Giriş
(19)

"üşütme" diye bir şey var mı?

green eyed penguin
üşütmeden kastım : sıcaktan soğuya çıkıp üşütmeksoğuk bir şey içip üşütmek vs. yani birine hasta mısın öksürüyorsun hapırıyorsun dedigimde “üşütmüşüm ya bir şey yok” dediginde tilt oluyorum. öksürük hapşırma vs. bana viral bir şey oldugunu söylüyor. ama sıcaktan soguya çıkınca öksürük hapşırma geldi
üşütmeden kastım :

sıcaktan soğuya çıkıp üşütmek

soğuk bir şey içip üşütmek vs.

yani birine hasta mısın öksürüyorsun hapırıyorsun dedigimde “üşütmüşüm ya bir şey yok” dediginde tilt oluyorum. öksürük hapşırma vs. bana viral bir şey oldugunu söylüyor. ama sıcaktan soguya çıkınca öksürük hapşırma geldigini iddia edenler var.
0
green eyed penguin
(10.09.24)
Virüslere düşündüğümüzden çok daha fazla muhatap haldeyiz.
Hatta bazı virüsler o an hsta etmeden bünyemizde yaşar ve anı kollar. (örn: Herpes)
Bazen hasta oluruz da farkına varmayız. Bilmeden grip geçirdiğimiz çok olmuştur. 'Ben covid olmuşum, tesadüfen test yaptırdım da öğrendim ama hiç hissetmedim diyeni duymuşsundur.
Hani üşüyünce burnun kızarır ya, burun içindeki mukozada da benzer durum olur. O zaman da bekleşen ya da hastalık yeter sayısı kadar üreyemeyen influanzeye gün doğar.
Doğru yani onların dedikleri.
0
Mirket
(10.09.24)
Soğuk havaya maruz kalmanın ya da soğuk bir şey içmenin bir hastalığa "doğrudan" neden olduğunu gösteren kanıt bazlı herhangi bir araştırma yok, hastalıklara neden olan etken mikrobik organizmalardır, soğuk ya da sıcak gibi "fiziksel" bir unsur hastalığa doğrudan etki edemez, haliyle sıcak/soğuk bir ortamda bulunmak ya da soğuk bir şey içmek de hastalığa doğrudan etki etmez, aslında dolaylı olarak da etki etmez ama bazı virüslerin hayatta kalabilmesi için gerekli olan ortam sıcaklığı nedeniyle böyle bir algı oluşuyor ama aslında o da küçük bir etki sayılır.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(10.09.24)
soğukta bağışıklık sistemi yavaşlıyor ve evet, mikroorganizmaları yenemeyip grip falan oluyor yani "üşütüyoruz". dile bu şekilde oturması bu yüzden. bir de benim gibi soğuktan sıcağa geçince burnundaki etler büzüşüp genişlediği için burnu akan, hapşıran kronik tıkanıklar var o ayrı.
0
nolmus yani
(10.09.24)
hic hasta degilken vucudumun bir noktasi sicaklayip, oraya azcik bir esinti geldiginde defalarca hapsuruyorum. yani var oyle bir sey.
0
lemmiwinks
(10.09.24)
Üşütme diye bir durum yok.
Hastalıkları yapan virüsler ve bakteriler. Cam açık kaldı üşüdüm veya klima açıktı üşüttüm demek hata. Demekki klima temizliği yapılmamış içinde bakteri oluşmuş o sizi hasta etti.
Bir diğer yanlış bilinende boğaz ağrısında soğuk bişey içilmemesi. Aksine boğaz ağrısında soğuk birşeyler yiyip içilecekki oradaki yangı giderildin.
0
my fault
(10.09.24)
o da bir şey mi ben sıcaktan soğuya çıkınca da, soğuktan sıcağa çıkınca da hapşırıyorum. hapşırmam için hasta olmama gerek yok yani

bunun yanında evet üşütmek diye bir şey var. soğuk bağısıklık sistemini zayıflatır, virüsler ve bakteriler vücudunda daha rahat top oynar ve üşütürsün. cam açık kalınca veya klima çarpınca da üşütürsün, klima ne kadar temiz olsa da üşütürsün. çünkü vücudumuzda her daim virüs ve bakteriler var. zayıf anı kolluyorlar.
0
abelardo
(10.09.24)
su ile ilgili olanı değil de hava ile ilgili olanı doktora sormuştum. sürekli sıcak soğuk hava değişimine giriş çıkmak, terlemek, o terin üzerinde soğuması hasta eder dedi.
0
elorelia
(10.09.24)
tabi ki var ya kim diyorsa yok diyo kışın incecik kıyafetle dışarı da 1 saat dolaşsınlar bakalım.
0
sizofren06
(10.09.24)
soğuk, hipotermi ve hipertermi dışında herhangi bir hastalığa sebep olmaz.
0
NowWeAreFree
(10.09.24)
Kışın soğukta 1 saat incecik kıyafetle dolaşırsan hastalanmasınız hipotermi olursunuz, hipotermi de bir hastalıktır değildir.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(10.09.24)
Hastalanmanızın nedeni d vitamini düşüklüğü olabilir. Normali 50 100 arasında olmalı. Test yaptırın 50 altı ise ondan sık hastalanıyor olabilirsiniz.

Takviye ile 50 100 arası bir değere getirebilirseniz hayat standardınızın ne kadar yükseldiğine inanamayacaksınız. Alerjik bünyelerde de d vitamini yükselince semptomların şiddeti azalıyor
0
kullanicadi
(10.09.24)
var.

boyle toplumsal olarak duydugunuz ancak bilimsel olarak dogrulayamadiginiz her sey nominal bir farkliliktir. yani isimsel farklilik.

'usutmek' denen seyle tabir edilen de immun sistemin zayiflamasi oluyor.
0
antikadimag
(10.09.24)
Soğuk havalar immun sistemi zayıflatsaydı soğuk iklimde yaşayan insanların hastalıktan kırılıp ölmeleri ve soylarının kuruması gerekirdi.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(10.09.24)
butun dunyada herkesin ekseriyetle kisin hasta olmasi tesaduf olmadigina gore ya bakteriler kisi seviyor ya da kisin cok sogukta bunye zayifliyor.
0
bohr atom modeli
(10.09.24)
Soğuk hava nötrofil hareketliligini etkiliyor deniyor
0
yuvarlanantencereninkapagi
(10.09.24)
@kaleci; adaptasyon diye bir sey var.

bunun yaninda her toplumda kisin hastaliklar ve olumler artar. ilgilenen arastirabilir.
0
antikadimag
(11.09.24)
Adaptasyon her insan topluluğu için geçerli ama adaptasyonla da bir alakası yok bugün buzul çağı başlasa canlılar soğuktan hastalanıp ölmezdi hipotermiden ya da yemek bulamadığı için ölürdü yemek işini çözebilirse hayatta kalırdı çünkü insan soğuk-sucak gibi fiziki nedenlerle değil mikrop-bakteri-virüs gibi nedenlerle hastalanır, adaptasyon buna bir çözüm olsaydı bu iklimlerde yaşayan hiç kimse hastalık kaynaklı ölmezdi ya da hastalanmazdı ama sanırım burada yaşayan insanlar da grip oluyor nezle oluyor zatürre oluyor.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(11.09.24)
Şimdi birkaç makaleye baktım (ama sadece özetlere), nedensellik olmasa da ilişki var gibi soğuk ve hastalık arasında:

"Weather factors have been shown to influence the manifestation of influenza-like symptoms."

www.sciencedirect.com

"We found a statistically significant (p = 0.003) association between periods of low dew point temperature and above normal pneumonia and influenza"

journals.plos.org mortality 17 days later
0
playing star again
(11.09.24)
Ben soğuk hava ve hastalık ilişkisini herkesin rahatlıkla anlayabileceği bir örnekle açıklayayım: Dünyamıza Teksas büyüklüğünde bir göktaşının düştüğünü ve çarpışmanın etkisiyle oluşan bazı kimyasal reaksiyonlarla bazı mikropların mutasyona uğrayıp büyüyüp zombiye dönüştüğünü ayrıca yükselen toz bulutunun Güneş'i kapattıp havanın soğumasına neden olduğunu ve zombilerin de sadece -1 ila +7 derecede hayatta kalabildiğini, hava sıcaklığının da ortalama +3 derece olduğunu, Zombilerin sadece bu yaşam şartlarında hayatta kaldıklarını ve beslenmek için de insanları yemek zorunda olduklarını düşünelim.

Bu senaryoya göre havanın ortalama +3 derecede ve zombilerin hayatta kalmasına imkan verecek kadar soğuk olması mı insanların ölümüne neden olabilir yoksa zombilerin hayatta kalmak için isanları ısırıp yemesi mi insanların ölümüne neden olabilir?

Yukarıdaki senaryoda insanların ölümüne neden olan şeyin soğuk hava olduğunu düşünüyorsanız günümüz dünyasında soğuk havanın hastalığa neden olduğunu düşünmenizi anlarım ama insanların ölümüne zombilerin neden olduğunu düşünüyorsanız günümüz dünyasında insanların hastalanmasına neden olan etkenin mikroplar değil de soğuk hava olduğunu düşünmenizi anlayamam çünkü soğuk hava ve hastalık ilgisinin yukarıdaki senaryodan öte bir ilişkisi yok.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(11.09.24)
(4)

Ankara'da bir iki saatligine gezmelik yemelik yer

kaputt
Selamlar, önümüzdeki hafta Ankara'dan 18:00'de ucagimiz var. Ankara'ya varisimiz tahmini ögleden sonra 13:00-14:00 gibi olacak. Ankara'yi da cok bilmiyoruz, gelmisken hem güzel bir dönerini yiyelim, hem de hizlica merkezini turlayalim istedik. Zaman az oldugu icin pratik olmali, arabayi park edecek
Selamlar, önümüzdeki hafta Ankara'dan 18:00'de ucagimiz var. Ankara'ya varisimiz tahmini ögleden sonra 13:00-14:00 gibi olacak. Ankara'yi da cok bilmiyoruz, gelmisken hem güzel bir dönerini yiyelim, hem de hizlica merkezini turlayalim istedik. Zaman az oldugu icin pratik olmali, arabayi park edecek bir otopark olursa yürüme mesafesi yerlere gidebiliriz.
Kizilay'i düsündük, peki döner yemelik (elde degil de, oturabilecegimiz) restoran önerilerine acigiz.
Tesekkürler
0
kaputt
(09.09.24)
Eğer aracınız olacaksa sıradan bir döner yemek yerine anıtkabir ilk tercihiniz olmalı. Bunu öncelediğinizi düşünerek döner yemek için de gülçimen aspava şubelerinden birini tercih edebilirsiniz. (Vale hizmetleri var.)

Merkez turu için park sorunu yaşamanız olası. Zaman kaybetmeden direkt özel araç parklarına yönelin.

Esenboğa trafiğini düşünürsek iki seçeneğiniz var zaten. İyi Şanslar...
0
islergucler
(09.09.24)
kızılayı düşünme bence anıtkabir tarafı daha uygun olur.
0
sizofren06
(09.09.24)
anıtkabir + düveroğlu yapabilirsiniz.

kızılay'da gezecek bir şey yok.
0
kibritsuyu
(10.09.24)
bence kaleye gidin.

kalede tarihi ve hakiki ankara doneri yapan yerler bulunur. eksisozluk.com
en yakini tam kale kapisinin karsisindaki donerci. bir 100-200 metre ileride de dursun usta bulunuyor. bunlar kuzu etinden odun komurunde hakiki ankara doneri yapar.

aspava falan aman diyeyim. ucuz, sosa bulanmis, duzgun marinasyonu olmayan etler. amator eglendirir.

kaleyi gezebilirsiniz veya ilgiliyseniz anadolu medeniyetleri muzesi'ni gezebilirsiniz.

anitkabir tarafinda iyi doner yapan yer yok.
0
antikadimag
(10.09.24)
(16)

Optik gözlük çerçevesi ve camı nasıl seçiyorsunuz?

anaphylacticshock
Merhaba, Yaklaşık 30 yıldır gözlük kullanıyorum. Gözlerim orta derece miyop astigmat. Bu zamana kadar almam gereken ya da azıcık ilgimi çeken her şeyi didik didik araştırıp aldım. Ama gözlük çerçevelerimi ve camlarını şimdiye kadar hiç araştırmadığımı yeni farkettim. Optikçi hangi tür cam önerirse,
Merhaba,

Yaklaşık 30 yıldır gözlük kullanıyorum. Gözlerim orta derece miyop astigmat.

Bu zamana kadar almam gereken ya da azıcık ilgimi çeken her şeyi didik didik araştırıp aldım.

Ama gözlük çerçevelerimi ve camlarını şimdiye kadar hiç araştırmadığımı yeni farkettim.

Optikçi hangi tür cam önerirse, önüme ne çıkarırsa onu aldığımı anladım.

Şimdi yeni bir gözlük almam lazım. Bu sefer bu konuda biraz araştırma yapmak istiyorum.

Siz gözlüklerinizi nasıl seçiyorsunuz?

Cam türleri konusunda bir bilginiz var mı?

Ne tür gözlük camı tercih ediyorsunuz ve niye? (Organik, normal, inceltilmiş, colormatik vs)

Gözlük camı ve çerçevelerinde hangi markaları tercih ediyorsunuz?


NOT: Ben uzun zamandır göz gruptan aldığım rayban kemik çerçeveyi kullanıyordum ama maalesef çerçevem kırıldı.

Şimdi 3 tane yeni gözlük yaptıracağım. Biri kendime ve ikisi de anneme. Bu 3 gözlük için toplamda 15.000 bütçe ayırdım. Orta ve üzeri kalitede olsunlar istiyorum. Sizce bu bütçe az mı çok mu?

Bir de rica etsem Ankara'da kaliteli, güvenilir optikçi önerebilir misiniz?
0
anaphylacticshock
(08.09.24)
zeiss in en iyi cami+yuzune yakisan en hafif gozluk. atasunun cerceveleri daha uyguna geliyo ayni markalar optikcilerde daha pahali olabiliyor ama atasunda zeiss yok

ben ince gozluk cok sevmedigim icin tom ford a takildim en son
0
ala09
(08.09.24)
Camlarda yerli markalarda var, ithaller de. Her gözlükçü anlaşmalı olduğu bir iki yerli, bir iki de ithal cam markası ile çalışıyor. İçeri girer girmez çalıştığı markaların ne kadar iyi olduğunu anlatmaya başlıyorlar.

İthal camın en iyisi Zeis. Ön taraftan ışığa tutup bakınca Z amblemi görünüyor. Görüş kalitesi diğer markalarla kıyas kabul etmez. Tabi kendi içinde de birkaç farklı modeli var. Ve pahalı.

İnceltilmiş cam büyük numaralarda elzem. 7x24 suratında ekstra ağırlık taşımak istemiyorsan şart.

Kolormatik cam bana hep malum bir kitleyi çağrıştırmaktadır. O yüzden tercih etmem. Şurada değinilmiş.

eksisozluk.com
0
Mirket
(08.09.24)
bende hipermetrop ve astigmat var. yıllardır hep zor çerçeve seçtiğimden en dandik minik şeyi alıp geçiyordum. bu sene ilk defa büyük bir çerçeve beğendim ve görüşümün daha bi iyileştiğini fark ettim. meğerse hipermetropta camın büyüklüğü görüşünü etkiliyormuş. bir de ne kadar inceltirsen o kadar kalitesizleşiyor görüş.
0
neira
(08.09.24)
Zeiss da kullandım yerli de Hoya da. Bence Zeiss parasına değecek kalitede değil. Yerli de çok kalitesiz. Hoya kullanın.
0
Mcfly
(08.09.24)
Bende 25 yıldır gözlük kullanıyorum. Eskiden mahalledeki gözlükçüden yaptırırdım en son 3 yıl önce atasundan yaptırdım. O zaman %50mi %70mi indirim vardı. Seiko cam yaptırmıştım. Bu süre zarfında memnun kaldım.
Daha önceleri hawk ve hoya camlar kullanmıştım. Onlarda zamanla hep kaplama soyulmaları olmuştu. Seikoda bu olmadı. Hoya markasıda tercih edilebilir nispeten kaliteli camlar üretir.
Gözlükteyse cam numara yüksek olduğu için çerçeveli ve nispeten kalın çerçeveli gözlükler tercih etmem gerekiyor. Ray-Ban, Emporio Armani kullandım. Çoğunlukla mağazada hangi modeller varsa onlara göre tercih ediyordum.

Numaranın yüksekliğine göre camda inceltme yaptırmak önemli. Fakat inceltme katsayısı arttıkça fiyatta bir o kadar artıyor.

Benimde sanırım numaran ilerledi ama cam fiyatlarından korktuğum için değiştirmeye cesaret edemiyorum.
0
my fault
(08.09.24)
oncelikle asla asetat (plastik) gozluklere binlerce lira para vermem. titanyum modeller oluyor cok hafif metal gibi degil. hatta bulabildigim en iyi marka (bkz: rejkjavik eyes) ama avrupa'da bulunuyor turkiye'den almak zor. amerika'ya bile zor getiriliyor.

cam konusuna gelince cam teknolojisi cok basit bir teknoloji 17. yy'da insanlar evlerinde optik cam isliyorlardi. en fazla kaplama teknolojileri farklidir ama onda da cok onemli degil. zaten butun camlar ciziliyor.

hoya zeiss'ten ucuz bir farki da yok. camda hoya iyidir.

cerceveye gelince dedigim gibi biraz pahali nis modeller var. ama titanyum odakli calisan rejkjavik, masunaga, ic berlin gibi markalar bu isin citasini temsil ediyor. daha uyguna da titanyum bulabileceginizi dusunuyorum.
0
antikadimag
(08.09.24)
cam markaları umrumda değil. zengin değilim ben. ucuzuna bakıyorum. çünkü 12 yaşımdan beri kullanıyorum ve sürekli de numaram artıyor.

çerçeveyi yüzüme yakışan bir tane seçiyorum, onda biraz paraya kıyabiliyorum. ama öyle 10 20 bin değil tabii ki.

neyse işte. yine numaram artmış. 4.50 miyop.

geçen sadece cam almaya gittim çünkü çerçevem sağlam daha.

başladı 23 binden. çüşşş dedim içimden. neymiş yabancı kaliteli cam markasıymış. numaram da çok yüksekmiş inceltmesi pahalı olurmuş.

başka bir yere gittim. o da 23 binden başladı daha ucuz seçeneklere göre sıraladı.

hazır camlar varmış onlar en ucuzuymuş ama o kadar da düşmeyeyim dedim. 7500 tl'ye cam aldım. bombeli ve düz seçenekleri varmış. düz olan daha kaliteli ve iyi gösteriyormuş. ondan aldım. benim için özel üretildi, odak ayarlandı, çerçeveme göre kesim yapıldı falan. gayet de inceltmişler. mis gibi görüyorum işte.

mavi ışık korumalı almadım çünkü o renkleri sarartıyormuş.

bir de buğu önleyici vırt zırt özellikleri oluyor bu camların ama sormadım. cidden daha fazla para veremezdim. göreyim yeter.
0
art cat chocolate
(08.09.24)
Pazarlığın en pis döndüğü iş kolu sanırım bu.

İlk anda söyledikleri fiyatın tam yarısına ikna oluyorlar.

En azından İzmir'de benim tecrübem böyle.
0
Mirket
(08.09.24)
Hoya'nın birinci kalite olanını alın ama. Miyopta Hoya çok iyi.
0
istanbul gecesi
(09.09.24)
valla hocam herkes uçmuş burada hoya, zeiss, seiko falan diye evet iyidir onlar ama fiyatları yüksek. orta - orta üstü diyebileceğim bir cam markası var optovision. ben memnunum. tavsiye ederim bir araştırın.

çerçeve olayında tavsiye edebileceğim tek marka var o da persol. evladiyelik çerçeve üretir. el yapımıdır, gerçekten italyandır. şöyle diyeyim zeiss + titanyum çerçeveye 25 bin tl'den kapı açtılar. persol + optovision 'a 8 bin tl verdim.
0
delidir yakalayin
(09.09.24)
Arkadaşlar yazdığınız fiyatları okuyunca beynim uçtu.

Ben 3 optik gözlük için 15.000 bütçe ayırdım. Ama belli ki az gelecek.

Bu zamana kadar hep rayban çerçeve kullandım. Rayban çerçeveler hiç böyle uçuk rakamlar değildi ki aslında o da üst segment bir marka.

Cam markasına ise açıkçası hiç dikkat etmedim.

Bahsettiğiniz rakamlar inanılmaz yüksek.

Evet kaliteli olsun istiyorum ama bu rakamlar çok uçuk.

Yakın zamanda rayban çerçeve almış birileri var mı? Kemik çerçeve fiyatları nasıl?

Hoya marka camı yazdım bir kenara. Camlarını hoya yaptırmaya çalıṣ̌acağım.
0
🌸anaphylacticshock
(09.09.24)
@delidir; persol de artik bir luxottica markasi.

@mirket: hakli. kar marji en yuksek sektor olabilir. ne soylerlerse yarisina inebilirsiniz. ki o bile cok pahali sirf ray-ban diye plastik gozluge ve cama binlerce lira veriyorsunuz. aslinda maliyeti cok cok dusuk bir sey gozluk.
0
antikadimag
(09.09.24)
Yüksek derece miyopum 20 yıldır gözlük kullanıyorum. İyi ve teknolojiyi takip eden bir optik bulmak önemli. Bazı kaliteli cam markaları var, camları onlardan alıyorum. Çerçeve olarak da hoşuma giden ve konforlu olanı tercih ediyorum. Bütçeyi çerçeveden çok cama kanalize etmek önemli
0
yuvarlanantencereninkapagi
(10.09.24)
Mobil olduğum için editleyemedim. Optik gözlük atasun'dan falan alınmaz. Odaklama sistemleri çok kötü ve ilkel. En azından orta ve yüksek numaralar için böyle.

Cam olarak novax önerebilirim yıllardır kullanıyorum.
0
yuvarlanantencereninkapagi
(10.09.24)
20 senedir gozluk kullaniyorum. incltilmis, organik, ve mavi isik filtreli aliyorum.

zeiss ile orta kalite cam arasinda cok asiri bir fark yok bence ama mevzu goz ve hergun kullanman gereken bir protez oldugu icin mumkun oldugu kadar iyi kalite cam almak lazim bence.

2 sene once bir goz hastanesinin altindaki gozlukcuden persol cerceve + zeiss cam icin 18bin tl fiyat almistim, oeeh cekmistim.

3 sete 15 bin butce ayirdiysan camlarin kaliteli olma olasiligi bence yok.
cerceveler zaten cok pahali degil, fiyat camda ucuyor.
0
cooperr
(11.09.24)
Öncelikle en iyi cam olarak zeiss önerenlerin yanıldığını söylemek için geldim. Gözlükte en iyi cam markası Rodenstock'dur.

Cam ve çerçeve seçimi noktasında bütçeniz belirleyicidir.Buna göre araştırma yapmanızı öneririm.
0
xuma
(11.09.24)
(5)

rally'e nasıl başlayabilirim?

duyurukullanıcısı
sıfırdan nasıl start verebilirim? araç almak lazım mı? eğitim ve istediğimiz zaman sürüşe çıkma işleri nasıl oluyor?
sıfırdan nasıl start verebilirim? araç almak lazım mı? eğitim ve istediğimiz zaman sürüşe çıkma işleri nasıl oluyor?
0
duyurukullanıcısı
(08.09.24)
designer
(08.09.24)
• 18-28 yaş arasında olmak (01.01.1996 yılı ve sonrası doğumlu olmak)

ilk maddeden elendik :)

eğitim + pist kullanımı ücreti dahilinde imkanlardan yararlanmak istiyorum.
0
🌸duyurukullanıcısı
(08.09.24)
motor sporlarina girmek cok zor ve maliyetli. amerika gibi hobinin bini bir para olan yerde bile rally isine giremiyor herkes.

cunku ucuzundan bir araba alip onu modifiye etmeniz gerekiyor. bakimi falan derken maliyetler zipliyor. bunun yininda saga sola gitmeniz gerekiyor etkinlikler icin, isi gucu olan insanlar onu da yapamiyor.

bence araba surmekten hoslaniyorsaniz alin kendi arabanizi, ya da kiralik bir arabayi tracklere vurun. hic olmadi guzel, profesyonel bir yerde karting yapin. cok daha fazla keyif alirsiniz.
0
antikadimag
(08.09.24)
Rally'de basari göstermek çok zor. Yillarin rallicileri bile bazi etaplarda yolda kaliyor.

Bagdat caddesinde makas atmaya benzemez yani. Ama amatör rally parkurlarina katilabilirsin veya off-road tipi arazi yarislarina.

Daha masrafsiz ve temiz bisi dersen de git kendine bir Xbox Series X ve de direksiyon seti al iyisinden, sabah aksam Dirt Rally 2 oyna.
0
Yourcousinmarvinberry
(08.09.24)
Lisanslı hakemlik yapabilirsin, ben üni de öyle başlamıştım. Ortama girdikçe cevre edinirsin. Bu şekilde geçiş yapıp deneyenler olmuştu tabi maddi güce bağlı olarak.
0
mirty
(09.09.24)
(2)

Yatak

Zaphod
Bel, sırt ağrısı için hangi yatağı önerirsiniz?
Bel, sırt ağrısı için hangi yatağı önerirsiniz?
0
Zaphod
(07.09.24)
sert yatak. marka falan soruyorsaniz onemli degil.
0
antikadimag
(07.09.24)
Yani sırt ağrısına özel markaların modelleri var. Bütçe nedir?
0
mikahakkinen
(07.09.24)
(10)

1 günlük çalışma ücretini isteyeyim mı?

fakat
Yani rasyonel olarak sanırım elbette denilecek ama sormadan da edemedim.:)Şimdi bir restoranda bir gün çalıştım, ortamı beğenmedim, yani personele 2.5 fanta bile çok görüldü, şaka değil bak sarı kola bile alınmadı. Verdikleri yemek de soğuk sandviç, ilk defa bu kadar değer vermemek gördüm, yani 9 sa
Yani rasyonel olarak sanırım elbette denilecek ama sormadan da edemedim.:)

Şimdi bir restoranda bir gün çalıştım, ortamı beğenmedim, yani personele 2.5 fanta bile çok görüldü, şaka değil bak sarı kola bile alınmadı. Verdikleri yemek de soğuk sandviç, ilk defa bu kadar değer vermemek gördüm, yani 9 saat çalışmaya bu mu?

Tabi ertesi gün gitmedim, mesaj attım, gelemeyecegim falan diyerek.

Şimdi sonuçta 1 gün çalıştım. Onun parasını isteyeyim mı, hiç verelim falan demedi. En geç önümüzdeki ay, 5-10 arası yatacakti.
0
fakat
(06.09.24)
Acayip ikilemde kaldim, ben istemezdim sanirim. Ancak sunu da soyleyeyim, isverenin bunu sorgusuz falan odemesi gerekir diye dusunuyorum. Bir riske girdi size ise aldi, 1 guncuk kaybi var, ki kayip bile sayilmaz calistiniz sonucta.
0
mbond
(07.09.24)
1 gün çalıştığım bir işyeri olmuştu. 1 günlük sgk primini yatırmışlardı. ücreti yatırmamışlardı. ben de istememiştim.
0
abelardo
(07.09.24)
bence rasyonel cevap burda evet degil ama sen bilirsin :)
0
cooperr
(07.09.24)
1 gunluk ucret icin agiz kokularini cekmeye degmez.
0
antikadimag
(07.09.24)
İşten mazeretsiz kaçmışsın. İstesen bile vereceklerinden emin değilim
0
etna
(07.09.24)
Mutlaka ara sor. Yıllar önce 3 gün bir firmada çalışup ani kararla ayrılmıştım.

İki ay sonra aradılar içerde paranız var niye almıyorsunuz diye.
0
hebanon
(07.09.24)
boyle sacma ikilemler sadece bizim cografyaya ozgu sanirim. ara sor. muhtemelen vermeyecekler ve arkandan suna bak 1 gunun parasini bile istiyor diyecekler ama bu tamamen ortadogulu comar kafasi. 1 saat calissan bile hakkini isteyeceksin. sonucta o kadar belge, emek vs.. harcamissin.
0
buenosdias
(07.09.24)
kesinkli iban atıp talep ediniz. Emeğinin karşılığını her türlü vermek zorunda deneme süresi diye bir şey var iş hayatında.
0
cancoskn
(07.09.24)
Sigorta yaptiysa zaten sigortadan cikmak icin kagit imzalamaya gidicen o sirada da verilir para. Benim de 1 gun calistigim yer olmustu.

Ama orada sigorta da yoktu herhalde ilk gunden. O yuzden arada yasal bi sey yok. Vermez oyle biri ama iste tabii ki. Istememen sacma olur. Hatta iste, vermem derse ustele. Gene vermiyorsa da hakkim haram olsun de cik.
0
Kittie
(07.09.24)
Oluru bence şu, mesajla:
Y tarihindeki 9 saatlik çalışmamın ücretini henüz gondermediniz, 9 saat çalıştım ve anlaştığımız asgari ücrete göre net ücret olan 75,56 TL'yi hesabıma göndermenizi bekliyorum. Aksi takdirde yetkili mercilere bildirecegimi bilmenizi isterim.
0
encokbenisevinnolur
(07.09.24)
(5)

girişken olmayıp sosyalleşmek isteyen biri iş dışı nasıl çevre yapabiliri

northern eagle
denize ilk girince su soğuk geldiğinden sudan çıkan yüzücü muhabbeti benimki. bi insana merhabayı diyemem mesela hiçbir şekilde ama karşımdaki insanlar ilk girişi yapınca da sosyal bir etkinlik yapmayı, insanlarla bişey paylaşmayı seviyorum. bilgisayardan çalıştığım için iş ortamım da yok.nasıl halı
denize ilk girince su soğuk geldiğinden sudan çıkan yüzücü muhabbeti benimki. bi insana merhabayı diyemem mesela hiçbir şekilde ama karşımdaki insanlar ilk girişi yapınca da sosyal bir etkinlik yapmayı, insanlarla bişey paylaşmayı seviyorum. bilgisayardan çalıştığım için iş ortamım da yok.nasıl halısaha gibi ortamlara girebilirm?
0
northern eagle
(06.09.24)
Bu ben :) date uygulaması kullanıyorum
0
fakat
(06.09.24)
timeleft diye bir uygulamanın reklamları çıkıyor benim instagram'da. onu deneyebilirsiniz bence rastgele 5 kişiyle bir akşam yemeği yedirtiyor size. tabi uygulamaya da bir para ödüyorsunuz bunun için. nerede yaşadığınızı bilmiyorum uygulama her şehirde yok ama istanbul, ankara'da kesin izmir'de de büyük ihtimalle vardı. ben deneyecektim ama istediğim hafta yer kalmamıştı sonra da tekrar elim gitmedi.

bunun dışında aklınıza gelmiştir muhtemelen kurslar alabilirsiniz ilgi alanınıza göre. ama spesifik olarak halısahacı ortam arıyorsunuz bu biraz daha zor olabilir tabi erkeklerin yoğun olarak ilgi gösterdiği erkek ortamı olan bir kurs lazım böyle bir şey şu an aklıma gelmedi.
0
semaforo de medianoche
(07.09.24)
hobiler uzerinden.
0
antikadimag
(07.09.24)
halı saha maçlarını kenarda tribünde izle. sakatlanan veya gelmeyen birisi olursa "kardeş sen oynar mısın" derler. hem ilk adımı da onlar atmış olur :)
0
jepa
(07.09.24)
halisaha tavsiyesini sakin uygulama cok loser bir hareket olur:) ne yani krampon, sortla gidip tribunde abi ben de oynayayim mi diye mi bekleyeceksin? benim tavsiyem stratejik ol ve cok kafaya takma. kurslara, workshoplara, siir, kitap, konusma vs.. kulüplerine falan git 100 kisiyle gorus ama kaninin cok isindigi birine denk gelirsen ona yakinlasmaya calis. obur turlu arkadaslarim olsun cevre yapayim diye herkesle yakinlasmaya calisirsan hayalkirikligina ugrarsin.
0
buenosdias
(07.09.24)
(2)

erkek için kemer

nwnd
spor, yumuşak deri, haki veya gri-kahve tonlarda erkek kemer arıyorum. hangi markalara bakayım? deri kemer diye aratsam çıkan sonuçlar arasında imkanı yok bulamam.Spor olması önemli, kot pantolon ile kanvas şort ile vs kullanılacak.teşekkürler
spor, yumuşak deri, haki veya gri-kahve tonlarda erkek kemer arıyorum. hangi markalara bakayım? deri kemer diye aratsam çıkan sonuçlar arasında imkanı yok bulamam.
Spor olması önemli, kot pantolon ile kanvas şort ile vs kullanılacak.

teşekkürler
0
nwnd
(05.09.24)
tergan. deri isine kemer ureterek baslamis bir markadir.
0
antikadimag
(05.09.24)
Ben linkteki kemerden aldım arkadaşımın önerisi üzerine cok memnunum. Delik derdi yok yipranma derdi yok. Sonra 2 3 tane daha aldım yedeklemek için

m.n11.com
0
mirty
(05.09.24)
(6)

His airness’ı nasil cevirirdiniz?

vikingstekibalta
Jordan’in wikipedia makalesini vikipedi icin ceviriyorum. Lakaplarinin turkcesini not olarak ekleyecegim. Jordan Airlines zaten turkcede de kullaniliyor ama his airness lakabini duzgun sekilde ceviremedim
Jordan’in wikipedia makalesini vikipedi icin ceviriyorum. Lakaplarinin turkcesini not olarak ekleyecegim. Jordan Airlines zaten turkcede de kullaniliyor ama his airness lakabini duzgun sekilde ceviremedim
0
vikingstekibalta
(04.09.24)
kelime esprisi olduğu için, anlamlı bir türkçe karşılığı bulmak yerine yeni bir kelime yaratmak kolayıma geldi: yükselans/yükselansları
0
tnz
(04.09.24)
yükselansları müthiş bir karşılık bence +1
0
titanyum22
(05.09.24)
yükselansları +1 Çok tatlı olmuş.
0
moonie
(05.09.24)
Oradaki "air" Jordan'ın dizilere ve filmlere konu olan şekilde smaç basarken adeta uçması/süzülmesi/havada kalması vs. ile ilgili olduğu için "yükselansları" uygun değil bence. Yine de çok güzel kelime oyunu olmuş daha uygun bir yerde kullanılır/kullanılmalı bence.

Çeviri veremeyeceğim ama fikir vermesi için uçmak ya da uçan bir cisim ile birlikte kullanılabilir. Yönlendirme olmasın ve o kelime etrafında dönülmesin diye örnek verirken "Uçan Adam Sabri Bey" üzerinden gideyim. "Zat-ı Sabrileri" ya da "SabriBey Hazretleri" gibi bir çeviri uygun olacaktır. Uçmak fiili ile kulak tırmalıyor ama eş anlamlı kelime ya da uçan cisim ile aynı tadı verir diye düşünüyorum. Çeviri konusunda @tnz +1
0
nawar
(05.09.24)
yukselanslari inanilmaz guzel bir karsilik, tnz'yi bir cevirmen olarak gonulden tebrik ediyorum.
0
reavelyn
(05.09.24)
yukselanslari cevabi icin plaket verilmeli.
0
antikadimag
(05.09.24)
(19)

En abartılmış (overrated) ülke/şehir hangisi sizce?

ermanen
ya da hangileri?bence new york / abd, ya da abd'nin çoğu yeri. "san diego" gibi bir yer hariç belki bana göre. new york kalabalık, bakımsız ve turistik denecek pek bir şey yok. sokaklar evsiz dolu ne yazık ki. tarihi pek bir şey de yok. binaların tepesinden çıkıp bakıyorsun, bi de özgürlük heykeli v
ya da hangileri?

bence new york / abd, ya da abd'nin çoğu yeri. "san diego" gibi bir yer hariç belki bana göre.

new york kalabalık, bakımsız ve turistik denecek pek bir şey yok. sokaklar evsiz dolu ne yazık ki. tarihi pek bir şey de yok. binaların tepesinden çıkıp bakıyorsun, bi de özgürlük heykeli var. central park'ta bisiklet sürmek fena değil. yaşamak farklı olur tabii, kültür ve sanat açısından çeşitlilik var. bir etkinlik için de ziyarete gidilebilir mesela. büyük şehirlerin iyi yanları da var tabii ki.

not: demin sorulan italya'nın abartıldığı sorusundan esinlendim. bana göre avrupa şehirleri daha görülesi yerler gibi duruyor, tarihi çeşitlilik ve farklı kültürlere yakın olmak. abd bu tarafa uzak da, ve insanlara da uzak yerler cazip gelebiliyor. abd'nin de bir cezbedici yanı var sanırım. şehirlere/ülkelere turist olarak gitmek farklı tabii, ve ülkenin daha küçük yerleşim yerleri ve kültürüne daha yakın olabileceğin yerler de var. deminki soruda da bahsedildi bu tür şeyler. abd de sonuçta kocaman ülke ve bir çok farklı deneyimler edinebilecek bir yer, ama küçük yerleşim yerleri avrupa gibi gezilesi yerler olmuyor genelde.
0
ermanen
(04.09.24)
Oyumu Amsterdam'dan yana kullaniyorum.
0
mbond
(04.09.24)
new york, new jersey, boston. hepsi benim için hayalkırıklığıydı. hele amerikan yaşam tarzını sevmiyorsan daha da rahatsız edici oluyor.

avrupa’da helsinki. gerçi çok büyük beklentim yoktu ama sonuçta başkent diye gitmiştim. bomboş bir şehir, içinde hiçbir şey yok.
barselona da aşırı turistik ve boğucu olmaya başladı. 15 sene önce gitsem belki severdim ama şu an b*ku çıkmış, posası kalmış bir şehir.
0
sir gawain
(04.09.24)
1-paris
2-amsterdam
3-barcelona

balon kere balon 3 tane sehir.
0
bay b
(04.09.24)
Viyana
0
Bruce
(04.09.24)
İskandinav ve balkan şehirleri.

Stockholm'ü 1 numaraya yazayım, Gamla Stan bölgesi evet güzel ama onun dışında özellikle yazın giderseniz şehir bomboş, insan yok. Birçok restorant, cafe ve sosyalleşebileceğiniz yerler tadilata giriyor/kapanıyor. Bu da şehrin canlılığını yok edip sıkıcı bir ortam haline getiriyor. Epey şaşırmıştım. Yaşamak için çok iyi olabilir onu hariç tutuyorum.
0
Lethe
(04.09.24)
bunun cevabını verebilmek için hakkını vererek ciddi şehir gezmiş olmak lazım.

turistik gezide bile ne aradığına bağlı çok öznel bir konu. mesela chicago veya new york bir mimar için gayet turistik tek tek binaları görmek vs. çokça tatmin edecektir, bir başkası için bina yığını. müzesinden sokaklarına, cafelerinden konser salonlarına, saraylarına her şehirde çok şey var gezip görecek. avrupa şehirlerinin overrated olduklarını kesinlikle düşünmüyorum. koca bir arşive sahip çıkıyorlar. turizimden dolayı popülasyon sıkıntılı ama stratejik tarihler seçerek gezilebilir. Amerika da bence eşsiz uçsuz bucaksız arazileri ile bayağı cezbedici.

en son gezdiklerim arasında gelmesek de olurmuş dediğim Torun var lakin şehrin her yanını bezemiş tuğla yapılarını görmüş olduğum için memnunum.

uzak doğu hiç yok lugatımda onun için karşılaştırma yapamıyorum.
0
nwnd
(04.09.24)
bana nyc ilginc geliyor cünkü mimarim ve ilgimi ceken cok fazla sey var. pis olmasi falan ayri bir konu ama mimari ve kültürel acidan cok doyurucu. ayrica abd'nin bircok sehrinden farkli olarak yürüme mesafesinde bircok sey bulabiliyor olusunuz sehrin sokaklarin civil civil kiliyor.

paris nasil balon oluyor anlamiyorum bu arada. paris'i ben 15 gün gezdim, bir 15 gün daha gezerim yani. müzeyse müze, parksa park, saraysa saray, güzel mimari, konserler, günün her saati civil civil sokaklar, tekne turlari, kiliseler. daha ne ariyorsunuz mesela? aynisi amsterdam ve barcelona icin de soruyorum bu arada. amsterdam'da toplamda 6 hafta üstünde kaldim 4 farkli gezide. barcelona'da bir hafta kaldim. bir an canim sikilmadi.

bence dresden'di. avrupa'da gezdigim sayisiz yer icinde bu diyecegimi sadece burasi icin derim: bok gibi yerdi. ufacik tefecik bir örnek vereyim. hostelde resepsiyona pub var mi civarda diyoruz, pub ne diyor. sokaga cikiyoruz, keza ayni. bir yerel kadin sonunda pub ne demek biliyordu ama dedi ki pub yok sehirde, biergarten var ama kisin kapali. la sehirde oturup icki icecegimiz yer yok mu? cafe soruyoruz, o da yok. bir tane var, cafede 3 masa var ama iceride 30 kisi bekliyor. sonra güc bela bir irish pub bulduk.
404094 sehir gezdim, pub ne diyen insani ilk defa orada gördüm.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(04.09.24)
Amsterdam diyeni döverim. Bünyesinde dünya kadar turistik aktiviteyi barındıran başka muadili yok.

Başka hangi ülkede ağzında sigara kanal turu yapabilirsin, mantar sote yiyip müze gezebilirsin, vitrinden manken seçebilirsin, tarihi yapıları görebilirsin, büyük clublara gidebilirsin, plajlara gidebilirsin...
0
kimlanbu
(04.09.24)
en overrated şehir hangisidir diye anket yapmışlar, birinciliği istanbula vermişler!
0
exlibris
(04.09.24)
Abartılmış biraz iddialı, yerine beklentimin altında kalan hayal kırıklığı yaratan Viyana oldu.
0
put it in your appropriate place
(04.09.24)
En beğenmediğim Seul.

İtalya iyi güzelde ok, bence de abartılmış balon artık. italyanları iş hayatında tanıyorum ve nefret ederim onunda etkisi olmuş olabilir.

Newyork’u ben çok beğendim ama orada tabi ki zenginsen güzel, metrosunu falan hiç beğenmedim.
Abd’de gökdelen, şehir dışlarında ki doğa ve müze dışında birşey yok, şehirler zaten evsiz dolu, bana çok tehlikeli geldi ama bilmiyorum belki yalnızdım ondandır.

Bence münih ve çevresi ve portekiz, ispanyanın bazı şehirleri ‘underrated’. TR ise birinci olabilecekken cahillikten harcanıyor.
0
durgunfoton
(04.09.24)
Sehir gezerken zamanlama cok onemli.

NY'ye agustosta gittim berbatti, sehir o kadar yogunlugu kaldiramiyor, her yer cop yiginiydi. 5 gunlugune diye gitmistim, 3 gun zor dayandim kactim.

Sonra bir arkadasin dugunu icin ilkbaharda gittim sakindi, cok guzeldi.

Bir de Istanbul overrated diyen tas olur yaw, eski yarimdada dunyanin en guzel yerlerinden biri, sadece bogaz yeter. Her ne kadar icine etmis olsakda guzel sehir.
0
cooperr
(04.09.24)
Gördüklerim arasında açık ara Prag. İnanılmaz abartılıyor. Türk tipi şark kurnazı esnafı da cabası.
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(04.09.24)
kısmen haklısın ancak pis sokakları için değil kültürel mirası için gidilip gezilmesi gerek bazı yerlerin.
yeme içme vs konusunda katılıyorum, abartılmayan kısmı geçmiş kültürlerini miraslarını orada yaşayabiliyorsunuz. gerisi boş abartı işler.
0
basond
(04.09.24)
@nwnd +1. arkadaşlar siz mükemmel tarihi ve mimarisi süper olan bir ülkede mi yaşadığınızı sanıyorsunuz? paris boş ne demek ya. adamlar 30 kere ihtilal, dünya savaşı vs. yaşamış her yeri tarih dolu bir şehir. türkiye de 1 şehir söyleyin ki dolu dolu tarihli ve korunmuş.

Amsterdamdaki olanakların müzelerin 10da 1i hangi Türk şehrinde var. veya dünaydaki kaç şehirde var. herkesin şehirlerden beklentileri farklıdır. dünyada 4 ülke görüp bu yorumu yapmak çok saçma. ben mesela le havre şehrini çok sevdim. fransada le havre en sıkıcı şehirlerden biri olarak görülür.
0
mikahakkinen
(05.09.24)
bana göre de avrupa çok sıkıcı. bakış açısı.
0
deartheodosia
(05.09.24)
New York City bence overrated. Bana Istanbul'u andırıyor. Sehir artık doymuş..insana, çalışana, turiste.. böyle yerler bana bir şey ifade etmiyor. Full kaos ve yorgunluk. İnsan ilişkileri yapay ve para hep ön planda.
0
ferenc
(20.09.24)
izlanda, isvec, finlandiya gibi iskandinav ulkeleri. asiri abartiliyorlar.

new york'a dil uzatanlar utansin. dunyanin baskentine laf etmek... abd sehirleri evet abartidir cogunlukla, tarih yok, mimari yok ne var lan it dedirtir adama. hele dallas falan gitmeden once kulaga cool geliyordu. gidince cok sasirmistim bombos bir sehir, bombos.

ama new york, italya buralar abarti degil. bunlara abarti diyen neye bakmasi gerektigini bilmiyordur zannimca.
0
antikadimag
(20.09.24)
kanada. guzel isli maasli birinin gidip 6 ay kuremesi akil alir gibi degil.
0
baldur2
(20.09.24)
(6)

Bir insan dunyaca unlu olunca nerede yasayabilir?

Zetnikov
Sorum su aslinda mesela adam messi yada michael jackson nereye gitse taniniyor nefes alma yokBu insanlar nereye tasiniyorlarYadaNerede takiliyorlarTum zenginler hergun birinin evinde mi bulusup parti yapiyorlarMerak ettimNot : fakirim
Sorum su aslinda mesela adam messi yada michael jackson nereye gitse taniniyor nefes alma yok

Bu insanlar nereye tasiniyorlar
Yada
Nerede takiliyorlar

Tum zenginler hergun birinin evinde mi bulusup parti yapiyorlar

Merak ettim

Not : fakirim
0
Zetnikov
(04.09.24)
Nerede yaşamak isterse orada yaşıyorlar. Malikane gibi bahçe içinde evlerde oturdukları için o eve giren çıkan arabaların hangisinde o ünlü var sen bilmiyorsun eğer ünlü görünmek istemezse. bu sayede her yere gidip geliyorlar istedikleri gibi. alışveriş vs zaten mağaza kapatıldığı için yine görmüyorsun arkadaşlar arka kapıdan girip çıkıp ne isterlerse ulaşıp yaşıyorlar. daha çok da yatlarda otellerde vs takıldığından ve onların otellerinde sen ben olmayıp multi zenginler olduğundan onlar da öyle messiiiieeeee diye bağırıp üstlerini başlarını yırtmıyor zaten. o yüzden elit ortam elit yaşam sen ben anlamayız. boşver yorma kafanı bu işlerle, ekmek kaç para sizin semtte :)

Not: nota gerek yoktu biz anladık onu :)
0
erty_ksk
(04.09.24)
los angeles, new york. burada yasiyorlar. sapka, gozluk ile cikinca taninmadan geziyorlar.
0
antikadimag
(04.09.24)
Evleri internette var görebilirsiniz

Evler güvenlikli oluyor zaten, muhitler de yine çok ulaşılabilir yerler değil. Gidilecek yerlere de yürüyerek veya toplu taşımayla gitmiyorlar (haliyle) arabalar vs. kullanılıyor. Gittikleri yerler de yine "exclusive" tabir edilen, herkesin ya maddi olarak karşılayamayacağı ya da zaten hiç giremeyeceği yerler, parklar, havuzlar, golf sahaları vs. aklınıza ne gelirse tarzında mekanlar. Bu tip yerlerde çok rahatsız edilmiyorlar zaten. Şehir görüleceği zaman da bol aksesuar kullanılarak gizlenme olayı gerçekten yapılıyor (gözlük, şal, bandana, şapka, kapüşon, atkı, bere vs.) arada birileri tanıyınca internete düşüyor hemen.
0
akhenaten
(04.09.24)
yine kafada büyütülmüş bir olay daha

messi miami ve barcelonada yaşıyor
www.magicbricks.com

michael jackson california'da yaşıyordu
www.wikiwand.com

Tum zenginler hergun birinin evinde mi bulusup parti yapiyorlar:
hayır tabi ki
0
abelardo
(04.09.24)
şapka ve gözlük taksa adamı tanıman çok zor.

bilerek magazincilere haber verenler var onlar dümen peşinde.
0
OgutucuRecep
(04.09.24)
bir de şöyle bir durum var. bir rock star tanıyorum, 65'in üstü.. türkiyede çok tanınmıyor. amerikada ingilterede ünlü.. baya beşiktaşta evi var eşiyle. konser turne vb olduğunda uçağa atlayıp gidiyor.. :)
0
jeanluc
(05.09.24)
(3)

hangi airpods veya kulaklık?

ala09
sadık apple kullanıcısıyım airpods promun garantisi bittiği gibi cızırtı başladi tek kulaklıkta. ona da 3500tl dediler. test yapıldı zaten mikrofonu falan da kötüydü ama götürmemiştim. bi de ben bunu kulağımda pek rahat tutamıyordum hep düşüyordu oyle milletteki gibi sabit kalmıyordu diğer boy silik
sadık apple kullanıcısıyım airpods promun garantisi bittiği gibi cızırtı başladi tek kulaklıkta. ona da 3500tl dediler. test yapıldı zaten mikrofonu falan da kötüydü ama götürmemiştim. bi de ben bunu kulağımda pek rahat tutamıyordum hep düşüyordu oyle milletteki gibi sabit kalmıyordu diğer boy silikonları da hepsini denedim, cıx. şimdi ne yapsam? en son 2 yıl baktım kulaklıklara, buds vardı da beğenmemiştim.
0
ala09
(02.09.24)
pro değil de alt modelini kullanıyorum, aşırı memnunum. piyasadan kalkar diye (cahilliğimle) yedek bi tane daha aldım, kutusunda açılmamış duruyor. proyu eski eşime hediye almıştım, hiç beğenmemiştim.
0
deartheodosia
(02.09.24)
Kulakta durma kısmı çok kişisel ama fiyat performans olarak anker soundcore liberty 4 NC bakabilirsin

Ses olarak airpods alternatifi, youtube dan airpods ile karşılıklı yapılan incelemelere de bak
0
grimavi
(02.09.24)
kulak icine girmeyen open ear diye tabir edilen kulaklik kullaniyorum. silikonlu olmayanlar yani. en iyisi de airpods bulabildigim. 2 hafta sonra lansmanda yeni jenerasyonu cikacak onu bekliyorum.
0
antikadimag
(02.09.24)
(6)

nur suresi 3. ayet ve devamı

deartheodosia
bu soruyu buraya sormam biraz alakasız ama. şimdi ayet “zina edenler zina edenlerle evlenebilir” ama devamı “tövbe ederlerse istisna” gibi. e o zaman zina yapan kadın da erkek de tövbe ettim diyecek ve yine zina yapmayanlarla evlenebilecek, kim tövbe etmiyorum der ki?
bu soruyu buraya sormam biraz alakasız ama. şimdi ayet “zina edenler zina edenlerle evlenebilir” ama devamı “tövbe ederlerse istisna” gibi. e o zaman zina yapan kadın da erkek de tövbe ettim diyecek ve yine zina yapmayanlarla evlenebilecek, kim tövbe etmiyorum der ki?
0
deartheodosia
(02.09.24)
32 ne alaka ya
0
topkapiaksaray
(02.09.24)
keske bug'li ayet prod'a verilmeden once iyi bir test edilseymis. zamandan mekandan munezzeh tanriya 30 ayet sonra guncelleme yollamak yakismiyor, guven sarsiyor. iyice dusunup sonra yazmakta fayda var.
0
antikadimag
(02.09.24)
Nur 3: Zina eden erkek, zina eden veya müşrik olan bir kadından başkası ile evlenmez; zina eden kadınla da ancak zina eden veya müşrik olan erkek evlenir. Bu, müminlere haram kılınmıştır.  

Nur 4: Namuslu kadınlara zina isnadında bulunup, sonra (bunu isbat için) dört şahit getiremeyenlere seksener sopa vurun ve artık onların şahitliğini hiçbir zaman kabul etmeyin. Onlar tamamen günahkârdırlar.

Nur 5. Ancak bundan sonra tevbe edip ıslah olanlar müstesnadır. Allah çok bağışlayıcı ve merhametlidir.

Devamındaki "tövbe edenler istisna konusu zina etmeye değil, namuslu kadına zina isnadında bulunup ispatlamama davranışına. Bir daha yapmaz ise artık şahitliğine başvurulabilir yani.

kuranmeali.com buradan bakın.

Nur 32: İçinizdeki bekârları, kölelerinizden ve câriyelerinizden evlenmeye elverişli olanları evlendiriniz. Yoksulluk içindeyseler, Allah onları lütfu ile zenginleştirir. Allah lütfu bol olandır; her şeyi bilendir.

Nur 5'in ya da Nur 3'ün neshi yok burada. Ne alaka.
0
muhayyer divan
(02.09.24)
muhayyer divan, bunu soruyordum tam olarak. teşekkür ederim
0
🌸deartheodosia
(02.09.24)
Başlık sahibi, konuyu karışık sunmuşsun.
3. Ayet hükmü ile ilgili 'tövbe edenler istisna' hükmü yok. İstisna hükmü 5. Ayette geçiyor ve 4. Ayetteki 'kazf' hususuyla ilgili.
0
abbabaabbaababbabaababbaabbabaab
(02.09.24)
evet, yanlış anlıyormuşum bunca yıldır @abba. öğrendim :,)
0
🌸deartheodosia
(03.09.24)
(4)

buzdolabından çıkarılan içkinin dayanıklılığı azalır mı?

denizzz
uzun süre dolapta tutulmuş bir içkiyi dışarı çıkardıktan sonra kaç ay bekler? kullanım süresi kısalır mı sıcaklık değişiminden?
uzun süre dolapta tutulmuş bir içkiyi dışarı çıkardıktan sonra kaç ay bekler? kullanım süresi kısalır mı sıcaklık değişiminden?
0
denizzz
(29.08.24)
Yüksek alkollü içkileri kastediyorsak hiçbir şey olmaz.

Mayalı içkilerde ısı değişiklikleri tat kaybına neden olur ama uzun vadede. Bir de gurme değilseniz anlamazsınız zaten.
0
Mirket
(29.08.24)
süt bazlı ise sorun olur, baileys gibi içkileri dolapta tutmak lazım.açıldıktan sonra da kısa sürede tüketilmeli. viski, vodka, tekila, rom vs bunlara bir şey olmaz, son kullanım tarihi olmaz. sadece hava almamasına dikkat edilmeli.
0
MtKrt
(29.08.24)
distile icki bozulan bir sey olmadigi icin dolaba koymaya gerek yok. oda sicakliginda, gunes almayan bir yerde saklanmasi kafi.
0
antikadimag
(29.08.24)
genelde alkol dolaba konmaz. ama açıldıktan sonra illa ki serin yerde muhafaza edilmesi doğru olur. ama açıldıktan sonra bir iki ay gibi bir süreden bahsediyorsanız, açılan içkinin alkolü illa ki uçacaktır. kalitesi düşer. bir ay bekletilmemeli bence. süt bazlı içkilerde tad değişimi daha hissedilir.
0
exlibris
(29.08.24)
(3)

epson ecotank'ı nasıl bilirsiniz?

sir gawain
yazıcı arayışındayım. lazerler evde kullanım için gereksiz pahalı, inkjetlerin de yok mürekkep kurudu, yok yazıcı başlığı kirlendi derken derdi bitmiyor-ki onların da kartuşları maliyetli zaten. o yüzden tanklı modellere yöneldim. hp, epson ve canon arasından epson modellerini beğendim. kullanan var
yazıcı arayışındayım. lazerler evde kullanım için gereksiz pahalı, inkjetlerin de yok mürekkep kurudu, yok yazıcı başlığı kirlendi derken derdi bitmiyor-ki onların da kartuşları maliyetli zaten. o yüzden tanklı modellere yöneldim. hp, epson ve canon arasından epson modellerini beğendim. kullanan varsa fikirlerini yazabilir mi? alınır mı?
0
sir gawain
(29.08.24)
epson L3251 modelini kullanıyorum işyerinde, 3 yıl oldu hiç sorun yaşamadım, gayet güzel.
0
brussss
(29.08.24)
canon g3400 kullanıcısı olarak yorum yapayım. Epson'ın muadil modeli ile ben aldığım zaman aralarında %10luk bir fiyat farkı vardı, Canon daha ucuz olduğu için onu aldım. Keşke Epson alsaymışım dedim. Bolca fotoğraf baskısı alıyorum, sağa sola hediye vs. oluştururken tasarlayıp foto kartına basmak çok zevkli, Epson'ların fotoğraf baskı kalitesi daha iyi.

mürekkep doldurma, yazdırma falan çok güzel. bu tarzdaki cihazların tek sorunu atık mürekkep haznesi. yazıcının arkasında bir kısım var, atık mürekkep buradaki keçeye dökülüyor, temizlemesi değiştirmesi vs. ayrı dert. temizlemeyince de baskı kalitesinde sorun yaşanıyor. Ben modladım, silikon hortum ve bir lens solüsyon şişesini kullanarak keçe yerine şişeye boşaltmasını sağladım.

Gayet güzel aletler, 6 sene olacak sanırım üstte bahsettiğim atık keçesi dışında sorun yaşamadım.
0
stimpak
(29.08.24)
epson murekkepte, xerox lazerde bir numaradir.
0
antikadimag
(29.08.24)
(4)

derimod cüzdan alınır mı?

alp9900
derimodda bir cüzdan beğendim 1800 tl daha önce aldığım cüzdan gene derimod 8 sene kullandım sizce gene alınmaya değer mi? gözüme fiyat fazla gözüktü
derimodda bir cüzdan beğendim 1800 tl daha önce aldığım cüzdan gene derimod 8 sene kullandım sizce gene alınmaya değer mi? gözüme fiyat fazla gözüktü
0
alp9900
(29.08.24)
instagramda butik %100 deri el yapımı cüzdanlar bile daha ucuz. 1800 çok para sırf markaya para veriyorsun.
0
my fault
(29.08.24)
cuzdan'da matras iyi diye biliyorum. ama herhangi bir deri urunu uzun sure gidecektir. 8 senede yipranmissa bir deri cuzdan icin iyi degil.
0
antikadimag
(29.08.24)
iyi cüzdana para verilir. 1800 çok değil. beğendiysen al bence.
0
asap raki
(29.08.24)
matras deri kemerim cok kisa surede parcalandi az kullanmama ragmen, metal tokasi da karardi. gozumden dustu matras.
0
icim urperiyor
(29.08.24)
(10)

eski pırlanta

infinitedreams
merhaba,eski eşimden kalma bir pırlanta yüzük var. şimdi farklı birine evlenme teklif etme arifesindeyim ama yeni yüzük almak yerine bu pırlanta yüzüğü değerlendirebilir miyim? doğru olur mu olmaz mı onu da bilmiyorum. raconu nedir bu işin? dünyanın parasını vermiştim bir de.teşekkürler.
merhaba,
eski eşimden kalma bir pırlanta yüzük var. şimdi farklı birine evlenme teklif etme arifesindeyim ama yeni yüzük almak yerine bu pırlanta yüzüğü değerlendirebilir miyim? doğru olur mu olmaz mı onu da bilmiyorum. raconu nedir bu işin? dünyanın parasını vermiştim bir de.

teşekkürler.
0
infinitedreams
(26.08.24)
Hayatta olmaz, hiçbir türlü olmaz.
0
kobuzchu kiz
(26.08.24)
olmaz tabi ki. onu götürüp yenisini alırken fiyatta indirim yaptırılabilr de aynısını vermeyin sakın.
0
turuncu tonlarda
(26.08.24)
yuh sakin böyle bir sey yapma. ortaya cikarsa ayrilmasaniz bile artik aci dolu bir hayatiniz olur.
0
robert bosch
(26.08.24)
Troll soru mu? Etik, ahlak, saygı gibi değerleriniz yoksa değerlendirin gitsin tabii ki. Ondan boşanırsanız yine saklayın, üçüncüye de aynısını verirsiniz ve cebinizden hiç para gitmemiş olur. Düz, dümdüz, dümdüzden de düz insanların bile hayatlarını sürdürüp bir de evlenme arifesine falan gelmesi hayata dair umutlarımı yeşertiyor.
0
morca
(26.08.24)
o yüzüğü verip yenisi alınabilir bence. yüzüğün sizde kalması da saçma.
0
nwnd
(26.08.24)
tabi ki aynısını vermek gibi düşüncem yok, sormak istediğim acaba bir kuyumcuya versem onu işleyip bambaşka bir hale getirebilir mi? ama anladığım kadarıyla her halükarda bunu işletip bambaşka bir yüzük haline getirilse bile vermek uygun olmaz. o halde bunu okutup yeni bir yüzük almalıyım.
0
🌸infinitedreams
(26.08.24)
kuyumcuya götürdüğünüzde mevcut iskelet üstünde oynamayacak. altınını eritip yeni iskelet yapıp aynı taşı kullanacak.

satıp yenisini aldığınıda daha fazla değer kaybı olur.

metal sonuçta gri dönüşüme girecek size yeni olarak gelecek. bitti gitti. eşyalara fazla anlam yüklemeyiniz. sonuçta birebir aynı yüzük kullanılmayacak.
0
nwnd
(26.08.24)
Olur neden olmasın. Bu kadar kafada kuranların peşinden gitme. Neticede sadece bir eşya. Önemli olan senin kafandaki niyetin. İşini görecekse ölçü de uyuyorsa güzel bir bakımın ardından ver gitsin.
0
limonlu eksi
(26.08.24)
aslinda boyle aileden gecen yuzukler oluyor. yani atiyorum eleman anneannesinin yuzuguyle teklif ediyor. ama sahsen ben kadin olsam ve birisi bana eski esinden kalan yuzugu verse hosuma gitmezdi.

bence siz gidin, yuzuk aldiginiz yere boyle boyle bende bir yuzuk var ama icime sinmedi bunu verip yerine baskasini alabilir miyim diyin yardimci olurlar. biraz para cikar ama en azindan huzurunuz olur.
0
antikadimag
(26.08.24)
pırlantasını satarken bir miktar kaybınız olur. bu kayıp oranı pırlantanın şekline göre değişebilir.

ben olsam eski eşimin pırlantasını vermezdim.

ancak bu maddi kayıp sizi etkileyecekse var olan taşın yanına ebatına uygun başka taşlar ile yeni bir dizayn yaptırabilir, taşı yeni bir setting’e oturtabilirsiniz.
0
federer
(26.08.24)
(14)

karpuz vs kavun

robert bosch
hangisi? ve neden?
hangisi? ve neden?
0
robert bosch
(23.08.24)
Karpuz vs kavun
Su vs şalgam suyu

Daha anlaşılır anlatamam
0
pavlis
(23.08.24)
Karpuz
Damak zevkime daha uygun
0
isiaha
(23.08.24)
Kavun. Karpuzlar hem çok çekirdekli, hem kabak aşılı hem de tatsız.
0
tolgan
(23.08.24)
Kavunun asitli tadı daha çok hoşuma gidiyor, peynirle daha güzel yakışıyor
0
grimavi
(23.08.24)
kavun > karpuz. kavunla peynir yemek inanilmaz.
0
antikadimag
(23.08.24)
Karpuz
Tadını daha çok seviyorum. Yemesi de daha keyifli.
0
rock n roll
(23.08.24)
Karpuz.
0
Amaranta ursula
(23.08.24)
ikisi de. yummy yummy. seçmece yok.
0
gabe h coud
(23.08.24)
Kavun, çok net.
Karpuzun iyisini bulmak kavunun iyisini bulmaktan daha zor.
Kavunun tavanı karpuzun tavanından daha vurucu.
0
Bruce
(23.08.24)
Karpuz. Kavun çok şekerli, şekerli meyve sevmiyorum.
0
kobuzchu kiz
(23.08.24)
Kavun veya çekirdeksiz karpuz on numara oluyor


Yoklukta mecbur normal karpuz ama yemesi sikintili
0
Zetnikov
(23.08.24)
Kavun. Daha tatlı, râyihası daha çok hoşuma gidiyor, sanki ayaklı serotonin, adı bile mutlu olmama yetiyor.
0
muhayyer divan
(23.08.24)
Kavun ama özellikle Biga kavunu.
0
my fault
(23.08.24)
İkisinin iyisi müthiş olur ayırt etmeden ikisinide yerim
0
basond
(24.08.24)
(6)

huawei ile macbook air arasında kalmak

secaatli baron
huawei matebook d14 ile macbook air m3 arasında kaldım. aynı klasman mı bilmiyorum ama daha önce mac kullanmadım farkları ne olur bilemiyorum.Huawei 9.166,33 ₺ x 3 ay taksit (13.Nesil İşlemci)apple alırsam 9999.83 x 6 ay taksit https://consumer.huawei.com/tr/laptops/matebook-d-14-2024-13th-gen-core/
huawei matebook d14 ile macbook air m3 arasında kaldım.

aynı klasman mı bilmiyorum ama daha önce mac kullanmadım farkları ne olur bilemiyorum.

Huawei 9.166,33 ₺ x 3 ay taksit (13.Nesil İşlemci)
apple alırsam 9999.83 x 6 ay taksit

consumer.huawei.com

www.mediamarkt.com.tr
0
secaatli baron
(22.08.24)
Macbook Air nasıl 10 bin TL olur diye bir an panikledim, bir taksitmiş. Sorunuzun cevabını bilmiyorum ama 2-3 seneye satacak biriyseniz kesinlikle Apple ürünü almanız daha iyi olur. Onun dışında ihtiyaca göre değişir. 2 kat fiyat farkı var ama geçmiş tecrübelere göre ömrü de yaklaşık 2 kat farklı olabilir.
0
mbond
(22.08.24)
Huawei'yi alıp 4 sene kullansan kalan parayla 4 sene sonra yine iyi bir bilgisayar alıp bir 4 sene daha kullanırsın diye düşünüyorum.
0
prole
(22.08.24)
Bahsi geçen Huawei modelini birkaç yıldır kullanıyorum. Görünüş olarak Macbook muadili, sistemsel açıdan da tek bir sıkıntı bile yaşamadım. Daha önce hiç Mac kullanıcı olmadım fakat ne için kullanacağınıza göre küçük bir nüans olmakla birlikte bir bilgisayara bu kadar para vermenin anlamsız olduğunu düşünüyorum şahsen.
0
moonie
(22.08.24)
Windows işletim sistemiyle kıyaslayınca pratiklik anlamında macos çok geride kalıyor bana kalırsa ama cihaz kalitesi anlamında M3 Air kesinlikle çok ileride. Çok sağlam, çok şık, çok stabil..
0
beyfendi
(22.08.24)
Yalnızca windows'da çalışan alternatifi olmayan kullandığınız bir yazılım yoksa macbook alıp geçiniz. Eğer windows kullanmayı gerçekten biliyorsanız macos'a da randımanlı adapte olmanız 1 hafta taş çatlasın 2 hafta sürer. Bence daha da rahat edersiniz. Çok daha uzun ömürlü olacağı da garanti gibi bişey özellikle apple kendi işlemcilerini üretmeye başladıktan sonra işletim sistemi desteğinin daha uzayacağını varsayanlardanım. (İntel olanlar genelde 7-9 sene verimli çalışıyordu)

Mac aldım ama kullanamadım diyen insanların büyük çoğunluğu zaten windows da kullanmayı bilmiyor ezbere iş yapıyor, geri kalan kısım da kullanmak istemiyor :D
0
hedep
(23.08.24)
ne bilgisayar alayim sorusunun tek bir cevabi var. macbook, imac, apple ne uretiyorsa o.

geri kalanlarin hepsi taviz. yani apple alacak paran yoksa yonelmen gereken urunler. paran varsa apple. bitti.
0
antikadimag
(23.08.24)
(18)

hayata karşı önde başlayanlar

tuborg yesili
Olduğunu gördüğünüzde ne hissediyorsunuz ve bu sizin motivasyonunuzu nasıl etkiliyor?Evet hayat adil değil vs.kimisi başkasının elde etmek için deli gibi çaba sarf ettiğine zaten sahip olarak doğuyor.Bu gerçeğe dair tutumunuzu merak ediyorum aslında.
Olduğunu gördüğünüzde ne hissediyorsunuz ve bu sizin motivasyonunuzu nasıl etkiliyor?

Evet hayat adil değil vs.

kimisi başkasının elde etmek için deli gibi çaba sarf ettiğine zaten sahip olarak doğuyor.

Bu gerçeğe dair tutumunuzu merak ediyorum aslında.
0
tuborg yesili
(21.08.24)
Dediğin gibi hayat adil bir yer değil. Ben hayat standartlarımı elimden geldiği kadar yükseltmeye çalışıyorum. Belki bir başkasının hiç zahmet etmeden elde ettiği bir şey için ben mücadele ediyorum. Asla kurban rolüne girmiyorum. Hayat bana örnek veriyorum 1 birim bir şey verdiyse ben onu 2 birim yapmaya çalışıyorum.

Bir de diğer taraftan benim de bazı kişilerden daha şanslı olduğum gerçeği var. Bana imrenen, ne kadar şanslı diyenler olabilir.
0
rock n roll
(21.08.24)
Hayatta sadece kendi isteklerimin pesindeyim. Benim olmam gereken yerde bir baskasi sirf aile sayesinde olmussa bu benim hevesimi baltalar evet.

Ama annesinden apartman kalmis birini de asla sallamam.
0
Yourcousinmarvinberry
(21.08.24)
Sahip olduklarımla ve olabilme potansiyelim olanlarla mutlu olmasını öğrendiğim, hiçbir zaman sahip olmayacağım bir konuma doğuştan sahip olanları düşünerek delirmenin bana bir faydası yok, onlar yokmuş gibi hayatıma devam ediyorum gördüğüm zaman da kafamı başka yere çeviriyorum telefonuma bakıyormuş gibi falan yapıyorum.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(21.08.24)
Bilmiyorum beni etkilemiyor. Sadece morbid obez olduğum için incecik çıtı pıtı insanların bu hallerinden ne kadar habersiz oldukları beni şaşırtıyor. Ayaklarının acımaması, bellerinin sırtlarının iki yürüyünce yamulmaması, güzel ve çeşitli giyinebilmeleri, ucuz ucuz kıyafet ayakkabı bulabilmeleri ve bunun farkında olmamaları çok hayret ettiriyor o kadar.
0
muhayyer divan
(21.08.24)
Olumluya odaklanmak gerekir. Hiçbir şey dışarıdan göründüğü gibi toz pembe değil.
Kimseyi kıskanmamaya çalışıyorum. Özenmiyorum. Halime şükrediyorum.
0
Cezcez
(21.08.24)
Sınıf kinim yoktur.
0
Amaranta ursula
(21.08.24)
hirslandiriyor beni, motive ediyor.
0
cooperr
(21.08.24)
Hayatta farklılıklar olacak.
ben olaya daha çok inanç yönünden bakıyorum.
fakirin sabrı, zenginin cömertliğine denk geliyor sanırım.

Ve tabi şuna dikkat etmek gerekir ki; en bedbaht kişi kibirli olan fakirdir.. denir eskilerde.
0
diyecevaplandı
(21.08.24)
Evet, hayat adil değil ama bu dMek değil ki kendi yolunda ilerleyemezsin. Herkesin farklı bir hikayesi var. Belki ben daha çok çaba sarf etmek zorundayım, ama bu da beni güçlü kılıyor. Kendi başarımı görmek zorlukları aşmak beni daha da motive ediyor.

Başkalarının avantajlarına fazla odaklanmamaya çalışıyorum. Sonuçta neyi değiştirebilirim? Kendi hayatımı. Kendi şartlarımı en iyi şekilde değerlendirmeye çalışıyorum. Evet, bazen sinir bozucu olabilir ama bu da beni daha da azimli yapıyor.

Yani, hayatın adil olmadığını kabul etmek bir başlangıç noktası. Orada takılıp kalmaktansa kendi hikayemi yazmaya devam ediyorum.
0
goodz
(21.08.24)
eğer böyle bir değerlendirme yapmaya kalkarsam çocukluğumdan sonra tanıdığım herkes benim önümde olmuş oluyor, her tanıdığım insana ne güzel hayat be, demem lazım,
ben gölcükte doğdum büyüdüm ve tam on yaşına geliyorken depremde her şeyimizi kaybettik, aylarca evimiz yoktu, ev bulunca da aylarca ve hatta yıllarca, bir çok basit şeyimiz bile olamadı, en baştan başladık, uğraştık, 25 yıl geçmiş şimdi her şeyimiz var, yani hayatta her şey olur, geçer, gelir gider,

sporcu ya da sanatçı insanlar gördüğümde sadece belki ben de olabilirdim diyorum geçiyorum ama o kadar yani,

Kimseyi kıskanmıyorum, hırslanmıyorum da hiç beni iyi anlamda motive eden bir şeye de dönüşmedi, insanlara da o şekilde bakmak aklıma gelmiyor, volvosu olanlara bazen diyor olabilirim hdsfvhjd,

yukarıda yazılanlar gibi sadece kendime bakıyorum,
0
a perfect lie
(21.08.24)
hayata onden baslayanlar umrumda degil. ancak ben hayata geriden basladim. malesef ne yaparsam yapayim bunun telafisi olmayacak ve olene kadar eksik kalacagim.
0
arakaali
(21.08.24)
saglikla ilgili degilse cok sacma bir dusunce oldugunu dusunuyorum. boyle bir kiyas yapan kisi de birine gore onde sayilir. ali koc bile birine gore geridedir.

mal mulk onemli degil. gerekirse arkadaslarinla kaldirimda oturur skol bira icersin gene mutlu olursun. ali koc olursun her seye sahip olursun ama mutsuzluktan geberirsin. bir seyin sahibi olduktan sonra o sey onemini yitiriyor. degerli olan seyler hep sahip olmadiklarimiz.
0
bohr atom modeli
(21.08.24)
Benim motivasyonumu hiç etkilemiyor.
Şanslılık sıralamasında genelde ortalara yakın olduğumu düşünüyorum.

Bir de mesela birinin ailesi zengin olduğu için şanslılık listesinde en yükseklerde olduğunu düşünüyoruz ama babasıyla iletişimi çok kötü mesela o yüzden şanslılıkta ortalara doğru geriliyor.
Yani gördüğüm şeyin sadece gördüğüm şeyden ibaret olmadığını öğrendim.
0
michael_knight
(21.08.24)
Kötü etkiliyordu ama bunu düzeltmeye çalışıyorum. Herkesin hayat yolculuğu kendine, onlar belli konularda önde başlamıştır, siz ise başka konularda. Hayat herkesi farklı yollardan yürütüyor ve herkesin bambaşka hikayesi var, herkesin hayatta öğrenmesi gerekenler bambaşka. Belki benim, sizin ve x kişisinin bu hayatta çabalamayı ve vazgeçmemeyi öğrenmesi gerekiyor, avantajlı gördünüz kişilerin ise bambaşka şeyleri.
0
playing star again
(21.08.24)
Ben kendi kulvarımdayım
0
gabe h coud
(22.08.24)
beni hirslandiriyor ve 0'dan gelip su anda ulastigim yerdeysem biraz da bunun sayesindedir. kendim icin degil cunku ben kendimi kurtardim sayilir ama yasama firsati olmayan %80'lik bir grup varken %3-5'in asiri refah ve bolluk icinde yasamasina ayar oluyorum. millette sinif bilinci de yok maalesef ses cikarmiyorlar. yani 10 kisilik bir grupta 1 kisinin her seye sahip oldugunu 7 kisinin sefalet icinde yasadigini dusun. o en zengin 1 kisi 2 kisiyi secip onlara da iyi yasam hakki taniyor ve boylece diger 7 kisinin ustune basarak yasiyorlar.

maalesef cogunlugun bir sansi bile yok. amerika'da dunyanin onde gelen teknoloji sirketlerinden birinde calisiyorum ve buralara gelebilmis turklerin %90'i cankaya, besiktas, kadikoy'de dogmus ve ozel okullarda okumuslar. adam ozel lisede okumus, sonra peder bey amerika'da ozel okula yollamis. bu adamin basarisiz olma sansi var mi simdi.

aynisi amerika'nin zengin sinifinda da var. basariyi satin alabiliyorsun maalesef. yani adam iyi bir liseye gidiyor, prep denilen. sonra oradan sirf buna hazirlandigi icin iyi bir universiteye gidiyor, sonra iyi universite diye iyi sirket bunu ise aliyor. iyi sirkete girdikten sonra tutunamasa bile cv'de oldugu icin alip yuruyor bir sekilde su ustunde kaliyor. cok mal olmadigi surece ailesi iyi bir hayati satin aliyor.

toplumsal devrimi bir sekilde yapmamiz lazim cunku kaynaklari verimli dagitamayinca butun toplumun verimi dusuyor. bastaki zengin cocuklari koko cekerken geri kalan herkes stres ve sefillik icerisinde yasamaya calisiyor. ve isin ilginci kimse de buna sesini cikarmiyor mesela bu duyuruda bile stoaci takiliyorlar masallah.
0
antikadimag
(22.08.24)
hayati kazanılması gereken bir yarış olarak algılarsan evet bazıları onde başlıyor.
ama hayati bir yarış degil de keyif alınması gereken kisisel bir yolculuk olarak algılarsan, kimin nerden basladiginin bir onemi yok.
0
tekdir ile uslanmayan kiz
(22.08.24)
Önde başladıklarım, önde başlayanlardan binlerce kat fazla. Olaya böyle bakınca hayatın hiç adil olmadığını, bana karşı çok bonkör davrandığını düşünüyorum.

Çocukluğumdan bu yana eşitlerimi düşününce, hepsinden fersah fersah ilerde olduğumu görüyorum.

Bence önemli olan da bu.
0
Mirket
(22.08.24)
(10)

amerika gerçekten demokrasinin kalesi mi ?

WithWorth
Gerek "Bir kimse en fazla iki defa Başkan seçilebilir." kuralının dönemlerdir çalışması,gerek Demokrat ve Cumhuriyetçi partiler arasında yine dönemlerdir gitgellerin yaşanması:https://tr.wikipedia.org/wiki/Amerika_Birle%C5%9Fik_Devletleri_ba%C5%9Fkanlar%C4%B1_listesikomplo teorilerine girilmezse, ka
Gerek "Bir kimse en fazla iki defa Başkan seçilebilir." kuralının dönemlerdir çalışması,
gerek Demokrat ve Cumhuriyetçi partiler arasında yine dönemlerdir gitgellerin yaşanması:

tr.wikipedia.org

komplo teorilerine girilmezse, kağıt üzerinde bu demokrasi işini hakikaten oturttuklarını söyleyebilir miyiz ? nasıl söyleyemeyiz ki ?
0
WithWorth
(21.08.24)
ABD sisteminde başkanın bizde olduğu gibi bir etkisi yok, etki alanı çok kısıtlı, 2 defadan fazla seçilememesinin nedeni ortama biraz heyecan katmak başkanlığığı 2 parti arasında dönem dönem paylaştırmak gibi bir şey, yoksa 10 defa da seçilse bir şey değişmez pek, bu demokrasinin bir sonucu değil bence, ayrıca sistemin 2 parti arasında turnikeye alınması bile başlı başına demokrasiye aykırı bir olay.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(21.08.24)
"komplo teorilerine girilmezse" kismi tartismayi cocuklastiriyor oncelikle. direkt "benim inanmadigim her sey komplo teorisi o yuzden kenara birakalim onlari" seklinde basliyoruz.

"demokraisinin kalesi" ilan etmek icin sectigin o iki olcut cok keyfi bence. ozellikle iki parti arasinda gidip gelmesi ovgusu sacma. zira kurtaj, escinsel evliligi gibi genele vurunca aslinda kucuk meseleleri kenara birakirsak, iki partinin ideolojileri, politikalari cok cok benzer. cesitlilige izin yok. haliyle halkin buyuk cogunlugu ya oy kullanmiyor ya da o piti piti yapip rasgele birini seciyor.

bir de bu iki partinin, ucuncu, dorduncu partilarin olusmamasi icin verdigi savas var, butun zenginliklerini ve guclerini kullanarak. bu nasil demokrasi? mesela demokratlar habire yesil partiyi mahkemeye veriyor eyaletlerde, secim pusulalarinda yer almasini engellemek icin. legal sistem de buna izin veriyor. yersen demokrasi.

iki defadan fazla secilememe olayi da abd'ye ozel bir sey degil.
0
hot potato
(21.08.24)
@hot potato, "yani komplo teorilerine girilmezse" ile söylemek istediğim somut deliller ile tartışmak. mesela verdiğiniz yeni parti açılmasına müsade edilmemesi gibi somut, internet araştırması ile doğrulanabilir deliller.

iki defa seçilememe olayı'nın kendinden ziyade uygulanması. bir ülke biliyorum mesela 20 küsür yıldır aynı parti iktidarda.
0
🌸WithWorth
(21.08.24)
Amerikalıların bazılarına sorunca da ABD faşizmin beşiği diyorlar valla orada da kafalar karışık.

Çok detaylı fikrim yok ama seçim bölgelerini belirleme yöntemleri sorunlu diye biliyorum. (bkz: gerrymandering)
0
peki madem
(21.08.24)
Evet.
0
Yourcousinmarvinberry
(21.08.24)
amerika tamamen kar amacli kurulmus cok buyuk olcekli ozel bir sirket.
ozel sirketlerde de demokrasi falan olmaz.
karliligin geregi ne ise o yapilarak ilerleyen bir olusum..
0
cooperr
(21.08.24)
ABD'yi sadece demokrasi ile tanımlamak çok eksik olur. Paranın gücü diğer ülkelerdekinden de çok daha fazla sanırım.

1973'ten bu yana her zaman başkan/başkan yardımcısı olarak soyadı Biden, Clinton veya Bush olan biri olmuş mesela. İlginç değil mi?
0
michael_knight
(21.08.24)
Sanıldığının aksine yolsuzluk çok fazla.

Cooper'ın yorumu tam olarak abd'nin tanımıdır:"amerika tamamen kar amacli kurulmus cok buyuk olcekli ozel bir sirket"

Sistem siyasetten eğitime sağlığa kadar her anlamda para ile dönüyor.
0
ferenc
(22.08.24)
Güncel bilgi mi emin değilim, bir yerde Amerika'da seçimlere sponsor olunabildigini okumuştum. Onlardaki ismi ne bilmiyorum, mesela bizdeki bir milletvekili belediye başkanı adayı falan seçimlerden önce x holdingin seçim kampanyasına sponsor olduğunu düşünün. Filmlerde de var bir unsur olarak bu, the adjustment bureau filminde matt damon'in karakteri mesela.

Bakınca "paran kadar konuş" ülkesi gibi görünüyor.
0
encokbenisevinnolur
(23.08.24)
alakasi yok. abd'nin su anda iyi durumda olmasinin tek sebebi cok yuksek bir refah ve zenginlige sahip olmasi. bunu cikardigin anda amerika bir hic. zamanla bu zenginlik de azaliyor zaten.
0
antikadimag
(23.08.24)
(7)

Türkiye'de Beyzbol

akhenaten
Normalde sporla hiç alakası olmayan biri olarak olimpiyatlar sonrası şu nasıl oynanır, bu nasıl oynanır diye bakarken beyzbolu anlamadığımı fark ettim. Sonra anlamaya çalışırken sanırım fazla kafa yormuş olacağım ki bir iş becermenin getirdiği heyecanla yanlışlıkla beyzbol izlemekten keyif almış bul
Normalde sporla hiç alakası olmayan biri olarak olimpiyatlar sonrası şu nasıl oynanır, bu nasıl oynanır diye bakarken beyzbolu anlamadığımı fark ettim. Sonra anlamaya çalışırken sanırım fazla kafa yormuş olacağım ki bir iş becermenin getirdiği heyecanla yanlışlıkla beyzbol izlemekten keyif almış bulunuyorum.

Ama sanırım yanlış sporu sevdim. Türkiye'de formaliteden bile olsa bir federasyonu yok sanırım beyzbolun. Hatta baştan sona Türkçe seslendirilmiş beyzbol maçına bile rastlamadım.

Tamamen umutsuz mu durum? Türkiye'de olmuyor mu bu iş? Neler var?
0
akhenaten
(17.08.24)
Ragbi federasyonuna bağlı şekilde 2023'te çocuklar ve 16 yaş üstü şeklinde ligler görünüyor. 2024'te oldu mu/olacak mı bilmiyorum
0
nundu
(17.08.24)
Beyzbol bilmeyen için çok sıkıcı ve hiçbir heyecanı yok, ben de bilmediğim için çok sıkıcı ve heyecansız görüyorum, muhtemelen herkes öyle görüyordur, o nedenle Türkiye için "Bi de onunla mı uğraşalım" seviyesinde görülüyordur muhtemelen o nedenle herhangi bir geleceğinin olması mmükün değil, ha varsa belki üniversite seviyesinde deneyen birkaç yer vardır ama bence kayda değer bir aşama göremez.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(17.08.24)
@kaleci ben de anlamsız anlamsız bakıyordum, bu kadar anlamıyor olamam deyip derinleştikçe biraz fazla bilgi edinmiş oldum heralde. Şimdi seviyorum durduk yere. Otobüste falan mlb replaylerini izlemeye başladım. hayırlısı artık, üzücü. :D
0
🌸akhenaten
(17.08.24)
dunyanin en sacma sporu hocam. amerikalilar bile izlemiyor. izlenme oranlari dusuyor. biz maca gittik, genelde mactan once otoparkta mangal kulturu var.

mac basladi ama herkes hala mangala devam ediyor. cunku mac heyecanli oldugu icin gitmiyorlar, aktivite olsun diye gidiyorlar.

sonra maca girdik. arkadas anlatti. kurallari anladim, toplamda 2 maca gittim. ama oyun olmuyor macta. yani atislarin yarisi gecersiz atis, pitcher dogru yere atamiyor. gecerli atislarin yarisina batter vuramiyor. batterin vurduklarinin yarisi direkt outa gidiyor, oyun olmuyor. yani 8-10 atistan biri oyun oluyor.

kriketle birlikte dunyanin en sacma takim oyunudur, iddialiyim.
0
antikadimag
(17.08.24)
@antikadimag ne bileyim, fena değil ya :D
0
🌸akhenaten
(17.08.24)
Yiğit Tezcan var youtubeda f1 yorumculuğu falan da yapıyor. O da hayatının bir bölümünü beyzbola adamış, hâlâ sıkı bir şekilde takip ettiğini söylüyordu. Belki onunla iletişime geçebilirsin sosyal medya üzerinden. İstatistik sevenler için müthiş bir spor olduğu söylenir çünkü her şeyin istatistiği var ve genelde durağan oyunlar üzerinden olduğu için dış etkilere kapalı istatistikler. Ayrıca ABD'nin en eski sporu olarak pek çok hikayesi, laneti falan var. Japonya'da da çok popüler hatta şu an ABD'den daha iyi oyuncu çıkarıyorlar. En çok para kazanan mlb oyuncusu Japon
0
nundu
(17.08.24)
@nundu, Evet istatistikleri takip etmesi de çok eğlenceli. Bir de belli bir şema var, top atıldıktam sonra olan biteni takip edip ne olduğunu, nasıl olduğunu, neden olduğunu anlamaya çalışıp bir sonraki atışı bekleme olayı hoş bence. Bir atak, bir gevşeme döngüsü olması hoşuma gitti aslında. Sürekli akan bir şeyi takip etmekten daha farklı bu.

Dediğin kişiye bakacağım, teşekkür ederim.
0
🌸akhenaten
(17.08.24)
(14)

dubai mi almanya mı?

my pink
1. dubaiden iş teklifi aldım. maaş iyi. ama gelecek anlamında pek esprisi yok2. almanyada iş aramam lazım. ilerde vatandaş olabilirim (oturumum var, kalacağım yer var)
1. dubaiden iş teklifi aldım. maaş iyi. ama gelecek anlamında pek esprisi yok
2. almanyada iş aramam lazım. ilerde vatandaş olabilirim (oturumum var, kalacağım yer var)
0
my pink
(07.08.24)
ben olsam Almanya derdim gelecek açısından hem kendim hem ailem için. Ama size bağlı BAE de kazançlar genel olarak EU nun üstünde.
0
nuevo
(07.08.24)
1. maas ne kadar iyi? neden yok ki gelecek? bi süre takilirsin.

2. neden almanya olsun istiyorsun ki?

sorularim biraz basit gibi görünebilir ama gercekten anlamak icin öyle yazdim.
(7 senedir master + is sebebiyle almanyada yasayan bir mühendis olarak sordum)
0
vhs kaseti
(07.08.24)
avrupada yükselmekte olan mülteci sorunları yüzünden asya ülkelerine yönelmeyi düşünüyorum ben. ben olsam dubai seçer bir süre takılıp para biriktirir, iyi bir asya ülkesine geçmenin yollarını arardım.

he almanyada yaşayacağın yerde mülteci problemleri yoksa almanya da olabilir belki ama bu problem her yere yayılacak gibi geliyor bana.
0
nolmus yani
(07.08.24)
Dubai'ye gitmek Almanya'da oturum ve vatandaşlık sürecini tamamen durdurmayacaksa (geciktirmesi ya da duraklatması kabul edilebilir bence ama bunu çocuğunuz olmadığını varsayarak söylüyorum) Dubai'de bir süre çalışıp iyi maaşın keyfini çıkarmak ya da para biriktirmek de mümkün.
0
kobuzchu kiz
(07.08.24)
dubai'de üç gün bana çok geldi. beton yığını, boğucu, kısıtlayıcı. her şey para değil. ödubai'de harcayacak bir senem bile yok.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(07.08.24)
Dubai kesinlikle. Bekarsan eglence anlaminda da Dubai, evliysen cocuk yetistirme icin de Dubai.
0
mabl
(07.08.24)
Dubaide yasayabilen biri zaten trde de yasardi. Almanyada yasamak isteyen birinin paradan baska motivasyonlarinin olmasi lazim.
Para icin insan ailesini, arkadaslarini, dogup büyüdügü yeri birakmaz. Paranin yaninda baska motivasyonlarinin olmasi lazim.
0
sonsuz
(07.08.24)
Biraz daha detayli yazmak istedim.

Yazcıysan Dubai, kışçıysan almanya. Bir kışçının Dubai'de hayatta kalma ihtimali yok.

BAE sosyal devlet değil, paran kadar insansın. Gelirin iyiyse yaşam eğlenceli, hem sosyal olarak hem aktivite olarak Almanya'dan fazlasını vaadediyor bence. Dünyanın her yerinden expatlarla sosyalleşeceksin. Keza çocuğun varsa kozmopolit bir okulda iyi bir eğitim alacak ve woke saçmalıklarına maruz kalmayacak.
0
mabl
(07.08.24)
dubai tabii ki. almanya kaciyor mu, dubai'de 1 sene denedikten sonra baktiniz olmadi yine almanya'ya gidersiniz. almanya'ya bos gideceksiniz is guc yok kira su bu bir suru sorun.
0
antikadimag
(07.08.24)
Dubai'de maasin ALmanya maasinin 3-4 kati degilse orayi dusunme derim.
0
turkuaz
(08.08.24)
Dubai’de yaşıyorum, yaklaşık 2 sene olacak. Norveç’e karşı tercih edip yerleştim. Gayet memnunum.

Dubai’de geliri iyi olan beyaz yakalılar için cennet gibi, gelir vergisi yok, Türkiye uçuşları ve diğer uçuşlar ucuz. Haftasonu bi Maldivler’e uçayım 2-3 gün kafa dinleyeyim gibi ütopik gelebilen planları yapabiliyorsun. Misal durup dururken geçen hafta epey indirim var diye Singapur bileti araştırıyordum :)

Alım gücü gayet yüksek, istediğin birşeyi almak için aylarca beklemiyorsun.

Yazları epey sıcak ama sokakta çalışmadığım için bana etkisi minimum diyebilirim.
0
Northern Mariner
(08.08.24)
dubai'den ev satın alıp yaşamak ömrü uzatır, almanyadan alıp oturmak kısaltır o derece yani.

tekce.com
0
deltax
(02.06.25)
Almanya'da vatandaşlık hakkı için kaç senenin kaldığına bağlı. 1 - 2 sene kaldıysa eğer mesela, vatandaşlığı alana kadar teklif ne olursa olsun kabul etmem o süreyi doldururum. Diğer türlü Almanya'da aylık ne kadar birikim yapabileceğin önemli faktör. İyi bir pozisyonda iyi bir maaşın olmayacaksa ve büyük şehirde yaşayacaksan eğer birikim şansın pek olmayacak. Dubai'de birkaç senede ev kredisi için peşinat biriktirirsin herhalde ama bu kez Almanya oturumu tehlikeye girecek. Biraz detay lazım durumunla ilgili
0
beyfendi
(02.06.25)
net dubai yaw..
0
cooperr
(02.06.25)
(3)

yabancıların türkçede bazı şeyleri r diye duyması

patronaj1
selamlar,geçen bir muhabbet vardı bazı yüklemlerin çekimlerini yabancılar r olarak duyuyor gibi bir şeydi. gören oldu mu? nerede bulurum detayını kaybettim.
selamlar,
geçen bir muhabbet vardı bazı yüklemlerin çekimlerini yabancılar r olarak duyuyor gibi bir şeydi. gören oldu mu? nerede bulurum detayını kaybettim.
0
patronaj1
(06.08.24)
kelime sonundaki r'leri islikli soyledigimiz icin ş olarak duyuyorlar. naber yerine nabeş diyorlar ornegin. bu geldi aklima digerini duymadim.
0
antikadimag
(06.08.24)
the guy from batman
(06.08.24)
Türkçede ispanyolcada olduğu gibi alveolar trill de denen rolling r yok. Kelime sonlarındaki r'lerde daha çok belli olsa da aslında kelime içindeki r'lerde de sesin rş şeklinde çıkması söz konusu. Dilin yapısıyla alakalı bir şey.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(06.08.24)
(1)

Banka dışında kredi

antuan
MerhabaBankalar disinda kredi cekebilecegim kurum kurulus vs tarzi olusumlar var midir? kredi karti ve kredi vs kullanmadigim icin bok gibi bir skorum var ve bi hastalik durumu icin acil para ihtiyacim mevcut. Cok arastirdim gerci ama belki bi yol yordami vs vardir diye soruyorum. Boyle illegal olma
Merhaba
Bankalar disinda kredi cekebilecegim kurum kurulus vs tarzi olusumlar var midir? kredi karti ve kredi vs kullanmadigim icin bok gibi bir skorum var ve bi hastalik durumu icin acil para ihtiyacim mevcut. Cok arastirdim gerci ama belki bi yol yordami vs vardir diye soruyorum. Boyle illegal olmayan bi olusum yontem vs var midir kredi verecek? tsk.
0
antuan
(02.08.24)
tefeciler bu is icin var. daha yuksek faiz oraniyla verip mafyalasiyorlar.
akrabadan isteyeceksiniz. yakindan uzaga dogru deneyin.
teknik kismini bilmiyorum baska bir cozumu varsa bilenler yazar.
0
antikadimag
(02.08.24)
(4)

8 yil sonra dayiyla karsilasmak

foster
selam uyurgezer dostlar,dayim 8 sene sonra yurda geliyor. taaa uzakta oturuyor. kolay kolay gelemiyordu.15 senede 2. gelisieskiden aramiz muthisti. abi kardes gibi. son bir kac senedir ayda 1 kez anca konusuyoruz.geldigi icin seviniyorum tabii. ama bi garipte hissediyorum :( ne diyecegim, ne yapacag
selam uyurgezer dostlar,

dayim 8 sene sonra yurda geliyor. taaa uzakta oturuyor. kolay kolay gelemiyordu.

15 senede 2. gelisi

eskiden aramiz muthisti. abi kardes gibi. son bir kac senedir ayda 1 kez anca konusuyoruz.

geldigi icin seviniyorum tabii. ama bi garipte hissediyorum :( ne diyecegim, ne yapacagim, nasil olacak.

garip hisler icindeyim
0
foster
(31.07.24)
Mirasa konan bir dayı profili yoksa kendisinde, konuşacak çok şeyiniz olur.
Kaldığı müddet içinde yapılacak şeyler, gidilecek yerler ile ilgili program listesi hazırlayın zihninizde .
0
diyecevaplandı
(31.07.24)
ayda 1 konusulan dayi cok konusulan dayidir. ben dayimla yilda bir hadi en fazla 6 ayda bir konusuyorum. farkli ulkelerdeyiz yine.
0
antikadimag
(31.07.24)
benim dayimin ölüsü kuzenime daha fazla fayda saglamisti. en azindan cocuk yetim parasi aliyor diyordum. simdi öyle hissedersin ama gelince iki saate normale dönersiniz. yapilacak seyler icin plan program listesi hazirla +1
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(31.07.24)
10.000$ nakit bagis yapmazsa konusmazdim sahsen.
0
Zetnikov
(31.07.24)
(13)

moraller down olunca

robert bosch
napiyorsunuz?
napiyorsunuz?
0
robert bosch
(30.07.24)
Bruce
(30.07.24)
acik hava, uzun yuruyus.
0
parcxerox
(30.07.24)
@bruce baya kötyümüs ama saol
0
🌸robert bosch
(30.07.24)
Uyuyorum. Saatlerce uyuyorum. Elimde olsa günlerce de uyurum.
0
moonie
(30.07.24)
Çok büyük bir mesele varsa uykuya kaçarım.
Standart dert tasa ise sahile gider kitap okur ya da müzik dinlerim.
Kulakta müzikle uzun yürüyüş +1
0
mutekebbir
(30.07.24)
bazen müzik, uyku, yürüyüş.

bazen de iş, yemek, dizi/film.
0
ananiyimioguz
(30.07.24)
Votka
0
numlock
(31.07.24)
youtube'dan robin williams videolari izliyorum.
0
antikadimag
(31.07.24)
gider deniz kenarında bir banka oturur denizi seyrederim veya yürüyüş yaparım. mümkünse ya deniz kenarında, ya ormanlık alanda.
0
tabudeviren
(31.07.24)
Ezbere bildiğim eski Türk filmlerini tekrar izliyorum. Tercihen komedi.
0
pispinti
(31.07.24)
koşarım
'one piece' izlerim
basket oynarım
bisiklet sürerim
0
lüzumsuz adam
(31.07.24)
1) ağlamak iyi geliyor
2) yürüyüş + koşu ya da evde müzik eşliğinde shadowboxing
3) yazmak..

içini dökmek istersen dm açık <3
0
mizore
(31.07.24)
Araba kullanmayi seviyorsaniz uzun yol.
0
mbond
(31.07.24)
(12)

Dostoyevski'yi nasıl tanımlarsınız?

sekizdokuzon
Az önce bir YouTube videosunda muazzam bir tanımına denk geldim. Şöyle diyor:"Rusya'nın sahip olduğu, arafta olmanın, bir yenilikle karşı karşıya kalındığında ne yapılacağını bilememenin ve sayısız olasılığı aynı anda değerlendirmeye tutup hiçbir olasılığın net yanıt olmadığını da bir yandan bilerek
Az önce bir YouTube videosunda muazzam bir tanımına denk geldim. Şöyle diyor:

"Rusya'nın sahip olduğu, arafta olmanın, bir yenilikle karşı karşıya kalındığında ne yapılacağını bilememenin ve sayısız olasılığı aynı anda değerlendirmeye tutup hiçbir olasılığın net yanıt olmadığını da bir yandan bilerek, hiçbir olasılığa sabit kalmayıp olası olasılıklarla, seçmeye çalıştığı olasılıklar arasında net karar vermeyen, açık uçlu yapıtlar ortaya çıkaran en güçlü 19. yüzyıl yazarı."

Sizce neden dünyanın gelmiş geçmiş en büyük roman yazarı? Sizin onda gördüğünüz nedir?

Bir de "Dostoyevski'yi doğru anlamak için kırk yaşından sonra okumak lazım." diyorlar. Bu görüşe katılıyor musunuz?

Teşekkür ederim.
0
sekizdokuzon
(30.07.24)
Ben çok depresif bulmuştum 1 kez okumaya kalkıştığım bir kitabından dolayı, hatta okuyamamıştım ve ben bunu hiç okuyamam diye karar vermiştim.

Kararsızlığın ve güvensizliğin zirvesi deniyor demek ki. Yani Rus edebiyatı için.
0
muhayyer divan
(30.07.24)
çok bunaltıcı yazıcaktım, yazmışlar. okumuyorum ben zaten dünya fazlasıyla gerçek ve bunaltıcı, ekstra doza ihtiyacım yok.
0
deartheodosia
(30.07.24)
Çehov haricinde söylediklerin gerçek batı kültürünü sindirmis yazarlar. Daha sistemli yazarlar, daha çok kitap yüzü görmüşlerdir. Dostoyevski arada, hiçbir şey anlatmazken çok şey anlatabiliyor. Yani bu dediğin yazarlar anadili olan bir dili çok iyi, düzenli konuşurken Dostoyevski dili sonradan öğrenmiş ama o sistem bilmezliginden dilin olanaklarını aşmış. O yüzden "en". Bu görüşüm beni dünyanın en sıkıntılı insanı yapabilir, napalim.
0
🌸sekizdokuzon
(30.07.24)
anlatamıyorum’un yazdıkları da bunaltıcı.
0
deartheodosia
(30.07.24)
Benim için liseli olmakla özdeş. Lisede okuduğumuz iyi betimlemeler ve tahliller yapan bir yazar. @anlatamiyorum+1 mesele toplum, insan ve varlığı anlatmaksa daha iyi yazarlar var.
0
Amaranta ursula
(30.07.24)
Stefan Zweig’la Dostoyevsky’nin karşılaştırıldığını da gördüm ya tamamdır.

Bu duyuru zirveye yaklaştı benim için Dostoyevski ile karşılaştırılan isimlere bak :)
0
Mcfly
(30.07.24)
En sığ yorum geldi açılın bakalım :)

-Nasıl tanımlarım?
-Yorucu.

Şükürler olsun ki gençken okumuşuz bunları, belli bir yaştan sonra gerçekten kafa kaldırmıyor :/
0
mutekebbir
(30.07.24)
valla her kitabini okudum.

toplumsal konularla ve bireysel psikoloji ile ugrasarak en net ve guclu eserleri verebilen yazar. ecinniler ve karamazov kardeslerde toplumsal sorunlara (rusyanin hristiyanliktan uzaklasarak ateizme, nihilizme, komunizme suruklenmesine karsi) prens ile suc ve cezada ise insan psikolojisinin derinliklerine dalan bir adam.

cok ters, huysuz biri aslinda. yazarligi da bence tolstoy kadar iyi degil. ama yazdigi konular tolstoy'un konularindan daha onemli. yani dostoyevski'de edebiyat insan zihninin en verimli meyvelerinin verildigi bir arac olarak kullanilmisken, tolstoy'da dil ve roman estetik kaygilarla donaniyor. (tolstoy'u daha az okudum) edebiyatci ustaligi olarak tolstoy one cikarken, buyuk romanci dendiginde buyuk konulari islemesiyle dostoyevski one cikar.

edit: @anlatamiyorum'un verdigi isimlerle dostoyevski bambaska kulvarda. hikaye yazarligi ile roman yazarligi arasindaki farki gorebilmek lazim. sartre, cehov, zweig, proust ne alaka allah askina. dostoyevski karsilastirilacaksa tolstoy, hugo, joyce gibi adamlarla kiyaslamak lazim.
0
antikadimag
(31.07.24)
Ben çok severim. Suç ve Ceza, Yeraltından Notlar ve Kumarbaz favorilerim. Bir kitabı okumaktan keyif almak için illa 'kolay' okunması gerekmiyor kanımca. Ben Proust ve Woolf'un hemen bütün eserlerini keyifle okudum. Ama çok zorlanmıştım bazı romanlarında. Ulysses, Bulantı ve Dorian Gray'in portresi kabir azabı gibiydi benim için. Mümkün olsa Niteliksiz Adam'ın yazarına "Niye Edebiyat? diye sormak isterdim. Zevk renk meselesi değil; bu kitapları okumaktan keyif alacak donanım yok bende.
0
auroraaurora
(31.07.24)
Dostoyevski'nin büyüklüğü gerçekçiliğinden gelir benim için. Nerede okuduğumu hatırlamadığım ama tamamen katıldığım şu minvalde bir yorum vardı;

Yarattığı karakterlerin içindeki "diğer" kişiyi ortaya çıkarmak için kendi bakış açısının dışına çıkarak onları tahlil edebilen biridir. Kendinden önceki dönemdeki yazarları okurken, karakterlerin sesi aslında yazarın sesini, fikrini görüşlerini konuşturur ya da tartıştırdığını görürüz. Ama Dostoyevski bundan farklı olarak karakterlinin derinliğine inerek onların içindeki farklı kişiyi bulmaya çalışır ve bunu yaparken de tamamen o karakteri konuşturur, karakterin kendi sesi ve düşüncesine izin verir.

Bence Dostoyevski'nin psikolog , insan ruhunun röntgenini çeken yazar olarak adlandırılmasında karakterlerindeki bu çok seslilik yatıyor.

Kendisi hakkında hayatın gri yanlarını görmek istemeyen gibi bir yorum yapılıp, yazarı sevenler hakkında da vizyonsuz ve edebiyat kültürü sıkıntılı denmesine bakarsak, Dostoyevski'yi anlamanın sadece yaşla ilintili olmadığını da anlamış oluyoruz.
0
thracia
(31.07.24)
dostoyevski, yerli ya da yabancı edebiyatta okuduğum yazarlar arasında BENCE en iyilerinden. en kısa eserinden en uzun eserlerine kadar okuyup da bana "yav bu ne anlatıyor?" veya "yav iyi de bunu niye anlatıyor şimdi?" diye bir kez bile sordurtmamıştır; hiçbir zaman da boş bir cümlesine dahi rastlamamışımdır, kendisiyle kıyaslanan tolstoy'da ise bunları sorduğum çok olmuştur.

değindiği her bir konuda, yarattığı her bir karakterde günümüz insanlarına dahi ayna tutabiliyor ki bu da insanlığın evrensel ve yalın yapısını çok da iyi çözümleyip çok başarılı şekilde anlattığını gösteriyor.

edebi yönden kendi toplumuna ayna tutuyor mu, bilemiyorum, rus halkına gerçek dünyada o kadar hakim değilim ya da "yazar burada şunun sancısını çekerek ikilemi, rus halkının arafta kalışını anlatıyor" diyecek kadar analiz/yorum gücüm yok. zaten dostoyevski bile mezarından kalksa bu tür abartılı atıflara "yoo, basit ama epey trajik bir olayı anlattım" der diye düşünüyorum.

dostoyevski'yi her bir kitabında beni resmen o döneme götürdüğü, bir kitabındaki o temel ve yoğun duyguyu yaşattığı için, realist ve iyi bir gözlemci olduğu için çok seviyorum.

keşke sabahattin ali, albert camus ve dostoyevski ile bir ortamda bulunup sohbetlerini dinleme imkanım olsaydı.
0
m e b
(31.07.24)
İnsan zihninin en karanlık noktalarına insanları rahatsız ederek dokunmasina rağmen dostoyevski ' nin bu kadar sevilmesi;

1- bu anlatımı muthis bir ustalıkla yapması -ki edebiyat/sanat tam da işte budur-

2- hepimizde az çok bu karanlık noktaların bulunması.

(Okuduğum kitapları; Karamazov kardeşler, ecinniler, suç ve ceza, yer altindan notlar)

Bu arada başlık altında bir eleştiri var, -dostoyevski hakkında düzgün bir eleştiri okumak çok isterdim- kusura bakmayın ama ziyadesiyle komik.

Hadi proust'u bir nebze anlarım da Sartre, Stefan Zweig, cehov ne alaka arkadas; edebiyat öyle ne okuduysan hepsini mukayese edebileceğin bir alan değil :))
0
makbur
(31.07.24)
(3)

bireysel silahlanma süreci

nemo problemo
nasıl oluyor? sürekli kavgalar. herkesin belinde silah. artık belde silah olmayınca 1-0 geride başlıyorsun. kendimi korumak için ruhsatlı silah almam zor mu? hangi durumlarda veriyorar?
nasıl oluyor? sürekli kavgalar. herkesin belinde silah. artık belde silah olmayınca 1-0 geride başlıyorsun. kendimi korumak için ruhsatlı silah almam zor mu? hangi durumlarda veriyorar?
0
nemo problemo
(29.07.24)
Bu soruyu burada soruyorsanız :) kesinlikle almayı düşünmeyin bile. Silah bambaşka bir dünya. Şimdiye kadar problemsiz gelmişsiniz, bundan sonra da nemo problemo devam.
0
alfired
(29.07.24)
yaninda silahla dolasirsan basina bela alirsin. duzgun bir insan yaninda silahla gezmez meslek icabi degilse.

o silah yuzunden alttan alacagin durumlarda daha da diklenip basina bela alma ihtimalin yuksek. birini vursan al basina belayi. adam oldursen yaralasan bu sefer karsi tarafla kan davali olacaksin sevdiklerin bile zarar gorebilir.

ama bulundurma ruhsati alip poligonda talim yapacagim dersen baska.

en iyi guvenlik yontemi hic sikintili durumlara girmemektir. eger giriyorsan alttan almak, eger fayda etmiyorsa topuklamaktir. kaybedecegi hicbir sey olmayan yikik tipler var. bu adamlar kadar tehlikeli olamazsin.
0
antikadimag
(29.07.24)
Cehovcu düşünmek bana makul geliyor. Orada silah varsa eninde sonunda patlar.
0
encokbenisevinnolur
(30.07.24)
(11)

miras sorusu

antheros
Bir siz olsanız ne yapardınız sorusu. Toplamda beş evlat var. Baba bir evladına yaşarken sözlü olarak şu arsa senin olsun diyor. Miras paylaşımındaki diğer mallarda da diğer kardeşlerle eşit paya sahip olacak. Diğer kardeşler babalarının sözüne riayet mi etmeli yoksa malların hepsinin yasadaki şekli
Bir siz olsanız ne yapardınız sorusu. Toplamda beş evlat var. Baba bir evladına yaşarken sözlü olarak şu arsa senin olsun diyor. Miras paylaşımındaki diğer mallarda da diğer kardeşlerle eşit paya sahip olacak. Diğer kardeşler babalarının sözüne riayet mi etmeli yoksa malların hepsinin yasadaki şekliyle bölünmesinde ısrar mı etmeliler?

edit: Bu arsayı bırakma mevzusunu babasından duyan kardeşler var. Daha ayrıntıya girersek bu arsanın üzerinde bir dükkan var ve bu dükkan senelerce bu arsa bırakılan kişi tarafından kardeşlerine herhangi bir bedel ödemeden kullanılıyor. Dükkan yıkılma aşamasında ve müteahhite verilmesi düşünülüyor. Kardeşlerden bu duruma razı olanlar da var olmayanlar da var.
0
antheros
(27.07.24)
Arsa bırakılan evlat olsam kabul etmez, kardeşlerimle paylaşırdım. Kardeşlerden biri olsam laf etmezdim muhtemelen. Öyle bir enayiyim. Bir kişi bile itiraz etse eşit dağıtılmalı. Çok vermek istiyorduysa sağken vermeliydi ki o bile geri döndürülebiliyor dava yolu ile.
0
Godless
(27.07.24)
babanın "şu arsa senin olsun" sözünün o kardeşten başka tanığı var mı yok mu o önemli. tanığı varsa ben isteğe uyulmalı derim.
0
beatbox yapan metalci
(27.07.24)
birincisi kanit var mi diye bakilir. yazili bir metin yoksa hukuken zaten esit dagitilacak.

eger baska sahitler de varsa, yani baba herkesin yaninda bunu demisse arsanin diger mallar icinde ne kadar %'lik degere sahip oldugu onemli.

yani toplam yekunun %5'i falansa cok dert degil. ama %30'unu kapliyorsa o zaman sorun. kimse yedirmez onu.
0
antikadimag
(27.07.24)
Aile içi iletişime, yaşananlara bağlı.
Kendi ailemde olsa bu söze uyardım ama benim ailemde böyle bir söz söylenmez. Söylense bile o zaman babamla bu durumu neden kabul edemediğimi anlatırım, o da bana neden böyle bir karar verdiğini anlatır ve sonuca bağlarız.

Böyle bir durumda bu söze uyan veya uymayan kardeşleri de ayıplamam. Her ailenin kendi içinde bambaşka olaylar yaşanmıştır, bambaşka dengeler vardır.
0
michael_knight
(27.07.24)
istediği kadar tanığı olsun yazılı, resmi bir belge yoksa sonuna kadar itiraz ederdim.
eğer bana bırakıldıysa zaten en başında yazılı bir belge almaya çalışırdım.
0
my fault
(27.07.24)
Yazılı resmî belgeye, eğer tanık varsa gerek yok. Adam ciddi ciddi vermiş işte hür iradesiyle. Bu o demek.

Herkes vicdanlı davranmalı tabii. Vicdanından şüphelenilen kardeş varsa hukuki yola başvurmak lazım.

Vicdan sorunu yoksa babanın vermesi önemli, onun dışında o kişiye mirastan başka pay kalıyorsa onu da vermek lazım âdil bir şekilde. Kalmıyorsa da kalanı diğer dört kardeş paylaşmalı, dükkanın kârından kardeşlere oay verilmeli, en azından şimdiye kadarki kullanım için.

Bence.
0
muhayyer divan
(27.07.24)
kolaylıkla çözülsün.

bizim dayı da aynı şeyi iddia ediyor. annem de biliyormuş ama annem mevta.
vermiyoruz iki kardeş. biri verdi çoktan.
0
janderzel zartanyan
(27.07.24)
bu tarafların kendi hür iradeleri ile almaları gereken bir karar. yazılı bir bağış olmaması bu durumu çetrefilli bir duruma getirmiş. ayrıca belirtilen arsanın tüm malvarlığına oranı nedir? örn; toplam servetin 200 milyon edeceğini varsayarsak, sadece o arsanın 50 milyon ve üzeri gibi rakam etmesi durumunda arsanın bağışlandığı varsayılan kardeşin toplam malvarlığı bir anda 80 milyona varır ki bu çok adil bir paylaşım olarak görünmez.

resmi olarak tüm işlemler yapılıp vergisi ödenerek tapuda da bağışlansa da saklı pay hakkının aşılmasından dolayı muvazalı bir duruma gelecektir ki bu da miras muvazaası talebiyle mahkeme tarafından bozulabilecektir.
0
phonex
(27.07.24)
O kardeşi diğerlerinden ayıran nedir? Hiçbir şey. Haklarını arasınlar.

Arsa bırakılan evlat ben olsam önce ben itiraz ederdim haksızlık bu diye.
0
pispinti
(27.07.24)
@phonex açıkçası tüm malvarlığına oranını tam olarak bilmiyorum ama öyle cüzi bir miktarı da değil.
0
🌸antheros
(28.07.24)
@antheros, dediğim gibi tarafların oturup konuşarak bir karar alması önemli. rahmetli babam bana tüm gayrimenkullerini devretmeyi teklif ettiğinde (öyle ahım şahım bir şey değildi. ata toprağında 10 kadar dedesinden kalma 50de 1 pay tarla hisseleri vardı.) kabul etmedim. çünkü medeni kanun bu konularda gayet net. babamın vefatından sonra kardeşimle anlaşıp (ikimizde bekarız) ikimizde annemizin üzerine devrettik. hâlâ olduğu gibi hisseler annemin üzerinde duruyor. durduğu yerde kıymeti arttı. kardeşimle pek anlaşıp görüşmesek de mirasçıların anlaşamadığı durumlarda ortak mal yok pahasına satılıyor. vazgeçilecek pay meblağ yüksekse bu çok adilane olacak bir durum olmaz. annem ve kızkardeşleri, küçük erkek kardeşleri yetim olarak doğduğu için ona, gerek dedeleri gerekse kendileri oldukça kıyak geçmişti. kendisi de ciddi yatırımlarla malını arttırsa da genç denilecek yaşta yıllar evvel vefat etti. şuna inanan biriyim miras mala, beddua ya da başkaca birinin hakkı giriyorsa kalan kişiye pek hayır etmiyor.

özetle; tarafların hür iradesine bağlı bir durum.
0
phonex
(28.07.24)
(17)

Yeğenimin Okul ve Gelecek Hayatındaki Dönüm Noktası

parcaliham
Fransız lisesinde okuyan kadın yeğenim lise sınavına girdi, çıktı. Sonuçlar geldi ve kendisi iki tercih arasında kaldı.1) Türkiye'de özel bir üniversitede mimarlık. Yüzde 50 burs. Aile yanında yaşayacak.2) Nice'de kimya bölümü olan bir okul. Okul parasız (ya da tam burslu). Okula yakın bir kampüste/
Fransız lisesinde okuyan kadın yeğenim lise sınavına girdi, çıktı. Sonuçlar geldi ve kendisi iki tercih arasında kaldı.

1) Türkiye'de özel bir üniversitede mimarlık. Yüzde 50 burs. Aile yanında yaşayacak.

2) Nice'de kimya bölümü olan bir okul. Okul parasız (ya da tam burslu). Okula yakın bir kampüste/yurtta kalacak. Oradaki kalma ve tüm masraflarını ailesi karşılamaya hazır.

Türkiye'de kalmayı seçerse sadece okul masrafı, Fransa'daki tüm masraflarından daha fazla olacak.

--

Yurtdışında yaşayan birisi olarak (Fransa değil) kendisine Fransa'nın çok daha iyi bir tercih olduğunu, eğer istemediği bölüm ise de daha sonra gittiğinde ikinci senesinde geçiş yapabileceğini anlatmaya çalıştım. Bu şartlarda Türkiye'de kalmaması gerektiğini söyledim.

Sanırım biraz çekingen yapıda olduğu için (ben de o yaşta öyleydim, çok anlıyorum onu) Fransa'ya gitmek istemiyor. Ve Fransızcasının da yeterli gelmeyeceğini düşünüyor sanırım.

Bu sabah Türkiye'de kalmak istediğini ve böyle bir karar verdiğini söyledi.

Bunun bir hata olduğunu düşünüyorum. Ama kendisine bunu anlatmakta güçlük çekiyorum.

İzninizle size iki soru soracağım ve cevaplarınızı akşam kendisine filtresiz olarak göstereceğim.

1) Siz iki seçenekten hangisini seçerdiniz?
2) Kısaca neden bu seçeneğinin daha iyi olduğunu düşünüyorsunuz?

Lütfen yardımcı olun.

Bence hayatının çok önemli bir karar aşamasında kendisi ancak farkında değil.
0
parcaliham
(27.07.24)
Yeğeninin kararına hatalı olduğunu söyleyecek konumda değilsiniz diye düşünüyorum. Kendisini öyle mutlu hissedecekse öyle olsun. Kendi koşullarınız ile onun koşullarını karşılaştırmayın
0
Cezcez
(27.07.24)
Öncelikle üslubunuz çok güzel. Ayrıca doğru düzgün soru görmeyi de özlemişiz, yoksa burayı onedioya çevirecekler.

Yeğeniniz tabii ki Fransayı seçsin. Hem kendi için, hem gelişimi için hem de vizyonu için çok ama çok şey katar, özellikle söz konusu ülke Fransaysa.
Çekinceleri, korkuları olması normal, ama bu durumun sadece geçici olduğunu iyice idrak etsin. Zaten artık mesafe diye bir şey kalmadı teknoloji sayesinde. Çekinmesin gerek yok.
Bahtı güzel olsun, tebrik ederim.
0
numlock
(27.07.24)
Nice.

Çünkü birinci seçenek issizlik. Özel üniversiteden mezun mimarlarla konussun zaten anlar düşeceği hali. Harbiden sıkıntı bir durum .

Fransa'da tabiki daha iyi olacak çünkü; üniversite sonrası iki sene mi ne çalışırsa vatandaşlığa başvurur.
Onun dışında mezun olunca Fransa'da çalışmak zorunda da değil misal.

Illa nice ve kimya mi olacak?

Bence asıl sorun Türkiye'de yüzde 50 özelde mimarlik. Bunun geleceği genelde kötü.
0
logisticsmanager
(27.07.24)
Kaygınızı anlıyorum ama bence 18-19 yaşında bir bireyin bu seçimi internetteki anonim insanların şurası olsun, burası olsun yorumlarına gerek duymadan yapması daha önemli.

Bu anlamda "hangisini seçersiniz" sorusu bence çok anlamlı değil. Biz internette herhangi bir şekilde bir bedele katlanmadan "Nice güzel yer ya" diye yazıp Fransa'yı geçebiliriz. Halbuki mimarlık ile kimya gibi iki birbirinden oldukça uzak bölüm ve Türkiye ile Fransa gibi alakasız iki ülke arasında seçim yapmaya gelip bunlar neticesinde hayatı şekillendirmeye gelince o kadar kolay olmayacaktır.
0
salihdt
(27.07.24)
yurtdışına gidip (uk) orada üniversite hayatına adapte olamadan tr’ye dönen ve burada devam edip bitiren birkaç arkadaşım var. ben olsam nice’i seçer ve bölüm değiştirirdim ama depresyona girip batırma ve tamamen bırakma ihtimali de var.
0
deartheodosia
(27.07.24)
Öncelikle düşüncelerini paylaşanlara, cevap verenlere çok teşekkür ederim.

Eksiduyuru'yu amacına göre kullanmaya çalışıyorum. Zamanla unutulmuş olabilir ancak burası insanların fikirlerini aldığımız, tartıştığımız ve düşünceleri tarttığımız, önerileri değerlendirdiğimiz bir yer.

Yeğenim buradan birisi Fransa'da oku ya da Türkiye'de kal dedi diye karar vermeyecek tabii ki de ancak belki de burada yazılanlar çemberinden çıkmamış birisi için artılar ve eksiler olarak düşünmesini sağlayacak şeyler verecek. Nasıl bilemediğimiz bir durumda kaldığımızda buradaki farklı düşüncelerden ve tecrübelerden yararlanıyorsak, aynısı olacak.

Cevap verenlere çok teşekkür ederim.

Başka cevapları ve varsa kişisel tecrübeleri merakla bekliyorum.
0
🌸parcaliham
(27.07.24)
Merhaba, tebrik ediyorum yeğeninizi. Yaptığı seçimi netleştirir misiniz; Türkiye-Fransa arasında Tr' mi, yoksa mimarlık-kimya arasında mimarlık mı?
0
from where i ride
(27.07.24)
Neden nice'te baska bolum olmuyor onu anlamadim. Kimya ve mimarlik cok ayri branslar. Hangisini istiyor? Mimarliksa neden fransada o secenek uzerinde durulmuyor?
Bir de sadece lise okuduysa Fransizcasi yeterli de gelmeyebilir bunu yabana atmayin. Bunu cevremde cok gordum. Fr lisesi diye sular seller gibi ogrenmiyorlar.

Bence bir sene fransada dil okuluna gitme secenegini de dusunun. Yabancilarin gap year dedikleri seyi yapsin iste. Kafasini toplar, ne istedigine en azindan su ankine gore daha iyi karar verir.

Turkiyede mimarlik da okuyabilir ayrica. Kalmadi artik vakif-devlet uni olayi. Para oldugundan iyi hocalar zaten ozellerde oluyor ve bunu artik herkes farkinda. Ha gidip de nisantasi uniyi yazmasin tabii. Vakif universitesi kavramini ilk baslatanlardan biri olsun.
0
Kittie
(27.07.24)
meslek secimi cok sikintili ya. mimarlik ve kimya apayri bolumler. ve isin kotusu 18 yasindaki bir insanin bu mesleklerin ne oldugunu degerlendirme sansi yok. bilemez yani.

turkiye ve fransa'da okumak noktasinda fransa daha cazip geliyor kulaga.

ama "Türkiye'de kalmayı seçerse sadece okul masrafı, Fransa'daki tüm masraflarından daha fazla olacak." bunun dogru oldugunu sanmiyorum. 4 sene fransa'da yasama, konaklama masraflari okul masrafindan ucuz olamaz. bahcesehir mimarlik'a baktim %50 ile 300 bine geliyor. 4 senede 35 bin euro yapar ki fransanin bunun altinda kalmasi mumkun degil. ustune oradaki okula da harc odeyecek muhtemelen cuzi de olsa.

bence " eğer istemediği bölüm ise de daha sonra gittiğinde ikinci senesinde geçiş yapabileceğini anlatmaya çalıştım" bu kisim cok daha onemli. eger gercekten bu imkan varsa cok degerli. burada mimarlik'ta kalacak ve gercekten mimarlik'in ne oldugunu biliyor mu? ailede mimar var mi bunlar onemli.
0
antikadimag
(27.07.24)
Fransizlar çok irkçi bir millettir bunuda goz onune alabilirsiniz
0
Zetnikov
(27.07.24)
Madem bu muhabbet başladı en azından Fransa'da yaşayan biri olarak yazayim; Fransa'da 7 yılım olacak. Yakın arkadaşlarım yabancı. Galiba sadece biri polis tarafından bir kere durdurulduğu için sorun yaşadı, onun dışında sorun yaşamadı, hepimiz mutluyuz (totalde iki Türk, 3 fasli, bir hintli var yani tam da ırkçılık yapmalik bir grup).
Fransa'da dağ köyünde yaşıyorum. Totalde de 4. Yaşadığı şehir oluyor galiba. Hala meşhur ırkçılığı merak ediyorum yani, bana da böyle denirdi bir kere spor salonunda birinin "dedemi Ermeni soykırımında oldurmusler" gibi boş muhabbeti dışında garip olay da yaşamadım. O yüzden bunlardan korkup gelmeme yapmasin kimse (ya da yapsin tabi bundan korkup gelmeyecek kişi zaten yurtdışında yapamaz).
0
logisticsmanager
(27.07.24)
Ben amacı net olmayan birini okudum yazdıklarınizda. İs kaygısı doğal elbette geleceği olmayan bölüm seçmesin, ancak okul bitene kadar ne Fransa'da kimya bölümü mezunlarına ne olacagi ne Turkiyede mimarlık bölümü mezunlarına ne olacağı belli değil.

Fransa'ya gitsin de, yaşayacağı olasi adaptasyon problemlerini kendi çözmek durumunda kalacak, onu da hesaba katın teşvik ederken.

Bir de, mimarlık ve kimya dışarıdan birbirine oldukça alakasız görünüyor, yegeninizin spesifik bir ilgi alanı yok mu? Ya da mesela konu mimarlık (tasarım?) İse mesela Fransa'da ilgili başka okullara giremiyor mu
0
encokbenisevinnolur
(27.07.24)
@arbre, fransız liseleri öyle ahım şahım okullar değil, mezunlarının arasında burslu lisans kazanan neredeyse yok. geçişle fransa’ya ya da galatasaray’a girenler falan oluyor da yani kızın durumu çok normal, başarısız falan değil.
0
deartheodosia
(27.07.24)
adaptasyon icin ne kadar erken yasta giderse her sey o kadar kolaylasir. ama baska bolum:')
0
ala09
(27.07.24)
1000 tane tercihim olsa 1000 tanesini de TR disinda medeni bir ulkeden yana kullanirim. Adaletin olmadigi yerden gitmek Hz Muhammedin yaptigi gibi hicrete es degerdir. Ulke cayir cayir yaniyor. Ama ates dustugu yeri yakiyor iste.

Ama yegeninize verecegim tavsiye eger gitmekten emin degilse, supheleri varsa gitmesin. Verdigi kotu kararlar da onu bilgelestirecektir. Onun disinda Kittie +1
0
krmzbvl
(28.07.24)
babası müteahhit değilse mimarlık yazılmaz okunmaz artık.
0
titanyum22
(28.07.24)
1) bu secim o kadar buyuk ve onemli bir secim degil.
2) bu secim o kadar yanlis da degil. en basitinden logisticsmanager irkcilik olmadigini soylemis de, 7 yilda fransa'da arkadas grubunun 2 turk, 3 fasli, 1 hintli olmasi normal mi sizce? ve irkcilik gibi bir problemin disinda 18 yasinda oraya gitmek istememek cok garip degil. yegenlerim italya'da universiteye baslamislardi ve oradaki okullarini birakip geri donmeye karar verdiler mesela, yapamadilar cunku. bu tarz seyleri 18 yasinda yapmak kolay degil.
0
ghilleinthemist
(28.07.24)
(18)

Hangi Osmanlı padişahısınız?

sekizdokuzon
Ben sanırım 1. Mustafa'yım. Osmanlı hanedanının sonu gelmesin diye kardeşi tarafından öldürülmeyip sarayda bir kafese kapatılmış, gün yüzü görmemiş. Orada delirmiş, ilk kez tahta çıktığında 96 gün saltanat sürmüş. O esnada ne bir cariyeye bakmış ne bir reform ya da çıkartma yapmış. "Lan bu deli mi,
Ben sanırım 1. Mustafa'yım. Osmanlı hanedanının sonu gelmesin diye kardeşi tarafından öldürülmeyip sarayda bir kafese kapatılmış, gün yüzü görmemiş. Orada delirmiş, ilk kez tahta çıktığında 96 gün saltanat sürmüş. O esnada ne bir cariyeye bakmış ne bir reform ya da çıkartma yapmış. "Lan bu deli mi, ermiş mi?" diye milletin kafasını karıştırmış. Tahttan indirip Genç Osman'ı geçirmişler, bunu tekrar kafese yollamışlar. Genç Osman dört sene sonra çok afedersiniz hayaları sıkılmak suretiyle feci şekilde öldürülünce kimseyi bulamayıp yine bunu çıkarmışlar tahta, bir yıl sonra tekrar indirmisler. Çok yazık bir karakter.

Siz kim olurdunuz?

Teşekkür ederim.
0
sekizdokuzon
(27.07.24)
3. Selim'im, çok güzel bestelerim var ama bir o kadar da Fatih Sultan Mehmet'im, saçma sapan gevşekliğe gelemem.
0
muhayyer divan
(27.07.24)
Fatih gevşekliğe gelirdi aslında.
0
🌸sekizdokuzon
(27.07.24)
Gevşekliğe gelmeyen yönü çoktu, ki kendisi de gayet ciddi ve müthiş eğitimlerle yetiştirilmiştir.
0
muhayyer divan
(27.07.24)
Eğitim şart tabii. Ama akşama kadar hokkabazlarla takılan, zamanının ötesinde bir zihne sahip insandan ben el şakası beklerim. Gemileri karadan yürütmek başlı başına büyük bir trollük değilse nedir?
0
🌸sekizdokuzon
(27.07.24)
Hokkabazlarla takılan Fatih değil, yanlışın var
0
muhayyer divan
(27.07.24)
cem sultan yazacaktım :,)
0
deartheodosia
(27.07.24)
Sultan 3. Murat
Hem derviş hem padişah hem de müzisyen (bestesi var.

Gerçi padişahların hepsi seyri süluk görüyorlar ama 3. Murat’ı seviyorum
0
füt
(27.07.24)
@muhayyer divan,’ı okumamıştım:) şimdi gördüm selam ederim
0
füt
(27.07.24)
@füt

Selamlar sevgiler efendim :)
0
muhayyer divan
(27.07.24)
Powerlifting yaptığı için 4. Murat olabilirim.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(27.07.24)
Fatih oldugunu dusunmek istiyor insan tabi.

Biraz Koca Murad (dunya islerinden elini etegini cekip maneviyata yonelme istegi) ve 1. Mahmut (istanbul'u kutuphanelerle donatan kambur, aslinda cok is yapmasina ragmen degeri bilinmeyen padisah) var.
0
antikadimag
(27.07.24)
Pek padişahlık karakterim yok, ben padişah olsam yeniçeri beni devirirdi.
0
akhenaten
(27.07.24)
akhenaten +1
illa birini seçmem gerekiyorsa saraydan hiç çıkmayan bir padişah vardı kesin o olurum ben.

Üçüncü Osmanmış.
0
mutekebbir
(27.07.24)
II. Mahmut
Yavuz
0
gabe h coud
(27.07.24)
Şu zamanda ahtiyacımız olan temel şeylerden biri adalet.
O nedenle aklıma 4. Murat geliyor.

Kendisine bakıyorum da dönemine çok uygun düşmüş ve devlet için zorla da olsa gerekenleri yapmış.
Anadolu'dan İran'a sefere giderken bile halkın huzurunu kaçıranların anında cezasını vermiş.

Meselede haksız olduğu halde kasten birini öldürmek bu zamanda normal bir hal almış maalesef.
Böyle olmamalı.
0
diyecevaplandı
(28.07.24)
ii. mahmut.

arapların çok olduğu bir yerde yaşıyorum. anladınız siz onu.
ama mora katliamında hiçbir şey yapmadığı için çok kızgınım kendisine.
0
titanyum22
(28.07.24)
üçüncü osman
zaytung.com
0
abelardo
(28.07.24)
bi soruya daha böyle bir cevap vermiştim, padişah değilim bence ama ben tam bir pargalıyım. en tepede kelle koltukta geziyorum.
0
Hallegadola
(29.07.24)
(10)

Bu zamana kadar aldiginiz en iyi doğum günü hediyesi neydi?

Zetnikov
27 yasindaydim yurtdisindaydim 2,500 dolar dogum gunu hediyesi almistim.Aasirmistim neden para verdiniz doye sorunca, bana kendi hediyemi kendim secersem daha iyi olacagini soylemislerdi. Unutulmaz anilar kisminda yerini aldi.
27 yasindaydim yurtdisindaydim 2,500 dolar dogum gunu hediyesi almistim.

Aasirmistim neden para verdiniz doye sorunca, bana kendi hediyemi kendim secersem daha iyi olacagini soylemislerdi. Unutulmaz anilar kisminda yerini aldi.
0
Zetnikov
(27.07.24)
Soylemeyi unuttum ondan sonra kimse bana hicbiryerde dogum gunu hediyesi almadi kismetim kapandi
0
🌸Zetnikov
(27.07.24)
2000 yılı falandı galiba. Discman almışlardı, Ahmet kaya ve Eminem dinliyordum başka Cd yoktu çünkü :)
0
numlock
(27.07.24)
babam otuz yasindayken bana bir hediye vermisti. simdiye kadar aldigim en iyi hediye grubuydu

buyuk bi paket. aciyorum icinden kucuk paketler cikiyor. paket icinden baska baska paketler, kutular.

ben cocukken satilan oyuncaklar, sekerler, misketler. o donemler meshur olan her sey.

tam 1 senede toplamis :( canim babam
0
foster
(27.07.24)
22 yaşındayken bir arkadaşım uzaktan kumandalı araba almıştı.
O zamanlar sevgilimle birlikte yaşadığım öğrenci evim vardı, arabam vardı. Çocukken de pek çok uzaktan kumandalı arabam hatta uzaktan kumandalı hovercraft'ım bile olmuştu. Yani çocukluğumda sahip olamadığım bir şey de değildi uzaktan kumandalı araba.

Ama aşırı sevinmiştim. Bir sonraki gün şarj edip hemen onu kullanabileceğim bir yere gitmiştim.

Hediye konusunda ben hep "insanın kendi kendine almayacağı şeyler" seçmeye çalışıyorum. En sevmediğim hediyeler giyim ürünler, ayakkabı gibi bence "ihtiyaç" olan ve zaten almaya paramın yettiği şeyler. Kendi kendime almaktan utanacağım veya almayacağım hediyeler gelince seviniyorum.
0
michael_knight
(27.07.24)
yil 2000 olmasi lazim. gri spor araba. uzaktan kumandali.
0
antikadimag
(27.07.24)
40 yaşımda nikon fotoğraf makinesi ve laptop (manitten), dürbün (iş arkadaşları) vermişlerdi hediye olarak.
0
janderzel zartanyan
(27.07.24)
teknede parti vermişlerdi geçen sene. detayları anlatmayayım.
0
gabe h coud
(27.07.24)
@geveze yazar

Ekitap okuyucu bende kindle var hayatimda yaptigim en iyi alisveris
0
🌸Zetnikov
(27.07.24)
ben hayatım boyunca 2 doğum günümde hediye aldım. ikisinde de çocuktum. biri atlet, biri beslenme çantası. atleti veren fakirdi. o en değerliydi.
0
ya ben lan neyse
(27.07.24)
Sene 1991, yaş 12. Yazlıktayız. Sokakta bulduğum bir kediyi eve almışım besliyorum. Dönerken Ankara'ya götürmek istiyorum ama annem izin vermiyor, burada besle, giderken götüremeyiz diyor.

İşte o doğumgünümde annemin bana aldığı hediye, hayatımın en güzel hediyesiydi. Kedi tasması. Yani kedi bizimle Ankara'ya geliyordu.

13 yıl yaşadı bizimle, 2004'te kaybettik.
0
kibritsuyu
(28.07.24)
(7)

Strauss nasıl okunur?

Mirabel
Çok önemli bir mesele değil ama geçen gün okuduğum bir kitapla ilgili bişey anlatıyordum. Claude levi strauss un adı geçiyordu. Ve levi stros dedim. Kulağımda öyle kalmış geçmişte. Akademisyen arkadaş durdurup yalnız o stros değil şıtraus dedi. Ben de ok dedim.Doğrusu nedir?Ek: 5 kişilik ortamda 2 a
Çok önemli bir mesele değil ama geçen gün okuduğum bir kitapla ilgili bişey anlatıyordum.
Claude levi strauss un adı geçiyordu. Ve levi stros dedim. Kulağımda öyle kalmış geçmişte. Akademisyen arkadaş durdurup yalnız o stros değil şıtraus dedi. Ben de ok dedim.
Doğrusu nedir?
Ek: 5 kişilik ortamda 2 akademisyen vardı. Diğeri bişey demedi.
0
Mirabel
(27.07.24)
bu jung’a yang / yung deme meselesi gibi. ikisi de doğru :p

youglish.com burada videolarda görülebilir. isteyen istediği gibi söylesin, düzeltenlere ok diyorum ben de.
0
deartheodosia
(27.07.24)
kobuzchu kiz
(27.07.24)
Jung'un Yung, strauss'un da ştraus okunduğunu biliyorum, yani benim kulağım hem bu telaffuzlarla dolu.
0
muhayyer divan
(27.07.24)
valla ben de eskiden şıtraus diyordum cunku almanca bir kelime aslinda ama adam fransiz ve orada stros diyorlar. o yuzden ben artik stros diyorum.

insanlarin ismini ana dillerinde soylememiz gerek diye dusunuyorum.
0
antikadimag
(27.07.24)
@antikadimag

Stros şeklinde hiç duymadım mesela, en yakınlarımızdan biri anadlili gibi Fransızca bilir üstelik.
0
muhayyer divan
(27.07.24)
Şthaus okunuyormuş Almanca çevirisinde. Fransızca filan da değilmiş. Trollük yapınca galiba ruhsal doyum yaşıyorsun @antikadimag
0
muhayyer divan
(27.07.24)
@muhayyer divan; adam fransiz dostum.
www.youtube.com

videodaki arkadas anadili gibi fransizca bilen yakininizla konusmak istedigini soyledi.
0
antikadimag
(27.07.24)
(7)

Acil Amerika Vizesi Hk.

Nature Works
Merhaba,Acil vize başvurusu yapacağım ancak öncesinde aklıma takılan bazı sorular oldu, bilen olursa danışmak istedim. Normal şartlarda randevuyu 2026 nisan-mayıs civarına veriyor. Etkinliğe davet edildiğim için tüm başvurumu kalacağım yer/süre/ziyaret amacı vs. onun üzerine kurgulayarak yaptım. Aci
Merhaba,

Acil vize başvurusu yapacağım ancak öncesinde aklıma takılan bazı sorular oldu, bilen olursa danışmak istedim. Normal şartlarda randevuyu 2026 nisan-mayıs civarına veriyor. Etkinliğe davet edildiğim için tüm başvurumu kalacağım yer/süre/ziyaret amacı vs. onun üzerine kurgulayarak yaptım. Acil randevu onaylanmazsa farklı bir tarihte yapacağım görüşmenin anlamı kalmıyor. Acil randevu onaylanmadığında 2026 yılına verdiği bu randevu hala geçerli olur mu ve gitmem gerekir mi?

Daha da önemlisi aciliyetin ikna ediciliği konusunda şüphelerim var. Forbes'ın dünya geneli iki binden az üyesi olan bir topluluğunun üyesiyim, bu topluluk yakın zamanda oluşturulmaya başlandı, haliyle bilinen bir oluşum değil. Üye olduğum için de summit'e davet ettiler. Olay henüz gelişti ve bugün giriş belgesi alabildim. Etkinlik normal şartlarda halka açık ve biletini alanlar gidebiliyor. O kısım pek elzem ve ikna edici değil, tek önem arz eden şey davet edilmiş olmam. Bu yeterli bir acil başvuru gerekçesi olur mu?

Teşekkürler
0
Nature Works
(25.07.24)
Aile ile ilgili cenaze, mezuniyet gibi şeyleri kapsıyor benim bildiğim. Yanlış hatırlamıyorsam geçen ekşi sözlükte bir yazar bununla ilgili rezalet başlığı açmıştı. Oğlu abd’deki bir kursa gidecekti ama acil vizeden red almıştı. Yine de başvurun tabii.
0
ruhen hastayim ben
(25.07.24)
Normalde olur ama şimdilerde olmayabilir. Özellikle ergenler ve cahil tayfa youtube videolarından etkilenerek abd'de turist vizesiyle çalışabiceklerini düşünüp geliyorlar. Bu da Türklerin imajını olumsuz etkiliyor.

Ayrıca iranlı, afgan, suriyeli ve bazı afrika ülkeleri Türkiye'yi vize alma konusunda aracı olarak kullanıyor.
0
ferenc
(25.07.24)
Etkinlik, konferans vb sebepler acil vize basvurusu icin gecerli görülmüyor.
0
feliss
(25.07.24)
maalesef buna acil vermezler. hayat memat meselesi olmasi gerekiyor cidden.

sacmaliga bak 2 yil sonraya vize mi alinir. cok cok sacma.
0
antikadimag
(25.07.24)
Sık sık randevuları kontrol edip öne çekmeye çalışmaktan başka çare yok. Biraz şans işi. 1 hafta sonrasına randevu bulan bile oluyor. Ankara'ya da bakın.
0
auroraaurora
(25.07.24)
elorelia
(25.07.24)
2 mayısta ben ve eşim için ds-160 formunu doldurup 1 hafta boyunca randevuyu öne çekmeye çalışıp yılınca bir danışmanla anlaşıp eşimin randevusu 14 mayısa benim de 31 mayısa almışlardı ikimiz de turist vizemizi aldık pasaportlar randevudan 4-5 gün sonra gelmişti öyle birşey deneyebilirsiniz isterseniz
0
sen supersin
(25.07.24)
(4)

Rusça vs almanca

ayağiniza gelen overlokçu
orta seviyenin bir tık altı Rusça öğrendim hem kendi çabalarıyla hem de kursa giderek. Tabi yıllar oldu öğreneli. Üstüne düştüğümde iyiydim... Kendi başıma Almanca öğrenmeye karar verdim boş zamanımda.. İngilizce var sayılır.Hikayeyi geçip soruya gelirsek Almanca Rusçadan daha mı zor..İkisine de me
orta seviyenin bir tık altı Rusça öğrendim hem kendi çabalarıyla hem de kursa giderek. Tabi yıllar oldu öğreneli. Üstüne düştüğümde iyiydim... Kendi başıma Almanca öğrenmeye karar verdim boş zamanımda.. İngilizce var sayılır.Hikayeyi geçip soruya gelirsek Almanca Rusçadan daha mı zor..İkisine de mesai harcamış arkadaşlardan cevap bekliyorum
0
ayağiniza gelen overlokçu
(24.07.24)
temel-orta duzey icin bir sey diyemem ama iyi bilmek/konusmak icin rusca bence cok daha zor.

artikel olayinin daha karmasik oldugunu zaten biliyorsundur, fiil cekimi desen 30 kusur farkli tipi var, vurgusu padeji derken bazen cok iyi bildigin kelimenin nasil yazildigini unutuyorsun filan.

ha ogrenilmez mi, degil. almancada c1'e gelecek azim ve istege sahip biri ruscada da benzer seviyeyi bulur ama biraz daha uzun surebilir ve ogrendigin kismi unutmak daha kolay.
0
mark greg sputnik
(25.07.24)
- rusça daha zor. rusça bilmiyorum ama almanca biliyorum. sonradan öğrendim. rusça öğrenen bir arkadaşım vardı, dışarıdan gördüğümü söyleyeyim. almanca bir dünyaysa rusça bir evrendir. bitmiyor, her gün daha da genişliyor.
- almancayla ingilizcenin alakası yok. mümkünse almanca öğrenirken ingilizce şalterini komple kapat çünkü engel oluyor.
- sormadın ama amme hizmeti yapmak istiyorum, Goethe kursuna gitmek gibi bir hata yapma, boşa para tuzağı.
0
titanyum22
(25.07.24)
valla neye gore karsilastiracagiz bilmiyorum. ingilizceyi yabanci dil saymazsak en cok vakit gecirdigim yabanci dil rusca. universitede ders olarak aldim, kendim calistim, birkac kez ukrayna, rusya'ya gittim. lisedeyken de almanca ogretmislerdi. ilgim bilgim bu kadar.

bence almanca yapisi ingilizceye benziyor. avantaji bu. dezavantaji almanca guzel dizi, film, muzik bulmanin zor olmasi. almanlarin kabizligi. adamlardan zaten cok konuskan degil gidip almanya'da yasasan hepsi ingilizce biliyor.

ruscaya maruz kalmasi daha kolay. gidip gormesi daha kolay, ucuz. gittigin zaman rusca konusmak zorunda kaliyorsun.

yani zorlugune bakarak cok fark oldugunu dusunmuyorum. ogrenip ne yapilacak o yonden dusunulse daha saglikli sanki.
0
antikadimag
(25.07.24)
İnşaat işine gönderdiğim okuma yazma bilmeyen elemanlar iki senede dili çözüyorlar

En güzeli bir sene git yaşa orada ne kaybedersin
0
topkapiaksaray
(25.07.24)
(18)

Futbol sizin için ne ifade ediyor?

sekizdokuzon
Benim çok uzak olduğum bir alan ama baktığımda en mahalle çocuğu da kendinden bir şey buluyor bu sporda, en entelektüel, kelli fellisi de. Belli ki futbol yalnızca futbol değil. Sizdeki karşılığı nedir?Teşekkür ederim.
Benim çok uzak olduğum bir alan ama baktığımda en mahalle çocuğu da kendinden bir şey buluyor bu sporda, en entelektüel, kelli fellisi de. Belli ki futbol yalnızca futbol değil.

Sizdeki karşılığı nedir?

Teşekkür ederim.
0
sekizdokuzon
(23.07.24)
Futbol > Hayattaki bazı diğer şeyler.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(23.07.24)
Dünya Kupası ve ve EuroCup dışında hiç bir şey.
0
Yourcousinmarvinberry
(23.07.24)
Hayatımda gençliğime dair tüm güzel anıların 1.objesi

Herşeyde Galatasaray var. Yaşam biçimi gibi.

Kadınlar gider, Galatasaray kalır.
0
baldan kaymak
(23.07.24)
dunyanin en buyuk ve onemli sporu. dunyanin her yerinde herkesin oynadigi ve baglanabildigi bir oyun. tek bir top ile, top olmadiginda ezilmis kutu kola, hatta pet sise kapagi ile bile oynanabiliyor. diger sporlar gibi pota, file, sopa gibi ekipman derdi yok.

accessible ve populer. bayiliyorum. dunya kupasini olimpiyatlardan daha cok kisi izliyor. bu serefe nail tek spor.

turkiye ligini 15 yildir izlemiyorum. turkiye'de yuksek para donen her sektorde oldugu gibi asiri kokusmus bir ortam. o yuzden istanbul takimlarini da, turkiye ligini de cok umursamiyorum. gonul bagiyla bagli oldugum zamaninda formasini terlettigim sanli genclerbirligi'dir.

ama milli takimlari, sampiyonlar ligini, ve ingiltere premier ligini severim. futbol tarihini de iyi bilirim.

oynamasini da cok severim. futbol hayatimda cok onemli bir yer kapliyor.
0
antikadimag
(23.07.24)
Derbi ve dünya kupası maçları dışında bakmıyorum.

Küçüklüğümden beri galatasaraylıyım, her dönem sadece 3-4 oyuncuyu biliyorum.

Takımı say desen sayamam. Pes Fifa oynarım ama zevkine. Çok fazla bir alakam yok futbol ile.

Zaten tr de oynanan futbol da leş bence. Oyunu ayrı seyircisi ayrı fanatiği ayrı leş.
0
ananiyimioguz
(23.07.24)
Hayatımda baştan sona izlediğim iki maç var, 2002 dünya kupası türkiye - senegal ve türkiye - brezilya. Onlar da hangi maçtı diye az önce google'dan baktım :D 2002 kupasında ülke genelinde çok aşırı büyük bir ilgi vardı, bana kadar gelmiş işte düşünün.

İşte bu kadar :D

Edit: Bir de Liverpool Beşiktaş vardı, onu unutmuşum. İnsanların tepkileri maçtan daha çok ilgimi çekmişti. İlginç de bir maçtı cidden. Evde herkes toplandı diye izlemek durumunda kalmıştım, pişman olmadım ne yalan söyleyeyim :D
0
akhenaten
(23.07.24)
Data olsun diye yazayım.

Hiçbir şey ifade etmiyor. Hayatımın herhangi bi evresinde ilgi duymadım.

Ayıptır söylemesi çok sevdiğim biri futbol muhabbeti yapınca içimden piii de diyorum :D
0
hedep
(23.07.24)
İzlemesi çok güzel, eğlenceli. Sürprizlere açık yapısı heyecanı yüksek tutuyor.

Türkiye'deki ortam leş ama normalde arkadaşlarla dalga geçmek, karşılıklı sataşmak açısından müthiş bir eğlence kaynağı.

Sırf farklı takımı tutuyor diye düşmanlık beslemek ise aptalca. Bizde son zamanlarda yaratılmak istenen ortam bu maalesef.
0
pispinti
(23.07.24)
Hangi takımlısın dediklerinde Beşiktaş derim ama sorsan bir tane futbolcu bilmem.
Futboldan çok hoşlanmıyorum.

Siyasi sebeplerden sempati duyduğum iki takım var;
Adana demirspor
Amed spor

Futbolla ilgim bu kadar :)

Voleybol, basketbol, tenis vs izlemek daha keyifli geliyor bana. Bir de genel olarak holiganlıktan hiç hoşlanmıyorum futbolu sevmeme sebebim de biraz bu holigan kitle.
0
mutekebbir
(23.07.24)
Adana Demirspor'daki fonetikte ben de çok varım.
0
🌸sekizdokuzon
(23.07.24)
Futbolu takip etmeyi, hikayelerini okumayı, peri masallarına tanık olmayı seviyorum ama maç izlemeyi sevmiyorum. Beşiktaşlıyım, son 1-2 sene öncesine kadar da baya iyi beşiktaşlıydım ama hayatımın hiçbir evresinde düzenli maç izleyen biri olmadım. Beşiktaş kazanırsa özet izle, kaybederse bir hafta mutsuz gez tadında beşiktaşlıydım hep. Artık milli takım turnuvaları dışında neredeyse hiç maç izlemiyorum. CL finalini bile izlemedim ama Euro 2024'te maç kaçırmadım neredeyse.

Yani Eurolar ve Dünya kupası hariç maç izlemeyen, sahanın dışına çok hâkim, sahanın içinden her geçen sene kopan biriyim.

Yine de hayatımda en mutlu anlar listesi yapsam ilk 10'a iki üç tane futbol anısı girer. Bunun sorusunu da sordum birkaç ay önce. Mesela çocukluğumdan beri kariyerini takip ettiğim, öz abim dediğim Messi'nin dünya kupasını kazanmasına evdeki sevincimi Buenos Aires halkı görse biraz abarttın abi der yani öyle diyim :d bu ayıplanacak ya da hor görülecek bi şey de değil çünkü futbol sevinci apayrı bir tür. Hayatımda mutlu anlarım, kişisel başarılarım, sevdiklerimle geçirdiğim güzel günler çok oldu ama tuttuğun takımın şampiyonluk getiren son dakika golü apayrı bir olay. Rasyonel bir açıklaması yok ama onun yerine koyacak bi şey de bulamıyosun kolay kolay
0
nundu
(23.07.24)
@nundu: Sanırım bütünün parçası olma hissinin verdiği vecd hali. Ben insan olmayı böyle yerlerde arıyorum, muazzam bence.
0
🌸sekizdokuzon
(23.07.24)
Hobi olarak bakıyorum.

Tablo incelemek çok hoşuma gittiği için puan durumlarına baktığım oluyor.
0
put it in your appropriate place
(23.07.24)
hiçbir şey.
0
inheritance
(24.07.24)
Sadece dunya kupasina bakarim oda vaktim olursa yasa mesela ronaldinho gibi futbolcular olur mersk ederim bakarim internetten

Bunun disinda bi anlami yok

Turkiyede herseyde fanatik oldugumuz icin futboldada boyleyiz heralde
0
Zetnikov
(24.07.24)
babamla cocukluktan beri en yakin oldugumuz anlar hep futbol izlerken futbol konusurken oldu. orta yasa geldim babam da iki katim. hala bugun bile konusacaksak ilk futboldan baslariz.
ayni sekilde gozlerimi acar acmaz, evimizde hep bir kitaplik hep bir (doneme gore) plak/kaset/cd arsivi olurdu, babamin icini doldurdugu. ayni bakis acisiyla bugun hala muzigi de edebiyati da cok seviyorum.
babamla iliski kurabilmeme yardimci oldugu icin cok seviyorum sanirim futbolu. sadece futbolu degil, muzigi ve edebiyati da.
0
lanetolasibeyaz
(24.07.24)
Ailemde fanatik futbol izleyicileri var. Babam beni küçükken birçok maçı izlemeye kahveye/lokale falan götürürdü. Severdim o ortamı koca koca amcaların hop oturup hop kalkmasını, gol olunca delice sevinmesini :)

E biz de oynardık tabi evde, sokakta, okulda, okul çıkışı, köyde bulduğumuz her şeyle.

Oynayınca daha da takip edesin geliyor, "profesyoneller" nasıl pas veriyor, nasıl sahada konumlanıyor, frikik veya korneri nasıl kullanıyor. Taktikler, verkaçlar, ara paslar...

Bir de stada maç izlemeye gitmeye başlayınca iş bambaşka bir boyut alıyor. On binlerce kişiyle aynı tezahüratı yapmak, maç öncesi/sonrası etkinlikleri, o dumanlı köftenin lezzeti, yenilgi sonrası boynu bükük bir sürü adamla aynı otobüste/metroda gitmek vs. bir bağ kuruyorsun takımla, semtle ve o insanlarla.

Passolig geldiğinden beri hiçbir maça gitmedim. Galatasaray maçlarını takip ediyorum ama alışkanlıktan o da. Eskisi gibi zevk almıyorum şampiyonluklar gelse de.

Hafta sonu zevkli olabileceğini düşündüğüm İngiltere, İspanya ve bazı İtalya ligi maçlarını izliyorum. Bizim lige göre daha çok keyif veriyor o taraf da eskisi gibi olmamasına rağmen.
0
chicha_v2
(24.07.24)
İticilik, çirkinlik.
0
michael_knight
(24.07.24)
(6)

sahibinden’deki konut fiyatları ne kadar şişirilmiş?

deartheodosia
ne kadarlık kısmı pazarlık payıdır? 10x, 20x olarak düşünürsek.
ne kadarlık kısmı pazarlık payıdır? 10x, 20x olarak düşünürsek.
0
deartheodosia
(21.07.24)
%10'a kadar indirebilirsin. Daha fazlası zor.
0
hayirsiz
(22.07.24)
Ben max %5 inecek şekilde koydum ilana.
0
new day new life
(22.07.24)
satan kisinin ne kadar ihtiyaci olduguna bagli. 1 yildir duruyor evler. adam ucuza gider malim satarsam yerine yenisini koyamam diye satma niyeti olmadan tutuyor. o ilanlarin cogu satis niyeti olmayan ilanlar. adam kendi varligini sahip oldugu mal/mulk uzerinden olumluyor muhtemelen sahibinden'e ilan koyuyor.

paraya ihtiyaci olan acil ilanlarda %70-75'e kadar dustugunu gordum. benzerleri 5 milyon olan evi 4 altina goruyorum hemen de gidiyor. onun disinda inat eden bircok ev ayni fiyatta duruyor. adam 5.1'e ev satiyor mesela guya. sonra ilandan kaldirip 5.3'e tekrar koyuyor ve 5.1'e kadar iniyor. aylardir bu oyunu oynuyor sonra tekrar bastan. rinse and repeat. zenginin mali da bizim cenemizi yoruyor.
0
antikadimag
(22.07.24)
%20 altını teklif et bence. sonrasında ideal fiyatını buluyor.
0
tantunisultansuleyman
(22.07.24)
yüksek fiyatlı evlerde fazla, düşük fiyatlı evlerde azdır. genel bir oran olmaz.
0
gabe h coud
(22.07.24)
3 ev sordum son 1 ay içerisinde, satıcının acelesine göre ve fiyatı ne kadar şişirdiğine bağlı olarak %20 düşürebilirsin. sıfır ev yapan bir müteahhitin kapısından geçerken satış ofisine girdim, peşinde %15 diye kendisi başladı. ancak oldukça hırslanıyorlar bu duruma ve açık açık söylüyorlar "faizler düşsün o zaman acısını çıkaracağım" diye. sanki 3 yıldır enflasyonun misli ile fiyat artıran kendileri değilmiş gibi şimdi inşaat maliyet endeksinin gerisinde kalmaktan şikayetçiler.
0
screamshot
(22.07.24)
(2)

İkinci El Omega Saat?

eisberg
TR’de nereden alınabilir? Güvenilir alışveriş yapabileceğimiz bir yerler var mı?
TR’de nereden alınabilir? Güvenilir alışveriş yapabileceğimiz bir yerler var mı?
0
eisberg
(20.07.24)
horopool ve şadan saat'e bakabilirsiniz.
0
meraklikisi
(20.07.24)
yolu japonya'ya dusen bir tanidiginiz olursa oradan aldirin. en ucuz orada gordum ben ikinci elleri.
0
antikadimag
(20.07.24)
(3)

en hafif ama en iyi bluetooth hoparlör

helios
selamlar. soru başlıkta. Yurt dışından alınacak, valizde ağırlık olarak az yer kaplayacak ancak 20/25 m2 bir oda için en iyi sesi verecek bluetooth hoparlör önerilerine açığım.
selamlar. soru başlıkta.
Yurt dışından alınacak, valizde ağırlık olarak az yer kaplayacak ancak 20/25 m2 bir oda için en iyi sesi verecek bluetooth hoparlör önerilerine açığım.
0
helios
(19.07.24)
(git: uk.jbl.com
0
yakupyaman
(19.07.24)
(bkz: sonos)
0
antikadimag
(19.07.24)
Bütçe sınırı yoksa bose soundbar 600 çok iyi ses veriyor. Ayrıca sonos'a da katılıyorum.
0
salihdt
(19.07.24)
(13)

Askerde ilginç bir şeyle karşılaştınız mı?

michael_knight
Askerliğinizi yaparken ilginç bir insanla, olayla karşılaştınız mı?
Askerliğinizi yaparken ilginç bir insanla, olayla karşılaştınız mı?
0
michael_knight
(18.07.24)
İki tane hırsız vardı bizde. Meslek olarak yani, kendisi öyle diyordu. Birinin bi numarası yoktu, diğeri akşam haberlerini kaçırmazdı, sektördeki gelişmeleri takip ettiğini söylüyordu. Haberdeki hırsızları teknik açıdan değerlendiriyordu falan. Bizim bir şeyimizi çalmadı şükür. Zaten etik olarak doğru olmazmış. Sağolsun etik değerleri de vardı.
0
akhenaten
(18.07.24)
Askerde normal bir şey yok ki, bizim kısa dönemlerin arasında hakim savcı falan vardı ilkokuk mezunu uzun dönem "dede"ler bunları kantine gönderip meyve suyu aldırıyorlardı, biri "ulan 2 ay önce müebbet ceza veriyordum bugün gördüğümüz şu muameleye bak" deyip ağlıyordu.
0
Bir ben var benden şurada
(18.07.24)
bi elemanın içine cin kaçmıştı diye bi olay olmuştu. herkes inanınca da insan da etkileniyordu :))
0
high hopes of the sozluk
(18.07.24)
anadolulu geyler. yumusak diye tabir edilen ama bir sekilde de korunup kollanan insanlar vardi. anadoluda ancak o kadar gey olunabiliyor demek ki demistim.
0
antikadimag
(18.07.24)
Cinayet işlemiş, adam vurmuş tipler vardı. Hatta bana bir tanesi silah kullanmak için özel ders vermişti.

Savcı vardı bir tane bizim bölükte. Ona herkes işlediği suçlarla ilgili sorular soruyordu. Her tipte suç vardı. Adam bıçaklama, komşuyu dövme falan bir sürü olay.
0
ferenc
(18.07.24)
Ben 2009'da yaptım askerliği. Bizim bölükte ta o zamanlar türk vatandaşlığına geçmiş bir arap vardı, bizim bölükte daha önce bordo bereli olan bir başçavuş vardı. Başçavuş bu araptan kendisine arapça öğretmesini istiyordu ve hergün 1-2 saat arapça dersi veriyordu bu bordo bereli astsubaya. Şimdi düşünüyorumda devlet ta o zaman suriye'de olayların çıkacağını tahmin ediyor muydu? bu bordo bereli astsubay ondan mı arapça kursu alıyordu.
0
komando kani var bende
(18.07.24)
1 - hic yikanmayan insan

Bu kisi kokmaya baslamisti sikayet ettik ve yikanicani ogrenince kaciyordu bi gun banyoya bagladik anadan dogma soyduk baktik bas edemiyoruz itfaiye hortumuyla yikadik tazzikli. Yer fircasiyla fircaladik imana getirinceye kadar

2 - bana egitimin onemini ogretmis olay

Normal askerler resmen yardiriyorduk yapmadigimiz sey yoktu ama askere kisa donem savci vs birileri geldi asker. Komutan ugrwsamicani anladi galiba onlari askeriyeden uzak bir kulebeye verdi. Kulube yerde sadece sandalye telefon ve masa var. Bu telefon 3 ayda belki 1 defa calar calmaz. Bu sekilde hic bisey yaomadan tezkere cerdiler bu adamlara ve hic gorev vermediler. Egitimlilere pek bisi yaptirmiyorlardi digerleri ise asiri calisiyordu
0
Zetnikov
(18.07.24)
* ayağında mantar olduğu halde çamaşırlarını insanlarla aynı filede makineye atmak isteyen biri vardı. eleman mantarın bulaşıcı olduğunu bilmiyor muydu yoksa umursamıyor muydu bilmiyorum.

* aynı eleman ayak tırnaklarını zeminde kesip altına bir şey koymuyordu. tırnakları sağa sola fırlıyordu ve günün sonunda aynı koğuş arkadaşları temizliyordu orayı.

* mesleği imam olan 4 kişi vardı 60 kişilik koğuşta ve hiçbiri birbiriyle konuşmuyordu. bir tanesine nedenini sorduğumda, bu meslek grubunda böyle olur genelde demişti.

* mesleği makine mühendisi olan bir eleman vardı adam ayakta durmaya bile üşeniyordu ve olur olmadık yerde çömeldiği için sürekli ceza yiyordu. Boş vakitlerde de yemek hariç bir yere gittiğini görmedim sürekli yatıyordu ve koğuş içerisinde sesli bir biçimde gaz çıkarıyordu. Lakap takmışlardı "yorgun" diye.
0
biravekahve
(18.07.24)
Bir komutan var. Mhpli belli. Genç yeni astsubay. Bir gün cumartesi içtima alıyor. Bir anda neresinden çıktıysa din min konuşmaya başladı. Böyle dua falan soruyor. Bana sordu, dedim bilmiyorum. Başka dua sordu bilmiyorum. Dua biliyor musun dedi, bilmiyorum dedim. Artık doluyorum tabi, sen müslüman misin dedi, dedi degilim. Allah'a inanıyor musun, dedim inanmıyorum.
Sonra oradan konuşma basladi, icimizdeki isidci iki tip (harbi isidci bunlar destekliyordu fransa saldırısıni falan) ayıplıyor vs.
Sonra komutan odasına çağırdı. Bildiğin insan gibi konustuk, ben kendi düşüncelerimi anlattım adama, o da dinledi. Hiçbir sorun da olmadi, asıl sorun bu iki mal ile oldu onlarin da biri camide hoca diğeri din bilgisi öğretmeni iki boş adam.

Sonra Bir çocuk vardı. Doğu'da çoban. Pkk kaçırmış bunu, bize çalışacaksin diye. Reddetmis, hapse atmislar. Orada da demisler bak bunlara yardim et yoksa oldururler. Sonunda yardim etmeye baslamis. En sonunda da bir gün asker karakoluna kaçıp anlatmis olanlari.

Okuma yazmasi yok, okul okumamis. Askere yollamislar, PKK geçmişi olduğu bilgisi sonradan gelince verilen silahi da almislar. Silahsiz nöbet tutuyordu.

Neyse bu benim dinsiz olduğumu öğrenince bana kurulmuş. Ben de yaziciydim, nöbetleri bugün mrp planlama Nasıl yaparsam öyle yapardim hak gecmesin diye. Önceden çünkü devrecilik olurmus.

Son nobetlerimden biri, bu çocukla beraber nöbet denk geldi. Çocuk bana "sen dinsizsin diye ben sana çok kızdım. Ama sonra genel Halin, nobetlerde adaletli olman falan fikrimi degistirdi. Belki de allah'a inanmak iyi insan olmak için önemli degildir" dedi.

Şu iki hikayeyi hayatım boyunca beklemezdim. Yani bana çok şey katmış hikayedir, arada aklıma gelir. Bakış açımı etkiledi.

Komik/trajikomik olarak da;
Ana birlige varicam. Iste dagitim merkezinde kim nereye gidiyor konusuluyor. Bir eleman da aynı yere gidiyor. Abi naber nasılsın neyse, nerelisin x. Aa ben de x. Hangi üni? Y. Anaa ben de y. Sonra muhabbet derken aynı erasmuslu kizla takildigimizi anladık. Herifle 4.5 ay aynı ranzayi paylastik sonra. Iletisimi kaybettik ama çok komik yani.

Trajikomik olarak da; komutan üstünden alkol aldim, dedim komutanım icmeyecegim (yukaridaki hikayede geçen astsubay). Harbiden icmeyecektim...
Bir abimiz vardı, yasi 35-36. Bir kizla evlenecek, askerlik yapmadi diye istememis kiz. Bu da is yerini vs kapatip askerlige geliyor. Çok sevdigimiz bir abimizdi.
Neyse cephanelikte silah veren vsydi bu. Bir baktık agliyor herif. Kiz bunu terk etmis. Dedim sokarim, açtım tekilayi. Bir nöbetçi iki de normalde yatakta olması gereken adam limonsuz tuzsuz bir sise tekila içtik. Abi düzeldi biraz tabi.
Sonra yatağa döndük ama nasıl karnimiz açıktı. Bende topkek vardi, iki tane adam topkek paylaştık gülerek.

Aklima gelenler bunlar.
0
logisticsmanager
(18.07.24)
tuvalette durduk yere vucudunun üst kısmını jiletleyen bir eleman vardı. gayet soğukkanlı bir şekilde. aynı şekilde içtimada altına yapan bir eleman vardı. hayatımda görüp görebileceğim, görmeyi hayal edemeyeceğim değişik tiplerle karşılaştım
0
kondansator
(19.07.24)
jandarma eri olarak

adliye koridorlarında mübahşir gibi isim bağıra bağıra gezmek,

zaman zaman mahkum transferi yapmak,

tehlikeli kimyasal taşıyan konvoylara eskortluk yapmak,

köyde kavga ayırmaya çalışmak,

araç geçmeyeli aylar olmuş yollarda devriye atmak,

minare tepelerine çıkıp video çekmek (ortalama bir imamdan çok minareye çıkmışımdır)

gece nezaret nöbeti tutmak,

devlet hastanesinde hasta mahkumun odasında sabaha kadar nöbet tutmak,

düşen askeri uçağı aramak için bele kadar karda dağlarda dolaşmak,

osiloskop lazım olduğu için (evet çok alakasız yukarıdakilerle) vestel, arçelik teknik servisi, üniversite kampüsü gezmek,



altı ay bunlara rağmen çok yavaş geçti.
0
nop
(19.07.24)
bir de robokop kıyafeti giyip maçlarda kale arkasında dikilme misyonu vardı unutmuşum
0
nop
(19.07.24)
Biri nöbete gitmemek için sag el tetik parmağını vurup parçalamışti. 1 yıl askerlik yapacakken iki yıl hapse gitti. İlginç gelen kısmı, bu hesabı hangi sebeple yapamaz olduğu.
0
encokbenisevinnolur
(19.07.24)
(9)

Tetanoz

gnosis
Dünyanın en sakar insanlarından biriyim. Kapan kurarken elimi kestim. Kapan yeni, metal, paslı değil. Yara derin:( En son 2021 Aralık ayında tek doz tetanoz aşısı oldum. Şimdi gidip aşı olmam gerekiyor mu?
Dünyanın en sakar insanlarından biriyim. Kapan kurarken elimi kestim. Kapan yeni, metal, paslı değil. Yara derin:( En son 2021 Aralık ayında tek doz tetanoz aşısı oldum. Şimdi gidip aşı olmam gerekiyor mu?
0
gnosis
(17.07.24)
Daha öncesinde üç doz aşı olduysanız, sonrasında 2021'de olduysanız gerekmiyor. Ama yara derinse ve kirlendiyse pansuman yaptırın siz yine de. Tetanoz dışında bakteri bulaşı olabilir, antibiyotik vs gerekebilir
0
nundu
(17.07.24)
Aşınız olsa da problemli kesik durumlarında gidip aşı olmalısınız zaten. Önleyici olarak aşı yapılıyor bu ayrı, ancak riskli durumlarda tetanoz aşısı yenileniyor.

Tetanoz aşısı sürekli yenilenebilen bir aşı. Özellikle saha çalışması olan meslek gruplarında aşınız olsa da olmasa da bir işe girince aşı olursunuz. Arkeoloji gibi bin yıllık paslı metallerin kesik tehlikesi yarattığı meslekler buna örnek.
0
akhenaten
(17.07.24)
Hep tek doz yapıldığını hatırlıyorum. Çocukken yaptılarsa da enabizda göremedim.
Yarın gideyim yarayı göstereyim en iyisi.
0
🌸gnosis
(17.07.24)
Daha 3 yıl önce aşı olmuşsunuz.
Koruyuculuğu 5-10 yıl gibi bir şey galiba. Çocuklukta aşı olup olmadığınıza göre değişiyor olmalı ama olmuşsunuzdur.
Askere gittiyseniz askerde de aşı olmuşsunuzdur.

Bir doktora sormanız en doğrusu elbette ama 3 yıl önce aşı olduğunuz için gerek olmadığını söyleyecekler sanırım.
0
michael_knight
(17.07.24)
travmatik durumlarda koruyucu aşı setine bakmıyorlar ve son 1 ay içinde tetanoz aşısı olmadıysanız aşı yapıyorlar. yani aşı olmanız gerekiyor en geç 3 gün içinde.
0
surprise
(18.07.24)
aile sağlığı merkezlerinde tetanoz yapıldığı yazıyor ama okul çocuklarını aşıladıklarından aşılar çabuk tükeniyormuş. benim bağlı olduğum asm’de aşı kalmamıştı. acile gittim sonuç: tetanoz+ pansuman yapıldı.
0
🌸gnosis
(18.07.24)
@gnosis aşı olmanın gerekliliği, koruyuculuğun süresi hakkında bir şey söylediler mi? Söyledilerse biz de öğrenelim.
0
michael_knight
(18.07.24)
Pek işinize yaramayacak ama yazayım. Aile hekimim daha önce 3 doz aşı oldunuz mu diye sordu. Bilmediğimi söyledim. Yabani hayvan kapanı deyince risk almayın aşıyı yaptırın dedi.

Acil kalabalık olduğundan pek sohbet muhabbet ortamı yoktu. Orada en son ne zaman aşı oldunuz diye sorup yaptılar. 3 doz aşı oldunuz mu diye sormadılar.
0
🌸gnosis
(18.07.24)
tek doz tetanoz 1 yil korur sadece.

full doz yaptirip uzun 10 senelik koruma almak lazim. simdi sizin tekrar olmaniz gerekiyor.
0
antikadimag
(18.07.24)
(25)

"bayağı"yı bilinçli olarak mı "baya" şeklinde yazıyorsunuz?

m e b
selamlar.bugünkü eften püften ama dikkatimi çeken ve aynı zamanda canımı sıkan bir derdimi sizlerle paylaşmak istiyorum.mesela burada, bilumum sosyal medya platformlarında yazıyı yazan kişinin yazdıklarına bakıyorum; yazısını kusursuz bir imlayla yazmış, noktalama işaretlerini tam da olması gerektiğ
selamlar.
bugünkü eften püften ama dikkatimi çeken ve aynı zamanda canımı sıkan bir derdimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

mesela burada, bilumum sosyal medya platformlarında yazıyı yazan kişinin yazdıklarına bakıyorum; yazısını kusursuz bir imlayla yazmış, noktalama işaretlerini tam da olması gerektiği yerde kullanmış. ama nedense "baya", "bişi", "diil" gibi bozuk kelimeler kullanmış. hani, olay konuşma dili gibi üslup takınmaksa diğer kelimeleri çok düzgün, ama sadece bun(lar)a istisna tanımış. yine de bilhassa bayağıya takığım çünkü en çok da gözüme çarpan o.

neden 10/10'luk yazınızda "baya" diye yazıyorsunuz? bilinçli bir hareket midir bu?
0
m e b
(15.07.24)
imla ve noktalamaya genellikle dikkat etsem de bisi ve diil'i ben de kullanirim resmi olmayan yazismalarda. ama baya konusunda takintiliyim sanirim :) baya yazinca hosuma gitmiyor, bayagi yazinca da cumle baglamindan sasiyor bana gore. ben o yuzden ikisini de kullanmiyorum, epey kelimesini kullaniyorum onun yerine :)

bu kadar yazdim soruya cevap vermemisim :) kullanmayarak cozuyorum o sorunu ama bu kadar takik olmasam ona, baya seklinde de kullanirdim nolacak :)
0
in vino veritas
(15.07.24)
De, da, ki'ler haric dikkat etmiyorum bu tarz yerlerde yazima.
Baya, bayagiya gelince baya yazarim boyle yerlerde.
Gercek dunyada ise bu kelimeyi kullanmayi tercih etmiyorum. Bayagi daha cok adi anlaminda oldugundan oldukca falan derim onun yerine.
0
Kittie
(15.07.24)
yazması daha kolay olduğu içindir. mesela sen de cümleye "ama" ile başlamışsın. mesela ben de/da birleşik yazılınca uyuz oluyorum ama bir yerine bi yazarım. çünkü öyle alışmışım 2000lerde mırç vardı böyle konuşuyorduk :P
0
neira
(15.07.24)
özellikle olsun ya da olmasın böyle yazanları engelliyorum.

tm, ok vs. bende kullanıyorum da baya ne demek? kelime anlamı anlamı da yok benim dil lügatımda. türkçe dersinde çok sorun yaşadığımdan o -ğı eki gelecek :)
0
baldan kaymak
(15.07.24)
İmla noktalamaya diqqat, gerisini yardir +7
0
abuzer
(15.07.24)
Evet ve çok kullanırım resmi olmayan yazışmalarda benim için bayadır :)
0
grimavi
(15.07.24)
çoğu imla kurallarına ve sözcükleri düzgün kullanmaya dikkat etsem de, neredeyse tek istisnam "baya" kelimesinde. bunu bazen bayağı şeklinde kullansam da, çoğu zaman biliçli olarak baya diyorum. en büyük sebebi bayağı'nın basit, sıradan, aşağılık gibi olumsuz anlamları var. bazen buna çağrışım yapabiliyor.

bazen baya yazmak rahatsız ediyor beni de, epey diyorum o vakitlerde.
0
biseysorcaktim
(15.07.24)
eskiden bilinçli olarak yazıyordum ama şöyle bilinçli,

bayağı: adi, basit
baya: alenen, açıkça

böyle bir ayrım var sanıyordum ahaha. hiç kontrol etmemiştim. "böyle bayağılıklara gerek yok" ve "sen baya baya delirmişsin" şeklinde kullanırdım mesela.

sonradan öğrendim baya diye bir kelime yokmuş ama hala her iki bağlamda da "bayağı" demek garip geliyor, hiç alışamadım.
0
mark greg sputnik
(15.07.24)
bişeysoracaktım +1
Bilerek bayağı yazmıyorum, kendimce baya ayrı bir kelime. Galatı meşhur olarak yoluna devam edip ileride bu hale evrilecektir.
0
Bruce
(15.07.24)
@mark greg sputnik +1

Tam olarak böyleydi bende de. Sonra kendimi alıştırdım. Bayağı kelimesi, "çok, pek çok" anlamını karşıladığını da düşününce, "pespaye" anlamını çağrıştırdığı için diğer anlamlarda kullanmakta zorlanıyorum. Ama kendimi zorluyorum.
0
muhayyer divan
(15.07.24)
Birseysoracaktim +1

Bayağı=adi
Baya=epey, alanen vs

Benim için ağabey/abi konusu gibi biraz. Doğru yazımı ağabey ama asla öyle yazmam cümle içinde. Şimdi örnek olarak yazarken bile rahatsız hissettim.

Diil, bişi vs pek yazmam. Bir yerine bi yazıyorum tabii ki ya da burada yerine burda falan bazen ama genelde konuşma etkisi vermek için. Baya ise bilinçli tercih çünkü sondaki -ğı kısmının kelimeyi bozduğunu düşünüyorum.

İmla takıntılı değilim ama kurallara uyarım hani grammar nazilikten değil de öteki türlüsü hoşuma gitmiyor.

Bu arada konuşma dilinde de değil'in doğrusu diil diye geçiyor ama ben bastıra bastıra değil demeyi seviyorum. TRT spikerlerinin uydurduğu "doğru Türkçe telaffuzu" mevzusuna çok kılım. Açık e, kapalı e ayrımı gibi şeylere dikkat ederim ama yapacağım yerine yapıcam demezsen seni afaroz eden ekibe ayrı kılım :D
0
nundu
(15.07.24)
Çok dikkat edersem Osmanlıcaya kayıyorum. Onun için biraz sallapati oluyor.
'de','da' ve 'ki' konusunda takıntılıyım ama.
0
Mirket
(15.07.24)
Gündelik konuşurken bilinçli şekilde baya yazan takımdanım ben de.

Bayağı sözcüğünü daha ziyade olumsuz anlamıyla ilişkilendiren cevapları verenlerle sebeplerim aynı.

Abi yazmak gibi bir şey benim için de.
0
akhenaten
(15.07.24)
Ekmeğimi Türkçe bilgimle kazanıyorum, alışkanlıkla noktalamaya, eklerin yazımına, düzeltme işaretine uyarım, bunları düşünmeden yapıyorum. Ama gündelik yazışmalarda konuşma dilini yazıya aktarmayı kusur görmüyorum, ben de yapıyorum. Baya bilinçli olarak baya yazıyorum yani :)
0
kobuzchu kiz
(15.07.24)
Maksimum 20 seneye TDK tarafından onaylanır bu şekildeki kullanım.
0
sekizdokuzon
(15.07.24)
burada Sözlük’ten gelen alışkanlık ve kültürle cümlenin ilk harfini küçük yazıyorum. arada telefonun düzeltmesiyle büyük yazdığım da oluyor, o zaman hepsini büyük yapıyorum. genel olarak imla kurallarına çok dikkat ederim. “baya” hiç kullanmadım, kullananlara gıcık oluyorum. de, da eklerini ayrı yazmayı bilmeyenler kültürsüz, dikkatsiz, özensiz, cahil geliyorlar, kusura bakmasınlar. benim bir yanlışımı gören olur da düzeltirlerse, çok olumlu tepki veririm.

Bazı “entitled” kadınlar bahsedildiği gibi yazıyor, onlar da gözümden düşüyor.
0
gabe h coud
(15.07.24)
evet cünkü notere dilekce degil internete bos bos seyler yaziyoruz.

bayaa diye yazilir hatta. :D
0
robert bosch
(15.07.24)
evet doğrusunu bilerek genelde "baya" yazıyorum. Dil yaşayan bir şey, belki de ileride sözlüğe bu şekilde geçer.

Mesela ilkokuldan sonra hiç ağabey yazmadım.

Ben yazdığın diğer kelimeleri kullanmıyorum ama "di mi/dimi" yazıyorum.
0
nhk ni youkosu
(15.07.24)
imla kurallarina takintili bir grammer nazi olarak ben de "cok, epey" anlaminda kullanirken baya yaziyorum. bayagi'yi adi anlaminda kullanirken uzun uzun yaziyorum. bayadir baya yaziyorum yani.
0
antikadimag
(15.07.24)
Evet "bayağı" yazınca "adi" kelimesi aklıma geldiğinden bile isteye "baya" şeklinde yazıyorum, illa yazmam gerekiyorsa. Eklerin yazımına, gereksiz kelime kısaltmalarına ben de takıntılıyım. Ama bu bana normal ve böyle olmalı gibi geliyor yazışırken :)
0
huzurlarinizda huzursuzluk
(15.07.24)
Tüm kurallara uyarak yazmaya çalışsam da bayağı konusunda yukarıdaki arkadaşlara katılmaktan alıkoyamıyorum kendimi. Bayağı kelimesi, baya baya adi anlamına geliyor çünkü aslfahsfj. Ayıp olur karşı tarafa.
0
brkylmz
(15.07.24)
eğer "epey, oldukça" anlamında kullanacaksam bilinçli olarak baya yazıyorum.
bayağı ve baya arasında fark olması gerektiğini düşünüyorum. bu yüzden baya yazımı benim için bilinçli bir galat-ı meşhur.

bayağı: adi, basit
baya: epey, oldukça
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(15.07.24)
Tdk göreve!
0
prole
(15.07.24)
Bayağı yazmayı sevmiyorum. Ağabey yazmak gibi tuhaf geliyor.
"De, da" bağlaç ya da eklere takıntılıyım. Yanlış yazmışsam silerim ya da düzeltirim. Dikkat etmeyenler gözüme batar ama unuturum sonra :)
0
sevilen progressive türkücü
(16.07.24)
çoğu kişi doğrusunu "baya" zannederek yazıyor. "iddia" kelimesinin doğrusunu da "iddaa" zanneder aynı güruh.
0
adivar
(16.07.24)
(15)

İstanbul Boğazının Büyüleyici Etkisi

isiaha
Merhaba İstanbullular, İstanbul boğazının büyüleyici etkisinin sebebi nedir sizce? 3 hafta önce Venedikte bulunmuş biri olarak soruyorum soruyu. Evet Venedik çok güzel ama çok farklı bir kategoride ama bizim boğazın sahip olduğu etkileyecilik yok bence. Zevkler tartışılmaz ama Boğazın bu guzelliğin
Merhaba İstanbullular,
İstanbul boğazının büyüleyici etkisinin sebebi nedir sizce? 3 hafta önce Venedikte bulunmuş biri olarak soruyorum soruyu. Evet Venedik çok güzel ama çok farklı bir kategoride ama bizim boğazın sahip olduğu etkileyecilik yok bence. Zevkler tartışılmaz ama Boğazın bu guzelliğin kaynağı nedir?
0
isiaha
(14.07.24)
Kıvrıla kıvrıla gidiyor yılan gibi, bence ondan.
0
sekizdokuzon
(14.07.24)
Boğaz bence abartılacak bişey değil. Ben her baktığımda sadece bir "köprü" görüyorum. İstanbuldan nefret etmem belki bunda etken.
Venedikte cüzdanımı çaldırmama rağmen orası bence daha güzel.
0
numlock
(14.07.24)
Mecazi yüklenen anlamını saymazsak (iki kıtanın sınırı) çok da bir numarası yok diye düşünüyorum. Yani salt manzara olarak öyle aman ama bir özelliği yok ama bi taraf Asya, bi taraf Avrupa diyince wow oluyosun.
0
nundu
(14.07.24)
Ben bazen seviyorum, bazen sevmiyorum. İstanbul boğazını istanbul boğazı yapan benim o anki keyfim sanırsam. Bir de hava durumu. Çok rüzgar olmadığında, hava çok sıcak veya soğuk olmadığında güzel oluyor.

Yaprak kıpırdamayan ama havanın serin olduğu, hafif sisli bir bahar sabahı güzel.

Ortalık çok hareketliyse, hava çok sıcak veya soğuksa, görüntü HD kalitedeyse kötü.
0
akhenaten
(14.07.24)
Tam tersi. Boğazı her gördüğümde onu hiç ettiğimiz geliyor aklıma. Çarpık kentleşme, biriyle alakasız eciş bücüş binalar ve yeşilden çok grinin hakim olması… Bence güzel bir görüntü yok ortada. Hele o çamlıca kulesi falan berbat.
0
ruhen hastayim ben
(14.07.24)
Şimdi bence burada kişinin o şehre olan ilgisinin, bağının önemi var.

Ben misal istanbul bogazindan buyulenirim ama çok acayip güzel gözüktüğü vs için değil (gözükebilirdi ama yapilasma...) ama çok büyük yani böyle hani her yerde göremeyeceğin bir şey.

Misal insanlar eiffel kulesine "bu ne" diyor ya, aynı şekilde ilk gördüğümde altindan "oha lan" diyip çok buyulenmistim. Aynısını new York'a gidince yasayanlar olduğunu da duydum gidenlerden.

Kısacası bence bu yapilarin (dogal ya da yapay) büyüklüğü falan bizi cok etkiliyor.
Misal beni büyük makine, rüzgar gülleri falan da etkiler :) su an yaşadığım yerdeki daglara da bakip "bu ne abi ya hayvan gibi dağ" diyorum her baktigimda.
0
logisticsmanager
(15.07.24)
Boğazı çevreleyen tepelerdeki selatin camileri, kız kulesi, beyazıt kulesi, galata kulesi bunlar ayrı bir hava katıyor.
0
hebanon
(15.07.24)
Hocam yurtdisinda yasadim bence senin kastettigin sey "enerji" mevzusu. Ben mesela bogaza gidince bir huzur bi cosku geliyor icime nedendir bilmiyorum. Falat bu yurtdisinda falan gittim bogaz tarzi yerlerde hic enerji alamiyorum.
Belki ayni kafayi yasiyoruzdur.
0
Zetnikov
(15.07.24)
Boğazın güzelliği ve çirkinliği baktığın yere göre değişir.
Yeşilliğin bol olduğu ve aradan eski yalıların ve köşklerin göründüğü otantik hali güzel.
Yüksek binaların çok olduğu, yeşilliğin neredeyse olmadığı ve sahili araba trafiğiyle dolu hali çirkin.
Ayrıca modern köprüler (tarihi, heykelli işlemeli vs. olmadıkça) insanlara neden güzel gelir hiç anlamam.
0
merhum
(15.07.24)
Boğaz güzeldir ama dünyada ne güzellikler var öyle aman aman büyütülecek dünyanın incisi bebeği vs konumlanacak bir durumu yok
0
basond
(15.07.24)
güzel esiyor
0
bir soru sorcam
(15.07.24)
Köprüden metrobüsle geçenken bile o güzellik karşısında büyüleniyorum. Çok seviyorum ben de görsel olarak çok güzel ama tam o kıyı kısımları ve deniz :) Biraz daha açını genişlettiğinde berbat bir kent o kadar karışık ki bakarken bile yoruluyorum.
Boğaz manzaralı bir evde oturmak ister miydim mesela sanırım orman manzarasını tercih ederim ama deniz kıyısına yakın olmak yürümek oturup izlemek bana hep iyi gelmiştir severim.
Bence boğaz gayet güzel ama bu noktada @ruhen hastayım ben'e katılmamak elde değil asla kıymetini bilemediğimiz güzellikte bir şehir burası, başka ellerde olsa çok daha güzel olabileceğini düşünürüm hep.
0
mutekebbir
(15.07.24)
insanlar istanbuldaki kalabalıktan ve stresten o kadar bıkmış ki gerçekçi yaklaşamıyorlar bu güzelliğe.
mesela istanbul beton deyip duruyorlar, elbette öyle de zaten. ama boğaz hiç de öyle değil. belli kısımları hariç genel olarak gayet yeşil ve özellikle bazı günler çok güzel görünüyor. köşkler, saraylar, yalılar boğaz'ı boğaz yapan özellikler. birçok farklı tarzda çok estetik yalılarla dolu.
coğrafi olarak bu su yolunun özelliği zaten ortada. biz ezelden beri kafamızda çok normalleştirdiğimiz için iki kıtayı birbirine bağlayan bu yolun ne kadar özel olduğunu unutuyoruz.
0
nathanieltroy
(15.07.24)
dunyada cografi olarak istanbul'dan guzel sehir bulamadim ben. cok essiz bir sehir. belki san francisco ki o da bir bogaza sahip ufak da olsa.

istanbul cok guzel. hem deniz var, hem tepeler var bogaza bakan, hem de kiyidan bakinca gordugun karsi kiyi manzarasi var ki o da tepelik.

genelde deniz kenarindaki sehirler denizden bakinca guzel gozukur. istanbul'da kiyidan bakinca karsi tarafi gorebildigin icin iceriden de guzel.
0
antikadimag
(15.07.24)
bogaz dunyanin nadir guzelliklerinden biri, insan elindekinin kiymetini bilmiyor.

yurtdisinin lansmani herzaman iyidir, oraya gidersin bu ne lan dersin. cocuklugum boyunca gidip gorme hayali kurdugum, gidince bu ne lan mevzu bu muymus dedigim cok yer oldu.

eger istanmbul/bogaz bir ucuncu dunya ulkesinin degilde gelismis bir ulkenin elinde olsaydi, isvicre falan gibi, dunyanin 1 numarali turizm merkezlerinden biri olurdu. ama biz icine ettik.
0
cooperr
(15.07.24)
(6)

Yatak tavsiyesi

sacrilegious
Merhaba sözlük, çok rahat bir yatak arıyoruz ama her gittiğimiz mağaza başka bir şey öneriyor. Ben normal kilodayım ama fazlaca sırt ağrılarım var eşim de kilolu ve yine aynı şekilde sırt-bel sıkıntılı. Ayakkabı da memory foam giymezsek mahvoluyoruz mesela. Bu durumda bize direkt olarak önerebileceğ
Merhaba sözlük, çok rahat bir yatak arıyoruz ama her gittiğimiz mağaza başka bir şey öneriyor. Ben normal kilodayım ama fazlaca sırt ağrılarım var eşim de kilolu ve yine aynı şekilde sırt-bel sıkıntılı. Ayakkabı da memory foam giymezsek mahvoluyoruz mesela. Bu durumda bize direkt olarak önerebileceğiniz bir yatak var mı? Yahut yatak tipi önerisi de olur.

Teşekkürler.
0
sacrilegious
(13.07.24)
King Koil Amethyste
0
faithless
(14.07.24)
bilindik duyulduk bir marka degil ama onere onere dilimde tuy bitti, valla cok guzel. Ewos bedding marka Promilky model. Saticisini bulmak lazim ama
0
The_Lollok
(14.07.24)
yaysız yatak tavsiye ederim.
0
ferenc
(14.07.24)
memory foam almayin da. yayli yatak iyidir, alternatif ariyorsaniz latexler var.
0
antikadimag
(14.07.24)
Magazaya gidipte denemek lazim ne desek bos. Ama bole uzanacan a takilacan utanacak bisey yok. Birde ordakiler uzmani oluyir onlara sormalisin
0
Zetnikov
(14.07.24)
Sert olmalı ve sertliğine ne kadar süre garanti verildiği önemli. Rahatlıkla sağlık orantılı burada ne kadar rahatsa ağrılar o kadar artacak.
0
hebanon
(14.07.24)
(4)

Arabaya geri görüş kamerası takılabilir mi?

dejame
Biraz eski, teknoloji fakiri arabamız var. Babam park ederken arka tarafı görmede problem yaşıyor. Sonradan geri görüş kamerası takılsa, konsol kısmına basit bir ekran koysalar olur mu? Özellikle direksiyonu çevirince çıkan referans çizgileri olan bir sistem var mı acaba? Araç Symbol.
Biraz eski, teknoloji fakiri arabamız var. Babam park ederken arka tarafı görmede problem yaşıyor. Sonradan geri görüş kamerası takılsa, konsol kısmına basit bir ekran koysalar olur mu? Özellikle direksiyonu çevirince çıkan referans çizgileri olan bir sistem var mı acaba? Araç Symbol.
0
dejame
(13.07.24)
takılır evet aksesuarcılar yapıyor.
0
jelly bear
(13.07.24)
10 dakikalık işlem. Siz bile takarsınız ama gerek yok.
0
numlock
(13.07.24)
sensor taktirin daha basit.
0
antikadimag
(13.07.24)
Geri görüş kamerası takılıyor fakat multimedya denilen android cihazlarla birlikte yapılıyor genellikle. Ya da çok dandik dikiz aynasına takılan composite ekranlar var onlar pek hoş değil açıkçası.

Multimedya mevzusu da dipsiz kuyu şehrinizdeki zaten güvenilir bir elin parmağı kadar yer vardır yapan (istanbulda değilseniz) öyle çok uçan işlemcili, kaçan ram'li depolamalı değil mütevazi bir modelini alsanız ekseriyetle geri görüş kamerası kullanılacaksa keser her türlü.

symbol zaten felaket popüler bir araç sipariş vermenize bile gerek yok adam raftan alıp takıyor. symbol 3'e taktırdım martta.
0
hedep
(13.07.24)
(5)

5.5 saat boyunca mülakatta ne yapılır?

irene
Salut!Haftaya bir mülakatım var. Hali hazırda “people manager” rolündeyim, ilk kez “manager of managers” için bir mülakata gireceğim. Mülakatı pozisyonun açık olduğu şirket değil, bir IK firması yapacakmış. IK firması ile hiç konuşmadım, bana ulaşan firma telefonda dedi ki yaklaşık 5 saat sürecek. B
Salut!

Haftaya bir mülakatım var. Hali hazırda “people manager” rolündeyim, ilk kez “manager of managers” için bir mülakata gireceğim.
Mülakatı pozisyonun açık olduğu şirket değil, bir IK firması yapacakmış. IK firması ile hiç konuşmadım, bana ulaşan firma telefonda dedi ki yaklaşık 5 saat sürecek. Ben tamam dedim ama o an inanmamıştım. Yarım saat sonra IK firmasından 5.5 saatlik bir zoom call daveti geldi.

Şimdi… ya biz 5.5 saat ne yapacağız online? Benim bildiğim role play, “çeşitli assessmentlar” olacakmış, artık ne oluyorsa o. Bir de bir sunum hazırlamamı isteyeceklermiş.

Hiç daha önce manager mülakatına girmedim. 5 saat mülakat ise hayatımda duymadım…

Hiç başına böyle bir mülakat gelmiş olan var mı? Nasıl geçti? Neler yaptınız?
0
irene
(12.07.24)
mülakat değil de değerlendirme merkezi olmasın?

değerlendirme merkezlerinde 3 uygulama olur ve yaklaşık o kadar sürer. youtube'da assessment systems'ın kanalına bir göz atabilirsiniz.
0
la lykia
(12.07.24)
Assessment center dediğimiz bir süreç.
Role play, case study, grup çalışması, sunum ve sözlü&yazılı mülakat olacaktır diye tahmin ediyorum. Mola olacak tabii ki aralarında.
Kendini keskin tutmak, odağını toplamak önemli.
0
Bruce
(12.07.24)
Sunuma önceden çalışabilirsin. En çok bocalayacağın konu bu olabilir. Liderlik eğitimlerinden aklında kalanları not al ve uygulamaya çalış. Conflict management, feedback, crises management. İşin riskine ve impactine göre hemen mi yapılması gerekiyor, delege etmen mi gerekiyor, erteleyebiliyor musun, direkt yapılmaması da mümkün.
0
gabe h coud
(13.07.24)
My first 90 days in this company başlıklı bir sunum olabilir mi?
0
gabe h coud
(13.07.24)
5 saat mulakat normal. o arka arkaya birkac mulakattir, tek blok mulakat degildir. ben de mulakat bekliyorum bir yerden mesela 5 kisiyle 1'er saatlik mulakatlar oluyor. arada 5 dakika dinlenme falan derken 5.5 oluyor o da.
0
antikadimag
(13.07.24)
(9)

Sizce bunlar dolandırıcı olabilir mi?

fakat
Eb3vize. com diye bir adres buldum. Her şey çok profesyonel duruyor. Siteye girip bakabilirsiniz. Vasıfsız eleman buluyorlarmis ABD için, formu doldurdum. Bugün WhatsApp tan geri dönüş oldu sorularinizi sorabilirsiniz diye? Toplamda 22000 dolara mal oluyormus, sizce dolandiriliyor muyum? Sizce nasıl
Eb3vize. com diye bir adres buldum. Her şey çok profesyonel duruyor. Siteye girip bakabilirsiniz. Vasıfsız eleman buluyorlarmis ABD için, formu doldurdum. Bugün WhatsApp tan geri dönüş oldu sorularinizi sorabilirsiniz diye? Toplamda 22000 dolara mal oluyormus, sizce dolandiriliyor muyum? Sizce nasıl sorular sormaliyim?
0
fakat
(12.07.24)
Site ne işe yarar bilmem. Adreslerine baktım sanal ofis. 500 tane işyeri var bir adreste. Bana profesyonel gelmedi. Bana 22 dolar ver seni kurtardım.
0
Shepard
(12.07.24)
Sanal ofis çok popüler, o tam bir eleme olur mu bilemedim :(

Zaten çok para isteniyor. Ama haklarında hiç yorum da göremedim. Avukat Muhammed Üzüm var, Instagram'da beğenmiş bunları. Biraz ümit ettim . Bu tarz işlerin olabilirligini bilemedigim için soruyorum burada, köyden indim şehre gibiyim biraz :)
0
🌸fakat
(12.07.24)
ismi eb3vize olan bir şeye tıklamam bile.
0
biergarten
(12.07.24)
FAKİRLER FAKİR! Sanal ofis o yüzden var. "Param yok ofisim de yok. Ben varım. Evet bir sorun yaşarsan starbaksa gel yerim belli". Muhammed Üzüm'e gidersin yooo layk attım parmak kaydı der. Fakir şirketi gördüm mü bilirim. İnanmak istiyorsun o yüzden bu ufacık şeylerde umut arıyorsun gibi.
0
Shepard
(12.07.24)
Peki, sakin. Yardımın için teşekkürler:)
0
🌸fakat
(12.07.24)
Dolandırıcılık falan yok. Legit gözüküyor. 22 bin doları verirdim ben olsam.
0
gabe h coud
(12.07.24)
eb3 bekleme süresi belli olmayan aynı zamanda alması garanti olmayan bir vize türü. olayın dolandırıcılıktan bağımsız olarak bu yönü de var.

4 sene bekleyip çok kötü bir lokasyonda bir hastanede temizlik görevlisi veya hasta bakıcı olabilirsin. asgari ücretten fazla vermezler. 2000 USD falan kalır vergi sonrası.

eb3 un olayı çalışacak kimse bulunamayan işlere eleman buluyorlar. abd avrupa gibi şehir hayatı olan bir yer değil. kırsalında hayatın olmadığı yerler var. zaman durmuş gibi adeta. çok soğuk-çok sıcak da olabilir
0
ferenc
(12.07.24)
2 sene civarı bekleme süresi ön görüyorlar. Ben buna kabul, ama hayatımda bir defa verebileceğim bir para, sanırım sürece devam etmeyeceğim
0
🌸fakat
(12.07.24)
var bunu yapan yerler. siteye tiklamadim bile bilmiyorum legit mi degil mi ama bu sekilde eb3 vize alanlar oluyor.

ama surec hakkinda sunu diyeyim. hadi basvurayim dedikten sonra 2,5-3 yil surer bu olay en az. o da olursa. ona gore hesap yap.
0
antikadimag
(13.07.24)
(7)

Bir kadeh rakıyla ortalığı dağıtmak normal mi?

dejame
63 yaşındaki annem için soruyorum. Kendisi çok sakin, mantıklı, stabil hayatı olan, genel olarak mutlu biri. Herkes kadar kendi dertleri var fakat kendilerini ziyaret ettiğimde denk gelmek istemediğim bir alışkanlıkları var.Rakı balık.Telefondan son ses meyhane müzikleri açıp sadece bir (1) kadeh ra
63 yaşındaki annem için soruyorum. Kendisi çok sakin, mantıklı, stabil hayatı olan, genel olarak mutlu biri. Herkes kadar kendi dertleri var fakat kendilerini ziyaret ettiğimde denk gelmek istemediğim bir alışkanlıkları var.

Rakı balık.
Telefondan son ses meyhane müzikleri açıp sadece bir (1) kadeh rakı içiyor ve inanılmaz yüksek sesle ağlıyor, beş dakika sonra kahkaha atıyor, birkaç saat boyunca ortalığı yıkıyor. Yazlık yerde bütün site ayağa kalkıyor.

Ortalığı hep birlikte toplayıp bulaşıkları yerleştirdikten sonra sakinleşiyor ve kendine geliyor.
Bu durum bende şok etkisi yaratıyor. Hiç tanımadığım bir insan çıkıyor karşıma. Ne diyorsunuz bu duruma?
0
dejame
(08.07.24)
Her insanın alkol eşigi farklıdır. Belliki annenizin ki oldukça düşük. Bu durumdaki yaşlı bir insana rakıyı asla önermem. Daha soft içkiler içsin. Ufak bir kadeh şarap, max 50cc bira veya bir bardak kokteyl gibi
0
limonlu eksi
(08.07.24)
Aynı benim annem. Derdi var, söyleyecekleri var, rakı bahanesi.
0
prole
(08.07.24)
sarhoş olmak istediği için sarhoş oluyor. istemese değil bir kadeh, üç kadehle de sarhoş olmaz.
0
abelardo
(08.07.24)
1. Alkol eşiği düşüktür
2. Alkolü zaten ağlayabilmek için alıyordur
3. İlgi çekmek istiyor olabilir, farkında olmayabilir.

Ayıkken çok fazla şeyi çaktırmıyordur, rakıyla rahatladığını fark etmiştir bunu sürdürüyordur.

Ayık olduğu zaman izletmek üzere onu videoya alın bütün hallerini. Ayıkken izletin, rakı değil de bira ya da şaraba dönsün. Yahut aslında psikolojik destek alsın. 1 kadeh rakıda bişey yok, birayla bile cozutur aslında. Destek alması daha önemli
0
muhayyer divan
(09.07.24)
1 kadeh rakiyla kimse o kadar degismez. normalde yapamayacagi davranislari sarhos bahanesine siginarak yapiyor.

bence annenizle oturup konusun derdi neymis diye.
0
antikadimag
(09.07.24)
Patolojik sarhoşluk diye bir durum olabilir. Çok az miktarda alkolle ortaya çıkabiliyor. Eskiden beri öyleyse bu olabilir.
Son zamanlarda böyle olduysa, psikolojik sorunlara bağlı olabilir.
0
pro9it9is9
(09.07.24)
Normal.
0
doharkoman
(09.07.24)
(3)

küçük dil uzaması/şişmesi? uvulitus

adivar
yazlık ufak bir yerdeyim. gece yarısı bir anda boğazımda bir şey varmış hissiyle uyandım, hiçbir şekilde çıkmıyor. sonra farkettim ki boğazımda bir şey yok, küçük dilim uzamış sarkmış resmen. normalde de biraz büyüktü. alerjiden, enfeksiyondan olabiliyormuş sanırım. herhangi bir ağrı ya da yanma yok
yazlık ufak bir yerdeyim. gece yarısı bir anda boğazımda bir şey varmış hissiyle uyandım, hiçbir şekilde çıkmıyor.

sonra farkettim ki boğazımda bir şey yok, küçük dilim uzamış sarkmış resmen. normalde de biraz büyüktü.

alerjiden, enfeksiyondan olabiliyormuş sanırım.

herhangi bir ağrı ya da yanma yok.

bulunduğum evde kedi var farklı olarak, ancak aynı kediyle iki sene önce de bir hafta geçirmiştim bir şey olmamıştı.

şimdilik tuz, karbonatlı gargara yapıyorum.

daha önce benzer bir şey yaşayan var mı? geçer mi kendiliğinden?
0
adivar
(08.07.24)
Geçmez.
KBB uzmanına görün.
Normalde alerji hapıyla geçirilebilir ama sanki birkaç iğne yiyecek gibisin.
0
Mirket
(08.07.24)
gecer.

daha once basima geldi 1-2 kez ozellikle alkol aldiktan sonra olabiliyor. cok sinir bozucu ama geciyor.
0
antikadimag
(08.07.24)
@antikadimag gece 3 duble rakı içmiştim. bünye alışık aslında, ilk kez böyle bir şey oldu dediğim gibi. karbonat/tuz dışında sizin yaptığınız bir şey var mıydı?
0
🌸adivar
(08.07.24)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.