Giriş
(4)

kadınların gözünde iş hayatı

lawyerk34
https://www.unisbul.com/ilk-adim-emlak-insaat-metal-bayan-asistan-ariyoruz-is-ilani-46542 https://www.unisbul.com/alenat-group-manken-is-ilani-46611https://www.sahibinden.com/ilan/is-ilanlari-ofis-yonetimi-ve-idari-isler-yonetici-asistani-sekreterlik-ve-ozel-asistanlik-836091717/detayMesela bu tarz
www.unisbul.com

www.unisbul.com

www.sahibinden.com

Mesela bu tarz ilanlara kadınlar bakarak ne düsünüyor ?
0
lawyerk34
(05.07.20)
herkes aynı sosyoeknomik seviyedeki ailelerin biricik kızları değil. bu tarz işlere, bu işlerin risklerine ve belki de hayatlarını kurtaracak fırsatlarına muhtaç.
0
kelepir
(05.07.20)
Ben bir gariplik göremedim. Biri zaten firma ismi vererek asistan arıyor, diğeri de manken. Ne açıdan garipsediniz? Sadece son ilan tekinsiz.
0
elorelia
(05.07.20)
elorelia +1

ayrıca manken arayan ilan sadece kadın aramıyor. erkek de arıyor

böyle bir oluşum da var.
mimari alandaki iş ilanlarını kadınlar açısından inceliyor ve en çakal olanlarını teşhir ederek ifşa ediyor

sendika63.org
0
elestirman
(05.07.20)
Vaktiyle bir inşaat firmasına eleman ararken tam tersiyle karşılaşıyorduk. Hem emlak, hem iş arama siteleri hem gazete ilanlarından çok sayıda alakasız çalışma talebi geliyordu. Mesela erkek inşaat mühendisi arıyorduk. Göğüs dekolteli fotoğraflı kadın CV’leri geliyordu. Yani gelen fotoğraf asla bir CV’ye konabilecek bir fotoğraf olmuyordu. Seyahat engelleri olmadığının belirtildiği yönetici asistanlığı, sekreterlik, ön muhasebe gibi işler bahane edilerek... Ya da mesela emlak sitelerine müteahhit firma adıyla pahalı-butik bir konut ilanı, pahalı bir araba vs. ilanı girdiğimizde bazı kadın profilli kullanıcıların direkt mesajla tanışmak istemeleri vs. çok gördüğümüz bir şeydi. Kimseyi eleştirmek veya yukardaki meslekleri küçümsemek için tabii ki söylemiyorum.Yanlış anlaşılmasın lütfen. Sadece arz-talebe göre oluşmuş böyle bir sektörün de olduğunu belirtmek istedim.
0
pass
(06.07.20)
(7)

That's cap ne anlama geliyor?

mornie utulie
https://www.instagram.com/p/CCHs5s0AMIf/?igshid=1r7mw60n8a7gyŞu diyalogda Harden "that's cap" derken ne demek istiyor?
www.instagram.com

Şu diyalogda Harden "that's cap" derken ne demek istiyor?
0
mornie utulie
(04.07.20)
sallıyorum.

Capture olmasın o?
0
blue eyes white dragon
(04.07.20)
@blue capture demekse ilk defa böyle bir kullanım duyuyorum
0
🌸mornie utulie
(04.07.20)
Yalan demekmiş.
www.urbandictionary.com
0
ganbatte
(04.07.20)
Yalan +1. Zaten yorumlarda da hayranı olduğuna inanmadı falan yazmışlar.
0
aramızda kalsın
(04.07.20)
Yalan gibi sert bir ifadeden çok "sallamak / uydurmak" gibi.
Kıza, "yalan söylüyorsun" demiyor da şirinlik ediyor.

+ en büyük hayranınım
- sallıyorsun

gibi
0
elestirman
(04.07.20)
crap den turemis gibi geldi bana sokak agzinda surekli kolaycilik, kisaltma falan olur. Crap'i cap yapmislar iste
0
neverletyougodown
(04.07.20)
Herkese teşekkür :)
0
🌸mornie utulie
(05.07.20)
(4)

protokol kuralı

diffarentiationation
dün başıma geldi.çok samimi olmadığım bir kız arkadaşımı kafede gördüm, aynı eğitimdeydik iş arkadaşı gibi bir şey diyelim. ben tektim onlar 6-7 kız oturuyordu. ben bunu gördüm el işareti yaptım yerimden kalkmadan. o da kalktı yanıma geldi. ben hafif kalkıyor gibi yaptım ama kalkmadım bu kız gelince
dün başıma geldi.

çok samimi olmadığım bir kız arkadaşımı kafede gördüm, aynı eğitimdeydik iş arkadaşı gibi bir şey diyelim. ben tektim onlar 6-7 kız oturuyordu. ben bunu gördüm el işareti yaptım yerimden kalkmadan. o da kalktı yanıma geldi. ben hafif kalkıyor gibi yaptım ama kalkmadım bu kız gelince otursana dedim. sonra o kalkarken de kalkmadım yerimden. virüsten dolayı nasıl yaklaşmalı onu da tam çözemedim ayrıca. bu durumda ne yapmalıydım? ben mi masalarına gitmeliydim, ya da ayağa mı kalkmalıydım bu gelince?
0
diffarentiationation
(24.06.20)
covid dönemi dışında olarak yorumluyorum biri kalkıp ayağıma geleecek kadar zahmet ettiyse bi zahmet o sandalyeden bi kalkarım.

covid dönemi için yorumluyorum maskesi yoksa uyarırım, maskesi varsa da birazcık mesafeli konuşurum.
0
lcha
(24.06.20)
Geldiğinde ve gittiğinde ayağa kalkmalıydın ve virüsten dolayı sarılamadığını söylemeliydin. Kabalık olmuş.
0
pass
(24.06.20)
Her türlü ayağa kalkılır
0
atom karincanin torunu
(24.06.20)
gelen kız yorkshire düşesi, siz de birminghman lordu değilseniz buna protokol kuralı değil, basit görgü kuralı denir.

protokol ne ya?

gelen kişi kız-erkek fark etmez, basit bir görgü adabı hafifçe bile olsa yerinizden kalkmanızı gerektirir. bunun virüs dönemiyle filan da ilgisi yok.
0
elestirman
(24.06.20)
(4)

trafikte dinlenecek radyo kanalları

antikadimag
neler var? iş giriş ve çıkış saatlerinde.
neler var? iş giriş ve çıkış saatlerinde.
0
antikadimag
(22.06.20)
sabah işe giderken kafa radyo nihat, geri dönerken kafa radyo nihatla sivrisinek ya da zeki kayhan coşkun zekirdek

aynı saatlerde sabah-akşam nihatla aynı saat, geyik peşindeyseniz best fm cem arslan gazoz ağacı

yine aynı saatlerde futbolla ilgiliyseniz lig radyo mehmet ayan
0
elestirman
(22.06.20)
Best fm Cem Arslan
0
since1907
(22.06.20)
99,2 pal nostalji

palnostalji.com.tr
0
exlibris
(22.06.20)
18 yıldır, sabah akşam Nihat Sırdar.
0
emcekare olmadi einstein olsun bari
(22.06.20)
(2)

Benzer İki Film - Film Bulmaca

heritage
Şimdi Les yeux jaunes des crocodiles izlerken farkettim. Aynı iki kız kardeş arasında biri diğerinin yazdığı romanı sahiplenip ünlü oluyordu. Ama oyuncular bunlar değil.İki kız kardeş var biri roman yazıyor. Diğeri bu kitabı sahipleniyor ven ben yazdım diye ortaya çıkıyor. Sonrasında da çok meşhur o
Şimdi Les yeux jaunes des crocodiles izlerken farkettim. Aynı iki kız kardeş arasında biri diğerinin yazdığı romanı sahiplenip ünlü oluyordu. Ama oyuncular bunlar değil.

İki kız kardeş var biri roman yazıyor. Diğeri bu kitabı sahipleniyor ven ben yazdım diye ortaya çıkıyor. Sonrasında da çok meşhur oluyor. Devamında da çatışmalar falan vardı. Google'a yazdım ama ısrarla In Her Shoes çıkarıyor ama o değil. Bileniniz varsa yardımcı olursa sevinirim.
0
heritage
(19.06.20)
roman değil şiir.
yabancı değil yerli.

cevap veriyorum:
unutursam fısılda
0
elestirman
(19.06.20)
Yok yabancı. Fransız diye kalmış ama bir ihtimal Amerikan da olabilir.
0
🌸heritage
(20.06.20)
(17)

Masal tadında film

kirmizipilotkalem
Merhaba başlıkta da belirttiğim üzere şöyle masal havasında geçen yormayan, eğlendiren sonunda keşke bitmeseydi diyecegim. rengarenk filmler arıyorum bildiğiniz varsa yazar mısınız? :)Saygı sevgi ve hürmetler hepinize :))
Merhaba başlıkta da belirttiğim üzere şöyle masal havasında geçen yormayan, eğlendiren sonunda keşke bitmeseydi diyecegim.
rengarenk filmler arıyorum bildiğiniz varsa yazar mısınız? :)

Saygı sevgi ve hürmetler hepinize :))
0
kirmizipilotkalem
(17.06.20)
big fish
stardust
maleficent 1-2
0
freebird5406_2
(17.06.20)
wes anderson filmleri özellikle big budapest hotel.
0
scudman1
(17.06.20)
The fall
0
catch the arrow
(17.06.20)
the fall +1, tablo tadında bir film.
bir de el laberinto del fauno
0
uuth
(17.06.20)
Charlie'nin çikolata fabrikası

Karanlık Gölgeler

bu iki filmin bonusu johnny depp

Bayan Peregrine'in Tuhaf Çocukları

Valerian Ve Bin Gezegen İmparatorluğu
0
elestirman
(17.06.20)
interstate 60
0
freebird5406_2
(17.06.20)
Tam aradıgın filmler;
The fisher king
Being there
The party
0
deer hunter
(17.06.20)
Chocolat
0
beetlejuice
(17.06.20)
Away we go.
0
Amaranta ursula
(17.06.20)
magorium's wonder emporium
ne tatlı filmdi bu ya. tam tarif ettiğin gibi.
0
cosmicgadin
(17.06.20)
Charlie'nin cikolata fabrikasi +1

Penelope (christina ricci oynuyor)
0
Kittie
(17.06.20)
Karamsar masal istiyorsanız

uuth ile aynı filmi tavsiye etmisiniz.

pan's labyrinth +1
0
put it in your appropriate place
(17.06.20)
benim de aklıma ilk big fish geldi, enteresan :)
bir de, rahmetli robin williams'ın bir filmi vardı...
hah. what dreams may come.
gerçi robin'in her filmi masal gibi...
0
sutsuz kahve
(17.06.20)
Bab'Aziz
0
alfred
(17.06.20)
Büyük budapeşte oteli demeye gelmiştim
0
curukturpkokusu
(18.06.20)
Büyük budapeşte oteli +1 kesinlikle
0
cooperr
(18.06.20)
Cevap Studio Ghibli.

- Kaguya-hime Monogatari (gerçekten masal uyarlaması)
- Sen to Chihiro no Kamikakushi
- Howl no Ugoki Shiro
0
wish i could find a way to disappear
(18.06.20)
(18)

Engelli doğacak çocuk

valarmurgulis
Diyelim ki evlisiniz ve çocuğunuzun engelli olacağı söylendi. Aldırma şansınız var. Ne yaparsınız? Dini kısmını düşünmeden cevaplarsanız sevinirim. (konu benimle ilgili değil)
Diyelim ki evlisiniz ve çocuğunuzun engelli olacağı söylendi. Aldırma şansınız var. Ne yaparsınız? Dini kısmını düşünmeden cevaplarsanız sevinirim. (konu benimle ilgili değil)
0
valarmurgulis
(11.06.20)
+1 lenah.
Esimle arada konusuyoruz ama aldiririz diyoruz. Ben engelli dogacak olsam ve ailem beni aldirsa haberim olmazdi cunku ben ortada yoktum. Engelli olarak dunyaya gelmek istemezdim. Cocukken yaşadığım bir kazada doktor iyi cikmasa bir ayagim 15 cm kisa olacakti ve bu bile gerek sosyal hayatim, gerek kariyerim, gerek spor her seyi etkilerdi. Bu kadar detay bile ne kadar değiştiriyorsa engelli olmak 100 kati.
0
logisticsmanager
(11.06.20)
Engelli çocuk ilerleyen yıllarda ailesine bir şey olursa hayatına nasıl devam edecek?
bu sorunun cevabına göre hareket ederdim.
0
foolrules
(11.06.20)
Ben de oyumu aldirmaktan yana kullanırdım ama eşim de aksini istese ne olurdu bilmiyorum.
0
Fusha
(11.06.20)
Aldırırım.
0
hayirsiz
(11.06.20)
Gebeliği sonlandırırım. Sadece engelli doğma riskinde değil, herhangi bir gerekçeyle kürtaja karşı değilim.
0
kobuzchu kiz
(11.06.20)
Kürtaj yönünde oy kullanırım. Hem aileye yazık hem çocuğa.
0
fezagezgini
(11.06.20)
j r r tolkien hayrani +1, oyum kürtajdan yana olur.
0
Bruce
(11.06.20)
Engel durumuna ve gebeliğin kaçıncı haftada olduğuna bağlı.

Zaten zihinsel engeli yoksa gebeliğin 4. ayından sonra "biz bunu aldıralım" deme lüksünüz yok. Ortopedik engeller ya da diğer anomalilerde, örneğin bir gözü kör, bir ayağı kısa, bir kulağı eksik, doğduktan sonra yaşama şansı yüzde 50 gibi durumlarda bunun kararını anne-baba adayı veremez. Hekimler kurulu toplanır, doğacak çocuğun olası yaşantısı, sahip olacağı anomali, aile üzerine etkisi vs tartışılır görüşülür ve ailesine aldırmak için izin verilir ya da verilmez.

Bu ekstra bilginin ardından, dediğim gibi engel durumuna bağlı. Zihinsel sorunu olan ya da ömür boyu yatağa bağlı yaşayacak bir çocuğu aldırırdım. Ama ortopedik engeli olan ya da göz, kulak, iç organ gibi sorunu olan bir çocuğu, "yaşama süresi kısıtı yoksa" aldırmazdım. Bazı engellerde çocuk 5 yaşına ya da örneğin 16 yaşına kadar yaşayabilir, sonu kesin ölüm. Böyle durumda doğsun 16 yaşına kadar yaşasın diye bakmazdım. O daha zor.
0
elestirman
(11.06.20)
ben de bir ömür hem kendime hem ona eziyet olmasın diye aldırırım diye düşünüyordum ama başka gelmeden bilinmez. hamile olmak, anne olmaya hazır olmak çok başka şeyler. insan bambaşka bir duygu ve ruh hali içerisinde olur.
0
rose parks
(11.06.20)
Silinen Cevap: yeğenim için doktorlar engelli dediler doğmadan önce. yengemin psikolojik olarak neler çektiğini tahmin edemezsiniz. yeğenim doğdu, büyüdü, çok şükür dişlerinin çarpık olması dışında bir problemi yok. eşek sıpası bir de yakışıklı oldu:) şimdi lisede basket takımında, havasından geçilmiyor:)
0
yemrem
(11.06.20)
direk aldirilmali, dimdirek, o cocuga da yazik anne babasinada, dunyanin sonu degil, aldirmazsan bu kez dönüşü yok, son pismanligin careside..
0
alttaraf
(11.06.20)
Bu konuyla ilgili üniversitede özel eğitim hocamız derse başlamadan aynı bu şekilde sormuştu.
Sınıfın büyük çoğunluğu en başta aldırmam demişti.
Ders sonunda, ailelerin ve çocuğun yaşadığı deneyimler hakkında bilgi sahibi olduktan sonra, bu sefer büyük çoğunluk aldırırım demişti. :)
Can sorumluluğu almak zor bir şey bana göre. Doğum esnasında veya sonrasında başka türlü hastalıklarla da engelli olarak yaşam sürebilir çocuk.
0
coca cola
(11.06.20)
ben ve babası öldükten sonra o çocuğa ne olacak? benden ve babasından başka kim bakabilecek? herkese yük olacak, belki itilip kakılacak. niye çocuğuma bunları yaşatayım? aldırırdım çok üzülerek de olsa. ama hem onun hem kendi iyiliğim için bu.
bir de şu var, engelli olacağı söyleniyor ama engelsiz, sapasağlam doğabiliyor. belki o da engelsiz olacaktı ama ihtimali bilirken aldırırdım yine de tabii engelsiz görünüp engelli de olabilir ama ona da yapılacak hiçbir şey yok.

ben de kısa bir dönem çalışmıştım özel eğitimde. özel eğitime gönderen anneler şey kafasındaydı, 3-4 saat gitsin de ben de kafamı dinleyeyim, komşumla oturayım vs. bana çok garip geliyordu ama çocuğun da olsa insan eti ağır demek ki.
0
matilda
(11.06.20)
engellilik derken? eksik uzuv mu mesela ya da genetik geçişli hayatı zehir eden hastalıklardan mı? hayat kalitesini ciddi şekilde etkileyecek durumda aldırmak tabii mantıklı.
0
not dark yet
(11.06.20)
Dini hassasiyetle bakmadan cevaplanamaz. Toplumun engelli bireye de ihtiyacı var. Dini acidan bakarsak o mesele engel degil lütuftur.
0
luluki
(11.06.20)
normal çocukla zor uğraşılır, bir de engelli?
yok kalsın
0
eyeinthesky
(11.06.20)
ben aldırma taraftarıyım. eşimi kendimi geçtim bir ömür boyu adaptasyon sorunu yaşayacak çocuk olacak olması çok zor bir durum.
0
mikahakkinen
(11.06.20)
Lisansta okurken üniversitenin Çocuk Hastalıklarında 2 sene kadar eeg teknisyenliği yaptığım bir süreç var. Potansiyel hasta kitlesi nöroloji bölümünün hastaları malumunuz. Mental retarde hasta sayım çoktu.

Aldığımız etik dersinde (Biyoloji okudum) en yoğun tartıştığımız konulardan biri kürtajdı. Mezuniyetim üzerinden 10 seneden fazla geçmiş olsa da hatırladığım en net konulardan biri bu tartışmalarda özellikle bu konuda dini olarak erkeklerin kürtaj konusuna daha mesefeli hatta karşı oluşuydu.

Hastanede çalışırken yaptığım gözlemlere gelecek olursak; mental retarde çocuklarla genellikle anneler yoğun olarak ilgileniyor ve hayat şartları olarak en çok onlar etkileniyorlar. Hepsinde de en büyük kaygı çocuktan önce öleceklerini düşünüp çocuğa kim bakacak ve sahip çıkacak kaygısıydı.

Çalışma şartlarında bunları gözlemlemiş biri olarak ve aynı zamanda kadın bir birey olarak, kürtaj olmayı uygun görüyor ve destekliyorum. Türkiye şartlarında, ekstrem bir durum olmadığı (çocukla babanın ilgilendiği veya maddi olarak çok iyi bakılabileceği, ebeveynlerin ölmesi durumunda dahi yaşam koşullarının etkilenmeyeceği gibi) takdirde bence bu kararı alırken en önemli birey anne adayıdır ve onun düşünceleridir. Bu karar dışardan bakan insanların ahkam kesip yargılayamayacağı kadar zor bir karardır. Çevrenizde varsa lütfen sadece kararı alanlara destek olunuz.

Bahsettiklerimi yaşayan ve büyük bir sevgiyle ilgilenen bütün aileleri tenzih eder, kucaklar ve saygılarımı iletirim.

Sağlık sektöründen uzak bir kariyer planlamamda ise bu çalıştığım dönemin büyük bir etkisi vardır.
0
neskafefincanindaturkkahvesi
(11.06.20)
(4)

Anne kedi bahçeden eve gelince sürekli miyavliyor

Fusha
Beş on dakika kadar. Yavrular zaten görünürde veya yanında. Mamaya başladı bebeler bu arada. Neden acaba? Bir iki haftadır böyle anlam veremiyorum yahu. Bahçeye ben indiğimde yanıma gelir oynarız vs hiç miyavlamaz. Eve girer yavrulsrin yanına gidene kadar 30 saniye falan geçer hiç miyavlamaz ama yav
Beş on dakika kadar. Yavrular zaten görünürde veya yanında. Mamaya başladı bebeler bu arada. Neden acaba? Bir iki haftadır böyle anlam veremiyorum yahu. Bahçeye ben indiğimde yanıma gelir oynarız vs hiç miyavlamaz. Eve girer yavrulsrin yanına gidene kadar 30 saniye falan geçer hiç miyavlamaz ama yavruların yanına gidince başlıyor gaydaya:((
0
Fusha
(11.06.20)
Eve girince dışarı çıkmak istiyor, dışarı çıkınca eve girmek istiyor. Acaba yavrularını bahçeye çıkarmamızı mı istiyor? Avlanmayı vs öğretmek için? Yavrular şu an 6 haftalık
0
🌸Fusha
(11.06.20)
içeri girip miyavladığında sizin yanınıza gelmiyorsa sizinle ilgisi yok miyavlamasının.

çocukların yanına gidip miyavlıyorsa bebeleri hizaya sokmak için olabilir. Etrafına toplansınlar istiyordur. Emzirecekse pozisyon almalarını istiyordur filan. Genelde böyle küçük yavruların yanında miyavladığında uzanıp emzirmeye başlar. Çocukları çağırıyor yani mama saati diye.

Yok emzirmiyorsa genel kontrol olabilir. "Anneniz geldi. Neredeseniz bir gelin bakalım. Hepiniz burada mısınız?" gibi bir kontrol.
0
elestirman
(11.06.20)
Benim aklıma mama süt ilişkisi geliyor hocam. Kediler mama yediği için süt emmiyorlar ama annenin de sütü var o yüzden rahatsız olabilir mi anne kedi?
0
🌸Fusha
(11.06.20)
6 haftalık kediler süt içmeye devam eder. Daha seyrek içerler ama içerler yine de. Annenin memelerinde süt biriktiyse özellikle çağırıyordur rahatlamak için ve içgüdüsel. Kediler küçükmüş daha mamalarını biraz azaltabilirsiniz. Şu an koyduğunuzun 3te 1ini ya da yarısını koyun. Süt içmeye yönelsinler takip edersiniz. Duruma göre kademeli olarak mamalarını artırırsınız.
0
elestirman
(11.06.20)
(5)

Kolej Geri Ödemeleri Sorusu

turk kasi
Merhaba çocuğu koleje giden anne - babalar. Bizim çocuğun (anaokulu) koleji, yemek ve servis ücreti iadesi yapacakmış. MEB öyle söylemiş. Şimdi bu kolej,1. Online ders adı altında, örgün dersin yarısı kadar (Süre olarak) online ders verdi. 2. Okulda kimse olmadığı için faturaları düştü. Havuz bakımı
Merhaba çocuğu koleje giden anne - babalar.

Bizim çocuğun (anaokulu) koleji, yemek ve servis ücreti iadesi yapacakmış.
MEB öyle söylemiş.

Şimdi bu kolej,
1. Online ders adı altında, örgün dersin yarısı kadar (Süre olarak) online ders verdi.
2. Okulda kimse olmadığı için faturaları düştü. Havuz bakımı vs. gibi giderleri de sıfıra indi.
3. Çalışanlarının (Öğretmenler de dahil) maaşlarının bir kısmını “kısa çalışma ödeneği” sayesinde devlete yasladı.

Kolejin MEB kararını da arkasına alarak bize yalnızca “yemek ve servis gideri” geri ödemesi sizce doğru mu?

Sizin okullarda daha fazla ödeme yapan var mı?

Anaokulu olduğu için ekstra ödeme alma hakkımız var mı. (Okulda anaokulu, ilkokul, ortaokul ve lise var)

Bu daha fazla ödeme alma isteğimi CİMER’e aktarsam bir sonuç alır mıyım?


Şimdiden teşekkürler...
0
turk kasi
(09.06.20)
Yapılan çok yanlış. Çocuğum özele gitse tatil olduğu ilk gün okuldan alır taksiti de ödemem. Neden dersen sen ücreti günde 8 saat ders için veriyorsun. Uzaktan eğitimde 1 2 saat ders verip sallıyorlar. Aynı şey mi? Düzgün bir ülkede olsa tatil ayından sonra para mara vermezsin ama işte...
0
x571
(09.06.20)
Ben bir de okuduğu anaokulu ödemesini bitirdim, şimdi gideceği 1. sınıfı ödüyorum.

Sn. Bakanımızın da kolej sahibi olduğunu düşünürsek, elimiz kolumuz bağlıymış gibi geliyor.
0
🌸turk kasi
(09.06.20)
yani kusura bakmayın da bir okulda ortalama 200 kişi çalışıyor. maaşları hepsinin takır takır ödendi. eğer bütün aldıkları parayı iade etseler nasıl ayakta kalacaklar?

tamam cimer'e başvurun okul batsın. seneye pandemi bittiğinde çocuğu mahalle mektebine verirsiniz artık.

biraz da böyle düşünmek lazım.

ya da delikanlı olalım özel okula zorla gönderiyordum bir daha da göndermeyeceğim diyelim. var mı diyebilen? sanmıyorum.
0
ozdek
(09.06.20)
Öğretmenlerin çalıştığı saat azaldığı için onlara ödenen ücret azalıyorsa çocuğun eğitim aldığı saat azaldığında ödenen paranın kısmi iadesini istemek bence mantıklı. Okulun batıp batmaması bizi ilgilendirmez, özel okul sahibi olan “garibanlar” düşünsün.
0
sys coyg
(09.06.20)
Özel okullar özünde birer ticari işletmedir. Doğası gereği müşterilerinden aldığı nakiti kasasında tutmaz. Banka değil bu. Dolayısıyla tüm müşterilerine para iadesi yapması batması demek. Çünkü o parayı çoktan başka yere aktardı bile.

Kayıt yenilemelerinde yemek, servis ücreti, yeni kayıt miktarından düşülür.

Kayıt yenilemeyip farklı okula devam edeceklerin ise yemek ve servis ücretleri ödenir.

Eğitimin günde 1 saat, 2 saat ya da uzaktan eğitim olması okulun tercihi değil. Siz "ben çocuğu okula göndereceğim" dediğinizde size "Hayır gönderemezsin" diyen okulun kendisi değil. "Evde kalacak evden eğitim alacak" diyen yasa koyucunun kendisi. Ona da bunu dedirten mevcut olağanüstü koşullar.

Karantina döneminde evden çalıştığınızda kendi internetinizi, kendi telefonunuzu, kendi bilgisayarınızı, kendi ev elektiriğinizi vs kullandınız. Bunları patronunuzdan talep ettiyseniz bunu da okuldan talep edebilirsiniz. İşyeriniz nasıl özel bir işletme, ticari bir kuruluşsa özel okullar da öyle.
0
elestirman
(09.06.20)
(8)

Sihirli İnançlar

Esinsin
Selam arkadaşlar pazar pazar kafa açmaya geldim. Şimdi bir adet kız arkadaşım var. Kendisinin bolca sihirli inancı var. Açıklamak gerekirse şunu şunu şöyle yaparsam böyle olacak o sebeple şunu şöyle yapıyorum gibi. Olayı bilenler zaten anlamıştır. Okb’ye benziyor ama işin tuhafı bu düşünceler arkada
Selam arkadaşlar pazar pazar kafa açmaya geldim. Şimdi bir adet kız arkadaşım var. Kendisinin bolca sihirli inancı var. Açıklamak gerekirse şunu şunu şöyle yaparsam böyle olacak o sebeple şunu şöyle yapıyorum gibi. Olayı bilenler zaten anlamıştır. Okb’ye benziyor ama işin tuhafı bu düşünceler arkadaşıma hiç sıkıntı vermiyor. İnanarak yapıyor ve mutlu. Mesela sevgilisiyle kavga ediyor bana diyor işte şunu şunu söyle düzelicek hadi söyle falan gibi şeyler yapıyor. Bilmiyorum anlatabildim mi ? Ama hafiften delirdi gibi artık. Bunların farklı dereceleri herkeste olabilir bende de vardı biraz ama doktorla konuştum sağlıklı olmadığını öğrendim kendisine de anlattım ama anlamıyor. Mesela sevgilisiyle ilgili bir şey de anlatmaz bana ama özellikle bana. Bana anlatınca aralarının bozulduğuna inanıyormuş çünkü. Artık çekemiyorum bu tavırlarını şuanda da konuşmuyoruz aynı sebeplerden.
Sorum şu siz olsanız böyle bir arkadaşınıza bu konuda yardım etmeye çalışır mıydınız ? Yoksa alakayı keser miydiniz ? Bir de sizde ya da çevrenizde var mı böyle insanlar ?
0
Esinsin
(07.06.20)
Ek olarak da arkadaşım şu kişisel gelişim zırvası kitaplardan çok fazla okuyor ve onların da etkisiyle böyle davrandığını düşünüyorum. Yok olumlama yok ne düşünürsen o olur falan.
0
🌸Esinsin
(07.06.20)
konusmak istemiyorsa zorla konussun diye ugrasmazdim. napiyorsa yapsin takmazdim ben olsam.
0
in vino veritas
(07.06.20)
@in vino veritas ya başlarda ben de böyle düşünüyordum ama artık çok sinirimi bozmaya başladı. Mesela şöyle düşünün. Boş olduğunda sürekli mesaj atıyor, mesajlaşıyoruz. Sonra ertesi gün mesajlarıma cevap vermiyor. Akşam yazıyor. Ne oldu tüm gün neden yazmadın diyorum. İşte dışarıdaydım ondan yazmadım diyor. Aslında sevgilisiyleydi ve bunu söylemek istemiyor çünkü arasının bozulacağını düşünüyor hadi onu geçtim tamam söylemesin ama en azından ben bugün dışarıda olacağım mesajlara bakmayacağım diyebilir bunu da demiyor çünkü bunu da derse nazar değeceğini düşünüyor. Bunu başka zaman anlatmıştı hani neden söylemediğini.
0
🌸Esinsin
(07.06.20)
@Esinsin e tamam iste ne guzel yazmadigi zaman sikinti yok yazdigi zaman da sen yazma israr edip sorarsa bana kotu gelecegine inaniyorum dersin. anlar zaten ne olup bittigini aliskanligindan vazgecmese bile seni rahat birakmis olur. kendi kendine napiyorsa yapsin sonra.
0
in vino veritas
(07.06.20)
Burada önemli olan senin ne hissettiğin ve nasıl davranmak istediğin.
Bir kişiyi değiştirmen çok zor eğer arkadaşınla görüşmeye devam etmek istiyorsan seviyorsan değer veriyorsan görmezden gelip,ya da gerektiği noktalarda fikirlerini söyleyebilirsin(yani sen sihirlere inanıyorsun değil de burada yazdıkların hakkında onu aydınlatabilirsin.
Ya da mesafe koyup,sen de onunla iletişime geçmezsin,
0
shredd
(07.06.20)
gerçeklikten bağını koparmaya az kalmış gibi.
uzman desteği şart.
Bağınızı koparıp koparmama tercihi tabii ki size kalmış. Ancak bağınızı kopardığınızda herhangi bir tesadüfün faturası size çıkabilir. Örneğin "bye bye" dediğiniz gün sevgilisiyle kavga ederse, ayrılırsa ya da kedisi ölürse, işten çıkarılırsa, arabası arıza yaparsa sorumlusu siz olabilirsiniz. "Hep senin yüzünden!!!"

sinirbilim.org
0
elestirman
(07.06.20)
Kız senden hoşlanıyor olabilir, anladığım kadarıyla adına öyle demese de nazar veya benzeri bir şeyden kaçınıyor sana anlatmayarak.

yani yardım etmeye çalışılmali dense ya da buna karar versem bunu nasıl yapacaksın ki? yapabileceğin hiçbir şey yok.
0
encokbenisevinnolur
(07.06.20)
@mor bembombom nokta atışı yaptınız. Evet bi arkadaşına da aldığı kıyafetleri atmıyor.
0
🌸Esinsin
(07.06.20)
(3)

Babayı mirastan reddetme

ipmus90
arkadaşlar babamın mirasını nasıl reddedebilirim. babamla resmi bağlarımı nasıl kopartabilirim?not: ölmeden önce olmuyor mu? soyadımı değiştirmem gerekiyor mu?
arkadaşlar babamın mirasını nasıl reddedebilirim. babamla resmi bağlarımı nasıl kopartabilirim?

not: ölmeden önce olmuyor mu? soyadımı değiştirmem gerekiyor mu?
0
ipmus90
(06.06.20)
öldükten sonra reddi miras ile
0
ismailbüyük
(06.06.20)
Noterden yapılacak beyanda olabilir
0
Topalordek
(06.06.20)
iki farklı durum var.

Yaşıyorsa;

Tek taraflı reddi miras yapamazsınız. Birlikte notere gitmeniz gerek. Noter aracılığıyla babanız yaşıyorken reddi miras yapabilirsiniz. Burada en önemli unsur tek taraflı yapamıyor oluşunuz. Hadi ben notere gideyim mirası reddedeyim durumu yok.

Ölmüşse;

Sulh Hukuk Mahkemesi'ne reddi miras davası açacaksınız. Basit bir dilekçeyle başlatılabilen bir dava. Sonrasını zaten mahkeme hallediyor.
0
elestirman
(06.06.20)
(1)

ispanyolca ders

siyahbeyaz1903
merhaba,ilerde bana lazım olacağı için ispanyolca dersleri almaya karar verdim.başlangıç seviyesinden başlayarak kolay basit anlatımlı şekilde videolar ya da programlar youtube kanalları vs hangisini önerirsiniz?neler yapmalı nerelerden başlamalıyız.şimdiden telekkürler
merhaba,ilerde bana lazım olacağı için ispanyolca dersleri almaya karar verdim.başlangıç seviyesinden başlayarak kolay basit anlatımlı şekilde videolar ya da programlar youtube kanalları vs hangisini önerirsiniz?
neler yapmalı nerelerden başlamalıyız.şimdiden telekkürler
0
siyahbeyaz1903
(04.06.20)
elestirman
(04.06.20)
(16)

Bu evlilik bitmeli mi?

el magico
Selamlar,Uzun açıklamalı bir soru olacak. Sabrınız için şimdiden teşekkürler. Soruma yanıt verirken cinsiyet ve seçtiğiniz şıkkı yazarsanız çok sevinirim. 4 yıllık evliyiz. 1,5 yaşında bir kızımız var. 5 aydır boşanma konusunu ciddi ciddi düşünüyoruz. 2 aydır terapi görüyoruz ama neredeyse hiçbir şe
Selamlar,

Uzun açıklamalı bir soru olacak. Sabrınız için şimdiden teşekkürler. Soruma yanıt verirken cinsiyet ve seçtiğiniz şıkkı yazarsanız çok sevinirim.

4 yıllık evliyiz. 1,5 yaşında bir kızımız var. 5 aydır boşanma konusunu ciddi ciddi düşünüyoruz. 2 aydır terapi görüyoruz ama neredeyse hiçbir şey değişmedi.

Eşimle kavga etmediğimiz zamanlarda güzel vakit geçiriyoruz ama bu zamanlar çok nadir. Çocuktan önce de böyleydi ama çocuktan sonra ikiye, üçe katlandı neredeyse. Kavgalarımızın sonunda artık sürekli boşanma davası açılıyor. İşin sıcaklığı geçince dava hemen kapanıyor.

Kavgalarımızın dört ana konusu var;

1- Eşimin benim kadar tertipli ve düzenli olmaması. Düzensiz demiyorum ama onun için öncelik keyif yapmak daha sonra ortalığı toplamak. Benim içinse tam tersi. Ortalık derli toplu olsun ki rahatça keyif yapabileyim. Bu zamanla biraz düzelse de hala onun dağınıklığını ben topluyorum. Ben de eskisi kadar şikayet etmiyorum artık. Bazı şeylere gözümü yumuyorum.
2- Çocuğumuz olmaya yakın kendi evimizi bırakıp eşimin annesinin yakınına, kiraya çıktık. Maksadımız doğum izni sonrası eşim çalışmaya başlayınca bakıcı tutmak yerine annesinin çocuğumuza bakmasıydı. Ama diğer torun yüzünden bu olmadı. Maddi durumumuz biraz daha iyileşince eşim ücretsiz izin aldı ve kızımıza kendimiz bakmaya devam ediyoruz. İzin bitince ne olacak belli değil. Şu an için çocuk bakmasını geçtim, eşime biraz daha fazla vakit ayırmasını istiyorum. Ama diğer kızı ve torun yüzünden o da olmuyor. Ben de taşınmamızın hiç bir mantığı kalmadığı için eleştirilerde bulunuyorum. Zaman zaman dozunu kaçırmış olabilirim. Ama bu kadar konuşmamın asıl sebebi eşim için üzülmem. Kendine daha fazla vakit ayırması için elimden geleni yapıyorum ve özellikle taşındığımız için annesinden de bunu bekliyorum. Üstüne bir de kiracıyla uğraşıyoruz.
3- Onun ve benim ailemdeki davranışlar. İkimizin de ailelerinde sevmediğimiz davranışlar var. Ben bunları eleştirip düzelmesini sağlamak istiyorum. Ama eleştirdiğim kişiyle de aramı bozmuyorum. Küsme huyum yok. Ama o benim ailemden birinin en ufak kusurunda hemen ipleri koparıyor. Bizimkilerde de suç yok demiyorum ama uzaktayız zaten. İdare edilebileceğini düşünüyorum. Eleştirsin ama küsmesin. Ben bizim taraftaki eleştirilen davranış ile ilgili konuşup düzeltmeye çalışıyorum. Ama eşimin ailesi hakkında en ufak eleştiri yüzünden kavga çıkıyor.
4- Arkadaşlar ve alkol. Bekarken daha sık dışarı çıkıp içkili ortamlara takılıyordum. Evlendikten sonra bunu azalttım. Çocuk olduktan sonra neredeyse ayda bire indi. Evlenmeden önce eşimle de çıkar, yer, içer, eğlenirdik. Arkadaşlarımla da hep beraber takılırdık. Evlendikten sonra çok istememeye başladı. Çocuk olduktan sonra ise gece hiç dışarı çıkmaz oldu. Kahvaltı ya da kısa ev oturması olursa tamam ama bar, meyhane filan yok. Hatta çocuğun düzeni bozulmasın diye evimize bile misafir kabul edemez olduk. Ben de sürekli çıkalım, edelim, evimize birileri gelsin demiyorum. Ama ayda bir de olsa çocuğun düzeni bir akşamlık bozuluversin. Gerekirse o akşam için çocuğu kayınvalideye bırakalım diyorum. Bu da bir ihtiyaç bence. Haa bunu söylerken çocuk bakmanın zorluğunu da bilerek söylüyorum. Yükün çoğunluğu eşimde olsa da çocuğu uyutmak, yemek yedirmek, altını değiştirmek vs. işleri elimden geldiğince ben de yapıyorum. Dışarı çıkma ya da eve arkadaş davet etmeyi konuşmaya başladığımızda konu alkole geliyor. Çakır keyif ya da sarhoş olduğumuzda rezil duruma düştüğümüzü, götümüzün başımızın oynadığını ve o yüzden çıkmak istemediğini söylüyor. Olan şey ise herhangi bir insanın sarhoş olduğunda yaptığı; Barda dans etmek, meyhanede şarkı söylemek, arkadaşına sarılıp halay çekmek, hoplayıp, zıplamak, gülmek, eğlenmek. Şimdiye kadar ara sıra kusma dışında kavga, dövüş vs. bir duruma düşmedik. Arkadaşlarımla erkek erkeğe çıkmama bir şey demiyor ama insan karı koca olarak da takılmak istiyor. Yılda bir kez bile olsa arkadaşlarımı eve davet etmek istediğimde, eğer içki varsa burası pavyon mu? Evli barklı adamsın diyor. Kendi arkadaşlarıyla takıldığımızda içilmesi o kadar sorun olmuyor. En son tartışmamızda dediği şu; "Ben istemediğim ortama girmek zorunda değilim. Benim sınırım bu." Bense insanın eşi için bazı şeylerde fedakarlık yapması gerektiğine inanıyorum. Ben de onun her arkadaşına/akrabasına bayılmıyorum. Ama bir yere gidilecekse ya da misafir gelecekse buyursunlar gelsinler diyorum. Arkadaşlarıyla planı varsa sorgusuz sualsiz katılıyorum. Ayrıca bu konuyu açtığımda ailemi alkol ve arkadaşa tercih ettiğimi söylüyor. Benimse öyle bir niyetim yok. Sadece eşimle arkadaşlarımı ortak bir paydada buluşturmaya çalışıyorum. Tabii ki öncelik her zaman eşim ve çocuğumda.

Buraya kadar okuduysanız teşekkür ederim. Hadi 1 ve 2. maddeleri siktir et ama 3 ve 4 için dayanamıyorum artık. Ailem ve arkadaşlarım hakkında sürekli olumsuz düşünmesi ve onlarla görüşmek istememesi beni üzüyor. Bu yüzden sorunumun çözümünü iki şıkka indirdim. Siz ne yapardınız? Lütfen cinsiyet bilgisi ile yanıt verin.

A) Boşan gitsin. Böyle hayat geçmez. Kızın bu gergin ortamda büyümemiş olur hem.
B) Ufacık kızın var. Onun günahı ne? Bırak arkadaşlarınla ailenle samimi olmasın, çok görüşmesin. Nasıl olsa erkek erkeğe çıkabiliyormuşsun, buna şükret. Aile ve arkadaş konusuna gözünü yum ve evliliğine devam et.
0
el magico
(01.06.20)
Eğer iki insan konuşabiliyorsa ve birbirini seviyorsa, bunlar hiç büyük aşılmayacak problemler değil. Sizi anlayabiliyorum. Ama bunun sonucu boşanmak bence kesinlikle olmamalı. Saygı ve de sevgi varsa. İnsanlar neler yaşıyor da birlikteliklerini boş ve gereksiz yere devam ettiriyorlar.
Konuşmaya çalışın, diliniz sevgiyle olsun. Empatiyle olsun. Ona verdiğiniz değerden, birlikte yapmaktan hoşlandığınız, özlediğiniz şeylerden bahsetmeyi deneyin.
0
Semi
(01.06.20)
Evlilik başlı başına sakat iş zaten. Bence birinci şık. En azından sağlıklı bir psikolojiniz olur. Kızınıza da daha iyi babalık edersiniz.

K
0
ruhen hastayim ben
(01.06.20)
evliliğe antipatik yaklaşan biri olarak ben de bunların aşılamayacak problemler olmadığını düşünüyorum. böyle çift kişiyi içeren durumlarda eşinin de ne diyeceği de önemli, bi de ondan dinlemek lazım belki de.

4'ü bu kadar büyük problem etmen tuhaf, sevdiğin insanla beraber olmak güzel ama o da istiyorsa. istemiyorsa istemiyordur. evlenirken her şeyin eskisi gibi olacağını sanıyordun muhtemelen ama evliliğin normali bu. hele bi de çocuk var, millet arkadaşlarıyla çıkmak için bile izin alamıyorken senin durumun şımarıklık oluyor.

3 de idare edilebilir bir problem. eleştirip düzeltemezsin karşı tarafın ailesini, hele ki eşinin böyle bir niyeti yoksa. yine evlilik böyle bir şey bizim toplumumuzda; ya komple bağ koparılacak -ki kayınvalideden çocuk bakmasını istiyorsan bunu isteyemezsin- ya da idare edilecek. bununla yaşamayı ve anlık sorunları çözmeye çalışman lazım.

2- "Ben de taşınmamızın hiç bir mantığı kalmadığı için eleştirilerde bulunuyorum"
bunun adı dırdır etmek, olmuş bitmiş, kayınvalidenden bunu isteyemezsin. öbür torun olmasa bakacakmış, şartlar değişmiş. eşin için üzülüyorsan bu konudan ötürü eşini üzmemeyi deneyebilirsin.

1- evlenmeden önce düşünmen lazımdı bunu, bir anda değişmedi muhtemelen. başka bir insanla beraber yaşamak -o kişi eş de olsa, çocuk da olsa, anne de olsa- bu tarz durumlarda ortak payda yakalamayı gerektiriyor. aşırı bir dağınıklığı varsa sen de toplamazsın tepki olarak, bir noktada toplayacaktır. hatta hiç söylemeden bir anda kesersin, ortalık çöp eve dönüp sana söylenmeye başlarsa fark etmiş olur belki. bu sorunlar arasında en konuşulup çözülecek olanı zaten.

biraz control freak'lik sezdim sende. bunu aşabileceğini kendi kendine, eşinden bağımsız düşünüyorsan ortak noktada buluşabilirsiniz. sen üzerine düşeni yapıyorsan ve ondan hamle gelmiyorsa o zaman düşünürsün ayrılma seçeneğini.
ama orta noktada buluşmaya niyetin yoksa, sen elinden geldiğini ve daha fazlasını yapmayacağını düşünüyorsan çocuğu bu ortamda büyütmek cidden sorun.
0
Bruce
(01.06.20)
hepsi düzeltilebilir problemler ama sen her konuda kendi istediğinin olması için baskı yapıyorsun, olmayınca da huzursuzluk çıkarıyorsun gibi duruyor yazdıklarına bakınca. daha ılımlı olmalısın, özellikle de evliysen. karşındaki insanın da istekleri ve kararları var, ortak bir noktada buluşmanız gerekiyor. ben de birinci şık diyorum, kadının ruh sağlığı açısından özellikle.
0
pearson
(01.06.20)
Siz sanırım henüz evliliğe adapte olamamışsınız.

"Ben de taşınmamızın hiç bir mantığı kalmadığı için eleştirilerde bulunuyorum. Zaman zaman dozunu kaçırmış olabilirim. Ama bu kadar konuşmamın asıl sebebi eşim için üzülmem. Kendine daha fazla vakit ayırması için elimden geleni yapıyorum ve özellikle taşındığımız için annesinden de bunu bekliyorum. Üstüne bir de kiracıyla uğraşıyoruz."

Eşiniz büyük ihtimal annesine yakında oturduğu için çocuk açısından kendisini rahat hissediyor. En azından bir şey olsa annem yakınımda gelir bakar diyebiliyordur. Siz bu ev mevzusunda zaten sürekli eleştiride bulunup, hatta eleştirinin şikayet etmenin dozunu kaçırdığınızı kabul etmişsiniz.

"O benim ailemden birinin en ufak kusurunda hemen ipleri koparıyor. Bizimkilerde de suç yok demiyorum ama uzaktayız zaten. İdare edilebileceğini düşünüyorum. Eleştirsin ama küsmesin. "

En ufak kusurdan kastınız sanırım ufak bir kusur değil. Yoksa bizimkilerde "suç yok demiyorum" yazmazdınız. Sizin ailenizi sizin idare etmeniz gerekir eşinizin değil. Uzaktayız zaten eşim ailemden gelen eleştirileri, sözleri kabul etsin, duymamazlıktan gelsin demeye çalışmışsınız.

"Dışarı çıkma ya da eve arkadaş davet etmeyi konuşmaya başladığımızda konu alkole geliyor. Çakır keyif ya da sarhoş olduğumuzda rezil duruma düştüğümüzü, götümüzün başımızın oynadığını ve o yüzden çıkmak istemediğini söylüyor."

Eşiniz önceden de sizin kadar gece dışarı çıkan biri değilmiş. Siz de belli ki içki içme konusunda ayarı olan biri değilsiniz. Bunun ayarını kaçırdığınız için eşiniz rahatsız oluyor. Arkadaşlarınızı eve toplayıp, içki keyfi yapmamanızı istemesi de gayet normal. Zaten erkek erkeğe çıkmanıza da tamam diyormuş.

Siz sanırım evinizi silip süpüren, sizin ailenizle güzelce geçinen, sizin dışarı çıkıp eğlenmenize ses çıkarmayan bir köle arıyorsunuz.

Ben eşiniz adına üzüldüm. Allah kolaylık versin kendisine. Siz evlilik ve çocuk olayına alışamamış kabul edememişsiniz. Boşanın rahat edin.
0
GoodMorningTeacher
(01.06.20)
bence esine cok baski yapiyorsun. hicbir evlilige bitsin diyemem kadin ya da erkek cok buyuk suclu degilse bu yuzden bosanma, isleri yoluna koymaya calis. esinin gonlunu al, uyum saglamaya calis diyorum. sen esine iyi davrandikca o da sana iyi davranmaya baslar.
0
anais
(01.06.20)
Gördüğüm kadarıyla genelde gömülen taraf siz olmuşsunuz. Ama bence o kadarını hak etmiyorsunuz. Sonuçta buraya bile gelip derdini anlatmaya çalışan objektif yazmaya çaba gösteren bir adam esasında "evliliği nasıl kurtarabilirim?" diye soruyordur. umut ve çözüm arayışı sizinki. o yüzden gömmek haksızlık olur.

bence ilişkinizde olumsuz taraflara değil olumlu taraflara odaklanmayı deneyin. gerçekten de evli ve küçük yaşta çocuklu bir erkeğin, erkek arkadaşlarıyla alkollü gecelere devam etmesi, her evlilikte bulunan bir şey değil. bu eşinizin hanesine artı olarak yazmanız gerek. ama kocaman bir artı. öyle karalama bir şey değil.

insanların eğlence anlayışı zaman içinde değişebilir. eskiden alkollü ortamlarda eşlik eden eşiniz şimdi artık sevmiyor olabilir. zorlamayın. ailenizi alkol ve arkadaşa değiştiğinizi söylüyorsa bunlar onların hisleri. niye böyle hissetmiş olabileceğini biraz düşünün. bunlar öyle bir çırpıda ulaşılabilecek hisler değil.

boşanmak işin en basit kısmı. burada öyle "boşa gitsin" yazanlara sormak lazım, çünkü bekara karı boşamak kolay diye bir laf var. acaba kaç tanesi ortada 1,5 yaşında çocuk varken eşlerinden ayrıldılar.

bence, eşinizin kendisine zaman ayırmasını istemek yerine siz biraz ona zaman ayırın. anlaşılan bebek doğduktan 1 yıl sonra başlamış bu gergin ortam. bence eşiniz ilgi istiyor, sevildiğini görmek ve gerçekten hissetmek istiyor. başbaşa olmak istiyor. ama sizin dayattığınız şekilde değil. kendi mutlu olabileceği bir başbaşa zaman ve ilgi istiyor. eskiden olduğu gibi, "alkolden ve arkadaşlarınızdan" daha değerli olduğunu hissetmek istiyor.
0
elestirman
(01.06.20)
Bu ilişkiye zehri salan sensin görünüyor.
0
osssy
(01.06.20)
genel olarak bruce+1

1. çok titiz bir erkeğin eşi küvetin giderinde saçlarını bırakan, temizliğe hiç dikkat etmeyen biriyse o evliliğin yürümeyeceğine inanırım.
yani birinci madde hafife alınacak bir madde olmaz benim için ama söylediğiniz konuda ben sizde biraz "bilmişlik" ve kontrolcülük sezdim açıkçası.

2. siz bir düşünceyle hareket etmişsiniz ama evdeki hesap çarşıya uymamış.
kaldı ki, eşinizin annesi sizin çocuğunuza bakmakla yükümlü değil.
yani onun garantisine güvenip çocuk yapmadığınıza göre, şu durumda konuşup durmanın anlamı yok.
eşiniz yoruluyor diye üzülüyorsanız konuşmak yerine bakıcı tutun.
tutamıyorsanız, huzur verin.
devamlı olmuş bitmiş bir konu hakkında yorum yapmak kadar saçma bir şey yok.
sonuçta yine de annesine yakınsınız ve elbette önemli bir şey olsa, "annem yakında" hissini eşiniz her şekilde hissediyordur.
yani bu neden tartışma konusu haline getirip olaya bu kadar saplandığınızı anlayamadım.

3. eleştirerek düzelme sağlayamazsınız.
zaten eşinizi de, ailesini de, başka birini de değiştiremezsiniz.
değiştirebilecek olsaydınız da yine bu konuşarak yapılamazdı.
bazen saygı gösterip susabilmek lazım.
dediğiniz gibi küsmemeniz elbette doğru bir davranış.

fakat sizin aileniz uzakta olduğu için iki tepkinin ölçüsünün aynı olduğuna inanmıyorum.
eşinizin ailesiyle daha çok yüz yüze bakıyorsunuz ve görüşüyorsunuz belli ki.
sosyal olarak zaten dediğiniz şey değiştirmeye çalışmak ve sürekli eleştirmek dışında normal.

benim anlamadığım, sizin aileniz uzaktan bile nasıl ilişkiyi kesmeye sebep olabilecek kadar bir müdahalede bulunuyor?
ki "bizimkilerde suç yok demiyorum" demişsiniz.
zaten az görüşüyorsunuz, uzaktasınız, bu yorumu da yaptığınıza göre ortada saçma şeyler var gibi geldi.
tavır koymak eşinizin hakkı, yapılacak şey durumu idare etmek.
eğer ortada gerçekten bir haddini aşma durumu varsa, eşinizden anlayış beklemek yerine, ailenizi dizginlemeniz lazım.

4. eşinizle dışarı çıkma keyfinin ayrı olmasını anlıyorum ama sanki eşiniz sizin eğlence tarzınızdan hoşlanmıyor gibi geldi.
yani bir akşam yemeğine çıkıp, iki kadeh şarap içip dönmek de mi kabul görmüyor?
o da kabul görmüyorsa bilemem, ama meyhane ve gece hayatına dahil olan şeylerden tepki aldığınıza göre, muhtemelen sizinle eğlenmiyor.
arkadaşlarınızla ortamınızdan, hatta arkadaşlarınızdan hoşlanmıyor da olabilir bu arada.
o da bir ihtimal.

çocuğun düzeni bence de bozuluversin, onda bir şey yok.
ama sanki o biraz mazeret ediliyor gibi geldi bana.

evlenmeden önce de böyleyse, o zaman yine "zaten öyleymiş, neden şikayet ediyorsunuz?" diyeceğim.
evlendikten sonra böyle olduysa, artık öyle şeylerden keyif almıyor olabilir.
yaşlar kaç bilmiyorum ama şimdi meyhaneye gitmek var, meyhaneye gitmek var.
ben de meyhaneye gidiyorum ama dediğiniz tarzda hoplamalı zıplamalı şeylerden ben de hoşlanmam.
o yüzden acaba eğlenme şeklinizden rahatsız oluyor olabilir mi diye düşündüm.

bu durumda kendinize özel bir aktivite yaratabilirsiniz belki.
yani arkadaşlarla eşi bir araya getirme konusunda ısrarı bırakın, karı koca bir yemek yiyip dönün mesela.
"seni akşam yemeğine çıkarayım" diye flört edin, çocuk işini de gerekirse kayınvalidenizle konuşup organize edin.
böyle bir teklifi de reddediyorsa, onu bilemem.

sizi evlilik içinde biraz kontrolcü, ısrarcı ve "fazla konuşan-dırdır yapan" kişi olarak gördüm açıkçası.
biraz rahat verin bence, çünkü sanki siz "sussanız" ortada pek bir sorun kalmayacak.
susmaktan kastım kendinizi şişirin anlamında değil elbette.
ama çözümü olmayan, iş işten geçmiş konularda ve düzeltemeyeceğiniz şeylerde fazla ısrarcı ve tutturan bir tavrınız var gibi.
halbu ki bu sorunlara alternatifler yaratabilirsiniz.
mesela gündelikçi ya da bakıcı tutun, evdeki dağınıklık ve anneyle ilgili sorunu çözmüş olursunuz.
yapamıyorsanız da destek olun.

gece dışarı çıkma konusunu önce karı koca aktiviteleriyle canlandırın, belki çocuk büyüdükçe o da biraz ayak uydurur, arkadaşlarınızın ortamına da girer.
bunlar seçenekleri olan konular.
niyetiniz iyi olsa da, karşıda sürekli söylenen ve konuşan birinin olması insanda gerginlik yaratır.
üstelik bütün gün çocukla ilgilenen biri zaten gergindir diye tahmin ediyorum, üstüne gitmeyin.
bunlar biraz çocukça serzenişler, yani ortada derin bir konu yok aslına bakarsanız.
0
blatta hiberna
(01.06.20)
öncelikle sorunlu bir evliliği çocukla taçlandırdığınız için sizi tebrik ederim.

neyse.

ben ortada boşanacak bir problem göremedim. hele ortada çocuk varken arkadaşlarım eve gelemiyor diye ağlanmak mantıksız geliyor.

1 ve 2 ise hayatımda duyduğum en saçma kavga sebepleri. dillendirebiliyor olmak bile komik. ilkini salla zaten çok düzen ve temizlik merakın var varsa kendin yap, temizlikçi tut. kayınvalidenin çocuk bakmaması konusunda ise bu duruma üzülüp kızmış olabilirsin ama dillendirip kavga çıkarmanın manası ne? daha neyini eleştiriyosun olmuş bitmiş, eşinin suçu ne?
0
elorelia
(01.06.20)
Hepsini okudum. Pardon ama sizin derdiniz ne? Bunlar problem mi? Bunun icin yuva yıkmayı cocugu bosanmis aile psikolojisi ile mahvetmeyi dusunuyorsaniz siz olgunlasmamissiniz bence. Rahat batmis gibi de. Boşanmış bi aile cocugu olarak gicik oldum sorunuza kusura bakmayin. ayrıca @blatta +1

edit: siz derken ikinizi de kastettim.

K
0
sanguine mcqaer
(01.06.20)
1- Sonuçta o ev bi şekilde düzenleniyor. Ha önce ha sonra, biraz esnemelisin.
2- Karın bu konudan şikayetçi değilse, senin yorum yapmana gerek yok.
3- Aileleri evin dışında bırakın. Kimse ana babasını seçemiyor, 60 yaşına gelmiş insanları değiştirmek sizin vazifeniz değil. Boşuna eleştiriyle siz kendinizi yormayın. İkiniz de ailelere saygıyla yaklaşıyorsanız yeterli, kimseyi sevmek zorunda değilsiniz.
4- Burada mevzu garip. Eve arkadaşla gelince "Burası pavyon mu?" çok kalitesiz bir söylem. Kaç yaşına gelmiş insanlar ağzınızla içemiyor hala sağa sola kusma moduna geliyorsanız o da garip. Ağzınızla içiyosanız bu laf gelmezdi sanki?

Özetle: Esnemen lazım hocam. Yoksa bu iş olmaz.

Ha bi de çocuktan önce de bu kadar olay vardıysa bu rağmen çocuk yaptıysanız "B" şıkkı sizin en başta düşünmeniz gereken şeydi. Kavga gürültü içinde bi eve çocuk getirme kararını verirken daha bencilce davranmışsınız ikiniz de. Şimdi boşansanız da devam da etseniz o çocuğa çok yazık.
0
lcha
(02.06.20)
şikayet ettiğiniz şeylerden 1-3-4 hepsi karı koca olarak aşmış olmanız gereken sorunlardı. bu konuda önerim yok sadece şunu soracağım. 5 yıllık evlisiniz, 1,5 yaşında çocuğunuz var. hadi 1 yıl diyelim hamilelik sürecini de çıkaralım. 2,5 yıllık evliyken çocuk yapmışsınız. geldiğiniz noktanın sebebinin karı-koca olmayı beceremeden anne baba olmak olduğunun farkında mısınız?
0
halanne
(02.06.20)
Öncelikle sebepler çok geçersiz. Yani bu tip sebepler bana boşanmak için çok eften püften geliyor, rahatlık batması gibi geliyor bu yüzden (b) şıkkı diyorum. Milletin ne sorunları var siz neyin derdindesiniz.

Erkeğim.

1- belki çok tertipli biri değilim diyedir ama yine de obsesif insanlara biraz kıl oluyorum. Evin düzenli tertemiz olması güzel şey eyvallah da eğlenmeye manilik bi tarafı yok.

2- kiracınızı çıkarıp geri taşının olsun bitsin. Bakıcı da tutmuşsunuz işte. Eşiniz hamile iken güven duygusunu annesine hissedip olmayacak bir şeye kalkışmış olsa da böyle olacağını bilse kendi de taşınmazdı, size eziyet olsun diye yapmış gibi anlatıyorsunuz, siz zaten gözden çıkartmışsınız gibi geldi.

3- çözümü şöyle bulabilirsiniz: eleştirme noktasında karşılıklı anlaşın, eleştirtmeyin, eleştirmeyin olsun bitsin. Dedikodu tarzı şeylerinden hoşlanmadığınızda da konuyu değiştirin ya da konuya ilgisiz davranın, dedikodudan hoşlanmadığınzı belirtin.

4-sadece bu konuda size hak verdiğim yan, eşinizle dışarıda yapmak istediğiniz olabilir ama bu da boşanmak için pek tutarlı değil. Milletin karısı sizin imtiyazlarınıza bile sahip olamıyor. Sizinde kendinize ait bir alanınız var demek ki ne güzel işte.
0
Unde bach canim
(03.06.20)
Umarım aranız düzelir. Evlilik ciddi bir şey, ortada çocuk da var. Sunduğunuz argümanlar evliliği sonlandırmak için bence çok basit. Bu olayların boşanmayı düşündürmesi asıl düşünülecek şey belki de. Gerçekten sadece bunlar mı?

28, E.
B şıkkı.

3 numaraya dair yorumum yok. can sıkıcı bir durum ama bu kadarsa boşanma için bir sebep olamaz.

Ben asıl 4'e çok şaşırdım. Sizin bir kerecik olsun eşiniz ve arkadaşınızla beraber olmak istemeniz kadar onun da arkadaşlarınızla beraber olmak istememe hakkı var. O kırılmasın diye istemediğiniz ortama girmeniz onun hatası değil. Belki bundan hoşnutsuz olduğunuzu bile göstermediniz ya da o kadar hoşnutsuz olduğunuzu bilmiyordu. Eşinizle beraber takılabiliyorsunuz, dışarı çıkabiliyorsunuz, arkadaşlarınızla çıkabiliyorsunuz, arkadaşlarınızla evde görüşebiliyorsunuz. ama eşiniz ve arkadaşlarınızla hep beraber alkollü bir buluşma yapamadığınız için çok bunalmış hissediyorsunuz.

bence sizin bu ısrarınız eşinizin size saygı duymasını azaltacak. hatta belki o alkollü eğlencelerde şarkı söylemek, dans etmek gibi sıradan sarhoş aktivitileri size olan saygısını azalttı bile. yazdıklarınızdan bu anlamı çıkarıyorum.
0
biseysorcaktim
(03.06.20)
Bence boşanırsanız boşanma sebebiniz bu konular değil bu konuları bile halledemiyor oluşunuz olabilir. Bu konular halledilebilir şeyler, demek ki taraflardan biri egosundan ödün vermiyor.
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(05.06.20)
(17)

Favori yonetmeniniz kim?

encokbenisevinnolur
Ve neden o?Ne bileyim bir filmindrn bir sahne... ya da başka bir örnek verebilir misiniz?
Ve neden o?
Ne bileyim bir filmindrn bir sahne... ya da başka bir örnek verebilir misiniz?
0
encokbenisevinnolur
(01.06.20)
Özellikle biri yok.

Almodovor filmiyse kesin bakarım. Sürprizli hikaye anlatımlarını seviyorum.

David Fincherin ışık kullanımı, yarattığı atmosfer çekiyor. fight club ve benjamin button'dan epey bir kredisi var.

james cameron, christopher nolan, peter jackson ya da ridley scott yazıyorsa kesin sağlam filmdir. konusu önemli değil. hata payı 10da 1 filan olabilir.

yazarken fark ettim. hepsini unut. benim yönetmenim Tim Burton. Burton varsa masal var, sürrealizm var, komedi var, fantastik var, efekt var, aksiyon var, absürtlük var, sağlam mesajlar var, ince göndermeler var demektir.
0
elestirman
(01.06.20)
Of zor soru.

Türkiye sinemasından çoook var. Yönetmen sıralamaya üşendim ama en en en sevdiğim filmi paylaşayım
www.youtube.com

Sevdiğim sahnelerden birini de paylaşayım, 1 buçuk dakikalık kadar olan kısmına bakabilirsin
youtu.be

Yabancı olarak en sevdiğim Xavier Dolan
www.youtube.com
www.youtube.com
0
buff
(01.06.20)
Filmden çok anlamam ve istikrarlı bir film izleyicisi değilim. Şu ana kadar istisnasız tüm filmlerini beğendiğim iki yönetmen oldu; Haneke ve NBC. Sonuçta film dediğimiz şey yapay. Ama bu yönetmenlerin filmlerini izlerken hayatı izliyormuşum gibi geliyor. Her şey olağan.
0
ruhen hastayim ben
(01.06.20)
Sirf Guz Sonati'ndan dolayi Bergman diyebilirim sanirim.
0
cerquanne
(01.06.20)
psikolojik gerilim seven bünyem için David Lynch tabi ki, Çünkü renkleri güzel kullanıyor, seyirciyle kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyor. kesinlikle dehasına hayranım.Çok zeki bir adam ve gerçek bir sanatçı.

özellikle mulholland dr. ve lost highway favorilerim. Her sahnesi, her saniyesi birer akıl oyunu, sanat eseri resmen!
0
bugisme
(01.06.20)
bir sürü alakasız insan var sevdiğim, takip ettiğim ya da severek izlediğim filmlerden sonra "bunun filmiymiş" dediğim.
aklıma gelmeyen de elbet vardır.

filmlerinin yüzde 80'ini ya da fazlasını beğendiğim/sevdiğim yönetmenler:
billy wilder
martin scorsese
robert zemeckis
wes anderson
michael haneke
hitchcock
david fincher
alfonso cuaron

sempati duyduklarım:
tim burton
christopher nolan
spike lee
danny boyle
sam mendes
almodovar
nora ephron
nancy meyers
tony scott
0
blatta hiberna
(01.06.20)
favori seçmek zor da, filmlerini sevme oranlarına göre bakarsak gaspar noe, lars von trier, andrei zvyagintsev, tarkovsky, tarantino, taika waititi, edgar wright, kubrick, guillermo del toro gibi karışık bir liste çıkıyor.

bir de bazı filmlerini yukarıdaki yönetmenlerin çoğu filminden daha çok sevdiğim ama film/beğeni oranı yukarıdakilerden düşük olanlar var; bu kısımda da genelde bergman, fassbinder, agnes varda, wong kar wai, fritz lang, angelopulos gibi kült amca ve teyzeler var.
0
Bruce
(01.06.20)
Nolan.

Kafasını seviyorum. Prestij'den beri.
0
fezagezgini
(01.06.20)
Guy ritche
Onur ünlü
0
dunyatuhaf
(01.06.20)
türk: zeki demirkubuz konuyu işleyişi gerçekçi ve filmlerin senaryosu sıradan ama ilgi çekici. masumiyet, kader, yazgı, üçüncü sayfa.

yabancı: gaspar noe rahatsız edici ve farklı bir üslubu var. irrivesible filmini herkes sonuna kadar izleyemeyebilir.
0
tantunizade murat efendi
(01.06.20)
Denis Villeneuve

Ağır işleyen konuları inanılmaz sürükleyici anlatıyor.
0
baal
(01.06.20)
Bergman, polanski, tarkovsky, jeunet, haneke

Nbc, reha erdem. Kız kardeşler filminden sonra emin alper.
0
adivar
(01.06.20)
Gaspar noe, çüknkü filmleri uyuşturucu gibi başka filmlerin uyandırmadığı hisleri uyandırıyor.
0
turkce konusan uzayli
(01.06.20)
ezel akay türkiye de değil de avrupa da doğsaydı dünyaca ünlü olabilirdi.
0
luluki
(01.06.20)
cok var ama ilk aklima gelenlerden biri wes anderson oldu. cunku sukuneti pastel renkleri ve simetriyi seviyorum.
0
in vino veritas
(01.06.20)
Polanski. Repulsion ve The Tenant kadar sevdigim filmler cok az. Cevap kesinlikle en iyi teknik, en iyi kamera kullanimi, en iyi hikaye anlatimi vs. degil. Kurulan duygusal bag onemli.

Isledigi konularla benim de derdimin olmasi: Alt metinde gocmenlik ve yabanci gorulmenin, varolussal sikintilarin cok agir basmasi.

Mekanin rol üstlenip "oynatilmasi"ni seviyorum, hem edebiyatta hem sinemada. Benim uzerimde de buyuk etkisi var mekanlarin, yasadigim alanin. Bu iki filmde de mekanlar bir film karakteri gibi oynuyor, hatta bazen basrolde oynuyor.

Repulsion´da Catherine Deneuve buz gibi, abartisiz role sokulmus. Tam bir Polanski isi.
0
buf-e kür
(01.06.20)
Lars von Trier. Tektir benim için. Başkası aklımın ucuna dahi gelmedi.
0
velvetmorning
(01.06.20)
(7)

evet/hayır soruları

bir soru sorcam
bunları neden nasıl şekline nasıl getirebilirizaklınıza gelen örnekleri yazabilir misiniz
bunları neden nasıl şekline nasıl getirebiliriz

aklınıza gelen örnekleri yazabilir misiniz
0
bir soru sorcam
(31.05.20)
siz bir örnek verirseniz belki bizim de aklımıza gelir.
0
fezagezgini
(01.06.20)
bkz: kime göre neye göre?
0
phonex
(01.06.20)
ios mu android mi
balık sever misin
çay mı kahve mi
0
🌸bir soru sorcam
(01.06.20)
Evet hayır sorularında aslında cevabın çoğunu soru soran verdiriyor karşısındakine.

Neden nasilda cevaplayan için at kosturmalik epey alan var.
0
encokbenisevinnolur
(01.06.20)
tam anlaşılmıyor sorunuz sanki.

ama bu dediğinizi vurguyla yaparsınız.

- android mi?
+ evet

ya da şaşkınlık belirterek vurguladığında
- android mi? (vurguyla gizli biçimde nasıl yani diye soruyoruz)
+ ya işte daha hızlı iosa göre hem daha ucuz

bir de soru ekinin yeri değişebilir
- çay içecek misin?
+ evet

-çay mı içeceksin? (gizlice neden diye soruyoruz)
+ kahve sevmiyorum. buranın çayı daha güzel
0
elestirman
(01.06.20)
ya karşıdaki isterse extra bilgi verir mesela evet/hayır sorusuna bile ama benim dediğim

neden çay içmeyi seversin gibi sorular
kısaca biraz daha muhabbet etmeye yönelik sorular
0
🌸bir soru sorcam
(01.06.20)
e soru cümlesi içersine nede/nasıl kelimelerini ekleyecek şekilde sorarsan cevap da ona göre olmaz mı?

çayını nasıl içersin?
neden android tercih ettin? gibi şeyler geldi ilkden aklıma.

Edit: yanlış anlamışım; kişi muhabbet etmek istemezse isetersen kuantum fiziği sor yine de cevap alaman; ana fikir, soru cümlesi ne kadar uzunsa cevap da o kadar uzun olur.
0
selam
(04.06.20)
(40)

Ev sahibi-komsu şikayeti

Fusha
Ev sahibim komşumuz aynı zamanda. Tek kişi var yani şikayet ettiğim. Küçük bir kasabada yaşıyoruz. 30000 nüfus. Evimiz harika, bahçeli, dubleks. Ikiz evler. Hemen bitişiğimiz değil en sahibinin evi. Arada bir ev var. Neyse;İlk gün (geçen sene yani) biz kiracı değil komşu istiyoruz dediler. Sık sık b
Ev sahibim komşumuz aynı zamanda. Tek kişi var yani şikayet ettiğim.

Küçük bir kasabada yaşıyoruz. 30000 nüfus. Evimiz harika, bahçeli, dubleks. Ikiz evler. Hemen bitişiğimiz değil en sahibinin evi. Arada bir ev var. Neyse;

İlk gün (geçen sene yani) biz kiracı değil komşu istiyoruz dediler. Sık sık bize gelin, biz de size gelelim dediler.

BiZ de evde kedi besliyoruz sorun olur mu dedik. Hayvan seven insanı daha çok sever dediler. ( bunlar bahçede besleyecegimizi sanmışlar sonra anladık. Her gördüğünde, kedinin tüyü sizi hasta etmez mi falan diye milyon defa sordu adam. Karısından şikayetim yok)


Bahçede çeşit çeşit meyve ağaçları var, ilk haftalar hariç adam her gün kapısı olan bahçenimize gelip sulamaya başladı. Eşim acayip rahatsız bundan. Ben de onun kadar olmasa da rahatsızdim. Kendimi kandırmaya çalıştım seni zahmetren kurtarıyor, adam ağaçların bakımıyla uğraşmış bunca yıl, ben üç yıl oturucam diye ağaçların ölme ihtimalini mi göze alsin yani falan dedim kendi kendime )

Sonra bir gün gezmeden geldik eve. Adamın karısı, eşime bizim bahçenin dibinde ateş yakıp ekmek pişireceklerini söyleyip davet etti. Sonra orası rüzgar alıyor diye oradan bizim bahçeye geçip ateş yaktılar bize sormadan (kendi bahçeleri var zaten yahu) benim eşim acayip trip attı haklı olarak. Ben orta yolu bulmak adına gittim onlara çay verdim biraz sohbet ettim eve girdim. Bahçe mahremiyeti yok, sıfır.

Eskiden iki üç günde gelirdi adam bahçeye. Çoğu zaman gürültülü çalışıyor ki duyup da gideyim sohbet edeyim. Yardımdan ziyade sohbet istiyor. Bu günlerde her gün geliyor Coronadan dolayı sıkılıyor canı. Ben bahçeye inmiyorum çünkü evden çalışıyorum. Ama Ben de hemen her gün uğruyorum onların bahçeye ( genelde akşam 6 civarı) gitmediğim günün hesabını soruyor ertesi gün (bir iki aydır böyle, ise giderken böyle değildi.) Edit: ise giden benim, adam çalışmıyor

Aşırı yardım severler, ramazanda 20 günden fazla yemek verdiler iftar için. Inatla istememe rağmen.

İlk başta fazla samimiyet beklediklerini söylediler kendilerince ama ben bu kadar beklemiyordum çünkü Ankara'da ev sahibimiz karşı komşumuzdu ve bir gün varlığını hissetmedim yahu.

Bomba olay: bugün gittim bahçeye, uzaktan sesleniyorum müsaitler mi diye. Hem edep meselesi hem de teyze kapalı. Edit 2: onların bahçeye gittim.

Gittiğimde bir şeyler ikram ettiler yedik sonra dedi ki "karpuz aldım, alırken satıcıya biz iki eviz, bize büyük ver dedim" diyor bana. Iki ev dediği de ben yani. Bu arada ramazandan önce eşim memlekete gitti o yüzden bana yemek veriyolar vs.

Neyse karpuzu da getireyim akşam veya sen alırsın dedi. Neyse ben oturdum işlerimi yapıyorum pcden. Telefon çaldı ama yarım saniye. Dedim yanlışlıkla aradı sanırım. Beş dakika sonra bahçeye çıkan balkon kapısına vuruyor acele etmeden, yavaş yavaş gittim mutfağa, (mutfaktan bslkona çıkılıyor) bir baktım balkon kapısını açmış bekliyor elinde karpuzla. Ya bi sınır oldum. Bi sınır oldum. Bı şey de demedim. Suratsız bir şekilde teşekkürler dedim.

Ayrıntı eksik ama en önemlileri;

Bunların çocuklarınin ikisi yurtdışnda ikisi yakın bir şehirde.

O yüzden sen bizim evladimizsin falan diyorlar, hanımdan yüz bulamıyorlar o kadar, ona demiyrlar muhtemelen.

En önemlisi, bunlar bir ara tefeciyle sıkıntı yaşamış. Oğlunun biri zenginken baya fakir olmuş baya bir yıpranmışlar ailece, anti depresan fln kullanıyor. Edit3 ilaç kullanan ev sahibi, oğlunu bilmiyorum.

Buraya daha önce de yazmayı düşündüm ama hep vaz geçtim, çoğunluk büyük şehirlerde yaşadığı için küçük şehir komşuluğu Hk bilgi sahibi değildir diye düşündüm ama bugünkü olay olunca tutamadım kendimi.

Kötü yazı , imla hatası vs için kusura bakmayın. Sinirden kendimi döveceğim. Saat sekizdeki olayı atlatamadım hala.

Edit: genel bir imla ve anlam düzenlemesi yaptım. Hala hata vardır. Sinirim azaldı ama geçmedi.
0
Fusha
(31.05.20)
Allah sabır versin ne deyim. Ben okurken darlandım.

normal bir daireye çıkın. Bu komşu istiyoruz ayağı kontrol altında tutma isteği. Sen sohbet etmek zorunda mısın. Laf alacaklar ya işteç
0
kickboxer
(31.05.20)
İstanbul'dan küçük bir sahil kasabasına göçmüş bir arkadaşımız var; geçen gün konuştuk. Birebir sizin anlattığınıza benzer komşular tasvir etti ama o bu durumdan çok memnun. Hiç aile, arkadaş eksiği hissetmedi; burada bir arada çok mutluyuz diyor. Anladığım kadarıyla biz büyük şehir insanlarına tuhaf gelse de küçük şehirlerde böyle şeyler normal. Cunku anlattiklariniz nerdeyse aynı. O yüzden kötü niyetli olduklarını düşünmedim ilk bakışta.

Siz kendi alanınıza girildiğini hissediyorsanız, rahatsız oluyorsanız bunu kalplerini kırmadan güzelce anlatın bence. Devam ederlerse tasinirsiniz en kötü imkan varsa.
0
fraise
(31.05.20)
Çocukları üzerinde acayip kontrol sahibi. Benim üzerimde de öyle olmaya çalışıyor. Yahu yürüyüş yapıyoruz sitede geçen. Elektrikçi faturayı yazarken sayacın kapağını açık bırakmış. Önemli bir şey anlatıyorum siyaset Hk vs bana diyor ki şu kapağı kapat takmadım önce. Bir daha dedi: e hocsm bir sey anlatıyorum burada dedim. (emekli öğretmen)

Bir de en önemli olaylardan birini anlatmayı unuttum. Evin yedek anahtarını vermemus bana. Onu da şöyle öğrendim. Evde arada tadilat işi oluyordu, ustaları falab o ayarlıyor hep. Ben şehri bilmiyordum ya ona danıştım ilk başta sonra öyle devam etti. Neyse tadilat işi okuyor usta gelecekse izin alıyorum işten falan. Birgün ben işteyken usta gelecek dedi, (daha önce gelemedi bir türlü isincikti falan) işten erken gelebilir misin dedi. Izin alamam dedim. Neyse benim anahtarın var zaten dedi :)))))))))

Ben izin aldım. Arabayla son sürat gittim eve. Adama hafif bir trip ya attım ya stmadim. Biliyorum ki ortam yok. Maksat eve girmesin tek. Halbuki hayırdır hocam ya, anahtarın ne işi var. Sen hepsini bana verseydin muhtemelen ben size verirdim zateb bir anahtar fln demeliydum. Ya da son dediğimi söylemeye gerek bile yok.
0
🌸Fusha
(31.05.20)
@frauss hocsm Ben de o arkadaşıniz gibitim hiraz. Ama eşim soğuk bir insan. Ondan etkileniyorum çokca. Bunlardan önce bazı konularda o bana benzemeye başladı. Bazı konularda ben ona. Evlilik böyle bir şey sanırım.

Edit: Buradakikere her şey normal geliyor hocam o konuda haklısınız. Eşim trip attığında falan gram anlamıyorlar ve üzülüyorlar.

Bir de, karpuzu aldım, kapıyı kapadım buzluğa koyduktan sonra gittim balkon kapısını kitledim. Bunu duymussa tepkili olduğumu anlamıştır belki :)
0
🌸Fusha
(31.05.20)
allah sabır versin kardeşim.

bana kalırsa bi telefon et, akşam size gelicez çay içmeye de, ciddi bi şey konuşcam de. evlerine gidin. sonra dersin hocam siz komşu arıyodunuz, bizim de hoşumuza gitti ilk başlarda falan ama ben bu kadar mahremiyet ihmali beklemiyordum de. sizi çok seviyoruz ama ben anamla babamla bile bu kadar yakın olamam de. evi kiraladık, bahçede sizi buluyorum eve gelince de. yanlış anlama ama madem bu kadar düşkündün bahçeye de niye kiraya verdin madem de.

lafa güzel sözlerle başla, güzel sözlerle bitir. biz de sizi çok seviyoruz gibisinden. bazı insanlar açık konuşulmadıkça takmaz. açık koşulunca da takmayan çok insan var ama neyse. bi de bu evden taşınmak durumunda kalabileceği bil, öyle git konuşmaya, göze al yani. ulan böyle hayat mı olur. düşünüyorum da mutfakla bişeyle uğraşırken kapıda bi adam belirdiğini, o sersemlikle vururum yeminle.

ondan fazla ev değiştirdim, şuna kanaat getirdim. en iyi ev sahibi havale yoluyla parasını alan, arayıp sormayan, eviyle ilgilenmeyen ev sahibi. adaptır, evini kiraya verince bi süre sonra çay içmeye gidersin, bi bakarsın nasıllar diye, sonra tamam arkadaş. bu nedir yahu. evlatlık da alsınlar bari de karışmanın görüşmenin bi adı olsun.

gece gece oturduğum yerde sinirlendim valla :)
0
antihero
(31.05.20)
hocam geçmiş olsun öncelikle. sizin de hata payınız var, muhtemelen yaşa hürmetten biraz da alttan almışsınız ama bu tarz insanlar anlamaz. sürekli bahçeye çıkmak, onlara gidip gelmek vs iyice alıştırmışsınız. durum aşırı anormal değil ama tabiri caizse çok yüz vermişsiniz. eşinizin bahçeye her allahın günü giren çıkan olmasından rahatsız olması da gayet normal. ki bu balkon mevzusu siz değil o evde yalnızken de yaşanabilirdi, ben kadın olarak çıldırırdım şahsen böyle bir şey olsa.

kendi tecrübeme dayanarak söylüyorum: 1) ev sahibine yakın evde çok mecbur değilseniz oturulmaz. 2) ev kiralamadan önce mümkünse konu komşunuzu da araştırın. çünkü komşuyla kavgalı olsanız kapıyı suratına çarparsınız ama ev sahibiyle öyle olmuyor. ev sahibi ne kadar uzak o kadar iyi. emlakçı çocuk bu sene beni ev sahibinin dairesi karşıda ama onlar köyde yaşıyor diye kandırmıştı, yılın 6 ayı karşımdalarmış meğer sdkfldf ama allahtan dediğiniz eski ev sahibi gibi varlığı yokluğu belli olmuyor.

kalp kırmadan söyleme yolunuz varsa söyleyin. kontratınız ne zaman bitecek bilmiyorum ama tatsızlık çıkar diyorsanız en kısa zamanda çıkın evden. insan evde huzurlu olmayınca hiç çekilmiyor

edit: antihero'nun yazdığına ayrıca imzamı atıyorum, nasıl konuşmanız gerektiğini güzelce anlatmış
0
amugochi
(31.05.20)
Evet boğucu. Pek özel alan kalmıyor gibi ama kötü niyetli değiller kesinlikle. O kadar bencil, düşüncesiz insanlar var ki karpuz alırken bile sizi düşünmesi güzel bir şey bence. Bırak yemek getirmeyi insanlar komşularının haklarını gaspediyor. Üstelik tek yaşayan biri olarak yemek gerçekten bir sorun diyebilirim. Her gün bunu düşünmeleri gerçekten güZel. Rahatsızsanız da kesinlikle kırmadan bunu çözmeye çalışın.
0
black mamba
(31.05.20)
Bence araya mesafe koy zamanla onlar da uzaklaşır zaten. Çağırdığında 1 2 defa işim var de. zamanla daha az çağırırlar zaten. Diğer türlü ne kadar yumuşak da konuşsan orada farklı algılanır ve kırılırlar.
0
black mamba
(31.05.20)
Mesafe koyma olayını denedim. Trip atıyor mesafe koyunca, açık açık söylüyor, biz komşu istiyoruz diye. Eski kiracının adını ağzından düşürmüyor ben mesafe koyunca. Ömer'im de Ömer'im diye. Herkese teşekkürler, size de cevap yazacağım uykumu aldıktan sonra
0
🌸Fusha
(31.05.20)
eskiden böyle beraber yaşayan komşular vardı. anahtarlar da birbirlerinde kalır girer çıkar yemekler haftada 3-4 gün ortak yapılır vs vs vs

sizin elemanın böyle komşusu varmış muhtemelen eskiden ondan istiyor yine. ama yıl 2020 1990 değil. onun farkında değil sizin ev sahibi.

yapacak birşey yok baştan izin vermişsiniz bir kere.
0
duyurukullanıcısı
(31.05.20)
Onlar için bunlar normal şeyler. Ben küçük bir yerdeki hastane inşaatında şantiye şefiydim. Etrafta evler var. Adam elini kolunu sallaya sallaya inşaata giriyor, sohbet etmek için, ne yapılıyor bakmak için, canı sıkılmış. Kovuyorum, bak burada ayağına çivi batsa ben ifade vermeye giderim diyorum, bu sefer eşine börek tatlı falan yaptırmış onunla geliyor falan. En sonunda uğraşmayı bıraktım. Yani onlar senin baktığın gibi olaylara bakmıyorlar, yaklaşamıyorlar. köy hayatını bilirsiniz herhalde az çok, her şey ortaklaşa yapılır. Öyle kişisel alan falan olmaz, tuvalet falan açıkta olur vb. Bu insanlar o background'dan geliyorlar. Şimdi size kiraya verdi evi ama o hatta şöyle düşünüyor: "Evi kiraya verdik de, tapusunu da mı verdik, eğer bizim evde misafire yer bulamazsak orada yatırırız" diyorlar.

Ya taşınacaksınız, ya da tahmin ediyorum tayininiz gelene kadar öyle kabul edip dişinizi sıkacaksınız.
0
malheiros
(31.05.20)
Ev alma komşu al olayını epey yanlış anlamışlar.
Eğer siteyi beğeniyorsanız site içinde kiralıkları takip edin. Aynı sitede başkasının kiracısı olun.Bu amca dövsen de gitmez.
0
elestirman
(31.05.20)
malheiros +1

Küçük yerlerde kişisel alan algısı yoktur. Küçük yerler böyledir. Nereye gitseniz kaçamazsınız. Büyükşehire geri dönün rahatsızsanız.
0
komando kani var bende
(31.05.20)
Kesinlikle normal değil, küçük yerler böyle şöyle diyerek konuyu normalleşmetirilmesine müsade etmeyin.

Bizim de yazligimiz köyde evimiz var öyle pat diye bahçeye izinsiz girilmez hatta insanlar çekinir ha ev ha bahçe hiç farketmez.

Bu adam veya amcaya dikkat et belli yaş üstü macera arar, müge anlı'da ki olayların genel konsepti fazla samimi insanlardan kaynaklanıyor.
0
Fritz-X
(31.05.20)
@antihero, hocam konuşursam ana baba kısmını söylemeyi düşünüyorum çünkü gerçekten babam böyle bir şeyi yapmaz kesinlikle, annem de büyük ihtimalle yapmaz.

@amugochi, hocam bu kadar sık gidip gelme corona sürecinde oldu, önceden de sürekli lafını ederdi ama iş-güç deyip geçiştirirdim. sürekli eski kiracısından bahsederdi beni eve gelirken gördüğünde (evi de sitenin girişinde anasını satayım, bakkala giderken falan tutardı beni, ömerim de ömerim :D -ömer eski kiracısı- o sık sık uğrardı vs)

@black mamba, hocam kötü niyetli değiller kesinlikle, öyle olsalar çok farklı boyutlara giderdi durum. Eşim biraz daha sıcakkanlı olsaydı, arada bir gitseydik belki de adam o kadar suyunu çıkarmayacaktı bahçeye gelip gitmeye. onlar başta belirtti ama bizim hatun pek sallamadı maalesef bu meseleyi. pek gidip gelmedi :D AYrıca yumuşak da konuşsam kırılacaklarını ben de düşünüyorum. mesafe olayı nedense hiçbir şeyi değiştirmedi. zaten mesafeliydim hocam corona süreci öncesinde. inatçı biri, elektrik panosu olayı inatcı ve takıntılı olduğunu gösteriyor bence. bir de ufak bir şey ama anlatacağım yine de.. ramazanın son günleri, bahçesindde oturuyoruz. bana telefon geldi ve önemli (kısa sürecek aynı zamanda, normalde biri varken yanımda açmam ama o sık sık benim yanımda birileriyle telefonda konustugu için açtm) telefonda konusmama rağmen bana bir şeyler soruyor, ben de kale almamazlık etmedim, duymazdan gelemedim, hocam konuşmayı bitirmem lazım dedim. normalde duymamam lazım yahu neyse bu biraz gereksiz ayrıntı oldu.

@duyurukullanıcısı, aynen öyle de, bilemedim nasıl tepki vereceğimi, adam da danışma, sorma huyu yok ki, pat bahçede gördük bir gün. sonra ardı arkası kesilmedi.


@malheiros, ara ara taşınmayı düşünüyoruz, bu son yaşadığımı eşime anlatsam çıldırır valla :D hocam benim hissettiğim de öyle, hatta sanırım biz bahçeyi değil evi kiralamışız :) bazen kafamda kuruyorum konuşmayı " hocam sık sık diyorsun ki bize, bahçede kahvaltı yapın vs. eşim orayı kabullenemedi, sahiplenemedi ki, galiba siz bize bahçeyi değil sadece evi kiraladınız" diye ama kırılır, hatta perişan olur gibi geliyor. adamın bahçesine gittiğim her gün " allah razı olsun, gelmeseydin napardık, sıkılıyoruz, sen olmasan naparız" diyor. her gün yahu.

arada bir de komşuları kötülüyor, kimse gelip gitmiyor, bir sen bir de şu komşu hariç kimse beş para etmez falan diyor :D

@elestirman valla onu da düşündük hocam, bekliyoruz kiralık çıkarsa diye. öyle yaparsak, hiç laf söz etmeden, mesajı net vermiş olacağız. kırılmış olabilir ama, ben bir şey demedim ki sana hocam, neyine kırılıyorsun allasen diye dalga bilem geçerim belki :D

@komando hocam aslında kişisel alan olayı bence var burada da ev sahibine yok :D çünkü ikizimizdeki aile bir gram rahatsız etmedi bizi. altı tane çocukları var, rahatsız edecek kadar gürültü yapmadılar hiç, bahçemizi ayıran uzun boylu çalı gibi bir şey var, oradan bazen selamlaşıyor bazen selam vermiyor :D varligini pek hissettirmiyor yani

NOT: EN ÖNEMLİ ŞEYİ FAZLA VURGULAMADIM SANIRIM, adamın psikolojisi bozuk (kendi ifadesi) tam olarak öyle demedi de, perişan olduk, ilaç kullanır olduk, depresyondan uyuyamaz olduk falan diyor.
0
🌸Fusha
(31.05.20)
fritz, ilk dediğinize katılıyorum ama son dediğinize katılmıyorum hocam.
0
🌸Fusha
(31.05.20)
yukarıda herkes bir sürü şeyi yazmış zaten.
bence "eşim soğuk" ya da "eşim öyle davranmasaydı" demeyin, hatalı davranan sizsiniz.
bu tarz bir komşuluk ilişkisi ihtimali varsa, en başından samimi olmayacaktınız.
yani gitmeli, gelmeli, yemeli, içmeli, siyaset konuşmalı bir ilişki kurmamanız gerekirdi.

şimdi bence açık ve kısa bir özetle konuşulmalı, büyük bir olaymış gibi değil.
yani bu olayı hususi olarak, "bir şey konuşacağım" şeklinde değil, bir şey olduğunda anında tepki vererek yansıtmalısınız.
mesela kendisinde yedek anahtar varken usta için eve gireceğini ima ettiğinde hemen "ben yokken eve girmeyin lütfen, ben hoşlanmam öyle şeylerden. usta beklesin." diye açıkça söyleyeceksiniz.
"anlatmaya çalışmak" gereksiz tribe ve konunun uzamasına neden olur.
gerçi siz ne derseniz deyin, ne yaparsanız yapın şu noktadan sonra kırılacak ve bozulacaklar.
gerekirse bozacaksınız.

ama dediğim gibi, eşiniz hatalı değil.
siz de onun gibi davransaydınız, şu anda bu kadar yüz bulamazlardı.
0
blatta hiberna
(31.05.20)
@blatta, hocam normalde eşimde hata bulmam ama kendileri başta dediler biz kiracı değil komşu arıyoruz, ananız babanız uzakta, bizi de ana baba belleyin, gidip gelin. bunu defalarca söylediler ilk gün. başbaşa kaldığımızda ben eşime söyledim yapabilecek misin diye? alışırım dedi bu tarz bir yaşama :) (daha evi tutmamıştık, eşim böyle deyince tuttuk)

sonra ilk günden ne gitti ne geldi. o zaman söz vermeseydin de mi? ben de bunun mahcubiyeti olduğu için biraz taviz verdim, o da biraz. fazla taviz vorona sürecinden beri.. ayrıca benim işten dönüşte de çalışmam gerekiyor, o yüzden bunları anlatıp gitmiyordum fazlaca yanlarına, ama eşimde gitmeyince ben bazen gitmek istemesem de gitmek zorunda hissediyordum kendimi :) ama ısrarla her gittiğimde söyleniyordu kibarca. yahu adam olan bıkar değil mi söylenmekten, gelmiyor işte, ayda bir, iki ayda bir anca geliyor işte. arada bir de ayaküstü, sitede veya bahçede konusuruyoz işte. insanlar meşgul yahu :D
0
🌸Fusha
(31.05.20)
bir de damadına hayatı zehir ediyor sanırım, gelinlerine bir şey yapamıyor, onu da anlatıyor, zamane kızları burunlarından kıl aldırmıyor diyerek. damadın kumar sorunu varmış, sürekli iddia falan oynuyormuş, adama kredi çektirip araba aldıracak, ki para krediye gitsin kumar oynayamasın falan. neyse mantıklı olabilir, damadını kızını düşünüyordur da bana anlatması biraz garip, eşim ise acayip şaşırır bana anlattığını bilse.

eşim paylaşımı zayıf bir insan, kimseye bir şey anlatmaz. uzun süreli arkadaşlıkları yok :D varsa yoksa ablası ve anası (onlarla da sık görüşmez, yanlış anlaşılmasın. derdini veya elbise fikirlerini falan onlara sorar anlatır)
0
🌸Fusha
(31.05.20)
Doluyum arkadaşlar :D

kötü niyetli komşu ile uğraşmışlığım var. birkaç defa sabredip polis çağırmışlığım var yıllar öncesinde ama bunlar iyi niyetli insanlar. ve önemli bir nokta, psikolojisi sanırım gerçekten bozuk.

edit: bir de kendisi dediğim dedik biri ama ben inatlaşıyorum. örneğin geçenlerde sizin bahçenin çalılarını kısaltalım dedi (yola bakan tarafı kestik sorun yok burada) sonra bitişiğimizdeki komşumuz ile bahçemizi ayıran çalıyı kısaltmak istedi. kısaltmayalım dedim, çiçekler güneş almaz ama falan dedi. valla hocam benim için mahremiyet daha önemli, eşim, ben, bahçeye çıkasımız gelmiyor fazla kısa olursa, komşu için de iyi olur dedim. sonra mahremiyet temalı konuştum, bunlar önemli şeyler vs vs. pek ortam yoktur, o yüzden biraz sinirli bir şekilde söyledim bunları, nefes alış verişim bile değişti yani.. zaten orta yolum olsaydı başlarda söylerdim. ya sineye çekiyorum ya da patlıyorum.
0
🌸Fusha
(31.05.20)
Amca teyzeye zıt gidersen olay funny games'in yaşlı versiyonuna dönecekmiş gibi geldi bana, bi tekinsizlik sezdim.

Bence olayı eşin üzerinden yönlendir, o rahatsız oluyor böyle şeylerden kusuruna bakmayın ama evdeki huzurumuz bozuluyor, mesafeyi biraz açalım falan de. Eşine sor tabii bunu önce.
0
Bruce
(31.05.20)
"komşu arıyoruz" demek, devamlı gidip gelmek zorunda olduğunuz anlamına gelmiyor ki.
arada bir ayak üstü sohbet, belki arada bir aşure vb gibi şeylerin gidip gelmesi ve selamlaşmak yeterince komşuluk zaten.
sizin kendinizi mecbur hissedeceğiniz bir durum yokmuş ki.
muhtemelen eşiniz de benim gibi düşündü.
güler yüzlü davranmak, selamlaşmak, hal hatır sormak komşuluk zaten.
sizin anlattığınız başka bir şey.
ayrıca adam kontrata "komşu istiyoruz, şartları da şunlardır" yazmamış.
yani belli bir kol mesafesinde olup medeni davranacaktınız, o kadar.

benim de ev sahibim üçüncü katta oturuyor.
kira artışı falan gibi konularda sinir olsam da, mahremiyet ve mesafe anlamında sağ olsunlar düzgün insanlar.
beni de 1-2 kere davet ettiler mesela, gitmedim.
ama karşılaşınca ayak üstü sohbet ediyoruz.
komşuyuz işte, daha ne?
yani eşinizle komşuluk anlayışınız uymuyor olabilir.
fazla yaklaşmışsınız, erkekler bu gibi konularda eşleri daha soğuksa onun adına da gereksiz yere mahcup olup daha yakın davranabiliyorlar.
sizde de o olmuş biraz sanki.
0
blatta hiberna
(31.05.20)
okurken sinir oldum. kim olursa olsun bu kadar içli dışlı olmayı zaten sevmem. herkes önerisini yazmış.
ben sadece tek bir şey eklemek istiyorum. yeni bir eve taşındığınızda mutlaka evin dış kapısının kilidini değiştirin. sizin örnekte ev sahibi başka bir örnekte hırsız olabilir. bir gece uyurken ev sahibi, gençler böyle de uyunmaz ama diye karşınızda bitebilir :)
0
scudman1
(31.05.20)
siz bu komşuluk meselesinin avantajlı yönlerinden faydalanmak (yemek, muhabbet vesaire) ama bu faydayı kendi çizdiğiniz sınırlarda yaşamak istiyorsunuz. sizin yaklaşımınız sadece gerçekten en baştan söylediler ama napalım yani, yaşlılar, yalnızlar samimiyet kuralım, eşim adına da ben daha fazla yakın davranayım olsa bu durumlardan rahatsız olmazdınız. bence önce kendinize bir sorun, iki yetişkin evli barklı insan olarak yaşadığımız evle ilgili bu kadar özel alan ihlali yapan insanların getirdikleri yemekleri neden kabul ediyorum (istemiyorum demekten bahsetmiyorum, isteseniz doktorun özel diyeti var ben kendim hazırlıyorum der geçersiniz), bütün bunlara neden müsade ediyorum, bu çizgiyi gerçekten neden çizmiyorum diye. bir sürü bahane sıralamışsınız ama bence kendinize karşı şeffaf değilsiniz. şeffaf olsanız kendi içinizde bu boyutta çatışmalar yaşamazsınız.
0
Phoebe
(31.05.20)
@blatta, hocam adam ayrıntı verdi. sadece komşu istiyoruz demediler, hatta bir önceki kiracıdan örnekler verdi, şöyle gider gelirdi vs diye. yine de bu kadar beklediklerini anlayamadık gerçekten.

@secduman, hocam zaten öyle bir kültür varmış, hatta kimileri hep aynı kiliti taşırmış yeni taşındığı eve falan. ben yeni öğrendim :D

@phoebe, hocam haklı olabilirsiniz derim normalde ama yemek yemeyi zul gören biriyim neredeyse :D annemin bana taktığı lakap "kendinden yemli" idi. bunu da ilk defa tanımadığım birilerine söylüyorum. ben yemek yemeyi çıkarıma uyduğu için değil kıramadığım için kabul ettim. hatta kaç defa yalan söyledim valla, bugün yemek yaptım diye. yemin ediyorum ona rağmen getirdi yemeği. dediğiniz gibi hekim diyeti vs aklıma gelseydi söylerdim.. o daha iyi bir çözüm.
0
🌸Fusha
(31.05.20)
bu arada son iki aydır eşim memlekette, onu tekrar hatırlatayım, öncesinde yemek getirip götürme yoktu.
0
🌸Fusha
(31.05.20)
kardeş sen haklısın da evsahiplerine de kızamıyorum yalnızlıktan sıkılmış yaşlı tipler. kötü bir niyetleri yok. sinirlenmeye gerek yok. anlaşamıyorsanız ufaktan yeni yer aramaya başla.
0
prizmatik
(31.05.20)
hahahha bahçe hariç kendimi gördüm. ben taşınıyorum ama işle ilgili nedenlerden dolayı. allah sabır versin üstte yeterince yazılmış zaten öneriler benim ekleyebileceğim bir şey yok
0
papuayenigine02561
(31.05.20)
Ta en başından belli etmişler, siz anlamamışsımız.

"Biz kiracı değil komşu istiyoruz" demek, aynı evin içinde yaşıyor gibi olalım, senin evinde ne oluyor ne bitiyor kim giriyor kim çıkıyor hayatınızda ne oluyor ne bitiyor her şeyi bileşim demek.

Küçük yerde, Anadolu'da böyle diyip normalleştirmek saçma. O iş şöyle daha doğrusu, eskiden küçük kırsal ilçelerde, evler genellikle bahçeli müstakil olurdu ve o evlerde oturanlar onlarca yıldır aynı evlerde olduklarından içli dışlı olurlardı.

Devir o devir değil, bu kafadaki insanlar da siz tatlı tatlı kibar kibar konuşunca, hmm çok mu içli dışlı olduk, çocukları rahatsız mı ettik diye düşünüp akıllanmaz. Aranız bozulacak size de nankör damgası basacaklar.

Bir de sürekli bir iyi niyet lafı geçmiş. Birinin iyi niyetli olması, bir şeyi kendince iyi niyetlerle yapması rahatsızlık veren davranışları normalleştirmez, böyle olmamalı. Aşağı yukarı 35 yaşıma geldim, bu milletteki iyiniyet kelimesine sığınıp insanların hayatına burnunu sokma hastalığını milyon örnekte gördüm.

Adam resmen sizin huzurunuzu bu iyiniyetle perdelenmiş bu her şeye dahil olma dürtüsü ile skip atmış. Öylesine dolmuş ansiklopedi gibi yazmışsın.

Daha da canının sıkılmasını istemiyorsan, hiç gidip konuşma boşuna. Anadolu kırsalının aşırı meraklı insanının, yaşlı öğretmen bilmişliği egosu ile upgrade edilmiş hali, adamın resmini bile görmeme gerek yok gözümde canlandırabiliyorum. Konuşursanız ya size ajitasyon ile karışık laf sokacak ya da direkt hain evlat Ökkeş muamelesi göreceksiniz.

Bir ev bulun, bulunca da tayinim çıktı vs bir bahane ile hiçç bu anlattığınız mevzulara girmeden çıkın gidin. Tantana çıkmaz, baş ağrısı olmaz.
0
wilhelmwasmuss
(31.05.20)
Biz anlamamışız hocam, doğru. Onlar da bizi anlamamış kedi konusunda. Aynı dili konuşmamışız zamanında kısacası
0
🌸Fusha
(31.05.20)
Merhaba arkadaşım. Eşiniz soğuk bir insan olup da komşu istiyoruz kiracı değil dedikleri anda biz kiracı olmayı tercih ederizi hissettirmemis olmanız sizin hatanız. Evler dip dile olmamasina rağmen ev sahibi çok yakınmış ve 30000 nüfuslu bir yermiş. Keşke benim böyle bir ev sahibim olsaydı. Tavsiyem bu durumu hem siz hem eşiniz kabullenin ve komusulugun avantajlarını kullanın. Evinizde çok değerli kıymetli bir şey de yoktur girin çıkın mutlu olmaya bakın. Olmuyorsa ayrilacaksiniz maalesef. Dediğim gibi çok imrendim.
0
lion de la Turquie
(31.05.20)
Hocam ben iki üç yıl önceki halimle olsam çok mutlu olabilirdim ama insanlar karakter olarak birbirlerine benziyor yavaş yavaş galiba. Benim küçüklüğümde yaşadığım komşuluk buna benzerdi. Ama bu halimle eşime benzediğim için biraz, moralim bozuluyor. Aslında beni yoran şu hocam bir de: sürekli bir talep olmasa belki ben isteyerek gidip geleceğim. Bir gün gitmeyince hesabı (!) Sorunlunca vazife gibi gidip geliyorum, seve seve değil. Insandan çok talep olunca yapasu varsa bile yapmak istemiyor
0
🌸Fusha
(31.05.20)
yahu bir şey aklıma takıldı siz taşındığınız evin giriş kapısının anatharını değiştirmediniz mi bu nasıl bir güven? Siz değiştirdikten sonra istediği kadar yedek olsun. evden çıakrken eski kilit/anahtarı da takarsınız istediği gibi kullanır anahtarlarını.
Annemde böyle izansız bir komşu vardı bahçenin arkasından, kapı ile girilen, mutfak kapısına dan diye gelmişti bir gün direkt cevabını aldı annemden, böyle gelmeniz uygun değil ev hali olur, lütfen bir daha ön kapıyı kullanın diye, bir daha yapmadı. ister üzülsün ister kırılsın, özel alan diye bir şey var. olay olduğu anda cevap vermek en doğrusu. özellikle karşılarında genç görünce özel hayatı hiçe sayabiliyorlar, iyi niyet de bir yere kadar diye düşünüyuorum. evini kiraladığın adamın hayatını da kiralamıyorsun ya..
0
ruz
(31.05.20)
Hocam anahtar degistirme olayını birkaç ay önce öğrendim. Daha öncek hiç tecrübe etmedjm. Evli olarak tuttuğumuz ikici ev zaten bu. Öğrenciyken hiç aklımıza bir gelmemişti. Valla laftan anlamaz diye tahmin ediyorum veya kibarca değil de kabaca uyarırım diye de korkuyor olabilirim.
0
🌸Fusha
(31.05.20)
Yazilanlari okumadim ama bence bir gun sizi uygunsuz (!) yakalarlarsa bir daha boyle densizlik yapmazlar bence.
O yuzden uygunsuz yakalanin mumkunse.
0
kuehles blondes
(31.05.20)
Yahu düşünüyorum da ben bu insanla neden konuşmuyorum diye, türlü türlü sebep buluyorum. şimdi de şu geldi aklıma, 65 yaşındaki bir insana bu yaştan sonra doğruyu yanlışı nasıl öğreteyim ki ya. adam yanlış yaptığını bilmedikten sonra benim kapımı açmış ne açmamış ne. bilemiyorum altan :) yahu komik değil mi ya? hayat tecrübesi senin yarın kadar olmayan biri gelecek ve diyecek ki: hocam bak evde dal da**ak dolaşıyor olabilirim neden kapıyı açıyorsunuz? yahu komedinin dibi taaaa aq.... sinirlendim yine :D bir de dal da**ak dolanıyorum dememe gerek bile yok yahu. lan nasıl bir kafa bu ya :D

yanına gitmiyorum bundan kelli hadi bakalım :) bir daha desin gelip gitmiyorsun diye. bundan sonra böyle hocam derim muhtemelen :D
0
🌸Fusha
(31.05.20)
Herkese teşekkür ediyorum arkadaşlar. Bundan sonra yoluma nasıl devam edeceğimin kararı netleşmek üzere.
0
🌸Fusha
(31.05.20)
bence eşini suçalama soğuk diye. soğuk olmasa daha yakın olabilirlerdi :D ondan çekinip biraz uzak da duruyor olabilir.er
0
black mamba
(01.06.20)
Hocam bugün baya hak verdim eşime :) çünkü şöyle bir şey fark ettim Coronadan önce ayda bir veya iki ayda bir giderdim ve hiç gelmiyorsun lafını duyardım. Bu aralar ise bir gün gelmesem, dün niye gelmedin diye soruyor :) yani yetmiyor hiç. Hatta bir gün öğlen vakitlerinde gittim, o gün dedi ki akşam da gel :))))

Bu arada son meseleden sonra hiç gitmedim, bugün eve giderken denk geldik. Yine "yan sen nerelerdesin? Dün hiç gorunmedin" falan dedi. Direkt "valla hocam bundan sonra böyle, benim evde çalışmam gerekiyor, kimse benim yerime çalışmıyor, kimse benim işimi benden fazla düşünmez haklı olarak, ben de kendi işimi düşünmek zorundayım" dedim. Valla bundan sonra böyle lafımı duyunca bozuldu ama bozuntuya vermedi pek. Kem küm vs dedi :)
0
🌸Fusha
(01.06.20)
Aylar önce yapmam gereken şeyi de az önce yaptım. Kilidi değiştirdim.
0
🌸Fusha
(01.06.20)
(18)

intihar etmek kaçmak mıdır kurtulmak mıdır

bundanboyle
intihar etmek kaçmak mıdır kurtulmak mıdır
intihar etmek kaçmak mıdır kurtulmak mıdır
0
bundanboyle
(28.05.20)
Katilin ve maktülün bir arada olduğu bir cinayet şeklidir.
Uzak durmak lazım .
0
Erva
(28.05.20)
Hangi filmden duydum hatırlamıyorum; "insan ancak karşı koyamayacağı bir güç karşısında kendi canına kıyabilir" gibi çok feyizli bir şey kalmış aklımda.

Kaçmak ve kurtulmak zaten edebiyat dışında pek farklı şeyler değiller.
0
IncredibleMau
(28.05.20)
Kesinlikle kaçmaktır.
0
etna
(28.05.20)
annem hayatta oldugu surece asla yapmayacagim bir sey olurdu. sadece annen degil baban ve kardesin var. resmen 3-5 kisiyi oldurmeden cehenneme koymus oluyorsun.
0
baldur2
(28.05.20)
bence kolaya kaçmaktır.
0
mikahakkinen
(28.05.20)
hiç kimse tam anlamıyla bir başkasının hissettiklerini anlayamaz. empati yapmaya çalışır, iyi niyetiyle düşünür, anlamaya çalışır ama tam olarak anlayamaz; hissedemez. ne yaşıyorsunuz bilmiyorum. ama şunu biliyorum, gerçekten çok klişe olacak ama, inanın şu yaşamda "intihar" bir seçenek bile değil, olmamalı... bir çok başarı, ard arda gelen başarısızlıklardan sonra gelir. bazen kişinin mutsuzluğu, salt şımarıklıktır. kaçmak mı kurtulmak mı sorusuna cevap vermek gerekirse, ikisinin de olduğunu düşünmüyorum. zira, ruhunuz ve bu yaşamdaki bedeniniz bir problemle karşı karşıya. eğer onu yenip, olgunlaşırsanız aşmış oluyorsunuz. aşmamayı tercih edip, kendi değiminizle kaçıp kurtulmaya çalışırsanız bence sadece problemi ertelemiş olursunuz. ruhunuzun o probleme, o problemi çözmeye, bu tecrübeye ve sonuçta edineceği olgunluğa ihtiyacı varsa; ki olmasa neden karşı karşıya gelesiniz? bambaşka bir polarizasyonda, buna ister öte taraf diyin, ister reenkarnasyon, neye inanırsanız inanın, benzer bir problemle tekrar yüzleşeceksiniz. taaki bunu aşma olgunluğunu gösterene kadar... bu elbette benim kişisel fikrimdir. kimseyi bağlamaz. ama bazen düşündüğümde, onca mutsuzluklarıma rağmen, hayatın en ufak biriminde en ufak olumlu bir şey gördüğümde nadir de olsa mutlu olabiliyorsam eğer, hayattaki onca hırsın, paranın, mevkinin, ne değeri var? bunlar zaten yok.. olmadığı için yoksunluğundan mutsuz oluyoruz. ama olan kişileri de görüyoruz, olduğu için mutsuzlar. :) bu bir döngü, bir sınav.. ferrarim olsaydı satıp bilge olmazdım, caddede gazlardım. ama satıp bilge olan erdemleşiyor. bu elbette popüler bir örnek, ama anlamak için yol olabilir. hiç bir şey, Tanrı'nın verdiği nefesi sonlandırmanızı makul kılmayacak... tam tersi burada kalıp savaşmalısınız. her ne ile savaşıyorsanız. ancak o zaman değerli olur kazandığınız şey, ve aslolan huzur, olgunluk, tecrübe ve bilgi birikimi... "yaşamaya mecbursun!"
0
jeanluc
(28.05.20)
Dışardan bakanlar için kaçmak, eylemi gerçekleştiren için kurtulmaktır bence.
0
medre
(28.05.20)
bence bu ikisinden ziyade pes etmektir. gelecegi bilemedigimiz surece de erken pes etmektir hatta.
0
in vino veritas
(28.05.20)
Bir bildiridir, duruştur, tavırdır intihar, insanı en zor durumda dahi bırakmayan, canı için mücadele etmesini sağlayan o iç güdünün bilinç tarafından görmezden gelinmesidir. Bir karardır intihar, kimi için çaresizlik yüzünden yapılmış bir eylemdir, kimi için aptallıktır, kimi için amaan dünyanın sonu mu sanki'dir, kimi için gururdur. Eylemi gerçekleştiren kişi tarafından ise tavırdır, geri kalanlara. Her hayatın bir hikayesi olmaz ama her intiharın bir hikayesi vardır.

Herkes kendi yaşadığı hayatla, edindiği bilgi ve tecrübelerle değerlendirir intihar edenin durumunu, ben olsaydım der, şöyle yapardım, bunun için kendimi öldürmezdim. Bu cümleleri kuran kişi, intihar edenin anne babasından doğsa idi, aynı hayatı yaşasa idi, aynı cümleleri kursa aynı cümleleri duysa, aynı şeyleri hissetse idi o da intihar ederdi oysa.

Ne kurtulmaktır, ne kaçmak. kaçmak olsa, kaç git zaten, dünya, ülke hatta şehir bile kocaman bir yer, kim bulacak kim bilecek kaçandan başka? Kurtulmak olsa neyin pahasına neyden kurtuldun? Kurtuldundan ne yaptın? Bildirinin, tavrın ne olduğunu bazen intihar eden hariç kimse anlamaz, her şeyi vardı mutluydu derler ama öyle değildir.

Şunu unutmamak gerekiyor, en iyi tanıdığınız kişi anne babanız bile olsa bilmediğiniz çok şey var. İnsanları, onların size izin verdiği kadarı ile tanırsınız.
0
selam
(28.05.20)
Yorulmaktır.
0
antihero
(28.05.20)
İkisi de değil bencilliktir. Bencilliğin en üst noktasıdır.
Kişiyi seven, önemseyen, o zamana kadar kendisine emek vermiş olan, arkasından üzülebilecek, kahrolacak kimseyi umursamamaktır.
0
elestirman
(28.05.20)
zamanında girişimde bulunmuş ve başaramamış, sonrasında tedavi görmüş olan BEN için kaçmaktır. başka insanları bu konuda yargılamayı doğru bulmuyorum, kimileri yıllarca uğraşıp da daha fazla güç bulamadıkları için intihar eder, hayatını kaybetmiş birine "kolayı seçmiş, kaçmış" demeyi kendi adıma doğru bulmuyorum. sadece kendi tecrübem ve kendim için konuşuyorum: benim için kaçmaktı. çünkü beceremeyip tekrar yaşamaya karar verince sorunlarımın çok büyük bölümünün terapi ya da ilaç kullanarak giderilebildiğini, insan içine karışmanın ve "bir şeyler" yapmanın ciddi ölçüde yardımcı olduğunu, insanların zaman zaman ağır psikolojik bunalımlar yaşayabileceğini fakat bunlardan kurtulabileceğini görmüş oldum. "hayatım bitti, yaşayacak bir şeyim yok - istemiyorum" dediğim gün ölmeyi başarsaydım, bugün "iyi ki yaşamışım, iyi ki tecrübe etmişim" dediğim şeylerin belki %50'den fazlasını yaşayamayacaktım.

çok mutsuz olursam "zaten sonunda ölücem, açıkçası kimse de beni umursamıyor, ne yaparsam kendime yapıyorum. biraz depresyona gireyim, saçmalayayım, anamı kemerle döveyim, sonra yine toparlarım" diyerek mücadele ediyorum. ölmeye gerek yok. insan sürekli değişiyor. ölüm değişim şansını yok etmektir.
0
der meister
(28.05.20)
intihar umutsuzlukla cesaretin kesistigi yerde gerceklesir diye bir laf var. kacmak da kurtulmak da degildir bence. kimse intihar eden birinin yasadigi surecleri de anlayamaz. empati falan hikaye.
0
kassiopeia
(28.05.20)
@kiyiya vuran dildolar

bireysellik olarak anlatılan kavramı çok yanlış anlamışsınız. "kişinin kendi hayatı kendi kararı" çok doğru bir bakış değil. insan sosyal bir hayvandır. Her zaman salt "ben" diye bir şey olamaz.

Arkadaşınız, eşiniz, sevgiliniz, çocuğunuz, anneniz-babanız size gelip de "ben intihar edeceğim" dediğinde, "senin bedenin senin kararın" diyebiliyorsanız, tabii ki bu yazdıklarımı yok sayabilirsiniz.
0
elestirman
(28.05.20)
Ölüp gittikten sonra kaçmış olmanın anlamı ne ki... Bence kurtuluş. Ama bu yapılmasını gerektirir mi? Bence hayır. Kimse kendi için intihar etmez. Etrafında cezalandırmak istedikleri birileri vardır onun için intihar eder. Sırf birilerini suçlu hissettirmek için kendi hayatına kıymak yanlış bence.
0
black holes in the sky
(28.05.20)
Yaşarken kaçamadığı şeyden ölerek kurtulmak.
0
ruhen hastayim ben
(28.05.20)
üşenip okunmazsa aşağıdaki doğrudan söyliyim,
kaçmaktır.


yıllar önce yazdığım kitabın giriş pasajının bir kısmı sorunuzla epey ilintili ilerlemiş:

Sualler sormak uzun vakittir, biricik uğraşım oldu. Cevap verecek kimsenin olmamasını da umursamıyorum üstelik.
İyi hissetmiyorum. Yine ağrılar saplanıyor hafızama. Vazgeçmek geliyor içimden, "ne varsa boş ver" diyor birileri sanki. Burada geçen zaman içinde çokça düşünüp bir konuda karar verdim galiba. Benim teorime göre, bence herkes, yani en azından bir defa, masada bir seçenek olarak intiharı aklından geçirmiştir. İntihar, sadece bir şeylerden kaçmak, ya da her şeyden. Bu mevzuuda yalnız olmadığımı hissediyorum. Evet evet kesinlikle, çünkü ölüm bir azadtır. Bir kaçış, bir kurtuluş olmasa da kaçış. Kim kaçmak istemedi ki bir şeylerden. Çok insan kaçar, kaçmak kabahat midir?
Söz gelimi Halil Bey. Onun da benim gibi kaçmak istediğini garanti ederim. Çünkü kötürüm biri olarak yıllarını geçirmiş, sadece bunun için bile en güzelini hak ediyor. Halil Bey benim gibi düşünen kişilerin belki de başında geliyor. Çünkü öldüğünde cesedindeki arıza onu ilgilendirmeyecek artık, teninden sıyrılacak, istediği gibi koşabilecek yani, çilesi sona erecek, tıpkı yirmilik bir delikanlı gibi. Halil bey için bizden daha başka şeylerle gelecek ölüm. Özlemini çektiği şeylerle.
Ben de Halil Bey kadar hakkım olmasa da bekliyorum. Lakin bazen, bir şeyler başıma vuruyor sanki. Sanki bastırıp beni suya batırıyor. Deryanın ortasında kalmışım gibi oluyor bazen. Dibe itiliyormuşum gibi. Son zamanlarda çok yaşar oldum bu hissiyatı. Tıpkı boğuluyor muşum gibi hissediyorum.Tıpkı önceki gece traş olurken kafamın içindeki bağırışlarda olduğu gibi. Sanki biri bana mütemadiyen ''zamanı geldi'', ''artık gitme vakti'' diyordu. O denli kuvvetli ki, neredeyse arkamdan iten bir el hissedecek kadar.
0
firemanjonny
(28.05.20)
Son söz benim intihar eğer gerçekten yapılması için
gerekliyse hem kaçmaktır hem kurtulmaktır.
0
🌸bundanboyle
(30.05.20)
(4)

Bu reklamda ne anlatmak istiyor?

işimdeyim gücümdeyim
https://www.youtube.com/watch?v=g7_slK24lXUaltına bu reklamı bize bilim dersinde izlettiler falan yazmışlar.bilim ne alaka? veya reklamın olayı nedir tam olarak?ingilizcem yetmedi.
www.youtube.com

altına bu reklamı bize bilim dersinde izlettiler falan yazmışlar.
bilim ne alaka? veya reklamın olayı nedir tam olarak?

ingilizcem yetmedi.
0
işimdeyim gücümdeyim
(27.05.20)
çocuk mezuniyet balosuna gidiyor, babası da audisinin anahtarını verip eğlen koçum, eğlen yiğidim diyor.

eleman audi ile baloya gittiği için hava 1500, orada okulun futbol takımının koçunun kızını öpüyor, eleman buna bi sopa bi sopa.

bu da audiyle oradan tapa gaz kaçıyor, başka araba olsa kaçamazdı, audi çünkü köppek gibi gidiyo. eve giderken de sopayı yedim ama kızı da öptüm diyor.

1 gram ingilizce biliyorsam arab olayım.

tabi liseliler bilmez , ameriga'da lise mezuniyet baloları çok meşhurdur. zaten 16 yaşında falan araba kullanmaya başlıyolar, bu gavur kızanlarına da aileleri genelde high sukuul bitirince araba falan alırlar. olayın sosyolocik boyutuna enternasyonel bir bakış lazım anlamak için.
0
hem şişko hem deli
(27.05.20)
@hem şişko hem deli

ah baaaabicim o kadarını biz de anladık. başka bi şey var. başka bi mesaj.
0
🌸işimdeyim gücümdeyim
(27.05.20)
Reklamda Audi anlatılmıyor. Hiç öyle "Audi köpek gibi kaçar. başkası kaçamaz. hızlı araba vauuv süper" mesajı yok.

Herhangi bir markanın insan doğası üzerine etkisini anlatıyor. Tabii reklam özelinde bunu Audi ile özdeşleştiriyor. Kendine özgüveni olmayan, hatta malum abd ergenleri için en önemli olay olan mezuniyete tek başına (partner bile bulamamış) giden bir genç var. Esasında yakışıklı, ama o kadar özgüvensiz ki partiye bile tek gitmek durumunda. Küçük kız kardeşi bile kendisiyle dalga geçiyor.

Babası Audiyi verdikten sonra bile bu değişmiyor. Trafikte kızın biri laf atınca bir anda bir özgüven geliyor. Parti mekanına vardığında müdürün yerine, havalı bir şekilde park edecek kadar kendinden emin takılıyor.

Partiye tek başına gidecek kadar ezik olan çocuk, bir anda partinin güzellik kraliçesini, ortamda partneri olmasına rağmen gidip öpebilecek özgüveni yakalıyor.

Reklamın mesajı da zaten "Sizi cesaretiniz tanımlar" diyor sonda. Finalde de babası da zamanında aynı haltı etmiş ve şimdi evliler.


Mesaj "arabımız hızlı" mesajı değil, Mesaj, "Cesaret sizi tanımlayan şeydir" Tabii bu mesajı Superbowl gibi ABD'nin en önemli spor organizasyonunda "spor-cesaret" ilişkisinin doruğa çıktığı bir platformda vermiş olmak ayrıca mükemmel.

Bunu bilim sınıflarında göstermeleri ise belki de bu analizin yapılmasını, çocukların "cesaret" kavramını sorgulaması içindir. Bilim de cesaret gerektirir filan. Bazı çocuklar "bize bunu bilim dersinde niye gösterdiler anlamadım" filan da demişler. Kimse de "bu sebeple izletildi" yazmamış. O yüzden o kısma bir şey diyemem. Ama öğretmenin temel olarak bu mantık dışında bilim dersinde izletmesi manasız. Birkaç ay sonra mezun olacak çocuklara mezuniyet temalı bir reklam filmi izletmek ilgilerini çeker. O ilgiyle de özgüven ve cesaret kavramları aktarılabilir.
0
elestirman
(27.05.20)
eleştirman'ın yazdıklarına ek olarak ben de eklemeler yapmak istiyorum.

prom olayı amerika'daki liselerde önemli bir yer tutuyor. balodan sonra çiftler sevişiyorlar falan işte.

eleman mezuniyet balosuna tek başına gidiyor, annesi "vaay ne kadar havalısın, ama üzülme, günümüzde çoğu kişi baloya tek başına gidiyor" diyor, küçük kız kardeşi bile dalga geçerek "yok öyle bi' şey" diyor. eleman yakışıklı ama ezik, özgüvensiz; yanına bir partner bulamamış.

ama s6'ya binince işler değişiyor. bir cesaret, bir özgüven geliyor, arabayı okul müdürünün yerine park ediyor. gidip prom queen'i ağzından öpüyor, prom king denen beyaz takım elbiseli pezo da buna "sen benim queen'ime nasıl salça olursun ha?" diyerek sağdan sağlam bir tane yerleştiriyor. prom queen'in öpüş biterkenki duygularına da ayrıca dikkat çekmek isterim, kızcağız kızgın tavadaki tereyağ gibi sıvıl sıvıl eridi gitti.

esas oğlanımız yüzünde muzafferane bir gülümsemeyle eve dönüyor, babasının da zamanında aynı naneyi yediğini öğrenip gösterdiği cesur davranıştan ötürü bir aydınlanma yaşıyor.

bizi tanımlayan şey cesarettir yazısıyla reklam bitiyor.
0
chezidek
(27.05.20)
(2)

Ferhangi Şeyler’de anlattığı yol

pass
https://youtu.be/L_jH4EhtK1A5. dk’dan sonra Galatasaray Lisesi’nin arkasından ***** denenecek? Gerilla Bey Yolu, Gerilla Beyoğlu? On kere dinledim anlayamadım.
youtu.be

5. dk’dan sonra Galatasaray Lisesi’nin arkasından ***** denenecek? Gerilla Bey Yolu, Gerilla Beyoğlu? On kere dinledim anlayamadım.
0
pass
(25.05.20)
elestirman
(25.05.20)
Gerilla Beyoğlu diyor ya :) metinde yok
0
🌸pass
(25.05.20)
(3)

Klinik Destek...Kulak verin bu kedinin feryadına

surprise
Araba çarpmış bu kedi barınağa bırakılmıştı, buna razı gelmeyen hayvanseverler barinaktan aldilar kediyi ve ameliyat ettirdiler. ameliyat başarılı geçti, felç kalma durumu netleşmedi ama ayağını oynatmış, ümidimiz var ayağa kalkacacak inşallah. 650 tl eksikleri var. Lütfen destek olalım, onların da
Araba çarpmış bu kedi barınağa bırakılmıştı, buna razı gelmeyen hayvanseverler barinaktan aldilar kediyi ve ameliyat ettirdiler. ameliyat başarılı geçti, felç kalma durumu netleşmedi ama ayağını oynatmış, ümidimiz var ayağa kalkacacak inşallah. 650 tl eksikleri var. Lütfen destek olalım, onların da bayramı mutlu geçsin. Herkese iyi bayramlar. Destek vermek istiyorsaniz klinik iban verilecektir.

www.instagram.com

kedinin güncel durumu. 28 mayıs
Durumu stabil, felç durumu belirsiz. süreç uzun olacak.
Kakasını yapıyor çok rahat. Çişte bazen zorlanıyor. Hala kanaması var biraz.
Ama iştahı yerinde. yeni gelen videoları:
streamable.com
streamable.com
streamable.com

kedinin son durumu:
Ameliyat parası toplandı, çok teşekkürler. kedinin durumu; gayet iyi gidiyor şimdilik. Çiş kakasını yapmış tek başına. İştahı iyi.
Ayakları hareket ediyormuş. Kendine zarar vermemesi için kafes istirahatinde.
0
surprise
(24.05.20)
son durum nedir?
0
elestirman
(26.05.20)
Yeterli para toplandı mı? Toplanmadı ise ben de destek olmak isterim. Iban nedir?
0
birşeylersoracağım
(26.05.20)
yaaa bebeğim benim. ameliyat parası toplanmış ama mama için falan destek lazımsa destek olabilirim. çok geçmiş olsun. benim yerime öpseler ya bi kere ağzını burnunu.
0
matilda
(29.05.20)
(8)

tv'de 43 inç uhd samsung, lg mi 49 inç uhd telefunken, vestel mi

semaforo de medianoche
tv almayı düşünüyorum. bütçeyi 3600'ın altında tutmaya çalışıyorum ama duruma göre biraz daha çıkabilirim. bu fiyatlara bakınca başlıkta yazdığım seçenekler çıkıyor. özellikle tv'ler artık smart tv olduklarından dolayı marka önemli diye düşünüyorum. internette takılan arayüz, açılmayan uygulamalar g
tv almayı düşünüyorum. bütçeyi 3600'ın altında tutmaya çalışıyorum ama duruma göre biraz daha çıkabilirim. bu fiyatlara bakınca başlıkta yazdığım seçenekler çıkıyor. özellikle tv'ler artık smart tv olduklarından dolayı marka önemli diye düşünüyorum. internette takılan arayüz, açılmayan uygulamalar gibi şeyler okudum bazı markalarla ilgili. almışken 49 inç almak istiyorum ama sizce telefunken, vestel seviyesi markalar sıkıntı yaşatır mı? yoksa 43 olsun samsung, lg, philips'ten şaşma mı dersiniz? yoksa zorla kendini 3900'a falan hem 49 inç hem samsung olanından al, zorladığına değer mi dersiniz? arada çok net farklar yoksa sırf marka için 500-1000 tl fazla vermek de istemem açıkçası.

esasında öyle görüntü delisi değilim full hd de olurdu ama 49 inçte 1 tane samsung modeli var sadece fhd olan, onun da ekran kenarları çok kalın, kaba durduğu için istemedim.
0
semaforo de medianoche
(23.05.20)
Hocam duyurunuzu meraktan okudum. Yoksa sadece başlığa bakınca cevap belliydi.
TV alırken LG'den şaşmayın. LG modelleri arasında kıyas yaparak en uygununu seçin. Vstel telefunken philips zaten hikaye. Samsung ise uygulamalar kısmında sorun çıkarır.
0
elestirman
(23.05.20)
Lg bende var görüntü iyide arayüz yavaş yenilerde nasıl bilmiyorum. Samsung kullanmadım ama görüntü iyi geliyor bana. Tizen işletim sistemi denemedim ama hızlı diye duydum. Diğer markaları almazdım.
0
Topalordek
(23.05.20)
Televizyonda marka degil model onemli. Bir onceki seneki modelden bir sonraki seneye bile cok sacma seyler değişebiliyor ve bu markadan şaşma demek mantikli olmaz.
Bir kac model secebilirseniz bunlari karşılaştırmak mantikli olur.
Bu arada büyüklük iyi güzel ama görüntü kalitesi iyi değilse büyük ekranda kötü görüntü baya sıkıntı oluyor.

Bu arada bende 7bin liralik samsung var onda da bazen arayüze sıkıntı oluyor. Bu sonyde de oluyor lgde de. Önemli olan sürekli olmamasi ya da lagli sekilde olmamasi.
0
logisticsmanager
(23.05.20)
Samsung var 3 senedir hiçbir uygulamada takılmadı. Akıyor. Marka farkeder. O yüzden lg ya da samsung derim. Philips'ten de kesinlik şaş.. Beş para etmez tvleri.
0
baal
(23.05.20)
lg samsung philips hepsinin iyi modelleri var ama o fiyat bandında philips'te iyi model bulamayabilirsin. diğer markaları tamamen boşver. fhd artık türkiye pazarında kalmadı yani iyi bir full hd bulsan ucuz uhd'den daha çok beğenebilirsin(özellikle 43-49 gibi düşük ekran boyutlarında) ama yapacak bir şey yok uhd alacaksan ne kadar büyük o kadar iyi. 43 inch bayağı küçük bence alabileceğin en büyük ekranı al derim ben.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(23.05.20)
ne aradığınıza bağlı. dts ses, samsunglarda yoktur. bir arkadaşın da dediği gibi seriler önemlidir. sony'nin bir serisi için direkt leş diyen vardı. öyle az buz bir para da değil.

philips ambilight teknolojisi de gayet güzeldir. param yetmedi alamadım tabi o seriyi. ( bekar stayla)
0
blue eyes white dragon
(23.05.20)
aradığım çok fazla bir şey yok. x265 (hevc) çözmesi önemli, dts olursa iyi olur olmazsa da çok problem değil ama. onun dışında dediğim gibi görüntü açısından çok ekstra isteklerim yok işte 49 inç boyut olarak iyi geliyor, günümüz tvlerinin hepsi belli bir standartı sağlıyor sonuçta bana yeter. arıza çıkartma potansiyeli az olsun, smart tv'si düzgün çalışsın bunlar da önemli tabi.

telefunken'in bu modelinin (49TU8560) özellikleri fiyatına göre çok iyi mesela www.gittigidiyor.com hoşuma gitti. çok detaylı bakmadım henüz ama gittigidiyor'da lg'de 4000 altı 49 inç tek model var o da bu (49UM7100PLB) www.gittigidiyor.com samsung'da da 3 model var 49RU7100, 50RU7090, 50RU7105. 49-50 inç alıcaksam seçeneklerim bunlar.
0
🌸semaforo de medianoche
(23.05.20)
Okudugum yorumlara göre bahsettiklerinizden lg ve ru7100 serisi icin iyi yorumlar okudum. Bence ikisini compare sitelerinde yanyana bakin. Ve fırsatiniz varsa bir magazada görmek en ideali, ben bu sekilde cok televizyon eledim.
0
logisticsmanager
(23.05.20)
(11)

bu sene tatil amacıyla uçağa binmeyi düşünüyor musunuz?

tabudeviren
sadece yaz için değil, ta aralık ayına kadar varsayın.."ne olur ne olmaz, corona yaşandı bu sene gitmeyeyim" diyecek misiniz?yoksa gidecek misiniz?yarın seyahat yasağı kalktı ve uçuşlar açıldı olarak kabul edin.
sadece yaz için değil, ta aralık ayına kadar varsayın..

"ne olur ne olmaz, corona yaşandı bu sene gitmeyeyim" diyecek misiniz?
yoksa gidecek misiniz?

yarın seyahat yasağı kalktı ve uçuşlar açıldı olarak kabul edin.
0
tabudeviren
(23.05.20)
Binerim. Acildigi anda binerim hatta
0
hehehe
(23.05.20)
Onumuzdeki yaza kadar ucaga binmem, o zaman da duruma bakip mevcut vakalara gore karar veririm.
0
crown
(23.05.20)
Tatil amaçlı değil ama bu yaz 3200 km’lik mesafede bir yere gitmem lazım. Uçakla gitmek daha güvenli olacak gibi. Gerçi hangarlarda beklemiş uçaklarla nasıl olacak bilmiyorum. Umarım ölmem.
0
le jeune turc
(23.05.20)
Geçen yıldan planlanmış Temmuz sonu turumuz var. Bekliyoruz. Eğer seyahat yasağı kalkarsa aynen devam edeceğiz tura.
0
elestirman
(23.05.20)
binerim. hem iş sebepli gitmem gerekecek hem ailem başka şehirde uçaksız 12 saat çekemem o yolu.
0
benaslinda
(23.05.20)
Aynen binecegim, fiyatlar yuzunden muhtemelen eskisi kadar cok olmayacak.
0
euteamo
(23.05.20)
Temmuz sonu icin ilk ucus biletlerimi aldim.
Binmeyi planliyorum ucuslar iptal olmazsa.
0
kuehles blondes
(23.05.20)
Ben uçaklar bu salgın sebebiyle uzun süre bekledi diye binmeyeceğim. Yurtiçinde bir yere gitme durumum olursa karayoluyka giderim.

ABD de yüzlerce uçak çölde hurdaya çıkarıldı. Belli bir süre kullanılmayan uçak uçuş kabiliyetini yitiriyor. ABD ve Avrupa uçakları hurdaya çıkarırken, tr de yetkililer tv ye çıkıp uçaklarımıza çok iyi bakıyoruz diyor. Selam ve dua ile yönetilen bir firmanın uçaklarına binemem açıkçası. Epey de korkuyorum uçak kazaları yaşanmasına bu yaz.
0
sorularimicinfeykhesap
(23.05.20)
Haftada en az 2 uçuş yapan biri olarak cevabım --> kesinlikle hayır.
0
roket adam
(23.05.20)
eylülde norveç'e gideceğim. çok sorun olacağını düşünmüyorum
0
kırmızıgözlüağaçkurbağasıyeşili
(23.05.20)
Hayir asla ucaga binmem. Toplu tasima bu yil benim icin bitmistir.

Arabayla Danimarka´ya gidip bisiklet turu da yapabilirim. Bisikletle güney Almanya´ya ya da Avusturya´ya da gidebilirim. Sinirlar acildi nasil olsa, o yetiyor benim icin.
0
buf-e kür
(23.05.20)
(9)

çok pahalı ürünler nasıl kargolanıyor?

bugisme
mesela internetten 1milyon dolarlık patek philippe saat alan zengin birisini düşünün, bu saat normal kargoyla, kurye ile mi geliyor? böyle güvensiz değildir değil mi?
mesela internetten 1milyon dolarlık patek philippe saat alan zengin birisini düşünün, bu saat normal kargoyla, kurye ile mi geliyor? böyle güvensiz değildir değil mi?
0
bugisme
(23.05.20)
Değerinde sigortalar, kargo firması da ne taşıdığını bilir ona göre riskini bilir.
0
ykyt
(23.05.20)
1 milyon dolarlık saati internetten alacak kadar mal değilim. öyle mallar var mı bilmiyorum da gider o saati direkt resmi satıcısının mağazasından alırım.
0
himmet dayi
(23.05.20)
dostum diyelim ki abd’de custom tasarım yapan mücevheratçı falan var, eşin de yapmış olduğu bilekliği istiyor. ABD’ye mi gidiyor almaya?

Bence böyle çok pahalı ürünleri yahşi batı filmindeki gibi gönderenin tuttuğu bir ulak getiriyordur :)
0
🌸bugisme
(23.05.20)
1 milyon dolarlık bir aksesuardan bahsediyoruz. ABD'ye bir haftalık bir turistik gezi ayarlarım. Gider takımı alır, Vegas'ta iki kol çeker öyle gelirim. 1 Milyon dolara takı alıyorsam zaten Türkiye'de ne işim var orası da ayrı mesele de, neyse.

'Eşim' o takıyı almaya ABD'ye gitmiyorsa garipserim. ABD'den 1 milyon dolarlık bir kargo getirtmek bence süzme salaklık.
0
himmet dayi
(23.05.20)
o tarz pahalı ürünler satan işletmeler bizzat teslim ediyor ürünü zaten.
Türkiyede bile çoğu beyaz eşya markası 5bin tl üzeri ürünleri kargoya vermiyor güvenip, kendi aracıyla teslim ediyor.
0
ayin yazari
(23.05.20)
O kadar pahalı değil ama 30-40 bin liralık siparişleri kargoyla aldım, bir sorun yaşamadım.
0
plutongezegendegilmi
(23.05.20)
ben 1 milyon tl'lik bir ürün satsam kesinlikle kargoya vermem. gider kendi aracımla elden teslim ederim. kargocu ürünü kırarsa, bozarsa parayı geri almak için bir ton prosedürle, bürokrasiyle uğraşacaksın. uğraştığına değmez.
0
nickini degistiren yazar
(23.05.20)
İlla kurye ile gelecekse hava kurye ile gelir.
Ama öyle uçağın kargosuna ver gönder gitsin değil. Özel müşteri temsilcisi James'i çağırırsın. "James, Türkiye'den bugisme saat satın aldı. Al bu kutuyu CK-286 sefer sayılı uçakta 1A business classta biletin aldık. Yarın sabah bunu bugise teslim edip dönüyorsun. İyi yolculuklar canım" dersin.

Mesela çok bilinen örnek olarak dünya kupası gibi materyaller ülkeler arası dolaşırken sorumlu kargo şirketi hava kuryesine zimmetleyip kucağına verip "hadi iyi yolculuklar" diyerek, kupanın katılımcısı bir sonraki ülkeye gönderir. O ülkede sergilenir, sonra o ülkedeki kurye de aynısını yapar. Ta finalin oynanacağı ülkeye dönene kadar.
0
elestirman
(23.05.20)
internetten pırlanta bile aldım. özel bir sigortalı kurye sistemi var onunla teslim ediyorlar.

yani yanına adam vermek falan komik olmuş bu işler için sigortalı kargolar var adama içindekini söylüyorsunuz dhl mesela ona göre fiyat veriyor. kaybederse de parasını ödüyor. yoksa her milyonluk siparişe bir adam mı göndereceğiz öyle iş mi yapılır..
0
ozdek
(23.05.20)
(9)

İstanbul’da ailenin yaşayabileceği semt

tutkikarnimacikti
Dostlar, Romalılar,Bir ihtimal İstanbul’a taşınma durumumuz var. Şayet olursa işyeri maslak 1453’te olacak. Evi Anadolu yakasında Göztepe, Erenköy, Şenesevler civarında tutarım filan diye düşündüm. İşe gidiş gelişi de Marmaray ve m2 metrosu kullanarak hallederim diye düşündüm? Eğer iş düşündüğüm gi
Dostlar, Romalılar,
Bir ihtimal İstanbul’a taşınma durumumuz var. Şayet olursa işyeri maslak 1453’te olacak. Evi Anadolu yakasında Göztepe, Erenköy, Şenesevler civarında tutarım filan diye düşündüm. İşe gidiş gelişi de Marmaray ve m2 metrosu kullanarak hallederim diye düşündüm? Eğer iş düşündüğüm gibi olursa ayırabileceğim kira bütçesi 3k-3.5k civarında olacak.

Bu düşünceler mantıklı mıdır? Yoksa Avrupa yakasında mI ev tutulmalı? Anadoluyu düşünmemdeki sebep ise; yazdığım semtler genel olarak nezih, caddeler sokaklar genel olarak düz, evlerin ferah görünmesi, anaokuluna gitme çağına yaklaşan küçük çocuğumuzun olması gibi gerekçelerim var.

Ne dersiniz? Sizce neresi daha makuldür?
0
tutkikarnimacikti
(22.05.20)
Mashattan'a baktiniz mi? Yuksek mi kiralar?
0
brkylmz
(22.05.20)
Ayda 3500 lira kira verip çile çekersin. Marmaray ve m2 metrosu hindistan gibi kalabalık oluyor. Bana kalırsa o bütçeye o bölgenin yakınlarından bir ev tutmanı öneririm.
0
roket adam
(22.05.20)
@brkylmz Mashattan’da 2+1’ler 5k’dan başlıyor :(
@roket adam Anadolu yakasındaki gibi güzel ev bulamıyorum, olanın da kirası 2 katına çıkıyor.
@cosmicstring şimdiye kadarki işleri hep koşa mesafeli ve servisle oldu. Burada da metro olması cezbediyor, ama kalabalıktan da gözüm korkmuyor değil hani..
0
🌸tutkikarnimacikti
(22.05.20)
İstanbul'da yaşadınız mı, hayattan beklentileriniz vs nelerdir bilmiyorum ama 3500 lira kiraya veren adamın hayat kalitesi yönünden de bir beklentisi vardır diye düşünüyorum. İdare eder bir ev ve semti her gün 2 saat kalabalık metroda kalmaya tercih ederim muhtemelen (özellikle de şu salgın günlerinde)
0
roket adam
(22.05.20)
Göktürk.
3.000(belki de bi tık daha düşük fiyata)temiz ev bulursunuz. 500’de aidata gider. Ulaşımı sorunlu fakat iyi kötü bi araba alırsanız çok rahat edersiniz.
0
mutlu yillar sana
(22.05.20)
Gayrettepe’de belirttiğiniz bütçede yeni 2+1’ler bulunabilir. Metroda geçen süre de yarı yarıya azalır. Kadıköy Bostancı hattı da İstanbul’da yaşanabilecek en güzel yerlerden fakat ulaşım açısından Avrupa yakasında olmak daha mantıklı olabilir. Sarıyer’de Hacıosman, Tarabya gibi yerlerde de görece daha yıllanmış apartmanlarda 2+1, 3+1 bulunabilir. Yine buralardan gidiş yarım saat sürer.
0
rodin salata
(22.05.20)
Ev kesinlikle işyerine yakın olsun. İstanbul trafiği başka hiçbir şeye benzemez. Milyon dolar da kazansanız adamın içini kemirir yaşam enerjisini çeker içten içe öldürür. Bunun karı var kışı var.

Maslak tarafındaki işyeri için hacı osman, tarabya, sarıyere kadar uzanan bölüme de bakabilirsiniz. uygun fiyatlı nezih hatta ormana yakın ev bile bulursunuz. aksi istikamette zincirlikuyu kırmızı çizgi olsun. ötesine geçmeyin.
0
elestirman
(22.05.20)
Bahsettiginiz semtler yasamak icin cok guzel ama kiralik bulmak bu aralar biraz zor. Son depremden sonra yeni binalardaki kiraliklar yok denecek kadar az ve cok pahali (min3500).
Sabah trafigi ve yogunluk konusunda diger arkadaslara katiliyorum.
0
65 derece
(22.05.20)
Hangi şehirden geliyorsunuz bilmiyorum ama ben Eskişehir'den buraya geldim. İstanbul'a taşındığım ilk yıl Avrupa yakasındaki işimden Şenesenevler'in az ötesindeki evime toplu taşımayla dönerken özellikle kışın yolda sinirimden ağladığımı biliyorum. "Ben niye evime ulaşamıyorum, bu saatte yağmurun altında niye hâlâ yollardayım" diye.

Karşıyı bilmiyorum, güzel semtler önerilmiş. Daha küçük bir şehirden gelip her gün o yolu çekmek çok zor, onu söylemek istedim.
0
kobuzchu kiz
(22.05.20)
(4)

hafıza kartına format

douglas
atmak imkansız gibi şu anda. disk utility ile ne kadar erase seçeneği varsa denedim. 32gb lik sandisk kartımı kullanamıyorum bu yüzden. eğer biri macime bağlanıp bir şekilde format atmama yardım ederse yeni bir kart almaktan kurtulmuş olurum çok makbule geçer.
atmak imkansız gibi şu anda. disk utility ile ne kadar erase seçeneği varsa denedim. 32gb lik sandisk kartımı kullanamıyorum bu yüzden. eğer biri macime bağlanıp bir şekilde format atmama yardım ederse yeni bir kart almaktan kurtulmuş olurum çok makbule geçer.
0
douglas
(20.05.20)
Kart bozulmuş olamaz mı
0
efruz
(20.05.20)
kartın koruma kilidi açık olabilir
0
elestirman
(21.05.20)
telefondan da mı olmuyor diye soracaktım, büyük ihtimal ios kullanıyorsunuz, olmuyormuş.
kameraya takıp deneyin diyorlar.
0
g7mor
(21.05.20)
rufus'la dene bir de. sandisk 64gb hafıza kartıma windows format atamadı, rufus ile hallettim.
0
kimlanbu
(21.05.20)
(1)

la casa de papel 2. sezon

bohr atom modeli
spoilerspoilerspoilerspoilerspoilerspoilerspoilerspoilerspoilerspoiler...bu 2. sezonun 8. bölümünde denver babası için dua ederken bi şeyi eksik söylediğinde rio denyosu niye düzeltip adamı sinirlendiriyor? bunun dizideki gerekçesi ne olabilir?yanıtlar için teşekkürler.
spoilerspoilerspoilerspoilerspoilerspoilerspoilerspoilerspoilerspoiler
.
.
.
bu 2. sezonun 8. bölümünde denver babası için dua ederken bi şeyi eksik söylediğinde rio denyosu niye düzeltip adamı sinirlendiriyor? bunun dizideki gerekçesi ne olabilir?

yanıtlar için teşekkürler.
0
bohr atom modeli
(18.05.20)
ilgili sahneye açıp baktım. diziyle alakalı değil o diyalog. daha çok işin felsefik tarafına yönelik yazılmış.

mesele denver dua ederken rio'nun düzeltmesi değil. devamında helsinki de "dua edeceksen doğru dürüst etmelisin" diyor, rio'yu destekliyor. burada denver'ın cevabı önemli. "dua ederken doğru söyleyip söyleyemediğimizi tanrı kontrol mu edecek yani?" diyor.

özetle; "ne yaptığın, ne söylediğin değil, niyet önemli" mevzusuna senaristler ufak bir teğet geçiyorlar. dizinin ana temeli de zaten buna yakın. karakterlerin kim oldukları ne yaptıklarıyla değil niyetleriyle ilgilenmemiz isteniyor. yoksa bakarsan hepsi hırsız, hepsi katil.
0
elestirman
(18.05.20)
(1)

Pc de instagram

neyyirnevcivan
Pc de instagram sayfasını açtığımda arayüz çıkıyor ama hiçbir resim yüklenmiyor. Bunun bir çözümü var mı ?
Pc de instagram sayfasını açtığımda arayüz çıkıyor ama hiçbir resim yüklenmiyor. Bunun bir çözümü var mı ?
0
neyyirnevcivan
(17.05.20)
google chrome için

-insatgram hesabına gir

-sayfada sağ tık yap. inceleye bas

- yan tarafta açılan pencerenin en üstündeki menüdeki ikinci simgeye tıkla (toogle device toolbar) zaten mobil telefon işareti gibi bir şey. ona basınca telefondan bağlanıyorsan gibi gözükür arayüz.

-sayfayı yenile

içerik ekleme (+) işareti gözükür
0
elestirman
(17.05.20)
(7)

Salgın süresince motosiklete 2 kişi binilebilir mi? Yasak var mı?

notinhere
selamlar,istanbul için motosiklete 2 kişi binilemez gibi bir yasak geldi mi? muğla için bunu duydum fakat istanbul'la alakalı bir yasak haberi göremedim, var mıdır bilgisi olan?
selamlar,

istanbul için motosiklete 2 kişi binilemez gibi bir yasak geldi mi? muğla için bunu duydum fakat istanbul'la alakalı bir yasak haberi göremedim, var mıdır bilgisi olan?
0
notinhere
(16.05.20)
evet yasaklanmış :D

www.hurriyet.com.tr
0
🌸notinhere
(16.05.20)
Evet yasak. Hatta absürt bir şekilde karı-koca binse ceza kesiyorlar.
0
elestirman
(16.05.20)
@elestirman istanbul için diyorsun, değil mi?
0
🌸notinhere
(16.05.20)
Herkes ev arkadaşım der işin içinden çıkar.

İkamet mi taşısın vatandaş. Gerekirse taşısın tabi ehehe
0
fezagezgini
(16.05.20)
@notinhere evet. büyükşehirlerin hepsi için diyorum.
0
elestirman
(16.05.20)
Pazartesi günü caddede polis çevirdi, birşey demedi. Yasak değil sanırım
0
okumakserbestbegenmeksart
(16.05.20)
Yasak degil. Daha hafta ici KTM bayine gittim. Kask falan aldim baska magazadan hatta.

Cift binip gelen cok arkadas vardi.

Yer Istanbul
0
baldan kaymak
(16.05.20)
(5)

üzerine yapışkan madde bulaşmış kuş nasıl temizlenir?

rose parks
arkadaşım soruyor da acilmiş.edit: hepinize teşekkürler. babası kantaron yağı ile halletmiş.
arkadaşım soruyor da acilmiş.

edit: hepinize teşekkürler. babası kantaron yağı ile halletmiş.
0
rose parks
(16.05.20)
Ne yapışmış ki ? Sıcak su olabilir
0
elorelia
(16.05.20)
ben olsam el yakmayacak derecede sıcak sabunlu su ile yıkardım.
0
surprise
(16.05.20)
Kuşun neresi olduğu da önemli. Son çare olarak tüylerin uçları makasla saç keser gibi kesilebilir.gövde üstündeki küçük tüyleri de hem kesebilirsiniz hem de incitmeden çekip alabilirsiniz.

tabii bunları yaparsanız o tüyler çıkana kadar uçamaz. tüyler uzayana kadar beslemeniz gerekir. bir daha yazayım. bu son seçenek olmalı.

yapışkan şey sakız gibi bir şeyse biraz kola dökün.sertleştirir.sertleşen bölgeyi kesmelisiniz.
0
elestirman
(16.05.20)
@elestirman - tüyleri kes filan demiş. SAKIN YAPMAYIN.
1-kuşların tüyleri kesinlikle KESİLMEZ.
2- yapışkan, sakız filan gibi maddeler olabilir. çözücüsü ise aseton ya da benzin ile silmek.
3-tüye bulaşık detarjanı döküp 5-6 dk. sonra yıkamak.
0
ankarakecisi
(16.05.20)
zarar verecek hiçbir şey yapmayın yoksa ölür hayvan!
benim muhabbet kuşumda masadaki tahinle pekmez kasesinin içine girmişti. gövdesine yapışmıştı hafifçe. uçmasına engel değildi. size yaptığımı anlatayım: öncelikle benim kuşumu ben elimde musluğun önüne götürüp ellerini avuç içlerimi açarak tutardım ve kendisi içine suya girip-çıkar yıkanırdı. doğrudan yakalayıp suyun altına koymak da çok riskli çünkü.
bu şekilde yaptığımda kendisi zaten kendini temizlemiş oluyordu didikliyor kendisini. eğer çok fazla yapışkan bir şey olduysa bilhassa kanat kısmı falan bir veterinere götürmek veya arayarak danışmak en iyisi olur.
0
outis2
(16.05.20)
(1)

trt arşiv 1981

veri
yaşar güvenir'in sunuculuğunu yaptığı imbat adlı programın kayıtlarına nasıl ulaşabilirim? trt arşiv bir ara sitesinde yayınlamıştı fakat sonradan kaldırdılar bir çoğunu. hangi bölüm olduğunu bilmiyorum fakat birinde 20 dakika boyunca annem ile beraber türk sanat müziği söylüyordu. özetle manevi değ
yaşar güvenir'in sunuculuğunu yaptığı imbat adlı programın kayıtlarına nasıl ulaşabilirim? trt arşiv bir ara sitesinde yayınlamıştı fakat sonradan kaldırdılar bir çoğunu. hangi bölüm olduğunu bilmiyorum fakat birinde 20 dakika boyunca annem ile beraber türk sanat müziği söylüyordu. özetle manevi değeri çok yüksek benim için.
0
veri
(16.05.20)
1-tekrar yayınlanmasını bekleyeceksiniz

2-trt arşive "Siz yetkili bir abiye benziyorsunuz. İmbat'ı tekrar yayınlayın. çok harika süper maşallah" tarzı birkaç hayran maili atacaksınız.şansınızı deneyeceksiniz.

3-trt arşivden ücreti karşılığı satın alacaksınız.
www.trt.net.tr
0
elestirman
(16.05.20)
(4)

uygun yollu microsoft office almanın yolu

kapti
n11 gibi sitelerde aktivasyon kodu satıyorlar. 150 ye satanda var 80 tl ye de https://www.gittigidiyor.com/bilgisayar-tablet/office-365-pro-plus-dijital-lisans-hesabi-5-dakika-icinde-teslim_pdp_552663079?utm_source=google-pla&utm_medium=paid-search&utm_content=404963714399&utm_term=89210257147&ga_pr
n11 gibi sitelerde aktivasyon kodu satıyorlar. 150 ye satanda var 80 tl ye de

www.gittigidiyor.com

www.gittigidiyor.com


bunların farkı nedir acaba? bir de öneriniz nedir?
0
kapti
(15.05.20)
farkı fiyatı. en ucuz olanı alabilirsiniz. tabi dikkat edin bazıları 1 yıllık bazıları ömür boyu oluyor.
0
ozdek
(15.05.20)
üstteki e-posta hesabı veriyor 365 lisansı, alttaki direk key veriyor 2019 lisansı sadece.
0
passion rules the game
(15.05.20)
elestirman
(15.05.20)
2. linkteki satıcıdan win10 almıştım,çalışmadı verdikleri kod.Yardımcı da olmadı.GG üzerinden paramı iade aldım.
0
arenas
(15.05.20)
(7)

Denize girmek yasak mi haftasonunda?

lion de la Turquie
Canakkale`ye dogru gitsek ferahlamak icin ya da bozcaada`ya su an yasak var mi? cocuklar kumda oynayamaz mi? Alternatif, hasanboguldu gibi serinletici yerler de su an kapali mi bilgisi olan var mi arkadaslar?Cevap: Hasanboguldu kapali deniz serbest.Ek soru: Deniz dondurur mu haftasonu?
Canakkaleye dogru gitsek ferahlamak icin ya da bozcaadaya su an yasak var mi? cocuklar kumda oynayamaz mi?

Alternatif, hasanboguldu gibi serinletici yerler de su an kapali mi bilgisi olan var mi arkadaslar?

Cevap: Hasanboguldu kapali deniz serbest.

Ek soru: Deniz dondurur mu haftasonu?
0
lion de la Turquie
(15.05.20)
avmler açık denizler kapalı değildir muhtemelen. ege denizi her zaman soğuk oluyo ama bence çocuklar için haziran beklenmeli. biz mayıs başında da girerdik eskiden.
0
golgi aygıtı
(15.05.20)
Tüm sahil şeridi ülke genelinde kapalı. Hasanboğuldu gibi mesire yerleri zaten kapalı. Çanakkale bozcaada kuşadası büyükada fark etmez. hiçbirinden denize giremezsiniz. sahil boyunda yürüyemezsiniz bile.

Ya ben öyle orman içinden kaptırıp giderim kuytu bir yer bulur oradan denize girerim ya da kıyıdan kıyıdan kuma basıp yürürürm sadece diyorsanız, o da yasak. Jandarma 10 dakika içinde paket ediyor. 3bin tl adam başı cezası var.

Özet
Yasssah hemşerim
0
elestirman
(15.05.20)
aziz dostum jack
(15.05.20)
@golgi aygıtı ege denizi ne zaman soğuk oluyor? bölge bölge değişir o. izmirin balıkkesir tarafı soğuk olur ancak muğla sahilleri aydın sahilleri gayet sıcaktır.
0
mikahakkinen
(15.05.20)
youtu.be
şu videoda ceza yemişlerdi kimsenin görmediği, kara ile ulaşım olmayan bir koyda :)
0
masseter
(15.05.20)
Bizim günahımız ne ya!! Biz 4 gün evde oturalım bu sıcakta, klima yok bilmem ne, siz gidin gezin, denize girin oh ya :D Evet sitemimi yaptığıma göre geçen Kuşadasında denize girdikleri için ceza kesilmişti.
0
superfluid
(15.05.20)
Yakalanmadan denize giriş serbest yakalanırsanız makbuz hediye ediyorlar :)
0
creedwar
(15.05.20)
(33)

evlenince yaşanılacak ev tercihi

yazar yazmaz yazan yazar
1. seçenek: ailemin üst katında (çatı katı) gayet geniş, ferah, harika bir terası olan, istediğiniz gibi iç dizaynını değiştirebileceğiniz, üzerine faturaları alma, depozito, emlakçı haracı ve kira derdi olmayan istediğiniz zaman son ses müzik, sinema keyfi yapabileceğiniz, yaz akşamları terasta püf
1. seçenek: ailemin üst katında (çatı katı) gayet geniş, ferah, harika bir terası olan, istediğiniz gibi iç dizaynını değiştirebileceğiniz, üzerine faturaları alma, depozito, emlakçı haracı ve kira derdi olmayan istediğiniz zaman son ses müzik, sinema keyfi yapabileceğiniz, yaz akşamları terasta püfür püfür şarap keyfi yapabileceğiniz ev. tek sıkıntısı (benim gördüğüm) sevişme seslerinizin alt katta ananızın babanızın kulağında çınlayacak olması.

2. seçenek: aynı semtte, hatta aynı mahallede, aileye uzak, depozito, fatura işlemleri, emlakçı haracı vereceğiniz, ne idüğü belirsiz komşu riskleri olan, kira olduğu için bir çivi dahi çakamayacağınız ve muhtemelen yabancı gibi evde yaşayacağınız, azıcık müziği açsan "birader bebek uyuyor" diye kapında bitme ihtimali olan alt komşulu ev. şayet bu ev tutulursa kira 1.seçenekteki evden gelecek. yani kira yok gibi düşünebilirsiniz.

sizin tercihiniz ne olurdu? cinsiyet belirtirseniz çok makbule geçer.

erkeğim.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(14.05.20)
2. E

son ses müzik ailemi de rahatsız etmeyecek mi ? niye son ses açayım. depozito fatura işlemleri bir kere uğraşılacak şeyler. komşu riski var, evet ona bir şey diyemem.
0
fezagezgini
(14.05.20)
Şimdilik 1 diyorum ortam kötü riske gerek yok, hem ekonomik hem de malum olaylar. Emlakci parasına en azından bir odanın yalıtımını arttırabilirsin. Fakat fırsatınız olursa aileden biraz uzak yere tasının derim, akla hayale gelmeyecek sorunlar çıkabilir bir de özlersiniz birbirinizi daha tatlı olur her şey.
0
monkey
(14.05.20)
İkisi de aynı semt, aynı mahalle. Ailemin yanı. Diğer kişinin ailesi de olur arada derin problem yoksa. Cinsiyet kadın.
0
gayda
(14.05.20)
aileye yakın olmaz.
tabiki2.
hiç mi kirada kalmadınız? bu kadar insan nasıl yaşıyor? dediğiniz şeylerin olmayacağı/daha az rastlanacağı semtleri tercih edin o zaman.

kadın.
0
rewlack
(14.05.20)
1'i denemek risksiz ve rahat. 2'yi hayatınızın her dönemi yaşayabilirsiniz.

ilk sene yurtta kalın. beğenmezseniz eşinizle eve çıkarsınız :D

erkeğim.

edit: yalnız 1'de annenizin evinize müdahalesi ortamı duman edebilir. dikkatli ve hazırlıklı olun, önlem alın :)
0
tabudeviren
(14.05.20)
2. k

özellikle yeni evli çift (iki tarafınki de fark etmez) aileyle altlı üstlü yaşamamalı.

depozito, fatura işlemleri bir gün +1
son ses müzik aileyi de rahatsız etmeyecek mi? +1

düzgün bir muhitse size özel olarak denk gelmesi dışında komşular genelde normal olur.
en kötü ihtimalle selam falan vermeyen tipler olabiliyorlar.
alt-üst dairede çocuk var mı, katta tek daire mi, değilse komşular kimdir nedir diye sorun, öyle tutun.

bir de bu "kira olduğu için bir çivi dahi çakamayacağınız ve yabancı gibi yaşayacağınız ev" kafasını da hiç anlamıyorum.
gayet güzel çivini de çakıyorsun, evin olarak da benimsiyorsun.
0
blatta hiberna
(14.05.20)
ahahah ne güzel anlatmışssınız. tabii ki ikinci seçenek. K.
0
sadakatsiz
(14.05.20)
kendi açınızdan öyle olabilir ama eşiniz nerede yaşamak istiyor önemli olan o. 7/24 kayınvalide, kayınpederle iletişim halinde olmak istemeyebilir. eve gelen giden, sizin nereye gittiğiniz vs hep gözlem altında olacak. kiracı durumundan daha fazla eleştiriyle karşılaşabilirsiniz, standart bir aile için konuşuyorum. 1'in avantajı bol olsada, ben 2'yi tercih ederdim.
0
anarsika
(14.05.20)
önceki ailenizin evinde kendi ailenizi var edemezsiniz.
üste para verseler de olmaz.

elbette 2.

ailesinin evi aynı şehirde, kendi kirada yaşayan kadın.
0
jimjim
(14.05.20)
çocuk düşünülüyorsa 1.E
düşünülmüyorsa 2.E
o çocuğa kim bakacak? kimse ahkam kesmesin. adres belli. çift çalışıyorsa büyükanne büyükbaba.
0
cliquot
(14.05.20)
asla 1.de kalmam. hele yeni evliyken.

milyonlarca insan kirada kaliyor. kirada kalmak yuksek hir risk degil. madem o evi satin, ailenize veya baskasina.

oradan gelecek paraya biras daha koyup icinizin rahat edecegi bir yerde ailelere yakin olmayan bir yerde ev alin.

2. secenekte harcanacak paralar gozunuzde buyuyor olabilir.

gayet de istediginiz gibi doser civi cakarsiniz. sanki herkes de kendi evini ic mimara verip tasarla bakalim diyor. alt tarafi tv monteler, saat asarsin.

tek sorun ailenin sevisme sesinizi duymasi olmayacak.

o kadar yakiniz oglum neden aksamlari bize yemege gelmiyorsunuz?? neden bizi evinize cagirmiyorsunuz? dun gece cok bagristiniz ne oldu anlatin??

catkapi gelmeler, surekli bir sey istemeler, kendi evinde rahatca sevisememek, ailenin haberi olmadan eve girip cikamamak...


Kadinim.
0
batlegolas
(14.05.20)
2
0
elorelia
(14.05.20)
Eslerinin anne babalarina tahammul edemeyenler olduklerinde miraslarini catir catir yiyorlar. Hatta bunun icin kavga bile ediyorlar. Insan anne, babasini hic sirtindan indirmese bile azdir.

Sevisme sesleriniz yabancilara gidecegine anne babaniza gitsin. Her halukarda 1.secenek. E.
0
Kirmizibavul
(14.05.20)
2.
1. De eve girip çıkan takip ediliyor, zamanla ortak kullanım daha fazla artıyor. Evliliğin başında iki aileden de uzak olmak lazım. Sizin gönlünüz 1den yana ama 1’i seçip pişman olan tanıdıklarım var.
0
damla sakızlı dondurma
(14.05.20)
Eşiniz karar versin. Net.
Ve sakın bu konuda kendisine baskı yapmayın. 5 sene sonra eğer isterseniz çatı katına yerleşirsiniz. O zamana kadar (umarım) kendi ailenizin temellerini atmış & sağlamlaştırmış olursunuz. Ailenin yanı başında oturmanın tek dezavantajı "sevişme sesleri" değil. Hatta zaten bu konu izolasyonla gayet çözülebilecek bir şey. Erkek kafası "ev ev üstüne kurulmaz" sözünü genelde yanlış anlıyor. El kızı anamla babamla geçinemezse zaten ..irsin gitsin diyenler çok büyük bir grup. Kendi ayaklarınızın üzerinde durun önce bir, sonra isterseniz yakına gelirsiniz.

Kadın
0
SiyamkedisiZorro
(14.05.20)
Siz birinciyi seçmek istiyorsunuz gibi görünüyor öyle anlatmişsınız eşiniz ne diyor bu işe?

Umarim evlendigimde kocamin ailesinin ust katinda yasamak zorunda kalmam. Kesinlikle ikinci seçeneği seçerim.

İkinci seçenek de bu kadar gözünde büyümesin evleniyorsun bu dediğin kira fatura depozito komşu olaylarını 19 yaşında yaşamaya başladım ben bunlar zor şeyler değil.

Kadın
0
turkce konusan uzayli
(14.05.20)
2
Kadın

Ananem hayatımız boyunca bizimle yaşadı ve asla aile ile ilgili şeylere karışmadı. Annen baban bilir dedi.

Kendi annem de dahil eşimin annesinin ananem gibi olacağını düşünmüyorum. Aileye yakın olmak iyi değil.

Siz sanırım ailenizin yanında kalmak istiyorsunuz, işler karışınca buraya ailem ve eşim arasında kaldım duyurusu açarsınız.
0
tessera
(14.05.20)
Kesinlikle 2.
Aksi halde her markete gittiğinizde, her gezmeye çıktığınızda onların haberi olacak, çağırsa mıydık diye düşüneceksiniz. Misafir geldiğinde de acaba onları da çağırmak gerekir mi diyeceksiniz. Anneniz yemek yaptığında hep getirmek isteyecek, almazsanız küsecek.
Aynı mahallede olun, yardıma ihtiyaçları olduğunda hemen koşup gidersiniz. Yemek yapar evinize çağırırsınız, akşam çaya gider sonra kalkıp evinize gelirsiniz. Ama aynı apartman asla.
0
megalomaniac
(14.05.20)
2. Seçenek.

1.'nin ne kadar cazip olduğu önemsiz.

Kadın
0
Sonsuzluk ve Bir Gün
(14.05.20)
2. K

Nedenini yazılanlarla benzer olacağından belirtmeme gerek yok sanırım.
0
bitse de gitsek
(14.05.20)
kesinlikle 1. e

eşinin ailesine tanımadan öcü muamelesi yapan kadınla da evlenilmez bu da 2. :)

gül gibi kafamın rahat olacağı evim varken neden kirada zorluk çekeyim? kiralanan eve uygun eşya alırsın sonra evden çıkarılırsın uğraş dur. evin varken kiraya çıkmak maddi manevi kayıptır. annen baban her şeye karışan manyak tipler değilse kesinlikle evinde otur.
0
Pertev nail
(14.05.20)
Aklını mı yedin arkadaşım. Erkek de olsan bunun olumsuzluklarını düşünüyor olman gerek. Dünyanın en iyi annesine de sahip olsan eşin hakkında muhakkak bir şeyler gözüne batacaktır. Bu da bir süre sonra eşine ve sana da yansımaya başlayacak. Çok yakın olmaya gerek yok ama seçeneklerden 2. diyorum, erkeğim.
0
mavi gri
(14.05.20)
kesinlikle bir degil. artik yeni bir aile kuruyorsunuz, ozel alan olusturmaniz sizin faydaniza
0
foster
(14.05.20)
dag dag ustunde olur ev ev ustunde olmaz demis eskiler. bi bildikleri vardir muhtemelen. yepyeni evliyken aileyle ic ice yasamak biraz rahatsiz edici olabilir. dunyanin en muthis insanlari bile olsalar bir arada yasamak sıkıntı yaratabilir. mutlaka daha rahat olacak pek cok yonden ama sorun olacak da cok yonu var biraz riskli bi durum. ben olsam tercih etmezdim mecbur degilsem. cinsiyet kadin.
0
in vino veritas
(14.05.20)
Önce 2 sonra duruma göre her zaman 1 geçme şansınız var zaten.

Kesinlikle 2.

Erkek.
0
emcekare olmadi einstein olsun bari
(14.05.20)
çok zorda kalmadıkça 2. K
çocuk bile olsa aynı mahallede olacaksa 1.yi tercih etmem, kendi ailem bile olsa.
0
wendyangelamoiradarling
(14.05.20)
evlendikten sonra 1. tercih ederseniz dert etmeniz gereken en son şey sevişme sesleri olabilir.

anne-baba-siz-eşiniz hepiniz 4 bilinmeyenli denklemsiniz. anne nasıl bir kaynana, nasıl bir anne, ne kadar karışacak kıza, ev işleyişine, eve giren çıkana. baba da aynı şekil. siz ne kadar ana kuzusu bir tipsiniz. bunu eşinize nasıl yansıtacaksınız? eşiniz ailenizle ne derece geçinebiliyor olacak.

hepsi uyum içindeyse bile büyük ihtimal ilk 1 ya da 2 yılın ardından boşanma hakkında bilgi duyurunuzu girersiniz buraya.

aklı olan, evlenecekse 2'den şaşmaz.
0
elestirman
(14.05.20)
Abim evlendiğinde tam da aynı şartlardaydı. 1. seçenekle devam etti. Ben o zaman yaşça küçüktüm ama şunu kesin söyleyebilirim. Büyüklerinizin sağlığı için uzakta olun. Abim ve yengem tartıştıklarında anne-babam diken üstünde olurdu ve tabi ben de. Abim öfkeli biri olduğu için de anne babam yatak odalarının kapısını dahi kapatmadan, endişe içinde uyudular hep, ya tartışmaları büyürse diye.
Gelin-kaynana arasında huzursuzluk olmadı. Yıllar geçti boşanmaya karar verdiler. Yengem başka biriyle evlendi, abim başka biriyle evlenip gitti. Annemle babamın o zamandan beri daha rahat olduklarını fark etsem de huzursuz, endişeli halleri kalıcı oldu. Hatta annemin şu an yaşadığı sağlık sorunlarının bu durumla da ilişkili olduğuna inanıyorum.
Demem o ki, sadece kendiniz için değerlendirmeyin şartları. Siz bu süreci iyi yönetebilecek misiniz? Komşulara karşı sorumluluğunuzun çok daha fazlası gerekiyor aile yanında yaşayınca. Malum şartlarda, sağlıklı ve iletişime açık bir aile ve partnerle 1. seçenek iyi de olabilir. Ama değerlendirirken ailenizin sağlığını, huzurunu da en az kendi kuracağınız aile için düşündüğünüz kadar düşünmenizi tavsiye ederim.
0
dediysem dedim
(14.05.20)
burada aile olayına benim kadar mesafeli insan az bulursun gerçekten öyle aile de aile aman da ailemsiz asla tarzı bir insanı bırak 2 senede bir görsem fazlasıyla yetiyor.

bu bilgiyi verdikten sonra şunu söyleyeyim, aile var aile var. benim annem beni aşırı üstüme düşerek büyüttü hala da öyle o yüzden hayatta yakın bir yeri bırak aynı şehirde bile yaşamam amaaaa bazı aileler de hiç böyle değil karnım aç desen kalk yap der ki olması gereken de bu. şimdi eğer ki ailen benimki gibiyse büyük ihtimalle üstte de otursan aynı mahallede de otursan her türlü rahatsız ederler. olay biraz sizin mesafe koymanızda bitiyor. tabii senin hanım ne düşünüyor o en önemlisi. içine sinmiyorsa her şeyi siktir et uzakta bi ev bul. hatta 2. seçeneği de sitret mümkünse 3. seçenek olarak daha uzaklardan bi ev bul.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(14.05.20)
2 tabii ki.

ama yok 2 olmasın diyosanız, direkt aileyle yaşayıp 1. opsiyonun kirasını cebe atın. zira bir farkı yok.
0
lcha
(14.05.20)
Tabiki uzak olan
0
basond
(14.05.20)
1'in bir seçenek olarak düşünülmesini aklım almıyor.
eğer 3. seçenek şansı varsa 3, yoksa 2. sebeplerini yukarıda açıklamışlar, tekrar etmiyorum.

3. seçenek: başka semtte, iki tarafın ailesinden uzak bir yerde ..... devamı 2 ile aynı, ama ölmezsiniz merak etmeyin.

yazmadan duramayacağım, eşin de tek sıkıntının sevişme seslerinin aşağı gitmesi olduğunu mu düşünüyor? evetse emin misin, konuştunuz mu? ona da evetse ailenin evinde yaşayıp 1'deki evin kirasını alın, hem eşin de çalışmaz, evinin kadını olur. hem anneciğinin yemeklerini yemeye devam edersiniz, hem çocuğunuz olursa anneciğin bakar.

kadın.
0
pati
(14.05.20)
ben özgürlüğüme düşkünüm, kontrol sevmem. benim için 2.

halamlar, kuzenim bu şekilde, hiçbir özelleri yok. çok rahatsız edici. yani aile içini geçtim misafirliğe bi komşu gelse ya da uzak akraba evde olup biteni biliyor.

iyi yanları da var tabi ki. yemek yapanları, eve bakanları var.
ya da halamların yaşı ileri olduğu için alışverişleri vs. yapılıyor.
0
wishmaythşngs
(14.05.20)
(5)

Reklam ajansı açacağız ama nasıl?

jacque
Evet, üç kuruş paraya başka yerlerde çalışmaktan bıkarak böyle bir işe girişmeye karar verdik. Ben hiç ajansta çalışmadım ama İletişim mezunuyum ve sosyal medya yönetimi, fotoğrafçılık, dergicilik, editörlük vb. işler yapıyorum 4 yıldır. Ankara'da bu işler İstanbul kadar büyümediği için bir şansımız
Evet, üç kuruş paraya başka yerlerde çalışmaktan bıkarak böyle bir işe girişmeye karar verdik. Ben hiç ajansta çalışmadım ama İletişim mezunuyum ve sosyal medya yönetimi, fotoğrafçılık, dergicilik, editörlük vb. işler yapıyorum 4 yıldır. Ankara'da bu işler İstanbul kadar büyümediği için bir şansımız olacağına inanıyorum.

Muhtemelen bilmediğiniz işe girmeyin diyecekseniz. Demeyin, kırmayın hevesimizi :(

Yapmamız, yapmamamız, dikkat etmemiz gereken şeyler nelerdir? Aklınıza gelecek her türlü öneriye açığım. Başlangıçta elbette çok fazla personel alamayacağız. İyi bir grafikçi elzem tamam, başka hangi tür personeller olmazsa olmazdır sizce? Bu işe ne kadar yatırım yapmamız gerekir vs. bildiğiniz her şeyi yazarsanız çok mutlu olurum.
0
jacque
(09.05.20)
Aboo neredeyse sıfır bilgi 100 cesaretle giriyorsunuz işe. sıfır bilgi, işletme açısından diyorum yoksa mesleğinizle ilgili deneyiminize laf etmem. haddim değil. öncelikle faturalaşma işlemleri için güvenilir bir muhasebeci bulun ve şahıs ya da limited olarak şirket açın. bunun ardından;

uygun fiyatlı merkezi bir yerde sanal ofis kiralayın. toplantı odası kullanımı, adınıza telefon ve gelen çağrıları firma adınızla cevaplayan personel, müşteri aramalarını not eden size yönlendiren bir hizmeti olsun. bunlar hep sanal olacak. yani bu hizmetin aylık ödemesini yapın, öyle sekreter filan gibi birini tutmayın, hat satın almayın filan.


yeriniz hazır. söylemeye gerek yok. bir kurumsal web sitenizin de olduğunu varsayıyorum. yoksa da olsun mutlaka. olmazsa olmaz.

ofis tamam site tamam. siz eğer editörseniz sağlamından bir grafik tasarımcı ile free lance anlaşın. sigorta, yemek, telefon gideri, ofis giderini ötelemiş olursunuz büyüyne kadar. eğer siz grafikerseniz sağlamından bir editör ayarlayın yine freelance.

şimdi sanal bir ofisiniz, kurumsal bir siteniz ve mevcut iki çalışanınız var. bundan sonrası pazarlama becerinize kalmış.

eğer mümkünse tüm bunlardan önce bir müşteri bulun. müşteri tarafında kurumsal site yeterli. müşteriyle el sıkıştıktan sonra şirketi kurun kiralamaları yapın ve hizmete başlayın. bu anlattığım işin tohum aşaması. fidan haline gelebilmesi için eğer bütçeniz uygunsa sektörde deneyimli pazarlama elamanı da alıp kontrollü büyüyebilirsiniz

EK:
Başka ne tür personel olur sorusunun cevabı başlangıç için değil ama ideal bir iletişim ajansı için;

- sekreter
- hizmete uygun arabası olan şoför ya da kiralık araç şirketi
- tüm birimlerin başında genel koordinatör
- her birim için koordinatör
- grafik bölümü için bir art direktör
- art direktör altına yeteri sayıda grafiker
- yazı işleri bölümü için editör
- editör altına yeterli sayıda muhabir
- tüm işlere yetecek kadar fotoğrafçı ya da kiralık fotoğraf ajansı
- görsel/imaj sitelerine premium üyelikler
- sanal değil fiziki ofis ise ofis temizlik elemanı (haftalık/günlük)
- pazarlamadan sorumlu uzman
- ofis sizin ise bilgi işlem hizmeti
0
elestirman
(09.05.20)
hocam önce müşteriyi bulacaksın, sonra personeli bulacaksın. acilen bu işten vazgeçin ya yazdıklarınız hiç ümit vermiyor :(
0
retiredcolonel
(09.05.20)
"Ankara'da bu işler İstanbul kadar büyümediği için bir şansımız olacağına inanıyorum." bu çok talihsiz bir çıkarım.

Yüzyıllarını sektöre vermiş bir abi olarak söyleyeyim, Ankara'da iş yapacaksanız kamudan iş alacaksınız. Kamudan iş alamıyorsanız özel sektörden ilerleyemezsiniz. Kamu bile işi İstanbul'a veriyor. Özel sektör için Ankara civarına bakmanız gerek. Eskişehir ve yukarıda karadeniz illeri gibi.
0
elestirman
(09.05.20)
Ankara Türkiye'de en kolay para kazanılacak şehir. Ama doğru yolla. Reklam ajansı Ankara'da parlayacak bir sektör degil. Reklamla paralel işlere uygun ama tek başına reklamla buyunulecek bir şehir değil.

İlla kendi sektörünuzde iş yapmakta israrciysaniz reklam kısmı işin sadece yüzde 10 u olmalı. Ankara organizasyonlar,memurlar, avmler,marketler ve iş bilmeyen esnaflar şehri. Bu denklemi çözen herkes burada ihya olur. İdealist pembe hayaller kuran herkes de finalde batmaktan daha ağır sonuçlar yaşar.. amaç para kazanmaksa o çok kolay. Ama yok ben illa reklam ajansı kurucam ve o ajansta sadece reklam işi yapicam diyorsanız ve gerçekten başarılı olursanız büyük bir istisna olursunuz.
Tekrar söylüyorum Ankara Ankara'yı çozen biri için Türkiye'de en kolay para kazanılacak şehirdir. Bu gerçek apaçık ortadayken zor yolları denemeyin.
0
deer hunter
(09.05.20)
Sizin bu tarz bir kaç duyurunuza daha rastlamistim. Hep güzel ama gerçek hayatla örtüşmeyen ticari hayalleriniz var. Kendi işinizi yapmak istemeniz güzel. Ama hep dolambaçlı ve bisürü sizin dışınizdaki etkene bağlı projeleriniz var. Birazcık basit bakabilseniz bu cesaret ve para kazanma isteğiyle her şey mümkün. Ama hayatı veya ticareti biraz daha tanımalısınız veya taniyanlardan egosuz bir şekilde destek almalısınız. afedersiniz işin kurdu olmuş ajanslar bile hem zor para kazanıyor hem de bisürü kapris çekip ruh sağlığını korumaya çalışıyor. Niye çetrefilli kazançların peşinde koşmakta bu kadar israrcisiniz ki? İki adım geriye çekilin ve ticaret dünyasına tekrar bakın ve insanlar nasıl para kazanıyor sadece görüp izlerini takip edin. Kafanızda biseye kendinizi ikna edip başkalarının da bunu onaylanmasını umarak bir girisimde bulunmak çok üzücü sonuçlar verebilir . Siz de kendinizi yüzde yüz ikna etmiş veya projelerinize yürekten inanıyor olsanız bu arayışlara bulunmazdı biz veya önceki duyurularinizdaki projemizde ısrarcı olurdunuz dimi?
0
gurur
(09.05.20)
(8)

6-7 yıl önce elden alınan borçlar nasıl ödenir?

osuran imam
6-7 yıl kadar önce bazı arkadaşlardan aldığım borçlar oldu; bunları bu sene içinde kapatmayı planlıyorum. ama 2012'de, atıyorum 1000 lira aldıysam o zamanki değeriyle bu zamanki değeri arasında doğal olarak fark var. bunu nasıl ayarlayabilirim? yani 1000 lira aldım, yine 1000 lira ödesem saçma olur
6-7 yıl kadar önce bazı arkadaşlardan aldığım borçlar oldu; bunları bu sene içinde kapatmayı planlıyorum. ama 2012'de, atıyorum 1000 lira aldıysam o zamanki değeriyle bu zamanki değeri arasında doğal olarak fark var. bunu nasıl ayarlayabilirim? yani 1000 lira aldım, yine 1000 lira ödesem saçma olur gibi geliyor. arkadaşlardan gerçi böyle bir talep yok ama benim içime sinmiyor.

nasıl bir yol izlenir?
0
osuran imam
(09.05.20)
www3.tcmb.gov.tr

kabaca bi fikir verir. kesinlikle enflasyonu düşünerek geri ödemelisin zaten.

bir diğer alternatif de asgari ücret oranına göre hesap yapmak olabilir. bana kalırsa ikisinin ortalamasını almak en mantıklısı. tcmb enflasyon hesabı ile asgari ücret oranına göre çıkan sonucun yani.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(09.05.20)
asgari ücret uçar. enflasyon verilerini değerlendirin.
0
istanbul beyefendisi
(09.05.20)
benzer bir durumda yüzde 50 fazlasıyla ödemiştim. 4 arkadaştan 3ü ne yaptıysam kabul etmediler. asla almadılar yüzde 50yi. birinin bebekleri oldu, bir tanesinin çocuğu yeni okula başladı bunları bahane ederek o ikisine de fazlasını ödedim. amcasından hediye olsun o zaman filan diyerek orta yolu bulduk. 1 tanesine ise bahane bulamadım :) almadı hiçbir şekilde. ama 1 tanesi de sorgusuz sualsiz kabul edip aldı ilk önerdiğim an.

2012de 1000 tl ile 555 dolar alınabiliyormuş. yani şimdinin yaklaşık 4bin tlsi. ama böyle hesap olmaz. batarsınız.
0
elestirman
(09.05.20)
Dolar, altin cinsinden adi konmadiysa enflasyon en mantiklisi.
6-7 yil sonra alacagini alabilen adam da gercek enflasyon bu degil, demez bence.
0
pofudukayi
(09.05.20)
Veya sorabilirsin alacaklıya. “Benim sana borcum vardı, gecikti, hangi veriye göre ödememi istersin” diye.
0
pass
(09.05.20)
en temizi dolar + %2 faiz (faiz mevduat faizi olarak baz al).
0
uncle fyodor
(09.05.20)
empati kurmak gerekir.
sen mesela 2012 yılında birine 1.000 TL verdiysen, şunu düşünmelisin. Arkadaşıma borç vermeseydim bu benim kenardaki paramdı, belki altın alacaktım belki dolar ya da başka bir şey. Bu yüzden o günün karşılığı olan altın gramını hesaplayıp bugünkü altın fiyatından ödeme yapmak dürüst ve erdemli bir davranış olacaktır. Ama altın üzerinden borçlanmadığın için buna mecbur da değilsin tabi.
Enflasyon üzerinden de bir hesaplama yapılıp, bütçene göre uygun olan ödeme seçeneği (altın vs enflasyon) tercih edip, arkadaşlarından da helallik alarak bu meseleyi kapatabilirsin. Bundan sonraki tüm para alışverişlerini de altın üzerinden yapmanı tavsiye ederim.
0
imsorry
(09.05.20)
2012'deki 1000 bugün 3000 hesaplaman lazım gerçekçi düşünürsek. altın-dolar gibi parametreler en az böyle.
0
adivar
(09.05.20)
(3)

Banka, para giriş çıkışı, şüpheli işlem

ekrem abiniz
Merhabalar sayın bankacı arkadaşlar, maliyeciler ve emniyetteki mali suçlar polisleri. Arkadaşım bir ürün alım satımı yapacak. Kendisi memur olduğu için benim üzerime kayıtlı olan şirket hesabını kullanmak istiyor. Bu hesaba aylık 15 bin lira para girişi olsa 80-100 kişiye düzenli olarak dağıtılsa d
Merhabalar sayın bankacı arkadaşlar, maliyeciler ve emniyetteki mali suçlar polisleri.

Arkadaşım bir ürün alım satımı yapacak. Kendisi memur olduğu için benim üzerime kayıtlı olan şirket hesabını kullanmak istiyor. Bu hesaba aylık 15 bin lira para girişi olsa 80-100 kişiye düzenli olarak dağıtılsa dikkat çeker mi? Ayrıca düzenli olarak 9 bin lira benim yaptığım işten gelen faturalı kazancım var. Yani aylık 25 bin lira gibi bir para girişi olacak. Gel bakalım bu değirmende ne iş çeviriyorsun derler mi?
0
ekrem abiniz
(08.05.20)
Belirttiğiniz aylık getiri miktarı, düzenli dağıtım ve bir başkasının hesabını kullanma talebi gibi veriler bana sanki arkadaşınız yasa dışı bahis işinde gibi geldi. İşin kendisi legal değil zaten.

Yok eğer legal bir işse bu hareketlilik yine dikkat çekebilir. Rakamlar çok büyük değil ama hareketliliği yüksek.
0
elestirman
(08.05.20)
Bahis değil, yaptığı işi biliyorum. Kanunen tek sakıncası vergi vermemesi.
0
🌸ekrem abiniz
(08.05.20)
incelemeye girerseniz sıkıntı. bu kadar para girmiş nerede bunun vergisi diyebilirler. şahsi hesabını kullansın neden sizin hem de şirket hesabını kullanıyor?

kdv'den ayrı gelir vergisinden ayrı inceleme yersiniz. sizi inceleyen vergi memurunun yüzünde gülücükler açar bir hafta boyunca.
0
ozdek
(08.05.20)
(13)

Zülfü Livaneli lise mezunu olup nasıl bu kadar iyi besteler yapmış?

gezegen olan pluton
İnternette ABD'de Fairfax Konservatuvarı bitirmiş yazsa da buranın para verip uzaktan diploma alınan bir yer olduğuna dair bir çok yazı çıktı, onun için lise mezunu kabul edip soruyorum soruyu?
İnternette ABD'de Fairfax Konservatuvarı bitirmiş yazsa da buranın para verip uzaktan diploma alınan bir yer olduğuna dair bir çok yazı çıktı, onun için lise mezunu kabul edip soruyorum soruyu?
0
gezegen olan pluton
(07.05.20)
Yetenekle.
0
pro9it9is9
(07.05.20)
yetenekli olmanın okulla alakası yok ki.
0
pearson
(07.05.20)
mezuniyetle beste yapmanin bir ilgisi yok. yetenek.
0
exlibris
(07.05.20)
İlk okul mezunu da olabilirdi, bu iyi bir bestekar olmasına engel değil ki!

Bu bir yetenek, eğitimle okulla alakası yok, bu konuda eğitim alsa yeteneğini geliştirir insan.

Beni al dünyanın en iyi konservatuarlarında eğit, yine de bi satır beste yapamam.
0
John Bloor
(07.05.20)
belli ki çevrende lise diplomasına sahip zehir gibi dediğimiz o insanlardan hiç yok..

insanlar bir çok sebep yüzünden lisans okuyamazlar, özellikle geçmişte bu durum daha fazlaydı.
0
kanlakarisikyagmur
(07.05.20)
Tatlıses de böyle. Adam okul okumamış.
0
rene
(07.05.20)
steve jobs lise mezunu olup nasıl bu kadar güzel cihazlar yapmış?
Bill Gates lise mezunu olup nasıl bu kadar büyük bir yazılım şirketi kurmuş?

üniversite'nin kattığı bir çok şey var ama bunun yanıdna ciddi bir zaman kaybı. üniversitede edindiğim hiçbir bilgi pratikte şu an işime yaramıyor. entellektüel olarak evet çok şey kattı ama bu kadar.
0
cedric tweedledee
(07.05.20)
livaneli'nin hayatında en son şaşılacak şey lise mezunu olup iyi beste yapması.

adam lise mezunu olup birleşmiş milletlerin ün üst düzey büyükelçi seviyesindeki kırmızı pasaportuna da, yıllar sonra ise türkiye cumhuriyeti milletvekili olarak ülkenin en üst seviyedeki diplomatik kırmızı pasaportuna da sahip olmuş.

film yönetmenliği, çok satan/çok okunan yazarlık yeteneği, politika adamlığı filan var. yine söyleyeyim en son şaşılacak şey adaman iyi beste yapması. onu babam da yapar. ama yapamıyor çünkü yeteneği yok. livaneli ise daha 15 yaşlarında hala büyük ustaların bile beceremediği bağlamada şelpe tekniğini kullanabilen bir yetenek.
0
elestirman
(07.05.20)
bir de atilla özdemiroğlu gerçeği var zülfü abinin olayında. onu da es geçmeyelim. atilla özdemiroğlu'na kadar işleri başka. ondan sonra bambaşka olmuş. oradan da çok büyük bir birikim ve görgü geçmiş.
0
alperz
(07.05.20)
@elestirman +1
Adam doğuştan sanatçı.
Senin dediğin mantıkla şu an üniversite mezunu olan herkesin şahane besteler yapabilmesi lazım.
0
chitosan
(07.05.20)
gökhan özoğuz da lise mezunu sanırım ama informal olarak iyi bir müzik eğitimi almış. üniversite fazla abartılıyor. sonuçta bu adamın işine yaramayacak akademik bilgileri ezberlemesi onu nasıl daha iyi bir müzisyen yapacaktı ki? eğitim önemli ama alanında eğitim almak önemli. üniversite de aslında uzmanlık sağlayan bir alan ve bence bambaşka işler yapmak isteyen biri üniversiteye gitmeyebilir. türkiye'de bir zorunlulukmuş gibi algılanıyor.
0
black mamba
(07.05.20)
bir de edebiyattan ornek verelim, Yasar Kemal..
Belki de dunya edebiyatina ilk 50 veya 100 den girer, yanilmiyorsam en fazla ilkokul mezunudur
0
alttaraf
(07.05.20)
Arkadaşların yorumuna ekleyeceğim bir şey kalmamış. Yaratıcılık gerektiren bir işteki başarının neden-sonuç ilişkisini akademik eğitim durumu ile açıklayamayız.
0
panu
(11.05.20)
(8)

2000'lerin başındaki siyaseti takip etmiş olanlar ..

mehmed resad
bir ödev hazırlıyorum fakat 2000'lerin başında partilerin izledikleri yolları, kimliklerini hatırlamaya pek yaşım yetmiyor bu yüzden sizden rica edeceğim bildiğiniz ne varsa dökmenizi.. (2002-2013 arası özellikle) (akp başta liberalimsi takılıyordu vb. gibi, çok genel bilgiler)akp-chp-mhp-dtp(dtp'ni
bir ödev hazırlıyorum fakat 2000'lerin başında partilerin izledikleri yolları, kimliklerini hatırlamaya pek yaşım yetmiyor bu yüzden sizden rica edeceğim bildiğiniz ne varsa dökmenizi.. (2002-2013 arası özellikle)

(akp başta liberalimsi takılıyordu vb. gibi, çok genel bilgiler)

akp-chp-mhp-dtp(dtp'nin halefi varsa o da olur)

bunların dışında işçi partisi, büyük birlik, saadet, demokrat parti nin hem günümüzde hem de 2002'den başlayan süreçte nasıl bir yol izlediğini çizgi olarak açıklayan olursa onlara da ayrıca teşekkür ederim.

not: modlar.. 3-4 saatliğine sabitleyebilir misiniz? ödev için harika yardımı olur.
0
mehmed resad
(07.05.20)
genç partiyi unutmayın. az daha barajı geçiyorlardı.
0
fezagezgini
(07.05.20)
2000lerin başında Türk siyaseti tıkanmıştı, üretemiyordu. gene bahçeli çıktı seçim dedi seçime gidildi. bahçeli hep böyleydi seçim dedimi seçime gidilir. o zaman da öyleydi şimdide öyle. siyaset sıkışmışken rte geldi, yeni yapılanma ile tek başına iktidarı aldı. zaten 99 depremi sonrası sıkışan ve sürekli aynı siyasetçilere mahkum olan türk siyaseti rtenin çıkmasıyla değişti. kaset skandalına kadar chp baykalla ve ulusalcılarla kısır elitist takıldı. kemal k. gelince ulusalcıları temizlemeye çalıştı ancak halen daha bitiremedi. saadet erbakanın yokluğundan sonra yeni yeni toparlandı. dp değişik başkanlarla var olmaya çalıştı ancak olmadı. bbp recep yazıcıoğluyla biraz kıpırdandı. dtp ahmet türkün dtpsiydi. şu anki hdpden hiç bir farkı yoktu.

akp saadetten ayrılan grup olarak gömleğimizi giydik propagandasıyla çıktı. hep liberal bir partiydi gene öyle.

tamamen subjektif bir yorumdur. işin bilimcileri daha iyi bilgiler verir.
0
mikahakkinen
(07.05.20)
@mikahakkinen, çok teşekkürler.

chp'nin elitistliği kısmını biraz açabilir misiniz? ben de özellikle buna ve günümüzde geldiği noktaya değinmek istiyorum. mesela ne yaptıkları için elitist damgası yediler?
0
🌸mehmed resad
(07.05.20)
hocam otur izle :)

www.bbc.com

öyle bi dönemden bahsediyorsun ki, bir yandan çok basit gibi gözüküyor. tek parti iktidarı var ama öyle karmaşık ki esasında. yani sırf rte'nin milletvekili olabilmesi yönünde partilerin takındıkları tavırlar, ardından emaneten başbakanlık koltuğunu verdiği abdullah gül ile yer değişimleri filan derken, sırf akepe tarafında bile o kadar da basit bir dönem değil.
0
elestirman
(07.05.20)
Akp : iktidardı ama duruma tam hakim değildi. Askerin hükümet işlerine karışması, yıllardan beri süre helen vesayetçi anlayışın etkin olduğu kurumlar, 28 Şubat süreci ve Refah Partisinin başına gelenler ekonomik sorunlar, dış borç vs. sebebi ile dikkatli olma zorunluluğu vardı.
90lı yıllarda gazeteciler hükümet sözcüsünün yapacağı açıklamayı beklemek yerine genelkurmay'ın kapısında yapılacak açıklamaları beklemesi o zamanlarda nasıl bir Türkiye olduğunu anlamak açısından önemli.
Evet ilk anlarda akp anlayışından farklı olarak bazı kesimlere yakın oldu. Zamanla etkin olmak için bunlar gerekliydi. Adı üstünde siyaset..
Yine yanlış hatırlamıyorsam o zaman ki kanunda iktidar olduklarında anayasayı değiştirecek yeterlilikte millet vekili sayıları da vardı ve tabi bu yapıl(a)madı o an ki koşullarda.
İlk başlarda fetöden önce tabir edilen gülen cemaatiyle iyi niyet içerisindeydiler . Dershaneler ve 17/25 Aralık meselelerine kadar gülen cemaatinin sadece dini bir yapı olmadığını dış ve derin kaynaklarla bağlantılı ve geçte olsa anladılar.


Chp: Arka planda yıllarıdır muhalefette ama devletin önemli kurumlarında sözü geçen bir chp vardı. Şu an görünen o ki etkileri de gitgide azalıyor .
Hatırladığım kadarıyla o 2000lerin bu güne hükümetin yaptığı hemen her şeye karşı çıkmaktan başka bir duruş sergileyemediler.

Kendi içlerinde seçim yenilgilerine rağmen yaşanan sorunlar , Baykal ve çevresinin tasviyesi sonrası parti çok ayrı bir yöne girdi.
Chpnin halka bütünleşememe, halka güvenmeme sorunu var .
Video az önce denk geldi .konuyu özetler nitelikte. Buyrun Rahmetli'den dinleyelim .
Üstteki yorumda bahsedilen elitist tavır da bunu biraz açıklar sanırım :
streamable.com
Şimdilik ise bütün umutlar İmamoğlu ve Yavaş a bağlanmış . Çünkü yıllardır lider üretemiyorlar ya da çıkar(a)mıyorlar. Kısır bir durum var ortada .

Saadet Partisi: 90 lı yıllardaki Refah partisinin izlediği yol ya da Erbakanı ile zerre bir alakaları kalmamış.
Şimdilik Mario oyunu üzerinden gündemi değerlendiriyorlar .
www.sozcu.com.tr

(Maskeyi ben de daha alamadım ama kent merkezlerinde kaymakamlıklar dağıtıyor bedavaya . Bu topraklar yapıcı bir muhalefete tamamen aç bırakılmış )

MHP : akp yi belki de en samimi olarak eleştiren parti. Ülke üzerinde oynanan büyük oyunları bire bir hisseden ve bu mesele partilerüstü bir meseledir diyerek ve oy kaybetme uğruna cumhur ittifakı olarak AKP'yi net olarak desteklemiştir.
Geçmişte cemaate olan yakınlığı sebebiyle akpye olumsuz eleştirilerini, cemaatin faaliyetlerini durdurmasını istediğini hatırlıyorum .
0
Erva
(07.05.20)
burada kim ne kadar tarafsız olabilir, başkasının fikrinden yola çıkıp nereye kadar gidebilirsin? yaşın yetmiyorsa internetten öncelikle tarihsel süreç hakkında bilgi edinip ondan sonra duyuruculara neler hatırladıklarını sorsan daha iyi olur bence.
bu şekilde havada kalır söylenenler zaten. yaşın da yetmediği için anlamazsın.

ama ismail cem çok güzel adamdı. yazık oldu.
0
not dark yet
(07.05.20)
Açılın dede geldi :)
Kısa yazayım:
İşçi partisi: PKK ile ilişkileri sağlam, fiziksel anlamda güçlü(silahlı örgüte/mafyaya sahip) bir sol örgütten, MHP kıvamında bir partiye dönüşmüştü. Adayları genelde asker eskisi, faşizan bir örgüt olmuş ve bu dönüşü seçmenleri hiç yadırgamamıştı. Oy oranları her zaman olduğu gibi 0,01'dir. anlamadığım bir dış desteğinden ötürü, siyasette her zaman mikrofon uzatılmak zorunda kalınan biriydi. Kimse sevemez ama herkesinde ihtiyaç duyduğu bir İsviçre çakısı gibiydi, omurgasız bir politika ya da çıkar örgütü. Şuan hükümetin ortağı olmasını benim gibi eskiler yadırgamıyor yani, alışığız.

Büyük Birlik: MHP'nin islama daha yakın kesmi. Her zaman devlet kadrolarında stratejik noktalarda adamları vardı. Oy oranları %1 bile olmazdı ama İşçi partisi gibi öyle kolay silinemezdi. Türkiyedeki küçük ve orta boy işletmeleri MHP ile birlikte bölüşüp koruması altına alıp finansal kaynaklarını buralardan sağlarlardı. 2002 seçimi bir arayış seçimi olduğunu iyi bildiği için Tayyip gibi dönüşüme açık olduğunu yurtdışlarında dile getirdi, hatta bugünden baktığımda Tayyip olmasa belki de onu seçerdi o güç. Bahsettiğim dış/iç adını bilmediğim bir güç. Misal bu akımı gören
Mehmet Ağar, döneminin en saldırgan politikacısı olmasına rağmen "dağdan inip siyaset yapın" diye kürtlere seslenmişti, güce yaranmak için. Çünkü o güç kürtlerle barış yapılmasını istiyordu, AB ye yakın olunmasını ve ekonomide liberal politikalara geçilmesini emrediyordu.

saadet: tam anlamıyla tarumar olmuştu. Erbakan'ın kulası bir parti başkanıyla cami cemaati dışında bir desteği kalmamıştı. O güç ile arası hiç iyi değildi. Bugün feto'dan nasıl kaçıyolarsa o gün saadetten öyle kaçıyorlardı. 70'lerdeki söylemlerinden öteye gidemediler.

Dehap: Direkt kürt partisi diyelim. Biri kapanır diğeri açılırdı partilerin. Kemik bir kitlesi vardı ve istanbul gibi büyük şehirlere yayılamamıştı. Kürt islamcı gruplara mesafeli durduğu için %10'u aşamazdı. O gün ne söylüyorlarsa bugün hdp aynı şeyleri söylüyor, hiçbir değişim olmadı.

Yeni parti: İsmail Cem'in hatalı politikalarla yürütmeye çalıştığı, akp nin henüz canlanmadığı dönemde piyasaya atılıp insanlarda "ulan acaba" hissini uyandırdı. Ama o güce yaranamadı, bunu gören Kemal Derviş, vekil olmak için hatta ekonomi bakanı olma hedefiyle CHP ye geçti(koalisyon hükümeti olacağını düşünüyordu herkes). İlk çıkışı güzeldi ama sonu hüsran oldu.

ÖDP: solculuk oynayanların partisiydi.etliye sütlüye karışmaz, kendileri çalar kendileri oynar.

genç parti: asıl bütün oyunu bozan adam bu. oluşan boşluğu gören ve türklerin ne kadar boş beleş olduğunu bilen zeki bir adamdı. AB ve liberal hedeflerle partiyi kurup, seçmendeki damarı gördükten sonra MHP ile işçi partisi arasında, sadece embesillerden oluşan bir kitleye hitabbetti. Bugün ATV-CNNTUR-NTV ne yapıyorsa starTV de baştan aşşa yalan haberlele bu embesil kitleyi kendisine topladı. Türk faşitlerinin baş kenti İzmirde %17 oy aldı. Evet İzmir kendini modern sanan, atatürkü kullanarak kendisinden başkasına yaşama şansı vermeyen faşist bir şehirdir.

DSP: adını ağzı alanın ağzına ....biber veriliyordu. utanmazca vaadler veriyor, iktidarken sol çizgiden sağa doğru yaptığı kayma hareketini tekrar sola kaydırmaya çalışıyordu. tabi kimse kulak asmıyordu. adam koruma polisini millet vekili yapmıştı daha ne olsun yaa. gerçi Baykal da takıldığı kadını MV yapmıştı ama neyse... Çorapla yatağa girseydi o da canım.

DYP-MHP: mecliste olmalarına kesin gözüyle bakılıyordu. ikisinin de kemikleşmiş seçmen kitleleri vardı. Adalet partisinden bu yana sürekli parti adı değiştirerek bu günlere geldi DYP, böyle gider dediler ama gitmedi. MHP kendi bacağına sıktı. Bahçeli'yi o dönemlerde bu kararından ötürü tebrik etmiştik. DYP nin kadroları aynen kaldı, nasıl olsa mecliste olurduk düşüncesiyle. ama meclise giremeyecekleri bilinseydi, hepsi AKP saflarına geçerdi. zira bir sonraki seçimde yılların getirdiği mahalli parti örgütlerinin tamamı AKP ye kaydı, devletteki kadroları da.

Anap: canım yaa yazık kimin çocuğuysa. adı bile duyulmadı. Özel'ın mirasının son damlası da kullanıldı ve tarihe gömüldü. Yine herhangi bir değişim sergileyemedi, aynı vaat ve hedeflerde kısır kalındı.

CHP: AKP nin birinci parti olacağını anladığında, karşıt yaratma politikası güttü. Eyyyy cehape işini ilk CHP başlattı. Karşıtların oyunu almayı hedefledi. TR'de alınabilecek en yüksek sol parti oyunu aldı. Aslında sol parti değil de kendileri öyle adlandırdığı için diyorum. Tam bir TSK partisiydi. TSK içindeki ağababalarından emir almadan hareket edemezlerdi edemediler de. Vekilleri bugünün AKP bakanları gibi, asarız kesiriz, "Ulu Önder" Atatürk diceksin lan, İran olmayacağız...vb gibi saçma sapan cümlelerle karşıt grubunu kurmuştu bile. AKP'nin gizli ortağı, muhalefet yaptığı izlenimini bugüne kadar getirip, yıllardır mecliste yerlerini, pazarda tezgahlarını korudular.

AKP: 2002'deki hali şuan türkiyede olsa, reis terör örgütü diyerek partiyi kapattırırdı. Demokrasi diyorlardı, libaralizm diyorlardı, eşitlik dediler, adalet dediler, sosyal politikalara yoğunlaştılar. Başlarda siyasetteki at hırsızı (emlakçılar gibi) tiplerin partiye doluşmasına göz yumdular. saadet kökenli dışında birilerine ihtiyaç vardı. Seçim propagandasında elinde ampülü barda bira içen adamla tokuşturdular. olm walla değiştim ben bakın, aha bak gömlek de gitti. Ogün oy verenlere kızmıyorum, umut yakmıştı insanlarda. Bugün ise nasıl oy veriyor insanlar algılayamıyorum.

Siyasi görüşüm: Bu ülkede bi bok olmaz.
0
rastinon
(07.05.20)
herkes müthiş cevaplar vermiş. sağ olun var olun. :)
0
🌸mehmed resad
(07.05.20)
(22)

kendimi nasıl affettirebilirim?

tecrubeyegerekyok
merhabalar... 3 aya yaklaşan bir ilişkim var. sevgilim dış görünüm konusunda özgüven eksikliği yaşayan birisi ama ben onu çok beğeniyorum... biz ilişkiye başlamadan önce mesela instagram'da lady gaga'nın bir fotoğrafını beğenmişim bikinili bana onları yollayıp rahatsız olduğunu dile getirdi bundan y
merhabalar... 3 aya yaklaşan bir ilişkim var. sevgilim dış görünüm konusunda özgüven eksikliği yaşayan birisi ama ben onu çok beğeniyorum... biz ilişkiye başlamadan önce mesela instagram'da lady gaga'nın bir fotoğrafını beğenmişim bikinili bana onları yollayıp rahatsız olduğunu dile getirdi bundan yaklaşık bir ay önce. o zaman bu sorunu hallettik hassas olduğunun farkına vararak ben instagram'da takipten çıktım o türden herkesi ve konu kapandı. kendisi twitter kullanmıyor, benim de yıllardır kullandığım bir troll hesabım var. onu aratmış bulmuş ve beğenilen tweetlere bakmış teker teker incelemiş... bir tane duygu özaslan'ın o iç çamaşırları fotosu var, bir tane de twitter'daki meşhur baddies hesaplarından beğenilen bir tweet var... bunları bana yolladı ve benim hassas olduğumu bildiğin halde bana bunu yaptın, bana verdiğin değer bu kadarmış, beni hiç sevmedin, hiç bana ait hissetmedin, beni gerçekten sevmedin, beni kandırdın, benimleyken başkalarını düşündün, demek ki gözün dışarıdaymış yazarak artık benim sevgilim olmadığını, bittiğini söyledi... bu gece 4'te oldu şu an saat öğleden sonra 3 ve ben hiç uyumadım, o da hiç uyumadı. aralıksız dil döktüm bir hata yaptığımı, beni affetmesi gerektiğini yüzlerce kez yazdım.. 3 kez çok kısa telefonda konuştuk artık sen yoksun diyerek ağladı, ben de çok kötü oldum konuşamadım bile. benim bir yanlış bir sürü doğruyu götürmesin, fevri davranma lütfen vs dememe rağmen bana sürekli olarak artık masumiyetimi yitirdiğimi vs söyledi. bilmiyorum çok üzgünüm çok... buradan geri dönüş olamaz mı? yumuşamaz mı? çok büyük bir hata yaptım ve çok seviyorum...
0
tecrubeyegerekyok
(07.05.20)
ben sende bşr hata göremedim. kız psikolojisi bozuk kanser bir kişilik yapısına sahip. iki sayfa takip edip iki foto beğendin diye bu ''masumiyetini kaybettin'' tripleri falan hiç akıl işi şeyler değil. böyle tipler hayat enerjini mutluluğunu kara delik gibi çeker bence hiç affettirme işlerine girme çünkü affettirecek bir şey yok yola devam.
0
tantunizade murat efendi
(07.05.20)
Reis verilmiş sadakan varmis. Git bir abdest al iki rekat şükür namazı kıl.
0
allah yazdiysa bozsun
(07.05.20)
masumiyetini kaybettin demesinin nedeni daha çok yapmayacağım deyip de yapmaya devam etmem, yalan söylemiş olmam... ama hemen ilk hatasında silinebilir mi bir insan? üstelik böyle bir hata, üstelik deli gibi severken ve onca emek varken...
0
🌸tecrubeyegerekyok
(07.05.20)
aldatmanın gözle de olacağını, bunun da aldatma sayılacağını söylüyor zaten... ben zaten suçumu ilk anda kabullendim, inkar ediyor değilim... benim senin karakterinde en çok sevdiğim şeylerin başında geliyordu sadık oluşun ve gözünün dışarıda olmayışı dedi. bu yüzden çok sarsıldım, her şeyi sen mahvettin vs dedi de dedi... ama bunun tek çözüm yolu ilişkiyi bitirmek miydi? ben kabullenemiyorum.
0
🌸tecrubeyegerekyok
(07.05.20)
Kız arkadaşınızın tepkileri normal değil ve bugün barışsanız da sürekli kavga etmeye devam edeceksiniz diye düşünüyorum. Siz haksız değilsiniz.

Eğer seviyorsanız ve sorunuza cevap vermek gerekirse: Twitter ve Instagram hesabınızı kapatın. O zaten sürekli ne yaptığınızı takip ettiği için fark eder, sonraki kavgaya kadar barışırsınız.

Bonus: Kız arkadaşınızın takip ettiği her şeyin listesini çıkarıp kenara atın, bir sonraki round'da elinizde malzeme olsun bari.
0
wish i could find a way to disappear
(07.05.20)
Bir kilo sorunu olan kız arkadaş görüyorum gibi. Benzerlerini daha önce yaşadım.

Sonuç olarak bir yere varmaz o ilişki. Bu tarz ciddi manada takıntılı (anlattığına göre hareketleri çok anormal) kişiler ile yürümüyor. İki taraf da biraz normal olmak durumunda.
0
big cojones
(07.05.20)
dediğim gibi onun twitter hesabı yok, instagram hesabını da birkaç hafta önce kapattı. onu kapatma nedeni de şu; fark edip uyarmama rağmen ilişkimiz başladıktan sonra hiç tanımadığı erkeklerden gelen takip isteklerini kabul edip geri takip atmaya devam etti... yine uyardım ve bana karşı çıktı, ben seni böyle tanımıyordum sen rahat bir insandın şimdi neden böyle davranıyorsun'a getirdi durumu. açıkçası rest çektim ve onun şu an bana söylediği şeylerin benzerlerini ben ona söyledim. işte gözün dışarıda mı, daha iyisini mi arıyorsun vs vs... bunun üzerine tam tersi istikamete döndü ilk başta listesini temizlemeye başladı, sonra komple hesabı kapattı... işte bu yeni olay üzerine bunu da hatırlattım... benim beğendiğim fotoğraftakiler ünlüler, top modeller falan ama seninkiler gayet iletişim kurabileceğin insanlardı, konuşabilirdin vs dedim. kusura bakma ben çıplak erkeklere bakmıyordum falan dedi bana :) şu an yazarken iğrendim kendimden ben bayağı bayağı haklıyım gibi ya
0
🌸tecrubeyegerekyok
(07.05.20)
@big cojones, evet maalesef kilosunu sorun ediyor ama bir tek o değil... "o kızlar kadar zayıf olamadığım için özür dilerim, göğüslerim öyle olmadığı için kusura bakma, bundan sonra yemek yemeyeceğim, o kızlar gibi olacağım ama o zaman da ben seni istemeyeceğim, senden ve begendiğin kızlardan nefret ediyorum..." ben ona bir kez olsun ne kilosuyla ne de komple dış görünüşüyle alakalı olumsuz hiçbir şey söylemedim bugüne kadar. aksine hep beğendiğimi belirttim ki işin ilginç yanı sadece biraz kilo sorunu var gayet güzel bir kız...
0
🌸tecrubeyegerekyok
(07.05.20)
Ya reis gazla gitsin. Sen birşey yapmasan da sorun üretecek. Problem bizzat kendisi. Gazla gitsin
0
allah yazdiysa bozsun
(07.05.20)
Bunu buraya yazacağımı düşünmezdim ama "ayrıl coco" diyorum. Kız arkadaşın sorunlu ve kompleksli biri. Bu ilişkide sonsuza kadar alttan alabilecek misin?
0
eylul
(07.05.20)
az önce ayrıldık :(
0
🌸tecrubeyegerekyok
(07.05.20)
Git şükür namazı kıl. Sana dönmeye çalıştığında siktiri cek. Gitsin başkalarının hayatını karartsin. Sakin bir araya gelme tekrar. Sen bir hafta yazmayınca başlayacak sana sitem dolu "beni hiç sevmemissin, unuttun bile" tarzı duygu sömürüsüne. Uzak dur.
0
finveben
(07.05.20)
Şükür namazı +1
0
all girls dream
(07.05.20)
acı gerçeği söyleyeyim.
çok büyük hata yapmamışsın, çok büyük hatayı yapmak üzeresin.

belli ki bu dünyanın nimetlerine doymuş, artık cehennem azabını tatmak gibi fantezileri olan bir arkadaşsın.

ara, özür dile, hediyeler al, çiçekler yolla ki cehennemin kapısından girişin görkemli olsun.

madem kaşınıyorsun bırak kaşısın kız. "arkadaşlar, koşarak uzaklaşmam lazım iyi bir spor ayakkabı önerin" diyeceğine "çok büyük hata yaptım" diyorsun.
0
elestirman
(07.05.20)
Üstteki iki yazara katılıyorum. Kendini affettirsen bunlar muhtemelen hiç bitmeyecekti. Dil dökücektin düzelecekti bigun karsina baska seyler cikacaktı. Sürekli davranışlarını düzenleme kendini unutma yolunda gidicektin. Sevgilinin tepkilerinden psikolojisinin sağlıklı olmadığı anlaşılıyor. Masumiyetini kaybettin nedir yani?
Ayrılmak şuan seni üzse de ucuz kurtuldun gibi geldi bana.
0
turkce konusan uzayli
(07.05.20)
3 aylık bir ilişki için bu kadar çabalamak ve yalvarmak çok saçma geldi. bundan sonraki ilişkilerinde gene bu tarz bir insanla tanıştığında böyle bir şey olursa net bir şekilde daha önce beğendiğini söyle ve uzatma. Böyle saçma sapan şeyler yüzünden, hele ki sosyal medyada beğendiğiniz kişi eski sevgiliniz ya da flörtünüz değilse kimseye hesap vermemeyi öğrenin derim.

ayrıca ortada bir hatan yok, emin ol ki o kız zaten dünden seni bırakmaya hazırmış, bir ilişkide emek olmaz, öyle hatada çat diye silmek de olmaz. Yarın bir gün o kızın içine sinen bir hanzo olacak höyt hüyt çekse bile o kız o adamın peşinden koşacak, inan bana.

edit:instagramdan geri takip mevzunuzu gördüm de, o kızın seni sevdiği yoktu. kendine çekidüzen ver ve bir daha böyle insanların peşinden koşma.
0
denizgonen
(07.05.20)
Ya abicim salla geç ya. Bırak bu işleri bak ciddiyim. 30 yaşına kadar hiç sevgilim olmadı. Bi bok zannederdim bu işleri sonra 2-3 kızla sevgili oldum. Hayat zehir oldu bana
Abicim sen böyle davrandıkça sana sıkıntı çıkaracak. Senden sonra ilerde piçin birisinin peşinde köpek olacak. Yol ver gitsin.
0
komando kani var bende
(07.05.20)
Bu hanımefendi size hayatı zehir eder, bir kadın olarak söylüyorum. Yol yakınken önünüze bakın. Toksik ilişki nedir, resmen budur.
0
inawen
(07.05.20)
vallahi bu kadar şey yazıldı bir tane onu destekleyen girdi yok :) çok acayip gerçekten, nasıl bu denli hızlı köprüleri atabildi...
0
🌸tecrubeyegerekyok
(07.05.20)
inançsızım ama şükür namazı +2
0
guitarissimo
(07.05.20)
hocam özgüven eksiği demişsin ama bu arkadaş biraz çakala benziyo. kendi hatasını sana ittirmiş, süründürüyo resmen, ego booster olmuş gidiyorsun.

Yakında hesaplarını kapat vs. diye de gelir sana. Bence yol yakınken dön.

Ben görene kadar dönmüşsün: Şükür namazı +1
0
lcha
(08.05.20)
şükür namazı +4
0
imsorry
(09.05.20)
(1)

Siber suç ihbarı

mezzosprite
İnternette yer alan bir "suça teşvik" durumunu bildirmek için egm, edevlet ve btk'dan ihbarda bulunmaya çalıştım ancak hepsinde de şu kategorilerden birini seçmek zorunda bırakılıyorum:İntihara Yönlendirme,Çocukların Cinsel İstismarı, Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Kullanılmasını Kolaylaştırma, Sağlı
İnternette yer alan bir "suça teşvik" durumunu bildirmek için egm, edevlet ve btk'dan ihbarda bulunmaya çalıştım ancak hepsinde de şu kategorilerden birini seçmek zorunda bırakılıyorum:

İntihara Yönlendirme,
Çocukların Cinsel İstismarı,
Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Kullanılmasını Kolaylaştırma,
Sağlık için Tehlikeli Madde Temini,
Müstehcenlik,
Fuhuş,
Kumar Oynanması için Yer ve İmkân Sağlama,
Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar,
Yasadışı Bahis

Sadece bunlar mı siber suçlara dahil? İhbar etmeye çalıştığım durum, birini suçu bildirmemeye yani suça teşvik etme. Yukardaki kategorilerin hiçbirine girmiyor. EGM'nin siber olmayan suçları da kapsayan bir online şikayet portalı var, orayı mı kullansam?
0
mezzosprite
(06.05.20)
"Birini suçu bildirmemeye teşvik" siber suç değildir.

yani adam hırsızı tanıyor ya da katili görmüş ve whatsappta arkadaşına "ben katili gördüm olm" diyor, diğeri de ona "sakın ha kimseye söyleme" diyorsa bu siber suç değil. sadece sosyal medya aracılığıyla kurulan bir iletişim.

bu durumda bildirilmesi gereken yer 155. whatsapp konuşması suçun sadece delili olur. işlenen siber suç değil. telefonda, mektupla ya da telgrafla da iletişim kurmuş olabilirdi.
0
elestirman
(07.05.20)
(5)

Askıda Fatura

Esinsin
Buradan fatura ödemeyi düşünüyor musunuz ? Ben düşünüyorum fakat gerçek ihtiyaç sahibiyle olmayanı nasıl ayırt ettiler bu kampanya esnasında ? Sırf karşıdakini enayi gibi görüp başvuranlar olmuş mudur diye de bir şüphem var.
Buradan fatura ödemeyi düşünüyor musunuz ? Ben düşünüyorum fakat gerçek ihtiyaç sahibiyle olmayanı nasıl ayırt ettiler bu kampanya esnasında ? Sırf karşıdakini enayi gibi görüp başvuranlar olmuş mudur diye de bir şüphem var.
0
Esinsin
(06.05.20)
kişiler ibb tarafından sosyal yardım alabilecek krtierleri karşılıyorsa oraya faturasını tanımlıyor. gelir düzeyi, ailede çalışan sayısı, ev kira mı? gibi sorular neticesinde sosyal yardıma hak kazanıyorsun. herkes fatura koyamıyor.
0
kafadanbacakli
(06.05.20)
Ben de onu düşündüm, yoksa güzel proje.
0
John Bloor
(06.05.20)
ibb nin dogru kisileri sectigini düsünerek 1 faturada ben ödedim.
0
VIPCH
(06.05.20)
Evet yıllardır yaşadıklarımız hepimizi şüpheci hale getirdi. Ben de ödeme yapmadan önce "Ulan 500 tl su faturası mı olur? bizi mi kandırıyorlar" diyerek İstanbul'da yaşamadığım halde "Askıda fatura bırak" seçip ne istediklerine baktım. Öyle "hadi biri çıksın da benimkini ödesin" şeklinde fırsatçılığa ortam tanımadıklarını görünce, gönül rahatlığıyla birkaç adet ödedim.
0
elestirman
(06.05.20)
sisteme fatura yükleyebilmek için önceden ibb'nin sosyal yardım alabilir listesinde olmak gerekiyor ve bu listeye girebilmek öyle kolay bir iş değil. hatta durumunuz kötü olsa dahi, çan eğrisine göre alındığını düşündüğümüz için tek çocuklu ailelere bu ünvan verilmeyebiliyor. nasıl verildiğinin kriterlerini sadece sosyal hizmetler müdürlüğü belirliyor diğer birimler dahi bu konuda bilgilendirilmiyor konu gizlilik içerisinde ilerliyor suistimal olmasın diye. gönül rahatlığı ile ödeyebilirsiniz. kesin bilgi.
0
erobur
(06.05.20)
(13)

12 den sonra mesaj atan iş arkadaşı ?

danbrownie
Bilgisayardan bir şey göndermemi istiyor sizce ayıp değil mi?Siz cevap verir miydiniz?
Bilgisayardan bir şey göndermemi istiyor sizce ayıp değil mi?
Siz cevap verir miydiniz?
0
danbrownie
(02.05.20)
Samimiyete göre değişir, cevabı sizin bilmeniz lazım.
0
mesa
(02.05.20)
mesa +1

ama mesaj değilde geç saatte mail gelse, uyanıksam ve gördüysem cevap verip yollarım.

ha ben iş arkadaşlarımdan kimseye acil değilse mesaj ya da mail atmam geç saatte kolay kolay o ayrı.
0
fezagezgini
(02.05.20)
aynı seviye çalışan ve arkadaşsa, yetiştirmeye çalıştığı bir iş varsa samimiyetten ötürü atmış olabilir. yanıtlayıp yanıtlamamak sizin inisiyatifinizde.

sizden kademe olarak üstte patron ya da bir tık üstünüzdeki yöneticiniz bile olsa gece mesajları yanıtlamayın. yanıtlayacağınız ilk mesajdan itibaren "ben gece mesaj kabul ediyorum ve sorumluluğunu alıyorum" olarak algılanır hemen. 3 gün sonra tekrar gece mesaj atıldığında yanıtlamazsanız "sana dün mesaj attım yanıt vermedin" gibi saçmasapan bir baskı/uyarı karışımı laf işitebilirsiniz.

misal ben tüm uyarılara rağmen iş çıkışı iş telefonumu ofiste bırakıyordum. benim dışımdaki herkes gece yarıları bile rahatsız ediliyordu.özelden ararlarsa açmayacağımı da biliyorlardı.
0
elestirman
(02.05.20)
ayıp olduğunu düşünüyorsan ki buraya yazdığına göre düşünüyorsan ayıp. cevap vermezdim
0
monicapp
(02.05.20)
Hayır, öyle geç saatte yazan arkadaşım bile olsa cevaplamayıp sabaha bırakıyorum.
0
nihannihan
(02.05.20)
tam bir andavallık örneği. empati yoksunluğu had safhada maalesef. seviyorsa konuşsun uygun bir vakitte, saygı duyarım.
0
galaksi yolcusu
(02.05.20)
belliki whatsapptan yazmış.görmezden gelmek lazım
0
ShadowOfMoon
(02.05.20)
şöyle ki ben de geceleyin 1-2'de whatsapptan bir şey isterim. ama yakından tanıdığım insanlardan isterim ve hemen o dakika gönder manasından ziyade, sabah uyanınca müsait olduğunda atsın diye yazarım. o saatte aklıma gelmiştir, ertesin gün unuturum vb diye atıyorum genelde.

ama hiç bir samimiyetim olmayan biri yapıyorsa sallamam ertesi gün cevaplarım. sosyal teamüller önemli.
0
KaraSakall
(02.05.20)
belki de unutmadan yazayım, zaten sabah okur gönderir diye yazmıştır şimdiden, aciliyeti yoktur belki.
0
aziz dostum jack
(02.05.20)
cevap vermezdim. tepki de vermezdim. hiçbieşy olmamış gibi pazartesi sabahı yanıtlardım. acilse yarın öğlene doğru. mesajı alır zaten. almazsa ve tekrarlarsa söylerim.
0
sttc
(02.05.20)
Rahatsız olmuşsun ki buraya yazmışsın, bence cevap verme çünkü verirsen bunu tekrar yapmaması için bir sebep kalmayacak.
0
megalomaniac
(02.05.20)
cevap verme, yüz bulmasın.
0
antihero
(02.05.20)
sabah görür diye whatsappan yazılamaz.o kişinin sesi açıktır telinin ve uyandırır.ama sabah görür diye mail atılır.maille uyanan kimse yoktur herhalde.
0
ShadowOfMoon
(02.05.20)
(21)

Sevgiliniz böyle giyinebilir mi?

adwokat
Tabii ki herkes özgürdür istediğini giysin kimse kimsenin kıyafetine karışmasın :)Ama oldu ki çıktı ve sordu, sence bunlar çok açık mı alsam mı diye... ne dersiniz?https://ibb.co/2nbThP3https://ibb.co/HPyhgHRhttps://ibb.co/PQGdkfxhttps://ibb.co/wMmRkT1
Tabii ki herkes özgürdür istediğini giysin kimse kimsenin kıyafetine karışmasın :)
Ama oldu ki çıktı ve sordu, sence bunlar çok açık mı alsam mı diye... ne dersiniz?


ibb.co
ibb.co
ibb.co
ibb.co
0
adwokat
(01.05.20)
Bacaklarını kırarım demeye gelmiştim ama bu mu açık, normal kıyafet bunlar. Biz bazen didişiyoruz hanımla, göğüs dekoltesi yüzünden ama burda bi şey göremedim ben.
0
anladım
(01.05.20)
Al gule gule giy derim. Normal kiyafet bunlar, beni rahatsiz etmez.
0
crown
(01.05.20)
5 evetle arabistan'a yolluyoruz seni.
0
Bruce
(01.05.20)
Bunlar nedir ya. Mümkünse giymesin. Çarşaf giysin bunlardan iyi.Kıyafetler çok zevksiz. Ha bunlara dekolte diye bakan adam ise hayatında kadın görmemiştir.
0
elestirman
(01.05.20)
Sormaz
0
jimjim
(01.05.20)
İstanbulda ve bazı büyük şehirlerde abaza çok,giymesini istemem fakat yazlık ve sahil yerlerinde ise sorun olmaz
0
shredd
(01.05.20)
senin için önemliyse dindar bir kadınla evlenebilirsin. ayrıca sen önceki gün bacaklarının fotoğrafını atmıştın, sen niye atıyorsun?
0
deartheodosia
(01.05.20)
Bu açık değil ama koldan tahrik olan insanlar var. Skinny jeanse bile bakıyorlar, kısa şorta neden bakmasınlar? Coğrafyaya göre açık kalıyor.
0
banacevaplazım
(01.05.20)
Bunlara açık diyen ortadoğu köylüsüdür.
0
bahoho
(01.05.20)
daha fazla vurmayın bence, adam öldü :D

giyer giymesine de burada tartışılması gereken açıklık kapalılık değil, zevksizlik gibi :/
0
MtKrt
(01.05.20)
jartiyerli bişeyler bekliyordum. ne var bunlarda?
0
scudman1
(01.05.20)
ömür gedik, sen misin?
0
in vino veritas
(01.05.20)
asla giyinemez. ülkeye irticayı mı getireceksin deyip eteğin yarısını keserdim.
0
bohr atom modeli
(01.05.20)
Önü büzgülü gümüs bodysuiti ben sahsen cok hos bulmam bir erkekte. Bana cikip sorsa, alma derim.
0
buf-e kür
(01.05.20)
gercekten ne kadar zevkten uzak, cirkin bir tarz bu. bunlar cok acik mi diyen sevgili carsaf giyiyordur.
0
tahtakafa
(01.05.20)
Benim sevgilim giyemez. evet ayıyım, kıroyum. Fakat; sen beni geç ben ekşi sözlüğün yüzde 99'ı gibi değilim. Zaten çok çok az vardır benim gibi düşünen.
0
komando kani var bende
(01.05.20)
Çocuğum sen Polonya'ya gidip batının ahlakını almadın mi? Bilakis ifade etmek lazım büyük şehirde yaşıyorsan sorun yok da, dogu anadolu güneydoğu veya ic anadolunun kadim kentlerinde bu kıyafetlerle kadınları göz hapsine alırlar. Oralarda zaten her türlü alıyorlar göz hapsine. :)
0
karacigerim vur kadehlere
(01.05.20)
Çoğrafya kaderdir. Urfada şu kıyafetleri giyen bir kıza çıplak muamelesi yaparlar.
0
valarmurgulis
(01.05.20)
nerede giyildiğinden bağımsız olarak cevabım evet giysin ama türkiye'deki şehirlerin %70'inde giyip rahat rahat gezemezsiniz bu kıyafetlerle, o görüşe de katılıyorum.

uzun süre anadoluda kalıp tekrar istanbul'a döndüğümde kendimi çıplaklar kampına girmiş gibi hissediyorum, birkaç güne normalleşiyor.
0
aziz dostum jack
(01.05.20)
çok mutlu olurum. giysin tabiki. bana düşmez buna karışmak.
0
picassoishere
(01.05.20)
1, 2, 3 evet.

4 hayır.
0
finveben
(03.05.20)
(4)

neredesin firuze filmini izlemiş olanlar

osuran imam
firuze'yi tanımlamak gerekse hangi sıfatları kullanırdınız? deli, saf, iyi niyetli, temiz kalpli, vb. aradığım bir kelime var, bulamıyorum. şöyle ki, firuze aslında gerçekliği yitirmiş, fakat bu ortaya çıkana kadar da güçlü bir kadın imgesi çiziyor. işte bu merkezden çevreye çekilme, yani firuze'nin
firuze'yi tanımlamak gerekse hangi sıfatları kullanırdınız? deli, saf, iyi niyetli, temiz kalpli, vb. aradığım bir kelime var, bulamıyorum. şöyle ki, firuze aslında gerçekliği yitirmiş, fakat bu ortaya çıkana kadar da güçlü bir kadın imgesi çiziyor. işte bu merkezden çevreye çekilme, yani firuze'nin imajının bir anda tersine dönüşmesinden sonraki o yeni imajı tanımlayacak bir kelime bulmaya çalışıyorum. çünkü firuze'nin öyküsü tam olarak bu kelimede saklı aslında. evet, o iyi niyetli, temiz kalpli biri filan ama bütün bunları da içerecek şekilde daha genel bir kavram olmalı. var yani, inanıyorum.

belki işe yarar bir şey çıkar buradan...
0
osuran imam
(01.05.20)
garip mi meczup mu?

"ya elleşme meczup işte" falan...
0
ya ben lan neyse
(01.05.20)
@ya ben lan neyse, yani meczup sanki acımasız bir sıfat. firuze bizde acıma uyandırıyor. daha şefkatli bir kelime var sanki. garip? belki...
0
🌸osuran imam
(01.05.20)
Şu an aklıma gelmedi aradığınız kelime.t
ennessee williams’ın arzu tramvayı oyununu okumanızı ya da oyunu (marlon brandolu olan versiyon) seyredip
blanche dubois karakterine bakmanız işe yarar belki. Karakter ona gönderme bi yerde. Beyazlar (blanche) içinde falan bi tip firuze aynı patetiklik falan.
0
jimjim
(01.05.20)
paranoid şizofren
0
elestirman
(01.05.20)
(4)

iş toplantısı ayarlarken hangi cümleleri kullanıyorsunuz?

kozmosta bir nokta
Bi türkçe öğretme işi için "toplantı ayarlama" "toplantı başlatma" vs üzerine diyaloglar hazırlamam gerekiyor. Hayatımda hiç toplantı ayarlamadım nasıl diyaloglar geçiyor kestiremiyorum. Birkaç cümle de olsa neler diyorsunuz, hangi cümleler, kalıplar çok geçiyor örnek verebilirseniz sevinirim.
Bi türkçe öğretme işi için "toplantı ayarlama" "toplantı başlatma" vs üzerine diyaloglar hazırlamam gerekiyor. Hayatımda hiç toplantı ayarlamadım nasıl diyaloglar geçiyor kestiremiyorum. Birkaç cümle de olsa neler diyorsunuz, hangi cümleler, kalıplar çok geçiyor örnek verebilirseniz sevinirim.
0
kozmosta bir nokta
(27.04.20)
"Bu konuyu ayrı bir toplantıda konuşalım. Yarın saat 12 sizin için uygunsa toplantı ayarlayacağım."

"Herkes gelince toplantıya başlayabiliriz."
0
himmet dayi
(27.04.20)
toplantı koyalım diyoruz biz.
0
benaslinda
(27.04.20)
yapalım, organize edelim. söylediğiniz kişi ya da gruplar ile hiyerarşik açıdan ilişkinize göre de değişebilir bana kalırsa.

Bir de ogrettiginiz grubun anadili de önemli. bazı şeyleri doğrudan kelime kelime Türkçeye ya da işte hedef dil neyse ona göre çevirince de farkedebiliyor çünkü.
0
encokbenisevinnolur
(27.04.20)
Sizin yetkinize ve karşıdakilerin hiyerarşik durumuna göre, direkt duyuru/bildirim şeklinde de olabilir. "Ben yaptım oldu" tonu yani.

"28 Nisan Salı günü saat 14.00'te toplantı gerçekleştirilecektir."

Bu cümleye ek olarak yine duruma göre, "Tüm üyelerin katılımı zorunludur" ya da "Tüm üyelerin katılımı beklenmektedir" denilebilir. Herhangi bir yaptırım varsa eklenebilir. "Katılım sağlayamayacak üyelerin bilgilendirme yapması rica olunur. Toplantıya, mazeret bildirmeden katılım sağlamayan üyeler gruptan çıkarılacaktır" gibi.

Tabii çok ağır konuştum. Siz duruma göre tonu ayarlamalısınız.
0
elestirman
(27.04.20)
(9)

Sıfırı 1900 TL olan ürün kaça satılır?

hadi ya la
Hayatımda hiç ikinci el ürün satmadığım için ederini nasıl hesap edebilirim bilmiyorum. Sahibinden ve letgo gibi ortamlarda insanlar kafasına göre fiyat biçiyor.- ürün elektro gitar- tek sorunu jack girişinin çıkmış olması. kablolarında sorun yok, bağlantı yapılıyor ama bir şekilde oturtup vidalamak
Hayatımda hiç ikinci el ürün satmadığım için ederini nasıl hesap edebilirim bilmiyorum. Sahibinden ve letgo gibi ortamlarda insanlar kafasına göre fiyat biçiyor.

- ürün elektro gitar
- tek sorunu jack girişinin çıkmış olması. kablolarında sorun yok, bağlantı yapılıyor ama bir şekilde oturtup vidalamak lazım. bunu da yaptırmak bir tık masraf çıkaracağı için değerini düşürecek

Gitarın başka sorunu yok. Ne kadardan satışa koymalıyım?
0
hadi ya la
(27.04.20)
genelde sıfırının yarı fiyatına satılır.
0
tabirimekruh
(27.04.20)
millet biraz pazarlık edecek, verdiğin fiyata almak isteyen çıkmayabilir ona da hazır ol.

Ayrıca, diyelim 950 lira dedin, "500 olur mu" veya "kulaklık+para ile takas olur mu" gibi yorumlara da hazır ol :D
0
nhk ni youkosu
(27.04.20)
Abi çok ihtiyacım var ama 5 param yok diye yazan da olur.

Yarısı fiyatından satmak için 1500 den falan aç minimum -)
0
kveldulv
(27.04.20)
fiyatı 1500den koyup en fazla 1.150 alt sınıra satmak mantıklı.

yarı fiyatı 950 mantıksız. sıfırı ile ikinci eli arasında 1.150ye alacak adam için 750 tl kar var zaten. ikinci elin mantığı ürünün fiyatını öldürmek değil ya da hiç kullanılmamış gibi sıfırın 100 tl aşağısına satmak da değil. orta yol. 1000 ve altında bir fiyata almak isteyecek adam ölücüdür.
0
elestirman
(27.04.20)
ben alacagim ürün 30-40% ya da asagisi degilse sifirini alirim. kisisel bakis acisi. ciddi risk cünkü bence 2. el. satarken ayni sekilde böyle fiyatlarim her zaman. 100 euroya aldigim monitörü 40a satarim. kulakliksa 30-40 arasi.

ürüne göre degisiyor oran ama ortalama böyle.

en gicik sey gelecek teklifler. almanyadayim ama o milletin yazdigi tekliflerin aynisi burada da geliyor :))

monitör koymusum adam manikür seti teklifi yapiyor. 300 euroluk seyi 100 e koymusum 15 veririm diyor. süpürge koymusum adam mickey mouselu banyo takimi teklif ediyor :)

cok eglenceli ama. begenmedigim teklif olursa hic sinirlenmeden blockluyorum geciyor. agiz dalasina girmeye, sinirlenmeye gerek yok, acik pazar adam istedigini teklif eder, aklima yatarsa satarim. ondan eger begenmedigim teklif ve anlasilamayacak gibiyse en güzel sey banlamak milleti :)
0
duygusuzromantik
(27.04.20)
satacaksanız o jak girişini yaptırıp öyle satın, çünkü yaptırma atıyorum 50-100 lira ise sizin satış fiyatınızda 300-400 cebinize kalmasına yol açar. Çoğu insan, başka sorunları da vardır, diye hiç bulaşmaz kendin yaptır 2. el ürünlere.


2. elde olay max yarı fiyattır ama türkiye'de herkes 2. el araba satar gibi malzemeleri satmaya çalışıyor, haliyle kimse satamıyor, bence kendinizi alıcı yerine koyun, kimse %30-%40 indirim için ne olduğu meçhul, garantisi soru işaretli bir şey almaz, bence durumu iyi ise %45 inidirim yapıp %5 de pazarlık bırakın, %50'sine verin.
0
gezegen olan pluton
(27.04.20)
1200 derim 1000'e birakirim.
0
cooperr
(27.04.20)
muzik aletleri ikinci elde cok cok fazla deger kaybediyor. iki sene once fender strat ( mex ) 'i 2200e sattigimda sevinmistim. bi sorunu da yoktu.

sifiri 1900'se ikinci eli kafadan 950tl. sorunu da varsa 100-150tl duser en az. 800-850tl en fazla sanirim. 750ye pazarlikla gider.
0
fakyoras
(27.04.20)
Piyasası olan mallarda kullanılmış ürün temizliğine ve detayına göre genelde asgari %30 aşağıdan başlar gider gidebildiği yere kadar ama piyasası olmayan, nadir bulunan ürünlerde belli bir had yoktur. Elektro gitar çok fazla talep edilmeyen piyasası olmayan bir ürün olduğu için fiyatlandırmasını müşteriden gelen talebe göre yapmanızı tavsiye ederim.
0
acebi
(27.04.20)
(13)

ölen babanın emekli maaşı

belkider
yaklaşık 2 yıl önce ölen babamın banka hesabındaki emekli maaşı halen duruyor. zamanında bize maaşı çekmeyin geri alıncak şeklinde söylenilmişti(resmi olarak değil. etraftan gelen söylem.)aradan 2 yıl geçtikten sonra para para halen hesapta duruyor ve hiçbir hareket yok. şuan o parayı çeksem sorun o
yaklaşık 2 yıl önce ölen babamın banka hesabındaki emekli maaşı halen duruyor. zamanında bize maaşı çekmeyin geri alıncak şeklinde söylenilmişti(resmi olarak değil. etraftan gelen söylem.)

aradan 2 yıl geçtikten sonra para para halen hesapta duruyor ve hiçbir hareket yok. şuan o parayı çeksem sorun olur mu? yoksa hiçbir şey yapmamalı mıyım?
0
belkider
(25.04.20)
Niye geri eçksin maaş adamın hakkı,hesabına yatmış,konu bitmiş ama sen şu an onu çekersen yanlış işlem yapmış olursun.öncelikle veraset çıkarıp,vergi dairesine gidip bu varlıkla alakalı yazı alacaksın,daha sonra bankaya gelip işlem yapıp kendi hesabına geçireceksin.
0
duptıs
(25.04.20)
anlamadığım bir durum var, vefat eden babanızın hesabı neden hala açık duruyor ki? varis belgesiyle gidip önce bankadaki hesabı kapatın bence. sorunuzun cevabına gelecek olursak eğer vefat etmeden önce yatan bir maaş ise çekebilirsiniz sorun yok ama vefatından sonra yattıysa sizden o parayı geri alırlar bu durumda sgk ya başvurup parayı geri çekmelerini isteyin ki sonradan başınıza iş çıkmasın.
0
benim de soyleyeceklerim var
(25.04.20)
Geçen evdeki emeklilerle konuştuk geri alma falan yok. Eskiden öyleymiş ama artık değil. Bir kişi vefat ettikten sonra veraset ilamı alınır. www.milliyetemlak.com
Bu belgeyle ve diğer mirasçılar ile babanın bilinen hesabı bulunduğu bankalar ziyaret edilir. Diyelim 2 mirasçı hesapta da bin lira var. Bankada iki mirasçının kimlik tespiti yapılır ve para 500 500 ödenir.

Parayı derhal çekin. Hiçbir hakkı kalmasın.
Bazı durumlar vardır. Bin lira vardır hesapta. Mirasçılar kavgalıdır. Yüzlerini bile görmek istemezsin. O zaman bırak hazineye gitsin. 10 yıl dokunulmazsa hesaptaki paraya hazineye gider. Ancak mirasçılar bir araya geliyorsa yapılmalı.

Sonra sora veraset ve intikal vergisi geliyor.
eksisozluk.com
Ayrıntılarını araştırabilirsiniz.
0
cliquot
(25.04.20)
Babanıza ait hesaptaki parayı çekemezsiniz. Banka ve SGK kayıtlarında babanız sağ gözüküyor olabilir. Bu nedenle SGK ödemelerine devam ediyor olabilir. Anneniz sağ ise babanızın emekli maaşından faydalanabilir. 18 yaşından küçük kızlar ve bekar kızları faydalanabilir.

Onlara ayırı bir emekli maaşı hesabı açılır ve onlara ayrıca ödeme yapılır. Hiçbir koşulda babanızın hesabındaki parayı ölüm sonrası çekemezsiniz. Çekmeyin.
0
elestirman
(25.04.20)
@2 yanlış bilgi veriyorsun gidip çekebilirsin diye,veraset intikali almadan çekmesi usulsuzluge girer,yaptırımı olur.
0
duptıs
(25.04.20)
biz parayı çekmedik zaten. fakat şuan mobil bankacalığından baktığımızda çekilebilir durumda. ayrıca içeride bir maaşı var o da vefat ettikten 5 gün sonra yatmış. zaten annem babamın maaşından faydalanıyor şuanda. içerdeki 1 maaş için sormuştum.
0
🌸belkider
(25.04.20)
@cliquot yanlış biliyorsunuz yanlış yönlendiriyorsunuz

bahsettiğiniz veraset, kişinin sahip olduğu mal varlığıyla ilgili. yani babanızın bankada ölmeden önce 10 ben tl kendine ait parası var sayalım. yine ölmeden önce sgk 5 bin tl maaş ödemiş ama babanız ihtiyaç duyup çekmemiş. babanız öldükten sonra sgk 3 bn tl ödemiş olsun.

hesapta toplam 18 bin tl var.

veraset ilamı verip varis olduğunuzu ispatlayıp bankaya başvurduğunuzda, banka ve vergi dairesi öncelikle babanızın kred iborcu ya da devlete borcu var mı ona bakar. diyelim ki bankaya 2bin devlete vergi olarak bin tl borcu var. toplam 3bin borç.

bunu kurumlar ilgili hesaptan düşer ve babanızın 15 bin tlsi kalır hesapta.

bu 15 bin tlnin 3 bin tlsi yine SGK'nin. çünkü öldükten sonra yatırmış. bunu da keser.

kalan 12bin tlyi banka size öder.
0
elestirman
(25.04.20)
Halkbankası için konuşuyorum bu genelde olabilir emekli hesabında 6 ay hareket olmazsa hesabı kapatıyolar. Bizzat gördüğüm bir olay. Bu durumda sgk kayıtlarında baban sağ olarak görünse bile cekmeleri lazım yok değilse zaten yatan para varis hesabı yapılarak yatırılmıs olabilir sgklar boş hemen bi dilekçe ile bayrma a kadar çözüm alırsınız ihtiyacınız varsa ilaç gib gelir
0
yeliz adeley
(25.04.20)
ben tekrardan olayı anlayamadım. şuan elimdeki bilgiler maaş babam vefat ettikten 5 gün sonra yatmış. hesapta sadece son yatan bu para var. babam vefat edeli üstünden 2 yıl geçti. hesap kapanmış değil. ama veraset ilanı almıştık vakti zamanında. babamın arabasını üstümüze alabilmek için.

bu durumda ne yapmalıyım. sgk ya gidip alın kardeşim bu parayı mı diyeceğim? ya da bankaya veraset ilanı ile gidip hesaptaki parayı çekmek mi istiyorum diyeceğim.

anladığım yegane şey, elimdeki babamın kartı ile ya da internet bankacılığı ile herhangi bir işlem yapmamam gerekliliği.
0
🌸belkider
(25.04.20)
Babanızın ölümü ve ardından işlemler vs yapılana kadar SGK'nın kayıtlarına girmemiştir bu bilgi. Dolayısıyla ölümden 5 gün sonra ödemeyi yapmışlardır. Hiçbir şekilde paraya dokunmazsanız eninde sonunda SGK o parayı bankadan alır. 1 yıl içinde olur 5 yıl içinde olur ama bulur o parayı. Eğer siz aklımda yer etmesin, soru işerati kalmasın filan gibi ya da vatandaşlık görev diye bakarsanız olaya, tabii ki en doğrusu SGKya gitmeniz durumu aktarmanız ölüm belgesini onlara vermeniz, kayıtlara girmesini sağlamanızdır. Kayıtlara geçince birkaç gün içinde parayı çeker, hesabı kapatması için bankaya talimat iletirler..
0
elestirman
(26.04.20)
bu durumda parayı büyük ihtimalle sgk geri çekecek. ama sistemsel bir sorun olmuş olabilir. onun için en temizi elinizde veraset ilamı ile birlikte önce sgk'ya gidip durumu anlatmak, daha sonra da üstte belirtilen gibi babanızın hesabının bulunması muhtemel olan bankalara gidip o hesapları kapatmak olacaktır.
0
benim de soyleyeceklerim var
(26.04.20)
gençler hepinizin gözden kaçırdığı bir konu var.

vefattan 5 gün sonra yatan para, peder bey'in hayatta olduğu döneme ait para. siz 1 nisan'da işten ayrılınca mart maaşını almıyor musunuz? işveren size "sen işten ayrıldın, maaş yok" diyebiliyor mu?

adam mart atıyorum mart ayında hayattaymış, o ayın emekli maaşını hak etmiş. sgk'nın maaş ödeme günü ayın 5'i ise, 5 nisan'da mart maaşını yatırır. o da babanızın, dolayısıyla sizin hakkınızdır. sonrasında başka maaş yatırmamışsa zaten vefattan da haberi vardır, çekeceği varsa çeker, ya da geri alacağına dair yazı gönderirdi bunca zamandır.

gelelim sorunuza. babanıza ait hesaptan yasal olarak para çekemezsiniz. sgk'nın haberi var da, bankanın haberi yok demek ki. kartı varsa, ya da internet bankacılığından havale yapıyorsanız girip yapabilirsiniz. ama bu başkasının hesaplarını usulsüz kullanma durumudur. ayrıca veraset ve intikal vergisi doğuyorsa vergi ziyaına sebep olur, ileride başınız ağrıyabilir (sorumluluk kabul etmem ama şahsi fikrim: bi bok olmaz).

işin yasal yolu, veraset ve intikal vergisi beyannamesi hazırlayacaksınız. babanın malı mülkü hesabı ne varsa yazacaksınız, ekine de veraset ilamı koyup vergi dairesine vereceksiniz. vergi dairesi veraset ilamındaki varislere göre malı mülkü parayı bölüştürecek. çıkıyorsa vergisini de tahakkuk ettirecek. siz vergiyi ödedikten sonra bütün varislere o paranın ne kadarını kimin çekebileceğine dair ayrı ayrı kağıtlar verecek. o kağıtlarla varisler gidip paylarını üstlerine alıp hesabı kapatacak.

tekrar söylüyorum. vefattan hemen sonra yatan son para, babanızın hayattayken hak ettiği emekli maaşıdır, vefattan son maaşı yatmış, sonra da kesilmiştir. sgk eski maaşlarını geri almayacağı gibi, vefattan sonra yatanı da almaz.
0
kibritsuyu
(26.04.20)
Ölüm için bilmiyorum ama bizim Kayın valide 2.yi evlendiğinde ölen eşinden kalan parayı çektiği için sonradan geri ödemek zorunda kaldı.
aynı mantıkla Çekmeniz yanlış oluyor.
0
neymis
(26.04.20)
(4)

Sosyal Medya ve Flort

problem34
Söz konusu çoğalan uygulamalar ve karşı cinsle kolay flortleşmek gerçek manada ilişkileri kapitazmin oyuncağı haline getirmiyor mu ? Örneğin tinder uygulamasını indirim sabahtan akşama kadar sağ match ederek ilişkileri adete 'internetten ürün siparişi'' moduna getirmiyor .Bir de erkeklerde ve kadınl
Söz konusu çoğalan uygulamalar ve karşı cinsle kolay flortleşmek gerçek manada ilişkileri kapitazmin oyuncağı haline getirmiyor mu ?

Örneğin tinder uygulamasını indirim sabahtan akşama kadar sağ match ederek ilişkileri adete 'internetten ürün siparişi'' moduna getirmiyor .Bir de erkeklerde ve kadınlarda sürekli flort etme dürtüsü ve yeni insanlarla tanışma arzusu veriyor .Gizem ve onun süreklilik duygusu iğrenç değil mi ?
Yani bu tür duyguları da nasıl engel olabiliriz ?Aranızda sürekli internetten kızlara yürüyen kişiler bunun pskolojik bir rahatsızlık olduğunu düşünmüyor musunuz ?
Zira sonu gelmez bir şey bu ..
0
problem34
(25.04.20)
“Adete” Getirmiyor. Kapitalizmle ne alakası var anlamadım. İğrenç değil. Aramızda düşünmüyorum.
0
i ve been mistreated
(25.04.20)
Sosyal medyayı öyle acayip aktif kullanan biri değilim. Sevemedim. Sadece twittera düzenli girip gündem bakıyorum vs. Ama twitterın bende bıraktığı izlenim, "ne kadar çok orospu var" şeklinde. "Nasıl yani lan" diyerek bakıyorum birçok profile. Beğeni ya da yürüme hissiyatından çok mide bulantısı yaratıyor. Kadınlarda flört etme dürtüsünden çok teşhir dürtüsünü harekete geçirdiğini düşünüyorum. "Şuradan bir sevgili yapayım" modundan çok, 'İki meme göstereyim de ortalık şenlensin" modu var sanki. Çoğunlğun sosyal medyada yeni birileriyle tanışmak istediğini düşünmüyor. Yeni birini skorlarına eklemek istiyorlar bence. En pahalı içkiyle, en pahalı otelde, en pahalı arabada vermek ama esas amaç olarak, nerede ve kime verdiklerini tüm herkese göstermek istiyorlar. O kadar değerliler. Onlara ulaşabilmeniz için bu şartları sağlamalısınız.

İnsanların sürekli kızlara yürüdüğünü düşünmüyorum. Kızların yürüyüşü organize ettiğini, en çok yürünen olmayı hedeflediklerini düşünüyorum.

erkek tarafı için söyleyecek sözüm yok. Çünkü internet olsun olmasın, mağarada bile yaşasa erkek değişmiyor. Kimi, nerede, nasıl götürebilirim dışında motivasyonu yok. Sosyal medya sadece bu motivasyonu pratikleştiren bir araç.

İnternetten ürün siparişi doğru tespit ama ürünü rafa koyan bizzat ürünün kendisi.

Bunu genel sosyal medya ve cinsler arası iletişimle ilgili yazdım. Yoksa doğru düzgün haber takip eden iş yapan arkadaşlarıyla sosyalleşen kişileri durduk yere itin gözüne sokmuş olmayalım yani. Onlar ayrı konu.
0
elestirman
(25.04.20)
Bence ilişkileri bayağılaştırdı. Özellikle kadınlar açısından en ideali bulmak için erkek harcama modundalar. Yani o erkekler acımasız lafı falan tam tersine dönmüş bana kalırsa. Tabi tercihlere saygı duyarım, isteyen istediği segmentte yaşayabilir. Yani herkes kaliteli bir ilişkiye sahip olmak zorunda değil.
0
filipis
(25.04.20)
Söz konusu çoğalan uygulamalar ve karşı cinsle kolay flortleşmek gerçek manada ilişkileri kapitazmin oyuncağı haline getirmiyor mu ?

> kapitalizmle ne alaka? anlamadım.

Örneğin tinder uygulamasını indirim sabahtan akşama kadar sağ match ederek ilişkileri adete 'internetten ürün siparişi'' moduna getirmiyor

> hayır getirmiyor. eşleşsen bile sonra anlasamayabiliyorsun. eslesince şak diye odana düşmüyor.

Bir de erkeklerde ve kadınlarda sürekli flort etme dürtüsü ve yeni insanlarla tanışma arzusu veriyor .Gizem ve onun süreklilik duygusu iğrenç değil mi ?
Yani bu tür duyguları da nasıl engel olabiliriz ?

> burası çok karışık. bir şey demiyorum.

Aranızda sürekli internetten kızlara yürüyen kişiler bunun pskolojik bir rahatsızlık olduğunu düşünmüyor musunuz ?

> düşünmüyorum, yürümek candır. her yerde yürürüm.

Zira sonu gelmez bir şey bu ..

> dont try this at home.
0
tabudeviren
(25.04.20)
(1)

Videodaki şarkı

grgn
https://youtu.be/P7XDhlF94dE02.47'de giren şarkıyı bilen var mı?
youtu.be

02.47'de giren şarkıyı bilen var mı?
0
grgn
(24.04.20)
ice cube - why we thugs

www.youtube.com
0
elestirman
(24.04.20)
(2)

karanlık madde gerçekten var mı?

antikadimag
evrenin davranışını inceleyen fizikçiler mevcut fizik kuralları ile evrenin görünür kütlesinin uyuşmadığını fark ederler. bu sebeple derler ki, evrenin bizim teorilerimize uygun davranması için çok daha ağır olması lazım. öyleyse biz bu ağırlığın bir kısmını göremiyor olmalıyız. ışık bu "madde" ile
evrenin davranışını inceleyen fizikçiler mevcut fizik kuralları ile evrenin görünür kütlesinin uyuşmadığını fark ederler.

bu sebeple derler ki, evrenin bizim teorilerimize uygun davranması için çok daha ağır olması lazım. öyleyse biz bu ağırlığın bir kısmını göremiyor olmalıyız. ışık bu "madde" ile etkileşime girmiyor.

öyleyse kütlenin çoğunu göremediğimiz bir kütle varsayarlar.

neden mevcut teorilerimizin evren ölçeğinde işlemeyebileceğini düşünmüyoruz da karanlık madde fikrine sarılıyoruz? belki evren en geniş ölçekte bizim fizik teorilerimize göre hareket etmiyor.

bu konuyu reddit'te de sorguladım. kimse "cevab veremedi"

fikir yürütmek veya açıklama yapmak isteyenleri bekliyorum.
0
antikadimag
(24.04.20)
"belki evren en geniş ölçekte bizim fizik teorilerimize göre hareket etmiyor"
bunun böyle olduğunu kanıtlamadığın sürece bildiğimiz şeyler üzerinden yola çıkarak açıklama yapabiliyoruz. geliştirebildiğimiz en akla yatkın teori bu ve bunun üzerinde duruyoruz.
senin dediğin şey gibi biraz; arabanın üstüne bi kuş sıçmış görüyorsun ama hangi kuş belli değil. sen güvercindir muhtemelen diyorsun. arkadaşın da diyor ki "nereden biliyorsun belki amerikan kel kartalı sıçmıştır"
teorik olarak evet, amerikan kel kartalı sıçmış olabilir ama bunu kanıtlamak için daha az ihtimal varken güvercin olduğunu düşünmek için daha fazla var.

yani evet, belki de bizim teorilerimize göre hareket etmiyor ama karanlık madde teorisi de kuvvetsiz bir teori değil; daha iyisine sahip değiliz. şurada neden var olduğunu düşündüğümüzle ilgili açıklamalar bulabilirsin
www.scientificamerican.com
bahsettiğin alternatif düşünceler üzerine bir yazı da burada var mesela
cosmosmagazine.com
0
Bruce
(24.04.20)
"belki evren en geniş ölçekte bizim fizik teorilerimize göre hareket etmiyor."

(bkz: occam'ın usturası)

"arkanda nal sesleri duyuyorsan atları düşünürsün, zebraları değil"
canlı yaşam formu ararken karbon bazlı organizma arıyoruz. su arıyoruz. belki de farklı gezegenlerdeki yaşam formları ateşten oluşuyor. bilmiyoruz. ama buna göre araştırma yapmak mantıksız.

şu an karanlık madde teorisi ispatlanmış durumda. yarın yeni bir keşif olur baştan aşağı fikir yenilenir değişir, eskisi silinip atılabilir. bilim o hakkı her zaman kendinde saklı tutar zaten. yoksa kendisine bilim değil din derdik.
0
elestirman
(24.04.20)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.