600d kullandım bir süre baya da randıman aldım. hatta sadece fotoğraf için değil, video açısından da çok kullanışlı bence düşünme bile.

hobi olarak takılacak olsam aynasız 4/3 makinalara bakardım. taşıması rahat, bütçeye uygun.

teknoloji gelişti. koca koca objektifli makineler alacağınıza daha kompakt ve hemen hemen aynı sonucu verebilen makineleri tavsiye ederim.

misal

fotografium.com

buyurun, sorularınızı alayım.

not: özelden sorma bence, buradakiler de faydalansın. :)

@klassno kalsın tabi, bir öncekini de silmedim zaten. herkese kaynak olsun :)
sorum yukardaki gibi hocam, hangi sektörde reji'den iş arayayım. parasız stajyer olarak çalıştırmayacak potansiyeller/sektörler var mıdır önerebileceğiniz?

öncelikle şöyle diyeyim, dizi/reklam/film diye ayırmak biraz ortalıkta kalmış, çünkü bunlar genelde ekip işleridir. yani reklam ajansının kendi ekibi olmaz, bir şirkete verir çektirir filan. ya da bir dizinin reji ekibini iki ay sonra film çekerken bulabilirsiniz. bu yüzden önceliğiniz siz rejide ne yapmak istiyorsunuz, ve hakkaten 10 yıl sonra ne iş yapmak istiyorsunuz ona karar vermek.

iki hafta kadar önce yirmibeş yıldır sektörde olan biriyle tanıştım, adam profesyonel yardımcı yönetmen. hiç kendisi bir şey çekmemiş mesela. yine aynı şekilde 40 yıllık focus puller'lar var, ancak bunlar bilinçli olanlar. herkes yarın bir gün kendi filmimi çekerim kafasında ilerliyor.

bunların dışında bir de televizyon rejileri var, orası apayrı bir dünya. sesçisi, ışıkçısı, asistanı, kameramanı, teknik yönetmeni vs vs vs. ben öncelikle sektörde nasıl işler var, hangi işler ilginizi çekiyor, neyi yapabilirsiniz vs şeklinde biraz literatür taraması yapın. biraz daha önünüzü görmüş olursunuz bu şekilde. :)

yönetmen asistanlığı yapmaya karar verdim. evet bunun hakkında yakın zamanda araştırma yaptım ben de. :) türkiyede çoğu kafa asistan yönetmenliği yönetmenlik için bir adım olarak görüyor, burada usta çırak ilişkisi olduğundan ötürü. yurtdışında, daha oturmuş sektörlerde yönetmen asistanlığına bir iş olarak yaklaşılıyor, adım olarak değil anladığım kadarıyla. iki türlü yaklaşımın da kendince faydaları olduğunu düşünüyorum.

sektörü ayırmamın nedeni maddiyat. yani hangi alanda ben para kazanabilirim maalesef bununla ilgileniyorum. bir sektör belirleyip o sektörde çalışan kişileri araştırıp iletişim kurmayı düşünüyorum.

ben aslında yazarlığa ve yaratıcı süreçle daha ilintiliyim. ama kişisel olarak kendimi zorlamak, kendimi organizasyonda geliştirmek istiyorum. başaramazsam yeteneklerime yönelirim ama şu an bunu hedefledim :)

bende bi soru sıkıştırayım araya. bu işlere biraz ilgiliyim de haftasonları geleyim setinizde falan takılayım desem siktir mi çekerler acaba? özellikle bilgisayar üzerinden edit olayı çok ilgi çekici geliyor bana. kes yapıştır editle olayı yani. (post prodüksiyon mu diyorlar öyle bir şeydi)


soruma kaynak yapma çekil ulan dersen cevabı silebilirim bu arada. benimkisi sadece hobi ile alakalı :)

@syozkn selam, tabiki de yazın canım. ben sektörle ilgili hiç soru göremiyorum, kaynak olsun buralar. :)

ben nacizane cevap vereyim: kurgu için premiere, after effects, edius gibi kurgu programlarını bilmen yeterli, sete dahil olmana gerek yok yani :) bunların kullanımını öğrenmek için staj da yapabiliyorsun. beğendiğin yapımların kreditlerini dikkate alıp sosyal ağlardan araştırabilirsin bu kişileri diye düşünüyorum.

@syozkn değişir aslında gittiğin yere göre. bize sürekli böyle insanlar geliyor ve iki hafta sonra "çok yorucu" deyip kaçıyorlar. halbuki yorucu değiliz. ama diziye filan giderseniz büyük ihtimalle "çek git lan" derler. ha siz birisinin referansıyla gidip derseniz ki ben burada işi öğrenmek istiyorum, o zaman kimse ses etmez, ortama uyum sağlayabilirsen de işi de öğretirler ufak ufak. post prodüksiyonla ilgileniyorsanız da internette çok fazla ücretsiz tutorial var programları öğreten vs. bunlarla biraz ilerledikten sonra bir post ofise gidip bana burada kurgu öğretin der ve para istemezseniz öğretirler. çünkü programı kullanmak ve kurgu yapmak aslında bambaşka şeyler var. bu yüzden kurgucu ve kurgu operatörü diye iki farklı iş var mesela. :)

@raavann yönetmen asistanlığı ve yardımcı yönetmenlik (assistant of director ve assistant director) farklı şeyler. yönetmen asistanlığı biraz daha ben bu adamdan torpil koparır iyi çevre yaparım, yeri gelince ayak işlerini yapmaktan çekinmem ve işi de öğrenirim olayı. yardımcı yönetmenlik dediğimizde ise siz aslında bir yönetmensiniz demek. bir yönetmenin sahip olması gereken yüm yetilere sahip olmanız ve yönetmen sete gelmeden önce her şeyin hazır olmasını sağlamanız gerekir. diziler için en az bir gün önceden planlanır setler, filmlerde daha geniş bir zaman aralığı vardır. bu plan dahilinde diğer ekiplerle (ışık, kamera, ses, prodüksiyon, sanat vs) birlikte çalışıp yönetmene sadece "motor!" diyeceği ortamı hazırlamak görevi vardır. bu çok daha zahmetli bir iştir. ancak türkiye'de bu iş biraz daha asistanlıkla karıştırılır ve şu ara sektörde çok fazla yeni yetme - iş bilmeyen - birden ortaya çıkmış insan var. bunlardan biri de benim gerçi. :)

tüm olay aslına ekipçe çok esnek çalışma saatlerinde dahi kafa yakmadan çalışabilmek. zaten bir, iki farklı yerde çalıştıktan sonra önceki çalıştığınız insanlar size iş paslamaya, sizi davet etmeye vs başlar başarılıysanız ve bu şekilde zaten sürekli iş gelir geçer televizyonda çalışmıyorsanız.

önceliğin paranın devamlılığı ise televizyon kanallarına başvurmanda fayda var. zira dizi/sinema/reklam setleri iş oldukça varlar. dizi bitince ekip yeni bir işe başlayana kadar sende beklersin. ama televizyonda devamlılık var. en büyük riskin işten çıkarılman olur.
tecrüben yokken sanmıyorum ki yönetmen asistanlığı yapasın. ilk süreçte sete veya reji odasına gidip selam ben geldim demen ve oranın sistemini, akışını öğrenmen bile bir süreç. ve ne yazık ki öğrenme sürecinde de para kazanabileceğini sanmıyorum eğer güzel bir tanıdık sayesinde o işe girmediysen. tavsiyem ilk süreçte işi öğrenmek adına para almamayı göze alman. tabi bunu söylerken sağlam bi enişten veya amcanın filan olmadığını varsayıyorum.

son olarak yeri gelmişken söyleyeyim. dışardan çok ışıltılı ve çok güzel gözüken sinema sektörü, insanların açgözlülüğü, vicdansızlığı gibi etmenlerle aslında olabildiğine boktan arkadaşlar. reji ve televizyon kısmını bilemem ama post prodüksiyon ve set kısmı gerçekten zor ve ağır. uykusuz geceler, haftada tek gün repolar ve özellikle son zamanlarda ortaya çıkan maaşların geç veya eksik verilmesi gibi sebeplerden dolayı ben fazlasıyla soğudum. sizin gibi yeni gelecek arkadaşların umarım şansı yaver gider.

Bu yaz ben de yapacağım sanırım aynı şeyi. En fazla canın sıkılır bir daha yapmazsın ama ben genel anlamda kişiye iyi geleceğini düşünüyorum.

yaptım gene yapacağım. muhteşem bir doğa olayı

yaptim. yap. yapin.

Hep tek yapiyorum, kimseye teklif etmiyorum gel gidelim doye. Bir tek cantama teklif ediyorum gel gidelim diye, o da hemen kabul ediyor. En son 2013'te birileriyle tura gitmistim, kapris ve tavir cekmekten bir sey goremeden dondum ülkeye, o gun bu gundur tek geziyorum. Ama hic otel tatili yapmadim, hep gezdim.
19 mayis icin 4 gun izin sansim var, ne yapacagima karar veremedim hala:)

Yaptım, yine olsa yine yaparım. Akşamları biraz yalnız hissediyor insan kendini ama çok da problem değil.

Severek yapıyorum. Özgürlük güzeldir.

Yaptim, gerci dogrudan tatil amacli gitmedim ama gitmelerin sonuna 3-5 gun ben tatil ekledim. Tatile gitmis kadar oldum. Cok da zevk alirim. Hatta soyle guzel bir yerde bisiklet ya da atv kiralayip gezerek, istedigim yerde durarak dogali, plajli dolasmayi seviyorum.

Yaptım bayağı güzeldi,5 günlüktü.güvenli yerlere gittim sürekli gezdim zaten. izole otel içi tatil de değildi bayağı bayağı gezdim. hiç askıntılık yapan da olmadı benim gibi tek tatil yapan pek çok kişi de vardı, akşam yemeklerinde ingiliz yaşlı turistlerle takılıyordum epey muhabbetleri iyiydi. tabi içinde kalan bazı şeyler oluyor, orda çok şirin bir pub vardı tek başıma gitmeye çekinip girememiştim , arkadaşım filan olsa kesin giderdim mesela ama gündüzleri epey iyi keyifli geçiyor. kadınım.

2-3 gün bi otelde kalıp sauna, masaj falan açık büfe yemek yiyip dönmek iyi olabilir. fazlası bayar.

yapmadım ama en büyük hayalim kafa dinlemek istiyorum. :(

cool yalnızlık ile ezik yalnızlık arasında ince bir çizgi var. ben o ince çizginin ezik yalnızlık tarafında olmaktan korkumdan gidemiyorum. aklımda var ama.

4-5 günden sonrası gereksiz bohem bence sıkıyor çünkü ne yaparsan yap. her sene bir dönem muhakkak yapıyorum. tavsiyede ediyorum ayrıca.

Evet. Burada tatilin amacı önemli. Gezip sohbet edip eğlenmekse tek kişi olmaz. Kafa dinlemekse olur.

bir kez yaptım. bu yılda arkadaşlarım iznini ayarlayamadığı için tekrar yapıcam. deneyim olarak söyleyecek olursam, biraz sıkıcı doğal olarak konuşacak kimse olmayınca kendine fazla vakit ayırıyorsun bir bakıma iyi bir bakıma kötü. eğer sosyal biri isen zaten yeni insanlarla tanışır kaynaşırsın. çekingensen işin zor.

Yaptim, milletin kaprisini cekmektense tek yaptim. Iyiki de yapmisim inanilmaz dinlendim. Bu yaz ayni seyi yapabilirim.

Evet aksamlari biraz sıkıcı. Ben gunduz yuzup edip cok yorulup otele geldigimde birsz muzik dinleyip tv izleyip uyuyordum. Belki disari ciksam birileriyle tanisirdim ama yapmadim yattim uyudum oh mis

2-3 kere yaptım. çok sıkıcı
belki dozunda bırakınca (3-5 gün) iyi oluyordur. eğer insanlarla kolay tanışıp kaynaşabilen biriyseniz (ben öyle olamadım daha) eğlenceli olur

ben de yapıcam. zeytinli rock fest'e gidicem.

ne çok tek başına tatil yapan varmış. tüm yalnızlar birleşip hep beraber gitsenize:)

yaptım yine yapacağım

Yalniz bu 5 yildizli oteller single erkek kabul etmiyormus, boyle de bir durum var erkek kisileri icin..

rahatsan kesme abi. bakteri falan hikaye yaa. ne var sanki ölücen mi allah aşkına? yakışıyosa kesme.

Yok, bagisiklik kazanmak iyidir. Hasta etmeyen sey rahatsiz da etmez.

Saçını köpürtür gibi sabunla köpürtüp güzelce durularsan bir şey olmaz.

tabiki hayır sen hergün ya da artık ne kadar sürede banyo yapıyorsan sakalları da saç gibi yıkarsan sıkıntı olmaz

büyük konuşmuş olmak istemem ama afedersiniz siksen kesmem.

temizliğine önem verildiği sürece bir sıkıntı olmaz, ben temizliğine önem veriyorum.

bir de ben oynamıyorum sakallarımla, bu da önemli birşey.

kes bence

şu herifteki gibi sakalım olsa mikseler kesmezdim.
edit: attığın linkteki.

Hangi herif?

bakteri öcü değil yaşamımızı onlar sayesinde devam ettirebiliyoruz zaten o kadar korkmaya gerek yok.

milyarlarca sinek yanılıyor olamaz.

la bebeler bı de bu arastırma ecnebılerde yapılmıs hanı su temızlıkte bızden once olanlar. ona ragmen sonuc bu. hıjyene onem verıyolarmıs. yav he he

senin gibi ona yazan tonla adamın arasından seni hatırlayamamıştır, özel bir insan mısın da hatırlasın?

Aynen öyle güzel kardeşim başka kapıya

Tekrar git konuşmak için. şansını dene, muhabbet etmeye çalış.. belki farklı olur bu seferki.

Bir günde bir sürü insanla muhattap oluyor sonuçta, siz sadece ona dikkat ediyorsunuz ama o kim bilir kaç insanla sizinle olduğu gibi tanışıp ayaküstü sohbet ediyor. Bence çok anormal bir durum yok, bir dahaki sefere gittiğinizde ne olacak bakalım. Yani sonuçta o size sizin ona baktığınız gibi bakmıyorsa, dikkatini çekip aklında yer etmeniz için bir sebep yok. Ama bu zamanla olmayacağı anlamına gelmiyor tabii ki.

Bilerek "hatirlamiyorum" demis olabilir, bu da yuksek bir ihtimal. "Seni cok da sallamiyorum" mesajidir bu. Yok gercekten hatirmiyorsa o da seni pekj sallamadigi anlamina gelir ki her halukarda senin icin durum pek iyi degil. Ote yandan gorurgormez sana sirilsiklam asik olmasi da ekstrem bir durum olurdu. Gercekten hatirlamiyorsam durum o kadar kotu degil. Ama ben ilk soyledigime daha yuksek ihtimal veriyorum. Kadinlar "hatirlamiyorum" lafini cok sik kullanir.

Vegan veya vejeteryan ise b12 eksikligi cekiyor olabilir

hatırlamadıysa boşver, bilerek hatırlamadıysa görünce yolunu değiştir. ama ne yazık ki bunun cevabını hiç öğrenemeyeceksin :)

gülümsemeye odaklan

Bir feministle neden enerjini harcıyorsun güzel kardeşim, kadın mı kalmadı muhitinde?

Seni herhangi biri olarak gördüğü için dikkat etmemiş, yani üzgünüm fakat dikkatini çekememişsin.

Benim de hafızam berbattır bu tür konularda, çok kez hatırlama mevzuunda zorluk çektiğimi biliyorum. Karşımdakinin bundan kırılacağını da hiç düşünmemiştim, bilerek yapmıyorum çünkü. O da bilerek yapmıyor bence.

Birkaç defa muhabbete oturursanız illaki hatırlayacaktır, yılma bence, bir defa daha şansını dene. Aynı durum hasıl olursa yine düşünürüz ne yapılacağını.

bacım şu ifşadaki mavi gözlü taş değil miydin sen? bulursun başkasını salla.

dönüp dönüp defalarca ağzına sıçanından var bende. :Ç

ülkede erkek bol, yenisini bul. taşı sıksan çüklü çıkıyor.

8 ay sonra dönen var.

dönen varda hayır yok.

+dönmeleri iyi bir şey oldu mu

ulan hatun taş gibi ama hala gidip de döner mi diye düşünüyor

haiku (japon şiiri) kitabı

www.idefix.com

www.idefix.com < sahaflardan bulabilirsen

japonların çay seramonileri meşhur onlara özel çay seti alablirsin küçük demlikleri var hoş değişik olabilir. tabi japon çayı da al. hoş o çaydan sonra japon kültüründen soğuyabilir.

Şemsiye

www.ucuzagetirdik.com

Çay seri +1000
Haiku olayı da güzelmiş, hatta bi set var böyle ahşap boggle gibi karıştırınca haiku oluyodu. Link bulursam eklerim.

Bir de yeşil çaya sarılmıs yasemin cicegi cayi var blooming jasmine miydi jasmine pearls müydü, öyle bi şey. O da ilginç bir çay.

fanus ve japon balığı al (trolleme amaçlıdır)

Bir cümle kullan bi daha onu kırmayacağın üzerine inandırıcı.hediye o tespiti yaptırmaz.

@tulay bunu japonca söylersem olabilir.
kendisi japonca biliyor ve döğüş sanatlarıyla ayrıca ilgili

ninja yıldızları yad ninjaların kullandığı zamazingolardan (meraklı olduğu için dedim troll amaçlı değilim bu sefer)

yanina da bir ozur karti koy o zaman

ごめんなさい (gomennasai) yaz en altina da.

manga alabilirsin (okuyordur büyük ihtimalle)

peki; ne aldınız ?

kendini iyi hissedeceksen katıl, daha da fazlasını bekleme...

O ne demek ki simdi, katilmadan nerden bilebilirim iyi hissedip hissedemeyecegimi. Yapanlar daha fazlasini soyluyor siz yaptiniz mi?

teşekkür ederim minik. aslında öğrenmek istediğim meditasyon yaparken uygulamam gereken nefes teknikleri. yapan bir dostum sağ sol burun deliklerini sırayla kapayarak yaptığı bir nefes tekniğinden bahsetti. ayrıca bir de mantra'mı öğrenmek istiyorum. webde çok fazla kaynak var ve yanlış bişeyler yapmak istemiyorum.

yav biri lütfen cevap versin ya. ben hep nasıl yapsak lan şu sözleri müzikten çıkarsak diye düşünüyodum.

kısmen uğraşıp becersen de pek başarılıolacağını sanmıyorum. midi yapmak zor bir iştir. ama aradığın şarkının önüne midi takısı ekle midili versiyonuna ulaşabilirsin. en kötü karaoke version yaz yine çıkar. yok illa ben yapacağım diyorsan, uğraşma derim.

midi yapacağın ilgili program bu.
www.audioutilities.com

öyle bir teknoloji yok.

çeşitli programlar var bunun için ama yaklaşık %90'a kadar başarı sağlıyor. tamamen ayıramıyorsun. programların ismini hatırlamıyorum, biraz araştırman lazım, ya da fl, reason falan gibi programlarla haşır neşir olan biri bilir bu tür programların ismini.

youtube'da "[şarkı adı] instrumental" şeklinde arama yap. ben yapıyorum, %70 başarı sağladım bu biçimde.

not: türkçe şarkılarda başarı oranı sıfıra yakın.

Gayette öyle bir teknoloji var. Zamanında audacity ile yapmıştım baya bir. ama söylenilen gibi anca %80-90 başarı veriyor.

Mixlenmis sesten vokali yuzde doksan oraninda silebilen biri varsa 8 yillik ses muhendisligi tecrubemi cope atip limon satmaya raziyim. Buyrun hodri meydan. Sarkiyi ben seceyim izin verirseniz.

bu tarz ekonomik vaatler tamamen popülizm adına yalan söylemekten başka bir şey değil.
hala benim adım kemal ben bulurum, yok bulamayacağını iddia eden karşıma çıksın gibi savunuyor vaatlerini. matematiksel hiçbir hesap yapmadıkları çok açık.
yani sen 1.500 yapacağım diyorsun ok, emekliye 2 maaş ikramiye diyorsun ok, peki devlet bahçeli ben 2.500 yapacağım emekliye 4 maaş ikramiye vereceğim derse; hayır veremezsin çünkü diyebiliyor musun? yani bu vaatlerin sonu yok ki...

çalıştığın yerden düz hesap 1000 tl aldığını varsayalım.

bu patron sana hayrına para vermiyor. sen aldığın 1000 tl için patrona 2500 tl kazandırıyor, katma değer yaratıyorsun.

yani sen çalışmak için para ödüyorsun gibi bir şey.

2500-1000=1500 bu patronun cebine giren kar.

kılıçdaroğlu faktörü burada devreye giriyor.

adam diyor ki "kardeşim sen bu insanı hayvan gibi sömürmeyeceksin. sen şu kar payını kıs bakalım biraz, bu işçi kardeşime daha fazla vereceksin diyor.

yani: 2500-1000 değil de 2500-1500 tl kazanmış olacak patron.



umarım anlatabilmişimdir aktroll kardeş. lütfen biraz mantık biraz objektiflik.

@canercuxy
peki neden 1.500 lira? kılıçdaroğlu faktörü bunu 2.500 lira yapamıyor mu? ha yapamıyorsa neden yapamıyor bunu açıklayabilirsen oyum kılıçdaroğlu faktörüne.

Populizmle oy toplamaya calisiyor. Her partinin yaptigi gibi.

Devletlumuz kemali elestiren-sorgulayan herkes aktroll tabi, elestri-sorgu yasak.

ben politikacılara hiç inanmam. vaadlere de kulak asmam. ancak kılıçdaroğlu'nun bol keseden salladığına da inanmıyorum, verdiği vaadleri tamamıyle yerine getireceğine de inanmıyorum. ama sadece köprülerden yıllık geçen araç sayısını bile ele aldığında ve oralardan gelen vergileri hesapladığında, aslında bunun ne kadar basit ve yerine getirilebilir bir vaat olduğunu görürsün.

şu an türkiyede yılda 20 milyar tl gibi bir rakam sosyal yardım adı altında dağıtılıyor zaten. köprüler gibi binlerce vergi gelir kaynağı var. diyanet'e harcanan meblağ dudak uçuklatan cinsten, bu ve bunun gibi kalemleri olması gerektiği gibi kısarsan her türlü o para toplanır. türkiye'de para yok değil, sadece o paraların nerelere saçıldığını kimse bilmiyor, bu yüzden de sanki hiç yokmuş gibi geliyor millete.

1. Devlet zorla sirketlere artik 1500 vereceksin diye dikte ettiremez. Ancak 1350 liradan kestiklerini kesmez bana cahil diyen kisi burayi iyi oku.

2.Ozel sektor devlete 1350 verir isciye 900lirasi gider. Devlet vergi sgk primi vs. Almazsa da bu yine cebinden cikmis olur.

Her iki durumda da devlete aylik maliyet 600 lira.

Son ihtimal: kemal bey butun ozel sektore asgariyi 1500 yapacaksiniz ulen der bunu zorunlu tutar butun sirketler de tabi neden olmasin der.

Nolursunuz biraz mantik.

en çok merak ettiğim vaadi bu. ulan sendikalarla hükümet 50 lira için görüşme iptal ediyo. bu adam nasıl yapacak çok merak ediyorum. bir de o iş işverenden alayım da işçiye vereyim gibi çok komik bir olayla çözülemez.

Iste mide bulandiran zihniyet chp tarafinda da tezagur ediyor. Akp elwatirince paralel cehapeli chp elestirince aktroll

Vay benim guzel memleketim

abi arsız işçi gibisiniz ya adam 1500 vericem demiş yukarda biride neden 2500 değil 1500 diyo. olayınız nedir anlamadım.

ekonomide her zaman bir denge noktası oluşur. 1500 lira yaptığı an ekmeğin fiyatı 1.5 olur aynı oranda her şey artar. O iş o kadar basit değil.

Iste bu populizm cok tehlikeli bos vaat gereksiz.
Mesela desin ki daha az kesinti yapicam maasi 1100 olucak otobuslere indirimli binecekler polis bedava binio sonucda vs.

İşçinin maliyeti artınca patron bunu ürünlere yansıtır, ürünler zAmlanır, enflasyon artar. Yeni yatırımların önü tıkanır. Kimisi de işçi çıkartır, işsizlik alır başını gider. Kayıt dışı ekonomi canlanır, asgari ücret 1500 iken 1200 e sigortasız çalışacak eleman çok olur, hatta işsizlik arttıkça bu eski asgari ücrete kadar düşer...kayıtdışı artınca vergiler yükselir falan filan....

> Devlet zorla sirketlere artik 1500 vereceksin diye dikte ettiremez. Ancak 1350 liradan kestiklerini kesmez bana cahil diyen kisi burayi iyi oku.

asgari ücret uygulaması nedir, bir tekrar bakıver. çok yanlış anlamışsın sen onu.

gene Türkiye ekonomisinin bazı tahminlere göre %80küsürü kayıtdışı. kayıtdışına çıkar diyenler için söylüyorum bunu. kayıtdışı ekonomi de tamamen engellenemez birşey değil, hele ki bu seviyedeyse hiç değil. engellemek istenirse şimdikinin aksine, o kadar kolay yürümez o işler.

tartışmaya kaldığınız yerden devam edebilirsiniz isterseniz.

başgan sen bu 1500 lirayı alıp millet yastığın altına mı koyacak sanıyosun? bence ekonomi canlanacak akış hızlanacak. onu da düşün

e o zaman 3000 lira yapsın daha çok canlansın :) hatta para bassınlar :)

yahu, piyasaya yoktan para sürmek değil ki maaşları yukarı çekmek; fiyatlar yükselir elbette ama alım gücünün aynı kalacağı bir seviyeye niye gelinsin? herşey aynı bırakılıp darphaneyi mi fazla işletecekler sadece, bunu mu planlıyor cidden kafanızda insanlar? öyle yahut böyle ekonomiden o kadar olsun bir zahmet anlayan kadroları olmadığını mı düşünüyorsunuz cidden yahu o büyüklükteki bir teşkilatın?

Ekonomiden anlayan adamlari var ama gercekci olmak onlara oy getirmez en maantiklisi dikkat cekecek bos vaad vermek. Yani bugun turkiyedeki tum personelin maasini bir anda 2 katina cikarirsin bu mesele degil ama alim gucu iki katina cikmaz sabit kalir.

Vergi veya zam olarak yansitmadigin surece asgari 1500 olmaz yansitincaada butun millete kol gibi girer bu sefer.

Onlarca makale ve yuzlerce veri var internette acin bakin cok zor degil. Pamuk ipligine bagli bir ekonomi, uretim yok alim gucu yerlerde. Ama adamin vaatleri süper.

Simdi son bir soru sorucam.

Mhp cikip asgari 2000 emekli 2000 olucak derse mhpye mi vermemiz gerekecek? Hic sormayacak miyiz lan bu adam neyi nasil veriyor kaynak nedir.

Ne guzel la en cok diyene oy verelim

hee anam hee troll. her fikir tartışmasında yapıştırın bi lakap. her olaya paralel diyen adamlardan farkınız ne? chp troll ü müsünüz?

videonuz.ensonhaber.com

bu videoyu biliyordum ama izleyince bi daha koptum ya AHAHAAHAHAH uzun versiyonunu bilen varsa rica ediyorum :))

biraz daha uzun versiyonu şurda :)
www.youtube.com

www.youtube.com

Ray Parker Jr.'a benzettim, değilse bile daha iyi ehe

su: en az dert edecegin seylerden birisi bence. aylik 20 tl'yi gecmiyordu tek yasadigim donemde.
elektrik: bilgisayarim 7/24 calisiyor, buzdolabi, tv, camasir mak ve bulasik mak kullaniyordum. haftada 1 elektrik supurgesi ve sabahlari tost makinesi ile kettle. 60 tl civari geliyordu elektrik.
dogalgaz: en zurnanin zirt dedigi sey bu. yalitimi olmayan 2+1 evde 450 tl odedigimi biliyorum bundan 10 sene evvel. yalitim, evin kacinci kat oldugu, baktigi cephe ve o sene havanin nasil gectigine gore degiskenlik arz ediyor bu. istanbul sartlarinda ekim sonundan nisana kadar aylik ortalama 200 tl'yi gozden cikartacaksin. ayrica oda termostati candir.
internet: standart. uye olacagin iss'e bagli olarak 50 ila 60 tl arasi diyebilirsin.

bunlarin icine ayda ortalama 50 tl hata payi birakacaksin. ilk hat aciminda verecegin bir suru depozitoyu da hesaba katmayi unutma.

temizlikci cagiracaksan temizlikci giderini de unutma. ayda veya 2 ayda bir cagirmak erkeksen tercih edecegin bir sey olabilir.

ayrica gozun korkmasin bir sekilde her sey cozuluyor.

Ev tutma oda tut.

Tek başınıza eve çıktığınızda ve nispeten içinizin rahat edebileceği bir semtte oturmak istediğinizde gerçekten çok masraflı oluyor ve insan bir aşamada hayatı sorgulamaya başlıyor çünkü sadece borçlarınızı ödeyebilmek için gece gündüz çalışmak zorunda kalıp neredeyse bütün maaşınızla kira ve faturaları ancak denkleştirebiliyorsunuz.

Örneğin,

Kira: 1500 TL (Beşiktaş)
Elektrik: 45-55 TL
Su: 20-30 TL
Doğalgaz: (Benim açımdan çok değişkendi. Bu kış ısrarla çok az yakıp 80 TL ödediğim de oldu, 180 TL ödediğim de oldu ama en fazla 180 geldi)
Internet: 30 TL
Digitürk: 50 TL
Cep Telefonu: 30 TL

Not: Muhtemelen apartmanda en düşük faturaları ödeyen kişi benim çünkü iş yoğunluğum nedeniyle hafta içleri en erken 21:00'de evde olabiliyorum ve bir de hafta sonları evdeyim. Yani fatura meblağlarını değerlendirirken elektrik, su ve doğalgaz kullanımının neredeyse minimum düzeyde olduğunu göz önünde bulundurmakta yarar var.

Kısacası tavsiyem ya bir ev arkadaşı bulmanız ya da eğer bu yaştan sonra başkasının ağız kokusunu çekemem diyorsanız mümkünse yapabileceğiniz bir ek iş falan bulmanız (tabii bunu İstanbul şartlarında işe başlar başlamaz 4000 TL ve üstü maaş alamayacağınızı tahmin ederek söylüyorum).

şöyle özetleyim:

elektrik: 50-60
su: 10-15
internet 50-60
doğalgaz: 6 ay için ortalama 200, ama bi ay 350 yi görürsün, zira götün donar.

yemek yapmayı öğrenirsen veya biliyorsan gıda masrafını minimize edebilirsin.
temizlikçi opsiyonel. ben 2 sene çağırdım, sonra lan dedim ben neden kendim yapmıyorum ki. hem bütün gün oturarak çalışıyorum eve gidincede hareket olur. tercih meselesi.

bekarsan 2500 tl ile geçinirsin.

4000 civarı kazanmayacaksan beşiktaş'ı o seçeneklerden çıkar bi kere.

rezidansta kalıyorum ama şehre uzak.
100tl'den fazla doğalgaz vermedim.
35-45 arası elektrik.
15-20 arası su.
80tl internet (50mbit + tablet)

100tl de aidat var.
rezidans olduğu için ev hep sıcak, kışın uzun kollu eşofman giymedim hiç evde.

Biz 3 kişi yaşadığımız ve öyle lüks bi evde yaşadığımız halde aylık ev masrafı kişi başı 1000 tl yi buluyor.
Daha birkaç gün önce 450 doğalgaz ödedik - ev teras kat, sıfır bina, sakın teras kat tutma! -
Dün bir alışveriş yaptık içinde yiyecek elle tutulur hiçbir şey yok, 350 tl verdik mesela. Bi gıda alışverişine çıksak bi o kadar da ona vereceğiz.

Tavsiyem, tek başına yaşayacaksan merkezi yerlere bakma. 1500-2000 kira vermek çok gereksiz tek bi kişi için. Git ünalanda yaşa örnekte yaşa, ama kadıköy merkezde uygun fiyata temiz güzel deprem sonrası ada kat yaşanabilir daire bulman imkansız.

3500 net gelirin olmadığı surece sürekli kuruş hesaplarak yasamak zorunda bırakır. Merkezlerde 1500 altında kirası olan evler genelde zemin bodrum ve konforsuz evler. Merkezlerdeki binalar eski ve çoğunda isinma problem. Ev arkadaşı epey rahatlatir. Tek yasamak biraz pahalı bir is

ben de bu yıl tek başıma yaşamaya başladım ve emin ol ki düşündüğünden daha fazla giderin oluyor, baş edemiyorsun.

şişli'de oturuyorum, 1+1 kiraya 1500 gidiyor. bodrum dairelerinde kalmayacaksa merkez bölgelerde kiralar bu düzeyde.
elektrik rahat 50-60 tl.
aidat 120 tl.
kombi aylık 180 tl, 1 ay 400lere çıktı.
internet fiks 60 tl.
en ucuzundan digitürk + spor paketi (ingiltere maçları için aldım) 25 tl. lig tv dedin mi 60 tl olur.

gördüğün gibi sabit ücret olarak ayda 2000 tl gidiyor. daha bunun gıda alışverişi var, dışarı çıkması var, üst baş var. bu ay dikkat ettim faturalar az gelir diyorsun 5-10 tl değişiyor. 3500 tl sınırına katılıyorum. istanbul'da tek yaşamak pahalı.

Papillon

1: Le trou
2: Papillon
3: Escape from Alcatraz
4: Das Experiment
5: Hunger

Bonus: OZ

shawshank redemption
papillion
green mile
law abiding citizen
the rock

konusu dövüş olsa da hapishane de geçiyor film.
undisputed 2 ve 3'ü tavsiye ederim. 2'den sonra 3ü izlemek çok ayrı keyif

Ben de das experiment tavsiye ederim

Türk olarak f tipi film

duvar
uçurtmayı vurmasınlar

city of god ve das experiment ilk aklıma gelenler.

1- Cool Hand Luke
2- The Great Escape
3- The Shawshank Redemption
4- The Green Mile
5- Filmim yok daha, o yüzden OZ diyeyim.

araba sürerken. kasetli ototeybi.

iş haricinde ne yaparsam yapayım müzik çalıyo muhakkak. yada şöyle mi demeliyim, ne yaparsam yapayım hep bişeyler çalıyo.

Sadece album dinlemek istediğim zamanlar var. O zaman.

Genelde her şeyde, biriyle konuşmadığım ve bir şey izlemediğim sürece. Çalışırken, dinlenirken, yoldayken, bisikletteyken, evi topluyorken, yemek yapıyorken, uyurken, sporda. Hepsinde.

yemek, eskiden ders. otururken, arabadayken, bazen de calisirken.

album dinlemekten kasit bir albumu bir oturusta bastan sona dinlemek.

playlist falan filan olmaz yani. ben hep album dinliyorum. yeni muzikleri sadece is icabi dinledigimden hep album dinlerim diyebilirim.

cemberlitas hamami var tarihi bir hamam, kese yaptirmazsan 60 tl ye takilabilirsiniz. cok guzel bir mekan.kese yaptirirsan 90 lira

hilton'da masaj, havuz paketi 90 lirayken çemberlitaş hamamı biraz pahalıymış.

bizim bi arkadaş grubuna galatasaray hamamında yazmışlar. orası biraz geyselmiş aklınızda olsun.

1- girersin terlik ve oda verirler orda üstünü değiştirirsin. daha önceden yanına aldığın deniz şortunu ya da sadece peştemalini üzerine giyip şampuan/lif/sabun vs. alıp terliklerini giyip aşağıya hamama inersin. (bu arada çalışanlar sana yardımcı oluyor bazı yerlerde)

Hamama inmeden önce kese masaj istiyor msunuz diye sorarlar. Evetse bi süre sonra keseci gelir o zamana kadar "sen biraz terle" deyip aşağıya yollarlar. Aşağıda sadece su dökün kese yaptıracaksan. Sabun falan yapma yani sadece sıcak su.

Sonra keseci gelir bi güzel yıkar seni, masajı da yapar sonra çıkarsın. Çıktıktan sonra ordaki amcalar seni bi güzel kurulayacak ve odana gönderecekler. Yat bi 15-20 dk uzan dinlen orda. Gazoz içmeyi unutma ve sakın hemen dışarı çıkma hasta olursun.


2- nerede oturuyorsun? (istanbul demişsin: anadolu yakasında çinili hamamı denedim üsküdarda, fena değildi. iki kişi 70 falan tutmuştu keseyle beraber)

3- yok.

Satılıyor beş liraydı yamulmuyorsam.

bir kaç yıl önce satılıyordu ama şimdi satılmıyor filan dediler bilmiyorum gidip sormaya da üşendim şimdi

Reçetesiz satılmıyor deniliyor fakat ben birkaç hafta önce almıştım reçete sormadılar.

gözünü kaynak alan ustaların en çok kullandığı göz damlasıdır visine. dolayısıyla peynir ekmek gibi satılır.

visine fazla suistimal edilen bir ilaç. ben de reçetesiz vermiyorlar diye biliyorum

geçen ay aldım reçetesiz. verilmekte.

online fps olur diyorsan point blank isimli oyuna bak derim. gelirsen haber et klana alayım seni :D

redux oynadım, şöyle ikinci dünya savaşı oyunlarından ne oynayabilirim? tavsiyelere açığım arkadaşlar :)

bad company 2 aslında baya iyi bi oyun onlaynda...

Red Orchestra oyunlarina bakin. 1.si olu ama Darkest Hour modu var zaten o hala oynaniyor(aksamlari) ve cok iyi. 2.si de iyi.

cod4
cod5
zaten bu özelliklerle kolay kolay kastıran oyun bulamazsınız.

ben ekran kartından dolayıda sormuştum. teşekkürler cevaplar için.

ttnet'ten lcd tv kazanmıştım.
ondan önceki sene radyo d'den matkap takımı kazandım.
o yılbaşı kral tv'den cep telefonu kazanmıştım.

eşim 2 ipad kazandı

3bin tane magnum yiyip lamborghini kazanan biri vardi. 3bin sms yollama azmine hayran olmustum.

Bana en fazla scorpions bileti, chill out bileti filan cikti :D

mercedes c180 coupe amg kazandı kuzen geçen sene

Türk Telekomdan Fenerbahçe - Antalya maçı bileti (gerçi çekiliş sayılmaz, ilk arayan kazanıyordu)
Adidastan 2006 dünya kupası şapkası.
ixir internetten 25 tl Hepsiburada hediye çeki.


Bir de sprite saat başı psp dağıtıyordu bir ara, DH forumlarında epey kazanan olmuştu.

benim bir arkadaşım var. kendisi de annesi de hep bir şeyler kazanıyor.

bense boş yok'lu promosyon ürünlerinden bile bir şey kazanamıyorum. kazansam da gelmiyor, ulaşmıyor zaten.

mcdonalds'ın bilmem ne alana bilmem hediyeli boş yok kampanyası vardı. bir değil iki değil üç veya dört kez aldığım halde bile çıkmamıştı.

operatörlerle anlaşmaları var belli ki, çekilişlerde bir şeyler veriyorlardır eminim ancak katılım yüksek olduğu için pek şans olmuyor. yemeksepetinde bile verilen siparişler akabinde çekilişe katılanların ne kadar yüksek olduğunu görebiliyorsun. oradan pay biç.

koca bir SIFIR.

Astoria AVM çekilişinden uçak kazanan tanıdığım var.

siz yazdıkça ne kadar şanssız olduğumu hissettim :D
ben de küçükken televizyon da bir program vardı ilk arayana hediye gönderiyorlardı, aradım adım ekranda çıktı v.s. 1 hafta sonra gönderdiler.
Erkek için bir şey kalmadığından dolayı kız çocuğu elbisesi :D
mahalleden birine vermişti bizimkiler bu kadar şanssızım anlayacağınız :D

ntvspor-maradona posteri

curve televizyon alan kiracıma iphone 6 çıktı.

geçen hafta mercedes'ten her yörenin meşhur bir ürünü olan gıda paketi geldi.

geçen cuma powertürk'ten hayal kahvesinde jehan barbur konser bileti kazandım. 2 sene önce de duman konser bileti kazanmıştım.

yıllar önce de power fm'den anneler gününde cem ceminay'dan beko vantilatör kazandım hala kullanıyoruz.

turkcell'den h2000 giriş ve scorpion ile tanışma kazanmıştım.


nivea'dan bir koli ürün gelmişti, bir koli de eti tutku gelmişti. bir sürü sinema bilet ve ufak tefek şeyler. şanslıyım biraz :)

alttaki arkadaş yazınca aklıma geldi bir kaç sene önce de kayahan'ın konuk olduğu bir radyo programından imzalı albümünü kazanmıştım :D

zamanında 200 milyon lira alışveriş kuponu kazanmıştık,şimdinin 1500 lirası gibi bir şeydi. vermemek için bir sürü abuk sabuk prosedür çıkardılar ama yılmadık tabi :)

Tchibo'dan I-pad mini kazanmıştık.

arkadaş bir tek ben mi kazanamıyorum :))

@six packsiz

abi benim yazdığımı okumadın mı, boş yok'lar bile boş çıkıyor bana, swh. var mı daha ötesi :/

@dahinnotha dostum aynı durumdayız o yüzden "tik" attım :D
ama bir gün yakalarsak bir şeyler şanssızlığımız kırılır bence :D

Çok uzun yıllar evvel bir avm çekilişinden Levis kot kazanmıştım.

komik gelecek ama ben ortaokul sıralarında iken walkmann de radyo dinliyordum kasetten sıkılıp genelde dinlediğim super fm di. o sıralar orkid milli voleybol takımına sponsordu. radyoda sordular işte o zamanın takım kaptanı kim diye.
özlem özçelik ti SMS attım :) aa bi bakmışım kazanmışım ahaha. bi yıllık orkid yollamışlardı anneme yaradı tabi:D

ah bu küçüklüğüm.
şimdi öyle çok yarışma kovalamıyorum.
ha bak geçenlerde garnier den yüz temizleme şeysi kazandım.

ha bak hatırladım o gönül dostu fisün varya! kandırdı beni pis. ha dinleyeceğimden değil ama kazandığım halde göndermemişti.
banu zorlu nun imzalı albümünü

UFak tefek şeyler kazanmışlığım var, genelde yemek yarışmasından ya da katılımdan kazandıklarım. Milli piyango gibi şeylere inanmadığımdan katılıp kazanmışlığım yok, etrafımda da yok.

2006-2007 civarı ülker, ambalajlarından çıkan şifreyi internetten yazıp gönderene ipod mu ne veriyordu. (oha araba falan da varmış).

hah buldum şu kampanya: benkazandim.blogspot.com.tr

eşimin kardeşi arkadaşlarıyla azmettiler. toptancılardan gidip yüzlerce, koli koli coco star aldılar (en ucuzu coco star çünkü). biri ambalajları açtı, biri ambalajdaki şifreleri notepad'e yazdı. biri notepad'den copy paste yapa yapa şifreleri girdi. bir veya iki tane ipod kazanıp sattılar. bizim de coco star yemekten içimiz dışımıza çıktı.

böyle manyaklar varken bize pek bir şey çıkmaması normal.

@kibritsuyu bu nasıl bir psikopatlık arkadaş :D

hepinize benden tik.

buydu galiba, gazozdan çıkmıştı.

1.bp.blogspot.com

ben zamanında ideefixe yarışmalarından cep telefonu dahil baya b ir şey kazanmıştım. Ama doğrudan çekiliş değildi, kitap alıntı yarışması mıydı ne, öyle bir şeyler. çok zaman geçti üzerinden hatırlayamadım. üst üste ilk 3e girmiştim vs.

"tik" neden atılmadı orasındayım ben.

geçen sene alem fm'de nihat ve sivrisinekten mercedes bakımı kazanmıştım, esenyurtta bir mercedes servisi idi, adını anımsayamadım.

çekmeköyden kalkıp esenyurta gittim bakım zamanı gelince, ilk defa beleş bir şey kazanmıştım çünkü.

gerçi değil esenyurt, ankara'da olsa yine giderdim. 900-950 yuroluk bir bakım ücreti lan boru değil :)

@teknikekip seni mi kıracağım :) genelde aynı durumda olduklarıma attım hocam

bir kaç çekiliş kovalıyorum ama umudum yok :)

8 yıl önce falan lisedeyken coca cola'nın kampanyası vardı şifre gönderene laptop hediye ediyordu. Yaşım tutmadığı için annemin adına göndermiştik (3 tane) sonra bizim haberimiz olmadan bi tanıdık aradı gazetede annemin adını görmüş ödül kazananlar arasında varmış! :D Baya sevinmiştik hiç beklemediğimiz bişey, sonra mektup geldi biz kapağı mektupla gönderdik derken Hp laptop eve geldi :) Hala da kullanılabilecek durumda dualcore işlemcili falan fena değil basit işleri görür.

firma büyükse gerçekten gönderiyorlar, 2 ipad kazandım internette yarışmalardan, ufak tefek hediyeleri saymıyorum, yaptıkları tanıtıma ciddiyete bakınca güvenilir olup olmadığı anlaşılıyor.

Internetten alisveriste vergi var zaten, magazada oldugu gibi internette de KDV'li olmak zorunda satislar.

Instagram sayfalari vs vergi kaciriyorlar. Devletin bu yakalayamadigi satislarin vergisi icin isini duzgun yapan internet sitelerine ekstradan vergi yuklemesi dogru degil.

devletin alamadığı vergiler seni neden rahatsız ediyor ki. en büyük soyguncu devlet zaten. eze eze belini büktü vatandaşın faturaydı, vergiydi bilmem neydi diye.

Vergi gelsin denilen bu tür satışlar olsa gelsin tabii ki. Vergisini veren insanlar enayi mi? Ama normal internet sitelerinden alışverişlere vergi gelsin deniliyor.
Bu instgramdan kendi yaptılarını satıp baya para kazananlar haberlere falan çıktı, öyle az bilindik bi olay değil yani. Sorumlu merciler bunun peşine düşüp gereğini yapmıyorsa neden biz ve düzgün şekilde işini yapan internet satıcıları mağdur olsun?

haa benim anladığım instagram satışlarını vs tespit edip vergi getircekleri.sitelere ek vergi gibi düşünmedim onlar vergisini veriyor evet ama vermeyenlerde var.
peki bu instagrama yok mu bir düzenleme ?bence de aynen vergilerini verenler enayi mi bu instagramın peşine düşülmeli kesinlikle. @crown @hala mi ceren yahu

işporta tezgahları vergi ödüyor mu? ödemiyor. Zabıta görünce kovalıyor.

Hah işte dediğin butiklerde işporta. Banka hesaplarındaki hareketlilik elbet tespit edilir, o zaman cezayı yer onlarda..

Diğer tüm gittigidiyor satıcıları dahil olmak üzere, herkes vergilendirilmiş satış yapıyor.

adama demişler ki dile bizden ne dilersen ama sana verdiğimizin iki katını komşuna vereceğiz
adam da bir gözümü kör edin demiş.

şimdi senin arkadaşın 20000 lira kazanıyorsa bundan mutlu olman gerekmez mi? yok eğer mutsuz oluyorsan sana kötü bi haberim var, vergi verirse de 10-13bin lira kazanacak yani yine çok :(

devletin buna bi'şey yapması lazım

açılın ben muhasebeciyim:))) kendi mesleğimin olumsuz etkileneceğini bilsem de, bence ülkede vergilendirme sistemi değiştirilmeli. fatura kesme işi uygulanabilir olmalı. kısaca gelişen teknolojiye ayak uydurmalı.
gerçi yakın zamanlarda dünyada temsili demokrasi anlayışı da değişecek ama dur bakalım.

Arkadaşının vergi ödemesini istiyorsan maliyeye bildireceksin, şu şekilde satış yapıyor banka hesabına para yatırılıyor falan. Banka hesabına giren paranın hesabını veremeyince ceza yiyecek arkadaşın bu kadar basit.
Arkadaşının yaptığı internetten satış değil illegal satış.
İnternetten satışa ek verginin ne olduğunu anlamamışsın yüksek ihtimal, ek vergi geldi mi arkadaşını etkileyen hiç bir şey olmayacak ama geri kalan faturalı iş yapan hepsiburada trendyol gibi sitelerde ödenecek ek vergi ve onu firma değil biz ödeyeceğiz, yani arkadaşın ödeyecek olsa dahi onu alıcıya kitleyecek ve 20000 kazanmaya devam edecek.

Orada bir karışıklık olmuş, normalde zaten internetten satan adamların da fatura kesmesi gerekiyor bir ayrıcalık yok. Sadece İnstagramdaki çakallar kafalarına göre kesmiyor.

küçük esnaf internetten alışverişe ekstra vergi gelsin istiyordu

allah kimseye senin gibi arkadaş vermesin, kızın 20.000'tl sine gözünü dikmişsin.

@bruceandwayne'e katılıyorum
sadece beğendiğiniz cevaba tik koyacaksanız monolog kurup verdiğiniz cevaplara "ahaha ya nasıl da doğru dedim" diye tepki de verebilirsiniz ya da word'de takılabilirsiniz.

senin bahsettiğin satış şekli, teoride de pratikte de bir dükkana gidip bir şey satın alıp fişini almadan çıkmakla veya bir telefon açıp köşedeki lokantadan eve yemek isteyip parasını ödeyip fişini almamakla aynı şey. bunlar yakalanırsa, yakalayanın cezasını kesmeye niyeti varsa cezası ağırdır.

aynı şekilde bu instagram butikleriyle falan maliye eğer uğraşmaya karar verirse, daha ortada instagram diye bir şey yokken bir geceyarısı parasız kalıp arkadaşından banka havalesiyle aldığı 10 liranın bile vergisini öyle bir alırlar ki, hepsi bir daha evine internet bağlatmaya bile tövbe ederler.

onun dışında, çarşıdaki kitapçının 30 liraya sattığı kitabı 20 liraya satan idefix zaten vergisini ödüyor. kitapçı dükkan kirası ödeyip idefix ödemiyor diye ondan daha yüksek oranda vergi almak her türlü haksızdır, en çok da tüketiciyi yani bizi vurur.

şöyle bir örnek vereyim, sigara, alkol ve benzinin vergisi sürekli çeşitli sebeplerle artıyor, bugüne kadar vergiler çok arttı diye iflas eden tekel bayi, benzin istasyonu gördün mü? onlar yine aynı şekilde kazanmaya devam etti. biz gelirimizin daha büyük kısmını yakıta, sigaraya ayırmak zorunda kaldık. online satış vergisi gibi bir şey olursa yine aynısı olacak.

Bir vergi mukellefi ol, kazancinin toplamda ne kadarini devlet aliyor bir gor, ondan sonra konusalim.

Ben bir sey soracagim, peki siz neden vergi gelsin istiyorsunuz? @azizakin konuya guzel ornek vermis.

Ben de bazi haksiz kazanclar goruyorum mesela.

Satilan her urun ve hizmetten kdv aliniyor. A firmanisinin urettigi urunlerin herbiri aliciyla bulustugu anda devlete de kdv oduyor bu urun icin (ya da hizmet icin). A firmasi bu urunleri satarak bir miktar kar elde etti, bu satilan urunlerin herbiriyle kdv vasitasiyla devlet de kar elde etti. Ama devlet diyor ki, bu kadar kar elde ettin senden de gelir vergisi alacagiz. Satin alanlardan %18 aldi, senin toplam kardan da bir %35 aldi devlet. Urun ve hizmetlerin her bir satisinda zaten vergi aliyor, sonra sana kalan kardan bir daha vergi aliyor. Simdi bu A firmasi 3 ortakli bir limited olsun. Yil sonu bu firmanin kasasinda gelir vergisini de devlete bayildiktan sonra bir miktar kar kaldi. Bu ortaklar yil sonu kasada kalan kardan bir miktar kendilerine paylasmak istiyorlar. Devlet yine geliyor, "aha cebine kar koyuyorsun, o zaman bana %15 stopaj ver bakalim". Urunler satilirken vergi alindi, firmanin payina dusen kardan da yine vergi alindi, sonra kalan pari cebi koyarken devlet yine vergi aldi. Paranin her bir hareketinde devlet bir kismi aliyor her turlu. ,

Simdi siz diyorsunuz ki "vergi vermiyor instagramdan satiyor, haksiz kazanc!"

Haksiz kazanc mi dediniz?

Biri ona "kaçan kovalanır hocu" demiş, o da uyguluyor.

Beni kırmasının alemi yok ama? Son ben yazdım azarlamana gerek yok diye yazmamam lazım ama ben içimde tutabilen biri değilim. Söylemem lazım ulan it. Sen kimsin ya bana böyle davranıyorsun bir engellik canın var

Uf çok üzüldüm ama ben.

Aynen böyle yazıp engelle madem.

Çok da hoşlandım aslında.
Hoşlandım diye de kendimi ezdiremem


Son mesajlaşma söyle:
Dün konuşamadım işlerim vardı her dakika çocuk gibi yazamam
Dedi
bende azarlamana gerek yok merak etmiştim bilemedim Pardon merak etmek de kabahatmiş dediM


Ama şöyle bişey var sanki tlf elinde mesaj gelsin diye bekliyor
ne zaman yazsam mesaj iletilse tak Online bana yazıp çıkıyor
dün bekledim whatsapp à girsin diye ben ne zaman yazsam girdi sonra hiç girmedi.

Üf

Taktiksel olabilir. Şu an her ne kadar bir engellik canı olduğunu düşünsen de engellemeye yakın taraf değilsin. O ilgi göstermediği için engellemenin de keyfi olmayacak ve bunu biliyor olabilir.

Aslında yazmamam gerek ama içimde tutabilen biri hiç olamadım. Senin işlerin var diye beni kırma yetkisine sahip değilsin. Bismillah bi kendine gel sanki sevgiliyiz yaptığın atara gidere bak. Düne kadar yazdıkların ile şimdiki sen arasında uçurum var. Bi Problem olmuş belli direkt söylemek yerine kırmak daha kolay geldi değil mi? Bilemedim, böyle gelmemiştin bana. Çok da kırgınım





Bunu mu yazsam

Bence kırgın değil kızgın olduğunu, yaptıklarını saçma bulduğunu belirt. Güçlü olman gerekir.

"Bi engellik canın var."

Kezban turnusolu bir cümle.

Yürü be kim tutar seni.

Dujjbek hasta etme beni ya. Sonuç olarak öyle engelleyince geçer. :( ne kezbanı ayrıca sensin kezban

sıkılmış olabilir
beklentiler farklı olabilir

son aylarda bi kıza aşık olmuş biri olarak söylüyorum ki aşk böyle başlamıyor vw bitmiyor. sen hoşlanmış ve onu ısrarla istiyo olabilirsin ama bu noktadan sonra işler süper ilerlese bile ancak fakbadi olursunuz. başkasını istediğine karar vermiş bile ki bu karar çok kısa sürer.

taktik işe yaramış yahu... yeni tanışılan hatunlara böyle yapmak lazım, sonra normale dönünce hatun cepte oluyor demek.

Yolladım mesajı üç beş bişey ekleyip


Merhaba tekrar yalnız lar treni

bazı erkekler göt olur (tıpkı bazı kadınlar gibi). ben karşımdaki nasıl davranırsa öyle davranıyorum tüm insanlara. iyiyse iyi, kötüyse kötü, soğuksa soğuk, sıcaksa sıcak. arkadaşın da öyle olabilir. insanların önce kendi davranışlarını bir kontrol etmesi lazım. farkında olmadan moralim bozuk diye bir insana beş dakika da olsa kötü davransanız bunun size dönüşü olacak tabi. şayet durum böyle değilse o zaman göttür. bir insan iflah olmaz bir götse irtibatı keseceksin. 2 seçeneğe indirgedim :D

mesajıma cevap vermedi okudu ama. çok moralim bozuldu ama ya:( bana yapılmaz bu.

Boşver daha fazla mesaj atma, sana erkek mi yok :3

kadın milletine iyi davranmayacaksın demiş birisi onu uygulamış. doğru yapmış aslında. hep iyi hep iyi nereye kadar?

taktiği işe yaramış, baksana kaç saattir kafa patlatıyorsun. allah askına baskası mı yok yenilerine yelken aç.

Daha iyi birini bulmuş. Net.

muhabbetini sevmemiş, baymışsın onu, o da kaçmış.
başka denizlere yelken aç

Yelken deniz demeyin bi zamanlar açtığım duyuruda dayak yemistim kaptan vardı falan o geliyor aklıma

muhabbetini beğenmemiş büyük ihtimalle. adama uzun ama içi boş cümleler kuruyorsun. üstelik kullandığın dil de basit, bismillah bi kendine gel, atar gider, 'pardon x kabahatmiş bilemedim' klişesi ve diğer -miş'li kalıplar.

adam demiştir ki resmen ucundan döndük, sevgili olsam beynimi yerdi bu.

ya sahiden mesajlaşmalar böyle mi oluyor? bunlar sahiden yazılıyor yani.insanlar flört dönemlerinde nasıl yazışıyor diye hep merak etmiştim.

İki günde bu nasıl beklenti anlamadım ki. Bir de söylemişsin. Artık unut, sil numarasını. Olmayacak bir şey.

içinde tutacaksın, yazmayacaksın. Mesaj atarsa sen de hemen cevap vermeyeceksin. Eğer hoşlanıyorsan böyle, birisiyle ciddi düşünmeye çalışıyorsan. Bu işler böyle ne yazık ki, bir maske takıp bazı şeylerini bastırıp taktikler uygulaman gerekiyor. YOksa soğurlar senden. Çoğu erkek soğurdu bu tür mesajlarınla.

2-3 günde ne kadar da bağlandı, konuşmak istiyor habire, o kadar mı yalnız, asosyal vs tarzı düşünülür. Bilinç düşünmese de bilinçatlı böyle çalışır. İnsan psikolojisi böyle işte. 1-2 gün yazmasan o yazacaktı ya da kısa cevaplar versen, ama şimdi kovalayan sensin.

bizimde gitgellerimiz oluyor bea, belki ikizler burcudur

ek olarak ergen gibi taktik yapmak hoş değil. yok kaç yok kovala atari oyunu mu la bu.

adamlarla daha doğru düzgün sevgili olmadan trip atıyorsunuz sonra boğulup salon adamı çizgilerinden uzaklaşıp maçolaşınca da "bu ne kabalık" oluyor.
"merak etmek de kabahatmiş" ne ya deme güzelim öyle şeyler. adam senin ondan baya hoşlandığını anlamış o okadar hoşlanmıyor o yüzden direk sahiplenmeli bi ilişkiye girmek istemiyor. bu sebeple bi ayar çekmiş.

ayrıca yazıp göndereceğim dediğin mesaj da "sanki sevgiliymişiz gibi.... " demişsin ama sen öyle davranıyorsun işte adam ondan kaçmış e beklentisi filan farklıysa belki.
Olan da trip atmayanlara oluyor. genellemenin gözü çıksın e mi!

Toplantıdaydım dedi peki dedim başka da bişey yazmadım böyle de Trip gibi oldu valla amacım Trip atmak değildi ee nolcak yazar mı yazmaz mi

yazmaz bence. ama sen yazacaksın gibi geliyor bana :)

İçimi karartmayın ya :(

ya şu erkekler niye böyle, kadınlar niye böyle tavırlarına sinir oluyorum. ne alaka yani "erkek davranışları neden bir anda değişir" ne biçim soru bu. konuştuğum herif niye böyle çıktı diye sorsana şu soruyu. yok erkekler şöyle yok kadınlar böyle yahu trilyon tane katrilyon tane gelip geçmiş bu dünyadan hangi biri aynı bunların.

soruya cevap: adam sana karşı ne hissettiğini bilmiyor olabilir. psikolojik sorunları vardır. kafası karışıktır, çalkantılı bir dönemdedir. gece yatmadan önce duygu patlaması yaşayıp SANA ÖLÜORM BİTİORM deyip ertesi sabah normale döndüğünde saçmaladığını fark edip daha mesafeli yaklaşmayı tercih edebilir vesaire.

sen aynı tempoda geri dönüş yapmıyorsan pes etmiştir. uğraşamam demiştir. sonra "her dakika yazamam" demesi de "biraz da kaçayım bakayım kovalayacak mı?" diye düşündüğü şüphesini uyandırıyor.

Yazmayacak diyenlere +1 :(
şuan çevrimiçi ve yazmıyor evet.

Tamam gidiyorum

Belki yatacak birini bulmuştur, öyle olunca satışa gelmişsindir.

İlla böyledir diye demiyorum, fikir veriyorum sadece.

keeezz.

ben samsung tv için iphone ve ipadde zappo tv diye bir uygulama var onu kullanıyorum. bir de skifta var

ipodumun kendi youtube app inden samsung smart tvde video izleyebiliyorum? ayarlarda connected tvs bölümü var ordan eşlenebiliyor

k dot teşekkürler. şu an oldu.

Sony'nin mp3 çaları taş gibi, duvara firlat kirilmiyor. 2013'te 150 tl'ye almıştım, şimdi yeni modelleri çıkltı ama fiyat aynıdır.

guzel bır kulaklık ıle bırlestırdıgınde çok iyi gider. fotoğraf çekemiyor tabii ama radyosu var.

www.sandisk.com

şundan fazlasıyla memnunum.

sandisk sansa + var bende de,memnunum. 40 dolar civarında olması lazım amazon'da.

www.hepsisony.com

ipod killer diye çıkardıkları player bu. 4 yıldır kullanıyorum. bu arada piyasada 16 gb mp4 player kıtlığı var. daha yüksek kapasite istersen mecbur ipoda kalıyorsun.

ipod shuffle (2. nesil). ucuz, ses kalitesi ve pil ömrü yüksek, taşınabilirlik had safhada. sağlam.

gayet güzel

güzel bence.
ama yazın falan güneşte ayaklar biraz yanabiliyor siyah olunca

gayet hoş

yani günlük kot, tişört, gömlek takılan biriysen

Tabanını sevmedim.

çok teşekkür ederim şu an iyice ısınmaya başladım :D
bir de nike kalıpları denildiği kadar dar mı? 1 numara oynuyor falan deniliyor
direkt kendi numaramı mı sipariş vereyim yoksa bir numara büyük mü?

tam böyle temmuz ağustos değil de hazirana kadar ve eylülden yağmura kara kadar giyerim diye düşünüyorum yazın şortla gezdiğim için boat shoes kullanıyorum genellikle :/ belki akşamları giyerim :)

numara konusunu bilmiyorum da sanırım benim bazı yerleri deri olduğu için biraz yakıyordu ayağı.yanlış bilgilendirmeyim sonra :)

İki gün önce 39 olan ayağıma 40 numara air dendim o bile dar geldi birazcık :) güzelmiş

ben rengini beğenmedim.

koşu dışında kullanacaksan kötü. giymeyin abicim şunları günlük hayatta yahu

numara konusu epey sorun yaratacak anlaşılan :/ en iyisi mağazada deneyip almak sanırım :/ bu modeli bulursam alır geçerim yoksa numara öğrenip netten alırım artık yapacak bir şey yok :/
teker teker teşekkür ederim :)

@danica rahatlık için tercih ediliyor genelde :) mevsim kararsız yazlık ayakkaplar şu an çok acayip duruyor, bot vs de ağır kaçmaya başladı çareyi spor ayakkabılarında buldum

güzel.

bence beyaz-turuncu ve gri-siyah olanları daha güzel

sağlam ve pahalı yerine deichmann alabilirsin. ben 50 liraya aldım geçen ay, daha paralanmadı. lacoste'a verilen parayla 6 tane alınır sanırım.

www.sperrytopsider.com.tr

etniesde alma. onunda topuğu açıldı 2 ayda.

oha nasıl giyiyosunuz? bir vansım vardı 13 yaşından 17 yaşına kadar giydim.
tabi bu yıllar önce oluyo. popüler oldukça kaliteyi mi düşürdüler acaba?
bu arada superga giymedim ama rahat değil diyolar :/

çok zengin değilseniz ve ayakkabıyı kolay parçalıyorsanız ucuz markaların vans gibi görünen modelleri var, onlardan 2-3 tane alın değiştire değiştire giyersiniz. hem çeşit olur hem her gün giyilmediğinden kolay yıpranmaz.
flo'da deichmann'da falan bol bol vardır.

Converse Real marketlerde 79 lira. Yazı geçirmek için iyidir.

Keds?

fred perry.

Fred perry, toms

LG G3 ve Sony Xperia Z3'e bakmani oneririm.

Hala iPhone'a rakip yok diyenlerin olmasina sasirdim :D

xperia z3. gördüğünüz gibi özellikleriyle iphone 6 plus'u ona katlıyor. 750 tl daha ucuz olması da cabası. fiyat konusunda iphone'a rakip çıkmıyor, doğrudur.

kiyas.la

Note 4 e bak.

g3 ve z3 s801 kullanıyor, gerçek 64-bit destek için 805 gerekiyor sanırım. tam emin değilim. kamerası güzel gerçi z3'ün.
note 4 ise exynos çipli, 1 yıl sonra kasılır diye korkuyorum, o yüzden alternatif olarak edge'e baktım, s805 o.

nexus 6 ve droid turbo türkiye'ye gelse ne süper olurdu yaa.

s810 olunca browser daha hızlı çalışmayacak cpu gpu oyuna etki ediyor en çok

ram önemli 3 gb ram'li bi cihaz alın paranız çoksa

650 dolar güncel kurla 1695 lira yapıyor zaten. :)

Ben Z3 diyorum, ben <3 sony.

iPhone'un tek bir özelliğine imreniyorum, slow motion video olayı. Başka hiçbir özelliği gözümde yok.

piyasada birkaç iyi telefon var; tasarım, boyut, şarj süresi, dayanıklılık, kamera, yazılım, ses vs. hepsinin mükemmel olduğu cihazı yakalamak imkansız.
z3 compact kullanıyorum, işe yarıyor. Öncelikli neden boyutuydu, şarjından dolayı iphone almadım.

sony bokunu almada ne alırsan al. sony nin telefonla ilgili şikayetvar kayıtları bütün markaları geçiyor.

galaxy s6, her ne kadar samsung'dan hic hoslanmasam da bu sefer iyi telefon yaptilar.

bende bakınıyorum ve iphone gibi kendi çıkarını müşterinin kullanım alışkanlığına tercih eden bi telefonu almak istemiyorum. bugün bi arkadaşımda xperiaz3 compact gördüm. biraz kurcaladım gayet güzel lan. hem hafif, boyutlarıda gayet ideal. özelliklerininde iphonedan aşşağı kalır yanı yok. bu konu hakkındaki fikirlerinizi merak ediyorum şahsen.

banada son 1 haftada bi yoğunluk var. fake galiba o hesaplar.

profilde fotografiniz var mi? hashtagleri kullaniyor musunuz?

ara sıra heştegli atıyorum, resmin de bildiğin suratım, kız falan olsam anlarım da öyle çekici bir yanı yok :)

www.youtube.com

bu gerçi medium filan değil bildiğin permatik banyoyla intihar edesim geliyor arkadaş. keman korosu çok acayip.

medium arabesk nedir ?

bırak amerikayı burda bile senaryoda ben teknik bir bilgiye raslamadım. yani jimijip gelir bilmem nerden pan yapar gibi ibareler senaristin değil yönetmenin işi. o olmadı görüntü yönetmeni.

sektörün az biraz içinde olan biri olarak bu söylediğine tamamen katılıyorum. bi 5-6 yıl sonra geriye dönüp baktıklarında işin vehametini görecekler. bunun sebebi de bariz vimeo videoculuğudur. büyük olasılık çok ufak bir paraya yapmıştır ya da tanıdıktır. bazı işler var, odak ayarı ile oynayarak görece ilginç bir atmosfer elde edebiliyor ancak bu video gerçekten garabet.

bu aralar sektörle ilgili nasıl iş kovalayabilirime bakıyorum ben de sinema öğrencisi olarak. parasına bakmıyorum iş alabilip yapsam, cebime harçlık girse yeter kafasındayım ama son derece basic edit bilgimden ötürü kendimi 'yav nerden bulacam, benim gibi zibilyon vardır şimdi' diye demoralize ediyordum. yemin ediyorum biraz araştırdıkça rahatladım. kendime güvenim geldi.

Deneysel film değil miydi ya o? :)
Ürün tanıtımı yazmasa farketmezdim bile [sessiz izledim bir de :)].

Çok kötü iş olmuş. Ama kendine haksızlık etme, neler var piyasada..
İyi bir ekip ve biraz da ekipmanla baya bir şey yapılabilir. Tabi zamana ihtiyaç var onun için de.

gidip 0.95 irisi sonuna kadar açıp mide bulandırmak çok acayip ya. uyduruyorum tabi de elde çekim, fıt yapsan focustan çıkacak bi sığlık.

neler var ya, hiç durma üret, en kötü kapı kapı gez, yapabileceklerini anlat, göster. çok ciddiyim.

yarısı blur ya böyle tanıtım mı olur?
neden böylelerine iş verir, iyi kötü çevresi vardır, ağzı laf yapıyodur, fiyat kırıp piyasayı düşürüyodur vs. kimseyi suçlamıyorum bu arada yanlış olmasın, ihtimalleri saydım. videoya gelince söylemeliyim ki korneam yandı. real time instagram efekti vermiş ortası net dairesel blur. izlerken yoruluyosun.

bir kaç gün önce bağlattırdıysan şimdiden nette uydunet hakkındaki yüzlerce şikayeti araştırmaya başla.

ben alttan almıştım, keşke almasaymışım da 1 hafta deneme süresi içinde iptal ettirebilseymişim.

3 aydı uydunetteyim ve abartmıyorum yaşama sevincimi aldı, modeminin wi-fi'ının dandikliği, kar yağıca yağmur yağnca kesilmesi, belirli sürelerde modemi resetlemek zorunda kalman, modemin ara ara kafayı yiyip bağlantı hızını 1 mbit e filan indirmesi v.s.

uydunet genel olarak iyi ama şu son bikaç gündür dalgalanıyor.

2,5 aydır uydunet kullanıyorum, her gün lanet ediyorum. en kısa sürede kurtulmaya bak.

jugador'un da dediği gibi modemleri dandik. kablosuz özelliğini arayüzünden kapatıyorsunuz, kabloyla iyi (aslında normal) bir kablosuz router'a bağlayıp kablosuz router'daki dhcp olayini kapatıp bridge mode'a alıyorsunuz; çözülüyor. hatta bal badem oluyor.

ben altı yaşımdan beri metal dinliyorum lan diyorum.

duyduğum en ebleh sorulardan biri, mümkünse cevap verme. müziğin janrlara ayrılmasına bişey diyemem lakin insanın sadece bir müzik türünü dinleyip onun militanı gibi davranması bana çok saçma geliyor. en son fink konserine gitmiştim, geçen sene booka shade'de kopmuştum, haftaya erdal erzincan izleyeceğim. geçiniz.

Soru sacma. ama cevap vereceksem mevzuyu az carpitip caldigim enstruman ve dolayisiyla dinledigim sevdigim kisilerden bahsederek giriyorum konuya.

arabesk ve arabesk rap denen allahın belası iki illet dışında black metale kadar dinlerim.

Çok zor bir soru bu. 7-8 tane müzik tipi sıralıyorum ama çoğunu köküne kadar dinlemiyorumdur. Üşeniyorsam klasik rock deyip geçiyorum da, en azından en genel onu söyleyebilirim diye; onda bile bir sürü alt janr var dinlemediğim. Ya da dinlemediğimi ifade edip de belirli şarkıcıları sevdiğim şeyler olabiliyor. Ama sanırım bu soruda önemli olan keskin olarak "Şunu dinliyorum" diye nokta atışı cevap vermek değil de, bir taraf İsmail YK dinliyorken diğerinin Black Sabbath dinlemesi gibi durumları netleştirmek.

"ağırlıklı olarak elektronik-endüstriyel" diyorum.

"huzur deep house'ta"

boş küme gibi bir soru. tamam, olay 'kulağıma güzel gelen her şeyi dinliyorum' çiğliğinde de değil ama kardeşim bin tane tür var.

post-punk/darkwave dinliyorum mu diyeceksin misal karşındaki insana? ya da ne bileyim contemporary classic deyince karşındaki anlayacak mı?

bu soru sorulunca verebileceğim tek cevap, 'güzel şeyler' oluyor. çünkü güzel şeyler dinliyorum. bunun içinde taverna da var, goth rock da; dream pop da var, indie rock da.

dark techno.

mermize +1 ya da tarkan - kış güneşi

Chill out, lounge, doom metal, melodic death metal, blues, jazz, punk, azda elektronik son dönemde (ama daha "more beat" olanından)

Synthpop, hi-nrg, dark wave, italodisco, ahmet selçuk ilkan güfteleri ve selami şahin besteleri falan diyorum.

Kulagima hos gelen ve uzerinde emek verildigini hissettigim herseyi dinliyorum diyorum.

her şeyi dinliyorum diyorum vay karaktersiz diyorlar. 1 türe yönelmeliymişim karakter kazanabilmek için. karakter bu kadar basit bir şey çünkü.

Progressive diyorum, konuşma tıkanıyor.

the hole
www.imdb.com

the descent

www.imdb.com

(bkz: cube)

üçünü de izledim. başka tavsiyeler alabilirim.

127 hours

tartışmalı değil ama; 127 hours

rec ve serisi
www.imdb.com

Buried

fermat's room

the cabin in the woods
www.imdb.com

2001: a space odyssey

pek mahsur kalmalı sayılmasa da : (bkz: phone booth)

the shining

red state
www.imdb.com

wolf creek
www.imdb.com

tabii ki

you're next
www.imdb.com

başka, başka

session9
www.imdb.com

atm
www.imdb.com

buried ve fermat's room dışındakileri de izledim sağ olun.
abi speys odisey'i bu kategoriye soktun ya helal olsun.

sanctum

scream serisi
www.imdb.com

the texas chainsaw massacre
www.imdb.com

the people under the stairs
www.imdb.com

annecim.

martyrs

www.imdb.com

the exam var bi de

The mist.

sıralı tam liste: www.imdb.com

www.imdb.com
buried +1 tabutlu

The Grey www.imdb.com

the abyss

hayret kimse unknown dememiş
www.sinemalar.com

mahsur kalmalı olmasa da aynı oda içerisinde geçiyor. koltuğa çiviler

the man from earth
www.imdb.com

destere
www.imdb.com

Dostoyevski Suç ve Ceza. Yıllaaaar önce 2 ciltlik versiyonuna başlayıp, 2. cildin ortasında sıkıldığım ve Rus edebiyatı bir enteresan geldiği için bırakmıştım. Şimdilerde tekrar okumak istiyorum.

şu piketty'nin kapital'ini aldım çok kalın geldi başlayamadım bile. aklıma gelmişken marx'ın kapita'li bir de. genel kültür açısından okumam şart da bakalım ne zaman :)

- savaş ve barış
- anna karenina
- tutunamayanlar
- parma manastırı
- otostopçunun galaksi rehberi
- kara kitap

nedeni internet. kitap okumaya daha az zaman ayırır oldum senelerdir. eli kulağında, hepsini temizleyeceğim inşallah.

Kutsal kitapların üçünüde okumaya niyetleniyorum hep, başlıyorum ve daha yarısına gelmeden sıkılıyorum. Sürekli aynı şeyler tekrar ediyormuş gibi geliyor ve sıkılıyorum. Ama bitirmeye niyetliyim, bir gün yine başlayacağım. Bunların dışında okumadığım ve söylemeye utandığım bir sürü dünya klasiği var. Suç ve Ceza, Savaş ve Barış(başladım bitiremedim), Karamazov Kardeşler(okunurmu lan bu), Dava vb. sayabileceğim daha bir kaç kitap var.

ben de oblomov'u okumadığım için utanç duyuyorum. hep erteliyorum. okunması gerekli aslında.

oblomov
sefiller
anna karenina
parma manastırı
petersburg
meyhane
kayıp zamanın izinde (şükür ki seriye başlayabildim)

aklıma gelenler bunlar. klasikler dışında okumadığım hiçbir kitap için hicap duymuyorum. ama klasiklerde, evet.

-Oblamov
-Karamazov Kardeşler
-Kayıp Zamanın İzinde

Daha bir sürü var ama ilk aklıma gelenler bunlar

tutunamayanlar ve kürk mantolu madonna var. ama okuyacağım bu sene. (kitaplar mevcut elimdeki kitabı bitirir bitirmez sırayla okuyacağım)

primo levi ve cesare pavese son iki yıl içinde okuduğum yazarlardan ve neden daha önce tanışmadım diye hayıflandığım çok olmuştur. bu arada şunuda farkettim ki bu yüzyıl içersindeki italyan yazarlar uç karakterler. hayatlarıda yazdıkları kadar ilgi çekici.

İskenderiye dörtlüsü benim okumayı en çok istediğim kitap. Hangi basımını okuyacağıma karar vermedim daha.

Diğerleri:
Saatleri ayarlama enstitüsü
İnce memed

genel olarak rus edebiyatı. dayanamıyorum, okurken çok sıkılıyorum. keşke okuyabilsem ama ne bileyim hangisine başlasam bitiremedim şimdiye kadar.

yalın adsl var da fiyat olarak aynı şeye denk geliyodu eskiden.

uydunet kullanıyorum, memnunum. bulunduğunuz yerdeki altyapı önemli ama, komşulara bi sorun kullanan varmıymış.

şimdi şöyle kerem bürsinin kübradan çocuğu var ama kendisi karanlık adam olmak istiyor. kübrada keremin kardeşi emirle evlendi, emir bunlara sahip çıkıyo hesapta ama en son bozdu niyeti seviyom seni ben kübra dedi. sibelde keremin eski manitası, şu an gereksiz bi karakter dizide, deryada keremle çalışıyo ama keremin mafya düşmanı nihata yürüyodu en son.

Gıdı.

www.renkliwebim.com

demek istediğin buysa biz buna göt çene diyoruz

myhealthtips.in

Bu ikiye ayrılmış çene tanımında gerçekten ciddi misiniz? Hakikaten ass chin/göt çene mi?

Saf bir insanım, vallahi inanıyorum.

Şu mu acep: pbs.twimg.com

Yılların göt çenesine siz ne diyordunuz ki haha.

Gıdı o gıdı.

@patiska hayatimda hic got cene dememistim acikcasi. hala demedim. yalnizca uc defa (ingilizcesini de sayarsak) yazdim o kadar... ne derdim bilmiyorum. sanirim daha sevimlisi "cenesi gamzeli" gibime geliyor.

Atilla Taş'ta da varmış bundan: media-cdn.t24.com.tr

gusgus

Hah, soru haline gelmiş :)

Öncelikle tam bir örnek vermeyim de, önden aperitif olarak şunu önereyim. Devamı dandik çünkü.
listverse.com

"Acaba melekler kefaret ödeyip hayata yeniden başlamak anlamına mı geliyor" kadar sembolizm yok ama Cranberries'in Zombie videosundaki birtakım şeylerin anlamları varmış, sonradan okumuştum.

November Rain, Don't Cry ve Estranged'i birleştirince ortaya çıkan hikayeye her seferinde şaşıyorum.

Tam dediğin gibi değil de Alanis Morisette'in Hands Clean'i klip ile şarkı sözleri birleşince anlam kazanıyor. İlk başta "Hmm, evet", kısa bir süre sonra "Aaa, vaay" diyoruz.

o dedikleriniz de olur. ayılma anı içeriyorlar. daha geniş tutabilirmişim soruyu aslında. teşekkürler. ilk top ten listenizden başlayacağım, teşekkür ederim (şimdi quiz gibi oldu, zombie'yi açıp önce tahmin yürütmezsem olmaz :D )

valla sözü kriptiği bilmem ama acayip bikaç klip var, onları vereyim belki seversin.

www.youtube.com

www.youtube.com (bu istediğine uyuyor aslında)

vimeo.com

www.youtube.com

www.youtube.com (çok subliminal)

spiderman'i tarifinin ardından pencereden gelen yine kendisi. aslında kendi zihni yiyor kendisini.
www.youtube.com

fate up against your will'le ölümü çağrıştıran biri geliyor görüntüye.
www.youtube.com
sonlara doğru soğuyor ortam. ay ortadan kayboluyor. ölüm (ya da yaşam heh) klibi de alıp gidiyor.

bu sembolikten ziyade metaforik:
www.youtube.com

öyle doğrudan doğruya sözle bağdaşacak imgeler yok, ama şarkının (hatta albüm için çekilmiş kısa filmin fragmanı gibi bir şey olduğundan albümün de denebilir) duygusunu içeren metaforlar var. tabii bu klip ve kısa film içime siniyor mu emin değilim. yakın bir arkadaşımın ailesi ırak kökenli. daha önce hiç görmediği kuzeni lösemi olmuş. istanbul'a getirildi geçenlerde. başka bir ülkede tedavi olmak zorunda kalıyor. bir başka kuzeni daha gelmişti kanser tedavisi için. o yaşayamadı. bunu onlara izletsek ne düşünürler? tabii bunda amerika kıtasında doğan bir çocuğun suçu var mı bilmiyorum, ama o çocukların suçu neydi diye düşünüyor insan. neyse bunlar benim kendi dertlerim. insanların kafalarını dağıtmak için girdiği bir sitede, belki de kimsenin elinden bir şey gelmeyecek konularla moral bozmak doğru olmayabilir.

şunda da öyle yoğun bir sembolizm yok, ama dinleyince muğlak olan şeyler izleyince yerine oturuyor:
www.youtube.com

şunlar da geldi aklıma söz ve simgesel görüntülerin uyumlu olduğu, ama bunlar daha bir "makinalaşmak istiyorum / tik-tak" doğrudanlığında. o yüzden altta verdiğiniz örneklere dahil edilebilir ancak:

www.youtube.com

www.youtube.com

soruya tam cevap olamadılar ve genelde izlenmiş olması muhtemel örnekler geldi aklıma, ama soru güzel geldi. belki başka birisi de yanda görüp cevaplar diye soruyu hoplatmak istedim.

soruya cevap değil ama bir de şu geldi aklıma:
www.youtube.com
"can't"ı dudak biçiminde yapıyorlar eheh.

önceki cevaplarda verilmiş linkleri açıp bakamadım, aralarında chemical brothers var ise üzgünüm.

uzun zamandır video klip izlemiyorum açıkçası ama izlediğim dönemlerde tekrar tekrar bu abilerin videolarına dönüp duruyordum. the test favorim. let forever be, believe, out of control hakları yenmeyecek diğer videoları.

yapacak olsalar şimdiden bilet satışları başlardı. etrafta en ufak reklam bile göremiyorum ben.

Brak yapmasinlar artik sunu. Biz de gittik eglendik de artik boku ciktim yapmasinlar ki baska festivallere yol acilsin.

@zgrydn, 2013'te biletler 30 nisanda çıkmış. ama aralık-ocak gibi hafiften sosyal medyadan hazır olun gibi paylaşımlar olmuş.
@aeroflot, coca cola'dan başkası yanaşmaz böyle büyük bir festivale sponsor olmaya. o yüzden bununla idare edeceğiz :)

Ya yapmasin ibneler. Bak beni homofobik homofobik konusturuyolar. Arkadaslar sozum size diil kesinlikle hepinize bayiliyorum... daha minik ve daha cok festival olsun ne biliim ya illa cikar yapacak bi sponsor. Hayir 2-3 saglam headlineyle her turlu 30-35 bin kisi toplarsin zaten istanbulda...

yahu ne nefret ediyormuşsunuz. zaten iki senede bir yapılıyor, yapılmadığı senelerde olsun madem minik minik festivaller. babylon soundgarden ve one love'ın hali ortada işte. efes sponsordu, fişini çektiler. fanta gençlik festivallerine kalırız vallahi.

2013'de orda çalışan arkadaşlarımın bile haberi yok. Ancak hazırlık olsa kesin duyardık ufak tefek bişeyler.
Geçen sefer arctic monkeys'in haberini nisan-mayıs gibi patlatmışlardı. Ondan önce öngrupları duyurmuşlardı ama.
Bu sene de kasabian-muse-queens of the stone age ekseninde birşeyler ayarlıycak olsalar headliner olarak, onu da nisan-mayıs gibi patlatırlar en geç. Benim hala umudum var.

olmalı bence neden olmamalı onu anlamadım. büyük kapital büyük grup demek. ufak festivallerde izleyebileceğimiz grup sayısıda sınırlı, kaliteside. bi ara rhcp dedikodusu dönüyodu mesela gideceğimden değil ama kötü mü olur. yapsınlar hatta bide pepsiyle le colada karşı atak yapsın, başka büyük gruplar, isimler izleyelim.

edit: yandaş diye one love'a gitmeyip hayatımın gecelerinden birini kaçıracaktım. mevzu kapitalist olmalarıysa ac/dc için mesela bi kasa kola içip midemi delebilirim.

Medem bukadar cok istiyosunuz iyi yapsinlar tamam. Bi de biraz daha elektronik katsalar. 2011deki cok guzeldi ornegin. Gaslamp killer, 2manydjs, moby ne guzeldi yaa...

aq niye yapmasınlar diyorsunuz anlamadım ki. şu ülkedeki 3-5 düzgün festivalden biri. yine gaziosmanpaşa belediyesi sünnet şöleni tadındaki konserlere kalacağız sonra.

olay yapsınlar yapmasına döndü ama hala bir kıvılcım gören yok mu? bu sene olacağına dair haber duyanı buraya bekleriz.

eksisozluk.com

mandabatmazda türk kahvesi ve çay haricinde başka bişey var mı ki? gidip bi filtre kahve içebiliyo muyuz?

yok filtre kahve yok burası var cihangirde mesela..
eksisozluk.com

mhz i uyduktan sonra hepsi olur. apple farkli bir ram turu kullanmiyor. so dimm diye gecer notebook ram leri.

Şurda bilgisi var
support.apple.com

Maksimum 2 x 4GB PC3-12800 DDR3 1600 MHz

bu arada elimdeki modele 16 gb ram takıldığını duydum. deneyen varsa ona göre yükseltebilirim bütçeyi.