@nundu: entry'de dile getirilen bu durumun sebebi %99 ihtimalle:
1. özellikle sabahattin ali, reşat nuri güntekin, peyami safa veya tanpınar gibi o dönemlerin eserlerinde bazı basımlarda/yayınlarda dönemin dilindeki çoğu kelimeler bazen olduğu gibi yazılıp sayfanın altında/sonunda dipnot olarak "münevver: aydın", "kabil değildi: bunu yapacak gücü yoktu", "tahayyül etmek: hayal etmek" gibi açıklanıyor. ama bazı basımlarda ise o kelime yerine günümüzdeki karşılığı kullanılıyor.
2. bazen önsöz/sonsöz/yayıncı notu gibi kitabı daha iyi özümsememize ve anlamamıza yardımcı bölümleri oluyor. haliyle sayfa sayılarını çoğaltıyor ya da azaltıyor.
çok yersiz gelebilir ama yine güncel olarak okuduğum kitaptan örnek vereyim:
çalıkuşu, basım yılı 2019, sayfa sayısı 544. yazı puntoları büyük ve eski kelimeler aynen yazılmış durumda ve sayfanın en alt kısmında dipnot olarak günümüz türkçe karşılığı yer alıyor. kapak tasarımı farklı.
oysa aynı yayınevinin son baskısına göre: 384 sayfa, 2024 basım. muhtemelen hem punto küçük, hem de doğrudan günümüz türkçesi ile revize edilmiş. kapak tasarımı farklı.
yine aynı kitabın ve yayınevinin 2013 basımlı e-kitabı var elimde: 448 sayfa, doğrudan günümüz türkçesi ile revize edilmiş. kapak tasarımı farklı.
0