Giriş
(10)

Evlilik düşünülen uzun ilişkiden ayrılmak

yuvarlanantencereninkapagi
Bu sefer olacak galiba demiştim. Yaklaşık 9 aydır birlikte yaşıyorduk, 3.5 yıldır birlikteydik. Gelecegimiz olmadığını düşünüyormuş, öyle dedi. Herhangi bir kavga vs yaşanmadı. Yaklaşık 3 ay önce yine bir ayrılık mevzuu olmuştu, benim ısrarlarimla tekrar deneyelim demiştik. Olmadı. Benim de uzun sür
Bu sefer olacak galiba demiştim. Yaklaşık 9 aydır birlikte yaşıyorduk, 3.5 yıldır birlikteydik. Gelecegimiz olmadığını düşünüyormuş, öyle dedi. Herhangi bir kavga vs yaşanmadı. Yaklaşık 3 ay önce yine bir ayrılık mevzuu olmuştu, benim ısrarlarimla tekrar deneyelim demiştik. Olmadı. Benim de uzun süredir iyi olmadigim bir dönemdi, onun için de zor. Kendimi sucluyorum biraz acaba ben psikolojik olarak iyi olsaydım daha farklı olur muydu diye. Bir sevgilinin de iyi ve kötü zamanlarda yanımda olması gerekirdi, cabasiz bir kötülük hali değildi. Uzun süredir terapiye gidiyorum iyi olmaya çabalıyorum. Onun hayatının da çok yakında değişeceği bir dönem olacak, sanırım evlilik korkusu da oldu. Hiç bu konuları konuşmuyorduk bu arada. Muhteşem bir sevgili olduğu söylenemezdi, aşırı bireysel, her zaman bir planı vardı. Bunu asla kısıtlamıyordum hoşuma gidiyordu hatta. Arkadaşlarıyla yaptığı planlara çoğu zaman eşlik ediyordum fakat ben kendi arkadaşlarımla genelde yalnız bulusuyordum. Hatta arkadaşlarım yeni yeni söylüyorlar bizi sevmediğini düşünüyorduk diye. Bunları aslında ilişki içerisinde de yalnız olduğumu anlatmak için söyledim.

İki insanın birbirini sevmesinin ve anlasabilmesinin mucizevi bir şey olduğunu düşünüyorum, yaşadıklarım gördüklerim bana böyle düşündürdü. Bunu kaybetmek, denememek, çabalamamak aptallik, ben elimden geleni yaptim icim rahat. İyi bir sevgiliydim bence. günümüzde bulunamayacak kadar dürüst, guvenilir, sadik, sevgi dolu. Sadece kendim kötüydüm dünyayla baş edemiyorum. Onun daha yaşayacak şeyleri varmış diye düşünüyorum. İyi olmaya çalışıyorum daha iyi de olacağım. Taşınma işleriyle uğraşıyorum şimdilik. Bu sureci kolay atlatmak için tavsiyelerine açığım.
0
yuvarlanantencereninkapagi
(13.10.24)
Uyum, sevgiden daha önemli olabiliyor.
Senin de söyledigin gibi sevgi tek basina yeterli degil. Daha gec bitip zaman kaybi olacagina simdi bitmis bosver.
Kirik kalbin zamanla iyileşecek ve hayatini toparladiginda cok daha sevdigin ve sevilecegin, uyum icinde oldugunuz bir iliskide olacaksin.

Onsuz hayatina adapte olmaya calis bir an önce. Onsuz rutinler, aktiviteler olustur.
0
robert bosch
(13.10.24)
benim de evliliğe doğru giden şimdiye kadarki en ciddi ilişkim yaklaşık 3 ay önce bitti. Benim isteğim ve zorlamam ile götüremedik sonunda ayrılmak isteyen taraf ben oldum. Ben de dönüp baktığımda ilişkiyi kurtarmak için elimden geleni yaptım diyorum hiçbir pişmanlığım yok. 3 ay oldu unuttum mu ayrılmadan önce de bana dünyada cenneti mi yaşattı hayır.
Zamanla geçecek biliyorum. Ve ona karşı kin bile hissetmek istemiyorum.
Sadece daha ağır dertlerim olmasın yeter elbette geçecek. Zaman her şeyin ilacı.
0
kestane gürgen palamut
(13.10.24)
sizinki kadar uzun süreli olmasa da benzer şeyi bende yaşadım ve unutmaya çalışıyorum. bu süreçte yaptıklarımın başında gelen önce acıyı derin yaşamak oldu. çünkü duyguların içinden geçmezsek tam anlamıyla dışına çıkamayız. öncelikle varsa sosyal medyadan takip ya da stalku bırakın, acıyı yaşadıktan sonra. unutmak istediğiniz ya da kendinizi iyileştirmek istediğiniz o evreye geldiğinizde yani . canınız twitterda hangi tweeti attığına, instada hangi storyi paylaştığına bakmak mı istiyor? yapmayın, kendinize engel olmaya çalışın. eğer seviyorsanız kendinizi kitap okumaya ya da film izlemeye verebilirsiniz. aşk filminden ziyade komedi ya da sitcom, talkshow tarzı olabilir. öğrenmeyi seven biriyseniz kendiniz için sertifika programları alabilirsiniz. hedefiniz varsa mesela rusça öğrenmek gibi kendinizi bununla meşgul edebilirsiniz. hiçbir şey yapmadan oturmak emin olun kafanızda kurmanıza ve overthinkinglere yol açıp size zarar verecek. şunu da demeden geçemeyeceğim; sizin için yanlış insanmış ve şimdiden belli oldu. daha geç belli olması sizi daha çok üzebilirdi. sizi daha iyi biri hak ettiği için bazen bunlar yaşanıyor. kendiniz demişsiniz yukarıda dürüstüm diye. bırakın da sizin gibi dürüst bir insan bulsun sizi. hepimiz bu dünyaya bir kere geliyoruz ama o da üzülmek için değil. anı yaşamaya çalışın...

not: bende aynı acıdan muzdarip biri olarak başka önerilere de açığım. :)
0
bogurtlenliporsuk
(13.10.24)
Hafızayı tazelemek lazım. Birlikte yaptığınız 5 duyuya hitap eden her şeyi tekrar ama tek başına ve başka arkadaşlarla yapmayı kastediyorum. Birlikte sinemaya mı giderdiniz, tek başına aynı şeyleri yeniden yap, arkadaşınla yap, ama aynı şekilde aynı şeyleri yap. Birlikte oyun mu oynardınız, aynı şekilde tekrarla, ama yalnız olarak ve başkalarıyla beraber yap.

Geçmişini tazelemek bu. Hatıraları tazelemek. Geçmişi geçmişte bırakmayı ve "özel" şeyleri sıradanlaştırmayı kolaylaştırır. Aslında her şeyin senden çıktığını ve sonunda mutlaka sana döndüğünü görürsün, idrak edersin. Onun için kendi merkezine doğru mıknatıslanırsın zamanla, merkezini bulursun. Hatıraları tazelemekte ve kendin için yaşamakta fayda var.

O kişi ruhen doyumsuzmuş. Onu sen doyuramazdın. Belki de ayrılmak iyi olmuştur...
0
muhayyer divan
(13.10.24)
öncelikle geçmiş olsun ve kolay gelsin.

iki insanın birbirini sevmesinin ve anlaşabilmesinin mucizevi bir şey olduğunu ben de düşünüyorum.

ancak bazı insanlar bize süreli verilmiştir. ondan alabileceğin her şeyi (dersi) almış olmalısın ki, ilerle. dersler bitmiş.

hayat cidden sınavlar silsilesi. bir yerde rahat ettiğinde veya dersin sınavını veremediğinde o durum sona eriyor. ders bitmediyse ahmet gider mehmet gelir ama daha ağır şekilde gelir.
hayatta sadece senin var olduğunu ve diğerlerinin senin ilerlemen için sana sadece ayna ve destek olduğunu düşünmek belki iyi gelir.

"mümin müminin aynasıdır" burada mümini dini olarak alma. aydınlanmış kişi olarak bak. bu kişi bana neyimi yansıtıyor demek anadolu topraklarındaki kadim bilginin anahtarı.

"ben bunu neden yaşıyorum? öğrenmem gereken ne?"
0
janderzel zartanyan
(13.10.24)
instagramın varsa jillian turecki ilişkiler konusunda güzel samimi net tavsiyeler veriyor
www.instagram.com
0
grimavi
(13.10.24)
Hocam çok geçmiş olsun. Ben de iki insanın birbirini sevip anlaşabilmesinin mucizevi bir şey olduğunu düşünüyorum. Belki bu iki paragraftan böyle bir çıkarım yapmak yanlış ama karşı taraf pek de sevmemiş, rahatına geldiği için durmuş. İş ciddiye binmeye başlayınca da gitmiş.
Umarım tez zamanda atlatabilme gücü ve enerjisi bulabilirsiniz.
0
Amaranta ursula
(13.10.24)
Çok geçmiş olsun, bir şey söyleyeceğim.

Yazdıklarınızdan anladığım kadarıyla ilişkilere çok emek veren, uğraşan, bir şeyleri oldurmaya çalışan bir havanız var. Lafa "bu sefer olacak galiba" diye girip, konuyu ayrılıktan dönüş ve sonra kendinizde de problem aramaya bağlayıp en son iki insanın uyuşması mucize galiba diye bitirmenizden bunu anlıyorum.

Bu yaptığınız yanlış.

Yürümeyecek ilişki aslında her türlü alarm veriyor, hatta daha ilk haftalardan anlayabiliyor insan neyin ilerde ilişkiyi bitirecek bir soruna dönüşeceğini.

Bunun yerine olmuyorsa olmuyor diye henüz daha bağlanmadan, ilişkiyi büyütmeden yolunuza bakmanız lazım. Uğraşırsam olur gibi düşünceler gerçeği yansıtmıyor.

İlişkilerin yürüme mantığı çok basit, eğer karşınızdaki kişi sizi beğeniyorsa başkasını çok rahatsız edebilecek özellikleriniz dahi gözüne batmıyor. Bu kadar kafa yormanın lüzumu yok.
0
akhenaten
(13.10.24)
bence söylenmesi gereken her şeyi zaten kendin söylemişsin.

bazen bazı şeyler olmaz. sevmek, anlaşabilmek, her şeye rağmen uzun süre bir arada kalabilmek gerçekten kolay iş değil. takdir edersin ki illaki bir suçlu olmak zorunda da değil: insan beyni enteresan, bazen istediğin kadar sevsen de iyi anlaşsan da olmayabiliyor.

ilişkiyi kurtarma şansın yoksa soğuk su içip tamamen kendine odaklan. sen her ne idiysen, kim idiysen yine osun. kendine "sahip çık" bir nevi. söylemesi kolay tabii ama böyle durumlarda yapılabilecek daha iyi bir şey bence gerçekten yok. ne yapabilirsin ki? üzülmek, yıpranmak çok doğal. sürecin parçası. ama uzun vadede zarar verecek, takıntıya dönüşecek, hayatını yaşamanı engelleyecek şeylerden ne kadar uzak durabilirsen o kadar iyi.

acı çeken bir insana söyleyince çok sinir bozucu olabiliyor, bizzat tecrübe ettim, biliyorum... ama sen dünyanın en güzel elması olabilirsin, karşıdaki kişi "ulan ben elma sevmiyorum ki aq" diyorsa yapacak bir şey yok.
0
mark greg sputnik
(13.10.24)
Öncelikle kendini suçlamaktan vazgeç. Mental olarak zor bir dönemden geçiyormuşsun, ayrılık sebeplerinden biri buysa hiç evlenmemeniz isabet olmuş. Evliyken, gerçek anlamda sevgiliyken vs. biri senin iniş ve çıkışlarını kaldıramıyorsa orda bir sevgisizlik olduğunu düşünürüm ben. Birbirinize güvenip kötü günlerde sırtınını yaslayamayacaksan içinde bulunduğun ilişkinin hiçbir anlamı olmuyor. İyi gününde herkes yanında, karşındakini özel yapan dibi gördüğün anda da yanında olması. İç dinamiğinizi bilmemekle birlikte aşırı bireyselliğinin kalbini kırdığını düşündüm. Seni yeterince dinlemedi, anlatmana teşvik etmedi muhtemelen.
Benzer bir durumda ben de oldum, giden taraf olarak. Sevgisizlik olduğunu fark ettim geriye baktığımda. Ömür geçirme motivasyonunu bulamamış seninle, 9 ay sonunda bence. Şimdi seni mutlu ettiği güzel günler cebinde kalsın yoluna devam et. Yaşayacak başka şeyleri var diyorsun ya senin de var. Acını yaşa, yaşamamazlık yapma, patlamasın sonra kendini tutmaktan. İyi haber : geçiyor. Diğer iyi haber: insan yeniden seviyor.
Flörtlere başlama hemen, daha da yıpranırsın, çivi çiviyi sökmüyor :) bi kitap serisine, bir diziye vs. başla. Dünyanı başka bir gerçeklikle doldurmak insana iyi geliyor.
Geçmiş olsun ve kolay gelsin.
0
sırtçantalı
(13.10.24)
(17)

Köfteci Yusuf olayı

makbur
Hanımlar beyler nedir bu olayın aslı astarı sizce?Önce domuz eti çıktı dendi, sonra 2021'de adamların mekanına çökmeye çalışılmış vs vs.Çok derinlemesine takip edemedim ve merak da ediyorum..Yani komplo teorisine olmaz diyemiyorsun ama diğer taraftan Türk insanının inanılmaz bir yüzsüzlüğü ve arsızl
Hanımlar beyler nedir bu olayın aslı astarı sizce?

Önce domuz eti çıktı dendi, sonra 2021'de adamların mekanına çökmeye çalışılmış vs vs.

Çok derinlemesine takip edemedim ve merak da ediyorum..

Yani komplo teorisine olmaz diyemiyorsun ama diğer taraftan Türk insanının inanılmaz bir yüzsüzlüğü ve arsızlığı da mevcut, hani yedikleri bütün pislikleri haltları "yeğenim bunlar komplo montaj" şeklinde geçiştirmeleri..
0
makbur
(12.10.24)
ağa ne çıkarsa çıksın umurumda değil. o an seçeneklerime bakarım, mantıklı olan köfte yusufsa yerim.
0
pavlis
(12.10.24)
Tum linçlere rağmen coca cola satmaya devam ettiği icin kalemi kırıldı.
0
duster
(12.10.24)
2021deki çökme olayları yeni değil, o yıllarda olmuştu. Çok haber olmadı galiba o günlerde o haberleri okuduğumu hatırlıyorum.

O sebeple domuz eti meselesini hiç inandırıcı bulmadım ben.

Yeğenim bunlar komplodan ziyade yönetimde koltuk sahibi olup da neler neler ne yalanlar söyledi kimileri. O gücü çökmeye çalıştığı firmanın bedelini düşürmek için de kullanabilirler pekala
0
biseysorcaktim
(12.10.24)
ilk fırsatta köfteci yusufa gidip antrikot yiyeceğim. fiyatı çok uygunmuş. ben de yeni inceledim. sadece köfte yemiştim önceden artık antrikot ve pirzola yiyeceğim
0
abelardo
(12.10.24)
Alıp oyalanmamız için her hafta önümüze bir konu konuyor.

Nu haftanın konusu bu idi.
0
Mirket
(12.10.24)
youtube videosunu izledim. adamin temiz oldugu 10 km oteden belli oluyor. turkiye mafya cumhuriyetinde adamin kurdugu deger yaratan isletmeye salca olmaya calismislar. milyonlar yeniyor boyle ve sadece haydutlukla krallar gibi yasayan haramzadeler var bu ulkede. hatta son 10 yildir sadece onlarin borusu otuyor.
0
antikadimag
(12.10.24)
Şu olay bile ülkenin ne hale geldiğini göstermek açısından ibretlik. Adalet söz konusu olduğu zaman her olay "Schrodinger'in Kedisi" durumuna geliyor; suçlu da olabilir ama haklı da olabilir bizzat şahit olmadığımız sürece bilemeyiz.
0
salihdt
(12.10.24)
domuz olmasa da başka bir hile hurda olduğu zaten belliydi...

adam sıfırdan gelerek burger king, mcdonalds gücüne erişti. bunu yapmak bir destek olmadan çok çok zor. çakmış domuzu olay bu. adam temiz falan değil
0
ferenc
(12.10.24)
koskoca köfteci zincirinin domuzdan elde edeceği kazanç ne olacak, ne kadar olacak ki böyle bir riske girsin? mahalle köftecisi yapar, 10.000 olan cirosunu 15.000 yapsa faydadır. katmayı bırak, köfteleri komple %100 domuz etinden yapsa kazancı ne kadar artacak, adamın buna ihtiyacı mı var?

var bir iş, bana da komplo gibi geliyor.
0
kibritsuyu
(12.10.24)
Valla benim bu tür işletmelere güvenim çok düşük o yüzden birisi bana baya büyük ölçekli bir firmanın domuz eti kullanarak nasıl kar ettiğini anlatırsa inanacak durumdayım :D

Küçük bir yer olsa anlarım işletme köydeki avcıdan bir domuz alsa belki bir iki günlük ucuz et demek bu. Ancak yusuf gibi büyük bir işletmede bundan kar etmek için cidden büyük miktarda domuz eklemek gerekir sanırım. Denetime yakalanıp ciddi iş döndüren işletmeyi batırma riskini almak da bu kar beklentisini daha da yükseltiyor olmalı. Bu kadar büyük ölçekli bir şeyi de saklayamazsınız, nasıl saklanabilir ki? Yani, işçilerin birçok fabrikada çıplak ayaklarıyla bir şeylerin üstüne basarken tiktoka videolar attıklarını falan gördük. İş devlet denetimine gelene kadar bir yerden patlardı bu olay.
0
akhenaten
(12.10.24)
Bu adamın tipi bakışları tişörtü tişörtünden çıkan meme uçları bana hiç domuz eti kullanacak bir insan izlenimi vermiyor: pbs.twimg.com
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(12.10.24)
Çok net çökecekler
0
jackyr
(12.10.24)
Pişmiş ette çıkmış. Çiğ örnek almamışlar. Pişmiş ette benim bile DNA'm çıkabilir istersen. Çökme olayı konusu geçti. Siyasal islamcı kanadı yok kokakola, yok domuz, yok bilmemne diye laf ediyor. Köfteci Yusuf'un sonucunda ise vatan, millet, ezan, dış mihrak falan geçmiyor. Açıkçası ben ikna oldum.
0
nawar
(12.10.24)
Hic kofteci yusuftan alisveris yapmadim ama bilseydim domuz eti katmislar siparis verirdim. Cunku cok lezzetli oluyor.
0
Zetnikov
(12.10.24)
Neden at eşek daha ucuzken değil de domuz? Dini bütün arkadaşlara oynamak için yapılmış gibi geliyor bence de çökmek için.
0
mirty
(12.10.24)
fetöynen aynı. lahanayı yerken, olmadık yerlere çöküp her şehre en az bir şube açarken kıtır kıtır, bize attığın sakalı artır denince meeeğğ. tamamen çıkar çatışması. sömürgeci yusufun eline verilmesi.

akp Türkiye'sinde 1200 şube açmış adama temiz demezsin ya :)))))))

edit: ayrıca yeni öğrendiğim bir şey var. bu dayı meb ile anlaşma yapmış. meslek lisesinde yemek bölümlerinde okuyan öğrenciler yusufta saat doldurmadan mezun olamıyorlarmış. öğrenci başka yerde staj yapmak istese olmuyormuş. illa yusufta üç kuruşa, onun karar verdiği saatlerde çalışıyormuş küçücük çocuklar. asgari ücretin çok çok altına bir paraya. elemanları akp bağlantısı sayesinde beleşe getirmiş tosuncuk. sorarlarsa "garip kuşum" dersin.
0
titanyum22
(12.10.24)
belkide hiç işletme ve yöneticilik tecrübesi olmayan kişiler bile kalkıp yorum yapıyor, bir kere bu kadar şubenin operasyonlarını yönetmek kolay bir şey değil, kaldı ki bu gıda raporu siyası bağlantıları olan birilerinin yusuf a kumpas yapmadığını kim iddia edebilir. Biliyoruz ki başta tuik olmak üzere devlet kurumlarının şeffaflığı konusunda türlü şüpheler mevcut.

Diyelim ki adamlar içerisine domuz eti koyuyor, bu şekilde mi büyüttüler şubelerini, madem bu eti kullanıyorlardı şimdiye kadar neden bir rapor yayınlanmadı. ?

Diyeceğim o ki bu ülkede , her türlü olumlu ve olumsuz haberlerin peşin hüküm vermeden sorgulanması gerekir.

Şansen benim için değişen bir şey yok, gider köftemi de yer çayımıda içerim. Hatta ben gitmeden bile online sipariş verip, siparişin ihtiyaç sahibi birisine teslim edilmesi notunu yazdım.

Ha olurda içime kurt düşerse, küçük bir parça alıp gıda tarım müdürlüğüne bir numune göndermeye bakar.
0
Rao
(12.10.24)
(5)

ABD'nin mevcut seçim sistemi

Bir ben var benden şurada
Abd'nin bu mevcut seçim sistemi neyi engellemek adına bu şekilde yapılıyor? Misal bizde herkes oyunu kullanıyor kim yüksek oy alırsa o seçiliyor ama ABD'de halk oy kullanarak 500 küsur üyeli Seçiciler Kurulu denilen bir topluluğu seçiyor, bu topluluk da kendi aralarında Başkan'ı seçiyor, bunun neden
Abd'nin bu mevcut seçim sistemi neyi engellemek adına bu şekilde yapılıyor? Misal bizde herkes oyunu kullanıyor kim yüksek oy alırsa o seçiliyor ama ABD'de halk oy kullanarak 500 küsur üyeli Seçiciler Kurulu denilen bir topluluğu seçiyor, bu topluluk da kendi aralarında Başkan'ı seçiyor, bunun nedeni nedir "benim oyumla çobanın oyu bir mi" gibi olayları mı engelliyor benim aklıma ilk o geldi çünkü ama öyle olsa mesela George W. Bush'un değil de sanki Al Gore'un seçilmesi gerekirdi, yani bu yöntemle de yine çobanın isteği olmuş gibi oldu diye düşünüyorum. Farklı bir nedeni var mı?
0
Bir ben var benden şurada
(11.10.24)
hocam o seçici kurulun aslında çok da sonuca etki eden bir tarafı yok. her eyalet nüfusuna oranla kurul üyesi gönderiyor. mesela oregon sekiz tane gönderiyor. oregon'u kazanan parti buradaki sekiz üyenin sekizine de sahip oluyor. haliyle seçici kurul oylayınca da hepsi kendi partilerinin başkanlarını oyluyorlar. iki eyalet istisna. sanırım onlar da partiler kazandıkları oy oranında üye gönderiyorlar. "faithless elector" yani başka bir adaya oy veren üyeler olabiliyor ama seçim sonuçlarına etkisi olmamış. bu arada bir çok eyalet yasaklıyor "faithless elector" olma olayını.
kısacası başkanı eyaletler seçiyor. en çok oyu alan kazanmıyor. kaliforniya'yı yüzde 99 ile kazanmak ile yüzde 50.01 ile kazanmak arasında bir fark başkanlık seçimi için yok. bazı eyaletlerde kimin kazanacağı neredeyse kesin. önemli olan yarışın yakın olduğu "swing state"lerde kazanmak. sonucun tahmin edilemediği, her seçimde başka partiye oy vermiş, yarışın yakın geçmesi beklenen eyaletlere "swing state" deniyor. buralarda başarılı olan başkan oluyor. şu sitedeki haritaya göre ortada "swing state"lerden gelecek 93 üye var. bu 93 üyenin rengi kazananı belirleyecek:

www.270towin.com
0
bellbane
(11.10.24)
İşte benim merak ettiğim de bu aslında, yani bu sistem neyi engelliyor, yani halktan en çok oyu alanın değil de bu şekilde yapılan bir seçimin önemi ne onu daha çok merak ediyorum.
0
🌸Bir ben var benden şurada
(11.10.24)
Dolaylı seçim sistemi deniyor buna. Teee eski Yunan zamanlarından kalma bir sistem.

Ben şöyle bir fikir yürütüyorum. Sistemler ve anayasalar, ulaşım ve haberleşmenin bu kadar kolaylaşmadığı çağlardan kalma. Gelenek haline geldiği için de değiştirme gereği duymuyorlar.
Ücrada bir köyün 50 kilometre mesafesindeki çiftliğinde yaşayan adamın oyu o dönemde başkente ulaşamaz, bari bir temsilci seçip yollasınlar da o seçsin demişler. Öylece sistem yürümüş gitmiş. Yoksa gerçekten anlamsız.
0
Mirket
(11.10.24)
Yukardaki cevapları devam ettiriyorum.

Bu bir şeyi engellemek için değil aslında. ABD eyaletlerinin her biri bir diğerinden bağımsız bir koloni olarak kuruldu biliyorsunuz. Hatta bu kolonilerin hukuki varlıkları da birbirinden oldukça farklıydı. Kimi doğrudan krala bağlı, kimi imtiyazlı tüzel kişiliklerce kimi de kraldan yetki alan bireysel kişilerce kuruldu. Bağımsızlık mevzusu gündeme geldiği yıllarda da her eyaletin vatandaşları kendi meclisini seçiyordu. Koloniler ortaklaşmaya çalışırken kongre kurulduğu zaman her koloninin meclisi kendisini temsil etmek üzere kendi temsilcilerini yolluyordu. burada kongre kendi başına kararlar alıyordu. Zamanla bu federal bir hükümeti oluşturdu. Bu temel sistem, içinde olduğu zamana ve ihtiyaçlara uyarlana uyarlana bugünkü haline evrildi. Patates kullanarak patlıcan yemeği yapamazsınız sonuçta, haliyle ABD'deki devlet yapısını da kendi tarihinden bağımsız düşünemeyiz.

Kısacası ülkenin tarihsel dinamiklerinden kaynaklanan sistem şekilde gelişiyor.

Bugün ABD tek bir devlet olsa da bu tek devlet aslında birçok devletçiğin birleşerek kurduğu bir devlet. Üniter bir devlet değil. Sistem yıllar içinde zamanla gelişiyor, ülkenin fabrika ayarlarında bu var. O dönemde bulunmuş, işe yaradığı için uygulanagelmiş bir yöntemin devamı. Bugün büyük bir probleme yol açmadığı sürece artık çok geride kalmış şeyleri değiştirmek mümkün değil. Bunları değiştirmeye kalkarsanız her kafadan bir ses çıkar. Çalışıyorsa dokunmazsınız.
0
akhenaten
(11.10.24)
eyaletlerin özerkliğini ve özkimliğini korumak için böyle yapılıyor.
0
abelardo
(11.10.24)
(13)

Dürüstlükle baş edemeyen insanlarla nasıl baş ediyorsunuz?

nolmus yani
Adam yaptığı şeyi atıyor. Nasıl olmuş diye soruyor. "Şurası şurası hatalı, burasını da şöyle yapsan daha iyi olur" diyorum. "Bu kadar kırıcı olmak zorunda mısın?" diyor. Başkası yaptığım bir şeye "Şöyle yapsan daha iyi olur." diyor. "Öyle yaptım zaten." diyorum. Öyle yaptım çünkü, ne cevap vereyim b
Adam yaptığı şeyi atıyor. Nasıl olmuş diye soruyor. "Şurası şurası hatalı, burasını da şöyle yapsan daha iyi olur" diyorum. "Bu kadar kırıcı olmak zorunda mısın?" diyor.

Başkası yaptığım bir şeye "Şöyle yapsan daha iyi olur." diyor. "Öyle yaptım zaten." diyorum. Öyle yaptım çünkü, ne cevap vereyim başka di mi? Yok, nolmus yani çok terso cevaplar veriyo oluyo adı.

Böyle böyle bir sürü olay yaşamaktan bıktım. Aman millet kırılmasın diye yalan mı söyleyeceğim ben? İstemiyorum.

Bu durumda kalınca ne yapıyorsunuz?
0
nolmus yani
(10.10.24)
Her doğru herkese her yerde söylenmez. İnsan iletişimi bu kadar düz çizgide ilerleyen bir şey değil, o yüzden ben düşündüğümü söylerim o alınmasın diye bakmak saçma.

Bi kere üslup var işin içinde. Sana soran o olmuş olsa bile karşındaki insanın huyuna göre söylememek ya da yumuşak söylemek gerekebiliyor.
0
Bruce
(10.10.24)
hatalı diye değil de direkt şöyle daha iyi olur denilebilir

ya da şöyle niye yapmadın aklıma şu yöntem geldi sen niye öyle yapmadın denilebilir

Başkası yaptığım bir şeye "Şöyle yapsan daha iyi olur." diyor. "Öyle yaptım zaten." diyorum. Öyle yaptım çünkü, ne cevap vereyim başka di mi? Yok, nolmus yani çok terso cevaplar veriyo oluyo adı.

gerçekten öyle yaptıysanız öyle yapmışsınızdır zaten o tepki garip olmuş :D
0
jülsezar
(10.10.24)
Sorun ne söylediğin değil de nasıl söylediğin muhtemelen. Dürüstüm, dobrayım diye her yerde pot kırıp patavatsızlık yapan çok. Kelime seçimi, üslup bilinci çok önemli.
0
potasyum bebek
(10.10.24)
kadınsın dimi? senin dediklerini bir erkek dese rahatsız etmeyecekken kadın diyince güçlerine gider insanların (bak kadın erkek ayırmıyorum burada). istediğin kadar kibar ol değişmez. o yüzden söylemen gerekeni söyle, gerisini kafaya takma. olay seninle ilgili değil.
0
titanyum22
(10.10.24)
Eklemeyi unuttum; bu konuşmalar hep iş ortamında ve slack üzerinden yazışma şeklinde gerçekleşiyor.
0
🌸nolmus yani
(10.10.24)
yazışma yanlış anlaşılmaya daha müsait. ses yok, mimik yok. normal ses tonunuzla öyle yaptım zaten deseniz sorun olmazdı, ama dümdüz yazınca bu kulağa çıkış yapmışsınız gibi gelebiliyor ve niyeyse insanlar öyle algılamaya daha meyilli. emojiyi dayamak lazım.
0
visnebahcesi
(10.10.24)
Hangi konuda dürüstlük yapıldığına göre değişebilen bir şey bu. Sizin bu verdiğiniz örneklerden yola çıkarsak bu konularda dürüstlükten rahatsız olmazdım. İş konusunda zaten alınganlığa çok gerek yok, hele ki ben birisine nasıl olmuş diye soruyorsam bahsi geçen şey ile alakalı eleştiri kabul edebilmeliyim.

Ancak dış görünüş, kişisel hayat ve karşımdaki kişiye görüşünü sormamışken gelip bana fikir beyan etmesi konularında yerine göre bazen sıkıntı yaşıyorum. Kimi insan dobralık ile patavatsızlığı karıştırıyor çünkü
0
kullanicadi
(10.10.24)
sosyallesmenin ne oldugunu anlamak gerekli sanirim. sosyallesmek entelektuel bir caba, bir eylem degildir. insanlarin bir arada hissetmek icin yaptigi bir eylemdir cogu zaman konusmak.

o yuzden karsinizdaki insanin entelektuel bir yorumu kaldirip kaldiramayacagi, bulundugunuz cevrenin entelektuel bir cevre olduguna bakmakta fayda var. boyle bir durumda sakinmadan soylerim gercegi. ama bunun disinda arkadaslarimi goygoylarim mecburen. yoksa beraberlik hissetmiyor insanlar. biraz bos yapmadan sosyallik mumkun degil.
0
antikadimag
(10.10.24)
basıma geldı artık nabza gore serbetı verıyorum tabı gene durust oluyorum ama bazı ınsanlar kendı ıstedıklerı seylerı duymak ısterler senın soyledıklerını degıl aslında
0
Zetnikov
(10.10.24)
Hocam birbirinden bağımsız farklı kişiler belli bir senaryoda, örneğin bu durumda yaptığınız geri dönüşlerde verdiğiniz cevapları kaba, sert, agresif buluyorsa ve bunu yüzünüze söyleyecek duruma geliyorlarsa muhtemelen gerçekten öyle olduğundandır.

İnsanlar söylediğiniz şeylere yanlış demememiş. Kırıcı ve ters olmamanızı istemiş. Bu anlatımda örnek verdiğiniz cevaplar kimsenin dürüstlükle ilgili bir sorun yaşamadığını gösteriyor.

Belki de dürüstlükle sorunu olan sizsinizdir. Bence bir düşünün. İnsanın kendisiyle ilgili şeyleri kabul etmesi zor olabiliyor.
0
akhenaten
(10.10.24)
visnebahcesi +1, yazılı ortamlarda bu önemli.

1 - günaydın
2 - günaydın :)
3 - günaydın !

görmüş olduğun gibi her üçü de aynı anlama geliyor, aynı sesler, aynı harfler, ama anlattıkları bambaşka
0
selam
(10.10.24)
ilk durum için konuşacak olursam; kılıcı eline alan yaralanmayı da göze almalıdır. Adam veya kadın nasıl olmuş diye sormuş. bu ne demek? sağı solu düzgün mü, bir sıkıntısı var mı, senin zevkine, estetik algına göre nasıl görünüyor bir yorumla demek.

eğer bu kadar kırılgansa ya da yaptığı işle kişiliğini bir tutuyorsa sormayı versin bir zahmet!zaten yazdığınıza bakılırsa gayet düzgün bir şekilde ifade etmişsiniz. bence burada problem o arkadaşta.

ikincisi de yine benzer bir durum; ancak belki burada üsluptan kaynaklı bir durum olabilir. sizinki öyledir diye demiyorum; ama kimi insanların mizacı böyle olabiliyor. benim kız arkadaş mesela. normal iletişimde bile böyle tersler gibi konuşur. sanki bir şeye cellalenmiş diye çekinir çevresindekiler.
0
pangea
(11.10.24)
dürüst olmak overrated bir şey
sanıldığı kadar iyi bir huy/davranış değil.
hatta ne kadar dürüst o kadar kaba diyebiliriz.
0
abelardo
(11.10.24)
(3)

Böyle ayakkabılara ne deniyor

encokbenisevinnolur
Dışı tüylü gibi oluyor dokununca, hani derisi kalın ve kısa tüyleri olan bir hayvan gibi.Bu bir çeşit malzeme mi?Eğer öyleyse adı nedir?
Dışı tüylü gibi oluyor dokununca, hani derisi kalın ve kısa tüyleri olan bir hayvan gibi.

Bu bir çeşit malzeme mi?
Eğer öyleyse adı nedir?
0
encokbenisevinnolur
(09.10.24)
Nubuk?
0
Mirket
(09.10.24)
Nubuk tarif ediyorsun
0
abbabaabbaababbabaababbaabbabaab
(09.10.24)
Tüylü gibiyse nubuk, ancak cidden parmağınızı sürtünce hafifçe iz bırakacak şekilde kısa kıllı yapıdan bahsediyorsanız süet. Nubuk tüylü hissiyatı uyandırıyor, süet gerçekten tüylü yapıda.
0
akhenaten
(09.10.24)
(22)

Bu kısa muhabbeti yorumlar mısınız? Bu talep normal mi?

Amaranta ursula
Merhaba arkadaşlar,Konuşma aşağıdaki gibi. Ön bilgi vermek gerekirse Ahmet Ayşe'nin müdürü. Ayşe iş yeri iletişim uygulamasından her mesaj attığında karşıdaki kişiye "Adı selamlar" diye girizgah yapıyor. Bu Ahmet ile de aynı. Sizce aşağıdaki talep normal bir talep mi? Yoksa müdürlük böyle mi? Ayşe:
Merhaba arkadaşlar,

Konuşma aşağıdaki gibi. Ön bilgi vermek gerekirse Ahmet Ayşe'nin müdürü. Ayşe iş yeri iletişim uygulamasından her mesaj attığında karşıdaki kişiye "Adı selamlar" diye girizgah yapıyor. Bu Ahmet ile de aynı. Sizce aşağıdaki talep normal bir talep mi? Yoksa müdürlük böyle mi?

Ayşe: Ahmet selamlar
Ahmet: Ayşe, senden bir şey isteyeceğim
Ayşe: X'e work plan template'i göndereceğim. Göndermeden önce bakmak ister misin?
Ayşe: Tabii-->> "Ayşe senden bir şey isteyeceğim"

Ahmet: Yazacağın talebi komple yazıp gönderir misin? Ahmet selamlar diye giriş mesajı atmadan. illa yazacaksan Ahmet selamlar, xxxxx, diye bir mesaj at lütfen. (Ayşe buraya onaylar emojisi koyar)
Ahmet: Olur bakarım. --->>"Z'ye work plan template'i göndereceğim. Göndermeden önce bakmak ister misin?"
0
Amaranta ursula
(03.10.24)
Ahmet haklı. İşyeri mesajlaşmaları ve mailleşmeleri taraflar için çok sıkıcı formaliteler genelde, içerikten ziyade mesaj formatını ayarlamak sıkıcı. Sonsuza kadar "merhabalar, yeniden merhabalar, iyi çalışmalar dilerim" vs döngüsü yoruyor herkesi. Dolayısıyla selamlaşma ve iyi dilekler kısmını minimumda tutmak en mantıklısı çünkü birisi size "Xxx selamlar" yazınca sizin de bunu cevaplamanız gerekiyor, gereksiz bir mesajlaşma girizgahı oluyor, kim ister ki bunu? Orada iş yapmak için bulunuyorsunuz. "xxx selamlar, yyy konusu hakkındaki dokümanı ekte paylaşıyorum iyi çalışmalar" mis gibi tertemiz bir mesaj/mail.

Yani bu sadece Ahmetin müdür olmasıyla ilgili değil, iş ortamındaki herkes bundan yorulur bir yerden sonra.
0
@stubborn inferno
(03.10.24)
ben de ahmet gibi düşünüyorum genelde ama ahmet gibi yüzleşmeci biri olmadığımdan yazmıyorum :D

birisi selamlar yazıyor, ben görüp cevap verene kadar ya da yaptığım işi bitirene kadar 15-30 dk. geçmiş oluyor. ben selam deyince karşımdaki başka bir şeye dalmış oluyor o görüp cevap verene kadar yine bir yarım saat geçiyor. böyle muhabbet çok oldu. halbuki ilk mesajda istedikleri şeyi yazsalar benim ilk cevabımda konu 15 dakikada kapanacak.
0
king lizard
(03.10.24)
King lizard +1 benim anlatmak istediğimi güzel bir örnekle daha net anlatmış eline sağlık
0
@stubborn inferno
(03.10.24)
Dünyanın en haklı isteği bu biliyor musun fakat sen yine "Ahmet selamlar" mesajı attıktan sonra karşılık beklemeden 2. mesajla derdini anlatıyorsun ben bazen "selamlar amk selamlar" demeden 2. mesaj gelmiyor, keşke tüm mesajlaşmalar sıfır selamlama ile hal hatır vs sormadan direkt konuya giriş şeklinde olsa bu kabalık değil çünkü, selamlaşma ritüeli bazen öyle bir kısır döngüye giriyor ki mesajın içeriğini bulmak için zaman harcamak zorunda kalıyoruz :(
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(03.10.24)
Aslında Ayşe selam verirken karşılık beklemeden veriyor ve akabinde diğer mesajda direkt konuya giriyor, karşı taraf cevap versin ya da vermesin. Biz arkadaş grubu olarak nezaketten maraz doğar diye yorumlanmıştık ama sormak iyi oldu karşıt görüşü görmüş olduk.
0
🌸Amaranta ursula
(03.10.24)
Ahmet abi gibi düşünüyorum ama yuzlesmem +7 açıkça soylemek kabalık gibi gelir

Merhaba sonrası asıl içeriği yazmak için cevap almayi bekliyor musun?
0
abuzer
(03.10.24)
Heh yazmışsın, selamina cevap beklemiyorsan çok da şey diil yeaa
0
abuzer
(03.10.24)
Biraz kaba bir tavır. Ben de direkt sadede gelinsin isterim ama karşıdakinin selam verme tercihine müdahale etmek pek nezaketli bir davranış değil.
0
playing star again
(03.10.24)
Ben de eskiden Ayşe gibi yapıyordum.
Sonra yabancı bir şirkette çalışmaya başladım, sadece iki türktük. Bir gün diğer türk arkadaşım yöneticisine sadece “hi maria” yazmış göndermiş ve başka da bişey yazmamış. Maria bana geldi ve dedi ki “bu ne demek oluyor?? hep böyle hello yazıp gönderiyor başka da bişey demiyor, bu çocuk pek normal değil galiba” :D Senin de ona selam vermeni bekliyor ki müsaitsen, okuyorsan lafa girecek dedim. O ne saçma şey öyle filan diye sinirlendi asdmsls. Ben de yabancılarla çalışma deneyimi sayesinde bu huydan vazgeçtim.

Ayşe’nin yaptığı aynı şey değil ama ben Ahmet’i anlıyorum. Bir mesaj bildirimi geliyor, belki o anda başka bir şey yaparken dikkati dağılıyor ve mesajı okuyor “Ahmet selamlar”, bekle ki diğer mesaj gelsin. Beklemeyip yaptığı işe geri dönse 1 dakika içinde yine dağılacak, ne yapsın oturup mesajlaşma ekranına bakarak üç noktayı mı izlesin?
Umarım ülkece bu alışkanlıktan vazgeçeriz.
0
sanxis
(03.10.24)
Selam melam boş iş. İş yapıyoruz, sade ve düz olmak zor olmamalı. Bir de nasılsınız diyeni var bunların. Cevap vermeden işi de söylemezler. En sıkıcı ve düşüncesiz iş insanı derim.

Bunu yap desen ve yapsak ne güzel. Böyle bizi rolantide bırakmasanız keşke
0
Shepard
(04.10.24)
is yeri icin normal. Bunun icin site bile var:

www.nohello.com
0
sertac akin
(04.10.24)
Ayşe, selam mesajından sonra cevabı beklemek yerine yazmak istediği şeyi yazıyorsa sorun yok. Ahmet'ten selam cevabı bekliyorsa, Ahmet +1.
0
nawar
(04.10.24)
nawar+1
0
Bruce
(04.10.24)
Eğer her seferinde konuşmanın devamını getirmek için selamınıza cevap beklemiyorsanız (ki buradan beklemediğiniz anlaşılıyor) çok gereksiz bir istek olmuş. Çünkü temelde tek seferde göndermekle aynı şey zaten bu.

Arkadaş sinrliymiş, morali bozukmuş, bunalmış. Sonra da bunu size yansıtmış.

Her seferinde merhaba yazıp daha fazla şey yazmadan merhabasına cevap bekleyen insanlarla ilgili konuşuluyor böyle şeyler. Sizin müdür de burdan temel alarak olayı ileriye taşımış. Sinirli bir zamanda, ezberden iş yapmış

Sizin durumunuzda hepsini tek seferde yazmanız daha mı işlevsel? Belki... Ancak bu şeylerin sonu yok. Her şeyi müdürün keyfine uyarlayamayız. Birinden bunu istemek yanlış bence. Beğenmesi gerekmiyor. Bu müdahale etmek için çok detay bir konu, sonu yok bunun.
0
akhenaten
(04.10.24)
Ahmet,bence, yerden göğe kadar haklı.

Ciddi odaklanma gerektiren işlerde, bu iletişim penceresi hop diye açılıyor, ne diye bakıyorsun 'Ahmet selam' .
Bir de altında " Ayşe yazıyor " ibaresi yanıp sönüyorsa bizdeki gibi, yalan yok, içimden ağır küfür ederek beklerim..

Yaz gönder kardeşim, 'Ahmet selam, template hazır göndermeden bakmak ister misin ?'.

Ben olsam Ahmet gibi girizgah da yapmam, "Ayşe lütfen selam mesajını ayırma, tek bir mesajda tamamını gönder."
0
latchet
(04.10.24)
buradaki aşırı profesyonel ve selam vermeyerek kazandığı 3-5 dk ile dünyayı kurtarmaya devam eden arkadaşlar gibi düşünmüyorum. her şeyi bir kenara bırakarak selam vermek, merhaba demek gibi insani hareketlerin devam etmesi gerektiğini düşünüyorum yoksa hayvanlardan bir farkımız kalmıyor gibi, onlar da kendi çıkardığı sesler veya fiziksel hareketler ile bir şekilde anlaşıyorlar.

çoğu zaman mailde, mesajda, aramada eğer o gün daha önce iletişimde bulunmadıysam selam veya merhaba nasılsın diyerek cümleye başlarım.

bu arada bir zamanlar ben de diğer arkadaşlar gibi bunu boş muhabbet olarak görürdüm. iyiyim desem veya kötüyüm desem ne değişecek gibi, yada zaman öldürme selam sabahla vs. vs. sonrasında bu lafların aşırı sanatsal veya mesaj kaygısı içeren 2. sınıf film ve dizilerde gözümüze sokulan ve ilk duyduğumuzda vay arkadaş haklı galiba dedirten, sonrasında ise insanlığın gereği selam vermenin var olduğunu düşünmeye başladım. böyle düşünmemde bir diğer etken de yaşadığım büyük şehirden daha sakin bir yere geçmemle oldu.
0
bravoteam
(04.10.24)
Bence hayvanlardan farkımızın bir yolu da insanların seçimlerine ve düşüncelerine saygılı olup 12 iq seviyesinde bir zeka göstergesiyle laf sokmamaya çalışmaktan da geçebilir, merhabaya selamlamaya bu kadar hassas olan ve eksikliğinde hayvanlardan bir farkının kalmayacağını düşünen insanlar medeniyetin girişi olan başkalarının fikirlerini önemseme konusunda da hassas olmalı zira belki de bizi hayvanlardan ayıran en önemli özelliklik selamlaşma ve hal hatır sormak değil birbirlerinin doğru ya da yanlış düşüncelerine saygı göstermektir diye düşünüyorum, yoksa hoşuna gitmeyen bir konuda anında leşe hücum eden bir sırtlan gibi hücum edersen hayvandan ne farkın kalır.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(04.10.24)
mobilden bakinca bildirimde benim mesaj icergini gorebiliyor olmam lazim. selam yazip gonderince ve bekleyince olmaz. hepsini yaz, is araligima alayim. is arasinda konusuruz istersen halimizi hatrimizi sorariz ama is istiyorsan direkt gondermelisin
0
mizore
(04.10.24)
selamına cevap beklemiyorsa ikinci önerideki formülü de öneriyorsa fazla bildirim almak istemediğindendir. bazı insanlar cümle cümle mesaj atıyor biliyorsunuz, çok tat kaçırıcı. bir de bu selamlar sanki gün içinde ilk kullanımında okey olabilir ama gün içinde her mesaj böyle başlıyorsa bayar bence de gereksiz bi nezaket.
0
red g
(04.10.24)
Ahmet'te kendimi gördüm, gün içinde yoğun bir yazışma oluyorsa bu şekilde yapılmasında benim açından bir sorun yok, hatta tercih sebebimdir. Gün içinde ki ilk mesajda nezaketen bir selamlaşma yapılsa yeterlidir. Mesai saatleri dışında ise ekstra bir selamlaşma yazılabilir.

Selam yazıp, karşıdan cevap gelmeden birşey yazmayanların durumu daha can sıkıcı. Çalışma hayatında bir sorun, talep varsa bunun direkt yazılmasını tercih ederim ki ilk mesajda konu neymiş öğreneyim, müsaitlik durumuna & işin önceliğine göre cevap yazayım.
0
sealth
(04.10.24)
ahmet yüzde bir milyon haklı ya. ben normal arkadaşlarımın ya da akrabalarımın bile "turuncu merhaba" diye attığı mesajlara gıcık olan biriyim. iş arkadaşım neden bana "turuncu selamlar" diye mesaj atsın ne münasebet. hepimiz burda para kazanmak için bir araya gelmiş zorunlu ortam arkadaşıyız :) ne bu selam melam.
0
turuncu tonlarda
(04.10.24)
üst ast farketmeksizin tek kalıp mesaj yazma taraftırıyım.

Ayşe: "Ahmet selam, kolay gelsin; X'e work plan template'i göndereceğim. Göndermeden önce bakmak istersen ektedir. iyi çalışmalar."

Ahmet: "Ayşe, bakıp dönüş yaparım. kolay gelsin" ya da "senin için tamamsa gönder gitsin. kolay gelsin"

yazılabilir ya da doğrudan selamlama ya da iyi dilek çıkarılabilir. bu durum mesajlaşan tarafların anlaşmasına bağlı bir durum.

tüm mecalini sayfalarca da olsa tek kalıp mesajda göndermesini isterim açıkçası.
0
phonex
(05.10.24)
(2)

bedouin’ler kimlerdir, nerelerde bulunurlar?

deartheodosia
çölde yaşayan her araba bedouin mi deniliyor? bütün arap ülkelerinde var kendilerinden. “bedevi” yani. klan değiller mi? internette okudukça bunalmaya başladım. soylu olanlar da varmış ama standart, çölde yaşayan, geleneksel araplara bedevi mi diyoruz?
çölde yaşayan her araba bedouin mi deniliyor? bütün arap ülkelerinde var kendilerinden. “bedevi” yani. klan değiller mi? internette okudukça bunalmaya başladım. soylu olanlar da varmış ama standart, çölde yaşayan, geleneksel araplara bedevi mi diyoruz?
0
deartheodosia
(01.10.24)
anlam olarak öyle. çölde yaşayan göçebe araplar için kullanılıyor. bizdeki yörüklük gibi, bir boya, soya bağlı değil, genel bir kavram.
0
dr doofenshmirtz
(01.10.24)
Sorunuzu görünce biraz bakındım, reddit'teki arapların yazıklarına falan göz gezdirdim; anladığım kadarıyla bedevilik yaşayış biçimine verilen isimmiş. Yine de belli kabilelerinin özel olarak bu şekilde yaşama bağlı kaldıkları da söylenmiş hep. Bu da haliyle zaman içinde sabitleşen bir bedevi grubu oluşturuyor, ancak bu sistemi bir şey değil. Bölük pörçük çeşitli kabileler.

Belli bir etnisiteden de söz edilemiyor. Arap kültürünün yayıldığı yerler zaten hep bir çöl ortamı barındırıyor ve çöl de bu insanların yaşam alanı. Haliyle bedeviler araplaşmış bu kuzey afrika ülkelerinde de var.

Bir de şurda ateist bir bedevi buldum :D belki ilginizi çeker, baya bir şey anlatmış.

www.reddit.com
0
akhenaten
(01.10.24)
(19)

sizin icin hayranlik veya saygi duyulacak insan kriteri nedir?

buenosdias
zeki olmasi?iyi kalpli olmasi?vizyoner olmasi? orneklerle aciklarsaniz sevinirim. tesekkurler.
zeki olmasi?
iyi kalpli olmasi?
vizyoner olmasi?

orneklerle aciklarsaniz sevinirim.

tesekkurler.
0
buenosdias
(01.10.24)
sokakta gördüğü -isterse anadan doğma çıplak olsun- birine banane deyip kendi işine bakan insana büyük saygı duyarım. güvenirim.

çıplaklıktan rahatsız olan insan olmamış insandır, sıkıntılı insandır. bunca yıllık hayatımda tecrübe ettiğim bir gerçek bu.
0
yurtsuz john
(01.10.24)
zeki insanlara her zaman hayranlık ve saygı duymuşumdur ama iyi kalpli olmadığını bir şekilde öğrenmişsem geri kalan hiçbir vasfı benim için artık önem arz etmiyor.

ama bir de sadece BAZI zamanlar sığ insanlara da saygı duyuyorum; keşke onlar gibi hayata siyah-beyaz diye ikiye ayırıp bakabilseydim, hayatı daha kolay görürdüm. mesela fanatik taraftarlar, fanatik anti x'ler filan ne güzel kafaya sahipler.
0
m e b
(01.10.24)
bence herkes kendinde eksik hissettiği veya olmasını istediği kritere hayran oluyor/saygı duyuyor.
çok sübjektif olacak ama heyecanlı, evhamlı ve endişeli birisi olarak sakin, ayakları yere basan ve iş bitirici insanlara-elbette bunları saygı çerçevesinde yapanlara hayranım.
0
birnevibahar
(01.10.24)
Bir konu hakkında bilgisi yok ise bilmiyorum diyebilen insanlara saygı duyuyorum.
0
peki madem
(01.10.24)
Basmakalip dusuncelerin esiri olmayan, ufku acik, saygili, toplum olma bilincinin farkinda olan kisilerdir.

Ilk madde ozelinde Sevan Nisanyan diyorum, "saygili" kriterinden kaldi, cunku burada karisinin basindan asagi bok doktugu iddia edilen birine "saygili" dersem hos olmaz.

Ornek olarak video atayim, adamin bilimle bir derdi falan olmasina gerek yok ancak bugun gelinen noktayla ilgili guzel yorum yapmis bence: www.youtube.com
0
mbond
(01.10.24)
Bazı insanların çok dengeli bir karakteri var. Nasıl anlatılır bilmiyorum, asalet deyince çok burnu havada duruyor; samimi deyince de çok cana yakın duruyor. İkisi de değil. İnsanlarla mesafesini kibar bir şekilde koruyabiliyorlar. Zevkleri var, ilgilendikleri şeyler var. Spesifik bir konuda derin bilgi sahibiler. Fevri davranmıyorlar. Böyle insanları görünce hemen kanım ısınıyor.
0
akhenaten
(01.10.24)
Bilgi derinliği fazla, farkındalığı yüksek, hitabet gücü olan ve Türkçeyi iyi kullanan, doğaya ve insana saygılı, toplum içinde yaşamayı tüm kurum ve kuramlarıyla sindirmiş, temiz ve bakımlı, gösterişten uzak hatta minimalist, kibar

Aklıma gelenler bunlar.

Tek bir kriter yok ki, hepsi masanın ayakları gibi, biri olmazsa bütün olmaz.
0
Mirket
(01.10.24)
Dövüşmen guzum, duruş ve entelektüel bilgi seviyesi.
0
ananiyimioguz
(01.10.24)
Çok kriter var aslında.

Yaşam hakkına saygı gösteren, hayvan, doğa sevgisi olan, sürekli tüketmeyen, ihtiyacından fazlasını almayan, emeğe saygılı, insanları dış görünüşe göre değerlendirmeyen, sömürmeyen, her koşulda nezaketini kaybetmeyen, temizliğe dikkat eden, kendini geliştiren insanlara saygı duyuyorum. Dediğim gibi daha çok kriter var aklıma gelirse ekleme yaparım.
0
rock n roll
(01.10.24)
Zengin olan
0
lapaz
(01.10.24)
saygılı insana saygı duyarım
0
abelardo
(01.10.24)
Saygılı insan+1
0
kumandanim
(01.10.24)
Çok kriter var mutlaka, çoğu da olması gereken şeyler ama özellikle şu dönemde mahremiyetine özen gösteren insanları ayrı seviyorum sanırım. Belki dünyanın en güzel yerlerinde yaşıyor, en güzel yerlerini geziyor, işinde çok başarılı, ilişkisinde çok mutlu ama çok çok az görüyoruz bunu mesela. Görgülü, sade yaşayan, görünür olmakla bir derdi olmayan insanlara daha yakın hissediyor ve saygı duyuyorum.
0
aquarium
(01.10.24)
fallout dizisindeki the ghoul karakteri gibi.

birincisi asiri zeki.
ikincisi kötülük ne cok iyi biliyor ama uygulamiyor. yalnizca karsidaki kötülük yapmak icin aksiyona gectiginde karsidakini yok ediyor. bu cok alfa bir durum bence.

bunu her duruma uygulayabilirsin.
0
robert bosch
(01.10.24)
geveze yazar +1
0
yurtsuz john
(01.10.24)
aklıma direkt Caner Eler geldi. İnanılmaz genel kültür seviyesi, işini severek yapması, saygılı ve resmi bir üslubu olması ama yeri geldi mi gevşek davranması, yaşadığı hastalığa ve engelli kalmasına rağmen bunu ne kendine dert edinmesi ne de "bakın ben engelliyim" edebiyatı yaparak bundan kendine avantaj çıkarmaya çalışması gibi sebeplerle çok saygı duyduğum biri.

Genel olarak genel kültürü yüksek kişilere saygı duyuyorum. Mesleğinde çok iyi ama mesleği dışında iki kelime laf edemeyecek kişilere de saygım çok az. Ha bi de hayatta en büyük önceliği kariyer ve para olan kişilere de saygım yok. Arada keyif p*zevenkliği yapmayan kişileri sevmem. Çok çalışkan insanlara da sinir olurum :d
0
nundu
(01.10.24)
Doğru olanı yapması. Yani bu yol zor olan yol olsa bile veya zarar görme ihtimali yüzünden endiseden gece uykuları kaçsa bile sabah kalkınca zor ama doğru olani yapması
0
aslagülümseyenbirkediyegüvenme
(01.10.24)
Zeka, bilgi, vizyonerlik falan umrumda değil.

Entelektüel birikim elde ettikçe ukalalaşan, saygısız, snob tipler beş para etmez mesela gözümde. İstediği kadar bilgili olsun. Cahilin ve okumuşun saygısızlığına eşit ölçüde katlanamam. Kesinlikle anlayış ve saygı benim için önceliktir.
0
kakaolu kremali biskuvi
(01.10.24)
gün içinde o kadar ahlaksızlık görüyoruz ve bu çok normalleşmiş durumda. insanların huyları yaşam tarzları bu olmuş. bazen ben de mi öyleyim diye sorguluyorum. saygı duyulacak insanın önce ahlaklı biri olması gerekiyor. çok sevilen biri olmasın saygılı olmasın ama önce bize lazım olana saygı duyuyorum. kimse kimseye iyi olmak herkeze saygılı olmak zorunda değil.
0
mikahakkinen
(01.10.24)
(18)

Sizce psikologun hacamatla alakası olur mu?

Kahvedesu
Psikolog olduğunu iddia eden bir kadın şunu dedi ''Klinik psikoloji uzmanlık alanım deprem travması iyileşmesi hacamat ve sülükle iyileşmesi''Sallıyor mu?
Psikolog olduğunu iddia eden bir kadın şunu dedi ''Klinik psikoloji uzmanlık alanım deprem travması iyileşmesi hacamat ve sülükle iyileşmesi''

Sallıyor mu?
0
Kahvedesu
(30.09.24)
Hacamat ve sülüğün muhtemelen kan değerlerine olumlu bir etkisi vardır, onu kastediyordur. Ama psikoloji eğitimi almak hacamat ve sülük eğitimi almış olmak demek değil. Bunların eğitimini ayrıca aldı ise belgelemesi gerekir, cv'sini ortaya koyması gerekir. Özgeçmişini veya hacamat ve sülük uygulama uzmanlığını belgelemesini isteyince verdiği cevaba göre vaziyet almak lazım diyorum.
0
muhayyer divan
(30.09.24)
Ruh çağırma seansları düzenleyip tarot falı da bakıyorsa ona, 'Olmuş' derim ben.
Yoksa olmamış.
0
Mirket
(30.09.24)
dolandırıcı sürüsü
0
ala09
(30.09.24)
hacamat ve sülük yaptıran ve faydasını görmüş bir bireyim. ama bunlar işin tezeğini çıkardı artık, ne alaka aw?? dolandırıcı bence de
0
titanyum22
(30.09.24)
Ben 3 psikolog değiştirdim isteğimi bulamadım ancak eşim kendi psikologundan oldukça memnun. Denk mi geldi nedir bilmiyorum deneme yanılma sanırım.
0
mirty
(30.09.24)
Klinik psikoloji uzmanlık alanım deprem travması iyileşmesi hacamat ve sülükle iyileşmesi üzerine de tez yazıyormuş.

Lisansı da çocuk gelişimmiş. Bütünleşik doktora yapıyormuş beynim yandı.
0
🌸Kahvedesu
(30.09.24)
hmm. eminim o doktorayı ya fatih sultan mehmet ya da ibni haldun ünisinde yapıyordur abla.
0
titanyum22
(30.09.24)
Sülük ve hacamat uygulamaları için ayrı ayrı sertifika iste özellikle de resmî evrak numaraları görünecek şekilde. Hatta bunu da belirt, araştırmam gerek, gerçek ise düşüneceğim de. Çekinme sor bunları. İçin rahat etsin, bedenine müdahale sonuçta. Uzmanlık ister.
0
muhayyer divan
(30.09.24)
Ne sülüğü ne hacamatı ya. Saçma sapan işlerle zaman kaybetme hiçbir işe yaramayacak, zırvalar. Doğru düzgün bilimsel yöntemlerle tedavi edecek birine git. Sağlığına, zamanına ve parana yazık yani üçü de risk altında bu durumda
0
nundu
(30.09.24)
Salliyorsa dolandiricilik, sallamiyorsa salaklik, cunku hacamat ve suluk bilimsel yontemler degil, bilimsel bir yonteme saygisi olan ve etige uyan biri bunu yazmaz. Her turlu uzak durulmali bence.
0
gibicibicis
(30.09.24)
Bunu yapan seni badelemeye falan da kalkar. Temkinli ol, badelenme.
0
ferenc
(30.09.24)
@gibicibicis

Hacamat ve sülüğün dünya üzerinde çeşitli üniversitelerde çalışıldığını biliyorum. Onun için uzmanlık belgelerini sorsun dedim soru sahibine.
0
muhayyer divan
(30.09.24)
@mirket ve @gibicibicis +1

Klinik arkadaşın CV: pbs.twimg.com

Bu tip şeylere inananlar tabii ki bu tip şeylerden etkilenir (bkz: plasebo etkisi). Onun dışında dışında bir faydası yok. Sabahtan akşama kadar üniversitelerde üzerine çalışsınlar. Bu onların işe yarar olduğunu değil, öncelikle işe yarama ihtimali var mı diye merak edildiğini gösterir. Alternatif olarak ise üniversite ve profesör kavramlarını çok da ciddiye almayın. Bizim ülkedekilerin %90'ı üniversite bile değil. Dünya çapında da birçoğu işte öylesine eğitim kurumu. Klinik psikoloji de aşırı donanımlı ve kaliteli insanlarla dolu değil. Temel kavramları bile karıştıran bomboş insanlar var ya torpille ya da piyasadaki eksikle bir yerlere gelen.

"İsrayil istibaratı ve ciaye cinlerle çalışıyormuş."
0
nawar
(30.09.24)
psikolojide hacamat,salavat,rüya tabiri,fal,burç vb spiritüel şeyler kabul görmez. çünkü psikoloji bir bilimdir. herhangi bir alanda uzman psikolog bu tarz şeyleri önermemeli.
ayrıca psikoloji bölümü mezunu olmayan; çocuk gelişim uzmanı, aile danışmanı, pdrciler terapi de yapamaz. sektör perşembe pazarı oldu. milletin ne doktora ne bilime saygısı kalmıyor bu tarz yalancı pazarlamacılar yüzünden.
0
mikahakkinen
(01.10.24)
çocuk gelişimi lisans mezunu olan biri nasıl klinik psikoloji bütünleşik doktorasına alınabilir, klinik psikolojiyle yakından uzaktan alakası olmayan bir konuda doktora tezi yazabilir. kaçın uzak durun rezalet
0
red g
(01.10.24)
"Bu tür şeylerin bunlara inanan insanlara plasebo etkisiyle olumlu yansımaları oluyor" tarzında bir bakış açısıyla destekleyenler var.

Şayet doğruysa bile ben bunu desteklemiyorum. Herkes kendi rolünün gerektirdiği şeyi yapmalı. Bir psikolog sırf işlevsel olduğunu düşünüyor diye hacamat önermemeli ya da yapmamalı. Bazı sınırlar olmalı. Ben psikoloğa gidiyorsam psikoloji disiplininin bana verdiği imkanlardan yararlanmak için gidiyorum. Burada psikolog olan kişi kendi disiplininin hizmet sağlayıcısı. Ben ona giderek psikolog olan X kişisinden medet ummuyorum. Psikoloji biliminden medet umuyorum, psikoloğun kendisi sadece bir kaynak. Temsil ettiği şeye uygun hizmet vermeli.

Ne yazık ki sadece bu konuda değil hiçbir konuda ilkesellik kalmadı gibi geliyor ülkede. Herkes çok işlevsel bakıyor. Üstüne vazife olan olmayan her konuda bir önerisi oluyor. Üzücü bence.
0
akhenaten
(01.10.24)
Kaçarak uzaklaşın
0
master of ceremonies
(01.10.24)
öncelikle bu kişi psikolog değil. bence onu unutmayın.
0
red g
(01.10.24)
(5)

Uzun süreli ilişkilerde yakınlık, şehvet, ilgi neden zamanla azalıyor?

psmstc
Aşk cicim ayları sonrası 5+ yıl süren evlilik veya sevgililiklerds karşılıklı ilgi, güzel sözler genel gözlemim itibariyle yavaş yavaş azalıyor. Flört dönemi ilk aylar canım cicim zamanları içinden aşk duygusuyla yapılırken sonra iki sıradan veya daha samimi iki arkadaş gibi olunuveriyor. Şehvet duy
Aşk cicim ayları sonrası 5+ yıl süren evlilik veya sevgililiklerds karşılıklı ilgi, güzel sözler genel gözlemim itibariyle yavaş yavaş azalıyor. Flört dönemi ilk aylar canım cicim zamanları içinden aşk duygusuyla yapılırken sonra iki sıradan veya daha samimi iki arkadaş gibi olunuveriyor.
Şehvet duygusu belki çok daha azalıyor. İlgisizleşme baş gösteriyor. Karşılıklı kişisel durumlara duyarsızlaşma baş gösterebiliyor.

Bunun bilimsel bir karşılığı var mı?

Tek eşli ve uzun süreli bir hayat istiyorsa çiftler bu monotonlaşma, rutinleşme, karşılıklı ilgisizleşme veya yabancılaşma adına ne derseniz bu durumlar emek verilerek mi aşar? Bu konuda video kitap sözlük başlığı var mı bildiğiniz? Şimdiden çok teşekkürler…
0
psmstc
(27.09.24)
anlasildigi takdirde tek esli olmak zorunda degil hickimse. eger sizi rahatsiz eden buysa.

ya evlilik bir kere aski öldüren bir sey. soru isaretlerini ortadan kaldiriyor. artik o yazmayinca merak etmiyorsun, aksam eve gelince heyecanlanmiyorsun falan. 5+ yillik iliskinde bastaki yasadigin duygulari hissedemezsin. ayni his devam ediyor diyen yalan söyler.

emek verilerek asilabiliyor. senin ne hosuna gider, onun ne hosuna gider vs konusup uygulamaya gecmek lazim. sizin durumunuzda cocuk da var. ilgi tabii ki cocugun üstünde artik.

kitabi bilmiyorum ama cift terapisi fayda saglar.
0
robert bosch
(27.09.24)
robert tek eslilik yorumu+1

ben bunun cozumunu ayrilmakta buldum:( ayril baris iliskimde dinamik kaliyordum iki ark gibi sagliklimsi gorunende libido agir dususe geciyor ve kendiliginden duzelmek yerine aliskanliga donusuyor
0
ala09
(27.09.24)
kıyafetlerini yere atan ve sorumluluklarından kaçan bir adama karşı şehvet hissedebilmek imkansız bir şey. yetişkin olman lazım önce.
0
titanyum22
(27.09.24)
Doğal bir sürecin niçin bir çözümü olsun ki?

Öncelikle bu karşılaştırmayı yaparken "ölü" ilişkilerden bahsetmiyorum. İki kişinin birbiriyle hiç alakasının kalmadığı ve taraflar bitirmemiş olsa dahi bitmiş denebilecek bir ilişki zorunlu bir durum değil, her ilişki ölmez.

Benim bahsettiğim ve sizin de sorduğunuzu sandığım şey olgunlaşmış bir ilişki.

İlişki ilerledikçe "ilk heyecan" denen şeyin ortadan kalktığı bir gerçek. Burada sizin ne aradığınız önemli.

Uzun süreli ilişkinizde biriyle yeni tanıştığınızdaki heyecanı ve o yenilenmişlik hissini bulamazsınız evet ancak yeni tanıştığınız birinde de uzun süreli ilişkinizdeki yakınlığı, açıklığı ve çok yakından tanıdığınız o kişiyle kurduğunuz ortaklık hissini bulamazsınız.

Yeni başladığınız ilişkide yanınızda biri olsa da aslında yalnızsınızdır. İşin heyecan kısmını oluşturan şey biraz bu aslında. Olgunlaşmış bir ilişkideyse eğer her şey yolundaysa net olarak yalnız olmadığınızı hissedersiniz. Haliyle "heyecan" da düşük olur, çünkü riskler çok daha az. Hele ki bizimki gibi bireyselliğin düşük olduğu ve özellikle de evliliklerde çiftlerin göbek bağı birlikte kesilmiş gibi davrandığı kültürlerde risk çok daha az, haliyle heyecan da.

İkisi cidden çok farklı şeyler ve bunların biri varken diğeri olamaz. Paradoksal bir şey olur sanırım bu. Bir taraftan da garip olan insanların yeni başladıkları ilişkilerde, olgunlaşmış ilişkilerdeki o rahatlık ve güven hissini araması. Cidden kafa yorulsa işin içinden çıkılmaz.

Ancak bu demek değil ki uzun süreli ilişkide sevgilinizle / eşinizle kardeş gibi olursunuz ya da hiçbir şeyi gerçekten içinizden gelerek yapmazsınız. Bu yanlış bir durum, böyle olmamalı. Bu oluyorsa sorun var demek ki.

İnsanlar sanırım henüz daha yolun başındayken biten ilişkileri yüzünden ilişkinin bu ilk evrelerindeki heyecanı ve duygu fırtınasını arayışının temeline yerleştirip hiç istemeden kaybettiği o şeyi tekrar edinmeye çalışıyor. Ama ilişki bundan ibaret değil. Bunun ötesi var ve bu düzeltilecek bir sorun değil, doğal bir süreç.

Her şeyin bir yaşı var tabi, insanların 21-25 hatta çok daha küçük yaşlarda evlenip hayatlarını birbirine bağladıktan sonra yaşamlarının geri kalan süresine ve evlendikleri kişiye bakıp kan deli akarken "e peki ya şimdi?" diye düşünmesi de bir o kadar doğaldır heralde. Uzun süreli ilişki zihnen hazır olunması ve istenmesi gereken bir şey sanırım. Bunu hazır hissettiğinizde yaşamalı ve ne getireceğini bilmelisiniz. O zaman "daha az heyecanlı" bu hayat tam istediğiniz şey de olabilir.
0
akhenaten
(27.09.24)
Sadece evlilikte değil, uzun süreli ilişkilerin neredeyse hepsinde zamanla çiğnedikçe tadı kaçan sakız havası olur.

O yüzden evli değilseniz bir süre dargın/barışık gezer sonunda ayrılırsınız. Evliyseniz farklı dinamikler işin içine girer, daha fazla sabır, daha fazla uyum gösterme çabası... İlişki bu şekilde ayakta kalabilir.
0
kimlanbu
(27.09.24)
(15)

Böcek yediniz mi ya da yer misiniz?

kullanicadi
Spoiler alert! Böcük yiyen bir abla var Hassaslar izlemesinKeşfetime düştü gece gece. Tayland'da böcek kızartılan bir tezgahın önünden geçmiştik kokusu bile içimi kaldırmıştı kendime gelememiştim. Başka bir yerde de akrepli lolipoplar görmüştüm. Büyük konuşmaktan imtina ediyorum ama ben yiyemem gibi
Spoiler alert! Böcük yiyen bir abla var Hassaslar izlemesin



Keşfetime düştü gece gece. Tayland'da böcek kızartılan bir tezgahın önünden geçmiştik kokusu bile içimi kaldırmıştı kendime gelememiştim. Başka bir yerde de akrepli lolipoplar görmüştüm. Büyük konuşmaktan imtina ediyorum ama ben yiyemem gibi geliyor yaaa:(

1) merak ettim hiç böyle yurtdışında denk gelip de yiyebilen bir babayiğit var mı duyuruda diye:)
2) insan nüfusunun çok hızlı arttığı ve mevcut kaynakların bu nüfusun yiyecek talebini karşılayamayacağı konusunda haberler çıkıyor sık sık.böcekler için geleceğin besin kaynağı deniliyor. Öyle bir şey sizce de söz konusu mu?

Bu konulardaki düşüncelerinizi merak ettim gece gece evet:)
0
kullanicadi
(27.09.24)
Çocukken karınca yerdim.
Afrika’da sinekten burger yapıyorlar. İnsan adaptasyon konusunda uzman bir yaratık. Ben de o ortamda olsaydım yerdim ama bonfile imkanı varken böcek yemek tadı ve kokusu da iç açıcı değilse, kafaya yatmıyor.
0
gabe h coud
(27.09.24)
yengeç yedim mesela abla akrep yiyor onu da yerim gibi. o tarz şeylerde sıkıntı yok ama çekirge, hamam böceği gibi çok rahatsız edici böcekleri yiyemem. farklı bir forma sokulursa belki olur da direkt kendileri gibi görünürken olmaz. olur derken tabi bir yerlerde satılıyor ve insanlar da yiyorsa tabi ki. genel olarak dünyanın bir yerinde böyle bir yemek varsa demek ki tadı birilerine iyi geliyor şeklinde düşünüyorum o yüzden denemelere açığım.
0
semaforo de medianoche
(27.09.24)
San Diego da tanıştığım bir kız ben şok içinde akrepli lolipoooop vaaaar diyince o şaşkınlığımı garipsemişti. Ben de bunları yiyemem ama Meksikalı arkadaşlar çekirge getiriyor onun tadı tuzlu cips gibi sadece onu yiyorum demişti.

Fırınlayıp un haline getiriyolarmış bir de, ben de ancak o formunda yersem yerim gibi. Tabi dediğin gibi çok yaygınlaşıp herkesin yiyor olması lazım Bi kıtlık falan olması lazım
0
🌸kullanicadi
(27.09.24)
Ben vejeteryan olduğumdan şu an tüketmem

Şimdilik gıdaya nispeten kolayca ulaşabiliyorum, diğer yandan yapay et ve susuz tarım teknolojileri de ilerliyor, bundan 20 sene sonra gıdaya ulaşım çok zorlaşır "tek seçeneğimiz" böcekler kalırsa iğrenmem çekinmem yerim

Başkaları yiyebiliyorsa demek ki o kadar kötü değildir alışılır +1
0
grimavi
(27.09.24)
Avrupa'nın göbeğinde çekirgeli muesli bar yedim. Normal muesliden farki yoktu.
O ülkeleri ziyaret etsem videodaki her şeyi yerim.
0
ismo
(27.09.24)
Yemedim ama denemek için dahi olsa yemek istiyorum. Usulünce yapılan, bir kültüre ait olup geçmişi olan bütün yemekleri denemek gbi bir isteğim var. Büyük ihtimal ya sevmem ya da tadını o zihinsel gerginliğe değmeyecek kadar sıradan bulurum heralde. Düşününce ne tadı olacak ki böceğin gibi geliyor.
0
akhenaten
(27.09.24)
deniz böceklerini ayıla bayıla yiyoruz. aynısının kara olanına bu ön yargı neden anlamış değilim.
tabular yıkılmaya başladığında gömerim :)
not:askerliği komando olarak yaptım.
0
adivar
(27.09.24)
yemedim, yiyeceğimi de sanmıyorum. formu değişmiş un haline getirilmiş falan filan olsa bile muhteviyatını biliyorsam ne formda olursa olsun yemem.

ikinci soruya gelirsek de artık kanser hücresinden yapay et yapılıyor. insanda bulunan tümörden üretilse bile -ki hepsi öyle değil- benim açımdan sorun yok onu yiyebilirim. yapay et söz konusuyken böcekleri geleceğin besin kaynağı olarak göremiyorum.
0
Improbable
(27.09.24)
1. Yemedim, yemem.

2. İnsan nüfusu artıyor ise dünyayı yapay kimyasallarla zehirlemeyi bıraksınlar, böcek yemeyi gerekli görmezler o zaman. Ayrıca kimsenin ne yiyeceğini yönetmeye kimsenin hakkı yoktur.
0
muhayyer divan
(27.09.24)
Bir şey yenilebilir ya da başkaları yiyebiliyor ya da yiyor diye biz de yemek zorunda değiliz, Amazon'u yürüyerek geçen tek insan olan ve Amazon ormanlarında yaşayan başka insanların görmediği 15 ayaklı 23 kafalı bazı canlıları yiyerek hayatta kalan Ed Stafford'a da işkembe çorbası denettiklerinde "hayatımda yediğim en iğrenç şey" demişti, demek ki başkasının ayılıp bayıla yediği geçmişinde içinde bok olan bir ürün dünyanın en midesiz insanına iğrenç gelebiliyor, hayat böyle bir şey işte. Ben yemezdim, oranın yerel halkı yiyorsa bir önyargım olmazdı ama yanımda biri denemek isteyip kırkayak kızartması yese "kırkayak kızartması yiyen birinden her şey beklenir" deyip kendisiyle olan ilişkimi gözden geçirirdim.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(27.09.24)
1) Ben yemedim, yemem, yiyene de mani olmam.
2) Olabilir ama ben görecek kadar yaşar mıyım onu bilemedim.
0
peki madem
(27.09.24)
Asla yemem, kıtlık varsa şerefimle ölmeyi dilerim :/
0
yenibirgüzelnick
(27.09.24)
Ben deniz böceği de yiyemiyorum. Ama deniz böceklerinin kıvamıyla (ve kokusuyla) sorunum var.

Çıtır çıtır kızarmış böceği, böcek olduğu gerçeğini atlatabilirsem denerim ve yerim bence. Eşim yedi, hangisini sevmişti, hangisini beğenmemişti hatırlamıyorum ama bazılarını baya severek yediğini hatırlıyorum.
0
kobuzchu kiz
(27.09.24)
merhaba. aç insan onurunu bile yer. anadoluda çin ve rusya kadar kıtlık yaşamadık ama tarihte asya uzun kıtlıklar yaşadı kültürel olarak koyuna, danaya, domuza ulasamadıklarından ne buldularsa yediler. ağaç dalları da yediler, içindeki kurtçuk/larva daha besleyiciydi onunla devam ettiler. rusya bile kedi köpek, onlarıngeç kendi evlatlarını yedi. aç insan her şeyi yer, yakın zamanda bizim çat diye yaşamamız çok zor ama gerçekleşti diyelim kıtlık çıktı, 2 nesilde yeni jenerasyon hemen uyum sağlar hic yadırgamaz. açlık/susuzluk insana her şeyi yaptırır. insan kendi çocuğunu da yer, bitince kendi uzvunu da yer.

izleyince böcek yiyen insalar şaşırtıcı geliyor ama bizim kültürümüzde de masaya kafatası geliyor. gözüyle, diliyle kafatası servis edilen bir ülke için ya bunlar nasıl böcek yiyebiliyor demek garip.

sonuç olarak ben en veganım diyen insan bile ulaşabileceği gıda yoksa hayatta kalmak için ne gerekiyorsa onu yapar, ilk ulasabilecegini tüketir.

dünyada ölüm oruçları da vardı, yamyamlık da.
0
libertine
(27.09.24)
Askerde yedim :d istemeden gitti protein niyetine :d
0
baldan kaymak
(14.01.25)
(5)

120 yıl önce klasik kol saatlerinin çarklarını nasıl üretebilmişler?

adriana lima poposu yaglayicisi
Saatin içinde 2 mm çapında dişliler, çarklar var bunları o zamanki teknolojiyle nasıl üretebilmişler cidden aklım almıyor?Bir adet kırmızı mercimek tanesi boyutundaki dişliye nasıl 1912 yılında 8 adet simetrik ve düzgün diş açabilirler, hangi teknolojiyle?El yapımı İsviçre saati yapan ustalar o zama
Saatin içinde 2 mm çapında dişliler, çarklar var bunları o zamanki teknolojiyle nasıl üretebilmişler cidden aklım almıyor?

Bir adet kırmızı mercimek tanesi boyutundaki dişliye nasıl 1912 yılında 8 adet simetrik ve düzgün diş açabilirler, hangi teknolojiyle?

El yapımı İsviçre saati yapan ustalar o zamanlar bunları eğe, törpü, kıl testere vs ile yapmıyorlardır değil mi? What's goin' on there? Teşekkür ederim.
0
adriana lima poposu yaglayicisi
(26.09.24)
Bro küçük parçaları mercek altında büyütüp uygun araçlarla üretirsin ya bu çok sorun değil bence, bugün de aynı yöntemle pirinç tanesinden gemi falan yapıyorlar, olur yani.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(26.09.24)
özel tornalar kullanılıyormuş. bu aletler o kadar yeni değiller, yüzlerce yıldır kullanılıyorlar. mesela bir örnek;

www.youtube.com

büyütecin tarihi de 1600'lere dayanıyordu sanırım. yapılır yani, nitekim yapılmış da :)
0
orient blue
(26.09.24)
Benim genel olarak gördüğüm kadarıyla insanlar geçmişi çok küçümsüyor. Antik Uzaylılar gibi pseudo-science konuların altında da bu yatıyor.

Dijital teknolojiler yoktu elbette ancak mekanik anlamda teknolojik olarak bir eksik yoktu. Seri üretim yapan otomasyon üretim bantları yoktu, ancak küçük atölyelerde daha dar ekipman yelpazesi ve daha fazla zamanla daha az sayıda olmak koşuluyla gayet üretilebiliyordu.

Zaten saatlerin zirve yaptığı zamanlardan bahsediyorsunuz. Akıl almayacak bir şey yok aslında. İnsanın bazen aklına düşüyor, o an anlam veremediği için heyecanlanıyor ama detayına bakınca anlıyor. Herkese olur. Siz heyecanlanma aşamasında buraya koşmuşsunuz heralde :D

Bakın örneğin burada yukarıdaki aletten ve teknikten daha detaylı bahsediyor, sadece kesim işlemini yaptığı videonun devamını yüklememiş;

youtu.be

bu da başka bir tanıtım videosu

youtu.be
0
akhenaten
(26.09.24)
abelardo
(26.09.24)
1600 yillarda mekanik hesap makinesi yapmışlar. Usturlap diye birsey var konum hesaplayici. Sekstanst var denizde kordinat bulabilirsin..

Gecmişdeki insanlar da üretiyor çalisiyordu. Bence biz onlara gore aptalız.
0
Fritz-X
(26.09.24)
(8)

kişisel bir yorumunuza / duygunuza "yanlış" diyen birine ne cevap verilir?

la lykia
farklı bir şehire iş seyahatine gittim. gittiğim şehri ve bölgeyi daha önceden de biliyorum. sevdiğim bir bölge değil. bir arkadaşım (orada yaşamıyor) mesaj attı. o da benden çok olmasa da az çok biliyor şehri ve bölgeyi.aşağıdakine benzer mesajlaşma geçti. ben tamamen öznel bir yorum yaptım, bir şe
farklı bir şehire iş seyahatine gittim. gittiğim şehri ve bölgeyi daha önceden de biliyorum. sevdiğim bir bölge değil. bir arkadaşım (orada yaşamıyor) mesaj attı. o da benden çok olmasa da az çok biliyor şehri ve bölgeyi.

aşağıdakine benzer mesajlaşma geçti. ben tamamen öznel bir yorum yaptım, bir şey iddia etmiyorum, bana böyle geliyor diyorum, cevap olarak benimle iddialaşan bir cevap geliyor.

bana çok saçma geldi, sizce de öyle mi? siz ne cevap verirdiniz?

***

A- Selam, naber, ne yaptın, vardın mı, nasıl geçti yolculuk?

B - Selam, iyiyim, senden naber? evet x'e vardım az önce. yolculuk iyi geçti. geldiğim bölge (x) bana pek çirkin geliyor, hiç sevemedim burayı eskiden beri. keşke toplantı x yerine y'de olsaydı. y'de kalmayı tercih ederdim, y'yi daha çok seviyorum vs vs.

A - yanlışın var, y daha çirkin bir yer. sende algı farklılığı olmuş. ben y'yi de x'i bilirim. x o kadar çirkin bir yer değil.

B - bu benim kendi yorumum sadece, neden algı farklılığı olmuş dedin ki, tam anlamadım?

A - ben genelden bahsettim, y genel olarak daha çirkin bir yer.
0
la lykia
(26.09.24)
- "izmir'i sevmedim. istanbul daha güzel."
- yanlışın var. izmir daha güzel.

diyaloğu böyle sadeleştirince durum daha net ortaya çıktı.
bence böyle bi durumda yanlışın var denmez. "tekrar bi şans ver, ilk izlenim yanıltıcı olabilir" gibi şeyler diyaloğu daha sürdürebilir kılardı.

sevip sevmemeninin doğrusu yanlışı olmaz.
ama karşı taraf hemen bu kadar kesin yargılı olma demek istemiş.
0
biseysorcaktim
(26.09.24)
Ben de uzatmam, tamam der geçerim.
Çok abartılacak bir şey değil aslında ama direkt bilmişlik yapıp "yanlışın var" demesi garip. Bunlar kişiye göre değişebilen şeyler. Dünyanın en güzel şehri hissiyat olarak bize geçmeyebilir ve kötü bulabiliriz, "bütün dünya beğeniyor sen yanlışsın" denmez buna.
Kişiden kişiye değişebilecek şeyler.

Fazla iddialı ve üsttenci konuşmuş gibi geldi bana, bu kişiyle mesela bir tık daha uzatsan diyaloğu raydan çıkar muhabbet kim bilir nerelere varır böyle bir izlenim aldım.
0
mutekebbir
(26.09.24)
Arkadaşınız yok reklamcisi olabilir, komisyon alıyor olabilir.
0
encokbenisevinnolur
(26.09.24)
(bkz: boş yapma abdulhamid) denir. leş gibi testis kokan bir yorum yapmış.
"neyi güzel veya çirkin bulacağımı sana mı sorcam vasat herif" diye çemkiren cazgır bir kadın olmazsanız bu sinekler çok üşüşür.
0
titanyum22
(26.09.24)
Ben dili ile konuşmayı beceremiyor karşıdaki kişi, sorun bundan ibaret. Ben dili olmayan insanlar genelleyerek konuşur, hatta bazen daha kötüsü karşı tarafın dilinden konuşur.
0
hasmetizm 2046
(26.09.24)
Empati yeteneği olan insanlar, "sen" kelimesini kullanarak karşı tarafa ben dilini hatırlatır iletişimin hayrı için. Sen orayı daha mı çok beğenmiştin vb. Farkında mısınız bilmiyorum ama sosyal medya insanlara yorum yapma hastalığı kazandırdı. Kendinizi duyurmak istiyorsanız nasıl yapacağınızı öğrenmelisiniz.
0
hasmetizm 2046
(26.09.24)
O an çok gıcık olduysam "baya zevksizmişsin" der geçerdim. Genele göre konuşmuş :D istatistikle şehir beğeniyoruz.
0
akhenaten
(26.09.24)
youtu.be
Bunu diyip geçerdim ben. Anlık ruh halime göre içimden ya da dışımdan.
0
Bruce
(26.09.24)
(8)

Diş telleri

cemallamec
Yaklaşık bir aydır takılı.— diş teli— çıkmayan damaklık— diş elastic/lastiğiArkadaşlar hayat kâbusa döndü. Dişlerimde yamukluk yok. Sadece bit yerde çok küçük fark edilmeyen aralık vardı ve dii hekimine gittim. Çenen de dar genişletelim dedi. Eyvallah dedim. Ama şu an elimde olsaydı diş tellerini el
Yaklaşık bir aydır takılı.
— diş teli
— çıkmayan damaklık
— diş elastic/lastiği

Arkadaşlar hayat kâbusa döndü. Dişlerimde yamukluk yok. Sadece bit yerde çok küçük fark edilmeyen aralık vardı ve dii hekimine gittim. Çenen de dar genişletelim dedi. Eyvallah dedim. Ama şu an elimde olsaydı diş tellerini ellerimde sökerdim. Hayat kalitem kalmadı.

Bir şey yerken bastırarak çiğneyemiyorum. Her şey damaklık arasında kalıyor. Sürekli fırçalamama rağmen dişlerim sarardı. 0.6 mm’lik küçük diş arası fırçaları da kullanıyorum. Zayıflamaya başladım. Ağrılar da var. Diş telini her şeyi ağzımda hissediyorum. Alışma diye bir şey yok. Konuşmam da bozuldu tabi.

Diş teli takanlar yemek yemekte zorlanma hep devam edecek mi? Bastırarak yiyemiyorum ve yerken zorlanıyorum. Ne zaman her şey normale döner yoksa gidip çıkartayım mı bu lanet şeyi?
0
cemallamec
(22.09.24)
Hekimini değiştir lütfen resmen seni söğüşlemiş. Bu kadar minik bir şey için çene genişletmek nedir, aralık dediğin şey kapatılsın diye dişler birbirine yaklaştırılır bi kere. Çeneyi genişletmek nedir... Hekimini değiştir lütfen.

4-5 sene kadar oldu diş teli takıldı, 1.5 sene planlandı pandemiden dolayı 3 sene kaldı ağzımda, dişlerim çarpık denebilecek durumdaydı (bana göre çarpıktı çevreme göre "amaan ne takıyosun"du) tedavi süresince senin çektiklerini 10'da 1'ini bile çekmedim, ki yaşım o zaman 38'di. 4 yıl olmuş.

Çeneye her yeni müdahalesinde bunları yeniden yaşayacaksın. Bence hekimini değiştir.
0
muhayyer divan
(22.09.24)
başlarda öyle oluyor. hem ağrı acı hem de sürekli ağzınızda bir şeyin olma hissi... kısa sürede acı da geçiyor, sürekli ağzınızda bir şey var hissi de geçiyor. 1 ay olduysa artık ufak ufak geçmesi lazım özellikle ağrı sızının.

ama keşke en başta fark edilmeyen minik bir şey için tel taktırmasaydınız :)
0
candide
(22.09.24)
@muhayyer; doktorlar ilk basta 1.5 sene takar cikarirsin diyor ama 3 sene suruyor ozellikle belli bir yastan sonra.

baska arkadaslarima da pandemi oncesi aynisi olmustu. sanirim musteriyi urkutmemek icin az soyluyorlar.
0
antikadimag
(22.09.24)
Gerekliliği gereksizliği bir yana bırakarak konuşacağım, alışmak diye bir şey var gerçekten, ben 4 sene kullanmıştım. Bir aşamada bütünleşiyorsunuz. Çıkarken sevinmiştim tabi ama bir an sanki üzülmüştüm bile :D

Şu aşamada ağrıların olması doğal. Onlar komple geçiyor. Geri kalanı da alışkanlıkla ilgili, bir yerden sonra her şey olağan hale geliyor. Teller çıkınca baya farklı hissediyorsunuz hatta.
0
akhenaten
(22.09.24)
@cemal

Burada problem süreden çok sana uygulanan yanlış işlem. Minik bir açıklığı kapatmak için çeneyi daraltmak yerine genişletmek açıkça hastayı metalaştırmaktır. Aklında olsun.
0
muhayyer divan
(22.09.24)
Geçmiş olsun, ben de şeffaf plak taktırdım daha beşinci günümdeyim. Plak düşünmediniz mi?

Ben de yeni yeni toparlıyorum, ilk 3 gün ağrıdı dişler ki plakta çok daha kolay olduğunu söylüyorlar. Bir de alakasız dişimin birisi reaksiyon gösterip hassaslaştı orada yemek yiyemiyorum şu an bile.
Ancak baya normalim şu an ve alışmaya yakınım. Siz de alışırsınız er ya da geç. Tekrar geçmiş olsun.
0
va
(23.09.24)
ikinci bi doktordan tavsiye almadınız mı?
0
elorelia
(23.09.24)
Diş plağı, braketlere göre daha rahat ama braket daha etkili diye düşündüm. O yüzden istemedim. Bu hafta kontrole gideceğim, olmazsa ikinci bir doktora daha gösteririm
0
🌸cemallamec
(23.09.24)
(7)

Devlet hastanesinden randevu almak için torpil, rüşvet vs mi lazım? :)

Cesario
Cerrahpaşa hep dolu, mhrs sistemine giriyorum randevu için uygun tarih bulunamadı diyor.Otomatik olarak Sarıyer Şişli Etfal'e veriyor bana 2-3 saat uzaklıkta.Bakırköy Lepra, haseki vs hak getire.Bu hastanelerden randevu almak için torpil, rüşvet falan mı kovalamak lazım?Bonus Soru: En son gittiğimde
Cerrahpaşa hep dolu, mhrs sistemine giriyorum randevu için uygun tarih bulunamadı diyor.

Otomatik olarak Sarıyer Şişli Etfal'e veriyor bana 2-3 saat uzaklıkta.

Bakırköy Lepra, haseki vs hak getire.

Bu hastanelerden randevu almak için torpil, rüşvet falan mı kovalamak lazım?

Bonus Soru: En son gittiğimde suratına bakmıyorlardı insanın, hala aynı mı?

Cilt doktoruna gitmem lazım, İstanbul için öneriniz var mı?

O değil de tıpta hani çağ ağlamıştık, bay kemal döneminde kuyruk vardı, batırmıştı sgk'yı. Şimdi daha kötü değil mi, parasız olan nasıl randevu bulup muayene oluyor?
0
Cesario
(20.09.24)
tam saat 16.00da deneyin. eskiden o satte yeni randevular açılıyordu. hala öyledir heralde.
0
elorelia
(20.09.24)
Saat gece 12'den sonra da sanırım gün içinde iptal edilen randevular için boş alan oluşuyor.
0
akhenaten
(20.09.24)
cildiyeye kosuyolu validebag'a gittim ozeldekiyle ayni ilaci verdi. 10 saniye falan surdu muayene
0
ala09
(20.09.24)
Mhrs saat 10da 15 gün sonrası için yeni randevu açıyor. Gün içinde özellikle saat 20den sonrası sisteme bakmak lazım randevusunu iptal edenler olabiliyor.
Cildiye bulunması zor bir bölüm.
Cerrahpaşanın kendi randevu sistemi var aynı şekilde tam saatinde saat 20de hızlı davranmak lazım.
Ayrıca doktorların çalışma günlerine bakmak lazım mhrs açılıp doktor yoksa muhtemelen o gün doktor poliklinik yapmıyor demektir. Bu programda hastanelerin sitesinde mevcut.

Torpilden çok o hastanede tanıdık sağlık çalışanı, hasta bakıcı, temizlikçi falan varsa ancak onlar aradan hasta sokabiliyor.
0
my fault
(20.09.24)
Suriyeli olman lazim
0
Zetnikov
(20.09.24)
hocam yazilmis zaten, tam 14 ya da 15 gun sonrasina her gun sabah 10:00'da randevu aciliyor. eskiden ogleden sonra 16:00 idi ama degismis, o zaman bulabiliyorsun.

bir de alarm olustur eger yoksa, bildirim geliyor su hastane su servis bos randevu var diye, onun disinda baska yolu yok.
0
bay b
(20.09.24)
Rüşvet değil de içeride tanıdık olursa işe yarıyor. Bizim hastanede çalışan tanıdık istediğimiz randevuyu ayarlıyordu. MR, Röntgen vb işlemler içinde sıra beklemiyorduk. Ayrıca doktorlara tahlil sonucu yorumlatıyordu.
0
ferenc
(20.09.24)
(26)

terk edilmek ve aldatılmak

gloomy
aldatılmak ve terk edilmek birbirine hayli benzer şeyler gibi geliyor bana. ikisinin de sebep olduğu yıkım, uyandırdığı duygular, beklenmedik ve ani oluşları, yarattığı mağduriyet... bunların terk edilen/aldatılan kişide bıraktığı yaralar ve affedememe hali...spesifik örnek de olsun: biri hayatının
aldatılmak ve terk edilmek birbirine hayli benzer şeyler gibi geliyor bana. ikisinin de sebep olduğu yıkım, uyandırdığı duygular, beklenmedik ve ani oluşları, yarattığı mağduriyet... bunların terk edilen/aldatılan kişide bıraktığı yaralar ve affedememe hali...

spesifik örnek de olsun: biri hayatının çok zor bir döneminden geçerken, partnerine çok ihtiyacı varken yüzüstü bırakılıp, terk edildiğinde aldatılmışlıktan pek farkı yok gibi geliyor bana. ikisi de ihanet.

siz ne düşünüyorsunuz?
0
gloomy
(20.09.24)
Katılmıyorum.
Terk edilen insanlar genelde toparlaniyor ama aldatilan insan resmen yaralaniyor, travma gibi oluyor. Sonraki iliskilerindeki güveni de etkileniyor vs.
0
logisticsmanager
(20.09.24)
Katılıyorum. İhanet sadece üçüncü şahsın bedenen veya ruhen veya hem bedenen hem ruhen varlığı demek değildir. İhanet güveni boşa çıkarmaktır, verilen sözleri tutmamak, verilen güvenceleri yıkmaktır. Güven ortamını huzur atmosferini paramparça etmektir.
0
muhayyer divan
(20.09.24)
Katiliyorum. Gittikten sonra neden gittiginin benim icin önemi yok. Ikisi de ihanet degil de ikisi gidis.
0
robert bosch
(20.09.24)
spesifik örnek biraz daha yaralayıcı normal terk edilmeye göre ama katılmıyorum aynı şey değil.
0
jülsezar
(20.09.24)
katilmiyorum. zor donem muhabbeti çok yorucu, gereksiz, drama queenliktir. istenmeyen iliski derhal bitmeli. yok sinava girecektim oncesinde ayrildi falan bos muhabbet

aldatilmak cok ayri bir dunya
0
ala09
(20.09.24)
Yani sizinle mutlu olmayan bir yetişkin, ayrılıp kendi hayatına bakmak yerine sırf siz istiyorsunuz diye, size destek olmakla (veya sizin yüklediğiniz sorumlulukla) yükümlü, yoksa aldatmış oluyor? Yani ilişkide mutsuz biçimde kalsa, göstermelik olarak destek olsa aldatmış olmayacak mıydı?

Bu bana bir tanıtığımı hatırlattı. Ayrıldıktan sonra başkasıyla flörtleşen *eski* sevgilisini, kendisini aldatmış ilan eden bir çocuktu. Ona göre ayrılıktan sonra da *eski* sevgilisi onunla ilgilenmeliydi, neden ayrıldıktan sonra onu bir kere bile aramadığını soracak kadar da ayrılık kavramını anlayamamış bir çocuktu. Yazık.
0
bu ne bilimsizlik
(20.09.24)
Aldattıktan sonra hala seninleyse bir şekilde hazmediyorsun da terk edilmek korkunç birşey. sanki o insan ölmüş gibi oluyor bir daha göremiyorsun.
0
ashleybon
(20.09.24)
Benzesen tarafları olduğuna katiliyorum. Terkedilmek, o artık yok demek bir bakıma. Aldatılmak aynı zamanda bir çeşit degersizlestirme aşağılama içeriyor, aldatilanin güvenine dair. Aynı zamanda terkedilme doğrudan bir tahrip etme amacı içermedigi için (bu amaçla yapılamaz demiyorum da, işte usturupluca ben senden ayrılıyorum diyip terkedeni düşünerek söylüyorum bunu), onarılması elzem olarak kalan şey, onun yokluğu.
Aldatilmada, ancak aldatanin onarabilecegi türden bir şey var gibi. Bu açıdan farklı.
0
encokbenisevinnolur
(20.09.24)
Kesinlikle katılmıyorum. Aldatmak ahlaksızlık. Kimseyi aldatmadım. Affedilir bir yanı yok. Terk etmek başka. 1 kere aldatılmak yerine 20 kere terk edilmeyi tercih ederim.
0
nawar
(20.09.24)
katılıyorum. ikisi temelde aynı şey.

hatta örnek vereyim. birisi sizi aldatmasa, ama bir başkası için terketse, bu çok farklı mı olacak? hayır ikisi de aynı şey.

hatta artırıyorum. bu durumu anlatmasa ve bilmesen bile böyle bir ihtimal oldugunu hep düşüneceksin. e bunun aldatılmaktan pek farkı yok gibi.
0
abelardo
(20.09.24)
Terk edince sebebini nereden bileceksiniz ki?
0
Kahvedesu
(20.09.24)
Bizim halkımızın en büyük sorunu her şeyi arabeskleştirmek, acı içinde debelenmekten zevk almak. Küçük Emrah'la büyüyünce böyle oluyor demek ki.

Terk etmenin tam olarak neresi aldatmakla bir? Sırf sen üzülme diye istemediği bir ilişkiyi mi devam ettirseydi? Kendinizi ne önemsiyorsunuz, karşınızdakini ne kadar değersiz görüyorsunuz ya. Yarım kalmışlık hissini ahlaksızlıkla bir tutup kimseyi suçlayamazsın. @bu ne bilimsizlik +1
0
potasyum bebek
(20.09.24)
@potasyum bebek, emrahla ne alakasi var ya?

bir insan cözümü iliski icinde aramayip kafasinda ayriligi kurguluyorsa bu hainlik gibi bisi evet. bu saatten sonra ha bana ayrilik konusmasi yapmadan biriyle birlikte olmus ha benden ayrilip senelerce evinde yalniz oturmus, bana ne.

o kisi kendi kendine gitmeye karar verdikten ve bana en son ben ayriliyorum yhaa diye geldikten sonra beni artik hicbir sey ilgilendirmez.

bence @gloomy'nin kastettigi de biraz böyle bir sey. karsi tarafa sans vermemek. sevgiyi kafanda bitirmek. ayriligi iliskideyken yasayip en son zahmet edip söylemek :)
o uzaklasma döneminde de ha bos zamaninda gidip baskasiyla görüsmüs ha yanimda oturup ic sesiyle ayriligi düsünüp durmus. no difference.
0
robert bosch
(20.09.24)
Katılmıyorum ve bazı cevaplar ilginç geldi çünkü bu bakışla kimse sevgilisinden ayrılmamalı, ancak iki taraf da medenice ilişkinin bitmesine karar verip el sıkışarak ters yönlere gider ise doğru. Hayatın olağan akışına uygun değil bu bence.
0
peki madem
(20.09.24)
Yani ayağınız takılıp başınızı betona çarpıp öldünüz diyelim.

Başka senaryoda da birisi sizi bıçaklayıp öldürdü.

Sonuçta ortaya çıkan yıkım aynı. Ancak sonuçları aynı oldu diye bu sebepleri eş yapmaz.

Her iki olay da üzücü ve kıyaslamaya gerek yok, ancak birini diğerinden ayırabiliyor olmanız lazım.

Sizden ayrılmayı düşünen biri size karşı sizin ona beslediğiniz hisleri beslemiyordur.

Bu durumda ilişkiye devam ettiği sürece hem kendi geleceğinden, hem sizin geleceğinizden çalmış olur. Zaman durmuyor biliyorsunuz değil mi?

Terk edilmek üzücü, kuşkusuz. Peki sizi terk edecek aşamaya gelmiş birinin ne yapması olağan?

Yani siz sizi sevmediği halde sırf sizin duygularınızı düşündüğü için birinin kendi hayatından komple vazgeçip ömrübillah sizi mutlu etmeye uğraşmasını mı bekliyorsunuz? Bu nasıl mümkün olabilir? Cidden soruyorum. Nasıl olacak ki yani?
0
akhenaten
(20.09.24)
bunların terk edilen/aldatılan kişide bıraktığı yaralar ve affedememe hali

Senin bakış açına göre, hissettiğin duyguların suçlusu karşı taraf, o yüzden iki eylemde de karşı taraf suçlu çünkü kendimi kötü hissediyorum. Onların da kendi hayatı var ve yaptıklarını bir ihtiyaçlarını karşılamak için yapıyor. Suçlu arıyorsan bulursun zaten. Karşılaştırma yapmak istersen kedinin evden kaçması da benzer etiketler yarayacaktır. Hayatta başımıza bir sürü kötü olay gelecektir, kabullenmeyi öğrenmek olmalı asıl hedef. Niyesini araştırmak geçmişte tutmaktan başka şeye yaramıyor, yas süresini uzatır sadece. Suck it up and move on. Kabullen ve devam et.
0
hasmetizm 2046
(20.09.24)
@robert bosch

''bir insan cözümü iliski icinde aramayip kafasinda ayriligi kurguluyorsa'' bu neden hainlik olsun? İnsanların çözüm arayıp ilişkiyi devam ettirme gibi bir zorunluluğu, ahlaki yükümlülüğü mü var? Karşı taraf ayrılmak istemiyorsa, ikimiz de ayrılmak gibi ortak bir karara varamadıysak ama ben onunla devam etmek istemiyor ve haliyle ayrılmak istiyorsam sırf ''hainlik'' yapmamak için o istemediğim ilişkiye devam mı etmeliyim?

Ciddi mi cevap veriyorsunuz, anlamıyorum arkadaşlar çünkü o kadar mantıksız ve duygusal ki bakış açınız. İşleri bu kadar arabeskleştirmeye, acı devşirmeye gerek yok. Romantik komedi filminde yaşıyorsak neden olmasın ama gerçek hayat böyle fazla hassas beklentiler için son derece sert. @peki madem ve @akhenaten çok güzel açıklamış.
0
potasyum bebek
(20.09.24)
benden onceki son 4 cevaba asiri katiliyorum, bana da cevaplar cok enteresan geldi ya da yaslar cok genc.
terk edilmek acisindan; arkadaslar kafaniz mi guzel? birisi sizinle olmak istemiyor, bir sekilde sevgisi bitmis, ya da farkli yerlere evrilmis yasamlariniz, yani nereden baksaniz 20-30 hatta daha fazla yildan bahsediyoruz, siz kendinizi bu kadar mi degersiz goruyorsunuz, kendi yasaminiz bu kadar mi onemsiz sizin icin sizi sevmeyen ya da artik baska yollara gittiginiz asikar olan biriyle illa yasamimizin bir noktasinda bir soz verdik diye birlikte kalmayi sececeksiniz. yani baskasinin yasamini cope atmasini birakiyorum, kendi yasaminizi niye cope atiyorsunuz?
her iliskide onarilacak ya da onarilmayacak yaralar vardir, bazen bunlara karsimizdaki tek basina karar verir ve ayrilir, yapacak bir sey yok. aci mi? aci ama arabesklestirmek herhangi bir seyi iyilestirmez.
son olarak bi tik daha mantikla bakmak istiyorum, iki insanin 20li yaslarda tanisip taaa 70 yasinin sonuna kadar, hic degismeden, hisleri hic degismeden, hayatlarini derinden sarsacak olaylar yasamadan sabit kalmalari ne kadar mumkun? herkes biz fark etsek de etmesek de surekli bir devinim ve degisim icindediler, zaman zaman yollarimiz ayni yonde evrilmedigimiz icin ayrilabilir.
ayrica aldatilmanin travmasi bambaska bir sey, yalan soylenmesi, guvenin sarsilmasi farkli bir travma. dolayisiyla yazara burada da katilmiyorum.
0
kassiopeia
(20.09.24)
kassiopeia +1

Ayrica evet terk edilmenin acısıyla aldatılmanın acısı aynı değildir.
Aldatılmak daha kötüdür.
Terk etmek cogu zaman onurlu da bir davranıştır.
İstisnalar olabilir... yine de aldatilmakla eş değer değildir.
0
ananiyimioguz
(20.09.24)
kendine ve karşıdaki kişiye saygıdan, mutsuz olduğu hâlde ilişkide bulunmanın mantıksızlığından dem vuran arkadaşlara cevaben:

burada sorgulanan mevzu ayrılmak değil, terk edilmek. ayrılmak karşılıklı ve anlaşmalı da olabilir. ama terk edilmek farklı ve "ben mutlu değilim" ile haklı gösterilecek kadar basit değil. acun'un yarışmasında jürilik yapan bir yönetmen adam vardı. karısı kanser olunca onu boşamıştı. kurduğu cümle "ben artık mutlu değilim." olmuştur herhalde, ve kendisine ve karısına saygısı da büyüktür, değil mi?
0
🌸gloomy
(20.09.24)
neredeyse her ilişkimde terk edildim. bazılarında aldatılmış olabilirim ama bilgim yok açıkçası, ben hep terk edildim diye biliyorum.

üstelik kendi mental sağlığı problemli biri olduğumu söyleyebilirim, yani kolay kolay yol alamam vs. ama görüşünüze katılmıyorum.

terk edilmek ve aldatılmak bence ÇOK FARKLI şeyler. terk edilmek milyon tane sebeple gerçekleşebilecek, aslında doğal sayılabilecek bir durum. bazen olmaz yani. insanca veda etmek, "olmuyor" demek kendi içinde bence tutarlı ve makul.

aldatılmak ihanetin bambaşka bir boyutu. aldatıldığımı duysam, bilsem muhtemelen çok daha fazla üzülür ve yıpranırdım.
0
mark greg sputnik
(20.09.24)
Aldatılmak: temelde yalan söylenmesi ve ego sarsıcı etkisi var. Ve o ana kadar yasananlarin da doğruluğunu sorgulatir


Terk edilmek: temelde fazla dürüst olunması <3 ego yine sarsılır ama aldatilirkenki kadar değil... Ve yaşananlar hatıra kalır


Yüz üstü bırakma olayı saşmalik zaten ama spesifik örnek verdiğin için yazayım; Biri beni artık sevmiyorsa, yanımda durması en başta beni rahatsız eder zaten. İstersem yatalak olayım kanser olayım, sürüne sürüne tuaylete giderim ama o adamdan gelecek yardımı istemem.
0
abuzer
(21.09.24)
@gloomy

Ayrılmak ve terk edilmek aynı şey aslında, neden böyle dediniz ki? Evet insanlar karşılıklı anlaşarak da ayrılabilir ancak bu her zaman böyle olmaz.

Benim bir arkadaşım vardı böyle bir şey yaşayan. Çok sorunlu biriyle birlikteydi, bi hata yapıp ilişkiye başladığı biri ciddi anlamda problemli çıkınca uzun bir süre paçayı kurtarmak için bir çıkar yol aradı. Ayrılmaya çalıştığında bu kişi de "hayır ben ayrılmıyorum, tek başına ayrılamazsın" gibi şeyler söylüyordu. Haliyle iş adli bir sürece evrildi.

Yetişkin bir insanın ayrılık kavramını kabullenebilmesi gerekir bence, bunu çok dramatize etmemek gerekiyor, çünkü böyle şeylerin sonu genelde hiç iyi bir yere çıkmıyor. Bazen romantik, tehlikesiz, masum görünen hisler uygun ortamlarda en tehlikeli ve kontrol etmesi zor hislere evrilebiliyor, çok gri bir çizgi bu.
0
akhenaten
(21.09.24)
2 sevgilim oldu. ilkinde aldatıldım. ikincisinde terk edildim.

kesinlikle aynı değil.

ilk ilişkim 2.5 yıllıktı. ciddi ilerliyorduk sözde. ailelerle tanışacaktık. hatta o benimkiyle tanıştı. beraber yaşamaya başlıcaktık falan... meğer 6. ayımızdan beri ara ara aldatıyormuş beni.

özgüvenim eksilere düştü. insanlara güvenim de öyle. her şey yalanmış meğer dedim. şok geçirdim. inanmak istemedim. travma oldu. hala kimseye güvenemiyorum. aşırı derecede yetersiz ve değersiz hissettim. aptal olduğumu düşündüm. aşırı büyük bir hayalkırıklığıydı. saygısızlıktı. 1 yılda zor atlattım.

..

terk edilmemde de çok üzüldüm ve değersiz hissettim ama 3-4 ayda atlattım.
0
art cat chocolate
(21.09.24)
@art, 2,5 yıl boyunca asla bir şey sezmedin mi
0
abuzer
(22.09.24)
sezmedim. ilk ilişkimdi. 19 yaşımdayken başlamıştı. sonuncusunda sezdim işte. sonra olaylar gelişti.
0
art cat chocolate
(26.09.24)
(8)

Nasıl istifa etmeliyim

owaki
Yeni mezunum, haliyle pekçok yere başvurum oldu. İlgilendiğim veya çalışmak istediğim birkaç farklı alan var. E şirketinde ilgimi çeken bir iş için mayısın ilk haftasında başvuru yaptım ve görüşmeler yaptım, bu görüşmelerde tamamen dürüst oldum, bu işin ilgimi çektiğini söyledim, üçüncü mülakatımda
Yeni mezunum, haliyle pekçok yere başvurum oldu. İlgilendiğim veya çalışmak istediğim birkaç farklı alan var. E şirketinde ilgimi çeken bir iş için mayısın ilk haftasında başvuru yaptım ve görüşmeler yaptım, bu görüşmelerde tamamen dürüst oldum, bu işin ilgimi çektiğini söyledim, üçüncü mülakatımda başka nerelere başvurduğum sorulduğunda ilerlemiş durumdaki diğer iki üç başvurumdan bahsettim.

Bahsettiğim diğer başvurulardan bir tanesi g şirkerine mayısın ikinci haftasında yaptığım bir başvuruydu. Görüştüğüm yönetici, özellikle o başvuru için orası da çok iyidir şöyle şöyle bi tarafı var gibi bir yorum yaptı hatta.

Bir ay önce e şirketi ekimde başlamak üzere teklif yaptı, kabul ettim.
Bu hafta ise g şirketi hem maddi, hem yan haklar açısından daha tatminkar bir teklif yaptı. İkisi de ilgimi çeken, aynı sektörde olmasa da benzer kalibrede şirketler.

G şirketinin teklifini kabul ettim ve e şirketinin daha önce teklif yaptığını, kabul ettiğimi, ama istifa edeceğimi söyledim tamam dediler.

Fakat e şirketinden (yasal hakkım, başladıktan sonra 2 ay deneme süresi zaten) istifa etmek istemekle birlikte biraz utanıyorum.

E şirketi babamın oğlu değil, profesyonel hayattayız ama adamlara sizde çalışmayı çok istiyorum vs dedim zamanında.

E şirketinde benim işe alınmamla ilgilenen bir ik yetkilisi var, nasıl istifa etmem yakışık alır?
0
owaki
(19.09.24)
benzer bir durum kariyerimin başındayken bana da olmuştu.
en fazla 1 senede ne onlar ne siz hatırlarsınız.
arada anı diye anlatırsınız.
fazla uzatmayın hemen yarın ilk yöneticinizle paylaşın.
0
nuisance2
(19.09.24)
Daha başlamamışsınız bile yaptığınız şey istifa etmek bile sayılmaz. Kısaca daha iyi bir teklif aldığınızı ve o teklifi kabul ettiğinizi söyleyip teşekkür edin. Belki teklif yükseltecekler ve aynı şeyi g şirketine de söyleyeceksiniz :)
0
namandigurai
(19.09.24)
Zaten başka yerlere de başvurduğunuzu söylemişsiniz. Bunu da bahane gibi göstermeden cümle içinde geçirerek neden stfa ettiğinizi söylersiniz. "Sizle görüşürken de bahsetmiştim, başvurduğum G şirketinden teklif aldım" diye.

Onlar da hayırlısı olsun der biter. :D iş yerinden ayrılmak sevgiliden ayrılmak gibi bir şey değil. Bu kadar tasalanmayın. Herkes para kazanmak için orda. Siz giderseniz en fazla "yeni personeli elimizde neden tutamıyoruz" diye sebebine kafa yorarlar. Kimse alınıp bozarmaz, size de bir şey yansıtmaz.
0
akhenaten
(19.09.24)
Dürüstçe çalıştığın şirkete daha iyi şartlarda bir iş bulduğunu söylemen lazım.

Eski bir çalışan olsan elde tutmak için benzer şartları sağlarlardı veya hayatında başarılar dilerlerdi ama senin durumunda deneme sürecindeki bir çalışana yapacaklarını sanmam.

Utanacak bir şey yok, zaten ilgili şirkete de başvurduğunu söylemişsin.
0
kimlanbu
(19.09.24)
Bir an önce istifa edin ki, hem siz rahat edin, hem de sizin yerinize almak istedikleri adaylardan birisi işe girsin yazık olmasın. hayırlı olsun şimdiden.
0
alfired
(19.09.24)
@kimlanbu +1
Ayrıca adı üstünde deneme süresi.
0
encokbenisevinnolur
(19.09.24)
Uzuun süre önce başvurduğum bir kurum, artık onlardan ümidi kesip de yeni işime başladıktan 2 hafta sona teklif sundu. Ben de 2 haftalık personelken ayrıldım. Çıkarken de "sizden daha önce başvurduğum firma daha iyi teklif sundu" dedim. Çalıştığım birim ve İnsan Kaynakları birbirine girdi. Benim çıkmam orada halihazırda çalışan ve yeni giren personele zam yapılmasına sebep oldu.
0
birşeylersoracağım
(20.09.24)
adi ustunde deneme suresi, ayni sure icinde onlar seni kapinin onune koysa emin ol bir tek kisi bile yakisik aldi mi diye dusunmez 1 hafta sonra da o sirkette tek bir kisi dahi ismini hatirlamazdi.

deneme suresi olmasa dahi, bu tip durumlarda duygusal davranmamayi ya aci yolla ogreneceksin ya da bunu sana anlatan insanlari dinleyeceksin.

istifa dilekcene de "gordugum luzum uzerine su tarihten itibaren gorevimden istifa ediyorum" diye yazman yeterli. zaten 2 ay da olmadigi icin kimseyi baglayan hicbir sey yok.
0
bay b
(20.09.24)
(6)

Ayağım kırılmış farketmedim

kaptan maydanoz
Malum “kırık olsa duramazsın kırık değildir” lafına aldanıp 20 gündür kırık ayakla geziyormuşum ahdkdhsj. Baya da ağrı yapıyordu şu an hafif geçme aşamasında. Doktor travmatik bir şey yaşamalısın durduk yere kırılmaz dedi ama ben ne oldu da kırıldı hatırlamıyorum. Hiç başınıza geldi mi acaba durduk
Malum “kırık olsa duramazsın kırık değildir” lafına aldanıp 20 gündür kırık ayakla geziyormuşum ahdkdhsj.
Baya da ağrı yapıyordu şu an hafif geçme aşamasında.

Doktor travmatik bir şey yaşamalısın durduk yere kırılmaz dedi ama ben ne oldu da kırıldı hatırlamıyorum. Hiç başınıza geldi mi acaba durduk yere ayak kırılması? Halbuki uzun süredir kalsiyum hapı da kullanıyordum.
Bir gün öyle yolda yürürken çıt diye kırıldı.

Neden olabilir ya doktor inanmadı durduk yere olduğuna. Benim de kafama takıldı çıtır çıtır kırılacak mı yani kemiklerim.
0
kaptan maydanoz
(19.09.24)
7 yaşındaydım birinci sınıfın yazında salıncaktan düştüm, başımı da vurmuşum o esnada. Herkes başımla ilgilendi ben kolum da acıyor dedim ama herhalde kanayan bir başa kanalize oldukları için çok önemsemediler. 2 3 gün gezdim o kolla, havaya kaldırmaya çalıştığımda acıyordu sadece biraz ama dayanılmaz değildi ki günlük hayatıma devam etmişim. En son babam ben gece uyurken yanıma gelmiş bakmaya, kırık olan kolumun üzerine dönmeye çalışıp ah diyip diğer tarafa sağlam olanın üzerine dönmüşüm. Bu kız uydurmuyor bişi var diyip doktora götürmüşler sağolsun. İki yerinden kırılmış. 6. Sınıfta da el bileğimi kırdım onu da zedeledim zannetmiştim yine birkaç gün sonra doktora gittik. Kırığın aman aman bir acısı yok bence "kırık olsa duramazsın" tabiri bazı insanlar için geçerli değil ya da.

Anoreksik insanların durduk yere kemiklerinin kırıldığını biliyorum sadece ama sende öyle bir durum yoktur. Acaba uykunda falan ters Bi şekilde yataktan düştün de uyku sersemi geri çıktın hatırlamıyor musun?
0
kullanicadi
(19.09.24)
Benim de benzer bir durumum oldu, üzerine düştüğüm kolumu incittiğimi düşündü herkes (doktor dahil) elastik bir bandajla sarıldı kolum, baya ağrıyordu. Ben de "ağrı olması normalse normaldir" deyip önemsemeyen bir insanım. Her neyse, o zaman okulun bando takımındaydım. 30 Ağustos olması gerekti, zafer alayı vardı. Elimde bando ziliyle kolumu dengeleyip ağrıyı minimuma indirerek zilleri vura vura yürüyordum (o şeyler de ağır oluyor o yaşa göre) Her neyse, bi an kolum dirseğimle bileğimin ortasından hiç bükülmemesi gereken bir yerden bükülüverdi :D Baya dışa doğru açıldı kolum :D Ufak bir hamleyle düzeltip devam etmiştim kimse fark etmeden. Zili daha yavaş vurdum, birkaç dk "o neydi öyle" diye düşündüm. Hayatıma devam ettim, kendi kendine düzeldi :D

Yani sözün özü evet, ağrı bazı insanlar için "katlanılmaz" olmayabiliyor sanırım. Ancak nerenin kırıldığı da önemlidir heralde.
0
akhenaten
(19.09.24)
Otel havuzunda kaydıraktan kayarken ayak tarak kemiğimi kırmıştım, çok fena sızlıyordu ama doktora geç kaldım, kırığın üstü bombe yapıp çoktan kaynamıştı.

insan ayağını kırıp farketmez mi, farketmiyormuş :)
0
kimlanbu
(19.09.24)
kırık değil çıkıktır o.
0
Yourcousinmarvinberry
(19.09.24)
Stres kırığı tam olarak bu şekilde olur.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(19.09.24)
İyi bir dahiliye doktoru ne olur olmaz kan değerlerinize baksa iyi olur
0
master of ceremonies
(19.09.24)
(7)

şu tarz bir ceket sonbahar için midir yoksa kış mı?

fakat
sadece mevsimlik midir buhttps://www.soylustore.com/barbour-classic-bedale-jacket-ol71-olive-1299
sadece mevsimlik midir bu

www.soylustore.com
0
fakat
(19.09.24)
Sonbahar. Kış için biraz ince
0
ismo
(19.09.24)
Kış için ince +1

Sonbahar havası net hissedilmeye başladığında giymeye başlayıp kış başlarında da bir süre kullanılabilir. Sonra kış hafifleyince yine kullanırsınız. Serin hava için güzel, ama soğuk havada olmaz gibi. İstanbul'da baya uzun bir süre giyilebilir örneğin. Artık kış ortasında bile ılık günler olabiliyor.
0
akhenaten
(19.09.24)
Mevsimlik
0
black holes in the sky
(19.09.24)
Hem param yok diye duyuru aciyorsun hem de 20 bin tl lik seylerin linkini atiyorsun.
0
Kahvedesu
(19.09.24)
aynısı arkadaşımda var mevsimlik degil kışlık ve çok ağır bir monttur.
0
koela
(19.09.24)
2004-05 yıllarında hepimizin giydiği şu an vintage sayılabilecek mont değil mi bu? valla mayısa kadar giyilir. ki zamanında giydik.
0
yurtsuz john
(19.09.24)
Cevaplardan sonra iyice kararsız kaldım:)
0
🌸fakat
(20.09.24)
(4)

insanlarla sohbet ederken size sormadan onlara cevap veriyor musunuz?

Zetnikov
mesela konusuyorsunuzadam sıze nerelısın dıye sormadınerelı oldugunuzu soyler mısınızyanı karsı tarafa kendınız hakkında sureklı bılgı verır mısınız geneldeyoksa dıkkat eder mısınız karsı tarafın sormasını mı beklersınızben dıkkat ettım debazı ınsanlar hıc bısı anlatmamak ıcın caba sarf edıyor gıbıb
mesela konusuyorsunuz

adam sıze nerelısın dıye sormadı

nerelı oldugunuzu soyler mısınız

yanı karsı tarafa kendınız hakkında sureklı bılgı verır mısınız genelde

yoksa dıkkat eder mısınız karsı tarafın sormasını mı beklersınız

ben dıkkat ettım de
bazı ınsanlar hıc bısı anlatmamak ıcın caba sarf edıyor gıbı
bazıları ıse nerdeyse tc kımlık nosunu verecek kadar cok anlatıyor
0
Zetnikov
(18.09.24)
Ben önceden önemsemezdim, artık vermiyorum. Sırf telefon numarasıyla dahi yedi göbek akrabalarınıza ulaşabiliyorlar. Her yere yayıldı bu bilgiler. Birçok insan bunun sıkıntısını çekiyor. Ne gerek var ki? Zaman geçtikçe öğrenilir zaten. Daha baştan kişisel bilgileri vermenin alemi yok bence. Konuşacak bir sürü konu var.
0
akhenaten
(18.09.24)
ben önceden herseyımı anlatırdım cekınmezdım ama son ozellıkle 2 yıldır bısey anlatasım gelmıyor cunku ılerde karsıma cıkıyor anlattıklarım. ınsanlar dedıkoduyu cok sevıyor heralde herkese anlatıyorlar
0
🌸Zetnikov
(18.09.24)
Sorulmayan hiçbir şeyi cevaplamam, cevaplamak istemediğim hiçbir soruyu karşıya sormam.
0
nawar
(19.09.24)
Eskiden anlatırdım. Mesela bir keresinde şakayla karışık "hakkari'de çatışmaya girdim." diye birini trollemiştim. tüm ilçeye yayılmış bu konu insanlar dedikoducu işleri güçleri yok gıybet ediyorlar. Bu olaydan sonra kimseye kendim hakkında bilgi vermem.
0
komando kani var bende
(19.09.24)
(4)

fırında makarnayı normal makarnayla yapabilir miyim?

Sumashi
yoksa illa fırınlık, kalın makarna mı olması lazım? ne farkı var?
yoksa illa fırınlık, kalın makarna mı olması lazım? ne farkı var?
0
Sumashi
(17.09.24)
Yapabilirsiniz, penne de sık kullanılıyor. Bir sorun olmaz, ancak çok küçük makarna seçerseniz biraz alışılmadık olur sadece.

fırında makarna pazarlama adı biraz, o tarz makarnanın adı bucatini. sadece fırında yapılmıyor aslında.
0
akhenaten
(17.09.24)
her makarnayla yaparsın bi şey olmaz. pişirme süresini ayarlaman lazım sadece.
0
jelly bear
(17.09.24)
Penne, dirsek, fırın makarna makarnası, yüksük gibi içi oyuk, silindirik makarnalarla daha güzel oluyor. Hem sos içine doluyor hem de arada hava boşlukları kaldığı için bütün makarnalar birbirine yapışıp hamur olmuyor.
0
kobuzchu kiz
(17.09.24)
konu açılmışken
fırın makarnada beşamel yerine 250 gr tatlı lor ve göz kararı süt kullanırsanız da şahane oluyor.
0
janderzel zartanyan
(17.09.24)
(6)

Sizi küçük düşürmeye çalışan iş arkadaşına nasıl konum alırsınız?

psmstc
İyi niyetli, saf, güleryüzlü davrandınız. Fakat topluluk içinde üzerinize oynamaya devam ediyor. Gayri resmî dalga geçer gibi sizin adınızla üzerinize konuşmalar yapmaya çalışıyor. Gevşek, rahat, lakayt bir tip. Nasıl davranırsınız? Nasıl konum alırsınız? Şimdiden çok teşekkürler…
İyi niyetli, saf, güleryüzlü davrandınız. Fakat topluluk içinde üzerinize oynamaya devam ediyor. Gayri resmî dalga geçer gibi sizin adınızla üzerinize konuşmalar yapmaya çalışıyor. Gevşek, rahat, lakayt bir tip.

Nasıl davranırsınız? Nasıl konum alırsınız? Şimdiden çok teşekkürler…
0
psmstc
(17.09.24)
Tam olarak ne yaptiklarini daha berrak anlatirsan bir fikrim olabilir.
0
Yourcousinmarvinberry
(17.09.24)
Ben bu tür durumlarda hep aynı şeyi yapıyorum. Açıktan abartmadan tersleyip konuyu sen de hiç şakadan anlamıyorsun mevzusuna getirip evet şaka sevmem diyerek bağlıyorum.

Zaten bariz olduğu üzere şakanın konuyla alakası yok, bu tip insanlar zorda kalınca şaka yapıyoruz şurda demeye getiriyor lafı hemen.

Baştan el atmazsanız ilerde daha zor olur. Kavgaya, dalaşmaya gerek yok. Usulünce tersleyin sadece, hoşunuza gitmediğini açıkça gösterin.
0
akhenaten
(17.09.24)
Aynen ben de ters cevap veriyorum hoşuma gitmeyen bi şey söylendiğinde. Ya da mesela ben mutfakta dururken o sevmediğim kişi de mutfağa gelirse ben sohbetten kopup ortamı terk ediyorum anında. O geldiği için gittiğimi belli ediyorum. Ayrıca hiç özel bişi anlatmıyorum o kişiye, ofisteki diğer kişilerle sohbet edip onunla hiç konuşmuyorum sabah günaydın bile demiyorum. Çünkü neden art niyetli birine günaydın diyeyim? Beni sevmediğini ve arkamdan dedikodu yaptığını bildiğim birine selam dahi vermem.
0
turuncu tonlarda
(17.09.24)
siz de dalga geçer gibi espriler yapın, çirkef olun. ciddileşirse sen de alınganmışsın deyin. anca öyle empati yaparlar. her insan nazik, saygılı davranılmayı hak etmiyor.
0
piranase
(17.09.24)
Uygun fırsat çıkana kadar gelen topları göğsümde yumuşatıp yan pas çalışırım. Fırsatını bulduğumda ise küçük düşürürüm. Sonra toplanamadan tekrar üstüne giderim.
0
nawar
(17.09.24)
Ona kucuk suprizler hazirla
0
Zetnikov
(18.09.24)
(18)

"Görev" kelimesine takılan hatun kişisi

winston insani
MerhabalarPartnerim özel okulda öğretmen, pazartesileri en yoğun günü, teneffüsler dışında akşama kadar molası yok nerdeyse, ben de her teneffüste seni arayıp 5 dakika modunu yukarı çekerim dedim haftasonu.Sabah mesaj attım "günaydın, bugünkü görevim aklımda ;)" diye, burada "görev" kelimesine takıl
Merhabalar

Partnerim özel okulda öğretmen, pazartesileri en yoğun günü, teneffüsler dışında akşama kadar molası yok nerdeyse, ben de her teneffüste seni arayıp 5 dakika modunu yukarı çekerim dedim haftasonu.

Sabah mesaj attım "günaydın, bugünkü görevim aklımda ;)" diye, burada "görev" kelimesine takıldı, "görev dediğin zorunlu yapılan bir şey değil mi" vs. fln dedi, ben de daha fazla uzatmamak ve ortamı yumuşatmak için "senin modunu yükseltip mutlu etmek benim görevim :)" desem de hala aynı şekilde devam etti.

Mizah anlayışı fena değildir aslında ama ne var ki bunda takılacak? Ben kendimi kötü hissettim böyle davranınca.

Zaten bir çok şeyin problem olduğu bir ülkede yaşıyoruz, bu kadar küçük şeylere takılıp probleme çevirme bana çok saçma geliyor.
0
winston insani
(16.09.24)
Gününün kötü geçeceğine o kadar odaklanmış ya da güne o kadar kötü başlamış ki bahane bulmuş gibi geldi. Çok tatlı bir şey yapmaya çalışmışsınız, inşallah gün bitmeden buna sahip olmanın kıymetini anlayabilir.
0
silverleaf
(16.09.24)
görev kelimesi pek hoş olmamış ama aynı şekilde devam etmeye gerek yok
0
jülsezar
(16.09.24)
Gergin uyanmış biraz :)
0
black holes in the sky
(16.09.24)
:( kolaylıklar diliyorum. hanımdan önceki iliskilerimi hatirladim.
0
logisticsmanager
(16.09.24)
Bahaneye sarilmaya gerek yok. Görev kelimesine bu kadar takilan biri biraz sonrasinda da hayati sana zindan eder.
0
Yourcousinmarvinberry
(16.09.24)
"İlişkide bir şeyi görev olarak görmemek, içinden geldiği için yapmak lazım" gibi bir prensip var. Anlatmak istediği konuda haklı bir yaklaşım.

Partneriniz de bunla bağdaştırmış ezberden. Alakası yok tabi, siz bunu bir etkinlik olarak yapıyorsunuz, ancak o üstüne çok kafa yormamış. "Benimle konuşmayı görev olarak görüyor" diye düşünmüş dümdüz.

Bunu açık açık böyle konuşup, bunun o durumla alakası olmadığını, içinizden gelen ufak bir oyun gibi yaptığınızı, o görevin bu görev olmadığını söyleyip kafasındaki bu bağlantıyı koparın.

Olur böyle bazen, her şeyi kronik problem gibi görmeye gerek yok bence. İnsanlar bazen yanlış düşünebilir, saçmalayabilir. Sorunu tespit edip çözersiniz.
0
akhenaten
(16.09.24)
Görev zorunu olarak yapılan iş+1

incelikler yaparken kelimeler üzerine biraz daha düşünmeli dikkat etmelisin

Dil hayatta önemli bir araç, en temel iletişim yöntemi, ifade becerilerin düşük olabilir ama ne var canım bunda takılınacak diye düşünmek yerine bu becerimi nasıl geliştirebilirim diye düşünürüm, sadece romantik ilişkilerde değil her türlü kendini daha doğru ifade etmek etkili olur

Sen iyi bişey yapmışsın ne var bunda takılınacak diye düşünenler bu beceriye ihtiyacı olmadığını düşünenler ya da bu konuda hiç düşünmemiş kişiler oluyor genelde :)
0
grimavi
(16.09.24)
Her tenefüste aramanı istemiyor olabilir mi peki? Yani bu biraz zorlama bi romantiklik ya sanki. Kızın başka işleri olabilir, kafasını dinlemek istiyor olabilir. Kendisi istediğinde arasa daha makul değil mi?
0
nundu
(16.09.24)
Abi bence göz kırpma emojisi başlı başına fail bir hareket kusura bakma ya, ikincisi de önceden böyle bir bilgi vermek biraz gereksiz bir hareket gibi olmuş sanki. Geçmiş olsun.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(16.09.24)
Bir şeyleri yanlış anlayasi ve alinasi var, o da sana patlamış.

Denklem şu, şimdi biraz kendini geri çeksen (tamamen değil biraz) hani gorevindi aramiyorsun diyebilir, beni niye ghostluyorsun diyebilir... görev kelimesine de takılma, bu algılama biçimiyle ayni tartışmayı başka bir şekilde yasayacaktin zaten.
0
encokbenisevinnolur
(16.09.24)
görev kelimesi hiç hoş olmamış bence de.
içinden gelerek yapmıyormuşsun gibi olmuş.
ayrıca fazlaca hanımcı ve ezik bir kelime olmuş.
kadınlara niçin böyle ezik davranıyorsunuz anlamıyorum.
0
abelardo
(16.09.24)
Güzel bir şey yapmak istemişsin ama kelimeyi yanlış seçmişsin. Bir de ne zamandır birliktesiniz? Eğer ilişkiniz yeni başladıysa ve sen ilk heyecanla bu kadar ilgi gösterip sonra hiçbir şey yapmamaya başlarsan iyi değil. Hep böyle ince olmak lazım, hep özen göstermek gerekiyor.

@abelardo; bu tarz davranışlar, karşındaki insanla ilgilenmek, özen göstermek eziklik değil, zerafettir. Kadın ya da erkek farketmez herkes birbirine karşı özenli olmalıdır. Bu kelimeden rahatsızlık duyunca, soru sahibi arkadaş kendini kötü hissetmiş bu da çok ince bir insan olduğunu gösterir.
0
rock n roll
(16.09.24)
Gereksiz gergin uyanmış ve saçma bir tepki vermiş. Kötü hissetmeyi gerektirecek bir şey yok. Düzenli olarak bu triplere giriyorsa da kolay gelsin. Sabır diliyorum, ne diyelim.
0
nawar
(16.09.24)
Merhaba.

Anlattıklarınızdan anladığım ya sınıf öğretmeni, ya da ingilizce.

Okulun ilk günleri bunlar. Sınıf oturmamıştır daha veya sınıf yönetimi çok iyi değildir. Kötü bir ders geçirmiştir ya da müdürle belki olumsuz bir şey olmuştur.

Kolejler bu ara tam bir köle sistemi. Ben de geçen sene bıraktım.

Bu seferlik çok kafaya takmamaya çalışın. Anlık bir şey olabilir.
0
la traviata
(16.09.24)
Çatacak yer arıyor diye okumladım.
0
playing star again
(16.09.24)
@rock n roll
sence ben özen gösterdiği için mi bu cevabı verdim? özen göstermesine bir şey demişim gibi konuyu çarpıtıyorsun. "görevim" dediği için bu cevabı verdim. ikisinin arasında dağlar kadar fark olduğunu biliyorsun ama çarpıtıyorsun.
0
abelardo
(16.09.24)
hepimiz yaşadığımız olaylara göre bazı şeylere takılıyoruz, gereksiz atar yapabiliyoruz o anki modumuza göre, sürekli olmuyorsa idare edip geç, takma
0
gezegen olan pluton
(16.09.24)
abi senin yaşın başın var diye biliyoruz. 20lik kızlarla takılırsan tek kelimede adamı yamulturlar böyle. bari 25 falan olsaydı
0
titanyum22
(16.09.24)
(20)

Çocuğa çocukluk yapması için her yerde izin verilmeli mi?

ananiyimioguz
Benim büyük teyzem bizi çok şımartırdı. Kendisi hiç evlenmedi ve çocuğu da yok. Ona rağmen öğretmen olduğu için gençlerle ve çocuklarla arası da çok iyiydi. Ailede de hemen herkes okumuş olsa da en bilgilimiz oydu.Kuzenlerim ve benim yetiştirilirken belli kurallarımız vardı. İşte çocuk oynar koşturu
Benim büyük teyzem bizi çok şımartırdı. Kendisi hiç evlenmedi ve çocuğu da yok. Ona rağmen öğretmen olduğu için gençlerle ve çocuklarla arası da çok iyiydi. Ailede de hemen herkes okumuş olsa da en bilgilimiz oydu.

Kuzenlerim ve benim yetiştirilirken belli kurallarımız vardı. İşte çocuk oynar koşturur ama belli yaramazlıkları yapmazdık evimizde veya dışarıda.

Ama iş teyzeme gidildiğinde değişirdi. Aman yapsınlar bırakın karışmayın, aman döksün ne olacak, aman duvarları boyasın ne olacak, aman koltukları kalemle delsinler canım ne olacak... yok ebesinin nikahı artık yani teyze!

Evinin tüm duvarları sticker, dövme, ruj, boya kaplıydı.

Şimdi ben çocukların oyunla büyüdüğünün bilincindeyim ve onlara alanlar açılmalı ama bence bu belli sınırlar içerisinde olmalı. O yüzden teyzemin davranışlarına çok katılmıyorum. Önceki duyurularımda yabancı çocukları ile bizim çocuklarımız arasındaki farkları sormuştum. Sanırım bu tarz şımartmalar çocuklar için yanlış oluyor. Teyzemin davranışını savunan var mı mesela duymak isterim.

Gel gelelim bu konu nasıl ortaya çekti, geçenlerde eşimin ailesini çağıralım dedik bayadır da misafir ağırlamıyoruz ayıp oluyor o yüzden yetişkin, çocuk falan herkesi çağırdık.

Her şey güzel çocuklar biraz canavar ama yine de tahammul sınırlarımız içinde oynuyorlar falan sorun yok.

Tutturdular eşimin tuvallerini gördüler biz de resim yapıcaz.

Allah! Eşim de bu anı bekliyormuş!

Hemen ayarladı salonun ortasında çocuklar boyalara girişti ikisi birden bir tuvalde çalışıyor. Eşim onlardan daha mutlu falan...

Neyse buraya kadar sorun yok ama tahmin edildiği üzere cozurttular, halıyı boya yaptılar, üstlerini boya yaptılar, iş koltuklara da gelecekti az kalmıştı. Eşim de diyor ki boya olsun ne olacak aman sizden değerli mi.

Neyse dedim laf etmedim bir yandan ailesi kızıyor zaten kızım ne resmi salonun ortasında diye ama eşimden destek aldılar bir kere...

Neyse iş çığırından çıkınca azar, ağlamalar, istiklal marşı ve kapanış ile konuyu kapattık uyudular falan çocuklar zaten.

Bugün eşim yarım kalan tabloya bakmış diyor ki ya ne güzel yapıyordu çocuklar keşke karışmasalardı. Ben de dedim ki çocuklar resim yapsın yapmasına da, resim yapılması için hazırlanılan bir yerde yapsınlar, salonda değil. Ayrıca sen neden kurallarını çiğniyorsun dedim.

Ne olacak canım ortalık batarsa batsın silinir falan dedi. Ayda yılda bir geliyorlar eğlensinler işte çocuk ne yapacak başka falan dedi.

Ben de bu düşüncesinin yanlış olduğunu, çocukların belli kurallar dahilinde yetiştirilmesi gerektiğini, kuralsızlık tanınacak da kuralsızlık lüksünü kullanabilecekleri bir ortamda bu hakkın verilebileceğini falan söyledim ama eşim bir yerden sonra çok uzattığım için dinlememiş olabilirsdfjdg şaka bir yana dinliyor ama nedense ona karşıt görüşte olduğumda üzülüyor sessizliğe bürünüyor.

Şimdi bu aramızdaki fikir ayrılığı, zaten uzak olduğum çocuk yapma konusunda beni iyice uzaklaştırdı.

Bu konuda sizce benim mi kendimi geliştirmem lazım yoksa eşimin mi? Bu konunun sizce "doğrusu" var mı yoksa herkes kendince haklı mı?

Bu arada duyurularımı unutmayan kitle için ufak not; siz daha hesap kitabı halledemediniz ayrılsanıza ne cocugu... demeyin biz o konuyu ortak hesap planını hayata geçirdikten sonra çözdük neyse ki. Çocuğu da yakın zamanda düşünmüyoruz hatta belki hiç... ama nedense bunu yoğun bir şekilde sorguladığım bir dönemdeyim.
0
ananiyimioguz
(14.09.24)
Başkalarını rahatsız etmeyecek şekilde yapılan her şeye tamamım ben ki çocuklardan ve çocuk aktivitelerinden nefret eden biri olarak söylüyorum bunu ortalık batmış falan önemli konular değil temizlenir.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(14.09.24)
Kurallar olmalı. Her istediğini yapmasına izin verirsen şımarık bir insan olur, zorbalık yapar. Zarar da verir, zarar da görür.
0
rock n roll
(14.09.24)
Hayır verilmemeli.
0
NowWeAreFree
(14.09.24)
@ Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet, yani bunun bir sınırı olmamalı mı mesela "sibel alaş - adam" şarkı klibi gibi boyaları da saçsınlar o zaman ne olacak ki eşim bişey demiyor?

çıkmıyor da boya ayrıca da neyse mala o kadar kıymet vermiyoruz benim derdim çocukların şımartılıyor oluşu ve kuralsız yetiştiriliyor oluşu.

o zaman bırakalım fırlatsınlar boyaları tuvale, halıya, koltuklara, tv ye falan... sonra da salonu sergiye çıkartırız nasıl fikir?

bunun bir sınırı veya yeri olması gerekmiyor mu? atolyemiz vardır etkinlik yaparız, gelsinler yıkansınlar isterlerse boyayla sorun değil. ama salonun ortasında yapılacak şey mi yani.

eşimdeki bu aşırı "ne olacak canım onlardan değerli" mi şımartmalarının altında ne yatıyor acaba bir yandan da onu düşünüyorum yani küçükken çok baskılanmış da sanki bunu ben gelecekteki nesillere yaşatmıycam... demiş gibi bir hali var gibi ama öyle bir çocukluk yaşadığını da zannetmiyorum.

başka bir yandan da aşırı evhamlı kadınlardan olmadığı için de mutluyum rahat olduğu için. (en azından bu konuda diyeyim) aradayım yani.
0
🌸ananiyimioguz
(14.09.24)
Hocam özet gecer misin
0
Zetnikov
(14.09.24)
Çocuksuzum, çocuk istemiyorum, laf dinlemeyen çocuklar evimi alt üst etse muhtemelen sinirlenirim ama ses edemem.

Ama, kurallı büyüyen çocukların da ara sıra kontrolü bırakıp oynamaya/şımarmaya bırakılacağı yerler olur. Çocuksuz cool teyze/halalar, serseri dayılar, büyük kuzenler bunun için var. Eşiniz de çocuk büyütürken ayda yılda bir gelen yeğenlerine yaklaştığı kadar gevşek olmayacaktır eminim.
0
kobuzchu kiz
(14.09.24)
Oğuz Bey, senin her sorun niye bu kadar uzun? Gerçek hayatta yeterince ve içinden geldiğince konuşamıyor da buraya dökülüyor gibisin.
0
potasyum bebek
(14.09.24)
@ Zetnikov, misafir çocuk geldi, salonda yağlı boya yaptı, ortalığı dağıttı, durdurduk ama eşim devam etmeleri gerektiğini, ortalık batsa da ne olacak canım.. diye savunduğunu ve bunun doğru olup olmadığını soruyorum.


@ potasyum bebek, gerçek hayatta da bazen baydıracak kadar uzun, yavaş ve sakin konuşurum. ayrıca yazmayı seviyorum keşke bu enerjimi daha anlamlı şeylere yönlendirebilsem :3

youtube da inceleme videoları çekiyorum bazen. milletin 15-20dk da anlattığı ürünü 2 saat incelemişim, bana göre normal, kimi allah razı olsun çok detaylı olmuş diyor, kimi de 2 saat kim dinleyecek bunu mk özet geçsene diyor. zevk meselesi diyelim.
0
🌸ananiyimioguz
(14.09.24)
Sen yazmayı seviyorsun da okuyan iki paragraf sonra bayılıyor hocam, yazmakta pek iyi değilsin. Barbell squat yaparak bu enerjini atabilirsin, hem sana hem başkalarına yararı olur.
0
potasyum bebek
(14.09.24)
Abi neden agresifleşiyorsun ki sordun söyledik işte ben bi mahsur görmüyorum sen görüyorsan yaptırma, neden sana hak vermemiz gerekiyormuş gibi cevap veriyorsun ki? Ayrıca ben sana sen haksızsın da demedim ben olsam böyle yapardım diyorum, neden böyle yaptığımı da sana gerekçelendirecek değilim, ha duvarı boyadı diye 15 sene sonra caddede makas ata ata yol alan bir hödük olursa bu duvarı boyamasına izin verdiğin için olmaz ama emin ol, şımarık bir yavşak olmak için çok başka parametreler gerekiyor.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(14.09.24)
@ potasyum bebek, yazmakta iyi değilim diye yazmayı neden bırakayım ki, en fazla beni görünce okumazsın yani.

Ayrıca hayırdır yani juriye eser mi sunuyorum? Ve de o kadar değerli vaktin varsa burada ne işin var?

@ Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet, :D bişey demedim yahu sonuçta farkı bir görüş için sordum ve pekiştirmen için öyle yazdım. daha doğrusu kendimin pekiştirmesi için.
0
🌸ananiyimioguz
(14.09.24)
Agresif misin hocam sen? Ben sana vaktim çok değerli, bir daha yazı yazdığını görmeyeyim, sakın ha, cıss falan mı demişim? Fikrimi söyleyip öneri verdim. Koskoca sitede cümle yazmaya korkar olduk alınganlar yüzünden ya.
0
potasyum bebek
(14.09.24)
Belirli bir cerceve icinde eglenmesini ogretmek gerekir cocuga. Tabi ki dogasi geregi her buldugu firsatta bu cerceveyi genisletmeye calisacaktir ama cok da despot olmadan, sebebini de aciklayarak yine o cercevede tutmakta fayda var.

Diger turlu tamamen ozgur birakinca (simartinca) ilk etapta sanki daha mutluymus gibi gozukseler de yaptigi sey hicbir zaman yetmeyip hep daha aşirisina kacma egilimleri oluyor. (Salonun ortasinda tuvalde resim yapmak fazlayken bir sure sonra yetmeyip once kendilerini sonra halilari boyamalari gibi. Sira koltuklara gelmisken birisi frene basmis allahtan. Cunku koltuktan sonrasi da duvarlar ve televizyon diye gidecektir.)

Otorite aslinda cocugun ihtiyaci olan ve istedigi bir sey. (Otorite kizmak degildir bu arada)

Kendi gozlemlerim bu yonde. Danke
0
brkylmz
(14.09.24)
@ potasyum bebek, hmm millete sataşıp sonra da "ya amma alıngansın ha" diyen adam eksiğimiz vardı tam da, hoş geldin diyelim artık yeni mi geldin birinin mi yedeğisin bilmiyorum da belli ki bir kuyruk acın var yeresin gelmiş.

hatta dur ya sürekli sacma sapan soru acan son trollerimizden birisin kesin nick in dilimin ucunda da hatırlayamadım. "ben nasıl biriyim sizce :))))" gibi şeyler açıyordun o sen değil misin?
0
🌸ananiyimioguz
(14.09.24)
Gercekten korkunc bir zihniyet, cocuktur iste ne olacak yapar, yapsin kafasi. Oldu olacak biraksaydiniz tv'yi falan da boyasalardi, cocuklardan degerli mi canim, yarisi yagli boyali bir ekran olacak alti ustu. Neyse, cocuga normal bir birey gibi davranmayan her kafa sikintilidir bence. Cocuklar korumaya muhtac, ve yaptiklarindan her zaman sorumlu tutulamayacak canlilar evet ama bu bizim onlara gercek hayatin disinda bir alanlari varmis da orada dilediklerini yapabilirlermis gibi davranmamizi gerektiren bir durum degil. Koltuklara gelmeden haliyi boyamalarina esinizden once ebeveyinlerinin izin vermemesi gerekirdi. Yani bunu kisaca anlatmak mumkun degil, medeniyetin ve bilincli, sorumluluk sahibi cocuk yetistirmenin on sarti bunlar. Bilimsel olarak da bu yonde okumalar yaptigimi hatirliyorum ama su an kaynak veremeyecegim ne yazik ki.

Ayrica adama uzun yaziyor diye laf edip, duzgunce cevap alip, inatla ders vermeye kalkmak, bir de uzerine adami azarlamak da kucukken nerede susmak gerektigini ogrenememis/ogretilmemis biri gibi, basliga guzel bir ornek bence.
0
bosver nicki
(14.09.24)
Verilmemeli. Tam olarak eşin ve teyzen gibileri yüzünden bu ülkeye hiç dönesim yok. Bir tek Türk ve Arap ailelerin çocukları çocukluğunu yaşamalı. Diğer milletten olan çocuklar, çocuk değil.

Uçak yolculuklarında insanları rahatsız eden uçakta bile koşturan yine ya Türklerin ya Arapların çocukları.

Biz ailelerimizden böyle görmedik şahsen ya. Yeni nesil anne, babalar böyle. Çocuk onlar...Sonra bu prens, prenses çocuklar hayvanlara işkence ediyor, toplu taşımada kadınları taciz ediyor. Çünkü adama sınırı olmadığı öğretilmemiş. Her şey ona hak.
0
Kahvedesu
(15.09.24)
Bir de, anne ve babalar çocukları özgüvenli olsun istiyorlar ama özgüvenin ne olduğunu bilmedikleri için de çocuklarını aşırı serbest bırakıyorlar. Sanıyorlar ki, çocuk istediği gibi davrandığında, istediği gibi konuştuğunda özguveni gelişir. Böyle olunca da terbiyesiz ve saygısız insanlar yetişiyor. Hata yaptığında özür dilemeyi bırak hata yaptığından haberi olmuyor. Saygısız konuştuğunda büyükleriyle falan anne ve baba gülerek karşılık veriyor.Sonra zorba bir insan ortaya çıkıyor ama bu çocuğun suçu değil.
0
rock n roll
(15.09.24)
Paragraflarca yazip kendini tekrarliyorsun surekli. Amlatimi iyi olmayan insanlar uzun uzun yazinca hic cekilmiyor maalesef. Eminim anlatimin guclu saniyorsun ama degil.

Soruya da cevap vereyim. Gerci sonlara dogru okuyamadim ama teyze cocuk sevdasiyla olup bitmis uzuldum kendisine. Kimi cok isteyene iste kismet olmuyor bazen. Icinde kalmis cocuk. Ondan oyle davraniyor bence. Koca da hayatinda ev mev toplamamis biri gibi geldi bana. Ev dagilsa nolur ki onun icin diye dusundum. Cocuklara sinir konulmali
0
Kittie
(15.09.24)
Ortak yaşam alanlarında nasıl davranılması gerektiği, diğer insanların yaşam alanlarıyla kendine ait yerlerde sergilediğidavranışların farklı olması gerektiği, başkalarının bazı şeylerden rahatsız olabileceğinin bilinmesi gibi şeyler öğrenilen durumlar.

Bunları hepimiz öğrendik. Böyle yetilerle doğmuyoruz. Birinden bu davranışları öğrenmemiz gerekiyor.

Çocuğa bunları öğretmemek gelecek yaşamında yetişkin bir insan olduğunda yine onu zor durumda bırakacak.

Ben şaşırıyorum bazen, en temel, makul davranış kalıpları çocuklara verilmeyebiliyor. Çocuklar ve gençler nerde nasıl davranması gerektiğini bilmiyor. Çocuk oldukları için bu davranışlar bir şekilde tolere edilebiliyor ancak gençlik ve yetişkinlik dönemlerinde edilmeyecek.
0
akhenaten
(15.09.24)
@ Kittie, inan gece gece hiç özenerek yazmadim ama zaten iyi olmak zorunda da degil, okumak zorunda da degilsin, cevap vermek zorunda da degilsin. Bunun 5 katı yazdığım yazıların okunup cevap verildigi duyurularım var. Anlatimim mukemmel demedim hicbir zaman ama okunduguna göre "of igrencim asla yazi yazmamaliyim" da demedim. Niye sorunun disina cikip baska seylerle geliyorsunuz anlamiyorum ben 11 yıldır burda iyi kötü yazip çiziyorum ilk duyurum değil ki.

Koca dedigin benden bahsediyorsun sanirim, evi ben toparladim ayrica yemekleri de ben hazirladim çünkü esimin işi uzadi eve misafirlerden sonra geldi. Onu da belirteyim de hazir gaza gelmiş yererken bir yerde durursun beli -_- Ha yok çocuklarin babasindan bahsediyorsan o da sacma bulan taraftaydi zaten.
0
🌸ananiyimioguz
(15.09.24)
(6)

Yaşlılar daha mı kirli?

squidward
Ellerimizi güzelce yıkadığımızda bile aslında %100 bir temizlenme olmuyor. Hep bir miktar bakteri kalıyor.Örnek vererek sormak gerekirse eğer; biri 70 diğeri 10 yaşında iki kişinin başka biri tarafından aynı şartlarda yıkandığını düşünürsek (yaşlı veya çocuğun kendini yıkama becerisinin zayıf olma i
Ellerimizi güzelce yıkadığımızda bile aslında %100 bir temizlenme olmuyor. Hep bir miktar bakteri kalıyor.
Örnek vererek sormak gerekirse eğer; biri 70 diğeri 10 yaşında iki kişinin başka biri tarafından aynı şartlarda yıkandığını düşünürsek (yaşlı veya çocuğun kendini yıkama becerisinin zayıf olma ihtimalini yok ediyoruz) çocuk olan daha mı temiz olur?

yaşı 10 vermekteki amacım gençliğe ve bunun sonucu daha az bakteri ile temas etmiş olmasına vurgu yapmaktı. 10 yaş yerine 20 yaşında yüzey alanı yaşlı kişi ile eşit olan biri de düşünülebilir
0
squidward
(13.09.24)
Olabilir yüzey alanı daha fazla.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(13.09.24)
bakteri her yerde var. bir kısmı da iyi bakteri.

yaşlılardaki bez salgılarının da düşük olduğunu hesaba katmak gerekir. sebum üretimi daha düşük. çocuk daha çok terleyip, daha sık ölü deri döker sanki.
0
janderzel zartanyan
(13.09.24)
Neden, nasıl böyle bir şey olsun ki? Olabilir belki, ama siz nereden yola çıkarak bunun olabileceği üstüne düşündünüz ki?

Konu hijyense böyle bir şey olacağını sanmam, siz sanırım yaşlılık lekeleri, elastikiyetini yitirmiş ten ve daha az bakımlı bir görünüş sebebiyle böyle bir hisse kapıldınız. Yaşlıların 10 yaşında çocuk ya da 20 yaşında bir genç gibi çakı gibi görünmesi elbette daha zordur ancaj hijyenik anlamda böyle bir fark olmasa gerek.
0
akhenaten
(13.09.24)
Hijyenik anlamda yaşlılar daha temiz. Eskisi kadar terlemez ve kötü kokmazlar, vücutları yağ da üretmez ve ölü derileri de azdır. Sırf görünümleri güzellik açısından daha az çekici diye böyle bir düşünce oluşması üzücü. :/
0
potasyum bebek
(13.09.24)
yaşlı insanların güzellik açısından daha az çekici olması üzerinden böyle bir şey düşünmedim. Sonuçta hepimiz yaşlanıyoruz
Demek istediğim; %100 hijyen mümkün olmadığı için insan vücudunda temizlenmeye rağmen yıllar içinde bir kısım bakteriler birikebilir mi?
0
🌸squidward
(13.09.24)
tanıdığım bildiğim yaşlıların çoğu wcden çıkınca elini yıkamıyor, ölenler dahil. dediğin konuyu bilmiyorum ama pis saysan iyi olur.

ben bunu kendi deneyimimle sınırlı sanırken (malum, pek konuşulan konular değil) seneler önce şu temizlik yarışması yapan kadir'in programına katılan bir kadın görmüştüm. kadın evine yaşlı bir akrabasını almış, çocuğu dizanteri olmuş. meğer o yaşlı akrabası wcden çıkınca elini yıkamıyormuş, evdeki çocuğun dizanteri olmasına sebep olmuş. kadın o günden beri temizlik hastası olmuş. yani anadolu irfanı burada da bizi buluyor sayın seyirciler.
0
titanyum22
(13.09.24)
(1)

hisse senedi hesabı ile ilgili sorular

lesmiserables
Hisse yatırımını öğrenmek için kendimce ufak ufak hisse almaya başladım. Hisselerle ilgili çoğu şeyi internetten araştırıyorum, ancak internette bulamadığım bir iki sorum olacak:1) Hisse almaya 3 gün önce başladım. Varlıklarım kısmında aldığım hisselere yatırdığım meblağ "blokeli vadesiz mevduat" ol
Hisse yatırımını öğrenmek için kendimce ufak ufak hisse almaya başladım. Hisselerle ilgili çoğu şeyi internetten araştırıyorum, ancak internette bulamadığım bir iki sorum olacak:

1) Hisse almaya 3 gün önce başladım. Varlıklarım kısmında aldığım hisselere yatırdığım meblağ "blokeli vadesiz mevduat" olarak görünüyordu. Bugün ilk aldığım hisseler "Hisse Senedi" olarak görünüyor. Diğer iki farklı hisse ise hala daha blokeli vadesiz mevduat olarak görünmeye devam ediyor. Banka (Yapı Kredi) 2 gün boyunca parayı tutup üçüncü gün mü Hisse Senedi olarak hesaba yatırıyor?

2) Hesap hareketlerimde "Vadeli Mevduat Dönüş Vade Kapama" adıyla ufak meblağlar görünüyor? Bunlar ne anlama geliyor? Aldığım hisselere aynı zamanda faiz mi işletiliyor yoksa YK iki gün boyunca blokede tuttuğu parayı işletip faizini mi yatırıyor?

Teşekkürler.
0
lesmiserables
(11.09.24)
1- Evet hisse aldığınız ya da sattığınız zaman alıcıya teslimatı 2. iş gününde yapılır. Bu süreçte paranın hesabınızda olduğunu garantilemek için bakiye blokelenir. Para hesabınıza 2. İş günü geçer ancak para hesabınıza geçmeden de sattığınız hissenin parasıyla hisse alıp satmaya devam edebilirsiniz.

2- Evet, eğer hesap açarken nemalandırılmak istiyorum vb. seçeneği onayladıysanız paranız blokeli tutulduğu sürede gecelik faiz alır.
0
akhenaten
(11.09.24)
(21)

Sevgili & Buluşma

sumuklurakun
Diyelim ki kız arkadaşınız 25 siz 30 yaşındasınız. Kız arkadaşınız teyzesi gilde kalıyor ve aynı şirkette çalışıyorsunuz. Kız arkadaşınızla buluşmalarınız ve saatler sürekli olay oluyor. En geç 22:30da evde olmasına tamam diyorsunuz ancak bu sefer de buluşacak gün ayarlamak için uğraşıyorsunuz. Art
Diyelim ki kız arkadaşınız 25 siz 30 yaşındasınız. Kız arkadaşınız teyzesi gilde kalıyor ve aynı şirkette çalışıyorsunuz.
Kız arkadaşınızla buluşmalarınız ve saatler sürekli olay oluyor. En geç 22:30da evde olmasına tamam diyorsunuz ancak bu sefer de buluşacak gün ayarlamak için uğraşıyorsunuz. Art arda iki gün çıkmak istemiyor, önceden size pazartesi buluşalım demişken pazar günü “ya filanca kuzenim yemeğe gelecek sonra buluşalım” diyor. Cumartesi çıktınız eskaza pazara da tamam demişken pazar günü akşam 7 olunca “dün de çıktık bugün eve erken gideyim” diyor.
Bunlara sebep olarak da başkasının yanında kalıyor olmasını gösteriyor. Başkası laf etmesin diye her şeyi yapabilecek birisi. “Aman elalem ne der” kafası.
Saate de okeysiniz ancak sürekli ertelenen buluşmalardan, onun hayatında sığıntı gibi hissetmekten de yoruldunuz.
Bu durumda siz haksız mısınız?
0
sumuklurakun
(10.09.24)
Haftada max 2 gün buluşabiliyorsunuz
0
🌸sumuklurakun
(10.09.24)
Bunu söyleyince de “iş yerinde her gün görüşüyoruz zaten birbirini uzun süre göremeyen ilişkiler de var” diye savunma geliyor.
0
🌸sumuklurakun
(10.09.24)
Yıl olmuş 2024, sevgili ayağı mı kalmış.
Yakın zamanda evlilik teklifi etmezsen senden ayrılacak, bunu bilmiş ol. Gelir başkası alır kızı haberin olsun kanka
0
füt
(10.09.24)
Bu elalem ne der kafasi degil. Kiz baya teyzesinde kaliyor. Hani apartmandan goren olur falan demiyor ki. Kizi hakli buldum. Ayrica ayni is yerindesiniz kismina da katiliyorum. Kizi asiri hakli buldum
0
Kittie
(10.09.24)
25 yaşındaki kızdan 30 yaşındaki kadın serbestliği bekliyorsun. ikisi bir arada olmaz.
0
titanyum22
(10.09.24)
Haklısınız ama o da haklı olabilir kendince kısacası birbirinize uygun değilsiniz

Bu arada iş yerinde görüşüyoruz kısmına katılmıyorum aynı şey mi ?
0
jülsezar
(10.09.24)
ben bu olayların 2. dk sında ayrılmayı tercih ediyorum.

iyi bir benchmark olmam sizin için. bence oturup konuşun.
0
baldan kaymak
(10.09.24)
Senin gerçekliğin ile onun gerçekliği farklı, birine ekonomik olarak bağlıysan yani kendi başına eve çıkacak imkanın yoksa öyle ben istediğim zaman çıkarım istediğim zaman dönerim diyemeyebilirsin, işin içine hareket ederken düşünülecek bir sürü parametre giriyor
0
grimavi
(10.09.24)
Evlen ya da ayril
0
yuvarlanantencereninkapagi
(10.09.24)
Ben kızı kendine göre haklı buldum. Daha rahat gorusebileceginiz bir iliski isteyebilirsiniz o açıdan sizi de hakli buldum. Ama ya kıza uyum sağlayacaksınız ya da ayrilacaksiniz. Bu kızdan istediginiz serbestliği bulmaniz biraz zor. Belki eve haftasonu arkadasimda kalicam falan diyerek arada birlikte tatile giderek vs idare edebilirsiniz.
0
passive aggressive
(10.09.24)
Kittie ve grimavi +1

Bu ülkede bazıları deneyimlemediği veya şahit olmadığı için pek inanmasa da hala pek çok kadın aile ve akrabalarından ötürü hayatını istediği gibi yaşayamıyor. Bu el alemin görüşlerini önemsemek değil, kendi hayat kalitesi biraz daha düşmesin diye birtakım baskılara boyun eğmek mecburiyetinde kalmak. Aileden, baskıcı ortamdan yana yarası olmayan kolay kolay anlamaz bu zoraki kabullenişi ama ben bu his ve davranış kalıbını benzer bir çevreden geldiğim için iyi tanıyorum.

25 henüz çok genç bir yaş, kendi hayatını dilediğince yaşamak için gerekli maddi ve manevi refaha ulaşamamış olmaması çok normal. Kız başkalarına o sınırları esnetiyor veya esnetecek de seni yarı yolda bırakıyor ya da bunlardan seni mahrum ediyor değil, o yüzden bunu kişisel algılayıp incinme. Eminim o da kendisini kötü hissediyordur çünkü çevresindekiler ona kendilerinin bir uzantısıymış gibi davranıyor, belli bir kalıp içinde yaşamayı dikte ediyor. Düşünürken onun hesap vermesi gerekenleri, maruz kaldıklarını ve mecburiyetlerini de hesaba kat lütfen. Bir de kendi hayatında eski sevgilisini ölümle tehdit eden birinden ilişki tavsiyesi alma allasen.
0
moonie
(10.09.24)
@grimavi+1

Bir de iki gün üst üste buluşunca sıkılır insan zaten işte de birliktesiniz. Belki de bir yaştan sonra kafa kaldırmıyor bilemiyorum. Sorardım; senin arkadaşların falan yok mu halı sahaya falan gidin, çay, kahve içmeye gidin derdim :))
0
rock n roll
(10.09.24)
haftaici 5 gün ayni is yerinde calisiyorsunuz.
cumartesi günü görüsmüssünüz.
pazar günü de görüsmüs ve aksam 7de eve gitmek istedi diye elalem ne derci mi olmus kiz? dogru mu duydum?

aileden kalmadan bagimsiz herkes bu kadar dip dibe zaman gecirmek istemez sürekli.
0
robert bosch
(10.09.24)
Gil mi?
0
rewlack
(10.09.24)
Ben de kıza hak verdim ve üzüldüm. Bazı kız çocuklarının nasıl baskılar altında yetiştiğini bilmeyen ve bu kişilerin yetişkinliklerinde bir erkek rahatlığı ile sosyal hayata karışmasını bekleyen insanlar var. Yaşadığınız topluma bu kadar gözünüz kapalı olmayın. Eminim sizinle buluşmak için kendince epey riskler alıp buluşuyor ama buna rağmen karşında memnuniyetsiz biri var. Durum size göre olmayabilir ama bunun suçlusu o değil emin olun. Uygun değilse ayrılın uzatmadan onu da uğraştırmayın.
0
playing star again
(11.09.24)
@playing star again Kız o kadar haklı ki onun adına üzüldüm ben de... Siz sığıntı hissedecek en son insansınız bu durumda.

Sizinle görüşmek istemesine rağmen görüşememesi, iki taraftan da baskı altında olması ve bunu idare etmeye çalışması vs vs derken kız için üzüldüm.
0
silverleaf
(11.09.24)
Bu elalem ne der kafası değil, evdeki huzurla ilgili bir durum +1

Kız haklı, 25 yaş artık belli karakter düzeninin oturduğubir yaş, o yaşta aileye kafa tutmak zor bir şey. Alıştıkları davranış düzeni birden değişince aileler hemen sorgulamaya başlıyor. Teyzesinin yanında kalan bir genç için de sevgilisi olduğunun ve onunla vakit geçirdiğinin bilinmesinin neden sorun olabileceğini 30 yaşında ve hep bu ülkede yaşamış birine anlatmak gerekmese diye düşünüyorum. Bariz değil mi şartlar sizce de?

Bu durumda siz bizim aile yapılarımız çok farklı diye düşünüp ayrılabilirsiniz. Eğer ayrılmak istemiyorsanız da böyle kabul etmeniz gerekir. Bu görülmemiş bir durum değil, hatta genelde karşılaşılan şey bu zaten.
0
akhenaten
(11.09.24)
sen kendi hayatına bak, onsuz vakitleri ona ilham olacak kadar huzurlu ve neşeli geçir. katılmak istiyorsa katılır istemiyosa da ancak böyle anlarsın. davetle olmaz.
0
Etanglement
(11.09.24)
Allahaskina su gil tabirini kullanmayin.COk köylü isi gözüküyor :)

Bence kiz arkadasin seninle vakit gecirmekten cok hoslanmiyor. Her iliskide daha cok seven, daha cok bulusmak isteyen bir taraf vardir ama iliskinizde bu kisi kiz arkadasiniz degil gibi gözüküyor
0
turkuaz
(11.09.24)
İlişkilerde haklı-haksız olmak hiç önemli değildir. Haklı olduğunuza sizi temin etsek ve madalya taksak da hiçbir işinize yaramaz.
İlişkide mutlu, huzurlu olmak gerek.

Karşınızdaki kişinin sizinle görüşmek için zaman yaratmak isteyip istemediğini takip etmenizi öneririm. Bence hiç ısrar etmeyin.
Görüşmek için ne kız arkadaş ne de normal arkadaşa ısrar etmeyi hiç sevmem, etmemeye çalışırım.
0
michael_knight
(12.09.24)
harika bir kiz arkadasi bence. devamli onu yapalim bunu yapalim demesinden iyidir. bosver kral devam bence. ciddiyim.
0
baldur2
(12.09.24)
(16)

first date'te beklentileri söylemek

robert bosch
30+ birinin ilk bulusmada benim iliskim olursa ciddi olur, yoksa zaman kaybi demesi ya da iliskimden beklentim de söyle böyle diye kafa acmasi red flag midir?
30+ birinin ilk bulusmada benim iliskim olursa ciddi olur, yoksa zaman kaybi demesi ya da iliskimden beklentim de söyle böyle diye kafa acmasi red flag midir?
0
robert bosch
(10.09.24)
tam red flag değil aslında. söyleme biçimi önemli burada. ergen gibi gevşek gevşek söylemek başka ciddi söylemek başka. beklentiler ve talepleri baştan dile getirmek soru işaretlerini ortadan kaldırır. ayrıca zaten herkes ciddi ilişki ister. tam tersi tek gecelik veya buddy'lik olur zaten.
0
mr.goodcat
(10.09.24)
Adamin söylediklerine "kafa açma" diyorsan zaten date-mate sana göre isler degil.
0
Yourcousinmarvinberry
(10.09.24)
herkes istedigi seylerin pazarligini yapmakta ozgur, sende hayir demekte ozgursun. mesela asiri cekici biriyse "hee aynen ya ben de xd xd" diyebilirim. yok uslupsuz ve farkindaligi olmayan biriyse "ya arkadasim benim eve gelecek bulasik makinesini tamir edecegiz beraber" diyip date'i yarim saat icinde de bitirebilirim. Tamamen duruma ve sartlara bagli.
0
hot potato
(10.09.24)
Bence sıkıntı yok, belki iki tarafın da ciddi bir ilişki istemediği bir durum olacaktı, sonuçta 20'lerimizdeki gibi "masum", saftirik değiliz.
0
kimlanbu
(10.09.24)
Bir yandan mantikli. Diger yandan degil.

Kisinin ne istedigini bilmesi ve bunu acikca soylemesi zaman kaybini ve hayal kirikliklarini onleyebilir.

Ote yandan Ben seninle evlenmek istemiyorum, evlenmis olmak icin evleniyorum intibasi da birakabilirsin karsi tarafa. Bu da karsi tarafi korkutup kacirabilir.

Cidden kimyalarin uyusmasi onemli ve bunun icin de hemen beklentiye girmeden, karsi tarafta bir baski olusturmadan, oyun oynamadan birlikte bol bol vakit gecirmeye calismak bence ideal bir yol.
0
baldur2
(10.09.24)
Manavdan domates seçerken mantıklı, iş görüşmesinde riskli ama tavır belirtir, date esnasında red flag.

Bunların farkları ne?
İlkinde söz hakkı sadece bir tarafta var. İkincisinde söz hakkı arzı güçlü olanda var. Üçüncü ise müşterek bir arz talep dengesi ihtiva etmesi gereken bir ilişki biçimi olduğu için bunun olmaması gerekir.

Bunu yapan insana çok boyutlu düşünemeyen, sosyal zekası kıt bir insan gözüyle bakarım. En basitinden, sen kimsin ki şartları ben böyle belirliyorum işine geliyorsa diyebiliyorsun?
0
Bruce
(10.09.24)
ilk buluşma için erken değil mi?
0
nuisance2
(10.09.24)
ne şart belirlemesi ya? ona bakarsan sen de bunların konuşulmasına karşı çıkarak şart belirlemiş oluyorsun. sen takılmak istiyorsun diye herkes takılmak istemek zorunda değil. karşındakinin dediklerini beğenmezsen başkasına yoluna devam edersin. ama ne hikmetse bazı adamlar her çiçeğin tadıma bakamadığı için bu kadarcık eşitliği bile haksızlık olarak görüyor.
0
titanyum22
(10.09.24)
Böyle emir verir gibi değil de bariz bir isteği söylemede sakınca görmüyorum. 20li yaşlar buluşması değil. İstekler uyarsa devam edilir, olmazsa da vakit kaybedilmez.
0
asteriks
(10.09.24)
erkek tarafı olarak yazıyorum
ciddi ilişki dendiğinde karşımdakinin tavrına göre değişmekle beraber, önceliği evlenmek ve bunun için uğraşmak hissi geldiğinde kesinlikle red flag çünkü temellerin bu şekilde doğru kurulabileceğine inanmıyorum.
nasıl ki amacı yatmak olan birinin tavırlarına sözlerine güvenemezseniz kadın tarafı olarak, erkek için de benzer bir şey oluyor.
ama bir iki buluşmadan sonra gidişhata göre bu konuşulduğunda daha sağlıklı düşünülebiliyor üzerinde ve bu red flag olmuyor. bu sefer, karşımdakinin istediğine cevap verebilecek durumda mıyım yoksa zaman mı kaybettiriyorum diye düşünüyorum.
yani, yanlış üslup doğru sözün katilidir.
0
kisa
(10.09.24)
Benim için öyle, yaş ister 20, 30, 40 ister 70, 80 olsun. Biriyle onunla vakit geçirmekten hoşlandığınız için bir ilişkiniz olmalı, ilişkiyi planlayamazsınız. Bazı dayılar var örneğin herkes rastlamıştır. "Hanım ölünce her iş bana kaldı, hayat zor evde menemen yemekten bıktım, alacağım birini" şeklinde bir bakış açıları var. Bu tip planlamalar bana bu kafa yapısını çağrıştırıyor. Ortada fol yok yumurta yokken böyle planlamalara girişmek çok anlamsız bence.

Doğrusu birlikte ne kadar uyuşabildiğinizi gördükten, bir şeyler yaşadıktan sonra bu tür şeyleri düşünmek olur.
0
akhenaten
(10.09.24)
Blind date ise olabilir ama öncesinde bir şekilde iletişim olmuşsa red olmayabilir.
0
gabe h coud
(10.09.24)
bence güzel bir şey ama üslup önemli, lozan antlaşması yazar gibi olursa itici olur.
0
tabudeviren
(10.09.24)
@titanyum22, yine kim sinirlendirdi seni?

Yazdigin cevap, benim soruma cevap degil. Ben sizin ne düsündügünüzü sordum benim ne düşünmem gerektiğini degil.
0
🌸robert bosch
(10.09.24)
bir kadının fikir belirtmesini "kafa açma" olarak gören adamsın, senden çok bir şey beklememek lazım.

duuyuruların genelde başlığını ve içeriğini okuyup cevap yazıyorum, beğenmezsen yapacak bir şey yok. cope.
0
titanyum22
(10.09.24)
gayet mantıklı
0
NowWeAreFree
(10.09.24)
(2)

Rusya-Ukrayna savasinda

WithWorth
sadece kendi menfatini dusunen bir turkiye icin;Hangi tarafi ne sebepten oturu tutumaliyiz ?Ornegin; "savas uzaya bilgisi kadar uzasin biz de iha satalim, kimin kazandiginin onemi yok." mu?Degilse nedir ?
sadece kendi menfatini dusunen bir turkiye icin;
Hangi tarafi ne sebepten oturu tutumaliyiz ?

Ornegin; "savas uzaya bilgisi kadar uzasin biz de iha satalim, kimin kazandiginin onemi yok." mu?

Degilse nedir ?
0
WithWorth
(06.09.24)
İki tarafın da zarar etmesi lazım bizim açımızdan. İki tarafta bizim için hayırlı şeyler düşünmüyor.
Güneyimizden ikinci bir göç dalgası gelmedi ise bu Rusya'nın Ukrayna olan gerilimi sebebiyle Suriye'de yeteri kadar etkin olmadığındandır.
Abd ise kendi başkanlık seçimlerine yakın olduğu için politik olarak, barış demokrasi vs. gibisinden sosyal mesajlar veriyor. Asıl dişini yeni başkan geldikten sonra gösterecek.

Türkiye yine menfaati gereği iki tarafla da ticaret, diplomatik ilişkileri içerisinde.

Hangisi olursa olsun birinin kazanması bizim için zararlı.
Ukrayna kendi savaşını değil küreselcilerin piyonu durumunda.
Rusya ise ulus devleti temsil ediyor burada ve bu bakımdan bize daha yakın konumda bir devlet.

Dediğim gibi iki taraf birbirini kırdığı sürece bize olumlu etkisi var.
Bireyselleşen dünyada asker de bulamıyorlar.

Türkiye, özellikle savaşın sonuna doğru bunların barış masasının sahipliğini yaparsa kendi önemi çok daha artacaktır.
0
diyecevaplandı
(06.09.24)
3. Dünya savaşı gibi bir ihtimalde Türkiye herhangi bir tarafta yer aldığı takdirde sınır mevzisi konumunda olacak. Savaşın içeride çok şiddetli etkiler bırakması neredeyse kaçınılmaz olur.

Bu sebeple Türkiye savaşa girmemek için elinden geleni yapacaktır. Savaş da eğer olursa oyun eventi gibi bir anda başlamayacak tabi ki, Rusya Ukrayna savaşı gibi olaylar birer gösterge. Bu tür olaylar yaşanmaya ve/veya ilerlemeye devam ederse bunun sonu geniş çaplı bir savaş olur. Haliyle Türkiye bu gibi olaylarda da elinden geldiğince tarafsız durmaya çalışacak. Ki böyle de yapıyor şimdilik. Ne kadar sürdürülebilir bilinmez, ancak ana fikir olası bir savaşta yer almamak. Bu sebeple bu tür olaylarda uzlaşma, anlaşma merkezi rolü üstlenmeye çalışıyoruz genelde.
0
akhenaten
(06.09.24)
(2)

Sol notası neden şapkalı okunuyor?

Bruce
Do re mi ne demek nereden geliyor sorusuyla bulunabilecek bir cevap gibi geliyor ama bakmadım açıkçası.Başka bir dildeki seslenimi mi şapkalıya benziyor acaba?
Do re mi ne demek nereden geliyor sorusuyla bulunabilecek bir cevap gibi geliyor ama bakmadım açıkçası.
Başka bir dildeki seslenimi mi şapkalıya benziyor acaba?
0
Bruce
(06.09.24)
Hem ilk cümleniz hem ikinci cümleniz. Net hatırlamamakla birlikte, nota isimleri bir hristiyan ilahisinin her bir misraindaki ilk heceden geliyor, diye biliyorum. Tahminim köken Fransızca ya da latincedir.

Oradaki o sesi de, onun devamindaki kelimenin okunuşu olsa gerek.
0
encokbenisevinnolur
(06.09.24)
Durum Türkçeyle ilgili değil, duyup dile aldığımız hali böyle. Bugünkü nota sisteminin 11. yüzyıldaki erken versiyonunda, bir ilahinin (Ut queant laxis) bu notalara denk gelen sözcüklerinin ilk heceleri notaların isimleri olarak kullanılıyor. Sol notası da "solve polluti" derken solve sözcüğünün bir parçası ve ince okunuyor.
0
akhenaten
(06.09.24)
(8)

Geri döner mi?

FreSh
Depresyonda olduğu için kendini her şeyden herkesten soyutlayan ve sonra sevgilisinden de ayrılan kişi iyileştiğinde sevdiğine geri döner mi?
Depresyonda olduğu için kendini her şeyden herkesten soyutlayan ve sonra sevgilisinden de ayrılan kişi iyileştiğinde sevdiğine geri döner mi?
0
FreSh
(04.09.24)
Dönmez. Depresyon bahane.
Depresyonda olan kişi, depresyonda olduğunu GENELLİKLE bilmez.
0
saturn
(04.09.24)
depresyon öyle bir süreç ki şiddeti değişse de dalgalı halde bazen yıllar sürebiliyor, kişinin sağlıklı düşünebilme ve hissedebilme becerilerini ciddi anlamda farklı tonlara dönüştürüyor. zaten iyileşmek kavramı da psikolojik haller için uygun bir kelime seçimi değil bana göre çünkü bu gibi durumlarda iyileşme anlık olmuyor, uzun süren bir dönemi kapsıyor. belki senin tabirinle iyileştiğinde ayrılığı da iyileşmesinin bir parçası olarak görecek, ilişkinin onu depresyona sevk ettiğine veya o ilişki yüzünden hastalandığına inanacak ve eskiye dönmek istemeyecek. sözün özü, geri dönecek beklentisiyle kendini bir bekleme sürecine sokmamak en doğrusu.
0
moonie
(04.09.24)
Çocuk dolayısıyla demiştin?
0
abuzer
(04.09.24)
@abuzer
Ben üzülmemek ve unutabilmek için kendimi ondan bu düşünceyle soğutmaya çalışıyorum, ayrılırken çocuk yüzünden ayrılmadık.
Çocuk meselesini düşünüp duruyorum, dönse de yine ayrılacağız diye düşünmeye çalışıyorum ama işe yaramıyor, canım çok yanıyor:( insan bazen mantıksız olduğunu bilse de kalbine söz geçiremiyor:(
0
🌸FreSh
(04.09.24)
inceldigi yerden kopmus bosver.
cocuk istiyorsa sana da dönmez cünkü cocuk isteyen biri icin cocuk istemeyen biri sadece zaman kaybi.
senin de zamanin dolmus bosver.
0
robert bosch
(04.09.24)
Doğru insanlarsanız birbiriniz için, zaman ve koşullar da doğrulaştığında neden olmasın? Büyük konuşmak lüzumsuz. Hayat götürdüklerini geri getirebiliyor, hem de bazen daha iyi şekillerde getirebilmek için götürüyor..bireysel iyileşmelere odaklanıp gerisini zamana bırakın. Olur belki. Olmazsa, daha iyisi olacağı içindir.
0
@stubborn inferno
(04.09.24)
Depresyonda olan insan ilişkisini bile isteye bitiriyorsa, aşkından ölse bile o ilişkinin kendine destek değil yük olduğunu düşünüyordur. Depresyondaki bir insanın yük haline geldiği için beraber olmayacak bir insana olan bakışı bozulacaktır, haliyle düzelse bile sonrasında o bakış muhtemelen düzelmez.
0
Bruce
(05.09.24)
Birinin depresyonda olması sizden ayrılmasının "sebebi" olamaz ki. Tekrar nasıl güveneceksiniz?

Kişi depresyondayken kendine yük olarak gördüğü, kafasını çok meşgul eden, belirsizlik barındıran şeylerden uzaklaşır. İlişkinizin düzgün yürüdüğü birinin bunu yapmamasını beklersiniz.

Ayrılması belki de doğru karardır, bundan bahsetmiyorum. Bu kişi kötü biridir demiyorum. Ancak doğru sebeplerle bırakması gerektiğini hissedip gittiyse ve siz yokken depresyondan çıktıysa onun için işler yolunda demektir, dönüp arkasına bakmaz.

Ancak doğru olmayan sebeplerle, işleri daha fazla eline yüzüne bulaştırarak ayrılık kararı alıp gittiyse ve bundan pişman olduysa bu da zaten dengesiz bir davranış olur ve muhtemelen yine ayrılırsınız.

Bitip tekrar başlayan ve sağlıklı ilerleyebilen ilişkiler genelde ya taşınma, iş, ailevi problemler gibi belli sebeplerle bitiyor ya da ayrılıkla neredeyse eş zamanlı doğan pişmanlıkla sıcağı sıcağına geri adım atılarak hiç ayrılınmamış gibi devam ediyor. Sizin senaryonuz bunlardan daha farklı. Bu kişi sizden ayrılmış ve kendi hayatına bakmış, sizse hayatında ben varken aşamadığı sıkıntısını benden ayrıldıktan sonra aşar ve işleri yoluna koyarsa tekrar bana döner mi diye bekliyorsunuz. Bu beklentideki çelişkiyi görebiliyor musunuz? Lütfen kendinize bunu yapmayın, bitmiş bir şeyin ardından böylece beklemek sadece kendi geleceğinize zarar.
0
akhenaten
(05.09.24)
(6)

Bir insan dunyaca unlu olunca nerede yasayabilir?

Zetnikov
Sorum su aslinda mesela adam messi yada michael jackson nereye gitse taniniyor nefes alma yokBu insanlar nereye tasiniyorlarYadaNerede takiliyorlarTum zenginler hergun birinin evinde mi bulusup parti yapiyorlarMerak ettimNot : fakirim
Sorum su aslinda mesela adam messi yada michael jackson nereye gitse taniniyor nefes alma yok

Bu insanlar nereye tasiniyorlar
Yada
Nerede takiliyorlar

Tum zenginler hergun birinin evinde mi bulusup parti yapiyorlar

Merak ettim

Not : fakirim
0
Zetnikov
(04.09.24)
Nerede yaşamak isterse orada yaşıyorlar. Malikane gibi bahçe içinde evlerde oturdukları için o eve giren çıkan arabaların hangisinde o ünlü var sen bilmiyorsun eğer ünlü görünmek istemezse. bu sayede her yere gidip geliyorlar istedikleri gibi. alışveriş vs zaten mağaza kapatıldığı için yine görmüyorsun arkadaşlar arka kapıdan girip çıkıp ne isterlerse ulaşıp yaşıyorlar. daha çok da yatlarda otellerde vs takıldığından ve onların otellerinde sen ben olmayıp multi zenginler olduğundan onlar da öyle messiiiieeeee diye bağırıp üstlerini başlarını yırtmıyor zaten. o yüzden elit ortam elit yaşam sen ben anlamayız. boşver yorma kafanı bu işlerle, ekmek kaç para sizin semtte :)

Not: nota gerek yoktu biz anladık onu :)
0
erty_ksk
(04.09.24)
los angeles, new york. burada yasiyorlar. sapka, gozluk ile cikinca taninmadan geziyorlar.
0
antikadimag
(04.09.24)
Evleri internette var görebilirsiniz

Evler güvenlikli oluyor zaten, muhitler de yine çok ulaşılabilir yerler değil. Gidilecek yerlere de yürüyerek veya toplu taşımayla gitmiyorlar (haliyle) arabalar vs. kullanılıyor. Gittikleri yerler de yine "exclusive" tabir edilen, herkesin ya maddi olarak karşılayamayacağı ya da zaten hiç giremeyeceği yerler, parklar, havuzlar, golf sahaları vs. aklınıza ne gelirse tarzında mekanlar. Bu tip yerlerde çok rahatsız edilmiyorlar zaten. Şehir görüleceği zaman da bol aksesuar kullanılarak gizlenme olayı gerçekten yapılıyor (gözlük, şal, bandana, şapka, kapüşon, atkı, bere vs.) arada birileri tanıyınca internete düşüyor hemen.
0
akhenaten
(04.09.24)
yine kafada büyütülmüş bir olay daha

messi miami ve barcelonada yaşıyor
www.magicbricks.com

michael jackson california'da yaşıyordu
www.wikiwand.com

Tum zenginler hergun birinin evinde mi bulusup parti yapiyorlar:
hayır tabi ki
0
abelardo
(04.09.24)
şapka ve gözlük taksa adamı tanıman çok zor.

bilerek magazincilere haber verenler var onlar dümen peşinde.
0
OgutucuRecep
(04.09.24)
bir de şöyle bir durum var. bir rock star tanıyorum, 65'in üstü.. türkiyede çok tanınmıyor. amerikada ingilterede ünlü.. baya beşiktaşta evi var eşiyle. konser turne vb olduğunda uçağa atlayıp gidiyor.. :)
0
jeanluc
(05.09.24)
(3)

damla sakızlı türk kahvesi

le petit bonheur
yoğun damla sakızı aromalı bir türk kahvesi arıyorum. tavsiyeleriniz var mı?
yoğun damla sakızı aromalı bir türk kahvesi arıyorum.

tavsiyeleriniz var mı?
0
le petit bonheur
(03.09.24)
Nuri toplar damla sakızlı türk kahvesini deneyin
0
kullanicadi
(03.09.24)
Damla sakızını kendiniz almamak için özel bir sebebiniz var mı ki? istediğiniz gibi ayarlarsınız. Ufak kavanozlarda sıvı olanları satılıyor, kahveye koyup karıştırıyorsunuz.
0
akhenaten
(03.09.24)
@akhenaten gerçek damla sakızı kilo fiyatı 16.000 TL. civarıdır. onlar damla sakızı değil.
0
Mistyimage
(03.09.24)
(10)

Hayvan ismi olan erkek isimleri neler?

ermanen
Türkçe / Türkiye'de kullanılan isimler.Benim bildiklerim:aslanşahindoğankartalparsbaşka ne var?az bilindik de olabilir,bildiğiniz, duyduğunuz garip ve nadir isimler de olabilir.kaplan isminde olanlar da var sanırım?
Türkçe / Türkiye'de kullanılan isimler.

Benim bildiklerim:
aslan
şahin
doğan
kartal
pars

başka ne var?

az bilindik de olabilir,
bildiğiniz, duyduğunuz garip ve nadir isimler de olabilir.

kaplan isminde olanlar da var sanırım?
0
ermanen
(03.09.24)
Yunus var, mitolojik hayvan olarak ejder var.
0
akhenaten
(03.09.24)
aa yunus bilindik evet. aklıma gelmemiş
0
🌸ermanen
(03.09.24)
Ökkeş. Örümcek demek.
0
muhayyer divan
(03.09.24)
Yunus ismi ile Yunus baliginin bir alakasi yok. Yunus ismi peygamber adi oldugu icin konur. Ismin asli ibraniceye dayanir. ibraniceden yunancaya, oradan arapcaya, sonra da türkceye gecmis. asil anlami kumru demek.
Yakup adi da mesela peygamber adi oldugu icin konur cocuklara, anlami ibranicede cok baska ama türkcede erkek keklik demek mesela.

Sayilanlardan baska

Marti
Albatros
Babür
Baykara
Bugra

aklima gelenler.
Bir de belki Burak ismi sayilabilir.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(03.09.24)
toygar geldi bi de aklıma
0
🌸ermanen
(03.09.24)
Bozkurt, Kurt, Sergen, Tuğrul, Sungur
0
kurmaca
(03.09.24)
sergen hangi hayvan oluyor? anlamlarında hayvan olduğu yazmıyor

bunları da yeni öğrendim:
babür: kaplan
baykara: yırtıcı bir kuş
tuğrul: akdoğan, çakır doğan
sungur: doğangiller ailesinden bir yırtıcı kuş türü, akdoğan
0
🌸ermanen
(03.09.24)
merhaba. sorsak herkes sinefil ama bu cevaplar anca zeki demirkubuzu sevindirir.
0
libertine
(03.09.24)
ejder var ya bi de. tam bir 90'lar mahalle abisi ismi. kaleye geç yıldız vericem.
0
libertine
(03.09.24)
Sergen adının erkek ördek ya da ördek yavrusu gibi bir anlamı olduğu bilgisi kalmış zihnimde. Siz deyince hem TDK’nın hem de Nişanyan’ın adlar sözlüklerine baktım, bulamadım. Nişanyan insan adı olarak kullanılan sergen’in raf, vitrin gibi bir anlamı olmadığını yazmış bu arada. Tdk ise bu konuda da çuvallamış.
0
kurmaca
(06.09.24)
(11)

Kuş anlamında kız ismi

yadigar
Kız ismi olarak kullanılan kuş isimleri nelerdir, bildiğiniz? Mesela Hüma, Suna...(Not: Türkçe olacak. Robin falan olmaz yani)
Kız ismi olarak kullanılan kuş isimleri nelerdir, bildiğiniz? Mesela Hüma, Suna...
(Not: Türkçe olacak. Robin falan olmaz yani)
0
yadigar
(03.09.24)
Kumru
0
rock n roll
(03.09.24)
gkhncnzdgn
(03.09.24)
Alt üst soy bilgi sistemi ilk açıldığında birçok insanın ördek diye babaannesi çıkmıştı. O yüzden ördek diyorum.
0
akhenaten
(03.09.24)
Kumru en güzeli bence.
Alcin
Umay
Cagri
Serce
Bennu

benim duydugum isimler.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(03.09.24)
Tuna
0
Amaranta ursula
(03.09.24)
Turna var bu yengede.. çok hoşuma gidio
0
abuzer
(03.09.24)
Bennu, yegenimizin ismi.

Bir de Turna var, annemin kuzeninin ismi.
0
fraise
(03.09.24)
0
ermanen
(03.09.24)
Turaç
0
pro9it9is9
(03.09.24)
Türkiye'de yaklaşık iki bin tane Bülbül Hanım varmış
0
nundu
(04.09.24)
"Anka" sayılır mı

www.youtube.com
0
ananiyimioguz
(05.09.24)
(4)

Şu bilgisayar nasıl

cemallamec
https://www.hepsiburada.com/msi-cyborg-15-a13vf-896xtr-intel-core-i5-13420h-16gb-512gb-ssd-rtx4060-freedos-15-6-fhd-144hz-tasinabilir-bilgisayar-p-HBCV00005T8762Üniv öğrencisi için. Genel kullanım amacıyla bu bilgisayar nasıl? Sağlam, hızlı gibi özellikler açısından yorumlarsanız sevinirim.
www.hepsiburada.com

Üniv öğrencisi için. Genel kullanım amacıyla bu bilgisayar nasıl? Sağlam, hızlı gibi özellikler açısından yorumlarsanız sevinirim.
0
cemallamec
(03.09.24)
Hem oyun bilgisayarı hem de bu nedenle pahalı.
O da Windows yüklü olmayan haliyle alınacak.

15000 - 20000 TL arasında bir şeye bakmalısın.

Bir de sayfanın altında cihazın olumsuz olatak değerlendirme özeti var. Okuyabilirsin
0
diyecevaplandı
(03.09.24)
Güzel, ama günlük kullanım tabiri için fazla. Eğer daha ucuz olsa daha iyi olurdu gibi bir düşünce varsa rtx4060 ekran kartı gereksiz masraf durumunda.

Ancak üniversite öğrencisi demişsiniz, haliyle genel kullanım tanımına yeni çıkan yüksek grafik desteği gereksinimi olan oyunlar ve render alma gibi işlemler de girecekse duruma daha uygun olur.

Şayet 2. Senaryo geçerliyse bu sefer de RAM'i 32 gb olan bir model seçmek daha güvenli bir seçim olabilir. 32gb ramlar gittikçe yaygınlaşıyor.

Ancak genel kullanım tanımı için 4060 ekran kartı gereksiz. Kullanmayacaksınız çünkü kartı, bilgisayardaki en pahalı parçalardan biri de bu. Yani Mantıken klimasını kullanmak için araba alıp hiç sürmemek gibi bir şey olur bu.
0
akhenaten
(03.09.24)
msi iyidir üzmez. ramleri 2 tane 16lık ramle değiştirse, hafızaya da ek alsa daha güzel olur uzun süre kullanır
0
titanyum22
(03.09.24)
mimarlık veya bilgisayar müh. öğrencisine bile yeter. günlük kullanım için fazla.
0
archmeister8
(03.09.24)
(28)

sma olayı neden hâlâ var?

tabudeviren
nereden baksan bi beş senesi vardır gündeme gelmesinin..bildiğim kadarıyla evlenmeden önce testler de yaptırılıyor. ama hala smalı bebekler var, yani bu süreçte doğmuş.bunlar testte anlaşılmamış mı yoksa ebeveynler test yaptırmadan mı evlenmiş?
nereden baksan bi beş senesi vardır gündeme gelmesinin..
bildiğim kadarıyla evlenmeden önce testler de yaptırılıyor.
ama hala smalı bebekler var, yani bu süreçte doğmuş.
bunlar testte anlaşılmamış mı yoksa ebeveynler test yaptırmadan mı evlenmiş?
0
tabudeviren
(02.09.24)
Sma'nın uydurulmuş, yapay olarak var edilmiş bir hastalık olduğunu düşünüyorum, buna beni biraz da piyasadaki SMA isimli bebek mamalarının ismi itiyor.

Evlenecek olsam test yaptırmam. Çünkü dünyanın binbir türlü hali var. Ben sevdiğim sevildiğim ve evlenmeye uygun birini bulmuşum, ama tehlikesi çıktı diye mi evlenmeyeceğim de ayrılacağım yani? O zaman ilişkilere kan testleriyle falan başlamak lazım, madem olması gereken bu...
0
muhayyer divan
(02.09.24)
Bu ülke halkının cahilliğini hafife almamak gerek, hâlâ devam etmesinin en temel sebebi bundan kaynaklı önlem almaya gerek duymama ve bazen bilinçli olarak almama. Ayrıca bu konularda aşı karşıtlarının, doktorlardan ürken büyük oyuncuların, dünyayı yönetenlerin hepimizi sıvılarla kötü emellerine alet ettiğini iddia eden komplo teorilerine inananların fikirlerine itibar etmemek gerektiğine inanıyorum.
0
moonie
(02.09.24)
Test yaptıran ve sma taşıyıcısı olduğu halde "bir şey olmaz yeaaa, bizi mi bulacak" diye çocuk yapanların oranının test sonucunu ciddiye alanlara göre çok daha fazla olduğunu idda edebilirim ama kanıtlayamam.
0
kobuzchu kiz
(02.09.24)
"smalı olsa nolcak ki? ölür yenisini doğururuz"

geneli cahil olmak için can hıraş çırpınan aileler. yani yazdıkların doğru
0
ala09
(02.09.24)
Cahilliği hafife almamak gerek +1

Örneklerini okuyoruz. Biz s.kişelim de gerisi umrumuzda deği mantığı.
0
ruhen hastayim ben
(02.09.24)
Cahillik sebebiyle.
Bazen Instagram'da önüme saçma sapan yemek videoları düşüyor. Içine eti basıyor, yağı basıyor. Şifa diyor. Şimdi böyle düşünen binlerce vardır, bunlara sma anlatamazsin. Daha hala cinci hocaya giden insanlar var bu ülkede.

Eskiden üzülürdüm ama test artik yapılmaya basladigindan beri hala bunu umursamayan varsa çok da fifi. Bile bile lades demenin mantığı yok.
0
logisticsmanager
(02.09.24)
Yeterince vurgulanmamis, cahilliği vurgulamak isterim <3

"Al beni al, koca istiyom" diyen teyze gibi düşün... yeter ki birini bulam da birakmam youtu.be
0
abuzer
(02.09.24)
Şunu sormak da mümkün,

Devlet neden sma ilaçlarını ödemiyor? Buna benzer pek çok aşırı pahalı ilacı hem de hastalıktan dolayı yok yoksul kalan insanların ilacını ödemiyor?? Mesela??
0
muhayyer divan
(02.09.24)
Kimse söylememiş ya da söylemeye cesaret edememiş sanırım, o nedenle ben söyleyeyim: Bu halkının cahilliğini hafife almamak gerek, bir testle öğrenilebilecek hastalık için test yaptırılmadığı gibi ilk çocuğu yapıp hastalıklı bi genetiği olduğunu anladığında bile ikinci üçüncü SMA'lı çocukları üretmekte beis görmeyen bir topluluktan bahsediyoruz, bile bile isteye isteye yapılan hareketler bunlar sanırım bağışlardan gelen parayı bir şekilde indiririz beklentisiyle yapılıyor bunların hiçbirine de üzülmüyorum, hatta bu bağış organizasyonlarının yanından geçerken "neden skine sahip olup 15. SMA'lı çocuğu yapmamak yerine burada gelenin geçenin kafasını skiyorsun" şeklinde yakalarından tutup sarsmak istiyorum ama bir yandan da cahil halk galeyana gelip beni linç ederler diye çekiniyorum.

Devlet rahatlıkla önlenebilecek bir hastalık için ödeme yaparsa bunlar hızla üremeye devam edip tedaviyi devlete yığabilir, test bedava test yaptırsınlar.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(02.09.24)
@Kaleci

Ben bir ilişkimde herifin sağlığından endişe edip kan testi yptırmasını istedim diye yeri göğü yıktı. Siz diyorsunuz ki birbirini seven ve evlenmeyi isteyen insanlar kanlarındaki bir değerden ötürü ayrılacak noktaya gelsinler ayrılsınlar önemli değil, yeter ki hasta bebek doğmasın.

Devletin sitesinde ne yazıyor? Önce erkeğin taşıyıcılığına bakılır, erkek taşıyıcıysa kadına bakılır. Kadın sağlıklıysa erkek taşıyıcıysa bebek sağlıklı olur, kadın da taşıyıcıysa taraflara tüp bebek tekniğiyle çocuk sahibi olmaları tavsiye edilir.

Bunu tercih edebilecek insan var edemeyecek insan var, ÇOCUK İSTEMEYEN insan var... Ne kadar kolay hakaret ediyorsunuz ya. Hepiniz cehaletin hakiki simgelerisiniz. Siz devletinizin bu hastalıklarla sadece parasız insanları birbirinden ayırarak mücadele etmesini normal karşılıyorsunuz, test yaptırmak bedava diyerek hem de. Yazıklar olsun size.
0
muhayyer divan
(02.09.24)
muhayyer divan ben senin için konuşmuyorum ama ne söylediğini birkaç defa okudum, acaba ironi mi yapıyor yoksa ciddi mi ya da ben mi yanlış anlıyorum diye kendi kendime tartıştım ama işin içinden çıkamadım ne yazık ki ama yine de bu düşüncenle ilgili şunu söyleyebilirim: Birbirini seven insanlar hastalıklı bir çocuğun doğumunu engelleyecek basit bir testi birbirlerine olan sevgilerinin ya da ilişkilerinin bitmemesi uğruna yaptırmayıp hastalıklı bir çocuğun doğmasında beis görmüyorsa bence sokaktaki köpekler yerine bu zihniyetteki insanlar uyutulup üremelerinin önüne geçilmeli ve bu hastalaklı düşüncelerinin genetik yoluyla aktarılması engellenmeli.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(02.09.24)
@tabudeviren, şimdi gördün mü hala neden smalı bebekler var. Çünkü anneleri bile bunu umursamıyor fakat metrobüs bekleyen gariban halk kasetçalardan yardım çığlıklarını umursasın ve para göndersin istiyor.
0
ruhen hastayim ben
(02.09.24)
@Kaleci

İki taraf da taşıyıcı olduğu takdirde tüp bebek yaptırmaları tavsiye edilir. Bakanlığın sitesinde yazan bu. Kadın ve erkeğin bedeni için uygulanacak bir çözümü var mı? Yok. Tek çözüm tüp bebek. Peki bu çözüm ucuz mu pahalı mı? Sma ilaçlarından daha ucuz ama kadın bedeni için yine de çok fazla pahalı. Çünkü ilk seferinde tutturulamama meselesi var.

Sen sağlık SEKTÖRÜ diye bir ifade duymadın herhalde, ve buradakiler. İLAÇ SEKTÖRÜ falan bilmiyorsunuz demek ki. Bugün diyaliz skandallarını pek çok sağlıkçı bilir mesela. Özel hastanelerde ayrı araştırma hastaneleri ayrı devlet hastaneleri ayrı önüne gelene ameliyat yazan, hiçbir şey bilmiyorsa aklına estiği gibi ilaç yazan doktor sayısını herhalde resmî şekilde bulamayız. Daha bugün iş arkadaşımın eşinin üçüncü tiroid ameliyatı olduğunu, ameliyat esnasında doktorun "yanlışlıkla" ses tellerine gelen sinirleri yaktığını ve doktorun bunu kendiliğinden söyleyip günah çıkardığını dinledim. Bu ameliyat hiçbir gerekliliği yokken yapılmış bir ameliyat.

Siz anlamıyor musunuz sağlık alanında dehşet verici paralar döndüğünü?? Bunun mafyasının olduğunu bilmiyor musunuz? Devletin maddî imkanları olmayan hasta insanlara para ödemek zorunda olduğu halde ödemediğini, bütün o hasta bebeklerin ve yetişkinlerin sadece bu sebeple bol bol "telef" olduğunu bilmiyor musunuz? Bütün bunların sebebi sadece test yaptırmamak mı sizce? Test yaptırsaydı iki tarafında da taşıyıcı olduğunu öğrenselerdi ayrılacaklar mıydı, parasız oldukları için? Hm?? Aynı devlet temsilcilerinin yaptığı gibi, siz de parası olan yaşasın evlensin parası olmayan evlenmesin diyorsunuz öyle mi?? Gerçekten öyle mi?? Size inanamıyorum.

Özellikle sağlık konusunda sürekli şüpheci davranan sürekli komplo teorilerini de göz önüne alan insanların hepsi salak sizin gözünüzde, bir siz akıllısınız. Buyrun devam edin. Bir gün sizi de çarpar o mekanizma.
0
muhayyer divan
(02.09.24)
muhayyer divan ne yazdığını okumuyorum bro beni etiketleyerek bir şey yazma lütfen, bundan sonra sen benim için dünya düzdür ve dönmez ile aşıyla mikroçip yerleştiriyorlar argümanıyla aşı karşıtlığı yapan bireylerin bir seviye daha altında bir kullanıcısın ve kendi gri hücrelerimin sağlığı açısından seninle sohbeti ketim. No offense.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(02.09.24)
geçen bir doktorla hemşire çift smalı çoçuğu için yardım dileniyordu. bunu cahillikle açıklayamazsınız. çok farklı bir durum var burada.
başka bir kadında çocuğum ölmesin diye ağlıyordu. çocuk 3cü çocuğu ve diğer iki çocuğuda smadan ölmüş.

devletin katı yaptırımları olmadan bu iş çözülmez. en başta test zorunlu olacak o olmazsa devlet hiç bir şekilde sağlık hizmeti vermeyecek. hatta daha radikali hastalıklı çocukları yaşatmayacak.
0
my fault
(02.09.24)
"
muhayyer divan ne yazdığını okumuyorum bro beni etiketleyerek bir şey yazma lütfen, bundan sonra sen benim için dünya düzdür ve dönmez ile aşıyla mikroçip yerleştiriyorlar argümanıyla aşı karşıtlığı yapan bireylerin bir seviye daha altında bir kullanıcısın ve kendi gri hücrelerimin sağlığı açısından seninle sohbeti ketim. No offense."

Yazdığın burada. Okumuyorum dedin mi dedin. Okumadan düz dünyacı ilan ettin mi ettin. Bitmiştir.
0
muhayyer divan
(02.09.24)
@my fault

Halkına %100 dost, asla halkının aleyhinde iş yapmayan bir hükümet bulursan bu dediğini yapsın, evet. Ama şu ortamda kimse benim o testlere güvenmemi bekleyemez. Sonuçları kasıtlı olarak çarpıtıp çarpıtmayacaklarını bilmem, ben doktor değilim, alanın uzmanı da değilim. Bunları olmak zorunda da değilim. Bana hükümetlerin tamamı sağlık hizmeti vermek zorunda, beni kullanmak değil.

Siz bugün ekonomi konusunda asla güvenmediğiniz devletin sağlık konusunda çok güvenilir olduğuna tam bir inançla bağlısınız ya, ben daha size başka ayna tutamam.
0
muhayyer divan
(02.09.24)
testi olan bir hastalığın testini yaptırmayan insan çok. cemaatçiler dinciler ultrasona girip cinsiyetini veya sağlığını halen öğrenmiyor bu ülkede. halen down sendromlu çocuklar doğuyor. bunların hepsinin testi var. ama adam gidip yaptırmıyor.

aile sosyal politikalar engelli vb. gruplara maaş bağlıyor. 3 engelli çocuk yapmış ailede 4.ye hamile olan anneye daha fazla hamile kalmayın çocuklar engelli oluyor dediklerinde onlar benim geçim kaynağım diyor anne. çocuklar rezil halde tek odada ve o odaya yeni bebek gelecek. bu ülkede o kadar cahil insan var ki akıl mantık ruh sağlığı bunu kaldırmaz.

bu ülkede çocuğunu önemseyen yüzde 10 yoktur. herkes çocuk yapıyor ama bakamıyor. romen(çingen) doğurup sokağa atıyor ya, bunları görmemezlikten gelmek toplumun tüm dengesini bozuyor.

örneğin şizofren anne doğum yapıyor. şizofreni genetik bir hastalık ve genetik aktarımı devam ediyor. hem şizofren anne çocuğa düzgün bakamayacak hem çocuğun şizofren olma riski var. artık biraz realist düşünme zamanı geldi.
0
mikahakkinen
(03.09.24)
SMA ilacı dediğimiz ilaç görece yeni bir ilaç olduğu için (Nusinersen etken maddesine sahip Spinraza 2016'da SMA tedavisi için FDA onayı alan ilk ilaç olmuş) son zamanlarda bu kampanyalar arttı çünkü öncesinde böyle bir tedavi olmadığı için SMA hastası bebekler olsa da aileleri kampanya yapmıyordu ve biz de medyada ve sağda solda duymuyorduk.

Onun dışında evet test ücretsiz ve artık bazı belediyeler nikah öncesi testi zorunlu tutuyor. Bunun tüm belediyelere yaygınlaştırılması lazım. Devlet de gerekirse bu çiftlerin tüp bebek masraflarını karşılar yani hem ilaçtan daha hesaplı hem de ilaçla da SMA %100 iyileşen bir hastalık değil. Hasta çocuğu tedavi etmeye para harcamak yerine hasta çocuk doğmamasını sağlamak daha mantıklı hem çocuğun ve ailenin iyiliği hem de ekonomik anlamda.

@muhayyer divan'ın bu sitedeki her cevabında daha fazla şok oluyorum. Bu tip duyurulardaki cevapları yüzünden diğer duyurularda da ciddiye alamamaya başladım maalesef.
0
nundu
(03.09.24)
@nundu, maalesef mi xd isabet olmuş bnc
0
abuzer
(03.09.24)
Yanlış okumadıysam şöyle bir önerme verilmiş yorumlarda;

*Sma testi yaptırdığımda eğer anne baba taşıyıcıysa tek seçenek tüp bebek
*Tüp bebek pahalı olduğu için bunu yaptıramayacak insanlar olabilir
*Bu yüzden bile bile sma'lı çocuk yapalım, bunun da tedavisini devlet üstlensin.

Yani özetle benim tüp bebek yapmaya param yok o yüzden ölümcül hastalığa yakalanacağı kesin olan bir çocuk dünyaya getirip bunun da tüm masrafını vergi mükelleflerine yüklemek istiyorum.

Yani işin parasına puluna, devletin bunu karşılayıp karşılamamasına girmeden önce şunu sormak istiyorum;

Hangi insan sırf çocuk sahibi olabilmek, ya da sırf birlikte olduğu kişi çocuk olmazsa kendisinden ayrılır korkusuyla kendi çocuğunu göz göre ölümcül hastalık sahibi yapar. Buna kendinizi nasıl ikna edebiliyorsunuz, nasıl bir vicdanınız var ki biz sma'lı da olsa çocuğu yapalım, kervan yolda düzülür, devlet nasılsa tedavisini karşılar diyebiliyorsunuz. Nasıl bir vicdan ki eşini ikna edemedim o zaman çoçuğum ölse de olabilir en azından bir deneyeyim diyebiliyor.

Eğer evlendiğiniz insan böyle bir durumda sizden ayrılıyorsa, zaten sizinle sadece üremek için birlikte demektir. Bu durumda ha siz ha bir başkası. Yani sırf bunu kaybetmemek için çocuk feda etmek nasıl bir hastalıklı düşüncedir. Evlat edinmeyi gündeme bile almadan kendi çocuğum olsun diye zavallı bir bebeği göz göre göre korkunç bir sürecin içine atmak, inanılmaz bir bencillik, inanılmaz bir cahillik gerçekten.
0
thracia
(03.09.24)
Durumum yoktu tamamini okuyamadim ama sadece ana akim dusunceye yapilan destegin rahatsiz edici boyutta olmasi sebebiyle muhayyer divan +1 diyorum.
0
mbond
(03.09.24)
@thracia

Şahsen çocuk istemediğimi sağa sola bin kere yazdım, okumamış olabilirsin, buraya tekrar yazmış olayım.

Evlenmeye karar verdiğimde kimse benden zorla test alamaz. Bunu söylüyorum. ocuk istemeyen insanlara zorla test yaptırmak, test yaptırmadan evlendirmemek, çocuk yapmayacaksa evlenmeye hak kazanamaz demek olur, buna hiçbir belediyenin ve hiçbir devletin hakkı yoktur ve olamaz. Bunu anlamakta bu kadar zorlanmanızo da ben anlamıyorum.

Kaldı ki doğacak çocuğun hastalanma ihtimali %25, yani hasta doğmama ihtimali %75. Daha küçük ihtimale tutunmayı kendinize hak görüyorsunuz ve her iki taraf da taşıyıcıysa evlenilmesin diye dayatmayı çok yerinde buluyorsunuz. Neden yüksek olan sağlıklı çocuk ihtimalini bu kadar uzak buluyorsunuz? Niye gözünüz bu kadar korkuyor küçük ihtimalden, devletin sunacağı sağlık imkanlarından mı korkuyorsunuz yoksa :) bunu bi düşünün bakalım, ben yukarıdan beri ne söylemişim...

Sanki hayatta bir tek test yaptırılarak bulunabilen hastalıklar var... Başka hiçbir hastalığa yakalanmıyor insanlar, doğuştan getirilen başka hiçbir hastalık yok, her şey kontrol altında... Hele hele. Çok güzel Allahçılık oynuyorsunuz.

@nundu, sen ciddiye almasan da olur hiçbir şey fark etmez benim için. Aynı şey @abuzer için de geçerli.

"aile sosyal politikalar engelli vb. gruplara maaş bağlıyor. 3 engelli çocuk yapmış ailede 4.ye hamile olan anneye daha fazla hamile kalmayın çocuklar engelli oluyor dediklerinde onlar benim geçim kaynağım diyor anne."

Sadece bu bile bir vatandaş olarak yaşadığınız ülkedeki değerinizin göstergesi. Siz değerli hissetseydiniz "onlar benim geçim kaynağım" diyecek kadar düşüldüğünde bunu kırmızı alarm olarak alıp alabildiğine yaygınlaştırmak üzere bir hareket başlatırdınız, zenginleri iş adamlarını harekete geçirirdiniz. Hiçbir şeye gücü yetmeyen anca ekmeğinden eksiltip paylaşırdı, üzerime düşeni yapayım, elimden geleni yapmadım demeyeyim diye.

Çocuk feda etmekmiş... Siz neler için neleri ve kimleri feda ediyorsunuz bir dönün kendinize bakın.
0
muhayyer divan
(03.09.24)
@muhayyer divan

Gerçekten size inanamıyorum. Ciddi ciddi ne var canım, çocuğum en fazla %25 ihtimalle ölümcül hastalığa yakalanacak. Bak ne güzel %75 yüksek ihtimal yakalanmayacak diyorsunuz. Çocuğun hayatıyla kumar oynamaya kendinizi ikna ettiğiniz yetmezmiş gibi bir de bize akıl öğretmeye kalkıyorsunuz. Ve bunu da "ne var canım, insanda bir hastalık olabiliyor, ne malum yarın ölmeyeceğimiz" gibi aptalca bir argümanla savunmaya çalışıyorsunuz.

Yani bu akla, bu vicdana laf anlatmaya çalışmak zaten yersiz.
0
thracia
(03.09.24)
zamaninda yazdik: eksisozluk.com

devletler bu ilacin parasini ödemezler cünkü devletin kaynaklari sonsuz degil ve devlet geri kalan her vatandasina saglik sistemini ulasilabilir kilmali. devletlerin yapmasi gereken sey belli, o da sma'yi gebelik testleri icine almaktir ve ben bu entry'i yazdiktan kisa bir süre sonra türkiye'de de sma gebelik öncesi taramalara dahil edildi. bu noktadan sonrasi kisilerin kendi aldiklari bir risk ve sayet test yaptirtmadan ya da test sonucunu önemsemeden cocuk yapiyorlarsa hasta cocuklarinin vergilerle iyi edilmesi diye bir sacmalik olamaz.

sma'ya uydurulmus hastalik demek özür dileyerekten diyorum ki akil durgunlugu. smali bebeklerden öncden haberiniz yoktu cünkü bilinen bir tedavisi yoktu. ancak son dönemlerde bu insanlari görmeye basladiniz cünkü ionsanlar yeni bulunan tedaviye ulasmak icin cirpiniyorlar.

su an hali hazirda entry'de bahsettigim gibi rett sendromu icin yürütülen bilimsel arastirmalara bagis yapmaya devam ediyorum. sma icin artik bagis yapmadigim icin onun yerine de sanfilippo sendromunu koydum. sanfilippo sendromunu burada cok büyük ihtimalle hic kimse duymamistir cünkü bilinen bir tedavisi olmadigi icin insanlar evlerinde cocuklarinin ölümünü bekliyorlar ama sizin duymamis olmaniz böyle bir hastalik oldugu gercegini degistirmiyor. yarin öbür gün rett sendromu ya da sanfilippo sendromu icin de bir tedavi bulundugunda, sayet bu tedavi ücreti ayni sma tedavisi gibi ulasmasi güc bir miktarda olursa sizler bu insanlari da görmeye baslayacaksiniz.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(03.09.24)
işin tıbbi boyutuna falan girmicem. bu ülkede dilenciliğin acilen yasaklanması gerekiyor. hiç anlam veremediğim bir şekilde insanlar dilencilere anormal para döküyor. bulunduğum küçük şehirde senelerdir utanmadan dilenen ve dilencilikle bayağı para kaldıran insanlar var, ekserisi yaşlılar. yürüdüğü halde topal taklidi yapanlar falan. bazen karşılarına oturup izliyorum, on dakika içinde yirmi kişi geliyor kağıt paralar bırakıyor bu insanlara. sma olayı da bunun bir türü. dilenciye para veren yüzbinlerce belki milyonlarca affedersiniz gerizekalı insanı durduramıyoruz çünkü. köpek olayı da aynı saçmalıktan çıkıyor.

edit: lösev gibi rüştünü ispat etmiş kurumlara yapılan bağışları asla kastetmiyorum belirtmek istedim
0
titanyum22
(03.09.24)
İnsanlar gerçekten umursamıyorlar ne yazık ki, onun için hala var. En azından umursayan bir kısım insan testler sayesinde bunun önüne geçebiliyor ama, böyle bir faydası var.

@muhayyer divan

"Evlenmeye karar verdiğimde kimse benden zorla test alamaz. Bunu söylüyorum. çocuk istemeyen insanlara zorla test yaptırmak, test yaptırmadan evlendirmemek, çocuk yapmayacaksa evlenmeye hak kazanamaz demek olur," demişsiniz.

Daha çok; "Çocuk yapacaksanız böyle bir risk olduğunu bilin" demek olmuyor mu? Neden bu kadar agresif algılıyorsunuz ki bunu? Sonuçta çocuk yapamayacak diye kimsenin evliliğine engel olunmuyor değil mi? Çocuk yapmayı düşünmüyoruz demenin bir anlamı yok ki. Bugün istemez yarın ister. Herhangi bir bağlayıcılığı yok ki bunun.

Tüp bebek önerisiyle ilgili çok dertlenmişsiniz."Çocuk yapmak istiyorsa ve tüp bebeğe de parası yetmiyorsa ne yapsın bu insanlar?" gibi bir bakış açısından mı konuşuyorsunuz bunu tam anlamadım? "Ben ve evlenmeyi düşündüğüm insan" şeklinde vurgulamışsınız hep, o çocuk da evde süs eşyası olmayacak değil mi? O da kendi başına bir canlı. Sırf siz birini sevdiniz diye önlenebilir bir durumun konusu olmak zorunda kalacak olan üçüncü bir "kişi" yani. Ayrıca sanki tek sorun sma demişsiniz, tek sorun sma değil elbette ama sma tespit edilebilir bir sorun. Önünüze getirip koyuyorlar bak bu risk var diye. Sizce de bu bilinmez herhangi bir riskten farklı bir durum değil mi niteliksel açıdan?

Ayrıca birbirini sevip evlenen insanların arasındaki sevgiyle bu testin yapılmasının hiçbir alakası yok aslında. Evlenen kişiler çocuk yapmak durumunda değil, eğer testler risk olduğunu söylüyorsa çocuk yapmayabilirler. Eğer çiftlerden birisi, ben bu riski almak istemiyorum diye ayrılmak istiyorsa da bu testin kabahati değil, bunu söyleyen kişinin kendi seçimi.
0
akhenaten
(03.09.24)
Bir de bu cehaletin şöyle ikiyüzlüce bir yaklaşımı var;

Ben sma'nın uydurulmuş bir hastalık olduğuna inanıyorum, aşılarda çip var, big pharma vs.
Ama çocuk sma'lı olunca, hastalıktan yoğun bakımlık olunca, yandım anam, devlet tedaviyi karşılasın, nerde bu devlet nerde bu millet. E ne oldu, inanmadığını söylediğin hastalık başına gelince koşa koşa soluğu hastanede aldın? tedavisinin peşine düştün?

Bu aşılar big pharma işi ben kızamık aşısı yaptırmıyorum, su çiçeği aşısı otistik yapıyormuş, çocuk felci aşısıyla bizi kısır yapmak istiyorlar bla bla, ama çocuklar hasta olunca yetişin dostlar. Senin cahilliğinin ve bencilliğinin sorumluluğunu tüm toplum olarak biz çekelim istiyorsunuz, yok ya!
0
thracia
(03.09.24)
(3)

Yüksek lisans/doktora tez danışmanı

duygusalatasi
Tez danışmanına karşı neden bazı öğrencilerin bir minnet, mahcubiyet hissi var? Bu hocalar işlerini yapmıyor mu, zaten öğrenci almak zorunda değiller mi? Çevremde "Teklif ettim ve danışmanım olmayı kabul etti sağ olsun, yoksa ne yapardım?" düşüncesinde olan çok insan var. Hadi bazıları için hocasını
Tez danışmanına karşı neden bazı öğrencilerin bir minnet, mahcubiyet hissi var? Bu hocalar işlerini yapmıyor mu, zaten öğrenci almak zorunda değiller mi?

Çevremde "Teklif ettim ve danışmanım olmayı kabul etti sağ olsun, yoksa ne yapardım?" düşüncesinde olan çok insan var. Hadi bazıları için hocasını çok seviyor diyelim ama hocasıyla arasında ciddi bir duygusal bağ veya ortak zihniyet olmayanlarda da durum böyle. Açıkta kalacak değildin ki o hoca kabul etmese de.

Demiyorum ki saygısızlık edelim, alelade davranalım ama yapmaları gerekeni yapmıyorlar mı en nihayetinde? Niye Yeşilçam usulü bir vefa borcu hissine girmeliyiz? Arka arkaya benzer insanlara denk geldim.
0
duygusalatasi
(02.09.24)
dereyi gecene kadar ayiya dayi deme olayi.
mezun olduktan sonra %95 yolda gorse selam vermez.
0
cooperr
(02.09.24)
Şahsen Almanya, Hollanda, ABD’de akademi çevrelerinde bulunma şansım oldu. Türk akademisindeki hiyerarşi hastalık seviyesinde bana kalırsa. Teknik bir konuda dahi hocaya itiraz etmekte zorlananlar var. Üzücü bence.
0
but that was just a dream
(02.09.24)
Danışman birçok açıdan çok önemli. Öğrenci memur değil, kağıt işlerini bir noktaya kadar bilebiliyor. Bu tür işler de öğrenim sürecinin dolaylı bir parçası. Kimi hocalar bu konuda ya bilgi sahibi değil ya da kendisi de bilmiyor. Bir arkadaşım ders değişikliği yaptığı halde sildiği dersten sorumlu kalmış bir şekilde, atıldı bu yüzden. Son anda ortaya çıktı. Danışmanı "alla alla nasıl olur hayret" modundaydı.

Ayrıca her konu her danışmanla çalışılmıyor. Dönem ödevi gibi tez yazılmak istenmiyorsa çalışmak istediğiniz konuda yetkin bir danışmanınız olmalı.

Demek istediğinizi anladım ve haklısınız da. Sadece verdiğiniz örnekler çok doğru noktalara temas etmemiş bence. Danışman gerçekten önemli, ancak bu bahsettiğiniz gibi bir mahcubiyet taşımak için sebep olmamalı gerçekten de. Neticede öğretim üyeleri bu konuda zorunda kalmadan sorumluluk alabiliyor olmalı, ancak bizde bazı şeyler lütuf olarak yansıtılıyor. @but that was just a dream'e katılıyorum. "Hocam" gibi hitaplar da buna tuz biber ekiyor, şahsen bana çok aşırı garip gelir ve alışmam da zor olur ancak hocalara isimleriyle hitap etmek belki de doğru olanıdır.
0
akhenaten
(03.09.24)
(4)

TRY açılımı nedir?

metematik
google'dan bulamadım
google'dan bulamadım
0
metematik
(30.08.24)
Türk Lirası'nın eski kodu TRL'ydi, bu Türk Lirası'nın kısaltmasıydı, sonra sıfır atılınca Yeni Türk Lirası'nı temsilen TRY oldu, o sondaki Y de Yeni'yi temsil ediyordu ama sonra tekrar Türk Lirası olunca kod değişmedi eski kod kaldı.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(30.08.24)
Hatırladığım kadarıyla paradan sıfır atıldığı dönemde TRL kodu TRY koduyla değişti, sonra kaldı öyle. Böylece 1 milyon TRL'nin 1 milyon TRY'den farklı miktarda olduğu daha anlaşılır oluyor heralde.
0
akhenaten
(30.08.24)
bütün para birimlerinin üç harfli kodu vardır, bizimkininki de TRY

www.iban.com
0
titanyum22
(30.08.24)
Y Yeni
TR Turkish Republic
0
gabe h coud
(30.08.24)
(15)

bunun adı kıskançlık mı yoksa hayata isyan edip uyuz olmak mı?

Zetnikov
beraber iş yaptıgımız yabancı yaşlı bi abi varkızı 45 yaşlarında. ingiltere ve avusturalya vatandaşlıgı yani pasaportu var ayrıca hollanda da oturumu var. kafasına göre takılıyor mesela canı sıkıldı almanyaya gider yada hafta sonu sinemaya gider gibi fransa falan gidiyor çerezlik.kızının da 18 yaşın
beraber iş yaptıgımız yabancı yaşlı bi abi var

kızı 45 yaşlarında. ingiltere ve avusturalya vatandaşlıgı yani pasaportu var ayrıca hollanda da oturumu var. kafasına göre takılıyor mesela canı sıkıldı almanyaya gider yada hafta sonu sinemaya gider gibi fransa falan gidiyor çerezlik.

kızının da 18 yaşında bir kızı var. oda aynı şekilde dünyayı geziyor ve avusturalya ingiltere vatandaşlıgı hollanda oturumu var. gecen hafta italyadaki arkadaşı dogumgunune cagırmıs hollanda dan ucaga binmiş 2 günlügüne parti yapmıslar geri dönmüş falan.

bende acayip uyuz oldum ama buna kıskanmak mı dıyorlar bilmiyorum tam adını kabullenemiyorumda kıskanclık kelımesını ama yorumda serbestsiniz.

ben avusturalyayı tekrar zıyaret ve ispanyaya egitim için gitmek istedim arkadaşlar benden istemedikleri bir tek şey bekaretim di öyle diyeyim.
resmen bizi istemiyor birçok değerli ve gelişmiş ülkeler. tekrar tekrar ayar oldum.

hikayenin sonu.
0
Zetnikov
(30.08.24)
Düz kıskançlık ama haklı bir kıskançlık olabilir kendini kötü hissetme.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(30.08.24)
Kiskanclik degil. Haksizliga gösterilmis hakli bir tepki.
0
robert bosch
(30.08.24)
Valla ben kıskanırdım tanıdığım biri olsa :D şu pozisyonda imrenmekle yetiniyorum.
0
akhenaten
(30.08.24)
@Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
hocam nijeryalı bi adamla ilgili belgesel izlemiştim dünyada yanlıs hatırlamıyorsam sadece 30 mi ne ülkeye gidebiliyormus hiçbiryer almıyormus vize basvurularında direk iptal basıyorlarmıs daha beterleride var gercekten.

o adam bahama adaları pasaportu ıcın para bırıktırıp almıstı cok ılgınctı. ama tabi 250,000$ suan fiyatı. :/
0
🌸Zetnikov
(30.08.24)
Kiskanclik karsidakinde olmasin bende olsun diye düsünüyorsan kiskanclik oluyor.
Bende de olsun demek imrenmek oluyor sadece.
0
robert bosch
(30.08.24)
kadın oldukları için ekstra uyuz olmuyorsundur umarım. gayet doğal duygular.

bir de bu hep böyle değildi, 15-20 yıl önce biraz zorlansa da Türk vatandaşı da bunu yapabiliyordu. gözümüzün önünde her şey eridi gitti, ondan hepimizin öfkesi.
0
titanyum22
(30.08.24)
hocam dürüst olmak gerekirse cinsiyetten etkilenmedim sadece bakkala gidip ekmek alırsın ya o şekil evden normal bi sırt cantasıyla gidip ucaga biniyor istedigi yerde takılıyor sorgu sual yok.

benım mevzuyu bıraz daha acayıp sımdı meksıkaya yabancı dılımı gelıstırmeye gıtsem almıyorlar zaten. dedım peruya gıdeyım desem vizesiz ucak bileti aşırı pahalı ve yol en az 12-20 saat arası sürüyor gözüküyor.

dibimizde ispanya var binsem bi kaç saate ordayım biletide cok daha uygun ama cok fazla prosedurden gecmem lazım. yeminle vize danısmanım bana kardeş balkan ulkelerini gez 5-6 tane sonra bi gel en azından puanımız olsun dedı. ben isi gucu bırakıp ne yapım balkan ulkesınde sırf damga fazla gozuksun dıye anlıyor musun.

birde benden istedikleri hersey yaparsam gitme ihtimalim gene yuzde olarak yuksek degıl şansa kalıyor bende gitmiyorum dedim napim
0
🌸Zetnikov
(30.08.24)
çok iyi anlıyorum. ben saç ekimi kliniğinde çalışıyorum, adamlar dünyanın dört bir yanından sadece uçak bileti alıp geliyor. bazısı kartını uluslararası ödemeye açmayı unutuyor, burasının ingiltere veya amerika sömürgesi olduğunu düşünüp kartım nasılsa orada geçiyor diye düşünüyorlar. çünkü halihazırda bir sürü arkadaşı elini kolunu sallayarak gelmiş oluyor buraya. boğazlamamak için kendimi zor tuttuğum oluyor.
0
titanyum22
(30.08.24)
@titanyum22

evet hocam. birde ben nerede iptal oldum biliyor musun. vize danısmanım baya akıllı bana cok sey ogretti hakkını yiyemem. dedimki dedigin herseyi yaparsam %100 dedım su ulkeye gider miyim. cevap : HAYIR vizelere bakan eleman aksam kocasıyla kavga ettiyse sanada CANCEL i basabilir dedi. vizenin %100 garantisi yok dedi sadece puan sistemi var dedi bazı seylerı yapınca puanımız artarsa baktıklarında onay veriyorlar dedi.

evrak tamamlamak +1 ise pasaporttaki gezdıgın ulke damgaları da baska bir +1 dedi.
mesela doktorsun gene +1'in olur dedi. bu sekılde sallıyorum +6 puan altına dusmemek lazımmıs dedi.

ölme eşşeğim ölme :S
0
🌸Zetnikov
(30.08.24)
dümdüz kiskanmak bu.

imrenmek olsa su andaki sorununuzu ortadan kaldirmak icin bir seyler yapiyor olurdunuz.

tüm yazdiklarinizi okudum ve bahanelere sigindiginizi düsünüyorum acikcasi. vize almak bu kadar zor ve komplike degil. hep turistik vize üzerinden gitmissiniz ama amac gercekten durumunuzu degistirmekse kalici olarak yerlesmeniz gerekiyor. en basitinden ögrenci ya da calisan olarak su anda kapilar sonuna kadar acik.

uyuz olacak hic bir sey yok ortada.
0
bora benim lan aslında
(31.08.24)
@bora benim lan aslinda

Muhasebe ve avukatlik gibi mesleklerin yurtdisinda gecerliligi yok. Bizim kurallarimiz onlarinkinden farkli. Yani ornegin turk kanunu ve amerikan kanunu tamamen farkli. Bi avusturalyadaki muhasebe sistemide tamamen farkli. Kissadan hisse isci olarak gidemem.

Ogrenci desen eger 30 dan sonra ogrenci olursan kabul etmiyorlar onunda binsuresi var mesela 20linyaslarda olmakla 30 lu 40 yaslarda ogrenci olmak farkli.
0
🌸Zetnikov
(31.08.24)
@zetnikov

hic bir sekilde katilmiyorum size. muhasebecilikce inanilmaz giden var, hatta ve hatta diger mesleklere göre cok daha kolay.

hadi direkt muhasebeci olmak akliniza yatmiyor, sap alaninda fico üzerine uzmanlasmak bir baska opsiyon. ben danismanlik alanindayim, global bir sirket, sirketteki calisanlarin 30 % i türkiye gibi üleklerden gelen ve vize zorunlulugu olan kisiler. abartmiyorum neredeyse yarisi 30 yas üzeri gelmisler ülkeye. 2-3 sene ögnrecilikle ve ögrenci isleri yapip sonra düzenlerini oturtmuslar. neredeyse tamami 1-2 seneye vatandasliklarini alacaklar.

almanyada böyle bir engel yok. özellikle master icin. yine aynisini yapiyorsunuz bence, duruma cözüm bulmaktansa bahanelere siginmak ve "bize yaptirmazlar aga be " demek.
0
bora benim lan aslında
(31.08.24)
@bora benim lan aslinda

Hocam ben sana diyorum ki tr deki muhasebeyle mesela avusturalyadaki muhasebe ayni degil

Tr deki kanunlarla yasalarla diger ulkedeki yasalar bir degil

Ekstra egitim alirsan tabiki gidersin calisirsin

Adamlarin sistemleriyle bizim sistem bir degil diyorum

Sadece tr de muhasebeci yada avukat olmak bizi orada muhasebeci avukat yapiyor mu? Bunun icin ek ve farkli egitim almak gerek miyor mu?
0
🌸Zetnikov
(31.08.24)
Özet geç diyenler için

bir ülkenin muhasebe sisteminin başka bir ülkeninkiyle bire bir aynı olması mümkün değil
0
🌸Zetnikov
(31.08.24)
kıskançlık,

tr'de de böyle arkadaşlar çok. bazı insanlar şanslı doğuyor buna yapacak bir şey yok.
0
duyurukullanıcısı
(31.08.24)
(2)

teorik trafik bilgimi nasıl arttırabilirim

biseysorcaktim
aracım yok. tatile giderken ya da lazım olduğunda araç kiralıyorum. son bir yılda 7-8bin km yol yaptım aşağı yukarı. çoğu uzun yol. ehliyetimi neredeyse 15 sene önce almıştım. kurslarda şimdi durum nasıl bilmiyorum ama o zaman dersler tam anlamıyla yok hükmündeydi. trafik kurallarını kitaptan kendim
aracım yok. tatile giderken ya da lazım olduğunda araç kiralıyorum. son bir yılda 7-8bin km yol yaptım aşağı yukarı. çoğu uzun yol.

ehliyetimi neredeyse 15 sene önce almıştım. kurslarda şimdi durum nasıl bilmiyorum ama o zaman dersler tam anlamıyla yok hükmündeydi. trafik kurallarını kitaptan kendim öğrendiğimi hatırlıyorum.

bilgimi en baştan tazelemek istiyorum, eksik gedik bir şey varsa telafi edeyim.

ps: 15 yıldır kiralık/emanet araç kullanıyorum ihtiyaç oldukça, hiç vukuatım yok. trafikteki çoğu sürücüden daha iyi trafik bilgim ve yol okuma tecrübem.

eskiden trt'de videolar çıkardı yol hakkı kimindir diye, var mı öyle şeyler?
bir de az bilindiğini ya da yanlış bilindiğini düşündüğünüz trafik kurallarını paylaşabilirsiniz.
0
biseysorcaktim
(30.08.24)
Trafik yönetmeliğinde hiç de karmaşık olmayan şekilde anlatıyor, hem de en doğru şekilde öğrenmiş olursunuz. Uzman öğreticilerin hazırladığı videolar eksik ya da hatalı olabilir. Yönetmelik gayet açık, bence bir şans verin.

Madde 94'den itibaren bakın;
www.mevzuat.gov.tr

Madde 102 ve sonrasına bakmayı da ihmal etmeyin.
0
akhenaten
(30.08.24)
bol bol kaza videosu izleyin, insanların ne derece manyaklıklar yapabileceklerine karşı bilginiz olur, hazırlıklı olursunuz. benim çok işime yaramıştı.
0
titanyum22
(31.08.24)
(8)

Züppe diyince ne anliyorsunuz

encokbenisevinnolur
Sadece marka takıntısı olan birini mi, yoksa mesela snop kelimesi geliyor mu aklınıza?Hakaret gibi mi geliyor kulağınıza?
Sadece marka takıntısı olan birini mi, yoksa mesela snop kelimesi geliyor mu aklınıza?
Hakaret gibi mi geliyor kulağınıza?
0
encokbenisevinnolur
(29.08.24)
Snob bana kendi doğal haliyle havalı birini çağrıştırıyor ama zübbe denilince AKP döneminde zenginleşen ama 2 nesil önce Yozgat'taki köyünde yer sofrasında yemek yiyen ailelerin dar ve kısa paçalı pantolon giyip lüks arabalarıyla instagram'da fotoğraf paylaşan çirkin çocuklarını çağrıştırıyor.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(29.08.24)
Hocam sizin dediğiniz bambaşka, o sonradan görme oluyor. Bu arada snop ile züppe yaklaşık aynı şey, sadece turkcedeki yaygın kullanım züppe, ama bu kısmını yanlış eksik biliyor olabilirim.
0
🌸encokbenisevinnolur
(29.08.24)
Hocam ben sözlük anlamını söylemiyorum zaten bende yarattığı çağrışımı söylüyorum. Züppe deyince benim aklıma tam olarak anlattığım profil geliyor snob gelmiyor, biri bana züppe dese bahsettiğim şekilde bi profil gibi görüyor beni herhalde der üzülürüm ama çok snob'sun dese daha farklı düşünürüm ama dediğim gibi bu bende yarattığı çağrışım, belki de snob diyerek hakaret ediyordur kim bilir.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(29.08.24)
Yok yok ben de tam onu sordum aslında, cagrisimi. Teşekkür ediyorum.
0
🌸encokbenisevinnolur
(29.08.24)
tarık akan ın gençlik filmlerindeki hali geliyor gözüme
0
high hopes of the sozluk
(29.08.24)
high hopes of the sozluk +1 bir de aile şerefindeki oktay
züppe kelimesini Türk filmleri dışında duymadığımız için olabilir. pek yaygın kullanılan bir kelime değil son yıllarda. hakaret gibi geliyor.
0
titanyum22
(30.08.24)
Kaleci +1

Aslında züppelik olan kısım kısa, dar pantolonlarla lüks araçlı instagram paylaşımları yapmak. Ancak böyle şeyleri şu sıralar ağırlıklı olarak sonradan görme gruplar yaptığı için kalecinin kafasında bütün halde yer etmiş heralde.

İngilizcedeki snob daha ziyade burnu havadalık ve kendini üstün görmekle ilişkili. Görsel olarak uyandırdığı intiba bence de züppelikten farklı. Snob'a eş tanım olarak Türkçe'de "çok burnu havada bir tip" diyoruz genelde aslında. Züppelik bundan daha farklı bence, içinde daha rezil bir patavatsızlık barındırıyor.
0
akhenaten
(30.08.24)
Züppe dediğin şey, zengin piçi tabirinin eş anlamlısı. Erkekler için kullanılır.
0
Yourcousinmarvinberry
(30.08.24)
(3)

ingilizce'de zarf'ın yeri

WithWorth
Şöyle bir cümle okudum:"She `quickly` killed a cock."ve dedim ki; 'ingilizce'de zarf'lar fiil'den önce geliyor.'Hemen sonra yukarıdaki çıkarımımı yanlışlayan bir cümle geldi;"The goldsmith ate the bird `alone`."Burada tam olarak ingilizce cümlelerde zarfların konumu ile ilgili ne söyleyebiliriz? Vur
Şöyle bir cümle okudum:
"She quickly killed a cock."

ve dedim ki; 'ingilizce'de zarf'lar fiil'den önce geliyor.'

Hemen sonra yukarıdaki çıkarımımı yanlışlayan bir cümle geldi;
"The goldsmith ate the bird alone."

Burada tam olarak ingilizce cümlelerde zarfların konumu ile ilgili ne söyleyebiliriz?
Vurguya göre fiilin önüne yada cümlenin sonuna koyabiliyor muyuz ?
ama ikinci cümlede alone'u ate'in başına koyunca olmuyor sanki, değil mi ?
0
WithWorth
(29.08.24)
turkce'de de oldugu gibi kelimeyi cumle icinde kullandigin yere gore anlam, vurgu degisir.

bunun nasil olacagini dille ve kulturle hasir nesir oldukca cikarirsin. bu kural cikarma ve ezberleme yaklisimi cok verimsiz.

mesela chatgpt'ye soralim sordugun soruyu. kural mural bahsetmiyor, zira dil lisede gordugumuz kimyasal denklemler gibi degil:

"The goldsmith ate the bird alone."

Meaning: This sentence suggests that the goldsmith was by himself when he ate the bird. The focus is on the goldsmith's solitary action.
"The goldsmith alone ate the bird alone."

Meaning: This sentence implies that the goldsmith was the only one who ate the bird, and he did so by himself. The first "alone" emphasizes that only the goldsmith ate the bird (no one else did), and the second "alone" emphasizes that he did so without anyone else present.
0
hot potato
(29.08.24)
hazırlıktan hatırladığım kadarıyla, zarfları cümlenin sonuna koyuyoruz.
She has quickly moved değil, she has moved quickly. Türkçe'ye biraz ters geliyor tabii.
0
substituent
(29.08.24)
Bunla ilgili net bir kural yok

"She quickly killed a cock." ne kadar doğruysa "She killed a cock quickly." de o kadar doğru aslında. Burada vurgu değişiyor, iki cümle aynı şeyi söylese de vurguladıkları ve kendisinden sonra söylenecek olaylara bağlanma şekilleri farklı.

"She killed a cock quickly as she was told" veya "She quickly killed a cock and set about preparing the meal"
0
akhenaten
(30.08.24)
(4)

yatay geçiş başvurum belge teslim edilmedi diye değerlendirilmemiş

substituent
"**** için başvurunuz Talep edilen evraklar dekanlığımıza teslim edilmediği için başvurunuz değerlendirmeye alınmamıştır. gerekçesi ile reddedilmiştir."denildi başvurum için. Arayıp sordum, belgelerin elden Erzuruma gidip teslim edilmesi gerekiyormuş. Herhalde gözünden kaçmıştır dedi bana konuştuğum
"**** için başvurunuz Talep edilen evraklar dekanlığımıza teslim edilmediği için başvurunuz değerlendirmeye alınmamıştır. gerekçesi ile reddedilmiştir."

denildi başvurum için. Arayıp sordum, belgelerin elden Erzuruma gidip teslim edilmesi gerekiyormuş. Herhalde gözünden kaçmıştır dedi bana konuştuğum kişi.

Ama bakın; birimler.atauni.edu.tr , buradan başvuru&belgeler kısmına gelin.

Siteye girin, sonunda "Belgelerin Öğrenci Bilgi Sistemine yüklenip kaydedilmesi başvurunun değerlendirilmesi için yeterlidir." yazıyor. Siz bu sitede elden teslimle ilgili bir şey görüyor musunuz?

Başvuru şansım da yanmış, yani burada kim haklı? Ben haklıysam, nereye şikayet edebilirim, şikayet etmeli miyim?

Teşekkürler.
0
substituent
(29.08.24)
evet o sitede öyle bir bilgi yazmıyor. ve ..başvurunun değerlendirilmesi için yeterlidir yazısı da net gayet.

hangi fakültedesiniz fakültenin sitesini de kontrol edin, mesela tıp fakültesi, fakültenin kendi sitesinde böyle bir şey paylaşmış

birimler.atauni.edu.tr

"Müracaat evrakları; Tıp Fakültesi Dekanlık Öğrenci İşleri Bürosuna elden teslim edilecek olup, POSTA VEYA KARGO İLE KABUL EDİLMEYECEKTİR. Aynı müracaat ve evraklar, Merkezi Puan (Ek Madde-1) içinde geçerlidir."

ama fakültenin sitesinde yazsa bile, öğrenci işlerinin sitesinde yazan ""Belgelerin Öğrenci Bilgi Sistemine yüklenip kaydedilmesi başvurunun değerlendirilmesi için yeterlidir." cümlesi tartışmaya açık değil.

cimere yazardım ben olsam detaylı bir şekilde. fakültenizin dekanına da mail atın bu
0
jülsezar
(29.08.24)
Geçmiş olsun, bu internet siteleri boşuna yapılıyor olmalı gerçekten.

Zamanında şöyle bir haber vardı hiç unutmam;

www.hurriyet.com.tr

22 kişi kazandıkları okuldan kayıtlarını sildirip ege üniversitesine geliyorlar yedekten çıkınca. Sonra ege yanlışlıkla aldık, aslında öyle bir kontenjan yokmuş diye çıkarıyor ve sonuçta bir şey yapamayıp ortada kalıyorlar.

Cimere yazın, yazmak yazmamaktan daha iyi. Ancak kendinizi oraya bağlamayın. Hayatınıza devam edin.
0
akhenaten
(29.08.24)
Cimere yazdım, Atatürk Üni diye göremedim iligli kurumu, YüksekÖğretim Kurumu (YÖK)'ü seçtim, herhalde doğrudur?

Cevaplar için teşekkürler, belge teslimine dair bir şey yazmamasını doğrulamanız daha da emin etti beni.

Çok da gitmeyi düşünmüyordum, açıkçası şu saatten sonra çözülse bile gitmem. Öğrenci işlerine ulaşamadım, ulaşınca o kadar ilgisizdiler, beni küçük düşürdüler resmen o çok ağrıma gitti.
Sitenin web arşivini de aldım değiştirirlerse diye.
0
🌸substituent
(29.08.24)
Evet yöke göndermeniz gerek
0
akhenaten
(29.08.24)
(7)

İnsanlarin havuza girmeden once duş almasi %100 nasil saglanabilir

Zetnikov
Yurt disinda vs gordugunuz bir yontem var miHavuza girmeden once mecburen adam dusa giricekBu nasil saglanabilir fikriiniz var mi
Yurt disinda vs gordugunuz bir yontem var mi

Havuza girmeden once mecburen adam dusa giricek
Bu nasil saglanabilir fikriiniz var mi
0
Zetnikov
(29.08.24)
havuzun tek girişine, sensörlü bir duş konur. İnsan geçince otomatik ıslatır.
0
anten
(29.08.24)
Havuza acilan koridora surekli akan dus koymak disinda bir yontem yok sanirim. En fazla altindan kosarak gecer.

Eskiden spor salonlari otellerde batik bir kademe olurdu havuza giden yolda ve o su klorlu olurdu ki kisinin ayagi en azidan temizlensin diye dusunurdum, oyle bir sey denenebilir. Litvanyadayim burada bulunan butun spa otellere/bolgelere gittim kimse dus almiyor havuza girmeden. Saunadan cikip havuza giriyor direkt vs.
0
wallcan
(29.08.24)
Sensor fikri hosuma gitti bakin soyle bir sey yapilabilir, benim dedigim batik ici su dolu alan yaratilip bir de sensorlu dus konur, kisi o suda zaten hizli yuruyemez boylelikle dus aldirilabilir bir miktar. Ancak sonrasinda yada bu kucuk havuz ici yasanacak kazalarda ayak kaymasi falan gibi problem cikabilir.
0
wallcan
(29.08.24)
filmlerde laboratuvar çıkışlarında dezenfeksiyon bölmeleri olur. labdan çıkarkan 30 sn duş altında beklerler aynı böyle bir bölme yaparsın. 30sn duş altında bekleyip öyle havuzun kapısı açılır. zorla yıkanmış olurlar.
0
my fault
(29.08.24)
benim uye oldugum havuzun girisinde iki turnike, turnikenin hemen bir adim gerisinde de iki dus var. soyunma odasindan cikinca ayak havuzuna adim atiyoruz, bu da unutmayi zorlastiriyor. (yanda esyalarimizi koyacagimiz kucuk bir raf var) dusun suresi otomatik, 10-15 saniye kadar. yine de unutan olursa turnikeye gelince "dus aldiniz mi" notu karsiliyor.
%100 mudur bilemem ama ben turnikeden kuru gecen kimseyi gormedim.

edit: sensor konusu sikintili bence, insanlar havlusu, cantasi vb ile girebiliyor havuza.
0
inspired by a true story
(29.08.24)
uyaracak bir görevli.
0
gabe h coud
(29.08.24)
Görevli büyük oranda çözecektir +1 ancak görevli bulundurmak istenmezse;

Girişte havuzda kullanacağınız bir kart alıyorsunuz. Soyunma odasına giriyorsunuz @true story'nin anlattığı şey biraz daha katı şekilde modifiye edilebilir. Şöyle ki duş kabinlerinde kullanılmayan kartlar havuz turnikesini aktifleştiremiyor olsun. Haliyle havuza girmek için duşu kullanmış olmanız gerek. Bunda bile duş turnikesini çevirip girmeden gelenler olacaktır ama büyük oranda azalmış olur sayıları.
0
akhenaten
(29.08.24)
(12)

K.karti borcum yuzunden avukatlik duruma gelmisim

tantamount_to_equivalent
Tr'de yasamiyorum, is bankasi kredi kartimi arada sirada evdekilere yemek ismarlamak, hediye mediye gondermek icin kullaniyordum. Sonra mayis da mi ne kartin gecerlilik suresi doldu, eski adresime kart yollamalar, y.disina kart gonderemiyoruzlar falan defalarca sinir ettiler beni, ben de borc falan
Tr'de yasamiyorum, is bankasi kredi kartimi arada sirada evdekilere yemek ismarlamak, hediye mediye gondermek icin kullaniyordum. Sonra mayis da mi ne kartin gecerlilik suresi doldu, eski adresime kart yollamalar, y.disina kart gonderemiyoruzlar falan defalarca sinir ettiler beni, ben de borc falan odemiyorum dedim, 40000'lik borc 45000 olmus 3-4 ayda, simdi de musteri temsilcisi aramis avukatlik duruma gelmis borcunuz diye odeme istiyor. Bundan sonraki surec nedir?
0
tantamount_to_equivalent
(29.08.24)
icra yoluna gidilir. trde bir malın, banka hesabın varsa onlara haciz gelir, kredi notun da düşmüştür. bence hemen öde bekletmeden yaptığın mantıklı bir iş değil.
0
jelly bear
(29.08.24)
Abi borç ödemiyorum dersen ve ödemezsen icra açarlar. O parayı alırlar. Banka hesaplarına haciz, malına mülküne, arsana, arabana vs. haciz koyarlar bir şekilde alırlar. Bundan sonraki süreç parayı ödemezsen kaybedeceğin bir savaşa girmek olur. Buradaki sorular da...
0
Shepard
(29.08.24)
Hocam yurtdışında olmanın verdiği özgüvenle "ben de borç falan ödemiyorum" demek çok mantıksız, yani bu senin borcun en nihayetinde ödemediğin her an sana zarar bankaya hiçbir şey olmuyor banka öyle veya böyle alacak senden bear anlatmış zaten nasıl olduğunu ama asıl rezillik dosyan avukatlara verildiğinde sadece seni taciz etmeyecekler anneni arayacaklar babanı arayacaklar halanın kızını amcanın oğlunu arayacaklar söyleyin borcunu ödesin diye, o arada borcun da katlanacak, pis bir süreç yani hiç o toplara girmeden öde geç sonra hesabını kapatırsın istiyorsan.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(29.08.24)
90 gün borç ödenmezse yasal takip aşamasına geçilir. Banka çeşitli kanallardan sana ve yakınlarına ulaşmaya çalışacaktır. Seninki bu noktada. Ödememeye devam ettiğinde işin içinde avukatlık vb. masraflar da girecek.

Birkaç ay daha ödemezsen bankalar alacaklarını varlık yönetim şirketlerine satıyorlar. Seninki de satılırsa çooook rezillik çekersin. Tacizin bini bir para. Ayrıca bankaların kara listesine girersin ki yarın bir gün işin düşerse çok sorun olur. Mesela Türkiye'de para transferi yaparsın, bir de bakmışsın paraya bloke konmuş. Hiç önermem.

TR'de yaşamayan biri Türk bankalarındaki tüm kredili hesaplarını bence kapamalı, vadesiz TL ve USD-EUR hesapları bırakmalı. Yoksa uğraşır durursun. Bulunduğun ülkeden kredi kartını kullanmanı öneririm.
0
Lethe
(29.08.24)
Türkiyeye girerken sorun yasarsin.
0
robert bosch
(29.08.24)
Ayrica kredin puanin düsmüstür. Ev kredisi vs durumlarinda sorun yasarsin.
0
robert bosch
(29.08.24)
sirkete sinir olmak ile aldigin borcu ödemek arasinda nasil bir bag kurabildin ki? ben de kredi kartimi aldigim bankaya son alisverisimde sinir oldum. dedim, kapatin hemen. ben de o kapanacagi tarihe kadar su anki ben borcumu ödeyecegim, baska kullanim da yapmayacagim dedim. hemen pesine baska bankadan kart aldim.
borc ve sirkete sinir olmak baska seyler. sirkete sinir olduysan kartini kapatirsin ama borc senin borcun.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(29.08.24)
beni sinir ettiler ben de borc falan odemiyorum demek de ayri bir rahatlikmis, karsinizdaki finansal bir kurulus aman odemiyorsa odemesin demesini mi bekliyordunuz anlamadim?

avukat size ulasmaya calisir muhtemelen ulasamaz, sonra icraya gider muhtemelen ikametgah y.disindaysa nasil olur bilemiyorum bilen varsa yazar belki ogreniriz.

son tahlilde basiniza bela olur her sekilde ama.
0
bay b
(29.08.24)
Süreç; idari takip - yasal takip - icra takibi - haciz şeklinde ilerliyor.

Yasal takip sürecinde borcunuzu ödemeli ya da yapılandırmak için başvurmalısınız. Eğer yapmazsanız icradan ödeme emri gelir ve yine borcunuzu ödemeli ya da yapılandırma konusunda anlaşmalısınız dikkate almazsanız haciz için mal beyanı yapmanız gerekir. Haczedecek bir şeyiniz yoksa (mal varlığı, maaş) süreç orada sonlanır. Ancak siz de bir daha ülkeden kolay kolay kredili işlem yapamazsınız.

Yani bankaya kızıp kendinizi derde sokmaktan başka bir işe yaramamış yaptığınız. Üstüne bankaya yüklü bir de faiz ödeyeceksiniz. Ek olarak kredi notunuz düştüğünden ve ülkede bulunmadığınızdan geri toparlamanız da çok zor olacak ve ülkeyle alakalı her türlü kredili işlemde yıllar boyu sorun yaşayacaksınız. Bence çok mantıklı bir hareket olmamış. En azından icra takibine düşmeden ödemenizi yapın. Zararın neresinden dönülse kar. İşin daha kötü tarafı sizin borcunuzu ödememenizin bankaya etkisi sıfır. Tek zararı size.

Alakasız birine kızıp harakiri yapmaktan bir farkı yok bunun. Banka kocaman bir kurum, kimse siz borcunuzu ödemeniz diye zor durumda kalmadı, bu zincirin her aşamasında kendi işini yapıp mesaisini doldurmakla görevli insanlar çalışıyor, avukat da size dargın değil, müşteri temsilci de. Bankanın zaten hiç umrunda değil. Neden yaptınız ki böyle bir şeyi?
0
akhenaten
(29.08.24)
Bu arada soruna cevap değil ama senin gibi, benim de TR kredi kartına ihtiyacım olduğu için belirtmek istedim. Papara tarzı platformlardan dijital kart oluşturabilirsin ve çoğu yerde kullanabilirsin. Şimdilerde para yatırma işini de çözdüler. Yurtdışı kredi kartımdan dijital karta para yatırıp kullanabiliyorum.
0
VIPCH
(29.08.24)
herkes şirkete sinir oldugun için borcunu ödemeyişine yeterince laf etmiş zaten. o konuda saçmalığa değinmeyeceğim

sinir oldugun şeyler de saçma bence. yurtdışına niçin kredi kartı göndersin türkiyedeki banka? türkiyedeki kurye ile anlaşmaları var, amazon mu bu seni yurtdışında bulup teslim etsin. bunun için ekstra kargo ücreti ödemesi gerekiyor. böyle bir şey yapmamaları normal. sanal karttan devam edersin. borcunu da ödersin. bu işin doğrusu budur.
0
abelardo
(29.08.24)
Kara liste hayırlı olsun, 4-5 yıl türkiyede kredibiliten yok artık, bunda sonra söylendiği gibi icra işlemleri başlayacak, üstüne mal mülk en küçük bir şeye şerh koyacaklar, tapuda küçücük hissende şerh görünecek diğer hissedarlar bunu görecek, benim malım mülküm hiçbir şeyim yok dersen gün gelir miras kalır, gün gelir türkiyede bir şey satmak almak için para sokarsın sorun bunlar hep
0
atom karincanin torunu
(29.08.24)
(10)

Sivrisinek sayısı azaldı mı

adwokat
5-6 sene öncesine kadar yazları o kadar çok sivrisinek olurdu ki her gece birkaç tane avlayıp öyle uyurdum ona rağmen kulağımın dibindeki vızzz vızzz sesiyle uyanırdım. Her yerimi yerlerdi. Şimdiyse en son ne zaman sivri sesi duyduğumu hatırlamıyorum. Evde de hiç görmüyorum.Bunların sayısı azalmış o
5-6 sene öncesine kadar yazları o kadar çok sivrisinek olurdu ki her gece birkaç tane avlayıp öyle uyurdum ona rağmen kulağımın dibindeki vızzz vızzz sesiyle uyanırdım. Her yerimi yerlerdi.

Şimdiyse en son ne zaman sivri sesi duyduğumu hatırlamıyorum. Evde de hiç görmüyorum.

Bunların sayısı azalmış olabilir mi??
0
adwokat
(29.08.24)
O güzel sivrisinekler o güzel atlara binip gittiler :(

Vallaha ben de sanki daha azmis gibi düşündüm simdi sen diyince. Acaba ilaclama mi havalar mi nedir merak ettim.
0
logisticsmanager
(29.08.24)
Kesinlikle böyle bir şey var çok şaşkınım ve çok mutluyum.
Sivrisinek alerjisi olan biri olarak yazları birkaç kez acile gidip iğne olurum bu yıl bir kez oldu. Bence bu saatten sonra da olmaz (umarım).
0
mutekebbir
(29.08.24)
Bence de oyle
0
abuzer
(29.08.24)
Azalmadı
0
jülsezar
(29.08.24)
Herkes öyle diyor çevremde de ama bizim evde çok var ya :( yani buranın 3-4 sene önceki durumunu bilmiyorum geçen sene taşındım ama cam pencere açık yatınca gece vızzzz diye sesle uyanıp sinek avına çıkıyorum hemen her gün
0
nundu
(29.08.24)
Birkaç yıldır ben de hissediyorum bunu, bu sene bir kere ısırıldım. İlginç valla.
0
akhenaten
(29.08.24)
İstanbul'da ben de azalmış diye düşünmüştüm. Ama göl kenarı bir yerleşim yerindeyim şu an ve çok var. Yani mekana göre değişiyor
0
kullanicadi
(29.08.24)
Şehir içinde azaldı evet ama bahçeli evlerde konumdan bağımsız olarak sayıları değişmedi
0
Mcfly
(29.08.24)
İlaçlamalar artmış olabilir. Nispeten yeşil bir bölgede oturuyorum, etrafta sinek, böcek, kirpi hatta az da olsa fare vb. var. Ben salonumun kapısını açık bıraktığımda yerde sabah sivrisinek, kelebek ve benzeri böceklerin ölülerini görüyorum. Diğer odaların camlarında sineklik olduğundan giremiyorlar. Bizde pek azalma yok.
0
Lethe
(29.08.24)
istanbul beylikduzu, yaz bitmis 1 tane sinek mi ne gordum evde.
gecen sene falan prizlere ilaclar bilmem ne takmadan uyunmazdi
kapi pencere full acik tel falan da yok.
0
bay b
(29.08.24)
(4)

Rutin olmayan bir iş hayatında mental olarak yorgun hissetmek

arkady svidrigaylov
8/5 Çalışıyorum. Çalıştığım iş yerinde fazla bir iş tempom olmuyor sadece belli dönemlerde yoğun oluyoruz. O da senenin 3 ayında yoğunluk yaşıyoruz. Fakat yoğun çalışmadığım aylarda bile eve geldiğimde çok yorgun hissediyorum. Akşam 5'ten sonra bir arkadaşım dışarıya çıkalım dese yorgun hissettiğimd
8/5 Çalışıyorum. Çalıştığım iş yerinde fazla bir iş tempom olmuyor sadece belli dönemlerde yoğun oluyoruz. O da senenin 3 ayında yoğunluk yaşıyoruz. Fakat yoğun çalışmadığım aylarda bile eve geldiğimde çok yorgun hissediyorum. Akşam 5'ten sonra bir arkadaşım dışarıya çıkalım dese yorgun hissettiğimden gitmiyorum. Spora da giden biriyim fakat spora gitmeden önce de aynı yorgunluğu hissediyordum. Sporun getirdiği bir şey değil. Neden hissediyorum bu yorgunluğu ?
0
arkady svidrigaylov
(28.08.24)
Burn out.
Isteki stresi iste birakman, isten cikinca iyi dinlenmen gerek.
0
robert bosch
(28.08.24)
Valla 8-5 çalışmak zaten çok yorucu. En enerjik ve verimli olduğumuz zamanlar işte geçiyor. Ben zar zor eve gelip yemek yapıp yedikten sonra 1saat yuruyebiliyorum. Bir de bence 30 sonrası tempoda da bir düşüş oluyor sanki:/
0
Amaranta ursula
(28.08.24)
Çok yoğun ve stresli çalışmak bitkinliği hızlandırıcı bir şey ancak ağır çalışmıyorsunuz diye yorulmayacaksınız anlamına gelmiyor. Her gün hayatınızın 9 saatini iş yerine belli bir kısmını da buraya gidip gelmeye ayırıyorsunuz. Bunun kendisi tek başına ağır bir şey zaten.

En son ne zaman tatil yaptınız? Bayram gibi oradan oraya koşmadığınız günlerde kafanızı dinleyip rahatlamak için en son ne zaman +1 hafta izin aldınız? Eğer cevap 1 seneden daha önceyse izin zamanınız gelmiş.
0
akhenaten
(29.08.24)
8-5 çalışan bir insanım, hatta 7-17 gibi çalışıyorum. Çok da yoğunum, insanlarla uğraşmayı gerektiren bir işim var. Ancak bu yorgunluğun gerçek bir yorgunluk olmadığına, kendimi kandırdığıma inanıyorum. Vücutlarımızın çok daha ağır kondisyonlara göre tasarlandığını, bir 8-5 çalışmanın vücudun potansiyelinin çok altında kaldığını düşünüyorum. Neredeyse her akşam spora giderim. Hayali bir yorgunluk yaşıyoruz, bunun sebebi de bence çalıştığımız yerler... Klimalar, ledler, parlak ekranlar vs vs. Beyin yorgunluğu ile vücut yorgunluğu farklı bir şey ve dinlenme şekli aynı değil. Akşamları yürüyüş ya da spor yaparak beyninizi dinlendirebilirsiniz. Çok daha zinde hissetmeye başlayacaksınız bu şekilde ve gün yetmemeye başlayacak artık.
0
silverleaf
(29.08.24)
(4)

Diş hekimliği neden tıp fakültesinde değil?

ya ben lan neyse
neden tıp bitirenler dişçiliği uzmanlık olarak okumuyor? psikiyatri gibi mesela.
neden tıp bitirenler dişçiliği uzmanlık olarak okumuyor? psikiyatri gibi mesela.
0
ya ben lan neyse
(28.08.24)
insanlığın ihtiyacına göre şekillenmiş olabilir.
herkesin dişi çürür, dolgu gerekir, kanal gerekir, çekim gerekir bir şeyler gerekir.
normal bir insan da 2-3 yılda bir dişçiye illa yolu düşer.
çok olan bu talebi karşılamak için piyasaya salınacak diş hekimlerini bir 6 yıl daha ertelemek uygun olmaz. gerekli eğitimi verip topluma salmak verimli olur derim.
0
WithWorth
(28.08.24)
Şurda anlatılmış;

www.reddit.com

Temel olarak diş hekimliği ve tıp tarihsel olarak ayrı dallar olarak gelişim göstermiş ve diş hekimleri tarih boyunca tıp disipliniyle birleştirilmeye direnç göstermiş. Bugün de diş hekimleri zaten kendi içinde dallanıp budaklanmış bir alan olan diş hekimliğinin alakasız birçok alanla haşır neşir olacağı şekilde tıpla brleşmesine karşıymış. Temel olarak bütün diş hekimliği eğitimi başka bir dalın içine sığdırılırsa bunun diş hekimliğindeki birçok uzmanlık alanını olumsuz etkileyeceğini düşünüyorlarmış.
0
akhenaten
(28.08.24)
diş hekimliğinin de uzmanlığı oluyor sonra tus gibi dus sınavına giriyorlar
0
jülsezar
(28.08.24)
(git: 1573629)
0
kibritsuyu
(28.08.24)
(15)

İçki içmeyi sevmeyen insan

Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
Bu kişi benim, yani içki içmesini sevmiyorum, özel günlerde içmesini de sevmiyorum içki içmek benim için zevkli bir şey değil çünkü tadını lezzetini vs hiçbir şeyini sevmiyorum, bana yaşattığı ruh halini de sevmiyorum sarhoşluk çakırkeyif hali benim için hoş bir şey değil, ayrıca herhangi bir dini i
Bu kişi benim, yani içki içmesini sevmiyorum, özel günlerde içmesini de sevmiyorum içki içmek benim için zevkli bir şey değil çünkü tadını lezzetini vs hiçbir şeyini sevmiyorum, bana yaşattığı ruh halini de sevmiyorum sarhoşluk çakırkeyif hali benim için hoş bir şey değil, ayrıca herhangi bir dini inancım da yok yani beni engelleyen bir durumum da yok tek neden içkiyi sevmiyor oluşum. Tamam hiç içmiyor değilim kardeşimle falan bir araya geldiğimizde birkaç bira içerim ama 2-3 sene hiç içki içmediğim de oluyor ama insanların bunu anlamlandıramamasını anlamıyorum, neden oluyor bu?

Mesela arkadaşlarla dışarı çıkıyoruz, ben 1 tane bira alıp 10 saatte içiyorum bazen onu bile yapmıyorum, bana tip tip bakıyorlar içmiyorum diye, ulan beni 40 senedir tanıyan insanlar bunlar birader rahatsız oluyorsanız çağırmayın beni diyorum ertesi hafta yine çağırıyorlar yine aynı muhabbet kardeşim neden içmiyorsun derdin ne diye soruyorlar bana, böyle bir soru olabilir mi ya sanki su içmiyorum diyormuşum gibi bir tavır, neredeyse içki içmediğim için özür dileyecek hale geliyorum, bakın ben neredeyse 100 yaşında bir insanım ve içki sigara vs kullanmıyor oluşumun tek nedeni bunları sevmemek ve bu sosyal ortamda acayip tepki gören bir hale gelmiş, kardeşim bırakın ben de maden suyu içeyim hem böylelikle arabayı kullanacak ayık biri de oluyor herkes mutlu olacak ama "yok lan al sen de şunu iç" deyip burnuma dayıyorlar bira şişesini, sırf bu nedenle arkadaşlığımı bile kestim ama yine hayatımdan çıkaramadım bu insanları, niye böyle oluyor?
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(28.08.24)
Bizim insanların bir alkol iki mangal muhabbeti hiç çekilmiyor.

Her alkol alındığında, her mangal yapıldığında bıkmadan usanmadan aynı muhabbetler yapılır, etraftaki insanlara aynı davranılır. Adet. Alkol içilen bir ortamda içmeyen tek kişiyseniz buna maruz kalırsınız. Başka nasıl davranılması gerektiğini bilmiyor insanlar.
0
akhenaten
(28.08.24)
Çoğunluk içiyorsa şaşırıyorlardır. Ben de alkol kullanmıyorum, sigara da içmiyorum. İş yerimde sigara içmeyen tek bendim, şaşıran olmuştu biliyor musun? :))
0
rock n roll
(28.08.24)
Reis parti kur, üye olalım kalabalikmisiz

Ama bı de gürcü şarabı denesen efso bisi? Zaaa xd
0
abuzer
(28.08.24)
içki içilen ortamda içmeyen olursa hoş olmuyor bence. herkes saçmalarken aklı başında bir kişi ortamı geriyor. ama evet arabayı kullanacak ayık birisi iyi bir şey.

sigara olayı hepten saçmalık. sigara kafa yapmayan bir şey sonuçta, içen de aynı içmeyen de aynı oluyor ortamda. sigara içmeyene garip davranmak mallık
0
abelardo
(28.08.24)
Aynı şeyi yaşıyoruz. İçki içenlerin yanında sırf eşlik etmek için biraz bişiler içiyorum o bile batıyor niyeyse o kadar mı içtin niye az içtin diye. Zaten bira, rakı, viski bunları içmem mümkün bile değil zehir gibi geliyor. Sevdiklerim baya kız içkisi denilen şekerli şeyler onlar da artık dokunuyor gereksiz kalori gibi geliyor bana. Yemekle beraber de hiçbir şey içmem. Bir diğer linç de oradan geliyor. Yemeğin yanına hiçbir şey mi istemiyorsun. Hadi asitli bişi içmiyorsun ayran da mı içmezsin, bari. Bir soda iç vs.

Lisedeyken arkadaşıma ver bakayım şu sigara nasıl bişimiş dedim iki kez çektim öksürmekten ölüyordum. Bunu içenin var ya gram aklı yok demiştim de küsmüştü. Ama öyle yani Bi insanın ona bağımlı olması için epey uğraşması lazım. Çalışma hayatındayken de sigara içenlerden nefret etmeye başladım. Zart sigara molası, zurt sigara molası. Bir de sen sigara içmiyorsan o muhabbetten de geri kalırsın.
0
kullanicadi
(28.08.24)
Dini sebepli ya da değil, içki içmeyen kişiye saygım var tabii ki önden belirteyim.

Ama şimdi içki çok geniş kültüre sahip bir mevzu. Şarabı ayrı viskisi ayrı kokteyli apayrı, bira desen en "ucuz" içki onun bile apayrı tarihi kültürü var antik mısıra kadar giden. Yani cine vodkaya ve bilimum başka içkiye girmedim de. Bu kültürün bir ucundan dahil olmak ve bu konuda meraklı olmak kaliteli bir zevk. Ama gidip barda şişe efes içerken "sen niye içmiyosun" demek saçma bence. Hiç ulaşılmayan bi şey değil sonuçta, canın istemiyorsa içmezsin. İçmiş olmak için içmek belli bi yaşta bitmeli de ülkemizde hem içkinin hâlâ sosyal ortamda tabu olmasına bağlı cool olarak görülmesi hem de gereksiz pahalı olmasından dolayı "gelmişken içelim" fikri yaygın oluyor.

Tadını sevmeme olayı bana biraz tuhaf geliyor ama ya. Her içkinin apayrı tadı var. Neyin tadını sevmiyorsunuz? Bira desek bin çeşit bira var, şarap zaten apayrı işte yukarıda saydım çeşitleri. Hepsinin tadı çok farklı, kendi içlerindeki çeşitleri de farklı. İnsanlar o yüzden "bunu dene seversin" demek istiyor olabilir. Bi yandan da @abelardo +1 herkes çakırkeyifken ayık insan olsun istenmiyor genelde. Yine de tabii ki arabalı ortamlarda içmeyen bir kişi olması gerekiyor :D

Mobilden yazdığım için çok karman çorman oldu da temel düşüncemi anlatabildim umarım
0
nundu
(28.08.24)
İçki içmeyi 25 yaşımda bıraktım. Müzisyenim ve barlarda da çalıyorum.
Neden içmiyorsun sorusu o kadar fazla geliyor ki ben de inanamıyorum. İnanılmaz kaba bir soru bu içki içmenin ön tanımlı gelmesini geçtim alkolizm atlatmış olabilirim, dindar olabilirim, böbreklerim rahatsız olabilir, bambaşka bir sağlık problemim olabilir bunları kimseye açıklamak zorunda olmamam lazım.

Hoş hiçbiri de değil bu sebeplerin iyi bir şey değil bu, sağlıklı da değil zaten deyip bırakmıştım sigarayla birlikte yıllar evvel.

Sakallarım bi dönem uzundu, içki de içmediğimi görenler fena halde mümin olduğumu varsayıyordu :D Ezbere yaşıyoruz.
0
hedep
(28.08.24)
dini sebep olunca ortada tartışmaya açık olmayan bir konu oluyor. dini sebebi yoksa da kişi biraz asosyaldir veya öyle olmasa bile bar, meyhane tarzı ortamlarda sosyalleşmeyi sevmiyordur başka yerlerdir onun ortamı. o zaman zaten tam tersi o kişinini içmemesine değil içmesine şaşırırsın. ama öyle sebepler, durumlar olmayınca barlarda marlarda arkadaşlarıyla takılan ve sağlık durumları, inanç vs. gibi net bir engeli olmayan bir kişinin içmemesi biraz garip bunu da kabul etmek gerek sanki. çok içmeyi sevmiyorum max 2 bira ya da 2 cin tonik falan der anlarım da sık sık barlı ortamda takılan veya öyle bir çevresi olan birinin içmemesini ben de garipserdim. insanlarda ufaktan alkol belirtileri başlayınca içmeyen için zor bir ortam oluyor bir kere ama sen de içersen tam tersi normalinden daha da keyifli bir ortam oluyor. bir nevi grup etkinliği aslında o yüzden öyle takılan birinin içmemesini garipserdim.
0
semaforo de medianoche
(28.08.24)
Aynıyız valla. 31 yaşındayım, sigarayı ilk kez geçen piknikte içtim:) Babamın en sevdiği şey içki olmasına rağmen ben ona hiç çekmemişim. Ne bileyim hayatta çok daha güzel şeyler var bana göre. Bunların tadını hiç merak etmedim, etmem de. Dindar da değilim.
0
nothing in my way
(28.08.24)
Ben de böyleyim. İçki içmek sanki bir sekülerlik veya kafa insan olma nişanesi gibi algılanıyor. İçki içilmediğinde direkt muhafazakar gibi kodluyor insanlar, uyuz oluyorum bu duruma. Ayrıca velev ki muhafazakarım sana ne..

Şimdiye kadar denediğim içkilerin tadını pek sevemedim, güzelleri vardır muhakkak ama hiç karşıma çıkmasa ölene kadar içki aramam. Hafif sarhoş olmak keyifli olabilir ama benim bedenimi genelde fiziksel olarak çok kötü etkiliyor. Midem ilk yudumdan itibaren cayır cayır yanıyor, belli bir süre sonra kendimi hasta ve yorgun gibi hissediyorum, başım dönüyor, midem bulanıyor, yer yer istifra ediyorum. Ertesi gün de bu etkilerin geçmesi çok zaman alıyor. Vücudum resmen bu maddeyi istemiyor ve derhal dışarı atmaya çalışıyor. İnsanlar bu etkileri nasıl tolere edebiliyor hayret ediyorum.
0
playing star again
(28.08.24)
Geçenlerde teyzemin tanıdığı benim hiç tanımadığım hiç görmediğim yaşlı bir karı koca teyzemi ziyarete geldi, teyzem istedi diye ben de ağırladım onları. Birkaç gün sonra doğum günümü kutlamaya gelmişler, hediye de almışlar. Sırf bir kez görüştük diye. Biraz menfaatperestlik de var çünkü teyzem statü olarak onların üstünde, teyzeme bir bağları var bu anlamda. Dolayısıyla ufak bir yaltaklanma söz konusu.

Kimse bana sormadı doğum günü kutlamak ister misin, ister isen bu insanlarla kutlamak ister misin, burada kutlamak ister misin vs. Bi alışmışlar doğum günü olan kişi doğum günü kutlar, biz de gidelim biz de kutlayalım. Bildiğin tepeden inme emrivaki şeklinde kutlama yapmaya kalkıştılar.

Teyzeme dedim ki ben istemiyorum, doğum günü kutlamayacağım, neden böyle bir şey yapılıyor ki? Teyzem de gitmiş konuşmuş, istemiyor vs. Kös kös geri dönmüşler.

Kabalık gibi duruyor ama o hareket bir hatır ve saygı hareketi değildi, bir göz boyama ve elde etme hareketiydi. Beni kullanmaya kalkıştılar kendimi kullandırmadım.

Senin durumla ortak tarafı, herkesin kafasındaki kemikleşmiş önyargılar, peşin hükümler. Bir şeyler içmek sevilir düşüncesi, dışarı çıkınca veya özel günlerde içilir yargısı. Sebep?? Sevmeme hakkım yok mu benim diye birkaç kişiye üzerine geldikleri takdirde çıkışıversen rahat edersin aslında. Tamam kırmamak hatır saymak vs iyi ama sevmediğin istemediğin hem de tamamen keyif ve hatta yerine göre lüks sayılabilecek şeyleri yapmaya da mecbur kılınmamalısın. Üstelik beden sana aitken.
0
muhayyer divan
(28.08.24)
yalnız değilsin. kırk yaşında adamım, dini inancım yok ve bir sene içki içmesem aklıma bile gelmez. tamamen sosyal içiciyim, sırf yanımdakilere eşlik etmek için içerim kendimi bildim bileli. hele rakı votka gibi ağır şeylerde hiç yokum, anca bir iki bira, şarap ya da kokteyl.

üstelik içki cenneti bir ülkede yaşıyorum, marketlerde uygun fiyata alabileceğim yüzlerce çeşit içki var, benim yerimde başkası olsa delirirdi herhalde. markete girdiğimde içki reyonunu direkt pas geçiyorum, bakmıyorum bile.
0
sir gawain
(28.08.24)
Kimse sevmek, içmek zorunda değil. Ama insanlar genelde içince gevşiyor, daha rahat bir ortam oluyor. İçmeyen biri o ortamı kaldıramayıp sohbete uyum sağlamayabiliyor. Böyle birini ben de içki masasında tercih etmem. Bu tarz bir uyumsuzluk yoksa içmemen sorun olmamalı, kime ne.
0
asteriks
(28.08.24)
Abi o yaslarda da böyle olması garip. Bizim bir grup var, 6 kişi falan. Bir kişi dininden, bir kişi çok icmediginden, biri de spordan icmiyor. Geri kalan 3 kişi iciyoruz. Vallaha bir farkini göremedim pek.

Alkol güzel şey misal bir old fashioned. Ama icmek öyle çok da önemli değil yani. Yas ilerledikce daha az iciyorum ama senin arkadaş grubunda öyle değil gibi :/
0
logisticsmanager
(28.08.24)
vay bee
bu yaşta alkol almayanlar da varmış. alkol sosyalleşmenin mesneti oldu.
tebrikler.

valla parti kurarsan ben de gelirim :)

ben üstelik çay, kahve de içmiyorum. bıktım insanlara sevmiyorum demekten.
0
janderzel zartanyan
(29.08.24)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.