile sonucta uretim kapasitesi sinirli o yuzden onumuzdeki 2-3 ayda Turkiye'ye ne kadar doz satabilirler belirsiz.

Amerika, daha aşı doğru dürüst ortada yokken Pfizer/Biontech'e kamyonla para yatırıp; 100 milyon doz satın alma yaptı.

Eh hiç değilse birkaç on milyon doz da Alman hükümeti almış olsa; ilk parti üretimlerin tamamı bu ülkelerin ihtiyacını karşılamaz bile. Bize sıra gelene kadar çok var.

İşte o yüzden, bizimkiler de Çin aşısına yazılmışlar demek ki. Rus aşısı için de görüşüyorlardı en son.


Kaynak: www.pfizer.com

En güvenli ve en işe yarayan aşı olduğu yok. Kendileri de diğer adayların daha başarılı olduğunu bildikleri için bir an önce ruhsat alma çabasındalar.

Bir de bu mrna aşısı. Uzun vadeli bağışıklık sistemi rahatsızları çıkarmayacağı ne malum? Tercih şansı bırakılsa ben Çin aşısını seçerdim. Gerçi tercih şansı verilse hiç aşı olmam ama muhtemelen aşı olmayanların sosyal hayattan kısıtlanacağı bir dünya düzenine doğru gidiyoruz.

çin'in üretim gücüyle almanya'nın ki bir değil, tüm ülkeler aşı peşinde, kim bilir ne kadar da sıra var. yani üretim gücü çok önemli, aşı bize bugün lazım 10 sene sonra bütün dünya aşılandıktan sonra değil.

çin isterse çok kısa sürede aşı üretebilecek tesisleri kurup atıyorum ülkenin 2 3 büyük şehrini hatta 10 şehrini aşı üretim tesis haline getirebilir.

Büyük tekellerde oluyor, ama direk hediyelik alkoller o kutuyla satılıyor. Sadece kutu verirler mi bilmem.

İçki dükkanlarında karton şarap torbaları oluyor ince uzun, belki onlara sığabilir. Bulamazsanız şişenin boynuna güzel bir fiyonk yapabilirsiniz.

kutu yerine guzel bir ambalaj kagidi alip siseyi sarip kurdele ile de verebilirsin.

sunun gibi www.duckhorn.com

hurdahane var suradaki gibi seyler yapiyorlar kisiye ozel calisiyorlar belki sevebilirsin: www.instagram.com

var, şişeye özgü karton torbalar oluyor.
kutucularda silindir kutular da var ama gereksiz. süslü karton torba iş görür.

aşı herkese yapılmıyor. e-nabızda gözükmesi gerekiyor.

Yoo bu sene boyle. E nabiz veya e devlette asi ciktigini gorebilmesi gerekiyor. Ciktigi vakit eczaneye gidecek, eczane asiyi temin edip hastaya verecek, hasta da alip onu aile hekiminde vurulacak.

Eger e nabizda asi olamazsiniz yaziyorsa olamiyor.

@jelly bear

işte tam olarak anlamadığım o, babam 65 yaş üstü kronik rahatsızlığı da bulunuyor. e-nabız'dan bir şey mi yapmam gerekiyor, nereden ne yapmam gerekiyor anlamadım. aşı takvimi diye bir şey koymuşlar. böyle görünüyor, hiç biri yapılmamış olarak. burada grip aşısı ile ilgili de bir şey yok.

HEP-B I II III
SUÇiÇEĞİ I
HEP-A I II
BCG I
DABT-İPA-HİB I II III R
KPA I II III R
KKK I II
OPA I II
DABT-İPA R
TD ADULT

e-nabiz'a girin (e devlet sifresiyle giriliyor)

ana sayfada altta bir bilgi kutusu var orada asi risk grubundaysa, aile hekiminize gidin vs gibi bir uyari cikiyor, asi grubunda degilse linkteki gibi uyari balonu cikiyor.

bunu kontrol edip oyle aile hekiminize gidin, asi cikmadiysa gitmenize gerek yok.

prntscr.com

not: ekstra bir sey yapöaniza gerek yok, sadece girip bilgi balonunu kontrol edeceksiniz. piyango gibi ya asi cikmistir ya da cikmamistir. cikmadiysa asi olamiyorsunuz

hah tamam, anasayfadaymış görememişim. teşekkür ederim hepinize.

bazi magazalar seni tanimak ya da sistemdeki musteriyi cagirmak icin tel numarasini kullaniyorlar, indirim, alisveris avantaji vs bu sekilde bellli oluyor, sadakat programlari icin istiyorlar. bunu mu soruyorsun?

Şu anda E-Fatura mevzusu da etkili, faturanız sms'le iletilebiliyor, bunun yanında sadakat programı üyeliğiniz varsa o fatura formu otomatik dolmuş oluyor.

Sadakat programları müşteri tanımak ve reklamlar için kullanılıyor, mesela migros, uygulamasında benim son zamanlarda aldığım ürün grubuna göre money kampanyası oluşturuyor, zaten indirimler içinse kullanmak zorunlu.
Bir çoğu rahatsızlık verici reklam maillerini ve sms'i kapatmaya izin veriyor kolaylıkla ama veri işlemeye devam ediyorlar.

Ya telefon ya mail vermezsen nasil bilgilendirme olacak ama? Normalde o telefon sadece siparis bilgilendirmesi icin kullanilir ilk isteme sebepleri de o tabii ki ama sonrasinda da silmiyorlaridr eminim :)

arkadaşıma sormuştum motor tamircisi, yani arabalara motor yapıyor.

200 bin 300 bin 500 bin hatta milyon kilometrede değiştirilenler var. araç modeline göre değişiyor demişti.

bunlarda sistem şöyle, yağ basıncıyle çalışan otomatik gergi sistemi var, zincir ne kadar uzarsa uzasın bu otomatik gergi sistemi yüzünden bolluk yapmıyor.

araç markası üstüne çalışan bi motor ustasına telefon aç sor.

bazı araçlar eşek gibi sağlam oluyor bu triger zincirlerini de çok az değiştirmiştir ustalar ya da komple motor yapmışlarsa, sandık motor almışlarsa riske atmamak için değiştirirler.

O zinciri görsen değişmeye gerek olmayacağını anlarsın zaten. Bakımlarda ihtiyaç varsa gerdirilir. Onun haricinde bazı ustalar her ihtimale karşı 200bim km de bir değiştirilmesini söyler. Değiştirmeyip de bi sıkıntı yaşayan görmedim ama.

dizel metal zincirler kontrol'de bir sorun görülmedikçe değişmiyor
darbe almadığı için çatlamaz, çok yüksek sıcaklıklara çıkmadığı için dayanımı düşmez,

plastik zincilerdeki gibi kullanım ömrü yok

Asıl dikkat edilmesi gereken yer zincirden ziyade o zincirin bağlı olduğu devirdaim pompasıdır.

Eski aracımda 210 binde değiştirmiştim. Çıkan zincirin durumu da kötü değildi, zorlasan bi 100 bin gider gibiydi en azından. Ama bu işler riskli. Başkasında kopmaz ama gelir sende kopar. Risk almaya değer bi parça değil 1500-2000 neyse verip gönül rahatlığı sağlamak en güzeli. Tabi değiştirme periyodu geldiyse.

ben de araya girebilir miyim?

servis bana 5 yil sonunda tum kayislari degistirilmesi gerektigini soyledi, sadece triger kayisi icin yaklasik 4-5 bin lira tutar dedi,

ben degisim yaptirmadim ama en kisa surede yaptirin bu kayislarin 5 yil gibi bir omru var dedi

arac: fiat dizel km: 35.000

yetkili servis ise insafsız ama normal
triger seti diye arat
www.hepsiburada.com
max. 1kya gerekli her şeyi bulursun

motor işçiliği gerektiği için de 500 tlye iyi bir usta yapar
her şeye zam geldiği için fazla ister isterse


plastik triger kayışı ise 8 sene ya da 120k km de değişmesi gerekir (vw serisi böyle)

fiat fabrikadan daha kalitesiz bi şey taktılar diyelim 6 sene 90k km dayanır
ama en iyisi bakım kitapçığına bak

plastiğin ömrü vardır hiç kullanmasan bile değiştirmen gerekir
ama az km yapmış, çok soğuk-çok sıcak görmemiş arabanınki biraz daha çok dayanır

para ihtiyacı varsa ne kadar verseniz o kadar iyi.
bir de sigara gibi günlük harcaması varsa askerde çok ihtiyacı olacaktır.
yeme içme konusunda maliyetler düşük ancak askere gidince alınan eşya don atlet günlük sigara vs gibi masraflarına destek olması açısından mantıklı.
ilk giderken 300-400tl olsa yanında rahat eder acemiliği boyunca. siz de kendi bütçenize göre kişi başı 50 yada 100 tl vererek destek olabilirsiniz.
bu işin askere gidiş şekli de var tabi verilen yol parası para değil, uçak ya da otobüs bileti için de ihtiyacı olacak ilk başta.
açıkçası madem ihtiyacı var ve bunu düşünecek kadar seviyorsunuz arkadaşınızı, gönlünüzden ne koparsa en iyi şekilde destek olun derim.

Her biriniz 100 lira koyup verebilirsiniz. Haftada bir çarşıya çıksa, cep harçlığı da alacağı için 2 aya anca bitirebilir zaten o parayı.

sigara kullanmadığını kabul ettim.

doğrudan para vermek yerine uçak biletini alın.

50 lira para mi?.

250serden verin Temiz 1000 lira.

bence en az 1000 lirayı bulun bir şekilde. ihtiyacı da var diyorsunuz çok makbule geçer.

parayı halledersiniz vereceğiniz diğer bir tavsiye de "temassız özellikli kredi/banka kartı" olsun. Ben corona yokken bile çok faydasını görmüştüm, sıraya giriyorsun kantinde asker kartını alıyor şifreni soruyor vs. onunla uğraşmak yerine kartı basıp geçmesi daha kolay ve hızlı.

En az kişi başı 100 tl yeterli.

Bütçeniz yoksa 100 er lira. Bütçeniz varsa 250şer lira. Süper durumdaysanız 500er lira.

Her birlikte temassız pos olduğunu varsaymak çok iyimser. Temassız olsa bile oradaki varlığı pamuk ipliğine bağlıdır. Kantinci açığını kapatmak için çaktırmadan 1er 2şer tl fazla çeker, teğmenin kulağına gider ve pos cihazı kaldırılır. Pos arızalanır değişime gelmezler.. atm uzaktır parayı çekemez.. bi sürü sorun..

Muhafaza ettiği sürece nakit iyidir.

@incresiblemau hocam askerde kantinde nakit geçmediğini biliyorsun değil mi? pos standarttır.

@IncredibleMau birliklerde nakit geçmiyor artık.

:O bilmiyodum, pardon :)

125 er lira verin, 500 lira iyi bir harclik olur

Bugün bir tanıdığın nikahına gitsen bir gram takıyorsun 500 gidiyor.
Madem ihtiyaçlı biri 250şer verin.

Er olarak gideceği için ömürlük dua almak istiyorsanız kişi başı 250 lira ama siz de zordaysanız 100 lira bile dişe dokunur. Askere giderken durumumuz iyi değildi. Pilavı teyzem, tavuğu komşumuz üstlendi. O gün mevlide gelenler totalde 1300 lira bıraktı. O kadar sevinmiştim ki.

Min 500

Bence de bir kolpanın içindeyiz.

Adı üstünde 2019 yılının virüsüyle uğraşıyoruz. Halbuki 2020 bitti 21'e gircez.

Kaldı ki zaten her sene evrim geçiren virüsleri nasıl takip edip de şak diye aşısı çıkarılıyor ama bu covid-19'un aşısını bulmak bu kadar çok zaman alıyor anlamış değilim.

Grip olup atlatan da bir daha grip oluyor ama grip aşısı da var.

Grip aşısı bu yüzden her sene farklı üretiliyor, her sene gidip tekrar vurulmak gerekiyor. Kimse covid19 aşısı için şu kadar sürede tekrar olacaksınız demiyor.

Ben de bilmiyorum. Bu aşıyı vurulmak zorunlu kılınmayacak herkese diye düşünüyorum, o yüzden aşı vurulmayı düşünmüyorum.

Şu an için amaç hastalığı bitirmek değil,
Amaç kapanma benzeri ekonomiye zarar verici tedbirlere başvurma gereği kalmadan hasta sayısını sağlık sisteminin kapasitesiyle uyumlu sayıya indirmek.
Yani
Amaç yangını kontrol altına almak.
Yangını söndürmek sonralık iş.

asinin hastaligi bitirme gibi hedefi oldugunu dusunmuyorum, ayni grip asisi gibi dusunun. grip asisi da yillardir var ama grip de yillardir var,

bu hastalik muhtemelen artik grip gibi hayatimizda olacak, asiyi yaptiranlar belki bu hastaliktan korunacak, ya da hafif atlatacak, asi olmayanlar da daha kolay yakalanabilecek

covid is the new grip

iyi düşünmüşsünüz. çiçek solan bişey olmasın daha iç ortam "bitki" si olsun. hem alerji vs yapmaz,solmaz çöp olmaz hem de daha ağır durur.
çikolata için ben divandan büyük boy selection aldım. daha zengin olsam vakko'dan alırdım.

bazı hastanelere çiçek sokmuyorlar bu arada. kapıda heba olabilir çiçek.

Cicek cikolata yerine bir tepsi borek yaptirip hocanin bulundugu departmana hoca adina gonderebilirsiniz. (Hocanin bilgisi dahilinde elbette)
Tipcilar genellikle departman olarak yeme/icme/kutlama islerini yapiyorlar. Hem de bolumde calisan ekip icin moral ve motivasyon kaynagi olur.

spesifik olarak o genç hekime teşekkür etmek istiyorsanız daha kişisel bir hediye uygun olur. kaşkol vs.
eğer genel olarak ekibe teşekkür edilecekse bir tepsi börek +1

Sürekli gelen şey çiçek çikolata,adama bir kıymeti yok,ne olduğuna bakmadan yanlarındaki yardımcılarına veriyorlar.ben bu tip hediyelerde doktor içen birisiyse güzel yabancı bir şarap götürüyorum,bi tık kalın doktorsa iyi bir viski,içip içmediğini çözemediğimde güzel bal,yanına ceviz fındık vesaire kombo yapıyorum,sevinmeyeni görmedim.

kaliteli bir markadan gömlek al degisim kartiyla.yanina da cikolata

cicek gonderilecekse kesinlikle canli cicek olmali, digeri kuruyor curuyor hoop cope, ama orkide ya da succulent tarzi teraryum olabilir,

cikolata da gondermek yerine, kontrol muayenesine giderken bizzat goturulebilir. kahve dunyasindan guzel cikolatalar var, oradan yaptirabilirsiniz

İyi bir markadan güzel bir gömlek + değişim kartı
Neye ihtiyacı varsa onunla değiştirir. Çiçek çikolata yollamak bu covid döneminde hastane tarafından kabul edilmeyebilir çıkışta güvenlikten teslim alması istenebilir

Çok çok az beslenen birisin ve çok sağlıksız besleniyorsun. Tribe girişinden de belli oluyor ki çok stresli çok bunalmış bir haldesin uzun zamandır. Bence bunu bi düzenle ondan sonra daha doğru ve yeterli beslenirsin, dolayısıyla da gıdaların çöpe gitmez. Ama bu gerginlik iyi değil, biraz sinirlensen anında miden deli gibi kasılıp ağrıyordur eminim, çünkü belli ki hırsını iştahından alan bir yapın var, her durumda mideni muhatap alıp tribini midene atıyor. Onun için kraker, onun için müsli... asidi durdurmaya çalışıyorsun.

Lütfen akşam yemeklerini yarım saat tempolu yürüyüş veya koşudan hemen sonra ye. Yoğurdunu mutlaka ye her akşam, meyveli süt yapıp yanına al öğün olsun sana. Lütfen şu gerginliğinin üzerinde çalış. Bunun daha yetişkinliği var, yaşlılığı var...

@1bir1bir1

çok boktan beslendiğimi biliyorum ama bunu hiç umursamıyorum. hep kötü beslendim ben. acıkıp gidip jelibon yerim. yemek yemeyi hiç sevmem. keşke yemek hapı olsa da kurtulsam.

hiç gergin ve sinirli değilim. aksine rahatsız edici düzeyde sakin ve umursamaz biriyim ben aslında. ama dediğin gibi midemde bir sorun var. çok bulanır. üzülürsem de bulanır. yemek görünce de bulanır. başkasının yemek yediğini görünce iyice bulanır. corona olmadığı zamanlarda dışarda da çok bir şey yiyemezdim.

sürekli paketli aburcubur tüketiyorum ki aslında onlardan midem bulanması gerekiyor.

@panzerkampfwagen iv
ambalajlı sütler açılmadan önce uzun dayanıyor ama. açıldıktan sonra değil. 3 kat kilitli poşet ve en sağlıklı cam kapların içine bile koysam ürünleri midem bulanıyor yiyemiyorum.

yoğurtları minicik alıyorum zaten. açarken kendi kendime diyorum ki . hadi bunu bitirebilirsin bir haftada. yok. ilk gün iki kaşık yiyorum. sonra o iki hafta duruyo bozuluyor.

Yoğurt, en az miktarda al
Süt, yarım litre al
Peynir, 250 gram al
Meyve, 250’şer gram al
Kraker bozulmaz
Dondurma ve pizza derin dondurucuda bozulmaz

Sonuçta bitiremeyip çöpe atıyormuşsun. Yani markete seve seve gideceksin. Gitmezsen aç kalırsın. Gidersen çok alırsan çöpe atarsın. Gidersen az miktarda alırsan çöpe atmazsın.

Kuruyemişler iyice ağzını kaparsanız ya da bir kavanozda ağzı kapalı saklarsanız bir şey olmaz uzun süre. Muzları da kararmaya başlayınca halka halka kesip buzlukta saklayabilirsiniz ben smoothie yapıyorum mesela donmuş muzla çok güzel oluyor. Yemeyeceğiniz şeyleri de hemen açmasanız, aslında sizin elinizde madem küçük boy alıyorsunuz 3-4 gün içinde bitirecek şekilde yeme programı yapabilirsiniz kendinize. Sütleri de 250 ml bi seferde fazla miktar alıp saklayabilirsiniz buzdolabına koymanıza gerek yok son kullanım tarihleri uzun açmadığınız sürece.

Yogurtlu makarna yiyin, icine peynir ufalayin, onlari kullanmis olursunuz.

Sutu musli icin kullaniyorsunuz sanirim, ufak, su 200ml lik pipetli olanlardan alin, en azindan actiginizi komple bitirmis olursunuz her seferinde.

Bademden fln zehirlenmezsiniz korkmayin. Ben 1.7kg lik paketler alip 3 ayda filan tuketiyorum, bisey olmuyor. Yiyin rahat rahat cekinmeyin, et/sut/yumurta/sivi olmayan seyler oyle hemen bozulmaz, bozulunca da renginden ve seklinden anlarsiniz. Bademlerin tadi bayat gelirse firina atin 10-15 dk, mis gibi kavrulmus badem oluyor.

Meyve yemiyorsunuz madem, almayin? Zaten duzgun beslenmiyorsunuz, meyve de yemeseniz olur. Gercekten sevdiginiz seyleri gercekten caniniz isteyince alir yersiniz boylece.

Yogurdu da kafaniza gore atmayin, ustu yesermediyse/pembelesmediyse, tadi eksimediyse yenir o. Ev yapimi yogurt bile 10 gun rahat dayanir dolapta. Peynir de oyle, aylarca dayanir, suyun icinde olup kurumasin yeter. Bozuldugunu zaten renginden/kokusundan anlarsiniz, durduk yere bozulmustur bu kesin diyip atmayin.

Yemekle ugrasmayi sevmiyorsaniz konserve hazir yemeklerden alin, mesela tamek barbunya, patlican kizartma vs. Isitip yersiniz, hizli kolay temiz, yillarca bozulmuyorlar da.

sütü actiktan sonra 2 gun icinde tuketiniz yaziyor ama ben 3 4 belki de 5 gün icinde tuketiyorum, hic de bir sey olmuyor. benim buzdolabi baya sogutuyor sanirim.

yogurt 2 hafta bile dayanir. ekşimediyse ye gitsin.

badem vs. aylarca dayanir.

ben de tek yasayan ve yemek yapmaya usenen bir insanim. ama yemek yemeyi severim, tum gun bir seyler tikinabilirim. ama usendim mi de tam usenirim. bu yuzden her seyi az az aliyorum. getir'den veya baska marketlerden eve siparis veriyorum. boylece hem cope atilmiyor hem de surekli markete gidip risk almis olmuyorum.

meyvelerle smoothie yapmak guzel oluyor. süt ve meyvelerimin bozulmamasini buna borcluyum. her sabah yapip iciyorum. icine badem ve ceviz de atiyorum. 3 5 tane atiyorum ve 1 ay belki de daha fazla yetiyor o marketten alinan kuruyemis paketleri. hic de bozulmuyor.


yalniz cok sagliksiz besleniyorsun. canin istemiyor olabilir ama yemen lazim. bagisikligin dusebilir. neden mideni bulandiriyor yemekler ve yemek yiyen insanlar gormek? bunun icin bir doktorla veya psikologla gorusebilirsin.

ac karna jelibon vs yemek benim midemi bulandirir. tuzlu bir sey ararim. kraker de cok yagli bir sey. kuru ekmek ye daha iyi.

ekmek yemem ben, kurur gider cop olur diye. bir ara tost ekmegi alip sorunu cozdum ama sonra onu da bitirememeye basladim. kucuk paketleri de varmis gerci.

peyniri de iyice sarsan buzdolabi posetiyle, bozulmuyor.

tabagina az az koyma. cokca koy ve bitircem de bitir.

sutasin kutuda peynirleri var, dorde bolunmus halde. onun kucuk olanini al. bir karesi 2 catalda bitiyor zaten. 4 gunde yersin.

yemek yerken bir seyler izlesen belki ne oldugunu bile anlamadan bir bakmissin butun tabagi bitirmissin.

bari tavuk ye, al marketten mesela incik kanat. buzluga atmadan once 4e bol onu posetlere. sonra canin ne zaman isterse yap ye. en kolay yemek. yaglamana salcalamana gerek yok. at baharatini ver firina veya tavaya.

makarna yiyorsan da ton baligi ekleyebilirsin.

Benim haftalık yemeğimi yapan bir kadın var. Küçük boyutta sebzeler alıyorum. Kafasına göre harika yemekler çıkarıyor. Sen de bul böyle bir kadın ve yemek yaptır. Onlardan az az yersin 3-4 günde. Kalan günlerde dışarıdan yersin. Abur cubur yeme, az ama düzgün ye. Pizza boş kalori ve gluten.

İkincisi, çiğ meyve ve sebzeyi akşam saatlerinde yeme. Vücut bunları hızlı bir şekilde sindiremez o saatlerde ve bağırsaklarında çürümeye ve gaz yapmaya başlar. Hatta bakteri florasına zarar verir. Bunları sabah veya en geç öğlen tüket.

okb var mı acaba? bozulduğunu düşünüp çöpe atan ve okb tanılı birini tanıyorum da. anası yemek yapıp gönderiyor, 2 gün sonra bozulmuştur deyip atıyor.

yarım kiloluk süt bile fazla bence. ben minik kutulardaki sütlerden alıyorum hep. çocuklar pipetle içiyor ya hani, 200'lük sanırım. Bir su bardağı yapıyor. Onun bile bazen atıyorum yarısını. Kahvaltıda mısır gevreğini ıslatmak için kullanıyorum mesela, yarım bardak yetiyor. Kutu süt açsam gerisi kalır.

Çikolataların bile minik şişesi var. Asla büyük kutu bir şey almıyorum. "Bu sefer bitiririm herhalde" dediklerimi hep attım.

Bir de, mutfakta vakit geçirmek hoşuna gitmiyor sanırım. Bir gününü feda edip, konserve yapabilirsin. minik kavanozlara koyup, acil yemek istediğimde onları açıyorum ben. hazır konservenin tadını beğenmemem bir yana, bana fazla geliyor miktarı, yine yarısını atmak durumunda kalıyorum.
konserve dediysem, bu seni korkutmasın. patlıcan ve biber kızartmıştım mesela, domatesleri de doğrayıp bir tencerede pişirdim. kızartmayı domatesle karıştırıp, kavanozlara koydum. hazır kızartmalarım var kenarda yani. bunun gibi şeyler yapınca hem evini daha çok sahiplendiğini fark edeceksin, hem de tek kullanımlık sağlıklı gıdaların olacak. muhtemelen istemeyeceksin yapmayı, ama yine de dayanamadım, yazdım :)

anladigim kadariyla cok tuketim yapmiyorsun bu durumda ornegin 200 ml sut alip bir seferde bitirebilirsin, yogurdu da ayni sekilde tek porsiyonluk olarak alip bozulmadan bir seferde tuketebilirsin, biraz pahali olur ama en azindan israf olmaz

surekli olmasa da, eger cok kalabalik bir yere gidiyorsan ve masken de ince gibiyse iki tane ustuste takabilirsin,

ama acik havada cok kalabalik bir ortamda degilsen gereksiz gibi

ben cevabın "evet" olduğunu düşündüğüm için 1 aydan fazladır çift maske kullanıyorum.

kendinizi korumak istiyorsaniz ffp2 / ffp3 / n95 maske alip dikkatle kullanmalisiniz (icini temiz olmayan hic bir yere degdirmeyerek)

yukarida ici temiz olmayan bir yere degmeyecek derken, buna (bir kere disarida vakit gecirdikten sonra) ceneniz, bogaziniz, kolunuz vs. dahil. Maskenin yuzunuze bakan tarafi acik oldugu zaman kontamine olur, ondan sonra agziniza taktiginizda hastalik kapasiniz yoksa bile agziniza burnunuza soktugunuz icin hasta olursunuz.

Maske çok nemleniyor ben çift maske hiç takamadım.

Abim tek maskeyle coronaya yakalandı. Dün konuştuğumda çift maske tak dedi. Alabiliyorsanız n95 maske daha iyi tabi

ben çift takıyorum 2 aydır kapalı ortamlarda

o siyah ekrani soruyorsun, insan bosta bulunup "kabul et" secenegine yanlislikla basabilir ve hic istemedigin bir tarifeyi kabul etmis olabilirsin, ben de arastirdim ama cozumunu bulamadim. flash sms olarak geciyor ve sanirim ayarlardan kapatilaamiyor,

takipteyim

Ben Turkcell e açıp sordum.kapatamayiz ama azaltılabilir dedi.azaldi gibi bimaktar.

Gıdık oranı yükseldikçe ürünün fiyatı ve yumuşaklığı doğrultusunda konforu da yükselmektedir, ayrıca sıcak tutma eğilimi de artar. Sırt tüyü telekli olur genelde, telek de kalın tüy demektir. Biraz daha rahatsız edebilir.

kaz tuyu mont almayin, kaz tuyu gibi olup ici sentetik dolgulu olan montlari tercih edin, kazlari canli canli yolduklarini izledigim icin nefret ettim

www.youtube.com

önce izleyin, hala eliniz gidiyorsa alın

Yıllar boyu ailecek kaz tüyü mont giydik, zamanında iyi de para verdiğimiz montlar oldu ve bugüne bugün 15-20 yıldır giydiğimiz ve hala sımsıcak tutan montlar hepsi. Hala da giyiyoruz.

Ama biz de biraz bilinçli olduğumuzdan beri yıllardır almıyoruz, son aldığımız montların hepsi sentetik, yine gayet sıcak tutuyorlar. İlla kaz tüy alacaksanız @karacigerim vur kadehlere +1

Olurum.

olurum,

grip, zaturre, tetanoz asisini da cok arastirmadan oluyoruz

olurum, böyle şeylere değer veriyorum.

Aşı karşıtı değilim ama ilk yaptıranlardan olmam sanırım.

Yan etkileri belli degil geyigini de anlamiyorum, 30 sene bekliceksiniz yani?

Olmam, ilkokul zamanı yapılanlar hariç hiç aşı yaptırmadım çünkü hiçbirinin işe yaradığını düşünmüyorum.

aşı açıklanmadan olma ihtimalim vardı, olmadım ama çekindiğimden değil tembellikten.

Konetsu +1.

Biri dusuncelerimi dile getirmis nihayet, oh be.

Aynisini grip icin de dusunuyorum, grip olursam 1 hafta yatar iyilesirim, o yuzden asisini olmuyorum her yil. Yasim genc, bagisiklik sistemim guclu, yedigime ictigime dikkat ediyorum, 1 hafta hastaliktan yatsam hayatimda biseyler degismez, bu riski alabilecek luksum var. Henuz hic grip olmadim yetiskin olali. Tavsiye ya da aksini yapani yargilama degildir, kendi kendime uygun gordugumu anlatiyotum sadece.

Olursem de kismet.

Olurum çünkü araştırmaların başarı oranı var. Benim aşı olmam başkasına bulaştırmamam demek. 1 haftada geçiririm diyenlerin 2 hafta Korona karantinasında kalacaklarını zannetmiyorum, illa dışarı çıkacaklar, bu da aşısızlara bulaştırma demek. Hala bunları konuşuyor olmak garip.

Risk grubunda olsam, ya da etrafimda asemptomatik tasiyici olarak farkinda olmadan riske atabilecegim birileri olsa tabii ki de asisini olurum. Bu ayni hastayken kimseye bulastirmamak icin evde oturmak gibi bir sey. Su an bile, tam tamina 9 aydir, evden market/park disinda bir yere cikmadim, tanidigim insanlarla parklarda gorustum, daha kalabalik bir ortamda bulunmamin ardindan (hafta sonu parklarin normalden kalabalik oldugu zamanlar mesela) 2 hafta evden cikmayacak sekilde hareket ettim. Tum bunlarin arkadsindaki motivasyon, benim vurdumduymazligim yuzunden bir baskasina zarar gelmemesi, kendimi korumak degil.

Yakinimda riske atabilecegim kimseler, colugum cocugum vs yok. Korona sonrasi olusabilecek saglik sorunlarinin da riskini almaya raziyim kendim icin. Yasadigim yerdeki saglik otoritelerine de epey guveniyorum. Su asamada asiyi nufusun 1/3une yapacak sekilde planladilar, risk grubundaki insanlari onceliklendirecek sekilde.

güveniyorum. gelip saplasalar keşke enjektörü de kurtulsak. bıktım artık bu kapalı hayattan

evden çalışıyorum, yalnız yaşıyorum, zaten şu anda bile istesem de istemesem de karantinadayım işlerden dolayı.

nüfusun üçte biri zaten olacak, bu da salgını oldukça geriye çekecektir.
özellikle risk grubundakilerin olması elbette gerekli, aşı karşıtı değilim ama ilk etapta yaptıranlardan olmam.

grip aşısı da hiç yaptırmadım ve grip olmuyorum yıllardır.
ama konu bundan çok aşının fazla yeni olması.
yaşam tarzımdan dolayı süreci inceleme lüksüm olduğu için yaptıracaksam da beklemeyi tercih ederim.
sürekli insan içinde olsam farklı düşünebilirdim belki.

edit:
bir de eklemek isterim ki, "aşı geldi, corona bitti" gibi bir şey yok.
grip aşısı da var ve gribin de kökünü kurutamıyoruz çünkü her yıl mutasyona uğrayan bir virüs söz konusu.
her yıl yapılan grip aşıları da buna göre yenileniyor.
bakteri olsa tamam, o farklı.

yani "herkes aşı olursa hastalığın kökü kuruyacak, aşı olmayanlar yüzünden kurumuyor" durumu söz konusu değil.
herkes aşı olsa da bu devam edecek.
aşıyı olanın bile hastalanmayacağı kesin değil, en ufak bir mutasyona bakar.
sadece aşı olanın ölme riskini azaltacak ve toplum genelinde öldürücülüğü ve salgının gücünü aşağı çekecek.

olurum

Konetsu +1

Multimilyarder şirket daha da zengin olsun diye kendimi denek yapmaya hiç noyetim yok. Herkes olacak diye şart olsa dağa kaçarım, yine o aşıyı olmam. Panik sebebiyle bu şekilde yalap şalap piyasaya verilen bir aşıya hiç güvenim yok. Cahil diye siz yapistirmadan söyleyeyim, avusturyada moleküler biyoloji doktora öğrencisiyim.

Olurum. Bünyem çok kuvvetli. Yan etki falan da olmaz bende.

Bir tarafta koronayi vefat etmeden gecirsek bile cigerlerde yaratacagi hasar diger tarafta asi. Ben asiyi alayim

çoğu kişi olmadan olmam.

Ben olurum. Kendi tahminlerimden çok kendi doktorumun önerilerine uyuyorum.

Olmayana da “aşı karşıtı gerici” muamelesi yapmam. Herkesin kendi vermesi gereken bir karar.

Güvenirim ve olurum.

Kasıtlı olarak aşı olmayanlar yarın birgün dünyada birçok ülkede hastaneler, kamu hizmetleri, toplu bulunan alanlar (kafe, restorant vb.) banka şubeleri, sınıflar, ofisler ve hatta toplu ulaşımdan bile faydalanamayacak göreceksiniz.

bizi ülkeye gelip de sıra bana gelen kadar (öncelik sağlım çalışanları, yaşlılar, kronik hastalar vs olur) zaten etkisi az çok belli olur, ona göre pozisyon alırım. büyük ihtimalle olurum yani.

muhtemelen şöyle olur, şu an çoğu şirket home office çalışıyor herkesi yavaş yavaş ofislere çağırırlar ama aşı olduğuna dair belgeyi şirkete iletmek kaydıyla. hali hazırda sahada çalışanlara bu belge zaten zorunlu olur.

yani pek kişisel tercihe bırakılmaz bu durum. tabii yeterince aşı dozunun tedarik edildiğini varsayarsak.

ben herhalde kendi isteğimle olmazdım, karantina-maske-sosyal mesafeye dikkat ederek yaşamaya devam ederdim bir süre daha.

Cocukken, 10 yaşlarındayken grip aşısı olmuştum annem ol dedi diye. Sonra orta kulak iltihabı geçirdim. Denenmisi bile böyle olabiliyorken çalışmaları için önceden yine o çalışmaları gerçekleştiren kurum ve mevkilerdeki kişilerin kısa olduğunu söylediği sürede çalışmaları tamamlandı denen bir aşıyı olmam. Olmak için kosturanlara da bundan sonra şüpheyle bakacağım.

şatobiryan dediğin şey kalın kesilmiş bonfile. yani dilim şeklinde değil de, küp gibi kesiyon, şatobiryan oluyo. böyle için pembe kalacak şekilde pişirip üstüne de kremalı mantar sosunu dökünce o dediğin oluyo işte.

ben de yemedim ama yesem de fark yaratacak ooo bu neymiş yaa dedirtecek bir şey olduğunu sanmıyorum.

Küp şeklinde falan değil. Şatobiryan bütün bonfilenin daha da yumuşak olan orta kısmından çıkan parçanın pişirilmesinden elde edilir. Ama özünde bonfiledir yani. Mantar sosunun lezzetli olması da mantarın türüne bağlıdır. Y.dışında bazı mantar türleri var ki çakıl taşının üzerine dök onu da yedirir, o kadar lezzetlidir.

O aşırı lezzetli mantarların hepsi Turkiyede de yetisiyor, ancak bilen yok.

Mantarlı Fileminyon daha güzel olur
Bilgisayar mühendisliği okurken, okulun turizm bölününden yemek dersi almıştım seçmeli :)
Orada öğretmişlerdi.

mantar sosu yapmak çok basit
mantarları kes, kapaklı tavaya sığmayacak kadar çok koy
kapağını kapat bekle, suyunu salınca
un, süt, karabiber

eti de yaparken
1 kere çevirmek bu işin püf noktaıs
eti attın, üstü de pişmiş et rengine gelene kadar bekle.
sonra çevir 1 2 dk bekle

yahu küp dediğim bildiğiniz anlamda küp değil, yani etin sağını solunu doğrayıp altı yüzeyi de birbirine eşit karelerden oluşan geometrik şekil olan küp yapmıyorsunuz. bunu artık anlarsınız sanmıştım ama küp değil denmişse ne demek istediğimi illa açık açık yazdıracaksınız.

yani dilim dilim değil anlamında. böyle o şeklin adı ne olur bilemedim. silindir mi diyeyim, prizma mı diyeyim, ne diyeyim. bütün bonfileden 10-12 cm. genişliğinde bir parça çıkarırsın, o olur. hani nusret böle bonfilenin ortasından kocaman kesip havaya atarak pıçağı saplıyo ya o işte. ben küp diyim siz anlayın artık, dilim dilim değil demek istiyorum yani. dilim yapınca madalyon mu ne oluyor.

aha şu işte: i.ytimg.com küp değil, üçgen prizma. ya da artık ne derseniz adına.

fileminyon da aynı bonfilenin ortasından değil de incelen kuyruk tarafından kesileni. temelde aynı şey. şimdi küp diyince ona da değil dersiniz, onun da şekli koni gibi, piramit gibi bişey oluyor.

Bir gün gerçekten iyi para kazanan biri olursam ilk yapacağım şeylerden biri beş yıldızlı otele gidip, her akşam açık menüde bunu yemek olacak...

chateaubriand su sekilde lop bir et parcasi ve iki kisilik hazirlanir, tadini nasil tarif ederiz bilmem ama kucuk detaylar asagidaki gibi

i.ytimg.com

servis edilirken dilimlenir ve bonfile seklinde tabagina konur,

yaninda garnitur olarak, sote mantar, brokoli, havuc, pataes gibi buharda pismis sebzeler de verilir, sos olarak da bernaise sos ile servis edilir.

afiyet olsun

İst. Zincirlikuyu tarafinda

İstanbloom.

ben hep yıkarım. ama suya bırakmadan, üzerinden akıp giden suyla, yani musluk altında. yıkarken elimle ovarım.

Yıka hocam. Ne şartlarda, hangi eller tarafından toplandığı belli değil sonuçta. Ben de çok severim. Afiyet olsun.

Yika cunku onlar tezgahta tozun pisin icinde kaliyorlar. Bir de kemirirken cekirdeklerine dikkat et. Disini kaplamani dolgunu soker atar. Muhtemelen dunyanin en sert malzemesi, elmas halt etmis

ayni sey benim de dikkatimi cekmisti. hatta buraya soracaktim bir kac gun once ama usendim yazmaya :)

www.youtube.com
emin degilim ama soyle tahmin ettim ben, mesela linkteki sarki, yasal olarak sanatci ya da plak sirketi kanalina yuklenmemis olabilir bu durumda araci bir sirket (bu videoda believe sas) orijinal olarak yukluyor ve youtube ile icerik gelistirmis oluyor, ama izleme sayisi ya da copyright kime yaziyor orayi anlayamadim.


takipteyim

edit
support.google.com aciklamadan da hic bir sey anlamadim :)

Müzisyen olarak açıklamaya geldim. distrokid.zendesk.com

Müziği bir platform üzerinden spotify, deezer, apple music vb.'ne yayınlarken "Youtube Music"e de koyarsak otomatik olarak "sanatçı - Topic/konu" hesabına yükleniyor. Normalde bunu hesabı kendi youtube hesabınla birleştirip nota ikonlu "official artist hesabına" dönüştürebiliyorsun. Biz yaptık. Bu insanlar yapmamış demek ki.

Konu hesaplarında yüklenen müziklerin "auto generated by youtube, Provided to YouTube by ....." gibi şeyler yazdığını görürsünüz zaten. Değiştirilemiyor da. Bu sanıyorum youtube content id için gerekli bişey.

not: bizimkini de koyayım belki dinlersiniz :)
www.youtube.com

bağışlar hariç aylık 4-5bin dolar sanırım. ama şu katıldan katılanlar çok oluyor. her yayın 40-50 kişi katılıyor. o da aylık 5-6bin liraları geçiyor. sponsorlu içerikler ve bireysel bağışlar hariç.

hesaplamayı tamamen yurtiçi izleyiciye göre yaptım ama yurtdışından da çok izleniyor. onu da hesaba katarsak aylık 4-5bin dolar dediğim kısmı aylık 7-8bin dolar olarak sayabiliriz bence.

not : tamamen tahmindir

10bin USD rahat kazanıyordur. Eski içerikler de getiriyordur muhakkak

%30'unu google kesiyor(arkadaşlar direkt katıl bedelini mi yoksa düşülmüş halini mi hesapladı bilmediğimden yazmak istedim), kalanın %38 gibi bişeyini de devlete vergi olarak verdiğini hatırlatmaya geldim.

surada 2-32 bin uSD civari diyor
aylik min 5 K vardir kazanci
socialblade.com

çalışan 5-6 kişi görüyorum. bu arkadaşlara 5-6k para verse aylık 25k
5k'da ofis olsa

30k. bir 30k'da kendine kalıyordur.

60kTL 7,5kUSD/ay

ülkenin en çok izlenen youtube kanalı neredeyseç. normal. hatta düşük.

ty.gl

ty.gl

Şunları buldum.

Sorunuzun cevabını bilmiyorum ama alternatif olarak kendiniz yapabilirsiniz belki? Yıkanabilir maskelerden alıp ortasını kesin istediğiniz boyutta. Bu kısma sıcak silikonla ince asetat kağıdı yapıştırın. Gerçi buğulanma ihtimali var ama denenebilir gibi geliyor bana.

@GoodMorningTeacher, o urunleri deneyecegim, bugulanma yapiyormus ama zaten bugulanmasi kacinilmaz bir sey, hic yoktan iyidir sanirim.
@inawen, aynen ben de onu dusunuyorudm asetat ile kendim yapacagim en olmadi diye. once hazir urunleri deneyeyim.
Cok tesekkurler.

sorunuza cevap degil ama, maske icinde konusurken dudaklar saga sola degiyor ve agzimizin normal konusma formu bozuluyor, bu durumda siz yine de dudak okuyabilecek misiniz?

@goodmorning in verdigi ilk link korkunclu acmayin, aklim cikti :)

@goodmorning ilk linkteki manken nedir ya dksjafsdkjhf

maske yerine siperlik kullanılması kısmen iş görebilir mi?

arabanın sıcaklık göstergesi 4 derece ve altına düşünce otomatik olarak buzlanma uyarısı verir.

Reanarch +1. Herhangi bi sensör, ekstra bi özellik falan arama yani. 4 ve altındaki derecelerde otomatik çıkar o uyarı.

Skodalarda da var o uyarı. Yukardakilere +1

hanim arabada da sabah erken saatlerde buzlanma riski diyormus; servise sorduk 3 derece ve altinda o uyari olur demisler

fiat otomobillerde de var ve 3 derece ve altina dustugunde otomatik cikan bir uyari

belirli bir sıcaklık altına düştüğünde çıkan standart bir uyarı olabileceği bizim de aklımıza geldi. lakin araç bu uyarıyı yaparken biip biip biip diye ötüyor.

giderken bir araba biip biip biip diye ötüyorsa bence bir şey olmuştur da o yüzden ötüyordur diye düşünüyorum. yani benim mantığım, ötmek bir acil durum ikazıdır, bir şey olmuştur da o yüzden ötüyordur diyor. sıcaklık düştü diye araba öterek uyarı verir mi yahu? sıcaklık düşünce uyarması değil ama uyarırken önemli bir şey olmuş gibi ötmesi saçma değil mi? yakıt biterken bile bile sadece görsel uyarı verip ötmeyen araba, sıcaklık düştü diye niye çok önemli bir şey olmuş gibi çıldırıyor?

başka standart uyarıları da var, örneğin araba ilk çalıştırıldığında orta ekranda "sürüş güvenliği için arabayı sürerken ekranla oynamayın" gibi bir şey de yazıyor ama biplemiyor. belli yani standart uyarı olduğu.

skoda ötüyor.

VW'de de yanlış hatırlamıyorsam hava 4 derecenin altına düşerse bipleyip ekranda uyarı işareti çıkıyor.

seat'ta vardı bu, anlık değişimlere de tepki verebiliyor. sorun değilmiş gibi görünüyor.

şurada rav4 için aynısından bahsetmişler.
www.rav4world.com

bu arada dediğinize katılıyorum, başka hiçbir şeyde biplemeyen arabanın sıcaklık düşünce çıldırması ilginç tabii. hibrit araçların pillerinin aşırı soğukta daha kötü performans gösterebildiğini okumuştum, belki bununla alakası da olabilir.

Sesli uyarı vermesi de standart zaten.

gider

Aynı şeyi yaşamışız :) iki alt kattan bile gelir. Yeni yapılarda özellikle 2-3 kat farktan bile geliyor maalesef.

gider ama ust kattan gelen gurultuden daha az olur, ziplama hoplama sesleri falan gelir ama supurge yapma, yurume sesleri falan gelmez ya da cok dikkat edersen duyarsin. ust kat daha sorunludur

Evet. 5. kattayız 3. kattaki çocuğun koşturmalarını duyuyorduk.

ohoo öyle bir gider ki. alt komşum sağ olsun gece 2'ye kadar televizyon dinliyorum.

Ben de alt kattaki çocukların seslerini duyuyorum dürekli. Bazen yeyişkin birinin hapşırma sesi bile geliyor.

Tv sesi falan tamam da alttan güm güm ayak sesi gelmez bence. Tam üstünden değil de yan üst komşudan falan geliyor olabilir mi acaba?

Kesinlikle gelir. Titresim olduğu icin alt ust hic farketmez.

Geliyor tabii ki. Koşturma, kapı çarpma, konuşma seslerinin hepsi geliyor.

En cok alt kattan geliyor gurultu bizim apartmanda.

biz alt kattaki komşunun çocuk sevme sesini dahi duyuyoruz yan alt üst fark etmiyor

son gunlerde terleyip ruzgarda kalmis olabilir misin? araba kullaniyorsan cam acik sekilde kullandiiysan ruzgar carpmistir. bende de olmustu acile gittigimde kolumu bile kaldiramiyordum, kas gevsetici igne ve jel ile iki gunde kendime geldim

ultrason ile safra kesesine baktırabilirsin. safra kesesindeki sorunlar sırt ağrısı yapabiliyormuş.

yakından bakınca polar görünüyor ama çok kalın değil muhtemelen.

evet polar. detayli bakinca dokusundan anlasiliyor.

prntscr.com

son bir kac yildir linkteki tarz montlar var, kumas adini bilmiyorum ama yagmurlu havalarda su gecirmez bir ozelligi var,water repellent kumas. polardan daha kullanisli olabilir

www.lcwaikiki.com

@exlibris : o kumaşın adı softshell

@exlibris bu ikisi farkli kumaslar zaten degil mi? Lcw’dan attiginizin disini polara benzetemedim. Sanirim ici polar.

türk parasında durmasında hiçbirşey almasan konserve al kenara koy. 5 sene son kullanma tarihi var.

Al 200 eur dursun kenarda.

Tablet al kendine :)

Altın al.

alkol al. hem yillandigi icin degerlenecek hem de fiyati gunden gune arttigi icin :)

borsa düşünürsen bist 30 daki sağlam gördüğün firmalara yatırım yapabilirsin. %5 artış gördüğünde satar çıkarsın, sonra başka birine tekrar. onun dışında daha uzun vadeli olarak döviz veya altına yönelirsin. zamanında 6.80 dan euro aldım, daha sonra 6,20 lere kadar gerilediği oldu ama şu an durum ortada.

özetle, tl'de durmasın da neye çevirirsen çevir.

Gelecek görülen 2 kripto para + 2 hisse senedine yatırım yapılabilir. Tabii gözden ne kadar çıkarıldıysa o nispette risk alınabilir.

borsada bist 30 kağıtlarından bir hisse al. 5 sene sonra ikiye üçe katlayabilir.

iphone'da da kabloyu takip bilgisayarimdan iphone olarak goruyorsun, erisime izin ver sorusunu evet diyerek gecmen gerekiyor. tiklayip foto klasorlerine ulasabiliyorsun, hayret neden bu durumu neden zorlastirmadilarsa iphone'da nadir kolay durumlardan biri.

edit: sacma bir son cumle yazmisim, ibret olsun diye duzeltmiyorum!

iphone'un kronik problemi.

çevrenizde macbook ya da imac falan kullanan varsa o yardımcı olabilir.


bir de şunu deneyin:

eksisozluk.com

Sorunuza pek cevap olmayacak ancak normalde kabloyu takınca iphone da bilgisayara resimleri direk atıyor. Sizde işler biraz karışmış. Yalnız kabloyu takınca telefon ekranına bir uyarı geliyor, onu onaylayınca bilgisayar iphone’u görüyor.

normalde kabloyu takınca direkt görüyor fotoları flash gibi,

ama havadan yolu: (bkz: airmore)
iphone'a bunu kur, browserdan da web.airmore.com'a gir qr'ı okut. Aynı modeme bağlı olmalılar. Oradan bakıp indirirsin.

kabloyu takınca sürücü olarak görmesi için önce itunes yükleyin

Şu one drive içe aktar deyip iPhone’u bilgisayarın artık görmemesini sağlamadan önce de şöyle bi problem vardı.
Şarj kablosunu bilgisayara takıyorsun telefon ekranına gelen izin vere basıyorsun, fotoğrafları bilgisayara atarken birden hata veriyor ve aktarımı durduruyor 3-4 fotodan sonra. Sonra da hepten telefonu görmeyi bırakıyordu tekrardan kabloyu çekip yeniden takıyordum falan. Bezdim ya :(
Şu an artık bilgisayar telefonu hiç görmüyor işte şaka gibi. Telefon ekranında yine de izin ver verme uyarısı çıkıyor. İzin ver diyorum ama bilgisayarda yok telefon pff

iTunes yüklemekle ne alakası var. Samsung’da olduğu gibi işliyor. Usb’yi tak bilgisayara, bilgisayar telefonu görecek, sonra güvenlik açısından kendi telefonununda kilit kodunu girip fotolara erişiyorsun. Bu kadar.

Zor olan benim bildiğim bilgisayardan iPhone’a fotoğraf yüklemek. :)

Bilgisayar görmüyor telefonu :(
Görürken de hata veriyordu zaten aktarım sırasında
Yani kabloyu takıp fotoğrafları atabilsem zaten hiç sorun yoktu yıllardır samsungla yaptığım bir şeydi, bu telefonda olmuyor işte :(

Öncelikle usb’yi bilgisayara takınca telefonun ekranında bu pc’ye güvenilsin mi uyarısı gelir ve kilit kodunu ister. Sizde oldu mu? Ayrıca resmî yardım için:

support.apple.com

Benim bilgim de çok yok bu sorunla ilgili ancak telefon hafızası çok dolu olduğunda bilgisayarın görmemesi ya da yarısında hata vermesi durumuyla karşılaştım.

Biraz hafızayı açıp fotoları da fazla yüklenmeden azar azar seçerek attığımda halledebilmiştim.
Kendi kendime de, herhalde işlem yapacak yeri kalmadığından oldu, üç beş temizlikle yer açayım rahat çalışsın garibim mantığını uydurmuştum.

İsterseniz bellek kullanımını bir kontrol edin.

evet normal, cokca kez ben de denk geldim.

Ay Güneş'e olan konumuna göre Güneş'ten aldığı ışığı bazen çok daha güçlü yansıtır Dünya'ya, böyle olduğunda gündüz de belli olur, gündüz belli olmuyorsa belli olduğu döneme göre daha az ışık alıp daha az ışık yansıtıyordur, nedeni bu.

beğenmedim

3ü de tarzım değil, daha ne olduğu belli ayakkabılar tercih ederim.

Sadece 2, reebok dmx taban nispeten rahattır diğerlerini boşver

1. Kanim cekildi
2. Makul
3. Moralim bozuldu

1. GORA’da oturuyorsanız olur.
2. En gideri olan bu ama bu bile çok çirkin.
3. Benim de moral bozuldu.

Çirkinler.

üçü de birbirinden kötü.

Üçü de aşırı kötü bunlara bu para verilmez.

Hepsi kötü.

1.olana o para verilmez, yazik ve kotu
2.olan daha iyi
3.olani da ben olsam almazdim

3unu alicagina toplam paraya 1 tane daha guzel bi sey al bence ya:/

mutlaka dogaclama da konusuyordur ama bir aciklama yapiyorsa metinden takip ediyordur. ornegin cumhuriyet bayrami tebrik! konusmasinda bir metin hazirlanmistir onu okuyordur, ama bir basin mensubu soru sordugunda cevabini dogaclama veriyordur

Verdigi cevaplar ozgun veya anlik degil ki ? Butun yorumlari konudan bagimsiz ve sorunlarin kendisyle alakasiz. Dolayisiyla ne uydurursa uydursun yutacak milyonlar var, neden mevzuya paralel gitsin ?

etmem. isim + bey-bayan ideal bence

efendim diye hitap etmem, sadece soylenen bir seyi anlamadiysam efendim? derim, o kadar

evet efendim, sepet efendim bunlar bos seyler

Etmem. İsim + Bey.

üstüm bana seslendiğinde, efendim x bey diyorum genelde. buyrun x bey demekten daha saygılı gibi geliyor bana.

Hiç birine efendim diye hitap etmedim. İsim + Bey

Efendim kelimesinden tiksiniyorum. Genel müdür dahi isim bey.

kesinlikle efendim demem, skerler hacı efendim ne la.
yanımdaki eleman telefonda bunlardan birisi ile konuşurken efendim falan dedi, uyardım onu bi daha böyle konuşma diye. ve bir daha ararsa bana bağla ben konuşayım sen dinle dedim. bu devirde efendim demek nedir.
ali bey
ayşe hanım
bitti.

ahmet bey + ayşe hanım. efendim ne yahu. kimse efendilik taslamasın :-)

efendim utanç verici korkak kelimesi.

Bizim genel müdür yabancı genelde “sir” diye hitap ederiz. Askerlik yaptığım sahil güvenlikte de üst rütbeye “efendim” diye hitap edilirdi.
Bana da dendiğinde rahatız olurum.

İlber Ortaylı

Celâl Şengör

Cem Yılmaz

Nejat İşler

Erdal Beşikçioğlu

Güven Kıraç

Erkan Can

Zafer Algöz

Aziz Sancar

Nuri Bilge Ceylan

J. K. Rowling (Türk değil ama idare edin)

Düşünsem daha da bulurum.

cenkerdem

Vedat Milor

Olağan. Bu tip durumlarda kimse tepkilerini kontrol altında tutamaz kolay kolay. Sözlük işte boş yapıyor gene. yok işi bıraksınmış falan

olağanüstü durumlarda insanların tepkileri değişebilir, normaldir. ekşi dekiler bazen salak başlıklar açabiliyor.

canlı izlerken benim de dikkatimi çekti. ölen kadın için de yaşlıydı zaten derken böyle bir ifadede bulundu. o yüzden dikkatimi çekti zaten. ama normal diye düşünüyorum. o korkuyla nasıl tepki vereceğini kontrol edemeyebilir insan.

bana gore sozlukteki baslik silinmeli, cunku ortada oyle kaahkahaa yok ve biri sanal ortamda linc ediliyor, kadin anladigim kadariyla prof. bir spiker degil zaten, ve konusurken hepimizin yaptigi gibi duygularini ses tonuna yansitiyor, hafif bir gulumseme gibi bir sey ama adi nedir bilmiyorum o durumun... gereksiz linc edilmis, bir sozluk ergeni de sacma bir baslik acmis ve aslanlarin ortasina atmis kadincagizi.

kanunda "29 ekim günü özel işyerlerinin kapanması zorunludur" yazar. tabii buna uyan var uymayan var.

resmi tatillerde yapılan çalışmanın karşılığı ücret olarak ödenmek zorundadır. başka bir güne izin verilmesi gibi bir durum söz konusu olamaz. bu sadece normal zamanlarda yapılan fazla mesailer için geçerlidir.

yasak degil de, resmi tatil oldugu icin eger calisirsan ekstra ucret alman gerekir,

@exlibris

ben yasak diye biliyorum, cezası varmış diye duydum.

bir otomobil markasının en az 2 yetkili servisi bugün çalışıyordu.

hatta ustalardan biri ile konuştum. biz de ramazanda uzun süre tatil yapıyoruz ve zaten 1.5 - 2 katı maaş veriyorlar bugün çalıştığım için dedi.

yaptığınız işe göre değişir, bazı işler süreklilik arz ettiği için çalışmanız gerekebilir. çalıştığınız takdirde UBGT hesaplaması günlük ücretiniz x 2 olarak alınır.

Kanun sadece 29 ekim günü özel iş yerlerinin kapalı olması gerektiğini öngörüyor, 28 ekim öğleden sonra için böyle bir gereklilik yok. İşveren iş yerini açarsa nolur? Hiçbir şey olmaz, zira müeyyidesi yok.

Burda olay 28 ekim öğleden sonra ile 29 ekim gününün ulusal bayram olması, yani tatil günleri olması. Dolayısıyla işçiden izin alınması gerekiyor bu günlerde çalışma yapmak için. Eğer işçiden izin alınmışsa ve ubgt ücreti tam ödenmişse (bu günler için 2 yevmiye ödenir) yapılan çalışma hukuka uygun olur.

@kanla karisik, yasak olur mu abi? bugun acik market yok muydu gordugunuz, kacak mi calisiyorlar

o kadar otel restoran var hepsi hizmet vermeye devam ediyor, benzin istasyonlarinda calisanlar var, hastanelerde o kadar dr, hemsire calisiyor. yasak olamaz sadece kamu kurumlari vs gibi yerlerde mesai olmaz, hic kimsenin calismamasi demek sistemin durmasi demek bu da imkansiz.

Bizi normalde 29 Ekim'de çalıştıracaklardı. Patronumuzla arkadaşımızın arasında geçen konuşma :

- 29 Ekim de çalışacak mıyız ?
+ Çalışacağız neden soruyorsun ?
- Resmi tatil, neden çalışıyoruz ?
+ Hesap ona göre yapılır çalışırsınız (Mesai 2 katı yazılır demeye getirdi)

Sonra ne oldu ? normalde cumartesileri çalışmıyoruz, bize mesai vermemek için 29 Ekim'i tatil yaptı, cumartesi günü çalıştıracaklar.

İstifa ettiğim için bir kere daha şükrediyorum, şu ihbar süresi bitsin artık.

icmesen iyi olur, cunku baileys salt alkol degil, sutlu-kremali bir karisim oldugu icin kivami falan da bozulmustur, zehirleyebilir. icme!

İçme

Kesinlikle içmeyin, içinde süt var.

Son kullanma tarihinin uzerinden 4 sene gecmis herhangi bir seyi icmem ama Baileys'i hiiiccc hiccc icmem. Icme, at cope gitsin.

Muhtemelen tadı bozulmuştur, içilebilecek kıvamı, kokusu, tadı varsa ben gömerdim. Kobay olabilirim.

Alkol oranının yüksek olması sadece ellerine zarar verir, daha fazla alkol daha hijyenik diye bir kural yok, sabunla bile elimine edilebilen bir şey neticede bu virüs. Ellerini düşünüyorsan daha cilt dostu ürünlere yönel derim.

rebul lavanda kolonya. su sabun..

avoiding the puddle+1
dezenfektan pek kullanmıyorum, kullandığımın da markasını unuttum şimdi.

sürekli elimi yıkıyorum, gerekirse kolonya kullanıyorum.

Blatta hiberna +1

Maratemi biz üretiyoruz o yüzden adım başı her yerde, tüm masalarda var. Herkes çok memnun ama benim nefesimi tıkıyor kokusu ve ellerimde egzama oldu. (Ama normalde de cildim hassas zaten)

Dezenfektan kullanacağım zaman bunu kullanıyorum. Kokusu hoş bile denebilir, ellerime de zarar vermiyor. www.hepsiburada.com

Promast el dezenfektani. Deodorantli ve el kremi nemlendiricili.

Kendim yapıyorum

Bebak'tan memnun kaldım ben de ama sadece dışarıdayken ve ellerimi yıkama şansım yoksa kullanıyorum.

hic bir dezenfektan su ve sabunun verdigi temizlik hissini vermiyor, ama disaridayken mecburen kullaniyoruz, ben nilco kullaniyorum, memnunum. isletmelerin kapilarina koyduklarini da kullanmiyorum onlara da guvenemiyorum, suyla karistirmis olabilirler ya da hijyenik doldurulmamis olabilir diye dusunuyorum

www.hepsiburada.com

Avoiding the puddle +1. Yeterli alkol derecesinde olmasi yeterli cunku alkol ayni zamanda deriye de zarar veriyor. Zaten kolonya kullaniminin gittikce azalmasinin sebebi buydu hatirlarsaniz.

Maratem

www.hepsiburada.com

şunu taşıyorum. %70 alkol, gerçekten vodka gibi hahah. Ellerime bi zarar vermedi ama kişiden kişiye değişiyor, kiminin elleri soyulmuş falan. Ben dışarıdayken günde 3-4 kez bununla ovuşturuyorum sanırım.

Alkollü dezenfektan için %70 optimum orandır. Daha yükseğe çıkınca dezenfekte edici özelliğini kaybetmeye başlar.

Bu yapilabilse burn in kalmazdi herhalde herkes kanal logolarini keserdi. Bi de ekonomi diye boyle bir ozellik ile ugrasmaz kimse o ledlerin harcadigi enerjiyi sen firildakli el feneriyle bile uretirsin

OLED'e özel bir durum değil ama televizyonda PiP (Picture in Picture) özelliği varsa sinyal olmayan bir kanal veya simsiyah bir JPG açılıp PiP özelliğiyle istenen kanal küçük açılarak biraz dolambaçlı yoldan yapabilirsiniz.

Not: Düşündüm de sinyal olmayan kanalda yine ekranda uyarı gözüküyor, o yüzden siyah jpg daha mantıklı geldi.

Edit: Soruyu yanlış anlamışım, aynı kanalın üstü karanlık alttaki ekonomi bandı gözükür şekilde istiyorsanız olmaz o iş.

@prolet.
Cok büyük ekranlı tvler kullanıyoruz ve harcamaları çok da düşük değil.
Ayrıca cep telefonlarına bakarsak, harcanan enerjinin çoğu ekrana gidiyor.

bahsettigin ozelligi bilmiyorum ama LG tvlerde enerji tasarrufu modu var, tv acikken ekrani kapatiyorsun radyo gibi dinleyebiliyorsun, ozellikle izlemek istemedigim ama arkadan sesi gelsin dedigimde bu ozelligi cok kullaniyorum. sanirim samsung tvlerde de var bu

kompanse etme mi?

cover etme? (inşallah bu değildir ne kötü bir söz öbeği)

covering his fault

remedy

aradığım şey kompanse etmek.

teşekkürler.

Auris C sınıfı, Yaris B sınıfı bir araç. Segment olarak Auris yani.

Segment olarak Auris.

Boyut olarak yaris, şehirde kullanımı daha kolay

Bunun cevabı sizde. Evli iseniz, çocuk var ise ya da bunlar kısa vadede planlarda varsa Auris. Şehir dışında yol tutuşu iyi olsun, güven versin derseniz Auris. Bunlarla isim olmaz, a noktasından b noktasına götürsün kafi derseniz yaris.

farkli klasmanda araclar. butcem varsa aurisi tercih ederdim, bu arada yaris'in icin disaridan farkedilmeyecek sekilde genis, binince cok sasirmistim.

aralarında dünyalar kadar fark yok, auris'in içi ve bagajı biraz daha geniş. ben uzun yol da yaptığım için daha büyük motor kapasitesi ve daha iyi yol tutuştan dolayı auris tercih ettim. sadece şehir içinde kullanıp kırk yılda bir yol yapacak olsaydım yaris tercih ederdim, biraz daha az yakar şehir içinde daha kolay kullanılır.

Yaris sahibiyim. Her şeyiyle yeteli bi araç.

test yaptır

Ama tatlım öyle bir sormuşsun ki soruyu nasıl cevap verilir ki buna?
Bence değilsin ytd.

Bunlarla beraber, adaçayını demleyip, çay ılıdıktan sonra gargara yapmanı
Yapmadan önce duş almanı ve saçımı muhakkak kurutmanı
İyileşene kadar her gün yastık kılıfını değiştirmeni
Sağlıklı beslenmeni, güzel uyumanı öneririm.

Değilsin rahat ol.

@irene ne bileyim etrafında grip olan olmuş olabilir, gidip test yaptırmıştır, çıkmamıştır.sonuçta havalar soğuyor insanlar normal grip de oluyor.
tavsiyeler için teşekkürler bu arada :)

eklem agrilari, tat koku kaybi vs yoksa muhtemelen degilssindir ama dikkat et kendine, mevsim gecisinde nezle falan olmus olabilirsin. maskesiz falan mi gezdin bu aralar ya da biraz dikkatsiz mi davrandin?

cunku dikatimi su cekti, onceki yillarda bu donemlerde cevremde (hatta ben) cok aksiran tiksiran oluyordu, bulastiriyorduk birbirimize, ama maske biraz bu bulasi kirdi gibi geliyor bana

Mantık olarak olabilirsin viral olduğu kesin ama corona da olmayabilir.bence test yaptırma boşuna riske girme ishal olursan koku kaybı olursan git

@exlibris bikaç kere banyo yapıp dışarı çıktım ondan oldu diyorum ben.bi de bi tedavi oluyorum oda gibi bi yere giriyoruz ama orada kimsede bi hastalık yoktu.

Ya 2 hafta kadar önce ben de böyle soğuk algınlığı gibi bi şey atlattım, belirgin bir semptomum olmadı aslında çok, sadece böyle bi kırıklık hissi ve biraz burun akıntısı vardı, ateşim de biraz daha yüksekti seninkinden. Biraz dikkat ettim, vitamin falan aldım, 3-5 güne geçti. Ama bu süreçte her ihtimale karşı karantinaya girdim evde. Muhtemelen seninki de öyle bir şey. Test yaptırmasan da korona olma ihtimaline karşılık birkaç gün evde takıl derim ama. Olduysan da başkasına bulaştırma en azından.

Virüs kaptın desek test yaptırmak zorundasın
Kapmadın desek yine test yaptırmak zorundasın
ama test yaptır gibi ultra zeka bir şey de söyleyemiyoruz
Kusura bakma hepimiz ağır gerizekalıyız

@etna
images.app.goo.gl

10-15 lira daha verip sinbo alırım. ocağın başında bekle, ters çevir falan...

evet kullanışlı ama bunlarda sorun, genelde kırılmaları oluıyor.

Çok eskiden kullanıyorduk. İş görür ama boyutları itibariyle küçük kalabilir. Bir de ocakta dikkat etmek lazım. Çabuk yanabilir içindeki gıdalar. Tost makinesi gibi yavaş yavaş pişirmiyor.

Simdiki aklim olsa yine bundan alirdim. Aile evinde vardi mis gibi aletti gittim tost makinesi aldim anca eziyet. En buyuk ptoblem de hicbir yere sokamadigin devasa bir alet

Bunun döküm demir olanını kullanırsan çok kaliteli tost yaparsın. Isıyı güzel muhafaza ediyor ve eşit yayılmasını sağlıyor döküm demir. Dışı çıtır içi yumuşak tostun sırrıdır, ben olsam alırdım.

bunlar 80'lerde kaldi artik. bir de yakarsan o bicim duman olur ve koku yapar evde, ayni paraya sundan al bari. bozulursa da uzulmezsin

www.hepsiburada.com

jux +1

babam hâlâ azimle tost makinesi kullanmaz mesela.

Ocak üstü aletler kesinlikle makinalara göre daha lezzetli
Ama bir tık daha zahmetli

Jux +1 bende döküm olanı var. Mis gibi tost yapıyor. Bence tost makinesinden daha da güzel yapıyor.

Jux +1

Ucuz elektrikli olanlarından çok daha iyi bunlar. Kendimi bildim bileli kullanırız, tost harici içinde biber patlıcan vs güzel közlenir.

Döküm olarak Lava marka almıştım,kendi internet sitesinden..

önceki hafta bimden 40 liraya aldım gayet iş görüyor ben beğendim.

jux+1

Ben de bundan kullanıyorum. Bilinçli bir tercihle değil de eski ev arkadaşımdan kaldığı için kullanıyorum. Şimdiye kadar değiştirmeyi düşünmedim, idare ediyorum.@himmet dayı'nın dediği gibi dikkat etmezsen içindekiler yanabiliyor bazen o yzden dikkat etmek lazım. Bir de küçük evet. Ben tek başıma yaşadığım için problem olmuyor ama daha fazla insana hizmet verecekse küçük kalabilir belki. Temizlik kolay olsun diye pişirme kağıdı koyuyorum ben içine.

Bulgur pilavı-tahin-pekmez.

Mançize düşen kuzenin çaresizlikten doğan yaratıcı bu hamlesi ortamdaki herkesin dikkatini çekmişti. Bulgurun soğanı daha az olsa başarılı bile diyebilirdim...

Mc donalds’ta patates kızartmasını dondurmaya banarak yiyordum inanılmaz güzel oluyordu.

@sta
ben de ilk kez rumen bir arkadaştan görmüştüm o fena olmuyor evet :D

valla çok uzaklarda gitmeye gerek yok piyaz denen arkadaş yeterince aradığınız klasmana giriyor.

tahin, haşlanmış yumurta ve fasülyenin bir arada yendiği midesizler klübü yiyeceği. diğer malzemeleri saymıyorum bile.

Vişne reçeline batırılmış salatalık.

ben içecek yazacağım ama, hintli bi adam sütlü zencefil çayı ikram etmişti.ikram diye de geri çeviremedim.zor içmiştim.
iyi çıkan olarak ise; bi sos vardı avustralyada sweet chilli diye bu ne amk diyordum bigün denedim,sonra bi süre her şeyin üzerine döküyordum.trde de var ama her yerde yok.

@high hopes sweet chili en güzel sos olabilir :D

Makarna suyuna kahve katıp öyle haşlayan bi kız vardı. Denemedim ama ilginç gelmişti

bana göre değil ama çoğu insan için batırık tuhaf geliyor.

hardal ve balli soslu kurbaga bacagi yemistim, tavuk eti niyetiyle acik bufeden almistim. tadi cok da fena degildi

cocukluktan beri severim, patates kizartmasini recele batirip yemek. bir de kasar peynirini recele batirip yerim ama bu o kadar abuk degil sanirim cheesecake kafasi oluyor biraz.

bir keresinde de devekusu eti yemistim normal kirmizi et gibiydi.

Besparmak yedim Kazakistan’da. Kuşbaşıdan biraz büyük parçalarla at eti ve hamur. Kazı-karta da yedim at sucuğu. Kurut yedim şeker boyunda kuru yoğurt gibi bir şeydi. Normalde pek açık değilimdir yemekte yeniliğe ama Kazaklar at etine burun kıvırır gibi olunca feci darılmışlardı.

çikolata ve midye denemeyin
yoğurt ve üzüm çok güzel oluyor.

ilkokuldayken biskremle şalgam içerdim çünkü çukurovalılık asjsjjjs herkes bu napıyo böyle diye bakardı ama güzeldi napıyım.

kayinpederin biraz bosbogazmis, yakin cevreyle siyatest, din gibi konularda bu kadar sivri konusmak yersiz, en iyisi hic konusmamak, siz bir araya geldiginizde din konularina deginmemeye calisin, ama bir yastan sonra davranislari degistiremezsiniz, bizim de boyle bir akraba var, kendi partisi disindakilere sovuyor da sovuyor, bir gun dayak yşyecek birisinden o olacak

ateistler tam tersini yaşıyor ömürleri boyunca. her ortamda dinsiz imansızlara sövüp sayıyorlar, ateistler ses çıkaramıyor. senin durumda tam tersi olmuş :)

Yani kısmen kayınpeder haklı. Şuan ülkemizde (hani %99 u müslüman olan), %50'si camiiden içeri girmemiştir. %70'i okuduğu duanın anlamını bile bilmez. %90'ının öyle veya böyle boğazından haram lokma geçmiştir. %99 'u dini gereksinimlerinin tamamını yerine getirmiyordur.

hani %99 varya işte onun içinden sadece %1 i müslümandır.

Herhangi bir konuya tepkisini sayıp söverek gösteren insanlardan rahatsız olurum. Benim babam partnerime kalbini kıracak şekilde eleştirel yaklaşsa da rahatsız olurum ve yalnızken bir daha yapmaması konusunda uyarırım.
“Müslümanlık şöyle böyle” derken tam olarak ne diyor bilmemek ile beraber sabit fikirli değil de haklı birisi olabilir. Siz zaten daha iyi biliyorsunuzdur inancın ve sonuçlarının güncel halini.
Sonuç olarak hoş karşılamam kabalığı ama konu o noktaya gelene kadar zaten görüştüğüm kişinin annesi, daha beni tanımadan benim ateist olmamdan rahatsız olduğu için konu oraya gelemedi yani :)

Saniye sabretmem. Din iman konusu geçtiği an susar, bahsettiğiniz bir adamı gördüm mü de, kaçar giderim. Din siyaset hayatta konuşmam.

Ben çok rahatsız oluyorum böyle insanlardan. Konuşacak başka şeyiniz yokmuş gibi saymalı sövmeli ve sizinle alakası olmayan insanlardan bahsetmek çok saçma. Otursun hava su muhabbeti yapsın çok daha iyi. Antalya’da hala denize giriyolarmış falan desin mesela, tahin yemek bağışıklığı güçlendiriyomuş biz de doğalını bulup alalım damat desin... bu kadar şey varken neden huzursuz konuları konuşmak?!

ateistlerin muhafazakarı, bağnazı olmaz diye bir şey yok. kayınpederinizde kendi düşüncesinin bağnazı. normal fikir tartışması boyutunda sohbet etmek, karşılıklı görüşler,teoriler paylaşmak başka bir şey, inananların topu böyledir, vay şunu bilmiyorsunuz, höt nasıl inanırsınız bambaşka bir şey.

çok sık görüşmüyorsanız he deyip geçin, sık görüşyüorsanızda eşinizle birlikte bu konular açılacağı zaman savuşturmak üzere taktikler belirleyin ve uygulayın bence.

Adam örneğin şayet size çelişkileri, yalanları filan gösterip anlatıyorsa ve “bu insanlar bunlara rağmen inanıyor amk” diyorsa sorun yok bence. Ama Türkiye’de genel durum tam tersidir. Şu meme’de olduğu gibidir: www.reddit.com

Ben ilk tesettüre girdiğimde baba tarafım tesettürlüler başı kapatıyor şunu yapıyor bunu yapıyor sayıp döktüler aylarca. Bir gün dayanamayıp benim öyle bir davranış sergilediğimi gördünüz de ima mı ediyorsunuz neden saatlerce bu konu tartışılıyor dedim kesildi konu. Herkesin dini kendine uslubunca bozun açamasın tekrar bu konuyu.

Tolkien gibi ben de i lav tartışma diyorum. Hatta bazen karşıt düşüncede olmasam bile onu düşünen biri nasıl olurdu diyip savundugum da oluyor (misal hanim irkcilara laf diyor, ben de ırkçı tarafına düşünüyorum acaba çocukluğu nasıl geçti, hangi travma oldu vs diye). Biraz manyaklik ama tartismanin çok önemli oldugunu düşünüyorum.

Onun dışında din konusunda dediklerinde sıkıntı olduğunu düşünmüyorum. Ama ben uzak duruyorum bu muhabbetlerden aile ile genelde. Ayri konu 20 kisilik yakin aile cevresinde dine inanan 4-5 falandir, onlarla konusmuyorum diyelim.

Ama su tarz tartismalari da baslatan taraf degilim, ben kendi içimde zaten dine inanmanin mantiksizligini bildigim icin cok da düşündüğüm bir konu değil haliyle tartismiyorum da. Kendisi de zamanla sakinlesir bence.

Eşiniz uyarsın, benim babam da böyle birisi sayılır siyaset ve din konusunda böyle davranışları olabiliyor ama ben, abim ve annem genelde uyarıyoruz ve olabildiğince o konulardan uzak tutmaya veya karşısındakine saygılı bir münazara eder şekilde konuşması için uğraşıyoruz ve son 5 senede baya ilerleme kat ettik :D

Müslüman, gayrimüslime bile karşı "kâfir " dememeli . Kalplerinin kırılmaması için. Yine onların hakkına da girmemeli. Kaynaklarda geçer bu husus.
Hal böyleyken müslümana karşı olumsuz hal hareketler sergileyene uygun bir dille durumun yanlışlığını anlat isyersen.
Böyle şeyler hiç kimse için hoş karşılanamaz.

Eşiniz müdahale etsin +1

Kimsenin hakaretine tahammül etmek zorunda değilsiniz. Ateistin de dindarın da yobazı çekilmiyor maalesef.
Dolayısıyla ortamda hem inançlı hem inançsız insanlar varsa bu konulara girmemek en iyisi. Yakınlarının kalbini kırarak ne elde edecekler onu da anlamak mümkün değil.

Arabanın dağılması iyidir.
Fizik 101

Hoff.

Kaç kez anlattık bi daha anlatalım. Aracın kaputu o çarpma ile akordeon gibi içeri katlanmazsa çarpışma enerjisi tamamen aracın içindeki sürücüye ve yolcuya biner ve öldürücü olur. Güvenli demek düz duvara çarpınca dökme demir gibi şeklini bozmayacak demek değil. Dikkat edersen aracın içindeki hava yastıklarından manken sürücü görünmüyor bile. Önemli olan bu hızda bir kazadan sağ, mümkün ise yara almadan kurtulabilmek. Şu kazayı bir de Ford Fiesta ile izle bakalım neler oluyor. Geçenlerde Instagram'a düşmüştü böyle bir video. O da Passat testiydi. Passat'ın içi dışına çıkıyordu resmen.

linç geliyor.
olaya yanlış açı ile bakıyorsun açıklama yapmış enerjisi olan arkadaşlar

en güvenli olmak hasar görmeyeceği anlamına gelmiyor. güvenlisi böyleyse diğerleri kim bilir ne hale gelir sen düşün işte. şahin falan olsa mankenin parçalarını sağdan soldan toplarlardı.

abi ben komple hardox çelikten araba yapayım, 180 ile betona çarpsa betonu dümdüz eder, hiçbir yeri de çizilmez. ama içindekiler pizzaya döner.

arabanın güvenliliğindeki amaç, tramer'de hasar kaydı çıkmasın değil, içindekileri korumaktır. formula 1 arabası da 200 km/s hızla lastik bariyere çarpıp darmaduman oluyor, ama içindeki adam yürüyerek iniyor. dandik miymiş yani milyon dolarlık araba?

eğer içindekiler sağlamsa arabanın dağılması iyidir. çarpma enerjisini içinde oturana değil, arabanın karoserine dağıtıp içindekini korur. bu arada karoser dağılır ama içindeki sapasağlam çıkar.

lastigin firlamasi, tamponun dusmesi, camin kirilmasi vs bu tarz buyuk kazalarda saglamlik acisindan bir veri degil, onemli olan yolcu bolumunun butunlugunun korunmsi, ve mumkun olan en az darbenin yolcu kabinine iletilmesi. videoda dikkat ederseniz yolcu kabini iceri dogru cok fazla egilip bukulmuyor. bu da hayat kurtaran bir detay. bu arada bu tarz carpisma testleri bildigim kadariyla 60 km/h olarak yapiliyor, yani siz 130 km ile giderken bu kadar saglam bir durum hayal etmeyin

Yeni nesil guvenlik anlayisinda arabanin dagilmasi var zaten. Araba dagilacak ki darbeyi sonumleyecek, yolcu kabini saglam kalacak, iceridekiler canli cikabilecek. Olay bu yani. "Saglamlik"tan ziyade "guvenlik".

Volvo her sekilde guvenlige en onem veren markalardan biri. Ben de Volvo kullanicisiyim. Aracin icine bindiginizde o duyguyu aliyorsunuz zaten.

ama benim anlamadığım, koltuk kafalığını niye çıkarmışlar? darbenin sonunda dummy'nin kafası hızla geriye gidiyor. normalde kafalığın kafayı tutması lazım. herhalde crashtest yapılırken dikkate alıyorlardır onu. yani "dummy'nin boynu kırıldı" diye geçmiyordur kayıtlara di mi?

@kibritsuyu

IIHS'nin bir testi bu. Muhtemelen olumsuz senaryoları denedikleri için bu testte de kafalık yok. Yerinden çıkabilen bir aksam sonuçta. Ona göre bir senaryo hazırlanmıştır.

Zaten IIHS devlet kurumu değil kâr amacı gütmeyen bir ogranizasyon. Bir bağlayıcılığı yok bildiğim kadarıyla.

Sürekli sözlükte anlatılan bu konuyu tekrar görünce aklıma Fifth Gear'ın Smart test ettiği aşağıdaki bölümü geldi.

Arabayı alıp 112'yle (70 mil/saat) beton duvara vuruyorlar. Arabanın boyutları ve geometrisi gereği ön bölümde darbeyi soğurabilecek kadar mesafe ve aksam olmadığından sizin söylediğiniz gibi sağlam kalsın diye taş gibi bir güvenlik kafesi koymuşlar kabinin etrafına. Gerçekten kabinde gözle görülür nerdeyse hiç hasar yok, kapılar rahatlıkla açılıp kapanabiliyor ama yolcuların maruz kaldığı g kuvvetleri o kadar yüksek ki hayatta kalmak mümkün değil.

video linki: www.youtube.com

Edit: Kafalığı kameranın görüş açısını engellemesin diye çıkarmış olabilirler.

2012 oncesinde duz duvara dikine vurulurdu arabalar ama sonra baktilar ki olumlu kazalarin cogunda kafa kafaya carpisma ya da duz duvara vurma olayi yok.

Bu small overlap olayi zaten 2012'de cikti, araclar daha buna hazir degildi ama ona ragmen araca iyi not vermisler. Endustri daha yeni yeni bu teste alismaya calisiyor.

www.3faz.com

bşzşm evdeki bundan viko yazisi asagida yani normal sekilde monte edilmis.

fotodaki pozisyonda isiklar kapali (ust kisma basilmis sekilde)
asagi bastirinca isiklar yaniyor

ama bana kalirsa tam tersi olmali, yukari dogru basinca acik
asagi dogru basinca kapatmali, ama cok da sey etme alisiliyor

bilgilerine sunarim

ux.stackexchange.com

ülkesine göre değişiyormuş. amerikada senin dediğinin tam tersi, ingiltere ve sömürgelerinde senin dediğin gibi, depremin çok olduğu yerlerde yanlamasına takıyorlarmış.