Giriş
(20)

Sevgilinizle aynı eve çıktınız ama ayrılırsak evden kim ayrılacak?

veritaslibertas
Böyle bir sorunumuz var,4 aydır birlikteyiz, sevgilim benim yaşadığım eve yerleşti, 4 yıldır burada yaşıyorum ben.Gelirken kendi evini olur da ileride bir sorun yaşarsak diye kapatmadı ve kardeşine bıraktı. Kardeşine de dedi ki ayrılırsak dönerim buraya.Buraya kadar normaldi her şey.Sonra güvensizli
Böyle bir sorunumuz var,
4 aydır birlikteyiz, sevgilim benim yaşadığım eve yerleşti, 4 yıldır burada yaşıyorum ben.
Gelirken kendi evini olur da ileride bir sorun yaşarsak diye kapatmadı ve kardeşine bıraktı. Kardeşine de dedi ki ayrılırsak dönerim buraya.
Buraya kadar normaldi her şey.
Sonra güvensizlik yaşadığını, artık kardeşine evden çık diyemeyeceğini, ayrılırsak evden kimin gitmesi gerektiğini konuşabileceğimiz bir zeminde birlikte yaşamayı sürdürmemizi istedi. Evden gitmesi gereken kişi olmak istemiyor, benim de ayrıldığımızda gidebilmem konuşulsun istiyor, kim uygunsa o çıksın diyor.
Ben onun güvensizliğini gidermek adına kabul ettim bunu ama bu bana adil gelmiyor şu an ve kendimi güvensiz ve korkmuş hissediyorum. Bu evden çıkarsam şu an tek başıma başka bir eve geçecek gelirim ve lüksüm yok.
Gelirlerimiz de eşit bu arada.
Bugün de bu konuyu konuşup bu şekilde yapamayacağımı söyleyeceğim ama size sormak istedim. Bunun doğrusu eğrisi nedir?
Bana daha şimdiden bu hesaplara girmiş olmak bile tuhaf hissettiriyor
0
veritaslibertas
(25.04.24)
böyle basit hesaplara gerek yok. erkek ayrılır, nokta.
0
numlock
(25.04.24)
pardon, düzeltiyorum. 4 yıldır sen o evdeymişsin zaten. tabi ki sen kalacaksın.
0
numlock
(25.04.24)
Abla akıllıymış baya. Tabi ki sen kalacaksın.
0
Gradient_tabanlı_mor
(25.04.24)
Ev sizin, tabii ki o ayrılacak. 4 yıl boyunca siz yasamissimiz. Kontrat da sizin üzerinize değil mi? Bu konu tartışmaya kapalı bence.

Édit: ayrıca bu konuyu ben de hiç anlayamadım. İlk taşındığında tüm ihtimalleri göz önünde bulundurarak evi kardeşine bırakması anlaşılır. Fakat dönüp dönüp bu konuyu konuşmak oldukça garip.
0
fraise
(25.04.24)
bunu konuşan kişiyle oracıkta ayrılırdım. konuşmuşken sevgili nafakasını da konuşun.
0
gabe h coud
(25.04.24)
fraise +1
0
jülsezar
(25.04.24)
Siz ev arkadaşı değilsiniz, sevgilisiniz. Sorun yaşarsak kim evden ayrılacak konuşması nasıl yaptınız ben anlayamadım. Bir de böyle bir konuşma yapılıyorsa zaten sıkıntılı bir durum vardır bir olmamışlık vardır o ilişkide. Kaldı ki o senin evine gelmiş oturmuş, gidecek biri varsa o gidecek sen değil.
0
rock n roll
(25.04.24)
Fraise +1
4 yillik evinizde kalkip gidecek haliniz yok, cok sacma buldum
0
mor oje
(25.04.24)
garip bir muhabbet, evime tasinir tasinmaz benle bunun muhabbetini acan adama/kadina aninda yol veririm yahu. bu bariz benim 4 senedir yasadigim eve cokme plani..vay anasini..
0
cooperr
(25.04.24)
güvensizliğini gidermek için kendinin ve ailenin tüm mal varlığını onun üzerine yapmaya ne dersin ?

"artık kardeşine evden çık diyemeyeceğini", kardeşine evden çık diyemiyor, ama sana diyebiliyor. sen çoktan o evden çıktın hocam, sadece farkında değilsin derim.
0
WithWorth
(25.04.24)
Daha olayın başında gülümseyerek "kardeşine diyemiyorsun ama bana diyebiliyor musun yani? Başta planımızı yapmıştık, eğer sürekli değişecekse neden planlıyoruz ki?" Demeniz lazımdı. Israr ederse zaten plan tutmuyor gördüğün gibi, günü gelirse bakarız deyip sıyrılırdınız. Bu zaten ben çıkmam anlamına gelirdi.

Ama sizinki böyle gelişmediğine göre belki kardeşine çık demesi gerekmediğini hatırlatabilirsiniz. Evde zaten kendi kalıyormuş, kardeşi gelme demez heralde. Baktılar birlikte yaşamak zor, sonrasında ayırırlar evi. O da artık kardeşler arasında bir mesele. Siz ne yapacaksınız?

Ayrıca kendi adıma ben bir de sorardım "4 ayda kardeşine çık diyemeyecek hale geliyorsan acaba ilişkimizin ne kadar süreceğini düşünüyordun buraya gelirken?" diye :D belli ki 2 hafta falan süreceğine inanmış.
0
akhenaten
(25.04.24)
Thetruenorth+1
Yani bana da çok tehlikeli bir profil çizdi. Böyle bir şeyin konuşulabilir olması bile çok garip geldi zaten.
0
logisticsmanager
(25.04.24)
Ne igrenc bir insan ya bu. Bu seninle evin yeni kiracisi olmak icin bile birlikte olabilir. Kardesine niye cik diyemiyormus, gitsin kardesiyle beraber yasasin oyle bir durumda madem cik diyemiyor. Insan sunu soylemeye utanir ya. 4 yildir burda ben varim tabii ki sen gideceksin, evime mi cokeceksin utanmadan derdim ve ayrilirdim hemen ayrica.
0
Kittie
(25.04.24)
4 yıldır yaşadığın evinden 4 ay birlikte olup ayrılma potansiyelin olan biri için ayrılacaksın öyle mi? Söylerken bile ne kadar saçma geldi.
Ev senin. Ayrılmayı kimin istediğinden bağımsız o gider.
0
crinix
(25.04.24)
Kaç yıllık evinizi neden bırakasınız. Adil olan kız arkadaşınızın ayrılması.
İlişki devam ederken sevgiliye, evden kim gidecek bi konuşalım diye uyanıklık yapmak da enteresanmış.

Madem kim uygunsa o çıksın diyor ben uygun değilim diyip konuyu kapatın. Uzun uzun ikna çabasına girerseniz bu abla sizi ikna eder muhtemelen.
0
juliette
(25.04.24)
yuuuh amk... "Kardeşine de dedi ki ayrılırsak dönerim buraya.
Buraya kadar normaldi her şey." buraya kadar da anormal her sey. kendim de dahil etrafimda bir suru "ayrilirsak suraya giderim" hesabi yapan arkadasim oldu, gidecegimiz yeri kenarda tuttuk, bozmadik. fakat hicbirimiz sevgilimize acik acik soylemedik, dile getirilecek bir olay degil cunku. evlilik sözleşmesine falan da benzemiyor bayagi kotu, tatsiz bir sey bu. kapiya koyma zamani gelmis
0
ala09
(25.04.24)
Trol müsünüz anlamadım ki, böyle bir teklif kabul edilemeyeceğine göre şaka yapıyorsunuz herhalde. Böyle birine selam bile verilmez çünkü.
Ciddiyseniz; talebin ahlaksızlığı bir yana, isteseniz de hukuken olmaz, kontratı devredemezsiniz, kontratta bu şart vardır, ev sahibi çıkarır.
0
firez
(26.04.24)
Kontrat sizin uzerinizeyse polis çağırıp evden attirabilirsiniz bile biran once yol verin derim bu dönemde yeni ev tutup tasinmak bile 50 60 bin tl abla güzel yol bulmuş evinize çökmesine izin vermeyin bir an önce kurtulun yoksa baş agritir
0
apocalipy
(26.04.24)
Teşekkürler herkese yanıtlar için.
Trol değilim öncelikle ve gerçekten çok huzursuz bir haldeyim. Öyle polise gitmelik kapı önüne koymalık bir durum yok. Güvensiz hissettiği için kendi adına bir çözüm aradığını söyledi. Sadece kendini güvenceye almak korumak adına yaptığı şeyi benim de yapmam ve sınırımı çizmem gerekiyor. En yakın zamanda da konuşacağım bu şekilde.
0
🌸veritaslibertas
(26.04.24)
evliyken mala çökmeye çalışanı gördüm de sevgiliyken kiralık eve eşyalara çökmeye çalışanı ilk defa görüyorum. yeni sevgilisiyle eve nasıl çöktük ama demez inş.
0
Unde bach canim
(27.04.24)
(7)

Esiniz film izlerken cok soru soriyo mu?

lapaz
https://9gag.com/gag/aRBQQxB burdan esinlendim
9gag.com burdan esinlendim
0
lapaz
(24.04.24)
Eşim yok, kız arkadaşım sormuyo.
0
Bruce
(24.04.24)
Ben kimsenin esi degilim ama arkadaslarima cok soru soruyorum.
0
hot potato
(24.04.24)
Alistim tabi hatta o istemeden yapıyorum bazılarını;
Film izlerken bir şey aklına takıldı ve filmin gidişatıni zerre etkilemeyen bir şey. Misal filmde bir şey oldu "bunu nasıl yaptı ki orayı açıklamadi". Yani zerre umrumda olmayan bir nokta ama kafasina takiliyor
Bir de bir şey kacirirsa geri dönüyor.
Izlerken asla konusamiyor durdurmak gerekiyor.

Alıştık tabi :) ben tuketip geçiyorum filmi, o her şeyi anlamaya çalışıyor.
0
logisticsmanager
(24.04.24)
Bilmiyorsam bilmediğimi söylerim biliyorsam açıklarım. Film izlerken sessiz olunmalıdır vb zorundalıklar yüklemek hoş değil. Hedef değil yolculuk keyiflidir
0
hasmetizm 2046
(25.04.24)
boş bir film izliyorsak ben yorum yapar, göme göme izlerim. mesela kahramanımız yüksek bir yerden atladı diyelim, yok uçsaydın bi de filan derim. eşim (erkek) pek konuşmaz.
0
elorelia
(25.04.24)
Bizde soru soran taraf benim ama bunun nedeni izledigim filmlerde ana konuya tam konsantre olmuyorum.Mesela evde gecen bir sahnede esim daha cok diyologlara ve ana hikayeye konsantre olurken ben evin dizayn detaylarini incelerken kaybolabiliyorum.Ev konusu sadece ornekti.Bunun gibi dikkatimi dagitan detaylar yuzunden ana konuyu takip etmek bazen ikinci planda olabiliyor.
0
turkuaz
(25.04.24)
Biz filmi vakit geçirmek için konu mankeni olarak kullanıyoruz genelde o yüzden konuşmalar çok oluyor :D

Ciddi ciddi bir filme odaklanarak, sinema kültürümüz artsın diye bir filmin başına oturmuşluğumuz az. Böyle yapınca da zaten herkes durumu ciddiyetle ele alıyor :D bunun sayısı bir bilemediniz iki elin parmağını geçmez.
0
akhenaten
(25.04.24)
(3)

Minik Heykeller Yapma

fahrenheit456
Merhaba arkadaşlar, hobi olarak ahşap oyma işiyle ilgileniyorum, ancak resim heykel vs geçmişim olmadığı için 3 boyutlu cisimleri hayal etmekte zorlanıyorum. Ahşap ile başlamadan önce 3 boyutlu modeller yapabileceğim ve tekrar tekrar kullanabileceğim malzemeler var mıdır? Oyun hamuru geldi aklıma am
Merhaba arkadaşlar, hobi olarak ahşap oyma işiyle ilgileniyorum, ancak resim heykel vs geçmişim olmadığı için 3 boyutlu cisimleri hayal etmekte zorlanıyorum. Ahşap ile başlamadan önce 3 boyutlu modeller yapabileceğim ve tekrar tekrar kullanabileceğim malzemeler var mıdır? Oyun hamuru geldi aklıma ama daha kullanışlı tavsiyeler gelir diye düşünüyorum. Teşekkürler şimdiden.
0
fahrenheit456
(24.04.24)
Oyun hamuru kaba şekiller alabilir ama detaya indikçe çatlaklar oluşur zorlanırsınız.

Modelleme killeri var, hobi malzemesi satan yerlerde bulursunuz. Bunlar daha kolay ve detaylı şekil alır. Polimer killer var. Bunları isterseniz sonradan fırınlayıp kalıcı hale de getirebilirsiniz. Plastilin gibi malzemeler de var.
0
akhenaten
(24.04.24)
Bunlardan hangileri tekrar tekrar kullanılabiliyor? Çünkü amatör olarak yapıyorum zaten her seferinde kil almak istemiyorum
0
🌸fahrenheit456
(24.04.24)
Polimer kili pişirmediğiniz sürece tekrar kullanabilirsiniz. Kullanmadığınız zaman streç film gibi bir şeyle sarın ya da havasını alıp poşete koyun ki havayla temas edip kurumasın.
0
kobuzchu kiz
(25.04.24)
(10)

patiswiss ablanın istifası

kanatlı kontun müşfik öpücüğü
malum çikolata olayındaki ceo abla istifa etmiş ama bu marka zaten ona ait bir kuruluş değil mi? markaya topyekün bir tepki olsa (ki sosyal medya dışında kimsenin haberi yoktur diye düşünüyorum) marka sahibi yine kendisi olduğu için tepki devam ederdi. azıcık geri çekilse iki gün sonra unutulur gide
malum çikolata olayındaki ceo abla istifa etmiş ama bu marka zaten ona ait bir kuruluş değil mi? markaya topyekün bir tepki olsa (ki sosyal medya dışında kimsenin haberi yoktur diye düşünüyorum) marka sahibi yine kendisi olduğu için tepki devam ederdi. azıcık geri çekilse iki gün sonra unutulur giderdi zaten bu olay ama şimdi bile istifa etmesi neyi değiştirdi anlayamadım.

benim göremediğim bir anlamı var mı gerçekten bu istifanın yoksa olayı soğutmak için yapılan bir hamle mi?
0
kanatlı kontun müşfik öpücüğü
(23.04.24)
hiçbir anlamı yok. isim değiştirip ürünleri yeni ambalajda pazarlarlar bence yakında.
0
deartheodosia
(23.04.24)
yönetim kurulu başkanlığından istifa etti sadece. yerine geçeni kukla gibi kullanır olur biter.
0
numlock
(23.04.24)
e madem bir işe yaramayacak pratikte niye böyle bir hamle yaptılar ?
0
jülsezar
(23.04.24)
Gördüğüm kadarıyla Migros çikolata ürünlerine kampanya düzenlediği halde bu ürünü raftan geri çekti.
İnternetten izlediğim kadarıyla diğer zincir marketler de bu ürünü geri çekmiş.(teyitsiz bilgi)
Bunlar doğruysa ve bu tesis bu zincir marketlere malı konsinye veriyorsa ki büyük bir ihtimalle öyledir. Bu firma zaten battı demektir.

İstifa, belki kurtarırım çırpınışıdır bana göre.

Diplomasıda mı sahteymiş?

twitter.com
0
Mirket
(23.04.24)
süreci gerçekten kötü yönettiler.
Önce şirket yönetim kurulu başkanının arkasında duran bir açıklama yaptı. Sonra da kendisi istifa etti zaten. Yani ilgiyi üzerlerine çekmek için ellerinden geleni yapmış gibi oldular. Halbuki ölüye yatsalar zamanla olay unutulacaktı. Hep böyle oluyor böyle şeyler.

Yurt dışına satış yapıyorlar asıl bunlar. Devlet eliyle ürünlere bir kontrol gelmezse ve yaptırım uygulanmazsa bunlara birşey olmaz.
0
nuevo
(23.04.24)
Sureci basindan beri siritarak izliyorum, istifanin bir anlami yok..

Bu hatun gibi normalde bakkal isletemeyecek ama ailevi zenginlik sayesinde sirket yoneticiligine yukselen bazi tipler taniyorum, bunlar tipik secilerek degil atanarak koltuk isgal eden, ici kof pseudo yonetici takimi, bence parazit.

Bu abla role kendini fazla kaptirinca ifsa oldu, o kadar.
0
cooperr
(23.04.24)
anlamsız sadece piyasa gazı alınmak için yapılmış olay
0
basond
(23.04.24)
Yaptığı çirkeflik için bence yönetim kurulundan istifa etmek durumunda kalması yeterli. Ne bekleniyor ki zaten? Ömür boyu zincire vurulup utanç içinde sokaklarda yürütülürken acıkınca da taş mı yesin? Yeterince rezillik yaşadı bence, akıl parası olmuştur.

Ama ama şimdi esas problemli kısım ortaya çıktı, marka adı mevzusu daha büyük sıkıntı. Bakalım ne olacak :D
0
akhenaten
(24.04.24)
anlamsız bir firma anlamsız bir yönetim şeması. kendisi ceo ablası genel müdür amcası sahadan sorumlu ceo falan filan. tüm akrabalar bir görevde 5 kişilik ancak holding gibi takılan bir firma. ceoluktan istifa eder, yönetim kurulu başkanı olur.
0
mikahakkinen
(24.04.24)
şirketin sahibi olmakla yönetim kurulundan istifa etmek çok ayrı şeyler. şirketin boyutuna göre yönetim kurulunun oluşturulma sebebi bambaşka olabilir. küçük şirketlerde, gerçekten iş yapan ve genellikle şirket ortakları ile çalışanlardan oluşan bir yönetim kurulu olur. daha büyük şirketlerde, şirket ortaklarının yanında dışarıdan danışmanların yer aldığı, şirketi yönetmeyen, sadece yön veren bir kurul olur.
0
co2s2
(24.04.24)
(4)

Silikon uçlu kulaklık kulağımda durmuyor?

dejame
Yıllardır kulak içine girmeyen kulaklıklardan kullanıyorum. Ama daha iyi müzik ve izolasyon istediğim için kulak içi modellerden bir tane aldım Amazon'dan. Şimdi kargoda, fakat arkadaşımda aynı modeli denediğimde hiçbir şekilde kulağımda durmadı. Farklı boyutta uçlarla geliyor, diğerlerini denesem d
Yıllardır kulak içine girmeyen kulaklıklardan kullanıyorum. Ama daha iyi müzik ve izolasyon istediğim için kulak içi modellerden bir tane aldım Amazon'dan. Şimdi kargoda, fakat arkadaşımda aynı modeli denediğimde hiçbir şekilde kulağımda durmadı. Farklı boyutta uçlarla geliyor, diğerlerini denesem durur mu acaba?

Daha önce de denediğim silikon uçlular hiçbir şekilde kulağımda durmamıştı. Amazon iade alıyor diye biliyorum ama paketi açıp kullandıktan sonra iade etmek hiç içime sinmiyor.
0
dejame
(22.04.24)
airpods pro var, bende de durmuyor 3 çeşiti de. kulağımın sürekli temiz ve yağlanmamış olması gerekiyor anca öyle. o da cildim yağlı olduğundan taktıktan 2-3 saat sonra bile sıkıntı başlıyor. sporda falan hiç kullanamıyorum direkt düşüyor zaten.
0
garavel
(22.04.24)
galaxy buds2 pro ve haylou gt7 kullandım. ikisi de hiç kulağımdan düşmedi.
0
inheritance
(22.04.24)
"Farklı boyutta uçlarla geliyor, diğerlerini denesem durur mu acaba?"
Benim de durmuyordu ve sorun takılı olarak gelen silikon uçları değiştirmememdi. Kulak deliğime uyan ucu bulduktan sonra gece uyurken bile düşmüyor kulağımdan.
0
gnosis
(22.04.24)
İlk yapmanız gereken şey diğerlerini denemekti aslında. Herkesin kulak yapısı farklı hatta bir insanın iki kulağı bile farklı olabiliyor. İki kulağınızda da her ucu ayrı ayrı deneyin. Farklı ölçülerde uçlar farklı kulağınıza uyabilir.

Silikon uç olmazsa ve iade edemezseniz veya etmek istemezseniz internette köpük ve farklı malzemelerden kulaklık uçları da satılıyor.
0
akhenaten
(22.04.24)
(11)

Asiri pahali gida ürünleri ve boykotlar

Yourcousinmarvinberry
Son birkaç gündür ekside bu tarz basliklar var malum.Peki normalde ticaret bakanligina fahis fiyatli ürünler ihbar edilemiyor muydu ?
Son birkaç gündür ekside bu tarz basliklar var malum.

Peki normalde ticaret bakanligina fahis fiyatli ürünler ihbar edilemiyor muydu ?
0
Yourcousinmarvinberry
(21.04.24)
Türkiye'deki gıda enflasyonu, maliyetten kaynaklanan bir enflasyon. Sebepleri şurada uzun uzun anlatılıyor.

www.youtube.com

Ha, bu arada fırsatçılar var mıdır? Vardır elbet. Ama çözüm kısa sürelerde boykotlarla gelecek gibi değil. Bu ülkede soğan depoları basıldı, Bim'ler taşlandı falan. Şimdi de bu boykotlar bana çok komik geliyor. Kahveci protesto ederek Gazze katliamını durdurmak gibi bir şey.

Ayrıca serbest piyasa ekonomisinde fahiş fiyat diye bir şey nedir, onu da bir türlü anlayabilmiş değilim.
0
Mirket
(21.04.24)
Piyasa fiyatının uçuk derecede üstündeki ürünleri şikayet edebiliyorsunuz. Atıyorum aynı marka model ve aynı donanıma sahip bir bilgisayar 3 yerde 20 bin lirayken başka bir yerde 60 bin liraysa o 60 bin olanı şikayet edebiliyorsunuz.

Ama restoranlarda piyasa fiyatının kendisi sorun olmaya başladı. Birçok insan 25-35 bin arası maaşla çalışıyor. Daha doğrusu bu maaş aralığındaki insanların gittikleri mekanlar artık onlara lüks gelmeye başladı. Yeme ihtiyacını karşılamak için değil de biriyle vakit geçirmek için gittiğiniz tarzda mekanlarda bir yemek kişi başı bin lirayı bulabiliyor rahatlıkla. Çoğu yerde bunun üstüne çıkabilirsiniz artık istisna sayılmaz bu.

1000 lira da 35 bin için aylık kazancınızın %3'e yakın bir kısmı ediyor. Ayda iki kere dışarda yeseniz maaşın %6'sı gitti. Bu mekanlar ki birkaç sene önce sürekli gidilebilen yerlerdi. Bu tek kişi için böyle, ailecek gitmek bambaşka bir hikaye oldu.

Sorun yönetimdedir, işletmecidedir, insanların kendisindedir önemli değil artık. Bu durum rahatsızlık uyandırıyor. Dolayısıyla bakanlığa şikayet bir yöntem olsaydı bile insanların sadece bunla yetinmek steyeceğini sanmam.
0
akhenaten
(21.04.24)
Şikayet yapılabilir.

Ama bunların kesin çözümü, bakanlık eliyle merkezi bir fiyat takip sistemi.
Bilmem hangi ilin hangi ilçesinde bir market/dükkan/galeri fiyatta yaramazlık yaptığı an Ankara'dan görünmeli.
Tüm hepsi anlık takip edilmeli.
Yapanlar/failler fotoğraflar video ile tvlerde ifşa edilmeli. Halk kendisine fahiş fiyattan ürün satanları, stoklayanları yakından tanımalı.
Bu hususta hukuki düzenlemeler olmalı.
Hep TV'den tanıdığımız sadece sanatçı siyasetçi zengin vs. değil halkın cebine göz diken, kanuni boşlukları kendi menfaatleri için kullanan kişileri de tanımayalıyız.

Para cezası kesmek asla yetmiyor. Çözüm değil.
Faturası yine bize yani tüketiciye yansıyor.

Bir de yıllardır çıkarılamayan üretici ve tüketici için olumlu bir çok yönü bulunan hal yasası meselesi varmış. Ona da göz atılmalı.
0
diyecevaplandı
(21.04.24)
@diyecevapland'nın tarif ettiği yolun sonu komünizme çıkıyor.
Rusya denedi onu. Başaramadı :)
0
Mirket
(21.04.24)
fahiş fiyatın fahiş olduğunun anlaşılabilmesi için market ürünü gibi bişey olması lazım. Her yerde satılan X marka X gram ürün bir yerde 10 lira diğerinde 20 ise buna müdahale edilebilir.

Ama et döner bir yerde 100 lira diğerinde 500 lira ise, biri kıymadan diğeri bonfileden yapıyor olabilir bilemeyiz. Biri düşük kira veriyor öbürü çok yüksek veriyor olabilir vs. vs.

Hani Türkiye'de zaten gıda güvenliği yok, peynirlerin veya ısıl işlem görmüş etlerin çoğu çöp, bu yüzden ucuzlar. Şimdi işini düzgün yapıp görece pahalıya peynir satan sucuk satan yerlere ceza kesip kalitesize mahkum kalmak da var. Çok hassas konular. Ha ama şu var, mesela Afyon'dan Kayseri'den düzgün sucuk alsan kilosu 500 lira, İstanbul'da daha kötüsü 800 lira olabiliyor. Ama o şehirdeki maliyetler de gerçekten öyle belki de. Bu sefer haksız rekabet, sizin kiranız az diye bu şehirdeki üreticilere dava açılsa mesela? Çünkü internet sağlayıcılarda olmuştu bu, düşük olan yükselmişti sonunda :D Serbest piyasa bile ters çalışıyor ülkede.
0
nhk ni youkosu
(21.04.24)
İstemiyorsan almazsın o kadar. İsteyen istediği fiyattan satar. Sen özellikle bir marka ya da ürün istiyorsan o parayı vermek zorundasın.
0
ferenc
(21.04.24)
@ Mirket aslınde kastettiğim o değil.Ticarerin de bir usul, adabı olmalı. Piyasayı alt üst eden ve insanları zor duruma koyan bu noktada dağadaki teröristten farksızdır. Durum böyleyken devlette gücünü göstermelidir.

Böyle kriz anlarında bile serbest piyasa kavramına sarılan o zaman kazancı kadar devlete vergisini versin. Samimiyetini göstersin.
0
diyecevaplandı
(21.04.24)
Bu "Fahiş fiyat" anlatısının gerçekleşmesi için çok garip bir şeyin olması lazım: Neredeyse bütün gıda esnafı birbiriyle anlaşmışçasına deli gibi fiyat yükseltip bir kurabiyeye 150 lira, bir tabak makarnaya 400 lira fiyat çekerken talebin aynı kalıp da toplam tüketimin bu esnafları ayakta tutacak kadar canlı kalması için insanların da kafalarına silah dayıyor olmak lazım...

Sözlükte de bahsetmiştim. Esnaftan ya da şirketlerden etik beklemek normal değil; ürünün içeriği konusunda devletin denetimi lazım ki kırmızı biber yerine kiremit tozu, fıstık yerine bezelye yemeyelim. Ancak fiyat konusunda devletten bir şey beklemek saçma. Ne bekliyoruz, devletin pastaneye baskın yapıp "Bir kilo baklava 2000 lira olamaz" demesini mi? Pastane açan adamın "herkesin alabileceği fiyata baklava satma" zorunluluğu mu var yoksa devletin "Halka ucuza baklava temin etme" misyonu mu?

Diyelim ki köşedeki pastane sahibi gaza geldi ve popüler anlatıdaki gibi altına bir mercedes daha çekmek için bütün fiyatları iki katına çıkardı... Bu, adamın kontrolünde olan bir şey. Ancak bu adamın "İnsanlar yemezse ölürler" niteliğinde bir şey satmadığını kabul edersek bir iki şey olmasını bekleriz

a) Bu adam fiyatları piyasa dinamiklerinin tersine yükselttiği için müşterisi kalmadı, battı
b) Adam zam yapmasına ve belki toplam müşterisi düşmesine rağmen daha fazla ciro yapıyor

A şıkkı geçerliyse konuşmaya gerek yok zaten. Ama B şıkkı geçerliyse bu o ürünün bizim alım gücümüzü geçmesine rağmen başkaları için normal fiyatlı olduğunu gösteriyor. Yani burada esnafı suçlamanın anlamı yok. Ya o çevre bir anda lüks bir çevre haline geldi ya da biz fakirleştik... Çoğunlukla da cevap bu işte. Fakirleştik... Herkes aynı deecede fakirleşmediği için talep hala canlı ki esnaf ayakta kalabiliyor.
0
salihdt
(22.04.24)
Maalesef çok ciddi bir enflasyon var. Personel çalıştıran bir işletmenin personel masraflarını %50 artırıp, "bunu sineye çek" diyemezsin. Personel, kira, elektrik, vergi vs. her şeyi yansıtmak zorunda işletmeler.

İnsanlar kendileri de bu durumu gördükleri için, esnafa hak veriyorlar. Ancak bunu fırsata çevirmek isteyenler de var. Serbest piyasa olduğu için devlet regüle ettiği ürünler hariç, diğer ürünlerin fiyatına karışamaz. Adam isterse bire alır, bine satar.

Bence en güzeli, cebinize uymayan, bir anda çok hızlı artış yapılan ürünleri tüketmemek. Serbest piyasanın kendi kendine oturmasını sağlar.

Ayrıca toplumda o kahve 1.000 TL olsa da içecek, son yıllarda oldukça zenginleşmiş bir %5 te var. Ne olursa olsun, bazı işletmelerin fiyatları bizim bütçemizi çok aşacak.


.
0
kartallar yuksek ucar
(22.04.24)
Durum tespiti yapmak konusunda yaşanan bir sıkıntı yok aslında. Fiyatlar yükseliyor, maaşlar daha az yükseliyor. Bunun sonucunda her geçen ay alım gücü daha aşağı iniyor. Bunda herkes hemfikir, herkes farkında. Ekonomik durum birkaç yıl öncesine göre daha inişli çıkışlı.

Anlaşılmayan nokta sanırım buna insanların nasıl tepki vermesi gerektiği. Daha doğrusu insanların "doğru tepkileri" vermesi bekleniyor. Ancak dünya böyle işleseydi kurulan hiçbir devlet ve krallık yıkılmaz, hiçbir savaş çıkmaz, hiçbir ekonomi bozulmaz, hiçbir sistem zora girmez herkes huzur ve refah içinde yaşardı. Ne var ki topluluk olarak insan böyle uygun tepkiler vermiyor. Hiçbir zaman vermedi, hiçbir zaman da vermesi mümkün değil. Kırk yılda bir spontane verilen bir tepkinin doğru yere temas ettiği illaki olur ancak bu genel eğilim değil hiçbir zaman. Şimdi ortada böyle bir sorun ve bu sorunun yarattığı rahatsızlık varken bu konuda uzman ya da yetkili olmayan insanların sorunun kaynağını analiz edip buna en uygun tavır konusunda ortaklaşarak hareket etmesini beklemek sanırım gerçek dışı bir beklenti olur. Topluluğun vereceği tepkinin detaylarındaki öngörülemezlik de kendi içinde bir bütün olarak mantıklı bir olay aslında. Toplumun neye tepki verip neye vermeyeceğini kestirmek bir noktaya kadar mümkünken detaya inildikçe bu tepkiyi nasıl vereceğini söylemek güç. Toplum bir tepki verip rahatsızlığını belli ettikten sonra konuyla ilgili olanlar da bu tepkinin nasılına ve niçinine kafa yormak yerine ne tür aksiyonları alırız diye düşünmeli herhalde. Bence yanlış olan biraz da toplumu idealize edip en uygun şekilde davranmasını beklemek. Buna bu denli kafa yormak hiçbir şeyi çözmez sanırım.
0
akhenaten
(22.04.24)
Soruyu net algilayamayip, uzun cevap yazan arkadaslara ithafen;

Bahsettiginiz özel isletmeler, restoranlar da birer "esnaf" aslinda. Ve her esnaf grubu gibi, ticaret bakanliginin borusu bu arkadaslara da pekâla ötebilir(tabii istenirse).

Olay market-cafe ayrimi degil yani aslinda.
0
🌸Yourcousinmarvinberry
(23.04.24)
(1)

Google finans sorusu

heartwork
Vadeli piyasadaki fiyatları çekebildiğimiz bir kod var mı excele??
Vadeli piyasadaki fiyatları çekebildiğimiz bir kod var mı excele??
0
heartwork
(21.04.24)
Özellikle bir kod mu olsun istediniz bilemedim ama aksini söylemediğiniz için yazayım

Veri sekmesine girip "web'den" yazan butona bastığınızda veriyi çekeceğiniz sayfanın url'sini yapıştırıp oradan tabloyu aktarabiliyorsunuz, evet belirlediğiniz aralıkta ya da isteğiniz üzere veri kaynaktan güncellenebiliyor.

Şimdi bakınca şu site varmış mesela, www.borsadirekt.com

Ya da kendinize uygun başka bir site bulup deneyin.
0
akhenaten
(21.04.24)
(5)

patiswiss olayının özeti

WithWorth
ekşi karışmış, mevzu nedir ?3 başlık + üst editler olunca sorayım dedim.
ekşi karışmış, mevzu nedir ?

3 başlık + üst editler olunca sorayım dedim.
0
WithWorth
(20.04.24)
Linkedin'de birisi çikolatalarınız küflü demiş, çikolataları üreten şirketin sahibi de seni avukatlarıma dövdürtürüm demiş, ayrıca kariyeriyle dalga geçmiş.

Özetle yöneticiye yakışmayacak bir yaklaşımda bulunup olayların büyümesine sebep olmuş.
0
kimlanbu
(21.04.24)
Ek

CEO 2004 ÖSS de 45/45 net yapmış. Kfldldld
0
jackyr
(21.04.24)
İşi daha tuhaf hale getiren kısım, linkedin'de birisi çikolatalarınız küflü dememiş tam olarak. Aldığım çikolatalar küflüydü, büyük ihtimalle tedarik sürecinde doğru muhafaza edilmiyorlar diye migros'tan şikayetçi olmuş.

Çikolata markasının ceo'su da üstüne alınmış, alınmakla kalmayıp baya şikayet eden kızın evine falan laf atmış. Üstüne Migros'u savunmuş. Hiçbir suç içermemesine rağmen yasal süreç başlatmakla korkutmaya çalışmış. Sırf aldığım çikolatalar küflü çıktı dendiği için, bütün olay bu.

Haliyle absürt bir durum olunca insanlar da "yok artık bu kadar da olmaz" şaşkınlığıyla konuşa konuşa gündeme yerleştirmiş.
0
akhenaten
(21.04.24)
Ayrıca kadın, verdiği cevaplarla Migros'u işin içine karıştırdı.
Ekşi, Buna cevap olarak Migros'u bu marka ürünleri kaldırmaya davet etti.
Konu Ekş'yi de aştı ve Twitter'da Migros'un bu ürünleri kaldırmazsa boykot edileceği trend oldu.
Migros Ürünleri inceleme maksatlı kaldıracağını duyurdu.
Migros'un ürünleri raftan çektiği haberleri geldi.
Marka, özür dilediğini duyurdu.
:)
0
Mirket
(21.04.24)
şikayet eden kişi klasik beyaz yakalı egosuna maruz kalmış.
0
nothing in my way
(21.04.24)
(3)

Android - Bildirim kaydedilicelere ne oldu?

ananiyimioguz
Denediklerimin hiç biri sağlıklı çalışmıyor. Normalde app bazlı history tutardı ben de silinen mesajları veya yanlışlıkla beğenenleri falan görürdüm.Yeni bir android update ile güvenlik açığı diye kapatıldı mı ne oldu bilen var mı?Aslında tüm gerekli izinleri de veriyordum halbuki. tabi her bildirim
Denediklerimin hiç biri sağlıklı çalışmıyor. Normalde app bazlı history tutardı ben de silinen mesajları veya yanlışlıkla beğenenleri falan görürdüm.

Yeni bir android update ile güvenlik açığı diye kapatıldı mı ne oldu bilen var mı?

Aslında tüm gerekli izinleri de veriyordum halbuki. tabi her bildirimi okuması ne kadar güvenli orası tartışılır ama yine de ben seviyordum.

Çalışan bir yöntem bileniniz var mı?
0
ananiyimioguz
(20.04.24)
Bildirim geçmişi var ayarlarda telefonun kendisinin. Çok geçmişe kadar kaydediyor mu bilmiyorum ama gün içinde gelen bildirimleri oradan kontrol edebiliyosun.
0
nundu
(21.04.24)
aa öyle bişey gelmiş onla mı çakışıyor acaba. o kısa ama son birkaç tane gösteriyor
0
🌸ananiyimioguz
(21.04.24)
Samsung için Good Lock diye bir uygulama var. Bir şekilde ya Samsung'un bizzat kendi geliştirdiği ya da desteklediği bir uygulamaydı bu detaylarını hatırlamıyorum şu an. Galaxy Store'dan indiriyorsunuz.

Microsoft Powertoys mantığında çalışıyor. Uygulamanın 2 bölümü var bir kısmı NovaLauncher gibi tema uygulamalarında yaptığınız şeyleri yapmak için, diğer kısmı da daha çok powertoys mantığıyla çalışan bildirim geçmişi, titreme geçmişi, geliştirilmiş ekran görüntüsü alma, dokunmatik özelliklerini geliştirme, özel çoklu dokunma, kamera asistanı gibi şeyler için.

Sizin aradığınız şey bu uygulamadaki NotiStar özelliği. Belirlediğiniz aralığa göre 1 yıla kadar bildirim geçmişini tutuyor. Uygulamalara göre eleme, ekleme ve gruplandırma falan yapabiliyorsunuz.

youtu.be
0
akhenaten
(21.04.24)
(6)

Tansiyonunuzu ölçer misiniz?

abelardo
Yüksek tansiyon çoğunlukla belirtisi olmayan bir durumTansiyon hastaları hasta olduklarını tesadüfen öğreniyorlar. Siz en son ne zaman tansiyon ölçünüz? Niçin olcmuyorsunuz? Yaşım küçük tansiyonum normaldir diye mi düşünüyorsunuz?
Yüksek tansiyon çoğunlukla belirtisi olmayan bir durum
Tansiyon hastaları hasta olduklarını tesadüfen öğreniyorlar. Siz en son ne zaman tansiyon ölçünüz? Niçin olcmuyorsunuz? Yaşım küçük tansiyonum normaldir diye mi düşünüyorsunuz?
0
abelardo
(19.04.24)
Bir sıkıntı hissedersem kendimde o zaman ölçüyorum.
0
rock n roll
(19.04.24)
her doktora gittigimde olculuyor, asagi yukari 6 ayda bir doktora ugruyorum.
senede bir de kan tahlili yapiliyor, rutin kontrol.
hic kendim olcmedim.

41E
0
cooperr
(19.04.24)
Kalp sorunlu olduğu için sık sık ölçmek zorundayım da, bir gün bir arkadaşa gel seninkini de ölçeyim dedim. Ölçtüm. Yok yahu yanlış oldu bir daha ölçeyim dedim. Yine ölçtüm. Ayağa kalkabiliyor. Başı falan ağrımıyor. Galiba benim alet bozuk dedim. Eczaneye götürdüm. Sonra da hastaneye götürdüm direkt. Hiçbir şikayeti yoktu. O gün bugündür ilaç kullanır.

Not: Eczacı da doktor da Yanlış oldu deyip ikişer defa ölçmüştü.
0
Mirket
(19.04.24)
Bir şeyleri ölçmek gibi bir hobim var. Sadece tansiyon değil; şeker, oksijen seviyeleri, nabız takibi, uyku süreleri gibi şeylerin da kaydını tutuyorum. Ayrıca evde sıcaklık, nem değerlerine düzenli bakarım. Bununla da bitmiyor luxmetreyle evdeki ışık değerlerine de bakıyorum. Bitti mi? Hayır, sıvılardaki tuz oranları için refraktometre kullanıyorum, yemek termometresini saymaya lüzum yok. Bitki toprağı için de nem ölçer... Daha da var. Ben de bu tarz bir manyağım işte.

Ama her neyse, tansiyonumu ölçüyorum evet :D
0
akhenaten
(19.04.24)
@akhenaten
Tdsmetre de işe yarayan bir şey. Tavsiye ederim. Bende var. :)

www.hepsiburada.com
0
Mirket
(19.04.24)
Böyle şeylerin saplantı haline geleceğinden korktuğum için ancak bir sıkıntı olduğunda ölçüyorum.
0
eisberg
(19.04.24)
(4)

Türkçe Yazım Kuralı Sorusu

stronzo
Merhaba arkadaşlar."Sosyoloji Bölümü'nden mezun oldum" şeklinde mi yazılmalı "Sosyoloji Bölümünden mezun oldum" şeklinde mi?
Merhaba arkadaşlar.

"Sosyoloji Bölümü'nden mezun oldum" şeklinde mi yazılmalı "Sosyoloji Bölümünden mezun oldum" şeklinde mi?
0
stronzo
(19.04.24)
Kesme işareti olmadan yazacaksınız.

tdk.gov.tr:~:text=Kurum%2C%20kurulu%C5%9F%2C%20kurul%2C%20birle%C5%9Fim,Y%C3%BCr%C3%BCtme%20Kuruluna%3B%20T%C3%BCrkiye%20B%C3%BCy%C3%BCk%20Millet
0
akhenaten
(19.04.24)
"Bölüm"ün de "b"si, eğer belirli bir kurumun sosyoloji bölümünden bahsetmiyorsanız küçük olmalı. Ama mesela "Fittiri Tırttan Üniversitesi Sosyoloji Bölümünden mezun oldu" diyorsanız büyük olacak.
0
prole
(19.04.24)
Bölümün B'si de büyük olmalı sanırım.

tdk.gov.tr

18. maddedeki son örneğe bakın. Yine de burada tam bir netlik yok çünkü Sosyoloji Bölümünü bir kurum adı olarak kullanmıyor olabilirsiniz. Örneğin "Sosyoloji Bölümüne iletilecek dilekçe örneği" gibi bir kullanımla "sosyoloji bölümünü bitirdim" şeklindeki bir kullanım arasında fark var gibi. Bu durumun sebebi yine yolladığım linkteki 20. maddeden kaynaklı.

Eğer yazdığınız metinde Sosyoloji Bölümü doğrudan kurum olarak fakültenin bir departmanını belirtmek amaçlı kullanıldıysa büyük, sadece hangi bölümden mezun olduğunuzu genel bir metinde belirtmek içinse küçük yazmak doğru olur herhalde. Burada esas olan

Örnek 1 - "Ben de aynı üniversitenin Sosyoloji Bölümünden mezunum." (ben de diplomamı o fakülteden aldım)
Örnek 2 - "Ben de diğer adaylar gibi sosyoloji bölümünden mezunum." (ben de sosyoloji eğitimi aldım)

İlk örnekte spesifik olarak tek bir kurumdan bahsedilirken ikinci örnekte herhangi bir sosyoloji bölümünden bahsediliyor.
0
akhenaten
(19.04.24)
cevaplar için çok teşekkür ederim, çok faydası oldu.
0
🌸stronzo
(19.04.24)
(14)

Mobil tarifenize ne kadar ödüyorsunuz?

kukuleta
Yıllardır kullandığım 40 GB internetli epey bi konuşmalı tarifeme 130 lira gibi bir tutar ödüyordum.Bugün Türk Telekom'dan aradılar. Taahhütüm bitiyormuş, aynı paketin taahhütsüz fiyatı 1900 küsür lira, taahhütlüsü de 580 liraymış.Bana çok uçuk geldi bu artış.Tamam o zaman başka operatöre geçeceğim
Yıllardır kullandığım 40 GB internetli epey bi konuşmalı tarifeme 130 lira gibi bir tutar ödüyordum.

Bugün Türk Telekom'dan aradılar. Taahhütüm bitiyormuş, aynı paketin taahhütsüz fiyatı 1900 küsür lira, taahhütlüsü de 580 liraymış.

Bana çok uçuk geldi bu artış.

Tamam o zaman başka operatöre geçeceğim muhtemelen diyerek kapattım.

Haziran'da taahhütüm bitmeden yeni bir teklif sunarlar mı acaba?

Siz ne kadar ödüyorsunuz?
0
kukuleta
(18.04.24)
30gb işte ek şeyler falan 425tl vodafone
0
duyurukullanıcısı
(18.04.24)
15 gb,1000 dk 125 tl türk telekom faturalı.

taahhüt bitiyorsa kendi numaranızla başka bir firmaya geçin. geçiş yapacağınız firma en az yarı yarıya daha ucuz bir öneri sunacaktır size.

not: türk telekom ev internetim bitti aradım istediğim tarife için 350 tl önerdiler comnet'e geçiş yaptım 170 tl ödüyorum aylığa vurunca.
0
biravekahve
(18.04.24)
30 gb 2000 dk 250 sms tt
320 tl taahhütlü faturalı
0
sevilen progressive türkücü
(18.04.24)
Aynı paket derken aynı içeriklere sahip adı farklı başka bir tarife mi yoksa doğrudan bire bir kendi tarifenizin taahhütsüz fiyatı mı?

Sözlükte bunla ilgili entryler vardı. Operatörler doğrudan kendi kullandığınız tarifenin taahhütsüz fiyatını söylemekten çekiniyor. Gerekirse cimerden bilgi edinme dilekçesi falan atarak tam olarak kendi tarifenizin taahhütsüz ücreti nedir onu öğrenin. Bunun sebebi var olan tarifelerin fiyatlarında değişiklik yapmanın, yeni tarifeye fiyat biçmekten daha zor olması deniyordu. Eski tarifeye sadece zam yapılabiliyor, haliyle %200-300 gibi fark koymak zor oluyor yasal olarak. Ancak yeni tarifeye sıfırdan fiyat vermek başka. Bu yüzden atıyorum 30gb internet görünen ama çok ufak tefek farklılıkların olduğu bir ton naylon tarife var ortalıkta.

Bunun dışında 580 lira piyasa fiyatı, doğrudur. Malesef böyle paket fiyatları.
0
akhenaten
(18.04.24)
taahhutsuz 34GB int+1000dk 550₺

sms bile yok
0
ala09
(18.04.24)
Vodafone 40 GB. 390 TL. Şubat ayında bu tarifeye geçtiğim için böyle ucuz. (Düzeltme: ilk 3 ay böyleymiş sonra 500 küsür bir şey olacaktı galiba, şimdi aklıma geldi.)

580 lira bana biraz fazla göründü. Biraz daha inceleseniz 400 - 450 civarında bir teklif olması gerek gibi geliyor bana. Bilgi değil, his.
Şubat ayından önce 200 TL karşılığında sınırsız internet paketim vardı.
0
michael_knight
(18.04.24)
Vodafone
20gb
1000dk
250 sms

194tl. Faturalı.
0
Amaranta ursula
(18.04.24)
500 lira ödüyorum 20 gb spotify ucretsiz vodafone
0
eja
(18.04.24)
Turkcell yıllık 120GB, 12.000 dakika ve 6.000 SMS paketine aylık 310TL ödüyorum.
0
pispinti
(18.04.24)
Vodafone 260 sanırım. 30 gb faturalı
0
gabe h coud
(18.04.24)
35GB 2000DK 250SMS - 320TL - Türktelekom - 1 Yıllık taahhütlü
0
ananiyimioguz
(18.04.24)
Prime 25 GB ₺140. 2-3 ay sonra yenilenecek. ₺300 falan fiyat çıkar herhalde.
0
nawar
(18.04.24)
Bu arada artık herkes numara değiştirerek operatörün kendi abonelerinden bile daha uyguna paket alıyorlar ve haksızlık oluyor, hem sürekli bir operatör geçişi oluyor vs. diye numara geçişleri arasındaki kampanyaları ya kaldırmışlar ya da düşürmüşler avantajlarını diye duydum, yanlışım varsa düzeltin
0
ananiyimioguz
(18.04.24)
160 ödüyorum sonbaharda yaptım taahhüdü, 12 GB 1000 dk 100 sms Vodafone
0
sanguine
(19.04.24)
(5)

Götüüür kelimesi sizde neyi ifade ediyor?

Boris
Soru bir arkadaşım ekolünden geliyor. Arkadaşımın kız arkadaşı x diyelim. Y’de benim arkadaşım.X’e kendi arkadaşlarıyla whatsapp grubunda önceki sevgilileri soruluyorİsimlerini yazdıktan sonra başka bir arkadaşı da götüüüürr diye yazıp random atıyorSonrası sesli mesaj şeklinde ilerliyor konuşmanın.Y
Soru bir arkadaşım ekolünden geliyor.
Arkadaşımın kız arkadaşı x diyelim. Y’de benim arkadaşım.

X’e kendi arkadaşlarıyla whatsapp grubunda önceki sevgilileri soruluyor
İsimlerini yazdıktan sonra başka bir arkadaşı da götüüüürr diye yazıp random atıyor
Sonrası sesli mesaj şeklinde ilerliyor konuşmanın.

Y isimliArkadaşım da bunu görünce haliyle x’ten soğuyor.

Siz ne tepki verirdiniz bu durumda?

Ayrıca x eski sevgilileriyle olan fotoğraflarıda tutmuş telefonda ya da gittiği tatilde yaptıkları haritaya kadar silmemiş. Guya görmedim hatırlamıyorum diye geçiştirmiş
0
Boris
(18.04.24)
X ile Y sevgili değil mi ,

Götüüüür orada yarasın maşallah iyi götürmüşsün manitaları anlamında kullanılmış.

Ama arkadaşlar arasında yapılır böyle muhabbet, geçmiş ile ilgili konuşulmuş, y nin görmemesi gerekirdi.

Ancak götüüür ü xin arkadaşı yazmış, bu durumda x den niye soğuyor y ? Yoksa başka bir şeye mi takıldı ?
0
jülsezar
(18.04.24)
Ali, ayşe desen anlaşılacak konu x,y ile denkleme dönüyor.

Kız dayanışması her zaman vardır, nasıl erkek muhabbeti varsa kız muhabbetinin de aşağı kalır yanı yok, hatta kız muhabbeti daha da uçuk, boyundan işlevine her şeyi anlatıyorlar.

Y'nin yapması gereken o random atan arkadaşına sırada sen varsın demesi.
0
kimlanbu
(18.04.24)
E bozulurum ben de haliyle, sevgilinin eski sevgilileri tabi ki olabilir bu doğal ancak sevgili olduğunuz kişi "eski sevgililerim" temalı bir gırgır şamata şeması oluşturup bir de bununla eğlendiği için hatırlatıcı şeyler arşivlemişse, bu, en iyi ihtimalle insana "iyi hissettirmez." Arkadaşlar arasında bu konu açılabilir elbette ama sizin tarif ettiğiniz şey baya detaylı duruyor.

Yanlış tanımış olabileceğimi düşünürüm, samimiyetini sorgularım. Birkaç laf çarparım eskilerin eskide kalmasıyla ilgili. Sonra bir süre takip eder davranışlarını ölçüp tartar ne yapacağıma öyle karar veririm.

Birinin eski sevgili koleksiyonuna girmek için çok da hevesli olmam doğal olarak.

Tabi sorunun diğer tarafı da, bu kişi bunları neden görüyor? Bazı şeyler kişiye özel kalmalı. Böyle bir şeye şahit olmak moral bozucu ama halbuki X, Y hakkında daha farklı düşünüyor olabilir. İlişkileri yıllandıkça tutumunu değiştirebilir. Çünkü şu aşamada belli ki arkadaşlar sevgiliden daha eski. Sevgilinin önce bu kişinin hayatında bir yeri olmalı. Biraz da "ne bekliyordun ki" derler insana.
0
akhenaten
(18.04.24)
ek bilgiye cevap,


hoş değil tabi ki eski fotoğrafların telefonda durması, ama bunu nasıl öğrendiğinizi de merak ettim. yedeklese anı vs dese harddiskte bir nebze. benim instagramda exim ekli duruyordu misal. tenezzül bile etmedim silmeye. exim de tenezzül etmemiş sadfsg. kız arkadaşımın galerisinde ne var bilmem o da benimkini bilmez, aynı şekilde instada exi mi ekli kim ekli.

ama ne olursa olsun güven kırılırsa demek ki bir birinize uygun değilsiniz demektir. haklı haksız aramaya gerek yok.

bir de ilişki ne kadar sürelik, ne kadar bağ var. o konuda akhenaten +1

benim 15 yıllık arkadaşlarım var görüştüğüm, bunlar sevgilim/eşimden hep eski olacaklar. sevgililerimize saygısızlık etmeden geçmişi konuştuğumuz olur/olabilir.
0
jülsezar
(18.04.24)
Öncelikle başlığa cevap vereyim; devamında anlattığınız bağlam çerçevesinde "götüüüüür" kelimesi bana sevişmeyi / seksi ifade ediyor. Samimi arkadaş gruplarının içerisinde olabilecek basit bir muhabbet bu. Sadece bu yüzden bir insandan soğumazdım.

Eski sevgililerin fotoğraflarının saklanma konusunda ise ben saklayana da silene de hak veririm açıkçası. Ben özellikle silmem, ama bundan rahatsız olanları da anlayışla karşılamak lazım.
0
pispinti
(18.04.24)
(17)

Ofise çalışanları mutlu edecek ne alınabilir?

PoscheN
Şirketin 20.000 civarı mili birikti, ofistekileri mutlu edecek bir cihaz vs alayım istiyorum.Tam otomatik kahve makinelerinden düşündüm ama onu aldıktan sonra asıl mesele başlıyor. Tahmini aylık 20.000 üzerinde kahve süt vs masrafı olur. Başka öneriniz var mı?
Şirketin 20.000 civarı mili birikti, ofistekileri mutlu edecek bir cihaz vs alayım istiyorum.

Tam otomatik kahve makinelerinden düşündüm ama onu aldıktan sonra asıl mesele başlıyor. Tahmini aylık 20.000 üzerinde kahve süt vs masrafı olur.

Başka öneriniz var mı?
0
PoscheN
(17.04.24)
Onların fikirlerini al ona göre hep birlikte karar verin.
0
rock n roll
(17.04.24)
Çalışanlara sorun.
Hem fikirlerinin alınması hoşlarına gidecektir.
Hem de sizin görmediğiniz bir ihtiyaç vardır belki de.
0
Mirket
(17.04.24)
Eğer herkesin çok iyi geçindiği bir ortam değilse bence fikir almayın. Konu iş dışındaki şeyler, örneğin sürprizse hiç hesapta yokken gelen şeyi herkes az çok beğeniyor genelde. Ama tartışmaya açınca çok öznel ve zevke dayalı bir konu olduğundan haliyle ortaya birçok fikir çıkıyor, herkesin beklentisi farklı doğal olarak. Bu fikirler çok değişkense hem sonuçta büyük kısmının hevesi boşa çıkıyor hem de varsa gruplar arasında "onların dediği oldu" vs. sürtüşmeleri besleyen bir durum oluşuyor.

Tam otomatik kahve makinası bence iyi, kahve masrafınız yok mu zaten onu tam anlamadım? Eğer normalde çekirdek değil de türk kahvesi tüketiliyorsa espresso yerine suyunu vs. kendi veren arçelik telvelere de bakabilirsiniz.
0
akhenaten
(17.04.24)
Hava temizleme cihazi?
0
eja
(17.04.24)
bence de fikir almayın sonra hepsinin ortak fikri olan şeyin kahve makinesindeki gibi sürekli maliyeti de olabilir bu sefer siz zor durumda kalırsınız.

öneri olarak ise ofis çalışan sayınızı bilmediğim için yazıyorum siz uygunsa değerlendirirsiniz

Herkese bir travel mug alınabilir, kahvelerini evden gelirken getirirler.

Masaüstü oyun seti olabilir arada bir kısa molalar vermenin ve stresi azaltmanın eğlenceli bir yolunu sağlamış olursunuz :)

Kablosuz şarj pedlerinden alabilirsiniz sayıca çoksanız 3 kişiye bir tane düşecek gibi gibi
0
Kediyi üzdün
(17.04.24)
1-2 kişi çalışıyorsa fikirlerini al. fazlasıyla fikir sormanın manası yok. iyi bir kahve makinesi alın, kullanmak isteyenler şahsi kahvelerini filtrelerini getirip kullansınlar. biz de öyle, sütü kahvesi herkesin dolapta duruyor.
0
avatar is back
(17.04.24)
Belirlediğiniz seçeneklerden birini seçmelerini isteyin. Hem sizin istediğiniz bir şey olur hem onlar da istedikleri olmuş gibi hissederler
0
sumuklurakun
(17.04.24)
Kapsül kahve makinesi olabilir. Her çalışan kendi kahvesini alır size masraf olmaz. Benim çalıştığım yerde böyle.
0
jazzabel
(17.04.24)
Ben kötümserim bu konularda.
Kahve makinesi kesinlikle almayın. Kahve masrafı var, arızası-tamiri var, temizliği var, etrafa pislik yaratması var.
Hava temizleme cihazı alırsanız nereye koyulacağı sıkıntı çıkarır, herkes kendine yakın olsun diyecek. Birileri de "ofiste hava o kadar kötü ki cihaz aldılar" diyecek.
Çalışanlara sormanın ne kadar kötü bir fikir olduğunu zaten güzelce anlatmışlar.

Bence en iyisi o millerin yok olup gitmesi. Millerle printer kağıdı, tükenmez kalem gibi şirketin zaten aldığı bir şey alıp geçin.
Mümkünse hiçbir şey almayın. Yapacağınız alışverişi beğenmeyen mutlaka olacaktır, bu sorumluluğa girmeyin.
0
michael_knight
(17.04.24)
yeni beklentiler yaratmayacak, hakkinda dedikodu yapilmayacak seyler alin. isyeri oldugu icin kiymet bilinmemesi, nankor yorumlar yapilmasi olasi. kotu insanlar olduklarindan degil sen, ben de yapariz. is hayatinin dinamikleri yuzunden dogamizda var.
0
buenosdias
(17.04.24)
Yani nasıl bir yerde çalıştığınızı bizden iyi biliyorsunuz. Ben böyle sorunlar olmayan bir ofisteyim. 15 kisiyiz ve bir tane bile sıkıntılı insan yok.
Bu sebepten bu sorunun bende cevabı ekip toplantısında sormak. Ha ama yok garip bir ortamdaysaniz, bu sıkıntı olacaksa o zaman başka fikir bir anket yapıp içine x adet fikir koymak olabilir. Bu sekilde en azından demokrasi olur.

Ben çok şaşırıyorum bazen insanlarin nerelerde calistigina. Iş arkadaşı olunmaz, ofiste bir şey sorulmaz falan. Herkes çok negatif genelde iş hayatı ile alakalı.
0
logisticsmanager
(17.04.24)
Kapsül kahve makinası +1.
0
drako
(17.04.24)
Kesinlikle fikir sormayın. Mutlu sonla bitme imkanı yok. Hatta çalışan sayısı ne kadar fazla ise o kadar sorun çıkabilir.

Beyaz yaka kahve ile çalışır ama kahve makinesinin bakımı, gideri şusu busu fazla. Sırf bakım vb. maliyetlerden kaçınmak için satın alma maliyetini 1 yıllık kira bedeli olarak ödeyip kiralayan büyük firmalar biliyorum.

Kapsül ya da 87 çeşit yapmaya filtre kahve makinesi fikirleri güzelmiş. Alternatif olarak sandalyeler yeni ve ergonomik değilse onlar denenebilir. Gerçi ofis sandalyelerinin fiyatları aldı başını gitti. Dinlenme/Eğlence odası gibi bir şey için TV+PS5 olabilir.

Ofise demirbaş olarak alınmayacaksa hediye çekleri de olabilir. Attık bütçeye göre bir yemek organizasyonu ya da ofiste "Happy Friday" falan da olur.
0
nawar
(17.04.24)
Kesinlikle fikir sormayın. @nawar +10
0
WithWorth
(17.04.24)
tam otomatik kahve makinesi alın. bu çekirdekli olanlarından. ilk başta jest olarak siz alın 1 kg'luk çekirdek kahvelerden birkaç paket. (amazonda bolivar marka çok iyi 1kg 319TL)
sonrası sizde deyin. aralarında bittikçe dönüşümlü alsınlar. eski iş yerimde öyleydi
0
limonlu eksi
(17.04.24)
hediye/alisveris ceki
0
icim urperiyor
(17.04.24)
Carbonator
0
lapaz
(17.04.24)
(13)

yap / yapma

inspired by a true story
2 hafta flort ettigimiz, coookkk hoslandigim adam beni aniden ghostladiktan sonra klasik "sorun sende degil bende" konusmasi yaparak benimle gorusmek istemedigini soyledi. ben de ne yapayim, durumu kabullenmeye calisiyorum. sorun su ki bu arkadasla biz ayni dans kursuna gidiyoruz ve kursta her turda
2 hafta flort ettigimiz, coookkk hoslandigim adam beni aniden ghostladiktan sonra klasik "sorun sende degil bende" konusmasi yaparak benimle gorusmek istemedigini soyledi. ben de ne yapayim, durumu kabullenmeye calisiyorum.

sorun su ki bu arkadasla biz ayni dans kursuna gidiyoruz ve kursta her turda partner degistirerek dans ettigimiz icin denk gelme ihtimalimiz cok yuksek. beni reddettikten sonraki ilk derste ozellikle benimle dans etmek icin yanima geldi (denk gelmedik) hayir diyemedim ama kendimi cok huzursuz hissettim. belki yaniliyorumdur ama benim ilgimi kaybetmek istemiyor ya da beni gormezden geliyormus gibi gorunup kalbimi daha fazla kirmamak icin de fake bir ilgi gosteriyor olabilir. iki turlu de kalbim daha cok kiriliyor. ayrica kafami resetlemeye calisirken, kursta onu gorucem anksiyetesi yetmezmis gibi bir de "acaba benimle dans etmek isteyecek mi" gerginligi yasiyorum.

bu durumu ortadan kaldirmak icin kendisine acikca "bana biraz zaman ver, sana karsi ilgimi kaybedince, kendimi hazir hissedince yeniden seninle dans etmek icin ben sana gelirim" demeyi dusunuyorum. boyle hem fake ilgisinden kurtulurum, hem dans etme ihtimalimiz ortadan kalkar, hem de ben kendimi hazir hissettigimde o da bunu biliyor olur.
ne dersiniz? sacma mi dusunuyorum?

dipnot: karsimdaki kisi (tamamen benim yorumum) aldatilarak terk edilmis olma travmasini atlatamamis, o gunden beri yaklasik 20 kadinla gecici iliskiler yasamis, ozguveni cok yuksek gorunen ama bir yandan da cok kirilgan bir adam. taktik filan yapip ilgisini nasil yeniden kazanirim derdinde degilim, boyle bir adami hayatimda istemiyorum ama ilgim hala bitmedi, azalarak bitsin istiyorum.tesekkurler.
0
inspired by a true story
(16.04.24)
Kral oltayı atmış bekliyor. 21. Olma yolunda gidiyorsunuz. Reis yaaaa
0
allah yazdiysa bozsun
(16.04.24)
@arbre valla baska dans kursu yok, kucuk bir ilcede yasiyoruz. ayrica olsa bile neden ondan kacinmak icin kursumu degistireyim? ben sadece ilgim bitene kadar kafam rahat gidip geleyim istiyorum.
0
🌸inspired by a true story
(16.04.24)
Öyle bir konuşma yapmanıza gerek yok. Kurstaki diğer insanlara nasıl davranıyorsanız ona da öyle davranmalısınız. Bunu yapabileceğinizi düşünüyorum. Sizi reddetmiş bir insan var karşınızda, bırakın ne yapıyorsa yapsın sizin hayatınızda bir etkisi olmamalı artık.
0
pispinti
(16.04.24)
Kursu birakiniz derim. Baska kurs olmamasina ragmen.
0
WithWorth
(16.04.24)
hocam arkadaş sıradakine geçmiş, sizi de mesafeli ama yedekte tutuyor. yazması kolay uygulaması zordur ama yapmanız gereken tek şey umursamamak.

Bu arada aldatılarak terk edilmiş ve travmasını atlatmak için 20 kadında ilişkiye girmiş adam zaten bir önceki ilişkisinde kendisi de aldatıyordur. Bu kesin gibi bir şey...
0
yeninesiltupcu
(16.04.24)
Hiçbir şey yapmayın.
"Benimle dans etme" diye konuşmanız büyük bir şey yapmak oluyor. Siz hiçbir şey yapmayın.
Onunla dans ettiğiniz 5-6 dakikada da kendinize hakim olun.

GKK. Gönül kaçanı kovalar.

Siz ilgilenmeyince büyük ihtimalle o sizinle ilgilenecek. Yine ilgilenmeyin. İlgilenirseniz anında yine kaçacak.
Bu güvenilmez adamı unutun. Zaten bu kişiyle geçireceğiniz zaman harcanmış zaman olacak, sonradan pişman olursunuz.
Hiçbir güzel aşk hikayesi bu anlattığınız şekilde başlamıyor.
0
michael_knight
(16.04.24)
bambambam diye konuşacağım.

Önünüzde iki seçenek var
1. Kurstan ayrılmak
2. Kursta kalmak

Böyle bir sebep yüzünden kursu bırakıp kendinizden ödün vermemelisiniz.

Kaldığınız takdirde de bir an evvel bu tabulaşmaya müsait tavrınızdan vazgeçip bu kişiyle dans edip konuyu kapatmalısınız.

Bu kişiyle bundan sonra kendisi istese dahi birlikte olmamalısınız. Yaptığı şey en objektif haliyle dengesizce. İnsan hayatta dengesizlikler de yapabilir, ama bundan kendisi ders çıkarıp kendi hayatını düzene sokmalı. Bu görev size ait değil. Bu kişiden zarar görme ihtimaliniz yüksek. Benim bu zamana kadar gördüğüm kadarıyla insanlar ilişkilerde hata yaptıklarında affedildiklerinde ders çıkaramıyorlar, affedilmediklerinde alıyorlar bu dersi. (tabi bu kişinin ne hissettiğini bilmiyorum, sadece bu kişi size geri dönmek isterse diye size söylüyorum bunu, belki de umrunda değil onun.)

Hal böyleyken olayı daha fazla romantize etmeyin. Bittiğini kabullenin. Bunu kabullenmeniz için onunla dans etmek bir yöntem. Eğer olayı kafanızda büyütüp bu dans işini tabu haline getirirseniz kendiniz zarar görürsünüz. Yapmanız gereken şey sanki yaşananların hiçbir önemi yokmuş gibi her şeyi normalize etmek. Yalnız siz böyle umarsız göründüğünüz zaman bu kişinin egosunu incitip ondan tekrar ilgi görmeye başlayabilirsiniz. İşte o aşamada bu ilgiyi kibarca elinizin tersiyle itebilirseniz fenafillaha ermiş olacaksınız :D bir daha da böyle bir konuda bu şekilde hissetmeyeceksiniz hiçbir zaman.

Ayrıca "biraz zaman ver" tarzı şeyler söylemeyin lütfen, hiç tasvip etmedim. Böyle davranmak sizi duygusallaştırıp olayla baş etme sürecinizi uzatır sadece. "Belki sonra" deyip geçin en fazla.
0
akhenaten
(16.04.24)
ercu+1 hem ozguvenli hem kirilgan olmasina gumledim. tam bi narsist reismis amq hastasi
0
ala09
(17.04.24)
Yapma

Ortam garip olmasın, dans partnerini değiştirirken denk gelince sorun olmasın diye direkt gelmiş olabilir.

Ayrıca aynı kurstasınız, 2 hafta flört ettiniz, ghostladı ama ghostlamayıp ilgilenmediğini belirtti. Ben bu zaman çizelgesini anlamadım. Aynı kursta olduğunuz için ne zaman ghostladı ne zaman dansa kaldırdı karıştı orası.

Bu arada yaklaşık 20 kadınla geçici ilişkiler yaşamış olmasının paylaşım sebebi ya arkadaşça sohbet ya da 21. geçici ilişki olmanızı iistemesi. Siz onu istemeyince de devam etmeye çalışmış normal iletişime.
0
nawar
(17.04.24)
@ercu direkt sayi vermedi ama aldatildigi iliskisi bittiginden beri (5 yilda) hayatina 15-20 kadin girdigini soyledi.

@nawar yok oyle degil, bariz sekilde benimle dans etmek icin salonun obur kosesinden bana dogru geliyor. zaman cizelgesi basitce soyle. ayni dans kursunda birkac aydir tanisiyoruz, 2 hafta flort ettik, sonra birden iletisimi kesti. bir hafta sonra dans kursunda karsilastik ve iliski istemiyorum vs dedi.

guncelleme: sonuc olarak yapmadim arkadaslar. ama ben mesafemi korumaya calistikca, o beni daha cok zorluyor, gozunu surekli ustumde hissediyorum. yine benimle dans etmek icin karsi koseden geldi. dersten sonra salondan cikarken herkese dogru el sallayip iyi aksamlar dedim, bana eliyle opucuk atti. ne kafasi yasiyor bilemiyorum.
0
🌸inspired by a true story
(17.04.24)
Sende heyecan uyandirmayi seviyor.Sen bu hikayede sadece bahanesin.Hic sallamasan, sallamadigini da belli edecek kadar cool olsan muhtemelen o tekrar kapini calacak ama bunu yapabilecek gibi gozukmuyorsun.
0
turkuaz
(17.04.24)
@turkuaz belki haklisin ama hoslandigim ve (sayesinde) cok yukseldigim adam beni istemedi diye 3 gun sonra onu sallamiyor gibi davransam, bu onu sallamadigim anlamina gelir mi? bence gelmez, sallamiyor gibi yaptigim kabak gibi gorunur olur. zaten su anda gercekten sallamiyor olsam, flort ederken o kadar da hoslanmamis olurdum. e adam biliyor benim ondan cok hoslandigimi, demez mi ayak yapiyor diye. bence der.
0
🌸inspired by a true story
(17.04.24)
@inspired by a true story,flort doneminiz ile su an arasinda fark var.O zaman iliski ihtimali varmis ancak su an neden olmayacagina dair aciklama yapilmis bir tarafsiniz.Dolayisiyla bir gunde beyazdan siyaha gececek psikolojide olun demiyorum ama bu surec yasanmisken ayni ilgiyi gostermemeniz ona daha notr davranmaniz eski duygularinizin sahte oldugunu gostermez.Bence dogru olan bu.
0
turkuaz
(18.04.24)
(2)

Goethe Institut Hangi Kitabı Kullanıyor?

Etanglement
Eğitim kitabı ücrete dahil değildir diye yazmışlar, bu kitabı önceden edinip çalışmak istiyorum. Yarın Almanca eğitimi için kayıt olacağım
Eğitim kitabı ücrete dahil değildir diye yazmışlar, bu kitabı önceden edinip çalışmak istiyorum.
Yarın Almanca eğitimi için kayıt olacağım
0
Etanglement
(16.04.24)
Ben giderken kendi kitapları vardı kendi logolarıyla. Hala aynıdır. Bu tür kitaplar özellikle alt seviyedeyseniz kendi kendinize çalışmaya uygun değil pek. Etkinlik kitabı formatındalar, sınıf ortamı dışında pek bir numarası yok. Eğitmen eşliğinde kullanılıyor.
0
akhenaten
(16.04.24)
A1 seviyesi için Netzwerk Neu kullanıyorlar.
0
semyasa
(17.04.24)
(19)

Hayatınızdaki en mutlu anların kaçı sporla ilgili?

nundu
Öyle çok aşırı fanatik, futbol/basketbol vs ile yatıp kalkan holigan biri değilim, ama şimdi hayatımdaki en mutlu 10 an listesi yapsam aklıma gelen örneklerden minimum 3-4 tanesi spor dünyasından olaylar. Yani öyle mutsuz bir hayatım da yok ya da çok boş beleş de yaşamadım şimdiye kadar neyse ki ama
Öyle çok aşırı fanatik, futbol/basketbol vs ile yatıp kalkan holigan biri değilim, ama şimdi hayatımdaki en mutlu 10 an listesi yapsam aklıma gelen örneklerden minimum 3-4 tanesi spor dünyasından olaylar. Yani öyle mutsuz bir hayatım da yok ya da çok boş beleş de yaşamadım şimdiye kadar neyse ki ama hayatta yaşadığımız olaylar anlık mutluluktan ziyade süreç gibi olduğu için "en mutlu an" kategorisine girecek spesifik olayların sayısı o kadar fazla değil gibi.

Bununla ilgili meşhur bir alıntı da vardı, Nick Hornby diye aklımda kalmış ama futbol kitapları yazan başka birine de ait olabilir, işimde gücümde çocuk sahibi adamım ama hayatımın en mutlu anlarının çoğunda futbol var gibi bir sözdü.

O yüzden mesela futbol vs takip etmeyen, spor dünyasına uzak kişiler için bunun yerini dolduracak bir şey var mı diye merak ediyorum bi yandan da. Messi'nin 2022 dünya kupası şampiyonluğu mesela hayatta en çok mutlu hissettiğim iki üç andan biri net olarak benim. Hele bi Arjantinli için falan tahayyül edemiyorum. O yılların birikmişliğini atan anlık mutluluk hali biraz zor yakalanacak bi şey gibi geliyor ki zaten futbolu futbol yapan da bu tabii.
0
nundu
(16.04.24)
Sayılır mı bilmiyorum ama yoga yapıyorum, burgularda çok iyiymişim hocam söyledi. Çok iyi düzeyde esneğim. Hatta bunu geliştirmeye çalışıyorum.
0
rock n roll
(16.04.24)
Futbolseverlik ayrı bir olay. Bence ayrıca incelenmesi gereken bir olgu. Başlığı spor ve mutluluk üzerine açmışsın. 14 yaşımda Tae Kwon-Do yla başladım spora, hayatımın hiçbir evresi sporsuz geçmedi ve bana aşırı mutluluk vermiştir.

Sen spor severlik deyip Arjantini de işin içine katıp milli duygularla bezemişsin ama iki tane Tae Kwon-Do cu ya da halterci Dünya Şampiyonu kızımızın ismini say desem sayamayacağını tahmin ediyorum.

Dediğim gibi Futbol seyri severlik ayrı bir olgu. Futbol hakemlik eğitimim de var, lisans almadım gerçi. Ayrıca Beşiktaşlıyım derim de şu an kalecisi kim bilmem. 20 yaşımdan sonra Hiçbir maçın 90 dakikasını baştan sona seyretmedim. Asla da hayatımda bir mutsuzluk ya da eksiklik hissetmedim.
0
Mirket
(16.04.24)
eğer sporu kendim yapmıyorsam, hayatımdaki en mutlu anlarım listesine almak aklıma bile gelmez.
0
co2s2
(16.04.24)
başlığı spor diye açmamın nedeni, oraya futbol yazarsam basketbol, tenis, voleybol sevenleri dışlama durumu. Mesela geçen yaz voleybol avrupa şampiyonluğumuz da benim top 50'ye girer. Nadal'ın kazandığı son Avustralya açık yine girer, basketbolda 2010 dünya şampiyonası sırbistan maçını da yazarım. Bunlar beni inanılmaz mutlu eden anlardı. Olimpiyatları her sene düzenli takip ederim ama olimpiyatlarda aldığım keyif, bu anlık mutluluk peakleri gibi değil. O kadar benimsediğim olimpik sporcu hatırlamıyorum.

Ezberden birkaç tekvandocu sayabilirim, dünya şampiyonu halterci kızımızı haberlerde gördüm ama ismi aklımda değil ama bunun soruyla ne alakası var çözemedim. İkisi de aşırı ilgili olduğum sporlar değil, ben tüm sporlarla çok ilgiliyim iddiasında bulunmadım. Ama mesela 1988 olimpiyatlarında hayatta olsam belki naim'in şampiyonluğuna da bu kadar sevinecektim ya da muhammed ali'nin dövüşlerine yaşım yetse o da bu listeye girecekti.
0
🌸nundu
(16.04.24)
Mutlu hissettiğim anlarin hepsinde olaylarin oznesi benim, aktif bir roldeyim ve ekran karsisinda degilim.

Herhangi bir sey izledigim herhangi bir an benim icin cok mutlu kategorisine kolay kolay giremez. Mac izlemek gibi aslinda benim bir sey yapmadigim, sadece izleyicisi oldugum bir an bana o tatmini saglamaz, saglamiyor. Benim hayatta daha buyuk mutluluklarim tatminlerim var.

Hayatinda futbol olmayanlar senin yasadigin bu hissin yerine bir sey koyma geregi duymuyor olabilir. Cunku bir seyi izlerken olaylara gostedigin pasif sevinc aslinda insan hayatinda cok buyuk bir yere sahip degil, izledigin bi filmi sevmek gibi.
Kendimle alakali mutlu oldugum onca sey var. Izledigim bir seyden mutlu olmak bunlarin en kucugu. Spor yapmak bunlardan biri. Ama izlemek degil.
0
zimbirik
(16.04.24)
ne kadar mutluluğum varsa hepsinde galatasaray’m var.
0
baldan kaymak
(16.04.24)
iki ama ikisini de cocukluguma bagliyorum, bugun olsa etkilemez yani.

1- raikkonen'in f1 sampiyonlugu, sandalyeden araba vites tabaktan direksiyonla tum sezon her yaris 70 tur beraber suruyordum. 12 yas.

2- ilhan mansiz'in altin golu, 7 yas.
0
gule gule
(16.04.24)
2008 ya da 2009'da sanirim 3-2 biten efsanevi türkiye cek cumhuriyeti futbol maci haric hicbiri :) o da 14 yasinda falan oldugum icin o zaman.

linki buldum
www.youtube.com

insanin fatih terim fonuna giresi geliyor. cidden güzel macmis. 3-2 öne gectigimizde volkan in rakibi ittirip kirmizi kart almasi ise tam bizlik olmus.
0
robert bosch
(16.04.24)
%70'i. galatasaray ve milli takim.
0
buenosdias
(16.04.24)
Amator olarak Muaythai ve boks kasiyordum. Bi gun bi uyusturucu saticisi bana saldirdi ve adami dovmustum. Arkasina bakmadan kacmisti o gun insanlar beni tebrik etmisti fena mutlu oldum
0
Zetnikov
(16.04.24)
10' da 3-4 fln vardır heralde - ki ben anlık mutluluklardansa biraz daha sürekliliği olan huzurlu olma duygudurumunu daha çok tercih ediyorum.

Fenerbahçe Euroleague şampiyonluğu ilk aklıma gelen.


Sporla ilgili en mutlu olduğum anların da çoğunda Fenerbahçe basketbol takımı var.
0
kumandanim
(16.04.24)
neredeyse hepsi.

ben spor aşığı bir adamım ama fanatik değilim, kültürel açıdan çok kıymetli bulduğum bir olgu spor. aynen senin dediğin gibi, arjantin şampiyon olduğunda yaşanan o mutluluk bambaşka bir şey. yahut şampiyonlar ligi maçlarının olduğu günün sabahında uyanmak ve milyonlarca insanla o aynı kıpırtıyı hissetmek, dünya kupası'na üç gün kalmışken nijerya'dan tut polonya'ya kadar onlarca ülkede çocukların aynı heyecanı yaşadığını bilmek... bu çok ucuz (hatta ücretsiz) ama yine de inanılmaz güzel bir deneyim.

benim için çocukken de böyleydi bu. babam pek eve uğramazdı, star tv'de sabri ugan'ın sesiyle şampiyonlar ligi maçlarını anamın dizinin dibinde, battaniyeye sarınıp izlerdim. saf mutluluktu resmen. lech poznan'ın şov yaptığı dönem, 2011-12 olması lazım, kar altında oynanan bi maç vardı, sanırım salzburg maçıydı. o zaman polonyalı bi kız arkadaşım vardı poznanlı, ben FM'deki kariyerlerimden dolayı lech'i zaten çok seviyordum. o maçın oynandığı akşam bizim orada da kar yağıyordu. totomu sobaya verip bilgisayardan izlemiştim.

keza altı yıl kadar önce çok alakasız bi şekilde pazar günü öğleden sonra izlediğim bi holstein kiel maçı vardı almanya 2. liginde. patates kızartması ve sosis almıştım marketten. saat öğleden sonra 2-3 gibi. keyfim yerinde. kiel'in stadyumu kutu gibi minicik çok sevimli zaten, izlerken bile huzur doluyor insan. böyle hani her şey tam denk gelir de çok iyi hissedersin ya, transa geçmiş gibi keyifli ve saf bi 90 dakikaydı benim için.

yani anlayacağın işin içinde illa "kazanma" olmasına bile gerek yok ya. f1'de 2021 sezonunun son turu olsun, arjantin'in dünya kupası şampiyonluğu olsun, kura çekimleri olsun, akşamüstü dışarıda tatlı tatlı hafif bi esinti varken oturup dünya kupası maçı izlemek olsun... kendi hayatıma, hayatımdaki insanlara, şahsi başarılarıma yönelik beş tane mutluluğa karşılık sporla ilişkili 55 tane vardır herhalde.

artık tabii pek imkan olmuyor ama nhl play-off'larında gece boyu buz hokeyi izleyip sabah 6'da periyot arasında doğan güneşi izleyip cuvaret içmek, maç bitiminde yatağa uykulu ve mutlu girip AYU GİBİ uyumak...

ben spor tutkum olmasa yüzde yüz balici filan olur ve çok erken ölürdüm ya.
0
mark greg sputnik
(16.04.24)
Sıfır (0). Takım tutmuyorum, hiçbir sporu özellikle takip etmiyorum. Kendim de spor namına fitness ve yürüyüş/koşu yapıyorum, yaparken iyi hissediyorum ama sıralamaya girmez :D
0
akhenaten
(16.04.24)
Kendimi desteklemek için bir cevap daha yazmak istemezdim ama şimdi aklıma geldi,

Hayatımızda bir mutluluk ölçüm cihazı olmadığı için iki an arasındaki mutluluk kıyasını yapmak zor ama biri sana en mutlu olduğun 10 anı sorarsa aklına çok spesifik şeyler gelir üniversite sınavı kazanmak, sevdiğin kişiyle önemli bir an, çocuk sahibi olmak vs vs. Ama bunlarla beraber izlediğin bir maç ya da bir yarış da gelir çünkü paylaşılmış bir mutluluk o durum. Yani üniversite sınavını kazanman bireysel, hadi en fazla 15 kişiyle paylaşabileceğin bir mutluluk ama takımının şampiyon olmasını milyonlarca kişiyle paylaşıyosun. Yani ailemle, arkadaşlarımla, sevgilimle geçirdigim ve çok mutlu olduğum günler var, eğitim hayatımda ya da iş hayatımda başarılı olup mutlu olduğum zamanlar var ama çok spesifik olanlar hariç bunlar genel hayat mutluluğuna katkısı var ama 10 sene önceki bir arkadaş buluşmasında da çok mutluydum be demek zor yani. Ama Beşiktaş'ın 2021 şampiyonluğunda Göztepe maçında Ghezzal'ın attığı penaltı golü, 2002'de İlhan Mansız'ın altın golü gibi anlar beynimde capcanlı duruyor. O an yaşadığım mutluluklar minimum bir senelik bekleyişin anlık coşkusu olduğu için de çok etkili hisler oluşturuyor.

Mesela Bayer Leverkusen taraftarlarına sorsan hayatındaki en mutlu gün ne diye, futbolla yatıp kalkmayan standart bir taraftar bile dünkü şampiyonluklarını ilk 5'e koyar. Ömürlük bir bekleyiş ve muhteşem bir şampiyonluk kazandılar, bunun "Pehh futbol işte" diye küçümsenmesi yanlış geliyor.
0
🌸nundu
(16.04.24)
yazdığını görünce yine yanıtlayayım istedim.

kesinlikle katılıyorum. futbol peh işte diyen kimse uzaklaşıyorum. golfle ilgilensen ilgisini çeker çünkü. futbolu basit buluyor. ben onunla deşarj oluyorsam benim için o dur. küçümseyenlerin yüzüne laf etmiyordum önceden, artık öyle bir laf ediyorum ki bir daha karşılaşmayalım bile.

ayrıca biz kimiz ki yüzyıllardır milletlerce uluslarası branşta kabul gören bir spor türünü yargılayacağız bakışı yok. voleybolu da ben sevmiyorum ama pehh voli demiyorum. karşısındakine saygı duymayan insan, düşmanımın çöpüne bile layık değil.

benim için önemliler:
11.12.13 juventus galibiyeti
12.05.12 şükrü saraçoğlu şampiyonluğu
mauro icardi’nin takıma katılması
bayern münih ile süper 3 lü kupa yılı

üzüntülerde de var:
ulu johan elmander in çok geç transferi
0
baldan kaymak
(16.04.24)
Verilen cevapların benim yazdıklarımla ilgisi var galiba şeklinde bir alınma oldu bende. Onun için cevap vereyim dedim.

Ben sporseverlik deyince akla 'futbol seyretme severliği'nin gelmesi konusuna takıldım ve onu dile getirdim sadece.
Daha önceki cevabımda da söylediğim gibi ben kendimi bir sporsever olarak nitelendiriyorum ama yönetmek ya da yönetimine katkıda bulunmak zorunda kaldığım birkaç maç dışında hiçbir maçı 90 dakika boyunca seyretmedim.

Bana küçük ya da kötü gelmiyor. Ben bu olaydan bir zevk almıyorum. Zevk alana da söyleyebileceğim olumsuz bir söz yok. Haddim değil.

İlaveten golf de oynadım ve zevk aldığımı söyleyemem. Onu da sevmem yani. Tenis desen seyretmeyi severim bak. Ama o da baştan sona değil.

Yani sporseverliğin ayrı, Futbol seyretme severliğin ayrı şeyler olduğunu düşünüyorum. Bu benim düşüncem. Herkes istediğini düşünebilir ve hiçbirini küçümsemem. Hepsine saygım sonsuz.
0
Mirket
(16.04.24)
Hayatımın en mutlu hissettiğim günü; 17 Mayıs 2000.

İleride çocuğum olursa sadece onun hissi geçebilir.
0
jonas
(16.04.24)
Resmen şaşkınlıkla okudum bu duyuruyu.

Ömrüm boyunca oturup düşünsem insanların spordan dolayı mutlu olabileceği aklımın ucundan geçmezdi. Hele ki ilk sıralara eklenmesi filan. Olayların öznesi bile değilken sadece dışarıdan izlerken hem de.

Bir süre buna şaşırmaya devam edeceğim. Nası ya nasıııı?
0
Gradient_tabanlı_mor
(16.04.24)
@gradient ‘e bir yanıt yazacağım :)

toplumun gerçek anlamda parçası olmak demek bence ait olduğun yada iz bulduğun parçayı taşıyan yada temsil eden bir başkasının başarısıyla mutlu olmaktan geçiyor.

ben merkezcilikten uzak birlikte bir paydada keyif alıyorsun.

şöyle düşünelim şampiyonlar ligi final yada dünya kupası final maçı. 11-11 toplam 22 oyuncu olacak sahada.

hiç konuşulmasa izlenmese herkes evinde maçtan bir haber. ama konuşuyoruz buluşuyoruz kafeye gidiyoruz. 22 kişi kadar sporcu değiliz ama bir şekilde parçası olup sohbet aracı haline getiriyoruz. kaybedene takılıyoruz falan.

ee dalga geçme seviyen ve yüzünü güldürme seviyesi de yüksek ise al sana anı :)

ilk sıralara gelme olayına gelince daha mutlu olaylar yaşanmadığı içindir. şahsen çocuğum olsa onu birinci sıraya koyardı gönlüm.

bu bence daha çok seni sen yapan, keyif aldığın şeylerin etkisi ile ilgili. eğlenceli bir noktaya güzel bir bakış açısıydı, yazmak istedim. konuşurum bile bu konuyu. çok değişik şeyler çıkabilir bence içerisinden. :)
0
baldan kaymak
(18.04.24)
(2)

Hafif kıvırcık/dalgalı arası erkek saçı?

dejame
Saçlarımı pek uzatmıyorum. Üstten aşağı doğru çektiğimde burnumun ortasına geliyor en fazla.Ama istiyorum ki saçlarım daha canlı olsun, bukleler tatlı gözüksün. Şu an pek bukle oluşmuyor, hafif dalga yapıp kalıyor. Tam anlatamadım ama biraz daha iyi gözüksün istiyorum. Hiçbir saç ürünü kullanmıyorum
Saçlarımı pek uzatmıyorum. Üstten aşağı doğru çektiğimde burnumun ortasına geliyor en fazla.
Ama istiyorum ki saçlarım daha canlı olsun, bukleler tatlı gözüksün. Şu an pek bukle oluşmuyor, hafif dalga yapıp kalıyor. Tam anlatamadım ama biraz daha iyi gözüksün istiyorum. Hiçbir saç ürünü kullanmıyorum, hatta yıllardır dümdüz defne sabunuyla duş alıyorum. Kuruluk - kepek gibi hiç problem yaşamıyorum ama duştan çıktıktan sonra bakım yağı veya şekillendirmeye yardımcı neler kullanabilirim?
0
dejame
(16.04.24)
Aynı tarzda saçlarım vardı, öncelikle şunu bilmelisiniz ki o "ışıl ışıl saçlar" doğal değil. Öyle bir şey yok, baya bir emek var o saçlarda. Eğer gerçekten başarılı bir sonuç istiyorsanız baya bir yaşam tarzına dönüştürmek gerekiyor işi.

Her şeyden önce eğer şekil vermeden doğal şeklini korumak ve aynı zamanda canlı görünmesini istiyorsanız saçlarınızı yavaşça kurutmalısınız. Fön yok, sadece havluyla bukleleri bozmadan nemini alıp 3-4 saat açık havaya çıkmayacaksınız. Saçı tarama işini duşta saçınız ıslakken yapacaksınız. Yıkanırken saçlara çok haşin davranmayacaksınız.

Saç kremi şart, arada bir saç maskesi de kullanın. Kuruma sürecinde, hafif nemliyken kafanızı aşağı eğip buklelere hafif hafif bastırarak köpük kullanmalısınız. Kıvırcık saçlar için olanları alın.

Güneş saçınıza mümkün olduğunda az temas etmeli. Rüzgar da düşman. Defne sabununu da unutun. Saçınızı nemlendirecek ve elektriklenmeyi önleyecek her şey mübah.

Bu saydıklarımı düzenli olarak sürdürmek tam bir çılgınlık, saçımı kestirmeye karar verme sebebim de buydu. Ama sonuç alıyorsunuz o ayrı.

Bunlar arasında en hızlı ve etkili sonucu bence yıkama ve kurulama rutinine ek olarak iyi nemlendiricili bir ürün seçip ona bağlı kalmak ve köpük tarzı bir şekil korucuyu kullanmak geliyor. Mükemmel olmasa da yeterli ve sürdürülebilir düzeyde düzgünleşir saçınız.
0
akhenaten
(16.04.24)
Siz bence tam olarak "Hakan Mengüç" saçı istiyorsunuz.

İşte o saç: www.hakanmenguc.org

Görenler hayrete düştü: www.hakanmenguc.org

Saçlarımla anılmak istiyorum: www.hakanmenguc.org

Saçları ile söyleşi yaptık: www.hakanmenguc.org

Blendax saç ödülünü Hakan Mengüç kazandı: www.hakanmenguc.org
0
burka
(16.04.24)
(10)

asgari ödeme tutarı

hknty
kredi kartının sadece asgari ödeme tutarını ödeyince gecikme faizi işlemiyor sanırım. banka neden böyle bir şey yapıyor? mesela 1000 lira yerine 300 lira ödicez diyelim. neden kalan 700 lirayı almıyor? o 700 lirayı sonraki aya mı deverediyor yoksa bütün aylara mı bölüyor. nasıl alıyor?
kredi kartının sadece asgari ödeme tutarını ödeyince gecikme faizi işlemiyor sanırım. banka neden böyle bir şey yapıyor? mesela 1000 lira yerine 300 lira ödicez diyelim. neden kalan 700 lirayı almıyor? o 700 lirayı sonraki aya mı deverediyor yoksa bütün aylara mı bölüyor. nasıl alıyor?
0
hknty
(16.04.24)
Almıyor derken? Yanlış mı anladım?

Banka almıyor değil, ödemesi gereken kişi ödemiyor. Dolayısıyla faiz işliyor. Banka normal alacağına bir de faiz işleyip daha çok kazanıyor.

700 faizle beraber diğer ayki Ekstrende geliyor.
0
saturn
(16.04.24)
almıyor derken yani o ay ödemek zorunda bırakmıyor. aylık ödemenin ufak bir kısmını ödeme imkanı tanıması bile ilginç geldi.

asgari tutarı ödeyince ekstradan gecikme faizi işlemiyor sanırım. yanılıyor muyum? sanırım sadece hala ödenmemiş olduğu için sonraki ay da 700 liradan faiz alınıyor.
0
🌸hknty
(16.04.24)
Ödemediğin tutar için faiz işliyor. Ekstrede görebilirsin alışveriş faizi falan gibi isimleri olur.
0
etna
(16.04.24)
Gecikme faizi işlemez ama asgari harici borca akdi faiz işler. 700tl'nin akdi faizini son ödeme tarihinden itibaren değil de ekstrenin kesildiği gün başlatır. Asgari haricini ödememek size kalmış, banka paranın üzerine faizi, gecikme bedeli vs. gibi ek ücretleri de ekler bir dahaki ekstrenize yansıtır.

YK'nin websitesinde hesaplama detayları verilmiş, 1000TL'nin asgarisini ödersen 15,75TL faiz işliyor. 1000TL'ye karşı hiç ödeme yapmazsan 23,50TL gecikme faizi işliyor.
0
Tutkun
(16.04.24)
Asgari tutarı ödemenin size faydası gecikmeye düşmüyor olmanız ve bu sayede kredi notunuzun etkilenmemesi. Aynı zamanda borç ödememe halinde işleyecek yasal süreler de buna uyum sağlıyor.

Asgari ödemenin size zararıysa borcunuzu kapatmamış olmanız. Borcunuza gecikme faizi işlemiyor, ancak alışveriş faizi işliyor. Alışveriş faizi de aylık bir oranla verilir ve günlük yansıtılır. Atıyorum %3 alışveriş faizi varsa bu kalan ödenmemiş borcunuzun bir ay sonra %3 artmış olacağını gösterir ve bu artış günlük olarak gün başına düşen tutar kadar siz ödeyene kadar borcunuza eklenir. Asgari tutarın altında ödeme yapmışsanız ayrıca bir de gecikme faizi işler.

Yani banka hiç faiz işletmiyor değil. Neden böyle bir şey yapıyorlar, çünkü bankanın bir kaybı yok. Üstüne sizden faiz geliri elde ediyor. Eğer borcunuzu hiç ödeyemezseniz de sizin borcunuzu varlık şirketlerinden birine satıp kendi alacağını alıyor. İnsanın başına her şey gelir, siz borcunuzu ödeyebilecek biri olmanıza rağmen o ay alacağınız ödemeleri alamamış ya da yapmanız gereken başka ödemeleri önceliklendirmiş olabilirsiniz. Eğer böyle istisnai bir durumda bile kredi notunuz düşecek olsa kredi kartı kullanmaya daha soğuk bakardınız. Bu da bankaların işine gelmezdi. Asgari ödeme tutarı sadece "o ay için durumunuz sıkışık olduğunda" mantıklı bir şey. Bi nevi bankaya güvence vermiş oluyorsunuz ve olay geçici olarak tatlıya bağlanıyor. Sonuç olarak herkesin işine geliyor.
0
akhenaten
(16.04.24)
Kredi kartının "Kredi" kısmı biraz da o asgari tutar ödendikten sonra kalan, ödenmeyen ve faiz işletilen kısmı. Bankalar için kredi kartını kazançlı hale getiren de biraz o, zira kredi kartları tek başına çok karlı ürünler değiller. Özellikle faizin yüksek olduğu Türkiye gibi bir ülkede eğer müşteriler kredi kartı ekstrelerini tam ve zamanında ödese bu banka için pek de hoş bir şey olmazdı, zira sizi 30-40 gün civarı bir süre bedavaya fonlamış olurdu. Yani müşterinin asgari tutarı ödemesi bankanın işine geliyor ve eğer devlet "Bundan sonra asgari ödeme tutarı 100% olacak" dese buna muhtemelen ilk bankalar karşı çıkardı.
0
salihdt
(16.04.24)
duydugum kadariyla bankanin en sevdigi musteri borcun asgarisini odeyen musteriymis. cunku borcun oldugu surece musterisin. ve evet kalan borca faiz uygulaniyor.

eskiden asgari odeme toplam borcun %10'uydu. gencken bu sebeple epey faiz odedim sahsen.
0
supergirl
(16.04.24)
peki bu durumda borcun süresi uzuyor değil mi? mesela aylık 1000 lira toplam 12 ay borcumuz var. ilk ay 1000 lira yerine 400 lira ödüyoruz diyelim. 6 ay böyle devam ettik. 12 bin liralık borçtan sadece 2400 lira ödendi. 9600 lira hala duruyor. bu durumda 12 değil daha uzun süre devam edecek borç. yanılıyor muyum?

enflasyon yüksek olduğu için böyle yapan çok var sanırım.
0
🌸hknty
(17.04.24)
asgari ödeme tutarını ödeyince kalan tutar için faiz işliyor. o yüzden soru hatalı, konu kilit.
0
benarrivo
(17.04.24)
--1000 lira toplam 12 ay borcumuz var. ilk ay 1000 lira yerine 400 lira ödüyoruz diyelim. 6 ay böyle devam ettik. 12 bin liralık borçtan sadece 2400 lira ödendi. 9600 lira hala duruyor. bu durumda 12 değil daha uzun süre devam edecek borç. yanılıyor muyum?


++ 1000x12 ay borcunuz varsa ve ilk ay 400 oderseniz ikinci ay 1000+(600 ve faizi)+varsa bu ayki harcamalariniz=borcunuz olur. 1000 liralik taksidiniz varsa her ay 1000 lira ekstrenize isleyecek. sanki o ay harcamissiniz gibi. borc eger 12. ayda kapatirsaniz daha uzun surmez.
0
supergirl
(17.04.24)
(5)

Mesaiden sonra kafayı toparlayamama

sevilen progressive türkücü
Kafamı toparlamam uzun sürüyor, kendime gelmem 3 saatimi falan alıyor. Normal mi bilmiyorum ama kitap okumak bile eziyet gibi geliyor. Boş boş oturmak, yürümek istiyorum.Size de oluyorsa nasıl kendinize geliyorsunuz?
Kafamı toparlamam uzun sürüyor, kendime gelmem 3 saatimi falan alıyor. Normal mi bilmiyorum ama kitap okumak bile eziyet gibi geliyor. Boş boş oturmak, yürümek istiyorum.
Size de oluyorsa nasıl kendinize geliyorsunuz?
0
sevilen progressive türkücü
(15.04.24)
Yarim saat siziyorum koltukta sonra fisek gibi oluyorum
0
floydian
(15.04.24)
Titanic +1
Yani bu aslında kişiye bağlı. Misal ben twtich/youtube anlamsiz şeyler izliyorum biraz dizi falan izleyemem çünkü bir şey anlamaya çalışmak istemiyorum.
Meditasyon deneyebilirsiniz.
Yürümek güzel fikir.
0
logisticsmanager
(16.04.24)
Her zaman mı böyle? Bazen ne yaparsanız yapın dönemsel olarak yorgun hissedebiliyorsunuz. Hayat hiçbir zaman stabil değil. Böyle durumların yaşanması normal, siz de bu his geçene kadar uğraşacak yeni bir şeyler bulun, ilginizi çeken bir şeyle meşgul olmaya çalışın. Yaşadığınız histen kurtulamazsınız ama süreci atlatana kadar yardımcı olur.

Eğer az uyumaya başladıysanız toparlanana kadar daha erken yatın, eğer beslenme düzeniniz aksadıysa geri düzene oturtun. Bunlar çok etkili oluyor genelde.
0
akhenaten
(16.04.24)
@akhanaten
Çoğu zaman böyle. Yoğunluğun fazla olduğu günlerde daha fazla hissettiriyor.

Spora gidiyorum ama düzenli gidemiyorum.
Gece sık uyanmaya başladım belki ondan da kötü hissediyor olabilirim.
0
🌸sevilen progressive türkücü
(16.04.24)
Ben yemek yapıyorum ya da evden dısarı atıyorum hemen kendimi iyi geliyor.

Ben bir ara uyku problemi yaşıyordum. Gece terörü, epilepsi benzeri nöbetler, sık uyanma, kalitesiz uyku vardı. Gün içerisinde yaptıklarıma da yansıyordu. Sonra nöroloji uykuma yardımcı olacak antidepresan tarzı bi hap verdi. Yeniden doğmuş gibi oldum ve gün içinde konsantrasyonum arttı. İş öncesinde ve sonrasında başka şeyler yapmaya enerjim geldi. Tek sorunum uykuymuş.

O yüzden, belki de doktor tavsiyesiyle uykuya yardımcı olacak bir şeyler almanız, nörologla konuşmanız artı olabilir
0
jazzabel
(16.04.24)
(7)

Market pirincini yıkamak şart mı?

dejame
Daha kolay olsun diye cream of rice yapacağım. Tarifi çok basit, robotta pirinci un olana kadar çekiyoruz. İnternetten hazır almak yerine çok ucuza geliyor. Fakat marketten aldığım pirinci yıkamadan kullanırsam üstünde pestisit gibi zararlı maddeler var mıdır?
Daha kolay olsun diye cream of rice yapacağım. Tarifi çok basit, robotta pirinci un olana kadar çekiyoruz. İnternetten hazır almak yerine çok ucuza geliyor. Fakat marketten aldığım pirinci yıkamadan kullanırsam üstünde pestisit gibi zararlı maddeler var mıdır?
0
dejame
(15.04.24)
Bazı bitkiler topraktan siyanür alır. Elma ve pirinç bu bitkilerdendir. Elma, siyanürü çekirdeğinde depolar.

Pirinci sadece yıkamak değil birkaç saat ılık suda bekletmek doğru bir davranış olacaktır.
0
Mirket
(15.04.24)
her pirinci yıkamak gerekir. mercimeği de. bulguru da.
0
jelly bear
(15.04.24)
ne pirinci ne bulguru yıkarım yaparken. yıllardır ölmediiğime göre çok da bir problem olmasa gerek.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(15.04.24)
Pirinci yıkamanın esas sebebi nişastasından kurtarmak. Eğer yıkamazsanız hem çok kolay lapalanır hem de tadına etki eder. Örneğin japon mutfağında genelde pirincin kolay yapışması önemli oluyor, onun için öyle uzun uzun yıkanmıyor. Tadı da sizin kendi zevkiniz nişastalı severseniz yıkamayın.

Cream of rice nasıl oluyor bilmiyorum, tarifte yazdığı gibi yapın. Pirinci zaten lapa haline getirecekseniz yıkayıp yıkamamak çok da önemli olmaz ama tadını etkileyebilir.

Bir de pestisit olmasa bile en azından bir tozunu almak için dahi olsa soğuk sudan geçirmek faydalı. Neticede tarımsal ürün. Üretim sürecinde girdiği çıktığı yerlere güven olmaz.
0
akhenaten
(15.04.24)
pirinci yıkamazsan şekeri kilo aldırır. yıkanman şart.
0
sizofren06
(15.04.24)
Pirincin geldiği tırı/kamyonu, beklediği depoyu, paketleme sırasını vs. düşünürsen yıkaman en hayırlısı.
0
chicha_v2
(15.04.24)
bi tane gida muhendisi goruyorum instagram'da. paraboiling diye bir yontemi gosteriyor. pirinci yikamiyor ama suyla birkac dakika kaynatiyor. sonra suzup esas pilav yapma islemine geciyor.

yani anliyorum un yapacakmissiniz da, robotta un olur mu bilemedim. ogutucu lazim sanki ona. pirinc unu mu alsaniz :D
0
supergirl
(16.04.24)
(5)

Hatırlatıcı uygulama tavsiyesi

kanepeee
Diş fırçasını değiştirmek, berbere gitmek, çimleri biçmek gibi geniş aralıklarda yapılan işleri hatırlatacak bir uygulama arıyorum. tabi ilaç kullanıyorsam onu da her sabah hatırlatabilme özelliği fena olmaz.Örneğin her 2 ayda bir diş fırçasını değiştirmemi hatırlatsın. "ertele" tuşu olsun, bugün di
Diş fırçasını değiştirmek, berbere gitmek, çimleri biçmek gibi geniş aralıklarda yapılan işleri hatırlatacak bir uygulama arıyorum. tabi ilaç kullanıyorsam onu da her sabah hatırlatabilme özelliği fena olmaz.

Örneğin her 2 ayda bir diş fırçasını değiştirmemi hatırlatsın. "ertele" tuşu olsun, bugün diş fırçası alamadıysam yarın hatırlatsın. Yarın da alamazsam sonraki gün hatırlatsın. "değiştirdim" dediğim andan itibaren 2 ay saysın.

Android uyumlu olması şart. Mümkünse macos ve ios uygulamaları da olsun.
0
kanepeee
(14.04.24)
Telefonların dahili takvim uygulaması bunların hepsini yapıyor?

En azından samsungun takvimi ve google'ın takvimi için böyle.
0
akhenaten
(14.04.24)
Ben takvime sadece gerçekten vadesi olan toplantı veya ödeme gibi şeyleri koyuyorum. Takvim kalabalık olmasın diye.

Ivır zıvır olanlar içinse Microsoft To Do kullanıyorum ... Win, MacOS, Android, Browser hepsini destekler. Ücretsiz.

play.google.com
0
alfired
(14.04.24)
hocam aradığınız uygulama Habits (Loop Tracker) olabilir. Minimalist basit sade oldukça kullanışlı ve şık. tam tarif ettiğiniz özellikleri sunuyor. Özellikle bu kategoride çok fazla uygulama inceledim, 5 yıldan uzun süredir bunu kullanıyorum.

play.google.com
0
whimsically macabre
(15.04.24)
android deseymişsiniz tam süper olacakmış.
0
whimsically macabre
(15.04.24)
google keep'e bir bakın derim.
0
zalbarath
(15.04.24)
(3)

3. dünya savaşı geliyor mu?

olimpia
Geliyorsa veya geldiyse Türkiye nasıl konum almalı sizce?
Geliyorsa veya geldiyse Türkiye nasıl konum almalı sizce?
0
olimpia
(14.04.24)
kaç tane israil vatandaşı ölmüş? iran saldırıyı bitirdim dedi. misilleme yaıpldı ve olay kapandı. iyi geceler.
0
HellKeePer
(14.04.24)
Dünyanın sonu da geliyor ama bunun için birkaç milyar yıl öngrülüyor.

Gelecekte bir 3.dünya savaşı kaçınılmaz elbette. Ancak bunun için öncelikle taraflar arasındaki güç dengesinin daha da kapanması gerekiyor. Yeni teknolojiler ucuzlayıp erişilebilir oldukça ve diğer tarafta mevcut teknolojilere bariz derecede baskın yeni fikirler ortaya çıkmadıkça bu güç dengesi de eşitlenmeye devam ediyor.

Elbette bu açık bir anda kapanmayacak ve kapanma sürecinde de gittikçe güç kazanan taraf sadece dünya savaşını beklemeyecek. Bölgesel savaşlar, bloklar içinde öne çıkıp yerini sağlamlaştırmaya yönelik hamleler olacaktır ancak 3.dünya savaşı için bence henüz zaman var.

Ayrıca ekonomik yeterlilik de göz ardı edilemez. Savaş girişimleri olsa bile tarafların savaşları sürdürebilirlik güçleri eşit değil ekonomik olarak. msci acwi gibi endekslere bakarsanız sadece tek başına ABD'nin dünya ekonomisindeki payı %60'ların üstünde ve ABD yalnız değil. Bu bloğun karşısında "dünya savaşı" diye bir karşılaşmayı gerektiği noktaya kadar sürdürebilecek bir blok yok henüz. Dünya savaşının başlaması için öncelikle şu anda devam eden ticaret savaşının kazananının kim olduğunu görmek gerekiyor.

"Tepemizin tasını attırdınız, bence siz çok haksızsınız" kaynaklı bir dünya savaşının çıkması çok zor. Gerçi tek bir insan olarak tedirgin olmak için de illa dünya savaşı gerekmiyor. İnsanın bulunduğu noktada başlayan bir mahalle savaşı bile hayatını çok kötü etkileyebilir. Umarım daha kötü şeyler yaşanmaz ne diyelim.
0
akhenaten
(14.04.24)
ikinci dunya savasindan sonra tum dunya soguk savas boyunca bunu bekledi ama olmadi. bu muhtemelen artik olmaz. artik minik devletlere ve teror orgutlerine silah satma muhabbetinden oteye gecmiyor gibi bu tur seyler. hangi gelismis ulkenin halki rahatini bozup savas moduna girmek ister? topyekun savasin halk uzerinde onarilamaz etkileri oluyor. avrupa ulkeleri bu tur seylere asla girmez artik. cok salakca olur.

olursa da turkiye ikinci dunya savasindaki politikasini kopyalayip yapistirsin.
0
bohr atom modeli
(14.04.24)
(5)

Kredi kartı aidatı yasal mı ve iadesi nasıl talep edilir?

anaphylacticshock
Merhaba, Ziraat Bankası'nın BANKKART COMBO gold kredi kartını kullanıyorum. Hem maaş hesabım hem de kredi kartı hesabım tek kartta. Kredi kartımın Nisan ayı dönemine KART AİDAT ÜCRETİ adı altında yüklü bir mebla yansıtmışlar. Kart aidat ücreti kesintileri yasal değil ve iadesini talep etme hakkımız
Merhaba,

Ziraat Bankası'nın BANKKART COMBO gold kredi kartını kullanıyorum. Hem maaş hesabım hem de kredi kartı hesabım tek kartta.

Kredi kartımın Nisan ayı dönemine KART AİDAT ÜCRETİ adı altında yüklü bir mebla yansıtmışlar.

Kart aidat ücreti kesintileri yasal değil ve iadesini talep etme hakkımız var diye biliyordum ancak internette yasal deniyor.

Normalde her sene düşük bir miktar kesilirdi ama bu sene çekilen miktar gerçekten fazla geldi.

Yıllık aidat adı altında kesilen bu tutarlar gerçekten yasal mı?

Bu yıl ve önceki yıllarda kesilen aidat ücretlerinin iadesini toplu olarak talep edebilir miyim?

Bunun için nereye başvurmam gerekir?

(Bankayı aramadım. Arasam ne diyecekleri belli. Aylık belli bir tutar harcama karşılığında kesilen aidat ücretini puan olarak yansıtma kampanyası yapmışlar. Ben puan değil kesilen tutarların iadesini talep etmek istiyorum.)
0
anaphylacticshock
(13.04.24)
Her banka taksiti, kampanyası, puanı vesairesi olmayan aidatsız bir kart çıkarıyor. Bu kartları dışındaki kartların aidatı var. Ziraatin Bankart'ının da aidatı var.

Bankalar genelde telefon açıp, iptal ettiririm haa diye tehdit edip aidatını geri isteyen müşterilerine, eğer bankaya para kazandıran bir müşteriyse, bu seferlik deyip aidatın bir kısmını iade ediyorlar veya puan veriyorlar. Genelde de blöfü görüp kartı iptal işlemi yapıyorlar.

Ziraat Bankasının hiiiç o diyaloglara girmeden direkt kartı iptal edeceğini düşünüyorum ama bir şansını dene istersen.

Bu arada Ziraatin Bankkart Mobilde aidat iade sekmesi var. Orda 6 ay süreyle belirlediği kadar karttan harcama yaparsan aidatını otomatik iade ediyor. İadesi puanla mı oluyor onu bilmiyorum ama puanları da yine mobilden harcamalarını sonradan ödeme olarak kullanabiliyorsun. Diğer bankalar gibi şu tarihte veririm şu tarihe kadar harcamazsan keserim. o arada da sadece anlaşmalı yerde kullanabilirsin saçmalığı Ziraatte yok.

Ben bütün kredi kart sorularında Ziraat güzellemesi yapıyorum da seviyor muyum ben bu bankayı nedir :)
0
Mirket
(13.04.24)
Bahsettiğiniz durum mevduat hesaplarındaki "hesap işletim ücreti" konusundaydı. Kredi kartlarında durum biraz daha farklı. Sizin kullandığınız tarzda adında gold, platinum vb. ibareler olan kartların sağladığı bazı kampanyalar ve ekstra indirimler ya da ne bileyim özel danışmanlık hizmetleri falan oluyor. Kartın prestijine göre ambulans ya da taksi hizmeti veren falan bile var. Bunlara binaen bu tip kartlardan aidat alıyorlar ya da belirlenen tutarda minimum harcama taahhüdü veriyorsunuz. Ancak çoğu bankanın temel seviyede çıkardığı, sadece kredili harcama yapmaya yarayan ve çok bir numarası olmayan kartları da var. Onlardan almayı düşünebilirsiniz.
0
akhenaten
(13.04.24)
Tuketici hakem heyetine yaz yasal degilse iade olur zaten. (Bu sekilde iade alan gördüm ama ayrıntısını bilmiyorum)
0
sanguine mcqaer
(13.04.24)
Kredi kartı aidatı yasal.
Tüm bankalar "Aidatsız Kredi Kartı" çıkarmak zorundalar, çıkardılar. Onlara geçebilirsiniz.

Bankayı arayıp onlarla aylık belli bir tutar vs. gibi pazarlık yapabilirsiniz. Aslında banka bunu yapmak zorunda değil ama sizi kaybetmemek için yapıyor.
0
michael_knight
(14.04.24)
burdan aldım çok kez www.turkiye.gov.tr
0
ShadowOfMoon
(14.04.24)
(5)

Bir yakınınız kafayı sıyırmışsa ve tehlike yaratıyorsa ne yaparsınız?

santimantal
Bir yakınım var. 50 civarı yaşta.Ciddi kişilik bozuklukları var: obsesif kişilik. İnanılmaz cimri. İstifçi. Hurda ve çöplerle haşır neşir. Hiç para harcamaz. Varyemez. Aşırı gergin. Sürekli her şeyden yakınan, küfür edip duran vs vs...Eşi ve çocukları ona artık katlanamıyordu. Yıllardır eşi yatağını
Bir yakınım var. 50 civarı yaşta.
Ciddi kişilik bozuklukları var: obsesif kişilik. İnanılmaz cimri. İstifçi. Hurda ve çöplerle haşır neşir. Hiç para harcamaz. Varyemez. Aşırı gergin. Sürekli her şeyden yakınan, küfür edip duran vs vs...
Eşi ve çocukları ona artık katlanamıyordu. Yıllardır eşi yatağını bile ondan ayırmıştı.
Ve sonunda boşanma davası açtı. Evden uzaklaştırma kararı aldı.
Adam şu an kafayı iyice sıyırmış durumda.
Sürekli her yerde saçmalıyor.
Ailesini rezil ediyor.
Durumu tahlikeli de: Boşanma gerçekleşir ve mahkeme mal varlığını bölerse iyice kafayı sıyırıp çevresine zarar verebilir.

Adamda içgörü sıfır.
Ailesi çaresiz durumda.
Bu adama nasıl yardım edeceklerini bilmiyorlar.

Benim aklıma bir şey gelmiyor.
Belki bir çare vardır?
0
santimantal
(13.04.24)
Çevresine vereceği zarardan kastınıza bağlı biraz da. Çünkü anlattığınız kadarıyla kendisi yardım isteyecek ya da yardımı kabul edecek birine benzemiyor. Bu yaştan sonra ufkunun genişleyip yeni bir bakış açısı kazanması da çok zor. Eğer gidip insanları tartaklamayacaksa kendi haline bırakın siz de. Eğer etrafında kimse kalmadığını anlarsa belki bi ihtimal üstüne kafa yorar.

Herkes ortaklaşa şekilde "ne yapalım, ne desek lafımız geçmiyor, yaşına hürmeten ses çıkarmıyoruz" tarzında mı yaklaşıyor bu kişiye? Eğer durum böyleyse biraz daha otoriter davranmak gerekiyor sanırım.
0
akhenaten
(13.04.24)
acil psikiyatriden yatış ve ilaç tedavisi
0
bir soru sorcam
(13.04.24)
Muge Anli cozer anca galiba
0
The_Lollok
(13.04.24)
reşit çocukları varsa vesayet altına alınmasını ve hastaneye yatırılmasını sulh hukuk mahkemesinden istesinler.
0
paintov
(13.04.24)
Ben olayı tam anlamadım. Adam cimri, gergin, saçmalayan ve içgörüsü size göre olmayan bir adam.

Anlattıklarınızdan bunlar dışında bir sorun olduğu anlamı çıkmıyor.

Ailesi hem boşanma davası açıp hem uzaklaştırma kararı alıp ayrıca nasıl yardım ederiz diye mi düşünüyor?

Tehlikeden kastınız ne? Kime tehlike yaratmış ya da yaratabilir?
0
Mirket
(14.04.24)
(13)

Bir erkek neden kendisine sövülmesine rağmen engellemez?

Kahvedesu
Engellenirse daha çok takar diye mi?
Engellenirse daha çok takar diye mi?
0
Kahvedesu
(11.04.24)
Aynen bazı psikopatlar var öyle olur olmadık yerlerden stalk yapip kafaya takiyolar
0
abuzer
(11.04.24)
Çünkü engelleyince olur olmadık yerlerden iletişime geçmeye çalışıyorlar, bu daha korkutucu oluyor. @abu’nun dediği gibi takıntılı insan çok. Bir sürü hesabı olan, değişik sitelerden tc numarana kadar erişen türlü türlü tip var.
0
ruhen hastayim ben
(11.04.24)
Ruhencim bana dedin galiba, bahsettiğim kişinin zaten TC si ve adresi var. Oturup aramama gerek yok. Ama haklısın var böyle takıntılı tipler, evli adamın karısına kadar stalklayıp başka gruplarda paylaşan.
0
🌸Kahvedesu
(11.04.24)
Çünkü engellemek ergence bir hareket. Bana sövene cevap vermem, engellemem için düzenli sövmesi lazım.

Öte yandan
media.tenor.com
0
Bruce
(12.04.24)
Engel pek çözüm olmuyor zaten. Bana da baska hesaplardan yazan sapiklar denk gelebiliyor mesela.
0
Yourcousinmarvinberry
(12.04.24)
Sövdükten sonra tekrar iletişime geçti ve konuştuk.
0
🌸Kahvedesu
(12.04.24)
Ee ne diyor peki
0
abuzer
(12.04.24)
Selamı var abuzer sana.
0
🌸Kahvedesu
(12.04.24)
Ben olsam gıcık olsun diye oyle yapardım. Bütün erkekleri bilemem ama.
0
encokbenisevinnolur
(12.04.24)
Ben engel olayını sadece dolandırıcı hesaplar için kullanıyorum. Engelleyince başka zaman, başka yerde fırsat olunca devam ediyor kaldığı yerden. Engellemeyince azalarak bitiyor.
0
akhenaten
(12.04.24)
Ben. Üşeniyordur önemsemiyordur belki değişir diye bekliyordur. Normal yani
Bir de sövmek? Ucu çok açık… aptal herif demek de sövmek
0
Cezcez
(12.04.24)
Sövdükten sonra konuştuysa submissive'lik seviyor olabilir.
0
Bruce
(12.04.24)
ben zerre takmıyorum. en son bi tane kız böyle yaptı bu ay oldu. bıraktım öylece. uğraşamam valla harcadığım kilobyte a yazık. silip geçtim.

cahile laf anlatmakla uğraşamam. kendisine saygısı olan yapmaz zaten.

ha ısrarcı olan erkekse ve laftan anlamayıp sövülüyorsa; o bende yok. erkeğin böyle ısrarcı olanı hiç çekilmiyor. şahsen naz yapılıp ısrar bekleniyorsa gerçi onu da ben yapmıyorum ama neyse bu başka bişi :D
0
baldan kaymak
(13.04.24)
(4)

Bu bebek kedi davranışını yorumlayalım

morca
Mahallemde birkaç haftadır gördüğüm 3-4 aylık bir bebek kedi var. Annesi veya kardeşleri yok, tek başına hep. İnsanlardan aşırı korkuyor. Diğer kedilere mama götürdüğümde o da koşup geliyor ama daha büyük kedilerden de korktuğu için mamaya yanaşamıyor, uzaktan izliyor. Ben de onun önüne götürüp dökü
Mahallemde birkaç haftadır gördüğüm 3-4 aylık bir bebek kedi var. Annesi veya kardeşleri yok, tek başına hep. İnsanlardan aşırı korkuyor. Diğer kedilere mama götürdüğümde o da koşup geliyor ama daha büyük kedilerden de korktuğu için mamaya yanaşamıyor, uzaktan izliyor. Ben de onun önüne götürüp döküyorum, önce biraz kaçsa da sonrasında gelip yiyor.

Son günlerde ise hep şunu yaşıyoruz: onun önüne mama döküyorum, kaçmıyor ve yemeye başlıyor. Ben tam gidecekken elime pati atıyor. Pati attıktan sonra uzağa kaçıp geri geliyor mama yemeye bir de. :D İlk seferki derindi, çok kanadı. Neyse dedim. Ertesi gün yine aynısı oldu. Korkuyor desem patilemeden önce mamayı yiyor zaten, bir de tam ben geri çekildiğimde yapıyor hep bunu.

Bugün beşinci kez aynı şeyi yaşadık. Diğer kediler de arada pati atıyor ama onlarınki çizmiyor bile, uyarı patisi gibi daha çok. Bu çocuk gerçekten paramparça etti elimi, bugün yarım saat kan dursun diye bekledim. Elimi gören doktor arkadaşım kan durmazsa acile git de dikiş atsınlar bile dedi.

Önüne koyduğum mamayı da yiyen bu bebek kedi niye böyle yapıyor? Ben neyi yanlış yapıyorum? Önüne döküp gidiyorum, sevmeye de çalışmıyorum ki rahatsız olsun veya korksun. Fikir ve yorumlarınızı beklemekteyim.
0
morca
(11.04.24)
ilk aklıma gelen ona zarar verebileceğini düşündüğü oldu.

insan gibi değil, kedi gibi düşünmeye çalış yani ilkel bi varlık olarak :) daha çok küçük olduğu için insanları kategorize edememiş ve hangi davranışın nereye gideceğini bilmiyor muhtemelen.

yemek yerken, tuvalet yaparken ve uyurken korumasız olurlar onun için en ufak bi harekete aşırı twpki verebilirler, özellikle yeni tanımaya başladığı eylemlerde. şöyle düşün o tam dalmış yiyiyorken sen birden hareketlenip kalkınca ona karşı bi hamlede bulunduğunu sanıyor ve ona pati atarak tepki veriyor olabilir diye düşündüm. sonra kaçıyor bakıyor senden bi hamle yok ona zarar verebilecek geliyor yemeye devam ediyor :D

yaşı ilerledikçe alışır bu duruma aynı tepkiyi vermez :)
0
e mice
(11.04.24)
Karnı doyduktan sonra, (kedi aklınca) oyun oynamaya çalışıyor olabilir. İlk aylarda annesi öğretir, ama anne olmayınca beceremiyordur ... diye düşündüm.

Pençe atınca karşılık vermezseniz, 3-5 defadan sonra yapmaz (umarım).
0
alfired
(11.04.24)
e mice +1 diyorum.

Bizim iş yerinde beslediğimiz, kucağımızdan inmeyen, kendini herkese sevdiren kedi bile mama sırasında dokunmaya çalıştığında aslan kesilip bir anda takıyor pençeyi ya da tıslıyor. Çünkü mama yerken savunmasız ve tetikte oluyorlar sürekli. Hele de sokak kedisi ve sizinki gibi savunmasız, kendini savunmayı öğrenememiş bir kedi iyice korkup ani hareketlerde tepki veriyor olabilir.
0
pianeta
(11.04.24)
@e mice +1

Çalıştığım yerdeki yavrular da böyleydi, onların anneleri de yanındaydı ama anneleri aşırı korumacı olduğu için yavrulara hiçbir zaman dokunamadık ve haliyle çok yabancı ve ürkek kaldılar insanlara karşı. Bir keresinde gözü rahatsızlanan yavrunun birine damla damlatmaya çalışırken çıkardıkları dramanın haddi hesabı yoktu :D Büyüyüp irileştikçe yaklaşmaya başladılar. Şimdilerde korkmayı geçtim, özel ilgi bekliyorlar.
0
akhenaten
(12.04.24)
(6)

Halka Arzlarınızı Tavan Bozunca Satıyor musunuz Bekletiyor musunuz?

halitkin
Şahsen girdiğim hiçbir halka arzı satmıyorum ancak görüyorum ki birçok kişi tavan bozduğu an satıyor. Sizce ben yanlış mı yapıyorum? Siz nasıl bir strateji izliyorsunuz? Ben en azından 1 sene bekletme taraftarıyım, genelde 2 katına çıkıyor ancak önerebileceğiniz farklı bir strateji varsa uygulayabil
Şahsen girdiğim hiçbir halka arzı satmıyorum ancak görüyorum ki birçok kişi tavan bozduğu an satıyor. Sizce ben yanlış mı yapıyorum? Siz nasıl bir strateji izliyorsunuz? Ben en azından 1 sene bekletme taraftarıyım, genelde 2 katına çıkıyor ancak önerebileceğiniz farklı bir strateji varsa uygulayabilirim. Bir de GYO arzlarına katılmama kararı aldım, siz GYO'lar hakkında ne düşünüyorsunuz? Halka arza girerken sektör gözetiyor musunuz?
0
halitkin
(11.04.24)
benim de 20 30 bin oldu halka arz. zaten artık çok girilmiyor. bozmuyorum.şu ana kadar dolar altın euro ve bu hisseleri hiç bozmadım. ihtiyacım olmadıkça bozmam
0
ShadowOfMoon
(11.04.24)
benzer bir soru ben de sormuştum
www.eksiduyuru.com

ben satmıyorum şimdilik. bu arada GYO arzlarına ben de girmiyorum. yakında bir tane var. millet borçlarını katlımcılara ödetecekler diye yorumlar yapmış X'de. bu yüzden katılmayacağım GYO lara. aldıklarımı da henüz satmadım. zaten 3-5 bir sey biriksin diyorum.

twitter.com
0
exlibris
(11.04.24)
ben maliyet satisi yapiyorum tavan bozmasa da %150-200 falan olunca satiyorum, kalan duruyor. Aldigim parayla da normalde portfoyumde biriktirdigim hisselerden aliyorum.

halka arz olan firmaya da bagli tabii bu biriktirmeyi dusunecegim bir firma olursa arzi ucuz bulursam tavandan alirim da. Su an icin benim acimdan oyle bir firma olmadi.
0
wallcan
(11.04.24)
Ben satıyordum, artık satmıyorum. Sattığım arzların listesini tuttum excelde düzenli olarak günlük hesaplanıyor değerleri. Güncel sepet değeri benim sattığım değerin hayli üstünde. Aslında aralarından birçoğu çok da yükselmemiş, hatta ekside olanlar da var, ama yükselenler iyi yükselmiş. Bunlar da sepeti yukarı taşımış.

Ben kendi adıma gyoları tavan bozunca satıyorum, gerisini tutuyorum. Zaten takip etmek de zor geliyor artık.
0
akhenaten
(11.04.24)
Satmadım henüz hiç. Satmamaya çalışıyorum.
0
Amaranta ursula
(11.04.24)
Eylülden beri halka arz hisseleri satın alıyorum ilk başlarda tavan bozunca satıyordum. Sonra satmamaya başladım ama lazım olunca satıyorum.

Avpgyo vakasından sonra gyo hissesi almıyorum. Teknoloji şirketlerini kesinlikle almaya çalışıyorum. Bu parayı sonbaharda kullanmayı hedefliyorum bu yüzden tutabileceğim kadar tutacağım.
0
black holes in the sky
(12.04.24)
(4)

Göndericisi amazon olan ürünün iadesi - kozmetik

condom kurşunu
Güneş kremi aldık piyasdan baya uyguna bulduk ama sonra sktsi yakın ya da geçmiş olabilir mş diye kıllandım. Geldiğinde böyle bir durum yaşarsak iadesi kolay oluyor mu?
Güneş kremi aldık piyasdan baya uyguna bulduk ama sonra sktsi yakın ya da geçmiş olabilir mş diye kıllandım. Geldiğinde böyle bir durum yaşarsak iadesi kolay oluyor mu?
0
condom kurşunu
(11.04.24)
Evet kolay.
0
jackyr
(11.04.24)
Online pazarterkerinde çok fazla sahte güneş kremi var. Şikayetvar sitesine göre Amazon’da da varmış.

Geçmişte internetten almıştım ve kokusu vs çok kötüydü, sahte ama gerçek gibi görünüyor. Güneş işi şakaya gelmediğinden Rossmann. gratis gibi yerlerdeki indiirimlere bakın
0
kaset
(12.04.24)
Normalde ürünü açmadan her türlü iade edersin zaten. Ancak açsan bile kusur varsa yine iade edebilirsin Amazon’da. Başka platform olda açınca almaz da Amazon alabilir
0
kondansator
(12.04.24)
Aynı sebepten daha önce iade yaptım ben amazonda. Batch kodunu kontrol edip raf ömrü dolduysa bu sebeple iade etmek istediğinizi söylersiniz sorun olmaz. Ayrıca iade ettiğiniz aynı ürünü geri alacaksanız evden ücretsiz gelip alıyorlar iadeyi.
0
akhenaten
(12.04.24)
(5)

Hava temizleyiciler gereksiz mi?

chicha_v2
https://www.daikin.com.tr/hava-temizleme-cihazi-nemlendirmeli-mck55w_183187İstanbul'da yaşıyoruz, evde kedi de var. Zaman zaman hava çok kirli oluyor malum. Evimiz de nemli gerçi nemlendirme özelliği olmasa da olur ama kimisi pek işe yaramıyor gereksiz vs. diyor.Japonya'da her otelde, mekanda vardı
www.daikin.com.tr

İstanbul'da yaşıyoruz, evde kedi de var. Zaman zaman hava çok kirli oluyor malum. Evimiz de nemli gerçi nemlendirme özelliği olmasa da olur ama kimisi pek işe yaramıyor gereksiz vs. diyor.

Japonya'da her otelde, mekanda vardı bu cihazlardan. Gereksiz olsa adamlar kullanmazdı bir de size sorayım dedim kullanan var mı memnun mu bu cihazlardan?
0
chicha_v2
(10.04.24)
gereksiz değil de, o linkte paylaştığınız biraz gereksiz büyük. daha kompakt ve evde şık duracak cihazlar var.
0
malheiros
(10.04.24)
Linkteki ev için fazla büyük +1

Hem gereksiz hem değil. Öncelikle açık musluğun altında bardak kurulanmaz. Atasözü olsun bu da :D

Siz toz toplamak için bu cihazı açıp bir taraftan da kapı pencere açık oturursanız hiçbir işe yaramaz.

Ancak havalandırma sistemi oluşturup genel olarak ev içi havalandırmayı bu sistemle sağlayıp arada sırada, hava temizken camları açarsanız maksimum faydayı ancak o zaman görürsünüz. Neden böyle yapasınız? Sağlıklı bir insansanız çok gereksiz masraf ve bakım yükü doğurur. Sadece çok alerjik bir bünyeniz varsa mantıklı olur.

Ya da eviniz zaten havadardır, çok sık cam, pencere açmıyorsunuzdur yine faydalı olur.

Ancak esas derdiniz kedi kıllarıysa zaten aletin çalışma mantığına ters, çok verim alamazsınız. Bu aletler havadaki tozu topluyor, kedinin minimal düzeyde havada süzülecek türden kıllarını toplar, filtreye bakınca toplanmış kıllar görürsünüz ancak yere düşecek gibi normal ağırlıktaki kıllar düşer kalır yerinde. Bu alet tek merkezde duran sihirli bir elektrikli süpürge değil sonuçta. İçinden geçen havayı filtreliyor, yerdeki tozları vakumlamıyor. Bu amaçla kullanmak için robot süpürgeler daha faydalı.

Hani güneş ışığı vurunca havada uçuşan bir toz kümesi görürsünüz ya, işte onu azaltıyor.
0
akhenaten
(10.04.24)
Philips Ac3033/10 kullanıyorum, başka bir evde, otelde uyuyunca ağzım burnum tıkanıyor, gerçekten işe yarıyor.
0
kimlanbu
(10.04.24)
mi air purifier compact aldım geçen, bence iş görüyor
0
fuzuli
(10.04.24)
Böyle cihazlar insanın toleransını azaltmıyor mu?
İnsan kirli havaya çıkınca rahatsız olmaya başlayabilir.
0
parka
(10.04.24)
(14)

günün en güzel saatleri

deranzo1
akşamüstüne bayılıyorum. güneş etkisini yavaştan kaybetmeye başlamış, tatlı tatlı yüze vuruyor. mevsimlerden özellikle bahar, mfffs enfes. enerjik hissediyor insan. keşke 7-24 bu saatlerde yaşasak.siz ne insanısınız? gece, öğle, sabahın körü?
akşamüstüne bayılıyorum. güneş etkisini yavaştan kaybetmeye başlamış, tatlı tatlı yüze vuruyor. mevsimlerden özellikle bahar, mfffs enfes. enerjik hissediyor insan. keşke 7-24 bu saatlerde yaşasak.

siz ne insanısınız? gece, öğle, sabahın körü?
0
deranzo1
(08.04.24)
en az insanı görebileceğim saatler, gece uyku desek herhalde sabah 5-7 arası.
0
gule gule
(08.04.24)
Sabahları nedenini bilmiyorum ama hep kendimi dans ederken buluyorum. Herhalde yeni gün yeni umutlar babında :))
0
rock n roll
(08.04.24)
Ben de akşamüstülerini çok severim, özellikle de yazın.
0
fraise
(08.04.24)
Sabah günün ilk saatleri, 6-7 civarı.
0
pianeta
(08.04.24)
Akşamüstü+1
Gün batımını izlemeye bayılırım.
0
Amaranta ursula
(08.04.24)
Sabah 8-9 ve akşam üstü gün batımı insanıyım. Sabah taptazecik hava ve kuş sesleriyle gün batımında güneşin muhteşem tonlarına tapıyorum
0
mor oje
(08.04.24)
sabahın erken saatleri 7-8:30 arası. bayılırım.

hele gökyüzü güneşliyse ve ben sürüşteysem üff.
0
baldan kaymak
(08.04.24)
akşamüstleri çocukluğumdan beri en sevdiğim zamandır. okul otobüsü annem babam çalışıyor diye beni babannemlere bırakırdı. üniformamı değiştirir balkona geçerdim. suadiye'de yaşıyordu babannemler ve kocaman bir balkonları vardı. balkonun etrafı panjurlarla kapatılmıştı, onları ileri iterdik ki güneş çok rahatsız etmesin ama manzara da kapanmasın. halam börek ve pasta alır getirirdi. babannem çay demlerdi, salata yapardı. balkona oturur, panjurların arasından sızan akşam güneşi gözlerimizi almasına pek aldırş etmeden adaları izleyerek beş çayı yapardık.
yazın da yazlıkta, sahilden insanlar çekilmiş olduğunda, günbatana değin yüzeriz denizde. tüm sahil bize kalır. deniz hafiften soğur. helikopterböcekleri deniz üstnde çılgınca uçar. deniz durulur, adeta havuz gibi olur.
akşamüstü kesinlikle en harika zaman.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(08.04.24)
Sabahın şerri akşamın hayrından iyidir derler eskiler.
Ne varsa sabah var. Hele de gün ağarırken.
0
etna
(08.04.24)
Kesinlikle akşamüstü...
Ama gün doğmaya yakın ve doğarken de apayrı...ama tam tamına ayık olmuyor insan
0
gadlemler
(08.04.24)
sabah gun dogumundan oglene kadar olan sureye bayiliyorum. en verimli oldugum ve gunun en umut dolu donemi.
aksamustunu de severim, gorsel solen.
en sevmedigim sanirim 2-4 arasi gibi bir sey yapmak icin hem gec, hem erken olan saatler.
0
antikadimag
(08.04.24)
Sabahın körü her şey daha huzurlu geliyor. Yazın sabah 6-9 arası.

Hava ferah, sabah güneşi zihin açıyor, kahvaltı güzel, insanlarla günaydınlaşmacalar, sabah haberleri, yorgunluk yok, bir fincan kahve vs. vs.
0
akhenaten
(09.04.24)
O kadar değişti ki zaman içinde. Lisede uyumayıp sabahladığım dönemlerde güneşin doğduğu zamanlardı. Sonra sonra vücut dayanamayınca, saatleri ayarlamayınca güneş doğmadan evden çıktığım için sevmemeye başladım o saatleri. Gece uykusuna çok daha dikkat ettiğim için geceler pek bir şey ifade etmiyor benim için. Gündüz 8-12 arası herhalde artık.. Akşamüstü manzarası güzel bir yerdeysem daha çok hoşuma gidiyor.
0
black holes in the sky
(09.04.24)
her gün gün batsın diye beklerim. akşam-gece
0
ala09
(09.04.24)
(1)

Begonyamı kurtarınız sayın botanikçiler

prole
Merhaba. Resimlerde göreceğiniz begonya saksısı, içinde kuru bir dal ile bana iki sene önce geldi. Dal bu zamana kadar hiç yaprak vermemiş, hatta üst kısımları kuruyup kırılmış ve kısalmıştı. Kışın açan bir yaprağı alıp suda köklendirdim, birkaç yaprak verdi ve başka bir saksıya ektim. Ancak yaprakl
Merhaba. Resimlerde göreceğiniz begonya saksısı, içinde kuru bir dal ile bana iki sene önce geldi. Dal bu zamana kadar hiç yaprak vermemiş, hatta üst kısımları kuruyup kırılmış ve kısalmıştı. Kışın açan bir yaprağı alıp suda köklendirdim, birkaç yaprak verdi ve başka bir saksıya ektim. Ancak yapraklar bu saksıda hemen öldüler. Mevsim kaynaklıdır dedim ve tekrar köklendirdim. Sonra bir baktım ki resimdeki saksıda bulunan dal ilk defa böyle yaprak vermiş. Suda köklenen begonyayı da aynı toprağa ektim 3 gün önce. Ancak yeni ektiğim yapraklarda resimdeki gibi çürüme benzeri bir şey baslamış. Belki toprağa değdiği içindir, diye düşünüp alttan destek attım. Şimdi bu yeni ektiğimin durumu nedir ve nasıl kurtulur? Bir de eski dal neden böyle kurumuş ve nasıl kurtarılır? Ne yapmalıyım?Fotoğrafları paylaşıyorum, yardımcı olabilirseniz çok sevinirim.

ibb.co
ibb.co
ibb.co
0
prole
(06.04.24)
Saksıdaki bahçe toprağı mı?

Bahçe toprağında yetişmiyor begonya, bu arkadaş Brezilyalı, tropikal. Tamamen torf kullanmalısınız. Torf içine de perlit karıştırın çünkü begonya toprağı gevşek ve havadar olmalı. Saksının dibine de çakıllar koyun, suyu süzmek için.

Begonya gevşek ve nemli toprak seviyor ama ıslak olmamalı, ıslak toprak hemen her bitkiyi öldürür. Hafif nemli olmalı, kuru kalmamalı. Toprak 1 cm derinliğe kadar kurudukça sulaycaksınız ancak saksıdaki bütün su da süzülecek. Suyun süzülmesi, saksı içinde birikmemesi çok önemli.

Bitkinin bulunduğu ortam da nemli olmalı, arada yapraklarını da nemlendirmelisiniz. Biraz zahmetli bir bitki. Ek olarak doğrudan güneşe maruz kalmamalı.
0
akhenaten
(06.04.24)
(5)

ağırlık/tekrar farkı

kibritsuyu
google'da aratınca upuzun yazılar çıkıyor. ben basitçe mantığını öğrenmek istiyorum.10 kiloluk dambılı 20 kere kaldırmakla, 20 kiloluk dambılı 10 kere kaldırmak arasındaki farkı bana kısaca açıklayabilir misiniz? ilkinde şunu yakarsın bunu kazanırsın, ikincide bunu yakarsın şuran gelişir, ya da ikis
google'da aratınca upuzun yazılar çıkıyor. ben basitçe mantığını öğrenmek istiyorum.

10 kiloluk dambılı 20 kere kaldırmakla, 20 kiloluk dambılı 10 kere kaldırmak arasındaki farkı bana kısaca açıklayabilir misiniz? ilkinde şunu yakarsın bunu kazanırsın, ikincide bunu yakarsın şuran gelişir, ya da ikisi de aynı, hiç farkı yok gibi basit bir açıklama bekliyorum.

ya da bir yüzücü olarak kendime uyarlayayım. tempolu şekilde 1600 metre yüzmek ile, hayvan gibi depar ata ata 400 metre yüzmek arasındaki fark bana ne olur?
0
kibritsuyu
(05.04.24)
temelde kuvvet ve hacim antremanı gibi yazdıklarını göreceksin ama yapılan çalışmalara göre kas gelişimi açısından pratikte arada devasa bir fark yok.

asıl farklar bence şunlar:

- tekrar sayısı çok arttığında erken yoruluyorsun ve sıkıcı hale geliyor.
- tekrar sayısı az olunca ağırlık miktarı çok artıyorsa bu sakatlık riski ve eklemlerine gerekesiz yük oluşturuyor.

bunun dışında da aslında bir sürü şey var. mesela 20 kilo dambılı formu bozmadan yapabiliyor musun yoksa fark etmeden belden destek alarak savuruyor musun ?

temelde hepsindeki amaç kasları tükenişe kadar götürüp kalan enerji ile bir miktar daha devam edebilmek. yoksa 1 kg ile 200 tekrar yapmanın bir esprisi yok. ama inan o bile sıfır etki değil, 1kgx200 tekrarla bile bir miktar kas kazanabilirsin.
0
orpheus
(05.04.24)
1-6 kuvvet
8-12 buyume
15+ dayaniklilik olarak gecer her yerde eger teorik bilgiyi soruyorsan.

ilk ikisini yapmis biri olarak asagi yukari dogru diyebilirim ama hic yuksek tekrar yapmadim.
0
bay b
(05.04.24)
Çok kabaca ve çok özetle Kas kütlesi kazanmak için kaslardaki mikroliflerde yırtılma ve yeniden onarım süreçlerinin görülmesi gerekiyor.

1- Çok ağırlıkla az tekrar yaparak kaslar üzerindeki şok miktarını artırıp yırtılma oranını sağlıklı ve yoğun bir seviyede tutuyorsunuz. Haliyle kaslardaki yeni mikrolif oluşumu daha yoğun oluyor.

2- Az ağırlıkla çok tekrar yaparak yırtılma oranını düşük tutup kas gelişimi sürecini yavaşlatıyorsunuz. Düşük yoğunlukta yapım-yıkım süreçleri kaslarınızın artıp azalmadığı bir denge noktasında kalıyor, formunuzu koruyorsunuz.
0
akhenaten
(05.04.24)
Yüzücüysen zaten konuya vakıf olman lazım.

Ben atletizmden örnek vereyim. 100 merte koşucusuna maraton ya da maraton koşucusuna 100 merte koşturamazsın. Birinde kaslar, patlayıcı güce diğerinde zamana yayılmış güce göre gelişmiştir.

Kısa mesafe yüzücüsüysen çok ağırlık ile az tekrar, NYAD gibi Küba'dan Amerika'ya yüzecek isen az ağırlıkla çok tekrar yapman uygun olur.

Bu arada NYAD filmini şiddetle tavsiye ederim.
0
Mirket
(05.04.24)
bence bunu en iyi açıklayan örnek arabalardaki turbo modu. nasıl fazla hızlı gidersen turbo devreye giriyor ve fazla yakıt harcıyor. bunun gibi. fazla agırlık olmayınca bu yakma moduna girmiyor.

ama senin vucudun için 10 kilo da o eşiği geçiyorsa çok farkı yoktur diye düşünüyorum.

buna benzer örnek te deli gibi koşmaları, oksijen yakma kapasitesi var, bu da ne kadar koşarsan koş daha fazlasının bir faydası olmayacak.

biz meslektaşız kendi spor deneyimime istinaden yazıyorum.
0
liberal
(05.04.24)
(6)

Çağlanın yendiği başka ülkeler var mı?

wild honey suckle
Bugün çalıştığım çok kültürlü okula çağla getirdim. Kolombiya'lısından, ABD'lisine, İspanyol'undan, Hintlisine kimse ne olduğunu bilmiyordu. Hatta İngiliz direkt tohum falan sandı. Çağla bizden başka nerelerde yeniyor, yoksa bize özgü bir şey mi?
Bugün çalıştığım çok kültürlü okula çağla getirdim. Kolombiya'lısından, ABD'lisine, İspanyol'undan, Hintlisine kimse ne olduğunu bilmiyordu. Hatta İngiliz direkt tohum falan sandı. Çağla bizden başka nerelerde yeniyor, yoksa bize özgü bir şey mi?
0
wild honey suckle
(05.04.24)
Ben de merak ettim. doğrudan şahit olan birileri gelmezse diye internette şöyle bir dolanınca iran ve akdeniz çevresi ülkelerde tüketildiği söylenmiş hep. Badem yetiştiriciliği yapılan yerlere de haritadan bakınca aynı yerler öne çıkıyor. ABD'de de sadece Kaliforniya'da yetiştiriliyormuş, oralardan tanıdıklarınız varsa bir sorun bence, sorduktan sonra editlerseniz müthiş olur :D
0
akhenaten
(05.04.24)
@akhenaten ya iran abd belki yetişiyor ama yaygın olarak yenmiyor muhtemelen. gerçi bir türk de ben hayatımda hiç görmedim dedi.
haftaya yunan'da olcam gidip sorcam insanlara öyle merak ettim:)
0
🌸wild honey suckle
(05.04.24)
Çağla aslında olmamış badem. ben meyvelerin olmamış halinin yendiği tek ülke bizimki diye biliyorum, ki hiç kimse yeşil erik bilmiyor. hatta üniversitede californialı bir arkadaşım vardı babasının badem tarlaları varmış, ona sorduğumda yenmez ki o diye cevap vermişti :)
aynı şekilde yeşil erik için de aynısını düşünüyorlar, olmamış erik yenmez diye. ben türkiyeden getirip ikram ettiğimde çok garipsemişlerdi :)
0
wendyangelamoiradarling
(05.04.24)
iran'da da populer çağla (yeşil/olmamış badem) ama belki her bölgesinde değil. tuza banarak da yiyorlar bizim gibi ve buna "chaqale bâdam" diyorlarmis. hatta çağla çorbası da yapıyorlarmış, "khoresh chaghaleh badoom" dedikleri.

wikipedia, türkiye ve iran dışında, israil ve arap ülkelerinde de yaygındır diye eklemiş.

fransa'da provence bölgesinde kuzu yahnisi gibi yemeklere de koyuyorlarmış. baharda akşam yemeklerinden önce aperatif olarak da yenebiliyormuş. portekiz'de şekerle kaplı çağla popülermiş.

edit (ek bilgiler):
lübnan ve suriye'de de yeniyormuş. bizim gibi tuzlayarak da yiyorlar. "لوز أخضر" (lawz akhdar) deniyor yani yesil badem.

yunanistan ve kibris'ta da yiyen varmis. onlar πράσινο αμύγδαλο (prasino amygdalo) diyor.

hindistan'nin bazi bolgelerinde de yeniyormus. hindi dilinde हरे बादाम (hare badam) olarak geciyor.

badem agaci yetistiren akdeniz bolgelerinde yenen yerler vardir, ispanya ve italya'nin bazi yerleri dahil. kazakistan ve ozbekistan'da da yetistiriliyor ve orda da yesil badem yiyenler varmis.
0
ermanen
(05.04.24)
Kuzey Kibris.
0
Yourcousinmarvinberry
(05.04.24)
Bu arada bir Malatyalı olarak ek yapayım;
Kayısı 'nin yeşil hâline de çağla denilir. Sadece bademe değil. Ve Malatyalılar in çoğu kayısıyı çağla iken yer, olgunlaşmış sarı kayısı yiyen pek görmedim
0
etna
(05.04.24)
(2)

Yıllardır duran hurda minibüs nereye bildirilir?

mirty
Heralde bir 10 yıldır duran üzerinde plakası olan bir minibüs var, arac hurda çingeneler içini çer çöp toplamak için kullanıyor. Nereye bildirilir? 155 yazan var, cevre bakanlığı yazan var, cimer yazan bile olmuş.
Heralde bir 10 yıldır duran üzerinde plakası olan bir minibüs var, arac hurda çingeneler içini çer çöp toplamak için kullanıyor. Nereye bildirilir? 155 yazan var, cevre bakanlığı yazan var, cimer yazan bile olmuş.
0
mirty
(05.04.24)
www.mevzuat.gov.tr

Karayolları Trafik Yönetmeliği
Onbirinci kısım
Çeşitli Hükümler
Terkedilen, Hasara Uğrayan veya Uzun Süre Parkedilen Araçlar

Madde 174 – (Değişik: RG-18/05/2007-26526)
Karayolunu kullananları uzun süre etkileyecek şekilde park edilmiş, terk edilmiş veya hasara uğramış araçları, durumu bir tutanakla tespit ederek kaldırıp götürmeye ve trafikten men etmeye trafik zabıtası yetkilidir.

zabita.ibb.gov.tr
0
akhenaten
(05.04.24)
mahallede bomboş duran hurda araç bir süre sonra ipsiz sapsızların buluşma noktası oldu, ateş yakmalar, 8-10 kişi geçtiğimiz kaldırıma oturup alkol almalar, geçmeye çalışırken tuhaf tuhaf hareketler filan, gayet de izmir'de düzgün bir muhitte. ben muhtara bilgi verdim, muhtar tanıyoruz çocukları falan dedi, olabilir ben ve mahalleli tanımıyoruz ve güvenlik endişesi yaratıyorlar, siz müdahale etmezseniz belediyeye gideceğim dedim. ertesi gün çekildi kaç yıldır duran hurda araç.

muhtarı deneyin derim.
0
Phoebe
(05.04.24)
(2)

Bir hissenin alınabilir olduğuna nasıl karar verilir?

dedeminhirkasi
Bu hisse henüz değerinde değil, alınabilir… işte öz sermaye borç vs bakıyorum ama anlamıyorum. Neye bakmam lazım bu hissenin kazandığı parayla değeri düşük diyebilmem icin
Bu hisse henüz değerinde değil, alınabilir… işte öz sermaye borç vs bakıyorum ama anlamıyorum. Neye bakmam lazım bu hissenin kazandığı parayla değeri düşük diyebilmem icin
0
dedeminhirkasi
(04.04.24)
Piyasa değeri / defter değeri
Fiyat / Kazanç oranı ilk bakılacak yerler. Bunların mümkün olduğunca düşük olması gerekiyor. Ama başkaca da bir sürü faktör var. Bunu öğrenmek için Temel Analiz yapmayı öğrenmen, Al Sat zamanlarını belirleyebilmek için de teknik analiz yapmayı öğrenmen gerekiyor. Tabi altyapı olarak ekonomi bilmen Dünya siyasetini çok iyi takip etmen ve isabetli öngörülerde bulunabiliyor olman gerekiyor.

Mahfi Hoca'nın ekonomiyi basit dille anlattığı kitaplar var. Onlarla başlayabilirsin. Youtube'da dünya kadar temel ve teknik analiz öğreten videolar var. Onlardan da istifade edebilirsin.
0
Mirket
(04.04.24)
Diğer teknik göstergelerin yanında fiyat kazanç oranı ve piyasa değeri / defter değerinde düşüş yaşanan yani görünürde ucuzlayan şirketlerin ne için ucuzladığı da önemli. Bunun için de sektör ve şirketle ilgili raporlara bakmanız gerekir. Şirketin borç durumu, gelecek yatırımları, mevcut yatırımları ve bunların devamlılığı önemli.

Şirket değerlemesi borsanın en temel ve en hayati noktası zaten. Tüm borsa yatırımcıların cevabını bilmek istedikleri tek soru bu aslında. Şirket değerlemesi yapan şirketlere bunlar için boşuna tonla para akıtılmıyor.

Sorduğunuz soruya en tutarlı cevabı vermenin ne kadar kompleks bir süreci içerdiğini görmenin en kolay yolu halka arz olan hisselerin borsaya gireceği fiyatın belirlendiği raporları okumak olabilir. Çünkü bu raporlar doğrudan sizin sorunuza cevap veriyorlar, şirkete değer biçiyorlar.

örneğin en son arz olan şirket olan ENTRA'nın değerlemesine şu linkten bakabilirsiniz

cms.icenterra.com.tr

Sizin sorunuz o linkte 65 sayfalık bir raporla cevaplanmış. Haliyle bu işlemi bireysel olarak yapamayacağınız için f/k ve pd/dd oranlarına bir bakıp, şirket bilançosunu inceleyerek borçluluk durumuna bir bakıp sektör hakkında okumalar yapıp haber akışlarını tahmin etmek kendine bir yol çizmek küçük yatırımcının elinde olan kısıtlı ancak kullanılan bir yöntem.

Teknik analiz için de bankaların raporlarına bakabilirsiniz.
0
akhenaten
(05.04.24)
(3)

borsayi mobil olarak nereden takip ediyorsunuz?

Sour
investing'den takip ediyordum, fakat turkiye piyasasini dogru vermiyor. turk sitelerden baktigimda farkli, oradan baktigimda farkli. turk bir mobil app ariyorum. bu arada ucretsiz bir sekilde hisseyi ayarladigim seviyeye geldiginde bana bildirim gonderirse sevinirim. var mi bildiginiz?simdiden tesek
investing'den takip ediyordum, fakat turkiye piyasasini dogru vermiyor. turk sitelerden baktigimda farkli, oradan baktigimda farkli. turk bir mobil app ariyorum. bu arada ucretsiz bir sekilde hisseyi ayarladigim seviyeye geldiginde bana bildirim gonderirse sevinirim. var mi bildiginiz?

simdiden tesekkurler!
0
Sour
(04.04.24)
Ücretsiz olarak gelen veriler altta bir yerlerde de yazar, 15 dakika gecikmeli olarak verilir. Anlık veri platformu istiyorsan aracı kurumunun veya bankanın mobil sitesini kullanabilirsin.

Futbol maçlarının anlık olarak ücretsiz yayınlanması gibi bir şey bu. Lisans gerektirir. Yasaktır. 15 dakika gecikmeli olarak yayınlayabilirler.

Sanmıyorum ama yasağı delen bir kurum varsa bilemem.
0
Mirket
(04.04.24)
matriks'ten takip ediyorum.

ama bankaların uygulamaları da anlık veriyor. teb, yapı kredi, qnb finans falan.. hepsini kullandım. hesabınız olunca anlık hisse fiyatı görme lisansı açılıyor.
0
tabudeviren
(04.04.24)
Garantinin e-trader uygulaması 2024 boyunca canlı veri yayını verecek ücretsiz. Oradan bakıyorum. Arayüzü göz kanatsa da iş görüyor, keşke değiştirseler arayüzü. 1995 senesi windows programları gibi bir arayüzü var.
0
akhenaten
(05.04.24)
(3)

geçmiş çağlarda beslenme - yeme içme hk

avatar is back
oruçluyken fark ettim aklıma geldi de biraz düşündüm. yani gün ortasına doğru dahi bişey yemeyip içmeyince baş ağrısı, halsizlik bitkinlik boy gösteriyor. tüm insanlık olarak sabahalrı bişey yiyip içiyoruz, öğle vakitleri bişeyler yiyip içiyoruz, akşamları da çok sağlam besleniyoruz. suyuydu içeceği
oruçluyken fark ettim aklıma geldi de biraz düşündüm.

yani gün ortasına doğru dahi bişey yemeyip içmeyince baş ağrısı, halsizlik bitkinlik boy gösteriyor. tüm insanlık olarak sabahalrı bişey yiyip içiyoruz, öğle vakitleri bişeyler yiyip içiyoruz, akşamları da çok sağlam besleniyoruz. suyuydu içeceğiydi falan ayrı zaten. hadi bir kaç asrı geçtim binlerce yıl önce bu düzen nasıldı? sallıyorum çin'de şian'da 3000 yıl önce veya anadoluda 2000 sene önce millet böyle sürekli bişeyler mi yiyordu?

yoksa zaten düzensiz beslenme, eksik beslenme şu bu 35-40 yaşında ölüp gidiyorlardı deyip geçer misiniz?
0
avatar is back
(04.04.24)
İnsanlar erken kalkıp avlanmaya gidiyorlardı dolayısıyla kahvaltı diye bir şey yoktu. Avlarsan akşam yiyordun. Aslında kahvaltı yapmak bizim bünyemize uygun bir şey değil. Kan şekerimizi oynatmış oluyoruz ve akşam olmadan acıkıyoruz, halsiz düşüyoruz.

Yıllardır hafta sonları hariç kahvaltı yapmam ve hafta içleri hep dinç olurum. 2 aydır da tek öğün besleniyorum inanılmaz sağlıklıyım. Herkes gripten dökülüyor bana bir şey olmadı.

Bahsettiğiniz sürekli bir şeyler yeme içme durumu çağımızın bir hastalığı bence. Hem organlarımıza zarar hem gün içindeki verimimizi azaltıyor. Eskiler de bu yüzden bizden daha dayanıklıydı bence.
0
ruhen hastayim ben
(04.04.24)
Tarih aralığına, coğrafyaya, iklime, özel dönem şartlarına, sosyal statüye, topluluk statüsüne, kültüre göre değişiyor.

Çin hakkında çok bir fikrim yok, ancak 2000 yıl öncenin Anadolusu dediğiniz zaman dilimi Roma'nın güçlü ve parlak olduğu dönemlere denk geliyor. Örneğin besili Roma lejyonerlerleri elbette hem iyi besleniyor, hem de iyi bir spor programları var. En basitinden incil okuyup toplumsal örüntüyü az çok görebilirsiniz. O dönemde de bolluk içinde yaşayan toplum kesimleriyle, fakirlikten kırılan gruplar var. Yeme içme adetleri bizden çok farklı değil. Örneğin "oburluğun" yedi büyük günahtan biri sayılması az çok fikir verecektir.

Sorduğunuz soru çok fazla genel kapsamlı, ancak en kısa cevabı "değişken".

Bizden çok daha iyi beslenilen dönemler de vardı, çok daha kötüsü de.
0
akhenaten
(04.04.24)
bu soruyu en basitinden iki grubu ele alarak cevaplayabiliriz. yerlesik hayata gecenler ve avci-toplayici yasayanlar. gunumuzde hala dunyanin cesitli yerlerinde cok basit sekilde yerlesik hayat yasayan, basit tarim ve hayvancilik yapan gruplar var. ornegin afrikada kucuk gruplar halinde tarim ve hayvancilik yapan topluluklar var. bunlarda bizim modern besin cesitliligimiz yok, undan yapilan basit ekmekler, ve keci inek gibi hayvanlardan elde edilen sut ile hayatlarini surduruyorlar. donem donem bazi meyve ve kok bitkileri topluyorlar.

ama hala yerlesik hayata tam gecmemis avci toplayici gruplar da var dunyada. ozellikle kuzey avustralya, papua yeni gine ve civardaki adalarda, brazilya amazon ormanlarinda, veya hint okyanusunda cesitli adalarda yasayan bazi insanlar bildigin ne bulurlarsa yiyorlar. yasadiklara cografyaya gore sabah kalkip balik tutuyorlar, maymun gibi buyuk hayvanlar yaninda, cesitli bocekler ve deniz kabulularni toplayip yiyorlar. bu topluluklarda ortalama yasam omru nispeten kisa ve hayatlari zor. bu zorluklar bu topluluklari yamyamliga da itiyor, ozellikle guney dogu asyada hala yamyam kabileler yasamakta.

ama eger karsilastirmayi akdeniz civari, anadolu ve mezopotamya ile yaparsak burada yasayan insanlar cok uzun suredir tarim sayesinde bolluk icinde yasiyor. elbette fakirlik var ama kitlik zamanlarin disinda halk yeteri kadar besleniyor. sadece gunumuzdeki besin cesitliligi az. mevsime gore degisen beslenme sekilleri var.
0
emrahday
(04.04.24)
(1)

Kışlık halı yazın sermek

ShadowOfMoon
ne olur. yer antalya. klima açık olacak 1-2 haftaya sürekli. evde kedi köpek var. koşarken ayakları kayıyor diye halı iyi oluyor. kokuşma vs mi çok olur
ne olur. yer antalya. klima açık olacak 1-2 haftaya sürekli. evde kedi köpek var. koşarken ayakları kayıyor diye halı iyi oluyor. kokuşma vs mi çok olur
0
ShadowOfMoon
(04.04.24)
Klima 7/24 açık kalamaz ki ama. Günde 1-2 saat bile kapalı kalsa halı nem çekecek ve gittikçe ağırlaşan şekilde kokacak.

Adana, Mersin, Antalya gibi illerde her sene millet boşuna komple kilime geçmiyor. Ben önermem.

Ancak halı çok eski tip ve uzun tüylü bir şey değilse bir nebze denenebilir. Bu arada altı kaymayan tipte malzemeden kilimler var mutlaka görürsünüz onları deneyebilirsiniz.
0
akhenaten
(04.04.24)
(8)

Aldığını geri getirmeyen komşu

takıl yani takmıyo belli
Bir komşumuz var, bazen apartmanda karşılaşıp konuşuyoruz hoş sohbet tatlı birisi.Arada bir birşeyler rica etmek için kapımızı çalar. Ağrı kesici, tornavida, sıcak su torbası, adaptör gibi şeyler istemişliği var. Ama durum şu ki, aldıklarını geri istemeden getirmiyor. En son birkaç ay önce okey takı
Bir komşumuz var, bazen apartmanda karşılaşıp konuşuyoruz hoş sohbet tatlı birisi.
Arada bir birşeyler rica etmek için kapımızı çalar. Ağrı kesici, tornavida, sıcak su torbası, adaptör gibi şeyler istemişliği var. Ama durum şu ki, aldıklarını geri istemeden getirmiyor. En son birkaç ay önce okey takımı istemişti. Bakalım ne zaman getirecek diye ses etmedim hala getirmedi.
Yaptığının hoş olmadığını da hissettirecek şekilde, inceden laf sokmalı bir şekilde geri nasıl istemeliyim?
Siz olsanız böyle bir komşuya yardımcı olmaya devam eder miydiniz?
0
takıl yani takmıyo belli
(03.04.24)
etmezdim. okey takımını nasıl istersin bilmiyorum ama başka bir şey istediğinde "ya o istediğin şey 2 hafta sonra bana lazım olacak, o yüzden veremem" de. anlar herhalde.
0
hrskrs
(03.04.24)
ben olsam bir tik daha degerli birsey ister, aynisini yapardim, umursamiyorsa huyu boyle derim, ama sinsilik sezersem iliskimi kesmis olurum.
0
durgunfoton
(03.04.24)
Karşısında unutubilirsiniz diye sizden aldıklarını liste yapın. Karşısında okuyun ve isteyin.
O istedi ayıp olmadı, siz hayli hayli isteyeceksiniz .
0
diyecevaplandı
(03.04.24)
Kapısını çalıp, "unuttunuz herhalde şu, bu ve o sizde kaldı" diyeceksiniz. O da geri verecek. Laf sokmaya gerek yok direkt iletişim iyidir.
0
pispinti
(04.04.24)
eee komşum hala taşın gelmesini mi bekliyorsun?
0
eurhka
(04.04.24)
fazla alttan strateji yapmaya gerek yok inceden inceden. Onun yerine bir sonraki seyi istediginde verirken "isiniz bitirince getirin lutfen, uzun sure kalinca sorun oluyor, ihtiyaciniz bittiginde hemen getirirseniz sevinirim" de olsun bitsin
0
The_Lollok
(04.04.24)
Ben yerinizde olsam son kez okey takımını da geri isterim, bir daha bir şey vereceğim zaman da "yalnız 1 haftaya bana da lazım olacak" gibisinden bir geri dönüş tarihi veririm.
0
akhenaten
(04.04.24)
"bizim okey takımı vardı sizde misafir gelecek oynayacağız da alabilir miyim" diye gidip geri isterim okey takımını.

sonra bir şeyler istediğinde vermemeye başlarım bizde o yok, başkasına verdim gibi çok da çabalamadan bahaneler söylerim bahane olduğunu anlamasından da rahatsız olmam.
0
sanguine mcqaer
(04.04.24)
(8)

Emlakçı adresi neden söylemez

adwokat
Merhaba. Ev satın alıcaz. Konum ve daire hoşuma gitti. Emlakçıyı aradım. Konum doğru mu dedim. Yok abi temsili konum ama yerimiz çok merkezi diyor.Kardeş merkezi denebilecek alan çok geniş tam neresi diyorum. Asla lokasyonu söylemiyor. Anayola 2 dk yürüme mesafesi diye konum veriyor.Yahu evi gezecem
Merhaba. Ev satın alıcaz. Konum ve daire hoşuma gitti. Emlakçıyı aradım. Konum doğru mu dedim. Yok abi temsili konum ama yerimiz çok merkezi diyor.

Kardeş merkezi denebilecek alan çok geniş tam neresi diyorum. Asla lokasyonu söylemiyor. Anayola 2 dk yürüme mesafesi diye konum veriyor.

Yahu evi gezecem nasıl olacak bu iş diyorum. Abi bizim ofiste buluşup geçelim diyor.

Nedir sizce bu arkadaşın amacı?
0
adwokat
(03.04.24)
Ev sahibine ulaşıp, emlakçıyı atlatma diye.
0
PoscheN
(03.04.24)
Veya lokasyon çok da iyi değil ama yüzyüze satışta kendine güveniyor

Temsili konum diye bir şey olmaz, evin konumu bellidir ya doğru verirsin ya yanlış. Satılan şeyin temsili bir fotoğrafı olabilir, atıyorum aynı apartmanda birbiriyle özdeş 4 daire satıyorsundur bir dairenin fotoğraflarını koymuşsundur temsilen. Ya da dairelerin birinde kiracı vardır, temsilen boş halinin fotoğrafını verip kiracı olduğunu belirtirsin. Bunlar anlaşılır, sonuçta fotoğraflar daireyi temsil ediyor. Evin yanlış konumu neyi temsil ediyormuş ki?

Uğraşmayın bence, böyle işlere girenlerden düzgün bir şey beklenmez. Akla mantığa ters.
0
akhenaten
(03.04.24)
Bunların çok boş vakti oluyor sürekli kazıklayacak adam arıyorlar.
0
1nisan
(03.04.24)
Satışlarda emlakçının aldığı miktar çok yüksek. Kira gibi değil. Satış bedelinin %2 sini alacak adam bu parayı kaybetmek istemiyor ve muhtemelen ev sahibi ile eğer müşteriyi ev sahibi kendi bulursa emlakçı aradan çıkar şeklinde anlaşmıştır.
Google maps ile bir konumu dolaş belki evi bulursun. Tabi ilanda evin dış cepheden resmi varsa.
0
nuevo
(03.04.24)
Ev sahibi anahtarı emlatçıya teslim edip 'sen sat' dememiştir. Evin camında veya internette sahibi de ilan vermiştir. Önden 'alırsam komisyon verecem' minvalinde imça attırıp sahibine ulaşecaktır. Amacı komisyonu garantiye almak
0
abbabaabbaababbabaababbaabbabaab
(03.04.24)
konum beylikdüzü mü? genelde emlakçılar esenyurttaki evleri beylikdüzü olarak gösteriyor.
emlakçıların çoğu bu şekilde size ayrıca kağıt imzalatacaklar daireyi gördüğünüze dair ki sonradan ev sahibini bulup emlakçıyı aradan çıkartmayın.
en az 100k alıyor bir satıştan bu yüzden o belgeyi imzalamadan göstermiyor
0
eja
(03.04.24)
Yer gösterme belgesi diye bir evrak imzalatırlar. Yukarıda bazı arkadaşlar yakın şeyler yazmış ancak asıl sebebi bu. Önceden adresi söylerse sen gidip onu aradan çıkarabilirsin veya başka bir emlakçı olup diğer emlakçının portföyüne çökebilirsin.

Önce yüz yüze tanışıp, emlakçı olup olmadığını kontrol eder. Gerçek alıcıysan da, adrese gitmeden önce "abi prosedür var, şu yer görme belgesini bi imzalayıver" der, zorla imzalatır. Bu durumda evin tapusu sana geçerse her koşulda yasal komisyonu olan %2'yi senden tahsil edebilir.
0
kent sakini
(04.04.24)
evin yerini sana söylerse sen kendin gidersin oraya, zile basıp ev sahibi ile doğrudan görüşürsün. veya o mahalledeki bir esnaf veya komşu ile konusup ev sahibi ile doğrudan iletişime geçersin. bu durumda emlakçı komisyon alamaz. işte bu yüzden sana ev adresini vermiyor, ofisinde bulusup beraber gitmeyi öneriyor. ofiste bulusunca sana bir bir kağıt imzalatıp öyle gösterecek. eğer emlakçıyı aradan çıkarırsan tazminat ödemek zorunda kalacaksın.
0
benarrivo
(04.04.24)
(6)

Site çalışmıyor mu?

Unde bach canim
Çevre ve şehircilik bakanlığının sitesine uzun zamandır giremiyorum.csb.gov.tr sitesi yanında subdomaini olan http://yds.csb.gov.tr/ sitesi de çalışmıyor uzun zamandır. Sorun bende mi yoksa sitede bir sorun mu var?
Çevre ve şehircilik bakanlığının sitesine uzun zamandır giremiyorum.

csb.gov.tr sitesi yanında subdomaini olan yds.csb.gov.tr sitesi de çalışmıyor uzun zamandır. Sorun bende mi yoksa sitede bir sorun mu var?
0
Unde bach canim
(03.04.24)
attığın link sorunsuz açılıyor, fonksiyonları da çalışıyor. giriş yapıp işlem yapmak gibi bişeyler ise onu bilmiyorum, göremedim
0
avatar is back
(03.04.24)
bende de girmedi. İnternet milleni
0
jackyr
(03.04.24)
yurtdisindan denedim acmadi
0
cooperr
(03.04.24)
bakanlığın sitesine girdim attığın linke de girdim. işlem yapmayı falan diyosan bilmem ama girmek ve sayfalarda gezinmek açısından sorun yok. iss: superonline
0
semaforo de medianoche
(03.04.24)
Bende açıldı. Bilgisayardan, chrome kullanarak girdim.
0
akhenaten
(03.04.24)
Yurtdışından ulaşıılamıyor o halde
0
🌸Unde bach canim
(03.04.24)
(12)

Arkadaşlarınızı Arabanızla Eve Bırakıyor Musunuz?

french lover
Diyelim ki sizin aracınızla birlikte topluca bir etkinliğe gittiniz. Etkinlik sonlandığında arkadaşlarınızı tek tek eve bırakıyor musunuz?
Diyelim ki sizin aracınızla birlikte topluca bir etkinliğe gittiniz. Etkinlik sonlandığında arkadaşlarınızı tek tek eve bırakıyor musunuz?
0
french lover
(02.04.24)
Ben bırakırım evlerine. Hatta evlerine girdiklerine de emin olmadan oradan ayrılmam.
0
rock n roll
(02.04.24)
Beni bırakıyorlardı ama yol üstünde.
0
Kahvedesu
(02.04.24)
kendi aracımla milleti toplayıp gittiysek, dönüşte bırakırım. onun haricinde de buluştuğumuzda güzergah üstü-civarı arkadaşlarımı da yol üstü atar giderim. çok alakasız ters yöndeki arkadaşlara da metroya kadar vs teklif ederim. ama çok zıt-ters yöndekileri götürmedim pek gece yarısı değilse acil bişey yoksa, kendileri de istemez öyle bir çevrem de yok zaten.
0
avatar is back
(02.04.24)
Arabam yokken cok birakildim, ben de birakirim mutlaka.
0
hrskrs
(02.04.24)
bırakırdım. şimdi hiç biri yok. hayat.
0
false pretension
(02.04.24)
yol üstündekileri ve yakındakileri bırakırım ama aşırı yol değiştirmem hele trafikse falan girmem ana arterde bırakabilmek iyidir ist için bence seçici olunabilir.
0
ala09
(02.04.24)
bırakıyorum çoook uzak değilse.
0
jelly bear
(02.04.24)
Bırakıyorlar beni sağ olsunlar :)
0
sevilen progressive türkücü
(02.04.24)
Bırakılıyorum / bırakıyorum. Bazen evin önüne kadar bazen ~5dk yürüme mesafesinde, devamında gidilecek yola bağlı.
0
akhenaten
(03.04.24)
kız arkadaşlarımı beylikdüzünde otururken karşıya geçip bırakıyorum.
0
eja
(03.04.24)
ne kadar yakın olduğuma bağlı. sevdiğim insansa bırakırım. değilse metrobus-marmaray vs. en pratik ulaşıma bırakırım.
0
orpheus
(03.04.24)
yol üzeri herkesi bırakırım. sevdiğim arkadaşlarım için kendi yolumdan da saparım : )
0
co2s2
(03.04.24)
(3)

Netflix internetsiz film izleme

liberal
Bayramda internet baglantısı olmayan bir yere gidecegim ve şimdi evde dizileri laptop'a indirsem sonra bayramda netflixi açıp izleyebilir miyim.mobilde bu oluyor da laptop'ta bu olabiliyor mu?
Bayramda internet baglantısı olmayan bir yere gidecegim ve şimdi evde dizileri laptop'a indirsem sonra bayramda netflixi açıp izleyebilir miyim.

mobilde bu oluyor da laptop'ta bu olabiliyor mu?
0
liberal
(02.04.24)
Eğer laptoptaki uygulamasını indirirsen oluyor diye biliyorum.
0
blackjacksparrow
(02.04.24)
kobuzchu kiz
(02.04.24)
Laptopta windows uygulamasından kullanıyorum ben, oluyor.
0
akhenaten
(02.04.24)
(4)

Fon getirisi nasıl hesaplanıyor 1 ayda hangisi

optimistbakunin
Selam mesela ykbankta 54 faiz orani var. Para piyasasi fonu da aylık 4.08 yıllık 39.20Hangisi 1 ayda daha avantajlı cok getirir. Fonda bileşik olayini anlamadim oyle olunca daha mi cok oluyor diyorlardi da hic hesaplamadim da. Aydinlatacak var mi bu senaryolari
Selam mesela ykbankta 54 faiz orani var. Para piyasasi fonu da aylık 4.08 yıllık 39.20
Hangisi 1 ayda daha avantajlı cok getirir. Fonda bileşik olayini anlamadim oyle olunca daha mi cok oluyor diyorlardi da hic hesaplamadim da. Aydinlatacak var mi bu senaryolari
0
optimistbakunin
(02.04.24)
Fonlarda baktığın aylık haftalık yıllık getiriler, geçtiğimiz dönemde ne kadar getirdiğini gösteriyor. Önümüzdeki hafta, ay ya da yıl ne kadar getireceğini göstermez ve zaten bu da bilinmez bir şey.

Her şey sabit kalacaksa ne kadar getireceğini günlük getiriyi aylık ve yıllık orantılayarak bulursun ancak bunu yapabilmek için bileşik faiz hesaplamayı bilmelisin. Google'a sorarsan bileşik faiz formülü diye sana bir şeyler gösterecektir.

Şu anki haliyle her şey sabit kalırsa PPFları banka faizlerinden fazla veriyor gibi görünüyor. Bu fonların 3 avantajı var.

1. İlerde faizlerin yükseleceğini bekliyoruz. Vadeli hesap, vade bitene kadar bu yükselişten pay alamaz ama PPFları günü gününe alır. Tabi faizler düşerse de bu avantaj tersine çalışır.
2. Fondaki paranı lazım olduğu gün, en geç ertesi günü çekersin. Vadelide vade sonunu beklemezsen faiz gelirinden vazgeçmen gerekir.
3. PPFları 30 Nisana kadar stopaj vergisinden muaf. Vadelide söylenen faiz brüttür. Ondan stopajı düşeceksin.
0
Mirket
(02.04.24)
100.000 lirayı yüzde 54 faizle 1 yıl vadeyle mevduata koyarsanız 154.000 lira alırsınız. Bunu 12 aya bölerseniz 4500 lira eder. Yani aylık %4,5 faiz getirisi olur.

Kısaca aylık faiz için yıllık faiz oranı olan %54 (0,54) oranını 12'ye bölüp aylık faizi bulursunuz. %4,5 (0,045)

Para piyasası fonları ortalama mevduat faizleriyle yaklaşık aynı getirilere sahiptir çünkü zaten büyük oranda mevduat tutarlar. Ek olarak borçlanma aracı kullanırlar. Bu sebeple getiri oranları az da olsa değişebilir ancak karşılığında vade bozma derdiniz olmaz istediğiniz zaman paranızı başka yatırıma yönlendirebilirsiniz.

Eğer mevduat yatırımı yapacaksanız birkaç bankada hesabınızın olması ve paranızı en uygun hoşgeldin faizi verene götürmeniz sadece mevduat yatırımı yapma niyetindeyseniz heralde en uygunu olur. Böylece standart para piyasası fonlarının az da olsa önüne geçebilirsiniz.

Eğer sadece mevduat değil, başka araçlara geçişiniz de kolay olsun istiyorsanız görece yüksek hoşgeldin faizlerinden feragat edip her an altın, hisse vs. almanıza olanak tanıyacak para piyasası fonunda kalmanız daha mantıklı olur hareket kabiliyeti açısından.

Bileşik getiri anaparanızı sabit tutmayıp ay ay, gün gün ya da belirlediğinzi başka bir aralıkta düzenli artırarak yaptığınız senaryoyu anlatıyor. Ancak eğer hatalı bir yatırım yaptıysanız bileşik getiri, bileşik götürüye de dönüşebilir.

1. Ay bir fona 100.000 koyup, fon düştüğünde ya da daha da yükseleceğini düşündüğünüzde üstüne eklemeler yaparsanız haliyle kazancınız da sadece anaparanızı orada bıraktığınız senaryodan daha fazla olur. Atıyorum bir fonun senede %100 getiri vereceğini öngörüp yatırım yaptınız. 1 yıl içinde fonun fiyatı sürekli değişir, bazen ucuzlar bazen çok yükselir. Siz 100k koyup bıraksanız sene sonunda 200k alırsınız ancak fonun ucuzladığını ya da atağa geçeceğiniz anlarda eklemeler yaparsanız daha çok getiriniz olur. 100'ün yüzde 10'u 10dur. 150'nin yüzde 10'u 15tir. Böyle düşünün.

Burada anlattıklarım bir nevi kitap bilgisi, riskler değişken olacaktır. Bir fona yatırım yapmadan önce iyi düşünmelisiniz.
0
akhenaten
(02.04.24)
Anladim. Yani 1 ay kilitli kalabilir sorun yok bence. Ama bu durumda sanki faiz daha cok verdi gibi. Faiz 54e cikti ppf daha belli degil ondan mi ki acaba
0
🌸optimistbakunin
(02.04.24)
@optimistbakunin yapı kredinin verdiği %54 faiz hoşgeldin faizidir. Normalde bankaların kampanyasız faizleri merkez bankasının seviyesinin altında seyrediyor. Para piyasası fonlarının ortalama getirileri de hoşgeldin faizlerinden düşük kalabilir.

0,54 oranını 365'e bölerek günlük faizi bulup para piyasası fonunun günlük getirisiyle karşılaştırıp bir şeyler düşünebilirsiniz. Ancak para piyasaı fonları sabit getirili olmadığı için bir gün daha düşük, bir gün daha yüksek hafif değişken sonuçlar getirir.
0
akhenaten
(02.04.24)
(3)

emekli maaşı taşıma promosyonu

mark greg sputnik
iyi günler dostlar,erkek kardeşim, vefat eden babamın emekli maaşını alıyor. annem bana bu emekli maaşını taşıma promosyonundan onun da faydalanabileceğini söyledi, öyle bir şey görmüş sanırım. öncelikle sorum, bu gerçek mi? birader kendisi emekli olmadığı halde bu imkandan yararlanabilir mi?eğer öy
iyi günler dostlar,

erkek kardeşim, vefat eden babamın emekli maaşını alıyor. annem bana bu emekli maaşını taşıma promosyonundan onun da faydalanabileceğini söyledi, öyle bir şey görmüş sanırım.

öncelikle sorum, bu gerçek mi? birader kendisi emekli olmadığı halde bu imkandan yararlanabilir mi?

eğer öyleyse süreç nasıl işliyor? hangi bankanın bunu yaptığını, hangisinin ne kadar promosyon verdiğini vs. tek tek bankalarla görüşerek mi öğrenebiliriz? yoksa katılımcılar ve rakamlar belli mi?

benim gönlü zengin kardeşim "üşeniyom ya" diye hiç üstüne düşmüyor ama böyle bir imkan varsa kendisini fiştekleyeyim diyorum, taş atıyoruz da kolumuz mu yoruluyor sanki, yapalım şovumuzu.
0
mark greg sputnik
(29.03.24)
Evet ölüm aylığı alan hak sahipleri de prompsyon alabiliyor, linke bir göz atın.

www.sgk.gov.tr:~:text=Emekli%20ayl%C4%B1%C4%9F%C4%B1%20alan%20vatanda%C5%9Flar%C4%B1m%C4%B1za%20y%C3%B6nelik,bin%20lira%20promosyon%20%C3%B6demesi%20yap%C4%B1lacakt%C4%B1r.
0
akhenaten
(29.03.24)
evet yararlanır.
internete herhangi bir banka için xx banka emekli yaz çıkıyor zaten alınan paraya göre.

bu arada bulunduğu bankadan da promosyon alabilir. ama en yüksek hangisiyse ondan alsın. akbank iyi mesela.

bankaya gitmeden bile yapılabiliyor bazı bankalarda.

google'a akbank emekli yazdım. ilk sonuç
www.akbank.com
0
jelly bear
(29.03.24)
Mirket
(29.03.24)
(9)

''bekleyin geliyorum'' ne kadar süredir?

hunharca ben
sb. buluşmak üzere bir saatte anlaştık, büyük şehirdir, olabilir, tölere edilir. Lakin bu süre sizin için ne kadardır?
sb.

buluşmak üzere bir saatte anlaştık, büyük şehirdir, olabilir, tölere edilir. Lakin bu süre sizin için ne kadardır?
0
hunharca ben
(28.03.24)
yarım saattir.
0
limonlu eksi
(28.03.24)
Buluşulacak saat önceden belirliyse kişi çıkması gereken saatte çıktıysa ekstra durumlar için beklemeye tamamım. Trafik olabilir, kaza olabilir, türlü türlü şey olabilir sorun yok ama rahat davranıp 2 saatlik mesafeye yarım saat kala çıktıysa mantıklı bir mazereti yoksa bir daha buluşmamaya kadar varır iş benim için.

Spontane gelişen bir durum kişinin bulunduğu bölgedeyiz "bekleyin geliyorum" için beklenebilecek maksimum zaman 20-30 dakika. (Herhangi bir toplu taşıma kullanması gereken bir yerdeyse zaten o "bekleyin geliyorum" denecek yer değildir.)
0
mutekebbir
(28.03.24)
Sokakta, ayakta bekliyorsak 7 dakika,
Bir kafede sipariş vermeden bekliyorsak 12 dakika,
Bir restoranda biz yemeğimizi yiyor o sonradan gelecekse biz masada kalkana kadar (tahmini 45 dk.)
Bir barda eğleniyorsak 90 dakika,
Bir barda tek başıma onun gelmesini bekliyorsam 22 dakika.

Ama ben kendimi bildiğim için ve geç kalma konusu beni rahatsız ettiği için "kaç dakika sonra burada olursun?" diye soruyorum. Verdiği cevap beni tatmin etmezse bir de "şu anda neredesin?" diye soruyorum.

Her insan "geliyorum" derken farklı bir şey düşünebiliyor. Siz de bunu bilecek kadar tecrübe yaşamışsınızdır. O yüzden "bekleyin, geliyorum" lafının 2-120 dakika arası bir süreye denk geldiğini bilirsiniz.
0
michael_knight
(28.03.24)
20dk max, İstanbul için. Ben her yere saatinde gidebiliyorum şahsen, çevremdeki birçokları da ufak gecikmelerle ulaşabiliyor gideceği yere. Bazıları buluşma saatini cidden takmıyor, bazen biriyle bir yere gidecek oluyorum örneğin telefonda "çıktık çıktık, 5dkya iniyoruz" diyor halbuki alakası yok.

Yolda kaza olmuştur, trafik durmuştur anca o zaman çok gecikilir. Normal yoğun trafik bile engel değil saatinde gitmeye.
0
akhenaten
(28.03.24)
MK +1

Geliyorum kelimesini yalan söylemek için kullanan insanlar tanıyorum.

Beklerken ki konfora göre değişir. Geç kalan kişi kendini paralamasın yetişeceğim diye ama benim saygı ihtiyacıma da özen göstersin isterim. O yüzden limiti geç kalan değil bekleyenler belirler.
0
hasmetizm 2046
(28.03.24)
makul bir sebep söylemedi ise 30 dk olur maksimum.

istanbul için bazen gerçekten evdeki plan trafiğe uyamayabiliyor. yani kişi gerçekten de evden çıkması gereken sürede çıkmıştır ama, yolda trafikte vs öyle anormal bir durum vardır ki, 20-30 dk gecikebilir.

tabi bunu karşındakie insan gibi anlatmak gerekir. öyle sadece "bekle geliyorum" demeyle olmaz.
0
saturn
(28.03.24)
ya benim "beklemeyle" ilgili çok derdim yok. Telefonum yanımda olsun, şarjım %60'tan fazla ve internetin iyi çektiği bir yerde olayım, hele bir de kulaklığım yanımdaysa 2 saat de beklerim de burda önemli olan beklediğim kişinin kim olduğu ve bekleyin geliyorumdaki bağlam.

Mesela dört kişi sözleştik, üçümüz buluştuk mekana oturduk diyelim. O saatten sonra dördüncü kişinin geleceği saat kendini bağlar yani öncesinde muhabbet edilir, yemek/kahve/bira vs yenir içilir. Oradan başka mekana geçilecekse de kendisine denir şuraya geçiyoruz diye. Genelde yakın başka mekana geçilen buluşmalarda bulundum da arabayla uzak bi yere gidilecekse yarım saat diye düşünüyorum.
0
nundu
(28.03.24)
Kim vurduya gittim dönücem'e aylar yıllar dersek, bekleyin geliyorum da fakir ve orta direk olanlar için yarım saat civarı denebilir.

Elit, konformist, kariyer düşkünü kesim genelde bekletmeyi sevdikleri için onlar konu dışı.
0
diyecevaplandı
(28.03.24)
Yarım saat
0
basond
(28.03.24)
(8)

türkiye'de internet bilgisayar kullanımı istatistiği

jepa
akp'li bir akrabamla tartıştım biraz. konu şu, akp öncesi gençler arasında bilgisayar ve internet kullanımının diğer ülkelere göre daha az olduğunu iddia etti. ben de zaten internetin tüm dünyada o yıllarda gelişmeye başladığını ama o yıllarda da icq, msn gibi programalarda türk sayısının epey fazla
akp'li bir akrabamla tartıştım biraz. konu şu, akp öncesi gençler arasında bilgisayar ve internet kullanımının diğer ülkelere göre daha az olduğunu iddia etti. ben de zaten internetin tüm dünyada o yıllarda gelişmeye başladığını ama o yıllarda da icq, msn gibi programalarda türk sayısının epey fazla olduğunu söyledim. üstelik google 2001, youtube'un kuruluşu 2005 yıllarına dayanıyor. iphone zaten 2007de çıktı. tüm dünyada öyle büyük bir kullanım yoktu ki..

kısacası geçmişte okuduğumu hatılıyorum ama şu an henüz bulamadım. örneğin 2000 yılında yunanistan'da veya italya'da internet kullanımı ile türkiye'dekini karşılaştıran bir istatistik var mı?
0
jepa
(28.03.24)
akpli insanlarla tartışarak laf anlatamazsın. buzdolabı yoktu da derler. yağ kuyruğuna girdik derler. 100 tl indirim olunca marketlere koşmuyorlarmış gibi.
0
jelly bear
(28.03.24)
konuşmamak en iyisi. velev ki sen haklı oldun. çıkardın istatistiği önüne koydun. bu sefer başka saçma bir iddiada bulunacak. akpli seçmen açık açık söylenen yalanlarla kandırılıyor.
0
paintov
(28.03.24)
Bu konuyu siyasetten, siyasi parti fanatikliğinden ayrı bir şey ama arada sadece şöyle bir korelasyon var olabilir.
Ak partinin kuruluşu ve ilk iktidar olduğu zamanlarda internet denildiği üzere Türkiye'de yeni yeni yayılıyordu.Hemen hemen ergenlik yaşımız ile 56k modemlerin meşhur bağlantı sesleri aynı zamana denk geldiğinden o dönemleri de biliyorum.
O zamanlarda internete girmek şimdiki gibi elde telefonla yapılan bireysel bir eylem değil, evde bilgisayar da yoksa internet cafelerde kamunun yürüttüğü bir faaliyetti. Bireysel takılmak isteyenler cafedeki gözden uzak masalara geçerdi :) neyse..

Akrabanızın şu tezi savunması lazım aslında,
Türkiyemizde maalesef tamamen vakit israfı "boş yere" internet kullanımı diğer ülkelerle yarışır. Hatta sıralama ilk 10a çok rahat girer derse buna katılırım.

Yine şöyle bir tesbitte yapmak gerekiyor ki sosyal medyada muhalif kesim açısından ekonomik kriz Türkiye'ye sadece bu hükümet döneminde var olan bir şey.
Bu da yanlış.
Türkiye'de ekonomik kriz her daim var ve hala etkileri sürüyor.
Özellikle darbeler sonrasında dışarıya olan ekonomik bağımlılık, ekonomik krizlerin topluma verdiği zararların artması ve dışarıdan alınan şartları ağır kredilerle bu yük daha da artmıştır.

Kişisel olarak nasıl ki kredi çekerek diğer kredi borçları kapanmıyorsa ya da kapattığımızı sanıyorsak bir devlet için de dışarıdan faizli borç gelen parayla diğer borçlar kolay kolay kapanmıyor.

Hala mali yönden ağır kronik hasta olarak bu günlere geldiysek bizi ayakta tutan bu topraklara özgü başka önemli güçler olduğunu düşünmemek elde değil.
0
diyecevaplandı
(28.03.24)
Yeni yaygınlaşan bir teknoloji için arkdaşınızın iddia ettiği gibi olsaydı da bu akp'nin başarısı denemez ki.

Örneğin bakın bugün akp var, millet 5g kullanıyor biz neden hala 4g'deyiz? Yani eninde sonunda 5g'ye geçeceğiz ama bu geçiş bir başarıdan ziyade bir mecburiyet artık. Kökeni dışarda olan her teknoloji için bu durum az çok geçerli zaten.
0
akhenaten
(28.03.24)
İnternetin AKP döneminde yayılması, biraz hayatın normal akışında bu teknolojinin bu döneme gelmesi gibi diye düşünüyorum.
Benim parti ve hükümet ile beraber değerledireceğim konu, devletin bu harekete nasıl bir destekte bulunduğu olur, o kötüydü bence.

Biz o dönemlerde (Telekom özelleşmemişken) yurtdışındakilere göre hız olarak çok geriden geliyorduk, buna rağmen onlardan çok daha fazla para ödemek zorunda kalıyorduk, üstelik bunu ülkeler arası alım gücünü dikkate almadan söylüyorum.
Bizim için lüks bir şeydi internet.

Üstüne bir de çeşitli bahanelerle youtube gibi sitelerin yıllarca kapalı kalması konuları var.

Hala toplumsal olaylarda veya felaketlerde internetin özellikle yavaşlatılması da var. Yani genel olarak AKP döneminde internete kavuştuk, desteklediler diye bakamıyorum, daha çok köstek oldular diye düşünüyorum.
0
burfak
(28.03.24)
Teknolojinin yaygınlaşması siyasi reformlarla olur bunun için yasal düzenlemeler, alım gücünü kolastiran krediler, sansürün ve bürokrasinin azaltılması gibi düzenlemeler gerekir biraz komplike bir konu ama akrabanız haklı şöyle ki AKP'den önce Türkiye bugünkü gibi liberal bir ülke değildi mesela bugün ülkemizde dünya ile aynı anda piyasaya sürülen teknolojik ürünleri bulamazdınız elektronik ürünler karaborsada üstelik dünyanın vazgeçtiği elektronik ürünler bize fahiş fiyatlara satılırdı. Bugünün şartları ile düz mantık geçmişi mukayese ediyorsunuz (korelasyon hatası) büyük yanılgı. Eğer akp döneminde yapılan reformlar olmasaydı biz bugün dünyanın çok gerisinde kalmaya devam edecektik yani dünyadaki internet/ teknoloji kullanımı birbirine paralel artmıyor bizim seviyemiz gelismis ülkelerin seviyesine yükseldi. Bugün hala AKP döneminde yapılan reformları yapmamış, piyasas ekonomisine geçmemiş hantal bürokrasi ve sansürün olduğu ülkeler var bakın onların seviyesinde olurduk ilerleme hızı çok yavaş olurdu.
0
doharkoman
(28.03.24)
internet, icq, msn, youtube baz alınarak düşünülmüş ama bilgisayar, yani internete erişimi sağlayacak cihaz ve diğer ekipmanlar es geçilmiş. bilgisayarı bırak atarilere bile kemal sunal'ın lokanta camında imrenerek baktığı tavuk gibi bakıyordu genç nesil.
ayrıca google'dan önce yahoo, altavista, icq ve msn'den önce mirc vardı. 2000 yılında evinde online counter-strike oynuyordu avrupa. biz atari salonlarına gidiyorduk. sonra internet kafede sıraya giriyorduk tek bilgisayardan fifa98 oynamak için. tek bilgisayarda iki kişi, joystik de yok mouse'la oynuyor diğer kişi :)

yani bir bilgisayara sahip olma imkanı minimum seviyedeydi. neden? e para yoktu, ekonomi bitik, ülke derin bir krizin içindeydi. 2002-2014 dönemi türkiye'nin ekonomik anlamda altın çağı olmuştur. ilk başlarda avrupa birliği için büyük adımlar atıldı mesela, kutlamalar yapıldı müzakereler başladı diye. ab'ye uyum sürecinde atılan adımlar alım gücüne ve halka yansıdı. daha önce yapılmamış bir şeyler yapıldı yani. o yokluğu yaşamış milyonlarca insan neden oy veriyor sanıyorsunuz. çünkü en kötüsünü yaşadılar.

teknoloji her zaman gelişmeye açık bir kavram. sürekli de gelişmek zorunda zaten. bunlara erişim imkanı önemli. kısacası siyasetten bağımsız olarak söylüyorum akrabanız doğru söylemiş.

yani salt olarak o yıllarda teknolojik gelişim akp zamanına denk gelmiş de ondan öyle olmuş diyemeyiz.
0
Improbable
(28.03.24)
Akp'nin teknolojiyi yaygınlaştırma misyonu hiçbir zaman olmadı, 2002-2014 arası oluşturulan yapay alım gücüyle, şu an bedelini ödemeye başladığımız ucu kredilerle insanların erişimi kolaylaştı o kadar. Geliştirmeyi bırak her noktasında sansür uygulamaya çalışıyor.
0
mirty
(28.03.24)
(5)

Seçimden önce son çıkışlar , seçim öncesi ve sonrası yatırım taktiği

Rao
Tekrar selam sayın Kıdemli ekonomi ustaları, Malum seçim öncesi son haftadayız, amaç iyi bir strateji her türlü riskten korunmak ve en doğru strateji ile seçim sürecinden zararsız çıkabilmek. Bu anlamda bazı risklerimiz, -Kur riski (tl bazlı yatırım araçları için ) -Banka makas riski ( döviz , al
Tekrar selam sayın Kıdemli ekonomi ustaları,


Malum seçim öncesi son haftadayız, amaç iyi bir strateji her türlü riskten korunmak ve en doğru strateji ile
seçim sürecinden zararsız çıkabilmek.

Bu anlamda bazı risklerimiz,

-Kur riski (tl bazlı yatırım araçları için )
-Banka makas riski ( döviz , altın vb. alış ve satışları için )
-Fon karlarından %40 vergi kanununun hazır olması

Bazı potansiyel getiriler :

-Seçim öncesi dip yapacak borsada seçim sonrası tekrar yükseliş potansiyeli
-Potansiyel kur artışı nedeniyle döviz bazlı varlıklarında kur kaynaklı getiriler
-Altında kur ve aynı zamanda fed kaynaklı potansiyel getiriler

Mevcut durumda seçim öncesi ve sonrası ne zaman ve nasıl bir yol izlemeliyiz ?

Teşekkürler.
0
Rao
(26.03.24)
Fon kârlarından %40 vergi kanunu deyince tüm fonlara seçimden sonra %40 vergi gelebilir gibi bir anlam çıkıyor. Hal böyle olunca eldeki tüm fonları satmak çok yerinde olurdu, ancak hal böyle değil. Yanlış risk analizi de yanlış yatırıma götürür sanırım.

Kanunun neleri kapsayacağı tam olarak netleşti mi tam bilmiyorum ancak en çok konuşulanlar eurobond bulunduran borçlanma aracı fonları.

Banka makas riskinden ziyade bana sorarsanız banka makas sorunu var. Makas hali hazırda çok yüksek, bankalardan altın, döviz alınacak bir ortam bence bugün dahi yok. Risk çoktan gerçekleşmiş gibi duruyor, seçim sonrası ancak daha da derinleşebilir.

Piyasa raporları ABD'nin faiz indirim sürecine girmeye çabalaması nedeniyle ABD borsalarında yükseliş beklentisi olduğundan bahsediyor bu sıralar. Ancak bu durum da şimdilik belirsiz. 3 indirim yapılmasının olası gözüktüğü sonuçlardan sonra hala daha indirim sayısı azalır mı diye konuşuluyor.

Altın deseniz o da yukardaki muhabbetlerden etkileniyor aynı şekilde. Çok inişli çıkışlı şu sıralar.

Bizim piyasalar için yükseliş beklentisi var kimi kurumlarda, örneğin garanti emeklilikteki fon koçu sistemi çok yüksek riskli profillerde hisse payını baya yükseltti ve borçlanma araçları payını düşürdü.

Bence ortalık fazlaca karışık. Ben sadece fon konusunu düzeltmek istedim.
0
akhenaten
(26.03.24)
Fon deyince aklıma Cihat E. Çiçek geliyor. Ben fon almadığım için bilmiyorum ama geçen gün, seçime nakit gireceğim, tüm fonlarımı bozduracağım diyordu. %40 stopaj'ı geriye doğru işletirlerse sıkıntı olabilir.

Örneğin fonu 10 TL'den aldınız, şu an 90 TL, %40 geçtiğinde 120 TL olsun.
- Geriye doğru işletirlerse, karınız: 120 - 10 = 110 TL olur ve 44 TL vergi alırlar.
- 90 TL'den bozdunuz, geri fon aldınız diyelim. 120-90 = 30 TL karınız gözükür. 12 TL vergi alırlar.


Ben seyrettiğimden bu şekilde anladım. Ama olaya yabancıyım, yatırım tavsiyesi değildir!


.
0
kartallar yuksek ucar
(26.03.24)
ek olarak şunu söylemekte fayda var, hükümetin seçim öncesi faizini attırıp cazip hale getirmeye çalışması döviz bazlı yatırımları olanlar veya gönlü kayanlar için gel gel oyununa benziyor. Bu şekilde döşünüldüğünde seçim sonrasında dövizde hizli bir hareketliliik ihtimali de daha fazla attırıyor.

Hiç bir tavsiye olmamakla birlikte dün itibari ile , tüm tl bazlı varlıklardan çıktım tamamiyle döviz bazlı varlıklardayım.
Kurda bir düzeltme gelene kadarda çıkmayı düşünümüyorum. Seçim sonrası bıktırana kadar, ayni politikaya devam edeycekler. Ancak sonunda çare yok, her şey kendi değerini bulmak zorunda.
0
🌸Rao
(27.03.24)
fonlardan %40 vergi falan alınmayacak. 4-5 ay oldu herkes gece gündüz bunu konuşurken kimsenin 4-5 dk google araması yapmaması çok komik ve zavallıca. bir de analizler yazılmış üstüne. neyse yine de görevimizi yapıp açıklayalım ancak yine yarın öbürgün ekşide burada yine herkes %40 vergi geliyormuş la diye gezmeye devam edersiniz.

1- %40 vergi yok, %40'a kadar arttırma yetkisi var. bir çok şey de daha fena yetkiler var ama alındığı görülmedi. bu da deprem için finansman gerekirse diye getirilip duruma göre bakılacak dendi bişey çıkmadı. bu saatten sonra da çıkması mümkün değil. ha çıksa da bu bir fon vergisi değil, dövize yatırım yapan fonların vergisi. hatta gelse dahi BES'teki fonları da etkilemiyor bu arada.

seçimden sonra faiz politikası devam edeceği için kur daha da sakinleşir. okuduğunu anlamayan, vergi geliyor aloo, dolar uçacak kafası yüzünden zaten son 1-2 haftada doların ateşi çok arttı. seçim sonrasına bu riskler kalkacağı için kur riski de oldukça azalacak.

faizler arttırılmasa dolar uçacak, arttırılınca hükümet gel gel yapıyor gibi mahallenin takıntılı emekli albayı gibi bakmaya gerek yok. bu bakış açısıyla, haklı çıkmak için yalan yanlış analizler yapan muhalif ekonomistler ile ruh sağlığınızı bir kaç senede kaybedersiniz. 2 evi, arabası olan hayatını kurtarmış tonla insan biliyorum, böyle böyle zehirlendikleri için sürekli aç kalacakları düşüncesindeler. yazık gerçekten çok acıyorum.

yatırım taktiğine gelirsek; ben eylülden beri tl mevduattayım ve ppf'lerdeyim, %52 ve %53 ile iki defa bağlamıştım, yakında tekrar bittiğinde daha uzun vadeli olacak şekilde %57-58 ile tl mevduata alacağım. şu an itibariyle tl enflasyonundan da dolardan da yüksek kazandım. ppf'lerden ise çok daha iyi gelirim var, şu an yıllık %65 veren çokça ppf var.

ben eylülden beri yazıyorum ama sürekli alaycı şekilde "tut bakalım paranı tl'de devalüe olunca görürüm seni" gibi ergen lafları duymaktan bıktığım için artık yorum yazasım gelmiyor. evim arabam bana kadar var ama yatırımlık evi olanlar için temmuzdan sonbahara kadar bas bas bağırdı tüm aklı selim işi bilenler satın dediler. yine "devalüasyon gelecek, dolar 70 olacak" kafasıyla satmayanlar deli gibi pişman. yazlık bakıyordum favorilerde 20 küsür yer vardı 7-8 tanesi hala duruyor. ya arkadaş doların 27 olduğu yazdan beri aynı fiyatta hatta bazıları daha düşükte olan ilanlar nasıl oluyor? :) cahil bir adam youtube kanalı açmış ev fiyatları tekrar uçacak diyor. henüz kredi-konut ilişkisini çözememiş felaket tellallığı yapıyor. cidden akıl alır gibi değil.

potansiyel getiri için ben bist'e bakmazdım. umrumda değil, top 5 hisse haricine de elimi sürmem midem bulanıyor açıkçası. ama evet iyi bir potansiyel barındırabilir.
0
avatar is back
(27.03.24)
ülkede derin finanal okuryazarlık eksikliği olduğunu hepimiz biliyoruz ancak, kimseyi suçlamak bence çözüm değil, önemli olan doğrusunu bilenerin doğruyu paylaşması ki birli kirliliğinin bu kadar attıığı bir ortamda bunlar çok önemli.

Ülkede yüksek dolarizasyon var, ve bunun en büyük sebeblerinden biriside insanların finansal okur yazarlından önce yediği dayaklar. Siyasiler son yıllırda çeşitli söylemlerde halkı manipüle edip, defalarca ters köşe yaptılar. Parasal genişleme ile enflasyon
patlatılarak ülke tarihinde unutulmayacak bir servet transferine imza atıldı. Negatif faiz ortamında tl ye güvenip mevduattta kalanlar , tuik'in
kimsenin nerede olduğunu daha bilmediği market fiyatlarına göre açıklanan enflasyon rakamları ile kandırılırak mağdur edildi.

Bu sadece siyasiler ile kalmayıp, sözde doktor ekenomistler de aynı amaca hizmet ederek, yine insanları bilerek ve isteyerek yanlış yönlendirdiler. Bundan 3 -4 yıl kadar önce ev fiyatları balon patlayacak almaynı, söylemlerini unutmadık.

İnsanların bu psikoloji içerisinde , bu şekilde davranması, kimseye ve maalesef te özelliklede kendi ülkesinin para birimine güvenememesi çok normal. Dikkat edilirse okulda derslerine odaklanması ve çocukluğunu yaşaması
gereken bu ülkenin gelceğinin teminati gösterilen gençler daha o yaşta simit , kitiap fiyatlarından veryansın ediyor.

Geldiğimiz ekonomik süreçte her şey rasyonel görünüyor, hükümet sözde enflasyon ile mücadele ettiğini söylüyor. Ancak para arzına , kamunun hala tasarrauf yapmamasına bakarsak , gerçekten mücadele var mı bu ayrı bir konu.

Kaldiki seçim sonrası oluşabilecek bir yenilgide , tüm faturaların bedelinin ekonomi yönetimine kesilmeyceğini ve tekrar
nas ekonomisini dönülmeyeceğini kim garanti ediyor.

Ayrıca gerçek enflasyonun açıklanan enflasyonun kat be kat üzerinde olduğu bir ortamda , siyasi kaygılarla patinaj yaptırılan bir kurun değerin altında işlem görmesi , eksiye girmiş merkez bankası rezerveleri ve ihracata ve dövize bağımlı bir ekonomi varken nereye kadar devam edecek.

Ayrıca toplum olarak, kimsenin kurun zıplamasını vs istediğini düşünmüyorum.
Ancak kirli siyasi oyunlar ile sürekli kandırılan bir toplumunda bu kumpaslardan çıkış yolu aradığınıda unutmamak gerek.

Vergi konusunda %40 olarak hazır olduğunu yazmıştım, ama bu demek değilki uygulanacak, ancak böyle bir kanunun
olması bütçe için sürekli yeni kaynak arayanların başvurucağı bir yol olmaycak mı diye düşündürüyor.
0
🌸Rao
(27.03.24)
(8)

içimden gülmek gelmiyor. ne yapsam ?

duyurukullanıcısı
cidden içimden gülmek gelmiyor, iş falan biraz dert var başımda. ofiste herkes kıkır kıkır ben mahkeme suratı gibi full focus çalışıyorum.böyle fake gülmekte istemiyorum, sırf gülmek içinde gülmek istemiyorum ama baya bir milletin bakışlarından rahatsız olmaya başladım lan bunun da nasıl bir suratı
cidden içimden gülmek gelmiyor, iş falan biraz dert var başımda. ofiste herkes kıkır kıkır ben mahkeme suratı gibi full focus çalışıyorum.

böyle fake gülmekte istemiyorum, sırf gülmek içinde gülmek istemiyorum ama baya bir milletin bakışlarından rahatsız olmaya başladım lan bunun da nasıl bir suratı var insan biraz güler falan diye.

genel olarak da ciddi bir yüz ifadem var sanırım.

geçen bir arkadaşımla sohbet ediyorduk lan adam nasıl içten gülüyor, mutlu yani herif en saçma muhabbete bile basıyor kahkahayı lan dedim ben niye böyle olamıyorum...

ne yapmalı ?
0
duyurukullanıcısı
(25.03.24)
Mutlu olmak için bir sebep mi var? Yok.
0
prole
(25.03.24)
proleye katiliyorum. mizaha sarilalim en azindan.

mutluluk ve neseli olmak farkli bir de bence bu arada.
0
robert bosch
(25.03.24)
rahat olamıyorsunuz anladığım kadarıyla kendinizi salamıyorsunuz. insanlar çeşit çeşit kimisinin de baş etme mekanizması o kahkahalar oluyor kimisi içine atıyor vs.. sadece herkes çok eğleniyor ben böyle kaldım düşüncesinden çıkın ilk hata bu.
0
Ufuk
(25.03.24)
Hayatınızda sizi zorlayan tespit edebildiğiniz ve çözümü sizin elinizde olan bir sıkıntı varsa (dönemsel ağır iş yükü gibi) gülememeniz normal. Stresli dönemler de hayata dahildir. Ortada bir sorun varken ancak mutlu taklidi yapabilirsiniz.

Haliyle tekrar rahatlamak için bu sorunun çözümüne odaklanmalısınız. Bazen kendimizi sıkıp bir şeyleri atlatmamız gerekir.
0
akhenaten
(26.03.24)
Var mı mükemmeliyetçik?
0
hasmetizm 2046
(26.03.24)
Bence sahte gülmek demeyin o zaman uygulamak zor olur ama gülmenin beyne iyi geldiğini okumuştum. Bir çeşit terapi, meditasyon gibi düşünün ve arada bir gülmeye zorlayın kendinizi:) ya da geçici ise kasmayin ama uzun zamandır böyleyse belki bir terapistle sebebini öğrenmek iyi olabilir
0
Kediyi üzdün
(26.03.24)
Içinizden gelmiyorsa zorlamayın, akışına bırakın. Bir gün gelir illa ki.
Ama biraz da karakter ve hayattan beklentilerinizle de alakalı bir durum bu bence. Sizin tam tersinizim. Hayatınızla barışmak, makul hedefler koymak modu en azından optimimda tutuyor.
0
Amaranta ursula
(26.03.24)
mizaç ile alakalı.
soğuk ve kuru bir mizacınız olabilir.

bilmiyorum ama bu tür mizaçta baharatlı yiyecekler öneriliyor. suya zerdeçal atmak vs.
ama ben en çok sol tarafa yatmak ile ısınıyorum :)))

bir süre denenebilir. peynir, yoğurt, kahve, alkol, sigara da soğutuyor.

adam da nemli mizaçtır zaten sulu sulu gülüyormuş :D
0
janderzel zartanyan
(26.03.24)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.