Ayrıl.

Bir önceki duyuruya baktim;
youtu.be

Yani aşırı geniş bir insan değilsen ne bileyim böyle cuckold fantezin falan yoksa, open relationship takilmayacaksan ayrıl tabi.

Niye söylemedin ki sevdiğini. Kız senin onunla gönül eğlendirdiğini sanıp başkasına yönelmiş demek ki. Söylesen ya sevdiğini niye söylemiyon.

anlamadıgım bir şey var. önceki duyuruda başkalarını yataga attıgını kendi söyledi yazmışsın. bu duyuruda ise başkalarıyla seviştiğine dair kuvvetli şüphelerim var ama sonuna kadar inkar ediyor yazmışsın.

sevişmiş mi sevişmemiş mi?

Şüphe varsa şüphe yoktur, emin olduğuna dair ciddi emareler var sen bizden onay bekliyorsun. Çok üzülürsün sen.

Kuvvetli şüphe? Ayrılın. ihanet tölare edilebilecek bir şey degil

şu dönemde olursa çok kötü olur.
gerçekten dış güçlere alan açılır. ben sempatizanı veya partizanı değilim. sadece reel bakıyorum.

başka da siyasi yorum yapmayacağım.

Temizlik mi ?
Soruyu diğer yandan düşünürsek mesela :
Fetöcüler sevinçten havalara uçar. Yeniden resmi kurumlara geçmeyi ve kripto yapıları ile dışarıya bilgi,belge sızdırma hayalleri kurarlar.
Diğer terör örgütleri de aynı şekilde.
Asla bu gibi tehlikeler tam olarak bitmiş değil.
Beni İsrail, hazır savaşı bölgeye yaymaya çalışırken bu arada Türkiye'yi de asla göz ardı etmez.

Tabi daha başka çok şeyler var söylenecek.

Rte 2002'de başa geldiğinde kurduğu partide pek çok farklı yerden gelen öyle ya da böyle liyakat sahibi insanlar vardı. 1 mart 2003 tezkeresini Rte meclisten geciremeyince partide kıyıma başladı. (Çünkü kendi partisinden de red verenler olmuştu)

O zamandan bu zamana bu kıyım öyle bir hale geldi ki "artık bundan daha Vasıfsızı da gelemez amk" dediğin her mevki makama daha da Vasıfsızları geldi.

Geçen yine burada eskiden dış işlerinde çok iyi eğitim almış yetişmiş Rte'nin "monşer" dediği devlet çalışanlarından bahsetmiştim. Hani bırak eğitimi yetişmeyi, yabancı dili olmayan adamları doldurdu dış işlerine.

Bütün bunları sunun için anlattım, Türkiye şu anda bomboş. Nasıl yürüyor nasıl gidiyor aklım almıyor :)

Ve inanin bundan daha da kötü olamaz.

Rte ölünce muhtemelen avaneleri de çil yavrusu gibi dagilacak sağ sola. Erken seçime gidilir.

Tukiye'ni kaderini de malesef seçilen o kişinin merhameti belirleyecek :) -Rte gibi olma ihtimali çok yüksek çünkü o yetkiler en aklı selim adamı bile yoldan çıkartır-

Orta ve uzun vadede ABD BOP için başka bir işbirlikçi bulana kadar mirasyediler birbirine düşer. Eğer cumhuriyetin bütün kurumlarının içi boşaltılmamış ve güçler ayrılığı yok edilmemiş olsaydı hiçbir şey olmadan direkt güzel günlere geçerdik.

PKK'lılar ve yeni Fetö olma yolunda yol alan tarikatlar ile ülkeyi parsel parsel satın alan araplar üzülürdü. Doğru düzgün bir vatansever devlet refleksimiz kalmadığı için kısa vadede işler nasıl ilerler bilmiyorum ama erken seçim yoluna gidilmesini engelleyip yönetimi gasp etmeye çalışırdı ya tarikatlar ya da dağılan AKP grubu. Öyle ya da böyle 2025 yazında seçim olurdu herhalde. Cahil halkı tek adama tapar hale getirmenin kötü yanı da bu. Sonrasında kime tapacaklarını bilmedikleri için aralarında toparlanamazlar.

Bir şekilde erken seçimde vatansever bir parti göreve gelirse seyreyle cümbüşü. Bütün haramzadeler birbirlerini satıp kendilerini kurtarmaya ya da yurt dışına kaçmaya çalışırlar. Orta yollu her devrin adamı haramzadeler ise yeni hükümete yanaşıp zenginliklerine zenginlik katmaya çalışırdı.

@diyecevaplandı -1 AKP dönemi aksine cumhuriyet kurumlarının çalıştığı, yaptım oldu değil hesap verilerek ve denetlenerek yönetilen bir ülkede terör örgütleri de sızıntılar da en fazla 90'lardaki gibi masaldan mağduriyetler oluşturup cahil halkı kandırmaya çalışırdı. Türkiye Cumhuriyeti AKP döneminde olduğu kadar aciz ve güçsüz dönem yaşamadı. En yakını Düyun-ı Umumiye+Herkese Tavizler/Kapütilasyonlar+Toprak Kayıpları+Rüşvet+Ordunun yıkımı+Türke korku imparatorluğu ile II. Abdülhamid dönemi.

Büyük otoritelerin çekilmesinden sonra daima kaos oluşur. Mevcut sistem aksak da olsa ancak rte ile ilerleyebilecek bir sistem. Rte sonrası dönemle ani bir şekilde yüzleşmek zorunda kalırsak vay halimize. Ha bir sonraki seçim olur rte aday olmaz, bir adayı destekler ve o da kaybeder, o zaman daha yumuşak bir geçiş olur tabii. Rte’nin elindeki gücün paylaşılması için ne ocaklar sönecek kim bilir.

Ooo sozlukteki RTE sempatizanlari basmis burayi. Cevabimi vereyim.Hic bir sey mevcuttan daha kotu olamaz. Gul gibi olur

Bence biz ülke olarak hem siyasi hem ekonomik hem de sosyal olarak kendi Hindistan'ımız Pakistan'ımız Afganistan'mız olmuş durumdayız, tabii ayrıcalıklı ve çok süper yaşayan bir gürah da var ama konumuz değiliz, ne olursa olsun mevcut durumumuzdan daha kötü olmayız muhtemelen parmağımıza batıp rahatsızlık huzursuzluk veren kıymığın çıktığında yaşadığımız rahatlığı yaşarız, tabii bizim neslimiz pozitif değere geçtiğimizi görür mü bilem ama en azından negatifden çıkmaya başlarız, hiç öyle RTE ölürse başımıza şu işler gelir gibi bir durum olmaz o başımıza büyük işler gelir algısı RTE ve güruhunun inandırdığı yoktan varedilmiş bir korku, bütün dünyanın işi gücü yok RTE ölse de şunlara çöksek diye gün saydığını sanmıyorum hiç.

"Büyük otoritelerin çekilmesinden sonra daima kaos oluşur. Mevcut sistem aksak da olsa ancak rte ile ilerleyebilecek bir sistem" - Bu hayatımda duyduğum en komik söylem.

Akp ve RTE şuanda bir tane faydalı iş yapamıyor ve yapabilme ihtimali yok. Akp ve vatandaşın menfaati birbiriyle çelişiyor.

Sigara örneğindeki gibi kademeli olarak iyileşme olur ancak bu oldukça uzun sürecektir. En önemlisi de Türkiye ne olursa olsun bir süper güç olamaz. Bir ekonomik dev olamaz. 90'lar ortamı gibi bir ülke olur.

Ekonomik düzelme vatandaşın 90'lardaki gibi ev-araba alabilme güçlerinin yerine gelmesi kadar olsa bile yeterli. Tek maaşla ailelerin geçindiği günler vardı. Bu seviye bile çok çok iyi.

Dağda aç kalan aktroller şehre inmişler:)

Döviz dibi görür, yabancı yatırımcı akar, avrupalı turist akımı başlar. Tabi yerine soylu, Bilal gibi bir isim seçilirse hiçbir değişiklik olmaz.

Hic bir sey mevcuttan daha kotu olamaz +1000 hatta +yüzbin

Bişeyler kötü olursa da daha iyi olacağı için kötü olur. Günün en karanlık zamanı gün doğumundan hemen öncesidir.
Hepsinden öte milyonlarca insan yarına umutla bakmaya başlar, ülkenin yarısının motivasyonu artar. Diğerleriz zaten fakirlikten kırıldığı için en fazla vah vah çeker, yerine gelene biat etmeye devam ederler o yüzden onlar için bişi değişmez.

@ferenc

Bu tespit bana değil TR’nin yetiştirdiği en büyük siyasi tarihçilerden birisi olan Fahir Armaoğlu’na ait. İlk cümleden bahsediyorum.

Başkalarının ne düşündüğünü önemsemeden de sorulan soruya cevap verebilirsiniz. Beğenmedikleri cevapları verenleri bu hızda yaftalayan şu güruh bu denli sıkıntıya rağmen mevcut iktidarın hala iktidar olmasını açıklar nitelikte.

Numan Kurtulmuş cumhurbaşkanı olur. akp dağılır. 45 gün içinde seçim olur. Yatırımcılar, siyasi istikrar ve güven ortamını ararlar. bu süreçte piyasalar dengesiz ve bence negatif hareket eder. gıda, enerji ve ithalata dayalı sektörlerde fiyatlar yükselir. hisseler düşer. bu belirsizlik sürdükçe olağan ve beklenen bir durum. ama aşırı bir şey olmaz.
sonra seçim olur. bir parti veya ittifak kazanır. ve bence bu ak parti tarafı olmaz. yeni iktidar partisi, ekonomi, hukuk, adalet, eğitim, dış politikada değişimler yapar.
zamanla biraz daha düzeleceğimizi düşünüyorum.

sonra bir bakmışız biz de ölmüşüz. çocuklarımız torunlarımız döngüyü sürdürmeye devam edecek. değişik bir şey.
imam hatiplilerin şu an yetişme aşamasında olduğunu ve bu neslin ileride partileşip ülke yönetiminde tekrar rol alacağını, Erdoğan'ın ideolojisini baz alarak yol alacaklarını düşünüyorum. inşallah o günleri görmeden ölürüm:) bir tane daha görmeye dayanamam.

Size %100 olacağı söyleyeyim chp, akp iktidar olsun diye gerekirse Tayyibi mezarından çıkarır aday yapar tekrar seçtirir.

duyuruyu da troller basmis. akp aninda yok olur. akp diye bir parti yok su an, tayyip'in partisi var. oldugu an chp de facto yonetim olur akpliler birbirine saldirirken. akpdeki ic savas sebebiyle su an bildigimizden cok daha fazla yaptiklari pislikler ortaya cikar.

su an olan durumdan daha kotusu olamaz emin olun.

Taht kavgalarını izleriz fetönün kaçarken yabinda götürdüğü arşivler ortaya çıkabilir etkisiz ana muhalefet güven vermediği için sağ cenahtan akp dışı bir partinin yıldızı parlar ve koalisyon hükümeti görürüz bence. Neticede hiç kötü olacağını düşünmüyorum. Cumhurbaşkanı İmamoğlu olabilir. Parlementer sistemi hiçbir cumhurbaşkanının istemeyecegini düşünüyorum ama ekonomi ve hukuk şu andakinden daha iyi olabilir:)

güç ayrılığı kurulmadığı sürece sadece kaos bekliyor bizi.

daha kötü olmaz diyenlere, kısa vadede escobarın ölümünden sonra kolombiya da ne olduysa onlar olacak, en büyük güç, diğer minnak güçleri kontrol altında tutuyor, o ipler boşalınca herkes kafasına göre hareket etmeye başlayacak. mafya savaşları bekliyor bizi, hem kurumsal olarak, hem de gerçekten sokakta yaşanacak.

çoğunluk tayfa zaten tarikatçı, dinci (muhafazakar falan değil, dinci, din satıyorlar), 18-30 genç nesil güç ayrılığı, etki alanı vs. ne farkındalar nede umursuyorlar (ki gayet normal), hayatta kalmaya çalışıyorlar sadece.

gelecek olan kişi kim olursa olsun, faşist bir tavırla tüm kurumları tek tek yeniden yapılandırması ve güç ayrılığını kurması gerekiyor.

daha kötü olamaz diyenlere de murphy kanunlarını hatırlatmak isterim,
bir şeyin kötü ihtimali varsa kesinlike kötü gidecektir.

geri kalanda leonardo+1, döngü devam edecek.

Aşka mefhumuna inanmayan biri olarak, benimle aynı noktadan bakarak söylüyorsa ben de seni seviyorum bebeyim der öper geçerim.

Sana olan duygularım yoğun değil, aramızdaki şey gönül ilişkisi içindeki sevgi spektrumunda uçlarda değil demek istiyorsa ok kib bye diyip yoluma bakarım.

Ok bye...

Terk ederdim.

Sıradan bir arkadaşından ne farkım var ki o zaman?

ne demek istediği bu kişinin karakterine göre bence değişir.

ayrılmaya yol yapıyor da olabilir, bak ben böyle düz mantık insanıyım. seninle mutluyum ama aşırı romantik şeyler bekleme demek istiyor da olabilir.

Aşk zaten gelip geçici kafanın vücudunun high olma durumu

Dürüstlüğü için sevinirim, benim için sevgi, tutarlılık ve sorumluluk daha önemli, çekip öperim +1

Orpheus +1
Ne demek istediğini bilmek lazım.
Bana zamanında bir kız arkadaşım böyle demişti. En son olarak da olay ben aslında seni sevmiyoruma geldiydi. 8 aylık ilişkide buraya varmak da garip gelmişti tabi.

O yüzden ben bir tık negatif yaklaşacağım.

Aranizdaki iliskiye ve iletisim biciminize bagli olarak anlami degisir. Hicbir kiz arkadasima asik degildim (ask nedir?) ama sevip deger verdim hepsine. Bana asik misin diye sorsalardi ben de hayir derdim. saygi, sevgi, stabilite, tutarlilik benim icin daha onemli. grimavi+1 diyorum.

gönlümü çelen olursa seni koyar giderim diye anlıyorum ben. ki olur da yani insanız

Geçen biri "Aşık değilim ama birlikteyiz işte. Aç mı kalalım?" gibi atarlı giderli ilişki hakkında bir şeyler yazmıştı. Sen miydin o da? Üşenmez de bakıp bulursam oraya yazdığımı buraya yapıştırırım.

Ne gerek varmış ki böyle bir şey söylemiş.

gabe+1 bence iliskide gercek olmayacak kadar iyi iltifat gerekir. biz yalandan neler yapiyoruz o da asigim desin gecsin ne felsefe kasiyor. gayet kirici

bunu böyle cart diye söyleme rahatlığına sahipse, kaybetme korkusu çekecek kadar da sevmiyordur. ben ayrılırdım.

fazla dürüst ve açık olmak iyi bir şey değil.
söylediği şey çok mantıklı ve çoğu insanın düşüncesi budur.
ama bunu bu şekilde söylemek karşı tarafa pek önem vermediğini gösterir.

Hayatınız boyunca bir sürü insanı gerçekten sevebilirsiniz ama muhtemelen sadece bir, şanslıysanız iki kişiye aşık olursunuz. Çok farklı bir seviyedir. Sevilmek güzel ama o kadar özel oluşmadığını bilmek tatsız. Burada önemli olan onun ne hissettiği değil sizin ne hissettiğiniz. Onu çok seviyorsanız bu münasebetsiz açık sözlüğünü hazmedin ama bir süre sonra sizin de aklınıza onun canını yakacak bir şey gelecektir çünkü bu tür hayal kırıklıkları bir sure sonra kendini farkli sekillerde su yüzüne çıkaracaktır. Şimdilik bilinçaltına güvenin size en uyan çözümü hiç dusunmediginiz bir anda söyleyecektir

(bkz: Ezel)

İşler güçler bu ara yeni videolarını youtube yüklüyorlar

Gibi?

fi çi pi

Ufak Tefek Cinayetler + 1
Aramizda Kalsin
Guzel Gunler
Azcik dramli ama; Kirmizi Oda

Ezel de hem dram hem mafyatik sayılmaz mı sevgili @zaman ilac degil insanlar unutkan? :)

Kırmızı Oda dışındakileri izlemiştim, yazmayı unutmuşum çok dizi olunca. Aramızda Kalsın'a tekrar başlayayım. :) @mor oje

Radyo tiyatrosu tavsiye ediyorum.

Yalan Dunya peki? :)

Beş kardeş ten ötesi yalan

leyla ile mecnun

Poyraz Karayel
Hatırla Sevgili
Kardeş Payı

ben bir tur bizimkiler bitirdim baya nostali oldu hemde dinlenilecek kıvamda

Kesinlikle kısmetse olur izlemelisin iki sezon çok güzel kafa dağıtıyor.

Karakterler çok iyi işlenmiş yarı gerçek yarı sahte oyunculuklar mükemmel.

hayat şarkısı

aramizda kalsin

Leyla ile Mecnun, Kardeş payı

Bir İstanbul masalı

Acaba askıda kaldıkça mı kokuyor, yoksa çamaşır makinesinden çıkınca normalde de kokuyor mu? Çamaşır makinesinin temizlenme zamanı gelmiş olabilir.

"Çamaşır makinesi kokusu nasıl gider? Bunun için öncelikle boş bir çalıştırma programı seçerek sıcak su kullanmanız gerekir. Ardından 1-2 bardak beyaz sirke veya limon suyu ekleyerek çamaşır makinesi içinde biriken kireç, deterjan kalıntılarının ve kötü kokuların giderilmesini sağlayabilirsiniz."

Belki size gerekli olan budur? Çamaşır temizleyiciler de bir çözüm olabilir.
www.amazon.com.tr

--
Bu arada ben çamaşırların kurumasının hızlanması için önünde vantilatör açıyorum bazen. Sonra da ütüleyip çıkıyorum. Kurutucu almak en iyi çözüm sanırım.

Yaşadığınız yerde nem oranı yüksek ve su çok sert/kireçli ise maalesef bu yaşanabiliyor. Bütçenize göre ucuzdan pahalıya nem alıcı kutu, nem alma cihazı veya kesin çözüm olarak çamaşır kurutma makinesi alarak sorunu çözebilirsiniz.

mümkün mertebe cam açıp cereyan sağlarsanız nemi daha rahat dağıtırsınız. bir de makine bittikten sonra sadece sıkma kurutma bir kez daha çalıştırın.

çamaşırları yüksek ısıda ve fazla sabun koyarak yıka

İmkanınız balkonunuz olmayabilir. Ama ev içinde çamaşır kurtulmaz. Odanın havası ıslak çamaşırla neme doydugu zaman koku ardından küf ve rutubet başlar. Bu da sizin saglıgınız açısından oldukça riskli. Balkonda kurutamıyorsanız bari pencereleri komple açıp pencere önüne koyun ve rutubet nem dışarı çıksın

Seninle aynı sorundan muzdariptim geç kuruyorlardı kurutucu alarak kurtuldum.

Niye daha önce almamışım dedim

3 ayda bir makine temizleyici kullanın +1

Sirkeyi önermem, Makinenin lastik aksamına zarar verebilir.

Koku sinmiş çamaşırınız varsa kokusunu diğer çamaşırlara aktarır. Onları yıkamadan bir gece önce gece boyunca deterjanlı suda bekletin.

Kuruturken vantilatör ve hava cereyanı sağlamak iyi fikir.

Çamaşır kurutucu maliyetli de eğer boşta duran bir oda varsa hava soğuk olsa da çamaşırları asınca camları açın içeride esinti yapsın

Kışn ev içinde çamaşır kurutmak uzun sürüyor çamaşır işini de plana oturtun haftasonu kullanacağınız şeyleri pazartesi salı yıkayıp asmış olun, yazdaki gibi bugün yıkarım yarına kurur giyerim günleri bitti

Çamaşırları askıya astıktan bir gün sonra iç tarafa gelen kısımları ters çevirip tekrar asın iki tarafı da iyi hava alsın

Valla evde yaşlı yatalak birey varsa ve çok sık üst değiştirilmesi gerekiyorsa kurutma makinesi almak kurtuluş gibi. İnanılmaz kolaylık insan çok rahatlıyor ve mis gibi kokuyor çıkınca. Almak maliyetli veya yer yok ise pencereyi açıp kurutma telini önüne konumlandırmak bir fayda eder.

çamaşır kurutma makinesi alma imkanı yoksa eve şu cihazlardan almanız lazım.
tr.trotec.com

çamaşr kurutma makiesine alsana müdür

çamaşır kurutma makinası lazım size.

kurutucu makinesi çözer bu işi.

Çamaşır kurutma makinesi iyi olur

Suyu toplayan haznesi oluyor o nedenle istediğiniz odaya koyabilirsiniz. Hele evde evcil hayvan varsa o kadar güzel tüy topluyor hayran kalırsınız. Çamaşır temizliğinin yarısını kurutma makinesi yapıyor gibi geliyor.

nem alma cihazlari camasir kurutma isini beklenenden daha iyi yapiyor. gece asip sabaha kuru aliyorsunuz evin icinde. ayrica evin icinde baska nem problemi varsa buna da faydali olur. ben kullaniyorum ve nerede sorun varsa oraya tasiyip hallediyorum sorunu.

kurutma makinesi tabii yeriniz ve butceniz varsa guzel bi sey. hic kurutma makinem olmadi ama olsa hayir demezdim. asma derdi yok, bir de evin icinde kurutuyorsan yer kaplamasi vs...

sokakta gördüğü -isterse anadan doğma çıplak olsun- birine banane deyip kendi işine bakan insana büyük saygı duyarım. güvenirim.

çıplaklıktan rahatsız olan insan olmamış insandır, sıkıntılı insandır. bunca yıllık hayatımda tecrübe ettiğim bir gerçek bu.

zeki insanlara her zaman hayranlık ve saygı duymuşumdur ama iyi kalpli olmadığını bir şekilde öğrenmişsem geri kalan hiçbir vasfı benim için artık önem arz etmiyor.

ama bir de sadece BAZI zamanlar sığ insanlara da saygı duyuyorum; keşke onlar gibi hayata siyah-beyaz diye ikiye ayırıp bakabilseydim, hayatı daha kolay görürdüm. mesela fanatik taraftarlar, fanatik anti x'ler filan ne güzel kafaya sahipler.

bence herkes kendinde eksik hissettiği veya olmasını istediği kritere hayran oluyor/saygı duyuyor.
çok sübjektif olacak ama heyecanlı, evhamlı ve endişeli birisi olarak sakin, ayakları yere basan ve iş bitirici insanlara-elbette bunları saygı çerçevesinde yapanlara hayranım.

Bir konu hakkında bilgisi yok ise bilmiyorum diyebilen insanlara saygı duyuyorum.

Basmakalip dusuncelerin esiri olmayan, ufku acik, saygili, toplum olma bilincinin farkinda olan kisilerdir.

Ilk madde ozelinde Sevan Nisanyan diyorum, "saygili" kriterinden kaldi, cunku burada karisinin basindan asagi bok doktugu iddia edilen birine "saygili" dersem hos olmaz.

Ornek olarak video atayim, adamin bilimle bir derdi falan olmasina gerek yok ancak bugun gelinen noktayla ilgili guzel yorum yapmis bence: www.youtube.com

Bazı insanların çok dengeli bir karakteri var. Nasıl anlatılır bilmiyorum, asalet deyince çok burnu havada duruyor; samimi deyince de çok cana yakın duruyor. İkisi de değil. İnsanlarla mesafesini kibar bir şekilde koruyabiliyorlar. Zevkleri var, ilgilendikleri şeyler var. Spesifik bir konuda derin bilgi sahibiler. Fevri davranmıyorlar. Böyle insanları görünce hemen kanım ısınıyor.

Bilgi derinliği fazla, farkındalığı yüksek, hitabet gücü olan ve Türkçeyi iyi kullanan, doğaya ve insana saygılı, toplum içinde yaşamayı tüm kurum ve kuramlarıyla sindirmiş, temiz ve bakımlı, gösterişten uzak hatta minimalist, kibar

Aklıma gelenler bunlar.

Tek bir kriter yok ki, hepsi masanın ayakları gibi, biri olmazsa bütün olmaz.

Dövüşmen guzum, duruş ve entelektüel bilgi seviyesi.

Çok kriter var aslında.

Yaşam hakkına saygı gösteren, hayvan, doğa sevgisi olan, sürekli tüketmeyen, ihtiyacından fazlasını almayan, emeğe saygılı, insanları dış görünüşe göre değerlendirmeyen, sömürmeyen, her koşulda nezaketini kaybetmeyen, temizliğe dikkat eden, kendini geliştiren insanlara saygı duyuyorum. Dediğim gibi daha çok kriter var aklıma gelirse ekleme yaparım.

Zengin olan

saygılı insana saygı duyarım

Saygılı insan+1

Çok kriter var mutlaka, çoğu da olması gereken şeyler ama özellikle şu dönemde mahremiyetine özen gösteren insanları ayrı seviyorum sanırım. Belki dünyanın en güzel yerlerinde yaşıyor, en güzel yerlerini geziyor, işinde çok başarılı, ilişkisinde çok mutlu ama çok çok az görüyoruz bunu mesela. Görgülü, sade yaşayan, görünür olmakla bir derdi olmayan insanlara daha yakın hissediyor ve saygı duyuyorum.

fallout dizisindeki the ghoul karakteri gibi.

birincisi asiri zeki.
ikincisi kötülük ne cok iyi biliyor ama uygulamiyor. yalnizca karsidaki kötülük yapmak icin aksiyona gectiginde karsidakini yok ediyor. bu cok alfa bir durum bence.

bunu her duruma uygulayabilirsin.

geveze yazar +1

aklıma direkt Caner Eler geldi. İnanılmaz genel kültür seviyesi, işini severek yapması, saygılı ve resmi bir üslubu olması ama yeri geldi mi gevşek davranması, yaşadığı hastalığa ve engelli kalmasına rağmen bunu ne kendine dert edinmesi ne de "bakın ben engelliyim" edebiyatı yaparak bundan kendine avantaj çıkarmaya çalışması gibi sebeplerle çok saygı duyduğum biri.

Genel olarak genel kültürü yüksek kişilere saygı duyuyorum. Mesleğinde çok iyi ama mesleği dışında iki kelime laf edemeyecek kişilere de saygım çok az. Ha bi de hayatta en büyük önceliği kariyer ve para olan kişilere de saygım yok. Arada keyif p*zevenkliği yapmayan kişileri sevmem. Çok çalışkan insanlara da sinir olurum :d

Doğru olanı yapması. Yani bu yol zor olan yol olsa bile veya zarar görme ihtimali yüzünden endiseden gece uykuları kaçsa bile sabah kalkınca zor ama doğru olani yapması

Zeka, bilgi, vizyonerlik falan umrumda değil.

Entelektüel birikim elde ettikçe ukalalaşan, saygısız, snob tipler beş para etmez mesela gözümde. İstediği kadar bilgili olsun. Cahilin ve okumuşun saygısızlığına eşit ölçüde katlanamam. Kesinlikle anlayış ve saygı benim için önceliktir.

gün içinde o kadar ahlaksızlık görüyoruz ve bu çok normalleşmiş durumda. insanların huyları yaşam tarzları bu olmuş. bazen ben de mi öyleyim diye sorguluyorum. saygı duyulacak insanın önce ahlaklı biri olması gerekiyor. çok sevilen biri olmasın saygılı olmasın ama önce bize lazım olana saygı duyuyorum. kimse kimseye iyi olmak herkeze saygılı olmak zorunda değil.

Adam o kadarcık para için mahkemelere düşmek istemiyordur.
veya ticari itibarının zarar göreceğini düşünüp korumaya çalışıyordur.

Doğrudan suçludur' ihtimali de var tabi.

EFT açıklamasına ....savcılık numaralı şikayetin geri çekilmesi için davacı zararının tazmin maksadıyla diye bir ibare yazdırılırsa problem kalmaz, ilerde baş ağrısı olmaz diye düşünüyorum.

EK: Diğer cevap veren arkadaşlar haklı. Harcama itirazında bulunmuşsun. Nasıl olsa paranı bankadan geri alacaksın. Adamla hiç muhatap olma bence.

İşlemlerin online bir POS'tan yapıldığını varsayarsak bir üye işyerinin böyle demesi mantıklı değil çünkü işlemleri iptal edebilir zaten. Kaldı ki işlemler 3D Secure ile yapılmadıysa harcama itirazı sizin lehinize sonuçlanacak ve paranızı bankadan alacaksınız. Üye işyerinin parayı EFT olarak size iade etmesinin anlamı yok, hatta eğer ederse aynı parayı iki kere ödeme riski var. Ben de arakaali +1 diyorum.

çocuğu falan yapmış olabilir üstünü örtmeye çalışıyordur.

genellikle bu suçları işleyen kişiler borca batık durumda oluyor. Paranızı geri ödeyecekse ne ala. IBAN verebilirsiniz herhangi bir sakıncası yok. Ancak size geri odeme yaptığında dekont açıklamasına dikkat edin. "Borç olarak verilmiştir" falan yazmasın. dolandırıcılık suçu şikayete tabi bir suç değil. Yani şikayeti çekseniz bile soruşturma devam eder ve ceza alır. Zararı gidermek burada cezayı azaltan bir unsur olur sadece.

Zaten konu bankadan ilgili satıcıya gider. Satıcı da iade edilecekse, bankaya bilgi verir, iade olur zaten. Kk çekimini havale ile iade ediyorsa niyet kötü bence

Şikayetinizi geri çekmeyin tabi. Zarariniz karsilandiginda geri çekersiniz. Pazartesi salı zaten yakın. Nedense bende odemeyecekmis hissi var. Genelde POS cihazları gören kameralar olur işletmelerde. İçimden bir ses işlemi yapıldığı tarih ve saatte pos cihazının başında bir çalışan olduğunu söylüyor. Parayı gönderip göndermeyecegi konusunda sonucunu merak ediyorum.

herkese verilen bilgi için teşekkür ederim. sonucu buraya yazacağım.

Kremler serumlar var ama kısıtlı ve çok uzun sürede sonuç veren yöntemler bunlar, lazerle falan daha kısa sürede daha yüksek performansla birkaç seansta yok edebiliyorlar.

@Bir ben var benden şurada, bu lazer tedavisi acı verici bir şey midir peki? maalesef acı eşiğim düşük ve canım da tatlıdır :/ acılı bir şeyse "değer mi, değmez mi" kısmını bir değerlendirmem gerekebilir.

benimde iki yanağımda var, geçen mayıs ayında cildiye doktoruna gittim, depigmenta diye bir krem verdi, sabah akşam kullanıyorum, üzerine leke önleyici güneş kremi sürüyorum. 2 ayın sonunda azalmaya, koyu bölgelerin renklerinin açılmaya başladığını söyleyebilirim.

Doktor bu kremi 6-8 ay kadar kullan tam olarak geçmezse kışın lazer, peeling v.b çözümleri değerlendirir kesin sonuç alırız demişti.

Hocam bilemiyorum açıkçası yapanlar acıtmıyor diyor ama acıtsa da acıtır derler mi emin değilim ama sonuçları güzel oluyor.

Soydurmak dışında sanırım çözümü yok gibi. cilde bir şey sürerek ciltte değişim yapmanın zorluğuna dair bir dermatolog videosu izledim. O serumlar falan hikaye hepsi bitti gözümde. Cilt katmanından içeriye girmeleri çok zor çünkü. Ben artık cildimi temizlemek ve nemlendirmek dışında bir şey sürmüyorum ama benim de ihmalim yüzünden çıkan lekelerim var onlar için bu kış iyi bir klinik bulup kimyasal mı artık her neyse peeling ile soydurmayı planlıyorum.

Sivilce lekeleri için acnelyse kullandım bir süre. Yüzümde leke kalmadı. Minik çillerim vardı, onlar da gitti. Güneş lekelerinde de işe yarayacağını düşünüyorum bu yüzden.

Krem kimyasal soyma yapıyor. Doktora danışmadan, prospektüsünü okumadan kullanmayın, yüzünüzü yakarsınız. Doktora ulaşamıyorsanız da internette kullanıcı yorumlarını okuyun en azından, araştırıp kullanın. En önemlisi güneş kremini ve şapkayı ihmal etmeyin dışarı çıkarken.

Lazer ile soyulunca cildin inceldigini ve bir süre sonra lekenin geri geldigini anlatmıştı aynı dertten muzdarip bir arkadaşım. Doktorlar kısa sürede sonuç alındığı için lazere yönlendiriyorlar ancak narin bir cildiniz varsa lazere biraz daha temkinli yaklaşın

Gecenin bir yarısı umarsızca gürültü yapan aslında magarada yaşaması gerekirken dogal alanında yaşamayıp apartmanda yaşayan komşu. Gecenin bir yarısı bagıra bagıra konuşurken tüm öfkem kabarıyor. Hapishanede yatan insanları anlayıp öfke nöbeti geçiriyorum

1.Emrivaki
2.Birşeyin çalışmaması/işlememesi
3.Haddini aşmak.
4.Köylü kurnazlığı, kendini zeki zannetmek.

Çıldırmam an meselesi hepsinde.

şu sıralar en çok cinleri tepeme çıkaran şey yan komşum

bu izansızların köpeği var, bir kere bile dışarı çıkarmadılar hayvanı neredeyse 1 yaşına geldi köpek, kedi besler gibi köpek besliyor şuursuz. nefret ediyorum bunu yapmasından.

her sabah da karşılaşıyoruz benim köpeğimi seviyor, gerizekalı gibi köpek seviyor. tıpkı bir mal gibi köpek seviyor. salak salak sesler çıkarıyor hayvana, tetikliyor hayvanı, hayvan da heyecanlanıyor atlıyor zıplıyor, sonra hayvanıma sesini yükseltiyor hayır diye. sen kimsin lan? sen kimsin deli? allahın delisi

bok gibi de surat sallıyorum anlamıyor eq fakiri. pis bozucam bir gün.

yemeğin çöpe dökülmesine gelemiyorum, kırmızı çizgim, maddi manevi emek harcanmış bi ürünün umarsızca atılması beni bitiriyor.

Hayvanlara şiddet.

Umarsız insanlar beni deli ediyor. Yemekte ağız şapırdatmaktan tutun, otobüste ineceği durakta otobüs durana kadar bekleyip durduktan sonra milleti yara yara alelacele inmeye çalışanlara kadar hepsi. :D Her geçen sene daha fazla Downton Abbey'deki Violet Crawley'e dönüşüyorum.

1. Aptal yerine konmak. Çok zekiymiş de geri kalanlar anlamayacakmış gibi birilerini kandırmaya çalışmak.
2. Hayvana şiddet.
3. Önüne konulan hazır yemeğin keyfi sebeplerden beğenilmemesi.
4. Kendi yaşamsal faaliyetlerini yerine getiremeyen yetişkin insanlar. Yemek yapamayan, vs vs...

Trafikte biz edebimizle beklerken, arkadan gelenlerin araya kaynak yapmasi. Kuduruyorum sinirden, ifrit oluyorum.

Saygisizlik
Dusuncesizlik
Anlayissizlik

Bu ucu beni cildirtan seyler

Ozellikle apartmanda, toplu tasimada, spor salonunda, toplumun bulundugi kalabalik yerlerde cok goruyorum hayattan sogutur

E5te yol boş olmasına rağmen 50 km hızla giderek sol şeriti işgal edenlere çok sinir oluyorum. çoğu elinde telefon varken yapıyor bunu.

Bir diğeri de trafikte sıraya geçmiş beklerken sadece sinyal verdiği için kendini haklı sanarak senin önüne atlayan andavallar.

Gerçekten bazen arkadan gidip bir tane geçireyim diyorum benim arabam gider ama onunki de gitsin uğraşsın dursun.
bu kadar sinirli olduğumu bilmiyordum trafiğe çıkınca öğrendim ya da trafikten sonra böyle oldum.

markette yeni kasa açıldığında kasiyer "sıradan alayım" der demez arkamdaki uyanıkların fırlayarak kasaya geçmesi. her seferinde uyarıyorum. şöyle bu kadar basit bir toplumsal kuralda bile eşşek kadar insanları uyarmak zorunda olmak baya saçma aslında...

Her türlü düşüncesizlik. Metroda sesli video dinleyenler, mekanda başkaları yokmuşçasına bağıra bağıra sohbet edenler, apartmanda yaşadığını unutanlar, milletin hakkına girmeyi uyanıklık sananlar vs vs. İnsanlıktan soğutuyor.

Yardımseverlik adı altına gizlenmiş kibir veya hadsizlik

Çok çok var da. En önce aklıma gelen seni yönetmeye çalışıp ta manipüle etmeye çalışan ve ardından gayet masum bir tavırla "Ben senin iyiliğin için söylüyorum" diyen tayfa.

Irkçılık
Ayrımcılık
Yabancı düşmanlığı

Eskiden milliyetçilik vardı ama ona mental sorun olarak bakıyorum artık.

-kişisel alan ihlali

-bekletilmek

-sigara

-uykumun bölünmesi

-yobazlık (politik ve/veya manevi)

-birini ciddi ciddi dinlerken ahkam kesmeye başladığı sırada gelen konu hakkındaki kaçınılmaz fahiş hatalar.

hayvana şiddet.

Amaranta ursula+1

Empati yoksunluğu sebepli suçlar

gurura haysiyete dokunan bir şey olmadıkça kolay kolay tepem atmaz.

özünde insan işte, yapabilecekleri belli. ilkeliz hala çoğu yönden.

şaşırmıyorum o yüzden artık bir şeylere.

öldürme, aldatma, yalan, küfür.. hep vardı ve olmaya devam edecek.

bunları normalleştirelim demiyorum. ama şaşırmak veya sinirlenmek bana saçma geliyor.

biri gelip çocuğumu öldürse önce bir tepem atar, sonra bu dünyaya getirmeyecektim diye kendimi suçlarım. malzeme belli yani ne umuyordum ki?

geçen bir anahtarımı düşürmüşüm karakola gittim. benden önce bir teyze vardı birisi bankamatikte yardımcı olucam diyip 30bin tl sini almış kaçmış.

hiç mi haysiyet yok hiç mi utanma yok nasıl alırsın nasıl harcarsın be adam diye ağlıyordu.

yok hiç biri teyzem yok, niye şaşırıyorsun. din bile işe yaramamış bu topraklarda.

Hadsizlik,yobazlık,liyakatsızlık

"uyku çok güzel" diye telkin verip uyumaya çalışıyorum sürekli. işe de yarıyor.

Düşünmem. Uyumak istiyorsam kafamı yastığa koyduktan 5-6 saniye sonra uyuyakalmış olurum. Uyumak istemiyorsam telefondan ekşi'yi falan açıp bir şeyler okur, onlar hakkında düşünüp uyuyakalırım

önemli bir iş, satın alma, seyahat falan yoksa hiç bişey düşünmem direkt uyurum +1

Belki birilerine faydali olur diye yaziyorum

Onceden dusunmekten saatlerce uyuyamazdim geceleri 50 defa uyanirdim

Agirlik egzersizi ve kardiyolara basladim. Dinlenme gunlerinde full kardiyo seklinde. Sabahlari yapsrsan harika oluyor.

Beslenmemi degistirdim saglikli besleniyor aksam yemeginden sonra cok acikirsam sebze hasliyip yogurtluyorum

Bilgisayar ve telefon ekranina mavi isik filitresi koydum ama yataga girince telefonu direk sessize alip kaldiriyorum

Bu sekilde arkadaslar artik kafami koydumu zaten yorgun oluyorum cat diye uyuyor sabaha kadar bebek gibi oluyorum

Bol sans

o gün neler oldu kisa özet.
yarin sabah neler olacak kisa fragman.
sabah olsun da kahve iciyim yemek yiyim tarzi obur düsünceler ve uykuya dalis genelde

Ruh halime, nasil bir gun gecirdigime bagli olarak dusunceler mutlaka ucusur kafamda.

Düşünmemek için podcast dinliyorum her gece.

Haftanin cogunda spor yaptigim icin cok uyanik kalmiyorum yataga yatinca, uykum gelmis oluyor tatli tatli. Ammavelakin uyku bastirmasina bagli olarak aklimdan gecenler sunlar; gun icinde onemli bir sey olduysa gozden gecirme, ertesi gun ve full hafta heyecanli bir sey varsa dusunup heyecanlanma, must yapmam gerekenler.

düşünmem.

Nefes alışverişime odaklanır ve nefesimi yavaşlatırım. Odak nefesteyken düşünceleri duymaz insan.

Herhangi bir an düşünmeyi bırakamadığım için de düşünürken uykuya dalıyorum. Yani bir insan nasıl bi şey düşünmez hayal edemiyorum. Bende o konsept yok. Birkaç ay önce bi tweet okumuştum, kadınlar bilmiyor ama erkekler olarak süper gücümüz istediğimiz zaman hiçbir şey düşünmeden durabilmek diye. Ben erkek değil miyim acaba diye kendimi sorgulamıştım :d

Uyumadan önce de gün içinde olanlar, yarın olacaklar, 10 sene önce olmuş bir olayın iç değerlendirmesi vs derken uykuya dalıyorum. Podcast değil de youtubeda sevdiğim birkaç kanal var pokemon falan oynuyolar genelde shdhsh onları açıyorum ses tonları ve konunun akışı içinde masal gibi geliyor uyutuyor.

hic dusunmem. 5 dkda hemen uykuya dalmis olurum.

Gecenin bir yarısı gürültü yapan komşuyu nasıl evrenden silerim onu düşünürüm

+1 Komşuyu evrenden silme

Uykuya dalmam genelde 1-2 dakika sürdüğü için pek düşünmeye fırsat olmuyor. Ama genelde günü düşünüyor, ya da aklımdaki beyi düşünüyorum.

"ne bicim soru bu tabi ki herkes dusunuyodur" diye actim ama sasirdim acikcasi

uykudan gozlerim aksa gene bi suru sey dusunuyor olurum. ya iste olan bir seyi dusunuyorum, ya sevgilimin yaptigi bir seyi, ya ozlediklerimi, kaybettiklerimi.... sirf bu yuzden sleep hypnosis filan sinliyorum. onu dinleyince kolay dalabiliyorum.

Ben olsam, her gün yol çekmektense 2 ay sabredip, iş yerinin karşısındaki lojmana geçerdim. İstanbul'da bir yakadan bir yakaya gitmek,servis olsa dahi sıkıntı, zaman kaybı.

Yakındaki

Yakındaki +1
2 ay sabredeceksiniz, öbür türlü o yolu her gün giderken söveceksiniz tahammülünüz giderek azalacak.

O problem neyse coz bir sekilde ve 2 ay sabret.

Servis kaç saatte gidiyor o önemli. Çalışma saatleriniz vs. Ben anadolu yakasında oturmayı tercih ederdim çok uzun sürmüyorsa. Yasam şartları o tarafta çok daha iyi çünkü. Işiniz hayatınız değil. Haftasonu daha kaliteli vakit geçirir daha nezih yaşarsınız.

Ben bir sure evime yurume 2 dakika uzaklikta calistim. Hayatimin en kaliteli dilimiydi. Harika bir sey evin dibinde calismak.

Yakın olan. Şimdi yaz mevsiminde masefe çok önemli gelmeyebilir size ama kışın o soğukta yarım saat daha uyuyabilseydim keşke diye ağlarsınız.
İşin eve yakın olması çok zaman kazandırır, gününüz bereketlenir siz de şaşırırsınız. Ofis eve 5dk yürüme mesafesindeyken hem çok mutlu uyanırdım ulaşım kaygım olmadığı için, evden 2dk geç çıktığımda işe sadece 2 dk gecikmiş olacağım için(serviste ya da toplu taşımada bu mümkün değil biliyosunuz), hem de akşamları hiç yorgun olmazdım eve giderken, otomatikman mesai süreniz kısalıyor çünkü.

İsyerime çok yakın bir lojmandayim. Daha servis kalkmadan ev kiyafetlerimi giymiş oluyorum. Mümkünse yakın olan.

Yakin olan tabii ki. Hayatini karartmak istiyorsan Anadolu'da oturup Avrupa'ya ise gidip gel.

cogu kişi yakın olan demiş de, işten-eve evden-işe olmayın.
nezih cevre, hayat kalitesini de beraberinde getirir. anadolu yakası bana daha yaşanası geliyor. anadolu da oturup avrupa da calışan cok kişi var. hiçbirinin hayatının karardığını da görmedim. metrobüs vapur baglantısı varsa toplu taşımayla bekleme süreleri de azalıyor. servis de varmış galiba. kapalı otopark, sıfır daire, hemen teslim... iyi şartlar:)

ben de aynı şeyi sorguladım bugün. 28 aralıkta mersin istanbul gidiş dönüş 130 lira yazıyordu. yarın bilet alıcam tek yön 150 lira.

Firmaların en önemli kalemi olan yakıt artış içinde, personel maaşları en az 2200 tl oldu, hemen her şeye zam gelirken otobüs biletlerine de zam gelecekti.

Araba al da gor gununu.
10 yasinda 1.4 arabanin vergisi 720 tl oldu. Bu ay sirf benzine 500 tl vermisim. En ufak yedek parca bile %100 zamlandi.

Ya bir far oldu 2500tl. Dipsiz ampule para almazlardi simdi tanesi 4 tl.

Haftada 2 kere avrasya tuneline giriyorum tek gecis 25 tl.
Ise gidis gelisim o gun kazandigim parayi gececek nerdeyse.

Otobusculerin masraflarini dusunemiyorum bile.

Osmangazi köprüsüne gelen zam sebebiyle Bursa dan Gebze ye giden araçların biletleri bile şu an 40-45 tl. 1 Saat 10 Dakikalık yol :(

Bla bla kullan reyis

köklü Bursaspor ile dünkü Başakşehirin alakası yok

Ertuğrul madem fetöcü neden içerde değil?

Hastasıyım şu bir şeyleri baştan doğru kabul edip buna binaen çıkarımlar yapmaya.

Bunu anlamak zor olmasa gerek, insanların hoşuna gitmeyen şu Başakşehir belediye takımı ve halkın vergileri ile halka hizmet yerine bu işlerle uğraşılması, benim ödediğim vergi ile adeboyer alınıcağına 3 km daha uzun metro yapılsın, benim beklentim bu belediyeden, herkes kendine düşen işi yapsın önce, Bursaspor ile Başakşehir aynı değil bu bağlamda.

@boş gezenin çok iyi dönmüş demek ki. Senin mantığından gidersek fetönün tüm siyasi ayağı dışarda, demekkki hiç bir fetöcü yokmuş siyasilerde. Beyin bedava gerçekten.

Yıllar öncesinde adamın futbolculuğundan eski görüntü bulurum diye youtube'a ertuğrul sağlam yazardım, 20 sayfa cemaat yurdu açılışı, cemaat etkinliği çıkardı. Ertuğrul'un cemaatçiliğini bilmeyen adamın 2010lu falan olması lazım.

olaya sportif olarak bakarsak, haklısın. başakşehir sistematik bir şekilde ve uzun vadeli bir planlama ile üst sıralara oynayan bir takım oldu. bursaspor ise biraz yazıcı'nın(başkan) biraz da anlık yakalanan havanın da etkisiyle 2 sezonluk bir başarı gösterdi. fakat belediye ve bir takım yeşil sermaye ile finanse edilmiş akp dönemi takımla, şehir ile özdeşlemiş ve mazisi olan bir takımı kıyaslayıp niye sempati duyulmuyor demek de anlamsız. iki takım arasında dağlar kadar fark var bu yüzden.

Eski stadyumda maç olduğu günler tüm altıparmak yeşil beyaz formalı gençlerle dolar, tüm bursa kapalı çarşı, ipek han, koza han, bakırcılar çarşısı esnafı radyoları açıp maçı canlı dinlerdi. Çok eskiden beri gelen bir kültür ve atmosferdir bu. Bursaspor ikinci lige düştüğünde bile şehir takımını bırakmadı o yüzden kıyaslanması mümkün müdür emin değilim.

Bursaspor'dan ve Sağlam'dan nefret eden biri olarak Başakşehir ile karşılaştırılmasının Bursaspor'a haksızlık olduğunu düşünüyorum. Bursa'nın bütçesi çok daha küçüktü, altyapıdan ve Bursa çevresinden çıkma en az 3-4 oyuncuları vardı. Yani Adebayorlara falan filan para dökülmedi. O sezon bence hiç de fena top oynamadılar.

Başakşehir'in arkasında AKP desteği olmasa da nefret edilirdi. Suni takımlar her yerde pek hoş karşılanmaz. Leipzig ve Hoffenheim da benzer sebeplerle pek sevilmez.

birinin arkasında türkiyenin köklü taraftar grubu varken diğerinin arkasında zorla maça götürülen belediye işçileri var. taraftar sayısı bin kişiyi geçmeyen takıma 20binlik stad yapılıyor ve dünyaca ünlü transferler yapılıyor neden acaba?
para aklanıyor, başakşehir şampiyon yapılıp arap milyarderlere satılmak isteniyor. bunun net görülmesinden dolayı bir rahatsızlık var.

başakşehir daha sistemli bi şekilde buraya geldi. başakşehir, evet leş bi kulüp ama ben vergimi peşin ödemek zorundayken gs ile bjk yıllarca vergi aflarını bekleyip yararlandılar. fener de dahildir buna muhtemelen. son 20 seneye baksan bu takımlar başakşehirden daha fazla yardım/destek almışlardır. hele örtülü ödeneki babasının cizdanı gibi kullanan trabzon daha da fena..

bursa ise biraz iteklemeyle, biraz anadolunun yatışlarıyla şampiyon oldu. pek bi planlama yoktu ama altyapıdan gelen oyuncuları iyi performans vermişti.
sonra o ozan ipekler, volkan şenler, sercanlar noldu onu da gördük..

ben valla rakibimin olmasındansa başakşehirin olmasında beis görmüyorum. başakşehiri sevmesem de benim gözümde trabzon da gs de bjk de onlardan temiz değil zaten. normal bi rakip taraftar da bence fenerbahçe yahut diğerleri yerine başakşehiri tercih etmeli.

ki 33. haftaya girildiğinde zirveden 20 puan uzaksan ve zirvede başakşehir ile rakibin kaldıysa; çoğu kişi içinden başakşehiri destekler bence.

Esek/at eti de ucuz, cekirge kurbaga salyangoz gibi etler de bedava ama yemiyoruz.
Baligi bile benim gibi tercih etmeyip yemeyenler var.

Ucuz da olsa yemezdik. Hem din olayi hem de kulturumuze uymuyor.

dana, tavuk ve balık nesline kıran girip ölmedikleri taktirde bu dediğin bizde olmaz.
dini nedenlerden ötürü olamaz. ama başka yiyecek kalmaz bir fetva gelir bir bakmışın yiyoruz. hadi kolay gelsin.

ben tüketirdim de ülkenin çoğu tüketmez. sadece dinle alakası da yok.

hacı abi o işin çok dinle alakası yok, bir nevi tabu insanlar için. ben mesela çok dindar biri sayılmam, yurtdışına çıkınca ille de helal kesim olsun diye aramam, dana-tavuk -bilumum deniz ürünü hatta at eti-ayı eti-geyik eti bile yemişliğim var, ama domuz yiyemiyorum bir türlü içim almıyor, küçük yaşlardan itibaren işlemişler içimize düşününce bile tiksinti geliyor.

dini sebepler bir yana toplumun genetiğinde yok domuz yemek. şafii mezhebinde tilki ve kirpi helalmiş ama şafiilerin bunları yemek için özel çaba gösterdiğini görmüyoruz.

iki şey var,

birincisi her ne kadar yıllar geçtikçe değişim gösterse de bizim insanlarımız bazı konularda göstermelik veya değil muhafazakarlığını uzun yıllar koruyor.

alkol ile domuz etini aynı kefeye koymak din açısından baktığında mantıklı ama özellikle bizim topraklarımıza ve tarihimize baktığın zaman çok çok eskiden beri alkolün hep var olduğunu biliyoruz.

ikincisi de eğer dediğin olsaydı yani domuz çok fazla tüketiliyor olsaydı, doğal olarak arz-talep fiyatlaması olurdu ve domuz etinin kilosunun artar dana etinin kilosu azalabilirdi.

Tuketilmez

Haberim olmadan domuz eti yemiş olsam rahatsız olmam ama bu domuz etidir dense tiksinebilirim inançla alakası yok benim için ama zihnimize öyle bir işlenmiş ki çıkarmak mümkün değil. Sorunun cevabına gelecek olursak bedava versen yenmez.

halkin(musterilerin) buyuk cogunlugu musluman. muslumanlik inancinda domuz eti haram yani yenilmesi yasak et. alkol gecmisten gelen bir aliskanlik sebebiyle bugun hala, muslumanlar icin turketilmesi yasak olmasina ragmen, musluman olan kisiler tarafindan da tuketiliyor. neden? cunku gecmisten gelen bir aliskanlik. eger domuz eti de gecmiste tuketilseydi, bugun alkol seviyesinde tuketiliyor olurdu.

ozetle, isi baslatsan batarsin. bu pazar dogru yer degil.

turkiyede asla is yapmaz

gayri muslim olanlar tuketir ama muslumanlarin domuza karsi bir direnci var. musluman adam icki icer kumar oynar ama domuz neyin yemez turkiyede

çok ucuzu geç bedava verilse kimse almaz, bunlar dinden öte alışkanlık meselesi.

Az biraz dini inancı olan kesim hayatta yemez. Benim inancım yok ama tadına alışık olmadığım ve beğenmedigim için tüketmem. Sadece domuz pastırması tüketebilirim.

Yutubırların tanıtım diye sosis yedirip, domuz etiydi yalnız dediği videolar var. Bence durumu özetliyor. Ama diyanet ve tayyip ortak açıklama yapıp tesisler çok temiz, bundan sonra haram değildir falan deseler bence yiyen olur.

amerikadan bildiriyorum

domuz burada da çok tercih edilen bir et değil. ucuz çok ucuz ama alım gücü olanlar dana tercih ediyor. ancak maddi gücü olmayanlar domuz alıyor ya da çinliler.

Hangi foto?

dostum zenci mahallesinde mi oturuyorsun onlar nasıl beddua öyle?

Hayvan sever yerine insansevmez demek lazım. Ben de rastladım. Bir sokak hayvanına bağırarak yanından uzaklaşan birine inanılmaz beddualar eden bir hayvan sever görmüştüm. Sürekli besleme yapan biri. İnsan duyarlı bir insan olduğunu düşünür. Öylece bakakalmistim :)

hayvanlara asiri bagli tiplerin alayi insanlardan bir sebeple uzaklasmis, gavurlarin "misfit" dedikleri tarzda elemanlar. bizzat akrabalarimdan bir tanesi ozellikle anasi/babasi oldukten sonra kendini tamamen insanlardan soyutladi, 8-10 tane kediyle beraber yasiyor. hic evlenmedi, coluk cocuk yok, pek kimseyle gorusmez.

insansevmez demek daha dogru hakikaten. bu arada beddualar efsaneymis lol.

Üç beş tane görüp tüm hayvanseverleri itham etmek ne kadar doğru? Her güruhun içinde olduğu gibi varlar işte, tek tek tüm grupları sorguluyor musunuz böyle?

Onlar kedi-köpekseverler, bu konuda katılıyorum. Tutarsız hassasiyetleri yüzünden işte hep bunlar. Yaşasın türlerin kardeşliği deyip Pollyannacı bir şekilde bitireyim.

Sıvı sabun ya da kopuk sabun kullanıyoruz. Bu şekilde daha hijyenik olduğunu düşünüyorum. Çocukluğumdan beri kalıp sabun sevmem.

kalıp sabun hiç hijyenik gelmiyor. hiç dokunamam oldum olası. küçükken ne yapıyordum acaba?

Sadece kendi kullanımımda olan kalıp sabun kullanıyorum. Çok köpürmesini ve temizlik hissini seviyorum.

Sıvı sabun kullanıyoruz, kalıp sabunun daha sağlıklı olduğunu düşünüyorum.

sıvı sabunların sanılanın aksine çok da hijyenik olmadığını biliyorum.

cerrahpaşa da profesörün teki hastanedeki tüm sıvı sabunluklardan örnek alıp tahlil ettirmişti. illa çok hijyenik birşey arıyorsan protex türevi ürünlere bak.

o yüzden ev gibi bir ortamda çok da kasmanın manası yok.

ben tüm kimyasal ürünlerde en az katkılı olanı tercih ederim. mesela şampuansa bebek şampuanı , sabunsa beyaz banyo sabunu gibi.

kedi köpek yıkayacaksam da sulandırılmış arap sabunu.

1000 yıllık katı sabun mu 20 yıllık sıvı sabun mu?
Katı daha ağır basıyor.

kalıp sabun kullanıyorum. evimde bir tek ben kullandığım için hijyenle ilgili bir soru işaretim yok.
misafir için ayrıca sıvı sabunum da bulunuyor ama.

sıvı sabun ama değişik bişey. katkısız, parfümsüz, köpürmüyor pek.

lense kullandığım için sıvı sabun kullanıyorum.
kalıp sabun, lensle kullanılmaya uygun değil.

Kalip sabun kullaniyoruz. Sivi sabun zeytin yagli dahi olsa kurutuyor cabuk.

Koku sevdiğim için sıvı sabun kullanıyorum ama zeytinyağından yapılan kalıp sabun kullanmak zorunda kaldım bir hafta kadar. Temiz ve yumuşak tutuyor eli ve yüzü

Sıvı sabun. Herhangi birinin ellediği kalıp sabunla asla ellerimi yıkayamıyorum küçüklüğümden beri.

Çimerken herbalife’ın kalıp sabunu. El yıkama için sıvı sabun.

Kendi yaptığım zeytinyağlı katı sabunun birazını sıvılaştırdım, hem katı hem sıvı olarak kullanıyorum.

mırmır

narin :3

bitli

Mobili de düşün lütfen, görmeden uyduruyorum mira

Jessy, fotosuna bakinca aklima ilk gelen isim oldu.

sissy

sultan

Mia

maya olsun :)

The queen :)
Narnia

paspas, fosfos, fosur(dak) ne bileyim ya böyle bol tüylü diş kamaştıran bişey buuuu (bilenler ne demek istediğimi anladı) YA BUNU YİYEBİLİYOR MUYUZ ALLAHIM ÇOK TATLIIIII *berserk atar*

Miniş

Lokum lokma vs

Muhterem.

Houdini :)

müzeyyen

yav birisi de çıkıp, dememiş ki karamel lol

humus

hop ya da hey olsun

Zaman içinde sevmek daha değerli bence. İlk tanışıldığında hoşlanma kısmı genelde ağırlıklı olarak dış görünüşle alakalı oluyor, zamanla negatife de dönebilir bu. Ama zamanla sevmek karşıdakini tanıyıp karakterini, huyunu beğenmek ile alakalı. Bu yüzden daha değerli bence.

Beni insanlar genelde ilk anda değil de biraz muhabbet ettikten sonra seviyor. Evet biraz çirkinim. Uyuz bir tipe benziyorum sanırım.
Diğeri bende yok diye mi bilmiyorum, böylesi daha kıymetli geliyor. Neticede dışarıdaki değil, içerideki şeylerden dolayı sevilmiş, hoşlanılmış oluyorsun.

Ben grnelde hep tanıdıkça ısındım. Banaysa genelde hep ilk anda ısınmışlar. Orta yolu bulamadık gitti.

ya sevdikten sonra hangi tarihte sevdiğini mi sorgulayayım? :)

İlk görüşte "aha aşığım çok seviyorummm" diye gelmesi daha şuursuzca geliyor. Tanımadan etmeden, boş konuşuyor diyorum.

ilk görüşte beni beğendiyse sonradan da sevmeye başladıysa bu güzel işte. O nedenle, birinden hoşlandım aradan geçen zamanda bu azalmadı diyelim, karşımdaki da beni sevmeye başladıysa daha ne istenir ki?!

lcha +1500

yine de "tanısan seversin" insanı olduğum için zaman içinde sevmesi daha oturaklı bir ilgi oluyor.

benim için ikisi de aynı olurdu.

Ben şu ana kadar kimseyi zaman içinde sevemedim. İlk anda çekim oluyorsa oluyor olmuyorsa olmuyor. Dolayısıyla onun da beni ilk gördüğünde etkilenmiş olmasını, sonra bu ilk hoşlantının zamanla artmasını tercih ederim.

Farketmez.
Hoslanmasi ya da hoslanmamasi, tum mesele bu.

@i m cool with that +1

ilk buluşmada hoşlanmadıysam bi daha buluşmuyorum. asdghs

Bi de bu isin sosyal medya ayagi yok mu? O hangi sinifa giriyor acaba?

Sonucta hepimiz duyurudan, sozlukten, instagramda vs. birileri ile tanistik yada tanisiyoruz/gorusuyoruz.

Buralarda birini azcik stolkladigimizda hosumuza gittiyse zaten hpslanmis olmuyo muyuz bir yerde? Cunku onun gecmiste dusuncelerini/yaptiklarini inceliyosun bi yerde..

Gunumuzde bu durumun kalmadigini dusunuyorum. En azindan kendi yasamim icin.

Karşımdaki kişinin duygu levelını notlandırmak ya da irdelemekten ziyade ben kendi duygumdan mesulum o yüzden sorun "biraz" enteresan geldi.

Ne sormaya çalıştığını algıladım ve ancak o "bir süre"den kastın zaman aşımına uğramış, tarih olmuş kişiler için pek geçerli değil.

Bir kadın ile tanışmışsındır en başta çok bir esprisi yoktur fakat ilerleyen görüşmelerde sana "farklı" gelmeye başlayabilir. Fakat senin bahsettiğin zaman aşımına uğramış bir aşama kaydedememiş alelade bir denk gelişten ibaret kişilerde tabii ki de hayır.

ilk tanıştığımızda beğenebilir
ilk tanıştığımızda beğenmeyebilir, tanıdıkça sevebilir
ilk tanıştığımızda beğenebilir, tanıdıkça sevebilir

yukarıdaki durumlarda aldığım ilgiden memnun kalıyorum. bu tanıma kısmı 2-3 görüşme ile olmaz ama daha çok zaman geçirmek gerekir.

-bu süre zarfında konuşulup, sohbet edilmedi ise boşlukta kalmış, aklına düşmüşüm derim çok da sevinmem.
-yok eğer zaman geçirilip kişilik olarak sevdi ise sevinirdim.

Tanıdıkça sevmek biraz beyin ile ilgili bir şey sanki. Mantıkla ilgili. O da sevmek ten başka bir şey gibi. Kendine ve şartlara uygunluk gibi bir durum. Tabi insanoğlu bunu sevmek diye kendine pazarlıyor. İlk görüşte hissedersin. Bildiğim bu :)

Bir ara bende de olmuştu. Cilt doktoru farklı zamanlarda dünyanın hap ve kremini vermiş faydası olmamıştı. Sonra bir doktor dermatop ismindeki merhemi reçete etti. Her nasılsa o işe yaramıştı. Hala elimin altında durur.

kuru ciltlerde olabiliyor. ama 3-5 ay uzunmuş. bana genelde kışa doğru oluyor. başlarda ürktüm, uyuz mu dedim, vücut bişiye (alkol tüketimi) reaksiyon mu gösteriyor dedim.. sonra bakıp araştırınca kuruluktan olduğunu düşündüm

color soin bilberry red biraz benziyor ama bu çok farklı bir şey. www.botanikecza.com

Patlıcan moruna benzettim.

Ben kadıköy e gezmeye gitmiş, dönerken kadıköyden metroya binip kartal da inmiştim. 2 no.lu çıkış olması lazım. Maltepe değil de diğer taraftan e5 e çıkıp hemen yoldan gebze harem minibüslerine binmiş ve Gebze ye gelmiştim. Buradaki arkadaşların tarifiydi gayet sıkıntısız bir yol. Sık sık minibüs geçiyor çünkü. Son durakta indiğinizde yakın askerlik şubesi ama emin değilim.

2017'de 8 seans boyun ve boyun altı, ense ve ense altı, kaş ortası için 800 tl'ye anlaşmıştım özel bir hastaneyle. erkeğim bu arada. her seanstan 10-15 gün sonra kontrol seansı da yapılıyordu. yani toplamda 16 seans diyebilirim.

şu an 6. seansa kadar geldim (kontrolleri saymıyorum.) ve seanslar arasında 2-3 ay olduğu zaman son haftalarda hafif tüylenme oluyor. yani 6 seansınız yeterli olmayabilir. ama tabii bu benim erkek olmamdan da kaynaklanıyor olabilir. belki kadınların kılları daha güçsüz olduğu için daha çabuk etki gösteriyordur. tamamen tahmin :D

Eğer beyaz ten, siyah kıl ikilisine sahipsen olur. Fiyat bana biraz yüksek gibi geldi

Yeterli olmaz bir süre sonra az da olsa geri gelir ama bölgeye göre rahatsız etmez

ben de mümkün mertebe uzak kalmaya çalışıyorum. belli bir çizgiyi aşınca işin suyu çıkıyor. kendi ailen bile olsa.

Çok kafaya takarsan yalnız kalırsın. Gamsız olacaksın. kim ne demiş ne yapmış umurunda olmayacak.

kalmak istersem kalıyorum ama dedikodudan, söylentiden çekindiğim için değil.

Yalnızlık korkunç evet henüz yeni girdim biraz açılayım. Yanımda biri çekiştirilirse hemen susmalıyım racon 1. Racon 2 bana bok attıklarında metanetli olmalıyım.

belirli bir karakterim,duruşum var bu zaten insan olmanın temel gereksinimi, bunun gerektirdiği gibi davranırım. Dedikoduya,alaya dahil olmam. Benim arkamdan konuşulur ve kulağıma gelirse karşı tarafın küçüklüğüne ve dahi bilinçsizliğine veririm. İnsanların içinde olmayı severim her şeye rağmen. Kötü şeyler de olacak elbette hayatın salt kelebekli,çiçekli olmasını bekleyemeyiz. Önemli olan buna karşı aldığımız tutum.

"o gün, bugün olmazsa yarın olur, o gün de olmazsa, gerekirse 15 20 sene sonra olur, ama olur."

abi bu nasıl oluyor ya, kafayı yer insan :) yok ben o kadar uzun husumetli kalamam.

racon 3: uzun süre kin bağlama.

İnsan içinde olmak suyun içinde olup suyu bilmemek gibi kendiliğinden olan bir şey. Yani çocukluktan bu yana bir şekilde insanlarla karşılıklı etkileşim içindeyiz. Ruh sağlığımızı korumak için özel bir çaba gerektirmemeli diye düşünüyorum. Yani ruh sağlığı olağanın dışında bir durumda bozulabilir insan içinde olmak zaten alışılmış, olağan bir şey, bir ihtiyaç. Yani dedikodu döndüğünde dahil olunmasa insanlar bundan hazzetmediğinizi fark ettiklerinde sizin yanınızda o kadar çok dedikodu yapmazlar diye düşünüyorum. Sonuçta dedikodu da karşılıklı sinerji ile gelişiyor. İnsanların sizinle ilgili konuşması da çok yıkıcı hale gelmediği sürece sizi etkilemez. Bilemedim neden ruh sağlığımızı korumak bu kadar zor olsun?

ççok sallamıyorum insanları bu sebeple he deyip geçebiliyorum

20 yasında çıkacak diye bi kaide Yok. Benimkiler sessiz sedasız çıktı farkına bile varmadım. Korkulacak bir şey Yok.

Ben 31 yaşındayım. Daha çıkmadılar. Bir kere röntgende görmüştük, hepsi sağ olsun kemiğe yatay olarak konumlanmış. Bir sıkıntı çıkarmadıkları müddetçe müdahale edilmeyecek.

23 yaşımda çıkmıştı

28 yaşındayım. Çıkmadı daha.

Benim 30uma giriyoken portedi.

benim 21 yaşında bir tanesi yarısına kadar çıktı ve durdu. şimdi 23 yaşındayım diğerlerinden tık yok henüz. belli olmuyor. annem 55 yaşında onun hiç çıkmamış mesela, 30 yaşında ablam var onun da hiçbiri çıkmadı. genetikten ziyade şans işi diyebiliriz.

bazılarının dişi hiç ağrımaz. genetiktir, bünyeye göre değişir vs.
bazılarının dişleri ise ağrısız sızısız yarım yamalak çıkar. benim öyle oldu mesela. yarıya kadar çıktı, ağrı hissetmedim, sızı hissetmedim.
bazılarında ise yamuk çıkar. bir ara gidip çene filmi çektirmek işe yarayabilir çünkü yamuk çıkan yirmilik dişler diğer dişlere baskı yapıyormuş. zaten iltihap gibi konularda da o dişin çekilmesi gerekiyor. röntgen filmi öneririm eğer geç kaldığını düşünüyorsan.

Benim ne zaman ciktiklarina dair bir fikrim yok,ama 20 yasimdan once ciktiklarini dusunuyorum.hala duruyorlar,aramiz iyi.

Benim 16'da çıkmıştı hepsi.

İşte ani olmasaymış kurabiyeleri kendiniz yapardınız. Sonra bir kavanozun içine koyarak elden verirdiniz. Hoş olabilirdi. Şöyle bir kavanoz olabilirdi: allcasa.me

Çiçek alın giderken kurabiye yerine

Yeni öğrendik ikimiz de derken, erkek arkadaşin annesinin doğumgününü mü yeni öğrendi? Nasıl yahu?

Alkol tüketen biriyse güzel bi şişe şarap götürebilirsiniz

Ne zaman doğduğu belli değildi son anda nüfus müdürlüğünden gelen açıklama ile öğrenmişler. Şanssızlık işte.

Çiçek +1
Ayrıca, Boyner, Marks § Spencer veya bir AVM'den, heme bir şeyler alın bence, sonradan almak pek olmaz.

Bence de ufak da olsa hızlıca bir hediye alın

gebze harem minübüslerine binip hareme gitmeden kadıköy'e gidin. kadıköy'de bir gün gezin. sonra diğer yerlere açılırsınız.

o gebze koop'lar istanbul il sınırına girdikten sonra insanı yıldırır, her üst geçitte dururlar. sen ilk metro durağında in. tavşantepe olması lazım. onunla da kadıköye geç ve gününü geçir.
erken gidersen öğlene kadar kadıköy'ü bitirirsin. öğleden sonra da beşiktaşa geç vapurla, bir keşif gezisi yap. bu iki yerle alakalı en azından temel bilgin olur. ondan sonra da buraların spesifik yerlerinde takılırısn. sonra da orda oraya derken bir bakmışsın olmaktan korktuğumuz yerdesin, beylikdüzündesin :(

İstanbul'u gezmek istiyorsanız eminönü sultanahmet beyazıt vs bu tarihi bölgeleri gezmelisiniz.

Yok ben kalabalık göreyim mağaza vitrini izlemek istiyorum derseniz kadıköy yeterli sizin için, başka bir gün de taksim yaparsınız.

Tavşantepe den çok rahat oldu. Teşekkür ederim :)

Olabilir. Hay amk.

sikayet gelmistir, kulak cekebilirler akliniza kotu seyler getirmeyin hemen.

daha ciddi bi suç olabilir. darp, yaralama vb siz olayın ciddiyetini anlayıp ona haber verip kaçmasını sağlamayın diye okuldan atılma diye uydurmuş olabilirler.

olaya karışmıştır ifade verir çıkar. dert etme.

büyük ihtimalle yaptı bi huysuzluk. polislik bişey.

umarım yoktur, gönlünü ferah tutmaya çalış. tanıdığın bildiğin arkadaşı varsa ara falan.

al babanı da yanına, gidin bu polislerin geldiği karakola, komser ve üstü birisini bulun, olayın aslı astarı neymiş öğrenin.

ellerinde belge yoksa. ki yine de okuldan atılma sebebi çok saçma. hemen 155 i arayın hemde onların yanında durumu anlatın ve inandırıcı gelmediğini güvenmediğinizi söyleyip bir ekip isteyin. ekip gelene kadar da kapıyı açmayın. polisle sorun yaşadığınızda mutlaka 155 i arayıp bildirin çünkü telefonlar kayıt altına alınıyor ciddiye almak zorundalar.

Okuldan atıldığı için polisler kimseyi aramaz. Bu işin arkasında başka ciddi olay var. Muhtemelen bir olaya karışmış kardeşin. arkadaşı karışmış kendisi de araya karışmış olabilir. gündüz vakti karakola gidin iyice öğrenin meseleyi.

xenophobe +1

gece sahilde sabahladıgı sandıgınız zamanlar çete suçlarına karışmış olabilir. bir tanıdıgımın aynı yaşlarda oğlunu sabah apar topar aldılar, evin her tarafını didik didik etmişler. çocuk gasp suçundan yattı bir süre.

yeni moda bu. 16-17 yaşında çocuklardan çete kurup, gasp, hırsızlık yaptırıyorlar. sizin kardeş de bu işlere bulaşmış olabilir. anlattıgınız gibi gece sahilde sabahlamalar falan normal değil, siz de de suç var.

Sağolun arkadaşlar. Eve geldi. Hırsızlık yapmışlar, karakola gidicez, bundan sonraki gelişmeler hakkında fikri olan var mı?

cevap verenler yaptığı ypmadığından emin olmadığınız birşey için nasıl kaçsın diyorsunuz ben anlamıyorum? adam diyor ki ne halt yediğinden zerre haberimiz yok. e bu çocuk sokakta birini yaraladıysa ettiyse ne olacak?

ifadesini alıp savcılığa havale edecekler bildiğim kadarıyla.

tahmin ettiğim gibi hırsızlık yapmışlar çete olarak.

yapacağınız şey karakolda çok mazbut bir aile imajı çizip, polislerin nezarette çocuga kötü davranmamalarını sağlamak. eğer olay ciddi bir olaysa iyi bir avukat tutabilirsiniz.

bu olay bittikten sonra malum arkadaş çevresinden kopmasını sağlamalı; zorla okula göndermelisiniz. devamsızlık durumunu takip etmelisiniz. önümüz yaz, belki yaz aylarında memlekete falan gönderip o arkadaş çevresinden kopmasını sağlayabilirsiniz.

ne gibi bir hırsızlık, niteliğini de yazar mısnız?

hangi sehir? olayin icerigi nedir? ona gore bir avukat arkadasimi yonlendirebilirim, ucret konusunu da dert etmeyin

UYAP sms bilgi sistemini kullanmaya başlamalısınız. Çocuğun hakkında yürütülen başka soruşturma dosyaları da olabilir. Kovuşturmaya dönmeden takip iyidir. Çok geçmiş olsun...

nasıl bir hırsızlık ??

Yan siteden ps filan calmislar

Hayır, dosya eklentisi virüslü. Çok klasik bi numara bu.
www.eksiduyuru.com

Sana takip numarası verildiyse sen siteden takip edeceksin.

Dosya eklentisi yoktu

spam bu
sil gitsin

Voit iyi diye biliyorum.

bisiklet al onun yerine. koy bilgisayarının karşısına. dizi filan izleyerek pedal çevir. yürüyüş bandında yürümek çok sıkıcı. sokakta yürü daha iyi.

günde toplam 1 saat yürüyüşü sokağa çıkap yapamıyor musun? eve yürüyüş bandı koymak çok saçma çünkü. hem çok yer kaplar hem de alt kmomşun gürültüden rahatsız olur. çık parkta tur at, sahilde yürü. illa eve bir şey almak istiyorsan eliptik bisiklet al en iyisi o.

bence alma, bir cok insan hevesi geçince odanın bir yerine terk edip, bir daha da kullanmıyor, aletin ömrü 1 ay.

periphery eliptik bisiklet karındaki fazlalıkları eritirmi acaba? neira yaşadığım yer merkezden uzak çok küçük bir yer park fln yok:) Ne yapayım ben şimdi?

ankaradaysan bende var bi tane kullanmıyorum artık resimdir özelliktir gönderirim

genel olarak alınan tüm spor aletlerin sonu kurutucu veya askı görevi yaparak vazifelerine devam etmektir. yürüyüş yapılacaksa en iyi ve ekonomik yol sokaktır. bunun yerine tabata antrenmanı ile 4 dakikalık çalışmalar yapılabilir.

www.youtube.com
www.youtube.com

ama en temizi bir çift dumbbel ile;

www.muscleandstrength.com

yok illa mekanik bir şey olacaksa en iyisi ucuz yollu mümkünse ikinci el manyetik diskli eliptik olmayan kondisyon bisikletidir.

plastikordek06 denizlinin bir ilçesindeyim ama teşekkür ederim. Bu fikirleri değerlendireceğim...

www.haysev.com.tr

Facebook sayfaları da var. Ve sürekli sahiplendirme yapıyorlar.

www.petarkadas.com

(bkz: absürt komedi)

soruyu soruş şeklinden sana göre bir diziymiş gibi görünmüyor zaten. izleme en iyisi.

anlatmakla anlamazsın, izlemen lazım. hani lost izlediysen, lost izlemeyen birine lostu anlatmak gibi düşün.

lost gayet anlatılabiliyordu. hem sonra çok bozdu.

leyla ile mecnun için overrated diyebileceğim sadece.

@hmm peki 2-3 cümleyle kimin neyi sevip sevmediğini anlamandan ötürü ortaya koyduğun önyargı asıl senin komedinin inceliklerini anlayamayacağını ortaya koyuyor. bence sende bırak artık izleme.

(bkz: bilmeyene leyla ile mecnun'u anlatmak)
(bkz: leyla ile mecnun vs yalan dünya)
Bak karşılaştırma da verdim kendine göre seçimini yaparsın artık.

İşin açığı, ilk sezonu iyiydi. Özellikle bazı karakerlerin değişmesinden sonra konuda biraz sıkıntı var. Son bölümlerin bazılarında da çıkış yakalıyor. Sürprizlere açık bir dizi yani.

Bu diziyi ya çok seversin ya hiç sevmezsin öyle diyorum ben. İlk iki bölümü izleyip karar ver. Ben bırakamıyorum :)

ilk sezonu efsane olup ikinci sezonu kadro sıkıntıları yüzünden dibe vurmuş ve saçmalamış dizi. İlk sezon 9.7/10 verirsek ikinci sezonun ilk 5-10 bölümünden sonra 5/10 filan veririz herhalde. Yani realist olmak lazım. Konu pek anlatılacak birşey değil ama muhakkak birinci bölümden sırayla pür dikkat izlemek lazım.

çeşitli veri kurtarma programları var. ontrack easy recovery mesela. bu programla o kayıp dosyanın üstüne fiziksel olarak veri yazılmamışsa geri alabilirsin. ama onlarla harcayacağın zaman 1 günü haydi haydi geçer.

:( ne yapalım gitti demek...

havalimanından kalkacak her uçak için belediyenin bir otobüsü terminalden hareket eder. konu ile ilgili www.burulas.com.tr adresinde bilgi bulabilirsiniz. sanırım 3 saat öncesi hareket. detaylı bilgi için 0224 368 20 20

Terminal'den otobüs var zaten ama o kadar erken var mıdır bilmiyorum.

www.burulas.com.tr burda olabilir bilgiler veya bilecik otobüsleri havaalanı yakınından geçiyor olabilir onlara da sormak lazım.

www.burulas.com.tr ama saatleri bana uymaz dersen www.burulas.com.tr den kestele gelip kestel girişindeki küçük terminalde inip yarım saatte bir geçen yenişehir otobüslerine binebilirsin yanlız yolda şdföre söyle seni geldiğinde indirsin biraz içeri yürümen gerekebilir ne kadar tam bilmiyorum ama..

gitme sana muhtacım
böyle bir kara sevda
agora meyhanesi

sevgimizin aşkımızın üstünden
agora meyhanesi

Gi<li aşk bu söyleyemem..((: diğer şarkılarıda benim için güzel ama bunun sözleri çok daha anlamlı geliyor insanın kulağına.

sen kimseyi sevemezsin

İşte benim zeki müren,
Şimdi uzaklardasın

gözlerinin içine başka hayal girmesin
gücüme gidiyor böyle yaşamak
ah bu şarkıların gözü kör olsun

ne o bensiz edebilir ne temelli gidebilir(ayrılsak da beraberiz)

senede bir gün


edit;sadece o yazılmamış diye değil gerçekten en sevdiğim şarkıdır harika yorumlar büyük üstad tüm şarkılarını keyifle dinlerim saygılar allah rahmet eylesin

Kalbimi bezlederim mihnet ü zevkle dilesen
Bir muhabbet kuşu da ben olurum sev diye sen
Sevginin meltemidir şimdi ruhumda esen ah esen
Bir muhabbet kuşu da ben olurum sev diye sen



bunu mutlaka listeye ekleyin :)

karışık gidiyorum.

bir muhabbet kuşu
bir gönül hikayesi anlatırdı gözlerin
gül yüzlülerin şevkine gel
beni de alın koynunuza ne olur hatıralar
akşam olunca yarelerim sızlar
böyle bir kara sevda
avuçlarıma hala sıcaklığın var
ben küskünüm feleğe
körfezdeki dalgın suya bir bak
mehtaba bürünmüş gece
seni ben ellerin olsun diye mi sevdim
veda
unutamam seni
ağlama sevdam
ah bu şarkıların gözü kör olsun
bir kere bakanlar
elbet bir gün buluşacağız
enginde yavaş yavaş
mihrabım diyerek
rüzgar kırdı dalımı
sarmaşık gülleri

sabah yillardan beri ilk defa oldu bence
unutamam seni
yeşil gözlerinden muhabbet kaptım
geçti ömrüm Yine hala ben o bin dert ileyim
ahımı hicranımı sakladım gizli tuttum
yeşil ördek gibi
zehretme hayatı bana cananım

gozlerini gozlerimden

beklenen şarkı
şimdi uzaklardasın
imkansız

liseli ergen degilseniz tib bu konuda caresiz ne yazik ki.

kolonya ile sterilize edin etrafını, ellerinizi güzelce yıkayın, kolonyalı bir selpak ta elinizde olsun. sonra yanlardan baskı uygulamak suretiyle sıkın.
önce gerilecektir sonra pıt.. yağ çıkacak ve akabinde koyu renkli pis kan akacaktır.
sürekli silin, sonra kan durduğunda iyice ovalayın.
1-2güne izi dahi kalmaz.

ya da insülin iğnesi ile o sivilcedeki yağı çektirebilirsiniz.onda da iz kalmıyor. ama dikkat edin saplamayın.
iş kazası olmasın :D

brrrrr yapamam ben böyle işler.
sivilcesiyle yaşayacak artık, yapacak bir şey yok.

sakın olaki sivilcelerinizi sıkmayın. bunu bilir bunu söylerim.

hele ki o büyüklükte bir sivilceyi kesinlikle sıkmayın.
merhem falan kullanmayacaksa yapacak çok bir şey yok. paraya kıyarım derseniz benzamycin alın o halleder. ama çok para tabi tek sivilce için.

kocakarı ilacı diye gülmeyip tam üzerine diş macunu sürüp bir gece boyunca silinmemesini sağlayın. bende hep işe yaramıştır

bildiğiniz kalıp el sabunu üstünde hafif nemli parmağınızı sürün, parmağınız sabun oldu bolca, o parmağı sivilce üstüne sürün etrafına doğru hafif hafif. deli gibi kurutur 2 güne.

olmazsa bildiğiniz pudra, kadınların yüzlerine sürdükleri, yine parmak yardımıyla sivilceye bolca sürün. o da süper kurutur.

eskiden hapis cezası vardı ama artık kalktı diye biliyorum.

her halikarda hafife almayın. bu mal beyanı isteği hangi vergi dairesi ya da icra dairesinden geldi ise oraya mal beyanında bulunabilirsiniz.

şayet takip icra iflas hükümlerine göre yapılıyorsa aşağıdaki yazıda cevabınızı bulabilirsiniz.

Aleyhine kambiyo senedi uyarınca kendisine ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içerisinde, bunun dışında bir belgeye dayanıyorsa 7 gün içerisinde icra dosyasına mal beyanında bulunması gerekmektedir.
Borçlu tarafından mal beyanında bulunma yükümlülüğünün yerine getirilmemesi bir icra suçunu oluşturur. İcra İflas Kanununun 337. Maddesi uyarınca alacaklının şikayeti üzerine 10 gün hapis cezası ile cezalandırılır. Bu ceza disiplin cezası olup borçlu tarafından mal beyanında bulunulmasıyla ya da borçlunun borca yeter miktarda malının haczedilmesi ile düşer.
2009 yılında yapılan değişiklik neticesinde anılan yasa maddesi Anayasa Mahkemesi’nin 28.02.2008 tarihli 2006/71 Esas ve 2008/69 Karar sayılı iptal kararı ile yürürlükten kaldırıldı. Peki mal beyanında bulunmama cezasında yasal durum ne oldu?
Anayasa Mahkemesi tarafından İcra İflas Kanunu’nun 337. maddesinin iptal edilmesi neticesinde mal beyanında bulunmamanın cezai yaptırımında yasal boşluk oluştu.
Uygulamada anılan yasal boşluğun giderilmesinde İcra İflas Kanunu’nun 76. madde hükmünden faydalanılmıştır.
Mevcut uygulamada, kendisine tebliğ edilen ödeme emrine karşın yasal süresinde icra dosyasına mal beyanında bulunmayan borçlu hakkında alacaklının şikayeti üzerine İcra İflas Kanunu’nun 76. maddesi uyarınca 3 aya kadar hapsen tazyikine karar verilir. Hapis kararı, borçlunun mal beyanında bulunması ile ortadan kalkar.
Mal beyanında bulunulmaması dolayısı ile borçlu hakkında yapılan icra ceza yargılamasının bir yaptırımı bulunmamakta. Yasal düzenleme neticesinde mahkemelrin iş yükü artarak ekonomik kayba yol açılmaktadır. Bu bağlamda gerçekten caydırcı bir yasal düzenleme ile mal beyanında bulınulmaması caydırıcı hale getirilebilir. Zira bu haliyle borçlu yararına bir uygulama mevcut olup yalan beyanda bulunma suçu gibi bir çok yasa maddesinin uygulanabilirliği kalmamaktadır.


şayet takip amme alacakları tahsili usulü hakkındaki kanuna göre yapılıyorsa kanuna göre

""MAL BİLDİRİMİNDE BULUNMIYANLAR:

Madde 60 - (Değişik madde: 13/06/1963 - 251/2. md.)

Kendisine ödeme emri tebliğ edilen borçlu, 7 günlük müddet içinde borcunu ödemediği ve mal bildiriminde de bulunmadığı takdirde mal bildiriminde bulununcaya kadar bir defaya mahsus olmak ve üç ayı

geçmemek üzere hapisle tazyik olunur.

Hapisle tazyik kararı, ödeme emrinin tebliğini ve 7 günlük müddetin bitmesini mütaakıp tahsil dairesinin yazılı talebi üzerine icra tetkik mercii hakimi tarafından verilir.

Bu kararlar Cumhuriyet Savcılığınca derhal infaz olunur.

İcra tetkik mercii hakimi tarafından verilen hapsen tazyik kararları her türlü harc ve resimden muaftır.""


kısaca özetlemek gerekirse kendine ödeme emri tebliğ edilen borçlu, 7 günlük süre içinde borcunu ödemez ve mal bildiriminde bulunmazsa, mal bildiriminde bulununcaya kadar bir defaya mahsus olmak ve üç ayı geçmemek üzere hapis cezasıyla cezalandırılır.

Ödeme emrine karşı dava açılan hallerde, vergi mahkemesinin ret kararının tebliği tarihinden itibaren 7 gün içinde borçlu mal bildiriminde bulunmalıdır. Aksi halde icra tetkik mercii kararı ile hapsedilir.

Borçlu mal bildiriminde bulunduğu anda hapis kararı alınmış olsa dahi infaz edilemez. Borçlu hapsedilmişse derhal tahliye edilir.

Son söz : Gidip mal beyanında bulununuz.

(Ancak burada verilen cezanın disiplin hapsi olduğunu dolayısıyla 5237 sayılı kanuna göre tamamının yatılması gerektiğini, ertelenemediğini ve mal beyanında bulunup borcu ödeseniz bile disiplin hapsi ile cezalandırılan kişinin cezasının tümünü çekmeden çıkamayacağı görüşünü savunan bir kaç yazar da mevcut.)

mal beyanında bulunmanıza gerek yok. hapis cezası müeyyidesi AYM kararı ile kalktı. ancak itiraz süresini kaçırmışsınız ki zannedersem böyle bir itirazda bulunmayacaksınız.haberiniz olsun artık her an fiili hacze (mal kaldırmaya) gelebilirler.

Ya ne alaka tebligat nereden gelmişse geç te olsa gidin mal beyanında bulunun ancak dikkat edin taahhütte bulunmayın yani en kısa sürede öoeceyeğim, şöyle olursa böyle para gelirse ödeyeceğim gibi o zaman da taahhüdü ihlal suçunu işlersiniz ki karşılığı 90 tam gün hapis cezasıdır. mal beyanında hapis kalktı ama mal beyanında bulunmayınca yakalama emri çıkıp cezaevine girebiliyorsunuz ve mal beyanınızı cezaevi idaresi yoluyla verdikten sonra suç ortadan kalkıyor ve tahliye ediliyorsunuz bunu bizzat gördüğüm için diyorum ama her ilde nasılsa uygulama farklı olabilir. Bursa da bu oldu. ne kadar süre geçerse geçsin tebligat elinizdeyse yeri ve dosya numarası yazıyordur gidin ve ikisatır mal beyanında bulunun. eğer bir şeyiniz yoksa ne ala üzerimde kayıtlı herhangi bir menkul veya gayrimenkul bulunmamaktadır deyip çıkın temiz yani ama hafife almayın gereğini yapın. Not ( İmla kuralalrı için çok özür)

Sanırım devlet memurlarının maaş hesaplamasında kullanılıyor.Derecen indikçe katsayın artacağı için maaşın artıyor. Dereceler genelde 12 den 1 e doğru geliyor. Lise mezunları genelde 10 dan lisans mezunları 9 dan başlıyor genelde. Her dereceden 3 kademe oluyor. Örneği 5/1, 5/2, 5-3 (derece kademe) sonra 4/1 e düşüyorsun. Her kademe yılda 1 kez veriiyor böylece üç yılda bir derece aşağı düşüyorsun. 657 sayılı devlet memurları kanununda ayrıntılar var. 5. derece başlamak için iyi bir derece gibi geldi bu haliyle :))

o makinelerin bir hassasiyet ayarı var, şansınıza bağlı. izmirde havaalanında ayakkabımın bağcıklarının delikleri metal diye ayakkabımı çıkarttırmışlardı. galoş ile geçtim makineden!!!

Atatürk Havalimanı dış hatlar da Cat botlarımdaki bağcık kopçalarına bile ötmüştü zamanımda. Kemersiz, ayakkabısız geçtiğimi biliyorum.

Metal dedektörünün seviyesi ayarlanabilir. Misal alışveriş merkezi girişindekilerde ufak tefek şeylerde ötmüyor, bazen telefonla geçince bile ötmüyor.

Özetle minimum metal miktarı güvenliğin işi ve ihbar vs olduğunda bence sistemi iyice hassaslaştırıyorlar.

edit : tüh geç kalmışım yazarken

zannedersem metal türü önemli. bozuk para pek ötmüyor gerçekten. (bozuk para ötümü?)

Bir de bu duyarlı kapılarda üç ya da dört farklı bölge için farklı ayarlar yapılabiliyor. Örneğin baş kısmını göğüs kısmını kemer kısmını veya ayak kısmını farklı hassasiyetlerde de ayarlayabiliyorlar. Metalin yoğunluğu önemli tabi. Yavaş geçmeniz ile hızla geçmeniz arasınnda da fark oluyor :)))

paypal

benim hesabım var ama karşı tarafın paypal hesabı yok. Olur mu yine?

olmaz, acsin bir hesab reyis 2dk surmez ve ucretsiz.

moneybookers.com

Dişi kedi başlarda erkek kediyi kabul etmez. Erkek kedi her geldiğinde pençe atar ve kaçar. Oysa bu ön sevişmedir. Dişi kedinin follikülünün çatlaması için bunlar gereken davranışlar. İkinci gün bunları alt alta, üst üste gördüyseniz kesin çiftleşmişlerdir. 3-4 gün kedilerin bir arada kalması için yeterli bir süre. Dişi kedi her çiftleşme başına bir yavru doğurur. Bu nedenle bir dişi kedi farklı erkek kedilerle aynı kızgınlık döneminde çiftleşip, babaları birbirinden farklı yavrular doğurabilir. Kedinin hamile kaldığını ne yazık ki baştan anlayamazsın. Ancak veterinerin ultrasound ile yapacağı muayene ile -ki 3. hafta civarı- anlaşılabilir. Bir aydan önce kedinin karnı şişmez. En önemli nokta iştahının açılmasıdır. Deli gibi yemeye başlar hamile kedi. Fakat bazen yalancı gebelik oluyor. Kedin hamile kalmasa bile kendini hamile sanıyor ve ona göre davranıyor.

persembe gecesi aynen dedigin gibi erkek kedi tam bizimkini ensesinden yakaliyordu pozisyon almaya calisiyordu ki bizimki atip penceyi kaciyodu. demek onsevismeymis. bu aksam falan gidip alayim bari. ozledimdi zaten. tesekkurler bilgiler icin

abi süper anlatmışsın ya. :)

Kedilerin doğurduğu kardeşlerin babalarının ayrı olabileceğini ilk defa duydum yaa. Acayipmiş :)))

bedava.

iletişim vergisi?

bir yıl içerisinde aveadan ayrılmassa vergide aveadan.

how i met your mother ve two and a half man eklenmeli hemen bu listeye himym o kadar bağlayamadı beni ama two and a half man feci saran bir dizi. öncelikle komik yer yer belaltı espriler mevcut bazen klişe ama daha hiç sıkıcı bölümüne denk gelmedim.

izlediklerinden yola çıkarak breaking bad dicem ama ondan önce entourage'ı öneriyorum kesinlikle.sıfırdan başladım ve 7. sezon 8. bölüme yetiştim 4-5 gün içinde..çok sağlam karakterleri var, pişman olmazsın derim.

battlestar galactica var mis gibi

gene house dicem ben aga.

Seinfeld, IT Crowd

dexter, the big bang theory (ilk sezon da güzel ancak ilk sezondan sonra çok daha güzelleşiyor).

listede yok ama bence en önce breaking bad'i izlemelisin. şimdiye kadar izlediğim en güzel dizi.

six feet under?

house
my name is earl

battlestar galactica > orjinal. hikaye muhteşem, gerilim, aksiyon... diziyi bitirdim, bi 2-3 ay da soundtrack lerini dinledim.
it crowd > tavsiye edilmiş. ben de tekrarlayayım.
testees > bulması zor olabilir. tek sezonluk absürd komedi. 13 bölüm. iki eleman kobaylık yapıyor para kazanmak için.
six feet under > drama denince ilk akla gelen güncel dizi (dizi final gördü)
house m.d. > scriptinin uzun olduğu ama boş olmadığı bir dizi. drama türünde.
skins > favori gençlik dizisinde. drama komedi türünde. toplam 4 sezon. ilk iki sezon ilk cast diğer ikisi 2. cast. ilk 2 sezon tavsiyemdir.
the shield > kötü polis hikayesi, aksiyon, drama... güzel bir finali var. bunca sezonu boşuna izlememişim hissi veriyor.
flight of the concords > müzik komedi türünde. bulunması zor olabilir. 2 sezon.

chuck.izledim beğendim.Biraz aksiyon biraz komedidir kendisi.sıkılacağını sanmıyorum.

Nip/Tuck.İlk 2 sezonunu 3 günde bitirmiştim. Kesinlikle tavsiye ederim

desperate housewifes olabilir.birde the simpsons.gerçekten izlemeye değer ikiside.

friends de yok

The O.C yi de ekle bencee ;)

(bkz: the philanthropist)
bayildim
ilk sezon 8 bolum sanirim, cok cok begendim.

net bir şekilde breaking bad. piyasadaki tüm dizileri izledim nerdeyse ve şu an mad men ile kapışacak kalitedeki tek dizi. dexter'dan falan iyi.

sonra himym ya da two and a half men. ben olsam two and a half men izlerim. ilk sezonları inanılmaz komik.

sonra entourage. komedi değil, drama değil. bir avuç zengin züppesinin yaptıkları. ilk sezon çok itici gelecek büyük ihtimal. sonra alışıyorsun ama baya iyi dizi.

battletar galactica var. iyi dizi. bilimkurgu seviyorsan seversin kesin. sonu bence çok çok çok kötü ama herkes beğenmiş benden başka.

it's always sunny in philadelphia
çünki dünyanın en iyi dizisi(peheyyy çok mu iddialı oldu?) çünki farklı ve acayip komik.himym filan izleyemiyorum artık

spartacus blood and sand.