Giriş
(5)

Google neden iyi bir arama motoru değil

dunyatuhaf
Ben teknolojiden çok anlamıyorum ama neden Google hala saçma sapan sonuçları ilk sıralarda çıkarıyor,Para kazanıyordur reklam alıyordur, fakat bu kadar alakasız sonuçların Çıkması çok saçma değil mi .Clickbet sitelerden geçilmiyor, (sanırım öyle deniyordu )Ben ürün arıyorum atıyorum kitap .Bana göst
Ben teknolojiden çok anlamıyorum ama neden Google hala saçma sapan sonuçları ilk sıralarda çıkarıyor,
Para kazanıyordur reklam alıyordur, fakat bu kadar alakasız sonuçların Çıkması çok saçma değil mi .
Clickbet sitelerden geçilmiyor, (sanırım öyle deniyordu )
Ben ürün arıyorum atıyorum kitap .
Bana gösterdiği sonuçlarda bulamadığım kitabı belki dolap uygulamasının içine girince bulabiliyorum .
Görsel arama hala çok kötü , tersinden aramadan bahsediyorum .
Yapay zeka bu kadar gelişmişlikten farklı arama motorları Çıkmazı mı ?
Google ın yerini alamaz mı ?
Alsa sa benim için farketmez ama neden ben ,
Ebay a dolap a sahibindene ayrı ayrı bakıyorum .
Sizin daha iyi arama motorlarınız var mı ?

Yok mu hepsini benim için arayacak bir sistem ?
0
dunyatuhaf
(18.07.24)
2000 - 2008 arasını bilirim internetten yaptığım aramalarda. O zamanlar sonuçlarda daha özgün, kişisel siteler ilk sayfalarda denk gelirdi. Şimdi seo vs derken parayı bastıran öne çıkıyor.
Başka arama sitelerinden aradığım şey uzakdoğudaki bir forum sitesinde bile çıkıyordu. google sonuçlarında ise çıkmıyordu.

Benim anladığım google algoritması gereği aslında aradıklarımızı göstermiyor.
Kendi filtrelediklerini gösteriyor. Ve gittikçe alanında tekel halini alıyor.
Dünya dili ingilizce olarak söylenir ve ABD nin adı çok her alanda çok duyulurken arama sonuçlarında abd den daha fazla sonuçların öne çıkması lazım ama çıkmıyor nedense.

Kısacası eskiye oranla sonuç gösyeriminde çok farklar var ve google ile sınırlı kalmamak lazım diye düşünüyorum.
0
diyecevaplandı
(18.07.24)
woke culture'la hiçbir bağlantısı yok, hatta bu ikisi birbirine ters zaten. reklamcılık sektörünün güncel durumuyla ilgili. gördüğünüz reklamlar gerçek ürünleri bile göstermiyor artık. insanların ilgisini çekecek bir şeyler koyuluyor, gerçekteki içerik tamamen farklı. SEO sistemi de sırf gerekli kriterleri taşıdıklarından ötürü aramalarda alakasız siteleri ön plana çıkarıyor. Aynı şey gazeteler için de geçerli. Arama motorlarının çalışma mantığına uygun hazırladıkları hiçbir bilgi vermeyen "lorem ipsum'dan" hallice doldurma yazılarla ön sıralarda çıkıyorlar. Gazetelerin websiteleri gerçek manada çöp.

Ayrıca şu sıralar alışveriş siteleri de arama sonuçlarında doğrudan aradığınız ürünü göstermiyor. Satılması daha düşük ihtimal olan kenarda köşede kalmış ürünlerle karışık olarak karşınıza çıkarıyorlar.

Bunlara ek olarak google'ın spam filtresi de düzgün çalışmıyor. Kendi yarattığı karmaşada boğulmak üzere. Birkaç ay önce arama sonuçlarında gerçek websitelerinden daha çok spam siteleri gösteriyordu.

İnsanlara gına gelip yaygın şekilde dalga konusu olana kadar değişebilecek bir şey değil bu ne yazık ki. Google gözden düşme tehlikesi olduğunu düşünmüyor şu anda.

Ama bunun bir çözümü var. Atıyorum Amazon'da aradığınız şeyi bulamıyorsunuz, google'da da bulamıyorsunuz. Ancak aradığınız şeyi google'da ararken sonuna amazon ibaresi eklerseniz doğrudan o ürünü getiriyor.

Ya da reddit'te bir şey arayacaksınız; google'ı açıp [aradığınız şey] reddit yazarsanız reddit'ten o şeyi önünüze getirir.

bunun dışında akakçe, ucuzu vb. siteleri kullanabilirsiniz.
0
akhenaten
(18.07.24)
duyurunu okuyunca fark ettim ne kadar boktan bir arama motoru olduğunu. gerçi artık sadece yer imlerine kaydettiğim yerelre takılıyorum o ayrı. ama yine de search e mecbur kalınca, son dönemde bir kere bile mutlu olmadım.

herhalde yandex search e geçmeli
0
kel aynak kusu
(18.07.24)
Google gene kötünün iyisi.
Hanımın mesleği sebebiyle ben de biraz içli dışlıyım, vallaha yandex zaten çöp. Spam denmis daha ilk sayfadan tıkladığınız linklerde spam başlıyor. Yandex çok "free" diye seviliyor, yani bunu insan 60 yaşında birine Verse yarin telefon spam uygulama dolar.
Keza bing. Son hali ile kendimi bicaklayacagim yani arayüz olarak da çok kötü.

Google'i akhenaten çok iyi ozetlemis. Buna ek olarak en son yapılan core update'ler ile ne kadar iyice bozsa da belli şeyler yapmaya calisiyorlar, özellikle ai articlelara karşı.
0
logisticsmanager
(18.07.24)
Google a eklenti yuklerseniz ad yazan reklamlari blokluyor.

Birde site blocker tarzi bisi var
Mesela surekli e kitap aratiyorsunuz yalanci siteler geliyor yaninda isarete basip bloga aliyorsunuz
Bidaha cikmiyorlar
0
Zetnikov
(18.07.24)
(16)

Neden Kapadokya'ya gidiyorlar?

michael_knight
Yabancı turistler neden Kapadokya'ya bu kadar ilgi gösteriyor anlayamıyorum.Yerli turist olarak benim hiçbir zaman ilgimi çekmedi. İlginç şekilli taşlardan oluşan bir arazi olarak görüyorum. Yeraltı şehri de var. İlginç değil demiyorum ama çok daha ilginç yerler var bence Türkiye'de.Ayasofya, Efes a
Yabancı turistler neden Kapadokya'ya bu kadar ilgi gösteriyor anlayamıyorum.
Yerli turist olarak benim hiçbir zaman ilgimi çekmedi. İlginç şekilli taşlardan oluşan bir arazi olarak görüyorum. Yeraltı şehri de var. İlginç değil demiyorum ama çok daha ilginç yerler var bence Türkiye'de.

Ayasofya, Efes antik kenti, Pamukkale, Topkapı Sarayı, Göbeklitepe gibi yerlerin neden ilgi çektiğini anlayabiliyorum ama Kapadokya'yı anlayamıyorum.
Neden bu kadar ilgi duyuyorlar?
0
michael_knight
(17.07.24)
çünkü senin kültür anlayışınla onların anlayışı bir değil.
sen tatil deyince avm, alışveriş, kafe vs. kültürüyle yetiştin
onlar ise gerçek turizm kültürüyle yetişti. senin gibi tatilde avm'ye koşmuyorlar. yeni kültür, farklı yaşamlar, farklı hayatlar peşindeler.
0
sizofren06
(17.07.24)
kapadokya guzel
0
ala09
(17.07.24)
Kapadokya'nın kendisinin 50 milyon yıllık bir tarihi var, o bölge komple yanardağ patlamasıyla açığa çıkan küllerin milyonlarca yıl üst iste binmesiyle oluşan bir bölge, bazen o tabakalar çökünce de o şekilli şüküllü taşlar ortaya çıkmış, sence bu ilgi çekici bir doğa olayı değil mi?
0
Bir ben var benden şurada
(17.07.24)
@sizofren benim tatil anlayışım hakkında bir tahminde bulunup bu anlayışı da aşağılamaya çalıştığını hissediyorum, doğru mu anlamışım?
0
🌸michael_knight
(17.07.24)
Ya bu duyuru çok ilginç insanlarla dolu ya bir sorudan hemen size karakter analizi yapıyorlar djdjdjfj

Bildiğim kadarıyla oradaki kiliseler hristiyanlar için çok kutsal bu birinci sebep ikincisi de doğal oluşum bir yapı var bence de çok ilgi çekici üstelik neden yerin altına öyle şehir kurdukları hala bilinmiyor böyle bir gizemi görmek istiyorsunuz haliyle tıpkı küçücük göbekli tepe gibi. Mesela efes, topkakı vs bu kategoride asla olamaz çünkü onlar bir gizem taşımıyor. Bilinmeyene olan ilgi her zaman farklıdır.
Üçüncü sebebim de biraz ig popülaritesi ivme kazandırdı bence. Balonlar, atlar, doğal yapıların arasında kırmızı elbiselerle pozlar tam olarak günümüz sosyal medyasının fenomenlerin aradığı şeyler.
Ha bence üçüncü sebep olmasa da ilgiyi hak ediyor sonuna kadar.
0
Kediyi üzdün
(17.07.24)
Saydığın örneklerde Pamukkale olmasa kendi içinde tutarlı bulup kişiden kişiye değişir tabii derdim ama bence pamukkale ve kapadokya turizm olarak eşlenik yerler ya. İkisi de doğal güzellik üstüne binen tarihi doku şeklinde tanımlanacak yerler. Yani Pamukkale de dünyada başka bi yerde kolay kolay göremeyeceğin bir yapı, Kapadokya da öyle. İkisinde de antik dönemden tarihi eserler var. Birini beğenenin diğerini de beğenmesi gerekiyormuş gibi geliyor bana.

Ama yani doğal güzellikler konusunda da seçici olabilir tabii insan düşününce. Karadeniz coğrafyası bence turistik değil, ne öyle hep orman dese biri "aa ne alaka" demem yani olabilir derim. Belki beyaz traverten hoşuna gidiyodur ama volkanik tüften oluşan kolonlar ilgini çekmemiştir
0
nundu
(17.07.24)
Qanqi Kapadokya bayaaa güzel.. hele yeraltı şehirleri beni büyülemisti

Pamukkale daha boş.. tamam traverten güzel, su, havuzlar vs.. okey.. ama kalkip japonyadan gelinmez etrafı bombos
0
abuzer
(17.07.24)
turistik yer diye. turist turistik yerlere gider. :)

senin soruna karşı yazmadım bu arada. turist aklı böyle yani. balon turları da cabası işte. ama burayı ilginç bulmayan turist de olabilir. insan kendi ülkesindeki turistik yerlere de daha mesafeli yaklaşıyor. ben kapadokya'ya çok daha sonradan gitmiştim, ve ikinci gidişim de daha çok şey keşfedip beğenmiştim.
0
ermanen
(17.07.24)
@abuzer

Pamukkaledeki hierapolis antik kenti benim Türkiye sınırları içinde gördüğüm en güzel antik kentlerdendi ya, ki batı anadoluda ismi bilinen antik kentlerin hemen hepsini + pek çok ufak tefek antik kenti gezdim. Antik kentle beraber bence baya büyüleyici bir yer.
0
nundu
(17.07.24)
@nundu, :( ben pek sevmedim. ben de epey gezdigimi gördüğümü düşünüyorum, ilgi çekici bı yanı yoktu benceee... Acaba hikayesine hakim oldugun için mi etkiledi
0
abuzer
(17.07.24)
kapadokya baya ilgi çekici bir yer. 2 kere gittim bir fırsatım olsa yine giderim. Yeraltı şehirleri bile başlı başına gitmeye değer binlerce yıllık belki çok daha fazlası yatıyor oralarda. Kültürel turizm ise konu kapadokya epey üst sıralarda olur.

Bunlardan hariç sosyal medya manyakları için de iyi bir yer. Balonlar, "ilginç şekilli taşlar" fotoğraf çekilmek için iyi "arka plan" oluyor. Üstelik yıllar içinde turist ala ala konaklama hizmetleri de ilerledi. her bütçeye uygun otel var.

Özetle, gitmek için epey sebep var.
0
ilgeru
(17.07.24)
Kapadokya ve Pamukkale bence mükemmel güzel.
Neden sevildiğini anlamıyor olman turizm anlayışının farklı olmasından kaynaklanıyor. Herkes aynı şeylerden hoşlanacak diye bir şey yok.
0
kaptan maydanoz
(17.07.24)
Herkesin ilgisini çeken şey farklı sonuçta. Kapadokya doğal sit olarak dünyada örneği az olan bir yer. Bir de buna tarihsel kimliğini de eklediğinizde objektif olarak eşsiz bir yer. Ayrıca balona binebiliyorsunuz.

Herkesin seyahat motivasyonu farklı. Kimi doğa temelli hareket eder, kimi yeme-içme, kimi deniz kum güneş, kimi tarih arayışındadır vs. vs.

Sizin örnek verdiğiniz yerler, pamukkale hariç, arkeolojik ve tarihsel kimliği birinci derece ön planda olan yerler. Jeolojik bir ilgisi olan, doğal güzellik peşinde koşan insanlara hitap etmiyorlar. Hitap etseler de bu insanların öncelik sıralamasında daha aşağıda yer alıyorlar. Ki saydığınız yerler de yeterince talep görüyor zaten.

Yani özetle, doğa kaygısıyla geziyorsanız dünyanın çeşitli yerlerinde deniz, dağ, orman, çöl, göl vs. için öne çıkan çok daha ilginç yerler var. Ancak kendi klasında kapadokya dünyada iyi bilinen bir yer. Bu amaçla Türkiye'ye gelinecekse tercih edilmesinden doğal bir şey yok. Pamukkale güzel elbette ama pamukkale sadece gidip görülecek "bir yer." Kapadokya ise komple içinde yaşanılanilen bölgesel bir alan. Genel bir atmosfer.
0
akhenaten
(17.07.24)
Gitmeden önce ben de öyle düşünüyordum.

Bence daha çok tanıtımı yapılmalı, yabancı heyetleri buraya götürüp tanıtım gezisi düzenliyoruz çok beğeniyorlar.

Başka ülkede olsa daha popüler bir yer olurdu
0
Hallegadola
(17.07.24)
Orada bazı elit gruplar pagan ayinleri yapıyorlar.
0
füt
(18.07.24)
Gitmeden önce en çok görmeyi istediğim yerlerden biriydi. Üstte de yazılmış bence ilgi çekici bir doğa olayı. Gün doğumu, gün batımı manzarası müthiş bence. Sırf bunun için kilometrelerce gidilir mi bana kalırsa gidilir gittim de. Evlerin, otellerin mimarisi güzel. Balon türü, atv kiralama da sonuçta farklı aktiviteler. Kapadokya değil sadece çevresindeki yerler de ilgi çekici. Birkaç gün ayrılsa Ihlara yakınında Aksaray'da kalan Niğde sınırındaki bölgede çok fazla kilise, katedral var. Gidene kadar Selime'yi duymamıştım beni orası da büyüledi. Yeraltı şehirleri vs gördükçe bizden binlerce yıl önce yaşayan insanları her haliyle tasavvur etmeye çalışıyorum... Bilmiyorum Aksaray, Nevşehir çevresi beklemediğim kadar şaşırtıcı ve etkileyiciydi benim için. Efes, Hierapolis gibi yerlerden de etkilendim ama bilmiyorum herhalde Kapadokya ve çevresi daha mistik ve bilinmez geldi bana.
0
black holes in the sky
(18.07.24)
(9)

Tetanoz

gnosis
Dünyanın en sakar insanlarından biriyim. Kapan kurarken elimi kestim. Kapan yeni, metal, paslı değil. Yara derin:( En son 2021 Aralık ayında tek doz tetanoz aşısı oldum. Şimdi gidip aşı olmam gerekiyor mu?
Dünyanın en sakar insanlarından biriyim. Kapan kurarken elimi kestim. Kapan yeni, metal, paslı değil. Yara derin:( En son 2021 Aralık ayında tek doz tetanoz aşısı oldum. Şimdi gidip aşı olmam gerekiyor mu?
0
gnosis
(17.07.24)
Daha öncesinde üç doz aşı olduysanız, sonrasında 2021'de olduysanız gerekmiyor. Ama yara derinse ve kirlendiyse pansuman yaptırın siz yine de. Tetanoz dışında bakteri bulaşı olabilir, antibiyotik vs gerekebilir
0
nundu
(17.07.24)
Aşınız olsa da problemli kesik durumlarında gidip aşı olmalısınız zaten. Önleyici olarak aşı yapılıyor bu ayrı, ancak riskli durumlarda tetanoz aşısı yenileniyor.

Tetanoz aşısı sürekli yenilenebilen bir aşı. Özellikle saha çalışması olan meslek gruplarında aşınız olsa da olmasa da bir işe girince aşı olursunuz. Arkeoloji gibi bin yıllık paslı metallerin kesik tehlikesi yarattığı meslekler buna örnek.
0
akhenaten
(17.07.24)
Hep tek doz yapıldığını hatırlıyorum. Çocukken yaptılarsa da enabizda göremedim.
Yarın gideyim yarayı göstereyim en iyisi.
0
🌸gnosis
(17.07.24)
Daha 3 yıl önce aşı olmuşsunuz.
Koruyuculuğu 5-10 yıl gibi bir şey galiba. Çocuklukta aşı olup olmadığınıza göre değişiyor olmalı ama olmuşsunuzdur.
Askere gittiyseniz askerde de aşı olmuşsunuzdur.

Bir doktora sormanız en doğrusu elbette ama 3 yıl önce aşı olduğunuz için gerek olmadığını söyleyecekler sanırım.
0
michael_knight
(17.07.24)
travmatik durumlarda koruyucu aşı setine bakmıyorlar ve son 1 ay içinde tetanoz aşısı olmadıysanız aşı yapıyorlar. yani aşı olmanız gerekiyor en geç 3 gün içinde.
0
surprise
(18.07.24)
aile sağlığı merkezlerinde tetanoz yapıldığı yazıyor ama okul çocuklarını aşıladıklarından aşılar çabuk tükeniyormuş. benim bağlı olduğum asm’de aşı kalmamıştı. acile gittim sonuç: tetanoz+ pansuman yapıldı.
0
🌸gnosis
(18.07.24)
@gnosis aşı olmanın gerekliliği, koruyuculuğun süresi hakkında bir şey söylediler mi? Söyledilerse biz de öğrenelim.
0
michael_knight
(18.07.24)
Pek işinize yaramayacak ama yazayım. Aile hekimim daha önce 3 doz aşı oldunuz mu diye sordu. Bilmediğimi söyledim. Yabani hayvan kapanı deyince risk almayın aşıyı yaptırın dedi.

Acil kalabalık olduğundan pek sohbet muhabbet ortamı yoktu. Orada en son ne zaman aşı oldunuz diye sorup yaptılar. 3 doz aşı oldunuz mu diye sormadılar.
0
🌸gnosis
(18.07.24)
tek doz tetanoz 1 yil korur sadece.

full doz yaptirip uzun 10 senelik koruma almak lazim. simdi sizin tekrar olmaniz gerekiyor.
0
antikadimag
(18.07.24)
(3)

Hoşlantılar karşılıksız kalınca

karanlik yanim
Ben ne zaman birisinden hoşlanır gibi olsam ama karşıdan aynı ilgiyi görmesem, ya da tam tersi bana ilgisi bariz birisine aynı şekilde hoşlantı duyamasam, arkadaşların yorumu hep şöyle oluyor: Bilinçaltın seni senden hoşlanmayacak kişilere yönlendiriyor, erişilmez olana çekim duyuyorsun, seninle sev
Ben ne zaman birisinden hoşlanır gibi olsam ama karşıdan aynı ilgiyi görmesem, ya da tam tersi bana ilgisi bariz birisine aynı şekilde hoşlantı duyamasam, arkadaşların yorumu hep şöyle oluyor: Bilinçaltın seni senden hoşlanmayacak kişilere yönlendiriyor, erişilmez olana çekim duyuyorsun, seninle sevgili olmaya müsait ve düzgün insanlardan kaçıyorsun, senin değerini göremeyen kişilere kendini sevdirmeye çalışıyorsun.

Buna ne kadar katılıyorsunuz? Benim mantığım daha düz çalışıyor: Bazı insanlar güzellikleri veya diğer özellikleriyle bana daha ilgi çekici geliyor ama onların gözü benden daha yukarıda olabiliyor. Diğer insanları daha az arzuluyorum ama bu onların beni beğenip beğenmemesiyle çok alakalı bir durum değil, bana ilgi gösterdi diye normalde arzulayacağım birine ilgim kayboluyormuş gibi gelmiyor bana. Bu konularda her şeyi bilinçaltıyla, travmalarla, kendini sevme gibi şeylerle açıklamaya çalışmak biraz gereksiz komplike geliyor. Siz ne düşünüyorsunuz?
0
karanlik yanim
(17.07.24)
Sen haklısın. Düzgün diye herkesle çıkcak diyiliz ;)
0
abuzer
(17.07.24)
Efendi erkek yerine piç tercih ediyorsun galiba. ''bilinçaltıyla, travmalarla, kendini sevme gibi şeylerle açıklamaya çalışmak biraz gereksiz'' demişsin ama tam anlamıyla bunla ilgili. Konunun uzmanları yazar ama sorun bizde.
0
Kahvedesu
(17.07.24)
Anlattığınız şey bir yargıya varacak kadar bilgi içermiyor. İki taraf da haklı olabilir. Yani her şeyi travmayla açıklamak yanlış tabi ki, ancak travmaları sebebiyle yanlış partner seçiminde ısrar eden insanlar da var sonuç olarak.

Siz ne hissettiğinizden eminseniz devam edin. Ancak zaman içinde çok enerji harcadığınız halde hiçbir sonuca ulaşamadığınızı hissetmeye başlarsanız bunu da dikkate alın.

Bazen insanlar "her şeyi de..." diye başlayan cümleleri o her şeyin tam tersinin doğru olduğuna kendini inandırmak için yanlış şekilde de kullanabiliyor. "her şeyi bilinçaltıyla, travmalarla, kendini sevme gibi şeylerle" açıklayamayız evet ancak bu "hiçbir şeyi bunlarla açıklayamayız" demek de değil. Kendinizden komple şüphe etmeyin, ancak arkadaşlarınızın sizi gerçekten tanıdığına inanıyorsanız da bu dediklerini en azından bir gözden geçirin. Zaten bu kişiler anladığım kadarıyla "hoşuna gitmese de sırf senden hoşlanıyor diye biriyle birlikte ol" dememişler. Kriterlerinizin sorunlu olabileceğini söylemişler. Bu gerçekten de olabilir, ancak dediğim gibi. Bunu biz bilemeyiz.

Sizin sorunuz sırf buna katılıyor musunuz ise ancak bu dediklerinizin ikisi de mümkün denebilir. Arkadaşlarınız sizi ne kadar doğru tanıyıp değerlendiriyor, siz kendinizi ne kadar dürüstçe değerlendirebiliyorsunuz bunlar önemli.

En azından hoşlandığınız insanların aralarındaki patternleri bulmaya çalışın. Eğer bu insanlar olumsuz karakter özellikleri benzer olan kişilerse bu bir ölçüt olabilir. Olumsuz özellikleri birbirlerine benzerken, olumlu yönleri birbirlerinden farklıysa gerçekten sizin ilginizi çeken şeyin aslında bu olumsuzluklar olabileceğini ciddi ciddi oturup düşünebilirsiniz.
0
akhenaten
(18.07.24)
(19)

Motivasyonunuz ne?

mutekebbir
Ne kaldı elinizde mesela.Hala tutunabildiğiniz bir dalınız, hobiniz, merakınız, aktiviteniz kaldı mı?Ben bitmişim galiba. Festivaller dışında sinemaya gitmiyorum.Tiyatroya ara verdim, sezonda 4-5 oyun anca izliyorum.Neredeyse bütün platformlara üyeyim ama ne izliyorsun derseniz hiç. Pandemi başından
Ne kaldı elinizde mesela.
Hala tutunabildiğiniz bir dalınız, hobiniz, merakınız, aktiviteniz kaldı mı?

Ben bitmişim galiba.
Festivaller dışında sinemaya gitmiyorum.
Tiyatroya ara verdim, sezonda 4-5 oyun anca izliyorum.
Neredeyse bütün platformlara üyeyim ama ne izliyorsun derseniz hiç.
Pandemi başından beri okuduğum kitapları toplasan 20 yapmaz.
Bu yılın başı bi hareketlendim ama şimdilerde yine duruldum kendimde o enerjiyi bile bulamıyorum.

Neredeyse iki aydır spora başlayacağım başlayamıyorum yıllık üyeliğimin başında 3 ay kadar gittim sonra saldım. Ekim'de üyeliğim bitecek, diyorum en azından önümdeki süreci değerlendireyim ama o ilk adım var ya o asla atılamıyor.
Kendime o an o kadar mantıklı bahaneler buluyorum ki :)

Siz ne yapıyorsunuz?
Böyle, size gerçekten iyi geleceğine inandığınız ama bir türlü fırsat bulamadığınız! şeyler için nasıl harekete geçiyorsunuz?

Ben sanki içten içe kendimi baltalıyormuşum gibi hissediyorum bunu bir türlü kıramıyorum.

Cevap veren herkese şimdiden teşekkürler.
0
mutekebbir
(17.07.24)
Her şeyi anlarım da sinema ve tiyatroya ara neden?
0
abuzer
(17.07.24)
@abuzer;
Sinema gereksiz pahalı. Bir filmi merak edip gidiyorsun kötü çıkıyor bekleseydim keşke bir platforma gelmesini diyorsun. Sadece bilet olarak düşünme sinema dediğin şey insanın yarım gününü yiyor, e bir onunla bitmiyor yemek yiyorsun bir şeyler içiyorsun.
Filmden verim almadıysan bütün modun düşüyor.

Ben de festival dışı gitmiyorum festivallerde toplu bilet alırım atıyorum bir haftam full filmle geçiyor bazen günde 4 film bazen günde iki film bir de yarısından fazlası tatmin ediyor o haftayı genel olarak güzel kapatıyorsun.
E yılda iki tane festival var yaşadığım şehirde zor oluyor.
Bu yıl tatilimi Ayvalık film festivaline denk getirdim beni istanbul ve filmekiminde rahatlatsın diye.


Tiyatro; büyük sahnelerdeki oyunlar çok pahalı ve birçoğu tatmin etmiyor.
Ben de küçük sahnelerdeki puanı yüksek oyunlara gitmeye çalışıyorum.
Bu da sınırlı oluyor işte.
0
🌸mutekebbir
(17.07.24)
Biraz kızını zorla yüzmeye yollayan Deniz Akkaya vibe'ı aldım sizden :D üstünüze çok gitmeyin. Canınız isterse yaparsınız. Bazen istemez, bazen sadece tembellik yaparsınız. Sonra sıkılınca yeni zevkler edinirsiniz ya da eskilere geri dönersiniz.

Ulvi bir amaç bulmaya, hayatınızı her daim "verimli" geçirmeye çalışmayın. Çoğu insanın söylemekten utandığı leş zevkleri vardır. Bunlar genele göre saçma sapan boş işlerdir. Belki biraz bu tarafa dönmeye ihtiyacınız vardır.
0
akhenaten
(17.07.24)
hobim, merakım ve aktivitem kaldı. bunlar gerşek anlamda çok sevdiğim, her türlü zorluğuna rağmen severek yaptığım şeyler. bir kısmını çocukluğumdan beri yapıyorum. ama yanlış anlaşılmasın öyle über süper üst seviye bir öz disiplin isteyen şeyler değil. kolaylıkla başarabildiğim için devam ettiğim şeyler.

bir de kolaylıkla başaramadığım öz disiplin isteyen konular var, onlarda tam bir patatesim. (muhtemelen bana kolay gelecek şeklini bulsam bu konularda da motivasyon eksikliği yaşamayacağım. aydınlandım)
düzenli antreman şeklinde yüzmek istiyorum mesela, ama 1-2 yapıp bırakacağımı bildiğimden parasını bahane edip araştırmıyorum bile.

kolaylıkla başarabileceğin bir şeylere yönel, bu duruma alışıp konfor alanını daraltma, daraldı mı genişletmesi daha zor. gerekiyorsa eşlik edecek birini bul, yardımcı olur.
0
nwnd
(17.07.24)
@akhenaten; Bu benzetme beni ne kadar üzse de maalesef hak veriyorum :/
Çocuk sahibi olmayı asla düşünmeme sebebim de kendimi tanıyor olmam :/

Guilty pleasure derinliklerindeyim bir aydır.
Çıkmak istiyorum :/


@nwnd;
İnsan anlıyor demek ihtiyacı olanı farkında olmadan tam olarak bunu yaptım. Yakın bir arkadaşımla birlikte squash oynamaya başlayacağız o benim salmama izin vermez birlikte toparlarız diye umuyorum.
0
🌸mutekebbir
(17.07.24)
@mutekebbir: Akademisyen ya da öğretmensen yazın aynı buhranı hepimiz yaşıyoruz.

youtu.be
0
sekizdokuzon
(17.07.24)
@sekizdokuzon; Değilim, ama çok rahat bir işte çalışıyorum. Saatlerimi kendim belirliyorum istediğimde gelip istediğimde gelmiyorum.
Şimdi "derdini sikeyim" diyecekler ama gerçekten bana biraz bu rahatlık batar. Biraz hareket lazım, mesela geçen hafta çalıştığım yere bakanlıktan denetime geleceklerdi, onunla ilgili çalışmalar, denetim, hareket bunlar bana o kadar iyi geldi ki. Ben böyle yoğunluğu çok severim. Ama aksilik sevmem işte yoğun işe tamamım ama başka sorunlar beni düşürür.
%100 mükemmel bir iş değil tabii ki sıkıntılarım da var.
Şu an iş değiştirme durumum yok :/

Video için de ayrıca teşekkür ederim ama geçen konuşmamızı hatırlarsanız ben bu kişi için de hemen hemen aynı şeyleri düşünüyorum adhahdhadh
0
🌸mutekebbir
(17.07.24)
Gezme konusuna ne dersin?

Bana tatil az geliyo valla, yetmiyo yapmak istediklerime...

Sinema için hak verdim. Tiyatro da evet, doğru... Ama güzel bir ülkeyi/şehri keşfetmek? Buna da üseniosan öehh artık tedavi edilemezsinnn

Sevdiğin, keyif aldigin şeyleri iyi belirlemen gerekiyo sanirim

Spor için de motivasyonum şöyle "düşünme, hadi yola çık" :)))) sonrasında iyi hissediom çünkü

Ve diss'e hak verecegimi hiç dusunmezdim ama sebgilin vardır inş?
0
abuzer
(17.07.24)
@abuzer; Bunun için de adımlar attım.
Ağustos sonu iki günlük de olsa bi Sinop planım var.
Eylül'de geçen sene planladığım bir Belgrad tatilim ve Ayvalık film festivali var (henüz filmlere bilet bulabilecek miyim belli değil ama o tarihlerde tuttum evimi en kötü gider dinlenirim :))

Ben sanki spora başladığım an bu detaylarla da birlikte toparlayacağım gibi hissediyorum ya. Şu an tek eksiğim buymuş gibi hissediyorum ona fena sardım da bakalım ne zaman adım atacağım.

Yalnızım ahdhadhad
0
🌸mutekebbir
(17.07.24)
Tm, spor için düşünme. Düşünmeden atla. Hiç üzerine düşünmeden bı salona kayıt yaptır ve hemen git xd

Sonrasında vücudunu iyi hissedip, kendini aynada beğendiğinde her şey daha keyifli oluyo... Tatil yapmak bile daha güzel, istediğim elbiseleri giyip iyi hissediom misss
0
abuzer
(17.07.24)
@abuzer; Üyeliğim var zaten hatta bitmek üzere Ekim’de bitecek o zamana kadar değerlendirmek istiyorum işte :/
Dediğiniz gibi yapmayı deneyeceğim.
0
🌸mutekebbir
(17.07.24)
Hadi, uzerine düşünmeden ayakkaplari giy cantani suyunu havlunu al disariiiii
0
abuzer
(17.07.24)
Merak etmek. Sonunu merak ediyorum.
0
pispinti
(17.07.24)
bende de son yıllarda tam tersi bir durum oluştu, hiçbir şey yapmadığım bir gün bitince kendimi çok kötü hissediyorum. son 2 yıldır tüm opera gösterimlerine gittim mesela, benim için bambaşka bir keyif haline geldi. günlük tüm dertlerden, sıkıntılardan uzaklaşıp rengarenk bir dünyaya giriyorum 2-3 saatliğine de olsa. ancak yaz dönemleri maalesef olmuyor. eylül gibi devam edeceğim.

onun dışında evde sürekli bir puzzle olur, en fazla 2 gün kalıyor masada, sonra yapığımı bozup kutuya kaldırıp başkasını açıyorum. hobi gibi değil de benim için dinlenmek, meditasyon yapmak gibi puzzle.

bunun dışında bu aralar örgüye sardım, daha öne hiç yapmamıştım o da çok sakinleştirici, keyifli bir hobiymiş, işe yarasın yaramasın sürekli bişeyler örmeye çalışıyorum,

denemediğim bilmediğim yemekleri yapmaya çalışıyorum. kış için domates sosu vs gibi hazırlıklar yapmayı seviyorum.

beklediğim yazarların kitapları çıkmışsa onları takip ediyorum, okuyorum. evde temizlik ya da düzenleme yapıyorum. haftada bir ya da iki gün sevdiğim canlı müzik gruplarını izlemeye gidiyorum, bağıra bağıra şarkı söyleyip dans ediyorum, eğleniyorum.

bunların hiçbirini yapmak istemiyorsam ve hava da aşırı sıcak değilse kulaklıkları takıp, müzik dinleyerek yürüyüşe çıkıyorum.

bunlar için motivasyonu nasıl buluyorum kısmını düşünüyorum da galiba bunları yapmadığımda o hissettiğim "hiçbir işe yaramayan, depresif ve mutsuz" halimi bildiğim ve bu halimden nefret ettiğim için enerjim olmasa bile en azından bir ya da iki tanesini gün içinde yapmaya çalışıyorum.
0
hypathia
(17.07.24)
Spora giderken seni de mesajla darlayayım ister misin? :p
0
sekizdokuzon
(17.07.24)
Valla ben doğru yaşamaya ve kendim için yaşamaya çalışıyorum. Kendimi onceleyince çeşitli fırsatlar yaratmaya çalışıyorum.
0
Amaranta ursula
(17.07.24)
yok ya ben bitiğim, sadece geri dönülmez bir noktada olmadığıma inandığım için devam ediyorum. akranım olan kuzenim intihar etmişti zamanında. biraz da işte onun yarattığı yıkımı yakından gördüğüm için aynısını aileme yapmak istemiyorum. yoksa şu an bi motivasyonum, hedefim, aktivitem vs. yok yani mal gibi yaşıyorum. en çok üzüldüğüm nokta da ekonomik durum sebebiyle iyiden iyiye endişelenen anneme destek olamamak, "yau bizim paramız var ya işte anne ne dert ediyon sokağa mı atıcaz seni" diyebilecek maddi duruma bile sahip olmamak. onun dışında kendi durumumu pek de önemsemiyorum yani. düzelir ama herhalde hayatta hep bi şeyler değişiyo.
0
mark greg sputnik
(17.07.24)
Kendimi de yönetiyorum. Sanki o bahaneler bulan başka biriymiş gibi davranıyorum. Özellikle kendimi bir şeylerin ortasında bırakırım. Arkadaşlarımla buluşmak için yazıştığımda bugün akşam tabii olur hatta şurası olsun derim ama düşünmeye zamanım olsa bahane bulurum ya da bahane bulan içimde biri vardır, onu dikkate almam. Sustururum. Konuşmasına izin vermem.
0
gabe h coud
(17.07.24)
youtube.com

Bu şekilde düşünüyorum o yüzden takılmıyorum bu motivasyon işlerine
0
Hallegadola
(17.07.24)
(6)

Arkadaşa Ev Hediyesi

isiaha
Merhaba, Elimizde eksiğine, ihtiyacına dair çok bir bilgi yok. Hediye olarak ne götürmeli? İhtiyacını öğrenmenin bir yolu var mı sizce? Teşekkürler.
Merhaba,
Elimizde eksiğine, ihtiyacına dair çok bir bilgi yok. Hediye olarak ne götürmeli? İhtiyacını öğrenmenin bir yolu var mı sizce? Teşekkürler.
0
isiaha
(17.07.24)
Paşabahçeden değişik bardak vs olabilir
0
jülsezar
(17.07.24)
yakın arkadaşsa kibarca sorulabileceğini düşünüyorum neye ihtiyacın var diye.
yoksa porselen çay fincanı gibi şık durabilecek şeyler olabilir.
0
black holes in the sky
(17.07.24)
Benim için en güzel hediye "güzel ama gereksiz" dediğim bir şeyi birinin getirip hediye etmesi. Bazı şeyler böyledir, ahşap yontu figür mesela. Kendim gidip hayatta almam, lüzumsuz harcama gibi gelir. Alsam da öylece durur, bir özelliği olmaz ısınmam. Ama biri hediye olarak getirse bayıla bayıla koyarım bir yere. İşlevsel hediyeden daha çok hoşuma gider. Hem uzun süre kalıyor, hem anısı oluyor hem de şık. Yarın bir gün çoluğa çocuğa bile gösterilir ev hediyesi olarak gelmişti diye.

Ya da Paşabahçe'de özel koleksiyon vazolar var mesela. Kendiniz bir vazoya o kadar para verip almazsınız. Ama hediye ederken mantıklı. Siz işlevsel bir şey de alsanız hemen hemen aynı parayı cebinizden çıkaracaksınız. O kişi bir süre bunu kullanacak, sonra eskiyip gidecek. Hiç var olmamış olacak. Halbuki o vazo yeri gelir ömür boyu durur.
0
akhenaten
(17.07.24)
Güzel bir koltuk/TV battaniyesi. Bunun ihtiyaç fazlalığı olmaz, her evde bulunur ve mutlaka bir şekilde kullanılır. Güzel ve indirimli bir tanesi: www.zara.com
0
silverleaf
(17.07.24)
Tepsi çok güzel bir hediye bence.

Hem evde asla yeteri kadar tepsi olmaz hem de yıllarca o evde yaşar ve hediye eden kişi hatırlanır. Bir başka güzelliği de neredeyse hiç yer kaplamaması, kırılacak derdi olmaması.
Çok şirin, çiçekli, esprili seçenekler de var.
Misafirliğe gittiğinizde "sizin tepsiyle getireyim çayları" diyerek ev sahibi de siz de mutlu olursunuz.

Paşabahçeden bardak, vazo, tahta süs eşyası gibi hediyeleri bana alsanız ben üzülüyorum. Gerçek bir üzüntüden bahsediyorum. Çünkü ona evde yer ayırmam lazım. Her geleceğinde "isiaha'nın vazoyu ortaya koyayım da kırılmasın" diye düşünmem gerekiyor. Hayatıma da yük oluyorlar. Öyle kalabalık, yer işgal eden ve işe yaramayan şeyleri hiç sevmiyorum. Almıyorum.
0
michael_knight
(17.07.24)
Yakın arkadaşım evlendiği zaman evli arkadaşlarıma genelde neye ihtiyacınız oluyor diye sormuştum. Pike pike pike diye cevap verdiler. Ben pike almıştım. Diğer alternatiflerim ise kahvaltı takımı(çay keyfi seri diye de geçebilir), nevresim, battaniye ve pikeydi.
0
tulumba
(17.07.24)
(12)

Ne zaman evleneceksin yada neden evlenmiyorsun sorularina ne soylenir?

Zetnikov
Zaten ozel bir durumum var bunu insanlar soylemek imkansizSurekli olarak neden evlenmiyorsunNe zaman evleneceksinGibi sorular gercekten insanin canini sikabiliyorGenelde insanlarla muhattap olmuyorum ama siz belkide bi parkta cay icerken ailenizle, gelip pat diye neden evlenmiyorsun diye sorabiliyor
Zaten ozel bir durumum var bunu insanlar soylemek imkansiz

Surekli olarak

neden evlenmiyorsun
Ne zaman evleneceksin

Gibi sorular gercekten insanin canini sikabiliyor

Genelde insanlarla muhattap olmuyorum ama siz belkide bi parkta cay icerken ailenizle, gelip pat diye neden evlenmiyorsun diye sorabiliyorlar.

Hakaret etmeden ne gibi cevaplar verilebilir fikrinizi almak istedim yabi bu insanlar nasil real de bloklanabilir
0
Zetnikov
(17.07.24)
"Kısmet" deyince konu kapanır genelde.
0
dolantindr
(17.07.24)
"Şu anda öyle bir düşüncem yok" diye ciddi bir ifadeyle söylüyorum. Normalde kimse üstelemiyor; olur da yaşlı akraba vb. biraz daha üstüne giderse "Olursa haberiniz olur zaten, merak etmeyin" diyorum. Normalde kimseyi ilggilendiren bir şey olmadığı için "Sanane" demek lazım aslında... Ama diğer yandan nazik olayım diye bahane üretmekle, yalan söylemekle de uğraşmanın anlamı yok bence.Onlar daha kötü, çünkü bu sefer gidip o bahaneyi deşmeye başlıyorlar.
0
salihdt
(17.07.24)
sohbetimizin sonuna geldik, yine bekleriz diyip kalkıyorum. flört, sevgili, akraba, arkadaş farketmiyor. bir daha buluşmam max.

örnekteki ilk iki aptalla zaten olmaz, öteki insanlara da ne ise sanki.

anne, baba’yı eğittim sayılır. darlamamaya başladılar ama nerede bir kız görseler ‘bu o!’ modundalar. yıldırdı onlar da.
0
baldan kaymak
(17.07.24)
ben aynı baskıyı çok yaşıyorum.


1. Method
sallama ileri bir tarih veriyorum. net söyleyince milet şaşırıyor.

örneğin bugün 17.07.2024
-ne zaman evleniyorsun? yok mu birileri
+ 15 kasım 2029

2. Method
-ne zaman evleniyorsun? yok mu birileri
+ Devlet Bahçelinin dediği gibi ölümle nikahın günü belli olmaz. :)
0
alp9900
(17.07.24)
"Ben de bilmiyorum, bakarız bakayım. [buraya konuyu değiştirmek istediğinizi belli eden şekilde ölü bir muhabbet geliyor: Hava da çok sıcak değil mi?]
0
akhenaten
(17.07.24)
Var biri görüşüyorum ama uğuru kacmasin diye anlatmayayım. Deyiver.
0
halk
(17.07.24)
Tebessüm ederek
"Bunu neden öğrenmek istiyorsunuz"
deyin. Susun, tebessüme devam.
0
alfired
(17.07.24)
ben aşağılıyorum, zayıf yanlarından vuruyorum.
0
numlock
(17.07.24)
ev işlerini kitleyecek birini bulunca evlenicem de :P
şaka şaka kafa dengi birini bulamadım henüz de geç
0
neira
(17.07.24)
Boşanmasını bekliyorum
0
michael_knight
(17.07.24)
"Her düğünde 'artık sıra sende' diyen yaşlılara cenazelerde 'artık sıra sende' demeye başlayınca 'sıra sende' demeyi bıraktılar"

-anonim
0
d max
(17.07.24)
önümüzdeki yaz diyorum istisnasız. bi şok geçiriyolar. sonrasında "kısmet"
0
chanandler bong
(17.07.24)
(4)

tüy dökücü krem ve özel bölgeler

biseysorcaktim
tüy dökücü krem pek kullanan biri değilim, geçen koltuk altı için kullandım, kolayıma geldi ve ambalaj üzerinde yapılmaması gerektiği söylenmesine rağmen kasıklarıma da sürdüm. sadece kasıklar değil penis çevresi ve testislere falan da bulaştı ben de iyice sıvadım. kısaca hassas olan her yerimin iyi
tüy dökücü krem pek kullanan biri değilim, geçen koltuk altı için kullandım, kolayıma geldi ve ambalaj üzerinde yapılmaması gerektiği söylenmesine rağmen kasıklarıma da sürdüm. sadece kasıklar değil penis çevresi ve testislere falan da bulaştı ben de iyice sıvadım. kısaca hassas olan her yerimin iyice tüy dökücü kremle kaplanmasını sağladım.

kısa bi süre bekletip temizleyecektim ki, bir işim çıktı ve aşağı yukarı bi saat kadar krem oralarda durdu.

kasıklarda ya da vücudumun başka bir yerinde sorun yokken, testislerimde yanık ya da su toplamaya benzer bi acı oluştu. hatta bir ya da iki tane sivilce gibi yaralar oluştu. bacaklarıma sürttükçe acı veriyordu o yüzden yara bandı yapıştırıp pansuman yaptım, biraz da silverdin sürdüm. ertesi gün geçti.

şimdi bi rahatsızlığım yok, her şey geçti ama biraz içim ürperdi.
bu tarz ürünler hassas bölgeyi tahriş edebileceği için mi bu bölgelere uygulanmamalı yoksa kanser, kısırlık ya da benzeri başka problemlere yol açma ihtimalleri var mı? açıkçası ikinci ihtimalden korktum. bir kereden bi şey olmaz dimi?
0
biseysorcaktim
(16.07.24)
Hocam ben sürekli tüy dökücü krem kullanırım o bölgelere. Sürdükten sonra michalenjolo amcanın Davut heykeli gibi 15 dk banyoda dururum. Sonra durula tamamdır. Çok beklersen yakar
0
dedeminhirkasi
(16.07.24)
tahriş ediyor, düzenli kullanım için uygun olmaz. siz çok uzun tutmuşsunuz. normalde bu tür uyarılar en hassas bünyelere uygun şekilde yazılıyor. ortalama bir teni referans almıyorlar. ortalamayı referans alırsanız zaten teni hassas olan birçok insanda ciddi şikayetler oluşur. o yüzden genelde belirtilen sürelerde hassas bölgede de kullanıyor birçok kişi. Sadece her seferinde yapmamak gerek.
0
akhenaten
(16.07.24)
Sorun bölgede değil, uzun zaman kalmasında. Kolunuzda da bir saat bekletseniz yine aynı reaksiyonu gösterirdi. Kanser gibi bir probleme sebep olacağını sanmıyorum çünkü emmiyor. Sadece cildinizi tahriş edersiniz.
0
duygusalatasi
(16.07.24)
valla ben gratis'ten almıştım bir tane. popoya süreyim dedim cayır cayır yandı:) alacaksan özel bölgeler için olanlardan al. üzerinde yazar zaten.
0
nothing in my way
(16.07.24)
(4)

Türkiye ve sigorta primi

logisticsmanager
Şimdi ben "sigorta yüksekten iyidir" kültürü ile büyüdüm ailem tarafından. Onlar da ilk emekli oldukları zaman en düşük emeklinin iki üç katı aliyorlardi (su an bu gidisle en düşüğe esitlenir)Ama gördüğümüz üzere bitti artık ülkede o iş. En az primi ödeyen de yüksek ödeyen de eninde sonunda bir ikti
Şimdi ben "sigorta yüksekten iyidir" kültürü ile büyüdüm ailem tarafından. Onlar da ilk emekli oldukları zaman en düşük emeklinin iki üç katı aliyorlardi (su an bu gidisle en düşüğe esitlenir)
Ama gördüğümüz üzere bitti artık ülkede o iş. En az primi ödeyen de yüksek ödeyen de eninde sonunda bir iktidar tarafından eşitlenebiliyor.

Bu mantıkla ülkede sizce emeklilik komple temel bir maaş olup herkesten aynı prim alınıp herkese aynı para verilen bir sistem gelir mi? Yani amaç emekli maaşı olayını bitirip çok cüzi bir maaşa düşürüp her koyun kendi bacağından asılır yapmak. Bu şekilde yok yüksek prim vs bitti. Misal herkes 10 bin, yetmiyorsa da yetmiyor gg wp.

Ya da hiç olmaz, devlet paraları toplamaya devam eder, 30 sene sonra da hakkını gasp eder, hiç kimseye de dert anlatamazsın mı?
Çünkü Türkiye'de olmasam da ben elden maaş alan ve maaşı asgariden gösterenleri haklı bulmaya başladım. Sonuçta devlet paranın üstüne yatiyor ileride, üç kuruş ödeyen de azıcık yıl ödeyen de yıllarca üstten ödeyen de aynı yere çıkıyor. En azından elden alırsan bu parayi fonlara yatirirsin, paranı kendin yonetirsin, bir iktidar gelip hupletmez.

Nedir sizce bu işin yolu? Siz bundan sonraki hükümetlere güvenir misiniz? Sonuçta yolu açıldıktan sonra canı isteyen gene yapar bunu simdiki gider bu sefer bıyıkları daha uzun biri gelir gene yapar.
0
logisticsmanager
(16.07.24)
Diğerleri bir yana elden maaş veren ve maaşı asgariden gösterenler işverenler. Bunun haklı bir tarafı yok. Sonuçta alınan maaş çeşitli nedenlerle tabanda eşitlenecek olsa bile arada geçen sürede üstüne konulan para yine çalışanın hak ettiği para.

Maaşın bir kısmını devlet eritiyorsa, diğer kısmına da şirketler konuyor akbaba gibi. Dışardan bakınca ciddi anlamda dram aslında bu. Yıllarca çalışıyorsunuz, neticede yaşlanıp iş göremez hale gelince al neyine yetmiyor diye üç kuruş veriyorlar.
0
akhenaten
(16.07.24)
En son 1,7 çalışanın 1 emekliye tekabul ettiği açıklanmıştı. Dahası da varsa takip edemedim. Ama nüfusumuz hızla yaşlandığına göre her geçen günün bir öncekinden kötü olacağı. Konya ovasından petrol fışkırmadığı sürece de daha iyisini beklemek, sonraki hükümetlerden medet ummak hayal.

Asgari emekli maaşında buluşulmasa bile fark komik kalmak zorunda gibi duruyor.

Bu durumda herkesin kendi emekli veya iş göremez hale gelme gününü bugünden düşünüp tedbir alması gerekiyor. Bunun da yolu, S&P ye abanmak ve Euorbond biriktirmekle olur diye düşünüyorum.

Geçen gün bir bileşik faiz hesabı duyurusu vardı. Oradaki grafiğin iyi incelenmesi ona göre gecikmeden tedbir alınması gerekir. BES falan biraz hikaye gibi geliyor bana. Herkes kendi tedbirini almalı.
0
Mirket
(16.07.24)
Valla ben senin söylediğin gibi olacak diye düşünüyorum.
0
numlock
(16.07.24)
@numlock; sabit emekli maaşı mı? Yani zaten planlı da olabilir; emekli sistemini böyle bitir, sorun yarat. Çözüm olarak da emeklilik sistemini komple bitir böyle.

Oyun büyügg...
0
🌸logisticsmanager
(16.07.24)
(14)

Alkollüyken yazdıklarımı hatırlamıyorum

gabe h coud
Bir kaç gün önce alkol aldım. Prosecco, Aperol vs. Gece burada cevaplar vermişim ve arkadaşlarıma mesajlar atmışım. Hiç hatırlamıyorum ama sarhoş falan değildim, çakırkeyif en fazla. Daha önce böyle bir şey yaşamamıştım. Kendimi kaybetmiş olsam anlayacağım ama tamamen kendimdeydim. Sanırım. Yani ken
Bir kaç gün önce alkol aldım. Prosecco, Aperol vs. Gece burada cevaplar vermişim ve arkadaşlarıma mesajlar atmışım. Hiç hatırlamıyorum ama sarhoş falan değildim, çakırkeyif en fazla. Daha önce böyle bir şey yaşamamıştım. Kendimi kaybetmiş olsam anlayacağım ama tamamen kendimdeydim. Sanırım. Yani kendimde olduğumu düşünüyorum ama değilmişim demek ki. Kendimden şüphelenmeye başladım. En Büyük Şaban filmindeki gibi bir durum mu yaşıyorum :)

Sizin başınıza benzer bir şey geldi mi? Tamamen kendinizde olduğunuzu düşündüğünüz bir günde hatırlamadığınız bir şey yaptığınız oldu mu?
0
gabe h coud
(16.07.24)
Kötü mesajlar mı attın arkadaşlarına, ya da burada kötü olmaması gereken tarzda mı cevaplar verdin?
0
rock n roll
(16.07.24)
Hayır, aynı çizgimi korumuşum fkfkfk ama belli yani biraz eksik akılla yazmışım.
0
🌸gabe h coud
(16.07.24)
Yok valla hiç olmadı, ben arkadaş grubunda "ne kadar içse de kendinde kalıp diğerlerini hizada tutan tip" olarak işlev gördüm yıllarca. Heralde ordan kalma dürtülerle alkollü hafızam normal güne göre daha iyi :D
0
akhenaten
(16.07.24)
Aynı çizgini koruduysan kesin çok sarhoşsundur :))

Sarhoşken yapılan ve söylenen her şey hatırlanırmış. Hatta sarhoşken söylediğimiz her şey gerçek dusuncelerimizmiş.

Neyse bugünkü iğneleme kotamı doldurduğuma göre artık gidebilirim :)
0
rock n roll
(16.07.24)
Alkollüyken yaşayıp ayıkken yasamamayi tercih ettiğin bir duygudurumunu bastırmışsındır.
0
sekizdokuzon
(16.07.24)
Başıma benzer bir olay gelmedi. Çok içmediyseniz normal değil. Doktora gidin.
0
gnosis
(16.07.24)
Edit: benim başıma hiç gelmedi.
0
rock n roll
(16.07.24)
Edit: Uyku için aldığım ilaçları alkol ile birleştirince ortaya böyle bir durum çıkmış olabilir.
0
🌸gabe h coud
(16.07.24)
Black out olmussun gabe’cigim.
Bu bana oldu, hatta salsa bile yapmisim (salsa bilmiyorum) hatirlamiyorum shsjsj. Arkadasima da zaman zaman oluyor; o esnada cok derin, felsefi tartismalar bile yapiyormus, birkac kere ses kaydi almisti hatirlamayinca.
Bu cok ya da az icmekle ilgili degil, beyinde bir sey kapaniyor sanirim bir tetiklenmeyle. Norolojik bir sey aslinda. Psikiyatr arkadasima ilac verdi ama detayini bilmiyorum.
0
mor oje
(16.07.24)
Dışarı çıkmadan önce hızlı hızlı votka içtim, çok sarhoş olmuşum, arkadaşlarım bari evde içelim demişler.

Ertesi gün baktığımda 70'lik votkayı nerdeyse bitirmişim.

Problem burada başlıyor, fatih ürek haydi lilili de bir oynamışım, videodaki benim ama o anları hayal meyal bile hatırlamıyorum, günümüzde olsa yapay zekaya hazırlatmışlar videoyu diyeceğim.
0
kimlanbu
(16.07.24)
Sarhoşmuşsun demek :)
0
numlock
(16.07.24)
İlaçla etkileşime girmiş olabilir sadece alkolle de oluyor ama çok veya hızlı hızlı içmen lazım onun için aç karna vs.
0
chicha_v2
(16.07.24)
ona film kopması deniyor, hiç başıma gelmedi. içkine bişey katmış olmasınlar.
0
orpheus
(16.07.24)
ilginç olan, gece 00.15 gibi yattığımı, uykuya geçtiğimi hatırlıyorum. nasıl olmuşsa, 01.00-01.30 arasında mesajlar atmışım, duyuru cevaplamışım. hiç yok bunlar bende. yarım saat bir saat kadar kayıp.
0
🌸gabe h coud
(16.07.24)
(6)

Eskiden Şehirde at kullanimi

WithWorth
Atlar en son ne zaman şehirde şahsi kullaniliyordu ?Sadece kalburustu kesim mi kullaniyorduNormal bir ciftci ailesi de istanbulda bir yere gidecegi zaman atla mi gidiyorduBesiktastan, eminonune mesela.Eski istanbul evlerinde ahir da olmasi gerekiyor degil mi
Atlar en son ne zaman şehirde şahsi kullaniliyordu ?

Sadece kalburustu kesim mi kullaniyordu
Normal bir ciftci ailesi de istanbulda bir yere gidecegi zaman atla mi gidiyordu
Besiktastan, eminonune mesela.

Eski istanbul evlerinde ahir da olmasi gerekiyor degil mi
0
WithWorth
(16.07.24)
Sorunuzun cevabı biraz karışık, hala atla gidebilirsiniz. At arabaları hala kullanılıyor. Küçük şehirlerde ise hala çeşitli hayvanlarla ulaşım var. Sorunun diğer karışık kısmı da burası. İlla bir at sahibi olmanız gerekmiyor.

At tercih sebebi, ancak at binmek yetenek isteyen bir şey. Herkes atla seyahat etmiyor. Hem maddi durum açısından, hem de binicilik açısından. Eşek, katır ulaşımı da yaygın. At ve öküz arabaları da var.

Bu dönemi "at dönemi" değil de "otomobil öncesi dönem" olarak düşünmek daha doğru.

Ancak yukarda da dediğim gibi belli bir keskin değişim periyodu yok bunun. Otomobiller yaygınlaştıkça ve ulaşılabilir hale geldikçe hayvanların kullanımı da azalıyor. İlla belli bir nokta baz alınacaksa mevzuatın oluşum sürecine bakabilirsiniz.

Ben kısaca bir baktığımda otomobillerin şehir içi kullanımını regüle eden ilk düzenlemelerin 1913'te ortaya çıktığını gördüm. Karayolları trafik kanunu ise 1983'te çıkıyor. Aradaki bu 70 yıllık dönemi bir geçiş dönemi olarak düşünebilirsiniz.

www.aa.com.tr:~:text=Osmanl%C4%B1%20Devleti'nde%201900'lerin,%C5%9Fof%C3%B6rlerin%20s%C4%B1nava%20tabi%20tutulmalar%C4%B1%20istenmi%C5%9Fti.
0
akhenaten
(16.07.24)
Doğuda 90'ların sonuna kadar at arabası yaygındı. İstanbul'da filmlerden gördüğümüz kadarıyla 70-80'lerde en son kullanım zamanları. At üstünde bir yerden bir yere gitmek çok daha eskidir.
0
gabe h coud
(16.07.24)
Sarıyer Çayırbaşı'nda sokak köpeği gibi Sokak Atı mevzusu yakın zamana kadar vardı hala vardır belki.

Onun dışında şehir içinde çingene mahallesi denilen yerlerde hala at oluyor ama artık ufak kamyonetler, triportörler yerlerini aldı.
0
nop
(16.07.24)
Şu trafik levhası hala kullanılıyor.
Hayvanların binek olarak kullanılması dönemi ile otomobil dönemi arasında bir çizgi yok. Biri rantabl olmadığı için azalarak bitmiş. Belirli bir tarih de yok. İzmirin çöpçü eşekleri daha 20 yıl kadar önce emekli edildi. Faytonların kaldırılması da daha dün gibi.

İmtiyazlı sınıf diye bir şey de yok. Parası olan, ihtiyacı olan at alıyor. İzmir çingeneleri hala at kullanıyorlar.

www.ileritrafik.com
0
Mirket
(16.07.24)
Ben at arabası gördüm şöyle takriben 5-6 sene önce, İstanbul'da. Bizim orada kentsel dönüşüm durumu var, bir dolu inşaat var, oradan "esmer vatandaş"lar malzeme götürüyor arabayla. Onlardan biri at arabasıyla gelmişti. Hoş atın iskeleti çıkmıştı direkt, o ayrı...uzatmaları oynuyordu hayvancağız.
0
d max
(16.07.24)
İstanbul'un kırsal kesimlerinde at hala var, her gün görüyorum diyebilirim. Bunun dışında İstanbul'da en güncel örnek Adalar sanırım, kaldırılalı çok olmadı.
0
zemberek
(16.07.24)
(25)

"bayağı"yı bilinçli olarak mı "baya" şeklinde yazıyorsunuz?

m e b
selamlar.bugünkü eften püften ama dikkatimi çeken ve aynı zamanda canımı sıkan bir derdimi sizlerle paylaşmak istiyorum.mesela burada, bilumum sosyal medya platformlarında yazıyı yazan kişinin yazdıklarına bakıyorum; yazısını kusursuz bir imlayla yazmış, noktalama işaretlerini tam da olması gerektiğ
selamlar.
bugünkü eften püften ama dikkatimi çeken ve aynı zamanda canımı sıkan bir derdimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

mesela burada, bilumum sosyal medya platformlarında yazıyı yazan kişinin yazdıklarına bakıyorum; yazısını kusursuz bir imlayla yazmış, noktalama işaretlerini tam da olması gerektiği yerde kullanmış. ama nedense "baya", "bişi", "diil" gibi bozuk kelimeler kullanmış. hani, olay konuşma dili gibi üslup takınmaksa diğer kelimeleri çok düzgün, ama sadece bun(lar)a istisna tanımış. yine de bilhassa bayağıya takığım çünkü en çok da gözüme çarpan o.

neden 10/10'luk yazınızda "baya" diye yazıyorsunuz? bilinçli bir hareket midir bu?
0
m e b
(15.07.24)
imla ve noktalamaya genellikle dikkat etsem de bisi ve diil'i ben de kullanirim resmi olmayan yazismalarda. ama baya konusunda takintiliyim sanirim :) baya yazinca hosuma gitmiyor, bayagi yazinca da cumle baglamindan sasiyor bana gore. ben o yuzden ikisini de kullanmiyorum, epey kelimesini kullaniyorum onun yerine :)

bu kadar yazdim soruya cevap vermemisim :) kullanmayarak cozuyorum o sorunu ama bu kadar takik olmasam ona, baya seklinde de kullanirdim nolacak :)
0
in vino veritas
(15.07.24)
De, da, ki'ler haric dikkat etmiyorum bu tarz yerlerde yazima.
Baya, bayagiya gelince baya yazarim boyle yerlerde.
Gercek dunyada ise bu kelimeyi kullanmayi tercih etmiyorum. Bayagi daha cok adi anlaminda oldugundan oldukca falan derim onun yerine.
0
Kittie
(15.07.24)
yazması daha kolay olduğu içindir. mesela sen de cümleye "ama" ile başlamışsın. mesela ben de/da birleşik yazılınca uyuz oluyorum ama bir yerine bi yazarım. çünkü öyle alışmışım 2000lerde mırç vardı böyle konuşuyorduk :P
0
neira
(15.07.24)
özellikle olsun ya da olmasın böyle yazanları engelliyorum.

tm, ok vs. bende kullanıyorum da baya ne demek? kelime anlamı anlamı da yok benim dil lügatımda. türkçe dersinde çok sorun yaşadığımdan o -ğı eki gelecek :)
0
baldan kaymak
(15.07.24)
İmla noktalamaya diqqat, gerisini yardir +7
0
abuzer
(15.07.24)
Evet ve çok kullanırım resmi olmayan yazışmalarda benim için bayadır :)
0
grimavi
(15.07.24)
çoğu imla kurallarına ve sözcükleri düzgün kullanmaya dikkat etsem de, neredeyse tek istisnam "baya" kelimesinde. bunu bazen bayağı şeklinde kullansam da, çoğu zaman biliçli olarak baya diyorum. en büyük sebebi bayağı'nın basit, sıradan, aşağılık gibi olumsuz anlamları var. bazen buna çağrışım yapabiliyor.

bazen baya yazmak rahatsız ediyor beni de, epey diyorum o vakitlerde.
0
biseysorcaktim
(15.07.24)
eskiden bilinçli olarak yazıyordum ama şöyle bilinçli,

bayağı: adi, basit
baya: alenen, açıkça

böyle bir ayrım var sanıyordum ahaha. hiç kontrol etmemiştim. "böyle bayağılıklara gerek yok" ve "sen baya baya delirmişsin" şeklinde kullanırdım mesela.

sonradan öğrendim baya diye bir kelime yokmuş ama hala her iki bağlamda da "bayağı" demek garip geliyor, hiç alışamadım.
0
mark greg sputnik
(15.07.24)
bişeysoracaktım +1
Bilerek bayağı yazmıyorum, kendimce baya ayrı bir kelime. Galatı meşhur olarak yoluna devam edip ileride bu hale evrilecektir.
0
Bruce
(15.07.24)
@mark greg sputnik +1

Tam olarak böyleydi bende de. Sonra kendimi alıştırdım. Bayağı kelimesi, "çok, pek çok" anlamını karşıladığını da düşününce, "pespaye" anlamını çağrıştırdığı için diğer anlamlarda kullanmakta zorlanıyorum. Ama kendimi zorluyorum.
0
muhayyer divan
(15.07.24)
Birseysoracaktim +1

Bayağı=adi
Baya=epey, alanen vs

Benim için ağabey/abi konusu gibi biraz. Doğru yazımı ağabey ama asla öyle yazmam cümle içinde. Şimdi örnek olarak yazarken bile rahatsız hissettim.

Diil, bişi vs pek yazmam. Bir yerine bi yazıyorum tabii ki ya da burada yerine burda falan bazen ama genelde konuşma etkisi vermek için. Baya ise bilinçli tercih çünkü sondaki -ğı kısmının kelimeyi bozduğunu düşünüyorum.

İmla takıntılı değilim ama kurallara uyarım hani grammar nazilikten değil de öteki türlüsü hoşuma gitmiyor.

Bu arada konuşma dilinde de değil'in doğrusu diil diye geçiyor ama ben bastıra bastıra değil demeyi seviyorum. TRT spikerlerinin uydurduğu "doğru Türkçe telaffuzu" mevzusuna çok kılım. Açık e, kapalı e ayrımı gibi şeylere dikkat ederim ama yapacağım yerine yapıcam demezsen seni afaroz eden ekibe ayrı kılım :D
0
nundu
(15.07.24)
Çok dikkat edersem Osmanlıcaya kayıyorum. Onun için biraz sallapati oluyor.
'de','da' ve 'ki' konusunda takıntılıyım ama.
0
Mirket
(15.07.24)
Gündelik konuşurken bilinçli şekilde baya yazan takımdanım ben de.

Bayağı sözcüğünü daha ziyade olumsuz anlamıyla ilişkilendiren cevapları verenlerle sebeplerim aynı.

Abi yazmak gibi bir şey benim için de.
0
akhenaten
(15.07.24)
Ekmeğimi Türkçe bilgimle kazanıyorum, alışkanlıkla noktalamaya, eklerin yazımına, düzeltme işaretine uyarım, bunları düşünmeden yapıyorum. Ama gündelik yazışmalarda konuşma dilini yazıya aktarmayı kusur görmüyorum, ben de yapıyorum. Baya bilinçli olarak baya yazıyorum yani :)
0
kobuzchu kiz
(15.07.24)
Maksimum 20 seneye TDK tarafından onaylanır bu şekildeki kullanım.
0
sekizdokuzon
(15.07.24)
burada Sözlük’ten gelen alışkanlık ve kültürle cümlenin ilk harfini küçük yazıyorum. arada telefonun düzeltmesiyle büyük yazdığım da oluyor, o zaman hepsini büyük yapıyorum. genel olarak imla kurallarına çok dikkat ederim. “baya” hiç kullanmadım, kullananlara gıcık oluyorum. de, da eklerini ayrı yazmayı bilmeyenler kültürsüz, dikkatsiz, özensiz, cahil geliyorlar, kusura bakmasınlar. benim bir yanlışımı gören olur da düzeltirlerse, çok olumlu tepki veririm.

Bazı “entitled” kadınlar bahsedildiği gibi yazıyor, onlar da gözümden düşüyor.
0
gabe h coud
(15.07.24)
evet cünkü notere dilekce degil internete bos bos seyler yaziyoruz.

bayaa diye yazilir hatta. :D
0
robert bosch
(15.07.24)
evet doğrusunu bilerek genelde "baya" yazıyorum. Dil yaşayan bir şey, belki de ileride sözlüğe bu şekilde geçer.

Mesela ilkokuldan sonra hiç ağabey yazmadım.

Ben yazdığın diğer kelimeleri kullanmıyorum ama "di mi/dimi" yazıyorum.
0
nhk ni youkosu
(15.07.24)
imla kurallarina takintili bir grammer nazi olarak ben de "cok, epey" anlaminda kullanirken baya yaziyorum. bayagi'yi adi anlaminda kullanirken uzun uzun yaziyorum. bayadir baya yaziyorum yani.
0
antikadimag
(15.07.24)
Evet "bayağı" yazınca "adi" kelimesi aklıma geldiğinden bile isteye "baya" şeklinde yazıyorum, illa yazmam gerekiyorsa. Eklerin yazımına, gereksiz kelime kısaltmalarına ben de takıntılıyım. Ama bu bana normal ve böyle olmalı gibi geliyor yazışırken :)
0
huzurlarinizda huzursuzluk
(15.07.24)
Tüm kurallara uyarak yazmaya çalışsam da bayağı konusunda yukarıdaki arkadaşlara katılmaktan alıkoyamıyorum kendimi. Bayağı kelimesi, baya baya adi anlamına geliyor çünkü aslfahsfj. Ayıp olur karşı tarafa.
0
brkylmz
(15.07.24)
eğer "epey, oldukça" anlamında kullanacaksam bilinçli olarak baya yazıyorum.
bayağı ve baya arasında fark olması gerektiğini düşünüyorum. bu yüzden baya yazımı benim için bilinçli bir galat-ı meşhur.

bayağı: adi, basit
baya: epey, oldukça
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(15.07.24)
Tdk göreve!
0
prole
(15.07.24)
Bayağı yazmayı sevmiyorum. Ağabey yazmak gibi tuhaf geliyor.
"De, da" bağlaç ya da eklere takıntılıyım. Yanlış yazmışsam silerim ya da düzeltirim. Dikkat etmeyenler gözüme batar ama unuturum sonra :)
0
sevilen progressive türkücü
(16.07.24)
çoğu kişi doğrusunu "baya" zannederek yazıyor. "iddia" kelimesinin doğrusunu da "iddaa" zanneder aynı güruh.
0
adivar
(16.07.24)
(15)

İstanbul Boğazının Büyüleyici Etkisi

isiaha
Merhaba İstanbullular, İstanbul boğazının büyüleyici etkisinin sebebi nedir sizce? 3 hafta önce Venedikte bulunmuş biri olarak soruyorum soruyu. Evet Venedik çok güzel ama çok farklı bir kategoride ama bizim boğazın sahip olduğu etkileyecilik yok bence. Zevkler tartışılmaz ama Boğazın bu guzelliğin
Merhaba İstanbullular,
İstanbul boğazının büyüleyici etkisinin sebebi nedir sizce? 3 hafta önce Venedikte bulunmuş biri olarak soruyorum soruyu. Evet Venedik çok güzel ama çok farklı bir kategoride ama bizim boğazın sahip olduğu etkileyecilik yok bence. Zevkler tartışılmaz ama Boğazın bu guzelliğin kaynağı nedir?
0
isiaha
(14.07.24)
Kıvrıla kıvrıla gidiyor yılan gibi, bence ondan.
0
sekizdokuzon
(14.07.24)
Boğaz bence abartılacak bişey değil. Ben her baktığımda sadece bir "köprü" görüyorum. İstanbuldan nefret etmem belki bunda etken.
Venedikte cüzdanımı çaldırmama rağmen orası bence daha güzel.
0
numlock
(14.07.24)
Mecazi yüklenen anlamını saymazsak (iki kıtanın sınırı) çok da bir numarası yok diye düşünüyorum. Yani salt manzara olarak öyle aman ama bir özelliği yok ama bi taraf Asya, bi taraf Avrupa diyince wow oluyosun.
0
nundu
(14.07.24)
Ben bazen seviyorum, bazen sevmiyorum. İstanbul boğazını istanbul boğazı yapan benim o anki keyfim sanırsam. Bir de hava durumu. Çok rüzgar olmadığında, hava çok sıcak veya soğuk olmadığında güzel oluyor.

Yaprak kıpırdamayan ama havanın serin olduğu, hafif sisli bir bahar sabahı güzel.

Ortalık çok hareketliyse, hava çok sıcak veya soğuksa, görüntü HD kalitedeyse kötü.
0
akhenaten
(14.07.24)
Tam tersi. Boğazı her gördüğümde onu hiç ettiğimiz geliyor aklıma. Çarpık kentleşme, biriyle alakasız eciş bücüş binalar ve yeşilden çok grinin hakim olması… Bence güzel bir görüntü yok ortada. Hele o çamlıca kulesi falan berbat.
0
ruhen hastayim ben
(14.07.24)
Şimdi bence burada kişinin o şehre olan ilgisinin, bağının önemi var.

Ben misal istanbul bogazindan buyulenirim ama çok acayip güzel gözüktüğü vs için değil (gözükebilirdi ama yapilasma...) ama çok büyük yani böyle hani her yerde göremeyeceğin bir şey.

Misal insanlar eiffel kulesine "bu ne" diyor ya, aynı şekilde ilk gördüğümde altindan "oha lan" diyip çok buyulenmistim. Aynısını new York'a gidince yasayanlar olduğunu da duydum gidenlerden.

Kısacası bence bu yapilarin (dogal ya da yapay) büyüklüğü falan bizi cok etkiliyor.
Misal beni büyük makine, rüzgar gülleri falan da etkiler :) su an yaşadığım yerdeki daglara da bakip "bu ne abi ya hayvan gibi dağ" diyorum her baktigimda.
0
logisticsmanager
(15.07.24)
Boğazı çevreleyen tepelerdeki selatin camileri, kız kulesi, beyazıt kulesi, galata kulesi bunlar ayrı bir hava katıyor.
0
hebanon
(15.07.24)
Hocam yurtdisinda yasadim bence senin kastettigin sey "enerji" mevzusu. Ben mesela bogaza gidince bir huzur bi cosku geliyor icime nedendir bilmiyorum. Falat bu yurtdisinda falan gittim bogaz tarzi yerlerde hic enerji alamiyorum.
Belki ayni kafayi yasiyoruzdur.
0
Zetnikov
(15.07.24)
Boğazın güzelliği ve çirkinliği baktığın yere göre değişir.
Yeşilliğin bol olduğu ve aradan eski yalıların ve köşklerin göründüğü otantik hali güzel.
Yüksek binaların çok olduğu, yeşilliğin neredeyse olmadığı ve sahili araba trafiğiyle dolu hali çirkin.
Ayrıca modern köprüler (tarihi, heykelli işlemeli vs. olmadıkça) insanlara neden güzel gelir hiç anlamam.
0
merhum
(15.07.24)
Boğaz güzeldir ama dünyada ne güzellikler var öyle aman aman büyütülecek dünyanın incisi bebeği vs konumlanacak bir durumu yok
0
basond
(15.07.24)
güzel esiyor
0
bir soru sorcam
(15.07.24)
Köprüden metrobüsle geçenken bile o güzellik karşısında büyüleniyorum. Çok seviyorum ben de görsel olarak çok güzel ama tam o kıyı kısımları ve deniz :) Biraz daha açını genişlettiğinde berbat bir kent o kadar karışık ki bakarken bile yoruluyorum.
Boğaz manzaralı bir evde oturmak ister miydim mesela sanırım orman manzarasını tercih ederim ama deniz kıyısına yakın olmak yürümek oturup izlemek bana hep iyi gelmiştir severim.
Bence boğaz gayet güzel ama bu noktada @ruhen hastayım ben'e katılmamak elde değil asla kıymetini bilemediğimiz güzellikte bir şehir burası, başka ellerde olsa çok daha güzel olabileceğini düşünürüm hep.
0
mutekebbir
(15.07.24)
insanlar istanbuldaki kalabalıktan ve stresten o kadar bıkmış ki gerçekçi yaklaşamıyorlar bu güzelliğe.
mesela istanbul beton deyip duruyorlar, elbette öyle de zaten. ama boğaz hiç de öyle değil. belli kısımları hariç genel olarak gayet yeşil ve özellikle bazı günler çok güzel görünüyor. köşkler, saraylar, yalılar boğaz'ı boğaz yapan özellikler. birçok farklı tarzda çok estetik yalılarla dolu.
coğrafi olarak bu su yolunun özelliği zaten ortada. biz ezelden beri kafamızda çok normalleştirdiğimiz için iki kıtayı birbirine bağlayan bu yolun ne kadar özel olduğunu unutuyoruz.
0
nathanieltroy
(15.07.24)
dunyada cografi olarak istanbul'dan guzel sehir bulamadim ben. cok essiz bir sehir. belki san francisco ki o da bir bogaza sahip ufak da olsa.

istanbul cok guzel. hem deniz var, hem tepeler var bogaza bakan, hem de kiyidan bakinca gordugun karsi kiyi manzarasi var ki o da tepelik.

genelde deniz kenarindaki sehirler denizden bakinca guzel gozukur. istanbul'da kiyidan bakinca karsi tarafi gorebildigin icin iceriden de guzel.
0
antikadimag
(15.07.24)
bogaz dunyanin nadir guzelliklerinden biri, insan elindekinin kiymetini bilmiyor.

yurtdisinin lansmani herzaman iyidir, oraya gidersin bu ne lan dersin. cocuklugum boyunca gidip gorme hayali kurdugum, gidince bu ne lan mevzu bu muymus dedigim cok yer oldu.

eger istanmbul/bogaz bir ucuncu dunya ulkesinin degilde gelismis bir ulkenin elinde olsaydi, isvicre falan gibi, dunyanin 1 numarali turizm merkezlerinden biri olurdu. ama biz icine ettik.
0
cooperr
(15.07.24)
(8)

hayat tarzı size ters olan ama görüştüğünüz arkadaşlarınız var mı?

la lykia
sizin hayata bakış açınız, ilkeleriniz, düşüncelerinize ters bir hayat yaşayan ancak size bir zararı olmayan ve saygısızlık yapmayan arkadaşlarınız var mı?aklıma gelen en basit örnek: diyelim ki alkollü araba kullanmaya, trafikte makasa falan çok karşı birisiniz. arkadaşınız da kendi hayatında sürek
sizin hayata bakış açınız, ilkeleriniz, düşüncelerinize ters bir hayat yaşayan ancak size bir zararı olmayan ve saygısızlık yapmayan arkadaşlarınız var mı?

aklıma gelen en basit örnek: diyelim ki alkollü araba kullanmaya, trafikte makasa falan çok karşı birisiniz. arkadaşınız da kendi hayatında sürekli alkollü araba kullanıyor ama sizin yanınızda yapmıyor.

ve önemli nokta: bunun gibi bir sürü örnek de var diyelim ki.

bu kişi ile bana bir zararı yok diye görüşür müsünüz yoksa arkadaşlık ortak yönler, özellikler, ortak dünya görüşüdür diye düşünüp görüşmeyi keser veya çok azaltır mısınız?
0
la lykia
(14.07.24)
Hayatımdaki hemen hemen herkesle görüşüm farklı. Gerektiği yerde de tepkimi gösteriyorum ama görüşmemek için bir sebep değil.
0
numlock
(14.07.24)
Bir kadın arkadaşım eşini aldatıyor. Hem de öyle birkaç kere değil. Tinder bile açmış. Bana son derece ters.
0
Kahvedesu
(14.07.24)
@kahvedesu; tam olarak bu gibi durumları kastetmiştim. görüşmeyi kestiniz mi, tepki verdiniz mi?
0
🌸la lykia
(14.07.24)
Eşine desem adam belki farkında ama umursamıyor. Gece 12'de eşini merak etmiyor musun? Yabancı arkadaşlarım bile ayıplıyor ve olay Türkiye'de yaşanıyor.
0
Kahvedesu
(14.07.24)
Şeriatçı bir arkadaşım var. Önceden ateistti, hristiyan oldu, Tevrat, Zebur ne varsa okudu. Yahudi olmak istedi, olamadı :) Sonra müslüman oldu ama şeriatçı oldu bu sefer de. Yeni bir arkadaş olsa görüşmem ya da hiç iletişimim olmaz ama bu eski ve can dostu bir arkadaş. Hayatta yolunu bulmaya çalışıyor. Sevgim, saygım azalmaz. Onun da bana karşı durumu aynı. “Yanacaksın oğlum” der, gülerek.
0
gabe h coud
(14.07.24)
Eşini aldatan ve cesitli maddeler kullanan bağyan cinsiyetli cok yakin bir arkadasim var. Ben de evli çocuklu dumduz yasayan bir insanim. Benimle gorusurken ayık kafayla ve edepli bir haliyle bulundugu ve hayat standartlarimi tehdit etmediği surece sorun etmem biraz riskli gormekle beraber sevdiğim bir arkadasim.
0
instant crush
(14.07.24)
Çocukluktan kalan arkadaşlarım var böyle. Daha henüz herhangi bir görüşümüz oluşmadan başladığım arkadaşlıklar. Zaman içinde herkes değişiyor tabi, ancak bu kişilerle olan ilişkimde aramıza bu tür şeyler girmiyor. Girebileceği kadar konuya yükselemiyoruz zaten. Zaten o beni olduğum gibi kabul etmiş, ben onu. Fikirsel açıdan soracak, tartışacak bir şey yok. Zaten bu kadar eski arkadaşlıklarda bu konular sıkıcı oluyor, yapacak daha güzel şeyler var. Toplum ölçeğinde olması istenen yaşam şekli yani. Herkesin fikri kendine. :D

Ancak üniden itibaren bu şekilde arkadaşım yok. Çünkü zaten fikirler oluşmuş artık, bir araya gelemiyorsunuz. Gelseniz birlikte yapacak bir şey bulamıyorsunuz. Samimi olmadığınız, içini bilmediğiniz biri bir konuda bir şey söyleyince önyargılar oluşuyor, uyuşmuyorsunuz, tanımak istemiyorsunuz, tanımak mümkün de değil zaten. Ne yapacaksınız? Ben seni sevmedim ama belki severim, istemeden de olsa vakit geçirelim denmez sonuçta. Garip olur.

Haliyle durum bu :D
0
akhenaten
(15.07.24)
Var tabii ki. Genellikle ideolojik ayrılıklarımız var, bu ayrılıkların yaşam tarzına doğrudan yansıdığı arkadaşlıklarım da var. Ama kısasın şöyle, insani ve ahlaki kurallar bakımından bir noktaya gelmiş, bazı temel kriterleri taşıyan arkadaşlarım ne ideolojide olurlarsa olsunlar arkadaşımdır. Ama kendine hiçbir şey kalmamış, cahil, empati yoksunu vs bir kişi ile aynı fikirde olsam da arkadaşlık kurmam.
Arkadaşımın yaşam tarzı ve ideolojisi benden farklıysa benimki de ona göre farklı. O da beni böyle kabul ediyor. Demekki başka noktalarda buluşmuşuz, paylaştıklarımız bu farklardan daha üstün şeyler.
0
curukturpkokusu
(15.07.24)
(4)

Fabrikaların öncülleri neydi?

stringer
Nasıl bir gelişim geçirdiler? Aynı özelliklere sahip bir üründen belli miktarda üretilmek istendiğinde nasıl bir yol izleniyordu?
Nasıl bir gelişim geçirdiler? Aynı özelliklere sahip bir üründen belli miktarda üretilmek istendiğinde nasıl bir yol izleniyordu?
0
stringer
(14.07.24)
Kırılma noktası herhalde Ford’un model T ile seri üretim modelini geliştirmesi. Oradan harekete araştırabilirsiniz.
0
orient blue
(14.07.24)
Marx Kapital cilt 1. Fabrika öncesinde manifaktür üretimi vardı. Ama kalitalizme geçişe ilişkin değişik teoriler var. Yine de başlaman gereken yer Kapital 1. Ardından bkz. Geçiş tartışmaları.
0
prole
(15.07.24)
Size doğrudan ilk fabrika şuydu, şu yenilikleri getirdi diyemem ancak sorduğunuz kadarıyla fabrikaların zeminini hazırlayan şey birkaç çalışanla iş yürüten ufak üretim atölyelerinin iş bölümüne ve uzmanlaşmaya dayalı üretim modellerini benimsemeye başlamasıyla oluyor.

Bir kişinin yaptığı kompleks haldeki çeşitli işleri doğrudan bir makinaya devredemezsiniz. Ancak bir kişinin yaptığı tek bir işi makinaya devredebilirsiniz. Uzmanlaşma ve iş bölümü bunun anlaşılmasını sağladı.

Bu iş bölümü aynı zamanda verimliliği de artırıyordu, bu da fark edildi. Aynı zamanda işçinin nitelikli olması gereksinimini de azaltıyordu. Herkes bir alet üretemez, ancak herkes atıyorum bir demir parçasını eşit uzunlukta kesebilir.

Adam Smith'in çivi fabrikası örneği bunu çok detaylı ele alıyor.

Yani temel olarak bir işçinin a'dan z'ye tek bir aletin üretimini gerçekleştirmesiyle 10 işçinin o aletin üretim aşamasında sadece tek bir işi yapması (eritme, dövme, kesme, şekil verme vs.) verimlilik açısından çok büyük farka yol açıyordu. iş bölümüne dayalı çalışma işin hızını çok büyük oranda artırıyor. İş bölümüne dayalı bu sistemse icat edilen yeni sanayi araçlarının işçilerin yerini almasına yol açıyor.

Neticede fabrikalar ortaya çıkıyor.

Yani fabrikalardan önce atölyeler vardı. Atölyeler çalışan sayılarını artırıp iş bölümünü geliştirdikçe fabrikavari geniş üretim tesisleri haline geldiler ve iş bölümüyle basit parçalara bölünen her task için çalışanlar yerine makinalar atanmaya başladı. Bundan da seri üretim yapabilen fabrikalar oluştu.
0
akhenaten
(15.07.24)
Engels'in "İngiltere'de Emekçi Sınıfların Durumu" kitabı da sanayiye dönüşümü güzel anlatıyor. En azından tekstil bazında, İngiltere için:

İlk başlarda üretim lokal, evde ve neredeyse tamamen insan gücüyle sınırlı. Bir yandan tarımsal aktiviteler de devam ediyor.

Önce "Jenny" diye bir makine icat ediliyor geliyor. Bu makine üretim sürecini baya bir hızlandırıyor; bu üretim artışı son ürün fiyatlarını düşürüyor, tekstil ürünlerine talep arttığı için dokuma işini yapacak insanların gelirleri yükseliyor. Bu insanlar tarımı bırakıp ailece dokuma işine odaklanmaya başlıyorlar ve sadece bu işle geçinen işçiler ortaya çıkıyor.

Bu arada "Jenny" denilen makine sürekli geliştiriliyor ve"Katır" (Mule) diye başka, daha güçlü bir makine daha icat ediliyor. Evinde üretim yapan işçi sınıfı bu yenilikleri takip etmekte zorlanıyor. Sermayesi olan kişiler dağıtık üretimi ufak ufak ortak alanlarda toplamaya başlıyorlar (1700 lerin ikinci yarısı) böylece de fabrikalar ortaya çıkıyor.
0
salihdt
(15.07.24)
(5)

Doğurdugu bebegi çöpe atmanin mantigi nedir?

Zetnikov
Bu tipler neden birisinin kapisina koyup zile bas kac mesela yada git guvenlige birak kaldirimda buldum de kaç. Neden cope atiyor yasayan bebegi mantik kuramiyorum.Bebegi gormeseler cop aracinda makinaya giricek ezilicek misal?
Bu tipler neden birisinin kapisina koyup zile bas kac mesela yada git guvenlige birak kaldirimda buldum de kaç. Neden cope atiyor yasayan bebegi mantik kuramiyorum.

Bebegi gormeseler cop aracinda makinaya giricek ezilicek misal?
0
Zetnikov
(14.07.24)
Mantık kuramamalısınız zaten, sağlıklı düşünememek böyle bir şey. Bu tür olaylar olağan değil. Bunu anlamlandıramıyor olmanız beklenen ve olması gereken şey.

1978 yılında Jonestown'da 918 kişi, bir kişinin, bir tane kült liderinin sözlerinde mantık bulduğu için çoluk çocuk siyanür içerek intihar ediyorlar. Kimse de "ya biz ne yapıyoruz" demiyor. Bu olayın ses ve video kayıtları da internette var bu arada.

Sosyopatlar, psikopatlar için de geçerli bu. Sağlıklı bir kişinin bu tarz bir düşünce akışını anlamıyor olması doğal. Sorun anlayabildiğiniz noktada başlıyor.
0
akhenaten
(14.07.24)
İşte ezilsin görülmesin anlaşılmasın diye çöpe atıyor
0
jülsezar
(14.07.24)
Her doğuran sağlıklı bir zihne sahip olmuyor. Kendi doğurduğu bebekten korkup kaçan var. Bir de bebeği insansan görmeyen de var. O kadar anlamsız buluyor ki insan olmayı, kendini bile değerli bulmuyor bir insan olarak. Bebeklerin de anlamı olmuyor filan. Çok fazla doğuranlarda olur bu.
0
muhayyer divan
(14.07.24)
Üzerine düşünüp anlayabileceğimiz bir psikolojide değiller. Neler yaşadıklarını bilmiyoruz. Ne şartlar altında gebe kalındı, neden gizlemesi gerekti, insanların onca takviyeyle destekle zorlandıkları bir şeyi kimseye belli etmeyecek şekilde yaparken ne acılar çektiklerini anlayamayız.
Bu konular oturduğumuz yerden yorum yapabileceğimiz ve insanları yargılayabileceğimiz konular değil.
Her şey olması gerektiği gibi giderken bile doğumdan sonra psikolojisi alt üst olmuş insanlar varken bir de bu zor şartlarda bunları yaşamış biri için özellikle biraz daha dikkatli konuşmak lazım bence.
0
mutekebbir
(14.07.24)
Çünkü ülkede bu konuda eğitim verilmiyor, verilmeye çalışıldığında da tabu olarak görülüyor ve ayıplanıyor.
Çünkü ülkemizde, bazı ülkelerdekinin aksine, bebekleri güvenli bir şekilde bırakabileceğin kutular bulunmamakta.
Çünkü ülkemizde bu kutular olsaydı bile haddi olmadığı halde kamera kayıtlarından bırakanı bulup ayıplayacak, ifşa edecek yobaz insanlar çok fazla var.
Çünkü ülkemizde doğurduğu bebekle bağ kuramamayı, istememeyi normalleştiremiyoruz. Bunu çok ayıp, günah, iğrenç bir şey olarak görüyoruz.

Toplumun büyük bir çoğunluğu kürtajı günahlarken, aynı çoğunluk "bebeği istemiyorduysan doğurmayacaktın" da diyor.

Bu saydıklarımın olmadığı "refah" ülkelerinde bile anneler doğum sonrası depresyon nedeniyle bebeklerine zarar verebiliyorken, bir de bizim şartlarımız bu psikoloji üzerine eklendiğinde, ortaya böyle kaotik sonuçlar çıkıyor.
0
nolmus yani
(14.07.24)
(41)

Eşinizin yada sevgilinizin yaninda sesli osurabiliyor musunuz?

Zetnikov
Bunun bazi kademeleri vardir heraldeMesela evlendikten sonra yatakta mayismiskrn osurmak icin lavaboya kalkip herseferinde gitmiyorsunuzdur diye dusunuyorum. Yoksa osurugunu tutup farkli odada mi saliyorsunuz merak ediyorum.Ayni sekil sadece erkekler degil bayanlar napiyor onuda merak ediyorumDogrus
Bunun bazi kademeleri vardir heralde

Mesela evlendikten sonra yatakta mayismiskrn osurmak icin lavaboya kalkip herseferinde gitmiyorsunuzdur diye dusunuyorum. Yoksa osurugunu tutup farkli odada mi saliyorsunuz merak ediyorum.

Ayni sekil sadece erkekler degil bayanlar napiyor onuda merak ediyorum

Dogrusu nedir sizce anlatabilirsiniz
0
Zetnikov
(13.07.24)
Osurmuyorum. Ben zaten osurmuyorum.

Yanımda osursa gülerdim :))
0
rock n roll
(13.07.24)
Doğrusunu ne bilelim ilişkiden ilişkiye değişir.

youtu.be
Devamı: www.youtube.com

Yukarıdaki animasyonda diğeri de yapıpı gülebilirlerdi ama öyle olmadı.

Fakat bana pek hoş gelmiyor hala 3 yıl oldu, tutuyorum. Hanım da öyle. Çünkü serbest olsa bokunu çıkarırım işin iyice asker arkadaşı moduna bağlanır iş.

O yüzden biz hala dikkat ediyoruz. Kimisine bu samimiyetsiz gelir, kimisine de gayet saygılı gelir. İlişkiye bağlı.
0
ananiyimioguz
(13.07.24)
Yapmam. Ayrılık sebebidir :)
0
gabe h coud
(13.07.24)
İlla ki osurmak için ıkınmıyordur diye düşünüyorum ama bazen kaçabilir bu sorun değil.
0
rock n roll
(13.07.24)
Osurarak istiklal marşı söyleyemeyenden olmaz.
0
sekizdokuzon
(13.07.24)
Olm şaka mı cevaplar
Yapılır mı lan öyle şey
0
Cezcez
(13.07.24)
Ayrılık sebebi
0
Mirket
(13.07.24)
@sekizdokuzon ve rock roll yakıştıramadım size hanımlar
0
Cezcez
(13.07.24)
@Cez: Şu tip bir aydınlanma yaşıyorsun sanisam: youtu.be

0:43'den itibaren.
0
sekizdokuzon
(13.07.24)
@Cezcez; ben osurmam.

Sevgilim de kasıtlı osurmaz ama osurursa da gülerim. Kim osursa refleks olarak gülersin zaten. Geğirmek de aynı ona da gülerim. Biraz eğlenin arkadaşlar, hayatı çok protokol yaşıyorsunuz.
0
rock n roll
(13.07.24)
Ben ikircikli olduğum için osurmam ama benim yanımda osurulacaksa sesli osurulmasını tercih ederim sessizi ölüm gibi bir şey oluyor ama kimse ölmüyor.
0
Bir ben var benden şurada
(13.07.24)
Eşimin yanında osurmuyorum, o da osurmuyor. Ama gece uyku arasında cartlatıyor bazen, denk gelince gülüyorum, sonra da söylüyorum gece serenat yaptın diye gülüyoruz. Kendisi de beni benzeri durumlarda yakalıyor tabi. Ama bilinç açık halde ikimiz de yapmıyoruz, yapsak da ayrılık sebebi olmazdı şu saatten sonra.
0
pianeta
(13.07.24)
eski sevgilim sag olsun beni tuvalete goturup basimda bekledigi icin gayet asinaydi ama baska iliskimde yasanmamisti. simdi olmazsa garipserim hele evlilerin red flagleriymis gumlettiniz yine beyler. bir seyleri guzellestirmeye/dusunmeye buradan baslayabilirsiniz zira seks yaparken bile oluyor as you know
0
ala09
(13.07.24)
Osurmam kalkar tuvalete ya da balkona giderim gaz çıkaracaksam

Kadınların bu duruma daha toleranslı olması da ilginç geldi

Sevişirken neler yapmıyoruz ki fakat o durumda çıkan ses de gaz değil hava, cinsellik konsepti içinde kabul edilebilir bir şey :)
0
grimavi
(13.07.24)
Bana hiç osuran denk gelmedi. Bana sorarsan kadınlar osurmuyor.
0
gabe h coud
(13.07.24)
@grimavi; valla dediğim gibi kimse sevgilisinin yanında kasıtlı osurmaz. Tabii ki tolerans göstereceksin. Seni terk ediyorum çünkü osurdun. Böyle bir şey olur mu?

Yarın, bir gün eşim hasta olsa ya da kaza geçirse yatağa bağımlı olsa altından bezini alacağım, bez bağlayacağım daha kötü hallerini göreceğim.
0
rock n roll
(13.07.24)
@rock

Hocam bu hastalık durumları ya da gecenin bi körü uykudan kalkıp koşarak tuvalete gitsin demedim, neticede insanız hepimizin akıntısı kokusu çıktıları var ama salonda otururken gaz çıkarma rahatlığı da sevmiyorum, ben kendi ilişkim için konuşuyorum, bu durumdan da rahatsız olmayan çiftler olabilir

Bir de bu konuyu uçlarda tartışıyorsun kafanda, bu insani durum yüzünden kavga edilsin ayrılınsın boşanılsın demedim :) sevgilimin yanında osursam özür dilerim yani bunda gülünecek bir şey bulamadım bu hayatı biraz protokol yaşıyorum galiba :p
0
grimavi
(13.07.24)
Yanında rahatça osurmadığın insanla hayat mı geçer, cevaplara bak. Hunharca osuruyoruz 6 yılı evli olmak üzere 9 yıldır oldukça mutluyuz.
0
mirty
(13.07.24)
@grimavi; ben de senin gibi düşünüyorum, rahat rahat salsa ben de kızarım. İstemeden gaz çıkarırsa bir şey demem.
0
rock n roll
(13.07.24)
Evliler yapıyor arkadaşlar, yapmıyorum diyen şuanda tribünlere oynayan tipler. Sevgilinin yanında olmaz, çünkü hala sevgiline kendini beğendirme, kabul ettirme durumlar devam ediyor. O alfa takılan veya mini minicik kibar kızlar da evlenince zatir zutur yapıyorlar bu işi birbirlerinin yanında. Yok yanından kalkıp tuvalete gider yaparım.... He canım he
0
dedeminhirkasi
(13.07.24)
@dedem

Osuruk savaşçısı gibi oldum ama cumartesi gecesi goygoyu olsun :) hocam bundan rahatsızlık duymayan çiftlere diyebileceğim bir şey yok tabi ama bana göre bazı şeyler sadece kendini beğendirmek için değil, hem kendine hem yanındaki kişiye saygı olarak görülür, sizin için bu bir saygı parametresi olmayabilir bunu gözardı ettiğiniz bir ilişki dinamiğiniz vardır bu da olabilir
0
grimavi
(13.07.24)
Abartmayalım, gaz yapan yiyecek ve içecekleri bir müddet menünüzden çıkarırsınız.

Ben bugün kuru fasulye yedim.

Sevgilim/ eşim olsa yemezdim mesela.
0
rock n roll
(14.07.24)
Mirty +1
Bunu böyle tabu haline getirecek kişiyle evlenmezdim. Osurmayi bile babadan gizli sigara içer gibi yapmak olan bir hayat bana Çok garip geldi.
0
logisticsmanager
(14.07.24)
Hayır. Yanımda bile isteye sesli osuran, geğiren ne bileyim özensiz eski püskü ev kıyafeti ile gezen kişiye çekim hissedemem. Bir olur iki olur üçüncüde kardeş moduna bağlar insan. Asgari düzeyse saygı ve özeni hepimiz hak ediyoruz bence.
0
ruhen hastayim ben
(14.07.24)
@grimavi; gaz çıkarırsa gülerim. Komik bulurum o yüzden bir de gaz çıkarınca kötü hisseder ya insan kendini o vaziyetten çıkması için de gülerim. Kötü hissetmesin kendini diye. Espri falan yaparım.

Daha kötü hissedermiş adam. En son ağlayarak evi terkedermiş :))
0
rock n roll
(14.07.24)
Siz o kadınla o adamla 30 sene aynı evde yasiyacaksiniz. Bu üst perdeden konuşmayı bırakın allah aşkına. Siz ayhan sicimoglu musunuz. Tamam 30 sene saklambaç oynarsınız evde osurmak için.
0
dedeminhirkasi
(14.07.24)
Tuvalete gitmek neden bu kadar zor :) yalnızken bile tuvalet dışında gaz çıkarmam.
0
gabe h coud
(14.07.24)
Ben duyurunun bu kadar üst seviye bir yer olduğunu bilmiyordum vallaha. Bundan sonra takım elbise ile login yapacağım.

Şu an her duyurucu şu oldu gözümde;
youtu.be
0
logisticsmanager
(14.07.24)
Bunun için için tuvalete gitmek zor bir şey değil bence de. Nasıl ki işerken her seferinde tuvalete gidiliyorsa osururken de gidilir. Yük olmamalı bu bence, tuvalet neticede. Bu işler için var. Hayat böyle geçer, neden geçmesin. Atla deve değil.

@ruhen'e katılıyorum. bir olur, iki olur. Kaçırır, önemli değil. Ama her seferinde yanımda bilinçli şekilde osuran birine hissettiğim çekimi uzun zaman koruyabileceğimi sanmıyorum ben de. Fazla paspal bir şey, bazı şeyleri umursamalı bence insan :D ne bileyim. Ben şu yaşıma kadar kimsenin yanında bile isteye osurmadım, bir kere de "ya hayat böyle geçer mi, çile resmen" gibi bir şey düşünmek aklımın ucundan dahi geçmedi.
0
akhenaten
(14.07.24)
Herkese saygi duyarim ama

Düşünüyorum hani 20 sene gecmiş.
Yaninda eşin var ve osuramiyorsun.

Bana sanki çok kasinti bi hayat gibi geliyor.

Ben şahsen hem herseyimle kabullenilmek isterdim. Birgun 60+ olunca bu insan beziniz vs olur degistirmez sizden ayrilir gibi geliyor. Sozum herkese degil ama bence esler arasinda rahat olunmali yoksa baska nerede bi insan rahat olabilir?

Kafamda deli sorular
0
🌸Zetnikov
(14.07.24)
Tabi ki sırayla karşılıklı osuruyoruz. Tutması daha kötü. Ben bağırsak sorunu yaşayan biriyim zaten tutamıyorum hiç.

Bana cevaplar absürt geldi. Gözümü çizdirdim, elimi kedi cırmaladı bir hafta kullanamadım, yıkanmamdan tuvalet işlerime kadar hep eşim yardım etti. Ben de aynı şekilde her şeyini yaparım. Bana aile olmak, yani iki kişinin tek hale gelmesi için bunların yapılması gerekiyor gibi geliyor.
0
Hallegadola
(14.07.24)
@Hallegadola, hastalık örneği yukarda da verilmiş ancak sıra dışı durumlar bunu değiştirmez gibi geliyor bana ya.

Neticede hastalık durumunda yukarda da dendiği gibi yeri gelir altını temizlersiniz. Ama bu durum mecburi ve kötü bir şeyi, yolunda olmayan sağlığı, normalde yaşanmamasını isteyeceğiniz bir süreci ifade ediyor. Ne yapan ne yapılan kişi bundan memnun olarak geçirmez bu süreci. Böyle ekstrem bir durumla diğerini karşılaştırmak doğru değil bence. Hastayken eşinize tuvalete kadar eşlik edersiniz, ancak hasta değilken ne o bunu ister ne de siz istersiniz heralde, bunun altında yatan bir neden olmalı değil mi?
0
akhenaten
(14.07.24)
Gözünüz mikrop kapar arkadaşlar, pink eye olursunuz. Gaz çıkarmak hijyenik bir şey değil. Gaz çıkarıp o halde yemek yemeye, film izlemeye, sevişmeye devam mı ediyorsunuz. Çok ilginç. Anında kıdemini, ihbarını veririm.
0
gabe h coud
(14.07.24)
Bu galiba ailede ne gordugunle ilgili. Ben bunu "saygı" olarak gören taraftayim, çişin gelince tuvalete gidiosan bunun için de gitmelisin gibi...

Ama asıl başka bişi soylicem, tuvaletle ugrasamicak kadar fazla yasiyorsaniz bu durumu doktora gidebilirsiniz bence. Aklına gelmeyenler, bunun garip olduğunu fark etmeyenler için söylüyorum. Helikobakter pilori buna sebep olabiliyormuş ve Türkiye'de 3/4 insanda bu bakteri olduğu belirtiliyo. Bı dahiliye doktoruna gidin rahatlayin
0
abuzer
(14.07.24)
Hayatım boyu bir kadınla 8 sene, 4 kadınla da en az 6 ay birlikte yaşadım.
Hiçbiriyle böyle bir şey konu da edilmedi, olmadı da.
Hastalıkta yatağa kustum, temizledi, alkol nedeniyle üstüme ve arabaya kustu temizledim. Hastalık, yaşlılık, mecburiyet konuları ayrı bir şey, bile isteye böyle bir rahatlık ayrı. Karıştırılmamalı bence.
Yukarılarda bir yerde birlikte tuvalet gibi bir şey denmiş, öyle bir şey de olmadı.
Çocukluğumda yıllarca Dayımda yaşadım. Onun ailesinde de yoktu böyle bir şey. Kendi ailemde de görmedim. Kardeşler arasında da çok küçük yaşı bilemiyorum da, olmadı ve olmaz.

Burda iki zıt görüşün birbirini anlamakta güçlük çektiğini gördüm. Bu bir aile öğretisi sanıyorum. Diğer türlüsü garip ve kendi yaptığı normal geliyor.

Beni şaşırtan rahatlıktan yana olanların bu kadar çoğunluk olup bana bugüne kadar rastlamamış olması. Allahtan da rastlamamış.

Bu arada çocuğun yanında bile o rahatlıkta olunmaması gerektiği düşüncesindeyim. Ama tabi herkesin kendi yaşantısında istediği gibi davranmasına saygı duyarım.
0
Mirket
(14.07.24)
Yaparsiniz yapmazsiniz bilemem de rica edecegim su sacmaligi "aile olmak"la iliskilendirmeyin. O zaman Hindistan aile baglari en kuvvetli yer mi diyelim simdi.

Guzel de kilif bulunmus olaya ha, aileyiz biz "kasmiyoruz". Bi zahmet gotunuzu de tutun olm sevdiginiz kadinin adamin yaninda.
0
brkylmz
(14.07.24)
Bu konu çok uzadı arkadaşlar :))

Tuvalete gidecek vakti bile bulamayabilir bazen insan. Özellikle yaparsa ayrı dünyaların insanlarıyız diyerek ceketinizi alın çıkın.

Kahvaltı yapamadım bu mevzu yüzünden, iştahım kapandı :))
0
rock n roll
(14.07.24)
bunun insanlarin birbirine ne kadar yakin olduguyla ilgisi yok. bu civikliktan baska bir sey degil.
bu mantikla romeo ve juliet'in el ele siciyor olmasi gerekirdi.
0
bohr atom modeli
(14.07.24)
3 yıllık evliyim. İkimiz de gündüz bilinçli olarak osurmuyoruz birbirimizin yanında. Ne münasebet yani samimi olalım diye s*çsaydık bir de :D
Ama gece oluyor yalan değil. Eşim sabah söyler ben de hadi ya filan derim. Eşim yaparsa da gece gülerim o da uyanıp pardon filan yapar. Sorun olmaz. Ama bilinçli olanı nooo.
Saygısızlık ben hiç hoşlanmam böyle şeylerden ki hastalık va durumlarında ne iğrençlikler yaptık ama osuruk olmaz.
0
Gradient_tabanlı_mor
(14.07.24)
Bu durumda “biz bir aileyiz” diyen patron şirketinde osurup osurup ipe diziliyor olmalı. Dundee Awards aklıma geldi. Pam osuruk kraliçesi seçiliyormuş. Samimiyetten hep.
0
gabe h coud
(14.07.24)
Ben sevgililerimin yanında yapmam (k) onlar da yapsın istemem evlenince de bile isteye yapılsın istemem, kalk oda değiştir banyoya git bir süre orda otur derim.
Ablam mesela hem benim hem eşinin yanında yapıyor ksgjskjg onlar aşmış bu konuları 10 yıllık evliliklerinde.
0
Kediyi üzdün
(16.07.24)
(10)

Ev internetini az kullanıyorum, kapatıp komşununkini ortak mı kullansam?

santimantal
Cep telefonunda da internet olduğu için ev internetini oldukça az kullanıyorum. Bazı aylar evde bile olmuyorum.Komşuma, ben kapatayım, seninkini ortak kullanalım diye teklif edesim var.Ama nedense kibar bir teklif olmayabilir gibi geliyor.Böyle bir şey yapmayı deneyen var mı? Negibi sıkıntılar çıkab
Cep telefonunda da internet olduğu için ev internetini oldukça az kullanıyorum. Bazı aylar evde bile olmuyorum.

Komşuma, ben kapatayım, seninkini ortak kullanalım diye teklif edesim var.

Ama nedense kibar bir teklif olmayabilir gibi geliyor.

Böyle bir şey yapmayı deneyen var mı? Negibi sıkıntılar çıkabilir?

Pişman olur muyum?

Not: Benimkini kapatırsam yeniden açtırınca aynı fiyattan olmayacak.
0
santimantal
(13.07.24)
en düşük hıza ve pakete geç. komşun yasal olmayan bir şey yapsa sana da üşüşürler. 200-300 lira için bu riske değer mi?
0
mr.goodcat
(13.07.24)
Komşun arkandan “cimriye bak” diye etrafa anlatabilir. Üç kuruş için milletin kapısına gitmezdim ben olsam ki ben de çoğu zaman kendi internetimi doğru düzgün kullanmıyorum.
0
ruhen hastayim ben
(13.07.24)
kötü bir teklif, adam neden güvenip de internetini paylaşsın? ya yasa dışı işler yapıyorsan? bu devirde internet paylaşımı riskli, kimseye güvenilmez.
0
hrskrs
(13.07.24)
200-300tl için ortak internet almaya değmez. yarın bir gün kasar eder, evde yüklenirler sen sıkıntı çekersin.
0
kondansator
(13.07.24)
yasal değil, cezası var.
0
false pretension
(13.07.24)
Komşuyla yakınlığınız nedir bilmiyorum ama benim çok yakın arkadaşım bile olsa düzenli ortak ödeme yapılacak bir şey kullanmak istemem birlikte. Kafa rahatlığı her şeyden önemli, özellikle de evle ilgili şeylerde.

Yarın birgün pakette anlaşamazsınız, taahhütte anlaşamazsınız, birisi çıkar şu daha iyi der. Hizmet sağlayıcısı değiştirmek istenir. Ödeme aksar, ne bileyim modem bozulur yenilemek için strese girilir ortak kullanılıyor sonuçta, kafana göre bu ay dursun bakalım bir denmez. Olur olmaz saatte komşu arar bi kapatıp açsak mı falan diye.

Dert yani. Yapmayın bence.
0
akhenaten
(13.07.24)
Berbat bir fikir.

Komşuyla internet bağlantısı paylaşılmaz. Teknik olarak yanlış, yasal olarak yanlış, sosyal olarak yanlış, her türlü yanlış.
0
pispinti
(13.07.24)
pispinti + 1
0
alfired
(13.07.24)
(9)

Kendi kendine konusma seviyeniz, normal mi

optimistbakunin
Nerelerde ne siklikla kendinizle konusursunuz. Mesela biriyle konusuyor gibi hafifce el kol oynar mi arada.
Nerelerde ne siklikla kendinizle konusursunuz. Mesela biriyle konusuyor gibi hafifce el kol oynar mi arada.
0
optimistbakunin
(12.07.24)
Nerelerde derken mesela cevrenizde de insaarin oldugu yemek masasi, ne biliyim toplu tasima sokak vs vs gibi alanlarda
0
🌸optimistbakunin
(12.07.24)
Bilgisayar başında iş yaparken hata yaptığımda kendime kızarım mırıldanma şeklinde. Elim kolum pek oynamaz. Nadiren parmağımla alnıma vururum "ne yaptın be salak" der gibi.
0
pispinti
(12.07.24)
@pispinti harfi harfine beni yazmış.
0
new day new life
(13.07.24)
Hep konuşurum. Beynimin içinde zaten durmaksızın, onun dışında evde tek başımayken, dışarda bi yere yürürken, işte yine sağa sola giderken ve yakınımda biri yoksa vs her ortamda konuşuyorum. Çevremde insanlar varken dışımdan konuşmuyorum en fazla mırıldanıyorumdur.

Elim kolum oynar, bazen soruyu Türkçe sorup ingilizce cevap vermek gibi aksiyonlara girerim. İşin içine eğlence katıyorum :d
0
nundu
(13.07.24)
Hahaha bu soru biraz rahatlzttı beni, çünkü ben de çok yapıyorum. Hatta @nundu gibi bazen İngilizce de konuşuyorum. Genelde kendi başımayken yapıyorum ama eşim diğer odadan sesimi duyarsa bazen korkuyor delirdim mi diye.
0
playing star again
(13.07.24)
Bilgisayar başında yanlış iş yaptığımda +1 bu da monolog şeklinde değil de, ortaya söylenmiş bir cümle şeklinde oluyor.
0
akhenaten
(13.07.24)
Bana yakışmıyor kendi kendime konuşmak, yapmamaya çalışıyorum.
0
sekizdokuzon
(13.07.24)
Eskiden cok konusurdum. Bos kaldigim an, etrafta kimse yokken icimden konusurdum gerci ama yine de etrafta kimse olmamasina dikkat ederdim. Spordayken hele surekli konusurdum icimden. Bazen spora ayirdigim sureyi gecerdim. Bu duyuruyu okuyunca fark ettim ki terapiye basladigimdan beri hic yapmiyorum bunu. Su an soktayim.fark etmemisim bile bu olayi biraktigimi.
0
Kittie
(13.07.24)
@kittie

Nasil bi terapi hocam banada boyle bisey lazim.

Zaten bipolar hastasiyim.
0
Zetnikov
(13.07.24)
(4)

Uzun ilişlide tartışma/kavga ve ödünleşme

crinix
Uzun ilişkideki çiftlerde aşağıdaki örüntüler nasıl?Ne sıklıkla kavga ediyorsunuz? Tartışmayı/kavgayı çıkaran taraf çoğunlukla aynı taraf mı oluyor? Nasıl barışıyorsunuz, kim ödün veriyor?Yıllar geçse de bu örüntü aynı kalıyor mu?
Uzun ilişkideki çiftlerde aşağıdaki örüntüler nasıl?

Ne sıklıkla kavga ediyorsunuz? Tartışmayı/kavgayı çıkaran taraf çoğunlukla aynı taraf mı oluyor? Nasıl barışıyorsunuz, kim ödün veriyor?

Yıllar geçse de bu örüntü aynı kalıyor mu?
0
crinix
(12.07.24)
Kavga sıklığı iki üç ayda bir. Genelde kavgayı ben çıkarıyorum. Kocamın bir hareketine sözüne sinirlenirim. O barışmaya gelir, ben de uzatmam barışırım. Kimse ödün vermez kendisinden.

Tersi bir senaryo henüz olmadı. Çünkü eşimi kıracak üzecek istemeyeceği bir şey zaten yapmıyorum karakter olarak da kendimi zorlamama gerek bile kalmıyor zaten uysalım.
0
yenibirgüzelnick
(12.07.24)
10 yıllık ilişki 7 yıllık evli.
Hanima sordum aklimiza bile gelmedi örnek. O yüzden etmiyoruz diyebiliriz.
0
logisticsmanager
(12.07.24)
5. Yıl - Genelde yoğun çalışılan dönemlerde birlikte bir şey yapacak vakit bulamamak sebepli tartışıyoruz senede bir iki. O benden daha yoğun çalışıyor. Ben çıkarıyorum tartışmayı. Ama biriyle daha az çalış diye tartıştığınızda "yok illa çalışağım" diye ısrar etme şansı düşük tabi :D genelde o da fark ediyor çok izole kaldığını, tatlıya bağlanıyor.

İlişkinin başlarında, ilk senede diyelim; "acaba hisler karşılıklı değil mi" tedirginliğiyle oluşan ilgi beklentileri yüzünden tartışma çıkardı ilişki ilerlemeye devam ederken. Bunlar bir iki ayda bir olurdu. Taviz vermek gerekmiyordu sadece diğer tarafın olayı idrak edip yeşil ışık yakması gerekiyordu. İki taraf da çıkarıyordu bu tartışmaları.

Ama öyle ilişkinin temelleri üzerine bir tartışmamız olmadı hiç. Ne bileyim ipler koptu kopacak bir duruma gelinmedi.
0
akhenaten
(12.07.24)
Ru mu izledin sen? :)

örüntü basta nasil baslarsa öyle gidiyor benim gözlemim.
0
robert bosch
(13.07.24)
(2)

Hızlı şarj cihazları ne kadar hızlı?

ferenc
30W ve 20W arasında ne kadar süre farkı oluyor?
30W ve 20W arasında ne kadar süre farkı oluyor?
0
ferenc
(11.07.24)
Telefondan telefona değişir ama 30W 20W'a göre %25-30 daha hızlı şarj eder
0
nuevo
(11.07.24)
Şurada 20W 2 saat 20dk'da tam şarj ederken 30W 2 saat 12dk denmiş.

www.ptc.net.au:~:text=In%20terms%20of%20practical%20performance,10%20minutes%20between%20the%20two.

Hızlı şarj için ben rutin ayarladım kendime. Akşam eve geldiğimde hızlı şarj otomatik kapanıyor ve pil koruma modu otomatik olarak açılıyor ve telefon kendini maksimum %80'e şarj ediyor. Sabah uyanma saatimden 30dk önceyse pil koruma kapanıyor ve uyandığımda şarjım %100 oluyor. Evden çıktığımda da hızlı şarj tekrar aktive oluyor. Böylelikle sadece telefonu dışarda şarj etmem gerektiğinde hızlı şarj kullanılıyor. Aynı rutini ayarlayabilirsiniz.
0
akhenaten
(11.07.24)
(27)

bağımlılık

mantarliborekk
er geç ilişkiyi sonlandıracak bir sorun var.her iki tarafta ortayı bulmaya çalışıyor ama bir süre sonra biri sorun çıkarıyor yapamıyor, dolayısıyla hep bir mutsuzsuzluk.ortada buluşmak imkansız. biri başka diğeri başka hissediyor.herkes kendince haklı.sevgi var hala iki tarafta da, çocuklar var,çözü
er geç ilişkiyi sonlandıracak bir sorun var.
her iki tarafta ortayı bulmaya çalışıyor ama bir süre sonra biri sorun çıkarıyor yapamıyor, dolayısıyla hep bir mutsuzsuzluk.
ortada buluşmak imkansız. biri başka diğeri başka hissediyor.
herkes kendince haklı.
sevgi var hala iki tarafta da,
çocuklar var,
çözüm yok.

bazen hararetli tartışmalar , bazen hiç böyle bir derdimiz yokmuş gibi geçen günler...

sevgi herşeyi çözer mi ? onarılması mümkün olmayan şeyler yaşandı. yaşanıyor.
yine de kopacağına inanılan bir evlilikten neden gidilmiyor.

1 gece önce yaşanan kalp kırıklığını telafi etmesini neden bekliyorum mesela?

etse bile aynı şeyin yaşanacağını % 100 iken. neden bu beklenti içindeyim.

kendimi gurursuz hissediyorum.
çaresiz hissediyorum.
0
mantarliborekk
(11.07.24)
Çift terapisi.
Sevginin devam ettiği ama mutsuzluğun olduğu ilişkiler için çift terapisinin çok faydalı olduğunu düşünüyorum. Elbette bir mucize veya sihirli değnek değil ama bu yönde ilerlemek istiyorsanız mutlaka deneyin.
0
michael_knight
(11.07.24)
@michael_knight

terapiste gitmeyi eşim reddediyor. başka birine kolayca anlatabileceğimiz bir durum değil ne yazık ki.
0
🌸mantarliborekk
(11.07.24)
@michael_knight+1
Eşin terapiste neden gitmek istemiyor? Sorunlar çözülsün isteyen buna karşı çıkmaz. Başka biri dediğin bu konu üzerine eğitim almış. Psikolog, psikiyatr bu kişilerden cekinilmez. Onlara her şeyi anlatabilirsin. Seni kınamaz, yargılamaz. Hatta anlatman lazım cozebilmesi için.
0
rock n roll
(11.07.24)
@titanic kemancısı hiç öyle bişey değil. dışardan tanıyan gören herkesin ideal çift dedikleri tipleriz. ikimiz dışında olayı bilen, anlama ihtimali olan kimse yok.

çift olarak benim içimin almadığı ama onun her erkeğin içinde olduğunu iddia ettiği dürtüleri,
bana göre sapıkça ona göre dürüstçe olan bazı istekleri var.
0
🌸mantarliborekk
(11.07.24)
Uzaktan benim için söylemek çok kolay ama diyorum ki;
Eğer karşı taraf bu ilişkiye terapiste gidecek kadar değer vermiyor, daha az değer veriyorsa siz de çırpınmayın. Bir an önce kendiniz ve çocuklarınız için kendinizin en iyi versiyonu olmak için çabalamaya başlayın.
0
michael_knight
(11.07.24)
@rock n roll ona göre çözülecek bir sorun değil aslında.

dışardan herhangi biri tarafından bilinmesini istemiyor.
aslında bende istemiyorum ama bişey duymaya ihtiyacım var. olabilir doğru her erkekte var yada hayır bu sapıkça bir düşünce istek gibi. hangisini duyunca içim soğur onu da bilmiyorum. çıkmazda gibiyim.

tek başıma gidebilirim ama onun istekleri düşünceleri olduğu gibi kalacak bana ne faydası olacak diye düşünüyorum.
0
🌸mantarliborekk
(11.07.24)
Cinsellik ve fantezi dünyası çok çeşitli. Bu konulara biraz kafa yormuş bir insan hiçbir isteği ayıplamaz. Bunun tek istisnası erişkin olmayanlara yönelik düşüncelerdir, onları ayıplarım, yasaklarım.

Üzerine işenmesinden, kaka yapılmasından hoşlananlar var, canının acıtılmasından hoşlananlar var, zorlanıyormuş gibi rol yapılmasından hoşlananlar var daha sayamayacağım pek çok farklı hareket insanları cezbedebiliyor ve bunları kesinlikle ayıplamam.
Bir profesyonel (psikolog veya psikiyatrist) benden çok daha ileridedir ayıplamama konusunda. Onlar meslekleri gereği de aklımıza gelmeyecek acayiplikler görmüşlerdir. Anlattıklarınız onun için şaşırtıcı olmayacaktır.

Şaşırtıcı olacak veya ayıplanacağını zannedecekseniz de öyle olsun. Ayrılmaktan daha mı önemli ayıplanmak?
0
michael_knight
(11.07.24)
"her erkekte var" veya "her erkekte yok" cevabını almanız hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
Sizin karşınızdaki erkekte var.
Sizin bir hissinizin her kadında olup olmaması bu hissin varlığını değiştirmez.

Ne erkekler ne de kadınlar tek tip değiller.
0
michael_knight
(11.07.24)
erişkin olmayanlara yönelik düşünceler değil.

ama bu konuda kafa yormayan birine ağır gelecek şeyler.
üstelik deneyip zaman zaman yapabileceğimi sandığım ama kalbimi çok kıran kendimi yetersiz yaşlı eskisi gibi çekici olmadığımı düşündüğüm sürekli sorguladığım şeyler.

Ayrılmaktan daha mı önemli ayıplanmak?

bunu soracağım eşime çünkü çözemezsek eninde sonunda bitecekmişiz gibi görüyorum.
deneseydik eğer terapisti belki toparlardık diye pişmanlık duymayız.

inanın bende terapistin faydası olacağını sanmıyorum. yine de başka öneri göremiyorum. değerlendirmek için çabalayacağım.
0
🌸mantarliborekk
(11.07.24)
Terapiste giderken "partnerim değişsin" "terapist ona bunun normal olmadığını anlatsın" düşüncesiyle giderseniz terapiden de pek faydalanmanız mümkün değil.
Öyle düşünmüyorsunuzdur, belki yanlış anlamışımdır.
0
michael_knight
(11.07.24)
maalesef öyle düşünüyorum.
belki de bu düşüncem değişir.

çabalamaya değecek bir ilişki benim için.
0
🌸mantarliborekk
(11.07.24)
Ban başka bir şey söylemek istiyorum.

Ben kendinizi uzlaşmak zorunda hissetmemenizi isterim şahsen. Onun normal gördüğü, size normal olarak dikte ettiği bir şeyi normal olarak kabul etmek zorunda değilsiniz. Ben ilişkilerde sevginin, saygının, huzurun başkasının doğrusuna adapte olmaktan geçmediğine inanıyorum. Bu sizin karşı tarafı bir yanlışlığın kabulüne mecbur bırakmanız için de geçerli.

Evlilik gibi kemikleşmiş bir alışkanlığı terk etmek zor olabilir fakat imkansız değil. Kalbinizi, aklınızı kemiren veya içinize sinmeyen her neyse buna alışma mecburiyetiniz yok. Zaten karşı tarafın orta yol bulma gibi bir çabası da yok anlattığınıza göre. Ona çareyi bulup getiremezsiniz. Çareleri kendi isteğimizle biz yaratırız, tamamen gönüllü olarak ve özveriyle. Tek taraflı çabayla uzatmaları oynamak bana kalırsa sadece vakit kaybı. Şimdilik çeşitli dış yardımlarla hasır altı edeceğiniz her şey bir süre sonra oradan buradan fırlayıp kalbinizi meşgul edeceğine yol vermek, cesaret istese de, en doğrusu.
0
duygusalatasi
(11.07.24)
"her erkekte var ya da yok" denilen şeyi bilmeden yorum yapmak zor olur. atıyorum strapon istemiş olsun. başka maceralar arayışında olmaktansa eşiyle yaşasın derim. fantezi dünyası geniş çaplı bir yelpaze. ama fantezilerinde ve cinsel birlikteliklere üçüncü bir şahıs falan istiyorsa bu sapkınlığa girer bence.
0
Improbable
(11.07.24)
Erkeklerin çift terapisine gitmek istemesi doğal ve normal bir şey. Erkekler içlerini döktüğü her 10 konudan 8'inin ona silah olarak dönmesinden yorulduğu gerçeğini gözardı ediyor. Ayrıca evlilikte birçok konuyu, sosyal hayatında olduğu gibi çözüm bulamayacağı ya da tartışmanın bile yeni kavgalara yol açacağı için hasır altı ettiği ve terapide bunların gün yüzüne çıkarak mevcut sorunlara yeni sorun olarak ekleneceği gerçeği de var. Çift terapilerinin olumsuz sonuçlanma sebepleri çoğunlukla bunlar. O yüzden buradan değer vermeme tespiti yaptığı için @mike -1

Yani cinsellik içerikli olarak onun bazı istekleri talepleri var (bağımlılık ile bağdaştıramadım) ama siz istemiyorsunuz. Sonra da karşıdakinin değişmesini istiyorsunuz. Belki de siz de değişmeniz gerektiğini kabul etmelisiniz. Kimse istemediği şeyi yapmak zorunda değil ama bir şeyi sizin istemiyor olmanız ya da büyüdüğünüz çevre sebepli olarak size bunun iğrenç bir şey olduğunun söylenmesi onu öyle yapmaz. O yüzden bununla ilgili ve sonraki mesajları için @mike +1
0
nawar
(11.07.24)
burada bir bağımlılıktan söz etmiyorsunuz. önce bu konuda kendinize öfkelenmekten, kendinizi yargılamaktan, gurursuz hissetmekten vazgeçmelisiniz.

cinsel fetişleri, fantezileri her erkekte/kadında var şeklinde sınıflandırmak doğru bir bakış açısı değil sanki. her erkekte var demek bir miktar rıza inşaası yaratmak, manipülasyon için söyleniyor gibi duruyor.

michael_knight'a da katılıyorum. yetişkin olmayanlara yönelik düşünce ve istekler dışındaki herhangi bir konuya sapıklık demek de bir miktar peşin hüküm, ön kabul, ön yargı içeriyor. "bu konuda kafa yormayan" demisşiniz ya mesela, yetişkin bir kadının/erkeğin cinselliğe, bu konudaki isteklere, farklılıklara, yeniliklere vb. kafa yormaması da çok sağlıklı değil.

karşılıklı rıza olduğu müddetçe çiftlerin konuşabileceği, yaşayabileceği şeyler bunlar. sizin durumunuzda siz rıza göstermiyorsunuz, -mış gibi yapıyorsunuz, eşiniz de anladığım kadarıyla ortak bir çözüm bulma noktasında değil. size kötü hissettiren hiç bir şeyi yapmak zorunda değilsiniz. ortak paydaya yanaşmıyorsa eşiniz (mesela çift terapisi) o istediği şey her ne ise yapmayın çünkü sizde travmaya neden oluyor bu burdan bakınca.

çift terapisinin sadece eşinize değil, size de katkısı olacaktır muhakkak. sapıklık etiketinin sizdeki çıkış noktasını bulmak belki de sizin bakış açınızı değiştirecek bu ve benzeri konulara. eşinizde bu beklentinin çıkış noktasını öğrenmek de hem onda hem sizde rahatlama yaratacak. diğer taraftan bazen insanlar bu tür durumlarda kendi kök inançlarını bulduklarında oha ya bu muymuş yani deyip konudan uzaklaşabiliyorlar da. bu ikiniz içinde geçerli bu arada, dediğim gibi belki sizde yahu ben buna niye sapıklık demişim ki diyeceksiniz.

çift terapisi + 1
0
Phoebe
(11.07.24)
Bu arada arka planı fark etmeksizin erkeklerin büyük bir kısmında, fantezi etiketiyle sunulan pek çok sapkınlığı aklama gibi eğilim var. Kadınların da, ha fantezi olarak adlandırıyorsan sorun yok, saygı duymak ve anlayışla karşılamak zorundayım çünkü modern düzen, çağdaşlık, özgürlük, zart zurt bunu gerektirir, demesini bekliyorlar. Ben de bunlara denk geldim, geliyorum. Manipülasyonun bambaşka bir çeşidinden fazlası değil bu.

Eşinizin tercihlerini kabul etmek zorunda değilsiniz, o mutlu olsun veya zevk alsın diye fikri dahi sizi rahat hissettirmeyen bir durumun içinde olmak zorunda değilsiniz, hatta kendi kararınızı onların zihninde mantıklı bir zemine oturmanıza bile gerek yok. Bunu bilin, kendinize güvenin ve hem kendiniz hem de çocuklarınız için en doğru kararı verin. Çaresiz değilsiniz, sadece birbirinizden farklısınız.
0
duygusalatasi
(11.07.24)
cevaplar geldikçe ağlamamı durduramıyorum.
güçlü hissetmiyorum onu mutlu etmek istiyorum sadece deniyorum ama her başarısız olduğumuzda ve ben istemiyorum dediğimde olay çıkıyor.
zaman zaman bende manipülasyona uğradığımı düşünüyorum.

kendimi toparladığımda daha düzgün açıklayıcı yanıt vereceğim.
teşekkür ederim.
0
🌸mantarliborekk
(11.07.24)
Terapiye gitmek istemeyen eşim demişsiniz ama kendisi aynı zamanda bu durumun gerçekleşmesini isteyen kişi, ayrıca "her erkeğin içinde olan" bir şey olarak tanımlamış. Neden bu kadar çekince o halde?

Olayı anlatmamışsınız, ancak eşinizin davranışı çok da tutarlı durmuyor.

Aslında terapiste zaten çoğu zaman başkalarına kolayca anlatamadığınız sorunların çözümü için danışırsınız. Gideceğiniz terapist zaten birebir sizin hikayenizi duymasa da benzeri onlarcasını görmüştür ve önemsemeyecek bile. İşin güzel tarafı siz de terapisti bir daha görmeyeceksiniz ve bu olay yaşadığınız soruna çözüm olabilecek somut bir adım. Tam bir win-win durumu. Hal böyleyken bu olasılığı denemeden ayrılmak ilerde keşke denmesine yol açma potansiyeline sahip. Hala birbirimizi seviyoruz dediğiniz için söylüyorum.

Ancak gerçek şu ki olayı dahi bilmeyen yabancı insanlar olarak bizim terapiste git demekten başka olayın çözümüne yönelik somut olarak söyleyebileceğimiz çok bir şey yok gibi. En fazla olmuyorsa ayrıl denir.

Bence siz terapist konusunu daha çok ciddiye alın. Ayrıca eşinizin kendisini haklı gördüğü bir konuda bu kadar gizlilik arayışını ben hayra yormadım. Manipüle edilmediğinizden de emin olun lütfen.
0
akhenaten
(11.07.24)
bu kadar etkileniyorsanız çift terapisine gelmiyorsa eşiniz siz kendiniz başlayın. çünkü bu rıza inşaası, buna karşı duramamak, denemek ve denedikçe başarısız hissetmek/hissettirilmek görüyorum ki sizi çok travmatize ediyor. onu beklemeyin, kendiniz çok hızlı aksiyon alıp terapiye başlayın zira bu ikna olmaya mecbur hissetme haliniz de sizde başka çözülmesi gereken konulara işaret ediyor. birini mutlu etmek isteğinin kapsamı bu değil, olmamalı. sizin durumunuzda toplumsal cinsiyet rollerinin de etkisi var sanıyorum.

ağlamak istiyorsanız da ağlayın, rahatlayın. çoluk çocuk sahibi olmanız, burda sanal bir ortamda olmanız vesaire sizin şu anki hislerinize engel olmasın.

kendisiyle açıkça konuştunuz mu onun bu beklentisinin kendinizi yetersiz, yaşlı, eskisi gibi çekici olmadığı hissi yarattığını?
0
Phoebe
(11.07.24)
@Phoebe evet söyledim.

durumun benimle alakası olmadıgını beni hala çok güzel bulduğunu fakat monotonlaşan ilişkimize heyecan aradıgını söylüyor. ben yapmak istemediğimde mutlaka olay çıkıyor kalbimi kırılıyor. tamam diyor sonra tekrar ikna etmek için saatlerce konusuyor. 1 hafta 10 gün devam ediyoruz ve yeniden aynı döngü başlıyor.

yapmam için zorlamıyor. ikna ediyor.sonra tamam lanet olsun keşke dürüst olmasaydım diğer erkekler gibi arkandan iş çevirseydim falan diyor.
0
🌸mantarliborekk
(11.07.24)
duygusalatasi+1
agir manipulasyon. saygi duysaydi ikna/yalvarma/olmazsa olay cikmasi gibi durumlar olmazdi. fazla muhatap olmayin bu adamla mesafenizi koyun. kimse kendini degersiz hissettirilmesine musade etmemeli eger bu rahatsizligini ciddiye alsaydi bos "tatli dili" disinda bir sey yapabilirdi ama verdigin tavsiyeye de karsi. geriye senin kabul etmen disinda yol birakmiyo dunyanin en "normal" fantezicisi^.^
0
ala09
(11.07.24)
şöyle bir durum da var.
istese bu durumu kendi benim ruhum duymadan yapar. zaten savunması hep böyle sevmesem her türlü işimi hallederim diyor. seninle olsun istiyorum. seni sevdiğim için renk olsun diye işte daha uzun sürsün diye monotonluk bitsin diye. bu dünyaya bir kere geliyoruz deneyim olsun bilmem ne..
hep bu sözlerle yeniden başa dönüyor döngümüz

bu olay dışında elle tutulur tek birşey yok. zaten ayrılıyorum dediğimde kendi ailemde olmak üzere herkes şoka girer.
0
🌸mantarliborekk
(11.07.24)
sizi manipüle ediyor. tamam hepimiz eser miktarda birbirimizi manipüle ederiz ama bu boyut başka şeylere işaret ediyor. diğer erkeklerle evli değilsiniz siz, onunla evlisiniz. bu kıyas bile oldukça toksik bir yaklaşım.

sizi böyle ağlatan, kendinize saygınızı zedeleyen, kendinizi yetersiz hissettiren hiç bir şeyi yapmak mecburiyetinde değilsiniz. sevgi, sadakat, saygı, ortak cinsel hayat, monotonluktan sıyrılmak vesaire, hiç birinin tanımı bunları içermez, içeremez, içermemeli.

lütfen en kısa zamanda uzman desteği almaya başlayın zira sizin öz saygı, öz şefkat, öz güven vb. alanlarınızda ciddi zedelenmeler yaratmaya başlamış bile bu konu.

ayrıca bu olay yeterince elle tutulur bir şey. psikolojik şiddet zira bu.
0
Phoebe
(11.07.24)
Istediği şey tahmin ettiğim şeyse benzer konular suslusozluk te var.ordan fikir edinebilirsiniz . Illa ilişkiyi sonlandırir diye düşünmeyin. Bu arada onun gerçekten istemeyeceğini düşündüğünüz şeyi teklif edin belki vazgeçer
0
pembediken
(11.07.24)
Evet sizi manipüle ediyor, çok tipik klasik davranışlar.

Ben şahsen bana bir konuda yapsam ruhun duymaz diyen birine güvenemem. Hatta geçmişte bunla ilgili başım ağrıdığı için bu benim için "duydun mu kaç" lafıdır. Burada da daha önce birkaç soruya cevap verirken bunu aynı şekilde telrarlamışlığım vardır.

Bir insan istemediğiniz bir şey için sizi zorlayamaz. Siz ikna ediyor diyorsunuz ama zorlamak kolundan tutup yaptırmayı gerektirmiyor. Haftalarca, günlerce birisi üstünde bir şeyi yapmak konusunda ısrarcı olmak, hem de bunu o istemediğini söylediği halde yapmak, hem de bunu ilişki sallantıdayken yapmak açık seçik, bir zorlama ve psikolojik şiddet durumu.

Gizli tutmak isteme sebebi de tam olarak bu olsa gerek zaten. Her erkeğin içinde var, normal, zaten başkasıyla yaparım ama senle olsun istiyorum falan, gerçekten çok klasik laflar bunlar.

Sizin cidden bir harekete geçme zamanınız gelmiş. Eşinizi bırakın, kendiniz gidin bir uzmanla görüşün lütfen. Olayı anlatmanıza gerek yok. Sadece "bir olay var" deyin. Bu olayın çevresinde dönen şeyler sorun, olayın kendisinin ne olduğu önemli değil.
0
akhenaten
(11.07.24)
çok güzel cevaplar gelmiş, onlara ek olarak bir şey söylemek istiyorum.

parafili sahibi biriyle senin kadar uzun süre geçirmedim, çocuğum olmadı ama bir süre ilişkim oldu. ki onunki abartı bir şey de değildi, genel olarak kabul gören bir şeydi ama ben nefret ediyordum. ilk başlarda istemediğimi söyledim ama öyle bir ikna ediyor ki, aynı sana söylediklerine benzer şeyler söylüyordu. onu yapmayınca boşalamamaya başlamıştı, ben de kendimi zorunda hissediyordum.

gittikce seks bana zevk vermesi gerekirken sadece ona odaklı olmaya başladı. beni de düşünüyordu ama yaptığımız şeyden dolayı ben zaten istediğim gibi zevk alamıyordum, olmuyordu. tek taraflı gitmeye başladı, ve ben kendimden nefret etmeye başladım.

kilit nokta bu. bak kaç sene oldu, hala düşündükçe midem kalkıyor, ben neden devam ettim buna diyorum. kendime saygım neredeydi? özsevgim neredeydi?

kendine haksızlık etme nolur. parafili sahibi insanlar sağlıklı düşünemiyor, bu nedenle aynı parafili sahibi kişilerle beraber olmadıkları sürece sağlıklı bir ilişki mümkün olmuyor. sana yaptığı gibi manipülasyon dolu bir iletişim oluyor. bir taraf hep buruk kalıyor.

kendini dinle... kendine önem ver.
0
rallied
(11.07.24)
Normalde cinsel bir sorun olsa ve bir tarafın istekleri ile diğer tarafinkiler hiç uyusmasa sıkıntı var derdim çünkü olmuyor yani cinsellik çok önemli bir kısmı bu işin.

Ama sizinkinde diğer arkadaşların dediği manipülasyon olayları var. Yani şimdi golden shower falan denilen şeyleri (hatta daha ilerisini) seven kadin/erkek var. Bunu 1 saat yalvararak, trip atarak yaptırmaya çalışmak sıkıntı olani, bunu istemek değil. Bu noktada bence tek sıkıntı cinsel farklilik değil.

Terapi iyi tabi ama rallied dediği gibi kendinizi dinleyin. Manipülasyon kısmı beni cinsellikten daha cok düşündürdü.
0
logisticsmanager
(12.07.24)
(9)

Kilo vermek ve tatlı krizi üzerine

dedeminhirkasi
Bu aralar kilo verme sürecindeyim. Öyle diyet psikolojisinde değilim fakat zararlı yiyecek ve içecek olarak bildiğimiz gıdalari tüketmiyorum fakat çoğu kişi de olduğu gibi tatlı isteğine engel olmakta zorlanıyorum henüz yoldan çıkmadım. Bu krizleri atlatmak için hergün 2-3 adet hurma yiyorum bunun b
Bu aralar kilo verme sürecindeyim. Öyle diyet psikolojisinde değilim fakat zararlı yiyecek ve içecek olarak bildiğimiz gıdalari tüketmiyorum fakat çoğu kişi de olduğu gibi tatlı isteğine engel olmakta zorlanıyorum henüz yoldan çıkmadım. Bu krizleri atlatmak için hergün 2-3 adet hurma yiyorum bunun bir zararı olur mu acaba? Asıl sormak istediğim soru da bu hergün 3 adet hurmanın zararı var mı veya hurma gibi aklınıza gelecek tatlı bir yiyecek var mı?
0
dedeminhirkasi
(11.07.24)
Diyet için zararını mı soruyorsunuz? Aksi halde bir zararı olmaz, zaten diyetiniz yıllarca sürmeyecektir. Çok çok birkaç hafta boyunca her gün üç hurma yiyeceksiniz.

Ancak diyet açısından zararlı olabilir. "Kendimi frenliyorum" psikolojisinden çıkmak özellikle diyet sonrası kiloları geri almamak için daha faydalı olur. Bu halde önünüzdeki set kalktığında profiterol senin, künefe benim saldıracaksınız gibi duruyor :D Şaka bir yana, gerçekten tatlıya alternatif bir zevk bulmakta fayda var.
0
akhenaten
(11.07.24)
yaban mersini yiyorum ben ceviz ile güzel gidiyor.
0
high hopes of the sozluk
(11.07.24)
Şimdi ben size açıkça konuşayım;
Dünyada herkeste işe yarayan bir diyet yok. Yani sunu kesin yeme, bunu kesin yapma gibi. Herkesin yapabildigi diyet farkli.

Ben sizin diyeti yapamam. Ben de kilo veriyorum (haftada 0.5 kg). Bazı günler çok kalori almış oluyorum (dondurma, tatli vs). Kalorileri takip edip sonraki gun esitliyorum vs.

Yani bu isi uzun dönem yapacaksaniz tatlı krizi olunca hurma yemek benim kendi goruslerimde ise yaramiyor. Caniniz tatlı istiyorsa yiyin. Her gün istiyorsa o zaman belki de aldığınız besinlerde sorun var ya da çok fazla tatlı goruyorsunuz.

Buna ek olarak ben canım tatlı isterse proteinli süt iciyorum; hem tatli istegimi bastiriyor hem de protein almis oluyorum.

Kısacası akhenaten+1. Bu kadar sert diyetleri yapınca sonrası kilolari geri almak olabiliyor.

Dan john'un sevdiğim bir yaklaşımı var; snickers yeme. Kitkat yeme. Ama annen, esin tatli yaptıysa ye. Bundan yillar sonra belki o tatliyi yapacak insan olmayacak ya da sen olmayacaksin. Hayatı bu kadar kisitlamaya gerek yok.
0
logisticsmanager
(11.07.24)
Bir muzu dilimleyip, dilimlerin üzerine minik minik kakao serpip yiyebilirsiniz.
0
@stubborn inferno
(11.07.24)
hurma yerine bir meyvanin uzerine ya da yogurt-ceviz-meyva uzerine tarcin serpmek daha mantikli. Tarcin kan sekerini duzenledigi icin o tatli kriziyle gelen inis cikislari daha az yasarsiniz. tatli krizlerinin nedeni de o inis cikislar ztn. onlari regule etmeniz gerekiyor. instagram'da glucosegoddess diye bir hesap var, tavsiye ederim.
0
kassiopeia
(11.07.24)
Çinko Pikolinat alacaksınız. Diyetisyenim bu supplementi almamı ve kullanmamı söylemişti. Akşam yemekten hemen sonra 1 tane yeterli olacaktır. Akşamları tatlı tuzlu her türlü krizimi dindirmişti.

not: kullanmadan önce doktorunuza sorunuz.
0
false pretension
(11.07.24)
eatcravers.com
şöyle bir ürün var. içeriğini incele tamamen sağlıklı şeylerden oluşuyor.
tariş koop'ta satılıyor. başka yerde görmedim. internette de var. hem doyuruyor hem aburcubur ihtiyacın gidiyor hem de protein bar niyetine tüketiyorum ben.
0
neira
(11.07.24)
Sadece hurma yeme, kayısı ye incir ye muz ye... meyve meyvedir, dengeli ve ölçülü olacak şekilde ye.

Hatta bizim evde ileri derece şeker hastası var, hepimiz de tatlıya fena düşkünüz (kilo sorunumuz yokmuşcasına yazıyorum) dışarıdan tatlı almaktansa evde tatlı yapmayı daha sağlıklı buluyoruz. Bol tarçınlı hibiskus şerbeti yapıyoruz mesela, şekerini fazla koyup sulandırmalı olacak şekilde yapıyoruz, 1 şişe maden suyu ile o miktarda şerbeti karıştırıp bi içiyosun var ya... şimdi fark ediyorum, benim tatlı isteğimi dengelemiş bu... aaaa. Sana tarifini yazarım.

Önemli olan gece uykusunu vaktinde de kaliteli uyumak. 23.00'te derin uykuya geçmiş olacak şekilde düzenle hayatını. Bir de odan havalandırılmış, kesinlikle karanlık ve hafif serin olsun. (Yazın köründe aşırı gerekmiyorsa klimayı açıp uyuma tabi).

Deliksiz ve sağlıklı uyunmuş bir gece uykusu ile şahane melatonin salgılanır ve vücudun bütün temizlik, çöp atma, tamir ve sonunda da bakım işlemleri yapılır. Hatta geriye melatonin kaldıysa serotonine dönüştürülür "biz senden razıyız sen de bizden razı ol" dercesine :) o melatonin işte günlük bütün işleyişi düzenlediği için sirkadiyen ritmi de düzenler ve birkaç gün içinde hem iştahı dengeler hem tatlı krizlerini nerdeyse yok eder hem de kaygıyı depresyonu çok azaltır.

Bunu yaşamış biri olarak söylüyorum.

Gece uykusunu sağlam uyu, bol suyunu hareketini bol güneş ışığını al, gıdanı çeşitli ve sağlıklı olandan ayarla, tamam bu iş.

Hem ömür boyunca tatlı yemeyecez diye bir durum da yok. Sağlıklı beden zaten tarlı bağımlılığındab uzaklaştığı için çok makul seviyelerde, çok makul zamanlamalarla tatlı yiyor. Rahat ol.
0
muhayyer divan
(11.07.24)
Her gun 3 adet hurma yemeniz tatli krizine engel olmadigi gibi tatli krizini de artirir. Neticede hurma da sonunda glikoza donusur ve insulin salinimini artirir.
Tatli krizine engel olmak icin berry cinsi meyveler, siyah cikolata, sekersiz sakiz, tarcin tercih edin.
0
tekdir ile uslanmayan kiz
(11.07.24)
(2)

sertifikalı eğitimler

kondansator
mesleğinizle alakalı/alakasız olarak kenarda dursun diye tamamladığınız sertifikalı eğitimler var mıdır? bir arkadaşım iso 9700:2022 sertifikası paylaşmış öyle dikkatimi çekti. siz. hangi eğitimleri aldınız
mesleğinizle alakalı/alakasız olarak kenarda dursun diye tamamladığınız sertifikalı eğitimler var mıdır? bir arkadaşım iso 9700:2022 sertifikası paylaşmış öyle dikkatimi çekti. siz. hangi eğitimleri aldınız
0
kondansator
(11.07.24)
Ciddi bir şey yok, okulun mezun iletişim biriminden bazen sertifikalı eğitimler geliyor. Farklı gördüklerime katılıyorum. Onlar da her telden çalıyor. Şimdiye kadar temel sivil havacılık, türk işaret dili ve kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer (KBRN) farkındalık eğitimlerine katıldım. E-devlette duruyor sertifikaları. Büyük ihtimalle hiçbir işime yaramayacak ama eğlenceliydi :D

ISO 9700:2022 daha ciddi bir şey gibi duruyor. Benim cevabım biraz at üstünde kelebek gibi oldu.
0
akhenaten
(11.07.24)
mesleğimle alakasız.
açık öğretimde gastronomi okuyorum :-)
+ pastacılık eğitimi aldım.
0
ankarakecisi
(11.07.24)
(9)

iliskimden randiman alamiyorum

ala09
ama kurulu duzenimiz var yegenim. bu esik uzun iliskilerde nasil karsilaniyor? bir sekilde hayatimiz ortak oluveriyor ama ben daha verici hissediyorum, istedigim denge ve ask levelinda degil kesinlikle. yine ihtiyacimiz oldugunda basimiz sikisinca birbirimize muhtac kaliyoruz awk nedir bunun bitirme
ama kurulu duzenimiz var yegenim. bu esik uzun iliskilerde nasil karsilaniyor? bir sekilde hayatimiz ortak oluveriyor ama ben daha verici hissediyorum, istedigim denge ve ask levelinda degil kesinlikle. yine ihtiyacimiz oldugunda basimiz sikisinca birbirimize muhtac kaliyoruz awk nedir bunun bitirme/surdurme yontemi sizin deneyimlerinizden feyizlenelim dostlarim
0
ala09
(10.07.24)
Şu ortamda ilişki tavsiyesi verecek son insanım, sadece deneyimimi paylaşacağım. Üç yıllık ilişkimde benzer bir dengesizlik, atalet vardı. Huzursuzdum. Bir gece bir rüya gördüm, birine inanılmaz aşıktım rüyada. Sabah kalktığımda "Ben sevgilimi böyle sevmiyorum." dedim. Ayrıldık. O da bekliyormuş herhalde, hiç defans göstermedi.
0
sekizdokuzon
(10.07.24)
Aşk seviyesi illa ki düşüyor, uzun ilişkilerin kaderi bu.
Beraber vakit geçirmekten mutlu olma ve konfor alanı beklentilerine geçmek lazım belki de. En azından sürdürme yöntemi böyle olur.

Bitirme işi daha kolay aslında ama orada da ne istediğini net bilmek gerekiyor. Kararlı ve aldığı kararların artısıyla eskisiyle sonuçlarına katlanabilecek durumdaysan bitir.
0
Bruce
(11.07.24)
Böyle durumlarda başka biriyle tanışıp yeniden her şeyini öğrenme konusu heyecan verici geldiği kadar yorucu da. Sırf bu sebepten insanlar üşeniyor. Biraz da yalnız kalma korkusu var. O yüzden önce toksikleşene kadar sonra da toksikliğine dayanabileceği yere gelene kadar devam edip ayrılıyor. Bu gibi durumlarda oturup her şeyi konuşunca böyle bir bariyeri atlayıp mutlu bir şekilde ilişkisine devam tanıdığım 0 kişi var. Yine de bir yerlerde birileri vardır elbette.

www.youtube.com
0
nawar
(11.07.24)
Zemin çift taraflı hazırsa eğer ilişki nereye gidiyor sorusu aradığın marazı çıkarabilir.
0
beyfendi
(11.07.24)
randıman alacağım derken şanzımanı dağıtma. evlen geç.
0
ferenc
(11.07.24)
İnsan duygusal ilişkisinde, dışarıdaki insanlarla iletişimdeykenki kadar dikkatli olmak, o kadar düşüne düşüne konuşmak veya davranmak istemiyor.

Aile evindeki gibi. Annenin babanın her şeyi sineye çekişlerine alışkın olan evladın duygusal ilişkisindeyken de aynı sineye çekişleri partnerinden beklemesi yani. Partnerden annenin babanın bebek bezi emiciliğini beklemek.

Çünkü hayata olduğu gibi duygusal ilişkilere de kapanmamış veya yeni açılmış yaralarımızın etkisi altındayken başlıyoruz, önceliğimiz o yaraları sağaltacak veya üstünü kapatacak, acıtmayacak iletişimler kurmak. İnsan istediği kadar fedakarlık yapmaya hatta kendinden vazgeçmeye hazır hissetsin, o yaralar öyle bir tetiklenip öyle bir hükmediyor ki ilişkilere, farkına varıncaya kadar 40'ı deviriyorsun benim gibi.

İlişkine bir de böyle bak. Hem kendine hem de ona.
0
muhayyer divan
(11.07.24)
Durumun ortam şartlarından mı yoksa ilişkinin kendisinden mi kaynaklandığını anlayabiliyor musunuz? Yani insan hayatta her türlü duyguyu, her türlü ruh halini yaşar. Sizi hayatın bütün sıkıntılarından kurtaracak ve ömür boyu mutlu yaşatacak birisi yok. Gün gelir bunalırsınız, gün gelir mutlu hissedersiniz.

Eğer hayatınızda ibre genel olarak aşağıyı gösteriyorsa önce bunun yukarıya dönmesini beklersiniz. Baktınız ilişkiniz hala size iyi gelmiyor, o zaman sadece ilişkinin devam edip etmemesi durumuna kafa yorarsınız.
0
akhenaten
(11.07.24)
Her yerden engellemek ve sıfır iletisim ;))) hayır canım, ergence diil
0
abuzer
(11.07.24)
başlığa güldüm :)
aşk leveli bence kriter olmamalı. gelip geçen bir şey neticede. sevgi dersek aşk yerine o kriter olmalı. bir yerde bir durağınlığa giriyor ne yazık ki. yapacak teş şey bence kabullenmek. bunun için çabalanılabilir tabi ama bu tek taraflı olmaz.
vericilik kısmı da aslında yine yukarıdaki sebepten. erkekler için genellikle o aşk heyecanı sonrasında daha bir durağanlaşma oluyor. erkek gazla çalışan bir motor olduğundan o heyecan gazı azaldıkça sıradanlaşıyor. bunun olmaması için erkeğin biraza daha saygılı, her şeyi sadece gazla yapmayacak, sorumluluk bilincinin yüksek bir hale evrilmesi gerekiyor.
çözüm bilmiyorum. ama kurulu düzeni bozunca da genelde benzer süreci baştan yaşıyor insanlar.
0
kisa
(11.07.24)
(7)

Doktorlar doktorlara neden eziyet ediyor?

michael_knight
Doktorların intörnlükleri, asistanlıkları sırasında, yan dal, uzmanlık yaparken vs. neden deneyimli doktorlar onlara kötü davranıyor?Bu bir gelenek mi, sistem mi buna yönlendiriyor ya da sadece kötüleri mi duyuyoruz veya başka bir şey mi?İşin aslı ve sebebi nedir?
Doktorların intörnlükleri, asistanlıkları sırasında, yan dal, uzmanlık yaparken vs. neden deneyimli doktorlar onlara kötü davranıyor?

Bu bir gelenek mi, sistem mi buna yönlendiriyor ya da sadece kötüleri mi duyuyoruz veya başka bir şey mi?
İşin aslı ve sebebi nedir?
0
michael_knight
(10.07.24)
köle, özgür kalınca ilk iş kendine bir köle tutar derler ya, biraz o hesap. biz de zamanında çok ezildik, çok zorlandık, sıra onlarda gibi bir bakış açısı oluyor. bi de doktorların bir kısmında (genelleme yapmayayım) tanrı sendromu oluyor. sonuçta sağlıkla uğraşıyorlar. bi noktada anlayabiliyorum. yapacakları bir hata bir organ veya bir hayat kaybına neden olabilir.
Doktorlar arasında büyümüş biri olarak yorum yapıyorum.
0
mor oje
(10.07.24)
mor oje +1

bir de ister istemez kötü davranıldıkça yıpranıp farkında olmadan öyle davranıyorlar bence sadece doktor değil benzer dallarda da öyle olur.
0
jülsezar
(10.07.24)
ben bunu çok da yanlış bulmuyorum. mobbinge varmayacak şekilde disipli davranmaları normal. çünkü insan canı emanet ediliyor en ufak bir hataya bile yer yok o meslekte. tüm insanlığın bir özelliği olarak biraz gevşek bırakılınca işimizi düzgün yapma motivasyonu da azalıyor.
0
kaptan maydanoz
(10.07.24)
Kendini besleyen kapalı bir döngü var. Dizi ve filmlerdeki hastane ortamının yansıttığı stereotiplerden tutun, sohbet ortamlarında anlatılan anılara kadar her şey en başta bu döngüyü yaratmamış olsalar bile devam ediyor olmasında büyük pay sahibiler. Bu övünülecek, kendini içinde tanımlayacak bir şey haline gelmiş artık. Devrecilikten çok bir farkı yok aslında.

İnsan hayatının önemi vs. gibi konulara çok katılmıyorum. Bir çevredeki davranışların nasıl şekillendiği görevin kendisinden çok o ortamın kültürüyle alakalı, kültür derken "bunlar kültürsüz" demiyorum. Demek istediğim daha çok sosyolojik manada bir kültür. Eğitim kadrosundan tutun, asistanlarına ve deneyimli personele kadar herkes eğitim hayatı boyunca "biz böyleyiz, burada işler böyle yürür" mesajını içselleştiriyor. Başka nasıl davranacağını bilmediği için böyle davranılıyor çoğunlukla.

Öğrenciliğimde tıp okuyan birçok arkadaşım vardı, çoğunun uzmanlık sürecini de takip edebildim. Benim gördüğüm kadarıyla durum bu.

Aşçılarda da benzer bir kültür var örneğin. Sert olmak hoş görülen, iyi bir karakter özelliği olarak lanse ediliyor.
0
akhenaten
(10.07.24)
Özellikle cerrahi branşlarda kıdem mevzusu çok önemli. Askeriyede bu kadar önemsenmiyor olabilir. Bizim iki hoca vardı benzer yaşlarda, biri diğerinden 2 hafta önce asistanlığa başlamış ve yıllar boyunca aynı üniversitede kalmaya devam etmişler. Hâlâ 2 hafta sonra başlayan hocamız diğerine abi diyordu ki ikisi de camiada önemli profesörler yani.

Kıdemin yanı sıra mobbing seviyesine varan zorlamalar da çok görünüyor. Çömez asistanların cerrahi branşlarda yaşadıklarını arkadaşlarımdan biliyorum. Onlar kıdemli olunca da kendi çömezlerine aynısını yapıyorlar. Mesela İzmir'in en büyük kadın doğum servislerinden birinde çömez asistanlar sabahları erken gelip kıdemlilerine kahvaltı hazırlıyordu. Hayır yapmıycam deme şansın yok o zaman ameliyatlara almıyorlar ya da angarya iş veriyorlar. Hocalar da çok ses çıkarmıyor bu konuda.

Her branşta böyle değil tabii ama dediğim gibi ağır cerrahi branşlarda asistanın asistana yaptığını kimse yapmıyor.
0
nundu
(10.07.24)
Devrecilik.
0
nawar
(10.07.24)
Oto sanayi, kuaför, askerlik, iş ortamı,üniversite gibi yerlerde tipik örneğini görebileceğin devrecilik, tahakküm etme ,zayıf gördüğünün üzerinde yükselmeye çalışma gibi dürtülerin doktorlar arasındaki ilişkilerde tezahür etmesi durumu.
0
hebanon
(10.07.24)
(17)

Jeff Bezos neden evleniyor/nişanlanıyor ?

Yourcousinmarvinberry
Sözlükteki "Jeff Bezos'un saniyede $2,5K kazanması" başlığına denk geldim de, bu kadar zengin, hatta zenginliğin de ötesine geçmiş bir insan neden tek eşli takılıyor ki ?O kadar tanrıça güzelliğinde pornocu kadınlar var mesela parası sayesinde kolayca elde edebileceği veya onlar gibi yaşayanlar, ned
Sözlükteki "Jeff Bezos'un saniyede $2,5K kazanması" başlığına denk geldim de, bu kadar zengin, hatta zenginliğin de ötesine geçmiş bir insan neden tek eşli takılıyor ki ?

O kadar tanrıça güzelliğinde pornocu kadınlar var mesela parası sayesinde kolayca elde edebileceği veya onlar gibi yaşayanlar, neden onlarla takılıp her güne yeni biriyle olmak varken tek bir kadınla nişanlı ?
0
Yourcousinmarvinberry
(10.07.24)
Kendisine ve karşısındakine olan saygısından olabilir. Sevgiye değer veriyor olabilir. Kadınları meta olarak görmüyor olabilir vs.
0
rock n roll
(10.07.24)
bence enayi. iş konusunda dünyanın en iyisi. aşk konusunda değil.

halbuki elon abi öyle değil mesela. cengizhan gibi adam
0
abelardo
(10.07.24)
60 yasina gelmis. Bitti o capkinlik isleri zaten. Merak etme evlenmeden once 80 sayfa sözleşme imzalatir karısına.
0
halk
(10.07.24)
en mantıklı cevabı tiklememişsin.

kadın dediğin sadece takılmalık sevişmelik meta mı ya? yani bana da sorsan mutlu bir evililik/sevgililik hayatı mı, yoksa her gün taş gibi kızlarla takılıp sevişmek mi desen, sevgililik derim. bu adam da onu diyor belki.

sosyal ve medeni statün nedir bilmiyorum ama paran sayesinde her gün değişik kadınlarla takılıp sevişmeyi güzel bir şey mi zannediyorsun? yani uzaktan güzel gözüküyor da bence anlık zevkler dışında mutluluk veren bir olay değil ya. bu adamın parası sınırsız denecek kadar çok, yemekle bitmez. ama azıcık parayı bulan ve bunu mutluluk zanneden nice keko, bütün parasını bu uğurda yiyip, anlık zevkler yaşayıp parası bitince götünü avuçluyor.
0
kibritsuyu
(10.07.24)
Hukuki anlamda parasını korumasının 1000 tane yolu var. Para hukuktan üstün bence
0
ferenc
(10.07.24)
Büyük ihtimalle "bunu da yaşamadım demeyeyim" diye düşünmüştür. Kendisi baya hedonist biri, en azından yansıttığı kadarıyla. O yüzden çok derin bir bağ kurmuş olsun falan sanmam. Kendisi öyle sanıyorsa bile hiç yaşamadığı bir yaşam biçimine duyduğu gelip geçici bir merak duygusundandır diye düşünürüm.

Adam bir oyunda bütün achievement'ları tamamlamaya çalışan biri gibi yaşıyor zaten hayatı. Yapılabilecek her şeyi yapacaktır daha.
0
akhenaten
(10.07.24)
En güzel cevabı tiklememişsin +1

Her gün başka kadınlarla takılmanın güzel bir sevgililikten, güzel bir ilişkiden daha iyi olduğunu kim söyledi ki başta.

Çok kadın hiç kadındır. Kadını hayatına sevişilecek bir meta yerine bir birey, bir hayat arkadaşı olarak alırsan o zaman bir kadınla ilişkinin nasıl olduğunu görürsün.
0
zimbirik
(10.07.24)
İnsan neye ulaşamıyorsa onu arar. Çevrende paran ünün için seninle birlikte olmak isteyen milyon tane kadın varsa öyle olmayan gerçekten aşık olan birini ararsın.

Zuckerbergin eşine de bi bak mesela.
0
nhk ni youkosu
(10.07.24)
Haz geçici, huzur kalıcı. En güzel kadınla birlikte olsan boşandıktan sonra anlamsızlaşır o varlığı. Ama güvendiğin, sevdiğin birinin yanında olmak, desteğini hissetmek bazen en büyük orgazmdan daha iyi hissettiriyor.
0
sekizdokuzon
(10.07.24)
20 yasinda olmadigi icin?

sen hic yasamamamissin galiba ama sürekli farkli kisilerle birlikte olunca kendine, bedenine yabancilasmaya basliyorsun. cok fazla insanla yüzeysel seyler paylasinca kimseyle derine inemiyorsun.

jeff bezos o kadinla derin bir sey yasiyor büyük ihtimalle. cocukluk travmalarini, gelecegi dair kaygilarini, cocuguyla eski esiyle problemlerini paylasir, ona güveniyor.
his olarak herhangi bir insanin karsisinda ne bekliyorsa onu bekliyordur, yasiyordur yani...
0
robert bosch
(10.07.24)
hayatta her şey para değil. özellikle zenginsen :)
0
gabe h coud
(10.07.24)
En güzel cevabı tiklememişsin +1

pornocu kadınlarla birlikte olmak güzel bir şey mi sence? türkiye gibi bir ülkede bile erkeklerin bir çoğu pornocu kadınlara yaklaşmaz bile. iğrenç çünkü, hem bedenen hem de fikren iğrenç.

her gün başka kadınla takılırsan da kimseyle özel bir yakınlık kuramazsın, insanların asıl haz kaynağı anlık orgazmlar değil, güvendiği sevdiği ve huzur bulduğu biriyle uzun vakir geçirmek.
hiç seks yapmamış ergen erkekler anlamaz, büyüyünce anlarlar ancak.

Edit: bu cevabı girdiğim için bana özel mesajdan "duyuruda tanışıp evlenmişsin ama duyuruda tanışan kadın duyuruda aldatır, cringe ve kezbansın" yazmış bu arkadaş. sonra da engellemiş :D yani arkadaşın büyük problemleri var. cevapları ona göre verin :D
0
kaptan maydanoz
(10.07.24)
insan cok hatun deneyimledikten sonra artık bi sakinlik istiyor. sevmek sevilmek saygı istiyor. takıldıgı kızların amacı zaten belli oda essek degil artık sıkılmıstır.
0
Zetnikov
(10.07.24)
En guzel cevabi tiklememissin+1
Cunku jess senden zeki. Bunu tikleme ama diyim.
0
halk
(10.07.24)
yazdığın şey tam fakir erkek akıl yürütmesi.
0
deartheodosia
(10.07.24)
çünkü jeff bezos dünyanın en zenginlerinden biri olsa da ezik bir beta.
0
tabudeviren
(10.07.24)
Dünya'nın en zengin 2. adam neden pornocu ya da OnlyFansçı falan kovalasın? Ayrıca her gün başka bir kadın kovaladığında 1 tanesinin hamile kaldığı anda çocuk paraları şu bu kovalaması gerekiyor. Vazektomi de nihai çözüm değil. Bir de onlardan bir tanesinde adamın bir şekilde kasetinin çıkması, şantaj kurbanı olması vs. ihtimali var. Hepsini geçtim kaç kişiyle birlikte olursan hastalık bulaşması ihtimali de o kadar artıyor.

Bir de her gün başka biriyle seks hayali, ayda bir bile seks yapamayan için aşırı cazip sanırım. Bir yerden sonra bir şeyler paylaşabileceği ve stabil bir ilişki arıyordur. Zengin olmadığımız için bilemiyoruz tabii.

Bu arada bu duyuru pasta olmasın hatta yıldızlayalım. Jeff Bezos boşanınca "parasının güvence altına almıştır" diyenler ve "en aşk güzel aşk cevabı aşk işaretlememişsin aşk çünkü aşk süper" diyenleri o boşanma davasında para kovalanırken görelim.
0
nawar
(10.07.24)
(3)

Kahve kokusu

Mirket
Eskiden kapıdan girince mutfakta pişen kahve kokusunu alırdık.Çarşıda sokağa girince, kurukahveci kokusuyla belli ederdi kendini.Parfüm mağazaları, birkaç denemeden sonra kokuları ayırt edemez hale gelen burnumuz kendine gelsin diye kahve koklatırlardı.Biraz önce boşalmış kahve kavanozunu kokladım,
Eskiden kapıdan girince mutfakta pişen kahve kokusunu alırdık.
Çarşıda sokağa girince, kurukahveci kokusuyla belli ederdi kendini.
Parfüm mağazaları, birkaç denemeden sonra kokuları ayırt edemez hale gelen burnumuz kendine gelsin diye kahve koklatırlardı.

Biraz önce boşalmış kahve kavanozunu kokladım, Koku nahoşdu.

Hani şu çeşit çeşit kahvede bulunan aromalar falan yapay mı, yoksa kimse kral çıplak diyemediği için mi duyuyor o muhteşem (!) kokuları?
0
Mirket
(09.07.24)
taze kavrulmuş kahve kokusu ile kavanozda uzun süre bekleyip bayatlamış kahvenin kokusu bir olmaz. kurukahvecideki kahve, çekirdek kahve, dolayısıyla aroma vs olmaz. bence kıyaslamanız hatalı
0
mustafakesekci
(09.07.24)
Koku doğal ancak hem tazeliğin hem nemin etkisi var. Kahve fiyatları yükseldiğinden beri sanki çekilmiş talaş gibi kokusu falan olmayan kahveler türedi bir iki senedir. Kokusu da yok değil aslında, süpürge sapı gibi kokuyor. Bahsettiğiniz koku bu heralde. Sanırım dip kalitedeki kuru, eski, ham çekirdekleri çekiyorlar, detayını bilemiyorum artık.
0
akhenaten
(09.07.24)
Bizim oradaki kurukaveciler sırf çekirdek satmıyor. Kavuruyor, öğütüyor, hatta kapının önünde üstüne maymun oturtulmuş bir dibekleri var, dibekte kave dövülüyor falan.

Sırf çekirdek değil yani :)
0
🌸Mirket
(09.07.24)
(2)

Nautilus'un karsisindaki arkeolojik alan

mirafiori
1-2 yil kadar once bir yazar tespit edip basligini acmisti aradim fakat bulamadim, bu alanla ilgili bir gelirme bir kaynak var midir acaba? https://www.google.com/maps/@41.0018782,29.0329767,206m/data=!3m1!1e3?entry=ttu burasi
1-2 yil kadar once bir yazar tespit edip basligini acmisti aradim fakat bulamadim, bu alanla ilgili bir gelirme bir kaynak var midir acaba?

www.google.com!3m1!1e3?entry=ttu burasi
0
mirafiori
(09.07.24)
Konu nedir ki, eğer bir alanda arkeolojik buluntu tespit edildiyse bölgede bulunan müze müdürlüğüne bilgi verilmeli. Bu durumda muhatap istanbul arkeoloji müzeleri oluyor. Konuyu bilmediğimden bir şey diyemiyorum ancak siz biliyorsanız siz arayın.
0
akhenaten
(09.07.24)
eksisozluk.com

başlık bu ama detay bilmiyorum.
0
tepedeki psychedelic adam
(09.07.24)
(13)

bes mantıklı mı değil mi?

duyulmasi gerektigi kadar
türkiye gibi bir ülkede her 5-10 yılda bir enflasyon patlıyor, döviz krizi de üretiyoruz sürekli. bu gibi durumları da göz önüne alınca 35-40 yaş arasındaki biri için bes mantıklı mı yoksa başka yatırım araçlarını mı düşünmeli? aylık 1000 lira gibi bir şey atıp, devlet desteğini de alalım. fonlarla
türkiye gibi bir ülkede her 5-10 yılda bir enflasyon patlıyor, döviz krizi de üretiyoruz sürekli. bu gibi durumları da göz önüne alınca 35-40 yaş arasındaki biri için bes mantıklı mı yoksa başka yatırım araçlarını mı düşünmeli?

aylık 1000 lira gibi bir şey atıp, devlet desteğini de alalım. fonlarla birlikte değerlensin, amaç ileride yandan ufak da olsa bir akış olsun. bu kişinin evi, arabası var. büyük ihtimalle kira getirisi olan mülkü de olacak.
0
duyulmasi gerektigi kadar
(09.07.24)
paranı kendin çok iyi yönetim anlık manevralarla pozisyon alamıyorsan, düzgün fonlar seçerek mantıklı.
0
rentts
(09.07.24)
Bes mantıklı.

İnsanların %90'ı için BES mantıklı. Çünkü kendi kendimize para biriktirme disiplinimiz yok.
Aslında her ay bir çeyrek altın alsan veya beğendiğin şirketlerden hisse alsan daha fazla kazandırır ama bunu yapsan zaten yapardın. Yapamıyorsun.

Devlet katkısı denen şeyi öyle bedava para gibi düşünme. Zaten sistemde uzun süre kalınca yönetim gideri kesintisi gibi kalemlerle senden kesilen paraları ancak sıfırlıyor o devlet katkısı. O katkının hangi fonda değerleneceğini de seçemiyorsun vs.
Çok detaya girmeyeyim ama "devlet %25 bedava para verecek bana" şeklinde de düşünme.

BES mutlaka yaptır. BES ile alınacak fonların neler olduğunu kendin seç, default halinde bırakma onu. Sonra da unut.
10 yıl o parayı unut. 10 yıl sonra bak ve devam et. Bi 10 yıl sonra yine bakarsın.
0
michael_knight
(09.07.24)
michael_knight+1

Ama, bir şekilde finansal okuryazarlık öğren. Sonra da her ay fon dağılımını gözden geçirip ekonomideki gelişmelere göre yeniden düzenle. Belirli bir fon dağılımı yapar yıllarca hiç ilgilenmezsen tatmin edici bir fayda sağlayamazsın.
0
Mirket
(09.07.24)
2009'dan beri BES'teyim bence de mantıklı (ve çalışan/emekli oranı dikkate alınırsa gelecek için de oldukça önemli)
Ama aktif olarak ben paramı idare ederim yatırımlarımı seçerim ve yönetirim diyorsan gerek olmayabilir.
0
bartholomew87
(09.07.24)
eskiden değildi ama son dönemde şartları daha iyi oldu diye biliyorum.
fon getirisi ve devlet katkısı dışında ödediğin primi maaşından kesilen vergiden düşebiliyorsun bildiğim kadarıyla.
aslında bes'li biri örnek rakamlarla açıklasa çok iyi olur.
ben de soruya yancı olayım.
0
merhum
(09.07.24)
zibilyon tane fon var sürekli yükseldimi düştümü takip etmek gerek, devlet 100 tl ek verecek diye param çar çur oldu, az kaldı 10 senedim dolmasına dahada bes'e girmem.
kendim parayı her ay kesin kenara koyarım diyorsan faiz daha iyi ya, fonum %26 artmış son 3 ayda %13 bu sene, tefeden bile düşük, diğer fonlar çok dalgalı riskli fona giriyorsun bu sefer yatırımından kaybediyorsun.
bence uğraşılmaz

9 sene önce 3.56 dan dolar almıştım artış % kaç sen hesapla. benim için bes pişmanlık.

ps. anadolu hayat emeklilikten uzak dur kaç kere aradım danışmanlık vermiyorlar illa banka şubesine gitcekmişim, şubeye gidiyorsun bes yatırımcımız yok diyorlar. anlamıyorsan bes ek pişmanlık.
0
eja
(09.07.24)
16 yıllık BES aracısı lisansım var.

46 yaşında girip 56 yaşında emekli olacaksan mantıklı. Daha önce girersen mantıklı değil, alternatif yatırımlar daha mantıklı.
0
gabe h coud
(09.07.24)
bes mantıklı olduğunu düşünüyorum, fakat buradan 56 yaşından sonra ele gelecek bir anlamı olacak bir para olabilmesi için mevcut gelirinin %10-15'inin bu tarafa aktarılması lazım.

ayda 1000 tl ile birikim yapsak enflasyon sıfır olsa bugünün parası ile emekli olduğunda (30 yaşında olduğunu varsayıyorum) devlet katkısı ile beraber 400bin tl bir para alacaksın.
0
prezarlatif
(09.07.24)
''Mantıklı'' mı değil mi bilmiyorum ama yatırım bilmeyen biri için garanti olduğu bir gerçek.
0
doharkoman
(09.07.24)
bence bes mantıklı değil enflasyon yüzde 100 besin yılda getirisi yüzde 25
0
sizofren06
(09.07.24)
kime göre neye göre sorusuna göre değişiyor.

vatandaşların çoğunun finansal okuryazarlığı yok ya da yatırımdan anladıkları şey kumarla aynı. birikim yapamıyor ya da ilk fırsatta hemen birikimini bozuyor.
işte böyle tipler için bes mantıklı. danışmanlık ve fon yönetim ücretleri çok yüksek. 10-15yılın sonunda doğru düzgün almadığın danışmanlık için can yakar bir meblağ ödemiş olacaksın. devlet desteği biraz bunu subvanse ediyor.

velhasıl, söylediklerim öncekilere paralel olarak, daha iyi yatırım araçları var ancak ülke insanın hali pür melali ortada finansal okuryazarlık noktasında.
o yüzden çoğu kişi için, az hiçten iyidir minvalinde, mantıklı.
0
biseysorcaktim
(09.07.24)
@sizofren06 %25 getiriyi nasıl başardınız ki? Benim yıllık getirim güncelde %86. O da ben hiç fırsat bulup bakamadım dümdüz önerilen paket neyse ona dağıttım fonları, sıfır efor. Sizin galiba bütün fon sepetiniz mevduat ve türevleri üstüne kurulu. %25 hiç duymamıştım şimdiye kadar. Siz eğilin bence bunun üstüne, bir terslik var.

@duyulmasi gerektiği kadar. Benim gördüğüm kadarıyla bes bu soruyu soran herkes için mantıklı. Bes'e ihtiyaç duymayacak insanlar neden ihtiyaç duymadıklarıyla ilgili sayfalarca bir şeyler söyleyebiliyorlar. Ben söyleyemiyorum örneğin. Benim piyasaya kafa yoracak çok vaktim de yok, işim de finansla içli dışlı değil. Yatırım disiplinim de yok. Bes kredi kartından kendi kendine ekleme yapıyor unutsam da.
0
akhenaten
(09.07.24)
Fikir vermesi açısından yazayım. 2009 kasımda sisteme girdim.
Toplam bugüne kadar benim BES'e ödemem: 22.682 TL
Bugün BES'ten çıkarsam alacağım tutar: 195,398 TL
Genel olarak ödeyebileceğim minimum tutar neyse aylık onu ödüyorum, şu an için aylık 125 TL.
Çok fazla sepet içeriğini değiştirmiyorum ama allianz aylık bilgilendirme gönderiyor fonlar ile ilgili yani bu tutarı yukarı çekmek de mümkün dikkatli şekilde takip edilirse.
0
bartholomew87
(10.07.24)
(16)

bu mertebeye ulaşmak için ne yapmak gerekiyor?

kibritsuyu
daha doğrusu bu anlatacağım mertebede bir arkadaş olabilmek için ne olması lazım?doğumgünüm oluyor. arkadaşlarım arıyor, mesaj atıyor, doğumgünümü kutluyor. unutulmuyorum, hatırlıyorlar sağolsunlar. yaza denk geldiği için yazlıktaysam yazlık arkadaşlarım geliyorlar, yüzyüze kutluyorlar, sağolsun mut
daha doğrusu bu anlatacağım mertebede bir arkadaş olabilmek için ne olması lazım?

doğumgünüm oluyor. arkadaşlarım arıyor, mesaj atıyor, doğumgünümü kutluyor. unutulmuyorum, hatırlıyorlar sağolsunlar. yaza denk geldiği için yazlıktaysam yazlık arkadaşlarım geliyorlar, yüzyüze kutluyorlar, sağolsun mutlu ediyorlar. burada kadar sorun yok.

ama instagram'a bakıyorum mesela. bazı arkadaşlarım, doğumgünü olan arkadaşıyla birlikte fotoğraflarını story yapıp "iyi ki doğrun iyi ki varsın" tarzı paylaşımlar yapıyorlar. hatta gün sonunda doğumgünü sahibi bunları kendi story'sine ekliyor falan.

bana hiç böyle şeyler yapan olmuyor. yani beni telefonla arayan yakın arkadaşım bana böyle bir şey yapmıyor, ama başka arkadaşına yapıyor. benim birlikte fotoğrafı paylaşılıp cümle aleme "bak bu benim canım arkadaşım, doğumgününü herkese ilan ederek kutluyorum" şeklinde paylaşılmak için nasıl bir arkadaş olmam lazım?

genellikle kadınlar kadınlara yapıyor gibi. ama hayır, beni arayıp kutlayan yakın kadın arkadaşım, kadın arkadaşlarına da yapıyor, erkek arkadaşlarına da yapıyor. yani yakınlık derecelerini bilmemekle birlikte çocukluktan beri neler neler neler yaşadığım 35 yıllık arkadaşımın beni paylaşmayıp belki benden daha az görüştüğü üniversite arkadaşını paylaşmasının nedeni ne olabilir?

yani benim neyim eksik olabilir? kötü arkadaş mıyım, soğuk muyum, uzak mıyım, gıcık mıyım, götveren miyim, ne olabilirim?

yani bana öyle bir şey söyleyin ki "bunun başına gelmesi için arkadaşlarınla şöyle şöyle olman lazım" falan diyin ki bileyim kendimi. zira hayatımda hiç böyle bir şey yaşamadım. şimdi yazarken düşünmesi bile heyecanlandırdı.
0
kibritsuyu
(09.07.24)
İnstagram'da çok story, post paylaşmıyorsan rahatsız olacağını düşünmüşlerdir.
0
sekizdokuzon
(09.07.24)
Bu taraklarda bezin yoksa olur öyle. En basitinden sen kimseye bunu yapmıyorsan sana da yapmazlar. Ya da sosyal medya kullanımı vs konularında ketumsan hoşuna gitmeyeceğini düşünebilirler.
0
Bruce
(09.07.24)
Arkadaşlarının doğum günlerini hikayede kutlayan ve kutlanan doğum gününü hikayelerinde paylaşanların %99,99'u kadın. O kutlanılan kişiler de aynı şekilde başkalarının doğum günlerini böyle kutluyorlar. Onlar için bir düzen haline gelmiş. Bu kişiler genelde sık sık hikaye paylaşan kişiler tabii.
0
nawar
(09.07.24)
bu mevzuyu ben de daha onceden dusundum. ulastigim sonuc su:
bazi civiklar, bu tarz seyleri dillendirmeyi seviyor. bu tiplerin iliskileri de daha vicik vicik oluyor, sonra bir anda sona erebiliyor.

bizim gibi insanlar ise stabil, ongorulebilir. ben vicik vicik degilim, dolayisiyla etrafimdaki civiklar da bana pek bulasmiyor. ama arkadasliklarimi bitirdigim cok cok nadirdir, cok buyuk bir kazik yersem belki.

gereksiz dogumgunu mesajlarinin onune gecmek icin ben dogumgunumu heryerden kaldirdim, cok cok mecbur kalmadikca kimseninkini de kutlamiyorum. bos isler..
0
cooperr
(09.07.24)
sen arkadaşlarına yaparsan onlar da sana yapmaya başlar, senin yaptığını gören başka arkadaşlarında senin gününde sana yapmaya başlar, bu bir döngü.
0
noxie
(09.07.24)
taktik vereyim kullanırsın; telefonunu çekmeceye koyuyorsun kapatıp.

gidiyorsun yanlarına. 1-2 kişi en sevdiklerine yapıyosun bu taktiği de.

çok tatlı/yakışıklı olmuşsun falan. hadi resim çekilelim. çekiliyosun. sonra da onlar gitmeye yakın diyosun ki ya fotoğrafları da alamadım tel şarjı yok, story atın beni de etiketlersiniz anı kalır hem napalım böyle olsun diyorsun. sonra da ilk buluşmada ‘ya benim hoşuma gitti bu story işi, ne güzel anı kalıyor falan dersin. onlar da aa bunu sevdi hep yapalım moduna girerler.

atmayanlar seninle görünmek istemiyorsa şutungen bile yapılır :d

bol şans.
0
baldan kaymak
(09.07.24)
dün doğum günümdü benim, bir hafta geç yazdırdıkları ve o gün de artık resmi tatil olduğu için benim doğum günüm resmen duyurulmuyor, milletin doğum gününü herkes odasına gelip kutlarken benim doğum günümü bilen sadece 4 yakın arkadaşım kutladı iş yerinden mesela. özellikle söylemedim söylemek istemiyorum.

sanırım bu ben de travma çünkü doğum günüm yaza geldiği için okul arkadaşlarımdan sadece en yakınları arayıp kutlardı o kadar. ben bir kıza lisede başarı bursumdan ayırıp para vermiştim hediyesi için 10 kişi para verdi biz 3 enayi arkadaş para verdik sonra onlardan alırız diye, diğerleri de vermedi. kıza hediyesini verdik hediyeyi aldı sarılmadı bile bastı gitti yanımızdan. böyle böyle çok olay var.

bu yüzden sadece ailemin arkadaşlarımın kutlamasını çok önemserim, instagramdan falan kimseyi paylaşmam doğum günü için, bunları biraz da şov olarak görüyorum.
0
Hallegadola
(09.07.24)
- Instagram' da çok aktif değilseniz yapmıyor olabilirler.
- Siz onlara yapıyor musunuz? Büyük ihtimalle hayır, siz yapsanız onlar da yapar gibi geldi.
0
kumandanim
(09.07.24)
Benim en yakınlarım doğumgünlerini unursamıyor mesela. Bir yıl unutulur, bir yıl kutlanır kimse kimseye alınmaz.

Ama doğumgünlerini umursayıp büyük olay gören daha az yakın olduğum insanlar da var. Onlar unutursa alınırım.

Biraz ilişkilerin dinamiğiyle alakalı bu bence. Birisi önemli gördüğü bir şeyi sizin özelinizde önemsemiyorsa bu kötü. Ancak zaten aranızda böyle bir şey yoksa bu iyi ya da kötü değil.

Burda da talep eden taraf olarak iş size düşüyor. Siz önemsiyorsanız önemsediğinizi belli etmelisiniz.
0
akhenaten
(09.07.24)
Ne istediğini dile getiren bir arkadaş olman yeterli olacaktır. Ya böyle videolar görüyorum, çok hoşuma gidiyor, böyle bir sürpriz beni de çok mutlu ederdi vb ben dili ile kendini ifade edersen seneye alırsın videonu. Kim olduğundan ziyade ne istediğin ne sevdiğin ve bunu ne nasıl duyurduğun ile ilgili olay.
0
hasmetizm 2046
(09.07.24)
siz yapmadığınız için yapmıyorlardır. Siz yakınlarınızın doğum gününü storyden kutlarsanız onlar da sizinkini kutlar genelde.
0
alaimisema
(09.07.24)
sen yaparsan sana da yaparlar.
Çok üzerine düşünülecek bir konu değil.
0
michael_knight
(09.07.24)
Ben bunu yaparlar diye korkuyorum mesela. Niye? Çünkü onlar yapınca alıntılayıp siz de paylaşmak zorundasınız nezaketen. Öyle olunca da sadece paylaşımda gördüğü için yazan bir sürü samimiyetsiz kutlama oluyor. Beni birinin arayp hatta yanıma gelip kutlaması hepsinden daha kıymetli.

Sebebine gelince ben de diğer 15655 cevap gibi düşünüyorum. Sizin bu tarzı sevmediğinizi düşünüyor olabilirler ki ben daha hiçbir erkek arkadaşımın bu şekilde kutlandığını da görmedim. Zaten çok aşko kuşko kızlar bunu yapar.
0
Kediyi üzdün
(09.07.24)
Aşırı keko bi haraket bence bu arada. Bazen kardeşler kuzenler birbirine yapıyor veya belli bir gurup arkadaş kendi aralarında döndürüyorlar, bana böyle salavat zinciri gibi geliyor.

Kesin biri başlatmıştır o yapınca o da yapmıştır sonra adet olmuştur.

Bana biraz sululuk gibi geliyor mesela ben böyle bir şeye özenmem. Beni bilen arkadaşlarım da bana böyle bir şey yapmaz. Ha olur da ben birine yaparım, o da bana yapar herhalde.

Bu tarz şeyleri arkadaşlarını pazarlamak için yapan da var bu arada. Hani yalnızsa biri sorsun da tanıştırırım belki diyen.
0
ananiyimioguz
(09.07.24)
Ben de yaz doğumluyum ama aklına gelip de arayan veya mesaj çeken insan sayısı 3 bile olmuyor bazen. Geçmiş yıllarda kimsenin aklına gelmediğimi bilirim.

Bence bahsettiğin durumlarda biraz menfaat düşüncesi ya da beklentisi rol oynuyor. Onu vurgulayayım ki benim şuyumu unutmasın, onu ön plana çıkarayım ki o da aynısını bana yapsın gibi.

Benim böyle davalarım yok. Unutulmak gerçekten yaralıyor ama karşılık olarak ben de onları unutuyorum, yalnızlaşmaya giden süreç zaten böyle işliyor.
0
muhayyer divan
(09.07.24)
Yani bu yaşadığın şey sana ait bir eksiklik veya yanlışlık değil. Menfaat dünyası bana göre.
0
muhayyer divan
(09.07.24)
(18)

Içinde bulunduğunuz zamandan memnun musunuz?

sekizdokuzon
Ben çok doğru zamanda doğduğumu düşünmeye başladım. Seksenlerin sonunda doğdum, internetin doğuşunu gördüm. Ben mesela jetonla çalışan ankesörlü telefonu da chatgpt yi de biliyorum. Dünya uzerinde yaşamış insanların yüzde kaçı böyle bir gelişime şahit olmuştur? Özellikle y kuşağı olarak bayağı şans
Ben çok doğru zamanda doğduğumu düşünmeye başladım. Seksenlerin sonunda doğdum, internetin doğuşunu gördüm. Ben mesela jetonla çalışan ankesörlü telefonu da chatgpt yi de biliyorum. Dünya uzerinde yaşamış insanların yüzde kaçı böyle bir gelişime şahit olmuştur? Özellikle y kuşağı olarak bayağı şanslı olduğumuzu, özel bir nesil olduğumuzu düşünüyorum.

Siz ne düşünüyorsunuz? Teşekkür ederim.
0
sekizdokuzon
(09.07.24)
Hala gençsin, sisteme gir bir yerinden. Değiştir. Her şey hızla değişiyor çünkü, bir rol kalabilirsin.
0
🌸sekizdokuzon
(09.07.24)
Kapabilirsin*
0
🌸sekizdokuzon
(09.07.24)
Ben bunca teknolojik ilerlemeye rağmen yanlış zamanda doğduğumu düşünüyorum. 91’liyim ve etrafımdaki yozlaşmış toplumu (kimine göre de bu benimdir mutlaka) görünce iğreniyorum bu çağdan.
0
m e b
(09.07.24)
Cep telefonu ve internet öncesi dönemi de yaşamış birisi olarak ben kendimi şanslı görüyorum.

Evrenin ve uzayın sırlarını öğrenemeyeceğim için de şanssız.
0
pispinti
(09.07.24)
84’lüyüm. Memnunum. 80-82’li olsam daha iyi olurmuş ama çok da önemli değil.
0
gabe h coud
(09.07.24)
sekizdokuzn başlıklarını 100 metre öteden tanımak
0
füt
(09.07.24)
83 lüyüm. Eskiyi de yeniyi de, Bir sürü şey gördük. Memnunum.
0
füt
(09.07.24)
@fut: <3
0
🌸sekizdokuzon
(09.07.24)
sikinti yok - 1982
0
cooperr
(09.07.24)
Çok da değil, yapay zeka ve yeni teknolojilerin iyice yerleştiği bir zamanda doğmak isterdim.

Sanırım elektronik taş devrini yaşıyoruz biz. büyük ihtimalle kullandığımız her şey bir prototip olarak görülecek. :D
0
akhenaten
(09.07.24)
gelecekte doğmak isterdim bir üstteki arkadaşa katılıyorum
0
Hallegadola
(09.07.24)
84'lüyüm. Son birkaç yıldır maalesef dünyanın ve ülkemizin en rezil dönemini yaşadığını düşünüyorum. Ahlaki çöküş, insanların bencillikten artık çıldırmış olmaları, belirli bir kesimin hayatını mükemmel yaşarken, bir kesimin aç olması bak gerçekten aç olması, kadın düşmanlığı,hayvan düşmanlığı, doğa düşmanlığı, insanların kendini üstün tür olarak kabul edip diğer türlere zorbalık yapması, ormanların yanması, hayvanların öldürülmesi, işkence edilmesi vs. bak yazarken içim şişti off. Ben kendi yaşadığım dönem için konusabiliyorum tabi. Yani özetle doğmuş olmak istemezdim.
0
rock n roll
(09.07.24)
memnun değilim. benim memnuniyetsizliğim yozlaşma kaynaklı. eskiden de böyleymiş aslında ama şu an her şey çok daha görünür ve normalleştirilmiş durumda.
0
deartheodosia
(09.07.24)
81'liyim, yukarıda ki dediklerine ek olarak, ileride mars'da yaşam çalışmaları, astronomideki gelişmeler, tıptaki gelişmeler heyecanlandırıyor (gerçi banane'yse o ayrı) kimi şeyleri göremeyecek olmak (o zamana kadar toprak oluruz zate) üzüyor.

ek olarak; artık kimi şeyleri yaparken zorlanacak yada hiç yapamayacak kadar yaşlı olmamda üzüyor :D
0
selam
(09.07.24)
insanlığın tüm savaşlara, yıkımlara rağmen geçmişten günümüze hep ilerleme halinde olduğunu düşünüyorum. Yani arada ufak tefek dalgalanmalar olmakla beraber hep ileri yönde giden bir grafik. Geçmişin hiçbir döneminde doğmak istemezdim. Bu tarz sorulara verdiğim klasik cevap 2980'de doğmak isterdim oluyor. 2000lere girerken 4 yaşındaydım pek hatırlamıyorum, 3000lere girişte 20 yaşında olmak keyifli olurdu :d

yani geçmişten bugüne kadar düşünürsek memnunum ama gelecek açısından bakarsak geleceğin daha iyi olacağını düşünüyorum. En azından 200 sene sonra bile bugün yaşadığımız pek çok sağlık sorununu yaşamayacağımızı varsayıyorum.
0
nundu
(09.07.24)
Eski daha beterdi bence. bundan 300 yıl önce kadınlar savaş ganimetiydi. Tıp ileri değildi düşensene 1453 yılında bir yeniçerisin ve vucuduna ok saplanmış çok acı verici bir ölüm şekli. 70'ler,80'ler ve 90'larda da toplum yozlaşmıştı ama internet olmadığı için bilinmiyordu. mesela 90'lı yıllarda bizim mahallede bir erkek çocuğuna tecavüz edip kutuya koydular.

Fakat; 1950'lerde doğup 70'li,80'li,90'lı yılları yaşamak isterdim o zaman yiyecekler hormonsuzmuş kanser hastalığı yaygın değildi. Şimdi kanser grip gibi. İnsanlar şimdikine göre daha iyiydi birçok yönden.
0
komando kani var bende
(09.07.24)
Doksanlar özellikle kenar mahallelerde korkunçtu ya. Oturduğumuz mahallede sular sık sık kesilirdi, kapıya su tankeri gelirdi. Kadınlar birbiri üstüne çıkıp tankerin vanasindan bidonlara su doldurmaya çalışırlardı. Asfalt falan hak getire, sokak araları toprak yoldu. Üstleri başları çamur olurdu bütün kadınların. Allah'tan ben çocuktum o zamanlar, yetişkin olarak oralarda yaşamak annemin yerinde olmak istemezdim.
0
🌸sekizdokuzon
(09.07.24)
Şimdi yaşamasam 1900'lerin başında ama varlıklı bir ailede yaşamak isterdim ben de. Okuma yazma ve yabancı dil bilmek ve sürekli gazete okumak isterdim. Özellikle o iki dünya savaşı arasındaki dönemde herhalde dünyanın görüp görebileceği en büyük dahiler yaşamış. Atatürk'le, Freud'la, Einstein'le ve daha nicesiyle aynı çağda yaşayıp bu insanların yapıp ettiklerinden haberdar olmak ne demek. Dönem kıyafetleri de aşırı elegant artı olarak :p
0
🌸sekizdokuzon
(09.07.24)
(25)

icimi dokmeye geldim

make a wish
ben kadin kisisiyim, 3 ay once bi adamla cok kisa bir flort donemim oldu (2 hafta). bizim flort doneminde bir dogum gunu partisinde cok yakin bir kadin arkadasinin dizine yattigini ve el ele tutustuklarini gorunce icime bir kurt dustu. iliskiler o kadar boka sarmis durumda ki, "ben flort ediyoruz za
ben kadin kisisiyim, 3 ay once bi adamla cok kisa bir flort donemim oldu (2 hafta). bizim flort doneminde bir dogum gunu partisinde cok yakin bir kadin arkadasinin dizine yattigini ve el ele tutustuklarini gorunce icime bir kurt dustu. iliskiler o kadar boka sarmis durumda ki, "ben flort ediyoruz zannederken adam beni fuckbuddy olarak mi goruyor acaba, bunlar friends with benefits olabilir mi" sorulari beynimi kemirmeye basladi ve dayanamayip kendisine sordum. bana verdigi cevap ozetle "ben arkadaslarimla fiziksel olarak yakin olmayi seviyorum, kimsenin beni bu konuda kisitlamaya calismasina tahammul edemem, senin bunu sorman beni rahatsiz etti, kiskanclik yapabilecek biri oldugunu dusunmeye basladim" vs. bu konusmadan 3 gun sonra, ben kendisine karsi asiri yukselmisken (ya da beni asiri yukseltmisken diyelim), bir anda tepeden asagi birakti; once birkac gun ghostladi, sonra ben ne oldugunu anlamak icin konusmak isteyince bana o klasik "sorun sende degil bende, su anda ciddi bir iliski istemiyorum, sen belli ki benden cok hoslaniyorsun, ben seni uzmek istemem, arkadas kalalim" konusmasini yapti.

ben son 3 ayi yasadigim bu hayal kirikligini atlatmaya calisarak gecirdim. bazi donemler gunlerce evden cikmayarak kendime gelmeye calistim, bazi donemler gunlerce partileyerek kafami dagitmaya calistim. kisacasi iyilesmek icin her seyi denedim. (bu donemde kafa karistirici bir sekilde benimle hala ilgilendigini dusundurecek bir suru davranisi oldu, biraz da o yuzden bir turlu toparlanamadim, iki ileri bir geri...)

gecen hafta sonu ortak bir arkadasimizin evine davetliydik ve orada baska "cok yakin bir arkadasiyla" sarmas dolas oturduklarini gordum. normalde de birbirlerinin kucagina oturmaya varacak kadar yakin fiziksel temasa girdikleri icin hemen emin olamadim ama sonra opustuklerini tesadufen gordum maalesef. 2 yillik bu "cok yakin arkadasi"yla, bana iliski istemiyorum dedikten 3 ay sonra sevgili oldular. her gun baska bir kadinla gorsem canim bu kadar yanmazdi.

iyiyim, bir sorun yok gibi davranmaya calisiyorum ama iyi degilim. bir suru ortak arkadasimiz ve haftada 2 gun gorusmemize yol acan ortak noktalarimiz var. onu hayatimdan cikarmak, sevdigim baska bazi seyleri de cikarmak anlamina geliyor (hatta sosyal hayatimin yarisindan vazgecmek anlamina geliyor). ama gozlerimin onunde birbirlerini seviyorlar :p ve bu bana cok agir geliyor.

civi civiyi soker deyip kendimi baska birinin kollarina mi atsam, eve kapanip kafayi mi resetlesem, daglara cikip bacaklarimda derman kalmayana kadar yurusem mi, anneme gidip dizine mi yatsam napsam bilemiyorum. bi aglasam rahatliycam belki ama aglayamiyorum, tek hissettigim ofke.
okudugunuz icin tesekkurler.
0
make a wish
(08.07.24)
çivi çiviyi söker...

geçmiş olsun.
0
gabe h coud
(08.07.24)
Sana üç ay eziyet etmiş, o kıza iki yol eziyet ettikten sonra -belki- sevgili olmuştur. Bu model böyle. Ya iki senelik kızın yerinde olsaydın?
0
sekizdokuzon
(08.07.24)
Bence bir şükür namazı kıl.
0
sekizdokuzon
(08.07.24)
Adam hikaye anlatmis. Boyle pozlar yaparak skor yapma pesindedir. Ozguvenli, sert erkek tripleri yapmis. Annene git en iyisi.
0
mbond
(08.07.24)
Yaş kaç?

Ortak noktaları sal. Yeni ortak olmayan noktalar bulursun. Görme onları.

Çivi çiviyi söker +7
0
abuzer
(08.07.24)
Böyle insanlari nerede buluyor ve nasıl böyle hikaye anlatacak kadar vakit ayırıyorsunuz merak ediyorum.

Tencere kapak ilişkisi gibi geldi bana. Ayrıca ghotmost da ne hala anlamıyorum böyle anlatılan ilişkileri de samimi bulmuyorum.
0
pavlis
(08.07.24)
@pavlis ghostmost ne umarim hic anlamak zorunda kalmazsiniz.
0
🌸make a wish
(08.07.24)
Kimin bizde nereye temas edeceğini bilemeyiz. Bu üç ayda da olur, bir günde de. Biz yanındayız bacım. En doğru şekilde, kendin hakkında bir şeyler öğrenerek çıkacaksın bu süreçten.
0
sekizdokuzon
(08.07.24)
adamı ve diğer kadını boşverin. kendinize dönüp neden böyle kaçıngan, çelişkili ve lakayt davranan birine alan açıyorsunuz, sizin iç dünyanızda bu hangi duygularınıza/isteklerinize/zaaflarınıza/ihtiyaçlarınıza karşılık geliyor, bunun üstünde kafa yorun. sonra bulduğunuz yanıtların üzerinde çalışın, değiştirin, dönüştürün, iyileştirin. yoksa bu adam gider diğeri gelir ve siz hala böyle kaçıngan bağlanma şeması olan kişilere emek harcamaya devam edersiniz.

ezcümle, burda özne adam değil, sizsiniz. adam gayet net kendi duruşunu ortaya koymuş çünkü birkaç hafta gibi kısa bir sürede.
0
Phoebe
(08.07.24)
2 haftalık bir flört için nasıl bu kadar ağır travma yaşıyorsun ki? belli ki adam orası burası oynayan, kaypak bir tip. seni de fuckbuddy (fuckbody değil) görmüş muhtemelen. böylelerini nasıl buluyorsunuz hayret ediyorum doğrusu.

neyse, çivi çiviyi söker diyip de başkasının kollarına atlamaya çalışırsan daha ağır depresyon geçirebilirsin. sosyal ilişkilerini ayarlamaya çalışacaksın. ayrıca ısrarla o adamla görüşmeye çalışan arkadaşlarını da hayatından yavaştan çıkarmaya çalışsan iyi edersin.
0
false pretension
(08.07.24)
Ben yazınca tiklenmiyor başkaları aynısını yazınca özelden el ayak opuluyor(hissediyorum). Öyle olsun.
0
pavlis
(08.07.24)
@false pretension duzelttim, tesekkur ederim.
0
🌸make a wish
(08.07.24)
@pavlis tamam hadi tikledim :) ama yorumunuzu gereksiz agresif buldugumu belirteyim
0
🌸make a wish
(08.07.24)
Gerçeklerin acılığı daha doğru olur
0
pavlis
(08.07.24)
Prim vermeyin şöyle adamlara ya. Her yer böyle adamların umut verdiği sonra da onları unutamayan kadınlarla dolu. İçten içe sinirlisiniz ama aklınız onlarda kalıyor.

Evrimsel bir şey maalesef. Başka insanlar (mümkünse daha düzgün, ne yaptığını ne istediğini bilen, tek eşli) bulun onlarla vakit geçirin.

Elin doyumsuzu ile ne uğraşıyorsunuz. Sizin bir şeyinizi beğenmemiştir sadece yanında tutuyordur. Sorsanız ilişki istemezler her haltı yerler ama daha iyi bir seçenek olduğunda da ilişkiye başlarlar.

O yüzden (yaaa kızım ben ilişki insanı değilim üzerim) lafları biraz "yersen"
0
ananiyimioguz
(08.07.24)
Valla bana kızacaksınız ama siz kadınlar böyle yavşak piç adamlara nasıl aşık oluyorsunuz anlamıyorum. Adam senle 2 hafta takılmış sonra başka bir kadının dizine yatmış, el ele tutuşmuş sonra ondan sıkılmış 2 yıllık yakın arkadaş dediği kadınla sevgili olmuş. Adam piçin teki işte skor peşinde seninle sevgili olsaydı seni basbaya aldatacakmış başka kadınlarla.
0
komando kani var bende
(08.07.24)
Bu arada Güllü dinle, ağla boşver. Ayıbı yok.
0
sekizdokuzon
(08.07.24)
Doğrudan cevap vereyim adam seni manipüle edip kullanmaya çalışmış kafalayamayınca da yol vermiş

Üç ayda bu kadar bağlanıp hayat tarzlarınız ve ilişkilere bakışınız bambaşka, bu kadar üzülmen onunla birlikte kafanda kurguladığın ideal gelecek ve duygusal ihtiyaçların yüzünden

Birbirimize apaçık uygun değildik, bu üzülmem niye diye sorup hayata devam et, kendine uygun bir sonraki kişiyi daha erken bulma imkanın oldu artık
0
grimavi
(08.07.24)
@komando kani var bende hayir ya neden kizayim, gereksiz agresyonu bile tolere etmisim :) hemen aciklayayim yavsak adamlara neden prim veriyoruz. birinci sebep: bilmiyoruz arkadaslar adamin yavsak oldugunu? 2 haftada kim kimi ne kadar taniyabilir? hoslandigimiz bir adama iyi gitmesini umarak onu tanimak icin sans veriyoruz, iyi gitmiyor. bunun sucu da mi bizde? ikinci sebep: yavsaklarda biraz seytan tuyu oluyor galiba.
0
🌸make a wish
(08.07.24)
Şeytan tüyü mü? ağzı çok mu laf yapıyor bilemiyorum her neyse. böyle bir adamdan kurtulduğuna şükret bence. hiçde moralini falan bozma. şu dünyada 60-70 sene yaşayıp yok olacağız. mutlu olmana bak derim.
0
komando kani var bende
(08.07.24)
Çok şaşırdım sonda söylediğinize. Çivi çiviyi sökmez. Bakın kendiniz bunun mağdurusunuz zaten. O birlikte olduğunuz kişi çivi çiviyi söker demiş sizin güzel zamanınızı çalmış. Neyse ki çabuk kurtulmuşsunuz ancak yine de yaşadığınız kötü hislerin haddi hesabı yok. Neticede ne sizle mutlu oldu ne de siz onla. Hiçbir işe yaramadı, çivi çiviyi falan sökmedi üstüne düzgün çiviyi yamulttu, ki yamulan çivi siz oluyorsunuz.

İnsan hayatta tek başına mutlu değilken başka biriyle mutlu da olamaz, başka birini mutlu da edemez.

Bakın siz yanlış bir insanla bir ilişki yaşamışsınız. Bu kişi sizi kendi katlanamadığı duygular için bir dikkat dağıtıcı olarak kullanmış. Siz neden bunu başkasına yapasınız? Bunu yapmanın sizi tatmin etmeyeceğini ve duygularınızı daha da yıpratacağını şimdiye kadar anlamış olmalıydınız. İlişki istiyorum diye başlanan ilişkiler yürümüyor. Bir insanı tanırsınız, seversiniz sonra ilişkiniz yanında eşantiyon olarak doğar, bu tür ilişkiler yürüyor. İlla birileriyle vakit geçireyim diyorsanız bir ilişki oluşturup sözler vermeniz gerekmiyor.

Sizin yapacağınız aklınızdan bu olayı çıkarmak, unutmak, hayatınıza dalmak ve eğer bu süreçte hoşlandığınız biri denk gelirse o zaman düşünürsünüz. İlişkilere çoğu zaman evde bulunması gereken bir gereç muamelesi yapılıyor ancak ilişkiler daha ziyade mantar gibi. Gerekli ortam oluşursa her yerden bitebilir. Bilemezsiniz.

Aramayı bırakın, sakinleşin, hayatınıza devam edin.

Bir de bence şunu hiç akıldan çıkarmamak gerek. Eğer ilişkide fark ettiğiniz şey bir anda midenize bıçak saplanmış gibi bir hisse yol açıyorsa o düşünceniz muhtemelen doğrudur. Bu sanırım hayatta kalma içgüdüsü kadar derin bir şeyle bağlantılı. İnsan fark ediyor. Bu tür hislerinize güvenin. Ayrıca insanlar sizin söylediğiniz tarzda şeylere sinirlenerek tepki vermezler, sırf sinirlenmesinden belliymiş aslında olay.
0
akhenaten
(08.07.24)
3 ay??? neden bu adam bu kadar önemli, ne onu bu kadar unique yapıyor senin için, bunu düşün bence.
0
deartheodosia
(08.07.24)
Çivir çiviyi söker gibi bir hata yapmamanı umarım.
0
numlock
(08.07.24)
2 haftalık flörtü bu kadar mesele etmek sorun flörtte değil sende dedirtiyor. Haliyle biz burada ne dersek diyelim fikrin değişmeyecek, o yüzden acısını çekmen ve bir noktada aydınlanman gerekecek; değiyor mu bu adam için diyeceksin.

Çok derinlere inersek özdeğer ve özgüven eksikliği, kaygılı bağlanma gibi konularda bir şeyler okuyup kendini tanıma yönünde farkındalığını arttırabilirsin.
0
Bruce
(09.07.24)
çivi çiviyi söker de burada silsileli şeyler de yok değil.
0
baldan kaymak
(09.07.24)
(15)

Aldatılınca neden hiçbir şey yapmamalıyız?

sorularimicinfeykhesap
Detaylandırayım.Bir sebep gösterilmeksizin, tek cümle whatspdan mesaj ile terkedilmiştim. Aylar sonra öğrendim ki meğer zaten aldatılıyormuşum.Yaşadıklarımı, nasıl çöktüğümü vs uzun uzun anlatmayayım tahmin edersiniz az çok. Hala da devam ediyor. Bu süreçte ortak en yakın arkadaşımız bile beni arayı
Detaylandırayım.
Bir sebep gösterilmeksizin, tek cümle whatspdan mesaj ile terkedilmiştim. Aylar sonra öğrendim ki meğer zaten aldatılıyormuşum.

Yaşadıklarımı, nasıl çöktüğümü vs uzun uzun anlatmayayım tahmin edersiniz az çok. Hala da devam ediyor.

Bu süreçte ortak en yakın arkadaşımız bile beni arayıp sormadı. Ama onunla olan samimiyeti düzenli devam etti. Yapayalnız ve sadece kendi yaşadığım ve bildiklerim kaldım.

aldığım her tavsiye "asla bişe deme, sakın mesaj atma, arama, bişe yapma" minvalindeydi. Ben böyle davranırken, karşı taraf ise ayrılık sebepleri olarak kendini haklı gösteren alakasız beyanlarda bulunuyordu.

Neden aldatılan insana hep aynı tavsiyeler veriliyor? Ben neden onun karşısına çıkıp içimden gelenleri söylememeliyim? Neden aldatılan kişiye hep bir köşeye sinmesi ve ses çıkarmaması şeklinde tavsiyeler veriliyor?
0
sorularimicinfeykhesap
(07.07.24)
Çünkü karsiliginda duyacaklarin sana daha iyi hissettirmeyecek, muhtemel daha kötü hissettirecek :')

Kendini iyileştirmeye çalışmak, kendi değerini hatırlamak daha işlevsel. Bu aldatmanin "sen"le bı ilgisi olmadığıni kavrayabilmek...
0
abuzer
(07.07.24)
cinnet geçirme ihtimali. vereceğin zarar sonucunda ömrünce cezaevinde kalma ihtimali.

karşı taraf hatasını bildiği için çevresine yalan söyler ki toplum onu dışlamasın.

gidip konuşsan rahatlayacağını sanıyorsun ama rahatlamıyorsun. tek yapabileceğin mümkün mertebe sakin kalmak. gerekirse profesyonel bir destek alman.
0
phonex
(07.07.24)
Çünkü boşa enerji harcadığınla kalırsın. Sinirlerin harap olur karşılıgında eline hiç bir şey geçmiyor. Zaten bir süre sonra insan salıyor boşveriyor dönüp bile bakmıyor. Ben mesela geçmiş bir zamanda beni aldatan insan müsvettesinin hayatını karartmıştım. Kendi ailesi en yakın dostları bile düşman olmuştu buna. Şimdi dönüp bakıyorum yahu ne gerek varmış diyorum. Bu yüzden katil olan kafayı sıyıran insanlarlar var. Dön bak hayatına boşver karıştırma çöplüğü
0
limonlu eksi
(07.07.24)
Eğer bir intikam planı düşünüyorsan şöyle yap, seni aldattığı adama bir şekilde ulaş ve onun sonunun da seninkiyle aynı olacağını ona bildir. Ha bu durumu takmayacak tonla erkek var ama gene de bir denersin.
0
Yourcousinmarvinberry
(07.07.24)
Çünkü onu unutamadigini, hala aklında oldugunu, senin hayatında hala bir yeri olduğunu düşünecek... Egosu oksanacak
0
abuzer
(07.07.24)
Yukarıdakilerin bir kısmına katılıyorum. Buna tepki verdikçe zihnindeki etkisi büyüyecek. Ama söylediğinde karşı tarafta "Ah sen nasıl da haklıymışsın" etkisi yaratacak bir şey olmadığı gibi, bu sözleri duysan da hiçbir şey değişmeyecek... İntikam desen, o da aktif bir nefret barındırıp körüklemeni gerektiren bir şey. Bu konu saplantın haline gelecek, belki bir şekilde intikam alacaksın ama sonrasında bir yandan intikam denilen şeyin en azından bu tür bir konuda çok işlevsel olmadığını göreceksin diğer yandan da sana kötülük yapan insanla benzer bir seviyeye inmiş olduğun gerçeğiyle yaşamak zorunda kalacaksın. Ne gerek var?
0
salihdt
(07.07.24)
Ben buradakilerin aksine intikam alınması taraftarıyım. Aldatılanlara hep denir bişey deme şöyle yapma bunu yapma. Kendi başına gelmediği için rahat rahat konuşur. hiçbir insan evladı haketmez bu durumu. Eğer seni rahatlatıcaksa şimdiki sevgilisine fake hesaptan yaz kanıtlarıyla beraber. Çevrene de söyle o beni aldattı diye. İnsanlarda utanma da kalmamış hem aldatıryor hemde üste çıkıyor.
0
komando kani var bende
(07.07.24)
Sizi aldatan ve terk eden kişi sizin duygularınızı önemsemiyor. Siz gidip içinizi döktüğünüzde veya sitem ettiğinizde bu istediğiniz etkiyi uyandıramıyor. Çok acı ancak her insan kafasında kendini haklı görmeye eğilimli.

Hatta sizin bir şeyler yapmanız onların kendi aralarında "Ne garip insan, boşver üzme sen kendini" muhabbetlerinin dönüp daha çok yakınlaşmalarına vesile bile olabilir. İlahi adalet yok ne yazık ki. Siz de o can havliyle anlattığınız şeyin bu kişide hiçbir etkiye yol açmadığını gördüğünüzde öncekinden daha derin yaralanabilirsiniz. Hiçbir şeye çare değil yani bu gidip konuşma olayı.

İntikam da böyle, zaten harap haldeyim diyorsunuz kalan son ateşinizle gidip onların ilişkilerini harlamış olursunuz. Bırakın zarar vermeyi, faydanız dokunur. Dünya böyle ne yazık ki @sorularimicinfeykhesap.

Ancak bu kişiye tepki vermediğinizde egosunun devreye girip kendi kafasında kendisiyle boğuşma ihtimali çok daha yüksek. Bunu idrak ettiğinizde fenafillaha eriyorsunuz. Aldatılmak çok kötü, ancak karşınızdaki insanın artık sizden kopmuş ve sizi yabancı biri yerine koyduğunu idrak etmek daha kötü. Buna emin olun. Kendiniz için bu meseleyi burada kapatıp hayatınıza devam etmek en doğrusu, zor evet ama orta vadede en faydalısı.
0
akhenaten
(07.07.24)
Kız arkadaşım aldatırsa sorun etmem, hayat yolunda devam etsin, şükürler olsun rabbim bana nasip etmedin derim.

Karım aldatırsa ne yaparım bilemiyorum, onur çok önem verdiğim bir konu.
0
numlock
(07.07.24)
hiçbir şey yapmamalı değilsin. kendine odaklanıp iyileşmeye bakacaksın.

karşı tarafa bir şey yapamazsın. duygusal olarak haksızlığa kapılma hissi doğal olarak ağır basıyor, sorguluyorsun, cevap istiyorsun ama gerçekçi düşünürsen bunun makul olmadığını fark edersin.

sana değer vermemiş. aldatmış. neyi konuşacaksın? ya da ne istiyorsun mesela, manevi tazminat davası mı açacaksın? türkiye'de eğer nikahın, devlet nezdinde kabul görmüş bir bağın yoksa legal olarak hiçbir şey yapamazsın. e diğer türlü de manası yok.

kulağa çok adaletsiz geliyor evet ama bir kişi istemiyorum diyorsa en fazla sebebini sorup arkadaşça, insanca vedalaşmayı umabilirsin.

yok zorlayacağım dersen şikayet edebilir, dozunu kaçırırsan uzaklaştırma kararı çıkarttırabilir, arkadaşlarına ya da amcalarına dövdürtebilir vs...

neredeyse dört yıl oldu ben hala eski sevgilimi çok özlüyorum. artık istemiyorum, heyecanımı kaybettim, bitsin dedi. konuştuk. olmadı. Ben çok duygusal bir insanım, sana bir süre yazabilir miyim, okuyup okumaman önemli değil dedim. tamam dedi. aklıma geldikçe yazdım ama hakaret filan asla yoktu, sadece içimi döktüm, bir nevi terapi oldu baba.

öyle öyle zamanla azalttım. zaten hiçbir şekilde iletişimimiz yoktu o süreçte. bitti gitti.

keşke ayrılmasaydık. çok seviyordum. ama kız gitti yani abi ne yapacaksın. çok ağladım, ilaca başlamam gerekti, hala iki tek atsam zırlarım. ama sen söyle şimdi ne yapmam lazım sence? çıkaracağım ders varsa çıkarıp önüme bakmam, kendimi iyileştirmem, hayatıma devam etmem daha iyi değil mi? kızın kapısına dayanıp NEDEN desem ne değişecek? "ananın şeyinden" diyecek. manası yok.

insan ilk terk edilmesi, aldatılmasıyla geç yaşta karşılaşınca daha çok zorlanıyor herhalde. halbuki dünyada kimsenin bize iyi davranacağının garantisi yok. millet yolda yürüyen adamı tak diye bıçaklayıp öldürüyor yahu. duygusal ilişkide aldatıldın diye ne olmuş. ağlayıp zırlayacaksın, depresyona gireceksin, çıkacaksın.

dediğim gibi üzücü yani ama dünyada bunun önüne geçebilecek bir mekanizma yok. el oğlunun deyişiyle it is what it is.
0
mark greg sputnik
(07.07.24)
Senin duyuruyu okuduğumda bile kalbim nasıl ağrıdı var ya. Geçmiyor ne yazık ki hemencecik.
Gidip hesap sormak ona değer vermektir. Niye değer veresin ki?
Psikolog nedenini sormak size ne kazandıracak onu geri mi getirecek demişti bana.
Sizi iyi hatırlasın seneler sonra elbet dank edecek yaptığı sızlasın burnunun direği. Beni sen kaybettin modunda olun. Kendinize iyi gelecek şeyler yapın mutlu olmaya odaklanın.
0
Aydan Dustum
(07.07.24)
kendisine başka bir yol çizmiş biriyle gidip konuşmak anlamsız.

konuşulmaya değer biri olsa, yaptığından utanacak olsa aldatmazdı zaten.

gidip konuşursan kaleden top çıkarmaya çalışan defans oyuncusu gibi olursun. golu yemişsin ama hâlâ çırpınıyorsun gibi.

tamamen kendine odaklanmalısın. bu süreçte onu çatlatacağım diye düşünerek yanlış şeyler yapmamanı öneririm.

en büyük ceza onu kafandan tamamen silmek ve bir daha asla iletişim kurmamak.
0
tabudeviren
(07.07.24)
Burada galiba gabe h coud yazmıştı, "en güzel intikam hayatını güzel yaşamak" gibi bir şeydi. Çok doğru bir söz. Size de bunu tavsiye ederim.

Doğum gününde atarlı notu olan çiçek yollamak vs. bunlar sizin işinize yarayacak hareketler değil.

Size bu kötülüğü yapmış birisinin üzerini çizip hayatınızı güzel yaşamaya odaklanmak en doğrusu bence.
0
pispinti
(07.07.24)
Psikopat gibi evini, iş yerini, ailesinin evini basmadığın ya da sapık gibi sabah akşam konuşmaya ve ulaşmaya çalışmadığın sürece tabii ki karşı tarafa konuşmak istediğini iletebilirsin. İlettiğinde karşı taraf istemiyorsa taciz edemezsin ama bunlar zaten normal iletişim kuralları.

Bunun dışında yukarıdakilere katılıyorum. Konuşmanın hiçbir faydası olmayacak. Zaten aldatanı haklı çıkaracak hiçbir konu yok. Konuştuğunda öğrendiğin sana hiçbir faydası olmayacak. Aldatıldıktan sonra üstüne WhatsApp mesajı ile terk edildiysen, senin söylediğin hiçbir şey onun umurunda olmayacak. Belki de "ne yapışkanmış, buna aylarımı/yıllarımı nasıl verdim?" diyerek, aldatmayı kendince haklı bile çıkaracak. Sen de kendini kudurtup kafayı taktığınla kalacaksın.

Bütün bu tavsiyelerin altında aldatılan ilk ve tek insanın sen olmaman ve insanların hem kendilerinden hem de çevrelerinden gözlemlediği kadarıyla süreci en hızlı ve rahat yolla atlatma yöntemi olarak görülen konu başlıkları var. Anlaşarak ya da denk gelip konuşulabilirse ve içtekiler dökülürse rahatlarsın tabii. Süreç uzar ve kovalarsan faydalı herhangi bir yere varma ihtimali aşırı düşük.
0
nawar
(07.07.24)
hem aldatıldın hemde kendini haklı çıkaran argümanlar üretiyor sen birşeyler dedikçe kendi suçluluk duygusunu törpüleyecek seni araç olarak kullanacak bu sebeple hiç harekette bulunmaman senin için daha faydalı olur. olan olmuş artık önüne bak..
0
basond
(07.07.24)
(6)

chat gpt ile kitap okumanın sonu mu gelecek?

ahm1
umarım sonu gelmez ama bir süredir bu aklıma takılıyor.acaba 10-20 veya 30 sene sonra, bir kitabı baştan sona okumak saçma mı gözükecek? hatta bugünlere bakılıp "bir insan onlarca yıl gece gündüz uğraşıp binlerce kitap okumuş, yazık ya, şimdi hepsini chat gpt (veya benzeri başka ai programı) 5 dakik
umarım sonu gelmez ama bir süredir bu aklıma takılıyor.

acaba 10-20 veya 30 sene sonra, bir kitabı baştan sona okumak saçma mı gözükecek? hatta bugünlere bakılıp "bir insan onlarca yıl gece gündüz uğraşıp binlerce kitap okumuş, yazık ya, şimdi hepsini chat gpt (veya benzeri başka ai programı) 5 dakikada yapıyor" mu diyecekler? veya biz kendimiz için "zamanında o kadar uğraşmışız, hepsi boşunaymış" mı diyeceğiz?

ai programları özet çıkarıyor, evet, özet çıkarınca kitaptaki önemli detaylar atlanmış olabilir ama yine de bir insan da aynı yapay zeka gibi kitabı baştan sona okuyor, önemli kısımları not alıyor, sonra başka kitaba geçiyor, oradan notlar alıyor ve bu notları düşünerek farklı bir görüş ortaya koyuyor (sadece kendisi için olması da yeterli). e bu yapay zekaya belki de ileride 50 tane kitap yükleyeceğiz ve sonra "bu kitapları şu açıdan" incele diyeceğiz, o da bize 10-20 sayfalık makale yazacak mesela? ya da değerlerle oynayıp "bu kitapları bir de şu konu açısından incele" diyeceğiz ve bize o konu açısından bir makale çıkaracak? biz de onu okuyup işimize yarayıp yaramadığına bakacağız? belki de ileride 500 tane kitap yükleyeceğiz ve yapay zeka kendiliğinden yeni bir bilimsel argüman bulacak bunları okuyup?

romanlar daha dirençli olabilir ama kurgu dışı kitapları baştan sona okumak sanki biraz gereksiz hale gelecek? siz ne düşünüyorsunuz bu konular hakkında?
0
ahm1
(06.07.24)
Kurgu dışındaki kitaplar için bu geçerli evet. Kaldı ki bu kitaplarda da hangi yazarın çok laf kalabalığı yaptığını hangi yazarın anlatacak bir şeyi olsuğunu, belli bir okuma serüveniniz varsa anlıyorsunuz. Çoğu kitapta da okuyup okuyup ne anlattı ki şimdi bu hissiyle sonlandığını biliyorum. Kısacası benim için zaman kaybı kitaplar da oluyor.
Bu durumlara düşmemek için, belli konulardaki ya da eğer yapaniliyorsa okuyucunun istek ve ilgisine yani bana göre özetleyecekse, kabul. Roman vb kitaplardaki serivende olma hissi insanlara çekici gelirken, bunun yapılabilmesi anlamlı değil, en iyi özetlemesi bir romanın filme çekilmesi oluyor.
Kısaca bilgiye hızlı erişilmesi açısından anlamlı ve faydalı buluyorum. Bu tip ai ların bize daha ne kolaylıklar sağlayacağının, bugüne kadar değer olarak görüp, emek, vakit harcadığımız alışkanlıkları da değiştirmesine ben varım diyorum.
0
erty_ksk
(06.07.24)
@erty_ksk: ben de varım diyorum. zaten şu anda inanılmaz bir bilgi havuzu var, insanların tek başına bu bilgileri tek tek okuyup bir yere varması olanaklı değil. bu yüzden, yapay zeka tam zamanında yardıma koşacak gibi duruyor. ancak benim üzüldüğüm nokta tam da geçiş aşamasında yaşıyor olmamız. 20 sene sonra "yahu eskiden onyıllarca kitap okuyup durduk, şimdi yapay zeka, bizim on senede yaptığımızı 10 dakikada yapıyor." diyip hayıflanmaktan korkuyorum.

elime her kitap aldığımda "acaba ileride bu davranış saçma mı gözükecek" diye düşünüyorum. evet, şu anda hala bunun bir alternatifi yok, o kadar gelişmedi yapay zeka ama ileride tüm bu yaptıklarımız boşa çıkarsa çok kötü hissedeceğim.

yani bu olay biraz şuna benziyor: makine olmadan önce tüm ayakkabıyı baştan sona elinde yapıyorsun, dikiyorsun vs. belki bir tam gününü harcıyorsun. ama makine gelince bir anda kendini salak gibi hissediyorsun, o makine günde 1000 tane ayakkabı üretiyor çünkü.
0
🌸ahm1
(06.07.24)
gelmeyecek.

kitap okumak bir kitabın ilk sayfasıyla beraber yola çıkmaktır, bir süreçtir. akışla birlikte gelişirsin, kafanda bir şeyler oluşur, merak edersin. öncesi sonrası karşılaştırırsın.

kitabın içeriği hakkında bilgi sahibi olmak değildir.
0
tabudeviren
(06.07.24)
Size bir iyi bir de kötü haberim var.

"Kitap okumak" iki işe yarıyor. Birisi zevk diğeri öğrenme. Zevk için okuduğunuz kitabı zaten chat gpt'ye değişmek istemezsiniz.

Ancak bir şey öğrenmek için okuduğunuz tarzda kitapların zaten sonu geldi sayılır. Şu anda bu tarz kitapları sadece eski olmaları dolayısıyla kütüphanelerde bulabildiğiniz için ya da sadece öyle tercih ettiğiniz için satın alarak ediniyorsunuz. Ancak insanların ezici çoğunluğu araştırma, inceleme ve ders amaçlı kitaplara online veritabanları üzerinden ulaşmayı tercih ediyor ya da pdf veya epub olarak ediniyorlar.

Chatgpt'nin bu manada kitap okumak üzerine bir etkisi olamaz. Bu sadece kolaya kaçanların işini hızlandıran bir şey olur. Ciddi bir çalışma yapılacaksa tabi ki güvenilir kaynaklardan doğru bilgiyi yeterli düzeyde edinmeye devam etmeniz gerekir ki insan içine çıktığınızda dut yemiş bülbüle dönmeden gerçekten yetkin bir insan olasınız.

Ancak bu demek değil ki klasik kitapların sonu yaklaşmıyor, sadece bu chat gpt ile ilgili değil demek istiyorum.
0
akhenaten
(06.07.24)
@akhenaten: "Ancak insanların ezici çoğunluğu araştırma, inceleme ve ders amaçlı kitaplara online veritabanları üzerinden ulaşmayı tercih ediyor ya da pdf veya epub olarak ediniyorlar."

sanırım benim kitap ile e-kitap arasında ayrım yaptığım anlaşılmış. başlığın konusu bu değil. ayrıca bu kitabın farklı formatları hakkında da ayrım yapmıyorum. ikisi de kitap, sadece farklı şekillerde yayınlanıyorlar.
0
🌸ahm1
(06.07.24)
@ahm1

O halde bu anlamıyla bitmesi çok güç olur sanırım, çünkü kitap dediğimiz şey temelde kontrolden geçmiş doğru bilginin, bilgiye sahip olmayan kişiye aktarımını sağlayan araçlar. Şu anda bu bilgi aktarımını gerçekleştirmenin en verimli yolu sistematik olarak sıralanmış uzun anlatımlardan oluşan yazıları, yani kitapları kullanmak.

Yapay zeka yanıltıcı olmayan, gerçek dünyayla ters düşmeyen, deneyle kanıtlanabilir bilgiler üretebilen bir hale evrilmeden kitapların işlevini kaybetmesi mümkün olmazdı. Yapay zekanın bu manada bir insan yetkinliğine ulaştığı gün de zaten çok ilginç olacaktır sanırım :D Yani etten kemikten olmayan ancak tam insani yetkinliğe sahip bir araç varken sadece kitaplara değil hiçbirimize gerek kalmazdı heralde. O günler nasıl olacak merak ediyorum gerçekten.
0
akhenaten
(06.07.24)
(22)

Görücü usulu tanıştırma

füt
Naçizane aktif, meraklı yeni şeyleri uçlarda olmasa da denemetiöseven biriyim ve çevremde böyle tanınıyorum. Aktif iş hayatım var vs. Birisi beni bir akrabasıyla aramızı yapmaya çalıştı, görüştük. Görştüğüm kişi 44 yaşında eyt’den emekli olmuş. Çalışmıyor. Boş zamanında ne yapıyorsun dedin. Playstat
Naçizane aktif, meraklı yeni şeyleri uçlarda olmasa da denemetiöseven biriyim ve çevremde böyle tanınıyorum. Aktif iş hayatım var vs.

Birisi beni bir akrabasıyla aramızı yapmaya çalıştı, görüştük.
Görştüğüm kişi 44 yaşında eyt’den emekli olmuş.
Çalışmıyor. Boş zamanında ne yapıyorsun dedin. Playstation oynuyorum ve kahveye gdiyorum dedi.
Bu durum bende olumsuz olarak yankılandı açıkçası. 75 yaşında insanlar var ve halen çalışıyor. Ne iş yaptığı önemli değil, hayata katılıyor, dışarı çıkıyor, öyle ya da böyle birilerinin işine yarıyor.


Bu yüzden ilk görüşmede aracı olan kişiye “olumsuz” ger bildirm yaptım. İlk başta hiçbir sebep söylemedim ama sonra dayanamadım, geri bildirim in sebebini açıkşamam gerektiğni düşündüm.
Aracı olan kişiye Dedim ki böyle böyle;
“Ne yapıyorsun dedim, playstation oynuyorum kahveye gidiyprum dedi. Ya sen genç insansın, bi iş yap, bi bişi yap, yağmasan da gürle yani dimi”
dedim.


Bunlarınderken biraz fazla mı açık sözlü ve tepkisel oldum ya. Şimdi içim içimi yiyor, keşke daha yumuşal söyleseydim diyprum :(((

Siz be dşyorsunuz, konuşmamın dozu biraz fazla mı olmuş
0
füt
(06.07.24)
Amaan boşver, iyi olmuş.
0
gabe h coud
(06.07.24)
Fazla olmamış bende. 44 yaşındaki adam da hiç mi utanmamış playstation oynayıp kahveye gidiyorum demeye hayret.
0
numlock
(06.07.24)
*bence
0
numlock
(06.07.24)
Çok net konuşmuşsun az bile söylemişsin bana göre.

@numlock +123456789~
0
muhayyer divan
(06.07.24)
O herifi o yaşta hafakanlar basardı, daha bunun andropozu var, erkek olma egolarını ispat etme merakı var... göz açtırmaz o herif kadına. Çok ciddi söylüyorum çok iyi etmişsin, az bile demişsin.
0
muhayyer divan
(06.07.24)
Size sebebini sorduğu esnada söylediyseniz fazla olmamış

Ancak durduk yere dönüp yazdıysanız ya da sorduğunda başta söylemediyseniz ve sonra bunları yazdıysanız biraz gereksiz olmuş.

Neticede herhangi biri, buna çok da gerek yokmuş eğer ikinci senaryo geçerliyse. Yani size ısrar etmemiş belli ki, kendi halinde bildiği gibi yaşıyor. Zaten bir maziniz de yok. Dümdüz birisi işte, gerek yokmuş. Özellikle de "bi iş yap, bi bişi yap" kısmına. Ama ikilemdesiniz diye vurguluyorum, sakın geri dönüp de özür falan dilemeyin kendi kendinize kötü hissedip :D onun bu durumu sizin kadar taktığını sanmıyorum. O da gereksiz muhabbet olur.
0
akhenaten
(06.07.24)
Sizi bu herife nasıl layık gördüler ki en başta buna kızardım
0
Hallegadola
(06.07.24)
Çalışmak istemeyebilir. Alacağı maaş ile yetinmek istiyor olabilir. Daha fazla sömürülmek istemiyor olabilir. Uzun saatler çalışıp buna karşılık olarak az bir maaş alacağıma var olan maaşımla hayatıma devam etmek istiyorum diyebilir. Bazı toplumlarda çalışmaya çok büyük kutsallık atfediliyor. Çok çalışıyorsun , mesela sabah karanlığında işe gitmek için yollara düşüp, akşam karanlıkta işten çıkıp güneş yüzü görmeden ömrünü geçirmek zorunda kaliyorsun. Birilerini zengin ederken sen fakirlesiyorsun. Çok uzun çalışma saatleri sebebiyle kendine ayıracak zamanın olmuyor, ailene ayıracak zamanın olmuyor, eline kahveni alıp bir parka, bahçeye gidip yeşilliklerin içinde oturamiyorsun. Haftada 6 gün çalış, haftada bir gün de artık dinlenir misin, yapmak istediğin bir şeyi yapmaya vakit mi yaratirsin, hastaneye gidip muayene mi olursun vs. Belki daha insani çalışma şartları olsaydı, çalıştığının tam karşılığını alıyor olsaydı çalışmak isteyebilirdi. Tembellik hakkı isimli kitabı okumanızı öneririm. Ama şunu yapabilir kahveye gidip, PlayStation oynayacagina bu kadar boş vakti dolu dolu geçirebilir, vaktini öldürüyor.
0
rock n roll
(06.07.24)
Kitap okuyorum tiyatroya gidiyorum dese daha çekici gelirdi elbet ama kitap ve bilet fiyatları cidden çok pahalı artık. Gerçi kahveye giden insana ön yargı ile bakmamak da zor tabii. Nasıl olsa olumsuz cevap verdim yargılarım da bunlar diye rahatça dile getirmişsin. Sen işteyken evi çekip çevirecek, sana harika yemekler yapacak bir erkek de çıkabilirdi eleman. Tek bir olumsuz eylemi büyütmeye meyilliyiz genel olarak.
0
hasmetizm 2046
(06.07.24)
play station hobi sayılır ama işe yarar bi adamın kahveye gitmesi imkansız hele ki 44 yaşında.. iyi yapmışsınız.
0
tabudeviren
(06.07.24)
@rock n roll

Herifin çalışmayıp kadının parasına sarkmayacağının garantisi yok, mesele bu. Kızdığımız şey de bu. Kutsallık atfetmek falan değil yani.
0
muhayyer divan
(06.07.24)
@muhayyer divan; 44 yaşında emekli olmuş, çalışmak istemeyen, tembel, bak ileri yaşlarda çalışanlar var, birilerinin işine yaraman lazım düşüncesi benim tepkili olduğum konu. O kişi hayata böyle bakmıyor olabilir. Birilerinin işine yaramak zorunda hissetmeyebilir. Kaldı ki çalışmıyor diye eşinin, sevgilisinin parasına çökecek diye bir durum yok.
0
rock n roll
(06.07.24)
rock n roll +1

arkadaş belki adam o yaşa kadar ağır işlerde çalıştı. ofisinizde kahvenizi yudumlarken konuşmak kolay tabi. ayrıca adam emekli olmuş, ister çalışır ister çalışmaz. adı üstünde emeklilik. millet ps oynamasına da takılmış. bekar adam ne yapacak başka, belki başka hobileri de vardır. ne abartmış millet ya.
0
nothing in my way
(06.07.24)
neden tekrar açıklama yapma gereği duydunuz, çalışsa tamam diyeceğiniz biri miydi?

bence adam dümdüz kıvırmadan söylemiş, kişiliği nasıldı, ev işleri yapar mıydı, arkadaş çevresi var mıydı, maddi durumu sadece emekli maaşından mı ibaret daha önemli kriter

o hayatı kendi tercih etmiş, muhtemelen olumsuz etkilenmez
bir de siz muhtemelen çalışmadığını baştan biliyordunuz
0
bir soru sorcam
(06.07.24)
bende diyorum ki bu kadınlar nerede :)

bende aynını yapardım. geçenlerde 28 yaşında bi kız benzer şekilde geldim. kızın yaşama dair 2 gayesi vardı: araba almış ve 8-17 çalışıyormuş. masadan kalkmak için dakika saydım.
0
baldan kaymak
(06.07.24)
Mevzu pra değil, ps oynuyorum kahveyw gidiyorum dedikten sonra onun arkasından
“ama biraz sıkıldım, acil bişiler yapmam lazım” deseydi ha derdim adam tamam demekki bişiler için uğraşacak (bakın hala para demedim) burada anahtar kelime “gayret”

Ama gayet net ps oynuyorum kahveye gidiyorum lafı hayatından memnun ve geleceğiyle ilgili bişeyler yapıcak insan izlenimi vermedi bana.

(Bu arada yaptığının doğruluğunu sormadım,
Benim bunları aracı olan kişiye söylemem sizce ayıp olmuş mudur) bunun derdindeyim.
0
🌸füt
(06.07.24)
Ayıp olduğunu düşünmüyorum ama keşke sebebini söylemeseydiniz. Artık iş konusunda sıradaki adaylara yalan söyleyecek(ler). Evlenince adam ps başında yatacak, kadın mutsuz olacak. Bilmeden evlenecek kişi için şimdiden rip:(
0
gnosis
(06.07.24)
Sebebini söylemeyince de çok snob ve beğenmemiş görünmekten korktum
Of neyse olan oldu artık
Bu duyuruyu da birazdan silicem
0
🌸füt
(06.07.24)
Kahveye gidiyorum tek başına yeterli sebep üzmeyin kendinizi.
0
Kediyi üzdün
(08.07.24)
Playstation oynamakta sıkıntı yok oynasın ne olacak.

Çalışmak istememek de normal ben de erkenden emekli olabilsem keşke çok isterdim.
Ama takıldığınız yeri anlayabiliyorum böyle bakıldığında bomboş bir hayat görüyorum;
Playstation oynamak ve kahveye gitmek birleşince eşittir bomboş bir hayat.

De ki evde Playstation oynarım, bütçeme göre geziler planlarım, görmediğim yerleri görmek isterim.
Şöyle şöyle hobilerim var onlarla uğraşırım. Ne bileyim sallıyorum düzenli yaptığım bir spor var ona zaman ayırırım vs.
Böyle kendine bir şeyler katabileceği aktiviteleri olan biri olsaydı bence çalışmaması da çok göze batmazdı diye düşünüyorum.
Kahveye gitmek ne ya saçmalık.
İyi yapmışsınız.
0
mutekebbir
(08.07.24)
EYT emeklisi değil de ne bilim İstanbul'da iki dairesi olsa kirada, kendi 4+1 dayalı döşeli evinde olsa ve o şekilde Playstation oynadığını söyleseydi acaba gene reddeder miydin ?

Sorun PS falan değil yani her insanın bir hobisi var.
0
Yourcousinmarvinberry
(08.07.24)
adam yol kenarinda biten ot gibi yasiyor ya. hatta ot bile cevreye bir güzellik katar, fotosentez yapar da faydali olur. böyle tipler daha 40'li yaslarda karbon ayak izi birakmaktan baska bir ise yaramiyorlar. sömürülmek falan geciniz. kahvehaneden hayirli adam mi cikmis?
eli ekmek tutan da biriymissin, bence önce seni bu kuruota yakistiranlara gürle.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(08.07.24)
(2)

Yaz Lastiğimi Dört Mevsim mi?

eja
Daha önceden 4 mevsim kullanıyordum ama değiştireceğim yer 4 mevsim alma yaz lastiği al zaten Kışın çok kullanmıyorsun yolda çok yapmiyorsun dedi(her gun kisa mesafe gidiyorum) Bu konuda nasıl bir farklılık var Dört Mevsim daha basiyor yipraniyor dediler ne alsam bilemedim?Marka olarakta bridg ile c
Daha önceden 4 mevsim kullanıyordum ama değiştireceğim yer 4 mevsim alma yaz lastiği al zaten Kışın çok kullanmıyorsun yolda çok yapmiyorsun dedi(her gun kisa mesafe gidiyorum) Bu konuda nasıl bir farklılık var Dört Mevsim daha basiyor yipraniyor dediler ne alsam bilemedim?
Marka olarakta bridg ile comtinental önerdiler
0
eja
(05.07.24)
Ankara'nın kışında iş görmeyebilir ama artık İstanbul'da kışın sıcaklıklar eskisi kadar düşük olmuyor. Dolayısıyla dört mevsim lastiklerle tüm seneyi geçirmek bence mantıklı.

Genel kanı dört mevsim lastiklerin pazarlama palavrası olduğu yönünde. Ben o görüşte değilim açıkçası. Uzun yıllardır yaz-kış ayrı lastikler kullanıyordum. geçen sene michelin cross climate 2 aldım. şu ana kadar hiç sorun çıkartmadı. (Kocaeli'de yaşıyorum)

Çoğu insan dört mevsim alma, yazın yaz lastikleri kışın da kış lastiklerini kullan der. Size öneri veren arkadaş bir değişikmiş. Söylediği mantıklı değil ama. sonuçta dört mevsim lastiğin soğuk havalardaki performansı yaz lastiklerine göre çok daha üstün olacaktır.

Bridgestone sağlam ama biraz sert lastikler yapar. Konforu nispeten düşük olabilir ama dayanıklıdır.
Continental genel olarak kaliteli lastik yapar.
0
pispinti
(05.07.24)
İstanbul için ben de dört mevsim kullanıyorum, bir sorun yaşamadım.

Yaz lastiğiyle kış lastiklerinin sertlikleri, esneklikleri, yiv derinlikleri vs. farklı oluyor. Dört mevsim lastiklerse ikisinin ortası gibi.

Haliyle performans anlamında mevsime uygun lastik seçmek daha faydalı olur. Ama ben dört mevsim kullanıyorum İstanbul için. O performans farkını ben anlamıyorum zaten. Benim hayatımı etkileyen bir şeyi en azından ben fark etmedim. Beni en çok etkileyen ve fark ettiğim durum lastik değişimiyle uğraşmayıp daha az masraf yapmak oldu. Bu güzel bir şey.
0
akhenaten
(05.07.24)
(13)

sizce Lafı geçireyim karşımdakinin içinde patlasın yoksa?

Zetnikov
sizce Lafı geçireyim karşımdakinin içinde patlasın.yoksa içime atayım kendi içimde mi patlasın?yorumunuzu merak ediyorum. siz olsanız hangisini yaparsınız?bu cevabımını herşeye genelleyebilirsiniz. basit konular yada hardcore farketmez.A tipi mi B tipi mi olmak daha iyi sizce herzaman.
sizce Lafı geçireyim karşımdakinin içinde patlasın.
yoksa içime atayım kendi içimde mi patlasın?

yorumunuzu merak ediyorum. siz olsanız hangisini yaparsınız?

bu cevabımını herşeye genelleyebilirsiniz. basit konular yada hardcore farketmez.

A tipi mi B tipi mi olmak daha iyi sizce herzaman.
0
Zetnikov
(05.07.24)
Ben genelde lafı geçirmiyorum, kendi içimde de patlamıyor. Çünkü hem böyle durumlarda hararetli taraf etkisiz duruma düşüyor hem de eğer şahit varsa insanlardan kredi kaybediyor. Ayrıca bir sonuca varmayacak duygusal tepkiler vermemek olayın gidişini kendi lehinize çeviren en etkili şeylerden birisi.

C tipi yani.
0
akhenaten
(05.07.24)
@akhenaten

hocam insanlarda arlanmma, utanma, çekinme kalmamış millet yüzsüz olmuş. adamın suratına tükürüyorum yarabbi şükür diyor. bende hardcore lafı sokuyorum ve bunu özellikle 3. sahısların yanında yapıyorum daha da bi tatlı oluyor. LAf anlamayan adam zor durumda kalmadıkca kendine çeki düzen vermez. onlar patronun kim oldugunu gösteriyorum ve hazza ulasıyorum. yoksa sürekli beni aşagı cekerler. kafaya takarım tımarhanelik olurum. herkese tavsiye ediyorum geçirin arkadaşlar.
0
🌸Zetnikov
(05.07.24)
Keskin sirke küpüne zarar.
Ben hep sakin kalırım. “The best revenge is a life well lived.”

Kimsenin seni kendi seviyesine çekmesine izin verme.
0
gabe h coud
(05.07.24)
@geveze yazar

normalde cok efendi kimseye karısmayan biriydim. ozellikle son 1 sene ıcerısınde cılgınlar gibi haykırmaya basladım "salın beni, salın beni" diye.
sosyal ilişkilerim cinsel ilişkiler gibi oldu. zevk aldıktan sonra yol verme şeklinde.
ve inanmayacagın bısey soyleyeyım. insanlar karsısındakı ınsanın onu domine etmesinden extra zevk alıyor. aşagılanmayı vs seviyorlar. bu zamana kadar bosuna efendi takılmısım.
gercekten cok mutluyum arkadaslar.
0
🌸Zetnikov
(05.07.24)
Üstünden, bunu yazacak ve cevap bekleyecek kadar zaman geçtiyse içine at, içinde patlasın. Çünkü üzerinden bu kadar zaman geçtikten sonra bir şey dediğinde sen laf soktuğunu sanıyorken, o(nlar) arkandan dalga geçecek. Anlık olarak ver cevabını vereceksen ama Ekşi Sözlük'te troll başlıklara koşan ekşici gibi komik duruma düşmeden, hakkıyla çarp.
0
nawar
(05.07.24)
@gabe h coud

hocam öyle diyorsun da sürekli kullanılmak yada sürekli haksızlıga ugramakta bı sure sonra insanı kucuk dusuruyor.
banka da kuyruktayım mesela davarın bırı gelıp en one gecıyor adamı uyarıyorum sırada 15 kısı var bı kısıde demez mı dogru soyluyorsun kardesım falan destek olmaz mı?
once kaynakcıya gecırıyorum sonra donuyorum sıra bagırarak "essek olursanız semer vuran cok olur" kımse cevap veremıyor. hazza ulasıldı arz ederim.
0
🌸Zetnikov
(05.07.24)
@nawar
dürüst cevap veriyorum yazdıklarından hiç birşey anlamadım. özet geçersen belki yardım etmek isterim
0
🌸Zetnikov
(05.07.24)
Mobildeyim. "A tipi mi B tipi mi olmak daha iyi sizce herzaman." bunu görmemiştim. Bir olay yaşandı da onun üzerine dedin sandım. Yani X kişisi sana bir şey dedi. Sen de gelip "buna cevap vereyim mi, yoksa vermeyeyim de içimde mi patlasın?" dedin sandım. Bağlam orada kopmuş.

Bunun "her zaman" olan hali yok. Genel itibarıyla karşındakilerin seni üzmesine izin vermemeli ve yoksaymalısın. Bunu yapamadığın zamanlarda ise tutman gereken ya da tutmak zorunda olduğun yerlerde tut, içinde patlasın. Geri kalan yerlerde lafı geçir. Tabii ki lafı geçirirken sonda dediğim gibi "Troll'e laf soktuğunu sanan Ekşici" gibi yapma.

Bunu da açayım. Ekşi Sözlük'te bazı tipler etkileşip kovalamak için bazı başlıklar açıyor ya da eski başlıklara entryler giriyor. Baya kalabalık bir grup da koşa koşa cevap verdiğini/laf soktuğunu sanarak aynı şeyleri yazıp duruyor. Oysa ki o başlığı açanın ya da eski başlığı güncelleyenin umurunda değil o yazılanlar. O, etkileşimine bakıp yoluna devam ediyor. Arada bazen göz atıyor, saçmalayan ya da tetiklenen varsa ona tekrar laf sokup yine kenara çekiliyor. Böyle olma. Cidden güzel bir şekilde lafını koy, içine otursun karşıdakinin.
0
nawar
(05.07.24)
@nawar

artık cok gec beni cok uzduler onları affetmeyecegim. yetime acımayacagım.
0
🌸Zetnikov
(05.07.24)
geçirmek bir menfaat sağlıyorsa
0
bir soru sorcam
(05.07.24)
ay bu tamamen karşımdakinin benim neyim olduğuna göre değişir. sevmediğim biriyse direkt sokarım. sevdiğim biriyse de rahatlıkla sokarım. akrabama bile sokuyorum. sanırım yeterli cevap olmuştur :P
0
neira
(05.07.24)
Kötü kişi olmaktan kaçınmamak gerek. İçinde patlamasının hiçbir hayrı yok, zararı çok. Bırak bombayı, diğeri düşünsün.
0
lazor
(05.07.24)
Kişisel gelişim c seçeneğinin de varlığını fark ettirir
0
hasmetizm 2046
(05.07.24)
(6)

bu ağaç nedir ? vol.0

WithWorth
Selam duyurunun bahçıvanları,Bir dizi fotoğraflı "bu ağaç nedir?" sorusu sormak istiyorum.Dünyanin neresinde olursam olayim ve ağaç hangi boy olursa olsun, bu sorunun net ve doğru cevabı için ağacın sadece tek bir yaprağının yakın çekim fotoğrafı yeterli olmaz mı ?Başka bir şey gerekli mi ?En azında
Selam duyurunun bahçıvanları,

Bir dizi fotoğraflı "bu ağaç nedir?" sorusu sormak istiyorum.

Dünyanin neresinde olursam olayim ve ağaç hangi boy olursa olsun, bu sorunun net ve doğru cevabı için ağacın sadece tek bir yaprağının yakın çekim fotoğrafı yeterli olmaz mı ?
Başka bir şey gerekli mi ?

En azından "bu yapraği ege'de çektiysen %90 x ağacıdır." denebilir mi ?
0
WithWorth
(05.07.24)
yapraktan bence ne ağacı olduğu bulunabilir. ama gövde kabuk fotosu da belirleyici olabilir. mesela çam ağacı kabuğu katmanlı ve çatlaklı bir ağaçken "birch" dedikleri huş ağacının gövdesi daha düzgün ve katmansız kabuğu var. ama duyuruda her şeyi bulabilirsin bence. sen anlatsan hiç foto vermesendeelbet bilen çıkar burada. burası öyle bir yer :)
0
exlibris
(05.07.24)
Denebilir, bunun için fotoğraftan tahmin yapan plant net gibi uygulamalar var
0
grimavi
(05.07.24)
google lens de güzel tahminler yapıyor.
0
unalub
(05.07.24)
redditte r/whatisthisplant, r/whatisthistree, r/plantid gibi sublara da sorabilirsiniz.
0
inheritance
(05.07.24)
Çoğu zaman yeterli, her zaman yeterli değil. Tek bir ağacın bile yaprakları birbirini tutmayabiliyor. Tek yaprakla ağaç tayini cins seviyesinde büyük oranda doğru yapılabilir ancak tür seviyesinde karışır.

Ayrıca bazen yaprak olarak düşündüğünüz şey yaprakçık olabiliyor. Örneğin linkteki ağacın 11 yaprakçıklı tek yaprağı var. Bunlara dikkat etmelisiniz. Yaprakların sap bitiminde tomurcuk olur, yaprakçıkların olmaz.

www.ogm.gov.tr
0
akhenaten
(05.07.24)
Bu arada tam tahmin için söylemeyi unutmuşum.

Yaprak, çiçek, meyve ve ağaç gövdesi ile ağacın uzaktan bütün görünümü bilgilerini toplamanız en verimli olanı. Ancak illa ki hepsi gerekmez.

Uygulama bazında plantnet ve inaturalist'ten ben genelde doğru sonuç aldım. Yani türünü bildiğim bitkileri taratıyorum, doğru sonuç veriyor genelde (her zaman değil) cins bazında neredeyse her zaman doğru sonuç aldım.
0
akhenaten
(05.07.24)
(15)

çocuklara yemek yedirebilme yöntemleri

deartheodosia
mesela sebzeleri haşlayıp patates püresinin içine karıştırarak yedirebiliyorum, ya da eti pilavın altına gizleyerek, ıspanağı köfte gibi pişirerek vs. yumurta yediremiyorum, sabahları yumurta, peynir yese… :( yemezse acıktığında yer mantığı da işlemiyor bizde, acıktığında da yemiyor bir ara bayağı d
mesela sebzeleri haşlayıp patates püresinin içine karıştırarak yedirebiliyorum, ya da eti pilavın altına gizleyerek, ıspanağı köfte gibi pişirerek vs. yumurta yediremiyorum, sabahları yumurta, peynir yese… :( yemezse acıktığında yer mantığı da işlemiyor bizde, acıktığında da yemiyor bir ara bayağı düşüktü kilosu.

sağlıklı beslenmeleri için nasıl yöntemlerle yediriyorsunuz? (tablet/telefon olmadan)
0
deartheodosia
(05.07.24)
bebeklikten itibaren sofrayı çok cazip göstererek alıştırdık. birlikte sofraya oturma seansları çok önemli. biz ne yiyorsak ondan yedi, yiyor. yemeklerini ayırmadık ve ayrıca bir özen göstermedik. ha fedakarlık yaptık mı yaptık, az tuzlu yedik mesela ama bizim için de iyi oldu. yumurtaya tuz atmak yerine bi ısırık yumurtadan sonra bir tane zeytin yedik. o da öyle alıştı.

aman onu hazmedemez, aman bunu yiyemez demedik hiç. bir de açıklayıcı olmak ve biraz da hafif aragazı (şunu yiyeyim de saçlarım uzasın, bunu yiyeyim de çok güçlü olayım vs. gibi) verdiğimiz için hiç sorun yaşamadık. telefon ve tableti yemek yerken asla vermedik, biz de bir şey izlemedik. en başında koyduk bu kuralı ve öyle devam etti. ufak atıştırmalıklar yerken bir şeyler izler sadece. eti de mangal, baba köftesi ve özel tarif tavuk kanat ile çok sevdi. balıkta da anne balığı etkili oldu.

en başından yanlış gitmiş sanırım bir şeyler. yine de eğlenceli sofra ortamında aşacağını düşünüyorum. ayrı tutarsanız yemez, birlikte yiyin.
0
Improbable
(05.07.24)
Young Sheldon’da annesi bir bölümde yiyecekleri milshake kıvamına getirip veriyordu ama içine güzel tatlar da koyuyordu. Bana iğrenç gelmişti ama çocuk sevip içiyordu. Ne kadar mantıklı bilemedim.
0
cemallamec
(05.07.24)
Annem yemekte benden yardım alırdı çocukken. Benim çok da sevmediğim yemekler olunca birlikte yapardık yemeği bir sonraki sefer, yapımını görüp uğraşınca hoşuma giderdi :D Her zaman işe yaradı. Bir deneyin belki çalışır. Büyük ihtimalle babama da önden haber yolluyordu çünkü o da benim yardım ettiğim yemekleri yerken "of çok güzel, üf harika" şeklinde yerdi. Bir sorayım bunu :D
0
akhenaten
(05.07.24)
@Improbable, babası üzüm vermeme kızıyordu üzümün dış zarlarını soyup o şekilde vermediğim için :/ maalesef aşırı abarttı bazı şeyleri. ben de çok sağlıklı beslenen biri değilim, et yemem vs. ikimize de benzemiş biraz.

@akhenaten, bugün birlikte kek yaptık mesela, yumurtayı içine fazla koydum besin değeri artsın diye. ama kek işte, şekerli :/

@cemallamec, bunu da denedik :) güzel bir öneri, teşekkürler
0
🌸deartheodosia
(05.07.24)
bunları şu sebeple yediriyoruz argümanı anlayabilecek yaştaysa, boyun uzasın (büyümen neden önemli), kemiklerin bizim gibi sağlam olsun

bir de gerçekten acıkıyor mu başka şeyler yediği için mi tercih etmiyor
0
bir soru sorcam
(05.07.24)
keki hurma ezmesi kullanarak yapabilirsin, tamamen şekersiz olarak. çok da yenilebilir ve güzel oluyor. tarifler var internette.

benim kız da peynir yemiyor. ıspanak da yemiyor. hayati besin mi bunlar? yoğurt yiyor mesela ama. yemediklerine değil yediklerine odaklanmaya çalışıyorum.

kilosu düşük ama kan değerleri iyidir, sağlıklıdır. o zaman kafaya takmaya gerek yok. bir de sırf proteinden kilo almayacak bu çocuk. karbonhidrata da ihtiyaç var. ekmek de yesin.

yemediği şeyleri yediklerinin içine minicik minicik doğramak gerek sanırım. mesela ciğeri yeşil mercimek çorbası içinde yiyebiliyorlar. yumurtayı da çorba içinde yedirebilirsin gibi geliyor mesela erişteli bi çorba içinde kaynar gider.
0
elorelia
(05.07.24)
yemek problemini çözemiyoruz. 3. yaşında protein alsın diye biz yediriyoruz bu sefer kendi yememeye başladı. kendi yese diğer sorunlara daha sonra odaklanacağız. eğer çözen varsa akıl versin.
0
mikahakkinen
(05.07.24)
yemek istemiyorsa tok demektir.
öğün aralıklarını artırın.
çocuk çok küçük değilse evdeki diyete benzer yiyecektir.
0
nuisance2
(05.07.24)
yemek istemiyorsa toktur diyenlerin çocuğu var mı çok merak ettim :D çocuk açlıktan ağlıyor ama ağzına sürmüyor. evde ne pişerse onu veriyoruz, ama yok kafayı çeviriyor tadına bile bakmıyor. sonra da açım diye ağlıyor. başka yemeğin içine küçük küçük kattıklarımızı da geri tükürüyor. ağlama duvarı yaptık duyuruyu kusura bakma sista
0
pide
(05.07.24)
Sebzeli borek. (Sebzeleri pisirir oldurup yufkaya sararsin. Biraz vitamini olur tabii ama belki denenebilir)

Peynirli, sutlu, cirpilmis yumurta. (Krema gibi oluyor, yumurta tadi ve kokusu da asla gelmiyor.ben yetiskin olarak baska turlu yiyemem)

Havucu patates gibi kesip yanina sevecegi bi sos yapsan? Atistirmalik diye.

Balik yemiyorsa onu da fishfinger gibi yapsan? Tarifi vardir eminim nette.
0
Kittie
(05.07.24)
@nuisance2, öyle değil işte. bıraksam hiçbir şey yemeden günü kapatacak. kilosu çok düşüktü, ancak toparladık.

@pide’nin yazdığı gibi. benimki de tükürüyor, eğer pilav et oranını iyi ayarlamazsam ve etin tadını baskın alırsa direkt tükürüyor, çığlık çığlığa yemiyor.

@mikahakkinen +1

@elorelia, çok teşekkürler. ben de benzer şekilde yapıyorum ama daha ne kadar böyle gidecek :(

@bir soru sorcam, açıklıyorum, anlatıyorum. yalnızca yemek konusunda değil, akşam uyuması için, çorap giymesi için, dişlerini fırçalaması için… bi yerde ikna çabasına dönüşüyor, hayır yapacaksın, kurallar böyle, uymak zorundasına dönüyor.
0
🌸deartheodosia
(05.07.24)
Yaşa göre cevap degişir gibi geliyor bana.
0
osssy
(05.07.24)
Ben kendi çocukluğumda açlıktan bayılıp yine de yemek yemiyomuşum. Annemler sinirlerinden ağlıyomuş artık. Daha büyük yaşlarımda yemek yememek için verdiğim kavgaları hatırlıyorum. Şimdi birkaç sebze yemeği hariç çok sorunum yok. Çocuklar gıcık varlıklar yani yapacak bi şey yok. Bunun çok net bir cevabı olduğunu da sanmıyorum. Her bebek/çocuk için farklıdır
0
nundu
(05.07.24)
"açıklıyorum, anlatıyorum."
psikoloji şeysi olcak ama cevabı çocuk bulsun biraz daha manipülasyon belki işe yarar
yani büyüme hikayesini çocuk anlatsın
sorunun cevabını o versin
0
bir soru sorcam
(05.07.24)
yas 3.5, bizimkine buyuyemezsin diyince buyumek istemiyorum yemicem o yuzden diyor :) çöp kadar kaldi yememekten fakat sonra fark ettik ki bademcikleri dev gibi, burnu hep tikali (hasta olmadigi halde), agzini kapatamiyor. oyle olunca bi kbb ziyareti cozdu isimizi. yakin zamanda adaya veda eden geniz eti ve bademcikler sonrasi simdi istahi iyi. gecen gun ilk defa "anne aciktim ne zaman yemek yiycez?" diye bir soru duydum sukur namazi kilacaktim inancsiz halimle :)

yani demem o ki, nefes veya yutma sıkıntısı da istahsizlik yapiyormus, birebir yasadim. oyle bir durum olup olmadigini da kontrol edin bence.

ben yumurtayi hep muzla cirpip (seker koymadan) icine yaban mersini koyup pankek gibi pisirerek yediriyordum. bazen de keciboynuzu unu da koyup kakaolu goruntulu gibi yapiyordum.

bir de sevdigi seylerden yuruyorum, illa bunlari yiyeceksin diye israrci olmamaya calisiyordum. hah peynir yiyor, ellemiyim ne kadar istiyorsa o kadar yesin, ogunu peynirle gecistirsin yeter ki yesin filan. yanina da muz veriyordum en azindan saglikli bir seyler yiyor diyip geciyordum. cunku bu yasta 1 yas tisortleri hala oluyor dusunun zayiflik halini. ama ne var mesela, kan degerlerine bakildi, eksiklik yok. boyu yasina gore normal kilosu az sadece o da hareketli diye kendimi teselli ediyordum.

bir de eski evimizin bahcesinde karadut agaci vardi, avuc avuc karadut yedigi bir donem var, o donem istahi inanilmaz artmisti. bilmiyorum psikolojik mi, yaz diye nefes sıkıntısı mı azalmisti yoksa gercekten istahina faydasi mi olmustu bilmiyorum. ama karadut surubunu istah artirici olarak kullanan cok kisi duydugum icin bi sans verilebilir diyecegim.

benim tecrubem bu kadar, bu zorlu yolda size kolayliklar diliyorum, yemeyen cocuk cok zor :(
0
in vino veritas
(05.07.24)
(6)

Diş dibinde kahverengi lekeler

Kahvedesu
Her yemek ve kahve içmeden sonra fırçalışıyorum. Diş ipi, ara yüz fırçası. Listerin kullanıyorum. Buna rağmen kahverengi lekeler oluştu. İç kısımda ise böyle kireçlenme gibi beyazlık diş kökünde hepsinde olmasa da. Bunlar ne? Plak mı tartar mı? Önerdiğiniz oral b şarjlı diş fırçası var mı?
Her yemek ve kahve içmeden sonra fırçalışıyorum. Diş ipi, ara yüz fırçası. Listerin kullanıyorum. Buna rağmen kahverengi lekeler oluştu. İç kısımda ise böyle kireçlenme gibi beyazlık diş kökünde hepsinde olmasa da. Bunlar ne? Plak mı tartar mı? Önerdiğiniz oral b şarjlı diş fırçası var mı?
0
Kahvedesu
(05.07.24)
Tartar, ne kadar fırçalarsanız fırçalayın zaman içinde birikir yapacak bir şey yok. Kahve, çay, sigara gibi şeyler tüketiyorsanız daha hızlı oluşur daha hafif bir diyetiniz varsa daha geç oluşur ama oluşur.

Onları temizletmeniz gerekiyor yoksa yıklar içinde biriktikçe diş etlerini geri itmeye ve diş etinin yerini almaya başlıyorlar. Eğer çok geç temizletirseniz diş etleri çekilmiş olacağından dişlerde sallanma problemi vs. oluşabilir. En güzeli 1-2 senede bir temizletmek.
0
akhenaten
(05.07.24)
Yanlış yere yazmışım :)

Philips Sonicare DiamondClean
Ağız duşu almanı tavsiye ederim.
Altı ayda bir diş temizliği de lazım.
0
gabe h coud
(05.07.24)
tartar, ne kadar fırçalanız da birikir kısmı hatalı bilgidir. düzgün temizlik yapınca tartar birikmesi bilimsel olarak imkansız. düzgün fırçalayamamak başka meseledir.

oral-b io4 ya da pro 3 modelleri giriş için yeterlidir.

her türlü lekelenme olabileceği gibi çürük bile olabilir. kontrol gerekir.
0
bir ileti paylastim
(05.07.24)
@bir ileti paylaşayım. Uzun süre fırçalıyorum. Yani 1 dk fırçalayıp bırakmıyorum. Düzgün fırçalamaktan kasıt ne? Benim dişlerimde sorun olduğundan ekstra gayret ediyorum. ZAten kontrolüm var ama temiz olması lazımdı:( dişime kemik tozu konacaktı. Bunu engeller mi? Bende oral şarjlı diş fırçası var. Bu işe yaramaz mı?
0
🌸Kahvedesu
(05.07.24)
düzgün fırçalamak, doğru teknikle fırçalamak. o da biraz sizin diş yapınıza göre modifiye edilebilir.

şarjlı kullanıyorsanız, sensitive başlık kullanılabilir. dişe doğru 45 derecelik açı ile yerleştirip ufak yuvarlak hareketler ile nazik basınç yaparak kullanabilirsiniz.

diş taşı varlığı , kemik tozu için olumsuzluk oluşturur fakat renklenmeyse sadece, çok önemli olmayabilir.

klorheksidinli gargara, bazı vitaminler, beslenme alışkanlıkları vb. de renklenmeye sebep olabilir. çok dert değil kozmetik dışında.

diş yapısının pürüzlü olması( aşınması,yapısı gibi nedenlerden) da çabuk renklenmesine sebep olabilir.
0
bir ileti paylastim
(05.07.24)
oil pulling tavsiye ediyorum.

geçen ay diş hekimine gittim ve diş taşı temizliğine gerek var mı dediğimde, dişlerimin hayet bakımlı olduğunu söyledi.
senelerdir yapıyorum ve bunu beklemiyordum bir hekimden. gece biriken toksinleri atarım diye yapıyorum esasen.

oil pulling yapıp da lekelerinden kurtulan insanları okumuştum bloglarından.
0
janderzel zartanyan
(05.07.24)
(20)

Nasıl Bir Evde Yaşamak İsterdiniz?

rock n roll
Ağaçlarla dolu, her renk güllerin olduğu, bir sürü çiçeğin olduğu bir evim olsun. Deniz kenarında olması güzel olurdu, göl de olur. Bahçeme kediler, köpekler istedikleri gibi girsinler her yere mama su kabı koyacağım. Ağaçlarda kuş yuvaları olacak. Bahçemde hamak, salıncak olsun. Evim müstakil iki k
Ağaçlarla dolu, her renk güllerin olduğu, bir sürü çiçeğin olduğu bir evim olsun. Deniz kenarında olması güzel olurdu, göl de olur. Bahçeme kediler, köpekler istedikleri gibi girsinler her yere mama su kabı koyacağım. Ağaçlarda kuş yuvaları olacak. Bahçemde hamak, salıncak olsun. Evim müstakil iki katlı olsun ve asla komşu olmasın. Hayalim bu. Bir de böyle bir eve sahip olmak için ne kadar parayı gözden cıkarmalıyım?
0
rock n roll
(04.07.24)
Ormanın ortasında gotik malikaneler olur ya, şato gibi. Öyle bir evde yaşamasam da bir girip gezmek isterdim.
0
sekizdokuzon
(04.07.24)
Öncelikle şöyle büyük bir mutfak hatta mümkünse ada tezhah bir mutfağı olan bir ev isterdim. Şu ana kadar oturduğum tüm evlerde tek ve yetersiz tehgah vardı, şimdiki evimde de öyle.

birden fazla mutfak eşyası koymak istediğimde olmuyor hep birini bi yerlere kaldırmak zorunda kalıyorum rahat çalışabilmek, yemek yapabilmek için.

Ebevenyn banyosu olan bir yatak odası olursa da çok rahat ederdim.

Yatak odası, salon ve ekstra bir oda haricinde hobi odası yapabileceğim geniş bir oda da hayallerim arasında :) mesela yeşil perdeyle çekimler yapmak bir şeyler denemek, üretmek istiyorum ancak şu anki evimde bu ancak ayakları, perdeyi kur topla şeklinde mümkün. Sürekli asılı durması mümkün değil çünkü tüy torbası bir kedim var :)

ha tabi bunları müstakil ve çok büyük olmasa da havuzlu bir evde birleştirebilmeyi isterdim. tabi ki şu an ekonomik şartlar ve en önemlisi benim ekonomik durumumdan dolayı sadece hayal olarak kalacak gibi gözüküyor.
0
orta buyuklukte bir ulkenin krali
(04.07.24)
2+1 apartman dairesi. kafelere vs yakin ama ayni zamanda kösede, sessiz sakin kalmis bir yer.

büyük bir ev yalniz insanin enerjisini ceker.
0
robert bosch
(04.07.24)
Müstakil/bahçeli evlere hiiiç özenmiyorum. Sevdiğim bir şehrin, nezih ama merkezi denebilecek bir mahallesinde, mahalle içi yeni, güvenlikli ve yalıtımı iyi (türkiyede hayal ama soru da hayalimizdeki :d) bir apartmanda, mümkünse en üst katın bir altı 3+1 geniş bir daire. Arabam yok ama kapalı otopark olsun, toplu taşımaya da (metro olursa tadından yenmez) yakın olsun. Böyle şehir içi iki üç bloklu siteler ya da direkt bahçeli tek bloklu siteler olur ya, onun gibi bir apartman dairesi çok iyi olur
0
nundu
(04.07.24)
Önünde yatımı bağlayabileceğim bir iskelesi olan, deniz kenarında bir yalı ama arkasında da koru var. Ormana gerek yok. Şehrin gürültüsünü ve kalabalığını uzakta tutsun yeter. Orman olursa gezmek, alışveriş yapmak, birileriyle buluşmak vs. isteyince "dışarı çıkmak" değil "şehre gitmek" zorunda kalırım.
0
nawar
(04.07.24)
İstediğim evde yaşıyorum. Arka bahçede kendine ait gölü var. Ördekler, kaplumbağalar, balıklar, lotus çiçekleri, çeşit çeşit berryler. Huzur doluyorum evimde.
0
gabe h coud
(05.07.24)
Bizim burada Bafa gölü milli parkı var mesela arada gidip kalıyorum çadırda 1-2 gün. Ormanları çok seviyorum, insan yerlesiminden uzaklasabildigim kadar uzaklaşıp orada kamp kurmayı.

Hayalim de zaten bizim buralarda, Datça olur Didim olur, iyice böyle ormanın içinde tepelere doğru şu youtuberlarin yaptığı gibi bir göz odalı bir kulübe yapıp içinde yaşamak.

Tabii bunu gerceklestirebilmek için insanın önce kendini değiştirebilmesi gerekiyor. Modern hayatın getirdiği konforun fazlasıyla kölesiyiz.
0
makbur
(05.07.24)
Vallahi de hemen yakınında doğa ve yeşillik arasında yürüyüşler yapabileceğim herhangi bir ev olur. Yeter ki metropolden , büyük ışıklı caddelerden, gürültü ve keşmekeşten uzak olsun. Ve ben de saatlerce doğa içinde yürüyüş yapabileyim.
0
Amaranta ursula
(05.07.24)
Yani İzmir insaniyim haliyle alismisiz kalabalığa.

Şimdi yaşadığım yer Fransa'nin en dağlık alanlarindan biri. Ben de 900mde yaşıyorum. Vallaha baya mutluyum. Yani sabah mutfak panjurunu açınca hayvan gibi dağ çıkıyor hele kışın karlı hali.

Ama gene de yakinimda göl olsun isterdim. Yani dag, kışın karlarla cevrili olmak falan güzel de biz deniz kenarinda buyumusuz. Fasli arkadaslarim da aynisini der. Bu sebepten hayalim cenevre taraflarina gidebilmek çünkü gördüğüm ve duyduğum bu göl olayını çok iyi kullanabiliyor insan orada.

Onun dışında ben evde sadece banyo umursayan bir adamım. Geri kalani hanimin isi. Bir de home gym yapabilirsem çok iyi olur.

Onun dışında bir şeyler ekip bicebilmek iyi olur. Ha şu anda da var yapabilecek yer de kiralık olunca insanin o kadar uğraşasi gelmiyor gibi.

Aslında Avrupa'da istediğin şeye ulasmak pahalı değil de Türkiye'de hem işin olduğu hem de böyle evin olabilecek yerler çok pahali çünkü isler belli sehirlere konsolide olmuş halde. Bence is kismini kenara atsan çok para gerekmeyebilir de is ile birlesince çok para lazım:/
0
logisticsmanager
(05.07.24)
Ben ıssızlık ve devasa yerler sevmiyorum. İşlek bir cadde ve 2+1 ev. Dağ manzarası falan beni yalnız hissettirirdi ben insan görmek istiyorum.
0
ruhen hastayim ben
(05.07.24)
İzmir'de Foça yarımadasında, 1000 metrekare bir arsa.
Çevresi fensle çevrili. 2 metre aralıkla çepeçevre selvi dikilmiş, boyları 2,5 metre ve dış dünyayla ilişiği tamamen kesiyor.
500 metrekarelik kısım tamamen çim. Bu kısımda dubleks, çelik konstrüksiyon, geniş verendalı, bol camlı bir ev ile bir yüzme havuzu var.
Bahçede sondaj, bir mini rüzgar türbini ve çatıda güneş enerji panelleri var.
Diğer 500 metrekarede yükseltilmiş yastıklı sebze bahçesi, iki zeytin, bir kayısı iki mandalina bir erik ve bir elma ağacı var.
Bahçede serbest dolaşan bir alman kurdu, bir kedi bir keçi var. Ağaçlık alanın bir köşesinde bir kümeste kalabalık bir ispenç ailesi yaşıyor.
Giriş kapısının yanında bir kapalı garaj içinde Wolkvagen Tiguan var.
0
Mirket
(05.07.24)
küçük böyle 2+1 ev ama bahçeli olsun, şehrin içinde olsun
0
Hallegadola
(05.07.24)
Soyle 2+1 yuksek tavanli, eski bir nisantasi dairesinde yasamak istiyorum
0
Kittie
(05.07.24)
Temizlemesi kolay, minimal döşenmiş, her eşyanın bir yeri olan akıllı ev sistemi güzel entegre edilmiş modern tasarımlı bir ev.

Ben de bitki seviyorum, birçok bitkim var ama kartpostallardaki o kır evlerinin işi bitmiyor, durmadan eve bakmak, evle uğraşmak gerekiyor. Düşündükçe bunalıyorum ben :D
0
akhenaten
(05.07.24)
köy şartları zor öyle dağda bayırda yaşayacak biri değilim en azından şu anlık. 2+1 ne çok küçük ne çok büyük ama geniş balkonlu bir ev isterdim, balkon cephesi başka bir eve bakmasın, önü açıklık olsun...
0
black holes in the sky
(05.07.24)
Shdhfs betimlemeleri duyunca aklima geldi sorry x.com

Apartmanda yasadim, koyde yasadim, havuzlu asansorlu villada yasadim (kisa bir donem), mutakil bahceli evde yasadim.

Onemli olan klise olacak ama huzur ve yaninda cevrende sevdigin insanlar olacak o bence. Yoksa en iyisi olsa bile o bir sure sonra siradanlasiyor.

Tipki deniz goren bir ev hayali kurup aldiktan sonra bit sure sonra kafani cevirip denize bile bakmamak gibi.
0
ananiyimioguz
(05.07.24)
@nundu +1
Bir de çok büyük mutfak ve ada tezgâh +1

Teknoloji, konfor, büyük şehir olanaklarına yakınlık istiyorum. Hiç dağ bayır müstakil ev derdiyle uğraşamam.
0
kobuzchu kiz
(05.07.24)
denize sıfır arkası orman bir malikanede yaşamak isterdim.
0
sizofren06
(05.07.24)
Ben hayalime kavuştum darısı iyi kalpli , iyi niyetli insanların başına

Villa, bahçeli , barbeküsü olan, kış bahçesi olan , sabahtan akşama herşeyi güneş alan, göz alabildiğince orman ve parka bakan dünya güzeli hayat
0
coner
(05.07.24)
Buyuk bir bahce icinde, ay coregi seklinde, kucuk bodrum ustu tek kat, bir yamaca oturtulmus sekilde. Bodrumun bahceye acilan kapisi olacak. Cok buyuk olmasina gerek yok, 3 oda yeter. Yuksek tavan sart. Konstruksuyonun gorunmesi super olur, betonsa beton, ahsapsa ahsap. 4 arabalik da garaj alirim, sagli sollu. Bahce icinde farkli meyva agaclari olsun lutfen. Tsk.
0
cooperr
(05.07.24)
(10)

Uçak indirip kaldırmak için pilota ne gerek var?

ananiyimioguz
Günümüzde roket kaldırıp dik bir şekilde indirebiliyoruz. Simülasyonlarda uçak kaldırıp indirebiliyoruz. İnsansız hava araçlarını uzaktan kontrol edebiliyoruz.Henüz insansı düzeyde olmasa bile, havadan daha karışık otoyollarda otonom araçlar çalıştırabiliyoruz.E o halde ne diye pilot yetiştirip uçağ
Günümüzde roket kaldırıp dik bir şekilde indirebiliyoruz. Simülasyonlarda uçak kaldırıp indirebiliyoruz.

İnsansız hava araçlarını uzaktan kontrol edebiliyoruz.

Henüz insansı düzeyde olmasa bile, havadan daha karışık otoyollarda otonom araçlar çalıştırabiliyoruz.

E o halde ne diye pilot yetiştirip uçağın başına koyuyoruz?

Diyebilirsiniz ki bir sürü can taşınıyor, çok riskli. Herhangi bir teknik veya elektronik arızada birinin müdehale etmesi gerekir. Veya etik kararlar alması gerekebilir.

Bu durumda da derim ki, o zaman uçağın sistemlerinden bağımsız çalışabilecek robot benzeri bir cihazı kokpite koysunlar. En azından mekanik olarak uçağın kontrolünü ele alıp yine uçağı indirebilir. Kararlar alma konusunda da insansı bir şekilde eğitilinebilir.

Diyeceksiniz ya ona da bişey olursa? E yanına yedek koyarlar. Zaten pilotlar da öyle çalışmıyor mu? Ona bakarsanız, pilotlara bişey olabilir. Tehdit alabilirler, psikolojilerinden ötürü intihara sürükleyebilirler herkesi vs...
0
ananiyimioguz
(28.06.24)
İnsan faktörü hiçbir zaman aşılamaz diye düşünüyorum.

Yapay zeka dedigimiz şeyin adı üstünde, yapay.
0
pavlis
(28.06.24)
Şuan arabalarda 4. seviyeye kadar geldik. 5. seviye insansı düşünüp gidebilen demek. yani aracı bir tarlaya da koysan patika yola da koysan bir şekilde hedefe gidebilen demek. Bundan çok değil 50 yıl önce seviye 2 ve üstü hayal bile edilemezdi bence, gayet hızlı ilerliyoruz. Bence insan faktörü aşılabilir, hatta üstüne bile çıkılabilir.

Seviyeler:

Seviye 0: Hiçbir Otonomi

Araç tamamen insan kontrolündedir. Sadece uyarı sistemleri veya acil durum frenleme gibi yardımcı sistemler bulunabilir.

Seviye 1: Sürücü Destek Sistemi

Araçta hız sabitleyici (cruise control) veya şerit takip sistemi gibi tek bir otomatik fonksiyon bulunur. Ancak sürücü her zaman kontrolü elinde tutar.

Seviye 2: Kısmi Otomasyon

Araç, aynı anda hem direksiyon hem de hız kontrolü gibi iki temel sürüş fonksiyonunu otonom olarak gerçekleştirebilir. Ancak sürücü yine de dikkatli olmalı ve kontrolü elinde tutmalıdır.

Seviye 3: Koşullu Otomasyon

Araç belirli koşullar altında tüm sürüş fonksiyonlarını otonom olarak gerçekleştirebilir. Ancak, sistem bir müdahale gerektiğinde sürücünün kontrolü devralmasını talep edebilir. Sürücü her an müdahale edebilecek durumda olmalıdır.

Seviye 4: Yüksek Otomasyon

Araç, belirli koşullar ve ortamlarda (örneğin otoyollarda veya belirlenmiş şehir bölgelerinde) tamamen otonom olarak çalışabilir. Sürücü, bu koşullar altında kontrolü devralmak zorunda değildir. Ancak, araç bu koşulların dışına çıktığında insan müdahalesi gerekebilir.

Seviye 5: Tam Otomasyon

Araç, her türlü yol ve koşulda tamamen otonom olarak çalışabilir. Direksiyon, gaz ve fren pedalları gibi geleneksel sürüş kontrol elemanlarına ihtiyaç duyulmaz. İnsan müdahalesi gerekmez.
0
🌸ananiyimioguz
(28.06.24)
cevap soruda aslinda. ucak cok can tasiyor ve riskli. arabadan daha karmasik ve buyuk bir arac. insanlar karsi da cikar zaten. trenlerde yapilmasi daha oncelikli olur.

pilotsuz kargo ucagi ucurulmustu mesela. bu ilerde yayginlasabilir:
edition.cnn.com

ama sonucta ucaklar yerlesim yerlerinin ustunden de geciyor. pilotsuz bir kargo ucagi da riskli simdilik. yapay zeka insan beyni seviyesinde degil. inis ve kalkis da cok onemli. o asamalarda iletisim halinde olmak gerekiyor, etrafi gormek gerekiyor vs.
0
ermanen
(28.06.24)
Cok kisa bir zaman da gerek kalmayacak zaten. Su an da muhtemelen gerek yok yani teknoloji birim olarak o seviyede ancak havacilik sektoru suan pilot olmasi gerekliligi uzerinden calisiyor, yani yatirim bunun uzerinden yapildigindan bundan pilotsuz ucusa gecmek ciddi bir maliyet, butun sistemin her seyin buna gore suan.bu tip gecisler ani olusabilen seyler degil. Zamanla olur.
0
wallcan
(28.06.24)
Havacılıkta risk karayollarına göre çok fazla. Uçağın bir gökdelene çarptığını düşün.
Bu yüzden havacılıkta ilerleme yavaş olur, teknolojilerin iyice test edilip oturması lazım. Mesela uçaklarda veri taşımak için 3.5; inçlik disketler kullanıkıyormuş, artık bu disketleri üreten kalmadığından ufak çaplı bir kriz varmış.
0
parka
(28.06.24)
Emin olun havayolu şirketleri buna sizden daha çok kafa yormakta ve istemektedir.

Pilotaj otomasyona müsait bir yetkinlik zaten (Her türlü teknik iş gibi). Hatta zaten oto-pilot sistemleri çoğu zaman aktif kullanılıyor. Bu sistemlere birçok yatırım yapılıyor ancak pilotlar da sık sık devreye giriyor. Şimdi ben pilot değilim, bir pilot varsa sebebini açıklayacaktır ancak şu görüntüye bakarak bu tip sistemlerin henüz yetersiz olduğunu söyleyebiliriz sanırım. Yapmama değil de, yapamama durumu olsa gerekir bu halde.

Bahsettiğiniz roket ve insansız hava araçlarının başarısız uçuş yapma olasılıkları da çok yüksek zaten. Roketler daha başarılı ancak onlar da tahmin ettiğiniz kadar kolay yönetiliyor olmasa gerekir. Neticede bir oda dolusu insan fatafından kontrol ediliyorlar değil mi? Her uçak için bunu yapmak iki pilotu kokpite koymaktan daha maliyetli olurdu sanırım. İnsansız hava araçlarıysa sık sık düşüyor zaten, ayrıca insansız hava araçlarının kontrol sistemleri bir yolcu uçağına göre çok daha basit olsa gerek düşününce. Sonuçta yolcu uçakları iha'lara göre devasa bir kütleye sahip ve çok fazla sistemi içinde barındırıyor.

Böyle sistemler özellikle askeri kullanımda gelişiyor, sonra günlük hayata uyarlanıyor. Ne zaman askeri sistemler için insansız hava araçları yeterince stabil bir hale gelirse o zaman daha ciddi denemeler olacaktır sanırım. Neticede eninde sonunda bu olacaktır heralde.
0
akhenaten
(28.06.24)
2023te dünya çapında 35m uçak yolculuğu yapılmış.
2024'te bu sayı 40milyonu aşacakmış.

tüm araçların otonom olduğunu milyonda bir gibi çok düşük bir hata payı ile çalıştığını düşünsek her hafta bir kaza olur.

milyonda bir hata payı mühendislik açısından kabul edilebilir bir şey mi bilmiyorum ancak uçağın en ufak bir kazası bile büyük miktarda can ve mal kaybına sebep oluyor.

bence milyonda bir hata payı çok iyi, ama kabul edilebilir olmanın da ötesinde.
tamamen insansız kalkan, giden ve inen uçaklar duymuştum. sanırım teknik yetersizlikten ziyade, bu riskler sebebi ile henüz hazır değil.
0
biseysorcaktim
(28.06.24)
şu an için çok erken. gerekli teknoloji ve arge'ye ulaştıktan sonra yapay zeka'ya sorumluluk, korku, karar verme yetisi bile verebilirsin. belki 1000 yıl sürer ama herşey mümkün. 3000 yıl önce çin'deki bir bilim adamına gelecekte amerikadaki birini karsimizda olmadan gorebilecegiz dersen o da imkansiz derdi.
0
buenosdias
(28.06.24)
uçakların maliyeti(+ tazminat v.b. maliyetleri) > pilotların maliyetinden çok fazla olduğu için henüz erken.

fakat bir gün mutlaka olacak.
hatta uçak, hava taşıtı, otomobil bütün taşıtlar otonom olacak insanların kullanması yasak olacak çünkü bütün araçlar otonom olunca en büyük risk faktörü insanların kullanması olackatır)
0
nuisance2
(28.06.24)
Dandik, hayati öneme sahip olmayan makine çevirisini bile bir insan kontrol ediyor illaki. Başka da bir şey demiyorum.
0
inawen
(29.06.24)
(9)

Türk mutfağı en iyisi ve en sağlıklısı (yöreye göre) değil mi?

ermanen
Geçen birisi "Türk yemekleri berbat ve de sağlıksız değil mi ?" diye soru sormuştu. Bence tam tersi. Dünyanın en iyisi ve en sağlıklısı olduğunu düşünüyorum. Sağlıklı kısmı yöreye göre de değişebilir tabii. Daha çok Akdeniz ve Ege mutfağı gibi düşünebiliriz. Ama Türk mutfağı çok zengin, her şehrin y
Geçen birisi "Türk yemekleri berbat ve de sağlıksız değil mi ?" diye soru sormuştu. Bence tam tersi. Dünyanın en iyisi ve en sağlıklısı olduğunu düşünüyorum. Sağlıklı kısmı yöreye göre de değişebilir tabii. Daha çok Akdeniz ve Ege mutfağı gibi düşünebiliriz. Ama Türk mutfağı çok zengin, her şehrin yörenin farklı yemekleri var. Ve bence her yörenin sağlıklı ev yemekleri de var.

Sağlıksız kısmı bence insanda bitiyor. Çoğu kişi öğünleri fazla ve aşırı yiyor. Ekmek abartılıyor. Ekmek kültürümüz de zengin ama abartmamak lazım. Tatlı yeme, hamurişi yeme ve dışarda yeme konusunda da aşırıya kaçıyor insanlar.

İnternette de dünyanın en sağlıklı yemek listelerine bakıyorum. Genelde en başta Yunan mutfağı çıkıyor. Bu da zaten bizim Ege ve Akdeniz mutfağımıza denk. Japonya da ikinci sıralarda oluyor ama bizim gibi zengin değil mutfağı, daha çok deniz ürünleri ve adamlar yeme konusunda daha mütevazi. Asya mutfağında da sağlıksız çok sos var. Domuz eti de pek sağlıklı değil diğer etlere göre.

örnek olarak dünyanın en sağlıklı mutfağı listesi olarak şu iki link'e bakabilirsiniz:
www.healthline.com
edition.cnn.com

kendim de bir çok mutfak denedim bu arada. multikültürel yerlerde yaşadım ve bulundum. yine de en iyisi Türk yemekleri ya.

Siz ne düşünüyorsunuz? Konu hakkında fikirlerinizi belirtebilirsiniz.
Yediğiniz en iyi veya en sağlıklı Türk yemeklerini veya Dünya mutfağından yediğiniz yemeklerden de bahsedebilirsiniz.
0
ermanen
(28.06.24)
Bence iyi, çeşitli ve sağlıklı bir mutfağımız var ama en iyi ya da en sağlıklı mıdır bilemiyorum. Biz dışardan en popüler yemeklerini biliyoruz her ülkenin orada yaşamadıkça ya da özel ilgimiz olmadıkça.

Atinadan dün döndüm mesela. Şimdi bizim gezdiğimiz turistik yerlerde klasik bildiğimiz yemekler vardı ama tabii daha görmediğimiz onlarca yemeği vardır. Girit mutfağı farklıdır, kuzey yunanistan mutfağı farklıdır vs
0
nundu
(28.06.24)
Türk mutfağı dediğimiz küçük bir odada üç beş çeşit değil ki. Hiçbir mutfak değil.

Ağırlıklı olarak yorumluyorsak, sağlıklı değil deriz. Fakat müthiş sağlıklı yemeklerde var.
0
pavlis
(28.06.24)
Bunu demenizin sebebi türk olmanız. Ben hayatımda yabancı olup türk mutfağı en iyisi en sağlıklısı diyen görmedim. Türk olmayıp Türkiye en güzel ulke, en yasanilasi diyen de görmedim. Burada hep bizdeki türk olmanın eklediği etki var.

Türk mutfağı acayip güzel acayip çeşitli bir mutfak. Sagliksizlik kısmı da yemeğe göre bence çoğu mutfak ile aynı. Yani ege dersek oralar zaten akdeniz mutfağı Türk ile alakası yok. Hayatımda türk mutfağı denilince aklına taze fasulye gelen insan görmedim duymadım.

Konu hakkında ne düşünüyorum; vallaha Fransa'da yaşıyorum. Kuzeyinde güneyinde doğusunda batisinda aynı yemeği bırak aynı peyniri aynı şarküteriyi bile bulamıyorsun. O kadar çeşitli. Ama bunu yasamayan bilmez, cesitsiz der.

Kısacası herkese kendi ülke mutfağı böyle geliyor.

Sağlıklı kısmı nedir bilmiyorum. En sağlıklı yemek taze sebzeye beyaz protein falan katmak. Bu da tatsiz yani. En iyi yemek de bilmiyorum, cok var. Ama heralde ölüm doseginde kizartma isterdim. Hanima sorsan gnocchi ile beraber tavşan der. Herkesin kendi kültürüne bağlı.
0
logisticsmanager
(28.06.24)
dünyanın en sağlıklı mutfağı akdeniz mutfağıdır. yemek yaparken kullanılacak en iyi yağ zeytinyağı ise akdenizde en sağlıklısı olur.
0
mikahakkinen
(28.06.24)
akdeniz mutfagimiz, ege mutfagimiz kesinlikle cok sagliklidir.

ama dogudaki et kültürü de bizim mutfagimiz. etsiz yemege yemek demeyen de var egedeki gibi özellikle yazin soguk tüketen de. :)

gördügüm en iyi mutfak bence türkiye cünkü dogu-bati sentezi her sey var. ülkemizin iklimi de elverdigi icin her seye sahip olmusuz.

hindistan mutfagini ben cok severim. baharati cok iyi kullanirlar. tr mutfaginde ürün cesitliligi olsa da baharat olarak zayif buluyorum. hindistan fakir ülke oldugu icin lezzeti baharatla vermeyi ögrenmisler bu da benim hosuma giden bir sey. zencefil, zerdecal da zaten cok sagliklidir.
0
robert bosch
(28.06.24)
Katiliyorum. Dogru malzemeler kullanildiktan sonra gayet saglikli bence. Beyaz ekmek bagimliligi olusmus sonradan o pek iyi degil saniyorum. Bir de kulturel olarak misafirlikteki surec kotu diye dusunuyorum. Aksam yemegi yendi falan buraya kadar sikinti yok, fazlasiyla doyuldu, bu biraz sikinti. Asil sorun devaminda, cayla gelen tatlilar atirtirmaliklar, e zaten toksun, en ustune bir de meyve, mideler hosaf oluyor.
0
mbond
(28.06.24)
Türk mutfağını seviyorum, genelde akdeniz mutfağını seviyorum ama benim şu yaşıma kadar gördüğüm en net şey hiçbir şeyin "en" olmadığı.

Böyle şeyler ihtiyaca göre değişiyor. Örneğin Türk Mutfağında et tüketimi çok düşük. Et genelde yemeklerin içinde katkı olarak kullanılıyor. Kebaplarsa günlük yemekler değil, ara sıra yenecek ağır yemekler. Türk mutfağı protein açısından fakir demek ileri gitmek olur belki ancak protein açısından Türk mutfağından daha zengin mutfaklar mevcut.

Yine Türk mutfağında deniz ürünü çeşitliliği az. Konu deniz ürünü olduğunda Türk Mutfağının önünde birçok yer var.

Türk mutfağı hafif bir mutfak değil, yemekler yağlı, baharatlı. Bize çoğu zaman öyle gelmese de dışardan birine yedirdiğiniz zaman "bu çok baharatlı" çıkışıyla karşılaşmanız yüksek ihtimal. Hemoroid oluşumuna çok müsait bir mutfağımız var ki birçok kişi bu sorunu yaşıyor.

Bunlar Türk mutfağını kötü mü yapıyor? Asla yapmıyor tabi ki ancak "En sağlıklı ve en iyi" gibi tanımlar objektif olarak yanlış. Hele ki "en iyi" çok değişken bir husus.

İnsanların farklı beklentileri var, sağlıklı kalmak için farklı diyet gereksinimleri var. Bunlar değişken şeyler.

Ama şunu diyebiliriz; Türk Mutfağı bir ekol olabilecek kadar çeşitli ve zengin bir mutfak. Geçmişi olan, kendine özgü elemanları olan, birden çok karaktere sahip geniş bir mutfak.
0
akhenaten
(28.06.24)
akdeniz mutfagını geçtim o başlı başına saglıklı. iddia ediyorum dünyada en saglıklı mutfaklardan biridir türk mutfagı. sebebine gelirsen çorba kültürü cok gelişmiştir. sulu yemek kültürü cok gelişmiştir. cogu ülkede yemek kültürü gibi saglıksız kızartma türü ürünler cok azdır.
0
sizofren06
(28.06.24)
Diyabet olunca daha iyi fark ettim ki Türk mutfağı hamurişi ve kızartma üzerine inşaa edilmiş. Karbonhidrat ağırlıklı bir mutfak. En masum çorbalar bile unlu. Un yoksa patates var içinde. Ama sağlıksız da diyemeyiz tabii. Her mutfak yiyeninin yeme tercihlerine ve oranlarına bağlı olarak sağlıklı ya da sağlıksızdır diyebiliriz.
0
naksidil
(28.06.24)
(16)

İlişkide farklı yaşam tarzlarının ve gelecek planlarının çakışması

sweet child o mine
Arkadaşlar 2 senedir uzak ilişki yaşıyorum. Farklı ülkelerde, birbirimize 5 saat uzaklıktayız. Son 2 yılda yaklaşık 10 kere falan bir araya gelmişizdir. Ben 38 yaşındayım, o da 35. Yan yanayken uyumumuzun iyi olduğunu düşünüyorum ama birlikteyken sürekli bir tatil ve parti havası hakim. Yani iyi anl
Arkadaşlar 2 senedir uzak ilişki yaşıyorum. Farklı ülkelerde, birbirimize 5 saat uzaklıktayız. Son 2 yılda yaklaşık 10 kere falan bir araya gelmişizdir. Ben 38 yaşındayım, o da 35. Yan yanayken uyumumuzun iyi olduğunu düşünüyorum ama birlikteyken sürekli bir tatil ve parti havası hakim. Yani iyi anlaşıyoruz ama tatil ve parti havasını bir kenara bırakırsak, aynı evde yaşamaya başladığımız zaman uyumsuzluklar artacak bundan eminim. Kız arkadaşım her an kendini bir şeyle meşgul etmek zorunda hisseden, sürekli dikkatini dağıtacak sesli bir şeylerle ilgilenen birisi. Instagram ve televizyon bağımlısı diyebilirim. Ben tam tersiyim, sakinliği ve sessizliği seviyorum.

Bunların dışında gelecek planlarımızda da ciddi çakışmalar var. Kendisi çocuk istemiyor, köpek istiyor. Ben de köpek istemiyorum ama birkaç sene içerisinde çocuk isteyeceğimden eminim. Yani evde bir hayvan beslenecekse bana göre bu kedi olmalı, köpek değil ama kız arkadaşımın da kediye inanılmaz alerjisi var. Özetle çocuk sahibi olup o çocuğa bakma sorumluluğunu almak istemediğini biliyor ve bu yüzden de annelik içgüdüsünü köpekle tatmin etmek istiyor diye tahmin ediyorum. Ayrıca gereksiz para savurma ve alkol problemi de var. Asla para biriktiremiyor, hep sıfıra sıfır. İçkisiz geçirdiği de bir gün yok.

Çocuk olayını ve içki problemini dile getirdim. Çocuk olayında azıcık yumuşama gösterse de alkol konusunda "Bir araya gelmediğimiz sürece düzelmesi mümkün değil" diyor. Benim yanıma taşınıp yaşadığım ülkede çalışabilmesi için de evlenmemiz gerekiyor. Evlenmezsek burada yaşama ve çalışma izni yok. Bu işin sonu nereye varacak gerçekten bilmiyorum. Böyle bir durumda siz ne yapardınız acaba?
0
sweet child o mine
(27.06.24)
Ayrılırım ağa bile bile neden lades diyeyim?

Alkol de bırakılmaz, kimse kusura bakmasın. Seni geçiştirmek için öyle söylüyor. Ben kimse için bırakmam yani, alkolü seven birinin bıraktığını da görmedim.

İtle köpekle uğraşmak istememekte de haklısın. Sonuna kadar.

Vakit kaybetme derim. Hayırlı işler
0
pavlis
(27.06.24)
Bile bile neden lades +1 evlenme planiniz yok ztn, birlikte yasamayi denemek icin evlenilir mi bu kadar soru isaretini olan biri ile? Yasiniz kac bilmiyorum ama karakterinizin ve gelecek planlarinizin, degerlerinizin uyusmadigi biri ile neden bu kadar zamandir birliktesiniz, onu dusundunuz mu? Uzak iliski isinize mi geliyor acaba (duygusal olarak)?
0
kassiopeia
(27.06.24)
Hocam insanlar bu kadar biricik değil sen de değilsin, bunlar daha çok temel konular ve 2 seneyi harcamışsınız, birbirinize daha uygun insanlar bulun
0
grimavi
(27.06.24)
Ayrica Evlendiginizde sorunlar cozulmuyor, karakterler bir anda idare edilebilir hale gelmiyor, aksine boyut degistiriyor. Evlilik cok keyifli bir sey, dogru insan ile yapilirsa.
0
kassiopeia
(27.06.24)
cevabını biliyorsun. nereden tutsan elinde kalır. olmayacak bir iş.
0
abelardo
(27.06.24)
Yani evet gelecekte bu sorunlar hep aranızı bozacak. Neden sevdiğiniz hayat tarzından vazgeçesiniz ki? Bu da mutsuz eder yani. Ama başkasına olmaz demek kolay oluyor tabi.
0
neira
(27.06.24)
yaslar kac?

kiz arkadasin bu parti parti hali dönemsel olabilir. 25'ten fazlaysa degisecegini sanmam ama.
bence burada en önemli mesela cocuk. bu konuyu konusmadiginiz icin hata yapiyorsunuz ve senin durumunda yasin gidiyor. cocuk istemeyene hava güzel zaten.

cocuk konusunda yumusama gösterdi demissiniz. benim cocugum yok ama cocuk yetistirmenin ne kadar zor oldugunu göremeyecek kadar kör degilim. israr kiyametle gazla hadiyle cocuk yapmaya okay olan biri sizce ne kadar iyi bir ebeveyn olabilir? cocugunuz olsa bile depresyona girecek, sizden soguyacak bir profil ciziyor bende karsidaki kisi. cocuk yetistirmeyle ilgili eline bir kitap alip okur mu yoksa sen istedin sen arastir, sen okula götür, sen ödevini yaptir falan mi der?

bence sizin en önemli sorununuz cocuk. bu konuyu netlestirin derim.
0
robert bosch
(27.06.24)
Benim yaşım 38, onunki de 35. Her gün içki içmesinin sebebi partileme değil de aslında anksiyetesini bastırmak ve yapacak başka bir şey bulamadığı için içiyor. Yani sigara bağımlılarındaki dudak tiryakiliği gibi. Aslında ilginç bir noktaya değindin, çünkü çocuk konusu açılınca "Sen çocuk istiyorsan ben de sana uyarım ve senin için çocuk yapmayı düşünürüm"e geldi olay. Yani dediğin gibi, benim gazlamamla yapılacak çocuğa ne kadar iyi bir anne olabilir onu sorgulamaya başladım
0
🌸sweet child o mine
(27.06.24)
"2 senedir uzak ilişki yaşıyorum. Farklı ülkelerde, birbirimize 5 saat uzaklıktayız. Son 2 yılda yaklaşık 10 kere falan bir araya gelmişizdir. Ben 38 yaşındayım, o da 35."

şuradan sonrası zaten gerisi ne olursa olsun "olmaması" gerektiğini gösteriyor. o yaşta uzak ilişki çekilir mi? hem de bu kadar az görüşmeyle? diğer detaylara girmedim bile.
0
tabudeviren
(27.06.24)
Bu yaştan sonra uzak mesafe ilişkisi mi çekilir +1
Bunu önlemenin yolu evlilikse baştan o da sakıncalı bir süreç. Bunun da üstüne bir de planlar uyuşmuyor.

Bu kadar ödün verme üstüne kurulan bir ilişkiyi yürütmek için çok şey lazım.
0
Bruce
(28.06.24)
Genelde insanlar bu tip durumlarda "seviyorum" diyor devam etme sebebi olarak.

Sevgi ilişki için kuşkusuz vazgeçilmez bir şey. İlişkinin temelinde yer alıyor. Temel de çok önemli. Ancak bir ilişki sadece temelden ibaret değil. Sevgi olmazda ilişkiniz yürümez, yürüse bile ilişki denemez ancak "sosyal birliktelik" falan olur heralde.

Ne var ki sırf seviyorsunuz diye de ilişki yürümez. Sadece sevmek devam etmek için bir sebep değil. Bence önce bunu anlamak lazım.

Şimdi siz bunu göz önünde bulundurarak kendi yazdıklarınızı tekrar bir okuyun ve sonra neden hala bu ilişkiyi sürdürdüğünüzü kendinize bir sorun.
0
akhenaten
(28.06.24)
Ayrılırdım +1 bile bile kendine işkence etmek oluyor bu durum.

Bir de üzgünüm ama alkol, sosyal medya ve insanın beğenilme egosu bir araya geldiğinde libidoya dayalı ihtiyaçların da yükseldiğini unutulmamalı ve bu ihtiyacı kadınların sosyal medyada daha çok zaman geçirdiği için daha rahat giderebildikleri gerçeğini de göz ardı edemeyiz acı gerçekler maalesef...
0
apocalipy
(28.06.24)
instagram, tv, alkol, köpek, çok para harcama..

başınıza bela arıyorsanız devam edin.
0
nuisance2
(28.06.24)
Cevaplar ve yorumlar için herkese teşekkürler. Olması gerekeni yaparak ayrıldık ve çok mutluyum. Aşırı rahatlamış hissediyorum
0
🌸sweet child o mine
(02.11.24)
hayirlisi olsun @sweet
0
robert bosch
(03.11.24)
2 senede 10 kere görüşmüş olan bir çiftin çott diye evlenip bir evde yaşamasının sonucunu olumlu ya da olumsuz tahmin etmek mümkün değil.

çocuk olayı ve içki problemi çözülür. çok daha temel, çok daha farklı problemleriniz olabilir. birlikte uzun süre geçirmeden evlilik bana mantıklı gelmiyor.
0
co2s2
(03.11.24)
(7)

yazın sahilde midye dolma satışı ve yiyenler

tabudeviren
cehennem gibi sıcakta sahilde satılan midye dolmadaki et bozulmaz mı, yiyince rahatsız etmez mi? sonuçta az da olsa et var.az diye mi rahatsız etmiyor yoksa? :D
cehennem gibi sıcakta sahilde satılan midye dolmadaki et bozulmaz mı, yiyince rahatsız etmez mi? sonuçta az da olsa et var.

az diye mi rahatsız etmiyor yoksa? :D
0
tabudeviren
(27.06.24)
En fazla mide bozuyor diye biliyorum yoksa leş bir yiyecek bir kez denedim, üstüne para verseler bir daha yemem.
0
pavlis
(27.06.24)
Bunu hep ben de merak etmişimdir.
Ama @pavlis iyisini iyi yerden yememiş.
0
Mirket
(27.06.24)
İyisini en iyi yerde denedim mirket. İzmir'de, adam Türkiye'ye kargo ediyormuş. Kendi mahsülü. Kuzenim denedi, bayıldı, öldü, bitti. Bende öyle denedim zaten fakat maalesef, leş.
0
pavlis
(27.06.24)
10 ve üstü ishal garantili. böyle olacağını bile bile yiyorum bazen henüz hastanelik olmadım.
0
administ
(27.06.24)
Sahilde yüzdükten sonra insan aç oluyor. Tatilde de olduğu için aç gözlü de oluyor.
Midye denizden geldiği için bir yatkınlık da oluyor.

Görürsem ve cebimde nakit varsa hemen yiyorum. Bir de tatil yerinin midyesinin lezzeti de farklı oluyor, onu da denemek istiyorum.

Bozulup rahatsız ediyor olsa midyeci onu satmaz. O da salak değil ya her gün aynı sahili dolaşıyor, zehirlenenlerle kavga mı etsin? Büyük ihtimalle birkaç saat içinde bitiyor tepsideki midye, o yüzden bozulmuyor.

Lezzetli bir yiyecek. Midye sevmeyenlerin hepsi irticacıdır. Laik bir insan midye sever, görünce yer.
0
michael_knight
(27.06.24)
Bana şimdiye kadar bir şey olmadı valla, muhtemelen çok sağlıksızdır ama göz görmeyince gönül katlanıyor :D
0
akhenaten
(27.06.24)
mutlaka sağlıksızdır. ama ben de yerim. bir keresinde midem bozulmuştu midye yüzünden bir kaç gün ceremesini çekmiştim.
0
paintov
(27.06.24)
(14)

Esnaf yok olacak di mi?

michael_knight
Domestos gerekti. Trendyol market'te 49,50 liraya kapıma kadar getiriyorlar (sepeti 300 liraya tamamlamak gerek galiba ama kolayca tamamlanıyor)Bizim mahalledeki temizlik malzemeleri satan dükkana gidip aldım, 49,50 liraydı orada da.Bu esnaf düzgün bir insan, dükkanı temiz, çeşidi bol, güleryüzlü. P
Domestos gerekti.
Trendyol market'te 49,50 liraya kapıma kadar getiriyorlar (sepeti 300 liraya tamamlamak gerek galiba ama kolayca tamamlanıyor)
Bizim mahalledeki temizlik malzemeleri satan dükkana gidip aldım, 49,50 liraydı orada da.

Bu esnaf düzgün bir insan, dükkanı temiz, çeşidi bol, güleryüzlü. Para kazandırmak isterim. Ama aynı fiyata kapıma getirirlerken, kayıtlı kredi kartımdan otomatik para çekerken nasıl alışveriş yapayım esnaftan?

Bu işin sonunda tüm esnaflar yok mu olacak? Dünyanın başka ülkelerinde bu süreci yaşayıp tamamlamış toplum var mı?
0
michael_knight
(27.06.24)
Herkes online alışveriş yapmıyor/yapmayı tercih etmiyor bu nedenle tüm esnaf yok olmaz öyle ayrıca sürekli müşterileri oluyor. Belki o esnaf Trendyol satıcısı olur yada olmuştur bile
0
pembediken
(27.06.24)
elbette ben esnaf olsam böyle olmasını tercih etmem ama geçmişte olup şimdi olmayan bir çok meslek var.
0
jülsezar
(27.06.24)
Yok olmasa bile sayıları ciddi oranda azalacaktır.

Sancılı ama her daim olan bir şey. Kalaycılar, bakırcılar, kunduracılar, seramikçiler, terzilerin günlük giyime yönelik ezici bir çoğunluğu yok oldu.

İnsanlık tarihinin çok ezici bir bölümü, neredeyse tamamında seramik kaplar hayatın vazgeçilmez parçasıydı örneğin. Bugün kırsalda bile seramik kap kullanımı kalmadı. Özellikle bu konu beni çok şaşırtıyor düşününce. Pişmiş toprak kaplar gerçekten 10 bin yıl boyunca insan hayatında çok büyük öneme sahipken bugün bizim için sanki hiç yok, hiç olmamış gibiler ve bu tarihin geneline kıyasla neredeyse aniden gerçekleşti.

Esnaflığın bitmesi daha çok zaman alır büyük ihtimalle ama küçük perakendecilerin sayısında azalma olacaktır evet. Bu düşüş trendinin geriye dönmesi de çok güç görünüyor.
0
akhenaten
(27.06.24)
esnaf full dolandırıcı olmus zaten online alısverıs daha iyi

tek sıkıntı var alacagın urunu kendın tam olarak ınceleyıp secemıyorsun

mesela karpuz soyledın getırcek cocuk dırek bı tanesını alıp ozellıkle iyi mi diye secmıyorsa kelegı yeme ihtimalın yuzde olarak artabılıyor.
0
Zetnikov
(27.06.24)
Herkes gibi esnaf da farklilasmaz ise yok olur. Burada esnafin sucu herkesin ulasabilecegi bir urunu satmaya calismak, yok kardesim o zmn sen organik deterjan satacaksin, bitkisel satacaksin. Yogurdu sutaş degilde kendi ilcendeki mandiradan getirteceksin
0
duyurukullanıcısı
(27.06.24)
Bir çok ülkede Türkiye'de ki gibi esnaf yok daha çok zincir mağazalar var ticaret Türkiye'de ki kadar gelişmiş değil. Burada e-ticaretin getirmiş olduğu konfor ve avantajdan bahsetmişsiniz. Aslında pazarlama taktiği 300 TL'de limit var. Küçük esnaf tabii ki unicorn trendyol ile rekabet edemez. Gelecekte esnaf yok olmayacak fakat pazar oluşmuş bir bölgede sayıları azalacak. Bir bölgede 10 bakkal varsa bu sayı 3'e düşecek.
0
doharkoman
(27.06.24)
şimdi piyasada yer edinebilmek için düşük fiyat çekiyorlar.
yoksa bir elemanın sadece bir kişiye en az yarım saat hizmet etmesinin maliyeti ve yol hiç de ucuz değil.
küçük esnaf yok olabilir ama üç harfli indirim marketler hep yaşayacaktır.
0
parka
(27.06.24)
abi bahsettiğin şey "ticaret", asla yok olmayacaklar. sayılarının azalacağını da düşünmüyorum.
0
tchuck
(27.06.24)
@tchuck ticaretin yok olacağını düşünmüyorum. Küçük esnafın bu ticarette yer bulamayacağını düşünüyorum.
Ticaretten (dayanıklı tüketim malları satışı mesela) 50 bin şirket ekmek yerken bu sayı 500'e düşecek mesela. Sizce öyle olmayacak mı?
0
🌸michael_knight
(27.06.24)
Bence önlem alınmazsa olacak. Zaten zincir marketler üreticileri de önce kendine bağımlı yapıyor sonra batırana kadar sömürüyor.

Büyük sermaye dediğin toplarken yemesin diye kölelerin kafasına demir maske takan tipler. Buldukları her zaafiyeti değerlendirirler.

Ulus devletler kendilerini korumazlarsa tedricen ücretler de ortadan kalkabilir.
0
hebanon
(27.06.24)
sevsek de sevmesek de en kötü esnaf tekel olmuş büyük şirketlerden iyidir. ucuzsa bugün ucuz. rakibi kalmayınca böyle olmayacak. tekel olursa rakibi olmayacak.

ben esnaflığın tamamen biteceğini düşünmüyorum ancak evet sayıları epey azalacak. belki ekonomik avantajı da olmayacak. az şubeli orta ölçekteki zincir marketler bile yenilik yapmadığı sürece zora girecekler bence.

---
bakkal ya da mahalle marketlerini her zaman sevmesem de; ekmek,yoğurt gibi basit şeyleri buralardan almayı seviyorum. büyük marketlere girdiğimde sadece yoğurt alıp çıkmıyorum yanına daha bir sürü şey alıyorum, üstüne bir de dükkan içinde bir sürü dolaşıyorum kasada uzun süre bekliyorum. açıkçası günlük alışverişlerimde büyük marketler hiç yer etmiyor. benim yaşadığım yerde bakkal ve büyük marketler hepsi bana eşit mesafede. işte bu durumda çok fazla fiyat farkı olmadığı ve olumsuz bir tavrı olmadığı sürece küçük esnafı tercih ederim.

ama trendyol market konusunda haklısınız. günlük ihtiyaç için bile minimum tutara ulaşılıor, kısa sürede eve geliyor ve gidip almamla aynı, hatta bakkalda bulabileceğimden daha iyi. neden trendyol market'i kullanmayayım. ister istemez ben de kullanıyorum kolayıma geldiği için ama küçük esnafın yok olmasını da istemiyorum.
0
biseysorcaktim
(27.06.24)
kucuk esnafa kolay kolay bisey olmaz, olsaydi kuzey amerika'da bakkal kalmazdi.
dukkan senin oldugu surece korkacak bisey yok.
0
cooperr
(27.06.24)
mahalle esnafı özellikle ahlaklı ise bence desteklemek lazım. adamı paket servise yönlendirebilirsin, zaten çoğu esnaf elinden geldiğince yapıyor paket servisi. abi/abla evden çıkamıyoruz eve servis yapar mısınız, kapıda posdan öderiz vb. gibi cümlelerle ikna edebilirsiniz o esnafı. 300 lira harcayacaksanız her alışverişte ben esnaf olsam getirirdim :)
0
duyulmasi gerektigi kadar
(27.06.24)
Online alışverişin en çok eleştirilen yönü bu. Tekelleşme riski.
Türkiye henüz ayırdına varmadı ama dünyada ciddi tartışılıyor.

Aslında bu dediğiniz amerika'daki walmart istilasının online versiyonu gibi.
Amerika'da walmart küçük yerleşim yerlerine gidiyor.
Ama gittiği yerde kasap var, bakkal var, manav var, mobilyacı var...
Walmart müşteri çekmek için ne yapıyor?
Orada zarar etmeyi göze alarak fiyat kırıyor.
Kasaptan daha ucuza et satıyor.
Walmart'ın gücü var, zarar ediyor. Başka dükkanlardan gelen parayla orayı döndürüyor.
Ama kasap tek dükkan fiyat kıramıyor.
İflas ediyor. Başka iş de bilmediği için gidiyor walmart'ta kasap oluyor.
Tüm esnaf yaşıyor bunu.
Bir noktadan sonra dükkanların çoğu kapanıyor.
Dükkan sahipleri o zincir marketin çalışanı oluyor.
Marketin de rakibi kalmıyor istediği ürünü, istediği fiyatı dayatıyor.

Ben bu işin de buraya evrileceğini düşünüyorum ama kişisel fikrim tabii.


Burada şunu tartışmak lazım Türkiye'de bakkallar batarken, her yeri zincir markalar sararken, Almanya'da mesela türk bakkallar nasıl ayakta kalabiliyor?
Mesela hollanda'da bir zincir marketin hemen karşısında dimdik duran bir "bakkal" görebilirsiniz. Çünkü devlet ikisinin de ticari çıkarını koruyor.

Cevap basit, regülasyon ve vergi politikaları.

Şimdi gelelim ilk soruya.

Şöyle bir veri var. Hatırladığım kadarıyla Türkiye'de günlük perakende'nin şu anda sadece %25'i online dönüyor. Buraya kadar sorun yok.

sorun şurada başlıyor. Online perakendenin, yani o %25'in %70 %80'i birkaç büyük markanın elinde.

Gerçek hayatta bu çok mümkün değil fantastik bir oran. Yani düşünün bir avm'de ya da bir çarşıda, bir ilçede dönen ticaretin %80'i sadece 3 mağazada dönüyor ne olur?

Şu anda e-ticaret markalarını seviyoruz. Ucuzlar, eve servis yapıyorlar. Ama bu bir yerde duracaktır. Çünkü şu anda pazarlarını büyütmeye ihtiyaçları var. Rakipleri kalmayınca da ya da güçsüzleşince de bu avantajlar sürecek mi?

Rekabet tüketici lehinedir. Ama biri pazarı domine ettiği zaman tüketici zararlı çıkar.

Burada esnafı "dijitalleşsin o da" diye suçlamak da manasız.

Esnaf tüm bunların farkında. Esnaf da biliyor app yapmayı, e-ticareti vs.
Ama esnafın sermayesi trendyol'la amazon'la rekabet etmeye yetmiyor.

O yüzden o pazaryerlerinde dükkan açıyor.
Orada dükkan açınca da onların kölesi oluyor.

Bu arada mahalle esnafı ahlaklı ve dürüstse desteklensin kısmı da şaibeli.
Yani o büyük zincirler öyle şeyler yapıyor ki bazen en "esnaf" bile yanında masum kalır.

Ama zincir markalar, onlara bayılıyoruz. Esnaf hep kötü gözümüzde.
Bu da algı.
0
anten
(28.06.24)
(4)

odam için kalıcı koku

kel aynak kusu
nasıl sağlarız? stüdyo daire gibi düşünebilirsiniz. masam, yatağım hepsi aynı yerde. toptan yaşam alanım yani.fresh bir koku olsa havada asılı kalan, iyi olacak. ne almalıyım? spreyli kokulardan çok denedim, sadece yarım saat etki edip geçiyor. temel amacı kötü koku sindirmek olmayan, direkt sadece
nasıl sağlarız? stüdyo daire gibi düşünebilirsiniz. masam, yatağım hepsi aynı yerde. toptan yaşam alanım yani.

fresh bir koku olsa havada asılı kalan, iyi olacak. ne almalıyım? spreyli kokulardan çok denedim, sadece yarım saat etki edip geçiyor.

temel amacı kötü koku sindirmek olmayan, direkt sadece temiz ve fresh bi kokuyu odaya yedirecek bir alet-marka-nesne arıyorum. pek ev işlerinden anlamam ama anlayanlar yardımcı olursa memnun olurum
0
kel aynak kusu
(26.06.24)
Bir buhurdanlık, bir tealight mum ve birkaç damla lavanta yağı dışındaki herşey solunması sakıncalı zehirdir.

Eve bir mum çiçeği ya da balkona bir melissa da olur.
0
Mirket
(26.06.24)
en güzeli çiçek ama sentetik çözümler arasında en güzeli de herhalde rebull çubuklu oda kokuları.
0
orient blue
(26.06.24)
Çubuklu oda kokuları aradığınız şeye çok uygun. Birçok markanın home şubesi var artık. Oralarda bu tip kokulardan da bolca bulunuyor. Dolaşın, koklayın beğendiğinizi alın. Çok fazla çeşit var. Ben vanilya türlerini seviyorum ama koku olayı çok kişisel.
0
akhenaten
(26.06.24)
Cubuklu oda kokulari veya diffuser ile olabilir aradiginiz sey. Diffuser alip icine su ve istediginiz esansiyel yagi damlatarak koku yaymasini saglayabilirsiniz. Ben bade naturalin esansiyel yaglarini f/p olarak cok iyi buluyorum. Koku olarak deneyip gormek lazim tabi ama soylediginize gore lemongrass, frankincense, niaouli, ardıç - çam gibi ormansi bir koku, veya okyanus ya da pudra tarzi bir koku olabilir. Ben diffuser icine lemongrass ve paculi koyuyorum cok memnunum.
0
gibicibicis
(26.06.24)
(6)

Kasiyerler bunu bilerek mi yapıyor

hops
İstisnasız hangi markette alışveriş yaparsam yapayım, kasiyerler önce ezilecek ne kadar şey varsa onu geçiyor, en sonda görece ağır (yoğurt, şişeli meşrubat VS) onları geçiyor. Her markette ama. Ağır olanları en öne bile dizsem, bu sefer arkadan başlıyorlar. "önce şişeleri/ağır olanları alayım" deme
İstisnasız hangi markette alışveriş yaparsam yapayım, kasiyerler önce ezilecek ne kadar şey varsa onu geçiyor, en sonda görece ağır (yoğurt, şişeli meşrubat VS) onları geçiyor. Her markette ama. Ağır olanları en öne bile dizsem, bu sefer arkadan başlıyorlar. "önce şişeleri/ağır olanları alayım" demediğim sürece böyle yapıyorlar. Size de oluyor mu böyle?
0
hops
(26.06.24)
Onu da mı kasiyer düşünecek, elin biraz hızlı olacak ürünleri çeşidine göre yerleştireceksin :) evet bazen çok ters geliyor ürünler ama hayatın angaryaları işte bence eğlenceli :)
0
grimavi
(26.06.24)
"onu da mı" derken? Başka ne işi var ki, 6-7 parça şey geçiyor alt tarafı.
0
🌸hops
(26.06.24)
Eline geleni önce alır aksine rastlamadım.
0
pavlis
(26.06.24)
Ben de hiç rastlamadım, banda nasıl koyduysam öyle alıyorlar.
0
akhenaten
(26.06.24)
hayır olmuyor.
0
abelardo
(27.06.24)
Fifo mantığında ilerliyor benim alışveriş deneyimlerimde valla. Ne koyduysam onu alıyorum diğer taraftan.

Çok büyük sorun değil diğer türlüsü de. 6-7 parça ürünü kendin de ağırdan kırılacak olana doğru yerleştirebilirsin poşete.
0
chicha_v2
(27.06.24)
(4)

Tetanoz Aşısı

Mistyimage
Tetanoz aşısı 3 doz olarak yapılır. İlk doz yapıldıktan sonra 1-2 ay sonra ikinci doz ve sonraki 6-12 ay içerisinde üçüncü doz yapılacak şekilde uygulanır. Şeklinde bir bilgi var. Ben 2 sene önce tek doz aşı oldum. Şimdi elimi şüpheli şekilde kestim. Sizce tekrar aşı olmalı mıyım?
Tetanoz aşısı 3 doz olarak yapılır. İlk doz yapıldıktan sonra 1-2 ay sonra ikinci doz ve sonraki 6-12 ay içerisinde üçüncü doz yapılacak şekilde uygulanır. Şeklinde bir bilgi var. Ben 2 sene önce tek doz aşı oldum. Şimdi elimi şüpheli şekilde kestim. Sizce tekrar aşı olmalı mıyım?
0
Mistyimage
(26.06.24)
o aşı cocukluk aşısı için. seninki 10 yıl geçerli ama gene de olmak istiyorsan ol.
0
sizofren06
(26.06.24)
bence olun. aile hekimine gidin saglik ocagi takip ediyor. tekrarlanması gereken bir aşı. ilk aşıyı olduktan sonra sizi yönlendirirler. hastanede olursanız ilk dozdan sonra takip etmiyorlar. en azından bende öyle olmuştu. kuduz şüphesiyle gittim. ilk doz kuduz ve tetanoz aşısını yaptılar sonra sadece kuduzdan devam ettiler iki üç doz. aile hekimine sorunca tekrarlarını yaptırmam gerektiğini söyleyip baştan başladılar.
0
exlibris
(26.06.24)
Aşılarınız tam olsa da kesik durumunda gidip aşı olmalısınız zaten. Tetanoz aşısı sürekli yenilenebilir bir aşı ve aşınız olsa dahi sağlık görevlileri kesik durumunda aşı yapıyor.
0
akhenaten
(26.06.24)
tek doz asi 1 sene korur.
2 doz x sene miktarini unuttum.
3 doz tam set yaptirirsan 10 sene.

yani sizinkinin zamani gecmistir.
0
antikadimag
(27.06.24)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.