allah kahretsin, tüh be gibi seyler...

Olmuşa ölmüşe çare yok.

Şu nasıl:

Başını öne eğip bu durumdan memnun olmamış gibi iki dudağini birleştirerek dişlerinin üzerine bastirdi. Bunu yaparken kaşları da kabullenmiş olmanin teslimiyeti ile aşağı çökmüştü.

öyle değil yahu, ciddi ciddi tasvir etmekten bahsediyorum. "dudaklarını aşağı büküp kaşlarını çatmak" falan gibi.

:/ anlatamadım. bu yüz ifadesini yapan bir insanı tasvir etmeniz gerekiyor mesela. adamı dile getirin demiyorum.

s.çtı cafer bez getir.

sıvadım.

Ağız kapalı, dudaklar içe doğru, gözler yarı açık, kafa eğik.

@tabirimekruh

evet, böyle bir şeyi kastetmiştim. allah razı olsun. azıcık daha edebi de olabilir. anlatmam lazım, aklıma bir şey gelmiyor.

Dudaklarını sıkıca birbirine bastırarak yüzünde üzgün bir ifadeyle başını öne eğdi.

Ağzı kapalıydı, Dişlerini sıktı, sağ yanağının gamzesini azı dişlerine değdirerek dudaklarını hafif dışarı büzdü ve burnundan derin bir nefes verdi.

“suratında donuk ve umutsuz bir ifade vardı. dudağının alt kısmını iyice bükmüş, onu sanki ağzından bir şeyler dökülmesini engellercesine kapalı tutuyordu. dilinden dökülemeyen kelimelerini ise bu buruşuk ağızlı yüz ifadesine yansıtmış, resmen “konuşsam faydası yok ama sussam da gönlüm razı değil” mesajı veriyordu. mutsuzluğu gözlerinden değil belki ama çenesinden ve sıkıca kapattığı dudaklarından okunabiliyordu.”

Çıktısını al bordroyu hazırlayan birime imza kaşe mühür vs. yaptır. Memur kısmı (kendimden biliyorum) resmi evrakta bu tarz şeyleri arar.

@cevher67

Bordroyu muhasebe işlemlerini yapan serbest mali müşavir hazırlayıp gönderdi. Kaşe imzanın şirket kaşesi ve şirket sahibinin imzası olması gerekiyor sanırım değil mi?

evet. pm attım ayrıca.

bizde mutemet derler o kaşe basan adama. şirket sahibinden ziyade muhasebeci olsa gerek sizde.

türkçe şart demiyorsan tam "okunacak, vakit geçirilecek, bir şeyler öğrenilecek" bir platform olarak amerikalıların ekşi sözlüğü var: reddit

Aah ah, bundan 7 sene önce olsa Uludağ sözlük derdim şimdi o da bok ötesi oldu.
bloglarda gezinmek de hoş oluyo bazen.

stumbleupon derim. ilgi alanlarını girdikten sonra gerçekten çok kaliteli sayfalar çıkarıyor karşına.

türkçe kısmı biraz sıkıntılı tabi, türkçe içerik az. ama ingilizce olarak çok kalitedir.

itü sözlüğün ekşi sözlükten daha iyi olduğunu düşünüyorum her konuda.

donanımhaber.





bu arada hocam boşver illa bir yer mi olmalı? aç kitap oku. sözlükler gerçekten aslında saçmalık daniskası

Sözlük olması şart değil tabi. Ben burayı 2002 den beri takip ederim, 2003 den beri de yazarım.
Kitap okumak mesele değil, saatlerce wikipedia'da gezinebilen bir adamım. Sözlükte biri bir şey yazıyor, içinden bir kelime veya bir olaya takılıyorum, sonra dibine kadar onu araştırıyorum. Sözlüğü daha çok çıkış noktası almak için kullanıyorum diyelim. Futbol ve eski sevgiliden daha fazlası gerek bir şeylerden keyif alabilmek için.

Dilforum.com

Sınav Akademinin çözümlü deneme kitabını öneririm. bir de www.english-test.net düzenli soru çözerseniz 70in altında almanız çok zor.

nesibe öndeş ve els iyidir. 1980'lerin sonlarından 2007'ye kadar ne çıkardılarsa çözüp o zamanın dil sınavından 94 doğru yapmıştım. 6 sene sonra yds'ye girdim onda da 91,5 yaptım. az çok bütün kaynaklar birbirine benzer. önemli olan metot edinmek. zaten 8-10 soru çeşidi var. tavsiyelerim klasik şeyler. bilmediğin kelime çıkarsa altını çiz, ne olduğunu tahmin etmeye çalış. cümleyi anlamazsan evir çevir yeniden oku, bi mana vermeye çalış. eleme yöntemini her zaman uygula. kesinlikle bu olmayacak diyorsan üstünü sil geç bi daha dikkatini dağıtmasın. arada kaldığın soruları nadasa bırak ve zaman harcama sonra geri döner bakarsın, eğer yeterince hızlıysan bayağı zaman kalıyor sınavın sonunda. kelime sorularında genel kültür önemli. cloze test ve gramer sorularında present past perfect falan tense uyumunu soruyorlar. aynı anlamdaki cümle ve çeviri kısımlarında her zaman tutarlılık ve tam çeviri bekleme. en uygun şıkkı işaretle. eleme burada çok işe yarar. paragraflarda dikkat ve konsantrasyon önemli. kelimeler öyle çok zor olmuyor ama okuma konusunda biraz deneyimli olmalısın. burada tavsiyem paragraftan önce soruları ve şıkları üstünkörü okuman. sana paragrafla ilgili bi fikir kazandırır. sonra da geyik ve çerez sorular var işte, diyaloglarda en sağduyulu cevabı vermeye çalış, en sonda da hangisi uyumsuz kısmında cümleleri baştan sona 2 kere oku ve konsantrasyonundan kalan son damlalarla cevaplamaya çalış. sonra akşama kadar zombi gibi dolaşacaksın zaten. ama en önemli tavsiyem soruyu okuduktan sonra c'yi görüp aa doğru cevap dememen ve şıkları sonuna kadar okuman. bu gerçekten çok önemli.

els'nin konu kitapları ve test dergileri başarılıdır, onlarla hazırlanıp kazandım ben de.

Seed yapan eleman(lar) bağlantılarını kesmişlerdir. Ya aynı dosyayı seed eden baska peer bulacaksın yada bekleyeceksin malesef.

Disk overload diye birşey yazıyorsa allta ondan olabilir.

availability'i kontrol et. dosyanın tamamı aslında kimsede yoktur belki. herkes 91%'ini indirip birbiriyle paylaşıyodur. torrenti uzun süre açık tutarsan (1-2 gün devamlı) elbet tamamına sahip biri denk gelir, kalan kısmı da çekersin.

kalbime gömerim o zaman olma ihtimali var mı?

Hayır bunlar değil ne yazık ki. Şarkı 70'lere civarından zaten kesin o ve vokal kadın. Tıpkı ayla dikmen, ajda pekkan nostaljileri gibiydi.

Gönül Şenay, yüreğime gömdüm seni?

@cevher67, bu da değil maalesef. aslında baya tanındık bir şarkı ama ben mi yanlış hatırlıyorum sözleri?

Kıbrıs, 1963 de çıkan iç savaşa yapılan 1974 müdahalesini saymazsak, 1878 den beri ingiliz toprağıdır. Biz kabul etmesek de bu böyledir.

Sanırım işin sırrı şu yazının son maddesinde yatıyor.

www.abgs.gov.tr

Ayrıca:

tr.wikipedia.orgıbrıs_pasaportu

74 oncesinde, kibrisli turklere ingilterede mulk satisi oldu. Kaba tabirle dagitilmis bile denilebilir. Inanilmaz kolaylik ve ederinden dusuk bedellere.
donemin ortak hukumetinde yasanan gerginlikler, cekismelerle nufus olarak da ustunlugu elde etmek veya daha da ustun olmak icin gerceklestirilmis bir makarios planidir.
bu sebeple kibrisli turklerin ingiltere ile fazlasiyla bagi vardir.

74 sonrasinda ise denktas bu durumu duzeltmek icin kibris topraklarini turklere ucuz ve cok kolaylikla satmistir ki atil sekilde duran kibris bir turk topragi olsun.
Kibrisa gidince de antepli erzincanli konyali karamanli gorulmesinin sebebi de budur.

iskan politikasi, nufus ustunlugu...

gonul isterdi ki guzel bi de kaynak gostereyim ama zaman musait diil. Idare et.

cecilia nâmına ben gösteriyim kaynağı:

web.deu.edu.tr

www.google.com

www.akademikbakis.org

akaum.atilim.edu.tr

İstanbulda ikindi 17'de. Beyaz ust olur ama alt yakisiksiz olabilir. Tişört falan da olur, ayip değil yani.

www.diyanet.gov.tr

sağda neler yazıyo?

bilmem, banada fotoğraf olarak geldi. orda mı yazar olup olmadığı?

fotoda tam belli değil ama o resmin ortasında küçük siyah alanın içinde daha beyazımsı bir yuvarlak cisim olması gerekiyor.

Ailede ikizlik var mı?

@cevher67; o espiriyi bende yapmıştım, iki tane siyahlık var ama ikizlikten dolayı değildir dimi? yoksa?

ailede ikizlik yokta kız tarafından emin değilim.

Benim çocuklar ikiz olunca ve resmi öyle görünce aklıma ilk öyle geldi. Hatta usenmedim bizimkilerin ultrason resimlerini buldum koliden ama buna ilave bi yorum yapamadım. Sadece şunu söyleyeyim kız tarafında varsa ve kız kuzenlerinde yada anneannesinin jenerasyonunda varsa temkinli olun derim.

Cevher67 haklı orada iki tane gestasyonel kese gözüküyor. Bilgim bu kadar.

şindi bi de duyuru'da çeyrek kampanyası başlayacak senin yüzünden ya.

www.google.se

şeker kız candy = bugs bunny
cedric = vikingler
ay savaşçısı =vücudumuzu tanıyalım

ama acık düşüneyim belki başka bir şey eklerim.. emin olamadım tam..

taş devri
jetgiller
scooby doo

ayrıca terry konusunda candy'ye ben de çok kırgınım.

pokemon
red kit
ninja kaplumbağalar

power rangers
tom ve jerry
tsubasa

he-man
red kit
şirinler

tom jerry
redkid
avatar

tom ve jerry, temel reis ve şu çok hızlı koşan, Mİ Mİ diyen lavuk vardı ya, roadrunner sanırım adı, o. kanal d'de saat 4 gibi akşamları çizgi film kuşağı oluyodu bi ara, ona bayılırdım.

annem bi de şey anlatır hep, bi çocuk varmış annesi bahia blanca ya da öyle bi yerde, kendisi italya'daymış. şişe kapakları falan toplayıp satıyo muymuş ne yapıyomuş, gemiyle annesinin yanına gidiyomuş sonra. bayılıyomuşum ona. ama hiçbi şey hatırlamıyorum bununla ilgili. zaten ne biçim çizgi filmse... çizgi film değil dram aq.

madagaskar
madagaskar
madagaskar

bugs bunny
tom jerry
coyote

tom jerry
bugs bunny
casper

+1 life with louie

pokemon
bugs bunny
tom ve jerry

beyblade
digimon
roadrunner ile çakal
tom ve jerry
bugs bunny
temel reis

hepsinin yeri ayrı

sünger bob
yu-gi-oh
looney tunes

Madagaskar Penguenleri.

1 sünger bob
2 madagaskar
3 cedric
4 ay savaşçısı

4 tane oldu ama sıkıntı olur mu?

aklıma gelmeyenler mutlaka vardır ama..

pokemon
jetgiller
ninja kaplumbağalar

hastası olduğum kokarca pepe le pew i de anmadan geçemeyeceğim.

red kit
road runner & coyote
oscar's oasis

Edit:3 kuralına uymazsak Speedy gonzales i de eklemek isterim.

1- pokemon
2- adventure time
3- spongebob squarepants

çocukluğumda:
1- pokemon
2- bugs bunny öncelikli olmak üzere looney tunes
3- sailor moon

Beverly Hills
Aslan Kral
Jetgiller

üçten çok var yahu :)

he-man, hulk, voltron, candy, taş devri, jetgiller, snoopy, red kit vs. vs. düşündüm de çok var sahiden.

Simdi:
adventure time
regular show
avatar

cocukken:
402 no'lu sinif
life with louie
sungerbob

aslinda tam bir cizgifilm hastasiyim, burda yazdiklarimin 10 kati cizgi filmi en sevdigim diye nitelendirebilirim

1. cobra space adventure
2. robotech
3. thundercats

ben ilkokuldan oncesini hic hatirlamiyorum, ilkokulda en cok sevdiklerimi siralarsam:
1) sirinler
2) snoopy diyelim buna
3) the simpsons
4) red kit
5) varyemez amca'yla yegenlerinin bir cizgi filmi vardi, o
6) rocko's modern life
7) heidi
8) road runner'la coyote

1. Beverly hills/ Bianca
2. Richie Rich
3. Jetgiller

1-pokemon
2-jetgiller
3-cedric

1 şirinler
2 tom ve jerry
3 ay savaşçıları ya damaske de olabilir

Bir de ingilizce gerekiyor. Enstitünün sitesinde kabul edilecek puanlar yazar.

yds'ye girmek lazım bir de.

Dokuz Eylül Üniversitesi'nin internet sitesi ile bit pazarı arasında çok fark olmadığı için bulamamanız normal. Şu linke bakabilirsiniz. www.sbe.deu.edu.tr

eğer erkeksen -nickten ben anlayamıyorum karşımdakinin cinsiyetini , kusura bakma :( - askerlik belgesi falan da edinmek gerekiyor, ben pek bilmiyorum ama, hani tecil ettirme falan sanırım -yani erteletme işte, tecil deniyor dimi ona? kardeşim de yaptırdı sanırım liseden mezun olunca da-

yanısıra, ales şart. yds yerine, toefl, ielts ya da üniversitenin kendi proficiency sınavı oluyor, onlardan birine de girebilirsin. kısa vade için, üniversitenin kendi sınavı, uzun vade için, toefl-ielts daha iyidir, başka yerlerde de işine yarar.

9 eylül hukukta gelecek cuma bir bilgilendirme toplantısı yapılacak 15:30'da atayım linkini : web.deu.edu.tr

bazı üniversiteler yazılı sınav ve mülakat yaparlar. bazı üniversiteler veya bölümler ingilizce ister. diploma transkript ales sonuç belgesi yabancı dil sınav sonuç belgesi istenir genelde. ilanlar ise anasayfa yerine genelde enstitülerden yapılır. her üniversite kendi belirlediği tarihte açar başvuruları. iyi takip etmezseniz kaçırırsınız. ben de genelde bulamamıştım duyuruları. üniversite siteleri çok karışık ve kullanışsız.

dük kravat. fiyatları zaten sayfasında görürsün.

sarar 35 tl

Cevdet konfeksiyon yada sizi mahalledekinin adı neyse.
10 lira.

imece? ehe

arkadaşlar gayet akademik bir soru bu, lütfen ciddi cevap verelim:(
ayrıca kendi aranızda konuşma istemiyorum. sınav başladı.

il genel meclisi dahil olmamış işin içine, soru sakat :)

muhtar = talep
kaymakam= arz
karayolları genel müdürlüğü= hizmet..
bitti hocam çıkalım mı

Soru sakat bi kere. Köye yolu Karayolları değil il özel idaresi yapar. Imece daha cok köylünün kendi içindeki dayanışmasına denir. Aranan cevap devlet-millet işbirliği bence.

soruyu "koca" prof sormuş valla. imece tabi ki değil. ama devlet-millet iş birliği de değil bence çünkü kitapta öyle bir şey yok.

hepsinin bu yapılacak yoldan bir fayda sağlayacağını anlatır, yoksa üçü koordinasyon oluşturmaz.

yetki genişliği?

Kamu politikası?

bence hiyerarşik düzen diyemeyiz koordinasyon oldugundan. olayin faili bu uyum zemininin oluşmasını saglayan olabilir

kamu yönetimi

"ama devlet-millet iş birliği de değil bence çünkü kitapta öyle bir şey yok."

evet, cevap o değil de, kitapta öyle bir şey olmadığı için değil.

köy muhtarı devletten maaş alıyor, köy yerel yönetiminin baş görevlisi, dolayısıyla o da devlet oluyor. öylece üç devletle "devlet millet işbirliği"ni uğurluyoruz.

(C(10,5)*C(10,5))/C(20,10) + (C(10,4)*C(10,6))/C(20,10)
C kombinasyon olmak üzere
= 58,24%

edit : doğrusu böyle olmalı.

(C(5,5)*C(15,5))/C(20,10) + (C(5,4)*C(15,6))/C(20,10) = 15.17%

İki ihtimali toplayacaksın, senin seçtiğin 5in hepsinin seçilmesi, kalan 15 kişiden de 5 kişi seçilmesi, ikinci ihtimal de senin 5liden 4'ünün seçilmesi, kalan 15'ten 6 kişi seçilmesi. Doğru hesap budur.

[P(5,4)x C(15,6)/C(20,10)] + [1xC(15,5)/C(20,10)]

p:permütasyon
c:kombinasyon

cakabonun ikinci kısmında bi hata var. kombinasyon olmamalı 5 kişi zaten seçilmiş. 5 in 4 lü permutasyonu olacak

Sonraki tura cikacaklar sabit. Sizin her bir seciminizin dogru olma ihtimali 1/2. Yani 5 atimda 4 ya da 5 tura atacakmissiniz ile ayni. O da 5/32+1/32=3/16

@fd

çözümün yanlış sanırım;

söyle ki;

20'nin 32 tane mi farklı 5'lisi var ki tahmin yapan kişinin tahmininin doğru olma olasılığını 1/32 alıyorsun?

senin sectigin 5 kisi bilincli bir secim, rastgele degil.

icinde senin 5'linin oldugu 10 kisi demek, (kalan 15 kisiden 5'i + senin grup) demek. bu durumda icinde senin 5'linin oldugu dizilim sayisi C(5,15) kombinasyonuna esit. bu da 5!/(15! * 10!) demek.

20 kisiden 10 kisi secmenin hicbir sart sunmadan dizilim sayisi = C(10, 20), bu da 10!/(10! * 10!) demek.

yani senin 5'linin butun 10'lu gruplardan birinde bulunma ihtimali, C(5,15)/C(10,20)'yi faktoriyel hesabi ile bulursan, 5!*10!/15!*20! = 1.37e-22 cikiyor.

ya ben cok yanlis geldim, ya da baska bir karisiklik oldu cunku yukaridaki cevaplardan cok farkli buldum.

en.m.wikipedia.org
Detailed mathematical analysis yazan kisim haci

bir kere soru sadece başarılı olasılıkları soruyor, onun için çözümde sadece başarılı sonuçlara odaklanmak gerekiyor.


senin seçtiğin 5 kişiden 4'ünün seçilen 10 kişi içinde olma olasılğı;

C(10,4): 210
C(5,4): 5

4 tane bilme olasılığın 5/210=0,0238

senin seçtiğin 5 kişiden 5'inin de seçilen 10 kişi içinde olma olasılğı;

C(10,5): 252
C(5,5): 1

5 tane bilme olasılığın 1/252=0,0039

iksini toplarsak: 0,00277

@otopsi
Simdi benim sectigim birini jurinin de secmis olma olasiligi 10/20=1/2. Yani yazi tura.

Ben 5 kisi seciyorsam bunlarin 4'unu jurinin secmis 1'ini secmemis olma olasiligi 5 para atisinda 4T1Y gelmesi ile ayni. 1/16 yanlis olmus onu degistiriyorum (5/32 olacak) ama 32 sayisi oradan geliyor.

@fd

dostum senin hesabına göre yaklaşık %20 yapıyor.

sen cidden emin misin?

yoksa yeniden gözden geçirmek ister misin?

jüri kevser diyecek bence ama ilayda olmalı.

@otopsi,

%18,75 yapiyor ki mantiksiz bir deger degil.

Ilk cevaptaki edite ragmen ben hala kendi cevabimda israrciyim sanirim. Benim sectigim 1. kisinin jurinin sectiklerinden biri olmasinin benim sectigim 2.kisinin jurinin sectiklerinden biri olma olasiligini etkiledigini dusunmuyorum.

@fd peki sana şunu sorayım,

jüri kaç farklı 10'lu grup seçebilir?

1/16 + 1/32 = 3/32 = 0,09375 diyorum.

fd doğru düşünüyosun ancak hesabın yanlış, 1/2^4 ve 1/2^5 i toplaman gerekmiyor mu?

arkadaşlar o çözüm yanlış yapmayın lütfen!

%10 olur mu hiç allah aşkına...

@otopsicocugu: deger olarak seninki mantikli geliyor. fakat ben de aklimdaki istatistik bilgisiyle cakabo'nun yontemine yakinim.

nedir yanlis sence cakabo'nun cozumunde?

@cakabo'nun işlemi şundan yanlış,

eğer bir işlemde sadece başarılı sonuçları hesaplıyorsan sadece başarılı olasılıkları alman lazım

yani senin seçtiğin 5 kişinin 5'inin de ilk 10'a girmesini hesaplarken senin 5'in sabittir. senin seçtiğin 5 kişinin 5'inin de seçilme ihtimali

C(5,5): 1'dir

kalan 5 kişi 15 kişi içerisinden kaç farklı şekilde seçilebilir?

C(15,5): 3003

senin seçtiğin 5 kişinin 5'inin de seçilme ihtimali 1/3003=0,00033
senin seçtiğin 4 kişinin seçilme ihtimali ise;

C(5,4): 5

kalan 15 kişiden 6'sının seçilme ihtimali

C(15,6): 5005

5/5005=0,00099

4 ya da 5 ikisini toplarsan

%0,0013

yapar

bu da benim emin olduğum son karardır...

@camino,
Basta 1/16 yazmistim ama 4bilmeyi 1/32 ihtimalli 5 farkli sekilde yapabilecegi icin o sekilde yazdim. Su an 1/16'yi goremiyorum.

@otopsi,
hacim terminolojinde hata oldugu icin ben mantigini takip edemiyorum, mantiginda hata oldugunu dusunuyorum. (kombinasyon islemi sonucu "outcome" verir, "olasilik" vermez) zaten cikan sonuc cok dusuk.

@gerard,
cakabo'nun ikinci hesabi mantikli, eger senin sectigin bir kisinin (ornegin 1. kisi) juride oldugunu ogrenmenin sectigin baska bir kisinin (ornegin 2.kisi) juride olmasi ile bagimli bir olay oldugunu dusunuyorsan. Bana bagimsiz olaylar gibi geliyor.

@eyke,
Hesabin hatali. Konunun permutasyonla ilgisi yok. Zaten verdigin sonuc 1'den buyuk cikacak.

o Zaman en basit haliyle anlatayım...

2 tane torba düşünün...

1. torbada 5 tane top
2. torbada 15 tane top var

ilk torbadan 4 top seçilecek
ikinci torbadan 6 top seçilecek

bu bizim 4 topumuzun seçilme olasılığını verir

bu da

C(5,4): 5
C(15,6): 5005

5/5005= 0,00099'dur

şimdi gelelim diğer olasılığa yani 5 topumuzun 5'inin de seçilme olasılığına

ilk torbada 5 top vardı ve 5'ini de seçiyoruz;

C(5,5): 1'dir

ikinci torbada ise yine 15 top var ve bu kez 5 tanesini seçiyoruz;

C(15,5): 3003

5/5005=0,00099

ve bu iki olasılığı toplarsan senin 4 ya da 5 doğru kişi tahmin etme olasılığını bulursun....

%0,0013

itirazı olan hangi torbaya niye itiraz ettiğini açıklasın lütfen!

çünkü bu işlem doğru ve niye doğru olduğunu daha basit de anlatmaya çalışabilirim.
eğer yanlış diyorsanız da neye itirazınız var biraz daha açık yazınız...

teşekkürler.

Ufak bir program yazip test ettim, cakabo'nun hesabi dogru.

Goz gezdirmek isteyen olursa:
pastebin.com

Maya. Doktor da semih bey. Ben bir sürü doktora gittim. Gittiğim en temiz düzenli ve doktorları iyi hastane.

Dikimevi'ndeki vehbi koc araştırma hastanesi

sıfır bilgiyle yazıyorum aklında bulunsun.

ben solağım, yazı haricinde her şeyi sol elimle yaparım, yemek, tenis, basketbol vs. dahil. yazıyı da ilkokul hocam zorladığı için sağ elime alıştım. bir arkadaşımın önerisi üzerine şöyle bir test yapmıştık bir kere: iki elini aniden(düşünmeden) parmakların birbirine geçecek şekilde birleştiriyorsun, hangi elinin başparmağı üstte kalırsa, sen o ellisin. ortamda bir tek benim sol elim üstte çıkmıştı.

kesinliği hakkında hiçbir fikrimin olmadığını tekrar söylüyorum.

ben de solağım,sağ elimi hiç kullanamıyorum.

@cepeuc, amma salladın haa. ben komple solağım (her şeyi sol elim ve ayağımla yaparım) ama sağ elimin baş parmağı üstte kalıyor.

@cepeuc

sağlağım, sol el üstte kaldı. senin teori yalan oldu.

ortasın sen.. yani sözlükçe konuşayım.. meyilli. her ikisine de yani, yanlış anlama.

hacı sen bildiğin solaksın. eben, deden seni küçükken feci kanalize etmiş sağ elini kullanmaya.
ama gözle görülen şeyler sadece kaşık ve kalem tutmayla sınırlı olduğu için diğer hareketlerine müdahale etmemişler, onlar da doğal haliyle gelişmiş.
bilardo oyna, bağlama çal, ok at, dart oyna, tesbih salla, vs.vs. hepsi sol eldir.

Kesinlikle solaksın fakat bebekliğinde herşeyi sağ eline doğru uzattıkları için sende yemek yeme ve yazma gibi hareketleri sağ ile yapıyorsun...

okuma yazma öğretimi hocamız "hem sağ hem sol elini kullanabilen çocuklar uzattığımız eşyayı refleks olarak hangi eliyle alıyorsa çocuk olaktır" demişti. sağla uzanıyorsan sağlak, solla uzanıyorsan solaksın demek oluyor.

Cepeuc'un dediği doğru. Ben daha önce okumuştum o yöntemi, çevremde de deneyenlerde doğru sonuç veriyor. (vermiyor diyen arkadaşlar kusura bakmasınlar, ben kendi bildiğimi yazıyorum)
Bir diğer yöntem de aniden biri bir şey fırlatacak, tutmak için hangi elinizle hamle ederseniz o ellisiniz demekmiş. Gerçi ben iki elimi de uzatıyorum ama.

ambidextrousluk var sende de two weapon fighting ve imp. two weapon featlerini al kesin lvl atlarken :P

@cevher67 ya o kanalize etme mevzuunu ben de düşündem de mesela fareyi kullanma, bilardo oynama bunlar saǧ el. ama gitar çalma, dart atma vs. bunlar sol el.olay biraz karışık yani.

durduramayız

www.youtube.com

ölerek

zamanla aynı yönde aynı hızda hareket ederek.


yani vakit kaybetmeden ya da erken davranmadan yaşayarak.

hızlanarak yavaşlatılır, ışık hızına yaklaştıkça yavaşlar, tam ışık hızında durur ama kütleli bir cismi ışık hızına ulaşmak için gereken enerji miktarı sonsuz olduğu için, sadece yakınsar asla ışık hızına ulaşamaz.

Foton ol.

Bu arada ölümden önce algının inanılmaz yavaşladığı, hatta bu anda yıllar geçirebileceğini iddia edenler ve bu tip mitler var. Denemesi bedava karşim.

Oyun olsa pause dugmesine basarsin ama maalesef gercek hayatta oyle bir sansimiz yok.

yaşayarak..

bu durumlar için çeşitli yakacak ve içecekler mevcut sanırım :)

durdurdum.

yeniden başlattım.

saatin pillerini çıkar.

www.youtube.com

bunu dinleyerek. özellikle 5:00'dan sonra bırak durmayı geriye doğru gidiyor zaman.

yeteri kadar acı çekerek. acı çektikçe akış yavaşlar, yeteri kadar çekilirse durabilir bence.

bi şekilde geçersin merak etme. bi iki kere alır kalırsın ama en sonunda geçersin ya da geçirirler.

kimler kimler geçiyordur o dersten bi bilsen, hiç takma kafana, yardır gitsin.

matematigin son donem olmasi sikinti yaratir.

ders programında matematik seçmeli olarak görülüyor. matematik yerine başka seçmeli derslerden birini seçebilirsin.

Yunus Emre

Can kafesden uçmadan gel
Ruhu Sultan ide gör
Geç aradan göçmeden gel
Nuru burhan ide gör

Ermediler bu hakikat
Menziline şirk koşan
Kendini kendinde setr ol
Hakk'ı her an ide gör

Mürşidinden feyz alanlar
Çün bilüpdür zatını
Kâmili bul şaşmadan gel
Hak'kı seyran ide gör

Şah Hulusi evliyalar
Enbiya emrindedir
Görmeden mizan sıratı
Burda mizan ide gör

www.youtube.com ?

akademisyen olmak istiyorsanız tezli yl yapmanız gerekiyor.
ingilizce etkili. toefl, ielts, yds kabul edilen dil sınavları.
yl yaparken araştırma görevlisi olarak üniversite kadrosuna girip maaş almaya ve akademiye adım atmaya başlıyorsunuz ya da yüksek lisans ve doktoranızı yaptıktan sonra kadro takip edip bir üniversiteden kabul almaya çalışabilirsiniz.

Anlatmaktan dilimde tüy bitti ya la:D dur birileri mesaj atmıştı onlara cevaplarımı kopyalayım.

akademisyen olacaksan tezli yapacaksın yoksa kadro alamazsın, ingilizce için sanıyorum 65 puan sınırı var ama üni.den üni.ye değişir, odtü 85 ister, çukurova 65.

Lisans mezunu olur olmaz bile arastirma gorevlisi olabilirsin. turkiyede Ar. Gor olmak icin 3 secenek var. Birincisi yök'un kendi sitesinden akademik kadro ilanlarindan bireysel basvuru. Uni.ler kendi kendilerina kadro acip sene boyunca ar.gor alirlar. Bu alimlarin sartlari degisir ama genelde dil, ales, lisans ortalamasi alinir. Puan siralamasiyla universite cagirir, bolum hocalari sinav+sozlu mulakat yapar ona gore kabul edilirsin ama bunda cok torpil oynuyor maalesef. Ikinci secenek öyp, bunda da öyp puani var ales,dil ve lisans ortalamasi toplanip oyp puani hesaplanir. Senede 2 kere temmuz-aralik aylarinda devlet kadro acar, her sehirden. Oyp puanina gore 10 tercih yaparsin sonra direk maasla ar.gor olursun. Lisans mezunlari genelde bunu seciyor. Direk ise baslamis olup y.lisansa sonradan basliyorsun cunku uni.lerde y.lisans kadrolari ile oyp yuksek lisans kadrolari farklidir, oyp kadrosuyla odtuye gitmek daha kolaydir mesela. Oyp'de olay şu, gidip odtu, hacettepe,9 eylul gibi taninmis uni.lerde master+doktora yaparsin, bunu yaparken de maas alirsin, sonra oypli oldugun okulda master+doktora suren kadar zorunlu gorev yaparsin. Üçüncü seçenek de ylsy, bu da öyp gibi ama bunda master+ doktorayi yurtdisinda istedigin ulkede yaparsin bu surede gittigin ulkeye gore bi maas alirsin misal ingiltere icin 1000pound alirsin. Doktora bitince de atandigin uni.de master+doktora surenin 2 kati zorunlu gorev yaparsin. Olay bu.
Oyp icin oyp forumu var. Orda oyp puanini hesaplama kutusu var, ordan puanini hesapla. Sonra 2010-2011,2012 atamalarinin excel dosyalari var, hangi bolume hangi okula kac oyp puani ile atamalar yapilmis,onu gorebilirsin bolumune gore artik. Misal 87 ile tunceliye atama yapildi siyaset biliminden,puanlari epey yuksk ama 91le ank.ya atanan da oldu. Ales belirliyor aslinda herseyi.

önce ales'e gireceksin ve istediğin bölümü kazanacak puanı alacaksın.
sonra istediğin bağlı olduğu enstitünün kabul ettiği asgari ingilizce bilgisini gösteren bir sınava (toefl, ielts, yds) gireceksin.
bu şekilde yüksek lisansa başlayacaksın, sonra üniversite ar.gör. için kadro açacak ve kadro sınavını kazanacaksın.
bir yandan yüksek lisansını yapacak bir yandan ar.gör olarak çalışacaksın.
sonra bu anlattıklarımı doktora için tekrarlayacaksın.
doktora bittiğinde mevcut üniveristende veya bir başkasında yrd.doç. kadrosu açılacak ve ikili ilişkilerle (duruma göre içkiye veya namaza başlaman gerekecek) o kadroyu alacaksın. hepsi bu.

uludağ üniversitesi düşünüyorsan tek şart torpil. ales'in, yabanı dil sınavın, ganon yeterli olmasa da kolayca akademisyen olabiliyorsun.

cosmicstring yurtdışında istenen toefl puanları bildiğim kadarıyla yüksek. gerçi o sınavı da bir anlamadım. gerçekten ölçüyor ama bizim millete göre değil gerçekten. yurtdışında yüksek lisans ve doktora imkanlarını da anlatırsanız sevinirim. kendin araştır bizi ne karıştırıyorsun diyenler için bakıyorum zaten ama danışayım dedim. hangi üniversiteyi bitirdiğimiz bu süreçte ne kadar etkili. bu arada üni. tercihi yapacak arkadaşlar. boktan illeri sakın yazmayın. bölümü kıyak olsa bile yapmayın yani. boktan ünilerin tek yararı erasmus onunda keyiften başka katkısı yok.

cin

Probis tabiki de . Bu da sorumu

probis .

allah çarpar hacı. eti cin tabii ki...

yanına da eti puf olursa abauuuv.

probis

cin

Illa birini secmeli miyiz ya, cin olsun madem :/

sütle probis, çayla cin.

Eti Cin'de protein yok onun için Probis.

probis

cin

probis!

probis

Probis

CİN

eskiden probis mi vardı allasen

probisin tadını hiç sevmedim, kesinlikle cin.

Cin

probis

probis'i sevmeyen ölsün.

elbette probis.

probis ofkors.

fbcdn-sphotos-c-a.akamaihd.net

cin = sabri
probis = messi

while ya da for farketmez,
while ile yapacksanız bir sayaç koyun, o sayacın değerini her döngüde 1 arttırın ve sayıyı sayaca bölün, eğer bölüm her hangi bi değerde sıfır çıkarsa sayı asal değildir, çünkü kendinden ve birden başka bir sayıya bölünebilmektedir.

koşul da sayac<sayi olmalı.

yazdığın sayıya kadar olan sayıları o sayıya böler, kalanlı çıkmazsa ya da virgülsüz bir tam sayı elde edersen orda keser, asal olmadığı sonucu çıkar. yani 94232 yazdın, 1 den 94232 ye kadar bölme yapar gibi. ben zamanında böyle yazmıştım.

evet while ile aynen böyle yaptım ama mesela diyelim ki sayaca bölündü sayı, döngüyü nasıl durduracağız?

sayıyı girdikten sonra programın sayının asal olup olmadığını söylemesini istiyorum.

onlarca bu sayı asal değildir yazısı çıkıyor yaptığım döngüde.

sehpa fx350'nin verdiği örnek üzerinden devam ediyorum, önce 94232'nin kökünü al ve 1 den köke kadar bölme yaptır, kökten sonrası tekrara girer, gereksiz iş yükü.

köke kadar saydırmaya ek olarak çift sayıları otomatik atlayabilirsin. while kullanırken 2şer 2şer atlayarak. aslında 3'ün katlarını 5'in katlarını felan da otomatik bakılmadan atlayabilirsin ama kod iyice karmaşıklacaktır. çift sayıları ayıkla ama iyi hız sağlar.

döngüyü nasıl durduracağız diyorsun bide, bana kalırsa asal bakan method'un orada direkt olarak return değeri döndürebilir. Yani onu bir fonksiyon yada bir method olarak yapıp if (a%sayac == 0) return false yapman mantıklı. break tarzı şeyler de yapabilirsin ama tasvip etmem.

Fermat'ın asallık testi var. Bildiğim en hızlısı o.

şöyle bir şey yaptım:

public void run() {
println("This program checks if a number is prime or not.");
int n = readInt("n? ");
int i = 2;
int prime = 0;
if (n<2) {
println(n+" is not prime.");
} else {
while(i<n) {
if (n%i==0) prime = 1;
i += 1;
}
if (prime == 1) {
println(n+" is not prime.");
} else {
println(n+" is prime.");
}

}

}

sanırım çalışıyor. teşekkür ederim.

www.mkyong.com

Cevap değil ama bende çok merak ediyorum faydalı bir bilgi alırsan beni de bilgilendir lütfen.

0.) işe m.ali birand'la başlayarak kafadan tarafsızlığınızı kaybetmişsiniz.
1.) türk insanının genelde %60-70 lik kısmı sağ, %30-40 lık kısmı sol partilere oy verir. 2002'den önce %0 olan bir partinin bugün niye %50'de gezdiğinin cevabını verebiliyorsanız, bu sorunun cevabını kendiniz verebilirsiniz.
2.1) mhp'li bir arkadaşımın "2002'ye kadar biz iktidardaydık, artık değiliz" gibi bir sözü vardı.
2.2) o yıllarda bugünkü gibi kin ve kutuplaşma yoktu o yüzden sosyal yaşamda değişiklik veya mahalle baskısı gibi şeylerden söz etmek pek mümkün değil.
3.) dehap bugün bdp olmuş durumda, mhp-bdp koalisyonu nasıl mümkün değilse o günde mümkün değildi.

kitap tarafsız mı diye ne bakıyorsun ki. dünyada mutla objektiflik bulunabilecek birşey değil. olabildiğince farklı şeyleri okuyup kendi benliğinde bir sonuca varırsın. izlediğin belgesel de mesela 28 şubattan çok 28 şubatın akp'ye nasıl yaradıgını anlatıyor mesela. 28 şubat sadece onla kalan bir olay mı?

ben sorulara ayak üstü cevap vereyim bildiğim ve hatırladıgım kadarıyla

1. türkiye de her zaman bir sol oyu vardı. bu 90 larda önce shp, sonra dağınık sonra da ecevitin partisinde birleşti. kriz sonrası da sol oylar dsp'ye ceza verdi diyebiliriz.

2.99-02 arasını sosyal olarak yorumlayabileceğimi sanmıyorum. ben de 12-13 yaşlarındaydım o zaman. ama krizin fena vurdugu bir aileydik. sıkıntılı bir 5 yıl geçirdiğimizi söyleyebilirim sadece. suikastlar ve faili meçhuller zaten 80 sonrası ve 90 lar boyunca devam eden bir olay. birçok fraksiyon tarafından 20 sene kullanıldı bu yöntemler. bir tür gelenek gibi sanki. ne araştırayım dersen önce ilgilendiğin suikastleri çıkarırsan ortaya her suikastı irdeleyen bir çok kitap bulursun.

3. koalisyon hükümeti ayrı bir olay. yeterli çogunlugu saglamak önemli olan. sen güçlü parti olsan 3. ortak olarak daha güçlü bir parti mi istersin yoksa tek mv'li parti mi? bir de dehap diyorsun ki o zaman ki türkiye böyle bir türkiye değil, kürt sorunu daha tanımlanmamış. herkes kürtler askerimi öldürüyor diye bakıyor. doğu da onların yıllarca çektiklerinden haberi yok kimsenin. onun için de kürtlere öyle sağduyulu bir bakış yok. hepsi terörist o zaman insanların gözünde. herneyse özet olarak koalisyonda olay bütünleştirici hükümet kurmak değil, en sıkıntısız ilerliyecek, en dirençsizce yasaları geçirecek hükümet kurmaktır efenim.

anca bu kadar anlatabildim. umarım biraz yardımcı olmuştur

(bkz: semender)

her şeye yakışıyor valla :)

constantinopalace

ohaa, süper isim buldum, istanbula geldiğim zaman bedava kalma hakkı istiyorum.

sağolun cevaplar için. Constantinopalace cidden iyiymiş ama :))

Gelenekselleşmiş diyelim. Epostalar pekala kanıtlanabilir nitelikte. Hatta artık e-imza ile birlikte devlet bile eposta ister hale geldi.

Diğer taraftan hemen hemen tüm bankalar ve kurumsal firmalar faks kullanıyor ama gelen fakslar çalışanların eposta adreslerine düşüyor. İlginç ve saçma ^^

gerçekten faxında şeyi çıktı artık derhal kaldırılmalı bencede çok önemli noktaya değinmişsiniz. tebrik ederim.

kullanım basitliği ve kolaylığı ile kolay kolay kalkacak bir teknoloji değildir.

çok direndim cihazsız kullanmaya, gelenelri pc ye almaya gönderirken pc den göndermeye vs.

ama olmadı :)

disket bile 20 senede ancak ortadan kalktı, bi 5-6 senesi daha var faksın

grammeri pek güzel kavramak için turboingilizce ürünü var. bulursan edin onu derim. kitap değil ama cümle kurma olayını onla çözebiliyorsun

yds yayınlarının dil sınıfları için takımı al.10.sınıf için olanı. 180 tl iiçinde vocabulary reading grammar var. grammar türkçe zaten. ayrıca 5000 soruluk yaprak testler de var. tavsiye ederim...

www.eksiduyuru.com burada benzer bi soru vardı.
ingilizce olarak betty s. azar'ın understanding and using english grammar'ini, türkçe olarak www.elsyayin.com.tr yi öneririm.

betty azar değilde raymond murphy daha anlaşılır diyorlar.bu arada özellikle tenseler sıkıntılı benim

els

els nin pdf sine baktım tense açıklamaları çok yetersiz.

www.dilkoyayincilik.com tavsiye ederim.

aklıma oran-oranti geldi :)

4 yanlışın 1 doğruyu götürdüğünü sayarsak 103 net yapar yuvarlak olarak.

139 soruda---------------103

100'de------------------ ?

100x103/139= başarı yüzdesi

% başarı = 100 * doğru(net) sayısı/soru sayısı

1/6 * 1/5 * 1/4 * 1/3 = 1/360

sanki?

@herp +1

(3*4*5*6)/(6*6*6*6)=5/18

3*4*5*6 / 6*6*6*6 'ya katiliyorum....

herp 3*4*5*6 yaparak her bir katin farkli renkte oldugu sayiyi buluyor, olasiligini bulmak icin bir de bunu evrensel kumeye bolmek lazim. o da 6*6*6*6...

yani sonuc 5/18 oluyor.

eğitim kalitesi. anne-baba eğitimli olunca ingilizce öğrenme daha çocuk yaşlardan başlıyor. ama hepsi değil, çok fazla istisna var. "geneli biliyor" diyemeyecek kadar kişi çat-pat götürüyor avrupa'da da.

bi de aynı dil ailesinden olması

Kanaatim, günlük yaşamda kullanma imkanı/zorunluluğuyla daha erken karşılaşıyorlar. Çünkü farklı dillere sahip insanlarla daha fazla karşılaşıyorlar. Belki bundandır.

ben de cok dogru bir genelleme olmadigini dusunuyorum. o gorduklerinizin cogunun ingilterede dil ogrenme, su bu gecmisi oluyor. herkes gibi emek para harciyorlar. bizden farkli oluyor tabii ki, her milletin dili farkli donuyor. Benim bildigim Hollanda da cok iyi konusuluyor mesela. Fransa da degil ama.

TV lerin alt yazi ile film vermesi, program yapmasi cocuk yaslarda ogrenmeye cok etkili oluyor, ya da ingiliz tv lerini ucretsiz izleyebiliyorlar. Isvec Norvec Finlandiya boyle.

ingilizce öğretmeniyim.

yurtdışı tecrübem de oldu. haklısın doğu avrupa ve ispanya tarafları hariç genelde çok güzel ingilizce konuşurlar. bunun birçok sebebi vardır.

birinci en büyük sebebi, yapılandırmacı öğretime 2005 yılı gibi çok geç bir vakitte geçmiş bulunmamızdır. daha öncesinde hep esasici felsefe temelinde öğretmen merkezli ve öğrenciye hiçbir şekilde orjinal, eleştirel, aktif, global, analitik düşünme ortamı hazırlamayan bir eğitim sistemimiz vardı.

öğretmen sınıfa girer, açın sayfa şu, okuyun der, bitince de tahtaya s+v+o yazar ve diductive bir şekilde öğretirdi. hoş ülkemizde hala böyle bir sistem var.

özellikle dil öğretiminde, kritik period çok önemli. 0-6 yaş insan beyninin en çok dil öğrenmeye açık olduğu zaman aralığı. avrupalılar kaynaşık milletler topluluğu olduğu için, her zaman yabancı dillere maruz kalabiliyor ve bu sayede çocukları daha rahat öğrenebiliyorlar.

yabancı dile hakim bireylerin yetişmesi için kafa yoran dilbilimciler reçeteyi yazmışlar:

- çok daha erken yaşta dile maruz kalmak
-etkileşimin bol olduğu, gerçek hayat yaşantıları ile ilişkili eğitim öğretim araçları
-oyunlar (ki dil eğitiminde oyunların payı çoktur)
-eğitimde cezalardan uzak durmak
-öğrenci merkezli yapılandırmacı, aktif örenme ortamları
-bol materyal ve duyuşsal-bilişsel-psikomotor becerilere, öğrenci hazırbulunuşluluğuna göre düzenlenmiş ders planı
-grammar translationdan ziyade daha çok communicative language learning, direct method, audio- ling methodun sentezlenmesi
-teknoloji kullanımı


yani daha çok yolumuz var, ama öncelikle şu özgüvensizliğimizi, yabancı dil duyunca yabancılaşma içgüdümüzü safdışı bırakmamız gerekiyor.

Eğitim seviyesinin genel olarak yüksek olması önemli bir kriter olabilir. Bir de özellikle batı avrupa'da genel bir uluslararası ortam var denebilir. Zaten orta avrupa da ingilizce oranı biraz daha düşüyor. doğu avrupa'da baltık ülkelerinde falan daha da azalıyor. Ortamla da alakalı olabilir.

avrupali baya baya bi kötü ingilizce konusur. genelleme temeli yanlis.

almanlar, fransizlar, italyanlar, ispanyollar, portekizliler, yunanlar, bulgarlar, romenler, slovaklar, cekler, avusturyalilar genel anlamda kötü ya da türkler civarinda.

bu saydiklarim avrupanin büyük kismini icerir zaten. genelde kuzey avrupa iyi konusuyor, kalan kita avrupasi tirt ingilizcede.

dublaj olayı gelişmemiş durumda avrupanın genelinde.
filmleri dizileri televizyonlarında da orijinal dilinden alt yazı ile izliyorlar. bu yüzden dili öğrenmeye başladıklarında bu temel onlara inanılmaz faydalar sağlıyor. mesela gramerleri kötü olabilir ama öyle bir telafuzları oluyor ki anadil gibi... harmony için de geçerli bu. en büyük etkenlerden biri bu dublaj olayıdır.

dil ailesi. eğitim meğitim hikaye. dil yapın benziyorsa her şey çok kolay.

alman ih libe dih. diyor sub + verb + obj
ingiliz i love you. diyor sub + verb + obj
türk seni seviyorum diyor obj + verb + ek

konuşmada değil sıkıntı kısacası. ingilizcenin yapısında düşünmüyoruz biz problem o. onu aştığın ve yeterli kelime bilgisine ulaştığında gayet aksanlı ve hayvani bir ingilizceye sahip olmana hiç engel yok.

eğitimli aileden gelme fikri biraz iddialı geliyor bana.
geçenlerde hırvat bi kamyoncu izmirden yük sarmış çanakkale üzerinden memleketine gidiyor, yolda kalmış yardım istiyor, adamla çat pat anlaştık vinç falan ayarladım adamın işini gördüm ama adam şakır şakır konuşuyor bana göre, ve sorduğu ilk soru ingilizceyi nasıl(nerede) öğrendin, ingilizce bilen türke denk gelemedim gibi bişe oldu.

avusturya'da bizzat çocuklar üzerinde araştırmasını yaptım. kapsamlı bir araştırmaydı, dileyenle sonuçlarını paylaşırım. malesef türkiyedeki genel ingilizce bilgisi ile avusturyayı benzer tutmak büyük yanılgı olacaktır. oradaki çocuklar resmen bilingual. ülkenin ingilizce durumunu neye dayanarak bu kadar yüksek görebiliyorsunuz anlamıyorum açıkçası.

binlerce ücretli öğretmen çalışıyor üç kuruşa ve adam ziraat müh. mezunu. okulda ingilizce öğretmenliği yapıyor. içler acısı. adam işletme mezunu, ücretli yapıyor. anadoluda böyle en azından.

avrupadaki yazılı yoklama devrini kapatmış çoktan, rubrikle, self assesmentlerle portfolio ile cefr ile süreç değerlendirmesi yapıyor. biz ise ask.me de, omeglede ingilizcem bitti diyip makara yapan nesiller yetiştiriyoruz.

ingilizce bir dildir, evet benzer kökler bir etkendir kolay öğrenmeye ancak, insanın doğasını, öğrenme içgüdüsünü, toplumun başat felsefesini görmezden gelemeyiz. ural altay dil ailesinden diye koreceyi rahat öğrenemediğimiz gibi.

belki de "eğitim" konusunu tepedekiler gibi halkın da o kadar da önemli görmemesi bize kaybettiriyor. kaybettirecek gibi de görünüyor daha...

sizin tanıştığınız avrupalılarla ilgili bir şey. almanyadaydım daha 2 hafta önce, frankfurt yakınlarında bir orta çağ kasabasındaydım ve kimseyle iletişim kuramadım alman olarak. ingilizce bilen çok az ve bilenler de üç beş kelimeydi. yani öyle bir şey yok.

hiç italyan, ispanyol, yunan kısaca akdenizli birisiyle ingilizce konuşmamışsın belli ki :) fransızların aksanını hepimiz biliyoruz zaten. ayrıca avrupanın büyük kısmının roma ve cermen akınları sayesinde çok büyük ortak kelime havuzları var. ingilizce bilen birisi ispanyolca öğrenirken bir çok kelime için sözlüğe bakmak zorunda kalmaz. bu da hızlandırıyordur öğrenme sürecini sanırım.

türk üniversitelerinin en az %80'inde ve hatta şu anda bu yazdığımı okuyan akademisyenlerin yine en az %80'inde bu alışkanlık vardır, tek tek uğraşmak sizi hasta etmekten başka bir işe yaramaz.

p.s.: yok hocam, siz kalan %20'nin içindesiniz.

natro.com 'dan bir alan adı ve giriş seviye hosting alın, sitede kurulum için sihirbazlar mevcut.

site fikriniz basitse (kişisel bilgiler, yaptığım işler vs gibi) yardımcı olabilirim. olmayadabilirim sağım solum belli olmaz.

domain ve hosting'i farklı firmalardan aldıysanız öncelikle domain'i hosting'e yönlendirmeniz gerekiyor. akabinde hosting'e dosya yüklemek için cuteftp, filezilla gibi ftp programlarına ihtiyacınız olacak. tasarım için photoshop ve dreamweaver işinizi görecektir. kafanıza takılan bir şey olursa mesaj gönderin, her girdiğimde yanıtlamaya çalışırım.

türk rock'ının babası cem karaca'dır.
erkin koray'ı da severek dinlerim ama cem karaca varken esamesi okunmaz bence.

ha bir de erkin koray'dan sevince parçasını bir dene.

anma arkadaş, sevince, yağmurun sesine bak, aşka inanmıyorum
bu şarkılara bi göz at. erkin koray babadır. yeni kuşak rock müzik tayfasındaki gençlerin erkin korayın şarkılarına sabah akşam cover yapması bi ipucu verebilir.

Mezarlık Gülleri, Akrebin Gözleri, Mermer Gibi, bunları da bir dinleyin.

senden ayrı adlı parçası da benden olsun o halde

"Fesuphanallah" var ki, sozlerine baktiginizda neden o kadar sevildigini cok iyi anlarsiniz. "alemin keyfi yerinde yine masallah, bize de kader guler insallah vs."

Ozellikle o yillarda halkin cogunlugunun yoksullukla ugrastigini gozonune alirsak, tam da insanlarin derdini anlatan sarkilar yapmis.

"Sır" ve "Krallar"i dinleyin.

edit: Mesafeler'i unuttum.

80 öncesi halini seviyorum
ama tabi bir barış manço değil...

misal: www.youtube.com

erkin koray iyidir ya, rock dinlemeyi uzun zaman zaman önce bırakmış biri olarak gideri vardır hala benim için. nedense pek bilinmeyen, en güzel şarkılarından biri;


www.youtube.com

Valla ne yalan söyleyeyim, sevmiyorum.

en ucuz çadırda kalırsın
yiyecek ucuz bir şey fazla yok en ucuzu merkezdeki sulu yemekçiler
şarapları da öyle deniycem diye içemezsin pazarda peynir deniyor gibi

1.çadır, olmadı herhangi bir ev pansiyon
2.
3.paran varsa corvus, yoksa farketmez

amacım bedava içmek değil damak tadıma uygun sarabı bulabilmek denemeden nasıl bulcam?

eylem pansiyon tavsiye ederim.

sayılır. bootable usb ile de atabilirsin. cd, dvd şart değil.

bilmediğinizi varsayarak; "yazdıklarımın arkasındayım, değiştirmedim, yalnızca imla düzeltmesi yaptım" anlamına geliyor.

sanırım eskiden düzenleme yaptıktan sonra editleme nedenini yazmak gibi bir kural vardı.

edit: yokmuş öyle bir olay, neremden uydurmuşsam artık:)

eskiden yoktu öyle bişey.
biri bişey yazdıktan sonra ayar verecek kişi gelir bi bkz verir olay biterdi.
şu yakın zamanlarda ise ayar veren kişi konudan bağımsız olarak yapılan editlere de laf etmeye başladı, ad hominem mi deniyor neyse işte, vatandaş da ister istemez "edit:imla" yazıyor, dingilin biri gelip kafa ütülemesin diye.

götlerine sokayım o editi.

cevap: uydurma kural

dik durmuyorum pek şahsen, vakit öldürüyorum işte, kalan zamanı dolduruyorum.

dik duruyor gibi görünüyoruz
kafa dağıtıyoruz bir şeylerle, iş oluyor alkol oluyor kitaplar oluyor
yine de her gece gözlerimizi kapamadan önce, sabah hiç uyanmamayı diliyoruz

ama arkadaşlar iyidir.

ızdıraba alışacaksın bikere. çeken insanlarla yakınlaşacaksın.
kaan boşnak dinle misal. www.youtube.com
hep sarhoş gez. gündüz vassaf oku.
er kişiysen sevgili kategorisine girebilecek kadınların yanında asla ağlama :)
gezi parkı'ını düşün o güzel insanları ve tüm şehirlerde onlarla bütünleşenleri..

sağlık sorunu yoksa takma kafana, düzeliyor bir şekilde.

Orhan Baba, Müslüm Baba dinleyip ağlayarak...

güçlü görünüp dayanamaz hale gelince gidip gizli bi köşede ağlıyorum

olaya doğru taraftan bakıyorum ben;
hayat boktan değil.

alternatif cevap 1: bu (ergenlik) dönem de geçecek merak etme...

alternatif cevap 2: arkadaşım herkesin hayatında illa sorunları vardır ve hayat hep kötü görünür. dünyanın en zengini bile olsan hep hayat zordur ve yaşanılacak bir yer değildir. önemli olan birkaç temel şeyin sende olup olmaması. mesela sağlık. eğer sağlığın (hem akıl hem fiziki) yerindeyse gerisi boş. etrafına bak bi... ne kadar zor durumda olanlar var. otomatik olarak anlayacaksın ki senin durumun iyidir. hep bu taraftan düşünürsen sorun kalmaz. diğer yöntem de hayatta bi amacın olsun. öyle hayal değil gerçekçi zorlu bi amaç. buna kilitlen. onu başarana kadar kafan orada olur başka şeyleri düşünmezsin.

bi sigorta hastanesinin acil servisine git takıl bikaç saat oralarda. çıkışta bunları pek takmayacaksın bi süre.

kendi tecrübeme dayanarak söyleyebilirim ki ne kadar çekilmez olsa da, hayat mucizelerle doludur aynı zamanda.

ama şu an @delusion ile aynı evredeyim, o ayrı konu.

belki ikinci bir mucize daha verilirse gelir hem seni hem de @delusion'u teselli ederim o zaman.

zaten bir yerde 10$ ise diğerinde 9$
gkg.net'ten alıverin işte.

alan adı olarak ne istiyorsun? .com, .net, .org, .tk gibi çok sayıda alan adı var. hangisi olduğu farketmezse .tk bedavadır.

www.dot.tk

com istiyorum. tk alirsam google aramalarinda adam gibi cikar mi?

her türlü domain için eğer iyi bir site içeriği ve seo yönetimi uygularsan çok iyi sonuçlar alırsın.
eğer google'da ingilizce kelimesini aratırsan bir ara ilk sırada çıkıyordu, şimdi aşağılara inmiş ama yine de ilk sayfada görünüyor, iyi netice sana bağlı yani.
bence 1-2 $'a bakma, eğer uygun bir domain buldu isen com, olmadı net almaya bak.

forum.donanimhaber.com

Şu konuda aylık 50 cent diyorlar.

@ahmetcan44 sayende 50 cente aldım. sağol panpa.

tv.cnnturk.com
bir kaç güne buraya düşer

www.youtube.com

Bi' grup keşfettim. İsveçli bir endüstriyel metal grubu. İndirdim albümünü şarkılarını dinliyorum. Albümdeki tüm şarkılar güzel ama sadece 1 tanesinin girişini sevmiyorum. Sonra nerden aklıma geldiyse şarkının adını (Hjarteblod) google translate'den Türkçeye çevirdim. Tak, benim adım (Can) çıktı. Lan dedim ne güzel, kullanırım bunu. Kullandım.

roman yada bir film idi uzun zaman oldu. kadınların rüyalarına girip onlarla sevişen bir cinin adı.

bir rammstein şarkısı benimkisi. ki "alaman endüstriyel metali manyağı" olarak en az dinlediğim şarkıları.

çook eskiden bir yere üye olacaktım. aklıma hiçbir şey gelmiyordu. o an der meister çalıyordu ve telaffuzu güzeldi.

öyle aldım. ARTIK KİME SORSAN BİLİRLER...

soviyet ulusal havayolu idi aeroflot. logosu hoşuma gitmişti. hala da gitmekte.

2006'nın sonlarında ekşi'den okur hesabı alıyordum. nasıl olsa okur hesabı lan, bi şey olmaz bundan diye düşünüp dandik şeyi yazdım. sonra bi baktım hesabı çaylağa çevirmişler. yazar olacağımı bileydim farklı bir şey seçerdim.

benimki çok net memnun kaygısız var o işte.

(bkz: 90'lı yıllar )

cevher kısmının bir anlamı var benim için ama 67 kısmı tamamen bir cinnetin ürünü. internetin ilk yıllarında isim beğenmeye çalışırken o olmaz bu olmaz faslından sonra klavyeye kafa attım 67 oldu, pekala cevherassdsasf gibi birşey de olabilirdi.

adımın ecnebicesi :)

türk olmayan kimle tanışsam ç harfinde sıkıntı yaşıyorlar abuk sabuk şeyler çıkarıyorlardı sonra biz sana sesilya diyelim mi sıkıntı olur mu diyorlardı, sonra sonra ben de adımı sorana sesilya demeye başladım. olaylar olaylar.

çok memnunum.

üşüyorum.

hiçbir anlamı yok maalesef. cok da sacma

ingilizce türkçe sözlüğü açtım gözüme ilk çarpan kelimeyi yazdım.

ekşi nikimin kendimce kısaltılmış hali ile yeni bir hesap açmıştım duyuruda. bu gizem, bu paranoya nedense? aslında, özgür fiyonk makarna.

msn'in yoğunlukla kullanıldığı zamanlarda bir makarna hakkında küçük tanımlar yazıyordum. millet pek bi ilgilendi benim yazdığım püsürlerle. o dönemde de ekşide yazar oldum. öylece kaldı. seviyorum gene de...

kafka ve karanligi.ikisini de severim biri digerini pekistirince daha cok severim

olmaz.

ancak makro ile yapılabilir.

makroyla da olmaz.

hedef ara ile olur.

iyi bir algoritma ile olabileceği kanaatindeyim halen

en basit ve zahmetsizce dediğim gibi "hedef ara" ile yapılabilir. makro ile uğraşmadan. ama çoklu bir tabloda işinizi görmez.

Makro ile olur niye olmasin. İki dongu ile tum satir ve surunlar incelet. Hedef hucrenin degerinden kucuk tum hucreleri a+b, a+b+c, ... Seklinde toplamlarini sorgulat.

hangi hücreler?
iki hücrenin toplamı mı, üç hücrenin toplamı mı, ya da daha fazlası mı?
senin hücrelerin a1 den a25 e kadar gidiyor diyelim, hedef sayıyı da b1'e yazdık diyelim.
herhangi iki ikili için

Sub topla()
Dim i, j, k As Integer
k = 1
For i = 1 To 24
For j = 2 To 25
If Range("A" & i).Value + Range("A" & j).Value = Range("B1").Value Then
Range("C" & k).Value = "A" & i
Range("D" & k).Value = "A" & j
k = k + 1
End If

Next j
Next i
End Sub

aynı şekilde 3,4,...n için de yazılabilir.

www.elsyayin.com.tr

www.ingilizceyayin.com

www.maksimumkitap.com

yeni sipariş verdim .

tlg +1

elizabeth oğlundan önce ölürse charles kral olacak.

@cek tamamda charles düz vatandaş değilmi yani elizabetle ben evlensem ben mi kral olacam aga kralın soyu nerde baskın olan taraf hep elizabeth değil mi

nasıl düz vatandaş? e tamam işte kraliçenin oğlu? galler prensi? veliaht prens? sen evlensen kral olmayacaksın, bak prens philip de elizabeth'in evine iç güveysi gitmiş ama kral değil.

elizabeth'le sen evlenirsen prens olursun hacı, kral olamazsın.
kral olabilmen için o soydan geliyor olman lazım.
sıra gene charles'ta yani, olmadı diana'nın iki sarı kızan'ından biri olur.

yok be. charles'ta sıra zaten.

en.wikipedia.org

taht sıralamasında erkek çocuklar öncelikli. onlar da kendi aralarında yaşlara göre sıralanıyor. bu yüzden aslında normal şartlarta tahta bir kralın geçme ihtimali kraliçenin geçme ihtimalinden daha yüksek.

elizabetin oğlu yani kraliyet soyundan düz vatandaş değil o soydan gelen ilk erkek olur charles boşandığı için olamayacak oğlu olacak diye biliyorum

elizabeth ölürse charles kral olacak. charles ölünce william kral olacak. william ölürse william'ın erkek çocuğu varsa o kral olacak :) eğer çocuğu olmazsa ve ölürse harry kral olacak. william'ın kız çocuğu olur ve william ölürse sanırım yine william'ın kızı kraliçe olacaktır. yani bildiğim kadarıyla william'ın çocuğu olduğu anda harry'nin kral olma durumu sona eriyor. ha ola ki o çocukcağız da ölürse o zaman tekrar harry kral olabilir :)

@sirena, charles kral olacak. boşanmasıyla ilgili öyle bi durum olduğunu zannetmiyorum. hatta şöyle bi haber de var mesela:

www.haberler.com

kral olabilmek için kralın çocuğu olman lazım kraliçe ile evlenirsen kral olmazsın prens olursun en fazla diye biliyorum.

@hayley williams ile evlenecek genc, taht sıralamasında erkek çocuğa verilen öncelik geçen sene kalktı.

@slackerbitch ben sadece önerildi diye biliyordum, öğrendiğim iyi oldu.

@nathanieltroy öyleymiş demek gene de olamamasını isterdim gül gibi dianaya çektirdikleri yüzünden

kayahan ın şampiyon şarkısı olabilir mi? ilk o aklıma geldi.

yok değil
böyle bi faruk k diyesim var ya da o ayar biri

www.gecmisgazete.com

stumbleupon ile böyle siteleri bulabilirsin mesela...

şu ilginç mesela:
www.howitshouldhaveended.com

ziza.qip.ru
ziza.es

asparagas olmadığı kesin:

www.bjk.com.tr
www.bursaspor.org.tr

antep henüz açıklama koymamış siteye.

haberlerde de verildi. hatta fikret orman cas'a başvuracaklarını söyledi

buraya kadar tamam, bunları zaten okudum.
ama benim derdim uefa sadece bizim takımlara mı üçlü çekti yoksa ecnebilerden de men alan var mı?
cezayı alandan değil de verenden bi açıklama olaydı daha iyiydi.

www.uefa.com (25 dakika önce girilmiş yalnız)

anlayamazsın.

anlayamazsın ama seeder/leecher sayılarına bakarak hızlı mı yavaş mı indirebileceğini tahmin edebilirsin ancak

bu dosyayı seed edenlerle alakalı,
senin download yaptığın seederları hızlarına göre sıralarsan senin 400kb/s nin ne kadarını kimden aldığını görebilirsin. belki bir kişi bile tek başına bunun atıyorum 300kb/s sini forse ediyor olabilir. o seedi kestiği anda hız direk 100 e düşer.
sende vay adi biraz daha bekleyemedin mi dersin, o olur.

sen yola değil karşıdan gelenin farına odaklanıyorsun.
şoför sadece yola ve kendi şeridine odaklanır, illaki ışıktan etkilenme olur ama yanda oturan kadar etkilenmez.
bir de sarı renkli gözlükler var, gece gözlüğü diye de geçiyor.
kamyoncular felan gece bunu takıyor mesela.

göz bozukluğu olabilir. uzağı göremeyenler için böyle olduğunu okumuştum bir yerde.

mümkün olduğunca şeritlere odaklan öyle durumlarda.

yolların kenarlarında bulunan kedigözleri gece yolculuğunda büyük bir nimettir. şerit ve kedigözüne odaklandığınız zaman karşıdakinin farı çok etkilemez sizi.

=if( left(a2,1)='1' && left(a2,4)!='1800', 'uzun', 'kisa')

=eğer( sola2,1)='1' && sol(a2,4)!='1800'; 'uzun'; 'kisa')

=EĞER(SOLDAN(A2;1)="1";EĞER(SOLDAN(A2;4)="1800";"yakin";"uzak");"yakin")

U borusu gibi bir mekanizma olabilir mi acaba ?

en.wikipedia.org

bi benzeri topkapi sarayinda da var sanirim..

basınç