eleştirman'ın yazdıklarına ek olarak ben de eklemeler yapmak istiyorum.
prom olayı amerika'daki liselerde önemli bir yer tutuyor. balodan sonra çiftler sevişiyorlar falan işte.
eleman mezuniyet balosuna tek başına gidiyor, annesi "vaay ne kadar havalısın, ama üzülme, günümüzde çoğu kişi baloya tek başına gidiyor" diyor, küçük kız kardeşi bile dalga geçerek "yok öyle bi' şey" diyor. eleman yakışıklı ama ezik, özgüvensiz; yanına bir partner bulamamış.
ama s6'ya binince işler değişiyor. bir cesaret, bir özgüven geliyor, arabayı okul müdürünün yerine park ediyor. gidip prom queen'i ağzından öpüyor, prom king denen beyaz takım elbiseli pezo da buna "sen benim queen'ime nasıl salça olursun ha?" diyerek sağdan sağlam bir tane yerleştiriyor. prom queen'in öpüş biterkenki duygularına da ayrıca dikkat çekmek isterim, kızcağız kızgın tavadaki tereyağ gibi sıvıl sıvıl eridi gitti.
esas oğlanımız yüzünde muzafferane bir gülümsemeyle eve dönüyor, babasının da zamanında aynı naneyi yediğini öğrenip gösterdiği cesur davranıştan ötürü bir aydınlanma yaşıyor.
bizi tanımlayan şey cesarettir yazısıyla reklam bitiyor.
0