işe derken maddiyata ihtiyacın varsa stajer olarak reklam sektöründe 10 (yazıyla on) kuruş kazanamayacağını biliyorsun umarım?

off reklam işinde de durum böyle mi??
edebiyat okudumi öğretmen olayım dedim ama eğitim sektörü bitik özelde.
şimdi de gönlümde yatan asıl aslanın yani metin yazarlığı-redaktör gibi işlerin peşinde koşayım diyorum ama...

ne yapacağız biz işsizler yahuuu?!!

mağazadan oyun mu alınır heheh
www.fezakonsol.com

nadirkitap.com

yayınevlerinden sana yakın olana git al direkt

genellikle kadıköy akmar veya taksimdeki pasajda olur sahaflarda

geçmiş olsun

yok onlarda
fake onlar fiyatlardan belli değil mi?
sırf listede görünmek için.

ha 2. elmiş. ben gideim kadıköye o zaman eyvallah.

eheh:)

her türlü eski kitabı bu siteden bulabilirsiniz saygılarımla

sosyal güvencen var mı ve istanbul'da mısın

istanbul'da oturuyorsan Hospitadent'i tavsiye ederim. Tam teşekküllü bir diş hastanesi. Ben de eşim de birçok tedavi yaptırdık. Fiyatları ortalamadır. Ne pahalı ne ucuz. Biz Bağcılar'daki şubesine gidiyoruz. www.hospitadent.com

www.istanbulimplantoloji.com

2 kere 20 lik diş çektirdim ve şişme bile olmadı. kesinlikle tavsiye ederim.

ssk var bir de genel yaşam sigortam var fakat galiba ikisi de geçmiyor

öneriler için teşekkürler başka bildiğiniz yer var mı istanbulda

gelecek nesiller için yazayım belki faydası olur

hospitadentte çektirdim dişimi
20 lik diş neredeyse diğer azı dişlerle aynı seviyedeydi. yarı gömük de diyebiliriz
şükür ki kolay çıktı dişim 15 dakka falan sürdü. 300 lira aldılar, fiyatı çok geldi bana ama ne yapalım çaresiz kaldım.

lokal anestesi etkisi geçince deli ağrı yapıyor haftaya dikişleri alacaklar.

mario oyunlarını dolphin(wii/gamecube) emulatoruyle pc'de oynayabilirsin istersen.

pc çok kötü benim emulator imkansız.

2 tane mario galaxy, brawl, zelda, conduit, mario bros, paper mario, metroid prime gibi oyunlar epey götürür. ama seneye hd destekli wii u çıkacak. para biriktirip onu bekle derim.

fiyatı çok uygun. ben iki sene önce balance board, çip ile beraber 750 tl harcamıştım. online oyun engeli olmaması çok iyi. eğer wii'ye özgü oyunlar bana uyar dersen sıkılmazsın.

nintendo başka birşey,

bana kalsa helbette alınır,

platform diyorsan birde snes emulatörü ile (wii de) cazır cozur oynanır,

ha pc de snes emu su yok mu var, an dandik pc de çalışmaz mı çalışır.


Gir top wii oyunlarına bir göz at videoları izle, kafana yatarsa al hemen,
oyun indirmesi yazması falan kolay en başta.

yani wii herkese gore değil, once bir mediamarkt gibi yerde denemelisin bence ps3 olsun wii olsun

vallaha ben wii alıp çok da beğenmemiş bir insanım. öncelikle fiyatına kanma, hard disk de alman gerekiyor harici ve toplamda 400 lirayı bulacak en kötü. ben mediamarkt'tan 250 liraya alıp 50 liraya softmode yaptırıp 140 liraya da 500 gb'lik hdd alınca softmode için aldığım sd kartı da sayarsak toplamda 456 lira para verdim. on tane falan oyun indirdim, oyunlar fena değil ama örneğin shooter oyun oynamak için zapper almak şart. onun dışında super mario world'ü indirdim, saçma sapan bir oyun ki mario severim.

virtua tennis 4 ve tiger woods pga tour 2011'i wii ile oynamak güzel gerçekten ama örneğin ps'de gran tourismo, resistance ya da infamous oynamak bence daha cazip. bir ara ciddi ciddi satmayı düşündüm aleti ps3 almak için ama şimdi kalsın, zararı yok diyorum.

nintendo'nun bir oyun mantığı var ve bunu seviyorsan aleti al. yok shooter vs. seviyorum diyorsan alma.

uzun süre fişten çekili kapalı durumda bırakın. yani bir 6 saat falan geçsin olmadı. hatta soğuk bir zemine bırakın. mermer üzerine falan.

görmeden bi sey demek yanlıs olur ama öncelikle sistem geri yüklemesi yap 1 hafta önceye düzelmezse combofix i indir bi calıstır yine düzelmezse özel mesaj at bi şekilde çözeriz. 11 saat değil 11 gün açık kalsa da bunu yapmaması lazım.

eğer yazılımsal değilse çok büyük ihtimal hard disk sizlere ömür.

yetkili satici derken?
ray-ban bayiilik usuluyle calismiyor (yanlis bilmiyorsam). yani sonucta ray-ban abi bu. her dukkanda muhakkak oluyor.

ya soyle diyeyim; hepsiburada bile satiyor?

bim'de yok onu biliyorum

distribütör ile çalışan özel indirimler yapabilen optikçiler var arkadaş onları sormuş.

tabii ki her yerde ray-ban var ama birinden aldığınız fiyatı diğerinden alamazsınız biri distribütör olan optik ile anlaşmalıdır çünkü, diğeri de ondan alıp daha fazla kâr koyup satmak zorunda kalır.

tek çözüm format bence. ilginç bir sorun çünkü.

format benim de aklımda ama son çözüm olsun nolur, hiç atmak istemiyorum. belki bulunur bi çare diye bi sorayım dedim.. :/

(bkz: sistem çökülmüş)

saçmasapan wormler saçmasapan sorunlara yol açabiliyor.

kaspersky pure trial kurup deneyebilme şansınız varsa deneyin derim

www.vatanbilgisayar.com

1000 tl den aşağı zaten notebook bulamazsınız doğru düzgün, en dandik netbooklar 600 700 tl.

upss... belki birazcık daha geçebilirim 1200 gibi

Bir kaç araştırmadan sonra şunları buldum hepsinin özellikleri birbirine benziyor ben hepsinide koyucam buraya,,, belki faydalananlar olur :)
edit: ''sizce hangisini almalıyım'' sorusunu cevaplarsanız bomba olur be :)

www.vatanbilgisayar.com -Dell
www.vatanbilgisayar.com --Acer
www.vatanbilgisayar.com --Lenovo
www.vatanbilgisayar.com --Lenovo
www.vatanbilgisayar.com --Acer

acerdan uzak dur, lenovo yu sevmem ben, dell ciyimdir, dell derim

yine dell diyorum. sıradaki!

bonjurkes ne dell aldırdın millete, bir kere de samsung de be adam.

dell diyorum çünkü 2. laptopum ve bu da dell, 4 seneden fazladır dell kullanıyorum, gerek sunucu gerek laptop

haklısın, ben de eskiden sadece samsung ve vaio diyordum ancak sony'nin parça birleştirmekten başka bir şey yapmadığını görünce onu da sildim, dell sağlamdı, her zaman da öyleydi.

lenovo ve dell kalitelidir.

lenevo direk çin malı direk ama

valla ben hergün takip ediyorum ama ortada ispatlanmis bir sike yok.

e yollarda yürüyeceğimize bir dilekçe yazıp imzalayıp yollayalım. yok mu bu davaların bakıldığı aihm gibi birşey. şikayet edelim ne varsa çıksın. "bizi mi sikiyolar acaba" şüphesinden kurtulalım.

kamuoyu ile paylaşılan hiç bir kesin kanıt yok; ama bu saatten sonra aziz'in çıkıp fenerin aklanması imkansız. yani suç var ama deliller paylaşılmıyor.

edit : hâlâ fenerin suçsuz olduğunu düşünen polyannalar varmış:)

bak işte benim kızdığım şey de bu.
hala fenerin sucsuz bik bik bik varmış.

bana delilleri yollarmısın bir zahmet?

arkadaşım aziz'i aylardır spor olsun diye m içeride tutuyorlar? git mehmet berk'den iste alla alla.

bu ülkede " delil var" denilip nasıl delil oluşturulduğunu ben unutmadım. balık olmadığımdan olabilir galiba.

şike yapıldığına, babasının anasını siktiğine inandığı kadar inanan insanlar neye dayanarak inanıyor? neyi görmüşler neye şahit olmuşlar. merak ettiğim sorduğum bu.

terbiyesizlik yapma.

Ekşisözlük son bir iki yıldır iyice insanların okumak için değil yazmak için girdiği bir yer olduğu için orada yazarsam kimsenin okuyup anlayacağını düşünmüyorum o yüzden biraz farklı bir mecradan baktırayım size olayları.

Başbakanın çok müthiş danışmanları var. Toplum uzmanları bunlar sosyologlar.

Para yöneten değil de kitle yöneten insanları, gelecekteki potansiyel rakipleri bir bir ekarte ediyorlar.

Önce Uzanlar ile başladı. Şimdi dalga geçilen Uzanlar o sırada ekarte edilmeseydi öteki seçimde meclisteydi.

Sonra Aydın Doğan taca çıkarıldı.

Bakın bu isimlerin Sabancı, Koç'tan farkları kitle yönetecek işlere girişmeleri. Biri siyaset ve medya, diğeri direkt medya.

Aziz Yıldırım'ın en büyük dayanağı hep ordu oldu. Paşalar ile şeref tribününden maç izleyip gövde gösterisi yapıyordu.

Bugün o paşalar yok. Bitirdiler. Bitirirken hem Serdal Adalı ile Aziz Yıldırım'ın ortak olarak Başbakan'ın damadının CEO'su olduğu Çalık grubuna karşı girip yüksek ihtimalle kazanacağı ihale olsun, hem orduyla iyi ilişkileri olan Aziz Yıldırım olsun bir taşla iki kuş vuruluyordu.

Aslında o bir taşla üç kuş vurmak olayı ancak bunu şu anda kimse anlamıyor.
Kimse görmüyor.

Üçüncü kuş, Türk Futbolu.

Türk futbolunun itibarsızlaştırılmasından öte, Türk insanının futbola olan sevgisini köreltmek.

Bunun perde arkasında geçen sene yatıyor.

Başbakanın yardımcıları ve danışmanlarının en büyük korkusu Başbakan'ın fanatik Fenerbahçeliliğinin bir gün oylara ve siyaseten ayağına dolanacağıydı. Dur celallenme hemen, bu yüzden Fenerbahçe'nin üzerine gidiliyor demiyorum.

Bu korku yüzünden Galatasaray'a Özhan Canaydın rahmetlinin girişimleri ile stad hediye edildi.

O gün beklenen, Galatasaraylıların gözünde Başbakan'ın Fenerbahçeliliğinin unutulması, hem Fenerbahçe hem Galatasaray camiasının arkaya alınarak müthiş bir desteğe sebebiyet olmasıydı.

Olmadı.

Galatasaray taraftarı o gün yuhalayınca, TOKİ başkanı çıkıp stadın ortasında posta koydu.

Adnan Polat, Hükümet ve Toki'nin planları tam tersine dönmüştü.

Adnan Polat ne yapacağını şaşırıp taraftara yüklendi ve kulüpten atıldı.

İşte tam da o zaman Türk Futbolunun itibarsızlaştırılma planı devreye sokuldu.

50 general içeride, suçu belirsiz gazeteciler içeride, bir kesim zulüm görüyor, ha ben bu yazıları yazan olarak o görüşten değilim içeridekilerin görüşünden, ancak ortada bir zulüm var.

Kimse sesini çıkarmadı, ta ki futbola dokunana kadar.

Fenerbahçe camiası ayaklandı.

Beşiktaş, krizi fırsata dönüştürdü, Serdal Adalı gibi bence bir daha gelmeyecek bir yöneticiye ilk günlerde resmen çöp muamelesi yaptılar, Beşiktaşlı değilim ama bana herkes şike yapar dersiniz Tayfur Havutçu gibi adam yapmaz, içeriye attılar.

Aziz Yıldırım'ın kardeşi Acar Yıldırım, gözaltı zamanında cemaatle en iyi bir cemaatçi uğraşır diyerek cemaatin en önemli hukuki adamını Faik Işık'ı Aziz Yıldırım'ın müvekkili yaptı.

Ortada şu anda birçok kişinin çıkarı var.

Lig TV, Aziz Yıldırım'ı bu son ihaleden dolayı sorumlu tuttu. Aziz Yıldırım hükümetle o zamanlar iyi ilişkilerini kullanıp Türk Telekom'u ihaleye soktu.

Mehmet Emin Karamehmet girdi ihaleye ve imkansız bir para önerdi.

Arkadaş Show TV'de neden doktorlar oynuyor anlıyor musun şimdi? Parası yok, Lig TV son iptaller yüzünden kepenk kapatmak durumunda.

Hükümet, resmen Karamehmet grubunu Fenerbahçe ve şike olayı üzerinden bitiriyor.

Federasyonu isterse Sadri Şener yönetsin, Play off bu sene oynanacak.

TRT ve Telekom yine hevesli ancak o kadar para vermeye yanaşmıyorlar.

Kulüpler de Lig TV'den gelecek olan paradan vazgeçemiyor. İlhan Cavcav dediğiniz kişi çıkıp Fenerbahçe türk futbolunun PKK'sı demiştir. Şu an yaptığı açıklamaların arkasında bu vardır.

Bugün Fenerbahçe ya da başka bir büyüğü şu ligden çıkarın.

Yayıncı kuruluş biter.

Yayıncı kuruluş biterse yerine başkası gelir. Bu gelen başkası da bu imkansız paraları ödemez. Öderse de bu şartlarda değil, büyüklere daha fazla para akıtır.

Sürecin başından beri operasyonu uygulayanlar Aziz Yıldırım'ın kellesini istiyor, Fenerbahçe'nin değil.

Serdal Adalı'yı istediler ve aldılar. Arada Tayfur yandı.

Fenerbahçe taraftarının çoğu özellikle gruplar artık Aziz Yıldırım'a katlanamıyordu. Ali Koç veya Mehmet Ali Aydınlar ismi isteniyordu.

Başkanı Adliye önünde beklerken sabahlayanlar, onun baş düşmanlarıydı. Tribün liderleriydi.

Shaktar maçında sahaya atlayanlardan biri tribün lideridir.

Eğer Aziz Yıldırım'ın kellesi yönetim tarafından verilip yönetim de istifa etseydi, bunlar yaşanmayacaktı.

Hamdi Akın veya Murat Ülker başa getirilmek isteniyor.

Fakat şu an yüksek divan kurulu üyeleri Fenerbahçe'nin iç tüzüğünü tartışmaya açıp şu anki yönetimin ve başkanın görevini 10 yıla kadar uzatmak istiyor.

O kadar dinleme var vesaire ancak bu dinlemelerin hukuki bir altyapısı olmadığı için gizlilik sağlanıyor.

Eğer tapeleri okursanız dinlemelerin çoğunun Melih Gökçek tarafından yaptırıldığını görürsünüz, Aziz Yıldırım Ankaraspor'u lobiyle küme düşürmüştür. Melih Gökçek de intikam naraları atarak sporda şiddet yasasının son anda bazı maddelerinin değiştirilmesinden sorumludur.

Öyle bir şey düşünün ki, artık insanlar siyaseti önemsemiyor.

Futbol her şeyden önce geliyor.

Hatırlar mısınız zamanında Orhan Pamuk "Türk milliyetçiliği futboldan besleniyor" demişti.

Türk insanındaki futbol algısına darbe vuruluyor.

Biz de kendi aramızda fanatikliğimizden, laf sokmamızdan, taşak geçmemizden bunları göremiyoruz.

Play offlu lig mi olur? Demin MAA açıkladı NBA'de var ama diye. Basketbol sanki.

Türkiye'de futbolun holiganizme yol açmaması için ellerinden geleni yapacaklar.

Bugün Fenerbahçe'ye, yarın Beşiktaş'a Galatasaray'a aynı uygulamalar yapılacak ancak bunları kimse ama kimse görmüyor.

Hakikaten hukuki delil olsaydı şimdiye kadar Fenerbahçe'nin 30 kere küme düşürülmüş olacağını kimse ama kimse anlamak istemiyor.

Herkes kendi çıkarına kullanıyor bu olayı.

Bizse anca twitterdan birbirimize laf atıp kendimizi yiyoruz.

Bölüp yönetiyorlar,

haberimiz olmuyor.

sivas maçında kaleci korcan la araba karşılığında anlaştılar korcan ın yediği 1.golü ve selçuk'un attığı golü izlemen yeterlidir.

sadece 2011 değil 1996 2003 2004 yıllarındada şike yaptı fb.

@erobur; güzel hikaye. o kadar kafa yormuşsun; ama sonuç gayet basit. o dediğin uzanlar, azizler, komutanların hepsi kendi sektörlerinde despotluk yapıyorlardı. darbe planları, adam vurdurmalar, mafya ilişkileri vs..bunları bir kenara atıp masum gibi gösterirsen sadece gülerim.

ha dediğin gibi akp tüm bunları profesyonelce yapıyorsa gene de halk, demokrasi, düzen karşıtı bu kişileri ekarte ettiği için sadece alkışlarım. ha eğer sen uzan gibi mafya + dolandırıcı, aziz gibi şikeci ve darbeci komutanların içeri atılmasından rahatsız oluyorsan yurtdışına çıkabilirsin. artık bu ülkede karanlık güçlere yer yok.

alakası yok. bildiğin aksesuar. vertigo için betaserc e devam.

iyi geleceğine inanırsanız iyi gelir.

bu firma en son "hacı hepinizi yedik biz, yok bir faydası" diye açıklama yaptı diye hatırlıyorum avustralya hükümetinin baskısıyla..

Tamamen plasebo etkisidir Power Balance.

(bkz: power balance)

beynin kendini şartlamasıdır.

tıraş makinası konusu zor çünkü kişiden kişiye cilt tipi değişiyor, bazısına uygun gelen bi makina başka birinin cildine zarar verebiliyor, kişisel olarak philips in ıslak-kuru modellerinden tavsiye edebilirim

sevgilimin cildi çok hassas ve beyaz tenli.. kollarında tüylenme var, elli defa epilasyona git dediysem de gitmedi..

pilipis ya da braun al.
en kalitelileri.

En kalitelisi Panasonic.

Traş makinası işinde alınabilecek en kalitelisi alınmalıdır. 13 yıldır çalışıyorum ve en az 6 çeşit makina aldım. Alırken de kaliteye değil fiyata baktım. ancak artık anladım ki önemli olan kalitedir. Braundan da philipsten de hiç memnun kalmadım. Ancak şu anda panasonic kullanıyorum, çok memnunum. Zaten devir hızıyla diğerlerinden çok daha kaliteli olduğu ortaya çıkıyor.

benim de cildim çok hassas. philips'in HS 8060 modelini almıştım zamanında. ama cildimi bayağı kızartıyordu, hatta kanattığı bile oluyordu. şu an jilet kullanıyorum. tavsiyem başka bir hediye almanız.

yalnız erkek tarafı benim..

braun almayın.

kız o hediyeyi aldığında yüzünü görmek isterdim

o zaman aradığınız traş makinesi değil, 'epilasyon cihazı' ;) philips ürünleri iyidir ama koldaki tüyler için kullanılır mı bilemedim, onun için genellikle lazer ya da ağda kullanılıyor..yani illa bununla ilgili bir hediye verecekseniz o da birkaç seanslık lazer paketleri olabilir, şehir fırsatlarında var..

ammavelakin kol tüyleri ince ve açık renkliyse ve kendisi de böyle rahat ediyorsa almak istemiyor da olabilir..ki isteseydi şimdiye kadar(yaz sonu geldi) alırdı zaten..hediye veriyim derken kırabilirsiniz de kendisini..

özet geçecek olursak; bu kıl tüy mevzularını kız arkadaşınızın hür iradesine bırakmak daha hayırlı olur..

hayır hayır, bildiğin traş makinesi istiyorum.. epilasyon cihazı falan değil.

Hediyeyi değiştirin, çok ilginç mesajlar gider hatun kişiye bununla

abi hatun kişiye traş makinesi alınır mı?

n'aptın sen?

şiddetle başka bir şey bakmanı tavsiye ederim

çok hakim değilim ama şimdilik bununla idare ediver
(bkz: rosetta taşı)

en.wikipedia.org

abi psu'ya bu kadar can cekistirip neticede gocerken yaninda baska seyleri de goturup buyuk zarara yol acmasini beklemektense ortalama bir power supp. alsana?

altindaki fanin amaci onu sogutmak neticede. disarida durmasinin size zarari olabilir. herhangi bir elektrik kacagi, sallanti vs durumunda yangin cikma riskini artirir. bunun disinda bilgisayara bir zarari yok.

ramin yanar ram alırsın
anakartın yanar anakart alırsın
ekran kartın yanar ekran kartı alırsın

güç kaynağı yanar, işte o zaman yeni bir bilgisayar alırsın.
güç kaynağı şakaya gelmez.

Güç kaynağım 2 kere yandı, ikisinde de beni de yaktı. İlkinde anakartı da götürdü, ikincisinde anakart artı usb portlarına bağlı olan elektronik donanımlara da zarar verdi. Bir daha psu'dan en ufak olumsuz sinyal alayım anında değiştireceğim.

15

sarbinin berberine mi gidiyorsun kardeş.

saç sakal 10 lira veriyorum. bizim orda orhan abi var çok kral :R

25. tanıdık diye o da.

saç sakal 15

15 (sadece saç kesim, yıkama dahil değil)

10

10 dolar veriyorum, zaten kisa sacim pek ugrastiracak bir yani yok. en ucuz bunu buldum, cinli kadinlarin islettigi unisex bir yer. trastan sonra pembe makineyle ensemi, favorilerimi duzeltiyor. ben de her seferinde ne hallere dustugume gulmemek icin kendimi zor tutuyorum.

kesim+yıkama 12 lira

saç + sakal + bira + tuzlu fıstık (menü gibi oldu ama öyle ) 20 tl.

10

30.

20 bazen 40. Berbere göre

50

saç-sakal-yıkama 15

5TL

kısa saç. 10 lira. yıkama dahil 15 olabiliyor.

6

12

15+5

0

mayıstan beri izmir'de 5, ist'te 12, zonguldak'ta 10 verdim. bölgedeki tso belirliyor minimum ücreti sanırım.

kesim + yıkama 20 ama kazıklandığımı hissediyorum.

1.25(lojman)

en son 6 verdiydim 2 sene önce falan

12.5

normalde 30 + 10 ama indirim sitelerinden alınca 15 veya 20 TL ye saç sakal geliyor (ali gür, altın makas gibi yerler olmasına rağmen)

17

saç+sakal+yıkama+berber masajı 8

(bkz: her kuşu siktik bir leylek kaldı)

neyse şöyle bir şey buldum

(bkz: #3676051)

hayal meyal hatırlıyorum sanıyorum polat kamyonla arabasına çarpmış öldürmüştü o kişi miydi acaba.

belki aslan bey dir, derin devlet falan

Bu kişi gerçek yaşantımıza da damga vuran ve susurluk zamanında ortaya çıkan "Yeşil" kod adlı kişiydi sanırsam.

Yeşil yani Mahmut Yıldırım olduğunu düşünmüyorum.

Çünkü dizide Yeşil karakterine iki kez gönderme yapıldı.

Pala karakteri gerçekte Mahmut Yıldırım'ı anlatmaktaydı. Doğu'da PKK'ya karşı zalimce görevini yerine getiren, bölgede nam salmış biriydi.

Yeşil yani Mahmut Yıldırım'ın yakın çevresinde ve teşkilattaki lakabı SAKALLI'dır. PALA isminin konulması bu karaktere yine bu sebeptendir.

O kişinin kim olduğunu bilmiyorum sorduğunuz kişinin ben de merak ediyorum.

@erobur: ben hep aslan bey, yeşil'i temsil ediyor olarak düşünmüştüm. pala daha bi oturdu haklısın.

Aslan Bey Hiram Abas'ı temsil ediyordu. En azından ölümüyle.
Öncesinde kimlere gönderme yapıldı şu an çıkaramıyorum.

Aslan Bey'in ölümü: www.youtube.com
Hiram Abas'ın ölümü: (Bay Pipo/Soner Yalçın&Doğan Yurdakul) www.youtube.com

Karakterleri anlatırken zaten en az iki kişinin özelliklerini ya da yaptıklarını yüklüyorlar ki direkt hedef olmasın diye.

Korkut Eken'in belirli bir dönem yaptığı işlerde aslen Mahmut Yıldırım(Ahmet Demir)'in olan Yeşil kod adını kullanıldığı iddia edilir hep.

Karakter de bu yüzden Korkut Eken'den ufak bir parça taşır Pala karakteri.

Pala: www.resimdizin.com
Korkut Eken: img.internethaber.com

evet vadideki bir karakter, reeldeki tek bir kişiyi temsil etmez. birden fazla kişiden kesitler taşır. senaristler, yeşil'den besleniyorlar. aslan amca ve pala'nın yeşil'le ortak noktaları vardı, gladio filminde fuat aras'ın temsil ettiklerinden biri de yeşil'di (öldüğünün zannedilmesi, devlet kayıtlarında öyle gözükmesi vs.) pusu serisinde iskender büyük ve ersoy ulubey de yeşil'le yan yana getirilebilir ama bu sezon diziye kara diye bir karakter sokmuşlar, sanırım yine yeşil'in ekmeğini yiyecekler. hatta yeni bölümün fragmanında başbakan karakterinin ağzından "yeşil" lafı çıkıyor.

ancak, ilk vadideki o sahnede bahsettiğiniz kişiyle "yeşil"i kastettiklerini sanmıyorum. soner yalçın bilir anca bunu, o da hapiste.

edit: sözlükte yazanı okudum da, medya patronu falan... senaristlerin aklında davut tataroğlu karakteri yoktu o zamanlar ama siz o kişiyi davut tataroğlu ile ilişkilendirebilirsiniz. onun temsil ettiği medya patronu kastetilmiş olabilir.

adam gibi, bilindik, güvenilir bi' site kullan derim...
zamanında büyük hatalar yapmışlar, bi' bak istersen:
www.eksisozluk.com

newegg son derece guvenilir bir sitedir. bugune kadar belki 10bin dolarlik alisveris yaptim adamlardan.

newegg gayet şahane sitedir, ayrıca ilk verdiğin linkte de stokta görünüyor. ayrıca ikinci verdiğin linkte ikinci sayfaya diil birinci sayfaya bakarsan da ilk verdiğin linkteki üründe out of stock yazmadığını göreceksin.

İkinci sayfada out of stock kısmındaydı ürün, güncellenmiş birinci sayfaya alınmış.

Yorumlar için teşekkür ederim

ben gerilirdim. direk bi "siktir git o zaman ona! " haykırışı atarsın içinden ama sevdiceğin sonuçta ses etmezsin, genelde sessiz kalırsın, canın sıkılır anlar.

Bende onu kıyaslarım başkasıyla. kıyasa kıyas.

okyanustan gelen ve palmiyelerin yapraklarını usulce titreten meltemin tazeleyen serinliğini hissederim.

ağzının payını oracıkta verir lafı ağzına tıkardım.

ermanen+1

tam olarak aynısını hissederim ben de.

soğurum. bir daha da ısınmam.

incitici olur. kıyaslamam, kıyaslanmak da istemem. kişiyi olduğu gibi sevme yanlısıyım. onda olmayan şeyler başkasında varsa, onda olanlar da başkasında yok çünkü.

iliski, yetinmek demektir.

her zaman daha iyisi, daha yakisiklisi ya da guzeli, daha incesi daha dusuncelisi, kisiye daha uygunu vardir.

iliskiyse karsisindakine bu gercekleri bile bile "tum eksikliklerinle, ben seni istiyorum" deyip yetinmektir.

iyi hissetmezdim ama aynı şeyi ona yapmazdım, saçma olurdu herhalde...

böyle gereksiz ve anlamsız bişiy yapanın ya kafası yeterince çalışmıyordur ya da iyiniyetli değildir diye düşünürdüm. ama "eee?" diyebilirim, yani neden konuyu açtığını, bunu yapmasının "ne işe yaraması"nı beklediğini sorarım belki. konuşmadan önce düşünmesi gerektiğini öğrenir en azından... (hoş, aklından geçirdiğini söylemese daha kötü olurdu, iyi ki söylemiş de foya yüzeye çıkmış diye düşünmek de mümkün.)

bence tonlamaya soylenis sekline ve konuya gore normal sayilabilecek bi hadise de olabilir.. belki hakkaten elestirilmesi gereken ya da iyilestirilmesi gereken bi tarafiniz vardir.. defalarca konusulmasina ragmen bi degisiklik olmamistir .. sevgili de bak efendim x kisisi boyleydi bu oldu vs.. bu tur diyaloglar insanlik halidir yani sevgili de yapar anne baba da yapar kardesler de yapar..

ben kazandıysam sevinirim egom şişer :) yani beni övmek için yapıyosa eywlh! yermek içinse ve halitavrı da uyuzsa önce üzülür sonra duruma göre ya terk eder ya küserim.

o kıyaslarsa birşey olmaz ama sen kıyaslarsan kıyamet kopar.
siktir git ona de o zaman.

'deal-breaker'

uluslarası ilişkiler/siyaset bilimi/tarih/arkeoloji. her zaman ülkelere, tarihe, diplomasiye ve politikaya ilgim olmuştur. sırf bu yüzden alakasız olduğu halde tarih yan dalı yapıyorum:)

tiyatro. çünkü: bi okulunu okumadığım kaldı anasını satayım.

uluslararası ilişkiler, siyaset bilimi

Psikoloji olurdu benim tercihim. İnsanlara farklı açılardan bakmayı ve onları dinlemeyi severim. Keşke psikoloji okusaydım demişimdir hep.

bilgisayar mühendisliği, çünkü bilgisayar hayattır. kendimi bildim bileli bilgisayar başındayım, şuan hukuk okuyorum ama hala bilgisayar başındayım ve bilgisayar mühendisliği seçmediğim her gün için pişman olarak hukuk okumaya devam edeceğim :(

sinema, psikoloji

ispanyol dili ve edebiyatı

sosyoloji, çin dili ve edebiyatı

sanat tarihi, arkeoloji, astronomi ve uzay bilimleri, fizik.

mesleğim makine mühendisliği.
biyoloji okumayı isterdim, çok seviyorum.

gazetecilik, tarih, uluslararası ilişkiler, ingiliz-amerikan-rus dili ve edebiyatı.

bilgisayar mühendisliği okumak isteyeni bana yollayın.

online'ı singledan daha zevkli diyolla

Breaking Bad,Spartacus ve Game of Thrones diyorsun.

Önce GoT'u hallet zaten ilk sezonu yayınlandı daha.

Böyle bir yapım yok, ben hepsini izledim de game of thrones sezon finalinde ÇÖKÇÖKÇÖK diye evin içinde bağırdığımı bilirim.

Ve sözlükteki game of thrones başlığına sakın girme.

işlemci i7 olduğundan o öyle. bi de casperi pek önermiyoruz biz sözlük ve duyuru halkı olarak.

sözlük ve duyuru halkının her türlü önerisini bir baba nasihati misali kabul edebilirim :)

ya casper şimdi pimi çekilmiş bomba aletler üretir.

şirket politikası olarak yıllardır "bir iki bileşeni çok iyi olsun, diğerlerinin kogöte" sloganını benimsemişlerdir. o yüzden diğer parçalara da iyi bak.

çoğu kişinin elinde patlamasına rağmen birçok kişi de sorunsuz kullanıyor. bomba işte.

lenovo falan dene bence

aynı kasanın bir alt işlemci versiyonunu kullanıyorum rezalet derecede ısınıyo. acer ve sony lerde koltuğun üzerine koyuyodum aletleri oyun oynarken hava boşluğu kalmıyodu yine de ne aşırı fan çalışması ne de ciddi ısınma sorunu oluyodu. bu alette ısınma olmaması için havada tutman gerekiyo(nası olucaksa o). ama teknik servisi iyi. benim alette diğer firmaların muhtemel değiştirmiceği veya sorun çıkartıcağı konularda sorunsuz hdd, pil ve şarj aletini değiştirdiler.

ek olarak illa yüksek donanım uygun fiyat istiyosan casperın yeni kasalarını alabilirsin onlardan bir hafta kadar kullandım ısınma sorununa rastlamadım. tasarım olarak da eski kasalarına oranla devrim yapmışlar.

fiyat aralığım max 1500 tl. tüm önerilerinize açığım bu bilgisayar özürlü kullanıcıyı bilgilendirdiğiniz için şimdiden teşekkürler.

İletişim veya İş Bankası.

iletişim tavsiye ediliyor genelde.

çevirmeni sağlam eski kitaplar. sahaftan...

iletişimden şaşma, çevirmenleri iyidir.

nihal yalaza taluy
ataol behramoğlu

bulduğun yerde bu ikilinin çevirilerine sarıl.

Bulabilirsen kesinlikle ve kesinlik Cem Yayınları ve Altın Kitaplar. Rus Edebiyatında üzerilerine yoktur. Hasan Ali Ediz ve Nihal Yalaza Taluy ilk evvela tavsiye ettiğim tercümenler. Cem'e, Altın Klâsiğe tercüme yapmışlar genelde. Kitapçılardan çıkmaz. Sahafa bakın. Sahaf bulamam diyorsan, kitapçılardan bu bahsettiğim tercümenlere bak. Oğlak ve Sosyal Yayınları tekrar basımlar yapıyorlar bu ara, bu tercümenlerin tercümelerine yönelmiş olma ihtimalleri var.

@ahmetvural1987 artık nihal yalaza taluy'un çevirilerini iş bankası basıyor (bu arada tercümen değil, tercüman, klâsik değil, klasik).

bunun yanı sıra rus klasiklerini okuyacağınız yayınevleri şunlardır: dostoyevski, tolstoy için can, iletişim, iş bankası. çehov'u everest veya cem'den okuyabilirsiniz. ikisinin de çevirmeni aynı. yayın haklarını cem'den everest satın aldı ve şimdi everest'ten çıkıyor. ayrıca oblomov'u ve gogol'ü okuyacaksanız everest'ten okuyun yine. zira oblomov'un tek tam çevirisi everest'te. son dönemde rus edebiyatında everest atağa kalktı. bahkin çevirileri falan da var. ayrıca yky'nin bastığı rus klasikleri de var. söz gelimi dostoyevski'den bir yazarın günlüğü veya puşkin'in bazı yapıtları gibi. onlar için de yky'den almak gerekiyor tabii.

cevaplar beklediğimden açıklayıcı oldu teşekkürler. sanırım iletşim ve iş bankası yayınlarında hem fikir olduk.

kullananlara mesaj atmanız en doğrusu olacaktır. en kötü ihtimalle bir kaç yere ayrı ayrı sorun bence.

göz kuruluğu için onlarca çeşit medikal damla, vs varken bunu araştırıp bulmuş olmanıza şaşırmadım diyemem.

tears naturale free kullanın yahu. artık o iyi gelmiyorsa viscotears var jel olanı ama lens ile aynı anda kullanılmaz, ondan attırıverin göze. mis gibi oluyore.

göz kuruluğu için tıbbi tedavilerin hepsini denedim. (yaklaşık 6 farklı doktordan ve prof. dahil) en son duyduğum laf 'bunun tıbbi bir çaresi yok' oldu. o yüzden alternatif şeylere yönelmiş durumdayım. kısacası şaşılacak bir şey yok.

eğer denerseniz, sonuçlarını lütfen buraya yazar mısınız?

@cbe, alkolsüz olanları varmış, sanırım onlardan alıp deneyeceğim. sonuçları yazarım. bu arada bu dertten muzdaripseniz ebegümecini kaynatıp suyuyla kompres yapmak da rahatlatıyor.. ancak o biraz zahmetli olduğu için ben isveç şurubuna yöneldim..

günde kaç bardak su içiyorsunuz? onu arttırmanız da işe yarayacaktır (ciddiyim)

push falan filan, ne kadar aktif şey varsa kapatın.
benim iphone 2, ios 3, 3-4 gün kadar gidiyor. pek fazla kullanmıyorum ama telefonu.

benim iphone 4 konusma mesaj, kısa süreli wifi. 5-6 gün gidiyo. cok yogn bi konusma trafigim yok tabi.

kontrollü deneylerim sonucu aktif olan uygulamalarla enerji tüketimi arasında doğrusal bir ilişki olduğunu gördüm. açık uygulamaları kapatırsan normalde 1 günde bitebilen şarj 2.5-3 gün dayanıyor.

telefonu alır almaz jailbreak yapıp SBSettings yüklediğim için onun menüsünden açık processleri görüntüleyebiliyor, kullanmadıklarımı kapatabiliyorum. lakin oricinal işletim sisteminde process nasıl kapatılır, bir fikrim yok.

3gs, 4.2.1, simlock sorunu olmayan ve jailbreakli.

ulan bir şarj ile yarım gün gidiyor.

diyaliz makinesine bağlar gibi günde iki kez bağlıyorum.

beyler aletlerin şarjları ölüyor. her haftada bir tamamen boşaltın diye bir geyik var hatırlarsanız pil ömrünü uzatmak için.

ayrıca onun dışında
parlaklık
3G
push app'ler ve push sıklığı
wi-fi gibi ana faktörler var bunları kaparsan süreyi uzatabilirsin.

iphone 4, ios 5 beta 1, parlaklık full, 3 mail adresi için push kayıtlı, ayrıca en az 10 uygulama için push açık, wifi kapalı, 3g açık, günde max 1 saat 3g üzerinden net, max 1 saat müzik: 1 gün 6 saat falan.

vıi dovolino.

salladım.

vı davol'na diye okunur. l harfi ince olarak. ama bu anlamsız bir şey. eğer bir kıza diyeceksen ti davol'naya, erkek için diyeceksen ti davol'nıy demelisin.

ayrıca çok hoşsun demek istiyorsun galiba, ama onun karşılığı bu değil. bu daha çok tatmin olmuş musun gibi bir anlamı var.

imza: rusya'da yaşamış birisi.

vı davol'na

l harfi antalya kelimesindeki l gibi, ince, kalın değil.

yeter artık, durunuz manasına gelir.
arkadaşlar sanırım benzer bir kelime olan şeytansı ile karıştırmış.

imza: rus dili edebiyatı öğrencisi

bütçeni fazladan zorlamasan da olur gibi geldi.

işlemci ve ram al, anakartı yenileme.

şuanki anakartın ddr3 destekliyorsa ddr3 al.

olay anakartı yenilemekten ziyade i5 2500k alabilmek. farklı yonga oldugu için farklı anakart gerekiyor.

BSG
Coupling
Dexter
Breaking Bad
Fringe (beğenmedim)

Misfits (izlemedim)

Bir tek Dexter'ı 2 sezon izledim.
Prison Break çok çok sağlamdır. Öneririm.

breaking bad, dexter ve battlestar galactica izlemiş biri olarak sıralamam da aynen bu şekildedir. aslında battlestar galactica benim için ayrıdır ama bilim kurgu çok sevdiğim için. hatta dexter ve breaking bad için ayrım da yapmayayım ayıp olur birbirlerine.

Tavsiyelere de açığım :)

breaking bad ve dexter'a öncelik ver

öncelikle coupling'i izle. zaten 28 bölüm, 20 dakikadan. kassan bir günde bile biter. ondan sonra da aa coupling'in yazarı doctor who'yu da yazmış de, onu izle.

aksiyon, heyecan ariyorsan breaking bad ve dexter iyi gibi.

yok ben izlerken biraz da egleneyim diyorsan coupling den once entourage gelir. mukemmel bir dizidir, tum sezonlarini maksimum 1 haftada bitirirsin.

önce dexter sonra breaking bad sonra bsg

Şimdilik Coupling ve Entourage dizilerinde karar kıldım.Entourage gerçekten ilgimi çekti teşekkür ederim icebeach :)
Bunlar 2 haftaya bitince de sırasıyla dexter,breaking bad ve Bsg i izlemeyi planlıyorum.Onlar bitine kadar da sanırım diğer takip ettiğim dizilerin yeni bölümleri gelir.
Teşekkür ediyorum herkese.Yine tavsiyeleriniz olursa yazmaya üşenmeyin,iyi geceler :)

sıralama yapıyorum;

battlestar galactica
coupling
breakingbad
dexter
fringe

the sopranos.
ömrü, hayatımda daha kalitelisini izlemedim henüz.
mad-man'de güzeldir bu arada.

Kızıl Ordu Korosu'nun söylediklerinin orijinallerini bulun; halk müziğinin güzel örnekleridir.

(Beni gönderecek vaktim yok ama bir yerlerde vardı mutlaka.)

Katyusha favorimdir.

Ben derdimi anlatamamışım.

Benim gitar eşliğinde söyleyip çalacağım bir şeyler lazım.

Geçen sene Nastya Prihodka'nın Tri Zimy eserini söyledim.

Bu sene ise 4 parça gerekiyor. Vissotsky deniyorum fakat zor yani, çok zor tutturmak ezgiyi. Telaffuzunu ezberlemek zaten zor.

Bu arada zaten Rus dili ve edebiyatı okuyorum konuya alien degilim.

oçi çorniye'nin dingin bir versiyonu olabilir mi acaba?

polyushka pole

leningrad'dan çalın ama sözleri eksik etmeyin :p

Bu son yazdıklarınızı başta yazsaydınız ya :) Rusça aryantik bulursanız söyleyin işte, onlar kolaydır.

kumushki ve smuglyanka moldavanka yazmak için gelmiştim ama gitarla çalmak için zveri'nin şarkıları daha uygun olur sanırım. bir bakıverin şarkılarına. ayrıca şu anda gaza geldim kızıl ordu'dan esintiler çoktan doldurdu odayı.

edit: gerçi siz benden daha iyi bilirsiniz rus dili ve edebiyatı öğrencisiymişsiniz sonuçta ama yine belirtmekte yarar var. Звери olarak aratırsanız youtube'ta daha fazla parça bulabilirsiniz bu gruptan. ama biraz pop tarzında.

akvarium - www.aquarium.ru

bi' de belestir bunlari sarkilari... :)

jb ile istediğinizi indirirsiniz, navigon vs.

tomtom turkey. sesli falan idare eder.

jailbreak ile tabi ki. 50 USD verilmez.

igo candır!

tomtom da denedim navigon da navigon daha iyi. igo yu bilmiyorum ama jb siz cok pahalı bu programlar.

valla evde lcd kullanıyoruz, elektrik harcama mevzusunu bilmem de, çözünürlük farkediyor bildiğim kadarıyla.

(crea sakın alma! tecrübeyle sabittir, servisi de kendisi de problemli)

plazmalar daha fazla elektrik harcar ve siyah rengi daha iyi alırsınız. Film izlerken LCD deki gibi siyahlar aydınlık gözükmez. Lcd 'ye göre %15 fazla elektrik harcasada benim tercihim plazma olurdu.

görüntü kalitesi plazmada daha iyidir, ancak ışık alan bir yerde lcd daha net görüntü verir, her markanın elektrik değeri farklı, özelliklerine bakın, yada isterseniz model yollayın yardımcı olmaya gayret edeyim. bir de şu husus var plazma tv 10000 saat giderken lcd 50000 saat gidiyor.

LED yeni bir teknoloji. Hayır on yıldır en az şu elektronik işlerin içerisindeyiz hala öğrenemedik yeni teknolojinin oturmamış teknoloji olduğunu ve biraz beklenmesi gerektiğini.

Şu an en akıllı işi yapanlar Samsung c750 gibi serilerdeki en üst LCDleri alanlar. En oturmuş LCD teknolojisi. 2-3 yıl sonra da gidin bir LED alın. Şu anki LED ler zaten LED falan değil, LED AYDINLATMALI.

bayağı uzun bir şeyler yazmıştım ama sildim.
özet: bu saatten sonra plazma alınmaz.
elektrik tüketimi için lcd-plazma karşılaştırabileceğiniz bir tablo:
reviews.cnet.com

panasonıc g serisi al derım ben. super goruntusu var.

evlenmek istiyorum.

Disi tarafindan soylenmistir.

kocam ol diyor ,bayan tarafından söylenmiş.

Bahsettiğiniz anakart'a PCI-Express 16x olan tüm ekran kartlarını takabilirsiniz.

GDDR 2 GDDR 3 GDDR 5 DDR2 ya da 64 Bit 128 Bit 256 Bit gibi bir ayrım var mı?

www.vatanbilgisayar.com

şu linkten mesela hangisi olur?

O dedikleriniz kartin kendi ozellikleri. Anakart ile onemli olan veri akisi kismi ki arkadas onu soylemis.
Gerisi butcenize bagli.

c. ronaldo

messi'nin kıyaslanabileceği tek adam maradona'dır. o da messi arjantin'i dünya şampiyonu yaptığı zaman...

ronaldinho yaratıcı bi oyuncuydu. fiziken üst düzey olmasa da bacakları güçlüydü. messi fiziken çok zayıf ve yaratıcılığı bir yere kadar ama top yapışıyor adama dribbling yaparken. şimdiki ronaldo mental harici kusursuz. efsane ronaldo ise hepten kusursuzdu.

alıncak olsa ronaldo > c.ronaldo > ronaldinho > messi.

tabii ki messi.

Simdi soyle bir bakalim, Messi gayet iyi bir futbolcu ama Barcelona da Messi yi tamamlayan unsurlar var, ornegin Xavi ve Iniesta. Bunlar da en azindan bir Messi kadar onemli oyuncular, ama Messi extradan daha kivrak ve de daha cabuk. Amma lakin ki tek Messi nin tek basina bir takimi alip goturemedigini 2010 Dunya Kupasi'nda gorduk. Amma lakin ki Ronaldinho Barcelona'da iken adeta sadece Ronaldinho goturuyordu isi. Sonuc olarak Ronaldinho'nun Ronaldiho oldugu zamanlar Messi'nin simdiki halini gecer, bakin ezer demiyorum ama gecer.

ronaldinho barcelona'da iken de xavi iniesta ikilisi vardı iyilerdi. messi'yi bu şekilde harcamak futbola karşı yapılan bir saygısızlıktır.

messi derim ben de.

(bkz: messi'yi eleştirirken ama arkasında xavi iniesta var eşiği)
edit: benim anlamadığım messi üst üste 5 kişiyi geçerken xavi ile iniesta ne yapıyor? arkadan gaz mı veriyor hadi oğlum hadi oğlum diye?
geçen brezilya'ya attığı golde(40-50 metre top sürüp, 3-4 brezilyalıyı peşine takıp, topa ceza sahası dışından vurup, kaleciyi ters ayakta bırakmıştı) xavi ile iniesta mı vardı mesela?

rıdvan dilmen in dediği gibi : " messi ve diğerleri "

emrag +1

messi dribbling adamı. ronaldinho her türlü adam.

ronaldinho'nun ronaldinho olduğu zamanlar çok daha iyiydi messi'den. chelsea'ye attığı gol gibisi daha atılmadı. hele attığı o pasları xavi iniesta bile veremiyor. çalımları yapan da yok.

messi fizik olarak zayıf diyenlere de cevap veriyorum. nesi zayıf abicim nasıl izliyorsunuz bu maçları_? messi'nin fiziğe ihtiyacı mı var_? adamın oyun stiline bir bakın kimle omuz omuza mücadeleye giriyor_? kimseyle. fizik dediğiniz şey sadece kalıp değil. bunun içinde kondisyon da var, hız da var. bence kondisyonu messi'den iyi bir insan var o da essien. hızı zaten tartışılmaz.

şimdi diyeceksiniz ulan çakma katalana denk geldik. ben barcelona'dan artık zerre haz etmiyorum. futbolu zerre zevk vermiyor. 300 pas yapıyorlar sonra bir arapasta gol. futbol böyle oynanmaz. barcelona'yı tutmuyorsanız zerre zevk vermiyor.

messi.

c. ronaldo, ronaldo ya da ronaldinho fark etmez.

zaten şurdan anlarsın; messi kendini kanıtlamak için ingiltere'ye gitmedi; ronaldo ispanya'ya geçti. ve messi karşısında babayı aldı.

messi omuz omuza mücadeleye giremez. ikili mücadeleye giremediği için öyle bir pozisyonuna denk gelmiyoruz zaten. ayrıca bacakları da kuvvetli değil. attığı goller, girdiği pozisyonlar hep dribbling'den kaynaklı. sonrasında topu ya yuvarlıyor ya da plase. tam bir oyuncu değil kesinlikle. şimdi biz de katalanız ama sezar'ın hakkı sezar'a yani.

(bkz: bir alex değil)

oha ya, tam bir oyuncu değil bile denilmiş...

bence ronaldinho.

çünkü messi süper ötesi bir futbolcu olabilir ama xavi ve iniesta da en az messi kadar süper oynuyor. öyle ki yılın futbolcu adayı olmaları da bunu gösteriyor. neden ronaldinho zamanında bu kadar göz önünde değildiler?

ayrıca c.ronaldo bence messi'den daha iyi..sebebi şu: adam koskoca takımda tek yahu, birde barcelona'ya bakalım.. xavi,iniesta,pedro,villa,daniel alves..
real madrid için sakın benzema, mesut özil falan demeyin.

messi çoğunlukla aynı şeyleri aynı mükemmellikte yapıyor ve sonuç alıyor. yani yaptığı her şey olağanüstü ama yine de bence tahmin edilebilir şeyler. ronaldo ve ronaldinho'da ise durum farklıydı, insanlar her maç acaba yeni ne yapacaklar diye merak ediyordu, haklıydılar da. (ronaldinho'nun antrenman görüntülerini bile büyük bir merakla izlerdik arkadaşlarla, öyle söyleyeyim)

şahsi görüşümdür.

ronaldinho, barcelona'yı omzuna alıp tek başına taşıyordu, hoca olmadığını düşündüğüm rijkaard'ı dahil sırtladı bir dönem.

şimdiyse takım olarak herkes birbirini sırtlıyor ve bu yardımlaşma insanüstü bir performansa dönüşüyor messi'de.

messiye safi dribling diyosunuz da ronaldo da ekstradan ne gördünüz arkadas adam at gibi kosuyo baska bişi bildigi yok. onun yaptıgının alasını messi yapıyo. her karsılasmalarında messi cosuyo ronaldo triplere giriyo. eskiden devamlı dünyanın en iyisi benim diyen ronaldo bile hizaya geldi artık agzını açıp tek kelime edemiyo niye edemiyo çünkü biliyoki agzını açıp bi hadsizlik yapsa messi ona yedirecek söylediklerini:))

yapıyor devlet hastaneleri. ama en az 2 ay sonraya gün veriyorlar. ben nisan başında gitmiştim temmuz 17'ye gün vermişlerdi. dişlerimin sırası zaten bozulmuştu o kadar beklersem tümden kayar gibi gelmişti dişler. gittim özelde çektirdim. 250 lira verdim. en iyisi özelde çektirmek. adamlar aldıkları parayı hakediyor. benim işlem 1 saat sürdü. dişi kıra kıra çıkardılar en büyük parça pirinç kadardı. ama doktorun eli hafifmiş. çekilirken zaten birşey hissetmiyorsun. sonrasında da ne şişlik yaptı ne ağrı. çene kemiğine dokunsalar bile sonradan şişiyormuş. adam dokunmamış demek. neyse bence bulsun parayı biryerden gitsin çektirsin hemen. yoksa dişleri sıkıştırır ağızda dolgu varsa onlar düşebilir. hemen çekilsin de nerde çekildği çok önemli değil aslında.

istanbul ise, bu işlem mutlaka ama mutlaka Okmeydanında bulunan büsbüyük İstanbul Ağız ve Diş hastanesinde yapılmalıdır.

İsterse 1 sene bekleyin (acil olduğunu muayenede belirtirseniz daha erkene aldırabilirsiniz sanki;)

Çok araştırdım. En zor senaryo vardı bende yaklaşık 2 sene önce. Özelde çektiren tüm arkadaşlarım 35 ila 50 dakika arası sancalı sekanslardan bahsediyorlardı.

Burası öyle değil. Günde 9-10 kez aynı işlemi yapıyorlar ve artık fenafillah olmuşlar. En uzun ameliyatım 7 (yazıyla yedi) dakika sürdü. Daha kolay olan ameliyatlarım ise travmasız yani motor kullanılmadan yapılanlar ise 3-4 dakika arası bir şey sürmüyor bile. Öyle ki, cerrah (genelde Yusuf Bey oluyor bu) başka bir zorlu çene ameliyatını kontrol edip oradan ayrılıyor, odaya giriyor, işlemi bitirip geri ameliyata dönüyor falan. Özellerde hasta sayısı az ve doktorlar daha tecrübesiz olduğu için sıkıntı var. Ayrıca gittiğiniz yer bir hastane. Klinik değil. Olur ya ters bir durumda hemen müdahale edebilirler.

Bu arada işlem ücretsiz. SSK var ise.

Kolay gelsin. 20 yaş dişi başlığı altından entarilerime ulaşabilirsiniz daha ayrıntı için.

ben çapa da cektirdim.işlemde basitti agri aci olmadi.üstelik beleş. durum acil değilse devlette yapın yaw. 400 tl cok para lan.

sert olacak o yatak ağrıların var ise:)

idaşın mira coil serisini kullanıyorum acaip memnunum. alerjik bünyemi de rahatlattı hem.

bak ben bir sağlık personeli olarak söylüyorum: kesinlikle visco yatak! vücudun şeklini kolay alabildiğinden ağrı problemin de olmaz. sert yatakta ağrılar daha fazla olur, eklemlerin üzerine yatmak oralarda zamanla eklem-kas problemleri doğurabilir. visconun rahatlığını bi bayiden dene:)

sert olsun derim bende.
kendi yatağım öyle.

yan yatarken visconun farkını görüyosun. sen yatağın değil yatak senin şeklini alıyor. süngere mi bu kadar para vericem deme. şiddetle tavsiye edilir.

"sofistin dünyası" diyeceğim ama böyle kelime oyunlu gibi, bilmem olur mu..

(bkz: sofi'nin dünyası)

olmak ya da olmamak :)

olmayan gerçeklik

neye karar verdiniz, onu da haber verin bir ara =) merak ettim.

magnezyum eksikliği.(bkz: magnezyum)

sinuzit'te olabilir.

dün benimki de bütün akşam seğirdi ve annemin yorumu:

-sağ gözse seviniceksin, sol gözse üzülüceksin.

:)

şaka bir yana benimki de çok stresli olduğum dönemlerde seğirir. strestendir.

benimki sağ göz kurtardım yani : ))

cedo, sen çok strese girmişsin. sana günde 2 doz sevişme öneriyorum.

işte be budur nokta atış yaptı adam!

saol anticim : )

tamamen stres bu

go oyna, gayet keyifli.

Warhammer oynayın, hem minyatür/modelcilikle uğraşmış olursunuz, ki birleştirmek boyamak zevkli bir iş gerçekten, hem de strateji oyunu oynamak zihninizi açar.

Magic the Gathering oynayın, koleksiyonculuk/kart oyunları da zevklidir.

en kötü bir kaç arkadaşınızı da alın masaüstü rol yapma oyunları oynayın.

Bir de yaş/yer/maddi durum gibi şeyleri belirtirseniz daha kolay yardımcı olunabilir sanırım, hobi konusunda bunlar çok etkili.

world of warcraft.

paran varsa ucus dersi al o da keyifli hem de sariyor paradan kastim 15 bin dolar yeter ppl almak icin

250-300 tl'ni ayırabileceksen git şöyle orta halli bir skate al...
hem açık havada zaman geçirirsin hem de spor yapmış olursun...

kıyafet tasarımcılığına başlayın. her yerde hep ayı şeyler var artık moda ayağına. üretime de geçin sonra. ama her şeyden bir kaç beden üretin ki bütün insanlık fabrikasyonluktan sıyrılsın.. bu işi ben yapıcaktım da sermaye yok:)

Kaligrafi.

heaven's a lie
swamped

falling again ilk ilk sürümü falling var^^

cold

- Swamped
- Falling
- A Current Obsession
- When A Dead Man Walks
- Cold Heritage
- To Myself I Turned

enjoy the silence cover var güzeldir

closer

not enough

spellbound
fragile

savaş ve barışı okumuştum beğenmemiştim. çok karışık bir roman. bir tutarlılık yok. demek ki yalnız değilmişim.

abartılmıyor. mesela anna karenina'daki batılı mı olsak rus mu kalsak çelişkisini anlaman için o yüzyılın politik ve sosyal durumlarını bilmen, rus köylüsünün sıkıntısı nedendir, levin bir şeyler anlatıyor ama neler diyor diyerek kafa yorman gerek. dostoyevski'nin tüm kitaplar kişisel psikozlar dışında bu doğu-batı meselesine, hıristiyanlığa, inanca kafa yorar. yani bunlarla ilgili bir arkaplanın yoksa çok zevk alamazsın okuduğundan. çünkü roman dediğin yalnızca plot'tan oluşan bir yapı değil.

rus edebiyatini akademik duzeyde inceleyen biri olarak, hayir abartilmiyor. ama bahsettigin klasikleden 'yararlanabilmek' icin eserle hatta yazarla ilgili bir altyapin olmasi gerekir. gozumun onune hadi su klasikleri okuyayim diyip eline suc ve ceza almissin gibi geliyor. eger oyleyse sorun basli basina bu bile olabilir. dostoyevski cok derin sudur.
keske rus edebiyatina giris yapmak icin gogol ve puskinin oykulerini deneseydin daha sonra birkac kisa romaniyla gecis yapsaydin.

rus edebiyatina bir sans daha vermen icin sana usta ve margarita, biz, on iki sandalye gibi 20. yuzyil eserlerini tavsiye ederim. insan ruhunun derinlerine uzuun sıkıcı seyahatler yerine yaratıcılığın ve hicivin doruklarına çıkabilirsin :) ozellikle yevgeni zamyatin bu dunyadan olmayan bir adam.

ayrıca suc ve ceza'ya eh iste diyenin kabini kirarim.

hepsini kaldırın atın, rus tarihinde sadece yeraltından notlar yazılmış olsaydı bile, karşılaştırılabilecekleri karşısında yine bu halde dururdu.
tat almamanıza gelince de fikrim, onu sevecek insan olmamanız. doğamız gereği ki çeşit çeşitiz. illa ki başka şeyleri sevicez.
çok kereler bilirim dostoyevski okurken kitabı elimden fırlatıp küfürler eşliğinde "lan bunu nası yazdın" dediğimi.
insanoğlu çeşit çeşit azizim.

rus edebiyatından ne zaman bir şey okumaya kalktıysam 50. sayfadandan sonrasını göremedim; hiçbir şekilde sevemedim ve beğenmedim. herkes her şeyi sevmek zorunda değil, herkes okuyor diye beğenmediğim bir şeyi okumak zorunda da değilim diye düşünüyorum. zorlamanın alemi yok.

nedense bende sevemedim ya hepsinden birer ikişer okumuşluğum var ama bir türlü sevemedim sanki gereksiz yere uzatmışlar gibi geliyor bıkıyorum bazen sarıyor gibi oluyor sonra tekrar rolantide gidiyor tasvirler betimlemeler ölecek gibi oluyorum.
kendi adıma sevmiyorum.
alman fransız edebiyatı daha zevkli geliyo banaç

Her sanat yapıtını herkes sevmez ki. Kabul edelim, Rus klasikleri gerçekten "sanatlı" kitaplar. Sevmediği (veya okumadığı) halde "of müthiştir onlar" diyenleri geçersek, beğenmek veya beğenmemek tamamen kişisel görüşlerdir.

Mesela ben Matrix'i sevmedim, şişirilmiş buldum. Bu onun iyi bir film olma özelliğini değiştirir mi? Hayır. Matrix iyi bir yapıttır, iyi işlenmiştir ama bana hitap etmemektedir.

@wessago, yalnız değilsin ben varım:)
@peterpanic, "bir eseri tam olarak anlayabilmek için, kitabın yazıldığı dönemin sosyal ve ekonomik durumu hakkında bilgi sahibi olmak gerektiği" fikri doğru olabilir. fakat şöyle de bir durum var, intibah'ın veya araba sevdası'nın yazıldığı dönem hakkında da öyle etraflı bir bilgim yok ama o kitaplar bile daha samimi geliyor. hmmm, belki kendimi rus köylüleriyle özdeşleştirememe gibi bir problemim olabilir, bunu biraz düşüneyim. bu arada, rus köylüsünün sıkıntısı demişsin. bir sıkıntıları yok, ver eline 3 kapik, sırtına eski bir mont, yanına da bir tas lahana çorbası. yaşatıp gitsinler.
@divit, " e tabi şimdi godfather'ı izlesen yavan gelir " demişsin. tamam doğrudur, yavan gelebilir, zaten benim derdim, insanların "yavan geldiğini" itiraf etmemeleri. yoksa ben de metropolis'i izlediğimde "bu ne lan" demedim "adam zamanında yapmış" diye düşünmüştüm. ama şimdi birisi çıkıp "metropolis muazzam bir film, dekorlar süper" derse komik olur.
@cadillac, "rus edebiyatina bir sans daha vermen icin (...)" demişsin, vallahi bir şans daha veremiycem, olan 3 yılıma oldu:)
@dorian greyfurt, doğrudur.
@kalimotxo, sen ben ve wessago, ettik 3. dbdevletbahceli'ye selam olsun.

dönemin şartlarına göre herhangi bir eserin değerlendirilmesi vandallıktır, kralıdır. nolur yapmayın.

rus klasikleri denilen eserlerin neredeyse hepsi 19.yy da yazılmış eserlerdir. bir arkadaş o dönemin sosyo-politik koşullarını bilmek gerekiyor demiş, doğru demiş. karşı çıkanlarda da şöyle bir izlenim oluşmuş gördüğüm kadarıyla "bir eseri okurken ille de araştırmaya gerek yok". evet haklısınız, gerek yok. ancak rus edebiyatı dediğiniz zaman zaten zalatoy vek yani altın çağ denilen kısım 19.yy

peki nasıl gireriz rus edebiyatına? kronolojik olarak gitmek çok büyük haz verir. çünkü resmen bir etki tepki mevcuttur. biri alır bayrağı taşır, diğer arkadaşı ya da hayranı olan yazar da onun yazdığını geliştirir, böylece bir kaynak oluşturulur.

aslında her şey puşkin ile başlar. puşkin'in byelkin'in öyküleri diye bir kitabı var. onu okumanızı tavsiye ederim. yıl 1800lerin başı, rusların en önem verdiği şeyler manevi değerleri, şerefleri ve onurları. www.insanokur.org bu linkte bulacağınız öykülerden ilki olan atış'ı okumanızı tavsiye ederim, iki bölümden oluşur kısadır.

gene bu kitaptaki menzil bekçisinde, küçük insan teması işlenir. rütbeli birinin bir çaresizi nasıl ezdiği işlenir. bunu sonra gogol ilham olarak alır ve paltoyu yazar, onlardan alarak dostoyevski insancıkları yazar.

çeviri de çok, çok önemlidir. ataol behramoğlu çevirmiştir misal linkteki öyküleri. puşkin, ondan okunur.

elbette ki rusça öğrenip okumanın hazzı da hiçbir şeyde yoktur. rusça'nın bir özelliği var, cümlede kelime sırası kuralı yoktur, istediğin gibi koyarsın fiili özneyi istediğin yere çekersin. tolstoy, bunu öyle bir yapar ki, en uzun paragrafları bile şiirsel şekildedir asıl metinde.

14 Aralık 1825 yılından sonra örneğin, tüm edebiyat değişir. büyük bir isyan çıkar ve bu isyancılar öldürülür, dekabristler yani aralıkçılar da subaylar olmasına rağmen yazardırlar ve o dönemin çoğu yazarının yakın dostudurlar. bu olaydan sonra rus edebiyatındaki eserlerde iyice realizm görülmeye başlar. misal puşkin azılı bir romantiktir. adam gerçek hayatta da öyledir yahu. bir generalin üç kızına da yazar mı insan, üçüyle de birlikte olur mu? öyle bir durdurulamaz(!) insan evladı. kadınına sarkıntılık yapılıyor diye düelloya davet ettiği adam tarafından öldürülür. vurulduktan sonraki sözleri "bu kadının, hayatımın kadını olduğunu düşünüyordum. oysa ki ölümümün sebebi olacakmış" der. bir değişiktir 19.yy rusya'sı, rus edebiyatı. farklı açılardan yaklaşırsanız beğeneceğinizi düşünüyorum.

misal, siz siz derler hep. küçükken okurdum ne bu yahu derdim, yavan gelirdi. ama hakikaten öyle o zamanki dönem. adam en aşık olduğu kadına bile, seni seviyorum değil, sizi seviyorum diyor. bir değişik saygı haleti ruhiyesi var. bakmayın antalya'ya gelen öküz ruslara, aslında çok saygılı edepli insanlardır bunlar özünde. özellikle konuşma dilinde.

ve en önemlisi, rus edebiyatı, insan edebiyatıdır. karakterler ve onların iç dünyalarının yaratılması önemlidir. okuduğunuz eserlerin "tam" olmaları önemlidir. suç ve ceza'nın 200 sayfalık ve 800 sayfalık iki versiyonu bile mevcut şu anda piyasada(:

saygılar dilerim.
bir rus dili ve edebiyatı öğrencisi

eger bahsettigin sey urun customize etme ise nike in var. ayrica tekstil sektoru disinda da m&m in buna benzer bir zimbirtisi var.

evet tam da o demek istediğim: custom ürün.

nikeid sanırım dediğiniz şey ancak türkiye için yok o seçenek?

Converse in de var ama tr desteği yok tabi. tr desteği olan hiç bilmiyodum ben polo varmış ogrenmiş oldum :)

buzlukta bir kaç saat bekletip içebilirsin ama yanında hafif bir şeyler de yemelisin yavaş yavaş içeceksin çünkü.

1 o viskiyi hemen buzluktan çıkarıyorsun şimdi.

2 malt viski o, öyle buzluk falan yakışmaz ona.

3 oda sıcaklığında tut bir gün.

4 malt viskiye buz koyan adam bizden değildir, bayaa döverler.

5 ilk açtıktan sonra verdiği tad ile, kapağı açıldıktan birkaç gün sonra vereceği tad aynı olmayabilir, şaşırma.

6 has malt severler aynen şunu yapar, bir dublenin üstüne bir ya da iki damla bildiğin su koyarlar. içme suyu. ama iki damlayı geçmeyecek. damlalıkla koyabilirsin. bu, aromasını ortaya çıkarır.

erobur hocam, votka, viski????? :)

oxford'un olması gerekiyor eşşek gibi bir tane. pahalı tabii ki.

Longman
"Dictionary of Contemporary English"
Ben 3-4 yıl evvel aldığımda fiyatı 15 TL'ydi.

oxford learners pocket dictionary var bende iyidir. 4-5 yıl evvel 15 liraya almıştım.

ek: hatta üzerinde dünyanın en güvenilir sözlükleri yazıyo :)

redhouse var bende de. fena değil.
zatne işte belirli markalar hep, oxford, longman, redhouse, langenschidt falan...

oxford'un kapsamlı sözlüğünün tam ismi ne? cep sözlüğü istemiyorum ben

Webster onerecegim ama maalesef bulunmuyor. O yuzden Longman +1

www.oup.com

Ben de Oxford sözlük derim: www.oxfordadvancedlearnersdictionary.com

oxford wordpower

Baygon..özellikle giriş ve çıkışlara..İtinayla..Saldıran cins olabilir tam anlamıyla çoğalmadılarsa..

@Survivorman,

Saldirma asamasina geldiler sayilir, birkac tanesi pacamdan isirdi zor kurtuldum, git gide cogaliyorlar.

Korkuyorum!

Sanırım tarım ilacı satan yerlerde bir toz var..Adı ne bilemem ama onu 1.5 litre suya karıştırıp basit bir püskürtücüyle uyguluyosun. Kökü kazınıyor..Ancak sözkonusu mutfaksa 1-2 gün yemek yapmadan takılmanız lazım.

Bu arada bulunduğunuz mekanı terkedin bence :)) Gece kulağa mulağa girer falan :P

Yahu çağır bir tane böcek ilaçlama, tarım bakanlığından onaylı olan. 50 60tl mi ne o civar bir şey, ekip geliyor basıyor zehri gidiyor. Eğer geçmezse ikinciyi basıyorlar ücretsiz sanırım o.

kalorifer böcüğü dediğimiz şu mu?

en.wikipedia.org

eczaneye gidip asit borik alıyorsunuz. toz halinedir. sonra patates haşlıyorsunuz. haşlak patatesi ezip asit borikle büzelce karıştırıyorsunuz ve küçük parça kağıtların üstüne birer kaşık koyup stratejik yerlere bırakıyorsunuz.

kalorifer böcekleri radyasyona en dayanaıklı canlılardan biri.bir defa ilaçlama yetmez.çünkü yumurtada olanları sağlıklı bi şekilde yumurtadan çıkıp yaşarlar.kökünü kurutmak için 6 ay arayla 3 kez ilaçlanmalı.ziraatçılarda ilacı var.acayip etkili bişey.suyla karıştırıp kullanılıyo.

özet : öfken sana büyük bi zarar verdi mi artık o tarz tepkiler göstermezsin.

bu öfkeyi tetikleyen şey nedir onu analiz etmek lazım.

Bu yapıyla alakalı bir mesele olabilir bence. Boğa burcu olabilir misiniz?

boğa burcuyum.

sana en çok zarar verecek cümleyi 20 yıl düşünsem bulamam.

nevrim döner,
sana öyle şeyler söylerim ki beni her gördüğünde aklına gelir. sana öyle mimikler yaparım ki hiç unutmazsın delinin teki bu dersin.

omuz atsınlar dönüp bakmam. çok zor sinirlenirim. sinirlendiğimde ise amigdala çalışıyor sadece.

Arkadaşlar evet boğa burcuyum!? Pek ilgim yoktur burçlarla ama öyle mi oluruz biz? Dumurdayım şu an..

bende başımdan geçen olayı anlatayım 5 sene evel piknik dönüşü arkadaşlarla önüzümüzü kestiler o sinirle yanımdaki alet ile adamı sağ kaşından çenesine kadar kestim buna benzer olay 5 ay önce oldu yanımda eşim olunca kafamı eğdim geçtim yanı kısaca değer verdiğin insanları düşün sana bişi olursa ne yapacaklarını bende işe yaradı

Dediğim gibi bu boğa burçlarının yapısı ile alakalı bir mesele. Ben zaman içerisinde farkettim ki sinirlendikten sonra kontrolümü tamamen kaybetmekteyim, yani mantığın emaresi okunmuyor, o noktadan sonra herhangi bir düşünceyi kafamda tartamıyorum.

O noktadan sonra yapacak hiç bir şey olmadığı için o noktaya gelmemek için elimden geleni yapıyorum. Bir rage'in kıyısında olduğunuzu hissettiğinizde kendinizi o ortamdan uzaklaştırmanızı tavsiye ederim.

Boğa burçları biraz, timer'ı çok uzun sürelere ayarlı bombalara benziyor açıkçası..

Bir arkadaşımda kedi edinmek acayip işe yaramıştı, pamuk gibi oldu. Bunun dışında düzenli nefes egzersizleri, yoga vs ile de epey gelişme kaydedersiniz. Ayrıca hastanelerdeki psikologlardan muayene ücreti ödeyip yararlanabilirsiniz. Tek seansı 20'yi geçmez sanırım. mesela gata için randevu almadan o sabah gidip sıra alıp görüşebiliyormuşsunuz. Bir uzmanın desteği ile kendi başınıza alacağınız yolu çok daha hızlı alırsınız.

güzel sanatlar fakültesi, grafik tasarım bölümü. hem bedava :))

çocuklar reklamcılık'ın portfolio reklam ve yaratıcılık okulu diye bişi var. ama program öğretiyolar mı bilmiyorum.

hayır, portfolio'da program vesaire öğretilmiyor. orası çok daha farklı çok daha sıradışı bir yer.

besmele çek:P

şeker hastalığı veya guatr ihtimaller dahilinde, eğer iş çığrından çıktıysa bir doktora görünün derim.

Tiroid hormonlarına baktır.

aşkaşkaşk diyorum:)

otacının lifli ürünleri. Su ya da sevdiğin bir içece ile alıyorsun, midede şişiyor. Meyvelisi çikolatalısı ya da direk sunta tadında olanı var, seçersin.

uzun sure bosalmassan agriyabilir.

biriktiyse ağrı yapar. attır gel.

blue balls

yok yok normaldir hocam. çok yakınlaşma olduğu zaman bendede oluo öle bi ağrı girio ki mahvedio... biraz bekle geçer anlıorum ağrını

bi kac gundurse normal degil be yahu bi doktora gorun 3 gun pasiflikte agrisaydi kimse askere gidemezdi (bkz: varikosal)

enfeksiyon da olabilir tabi.epididimit derler . karın ağrısı da yapar çünkü doğumdan önce testisler karın boşluğundadır bu yüzden aynı sinirleri kullanırlar
testisleri kaldırınca ağrının azalması enfeksiyonu gösterir.öyle bişey varsa ağrı kesici, soğuk uygulaması, antibiyotik üçlüsü

yok değilse dediğiniz olayla alakası olabilir.

kasık fıtığı olabilir.

lütfen bi yardımcı ol demelisin sevgiline.

tahrik olduğun için özellikle sol testisin büyür(spermler orda depolanır) ve diğeriyle birbirlerini sıkıştırmaya başlar. uzun süre "elizabeth" yapmadıysan ve sevgilinle buluştuğun zaman yaptığın hareketler mutlaka sperm üretimini arttırı ve boşalman gerekir. boşalmazsan bu ağrı artar ve adamı hayattan bezdirir. sevgilinle buluşmadan önce 31 herşeyi düzeltecektir.

sen gene bi' varikosel olayını göz önünde bulundur, aman diyeyim.

canlarim varikosel yazmissiniz amma arkadasimizin iki yumurtasi da agriyormus. varikoselde genelde tek yumurta agrir. [ kendimden biliyorum! :/ ]

ya ne doktoru ne vero bilmem nesi. git bi banyoya yanlız kal en iyisi:)

damar genişlemesi şeklinde bir rahatsızlıgın olabilir. bir üroloji uzmanına kesinlikle görünmelisin. boyle durumların ilerlemesinde testislerden birine gidilmesine kadar çözümler bulunabiliyor.acilen üroloğa gidip ultrason çektir.birazda kendini ellettir :D üzülme birsey olmayacak sağlık herşeyden önemli:D

Günaydin;
şu sayfayi ortalamaktan vazgeçseniz ve eski haline donse ? hala alışmadi gözüm : (

@kakoy ayarlayara koyarim onu da.

bir de şu silinen cevaplarımızın neden silindiğine dair bir uyarı mesaj falan alsak... silindiği önemli değil de neden silindiğini merak ettiğimden üzülüyorum
14 tane cevabım silinmiş yahu

ben de bir istekte bulunayım. aslında duyuru için de iyi olur bu.

şimdi silinen mesajlarım e-mail olarak gelsin dedik. tamam da bunun gelebilmesi için mesajların silinmesi lazım. yani biz bilgileri girip, mesajların silinmesini bekliycez. öyle olmasın. yani oluyorsa da bir seçenek daha olsun. ben sileceğim mesajları seçeyim, kendime mail olarak gönderteyim, sonra da sileyim. otomatik zamanaşımı vs olmasını beklememe gerek olmasın. hem mesaj sunucusu rahatlasın, hem eski mesajım kalmadığından mail olayına yük olmayayım. olmaz mı? ya da oluyor mu acaba, kendim silsem şimdi, sildiğim şey maile gelir mi?

duyurumuza yeni cevap geldiğinde "Benimkiler"in "mesajlarım" gibi yanması mail gelmesini istemeyenler içinde bir hatırlatma olacağı kanısındayım.

www.serafettin.net

@serafettinn: şükela olmuş

hocam, silinmeyecek diye ayrilan mesajlarin basi silinmis, sonu duruyor. ayni kisiyle ayni konu altinda olan mesajlasmalari ya komple silin, ya hic ellesmeyin. olmamis böyle. hani digerlerin silinceginden haberimiz vardi ama bunu böyle anlamamistim ben. bir el atsaniz diyorum.

yoksa ayarlar güzel olmus. tesekkürler.

@shi aila: bug bu. silinmemesi lazimdı düzeltilir

evet özellikle özel mesaj gelince e-mail alamasak da sözlükten bari bilgilenelim lütfen.

bir de ben de chrome kullanıyorum ancak favori yıldızı gerçekten çalışmıyor:) arkadaşa katılıyorum.

(ayarlar şükela ötesi olmuş)

bende bir tuhaflık var. sorularıma yanıt verildiğinde mail gönder tikini silinen mesajlarımı maille gönder tiki ile beraber kaldırabiliyorum. sadece yanıt verildiğinde mail gönderi işaretleyebiliyorum ama sadece silinen mesajlarımı maille gönderi işaretleyip kaydet deyip sayfayı yenilediğimde silinen mesajlarımı maille gönderdeki tik yok olmuş, mesajlara yanıt verildiğinde mail gönder tik ile işaretlenmiş oluyor. ama buna rağmen yanıt yazıldığında mail gelmiyor.

çok mu karışık oldu? bir sorun olduğundan eminim ama

artik accountunuzu silebiliyorsunuz.

ok @kibritsuyu'nun istegini yapacagim kafami toplar toplamaz.

hoot +1
benimkiler de mesajlarım gibi yeşil olsun.

divit, sorunun cevabi da ikinci maddede mevcut zaten.

e hani?

çizginin altındaki mesajlar silinmiş. ne sözlükten mesaj, ne email?

"beni hatirla" secenegi halen yok ancak, timeout suresini 1 hafta gibi bir sureye yukselttik. browser kaynakli problemler disinda eksi duyuru'nun kullanici atmamasi lazim eskisi kadar sik.

divit, sitede kalmayacak bir icerigin ne bana, ne compumaster'a bir faydasi var. silinmiyor, siteden de kaldirilmiyor.

peki ben de şöyle sorayım divit'e ek olarak. hesabı sildiğimizde sorular ve cevaplar silinmiyormuş. istersek benimkiler'den tek tek silebilirmişiz dedin di mi?

burada kilit nokta "tek tek". 783 tane sorum, 4515 tane cevabım varmış. silmek istesem tek tek silmem akıllı adam işi değil. silmeye niyetim yok da hani olanlar için sorayım, siz yardımcı olur musunuz böyle bir surumda "uçur abi hepsini" diyene?

bugune kadar gelen istekleri ayni gerekce ile geri cevirdim.
ama, compumaster da onay verirse silinebilir tabi.

Duyuru'da mesaj gelince sözlükte de gelsin denmiş, artı bir de ben veriyorum.

Bir de sözlükteki badilerimizin açtığı ve yanıtladığı duyurulardan da bir şekil haberdar olabilsek, sözlükten onlar için de mesaj gelebilse, bişiler?

@fader

duyuru bir tek beni atıyor herhalde 1 hafta demişsin ama browser ı kapatıp açınca bile tekrar login olmak zorunda kalıyorum.


safari de durum böyle diğerlerin de denemedim.

valthoron, hem cok fanteziye giriyor soyledigin sey, hem de mevcut sozluk altyapisi ile mumkun degil.

rahmi pinkfloydoglu, baska browser ile denersen sevinirim. bir de safari'deki cookie'leri tamamen silip eksi duyuru'dan yeni cookie almasini saglayip dener misin?

yahu compumaster hocam birde şu mesajlara bir el atıver yahu. bi mesaj yazılınca teeee anansının nikahına (sayfanın en altı oluyor) gidiyor. her yeni mesaj ilgili sayfanın en tepesine otursada bir her seferinde en aşağılara bakmasak ne yazılmış diye. olabilirmi?

fader, eskileri silip yeni cookie almasını sağladım ama değişen olmadı sayfayı yenileyince logout olmuyor ama sayfayı kapatıp açınca atıyor site.

edit: google chrome ile de denedim değişen bir şey olmadı.

Madem burası istek kutusuna döndü, ben de isteyeyim:

1. Cevap verdiğimiz sorulara yeni cevaplar geldiğinde veya cevabımız "tik"lendiğinde "benimkiler" yansa. Hatta benimkilerin yanında üç sayı olsa "BENİMKİLER(a)(b)(c)" gibi.
(a): Duyuru sayım
(b): Cevap verdiğim duyuruların sayısı
(c): "Tik"lenen cevap sayım
Duyurumuza cevap geldiğinde a'daki sayı, cevap verdiğimiz soruya ekleme olduğunda b'deki sayı, bir cevabımız tiklendiğinde c'deki sayı yansa. Üzerlerine tıkladığımızda en son mesaj en başta olacak şekilde görsek ilgili mesajları.

2. "Tik"lemenin faziletlerini bilmeyenlere hatırlatmak için,
i. Bir soru gönderilirken "gelecek cevapları okuyup "tik"leyeceğim, sorumu sorup kaçmayacağım" diye bir kutucuk işaretlense.
ii. Hatta kullanıcının sorusuna cevap varsa o cevaplardan işine yarayanları "tik"lemeden yeni soru sormasına izin verilmese. İşine yarayan cevap yoksa sorusunu silse, hem yerden kazanılsa.
iii. Aslında daha güzeli, hem pozitif "tik" (başparmak yukarı), hem de negatif "tik" (başparmak aşağı) olsa, gelen cevapların hepsine bu tiklerden birini vermeyenlerin yeni soru sormasına, cevap yazmasına izin verilmese. Hepsi negatif "tik"li cevaplar olan sorular bir-iki hafta sonra silinse. Kullanıcıların negatif "tik"li cevapları da bir ay filan sonra kendiliğinden silinse, boşuna yer işgal etmese.
iv. Okuyucuların da pozitif/negatif tik verebilmesi sağlansa, belli bir değerin üzerinde okuyucu pozitif "tik"i alan cevap sorunun yazarı negatif "tik"lese de silinmese (halk için sanat). Mesela 20 okuyucu "tik"i cevabı dokunulmaz yapsa.

Ayarlar veya baska seyler ile ilgili isteklerinizi sayfanin en altindaki feedback linki ile uservoice sitesine girip orada yoksa account acip oraya eklerseniz, ve ya oradaki eklenen fikirleri oylarsaniz oradan degerlendirecegiz. bu basliktaki seyleri olacak mi ne zaman olacak diye bize sormaniz bizim bu istegin ne kadar populer oldugunu anlamamiza yeterli olmayacaktir.

a