monster'lara bakmışsındır herhalde? gerçi onlar 2.5 kaattan fazla olabilir

edit: fazlaymış. pardon :/

fiyat performans açısından samsung'lara talep var okuduğum kadarıyla, diyerek biraz yardımcı olmuş olayım bari.

acer ve asus bakmalısın.

oyun oynamak için alacaksan asus lara bakmalısın kesinlikle. acer'i boşver genelde dandik oluyolar..

asus n61 serisi. 2000-2500 liralık nvidia'lı modelleriyle piyasadaki tüm oyunları tam detayda sorunsuz oynayabilirsiniz.

Notebook şart mı? ŞArt değilse masaüstü topla. Isınma problemi büyk dert laptoplarda.

Acerler f/p oluyorken, asuslarda f kısmı daha ağır basıyor. i5 ve ati 5650 civarı bir laptop ile rahat oynayamayacağın oyun olmayacaktır. En az konfigürasyon bu. Ekran kartı daha önemli aklında olsun.

ps3 + xbox 360 + wii + psp + 22" full hd ekran + logitech edavatları alınır o paraya:)

kesin oynaman gereken 2 oyun
battlefield bad company 2
call of duty modern warfare 2

modern warfare 1-2
rainbow six vegas 2
fallout 3
left 4 dead 1-2
miror's edge
fear 2
splinter cell conviction
bioshock
crysis / warhead
call of duty world at war
half life 2 ep1 and ep2
stalker clear sky
red alert 3
turok
assassins creed 1-2
gears of war
empire total war
gta 4
prototype
bad company 1-2
dead space
street fighter 4
mass effect

son bir kaç yıldır beni meşgul edenler bunlar :)

sagolun dostlar, dragon agei de ben ekliyorum. liste güzel oldu.

en son güncellemeyi yapmadıysan çalmayabilir..güncelleyip tekrar dene..

firmware upgrade çözer sorunu.

sae istanbul bu tip seminerleri her ay düzenliyor.
Yardımcı olabileceklerini düşünüyorum.

Metan (Sennheiser distribütörü) var onları arayın. Belki yararlı olur.

İtü - miam ile de görüşebilirsiniz.
www.miam.itu.edu.tr

Komunite isterseniz
www.muziktek.com 'un forumlarına bakabilirsiniz.

Ben de gelip konuşabilirim :)

hiç bozma devam et. eğer dediğin gibi haftada 3 yapıyorsan bunu ve yediklerine dikkat ediyorsan bir kac ay icinde sonuc almaya başlarsın.

mekik yağları eritiyor mu yoksa direk o yağları kasa mı çeviriyor? yani 100 kilo adama mekik yaptırarak bel çevresini küçültebilir miyiz yoksa sadece o yağları kasa mı çevirir?

Yağ tabakasının kasa dönmesi gibi olay yok zaten teoride. Mekik çekersen, yağların altındaki kasların gelişir. Ama üzeri yağ kaplı olduğu için anlayamzsın. Kardio hareketleri yapman lazım yağ yakmak için(yürü, koş, basktebol oyna,...)

Shutter Island'ı izlemedim ama referansları gayet güçlü. Scorsese filmleri hem zorlamaz hem kaliteli ve eğlencelidir. The Lovely Bones'u da iyi diye tahmin ediyorum ama imdb notu düşük kalmış biraz. Kızımızın sıkılma tehlikesi daha yüksek bu filmde. Hem Shutter Island'da Leonardo Dİ Caprio oynuyor. İkinizi karşılaştırır ve ilişkiniz hemen orada sona erer. hehe.. ortaokulda değilse böyle birşey yapmaz tabi.
Shutter Island diyorum...

recep ivedik 3

birinin demesi lazimdi.

eyvah eyvah cok cok komikmiş ama alice i tercih ederim tabiki..
shutter island a ben gittim fakat sonu hüsrandı ve biraz agır bir film bence..
alice e giderseniz gayet hoş olucagını dusundum..

the princess and the frog derim ben.

kızımız kafa yormayı seviyorsa shutter island
içindeki çocuk henüz büyümemişse alice
içinde recep ivedik varsa recep ivedik (ilk 2 recepleri beğenip beğenmediğini sor, ona göre karar ver)
kemalistse veya atatürkten çok hoşlanıyorsa (normal seviyorsa değil, çok seviyorsa) veda
hani mardin, doğa vs derseniz ay lav yu
nine içinde iyi şeyler okudum ayrıca
ha birde eyyvah eyvah çok komik filan diyolar aa o kadar değil. her şey çok güzel olacak gibi bir film. sıcak türk insanını anlatıyo. iyi bir alternatif bence.

aslında bu tamamen hanımefendinin ne tür filmler sevdiğiyle alakalı bir soru. mesela shutter ısland bir erkek için iyi seçimdir ama hanımların büyük çoğunluğu gerilim filmlerinden hoşlanmaz.

ben eyvah eyvahı tavsiye edeceğim. etnanın da dediği gibi her şey çok güzel olacak tadında bir film. bel altına veya küfüre girmeden çok da komik bir film olmuş. üzerine fazla konuşabilir misiniz bilmiyorum ama içinizi ısıtacaktır, ki gerginliği alması çok işe yarar. iyi şanslar :)

aslında içimden nine geçiyor ama shutter island da fena durmuyor, eyvah eyvahı ben de izledim çok keyifli bir filmdi, gerekirse tekrar izleyebilirim. alice hakkında da çok umutluyum ama hayal kırıklığına uğramaktan korkuyorum, bunun yanında 3d tecrübesi de yaşayamadım henüz, o da yaşamamış, o yüzden alice'de olabilir aslında.

Alice görsel olarak tatmin edebilir ama film vasata zorla ulaşabilmiş.
Sen film çıkışında konuşacak konu istiyorsan alice bu duruma hizmet etmez. O, Johnny Depp çok şirindi der sen de kız da fena değildi dersin en fazla.

nine iyi güzel ama ilk randevu için ideal olmayabilir. çirkin kıvırtık frida yüzünden dibinizin düşmesi olası. o yüzden alice derim ben.

sahsen sectiğin film seni tanımlar. o yüzden bir kadın olarak eğer ki yukardakilerden recep ivedik, deli dumrul, yüreğine sor, eşrefpaşalılar, ay lav yu, percy jackson, daybreakers secseydin bi daha senle goruşmeyı dusunmezdim :)))) (saka saka )

ses (mehmet günsür uğruna o da), veda, the princess and the frog, eh belki diyelim,

lovely bones, shutter island, nine, eyvah eyvah; bayağı puan toplardın.

alice in wonderland: 2. buluşmayı garantiledin hatta yemeğin parasını ben ödeyeceğim.

cihazınız .flac uzantısı desteklemiyor.elinizde ki kaliteli .flac leri 320kbps mp3 veya aac destekliyorsa aac ye çevirip atabilirsiniz.

afedersin ama nah desteklemiyor. öhöm

clip flac ve ogg destekleyen en ucuz mp3 player. ama firmware güncellemesi yapman gerekiyor. sitesinde vardır olmadı googledan falan bir arat kesin bulursun.

Sansa clip ve clip+ olmak üzere iki model var yalnız. Clip+ .flac desteklerken Clip desteklemiyor bildiğim kadarıyla. Sandisk'in sitesinden bir kontrol edin.

hayır yahu ikisi de destekliyor. bende ilki var. clip+ın olayı sd card desteklemesi.

saha içi çok sıkışık ve havasız oluyo. ayrıca sahneyi görmek çok zor. ya da ben yaşlanıyorum.

metal konserinde saha içinde her şey olur. bence yapabiliyorsanız kız arkadaşınız olmadan gidin. tercihen 3-5 badak ile birlikte. (iri olsunlar ama) çünkü 4. tribünden izlemek klasik müzik konseri izlemek gibi bir etki yaratır gibi geliyor bana. metal konserini en önden izleyeceksin arkadaş...

tabi boyle konusuyorum ama ben sizinle aynı durumdayım ve konsere gitmekten vazgectim.

tribün ideal sizin için,sıkıntıya strese hiç gerek yok. yurdum ergenlerinden çok olur mekanda,canınızı sıkarlar. saha içi bizim gibi 10-15 kişi gidecek apaçi gruplara daha uygun.

ancak gel gelelim o 4.tribünden zevk alabilir misiniz orası da ayrı bir mevzu.

"not to think much of"

cümle içinde şöyle kullanılmış,
Bill doesn't think much of the carpentry work in that house.

"not to deem proper" gibi bişi olmasın sakın =)

@balderdash

sagolasın, anlam yakın ama tam değil. not to think much of pek değer vermemek falan demek galiba. arada ufak da olsa bir nuans var. benim vermek istediğim anlam daha çok ilk karşılaşmada pek tutmamak falan gibi. gibi gibi...

@Tulga

yok olmasın bence de. :)

i have an eerie feeling about... desen, ya da bu minvalde bişiler?

hmm yok ya olmaz o da sanki...

tam olarak "o gün gözümün pek de tutmadığı bu okulun..." şeklinde bir cümle var kafamda...

not to consider fit: itibara almamak


gözü tutmamak ile itibara almamak türkçe'de aynı şey değil, ama ingilizce'de gözü tutmamaya yakın bir anlam taşıyabilir. deyimler birebir örtüşmüyor çoğu zaman.

eğer sonrasında olumlu devam edeceksen "the school that i didn't like at first sight turned out to be..." diyebilirsin..

Ne için yazılacak? Yazacak hocalardan ders aldınız mı? Hocalardan biriyle proje vb. yaptınız mı? Bunları söyleyin, sözlükten beni dürtün, size bir mektup yazayım.

ingilizce mi türkce mi olacak ?

1) Ders aldım, ödev hazırladım.

2) İngilizce.

Çok sağolun.

Nereye ve ne için yazılacağını yazmamışsınız, staj için olduğunu varsayarak uyduruk bir şey yazıyorum, artık gerisi size kalmış...

Dear Mme./Sir,

I am writing this letter to support the application of espandon to your company for an intern position.

I know espandon from my ekşi duyuru class which he succeded with an AA. His in-class activities and well prepared term works are the evidences of his diligence and creativity.

I strongly recommend him as an intern to your company. I am sure that he will provide a productive internship if he is given this opportunity.

You can send an electronic mail to [email protected], if you need additional information about him.

Sincerely yours,

cosmicstring
Prof. of nothing at Duyuru University

sağol

CoD MW2, bioshock 2

usttekine ek; modern warfare 2 oynamadan once 1 i oynamalisin

ayrica prototype'in senaryosu iyi bence. ama 6-10 yas arasina hitap eden konsol yeniliklerini sevmiyorum autoheal, autoaim, autotarget filan. yeni pc oyunlarinin cogunda var bu malesef :/

bioshock'in hikayesi iyidir. cok zaman alsin istersen morrowind, oblivion ve fallout 3 iyidir, hem de eglencelidir.

beyler bir de oynayacağım makinanın p4 2.8 1gb ramli olduğunu da dikkate alalım.

mw2'yi bu ayarda bir sistemde oynadınız mı?

morrowind'e başlamıştım. o da fazla derin gidiyor. dialogları okuyayım derken çok zaman alıyor. sadece akşamları oynadığım düşünülürse o kadar dalamıyorum oyuna. fallout 3 nasıl bu konuda? destan gibi midir onda da metinler?

o pcde 2004ten sonra cikan fps turu oyunlayi oynayamazsin. fallout 3 oynanir ama sanirim.

Secret Files Tunguska, Secret Files 2 de devamı.
Still Life (Still Life 2 de var ama ilki kadar güzel değil)
Agon Episode 4: The Lost Sword of Toledo
Phantasmagoria ve Phantasmagoria 2 (Dosbox gerekebilir)

Bunlar hep adventure ve sizin makinede çalışır.

fallout 3u bilmiyom ben de yeni baslicam ama oblivion morrowind'in devam oyunu, fallout 3ten once cikmisti. oblivionda morrowind kadar okuma yoktu diyaloglar seslendirilmisti. fallout 3de ayni firmadan oldugu icin ayni sekilde seslendirilms diyaloglar vardir cok okuma gerektirmez diye tahmin ediyorum.

erich, mw sorunsuz çalışmıştı.

mw calistiysa mw2 de calisir biraz daha dusuk ayarlarda. golgeleri falan kapatirsan hic sorun cikarmaz cok resource istemiyor mw2.

ilacınız tam olarak fahrenheit.

www.atari.com

fahrenheit +1. hatta artı bimilyon, gerçekten sana uygun.

Prince of Persialar da olabilir, hikaye cidden güzel. Two Thrones çalışmasa bile Warrior Within ve Sands of Time çalışır gibi geliyor.

Failing to win that award won't change the fact that he/she is good in his/her job.

The fact that he couldn't win the prize doesn't change that he is good at his job.

linda ronstad - all my life

hakikaten parliement cinema club müziği o yaw. onu bilmeyen nesiller de yetişiyor demek.
yaşlandık biz yaşlandık...

parliament sinema kulübü pazar gecesi sineması zamanında da ne internet vardı, ne duyuru vardı. şarkının adını bulana kadar götümüz çatlamıştı, sormadık kasetçi bırakmamıştık. şimdi şuna bak üç dakika içinde cevap geliyor.

ve hakikaten bu şarkıyı bilmeyen nesiller yetişmiş. çok yaşlanmışız.

Hayır öyle bir şansınız yok.

Bilgi edinme yasası kapsamına girmez istediğiniz şey de... Kaldı ki girse bile iddianamelere falan ulaşmanız mümkün değil o şekilde, reddederler. Avukatlar bile ilgileri olmadığı sürece ulaşamazlar o tür iddianamelere. Arşivlerde tanıdığınız falan varsa ancak o şekilde olur.

tanrıyı sürekli hatırlatmak için yapıyor olabilirler.

o değil de, arkadaşın oradaki ispanyollara sorarsa daha fazla randıman alır diye düşünüyorum.

şöyle mantık yürütyom. çeyrek gece 1 kere yarım gece 2 kere ceyrek kala 3 kere saat basındada 4 kere calarlar. böylece ahalinin saatin kaç oldugundan habari olur

ayinlerde falan sanırım o kadar uzun çalıyorlar. pazarları falan.

onun dışında Almanya'da saat başında saat kadar çalıyor. saat 8'de 8 kere, saat 10'da 10 kere falan.

zamanı haber vermek için çalıyorlar. 15 dakikada bir çalar. Saat başlarında da saat kaçsa o kadar çalar. (12 ise 12 kez). Çalarsaaatlerde de aynısı olur.

kelepire kapattirmazlar kimseye. cesitli adamlar yaniniza gelir gerekli vergiyi veya boynunuzu keserler. her bolgeye bakan birileri vardir, girince anlarsiniz, belli ederler.
ufak ivir zivirlar icin dusunun bu isi. araba-ev yalan olur. yoksa emlakcilar oralardan cikmazdi dimi ama:)
1980 model mercedes alayim diyorsaniz baska ama 2008 x5 kapattirmazlar kimseye. adliyenin dibinde de olsa maalesef orada da bu isi kosturanlar var, ses cikaranlar yok.

olay tam olarak iyilik yağ pitbull'un açıkladığı gibi. üzerine bir şey yazmak gereksiz.

gözün yeteri kadar kara ise gir ihaleye. bir şey olmaz. örneğin borçlusunu bul, onunla anlaş ve onun yerine gir ihaleye, tabi kendi adını yazdır. soran olursa da ben ma sahibiyim de, işin raconu gereği mal sahibi ihaleye girince pek karışmıyorlar.

Öncelikle "icra ihalelerinde kimseye kaptırmazlar malı", "kafanızı keserler" "köyünüze veba mikrobu getirirler" gibi yetkin olmayan kaynaklardan alınan bilgilere kulak asmamanızı öneririm. Bu işi yapıyoruz, benim size örnekler vermem doğru olmayacaktır. Ancak örneğin adliyeihaleleri.com adresinde Türkiye'de ilk defa uygulanan arabululuculuk ve uzlaştırma sistemi sayesinde istediğiniz malı henüz ihaleye girmeden borçlu ile anlaşarak bile alabiliyorsunuz. Bunun yanında, uzlaşma sağlanmaması durumunda sizin yerinize ihaleye de girebiliyorlar. Neticede siz uğraşmmıyorsunuz, muhatap da olmuyorsunuz gereksiz insanlarla.

En doğrusu siteye girerek veya 0216 5198756 numaralı telefondan iletişime geçerek konu ile ilgili her türlü sorunuza ve itiyacınıza yanıt alabilirsiniz.

Adım Ömer. Benim yönlendirdiğimi ilettiğinizde hemen yardımcı olacaklardır size.

audiofil degilsen, kulakların ciddi derecede hassas değilse pek farkedeceğini sanmıyorum.

digital ses ile analog ses konusunu araştır bi de.

dijital sesler yani flac vs. daha iyidir kesinlikle. he plagın ruhu vardır falan derseniz anlarımda ses kalitesi olarak daha iyi değil.

en azından derste bize böyle öğrettiler.

arada şöyle bir fark var: plaklar analog kaynaklardır. ama flac wav falan bunların hepsi dijital kaynaklardır. yani müzik icra edilirken analog bir biçimde oluşur daha sonra bunu bilgisayar vasıtasıyla 101010lara çeviririz. dinleneceği zaman da dijital veriler analoga çevirilir. plaklarda ise kayıt hep analog olduğu için çevirime falan gerek kalmaz. hi-fi'de olay müziğin aslını olabildiğince az değiştirmek olduğu için plaklar daha makbüldür. olayın teorik açıklaması bu...

pratikte bir fark duymak için de en azından ortalama bir sistemde ikisini karşılıklı dinlemeniz gerekiyor. benim plakları cd'ye tercih etmemin sebebi müziğin daha canlı ve sıcak gelmesi. plak dinlerken yanımda çalınıyormuş yanılgısını daha güçlü hissediyorum, o yüzden plak...

bu arada flac kayıtlar ile plakları karşılaştırmak doğru değil. flac az da olsa yine de sıkıştırılmış bir kaynaktır. ya cd ya da wave dosyaları plak ile karşılaştırılabilir.

flac her ne kadar sıkıstırılmıs da olsa "lossles" dir, audio ile aynı kalitededir. ape var bi de. o da aynısı. sıkıstırılmıs olması kayıplı olacagı anlamına gelmıyor.

dijital kayıtlar farklı örnekleme aralıklarına göre 1 ve 0 lar kullanılarak kodlanır. farklı bitrate ve sampling değerleri kullanılarak farklı çözünürlükte sesler elde edilir. Yani işin aslı dijital kayıtlar milisaniyelik parçaların birleşimidir, ve bu parçalar genellikle 16 ya da 24 bit ile kodlanırlar. Tabi beynimiz bu küçük parçaların ayrı olduğunu anlayamaz, biz akıcı bişekilde duyarız.

Analog tape ya da plaklarda ise böyle bir durum yoktur. Analog kayıt gerçek sesin sıkıştırılmamış bir kopyasıdır. Yani dijital kayıtlarda ister 16 bit ister 24 bit olsun ulaşılmaya çalışılan şey analog kaydın dijital ortamda kodlanmış bir kopyasını oluşturmaktır. Fakat şöyle düşünebilirsiniz ii de 24 bit böyle oluyoken neden 32 bit daha iyi olmasın ya da 256 bit ... yani her zaman analog sese daha yakın bir çözünürlük değeri olacaktır.

Tabi önemli olan insan kulağının algısı olduğu için şu an ki cd formatı ya da wave formatı oldukça yeterlidir. Fakat güzel bir sistemde yapacağınız karşılaştırmada görürsünüz ki analog bir duyum daha geniş dinamik aralığa sahiptir. Bugün hala bazı müzisyenler bu geniş dinamik alandan faydalanarak mix yapmak için makara bantlara kayıt yapmaktalar.

İşin özeti; dinleyici olarak eğer çok iyi bir analog sisteminiz, plak iğneniz, amfilibikatörünüz, monitörleriniz vs yoksa farkı anlayamazsınız.

@buryan

flac ile wave arasındaki farkı ben duyamıyorum. yani önceki mesajdaki son paragraf flac'ın waveden ses kalitesi bakımından geride olduğu anlamına gelmiyor. zaten ben de en çok flac, ape ya da ogg dinliyorum. ama teknik bir karşılaştırma yapılacaksa bunun elma ile elma arasında olması gerekiyor, o yüzden öyle diyorum.

Müziğin aslını olabildiğince az değiştirmek istediğinizde plak pek mantıklı bir seçim değil. Basım ve çalım esnasında karşılaşılan mekanik limitlerden dolayı plak ciddi bir mastering aşamasından geçer. CD'nin üstüne kafanıza eseni yazabilirken, plak için ham materyalin büyük ölçüde değiştirilmesi gerekir. Çalım esnasında da turntable dan iğneye çok büyük farklar vardır. Dijital audio çalarların kenddi aralarındaki fark çok çok çok daha azdır.

Plak ile iliştirilen hiss, rubmle, wobble, pop&click gibi sorunlar medyanın suçu olmasada bunları aşabilmek için kullanılan ekipmana çok ciddi paralar harcamak gerekiyor, plaklarıda çok özenli kullanmak.

Dijital kayıtlar her ne kadar "küçük parçacıklar" halinde kaydedilse de (milisaniyenin altındadır bu parçacıkların aralıkları örnek 44.1khz örnekleme için 22.675 mikrosaniye)
bu parçacıkları birleştiren beynimiz değil, dac adı verilen dijital den anologa çevirici konventördür. Interpolasyon ile bu parçaların arası birleştirilir ve kesintisiz bir elektrik sinyaline dönüştürülür.

Plakların dinamik alanlarının cd den daha iyi olduğu da yalandır. Çok çok iyi bir plak/plak çalar kombinasyonu ile standart bir cd çalar dinamik alan hususunda kafa kafaya yarışacaktır. SACD, DVD-Audio ve benzeri 24 bit çözünürlükte bir dijital kaynak ile yarışması mümkün değildir. Benzer bir şekilde günümüzde halen makara bantlara kayıt yapan müzisyenlerin çoğunluğu bant'ı dinamik alanları sebebiyle değil, karakteristik özellikleri yüzünden tercih ederler (tape compression).

Plak severlerin plak sesini cd den daha fazla beğenmelerinin /üstün bulmalarının teknik kalite üstünlüğü gibi bir dayanağı yoktur.

açıkçası plak işin romantizm kısmıdır. flac'e veya herhangi bir lossless formata göre kesinlikle bir artısı yoktur ve çok daha kolay bozulabilir. örneğin bir ssd'de depolanmış bir flac ile normal bir plağın ses kalitesini sürekli kullanımdan belirli bir süre sonra karşılaştırırsak flac dosyasının aynı kaldığını fakat plağın zamanla eskimiş olduğunu görürüz. onun dışında plaktan müzik dinlemek bir ritüeldir, bakımını yapmak vs. gerekir, bir nevi uğraştır, hayatınızda bir yer kaplar(plak aramak-bulmak vs.), sosyal ilişkilerinizi arttırır(diğer koleksiyoncularla tanışmak vs.) ve bu yüzden tercih edilir. Dijital ses ise iki tık ötenizdedir, downloadliste eklenir, iner, çift tıklanıp dinlenir biter.

amacınız kaliteli müzik dinlemekse dijital ses, amacınız romantizm ise plak diyorum.
çok uzattım kusura bakmayın :).

sewgili meslektaşım; aklıma ilk gelen 'ti'oldu ama pek ciddi durmaz kanımca:)
TÜRİL ama pril gibi oldu. İltürk gibi birşey olabilir mesela ama o da eski türk devleti ismi gibi oldu.
yaff soy isme takılmadan bişi düşünün.ileri hukuk, nokta hukuk,

isimlerle alakasiz sekilde "themis" olabilir.

milliyetçiyseniz "türkoğlu hukuk bürosu" olabilir.
ben olsam nokta atışı yapardım: çözüm hukuk, sonuç hukuk gibi.

öncelikle teşekkür ederim, ancak soyisimlerle bağlantılı olması daha iyi olur. çıkar yol bulamadık walla her şey bitti bi bu kaldı ;)

yani illa soyadlarla ilgili olsun diyorsanız "türkoğlu" tek çıkış yolu gibi duruyor..

edit: oha sloganı bile bulmuşum: "türkoğlu: adalete giden çıkış yolu" =))

yapıcak bişey yok o zaman şöyle diyeyim her türlü fikirlere açığız arkadaşlar..

modlar rica etsem bir müddet üstlerde kalsa 1 saat kadar yeterli olur. önemli bir mesele çıkış yolu bulamadık.

bence de "Türkoğlu" . bulunduğunuz yere bağlı tabi

Türk/İlyasoğlu diye açın. Hukuk bürosuna ayrı isim koymaya gerek yok bence. Tanınmış büroların çoğu da soyad veya soyad/soyad biçimindedir.

Hayırlı olsun bu arada.

Öncelikle hayırlı olsun, bence amerikan tarzı güzel bu konuda. "türk ve ilyasoğlu hukuk bürosu" hoş olur. ha kısaltalım diyorsanız o konuda çok fikir üretilebilecek kadar uyumlu değil soy isimler. bak benim soyisim yılmaz soyadı türk olan arkadaş sana sesleniyorum bırak öbürünü "türkyılmaz" hukuk bürosu tabelası şimdiden gözümde canlanıyor:)

hemen gel ;)

müvekkilim yok ama:P seninkileri paylaşalım :P

yanlış anlamayın ama ciddi yanlışlar yapıyorsunuz, bir şey yazmadan geçemedim.

normal kalori ihtiyacınız 2200 ise, 1500 kalorilik rejim hafif değil ağır bir rejimdir. bu şekilde yaptığınız rejimler kas kütlenizi eritir, sonucunda kilo verdim zanneder ama eski düzeninize döndüğünüzde kilo alırsınız. kas kütlesinin gitmesi, kilo vermek isteyen birisi için en kötü şeydir çünkü en çok kaloriyi kaslar yakar. diyetinizde 2000 cal altına düşmeyin. sık ve az öğünlere kendinizi alıştırın (günde 4-5 öğün min 3 saat arayla). ve aldığınız kaloriyi sağlıklı besinlerden almaya dikkat edin. (kompleks karbonhidratlar, yeşil sebzeler, yağsız etler, balık ve doğal besinler.) şekerin her türlüsünden ve içinde şeker barındıran şeylerden uzak durun. yağı da tamamen kesmeyin.(zeytinyağı veya diğer sağlıklı yağlar.)

karın çalışmadan dolayı oluşan kas ağırlığı eğer gerçekten 1500 kalori alıyorsanız hiç oluşmayacağı için kilo kaybını yavaşlatmaz. kilo kaybı bence normal seyrediyor ama beslenmede böyle devam ederseniz iki üç haftaya kalmadan metabolik hızınız iyice yavaşlayacağından, kilo kaybınız tamamen duracaktır. benim tavsiyem 2000'in altına düşmeden cardioya devam etmeniz ve hafif ağırlık idmanlarına başlamanızdır. 2 haftada bir kilo çok çok ideal, hiç kafa takmayın.

kulak ile ilgili sorunlar ise ciddi olabiliyor, doktora görünün bir şey çıkmazsa boşa gitmiş olursunuz. gitmeyip de bir şey çıkması olasılığını göze almayın... kolay gelsin.

kulak basıncının birden çok sebebi olabilir uzmanına danışın ama spor sırasında yaşayanlar oluyor hatta nadir de olsa ben de yaşadığımı hatırlıyorum. çok yorulunca oluyordu. antrenmansızken. ama yanılıyor da olabilirim çünkü valla emin değilim ama yaşadım gibi. hiç merak etmemiştim, endişelenmemiştim belki de bu sebepten hatırlamıyorum.

cinsiyet yaş boy kilo bilgileri verilmemiş ama 1500 kalorilik diyet hafifse 1000 kalori yapın da biraz ağır olsun bari(!) Şaka. Elbette 1500 kalorilik diyet oldukça ağır.

ayrıca 1500 kalorilik diyet olmaz. sen yediğin hiçbir şeyin kalorisini kolay kolay bilemezsin. sadece ortalama değerler vardır ve bunlar da o üründeki yağ, protein ve karb. göre yazılır ama su oranı gibi şeyler bunu değiştirir.

- hangi antrenmanın sonunda hangi mucizevi alet sana 650-700 kalori harcadığını gösteriyor? sen o kadar kaloriyi bir saatlik halter antrenmanında anca yakarsın ama sen bir saatlik halter (vg değil halter) antrenmanı yapabilir misin? hem herkesin falanca işi/hareketi yaptığında aynı kaloriyi yaktığını kimse iddia edemez.

sonrasında karın kası çalışarak da 200 kalori yakmak biraz sıkar, kaç dakika çalışıyorsun? karın çalışmak sanıldığından çok daha az kalori harcatır.

yani totalde yaktığını sandığın kalori de yanlış.

acilen BodyTR (Büyük, güzel, alımlı; tıklanılası, adres çubuğuna yapıştırılası harflerle yazılır)'ye giriyorsun www.bodytr.com buradan başlıyorsun. bak artık özgürce link veriyorum ne de olsa tıklama olayı kalktı. sonra bi de buna bakabilirsin www.bodytr.com

ayrıca haftada kaç gün spor yapıyordun?

deveye sormuşlar boynun niye eğri o da demiş nerem doğru?
neren doğru?
bilgileri düzgün verirsen yorum yaparım

*meni kimse durduramilemeeez*
imza: gonaaaan yenilmez pehlivan!
ikincil imza: bir zamanlar küstahdım, hâlâ öyleyim.
üçüncül imza: bir hörgüçün anatomisi
dört: dağa kaçmış
beş: bu da yemiiiiş. sonra açgözlülüğünden kılık değiştirip "hani bana hani bana" demiş

yurtdışından alınan kargolar türkiyeye girdikten sonra yurtiçinden takip edilebliyor.
kargo türkiyeye girmiş, pttnin sayfasında yurtiçine yaz takip numaranı ona gore bakalım.

terliks once davranmış :)

haydaa yurt içi bölümünden baktığımda da 25 aralıkta teslim edildi diyor. 25 aralıkta belirtilen saatte evdeydim hatırlıyorum teslimat olmadı. aynı zamanda adresim doğru teslim edildi dedikleri yer ama ürünün ağırlığı , değer ücreti, kabul tarihi vs.. 0000 olarak belirtilmiş.

ne yapıcam? teslim edildi diyor adamlar.?????? kafam karıştı.

arayip sorun. eger teslim ettiklerini iddia ederlerse teslim belgesini isteyin.

Knex ?

en.wikipedia.org

çocukken de legolar vardı, şimdi de var, daha sonra da olacak... legodan iyisini bulamazsınız, legodan devam edin.

LEGO Power Functions yada technic .

legolar çok şükür ki hala var :)

lego robotics invention system biraz ağır kaçar. programla falan gerektiriyor. sırf mekanik arıyorsanız klasik lego technic'ler işinizi görür. 8868'i öneririm. bir çok mekanik sistemi modelleyebiliyorsunuz.

(bkz: bricklink)

spor yapmadan pek mümkün değil sırtınızı güçlendirmeniz. oturuşunuza dikkat etmenizi öneriyorum. bir de sırt yastıkları var büro sandalyeleri için özel üretilen, onlardan edinin bir tane. çok işe yarıyor..

yüzüstü yatıp belinin altına bir yastık koyar, ellerini ensende birleştirirsin. ayaklarını da bir yere takıp kendini kasılarak, kaldırabildiğin kadar kaldırırsın. bunu 20-30 tekrarlı 3-4 set yap arada.

www.ezberim.com

gerçek ama linkim yok

yendik milan'ı kesin hatırlıyorum ama monacoduk mu zor.

www.abebooks.com guzel sitedir. kullanilmis kitaplari cok ucuza bulabiliyorsunuz.

Robinson Crusoe'da da var ancak orda da seriler eksik... Yine de:
www.rob389.com

yıllar önce, yanlış hatırlamıyorsam nezih kitabevinden ingilizcelerini aldıydım ben hep. Bir bakın isterseniz. Ha istanbulda ama:)

amazon.de'den (almanya amazonu) kitap shippingi 6 euro gibi bişeydi, englische bücher sekmesini seçip aratabilirsin.

abebooksun combined shippingleri şahane görünüyor. eger yollarlarsa oradan alıcam birşeyler, teşekkürler herkese...

Px 100 ile porta pro arasında çok bir fark yok, ben px 100 kullanıyorum. İyi bir kulaklık, ama ikisini de alabiliyorsan yurtdışından al, burada fiyatlar çok yüksek.

Px 200 kullanmadım ancak digerlerinden en bariz farkı kapalı yapıda olması, bu da biraz izolasyon artışına karşın, biraz ses kalitesi kaybı demek oluyor. Pmx 200 denemiştim,
sesi güzeldi ama px 200 için yorumlar iyi degildir. Onu almanı tavsiye etmem.

Taşınabilir olarak arıyorsan, kafaustuler de modeller bunlar. Yurtdışı olayı mümkün ise Audio Technica Ath FC7000 gibi bir model vardı ona bakabilirsin. Ama fakeleri var dikkatli ol...

sonda söyliyeceğimi hemen bir alıntıyla söyliyeyim:
sozluk.sourtimes.org

px200 bir süre kullandım ve şu an grado60 ım var, arada dağlar kadar fark var, ses kalitesi tabii ki çok iyi grado'nun ama tatmin olman açısından aşağıdaki linke bakabilirsin

forum.donanimhaber.com

ayrıca px çok da dayanıklı bişi değil, saçlarıma takılıp dağılmıştı alet:)) kafayı çok iyi sarmıyor, her an düşecekmiş gibi bence.(tabii ev kullanımı için demiyorum, otobüs vs için)

Bazen senden kaynaklanmayabiliyor, çok da fazla kendine yuklenme. Olmuyorsa da zorlama, arkadaslık frekansların tutması ile ilgili bir mesele, zamanla frekanslar degisebiliyor. Oyle olunca da kasmanın anlamı yok. 25 yas çok da degil, kendinde bariz bir kusur görmuyorsan ümitsizlige kapılma. Kusur görüp, düzeltmeye çaışıyorsan da ümitsizliğe kapılma, mutlaka olur birileri...

Bu, şu olabilir; hayatına aldığın insanlar gevşek kaypak insanlar olabilir. Senden çıkarları kalmadığı anda giderler. Kötü bir huyun yüzünden bu insanları itmediğinden emin olduktan sonra hepsinin yavşak olduğu kanaatine varabilirsin. "Bu saatten sonra" diye bir kavram yok. Arkadaş olmak öyle istek üzerine olan bir olay da değil. Aşağılarda bi duyuruya yazmıştım. "Şu şu şu insanları bir kere daha ararım, şu şu şu insanlara bir kere daha laf anlatırım. Bunu yaptıktan sonra beni geri arayan benledir, lafımı dinlemeyen kendi bilir. Çok kafa yormaya gerek yok." olay özetle budur. Tekrar ediyorum bir kötü huyun yüzünden o insanları kendinden uzaklaştırmadığından emin ol.

arkadaşlıkları ortak çıkarlar belirler genelde,
komşusundur, taşınır gider
aynı okuldasındır, okul biter gider
aynı yerde çalışıyorsundur, başka iş bulur gider
arkadaş grubundasınızdır, en sevilen adam gider, o da gider.

sonra msn de yada kafana esince tel açar konuşursun, görüşmene luzum yoktur.

negatif enerji yayma, komik olmaya bak, insanlara istediklerini ver, arkadaşlık o kadar önemliyse senin için.

insanlar vefasız ama gelecek için gene de önyargılı olma

Tesadüfi bir şekilde aynı yaşta ve aynı dertten muzdaribiz.Yazdığın satırlara gelince sanki benim klavyemden dökülmüş gibi:) Evlilik,askerlik,kariyer vs. sebepler yüzünden herkesle bağlarım koptu.1,2 kişi kalmıştı onlarlada kendi rızamla görüşmeme kararı aldım.belki saçma bir teklif olacak fakat ortak şeyleri düşünüp yaşadığımız için senle muhabbet etmek isterim.

asıl o yaslarda ciddi arkadaslıklar oluyor ben oyle gordum.

sana ne söyleyebilirim biliyor musun? belki de şaşıracaksın,umrunda bile olmasın. insanlar yaşam şartlarının zorluğu vb. gibi nedenleri bahane edip gitgide bencilleşiyorlar.Bencillik bi nebze de arkadaşlık gibi kutsal kavramlar bile rafa kaldırılıyor. Bunu ben de gözlemliyorum çevremden. Kendin ol derim ve hiçbir hatan olduğunu düşünmüyorsan sakın çizginden taviz verme. göreceksen gerçek dostluklar ise onlar er yada geç hatalarını anlayacaklar.

boşver iyidir hayatında hep aynı insanların olmaması. ama beraber büyüdüklerinden en azından 1-2sinin gönlünü al. kişisel tarihine şahit birileri bulunsun etrafında. bir de benim fark ettiğim insanlar bilinçli olarak çıkarmıyorlar hayatından insanları. o yüzden bilinçli olarak tekrar arkadaş olmak gerekiyor bazen. ha illaki bazı ayrı noktalar var ki bu kadar ayrı düşülmüştür. ama herkesle olacak. benim 25 yaşıma daha birkaç yıl var ama şu saatten sonra bile yeni bir çevre edinmek o kadar zor geliyor ki. bi de herkesin kankası olacak diye bişey yok. birlikte eğlenebileceğin bir iki insan, tartışabileceğin bir iki insan yeter.

ne yap yap, eskileri yenilemeye çalışma. sen gittikçe onlar kaçar, kaçmasalar da burunları büyür sana hep tepeden bakmayı alışkanlık haline getirirler. uzaklaş onlardan. günün sonunda kendinle kaldığında sağlam bi gururun her zaman olmalı. 25-26-27 gibi yaşlar yolların ayrıldığı, arkadaşlıklarda ak götün kara götün ortaya çıktığı yaşlar. herkesin bu yaşlarda arkadaşlıkları soru işaretleriyle dolar ve arkadaş sayısında azalma olur, bu normaldir. asıl yapmak gereken eskileri kovalamak, düzeltmeye çalışmak ve bunu yaparken sorunu hep kendinde aramak yerine kendin gibi olabildiğin, tarzını gösterebildiğin, kafaca uyuşabildiğin atmosferlerde bulunmaya özen göstermek. sonrasında arkadaş zaten olacaktır. ha o eski samimiyet, kankalık modu falan diyceksin, onlar da acaip yalan şeyler. çok şey kaçırmıyosun inan. düzeyli ciddi arkadaşlıklara yelken aç. ama bunu arkadaş arama modunda değil, kendini tanıma ve tercihler yapma modunda yapman lazım. tercih edeceklerin ve etmeyeceklerin yeni arkadaşlarını belirleyecek. daha güzel ve az kırılgan olacak bu seferkiler emin ol. 25-26-27 yaşlarım bunlarla geçti, cool olucan, kendin olucan, aramayanı aramıycan bunü gördüm. sen sen ol, seni seven sana gelir, mevcuttan gelen olmazsa da bi seven gelir bulur.

yalnız kalma olayında yalnız değilsin kafanı çok yorma. arkadaş bellediğin adamlar maalesef seni basamak olarak kullanabiliyor. ya da birçok nedenden dolayı seninle tercihen değil mecburen arkadaşlık kurabiliyor.

bahsettiğin gibi bir duruma ben de düşmüştüm, haliyle halinden de anlarım.

bu durumdan sıyrılmak için önce akrabalarına sığın, kanın sonuçta. varsa sana yaşı yakın kuzen/dayı vs. onlarla daha fazla zaman geçir. bu boşluğu onlarla bi dönem gidermeye çalış. korkma onları kullanmış sayılmazsın. onlar da 'bizimki bizi kullanıyor' diye asla düşünmezler aksine onlarla zaman geçirdiğin için çok mutlu olurlar. bu esnada vaktiyle yüz çevirdiğin arkadaşları bi gözden geçir. 'ya aslında nasıl karakterli çocuktu ayıp ettim sık görüşmemekle' dediklerine ulaşmak için bahaneler yarat. karakterli insanlarsa zaten sana soğuk yaklaşmayacaklardır. bununla birlikte yeni yeni tanıyacağın kişilere de temkinli şekilde yaklaş, eskisi gibi balıklama atlama. inan bak kimsenin ortamına girmeye çalışmayacaksın, telefon görüşmelerinde arayan taraf sürekli sen olmayacaksın.

25 ten sonra olacak arkadasliklar emin ol daha ciddi olacaktir, insanlarin kisiligi iyice oturmus olacaktir cunku.

yeni çevrelere gir, yeni uğraşlar edin boş vakitlerinde. kitap ta oku fakat boş vaktinin tümünü bu tip tek kişilik faliyetlere harcama. git bi spor salonuna yazıl, ne bileyim eskiden beri ilgi duyduğun bi alanda illa ki faal olan bi kurum, dernek, lokal, cart curt vardır. git oraya. hiç olmadı ne bileyim, kahvelere/cafelere takıl, ikisinde de kafa adamlara denk gelirsin. o da olmadı bara git, barmenle muhabbet et.

hiçbiri olmazsa şu saatlerde baya reklamı dönen arkadaşlık hatları var, ille de arkadaş diye tutturduysan oraları ara.

not: gözünü seveyim, daha 25 yaşındasın. takma kafana, bak hayatına. evli değilsen git evlen mis gibi hayat arkadaşın olsun. sen bu yaşta böyle yaparsan emekliler de intihar etsinler gayrı!

2-3 tane samimi arkadaşınız olsa yeter. benim arkadaş edinme potansiyelim epey yüksek ama sallamıyorum. 2-3 tane samimi arkadaşım var, onlar yetiyor. tuzsuz aşım ağrısız başım misali mutluyum.

sana zictired 100 mg yazıyorum . Insanın en iyi arkadaşı kendisidir. Ayrıca kuzenler bugünlere vardır. Muhteşem arkadaş olurlar

bence 25'ten sonra yeni arkadaşlıklar kurman zor. herkesin o yaşlarda çoktan kemikleşmiş bir çevresi oluyor dışarıdan girmek oldukça zorlaşıyor. ama senin gibi yalnız birini bulursan bence en bi süper arkadaşlık öyle kurulur.

sanki ben yazdım bu satırları....yalnız birisiyle konuşmak istersen yazdım özel mesajtan sana.

creative zen mp3 player alırsan tatmin olursun diye düşünüyorum. Orijinal kulaklığı, creative cihaz üzerinde çok iyi performansa sahip. Sennhesier'ın kulaklıkları da çok güzel. In-ear tavsiye ediyorum.

bass ağırlıklı istemiyorsan sennheiser ı eleyebilirsin. shure lar iyi bi eq ayarıyla güzel bi denge yakalayabiliyor. hiç kullanamdım ama aetymoticslerin tizler ve denge konusunda başarılı olduğu söyleniyor. 150 tl civarına shure se210 falan getirttirebilirsin usaden.

Shurelar da arkadaşın dediği gibi sağlam. Ama Aetymotics beni o kadar tatmin etmedi. Sennheiser'ın da bass kanalları tatminkar olduğu gibi çoğul seslerde de (her enstrumanı ayrı ayrı duyucam) gayet iyidir. (kullandım oradan biliyorum)

Kulak içi istiyorsan şu ilana bir bakabilirsin ben satıyorum.

forum.donanimhaber.com

Eğer sıfır alayım diyorsan suna bir bak:

www.head-direct.com (ama malzeme kalitesi kötüdür.)

Eger kafaustu bakıyorsan ikinci el gradolara bak. Mesela SR 60 olabilir. Birazcık daha koyarsan elmasepetinde 160 civarı falan olmalı yenisi...

Shure se210'u salla 310a kadar shurelarda pek iş yoktur. Eger seste denge, detay falan arıyorsan bakacagın kulaklıklarda etymotic ailesi olmalıdır. Kafaustulerde de gradolar uygun... Kolay gelsin. :)

Sennheiser'in cx-500'üne bass ağırlıklı demek yanlış olur.

burada biri sennheiser cx-300 satıyodu dün 60 TL'ye.

sennheiser px 200

sennheiser cx 300-II tavsiyemdir. geçen gün im2shy dan aldım. kesinlikle güvenebilirsiniz inanılmaz bir kulaklık. cx 300 kullanıyordum. şimdi daha mutluyum ehe.

hem 120 ytl lik orjinal ürünü 60 ytl'ye satıyor. elinde kaldıysa şansınızı deneyin derim.

Her türlü şiddet tanımı. fiziksel, duygusal, psikolojik, yapısal. vs vs vs.

şöyle tanımlanmıştır ; bir kişiye halen hissedeceği bir kötülük, tecavüz icrası suretiyle, bu veya bir üçüncü kişinin iradesi ve davranışları üzerinde zecri bir etki meydana getirilmesidir.

zecri : zorlayıcı

buradaki "tecavüz" halk arasında genel anlamda kullanılan cinsel anlamdaki tecavüz değil, zorlama, birşeyi yapması için güç kullanma şeklinde anlaşılacaktır.
ceza hukukunda cebir ve şiddet kelimeleri aynı anlamda kullanılmaktadır. Esas itibariyle de aynı anlamdadır zaten. Cebir, suçun unsuru bakımından değişiklik göstermektedir. Bazı durumlarda suçun doğal bir unsuru olmakla birlikte bazı suç tanımlamaları bakımından ağırlaştırıcı bir neden olarak da karşımıza çıkabilir (örnek1). Tanımda "..halen hissedeceği bir kötülük..." deyimiyle duygusal anlamdaki şiddete işaret edilmektedir. Hal'en, yani hal hatır sorarken kullanılan "hal" kelimesi kastedilmektedir.

örnek 1 : Örneğin cebir yağma(gasp) suçunun unsurudur.hırsızlık suçunu cebren işleyen kişi hırsızlık + müessir fiilden değil gasp suçundan ceza görür.


umarım yeterli açıklayabilmişimdir. eksik olan noktalar varsa yazabilirsin.

teşekkür ederim, peki verdiğiniz tanım birebir midir? kitap tanımı mıdır? maddesi vssi var mıdır? kaynakça belirtirseniz sevinirim.

Türk Ceza Kanunu'nunda bildiğim kadarıyla şiddet'in bir tanımı bulunmamaktadır. Ceza Kanunu'nda cebir suçunda bile cebirin tanımı yapılmamışken, şiddet gibi çok genel bir kavramın tanımını yapmasını beklemek de mümkün değil ne yazık ki...

Muhtemelen sayın meslektaşım da şiddetin doktrindeki tanımından bahsediyor. Ancak cebir ile şiddetin aynı anlamda kullanıldığına dair yorumuna katılmam mümkün değil. Zira, cebir zorlama anlamındadır çoğu zaman, şiddet ise, eylemin subjesine acı çektirmeye yönelik her türlü hareket olarak tanımlanabilir kabaca... Umarım yardımcı olabilmişimdir.

hm, eklemeyi unuttum tabi, kapalı bi kulaklık arıyorum mümkünse :(

grado sr-60 alın. sonra da dua edin bana :)

sennheiser in de koss un da kapalı modelleri var. astoria elektroworld de deneyebilirsin baya bi cesidi vardı orda.

*grado sr-60 çok iyidir ama kapalı degildir, iceri çok ses alır dışarı çok ses verir. Bir de dijital müzik için çok uygyn olmayabilir. eger bunlar sorun degilse kapalı olması forum.donanimhaber.com surada bir tane görmüştüm ikinci el.
*Sakın cx serisinden bir şey almayın. fiyatlarını hakeden kulaklıklar degillerdir. cx 500 sakın almayın.
*IEM düşünüyorsanız Ultimate Ears Super Fi 3 var benimkini yeni sattım 100 kusure :( , ancak ebayde de o civarlara bulmak mumkun bakabilirsiniz.
*Kapalı kulaklık onerisi olarak da Sennheiser HD 201 ve 202 var. 201 genel olarak dengeli, 202 ise bas vurguludur. İyi kulaklıklardır ancak 201'i beslemek için ufak da olsa bir kulaklık amfisi gerekir, yoksa ses düşük olacaktır. Almaya karar verirseniz Fiio E5'i bir googlelayın. Bütçenizin içinde ikisi de...
*Buldugunuz kulaklıgı dinlemedim&bir bilgim yok. Ancak behringer ürettiği kulaklıklar ile ünlü olan bir firma değil. Daha çok yan işleri olduğu için üretiyorlar. Aynı fiyata yukarıdaki alternatifler daha uygun olur.
*Dijital müzikten kastınız elektronik veya trance falan ise HD202 uygundur. Sıfırı 80 TL civarında.
*Spesifik bir sorunuz olursa da mesaj atmaktan çekinmeyin, bilgim dahilinde yardımcı olmaya çalışırım.

saykadellik

saykadelik gibi diyeyim.
ama daha detaylı olması açısından bayrakların üzerine tıklayarak duyabilirsiniz:
www.tureng.com
edit; üstte de yazılmış zaten bu

ayrica:
www.howjsay.com

saykodelik diye kullanılıyor sözlükte ama.
(bkz: saykodelik)

saykidelik... digerleri uydurma. hele "sayka" diyenler tam kiraathane isi.

dictionary.reference.com

3- Bu pek geçerli gelmedi bana, emin misiniz?

Dezavantajlara kesinlikle katılıyorum, ozellikle de 4'e. İleride satmayı düşünüyorsanız araba almanız daha iyi olur.

Yolda tacize uğramama teyidi, kullanan bir kişiye ait. Ki kendisi daha önce motor kullanıp, bu tür tacizlere maruz kalmış.

hocam boşver trifoxu falan yahu.
bekar olsan neyse de, eşin yanındayken trafikteki magandalarla uğraşma hiç.
millet öküz öküz bakar, bakmakla da kalmaz sıkıştırır.
paranın yettiği kadarıyla al 1400 motor yerli bir araba.
hem rahat satarsın, hem değer kaybetmez, hem az yakar, hem de karda kışta sıcak sıcak gidersin gideceğin yerlere..

Merhabaa,, bende siz gibi trifox 150 ile ilgileniyorum.. 56 Yaşında emekli ve bugüne dek hiç motor kullanmamis biriyim.. Acık kalp ameliyatı oldum. Yük tasiyamiyorum.. izmir/Foca da ikamet ediyorum. Nerede ise tüm ilçenin yoları trafiğe kapalı(Mopet hariç).. Mopet kullanabilenler rahat.. arastirmalar sonucu trifox 150 'ye ulastik ama fiyatı benim için cok yüksek.. sizcede bir mahzuru yok ise, sizin düsük fiyat ile bulduğunuz yerin adresini rica edecektim ve size verilen fiyatını da yazarsanız sevinirim..
HOŞKALIN...
e posta adresim [email protected]

47 tl hakkında bişey diyemem ama ptt den ucuzunu bulamassın.

ben aşağı yukarı senin bahsettiğin boyutte ve ağırlıktaki bir koliyi brezilyaya 20 lira civarına yolladım 21 liraydı hatta yanlış hatırlamıyorsam. baktığın şey ptt kargo olabilir. air maille yolla

peki air mail nedir? nasıl kullanılır? ptt servisi o da sonucta deil mi?

daha gecen gun "ptt kargo"ya sordum.

4 kg.lik sozlugu almanyaya 60 milyona gonderiyorlar. hizli kargo ile de 70 küsür milyona.

fikir vermesi acisindan. (biri 15 gune yakin biri de 10 gune yakin surede gidiyor sanirim. aman ne farkli ne farkli : )

sanırım bizi ugrastırmayın yurt dısına koliyle moliyle demeye getiriyorlar. yurt içini hallettikte dısarısı kaldı der gibi:) yada yurdun malı yurtta kalsın mottosuna sahipler gizliden gizliye:D saka bi yana yok sanırım ucuz bi yontem bu işi halletmeye yonelik. işine gelirse hesabı

air mail denilen şey yurt dışına giden postaların uçakla gitmesi işte. bir de shipping olayı var o da gemiyle. artık kaç seneye giderse =). ama sonuçta yine standart posta servisi dediğin gibi. brezilyaya 12 günde gitti bu arada benim postam. ingiltereden royal maille gelen postalarım da oldu bana yine air maille ve sendit.comla o da 14 gün civarında geldi. genelde 2-3 hafta içinde gidiyor yani postan.

2 kiloya kadar Ptt posta ile ucuz. link;
www.ptt.gov.tr (küçük paket sayfası)
Xls dosyasını incele... 13,75 yazıyor. Bir de imza karşılığı istemen durumunda 1 Tl ek ücret alıyorlar ki tavsiye ederim. İmza iyidir..

enteresan. burda hiç ulkeye gore sınıflandırma yapmamıs. 3 tane gruplandırma var bunlarda ne fark ediyor? ulasma suresimi?
buradaki nedir peki
www.ptt.gov.tr
bide gittik diyelim ptt ye adama derdimi nasıl anlatacagım? hangi tarife dogrudur hangisi ne amaca hizmet etmektedir bilmıyorum adam yuksek fiyatlı olana gore beni yonlendirmeside soz konusu yok obur turlu bişey diyerek. bende internette gordum var oyle bisey desem bile nasıl ispat edeceğim?

birde kucuk paket için ayrı koli için ayrı tarife yapmıslar. senin yolladıgın kucuk paket tarifesi benimkisi koli tarifesi. kucuk paket dedikeri sey nasıl bişey oluyor acaba bunların. ne kadar kucuk mesela. bide sekli neye benziyor acaba?:))

Kayıtlı gidecekse daha pahalı oluyor ama yine de çok o fiyat...
Şubeye gidin oradan sorun, web siteleriyle ünlü bir kurum değil PTT.

sahiden git pttye bunu şuraya yollamak istiyorum de hatta gitmeden gönderen ve gönderilen adreslerini bir kağıda çıkart orada yapıştırt adam da uğraşmasın teşekkür ediyorlar valla direk. 20 liradan fazla maliyeti çıkmaz sana. gerçi tahahütlü yollamadım ben o zaman ne kadar fırlat fiyat bilmiyorum.

Benim kuzen acemiligini orada yaptı, cok kotu degildi hatırladıgım kadarıyla.

hocam güzel yerdir ama çok soğuk olur. denizden manyak bir soğuk alır. izmir havası sıcak olur deyip aldanma.

bende de direkt masters of horror çağırışımı yaptı. ama değilmiş. cnbce ya da e2 verdi sanki bunu. aklıma tek alternatif stephen king'in nightmares and dreamscapes'i geliyor. şurdan bak istersen bu bölümlerden biri olabilir.

www.imdb.com

imfuckinlou, supersin evet stephen king. ismi de "You Know They Got a Hell of a Band"

tesekkurler, dagılabiliriz :)

magic iso

yine 2 track(session) gösteriyor. Tek parça yapamıyorum.

ultra iso yu da bir deneyin olmazsa, iyiydi oldukca...

ilk olarak birincisini iso olarak kaydet. sonra ikinci sarkıyı bu iso ya dahil et.

Ben tam anlatamadım derdimi :)

Elimde multisession bir cd var ve bu cd içerisinde 2 adet session(track olarakta geçiyor) var. Ben .iso yapmaya çalıştığımda cd içerisindeki sessionlar ayrı ayrı 2 adet .iso oluşturuyor. Ama ben olduğu gibi alıp tek .iso oluşturmak istiyorum.

@bryan fury
dahil etme işlemini bilmiyorum.

magic iso da var o. ilk iso yu acıp ikinci sarkıyı direk icine surukle bırak.

eger oss puanınız cok kotu degilse hiç gerek yok ales için kursa gitmeye, eski ales sorularını çözmek yeterli olacaktır.

Bir kere 2 aylık deneme sürecinde sigorta yatmaması gibi bir durum söz konusu değildir.Sözleşme yapmadığına göre arkadaşın elini kolunu sallaya sallaya çıkar işten tamam orada çalıştığı ssksından bellidir ki bu arkadaşın için bir artıdır patronu için değil çünkü sözleşmenin işten çıkmadan 2 hafta önce haber vericem gibi kısmına imza atmamıştır.

istifa dilekçesini versin çıksın gitsin. normalde ihbar öneli gerekiyor ama uygulamada bu daha çok işveren için. İstifa kağıdını ve ibranemesini imzalasın çıksın bişey olmaz.

arasın telefonla şirketi ve ben daha iyi bir iş buldum, bırakıyorum bu işi desin ve bir daha işe gitmesin..
isterse dava açıp o iki aylık sürede de sigortalı sayılmasını sağlayabilir, bu durumda işverene de güzel bir ceza gelir. ayyrıca sigortasının 2 ay eksik yatmış olması da o arkaşı, haklı duruma sokar iş akdinin feshi halinde, yani tazminat vs. bayılmak zorunda kalmaz.

eğer sözleşmesi yoksa istifasını elden vermeye bile gerek yok, iadeli taahütlü posta gönderimi de yapabilir.

yukarıdaki cevapları dikkate alma.

sözleşmenin yazılı bir kağıt parçası olmasına gerek yok. sözleşme dediğin sözlü de olur. arkadaşın da mis gibi iş akdi ile bağlıdır. bunun ispatlanması açısından gizlilik sözleşmesi ile ssk kaydı yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilir, onun üzerine tanık ile ispat gayet mümkün.

belirsiz süreli bir iş akdi olduğuna göre ihbar süresi iş kanunu'nun 17'nci maddesine göre 4 haftadır. bu süreye uymaması durumunda arkadaşının 4 haftalık maaşı kadar tazminat ödemesi gerekir kanunen.

bunu ödememesinin tek yolu patronundan ibraname alması veya ihbar süresine uyması. ya da patron bunun peşinden koşmaya değmeyeceğini düşünecek ve dava açmayacak. ama o kadar psikopatsa neden açmasın?

Hukuk sorusuna hukukcular cevap vermeli, her cevaba itibar etmeyin.
calendilin cevabı dogru, ben de aynen bu sekilde ogrendim. Eklenecek tek bir nokta var, o konuyu bazı arkadaslar da ifade etmis, deneme süresi icerisinde de isverenin sigorta primi odeme borcu dogar ve talep edilebilir. Ancak bunun odenmemesi haklı fesih sebebi olusturmaz dolayısıyla sizi haklı duruma sokar diyemeyiz.

Arkadaşlar "yukardaki cevapları dikkate alma" , "Hukuk sorusuna Hukukçular cevap vermeli" vs. demişsiniz çok hoş çok güzel. Sizleri tebrik ediyor ellerinizden opuyorum. Süpersiniz..
Gelelim konumuza; sizin bildiğiniz kanunları ben de biliyorum. Ama önünüzdeki olayı analiz ederken lütfen bir bütün olarak dikkate alın, düşünün ve irdeleyin. Adam 11 aydır çalışıyor ancak 9 ay SGK 'sı yatmış. Gizlilik sözleşmesi de delil olabilir ama delil olursa kötü sonuçlar doğar işveren için.. Şimdi bu adam çıkıp gitse kimse bişey yapamaz zira bunu (ihbar önelini) hukuki yollarla tahsil etmek isteyen patron asgari ücretin 2 katı kadar olan işçiyi geç bildirme cezasını ve 2 aylık prim borcu aslı ve faizini paşa paşa ödeyecektir. Ayrıca bu nedenle SGK müfettişleri incelemeye de alabilir şirketi. Şimdi bu adam istifa edip çekip gitse böyle bir durumda hangi işveren yasal takibat başlatır? Böyle bir riski kim göze alır? Resmin kenarından tutmayın tamamına bakın ve bütünsel olarak düşünün.

eskidir ama rainbow six: raven shield
soldier of fortune 2
xviii (bunu oynayamadım içimde kaldı o yüzden yazıyorum)

eski bunlar o yuzden konfigurasyon takılmasın kafana

punisher
alien vs predator 2
undying

oynadıklarından biraz farklıdır ama guzeldir hepsi...

oynamissindir kesin ama;
max payne 1 - 2

bunun disinda;
no one lives forever 1-2 (bunlar biraz daha eski)
medal of honor (hangileri kaldirirsa artik, muhtemelen pacific assault oynanir)
brothers in arms: earned in blood (muhtemelen kaldirir)
company of heroes

1950'ler, transistörsüz radyolu ortamlar, Fallout havasından hoşlanıyorsan kesinlikle Bioshock.

left 4 dead

squad fps ve 2. dünya savaşı sevenler için : brothers in arms ilk iki oyun kaldırır.
bunun dışında unreal 2 var ama pek iyi değil.
unreal tournament 2004 de epey eğlenceli bir oyun.

evet baktım ama orada en yüksek, en düşük sıcaklık rekorları var.en yüksek gece sıcaklıgından bahsedilmemiş.

evet yokmuş. bende şimdi bakıp ilk yazdığımı silmiştim ki cevap yazmışsınız, öksüz kalmış (: kusura bakmayın.

şu anda ben odamda boğuluyorum eryamanda öyle söyleyeyim. camdan sarkıyorum. ilk defa bu kadar oldu bana. sokağa çıkıp fıskiye arayasım geliyor.

rekor mudur bilmem ama sokayım böyle rekora.

bu konuda en boktanı izmir olsa gerek. geçenlerde saat 01.00 de bile sıcaklık 32 derece idi.

dunyada olculmus en yuksek gece sicakligi 40 C imis. Kaliforniya, Olum Vadisi'nde olculmus.
Kaynak kicim degil surasi:
www.usatoday.com

Turkiye'de ise en yuksek gece sicakligi Adana'da olculmustur buyuk ihtimalle.

edit: Adanalilar nerdesiniz, sicakligi soyleyin, Antalyalilar ve Mersinliler siz de soyleyin, Turkiye su siralar cok sicak heralde...

26 ne ki şu an odamda 31.5 dereceyi gösteriyor termometre -izmir.

@espandon

hocam benim oda da 30 gösteriyor. ama benım 26 dıye soyledıgım dısarının sıcaklıgıydı.

ayrıca 1975-2007 yılları arasında agustos ayında 39 derece ıle 1987 de en yuksek sıcaklıgı gormus ankara. oda sıcaklıgı ıle dısarının sıcaklıgını karıstırmayalım.

dubai'den bildirince simdi haksiz rekabet oluyor ama burada yazin zaten resmi rakam olarak 33-34 veriyorlar..bu da turist kacmasin diye uydurrulan bir yalan..
39-40 civarinda disarda oturup bira icmisligim var(evet gece yarisi)..ustunu bilmem

evrakı imzalamazsın ?

telefon et az onceki talebmi iptal ediorum de. yine de police gelirse imzalamazsın olur biter

esasen prim ödemesi yapmazsanız sigorta sözleşmesi kendiliğinden fesholunur zaten ancak banka olduguna gore direk hesaptan cekecektir. o yuzden musteri hizmetleri ile gorusup bir subeden iptal ettirmeniz en temizi olur. iptal ettirme imkanınız tabi ki var, merak etmeyin.

hepsi çalışıyor bildigim kadarıyla, şu ana kadar cumartesi günü paket teslim aldıgım cok oldu...

misal
yurtici acik
ptt kargo acik

www.google.com.tr

Öğleye kadar dağıtım yapıyorlar ama şube 14-15e kadar açık kalabiliyor işleri toparlamak için falan.

az önce aras geldi mesela. öğlene kadar açık olurlar.

@ozdek : o saate kadar açık kalsalar da, kargo kabul edemiyolar.

Yurtiçi kargo pazar günleri bile dağıtım yapıyor.

hepsi cumartesi çalışır ama yarım gün pazar açık kargo yoktur

aslında hangi albümü aradığını yazsan (ki eğer varsa spesifik olarak aradığın birşey) illa ki buluruz bir yerlerden flac versiyonunu. genelde flac albüm indirebileceğin bir site bilmiyorum. mesela benim üye olduğum pretome.net te bazen flac albümler çıkıyor veya diskografiler. varsa aradığın belli bir şey bir bakayım.

roxio 8 ile sanırım istediğin formatta kaydedebiliyorsun.

torrent'lerde (en azından mininova'da) bolca mevcut aslında. rapid tarzı şeylerle uğraşırsan uzun yollu olur çoğu yerde üst upload sınırı 100 mb çünkü.

zamunda.net

@ cinematography
spesifik bir şey aramıyorum şu an ama madem sordum geldi aklıma. arctic monkeys - favourite worst nightmare albümü istiyorum hadi bakalım?! =)
pretome.net'e de bakayım teşekkür ederim.

roxio falan deneme bence. cd'den flac üretmek için eğer windows kullanıyorsan eac (bkz: exact audio copy), mac kullanıyorsan xld (bkz: x lossless decoder) kullanacaksın.

eac için çok güzel ayrıntılı bir tutorial: xs.vc

mac kullanıyorsan onun için tutorial bilmiyorum ama bakarım what.cd forumundan eğer mac kullanıyorsan, yazıyor orada tutorial adresi.

ne tür müzik dinliyorsunuz bilmiyorum ama işinize yarar belki;

metal.iplay.ro

hd bits ro da bolca var. bana da davetiye gonder bulursan.

katz.cd

walla torrent iyi tabi de herseyi bulmak mumkun olmuyor, arayıp da bulamadıklarını emuleden arat. mesela metal için çok geniş arşivli siteler var.(metalmadness gibi)

www.archive.org

bu sitede her grubun-şarkıcının parçası yok ama bir çoğunun var. flac ve mp3 olarak ayrıca yer almakta. şöyle bir arama yaptırıp heyvanlar gibi kaynağa ulaşabiliyorsunuz.

Fallout (3) ?

fallout değil. 'survive' gibi bir ismi vardı sanki.

left 4 dead var. zombi olmuş herkes

hiçbiri değil. kimse kalmamış, bir tek sen varsın böyle. bir de birkaç tane insan belki. dünyanın sonu gelmiş.

I Am Legend tarzı yani...

after the impact mi acaba?
www.aftertheimpact.com

resistance fall of a man?
yani tam olarak anlattığınız değil ama çıkacak çıkmak üzere ve atmosferden yola çıktım

Türü ne , fikrin var mı?

bunlar da değil. trgamer'da veya merlininkazani'nda görmüştüm trailer'ını. türü action/adventure galiba...

sunlar var bir de:
- killing floor
- i am legend survival

çok pis sallıyorum: resident evil 5?

ne oyunmuş arkadaş kimse bilemedi. biraz karakter hakkında bilgi versen. saçı şu renk, şöyle bi tip diye.

trgamer'da dedigine benzer yeni cikan sunlar var iste:
-bionic commando
-infamous

baya guzellermis, oynayasim geldi...

dante's inferno olabilir mi ya da i am alive. sanırım dediğiniz oyun i am alive.

stalker olabilir mi?

www.gamespot.com

İ am alive olmasin o oyun?

hellgate london mı?

bayram falan dinlemiyorlar diye biliyorum. hele alet 1400 dolarlık olunca hiç dinlemezler. bence riske girmeyin.

yilbasi ve bayramlarda muafiyet limiti gecici yukseliyor ama yine de macbook almaya yetmez. craiglist te bi suru ilan var USA fiyatinin uzerine az bisi koyup getiriyorlar onlara bak.

veya amerikadaniste diye bir site var aracı olarak onu kullanabilirsiniz. ama gümrük konusunu ayrıca konusun.
bir de salefashion var(dı) ama son zamanlarda son derece ilgisizler. batmış olabilirler. oradan biri mac getirtmişti türkiye fiyatının yarısına, gümrüğü de hallediyorlar ekstra bir ücret verince. ama dedigim gibi muhtemelen battı orası...

anti blaxx ın başaramadığını (bkz: yasu) ile başarmıştım bi keresinde. ayni mantık yasu da.

ayrıca farklı oyunlarda farklı çözümler görmüştüm, forumları da bi tarayın derim.

divxforever'daki linklerde 1.68 hot update'i cektiyseniz update'i yapin,(bir de dvd image'in icine bir gozatin orda da bir update dosyasi olabilir) tahmin ediyorum adlandirilmasinda bir sorun var ve muhtemelen oyun 1.66'ya update edilecek. suradan da uygun olan crack'i bulursunuz:

www.megagames.com

umarim isinize yarar.

sagolun arkadaslar

yasu icin daemon gerekiyor,zamanım olmadıgı icin deneyemedim.
update konusu da yine aynı sebepten kaldı,
en kısa zamanda tekrar deneyecegim. tekrar tesekkur ederim.

(bkz: dungeon siege) olabilir mi?

nox?

neverwinter nights ya da icewind dale in biri anllattığın gibi. belki ikisi de öleydi hatırlayamadım tam.

tomb raider tarzı bakış açısı olduğunu söylesem. diablo gibi tepeden değil, arkadan görüyoruz kendimizi. sandık var misal kırıyoz falan. balyozla vuruyoz taştan yaratığa o vurunca korunuyoz... inventory falan da var, zırh falan giyebilioz.

crusaders of might and magic vardı bir de ama bu on yıllık filandır heralde.

(bkz: vampire the masquerade redemption) ya da sonraki önceki oyunu serinin?

(bkz: arx fatalis) gibi müthişler ötesi bir oyun geldi aklıma ama o 1st person. ekliyim dedim.

crusaders of might and magic olma ihtimali yüksek. iki şut bir gol mü oldu uz? arx fatalis de baya süperdi ya.

rune olabilir mi?

ha bir de die by the sword diye bir oyun vardı. efsane mertebesinde. baya eski ama.

heretic diycem ama ne 5-6 yıldan fazla oluyor o.

ben de heretic dicektim ama sonra ne alaka lan, hem o fps diye tam vazgeciyordum ki, son yazıyı görünce bu şekilde bir yazı eklemeye karar verdim.

sonra da ekledim.

gönder hadi

ULUSLARARASI yaz 2222 ye gönder.

mumkunse acma.yurtdısında turkcell kullanmak pek mantıklı degil.2 hafta icin 180 milyon fatura odedi arkadasım,toplasan 10 dk konusmamıstır.ben de aynı sekilde 2000 konture yakın harcamıstım.gittigin ulkeden,pre paid bir gsm hattı al -hemen her yerde var- veya call shop kullan.oyle cok cok daha ekonomik oluyor.bize kimse soylememisti giderken senin aklında bulunsun...

telefonunu yurt dışı görüşmelere açmak ve yurt dışında da kullanabilmek ayrı şeyler.eğer yurt dışına gideceksen mutlaka buradayken yaptır,cihaz yurt dışına cıkınca açtırtmak cok zor oluyor.yani buradayken yurt dışını arıyabilmen,yurt dışındayken telefonunu kullanabileceğin anlamına gelmiyor.

haatın eskiyse internetten de yapabiliyorsun o işlemleri.

yurtdışında turkcell kullanmak pahalı arama 2,5 YTL/dk aranma 1,5 YTL/dk SMS 60YKr/dk

bence de açtırma. ayrıca gideceğin ülkeyede bağlı ben kanada / amerika civarlarında hiç kullanamamıştım çekmemişti telefon.

kablosuz sinema sistemi mi? yaklasik 1 senedir piyasada var.

www.hepsiburada.com

benim bildiğim sadece arka hoparlörleri kablosuz yaptılar, o da elektrik kablosu takılması gerektiğinden pek kablosuz sayılmaz.:)

kablosuz ses sistemleri uretiliyor ancak,performans acısından -ses kalitesinden bahsediyorum- kablolu olanlara gore cok basarısız oldukları soyleniyor.O sebepten fiyat performans oranları pek dusuk seyrediyor ve teknomarketlerde pek rastlamıyoruz...

Bir bilen sayılmam ama bildiğim kadarıyla kahvaltıyı kuvvetli yapıp daha sonraki öğünleri giderek azaltıp en az gıdayı akşam yemeğinde almak lazım. Yani sabah vücut bol enerji alınca "oh mis gibi enerji bol yükselteyim metabolizmayı hololey" diye coşuyor, ama az yiyecek olursa vücudu hibernate moduna sokma eğilimi gösteriyor tasarruf yapıyor...

ben de bu şekilde duymuştum. eğer aç karnına özellikle de sabah saatlerinde enerji harcarsan, vücut bütün gün aynı şekilde aç kalacağını ve çok enerji yakacağını zannediyor ve ileri öğünlerde ne bulursa depolama eğilimine giriyor.

bu yüzden sağlam kahvaltı tavsiye eder uzmanlar. çünkü iyi bir kahvaltı yaptığında bu sefer de, ohh tüm gün böyle hayvan gibi yerim diye düşünüp depolamaktan vazgeçiyor...

Normalde bile hafif olacak bu kahvalti sporun uzerine iyice yetersiz kalmis. O kesin. Daha cok karbonhidrat ve protein almaniz lazim.

En onemli ogun kahvalti aslinda ama yogunluk, erken kalkip ise gitme ve onemsememe gibi durumlar kahvaltiyi geri plana atiyor, pazar kahvaltilari da bir baska oluyor(du)..

sabah kardiyosu hızlı yağ yakmak için en popüler yöntemlerden biridir ama yavaşlamış bir metabolizma ve düşen hormon seviyesini de beraberinde getirir.
yalnız güne bir meyvasuyu ile başlayıp üzerine yapılan kardiyo + ağırlık çalışması ise tam tersine hormonları zıplatabilir.

bu beslenme düzenindeki asıl problem ise aç bünyeye yapılan antremanın yıkıcı etkisini yok edecek bir geri kazanım içermemesi. yani, bu çalışma sonrası yerlerde sürünen kan şekeri seviyesini çavdar ekmeği yükseltemez. kaslarda oluşan yıkımı da en yavaş sindirilen protein kaynaklarından biri olan peynirle geri kazanmak imkansızdır.

bence olması gereken;
(supplement kullanılmadığını varsayıyorum)
* kalkınca bir bardak meyvasuyu
* 10 dk içinde başlanan antreman
* antreman sonrası meyva suyu + çavdar ekmeği + 2 tam yumurta & 3 yumurta akı omlet + kahvaltılık diğer istenen besinler.

çok düşük kan şekeri vücudu survival mode'a sokar. vücudun hayatta kalmak için yapmak isteyeceği şey de yağ depolayıp, kas yıkmak yani metabolizmayı yavaşlatmaktır.

sabah kalktığınızda bir bardak, hadi olmadı yarım bardak bir meyve suyu muhakkak için.

bu spor yaparken gereken enerjiyi sağlamasının yanı sıra şekerinizi iyice düşmesini engeller. çok fazla aç kalmamak, şekeri fazla düşürmemek gerekiyor.

ayrıca kahvaltınız dengesiz. sadece tahıl grubu ve protein grubundan peynir var. ekmek ve peynirin yanına yağ grubundan zeytin (veya birkaç ceviz, badem, fındık vs), süt ürünlerinden bir bardak süt veya ayran, ayrıca salatalık, domates, biber gibi sebzeler, hatta bir meyve de olmalı.

arnold schwarzeneger gayet dogru ve net anlatmıs.uzerine pek soylenecek bir sey olmasa da genel olarak belki su denilebilir: spor sonrası ogun mumkun oldugu kadar guclu olmalıdır.ozellikle de kahvaltıyı ne kadar saglam yaparsanız o kadar iyi olur.
bunun dısında,agırlık calısmanız hangi kas gruplarını hedefliyor bilmiyorum ama her gun aynı kas grubunda agırlık calısmak kas gelisimini engeller,over-traininge yol acabilir.onun yerine idman programınızı bir gun cardio bir gun agırlık olarak da ayarlayabilirsiniz.

tesekkurler hepinize. tavsiyelere uyup bu sabah bir meyve ile gune basladim, muhtemelen plasebo etkisidir ama performansimin daha iyi oldugunu gozledim. antreman sonrasi kapsamli kahvalti isi vakit-mekan darligindan dolayi ancak bir takim takviyelerle desteklenirse bir sekle girebilecek gibi gorunuyor, bir yandan da onu arastiyorum simdi. saniyorum peynir alti suyu tozu ile hazirlanmis ve mumkunse sentetik katki icermeyen bir takim icecekler is gorecek gibi.

dedigim gibi iddiali bir program takip etmiyorum: kardiyo-isinma(~10 dk), her gun farkli bolgeler olmak uzere biraz agirlik, abdominal ve sirt icin bir grupla birlikte 15 dk kadar calisma ve akabinde ne kadar surem kaldiysa o kadar daha (~15-20 dk) kardiyo ile sonlandiriyorum. yaklasik iki haftada bir de bir gunu uzun sure (60-70 dk) kosu ile degistiriyorum (bu ogle veya aksamustu). amacim dayanikliligimi artirmak sadece. o yuzden agirlik calismasinda cok zorlamiyorum kendimi.

yeniden tesekkurler herkese, faydali oldu cevaplariniz.

gidenler cok zorlu oldugunu soylese de work and travel yapabilirsin.

@vghost
work and travel için artık çok geç.. hem kış geldi, hem okulu uzattım hem de ortalamam 2'nin altında
hem zaten work and travel için de en az 3000 usd civarı para lazım.. şirkete ver vizeye ver uçağa ver..
tamam döndüğüm zaman o parayı belki çoktan çıkarmış olurum ama şimdi o kadar parayı bulabileceğimi sanmıyorum..
ya bir de googledan work and study diye bişey buldum.. avustralyada ve ingiltere varmış..

eğer yapabiliyorsan erasmusla bir yerlere git. Hukuk alanında yurt dışı eğitimi dilini geliştirmekten başka bir işe yaramaz ama çok tutulan birşey. danışmanlık yapan bürolara başvur, buralarda gerekirse para almadan çalış. haciz yapan bürolar insanı mutlu etmez çünkü...
dil için yurt dışına çıkamıyorsan bile türkiyede öğrenmeye çalış. sonra çooook işine yarayacak. mümkünse marmara üniversitesinin hukukçular için olan dil kursuna git.

interrail olabilir isviçre olabilir alp dağları falan heidi misali isveç olabilir norveç olabilir türkiye de trabzon olabilir doğa ile içiçe

bazen yurtdısına cıkıp herseyden uzaklasmak ters tepebiliyor.ozellikle paran azsa eger,yurtdısında surunmen cok muhtemel cunku dısarıda yasamak korkunc pahalı.gitmenin bir yolunu bulursan bunları da aklından cıkarma.kesin dusunmussundur ama bana sorarsan bir daha dusun...

gelen cevaplar ve duyurumun üstte kalması için ilgilenen herkese çok teşekkür ederim.
@kahvegibi
okulu 2 sene uzatan adamı erasmusla yurtdışına yollar mı bizim okul.. ya da oradaki adamlar beni alır mı?
@espandon
o söylediklerini çok düşündüm, göze aldım... sürünmekten korkmuyorum alışığım zaten:(
@coner
gerçekten yaa rizeye, trabzona falan gitsem oralarda ne iş yapabilirim nerede yatar-kalkarım.. böyle çıksam bi yaylaya kışın da kimse olmaz zaten oralarda kafa dinlerim valla.. ama ne yeyip içeceğim? tek sorun
anladığım kadarıyla benim tek sorunum para.. biyerlerden biraz para bulabilirsem herşeyi yapabilirim..
ama bana para bulmadan ya da az parayla yapabileceğim bişeyler önerebilirseniz çok makbule geçecek

birlesmis milletler multeciler yuksek komiserligi'nin yuruttugu projeler var ic anadolu'da, genellikle gonullu eleman aliyorlar ufak bi cep harcligi ve yatacak yer veriyolardi birkac sene once onu bir arastir.

@vghost
çok teşekkür ederim
web sayfalarını inceledim.. aklıma yattı galiba..
ankaraya döndüğümde yüzyüze görüşmeye çalışacağım oradakilerle..
umarım orada bir işe yararım

yardimci olabildigime sevindim