kargo-renklerin içinde
yavuz çetin-her şey biter
melis danişmend-bin doz öfke

şahsen ben eskilere yönelmeni öneririm. biraz bunlara takılırsan son dönem müziğin ne derece bok olduğunu farkedeceksin.

kargo - yalnızlık mevsimi albümünün tamamı. özellikle boğaziçi, şairin elinde, kalamış parkı.

şebnem ferah - kadın albümü, bunun direk tamamı.

mavi sakal - kan kokusu, iki yol, yine bu albümün tamamı.

teoman - sus konuşma, bazı yalanlar, bir damla gözyaşı, gemiler, ne ekmek ne de su, papatya. genel olarak 17 albümüne kadarkiler.

özlem tekin - aşk her şeyi affeder mi, duvaksız gelin, yar bana varmadı.

burak kut - yaşandı bitti

tarkan - ölürüm sana.

demir demirkan - göçmen, gümüş, istanbul 2004 albümünün tamamı.

duman - ilk iki albümü. eski köprünün altında ve belki alışmam lazım.

kurban - sert albümünün tamamı.

acil servis - bebek
aslı - kördüğüm, tüm şehir ağladı, yardımcı olmuyor.
deniz arcak - beyaz vadi
emre altuğ - şaşkın

haluk levent - saymakla bitmez, hadi sayayım madem:
ankara
ayrılık
dağlar
gülendam
kağızman
yalan

bunun direk konser albümlerinden birini edinmekte fayda var.

tuğçe san - neredesin (bu çok kraldır bak)

kargo - şairin elinde

tarkan - biz nereye

erkin koray - senden ayrı

yavuz çetin - benimle uçmak ister misin

barış manço - dönence

koray candemir - nefesini tut

cem karaca - tamirci çırağı

Demir Demirkan - gitti gider

duman - manası yok

gripin - hayat mars etti

mavi sakal - iki yol

mor ve ötesi - uyan

gökhan semiz - inan ki teksin

www.youtube.com

of amınakoyim şu şarkıyı dinlerken çok duygulanıyorum. ölmemeliydin gökhan semiz. ve yavuz çetin. çok erken gittiniz.

sakin-laleler beyaz
öztürk-gülümse
feridun düzağaç-deli
kurban-ifrit
mfö-nerde hani
athena-aşk meşk yok
mor ve ötesi-daha mutlu olamam
hayko cepkin-melekler

ortaya karışık oldu biraz.

madem kargo denmiş, bence en kral parçaları budur:

www.youtube.com

windows'un mirror'lama becerisi var, şunu bir inceleyin derim: www.howtogeek.com

şöyle birşey buldum belki faydalı olur birilerine:

www.microsoft.com

Belki işediği yerlerde cinler olduğu inancına sahiptir. "Dur ve içmeye devam et" gibisinden.

Edit: Ya da belki şeffaf bir şeye elini yaslamıştır da sen yanlış görmüşündür.

denk gelmiştir yahu :) erkek değilim ama bi anlamı olduğunu düşünmüyorum. dur işareti değil de rahatlamadır o

elini duvara yaslayarak yapıyorsa ayakta duramıyordur,destek alıyordur. el duvara temas etmiyorsa dombilidir, taocudur.

işerken gelen titremeyi engellemek içindir belki.

olay şöyle olmuştur işerken elini duvara yaslayacaktır sonra ortamın ne kadar pis olduğunu düşündüyse vazgeçmiştir,

parmaklarını geriyordur.
kendini kasıyordur.

vs.

eğer direk sana dur yaptıysa yakınında biri varken işiyemiyo olabilir
böyle bi arkadaşım var pisuarda işemesi için yalnız olucak yada kabine girmesi lazim

Pipiye selam gönderiyordur, belki yakında yaşadıkları veya yaşayacakları için :)

100 tl koyuyorum, tırnaklarına veya eline bakıyordu sadece.

This spontaneously taken picture during the protests in Turkey, portraits a relatively less-wealthy-looking girl on her father's shoulders looking hopefully towards future, from the photographer's point of view.

Bana kalırsa "fotoğrafçının açısından" kısmını atın, mantıken bütün fotoğraflar zaten fotoğraçının açısından.

kabaca anlatmak istediğim konusunda yeterli oldu. anlam bütünlüğü bakımından tek kalemde anlatmak önemli idi. çok teşekkür ederim.

Ben de gördüm sıkıştırma olayı var sanırım, bazıları gerçekten çok küçük boyutta çok iyi kalite sunabiliyor.

filmin uzunlugu ve formati da onemli.

Kısa film olabilir mi

720p dedigin şey sadece çözünürlük. o filmlerde bitrate ler cok düşük oluyor normale göre, boyut da o yüzden kucuk olabiliyo. yani 720p kalite demek değil .

yify

mkvler görmüştüm ben öyle çok kaliteli.

sıkıştırılmış 720p versiyonları onlar. ses kalitesini falan baya düşürüyolar görüntü divx lere göre çok daha iyi oluyo ama büyük ekran tv de falan izlesen hiç de 720p olmadığını anlarsın. laptopta falan fark edilmiyo çok. bir de yify ripleri bu konuda en iyileri sanırım.

mkv'dir kesin. olur neden olmasın? video formatı da dosyanın boyutunu etkileyen faktörlerden.

oluyor oluyor gir bi torrent sitesine bi gezin istersen.latest movies browse falan de.neler var.

720p sadece görüntüyle ilgili kısım. o yüzden ses kalitesi düşük olabilir.

mkv codec değil ki sıkıştırma oranını etkilesin. sadece container, içinde x264, faac codec'i falan taşıyor işte. mp4 container'ından ekstra olarak altyazı falan da taşıyabiliyor o yüzden popüler.

olay bitrate'de. 720p demek için 3mbit falan bitrate'i olması lazım görüntünün. buna bakmak lazım.

şimdik bunların boyutları düşürülüp kalitesi düşürülüyor, senn pc deki codec sayesinde sıkıştırılan (kalitesi düşürülen) parçalar tekrar eski haline getirilip gösteriliyor, bunun gibi bir sürü şey war, ama burda önemli olan codec

kaliteyi belirleyen ve dosya boyutunun artmasını sağlayan şey çözünürlük değil bitrate'dir. bitrate'ini düşürdükten sonra çözünürlük 720p olmuş pek bi önemi yok.

eksisozluk.com

galiba biraz öyle, ama ben hala vazgeçemiyorum.

ya salla o dandık renkli kotları al sen klasiklerde en guzeli.

kot pantolon moda değildir

kot pantolon modayla gelmedi ki modayla gitsin

kotsuz olmaz, her şeye gider, her yola gelir.

evet cumartesi öğleden sonra kot pantolon modası geçti. daha giymeyin.

aslı çadır bezi moda olsa ne yazar?

eğer bunu yapamıyor olsaydınız, dropbox kullanırken kendi kendinize "lan ben bunu kullanıyorum ama ne işe yarıyor acaba" diye sormaz mıydınız ?

dropbox'ın var oluş amacını özetlemişsiniz zaten.

haber için teşekkürler, ama en son 12 yok muydu, 13, 14 e noldu?

15 i kurunca eskisinin üzerine mi kuruyor yoksa ayrı bir uygulama mı yükleniyor?

not:64 bit i yayımlanmamış.

mal gibi buldum desem en kısa özeti olur sanırım. opera'yı opera olarak tanıdığınız hiç bir şey artık yok. burada yazmıştım bir şeyler: (bkz: opera 15)

hakkında yazılanları okuyunca kurmadım, 12küsür ile mutlu mesudum.

vallahi o arabayı önü oraya bakacak şekilde park etmeyi başarabildiyseniz zaten yardıma ihtiyacınız yok gibi duruyor. 2 dakikadır sabit bakıyorum akıl erdiremedim.

en kısa çözüm şöyle geldi bana:
1- arkadaki arabaya dokunacak kadar geri
2- tam sol, gittiği kadar ileri.
3- tam sağ, gittiği kadar geri.
4- 3,4,3,4,3,4..

sol ileri, sağ geri şeklinde arabayı 180 derece çevirmek çok uzun sürebilir. tam ölçekli düşünemedim haliyle ama sağ ileri yapıp duvarı dayayarak, duvara sürtmeyecek kadar sol ve arkadaki arabaya dokunmayacak kadar geri daha mantıklı gibi bence de.

freekara+1

en kısa ve güvenli yol bu. eğer sol ileri, sağ geriyi denersen 80 hamle gerekebilir.

80 hamlede cikar o araba baska sansi yok kollara kuvvet!!

göz gezdirdim belki okuyan olur da faydası olur araba önden çekişli ise direksyonu tam sola kırıp el freni çekikken çok gaz vererek arabayı attıracaksın sonra geri yapıp tekrar attıracaksın 5 6 kere denesen çıkarsın arkadan çekişli ise deneme bile

bip sesi geliyor mu? gelmiyorsa bios pili bitmiş olabilir. açma kapama tuşuna uzun basmak sürekli basmak falan gibi yöntemler var. bir google a sorun derim.

bip sesi'de gelmiyor hocam. Sadece güc düğmesi yanıyor. Pil bitmesine gelince daha 6 ay önce almıştım nasıl bitebilir ki?

mavi ekran %90 ihtimalle donanım arızası demek. olağan şüpheliler hdd ve ekran kartı. siyah ekran yine okları ekran kartına / görüntü işlemciye çeviriyor.

eliniz tornavida tutuyorsa harddisk'i sökün, tekrar deneyin bakalım ne kadar açılacak. eğer bir hata mesajı alacak kadar ilerleyebilirseniz hdd'niz uçmuş.

değişen bir şey yoksa ram'leri sökün, önce birini, sonra diğerini. bu da işe yaramazsa geriye ekran kartı kalıyor.

hocam bilgisayar ultrabook sökemye korkuyorum açıkcası.
Odaya geldiğimde mavi ekranda da hiç bir yazı yazmıyodu :S

mavi ekran ram bozukluğunda da verir. raminizi de çıkarın takılan yuvasına bir iki üfleyin. sonra yerine takın.

Olmadı koltukaltınıza alın, götürün.

hocam ultrabooksa yeni alınmıştır ve garantisi vardır diye düşünüyorum. servise götürün derim öyleyse

Öyle yapıcam hocam. belgelerde ta 400 km ötede , o canımı sıktı.

sisteme karşı olmak

bunların cevabı kolay değil. üstelik yine de anlamayacaksınız, çünkü bunları sorduğunuza göre 2-3 cevap sonra "ha tamam o zaman" diyeceğinizi düşünmüyorum.

şöyle düşünün, belki idrak etmenize yardımcı olur:

- diğer erkekler neden takmıyor ? herhangi bir insanın herhangi bir aksesuarı takması için geçerli kriterler nelerdir ? bu kriterleri belirleyenler nelerdir ?

- antik mısır'dan, pers imparatorluğu'ndan (m.ö. 3000'ler) beri erkekler küpe takıyorken, neden hala birileri "Neden ?" diye soruyor ?

İsteyen istediğini giysin taksın ama isteyen de istediğini beğenir veya beğenmez veya sorgular. Ben küpe takan erkekleri çok itici buluyorum. Hiçbir tane yakıştırdığım olmadı. Ben küpe takmayı seviyorum, çokça da alıyorum ama pek takamıyorum çünkü alerji yapıyor altın ve titanyum vb. dışındakiler. O yüzden nadiren takıyorum.

hepsi için genellemeyelim ama bir çoğu kız düşürmek için takıyor. marjinal gözüküp dikkat çekmek istiyor.

bir de ortama kendini daha rahat kabul ettirmek için takanlar var. atıyorum adam rocker'dır saçını uzatır dövme yaptırır deri giyer gider bir de küpe takar. öyle yapınca o ortamlarda daha fazla itibar göreceğini sanır falan.

kısacası sadece kendisi sevdiği için küpe takan adam binde birdir.

kızlar neden takıyorsa erkekler de ondan takıyor; yakışıyor, güzel /abartısız bir aksesuar.

kesinlikle düşünüyorum.
evet.
kıyafete, ortama göre değişiyor.

Kardesim takiyor, sebebi yasaklari yikmak
No

öncelikle heves. sonra yakışıyorsa devam ediyorsun. kendim için söylersem bir dönem taktım sonra hevesim geçti ve yaşım da ilerlediği için şu an kendime yakıştıramıyorum. nasıl diyeyim smart casual giyiniyorum ve küpe gitmiyor bu tarz ile. iki kulağımda birer tane delik var benim. büyük beyaz taşlı parlak küpeler takıyordum. çok ta yakışıyordu.

Küpe takarak sisteme karşı gelmek elektrik direğini bozmak için dibine işeyip çarpılmak gibi birşey

i-pek & halitkin +1

Takmıyorum ve de düşünmüyorum
Takan erkekler itici geliyor
Kadınlarda itici değil ama onların bile çok azına yakışıyor

küpe sayılıyor sanırım,18 mm tünel var her iki kulağımda,seviyorum ondan takıyorum

ben taşlı küpe takıyorum ama küçücük belli bile olmaz uzaktan. halka küpe de taktım. yakışıyor diyeni de var, yakışmıyor diyeni de. bu bir tarz meselesi. erkeklikten dem vuranı oracıkta s.kyorum o ayrı.

Yakistigini dusunuyorum bazi insanlara

kimisine çok yakışıyor. gerçekten o kadar yakışıyor ki anlatılmaz yani. bence yakışan erkekler kesinlikle takmalı.
heves edip takanlar yakışmayıca şebeğe dönüyor, çıkartın la onu.

kadınım, küpe takmıyorum.

Takmıyorum.
Takanlara saygı göstermekle beraber, küpenin erkeklere "yakışan" bir aksesuar olduğunu düşünmüyorum.

moderasyon dayanamayıp istifa ettiğinden beri artık bu duruma "yük" gözüyle bakılmıyor - en azından benim gördüğüm bu. ispiyon gereçkelerinin çoğu kaldırıldı, kalanlar da iyice esnedi, toparlarsak format kavramı ve sözlük kültürü epey değişti. yine de "ekşi bozdu" diyip kaçmak istemiyorum.

bu konuda uzuun uzun yazdıklarım var (bkz: yeni ekşi sözlük)

ben moderasyonun istifa ettiğine inanmıyorum. bence sadece resmi olarak bir moderasyon yok ama örtünün altında bir moderasyon devam ediyor.

Moderasyonun yazarları kontrol etmesinden de öte çaylak modunda haybeye giriş yapan kullanıcılar da var ayrıca(hemde gittikçe kitle genişliyor).. Gerçi bunun planlamasını, ne bileyim "yahu rahat ol sorun değil" planını aklında tutan, uygulayan bir site başı var elbet... Ama tuhaflıkların ortamı burası.

artist değilseniz güneşin olmadığı yerde çıkarmanız lazım.

gözlük numaralı ise durabilir.

yeni aldim ben cikarmiyorum otobuste, metrobuste ama markette falan cikariyorum kafama takiyorum kel bi insan olmama ragmen

camdan dışarı bakarken takıyorum, içerde ya da ayaktayken çıkarıyorum. çünkü içerisi gözümü rahatsız edecek kadar aydınlık değil. ama dışarısı aydınlık. bu görgüden ziyade mantık ile alakalı.

gerçekten görgü istiyorsanız, yüz yüze konuşmalarda gözlüğünüzü çıkarın. bunu yapmayan insanların gözlüklerini suratlarında kırmak istiyorum.

"migrenim var" veya "ama rahatsız ediyoo" vs diyecekler için önceden size inanmadığımı söyleyeyim. bu kadar hassas gözlere sahipseniz kapalı havalarda da gözlüksüz dolaşmanız mümkün değil.

tak ya da takma fark etmez, takmamak ya da takmak görgü kuralı değildir. ancak biriyle konuşurken şartlar müsaitse gözlüğünü çıkarmadan konuşan insana kafa atasım geliyo aynı celeron 300a gibi. güneş gözlüğü olan bir insanı dinleyemiyorum açıkçası, nereye bakacağımı şaşırıyorum.

kapali alanda kalacagim sureyle ve isigin is yapmama, okumama engel olmasi durumu da var.yani 40 dk narkette alis veris yapicaksam cikartirim ama bakkala girip sigara alirken cikartmam.

ctrl+a yap sağ tıkla paragrafa gel. orada görürsün satır aralığını. genelde 6 olur, bir kez basarsın otomatik olur, bir kez daha basarsan 0 olur. 0 yap.

heceleme sözlüğü yüklüyse satır sonlarındaki sözcükleri hecelemeniz gerek. başka kaçarınız yok. böyle yapacaksınız: www.dummies.com

bende türkçe sözlük yok, ingilizce için şöyle örnekleyeyim. her ikisi de iki yana yaslanmış, ancak ikinci paragraf hecelenmiş: i.imgur.com

eğer bunu da yapamazsanız, o boşluklu dediğiniz satırlara bakın, ya o satırın ya da sonraki satırın sözcüğü uzundur. değiştirebiliyorsanız değiştirin, ya da satırdaki diğer sözcükleri kısatlmaya-uzatmaya bakın.

arama, kendin yap bi tane :)

Şöyle buyur.
imgur.com

Bir tane de atmasyon denedim.
media-cache-ak1.pinimg.com

Şuralardan dene birşeyler.
www.keepcalm-o-matic.co.uk

www.keepcalmandcarryon.com

Önizlemeler:

1: i.imgur.com

2: i.imgur.com

İkisinin de özgün baskı boyutlarını (33cm x 48cm) indirmek için:
dl.dropboxusercontent.com

bunlar da benden:

imgur.com

yüksek çözünürlüklü halleri: dl.dropboxusercontent.com

alan wake öeneresim geldi ama biraz şiddet var gibi

uncharted'ları bir deneyin derim.

ps3 üzerinden internete bağlanıp ps store'a girdiğinde ps2 ve psone'ın tüm oyunlarının ps3 versiyonlarını satın alıp indirebiliyorsun. Crash bandicoot'un tüm oyunları var mesela. 5-10 tl falan fiyatları.

@dafaiss ohaaaaa ne diosunn ncok tesekkur ederim hemen deniyorum!!!

(bkz: nihavend longa)

bence kesin vardır. www.youtube.com

Yapan kim ? Yify mi ?

evet yify'den indirdiğim çok film var. fakat yify'de 720p videolarda hiç sıkıntı yok. onları gayet düzgün izliyorum.

Gerçi ekleyenler olacaktır ama sistem puanlaması(windows deneyim dizini) düşükse çalıştırmayabilir. Ama çoğu bilgisayarcı 1080 p filmin (rip olsa bile) en az i3 de iyi çalışabileceğini söylüyor.

1920x1080 bir netbook'a sahip değilseniz (bildğim kadarıyla dünya üzerinde böyle bir netbook yok) video küçültülür, video küçültmek de köpek gibi işlemci gücü talep eder (büyütmekten çok daha fazla hem de) netbook'larda da o güçte bir işlemci yok.

1366x768 (en popüler netbook çözünürlüğü) > 1280x720 (720p) - bu yüzden sorun olmaz. 1080p zor iş. bana kalsa 6-8 gb altındaki 1080p'leri indirmeye bile değmez, 720p'nin büyütülmüş hali onlardan daha iyi görüntü veriyor.

netbooklar 1080p çalıştıramıyor benim bildiğim. 720p'de bile takılma yapabiliyor .

VLC player'de GPU Hızlandırması'nı aç eğer ekran kartı varsa.
amd athlon 2,41ghz işlemciyle 1080p sorunsuz, ekran kartını değiştirdim dizi izlemek için.(masaüstü bilgisayar)

sadece o dosyada mı yanıt vermyior yoksa hiç mi ?

güvenli kip ile deneyin, belki bir şeyler değişir. sadece o dosyada problem varsa işler karışık, dosyayı gönderirseniz belki bir şeyler yapabilirim.

güvenli modda açmaya çalıştığımda da aynı şekilde açılmıyor. denedim diğer dosyalar da açılmıyor. program ekle kaldırdan onardım ama sorun çözülmedi.

sistem geri yükleme bi işe yarar belki. her ihtimale karşı yedek alın.

openoffice indir onunla aç.

Zitti olarak lower (gene uyakli) daha yaygin kullaniliyor. Belki Up-Upper, Low-Lower turetmesi yuzunden daha mantikli geliyor insanlara.

mesela dictionary.com önce "underground" anlamını vermiş. dictionary.reference.com spesifik olarak "lower" değildi belk, sonradan anlamı kaymış olabilir.

bu listeyi seveceksiniz: phrontistery.info

arkaik sözcükleri günlük konuşmada tercih etmemeye bakın, bülent ersoy türkçesi gibi gelir karşıdakine.

aslında "üstteki" ve "alttaki" ayrımı için düşünmüştüm. "lower", "alttaki" anlamını tam karşılamıyor gibi geliyor bana. karşılıyor mu yoksa?

yok abi karşılıyor. yani "more low" gibi düşünme özellikle. atıyorum 2 tane raf var, "üstteki/alttaki raftan şunu ver" derken upper/lower gayet aynı özellikte. iki tane olsa bile top/bottom kullanmana gerek yok yani.

tam emin değilim ama bu yaz yeni bi işlemci geliyormuş.onun için elde olan stokları eritiyor markalar.

çok iyi.

sabit diski 5400 rpm, ekran çözünürlüğü artık kaçmanız gereken değerlerde. freedos ile işte avantajı var. yani çok iyi fiyat deil bu, bu donanıma normal fiyat. 1500'e yaklaşmayaa çalışın biraz daha, 1366x768 almayın ya da yarın çok pişman olursunuz.

@2 haklı. 4 nesil i5 i7 i3 falan geliyor bunlar eski ondan. ekran kartı kötü oyun oynayacağım diyorsan oynayamazsın. onun dışında fiyat hakkında pek bir şey diyemeyeceğim.

www.gold.com.tr
bunun ekran kartı, kalitesi daha iyi onun dışında bu da 5400rpm ve çözünürlük de aynı.

dünyadaki en büyük kötü, aslında hiç biri değil, insan.

dünyadaki en büyük düşmanınız anlatılanlar(şeytan azrail vs) değil kendinizdir.

tüm o korkunçlu yaratıklı hikayelere rağmen dünyanın en büyük düşmanının insan olması ne kadar garip.

bence karakterin takım elbiseli evrak çantalı olması onun bir avukat, zengin işadamı falan olduğunu anlatmak istiyor. devekuşu kabare deliler gösterisinde dediği gibi, "en korkunç deli bir vergi memurundan daha tehlikeli değildir". ya da bunun gibi bişeydi.

beyaz yakalılığa isyan

dosya depolama
özelliği şu. sen evden bilgisayarının dropbox klasörüne bir dosya atıyorsun, o da otomatik olarak o dosyayı alıyor. sen başka bir yerde internetten olsun cep telefonu olsun tablet olsun o dosyaya ulaşabiliyorsun.

bu site ne işe yarıyor ?
www.google.com

sadece bilgi depolamak için mi ?
elbette hayır. dengeli bir beslenme programı oluşturmanıza, gabon kereste sektörünün sürdürülebilirliğine ve imparator penguenlerinin kışı atlatmalarına büyük faydaları var.

faydaları zararları nelerdir ?
uzun süreli kullanımda ciltte iritasyon, eklem ağrıları, baş dönmesi, tat / koku duyularında zayıflama, çok nadir durumlarda aritmi.

ekstra bir özellik, bir dosyayı upload ediyorsun sonra linkini atıyorsun arkadaşların o linkten açabiliyor.

+ olarak, dosyaları yedeklemiş de oluyorsun.

hani resim upload edilip link atılır ya başkasına göstermek için. o sitelerin sadece resim için olanı değil de daha genel halini düşün. dosya paylaşıyorsun dropbox'ta da.

esasen birden çok cihaz arasında dosya eşlemesi yapıyor kendi programı aracılığıyla. bu eşleştirilen dosyalar dropbox içerisinde barındırılıyor. bir yedekleme servisi olarak da görev yapıyor.

bir de depolanan dosyaları internet üzerinde paylaşma özelliği var, böylece dropbox bir dosya barındırma servisi de oluyor. video paylaşımı bile var, mesela şöyle: www.dropbox.com

(bkz: cloud computing)

bir de ekşi sözlük yazarısınız değil mi?

cevap: bulut depolama diye bilinir kendisi.

4s çünkü ios :)

4s çünkü s3'ün fiyatı gitgide düşüyor.
büdüt: c-c-c-combo breaker

4s tabii ki. S3 gibi bir müddet sonra şişmez, yavaşlamaz, ekranı daha iyidir (tabii. S3'ün pentile ekranı hem parlaklık konusunda problemli hem de çapraz piksel yerleşimi yüzünden kalitesiz hissi veriyor.) ve kaliteli bir his verir. her türlü uygulama oyun çalıştırır kasmaz, çünkü oyun firmaları oyun grafiklerinde iphone'un kaldırabileceği oyunlar yaparlar. (s3 modern combat 4'te vs, grafik ayarını yüksek yapınca kasıyor.)

Yok açık kaynakmış (adama bak, sorsan iki satır kod yazmamıştır gelmiş açık kaynak diyor), yok kişiselleştirilebilirmiş (istisnalar hariç çevremde gördüğüm android kullanıcılarının %99 'u cihazı geldiği gibi kullanıyor, hareketli duvar kağıdı ve widget vs kullanmıyorlar bile şarjı çok yiyor diye). Aksesuar konusunda da iphone her daim öndedir. Fiyatı da kolay kolay değer kaybetmez. Arkadaşım 10 ay önce s3 aldı şimdi satmak istiyor (iphone 5 almak için satıyor bunu da belirteyim bu arada) ama 10 ay önce 1999 liraya aldığı telefonu şimdi 1000 liraya satamıyor. Niye? Çünkü şimdi sıfırı o fiyata. :) bir de apple desteği de kolay kolay kesmez. 4-5 sene önce çıkan 3gs'ye dahi yeni sürüm ios gelirken, 1 yıllık android telefon sahipleri "güncelleme gelir mi" telaşı yaşıyorlar.

4 kullanıyordum satıp s3 aldım, almaz olaydım. bir kere ekranı acaip büyük, tek elle mesaj yazamıyorum, geri tuşuna basıyor avcum.

s3ün iphone 4'ten bile yavaş kaldığı zamanlar oluyor, şişiyor, kasılmalar başlıyor. custom rom falan kurarsan anca düzeliyor. arkadaşın dediği gibi ama %99u live wallpaper bile kullanmıyor.

3 ay falan kullandım s3'ü şimdi iphone 5 almayı düşünüyorum.

bunu belirleyecek olan biz değil sizsiniz. (bkz: herkesin en iyi smartphone için delirmesi)

iphone 4 vardı versiyonu en son 6.1 di sanırım.

@eksi sozlukte eksiyen adam: şu anda 4s ve 5'te bile en son 6.1 var neyin kafasındasın sen?

gofrance.about.com

2. dünya savaşını anlatan mini dizi "band of brothers"ta vardı. yani direkt gözümün önüne gelmedi seneler seneler önce izlediğimden dolayı da, vardı doğal olarak.

edit: yukarıdaki listede de 1. sırada verilmiş zaten. band of brothers'ı herkes izlemeli.

bu yüzden: www.piriform.com

güncellemesin istiyorum: i.imgur.com

bu isteklerinizi ancak dünyanın en pahalı taşınabilir bilgisayarından biriyle gerçekleştirebilirsiniz. koşa koşa macbook pro almalısınız.

önce "apple'a kaydım" diyorsunuz, sonra "avanatjı nedir" diye soruyorsunuz...

yok avantajı falan. anlattıklarınıza göre performans talep eden bir iş (SPSS ile GB'lık veriler analiz etmediğinizi varsayıyorum) yapmıyorsunuz, "çok oyun oynamam" demenizden arada oynadığınız anlaşılıyor ki mac'de bu işi zaten unutun. ee ? neden 8 gb ram, neden i7, neden macbook ?

bütçenize uygun bir core i5 asus ile 1000 lira kar yapabiliriniz. performans farkını da duymayacağınıza emin olun. o bin lirayı da gönlünüze harcayabilirsinz. mac alanlar burada oyun, office diye zırlarken bizimle beraber gülersiniz sonra.

hayatımda gördüğüm en saçma mantıklardan biri bu. üretici + (menteşe kırıldı) sonuç sayısına göre bilgisayar almak dahiyane.

google'da ne ararsanız o çıkar.:

dell almayın, menteşesi kırılıyor.: (14,800 sonuç) goo.gl
apple almayın, bunun da menteşe pert: (128.000 sonuç) goo.gl
toshiba sakın, batarya sorunları var: (247.000 sonuç) goo.gl
lenovo'ların ekranlar pert: (355.000 sonuç) goo.gl
bosch çamaşır makineleri sıkma sorunu yapıyor: goo.gl
turkcell kullanmayın, herkes çekmiyor diyor: goo.gl


asus (potansiyel bir kaç istisna model haricinde) fiyat, dayanıklılık ve performans konusunda en baba ürünleri verir. hangi markanın hangi modelini alırsanız alın sorun yaşayabilirsiniz, ancak asus kullanıp "pişman oldum" diyenler emin olun diğer markalardan daha azdır.

ille de alınmayacak marka istiyorsanız samsung, ve hp'nin ucuz modelleri derim. malzeme kaliteleri berbat.

vatan bilgisayarda da hiç uygun görmedim ben, aynı fiyata media marketten baksanız çok daha iyilerini bulabilirsiniz

Dell i7 islemcili almistim bi bucuk sene once 1500 lira civarina, gayet memnunum. Kriterlerimiz benzediginden yazdim bunu.

asus'a rahatlıkla güvenebilirsin.

youtu.be

o kadar çoklar ki. bloklamak yerine okunabilecek yazar bulunca onu badilere ekleyip sadece badileri okumak daha zahmetsiz bir çözüm.

sedet'in uğraşmasını bırak böyle bir şey yapmaz bence, yaparsa da çıngar çıkar. kısmen sansür olarak algılanabilir ki şahsi fikrim de bu yönde.

yazarların kendi aralarında troll-donuz listesi paylaşmasına karşı değilim ama sözlüğün de aha bunlar troll diye listeyi kendisinin sunması, aracılık etmesi veya otomatik trollere atması olmaz.

ayrıca kimin trol olup olmadığına ("sözlük yönetimi olarak") karar veremezsiniz.

edit: ama eksi++'a böyle bir şey ekleyebiliriz belki. yani doğrudan donuz listesi paylaşmak değil de yazarların donuz/troll listelerini kolayca import-export edebileceği bir yapı olabilir. zaten antik eksi++'ında donuz için bu özellik var.

ocanal şimdi sözlüğün yazar fişlemesi bence de aşırı yanlış bir durum olur ama şimdi 20.000 kişi bir adamı görmek istemiyorsa bu hıyar burada sorun oluyor demek değil midir ?

bana kalırsa bu adamlar troll'leri de seviyor, çünkü troll'ler hareket yaratıyor, millete entry girdirtiyor, ayar verdiriyor, başlık açtırıyor. bu da reklam olarak geri dönüyor. buna inanmamak istiyorum ama olmuyor maalesef.

arkadaş insanları troll'e eklemek niçin sansüre giriyor ben onu çözebilmiş değilim?

biz insanız beyler. devlet değiliz. bizler objektif olamayız, biz insanız. batan bir gemide anneniz ve tanımadığınız bir kadından birini kurtarmanız gerekse, annenizi kurtarırsınız. çünkü, siz insansınız. sizin tercihleriniz var.

istemediğiniz kişiyi okumamak, sansür değil. tercihtir.
devletin istemediği kişiyi okutmamasına sansür denir. çünkü devlet objektif olmalıdır, kişiler değil.

o yüzden şu troll listeleriyle ilgili "kısmi sansüre girer" muhabbetini çok yapmacık ve saptırmacı buluyorum.

@celeron 300a

tabii işin bir de o kısmı var ondan hiç bahsetmedim bile.

@kamera motor

aslında aynı şeyleri söylüyoruz. belki de ben anlatamadım. insanların istemediği kişiyi okumaması tabii ki hakkıdır, tercihidir, sansür değildir. hatta bu listeleri başkalarıyla paylaşması, başkalarından liste alması da bir tercihtir sansür değildir.

ama senin de dediğin gibi işin içine devlet girip bunları okumayın demesi sansürdür.

bence de troll listesi için import ve export butonu zaten olmalı ama doğrudan liste paylaşımında sözlüğün eli olmamalı.

şidmi şunu söyleyeyim, ben troll olayına en bşaından karşıyım, ekşi++ ile bu özellik geldiğinde millet bayılmıştı, ben ısrarla tek bir adamı bile eklemedim. beta'ya geçtiğimde de eklemedim, hala boş troll listem.

görmek istemediğim adamı görmemem çözüm değil, bu durum göz yummak ile aynı şey. ama burayı ziyaret eden kayıtsız bir sürü insan var, bunların troll listesi yok. adam girince her şeyi görüyor. sonra burayı öyle biliyor. yazar olunca da öyle yazıyor. peki burası harbiden öyle mi ? değil bence, ben yıllarca böyle bildim ama artık pes ettim, "troll'lere eklemek" diye bir kavramı kabul etmek zorunda kaldım zira sedet takmıyor hiç bir şeyi. amacı sözüğün içine sıçmak olan gırla yazar var ortalıkta aha.

bu kadar sahiplenmem garip gelebilir, kabul, çünkü seviyorum ben burayı yalan değil. eskiden tamamen kafaya göre yazar uçurulan "demir yumruk" dönemi bundan daha doğru değildi bence, ama sözlüğün o zaman daha çok içerik sunduğu, daha az sinir bozduğu da ortada yani.

ocanal'ın dediği doğru, yönetimden tamamen bağımsız bir troll paylaşım platformu en doğru çözüm olurdu.

edit: bu arada şöyle bir şey buldum ilgili olarak, çoğu geyik gerçi (bkz: ekşi sözlük troll listesi)

çok sağlıklı olduğu söylenemez ancaaaak, bana bir cilt doktorunun bana söylediğine göre güneşin altında saatlerce kontrolsüz yatmaktan daha güvenliymiş solaryum. sırtımdaki sivilceler için gitmiştim, bana tavsiye etmişti. tabi ki az giriceksin, hem sefer olarak hem dakka olarak.

çok tehlikeli.
bu konuda açıklama yapmaya uğraşmayacağım ama girmekte kararlı göründüğünden çok daha önemli ve yararlı bir kaç şey yazacağım;
*mutlaka solaryum için özel krem kullan girerken. çıktıktan sonra da nemlendir yeterince.
*bronzlaşmak için 4 seans yeterli ; 1.seansta mutlaka ve mutlaka 5 en fazla 6 dakikayla başla 10dakika ÇOK FAZLA! HELE İLK SEFERİ İÇİN ÇOOOOOK ÇOOOK FAZLA! Bak iki kere yazdım.
*aradan 4 gün geçsin; 8 dakika gir. 3 gün geçsin yine 8 dakika gir, 3 gün geçsin 10 dakika gir. süper bronzlaşırsın.Araya mutlaka yeterli zaman koy.
*bu aralar sevişmiyorsan ya da senin/partnerin için sorun olmayacaksa her yerini bronzlaştırma; ne kadar korunsan o kadar iyi.

Yalniz yanlış anlaşılmış sanırım,kesin girecegim diye bir durum yok hatta söylediğim gibi sonradan korkup vazgeçtim.


Benim anlamadığım sey bir kere girince bile bu kadar zararlı oldugu dogru mu?solaryum bağımlısı olmayacaktım sonucta.

yalnız bir kere 10 dakika girince o seni bütün yaz götürücek diye bir şey yok.

Yahu bunlari biliyorum,Türkiye'ye gelene kadar zaten etsin istemistim.1-2 ay kadar yani :)

Benim ogrenmek istedigim sey farkliydi.

erken kırışırsın.

ultraviole ışınlar (güneş dahil) zararlı. kıllarımızı kaybettikten sonra zaman içinde bedenlerimiz bu duruma karşı bronzlaşmak şeklinde bir tedbir geliştirdi, ancak söylediğim üzere, bu bir önlem.

sağlıklı olan, tenimizin doğal rengi. bu yüzden güneş görmeyince tenimiz normal rengine dönmek istiyor. çünkü "sağlıklı bronzlaşma" diye bir kavram yok. yok yani direkt.

diğer örnek nasır. sürütnmeye maruz kalan yer zarar görmesin diye derimizin aldığı bir önlem. etken ortadan kalkınca nasır da düzelir. nasır sağlıklı mı ? ha bir zararı yok evet, ama normalinin normal cildimiz olduğu malum.

neticede kararı siz verin. "güneş çok sağlıklı" değil, D vitamini sentezi için sadece eller ve yüz bile günde 15-20 dakika güneş görse yeterli denir. bundan sonrası fazlalık.

solaryumun teknik detayını bilmiyorum ama güneş'ten daha zararlı olacağını sanmıyorum. zira güneş'e istediğimiz gibi ayar yapamıyoruz ama solaryum muhtemelen insan sğalığı göz önüne alınarak geliştirilmiştir. ha ama temel prensip aynı, cayır cayır ultraviyole.

İkisininde özellikleri aynı, 1.si 17 diğeri 15 inch senin için mobilite önemli ise 17 inch evde kullanacaksan 17 inch al. Bu arada 2000 lira bütçen varken samsung değilde daha kaliteli bir marka al derim.

volkanayadin +1. biraz daha düşük özelliklerde bir asus'un aynı fiyata daha uzun ömür sunacağına eminim.

teşekkür ederim arkadaşlar. peki öneriniz var mıdır bana ? samsung fetişi değilim ancak olası durumlarda hizmet faktörü önemli garantisi/parçası vs...

önerilerinizi bekliyorum.

şöyle bir şey nasıl ?

(git: ) www.hepsiburada.com )

baktım da yalnız benim attıklarımdan aman aman bi fark göremedim hocam. yanlışsam düzeltin. bi tek ekran kartı daha yüksek sanırım. kıyaslama yaptım da benim attığım laptop daha iyi be sanki :)

özellikler aynı olsa da marka konuşuyor, asus size daha çok dayanır :) Tabiki de siz bilirsiniz ama sonradan pişman olmayın yani.

şimdi yazdıklarınızı inceleyelim:

açılıp kapanırken onarılıyor yazıyor. bi süre kapanmıyor: anlaşılan bu mesaj ile açılıyor, siz kullanıyorsunuz, işiniz bittiğinde kapanırken yine bu mesaj çıkıyor.

açılırken de aynen onarlıyor yazıyor: az önceki cümlenin üzerine bir şey katmıyor bu.

ekran siyah oluyo açılınca: şimdi iş değişti, demek ki kullanamıyormuşsunuz.

şu anlattıklarınızla ancak tahmin yürütebiliriz (fal bakmanın kibarcası), bu tahminler de sizin çözebileceğiniz sorunlar değil. garantisi varsa servisine, yoksa başka bir servise götürün. bana sabit diskiniz içindekilerle beraber bu dünyadan ayrılmış gibi geliyor. ya da ayrılmaya çok yakın.

(bkz: #32263573) stylish deneyin, greasemonkey'den daha hafif gibi geldi bana. kullanmadım ama styles tuner'a da bu css satırlarını verebiliyor olmanız lazım.

noscript'e neden ihtiyaç duydunuz anlamadım, abp tek başına yetiyor bende.

i.imgur.com

noscript'i genel olarak kullanıyorum, tabi çok da büyük işlevi yok.

o kod bir harika dostum :) arkaplan rengi için de kod var mıdır? hazır bir eklenti kurmuşken burada da kullanalım.

styles tuner'da yalnızca renk ve font değişikliği yapılabiliyor.

edit: kodları buldum, rengi antikten aldım ve son kodlar şöyle oldu:

@namespace url(www.w3.org);
@-moz-document domain("eksisozluk.com") {
aside {
display:none!important;
}
body {
background:#cbcbcb!important;
}
#content-section{
width:98%!important;
}
}

bu arada ekşi için başka stiller de yapılmış: userstyles.org

çok teşekkür ederim.

Zamanın göreceli olmasının nedeni zaten bu. Hız dediğin şey zaten yol/zaman. Senin aracın içinde algıladığın zaman ile dışardaki insanların algıladığı zaman farklı. Yani burdaki öenmli bir değişken olan zaman senin ışık hızına geçmeni engelliyor.

Not: Sözelciyim, fizikçi arkadaşlar daha net açıklayacaktır.

Yani bir bakıma aracın içindeki kişi için zamanın yavaşladığını mı düşünmeliyiz. O hızlandıkça zaman onun ışık hızına geçmesini engelliyor mu böyle mi anlamalıyım ?

Emin olmamakla beraber okduklarımdan bunu çıkarttım.

80 km/h ile giden bi otobüste 1 km/h ile hareket edersen saatte 81 km hızla hareket etmiş olmazsın. saatte 1 km ile yürüyor olursun. öyle bir toplama olayı yok yani. fizikte iş konusunda da mesela, araç içerisinde giden bir insanın yaptığı iş 0 olur. işi yapan araçtır çünkü.
bu bağlamda misal, star wars'ta hiperuzay'a geçen bi ayrılıkçı kruvazörü düşün, hiperuzayın ışık hızı olduğunu varsaysak, general grievous paytak paytak yürüse geminin içinde, geminin gittiği yöne doğru, kendisi için ışık hızını geçmiştir diyemeyiz.

böyle saçma sapan şeyler uydurdum, muhtemelen yalan yanlış şeyler. elimden gelen bu kadar ama napayım :(

loser blueser, 80 km hızla giden bir aracın içinde 1 km hızla yürürsen yere göre 81 km hızla hareket etmiş olursun.

ilk iki cevap her şeyi anlatıyor, ve loser blueser'ın söyleidiği de doğru.

hız birimlerine dikkat ediniz: otobüs yere göre (hızı 0 olan yer) 80 km/saat ile gidiyor. otobüsün üstünde yürüyen adam da otobüse göre 1 km/sa ile gidiyor ANCAK otobüsün üstündeki 1 saat ile yerdeki 1 saat aynı değil. adamın yere göre hızı asla 81 km/sa olamaz, 80.999999999999999 km/sa olur.

80.99999999999 km/h olayını açar mısınız ?

loser blueser, 80 km hızla giden bir aracın içinde 1 km hızla yürürsen yere göre 81 km hızla hareket etmiş olursun.

hız belirli bir referans noktası üzerinden hesaplanır. örneğin dünyanın kendi ekseni etrafındaki hareketi ortalama(ekvatorda en yüksek, kutupda en düşük) dakikada 27 kmdir. yine tüm güneş sisteminin ve tüm galaksinin bütün oalrak hareketleri düşünüldüğünde gözlemcinin lokasyonun göre hızın yüzbinlerce kilometre olduğu veya 0 olduğu noktalar olabilir.

tüm olası gözlem noktalarında yapılan tüm olası hareketlerin tamamının ortak özelliği ise ışık hızından daha yavaş olmalarıdır.

tekrar söylüyorum, ilk iki cevap her şeyin özeti ama yine toparlamakta fayda var.

ışık hızına yakın hızlar söz konusuyken newton fiziğini artık terketmelisiniz. bağıl hız denklemi [ v(bağıl)=v(cisim)-v(gözlemci) falan] artık işlememeye başlar. çünkü burada v, "birim zamanda alınan yol" diye tanımlanıyor. sorunun kaynağı burası, çünkü bu model "birim zaman evrende her yerde her zaman aynıdır" diye bir varsayıma dayanıyor ki artık bunun yanlış olduğunu biliyoruz.

önceki örneğe dönersek: otobüs önümden 80 km/s ile geçiyor. üstündeki adam da 1 km/s hızla yürüyor. ben bunları 1 saat seyrettim (otobüs 1km'den uzunmuş tabi adam yürürken düşmesin diye)

kronometreye bastım, 1 saat geçti, otobüs 80 km yol aldı. ben de diyorum ki "bu otobüs 80 km/s ile gidiyor" - burası ok.

otobüsteki adamda benle beraber kronometreye bastı, 1 saat yürüdü, 1 km yol aldı. bu adam da diyor ki "demek ki ben 1 km/s hızla yürümüşüm"

ben de bu adama gidip "nah" diyorum.

olay burada kopuyor. otobüsteki adamın saati daha yavaş çalışıyor. o 1 km'yi 1 saatte aldığını sanıyor ama aslında benim saatime göre bu iş 1 saatten fazla sürdü. hareket ettiği için zaman o adam için daha yavaş işledi. yani 1 km'yi 1 saatten uzun sürede aldığı için aslında hızı 0.999999 km/s. bana göre ise 80.99999999 km/s

daha yüksek hızlarda örnek daha anlaşılır olabilir: siz 0,5 ışık hızı ile giden bir uzay gemisinde kolbastı oynuyorsunuz, ben de dünya'dan (ortalık karışmasın şimdi dünya sabit düşünelim) sizi bir teleskopla izliyorum. sizin hareketleriniz benim için yarı hızıdna olacağından kolbastı değil zeybek oynadığınızı düşüneceğim - zaman size daha yavaş işliyor. ama siz bunun farkında olamayacaksınız çünkü karşılaştırabilecek bir şey yok ortada. karşılaştıralım derseniz:

sizi 0.5 ışık hızı ile güneşe göndereyim, sonra oradan geri gelin. bu iş kabaca 8 dakika sürecek. benim kronometrem 00:08:00 gösterirken, dünya'ya indiğinizde sizin kronometreniz 00:04:00 gösterecek.

artık bundan basit anlatamıyorum, hala akla yatkın gelmediyse genel rölativiteyi komple reddetmeniz gerekiyor.

yok reddetmem ama tatmin olmadım diyorsanız, artık en somut örnek bu (bkz: #18047751) - www.phys.lsu.edu

ışık hızı aşılmamış mıydı zaten?
benim bildiğim ışıktan daha hızlı dalgalar var fakat kütlesi olan birşey (parçacık) yok ışık hızını aşabilen şu an bildiğimiz kadarıyla
sadece bir süre nötrinolar konu olmuştu ses soluk çıkmadı ondan hiç denk gelmedim

nötrino olayı yanlış ölçüm çıktı, şu an hala ışık hızını geçen bir parçacık gözlemleyemedik. en.wikipedia.org

einstein 90 yıl sonra hala haklı çıkıyor.

yakın zamanda benzer bir duyuruya çok detaylı bi açıklama yapmıştım: (git: 574096)

bir de bu var alakalı: (bkz: #32686957)

hatta ve hatta: (bkz: x neslin entry ve başlıklarını y metreden tanımak)

8284 ne yahu?

bende o huy türemedi, zaten öyle noktalama isaretleri, yazim kurallarini bilmeyenlerden biriyim bende. hatta klavyemde ğ, ş bir de cengelli c yok, copy paste ettim simdi, cok takilmiyorum acikcasi böyle durumlara cok abarti olmadikca. yani cok rahatsiz oldugum yaziyi okumam gecerim.

duyuruda bolca var, paragrafsiz yazmis mesela okuyamiyorum. geciyorum öyle olunca.

bence cok sacma, abarti olmadikca önem vermeyin, dil arac sadece.

islam'ın en fatal bug'larından biri bu.

fazla yüsek/alçak enlemlerde güneşin ufukla pek alakası olmadığından "güneş ufuktan doğmadan" yok efendim "gün ışımadan" gibi kavramlar yalan oluyor. iftar sahur olayı zaten ayrı bir komedi.

bu gibi durumlarda yakınlardaki (mantıklı miktarda gün ışığı alan) bir ülkeyi referans alırlar. yani aradığınızı bilimsel olarak hesaplamak imkansız, çünkü kuralların kendisi başta bilimsel değil, matematiğin evrensel kurallarıyla alakası yok.

bu işinize yarayacak: praytimes.org - unutmayın ki vaktinde güneşten bşaka bir şey yoktu, buradaki fonskiyonlar tamamen insanların sonradan eklemesi, onların deyişiyle "çözmesi".

bin fetva giriyor o işin içine istisnai bir sürü püsür girer işin içine. hedef kitlen çoğunluğu irrasyonel şeylere inanan insanlar. şimdiden kolay gelsin.

akilli telefonlarda bu isi yapan kirk tane uygulama var. niye cihaz tasisin millet bir de?

Duydum ki Türkiye'ye gelecek olanların işlemcisi 2. sınıf bir işlemciymiş.
Onun dışında s3'ten sonra biraz hayal kırıklığı oldu s4, bence s3 hala giderli bir telefon.

s4 en iyi telefon olabilir ama 3 ay sonra veya 6 ay sonra öyle olmayabilir daha iyisi çıkabilir, artılarını eksilerini iyi araştırmak gerek ayrıca ilk çıkış fiyatı tüm telefonlarda yüksek oluyor biraz aciliyet varsa alın derim ama aciliyet yoksa şu ilk piyasa gazını alsın fiyat otursun sonra alın bence gerçi o fiyatta ne olur kestirilemiyor şu an belki en fazla 200-300 oynar.
kaldı ki s3 fiyatları da düşebilir s4ün çıkışı ile o zamanda en iyi mi alınmalı yoksa s3 zaten çok iyi bir telefon, fiyat performans bakmak gerekir yeni fiyatlarla.

htc one daha iyi bir seçim olur bence.

dalga geçmiyorum, lütfen bu başlığın tamamını okuyun: (bkz: herkesin en iyi smartphone için delirmesi)

sonra aynaya bakın. düşünün. tekrar buraya sormayacağınızı düşünüyorum.

ha ille bir cevap istiyorsanız, s4'ü s3'ten ayıran özellikler 600 tl etmiyor.

Ben pantene'in tüm serisini (Şampuan,sac kremi,bakım maskesi,bakım yağı ve bakım köpüğünü) kullanıyorum,cok memnunum.

Ama bunlar yanında argan yağı tavsiye ederim.yalniz seçerken dikkatli olun,hakiki olmasına özen gösterin.

Edit:Anlayip,edip cevapliyorum ben sahsen,herkesin sac yapisinin farkli oldugunu unutmamak gerekir diye de ekliyorum :)

schwarzkopf tabi ki. anlamadan etmeden cevaplıyorlar bakma sen.

bilgisayarda aynı anda çok işlem yaptığınızda işlemciye binen yük artıyor, bu da işlemcinin ısınmasına neden oluyor. işlemci ısınınca da mekanik soğutma sistemi olarak fanlar devreye giriyor. fanların bu şekilde ses yapması da normal.

bilgisayar ısındıkça fanların devir sayısı da artar, yani gürültünün artması demek bu. fakat bilgisayara zarar verecek sıcaklığa ulaşılamaz, sistemin bir güvenlik ayarı vardır, belli dereceye ulaşınca bilgisayar otomatik olarak kapanır.

edit: soru tarzınızdan hiçbir önbilgiye sahip olmadığınızı varsayarak en basit şekliyle anlatmaya çalıştım.

belki fan tozlanmış veya bozulmuş parçalanmış olabilir .kontrol ettir bence :)

ipucu: RAM'iniz 1 terabayt olsa bile değişen bir şey yok, darkred'in dediği gibi işlemciye binen yük olay.

3 yillik laptopumu acip fani temizledim gecenlerde, tikanmis resmen. cok isiniyordu ve cok cilgin fan sesi yapiyordu islemci yuklendikce. simdi misler gibi. bilgisayar 1-2 yilliksa bir temizle(t)

bringing out the dead olabilir.

istediğin ile hiç ilgisi olmasa da:
www.imdb.com
tek adam, tek mekan.

anayurt oteli. yalnızlık üzerine başka bir film tanımam.

bilmediğimiz bi teknoloji değil.turbo teknolojisi.suan piyasadaki araçlar(motoruyla oynanmamış) limitlidir.limitöre sahiptir.hız ve devir limitörü.bunu motorun beyin kısmından kaldırırsan ve aracın motorunu güçlendirirsen bu tarz görüntüler normal olur.bir de arabanın turbo açtığı bi devir aralığı olur 2. vitese düşürüp,o devire ulaşınca turbo devreye giriyo ve müthiş hızlanıyor.
bu hızlanmayı görünce gözüm benzin göstergesini aradı nitekim video başı ve sonu farkı görebilirsin :)

benzin göstergesi var. deponun 5'te birine yakını gidiyor:)

nirvanaaa'nın cevabı hayal aleminden. "fake" diyip atsam kesin itirazlar gelecek o yüzden üşenmiyorum sabah sabah:

1- turbo her zaman çalışır, motorun "turbo'yu açması" gibi bir olay yok, sadece belli bir devir aralığında turbo "canlanır", adam gibi güç üretmeye başlar. bu devir aralıklarının dışında da turbo çalışıyor her zaman, ama katkısı az olur.

2- hız neyse de devir limitörü sadece siz 300 yapmayın diye değil, motoru korumak için de orada. limitörü kaldırsanız da bu kadranlara sahip bir otomobilin 7000'i 8000'i geçmesi, hadi geçti diyelim hala bu kadar güç üretebilmesi, hadi iyice abartıp üretti diyelim hala hayatta kalabilmesi mümkün değil. motoru çok temiz elinize alırsınız.

3- 2. vites 170'te, 3. vites 230'da bitiyor. şöyle bir baktım, veyron'un (1000 beygir, bin) 2. vitesi 160'a gelmeden, 3. vitesi 200'e doğru bitiyor (media.caranddriver.com) o hızlanma değerlerini verecek motor-şanzıman olsa yer yerinden oynamıştı çoktan. bir şekilde böyle bi motor yaptınız, bu kadar torka dayanacak şanzımanı da yapmanız gerek. eğer bunları amatör halinizle mümkün kılabiliyorsanız zaten dünyanın en hayvan süper spor otomobilini ürettiniz demektir, tebrik ederim.

4- 360'ı falan geçen otomobillerin lastikleri özel üretim olur, sadece o araba için tasarlanır. sizin bizim alacağımız lastikler bu hızlarda paramparça olur.

5- bunların hepsini kurtarsanız da o göstergeler ta oralara gitmiyor gerçek hayatta. takılır kalır bir yerde.

video bir oyundan, orijinali sanırım bu: www.youtube.com forza'da dünya dışı modifikasyonolar görmüş bir s60'a aitmiş, yorumlarda bir sürü daha saçmalığa dikkat çekilmiş. yani evet, fake. yukardakiler de bilgi olsun, herkes her gördüğüne "bu tarz görüntüler normal" demesin.

bu video bariz fake. fakat bu tarz bir sistem vtec motorlarda var.

birden aşırı güç üretebilme potansiyeli mevcut. pistonları kontrol eden kam mekanizmasının belirli bir devirin üzerinde çok farklı çalışmasından kaynaklanıyor.

youtube'a honda vtec engine yazarak ulaşmak pek kolay.

e cevap hakkı doğmuş bana cevaplıyım.
1- öncelikle turbonun marşa bastığın andan itibaren çalıştığını biliyorum ama max tork uyguladığı bir hız devir aralığı vardır.
2-hız limitörü araclara hangi koşullarda binileceği bilinmediği için fabrikalar tarafından fix bi uygulama olarak konulur,bunu kaldırarak biraz daha yüksek hızlara ulaşılabilir.bir de motor güçlendirilirse bu tarz görntüler olabilir.sonuçta o hızla 15dk gitmiyo motoru eline almaz,motor teknolojisi ilerledi.(yalnız bu videodaki biraz abartı olmus evet)
3-bunlarla uğraşanlar gayet var tabikide kendilerine hobi edinmişler
4-dediğim gibi kısa bi süre o hızla gidiyo lastik hemen paramparça olmaz.
5-göstergeler gitmiyor demişsin hem suana kadar yazdıklarımı hem de gitmez dediğine cevap olarak link vereyim. www.youtube.com

ispiyonculuk ruhunda varsa zaten duramaz ispiyonlarsın. mesela gelmiş buraya ispiyonluyorsun şu anda. gammazlar aynı zamanda dedikoducu olurlar.

ispiyonculukla ne alakası var abi.

ben genelde çoğu kişiyi uyarırım.

fakaaaaat

buranın da kuralları var ve en basit kurallardan bile haberi yoksa, adamaın "e sikeyim bi kurallardan haberin olaydı" deyip ispiyonluyorum, ki 3-4 senelik sözlük hayatımda 30-40 ı geçmez ispiyon sayım.

ben eskiden uyarırdım. şimdi direkt ispiyonluyorum çünkü onun da mesajı gidiyor yazara. buna rağmen değiştirmeyenler mevcut.

konsepte bu kadar hakimseniz bunu ispiyonlarınızla da görmek isteriz.

beni de ispiyonlamışlar geçen hafta yanlış ispiyon olduğu için güldüm geçtim.

bana mesaj atsaydı ispiyonlayan kafa göz dalardım çünkü konsepte hakim değil neyin ne olduğunu bilmiyor...

mesaj.

8284 için değil, genel konuşuyorum: ben kabak gibi format hatası görürsem direk ispiyonlarım. ince hata görürsem yazarı bi incelerim, eğer gerizekalı olduğuna karar vermezsem mesaj atarım. aksi durumda yine ispiyonlarım.

gerizekalılık değerlendirmem gayet şahsi; istatistiklerine bakarım, ne kadardır yazıyor, kaç entry girmiş, üslubu nasıl, nazik mi, saygılı mı, silinme istatistikleri, anketçi mi link dilencisi mi liseli mi vs. şöyle bi göz atarım.

sizin yaşadığınız durumlarda ben hardcore dalıyorum, adamı uçurmak için gelimden geleni yaparım:

son yazdıklarından bir 100 entry bakarım - özellikle ilk zamanlarında yazdıklarına. tatmin olmazsam yazar adını boktan başlık formatlarında aratırım. (hata ihtimali yüksek yerler: * maçı, *vs, sevgili*, recep tayip erdoğan gibi) zaten formata ya da kurallara hakim değilse kesin bir şeyler çıkar, sıradan hepsini ispiyonlarım. entry'leri kenara not alırım, 3-4 gün sonra geri gelip editlemiş mi diye bakarım, editledikleri hala legal değilse yine ispiyonlarım.

siz iyi bile dayanmışsınız. burası twitter değil, blog değil. 8284 olsun başkası olsun bu ahmakların bunu anlaması gerek.

moderatör müsün ? - hayır.
niye uğraşıyosun ? - benim en sevdiğim internet sitesinin içine edilmesini istemiyorum.
ruh hastası mısın ? - belki.

kanzuk'a layıkınca hizmet etmek, sözlük yönetiminin gözüne girmek istiyorsan ispiyonlamalısın. unutma ki bütün moderatörler bir zamanlar yalnızca sadık ve çalışkan gammazlardı.

ps4 diyorsunuz ama bu yıl sonuna doğru gelecek, gelince de fiyatları hemen düşürmeyecek, yani 2014'e kadar fiyatlarda mucize beklemeyin derim, hele ki türkiye'de.

ürün mis, gt5 ve uncharted 3 zaten ps3'ün en güzel nimetleri, fiyatı da gayet uygun. zaten bu iki oyun toplamda 200 falan ediyor.

xbox'da kopya oynayabiliyorsunuz tabi bu apayrı bir boyut katıyor olaya. fiyatı da ps3'den daha ucuz.

bekleme ya ne beklemesi? bekleye bekleye yalan oluyor hep böyle şeyler. ben ps3 diyorum her türlü, bunun zevki anca arkadaşla falan oynayınca iyice çıkıyor ve türkiyede ps3 bu açıdan baya önde.

xbox'a bulaşma derim, live'ı paralı, oyunları microsoft henüz resmi olarak türkiye piyasasına aleti sokmadığı için ps3 oyunlarından bile pahalı, ikinci el oyun bulmak çok daha zor ps3'e göre. kopya oyun oynarsın ama online oynayamazsın onu da xbox'ta, banlanma ihtimalin var sürekli. online oynamayınca da oyun oynamanın bir anlamı kalmıyor.

ps4 çıktığında bile ps3 fiyatları düşmeyecek çünkü ps3 oyunlarını desteklemeyecek ps4 deniyor. desteklerse belki düşer ps3 fiyatları ama celeron 300a'nın da dediği gibi 2014'ün sonlarına kadar mucize beklememek lazım.

bu arada linkteki aletin fiyatı uygun bence de. gt sevmiyorum ama uncharted 3 playstation'ın en iyi exclusive oyunu.

"her şey üst üste gelir" gibi bir şey...

(birleştirilen/bir araya getirilen) her şey (dağılır/dökülür),

toplama bilgisayar almayın şeklinde türkçeleştirebilirim.

biraraya getirilen her şey dağılıyor, diziyi fazla izlemedim ama adamın yapmaya, bir araya getirmeye çalıştığı her şey bozuluyor/dağılmıyor muydu?

2- evet. evet.

en çok hesap işletim ücreti platinde oluyor.

platin ile limitinizi araba alabilecek değerlere çıkartmak mümkün.

platin olsa ama limiti düşük olsa olmuyor mu?
parafın platini ne kadar yıllık

bazı platin kartların daha çok avantajı oluyor misal bir ürün aldın kartla sonra çalındı bozuldu ürünün parasını bankadan alabiliyosun )world card için geçerli) öte yandan advantage platinum içinde dış hatlar terminalinde ücretsiz lounge kullanıyorsun. karta göre değişiyor yani. akbankda bir cacık yok ha klasik ha platinum. ayrıca kart aidati katmerli gold 50 ise platin 80 tl

bana da akbank axess gelecek dostum ya..bir lounge tarifesine baktım 25 tl filan diyor. o nedir anlamadım..

pek kolay olmaması lazım, google'a baktığınızı tahmin ediyorum ama sırf dx'i uninstall etmek için varolan programlar var.

elinizde vga çıkışı olan bir laptop var.
elinizde vga girişi olan bir TV var.

sanırım hdmi kablo almayalısınız. en uygunu bu gibi. yani düşünüyorum ama başka ne ihtimal olabilir ki zaten.

eğer sorun "vga çıkışı olan bir laptop+vga girişi olan bir TV" ise, vga kablo ve 3,5mm erkek-erkek veya 3,5mm erkek- 2xrca erkek ses kablosu olmalı.

kum seçimini iyi yap, mümkünse hergün temizle

(bkz: kedi sahiplenmek isteyenlere tavsiyeler)

ne kadar büyük bir sorumluluk olduğunun farkında ol, ne kadar masraflı olacağını hesapla. tuvaletini koyacağın havadar bir yer olursa iyi olur, dışkı gördüğün an temizle, bir de taşlaşan (adını hatırlayamadım) kumlar iyi oluyor, temizlemesi falan kolay, daha pahalı ama... bir de bence çok hareketli bir şey alma, evin altını üstüne getirebiliyorlar... benimki çizimlerimi parçalayıp, masadaki her şeyi yere atıyordu, ısırıp, tırnaklarını geçirmesi de cabası... çok küçük alma yanlış hatırlamıyorsam 2 aya kadar anne yanında olması iyiydi.