Giriş
(23)

Her işyerinde mutlaka bulunan karakterler

sekizdokuzon
Burada birlikte bir toparlayalım bunları, görünce şaşırmayız. Ben başlıyorum: Borsada sürekli hisse senedi kovalayan erkek.
Burada birlikte bir toparlayalım bunları, görünce şaşırmayız.

Ben başlıyorum: Borsada sürekli hisse senedi kovalayan erkek.
0
sekizdokuzon
(26.06.24)
klima savaşlarına neden olan kadın.
0
duyulmasi gerektigi kadar
(26.06.24)
Astroloji vb. şeyleri fazla ciddiye alan biri.
0
auroraaurora
(26.06.24)
Alaylı, ulu bilge
0
pavlis
(26.06.24)
Patron yalakası. Onun yerine sen yerin dibine girersin. Onun o davranişlarını, konuşmalarını gördükçe, küçüldükçe küçülürsün en sonunda bir bakmışsın nokta kadar kalmışsın ama o hâlâ aynı şekilde yalakalığına devam ediyor. Başkası adına utanmak çok kötü.
0
rock n roll
(26.06.24)
bütün dedikodulara hakim çaycı-idari personel
sürekli aynı hikayeleri anlatan yaşlı amir
0
Hallegadola
(26.06.24)
Çalışma hayatında bir bilemedin iki kere geç saat mesaiye kaldığı halde sanki uzun bir dönem öyle geçmiş gibi "ohoo biz sabahlara kadar çalışıyorduk burda" diye yerli yersiz sürekli bundan bahseden tip. Çalıştığım 3 yerde de vardı.
0
akhenaten
(26.06.24)
Hiçbir şey bilmeden işte tutunanlar.

Yılın yarısını hasta geçirenler.
0
kimlanbu
(26.06.24)
beyaz yaka silkeleme odaklı ürünleri öve öve bitiremeyen tipler.
0
hops
(26.06.24)
klimayı sürekli açık tutmak isteyenler klimanın hiç açılmamasını savunan iki kişi.
0
liberal
(26.06.24)
şadan abi. her şeyden bahseden adam/kadın.
0
Improbable
(26.06.24)
Libidosu yüksekler
Mutsuz evliliğiyle yüzleşmemek için hibrit çalışma ortamında her gün ofise gelip, mesaiye kalarak haber okuyanlar
Gizli işsizler
0
gabe h coud
(26.06.24)
Birbirini anında bulan dedikodu sevenler. Komik tarafı en çok da birbirlerinin dedikodusunu yapmaları. Arada bana da gelip bir dedikodu bilgisi verir ve benim de onlara başka dedikodu aktarmamı beklerler, benden karşılık bulamayınca dışlarlar sonra.

Bir de şehir/iş değişikliği öncesi hoşlandığı erkeklere açıkça asılan evli kadınlar var.

Güne futbol sohbeti ile başlayıp, ikinci el araba bakarak devam edip, Facebookta okudukları gerçek olmayan bilgileri paylaşarak tamamlayanlar.
0
hasmetizm 2046
(26.06.24)
Ben burdayim demek icin hareketleriyle, sesiyle surekli kendini gosterenler. Yuksek sesle konusur, herkesle bi muhabbeti vardir, her ortami bilir, sirketteki tum giybetlere hakimdir, her seyin en dogrusunu o bilir. Sen neymissin be abi hesabi ama kadin da olabilir bu.

Isi onemsiyormus gorunup aslinda ona buna is cakmaya calisan, surekli ustunden is atarken kendi yaptigi sacma seyleri de bir kilifa uydurmaya calisan, saat 5 oldu mu sivisan, surekli “bana ne yeaa” modunda yasayan tip.
0
mor oje
(26.06.24)
sabahları kahve içmeden ayılamıyorumcular
0
jülsezar
(26.06.24)
şortla gelenlere “oohh tatile mi geldin” diyenler
0
respect
(26.06.24)
Surekli sikayet edip enerji emenler, dilinde birakip gidicem diyenler.
0
Feriyaanim
(26.06.24)
Aslinda bunlardan her ortamda var; cok arkadas canlisi, samimi davranip, kuyunu kazanlar.
durmadan cocugundan, kocasindan bahsedenler.
0
durgunfoton
(26.06.24)
Ağzı ya da teni kokanlar.
0
gabe h coud
(26.06.24)
Arkadaşlarına yıllardır evinden dışarıdan hiç bir şey getirmeyen ikram etmeyen tiplerin, yenilecek bir şey söz konusu olduğunda yiyicilikte ve bedavacılıkta anında ilk sırada olmaları, lokmaları götürmeleri.

Böyleleri ortamda olmadığında ikramlarınızı yapmanız tavsiye edilir.
0
diyecevaplandı
(26.06.24)
her boka muhalefet eden, gevezeliği ile sohbet adı altında cinayete teşebbüs eden ama hiçbir iş yapmayan, başkalarına iş yaptırmaya çalışan fosil, yaşlı çalışan.
0
wilhelmwasmuss
(26.06.24)
geç gelen personele ''bizde yemeğe çıkıyorduk'' diyen biri mutlaka vardır :')
0
since1907
(26.06.24)
Birileri için sürekli para toplayıp altın almak isteyenler ve buraya ait olmadığını düşünen, kendini geri plana atmış zeki mi yoksa asosyal mi olduğu belli olmayan tip.
0
ruhen hastayim ben
(26.06.24)
Boynerden sürekli kargo bekleyen kadın.
0
🌸sekizdokuzon
(26.06.24)
(3)

Windows Yapılandırma Güncelleştirmesi (KB5035942)

seri
Bu güncelleme sürekli tekrar yükleniyor sanırım bilgisayara. Güncelleştirme geçmişinde diğer güncelleştirmeler bölümünde fark ettim. Bugün yine yüklenmiş mesela. Güncelleme de mart 2024 tarihinde yayınlanmış neden böyle? Ne zaman baksam yeni yüklenmiş oluyor.Windows 11 Pro 23h2 is derlemesi 22631.37
Bu güncelleme sürekli tekrar yükleniyor sanırım bilgisayara. Güncelleştirme geçmişinde diğer güncelleştirmeler bölümünde fark ettim. Bugün yine yüklenmiş mesela. Güncelleme de mart 2024 tarihinde yayınlanmış neden böyle? Ne zaman baksam yeni yüklenmiş oluyor.
Windows 11 Pro 23h2 is derlemesi 22631.3737
0
seri
(25.06.24)
Şurada sizinle aynı problemi yaşayan birine verilmiş cevap var

answers.microsoft.com

Bir tane de burada var

answers.microsoft.com
0
akhenaten
(26.06.24)
microsoft'un güncellemeleri gizleme aracı var, oradan bu güncellemeyi seçin, bir daha yüklenmesin.
www.majorgeeks.com
0
kesmekes laleler
(26.06.24)
Buraya arama sonucu gelecekler için yazayım. Bütün adımlar uygulansa dahi güncelleme her gün yeniden yükleniyormuş gibi görünüyor. Yeniden yüklüyor mu yoksa sadece hata ile tarihi mi güncelliyor (bug vs) emin değilim. 24h2 temiz kurulum yapmak daha iyi olacak sanırım.
0
🌸seri
(01.07.24)
(15)

çikolata (toblerone) bozulmuş mudur?

kibritsuyu
gelecek cevaplardan %99 eminim, riske girmeye değer mi, at çöpe diyeceksiniz ama insan kıyamıyor da.2-3 yıldır kütüphanede (oda sıcaklığında) duran 5-6 paket toblerone var. bir bakayım dedim, son tüketim tarihi mayıs 2023, üstünden 1 yıldan fazla geçmiş.birini açtım baktım rengi yerinde, kokusu yeri
gelecek cevaplardan %99 eminim, riske girmeye değer mi, at çöpe diyeceksiniz ama insan kıyamıyor da.

2-3 yıldır kütüphanede (oda sıcaklığında) duran 5-6 paket toblerone var. bir bakayım dedim, son tüketim tarihi mayıs 2023, üstünden 1 yıldan fazla geçmiş.

birini açtım baktım rengi yerinde, kokusu yerinde, kurt murt yok. ucundan tadına baktım tadı da iyi.

bokboğazlı biri olduğum için kolay zehirlenmem de ishal kusma falan yapar mı, yiyim mi ben bunları? aylardır çikolata yemedim, çok canım çekti.
0
kibritsuyu
(25.06.24)
Ye gitsin bişey olmaz.
0
duptıs
(25.06.24)
Dün benzer bir şey yedim ve pişman oldum.
0
gabe h coud
(25.06.24)
Yeme bence.
0
rock n roll
(25.06.24)
Ben olsam yerim. Ama sen bilirsin.
0
Mirket
(25.06.24)
Riske girme durumunu çoktan geçmiş bence olay :D O konu son kullanma tarihi taş çatlasın 1-2 ay geçmiş ürünler için oluyor. Tabi ki atın. Neticede toblerone her markette var. Çok canınız istediyse marketten alın kibritsuyu, skt'si 1 seneyi geçmiş çikolatayı yemeyin.
0
akhenaten
(25.06.24)
cikolatanin insan zehirledigi nerede gorulmus? afiyet olsun.

edit: internette saglam yiyecekleri cope attiran teror orgutu yine is basinda. 1 seneyi birakin daha fazla da yenir. zaten o expiration degil best before'dur. cunku cikolata expire olmaz. ambalaji saglamsa sorun yok.
0
antikadimag
(25.06.24)
Bir anlık nefsine yenilme. Devamlı baş dönmesi ve kusmaya dayanabilecek misin?
0
rock n roll
(25.06.24)
abov duyuru ikiye bölündü. ye bişey olmaz diyen de çıktı.

dayanamadım iki tık yedim. bakalım midem dönmezse açtığım paketin kalanını da gömerim.

marketten almak dert değil, gider alırım da insan kıyamıyor 5 paket toblerona.

bu arada tam 8.5 (sekiz buçuk) yıldır ofisteki çekmecemde duran bir paket 150 gramlık yoğurt var. son tüketim tarihi ocak 2016. mekdanılts hamburgerleri yıllarca çürümüyor mitinden gaza gelip 1 yıl oda sıcaklığında saklayıp açacaktım, unuttum. 8.5 yıldır duruyor. bir ara da onu açıp bakacağım, bozulmamışsa yerken video atar fenomen olurum belki. ya da o markanın ajanları gelip beni vurur itibar zedeliyor diye. ya da kendi kendime halledebilirim yoğurdu yiyince o işi.
0
🌸kibritsuyu
(25.06.24)
yiyebilirsiniz.
Zehirlenmezsiniz, olsa olsa lezzeti azalmıştır.
0
michael_knight
(25.06.24)
@antikadimag, hocam saklama koşullarını dahi bilmeden bu denli net bir öneri yapmak cesaret ister. Ne diyeyim :D

@Kibritsuyu Ahahah youtube'da öyle biri vardı 1950'lerden falan konserveleri açıp iyi görünüyorsa yiyordu. Baya bir izleyeni vardı. Eğer sekiz buçuk yıllık hamburger yiyecekseniz bu olayı harcamayın bence de :D

Size sağlık ve mutluluk dileyerekten ben çekileyim.

Siz yine de evdekilere haber verin, ara ara dürtsünler sizi. Bizi de haberdar etmeyi unutmayın cidden merak ettim sonucu.
0
akhenaten
(25.06.24)
bence de yenir. bu tip urunlerin ici koruyucu madde dolu. acilmamis, golgede duran toblerone rahat yenir.
0
hot potato
(25.06.24)
Ben olsam paketi açarım, rengine, dokusuna ve kokusuna bakarım. Göz doldurursa ufak bir parça ile tadına bakarım. Sorun yoksa yerim gider. Yanına da ayran veya yoğurt gömerim, tadı dengelenir ve zehirlenmeyi önler. Gömmezsem de bişey olacağını sanmıyorum.
0
muhayyer divan
(25.06.24)
eriyip donmadiysa muhtemelen sorun yoktur. acip baktiniz, goruntude, kokuda sorun yok, tadina baktiniz, sorun yok. bence biseycik olmaz. ilaclar disinda tum tarihi gecmis urunler icin prosedurum budur benim, henuz basima bisi gelmedi (sukur moment :))
0
in vino veritas
(25.06.24)
çikolata bozulmaz. yani genel anlamda bar şeklinde olanlar (iç dolgusuz vs.). toblerone bozulmaz yani. seneler geçse bile. ambalajsız açık dursa dahi bozulmaz normalde, yani ortam temizse tabii. açık olanın üstünde küf vs. oluşabilir.

yenisine göre biraz tatsız gelebilir süreye bağlı olarak. bazı çikolata uzmanları çikolatanın şarap gibi zamanla tadının güzelleştiğini de söylüyor ama. belki kakao oranı fazla olanlarda.

bazen çikolatanın üstünde beyazlık da oluşabiliyor. bu da bozulduğu anlamına gelmiyor. "chocolate bloom" denen bu durum, kakao yağının yüzeye sızmasıyla oluyor.

ek bilgi: çikolatadan zehirlenme ihtimali var. ama neden? süreye bağlı bozulduğu için değil. eğer yapım aşamasında bakteri girmişse olur. genelde salmonella oluyor. bu çok nadir bir durum. bilindik markalarda olmaz genelde. çikolatanın içinde normal şartlar altında sonradan bakteri üreyemiyor.

Salmonella yüzünden toplatılan Kinder çikolata haberi:
www.ntv.com.tr
0
ermanen
(26.06.24)
arkadaşlar çikoyu akşam yedim, sabaha da beton gibi kalktım. hiçbir sıkıntı olmadı.

sevgiler.
0
🌸kibritsuyu
(26.06.24)
(9)

lucy, dune, the matrix

füt
bu üç filmde gördüğüm iki konu hakkında düşüncelerinizi ve bildiklerini sormak istiyorum. bolca spoiler içerirlucy'i izleyen bilir, beyin kapatisenin kullanımı ile alakalı. burada beyin kapasitesinin kullanımı arttıkça lucy'nin gözlerinin masmavi parladığını gösteriyor yönetmen. yani scarlet johansn
bu üç filmde gördüğüm iki konu hakkında düşüncelerinizi ve bildiklerini sormak istiyorum. bolca spoiler içerir

lucy'i izleyen bilir, beyin kapatisenin kullanımı ile alakalı. burada beyin kapasitesinin kullanımı arttıkça lucy'nin gözlerinin masmavi parladığını gösteriyor yönetmen. yani scarlet johansn'un gözlerinin rengine zoom olarak değil de bariz pasparlak mavi olarak vurgulanmasını gösteriyor.
the dune'da ise, fremenler var. gözleri masmavi. ama normal bir mavilik değil, vurgulanmış, çok yoğun bir mavi. ikinci filmde paul atreides'in de ön görülerinin açıldığı sahnede, hem annesinin hem de kendisinin gözlerini aşırı mavi gördük.

soru 1: bu iki film bağlamında gözlerin mavi olmasının anlamı nedir? mavi göz ne demek? aradığım ya da etrafında gezindiğim cevap; mavi göz renginin evrimin bir üst basamağı olup olmadıpıyla alakalı. yani pigment eksikliğinden çok, biyolojik/evrimsel bir cevap aramaktaydım.


ikinci sorum da şu; the matrix'i yapan adamlar, (yani kadınlar) wakovski kardeşlerin cinsiyet değiştirip kadın olması hedonist bir yaşam tarzından çok daha başka anlamları olduğunu düşünüyorum. benzer şekilde lucy filminde de, %100 kapasiteyle çalışan beyin (yani Tanrı), batı literatüründeki Lucy adındaki ilk kadın figürüyle gösterilmesi. tam tarif edecek doğru kelimeleri buldum mu bilmiyorum, batıda son dönemde çok yoğun şekilde artan "future is female" propagandalarıyla, kadın olmanın çok yoğun psişik güçlerle bağlantısı vurgulanıyor devamlı.

(aynı şekilde the dune'da bene gesserit rahibelerinin yoğun psişik güçleri, onların soylarının devamı kız çocuklarla devam ettirilmesi (bunun özellikle istenmesi ve yapılması), ama paul'ün erkek doğmasıyla, aktarımın tehlikeye girmesine rağmen bunu bir şekilde halledebilmeleri, bu güçlerin erkeklere de geçebilmesi- yani the matrix'in yönetmenlerinin boşuna cinsiyet değiştirmeleri adsfdfs)
bu konuyu nasıl yorumluyorsunuz?
0
füt
(25.06.24)
Mavi tercihi sembolik olmaktan ziyade estetik değil mi sizce de?

Mavi ışık günümüzde bu tür şeylerde çok kullanılıyor. Örneğin yeşil mutant ve genel anlamda radyoaktiviteyi simgeleyen bir renk. Kırmızı daha kontrolsüz tehlikeli bir gücü simgeliyor. Fimlerde şeytani karakterlerde sıkça kullanılır. Aynı zamanda distopik cyberpunk bölgeler de karanlık kırmızı ışıklarla özdeşleşiyor. Sarı ve koyu sarı tonlar yine kötücüllük ama daha çok pislikle ilişkili çıkıyor. Lağım ortamları vs genelde amber sarısı bir renk bulundurur illa ki.

Mavi ve beyaz daha çok temizlik, teknoloji ve pozitif güçle ilişkili kullanılıyor. Günümüzde, geleceği konu alan yapımlarda teknolojik aletler genelde hep mavi-beyaz ışıklar yayar halde gösterilir. Geçmişteki yapımlarda bu bugünkü kadar yoğun şekilde yok. Ütopik ortamlarda hep beyaz ve mavi tonlar hakimdir. Buralarda giysiler hep beyaz ve mavi tonlarında kullanılır.

Bunun bir sebebi yok, alışkanlık. Artık insanların zihninde yerleşik bir tema var. Bu zaman içinde bir şekilde yerleşmiş bir şey.

2. Konuda anlam bahsettiğiniz kişilerin trans olması. Başka bir anlamı yok. Neden olsun ki? İnsan düşünce tarzını yansıtmak için neden cinsiyet değiştirsin? Dövme değil ki bu.
0
akhenaten
(25.06.24)
1. sorumla alakalı aradığım cevap; mavi göz renginin evrimin bir üst basamağı olup olmadıpıyla alakalı. yani pigment eksikliğinden çok, biyolojik/evrimsel bir cevap aramaktaydım.
0
🌸füt
(25.06.24)
Renkli gözler mutasyon sonucu oluşur diyorlar, onunla ilgisi olabilir mi? @akhenaten in de dediği gibi mavi bilgi, derinlik, uçsuz bucaksızlığı da temsil ediyor.
0
sekizdokuzon
(25.06.24)
biyolog değilim ama canlıların mutasyonu, o türün gelişmişlik düzeyinin artmasıyla alakalı mıdır? türün bozulması değil, gelişmişliğinin artması.
0
🌸füt
(25.06.24)
Ben de normal vatandaşım ama bazı mutasyonlar türü geliştirip çevresine uyumunu kolaylaştırır. Lise biyoloji bilgilerime dayanarak söylüyorum:) İşte enformasyon çağındayız, hatta bütün varoluşun enformasyon transferi üzerine kurulduğunu söyleyen bilim adamları var. Matematikte son zamanlarda bu konuyla uğraşan insanlar ciddi ödüller kazanmaya başladı. Her neyse insanın bilgisi, kavrayışı belli mutasyonlarla arttıkça tırnak içinde erip göğe yükselip hayatın, evrenin sırlarına mazhar oluyoruz gibi noktalara gidiyor iş sanırım.
0
sekizdokuzon
(25.06.24)
dostum işte @akhenaten çok güzel açıklamış renk tercih sebeplerini. siyah da ölüm ve ölümle alakalı karanlık kötücül güçleri temsil ediyor mesela. evrimle, üst basamakla alakalı bir tercih söz konusu değil.

2.soruna gelecek olursam future is female biraz woke zırvası ve neyseki woke furyası zayıflamaya başladı. kadınlara ruhaniyet, psişik güçler, ilahi motifler yükleniyor çünkü erkekler genellikle kaba kuvvetle özdeşleştiriliyor. ayrıca doğurganlık üzerinden de oluşturulan sembolik anlamlar mevcut.
0
air
(25.06.24)
@air
"söz konusu değil" diyorsun, haa okey, tamamdır.

2. sorumun cevabını senin yaklaşımından aldım =)
0
🌸füt
(25.06.24)
Matrixi Wachowski kardeşlerin yazmadığını onlara servis edildiğini düşünüyorum
0
Hallegadola
(25.06.24)
''1. sorumla alakalı aradığım cevap; mavi göz renginin evrimin bir üst basamağı olup olmadıpıyla alakalı. yani pigment eksikliğinden çok, biyolojik/evrimsel bir cevap aramaktaydım.''

hacı sen bir şeye takılmışsın kendince cevap vermişsin soruya ve gelip burada kendi cevabını (aradığım cevap) vermemizi istiyorsun :D ne bize soruyon sen zaten biliyorsan çözmüşsen

tamam aradığın cevabı vereyim; alakalı değil. görsel bir sembol kullanımı sadece. 10.000 sene öncesine dayanan bir göz renginde nasıl günümüzden ileri bir evrimin sonraki basamağı işareti arıyorsun anlamak mümkün değil.

''söz konusu değil'' e neden takıldın hiçbir şey anlamadım. burada mevzubahis bu değil anlamında bir söz. ne yaşıyon lan sen asgdfhajksdşas durduk yere gerdin bir dünya

yaklaşımımdan ne cevap aldın ayrıca inanılmaz merak ediyorum.
0
air
(26.06.24)
(4)

amk yobazı demek hakaret sayılır mı? Dava açılabilir mi?

atanamayan jedi
merhaba,"amk yobazı" gibi sözler sosyal medyada hakaret sayılır mı? Dava açılabilir mi? teşekkürler.
merhaba,
"amk yobazı" gibi sözler sosyal medyada hakaret sayılır mı? Dava açılabilir mi? teşekkürler.
0
atanamayan jedi
(25.06.24)
Yobazdan emin değilim ama amk'nın dava açılabilir bir hakaret olduğuna eminim.
0
kibritsuyu
(25.06.24)
"amk" gibi bir küfür zaten hakaretin en temel hali değil mi sizce de? Baya açık seçik bir şey bu zaten.
0
akhenaten
(25.06.24)
Sanık işletmekte olduğu lokantanın önüne park eden kamyonlara müdahale eden belediye zabıta görevlisi olan katılana "Zabıta bozuntusu geldin mi, benim mekânımı kapatacak adamın a.ına koyarım" şeklinde hakaret ettiği olayda, belediyenin ... tarihli cevabi yazısında katılanın suç tarihinde belediye zabıta memuru olarak çalıştığı ve belde merkezine park eden kamyonların düzeninin görevi dahilinde olduğu bildirilmesine rağmen katılanın böyle bir görevi olmadığı kabul edilerek hüküm kurulduğundan tebliğnamedeki bozma görüşüne iştirak olunmamış, sanığın eylemine uyan 5237 sayılı TCK'nın 125/3-a maddesi yerine aynı kanunun 125/1. maddesiyle uygulama yapılarak eksik ceza tayini karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.

Yargıtay 2. CD Esas: 2011/27714 Karar: 2013/12525 Tarih: 13.05.2013
0
komando kani var bende
(25.06.24)
"Yobaz"i geçtim, amk direkt "a.ina koyayim" şeklinde mi geçiyor acaba hukuki olarak -böyle bir tabir sadece yazı dilinde var ve yeni sayilir-

Yani demek istediğim "kardeşim ben a.ina koyayim demedim ki amk ile" diye bir savunma olabilir mi acaba :)
0
makbur
(25.06.24)
(7)

Cold brew vs. filtre kahve anlaşılır mı?

michael_knight
"Kahve içmeyi severim ve az-çok anlarım" diyen 100 kişiden kaç tanesi içtiği soğuk kahvenin cold brew mü yoksa filtre kahve mi olduğunu anlayabilir?
"Kahve içmeyi severim ve az-çok anlarım" diyen 100 kişiden kaç tanesi içtiği soğuk kahvenin cold brew mü yoksa filtre kahve mi olduğunu anlayabilir?
0
michael_knight
(25.06.24)
Sıcak filtre kahve soğutulursa geçen sürede acılaşır kahvenin aroması kaybolur, damakta metalimsi bozuk para yalamış gibi bir tat bırakır, köşeli bir tadı olur

Cold brewda ise bu acı tat olmaz, daha yuvarlak dengeli kahvenin cinsine göre karamel fındık badem karakterli bir tat kalır

Bunu kaç kişi ayırt eder bilemem
0
grimavi
(25.06.24)
Ben sadece americano'yu ayırabiliyorum. Onu da genelde hep americano içtiğim için yapabiliyorum. Ayırmayı da bilinçli olarak yapamıyorum "bu bi değişik" diyorum sadece.

Filtre kahve cold brew için deney yapmıştık bir kere. Arkadaşla birimiz filtre birimiz cold brew almıştık. Yan yana içince anlaşılıyor, cold brew daha yoğun ve derin. Filtre 2K ekransa coldbrew 4k UHD. Ama ayrı ayrı içsem anlamam.
0
akhenaten
(25.06.24)
Sıcak demlenip yavaş soğuyan kahvedeki acı ve sevimsiz tadı ayırt edebiliyorum ben, ki çok iyi bir damağım/burnum yok. Ama mesela cold brew ve iced espresso'yu (sıcak demlenip çok hızlı soğuyor) ayıramam büyük ihtimalle.
0
kobuzchu kiz
(25.06.24)
Soğuk filtre dediğimiz tam nasıl soğuk? Bekleyip soğuyan kahveyi anlıyorum ben de ama normalde americano ile filtre kahveyi bile ayırt edemem bence :D
0
nundu
(25.06.24)
@nundu makinede yapılan filtre kahvenin bekleyip bir süre sonra buzdolabına koyup soğutulmuş hali demek istedim.
0
🌸michael_knight
(25.06.24)
Ne yaptın Mike? Makinede yapılıp içine buz atılarak hemen servis edilen kahve ile karşılaştırıyorsun sandım. Bu hali ile fark etmeyen 3ü1 arada içince de French press herhalde falan diyordur. Bak o kahvenin acı tadı geldi bir an dilime sanki :)
0
nawar
(25.06.24)
@Nawar'ın dediği gibi uzun cold brew yerine hemen servis edilen bir teknik de var, youtube'dan japanese cold brew diye aratırsan çıkar, hem hızı hem tadı belki uyar sana
0
grimavi
(25.06.24)
(7)

cv (öz geçmiş) hazırlama

atina
Merhaba,işletme yüksek lisans mezunuyum. ancak yeni bölümüm gazetecilik. bir yere cv vermem gerekiyor gazetecilik sektörü ile ilgili. daha önce bitirmiş olduğum lisans ve yüksek lisansımı da yazayım mı cv'ye? dezavantaj olur düşüncesi hakim bende. o yüzden sormak istedim. sonuçta türkiye'de yaşıyoru
Merhaba,

işletme yüksek lisans mezunuyum. ancak yeni bölümüm gazetecilik. bir yere cv vermem gerekiyor gazetecilik sektörü ile ilgili. daha önce bitirmiş olduğum lisans ve yüksek lisansımı da yazayım mı cv'ye? dezavantaj olur düşüncesi hakim bende. o yüzden sormak istedim. sonuçta türkiye'de yaşıyoruz. bilgi sahibi olanların beni aydınlatması dileğiyle. teşekkürler.
0
atina
(24.06.24)
Valla bence yazın. Dezavantaj olmaz.
0
Amaranta ursula
(24.06.24)
Bendeki bilgiler taze değil, 15-20 yıllık.
Gazetecelik sektörü başvurularında CV'de en sevilmeyen bölüm gazetecilik.

Gazetecilik ve iletişim olmayan her türlü bölüm iş başvurusunda avantajdır. Mesela işletmeyi görünce "ekonomi haberlerinde kullanabiliriz" diye düşünürler.
Zaten lisans ve yüksek lisansınınızı CV'ye yazmamanız mümkün değil ki.
0
michael_knight
(24.06.24)
@michael_knight hocam dediğinizi anlamadım. en sevilmeyen derken? başvurduğum yer de bir kanal zaten. gazetecilik sevilmeyecekse ne sevilecek? ironi mi yaptınız anlamadım aslında. benim bölümüm de gazetecilik. henüz mezun olmadım
0
🌸atina
(24.06.24)
@atina ironi yapmadım. Benim karşılaştığım haber yöneticileri "haberciliği zaten ben öğreteceğim, okulda başka bir şey öğrenip gelen insan lazım bana" diyorlardı.
Herhangi bir ekstra yabancı dil, sanat tarihi, edebiyat, sağlık, mühendislik, bilgisayar, finans vs. her çeşit lisans eğitimini gazetecilikten daha faydalı görüyorlardı.

Bu devirde halen gazetecilik okumak ve yapmak isteyen birini görünce şaşırdım. Umarım kendinizi neye sürüklediğinizi biliyorsunuzdur.

Ek olarak CV'nize "yapay zeka" ile ilgili herhangi bir şey eklerseniz öne çıkabileceğinizi düşünüyorum.
0
michael_knight
(24.06.24)
Bu değişen bir durum, her yere gönderilebilecek mükemmel bir cv yok aslında. Hatta bazen özellikle başlangıç pozisyonları için overqualified görünmemek adına mümkün olduğunca kırpmak bile gerekebilir. Kimse bir başlangıç pozisyonuna geçmişinde başka bir sektörde müdürlük olan birini kolay kolay almak istemez örneğin, çünkü bu kişi o pozisyonda hem kendisi rahat edemez hem de mevcut yöneticiyle karakter olarak uyuşmama, onun otoritesini tanımama olasılığı yüksek olur.

Tek kaygınız başvuracağınız işte CV'nizde yazan şeylerin gerekli olduğuna inanmanız olmalı. Bariz örnek olması açısından finans alanında bir işe başvuracaksanız tarih konusundaki yetkinlikleriniz alakasız olurdu. Gazetecilik için de tam zıt şeyler söylenmiş örneğin ancak ucu yine aynı yere çıkıyor. Belli ki gazetecilikte çok yönlülük daha önemli.

CV'nizi okuyan kişinin sadece işine yarayan şeyleri görmesini istersiniz. Kişisel olarak sizin çok yönlü biri olmanızın işin kendisiyle bir ilgisi yoksa bir çalışan olarak sizi seçmelerinin de bir anlamı olmaz haliyle.
0
akhenaten
(25.06.24)
@michael_knight teşekkür ederim anladım. kendi disiplini olan eski bir meslek gazetecilik. maalesef torpilim yok ve yaş olarak olmasa da gazetecilik alanında juniorum. bakalım artık. teşekkür ederim.
0
🌸atina
(27.06.24)
@akhenaten teşekkürler. önemli olan çok yönlülüğü ve donanımı karşı tarafa hissettirmek sanırım. hem yaşım hem de kişiliğim gereği disiplinli ve donanımlı biri olduğumu düşünüyorum. ancak şans faktörü bu ülke için son derece kıymetli. şans yanımda olsun diyelim
0
🌸atina
(27.06.24)
(12)

göbeklitepe'nin bilinen tarihi ya yanlışsa?

OgutucuRecep
sadece göbeklitepe değil diğer tüm kalıntıların yaşının yanlış olma ihtimali?teknoloji sürekli gelişiyor. sürekli yeni teknikler gelişiyor. bence bu tarz yapıların ya da benzer yapıların kalıntıları yanlış hesaplanıyor.bundan 30-40 yıl sonra yepyeni bir yaş hesaplama çıkarsa ne olacak? bilinen tüm h
sadece göbeklitepe değil diğer tüm kalıntıların yaşının yanlış olma ihtimali?

teknoloji sürekli gelişiyor. sürekli yeni teknikler gelişiyor. bence bu tarz yapıların ya da benzer yapıların kalıntıları yanlış hesaplanıyor.

bundan 30-40 yıl sonra yepyeni bir yaş hesaplama çıkarsa ne olacak? bilinen tüm her şey yalan olacak.

göbeklitepe'nin örneğin 10-12 bin yıl önce var olduğu pek mantıklı gelmiyor.

sizce bu kalıntı yaşı hesaplamada bir yerde yanlış yapma ihtimalimiz yok mu?
0
OgutucuRecep
(24.06.24)
Peki neden sence yanlış hesaplanıyor? Yani hangi sebeple diyorsun? Misal neden mantıklı gelmiyor?

Vardır belki bilemem de yanlış olduğunu kanitlayacak bir yöntemim olsa bilim dünyasına sunardim ama yok. Ondan bilimin o noktada dediği şeyi doğru buluyorum.
0
logisticsmanager
(24.06.24)
bilerek yanlış hesaplamıyorlar.
şu an böyle tahmin ediyorlar.
0
🌸OgutucuRecep
(24.06.24)
tr.wikipedia.org
www.nps.gov

alternatif bir önerim olmadığı için bilime güveniyorum.
0
gabe h coud
(24.06.24)
Arkeolojik buluntuların tarihlendirmelerinde stilistik değerlendirmelere dayalı relatif tarihlendirmelerle, laboratuvar testlerine dayalı absolut tarihlemelerin birbiriyle tutarlı sonuçlar üretmesi beklenir. Stilistik tarihlendirmeler relatiftir, bir grup buluntu başka bir diğer grup buluntuya kıyasla tarihlendirilir. Bunda da güncel literatür kullanılır. Ele geçen buluntular belli bir kronolojik tabakalanma içerisinde ele geçiyor takdir edersiniz ki. Bu tabakalar kültür katmanlarını içeriyor, bir tabakadan ele geçen buluntular birbirleriyle ve çevre kültürlerle uyum gösterir. Örneğin çok bilinen siyah figürlü arkaik dönem seramikleri ege ve anadolunun bir çok yerinde belli bir katmanda açığa çıkar. Bu buluntu grubuna kıyasla sistematik olarak daha alt seviyesinden ele geçen gruplar onlardan daha önceki bir tarihe ait olmalıdır diyebilirsiniz. Bu sadece bir örnek. Bunun gibi çok fazla kıstas var.

Eğer relatif tarihlendirmeler karbon ve termoluminesans gibi absolut yöntemlerle de uyuşuyorsa epey sağlam bir tarihlendirme yapılmış olur.

Göbeklitepe 10 bin yıl olmaz, 8 bin yıl olur. 12 bin yıl olur ama tarihi alt üst edecek bir fark çıkması çok güç. Neticede Göbeklitepe relatif olarak olarak neolitik başlangıcını yansıtan bir kültür alanı ve bu Göbeklitepe özelinde değişebilir bir şey değil. Absolut tarihlendirmeler de bunu destekliyor. Ancak göbeklitepeden daha eski bir yerleşimle bu tarih geriye çekilebilir, bu mümkün.

Göbeklitepenin en erken geniş kapsamlı kültürlerden biri olmasının tarihlendirme teknolojilerinin ilerlemesiyle doğrudan bir ilgisi yok kısaca.

Size mantıklı gelmeme sebebi nedir ki
0
akhenaten
(24.06.24)
Dediğiniz üzere İslam kaynaklarına göre yanlış ve dünyada insanlık tarihinşn 7000 sene olduğu belirtiliyor.
Başka teori veya tezleri geçersiz saymak için "bilimsel olarak" daha geriden bir tarih veriliyor böyle arkeolojik veya tarihsel konularla. Materyalizme göre de evrim için milyonlarca yıl geriye gitmek lazım kendi görüşünü temellendirme adına.

Geçen haftalarda karşıma çıkan videolarda ise yapılan kazıların uzun bir süre için durdurulduğu ve kazı yerinin çevresine ağaçların dikildiği anlatılıyordu.
Yine bir şeyler dönüyor.
0
diyecevaplandı
(24.06.24)
İzotoplar ile yaş hesaplamada farklı izotoplar ile farklı zaman aralıkları için ölçümler yapılıyor. Yani dinozor fosilleri için en bilinen daha doğrusu ünlü C14 (radyokarbon) tarihlendirmesi yapılmaz. Ar-K (Argon-Potasyum), U-Th (Uranyum-Toryum), Rb-Sr (Rubidyum-Stronsiyum) testi yapılır. Bunlar radyoaktif izotopların yarılanma ömürleri üzerinden, bozunmuş maddedeki miktarları ve oranları ile hesaplanır. Radyometrik tarihlemede ne kadar geçmişe gidersen o kadar büyük yarılanma ömürleri ile çalıştığından hata payın artar.

@Akhenaten yaş tayini ile bilgiler vermiş ve örnek olamasa için tarihler vermiş ama Göbeklitepe'nin Radyokarbon tarihlendirme ile bulunan yaşı 11000 yıllık değil, 9000 yıllık çıkması skandal bir sapma ve hesaplama hatası olur. 500 yıl az değil. Öte yandan Jurassic period'da yaşamayan ama bir Jurassic Park klasiği olan Tyrannksaurus için "bu fosil 68000000-68005000 arasında diyerek 5000 yıllık zaman verirsen "sen kahin misin?" derler. Çünkü bu aralık için de çok az bir sapma payı.

Ben de tekrarlayayım. Mantıklı gelmeme sebebi nedir? Oradan ilerleyelim.
0
nawar
(24.06.24)
mantıklı gelmeme sebebi birçok şey olabilir.

mesela insanlığın 12.000 yıl önce bu seviyeden 12.000 yıl sonra ancak bu seviyeye gelmiş olması olabilir. belki de 1500 yıl önce falan burada insanlar yaşadı? 12.000 yıl çok yani.

ayrıca teknoloji geliştikçe daha önce bilinen pek çok şeyin doğru olmadığı, yanlış hesaplandığı ya da yanlış algılandığı da ortaya çıkıyor. şu an bulunan teknoloji de belki 50 yıl sonra yepyeni bir teknoloji sayesinde çoğu şeyin aslında yanlış hesaplandığını gösterecek.

yani çok basit bir teknik ile ölçüm yapılıyor ve çok uç sonuçlar veriliyor.

bu böyleyse şöyle olduysa şu kadar zamanda olmuş demek garip. belki bilmediğimiz farklı değişimler bu ölçümlenen şey ne ise ona etki etmiştir?

böyle böyle.
0
🌸OgutucuRecep
(24.06.24)
İkna olmama sebebinizi bilimsel bir taraftan açıklayamıyorsunuz. Bu tarihler sadece radyokarbon ile belirlenmiyor ama tabii ki son 50 bin yıl için en rafine sonuçlar c14'ten alınıyor. Burada güncellenen birtakım bilgiler var: Misal ölçümü yapılan karbon değerini kalibre etmek gerekiyor. Veri arttıkça kalibrasyon eğrileri gelişiyor, kuzey yarım kürenin en son kalibrasyon eğrisi 2020'de yayınlandı. Öte yandan başka verier de var tarihleri desteklemek için: ağaç yaş halkaları vs. Elde edilen tarihler bunlarla da destekleniyor. Artık antik DNA elde etmek de mümkün (şimdilik Göbeklitepe hariç), bazı durumlarda moleküler tarihleme yöntemleri de kullanılıyor.

Toplulukların da bölgesel bazı belirgin özellikleri var: O dönem için kafatası kültü, kamu yapıları vs. Tüm bunlar birleştirilerek bir sonuca varılıyor ve istatistiksel hesaplamalarla olaylar sıraya diziliyor.

"Göbeklitepe bu kadar gelişmiş olamazdı" algısı tamamen yanlış. Bölgeye baktığınızda birçok böyle kültür var. Kaldı ki insanlık tarihinin en büyük sıçramalarından birinin yaşandığı Neolitik Geçiş sürecinin bir parçası bunlar. Malesef kötü reklam kurbanı olduğu için Göbeklitepe'nin üzerinde mistik bir örtü oluştu. Halbuki ben keriz silkeleyecek olsam Karahantepe'yi tercih ederim, hadi o yeni kazılmaya başladı diyelim, Çayönü'nün kafataslı yapısı üzerine üretilecek efsanelerle muhtemelen bayağı zengin olunur. Daha Levant'tan falan bahsetmiyoruz bile. O yüzden sorgulamak çok iyi bir şey ama sorgularken "ben meselenin ne kadarını bilerek sorguluyorum" diye sormakta fayda var.

Yazdıklarıma dönüm bakınca biraz sert bir ton gibi göründü ama niyetim o değil, sesli olmadığı için öyle gelirse kusura bakmayın :)
0
evrim halkasi
(24.06.24)
bilimin dogayi ele alisinda yuzde yuz dogruluk, yani mutlak dogruluk yok zaten. ama dogruya yaklasmak diye birsey var. mevcut kanitlarla ortaya bir dogru/olasilik atilir. ortaya cikarilan olasiliklar arasinda en guclu kanitlara sahip olanlar dogru kabul edilir. bu noktadan sonra bir seyin dogurulugu yeni kanitlar bulundukca azilir, ya da daha guclu kanitlarla kesinlige biraz daha yaklasir.

ozetle bilimde her seye suphe ile yaklasilir. ama bilimde suphe etmek veya bir seye inanmak netice degildir. yani dogmatizmin aksine once kanitlara bakarsin ve sonra suphe ile birlikte ikna olursun. kanitlar guclendikce suphen azalir. ama dogmatizm de once inanirsin sonra kanit bulursan one surersin. guclu bir ispatin zayiflatmak icin de daha guclu bir ispat ortaya koymak gerekir.

ilerde daha guclu yontemlerle tarihleme elbette yapilabilir, ama bu yontemler belki su anda one surulen tarihi daha guclu bir sekilde kanitlayabilir, daha kesin tarihler verebilir ya da yalanlayabilir. sonucta bilim bir inanc degil kanit, yontem ve surectir.
0
emrahday
(24.06.24)
@nawar tarihlendirmedeki hata paylarının tutarsız denebilecek kadar büyük olabileceği konusunda haklı, ancak tarihi alt üst etmenin zor olacağından kastım Göbeklitepe'deki alanın ifade ettiği şeylerdi.

Göbeklitepe şu anda bilinen en eski megalitik yapı. Bunu daha erkene çeken Endonezya'da bir bölge var, adını hatırlayamıyorum. Ancak orası hem mimari açıdan, hem de tarihlendirme açısından çok tartışmalı henüz.

Göbeklitepe'nin bu konumu birkaç bin yılla dahi değişebilir değil şu an için. En fazla "Dünyanın en eski megalitik yapılarından birisi" olarak bir konum değişikliğine uğrayabilir. Bu da tarihlendirme sebebiyle olmasa bile gelecekte yeni bir keşifle olacaktır zaten. Şunu gözardı etmemek lazım, bu tür atılımlar bir anda gerçekleşmiyor. Eğer bir Göbeklitepe varsa büyük ihtimalle başka benzer nitelikli alanlar da büyük olasılıkla vardır. Göbeklitepe çevresinde yaşayan insanlar üstün insan oldukları için değil, yapabilmek mümkün olduğu için bu yapıları inşa edebildiler. Haliyle hiçbir zaman bulamayacağımızı varsaysak bile benzer yapıların olabileceği düşünülebilir. Göbeklitepe'nin bu anlamda ifade ettiği şeyin değişmesi güç.

Mantıklı gelmeme sebebiyle ilgili söylediğiniz konu için de aynı şey geçerli. Uzun yıllardır elde biriken bir data var. Bu data kazılarla genişliyor. Bu data birbiriyle uyum göstererek ilerliyor. Belli bir pattern sergiliyor. Bu pattern güçlendikçe data da bütün haline dönüşüyor. Yani eğer tarihsel çizgide bir değişiklik olacaksa bile tek tek buluntuların birbirlerine oranla olan konumları yine de korunuyor. Bu gözlemsel bir husus, teknolojik değil. Şöyle düşünün, bir inşaat kazısı sırasında eğer kazılan alana baktıysanız kazılan alanın kesitinde toprak katmanlarının üst üste yerleştiğini görmüşsünüzdür. Neden böyle denildiğinde altta yer alan katmanın üstte yer alan katmana göre daha erken bir oluşum olduğunu söylersiniz. Haklı da olursunuz. Katmanlardan bir tanesini bir tarihlendirme yöntemiyle tarihlendirdiğiniz zaman üstte yer alan katmanı tarihlediğinizde daha geç bir tarih, altta yer alan katmanı tarihlediğinizde daha erken bir tarih vermesi gerektiğini varsayarsınız. Doğru bir ölçüm yaptırsanız öyle de olur. Eğer tersi sonuç gelirse bu katmanların mucizevi şekilde sağduyuya aykırı olarak ters yerleşmiş olduğunu değil, tarihlendirme tekniğinizin hatalı sonuç ürettiğini düşünürsünüz. Bu ölçümler günümüz seviyesine yaklaştıkça daha güncel sonuçlar üretiyorsa bu size bir veri teşkil eder. Daha sonra daha sağlam tekniklerle daha doğru bir tarihlendirme yapabilirsiniz, ancak bu küme halinde bütün tabakaların tarihlerini etkiler, o piti piti şeklinde rastgele dağıtılmış yeni tarihlerle karman çorman bir hale gelmez.

Relatif tarihlendirme için de aynı şey geçerli. Kültür katmanları da jeolojik katmanlar gibi sıralanır. Sonuçlar tutarlıdır. Tutarsızlıklar ve hatalar elbette olabilir, neticede zaten dönemi anlamaya çalışıyorsunuz. Bilgi gelişecektir, ancak tekrar vurguluyorum "vay be bildiğimiz her şey yanlışmış" gibi bir şey çok da olası değil.

Neolitik Çağ'ın başlangıcı geriye veya ileriye çekilebilir, Demir Çağ'ın sonu geriye veya ileriye çekilebilir bu kavramlar zaten net tarihsel olgular değil, gördüğümüz şeyi anlamlandırmak için icat ettiğimiz terimler. Bu tanımlarım ifade ettiği gelişimsel çizgi sabittir. Çünkü gördüğümüz şeyler ve gördüğümüz şeylerin içerisinde bulunduğu kontekstler sabit. Her şeyi bildiğimizi varsayamaz kimse, ancak bazı şeyleri de biliyoruz artık.
0
akhenaten
(24.06.24)
sadece merak edip soruyorum aslında meseleyi belli bir ölçüde öğrensem de yine mantıklı gelmediği için fikirlerinizi meraak ediyorum. daha doğrusu güncel teknoloji ile değişebilir bir durumu sorguluyorum.

düşüncelerinizi uzun uzun anlattığınız için hepinize teşekkür ederim arkadaşlar :)
0
🌸OgutucuRecep
(24.06.24)
Bu tamamen bize tarihin yanlış öğretilmesi ile ilgili bir konu. İnsanlığın gelişimi lineer değil. Çok fazla çöküş ve gerileme dönemleri var. Bazılarıda çöküş çok büyük. Bir de mesela "yazının icadı" ya da "tekerleğin icadı" gibi şeyler yazınca bütün insanlar bir KHK ile bunlara ulaşmış gibi anlatılıyor. Oysa bir bölgedeki bir toplum ateşte et pişirip kira sözleşmesi hazırlıyorken diğerleri hala ağaçta yaşayıp aslan avından arta kalanlar için sırtlan ile savaşıyor olabiliyor.

Bronz çağın çöküşü mesela muazzam bir gerileme. Aynı şekilde 9. ve 11. yüzyıldaki birçok Avrupa krallığının Roma'nın 900 yıl önceki seviyesinin yanına yaklaşmadığını görüyoruz. Yine arada ve sonrasında dinin güç kazandığı veya bazı toplumların yıkım ile geldiği dönemlerde ve yerlerde yakılan kütüphaneler, kitaplar ve yakılan, öldürülen ya da hapse atılan filozoflar ve bilim insanları var.

16. yy'da "meleklerin eteklerinin altına bakıyorlar" diye olay çıkarıp konu büyüyünce rasathaneyi top atışına tutanların, kendilerinden 1700 yıl önce yaşayan, dünyanın düz olmadığını fark edip çevresini hesaplayan astronom Eratosthenes'ten daha gelişkin olduğunu düşündürecek bir şey yok. Aynı şekilde 19. yy'da İngilizler güney Afrika'ya gittiğinde Martini-Henry ile savaşırken karşıdan mızraklı kalkanlı Zulu askerleri geliyordu.

Tarih biraz böyle bir şey. O yüzden garip gelmesi normal. Bugün bile birileri Dünya'nın bir yerinde 2 nm boyutunda çip üretirken diğer yanında ıslak sopa ucu kemirip ilkel yay yapmaya çalışanlar var. Hatta o kadar izole topluma gerek yok. 2024 Türkiye'sinde bugün sokağa çık, zinadan ya da içkiden deprem olduğunu sanan bir sürü insan görürsün. İşte internet ve bilgisayarlar ile bilginin kaydedilmesinin olmadığı bir dönemde tek savaşta nanoçip üretiminden, "zina yapıyorlar deprem oldu" seviyesine dönebiliyorsun çünkü toplumu bu şekilde bilimsel, teknolojik, felsefi vb. kanallar ile ileriye taşıyacak insan sayısı %1 bile değil.

Belki biz yani bu duyurudakilerin büyük çoğunluğu verdiğim örneklerdeki gibi bilim ve bilgi düşmanı değil ama o lokomotif olan %1'de de değiliz. Onlar bir sebeple bilgi aktaramayınca telafi etmek için yıllar harcamamız gerekiyor bu sebeple. Tabii yazının icadı, okur-yazarlık, okullar, üniversiteler, bilgisayarlar ve internet sağ olsun bu konu 1000 yıl önceden daha kolay. Roma İmparatorluğu sonrasında taşın sırrını unutan, kasabadan hallice seviyedeki Anglo-Sakson krallıklarına dönmeyiz bir anda. :)
0
nawar
(25.06.24)
(4)

Efexor bitti nerden bulacağım?

ya ben lan neyse
pazar günü? acil yazar mı? rapor var.
pazar günü? acil yazar mı? rapor var.
0
ya ben lan neyse
(23.06.24)
Raporunuz varsa deneyin tabi, ben kullandığım dönemde yazmamışlardı acilde. Üstüne baya bağımlı muamelesi yaptılar, kan gazıma falan baktılar. Yan etkilerinden haberi yoktu heralde doktorun. Sonra yazamayız deyip dilaltı verip yollamışlardı.

Ama onunla uğraşmak yerine nöbetçi bir eczaneden kendiniz alın bence, bu seferlik böyle olsun deyin. Aldığınız kutuyu sadece ilacı unuttuğunuz günlerde kullanmak üzere kaldırın, pazartesi gidip raporunuzla alın kullanacağınız ilacı.
0
akhenaten
(23.06.24)
Çok acil ise nöbetçi eczaneden alabilirsiniz +1 Ben o şekilde alıyorum.
0
peki madem
(23.06.24)
Rapor varsa aile hekimi yazar. 150 mg yi geçen 220ye aldım sigortasız. Sulinex bi tık daha ucuz.
0
substituent
(23.06.24)
bu tür ilaçlar bir anda etkisini göstermez, bir anda da etkisi gitmez diye biliyorum.
bir kaç günlük gecikmeden çok büyük sıkıntı çıkmaz kanımca.
0
parka
(23.06.24)
(5)

ölürsem diye hanıma checklist

logisticsmanager
Şimdi evdeki her şey bende (köpeğin ilaclarini takip etmek, odemeler, gelir vergisi, tamamlayici sağlık, kira, yatirim hesapları takibi, arabanin odemeleri vs).Bana bir şey olursa hanımın kendi yolunu bulabileceği ne yapabilirim? Yani bu hesaplara erissin, unutmasın vs diye.Böyle fiziksel bir ajanda
Şimdi evdeki her şey bende (köpeğin ilaclarini takip etmek, odemeler, gelir vergisi, tamamlayici sağlık, kira, yatirim hesapları takibi, arabanin odemeleri vs).

Bana bir şey olursa hanımın kendi yolunu bulabileceği ne yapabilirim? Yani bu hesaplara erissin, unutmasın vs diye.

Böyle fiziksel bir ajanda gibi bir şey hazirlansa çok mu riskli olur? Hani şifrelerle beraber falan.
0
logisticsmanager
(23.06.24)
Çok riskli olmaz elbette, hiç risksiz de olmaz. Yani bir yabancı her türlü bilginizi içine yazacağınız bir şey için size risksiz diyemez heralde :D ama işin bu tarafı bir yana, eve hırsız girerse ajandaları falan karıştıracak kadar odaklanmış olma ihtimali nedir siz düşünün. Değerli bir şeyler bulursa alır, oturup acaba bu defterlerin, ajandaların içinde önemli veriler var mıdır diye bakacağını sanmam.

Bence her türlü bulut sistemden daha güvenli.

Ha eğer çok kaygılanıyorsanız bilgileri yazıp banka kasasına koyarsınız ajandayı.
0
akhenaten
(23.06.24)
Yani zaten bütün herşeyin yüzde 99u gmail hesabi üstünden yürüyor=d yani one ring to rull them all gibi, bir hesap her seyi yönetiyor.
0
🌸logisticsmanager
(23.06.24)
Basit sade bir dosya yapabilirsiniz, şifreye gerek yok, ölüm sonrası hesaplar varislere intikal edene kadar blokeli oluyor. Sadece evrak çantası içine tapular banka hesap cüzdanları ve hatırlamaya yardımcı evraklar koyun.

Her evde boyle evrak çantası olmalı.
0
Fritz-X
(23.06.24)
Drive'a mevzuyu açıklayan bi word gerekirse excel dosyası ve google hesabınızın bir şifresi kafi. (tabii git drive'a x klasöre bak diye belirtmek gerekiyor)

Ben kardeşime bilgisayarımın şifresini mail attım başıma bişey gelirse açar bakarsınız diye.
0
hedep
(23.06.24)
Bence her seyi bir sekilde halleder ama Bitcoin yatiriminiz varsa simdiden bunlara esiniz nasil erisecek dusunmeye baslayin.Bununla ilgili bir seyler hazirlamak benim de aklimda
0
turkuaz
(23.06.24)
(14)

En absurd milliyetçi refleksiniz nedir?

sekizdokuzon
Benimki, az önce fark ettim, System of a Down dinlerken rahatsız oluyorum :pSizde neler var? Teşekkürler.
Benimki, az önce fark ettim, System of a Down dinlerken rahatsız oluyorum :p

Sizde neler var? Teşekkürler.
0
sekizdokuzon
(22.06.24)
YOĞURT. Öhöm sakinim. Yoğurt :')

Şimdi ben gerçekten sıfır milliyetçi bi insanım. Milliyetçilik kavramıyla temelde anlaşamadığım noktalar var vs çok detaylandırmıyorum.

Ama yoğurt Türklerin ya. Ve hani diğer tüm yemekleri diğer milletler sahiplensin gram takmam ama yoğurtu sahiplendiklerinde sinirlerim hopluyor ahdhdh
0
nundu
(22.06.24)
@nundu +1

Adı bile yoğurt yani en başta, diğer dillere bile bu şekilde geçmiş. Daha da bunun kafa karıştırmaması lazım.

Milliyetçilikten ziyade yanlış bilgiye kıl oluyorum. Ondan sinirimi bozuyor. Greek yogurt diye gördüm mü "püh" diyorum her seferinde :D
0
akhenaten
(22.06.24)
Şimdi ben gerçekten sıfır milliyetçi bi insanım +1 Hatta yoğurt meselesi de umurumda değil, o derece.

Ama Türk Yıldızları ve/veya SoloTürk gösterisi izleyince (3 kere izledim galiba) allah allah allah diye bağırarak düşmanın üstüne koşasım geliyor. Gösteri bittikten bir süre sonra tansiyonum/nabzım normale dönünce geçiyor.
0
kobuzchu kiz
(22.06.24)
Spacex inişini izleyince “USA! USA!” diye çılgınca tezahürat yapıyorum.
0
gabe h coud
(22.06.24)
Her milli bayramda muhakkak gösteri çıkarırım. Çocuklarla kırmızıları giyer laik atak geçiririz.
0
ruhen hastayim ben
(22.06.24)
@8910 +1
@nundu -1 çünkü "absürt" değil bence yoğurt, türk kahvesi, baklava vs. refleksimiz :)

Ben, bana "hiç Türk'e benzemiyorsun yeaaa" denince tetikleniyorum. Türkleri, Arap ya da 60'larda iltica eden Kürtler gibi fenotipli ve Arap, Afgan ya da Paki gibi dinci görüyorlar. Üstüne bir de tam olarak sarı filtre ülkesi kategorisine koyuyorlar. O yüzden içki içen, dinli olmayan ve açık renk tenli birini (ya da başı açık kadını) görünce "whoa! you don't look like Turkish, though" Bunun Türkleri genel olarak aşağılayan bir yaklaşım olduğunu fark etmeyen tipler de Ekşi Sözlük ve X'te gurur duyuyor bu sözle.
0
nawar
(22.06.24)
Yürü be, Turan ülkün yürüsün, soyun sopun türüsûn @nawar
0
🌸sekizdokuzon
(22.06.24)
Şu aralar hiçbir milliyetçi refleksi absürd bulmuyorum. Özellikle müzik ve dil konusunda.
0
muhayyer divan
(22.06.24)
yurtdışında biri bir şey dedi mi aslan kesiliyorum, TR'de çok sallamam.
0
duyurukullanıcısı
(22.06.24)
İş için yazıştığım biri Girne’nin Rumca adını kullanınca azıcık çemkirmiştim şehrin adı Girne diye. Kendime şaştım.
0
auroraaurora
(22.06.24)
Soykirim diyip durdugu icin kim kardasyana bileniyorum djfkfk
Hele soykirim vardi diyen turk gorursem nefret doluyor icim.
0
Kittie
(22.06.24)
Yunanistan'a her gittigimde cok rahatsiz oluyorum, kendimi hic guvende hissetmiyorum. bisey alikrken bile biriyle konusunca, eokaci midir? asalaci midir? aklima hep boyle seyler geliyor. belki ege bolesinde olunca cocukken anlatilanlardan etkilenmisimdir. Yunan arkadasim cok var, ama orada boyle hissediyorum.
bir de kafede aldigim baklavanin ustune, eskiden pastalara veya kokteyllere konan semsiyeden koymuslardi, artik dayanamadim kufur edip ciktim.

Bir de bunu tek karsilastigim Misirlilar yapti, yurtdisinda Turkum diyince evet ortadogulu oldugunu anladim falan diyor ama rahatsiz edici yilisik bir tavirlari var, hemen tetiklenip, tersliyorum benim atalarim Altay daglarindan arap collerinden degil diye. ben, beyaz tenli cekik gozlu bir yorugum, benzesek birsey demeyecegim.
0
durgunfoton
(23.06.24)
daha once yabanci ulkelerde yasadim ama almanya'ya geldigimden beri ilk defa kendimi azinlikta hissettim. bu da bende biraz milliyetci refleksler olusturdu. bunlarin baslicasi turk mutfagi. turk mutfagini cok ovuyorum ve manasizca elestirilmesine gelemiyorum. bunun disinda da birkac sey var. genel olarak insan gurbetcileri bir nebze anliyor burada uzun sure yasayinca. bu buyuk kisminin garip insanlar oldugunu degistirmiyor tabii.

dogal yogurt yapmayi da deneyecegim yakinda. boyle icimden bir ses her turkun yogurt yapabiliyor olmasi gerekir diyor nedense...
0
bohr atom modeli
(23.06.24)
Almanya'da starbucksta calistim ogrenciyken, bir tane de ukraynali kiz vardi. ve merkezi bir yerde calisiyordum, piril piril Turk ogrenciler, calisanlar gelirken hicbir sey demeyen bu kiz (Turkce konusurlardi belli ederlerdi yani), ne zaman tipi kayik bir suriyeli, arap gelse bunlar Turk galiba diye yanima geliyordu (onlarin guzeline hic Turk demedi ama).
Ben de karsilik olarak ne zaman rus veya eskort tipli biri gelse bunlar ukraynali, istersen sen ilgilen demeye basladim.
0
wishmaythşngs
(23.06.24)
(10)

Spotify de offline dinleme yok mu arkadaslar

Zetnikov
Metroya vs girince buyuk cogunlukla listeye ulasamiyorum cok nadir sarki dinleyebiliyorum sarkilari indirmis olmama ragmen.Mesela youtubemusic uygulamasinda yukarda bar cikmisti offline dinleme limiti diye limiti fullemistim ve offline dinleyebiliyorum.Ama spotofy de dinleyemiyorum
Metroya vs girince buyuk cogunlukla listeye ulasamiyorum cok nadir sarki dinleyebiliyorum sarkilari indirmis olmama ragmen.


Mesela youtubemusic uygulamasinda yukarda bar cikmisti offline dinleme limiti diye limiti fullemistim ve offline dinleyebiliyorum.

Ama spotofy de dinleyemiyorum
0
Zetnikov
(22.06.24)
Var ben sadece bu özellikle kullanıyorum hatta, hiçbir sorun da yaşamadım sadece sözleri göremiyorsun bunun dışında sorun olmuyor.
0
mutekebbir
(22.06.24)
@mutekebbir

Nasil altive ediliyor cozemedim
0
🌸Zetnikov
(22.06.24)
Aktive ediliyor biliyor musun
0
🌸Zetnikov
(22.06.24)
Şarkıları indirmen lazım.
0
sekizdokuzon
(22.06.24)
Hocam indirdim ayarlara girdim offline modu actim suan dinleniliyor. Sanirim her seferinde ayarlardan offline modu acmam gerekecek.
0
🌸Zetnikov
(22.06.24)
Ha bir de o vardı, dooogru. :)
0
sekizdokuzon
(22.06.24)
offline modu neymiş yaa ilk kez duyuyorum demek ki her seferinde yapmana gerek yok.
ben bir kere yapmışım, şimdi ara ara güncellenen listeleri tekrar indirilmesini beklemek dışında yaptığım bir şey yok.
0
mutekebbir
(22.06.24)
Offline mod nedir ben de bilmiyorum, yıllardır kullandığım için unutmuş olabilirim. Doğrudan playlistinizdeki klasörleri indirmeye ayarlayabiliyorsunuz. Klasöre gidin ekranın bir yerinde aşağı ok simgesi olur ona basın.

Bu aşamadan sonra o playliste kaydettiğiniz şarkılar otomatik indirilir.

Örneğin beğenilenker klasörünü indirirseniz beğendiğiniz bütün şarkılar indirilir. Öyle her seferinde bir ayarla uğraşmanız gerekmiyor
0
akhenaten
(22.06.24)
Premium almanız lazım indirip dinlemeniz için. Çevrimdışı mod bir de sizi takip edenlerin ne dinlediğinizi görmemesi için kullanılıyor.
0
black holes in the sky
(22.06.24)
Sanirim hallettim arkadaslar

Premium var ve sarkilarim inik hazirda

Ayarlardan offline modu actim dinleniliyor simdi
0
🌸Zetnikov
(22.06.24)
(13)

Sevdiğiniz ama yeteneksiz olduğunuz alanlar nelerdir?

sekizdokuzon
Benim için felsefe bu. Felsefî bir kavramı ya da akımı anladığım zaman çok seviniyorum ama anlamak bayağı vakit alıyor. Bu konuda daha yetenekli olmak isterdim.Yemek yapmak ve spor da bunların arasında. Ne kadar cabalarsam cabalayayim bir noktada tıkanıyorum, ilerisi yok. Bir de sanırım insan ilişki
Benim için felsefe bu. Felsefî bir kavramı ya da akımı anladığım zaman çok seviniyorum ama anlamak bayağı vakit alıyor. Bu konuda daha yetenekli olmak isterdim.

Yemek yapmak ve spor da bunların arasında. Ne kadar cabalarsam cabalayayim bir noktada tıkanıyorum, ilerisi yok.

Bir de sanırım insan ilişkileri. İnsanları severim, anlarım, merhametliyimdir ama kimseyle uzun süre arkadaş kalamam.

Günlük duyuru açma dozumu aldım, gidiyorum. İyi akşamlar herkese.
0
sekizdokuzon
(21.06.24)
spor. hic atak, cevik biri degilimdir. reflekslerim zayiftir ve oyun da kuramam.
0
robert bosch
(21.06.24)
Yemek yapmak. Bir iki tane çok güzel yaptığım ve herkesin bayıla bayıla yediği yemek var tabi ama genel olarak yemeklerim vasat oluyor. Böyle yiyeni bu nasıl bir şeydir dedirtecek şeyler yapamıyorum.

Yani demek istediğimi anlatmak bile zor. Bazı insanlar bir yemek yapar, yedek mide takıp bir tur da öyle yiyesiniz gelir. Doyduğunuza üzülürsünüz falan. Olmuyor.
0
akhenaten
(21.06.24)
Görsel tasarım.

Resim değil de logo, bayrak gibi vektörel tasarımlar. İncelemeyi çok severim bu ikisini de. Takıntı derecesinde ilgiliyim ama tasarlama konusunda hem yaratıcılık hem de dijital tasarım bilgisi eksikliğim var. Tasarladığım birkaç bayrak var Türkiye'deki şehirler için, redditte falan beğeni de aldılar ama çok çat pat tasarımlardı yani. Şöyle afili görsel dizaynlar yapmak isterdim. Yani yeteneğim olsa bedavaya Türkiye'de ne kadar çirkin logolu belediye, kaymakamlık vs varsa hayrına logo tasarlayıp alın isterseniz kullanın derdim :)
0
nundu
(21.06.24)
şarkı söylemek. müzik kulağım varmış, tüm notaları doğru veriyorum ama sesim berbat. güzel ve dinlenilesi değil.
0
art cat chocolate
(21.06.24)
Kodlama bilmemek üzücü doğrusu.
Ufak tefek tool cinsinden yazılım fikirlerim oluyor ama öylece de kalıyor
0
diyecevaplandı
(21.06.24)
Erken uyanmak ve sabahın sessizliğini dinlemek. Serinliğinde kahve içmek.

Gerçek şu ki uyumak kadar uyanmak konusunda da başarısızım. Erken uyumaktan da uyanmaktan da nefret ediyorum.

Sabahladığım gecelerden biliyorum söylediğim durumu da
0
pavlis
(21.06.24)
Bilardo. Çok seviyorum oynamayı. Ama o kadar oynamama rağmen hala çok kötüyüm. Oysa genel olarak yetenekliyimdir sportif faaliyetler ve el becerileri konusunda. Bilardoyu yapamıyorum.
0
pispinti
(21.06.24)
Kısa hikayeler yazmayı seviyorum, yazabildiğim zaman tabi. Aslında aklımda fikirler de var ama kelimeler kerpetenle çıkıyor asıl yazma kısmı işkence gibi. Öyle kafada hayal kurmaya devam.
0
peki madem
(21.06.24)
Yüzme ve bağlama çalma
Çok uğraştım ikisi için de ama olmadı
Yapanlara da büyük saygı duyuyorum
0
etna
(21.06.24)
Spor yapmak çok anlamsız geliyor, dışarıdan bakınca çok imreniyorum ama kendim yapınca anlamsızlık basıyor, tahammül edemiyorum.

Yemek yapmak yeteneksizlik değil de, 4 kişilik bir aileye sürekli yemek yapmak çok bunaltıyor beni, her gün sabahtan akşama mutfakta yaşamak gerekiyor, istemiyorum, reddediyorum.

Matematik fizik kimya çok severim ama bir türlü öğrenemedim. Öğrenemeyecek biri olduğumu sanmıyorum ama anlayamadığım çok şey oluyor, ben de bıraktım peşini.

Bir de tiyatro. Çok imreniyorum çok, ama ben rol yapamam bence. Çok gülerim :) ama muhteşem bir şey, harika bir şey. :)
0
muhayyer divan
(22.06.24)
Arkadaş canlısı, babacan, kısacası sosyal olarak daha girişken olmak.

Çevrem, dostlarım var ama yeni insanlarla iletişim kurmakta zorlanıyorum. 20 yıl aynı markete gitsem, bakkal bana bir defa bile merhaba demez. Outcast olarak geçiyor hayatım.
0
elvan abeyiylegezse
(22.06.24)
ben de yazmak diyebilirim. aslında oldukça çok kitap da okuyorum fakat okulda falan kompozisyon yazarken hep kötü not alırdım. belki de yazım kötü diyedir.

bi değeri de benim de yüzmek ki her yaz memlekette denize de girerdim ama başaramadık abi
0
high hopes of the sozluk
(22.06.24)
ııı yaşamak diyebiliyor muyuz?

seviyorum valla aslında ama pek beceremiyorum elime yüzüme bulaşıyor genelde.
0
AlsterWasser
(22.06.24)
(5)

Somon balığı

etna
Nasıl pişirelim? En lezzetli tarif hangisidir? Denediginiz var mı?
Nasıl pişirelim? En lezzetli tarif hangisidir? Denediginiz var mı?
0
etna
(21.06.24)
Kesimin adını bilmiyorum ama yuvarlak gövde kesiti şeklinde olanları limon, sarımsak ve taze biberiyeyle veya taze kekikle soslayıp fırına verince harika oluyor.

Fileto şeklinde olanları da tereyağlı limon sosuyla fırında çok güzel oluyor. Sosun tarifi internette var. O tariflerden biraz koyu kıvamlı olanlarını tercih edin bence. Ama bu sosla yapılan somon daha ziyade kışlık yemek. Yazın ağır olur. Yanına da fırında patates ve brokoli yaparsınız.
0
akhenaten
(21.06.24)
Fırın tepsisinin altına yuvarlak dilimlenmiş soğan
Üst kata kuşkonmaz
En üste zeytinyağı limon tuz ve karabiberle marine edilmiş somonları dizip pişirin.

Ben bunu denedim geçen çok güzel oldu.
0
mutekebbir
(21.06.24)
Mutekebbir’in marinasyonuna 1 tatlı kaşığı taneli dijon hardalı ve arzu ettiğin kadar sarımsak ekle. Sonra gel bana teşekkür et:)
0
Perlita
(21.06.24)
kalın güzel tavan varsa kesinlikle tavada yap. sossuz pişir. somonu dolaptan çıkarınca biraz oda sıcaklığına gelsin diye beklet. tavayı çok iyi kızdır öyle koy balığı. 4-5 dk bi yanını 4-5 dk diğer yanını pişir. pişerken tavaya birkaç sarımsak atabilirsin, bi damla zeytinyağı koysan da olur koymasan da, zaten yağlı bir balık. önemli olan aşırı pişirmemek yani suyunu kaybettirmemek. bence en basiti en güzeli oluyor.
0
esther
(21.06.24)
mangalda da iyi olur yagli oldugu icin fakat ev ortaminda tavada biraz cevirin koyu pembeden tamamen acik pembeye donunce yenilebilir. fazla pisirmemek lazim. zaten cig de yenilebiliyor bu tazeyken.

bence bir sosa gerek yok uzerine limon sikip gomun.
0
bohr atom modeli
(22.06.24)
(18)

38 yaşında doktoraya başlamak ?

kuul
selam,önümüzdeki hafta gerçekleşecek son bir aksiyon sonrası türkiye'nin en iyi üniversitelerinden birinde, üzerine çalışmak istediğim alanda bir doktora yapma fırsatı şu an önümde duruyor. bir mülakat olacak. ancak ben çalışacağım hocayla falan anlaştım. ne üzerine çalışacağımız da az çok belli. an
selam,

önümüzdeki hafta gerçekleşecek son bir aksiyon sonrası türkiye'nin en iyi üniversitelerinden birinde, üzerine çalışmak istediğim alanda bir doktora yapma fırsatı şu an önümde duruyor. bir mülakat olacak. ancak ben çalışacağım hocayla falan anlaştım. ne üzerine çalışacağımız da az çok belli.

ancak bir yanım kalk gidelim derken öbür yanım bok yeme otur diyor. yaşım 38 oldu. son 6-7 senede enerjimi saçma sapan şekillerde harcayıp bitirdikten sonra artık okul okumaktan kusma derecesine geldim. her gün yol çilesi ayrı, iş yoğunluğu ayrı olarak beni sömürüyor.

diğer yandan eğer bu başvuruyu yapmaktan vazgeçersem altın tepside önüme gelen fırsatı sırf motivasyonum yetersiz diye geri çevirmiş olacağım için kendimi bir ömür suçlayacakmışım gibi geliyor.

sizce ne yapılır ?

bu tecrübeyi yaşamış/yaşayan arkadaşlar görüp bir şeyler karalasa ne güzel olurdu...
NOT: tikler gecikse bile gelecektir.
0
kuul
(21.06.24)
benim babam da 38de başlayıp 44te bitirdi, 3 çocuklu haliyle hem de. normalde farklı bir mesleği vardı, akademisyen oldu. bu sene de profesör oldu.
tabi ki zor olmuştur ama isteyen insan için neden zor olsun.
0
yenibirgüzelnick
(21.06.24)
Türkiye veya amerikan sisteminde hocayla çalışmak diye birşey yok. 2 sene ders alıp sonra 2 sene tez sürecin olacak. Ne üzerine çalışacağınız henüz belli değil, resmi olarak senin danışmanın olmayacak. Öncelikle bunu bil.

Bir diğer konu da doktoranın senin için anlamı ne olacak bunu sorgula derim. En az 3-4 yayın yapmadan boş cv ile bitirilen doktora tamamen zaman kaybı olur. Ders aşaması olan doktoralarda yayın yapmak zordur veya imkansızdır. Kullanıldığını hissediyorsan bırak.

Hocayla çalışma olayı iki şekilde olur: birincisinde hocanın ayak işlerini yaparsın ama seni hiçbir projeye dahil etmez, yayın yaptırmaz. Diğer türlüsünde seni yetiştirmek için çaba gösterir. Bu ayrımı bil derim.
0
ferenc
(21.06.24)
Neden doktora yapmak istediğin kısmı eksik ya da yeterince ifade edilmemiş. Cevapta önemli olan o olacaktı bence.
0
prole
(21.06.24)
prole +1. Bir de sartlarina bagli. Aileden zenginsen ve para kazanma baskisi yoksa istersen 50 yasina kadar doktora yap, postdoc yap vs. Ote yandan ne kadar "altin tepside sunulan firsat" olup olmadigi da su an nasil bir meslegin ve kariyerin olduguna gore de degisir.
0
hot potato
(21.06.24)
Yapın tabi, neden moralinizi bozuyorsunuz?

Tek önemli husus vaktiniz var mı? Çünkü doktorayı bitirmek siz öylesine de yapacak olsanız ciddi bir iş, doktora tezi hiç neden olmasa bile kendi başına çok vakit alan bir süreç. Ayrıca 4 sene belki daha uzun süre hayatınızda olacak ve her zaman bu ilk hevesi taşımayacaksınız. Biraz yıpratıcılık payı olacak elbette.

Neticede profesyonel anlamda verdiğiniz emeğin karşılığını alamayacaksınız. Doktora akademik düzeyde işe yarayan bir şey. Özel sektörde doktoranız var diye hayatınızda büyük bir fark olmayacak. Emin değilim ama memuriyette belki birkaç şeyi etkiliyordur, zaten memursanız bunları biliyorsunuzdur. Ancak kendinize güveniniz artar, alanınızda gelişirsiniz. Hoşunuza gidecek bir şey yapmış olursunuz. Neden olmasın vaktiniz varsa?

Baktınız olmuyor, bitirmezsiniz. Ne yapacaklar bitirmediniz diye puh tüh diyecek hali yok kimsenin. Biterse de ne ala.
0
akhenaten
(21.06.24)
@yenibirgüzelnick, @ferenc teşekkür ederim.

@prole, evet doğru en önemli nokta sonuçta. şöyle açayım: ben şu an kamuda herhangi bir lise mezunun bile rahatça yapabileceği, eğitimim veya yeteneklerimle alakası olmayan bir işteyim. zaten kamunun kahir ekseriyeti böyle desek yalancı çıkmayız. peki neden oradayım ? orası uzun hikaye hiç bahsini açmayayım. işte bu kısır döngüyü kendimce kırmak için ilk olarak şahsi çabalarımla, sonrasında yüksek lisans yaparak VERİ BİLİMİ-GÖRÜNTÜ İŞLEME alanında bir noktaya kadar geldim. işte şimdi bunun doktora fırsatı önümde. eğer bitirirsem hem çalışmak istediğim alan, hem alanın gelişimi baş döndürücü ve bunun bir parçası olma ihtimali, hem bu doktoranın benim kariyerimi akademik olarak olmasa bile maddi olarak değiştirme ihtimali vb sebeplerden başlamak istiyorum. çünkü şu an bulunduğum konumda kalmam geçmişime, eğitimime ve birikimime -bence- ihanet gibi bir şey. ama işte diğer yanda da ucunun nereye gideceği ve benden neleri ne kadar zaman boyunca götüreceği belli olmayan bir süreç var. elbette mantık devam etmemi söylüyor ama fiziksel ve mental olarak bunu gerçekten kaldırabilir miyim ? mevzu sadece alanı sevmek ve orada çalışmak istemek mi, yoksa başka teşvik edicilere ihtiyaç var mı bunu kestirmeye çalışıyorum. misal araştırma görevlisi olarak başlama şansım olsa bu soruyu hiç sormazdım bile. ancak hem çalışıp hem bunu yürütmek söz konusu olunca benzer yollardan geçen/geçmiş insanların fikrini de mümkün olduğunca bilmek isterim.
0
🌸kuul
(21.06.24)
Yaş 38, hala okumak.. ve ömür bitiyor.
Üniversite okumayı çok bir şeymiş gibi gösterdiler yıllardır ve ortalık üni mezunu kaynıyor.
Meslek lisesi mezunlarının geliri de daha yüksek.
Diploma almak, kariyer, ünvanlar bu kadar uzun zamana yayılmamalı.

Yıllar yılı kesinlikle yanlış uygulanan şu var ki ilkokuldan üniversiteye bu kadar uzun bir zaman aralığı sadece okumaktan ibaret olmamalı. Bu zaman aralığı, insanın en önemli zamanlardır ve yeteneklerinin de ortaya çıkacağı bir dönem olmalıdır. Çocukluktan itibaren bir çoğumuz gerçekten yeteneklerimizi bilmeden, tanımadan büyüdük veya büyütüldük.

Gelen fırsatı geri çevirmeniz çevrenizdekilerin bu konuda neler yaptıklarıyla o konuma verdikleri değer ile ilgili. İleride kendinizi suçlayacaksanız sürece devam edin. ama dediğim gibi bir ömrün sonuna da bu kadar yakın olmamalı bu eğitim dedikleri .
0
diyecevaplandı
(21.06.24)
Okumaktan kusma derecesine gelmiş, aşırı yorulmuş bir insan olarak bence okumamalısın, çünkü bir an gelip emeklerini ve verdiğin vakti ve hatta harcadığın parayı yok sayacak bir hamle yapman mümkün, hatta buna mecbur kalman bile mümkün.

37 yaşındaydım, okuldan mezun olalı 14, memuriyete başlayalı 11 yıl olmuştu, sadece aklıma esti diye yüksek lisansa başvurdum, yeni mezunlar varken beni birinci seçtiler vs. Sonuç, bazı sebepleri kaldıramadığım ve ders çalışma kaslarımı yeniden çalıştıramadığım için devamsızlık marifetiyle okulu bıraktım. Çok da sağlam bir akademisyen kafamın olduğunu söyleyip duran hocalarım beni kaybetmekle epey üzüldüler ama ben kaldıramadım. Sebeplerim çok ağır sebepler değil ama ben yapabilecek halde değildim. Bunu bile bile girdiğim okuldan devamsızlıkla atıldım.

Senin de bu şekilde bir tepkiyle doktora hayatını kendin yıkma ihtimalin var, ki bahsettiğin yorgunluk da bunu gösteriyor bence.

Bu kadar yorulmayacak olsan, bu kadar tükenmemiş olsan derim ki yap doktoranı, hayatına anlam gelir. Ama şu halde öyle diyemiyorum.
0
muhayyer divan
(21.06.24)
yap yap
0
duyurukullanıcısı
(21.06.24)
disiplinli çalışabilen, işleri ertelemeyen, araştırma yapmaktan heyecan duyan biriyseniz doktora size çok şey katabilir. mesleğiniz, işiniz, yaşamınız, kaderiniz değişebilir. güzel olur yani. ama düzenli çalışmazsanız duyacağınız kaygı ve vicdan azabı yaşamınızı kötü etkileyebilir. Ne yaşadıklarınızdan zevk alırsınız ne de doktorada ilerlersiniz. Bence başlayın, kendinizi tamamen adamaya da gerek yok, sadece disiplinli bir şekilde çalışarak yapın.
0
santimantal
(21.06.24)
Doktoradan beklentin çok yanlış. Doktoranın amacı araştırmacı olmaktır. Sadece yayın yapmaktır. Yapamıyorsan veya yapmak istemiyorsan doktora yapmak doğru değil.

Doktorada bilgi edinme yok, bilgi üretme var.

Diyelim ki doktorayı tamamladın ama araştırma olanağın yok. Bu durumda kendini gol atamayan futbolcu gibi düşüneceksin. Hasta tedavi edemeyen doktor gibi veya. İşlevsizsin ve bu nedenle silinip gideceksin.
0
ferenc
(21.06.24)
+ akademiden kovalanmayacaksa zaten bence doktoraya baslama yasi 40 civari olmali o yuzden bence yas problemin yok.

+ hakkiyla yapilan bir doktorayi zaten 5 seneden once bitirmek cok zor, senin part time yapacagini dusunursek tahminim 6-7 sene surecektir. Okul okumaktan kusma noktasinda olan birisinin bu sureci atlatmasi zor.

+ hocayla calismak yok denmis ama ben supervisor olmadan doktora yapan gormedim, hocayla calismadan nasil yuksek yapiliyor anlamis degilim.

+ eger tezini savunmadan once 2-3 tane tier 1 yayin yap(a)mamissan bence senin doktora yok hukmundedir, vakit kaybidir. Bunu da eklemek lazim.

+ maddi katmadeger kaygin sifira yakin olmali, ne kadar cok okul o kadar cok para devri kapanali cok oldu ama bunu ozellikle ortadogu insani hala anlamiyor. Yani kendini tatmin icin gireceksen gir, baska bir kazancin olmayacakmis gibi dusunmen lazim.
0
cooperr
(21.06.24)
kesinlikle arkana bakmadan dön ve kaç bu fikirden.tr de doktora yapmak saçmalıktan başka birşey değil.
0
ashleybon
(21.06.24)
@ferenc,

Öncelikle cevabınız için teşekkürler. Bir noktayı açayım müsaadenizle: Başvuru öncesi şartlardan biri danışman hocadan alınacak kabul mektubuydu (bu belki zaten hep böyledir bilemiyorum) onun için de tezimi yazdığım, hatta makalesini de yayınlamak üzere olduğum alanla alakalı olarak bir hocayla irtibata geçtim. O da yüksek lisans tezimdeki alanın devamı sayılabilecek sahada doktora çalışması yapabileceğimizi söyledi. Ona istinaden de davet mektubu yolladı zaten.

Ne derece önemli bilmiyorum ama danışman olmak için bana tamam diyen hoca benden yaşça küçük. Ancak co-advisor olarak daha tecrübeli bir hoca da sürecin içinde olacak. Yani en azından sözlü kabul aşamasında konuşulan bu diyeyim.

Projede ayak işçisi olma konusu için zaten fazla yaşlı olduğumu ve bu duruma katlanmayacağımı söyleyebilirim. Sonuçta olmazsa olmaz değil. Gerekirse basar giderim diye kendimce hülyalardayım. Ama pratikte de bunun karşılığı böyle olur mu, bunu zaman gösterecek.
0
🌸kuul
(21.06.24)
Valla yap yapma diyemem, cok zor konular ama tez yazmak gercekten cok yipratici bir surec, geri donup baktigimda full time ozel sektor calisirken nasil bir guc gelmis de yapmisim diyorum. Bunu soylemek isterim. Ote yandan icine girince yapiliyor, bir sekilde bitiyor. Bir suru insan gibi yapabilirsiniz yani. Son olarak, anladigim kadariyla isiniz rahat, baslayim hic olmayacak gibiyse birakmak da bir secenek, birakmak illa kotu bir sey olmak zorunda degil, denemeden sizin icin dogru sey olup olmadigini da bilemezsiniz.
0
kassiopeia
(22.06.24)
Son sözümü başta yazayım: Ana amacınız şirketlerde iyi bir iş bulmak değilse ve başladığını bitirmeden de rahat edenlerdenseniz başlayın, devam edip etmeyeceğinize yolda karar verirsiniz.

Standartları yüksek, sağlam bir hocayla çalışacaksanız doktora tezi zorlu bir süreç. İyi bir okuldaysanız ders ve yeterlilik aşamaları da zor geçecek. Paraya dönüşecek bilgi peşindeyseniz birçok derse "ben bunun için burada değilim" diye bakmaya başlayacaksınız. Yani akademik kariyer dışında bir düşünceyle yapacaksanız gereksiz zorlanabilirsiniz.

Olur da doktorayı bitirirseniz birçok şirket için "overqualified" olacağınızı da unutmayın. Yani "bu insan bu işin doktoru, bizim şirket, maaş bunu yakın zamanda tatmin etmemeye başlar, kaçar, hiç bulaşmayalım" deme ihtimalleri çok çok yüksek. Bunu, "hem bu doktoranın benim kariyerimi akademik olarak olmasa bile maddi olarak değiştirme ihtimali" sözünüze cevaben yazdım.

İnsan görmediği şeyi gözünde büyütebilir. Bir de "kendimi bir ömür suçlayacakmışım gibi geliyor" yazmışsınız. Gereksiz zorlanırsanız, hocalardan kazık yerseniz (ki şimdi size çalışma sözü veren hocanın sonrasında cayma ihtimali çok düşük değil), akademik kaypaklıklar midenizi bulandırırsa "aman başladım, dişimi sıkıp bitirivereyim" demeden kaçabilecekseniz başlayıp bir görün, sonra aklınız geldikçe üzülmeyin derim.
0
cosmicstring
(22.06.24)
turkiye'nin en iyi universiteleri bile ilk 500'de degil ki. bu bir sey ifade etmiyor bence. turkiye'deki tirt okullarda bununla zaman kaybetmezdim. akademi ortami zaten les.
0
bohr atom modeli
(22.06.24)
@cosmicstring,

oldukça vurucu ve direkt bam teline basan bir mesaj olmuş hocam çok teşekkür ederim.
0
🌸kuul
(22.06.24)
(14)

merağınız olan şeyler

bir soru sorcam
bu aralar self-terapi
bu aralar self-terapi
0
bir soru sorcam
(20.06.24)
Ay takvimi
0
pavlis
(20.06.24)
Puzzle
0
mavibalık
(20.06.24)
Bonded warehouse
0
gabe h coud
(20.06.24)
Nakış.
0
Amaranta ursula
(20.06.24)
Örgü. Bu yıl için son hediyemi ördükten sonra artık bir süre kendi istediklerime odaklanabileceğim için oldukça heyecanlıyım.
0
peki madem
(20.06.24)
Mantarlar, ağaçlar, ev bitkileri, taksonomi, kayaçlar, herhangi bir şeyin kronolojisi, sanat tarihi.

Bir şeyleri kategorize etmeyi seviyorum.

Bir de bir şeyleri ölçmeyi de seviyorum.
0
akhenaten
(20.06.24)
Coğrafya. Canım sıkıldıkça coğrafya quizleri falan çözerim. Bayraklar, başkentler, ülkelerin yerleri vs şeylerde çok iddialıyım.

Onun dışında puzzle yapmak
0
nundu
(20.06.24)
psikoloji,nörobilim ve tarih.
0
robert bosch
(20.06.24)
Dart.
Paraya kıyıp kaliteli bir board aldım. Oklarım dandik ama yine de iş görüyor.
0
pispinti
(20.06.24)
toplumlar nasil calisir? ayni toplum neden belirli donemlerde yukselir refah icinde ciddi uretim yaparken neden bazi donemlerde daralir, muhafazakarlasir?
cografya kulturu nasil etkiler?
0
antikadimag
(20.06.24)
-Çam ağırlıklı Orman ağaçları. Tohumdan yetiştirip ellerimle diktiğim, gölgesinde çay içebileceğim ağaçlarım var benim.
-Tarih. Yakın tarih. Bayılırım okumaya.
-Sinema. İMDB Top 500 ün ilk 350 sinde seyretmediğim film yok.
-Okumak. Deli gibi okurum. Dünya klasiklerinde okumadığım pek kalmamıştır.
-Sağlık. Bilmediğim bir hastalık falan duyarsam eksikli hissediyorum kendimi.
-Spor. 14 yaşımdan beri aktif. Son 2 yıl rotator cuff yırtığı sebepli göbek saldım. Fizik tedaviyle düzelir gibi oluyor. Sonra hooop. Başa dönüyoruz.
-Ekonomi (finans kısmı az) ve siyaset. Yapıcı tartışma yapacak adam sıkıntım var bu iki konuda.
0
Mirket
(20.06.24)
daha dun dart almaya karar verdim simdiki eve, asiri canim cekiyor yukarida okuyunca bile cok hosuma gitti
lego kucuk birkac tane denedim, sevdim devami gelebilir
eve sardim birkac dizayn degisikligi(hali, perde, badana, tablo vs) calismalarim devam ediyir
tarihi icerik, genel kultur, sosyoloji alaninda begendigim bir yazari dinliyorum duzenli yayinlarinda
kisin haftalik duzenli sinema, tiyatro. eskiden sadece film odakliydim pcden ac telefondan ac yeter ki izleyebileyim seklinde simdi spesifik bir iki yerde izliyorum abiyans daha ilgimi cekiyor. tiyatroda mekan o kadar onemli degil ama en son yalida tiyatroydu
yazin ekseriyetle konser. bu sene istanbulda ilgimi çeken cok konser oldu, neredeyse doydum ama birkac planim daha var
evde yemek yapmaya calisiyorum(salata fln) o yuzden kimden ne yemek duysam TARIFI VEeğR diye atliyorum. kuzu ciger falan yaptım evde, disariyla ayni maliyet daha cok zahmet oldu ama hayirlisi
fitnessa ilk defa hayatımda bu kadar yer veriyorum oncesinde pilates, yuzmeye giderdim ama fitness cok baskaymis
maclar da yillar sonra eski cekiciligine kavustu futbol ve voleybolu takip ediyorum

birkac ay once cevaplasam bambaska bi dunyadaydim ha
0
ala09
(21.06.24)
Bu ara dinler tarihine sardım. Bir haftadır Hz. Ayşe kaç yaşında evlenmiştir videoları izliyorum.
0
sekizdokuzon
(21.06.24)
antika seyler koleksiyonculugu
araba
0
cooperr
(21.06.24)
(14)

Niye sevgili soruları bu kadar popüler burda?

ermanen
mesela "erkek arkadaşım öküz mü" sorusu sorulmuş. 68 cevap vardı en son. niye herkesin cevap yazası var bu sorulara? ben biraz nükteli cevap yazdım, çok cevap görüp şaşırınca.ne bilim uzaydan evrenden falan sorup cevaplasanıza biraz :)
mesela "erkek arkadaşım öküz mü" sorusu sorulmuş. 68 cevap vardı en son. niye herkesin cevap yazası var bu sorulara? ben biraz nükteli cevap yazdım, çok cevap görüp şaşırınca.

ne bilim uzaydan evrenden falan sorup cevaplasanıza biraz :)
0
ermanen
(20.06.24)
hayatla ilgili genel sorulara daha çok cevap gelmesi normal değil mi ?

uzay evren ile ilgilenen kişi sayısı ne kadar ?

sen sor hocam uzayla ilgili :) sen başlat
0
jülsezar
(20.06.24)
Yeaa zaten is hayati, sosyal hayat yorucu burada da dogal olarak insanlar herhangi bi bilgi birikimi gerektirmeyen sorular daha kolay yanitliyor.
Bir de mesela cevresindeki insanlar belki tarafli bi bakis acisi verecek ama burada daha objektif tarafsiz yanitlar geliyor.
0
Feriyaanim
(20.06.24)
O başlıkta "Kadınlar ev işi, yemek yapmak zorunda mı?" tartışması yaşandı, film orada koptu. Olay gönül işi değildi. Uzay sorusu sen sor, konuşalım+1
0
sekizdokuzon
(20.06.24)
herkes farklı bir açıdan bakabiliyor
su everestte kaç drecede kaynar sorusuna fazla yorum yapmaya gerek klamıyor
0
bir soru sorcam
(20.06.24)
eskiden yazardık, şimdi kimsenin yazası gelmiyor.
0
gabe h coud
(20.06.24)
@jülsezar @sekizdokuzon

ben uzay evren sorusu cok sorup cevapladim daha once zaten. ama eskisi gibi degil buralar.


@Feriyaanim

evet cogu kisinin yanit verebilecegi sorular ama bu tur sorular fazla. soru cesitliligi artsin diye dediydim
0
🌸ermanen
(20.06.24)
O duyuru gönül işleri duyurusu değildi? kadın yemek yapmalı mı yapmamalı mı gibi birşeydi. Herkes kendi bakış açısından yazdığı için hararetli bir ortam oldu.
0
komando kani var bende
(20.06.24)
Magazin satar.
Bu olaylar insanların daha çok ilgisini çeker her zaman.
Gönül işleri başlıklarının ana sayfada görünmeme, gizlenme sebebi de bu.

Bir de dedikleri gibi zaten hayat çok yorucu ve yıpratıcı burada başkalarının hayatlarındaki detaylarla ilgili yorum yapmak bile insana bir kafa dağıtma aracı olarak görünüyor.
Bu da bir ihtiyaç.
0
mutekebbir
(20.06.24)
Bence öyle soru sorulmadıkça daha da sorulmayan bir yere dönüşüyor. Yani mesela uzayla ilgili bir sorum olsa buraya sormak aklıma bile gelmez cevabı başka yerde ararım.
0
peki madem
(20.06.24)
E herkesin bir ilişkisi olmuştur. Bu ilişkisi de hayatında bir iz bırakmıştır, küçük büyük bir etkisi olmuştur. Ders çıkaracağı bir şeye yol açmıştır.

Zaten herkes üç aşağı beş yukarı aynı senaryoları yaşıyor. Haliyle herkesin söyleyecek bir şeyi oluyor.
0
akhenaten
(20.06.24)
sevmekle ilgili daha az soru var. daha çok sevmemekle ilgili ve bozuk ilişkiler.. tamam hafif serzeniş de var bu soruda ama durum böyle işte...
0
🌸ermanen
(20.06.24)
çünkü genelde kimsenin bilmediği sorular soruluyor. neye cevap versem diye bakınırken eli boş çıkıyoruz. aşk sorusuna herkesin bir yorumu olabiliyor.
0
neira
(20.06.24)
@neira

uzay evren sorusu olursa ben cevaplarım :) ama eskiden daha aktiftim tabii
0
🌸ermanen
(20.06.24)
Evren mevren geç şimdi. Maddi manevi refahımızı sağlayalım hepsini yaparız.

O değil de, "bahşişlere %10 vergi" diye bişey duydum, haberiniz var mı? Gerçek mi bu??
0
muhayyer divan
(20.06.24)
(20)

bana yalan bulalım (tatile gitmek istemiyorum)

Mirabel
Arkadaşlar merhabaİş yerinden arkadaşlarla tatile gidecektik. Yarın yola çıkacaktık. Her planı bana göre yaptılar, kendimi buna hazırladım fakat içimden onlarla vakit geçirmek gelmiyor. İç sıkıntısı var. Sizce ne yalan söyleyeyim. Bu arada dün gece yurtdışından döndüm ve bugun döneceğim biliyorlar.
Arkadaşlar merhaba
İş yerinden arkadaşlarla tatile gidecektik. Yarın yola çıkacaktık. Her planı bana göre yaptılar, kendimi buna hazırladım fakat içimden onlarla vakit geçirmek gelmiyor. İç sıkıntısı var. Sizce ne yalan söyleyeyim. Bu arada dün gece yurtdışından döndüm ve bugun döneceğim biliyorlar. Bu durumla ilgili bir yalan da olabilir.
Gitmek istememe sebeplerim:
1. evine davet eden kızın vakti zamanında aşırı büyük kötülükler yapması. Aslında gelmemi istememesi fakat gruptaki diğer insanlar gelmemi istediği için çağırması.
2. 6 kişiyiz. 3 tanesiyle hiç bir problemim yok hatta çok eğleniyoruz ama 2 kişi beni çok geriyor. Onların yanında rahat olamıyorum, onlara güvenmiyorum.

Gitmeme konusunda kararım net. Söz verdiğim için kendime de kızıyorum. Bana yalan bulur musunuz? Politik. Cephe alınsın istemiyorum. Aşırı ısrarcı insanlar özellikle ev sahibi. Israr edemeyeceği bir şey olursa sevinirim.
0
Mirabel
(20.06.24)
Hasstayim size bulaşır.
0
halk
(20.06.24)
Cenaze olsa memlekete gitsen?
0
etna
(20.06.24)
Uçağı kaçırdım 1 gün sonra döneceğim siz gidin deseniz? Sonra gel derlerlerse de koşturdum yorucuydu dinlnmek istiyorum vs dersiniz.
0
Kediyi üzdün
(20.06.24)
Bi kere size göre plan yapıldıysa son anda ekmemelisiniz. Başta yalan uyduracaktınız ve planı kabul etmeyecektiniz.
Son anda yapılmış tatil planını ekmek gerçekten çok büyük bi kazık.
0
zimbirik
(20.06.24)
Üst kattan su damlıyor, bayram olduğu için de gün içinde usta gelemiyor yarına gelecek kırıp yeniden yapacak. Hatta ustaya fotoğrafını gönderdim en az 2 günlük işi var dedi derseniz "tamam o zaman yarın yola çıkalım" da diyemezler.
Ya da cenaze. Ama cenaze bence fazla klişe ben yemezdim.
0
pianeta
(20.06.24)
Son dakika iptal etmeniz cok nahos ve ayip. Ustelik size gore yapilmis planlar bir de. Bastan dusunmeliydiniz.
0
mor oje
(20.06.24)
Gedrçekten ayağınızı vs kırmazsanız her türlü cephe alınır.
0
jülsezar
(20.06.24)
Ben olsam gitmem. 6 kisi var, 3 unden zaten haz etmiyormussunuz, muhtemelen onlar da gelmemenize sevinir. Tatil gibi kisitli zamani isteksizce harcamak mantiksiz. Dedikodunuz da donerse donsun.
@xu +1, saglam yalan. Begendim.
0
Feriyaanim
(20.06.24)
keske hic plan yapmasaydin.

cok hasta oldum falan diyebilirsin. yurtdisinda hastalik kaptim heralde vs.
yuksek ates, acile gittim vs.
0
ermanen
(20.06.24)
Yarım yalan iş görür bence, "Ya gelirim dedim, siz de bana göre ayarladınız hep ama gittiğim yer ve yol çok yormuş şimdi gelince çıktı acısı, işe başlamadan biraz yatıp dinlenmezsem hiç iyi olmayacak benim için. Sizin de modunuzu düşürmeyeyim. Siz bensiz gidin.

Sevmediğiniz kişiler itiraz etmeyecektir zaten. Ev sahibinin bu kişilerden biri olması avantaj sizin için. Sevdiğiniz 3 kişiye de özel olarak, "ya şimdi zahmet vermek istemedim ev sahibine, hiç halim yok ortamı bozmayayım dedim." Dersiniz.
0
akhenaten
(20.06.24)
Bu arada burda gitmezsen ayıp olur diyenlere hiç takılmayın bence.
Kendimi mutsuz hissedeceğim bir ortama ne diye atayım kendimi? Evet başta söylense güzel olurdu ama belli ki bir sebepten o tren kaçmış, denilememiş. Ee öyle oldu diye kıymetli zamanımı ve tatil hakkımı ne diye sevmediğim insanların yanında harcayayım? Gereksiz duyar kasmalar bunlar. Valla bak şu saatten sonra giderseniz ben küserim ha.
0
pianeta
(20.06.24)
Havalimaninda valiz, kimlik vs hepsi kayboldu onlarla uğraşıyorsun.....
0
dedeminhirkasi
(20.06.24)
Burnuna pamuk sokup ses kaydı yap, hastayım fenayım gençler, ben size engel olmayayım.
0
gabe h coud
(20.06.24)
ben detayı sorulduğu zaman bin tane daha yalan söylemeyi gerektiren yalanları sevmiyorum, gereksiz kafamı meşgul ediyor.
kesinlikle gitmelisiniz diyenlere katılmıyorum, huzursuz olacağınızı biliyorsanız kendinize eziyet etmenize gerek yok.
büyük senaryolu bi yalan yerine ailevi bir şey/tartışma oldu, onların yanında olmam gerekiyor gibi bir şey derdim ben, özel bir konu olduğu için çok soru da sorulmazdı.

bu arada kararınız netmiş ama bi ihtimal güzel geçme ihtimali var mı diye de düşünün bence, sevmediklerinizle çok muhattap olmadan müzik-kitap-dinlenme şeklinde fena olmayan bir tatil geçirme ihtimaliniz olur belki, böyle bir ihtimal kesinlikle yoksa söz vermiş olmama rağmen ben de gitmezdim.
0
bcdhms
(20.06.24)
Yediklerim dokunmuş,ishal oldum, evden çıkamıyorum olabilir.
0
asteriks
(20.06.24)
Gitmek zorunda değilsiniz diyenlere ben hiç katılmıyorum. Bir tatili en başta fikirken kabul edip, planlama aşamalarına vs katılıp, son güne kadar hiç bir şey söylemeyip son gün geldiğinde “gitmek zorunda değilsiniz” diyemeyiz

Hoşunuza gitmeyecek tatili baştan reddetmeliydiniz, kabul etmek zorunda değildiniz. Ya da planlama aşamaşarında caymalıydınız, plana devam etmek zorunda değildiniz. Ama size göre plan yapan insanları artık geri dönüşü olmayan son gün bu şekilde satarsanız, iyi olanları ile de aranız baya bozulur haberiniz olsun.

Hele yalan söyleyip ekerseniz kesinlikle bozulur. Biraz dürüst bir açıklama yaparsanız, “çok yorulmuşum, sizin modunuzu düşürmeyeyim” gibi o zaman belki sevdiklerinizle küsmeme şansınız olur.
0
zimbirik
(20.06.24)
Yol yorgunusun ve aşırı sıcak? Yalan değil ve geçerli, ayrıca kişisel sorunların ve ülkenin sıkıntıları herkes gibi seni de etkiliyor. Bir de para durumlarım dersen bence yeterli.
0
muhayyer divan
(20.06.24)
Böyle durumlarda seve seve gidilir. Bunun bahanesi yok, kol bacak kırılması, birinci derece yakına ciddi bir şey olması dışında ağır satışa girer.
0
kimlanbu
(20.06.24)
pek keyfim yok gelmek istemiyorum.
yalana dolana gerek yok.
0
jamswety
(20.06.24)
zimbirik +1000
Size göre plan yapılmış, baştan itiraz etmemişsiniz. Gitmeniz doğru olur. Ha bir yalan uydurup gitmemek dünyanın en kolay işi ama kaypak bir hareket olur sanki.
0
firez
(21.06.24)
(60)

erkek arkadasim okuz mu

aferin cok iyi dusunmussun
bir kadin arkadasim var, cok tatli biri ve cok hamarat, elinden her is gelir ve her isi becerir. esi de biraz denyo biri. gecen erkek arkadasimla konusurken dedim ki "cok sansliyim, sen hic onlar gibi degilsin, iyi ki varsin." onlarin esleri bi sey istediklerinde yapmiyolar, gecen bana bi sey lazim
bir kadin arkadasim var, cok tatli
biri ve cok hamarat, elinden her is gelir ve her isi becerir. esi de biraz denyo biri. gecen erkek arkadasimla konusurken dedim ki "cok sansliyim, sen hic onlar gibi degilsin, iyi ki varsin." onlarin esleri bi sey istediklerinde yapmiyolar, gecen bana bi sey lazim olmustu misal ve vaktim hic yoktu, erkek arkadasim cok aradi bulmak icin, arkadasim o zaman demisti ne guzel benimki asla aramaz vs diye.

burdan sonra olay patliyor, benimki de bana dedi ki "asil sansli olan arkadasinin esi, karisi ne guzel ilgileniyor, hic kiymetini bilmiyor, bulamaz oylesini"

arkadasimla ben zit karakterlerdeyiz, ben daginik biriyim, yemek yapmayi sevmem vs. ben de memnun degilsin galiba dedim, o da "yani sen de oyle olabilirsin" dedi.

ben buna cok uzuldum, hatta sinirlendim o an kafasini koparasim geldi. uzuldugumu de soyledim, ben oyle olsam ben olmam ki dedim, yani sunu sunu degistir elbet denir ama direkt o ne sansli demesi okuz gibi icime oturdu.

ben de bk icinde yasamiyorum tabi ama arkadasim gibi asla degilim, o cok anactir, hemen herkesi sahiplenir, yemekler yapar, misafiri cok sever vs. ben hic sevmem, hic oyle biri degilim ozetle.

sizce kirilmakta hakli miyim? ben erkek arkadasimi kotu sekilde hic kimseyle karsilastirmam, maddi manevi. ona guzel bi sey soylerken olayin donup bana saplanmasi da sinirim bozdu ayrica.

ne dersiniz abartiyo muyum, yaram mi var gocunuyo muyum, yoksa hakli miyim uzulmekte?
0
aferin cok iyi dusunmussun
(19.06.24)
Haklısınız.

Karşılaştırma yapılacak en büyük hata.


Git öyle birini bul o zaman demeniz lazım
0
jülsezar
(19.06.24)
Cevap evet
0
grimavi
(19.06.24)
Hakkısın, erkek arkadaşın öküz. Bence boş bulunmuş ve asıl fikrini ortaya koymuş. Üzüldüm.
0
muhayyer divan
(19.06.24)
Bana böyle şeyler aşırı gözü dışarıdalık geliyor. Arkadaşınızı incelemiş de detaylara dikkat edip aklına kazımış da çok beğenmiş de offf. Ben de dağınıklığı genel olarak sevmem ama eski sevgilimin dağınıklığı bile bayılmasam da onu sevdiğim için sevimli geliyordu gözüme. Salt öküzlük de değil aslında, bugün bunu karşılaştıran yarın başka şeyleri de karşılaştırır ve kendince daha iyi bulduğuna meyleder. Saygısız tiplerle vaktinizi harcamayın.
0
duygusalatasi
(19.06.24)
Siz arkadaşınızı arkadaşlarınızın eşleriyle kıyaslamış olumlu bulmuşsunuz.
Kıyaslamanın kapısını açıp bunu da ona söylemişsiniz.
O da sizden heveslenip kıyaslama yapıp olumsuz bulmuş ve bunu size söylemiş.

Yanlış olan kıyaslama yapmaksa siz de yapmışsınız.
Sonucu söylemekse siz de söylemişsiniz.

Yanlış nerde?
0
Mirket
(19.06.24)
erkek arkadasını kullanıyorsun. adama istediği şefkati vermiyorsun. adam dolmuş en sonunda patlamış.

erkek arkadasım öküz mü diye soracağına acaba kendine mi dönüp baksan acaba sen biraz şey misin diye
0
abelardo
(19.06.24)
siz ona iltifat ederken o sizi üstü kapalı, dolaylı bir şekilde yermiş. siz sorunca da baya itiraf etmiş.

buradaki sorun şu: tabii ki karşımızdaki kişiyi bazı konularda eleştirebiliriz. ama eğer konu kişinin tüm karakterine, mizacına, hayat tarzına, hayata bakış açısına değinen bir şey ise bunu eleştirmek ne kadar mantıklı? üstelik son derece pasif agresif, üstü kapalı bir tutumla. son derece çözümden uzak ve çocukça bir tutum.

eleştirdiği şey sizin biraz gayret ederek değiştirebileceğiniz bir şey değil ki. ayrıca niye değiştiresiniz? dediğiniz gibi bu sizsiniz, sizin benliğiniz.

sevgilimize gerçekten derin bir saygı ve sevgi duyuyorsak ama onun karakterine, hayat tarzına dair bazı hoşnutsuzluklarımız varsa bu konunun yeri ciddi bir konuşmadır. bir kez konuşulur. kişinin değişme yönünde bir gündemi, niyeti, motivasyonu yoksa ya nezaketle o kişi öyle kabul edilir ya da yollar ayrılır.

yani bence bu öküzlük değil, düpedüz çocukluk. çok ayıp.

ben olsam çok soğurdum. benzer birkaç davranışı daha varsa da ayrılık düşünürdüm.

ilişkide x bir davranışı eleştirmek başka, bütün bir benliği eleştirmek başka. ikincisine izin vermeyin.
0
la lykia
(19.06.24)
erkek arkadaşınız bunu durduk yere söylese kırılmakta çok haklı olmuş olurdunuz (benim nazarımda tabii). Ancak kıyaslamayı siz başlatmışsınız. Evet siz olumlu şeyler söylemişsiniz ama bu kıyas yaptığınız gerçeğini değiştirmiyor. Olumlu kıyas yapan olumsuz da yapabilir diye düşünüp o da kendince bi kıyas yapmış. Söyledikleri de sizden içten içe bekledikleri ama göremedikleri şeyler. Bunda bence üzülecek bir şey yok. Kimse mükemmel değil. Zaten "sevgilimin/eşinin hiç eksiği yoktur o ne yaparsa doğru olan odur" bakış açısı yanlış. Önemli olan istenilen şeyler sizin yapabileceğiniz mi yapamayacağınız şeyler mi? Örneğin karakterinize dair beklentileri olsaydı bunlar değişmeyen şeylerdi. Ancak yemek yapmak, temizlik yapmak vs gayet yapılabilecek şeyler. Elbette sadece siz yapmamalısınız sevgiliniz de bu konularda sizinle yapmalı. Yemekleri sen yap, temizliği sen yap, misafirleri sen ağırla diyorsa o adam için hiçbir şey de yapılmaz.

Sorunuza cevap; bu olay nazarında öküz değil. Siz de kırılmakta pek haklı sayılmazsınız. O yüzden fazla üzmeyin kendinizi.
0
ilgeru
(19.06.24)
@Mirket ne biliyim icimden geldi soyledim, ben de farkindayim aslinda dusundugunu soyledigini, uzulmem normal o zaman. sonucta herkesin iliskiden beklentisi farkli, eger oyle biri uygunsa ona, oyle birini bulabilir tabii ki.

@gevezeyazar cok yanlis anlamissiniz konuyu, kim size yemek yapmadi da kizdirdi boyle bilmiyorum ama hakaret boyutuna geldigine gore mevzu baya uzulmussunuz
0
🌸aferin cok iyi dusunmussun
(19.06.24)
Alınmakta haklısınız. Ancak İlişkilerde yemek, evin düzeni falan erkek dünyasında önemli bir geçer akçe.
0
mbond
(19.06.24)
gevezeyazara verdiğin tepkiden anladıgım şu ki epey geçimsiz birisin. erkek arkadasın haklı. patiswiss ceosu gibi birşey canlandı gözümde. acıdım erkek arkadasına. adam içine atmış atmış dolmuş baksana :(
0
abelardo
(19.06.24)
@abelardo hele hele

@la lykia ikimiz de bu olgunluktan cok cok uzagiz ozellikle birbirimize karsi, keske oyle olabilseydik ama o da ben de ne dedigimizi bilemiyoruz ornekteki gibi. bu ikimiz bir araya geldiginde mi boyle yoksa ikimiz de duz denyo muyuz onu bilemiyorum. yine de insan uzuntusune engel olamiyor.

@ilgeru tam olarak bu yuzden ben de emin olamadim, durup dururken soylenmis bir sey degil sonucta. dusundugunu de belirtmis. zaten aslinda uygun da degiliz birbirimize. ama sevgi de var aramizda, hem de guclu bi sevgi. o yuzden de uzuluyor insan.
0
🌸aferin cok iyi dusunmussun
(19.06.24)
Mirket +1. Bence iliskilerde iyi-kotu kiyaslama yapmak guzel bi sey degil. İyi bi yonunu ovecekseniz onun ozelinde ovmek daha mantikli. Bence bunun dersini de almissiniz:) erkek arkadasin da okuz degil ve kirici.

Bu tarz negatif kiyaslamalar(bi nevi memnuniyetsizlik, begenmeme) ve sevgiliye ciddi olmasa da kabaligini ima eden "okuz" gibi kelimeler aranizdaki sayginin yoksunluguna isaret eder. Mesela bizim sevgiline "evet okuz" dememiz sizi rahatsiz etmeyecek mi? Bu da buyuk bi soru.
0
Feriyaanim
(19.06.24)
Yahu adam içine atmış dolmuşsa ya da haklıysa ayrılsın.

Eleştiri var eleştiri var.
0
jülsezar
(19.06.24)
bacim asiret icinde falan yasamiyorsan, cinsiyete gore atfedilen rollere gore yasamadiginda kafana sikmiyorlarsa, tercihine bagliysa bir seyler yemek yapmak, misafir agirlamak YEMEK YAPMAK zorunda degilsin bunu belirtmek zorunda olmak ne komik ve acinasi
arkadasina uzuldum o kadar cabaya karsiliginda ilgisizlik. senin de guzelligin baskadir eminim ama bu karsi tarafin "arkadasina yanlamasina" baska birini "essiz, bir daha bulunmaz boylesi" bilemm nesine sessiz kalirsan isigin yavaas yavas soner bilgin olsun. bazi seyler unutulmaz bastirmaya calisirsin surekli hortlar bi yerlerden bu da onlardan biri olur. sorunlarinin sebebini bulmaya calisirsin ama bulamazsin, oyle bir sey bu. o yuzden kibarca bir bye
0
ala09
(19.06.24)
@mbond evet ben de farkindayim bunun. ama asla oyle olamam, o duvar siler, koltuklarina ortu serer, benim koltugum belki 10 senedir ayni, gunesten rengi solmus ama beni rahatsiz etmiyor. o her gun yemek temizlik ugrasir benim boyle bir gudum yok. yemek yaparim, duzenli temizlik yaparim ama bi annem kadar hamarat asla degilim, o da elbette bundan rahatsiz olabilir veya baskalarini ovebilir ama ne bileyim arkadasim neticede, belki de soyleme sekli sorunluydu bilmiyorum.
0
🌸aferin cok iyi dusunmussun
(19.06.24)
@lambircek kotu bi ifade olmus haklisiniz tabii ki kafasini koparmak istemem ama soru bu degil
0
🌸aferin cok iyi dusunmussun
(19.06.24)
2 kişi de çalışıyorken niye kadından hamarat olması bekleniyor.

Öyle bir beklentideyse öyle birini bulsun.

@geveze yazar Kime karşı 10-0 öne atar bir insnaın yemek yapması? Hangi durumda ? Eş bulurken mi?
0
jülsezar
(19.06.24)
Adam haklı ama öküz.
0
gabe h coud
(19.06.24)
Ayıp etmiş. Erkek adama böyle laflar yakışmaz.
0
numlock
(19.06.24)
Siz beraber mi yaşıyorsunuz? Beraber yaşıyorsanız eğer, erkek arkadaşın yemek ve temizlik yapıyor mu? Yapıyorsa iş bölümü yapsanız güzel olur. Ama bunların hiçbirini yapmayıp senden bekliyorsa yapmayacaksın tabi ki. Bunları kadının görevi olarak gören bir güruh var çünkü inatla yapmayacaksın. Aynı ev içinde yaşayan herkes bu işlerden sorumludur. Eğer geliriniz iyiyse bu işleri yapan kişiler var profesyonel olarak. Yoksa da beraber yapın.
0
rock n roll
(19.06.24)
@dissendium begenmis olabilir arzulamis olamaz sanirim orda bi fark var, kotu niyetli olsa mal gibi soylemezdi diye de dusndum ama kendimi de kandiriyor olabilirim hakli da olabilirsin

@gevezeyazar hashsh yok ama bi an bana neden gerizekali dendi diye bi dusundum. cok iddiali olmamakla beraber tabii ki yemek yapiyorum yani magarada yasamiyoruz, eskiden cok disaridan soylerdim artik o da mumkun olmadigindan yapiyorum bi seyler. ama keyif almiyorum yaparken, sinir geliyor. annem de boyledir, cok guzel yapar ama cok sevmez yapmayi, hakli buluyorum, dakikalarca dogra pisir onu koy bunu koy ortaligi toparla bence bk gibi aktivite

@julsezar sanirim kadindan hamaratlik erkekten de mal mulk beklemek bizim toplumda mevcut bi durum, kadinlara karsi daha agresif sekilde soylenebilirken erkeklere karsi daha caktirmadan yapiliyor herhalde aslinda ayip bi sey oldugu icin
0
🌸aferin cok iyi dusunmussun
(19.06.24)
Adam haksız.

Sen karşılaştırma yaparken olumlu yapmışsın, bunda negatif bir durum görmüyorum.

O ise tamamen öküzlük yapmış. Sen hamarat olmayabilirsin bu ilişkide bir zorunluluk değil. Burada bazı yazarlar yine olayı tersinden anlayıp sana kendini kötü hissettirecek şeyler yazmışlar.

Çok sinirlenmekte haklısın, seni suçlu hissettirmeye çalışanları da takma. Yemek yapmak da atla deve değil burada yazanlar sanki atomu parçalıyor gibi davranmış ama herkes karnını doyuruyor bi şekilde işte, müthiş sofra kurmanın hayatta kimseye artı değer yüklediği yok profesyonel olarak bu işi yapmıyosanız
0
nundu
(19.06.24)
@rock n roll beraber yasiyoruz sayilir, ama ise el surmemesi gibi bi durum yok asla, ben pisiririm o tiplar, o supurur ben silerim, birinin isi varsa digeri yapar, cok beceriklidir. ama soyle bi durum var, cok geleneksel biri bana gore. mesela bize ilk geldiginde ayakkabilarini kapida birakmisim, onu soylemisti misafirin ayakkabisi birakilmaz, birakilirsa da duzeltilir diye. ben de sasirmistim kardes icine anam mi kacti diye ahdhsh onlarin ailesi cok daha derli toplu, bizim biraz kotu bu islerde ama yuzume yuzume soylemesine gerek var miydi bilmiyorum
0
🌸aferin cok iyi dusunmussun
(19.06.24)
1 Arkadasinin yetkin oldugu ve birlikte oldugu kisinin sansli oldugunda hemfikirsiniz. 2 Senin sansli oldugun konusunda degilsiniz cunku o kendini normal goruyor. 3 Senin de istersen oyle yetkin olabilecegin konusunda hemfikir degilsiniz cunku sen o durumda benligini kaybedecegini dusunuyorsun. Anlattiklarin bu sekilde. O halde sen niye kizginsin?
0
osssy
(19.06.24)
Sizin karşılaştırma yapıp eşinizi övdüğüz durumda o karşılaştırma yapıp sizi yermiş. Bence bu sözlüklerde öküz olmanın tanımı olarak yer alabilir.

Çok takılma, kendini de sorgulama. Seni bu üzdüyse üzdü. Bizim üzülecek bir şey yok dememiz neyi değiştirecek ki seni üzdükten sonra.

Ki bu su götürmez öküzlük. Yani yarası olmakla falan hiç alakası yok. Kabalık resmen.
0
zimbirik
(19.06.24)
@geveze yazar

Denişsiniz ki "yemek yapmayı bilmem o yüzden 1 hafta sonra karnımı doyurcam diyemezsin"

Siz partnerinize yemek yapıyor musunuz? Yapmayınca size bağırılıyor mu mesela neden yemek yapmadın diye, veya yüzünüze duyuru sahibine yapıldığı gibi çemkirildi mi?

Şunu anlamıyorum, yemek yemek her insanın kendi temel ihtiyacıyken neden erkekleri doyurmak kadınların göreviymiş gibi görülüyor? Biz vakitten ve enerjimizden tasarruf etmek için kolay yemekleri seçince de "bana bakmıyorsun" diyenleriniz çok. Hatta sizin gibiler "farklı bir zeka geriliği" gibi bir hakaret edebiliyorsunuz. Gidin kendi karnınızı kendiniz doyurun arkadaşım ne bitmez tükenmez zeka arayışınız varmış.
0
muhayyer divan
(19.06.24)
Okumadım daha doğrusu okumaya verecek kafam yok. Yine de kadınlar ikili ilişkilerde ciddi derecelerde bencil olduğu için haksızsın diyorum.
0
pavlis
(19.06.24)
@geveze yazar, kadinin 3 kez bosanmasi yemek yapmamasindan dolayi mi? Eger oyleyse o kadin zaten oyle birisi oldugunu belli etmistir. Bunu bile bile evlenen erkeklerde asil zeka geriligi varmis. Kimse evlenince belki yemek yapar, evlenince degisir kafasiyla evlenmez eger iq su tek haneli degilse. Umarim kadin bosanmistir ucunde de.

Yemek yapmamak ne zamandir zeka seviyesini belirleyen bi kriter oldu ki bu da komik ayrica. Yemek yapmayi bilmem o yuzden 1 hafta sonra karnimi doyurcam demiyordur, siparis verecegim ugrasmayacagim diyordur. Sanki atomu parcaliyoruz yemek yaparken aq +1

Bu yemek mevzusunda seni suclu hissettirenlerin yorumlarini dikkate alma +1. Ama erkek arkadasina da bizim gibi yabancilar tarafindan yine de okuz dedirtme gerekiyorsa ayril.
0
Feriyaanim
(19.06.24)
@aferin cok iyi dusunmussun, ikiniz de tam zamanli islerde calisiyor muydunuz? Adam muhtemelen cesitli ev isleri yapmis ama icten ice size kurulmus. Sonra boyle bir ornek cikinca size yansimis konu. Bu konunun erkek dunyasindaki eslenigi, erkege iyi kazanmiyorsun, eve yeterince gelir saglayamiyorsun diyen kadin.

Siz tabii ki ev isleri vs yapmak zorunda degilsiniz kimseye, herkes calisiyorsa hakkiniz da yapmamak, o da istemiyorsa yardimci tutarsiniz. Buna gelemiyorsa da ayrilir bu kadar basit. Bu arada bizde esim calismiyor, ben kendi arkami toplamak disinda ev isi yapmak istemiyorum aslinda, ama coluk cocuk vs yapmak gerekiyor, yapiyorum bazen.
0
mbond
(19.06.24)
@geveze yazar

Herkes kendi iyiliği için öğrenmeli evet ama konumuz kendi iyiliği için yemek yapan ve hayatı sevgilisiyle paylaşan erkeğin bunu şanssızlık olarak görmesi, onun için dile getiriyorum. Bunu işaret ederek "farklı bir zeka geriliği" deseydin olurdu da, doğrudan "yemek yapmayan kadınlarınki farklı bir zeka geriliği" dediğin için tepki gösteriyorum.

Kaldı ki kendisi yemek yapmayı çok iyi bilen ama evde karısı yorgunluktan yemek yapmadığı için duvarları titretecek kadar bağıran erkekler biliyorum, emekli olmuş oturmuş falan. Bu kafayı değiştirmek lazım. Yani kadınların çalışıp para kazanmasını istiyorsa erkekler.
0
muhayyer divan
(19.06.24)
"ben erkek arkadasimi kotu sekilde hic kimseyle karsilastirmam"
iyi bir şekilde de karşılaştırmama üzerine düşünebilirsin.
0
WithWorth
(19.06.24)
Bence herkes yemek yapmayı bilmeli. kadını erkeği yok. Ben erkeğim yemek yapmasını bilmiyorum diyelim sürekli karım yapsa sence hoş olur mu? Yemekler beraber yapmalı kadın,erkek.Banada hiç yemek yapmasını bilmeyen kadınlar garip geliyor. Erkek arkadaşınız içine atmış belli. yazdıklarınızdan dolayı söylüyorum dağınık biri olmak, yemek yapmayı bilmemek negatif duygular yaratabilir karşı tarafta.

Bence haksızsınız.
0
komando kani var bende
(19.06.24)
Anam bu site yuva yıkar. Üzüldüğünü söyle mutlaka ve konuyu daha derin konuşun derim.
0
sekizdokuzon
(19.06.24)
Erkek arkadaşınız evet öküz ama asıl dert etmeniz gereken mesele bu değil.

Erkek arkadaşınız sizin alışkanlıklarınızı beğenmiyor. Bunun şimdi ortaya çıkması ise sizin için bir şans (evlenmiş de olabilirdiniz). Bence oturup düşünün neyi ne kadar değiştirmek istiyorsunuz, istemiyorsunuz, onun istekleri sizin için ne anlam ifade ediyor vs. Ona göre de sonra erkek arkadaşınızla konuşun. O da oturup düşünsün, çünkü bence de gözü dışarıda biraz. Konuşurken ne kadar kırıldığınızı, neden kırıldığınızı da ifade edin.

Ben olsam gerçi düşünmeden fişini çekerdim.

Ayrıca sizin de mis gibi bir kişiliğiniz var, gelmişsiniz arkadaşınızı övüyor, gıpta ile bahsediyorsunuz, hatta hak ettiği değeri görmediği için üzülüyorsunuz. Kıskançlıktan geberiyor da olabilirdiniz. Erkek arkadaşınız da bulamaz öylesini.

Ve de ayrıca: arkadaşlar kafayı mı yediniz tabiiki kendini doyurabiliyor bu kişi, sadece hamarat değil, hamarat olmak zorunda da değil.
0
orangesandsea
(19.06.24)
Hocam hamarat ev kadını istiyorsa seviliniz, öyle birini bulmakta özgür. Sizin neşenizi alıp götürecek biri gibi sevgiliniz. Buraya sormayın bu konuları. Burası erkek ağırlıklı bir ortam ve çoğu eşlerinden saçma beklentileri yüzünden mutlu bir ilişki yaşayamayacak, her fırsatta evden kaçacak koca adayı. Sorunun kendi davranışlarında ve kadına yükledikleri saçma görevlerin kadınları getirdiği durumda olduğunu asla farketmeyecekler.
Bu yüzden buradan yorum almayın. Bu insanların kendine zaten faydası yok, olmayacak.
Karşılaştırmanın kapısını siz açmışsınız diyenlere hiç katılmıyorum. O zaman yapılan her iltifat bir değerlendirme ortamı oluşturur ve iltifat ettiğimiz durumda yergi ile karşılaşmamız olası ve normaldir demeliyiz. Yok öyle bir şey.

Ev hanımı isteyen partner ev hanımı bulsun. Sizin hayat neşenizi, mutluluğunuzu çalmasın bir zahmet.
Üzülmekte haklısınız. Ama hatasını anlamayacak biri varsa karşınızda kısa yoldan yol verin. Bu davranışlara okey olmayın. Hiç bir kadın olmasın.
0
zimbirik
(19.06.24)
Erkeğim. Erkek arkadaş öküz.
Benim hanım beni sürekli över çünkü kendi babası ve en yakın arkadaşının nişanlısi iliskide hoduk. Dün bana anlatiyordu klozette sorun var, bir panjurda sorun var. 1 haftadir hiç bir şey yapılmamış diye. Diyordu sen olsan kafayi yerdin, hemen çözüm bulmaya çalışırdin diye.
Buna verilecek cevap karsilastirma yapıp elestiri yapmak değil. "O kiz da iyi kiz o çocuk yanlış yapıyor" deseydi muhabbet olurdu.

Bunu ben hanıma yapsam bicaklar heralde.
Bu arada hanim heralde çoğu kisiden iyi yemek yapar (isi bu bir nevi). Ama benim ailemdende onun ailesinde de yemeği baba yapar. Yani kadın güzel yemek yapmali falan öyle çok da gerekli bir şey değil.

Konuşun. Kendinize saklamayin. Çok derdi varsa bu konuda su akar kendi yolunu bulur.
0
logisticsmanager
(19.06.24)
20 li yaşların başında, okulda bir kız arkadaşım vardı. Evde yatağını annesi toplarmış, bunu böbürlenerek anlatırdı, yağa yumurta kıramam ben, hiiiç işim olmaz derdi. Uzuuun yıllar sonra karşılaştık. Kafa çok hafif değişmiş. Çok ilişkisi olmuş, çok ciddi yöne doğru gidenler olmuş. Ama demişti, bir yerden sonra ilişki tıkanıyor, terkediliyorum, nedendir, anlamıyorum.

Hayat bir koşturma. Bu koşturmada herkese roller biçilmiş. Yolda lastik patlamış da adam çocukla ilgileniyor, kadın lastik değiştiriyor gibi bir manzara hiç görmedim ben. Ailecek gidilen bir yolda benzin şuraya kadar yeter, şurdan benzin alırız, şurada da iyi bir mola yeri vardı diye düşünen kadın da görmedim. Bu sitede hiç, bulaşık makinesi su kaçırıyor, tamirci çağırmadan nasıl hallederim diyen kadın sorusu yoktur mesela.
Anlarım kadın da erkek de çalışıyordur da evdeki işlerde biri iş yaparken öbürünün yatması olayı uygunsuz denir. Ama kişi hayatın kendine biçtiği rolün sahibidir, diğeri onun yardımcısı olur ancak.

En başta verdiğim örnekteki arkadaşım sorunun nereden kaynaklandığını bulamamış ama sen şanslısın. Erkek arkadaşın bir yolunu bulup sorun olacak şeyi dile getirmiş. Dediğim gibi. Hayat bir koşturma. Kimse yanına kimseyi biblo diye almaz. İlişki bir yere kadar gider. Sonra erkek düşünür. Nereye kadar diye.

Bence 'Öküz mü?' diye düşünme de, Çoluklu çocuklu bir ailede, erkek kişisinin seni konumlandıracağı yere uygun musun onu düşün.

Bir de bir arkadaş çok güzel söylemiş. Erkek arkadaşına 'Öküz' dememiz seni mutlu edecek idiyse zaten o ilişkiyi iyi bir sorgulamak lazım.
0
Mirket
(19.06.24)
Neredeeen nereye.
1940'lı yıllarda dedem anneannemden boşanmak için, ev işlerinde beceriksiz olduğunu ileri sürmüş.
Hakim de "kadın hizmetçi değildir, insan tutup yaptırabilirsin" deyip boşanma işlemi yapmamış.
Yani böyle hakimler varmış bir zamanlar.
Ama yüzyıllardıe erkek eşlerin zihniyeti değişmemiş.
Bence sorunuzun yanıtı evet.
Sizi olduğunuz gibi kabul etmemiş ve iş paylaşımında gönülsüz olduğunu ağzından kaçırmış. İyi ki de kaçırmış.
0
pro9it9is9
(19.06.24)
Yazık olmuş dedeye.
Evlenmeye karar verebiliyor. Boşanmaya karar veremiyor.
Bir Hakim 'Hayır' dedi diye bir ömür istemediği bir insanla yaşamak zorunda bırakılıyor.
0
Mirket
(19.06.24)
zit kutuplar birbirini ceker. bence ayni tip iki insanin birliktelik yasamasi cok sikici.
ben de bu yuzden gittim zittimla evlendim ehuehu.
0
cooperr
(19.06.24)
Cevapları bir yerden sonra atlayarak okudum. Ondan sonra da komple bıraktım. +1 vermediğim için kusura bakmasın diğer kişiler @mirket ve @abelardo +1

@ala09'un bakışıyla yaklaşacaksak ilgisiz erkek arkadaşları sebebiyle arkadaşların ne kadar şanssızsa, erkek arkadaşın da o kadar şanssız.

Zaten bunun lafını etmiş. Yani belli ki adam pervane oluyor etrafında ama karşılığında beklediğini belirttiği tek şey "ilgi görmek" onu bile göremiyor. Buna rağmen iletişimi kesip bu duyurudan anladığımız kadarıyla "hak ettiği gibi birini" bulmak yerine bu duyuruda görmediğimiz sebepler ile sevdiği için rahatsız olduğu konuyu belirtmiş.

@geveze yazar +? Kimse düzenli olmak ya da yemek yapabilmek zorunda değil ama bunları yapmayıp üstüne bunlarla övünmek ve "ben böyleyim" demek cinsiyetten bağımsız olarak saygı duymadığım bir konu. Yani duyurunun kendisinde tam olarak böyle denmemiş o yüzden "?" ile bıraktım ama arada öyle bir açıklama varsa "?" yerine "1" yoksa "0" koyabiliriz.
0
nawar
(19.06.24)
vay amski "ayda 40 MİLYAR kazanan kadınlar, bulaşık makinesi tamir etmeyen KADINLAR" neler okuyorum ahhhhh işte bu yüzden yemek yapmamalıyız kızlar böyle kudurabiliyorlar unbelievable but gerçek....
0
ala09
(19.06.24)
40 milyar yazan insanların yorumlarini okurken harcadigim 1,5 dkyi geri istiyorum :(

Bu munferit bı olaysa öküzlüüne denk gelmiş. Konuşur çözersiniz. Genel olarak içini giciklayan davranislari/ tavırları varsa daha detaylı düşünmek gerek

Kimse hiçbir işi yapmak ZORUNDA değil. Böyle bir şeyi kabullenme, normallestirme
0
abuzer
(19.06.24)
kimse dememiş. ayrıl coco.
0
art cat chocolate
(19.06.24)
Erkek arkadaşınız öküz mü bilemeyiz ama bu davranışı öküzce olmuş. Üzülmekte haklısınız. Açık açık konuşmanız gerekir bu konuyu.

Ayrıca orangesandsea +1

Bu arada duyuru'da cevap kalitesinin en kötü olduğu sorulardan birisi bu herhalde. Ona da ben üzüldüm biraz.
0
pispinti
(19.06.24)
Nolmuş burda ya :D

Ben haklısınız demeye geldim. Sebebi şusu busu önemli değil. Benim sevgilim benim arkadaşımın sevgilisi için "esas o şanslı öyle biriyle beraber, bulamaz onun gibisini hak etmiyor" dediği yerde ip kopar. Bu kadar karmaşık değil bence konu.

Yani bence burda mevzu tek tek olayların hiçbiri değil. Ya erkek arkadaşınız aranızdaki ilişkiye güvenmiyor ve "zaten evleneceğimiz falan yok" kafasında zaman geçiriyor ya da ağır öküz. Artık orası sizin bileceğiniz iş. Ben her iki halde de vakit kaybetmezdim.
0
akhenaten
(19.06.24)
Benve herkes kazanci kadar konussun evde. Ev hanimlari konusmasin bu durunda
0
lapaz
(19.06.24)
duyuruda tartışan erkekleri takma. nicklerini biliyorum, ergen, aşk acısı çekiyor ve biraz ezik tipler.
kimseye yemek yapmak zorunda değilsin ve erkek arkadaşın bir öküz. bu adamı bırak çünkü öküzlükten ziyade seni sevmiyor, duyuruyu da dinleme. duyurudaki erkek profili çok kötü.

edit: ayy aylık 40 MİLYAR okurken kahkaha attım :D bari 80 deseydin yahu 40 asdfsdf.

ek olarak ben de son derece savruk, dağınık ve yemek yapmayı sevmeyen biriyim. eşime arada bir takılırım keşke hamarat olsam daha mı çok severdin diye. cevabı her zaman "yemeği de temizliği de parayla satın alabilirim ama bir tane daha senden bulamam" olur.
0
kaptan maydanoz
(19.06.24)
Erkek arkadaşınız kendisini enayi gibi hissetmiş.

Ulan herif öküz, sevgilisi el üstünde tutuyor. Ben bizimkine ağzımla kuş tutacam, her şeyini ince düşünüyorum ama bi o herifin gördüğü ilgiyi, alakayı göremiyorum yine de demiş kendi kendine ve helal olsun senin yüzüne de söylemiş. İçinde tutsa daha büyük bir yara.
0
air
(20.06.24)
Sevgiliniz biraz öküzmüş, çünkü bu onun için bir problem ise bu şekilde söylenmez daha normal bir şekilde belirtebilirdi. Arkadaşınızla karşılaştırmadan yani. Bu kadar mutsuzsan, değer görmediğini hissediyorsan neden bu ilişkinin içindesin o zaman diye sorulur adama. Sonuçta o yetişkin bir insan, zindanda zincirlemediniz diye tahmin ediyorum. Konuşularak halledilebilecek bir konu konuşulmayıp içe atıldığı için böyle saçma bir yerden çıkmış sanki.

Onun dışında cevapların bazıları çok eğlenceli. Ayda 40 milyar kazanan kadın zaten kara para aklama falan yapıyordur, 6 sıfır atılalı neredeyse 20 yıl olacak. Onun başka dertleri vardır. Bir de herkes hayatın kendine biçtiği rolün sorumlusuymuş. Yani benim kadın olarak görevim bir erkekle evlenip çocuk yapmak, zira toplumumuzun bana biçtiği rol bu. Ama ben eşcinselim ve çocuk istemiyorum bunu ne yapacağız?

Ayrıca burada soru soran kişilerin cinsiyetini nereden biliyorsunuz da kadınlar şöyle soru sormuyor diyorsunuz? Daha çok olan insanların sorulan sorunun çeşidine göre cinsiyete karar verip ona göre muhabbet etmesi. Benimle de erkekmişim gibi konuşanlar oluyor, ben de cevap yazıyorum konu öyle kapanıyor yani. Her saniye benim cinsiyetim bu diye bağırmıyoruz, burası görece anonim bir internet ortamı.

BÜDÜT: Aslında bu soruya cevap yazarken gereksiz olduğunu düşünmüştüm ama bayram malum aile ziyaretinde erkek akrabalardan garson muamelesi görünce bazen ekstra bir asabilik geliyor.
0
peki madem
(20.06.24)
bi kek yapıver adama canı çekmiş
0
duyurukullanıcısı
(20.06.24)
Erkek arkadaşın ve sen ayrı dünyaları insanlarısınız. Bunu hala farkedememiş olman üzücü, ama neyse ki bunlar hep tecrübe. Yok yemek, yok misafirin ayakkabısı. Anasından gördüğünü, arkadaşlarının ve çevresinin onayladığını istiyor, öyle bir kadın arzuluyor. Ancak bunu sizinle açık açık konuşamayacak kadar da silik bir kişiliği var maalesef. İçindeki "kadın dediğin" ile başlayan cümleleri henüz seslendiremiyor ama yavaş yavaş bunların sayısı artacak haberiniz olsun.

Burası söylendiği gibi tavsiye almak için pek de uygun bir yer değil. Sözlükte de burada da ataerkiden başka bir ses duyamazsınız. Gencecik insanlardan iç anadolu köylüsü kalibresinde yorumlar çıkıyor. Bunun sebebi de maalesef son 20 yıldaki ekonomik çöküntü. Aile evlerinden ayrılamayan, ne üniversitede ne de sonraki yaşamında bu bağı ekonomik sebeplerle de koparmayı becerememiş gençler birey olmayı da başaramıyor. Bireyselleşme gerçekleştirilemediği için de ailesinin, içinde bulunduğu mikro toplumsal yapının bir kopyası olmanın ötesine geçemiyor.

Özet: erkek arkadaşının taleplerini, onu neyin mutlu edeceğini samimi bir şekilde konuş, bunların sana ne kadar uyup uymadığına bak ve kararını ver. Çok zor bir karar olmayacak.
0
thracia
(20.06.24)
yuh butun duyuruyu toplamis soru. herkes guzin abla, guzittin abi.

cevap: bence manda.
0
ermanen
(20.06.24)
Öküz olsa yine neyse de hayatında istediği kişi sen değilsin.
0
asteriks
(20.06.24)
lol 40 Milyar
0
zimbirik
(20.06.24)
Aferin sana :) bence sen eltilerini, görüncelerini falan çağır. Çayla bir güzel yersiniz.
0
zimbirik
(20.06.24)
jülsezar
(20.06.24)
şimdiye kadar paylaşılmamasına şaşırdım ve bana kısmet olduğu için mutlu oldum :D
0
jülsezar
(20.06.24)
çok fazla ev işi ve yemek yapmak üzerinde durulmuş ancak bu bana biraz yorum olarak geldi. erkek arkadaşınız bence sizin ona karşı genel tutumunuzu kastetmiş. arkadaşınızın eşi ''hödük'' olduğu halde karısı gözünün içine bakıyor (sevgilinizin gördüğü bu), ama o size karşı çok alakalı olduğu halde bu ilgiyi göremediği için alınmış. siz de bunu gördüğünüz halde böyle olmanız sonucunda da kullanılıyor hissetmiş. aktarım şekli doğru/ yanlış buna bir yorum yapmayacam (ben bir ufak patlama anı olarak görüyorum) ama durum bu.
0
air
(22.06.24)
(8)

Faiz indirim sinyali olabilir mi ?

Rao
Selamlar herkese, Aşağıdaki paylaşıma istinaden sosyal medya üzerinden bazı kişiler mesajın faiz indirim sinyali olduğunu iddia ediyor.Siz bu konuda ne düşünürsünüz. Teşekkürler. “Şu anda işi sıkı tutuyoruz. Ama bütün mesele yine geliyor, faiz olayına dayanıyor.İnşallah faizde atacağımız adımlarla
Selamlar herkese,

Aşağıdaki paylaşıma istinaden sosyal medya üzerinden bazı kişiler mesajın faiz indirim sinyali olduğunu iddia ediyor.Siz bu konuda ne düşünürsünüz. Teşekkürler.



“Şu anda işi sıkı tutuyoruz. Ama bütün mesele yine geliyor, faiz olayına dayanıyor.

İnşallah faizde atacağımız adımlarla enflasyonu son çeyrekte çok daha olumlu bir konuma taşımış olacağız.”

— Recep Tayyip Erdoğan | Türkiye Cumhurbaşkanı
0
Rao
(17.06.24)
Bence bu mümkün değil.
Bu faiz devam edecek ve reel sektörün canı çok yanacak.
Kötü durumda olan hastaya 'Sık dişini, iyi olacaksın.' demek gibi bir şeydi o.

diye düşünüyorum.
0
Mirket
(17.06.24)
Şimşek e verdiği kredinin yıl sonuna kadar olduğu şeklinde yorumlayanlar da oldu. Zaten sonuç alıyor gibi değil rasyonel politikası!
0
anon1m
(17.06.24)
Faiz indiriminin sene sonunda artık gündemde olacağı zaten bir süredir piyasada konuşulan bir konu. Kimisi yıl bitmeden 4. çeyrekte ilk indirimi göreceğiz diyor, kimisi yeni yıl ile birlikte indirimler başlayacak diyor. Zamanlama konunsunda kesin bir fikir birliği olmasa da sene sonunda faiz indirimi görme ihtimalimiz var evet.
0
cay koy geliyorum
(17.06.24)
Bir de şöyle bir olay var. Türkiye vadesi gelen borçlarını ödemek, enerji ve ilaç alabilmek için borç bulmak zorunda olan bir ülke.

Şu an Dövizi sabit tutarak ve TL'ye %40 faiz vererek aslında dövize %40 faiz vermiş oluyor ve ancak bu şekilde borç bulabiliyor.

Bundan ötesi nedir ki?
0
Mirket
(18.06.24)
Faiz indirimi eninde sonunda başlayacak zaten, büyük ihtimalle yılın ortasından sonra yavaş yavaş başlaması kararlaştırılmıştır. erdoğanın tarzı bu zaten; sessiz sakin, stressiz bi iş yapmıyor.
0
akhenaten
(18.06.24)
Faiz indirimi isteyen kesim belli muteahit galerici ve ihracaatcılar. Amaçlari daha fazla kar elde ebebilmek kalan % 90 lik kesim umrumda değil.

Faiz indirimi olsa fiyatlar yeniden zipliyacak ve turk milletine zerre faydası olmuyacak.

Faiz bu şekilde devam etmeli, hayali sirketler balon sirketler, üc beş sene önce para var diye muteahit olan galerici olanlar da piyasadan çekilsin.

Bende isterim faiz düşşün ama sıradan vatandaş faiz yükünü sırtlıyor sırf kan emici bir kesim kar yapacak diye
0
Fritz-X
(18.06.24)
enflasyon düşerse ağustosta ilk indirim gelir
çünkü 1 yıl sonunda dolarda ciddi artış olmaz ise tl ile dolara geçiş gerçekleşecek
bu durum lehimize olmaz

enflasyon oranı kadar faiz hedefleniyor
1 yıl sonrasını düşünmek gerekiyor faiz indirimlerini eleştirmek için
0
bir soru sorcam
(18.06.24)
Aldığımız tedbirler enflasyonu düşürmekte etkili olmuyor, faiz artırımına gidebiliriz.

O sözlerden bunu anlıyorum. Çünkü faiz düşürmek enflasyonu düşürmez.Faiz yükseltmek enflasyonu baskılar.

Bence faiz düşürmekten bahsetmek istedi yanlış cümle kullanıldı.
0
hebanon
(18.06.24)
(11)

Yazlıkçılara soru

dejame
Her yıl taşınma kaosu çıkıyor mu? Bu sadece tek sefer bile olmuyor, yaz boyu her git-gel sırasında valizler, çantalar, onlarca poşet, gıda, kıyafet, ne varsa arabaya doldurmaya çalışıyoruz. Kollarımız kopuyor her seferinde, bir de yazlığın işi asla bitmiyor.Komşulara bakıyorum arabasından inip bir s
Her yıl taşınma kaosu çıkıyor mu? Bu sadece tek sefer bile olmuyor, yaz boyu her git-gel sırasında valizler, çantalar, onlarca poşet, gıda, kıyafet, ne varsa arabaya doldurmaya çalışıyoruz. Kollarımız kopuyor her seferinde, bir de yazlığın işi asla bitmiyor.

Komşulara bakıyorum arabasından inip bir sırt çantasıyla iniyor, evinde keyif yapıyorlar.

Sizde durumlar nasıl?
0
dejame
(17.06.24)
Eldeki kıyafetin 4te birini ayırıp tek seferde yazlığa götürüp bırakıyorsun. Düzenli giyilen don tişört pijama gömlek neyse artık, günlük ve sadece yazın giyilecek şeyler orada kalmalı.
0
Bruce
(17.06.24)
Ben çantalı olanım ama bu sefer kedileri de getirdik. Yemin ediyorum bezdim. Bir daha kedi de getirmem eşya da. Tatil mi hamallık mı belli değil. Kampçı adamım, aracı 5 çocuklu aile babası gibi doldurup indiriyorum. İlk ve sondu.
0
prole
(17.06.24)
Evde kullanilacak esyalari asla tasimiyorsun, bir tane yazlik icin bir tane kislik icin aliyorsun.
Gidalari kislik evde bitirip gidiyorsun yazliga, gidince de yazlik icin alisveris yapiyorsun.

Zaten havlu nevresim falan 1 tane bile tasimamaniz lazim, yazligin ayri kisligin ayri takimlari olur.

Yazlik kislik arasina tasiyacagniz tek sey giyiminiz olabilir, onda da ic camasiri coraplar pijamalar kislik ve yazlikta ayri ayri durur zaten. Sen gunluk kiyafetini, ayakkabilarini falan tasirsin yazliga. Onu da yaparken gercekci olup kullanilmayacak seyler tasimazsin.

Mesela bikini bayo gibi seyler yazlikta durur. Sadece bir takim bikiniyi kisliga goturursun.

Posetlerde ne goturuyosunuz merak ettim cidden.
0
zimbirik
(17.06.24)
üniversite bitip yazları pek memlekete gitmemeye başlayıncaya kadar kafama sıkacaktım bu durumdan.

üstelik bizim evde maks 2 sefer oluyordu böyle büyük taşınma o bile ruhumu daraltıyordu. üstelik 30dk mesafe.

bizdeki kıyafetten çok dolaptaki yiyeceklerin ve bir kaç mutfak aletinin aktarılması idi ama araba dolduğuna göre bu kadar değil :D

zaten yazlık kıyafetlerin çoğunun yazlıkta olması gerekir.
0
jülsezar
(17.06.24)
Kıyafetler o kadar büyük problem değil aslında, bir valize hepimizin eşyası sığıyor fakat mutfak eşyaları ve özellikle gıda çok problemli. Normali bu sanıyordum ama bizim derin dondurucu ve ayrıca buzdolabı inanılmaz fazla miktarda gıdayla doludur. Onları da taşıyoruz nedense. Mantık olarak sezon yaklaştığında dolaptaki gıdaları azalt, bitir, gittiğin yerde yenilerini al, değil mi? Ama bizde öyle olmuyor.

Ayrıca ismini sayamadığım bir sürü ıvır zıvır, kap kacak, ne varsa poşetlenmiş. Komşular her seferinde şok içinde bizim hamallığı izliyor. Evde adım atacak yer yok şu an.
0
🌸dejame
(17.06.24)
ucuz ıvır zıvırların taşınması mantıksız. bir de siz yaz boyu diyorsunuz. o baya sıkıntı :D

ekmek yapma makinesi kahve yapma makinesi tost makinesi gibi şeyler taşınabilir ki yıllar içinde biz kahve makinesinden bir tane daha aldık yazlığa.

son yıllarda taşıma serüveni azalmıştı :D. şimdi ne yapıyrlar bilmiyorum.

ama gıda konusuna bir itirazım olmaz. o da bir seferlik iş.
0
jülsezar
(17.06.24)
güzel dertmiş

ben not defterine bir liste hazırladım
konaklamalı bir seyahat yaparken o checklisti kullanıyorum
eksik bi şey kalmıyor
0
bir soru sorcam
(17.06.24)
Biz bundan kaçmak için yazlığa yakın yere taşındık. Bahsettiğiniz şey daha da arttı.

Kahve makinesini taşımayalım diye 2’ledik. Bu sefer kahve açık kalmasın, bu paketi daha önce almıştık falan diye bu sefer açık yarım ürünleri oradan oraya taşıyoruz.

Serpme kahvaltı gibi. Hiç yenmeyen ama her gün sofraya çıkan koyu renkli reçel gibi. Atmaya da kıyamıyoruz. Oradan oraya gidip geliyor.

Ben sırt çantası ile hareket eden taraftaydım. Ne olacak lazım oldukça alırım diyordum. Bi sürü yarım şampuan oldu mesela. Hayat da pahalı artık.

Bir de, taşımaya alışınca bırakılmıyor. Çünkü mantıklı olan oymuş. Taşırken küfürler ediyorum ama ne olacak. Ona harcadığım zamanda da çok verimli bi şey yapmam.

O yüzden taşıyın hocam. Sevmiyorsanız da anne baba, karı koca, hangisi taşımak istiyorsa kızmayın. Yardım edin. İnsanlar ne güzel heyecanla bir şeyler hazırlıyor. Bırakın yapsınlar.
0
nickini vermek istemeyen uye
(17.06.24)
Biz de bir çanta gidenlerdeniz. Ama komşularımız var sizin gibi gelen :D

Onlar yazlıkta normal ev yaşantılarına devam etme düşüncesiyle bunu yapıyor. Haliyle ciddi ciddi ev taşıyorlar.

Bizim için yazlık evdeki yaşam farklı. Özene bezene detaylı yemekler olmaz mesela. Genele yoğutlu mezeler, makarnalar, tavada ızgaralar falan olur. Yazlığın kendi gardrobu var, havuz-deniz giysileri ve gereçleri burada. Ayrıca plaj kıyafeti havası taşıyan şeyler de hep orda. Gelirken az bir kıyafet alıyoruz. Bunlar da genelde yeni alınmış tshirtler, şortlar, bluzlar vs oluyor.

Yazlık mutfağında kapalı dolapların içinde günlük ihtiyacı karşılayacak, arada iki üç misafir ağırlayacak kadar yemek takımı var. Filtre kahve makinası var, yıllardır bozulmadı. Saç kurutma makinası, tarak vs. gibi şeyler hep var orada sabit. Sadece dışarda durmamasına özen gösterin yeter. Kapaklı dolaplarda, çekmecelerde bir şey olmuyor.

Yazın gelince koltuk örtüleri falan kaldırılıp toz alınıyor, yerler siliniyor, yemek takımları yıkanıyor, giysiler yıkanıyor falan birkaç saatte bitiyor. Eğer varsa ufak tefek tadilat onarım işleri olabiliyor sadece.

Şampuan, duş jeli vs gibi şeyleri de ordaki marketten alıyoruz.

Arada eksikliğini hissettiğimiz bir şey olursa da artık unutmazsak seneye onu da getiririz diyoruz napalım :D Yani hayatı baltalayacak kadar önemli bir şey olmuyor sonuçta.
0
akhenaten
(17.06.24)
Biz her sene 1 aylık kiralama yapıyoruz ve biz de arabada bagaj + 1 yolcu koltuğu full dolu gidiyoruz. Kaldığımız siteye dediğiniz gibi gelenler var, ama onların düzeni şöyle sabah simitle kahvaltı, öğle plajda hamburger, akşam da sigara + türk kahvesi şeklinde ve her gün aşağı yukarı böyle bir döngüde yaşam. 3 sezondur her yaz ve her gün aynı şeyleri giyen çift biliyorum ki bunların durumları gayet iyi. Artık biraz sıkılmışlık mı diyeyim, koyvermişlik mi diyeyim bilmiyorum ama ben yazlığa bile ne olur ne olmaz diye yazlık pantolon bile götürüyorum...
0
malheiros
(17.06.24)
Tam iki saat oldu yazlığa geleli, gülümsedim :)

Kap kacak ev tekstili bunların hepsi ihtiyaç kadar yazlıkta mevcut. Mutfak şefi vs. yok ama burada zeytinyağlı ve ızgara ile beslendiğimiz için hamur vs. yoğurmalık alet edevat taşımıyoruz. Az miktarda giysimiz de var.
Bavula kıyafetleri doldurup geliyoruz. Çamaşır makinesi de var haliyle bu sebeple gardrobu taşımıyoruz tamamen.
Yiyecek için de yarım kalan salça donmuş gıda vs için bime her sene gelen araç içi buzluktan aldık şu mavi kutular. O da yetiyor sonuçta markete burada da gidiliyor kışlıktaki gibi.
0
cilekli pasta
(18.06.24)
(4)

1 Kadeh sulu rakı kaç kalori?

we are floating in space
Yarısı rakı, yarısı su olacak şekilde hazırlanmış 1 kadeh rakı kaç kaloridir?
Yarısı rakı, yarısı su olacak şekilde hazırlanmış 1 kadeh rakı kaç kaloridir?
0
we are floating in space
(16.06.24)
180 200 civarı

Suyun kalorisi yok

Koyulan rakıyı ölçmek yeter
0
jülsezar
(16.06.24)
@jülsezar: seyrelince kalori düşer mi, anlamında.
0
🌸we are floating in space
(16.06.24)
Düşmez. Rakı miktarı aynı sonuçta
0
jülsezar
(16.06.24)
Tek rakı 40ml'dir.

40ml %45 alkollü rakıda 18ml alkol bulunur. 1 gram etil alkol 7.1 kcal'dir. 1 gram etil alkol 0,789ml'dir.

Dolayısıyla 1 tek rakıda 100,83 kcal enerji vardır. Duble olursa 201,66

Tabi neticede siz bardağa ne kadar rakı koyuyorsanız bu miktar ona göre değişir.
0
akhenaten
(16.06.24)
(11)

Bayrama hazır mıyız gençler?

sekizdokuzon
Bayramlıklar alındı mı? Temizlik yapıldı mı, barışılacak küsler listesi yapıldı mı?Şimdiden herkese iyi bayramlar.
Bayramlıklar alındı mı? Temizlik yapıldı mı, barışılacak küsler listesi yapıldı mı?

Şimdiden herkese iyi bayramlar.
0
sekizdokuzon
(15.06.24)
bayramlık checked
temizlik checked
küs olduğum kimse yok
memlekete uçak bileti checked

sana da iyi bayramlar karşim
0
buenosdias
(15.06.24)
Bayramda kimse ile küs değilim ama iş yok para yok kurban yok hiçbir şey yok
0
the sound and the fury
(15.06.24)
Bayramlık yok ama yeni perde aldım o da evin bayramlığı olsun. Temizliği de tatilde yapmayı planlıyorum, buharlı temizleyici aldım hatta dip köşe için heyecan dorukta. İyi bayramlar!
0
peki madem
(15.06.24)
bayramlık diye değil ama yakın zamanda yeni aldıklarım var onları valize atıp gideceğim.

temizlik yok evi bok goturuyor zaten gelen giden de yok, biz gideceğiz.

bayramda barışma olayına tamamen saçmalık olarak bakıyorum. barışırsam zamanla barışırım içimdeki kızgınlık geçerse veya umursamayacak duruma gelirsem. bunu bayram falan sağlamaz. kaldı ki ben de küs olduğum birini hatırlamıyorum.

iyi bayramlar hayırlı forumlar
0
ananiyimioguz
(15.06.24)
- Kılık kıyafet var zaten. Olanlardan temiz olanları giyeceğim.
- Küs olduğum kimse yok.
- 22 Haziran Cumartesi ilk Slovenya'ya gideceğim, 2 gece kalıp 24 Haziran pazartesi Zagreb.
0
put it in your appropriate place
(15.06.24)
Tatildeyim. Bayramdan sonraki halı saha maçına siyahi oyuncu olarak katılmayı düşünüyorum :) bayramınız mutlu olsun. El öpenleriniz çok olsun.
0
gabe h coud
(15.06.24)
bu editi izledikten sonra hiç hazır hissetmiyorum x.com
0
istiririm yalarim bir de
(15.06.24)
@geveze yazar: bayram temizliği bitebilen bir şey degil, zevk almaya bak. Sinuslerime kadar asperox sarı güç doluyum, oh.
0
🌸sekizdokuzon
(15.06.24)
@ istiririm yalarim bir de, edite gerek yok şarkı yapılmışı var: www.youtube.com
0
ananiyimioguz
(15.06.24)
Temizlik derdim yok cunku anamdayim.
Kiyafet kisminda guzel bi ayakkabi almak isterdim ama geciktim artik
0
lapaz
(15.06.24)
Dün hazır evdeyim alışverişe çıkıp üstüme başıma bir şeyler alayım dedim, erteliyordum hep. Acıttı. Bayrama buruk gireceğim.
0
akhenaten
(15.06.24)
(10)

Dinleyecek müzik kalmadı

Amaranta ursula
Merhaba arkadaşlar,Bir süredir gerçekten müzik kıtlığı yaşıyorum. Spotify haftalık keşif de çare olmuyor. Dönüp dolaşıp aynı şarkıları/ grupları dinlemekten de aşırı sıkıldım. Allah'ını seven üzerime kaliteli şarkılar ve gruplar atabilir mi? Müzik zevkim çok çeşitli olmasına rağmen ağırlıklı olarak:
Merhaba arkadaşlar,

Bir süredir gerçekten müzik kıtlığı yaşıyorum. Spotify haftalık keşif de çare olmuyor. Dönüp dolaşıp aynı şarkıları/ grupları dinlemekten de aşırı sıkıldım. Allah'ını seven üzerime kaliteli şarkılar ve gruplar atabilir mi? Müzik zevkim çok çeşitli olmasına rağmen ağırlıklı olarak:

Indie
Grunge
Rock/ alternative rock
Jazz
Klasik
Metal (melodic genelde)
Tekno/ elektro
Enstrümantal
Latin
Folk diye devam ediyor. Daha vardır da aklıma gelenler bunlar şimdilik.

Var mıdır önerisi olan?

Cevaplar için çok teşekkür ederim şimdiden.

Eli boş göndermeyeyim, "We're gonna lose our soul tonight" arkadaşlar.
open.spotify.com
0
Amaranta ursula
(12.06.24)
Diğer dillere dalın. :)

Örneğin Rusça: Kino, Louna, The Slot. Rock grupları.

İtalyancada da Angelina Mango'ya taktım bu aralar. Pop şarkıcısı ama sarıyor.
0
marsli gocmen
(12.06.24)
Ivo Dimchev - I cure
open.spotify.com

Rishloo - Freaks & Animals
open.spotify.com

Moloko - Statues
open.spotify.com
0
pispinti
(12.06.24)
Bruce
(12.06.24)
Latin seviyorsanız ve tanımıyorsanız David Bisbal'ın buleria diye bir albümü var. Bir süre götürür sizi.
0
akhenaten
(12.06.24)
Lisedeyken bach'i çok severdim, sonra o zamanlar torrent'ten 9gb lik bir bach rar'i indirmiştir. 1500 tane falan mp3 vardı içinde. Bunu Ünv dönemi odev gibi dinlemiştim tek tek.

Saydiklarinizdan -diğerlerine gore- en az esere sahip olan grunge kulliyatini bile baştan sona dinlemek aylarınızi alır.

Grupları, sanatçıları araştırarak albüm albüm dinlemek araştırmak çok daha keyifli bence.

Ai'ye bağımlılık da sizi biraz bu kisirdonguye sokmuş.
0
makbur
(12.06.24)
@makbur,
Aksine müzik konusunda çok sistemliyim. Sevdiğim grup ve sanatçıların (hatta türlerin albümlerini) diskografilerini kronolojik sırayla pek çok kez dinledim, dinliyorum. Sanırım ya müzik dinlemeye biraz ara vermeliyim ya da yeni şeyler bulmalıyım.

Herkese çok teşekkür ederim, tüm önerileri dinleyeceğim.
0
🌸Amaranta ursula
(12.06.24)
Odtude tanidigim dj youtubr un algo sunun daha iyi oldugunu soyluyor. Spotify birakip orayi deneyebilirisn
0
lapaz
(12.06.24)
(2)

ingilizce paraphrase uygulaması

laf salatasi
selamlar,ingilizce bir şey yazdığımda bu cümlenin alternatiflerini görmek istiyorum.ai de olur, internet taraması yada başka yöntemler.hangi siteleri önerirsiniz veya program ?teşekkürler.
selamlar,

ingilizce bir şey yazdığımda bu cümlenin alternatiflerini görmek istiyorum.

ai de olur, internet taraması yada başka yöntemler.

hangi siteleri önerirsiniz veya program ?

teşekkürler.
0
laf salatasi
(11.06.24)
Chatgpt
Quillbot
DeepL Write
0
but that was just a dream
(11.06.24)
Yani yazdığınız cümle konuşma kılavuzlarına girecek tipte kurallı ve kısa bir cümleyse internet aramaları iş görür ama ortalama bir cümlede ai tek çare. Chat gpt'nin ücretsiz versiyonu dahi gayet yeterli bulunun için.

Reddit ve quora gibi yerlerde insanlardan da cümleyi geliştirmesini isteyebilirsiniz ancak her cümle de sorulmaz tabi. Yalnız çok kritik yerlerde buraları da kullanabilirsiniz.

Sözcük bazında ise internette thesaurus sözlükleri var eş ve yakın anlamlı diğer sözcükleri görebiliyorsunuz ancak bu tip sitelerde arama sonucunda çıkan sözcüklerin arasından rastgele seçim yapmamalısınız nüans ve anlam önemli. Sadece "hah evet bu olur" diye emin olduğunuz sözcükleri seçin.

Türkçe üzerinden örnekleyelim mesela. artış ve yükselme sözcükleri finansal anlamda aynı anlamı karşılayabilir ancak birinin boyundan bahsederken boyu yükseldi demek istemezsiniz. Ancak thesaurus sözlüklerde artış diye arattığınız da yükselme sözcüğü de sonuçlar arasında çıkar. Bu açıdan dikkat edilmeli.
0
akhenaten
(12.06.24)
(3)

ChatGPT4 daha mı zeki?

michael_knight
ChatGPT'ye iş için bir şey yaptırmak istiyorum. Birkaç gün önce yaptı ama şimdi anlamıyor.Tam anlayacağı anda çok aptalca ve konuyla alakasız bir cevap veriyor.Para versem ChatGPT 4 daha mı zeki olacaktır? Yoksa çalışma şekli aynı mı olur?Ek: Prompt'u doğru yazamadığımı düşünüyor olabilirsiniz ama v
ChatGPT'ye iş için bir şey yaptırmak istiyorum. Birkaç gün önce yaptı ama şimdi anlamıyor.
Tam anlayacağı anda çok aptalca ve konuyla alakasız bir cevap veriyor.

Para versem ChatGPT 4 daha mı zeki olacaktır? Yoksa çalışma şekli aynı mı olur?

Ek: Prompt'u doğru yazamadığımı düşünüyor olabilirsiniz ama valla mükemmel yazıyorum prompt'u.
0
michael_knight
(11.06.24)
chatgpt4 ve chatgpt4o teorik olarak chatgpt3.5 a gore daha zeki ama pratikte her zaman daha iyi sonuc almak mumkun olmuyor. Cunku bu modeller her zaman determinist calismiyor.

bu durumla ilgili ilk kaynak olan openai dan bir aciklama yok ama benim tahminime gore openai cok agresif bir pazarlama stratejisi uyguluyor. bu da ellerinde hazir olmayan kaynaklarla pazarlama yapmalarina neden oluyor. tahminime gore ellerinde talep edilen yuku kaldiracak sunucu sistemleri veya mimari cozumleri yok. o nedenle sistemleri uzerinde yuk cok arttiginda sistemlerini daha dusuk kaynak tuketen modellere/sunuculara yonlendiriyorlar. bu da "cok iyi cevap veriyordu, neden simdi aptallasti" durumunu olusturuyor. ozellikle yogunlugun arttigi zamanlarda bu aptallasma cok belirgin oluyor.

isin kotusu bu durum sadece chatgpt3.5 icin degil diger tum modeller icin de oluyor. ozetle model yuksetmeniz probleminizi belli oranda cozer ama 100% garanti etmez.
0
emrahday
(11.06.24)
promptlarınız farklı ise iki zamanda, anlamayabilir, bir kelimenin yeri bile bazen doğru cevap verip vermemesini etkiliyor
0
gezegen olan pluton
(11.06.24)
Promtta gpt'ye rol çizmenin de faydası oluyor. Atıyorum üniversitenin x bölümünde görevli bir akademisyenin bakış açısıyla yaklaşmasını söyleyebiliyorsunuz.

Ücretli ya da ücretsiz hatalı sonuç üretebiliyor bunun çok bir çaresi yok henüz
0
akhenaten
(11.06.24)
(6)

kitapta kullanılacak resimlerin kaynakcada belirtilmesi

kurcalamabozarsin
apa formatıyla kaynakca hazırlıyorum, diyor ki once fotografcının adını yazcaksın sonra websıtesını verceksın.ıkı tane buyuk sorum var; 1. mesela fidanistanbul diye bir sayfa var dunya kadar bıtkı resmı var fotografcı yok kaynak yok, ben onu kullanıp altına kaynak fıdan ıstanbul yazsam olmaz mı?ıkın
apa formatıyla kaynakca hazırlıyorum, diyor ki once fotografcının adını yazcaksın sonra websıtesını verceksın.
ıkı tane buyuk sorum var; 1. mesela fidanistanbul diye bir sayfa var dunya kadar bıtkı resmı var fotografcı yok kaynak yok, ben onu kullanıp altına kaynak fıdan ıstanbul yazsam olmaz mı?

ıkıncısı mesela freepıkten resmı aldım arkadasımın uyelıgı var, freepık bana benım resmımı kullandın nerede satın aldıgının kanıtı mı der? nerden bılcek kı nerden aldım, ya da photoshoptan temızlesem mesela?
0
kurcalamabozarsin
(09.06.24)
Her şeyden önce internette gördüğünüz her şeyi yayınlayamayabilirsiniz. Copyright durumunun sizin kullanacağınız türde bir kullanıma izin vermesi gerekiyor. Özellikle ticari kullanıma yönelik kısıtlamalar olur örneğin. Genelde eğitim amaçlı kullanıma izin verilir ancak bazen eğitim amaçlı kullanımlarda çoğaltma yapılmasına izin verilmez vs. Fotoğrafı edindiğiniz yerde yazar bunlar eğer düzgün bir yerden edindiyseniz. Aksi halde fotoğraf sahibiyle irtibat kurup kullanım izni istemelisiniz. Bu tür konulara çok dikkat edilen bazı okullarda bu izinler ek şeklinde yayınlanabiliyor. Detayları ve ne istediğini danışmanınıza sormanız daha faydalı olur. Çünkü genelde hocalar daha serbest davranıyor, ben burda teorikteki durumu aktardım.

İkinci soru için, fotoğrafın uygun şekilde kaynağını verdiğiniz müddetçe, copyright açısından da sıkıntı yoksa sorun olmaz.
0
akhenaten
(09.06.24)
tesekkurler
tez yazmıyorum kitap yazıyorum danısman falan yok o sebeple, yayınevınde de bunları bılen yok o yuzden kararsız kalıyorum.
0
🌸kurcalamabozarsin
(09.06.24)
Bu durumda başınızın ağrımaması için sadece public domainde yer alan fotoğrafları kullanmanız en kolayı olur. Bir de adil kullanım kavramına bir bakmanızı önerebilirim. Eğer yazdığınız kitap bilimsel bir kitapsa adil kullanım konusu devreye girer ve yasada belirlenen sınırlar içerisinde daha geniş bir alanda hareket edebilirsiniz.

Aşağıda verdiğim linkte hem adil kullanımdan hem de izin isteğinin nasıl olması gerektiğinden bahsediyor.

library.ku.edu.tr
0
akhenaten
(09.06.24)
çocuk kitabı, çok teşekkür ederim.
0
🌸kurcalamabozarsin
(09.06.24)
ilk sitede istock görselleri kullanılıyor. fotoğrafçısı muhtemelen istock'ta yazıyordur ama teker teker bulmakla uğraşılmaz valla. glamour magazine'de görselin altına "istock" yazıp geçmişler.

istock görselleri telifsiz diye biliyorum ama ticari kullanımda sınırlayıcı şartları var, onlara bir bakarsınız siz.
0
kesmekes laleler
(10.06.24)
o kadar zor ki hepsinin kuralı ayrı ticari kullanımda mutlaka para istiyorlar, bende ne yapacağımı şaşırdım, 30 tane fotograf var. istocku da arastırıyorum simdi, çok teşekkürler.
0
🌸kurcalamabozarsin
(10.06.24)
(17)

Yorgun hissetmek.. Neden?

mor oje
Dramatik değil dümdüz yorgun hissediyorum. Durumlar şöyle;Haftada 4 spor yapıyorum (pilates, hiit, total body muscle)Hafta sonu 1 gün ormana gidip tempolu yürüyorum.Magnezyum (uyku ve eklemler için ayrı kapsüller) ve eklemler için kolajen destekli bir takviye kullanıyorum. Sağlıklı besleniyorum; sal
Dramatik değil dümdüz yorgun hissediyorum. Durumlar şöyle;

Haftada 4 spor yapıyorum (pilates, hiit, total body muscle)
Hafta sonu 1 gün ormana gidip tempolu yürüyorum.
Magnezyum (uyku ve eklemler için ayrı kapsüller) ve eklemler için kolajen destekli bir takviye kullanıyorum. Sağlıklı besleniyorum; salata-protein-sebze dengesini koruyorum. Her gün soda (içine limon sıkılmış) içiyorum. Kahve az içiyorum.
7-8 saat uyuyorum.

Ama hafta sonu 1 gün kesin bitik oluyorum. Uykumu alamamış gibi hissediyorum ama yeterli uyuyorum da. Ben niye yorgun hissediyorum sizce?
0
mor oje
(09.06.24)
Ruhsal bir yorgunluk olabilir mi? Ben ruhsal yorgunluğumu bazen bedensel hissediyorum çünkü.
0
rock n roll
(09.06.24)
Sadece hafta sonu 1 gün mü yorgun hissediyorsunuz? Eğer bütün bu temponun sonunda her Pazar evde pinekleme moduna geçiyorsanız psikolojik olarak "uf ne haftaydı ya yoruldum" moduyla yorgun hissediyor olabilirsiniz.
0
pispinti
(09.06.24)
@rock ruhsal olarak da iyiyim aslinda, enerjik hissediyorum :/

@gabe 3 ay once tam kan sayimi vs her seyi yaptirmistim. 3 ayda degisir mi acaba her sey :))
0
🌸mor oje
(09.06.24)
@pispinti hafta ici de bi tik yorgub hissetsem de spora gidecek ve egzersizi cikaracak gucum oluyor. Asil hafta sonu dusuyorum. Dediginiz de mantikli aslinda.
0
🌸mor oje
(09.06.24)
Dinlenme gunleri yurume isini yapmamayi dene sadece dinlen o gunler

Bende haftanin 3 hunu fullbody yapiodum dinlenmelerde 1 saat tempo yuruyus yapardim aynisi basima geldi 2 ay dayandim bir dene bakalim
0
Zetnikov
(09.06.24)
Valla bence bu tempoda yorgun hissetmek de normal bir noktada. Neticede biyolojik varlıklarız, mekanik bir yapıda değiliz.
0
Amaranta ursula
(09.06.24)
@zetnikov aslinda cok agir da gitmiyorum antrenmanalrda. Cunku agir gidince bir sure sonra eeeyh eytere be diyebildigim icin belirli bir dengeye oturttum. Eger hafta sonu gece disari cikacaksam yuruyusu yapmiyorum, ama cikmayacaksam da bi deneyimleyebilirim tabii.

@geveze yazar katiliyorum. O yuzden abartmadan belli bir seviyede yapiyorum. Ha bu da fazla geliyor olabilir, yuruyusu yapmayip bi deneyebilirim. Ama o da 1 saat ya, cok da atla deve degil aslinda
0
🌸mor oje
(09.06.24)
Haftada bir gün yorgun hissetmek doğal değil mi sizce de? Hafta içi ortalama bir insanın üstünde enerji harcıyorsunuz, 6 gün hareketli bir temponuz var. 1 gün de yorgunluğunuzu çıkarıyorsunuz. Ayrıca zihnen de enerjiğim diyorsunuz. Yani bundan doğal ne olabilir ki? İnsan yorulur @mor oje :D yorulabilirsiniz. Yorulabilme hakkını verin kendinize.
0
akhenaten
(09.06.24)
@akhenaten ofise gitmiyorum sadece spora gidiyorum. Ekstrem bir enerji de harcamiyorum aslinda vucudun normal ihtiyaci kadar diyelim. Yorgun hissedilir tabii ki insaniz ama bir gun boyle bitik hissetmek garip geldi bana :)
0
🌸mor oje
(09.06.24)
Buranın müdavimi olan arkadaşların artık bazı konuları çözmüş olmaları gerektiği inancındayım. Ama bazen de hayal kırıklıkları oluyor.

Şimdi haftada 17 gün spor yapıyorum denebiliyor da, çok defalar anlatıldı, bu spor denen şey nedir, siz kaç kilosunuz, günlük kalori ihtiyacınız nedir ve bu günler boyu yapılan sporun adı nedir? Yani kaç kalorilik bir spordan bahsediyoruz tam olarak.

Müdavimlerden gelen suyuma limon koyuyorum söylemi falan da ilginç geliyor bana. O limonu niye koyuyorsun arkadaşım, ne işe yarıyor? C vitamini diyorsan limon koyma suyuna 2 -3 dal maydanoz ye. Bu magnezyum denen olay nedir, ne işe yarar, kansere bile iyi geliyor mu. Salata protein tamam da, makrolarını ayarladın mı, neyde noksanın oluyor da salatayı özel belirtme gereği duydun.

Falan.
0
Mirket
(09.06.24)
@mirket bu kadar detaya girsem direkt doktora veya bir diyetisyene giderim. Mesela neden takviye aldigimi, meniskusumu falan anlatayim mi?
Makrolarima dikkat ediyorum, c vit iceren sebzeleri tuketiyorum, bilincli hareket ediyorum yani, tum tuslara basmiyorum. Burada bir fikir teatisi amaci var, tibbi bir amac pesinde degilim haliyle detay detay her seyi yazmiyorum
0
🌸mor oje
(09.06.24)
Onu diyorum ya ben de, bir kadının günlük c vitamini ihtiyacı 75 mg. O da bir tutam maydanoza gibi bir şey oluyor. Bakmayın artık öyle piyasada satılan pahalı pahalı c vitamini aldatmacalarına, ya da bi zamanların moda görgüsüzlüğü, iş yerine içine limon doğranmış su şişesiyle sağlıklı yaşam kasmalarına falan.
0
Mirket
(09.06.24)
@mirket; birkac nedenden dolayi limon suyu tuketmeye calisiyorum. Butun metinde bunu cekip almaya cok da gerek yok bence
0
🌸mor oje
(09.06.24)
Hiçbir şeyi cımbızlamadım ki ben.
Bak bir örnek vereyim.
Dizim ve omzum sakat. Ağırlık çalışamıyorum.
Haftada 4 gün tempolu yürüyüş ile hafif tempo koşu yapıyorum.
Nabzımı 95 ila 100 arasında tutarak 10 kilometre yürüyorum.
Yaktığım ilave kalori belli.
Günlük almam gereken kalori belli.
Vücut yağ oranım belli.
Makrolarım hesaplı ve belli.
Buna göre aldığım kalori ve makrolar belli.
Takviye olarak sadece balık hapı alıyorum. O da sadece 2 gün DENİZ balığı yiyemediğim haftalarda.

Not: Diyetisyen falan da değilim. Bu düzeni kurmak için diyetisyen olmaya da gerek yok zaten. Matematik gerekiyor sadece.
Yani napıyosan hesabını yaparak yap. Ötesi şov ile para tuzağı.
0
Mirket
(09.06.24)
bu kadar çok spor yapsam haftanın her günü yorgun hissederim :/ bence çok iyisiniz, o yorgunluk normal bir yorgunluk bence.
0
deartheodosia
(09.06.24)
d vitamini düşük olabilir mi? bende sorun o çıkmıştı.

bir kan tahlili yaptırın derim.
0
art cat chocolate
(09.06.24)
yorgun hissetmeniz gayet normal. uyku sürenizi arttırın. ben pazar günleri 12 de yatıyorum 10 da kalkıyorum öyle kendime geliyorum.
0
sizofren06
(10.06.24)
(7)

En son ne zaman altınıza kaçırdınız

adwokat
Yaşınız ve cinsiyetinizle birlikte yazar mısınız? Bir araştırma yapıyoruz
Yaşınız ve cinsiyetinizle birlikte yazar mısınız? Bir araştırma yapıyoruz
0
adwokat
(09.06.24)
Bilinçaltına postalayıp unuttuğum bir vukuatım yoksa eğer, kendimi bildim bileli olmadı böyle bir şey.
0
Mirket
(09.06.24)
ben çocukken çok yaramazdım çişimi kakamı çok tutardım tuvalete gitmek bile zaman kaybıydı benim için. dışarıda oyun oynuyorum çünkü. veya pc den atariden kalkmak istemiyorum. o yüzden altıma kaka ve çiş yapmışlığım ilkokulun sonlarına kadar vardır.

ondan sonra kaka kesildi ama çiş ortaokulun sonlarına kadar sürmüştür. gece uyumadan önce tuvalete gitmezsem, rüyamda çiş yapıp inanılmaz rahatlıyordum sonra ıslaklık ve sıcaklığın etkisiyle uyanıyordum, "ulan hay allah ya gerçek hayatta işemişim" diye sinirleniyordum.

e lise üni derken hiç böyle bir şey hatırlamıyorum, olmadı. olmasın da bir zahmet yani bir rahatsızlık yoksa sdfskg

sadece geçenlerde değişik bi ishal olmuştum totodan işiyordum resmen. o sırada gece uyurken ufak kaçırmışım 30e
0
ananiyimioguz
(09.06.24)
cok emin olmamakla beraber bir gun sarhosken yataga isedigimi tahmin ediyorum. islakligi baska bir sekilde aciklayamadim. yas su an 40, bu dedigim de 2 yil onceydi.


cocuk zamanlarimi hatirlamiyorum ama ilkokul cagina kadar yatagi islatiyordum diye hatirliyorum.

edit: simdi hatirladim. ilkokul birinci sinifta siraya isemistim.
0
supergirl
(09.06.24)
Çok net hatırlıyorum, ilkokul 4. sınıfta okuldan çıkıp arkadaşlarla dışarda sürtüyorduk. Sonra iyice sıkışınca bana müsade deyip vulkan zihin kontrol teknikleri uygulayarak yüksek bir iradeyle eve doğru yola çıktım. Ancak asansörü beklerken daha fazla dayanamamıştım. Neyse ki kimse görmedi o halimi. Annem de işteydi, ilk kez şimdi anlattım :D
0
akhenaten
(09.06.24)
Erkek, 46-47 arasındayım (doğumgünüm sonbahar), eğer uykuda yatağa işemek ise yanlış hatırlamıyorsam ilkokul sonları olması lazım. Ortaokula taşmadı zannedersem. Lakin tuvalete yetişemeyerek kaçırmak derseniz, geçen gün bile olabilir.
0
d max
(09.06.24)
4 ya da 5 yaşındaydım sanırım ama kreş öncesi olduğunu hatırlıyorum. Oyun oynuyorduk dışarıda. Annem eve alır da bir daha dışarı çıkarmaz diye sonuna kadar tuttum. Oyun bitti, dayanılmaz hale geldi, eve doğru koşarken yetişemedim. İyi ki eşofman gri değil siyahtı da ıslanınca oluşan renk değişikliği ile tüm sitenin diline düşmedim :)
0
nawar
(09.06.24)
Aklımın yettiği dönemde (3+ yaş yani) iki kez gece rüyada işediğimi görüp gerçekten işeme olayı yaşadım, ikisi de 4-5 yaşlarındayken oldu. Onun dışında hiç yaşamadım ki çocukluktan beri dışarda tuvalet yapmayı pek sevmeyen ve çişini bile eve kadar tutan bi manyaktım son 4-5 seneye kadar :)

Büyük tuvaleti de ortaokulda bi kere son ders ishal olup altıma yapmıştım hahaha o gün de şansıma babam okula gelmişti beni almaya. Büyük bir utançla sınıftan çıkıp babamı görünce inanılmaz rahatlamıştım shdhsh

Yaş 28, cinsiyet E
0
nundu
(09.06.24)
(6)

Bay tshirt ile bayan tshirt arasinda herhangi bir fark var mi?

Zetnikov
Fark var gibi ama tarif edemiyorum sizce?
Fark var gibi ama tarif edemiyorum sizce?
0
Zetnikov
(09.06.24)
kesimlerinde farklilik var tabii erkerin omuzlari ve gobek daha genis, kadinlarinsa memeleri var vs.

ornek: images.prismic.io
0
hot potato
(09.06.24)
Erkek tişörtlerinin kesimi düz, yan dikişlere bakarsanız dümdüz iner.
Kadın tişörtleri bele oturan kesim olur.

Böyle: images.app.goo.gl
0
kobuzchu kiz
(09.06.24)
@hot potato
@kobuzchu kiz

Peki vucut gelistirme yapan bir erkek mantiken bayan tshirti mi giymeli. Cunku daha iyi gibi geldi
0
🌸Zetnikov
(09.06.24)
Bel ve gogus konusunda bayan tsortu mantikli gibi gelse de bence omuzlar fiyasko olur.
0
zimbirik
(10.06.24)
Ben cevaba cevap vereceğim. Neticede tshirtü denediğinizde üstünüze oluyorsa, ben bunu giyerim diyorsanız giyin. O kısmın teknik olaylarla ilgisi yok, neticede oluyorsa oluyordur. Ancak, internetten vs. sipariş verirken durum çok daha riskli.

Sweatshirt almışlığım var benim de, özellikle oversize kesimlerde çok fazla unisex tasarım çıkabiliyor.
0
akhenaten
(10.06.24)
Allahınız varsa yapmazsınız demek istiyorum ikinci sorunuza. Doğru beden (omuz dikişlerinin yeri ve etek boyu özellikle) bir erkek tişörtü de kaslarınızı yeterince gösterir, merak etmeyin.
0
kobuzchu kiz
(10.06.24)
(23)

Türk yemekleri berbat ve de sagliksiz degil mi ?

Yourcousinmarvinberry
Mesela yöresel mutfaklara bakiyorsun, deniz ve sebze kültürü sifir.Nerede hamurlu, sekerli veya bol baharatli(tuz dahil) yemek çesidi varsa göklere çikariliyor(bknz. antep ve hatay mutfagi).Diyabet, tansiyon, kötü kolesterol ve hatta kanserojen için gayet uygun yiyecekler.Lokantalardaki sulu yemekle
Mesela yöresel mutfaklara bakiyorsun, deniz ve sebze kültürü sifir.
Nerede hamurlu, sekerli veya bol baharatli(tuz dahil) yemek çesidi varsa göklere çikariliyor(bknz. antep ve hatay mutfagi).

Diyabet, tansiyon, kötü kolesterol ve hatta kanserojen için gayet uygun yiyecekler.

Lokantalardaki sulu yemekler de 98% yag, salçali su ve patatesten ibaret.
0
Yourcousinmarvinberry
(08.06.24)
Çok sağlıklı değil fakat berbat değil. Geleneksel şekilde yapılırsa daha sağlıklı hale getirilebilir.
0
doharkoman
(08.06.24)
Berbat kesinlikle değil.
Aynı şekilde sağlıklı da değil, bunda hem fikir olabiliriz.

Bu arada birçok mutfak da sağlıklı değil. Fransız, italyan mutfakları da öyle Çok sağlıklı değil.

Benim türk mutfağında gördüğüm bir sıkıntı şu; hayat pahalılığı ve bazı ürünlerin kısıtlı olması sebebiyle karbonhidrat dayatilmis. Misal annem geldiğinde yemek yapiyor, kiyma siparişi veriyor adam başı azıcık. Diyorum bu ne? E alismislar Türkiye'de az kıyma ile yapmaya pilavla makarna ile doymaya.

Malesef Türkiye'deki sağlık sorunlarının sebeplerinden biri mutfak bence. Ama tadlari Çok güzel.
0
logisticsmanager
(08.06.24)
Turkiye'de sebze kulturu tabii ki sifir degil. Sen iki tane birbirine cok benzeyen mutfak (antep ve hatay, komsu sehirler zaten) secip bunlarda sebze kullanimi az demek ki Turkiye'de sebze yenmiyor demissin.

"Lokantalardaki sulu yemekler de 98% yag, salçali su ve patatesten ibaret."
gene yanlis genelleme var burada. turk mutfagi kalitesiz lokantalarda gordugun yemeklerden ibaret degil ki.

bu analiz metoduyla fransiz, italyan, hatta cin mutfagi falan da gayet sagliksiz bulunabilir.
0
hot potato
(08.06.24)
hayır değil. bolca sebze yemekleri var. zannetmiyorum ki başka ülkelerde bizdeki gibi ıspanak, beyaz lahana, kara lahana, yaprak, taze fasulye, barbunya, patlıcan, bezelye, mercimek, enginar, börülce, kuru fasulye, vb çeşit çeşit yemekler yapılsın.
iranlı birisi demişti, türkiyede bir sebzeden çeşit çeşit yemekler yapılıyor. bizde örneğin patlıcandan bir çeşit yemek yapılır, sizde çeşit çeşit patlıcan yemeği var.
0
abelardo
(08.06.24)
Kesinlikle hayır.

@logisticsmanager ve @hot potato +1 Hatta üstüne Meksika, ABD, Almanya, İspanya, Macaristan, Avusturya da eklerim.

Yani en basit hali ile düşününce kuru fasulye pilav ikilisi pizza, lazanya, calzone, arancini, panzerotto, spagetti ve diğer 75 makarna çeşidinden daha sağlıklı mesela. Aynı lezzette değil bu iki yemek dersen de yakın lezzetteki vereceğin herhangi iki yemek birbiri ile aynı derecede sağlıklı zaten. Genelde lezzetli dediklerimizi, lezzetli yapan şeyler aşağı yukarı aynı çünkü.

Deniz ve sebze kültürü sıfır değil. Sadece deniz ürünleri ile yapılanlar çok standart. Orası doğru. Akdeniz'de Yunanistan dışında öyle geniş deniz ürünü yelpazesi yok. Deniz ürününde geniş mutfağı olanların mutlaka ya bir yerde okyanusa kıyısı var ya da okyanusa yakınlar. Sebze kültürü de hayvan besiciliğinin topluma oranla kısıtlı olduğu yerlerde gelişen bir şey zaten. Türkiye'nin coğrafyası da çoğunlukla hayvancılığa uygun. Haliyle et daha zengin olacak tabii ki.
0
nawar
(08.06.24)
sebze kültürü gayet iyi.
0
ferenc
(08.06.24)
değil.

dünya üzerinde "yemek kültürü" sağlıksız olan belki de ülke abd'dir. o da çok geç kurulmasından kaynaklı.

sebze, et, tereyağı, zeytinyağı, baharat vs. olan yemek sağlıksız olmaz.

bence sizin "sağlık" algınız bozulmuş.

sağlıklı dediğiniz şey sebzedir, meyvedir, ettir, yağdır. bunlar düzgün kullanıldığı sürece yararlıdır.

yağ için margarin, sebze için şeker basılmış domates salçası kullanılırsa tabii ki kötü olur ama olması gerektiği gibi olan çoğu "geleneksel" tarif sağlıklıdır. en azından zararlı değildir.

kebabı zararlı bulup "yağsız" ama 300 ton şeker basılmış yoğurtları sağlıklı bulan biriyseniz kendi aklınızı gözden geçirin derim.
0
mark greg sputnik
(08.06.24)
bana da baharatli ve agir geliyor kesinlikle mola verilmesi gereken tarifler. duzenli olarak annemde yemek yedigimde midem ters duz oluyo. bir de asil sorun kahvalti bence sadece aksam yemegi agir olsa neyse diyecegin sabah kahvaltisi agir aksam yemegi agir is yerinde oglen yemegi. bazen yalandan sofra kalabalik gozuksun diye herkesin bildigi seyler yapiyorum carpiliyorum yemekten sonra. bir de yogurtlu mezeler of of hem yemek yiyosun yanina da yogurt direkt bayil. ulkede zaten gida denetimi, organiklik vs de olmayinca saglikli diye salatalik yiyosun saman cikiyo iyy turkiyede yemekler=kotu ama bunu sadece geleneksellerden soylemiyorum genel itibariyle sadelikten cok uzak geldigimiz noktada kaliteden de uzak. gunde 3 doz gavisconla dostluk baslasin
0
ala09
(08.06.24)
Açıkçası bunu pejoratif bir şekilde ifade etmeyi gereksiz buluyorum. Her toplum içinde bulunduğu şartlara göre şekilleniyor. Bu sağlıklı beslenme hikayesi çok çok yeni dahil oldu gündemimize. Hem Türkiye farklı bölgelerde farklı iklimler ve farklı haklarla kaynaşma dolayısıyla çeşit çeşit yemek bulunuyor.
0
anon1m
(08.06.24)
Hamur dediğin şey undur, buğday kaynaklıdır, eski buğdaylarla şimdikiler bir değil, 14 kromozomlu buğday bugün genetiği değiştirile değiştirile 49 kromozomlu olduğu söyleniyor. Ayrıca gluten problemi de genetiğin değiştirilmesi meselesi. Yani bugünkü Türk mutfağının temellerini bugünkü genetiği değiştirilmiş organizmalar ve tarım ilaçları içine işlemiş buğdaylar oluşturmuyor. Bu bir.

İkincisi, şeker için de aynı şeyler geçerli, bir yığın kimyasal ve mekanik işlemlerden geçiriliyor bu malzemeler, eski şeker ile bugünkü şeker de bir değil. Eski toprak dahi bugünkü toprak değil.

Üç, deniz kültürü sıfır demişsin, Karadeniz yemekleri hakkında Karadenizlileri çeşitsizlikle suçlamak neyin nesi anlamıyorum. Bizim ülkemizde deniz ürünü olarak %98 oranında balığın tercih edilmesi kötü bir şey değil, bu senin bakış açın sadece. Ayrıca denizlerin kirlilik oranı ve av yasağı gibi konular yine eskiden bugünkü gibi değildi, yine Türk mutfağını sağlıksızlıkla suçlayamazsın. Berbatlıkla hiç suçlayamazsın.

Ayrıca kanserojen yiyecek dediğin mesela margarindir, yanmış sıvı yağdır, yani malzemelerin kötü kullanılmasıdır, kullanmazsın olur biter.

Bütün derdin sağlık ve lezzetse senin elinde yani, doğaya %100 saygılı davranıp doğru düzgün yemek yaparsan sağlıklı beslenirsin. Bu. Sorun senin sorunun yani, Türk mutfağının değil.
0
muhayyer divan
(08.06.24)
yörükler dağdan yeni indi. tabii ki balıkla işleri yok. istanbul rumu değil ki iri yağlı balık olsun sofrasında. karadenizde bile anca hamsi

sebze var. hangi sebze ve ot varsa o yörede, sofrada da var.

şeker yeni icad edildi. rafine şeker.
şeker yokken pekmez, meyve özütü(ekşide burun kıvrılan tübitak projesi) vs kullanıyordu

saydıkların fast food. sofra yemeği değil.
0
lambırcek
(08.06.24)
Berbat diyemeyiz, sağık konusu da değişiyor. Türk mutfağı baya zengin bir mutfak, her türlü yemek var. Sizin biraz isyan edesiniz varmış, buradan çıkmış.
0
akhenaten
(08.06.24)
hiç mi ege'ye, akdeniz'e gitmedin çocuğum?

türk mutfağına berbat diyebilmek nasıl bir kompleksin neticesidir şaşkınım.

türk mutfağı gibi zengin kaç tane mutfak kaldı dünyada?
0
adivar
(08.06.24)
Genellemeler akıllı adamın işi değildir. Bin tane yemeği içeren mutfak için toptan sağlıksız nasıl denebilir. sağlıklı yemekten kasıt buharda Brokoli vb yemeklerse ülkemiz Akdeniz ve Ege mutfağı çoğunlukla sağlıklıdır. Börülce salatalar patlıcan çığırtma vb çok fazla sağlıklı yemekler yine Karadeniz ege iç Anadolu da da böyle sebze ağırlıklı tencere yemekleri de sağlıklıdır.
0
psmstc
(08.06.24)
Berbat mı?!!?? yok artık daha neler. Kurban olurum türk mutfağına ya. Çok merak ettim burası berbatsa neresi iyi sizce? Onu da yazsaydınız keşke.
0
Kediyi üzdün
(08.06.24)
Soru bahane, kebap şahane.

Bence bu kadar cevap gelince amaca ulasildi sanirim.
0
ermanen
(08.06.24)
değil.
0
gurur
(08.06.24)
aslında dünyanın en iyi lokal mutfaklarına sahibiz. hiç bir ülkede bu kadar fazla lokal mutfak yok. fakat pazarlayamıyoruz. fransızlar, italyanlar çok daha iyi olduklarını yüzyıldır iddia ediyorlar, filmlerini yapıyorlar, kitaplarını yazıyorlar, turizmini pazarlıyorlar. fakat bence öyle değil durum.
akdeniz mutfağının hası, ege, hatay, antep, karadeniz, hatta Çorum, Kastamonu bile Fransız mutfanından iyidir. :-)
0
ankarakecisi
(08.06.24)
30 yıldır londrada yaşayan amcam ve eşi antep e yanımıza geldi

2 sinin de mide bozuldu 2 günde.

bu nedir ya basıyorlar yağı salçayı biberi baharatı veya şerbeti, sonra güzel diyorlar afedersin bokuma karıştırsam o da güzel olur zaten diye dolanıyordu kalan günlerde hiç bişey yiyemedi sdfksgs

bu arada londrada restoranı var yani yemekten anlamıyor değil.

bana kalırsa türk mutfağının çoğu ağır ve sağlıksız evet bu konuya katılıyorum.

ama lezzetsiz diyemeyiz. bence gayet lezzetli. biz bazı yemek veya tatlıları yerken orgazm oluyoruz burada. varsın ağır olsun.

öte yandan genelleme yanlış, ege mutfağı diyetisyenlerin de önerdiği gayet sağlıklı ve hafif bir mutfak, onu niye hiçe sayıyorsunuz
0
ananiyimioguz
(08.06.24)
Ulkenin 3 tarafi denizlerle cevrili deniz urunu yiyemiyoruz bu konuda haklisin
0
Zetnikov
(08.06.24)
@ankarakecisi; abi bence sakin ol :) nasıl ülkeyi gezmeyen biri türk mutfağı hakkında konusmamaliysa fransiz mutfaklarini, bulundugun şehre göre bile degistigini, peynir/şarap/et/makarna vs her şeyi bulunduğun şehre göre marka değiştiği falan bir yer burası. Fransa'da her bölgenin lokal mutfağı var.
0
logisticsmanager
(09.06.24)
@logisticsmanager bana sakin ol diyeni ....
Halk bilim okudum. belgesel yönetmeniyim ve abartmayayım ama bu memleketi kasaba kasaba + 40 ülke gezdim desem yeridir. Lise yıllarında dayımın lokantasında her aşamada çalıştım. şimdi emekliyim ve gastronomi 2. sınıf öğrencisiyim. 2 kelam edecek kadar konuya hakimim.

@ankarakecisi; abi bence sakin ol :) nasıl ülkeyi gezmeyen biri türk mutfağı hakkında konusmamaliysa fransiz mutfaklarini, bulundugun şehre göre bile degistigini, peynir/şarap/et/makarna vs her şeyi bulunduğun şehre göre marka değiştiği falan bir yer burası. Fransa'da her bölgenin lokal mutfağı var.


@logisticsmanager
0
ankarakecisi
(06.07.24)
Türk mutfağındaki lezzetler sağlıklı ve kaliteli malzemeler ile yapılabilecek yemekler fakat özellikle gıda sektörünün kalitesizliği işletmelerin düşük maliyet yüksek kâr amacı sağlıksız yapmalarına sebep oluyor, birçok yemeği evimizde sağlıklı ve lezzetli yapabiliyoruz, bol yağ bol salça bol tuz yerine daha dengeli koyup lezzet elde edilebiliyor, tabi hamur ağırlıklı yiyecekleri doğrudan sağlıksız görebiliriz.

Yöresel mutfaklar hakkında fikrim kısıtlı olsa da antep yöresel yemekleri daha çok sebze ağırlıklıydı aslında ki bir çoğunu beğenmemiştim.
0
atom karincanin torunu
(07.07.24)
(12)

karşılıklı sevme mevzusu hk

baldan kaymak
çok sevilen ve sevildiğimiz kişi zarar vermemek için uzaktan sevicem ama seni çok seviyorum diye uzak duruyorsa ona mesaj atar mıydınız?not: ben daha inatçıyım, ölsem yazmam
çok sevilen ve sevildiğimiz kişi zarar vermemek için uzaktan sevicem ama seni çok seviyorum diye uzak duruyorsa ona mesaj atar mıydınız?

not: ben daha inatçıyım, ölsem yazmam
0
baldan kaymak
(08.06.24)
Zarar vermemek derken ne demek istiyor? Mesaj atmazdım.
0
rock n roll
(08.06.24)
gerçekten sevse uzaktan sevicem diyerek uzak duramazdı bence.
0
dilili
(08.06.24)
"Horse Lie" derdim. Üstüne sizin "ıssız adam triplerinize..." derdim.

Not: Kadın-Erkek fark etmiyor Issız Adam'daki "Adam"a takılmamak lazım
0
nawar
(08.06.24)
dilili +1
0
pispinti
(08.06.24)
at yalani+1
0
ala09
(08.06.24)
Olmaz olmaz çok saçma olmamalı
0
lüzumsuz adam
(08.06.24)
atmam tabi. hatta cevap olarak 'hadi ordan tırrrrrek' der önüme bakarım.
0
antihero
(08.06.24)
Bence kendi haline bırakın. Eğer ilgilenmezseniz "ee peki ya şimdi?" diyerek absürt bir şey yaptığını anlayıp geri gelecektir. Ama bu saçmalığın üstüne siz geri kabul ederseniz yazık olur.

Siz yazarsanız bu arabesk ruh hali iyice her yanını kaplar. Kendi kendine triplere girer.

Çok yazık valla, acil şifalar.

tabi bunu karşılıklı sevgi olduğunu söylediğiniz kısmı gerçek kabul ederek yazdım. bana sorarsanız işler çok da düşündüğünüz gibi olmayabilir, bi de o açıdan bakın. "üzmeden nasıl ayrılırım" sorusuna böyle bir cevap üretmeyi denemiş. ancak konuyu o kadar yumuşatmış ki saçmalamış.
0
akhenaten
(08.06.24)
önüne bak dostum.
0
kurcalamabozarsin
(09.06.24)
ona dokununca alev mi alıyorsun ne tür bir zarar vermek anlamadım. ateş ve suyun hikayesi geldi aklıma.


yol ver.
0
Hallegadola
(10.06.24)
sevgi böyle bi şey değil. önünüze bakınız+1
0
nic cage
(10.06.24)
gözden uzak gönülden uzak. sevmen ya da sevilmen zarar verecekse zaten uzaktanda olmaması gerekir. hiç vakit kaybetme yenisi
0
100binZar
(11.06.24)
(11)

Telefonunuzu En Uzun Ne Kadar Süre Kullandınız?

rock n roll
Şu an kullandığım 4 yıl olacak. Bir önceki kapanıp açılmayınca, bu telefon ailem tarafından doğum günü hediyesi olarak alındı :)
Şu an kullandığım 4 yıl olacak. Bir önceki kapanıp açılmayınca, bu telefon ailem tarafından doğum günü hediyesi olarak alındı :)
0
rock n roll
(07.06.24)
Telefonlarımın ömürleri 4-5 yıl arasında değişiyor. 4 yıldan az kullandığım olmadı. 5'i gören de çok yok. Hepsini bozulana kadar kullandım.
0
nawar
(07.06.24)
Canımın sıkıldığı bir gün kullandığım telefonları keep'e not etmiştim. Oradan baktığımda 1999-2024 arası 25 yılda 10 farklı telefon kullanmışım. En uzun süre kullandığım telefon 5 yılla Nokia 6230i.
0
pispinti
(07.06.24)
şu an kullandığım tel 8 yıldır kullanıyorum. kırılıp bozulmazsa bir süre daha kullanırım. iphone 7
0
exlibris
(07.06.24)
4 sene. bana ideal geliyor. hala kullanılabilir haldeyken satıp yenisini alıyorum.
0
jelly bear
(07.06.24)
Şu an iki telefonum var, kişisel telefonum 15 pro max 5 aylık. Şirket telefonu 15 - 7 aylık

Bundan öncekileri 2 sene sonra değiştiğim genelde.
0
gabe h coud
(07.06.24)
Iphone 5s 7,5 sene kullandım.

Şimdi Eylül 2021 senesinde aldığım SE var. Bakalım 3 sene olacak.
0
put it in your appropriate place
(07.06.24)
Ben olabildiğince uzun süre kullanmaya çalışıyorum. 2021 yılında almıştım sanırım, daha en az bir yıl kullanırım.
0
hayirsiz
(08.06.24)
10 yıldır eşimin eski telefonlarını kullanıyorum. dolayısıyla onun istatistiğini vereceğim. 4 yıl.
0
brakgn
(08.06.24)
Hemen hemen her yıl değişiyorum.
0
numlock
(08.06.24)
3,5 - 4 yıl arası. Daha az ya da daha fazla olmadı hiç
0
akhenaten
(08.06.24)
ilk ciktiginda aldigim iphone x'i halen kullaniyorum. yaklasik 7 yil oldu. bu sene yenisini alacagim ama.
0
bohr atom modeli
(09.06.24)
(6)

makalede resmi soyisim yazılmak zorunda mı?

deartheodosia
bi öğretim görevlisi ve doktora öğrencisi ile bi makale hazırlığındayız. soyismim eski eşin soyismi, kendi soyismimi kullanabilir miyim (resmi olarak yok)? avukatım soyisim için ayrıca dava açılmalı, o da vakit alır falan dedi.
bi öğretim görevlisi ve doktora öğrencisi ile bi makale hazırlığındayız. soyismim eski eşin soyismi, kendi soyismimi kullanabilir miyim (resmi olarak yok)? avukatım soyisim için ayrıca dava açılmalı, o da vakit alır falan dedi.
0
deartheodosia
(07.06.24)
kullanabilirsiniz

boşanınca kendi soy isminize dönmüyor musunuz direkt
0
jülsezar
(07.06.24)
Sadece S.W. diye imza taşıyan bir makale bile görmüştüm. Nerede yayınlayacaksanız oraya sorabilirsiniz aslında.
0
akhenaten
(07.06.24)
Resmi olarak boşanmadınız mı? Boşanma kararından sonra otomatik olarak nüfusa işlenmesi lazım.

Boşanmamış olsanız dahi evlenmeden önceki soyadınızı kullanabilirsiniz bilimsel makalenizde.
0
pispinti
(07.06.24)
jülsezar, çekişmeli olduğu için boşanma süreci bitmiyor
0
🌸deartheodosia
(07.06.24)
Öyle bir şart yok. Zaten dergilerde kimlik sormuyorlar, istediğiniz soyismi yazabilirsiniz. Evlendikten/boşandıktan sonra veritabanlarında kargaşa olmasın diye kendi soyismini kullanan çok sayıda kadın var.
0
evrim halkasi
(07.06.24)
ileride akademik bir kadroya veya doçentliğe vs. başvuracaksan jüriye yayınlarını sunacaksın. sunduğun yayında adı yazan kişinin sen olduğunu ispatlamanı isteyebilirler. Makalede isminin dışında Orcid ID'ni de kullan ki ileride böyle bir durumda ekstra bir kanıtın olmuş olur.
0
hrskrs
(08.06.24)
(3)

Atıf sorusu - ithenticate

durgunfoton
Arkadaşlar ben tezini yazdım, bu raporu alacağım ama aklıma takılan birşey oldu. Ben ofis bilgisayarını kullandım atıf eklerken, mendeley vardı.Sonra kendi bilgisayarımda 5-6 tane daha atıf ekledim. Word’te mendeley falan yoktu ben de kendim yazdım (düzgün cite ettim yani onda problem yok).Şimdi akl
Arkadaşlar ben tezini yazdım, bu raporu alacağım ama aklıma takılan birşey oldu. Ben ofis bilgisayarını kullandım atıf eklerken, mendeley vardı.
Sonra kendi bilgisayarımda 5-6 tane daha atıf ekledim. Word’te mendeley falan yoktu ben de kendim yazdım (düzgün cite ettim yani onda problem yok).
Şimdi aklıma takıldı, intihal raporu alırken sorun olur mu?
0
durgunfoton
(07.06.24)
İntihal raporu ile dediklerinizin bir ilgisi yok. Siz atıf vererek dahi, bir kaynaktan ardışık 3 kelimeyi aynı şekilde yazamazsınız ( elbette genel geçer şeyler hariç)

edit: sorun olmaz demediğim için mi tik almadım :D
etkisi yok dediğiniz durumun intihal raporuna, intihal yapmadıysanız sorun olmaz
0
jülsezar
(07.06.24)
Kaynakça yazımından mı bahsediyorsunuz sadece anlamadım tam. Yani "ben bu kaynağı kaynakçama manuel ekledim, sorun olur mu?" Diye mi soruyorsunuz? Birkaç kere okudum ama emin olamadım. Sorduğunuz buysa tabi ki hayır. Çeşitli stillerde otomatik atıf oluşturan sistemler kolaylık olsun diye var sadece. Hatta makale değil de tez yazıyorsanız bunları elde yazıyor olmanız daha faydalı, çünkü tezin amaçlarından biri zaten böyle şeyleri öğrenmek.
0
akhenaten
(07.06.24)
Atıfta intihal sadece kasıtlı bir şekilde yanlış atıfta bulunduysanız değerlendirilir. Mendeley ile ya da manual olarak yazılması intihalle ilişkili değil :)
0
e mice
(08.06.24)
(6)

YouTube kanalımın ilk videosu ne olmalı?

sekizdokuzon
Selamlar;Kendi imkanlarımla evde yaz boyunca günde üç kez 3-4 dakikalık videolar paylaşacağım. Matematik öğretmeniyim, işin sınav hazırlık boyutu da olacak ama yaz boyunca daha çok "Matematiğe neden ihtiyaç duyarız?", "Matematik nasıl çalışılır?", "Matematik okuryazarlığı", "Kavram yanılgıları" gibi
Selamlar;

Kendi imkanlarımla evde yaz boyunca günde üç kez 3-4 dakikalık videolar paylaşacağım. Matematik öğretmeniyim, işin sınav hazırlık boyutu da olacak ama yaz boyunca daha çok "Matematiğe neden ihtiyaç duyarız?", "Matematik nasıl çalışılır?", "Matematik okuryazarlığı", "Kavram yanılgıları" gibi alternatif konular üzerinden ilerlemek ve yaz sonuna doğru bir komunite yaratmak istiyorum. Hedef kitlem esasında matematiğe ilgi duyan, ilgi duymak isteyip duyamayan herkes. Bir discord kanalı da açıp oradan da kanal abonelerinin birbirleriyle ve benimle iletişim kurmalarını istiyorum. Karşılıklı fikir alışverişi ve yönlendirmelerle kanalı onlarla birlikte ilerletmek gibi bir niyetim var.

İlk videom nasıl olmalı? Buraya yazdığım gibi yapmak istediklerimi mi anlatayım, kendimi mi tanıtayım ya da bunların hiçbirini yapmadan yüklemek istediğim videoları sıradan yüklemeye başlayıp aralarda "Kanalın kullanım kılavuzu" gibi ara videolar mi yayınlayayım?

Hangisi daha iyi olur sizce? Teşekkür ederim.
0
sekizdokuzon
(06.06.24)
En hızlı hangi videoyu yapabiliyorsanız o.Bir an önce başlayın.
Siz takip ettiğiniz kanalların ilk videosunun ne olduğunu umursuyor musunuz? Benim hiç haberim yok, umrumda da değil.

Youtube için ben daha çarpıcı başlıklar düşünürdüm ama sizin tarzınızda olmalı videolarınız. Bunlar size uygun olmayabilir.
"2+2=5 Nasıl mı?" "Dans ederken fibonacci sayılarını kullanın" "1 hastalık 100 cinsel ilişkiyle maksimum kaç kişiye bulaşabilir?"
0
michael_knight
(06.06.24)
Bence kendinizi ve kanalı tanittiginiz bir video olabilir. Bu videoda da kanalda yer alacak videoların konularina, kanalın hedef kitlesine ve sizin amaclariniza yer verebilirsiniz.
0
Amaranta ursula
(06.06.24)
bence de ilk video önemli değil. sadece tek videosu olan kanala bakmam zaten. ilk videoyu atıp 1 hafta beklemeyin. 3-4 video atın ilk sefer de. sonra haftalık ya da kendi düzeninize devam edersiniz. sizin kim olduğunuzla da ilgilenmez insanlar tanıtıma falan gerek yok bence. tanıtım kısmını ilk videonun başına koyarsınız. ayrı videoya gerek yok.
0
jülsezar
(06.06.24)
Başta her gün üç video atacağım zaten algoritmayi yenebilmek için :p
0
🌸sekizdokuzon
(06.06.24)
Kuran'ın şifresi çözüldü
Numorolojiye göre ideal partneri bulma
Bu soruyu çözen çocuk kör oldu...

Sarmadıysa
evreninin dili matematik mi
İcat mı keşif mi
Popüler paradokslar
Algebra dan yapay zekaya!
0
anon1m
(07.06.24)
Düşündüğünüzün aksine bir komünite yaratmak istiyorsanız bence kesinlikle bahsettiğiniz yolu izlememelisiniz.

Kendi adıma Türkçe Youtube kanallarındaki en büyük eksiklik video başlığında aranan içerikle ulaşılan video arasındaki içeriklerin birbirini tutmaması.

Her şey için böyle ama matematik özelinde konuşuyoruz o yüzden buradan gidelim. Örneğin ders çalışırken aklınıza "ondalık sayılarda çarpma işlemi" takıldı. Bir video buluyorsunuz bunun ilk 1-1,5 dakikası falan "merhaba arkadaşlar" zımbırtısıyla geçiyor. Ondan sonra 2 dakika falan "çarpma herkesin aklını karıştıran bir konu, istatistikler de öğrencilerin çarpmada toplamaya göre daha az başarı gösterdiğini söylüyor ama ünlü matematikçi bilmem kimin de dediği gibi..." tarzında doldurma muhabbetle geçiyor. Bunlar olurken videonun her yerinde belli bir kalıp cümle dolaşıyor "ben size çok kolay bir yolunu anlatacağım arkadaşlar", "şimdi birazdan oraya geleceğiz, bu yolla çok kolay yapacaksınız" gibi gına getiren tarzda söz tekrarları...

Sonunda örnek bir soru yazılıyor, bunu da çözene kadar yine demagoji dolu bir anlatım var.

Neticede 50 saniyede hakkıyla anlatılacak bir konu için 5-10 dk uzunluğunda bir video oluyor ve hiçbir şey anlatmıyor.

Kısa, öz, anlaşılır, başlıkta vaat ettiğini anlatan videolar yok.

Komünite edinmek için en iyi yol kanalı tek ama yalnızca tek konuda özelleştirmek. Sizin bahsettiğiniz "matematiğe neden ihtiyaç duyarız?", "matematik nasıl çalışır" gibi konular kendi içinde ayrı bir alan. Bunları merak eden, ilgi duyan insanlarla belli bir konuda pratiğe dayalı bilgi arayan insanların kaygıları ve ilgileri farklı. Birinin, diğeriyle işi yok.

Eğer farklı temalarda içerik üretmek istiyorsanız bunu birkaç kanal üzerinden anlatabilirsiniz. Atıyorum "Matematik A" diye kanal kurar burada belli soru tiplerinin çözümlerini kısaca anlatırsınız. "Matematik B" kanalında uzun konu anlatımları çekersiniz. "Matemetik C" kanalında genel olarak matematik üzerine sohbetler yaparsınız vs. Böylece herkes ilgisi doğrultusunda istediği şeyleri bulacağı yere gider. Bu kanalların arasında da organik bir bağ kurarsınız, atıyorum kısa soru çözümleri olan yerde bu konuyu detaylı görmek istiyorsanız şuraya gidin diye yönlendirme yaparsınız isteyen o tarafa da bakar.

Sizin kanalınızın repertuvarı genişleyip orada bir birikim oluşunca insanlar birikmeye başlar. Ancak birileri "matematiğe neden önem vermeliyiz" videosu için kanalınıza geldiğinde bu konuyla benzer şeyler görmek ister. Sonraki videonuz "ondalık sayılarda çarpma" olursa ne alaka der gider.
0
akhenaten
(07.06.24)
(2)

borsada açılış öncesi eşleşme nasıl %0 oluyor?

tabudeviren
o kadar emrin eşleşmesinde neden artı veya ekside değil, böyle bir nötr noktada kalıyor? emir sayısı az mı gelmiş oluyor?
o kadar emrin eşleşmesinde neden artı veya ekside değil, böyle bir nötr noktada kalıyor? emir sayısı az mı gelmiş oluyor?
0
tabudeviren
(05.06.24)
Tam olarak anlayamadım eşleştirme yapıldıktan sonra seans başlamadan neden göstergede kar veya zarar oluşmadığını mı soruyorsunuz? Çünkü ekranda gördüğünüz günlük göstergeler gün başına göre artış ve azalış gösteriyor. Önceki güne göre değil. 0 noktasında baz alacak bir önceki değer olmadığı için de gün başlangıcı %0 kabul ediliyor ve gün içinde artış ve azalışlar seans başladığı andan itibaren başta oluşan bu fiyat üzerinden gösteriliyor.

Eğer belli bir hissenin seans başladıktan sonra nasıl %0 açılış yaptığını soruyorsanız, başka bir değerle başlamasından çok farkı yok aslında. Neticede cetvelin üzerinde bir yere denk gelecek o fiyat.
0
akhenaten
(05.06.24)
09.45'te teorik eşleşme denen şey başlıyor, 09.55'e kadar alım satimlar eslesiyor. 09.55'te ekrana yansıyan değerlerden bahsediyorum.
0
🌸tabudeviren
(05.06.24)
(4)

The sims 4 almak?

redcat
Çocukluğumdan beri sims oynamayı severim, en son 3’te bırakmıştım. 4 alayım mı steam üzerinden? Mutlu olur muyum oynarken? :P
Çocukluğumdan beri sims oynamayı severim, en son 3’te bırakmıştım. 4 alayım mı steam üzerinden? Mutlu olur muyum oynarken? :P
0
redcat
(04.06.24)
4ün base gamei ücretsiz :) ben ta 2de bırakmıştım. bak şimdi sen deyince benim de indiresim geldi :D
0
e mice
(04.06.24)
Base game derken? Ben bunu bir araştırayım yarın. (:
0
🌸redcat
(04.06.24)
Base game temel oyun, ek paketler olmayan hali. Bu temel üstüne istediğiniz ek paketi yükleyip oyunu genişletebiliyorsunuz.

EA games Sims'in cılkını çıkardığı için;

Sims 4'ün 15 genişleme paketi, 12 oyun içerik paketi, 20 eşya paketi, 31 tane daha küçük çaplı eşya paketi olduğu için temel, ek paketler olmayan oyunu ücretsiz yaptılar.

Bunların hepsini almaya gerek yok ama. Zaten hepsi aktif olunca oyundaki diyalog menüleri saçma sapan bir hal alıyor aradığınızı bulamıyorsunuz.

Paketlerin içeriklerine bakın sevdiğiniz 2 genişleme paketi, 2 oyun paketi bir de bunlarla bağlantılı eşya paketleri yeterli olur.

Ama genelde çocukluğa dair şeyler güncelde hayal kırıklığı oluyor :D Temel oyundan sıkılmazsanız genişletirsiniz.
0
akhenaten
(04.06.24)
torrentten indirdim, gayet iyi olan oyuncu bilgisayarımda inanılmaz yavaş, dakikalar çok yavaş ilerliyor özellikle tüm paketleri yüklerseniz bilgisayarı iyice yavaşlatıyor.

arada oynuyorum 3 kesinlikle 4 ten daha iyi.
0
eja
(04.06.24)
(4)

CCOLA türk hissesi nasıl sürekli yükseliyor ?

HellKeePer
İsrail dediler, boykot dediler teknik olarak bu hisse nasıl sürekli yükselişte olabiliyor?
İsrail dediler, boykot dediler teknik olarak bu hisse nasıl sürekli yükselişte olabiliyor?
0
HellKeePer
(03.06.24)
Protesto etmek için alıp döküyorlar ya.
Satışı artıyor. Ondan öyle.

Şaka bir yana, sağlam şirket, enflasyonist ortamda da yiyecek, içecek ve perakende sektörü iş yapar.
0
Mirket
(03.06.24)
Bireyselde boykotun çok bir etkisi olduğunu sanmıyorum. Coca colayı bugün boykot eden insanlar zaten benim çocukluğumdan beri boykot ediyor. Haliyle ani bir etkisi olsun sanmam.

Siz herhangi bir orta karar ve üstü restorana gidip kola isteseniz boykot ediyoruz onu gibi bir söz duyabiliyor musunuz? Ben denk gelmedim hiç. Bütün marketlerde de raflarda.

Ancak bist hisselerinin yükselmesi ve düşmesi için çok bir nedene de ihtiyaç olmayabiliyor her halükarda.
0
akhenaten
(03.06.24)
O işler öyle olmuyor hisse senedinin değerini belirleyen bir çok etken var karmaşık bir konu. Boykot yüzünden bir çok şirket ciddi anlamda pazar kaybetti ve kaybetmeye devam ediyor.
0
doharkoman
(03.06.24)
Coca Cola Türkiye sadece Türkiye'de faaliyet göstermiyor, Türkiye dahil 12 ülkede faaliyet gösteriyor. Diğer ülkelerde yatırımlar yaptı-yapıyor ve faaliyetlerini genişletiyor.

Bunların yanında iyi yönetilen bir şirket. Arkasında da yine iyi yönetilen ve finansal olarak iyi durumda olan Anadolu Efes ve Anadolu Holding var.

Dönemsel olarak boykot sebepli satış düşüşü yaşıyorlar ama kötü ekonomiye vs de diğer şirketlere göre çok daha dayanıklı bir şirket. Büyük ihtimal bunlardan dolayı boykotların etkisi çok olmuyor. Yine muhtemelen yatırımcıları böyle boykotların genelde bir süre sonra sönümlendiğini ve yine öyle olacağını düşünüyor.
0
perferil
(03.06.24)
(6)

Hani kalıcıydı bu parfüm?

büyük engizisyoncu
Dior Homme EDT aldım geçenlerde çok beğenerek. Sephora'dan aldım bu arada orjinal.Intense daha yoğun biliyorum ama EDT hoşuma gitti.Her yerde bu parfümün çok kalıcı olduğu falan söylenmiş, hatta fragrantica'da bile kalıcılık puanı yüksek.E ben sıkınca niye kalıcı olmuyor bu parfüm? Burun körleşmesi
Dior Homme EDT aldım geçenlerde çok beğenerek. Sephora'dan aldım bu arada orjinal.
Intense daha yoğun biliyorum ama EDT hoşuma gitti.
Her yerde bu parfümün çok kalıcı olduğu falan söylenmiş, hatta fragrantica'da bile kalıcılık puanı yüksek.

E ben sıkınca niye kalıcı olmuyor bu parfüm? Burun körleşmesi falan da yaşamadığıma eminim çünkü ara ara yanımdaki arkadaşlara sorup test ediyorum (bahsettiğim arkadaşlar da burun körleşmesi yaşayacak kadar sürekli yanımda değil).
Sabah çıkarken 5 fıs falan sıkıyorum.
4-5 saat sonra 3-4 fıs daha sıkıyorum. Yetmiyor 2-3 saat sonra bir tur daha sıkıyorum.
Ama internette bahsedilen "3-4 saat sonra bile kol mesafesine rahatlıkla yayılıyor" durumunu kesinlikle yaşamıyorum.

E hani kalıcıydı bu parfüm? Genelde kıyafete sıkıyorum (omuz yaka civarına), birer fıs da kulak arkasına sıkıyorum.

Sabah çıkarken 5 fıs yerine 10 fıs mı sıkayım? Bu sefer de sinek ilacı gibi gezerim ortalıkta muhtemelen.
0
büyük engizisyoncu
(03.06.24)
Malesef her parfüm her kişide aynı olmaz. Bu sebepten parfümü almadan sıkıp bakmak daha ideal.

Dior homme sahibiyim ve sizin beklediginiz kadar değil yani.

Misal dior homme edp de benim tenimde hiç işe yaramadi ama dior parfum hayvan gibi kaliciydi. Çok değişiyor.
0
logisticsmanager
(03.06.24)
Orjinalliğinden ve yorumların edp versiyonu için yazılmadığından eminseniz cevabı kendiniz vermişsiniz aslında. Parfüm kıyafete sıkılmaz teninizdeki sıcak noktalara sıkmanız gerekir. Teee orta çağdan beri bunun adabı boyun, bilek ve dirsek içlerine ~30cm mesafeden sıkmak.

Parfümün tene teması kokunun kendisini de doğrudan etkiliyor. Zaten parfümü seçerken de teninizde denemeniz şart. Kumaşa parfüm sıkmayın.
0
akhenaten
(03.06.24)
Valla parfüm konusunda bilgisine güvendiğim kişiler hep kıyafete sıkılması gerektiğini çünkü tene sıkılınca ter kokusu vs ile karışıp kötü bir hal alacağını söylüyorlar hep. İlla tene sıkılacaksa da dediğiniz gibi kulak arkası, ense, kol içi gibi yerlere sıkılması gerektiğini söylüyorlar.
Ama zaten dediğim gibi 2 fıs kıyafete (omuzlar ve yakaya doğru) sıkıyorsam, birer fıs da mutlaka kulak arkalarına sıkıyorum zaten. Yine de yorumlardaki o kalıcılığı yakalayamadım bir türlü.
Ayrıca EDT versiyonu için yapılıyor bu yorumlar eminim.
0
🌸büyük engizisyoncu
(03.06.24)
kalici diyenler parfum banyosu yapiyormus, bana sirtini donup "sirtima da sik" denilince ogrendim. 5 fis yetmiyor vazelin mazelin hak getire
0
ala09
(03.06.24)
Üşenmedim sırf bu yüzden girip parfümün fragrantica yorumlarına baktım. Orda da insanlar ortalama 4-5 fısın 3-4 saat sonra bile kol mesafesinde alınabildiğini yazmışlar.
0
🌸büyük engizisyoncu
(03.06.24)
2009 yılında D&G the One parfüm almıştım havaalanından, bir sıkıyordum, 2 gün sonra bile herkes ne güzel kokuyor diyordu, geçen ay yine yurtdışından aldım, 2 saat sonra kokmuyor(çok azalıyor).
yani demem o ki firmalar eski parfümlerin kalitesini düşürüyor bence.

ps. her zaman EDP alıyorum.
0
ravenudon
(04.06.24)
(9)

İleride sosyal medyadan uzaklaşılır mı sizce?

ananiyimioguz
hatta böyle kullanmadığımız için havalı gezdiğimiz bir dönem yaşanır mı?nasıl ki geçmişte deli gibi facebooktan çıkmayıp o tarafı tükettik, instagramı da tüketir miyiz? twitter ı?yoksa onlar gider başkaları mı gelir?nasıl ki iş kariyeri fanatizmi, başkaları için çalışmak, beyaz yakalı olmak gibi ide
hatta böyle kullanmadığımız için havalı gezdiğimiz bir dönem yaşanır mı?

nasıl ki geçmişte deli gibi facebooktan çıkmayıp o tarafı tükettik, instagramı da tüketir miyiz? twitter ı?

yoksa onlar gider başkaları mı gelir?

nasıl ki iş kariyeri fanatizmi, başkaları için çalışmak, beyaz yakalı olmak gibi idealler yavaş yavaş etkisini yitiriyor,

bkz: plaza köylüleri - www.youtube.com

yani insanlar artık kendi işini kurmak, bir şey üretmek veya fiziksel bir işte ustalaşmanın daha kıymetli olduğunu düşünmeye başladılar.

oradaki doygunluğun bitip işlerin tersine dönmesi gibi (belki toplumun bu çalışma dinamikleri git gellidir yani dönem dönem tersine evrilecektir veya yapay zeka ile birlikte wall-e filmindeki gibi sadece oturup toto büyüteceğiz) ama sosyal medyada da böyle bir sanallıktan uzaklaşma olur mu?

yoksa yine filmlerden örnek vereyim, ready player one'daki gibi iyice sanala girip hatta sanal biz mi olacağız? bu konudaki görüşleriniz nedir?

daha ütopik düşünürsek insan beyninin sanal bir ortama aktarılıp ömür boyu orada ölümsüz bir şekilde yaşayabileceği bir ortam yaratmak da imkansız gözükmüyor sevgili black mirror severler.

sosyal medya insanların birbirinden etkilenip normalde gitmek isteyemeceği yerlere gitmek için can atması, normalde almak istemeyeceği şeyleri görüp almaya çalışması, ihtiyacı olmasa dahi ihtiyacı varmışcasına beyninin ona sinyaller göndermesi gibi sebeplerle kurulmuş bir dünya. Büyük şirketler için çok güzel bir nimet. bana bunun biteceği çok kolay gözükmüyor bizleri sağabildikleri kadar sağarlar gibi ama insanlarda bir isyan silsilesi başlayıp elektronikten, sosyal / yapay bir medyadan, hatta şehirlerden uzaklaşması da olası geliyor.

fikirlerinizi merak ediyorum.
0
ananiyimioguz
(31.05.24)
İnternetten ve sağladıkları kaynaklardan, bu kaynaklar üzerinden yarattığımız personalardan vazgecmeyiz. Bunun dönüşü yok ve yüzde yüz olumsuz bir durum değil. Söylediğiniz gibi yapmak zorunda olduğumuz işleri yapay zekâya yaptırıp bir tarafımızı buyutecegimiz, bahsedilen kanallari en efektif kullananın en zengin olduğu bir devre doğru ilerliyoruz. Evet, çok büyük ihtimalle süper zenginler bilinclerini sanal ortama aktarıp dünyada yapıp ettiklerini sürdürmeye ve geliştirmeye devam edecekler. "Yazılım öğren oc" desturu bir insanı ipten kurtaracak boyuta gelecek, bu donanımları kullanmayanlar avam takımı olarak algilanacak. Bambaşka bir devir başlıyor, Yusuf Güney gibi konuşmak istemezdim ama bu satırları okuyan herkesin her ne yapıyorsa mesguliyetini internet tabanlı ortamlara aktarması yapabileceği en vizyoner davranış olacaktır. Bu şu durmaz.

Bu arada süper soru3, sizin gibi zeki insanlari görünce inanılmaz mutlu oluyorum.
0
sekizdokuzon
(31.05.24)
Neden ve nasıl böyle bir şey olsun ki? Adı sosyal medya olur, başka bir şey olur; x platformu olur y uygulaması olur... Online bir kamusal alan oluştu, bundan geri dönüş yok artık.

Atı ulaşım için kullanıyor muyuz? Parşömene yazı yazıyor muyuz? Mumla ev aydınlatıyor muyuz? Tüplü tv kullanıyor muyuz? Walkman mi kaldı? Ciddi ciddi haber almak için radyo takip eden kaç insan var 5-10 falandır heralde. Kaç kişi basılı gazete okuyor artık? Her geçen yıl azalıyordur. E kitaplar da her sene yaygınlaşıyor.

Dünyada bir şey başladı mı ancak kendisinden sonraki başka bir şeye dönüşür. Kendisinden önceki bir hale evrilmesi pek mümkün değil. Eski bir giyim tarzı yeniden moda olsa dahi bire bir aynısı olmuyor, modernize olmuş şekilde geri geliyor.
0
akhenaten
(31.05.24)
Belki sosyal medya kullanım şekli değişebilir ama bu tür platformları hazırlayanların tekelleşmesi ve onların kuralları dahilinde hareket söz konusu.
geçen zamanda oldukça dillendirilen metaverse kavramı şu an sessiz bir büyüme içinde sanırım.
Hakkında şu an haber çıkmıyor.

insanlar zamanla tatmin edici bulamayıp sosyal medyadan uzaklaşsa da dünyadaki bazı gelişmelere baktığımızda insanı internete (ya da dijital ortama) sürekli olarak adapte edebilme çalışmaları var.
augmedted reality, bedene çip yerleştirme örneklerinde olduğu gibi.

Bu, görünen hissedilen her şeyin belirli algoritmalara bağlı olduğu ve her açıdan sayısal temele dayanan yeni tür yaşam konsepti demek.
yönetmekte gerçek hayata göre çok daha az maliyetli bir hal alıyır
0
diyecevaplandı
(31.05.24)
insanların bir paltformdan uzaklaşabilmesi için ondan daha cazip bir platform ile karşılaşmaları gerekiyor.
insanlar facebook dan uzaklaşmadı, instagram facebook'dan daha cazip olduğu için instagram'a geçtiler.
halbuki içerik çeşitliliği, yorum yapma vb. bakımdan facebook daha kapsamlı ancak instagram mobil cihazlara daha uygun bir platform. E insanlar da artık telefondan 2 dakika uzak kalamadığı için instagram'da takılıyor.
işin gerçek yüzü ise şu: zuckerberg instagram'ı patlatmak için facebook'u bilerek yerinde saydırdı, insanlar da oltaya geldi. günün sonunda kazanan yine zuckerberg oldu, adam para basıyor.
insanların bütün platformlardan uzaklaşması ise bambaşka bir konu. şu an en tepede olan instagramda gösterişin formatı belirlendi:yediğini içtiğini paylaş. yurt dışına çıkarsan fotoğraf paylaş. arabanda giderken kokpiti paylaş. takipçi satın al falan filan.
insan her şeyden sıkılabilen bir yaratık. bu sidik yarışından da sıkılabilir, neden olmasın. evlenip çoluk çocuğa karışınca bütün sosyal medya hesaplarını kapatmak bana çok cazip geliyor.arkadaşlarımın yüzde doksanıyla zaten bir araya gelemiyor veya gelmiyorum, milletin ne yaptığından bana ne
0
quaketrigger
(31.05.24)
Uzaklaşılmaz ama dönüştürülebilir. Bu bireylerin şahsi tercihinden ziyade toplum mühendisliğinin getirdiği rıza imalatı ile alakalı. Facebook'un terkedildiğine dair bir veri yok aksine facebook genişlemeye devamediyor zaten ikiside Meta'nın şirketi.

Bugüne kadar batılı şirketlerin hegemonyasında olan sosyal medya şirketleri ve internet gelecekte internet ikiye bölünecek doğulu (Çinli) ve batılı (ABD'li) şirketler olarak. Nasıl ki bir kaç yıl öncesine kadar esamesi bile okunmayan Tiktok youtube'a rakip olduysa yakın gelecekte çinli sosyal medya ağları ve arama motorları bugünün pazar lideri abd'li şirketlere rakip olacaklar hatta onların yerlerini almaları söz konusu.

Özgürlük alanı olarak pazarlanan sosyal medya her türlü bölücü terör örgütünün ve istihbarat gruplarının cirit bir silahtır ve nüfusunun büyük kısmı gençlerden oluşan Türkiye'de sosyal medya ve internet ciddi şekilde denetlenmeli ve filtrelenmeli ve hatta yerli milli alternatifi oluşturulup popularize edilmelidir.
0
doharkoman
(31.05.24)
Bence kullanım şekli değişebilir, mesela bir yerlere foto atma işi azalacak. Deneyimin ön planda olduğu bir platform gelirse daha güzel olabilir her şey. Mesela ben instagramın biteceğini düşünüyorum. YouTube gibi içerik üretenler olacak sadece foto, stroy atma işi bitebilir
0
olaylar olaylar
(01.06.24)
toplumun ne kadarı bilinçli ki böyle bi şey olsun. hiç sanmıyorum. instagram biter başka bi şey başlar. ayrıca sosyal kalabilmek için şart gibi artık uygulamalar.
0
deartheodosia
(01.06.24)
Sosyal medya dediğimiz şey tamamen kapitalizme hizmet eder, her şey pazarlama, ürün satma amaçlı düşünülmüştür, eğer sosyal medya ya ilgi azalırsa onun yerini tutacak başka bir şey bulunur.
0
Yalcin
(01.06.24)
Uzaklasmak bir yana dursun, bence ileride, kullanmayanlar/"yeterince" kullanmayanlar ev bile kiralayamayacak ornegin. Black mirror'da oyle bir bolum vardi. Herkes birbirini oyluyordu falan. Ona gore hizmet aliniyordu. Oraya dogru gidecegimizi dusunuyorum ben. Ve bu beni cok korkutuyor.
0
Kittie
(01.06.24)
(4)

depresyondaki sevgilinin yanında nasıl güçlü olunur

beatbox yapan metalci
merhaba herkese. 3 gündür geçmeyen çarpıntımı dindirmek ve kız arkadaşıma karşı nasıl doğru davranabileceğimi öğrenmek için yazıyorum bunları. kendisi çok uzun bir süre tus çalışıp atandıktan sonra depresyona girdi ve bu depresyon 3 aydır sürüyor. ilk 2 ay iletişimimiz düzgündü ama mayıs ayında tama
merhaba herkese. 3 gündür geçmeyen çarpıntımı dindirmek ve kız arkadaşıma karşı nasıl doğru davranabileceğimi öğrenmek için yazıyorum bunları. kendisi çok uzun bir süre tus çalışıp atandıktan sonra depresyona girdi ve bu depresyon 3 aydır sürüyor. ilk 2 ay iletişimimiz düzgündü ama mayıs ayında tamamen kabuğuna çekildi. tıp isteyerek okuduğu bir bölüm değildi, iyi de bir puan alıp istediği bir alana da yerleşti ama gerek tus bitince her şey harika olacak düşüncesinin boşa çıkması, gerek bu ay çalıştığı hocasının mobbing'i yüzünden bu ay çok kötü durumda artık. ilaca başladı (eferox) bugün 12. gün bunu baştan söyleyeyim. ve hocası haziran'da değişecek.

uzun yıllardır birlikteyiz, çok badireler atlattık zor günlerden geçtik ama hiç bu kadar kötü görmedim onu ve bu beni çok üzüyor. 3 gündür geçmeyen çarpıntım ve mide bulantım var, bu sabah 1 simiti 1 saatte yiyemedim. durumumu kendisine açıklarsam suçlu hissedip daha da üzülecek diye içimde tuta tuta çarpıntımın kalp krizine dönüşmesinden korkuyorum. ki kendisi de endişeli şeyler konuşamk istemediğini, elinden geleni yapıp çabaladığını söyledi bir hafta önce. "depresyondaki sevgiliyi mutlu etmenin yolları" başlığını okudum, yazılan çoğu şeyi yapıyorum, yıpratmadan yormadan yanında olduğumu hissettiriyorum ama sanki hala yetersiz kalıyormuşum gibi hissediyorum. günde birkaç kez mesajlaşıyoruz onda da evden çıktım eve geldim uyucam vb. şeyler yazılıyor. 7 yıldır hiç bu kadar az konuştuğumuz bir süreç olmamıştı endişeleniyorum.

bu süreçte ne yapmalıyım lütfen görmüş geçirmiş suser'lar tavsiye istiyorum. ilacın bu süreçteki etkisi ne olur? ne yapmaktan kaçınmalıyım ve neler yapmalıyım?
0
beatbox yapan metalci
(29.05.24)
Çok zor ve karmaşık bir şey değil mi. Aslında bir formülü yok ne yazık ki. Doğrudan şöyle yapın diyemem, zaten böyle bir şey olduğunu da sanmıyorum

Ama kendi yaşadıklarımdan bazı prensipleri çok önemsemek gerektiğini söyleyebilirim. Tamamen kendi haline kalması daha kötü hissettirecektir, tam tersi sizin aşırı yardımcı olma isteğiniz olduğunu hissederse yine daralmış hissedecektir.

Bence bir yöntem konuşmamak da faydalı. "Şunu şunu yapalım, bak iyi olacaksın" gibi yol haritaları bunaltıcı olabiliyor. Ya da o size gelip dert anlatmadığı halde sizin bir şeyler söylemek zorunda hissedip "geçecek geçecek, bunlar da geçecek" gibi şeyler söylemeniz de öyle.

Bence bunun en orta yolu bunaldıkça onun size açılmasını beklemek ve geleceğe yönelik çok konuşmadan sadece o an o sıkıntısına yönelik sohbet etmek. Bunu yaparken uygun dozda espriler serpiştirmek, bu kişiyi savunur sözler etmek kısacası tarafınızı belli etmek bence olumlu oluyor.

Eğer ortada bir dert yanma durumu yoksa sadece günün olağan akışına uygun şeyler konuşmak, depresyonla ya da zor süreçlerle ilgili şeyleri gündeme getirmemek iyi gelebiliyor.

Bir de yoğun duygular ağır şeylerdir, depresyonda olan birine çok yoğun hislerle yaklaşmamak daha faydalı sanırım.
0
akhenaten
(29.05.24)
Depresyon geçmişi olan biri olarak yazıyorum: yalnız yaşıyorsa yanına gidip bir köşede sessizce otur. Birlikte film izleyin, ağlayınca susturma, saatlerce konuşsa da dinle. Fiziksel olarak yanında olmaya çalış. Bol sabırlar.
0
sekizdokuzon
(29.05.24)
Çok uzak olmayan geçmişte benim de depresyon deneyimim olmuştu uzun süre. İlaç kullandım geçti bırakınca aynı dert düşünceleri yine geldi geri elbette. Şiddetsiz iletişim eğitimi aldığımda kendi duygularımı, ihtiyaçlarımı ve düşünce yapımı tanıdım. Kendimi ve başkalarını ne kadar çok yargıladığımı ve suçladığımı da fark ettim. Depresyon deneyimi konforsuz düşüncelerin insanı esir aldığı, başka şeylere odaklanmayı engelleyen bir deneyim. Bu konforsuz düşünceler de konforsuz duyguları yaratmaktadır. İnsan kendini ifade etmediği sürece de içinden çıkması zor bir durum. Tüm o çaresizlik, mutsuzluk hislerinin verdiği acının bağımlılık yapma ihtimali de var açıkçası. Kendini suçluyorsa eğer veya büyük bir utancı varsa depresyonun uzun sürme ihtimali de artacaktır. Ben insanların derdini ben diliyle paylaşmasına, duygularını anlamasına, ihtiyacını bulmasına başarılı şekilde yardımcı olabildigim bir eğitim aldım. Sevgiline dair Ayrıntı vermek istersen özelden yazabilirsin, iletişim tüyoları verebilirim, kendisini ifade etmediği sürece iyileşme sürecinin başlamayacağını düşünüyorum.
0
hasmetizm 2046
(29.05.24)
Hayatında ilk defa depresyona giriyorsa ilaç tedavisiyle yakın zamanda atlatır herhalde. ama kronik depresyon gibi bir olay varsa gerçekten iyi bir psikologla terapi sürecine yönlendirilmeli. 5 yıldır geçmeyen depresyonum var yanımdakilerin neşeli olması biraz iyi hissettiriyor.
0
ashleybon
(29.05.24)
(4)

İş hayatında kabuğuna çekilmeniz neden insanları bu kadar rahatsız eder?

psmstc
İyi kötü bir görüşme sıklığınız olan iş arkadaşları üstlerle biraz (20-25 gün) az görüşünce hemen görüşemiyoruz ya sen nerelerdesin?! vs deniyor hemen.. Halbuki sıkıntılar, zorluklar yaşıyorsunuz belki de kişisel hayatınızda o sebepten kabuğunuza çekilmişsiniz, bunu tabi söyleyemiyorsunuz da karşı
İyi kötü bir görüşme sıklığınız olan iş arkadaşları üstlerle biraz (20-25 gün) az görüşünce hemen görüşemiyoruz ya sen nerelerdesin?! vs deniyor hemen.. Halbuki sıkıntılar, zorluklar yaşıyorsunuz belki de kişisel hayatınızda o sebepten kabuğunuza çekilmişsiniz, bunu tabi söyleyemiyorsunuz da karşı tarafa…


İnsanları böyle “rutin dışı”lıklar, iletişim azalması niçin bu kadar tedirgin ediyor?

Bir de iş hayatında herkes dışa dönük, sosyal arkadaş canlısı olmak zorundadır diye gizli kuralı kim koydu acaba?

Teşekkürler…
0
psmstc
(29.05.24)
Kötü niyet yok ki burada. Nen de bir iş arkadaşımı uzun süredir görmezsem sorarım nerelerdesin, her şey yolunda mı diye. İnsanız sonuçta kötü bişi olduysa, başında bir dert varsa duyarsız kalmak istemem. Ki ben de sosyal ve arkadaş canlısı biri değilim.
0
playing star again
(29.05.24)
Çoğunlukla nezaketen söylenen içi boş laflar bunlar. Ben de otomatik cevap veriyorum: "Ayy haklısınız bu aralar hiç denk gelmiyoruz. x ile çok meşgulüm, yoruluyorum. Evden işe işten eve...Sizin de müsait olduğunuz bir zaman mutlaka görüşelim ama..."
0
gnosis
(29.05.24)
Görüşemiyoruz ya nerelerdesin diye sormaları tedirgin oldukları anlamına gelmiyordur bence. Bir süredir görüşmediğiniz biriyle konuşacak şeyiniz azalmıştır, kalıp olarak böyle bir şeyler dersiniz.

Aranızdaki yakınlığa göre siz de ister konuyu anlatırsınız, isterseniz de "evet ya bi ara bakalım" falan der geçersiniz.

Normal olan bu zaten, bir süredir insanlardan uzaklaştıysanız insanların bunun farkında olması iyi bir şey. 20-25 gün diyorsunuz. Bu dikkat çekecek bir süre. 3-5 gün sonra hemen damlıyor olsalar bi nefes aldırmıyorlar diyebilirsiniz belki ama 1 ay olmuş nerdeyse.

İnsanları da anlamak lazım. Kimi sizin gibi ilişilmek istemez, kimi de "bak hiç sormadılar bile" der. Hayatın akışı içerisinde böyle bir orta yol mecbur oluşuyor işte. 20-25 gün bence yeterli bir süre olmuş.
0
akhenaten
(29.05.24)
öylesine söylenmiş bir söz oldugunu düşünüyorum ben de. uzun süre görmediğin kişiye böyle dersin.

ama diğer söylediklerinize katılıyorum. iş hayatında herkes dışa dönük olmak zorunda gibi davranılıyor. eğer dışa dönük değilse kesin bizi beğenmiyor diye düşünüyorlar.

geçenlerde bir duyuru vardı. duyurudan birisine üst yönetimden eleştiri gelmişti. işleri yoğunken kimseyle sosyalleşmiyor diye :)
0
abelardo
(29.05.24)
(5)

Orta çağ Avrupa'sı atmosferli şarkılar önerebilir misiniz?

marsli gocmen
Böyle birazdan engizisyon mahkemesine çıkıp yargılanacakmışız ama cadılar konseyi bizi kaçırıp kurtaracakmış gibi hissettiren gotiğimsi müzik önerileri.Era - Ameno gibi.
Böyle birazdan engizisyon mahkemesine çıkıp yargılanacakmışız ama cadılar konseyi bizi kaçırıp kurtaracakmış gibi hissettiren gotiğimsi müzik önerileri.

Era - Ameno gibi.
0
marsli gocmen
(27.05.24)
Enigma olur mu?
www.youtube.com
0
Mirket
(28.05.24)
era - impera da güzeldir. bu da var

www.youtube.com
0
nothing in my way
(28.05.24)
rock müzik seviyorsanız haggard da bu dediğiniz tarza uygun.
0
bigcaptain
(28.05.24)
www.youtube.com

Bu kanalı tavsiye ederim bazı şarkıların ortaçağ temalı coverlarını yapıyorlar.
0
norek
(28.05.24)
A que por muy gran fremosura
youtu.be
0
akhenaten
(28.05.24)
(9)

Kirada olan birine ev hediyesi alınır mı?

winston insani
Merhabalar,Biriyle tanıştım, yaklaşık 1 ay önce yaşadığım şehre taşınmış ve kirada yaşıyor. Eğlenceli biri, yakın hissettim kendime, karşı cinsim ama tamamen arkadaş olarak bu düşüncelerim.Bugün henüz çaydanlığı olmadığını söyledi evinde muhabbet arasında, benim de aklımdan bir arkadaşı ile birlikte
Merhabalar,

Biriyle tanıştım, yaklaşık 1 ay önce yaşadığım şehre taşınmış ve kirada yaşıyor. Eğlenceli biri, yakın hissettim kendime, karşı cinsim ama tamamen arkadaş olarak bu düşüncelerim.

Bugün henüz çaydanlığı olmadığını söyledi evinde muhabbet arasında, benim de aklımdan bir arkadaşı ile birlikte bir "ev hediyesi" alma fikri geçti ama 2 tane soru var kafamda;

1. kirada olan birine ev hediyesi alınır mı? Yani bir kötülüğü olmaz heralde, hem yeni taşınmış ama kendi evi de değil, bilemedim.

2. kendisine sarktığımı düşünür mü bir ev hediyesi alsam? eğer bu şekilde düşünebilme ihtimali varsa hiç hediye almam daha iyi diye düşünüyorum :\
0
winston insani
(25.05.24)
Evine ilk giderken alınır tabi
Ama alıp da dışarıda verilmez.
0
Mirket
(25.05.24)
Kirayla ne alakasi var sjsjjs. Evi sonucta su an onun
0
mor oje
(25.05.24)
Samimi değilsen gereksiz, rahatsız edici hatta.
0
numlock
(25.05.24)
Kirada olan birine de ev hediyesini alınır tabii ki, evi sonuçta. Özellikle ilk defa gidiyorsanız evine bir hediye almak hoş olur.

Ama kendi evi de olsa dışarıda bulusuldugunda "ev hediyesi" diye almak biraz ilginç olabilir.
0
fraise
(25.05.24)
Ev hediyesini evin kendisine değil oturana aldığımız için alınır.
0
Bruce
(25.05.24)
eve ilk ziyarette ev hediyesi alınır, niye rahatsız edici olsun.

sarktığını düşünme konusunda ise kadınların sezgileri bu konuda kuvvetlidir.
0
orpheus
(25.05.24)
Ev hediyesi bir eve ilk kez ziyarete gittiğinizde verilen şeydir +1.
0
akhenaten
(26.05.24)
Çaydanlık mühim, nem belki mesaj vermek istemiştir, 'sana çay yaparım' diye. Yanına 500 gr filiz veya altınbaş çay da al git bence
0
abbabaabbaababbabaababbaabbabaab
(26.05.24)
Alınmaz kirada olan insan meczup bir fakirdir ziyaret bile etmemelisiniz.
0
Mcfly
(26.05.24)
(8)

Iliskinin basinda yasi kucuk soylemek

lapaz
Etik mi? Yani kucuk gozukuyorken taliplerimi kacirmiyim diyorum.Kizlar max 3-4 yas istiyo gibi duruyo da. Su an fark 6-7
Etik mi? Yani kucuk gozukuyorken taliplerimi kacirmiyim diyorum.
Kizlar max 3-4 yas istiyo gibi duruyo da. Su an fark 6-7
0
lapaz
(24.05.24)
Gerek yok.
0
anon1m
(24.05.24)
etik değil
0
jülsezar
(24.05.24)
Etik olup olmadığından çok sebep olduğu şeyler önemli bence. Kendi adıma ben bir insanı tanırken onu tabiri caizse kazıyarak kodluyorum kafama. Sonradan aslında yaşım, adım, memleketim vesairem "şu" değil de "bu" derse, bu dediği dediği şey en başta normalde sorun olmayacaksa bile o değişim sorun oluyor. Karşımdaki yeni, başka bir insan gibi geliyor. Soğuyorum.

Birisi sizi bir şeye inandırabildiyse gerçeği öğrenince aptal gibi hissedersiniz. Kimse aptal gibi hissettiği ortamda bulunmak istemez.
0
akhenaten
(24.05.24)
Etik değil.

Kaldı ki bir daha görüşülmeyecek bir tek gecelik ilişki değilse, ilişkiye yalan ile başlamanın sağlıklı olduğunu düşündüren nedir? :)
0
nawar
(24.05.24)
Etik değil. Ben anında uzaklaşıyorum.
0
Phoebe
(25.05.24)
hem etik değil hem de yaşını yanlış söylediğini öğrenen talip nikah masasında bile terk eder adamı, yalanla başlayan ilişkiden ne hayır gelecek?
0
hrskrs
(25.05.24)
etik değil ama işe yarayan bir yöntem
0
benarrivo
(25.05.24)
Bir (kiz)arkadasima yasimi oldugumdan 8 yas az söylemistim. Hiç bir zaman gerçegi bilememisti.
0
Yourcousinmarvinberry
(25.05.24)
(15)

Köpeği varmış demek ki

michael_knight
Bir insanın köpek sahibi olduğunu öğrendiğinizde onunla ilgili ne düşünüyorsunuz?Bekar, evli, genç, yaşlı, zengin, fakir olması gibi bir bilgi daha eklenince düşüncelerinizde değişiklik oluyor mu?
Bir insanın köpek sahibi olduğunu öğrendiğinizde onunla ilgili ne düşünüyorsunuz?
Bekar, evli, genç, yaşlı, zengin, fakir olması gibi bir bilgi daha eklenince düşüncelerinizde değişiklik oluyor mu?
0
michael_knight
(24.05.24)
Sorumluluk sahibi derim. Ayrıca köpek birçok sosyal aktiviteyi direkt veya dolaylı yoldan engeldir, yani kendi kadar hayatındakileri de düşünüyor derim.
0
numlock
(24.05.24)
Bahçedeki bir köpek sorun değil.

Genellemek istemem ama köpek sahibi orta yaşlarda, bekar, maddi durumu iyi olan birinden arkadaşım da olsa biraz uzak dururdum.

Dış dünyaya ve diğer insanlara bakış açılarında olumsuzluk hissediyorum.
0
diyecevaplandı
(24.05.24)
bahçeli bir evde köpek besliyorsa olumlu.

apartman dairesinde besliyorsa olumsuz.
0
benarrivo
(24.05.24)
Sorumluluk sahibi +1
0
grimavi
(24.05.24)
Ya öncekinden daha olumlu düşünmeme sebep olur ya daha olumsuz. Evde nasıl yaşadıklarını görmem lazım.

Hayvan bulunan evin temizliğine dikkat edilmezse kokuyor. Eğer o ev kokmuyorsa harika, demek ki baya disiplinli, temiz biri. Cidden zor çünkü bunu başarmak.
0
akhenaten
(24.05.24)
Petshop ya da köpek üretenlerden para verip almışsa olumsuz düşünürüm. Barınaktan ya da sokaktan sahiplendiyse olumlu düşünürüm. Bir de güzel ilgileniyor mu, bakıyor mu o da düşüncemi etkiler.
0
rock n roll
(24.05.24)
rock n roll+1 kedi kopek cok severim ama oyuncak niyetine alanlardan fenalik geldi
0
ala09
(24.05.24)
Köpekler çok yakın bir geçmişte kurtlardan evrilmisler, ataları kurt. Kurtlar çok benzer özelliklere sahipler aslında.

Bir Kurt günde en az 10 km yürüyen bir canlı. Km'lerce alanı kendisine bölge olarak edinir. Geniş alanlarda sık haraket hayvanın en temel doğası.

Büyük bahçelerde, Bağda tarlada vs doğasına uygun besleyenlere lafım yok ama sırf kendi yalnızlık duygusunu tatmin etmek için hayvanı çok afedersin sik kadar bir apartman dairesine hapsedenlere ben uyuz oluyorum.

Müthiş canlılar, mucizevi bir karsiliksiz sevgileri var ve bu ozellikleri bunu bilen insanlar tarafından somuruluyor.
0
makbur
(24.05.24)
Nötr. Herhangi bir aksesuarı varmış gibi düşünürüm.
0
doharkoman
(24.05.24)
Köpeğin cinsi, diğer bilgilerden daha önemli.
0
nawar
(24.05.24)
Valla ben bir şey düşünmezdim taa ki tüm binanın 1+1 dairelerden oluştuğu apartmanda 2 köpek besleyen komşu mu görene kadar. Hayvanlar için çok üzülmüştüm. Bir çeşit bencillik geliyor. Köpekler kapıdan çıkar çıkmaz farklı bir hayvana dönüşüyor.
0
Amaranta ursula
(24.05.24)
Sahiplenmiş mi yoksa para verip mi almış bu konudaki tek kriterim budur. Köpek sahiplenmis biri olarak para verip cins köpek peşinde koşan insanlarla arama mesafe koyarım.
0
mirty
(25.05.24)
apartman dairesinde besleyen ex gf geldi aklına.

ben ona göre çok daha alt seviyedeyim ama cringe geliyor bana. davul değilseniz, denginiz düğünde figür olmak değil. eksi yi veriyorum orada ben. mantığım böyle çalışıyoe
0
baldan kaymak
(25.05.24)
çelik gibi bir iradesi olduğunu düşünüyorum. köpek bakmak güçlü irade ve disiplin gerektiriyor, saygı duyuyorum.
0
zararsızamip
(25.05.24)
@diyecevaplandı +1

bir de köpeğine oğlum/kızım diyorsa kaçarım.
0
WithWorth
(25.05.24)
(14)

Görücü usulü evlilik sizce çağdışı mı?

ulukayin
Eskiden daha toyken çok saçma ve çağdışı gelirdi. İki tane uzun ama başarısız ilişkiden sonra gayet mantıklı gelmeye başlıyor bu durum. Her iki ilişkimde de en başından evlilik odaklı yürümüşken yolun ortasında ve sonunda fikirsel anlamda aldatıldığımı gördüm. Evlilik bu kadar korkunç değil bana gör
Eskiden daha toyken çok saçma ve çağdışı gelirdi. İki tane uzun ama başarısız ilişkiden sonra gayet mantıklı gelmeye başlıyor bu durum. Her iki ilişkimde de en başından evlilik odaklı yürümüşken yolun ortasında ve sonunda fikirsel anlamda aldatıldığımı gördüm. Evlilik bu kadar korkunç değil bana göre. Hatta sevdiğin, değer verdiğin insanla bir ömür geçirme fikri bana nirvanaymış gibi geliyor bu hayata dair. Hâl böyle olunca dedim ki kendime madem sonuç odaklı bir şey istiyorsun, madem sürüncemede kalmış ilişkilerden nefret ediyorsun neden görücü usulü düşünmüyorsun?

Erkek tarafı benim bu arada.
0
ulukayin
(22.05.24)
Görücü usulü evlenmek çağ dışı, görücü usulü tanışmak şu devir için en mantıklı şey bence.
Sosyal medya sayesinde herkes istediği dünyayı yaratabiliyoeir, kim gerçek kim değil anlayamıyor insan. Bence arada ortak akrabalar/arkadaşlar gerekiyor artık. Sonra da tanışma süreci başlar.
0
numlock
(22.05.24)
Görücü usulü tanışsanız ne değişecek ki? Yani evlilik temelli ilişkiye başlamak nasıl oluyor ki? Evlilik temelli başlamadığınız ilişki olsa ve bu süreçte birbirinize gerçekten ısınıp evlenmek isteseniz "ama evlenemeyiz, evlilik temelli başlamadık ki biz" mi diyeceksiniz?

Ya da ailenizin uygun gördüğü biriyle tanıştınız diyelim, ikiniz de evliliğe fitsiniz. Böyle olunca sevgi de yanında otomatik mi geliyor?

Benim görücü usulü evlilik yapanlarda gördüğüm genel bir tavır var. Eşlerinden anneleri gibi bahsediyorlar. Evliliği baya kurumsal bir şey olarak görüyorlar genelde. Hatta çoğu evlendikleri kişiye çok bir bağ hissetmiyor, gözleri dışarda oluyor. Elbette herkes böyle değildir.

Eşinizi bulmak ve ilişkinizi düzene sokmak için çaba ve zaman harcayıp kötü ve güzel zamanlar geçirerek bir şeyler kurup öyle evlenme kararı almak yerine başkalarının, işin en zor kısmını sizin için halletmesini bekleyince bunun bir etkisi oluyordur diye düşünüyorum ya. Bu manzara bana şeyi hatırlatıyor,

Aileler ufak çocuklarını tanıştırır ya birbirleriyle "hadi arkadaş olun bakim" diye. Ondan nitelik olarak çok bir farkı yok sanırım.

İnsan kendi yuvasını kurabilecek yeterliliğe sahip olmalı. Bence doğrusu bu. Bu kadar karamsar olmayın.

Tabi burada gerçekten "görücü usulünden" bahsediyorum. Yoksa aileler tanışmada sadece aracı olup sizi bıraktılarsa (ki kaç aile var böyle?) birlikte bir şeyler kurmak için bir alanınız olduysa bunun ortak arkadaş yoluyla tanışmaktan çok bir farkı yok. Görücü usulü böyle bir şey değil.
0
akhenaten
(22.05.24)
çağdışı olsun olmasın, ne fark eder? bu sevgili olaylarından ağzı yanan insanların sarıldığı bir can simidi gibi bi şey. ailelerin/arkadaşların önerdiğinin tanışılan insandan daha uyumlu olacağı beklentisini çok anlamsız buluyorum.
0
deartheodosia
(22.05.24)
annenin, teyzenin "şu kızla konuş bak" diye darladığı görücülükse evet fazla geleneksel ce moderniteden uzak ama birileri aracılığıyla tanışmak diyorsan etrafımdaki çoğu bekar kişi bunu istiyor. e ilişkilerdeki belirsizlik ve beklentiler zorlayınca bu yöntem mantıklı

fekat evliliğe dair görüşünüz biraz gerçeklerden kopuk geldigini söylemeliyim. hayat arkadaşla ömür mömür dediğiniz şey ev arkadaşlığı. hatta içinde çok kez "fikirsel aldatmalar" yaşanabilir biraz daha evli arklardan fikir alabilirsiniz
0
ala09
(22.05.24)
Görücü usülü aslında yanlış biliniyor. Görücü usülünde, evleneceğiniz kişiye sizden başkaları karar veriyor. Bir geliyorsunuz, hiç tanımadığınız biri için: "işte bu senin karın olacak, hafta sonu düğününüz var" diyorlar.

Sizin bahsettiğiniz "şu kişi ile iyi anlaşırsınız", "şu kişiyle bir görüşün" tarzı anlaşmalı, görüşme usülü ilişkilerde hiç bir sorun yok. Görüşürsünüz, beğenirseniz devam edersiniz.


.
0
kartallar yuksek ucar
(22.05.24)
kartal +1. demek istediğim tam buydu.
0
numlock
(22.05.24)
benim bir omur gecirecegim partnerimi baskalarinin secmesi cagdisiligin otesinde mantiksiz.

benim partnerimde aradigim fiziksel ve fikirsel ozellikleri en yakin akrabayi gectim anne/babanin bile bilmesine imkan yok zira hepimiz bambaska insanlariz.
0
cooperr
(22.05.24)
Yaşadıklarınıza "başarısız ilişki" olarak değil; tecrübe olarak yaklaşırsanız, bir ilişkide yaşadıklarınızı önce sizin nasıl karşıladığınızı öğrenme fırsatınız olur. Daha sonra karşı cinsin hayat stratejilerine maruz kaldığınızda sizin geliştireceğiniz stratejilerin onlardaki tepkilerini öğrenirsiniz.Ailenizin görüşünü önemsemenizi anladığımı düşünüyorum. Bununla birlikte; hayatı, ilişkileri, ihtiyaçları karşılama isteği artık onların zamanındaki gibi değil. Yani, güncel değil. Onların vasıtasıyla tanışmak olabilir. Ancak "evlilik" niyetiyle baştan yaklaşmak, mantıklı olmaz diye düşünüyorum. Aynı şekilde; karşı tarafın da ilişki deneyimi azsa, "akıl almalar" ve yönlendirmelerle süren, ilişkilerden biri yaşanmış olunuyor.
0
from where i ride
(22.05.24)
Çoğu evlilik araştırmaları akademik yayınlar iyi evliliğin kendi benzer sınıfımızla, ekonomimizle, değerlerimizle örtüşen insanlarla olduğunu söylüyor

Yani öngörüsüne inandığın aileden birinin ya da bir arkadaşının, şöyle bir tanıdığım var, kafanız karakteriniz uyuşuyor gibi, bir de tanışıp siz vakit geçirip görün demesi aslında çok iyi bir filtreleme yapabiliyor

Bu tanışma önerme görücü usülü sayılmaz ya da modern görücü usülü diye bir isim takabiliriz :)
0
grimavi
(22.05.24)
bence de kafanizda kavram kargasasi olusmus. kartal +1. duyuru bana su karikaturu hatirlatti: 64.media.tumblr.com

gorucu usulu konseptinin icinde hic tanimadigin biriyle evlenip hop diye ayni eve tasinmak cinsellik yasamaya baslamak falan var. iki tarafin da secim sansi yok, gorucu usulunu radikal bir sey yapan da bu. diger turlu zaten secim ve tanima sansin olsa o normal dating olur, gorusecegin kisiyi ha uygulamadan bulmussun ha halanin karsi komsusu bulmus arada bir fark yok.

gorucu usulune geri donersek, bu devirde hangi kadin hic tanimadigi bir erkekle evlenmeyi kabul eder, onu bir canlandir kafanda.
0
hot potato
(22.05.24)
Cevap veren herkese teşekkür ederim. Fakat benim çevremde ve benim bildiğim görücü usulü evlilik hadi haftaya evleniyorsunuz değil. Bak işte şunun kızı varmış, şöyle şeylerle uğraşıyormuş (iş, hobi vs) görüştürelim mi sizi şeklinde bir görücü şeklindeydi aslında sormak istediğim soru.
Ayrıca bu devirde hadi şununla evleniyorsun, şu gün istemeye gidiyoruz diye bir şey kaldı mı ya? :)
0
🌸ulukayin
(22.05.24)
Şurada çoook güzel bir görücü usulü evlilik hikayesi var.
Kulaklığınızı takın, gözlerinizi kapatın bir 45 dakikanızı ayırın.
Seveceksiniz.

www.youtube.com
0
Mirket
(22.05.24)
Sizin tarif ettiğiniz "görücü usulü evlilik" değil.
Sizin tarif ettiğiniz "referanslı tanıştırılma."

Herkes kendine göre bir eş bulmak ister. Belki de ön yargıdır ama ben bu şekilde biriyle tanışmayı kabul eden bir kadınla mutlu bir evlilik kurabileceğime inanmıyorum. Bu gereksiz bir ön yargı olabilir çünkü annesi-teyzesi değil de kankası-arkadaşı tavsiye etse benim kafamda herhangi bir sorun yok.

Etrafın ne düşündüğünü çok da umursamayın, denemek istiyorsanız girin o işe.
0
michael_knight
(22.05.24)
Görücü usulü ile evlenmek çağ dışı. Birilerinin "iyi anlaşırsınız bence" diyerek tanıştırması, sonucunda evlenseniz bile görücü usulü evlenme sayılmaz. Haliyle çağ dışı da değil.
0
nawar
(22.05.24)
(6)

çalışma temposundaki inanılmaz mantık hatası

playing star again
neden çok yoğunken iki günde patır patır iş bitirebiliyoruz da, işler azaldığında sündüre sündüre tek işi bitiremiyoruz?illa stres mi lazım yahu iş bitirmek için?
neden çok yoğunken iki günde patır patır iş bitirebiliyoruz da, işler azaldığında sündüre sündüre tek işi bitiremiyoruz?

illa stres mi lazım yahu iş bitirmek için?
0
playing star again
(21.05.24)
erteleme alışkanlığıyla ilgili.
0
orpheus
(21.05.24)
İşler yoğun değilken nasıl daha iyi olur diye kafamda kurup düşünmeye çok zaman harcayıp işi pratiğe dökme zamanı geldiğinde sıkılmış oluyorum.

İşler yoğunken ezbere çalışıyorum, düşünmüyorum, kafa yormuyorum.

Benim durumumda böyle.

Böyle olmasa daha mı iyi? Bence değil, hiçbir şey değişmiyor. Çünkü işler yoğun değilken dümdüz iş yapıp teslim edince "burası böyle olsa ya, şurası şöyle olsa ya" diye çok fazla düzeltme oluyor. Yine aynı yere denk geliyor. İşler yoğunken kimse bunları da sorgulamıyor. Kısacası boş zaman her halükarda dolmak istiyor.
0
akhenaten
(21.05.24)
Yav ben de sinir oluyorum buna. Ama bazen acele yapılan işlerde çok hata çıkıyor, etraflıca düşünülmeden yapıldığı için.
0
sevilen progressive türkücü
(21.05.24)
belli miktardaki stres faydalıdır
0
basond
(21.05.24)
Erteleme alışkanlığı (hatta hastalığı) +1
0
pispinti
(21.05.24)
Stress zaten performansinimizi arttirmak icin ve bizi hayatta tutmak icin var.
Daha stresli bir projede daha hizli is bitirebilmenizin nedeni bu.
Stress sagliyor bunu.

Stress duygusunun evrimsel surecte bizle beraber gelmesinin nedeni bu zaten.
0
zimbirik
(21.05.24)
(22)

Bebeklerin yemek yemesinden tiksinmek

Gradient_tabanlı_mor
Kendim de hamile olmam dolayısıyla sosyal medyada karşıma sürekli bebek çocuk videoları çıkıyor. Bunların da yemek yeme videoları beni aşırı tiksindiriyor. Eskiden beri sevmem. Hiç de sevimli değil. Bunu siz de iğrenç buluyor musunuz? Acaba daha düzgün yemek yedirilemez mi bebeğe/çocuğa? Ağzı burnu
Kendim de hamile olmam dolayısıyla sosyal medyada karşıma sürekli bebek çocuk videoları çıkıyor. Bunların da yemek yeme videoları beni aşırı tiksindiriyor. Eskiden beri sevmem. Hiç de sevimli değil.
Bunu siz de iğrenç buluyor musunuz?

Acaba daha düzgün yemek yedirilemez mi bebeğe/çocuğa? Ağzı burnu bulaşık vıcık vıcık her yere bulaşmış filan. Niye düzgün yedirmiyorlar veya peçeteyle silmiyorlar?
0
Gradient_tabanlı_mor
(21.05.24)
Ben tiksinmiyorum. Ne kadar düzgün yedirirsen yedir bebek tükürebiliyor, kusabiliyor. Peçeteyle siliyorlar, yine de çıkartabiliyor.
0
rock n roll
(21.05.24)
Çocukların belli bir miktar dağınıklık ve pislikle barışık olması gerekiyor. Her kaşıktan sonra yüzünü sildiğinizde çok rahatsız oluyorlar, oysa yemek yemeyi keyifli bir deneyim olarak yaşaması gerekiyor yiyecekle sağlıklı bir ilişki kurabilmesi için. Ayrıca kokuları, dokuları yemeğe dokunarak, biraz atarak, koklayarak öğreniyorlar. Özetle bu "insan olma" deneyiminin bir parçası.

Tabi ki bu her yeri, kafası, bacakları yemek olsun öyle yesin demek değil. Sadece belli bir mihtar rahatlık onların keşifleri için gerekli.
0
fotrsapka
(21.05.24)
@fotrsapka, ya tamam rahat olsunlar da sevimliymiş gibi paylaşılmasın o zaman sosyal medyada. Zira iğrenç :D
0
🌸Gradient_tabanlı_mor
(21.05.24)
%90'ı sevimli değil. Hatta canlısı, videodan kötü ama tiksinmiyorum. Hamile olduğun için tiksiniyor olabilirsin. Uzmanları daha iyi açıklar. Doğurduğunda bebek yedirme videoları ile fenomen olduğunu görmeyelim sonra. Ahahq
0
nawar
(21.05.24)
@nawar hamilelik öncesi de tiksiniyordum. döke saça yemek yenmesi beni mahvediyor. doğurunca umarım düzgün yemek yer çocuğum :(
0
🌸Gradient_tabanlı_mor
(21.05.24)
Bana sevimli geliyor. Düşünürseniz de iğrenç değil. Yenecek kadar temiz bir şeyin yanağınıza, burnunuza değmesinde hijyen açısından bir sıkıntı yok.
Bebeğinizin gelmesiyle belki sizin de konuya bakış açınız değişir.

Çocuğun düzgün yemek yemesini beklemek biraz hayalcilik olur. Aylar boyunca ne yaptığında kolunun hareket ettiğini, ne yaptığında hareket etmediğini anlamaya çalışıyor bebek. 6. ay civarında başlıyor anne sütü dışındaki besinleri yemeye.
0
michael_knight
(21.05.24)
Valla bana baya net sevimli geliyor :D
0
akhenaten
(21.05.24)
Başlığı okur okumaz midem bulandı. Yıllardır yemek yiyen bebeklerin sevimli olmadığını toplum baskısı yüzünden dillendiremiyorum. Gerçekten mide bulandırıcı.
0
ruhen hastayim ben
(21.05.24)
Seni rahatsız eden şeyi çocukluktan getirdiğin çok belli, terapi almazsan aynısını çocuğa da geçirirsin. Sevmezsin normal de iğrenç bulmak çok sağlıklı değil bence.
0
hasmetizm 2046
(21.05.24)
sevimli buluyorum.

anne baba yedirirken her kaşıktan sonra silmelerinden bahsediyorsanız hem çok vakit harcar hem de peçete yetişmez. ayrıca sık sık silmek hassas tenlerini tahriş eder. bir kaşık sonra tekrar sileceksek silmenin manası yok.
bebeklerin kendilerinin yemesinden bahsediyorsak belli bir aydan sonra döke saça da olsa kendi başlarına yemeyi öğrenmeleri gerekiyor, motor becerilerin gelişmesi önemli.
0
hrskrs
(21.05.24)
ben de çok iğrenç buluyorum ama ben bebekleri ve küçük çocukların kendilerini de sevimli bulmuyorum :) kendimi bildim bileli de çocuk sahibi olmayı istemiyorum. Ben çok da küçük yaşta değilken kardeşim doğdu ve o bebekken de çok muhatap olmuyodum :d şimdi koca kız oldu üniversiteye geçecek neredeyse aramız çok iyi

edit: ben yemekle ilgili şeylerden çok tiksinirim ama o da var. Kan, hastalık vs yani çok takmam gore olayı pek etkilemez beni ama ıslak ekmek, alakasız yemeklerin birbirine karıştırılması falan direkt midemi kaldırır. Ünide bk, mcdonalds gibi yerlerde yemek yedikten sonra bi arkadaşım masada kalan patates, kola, soslar ve bi yerde karıştırıyodu sıkıntıdan öyle sohbet ederken iş olsun diye. Bi gün baya şiddetli tepki göstermiştim yapma şunu midem bulanıyor diye sdjjsd

Yani döke saça, salyalı yemek yeme olayı zaten bana ters
0
nundu
(21.05.24)
Ben huylu biri olmama rağmen bundan tiksinmem. Çocuk işte motor becerileri henüz gelişmediği için ağzını tam tutturamıyor, tükürüyor, eline yüzüne bulaştırıyor. Bunu yapmadan düzgün yemeyi öğrenemez, üstünü batıracak, rahatsız olacak ve düzgün yemeyi öğrenecek.
0
playing star again
(21.05.24)
İğrenç falan değil alış yani durmadan kusacak o bebek
0
Tina
(21.05.24)
olaca çocuğun için tehlikeli bir düşünce bu.psikiyatriste görün.
bebeklerin hiç bir şeyi çirkin olamaz.
0
deepex
(21.05.24)
iğrenç gelmiyor bana
0
basond
(21.05.24)
@deepex, yok bir de hastaneye yatayım istersen. Ne kadar abarttın. Alt tarafı pis görüntü sevmiyorum.
0
🌸Gradient_tabanlı_mor
(21.05.24)
Yemek yemeleri ne ki :)
Öyle yemek yemeleri taa kaç ay sonra. O zamana kadar milyon defa kusacak, ağzını 100 defa silsen de bir şekilde her yeri kusmuk olacak. Sonra o alt açılacak, poposu temizlenecek, hele bir de erkekse alt açılınca her yere işeme riski olacak.
Kısacası yemek yenecek duruma gelesiye kadar geçirdiklerinden o zamana kadar o duruma çoktan alışmış olacaksın. Gözün görmeyecek bile ve hatta sana çok normal ve temiz gelecek.
0
yeninesiltupcu
(21.05.24)
@yeninesiltupcu evet muhtemelen kendi çocuğumdan tiksinmem. Ama başka bebeklerden tiksinmeye devam ederim :))
0
🌸Gradient_tabanlı_mor
(21.05.24)
bizimki doğunca hemen kraliyet akademisine gönderdik.
şu an yemek adabı konusunda şu noktada;
www.youtube.com
0
elorelia
(22.05.24)
Bebeğe yemek yedirirken bulaşır, bunun bulaşmama gibi bir yolu yok. Her bulaştığında da silemezsin çünkü ciltleri çok hassas, kağıt veya bez ne ile silersen sil tekrarlandıkça tahriş eder. O yüzden yeme işlemi bitince silinir temizlenir.
0
curukturpkokusu
(22.05.24)
beni de tiksindiriyor. o cake smash fotoğrafları falan var ya, hayatımda o kadar iğrendiğim başka az şey vardır.
annem de tiksinir.
bebekleri çok seviyorum ama yemekle oynamalarından, bunu da sevimli gibi gösterilmesinden aşırı nefret ediyorum.
burada iddia edildiği gibi bebeğin kusması ya da altını açmak gibi şeyler tiksindirmiyor. ama yemeğin böyle oyuncak edilmesine dayanamıyorum.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(22.05.24)
sen düzgün yedirirsin, tiksindiğin çocuk gördüğünde de (bu da nasıl vicdansa), bakmazsın olur biter. sanki kucağında yiyorlar. kendi çocuğuna verirsin 3 yaşında eline çatalı bıçağı, yanına ıslak mendili, yaslanırsın arkana. mis gibi.
0
numlock
(28.05.24)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.