lane moje?
www.youtube.com

$5000dan fazla nakit cikarmaya calistiginizda el konma riski var
SWIFT en mantiklisi olur herhalde

@ el desaparecido, teşekkürler cevap için. 5000$ civarı bir limit olduğunu ben de biliyorum. Ama hava alanında üzerinde 5000 dolardan daha fazla bir meblağ olduğunu nasıl tespit ediyorlar bunu merak etmiştim (:

paranın nereden gelip nereye gittiğini kontrol etmek istiyorlar.
bu sebeple belli bi miktarın üzerinde nakit taşıyamıyorsun.
eğer taşıyacaksan, ne amaçla yanına bu miktarda para aldığını belirtmen lazım. bankadan çektiğine dair bi dekont gibi. yine de el koyulma riski var.

bazı bankalar belli bi miktara kadar aynı miktarda kesinti yapıyorlar SWIFT için. o şekilde yaparsanız daha iyi olabilir.

nasıl tespit ediyorlar;
arama yapıyorlar. yani başka bi deyişle şans. beni arayan eden olmadı. yanımda yüklü miktarda para vardı ve böyle bi kural olduğunu bile bilmiyordum.

en büyük banknotlarla örneğin 500lük çıkart bence. 100 adet fazla görünmez gibi. tabi macera arıyorsan.

limit 10000€
5 kişi koyun cebinize 10000'er euro gidip gelin polonyaya banka çok masraf alırsa :D

o kadar parayi tek seferde subeden cekemezsin. bankadan bankaya degisiyor am genelde 10.000tl uzeri icin onceden haber vermen lazim. su gun gelip su kadar para cekecegim diye

yahu 50.000 euro cepte tasinir mi?
git bir iki banka subesiyle konus (musteri temsilcisiyle). eger para bi kac gun (veya bir iki hafta) subede kalirsa (hemen hesap acarlar sana), 20 euro gibi komik bir transfer ucreti alirlar sadece. benim dedigim tabi banka hesabina transfer. isme havalede durum ne olur bilmiyorum.

s3 mini al,
aypod dokunu da oylece sat?

sat, s3 mini al +1

yesilin 10000 tonu

senin de bir dikili agacin olsun (cok klasik tamam)
bin fidan bir orman
doğayı "koru" (kucuk orman hesabi)
gelecegini "koru"

sayfiye yer nedir sorması ayıp

Yazlık falan tarzı işte.

seferihisar geldi hemen aklıma. gidip görmüşlüğüm yok ama yavaş şehirler listesinde ve duyduklarıma, okuduklarıma göre tam yaşamalık bir yer. zorlu bir süreçten sonra iyi gelebilir.

iznik. cok ucuz mustakil evler var, gol kiyisinda.

ege'deki sahil kasabaları. o paraya oralardan ev alabilir. hem kendi başına rahat rahat yaşar hem de kafası rahat eder.
benzer durumdaki bir aile dostu kuşadası'na yerleşti mesela. bu civarlar olabilir...

Yalova'yı tek geçerim. Rahat küçük bir şehir, kimse öte git demez, bir kadın çok rahat yanlız yaşayabilir. Emlak fiyatları pahalı olabilir yanlız tam bilemiyorum ama toki konutları var 2. elden onlara bakabilir.

iznikliyim. fiziki çevre olarak güzel, ama yaşayan halk kitlesi yüzünden çok üzülerek söylüyorum ki bu şartlarda yaşamış bir kadın rahat edemez. ege/akdeniz ya da trakyayı öneririm.

canakkale balikesir taraflarinda bir koy uygun gelebilir.

40'lı yaşlarında boşanmış kadın istanbul'a gelip ne yapacak? istanbul yaşanılacak bir şehir değil, hele bu özellikteki bir kadın için hiç değil. emekli maaşıyla her hafta sonu bara mı gidecek bu kadın aq.

Sayfiye demissiniz ama benim Eskişehir diyesim geldi, hem Ankarada yasamissa hep Eskişehir de Ankaraya benzediği icin alismasi kolay olur hem de ev falan rahat bulur hem de sehir kucukle buyuk arasi bisey hos yani
Edit: 1+1 bi ev alip icini doseyip ustune bir de ayagini yerden kesecek bir araba bile alir

Marmaris

sinop diyorum.sakin sakin kimse karışmadan yaşar.

İzmir - urla

kuşadası inanılmaz güzel bir yerdir, tavsiye ederim kesinlikle.
seferihisar, urla bunlar da fena yerler değiller.
fethiye taraflarının da bayağı güzel olduğu söylenir.
çanakkale'nin ege'de kalan kısmı var; küçükkuyu. -ve biraz altınoluk- 5-10 sene önce gittiğimizde inanılmaz hoşuma giden yerlerdi bunlar. apartta kalmıştık bizde, denize 10mt uzaklıktaydı ve çok iyi insanları vardı.
çeşme diyesim geliyor fakat orası diğer söylediğim yerlere göre biraz daha pahalıdır.
muğla'da güvercinlik var, bodruma 2 saat uzaklıkta, orası da bayağı güzeldir.


bu arada bana sayfiye yer önerisi yerine "bu parayla ne yapardınız?" diye sorsaydınız; önce bir karavanla ya da karavan almadan otostop v.b. şeylerle dünya turu yapardım.(40 yaş ne geç ne erken demek, ortada.) tahminlerime göre bu en fazla 20-25bin tl tutar. döndüğümde 80.000 bana kalırdı. bu paranın 50000 ile kuşadası'ndan bir ev alırdım. 10000'i ile eşyaları dizerdim(çok iyi olmalarına gerek yok) kalan 20000'i bankaya koyardım, yazı kuşadası'nda geçirir kışın tekrar dünya turuna çıkardım.(fakat parayı iyi kullanmak ve bu turu kısa tutmak önemli) kısacası yazın -ki bu kuşadası'nda 4-5 bazen 6 ay demektir- kışları da diğer dünya ülkelerini gezerdim.

İzmir- Karaburun

papillon 100 bin lira ile bunlar yapılabiliyorsa, biz boşuna çalışıyoruz, 100 bin liramız olunca çalışmayı bırakalım.

Çanakkale'de herhangi bir sahil kasabası diyorum başka bir şey demiyorum. Ne insanları sizi yargılar, ne kötü gözle bakar, muhteşem insanlardır özetle. Şehrin güzelliğini falan geçtim-ki çok çok güzeldir-, insanlar açısından en rahat edebileceği yerlerden biridir kesinlikle Çanakkale.

@baldur, örnekleri var. ben lüks yaşamı sevmediğim için kendi yapabileceklerimi söyledim. her ay emekli maaşı+105.000tl az para değil.

dediğim gibi ilk önce; "bir karavanla ya da karavan almadan otostop v.b. şeylerle dünya turu yapardım.(40 yaş ne geç ne erken demek, ortada.) tahminlerime göre bu en fazla 20-25bin tl tutar. döndüğümde 80.000 bana kalırdı. bu paranın 50000 ile kuşadası'ndan bir ev alırdım. 10000'i ile eşyaları dizerdim(çok iyi olmalarına gerek yok) kalan 20000'i bankaya koyardım."
buraya kadar yapılabilecek şeyler ki yapan çok kişi tanıyorum. bundan sonrasında söz ettiğim şeyler ise zamanla olacak şeyler, 20.000tl ile direkt dünya turuna çıkın demiyorum, tabii ki her zaman olmaz bu turlar. orada kastettiğim şey mesela bir tur (atıyorum etstur) ile 6-7 günlük 3-4 şehri içeren turlar. 1000-3000 civarı oluyor bunlarda zaten -ki yine her zaman yapın demiyorum-
tatilden ve dünya turundan insanların ne anladığına çıkıyor tabi sonuç. ben minimum parayla müthiş tatil yaparım fakat sefalet içerisinde yüzüyor olurum, daha doğrusu oluyor gözükürüm diyelim(kalacak yerim olmaz, çadırda kalırım, cs'den ev ayarlarım v.b.) ama siz "rahatım önemli" derseniz tabii masraflarınız da artacaktır. bu bağlamda yazdım ben.

ozel guvenlik gorevlisi. dizi izleyip ders calisirken para kazanir.

o kadar kazanabilecegini zannetmiyorum. özel ders olayı almanya'da mantar.

benim hatun okul harici 2 işte calisiyor, toplayamiyor yine o kadar.
(işlerden biri ozel ders)

öyle bir parayı öğrenci olarak gidenler resmi yollardan kazanamaz. orası kesin.
resmi olmayan yollardan özel ders vererek epey bir para kazanabilir ancak 600-700 euro'dan fazla kazanmanın imkanı yok pek o şekilde de.
kafelede, barlarda, stadlarda falan çalışılabiliyor. günde 50-100 euro arası kazanılabilir. ama 90 günlük çalışma izninden yemek zorunda kalır.

aylik 1500 neti haftada 40-45 saat fulltime calisanlar aliyor ne yaptin sen :) 2 farkli part time bulsa 400+400 ayda 800 alir ama tabi kacak calistiracak yer bulmasi lazim. saat ücretiyle calissa saat basi 7-8 euro verirler. ders verse ögretmen degilse ogrenci bulmasi kolay olmaz, tanidik gerekir. yani 1500 euro realist bir yaklasim degil.

en.wikipedia.org
www.imdb.com

Mikrodalga destekli asit sindirimi sonunda, ICP OES ve ICP-MS tekniklerinin, domates numunelerinde kalinti miktar belirlemelerine uygun oldugu gorulmustur.

sanmiyorum.

yok ya, basvuru sayfasina baktim da adamlar cok samimi. kesin verirler.

verdikleri zaten açık parfüm. gelişi zaten ucuz. verirler herhalde.

aynen öyle verdikleri 50 çeşit açık parfüm maliyeti 3-5 lira desen 250 lira yapar en fazla...

türkiye'nin en büyük açık parfüm sitesi gibi iddali bir ibare kullanmaları bile ne kadar samimi olduklarını gösteriyorlar bir de. 50 tane açık parfüm vereceklermiş? siteye baktım. açık parfümün ismi once disole. altında orijinali var. direkt x'in çakması diye isim vermek yerine şurdan yönlendirildiniz kurnazlığını bulmuşlar. hiçbir yerden yönlendirilmedik halbuki.

www.parfumevi.com.tr

bu şekilde satılan parfümlerin %98'i sahte

ilan yokoldu bile di mi==

eger bir makine insandan farksiz sekilde davranmaya programlanmis olsaydi, yine de subjektif deneyim edinemezdi. simdi, su ilginc degil mi?: eger kendiniz de bir makina olsaydiniz, boyle biseyi nasil yapardiniz? subjectiflige gelince, bilinc hakkinda konusmayi davranisin olagan, objective bir sekli olarak varsayin. binaenaleyh, insan beynini taklit eden bir makine, bu davranisi sergilemelidir. o zaman, yanlis bir sekilde, bilinc oldugunu iddia etmemiz bizim yapay varligimiz icin garip olmaz miydi? boyle bir deneyimi olmadigi icin ne diyecegini nereden bilebilirdi?

I wrote the addresses on 'em perfect
So this is my cassette I'm sending you, I hope you hear it
I'm in the car right now, I'm doing 90 on the freeway
Hey Slim, I drank a fifth of vodka, you dare me to drive?

kötü.yaşını bilemem ama diesel saat bak.

pek kaliteli gorunmedi bana.
japonlara da bi bakin bence. citizen/seiko
www.saatvesaat.com.tr

güzel bir saat.. fiyat olarak biraz pahalı ama değer mi değer

fotoğraftaki saat güzel ama yanda kayış silikon yazıyor, halbuki fotoğraftaki deri gibi duruyor. deriyse iyi.

ben beğenmedim.
tavsiyem; www.swatch.com

diesel' de ya da tommy de takıl madem fiyat aralığın o kadar.

Muhahaha

Aslında gülünecek bir şey değil kusura bakma ama Alo diyince suratıma kapattı diyince dayanamadım.

Kimseye borç vermeyeceksin, senden borç isteyenden sen borç isteyeceksin. Doğanın kanunları...

valla tek çare dayak gibi duruyor. tabi öncesinde göz korkutucu, küfürlü bir uyarı fena olmaz. belki gözü korkar da öder.

calistigi yeri biliyorsaniz patronuna veya baska cekinecegi kisilere anlatmakla tehdit edin.

korkutmadan "istedigin zaman ode, ama resmilestirelim" diye kontrat imzalatsaniz?
gerci acmiyor demi$siniz.

sms at bi taraftan da. ödeyemiyorsan başkasından bulmaya çalışayım gibi şeyler söyle, belki 3-4 ay sonra ödeyebilirim falan der. gaz ver biraz. durumun yoksa sorun değil ama bi haber ver, ona göre plan yapıyım de. rezil etmeye kalkarsan o paranın üstüne soğuk su içersin bence.

Valla arkadaş Düzce Akçakoca'da.Ben İstanbul'dayım.Dayak şiddet filan bize ters işler.Bunun zaten kumar borçları da varmış.Ama kendisi dindar geçniyor. Başbakana methiyeler düzen, sıkı bir Akp li.

sms atıyorum arkadaşlar. Onlarada cevap vermiyor.belki de okumuyor bile. İşinden de kendi isteğiyle ayrılmış öyle demişti bana.

hocam, sonuna kadar haklısın. mesele ödemesinden ziyade, saygı duyup bilgilendirme yapmasında... muhtemelen bu herif ödemeyecek borcunu, onu söyleyeyim. en azından tatlı dille ödemez, yakasına yapışmak lazım, ona da gerek görmüyorsunuz anladığım kadarıyla. böylece de bir arkadaşlığın daha sonuna gelmiş bulunuyorsunuz, eleman 400 lira için, bir dostundan vazgeçmiş, durum o...

harbiden senın dediğine benzer bir durum yaşadım Eskiden aynı şirkette çalışıyorduk adamla borcu aldığında da aynı şirketteydik sonra o ayrıldı borcunu ödemeden gitti arıyorum açmıyor telfonlara cevap vermiyor facede şirket sayfası vardı bir şey paylaşmış hemen yorumu yapıştırdım altına borcun vardı bana şu kadar ne zaman verceksın diye altına yorum :D yazmış o gidiş o gidiş bu şekilde arkadaşlara kaptırdığım paraları biriktirsem şimdi bir ağaoğluda bendim belki :D kaç hikaye var Allah kolaylık versin dostum sana da bu arada çoluk çocuk ...

ruhibirbanyo, haklısın. Ödemeyecek.

hem parası yoktur hemde yüzü

Bir dakika akçakoca'da mı oturuyor bu vatandaş ve akçakoca'da doğalgaz mı kullanıyor? Akçakoca'ya doğalgaz geldi mi yahu? Bence o parayı iddiaya bastı, böyle kötü alışkanlıkları olduğunu bildiğiniz kişilere borç vermeyin. Bence onu afişe edin, facebook'ta bu arkadaşa borç verdik, telefonlara bile bakmıyor falan yazın.

%100 güvendiğin adama borç para vereceksin.
benimde alacağım var.
adamın yüzüne etmediğim hakaret kalmadı.
adamda tık yok amk :)

Tutkun; Akçakoca'da oturuyor vallaha.Doğalgaz faturası diye istedi yaa benden.İyice kerizlemiş beni şimdi anlıyorum.

faceboo duvarına yaz amk, o silmeden gören görür nasıl biri olduğunu en azından

Vallahada yazdım o utanmıyor da ben mi utanıcam yazmaya. Yazdım. Günah benden gitti.

sonuç ne hacıt ? parayı kurtarabildin mi ?

Sizinki kerizlikten çıkmış,kerevize dönmüşsünüz.Savcılık filan deseniz korkar belki. Hesaptan yollamıssınız,dekontta var elimde dersiniz.

Siz o 400 Lira'nın üzerine bir kalem çekin. 400 Lira'yla güzel bir hayat dersi almışsınız. Bir insan kumar oynuyorsa, her gün paketlerce sigara içiyorsa, belli bir geliri yoksa, doğalgaz faturasını bile ödeyemeyecek duruma geldiyse, verdiğiniz para hayır parası olur anca.

Ha arkadaşınız vardır. Ayda 5bin lira kazanıyordur. Ama bütün parasını bir seferde harcaması gerekmiştir. O zaman verirsiniz "al kardeş 400 Lira, ay sonunda ödersin" dersiniz.

Son durum :Yalnızca ortak arkadaşlarımızın görebileceği şekilde (yani benim tarafımdan yalnızca ortak arkadaşlar görebiliyor, onunkini bilemem)arkadaşım bir cevap ver, benimde ihtiyacım var, ne durumdasın? Teleonları açmıyosun. Mesajlara dönmüyorsun yazdım. 6 gün sonra bunu görür görmez sildi bu.Bu arada bir arkadaş paylaşımı beğendi :)İşe de girmiş ayrıca öğrendim. Mesaj kutuma adikarı, çirkef karı ödemeyen senin gibi olsun lan! yazmış ama hala ödemedi bi tık yok yani anlıycaanız.

igrenc.
tam sadaka vermis gibi, dilenciyle konusur gibi.
sagdan git para bulursun gibi.

bana oyle geldi.

hareketin bütünü tepki aldı. düşürme demesiyle yaptığı hareketi pekiştirmiş oldu sadece.

küçük çocuklara, aklı kıt olanlara dersin böyle çünkü.

eksisozluk.com

burdakiler şehirler arası benim aradığım şehir içi idi
yoksa yanlış mı hatırlıyorum ?

bakinmak anlaminda:
cease active search

telefonla aramak anlaminda:
end active call

end current call
kullanılır teknik olarak

tatminsiz insanlar oluyor genelde bir de para çok geliyor.
ama nexus alıp memnun kalmayıp iphone'a geçmeye doğru yolu bulmak derim. gerçeği varken taklitleriyle fantazilere gerek yok.
araçta da öyle yeterince düşünmüyorlar alırken sonra beğenmeyip zararına satıp kafalarındaki aracı bulmaya çalışıyorlar. onda da fantaziye gerek yok bmw 3.20d alana kadar bu böyle sürer.

ekonomiyi donduren insanlar onlar. ellesme:)
kredi kartiyla falan yapiyorlarsa cok ayip ediyorlar,
ama fazla para olunca rahatsiz ediyo malumunuz

1 2 ayda eşya mı değiştirilirmiş. o tip insanlar kıymet de bilmezlar bence. 8 yıldır 3. telefonumu yeni aldım mesela. ne gerek var durmadan değiştirmenin.

bence böyle insanların yapacak işleri güçleri, ne bileyim hobileri, hedefleri yok bir şeyler satın alıp değiştirerek kendilerini mutlu hissetmeye oyalamaya çalışıyorlar. benim çevremdekiler öyle en azından.

edit: işi gücü yok derken tabii ki emekli hayatını kastetmedim. çalışıp para kazanıyorlardır ama kendini geliştirme, mutlu olma, sosyal olarak rahatlama, stres atma vs. adına bir meşguliyetleri yok.

bu benim görüşüm;
o tarz insanların maddeyi değiştirme eğilimi insan ilişkilerine de yansıyor ve çevresinden-arkadaşlarından çabuk sıkılıp yamuğunu gördüğü zaman edğiştirmeye gidiyor.
seçeneği fazla gördüğü için hoşuna gitmeyen bi özelliğe tahammül etmek yerine yenisini alarak daha iyisine, belki de hakkettiğini düşündüğü şeye, gitmeye çalışıyor.

Parayı bir yana koyacak olsak bile çok saçma bir iş bence. İnsanın yeni bir telefon/arabaya alışması zaman alır. Ne o öyle... Ya parası o kadar çok ki ne yapacağını bilemiyor, ya da etrafa gösteriş yapmak istiyorlar bence.

modern tektip insan modeli onlar hacı,
düşün ki bir şey moda olunca bana yakışırmı demeden alır giyer gezer.
son 1 yıldır aynı telefonu kullanıyorum bozulmadığı sürece kullanırım mesela,
sürekli farklı olmak veya yen yeni şeyler kullanmak gibi bir derdim de yok.
ama bazı insanlar bu şekilde bir fark yaratma çabasındalar.
bırakalım öyle olsunlar.
elinde yeni bir telefon dahi görsem sormam muhabbetine girmem o da anlatamayınca çatlar zaten :)

belki ucuza alip, karli satiyor. bazilari vardir, ticaret erbabidir, guzel pazarlik yapar. ucuza alir, pahali satar. ucuz araba bulunca aliyordur, kar edecegi musteri cikinca da satiyordur. sonucta bunlar zamanla degerini kaybeden seyler. kar edebiliyorken satip, degistirmek mantikli.

degisiklik de iyidir ayrica.

İkinci elden ucuza alıp, uygun fiyat verene satıyordur. Üstüne para da kazanıyor olabilir.

ben hiç uğraşamam mesela o tarz şeylerle. telefon aldıysam bozulana kadar kullanırım, araba alsıysam en azından 2 sene binerim ve maddi imkanım olmasına rağmen elimdekiyle de mutlu olabilen biriyim. bir şeyi mutlaka almalıyım demem için bir olayının olması gerekiyor, elimdeki telefonla iphone5'in yaptığı telefonun yaptığı her şeyi yapabiliyorsam iphone5 almak bana saçma geliyor.

babam da tam olarak bahsettiğin şekilde biri. kendisinin her konuda hevesi 2 gün sürüyor. jeep mi aldı, ertesi gün birisi hocam sana mercedes yakışırdı niye mercedes almadın dese bu hemen "mercedes'ler de güzel, biraz binip satayım bunu en iyisi" moduna giriyor ve 6 ayı bulmadan satıp mercedes alıyor. bu sefer de jeep daha ferahtı, yeni modeli çıkacakmış onu alayım moduna giriyor. bu sırada aslında sahip olduğu gayet iyi arabaların tadını hiç çıkaramıyor, çoğu insan onda olan şeylere gıptayla bakarken bu sahip olduğu şeyleri değil de sahip olmadığı şeyleri düşünüyor. tatminsiz ve mutlu olmayı bilmeyen insanlar olduğunu düşünüyorum.

"ucuz mal alacak kadar zengin değilim"

karikaturize bi seyyar satici, yuzunde uckagitci bir gulumseme ile ucuz satiyorsam bir sebebi var gibi bisey soyleyebiliri.

oyle bazi siteler var, dunyanin bicok yerinden loto oynayabildiginiz kredi kartiyla. ama hepsi turkiyeden kullanici kabul ediyor mu bilmem
www.playeuromillions.com

oyunun offline modlarina girebilirsunuz, amma online statlariniz sifirlanacak

Diyo ki oyunun tum offline modlarina erişiminiz hala var fakat online istatistikleriniz sifirlanacaktir.

ikiniz de ebay ve paypala uyeyseniz sembolik sekilde oradan satin alabilir

ebay+pp yalnız hem ebay in hem pp ın fee lerini karşı taraf ödesin

remi gaillard

youtube kanali: www.youtube.com

Ortalama buhara donusturme verimliliginin, aleve ta$inmis ornek miktarin buharlastiriciya gonderilen ornek miktara orani oldugu, ve bunun da 1-10% civarinda oldugu rapor edilmistir.

kahvelerde sorun olmaz. filtre kahve, espresso vs.
ama white mocha demissiniz.

frappucinolar, white mocha, vanilla $urubu vs. alabildigine sekerli.
fitness falan yapmayan adami da bozar. whipped cream(krem $anti heralde) %30 yag.

yani tatlandiricili, aromali olan hersey zararli. bazi suruplarin(findik, fanilya, vs) sekersiz olanlari var, ondan birde latte falan alirsaniz yagsiz sutle almaniz tavsiye olunur.

bozar haci. 400-500 kalori neredeyse yarim saat kardiyo demek. sade kahve ic.

globalassets.starbucks.com

şehir efsanesi olduğunu bende düşünmüyorum. bu şekilde geniş bir alanı yerle bir eden bir deprem örneği görmedim hayatımda. hatta seninle aynı fikirdeyim. deprem sonrası gelişen siyasi olaylar, devletin olaya yaklaşımı da insanı düşündürüyor. insanlar 2. gün kendine geldi - ne olduğunu fark etti.

ama bu ışıkları gözlemleyen oldu mu asıl sorum budur. peder bey gördüğünü söylüyor ya siz?

mesela bakın ne buldum;

www.yerdurumu.org

biz evden ciktigimizda samanyolunu gorduk yemin ediyorum. acayip bir seydi. gogu hic oyle gormemistim.
golcuk'e cok yakin oturuyorduk.

elektrik kesildiği için yıldızlar görülüyor , ilkokuldan beri 1. derece fay hattında yaşadığımız , olabilecek en sağlam depremlerin burada olmasının mantıklı olduğu öğretiliyor ama öğrenmiyoruz. Hayatı boyunca şehirde yaşamış insanlar samanyolu görünce allah allah nidalarıyla koşuyorlar...

ışık görmedim ama ses duydum ben. deli bir sesti üstelik. şehrimde ise o ışığı gördüğünü söyleyen çok insan var. hatta ayın, yıldızların bile daha bir yakın olduğunu, gökyüzünün gün gibi aydınlandığını, deprem anında bir alev topu (ışık) gördüklerini söylüyorlar.

@dodi el ford
ışığın en az olduğu ortamda yıldız / gökyüzü gözlemi yaptım üniversitede okurken. söylediğim tam olarak anlattığın şey değil. görenler var, palavra diyenler var, trafolar patladı diyenler var vs vs...

www.yerdurumu.org

TÜBİTAK Bilim ve Teknik, Ekim 1999 - Özgür Kurtuluş

adam açıklamış mesela...

Isik gormedim, iki ayagim yerdeydi, elektrik carpmsti

deprem ışıması gerçek olabilir. nedeni ise yer altındaki milyonlarca ton ağırlığındaki kayaların çok yüksek basınç altında birbirlerini sürtünerek oluşturdukları elektrik yükleri diye düşünülüyor.

haarp konusunda kişisel kanaati olanların bana çıkıp bunun nasıl olduğunu nasıl olabileceğini bilimsel bir temele dayanarak anlatmalarını dört gözle bekliyorum.

@konusma ben konusuyorum daha bitirmedim

benim duyduğum ses depremin hemen öncesindeydi ama. sarsıntı henüz başlamamıştı. hatta o çocuk aklımla öyle korkmuşum ki "kaçın, kamyon geliyor üstümüze" diye yataktan fırlamışım. benden başka duyan da vardır eminim o sesi.

@devilred biz de duyduk o sesi.

gum diye vurdu, sonra basladi sarsinti.

sonrasindaki gurultu kulaklari sagir edecek cinstendi. o kadar buyuk enerji bosaliyor, bilmiyorum gokyuzu de etkileniyordur belki, ama o geceden sonra haftalarca disarida yattik, hic oyle gormedim gokyuzunu. mavimsi-yesilimsi bir gokyuzu, milyonlarca yildizi gorebiliyorsun.

@evreka

benim dediğim ses o güm sesi değil ama, onu da söyleyen çok oldu. benim duyduğum uğultu tarzındaydı, hani uzaktan araba vınlamasını duyarsın ya, aynen öyle. onun çok daha yüksek seslisi ve bir türlü bitmeyeni.

cevap biraz uzun ama sorunun gerçek yanıtı burada.

öncelikle haarp gibi bir palavraya nasıl inanabiliyorsunuz aklım almıyor. belki olayı bilimsel bir gözle görebildiğim için, ama yine de bu tip şeylerin sadece fantezi komplo teorileri olduğunu anlamak zor değil.

'99'daki depremle ilgili olarak şu entry'i okumanızı da şiddetle tavsiye ederim:
eksisozluk.com

şimdi gelelim ışık olayına. linki verilen bilim-tekniğin ilgili yazısına da göz attım, olay tam düşündüğüm gibi.

depremler için bazı belirtiler (öncesinde veya sonrasında) vardır. bunlardan en meşhuru deprem bulutları. ablam lisans tezini bu konuda yazmıştı, oradan da biraz bilgi sahibi oldum. depremin öncesinde oluşan bulutlar normalde var olandan daha farklı, genelde çizgi çizgi bir şekilde kendilerine has bir şekilde oluşuyorlar. google görsellerde "earthquake clouds"a bir bakın. ışık olayıyla da alakalı bu konu o yüzden bulutlardan gireyim istedim.

şimdi yer altındaki kayalar, kristaller vs. piezoelektrik denen bir etki gösteriyor. olay basitçe şu, piezoelektrik özelliğine sahip bir maddeyi sıkıştırdığınızda elektrik üretir. en yaygın örneği, elektrikli çakmaklar. siz çakmağa bastığınız zaman sıkışan kristal elektrik akını üretiyor, o da gazı ateşleyerek çakmağı yakıyor.

depremlerin öncesinde kayaçlarda biriken stress onlarda bir sıkışmaya neden oluyor. veya deprem sırasında yer değiştirirlerken sıkışıyor, esniyor falan. o arada oluşan elektriksel yükler gökyüzüne değin uzanan elektromanyetik dalgalar oluşturuyor.

şimdi deprem bulutlarının açıklaması şu: bulutlar bildiğiniz gibi yüklü parçacıklardan oluşuyor. hatta şimşeğin, yıldırımın oluşumundan da bilirsiniz bunu. hah işte o yüklü parçacıklar yer altından doğru gelen elektromanyetik dalgalarla etkileşerek şekiller oluşturuyor. böylece deprem bulutları oluşuyor.

gelelim ışık olayına, o biraz daha karmaşık. atomu biliyorsunuz, merkezinde çekirdek, etrafında belli yörüngelerde dönen elektronlar. o elektronları kendi yörüngesinden alıp enerji vererek bir üst yörüngeye çıkardığınızda elektronu excite (heyecanlandırmak) etmiş oluyorsunuz. daha sonra o elektron aldığı enerjiyi elektromanyetik dalga olarak geri verip kendi yörüngesine dönüyor.

ışık bir elektromanyetik dalgadır. elektromanyetik dalga spektrumunda gözle görebileceğimiz kısmında bulunur. o yüzden görebiliriz. ama radyo dalgalarını göremeyiz mesela.

şimdi geliyoruz ışık olayına. yeraltından kayaçların sıkışmasıyla oluşup gelen elektromanyetik dalgalar gökyüzünde bulunan oksijen ve azot gibi gaz atomlarının elektronlarına enerji verir ve onları bir üst enerji seviyesine çıkarır. üst enerji seviyesinden geri dönen elektronlar ise elektromanyetik dalga yayarak tekrar kendi yörüngelerine geri döner. şimdi burada oksijen ve azot atomları için geri yayımlanan elektromanyetik dalga görünür bölgededir. mavi, kırmızı, yeşil renklerde (atom türüne ve enerji seviyesi atlamalarına göre) ışık saçılır sonuç olarak. bizde bunu gökyüzünde parlama olarak görürüz.

buna en yaygın örnek aurora borealis olarak adlandırılan kuzey ışıkları. orada da güneşten gelen yüklü parçacıklar atomların elektronlarını üst enerji seviyelerine yükseltiyor, kendi seviyesine geri dönen elektronlar çok güzel renklerde ışık saçıyor ve böylece bir doğa harikası oluşuyor.

kısacası olayın bilimsel boyutu bu şekilde. ama bunun bir teori olduğunu belirtmekte de fayda var. yani kesin olarak bu böyledir diyemiyorum ama en olası cavaplardan biri bu.

deprem ışıması hiç bilmem ama hayatımda iki defa başıma gelen olayı aktarayım size, bence çok ilginçti. birincisi 93 94 falandı herhalde datçada çocuktum denizden çıktım eve doğru yürüyorum, denizden patlama sesleri geldi açıktan geldi ses ama patır patır pat pat diye duydum uzağa baktığımda denizde köpüklenme gördüm ama dalga mı yoksa dipten çıkan köpük mü emin değilim zaten görüntü hayal meyal aklımda. olaydan 5 dakika sonra evdeydim ve sağlam bir deprem oldu baya sallamıştı. bir diğeri de 2002 ya da 2003 senesinde izmirde şiddetli bir deprem olmuştu gece yarısı, alsancaktan dönüyordum eve gece eve yakıny olda yürürken, birebir aynı patlamaları duydum eve girdikten 5 10dk sonra gümbür gümbür başladık yine sallanmaya. benim yaşadıklarım budur.

düşecek gibi gözüküyor.
ben 2-3 gün sonra gidip 2.000 liralık bir altın alacağım.
koyacağım kenarda dursun.
1-2 ay sonra 200-300 lira bırakır herhalde.

az önce gazetede mayıs ortasına kadar düşeceği yazıyordu.

iste bunlar hep george soros

demo setup

demo installation?

ahaha! birilerine yaranacaz diye kalkmis, deniz arcaka ilahi soyletmisler, o da bi boka benzememis.
big fish'e gonerme olabilir, veya bunu yapmaya calismis olabilirler:
vimeo.com
cok sacma lan, insaatta bi de.

öze dönüş tribi falan mı acabA?

efendim benim çok sevdiğim bir hocam politik düşünceler tarihi dersinde şöyle birl af etmiştir: "roma imparatorluğu eklektisizmi sınırlayamadığı için çökmüştür."

işte kültürel olarak eklektisizmin bokunu çıkarmış ve çökmüş bir yapıyla çaat diye karşı karşıyayız.

akan su normal şartlarda kir tutmaz. bir su birikintisinden içersen o suyun kirli olma ihtimali çok çok yüksektir, ama su akıyorsa gönül rahatlığıyla içersin. dağlarda taşlarda akan çaylardan, ufak su sızıntılarından su içilebilmesi gibi.

akan su devamli temizleniyor/havalaniyor.
akvaryumlarda bile su devamli filtreyle hareket ettirilmezse kokmaya ve yosun tutmaya basliyor.

yani evet doğru benim merak ettiğim özel olarak direkt bir haram olgusu yok di mi mesela Konstantinopol, Osmanlı zamanında da tehlike altında olsaydı herhalde burun kıvırmaz içerlerdi

durgun suya isenmez ve abdest alinmaz diye hadis var diye biliyorum
bir de ille bir hayvan icine isemis, su icmis ve suyu kirletmistir diye dusunuluyor olabilir

sarnıç su deposudur zaten, oraya da su akarak gelir, ki bildiğim kadarıyla sular bizans zamanında da o kemerlerden akarak sarnıçlara geliyor, oradan şehre dağılıyordu. yoksa onlar da bilir heralde gölden su dağıtımı yapmasını, boş yere sarnıç yapmazlardı. osmanlı zamanında da sarnıça benzer yapılar kullanılmıştır, taksimdeki su deposu gibi.

evet, şu an okuyorum da maksenler gömülü olmuyor benim bildiğim. bence ilk önce bolluk olmuş kullanmamışlar nüfus artınca biz de kullanmışlar. sarnıçlara kemerlerden su geliyor ama sonra bekliyor mesela istila altındayken aylarca onu kullanabiliyorlarmış kemerlerdeki sular kesilirse. süper bir şey. @el desaparecido ben onu araştıracağım. teşekkürler cevaplar için

bir cok barajimiz yagmur suyuyla besleniyor. onlar da durgun ve iciyoruz?
bunu en iyi ilber ortayli bilir:)

müslümanlığın getirdiği bir şey diye biliyorum, tam hatırlamamakla beraber hadisler var galiba. yoksa bunu mu izledin www.youtube.com :).
www.islamgunesi.com

bir ilmihale bakabilirsiniz :) misal Ömer Nasuhi Bilmen.
bu konularda, işte kuyua diyelim leş düştü nasıl kullancaz suyu filan gibi şeylerde bile bi dünya açıklama var.

osmanlı'da su kemerleri varmış. buralardan su akar vaziyette toplanır (yağmursuyu bilmem ne suyu vs) devri daim şekilde kullanılırmış.
durgun suda yıkanmak vs müslüman işi olmasa gerek. arkadaşların da dediği gibi yosun tutma ve kirlilik söz konusu.
türk kimliğine bakarsak da zaten adamlar at üzerindeymiş. akan dereden bol ne var...
ayrıca sarnıçlarla ilgili bir şey daha biliyorum;
osmanlı zamanında yerebatan sarnıcında kayıkla dolaşılırmış.
(o derece büyükmüş yani sarnıç)
bir gün çocuğun biri düşmüş ve bulunamamış.
ondan sonra da sarnıcının büyük bir bölümü verilen emirle örülerek kapatılmış. günümüzde de kapalıdır.

Caramel Frappuccino

Yaz, kış demeden severek tüketiyorum ve şiddetle tavsiye ederim..

chai latte - susuz
pumpkin spice latte
mocha
sutsuz:
americano

Double caramel macchiato ve mango frappucino(yazları-kışın beyin donduruyor)

Kışın Double Caramel Macchiato, yazın Raspberry Frappucino.

Salted caramel mocha.

cappuccino iciyorum

beyaz çikolatalı moka.

beyaz çikolatalı moka. üstüne de çikolata ve karamel sosu eklettin mi tamamdır.

dip not: en az 2 kilo diyorum.

Şeker sevmeyen bir insan olarak Americano

IMF yi bilmiyorum da, bir ara Telsim beles telefon falan dagitiyordu, Star gazetesiyle. Sonradan analasilmisti Motorolaya o telefonlarin parasinin odenmedigi vs.

eee bu baya borcunu ödememek hepimizin yaptığı bişey. dolandırmak denmezki buna.

Sen arkadaşına ödemiyosun, adam Motorola' ya
:)))

Ticari bir durum ululslararası anlaşmalar, sözleşmeler sözkonusu başkanım.

flubber
karikaturize:(

(bkz: akıl oyunları)

splice - www.imdb.com

maymunlar cehennemi - www.imdb.com

jurassic park - www.imdb.com

the fountain - www.imdb.com

(bkz: Back to the Future) üçlemesi.

tüm felaket filmleri. ne de olsa bu bilim adamı bir şekilde dünyayı önceden uyarır kimse tınlamaz sora iş başa düşer falan.

The Fountain
Kadir İnanır'ın Ceza filmi karikatürize kısmına mı girer bilemedim:)

tesla geçiyordu yamulmuyorsam. www.imdb.com

(bkz: kinsey)

red lights (robert de nirolu)

1.si icin: millet kanserle, fakirlikle bogusurken sporculara milyon dolarlarin gitmesin ne anlami var? iste bu yuzden sporun tek amacinin boyle hayir ve moral verme faaliyetleri olmasi lazim. firin ekmek pisiriyorsa, spor sektorunun de insanlara yardim etmesi lazim. ama kime diyoruz? hala aziz yildirim, besiktas, kil yun

bizdekinde de "cebinden dusmesin" beni en kizdiran yeri.
is isten gectikten sonraki gecti borun pazari ani da ibretlik.

sacin her telinde 14 ayri element var. biri altin
cinli bir soya sosu ureticisinin sactan aldigi amino asitleri kullandigi ortaya cikti
sac sudan yaglari emen bir sunger gibidir
sac ekolojik sekilde petrol temizlemede kullanilir
sac pizzada ve bagel(simit)da kullanilan bir maddenin yapiminda kullanilabilir
yillik sac uretimi kafa basi 16 km
bir kafadaki sac 2 fili tasaiyacak kuvvette
saglikli sac islakken %30 esneyebilir(boyuna)
sex ihtimali sac uzamasini hizlandirir
gunde 40-150 tel dokuyoruz(kel degilsen)
rapunzel'in saci 2750 kg
sacin olu olmayan tek yeri derinin icindeki bolumu

dunyanin %2si sarisin
iskocyalilarin %13 u kizil
1950de %7, bugun %75 sacini boyuyor(abdli kadinlar)
dunyadaki kizil sac miktari %1
100 gr sarisin sac $1600 eder(en pahali)
abdlilerin %2-6 arasi kizil sac
ankete gore:
sarisinlar-oynak-eglenceli
esmer-akilli ve ciddi
kizil-guclu

kafadaki ortalama sac-100 000
kemik iliginden sonra 2. hizli buyuyen doku-sac
sac, hidrojen nitrojen carbon sulfur ok$izenden olusuyor
asyalailarin saci yuvarlak
zenciler duz
beyazlar oval oluyormus
sactan kanin icerigi bulunuyor-uyusturucu alkol vs-
sac en cok kullanilan cinayet ipuclarindan
sac heryerde cikiyor-ayak alti, avuc, tukuruk bezi ve dudak disinda-
sactan cinsiyet bulunabiliyor
sac kokleri insan daha ceninken olusuyor
insanda 5milyon sac koku var

sampuan elimesi hintce $ampna kelimesinden geliyor-ovmak, masaj yapmak demek-
yillik sac malzemesine harcanan kisi basi $780
kel demek icin bir insana sacinin %50si gitmis olmali
stresten dolayi olan sac beyazlamasi 13 gunde kendini gosteriyor
sakallari kesmessek 30 feet sakalimiz olur hayat boyu
kadinlar haftada ortalama 1 saat 53 dakikalarinin saca harciyor
erkekler hayatinin 5 ayini tras olmakla geciriyor
dunyanin enuzun sacli insani 5627 m sacla bir cinli(kadin)
en uzun sacli erkek 6.8 metre, cinli

eski misirlilar ilk killarini kesen millet
eski yunanistanda sarisinlar>fahise
ronesansta kadinlar alinlarini acmayi severlermis
eski romada guvercin b.kuyla saclari sarisin yaparlarmis
venedikte at ci$iyle sariya boyamislar saclari
1705 buyuk peter sakal vergisi almis(sakallari kessin millet diye)
hatta sakal jetonu yapmislar ki vergiyi verenler bunu tasirmis odedi diye
dreadlock(bob marley gibi ormek saclari) nin incilde bahsi gectigi soyleniyor
eski yunanlar kizil saclilari vampir sanmislar
victoria devrinde insanlar olmus yakinlarinin sacininkolyede tasimislar
dunyanin en uzun kulak kili da 25 santimetreyle bir hintli

@ el desaparecido

hocam türkçeleştirmek derken photoshopla filan düzenlemekten bahsetmiştim. :) ama yine de teşekkürler. bazılarını anlamamıştım. eyvallah.

zahmet olmazsa devam edin madem. böyle de olur. :) maksat öğrenelim.

seviyorsan git konuş bence.

şizo?

o kilitli kapilar acilsin por favor.

Ne kadınlar sevdim, aslında yoktular.

daha ben kapıları bulabilmiş değilim duvarlara toslayıp duruyorum.

kanka havasini basarsan hep seninle.

dönerse senindir dediler dönmedi.

genelde organizatörlerin elinde eleman listesi oluyor. nadiren konser öncesi web sayfasına gönüllü formu da koyan oluyor.
para karşılığı yapmak istiyorsan ya bu şekilde tecrübeli olacan yada bir meziyetin olacak (çok iri olmak, teknisyenlik, eş dost)
benim zamanım olsa ve gönüllü olmak istesem telefonla arayıp söylerdim

www.yuksekisler.com

konseri hangi organizasyon firması düzenliyosa (pozitif etc) oralara başvurman lazım diye biliyorum

adam belki dunyanin en zenginlerinden ama oyun oynamayi seviyor.
ayrica oyun sahiplerinden biri olabilir, para vermedigi halde hesabina yuklenmis olabilir.
butun gelirini oyuna yatiran mal da olabilir.

ne zamandır yapmış ama o da önemli. belki 3 senedir oynuyor mesela, yılda 2000 dolar, ayda 160 dolar gibi bi ortalama mesela, yurtdışında iyi değil ortalama para kazanan biri için bile verilebilecek bi miktar.

o oyun deneyen maasli adamlardandir haci, gaza getirmesin seni

daha sonra paranı geri alabileceksen(item satmak, charı satmak,coini satmak vs) yatırılabilir onun dışında yatırılmamalı diyorum.

knight online oyunu vardı.
ben sadece bir adama 1 ay içinde 750 TL'lik oyun parası verdim.
bir arkadaşım da 3.000 lira harcadı bir karaktere.
direk satın aldı.
2 ay oynadı sonra da bıraktı.
hayallerim gerçek oldu dedi bıraktı.
bu kadar.
"hayalim gerçek oldu".

zara'daki tahta kapakli parfum. ismi yok
mesaj geldi: zara man

groucho glasses
adi groucho marx'tan geliyor.
eksisozluk.com

tekelleştirmenin bastardize edilmiş hali.

konusmalarinizi monopolize etmeyin diyen biri, bir bok bilmiyordur afedersin. o ne lan, konusmalari monopolize etmeyin, bilmedigi kelimeyi kullanarak etrafa hava atacak kadar ezik adami dinlemeyin kardesim, yüzüne karsi gülün, söyle kulagina dogru egilip, sakince, ne diyon lan cücük deyin.

tekelleştirmek

devletin bazı faaliyetleri sadece kendisi üretmesi/sağlaması gibi

güvenlik sayılabilirdi ama şimdi sayılamayadabilir.

***dinle beni demiş.
hep sen konusuyorsun azcık beni dinle demiş

konusmalarinizi monopolize etmeyin de, digerlerine de soz hakki verin demek olabilri

bazı ortamlarda sürekli bi kişi konuşur hani, sürekli birilerini güldürür. ya da siyaset konuşulurken her şeyi bilen biri vardır. işte onu yapmayın demiş ama monopolize etmek diye bi tabir olamaz.

bence monologla monopolü karıştırmış bunu söyleyen, olmamış ama.

el desaparecido +1

bu kalıp ingilizce'de var, bunu diyen insan direk deyim çevirerek chicken translation'ın ters versiyonunu yapmış, aferin ona.

erken kalk

nette degil gercek hayatta takil

komikli videolarla zaman gecirme>bence cagimizin en buyuk hastaliklarindan bu

gecen sozlukte en begenilen bir entry vardi, yazar 6 yasina kadar hatirlamadigini, o yuzden 25 yerine 19 yasinda oldugunu dusunuyormus. denedim, guzel oluyor. sen de yap.

200+200=400

abi nasil olur ya. ı ıh, mustafa kar etti diyen bir insanla ben ticari ortaklik kurmamam gerektigini dusunurum :\

mustafa hic kar etmedi. 0 yani. basladigi noktada. tek karı parasini cevirerek bedavadan araba kiraladi mustafa.

200 kar etti

diyelimki mustafanın elinde 2000 lira para var.

600e aldı 800e sattı: elindeki para 2200 oldu.

sonra 1000 lirasına bi araba aldı 1200e sattı: elindeki para 2400 oldu.

yani...

karı da zararı da yok. tek karı, dediğin gibi arabaları kullanmak olabilir.

@ahh evet evet. bak beni de şaşırttınız :D
ilk alışverişten önce 600 lirası var. araba alıp satınca 800 oluyor. burada 200 kar var. daha sonra gidip 1000 lirayı başka arabaya verince 200 zarara giriyor. o arabayı da 1200'e verince ne karı oluyor ne zararı.

cepten 1600 lira çıkmış 2000 lira girmiş kar = 400 nesi uyuz bunun :D

hatta hala inat edenler için sen gittin çikolata aldın 1 liraya 2 liraya sattın sonra gittin 3 liraya çikolata aldın 6 liraya sattın.
4 lira harcadın 8 lira kazandın karın 4 lira..

800-600=200
800-1000= -200
1200-1000=200

önce 200 tl kar etmiş 600 ken 800 yapmış sonra 200 tl zarar ederek yeni bir araba almış karını sıfırlamış sonra onu 200 tl karla satarak 200 tl kazanmış.
benim mantığıma göre böyle oldu.


uhuu ben komple farklı girmişim. olsun fikrimi arkasındayım, hükümetler yandaşı gibi oldum kim haklıysa eşit yakınlıkta :)

200 tl

yeterince cok gay gormemisler belli ki.

www.newsareweird.com

gay olmayanin kilibigi da var, tas firini da. ayni sey.

o kadar geniş bir yelpaze var ki. nerden başlayalım?. trans erkek-trans kadın, trankseksüelizm, vs. vs.

cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği farklı bir şey.
cinsiyet kimliği, kadın veya erkek veya cinsiyetsizlikken; cinsel yönelim hangi cinsiyeti çekici bulduğunla ilgili. cinsel yönelim, eşcinsellik, heteroseksüellik, biseksüellik, aseksüellik, panseksüellik... diye gider.
sonuç olarak biri cinsel yönelim olarak eşcinselken, cinsiyet kimliği olarak kadın veya erkeği benimseyebilir. pratikte erkek eşcinsellerde doğrusu göze çarpan iki grup vardır biri feminenler, diğeri maskülen olan ayılar (bear). maskülen olanların eşcinselliği göze çarpmadığı için herkes tüm eşcinselleri feminen sanıyor, olay bu.

valla kadınsı olup gay olan tanıdığım oldu, kadınsı olmayan gay tanıdığım da oldu. biraz feminen olup çoluk çocuk sahibi olan da var. senin benim ne düşündüğümüzden bağımsız olarak çeşit çeşit insan var yani.

Her gördüğü sakallıyı dedesi sanan adamlar onlar.

Gayet sert görünümlü, dediğim dedik, çok "baba" görünen adamlardan da eşcinsel olabildiği gibi; gayet efemine tavırlar sergileyen, duruşu, konuşması, hareketleri kadınsı fakat eşcinsel olmayan adamlar da mevcuttur.

Bence budur.

dogru. asansordeki dayilar da da hic gay tipi yoktu.

(git: 495435)

normal ya da gay diye yapılan ayrım bile doğru değil.

insanların birbiri ile alakasız tercihleri, zevkleri, hisleri, yaşam tarzları olabilir. eşcinsellik de bunlardan sadece birisidir.(kimine göre sadece zevk için, kimisi gerçekten öyle hissettiği için)

ve dediğim gibi bunlar herkeste birbiri ile alakalı değildir.
eşcinsel olması diğer özelliklerinin de çoğunluktan farklı olacağı anlamına gelmez.(farklı olamayacağı anlamına da gelmez)

kısaca cevap: eşcinsel olan tüm erkekler kadınsı değildir. neredeyse tüm genellemeler yanlıştır.

dogru dusunuyorsun.

memerial.net

3.

Leyla ile Mecnun
Game of Thrones
Doctor Who

Spartacus
Game of Thrones
The Big Bang Theory
Breaking Bad

biri bitiyor, diğeri ara verdi. pehey.

spartacus,
game of thrones
dexter
breaking bad
white collar
mad men
monday mornings

leyla
behzo
i$ler
ufaktan super babaya basladim

cok duz bi adamim galiba

1.
leyla ile mecnun.
ona bile zor zaman buluyorum.

çok tane.
dexter eş zamanlı
himymeş zamanlı
breaking bad eş zamanlı
the following eş zamanlı
revolution eş zamanlı
lost (tekrar başladım sezon 3teyim)
game of thrones eş zamanlı
the walking dead eş zamanlı
family guy eş zamanlı
new girl eş zamanlı
sherlock geriden geliyorum
six feet under sezon 2deyim
edit: sons of anarchy eş zamanlı

Downton Abbey
Game of Thrones
The Big C
Modern Family
2 Broke Girls
New Girl
Hart of Dixie
How I Met Your Mother
Pretty Little Liars
Revenge
Suburgatory
The Big Bang Theory
Sherlock
House of Cards
Girls

breaking bad
shameless
HIMYM

Game of Thrones
Hell on Wheels
South Park

ayrıca Parks and Recreation'a başlama planım var. hayırlısı.

2

game of thrones
person of interest

bunlar dışında güncel takip ettiğim dizi yok.

smallville
24
dexter
game of thrones
how i met your mother
big bang theory

deil benim ictigim gunde 4.5 litreyi buluyor. bi zararini gormedim, aksine gayet guzel hissediyorum. herkesin metabolizmasina ve su ihtiyacina gore degisir tabi bu konu. ortalama 3 lt. 24 saat icin gayet sahanedir.

bünyeye bagli bu biraz ama 3 litre fazla degil gibi geldi bana.

5 litreleri görüyorum, daha bi zararı olmadı

böyle bişe var diyolla : (bkz: potomani)

1-2 tane de maden suyu içersen mineral kaybını azaltması için bir zararı olmaz bence(içmesen de olmaz kolay kolay). benim de geçebiliyor 3 litreyi(üstüne nescafe-maden suyu gibi şeylerle 1 litre daha sıvı tüketiyorumdur)

kişiden kişiye de değişir bu durum. spor yaparken terlersen, su kaybedersen daha çok içmen normal. kiloluysan, vücudun normal birisinden büyükse de ihtiyacın daha fazladır, yine normal.

su zehirlenmesi diye bisey var ama 3 litre civarindan sonra tehlikeli diye biliyorum. vucuttaki tuz orani dustugunde beyin ayni tuzu almak icin daha cok su cekiyor, hucreler sisip kanama oluyor-mu$.(onun icin su yerine powerade).
tabii bu 3 litreyle olacak sey degil.

normal insanlardan daha yapılı değilim. 1.63 boya 48 kiloyum. Spor yapıp terlediğim bir durum yok ama gün içinde tatlıyı da tuzluyu da fazla tüketiyorum, dolayısıyla sanırım hem susamamda etkisi oluyordur hem de bahsettiğiniz tuz dengesinin korunmasına belki yardımcıdır. umarım.. hücreler şişip kanlanmasın inşallah :D

bünyeye, işinize, yaşam tarzınıza göre değişir. idrarınız kokusuz ve idrarınızın rengi normal olmalı bunun için de belki 1 litre belki 3 litre içmelisiniz.

amina bile koyar afedersin, olm her aksam 5 bira ney lan? 12-13 oluyormus bi de. karacigeri eline alirsin bu gidisle.

sevdigim bir arkadasimi alkol sebebiyle karaciger yetmezliginden kaybettim. öldügünde 26 yasindaydi :(

karaciğer çok sağlam bir organdır. gıkını çıkarmaz sen onu hırpalasan da. ama gün gelir "yeter ulan, senin kahrını mı çekecem ambırella?!" der ve kepenk indirir. işte o gün bitersin.

Etme eyleme. Verdigin parayi siktir et de sagligini dusun.

Hadi olmedin diyelim , sürünürsün.

@biseysorcaktim her gün 6 7 litre içmiyorum tabii. bazen diyorum. ayrıca kafam bu saatlerde genelde güzeldir.

@halitkin abi içmediğim zamanlar bir huzursuzluk kaplıyor içimi. eksik bir şey varmış gibi. içmediğim geceler uyuyamıyorum zaten.

sağlığını falan siktir et de arpa suyuna her gün o kadar para verilir mi lan?!..

bence alkol bağımlılığın varsa günde 1-2 bardak aşırı sert birşey iç, böylece hem çok yüklenmemiş hem de kafayı yine bulmuş olursun. long island iced tea dene mesela, 1 bardağı seni hırpalar, 2 bardağı yamultur, 3ü zaten göremezsin. ama bunu bile her gün yapma.

halitkin e yazdigin cevapta bagimliligin tanimini gordum, maddeyi kotuye kullanimi hissettim, alkolizm kokusu aldim. karar al ve birak birakamazsan yardim al bu is tehlikeli.

soyle dusun, gunde o miktarda su disinda baska bi icecek icer miydin?
alkolun sakat tarafi bir taneyle biraktirmamasi kendini.
gunde 5 tane ayran da icsen hem maddi, hem saglik sorunlariyla karsilasirsin.

"supersize me"'deki mantik hatasi da buydu. evet mcdonalds zararli ama gunde 3 ogun yersen hersey hasta eder.

alkolle neyin ustunu ortuyorsun bunun uzerine biraz dusun. eselersen birseyler bulursun.

her gün 5 bira her türlü çok zararlı.
yaşın gençken tedbir al bence.
çok yoruyor yıpratıyor vücudu, 10 yıl sonra daha iyi anlayacaksın..

alkolik olmuşsun

Sen ya alkolik olmuşun ya da seni bu kadar içtiğin için pofpofluyan bir çevren var. En iyi ihtimalle 1 sene sonra karaciğerinde yağlanma başlar, devam edersen de diğer karaciğer problemleri başlar. Sonra anandan babandan parça alıp yamarlar karaciğerini. Sana tavsiyem az iç, öz iç, insan ol.

şu kadarını söyleyeyim kursa giderek öğrenenini hiç tanımadım. kurslara anlamsız paralar ve git-gel bir sürü zaman harcamanın hiiiç luzumu yok. herkesin seviyesi ve öğrenme hızı farklı. önemli olan disiplinli çalışman, örneğin ne olursa olsun her gün saat 9-10 arası çalışacağım ve her gün 5 kelime öğreneceğim gibi kurallar felan. Bir de şarkılardan çok iyi öğreniliyor, değişik ya da günlük basit cümle yapıları, yeni kelimeler..telaffuz içinde sesli sözlükler var, yani ne lazımsa var internette. ileride biraz takviye olarak özel ders almayı düşünürsen, sahibinden'de sürüyle ilan var, şöyle bir üniversite öğrencisi falan, kursa göre oldukça hesaplı olabiliyor. kolay gelsin.

halamın oğlu 6 ay kursa gitmişti. kursun tek katkısı ingilizceye heves etmesi olmuştu. tabi o dönem internet ve geniş kaynak yok. zamanının çoğunu ingilizce öğrenmeye adadı. seneler sonra amerikaya gidip 400-500 sayfalık roman yazacak kadar ilerletmişti ingilizcesini. ve bu seviyesini tamamen evde kitaplara gömülmeye borçlu.

ancak sen o kadar kaptırma. film izle, şarkı dinle, ingilizcesi iyi birileriyle sohbet etmeye çalış. grameri sakın ihmal etme. grameri iyi kavrarsan hepsi oturur zamanla.

cnbc-e'de ally mcbeal ve simpsons izleyerek ogrenmistim.
bi de kafada devamli herseyi ingilizceye cevirmek, olmayinca kelimeyi arastirmak iyi oluyor.

gözlerinde sorun yok asimetrik diye.

gözlerinde değil de saçlarında bi sorun var gibi.

şaşı değil sana öyle gelmiştir.
hacı nasıl desem kadının suratı köşeli gibi, ben hiç beğenmiyorum.

sasi degil ama rahatsiz edici, yilan gibi bakiyor.

sol gozu burnuna daha yakin ve yere paralel, sag goz biraz daha kenara yakin ve capraz. ilginc.

kurda benziiyor bence

Saadet Işıl Aksoy milletvekili değil mi ya... Ben mi karıştırdım...

bu fotoda simetrik değil sanki ama normalde böyle değil gayet normal :)

photoshop ile ırzına geçmişler resmin.
kızcagızın normal hali şu

www.mailce.com

saç berbat

yok yok gözlerinin şeklinde bir değişiklik var bence normalde de.
ama çok hoş hatun elbette.

photoshop ile gözlerini öne çıkaralım derken gece görsem erkekliğimi kaybetmeme neden olacak bir hilkat garibesi yapmışlar.

fotoşok'u fazla abartmışlar. one lan öyle, sadako gibi? oldu, olacak tv'den de çıksın da tam olsun. güya seksi olacak; çekici olacak. cık, gece görsem nöbet geçiririm valla.

Jaap van Reesema, Bas Vegas, Lex Flex, Miss Sally, Tropical Danny, Gerben Kline Willing, Robin McMaas, Mr Jop, Dieter Uboot, Sjoerd de Freeze, Dirk Bates

araya kaynadı ama aydın dogan bellı sartlar cercevesınde bu cezadan affedıldı. yanlıs hatırlamıyorsam ceza tutarı cok dusuk sevıyeye cekıldı.

sartların bırkacı , elındekı medya fırmalarının devredilmesiydi. istenilen köşe yazarlarının işten çıkarılması , görevlernin değiştirilmesiydi.

tabi hepsinin başında doğan grubunun hükümet muhalefetine son vermesi şartına giriyor..

1 milyara kapatmis haberciniz.biz

kennym+1 bu olaydan sonra dogan grubu iyice silindi, yeni gozde $ahenk oldu

arkadas ne igrenc bir ulkede yasiyoruz ya. turkiyede yasamaktan nefret etme sebeplerime bas siradan girdi yeminle.

doğan grubuna devletin yüklenmesi sırasında doğuş grubu yani şahenkler ntv de fellik fellik goruntuler yayınladı .. tarafsız gazetecilik , sorgulayan gazetecilik , yok işte olaylara yorum katılmadan iletilmesi meslek ilkelerimizdir gibilerinden , bi sürü şey yayınladılar. bu olayların içinde değiliz onlar gibi olmayacağız minvalinde..

sonrasında da da hükümet aleyhine herhangi bir haber yayınlanmadı bu grupta.. e tabi köprüsüydü , özelleştirmesiydi hep payını aldı doğuş grubu.

Aydın Doğan'ın bugün her akşam haber bülteni adı altında AKP ve Tayyip Erdoğan reklamı yapması şeklinde taksit taksit ödeniyor.

İyi olmuş. Vakti zamanında hükümet zayıfken, ecevit olsun erbakan olsun dyp döneminde olsn medya gücünü tepe tepe kullanmaktan hiç çekinmedi doğan grubu, tarafsızlık yerine maksatlı ve taraflı haberler yaptılar. Gün geldi devran döndü, zayıf hükümet yerine güçlü biri gelince de yaptıkları kendilerine yapıldı.