1. Serbest piyasa. İsteyen istediğini kuruyor. Denetime tabi değil. Dolayısıyla bir denetim kuruluşuna karşı da sorumlu değiller. Anlaşmazlık, çözümsüzlük olur ise şirketin inisiyatifindesin. Örneğin kripto cüzdanına biri erişip parayı bir şekilde başka bir cüzdana aktarırsa geçmiş olsun. Bir bardak soğuk su içersin öyle bir durumda. Borsa bu konuda "yapacak bir şey yok" diye yaklaşıyor.

2. Binance. Dünyanın en büyük kripto borsası. Komisyonunu bilmiyorum ama en azından ne olduğu diğerlerine göre daha belli.

Evet himmet dayi haklı git dolar al koy daha iyi.

1: Güvenemezsin kimsenin kimseye sorumluluğu yok ama 1 ayda bankanın verdiği faizin 20 katını kazandığım oluyor bu durumda para tatlı geliyor. Yapacak bir şey yok.

2: Binance falan güvenilir tabii ama oradan öyle x20-30 yapamazsın çok para kazanmak istiyorsan IDO'ları kovalayıp önsatıştan alacaksın shitcoin meme coin kovalayacaksan gate.io mexc ya da swap borsalarını kovalayacaksın para burada ama sen bu işlerden anlamıyorsan ama az az ucundan başlayayım diyorsan tabii Binance'dan başla. Ben senin 500 dolar koyup 3 ayda aldığın parayı ben IDO'dan 10 dolar yatırıp kazanabiliyorum ama bunlar hep zamanla öğrenilecek şeyler. Ayrıca hiçbir şeye de güvenemezsin ama ben yeri geliyor 100 bin dolar da bağlıyorum bu güvenilmez yerlere.

Sıralama genelde şu şekilde olur, binance ~ gate vs ~ swap borsaları. Sağa doğru gittikçe risk de kazanç oranı da artar.

ben artık mümkün olduğunca DEX'lerde takılıyorum yani para cüzdanımda dursun takas edeceğim zaman decentralized yerlerde takas edeyim. (Binance bile zaman zaman X coin withdrawını duraklattım yarın tekrar gel diyor)

Fakat, son zamanlarda millet çok hacklenmiş. Ya bilmeden farklı kontratları onaylıyorlar, ya sahte metamask vb. pluginler kuruyorlar. Ben mesela sırf güvenli olayım diye geçen yıl macbook + iphone aldım bunlar üzerinden yapıyorum. Zaten 4 yıldır Ledger Nano S'im var. Yani bilinçsiz yaparsan riskli olabilecek bir şey bilinçliysen daha iyi olabilir.

1. Kriptonun olayı aslında trustless olması yani bir yere güvenmek zorunda kalmadan işlem yapabilmelisin, borsada yine birine güvenmek durumunda kalıyorsun bence saçma. Çekip gitseler bağlı olduğu ülke belki bişey yapabilir ki bizde Thodex vb. şeyler oldu gördük, bir şey yapamıyor. Kontrata güvenmek ve decentralized takılmak ortamın ruhuna daha yakın. Fakat bu sefer Audit firmalarının raporlarını inceleyip kodlarda sıkıntı var mı, bu sisteme güvenebilir miyiz onu incelemen gerekiyor. Ben şahsen insanlara/devletlere güvenmektense her şeyi kodlara bırakmak gerektiğini düşünen biri olarak güveniyorum.

2. Dümdüz bir şeyler alıp satacağım diyorsan Binance, Huobi, Kucoin vb. büyük yerlerde takıl madem.

Olur da lastik parçalanırsa, bulunduğunuz yere gelen yol yardım size jantıyla yeni lastik getirir mi, getirirse kaç liraya getirir bilemiyorum.

Yedek lastiği taşımak, ihtiyacınızın olduğu güne kadar aptalca ama ihtiyacınızın olduğu gün yanınızda olması, harika bir şey.

lastik parçalanırsa kaskonun çekici hizmetini kullanırsınız. lastikçiye çektirirsiniz. tabi geceyse sabaha kadar beklersiniz.

Kaskonun yol yardım hizmeti var da @yargin'in dediği gibi sana jantıyla yeni lastik getireceğini sanmıyorum en fazla çekiciyle en yakın lastikçiye çektirirsin arabayı.

Şehiriçinde belki sorun olmaz adım başı lastikçi var nerdeyse ama uzun yola giderken yedek lastiksiz yola çıkmazdım yerinde olsam.

yol yardım dediğin benim arkadaşlar işte.

bi ufak votka alıp kafayı çekip çekip takılıyolar. onların keyfine kalmışsan bitmişsin yani.

olabilecek en mantıklı şeyi söylüyorum sana, çekici gönderir servise çekerler.

sen de servis açılsın da lastik mastik yapsın diye beklersin.

öteki türlü maks yarım saatte lastiği değiştirip yoluna devam edersin.

bijon açılır açılmaz bilmem de, sağlam bi bjon anahtarı çok şeyi değiştirir, hani üstüne çıkıp tepinmelik, 2 kiloluk çekiçle vurmalık falan.

he stepnen olur değiştirmeyi bilmezsin yol yardım gelir değiiştirir.

2001 model clio aracımda stepne vardı. bir gün apartman otoparkında baktım lastik inmiş. pompa falan da yok. dedim stepneyi takıp lastikçiye gideyim. tabii sağlam bijon anahtarı falan ne gezer. avadanlıktaki araçla birlikte verilen L şeklindeki anahtarla lastiğin tek bijonunu bile gevşetemedim. üstünde zıplamaktan el freni çekili vitesteki araba yerinden kaydı. krikoda olsa düşerdi. ben gevşettikten sonra krikoya alayım demiştim, gevşetemedim. lastikçiyi çağırdım, şişirip dükkana gittik. önceki takan nasıl ölümüne sıktıysa dükkanda lifte alıp havalı tabancayla bile sökemedi herif. istavroz bijon anahtarına boru takaıp momenti arttırarak falan gevşetti. bijınları sökmek de yetmiyor. çelik jant nasıl sıkışıyorsa bi de yumruk, tekme, öteki lastikle gerinip gerinip vurma şeklinde lastiği yerinden oynatmak gerekiyor.

velhasıl sökemedim lastiği, bijonun tekini gevşetemedim bile.

sonra lpg taktırdım, stepne yerine simit tank koydular. bir müdden stepneyi bagajda gezdirdim. sonra dedim lan sökmeye çalışsam yine söküp takamayacağım, en iyisi taşıyıp durmayım, koydum eve. yıllardır stepnesiz geziyorum.

geçen sene 2019 model toyota corolla hybrid aldım, stepnesi yok. tamir kiti ve bir tane de çakmaktan çalışan kompresör koymuşlar. aracın standart donanımı bu yani aldığım adamın işi değil.

yani çok da lazım değil, yol yardımı var, çekicisi var, şehir içinde kalırsan tanıdık bi lastikçi bul, ara gelsin. tubeless lastik parçalanacak kadar başına iş geldiyse zaten çekici çağır, aracın başka tarafları da zarar görmüş olabilir.

Bazı bijonlarda ters dişli oluyor. Bir yönde zorladınız açılmıyor, diğer yönü deneyeceksiniz. O yüzden açamamışsınızdır. Anahtarın uç kısmına ayağınızla biraz ağırlığınızı verince gevşer zaten.

Arabada ince stepne var. Zaten kendisine göre yeri var yani aklımın ucundan bile geçmez çıkarmak. İlk kez duyuyorum böyle bir soru.

Bir keresinde otoparkta demir çubuk lastiği yardığı için kullanmak durumunda kaldım. Taktım gittim lastikçiye yeni lastik aldım. Öyle bir durumda yol yardım çağırmak da angarya iş. Mis gibi sök tak bak işine.

çoğu arabada lastik fazladan yer kaplamıyor. bagajın altına gömülü oluyor. stepnesiz gezilmez bence. gece saat 3te lastik patlasa saçma bir yerde, o saatte nerden bulacaksın lastikçi? çekici seni eve falan bırakır da bi daha onu bekleyeceksin uğraş yani. lastik değiştirmek en fazla 15 dklık iş.

bana bir kere lazım oldu iyi ki de stepne var dedim.

Ben şahsen gece pek araba kullanmıyorum seyahat etmiyorum. Lastiğin havası komple inse değiştirmeye uğraşmam cant yere değerek lastikçiye kadar sürerim. Yarılsa muhtemelen ben de tek başıma değiştiremem. Ömrümde değiştirmedim. Ama yine de stepne bagajda durur. Çünkü yoldan geçen birinden yardım isteyebilirsin. Bi de barajdan çıkarıp nereye koyacan evde durup ne yapacak. Bagajda o kadar boş alan çok mu önemli.

lastikler runflat degilse stepne cikartilmaz. Tamir kitleri benim deneyimim pek ise yaramiyor. Yol yardima da guvenilmez, bulundugun yerde telefon cekmeme olasiligi var, dag basinda kalirsin.

Yok kesin stepneyi cikartacam diyorsan o zaman runflat'e gecmen lazim. O tip lastiklerin de bazi sikintilari var: fiyatlari yuksek, bulmasi kolay degil, konfor yanak sertliginden dolayi dusuk.

Ben olsam stepneyi kafaya takmayi birakirdim.

Uzun yolda bulundurmak mantıklı ama şehir içi kullanımda ben bıraktım kullanmayı. Lastik tamir kitleri de iş görüyor bence. En az üç defa kullandım ve hayat kurtardı resmen. Arabada en az üç tane bulunduruyorum artık.

Son 10 senede 2 defa kullandım. Ben olsam çıkartmam.

99dan beri kullanıyorum.
toplamda 3 kere lastik değiştirmek zorunda kaldım. kaldım diyorum çünkü ikisinde ben değiştirdim.
sonuncuda stepne olmadığı için şansıma 7dk ötedeki lastikçiye ulaştık.
bu bir risk nerede ne olacağını bilemezsin.
kaskonun lastikçisi geleceği mesafe için km başına ücret alıyor. o parayla 3 ay doğal gaz faturası ödersin :))

lastik onarıcı spreyler var. şehir içi için uygun olabilir.

Bu kadar güzel öneriden sonra benim tek bir tavsiyem olacak;

Arada sırada, mesela senede bir kere tekerlekleri ve doğal olarak bijonları bi söküp takmak lazım olduğu yerde.

Sökülmeyen ve uzun zaman sabit duran tekerlekler zamanla korosyon-toz-kir vs ile çıkmayacak gibi kaynıyor namussuzlar.

Bijonları söküp takmak yetmez, jantı da oturduğu yerden çıkarıp geri takmak lazım.

Bu dediğim yapılmazsa bazen bırakın tekme atmayı, keserle çekiçle bile çıkmıyor bazı tekerler. Çok uğraştırıyor.

peynirli börek de verilir. etli pide de var.

Aslında ben kasapların yaptıklarını sormak istemiştim ama unutmuşum o kısmı. Kasapa diyorum, patlıcan kebabı hazırla diye, ondan alıp fırına veriyoruz ya. Bu tarz yemekleri soruyorum

Adıyamanda 4 yıl yaşadım. Kendim közlenmiş biber patlıcan falan veriyordum salata yapmak için. Bir de balık, ev kokmasın diye. Fırının yanında kasap varsa kasaba sorabilirsiniz. Ben mesela bazen balıkçıya söylüyordum, hazırlayıp pişirtiyordu. Dediğiniz gibi patlıcan kebabı, güveç, lahmacun kasabın elinde ne varsa onu sipariş verebilirsiniz.

Urfa'da isen herhangi bir kasapa git "ben tepsi yapacam ona göre bana birşeyler hazırla." dersen yaparlar bişeyler.

Valla guneydoguda seni bile firina verirler. Her sey firinda pisirilebilir

Kilis tavası yaptırabilirsiniz kasaba. Fırına söyleyip şekerli börek yaptırabilirsiniz ama peynir konusunda pek güvenilir olmayabilir.

1- Islak mamaya alistirma kuruyu yemiyor sonra. Islak mamalarin saglikli veya kaliteli olanlari degil yagli boyle les gibi olanlari asil bunlarin tav oldugu sey. O yuzden islak mama mousse denen Purina'nin falan boyle pudingleri var aman ha. Kuru mama yesin, treatler de kuru olsun.

2- Yatak veya boyle iglo tarzi cadir gibi kendini gizleyip uyuyabilecegi kuytu kosede bir seyler sart. Ayrica oyuncak da iyidir, cok enerjik olur yavrular. En onemlisi de scratch pole denen sey. Alistir sadece orayi cirmiklasin baska yerleri mahvetmesin.

3- Asisi, kisirlastirmasi, genel kontrolu yaptir veterinere sonra istersen hic goturme. Yani gotur de cok sik gitmesine gerek yok ozellikle de ev kedisiyse.

Kediniz kısırlaştırın.

Yavru kediler genelde can sıkıntısından saykoluk yapıyorlar. Bol bol oyalanabileceği oyuncaklar olsun. Kedi yapbozu, mama topu, titreyen balık, tünel vs. Bu oyuncakların da tamamını aynı anda etrafta bırakmayın. aynı anda 2-3 tanesi ortada olsun. 4 haftada bir değiştirin. Sıkılıyorlar çünkü.

Çok büyük cat tower'a (türkçesini bilmiyorum ama almanca'da da Kratzbaum deniyor, Google'dan baksanız anlarsınız) bence gerek yok ama en azından tırnak geçirebileceği küçük bir cat tree olsun. Koltuklara daha az hallenir.

Bana kalırsa yaş mamaya alıştırın. Kediler ihtiyaçlarından az su içiyorlar. Kuru mama ileride böbrek sorunu yaşamanızın önünü açar. Taze su hep bulundurun. Kuru mama verecekseniz, üzerine su ekleyip verin, su içmeye zorlanır böylece.

Mama seçiminde şekersiz, glutensiz ve yüksek protein olmasına dikkat edin. Kediler %100 etçil hayvanlar, unutmayın. Kaliteli mama demek protein oranı %70 ve yukarısı demek.

Eğer kedi dışarı çıkmayacaksa ve 1. kattan yukarıda oturuyorsanız pencerelere kedi teli taktırın. Küçük kediler hele sinek görse peşinden atlamaya çalışıyorlar.

Silika kum ve çok tozuyan kum zararlı. Az tozuyan kum daha tercih edin. Marka tavsiyesi veremeyeceğim çünkü markaları tanımıyorum Türkiye'de.
Benim kişisel tecrübem, litter tracking olayını engelleyebilmek için kapalı tuvalet 8koku için de önemli) ve elekli tuvalet önü paspasının şart olduğu yönünde. Bizim evimizde litter tracking asla bir sorun değil bu sayede.
Şöyle bir şey bahsettiğim: kittiostore.com
Dışarı çıkan kumlar deliklerden paspasın içine doluyor, etrafa yayılmıyor. Arada bir o kumları da paspasın arasından döküyorsunuz.

Mutfağa girmee bence pek alışırmayın. Varsa kapınız kapalı tutun. Aynı şekilde tuvalete. Tuvalet fırçasına sürtünür, klozete düşer falan. Bence sıkıntı.
Kedi biraz sürpriz yumurta, içinden ne çıkacağını bilemiyorsun. Bazısı tek seferde yasaktan anlıyor yapmamaya çalışıyor ama kedi olduğu için yapıyor sonra suçlanıyor, bazısı asla umursamıyor ve asla suçluluk hissetmiyor.

tebrikler.

ben de sonradan öğrendim. kediniz ile karşılama vedalaşma ritüeliniz olması önemli. belirli bir sözcük de olabilir.

kedinizi eğitebilirsiniz. ödül mamaları bu işte köpekler gibi kullanılabilir.

oyuncak olarak kedinizi gözlemleyin. benimki saç tokası ile oynamayı seviyor. eskiden minik topla da oynardı. çok pahalı oyuncaklara gerek yok.

uzun tüylü ise, tarayın. hem kedi hem de siz rahat edersiniz.

ben kedimi ıslık ile eğittim. uzaklaştığında ıslıkla hemen geri geliyordu. geldiğinde tabi ödül maması veriyordum. komşular şov yapmak için bunu sekteye uğratmışlar ben bir süre sitede evde bırakmak zorunda kalmıştım. şimdi isterse geliyor ıslığa. ama yine de biliyor.

Bir odaya giremez, bir tezgaha çıkamaz gibi kurallar olamaz. En fazla siz oradayken olur. Evinizi kediye göre düzenlemeniz gerekir. Ev bitkilerinin çoğu kedilere zararlıdır. Ya ulaşılmaz olmalı ya da o odayı kapatmalısınız. Yaş mama da bence bir ihtiyaç. Çok sık vermemek gerek sadece. Kum işini deneye yanıla buluyor insan. İnce taneliler patilere dolar etrafa dağılır. Kimisi koku tutar, kimisi kötü kokar vs. Veteriner ve aşılar bence en önemlisi. Kedi ağzınıza gözünüze sürünen kafanızı koydunuz yere gödünü süren bir hayvan. Bir enfeksiyon varsa size de bulastirabilir. İç dış parazit ilk eve girerken önemli. Hayvana Gül gibi bakarsınız ama o gider ayakkabınızın altını yalar. Bir şekilde alabilir bakteriyi. Gerisi karşılıklı alışkanlık değiş tokuşu.

Arkadaşlara ek olarak, ilaçları açık bir şekilde ortada bırakmayın, kuzenim bitkilere asprin veriyormuş kedisi bir tane asprin yemiş, neredeyse ölüyordu hayvan.

1- Veterinere hemen götürün eve gelmeden genel bir muayene olsun. Zaten bebeklik aşıları oluyor karma vs. tarihlerini veteriner söyler.

2- 6 aylık civarı kısırlaştırın ilk kızgınlığğını yaşamadan. (Bir çok veteriner öneriyor artık çünkü kızgınlık davranışları alışkanlık yapabiliyor sonradan kısırlaştırılsa da. )

3- Gelmeden bütün camlara ya sağlam kedi filesi ya da metal sineklik taktırın. Sinekliklere tırmanıp tırnak kaşımak için kullanıyorlar ve çok kolay yırtılıyor. Camdan düşerse maalesef fileye vereceğiniz paradan çok daha fazla ameliyat masrafı tutar ölme ihtimali zaten en kötüsü.

4- Ivır zıvır vitaminleri kafanıza göre kullanmayın. Fazla D vitamininden zehirlenen kedi falan görüyoruz. Hasta kedim için bile veteriner vitamine ihtiyacı yok ona ayıracağınız bütçeyi kaliteli mamaya ayırın demişti.

5- İnstagramda kedi.bakisi diye bir sayfa var başlangıçta hangi mama kum ve malt iyidir hangilerini sever bilemiyorsunuz orada içeriklerini de açıklayarak nelere dikkat etmeniz gerektiği yazıyor.

6- Zorunlu olanlar sadece mama kum ve tuvalet. Tuvalet kapalı ve xxl olursa rahat edersiniz. kapalı olması kokuyu büyük oranda önlüyor gene de en geç 2-3 günde bir temizleyin (tercihen her gün ama iş güçten sarkabiliyor) İsteğe bağlı zorunlu olmayanlar mama ve su kabı, yatak ve kum kabı önüne delikli mat (çıktıklarında patilerinden evin her yerine yayılıyor kum)
Mama ve su kabı satın almak zorunda değilsiniz geniş kaseleri sabitleyebilirseniz dökemeyeceği gibi kullanabilirsiniz. Alacaksanız plastik kesinlikle almayın çelik veya cam seramik gibi daha sağlıklı olanları tercih edin. Yatak bi tık gereksiz zaten yatağı bile olsa gidip betona yatıyorlar. Genelde sevdikleri belli koltuklar falan oluyor oralarda uyuyorlar.

7- Parazit uygulamalarını (3 ayda bir) ihmal etmeyin özellikle sokaktan ilk geldiği zaman parazit dökebilir. Uygulamalardan sonra 3 gün bekleyip kumunu tamamen dökün parazit dökme ihtimaline karşı (iç parazitler insanları da hasta edebiliyor ama düzenli uygulama yaptırırsanız korkmanız gereken bir durum olmaz)

8- ilk başta en iyisi olsun diye en pahalısını veya en çok et oranı olanı büyük boy almayın. Yüksek protein miktarı bazı kedilere dokunabiliyor. Normalde orijen acana gibi aşırı yüksek et içeren markalar iyidir deriz ama bazı kedilere ağır gelebilir aşırı tüy dökülmesi veya sindirim bozukluğu yapabilir. tavsiyem favori birkaç markayı bulana kadar birer ay (tahmini 1,5 kilo gider) denemek. Sonrasında hem kedi sıkılmasın diye hem eksik vitamin kalmasın diye dönüşümlü mama kullanmak. (3-4 ayda bir diğer favori marka gibi) Bu arada bazı kedilerin balıklılara alerjisi falan olabiliyormuş ona da dikkat etmek lazım.

1- keşke kucağa alıştırsaydım bebekken :(

2- oyuncak ^.^

3- iyi veteriner seçimi çok önemli. kesinlikle araştırıp git. onun zaten karnesini çıkarıp aşı takvimini oluşturup zamanı gelince sana hatırlatması lazım, benimki öyle yapıyor.

Merhaba, annesinden yeni ayrilmis bu kedi ev kedisi mi, sokakta yasayan kedi mi, burasi onemli cunku. Ben asi yaptirmayin diyorum. Yoksa ishal olur. Sokaktan aldiysaniz yikayin ensesine pire damlasi damlatin, buyuyunce yani 34 aylik olunca, ic parazit asi yaptirabilirsiniz. Doktor degilim ama sokakta buldugum minikkedilerin cogu, veterinerin ic parazit dis parazit islemi sonrasi ishal oldu, zayif dustu, bunyesi zayif olan sokakta beslenememis olanlar ölüyor . O yuzden minik kediyi alip veterinere goturmek artik yapmadigim birsey tavsiye etmiyorum. Bu kaniya yillar icerisinde yasayarak geldim. kisaca kedi minikse, veterinere goturup kediyi mahvetmeyin.

Aşıla diyen de var aşılama. Kucak sevsin diyen de var sonra büyüyünce hiç sevdirmiyor diyen de :) Ben sanırım biraz kendisini tanıdıkça ilerletmeliyim ilişkimizi..

Herkese teşekkürler.. Eve gelince fotoğrafını atarım size :)

r.resimlink.com

r.resimlink.com

Becerebildim mi bilmiyorum ama yazdıklarıyla yardımcı olmaya çalışanlara özel oğluşumu atmak istedim :)

Çok sevimli gerçekten. Ancak cins kedi sahiplenmişsiniz, duymuşsunuzdur mutlaka cins kedilerin kalıtsal rahatsızlıkları oluyor. Aşılama vs. diyenlere kulak asmayıp ilk iş veterinere götürün.Erken teşhis erken tedaviler hayat kurtarıcı oluyor.

@eatpraylove Tam olarak öyle yapacağım. şehla oluyorlarmış en çok :) annesi babası şehla değil umarım sadece sağlı bir bebe olarak uyur uyanır mama yer sevdirir kendini.. cins kedilerin eklem ağrıları kronik rahatsızlarından haberim var.. :/

siyam kedileri çok akıllı oluyor . ilk kedim siyamdı ve yarı köpek yarı kedi gibi derler .ben de yalnız yaşıyordum o zamanlar ,beden tasması takıp sırt çantama koyuyordum kafasını çıkarıp etrafı seyrediyordu gezmeye bile çıkıyorduk .tabi kediye göre değişir ama siyamlar tam bir ev arkadaşı bence .
bir de cins kediler hasta oluyor söylemlerine inanma . iyi bakarsan süper sağlıklı olur .ben kendi maması dışında hiçbir yiyecek tadımlık olarak bile vermedim . özellikle sofraya yaklaştırmadım masadan bir şey uzatmadım .peynir ,tereyağı ,yoğurt tattıran arkadaşlarımın kedileri her masa kurulduğunda bunu oyun sanıp deliriyorlardı .benim kedilerim masada balık köfte gibi kokulu yiyecekler dahi olsa bunları yemek olarak algılamıyorlar .çünkü onlar için mama sadece kendi kuru mamaları .hem kedinin sağlığı hem de senin huzurun açısından bu konu önemli bence .

@devilone Senin kedin sağlklıymış ne güzel :) Seninki sağlklı diye tüm cins kediler süper sağlıklı mı oluyor? Kontrol ettir dedik altı üstü :)

etf

abd etf'leri

Etf+1

Ben dünya etf'ine yatırım yapıyorum (tabi Fransa'dan) ama bunu abd etf+ developing countries etf vs diye yapan da var. Üstüne isterseniz yeşil firmalar vs diye de ayrilanlar var. Getirisi yüksek olanlar var tabiki ama riski de fazla. Ben dünya etf ile şu an yüzde 4-5 arası alıyorum. Hedefim uzun ama bunda.

Düzeltme; bu sene (ocaktan beri) yüzde 14 getirmiş dünya etf. Bahsettiğim karma yatırım getirisiymis.

Borsa tokenlerini araştırın isterseniz, bnb, gt, ht vs

Temettü veren hisse senetlerine yönelmeye karar verdim

yatirim fonunun onlarca cesidi var, daha detayli bakmani tavsiye ederim. hatta dogrudan kendin almakla ugrasmayacagin ETF sepeti yapan fonlar bile var.

Filyasyon ekibini arayabilirsiniz

bana maskenizi takıp gidebilirsiniz dedi sağlık ekibi. yalnız delta varyantı iseniz ki muhtemelen öylesinizdir, test yapmıyorlar, gitmeden önce onu öğrenin, 184ü arayarak öğrenebiliyorsunuz sanırım, boşuna gitmiş olmayın.
delta iseniz 14 gün beklemeniz gerekiyor ve süreç sonunda test yaptırmanıza gerek yok.

Teknik bilgi sahibi değilim ama daha dün o motorun aynısı ile kedime hareketli bir oyuncak yapmaya çalıştım, oyuncak için iş görür ama içi mama dolu Pringles kabını hareket ettirme ihtimali düşük

servo motorlari incele.

bir dişli aktarma ile motor hızını daha yavaş ama daha güçlü hale getirebilirsiniz.

Hurda, bozuk printerlar içinde daha kullanışlı dişliler ve motorlar var. Bi etrafınıza sorun bozuk printer var mı diye.

Otomobil Cam açma motoru
Otomobil Silecek motoru
Bunlar kendinden redüktörlü, DC, güçlü motorlardır. Teorik ve deneyerek bir dönme süresi belirleyip ne kadar mama döktüğüne bakarak yapabilirsiniz. Servo vs gerek olacağını düşünmüyorum.
Bu arada, kedi maması sert olduğu için mama boşaltma mekanizmanızı kitleyebilir, değişik şeyler denemeniz gerekebilir. problem olursa haber verin.

Sizin kendinizin kızgın bir metal ile duş başlığındaki su çıkış noktalarıını büyütmeniz çözüm olabilir.
Bir de duş başlığı içinde zamanla kireç gibi katı maddeler oluşur ve su çıkışını engelleyebilir. 3-5 kullanımdan sonra yine suyu verdiğiniz zaman başlıktaki kapağı ileri geri gevşetin hareket ettirinki o katı maddelerden arınsın başlık.

bizde de benzer bir durum son günlerde oldu, sebebi ev şebekesine gelen su basıncını ayarlayan makinenin bozulmasıymış, onunla alakalı olabilir mi sizinki de?

hortumları patlatan en önemli unsur su basıncının yüksek olması. çoğu hortum üreticisi de belli basıncın üzerindeki sular için garanti vermiyor. bu durumda mümkün olduğunca kaliteli marka kullanmak önemli. (punto iyidir.) çok sert hortumlar uzun süre dayanmıyor.

Eğer su saatinden önce basınç düşürücü mevcutsa fazla yüksek ayarlanmış olabilir, düşürülmesini sağlayın. Yoksa da taktırmanız gerekebilir. Eğer basınç gereğinden fazla yüksekse, başka yerlerde de patlağa ve su baskınına neden olabilir.

ayi yukardan asagi dogru pence atar
Boga asagidan yukari dogru boynuzlar
ama ayi sezonu geliyo mu gelmiyo mu bilemem.

Çoğunluk boğa bekliyor aslında şu sıralar hatta mega boğa lafları da dolaşıyor ortalıkta ama bakalım.

Daha boğayı göremedik. İnşallah gelmez :d

Dogrudur. Ben bekliyorum.

Hepsi yalan dolan, bir şeylerin haberi size gelmişse yalandır.

Ben de duydum düzeltme olacak dendi ama ben uzun süreli bir ayı piyasası beklemiyorum. Tamamen uyduruyorum bu arada. Geçen haftalarda da btc yıl sonu 100k olacak deniyordu. Yatırımcılar tek bir bilinç olmadığı için bu kadar tahmin edilebilir bir şey değil. Yine de teknik analize bakmak lazım. Kriptolar tekniğe uyumlu hareket ediyor çoğu zaman.

anlayamazsınız :)

Temel ve teknik bazi gostergelere bakarak tahmin yurutulebilir ama tam tepeyi kestirmek cok mumkun degil. Teknik analiz textbooklarindan birinde yazarin samimice ‘hemen hicbir zaman en tepe veya dibi kestirememisimdir’ itirafini okuduktan sonra bu konuda daha rahat hissetmistim :)

Bazi major trend donus teknik analizi sinyalleri bu konuda yardimci olabilir; bu konuda teknik analiz bilmek gerek. Temel konusunda ise onchain analizi bu konuda yardimci olabilir. Btc’nin rallisine de bakmak gerekir ayrica. Bir de benzer isleri yapan coinlerin market hacmine bakarak da kabaca fikir edinilebilir bence.

Kisaca epey fazla parametre var. Bu yazdiklarim icinde hicbirinden fikriniz yoksa: buradan coin donerse sizin icin muthis bir kayip olur mu, yoksa onundeki yol goze alinabilecegibiz bir risk mi onu dusunun, veya su anki kar sizi tatmin ediyor mu etmiyor mu ‘ ya bakip ona gore hareket edin.

Hocam diyelim ki coine 100 lira bastınız, 300 oldu, 150 lirayı alın kalanı da unutun. En erken bir yıl sonra bakın. Bu işte sabreden kazanıyor.

Smart chain genel bir kavram. Binance smart chain dendiğinde ise bnb kastediliyor. Daha doğrusu binance smart chain’in native token’i bnb. Bu ağ üstünde başka token’lar da olabiliyor elbette.

Teşekkürler hocam, binaceden truswalleta bnb attım az önce, şimdi pancakeswaptan birkaç token almayı düşünüyorum, önerileriniz var mıdır acaba?

pitbull öneriliyor bu aralar, hamster yürüdü gitti alınmaz sanırım. neler önerirsiniz?

makaleler bilim dünyasına hizmet için yazılır dolayısıyla izin almanıza gerek yok. geliştirilen veya uyarlanan bir ölçek vs kullanmak istiyorsanız makaleniz için, izin almanız gerekir.

Akademik alıntı kurallarına uyduğunuz sürece her makaleden, izin almadan, alıntı yapabilirsiniz.

iphone se tabii ki. 5-6 yıl çok rahat kullanır. iphone'a geçsin, kolay alışır.

A52 tavsiye ederim. Uzun süre kullanır muhtemelen.

A72 aldim memnunum. Ekranı 6.8 inch. Büyük olması belki gozleri için daha iyi olur. Çok büyük derseniz a52 var.

S20 fe (snapdragonlu model) ya da a52.

S20Fe(snapdragonlu) bomba gibi, A52 almiskene A52s alin derim performansi düz A52 biraz daha iyi, zaten düz A52 kalkacak piyasadan.
Iphone a da hemen alisabilir kulanmasi kolay en ucuzu iphone se 2020 ama ekrani ufak.

(bkz: Deniz De Courton)

hocam aslında fransızcada dönis nasıl yazılıyor onu merak ediyorum.

youtu.be
yukarıda firdevs hanım deniz demiyor, dönis diyor ya onu soruyorum.

Fransız adları arasında Dennis var. Belki olabilir.

Fransızca'da Denise ismi var (fr.wikipedia.org)

Bu insanın sürekli geçmişi düşünüp "eskiden çok mutluyduk bee" iç geçirmesiyle aynı. Emin ol 5-10 sene sonra bugünlerin aslında çok mutluymuşsun gibi hatırlayacaksın. Zor günlerdi ama yine de güzeldi diyeceksin. Ben bu tespiti yaptığım günden beri günü yaşamaya bakıyorum. Misal bugün 40 yaşındaki teyzemin kanser olduğu haberini aldım ama 3 yaşındaki oğlum bugün benden kendisine kemer almamı istedi. "Babuş ben büyüdüm ben de kemer takacam." Mutluluk mutsuzluk düşünceleri tamamen size bağlı.

Eski dostlar arkadaşlar hep özlenir, şimdiki arkadaşları seçmek de sizin elinizde. Uzaklaşmak veya yakınlaşmak da... Geçmiş geçmişte kaldı demiyorum tabi ama bugünü geçmişte bırakmamak lazım. Yaşadığın zamanı bir an önce bitsin demek yerine doldurmayı bilmek lazım.

Bi sevişsen geçer hepsi aslında

Yeni psikiyatrist ayarlayalım? Şahanedir bak.

Pozitif çıkınca arıyorlar, size ulaşamazlarsa yakınlarınızı arıyorlar vs. bir şekilde muhakkak ulaşıyorlar. Aranmıyorsan negatiftir demek yanlış olmaz.

@giovanne galiba duyurunun başlığını görüp içini okumadan cevapladınız.

@invictae

Pozitifse sadece müdüre mesaj gitmez, sizi de muhakkak ararlar. Demek ki pozitif değil demek istiyor işte. İçeriği okuyunca cevap niye değişsin ki?

Muhtemelen müdüre başka birinin sonucuyla alakalı bir sms gitmiş ya da direkt sizinle ilgili ise hatalı sms gitmişir. e-nabız'da negatif yazıyor ise negatiftir.

E nabizda ve hayat eve sigarda negatif ama az önce bana eşim hakkında mesaj geldi, pozitif olduğuna dair. Kendisine değil bana mesaj atıyorlar, sistemlerde negatif ama hem müdüre hem bana atılan mesajlarda pozitif. Enteresan valla

Bir hafta önceden haber verirler ama senin gibi düşünen profesyoneller bot kullandığı için sen satış emri verene kadar botlar çoktan satmış olup fiyatı düşürürler sen de muhtemelen zarar edersin. Kripto dünyası acımasızdır. Bunu daha iyi anlamak için Shiba'nın Binance öncesi ve sonrası grafiğini inceleyebilirsin.

O zaman binanceye girmeden küçük bir miktar alıp, girdikten sonra da bir miktar daha almalı sonra zaten yükseliyor birkaç hafta veya ay sonra. Shiba öyle olmuştu diye hatırlıyorum.

Abi Şiba Binance'a 5000'den girdi geçen sene 800'e düştü, bu yükselir diye düşünüp alanlar hep tepeden aldı 2-3 saat sonra dibin dibine indi, Şiba 5000'e tekrar bikaç hafta önce geldi. Bi coin Binance'a gelene kadar tüm enerjini harcamış oluyor genelde de düşüş yaşanıyor. Ben gözüme böyle bi coin kestirsem düşmesini bekler dipten alırım yoksa tepeden almak kaçınılmaz.

Udemy de ucuz fiyatlara birkaç eğitim videosu var. Ücretsizlerden haberim yok ama mutlaka YouTubeda vardır.

Ankara sivas hattı açılacakrı 1-2 ay evvel ama yetiştiremediler. Bir kaç ay daha sarkmıştır muhtemelen

ankara sivas hattı açılınca, aktarmalı bir şekilde mi istanbula gidilecek yoksa istanbula doğrudan gidilecek mi?

yıllar önce, ankaradan eskişehire oradan tren değiştirip istanbula gidiyorduk o yüzden soruyorum.

sivas - istanbul seferi direkt olur. talebe göre ankara - sivas daha fazla olabilir ama. yht ilk başlarda da konya istanbul direkt yoktu o da sonradan açıldı ben de aktarma yapıyordum mesela. muhtemelen başlarda ankara duraklı olur, direkt doluluk olursa duraksız devam eder

Kaç saat sürer ya da şöyle sorayım iddia edilene kaç saat eklemek lazım? İst Ankara dört saat diyorlardı ama hiç dört saatte gitmedim :)

Cüzdan adresini bilmelerinin bir zararı olmaz biz de mesela Vitalik Buterin'in cüzdan adresini biliyoruz hatta Satoshi Nakamoto'nun adresini de biliyoruz bunlar bilinen şeyler, bi problem yok. Sen adresini vereceksin ki oraya coin-token göndersinler o işe yarar. Bu arada hangi coin o aklımıza yatarsa biz de yatırım yapalım. :)

İsmi 100x hocam :D isminden kaybediyor aslında. Altbase olacak yeni adı.

Gjjfkfkkfkfkf ben de potansiyelinden bahsediyorsun zannettim. :)

Terapi ile ilgili olarak öncelikle şunları aklınızda bulundurmanızı öneririm:

-birçok farkli terapi ekolü var.

-psikiyatri eğitiminde de psikoloji eğitiminde de üniversitede ilgili dersler verilse bile "terapi yapma dersi / eğitimi" gibi bir şey verilmiyor.

-terapi eğitimleri akredite kuruluşlar tarafından ücretli olarak veriliyor. psikiyatr ve psikologlar bu meslek hayatlarının başında veya süresinde bu eğitimlere katılıyorlar.

-terapi eğitimi de almak yeterli değil, süpervizyon almaları gerekiyor.

-dolayısıyla psikiyatr da olsa yüksek lisansını yapmış klinik psikolog da olsa mezun olduğunda aslında terapi yapmaya yeterli olmuyor. (ülkemizde bu alanda meslek yasası olmadığı için hiçbir yasal engel yok, yapan çok piyadada ama etik ve sağlıklı değil.)

-önemli olan belirli bir terapi ekolünde eğitimlerini almış, aile danışmanlığı konusunda uzmanlaşmış ve supervizyonunu da almış bir terapist bulmanız. bu psikiyatr da olsa psikolog da olsa böyle.

-daha ilk seanslardan kendi özel hayatından örnek verip sizi belirli bir konuda yönlendirmeye çalışan biri bana hiç profesyonel ve etik gelmedi.

-birbirinden habersiz psikiyatr ve psikologa aynı anda devam etmeyin. bu aynı anda iki farklı yaklaşım, tedavi demek. ruh sağlığı için çok sakıncalı olabilir.

-uzman psikolog esra yatağan'ı araştırmanızı öneririm. aile terapisi alanında uzmanlığı olan ve etik bakış açısına güvendiğim biri.

(ben psikoloji mezunuyum ancak sizin ihtiyacınız olan alanda çalışmıyorum.)

Psikiyatri için bedensel tepkiler gerekiyor, yani taraflardan birindeki ruhsal/duygusal bozukluk bedene de yansımaya başlamışsa önce bedeni iyileştirmek amacıyla psikiyatriye gönderiliyor insanlar. Onunla eşzamanlı olarak psikolog yardımı gerekiyor. İlaç etki ettikten sonra davranışlar üzerinde çalışmak en iyi sonucu veriyor. Yani ilaca ihtiyaç yoksa psikiyatrla çalışmayın derim. Ama ihtiyaç varsa da ihmal etmemek gerekiyor.

@playing star

Evet ama hem daha fazla para isterler hem olaya psikolog gözüyle değil daha çok tıp gözüyle bakarlar, bir miktar tedbirli olmak lazım diye düşünüyorum. Yani aile terapisi psikiyatrinin değil daha çok psikologların konusu diye biliyorum.

Bizim psikiyatr, şema terapi ve bilişsel davranışsal terapi üzerine uzmanlaşmış bildiğim kadarıyla. Aynı ekoller de bir psikolog bulsam mı?
Ya da psikiyatr ile psikologu iletişime sokmak gerekir mi?

Daha önce psikologa gittik ve o ilk seans eşimle beraber aldı ve sonra tek tek aldı, iki ay kadar devam ettik, psikolog aile terapisinden ziyade, bireysel olarak halletmeniz gereken sorunlar var, o yüzden tek tek yapalım demişti. Eşim baya da memnundu ama maalesef ülkemizde bu işler bol parayla dönüyor. Maddi sebeblerle terapiyi sonlandırmak zorunda kaldık. Otohipnoz ödevleri vs veriyordu ve güzeldi ama ailesel sorunlara ne kadar faydalı oldu tartışılır.

Valla bence cok.

(orijinal için) normal olabilir.

Kendi eski laptopum için baktım şimdi, sahte/muadil markalar 250-350 lira civarında.

7 yıllık xps 13 orj bataryası için dell servisine 80 euro civarı ödemiştim. üstelik değişim ücreti dahil değil, sadece bataryayı aldım. kendim değiştirdim.

normal. yan sanayi olanlar da 250-300 zaten. orijinal batarya için 650 gayet iyi.

normal, gittigidiyordan buldum kendi laptobumun bataryasını, 450 lira fiyatı var, adama mesaj attım batarya şişme yapar mı diye, orjinali bile şişme yapabilir dedi, verdiği güven sıfır. alıp 1 sene sonra çöpe atacağınıza orjinalini taktırın.

orijinal için normal. hele çıkarılamayan bataryalardansa çok normal.

Bence normal, ben birkaç ay önce çakması için 180 lira verdim.

Orijinal bataryaya dandik çin malı diyen arkadaşa katılmıyorum. Lenovo'yu bilmem ama acer hatta keysmart marka laptopun bataryasından bile samsung ve lg marka piller çıktı. Test de ettim sahte değil oldukça fazla dayanıyorlar.

Sofra tuzu kullanıyorsanız zaten yeterince iyot alıyorsunuzdur, vücudunuzda eksikliği yoksa fazlasına gerek yok.

Gümüşe gelirsek... www.nydailynews.com

Sofra tuzunda iyotsuz yazıyor ama hocam?

İyotsuz tuz bazı tiroit bozuklukları için ya da radyoaktif iyot tedavisi öncesinde falan kullanılıyor, iyotlu sofra tuzu alın :)

www.youtube.com

psikiyatr hastalık teşhisi koyar, ilaç için ve genel olarak hastalıklarınız varsa daha çabuk teşhis koyar. psikiyatr sizin neye ihtiyaç duyacağınız konusunda daha pratik bir yönlendirme (psikologa doğrudan veya psikolgla birlikte paralel gitme) yapabilir. ilk adımı gibidir.
öte yandan her psikiatrist size uygun terapinin uzmanı olmayabilir. terapi uygulamıyor olabilir.

Psikolog.

Aslinda terapist olmasi onemli. Benim de tam tersi psikiyatrist hic konusmuyordu, psikolog konuşuyordu

Aile danışmanlığı alanında yüksek lisandı olan bir psikolog doğru seçim olabilir daha az riskli bir opsiyon seçmek isterseniz. Bireysel psikoterapide psikoterapi eğitimi almış bir psikiyatrist de seçenek olabiliyor fakat çift terapisi söz konusu olduğunda psikolog seçmek daha iyi bir opsiyon.

Aslında şu anda psikiyatra gidiyoruz ama pek memnun değiliz gibi. 5 haftadır gidiyoruz. İlk görüşme yüzyüze idi, pek memnun kaldım ben ama sonra online oldugu için mi bilmiyorum ama pek memnun değiliz. Çok profesyonel değil sanırım, özel hayatından örnekler verdi bir iki defa, pek belli etmese de sinirleniyor bize biraz.

15 bin ile girin o halde (son cümlenizden dolayı)

Bnb, GT, etherium az riskli ama kazancı da baya iyi olabilir.

Biraz riski artırıp, bol sıfırlı bir coin alırsanız (shib, safemars vs) kaybetme riski yüksek ama kazandırırsa çok fazla kar ettirebilir.

Bnb GT etherium için 14000 lira. Bol sıfırlı bir coin için de 1000 lira mantıklı olabilir.

Kalan beş bin ile altın dolar ve düşünün.

Ytd demek gerekiyor sanırım böyle yazınca :D

Kripto borsasina boga sezonunda girilmez. Gir de ben girmezdim simdi, artik cok gec. Beklersin birkac ay bakarsin soyle ne alemde, cakilacagi bazi donemler olur, pusuya yatar ve alirsin. Birkac gune muhtemelen ATH yapacak BTC ve ETH, bu donemde girenler hypelanip girenler, ben dogru bulmuyorum.

Ben tam bir shitcoin bağımlısıyım en son shiba'dan baya para kaldırdım ama o tekrar ne zaman pump yapar belli değil, son gözdem aınu token baya sıfırı var ve global borsalarda listelenmedi henüz pancakeswap üstünden alınabiliyor, oraya bir miktar yatırım yapabilirsin ama bunlar shitcoin dediğim gibi zengin de edebilir paranı batırabilir de. Yarın Gate.io'da listelense kafadan x100 yapar ama PancakeSwap gibi borsalardan nasıl ticaret yapılacağını biliyorsan oraya gir, bilmiyorsan oradan oraya para transfer ederken muhtemelen yanlış ağlardan para gönderip paranı kaybedersin baya karışık çünkü. Ha kafam rahat olsun dersen Btc Eth Bnb falan bas gitsin derim ama onlar da şu an zaten zirvelerde, yarın %40 geri çekilme olur canın sıkılır. Geçen mayıs ayında 60 binden 27 bine düştü mesela şu an aynı seviyeye geldi, bunlar olabiliyor. Buradan 100 bine de gidebilir 30 bine de.

Benim diyeceğim şey şu: Para kazanmak istiyorsan Gate.io Mxc gibi global borsaları ya da PancakeSwap PooCoin gibi merkeziyetsiz borsaları öğren, coin-token Binance'a gelene kadar buralarda 50 defa ATH yapıp en son Binance'a geliyor oradan da tepeden alınıyor 10 dakika sonra %50 para kaybediliyor. Ha kırk yılda bi pump yapar Binance'dan aldığın mal ama o zamana kadar da anandan emdiğin sütü burnundan getirir. Ben 6-7 ay önce 700'den Shiba almıştım, ki Binance'da ilk listelendiğinde 5000 seviyesindeydi sonra 700'lere düştü ve daha 2 hafta önce pump yaptı onda da 3000 seviyesine çıktı. Ben sabırlı olduğum için ve zaten dipten aldığım için bu yükselmez demedim satmadım bekledim, 6 ay sonra 3000'e çıktı ama sen sabredebilir misin ya da sabretsen de sonuç alır mısın belli olmaz. Malı düşükten alıp beklemek her zaman iyidir. Mesela shiba gate.io'da pumplana pumplana yükseldi Binance'da listelendiğinde 5000'den alan oldu, shiba daha o seviyeye gelemedi bile en çok 3000'i gördü şu an 2200 seviyesinde, Binance o nedenle çok sakat bi borsa, hele işi bilmiyorsan coin'in o noktaya gelene kadar neler yaşadığına bakmamışsan her türlü para kaybedersin.

1 milyon sana bile yetmeyecektir.
100milyon dolar diyeyim. tabiki yatırım yapıp sürekli 3-5 bişey getirmesi lazım. yoksa 100 milyon usd bankada dursun. faiz de almayayım. onla yaşayayım diyemem.

Bunun bir kuralı vardı, aylık harcamanın 300 katı sanırım. Her yıl birikimin %3'ünü harcarsan o para sonsuza kadar yetiyor. (doğru yatırımları yaptığın varsayımıyla)

Benim için 500.000 dolar yeter ama para için olmasa da çalışırım. Sadece büyük bir güvencem olmuş olur.

Gecensene konussak yetmezdi ama su an 1 milyon dolar yeter.

9 milyon tl ediyor dusuk zekali olsan hic yatirim bilmeden, sadece ev alip kira yesen yine kurtariyor.

Anadolu yakasindan iyisinden 4 ev eder.
Kira toplami da 20bin tl.
Hadi 1 evde oturduk kaldi 15bin yasam kalitem duser ama calismamaya deger.

Benim için bir milyon dolar.
100 bin doları ile sürekli altcoinlere yatırım yaparım ama.

100 m usd

bu para bana her ay belli miktarda maaş gibi ödenecekse 1 milyon dolar yeterli olabilir ama şakkadanak elime sayılacaksa mümkün değil yetmez. o kadar parayı bir arada görsem aklımı kaybederim çünkü, çok fazla harcarım. "faizde aylık 2000 dolar getiriyor zaten, ne olacak canım biraz daha harcayayım, aylık 1900 dolar getiriversin" vs. diye diye altından girer üstünden çıkarım onun.

o yüzden tek seferde verilecek bir meblağdan söz ediyorsak ben işimi garantiye almak için 3 milyon dolar diyorum. dünyanın binbir türlü hali var, bakarsın 1929 gibi bir kriz olur, o para bile stabil ekonomilerde seni çok uzun süre götürmeyecek bir meblağa dönüşür. ama 3 milyon iyidir yine de hehe.

-aylık harcamam yaklaşık 10 bin tl. 1000 dolar diyelim. bu cepte

-26 yaşındayım. 80e kadar yaşasam (fazla bile, ailenin erkekleri maksimum 70) 54 yıl var. 648 ay eder bu da. Düz hesap 650 ay diyelim.

-şimdi bunları çarpalım. 650 bin dolarla asgari oranda idame ederim hayatımı.

-buna %30 da enflasyon cart curt payı ekleyelim. 845 bin dolar.

Düz hesap 1 milyon dolar yeter gibi asgari şartlara. Buna kira dahil değil ama. olsun olsun 5 milyon dolar olsun. 100 milyon falan abartı

5 milyon dolara kepengi kapatir egeye yerlesirim.

bir hayalimiz var: 1 milyon usd

800-900 bin olur. o da olumlu

700'den 10 bin liralık Shiba almıştım, geçenlerde bir sıfır attı bi tane daha attığında istifa ediyorum. Hatta satmamak için şu duyuruyu açmıştım: www.eksiduyuru.com

10 milyon$

Ben de Shiba almıştım ama yüklü almadım :) riski dağıtmak için çeşit çeşit coin almıştım ama en fazla Shiba almıştım. 4-5 katına çıktı :)

Benim için de 2 milyon dolar yeterli.

1m usd yeterli. Ben o parayı rahat 10x yaparım bir şekilde zaten.

1m dolar rahat yeter.

hemen altına çevirip 10 tane daire yaptırırım. dışarıdan emekliliğe yatırır kiralarla geçinirim. risk yok, 30 sene yaşarsam evler de parasını çıkarır. 3 çocuğum olsa üçer daire... hayata 1-0 önde başlarlar.

Eşeğin önündeki havuç o miktar. Sen 1 milyon dolar dersin şimdi, 1 milyon yaptığın an farkedersin ki 1 milyon yiyerek yaşanamazmış.

1 milyon dolar Türkiye’de hiçbir şey. Ankara’da İstanbul’da o paraya güzel yerden lüks bir ev bile alamazsın.

300 milyon dolar.

Superbox altyapı sormuyor diye biliyorum.

Peki onun bir alternatifi var mı? O da 24 ay taahhütlüymus en az.

Türk Telekom magnet, bu altyapı yoksa geçici altyapı gelene kadar alınabilen bir model

Superbox kullanıyorum ve memnunum, 24 ay taahhüt yasal olarak doğru değil, Turkcell 24 ay diyor ama 12 ay dolunca iptal etme hakkınız var, tüketici hakem heyetine başvurunca hallolur.

Ttnet magnetin taahhütü olmadığını söylediler iyi guzel ama ben şimdiki hattı ona dönüştürmek istemiştim. Öyle olmuyormuş. 6 aylık dondurdum. Ne yapicam kalan 23 aylık taahhütle bilmiyorum. 700 TL verip kablo mu cektireyim? Site yönetimine söylesem o kutulardan site içine bir yere yaptırılır mı acaba?

Başka bir elektrikci ile daha görüşün ve kablo çektirin 700 lira çok geldi bana. Superbox her türlü daha pahalı oluyor zaten. Ben mecburen kullanıyorum, fiyatı hariç memnunum.

Baska Elektrikciler de biri 800 diğeri 1100 TL fiyat verdi. Mesafe çok olduğu için. Ttnetle abonelik iptali için goruseyim bari. Herhalde bunlardan daha pahalı değildir. Bir de elektrikcilerin biri vip net diğeri de air net diye bisiler önerdi.

superbox özelinde konuşursak, ttnetten her türlü pahalıya gelir, 700 tllik tel masrafına rağmen. maalesef çok pahalı superbox.

Merhaba 2017'den beri bu sektördeyim bu sorunun cevabı yok. Sadece iyi gözlem yap, geriye dönük verileri incele. Millet şu anda ezbere yatırım yapıyor, unutmayın karşınızda büyük fonlar var; onlar kolay kolay para birisine yedirmezler. Kazanmak için başkasının kaybetmesi lazım.

bu soru turkiye borsasi icin mi? abd piyasasi zaten mart 2020'den beri boga hatta okuz sezonu icinde, halen.

Türkiye için hocam, evet.

stronghold en iyisi.

broadline da bakabilirsiniz.

Broadline iç ve dış birlikte olanı var tek damla halinde. Onu kullanıyoruz, memnunuz.

Kaynak yapayim mi ya ben de soracaktim ama ic parazit hapiyla birlikte soracaktim, ic parazit hapi ne alalim?

İnsanlar için olan kontil hap kediler için de kullanılıyor ve bütün parazitler için olmasa da birçoğu için ise yarıyor. İlacın yarısını veya dörtte birini vermeniz lazım @floydian.

Arada bir oluyor benim arabada ve hiç bir sorun çıkmadı.

emin degilim ama o koku egzozdan da geliyor olabilir

bazen ilk calistirmada oyle fantastik kokular geliyor

lpg de de arabanin cig gaz atmasi durumu vardi sanirim

Genelde soğuk havada, ilk çalıştırmada olabiliyor. Sadece bu kadarsa sıkıntı yok, soğuk motor, soğuk eksoz, soğuk konvertör ve aniden patlayan silindirdeki ateşten geriye kalan yanmamış partiküller ve eksozdaki buhar vs bir sürü nedeni var.

Sıfır mı? 4 kapı sedan, 5 kapı hatchback oluyor.

evet hocam sıfır düşünüyorum.

Tdci olursa al guzel araba

dizele yetmez hocam gücüm. honda civic de alabilirim aslında, 1.6. hangisini önerirsiniz?

Honda Civic de alınabilir o fiyatlara.

Honda civic var mi ki bayide? Alabiliyordaniz honda civic degerini korur, o yonden iyi secenek.

Hocam Google translatede dinleme özelliği var ya, Koreceyi seçin, şarkıyı dinletin, hem Kore harfleri ile hem de Latin harfleri ile yazılışı gösterir.

eksisozluk.com

prolyrical.com

dogrusu hatmi cicek acti manasina geliyor.

okunusu da "mugungha goçi piyotsımnida".

yukarı çıkıp plastik boruları bi sallayın.(kulağınız su sesine kitlensin) depolara akmaya başlarsa şamandırada tortu birikmiş demektir. tornavida bulundurun, en üst kısımda bi kapak olacak onu açıp şamandıraya ulaşabilirsiniz. el yordamıyla şamadıra mekanizmasını aşağı yukarı hareket ettirin.

su kaçağı varsa binanın emekli albayı vananızı kapatmış/kısmış olabilir. vanaları bi açın kapatın.

bi de panellerin ucunda biri sağda biri solda olmak üzere iki adet siyah kauçuk bir tıpa olur, onları da sırayla açın. şöyle paslı su tortuları çıksın, su berraklaşana kadar aksın (bu işlemi yaparken panik yapmayın, bahsettiğim tortulu su şiddetli bir şekilde akacak ama sorun değil) sonra tıpaları geri takın. panik yaparsanız üstünüz kirlenebilir don atlet çıkın.

usta çağırırsanız bunları yapacak ve olan 50-100 liranıza olacak. sadece kaçak göçek varsa ustayla halledin.

Hocam çok teşekkür ederim. Muhtemelen depoya şu gidiyor ama depodan şu gelmiyor. Ev müstakil, deponun suyla dolduğunu ve hatta tastığını anladım az önce. Dediklerinizi yapacağım tekrar teşekkür ederim

Gate.io türk lirası olarakta gösteriyor.

Sag ustte dünya işareti var. Ordan para birimini değiştirebilirsin.

Yani farklı farklı coin aldığımda hepsini tr olarak mı göreceğim hocam? Ayrı ayrı ne kadar coinim var göremiyor muyum

Şehir?

Ankara'ysa Fatih bank'ı çağırın.

bi 1500 daha koyup yenisini alırız deseydin millet uçmuş ya. önce kireç sökücüyle bi dene. olmadı kendin değiştir.

geçen sene kombi bozuldu 1200 tl tuttu kombi çok pahalı.

kombiden pek anlamıyorum ancak bir kere başımızdan şöyle bir olay geçmişti. çeşmede sıcak su bir an çok sıcak bir an çok soğuk geliyordu. kombi servisini çağırdık. Eşanjör kireçlenmiş dedi. pahalı bir parçaymış. servisçi direkt değiştirmek yerine o eşanjör denilen parçayı söktü ve porçöz ile içini temizledi. sonra bir güzel duruladı. yerine taktı. bir süre çeşmeleri açıp akıtın dedi. (kimyasal açısından) sorun düzeldi. sadece servisin geliş parasını ödemiştik. parça değişimi yapmadı.

tavsiye etmem, iç içe geçip yapışabilir. lakin acil durumlar için, ikinizin de iki gözünüzün numaraları birbiriyle aynıysa yapılabilir. yoksa sağını solunu karıştırırsınız.

Eşim az önce açtı lensini, lensin orijinal kutusuna koysam bantlasam bir gün idare eder mi?

lens suyu al bitane bence, icinden lens kabi cikiyor.

Önemli olan su içinde beklemeleri yani lens suyu içinde ama çok zor durumda kalırsanız izotonikte de bekletebilirsiniz bence ve aynı yere koymaktansa ayrı ayrı kalmaları daha sağlıklı çizilme filan olmaz ve evet kendi açtığınız suda kapta olur

1 haftada kendim takıp çıkarmayı öğrendim...

1 haftaya tamam

1 hafta max

Takip çıkarma değil de gözünüzü rahatsız etmemesi açısından soruyorum. O da aynı mı?

Kullandığınız lens ile de ilgili biraz aslında. Her lens herkese uygun olmayabilir. Marka değiştirebilirsiniz. Günlük lens de tavsiye ederim. Daha ince ve kullanımı kolay.

2-3 haftada ama ben her gün takmıyorum. Toplasan 1 hafta sonra alıştım. Tabii ki lensin olmadığı kadar rahat değil gözler ama artık sürekli göz kırpmak zorunda kalmıyorum.

Bir de doktor şundan önermişti: www.lensmarket.com

Gözünde lens varken damlatabiliyorsun. Gözlerde yanma, kaşınma, batma vs. olunca birer damla damlatıyorsun. Kendine geliyor hemen.

Trafikte agresifleşmenin temel nedenlerinden biri özgürlüğüm kısıtlanıyor duygusu, arananın birinin gelip önüne ççat diye kırması gibi. Ulaşacağın yere gidiş süreni 1 dakika bile değiştirmeyecek şeylere sinirlenmek, tartışmaya girmek veya bir kaza ihtimali sana çok daha fazla zaman veya başka şeyler kaybettirebilir. Bu düşünceyle hareket edince ne kadar anlamsız hareketler olduğunu görüyorsun.

Ben sesli kitap dinlediğim zaman insanlar canımı sıkmıyor trafikte. Tavsiye ederim.

biraz insanın karakter yapısıyla da ilgili bir şey sanırım. ben trafikte ne yaşarsam yaşayayım eğer geçip gidersem on saniye sonra unutacağımı bilerek araba kullanıyorum. eğer durup tartışırsam hem bir yere varamayacağım hem de daha çok geç kalacağım.

Normal hayatımda çok sakin, çok uyumlu bir insan olmama rağmen trafikte tetikte ve her an birilerine kızıp söylenecek bir insana dönüşüyorum. Uzun zaman üzerine düşündükten ve kendi davranışlarımı analiz ettikten sonra ("normalde bu kadar sinirli bir insan değilim, bana ne oluyor") şunu fark ettim: Beni sinirlendiren şey, özgürlüğüm kısıtlanıyor duygusu değil, aptal yerine konulma duygusu. Türkiye'de trafikte herkesin "kendisi daha akıllı"ymış gibi davranması, kurallara uyanların zekalarının davranışlar aracılığıyla küçümsenmesi. Herkesin en akıllı kendisiymiş gibi kuralları eğip bükmeye çalışması.

silverleaf +1
kuralları hiçe sayıp, kurallara uyanların önüne en akıllı kendisiymiş gibi geçip hakkını gasp edenlere sinir oluyorum. korna polemiğine giriyorum. fena küfür ediyorum (arkada kızım varsa hariç) bazen de gülüp geçiyorum ama genelde küfür ve korna polemiğine girerim. bi gün sadece trafik kurallarına değil hayati kurallara da riayet etmeyen birisi gelip kurşunu basabilir düşüncesi de yok değil kafamın içinde ama katlanamıyorum abi daralıyorum, kabullenemiyorum.

şerit ihlalleri, en sağ şeritten bi anda sola dönmeye çalışmalar. bi yere döneceksin, karşı yoldan gelenin sinyal vermediğini görünce bekliyosun düz gidecek diye (hızlı da geliyor) bi bakmışsın çat dönüyor falan. yani anlamıyorum ya niye böyle. ben giriyorum arkadaş.. haksızlığa tahammül edemiyorum. yapı olarak her yerde böyleyim, banka sırası, market sırası vs.. bi şekilde yanlış yapıldığını belirtme gereği duyuyorum. arkada kızım varken daha sakinim, onu babasız bırakmama düşüncesiyle biraz da törpülemiş sayılırım bu polemikleri ama istemesem de oluyor, engel olamıyorum.

bundan kurtulmanın yolu bence yine bizimle alakalı, sabah trafiğinde mesela bazı araçlara yol verip bi teşekkür hareketi almak daha pozitif başlatıyor güne. böyle başlarsam geri kalan her şey benim kontrolüm altındaymış gibi geliyor ve daha sakin oluyorum. ama dk 1 gol 1 bomboş yolda antin kuntin hareketlere maruz kalarak başlarsam herkes öyleymiş gibi geliyor ve öyle devam ediyor.

karşıdakinin cebinde bıçak var gibi düşün. biraz daha uzatırsan aileni bir daha göremeyeceksin çünkü öleceksin.

hiç değmez. on dakika geç kal. gerçekten insan gibi tartışılmaz bile kimseyle herkes o kadar sinirli ki aslında olmadıkları kişiliklere bürünüyorlar. çok sinirlenince bazı insanların gözü bir şey görmüyor ama maalesef birini öldürmek bazen çok anlık bir şey. o yüzden görmezden gelip tamam geç sen haklısın diye kapatmak lazım.

bir gün bu tarz kişiler zaten kendileri gibi biriyle karşılaşıyor, onlar onların dersini veriyor.

Kimseyle tartışmam, kornaya basmam. Herkese yol veririm, böylece benim de yolum daha rahat açılır.

İnsanlar agresif, bazıları piskopat, bazıları sosyopat. Silahı mı var, bıçağı mı var?

Sopayla inip kafaya vursa ölür müsün sakat mı kalırsın belli değil. Sen ona vursan yaralansa mahkeme mahkeme anlat derdini Marko Paşa'ya.

Önünüze kıran, kural çiğneyen, agresif davranan adam normal medeni bir adam değildir zaten.

Böyle adamla tartışılır mı?

Eşimi de kardeşimi de kimseyle tartışılmayacağına ikna etmeye çalışıyorum.
Hiç aklımdan çıkmayan bir video var, adam ailesi ile arabada, farklı bir araçtaki iki maganda hareket halindeyken adama silah çekiyorlar, yol verme kavgası ile ilgili. Bir yandan jandarmaya dert anlatıp bir yandan kaçmaya çalışıyordu insanlar. Gerçekten millet psikopat, kimin silahı, kimin bıçağı, kimin jopu var bilmiyoruz.
Canımızı sokakta bulmadık, mümkün mertebe kimseyle muhattap olmamak lazım.
Daha bir hafta önce dedem yaşında adam 25 yaşında kardeşimin sağından solundan önüne geçmeye çalışıyordu, salak salak triplere, kendini ispat çabasına giriyor insanlar direksiyona geçince.
Mümkün olduğunda önüne bakıp yoluna devam etmek lazım.

bu durum aslında o günkü ruh halimizle ilgili. düşün mutlu ve huzurlusun, güzel bir akşam yemeğine gidiyorsun. trafikte önüne kıran adama sinirlenir misin ? tam tersi kredi borçların birikmiş üstüne beklemediğin bir masaf çıkmış, işler de kötü gidiyor bu senaryoda önüne biri kırınca ne olur ?

Girmememem lazım ama giriyorum.

Eşim pek hoşlanmıyor bu durumdan. Onu germemek için daha dikkatli olacağım diyorum, direksiyona geçince yine gözüm kararıyor. Bazen de sadece gülüyorum, Allah'ından bul diyorum, küfür ediyorum.

trafikte kurallara uysam da uymasam da başka insanların olduğunun farkında bile değilim. Aslında farkındayım ama yoklarmış gibi yapıyorum. Bu bana kızanı daha da kızdırıyor aslında biliyorum ama muhatap olmak hiç istemiyorum tanımadığım bir davarla.
yani o kadar muhatap olmuyorum ki adamı sinirlendirecek bir şey yapsam da adamın bana kızma yada artislik yapma şansı olmuyor. çok genişim,hiç bir şey umrumda değil. adamlar zorla etrafımı sarsa araç camı kırılana kadar müzik dinlemeye devam edebilirim.arabamın kaskosu var ,ertesi gün ikame aracım gelir servise girer arabam, cebimden para çıkmaz.
bir araç istediği kadar korna çalsın telefonla konuşuyorum siklemeden yada müzik açıp şarkıya eşlik ediyorum kafamı bile çevirmiyorum ilgili araçlara.
hele akan trafikte adam gelip bir şey söylemeye çalışsa, öyle sorular soruyorum ki el hareketleri ile adamın kafası karışıyor basıyor gidiyor. mesela adam dıt dıt korna çalıyor ben ona bakmak zorunda kalırsam arabasının egzozudan su akıttığını işaret ediyorum yada bagaj kapağı açık galiba anlamına gelecek hareket yapıyorum . ağız dolusu küfür eden birisi olmuştu bir kere, gülerek şampiyon galatasaray diyerek dıt dıt korna çalıp basıp gitmiştim . adama adres te sorabilirsiniz tercih sizin .
insanlar size hakaret ederlerse ve siz artık önlemleriniz ile kaçamayıp maruz kalıyorsanız gülerek işaret parmak yapıp sen işini bilirsin sana helal olsun diye bağırın, bravo hoca iyi işti deyin ardından Süleyman abiye çok selam diye ekleyin.
trafiğe bu uçuk kafayla çıkamıyorsanız bir gün zor durumlara düşersiniz

Ben polemiğe girmeyi gerektirecek hatalar yapanların insan olmadığını, bir çeşit alt tür olduğunu düşünüyorum. Nasılsa kızsam da anlayamaz, neden kızıp da kendimi de sinirli bir ruh haline sokayım?

+1 @taylor durden

tanimadigim insanlari gercekten insanlarmis gibi kabul etmiyorum baya uzuuun senelerdir. yoksa yasanmazdi zaten bu dunyada.

tanimadigim alakam olmayan insanlar oyunlardaki NPC benim icin, beni sinirlendirme ihtimalleri pek yok.

Bu kitle psikolojisiyle alakalı bir durum.
Şimdi memleketteki çoğu insan birçok alanda haksızlığa uğradığını hissediyor. İş yerinde, okulda, evde, aile arasında... Genelde sorunlarımızı konuşarak çözemediğimiz sürekli imalarda bulunduğumuz için derdimizi de anlatamıyoruz.

Trafikte işler değişiyor. Karşındakiyle aranda bir bağ olmayınca (seni işten kovamaz, boşayamaz, küsemez) burada korkusuzca tüm birikmiş isyanını kusuyor insanlar.

Ama gerek yok. Yani trafikte zorla yol isteyene verin gitsin. Yana yakıla yanımdan geçen kekoların çoğunu 10 dk sonra sıkışık trafikte 2 araba önümde görüyorum zaten. Ortalama 20-30 km ile seyreden bir trafikte büyük şehirlerde ne kazanabilirsin?

Ha ama yandan kaynak yapanlara gıcığım var o ayrı.

Pek küfürlü konuşan birisi değilim. Trafikte çok küfür ediyorum. Epey bir çirkinleşiyorum. Ama asla cam açmam, kornaya basmam. Arabanın içinde kendi kendime küfürümü eder sinirimi atmaya çalışırım.

İnatlaşmak ve zıtlaşmak çok tehlikeli. Trafikteki diğer tüm unsurların sizi öldürmeye çalıştığını düşünerek hareket etmek yerinde olur (bunu trafiğin doğal akışı için de düşünebilirsiniz, yalnızca kavgalar için değil)

Subaru.

Benim de ilk aklıma gelen Subarı XV oldu.

T-ROC güzel ama ben Tiguan'ı tercih ederdim. Tiguan da zengin arabası değil Tuareg mesela zengin arabası. O olmaz.

Superb

Volvo

Fakiri zengin zengini fakir gösteren passat ya da onun platform kardeşi superb olabilir. Kodiaq derdim ama o da çok heybetli. T-roc b segmenti olduğu için o kadar zengin adama gitmez.

Son olarak Citroën C5 aircross da marka algısından dolayı tercih edilebilir.

Skoda Kodiak

Passat’ı passat yapan şey, 90’larda hem Avrupa’da hem tr’de özellikle fabrikatörlerin, iş insanlarının en çok yöneldiği model olmasıydı. Çok klasik ve sıradan görünümünün yanında oldukça lüks donanımları da ekleyebiliyordunuz. Mesela 90’larda süspansiyonlardan koltuklara kadar opsiyon yapılabilen modeldi. Boş paketi düz vatandaş arabasıyken dolu paketi alındığında mercedes e class muadili olabiliyordu.

Günümüzde opsiyonlar bu kadar geniş mi bilmiyorum ama passat direkt senin dediğin amaçla popülerleşen bir modeldi. Önüne atlayanın borç istediği, işçi haklarının zirve yaptığı, sürekli zam istenen dönemlerde bunlardan kaçışın yollarındaydı.

Bunların haricinde mazda 6, alfa romeo’lar düşünülebilir ama bir passat,superb lüksü alınmayabilir.

Ha bir de bunun zirvesi var lexus. Özellikle 1-2 eski kasaları çok eski ve kötü araçmış izlenimi verirken premium hissini dibine kadar yaşatıyor. 2019-2020 kasalarına da baktım onlar da standart görünüyormuş gerçi. Oysa eş değerleri bmw mercedeslerin üst segmentleri

infinitiler bir seçenek ama hyundai'nin genesis diye bir modeli var. dehşet bi araç.

Superb

508 GT Line.

Passat'tan daha keyifli bir araç kesinlikle. 508'i olana çok zengin demem fakir hiç demem. Kararında bir araba o bakımdan da.

araba alıcak kişinin hali hazırda arabası var mı onu satıp mı alıcak, varsa ederi ne kadar bunlar önemli yoksa veya hali hazırda epey eski bir arabaya biniyorsa her türlü fark edilir parayı bulma durumu. yani şu an araba satmadan 0 araba alabilen birine her türlü hayırdır piyango mu tutturdun denir yani araba fiyatlarından haberi yok mu kimsenin? bir de suvlar falan yazılmış gıcır gıcır suvu arkadaşının altında görüp de hayırdır demiycek adamın kafasını penetre edeyim.

eğer satmadan veya ucuz araba satıp araba alınıcaksa mutlaka hatchbacke yönelmek lazım daha gösterişsiz olması için (o kadar da düşmem denirse skoda'yla dikkat çekeceğine efendi gibi bmwsini mersosunu alsın takılsın rahat rahat). fena olmayan bir fiyata gidecek arabası varsa da suv değil sedana yönelmesi lazım, toyota ideal bir marka olabilir her durumda (tüm dünyada orta sınıf arabası olarak geçer) veya yazılan diğer sedan arabalar ama passat hariç. passat ülkemizde adı çıkmış bir araba daha fazla dikkat çeker diğerlerinden.

Ben olsam pick-up alırdım. Ford veya Mitsubishi. Sonra da arkasını kapatırım.

xc40 alıp zenginleşmemiş diye gözükmek için araba piyasasından epey bi uzak olmak lazım ama subaru'ların bu kadar pahalı oldugunu anca arabalar ile ilgili birisi anlar, bu yüzden ben de subaru diyorum.

t-roc ile xc40 aynı kıyaslamak da biraz yanlış.

Subaru forester ya da xv.

Veyahut mazda’nın suv modelleri

Türk insanı için SUV ya da SUV görünümlü araçlar="Oooooo jip almış köşeyi dönmüş" demek. İstersen 2000 model toyota rav4 al yine böyle.

O yüzden SUV'yi direkt elerdim.

BMW, MERCEDES, AUDI, VOLVO direkt "aha bu parayı bulmuş" dedirtecek markalar.

Bu konuda uzak doğulular genelde başarılıdır. Bütçeyi bilmiyorum ama lexus mesela az dikkat çeken ama inanılmaz lüks bir otomobildir.

Genelde orta sınıf markaların amiral gemisi saydığı araçlara ya da bu markaların üst sınıf için ürettiği markalara yönelirdim. Mesela Lexus Toyota'nın üst sınıf için ürettiği bir marka.

Citroen'in DS Motors'u var. Ama bunlar da SUV genelde ve dikkat çeker:) Sedan da getiriyorlar gerçi.

Infiniti de güzel bir seçenek ama bu araçlar da aşırı lüks durabilir.

Ben olsam Skoda Superb'e bir bakardım. Araç oldukça iyi. Hatta bazı yönleriyle passat'tan bile başarılı yeni modelleri... Ama tüm bunlara rağmen mutevazı da bir hali var. Üstelik soran olursa "skoda ya..." der geçersin:)

Bir diğer seçenek mazda 6... Kırmızısını almadığınız sürece dikkat çekmez:) Ama kırmızısı da BMW 3'le yanyana dursa daha albenili araç.

Insignia da fena bir alternatif olmayabilir.

Lüks bir pick up da alınabilir. ama işte ülkemizde 4X4 hissi veren her araç zengin arabasıdır. İstersen hyundai tucson al... Ona bile "ooooo" der akrabalar.

En ilginç önerim Renault Talisman olur. Aşırı düz bir araç ama hiç fena değil. Öndeki Renault logosu kafadan tüm servetinden bir 0 eksiltiyor.

anten +1 güzel özetlemiş

epoksi yapıştırıcı?

değil hocam. Arap yapıştırıcısı gibi bir şey dedi ama emin değilim.

Iran yapıştırıcısı. Çift tüp olarak satılır.

çift tüplü olan yapıştırıcılar epoksi yapıştırıcılar pazarda arap iran falan diye satılabiliyor

Japon icine sigara kulu ya da karbonat

çeko rapid

www.shop.necelektronik.com

bu mudur bilmem ama iran yapıştırıcı olduğunu duymuştum bir de sanayide çok kullanıyor ustalar.

hatta benim arkadaşın dükkanındaki çırak, lastik sökerken bijonu kırmış, gitmiş onunla yapıştırıp müşteriyi göndermiş. adam 3 gün sonra geri geldi başka bişey için, hala yerinde duruyordu tabi değiştirdiler sonra, çırak olayı söyleyince heheheh

Olayı ilaçla değil de, eğer yorulmadığın bir hayat tarzın varsa yorulmayla, eğer oda ısısında veya havalandırmada problem varsa ısı ve havalandırmayı iyileştirerek veya melatonin eksiğin varsa melatonin takviyesi alarak çözmek mümkün. Hemen uyku ilacına girişmemek lazım, çoğu zaman birkaç gün sonrasında daha bile uyandırıyor o ilaçlar.

redepra 15mg

Hocam aynı sorun bende de var, tamamen aynı. Çözümünü ilaçlarda aramayın. Muhtemelen burnunuzda bir sorun var, et veya kemik var burunda, kbb uzmanına görünün. Ben şöyle bir çözüm buldum, büyük oranda işe yarıyor:

cold mix, çocukların burnu tıkandığında yakaya damlatıyorlar ya, gece yatarken damlatıyorum uyanmalarım azalıyor.

bir de sinus rinse kit ile de burnumu yıkadığım zaman rahat uyuyorum.

edit: bir de avamys diye bir burun spreyi var, o da iş görüyor ama çok sık kullanmamak gerekiyor onu.

ben saçma sapan uyanıp uyuyamazsam ya da uykuya dalmakta zorluk çekersem müthiş rahatlatıcı, içinde hiç bir gerginlik stres barındırmayan bir çizgi film ya da dizi düşünüyorum. Müziğini falan düşünüyorum, oradaki huzurlu ortamı ve olan olayları düşünüyorum. uyanık kalmama neden olan kafa doluluğumu unutup uykuya dalmamı sağlıyor. benim için bu dizi "sihirli annem" :( 29 yaşındayım.

KBB +1

Magnezyum eksikliği bile olabilirmiş. Bak youtu.be

@beni sen oldurme @pispinti kbb'ye yakin zamanda gorundum, herhangi bir sorunum yok. Sorunumun daha cok psikolojik kokenli oldugunu dusunuyorum ama aksiyon almak icin -maddi ve manevi- hazir degilim. Sadece deliksiz uyuyabilsem kafi su an

Telefonu başka bir odada bırakıp uyumayı dene. Birkaç gün sonra düzelirsin.

Dakota'nin tavsiyesini deneyin bir süre o zwmwn. Uyanınca ekran ışığına maruz kalmak uykuyu kaçırıyor çünkü.

İnsidon veya insomin hafif uyku ilaçları. Bazı eczaneler reçetesiz de veriyor bunları. ( Benim başıma geldi, iki defa aldım kimse reçete sormadı, üçüncüde öğrendim ki meğer bu ilaçlar reçeteliymiş)

Psikolojik olduğundan emin olmak lazım. Psikolojik olsa hiç uykuya dalmamaniz lazım bence. Başka bir KBB uzmanına göründünüz mü?

sms ile mesaj atarak

www.sbm.org.tr

11 tl ama

aslında formülü vermişler sitede,

Arabamız 80.000 kilometredeydi tabloda katsayı değerine baktığımızda araç kullanılmışlık düzeyi kat sayısının 0.20 olduğunu da bir yere not edelim.

Aracımızın piyasa değerinin %19 = 19.000 TL
Aracımızın hasar boyutu kat sayısı 0.50
Aracımızın kullanılmışlık düzeyi kat sayısı 0.20
Kat sayılarımızı ve çarpanlarımızı bulduğumuza göre bu değerleri yeni formüle göre hesaplayalım.

19000 X 0.50 X 0.20 = 1.900 Lira olarak hesaplamış olduk.

yukarıdaki kısım en özet kısmı ama hemen üstünü de okursanız websitesinde istediğiniz sonuca ulaşacaksınız.

var cunku olene kadar hayatimizi surdurmemiz gerekiyor o yuzden calismak zorundayiz

Hepimiz Manisa tazanı'mı olalım ?

kuş ölür sen uçuşu hatırla

"mutluluk yolun sonu değildir, yol mutluluktur"

bu sözden hareketle düşünmeyi deneyebilirsin.

Ölümsüzlük ve yaşlanmamayı bulmak da bilime bağlı olduğuna göre kimse bir seylerle ciddi ciddi ugrasmadan oturursa nasıl olacak?

İşte din, ölüm sonrasında da dünya yaptıklarımuzın karşılığı ilgili haber veriyor. Cennet ya da cehennem.
Ve tabi onlarında katları vardır.
Diğer taraftan "sırat köprüsü bu dünyada geçiliyor" diye buyurulur.

yaklaşık olarak bu konuyala alakalı olarak geçtiğimiz hafta şu kitabı okudum. etkileyici ve öğretici. işin dini tarafı değil de mikro ölçekte bir konuya bağlı olarak öleceğin halde neden yaşadığınla alakalı tespitleri içeriyor.

(bkz: insanın anlam arayışı)
(bkz: viktor e frankl)




----- spoiler -----
----- spoiler -----
----- spoiler -----
Nazi kamplarında ölümü bekleyen tutsakların hayata tutunması/vazgeçmesi üzerine bir kitap. yazarın(doktorun) kendi hikayesi ve sonrasında okuyucuya sunduğu çıkarımlarını görüyoruz kitapta.
----- spoiler -----
----- spoiler -----
----- spoiler -----

Baya mantıklı, aşırı mantıklı.

Bunların hiçbirini yapmasan ölmüş gibi oluyorsun, yaptığında da bir gün öleceğini 7/24 dusunmemenin bahanesi de oluyor. O yüzdendir herhalde.

Yaşam varken ölümü düşünmek ne kadar mantıklı

emekli olduğunuzda bu sorunun cevabını daha iyi anlayacaksınız diye düşünüyorum.

sadece kendiniz için değil, çocuklarınız için de bir şeyler yapıyorsunuz. eğer çocuklarınız için bir şey yapmıyorsanız, neden çocuk yapıyorsunuz? onlara iyi bir gelecek vermek sizin göreviniz.

Geçen bir şey gördüm; 30 yaşında biri üniversiteye girse 34 yaşında mezun oluyor. Aynı şekilde evde otursa da 34 yaşında oluyor, o zaman birşeyler yapmanin geç olması durumu yok.

Aynisi; oleceksiniz diye koltuk ustunde 40 sene de bekleyebilirsiniz. Kendi bileceginiz is. Ya da direkt intihar da edebilirsiniz.
Dinler neden bilimden mantıklı hala çözemedim tabi. Bugün 40 yaşında olmememizin sebebi bilim. Bundan 100 sene önce bugün gülüp gectigimiz hastaliklara millet geberip giderdi. Ne kadar güzel ki bilimle ugrasanlar var. Siz de eğer hayat anlamsiz olecegiz falan diyorsaniz ve hic materyalist bir düşünceniz yoksa gidip kendinizi derneklere, yardim vakiflarina adayip hayatinizi gecirebilirsiniz. Ama sırf oyunun sonunda ne olacagini biliyorum diye oyunu oynamayi birakmiyorum.

düsturun
"yarın ölecekmiş gibi öbür dünya için, hiç ölmeyecekmiş gibi bu dünya için çalışman gerek"
olursa bazı şeyler mantığa biner.

Dostum ben de senin gibi düşünüyorum. Orta yaşa yakının ve sanki hayatımda yaşamam gereken her şeyi yaşamışım gibi hissediyorum. Hayat sadece doğanın bize verdiği bir şans ve sonunda öleceksin. Sadri Alışık’ın bir repliği var; “madem herkes gidecek bir gün, bunca tantana ne diye?”. Bence de öyle. Ve bu ruh hali beni atalete sürüklüyor. Hayattan hiçbir zevk alamıyorum ve dediğim gibi bir gün her şey son bulacak. Neden uğraşayım ki diyorum. Kendimi fotosentez yapıyor gibi hissediyorum. Nereye kadar böyle gidecek ve bir gün hayat bir anlam kazanacak mı diye umut ediyordum. Artık o da yok. Bekliyoruz bir gün yaşlanıp ölmeyi. Öbür taraf falan da yok bende bir de. Hiçbir dine inanmam. Bu ara Nietzsche ve Schophenhauer falan okuyorum. Benim gibi düşünmüşler sanki geçmişte. Ne desem bilmiyorum. Bakalım ne olacak...

henüz bir motosiklet kullanıcısı değilim ama benim bakıp da en çok aklıma yatan model cfmoto 250nk oldu.

norveç'e kadar gidip gelen var o motorla.

www.youtube.com

Mt-25, CBR 250 2.el tabi. Japondan şaşma derim.

Soruna cevap degil ama japondan şaşma ikinci el al, iki motorum var biri 21 digeri 32 yaşında günümüz motorlarına(japon haric) taş çıkartırlar.

Temiz ikinci el bulmak lazım o zaman. Şu japonu alma, onu genelde apaciler kullanır dediğiniz motor var mı?

R25 i alma yani en çok apaçi o motoru kullanıyordur, ama taş gibidir. Onun dışında cb250r favorim

dominar 400?

japon +1

sağlamdır, parçası nispeten ucuzdur, temiz ya da sıfır alırsan temel bakımlarını yaparsan(yağ değişimi, zincir dişli bakımı vb) arıza yapmaz, yolda bırakmaz.

mt 25 , crf 250 rally güzel motorlar

fiyatlar acayip ötesi uçmuş öyle böyle değil, 125lik bile 35bin honda da.
cdn2.honda.com.tr
senin sıfır motor olayı yatar ocak şubata kadar bekle ikinci el temiz araştır.

Bazı istasyonlar taksilere bir indirim uygulayabiliyor. Belki plakaniz yerine bir taksi plakası vs girilmistir. Öyle bir indirim olmuş olabilir. Gerçi hiç denk geldiğim bir olay değil.

Bazen de "X lira üstü" indirim oluyor.

Hocam depo zaten doluydu, 80 liralık aldım. Bir pompada iki hortum oluyor ya, birinde 5.30 diğerinde 5.18 yazıyordu. Orada pompacıya sormak da gelmedi aklıma nedense ,

O zaman ticari bir araca indirimli verdikten sonra pompayı sıfırlamayı unutmuşlar, ellerinde bir kart var onu okutunca indirimli veriyor.

Millet yasa disi yollardan (uyusturucu satmak vs) kazandigi parayi harcayamasin diye.

Bu isleri yapinca eline para gecer belki ama o parayi sana kullandirtmazlarsa bu pis isleri yapanlar da azalarak biter diye umuyorlar ama tabii ki bir sekilde bu kara paralar aklaniyor.

kaynağı belli para kazanılmış, hak edilmiş paradır. çalışarak ya da yasal ticaret yaparak elde etmişsindir.

kaynağı belirsiz para çalışmadan, yasal ticaret yapmadan kazandığın ya da doğrudan çaldığın paradır. buna uyuşturucu, insan ticareti, rüşvet, gizli kapaklı işler dahil.

Baska ulkeden geliyorsa orada nasil kazandigini sorgular mi her zaman ulkeler? En azindan ne olcude?

Işin problem olan kısmı uluslararası ilişkiler. Abd türkiye de kaynağı belirsiz para tespit ediyor. Sonra turkiye yi uluslararası arenada sıkıştırıyor. İşi mahkemeye taşıyor. Tazminat ödetmeye çalışıyor...

İşleme, tutara, kişiye göre değişen çeşitli kriterler var. Mesela Türkiye için MASAK'ın websitesine bakarsanız finansal kurumların hangi işlemler için "şüpheli işlem bildirim formu" doldurması gerektiğini görürsünüz. MASAK da bu raporlara göre soruşturma başlatabilir.

her bankanın kendi risk birimi var, MASAK var, BDDK var. birileri göz yummadıkça o miktarda paralar kaynağı yasa dışı ise asla giremez.

dipnot: eğer bu para bankacılık sisteminde ise zaten aklanmış demektir, yani suçtan elde edilmiş olsa bile o bağ kopmuştur. bu noktada başka ülkeye yollanır, kılıf bulunur vs. vs. tespit edilebilir istenirse, belki suçu kanıtlayamazsın da paranın orijini tahmin edilir yani.

Ben de kaynak yapayım; bir gün altcoinden vs voleyi vurduk diyelim, banka hesabımıza 1-2 milyon lira gönderdik binanceden vs. Banka veya devlet bunun hesabını sorar mı

@beni sen öldürme
Sorar. Daha doğrusu sen dersin kriptoparadan elde ettiğim kazanç diye, onlar da gelir vergisini öde bakalum derler, ödersin. Kriptopara karapara değildir, vergisi verilmemiş yatırımdır.

Kime belirsiz ben soruyu tam anlamadim.

Nereden buldun yasasi bizde ac kapa seklinde surekli oynanir. En son kaldirilmisti diye hatirliyorum.

ihtimali yok, bende de ayni sorun var burun deliklerini ayıran kıkırdak yamuk, çare ameliyat

Uyku problemi yaşıyor musunuz hocam burundan dolayı?

anneme de zamlı tarife önermişlerdi. sizdeki kadar dramatik bir zam değildi ama yine de epey artacaktı. hat taşımayı düşünüyorken bu rahat tarife mi ne öyle bir şey gördüğünü söyledi, işini görüyormuş. ben turkcell'de olmadığım için hiç bilmiyorum ama belki işinize yarar diye paylaşmak istedim.

Başka bir operatöre taşıyıp 3 gün sonra geri gelirseniz daha iyi tarifeleri daha ucuza alabilirsiniz

Ben de etnanın dediği gibi yaptım ama bir yıl taahhütlü yaptım ben. Aveaya geçtim bir yıllığına, şimdi aveayı ucuza kullanıyorum seneye de Turkcelle geçip onu ucuza kullanacağım. Bir iki gün geçme olayını bilseydim taahhüt yapmadan geçerdim aveaya :)

sürekli bir operatöre bağlı kalmaya gerek yok. taahüt her bittiğinde diğer operatorlere geçiyorum. hangisi bütçeme uyarsa. çekmeme problemi yok tabi benim ev ve işyerinde.

Yıllar önce kapalı çarşının oralarda vardı

Soruda İstanbul dedim ama web sitesi önerilerine de açığım.

bir sıkıntı yok yalnız ucuz mamadır yani, ve çok iyi bir yenilebilirliği olduğunu söyleyemem. bir tane alıp deneyin zaten çok küçük gramajlı ve ucuz. yemezlerse başka mama alırsınız.
bu arada düzenli verecekseniz büyük paket alın çünkü pahalıya geliyor o.

açsalar pek seçici olmuyorlar.

ama kadıköy, beşiktaş gibi sokak hayvanlarını besleyenlerin çok olduğu yerlerde seçici olabiliyorlar. biliyor çünkü 100 mt ileride sizin mamadan daha kalitelisini koydukları yerler olabiliyor.

amazon'dan enjoy, trendline markalarına da bakabilirsiniz.

100-150 gramlık çoğu hayvanın da burun kıvırdığı mamalar. gramajdan dolayı taşıması kolay falan ama bunun sokak hayvanları için bir anlamı yok. migros'tan friskies, whiskas olmadı king alın.

Migrosta 10 kg Bonnie 85 lira şu an, 15 kg joker ve buddy gibi mamalar da 98 lira, indirim bitmeden bunları alabilirsiniz. Pati marka kedi mamasını verdiğim hayvanlar hiç yemedi.

Whiskas da iyi bir mama değil maalesef, önerilmez çoğu kişi tarafından.

evet bazi markalari yemediklerini biliyorum, buyuk paket alabiliriz sorun yok; arabanin bagajina koyacagiz zaten; hangi marka alsak bilemedim cunku whiskan alin ve almayin var onerilerde

Öyleyse Reflex alın 3er kiloluklardan internetten atın bagaja, çok gidiyorsa sonra 15 kiloluk alırsınız. Tavuklu ya da balıklı olabilir, renkli taneli almayın. İlginç bu arada Bonnie ağzına koymuyor benim tanıdıklarım, reflex dememin sebebi çok besleyici olmayabilir, ama sindirim sistemini bozmuyor en azından. Yeniyor da. Şimdiye kadar deneyimim o yönde. Besleyeyim derken ishal falan olmasınlar, uygun olsun diyorsanız iyi bir seçenek.

Whiskas uzun vadeli ne yapıyorsa bonnie yiyen varsa o da benzer sıkıntıları çıkaracak içeriğe sahip bu arada. Topluca market mamaları deniyor bu gruba zaten. Uygun fiyatlı uzun süreli kullanıp bildiğim bir ürün olduğu için reflex önerdim. Bonnie jetix daha iyi diye bir şey yok.

Sanırım çok leş olduğu için o dost pati markası hangi sokak hayvanına(kedi/köpek fark etmez) versem yemedi. Alacaksaniz indirimde olan daha doğru düzgün mamalardan alın.