Stephen King'in kitabından uyarlanmış bir dizi. Bir kasabanın üstünde bir gün neden yapıldığı bilinmeyen ve kırılmayan bir fanus beliriyor. dışarıda askerler devlet falan olayı çözmeye çalışırken içeride de bin türlü karışıklık ve olaylar. bir yandan da gizem çözülmeye çalışılıyor vs..

www.hepsiburada.com

tablete kendi sim kartınızı takarsanız 3g erişimi olmaz. data kartı almanız gerekiyor.

@theseachange acaba bu tüm tabletler için mi geçerli, ipad miniler filan mesela üstte arkadaşın önerdiği tablette olmaz mı kendi sim kartımız?

Vodafone hat kullanıyorum data değil normal hat. İnternet erişimim var.

kendi sim kartinizdan kasit ne?

benim bildigim iphone'daki sim kartinizi cikarip ipad'e takarsaniz gayet internete giriyor.

Kardeşim bu aletin wifi'yı yok gibi görünüyor. Ne işe yarar ki?

wi-fi kullanmayacağım ki zaten. Sadece hdd'yi takıp film ve dizi izleyeceğim. Bilgisayarımda hdmi olmadığı için ve vga ile sorunsuz görüntü aktarırken de laptoptan kaynaklanan ses sorununu bir türlü çözemediğim ve son olarak bunlarla daha fazla uğraşmak istemediğim için media player almayı düşünüyorum. TV nin wi-fi'ı var zaten...

çatal diş ipi

www.hepsiburada.com

watsons'ta (cevahir avm) görmüştüm sanki...

tavsiye etmem bunları.
yeterince esneyemediği için dişeti dile diş arasına girmesi zor oluyor.
normal diş ipi daha iyi.

illa bundan olsun diyorsan büyük eczanelerde var.

1st person'ları suradan gorebilisin:

www.mobygames.com

(bkz: Red Dead Redemption) al, pişman olmazsın.

@darknum_

fallout 3'un ismini her yerde goruyorum. new vegas'i ilk kez duydum. her ikisini de not aldim, birkac gameplay videosu izleyecegim.

@eleventh american esme has met
boyle koca koca listeler degil de, bilhassa benim bahsettigim filtreleri bilen birilerinin o listeler icinden secilmis, direkt onerebilecegi oyunlar ariyorum aslinda. yine de tesekkurler.

@zamanin otesinden gelen edit
red dead redemption'i duyuruda belirtmemisim. daha aciklandigi gunden beri bekledigim bir oyun. simdi mi olur bilmiyorum ama mutlaka edinecegim.

bir de duyurudaki soruya ek yaptim.

new vegas hem oynanis hem hikaye olarak gordugum en guzel oyun diyebilirim. eksisozluk basligina bir goz atabilirsin. etraflica yazim da vardir oyun hakkinda. simdi soyle bir sorun var; ps3' de bazen bozuluyor save dosyan. (bir gorevde seni bir yere gonderiyor o yerde hicbir sey yok, ya da bir adami oldur diyor o adam zaten hikayenin baska bir yerinde oldurdugun adam gibi..) bu canını sıkabilir. bunu goze alip oynanabilir yine de.

kingdoms of amalur reckoning olabilir.

hikaye ve yan görev bakımından oldukça uzun bir oyun. belli bir sınıfa yüklenmek yok, hibrid sınıflar oluşturabiliyorsun. belki grafikleri beğenmeyebilirsin çünkü klasik rpg oyunlarından ziyade daha renkli, canlı bir oyun dünyası var. yani herkese hitap etmeyebilir. bi gameplay videosuna bakmaktan zarar gelmez.

aslında bende bi bakıma yeni aldım ps3'ümü (bi kaç ay oldu)
ve sevdiğin tarzı ele alırsak; evet, fallout 3 harbiden iyidir her yönüyle (ben fallout 3'ü pc'de oynamıştım..

ancak bu durumda eğer oyun almada parasal konuda sıkıntı yaşayacacağını düşünüyorsan sadece red dead redemption'ı almanı öneririm...ben daha dün senaryoyu bitirdim (ki olabildiğince yavaştan aldım 64saat sürmüş) yani sözün özü, red dead redemption sana bol bol yetecektir gerek single gerekse multiplayerıyla...

edit: bu arada her ne olursa olsun little big planet'ın tadına bakmayı ihmal etme!

Daha çıkmadı. Yarın çıkacak:

store.steampowered.com

8 seneden fazla aoe2 oynadım, hd versiyonu pek sarmadı.

steamden aldım. oyun oynanabiliyor açılmadığı halde anlamadım ben bu olayı. Sanırım HD versiyonu değil henüz. HD versiyonu yarın açılcak heralde. Oyun bildiğimiz aoe. Online olarak biraz daha kıpır kıpır steamde. En son baktıgımda 5 6 kişilik oyunlar görmüştüm 10 15 tane.

5-10 civari.

filtrelerin sildikleri hariç ortalama 1-2

spamlerle birlikte +200, haberlerle birlikte +100, beni ilgilendiren +5

30 gerçek mail..
50 spam

10+ 3-4 spam

şahsi:50-60
şirket:15-20
spam: gelmişini geçmişini ...

Spam'ler hariç 50'den fazla sanırım.

çeşitli filtreler koydum gelen kutusuna düşenler 10-15 civarı.

özel mailimde
spamler ve filtrelerin klasörler dağıttıkları haricinde inbox'ıma 10-12 mail düşüyor.

iş mailimde ise günde aynı şekilde: 20-30 arası alıyorum..

15-20 arası

normal windows cd'si.

Windows 7 olması lazım en sanıyorum. Bir de internetten bootcamp'in mac'in konfigürasyonlarına uygun windows sürücülerini indirmesi gerekiyor sanırım. Ama onu dvd'ye yazmak zorunda mısın hatırlayamadım..

bootcamp suruculeri ayri cd'ye yaziliyordu eskiden, artik mac kurulum dvd'lerinde oluyor. windows kurulum cd'sinde olmasina gerek yok.

pc dvd'si ile yapıyosun. fark yok.

usb adaptörün sürücüsünü bulman gerekir. bunun için de slim drivers programını öneriririm..

"ortadaki melek ise ask tanrisi eros olarak yorumlanir. okunun ucunda uc nympheden merkur'e bakani bulunmaktadir.
turist rehberleri tarafindan en soldaki figurun lorenzo de medici oldugu da soylenmektedir. ancak sanat tarihcileri katilmamaktadir."

(bkz: 8697007)

bana 45 gunde geldiğini biliyorum.

Benim siparişlerim 2-2.5 haftada geldi hep.

türkiye'ye varmış bile yahu, ne 45'i? eheh..
1 hafta-10 güne falan gelir.

Kolay kısım bitmiş zor başlamış. 2 haftadan açıyorum bahsi, 16 güne sürpriz oynuyorum. Bu arada hiç güncelleme olmazsa şaşırma. Önce getirip sonra güncelliyorlar. :)

1. annem ve babam. iliski anlaminda yok. olmadi. olacagini da sanmam zaten. gotunuze girsin o no tusu ya da dokunmatik ekran.

2. ?!?!?

@lorenzen gel öpücem o son tepkin için, allahım sinir oluyorum ya.

1) geçenlerde gecenin 2'sinde liseden arkadaşım aradı. (mezun olalı 10 sene oldu.) açtım. geyik maksatlı aramış. genel olarak açarım. elbette alacaklı ya da müşteri değilse. :)

2) erkek olarak cevaplayayım. ben genelde aramışımdır. en azından kırgın olmadığını söylemesini isterim. yok illa ki ters yapıyorsa eytt terebea deyip kapatırım.

2 maddeye de uyuyorum, çok şımarttın sen beni diye terkedildim.

okuyun da ibret alın olm.

1- bence çok şey değil. böyle kadın bulursam bırakmam.
2- ben ne zaman böyle davrandı isem sevilmedim. yani @ok by sana diyorum. kadınlar böyle adamı bulunca nikah falan basmıyor. sevmiyorlar öyle erkeği. şimdi ben de pislik pislik davranıyorum. daha çok seviliyorum.

1) annem babam, bir de arkadaşım var öyle. telefonunun sesini kısmaz gece. sevgilisi arasa açmaz ben arasam açar. öyle de güzel insan.

2) okurken sinirlendim soruyu. yok çünkü. yok arkadaş, ne gördüm ne duydum.

ilk soruya ek olarak; meşgule atar mutlaka ama kendisi aramak için.

1) bi erkek bunu ya seni çok sevdiği için söylüyordur ya da hayatı boyunca hep aşırı duygusal biri olmuştur ki bu da senin başına iş açar uzak durmak gerekir.

1) çok şey istemek. insanların bir yaşantısı var ve sen buna saygı duymuyorsun. bu fazla bencilce.

insanlık malesef eskisi gibi degil
tüketim toplumu lafı var ya, o ilişkilere de yansıdı.

diyelim ki 75 kuruşun var, istedigin ve ihtiyacın olan mal 1 lira.
Onu alabilmek için 25 kuruşu zor kazanıp alıyorsan(ilişkine emek veriyorsan) daha degerli oluyor.

5 liran varsa, 1 liralık mal önemli olmuyor, 4 tane daha alırım diyorsun.

hele bir de 75 kuruşu olup, senin şımartmalarınla 5 lirası var sanan salaklar var, seni begenmiyor ben 4 tane daha alırım diye, sen bırakınca 75 kuruşluk oldugunu görüp, yine sana dönmeye çalışıyor.

1) Ailem ve bir iki arkadaşım dışında yok, onlar da panik olurlar, her zaman yapamam :)
2) Görmedim, duymadım, bilmiyorum :(

1. yok. (annemi babamı bile öyle vakitli vakitsiz arayamam, telefonu açana kadar benim başıma neler gelmiş olabileceğine dair senaryolar yazıp akabinde kalp krizinden ölebilirler.)

2.yok.

1)var.
2)bu da var. ama sevgilim değil. kıysam mı nikahı acaba?

1) Var. Sevgilim ve bazı arkadaşlarım.
2) Yok. Hiç aranmadım bu şekilde. Sanırım böylesi hayal. Olsa kaçan kovalanır demezdim, içtenlikle söylüyorum. Çünkü kızgınlık başka şey, kırgınlık bambaşka.

sabahın köründe beni hazine bakanlığından arayıp "kayıp nazi altınları sizindir, gelip 300 ton altınınızı alınız" diyeceklerini bilsem bile açmam. zaten sessize atıyorum.

2: ben erkeğim ama böyle bir kız arkadaşım olmuştu. 1-2 kere aynı dediğin şeyi yapıp aradım soğuk kapattığında ama baktım ardı arkası kesilmiyor, huy edinmiş resmen; bir daha geri aramadım. o da bu işleri bıraktı. 15 yaşında değiliz artık.

1) sabahın köründe fln çat diye açan kimsem yok hiç de olmadı böyle bi isteğim de olmadı. bişeyin "çok" olduğuna kanaat getirmek alan-veren arasındaki anlaşmazlık olabilir dolayısıyla sen böyle bişey istiyosan bunu vereni bul istemek çok diil bence.

2)soğuk kapatmayalım diyen/soğuk kapatırsak tekrar arayan biri var hayatımda kaçan kovalanır yada oh la la fln da diil... belki nezaketten yada küs yatılmaz gibi bişey olabilir hiç bi fikrim yok

1) Babam. Eski sevgilim. Meşgule atarlar ama kendileri aramak için.
2) Eski sevgilim. Her seferinde bunu söyleyen geceleri uyuyamayıp geri arayan biriydi. Ben trip yapa yapa bıktırdım en sonunda bitti. Ama başım sıkışsa önce babamı ararım sonra da onu.

1. var. çok şey değil ama bunu sürekli yaparsan çok şey bazısı uykusuna ihtiyaç duyuyor, çalışıyor çünkü.
2.var. ben onu o beni.

2. ben öyle biriyim ama bunun sevgiyle falan bir alakası yok. yarım kalan hiçbir şeyi sevmem ondan olduğunu zannediyorum. ayrılmayacaksan barışmalısın, iyi kapatmalısın. seviyeli davranmak falan bana göre değil.

1 ve 2 _ Her ikisi için de evet. Kendisi nişanlım. O'nu çok seviyorum.

calisma mantigi o sekilde ios'un.

Eskiden yapmıyordu sanki?

Benim iphone'da da vardı ve öyle yapıyordu.

iosta multitasking yok o yüzden öyle

Şöyle ki, eski iphone'umda, ve ipad'imde (iphone 3g ve ipad 1) bu olay oluyordu. Yeni iphone'um ve ipad'imde (iphone 4 ve ipad mini) bu durumla karşılaşmıyorum. eyyorlamam şudur ki, ios cihazlar sahip oldukları ram bosluguna göre bu kararı veriyorlar. eğer yer kaldı ise tutuyor. başka bir app ya da sekme bu ram'e ihtiyaç duyuyorsa, bosaltıyor orayı. dolayısıyla o sekmeye donulunce tekrar yüklenmek durumu oluşuyor.

daha önce olmaması ama chrome'da olması da chrome'un safariden farklı miktarda ram kullanması ile ilgili olabilir. aynı durumu bir de safari ve 2 adet sadece text içeren hafif web sayfası ile dene. sorun olmuyorsa dediğim gibidir..

My Documents/My Games/Age of Empires 3/RM3 klasörü varsa oraya koymayı dene

sabahlari special k gevreklerini deneseniz?

kalorisi dusuk,sutle birlikte yenildigi icin tok da tutar diye dusunuyorum.Hem diyeti de vardi onun yanilmiyorsam.


yagsiz peynir yaninda salatalik domates filan da olabilir de siz sadece yumurta mi yiyorsunuz ki kahvaltida?

-muz
-haşlanmış patates
-keten tohumu
-leblebi

Çökelek. Yeşillik ve zeytinyağı ile karıştırarak yiyebilirsin. Ceviz de koy hatta içine. Kekik vs. sevdiğin baharatlar da olur.

Yumurtadan yumurtaya çok fark ediyor tadı. Ben de sporcu olduğum için her gün mecburen tüketiyorum, kendi adıma 1.Greenranch 2.Keskinoğlu bulamazsam almıyorum artık. Çünkü aksi halde aynen dediğiniz gibi midem ayağa kalkıyor tadından, kokusundan. Sanki direk yıllandırıp öyle satıyorlamış gibi. Uzun yıllar yumurtadan nefret etmiştim, Şimdi hergün en az 4 tane yiyorum ve şimdi yumurta derken bile canım çekti. Kesinlikle farklı markalar ve Taze olduğundan emin olduğunuz yumurtaları deneyin nacizane tavsiyem. Çoooook fark ediyor.

just wondering +1
ben de belli markaları ya da açıkta satan tadının güzel olduğunu bildiğim yumurtaları yiyebiliyorum. arada başka yumurta alınca bitiremiyorum.
benim favorim aybar. (şu yürüyen tavukların yumurtası diye sattıkları çeşidi özellikle. ama ne kadar yürüyorlar onu bilemem.)

yine de bir süre ara vermen iyi olur.

tahin pekmeze elma, muz, çilek fln banıp yiyebilirsin.
ya da bütük bardakta muzlu süt fln içebilirsin. baya tok tutuyor.

ben dukan diyeti yapıyorum. sunu tavsiye ederim. light süt, light peynir, yulaf kepeği (marketlerde var) suni tatlandırıcı (marketlerde var) bunları farklı kombinasyonlar baharatlar vs. ile karıştırıp tatlı tuzlu gıdalar yaratabilirsin..

@corazon hocam ben patates vb. şeyler yemiyorum çok karbonhidratlı vs. diye.

yanlış mı yapıyorum, günde max ne kadar yemek gerekli ki bunu

lahana?

bira, st louis premium kriek. bana da getirirseniz çok memnun kalırım. giyimi buraya göre pahalı buluyorum ben, türkiye'de de euro bazlı satılan şeyler bi ihtimal diğerlerine göre uygun olabilir. river woods diye bir markaları var bayağı güzel şeyler satıyorlar, indirimde yakalarsanız alabilirsiniz.

What is Brussels famous for?
Brussels in famous for its beer and chocolate

1 lt lil chimay biralar var. acayip güzeller. 17 euroydu fakat her kuruşu değer. ama brukseldeki duty free pahalıydı ona göre. bi de tabiki çikolata

VLC nin son sürümünü indirip senkrona ihtiyaç duymadan altyazıyı senkronlayabilirsin, onun dışında FFMPEg programı fps sini söylüyor ve sende ona göre altyazı indirebiliyorsun.

peki başka fps'lisi yok ama altyazının. onu senkronlamak zorundayım.
vlc playerım var zaten yeni bir güncelleme de gözükmüyor, son sürümü olduğunu düşünüyorum yani. nerden yapıcam o dediğini acaba bulamadım?

klavyede ki tüm harflere bas birisi mutlaka altyazı senkron ayarını yapar hangi tuş olduğunu ne yazık ki hatırlamıyorum

mplayerx var mac'te kullandığım. sağ altta bir tuş var. ona basında alttaki panel biraz genişliyor ve altyazı gecikmesini vs. ayarlayabiliyorsun. tabi farklı fps'de tam sonuç vermez ama kaydıkça ayarlarsın..

yakında otopark varsa oraya park etmen için yapıyor olabilirler..

Muhtemelen kişisel husumeti olan bi denyo yapıyordur. Arkadaşların dediği gibi yerine/önüne/arkasına parkettiğin birileri. Kamerayla tespit etme şansın varsa düzeneği kur ve polise ver abi, hiç bakma gözünün yaşına derim.

Genelde başkasının yerine park ederseniz sileceklerinizi kaldırırlar ama bunlar sana baya gıcık kapmışlar, arabanın farını sökmek ne demek? Hemen bir kamera tertibatı kur bak bakalım.

Sanırım 50 lira veriyorsunuz 5 lira ile değiştiriyorlar ve az para verdiniz diyerek sizi göz göre göre dolandırıyorlar.

Parayı verirken "50 lira bozuğunuz vardır umarım başka param yok" gibi bir cümleyle parayı vermeden taksiciye parayı göstererek para üstünü ayarlamasını sağlayın. Cidden can sıkıcı bir durum ve parayı vermeden bu gibi cümlelerle teyit etmekten başka çareniz yok gibi. Ya da vermeden bakın 50 lira veriyorum diye vurgulayın, almadan da 50 lira değil mi diye sorun!!! Şaşırırsa başınıza geleni anlatın! Güvenim kalmadı kusur abakmayın dersiniz.

peki bu plakayla yapilacak bisey yok mu? oç bunlar cunku. ayrica nasil oluyorsa 30 lira yazan yere 45 lira yazdi. her gece disari cikani sarhos saniyolar bunlar herhalde. erkek olsaydim yemin ederim onu o iki koltugun arasindan one dogru bi hamleyle kafasindan tutar burnunu direksiyona gomerdim. cok sinirliyim.

evet 50 lirayi aldi 5 lira dedi.oç.

50 yi vermeden önce seri numarasının son 3 hanesine falan bakıverin. eğer öyle bir şey yaparsa son 3 haneyi söyleyip çek karakola deyin. videosunu çektim deyin. başına iş açılmasın istersen deyin. hata mı yapıyorsun iyi bir bak deyin. ayağınızı yalamaya başlar.

çok sinir bi durum hakkaten. hem fazla yazsın hem de verdiğiniz parayı tırnaklasın. 60 liranızı yemiş...

tam para verin. çünkü bu kez de bozuk parası olmayacaktır.

vaktiyle arkadaşım taksiyi şikayet etmişti. sonra dönüş yaptılar o taksi o saatlerde şuradaymış. sizin bindiğiniz korsan plakalı taksiymiş diye.

gene de plakayı şikayet edebilirsiniz. hatta binerken durağının adına da bakın. orayı arayın üşenmezseniz.

Durak taksisine binmeye özen gösterin. Bunu yapma ihtimalleri düşer. Hiç olmaz değil ya, ihtimal düşsün. Ayrıca parayı verirken mutlaka ama mutlaka ışık açık olsun. Bozuk falan derse 'kusura bakmayın o zaman para veremem, cüzdaımı göremiyorum' falan diyin. O bozuk sihirli lambalar şoförlerin sihirli bi dokunuşuyla hemen açılıveriyorlar çünkü. Seri numarasının son 3 hanesi güzel fikir. Ayrıca parayı direkt adamın eline uzatmayın, ikinizin de görebileceği şekilde 'bakın 50 tl veriyorum. Tamam mı?' Diye sorun. Ayrıca her halükarda binmeden plakasına bakın. Başınıza bir şey gelirse de beyaz masaya şikayet edin.

(bkz: beyaz masa)

taksicinin ağzını burnunu kırmaktan başka çare yok. bana da sürekli oldu bi' ara. en sonunda patladım. tek kelime etmeden arka koltuktan ön koltuğa ağız burun girdim. en son taksicinin dişi direksiyonda sallanıyordu. adam önce duraktaki arkadaşlarını çağırmaya yeltendi, bi' tane daha patlattım. paramı aldım hızlıca uzaklaştım.

Bununla ilgili national geographic'te scam city diye bir belgesel vardı. Yanlış hatırlamıyorsam Kolambiya'daki taksicilerde çok yaygınmış bu durum. Hatta öyle ki sahte parayla değiştirip verdiğiniz para sahte diyen bile var. Dolayısıyla kanunen zilyetliği başkasına geçen bir para üzerinde adam kabul etmediği sürece hak iddia etseniz bile ispat edemediğiniz için ifade alıp serbest bırakırlar sadece belki.

Parayı verdikten sonra adamın tğm hareketlerini izlemelisiniz ya da üzerinizdeki paraların seri numaralarını bir kenara not edip o şekilde işlem yapabilirsiniz.

Buna benzer başka bir durumda istanbul kartlar için oluyor. (bkz: #30962328)

Ben genelde imbd review'larından anlamlı bir şeyler bulmaya çalışıyorum..

En iyisi sözlükteki film başlıklarını okumaktır. Birden fazla yorumcunun yorumlarını okuyarak daha detaylı bir analiz yapmış olursun. Binlerce film izledim, site takip ettim, ama sözlük hakkaten bu konuda en iyisi. Uzman sinemacılar yok ama herkes bir detayı farkedip oraya yazıyor, 100 yorum okuyunca da bir eleştirmenin yazısını okumuş kadar oluyorsun.

mesela uzak filmini izleyen biri, adamın o son sigarayı niye içtiğini çözümleyemiyorsa; o filmi hiç izlemese daha iyiydi derim. bazı filmler gerçekten iyi bir gözlem ve sinema bilgisi gerektirir.

ekşisözlük'te filmlerle ilgili yazılmış entrilerin büyük kısmı çöp. sana bilgi verecek yazıları ararken çöp bilgilerle daha da kafanı karıştırırsın.

sinema yazarı olarak sevdiğim ve aradığın şeyleri yazabilecek kişiler; talip ertürk, mehmet açar ve engin ertan.

Herhangi bir televizyon dizisi için aynı düşünceleri paylaşıyorum.

Hatta Hollywood menşeili filmlerin ekserisini de buna dahil edebiliriz.

Nefret değil, üzüntü benimki.

Neyse, bugün 24 Ocak. Agresyona mahal vermeyeyim. Uğurlar olsun.

çoğunluk dediğin etkiyi yapsa da aslında öncesine kıyasla daha iyi kalitede diziler de var artık. kuzey güney mesela ortalamanın üstünde. yine muhteşem yüzyıl yine öyle ya da ne kadar çakma da olsa 20 dakika öyle. bir yaprak dökümü, bi akasya durağı bilemedin ağalı bilmemneli dizilerden iyiler. kısacası buna da şükür.

bir de ben varım. hatta akşamları tv bile açmıyorum.

televizyon izlemeye karşıyım.

+1 diyeyim. Türk dizilerinden zaten nefret ederdim de artık holiwud saçmalıkları da canımı sıkıyor. Tüm filmlerle ilgili olarak benim anlamadığım arkadaş bir hikaye anlatacaksın illa araya bir aşk hikayesi koymak zorunda mısın, illa her dizide bir şaklaban da olmak zorunda mı? Eski Türk dizilerini hatırlıyorum da neymiş be diyorum bazen mesela çocukluğumdan aklımda kalan "Kavanozdaki Adam" diye bir dizi vardı, senaryosu özgündü, atmosferi müthişti bir de şimdiki dizilere, filmlere bak!

Ben tv izlemiyorum böyle sıkıntılara çözüm olarak. Bolca da boş zaman yaratmış oldum kendime sırf bu yüzden en az 7-8 senedir. Takip ettiğim 1-2 hollywood dizisi var. Onlar da olmayınca seinfeld tekrarları ya da film izliyorum..

evde iken tv açmıyorum hiç, günlerdir çalışmıyor.
türk dizileri bende sevmiyorum.

Karanlikta Kosanlar vardi zamaninda. Gayet iyi isker de yapildi turk tekevizyonlarinda. Ama su anda yayinlanan dizilerden ben de nefret istiyorum. Mantik ve cekim hatalariyla dolu, ki normalde anlamam boyle seylerden ama o kadar dikkat cekici ki..

ben gayet izliyorum,
işler güçler
seksenler

hoş diziler, uzun mu uzun orası ayrı

ben katlanamıyorum işin gerçeği. insanı bu kadar aptal yerine koymalarını sindiremiyorum bu yüzden nefret ediyorum. nefret etmemin diğer sebebi ise yapımcıların (yapımcı mı oluyor oyuncuları seçen tam bilmiyorum) ne kadar itici oyuncu varsa dizide oynatması. gerçek hayatta haberlerini takip etmediğim, ilgilenmediğim ve hatta gıcık sayılabilecek insanları dizilerde oynatıyorlar.

Hem de en derin duygularla... Hele ki bir yakınımı ziyârete gittiğimde muhakkak televizyonu açıp bu süprüntüleri izliyorlar-izletiyorlar ya deli oluyorum. Bu kadar boktan yapıtlar olamaz.

super baba
bizim evin halleri ve
bizimkiler disinda turk dizilerini sevmiyorum ben de.

Aahahaha ben de nefret etmiyorum ama asla tahammül edemiyorum. Geçenlerde hiç bir yerli dizinin hiçbir bölümünü izlemediğimi duyan iş arkadaşlarım bana inananamadı.Zaten tv de pek izlemiyorum.Eşim de izlemez allahtan. Hayır nasıl bir kafadır bu anlayan beri gelsin.

bizde iyi diziler var ama yabanci dizi 45 dakka cekiliyor bunu unutma

bir sen yoksun, ben de varım.

Ot ye ot, domates biber patlıcan.

bence yeme,dayanabilirsin.çiğ köfteye,kandil simidine zor dayanılır,ama dayanabilirsin,başarabilirsin bunu.ben de diyetteyim canımı istettin ya :)

bulgur var onlarda. şişirir iyi olur. çiğ köfteyi ye bence. kandil simidine dayan. susam falan kalorisi yüksek onun.

tatlı krizini meyveyle aşmaya çalış. nar, portakal elma, muz. şeker onlarda da var.

çekirdek yiyebilirsin bişey olmaz.

@durdenist çok yağlı yahu çekirdek nasıl yiyebilirim? yada senin yemekten kastın ne? ben acımasızca günde en az 1tllik tadım paketini bitiriyordum.

Salatalık havuç ince ince kes.Bardağa limon suyu doldur biraz.Onları batır batır ye.Güzel bi atıştırmalık,diğerlerini unutursun.

dayanmalısın!

seni çok iyi anlıyorum, çikolata yemezsem ölecekmişim gibi geliyor bazen bana da.

tatlı krizini meyveyle atlatmaya çalış. bol bol su iç. eğer yersen ertesi gün daha çok pişman olacaksın keşke yemeseydim diye. kendini motive etmeye çalış başka şeylerle.

www.motivationblog.org

bir tane simit yiyin ne olacak, yarım saat fazla yürürsünüz.çiğ köfte yemeyin ama, gereksiz bence.

kandil simidi de yenmez mi yahu. susamsızından ye, daha az kalori verir :)

çekirdeklerin arkasında yazan 100gr besin değerleri kabuksuz 100 gr çekirdek içinin besin değerleridir. 100 gr çekirdek için besin değeri 500 kalori gösteriyor diyelim senin 100gr çekirdek içini yiyebilmen için 800 gr kabuklu çekirdek bitirmiş olman lazım ki günde 1 tl lik dediğin paketlerden 16 gün boyunca tüketirsen toplamda 500 kalori almış olursun. yani demem o ki çekirdekten korkma. hele kabak çekirdeği çok sağlıklıdır. bol bol tüket.

Mideyi küçültmeye bakın bu saydıklarınızdan az az yeseniz hiç bişi olmazdı aslında ama kilo verirken herşeyin porsiyonunu küçültmeye bakın sonra 1 porsiyon tatlı yerine 1/4 ünü yersiniz gibi. Abur cuburu komple geçin onlar hiç yaşamıyormuş gibi davranın.

ayva ye (ciddiyim)

hatta tatlı için ayvayı yıkayıp fırına ver, dışı karamelimsi olana, evi kokular basana kadar pişir. sonra da bıçakla kesip ye.

çekirdek de kola gibi bir şey. yemezsen bir süre sonra hiç aramıyorsun. mesela ben yıllardır çekirdek yemiyorum ve yokluğunu da hissetmiyorum. eskiden çekirdek kabuğundan kuleler yapardım gazete kağıtlarına.

İnternetten dukan tariflerindeki (yulaf kepeği ve tatlandırıcı ile yağsız yapılan) hafif ve kalorisi düşük cupcake'lerden yapmanı tavsiye ederim. gunun geri kalanını aksam bunu yapacağın anı düşünerek harca..

ben de diyetimsi birşeyler yaptım bu aralar. ancak şunu gördüm ki, sigara bırakılır (ki şahsen bıraktım), tatlı bırakılmaz.

duygularimizi korelttiler. anlami kalmadi

12 yıl önce kaşlarını bile almayan dangozun biri olan hoşlandığım kıza romantik şeyler söylediğimde aval aval yüzüme baklıyordu bu akşam gördüm kendisini mini etek ve 4 parmak ince topukla 100 metre yarışı yapıodu romantizmi hakeden var mı ki hala :)

aşık olan her dönemde yapar.
sana aşık olan olmamıştır son dönemlerde o yüzdendir.

Emek verip buyuttugun bir seyin (buyuttugun deyince hemen yanlis anlamayin haylazlar:) daha sonra aslinda hic bir degeri olmadigini anladiktan sonra soz ettigin seyleri baska kimseye yapmak icinden gelmiyor insanin.

Arada cividim ama sonradan topladim :)

sanılanın aksine romantizmin kadınların sende aradığı şey olmadığını görünce bırakıyorsun ister istemez..

bence erkeklerin üzerinde genel bir baskı var, hassas olmak, duyguları göstermek zayıflıktır gibi bir algı var. bununla barışık insanların daha romantik takılabildiğini gördüm.
kadınlar için de aynı şey geçerli olabilir tabi.

artık bunları kızlardan bekliyorlar.

artık kızlar erkeklerin peşinden koşuyor.

tasarruf oranını artırmak için.

Peki tasarruf oranını arttırırken bir yandan da tüketimi kısmış olmuyor mu? Sonuçta bu tasarruf yöntemi ile Yıllık brüt asgari ücret karar yararlanılabiliyor. Yani BES'teki bu %25'lik katkı aylık hane geliri 2 bin - 6 bin TL civrarında olan haneleri ilgilendiriyor. Bir taraftan tasarruf oranının artması ve bu tasarrufların yatırıma dönüşmesi devlet için ne kadar önemliyse, bu yatırımların da ekonomiye katkı sağlaması için tüketim bir o kadar önemli.

Yapılan tasarruflar ile adam tekstil ile ilgili fabrika açacak. Ama ben tasarruf yaptığım için o fabrikadan ürün alamayacağım. Adam da batıp gidecek..

En basit haliyle anlattım tabii. Sonuçta bu %25'lik devlet katkısı politikası her kesimi ilgilendirmediği için (aylık geliri 10 bin üzeri olan biri devletin yapacağı yıllık brtü asgari ücret kadar katkı ile çok da ilgilenmez sanırım) sadece tasarrufları arttırmak ile ilgili olduğunu düşünmüyorum.

Bazı forumlarda eski sistemde vergi avantajından faydalanma şansı olanların sadece %35'i faydalandığı ve %65'inin yararlanmadığı yazıyordu. Bunu ortdanldırmak içn yapıldığı da söyleniyor..

Neyse daha da uzatmadan, tasarruf oranını arttırmaktan başka ne gibi sebepler olabilir acaba?

Söylediğin sorun (talep düşüşü) bizde yok. Amaç zaten tasarrufu artırmak ve talebi düşürmek, çünkü harcama demek enflasyon demektir.

bir şey üretemediğimizden aynı zamanda mal dengesi de bozuluyor. ona da olumlu etki yapar bu politika.

tasarruf edilen para yastık altında kalmayacagı için ekonomiye girmemesi düşünülemez. bes şirketleri vasıtası ile piyasaya giriyor o para.

tasarrufu arttırmak için. uzun uzun iktisadi denklemlerini yazamayacağım ama tasarrufun artması yatırımı arttırır.

kendisine sıcak para sağlamasıyla ile zerre alakası yok zira para özel bireysel emeklilik şirketlerinin kasasında birikiyor. hele ki imf borcunun ödenmesiyle bes den gelen paranın hiç alakası yok.

@ozmania

paralar özel bireysel emeklilik şirketlerinin kasalarında değil takasbank'ta birikiyor diye biliyorum..

"BİREYSEL EMEKLİLİK SİSTEMİ KATILIMCILARI, HESAPLARINA AKTARILAN DEVLET KATKISI FONLARINI DA TAKASBANK'TAN TAKİP EDEBİLECEKLER.

01 Ocak 2013 itibariyle uygulamaya giren Kanun değişikliği ile Devlet; bireysel emeklilik sistemi katılımcılarının yapacakları katkı payı ödemeleri için, %25 Devlet Katkısı desteği uygulaması başlatmıştır.


Bireysel emeklilik sistemi katılımcıları, 07 Ocak 2013 tarihinden itibaren e-Devlet şifrelerini kullanarak www.takasbank.com.tr web adresinde bulunan "Bireysel Emeklilik" linkinden bağlanıp, isimlerine açılmış hesaplarında mevcut fon değerleri ile birlikte hesaplarına aktarılan Devlet Katkısı tutarlarını da fon adedi ve piyasa değeri cinsinden kontrol edebileceklerdir. Ayrıca, isteyen katılımcılar "Bireysel Emeklilik" linkine bağlandıktan sonra "Bilgilendirme İşlemleri" bölümünü kullanarak hesaplarında meydana gelen günlük bakiye değişimlerinin SMS ve/veya e-mail ile, aylık bakiye değişimleri ve aylık fon tutar bilgilerinin ise e-mail ile gönderilmesi için talepte bulunabileceklerdir."

www.takasbank.com.tr

kazanılan para 2 patikadan birine gider: tüketim / yatırım.

biz ülke olarak çok tüketiyoruz, az yatırıyoruz. bu nedenle de cari açığımız var.

"biriktirirsek tüketim düşmez mi?" demişsiniz. düşecekse de düşsün, o harcadıgımız paralar bizim değil zaten; borç.

daha çok biriktirip daha az borçlanmalıyız. zira, tüketim sadece bu yılın ekonomik aktivitesini arttırır. yatırım ise uzun vadede yıllarca süren bir büyüme yaratır.

uç örnekle belki daha netleşir:

50 milyon TL'niz var diyelim.
A) Türkiye'deki her çocuga birer dondurma alın hediye olarak.
B) Fabrika kurun.

a şıkkının, dondurmacıların cebini sadece 1 kerelik dolduracagını, onların sadece bir dönemlik geçici işçi istihdam edeceğini... tüketim eski yerine düşünce aynı eski ekonomik aktivite seviyesine döneceklerini görebilirsiniz. ama B öyle değil.

bir de, devletin (ülkenin değil) borçluluk oranı %80'lerden %35'e düşmüşken sırf hükümet eleştirmek amacıyla saçma yorumlar yapılmasını ignore edin.

Kendi adıma hükümeti ya da politikalarını eleştirmek ya da savunmak gibi bir kaygım yok.. ancak eğer bu bir tasarruf polititasıysa çok da geniş katılım sağlanabilecek bir politika üretilemez miydi diye sorgulamak istedim sadece.

Bir de neden yıllık brüt asgari ücret ile sınırlı diye de düşünmeden edemedim? Abuse edilecek bir durum var mı ki ortada? ve eğer varsa neden 1 yıllık brüt asgari ücret?

yok ben sizin yorumunuzu kastetmedim eleştiri konusunda.

BES, ülkedeki her vatandaşın girebileceği kişisel bir birikim olayı, daha geniş nasıl olur ki? eskiden geniş değildi: sadece bordrolu çalışanlar, baya ugrasarak vergi iadesi alabiliyorlardı. şimdi otomatikman devlet fon yaratıyor.

sınır olmasının nedeni şu: kişisel serveti 1 milyon TL üstü olan adam bu sisteme girip her ay 10.000 TL koyarak 2.500 TL devlet katkısı alırsa; olayın anlamı kalmaz. o adam zaten biriktiriyor. devletin vergi gelirleriyle, o adamı daha da zengin etmesine lüzum yok.

amaç: fazlaca büyük geliri olmayan, ayda bin TL veya daha azını biriktirebilecek kişileri buna teşvik etmek. o adam biriktirmeye alışkın değil; para görünce harcıyor. BES'e soksa ve o parayı unutsa; alttan alttan biriktirme alışkanlıgı kazanır.

Yeni sistem nedeniyle 2007'den beri içinde olduğum oluşumdan ayrılma kararı aldım. Bordrolu çalışanım ve ay sonunda vergi iademi elimde sıcak olarak görmek iyi geliyordu. Şuan benim için sistem çok büyük bir soru işareti haline geldi. Emeklilik firmamla görüştüm ve devlet ödemelerinin 3 ayda bir olacağını ve nisan gibi hesaplara yansımasını beklediklerini söyledi. Sanırım o hesaplar bizim hesabımız da değil ayır bir hesap; Takasbank denmiş gerçi.

Şöyle de bakıyorum; hükümetler değişse biri de çıksa o ayrı tutulan parayı deprem oldu sel oldu şu oldu bu oldu diye alıp kullansa kim dur diyebilecek?

Ek olarak yurtdışında -yanlışsam düzeltin- bireysel emekliliğinizin sigortası var ve Türkiye'de yok. İyi tartmak lazım. Her ne kadar ayrılma talimatını versem de halen 5 iş günüm var. Tartışarak anlamlandırmaya çalışıyorum.

Paranız varsa (bkz: venedik karnavalı)

Kesinlikle venedik karnavalı diyorum ben de. Venediğe gittim ve aklımdan çıkmıyor. Karnavalda daha da güzel oluyordur. İleride müstakbel eşime venedikte san marco meydanında evlenme teklif etmeyi planlıyorum..

Floransaya aktarmasız ucus yok. Haftasonu demiş arkadaş. Ben de 3 gün için aktarmasız bir yer olarak onu önerdim tatilini havalimanlarında gecirmesin diye.. yoksa floansa da venedik kadar olmasa da çoooook güzeldir. resmen ömür geçirilir.. :)

Özellikle dilekçe vererek askerlik süresini saydırdın mı? Belki ondandır?

vermemiştim ondan olabilir. ama subay olarak yaptığım için 330 gün olmalı değil mi? 25 gün eğitim sayılmıyor diye düşünüyorum.

Bende var, en iyisinden, çok az kullandım, satabilirim.

yasaklanmıştı bir ara tekrar serbest bırakıldı mı biilmiyorum.

@msb, nerden temin edebilirim? sen nerden buldun?

dx.com

dx.com

www.ekonometre.net

(MARKA ADI) devrim yaratmış ve patenti alınmış bir konsept: Temel olarak bir hava aracı, askeri miğfer ya da kurşun geçirmez bir yeleğin güvenliği ve gücünü sağlayan şey römorkun tavanına yerleştirildi. Bu da römorkunuzun tavanında eşsiz bir direnç yarattı..

superstructure tavan degil de ust yapi demek. belki romorkun tasima sistemi diye cevrilebilir.
bi de trailer burda dorse anlamina geliyor.

onun disinda 11th'e +1

yaş 23ü bulunca çok çok seyrekleşti hatta hiç yok denk geldikçe.

zevkli olduğundan değil yokluktan izleniyor. yatağında bi kadın yatıyorken kimse pornoya tenezzül etmez. belki eğlencesine.

yas 30. pornoyu sadece masturbasyon sırasında beynimi kullanmaya üşendiğimde izliyorum. o da 2 haftada bir falan.

bir de dokunmakalbime'ye katılmıyorum. ekside evlilikte masturbasyonun nedeninden bahseden bir entry vardı. ben bekarım ama düzenli seks yapabildiğim dönemlerde dahi masturbasyon zahmetsizliği yüzünden çekici bir olay..

neden zevkli? kendini adamın yerine koyup o kadınla beraber olduğunu hayal ediyorsun. ondan zevkli işte.. meme gibisi var mı?

"sex sells" diye bi olay var. yani beslenmek ve çiftleşmek insanın, hayvanların, canlıların en temel içgüdüleridir. bu yüzden insan bundan hoşlanır.

olabildiğince sık izlemeye çalışıyorum

nedeni, başka hiçbirşey bu kadar çekici değil. Masturbasyonla bir alakası yok.

pornodaki kadinlar cok guzeller ve buyuk ihtimalla makyaj vs. daha guzel gorunuyorlar gercek hayatta boyle bir kadinla yatmak zor

önceden haftada 3-4 defa izlerdim, yasakların pek olmadığı, yasaklılara da bir şekilde girebildiğimiz zamanlardı. iş güç hayatından sonra koptum tamamiyle o dünyadan.

fırsatım olmuyor aminikim.

valla asagi yukari her gun.
varlikta da yoklukta da hic degismiyor.

birini tanıyorum kendisi evli bunun yanında hemen hemen 2 ayda bi yanında yeni bi manita oluyor, bunlar hep seks tabii...

adam hala gelip bana bugün şu pornoyu izledim 4 posta osbir çektim diyor. bu adam ki 37 yaşında.

Sevgili romalılar bakıp geçmeyin, ucundan da olsa el atın lütfen :) Belge gelmezse gidemeyeceğim :/

3 dakkada cevirdim boktan olabilir..

Dear sir or madam

I have been informed that my Erasmus Acceptance Form had been sent. But I still have not received it. National Postal Service could not confirm a delivery in my name. I would like to know if you have sent my form via international lojistic firms such as UPS or DHL. If not, it it possible that you resend the form via a service mentioned above?

Dear Sir/Madam,

I have been informed that my acceptance letter is posted last week. But I still didn't get it. There is no record in our national cargo company for my name. Do you know if it is posted by an international cargo company like UPS or DHL? Otherwise (if it is not posted by an international cargo company), is it possible for you to send it again?

Çok teşekkür ediyorum ikinize de. =)

istifa vermen yeterlidir. ayrılırken maaşını da vermek durumundalar vermezlerse dava açabilirsin.
*başka işe girerken bordronun üzerindeki vergilerle alakalı bişiler isteniyor.son bordronu alabilirsin

ihbar süresi hususuna dikkat et. istifa edersin ama ne kadar çalışmaya devam edeceğin ona göre belirlenir..

Cevap verilmiyor ki, ne biçim format koymuşsun. İlk soru 1, ikinci soru pzts, sal, çar, per. üçüncü soru f

3, d, çar-per-paz

1
salı, perşembe
19-21

3, esnek olmalı, esnek olmalı..

işim gereği rutinim yok.. günler ve saatler o gün ya da bir gün önce belli oluyor benim için. evimin yakınında bir salon var gidip görüşücem kabul ederlerse kayıt olcam..

3,e,sa-per.

3)Bir işte çalışıyorum ve kas yapmak istiyorum
pzt-sa-çar-per-cu-cts-paz a-f

3,pzt-sa-çar-per-cu-cts-paz,19-21
anket değil banket olum bu :)

1f haftaiçi

1, cumartesi-pazar-pazartesi, e-f

dişini sık. ve nisanda yine askere git. dönünce de iş bulmaya uğraşırsın. ama iş bulmadan işini bırakma derim ben. bir çok arkadaşımdan duyuyorum bu sıkıntıyı. ayrıcaa ben de uzun süredir çalıştığım işimden angaryalar sebebiyle ayrıldım ama ayrılmadan evvel diğer işim hazırdı. boş durman taraftarı değilim kısacası. ortam hatrına bazı şeylere katlanılır nisana dek.

nisana kadar çalış sonra askere git.

yakın durumdayız:)
arkadaş ortamı harbiden önemli bir yerde.
ama başka bir yerde aynı ortamı bulamayacağın yönünde de bir ön yargı oluşturmamak lazım.
ama şöyle de bir şey var. yazılım piyasasın da nerede çalışırsan çalış geliştirirsin kendini.
sonuç olarak ben senin yerinde olsam işime devam-sebat ederdim aynı yerde.
madem ortamda iyi.

nisan'a kadar dayan, nisan'da askere git. sonra donuste uzerinden askerlik illeti kalkmis olur hem de kafayi resetlemis olarak is ararsin.

nisan'a kadar çalış askere giderken tazminatı nı da alır çıkarsın. dönünce de rahat kafayla iş ararsın.

Ben olsam askere erken sevk dilekçesi verir en erken sürede askere gider, giderken tazminatımı alırdım. Gelince de başka bir yerde işe girerdim..

Bence de iş bulmadan ayrılma. Neticede işi değiştirince de kendini geliştirebileceğin ve seveceğin bir görev olacağının garantisi yok. Ama iş aramaya devam et, fırsat bulursan değiştir.

Baktın çok bunaldın, hayat keyif vermiyor; o zaman askere erken git (gidilebiliyorsa). Dönünce askerlik derdi de olmayacağı için daha rahat bulursun iş.

ustadim, is isteyken bulunuyor, bunu aklindan cikarma. bi delilik yapip, is bulmadan ayrilma.
bak bence 15 daha sik disini, 15 ayin sonunda askere giderken zaten sana iyi bi para verecekler, askerlik tazminati vs.. gibilerinden..
askerden doner yeni isine bakarsin.

çalışıyorken iş ara tabi, mülakatlara gir ama askerlik nedeniyle seni almayacaklardır. moralini bozma sakın ama istifa da etme. askerlik için işten ayrılırken kıdemini de alır, kötü de olmadan mis gibi ayrılırsın işten. hem dünya hali, arkanda bi açık kapı kalmış olur. askerlik dönüşü iş araman uzarsa da bi arar, durumlarını sorarsın. sen azcık dişini sık bence, şurada nisana kaç ay var zaten, martta istifa eder izinlerini fln da kullanırsın. 3 ay max, dönüşte de önünde askerlik olmadan istediğin yerde başlarsın işe.

son simcity yakında çıkacak. youtube'dan gameplay'lerini izleyebilirsin. çok güzel görünüyor.. yani çıkmış değil de çıkmamış oyun önerim var sana..

itunes kur. store'dan podcast'lerden apple'ın podcastlerine gir. oradan izleyebilirsin..

Steve'ın bağımsız konusmalarını bilemem

guides.macrumors.com

Seçenek var saklayıp saklamama konusunda. Saklarsan da GB'larca yer kaplıyor.. Nereden disable edileceğini unuttum. Herhalde mail'in settings'indendir..

İşletim sistem/software bazında yapabileceğin fazla bir şey yok defrag dışında. Sanal belleği artırmana da anlam veremedim. Hızlandırmaz ki aleti.

Yapabilirsen SSD taktırt alete.

sistemsel yapabileceğin birşey yok. belki mozilla firefox yerine başka internet browser larını deneyip hangisinin daha az ram yediğine bakabilirsin. burdan bir avantajın olabilir.

donanımsal olarak ram arttırma imkanın var mı ? ddr ram'de pek üretildiği yok. arayıp talan etmen lazım.( tam olarak ddr mı ddr400 mü bilemedim)

@American: SB'yi bir umutla belki rame daha az yüklenir diye arttırmıştım ama az önce gördüm ki hddsi 36,1 ile okuyor. Yazma hızı da pek farklı değildir. O yüzden onu sistem yönetimli olarak bırakayım en iyisi. SSD taktırmağa gelince de istersem ben de takarım ama böyle hurda cihaza ne gerek var.
@1Tam: Ram'i ddr2. FF ve Chrome eşit kasıcılıktaydı. Başka hafif bir tarayıcı biliyor musunuz?

uygun bir ram bulup 1 ya da 2 gb ram takın sonra da windows 7 home gibi fazla özelliği açık olmayan ama yaygın destek bulan bir işletim sistemi yükleyin.
bir de chrome çakın ve fazla tab açık olmasın browse ederken.
en önemlisi ram dir. ram i halledin düzelecektir.

(bkz: xubuntu)
(bkz: kubuntu)

ram ekle abi, 512 yetmez. en azından 1gb olsun, 2 olursa daha iyi olur.

Yüzde 60 küsuru yabancıların elinde olduğu için onların hareketlerine bakarsın.
Yabancı piyasaların getirileri ile bizimkini karsılastırırsın
Bizim ratingimizdeki değişimlere bakarsın
Benzer piyasaların rating değişimlerine bakarsın
terör deprem vs. beklentilerine bakarsın.
suriye iran rusya israil ile ilişkilere bakarsın

koyabilirler ve evet koyuyorlar.
ama bu daha büyük şirketlerde olur genelde.
atıyorum coca-cola'da çalışıyorsun ve seni işe almadan önceki sözlşemelerde şöyle maddeler olabilir;
* coca-coldan çıktıktan sonra 5 sene süreyle başka bir iş yerinde (veya aynı işi yapan bir işyerinde) çalışamaz
* şirketin sırlarını açıklayamaz. açıklarsa şu kadar tazminat öder

vs vs.

Sözleşmeyi işe girerken imzaladığın için o maddeyi işten çıkarken koymaları gibi bir durum olamaz. Önce derler ki sana eğitim verip masraf yapacağız. Eğer x seneden önce çıkmak istersen hem eğitim masraflarını ödersin hem de tazminat isteriz.

Bu gibi durumlarda açılan davaların sonucu genellikle eğitim masraflarını ödemekten ibaret oluyor. Mahkemeler genellikle tazminat ödetmiyorlar..

Eğer böyle bir sözleşme imzalamadı isen, sadece ihbar süren kadar ekstra çalışıp ayrılabilirsin..

anlatım bozukluğu yapmışım, işe girerken koyarlar elbette.

aynı durumdayım şu an bankayla mahkemeliğiz. özelden sorabilirsin neyi merak ediyosan.

o satırı soldaki satır numarasının üstüne tıklayarak komple seç. sonra da yukarıdaki menülerden view / freeze panes'i seç. çıkan menüden freeze panes'i seç..

view içinde freeze panes diye bişey yok ki

view da değil "pencere" menüsündeymiş. teşekkürler.

Gold bilgisayardan geçmiş tecrübelerime dayanarak bedava verseler mendil almam.. Sorun çıkabilir. Yardımcı olmazlar. İlla resmi yollara başvurman gerekir.

gold aşırı pahalı, vatanın %25 indirimleri oem ürünler için işe yarar oluyor lakin teknoloji marketleri dışındada satış yapan birçok şirket var, işin güzel tarafı onlarda pazarlık payında herzaman oluyor

ben 1 haftada soluyorum. 1 ayda izi bile kalmıyor.

bronzlaşırken kullandığın ürüne bağlı, uzun süreli bronzluk sağlayan ürünler var, kakao ve havuç yağları var onlarda çok etkili.

kese yapmaz tenini az yıkarsan 2-3 günde bir kere gibi 1-2 ay gider herhalde.ben hiç görmedim ki eylülde bronzlaşıp da kasım aralıkta yazdan kalma bronzlukla gezen adam.

sorun olacağını sanmıyorum. zaten o tür davetlere gidebilen birisi belli ki. yanında kız kardeşide var.

Ben bırakır ben alırdım. Çok geçe kalmasına da izin vermezdim. Slutty giyinmesine de izin vermezdim.

neden davet edilmediğimi düşünür birazcık alınganlık yapar, sonra da nişanlımın benden benim dışımda da bir özel hayatı olduğunu düşünüp saygı duyardım.

kimse babamın oğlu/kızı değil demişin de bu devirde en baş babana güvenmiceksin zaten sonra gelsin oğulları ile kızları. Neyse konuya gelince gönderme bence ama onu ikna etmen lazım. Gidin o akşam güzel bi yerde yemek yiyin ki o partiyi eksin. Yoksa sadace GİTME demek yetersiz kalır.

bu arada:

maskeli balo nedir ne değildir konuyu azıcık açsanız?

yani evet maske var balo var da içerik nedir? olay nedir?

böyle şeyler üzerine düşünüp hayatınızı doldurmayınız. bırakın yaşasın insanlar hayatını. nişanlınız olması onun bireyselliğini değiştirmiyor. lütfen.

bu kafa yapısı meselesi biraz.

nişanlımın/sevgilimin maskeli baloya gitmesini ben de istemezdim.
ama ben de o gelmeyecekse maskeli baloya gitmezdim zaten.
gerçi kız kardeşiyle gidecekmiş, ama maskeli balo konsept olarak herkesin birbirine ilgi gösterebildiği bir yer.
yani herhangi bir arkadaş toplantısı falan değil.

bunu kendi kendine düşünemeyen birine neden istemediğinizi ve rahatsız olduğunuzu anlatmanız zor.
sıkıcı, tutucu, kıskanç, boğucu vb. olduğunuzu düşünebilir.

+

nişanlı olduğunuz için ilişkiniz resmiyet kazanmış demektir.
normalde çift olduğu bilinen insanlar bir yere tek tek davet edilmez.
yani bir düğüne "x ve eşi/ailesi" diye davetiye gönderilir mesela.
ki düğün abartılı bir örnek.

sizin davet edilmemeniz de biraz saçma olmuş.
tabii durumunuz herkes tarafından bilinmiyorsa bir şey diyemem.

herhangi bir parti falan olsaydı o kadar da üstünde durulacak bir şey olmayabilirdi, ama işte maskeli balo ortamı işi bozuyor.

@acemikedi: kendisi davet edilmediyse nasıl gitsin ki? nişanlım davet edilmiş diyor.

bu sefer davet edilmediği yere gidip, "kadınımın başında dururum" gibi bir mesaj vermesi de hem medeniyetsizlik, hem de kızı ezen bir hareket olur.

feridunbitir'in davet edilmemiş olması partiyi düzenleyenin ayıbı.
yani artık çift olarak gitme ihtimalleri yok bence.

hocam maskeli balo değil mi - tanınmayacak şekilde - tak maskeni git sen de girişte de isim isim davetliye bakmıyolardır heralde maskeli balo lan bu

güyaa seçkin kişilerden oluşan birilerinin organizasyonu.

* neden çağrılmadım sorusunun cevabı yok?
* sen olsan ne yapardın ben böyle bir davet alsam dediğimde, sen zaten çıkıyorsun diye çemkirdi. (onunla olduğumdan beri tanımadığı bitek arkadaşımla çıkmadım, ayda bir arkadaşlarla erkek erkeğe meyhaneye gidiyoruz.)
* kimin kime yazdığı belli olmayan, bir sürü gevşeğin katıldığı bir yere göndermem dedim, çok tv izliyorsun dedi.
* çağıran arkadaşı da nişanlı, onun sevgilisi ne diyor buna, o gelmiyor mu dedim, demekki sallamıyor dedi.
* bir gece önce kız kıza meyhaneye gidecekler, lise tayfası ağzımı açmadım. (boş boş konuşacak piçler sussun diye yazıyorum bunu.)

kısacası gitmeyeceksin dedim son söz. odun demiştir içinden ama umurumda değil. tribe bağlayacağı da kesin.

39uncu haramiye katılıyorum. balo dediğimiz organizasyonlara insanlar eşleriyle çift olarak giderler. fakat ne sikim bir şey ki maskeli balo denen yere kız kardeşle gidiliyor. sen de git diyolar da boşver abi. bu konularda zaten hiç sakin davranamıyorum, ben olsam maskeli balo da ne!? derdim. böyle balolara gidesin varsa evlilik bizim için erken herhalde sen keyfine bak deyip üstüne tek laf ettirmezdim.

blatta hiberna da gayet aklıselim bir analiz yapmış.
bir edit daha: helal hacı çok iyi demişin. bırak odun desin.

asla göndermezdim. bi gün önce rakı icecekler m,llet konusmasın diye bişey demedim diyorsun da sanane arkadas milletten. ne düşünürlerse düşünsünler. rahat edemeyeceğin bir ortama göndermek zorunda değilsin.

adam'a katiliyorum, git venedik maskesi veya baska biseyle, kapidakine ver almazsa 100tl sadece uzaktan takip et.

Hacı nedemek yani nişanlınsa bireysellik falan bence hikaye aga benim nişanlım bensiz maskeli baloya gidicek madem maskeli balo beni niye götürmüyor yani sorulması lazım balonun içinde ne varki sen gitmiyon ag oldu ag 20 yıllık arkadaş diye verelim hatunlarıda tövbe tövbe.

@39 uncu harami'yi destekliyorum güzel yazmış :=))

resmiyete dökülmüş nişanlın var ondan sorumlusun ilerde kocası olucaksın örf ve adetlerde bu tarz şeylere yer yok agırlıgım olsun diyorsan uygun dille izah et yollama

ama bu tarz şeyler bizde sıkıntı degil diyosan ozaman sölicek laf yok bugun baloya izin verirsen yarın baska seyle gelir izin vermezsen busefer ama baloya yolladıydın der önüne gecemezsin bu işin

maskeli balo nesi burası amerika mı bu ne amalelik diye haykır.. sonra oturup beraberce gözleri tamemen kapalı adlı filmi izleyin .

vogue
çok kadının aklını aldım burada, ama evlenme yok tabii

Ucuz değildir ama manzara ve kalite bakımından leb-i derya

eğer malum yerlerden torpilin varsa A grubu kadrolara girebilirsin. KPSS'ye hazırlan derim eğer öyle bi imkanın varsa.

bankada çalışırm dersen de bankaların sınavları oluyor. onlara hazırlan.

onun dışında ingilizceni geliştir, ingilizcem iyi diyorsan da ikinci bir dile ağırlık ver.

torpilim yok hiç.

banka sınavlarını tavsiye eder misiniz peki? örneğin ben çalışıyorum, çok fazla vaktim var diyemeyeceğim günde 3 saat falan çalışabilirim. bu çalışma yeterli olur mu bu sınavlara?

Üniden yeni mezun bir adama ilk tavsiyem askerliği aradan bir şekilde (paralı/yaparak/rapor alarak) çıkarması olacaktır. Ondan sonra banka sınavlarına girip çalışmadan da başarılı olabilirsin..

askere git. çevren genişlesin. onunla birlikte ufkunda genişler. genişlemese bile :) gelince daha kolay iş bulursun.
edit: tabi memurluk düşünmüyorsan.

Yurtdışına swift'lerim. Sonra orada parayı çekip kaybolurum. Sonra da sahte kimlikle geri dönerim

banka işi olunca sakat. yedirmezler adama o parayı. ancak içinde sizin de paranız olacak öyle bir denk gelecek, arada o paradan da yiyeceksiniz ama farkında değildim diyebileceksiniz. diğer türlü haber verirdim bankaya. dokunmam o paraya.

Benzer bir olayi gordugum icin paraya dokunmazdim, cunku hata bankada olsa dahi bu tur problrmler, parayi ceken kisinin aleyhinde oluyor. Cekilen parayi odeyemeyen kisi de faiziyle geri oduyor zaten. O yuzden bu durumdan karli bi cikis yolu yok.

hak var hukuk var. ağlayanın malı gülene yar olamaz..

Bir defasında fazladan 250 tl yatmıştı, bankayı aradım yanlışlık olmuş düzeltmişlerdi. 2 milyonu hiç riske etmeden arardım bankayı. boru mu lan bu?

hesabına yatan para direkt hesap sahibinin olur.yok öyle hapis falan.

toplam oranı 1 e 3 civarı olan bir kupon yapar paranın tamamını basardım .tutmazsa kafama sıkardım , tutarsa 2 trilyonu iade eder hem dürüst namuslu vatandaşş muamelesi görür hem de kazandıgımm ekstra 4 trilyon ile mutlu yarınlara yelken açardım (:

@keller o nasıl olacak öyle. öyle şey mi olur allah aşkına :)

sebepsiz zenginleşme. dokunulmaz. kalır mı hiç yanına?

@mortac +1 :)

İlk cevap en mantıklısı. Sana 'bu parayı nereden buldun' diye sormayacak bir ülkeye o parayı kaçırman gerekiyor. Eskiden İsviçre idi bu ama artık onlar da soruyormuş sanırım, o yüzden Şangay'a falan uçman lazım, orada parayı sağlama al, sonra orada takıl biraz, TR'ye parayı bi şekilde geri sokarsın.

konyalı bir çiftçinin hesabına yatmıştı bir ara öyle. tarla, traktör falan almıştı.

benim hesaba yanlışlıkla öyle bir para yatmaz zaten, rahatım.

@ahmetdursun,
benim de bahsettiğim onlar sanırım. sen söyleyince hatırladım.

hacılar farkedilmesinin en az 1 ay süreceğini varsayıyıyoruz burada. o kadar süre içinde parayı çaktırmadan çekmenin bir yolu vardır elbet.

ben mesela parayı farklı farklı bankalara eft yapardım. (10 ayrı bankaya 200'er bin mesela.) sonra hepsinden tahsil eder yurtdışında bir bankaya(cayman adası olabilir) yatırırdım ve ortadan kaybolurdum.

bizim şirkette olmuştu. aynı ad soyada ve tesadüfen aynı baba adına sahip kişiye göndermiştik parayı. yanlışlığı birkaç saat sonra fark edip mahkeme kararı ile hesabı bloke etmiştik. yazık hiçbir şeyden haberi olmayan adamcağız hiç yoktan kendi parasına bile erişemez olmuştu 1 günlüğüne.

türk hukuk siteminde bu tür hatalar için yanlışlıkla para gönderilen kişinin rızası istenmiyor ama avrupa ülkelerinde yasalar bu durumda paranın hesap sahibine ait olduğunu söylüyor. sen hata yapmayacaktın diyor yani sistem. allah'tan ab müzakerelerinde o fasıl açılmamıştı diye kakara kikiri yapmışlığımız bile vardı.

paranın ciddi bir miktarını bir banka müdürüne teklif ederim. alınca yürür giderim.

simdi inanirsiniz inanmazsinin sizin bileceginiz is, yillar önce sene 2004 de basima geldi bu olay..

ingilteredeyim, restaurant manageriyim..

.. yanimda calisan yaklasik 10-12 garson var, maaslari hep benim hesabima yatiyor bende maasin yattigi gün bankaya gidiyorum para cekiyorum ve hepsine "kim ne kadar kazanmis" resepsiyondan aldiklari maas kagitlarina göre para ödüyorum.

bu olay 2-3 ay böyle devam etti, garsonlar kendi hesaplarini actilar bankadan falan, neyse bunlarin maaslari artik kendi hesaplarina gidiyor.

garsonlarin birisi polonyadaki evinimi arsasinimi ne satiyor yaklasik 20000 sterlin, polonyadaki avukati diyorki bu kadar parayi sana direk yollarsam sorun olabilir, isyerinin haberi olsun. o da isyerine diyorki benim hesabima yurtdisindan yani polonyadan su kadar para girecek, sizin haberiniz olsun, kara para akliyor falan demesinler, yani sizin yaninizda calisiyorum su bu.

neyse cocugun hesabina para yatiyor, aksam bize yemek ismarladi ictik ettik, sabaha kadar geyik su bu, eleman bütün masrafi ödedi.

aradan 1.5 ya da 2 gün gecti para cekecem bankomatla, dedim hesaba bakayim benim maas yatmis mi, anaaaaaaaaa la bi baktim hesaba, atiyorum x lira olmasi gereken hesap normalden 20.000 sterlin fazla.

sabah hemen bankaya gittim paranin hepsini cektim o korkuyla da hesabi kapattim (natwest bankanin adi).


isyerine gittim ama kimseye bi sey diyemiyorum, hemen elemana dedim ki, paranin geldigine emin misin?

eminim abi, hatta 5000 cektim, araba alacam ögleden sonra dedi.


sustum kaldim.

2.5 ya da 3 yil sonra hesabi kapattigim banka beni aradi bize borcunuz var diye, dedim ne borcu? hesabiniza yanlis para yatmis ve siz hepsini cekmissiniz dedi!!!

neyse arkadaslar, ingilteredeki türk avukatlar sunlar bunlar herkesden akil aldim ve bankaya gittim dedim ki, polonyadaki bir tanidigimdan para bekliyordum, ben o paranin geldigini zannettim ve cektim parayi, kusura bakmayin artik dedim.

karsilikli davaci olmayacagiz diye imza atmistim, konu da kapanip gitti..

her turlu alirlar turkiyede guclu olan kazanir parayi cekip yakinlarina evv bile alsan mahkeme bozar

Aynı sey isviçre'de bir tanıdığımızın oğlunun basına gelmişti.O cocuk hemen uyanıp gun icinde farklı sehirler de dahil çekebildigi kadar parayı çekmiş,sonra da tuymustu.10 yıl filan oluyor,isvicre'ye giriş yaptıgı anda tutuklanacak,cocuk akıllı tabii gelmiyor.Ailesi de biz nerede olduğunu bilmiyoruz diyorlar ama muhtemelen biliyorlardir, cocuk da Turkiye'dedir büyük ihtimalle.

benm hesabıma yanlışlıkla para yatırmak isteyen var mı?? :):):):)

elimde para kolesiyonu yaptığım için hemen hemen tüm eu ülkelerinin euroları var fakat vatikan yok.

ben tam alacaktım vatican'dan ama postane kapanmıştı. ben de papa adına basılan hatıra paralardan aldım..

En eski modern insan kalıntısı 196.000 yaşında. en.wikipedia.org

insanla hayvanı ayıran en önemli özellik ateşin kullanımı. bunu insanın gelişiminin başlangıcı olarak akbul edebilirsin. buna göre insanlık 12000 (12 bin) yıl yaşında.
eğer fizyonomik özellikleri göz önünde bulundurursan modern insan özellklerini taşıyan ilk insan 200000 (ikiyüz bin) yıl önce, dil , araç kullanma gibi yeteneklere sahip insan ise 50000 (50 bin) yıl öncesine aittir.

ortak arkadaşınız falan varsa belki ordan önermiştir.

yok hiç ortak arkadaşımız, ki topu topu zaten 1 connectionum var, hiç girmiyorum linkedin'e. mail geldi geçen gün de ordan haberim oldu zaten..

ilk girerken farketmeden msn, facebook etc ile login olmus olabilirsin.

yok öyle bir şey de olamaz. 9 yaşımdan beri bu tiple görüşmüyorum. o zaman ne mail adresim vardı, ne telefonum ne de başka bir şey. ne facebookta ekli, ne msn'de.

feci kıllanıyorum şu anda bu linkedin'den, bilen varsa bir içimi rahatlatsın...

bir de birtakım profillerin yanında 1st, 2nd, 3rd gibi mavi simgeler var. onlar ne oluyor? bana ne zararı/yararı var bunların? benim profilimi herkes görebiliyor mu bu durumda? ne yazıyorsa? ona göre sileyim ya da ne bileyim engelleyeyim...

İşte o 1st 2nd mevzuları kaçıncı dereceden connectioun'ın oldugunu gosteriyor. Yani sadece ortak arkadasın olmasına gerek yok, ortak arkadasının ortak arkadası da olabilir. Bunun ötesinde aynı okullarda okumuş olma olasılıgın var mı?..

yohtır. onun okulunu biliyorum uzaktan da olsa. okul aynı olunca direkt öneriyo mu öyle yani? bu elemanın yanında 1st 2nd 3rd falan da yazmıyor, ancak ismimi aratmış olabileceğini tahmin ediyorum... sadece aratınca da öneriyorsa linkedin, mantığını çözemedim...