Giriş
(4)

bi tane bira vardı alkol oranı yüksek

OgutucuRecep
corana gibi şişesi vardı. millet 2 tane içtim kendimi kaybettim falan diyordu. hatta içenler ya bundan bir şey olmaz falan deyip içtim kendimi dağıttım falan diyordu.neydi adı?
corana gibi şişesi vardı. millet 2 tane içtim kendimi kaybettim falan diyordu. hatta içenler ya bundan bir şey olmaz falan deyip içtim kendimi dağıttım falan diyordu.

neydi adı?
0
OgutucuRecep
(25.07.24)
Bira olduğuna kesin emin değilsek Volim olabilir.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(25.07.24)
bira değildir ve volimdir bence de. Amsterdamdan iki tane içsen dağıtmazsın ya o kadar da değil
0
nundu
(25.07.24)
volim tamam
0
🌸OgutucuRecep
(25.07.24)
weihenstephaner vitus
0
deepest
(25.07.24)
(4)

Bremen neden ucuz diğer biralara göre

regina phalange
Alkolü mü az bişeyi mi eksik?
Alkolü mü az bişeyi mi eksik?
0
regina phalange
(14.07.24)
%4,5 alkolü var, Carlsberg %7,2 Amsterdam var mesela o da %8 o biraz daha pahalı.
0
Bir ben var benden şurada
(14.07.24)
Markanin uygun fiyat segmentinde, marka konumlamasi oyle yani. Bim gibi dusunun
0
mor oje
(14.07.24)
dandik bira
0
OgutucuRecep
(14.07.24)
gercekten kotu bira
0
ala09
(14.07.24)
(9)

Haberleri izler misiniz peki haberlere inaniyor musunuz?

Zetnikov
Ben izlemiyorum soylenen hic birseyede guvenmiyor inanmiyorum. Sanki toplu kontrol kutusu gibi geliyor haberler ve televizyon.Sizler ne dusunuyorsunuzİzleyenler kanal seciyorlar mi yada oyle sorayimHangi kanala guveniyorsunuz
Ben izlemiyorum soylenen hic birseyede guvenmiyor inanmiyorum. Sanki toplu kontrol kutusu gibi geliyor haberler ve televizyon.

Sizler ne dusunuyorsunuz

İzleyenler kanal seciyorlar mi yada oyle sorayim

Hangi kanala guveniyorsunuz
0
Zetnikov
(14.07.24)
Haberleri izliyorum, dünyada ne olmuş ne bitmiş dihe. Ama tartışma programları gibi şeyleri pek izlemem.
0
numlock
(14.07.24)
@numlock

Bende anti kontrol mekanizmasi var gercek hayattada biri beni kontrol etmeye calissin tepigi basarim agzina hocam. O yuzden boyle haber, reklam vs seylere hic gelemiyorum.
0
🌸Zetnikov
(14.07.24)
Birde abi haberler full negatifliyor
Sabahlari uyanir uyanmaz insanlar gunes baslarken haberlere nasil bakiyorlar sasiriyorum. Sabah 7 tv bakiosun adamin kafasinin ustunden kamyon gecmis falan
0
🌸Zetnikov
(14.07.24)
Haberleri izlemiyorum yaşadığımız sik gibi hayatı bir de haberlerden izlemeye dinlemeye gerek yok diye düşünüyorum.
0
Bir ben var benden şurada
(14.07.24)
haber seyretmiyorum
0
abelardo
(14.07.24)
Haberleri izleyen insanları izliyorum. Hazır yorumlanmış, filtrelenmiş bilginin tüketicisiyim. Çok canımı sıkan bir haberle karşılaşırsam "Yok canım, o kadar da olmamıştır, abartılıyor." deyip kendimi rahatlatıyorum. Bazen günlerce hiç takip etmiyorum. Bir haber bana geldiyse ciddi bir haber değeri tasiyordur, öyle bir dış halkayim ben bu konuda. Çocukken televizyonda akşam olunca eğlenceli programlar biter, haberler başlardı. O tansiyonu, gerilimi çocuk halimle hissederdim; ne demek istediklerini de anlamazdım. Hem keyfinin içine etmiş hem de beni bir anlam veremediğim bir gerilim hattının ortasına cekerlerdi. O zamandan beri haber sevmiyorum. Bir ara Sıdıka'dan sonra direkt Tansu Ciller'i falan veriyorlardı. Hayata küsüyorduk. Haberlerle ilişkim ektedir, bu da böyle bir an...
0
sekizdokuzon
(14.07.24)
izlemiyorum.

zaten haberler saçma.

hindistanda motordan düşen adamı gösteriyor bazen tutuyor ağrı dağında arıcılık yapan adamı anlatıyor.
0
OgutucuRecep
(14.07.24)
Ben açık konusayim; bizdeki haberler kötü.
Çok fazla duygu sömürüsü var, çok fazla ana habere gerek olmayan şey var, çok uzun.

Ben özel olarak izlemiyorum ama izlersem fransa'da france 2 ve tf1'nin aksam 8 haberleri var. Genelde çok az konu oluyor daha uzun isleniyor. 30-40 dakika sürüyor. Yok şurada şöyle ölmüş yok biri trafik kazasi geçirmiş falan bunlar yok.

Hanım çok laf soylerdi bizim haberlere çok duygu sömürüsü var, ölen adamin fotolarıni koyuyorsunuz, sonra ailesinin feryadlarini koyuyorsunuz diye. Hakliymis, bunları görmenin bize bir yararı olmuyor aslında.
0
logisticsmanager
(14.07.24)
@logisticsmanager

+1

Avusturalyadayken haberleri acan ev arkadasima eslik ediyordum.

En kotu haber suydu ; arabanin yavaslayip yavaslamamsina aldiris etmeden karsidan karsiya gecen kaykayli genc haberiydi.
0
🌸Zetnikov
(14.07.24)
(6)

sizce ne tip kamp masası lazım?

OgutucuRecep
kamp yapmıyorum bu arada böyle işte sahilde ne bileyim dışarıda üstüne birkaç meze bir şey koyup yiyip içmek için..bu decathlon masaları çok sallanıyor gibi geliyor bana.sizin tecrübeniz nedir?
kamp yapmıyorum bu arada böyle işte sahilde ne bileyim dışarıda üstüne birkaç meze bir şey koyup yiyip içmek için..

bu decathlon masaları çok sallanıyor gibi geliyor bana.

sizin tecrübeniz nedir?
0
OgutucuRecep
(08.07.24)
Outdoor firmalarında çok güzel çeşitler bulursun ama pahalı oluyorlar.

www.ersinoutdoor.com
0
hasmetizm 2046
(08.07.24)
çok pahalı orası ya.
0
🌸OgutucuRecep
(08.07.24)
Öyle kanka. Çoğu vergi ama öyle de bir şey var. Kalite para istiyor. Burada amortisörlü katlanır sandalye denemiştim misal, yok böyle bir rahatlık. Ben bir kere almayı seviyorum o yüzden acımam paraya keyif için.
0
hasmetizm 2046
(08.07.24)
Bizim işimizi fazlasıyla görüyor:

www.amazon.com.tr
0
prole
(08.07.24)
www.amazon.com.tr

gayet memnunuz.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(08.07.24)
Biz de aynı sebeple Hags aldık bkz yazaryazmaz...'ın link'i. Gayet stabil, çok rahat ettik. Hem de hafif.
0
SiyamkedisiZorro
(08.07.24)
(6)

ege-akdeniz tatili nasıl bir şey yapsak?

OgutucuRecep
15-20 temmuz arası 5 gün bir tatil yapayım diyorum. mesela sizin yaptığınız ve önerdiğiniz bir şey var mı?mesela 2 gün çeşmede kal, 1 gün datça, 1 gün didim 1 gün marmaris vs gibi?acaip kararsız kaldım ya.
15-20 temmuz arası 5 gün bir tatil yapayım diyorum. mesela sizin yaptığınız ve önerdiğiniz bir şey var mı?

mesela 2 gün çeşmede kal, 1 gün datça, 1 gün didim 1 gün marmaris vs gibi?

acaip kararsız kaldım ya.
0
OgutucuRecep
(01.07.24)
2 gün orada 1 gün burada derken zaten vaktiniz az, yolda boş yere vakit kaybedersiniz. Bence gönlünüz nereyi istiyorsa orayı seçip tatilin tamamını tek yerde geçirin.

Çeşme'yi ben olsam elerim fiyatları yüzünden.
0
kimlanbu
(01.07.24)
Üstteki arkadaşa katılıyorum. Ayrıca Çeşmeye kadar yollar güzel ama Çeşmeden sonra yollar yavaştan bozulmaya başlıyor. Hele Datça yolu ölüm gibi. Devamlı yol yorar insanı. Bir yere gidin orada devam edin derim.
0
nuevo
(01.07.24)
ben de maksimum 2 yer seçer yolda geçecek süreyi minimize ederdim.
0
hrskrs
(01.07.24)
5 gün için bölmeyi ben de önermem. Datça ve Kaş ikilisini öneririm, şöyle ki Datça merkezde kalıp 1 gün palamutbükünde denize girme akşamında knidosta güneşi batırma ve arzu edilirse deniz fenerine yürüme, bir gün eski datçayı gezme bir gün tekne turu zaten 5 gün için bunlar ziyadesiyle yeter. Mis gibi. Canım çekti skgjskjg
0
Kediyi üzdün
(01.07.24)
kaşta yoğunluk az. tabi bunun fiyatlara çok etkisi yok ama ben olsam sadece kaşta kalır çevresini gezerim. saklıkentten demreye kadar görülecek çok yer var.
0
bravoteam
(01.07.24)
@cosmicstring

suyu sıcak olsa iyi olur.
gece hayatı çok çok önemli değil.
masa sandalye kurup takılacağız
0
🌸OgutucuRecep
(01.07.24)
(20)

Nişan arifesinde sevgiliden soğumak

sasailic
4 senelik kız arkadaşımla 3 hafta sonra nişanımız var. Mekanda yapacağız, davetiyeler basıldı insanlar davet edildi, hazırlıklar bitti. Ama bu hazırlık sürecinde soğudum. Hep kendi istediği şeylerin olmasını isteyen, en ufak bir sorunda refleks olarak beni suçlayan birine dönüştü. Kendimi yanında ra
4 senelik kız arkadaşımla 3 hafta sonra nişanımız var. Mekanda yapacağız, davetiyeler basıldı insanlar davet edildi, hazırlıklar bitti. Ama bu hazırlık sürecinde soğudum. Hep kendi istediği şeylerin olmasını isteyen, en ufak bir sorunda refleks olarak beni suçlayan birine dönüştü. Kendimi yanında rahat hissetmiyorum artık her an bir sebepten bana kızacak gibi hissediyorum. Şimdiye kadar da bir sorun olduğunda alttan alan veya sorun çıkmasın diye susan taraf bendim ama son dönemde yaşadığımız şeyler beni evlilikten de kız arkadaşımdan da soğuttu. Zaman geçmesin diye dua ediyorum. Başka ne önerirsiniz?
0
sasailic
(01.07.24)
Boyle seylerin evlilik veya nisanda olma sebebi, sana fazlasiyla alismasi ve bunun sonucunda artik rahatça isteklerini dile getirmesinde yatiyor.

Çünkü flört ve sevgililik sürecinde adi konmamis bir perde olur seninle karsi taraf arasinda. Evlilik vs is ciddiye binince bu perde kalkiyor haliyle.
0
Yourcousinmarvinberry
(01.07.24)
valla sen sen ol, açık açık bu rahatsızlığından bahset.

belki strestendir bilinmez ama karakteri böyleyse eğer, evlilikten sonra geçmiş olsun, cehennemi yaşarsın.
0
hops
(01.07.24)
Bunlar nişanlılık dönemlerinde normal bence. Sizinle ciddi bir yola girdiği için böyle davranıyor,

+1Yourcousinmarvinberry
0
komando kani var bende
(01.07.24)
vakit bitmeden ayrıl. şimdi böyle yapan düğün ve sonrasında kök söktürür. unutma evlenmek kolay boşanmak zor.
0
jelly bear
(01.07.24)
Bir erkek arkadaşım sırf bu yüzden nişan attı. Şimdiden böyleyse ömür boyu çekemem diye. Sürekli kararları o alıyor, emir verir gibi onu yap bunu yap şuraya gel bu alınacak şu alıcan falan diye baya topa tutar olmuş.

Kıza sorduk, e ne yapayım o da aksiyon almıyor ben yönlendiriyorum demişti.

Ama çocuk da kendimi toni köpeği hissediyorum tarzında bişey demişti, kaçar vaziyet ayrıldı bir anda herkesi hayatından çıkardı.

Kız biraz sorunlu bir tipti bu arada ben kızı daha uzun süredir tanıyorum hatta nasıl kandırmış boylu poslu efendi çocuğu diyorduk. Çocuk yeni tanıdığı için tam idrak edememişti sonrada dank etti demekki.
0
ananiyimioguz
(01.07.24)
Yapmaniz gereken nisanlinizla bu rahatsizliklarinizi acik acik konusmak ancak muhtemelen bu yuzlesme olsa da sadece ustunu orteceksiniz.Nisanliniz en ufak streste evlilikten sonra da bu sekilde davranacak. Uzgunum ama bu sizin acinizdan bu kadar rahatsiz edici onemli bir seyse simdiye kadar onu tanimis olmaliydiniz.Nisani ertelemenizi tavsiye ederim.
0
turkuaz
(01.07.24)
Hem kendi mutsuz olan hem de çevresine mutsuzluk yayan bir insanla evlenip bir ömür geçiremezsin, yol yakınken ayrıl.
0
iwasbornonamountainside
(01.07.24)
üniversitede hocam " nişanlandığın kişiyle evlenemezsin " demişti.
gerçek yüzünü sonra gösteriyor insanlar birbirine , sen ucundan azıcık görmüşsün
0
devilone
(01.07.24)
Evlilik hazırlıklarında bu tarz gerginlikler olur, doğaldır. Özellikle kadınlar bu dönemde biraz "şirret" bir hale bürünebiliyorlar.

Siz geçen sene de ilişkinizde sık sık tartışmalar yaşadığınıza dair bir soru sormuşsunuz. Bence o dönemki davranışlar ve yaşadıklarınız daha önemli.

Ne yapacağınıza en iyi siz karar vereceksiniz ama içinizde "bu saatten sonra nasıl ayrılırım, yapamam, olmaz" tarzında bir düşünce olmasın. Ayrılın demiyorum, ama şüpheleriniz varsa ayrılmanız için en uygun zaman şu an. Bir bakalım evlenince düzelir, yoluna koyarız diye düşünmeyin. Bir şey aklınızı kurcalıyorsa ve size problem yaratıyorsa evlilik o sorunu yok etmez, aksine sorunu çözmenizi zorlaştırır. İyi düşünün, emin olup karar verin. Bu hayat sizin. Kimsenin gönlü olsun diye istemediğiniz şeylere zorlamayın kendinizi. Bol şans.
0
pispinti
(01.07.24)
Arkadaşım da katlanıp nişandan 2 gün sonra nişanı attı.
0
Kahvedesu
(01.07.24)
''sorun olduğunda alttan alan veya sorun çıkmasın diye susan taraf bendim''

bu bence bir problem.

sonunda senin de sabrının bir sonu var.
bulunmaz hint kumaşı gibi sanıyorsa kendini sanmaması lazım.

oturup konuşmak gerek. eğer stresten kaynaklı böyle davranıyorsa bilmem ama evvelden beri devam ediyorsa sıkıntı var demektir.

bu arada eski duyurunda kesin bu konuyla alakalı bir şey vardır diye baktım sen 1 senedir zaten bu sorunu yaşıyormuşsun.

her gün geriliyorum demişsin.

o yüzden bence ayrıl. yoksa çok çok daha zor olacak.
0
OgutucuRecep
(01.07.24)
susmayip kendi sinirlarinizi belirlemeyi ve bunlarin arkasinda durmanizi ve nisanlinizla konusmanizi oneririm. aman sorun cikmasin diye kendinizden odun vererek yasayamazsiniz zaten kadin ya da erkek, insanlar buna saygi duymuyor, insanlar ozgun, kendi degerlerine bagli insanlara saygi duyar, baskalarini memnun etmek icin her seye evet diyen insanlara karsi zaman icinde saygi azaliyor. kendinden odun vermek baska orta yolda bulusmak baska bir sey. kendinizden odun vermeyin demek okuz gibi olur, cat cut dan dan biri olun, karsinizdakine kopek gibi davranin demek degil, sizin kirmizi cizgileriniz neler, bir iliskiden ne bekliyorsunuz, korumak istediginiz bagli oldugunuz degerler neler vs. bunlari belirleyip bunlara sagdik kalmak onemli. eger zaten halihazirda her gun gerildiginiz kisiyse bu kisi, isleri daha da agirdan almakta fayda var.
0
kassiopeia
(01.07.24)
Sorunun yaşadığın hikayeden ziyade tepkisiz kalmayı seçmen gibi. İletişim problemini çözmezseniz zamanla birbirinizden soğumanız büyük olasılık. Evlilik zamanı streslidir evet. Birlikte Profesyonel destek almayı deneyin sürecimiz zor geçiyor diye. Düğün masrafının yanında hiç kalır, kendinize yapacağınız yatırım olarak düşünün.
0
hasmetizm 2046
(01.07.24)
nişanda kızın istedikleri olur, abartıyor olabilir misiniZ?
0
nuisance2
(01.07.24)
Nişan öncesi ve sonrasında bunun gibi bir sürü şey yaşayacaksınız çok normal.

Bence oturun bir konuşun derdinizi anlatın. Alttan almak güzel bir şey ama hep siz almayın.
0
Hallegadola
(01.07.24)
kadınlar nişan nikah düğün vb etkinliklerde "bir kere yaşıyorum" moduna giriyor (sözlükte başlığı da var).. hayatının en hayati etkinlikleri. evli değilim, evlenmedim, birkaç evlilik sürecine tanık oldum. insanı dinden imandan çıkarıyorlar. sabrını zorluyorlar. ama ayrılma kararı almak biraz saçma olur. bu süreç harici duruma bak.. suyuna gitmeye çalış, sinirlendiginde dilini ısır:)
0
tabudeviren
(01.07.24)
Son durum ne hocam nişanı atmamışsındır inşallah.
0
komando kani var bende
(17.11.24)
çift terapisi alın boşuna kavga etmeyin
0
bir soru sorcam
(17.11.24)
inşallah atmıştır ya, belli ki anlaşamıyorlar
0
titanyum22
(17.11.24)
olayın nişan ile alakası yok ki. sen geçen eylül ayında da aynı şeyden şikayet ediyormuşsun. kız şirret, sen de eziksin. geçinemiyorsunuz işte. daha ne olması lazım anlaman için

"Ciddi düşündüğünüz adı henüz konulmamış bir ilişki de olabilir veya evlenmiş olabilirsiniz. Ne kadar sıklıkla tartışıyorsunuz? Ne kadar sıklıkla birinizin özür dilemesi gereken bir şey oluyor? Uzun süreli ciddi de düşündüğüm bir ilişkim var ama neredeyse her gün geriliyoruz ve çok sıkıldım bu durumdan. Çevremde bu konularda fikir alabileceğim birisi yok size sormak istedim."
0
abelardo
(17.11.24)
(3)

sakalları yumuşatan bir krem ya da solüsyon var mı?

OgutucuRecep
sakallarım ve bıyıklarım biraz sert.böyle sürünce biraz yumuşatacak bir taktik var mı? krem ya da doğal bir şey de olabilir?
sakallarım ve bıyıklarım biraz sert.

böyle sürünce biraz yumuşatacak bir taktik var mı? krem ya da doğal bir şey de olabilir?
0
OgutucuRecep
(30.06.24)
malesef ya istanbul'dayım. teşekkür ederim :) netten bir bakayım
0
🌸OgutucuRecep
(30.06.24)
@ yap desem

Markayi bir daha kontrol eder misiniz ? Harley olarak bir softener bulamadim
0
oscar
(01.07.24)
Hurley Beard Softener‘mış adı, 4 fl oz/ 118 ml
0
yap desem yapmazsin he
(07.07.24)
(5)

iphone biri beni aradı adamın resmi çıktı tam ekran

OgutucuRecep
nasıl oldu bu? ben hiçbir şey yapmadım bir resim eklemedim.adam beni aradı ve onun resmi benim ekranda çıktı tam ekran olarak.netten baktığımda ben foto atıyorum da çıkıyor gözüküyor ama bu arayana ben hiçbir şey yapmadım direkt onun fotosu ekranımda çıktı.
nasıl oldu bu? ben hiçbir şey yapmadım bir resim eklemedim.
adam beni aradı ve onun resmi benim ekranda çıktı tam ekran olarak.
netten baktığımda ben foto atıyorum da çıkıyor gözüküyor ama bu arayana ben hiçbir şey yapmadım direkt onun fotosu ekranımda çıktı.
0
OgutucuRecep
(25.06.24)
Drone gören köylü hissiyatı duydum hocam sakin ol. Biraz önce de benzer bir duyuru açıldı, ios 18 özelliği imiş
0
pavlis
(25.06.24)
gündüz de bununla ilgili bir soru vardı nasıl kapatılıyor diye.

yeni güncellemeymiş. arayan kişinin kendi koyduğu fotoğraf aranan kişide çıkıyor.

saçmalığa bak. iyice delirdiler ha. adam cıbıldak fotoğrafını koyup evli barklı kadını arasa (ya da tam tersi) seyreyle şenliği. evde karınla oturuyorsun, yarı çıplak fotoğraflı bir kadın arıyor. ya da karını dalbaşak bir adam arıyor.

sakin ol demesi kolay. böyle bir duruma nasıl sakin olunur ya?
0
kibritsuyu
(25.06.24)
Ortalığı birbirine katın o zaman sorunu çözer
0
pavlis
(25.06.24)
sadece kişilerimi göster dersen kimsenin bir yerini göremezsin herhalde:)
apple mal değil düşünmüştür yaw o kadar
0
🌸OgutucuRecep
(25.06.24)
profill fotosu gibi düşün. kendin belirliyorsun başkalarını arayınca ekranda çıkıyor. daha önce defalarca görmeme rağmen bugün birinin fotosunda şok oldum. istemeyince kapatılması lazım
0
paintov
(25.06.24)
(9)

Beyaz gürültü işe yarıyor mu?

muhayyer divan
Selam23-24 dakikadır yağmur sesi açtım dinliyorum, rahatlayayım da uyuyayım diye ama hiçbir değişiklik hissetmiyorum. Halbuki yağmur sesini de kokusunu da çok ama çok severim. Bayılırım. Niye gevşemedim? Bu beyaz gürültü denen şey safsata mı acaba?
Selam

23-24 dakikadır yağmur sesi açtım dinliyorum, rahatlayayım da uyuyayım diye ama hiçbir değişiklik hissetmiyorum. Halbuki yağmur sesini de kokusunu da çok ama çok severim. Bayılırım.

Niye gevşemedim? Bu beyaz gürültü denen şey safsata mı acaba?
0
muhayyer divan
(25.06.24)
Beyaz gürültü benim bildiğim çocukların anne karnındaki duyduğu ses. Televizyon hışırtısı gibi. Bizim oğlan ufakken devamlı bunu dinletiyorduk faydası oluyordu.
0
etna
(25.06.24)
İlaçlar bile herkeste aynı etkiyi yapmıyorken safsata demek sert olur.

Ki zaten bu tarz yöntemler mucize değil,ilaç değil.
rahatlamanıza odaklanmanıza uyumanıza yardımcı olan şeyler. Kimi bunu kokuyla yapar.

Demek ki sizde etkisi olmamış, belki de fazla gergindiniz o yüzden etkisi olmadı.

Bu arada yağmur sesi, doğal sestir. Beyaz gürültü farklı. Beyaz gürültü dışında kahverengi, pembe gürültüler de var.
0
jülsezar
(25.06.24)
hoşunuza giden ve sizi mayıştıran yağmur sesi değil demek ki.

youtube da çeşitli asmr videoları var. derya deniz biri mutlaka işe yarar
0
Hallegadola
(25.06.24)
İşe yarıyor da her zaman değil.
Rain Rain diye uygulaması bile var.

Son zamanlarda sesli kitaplara sardım ben. Daha etkili gibi.
0
Mirket
(25.06.24)
Bir çok beyaz gürültü çeşiti var sadece yağmur sesiyle kısıtlamayın. Diğerlerini de deneyin, rüzgar sesi vb. gibi
0
o kadar da degil aga
(25.06.24)
bende bir işe yaramıyor.
0
OgutucuRecep
(25.06.24)
Beyaz gürültü bu: mynoise.net

Yağmur, fırtıma, deniz sesi vs ambient noise, uyurken değil ama çalışırken ortam sesleri bana iyi geliyor.
0
kobuzchu kiz
(25.06.24)
Uyurken değil ama çalışırken işe yarıyor +1 Benim favorim havaalanı sesi.
0
peki madem
(25.06.24)
Dinlerken uyuyakalmışlığım nadir, ama uykuya geçişimi kolaylaştırıyor. Ben Meditopia kullanıyorum. Sabahları bazen alarmdan önce uyanmaya başladım.
0
auroraaurora
(25.06.24)
(8)

ceyrek kokorec 180tl seyyar arabada cok degil mi?

ala09
araba daha mi pahali acaba diye soruyorum aslinda en son 120ye yiyorduk
araba daha mi pahali acaba diye soruyorum aslinda en son 120ye yiyorduk
0
ala09
(24.06.24)
Alsancak kıbrıs şehitlerindeki mekanda 130 lira. Evet cok pahalı
0
HellKeePer
(25.06.24)
Cok pahali.
0
optimistbakunin
(25.06.24)
yakında kokoreç,iskender yemek için kredi çekecek millet. ben yemezdim o paraya.
0
deranzo1
(25.06.24)
çeyrek için çok fazla. yarım ne kadar merak ettim. 360 falan mı?
0
ferenc
(25.06.24)
kafayı yemişler.
demek tam ekmek istesen 720tl isteyecek.
0
nuisance2
(25.06.24)
Eve yanın “mekanda” 110 ödüyorum ben çeyreğe. 180 nedir usta? :)
0
avatar is back
(25.06.24)
Kokoreçi geçtim çeyrek ekmek herhangi bi' şeye 180 tl çok bence :)
0
kumandanim
(25.06.24)
kokoreçin kilosu 500 tl.

hem de iyi kokoreç.

yarım ekmeğe koydukları kokoreç en fazla 60 gram falan.

15 liralık kokoreç koymuyorlar yani çeyreğe.
0
OgutucuRecep
(25.06.24)
(12)

göbeklitepe'nin bilinen tarihi ya yanlışsa?

OgutucuRecep
sadece göbeklitepe değil diğer tüm kalıntıların yaşının yanlış olma ihtimali?teknoloji sürekli gelişiyor. sürekli yeni teknikler gelişiyor. bence bu tarz yapıların ya da benzer yapıların kalıntıları yanlış hesaplanıyor.bundan 30-40 yıl sonra yepyeni bir yaş hesaplama çıkarsa ne olacak? bilinen tüm h
sadece göbeklitepe değil diğer tüm kalıntıların yaşının yanlış olma ihtimali?

teknoloji sürekli gelişiyor. sürekli yeni teknikler gelişiyor. bence bu tarz yapıların ya da benzer yapıların kalıntıları yanlış hesaplanıyor.

bundan 30-40 yıl sonra yepyeni bir yaş hesaplama çıkarsa ne olacak? bilinen tüm her şey yalan olacak.

göbeklitepe'nin örneğin 10-12 bin yıl önce var olduğu pek mantıklı gelmiyor.

sizce bu kalıntı yaşı hesaplamada bir yerde yanlış yapma ihtimalimiz yok mu?
0
OgutucuRecep
(24.06.24)
Peki neden sence yanlış hesaplanıyor? Yani hangi sebeple diyorsun? Misal neden mantıklı gelmiyor?

Vardır belki bilemem de yanlış olduğunu kanitlayacak bir yöntemim olsa bilim dünyasına sunardim ama yok. Ondan bilimin o noktada dediği şeyi doğru buluyorum.
0
logisticsmanager
(24.06.24)
bilerek yanlış hesaplamıyorlar.
şu an böyle tahmin ediyorlar.
0
🌸OgutucuRecep
(24.06.24)
tr.wikipedia.org
www.nps.gov

alternatif bir önerim olmadığı için bilime güveniyorum.
0
gabe h coud
(24.06.24)
Arkeolojik buluntuların tarihlendirmelerinde stilistik değerlendirmelere dayalı relatif tarihlendirmelerle, laboratuvar testlerine dayalı absolut tarihlemelerin birbiriyle tutarlı sonuçlar üretmesi beklenir. Stilistik tarihlendirmeler relatiftir, bir grup buluntu başka bir diğer grup buluntuya kıyasla tarihlendirilir. Bunda da güncel literatür kullanılır. Ele geçen buluntular belli bir kronolojik tabakalanma içerisinde ele geçiyor takdir edersiniz ki. Bu tabakalar kültür katmanlarını içeriyor, bir tabakadan ele geçen buluntular birbirleriyle ve çevre kültürlerle uyum gösterir. Örneğin çok bilinen siyah figürlü arkaik dönem seramikleri ege ve anadolunun bir çok yerinde belli bir katmanda açığa çıkar. Bu buluntu grubuna kıyasla sistematik olarak daha alt seviyesinden ele geçen gruplar onlardan daha önceki bir tarihe ait olmalıdır diyebilirsiniz. Bu sadece bir örnek. Bunun gibi çok fazla kıstas var.

Eğer relatif tarihlendirmeler karbon ve termoluminesans gibi absolut yöntemlerle de uyuşuyorsa epey sağlam bir tarihlendirme yapılmış olur.

Göbeklitepe 10 bin yıl olmaz, 8 bin yıl olur. 12 bin yıl olur ama tarihi alt üst edecek bir fark çıkması çok güç. Neticede Göbeklitepe relatif olarak olarak neolitik başlangıcını yansıtan bir kültür alanı ve bu Göbeklitepe özelinde değişebilir bir şey değil. Absolut tarihlendirmeler de bunu destekliyor. Ancak göbeklitepeden daha eski bir yerleşimle bu tarih geriye çekilebilir, bu mümkün.

Göbeklitepenin en erken geniş kapsamlı kültürlerden biri olmasının tarihlendirme teknolojilerinin ilerlemesiyle doğrudan bir ilgisi yok kısaca.

Size mantıklı gelmeme sebebi nedir ki
0
akhenaten
(24.06.24)
Dediğiniz üzere İslam kaynaklarına göre yanlış ve dünyada insanlık tarihinşn 7000 sene olduğu belirtiliyor.
Başka teori veya tezleri geçersiz saymak için "bilimsel olarak" daha geriden bir tarih veriliyor böyle arkeolojik veya tarihsel konularla. Materyalizme göre de evrim için milyonlarca yıl geriye gitmek lazım kendi görüşünü temellendirme adına.

Geçen haftalarda karşıma çıkan videolarda ise yapılan kazıların uzun bir süre için durdurulduğu ve kazı yerinin çevresine ağaçların dikildiği anlatılıyordu.
Yine bir şeyler dönüyor.
0
diyecevaplandı
(24.06.24)
İzotoplar ile yaş hesaplamada farklı izotoplar ile farklı zaman aralıkları için ölçümler yapılıyor. Yani dinozor fosilleri için en bilinen daha doğrusu ünlü C14 (radyokarbon) tarihlendirmesi yapılmaz. Ar-K (Argon-Potasyum), U-Th (Uranyum-Toryum), Rb-Sr (Rubidyum-Stronsiyum) testi yapılır. Bunlar radyoaktif izotopların yarılanma ömürleri üzerinden, bozunmuş maddedeki miktarları ve oranları ile hesaplanır. Radyometrik tarihlemede ne kadar geçmişe gidersen o kadar büyük yarılanma ömürleri ile çalıştığından hata payın artar.

@Akhenaten yaş tayini ile bilgiler vermiş ve örnek olamasa için tarihler vermiş ama Göbeklitepe'nin Radyokarbon tarihlendirme ile bulunan yaşı 11000 yıllık değil, 9000 yıllık çıkması skandal bir sapma ve hesaplama hatası olur. 500 yıl az değil. Öte yandan Jurassic period'da yaşamayan ama bir Jurassic Park klasiği olan Tyrannksaurus için "bu fosil 68000000-68005000 arasında diyerek 5000 yıllık zaman verirsen "sen kahin misin?" derler. Çünkü bu aralık için de çok az bir sapma payı.

Ben de tekrarlayayım. Mantıklı gelmeme sebebi nedir? Oradan ilerleyelim.
0
nawar
(24.06.24)
mantıklı gelmeme sebebi birçok şey olabilir.

mesela insanlığın 12.000 yıl önce bu seviyeden 12.000 yıl sonra ancak bu seviyeye gelmiş olması olabilir. belki de 1500 yıl önce falan burada insanlar yaşadı? 12.000 yıl çok yani.

ayrıca teknoloji geliştikçe daha önce bilinen pek çok şeyin doğru olmadığı, yanlış hesaplandığı ya da yanlış algılandığı da ortaya çıkıyor. şu an bulunan teknoloji de belki 50 yıl sonra yepyeni bir teknoloji sayesinde çoğu şeyin aslında yanlış hesaplandığını gösterecek.

yani çok basit bir teknik ile ölçüm yapılıyor ve çok uç sonuçlar veriliyor.

bu böyleyse şöyle olduysa şu kadar zamanda olmuş demek garip. belki bilmediğimiz farklı değişimler bu ölçümlenen şey ne ise ona etki etmiştir?

böyle böyle.
0
🌸OgutucuRecep
(24.06.24)
İkna olmama sebebinizi bilimsel bir taraftan açıklayamıyorsunuz. Bu tarihler sadece radyokarbon ile belirlenmiyor ama tabii ki son 50 bin yıl için en rafine sonuçlar c14'ten alınıyor. Burada güncellenen birtakım bilgiler var: Misal ölçümü yapılan karbon değerini kalibre etmek gerekiyor. Veri arttıkça kalibrasyon eğrileri gelişiyor, kuzey yarım kürenin en son kalibrasyon eğrisi 2020'de yayınlandı. Öte yandan başka verier de var tarihleri desteklemek için: ağaç yaş halkaları vs. Elde edilen tarihler bunlarla da destekleniyor. Artık antik DNA elde etmek de mümkün (şimdilik Göbeklitepe hariç), bazı durumlarda moleküler tarihleme yöntemleri de kullanılıyor.

Toplulukların da bölgesel bazı belirgin özellikleri var: O dönem için kafatası kültü, kamu yapıları vs. Tüm bunlar birleştirilerek bir sonuca varılıyor ve istatistiksel hesaplamalarla olaylar sıraya diziliyor.

"Göbeklitepe bu kadar gelişmiş olamazdı" algısı tamamen yanlış. Bölgeye baktığınızda birçok böyle kültür var. Kaldı ki insanlık tarihinin en büyük sıçramalarından birinin yaşandığı Neolitik Geçiş sürecinin bir parçası bunlar. Malesef kötü reklam kurbanı olduğu için Göbeklitepe'nin üzerinde mistik bir örtü oluştu. Halbuki ben keriz silkeleyecek olsam Karahantepe'yi tercih ederim, hadi o yeni kazılmaya başladı diyelim, Çayönü'nün kafataslı yapısı üzerine üretilecek efsanelerle muhtemelen bayağı zengin olunur. Daha Levant'tan falan bahsetmiyoruz bile. O yüzden sorgulamak çok iyi bir şey ama sorgularken "ben meselenin ne kadarını bilerek sorguluyorum" diye sormakta fayda var.

Yazdıklarıma dönüm bakınca biraz sert bir ton gibi göründü ama niyetim o değil, sesli olmadığı için öyle gelirse kusura bakmayın :)
0
evrim halkasi
(24.06.24)
bilimin dogayi ele alisinda yuzde yuz dogruluk, yani mutlak dogruluk yok zaten. ama dogruya yaklasmak diye birsey var. mevcut kanitlarla ortaya bir dogru/olasilik atilir. ortaya cikarilan olasiliklar arasinda en guclu kanitlara sahip olanlar dogru kabul edilir. bu noktadan sonra bir seyin dogurulugu yeni kanitlar bulundukca azilir, ya da daha guclu kanitlarla kesinlige biraz daha yaklasir.

ozetle bilimde her seye suphe ile yaklasilir. ama bilimde suphe etmek veya bir seye inanmak netice degildir. yani dogmatizmin aksine once kanitlara bakarsin ve sonra suphe ile birlikte ikna olursun. kanitlar guclendikce suphen azalir. ama dogmatizm de once inanirsin sonra kanit bulursan one surersin. guclu bir ispatin zayiflatmak icin de daha guclu bir ispat ortaya koymak gerekir.

ilerde daha guclu yontemlerle tarihleme elbette yapilabilir, ama bu yontemler belki su anda one surulen tarihi daha guclu bir sekilde kanitlayabilir, daha kesin tarihler verebilir ya da yalanlayabilir. sonucta bilim bir inanc degil kanit, yontem ve surectir.
0
emrahday
(24.06.24)
@nawar tarihlendirmedeki hata paylarının tutarsız denebilecek kadar büyük olabileceği konusunda haklı, ancak tarihi alt üst etmenin zor olacağından kastım Göbeklitepe'deki alanın ifade ettiği şeylerdi.

Göbeklitepe şu anda bilinen en eski megalitik yapı. Bunu daha erkene çeken Endonezya'da bir bölge var, adını hatırlayamıyorum. Ancak orası hem mimari açıdan, hem de tarihlendirme açısından çok tartışmalı henüz.

Göbeklitepe'nin bu konumu birkaç bin yılla dahi değişebilir değil şu an için. En fazla "Dünyanın en eski megalitik yapılarından birisi" olarak bir konum değişikliğine uğrayabilir. Bu da tarihlendirme sebebiyle olmasa bile gelecekte yeni bir keşifle olacaktır zaten. Şunu gözardı etmemek lazım, bu tür atılımlar bir anda gerçekleşmiyor. Eğer bir Göbeklitepe varsa büyük ihtimalle başka benzer nitelikli alanlar da büyük olasılıkla vardır. Göbeklitepe çevresinde yaşayan insanlar üstün insan oldukları için değil, yapabilmek mümkün olduğu için bu yapıları inşa edebildiler. Haliyle hiçbir zaman bulamayacağımızı varsaysak bile benzer yapıların olabileceği düşünülebilir. Göbeklitepe'nin bu anlamda ifade ettiği şeyin değişmesi güç.

Mantıklı gelmeme sebebiyle ilgili söylediğiniz konu için de aynı şey geçerli. Uzun yıllardır elde biriken bir data var. Bu data kazılarla genişliyor. Bu data birbiriyle uyum göstererek ilerliyor. Belli bir pattern sergiliyor. Bu pattern güçlendikçe data da bütün haline dönüşüyor. Yani eğer tarihsel çizgide bir değişiklik olacaksa bile tek tek buluntuların birbirlerine oranla olan konumları yine de korunuyor. Bu gözlemsel bir husus, teknolojik değil. Şöyle düşünün, bir inşaat kazısı sırasında eğer kazılan alana baktıysanız kazılan alanın kesitinde toprak katmanlarının üst üste yerleştiğini görmüşsünüzdür. Neden böyle denildiğinde altta yer alan katmanın üstte yer alan katmana göre daha erken bir oluşum olduğunu söylersiniz. Haklı da olursunuz. Katmanlardan bir tanesini bir tarihlendirme yöntemiyle tarihlendirdiğiniz zaman üstte yer alan katmanı tarihlediğinizde daha geç bir tarih, altta yer alan katmanı tarihlediğinizde daha erken bir tarih vermesi gerektiğini varsayarsınız. Doğru bir ölçüm yaptırsanız öyle de olur. Eğer tersi sonuç gelirse bu katmanların mucizevi şekilde sağduyuya aykırı olarak ters yerleşmiş olduğunu değil, tarihlendirme tekniğinizin hatalı sonuç ürettiğini düşünürsünüz. Bu ölçümler günümüz seviyesine yaklaştıkça daha güncel sonuçlar üretiyorsa bu size bir veri teşkil eder. Daha sonra daha sağlam tekniklerle daha doğru bir tarihlendirme yapabilirsiniz, ancak bu küme halinde bütün tabakaların tarihlerini etkiler, o piti piti şeklinde rastgele dağıtılmış yeni tarihlerle karman çorman bir hale gelmez.

Relatif tarihlendirme için de aynı şey geçerli. Kültür katmanları da jeolojik katmanlar gibi sıralanır. Sonuçlar tutarlıdır. Tutarsızlıklar ve hatalar elbette olabilir, neticede zaten dönemi anlamaya çalışıyorsunuz. Bilgi gelişecektir, ancak tekrar vurguluyorum "vay be bildiğimiz her şey yanlışmış" gibi bir şey çok da olası değil.

Neolitik Çağ'ın başlangıcı geriye veya ileriye çekilebilir, Demir Çağ'ın sonu geriye veya ileriye çekilebilir bu kavramlar zaten net tarihsel olgular değil, gördüğümüz şeyi anlamlandırmak için icat ettiğimiz terimler. Bu tanımlarım ifade ettiği gelişimsel çizgi sabittir. Çünkü gördüğümüz şeyler ve gördüğümüz şeylerin içerisinde bulunduğu kontekstler sabit. Her şeyi bildiğimizi varsayamaz kimse, ancak bazı şeyleri de biliyoruz artık.
0
akhenaten
(24.06.24)
sadece merak edip soruyorum aslında meseleyi belli bir ölçüde öğrensem de yine mantıklı gelmediği için fikirlerinizi meraak ediyorum. daha doğrusu güncel teknoloji ile değişebilir bir durumu sorguluyorum.

düşüncelerinizi uzun uzun anlattığınız için hepinize teşekkür ederim arkadaşlar :)
0
🌸OgutucuRecep
(24.06.24)
Bu tamamen bize tarihin yanlış öğretilmesi ile ilgili bir konu. İnsanlığın gelişimi lineer değil. Çok fazla çöküş ve gerileme dönemleri var. Bazılarıda çöküş çok büyük. Bir de mesela "yazının icadı" ya da "tekerleğin icadı" gibi şeyler yazınca bütün insanlar bir KHK ile bunlara ulaşmış gibi anlatılıyor. Oysa bir bölgedeki bir toplum ateşte et pişirip kira sözleşmesi hazırlıyorken diğerleri hala ağaçta yaşayıp aslan avından arta kalanlar için sırtlan ile savaşıyor olabiliyor.

Bronz çağın çöküşü mesela muazzam bir gerileme. Aynı şekilde 9. ve 11. yüzyıldaki birçok Avrupa krallığının Roma'nın 900 yıl önceki seviyesinin yanına yaklaşmadığını görüyoruz. Yine arada ve sonrasında dinin güç kazandığı veya bazı toplumların yıkım ile geldiği dönemlerde ve yerlerde yakılan kütüphaneler, kitaplar ve yakılan, öldürülen ya da hapse atılan filozoflar ve bilim insanları var.

16. yy'da "meleklerin eteklerinin altına bakıyorlar" diye olay çıkarıp konu büyüyünce rasathaneyi top atışına tutanların, kendilerinden 1700 yıl önce yaşayan, dünyanın düz olmadığını fark edip çevresini hesaplayan astronom Eratosthenes'ten daha gelişkin olduğunu düşündürecek bir şey yok. Aynı şekilde 19. yy'da İngilizler güney Afrika'ya gittiğinde Martini-Henry ile savaşırken karşıdan mızraklı kalkanlı Zulu askerleri geliyordu.

Tarih biraz böyle bir şey. O yüzden garip gelmesi normal. Bugün bile birileri Dünya'nın bir yerinde 2 nm boyutunda çip üretirken diğer yanında ıslak sopa ucu kemirip ilkel yay yapmaya çalışanlar var. Hatta o kadar izole topluma gerek yok. 2024 Türkiye'sinde bugün sokağa çık, zinadan ya da içkiden deprem olduğunu sanan bir sürü insan görürsün. İşte internet ve bilgisayarlar ile bilginin kaydedilmesinin olmadığı bir dönemde tek savaşta nanoçip üretiminden, "zina yapıyorlar deprem oldu" seviyesine dönebiliyorsun çünkü toplumu bu şekilde bilimsel, teknolojik, felsefi vb. kanallar ile ileriye taşıyacak insan sayısı %1 bile değil.

Belki biz yani bu duyurudakilerin büyük çoğunluğu verdiğim örneklerdeki gibi bilim ve bilgi düşmanı değil ama o lokomotif olan %1'de de değiliz. Onlar bir sebeple bilgi aktaramayınca telafi etmek için yıllar harcamamız gerekiyor bu sebeple. Tabii yazının icadı, okur-yazarlık, okullar, üniversiteler, bilgisayarlar ve internet sağ olsun bu konu 1000 yıl önceden daha kolay. Roma İmparatorluğu sonrasında taşın sırrını unutan, kasabadan hallice seviyedeki Anglo-Sakson krallıklarına dönmeyiz bir anda. :)
0
nawar
(25.06.24)
(7)

Aniden başlayan ve 24 saattir süren göz seğirmesi

zimbirik
Hiç böyle bi şey yaşamadım daha önce. Neden olmuş olabilir? Fikri olan, daha önce yaşamış olan var mı?
Hiç böyle bi şey yaşamadım daha önce. Neden olmuş olabilir? Fikri olan, daha önce yaşamış olan var mı?
0
zimbirik
(14.06.24)
Tanıdığım birinde vardı. Yüksek tansiyon çıktı
0
numlock
(14.06.24)
suni göz damlası alıp dene. çözüm olmazsa doktora gidersin. bende de göz seğirmesi bir anda başladı ve 2 ay hiç geçmedi sonra doktora gittim damla verdi ve ilk damladan sonra sorun geçti :P
yani başka bir şey de olabilir tabi ama bir dene zararı olmaz.
0
neira
(14.06.24)
Birkaç gün de sürebiliyor. Bana olmuştu. Başka şikayetim olmadığı için doktora gitmemiştim. Kendiliğinden düzeldi.

O dönem çok yoğun çalışıyordum ben ona yormuştum. Ama doktora görünmek daha mantıklı olur.
0
pispinti
(14.06.24)
bana da oldu bir kez. bir kac gun surdu
ben umursammadim
ama doktora gitmek faydali olabilir
0
foster
(14.06.24)
bende de oluyor arada
günde 4-5 defa seğiriyordu.
sonra geçti.
0
OgutucuRecep
(14.06.24)
üst üste 2 kupa (yaklaşık 700 ml) türk kahvesi içince olmuştu bana. 4 gün sürmüştü.
0
gnosis
(14.06.24)
yorgunluk, stres.
dinlensin, kafasını boşaltsın.
0
rhan
(14.06.24)
(45)

arkadaşımın evimden zeytinyağı çalması

la lykia
eski bir arkadaşım kahvaltıya gelmişti.evde zeytinyağının içinde duran iki küçük bidon milas yağlı zeytinı var, ondan çıkarmıştım. çıkarırken de anlatmıştım, "işte bu zeytin böyle yağın içinde duruyor, yağda durmazsa hemen küfleniyor, coğrafi işaret aldı daha yakınlarda" vs. diye. o gün kahvaltı yap
eski bir arkadaşım kahvaltıya gelmişti.

evde zeytinyağının içinde duran iki küçük bidon milas yağlı zeytinı var, ondan çıkarmıştım. çıkarırken de anlatmıştım, "işte bu zeytin böyle yağın içinde duruyor, yağda durmazsa hemen küfleniyor, coğrafi işaret aldı daha yakınlarda" vs. diye. o gün kahvaltı yapıldı, dağıldık.

ben bir süre sonra bir baktım o zeytinin içinde durduğu yağ yok olmuş, haliyle zeytin de küflenmiş.

eve de başka kimse gelmemişti. duruma hiçbir anlam veremedim. acaba ben tuvalete gittiğim bir ara arkadaşım biraz daha çıkarmak istedi de yağı mı döküldü, belki elinden kaydı, olur ya insanlık hali. ama öyle bir şey olduysa bana niye söylemedi? belki unutmuştur ya da utanmıştır dedim.

arkadaşıma nazikçe sordum: "bizim o gün çıkardığımız zeytinin yağı mı döküldü o gün? zeytinler yağsız kalmış küflenmiş" dedim. haa evet ya galiba döküldü biraz dedi o kadar.

çok tuhaf buldum tavrını. zeytin de o bölgeye giden birinin getirdiği zeytin, markette falan satılmıyor, üzüldüm haliyle, koca bidon zeytin çöpe gitti. ama yine de zeytinde değilim, tavır ve rahatlığı tuhaf geldi ama neyse dedim üzerinde durmadım.

aynı arkadaşım başka bir gün akşam oturmasına geldi. tuvalete gitmiştim. döndüğümde mutfaktaydı, ben de mutfağa yöneldim, bir şey lazım mı dedim. yok peçete alacaktım dedi, önümü kesti, yani mutfağa girmemem için. bir şey istiyorsan ben vereyim dedi. ben yine bir şaşırdım, ne alaka benim evimde, sen bir şey istiyorsan ben vereyim asıl diye düşündüm ama bir şey demedim. yok su alacaktım ben de dedim, girdim mutfağa.

mutfağa girdiğimde gördüğüm manzara: evinden iki tane cam kavanoz getirmiş, bizim diğer ikinci bidondaki zeytinin yağını onlara aktarmış.

ne yapıyorsun dedim? ya işte bu yağ fazla gelmiş zeytine, aktarayım dedim falan diye saçmaladı. dedim ne alaka, o zeytinler yağın içinde duruyor, diğeri zaten küflendi, anlattım sana. sen ne yapıyorsun bana bir anlatır mısın dedim.

bu sefer itiraf etti, işte benim yağım bitmişti, bu yağ da bu zeytine fazla gelmiş diye düşündüm, bir şey olmaz nasıl olsa diye birazını alayım dedim dedi.

diğer zeytinin yağını da mı almıştın dedim, çok az almıştım dedi.

o kadar afalladım ki, ne diyeceğimi, ne tepki vereceğimi bilemedim. yemin ederim zeytininde, yağında değilim tabii ki, ama evime giren çıkan insan, bu düpedüz hırsızlık değil midir? kendimi salak gibi hissettim.

siz olsaydınız ne yapardınız, nasıl tepki verirdiniz? arkadaşlığınızı bitirir miydiniz, konuşur muydunuz?

*** ekleme 1 ***

ön yargı olmasın diye yazmamıştım başta:

bu kişi çok eski bir çocukluk arkadaşım. aynı mahallede büyüdük, ailesini tanırım. ben tahmin ediyordum ama arkadaşım yakın zamanda itiraf etti; babası ve baba tarafı çok sorunlu tipler maalesef. evde psikolojik, ekonomik, fiziksel şiddetle büyümüş.

kendisinin de kişilik bozukluğu ve/veya psikolojik sorunları olduğuna ve son zamanlarda daha da belirgin hale geldiğine inanıyorum.

işsiz ve aylardır iş bile aramıyor ve her gün düzenli alkol alıyor.

ben biraz manevi destek olmak istemiştim kendisine. aylardır iş aramasına yardımcı oldum, derdini anlamaya çalıştım, konuştum vs vs.

benden zeytin ve yağ istese veya para istese verecek biri olduğumu da, sırt çevirmeyeceğimi, bunun da asla lafını yapacak biri olmadığımı çok iyi biliyor ama bence asıl derdi "istememek" idi çünkü isteseydi kendini ezik hissedecekti muhtemelen.

zeytini anlatma nedenim ise; böyle şeylere çok meraklı ve ilgili olmasıydı. kahvaltıda sofraya çıkarırken bu nasıl zeytin böyle diye sordu. zira dediğim gibi markette olan bir zeytin değil. ben de anlattım.

yağ miktarı: 2 tane 5 litrelik cam kavanozdu. yarısında zeytin vardı. sanırım her iki seferde de 2 litreye yakın yağ yapıyor. bu arada yazmayı unutmuşum. ilkinde de yağ almış, dökülmemiş. benim evden bulduğu boş bir pet şişeye almış.

*** ekleme 2 ***

olay günü yani evden henüz gitmemişken biraz sert bir tepki verdim ve konuştum. bu yaptığın çok yanlış, başkasının evinde yapsan adın direkt hırsıza çıkar, niye benden istemedin vs. gibi bir konuşma. o da evet, çok haklısın, salaklık bu yaptığım, ben de çok üzüldüm seni üzdüğüme falan dedi.

ama ben olay günü ciddi şok yaşadım. hani insanlar bazen der ya, olay anında bağıramadım diye. o kilitlenme hissi nasıl bir şeymiş direkt yaşadım. insan birkaç dakika içinde aa 20 yıldır tanıdığım insan hırsızmış diyemiyor. gerçek anlamda afalladım.

olayın üzerinden birkaç hafta geçti şu anda. olaydan 1 hafta sonra ben bir mesaj attım. kendisini iyi görmediğimi, arkadaşı olarak destek olmaya çalıştığımı ama benim de yapabileceklerimin sınırlı olduğunu, düzenli ve az olmayan miktarda alkol alımının uzun vadede illaki ciddi sorunlara yol açacağını, en kısa sürede profesyonel destek alması gerektiğini nazikçe yazdım.

tamam konuşalım falan dedi ama o zamandan beri ben uzak duruyorum, o da bir tuhaf davranıyor. tersliyor, sonra şaka yaptım diyor. ben de biraz kaçtım açıkçası. zaten hakikaten işlerim de çok yoğundu ama biraz da bahane edip görüşmedim. eve zaten davet edemem artık.

bu arada ben psikoloji mezunuyum ama klinik uzmanlığım yok, terapi eğitimi de almadım. onun için tam bir yorum yapabilecek ya da tanı koyabilecek durumda değilim ama aklıma gelen şeyler var tabii.

son zamanlarda tam olarak şöyle bir tablo çiziyor: sürekli bir haklılık hali var. eleştiriye karşı çok hassas. her şeyi biliyor, herkesten farklı, herkesten zeki, kimse onu anlamıyor. evden çıkmıyor, kimseyle görüşmüyor ve sıkı alkol alıyor. işsiz ve iş aramıyor. şimdiye kadar yaptığı birikim ile geçiniyor. (erkek, yaş 38)

yani baya bitik bir halde aslında. biz de pandemide çok görüşmemiştik. sonra birkaç şey oldu, ben iş aramasına yardımcı oldum, bulduk da iş ama oradan da 2 günde gönderdiler. hatta patron demiş ki, sen çok tuhaf bir tipsin, adını koyamıyorum ama sana güvenemedim, birlikte çalışamayız. belki orada da birşey yaptı bilemiyorum.

benim de bundan sonra görüşmeye niyetim yok zaten.

çocukluk arkadaşımdı, eskiden böyle biri değildi. bir şeyler yapmaya çalıştım, sırtımı çevirmek istemedim bu haldeyken ama çoğu kişinin dediği gibi kimsenin doktoru değiliz, yapabileceklerimiz sınırlı.

yani öyleyken böyle...
0
la lykia
(14.06.24)
Zeytinyağı çalan arkadaş mı olur yahu? O an evinizden ve hayatınızdan kovmanız gerekir o kişiyi. Kovdunuz değil mi?
0
pispinti
(14.06.24)
Bunun adı hırsızlık.
O kişiyi evinize de almayın, yakınınıza da almayın. İletişiminizi kesin.

Basit bir zeytinyağı kaybetmek değil insanı sürekli tedirgin edecek bir şey. Kendi evinde böyle bir olay olunca insan kendini savunmasız ve çaresiz hisseder.

Ben olsaydım "Bence bu hırsızlık ve asla kabul edebileceğim bir şey değil. Seninle arkadaşlığımı sonlandırıyorum." derdim. Siz de öyle deyin hatta umarım o anda söylemişsinizdir bunu.
0
michael_knight
(14.06.24)
Ohaa cok urkutucu bence ya, gercekten insan ne tepki verecegini bilemez. Ciddilesip hadi ordan siee deseydiniz iyi olurdu, direkt arkadasligi bitiririm tabii ki konusmak ne demek.
0
Feriyaanim
(14.06.24)
evime davet etmem. özellikle görüşmem. karşılaşırsam selam selam. çok çok yakın arkadaşlarıma da anlatırım.
0
elorelia
(14.06.24)
hocam zeytinin yağını çalan kişi kesin başka şeyler de çalmıştır. bu şahsın size gelmesi sonrası kaybolan eşyalarınız oldu mu bir onu düşün bence.

her halükarda da şahsı hayatınızdan çıkarın, kabul edilebilecek bir davranış değil bu zira. ayrıca "bir anlık şeytana uydum" gibi bir durum da yok, hazırlık yapıp evden şişe getirmiş diyorsunuz. böyle birine zerre güven olmaz bence.
0
shadowfollower
(14.06.24)
elorelia +1
0
jülsezar
(14.06.24)
Arkadaşınız olduğu için belki daha geniş perspektiften bakamıyorsunuz ama insan sadece zeytinyağı çalmaz. Sizden istemek yerine gizli kapaklı çalmayı tercih etmiş. Huydur bu. Görüşür müsünüz bilmem ama evinize sokmayın okurken rahatsız oldum.
0
huzurlarinizda huzursuzluk
(14.06.24)
çok kötü ya, o kişiyi bir daha evine sokmamanı ve hatta iletişimi tamamen koparmanı gerektirecek bir durum bence bu. resmen hırsızlık.
0
hrskrs
(14.06.24)
Hırsızlık.
Hayatımdan çıkarırım. Böyle bir insana nasıl guveneceksiniz? Ya başka şeyler de çalarsa?
"Ya param bitmişti sende fazla varmış"
0
logisticsmanager
(14.06.24)
herkesin aksine yorum yapacağım. herkes dışarıdan bir insan olarak kesin ve net kıssas istemiş, ama arkadaş var arkadaş var. bazen bazı insanlara karşı o kadar radikal olamıyorsunuz. benim de evime gelen arkadaşlar oluyor. şeytana uymuştur, salaklığına denk gelmiştir, idrak edememiştir vs...o yüzden herkese ikinci bir şans veririm. tabi bu karşıdakinin ne kadar üzüldüğü, sıkıldığı, pişman olduğu ile paralel. eğer bu dediklerim varsa ikinci bir şans veririm. eğer iflah olmaz, rahat biriyse her zaman yapıyor ve yapar demektir. direkt yol verirdim. hatta etrafımdakilere de rezil ederdim herkes dikkat etsin diye.
0
buenosdias
(14.06.24)
ya hırsızlık deyip kriminal tarafına yüklenmeden bu bence direkt mallık. istiyorsan söyle ya zeytinyağı çalmak ne sjkdhfsd ben olsam hırsız da hırsız diye anlatmam da böyle tuhaf hasta değişik biri olduğunu anlatabilirim belki yakın arkadaş çevreme, o da daha çok gülmek için jhgd ve kendisiyle de tabii sohbeti keserim. başka şeyleri almış mı bi kontrol bence de manyak belli ki.

edit: ön yargı dediğiniz şey arkadaşı tamam normal değil ama biraz anlaşılır kılıyor. cidden hastaymış adam.. grimavi ve paintovaa hak verdim, bu hikaye karşılıklı acayiplik olmadan zor.
0
nic cage
(14.06.24)
ovdugun birsey oldugu icin, bana hirsizliktan daha cok sana gicigi var da zarar mi vermek istedi diye dusundum.
0
durgunfoton
(14.06.24)
nic cage +1
Bize göre tabii ki hırsızlık da, benim evime giren çıkan bir arkadaşım bunu yapsa mal mısın aq diye ensesine vurur dalga geçerim. Sonra da neden böyle bir mallık yaptığını anlatması için sıkıştırırım.

Tuhaf bi davranış kesinlikle, hırsızlık gözüyle bakmayabilirim ben de yakın bir arkadaşım bunu yapsa.
Biraz köylü kurnazı, sinsice bir hareket; bu huylarla uyuşan genel bir tavrı varsa bu insanın dikkat etmek gerekebilir.
0
Bruce
(14.06.24)
bu suçtan ceza evinde yatanlar var. aydın bölgesinde yaşıyorum, zeytinyağ hırsızlığı çok yaygın burda.
0
mikahakkinen
(14.06.24)
korkunç ya, bir de böyle bir insanı evime almış olma fikri içimi ürpertir dururdu.

planlamış bi de, evden cam şişe getirmeler falan. daha fazla vakit geçirse, başka şeyleri gözüne kestirse küçük küçük soyacaktı demek ki. asla görüşmem, yakınımdan bile geçirmem.
0
ofelia
(14.06.24)
evinden direkt kov bu hırsızı.
bu yarın senin evinden paranı, pulunu her şeyini çalar.
yuh ya ben tutar küfür ederek kovardım evden.
ayrıca herkese hırsız olduğunu söyle durumu anlat.
başkasının evinden ufak çaplı neler çalmıştır bu aklın durur.
bak konu çok önemli herkese söylemezsen vebali senin boynuna.
0
OgutucuRecep
(14.06.24)
hırsızlık bu. arkadaşın hırsız, kleptomanyak veya düpedüz mal. böyle birisi oldugunu bu zamana kadar nasıl anlayamadın hayret. evine nasıl alıyorsun böyle birisini, evinden başka şeyler de almıştır bu. almadıysa da alır yani, güvenemezsin ki.

yapacağım şey, bir daha asla evime, arabama almamak. yakınlarıma anlatmak. mümkün oldugunca az muhatap olmak.
0
abelardo
(14.06.24)
Evime gelecek kadar yakın arkadaşım beğense ve istese gerekirse tamamını veririm o yağın ama benden çalınca ı ıh. Kavanozdaki yağı geri boşaltıp yollarım kapıdan.
0
nawar
(14.06.24)
Ben hırsızlıktan fazlasını gördüm bu olaylarda. Şöyle ki ilk bidondaki zeytinyağını zeytinler küflensin diye lavaboya dökmüştür. Sizin açıklama yaptığınız gün yapmışsa yanında zeytinyağını koyacak kap vs yoktur çünkü. İkincisinde de yine zeytinler bozulsun amacı var ama zeytinyağı da boşa gitmesin istemiş. Arkadaşınızın amacı hırsızlık değil kötülük yani. Belki sizi kıskandığından da yapıyor olabilir
0
gnosis
(14.06.24)
ikiniz de acayipsiniz. zeytinyağını almışsa ve sana söylememişse salaklık yapmış. muhabbeti azaltırsın en kötü ihtimal. bu kadar büyütmelik bir şey göremiyorum
0
paintov
(14.06.24)
Koşarak uzaklaş ondan.
onu tanıyan arkadaşlarınıza da söyleyin :
- eve geldiğinde yağlarınızı bodruma saklayın.. diye.

@paintov ,
bu tür hırsızlıklar başka hırsızlıklara gebedir.
0
diyecevaplandı
(14.06.24)
Yalnız hocam senin arkadaşına zeytinyağı şovu yapman da gereksiz olmuş, ona da bir hediye boyu alırsın o zaman bilgi verirsin anlarım da

ikiniz de tuhafsınız+1
0
grimavi
(14.06.24)
ya bırak gitsin
insanlar kendini kurtarmak istemiyorsa sen niye fazlasını yapıp kurtarmaya çalışasın ki
0
OgutucuRecep
(14.06.24)
Herkes gerekeni söylemiş zaten ben de ne kadar bir yağ onu merak ettim? 1 litre filan mıydı yoksa daha mı fazla?
0
yenibirgüzelnick
(14.06.24)
bence de hirsizligin disinda birde cekememezlik gibi bir seyde olabilir gibi gorunuyor. korkunc bir durum gercekten, ozel alanin ihlali
0
foster
(14.06.24)
Arkadaşınızın psikolojik rahatsızlığı olduğunu düşünüyorum (kleptomani) kendisi ile konuşup tedavi olması için ikna edin. Böyle bir durumda nasıl tepki verirdim bilemedim ama soğuk kanlı ve mesafeli olmakta fayda var.
0
doharkoman
(14.06.24)
enteresan valla. son ana kadar hep "kesin bidon delinmistir akmistir, insan arkadasinin evinden zeytinyagi mi calar ne kadar sacma" diyodum. maddi durumu falan mi kotu? ekmek falan da degil ki, zeytinyagi. kleptomani olabilir mi? veya istahina duskun birisi de kaliteli zeytin yagina mi karsi koyamadi?

yani arkadasligimi bitirmem ben muhtemelen, ama baya bozulurum ve arayi da acarim diye dusunuyorum. ama grupla arkadaslik durumu varsa gorusmemezlik etmem yani sahsen. borc alip geri odemeyen arkadaslarima da ayni tarifeyi uyguluyorum, biraz saf olabilirim ben.
0
icim urperiyor
(14.06.24)
"bir şey istiyorsan ben vereyim"
ve
"iki tane cam kavanoz getirmiş"

kısımlarına koptum yalnız.

bu kısa hayatta, kimseyi düzeltmekle falan uğraşmayın. bazı şeyleri tamamen kesmeli insan.
0
la traviata
(14.06.24)
Ben de arayı açardım, bir daha da asla evime almazdım. Ne saçma bir durumdur bu valla dönüp dönüp tekrar okudum duyuruyu.
0
peki madem
(14.06.24)
Olayı normalleştiren ve ''nolcak yeaa'' diyenlere bir anlam veremedim. Bu bildiğin hırsızlık. Hadi amacı hırsızlık değilse bile kasıtlı bir şekilde zarar vermek e bu da hırsızlık kadar kötü bir şey.

insan arkadaşının malına vs. bile isteye neden zarar vermek istesin. İstiyorsa da arkadaş değil düşman denir ona.

Ben olsam arayı açardım ha açmasam bile evime almazdım bir daha.

Hadi ilkinde oldu neyse unutalım desek bile bunu bir daha yapıyorsa bunun devamı da gelir çünkü.
0
orta buyuklukte bir ulkenin krali
(14.06.24)
Soruyor musun bir de olduğu çıkart gitsin. Mesele zeytinyağı değil düpedüz planlı soyguna gelmiş
0
birmilyonunvarmi
(14.06.24)
Sizi nasıl "ilginç" bulmuş bazı yanıtlayanlar hiç anlamadım.

Bu mevzubahis arkadaşı yaptığı hiçbir şeyin sorumluluğunu almayan, şuursuzca yaşayan, aman nolcak ya diye her senaryoda eğer mümkünse mevzuyu kendine doğru yontan tiplere benzettim ben.

Hayatta tutmak için bi sebep yok, varlığı zarar çıkarın gitsin elbette.
0
hedep
(14.06.24)
ananiyimioguz
(14.06.24)
son zamanlarda okuduğum en garip şeylerden. manyak mı yanında kavanoz taşıyor bir de? zeytinyağı yani bu?? direkt arkadaşlığımı bitiririm ben, bu tiplerin yanında korkuyorum. çevreme de anlatırım tabii.
0
deartheodosia
(14.06.24)
Arkadaşlık bitirilir, sorarsa da içinde olulan her türlü sözü yüzüne boca edersin, her yerden de engellersin. Bu kadar.

Eski bir arkadaş olup senden bir miktar yağ isteyemeyecek kadar seni tanımayan, buna karşılık yaşab söyleyerek yağını çalmaya yeltenecek kadar cüretkâr ve girişken(!!!) olan insan düpedüz hırsızdır kıskançtır hazımsızdır. Üzgünüm, kötü biri o. Acilen hayatından çıkar derim.
0
muhayyer divan
(14.06.24)
Yaşab = yalan
0
muhayyer divan
(14.06.24)
Aradaki açıklamanı şimdi okudum, şahıs işsizmiş, "artık" iş bile aramıyor ise ciddi çıkmaza girmiş ve kafası bulanmış olabilir, hele ki erkekse veya eline bakanlar varsa iyice sıyırmaya yaklaşmış olabilir.

Evet meraklıymış ilgiliymiş ama o ilgisi merakı çok yüksek ihtimalle bundan para kazanılır mı bakış açısından kaynaklı. Yoksa övdüğün şeyin sendeki mevcudiyeti onu kudurtmuş olabilir. Bazı insan gerçekten kıskanç olur, hazımsız olur, hazmedemediği şeyler karşısındakinde de olmasın ister. Öyle biri mi bilmiyorum ama aç kedilerin önünde et yemek gibi olmuş seninki. Keşke yapmasaydın. İnşallah bir daha yapma.
0
muhayyer divan
(14.06.24)
arkadaşının çok ciddi sorunları var. sadece hırsızlık değil akli bir sıkıntısı olduğunu düşünüyorum. her durumda uzak durmakta eve sokmamakta fayda var.
0
orpheus
(14.06.24)
İletişimi keserdim. Eve kavanozla gelmiş, plan yapmış, kleptoman olduğunu sanmıyorum. Ya art niyetli ya da başka psikolojik sorunları var. Her türlü uzak duymak isterim. Ha param çoktur, psikiyatr ücretine yardım ister, onu öderim, o kadar.
0
asteriks
(14.06.24)
arkadasin balatayi siyirmis..
0
cooperr
(14.06.24)
bence ellerini aç ve tanrıya evden başka birşeyde çalmamıştır inşallah diye dua et.
0
Zetnikov
(14.06.24)
çok çok çok uzun zamandır ne ben bence ne de duyuru böyle bir olaya denk gelmemişti. Bunu yapabilecek "cesaret" içinde olan insan bence sizden isteyebilirdi de. İstemekten utanacak olsa çalmaktan, almaktan daha çok utanmalıydı. Nereden tutsan elinde kalan saçma sapan bir olay. Sırf böyle anlarda yok olmak istiyorum ben. devamını nasıl kotardınız çok merak ettim.
0
sparkle kiddle
(14.06.24)
birine bunun şovunu yapmış kendi yağı gibi sonra o kişi istemiş olabilir mi xd her ne sebeple olursa olsun hırsızlık kötü ve devamı gelir
0
ala09
(14.06.24)
bugün bir entry gördüm, çok hoşuma gitmişti favorilemiştim.

insanlığın sonu hümanizm yüzünden olacak şeklinde bir entry.

hırsız hırsızdır, ailesinden psikolojik şiddet görmesi filan geçin bunları. normalde evinize giren hırsızla arkadaşlık kurmuyorsanız, bu şahısla da olmamalısınız. ayrıca bu rezaletten sonra, mesaj atmanız filan, işte insanlığın sonunu getirecek hümanizmden anladığım mikro örneklerden.
0
wilhelmwasmuss
(15.06.24)
Tabii ki bundan sonra görüşmek olmaz, çevremizdeki kişilere onlar özellikle istemediği sürece yardım etmek maalesef imkansıza yakın, incindiğinizle kalırsınız.

İşsiz olması, zamanla kendini en haklı görmesi, kimsenin onu anlamaması patternleri bir tanıdığımda da vardı. 45 yaşında olmalı şu an hala işi yok ve hiç düzelmedi, biz de görüşmeyi kestik. Umarım destek alır ama kendini her durumda en haklı gören birinin destek almaya gitmesi mümkün olamıyor herhalde.
0
montreal
(15.06.24)
(18)

En köylü önyargınız nedir?

sekizdokuzon
Ben kısa boylu insanların sinsi, anasının gözü olduğunu düşünüyorum. Sizde neler var?
Ben kısa boylu insanların sinsi, anasının gözü olduğunu düşünüyorum. Sizde neler var?
0
sekizdokuzon
(13.06.24)
Beyaz tenlilerin zengin, sarışınların züppe, uzun boyluların genelde aptal olduğunu düşünüyorum. Ama köylü değil, yedi cetten şehirliyim.
0
prole
(13.06.24)
Büyük memeyi daha güzel buluyorum.
0
gabe h coud
(13.06.24)
Erkeklerin sorumsuz ve ben merkezci olduklarına inanıyorum.
0
muhayyer divan
(13.06.24)
dövmeli insanların hedonist olduğunu düşünüyorum.
0
biravekahve
(13.06.24)
Burca göre insan kategorize ediyordum, o bayağı geçti.
0
🌸sekizdokuzon
(13.06.24)
Bı seksüelliği hedonistçe buluyorum.
0
Amaranta ursula
(13.06.24)
ben genel olarak önyargılı bir insanım zaten. bir insanın bakışları, kıyafeti, memleketi, mesleği, ailesi ile olan ilişkileri, okuduğu okul, güzellik derecesi, boyu, kilosu, her şeyi benim için kriter.

bunların hiç birinin köylülükle alakalı oldugunu sanmıyorum. şehirde doğdum büyüdüm, köylüleri sevmem. avam önyargısı dersen belki kabul ederim :) ama bence asıl önyargı asilzadelerde var. önyargı o kadar kötü bir şey değil bence.
0
abelardo
(13.06.24)
Mühendislik, mimari, tıp gibi teknik konular dışında kısa mavi/yeşil saçlı + septum halkalı gördüğüm ya da bıyıksız uzun sakallı birinin fikirlerini ciddiye alamıyorum. Işid sakallıların fikirlerini teknik konularda da ciddiye alamıyorum. Bunlar dışında da tipe göre inanılmaz insan ayırırım. Yanılma oranım çok düşük.
0
nawar
(13.06.24)
Somon füme ve havyar yemem, gereksiz bulurum.


Bir de kendimde asla çözemediğim ve bu konudan utandıgim şey: kapalı birini görünce otomatik olarak AKP'li olduğunu düşünüyorum. İnsanlar kizabilir, haklılar. ben de düzeltmeye çalışıyorum.
0
fraise
(13.06.24)
Bu başlıkta kimseye kızmıyoruz :) @fraise
0
🌸sekizdokuzon
(13.06.24)
Alt çenesi üst çenesine göre önde olan insanlara güvenmiyorum. Belli komedyenlere gülen insanları avam buluyorum, bu insanlarla muhabbeti kesiyorum. Belli el ve tırnak yapıları belli özellikler çağrıştırıyor (mesela kesin iyi yemek yapıyordur ya da kesin sinsidir gibi) ama bunu tam olarak açıklamaya kelimelerimin gücü yetmedi sdfgd.
0
inawen
(13.06.24)
ateist biri olarak, alevilere direkt "iyi insandır" diyorum. 2,3-0 önde başlıyorlar skalamda.
0
hops
(13.06.24)
üst dudağı ince olan insanlar sinsi değil mi? hatta incelik ile ters orantılı.
Bir de uzun boylular : (
ve daha, rasyonel bir seviyeye indirebildiğim halde enerji, astroloji, burç konuşan insanlar : (
0
sparkle kiddle
(13.06.24)
Nazara çok inanıyorum :)
0
numlock
(14.06.24)
Kadın düşmanlığı yapan erkeklerin iktidarsız veya küçük pipili olduğunu düşünüyorum. Redpillciler dahil.
0
kaptan maydanoz
(14.06.24)
ferrari kullanan hırsız orospu çocuğudur falan :)
0
OgutucuRecep
(14.06.24)
şöyle düşününce utanç verici olduğunu farkedip yazmaktan vazgeçtim :)
0
foolrules
(14.06.24)
Cep telefonunu ön cebinde taşıyanlar
Cüzdanını göt cebinde taşıyanlar
Akp' liler

bu şahıslara karşı önyargım var.
0
kumandanim
(14.06.24)
(2)

ihtiyaç kredisi

kojonotsuki
Halihazırda en iyi oranları veren banka hangisi? max. 100k için soruyorum
Halihazırda en iyi oranları veren banka hangisi? max. 100k için soruyorum
0
kojonotsuki
(13.06.24)
en mantıklısı banka hesabı açıp sıfır faiz almak.
3 bankadan sıfır faiz alsan 80-90 eder
0
OgutucuRecep
(13.06.24)
bankalar aşağı yukarı aynıdır. kredi faiz oranı, sizin kredi skorunuzla alakalı bir durumdur.
0
100binZar
(13.06.24)
(11)

Diyanet niye erkek hayvan istiyor?

osssy
Yemek üzere diyanet niye erkek hayvan tercih ediyor? Dini açıklamasını ya da onların gerekçelerini merak ediyorum. Bugünkü haberde vardı. https://www.sozcu.com.tr/diyanet-ete-doymuyor-tasarruf-tanimiyor-p56797
Yemek üzere diyanet niye erkek hayvan tercih ediyor? Dini açıklamasını ya da onların gerekçelerini merak ediyorum.

Bugünkü haberde vardı. www.sozcu.com.tr
0
osssy
(12.06.24)
hocam çok emin olmamakla birlikte durum şöyle olabilir. süt veren hayvanın kesilmesi mekruh olarak kabul ediliyor. dişi hayvanın kesim sırasında sütü olup olmadığının belirlenmesi sonradan mümkün olmayacağından bunun riskini almak istemiyorlar sanırım kendilerince. dişi/erkek hayvan eti de renkten anlaşılıyormuş sanırım.
0
shadowfollower
(12.06.24)
Lezzetinden hacı. Lezzetli olsaydı dişi de alırlardı farketmezdi onlar için.
0
rodeocu
(12.06.24)
dişiler, yani düve veya inek zorda kalmadıkça kesilmez. çünkü yavru verme ve süt verme potansiyeli vardır. dana veya tosun kesilir.

bir tane boğa bütün inekleri hamile bırakabilir. o yüzden geri kalan erkeklere ihtiyaç kalmaz. ama tüm dişiler değerlidir.

insan için de aynısı geçerli aslında. en verimli çağında erkekleri savaşa gönder ölsünler. kalan kızlarla çiftlecek az sayıda erkek kalsa bile sorun olmaz.
0
abelardo
(12.06.24)
Bunlar tam anasının gözü.
Şöyle ki, normalde dişiler kesilmez, yavrulatılır, süt alınır. Dişi hayvan kesiliyorsa muhtemelen yaşlıdır (karttır). Yaşlı hayvanın eti sert olur. Bu yüzden dişi tercih etmemişler. Adamlar bunu bile düşünmüş.
0
parka
(12.06.24)
Öte yandan kimse erkek hayvanı uzun süre beslemek istemez. Büyütülüp hemen kesime gönderilir. Bu yüzden erkek hayvann eti genelde daha yumuşak olur.
0
parka
(12.06.24)
yukarıdakilere ek olarak hamile olma ihtimalleri de olabilir.
0
paintov
(13.06.24)
2 tane beş vakit namazında insan hatta biri cemaatçi biri dişi kesiyor biri dişi kesmem diyor. restauranta gittiğinde yediği etin ne olduğunu nerden bilebiliyorlar? kesmedikleri için sorumluluk onlarda değil mi?
sene 2024 kafa aynı. erkek kesme sebepleri mekruh muabbeti ama cemaatten cemate değişiyor bu.
0
mikahakkinen
(13.06.24)
hamile olma ihtimali, yavrularının olması ihtimali vs.

tamamen merhamet ile alakalı bir durum.

yoksa lezzeti tadı tuzu değil.
0
OgutucuRecep
(13.06.24)
@parka +1

Tabii ki dişiler ekseriyetle yaşlı ve kart olduğu için. Bu kadar çoluk çocuğun, fakir fukaranın hakkını çekirdek gibi çitler gibi yiyen bu güruhun merhamet için, yok sütü var vs diye mi erkek tercih ettiğini sanıyorsunuz. Çok naifsiniz.
0
thracia
(13.06.24)
yukarıdaki sebeplerle daha lezzetli olması için
ama denetimi zor

keşke tüm kamu yemekhanelerinde kaliteli yemekler olsa
0
bir soru sorcam
(13.06.24)
@lambırcek ben o örneği hayvanı dişi erkek diye ayıran kafa için dedim. ayrıca mekruh mekrup vs. türkçe anlamadığım bir kelime pek de önemsemedim.
0
mikahakkinen
(14.06.24)
(12)

Magnum neden zorla Badem satıyor?

michael_knight
Magnum'un en güzeli Beyaz. Classic seven de vardır mutlaka. Ama diğerleri eh işte.Magnum Mini paketlerinde 2 tane Beyaz yiyebilmek için 2 Badem ve 2 Classic yemek zorunda kalıyorum. En sevmediğim Badem çeşidi 6 paketin 4'ünde de var.Algida neden zorla bu Badem'i yedirmeye çalışıyor bize. Onun için b
Magnum'un en güzeli Beyaz. Classic seven de vardır mutlaka. Ama diğerleri eh işte.

Magnum Mini paketlerinde 2 tane Beyaz yiyebilmek için 2 Badem ve 2 Classic yemek zorunda kalıyorum.
En sevmediğim Badem çeşidi 6 paketin 4'ünde de var.

Algida neden zorla bu Badem'i yedirmeye çalışıyor bize. Onun için bir farkı yoktur, istese hepsini Beyaz da üretebilir.
Siz mi Badem'i çok seviyorsunuz yoksa pazarlamada bunun bir ismi mi var?
(Bir ürün satarken yanında başka bir ürün daha satmanın mantığını anlıyorum ama bunlar zaten aynı ürünün aromaları)
0
michael_knight
(12.06.24)
Fazla yemiyorum ama bence en iyisi bademli. Vucudumuza vitamin giriyor gibi hissediyorum. :)
0
mbond
(12.06.24)
bana bademli çok satıyor gibi geliyor açıkçası.
(bkz: kendinde olunca herkeste olduğunu sanmak)
magnum alacağım zaman bademliye gidiyor elim. halbuki beyaz güzel evet ben de severim. pazarlama stratejisi de olabilir, algı olarak magnum bademli ka geliyor bana.
0
veritaslibertas
(12.06.24)
çocukluğumdan beri en sevdiğim bademli. galiba en çok satan o.
0
sanguine mcqaer
(12.06.24)
bi kaç senedir yemiyorum ama eskiden ben de hep bademli yerdim.
0
spirit crusher
(12.06.24)
Ben de double dışında almıyorum. Badem neyse de double dışındakiler çok kötü. Hem double ile iki çikolata yemiş oluyorsun ne güzel:)
0
nothing in my way
(12.06.24)
bademli güzel.
ben classic sevmiyorum.
0
OgutucuRecep
(12.06.24)
badem globalde en sevilen ve muhtemelen en çok satılan çeşit. o sebeple karma kutularda en fazla olması normal gibi.
0
a darkness coming
(12.06.24)
Bademli>beyaz>>>classic gibi sıralarım üçünü

Çocukluktan beri favori magnumum bademli. Beyaz çikolatayı seven biri olarak beyazı da güzel ama piyasada bademli çok ürün olmadığı için (eskiden milka m-joy bademli vardı onu da çok severdim) magnumda genelde bademliyi tercih ediyorum.

Sokakta 100 kişiye favori magnumunu sorduk gibi bir anket yapmadım hiç ama algida yapmıştır yani mutlaka. Bademli hiç sevilmese bu kadar satılmazdı. Siz sevmiyorsunuz diye kimse sevmiyor diye düşünmemek gerekir. Yani bunu ben de yapıyorum bazen kendi sevmediğim ürünler niye popüler diye sorguluyorum ama seven seviyodur diyip geçmek lazım :)
0
nundu
(12.06.24)
neden zorla beyaz satıyor diye de düşünmek gerekir. beyaz çikolata tamamen yapay bir şey değil mi?
0
mikahakkinen
(12.06.24)
Sizin yüzünüzden Bademli yemek zorunda kalıyormuşum yıllardır. Ben de zannediyorum ki tadı kötü olanı zorla kakalıyorlar.
Alacağınız olsun.
0
🌸michael_knight
(12.06.24)
Bademliyi ben de sevmem
0
jülsezar
(12.06.24)
bademli benim de favorim küçüklüğümden beri. classic de severim.

beyaz çikolata çok kötü geliyor bana. sırf magnumda değil, genel. çok şekerli ve margarin gibi.
0
art cat chocolate
(13.06.24)
(3)

Diz kapağı ağrısı geçmiyor

fistikthecat
Doktora cuma gidebileceğim.Halı üzerindeki dosyaları istiflerken şişman cüsse ile dizimin üzerine epey baskı yaptım. Düşme çarpma olmadı. Ağrı Giderek arttı ve diz kapağı civarı dokununca ağrıyan dokunmasanız sızıntı yaptıran, ayağa kalkıp yattığımda dizi büken her eylemde beni hayata küstüren bir a
Doktora cuma gidebileceğim.
Halı üzerindeki dosyaları istiflerken şişman cüsse ile dizimin üzerine epey baskı yaptım. Düşme çarpma olmadı.

Ağrı Giderek arttı ve diz kapağı civarı dokununca ağrıyan dokunmasanız sızıntı yaptıran, ayağa kalkıp yattığımda dizi büken her eylemde beni hayata küstüren bir ağrı.

Voltaren ve buz tedavisi pek işe yaramıyor. Cumaya kadar ne yapmalıyım.
0
fistikthecat
(12.06.24)
Bir de sıcak kompress denesene. İşe yarayabilir. Günde 3-4 kez 10ar dakikalık cilde direkt temas etmeyecek şekilde soğuk kompressi ihmal etme ama.

Bir de fastjel gibi bir pomat varsa evde. Yoksa eczaneden. Sabah akşam uygularsan Doktora kadar bir rahatlama sağlar.

Sıcak kompressi dene işe yarıyorsa devam et.

Doku ağrıyor anladığım kadarıyla. Öğleyse fizik tedavi uzmanı uygun olur.
0
Mirket
(12.06.24)
direnç lastikleri ile egzersiz.
muhtemelen yırttın oraları bir yeri.
eğilmicen fazla artık
1 ay sonra geçer böyle direnç lastiği ile çalışırsan
yoksa uzar gider
0
OgutucuRecep
(12.06.24)
buz kompresi ve doktora gitmek şart bağlar zedelenmiş olabilir, bacak yürürken boşluk yapıyorsa yırtılmış olabilir.
ağırlık varsa bağlar zayıflayıp kolayca kopabiliyor anne babamın başında diz sorunu ihmal etme doktora git zorlu süreçlerden geçtiler, annenin durduk yere oturduğu yerden kalkarken koptu mesela
0
eja
(12.06.24)
(5)

Kim suçlu ve ne yapılmalı

valarmurgulis
Dün sabah arabayı çalıştırdığım gibi motor yüksek sıcaklık uyarısı verdi. Araba çalışır çalışmaz ısınmayacağı için basit bir sorun olduğunu düşündüm. Yine de ne olur olmaz diye sanayiye götürdüm. Bu arada küçük bir ilçedeyken oluyor bu. Usta baktı şu şu parçalar değişecek hortumların bazıları değişe
Dün sabah arabayı çalıştırdığım gibi motor yüksek sıcaklık uyarısı verdi. Araba çalışır çalışmaz ısınmayacağı için basit bir sorun olduğunu düşündüm. Yine de ne olur olmaz diye sanayiye götürdüm. Bu arada küçük bir ilçedeyken oluyor bu. Usta baktı şu şu parçalar değişecek hortumların bazıları değişecek dedi. Bitirdi işini arabayı verdi. Ben yola çıktım. 30 km gittikten sonra hiç bi uyarı olmadığı halde araba da bir sorun olduğunu anladım ve kenara çektim. Arabayı durdurduğum gibi dumanlar çıktı. Açtığımda taktığı hortumu patlamış olarak buldum. Arabada su kalmamış ve motor büyük ihtimalle çöp oldu. Geri götürdüğümde ise araba hararet yapmış ama sen sürmüşsün üstüne diyerek suçu bana attı. Arabayı çekiciye yükleyip geri geldim.
0
valarmurgulis
(04.06.24)
geçmiş olsun ispat yok delil yok hiçbir şey yok.
0
OgutucuRecep
(04.06.24)
anlattığınız açıdan bakınca tabii ki usta suçlu. arabayı aynı sebepten tamir ettikten kısa bir süre sonra böyle bir durum ortaya çıkmamalıydı. ancak ne yapabileceğinizi bilmiyorum ne yazık ki. umarım aracın kaskosu vardır ve siz sigorta şirketinin anlaşmalı olduğu bir servise götürmüşsünüzdür ya da sizin sözleşmeniz bu durumu kapsıyordur. geçmiş olsun.
0
görünmezkaza
(04.06.24)
usta suçlu tabi. ama hata sizde. küçük bir yerde sanayiye gidilmez. ya işini eksik yaptı yaptı ya da sorunu anlayamadan bir tamirat yaptı.
0
paintov
(04.06.24)
Geçmiş olsun.
Bahse konu olan az bir para değil o yüzden bir avukatla görüşmeniz iyi olur diye düşünüyorum. Avukatla görüşene kadar da ustayla iletişimi kesin ki hatalı bir söz söylemeyin.
Mesela o hortuma dokunmamak gerekiyordur herhalde işin anlaşılabilmesi için.
0
michael_knight
(04.06.24)
@görünmezkaza motor sorununa kasko bakmaz.
0
false pretension
(04.06.24)
(6)

ali koç'un hareketleri biraz garip değil miydi?

OgutucuRecep
jose'nin imza töreninde biraz böyle adama emir verir gibi hareketler falan yapıyor gibi geldi.aşırı gergin ve stresli gözüküyor. amk imza töreni var biraz mutlu ol be adam.bu adamın psikolojisi ağır bozulmuş gördüm öyle böyle değil ama çok fena.sizce?
jose'nin imza töreninde biraz böyle adama emir verir gibi hareketler falan yapıyor gibi geldi.

aşırı gergin ve stresli gözüküyor. amk imza töreni var biraz mutlu ol be adam.

bu adamın psikolojisi ağır bozulmuş gördüm öyle böyle değil ama çok fena.

sizce?
0
OgutucuRecep
(03.06.24)
milyar eurolarla oynayıp klüp başkanlığını geçtim holiganlığı seçmesi zaten psikolojisini gözler önüne seriyor bence.
0
wild honey suckle
(03.06.24)
Her zaman öyle biriydi. Hem yapısı alfa olmaya uygun (varlığı, yetiştirilmesi, ailesi) hem de futbol buna çekiyor insanları. Aynı şeyler bjk başkanları, gs başkanları tarafından da yapılıyor. Hatta düzenli maç izleyen her taraftar o hale dönüşüyor
0
avatar is back
(03.06.24)
inanılmaz bir kibir abidesi. aşırı başarısızlıktan kaynaklı psikolojisi de bitik bence. uçsuz bucaksız bir kibir ve bozuk bir psikoloji ile bu duruma düşmesi şaşırtıcı değil.

son zamanlarda yaptığı bütün açıklamalar fail. "ismail bir gün fenerbahçenin çocuğu bir gün ....", "at yalanı ..." küfürbaz haydoya dönüşmüş durumda. kapalı kapılı ardından 2 kelimesinden biri küfür muhtemelen de kameralar önünde bir tek sonunu getirmiyor.
0
ilgeru
(03.06.24)
bu adamın alfalık ile alakası yok bence
0
🌸OgutucuRecep
(03.06.24)
bana da normal gelmiyor. koç oğlu olduğu için üzerinde inanılmaz bir performans yükü var ve bunun altında çok ezildi. zaten koç ailesinin oğlunun türk futbolunda başkan olması baştan abesti. yalakalar gaza getirip başkan yaptı, yük ağır oldu onun için.
biraz yumuşak davransa "bakın zengin çocugu başkanlığı beceremedi" diyecekler diye abuk subuk davranmaya başladı. bazıları da buna alfalık demiş asdkajdo
0
abelardo
(03.06.24)
bir beşiktaşlı olarak bu adamın en başından beri başarısız olacağından adım gibi emindim. fenerliler her hareketine alkış tutuyordu. adam canlı yayına çıkıyordu. oo ne güzel slayt açıyor falan diyorlardı. fener taraftarını kandırmak çok kolay gerçekten. şimdi de mourinho'yu getirdi yine her şeyi unutturdu. ben yine şampiyon olacağına inanmıyorum fenerin.
0
nothing in my way
(03.06.24)
(5)

Klima alırken

biseysorucam
Nelere dikkat etmeliyim?1 + 1 55 m2 evi soğutmak istiyorum. Açık mutfak gibi düşünebiliriz. Kaç btu alsam rahat ederim? Düşük btu olup hayvan gibi boğulsun da istemiyorum alet.Hangi marka iyidir? Bütçe 35k diyelim maksimum
Nelere dikkat etmeliyim?
1 + 1 55 m2 evi soğutmak istiyorum. Açık mutfak gibi düşünebiliriz. Kaç btu alsam rahat ederim? Düşük btu olup hayvan gibi boğulsun da istemiyorum alet.

Hangi marka iyidir? Bütçe 35k diyelim maksimum
0
biseysorucam
(01.06.24)
12k al en az.
0
jelly bear
(01.06.24)
benim salon 40 m2 kare civarı. 24k güzel soğutuyor fakat benim salonun cephesi direkt güney. eğer cephe tam güney değilse 15k serinletir 12k ise kurtarır. soğutmak için 24 net.
0
bisorumvargaliba
(01.06.24)
Bence 18k btu iyi bir marka her türlü kurtarır.
0
kimlanbu
(01.06.24)
Mitsubishi daikin ve fujitsu saglam markalar. Gerisi fason mal gibi diyebiliriz.
0
halk
(01.06.24)
benim de ihtiyacım var.
başka öneride bulunacak arkadaşlar var mı?
0
OgutucuRecep
(04.06.24)
(12)

edirnedeki bu tiny house olayında fikriniz nedir?

OgutucuRecep
kim haklı?
kim haklı?
0
OgutucuRecep
(29.05.24)
milletimin çakal insanları kesin bir katakulli yapmıştır, olan da masum tinyhouse çulara olmuştur
0
duyurukullanıcısı
(29.05.24)
Tiny house'çu haklı.

Detaylarına bakmadım ama adam kendi arazisine ruhsatlı taşıt koymuş. Hukuki olarak arabasını kendi arsasına park etmekten bir farkı olmamalı.
Arabamı kendi arsama park etsem gelip kepçeyle parçalamazlar umarım.
Siz ne düşünüyorsunuz Ogutucu?
0
michael_knight
(29.05.24)
arabasını parketmekten farkı orayı konaklamak için kullanmaları.
teknik olarak arabadan farkı var. ha arabamı koydum ha karavanı biraz uyanıkça davranmak.
orada olay bir değil birçok kişinin artık bunu yapmaya başlaması.
konaklama için orayı işletiyor olabilirler.
mantar gibi bittikleri zaman ise gerçekten boku çıkar.
yarın biri arazi alıp 20 tane tiny house koyarsa kim bunu engelleyecek?
tarım arazisi olduğu için orada bir yapılanma olmaması lazım kanun bunu belirtiyor.
şimdi mevzu şuna dönüyor geldiniz bizi mi buldunuz bu kadar hukuksuzluğun içinde?
yani izin verirlerse de olmuyor vermezlerse de bizi mi buldun oluyor.

bence %65 haksızlar %35 haklılar.
0
🌸OgutucuRecep
(29.05.24)
klasik türkiye olayı. sen bu araca ya da karavana artık her ne derseniz, devlet olarak ruhsat vermişsin, plaka vermişsin. belediye olarak oraya elektrik çekmişsin, su çekmişsin (güzelce cukkanı da almışsın tabi). ondan sonra da gelip 'yok ya bu böyle olmadı bunları yıkalım/kaldıralım' diyorsun.

olayın suistimal edilip edilmediğini tartışmıyorum. bu ülkede her şeyin böyle karman çorman olmasını, yetkili makamlar arasında koordinasyon olmayıp hepsinin 'ben yaptım oldu' kafasında takılmasından bahsediyorum. baştan sona saçma sapan bir mesele yani. o yüzden haklı haksız yok, sistem bozuk. (bence)
0
brkylmz
(29.05.24)
Yasal olarak tiny houselar ruhsatlı araç olarak geçiyor. Burası tamam ama ruhsatlı araçların rutin bir muayene işlemi var. O yaptırılmış mı? Çekicisiyle birlikte ruhsatlı araç sayılır. Çekici nerede?

Tarım arazisinde su ancak tarım maksatlı olarak çıkarılabilir ya da alınabilir. Bu suyun bir konaklama aracına sabit bağlanması yasal mı?

Tarım arazisinde elektrik sadece sondaj maksatlı olarak ruhsatlandırılabilir. Ne elektriği aldın ve ne maksatla kullanıyorsun?

Kanunun arkalarından dolaşıp tarım arazisine değişik isimlerde ev yaparsan bir gün Devletin gelip yıkmasını beklemelisin.
0
Mirket
(29.05.24)
tiny house olayinda kullanilan araclar yonetmelige gore hareket edebilir olmak zorunda. bunun net kistasi yok ama jandarma veya belediye geldiginde aracini su noktadan bu noktaya cek dediginde birkac dakika icinde cekebilir olmak gerekiyor. bu zamana kadar boyle bir kontrol yapilmiyordu, sadece arac ruhsatina bakilip trafik vergisi vs. odendi mi diye kontrol ediliyordu. simdi bu hareket edebilir olma kurali da kontrol edildiginden aracina/evine eklentiler yapan (tuvalet cikisi, su/elektrik vs) yapanlar problem yasadi.

biraz da seytanin avukatligini yapalim; muhtemelen otel fiyatlarinin artmasi nedeniyle alternatif olarak halk bu tarz opsiyonlara talep olusturdu. bu talebi degerlendirmek isteyen girisimciler de tarim arazilerine bircok tiny house kurup kiralamaya basladi. bu durum da cesitli otel, pansiyon isletmecilerini rahatsiz etti. ya da bu alandaki ranti goren guclu kisiler yeni bir duzenlemenin pesindeler. devlet de yillardir denetlemedigi ve goz yumdugu kurallari simdi uygulamaya kalkti. yani kisaca kimse masum degil.
0
emrahday
(29.05.24)
haberlerden anladığım durum şu, tarla ve tarım arazileri daha küçük parsellere ayrılıp, satılıyor, bu kişilerde buraya tarımsal faaliyet için sağlanan altyapı (elektrik, su, kuyu v.s) yararlanıyor, burayı konaklama ev amacıyla kullanıyor. Bu durum da amacı dışında kullanım olmuş oluyor. Bundan rahatsız olan köylüler, tarımla uğraşanlar, bölgenin yerlileri şikayetçi olmuş ve bu karar alınmış.

www.edirnehaber.org


Şahsen kararı doğru buluyorum, en başından düzgün denetlenip, kanunda açık varsa değişiklik yapılarak bu durumun önüne geçilmesi gerekirdi. Kocaeli bölgesinde de (sevindikli, akmeşe, maşukiye) çok yaygın bir durum, bir nevi gecekondulaşma, çarpık yapılaşmaya evrildi bu durum.
0
sealth
(29.05.24)
sadece araç olarak kalsa tinyhouse'çu haklı.

fakat bekçi kulübesi için izin alınıyor, oraya elektrik su çekilmesi sağlanıyor, sonra bu elektrik su kanalizasyon hesapta mobil olan tinyhouse'lara bağlanıyor. bir de üstüne pergole gibi sabit çıkmalar inşaa ediliyor ee şimdi ne farklı kaldı gecekondu'dan bu olayın ? ek inşaatlar ve bağlantılar olmasa zaten kimsenin bir şey yapma yetkisi de yok. bu bağlantılar yapıldığı için devlet bunu ruhsatsız yapı olarak değerlendiriyor. olay bu.
0
delidir yakalayin
(29.05.24)
çarpık yapılaşma ve çevre kirliliği yaratıyor. izin verilmemeli.
0
calmdown
(29.05.24)
dün akşam sözlükte bir idare mahkemesi kararı paylaşılmıştı. eksisozluk.com aynı olaysa, kanalizasyon sistemine bağlı, elektrik ve su şebekesine bağlı "tinyhouse" taşınmazdır diyor. adamlar tarım arazisine altyapı çalışması yapmışlar: su ve kanalizasyon için kanal kazmışlar. üstteki tinyhouse'u götürünce tarım arazisi eski haline dönmüyor ki.
0
gnosis
(29.05.24)
tiny'ciler haksız.
---
www.instagram.com

tinyhouse denilen şey bir araca bağlanan, yürüyebilir vaziyette olan bir yapı olmalı değil mi? mesela yukarıda verdiğim linke bakarsanız tinyhouse'lar oluşan site yapmışlar. aracın tekerlekleri var ama bahçe düzenlemesi yapılmış, sabitlenmesi için beton dökülmüş, altyapı gelmiş vs. üstelik bir değil, iki değil bir sürü böyle konut var.

yani olayda, bahçene koydun ve geçici konaklama yaptın gibi bir durum yok. ev fiyatına satılan, ticari amaçla kullanılan yasadaki boşlukları kullanan ya da suistimal eden bir durum var.
0
biseysorcaktim
(29.05.24)
Araziler küçük parçalara bölünüp satılıyor.
Hepsinin üzerinde bunlardan var sadece tarım arazileri bitiyor, bitti.
Sakıncalı bir durum önlem alınması gerekliydi.
Çünkü bazıları suyu, kanalizasyonu geç etrafını çevirip ağaç dikmişti.
0
kirmizipilotkalem
(30.05.24)
(44)

Neden çocuk yapıyorsunuz?

ananiyimioguz
Biz pek düşünemiyoruz. Ben 30, eşim 32 olacak ama mantıklı gelmiyor. Aslında ben evlenmeden önce daha yakındım. Yani ileride çocuğum olur, babalık ve hatta dedelik hislerini yaşamak isterim diye düşünürdüm. Evlendikten sonra ülke, dünya, ekonomi, çevre vs. yüzünden ben de biraz uzağım ama eşim mesel
Biz pek düşünemiyoruz. Ben 30, eşim 32 olacak ama mantıklı gelmiyor. Aslında ben evlenmeden önce daha yakındım. Yani ileride çocuğum olur, babalık ve hatta dedelik hislerini yaşamak isterim diye düşünürdüm. Evlendikten sonra ülke, dünya, ekonomi, çevre vs. yüzünden ben de biraz uzağım ama eşim mesela kendini bildi bileli istemiyormuş, hala istemiyor. Oturup biraz konuştuk, biraz bencil olmak gerekiyor gibi geldi. Pek mantıklı bir sebep bulamadık.

- Olaya ilkel bakamıyoruz. Yani türümüzün devamlılığı gereği doğurmak gerekir falan diye düşünmüyoruz, öyle bir durum söz konusu değil zaten şu an. Hatta nüfus artışı dünyayı felakete sürüklüyor. Millet neden tavşan gibi ürüyor anlamıyoruz.

- Yine ilkel gelen bir görüş, nasıl ki eskilerde "boşanma" gibi bir kavramın olmadığı gibi, "çocuk yapmama" gibi bir bilinç de yokmuş gibi geliyor çoğu insanda.
Yani toplumsal olarak evlenince = çocuk yapılır gibi öğrenilmiş bir kalıplaşmış düşünce var. Kültürel ve dini olarak da bakıyor kimi. Çevre baskısı da had safhada. Bizde böyle şeyler de yok.

- Yine kırsal bir kafayla düşünüp, ya işte çocuk evin neşesidir dolansın ortalıkta, hem bağa bahçeye yardım eder, ne kadar çok çocuk, o kadar iyi. Birlikte büyürler gibi bir olayımız, düşüncemiz de yok. Zaten çok ilkel ve kontrolsüz bir üreme düşüncesi gibi geliyor. Çocuk sayısı arttıkça, çocuklar üzerine düşen refah azalıyor çok çok zengin değilse aile.

- İnsanın anlam arama ihtiyacı. Geçenlerde yaşarken çok boş oyalanmıyor muyuz gibisinden varoluşsal bir soru sormuştum. Öleceğini bilmek ve anlam arayışı zor bir süreç insanoğlu için. Bana çözüm olarak bir kaç kişi çocuk yap demişti. Belki bu bir çözüm olabilir. Fakat bunu yaparsam annelerimiz babalarımızdan ne farkımız kalıyor diye düşünüyorum. Onlar da büyük ihtimalle hayatı yaşamak için bir anlam bulamıyorum bari kendimi çocuğum üzerinden gerçekleştireyim diye düşündüler. Onlar için yaşadılar. Sonra da bişey olsa "yemedim yedirdim içmedim içirdim" diye başlarlar. "Ben kendim yaşamadım sen düzgün yaşa diye" diyerek yakınırlar. Yahu yaşasaydın kardeşim. Biz yaşamayı tercih edenlerdeniz. Bir çocuğa hayat adanması gerekliliğine karşıyız. Asgari düzeyde ayırırsın, ama hayatı kendin için yaşarsın. Ki ben, biz çocuk yapsak bile yine gezeriz tozarız diye düşünüyorum o kadar da paralatmayız kendimizi ama belli de olmaz. Çocuk büyüyüp ailesine dönüp bakınca kendini onun için heba etmiş bir aile görünce mutlu olmuyor ki. Çocuk en başta, birbirini ve hayatı seven ebeveynler görmek istiyorum.

Yani sonuç olarak bencilce bir yaklaşımla, sırf anlam arayışın için çocuk dünyaya getiriyorsan, bu hiç mantıklı gelmiyor. Çocuk sevme ihtiyacı için veya birinin sana bağlanması, sevilme ihtiyacın için vs... Hem belki çocuk sevmeyecek bu dünyayı veya seni.

- "Filmi bırak, peki çocuk olmuş mu?" Çocuk belki senin görüşlerini benimsemeyecek. Benimsemek zorunda değil belki biz özgür yetiştirme taraftarı oluruz ama aşırı aykırı davranacak belki. Hiç istemediğin bir yola sapacak. Sen ne kadar eğitim verirsen ver, görgü öğretirsen öğret dış dünyadan iyice soyutlanacak çocuk. Akran zorbalığına uğrayacak. Herkes aynı eğitim ve bilinç düzeyinde eğitmiyor ki çocuklarını. Sen ne yaparsan yap internet ve arkadaş çevresi sağ olsun beyinleri yıkanacak cocukların. Sana efendiyi oynayacak ama dışarıda bambaşka biri olacak belki. Ama sen kendi çocuğun diye yakıştıramayacaksın onu hep masum ve tatlı çocuğun, güzel kızın, aslan oğlum olarak gibi göreceksin. Ama belki pisliğin teki olacak. Veya aptalın teki olacak. Çocuk istedimiz gibi oluyor mu? Sanki bazen ne yaparsak yapalım olmuyor. Bunlar uç örnekler ama alınan sorumluluğun farkında mısınız?

- Kelebek etkisi. Siz nasıl yetiştirseniz yetiştirin. Yeni gelişen bir canlıya (çocuğa) uyguladığınız en ufak bir yanlışı, çocuk psikolojisiyle ödeyebilir. Başkası, çocuğunuzun büründüğü karakter veya huy yüzünden ödemek zorunda kalabilir. Çocuk, kendine zarar verebilir. İş yerindekilere kötü veya aşırı iyi davranabilir. Eşine ve çocuklarına karşı kötü veya aşırı iyi davranabilir (zarar göreceği düzeyde).

Yani "doğru" çocuk yetiştirmek ne demek? Bence böyle bir şey yok. Nasıl yetiştirirseniz yetiştirin, en ufak bir aktarılan bilginin sonucunu çocuğunuz yüzünden diğer canlılar çekecek. Bu iyi de olabilir kötü de olabilir. Çok iyi yetiştirirseniz kendi zarar görebilir, kötü yetişirse başkaları zarar görebilir. Yani etkisi zincirleme olarak etkileşim kurduğu tüm diğer canlı ve cansız varlıklara aktarılmış olacak. Bunun sorumluluğunu nasıl alabiliyorsunuz?

İşte ben annelik-babalık duygusu tadıcam, çocuk sevicem, ay birisi bana anne veya baba diyecek düşünsene *_* diye bencilce baktığınız bir olayın altındaki sorumluluğun büyüklüğünü görebiliyor musunuz? Bence çok fazla. Çocuk belki dünyayı görünce lanet olsun ne biçim yere geldim diyecek. İntihar edebilir, hassas bir kalbi olabilir sürekli depresif bir halde dolanabilir. Kendi doğrularınızı, kendi dininizi aktardınız diye aslında olabileceğinden, yani potansiyelinden daha kötü şartlarda büyüyüp ölebilir. Veya sizin gerçekliğinizden çıkıp dış dünyayı görünce sizden uzaklaşabilir.

Gerek var mı oyuna bir karakter daha sürmeye?

- Dış dünya tehlikesi. Çocuk her an bir savaşa, virüse, kimyasal bir saldırıya maruz kalabilir. Tecavüz edilebilir, vurulabilir, bıçaklanabilir, psikolojik sorunlar yaşabilir, dayak yiyebilir, veya bunları başka birine uygulayabilir. Dışarısı, aklı başında bir insanın pek de yaşamayı isteyebileceği bir yermiş gibi durmuyor. Ona nasıl koruma garantisi verebiliyorsunuz veya başına bir şey gelse, o sorumluluğu kaldırabilecek güçte misiniz?

Gibi gibi sebepler aklımızda dönüyor...

Edit: İmla.
0
ananiyimioguz
(23.05.24)
Bencilce olabilir. Ama doğal ve insani, bencillik de doğal. Sorumluluk da büyük evet, ama kendi adıma sorumluluk almayı severim. Ya ben bu adamın çocuğumun babası olmasını istiyorum dediğim biriyle tanışsaydım çok net anne olmak isterdim bi 10 sene içinde. Birine o kadar güvenmek bana asıl zor gelen kısım. Neyse nihayetinde bir insan yetiştirmek, beraber büyümek öğrenmek, hayatı deneyimlemek, birini kendinden çok sevmek falan çok fantastik duygular, deneyimler. Yaşamak lazım diye düşünüyorum. Ama hayatın amacı da değil. Çocuk güzel bi lüks bence, fakat ihtiyaç değil. Olsa da olmasa da hayat güzel olabilir, kişiye bağlı.
0
nic cage
(23.05.24)
Yapmiyoruz. Cevremdeki evli ciftlerde de oran yari yariya. Yani yarisi cocuk sahibi oldu ya da olmak istiyor, yarisi hic cocuk istemiyor.
0
sertac akin
(23.05.24)
Mantıklı düşünürsen zaten çocuk işine girmezsin, biraz dürtüsel bir karar. Benim oğlan 2 yaşına geliyor ben daha babalığı yeni anlıyorum. 2 senedir aralıksız ağlıyordum niye yaptık diye ama şimdi uyurken bile özlüyorum, garip bir durum. Mantık aramaman lazım bu işte.
0
mirty
(23.05.24)
Kimse bu kadar düşünerek mantık çerçevesine oturtup çocuk yapmıyor. Bu kadar düşünen yapmaz zaten. Nefes almak, yemek yemek, seks yapmak gibi bir şey çocuk yapmak da. Hayatta kalma içgüdüsünün bir sonucu, kendini çoğaltarak ölümsüz olma çabası. Hatta bu yüzden, mantık çerçevesinde düşünüp çocuk yapmamayı seçmek bir nevi pasif intihar gibi geliyor bana. (Ben de yıllardır antinatalistim)
0
duguit
(23.05.24)
denildiği gibi insanlar istediği için yapıyor direkt bir somut nedeni yok. evlat sahibi olmak anne baba olmak için yapıyorlar.

o kadar düşünen yapmaz zaten +1, yapanlar da o kadar düşünmüyor. sizin için gerek yoksa yoktur. yapana gerek var mıydı diye soramazsınız.

ben de istemiyorum mesela.
0
jülsezar
(23.05.24)
Çocuk sahibi olmak, yeme gibi, içmek gibi biyolojik bir ihtiyaç. Hayatın doğal akışı. Maddi sebeplerle olsun, zamanın modasıyla olsun istenmiyor olabilir. Bu yaşlarda hissedilmiyor olabilir ama travması, yaşam kalitesine olumsuz etkisi, psikolojik sorunları inanın ilerleyen yaşlarda üzerinize çökecektir.
0
Mirket
(23.05.24)
Ekonomik durum iyi değilse cehalet faktörü etkili. Toplum baskısı da var.

Her şey yerindeyse ekonomik durum vb gibi kişisel tercih. Ama evlilik ve çocuk fakiri daha da fakirleştirir.
0
ferenc
(23.05.24)
insanlar cocuk yapiyor cunku bu bizim dogamizda var. boyle hayvansal icguduleri beyaz yakali yaklasimlariyla irdelemek asiri manasiz. cocuk yaparsin ve genlerini aktarirsin cunku bu bizim (dunyada yasayan canlilarin) kodlarimizda var. bu kadar bunun cevabi.
0
bohr atom modeli
(23.05.24)
Ben de şu an 32 yaşındayım ve anne olmak istemiyorum ama çevremde o kadar çok kişi anne olmazsam pişman olacakmışım gibi hissettiriyor ki kabul etmekte zorlansam da etkileniyorum ve bazen "ya sonra keşke dersem" diye düşüncelere gark oluyorum.
istememe nedenim de tamamen sorumluluğundan. kendim kadar çok önemseyeceğim bir varlık kim bilir başına ne dertler açacak hastalanacak üzülecek vs vs seni tasalandıracak diyorum.
Baskın olan hissiyatım yapmamak yönünde. Yaparsam bencilce olsa da merak duygum olabilir.
Ama işin garibi de dışarıda gördüğüm çocuklar olsun kendi yeğenlerim olsun inanılmaz seviyorum ve çoğuyla fazlasıyla ilgileniyorum. Yani anaç yapım yok demiyorum ama kaygılarım ağır basıyor.

çocuk yaptıktan sonra pişman olunca vazgeçebilme hakkımız olsaydı keşke sgjskgksjg
0
Kediyi üzdün
(23.05.24)
@bohr atom modeli, hocam zaten türümüzü diğer hayvanlardan ayıran özellik frontal lobumuzun gelişmiş olması değil mi?

Yani zaten düşünmek ve sorgulamak üzere evrimleşmiyor muyuz?

Hala hayvansal iç güdülerle yaşayacaksak evrimimize haksızlık etmiş olmuyor muyuz?

Tamam ben de hala ilkel olduğumuzu düşünüyorum çoğu yönden ama en azından bir şeyleri yaparken sorgular seviyeye gelmişiz. Kodumuzu aktarıcaz diye düşünmeyelim mi ulan 1dk kodumu aktarıcam ama gerek var mı? İhtiyaç var mı? Herkes kodunu bilinçsiz aktara aktara dünya bu hale geldi zaten demeyelim mi?

O zaman ilkel dürtülerle aile kavramını da hiçe sayalım, birbirimizin üstüne atlayalım. Ne de olsa kodlarımızda vardır o da bir yerlerde.
0
🌸ananiyimioguz
(23.05.24)
Çocuk bakmak aşırı zor bir mesela. Eşini artık çok da sevmiyorsan mesela çocuktaki eşine benzer tarafları görüp çocuktan soguyabiliyorsun bile yer yer. Yeğenimi çok severim normalde, çok da sabırlıýım çocuğa karşı. Ama babasına gıcık olduğum zamanlarda "Baban ne ki sen ne olasın" diye kuruluyorum üç yaşında çocuğa. Bir de ne kadar minyatür bir insan da olsa çocukla frekansınız uymayabiliyor. Sen çok sakinsen hareketli çocuga sinir oluyorsun, ikili diyaloğa giriyorsunuz :p Bir dönem ilkokul öğretmenliği de yapmıştım, oradaki deneyimlerimi de katarak anlatıyorum. Ama günün sonunda sosyopat değilsen ya da çok ciddi bir bunalım geçirmiyorsan barısiyorsunuz, öpüşüp koklasiyorsunuz. Gormediginde özlüyorsun, hayatının merkezine koyuyorsun. Yukarıda bir arkadaşın dediği gibi bu zamanın argümanlariyla işin içinden çıkamıyoruz. Olacağı varsa oluyor, sen de uyum sağlıyorsun duruma.
0
sekizdokuzon
(23.05.24)
Valla ben yazdıklarını okumaya üşendim. 29 yaşındayım. Ekonomik olarak durumları biraz daha toparlayınca 30ların başında falan çocuk yapmayı düşünüyorum yani sağlık sorunu yaşamazsak. Sebebi yok sadece anne olmak istiyorum, karnımda bebek taşımak böyle emzirmek onu büyütmek bir şeyler öğretmek beraber deneyimlemek vs bunları merak ediyorum. Merak duygumu tatmin etmek için çocuk istiyorum. Tabi ki kendi mersk duygum için çocuk yapayım derken onu perişan etmek de istemem tabi ki. Maddi manevi yeterli hissettiğim zaman yaparım bunu.
0
turuncu tonlarda
(23.05.24)
Tam olarak bahsettiğiniz sebeplerden dolayı yapmıyoruz. 32 yaşındayız, 2 yıldır evliyiz ve çocuk fikrine o kadar uzağız ki, uzak kelimesi bile yakın kalır. Zaten şurda kalmış bir bu kadar daha ömrüm, onu da çocuk derdiyle mi geçireceğim zaten? O kadar dertsiz tasasız bir hayatım olursa da çocuk yapmak yerine gezer tozarım. Evde kronik rahatsızlığı olan bir kedimiz var, gözümüz sürekli üstünde. Sırf 1-2 gün uzaklaştığımız zamanlarda aklımız kalmasın diye eve bebek kamerası bile aldım, arada açıp bakıyorum napıyor keyfi yerinde mi diye. Kedinin bile üstüne bu kadar düşerken, hastalandı mı diye gözünün içine bakarken, kendimden olan bir canlıya karşı olan stresimi düşünemiyorum bile. Ülke şartları falan da cabası tabi.

Çevremde "evimi aldım, arabamı aldım, mesleğimi garantiledim. evlenirsem çocuk yaparım çünkü insana hayatta bir amaç lazım" düşüncesinde olan tanıdıklarım da var. Neresinden baksan hastalıklı ve bencil bir düşünce bu bana göre. Sırf kendine amaç olsun, oyuncak olsun, saçma sapan varoluşsal sancılarına derman olsun diye dünyaya bir canlı getirmek büyük bencillik.


Ayrıca "genlerimizde var, üremek için yaşıyoruz" düşüncesi de bu bencilliğe uydurulmuş bir kılıftan başka bir şey değil bana göre. Genlerimizde üremek varsa, kafamızın içinde de beynimiz var. Neyin ne olduğunu sorgulayıp karar verebilme, muhakeme edebilme yeteneğine sahibiz. Şimdi ben çocuk yapmak istemiyorum diye insanlıktan mı çıkıyorum bu durumda yani... Teallam.
0
pianeta
(23.05.24)
Valla ben dünyaya katkım olsun diye yaptım. Çok iyi bir insanım üstelik müthiş zekiyim. Boşa gitmemesi gereken genlerim vardı.
Hep saçma sapan insanlar çocuk yapıp dünyayı daha kötü bir hale getirmesin, ahlaklı düzgün yetişmiş iyi kalpli insanlar da olsun gelecekte diye istedim.

İleride 3 4 tane daha düşünüyorum. Maddi olarak imkanım olursa tabi.
0
Gradient_tabanlı_mor
(23.05.24)
@Gradient_tabanlı_mor, gen aktarımının öyle cımbızla seçerek olduğunu düşünmüyorum da, diyelim ki oldu ve çok zeki, çok yakışıklı/güzel bir çocuk dünyaya geldi. Gayet aklı başında, efendi, saygılı vs. oldu.

Dünya bu özellikleri mükafatlandıran bir yer mi?

Diyelim ki sıyrıldı, mükafatlandı, soruyu şuradan sorayım, dünya bu çabaya değecek bir yer mi?

Dünyadaki en zekilere baktığımız zaman genelde kullanıldıklarını görüyoruz. Çok azı şanslı oluyor. Sistem kaşıkla verip kepçeyle alıyor.

Ayrıca cahiller, eğitimsizler çok fazla ürüyor böyle gitmesin terazinin diğer tarafına biraz bastıralım diye çocuk yapılınca çocuğa haksızlık olmuyor mu uğraşacağı insanlar, yani kötü diye gösterdiğimiz taraf daha çoğunlukta.

Mesela ben aksine, kendimiz gibi bir toplum veya ortam varsa oraya çocuğu koyarım.

Pakistanın orta yerine zeki ve bilinçli bir çocuk koymam mesela. Ona da yazık. Haksızlık. Ama norveç e koymak isterdim. Tr nin durumu da pek iyiye gitmiyor kötü tarafın doğum hızlarına bakılırsa.
0
🌸ananiyimioguz
(23.05.24)
bu kadar dusunen yapmaz +1

su an 33-37 yaslarindayiz, 6 senedir evliyiz, henuz cocugumuz yok.

insanlar cocugu tamamen hayattan beklenenler o yonde oldugu icin yapiyor. okula git --> is bul/kur --> evlen --> cocuk yap, model bu. kimse cocuk yaparken "insanlik devam etsin, turumuzun devamliligi" gibisinden seyler dusunmuyor. bu kadar dusununce okula gitmek de mantikli olmayabilir mesela.

dediginiz gibi, eskiden tarlada calisacak adam vs gibi is gucu alaninda ise yaramis epeyce cok cocuk sahibi olmak. bugun tarlasi olan az, sehirde yasamin da kendince finansal guclukleri var, hayat kalitesi tartisilir. ancak:

cocuk buyukmek eglenceli keyifli bisey, minicik beyinleryle biseyleri kesfetmeleri, akil etmeleri, oyun oynamalari, sizin hayatta akliniza gelmeyecek sorular sormalari vs epey keyifli. buyumesinde, dunyayi kesfetmesinde, kendini kesfetmesinde destek olmak, yol gostermek guzel seyler. bundan mahrum kalmak istememek gayet gecerli bir sebep.

diger yandan insanlar yaptiklari degil yapmadiklari seylerden daha cok pismanlik duyabiliyor, bu da bir baska sebep. 20-30lu yaslarda cok dert etmiyoruz ama hic 50-60 olmadik, tam olarak bilmiyoruz o yaslarda neye nasil ihtiyac duyabilecegimizi.

ayrica, cocuklar buyudukten sonra onlarin kurdugu ailelerle kalabalik olmak, arada birlikte biseyler yapabilmek, yanliz kalmamak, hastalikta yaslilikta cenazede davalik durumlarda vs samimiyetle siginabileci insanlar olmasi yine bir baska sebep.

zamanin "cocugu" olarak ben bugun ailemden uzakta yasiyorum oyle cok aman aman birlikte biseyler yapmiyoruz ama gercekten bir ihtiyac oldugunda atlayip gidebiliyor olmam, genel olarak varligim ailem icin guven verici bir durum. anneme kalsa en buyuk pismanligi daha cok cocuk yapmamis olmak.

dediginiz riskler elbette var, benim de kisisel olarak cocuk konusundaki en buyuk cekincem "ya buyudugu zaman cok stresli bir hayati olursa, ya anksiyetesi olursa, ya depresyonda olursa, ya intihar etmek isterse, ya kanser olusa, ya yatalak olursa" gibi seyler. tamam sorumluluk da istemiyroum belki ama erken cocukluk sorumluluklari citir cerez kaliyor bunlarin yaninda.

diger yandan bugun yetiskin insanlar olarak hepimizde belli bir olcude depresiflik, ankiyete bozukluklari fln var; cesitli hastaliklarla ugrasiyor, issiz kaliyoruz, sevgilimiz terk ediyor, dolandiriliyoruz, basimiza sacma sapan olaylar geliyor uzuluyoruz vs ama bir sekilde bunlarla basa cikmayi ve yasamayi ogreniyoruz; hayatin bir parcasi aslinda hepsi. ayni sekilde cok guzel yemekler yiyouz, sevdiklerimizle 2 kadeh tokusturuyoruz, konserlerde bagira cagira sarkilar soyluyoruz, gezip egleniyoruz. cesitli tibbi desteklere erisimimiz de gittikce kolaylasiyor. o yuzden biz bugun yetiskinler olarak bir sekilde var olabiliyorsak, hayatimizda biseyler yolunda gidiyorsa ve intihar etmiyorsak demek ki var olmak o kadar da kotu bir sey degil.

sonuc olarak konu gerek olup olmamasi degil, konu sizin bireysel olarak cocuk buyutmek istiyor olup olmamaniz.
0
taurina
(24.05.24)
Çocuk yapma kararı mantıkla verilen bir karar değil, duyguyla verilen bir karar. Mantıklı düşünürseniz evet sorumluluğu, yorgunluğu, özellikle küçük yaşlarda ihtiyacı olan dikkati verebilmek için kendinizi bile kaybetmeniz, vs. birçok olumsuz yanını bulabilirsiniz. 2 yaşında çocuğu olan bir anne olarak da bunların hiçbirini reddetmem. Ama dünyaları verseler de oğlumu değişmem.

Ben hamileliği bile çok sevmiştim. Ki çocuk yapma düşüncesi yapana kadar çok kafamı meşgul etmemişti bile. Karnımda minicik bir mercimek tanesi kadar olan bebemin şimdi bıcır bıcır konuşmasını duymak, karakterinin geliştiğini izlemek, büyümesine tanık olmak inanılmaz bir şey.

Bencil insan çocuk sahibi olmaz bana kalırsa, olursa da çocuğu hakkıyla yetiştiremez. Yemeyip yediren, uyumayıp uyutan bir anne veya baba nasıl bencil olabilir ki?
0
gmzo
(24.05.24)
@ gmzo, pek katılamıyorum. çocuğun kendisi zaten bencilce geliyor. çocuğa bakıyor olmak insanın eksik yanlarını besleyen bir şey, o durumu bencil olmamakla açıklayamayız.

François de La Rochefoucauld ve Sigmund Freud'un savunduğu şöyle bir görüş var;

"İyiliklerimizin çoğu, kötülüklerimizi gizleme sanatıdır." İnsanların yaptığı iyiliklerin bile aslında kendi kötü yönlerini ve çıkarcı doğalarını gizlemek için bir araç olduğunu söylerler.

"İnsanların yaptığı iyiliklerin çoğu, şeref ve erdemden çok gururdan kaynaklanır." İnsanlar güzel şeyler yaparken bile aslında gururlarını tatmin ettiklerini ve kendilerini daha iyi hissettiklerini öne sürerler.

"Narsisizm" Freud, insanların birincil ve ikincil narsisizm olarak adlandırdığı kavramlarla, kişinin kendi benliğine duyduğu sevgiyi ve bu sevginin nasıl dışa vurulduğunu açıklar. Bu bağlamda, birçok iyilik ve yardım davranışının aslında kişinin kendi narsistik ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla yapıldığını öne sürer.
0
🌸ananiyimioguz
(24.05.24)
ben bekarım evlensem de hem ülke şartlarından hem şahsi ekonomik gücümden ötürü yapmak istemem. ancak milyon dolarlık bir topçu, aktör falan olsam en az 5 çocuk falan yapardım herhalde. harika bir kendini tamamlama aracı çocuk, paran çoksa eksilerinden mümkün olduğunca az etkilenirdin artılarını çok daha fazla yaşardın. çok iyi bir hayat yaşatacağın garanti olurdu zaten o yüzden bencillik değil tam tersine sahip olduğun iyi yaşamı paylaşmış olurdun. ülkede yarın bir gün iç savaş çıkıp millet değneklerin ucunda komşusunun kellesiyle gezse bile iyi hayat yaşayacağı garanti olurdu para böyle bir şey maalesef. ama ortalama beyaz yaka olarak türkiye'de çok zor bir kere muhakkak koleje gönderecek paran olmalı şu meb müfredatında çocuk mu yetiştirilir. bu bencillik olur bence de. avrupa'da bir orta sınıf olsaydım da eşle gezme tozma işlerinden sıkılma hissine gelirsek düşünebilirdim yok bizi kesmiyorsa bir türlü gezmek tozmak gene yapmak istemezdim herhalde.
0
semaforo de medianoche
(24.05.24)
bu inanç gibi bişey. Kalbin/beynin neye yatkınsa onu görürsün. Senin dediğin gibi, kendi genlerinden kendine benzeyen bir varlık yaratıp yetiştirmeyi müthiş bencil egoist bir şey olarak da görebilirsin, bir annenin yazdığı gibi 'kendimizi düşünmeyip onu yetiştiriyoruz bu nasıl bencil olabilir' diye de görülebilir.

Bu arada dünyanın gidişatına bakmak vs. yalan. Evet nüfus çok ve dünya kötüye gidiyor ama belki de en barışçıl çağdayız (tabii üçüncü dünya savaşı geliyor olabilir, gelmiyor da olabilir). Ben mesela üreyen ve üremeyen kesimi görünce "biz üremeliyiz yav" diyorum. Dünyayı b*k eden şeylerden biri de bu çünkü. İngiltere'de çocuklara en çok konulan isim Muhammed'miş. Neden acaba :D Türkiye'de de 20-30 yıla kimler iktidarda olacak tahmin etmek zor değil. Bunu sorgulayan insanlar yeterince üremezse hayatını belirleyen kararları hiç sevmediğin insanlar alacak (demokrasi yönetimi kaldığı sürece). Fakat bu da bencil ve "oy içi mi çocuk yapıyoruz yav" dedirtecek bişey. Bence zaten çocuk yapmak saadet zinciri gibi bişey. Sistemin devamı için üremek gerekiyor, yeterince genç olmazsa emeklilik sistemi bile çöküyor :D
0
nhk ni youkosu
(24.05.24)
@ thetruenorthstrongandfree, sizin şartlarınızda çocuk yapmak değil yapmamak ayıp olurmuş, o şartlarda çocuğa iyi bir ortam sunamayacağım diye kaygılanmayız ki. Verebileceğiniz imkanlar ve çevre bu düşüncemizi etkiler tabii ki.
0
🌸ananiyimioguz
(24.05.24)
1 - bayragi ilerde birine devretmek icin

2 - her di$i hayvan mutlaka bir kere dogurmali, buna insan da dahil. annelik duygusunu yasamamis bir kadin yasliliginda sikinti ceker, cevremde gordugum yasini almis ve dogurmamis kadinlar sikintili, yerine kedi kopek kaplumbaga falan koymaya calisiyorlar ama yetmiyor.
0
cooperr
(24.05.24)
Bu kadar detayli dusunmek cok sacma. Hepimizin genlerinde var. Hayvanlar niye uruyor? Onlara ne faydasi var? Zarari bile var ugrasiyorlar ediyorlar gida bulup besliyorlar vs. Insanlarin ureme sebebi de bu kadar basit. Boyle kodlanmisiz.
0
The_Lollok
(24.05.24)
@ The_Lollok, hayvanlar neden ürüyorlar? bölünme, çoğalma, üreme canlılığın temelinde var. evrimsel sürecin başlama nedeni. bu konuda yetenekli olmayanlar tarih sahnesinden elendiği için günümüzdeki hemen her canlı üreme konusunda yetenekli ve iç güdüsel olarak hazır hale evrilmişler.

Fakat biz insanlar şu an neyin neden olduğunu ve nasıl çalıştığını az çok kavrayabiliyoruz.

Aklımızla düşündüğümüzde, insanlığın günümüzde üremesini gerektirecek bir sebep yok ki? Korunma yöntemlerini neden çıkardık, kontrol altına almak için. Veya hiç ürememek için. Soyumuz tehlikede, çoğalmamız lazım gibi sebep de yok.

Mesela hayvan çiftleştirince hayvanseverler hemen kızarlar ya "Sokakta bir sürü hayvan var kardeşim ne diye hayvan çiftleştirip onları alıyorsunuz veya sahiplendiriyorsunuz!!!" diye.

Ama sen niye ürüyorsun bir sürü kimsesiz çocuk var sahiplen dediğinde kalırlar öyle. İşte ama bağ falan... derler. Bencillik yani.

Nüfusu artırmanın kime ne faydası var şu an?

Mirasımı devredicem diyen var. Yahu ben öldükten sonra biri almış, almamış kime ne. Belki hiç edecekler geride kalanlar mirası. Bilemiyorsun ki. Belki birbirlerine düşecekler. Hadi onlar da idare etti diyelim, torunlar? Nereye kadar gidecek, ne kalacak, kime kalacak, herkes göçecek.

Bazı hayvanların da aklı olsa üremezdi veya çok kontrollü ve az ürerlerdi diye düşünüyorum soyları tehlikede değilse.
0
🌸ananiyimioguz
(24.05.24)
Böyle kişisel bir konuda burada uzun uzun yazdığına göre sende fikirlerinde emin değilsin ve teyit edilmek istiyorsun. Ancak bu tamamen kişisel bir karar. Topluca böyle bir konuda mutabakat oluşmasını beklemen çok mantıklı gelmiyor.
0
dreamsandcolours
(24.05.24)
Biri sahane bi laf etmisti yillar once bana. İsin ozeti gibi. Sedat bak demisti... ne çocukla oluyor ne de cocuksuz. Ama cocuklu daha guzel.

5 yil yapmadik. Sonra gule oynaya cocugumuz oldu.
0
halk
(24.05.24)
Bazen ellerime kollarıma bakıp "olm milyonlarca yıllık bir evrim sürecinin ürünüsün. Bu noktaya gelene kadar ataların ne yollardan ne sıkıntılardan geçti ve sonucunda sana kadar ulaşıldı. Bu nasıl bir kibirdir ki 4.5 milyar yıllık yolu bir anda kesip atıyorsun"

Urememenin getirdiği bu kibir yalan yok hoşuma gidiyor.

Bir de çocuğu olan biri bencil olamaz tabirine takıldım yorumlarda. Ben tam tersini düşünüyorum. Doğanın yüklediği "turun devamliliginin kodlandigi" iç guduler o kadar kuvvetlidir ki, kendi yaşamının önüne koyarsin yavrunu = annelik.

Kesin olarak Bencil olamayacağını iddia edebileceğiniz tek insan türü, Çocuk yapma şansı olup yapmayıp evlat edinenler bence.

Tamamen akıl, merhamet ve kendinden olmayan bir şeyi kendi önüne koymak.

Bu insanları çok seviyorum.
0
makbur
(24.05.24)
Her şey söylenmiş zaten. Ozetle

1-turun devami icgudusu (zeki yaratik olarak aklinla bunun yersizligini kesfetsen de milyon yıllık evrimin getirisini hemen alt edemiyorsun, kervana katiliyorsun mejburr bazen; yakında senin de yapacağın gibi ;))

2-uzerine düşünmemek, standardi bu zaten deyip yapmak

Bence çocuk yine anlaşılabilir asıl delilik evlenmek. Ama onu da yaptık meselaam di mi
0
abuzer
(24.05.24)
Ben yapmiyorum (simdilik). Gereksiz bencillik ve sorumluluk gibi geliyor. Evlat edinme durumlari da var, onun tartismasi farkli olabilir.

Ama o cocuk yapma icgudusu tetiklenebiliyor. Tabii hayvanlar gibi ilkel icgudu degil. Daha cok "istek"
gibi. Gelismis beynimiz var sonucta. Cogu kisi toplumdan, etrafindan da etkileniyordur. Ve sonucta senin anne baban da var ve atalarin. Devam ettirme istegi oluyor. Gelecege yatirim gibi de dusunebiliyor insanlar.

Daha duygusal yonleri de var. Ve sartlari iyi bireylerde duygusal yon daha agir basiyor sanirim. Anne baba olmayi deneyimlemek. Sevecegini birini dunyaya getirmek.

Anne babaya da sorulabilir: "beni neden dunyaya getirdiniz"? :)

Ya da birey kendine de sorabilir. Felsefeye girecek ama "Ben neden dunyaya geldim?"
0
ermanen
(24.05.24)
Simdi biz doguyoruz, gozlemliyoruz ve birseylere alisiyoruz. Aslinda bircok sey aliskanliklarin getirdigi birsey bana kalirsa. Yani bir sekilde boyle kodluyoruz zihnimize. Yani ayni sekilde bizim de buyuyup evlenince bu sekilde olacagimizi, cocuklarimizin olacagini dusunuyoruz tum akis boyunca.
Farkli bir acidan yine bakayim, bizim yasayamadiklarimiz, pismanliklarimiz var bu hayatta ve bunlari birisinin yasamasini istiyoruz, planliyoruz. Bu da iste cocugumuz oluyor.
Butun bunlari durumumuz kotu bile olsa planlamiyoruz cunku durumu iyi olanin da kotu olanin da cocuk yapmak icin sebepleri farkli ancak illaki bir sebebi var.

3 yasinda oglu olan bir baba olarak, cocuk yapmadan once bir bebegi gozlemlemek ve vakit gecirmenin en onemli karari almanizi saglayacagini dusunuyorum. Bu durtu gelecek mi, cocukla zaman gecirmeyi ilgilenmeyi sevecek misiniz, yoksa size zor mu gelecek. Ondan sonra bu kadar detayli dusunmeyeceksiniz emin olun.
0
va
(24.05.24)
Karşı argüman üretiyorum diye katı bir şekilde karşıyım anlamı çıkmasın, dediğim gibi ben daha yakınım çocuk konusuna. Sadece mantıklı bir fikir, görüş var mı, insanlar ne düşünüyor veya düşünmüyor onlara bakıyorum.

Bana kalırsa ben sırf "ya bizim birlikteliğimizden doğan çocuk nasıl bir şey olur acaba, iyi kötü o kadar deneyim elde ettik, biraz da biz aktaralım bakalım kullansın onları çocuk, derdiyle dertlenelim, sevinciyle mutlu olalım.." düşüncesiyle bile çocuk yapabilirim gibi. Şimdilik sadece eşimden bağımsız ekonomik sebepler bizi ve ilişkimizi sarstığı için çocuk mantıklı gelmiyor. Ama bu sorunlar zamanlar çözüldükten sonra olabilir diye bakıyorum. Eşim o zamanda bile mantıklı bakamıyor.

Bu düşünce ile çocuk yapmak bencillik diyor. Ay merak ettim dur bi bakalım diye çocuk mu yapılır diyor. Zaten yoğun çalışıyorum, çocuğa nasıl bakıcam diyor. Hadi baktık büyüttük diyelim, iyi bir eğitim nasıl vericez bu topraklarda diyor. Çok deli rakamlar harcamak lazım veya. Kötü yetişecekse veya ortalama yetişecekse de çocuğa haksızlık değil mi diyor. Ona sonra "seni zor şartlarda büyü diye yaptık yavrum" mu diyeceğiz, demez mi çok daha iyi şartlarda dünyaya gelenler var, benim günahım neydi diye. Belki demez sonuçta biz razı olduk bir şekilde ama derse, bu büyük bir sorumluluk.

Ben kötü de olsa iyi de olsa hayatı deneyimlemenin, hiç gelmemektense bir artı olduğunu düşünüyorum. Ama eşim öyle düşünmüyor. Eğer @ thetruenorthstrongandfree ın sağladığı gibi bir şart sağlanmıyorsa çocuğa haksızlık edileceğini düşünüyor.
0
🌸ananiyimioguz
(24.05.24)
vaaaay demek 30+ yaşında bir çiftsiniz ve çocuk istemiyorsunuz, hatta çocuk yapanların neden çocuk yaptığına anlam veremiyorsunuz. ohaaa ilk defa böyle bir durumla karşılaşıyorum :D

nedense hep çocuk istemeyenler kendini uzun uzun açıklama ihtiyacı hissediyor. aslında kimse sizin çocuk yapıp yapmamanızla ilgilenmiyor, merak etmeyin. bu kadar çok kafaya takıp sorguladığınıza göre bence siz kararınızdan emin değilsiniz. emin değilseniz kararsızım filan diyebilirsiniz.

çocuk yapmamak eskisi gibi yadırganmıyor zaten emin olun.

bahsettiğiniz -son paragraf - eşinizin başına da gelebilir. o zaman evlenmek de saçma.
hayatta her an her şey olabilir tabi ki insan en çok çocuğu için korkar da sebep olarak yarın bir gün tecavüze uğrar diye bi seçenek dile getirmek çok saçma.

yani bu iş böyle uzun uzun felsefeye dönüşecek tartışmalar yapılacak bir konu değil bence. isteyen yapar istemeyen yapmaz. herkesin kendince haklı sebepleri var. birine gidip neden kedi sahiplenmiyorsun ya da balkondaki saksına neden çiçek dikiyorsun demek gibi bir şey bu.
0
elorelia
(24.05.24)
Heh yani sen eşine sunmalik argüman istiyosun bı noktada...

Öyle harikayim böyle harikayim diye sallayanlari dinleme öncelikle. Kaldı ki sizin durumunuz da fena değil. Ortalama durumdasınız. Sevgi ve huzur ortamında olan bir çocuk için gaaaayet yeterli sartlariniz. Bı de o kadar kontrolcü olmayın (ben de oluom), belki çocuk ileride bohem bı şekilde kulübede yasamaktan keyif alicak ne bilionuz? Sizin planladiginiz yatlarinizi katlarinizi uçaklarinizi (xd) istemicek?

Çocuk ayakkabisini ysl almadiinizi anlamaz meraq etme. Evcil hayvan gibi düşün xdxd sevgini sakınma, gerektiğinde onu koruyacagini belli et, kalanı ileride kendisi halleder zaten o ozguvenle
0
abuzer
(24.05.24)
Cocuk ne ya hem de turkiyede. aklini peynir ekmek gibi yemen veya hayatsiz olman lazim cocuk icin. zaten doguranin yari akli da gidiyo hepten hayatimiz zorlasiyi
0
ala09
(24.05.24)
Benden iyi bir ebeveyn olmaz o nedenle çocuk asla düşünmedim ve düşünmem. Geçen ofiste bütün öğlen yemeği boyunca doğru kişi ile tanışırsan o isterse ne yapacaksın diye sorguya çekildim bir de yani insanlar her bir şeye burunlarını sokma ihtiyacı duyabiliyorlar.

Size gelince daha geçen boşanma masrafı soruyordunuz şimdi biz hiç çocuk düşünemiyoruz diyorsunuz bence de düşünmeyin zaten.
0
peki madem
(24.05.24)
mahalle baskısı bu konuda büyük rol oynuyor. her ne kadar çocuk istesen de, günümüz şartlarında bunun altına girmek oldukça zor. zorumluluk tarafı ayrı.
0
kondansator
(24.05.24)
kedi götünü görmüş yara zannetmiş.
neden çocuk yapmayayım?

evladım olur. severim işte.
0
OgutucuRecep
(24.05.24)
ben bu olaya deneyim olarak baktım ve bu deneyimden neden mahrum kalayım diyerek istedim. sonuç kelimelerle tarif edilemeyecek kadar muazzam bir şey. bu dünyada başka hiç bir şey çocuğunuzun size hisettirdiklerini asla ama asla hisettiremez. başka hiç bir sevgi, aşk, bağ vs vs çocuk-ebeveyn bağına benzemez. bu işin bir yönü.

evet zorluklar da müthiş. zaten ekonomik koşullardan dolayı 2. düşünemiyorum. siz fazla sorgulamışsınız bir de tam tersi hiç sorgulamadan önüne arkasını düşünmeden birden fazla çocuk doğuranlar var. bu ülkedeki kaynaklar ve sistemin bu kadar çok çocuğa olması gerektiği kadar yetmesi imkansız.zaten düşüncesizce doğurup duranlar yukarıda bahsettiğim bağı falan kurmuyor ortaya salıyor ne eğitimi, ne güzel vakit geçirmesi saldım çayıra modunda. o yüzden de bir sürü psikolojisi bozuk insan var toplumda.

öte yandan evrimsel ve insanlığın gelişmesi açısından kaçırdığınız şeyler var. mesela siz hep 30 lu yaşlarda kalmayacaksınız. 90 yaşınıza geldiğinizde kalçanızı kırıp yatalak olup tuvalete gidemediğinizde bir başkasının doğurduğu eğittiği çocuk (hemşire olur hastabakıcı olur) sizinle ilgilenecek ve ona minettar kalacaksınız. herkes sizin gibi çocuk yapmasaydı sizin de muhtaç olduğunuz şeylere erişiminiz olmayacaktı bir de o yönden bakın.
0
iwillsee
(24.05.24)
@ peki madem, evet bize geliyorlar öyle arada pek sağlıklı olmayabilir zaten bizim çocuk yapmamız bir bakıma haklısınız ama

bazı dinamikler var çiftlerin ikisi de bireysel olarak çok iyi insanlar fakat birlikteliklerinde sorun çıkıyor. hal böyle olunca bir de çocuk varsa ayrılmaları daha mantıklı oluyor.

benim de anne babam ayrı mesela. ben hiç sıkıntısını yaşamadım daha güzel bile denilebilir. evde gürültü yok patırdı yok çatışma yok. istediğinde birine gidiyorsun istediğinde öbürüne gidiyorsun kalıyorsun. herkes kendi hayatında vs.

tabii ki en güzeli çocuğa da aile kavramını geçirmek için mutlu bir aile tablosu çizmek ama herkes kendi ilişkisine veya annesine babasına baksın 4/4lük bir hayat mı yaşıyorlar, bazen ayrılık daha mantıklı olabilir. ben ayrılık ile çocuğu engel olarak görmüyorum o yüzden. ülkeden bir sürü insanın annesi babası ayrı. eğer sıkıntı tipler değillerse öyle de sağlıklı çocuk büyütülebilir. ben bir insanla aynı evde yaşamak istemeyebilirim ama çocuğuna bakmak / çocuğumuza bakmak isteyebilirim.

@ iwillsee, teşekkürler deneyiminiz için. fakat yaşlılık konusuna katılmıyorum. ben kimseye yük olmak istemem gerekirse uyutsunlar diye vasiyet bile verebilirim. yaşlanınca kim bakacak diye çocuk mu yapılır bu iyice bencilce bişey. ben tek çocuğum, kardeşim yok bişey yok. eşimle olur da ölene kadar 'evlilik mücadelesini' :D sürdürebilirsek birbirimize bakıcaz işte çocuk olmasa da. en kötü bakım evi qeyf. o da olmadı uyutsunlar dediğim gibi. eşim de olmazsa bir köşede ölür giderim. nedendir bilmiyorum, böyle kaygılarım/korkularım yok.

Çoğu gelişmiş ülkede durum biraz daha farklı, ebeveynler çocuklarını yetiştirdikten sonra köylere kasabalara çiftliklere yerleşiyorlar. Ki kendi hayatlarını yaşasınlar biz yük olmayalım diye. Bizimkiler de gel evime desen gelir. Şimdi diyeceksiniz ki onlar sana o kadar baktı sen onlara bakmıyor musunuz hayırsız evlat. Bence burada kültürel ön yargılar var. Ben öyle bir sorumluluğu kabul etmiyorum ki, onlar da beklemesin. Doğuran bakmakla yükümlü hatta kimi bakmıyor bile. Ama çocuğun ebeveyne bakmakla yükümlü olduğunu düşünmüyorum.
0
🌸ananiyimioguz
(24.05.24)
bu kadar düşünüyorsanız yapmayın zaten. çocuğa da yazık.
0
Whily
(24.05.24)
Tum bunlari sorgulamis ve cocuk istemeyerek 35 yil gecirmis bir insan olarak bu yil bebegim oldu. Butun hepsi bos muhabbetmis ve gereksiz dusuncelermis gibi geliyor su an bu cocuk yapmama gerekceleri ve varolan yeni insan dunyanin en gerekli ve mukemmel seyi oluyor doğduğu andan itibaren. Bir de ben genel olarak bir seyi isteyip istemedigimden cok emin değilsem yapmayarak pisman olma ihtimalini elemek icin yapmayi tercih ederim, cocugumu da iyi ki yapmisim. Akli basinda bunlari sorgulayan insanların bilincli bir sekilde cocuk yapması da insan ve toplum olma deneyimi açısından değerli.
0
instant crush
(24.05.24)
Maddi durumunuz iyiyse çocuğa büyükşehirde üç ev, bir araba veya bir dükkan ve araba filan ve yüklü miktar nakit para bırakabilecekseniz hiç düşünmeden yapın. Fakat kardeşini de 3-4 sene sonra yapın. İleride birbirlerine yoldaş olurlar.

Eğer maddi durumunuz orta direkse çocuklara çok iyi birer eğitim şansı ve hayat mücadelesi ruhu veririm diyorsanız o zaman da yine aynı şekilde en az iki tane yapın.

Fakat en önemlisi de şu. Aile içi huzurunuz fiziksel ve mental sağlığınız yerinde, eşler arası sevginiz muhabbetiniz karşılıklı saygı ve muhabbet sürekli olarak iyi seviyede varsa en önemlisi bu, tüm şartlar okeyse yapın.
0
psmstc
(24.05.24)
Bir de çocuk yapma işi mantıkla olmaz yoksa yapmazsın katılıyorum +1500
0
psmstc
(24.05.24)
Yazdıklarımı anlamamışsınız. Sizin yaptığınız çocuklar size bakar demiyorum. Evrimsel olarak yaşlanınca birileri tarafından yapılmış çocuklara ihtiyacınız olacak diyorum. Şimdi de öyle hiç mi doktora dişçiye gitmiyorsunuz sonuçta onlar da bi annenin doğurup büyüttüğü çocuklar.kimse çocuk yapmasın derseniz mantıksız oluyor
0
iwillsee
(24.05.24)
(4)

Kaziklaniyor muyum?

mirty
Selamlar,Bugün iç-dış parazit ve genel kontrol için 23 kilo köpeğime 1400 lira ödedim. Lokasyon: Ankara. Fiyat algısı kalmadığı için emin olamıyorum kazıklanıyor muyum?
Selamlar,

Bugün iç-dış parazit ve genel kontrol için 23 kilo köpeğime 1400 lira ödedim. Lokasyon: Ankara. Fiyat algısı kalmadığı için emin olamıyorum kazıklanıyor muyum?
0
mirty
(29.04.24)
Normal gibi. Dış parazit 2 ay önce 650 liraydı ki zam gelecek deniyordu.
0
prole
(29.04.24)
2 gün önce de 650 tl.
evet kazıklanmışsın.
köpek büyük diye fark da bu kadar büyük olamaz herhalde.
0
OgutucuRecep
(29.04.24)
Ben de benzer bir ücret ödüyorum İstanbul, Şişli. Tam dikkat etmiyorum ama bu civarda. 28 kiloluk köpeğim var.
Parazit için iki farklı marka var, veteriner daha ucuz olanı öneriyor ben daha pahalı olanı tercih ediyorum. Bravecto sanırım pahalı olanın markası. Bir de NexGuard var, o da iç parazit galiba, emin değilim.
Bildiğim kadarıyla 10 kiloluk sınıflara ayırıyorlar köpekler. 21 kilo veya 30 kilo olan köpek aynı dozda alıyor. Fiyatı da 10 kiloluk köpeğin 3 katı oluyor.
0
michael_knight
(29.04.24)
5 kilo kediye 750 veriyorum bana normal geldi. denilen gibi kilo üzerinden yapılıyor bu aşılar kendi içlerinde markasına göre fiyatları değişiyor karnesinden bakın hangi aşıyı yapmış marka verirseniz fiyat karşılaştırılması yapılır
0
eja
(29.04.24)
(23)

eksisozlukte yazarlari engellemek iyi mi kotu mu size?

buenosdias
eskiden sevmedigim goruse sahip yazarlari engelliyordum. ama sonra baktim ki nerdeyse gundem olan her 10 basliktan 7'sinin ilk 2,3 entrysi gorunmuyordu. bu da sinir bozucuydu. mantikli dusununce yanlis geliyor. bir insani tek basligi ile yargilayip susturuyorum gibi..belki adamin baska alanlarda isi
eskiden sevmedigim goruse sahip yazarlari engelliyordum. ama sonra baktim ki nerdeyse gundem olan her 10 basliktan 7'sinin ilk 2,3 entrysi gorunmuyordu. bu da sinir bozucuydu. mantikli dusununce yanlis geliyor. bir insani tek basligi ile yargilayip susturuyorum gibi..belki adamin baska alanlarda isime yarayacak, hosuma gidecek faydali entryleri vardir.... simdi yeni uyelik yaptim. herseyi gorebiliyorum.

acaba engellemeye devam mi edeyim bilemedim? siz ne dusunuyorsunuz.
0
buenosdias
(29.04.24)
İnsanları neden engellediğinize bağlı. Çok troll var mesela onların diğer görüşlerini okumak size bir şey kazandırmayacaktır. Belki arada kaldıklarınız için not alabilirsiniz baktınız farklı konularda görüşlerine not almaya başlıyorsunuz o zaman engellersiniz.

Bir de birisini engellediğinizde onu susturuyormuşsunuz gibi düşünmeyin, suseri uçurmuyorsunuz ki o yazmaya devam ediyor okuyan da okuyor.
0
peki madem
(29.04.24)
ben engellemiyorum bırak mal ne yazarsa yazsın diyorum.
siyasi görüşünden dolayı küfür edeceğim adam bambaşka bir konuda bana çok yardımcı olabiliyor.
0
OgutucuRecep
(29.04.24)
engelliyorum nickaltımda engellediğim troller yazmış hatta öncemesaj atıp kudurtup sonra engelliyorum, özellikle aktrolleri engellemeye 10 dk harcıyorumdur her gün. eklentiler çok işe yaramadı gördüğümü salak salak konuşanı amaçsız anket dolduranlarıda engelliyorum
0
eja
(29.04.24)
politik gorusu nedeniyle genellikle engellemiyorum, gorusune katilmayabilirim ancak dediginiz gibi baska alanlarda enteresan bilgi verebilirler. engelledigim yazarlar genellikle kadinlara ve lgbt bireylere karsi nefret dolu basliklar acan/entryler giren kisiler oluyor, ya da yine bu anlamda kendi kucucuk dunyalari ile 'dahice' tespitler yapan kisiler oluyor. bu kisilerin baska alanlarda verebilecegi bilgileri bilmem gerekiyorsa evrenin bana baska yollarla ulastiracagina inaniyorum. zira bu tur entryleri gormek benim ruh sagligim icin daha zararli. varsin bunlarin en begendigi kiyida kosede kalmis 10 filmi de bilmeyivereyim.
0
kassiopeia
(29.04.24)
AKP'li ve dinci bir insanın, yukarıda bahsedildiği şekilde başka bir konuda bana faydalı olmasi bu sebeple onu engellememek imkansız. Onun bakış acisina ihtiyacim yok, onun bakıp gördüğü bir şeyin bana faydalı olması mümkün değil.

Her şeyden önce siyasi görüş ve dünya görüşü önemli. İlk üye olduğumda 15-20 sene önce umrumda değildi, çok uzun yillar kimseyi engellemedim. Ama son yıllarda korkunç bir radikallesme var AKP'lilerde. Ve her zamanki eleştirileri siraladigimda cimere şikayet ederimler bir kenara ölüm tehdidi bile gönderen oluyor. Ilımlı ılımsız fark etmeden AKP'liyse veya dinciyle direkt engelliyorum neden bahsettiğinin bir önemi yok.
0
sanguine
(29.04.24)
Ekşi sözlükte senelerce mal listemde 3 kişi vardı, ne zaman ki aktroll'ler azıttı, şu an binlerce engelli vardır.

Olması gereken sözlük yönetiminin dik durup hepsini şutlaması ama sonra gidip sözlüğü kapatıyorlar, bet sitelerine dönüyor iş. Binlerce hesabı kontrol edenlere baksan da bir avuç hain bebe.

Özetle engellemek iyidir, en azından bir gün dik duracak olurlarsa engelli listelerini kullanıp tek bir satır kodla hepsini temizleyebilirler.
0
kimlanbu
(29.04.24)
Karşıt görüş başka, aktroll başka önce bu ayrımı yapabilmek lazım.

Aktroll denen kitle organize bir şekilde insanları ve dahası sözlük gündemini manipüle etmeye çalışan Prof bir yapı. Yani merak etme bu insanları engelleyerek hiçbir şey kaybetmezsin. Atıyorum bilim kanalında, sinema, müzik vs zaten bir entrysi yoktur herifin:)

2.si de üslup. Sadece futbol fanatikleri değil en entelektüel konularda bile insanlar saçma bir şekilde kamplasip karşısındaki herkese her şeye sovebiliyor. Bunları da kesinlikle affetmiyorum.

3. Astral seyahate inanan, Evrim karşıtı böyle aciklayamadigim luzumsuz bir tayfa var. Bunları da engelliyorum anında.
0
makbur
(29.04.24)
engelliyorum. başlıklarını engellemiyorum. çok lazımsa log out olup başlığa bakıyorum.
0
gabe h coud
(29.04.24)
irkci, ayristirici, cinsiyetci, nefret dolu söylemleri, gereksiz erotizm icerigi olanlari bazen engelliyorum.
bir sey kacirdigimi düsünmüyorum.
0
robert bosch
(29.04.24)
engellemeden olur mu,

- atatürk hakkında karalayıcı yazı engelle geç.
- terörist, dersimci, soykırımcı engelle geç.
- aktroll, oktroll, boktroll engelle geç.
- sikimsonik ünlü ile ilgili paylaşım engelle geç.
- ad hominem yapanları (özellikle siyasi başlıklarda) engelle geç.
- xx.xx.xxxx tarihli lig maçları engelle geç.
- kadınlar şöyle böyle diyeni engelle geç(buna karşı yine erkekler de şöyle yazanı engelle geç).
- herhangi bir kutsala sallayanı engelle geç.
- şu işsiz kalacak bu işsiz kalacak tayfada spesifik yavşaklar var o tayfayı engelle geç.
- istenmeden ref link paylaşanları engelle geç.
- gerçekleşmemiş olay hakkında başlık engelle geç.

daha da aklıma geldikçe eklerim, bunları engellemeden sözlüğe bakınmak adblocksuz internette gezinmeye benziyor.. çoğu başlığın ilk 2-3 entrysi kayıp zaten bende zamanında başlıklarını engelle yapmadığımdan, düzeltmesi de çok zor oluyor sonra.

bir de özel mesaja sen'li şekilde yazanları yine engelle geç.
0
gule gule
(29.04.24)
Başkalarının fikirlerine göre hareket edecekseniz, benim fikrime göre iyi değil hatta kötü. Ben olsam engellemezdim katılmadığım fikirlere dahi tahammül ederdim. Farklı fikirlere açık olmak lazım. Not: Engelleme içgüdüsünün arka planında sanırım değişim korkusu yer alıyor
0
doharkoman
(29.04.24)
Terör örgütü (PKK, Hizbullah, FETÖ, DHKP-C, Adnan Oktar vs) sempatizanları,
Kötü trol olup açtığı başlıkla insanları birbirine düşürmeyi amaçlayanlar, (Benim tuttuğum takım, desteklediğim siyasi görüş vs olması hiç fark etmez, derhal engellerim. Eskiden trollüğün bir adabı vardı, artık yok.)
Düz dünyacı - aşı karşıtları,
Spiritüalizm, doğu mistisizmi ve benzeri şeyler meraklısı olup ipe sapa gelmez şeyler anlatanlar,
Herhangi birine karşı yazdığı entryde hakaret içeren ifadeler kullananlar,
Boş başlıklar açanlar, (Özellikle sosyal medyada etkileşimi arttırmak için yapılan ünlü kişilerle olan tartışmaların sözlüğe başlık olarak taşınması durumundan bahsediyorum)
Anketçiler,
Nefret söyleminde bulunanlar, (genelde ırkçı ya da cinsiyetçi söylemler üzerinden somutlaşıyor)
Halkı kin ve düşmanlığa tahrik edenler,
Haddini bilmeden, terbiyesiz bir üslupla özel mesaj gönderenler,

Başta olmak üzere pek çok yazarın hem entrylerini hem de başlıklarını derhal engelliyorum. Bir kullanıcıyı sadece karşıt görüşte olduğu için engellemem. Örneğin "XXX gerekçelerle aşı yaptırmadım, yaptırmayı da düşünmüyorum." demesi benim için engelleme nedeni değildir ama "Aşı yaptıranlar gerizekalıdır." ya da "Aşı yaptıranlar X süre sonra ölecek." gibi ifadeler kullanıcıyı ışık hızıyla engellemem için yeterlidir.

"X partisine/kişisine oy verdim zira Y politikalarından çok memnunum." demesi istediği kadar karşıt görüş olsun, benim için engelleme nedeni değildir ancak bu düşüncelerini diğer parti ya da adaylara hakaret eder şekilde ifade etmesi derhal engel nedenidir.
0
10551037
(29.04.24)
Sözlüğü 4te 3ü engelli +1

Benden başkalarının da deneyimlemiş olmasına sevindim, dediğin gibi gündem olan başlıkların ezici çoğunluğu engellediğim tipler tarafından açılıyor. Bu da bu başlıkların kasıtlı açıldığının göstergesi, sözlük gündemi suni olarak belirleniyor.

İlla aktroll olmak zorunda değiller, gule gule'nin söylediği konularda ayrıştırıcı ve kışkırtıcı fikri olanlar da engelli bende. Mesela maç başlığında gs'ye fetöcü, koç ürünlerini boykot ediyoruz vs diyenleri de engelliyorum.
Yahu bunu diyen adamın başka konudaki fikri niye önemli olsun benim için. Yazacağı max bilgi onedio'dan çaldığı ilginç bilgiler aparması olacak.

Kaldı ki sıradan insanların fikirlerini merak etsem twitter kullanırdım, ekşinin bir artısı yok bu anlamda.

Ben badi ekliyorum değerli birilerini gördükçe, onların entrylerini okuyorum.
0
Bruce
(29.04.24)
eskiden kimseyi engellemiyordum, eskiden...
fikir özgürlüğü mü dersiniz, bozuk saat bile günde 2 kez doğru gösterir mi dersiniz bilemem ama kimseyi engellemezdim.
ancak bir noktadan sonra boş yapan o kadar arttı ki sadece okuması bile büyük zaman kaybı oluyordu. bir de ciddiye alıp vakit ayırmaya kalksam ömrümden boşa giden zamana yazık.
tek başlıktan/entryden engellemiyorum. beni huylandıran bir şey görürsem profili açıp bakıyorum, tek tük mü yoksa hep mi saçmalıyor diye. boş yapmaya adanmış hesaplar kendini belli ediyor zaten ve engelliyorum.

o kadar yazmışım da şimdi baktım 15 kişi engellemişim, daha fazla sanıyordum..
0
late viper
(29.04.24)
Engellemek istemiyorum fakat maaşlı troller cidden can sıkmaya başladı. Adam partisi lehine başlık açıyor, diğer troller de 1 dakika içinde entry giriyor. Bayadır sözlükte gündem takibi yapmıyorum, merak ettiğim bir konu varsa başlığa uçuyorum.
0
Erestor
(29.04.24)
biri direk mesajla kufur etmedikce engellemiyorum, umrumda degil.
bunlar engelle engelle bitmez cunku, ayrik otu..
0
cooperr
(29.04.24)
Yani kaç kişi engellediğimi bilmiyorum. Bunun sayısına bakabiliyorsak biri söylesin, bakıp güncelleyeyim bu yazıyı. Engelle engelle bitmiyorlar. O yüzden "bu hali ile bile Ekşi Çöplük olduğuna göre demek ki engellemesem nasıl bir lağım olacak" diyorum. Hiçbir şey kaybettiğimi düşünmüyorum. Aksine engelleme kriterlerimi genişletiyorum. Kimsenin düşük zekalı ve salt küfür içerikli entrylerini göremedim diye üzülecek değilim.

Kaldı ki başkalarının fikirlerine de o fikirler objektif bir şekilde düşük zeka ürünü* ise saygı duymak zorunda değiliz. Engeli bas, geç.

* eksisozluk.com
0
nawar
(29.04.24)
rahatsız edeni, trollü engellersiniz tamam. hadi hoşuna gitmeyeni de engellersiniz ama hoşunuza gitmeyen herkesi engelliyorsanız bu ciddi bir sıkıntı. tahammülsüzlük. geçen biri yazmış şu kadar bin kişi engelledim diye. bu baya hastalıklı bir kafa yapısı. ondan sonra toplumda neden kutuplaşma var. bu zihniyetle uzlaşılmaz ki. her farklı düşünceye engel basıyor.
0
blackkmamba
(29.04.24)
Kimseyi engellemiyorum zira sozlugu okumuyorum. %95 cop yazar. Ya hepsini engellemem lazim, ya da hic bakmamam lazim. Ikinci secenek daha efektif.
0
hot potato
(29.04.24)
bu arada kusura bakmayın da bu kadar çok kişiyi engelliyorsanız iktidar olsanız muhalif gazetecileri içeri atarsınız :D hiç inkar etmeyin. aynı zihniyet çünkü. beni de çok engellediler ama küfür falan yoktu. tartışmada cevap veremeyince basıyorlar engeli.
0
blackkmamba
(29.04.24)
Bütün sözlüğü engellemekle uğraşacağıma sadece badilere eklediğim kişilerin entrylerini okuyordum. Yeni badileri de mevcut badilerin beğendikleri entryler üzerinden buluyordum. Ha bir süredir sözlükten gündem takip etmeyi tamamen bıraktım tabii.
0
aloha snackbar 3
(30.04.24)
Siz ekşi sözlükteki ifade özgürlüğüyle ilgili adaleti sağlamakla görevli bir pozisyonda mısınız? Sanmıyorum. O halde neden kişisel alanınızı kurmayasınız? Bu da sizin kendi özel alanınızdaki hakkınız.

Zaten sözlüğü ne için kullandığınıza göre belli bir grubu komple de engelleyebilirsiniz. Atıyorum siz ekşi sözlüğü sadece teknolojik incelemeler için kullanıyorsunuzdur elinizden geliyorsa kalan herkesi engelleyip sadece teknoloji incelemesi yazanları bırakabilirsiniz yani, siz engellediniz diye kimsenin ifade özgürlüğüne halel gelmiyor ki :D bu hususa dikkat etmesi gereken kişiler sözlük yönetimi. Sizin gibi diğer insanların da orada içerik üretmeye hakları var. İşin özgürlüklerle ilgili kısmı burası. Ancak sizin de onların hangilerini görmek istediğinize karar verme hakkınız var. Bu durum diğerlerinin ifade özgürlüğünü engellemez ya da zararlı bir durum da yaratmaz.

Bu kadar büyütmeyin olayı, şaşırdım yorumların bazılarına :D

Siyaset konuştuğunuz ayrı bir mecra vardır, ekşi sözlüğe geldiğinizde kafanızı rahatlatıp biraz başka şeyler görmek istiyorsunuzdur. Sorun ne bunda? Ya da hiç konuşmak istemiyorsunuzdur. Yapmayın lütfen.
0
akhenaten
(30.04.24)
Ben farklı fikirleri de takip etmek, iletişimde kalmak istediğim için KÜFÜR EDENLER HARİÇ kimseyi engellemiyorum.

Çok faydasını da gördüm. Pek çok yanlışımı düzelttim, pek çok yeni şey öğrendim.


.
0
kartallar yuksek ucar
(30.04.24)
(39)

Evlilik ve tükenmişlik hissi, boşanma düşünceleri, tavsiye..

ustapasta
Selamlar, biraz uzun yazacağım. Doldum fakat tanıdığım biriyle dertleşmek istemiyorum. Eşimin mahremiyetini ihlal etmiş olurum diye tanıdık biriyle konuşmayı doğru bulmuyorum. O yüzden burada oversharing'in dibine vuracağım üzgünüm. Nasılsa kimse beni tanımıyor. Evli ya da başından evlilik geçmiş ki
Selamlar, biraz uzun yazacağım. Doldum fakat tanıdığım biriyle dertleşmek istemiyorum. Eşimin mahremiyetini ihlal etmiş olurum diye tanıdık biriyle konuşmayı doğru bulmuyorum. O yüzden burada oversharing'in dibine vuracağım üzgünüm. Nasılsa kimse beni tanımıyor. Evli ya da başından evlilik geçmiş kişiler (özellikle kadın) özelden yazarsa ne güzel olur.

Yaş 33, 5 yıllık evliyim. Eşimle severek evlendik, hala da seviyorum. Güvenilir, merhametli, iyi kalpli bir insan. Neşeli çocuk ruhlu biri, ailem de onu kendi çocuğu gibi sever. Sorun ne diyecek olursanız, sorun 5 yıl geçmesine rağmen hala oturmayan bazı şeylerin beni artık tüketmiş olması. Her şey ama her şeyin benim ittirmemle, benim iknamla yapılması. En basitinden, ikimiz de çalışıyoruz ve haftasonları 1 gün temizlik yapılması gerekli. Bunun için hala her haftasonu mutlaka bir gerginlik olur. “Ben bugün yapmayacağım sen kendi payına düşeni yap. Ben yarın yaparım. Şu zaman yaparım bu zaman yaparım.” İşten geliyorum o içerde yatarken ben yemek yapıyorum yiyoruz (yemek bende, bulaşık onda). Mutfakta bulaşıklar gece saat 10 11’e kadar bekler kokar. “Biraz yatayım yapıcam, yoruldum, maça gideyim gelince toplicam.” Her şey bir savaş evde. En basic rutinler bile devamlı gerginlik sebebi. Haftasonu temizliğimizi iki üç saatte halledip güle oynaya bir yere çıkamıyoruz. Kavga edip bozuşuyoruz ve tüm haftasonu evde küs geçiyor bazen. Böyle günlerde kendimi camdan atasım geliyor ruhum daralıyor. Onun çok da umrunda olmuyor. Karşımda 36 yaşında bir erkek değil de, annesi tarafından devamlı dürtülen 15 yaşında bir ergen var gibi hissediyorum. Bunlar basit örnekler ama demek istediğimi anlamışsınızdır. Hiç bir iş yapmadan yatarsak ondan iyisi yok, o zaman kavga etmeyiz. Sarılıp yatmak ister bütün gün.


Eşim çocukları çok seviyor, ben de istiyorum 10 aydır çocuk deniyoruz ancak henüz olmadı. Her ne kadar temas bağımlısı olsak da bu biraz şefkat ağırlıklı olmaya başladı, cinsellik çok çok seyrekleşti. Ovulasyon günleri dışında nadiren beraber oluyoruz. Belli günlerde olunca vazife gibi oluyor, kendimi çok kötü hissediyorum, istek duyamıyorum. Bunu onunla birkaç kez konuştum, bari şu ovulasyon günlerinde biraz beraber zaman geçirsek, biraz romantik bir ortam olsa da ben kuluçka makinesi gibi hissetmesem. Ama bir türlü aşamadık, tamamen tatsız isteksiz, çocuk yapmak üzerine yaşanan bir eyleme döndü. Açık açık ona cinsel yaşamımızdan inanılmaz mutsuz olduğumu söyledim. Güzellikle söyledim olmadı, kavga ettim olmadı. 60 yaşında bir çiftin yaşamı bizden iyidir, inanın artık uğraşmıyorum ve geçtim bu konudan.


Gelelim bugün kopan kavganın sebebine. Bu ay doktora gittim ve birkaç gün ovulasyon takibi yapıldı. Pazartesi yumurtlama gördü ve üç gün birliktelik olmasını önerdi doktor. Pazartesi yaptık iyi hoş. Salı yani dün akşam eve geldik, yemek faslı. Sonra aslında haftasonu yapması gereken fakat yine ertelediği bazı ev işlerini yaptı. Sonra dışarı terziye gitti, çıkmışken biraz arkadaşlarının yanına uğradı ve 22.30 civarı eve geldi.


Ben bu arada haftasonu memleketten topladığımız bazı taze otları ayıklayıp haşlayıp buzluğa atmakla meşguldüm. Amk otları tam gününü buldu fakat ertesi güne kalsa artık bozulacaktı. Uzun da bir iş. Neyse benim saat 00.30 gibi işim bitti. Bu arada salonda yatıyor, asla gelip yardım teklif etmiyor. Ovulasyon var değerlendirmemiz lazım, zaten saat geç olmuş. Yardımın dokunmasa bile gel, napıyosun canım de, bi ilgilen. İşim bitti salona geçtim yatıyor, eline sağlık dedi yanıma gelsene dedi. Gerçekten o kadar istemedim ki o an, duşa girip yatıcam dedim ve gittim, çıktığımda uyumuştu. O gece bir şeyler yaşanacaksa o akşam biraz daha ilgili olunmasını, moda girilmesini istiyorum, çok mu abes bir şey istiyorum ki?


Bu sabah kalktık, modum düşüktü. En değerli gün boşa geçmişti çünkü. Noldu diye sorduğunda kavga koptu. Beni suçluyor, bütün sorun akşam sana mutfakta yardım etmemem mi diyor. Bendeki birikmişliği asla ama asla anlamıyor, kaç kez anlatmama rağmen. Gece seni yanıma çağırdım gelmedin diyor. Artık vazife gereği yapılan randevulu ilişkilerden de sıkıldığımı söyledim. Ovulasyon zamanında da biraz isteksiz yapıverelim idare et diyor. Sanki o günler dışında yapıyormuşuz gibi. İnanılmaz kötü kavga ettik, birkaç kez ayrıl benden o zaman dedi, bana çok ağır bir cümle kurdu hatırladıkça gözlerim doluyor. Benden ayrıl o zaman, kendini yaptırtacak birini bulursun çok meraklısın ya zaten dedi (elbette bu kelimelerle değil). İnanamadım, hiç bu kadar ağır cümleler kurmazdık kavga ederken.


Bu lafı yutamıyorum. Her ay aynı günlerde, her haftasonu aynı günlerde aynı konulardan kavga etmekten artık tükendim. Dışardan bakıldığında iyi bir çiftiz, ayrı ayrı bakıldığında belki de iyi insanlarız. Ne desem yapar, ama kendisi asla bir şey planlamaz. Kendi kendine bir fikir ortaya atmaz. Bütün erkekler mi böyle? Ne istedin de yapmadım diyor, çok basit, ben o da bir şeyler istesin istiyorum. Her şeyi düşünmek zorunda kalmak istemiyorum, biraz ipleri eline alan, bu kadar edilgen olmayan bir eş istiyorum. Gerek güzellikle gerek kavga ile kaç kere konuştuk. Hep dikkat edeceğim diyor ama olmuyor.


Bu akşam eve gitmeyi düşünmüyorum o ağır lafın üzerine. Boşanmak istiyor muyum? Bilmiyorum, ama eşimi artık bu haliyle istemediğimi biliyorum. Eskisi gibi olsun istiyorum. Ben hiçbir kavgada ayrılık kelimesini kullanmam ama o bugün birkaç kez söyledi. Ayrılmak öyle zor geliyor ki. Yeniden bir hayat kurmak, bütün rutinlerinden vazgeçmek, hayatın tepetaklak olması. Bu ruh haliyle bunlarla başa çıkamayacak gibi hissediyorum. Çift terapisi işe yarar mı bilmiyorum.


Her akşam evde boş boş yatarak geçirdiğimiz bir hayat, ben talimat verdikçe sorunsuz olan, duygusal olarak çok bir şey beklemediğim evliliğim. Bütün evliliklerin sonu bu mu? Erkekler bu rutin yaşamı sorun etmiyor biz mi ediyoruz? Şiddet yoksa aldatma yoksa her şey okey midir? Artık intihar eden insanların ruh halini bile anlayabiliyorum. Eskiden çok şaşırırdım, madem hayatından vazgeçecek duruma geldin, bari her yolu dene, ölümden kötü ne olabilir evden ayrıl aç kal sürün, olmazsa yine intihar edersin derdim içimden. Şimdi anlıyorum, insan bunlarla uğraşmayı göze alamayacak, savaşamayacak kadar tükenmiş oluyormuş. Uğraşmak istemiyormuş sadece bitsin istiyormuş. Ayrılmak istemiyorum, tüm bunlarla uğraşacak, aileme laf anlatacak, yeni bir hayata başlayacak gücüm yok. Tüm bunları göğüslesem bile boşanınca hayat daha mı iyi olacak, bunun garantisi yok. Ama böyle de o kadar mutsuzum ki.
0
ustapasta
(13.03.24)
hocam şöyle bir şey var, evliliklerin çok azı aradaki sevgi ve aşkın azalmasından dolayı bitiyor, daha çok böyle sorumsuzluklar ve hayatı paylaşmamak yüzünden bitiyor ve bir taraf tükeniyor

sizin kafanızı karıştıran şey "ama çok iyi bir insan, aileme ve çevreye çok iyi"

bu düşünce karar vermenizi zorlaştırıyor, ben böyle bir insanın değiştiğini görmedim, 50-60 yaşına gelip hayatının çoğu böyle angaryalarla harcanmış, tükenmiş çok kadın var

hocam bir de korunun bu çocuk konusunu hemen araya sıkıştırmayın, çocuğunuz olursa bu sorunlarınızın üstünü bir süre daha örtecek, çocuk büyürken zamandan da yemiş olacaksınız, çocuk bir adet sorumsuz ebeveyn ve bundan dolayı sürekli gergin ve öfkeli ebeveynin olduğu çok huzursuz bir evde büyüyecek, çocuk olunca eşiniz değişmeyecek, siz yine ev işleri, ev dışı sorumluluklar, çocuk bakım sorumluluğu hepsiyle tek başına uğraşmak durumunda olacaksınız

33 yaş çok genç daha, siz içinde bulunduğunuz koşullar yüzünden enerjisiz ve karamsar hissediyorsunuz, 40ındaki kadınlar hayatı yeniden yaşamaya başlıyorlar daha mutlu daha enerjik
0
grimavi
(13.03.24)
Öncelikle şunu söylemeliyim,

Bu olanları maalesef çoğu evli çift yaşıyor. Erkek ve Kadın versiyonu olarak azıcık farklılıklarla çoğu yerde duyuyorum bunları. Yaşayanlardan birisi de benim. Bu yaşadığınızın erkek tarafındayım.

Her şeyi denedim, profesyonel ve geleneksel olarak tüm tavsiyeleri yumuşak başla uyguladım. Olmuyor.

7 yıl sonra Bebek oldu, onun hikayesi de çok başka ama; takibi ve tedaviyi de ben kontrol ediyorum tabi ki. Yani size şunu desem anlarsınız, eşim ne zaman regl olacak bilmiyor ve takip etmiyor. Kendisi de mühendis bu arada. Makina sahasında imkansızı ürettirmeyi başaran kadın. Demekki böyle, evilik başka bir yetenek.

Boşanmak, bana da yorucu geldi. Tam ciddi kararlar evresinde bir sürü major değişiklik ve kayıplarım oldu. Saldım.

Amatörce ama çok doğru; olmayınca gerçekten olmuyor.
0
achilles
(13.03.24)
@edmond honda aslında hiçbir iş yapmıyor değil. Her şeyi yarı yarıya yapıyoruz, ama sorun bunu bir rutin olarak kabullenememesi. Hep benim söylemek zorunda kalmam. Herkesin işi belli, o yapmazsa ben elimi bile sürmem onun işine.

Dünyanın en sevgi dolu insanı bu arada, yeğenim bile ona bayılıyor çok güzel anlaşıyorlar. çocuk yaparsak sevgisiz asla kalmaz ama ev işleri büyük sorun olur. Bu beni de çok düşündürüyor. Sevmekle olmuyor, sevgi dolu ama tembel.
0
🌸ustapasta
(13.03.24)
en doğrusu minik darılmaları biriktirmemek. az önce bulaşık nedeniyle kavga ettiğin insanla sevişmek istemiyorsun. istediği kadar seksi olsun. bunu aklından çıkarma. senin için de öyle değil mi? güzel güzel konuşun. ikiniz de adım atın. birbirinizi yıpratmamak için elinizden geleni yapın. umarım düzelirsiniz ama ayrılmak dünyanın sonu değil. bazı kalıplara girmek zorunda değilsin. evlilik kutsal değil.

edit: imkanınız varsa haftada bir iki kez yardımcı tutun. öncesindeki gün bulaşık temizlik yapmayın, onları da yapar. haftada 2 gün dışarıdan söyleyip bulaşık çıkarmadan işinizi halledin. bir gün arkadaş aile ziyareti yapın. bir gün de dışarıda yiyin :) haftada bir iki günden fazla evde yemek yapmayın. o kadar büyük dert olmaz. eşin bu ve bunu değiştiremezsin. belki orta yolu bulabilirsin. istiyorsan.
0
gabe h coud
(13.03.24)
evli değilim hiç olmadım. o yüzden evlilikle ilgili yerlere girmicem, yaşayanlar daha iyi bilir. ama şunu görmek zor olmasa gerek, şimdiden böyle olan bir adam çocuk olunca sizce kendiliğinden sorumluluk üstlenip de çocukla ilgilenir mi? sizi rahat ettirir mi? yoksa siz 'iki' çocukla uğraşırken heder mi olursunuz? bence cevap ortada. bu senaryoda evet çocuğa da yazık olur ama bence yazığın en büyüğünü kendinize etmiş olursunuz. 33 yaşında böyle hissetmek normal değil, bunu ömrünüzün geri kalanına da yaymayın, bu adamdan çocuk yapmayın.

bu ruh haline girmek mutlak son değil, normal değil, doğal değil, herkes böyle olur evlilik böyledir vs diye bir şey yok, yaşadıklarınız düzeltmeniz gereken şeyleri gösteriyor, kabullenmeniz gerekenleri değil. çocuk fikrinden vazgeçip ilişkinizi değerlendirip iyileştirmeyi deneyebilirsiniz, bunun için çift terapisi iyi olabilir. ama işe yaramazsa da gencecik bi insansınız ayrılıp çok da güzel fıstık gibi yaşarsınız, hem de büyük küçük kimseye annelik veya hizmetçilik etmeden.. savaşacak da bir şey yok. düzgün bi insansa zaten ayrılırken sorun yaşamazsınız. çevreniz dar kafalı değilse sonrası da sorun olmamalı. milyonlarca bekar var, nasıl yaşıyorlarsa öyle yaşayacaksınız. maaşınız varsa kendinize göre evinizi tutuyorsunuz ve sadece kendi mutluluğunuzu dert ederek keyifle yaşamaya başlıyorsunuz. çok güzel oluyor valla, istediğinizde istediğinizi yapıyorsunuz, kimseye hesap vermiyorsunuz, rica minnet iş yaptırmıyorsunuz, laf anlatmıyorsunuz, caz trip çekmiyorsunuz, başkasının derdiyle hantallığıyla uğraşmıyorsunuz, sadece kendinizi düşünüyorsunuz falan şahane bi hayat. daha heyecanlı ilişkiler de yaşayabilirsiniz, size kalmış, istemeseniz de yaşamazsınız, kafanız rahat oh mis. teknik ve halledilebilecek zorluklara takılıp hayatı kaçırmayın, içinde bulunduğunuz ruh halinde olumsuzluklara odaklanmanız normal, ama yaşayınca ya niye daha önce yapmamışım diyeceksiniz sadece. kendinizi sonunu bildiğiniz bu yorucu hayata hapsetmeyin. kendiniz için yaşıyorsunuz, iyileştikçe bunu daha iyi görür insan, iyileşmeye odaklanın.

hiçbirini yapmıyorsanız bile kendinizi seviyorsanız şu an katiyen çocuk yapmayın derim naçizane, denemelere son verin. (30k)

ek: söylediği lafı unutmuşum, direkt o kısım bile ayrılık sebebi ama neyse.. hak etmediğiniz lafları yutmayın. iyi insan falan filan diye onur kırıcı sözlerini alttan almayın. o kısma takılmışsınız diye açasım geldi ama hocam zaten ortalama insan iyi insan oluyor. bariz kötülük yapmadığı sürece herkes iyi valla. sıradan bi şey bence. tek başına tutunulacak bi özellik değil.
0
nic cage
(13.03.24)
İnsanların evliliklerini yürütmemelerindeki temel sebeplerden en önemlilerini saymissiniz. Kadınların çalışma hayatındaki sorumlulukları yetmiyormuş gibi eve gelince de sorumlulukların devam etmesi, erkeklerin anne evinden sonra eşlerini de evin işlerini yapmak zorunda olan kişi olarak mimlemeleri kültürel olarak bizde zaten çok yaygın. Bunu kavga ederek, kuserek de tamir edemezsiniz. Anlaması gerekir. Önemli nokta şu, anlamaya gönlü var mı?


İkinci nokta aslında evliliklerde çok çok önemli fakat bizde kültürel olarak konuşulmaz. Biten evliliklerin çoğunda cinsel problemler vardır. İnsanlar bunu yok sayamazsa boşanır, yoksa da hayatları boyunca evlilik doyumundaki en önemli noktalardan biri eksik olarak hayatına devam eder. Zaten kadının cinsel doyum bekledigini söylemesi de genelde abes karsilanir. Eşinizin söylediği söz karşısında kirilmissiniz ve bu gayet anlasilir. Ama o da zaten sorunun kendinden kaynaklı olduğunu düşündüğü için ve bunu kabullenmekte zorlandığı için agresif bir tutum takinmis.

Yukaridakilere katılıyorum, bence böyle bir durumda çocuk yapmayı bir süre erteleyin ve eşiniz de kabul ederse birlikte çift terapisine gidin. Çözülmeyecek noktadaysa boşanmak dünyanın sonu değil ama en azından çaba sarf etmiş olursunuz. Çözülecek bir sorun varsa da karşılıklı iletişimle cozebilirsiniz. Sevgi ve aşk ise çok farklı olgular. Aşk yıllar içinde elbette şekil değiştirir ama sevginin baki olması gerekir. Birbirinize vakit ayırın, rutinlerim dışına çıkmaya çalışın.

İlişkilerimize duygusal yatırım yapıyoruz, emek veriyoruz. Bu yüzden bittiğini kabullenmekte zorlanıyoruz bazen ama şunu aklimizdan cikarmamak gerekir; "her iyi insan ve iyi baba, iyi bir eş olacak diye bir kaide yok".

Not: ben de evli ve çocuksuz bir kadın olarak yazdım bunları.
0
fraise
(13.03.24)
hepsini okudum.

bence bu sorunu çözebilirsiniz. adam kötü bir adam değil anladığım kadarıyla.
bence çocuk için acele etmeyin. yani şu an çocuk için yeterince enerjiniz yok.
ev işlerini tekrar bir bölüştürün ya da konuşun.
kendinize çok vakit ayırın.
amk otunu bırak bozulursa bozulsun yani.
birbirinze güzel şeyler söyleyin. film izleyin falan.
yani birbirinze vakit bulamamanızın bütün sebebi bu ev işleri mi.
erkekler biraz daha vurdumduymaz oluyor ama bence eşiniz de elinden geldiğini yapıyor.

burada ayrıl falan diyenleri ciddiye almayın. bekara karı boşamak da kolay diye bir laf var.
bence bu evlilik kurtarılır.

ama söylediği o laf biraz ayıp etmiş bence ciddi değil sinirlenince ağzından çıkmış.
0
OgutucuRecep
(13.03.24)
Erkek tarafıyım. Harekete geçme konusunda çok benzer durumlar yaşadım. Zamanla ortada buluştuk.
Her ikinizin de birbirinize doğru adımlar atmanız gerektiğini düşünüyorum. Bulaşıkları yıkamaması değil sizin sorununuz, sizin uygun gördüğünüz saatte yıkamaması.
Siz her konuda onu harekete geçirmek zorunda hissettikçe dürtükleyen bir insan oldunuz, o da dürtüklenme olmadan hareket etmeyen bir insan oldu. Sorun, sorunu doğurdu.
Çift terapisinin işe yarayacağını düşünüyorum.

Akşam eve gitmeme kararınızı bence gözden geçirin çünkü orası sizin eviniz. Zaten iyi bir durumda değilken bir de rahat etmediğiniz bir ortamda uyumakla uğraşmayın.

Çok şanslısınız ki çocuk konusunda acele etmenize gerek yok, henüz 33 yaşındasınız. İlişkiniz istediğiniz hale gelene kadar o işi biraz duraklatabilirsiniz.

Burada okuduğumuz birkaç satırla "bu evlilik devam etmemeli" gibi bir sonuca varan olursa asla kulak asmayın. Yapıcı tüm tavsiyeleri dikkate alıp yıkıcı tüm tavsiyeleri göz ardı etmenizi öneririm.
0
michael_knight
(13.03.24)
bence adamın pasif rol almasından zaten bunalmışken bu çocuk meselesi tuz biber olmuş. bence çocuk konusunu erteleyip diğer sorunları çözmeye odaklanın ve gündeminizden ovulasyonu vs. çıkarın.

gördüğüm kadarıyla ve eşimi de düşünürsem çoğu erkek kendisinden bir şey istenmeden bir şey yapmamaya plan program yapmamaya eğilimliler, bu doğru.

edit: bu arada ettiği laf konusunu unutmuşum ciddi anlamda özür dilemesi gerekiyor. telafi etmesini beklerdim ve eve gitmeyebilirdim ben de.
0
sanguine mcqaer
(13.03.24)
okudum hepsini
çocuk yapma işini durdurun öncelikle böyle bir ilişkiniz varken. bu sağlıksız bir karar, bence. sonrasında da mutlaka iyi bir terapist bulup terapiye gidin birlikte. iki taraf da çözmek istiyorsa halledersiniz. kavga etmeden konuşma ortamı yaratıp oturup konuşun bir de. belli ki bir şeyler yaşandıkça kavga ederek konuşuyorsunuz. sorun çıkmadığı bir anda oturun konuşun, randevulaşın hatta dışarı çıkın bir yerde oturup bir şeyler içerken konuşun.
0
veritaslibertas
(13.03.24)
Genel olarak bu düşüncede misiniz yoksa bir an için sinirlendiğinizde mi böyle hissediyorsunuz?

Bence sıkıntınız büyük. Eşiniz sizin söylediklerinize rağmen konfor alanından vazgeçmiyor. Ben de evlenmeden önce elimi sürmezdim işe. Ailem sağolsun yapardı.

Şimdi evlilikten sonra işbölümümüz var ve uyuyorum buna. Ama buna eşim zorlamadı.Ben kendim uymak zorunda olduğumu idrak ettim. Kimse çocuk değil.

Hatta işleri bir an önce bitirelim de rahat rahat oturalım diyorum eşime de. Bir de bu kadar iş yapmıyor diye söylenirken çocuk düşünüyorsunuz. Çok ilginç.
0
drako
(13.03.24)
bu akşam eve gitmeyeceksen de haber ver yüzünü göresim yok, şuradayım vs gibi. habersiz eve gitmemek büyük hata olur.

ev işi olayı dışında nasılsınız? eğleniyor musunuz? mutlu musun? beraber vakit geçirmekten hoşlanıyor musun? birbirinize hala değer veriyor musunuz? bunların cevabını düşün. olumlu ise kurtarmaya bak. sen boşanmak istemiyorsun çünkü bence.

temizlikçi tutun imkan varsa. yani belli bu adam temizlik yapmak istemiyor. ve iki yetişkinin yaşadığı evde de her hafta detaylı temizlik yapmak gerekmiyordur bence. bizde 1,5 yaşında bebek ve kedi var mesela. bazen sadece süpürge yapıp geçiyoruz. tozu gördüğüm halde toz almadığım hafta sonları oluyor. onun yerine ailemle vakit geçirmeyi tercih ediyorum. gerçekten kılı kırk yaracak kadar önemli mi bu temizlik meselesi? yapmayın evi bok götürsün demiyorum da bazı haftalarda da olduğu kadar yapıverin. inan sen kafana taktığın için bu mesele bu kadar büyük görünüyor gözüne. akşam yemeğinden sonra 10-11e kadar bekler bulaşıklar demişsin. beklesin. ne kadar kokabilir ki? sonuçta 11de de olsa kaldırıyor. yani sen onun öğretmeni, annesi, ev arkadaşı değilsin. senin sınavından 100 almak zorunda değil. 5 sene kavga etmişsin, konuşmuşsun olmamış. demek ki başka bir yol bakılmalı.

ipleri eline alsın diyorsun, edilgen olmasın diyorsun ya. bu adamın karakteri. sen adamdan A değil B olsun istiyorsun. sen zaten A ile evlenmişsin. değişmesini beklemen saçma değil mi? hani farklı bi durum olur değişmesini beklersin ama adam karakter olarak pasif demek ki. şimdi şöyle düşün. sen çok planlı, programlı, her şeyin kendi istediği gibi yapılmasını isteyen birisin diyelim. eşin de 5 sene sonra gelsin desin ki ben bu kadar dominant bir kadın istemiyorum, pasif olsun istiyorum. sence olur mu öyle bir şey? insanın karakteri neyse odur ya, değişmez. hele otuzlardan sonra hiç değişmez. törpülersin, dikkat edersin ama bir yere kadar.

cinsellik konusuna gelirsek. bazı insanlar isteksizdir. bunu kabul edelim. bir de adam yanıma gelsene demiş. kendisine göre gayet hoş bi davet. sen de reddetmişsin. suçu kendinde görmüyor doğal olarak. o güne otları bırakmak, buzluğa atmak filan senin kafanda yarattığın, çok da gerekli olmayan bir iş. iki saatini harcayıp yoruldun ve hırsını ondan çıkardın. hayatımda ot haşlayıp dolaba attığımı hatırlamıyorum bu arada. neyse. sonuç olarak çok da istekli biri değil belli ki ve hamilelik takvimi işi iyice rutine bindirmiş iki taraf için de.

bence çocuk işini erteleyin. zaten bu temizlik durumu çocuktan sonra seni daha da delirtir. hele taze otu buzluğa atan bi insanın bebek ek gıdaya geçince yapacağı şeyleri düşünemedim bile. sen kendini yorarsın eşin sadece güle oynaya ilgileneceği kadar ilgilenir. gelsin daha büyük kavgalar.

çocuk işini erteleyin. evlilik terapisi alın. ama gerçekten boşanma isteği varsa bir süre belirle. değişim görmek istediğini net bi şekilde belirt. baktın değişim yok o zaman boşanırsın.
0
elorelia
(13.03.24)
5 yıllık evli ve 20 aylık çocuk sahibi er birey olarak yazıyorum;

Sizin probleminiz çözülmeyecek bir problem değil ancak ikinizin de gönüllü olması ve psikolog desteği almanız gerekiyor. Buradan ya da cevrenizden alacağınız tavsiye ile çözemezsiniz.
Şunun kararını vermen lazım gerçekten bu kişi ile evliliğini devam ettirmek istiyor musun?

Eğer devam ettirmek istiyorsan eşini karşına alıp de ki "Ben seninle hayatıma devam etmek istiyorum ancak bu şartlarda değil psikolog desteği alalım" de o da eğer seninle devam etmek istiyorsa zaten kabul edecektir.

Eşimle iletişimimiz çok güçlü ve paylaşımcıyızdır ona rağmen çocuk olduktan sonra çok kez tartıştık çok zorlandık çünkü hem yorgun hem de tahammül azaldığı için sürekli gerginlik oluyor, çocuğun uykuları yeni oturmaya başladı ve ancak kendimize gelebildik bu problemleri aşmadan sakın çocuk yapmayın.
0
mirty
(13.03.24)
elorelia +1

1. çocuk işini erteleyin
2. genel temizlik için birini alın, haftalık ya da iki haftada bir mesela
3. mükemmeliyetçi tavrınızı törpülemeye çalışın, her hafta ev süper tertemiz olmak zorunda değil. bulaşıklar da 11 gibi makineye konsun, idare edilir bunlar

bu arada evli biri olarak yazıyorum, diğer şeyler bir yana, eşinizin itiraz etmeyip her programa katılması o kadar güzel bir şey ki. varsın program yapmasın, hepsine uyması bile güzel.
0
noxie
(13.03.24)
yazdıklarınız boşanmayı gerektirecek bir durum değil gibi, düzeltilebilir şeyler. eşiniz ev işleriyle çok istekli olmayabilir. peki boşanıp yeni birini bulduğunuzda istediğiniz gibi biri olacağından emin misiniz ve hatta birini bulabilecek misiniz?

erkeklerin büyük çoğunluğu eşiniz gibi. bence bi orta yol bulmaya çalışın.

bu arada eşiniz kötü konustuysa ayıp etmiş.
0
tabudeviren
(13.03.24)
teşekkür ederim fikirlerinizi okumak iyi oluyor öyle dolmuştum ki. Ot konusuna bu kadar takılmayın evet zamanlaması biraz saçma olsa da:) ot olmaz b.k olur, mesele yetişkin bir insana 5 yıldır hala devamlı ne yapması gerektiğini söylüyor olmak. Cevabın birinde dediği gibi bulaşık için tartıştıktan sonra kimse kimseyi arzulamaz. Birbirinden alakasız gibi görünen bu konular tamamen iç içe geçti ve birbirini etkilemeye başladı.

@eloreila ve diğer herkes, normalde (yani sorumluluklarımız söz konusu olmadığında) gayet iyiyiz. Beni hiç kırmaz hayır dediğini kolay kolay hatırlamam, ben de aynı şekilde ona değer veriyorum, mesela bu akşam eve gitmek istemiyorum ama ailemin evine de gitmek istemiyorum anlarlar onun hakkında kötü düşünürler diye:/ Sanırım gerçekten bizim en sık kavga nedenimiz ev işleri, haftada bir temizlikçi işini düşünebilirim. İkinci sorun bana göre cinsel yaşam, çocuk konusu zaten kötü olan şeyi daha kötü hale getirdi. Bunu bir süre erteleyeceğim. Eşime boşanmanın tüm zorluklarını göze alacak kadar katlanamıyor değilim, sadece bu döngüyü tekrar tekrar tartışmak ve çözememek beni yordu. Tükenmiş ve kendimi anlatamıyormuş gibi hissediyorum. O kadar laf anlatmama rağmen dün mutfakta yardım etmemem mi tüm sorun demesi mesela. Bunların beni ne kadar yıprattığını anlayamıyor, kendisi benim kadar etkilenmediği için.
0
🌸ustapasta
(13.03.24)
Selamlar henüz 2 yıllık evliyim (29E). Hepsini okudum bir şeyler karalamaya geldim.

Ben de ilişki anlatmayı veya okumayı çok severim o yüzden paylaştığınız için ve net, uzun yazınız için teşekkürler.

Biz de bu tarz olmasa da çok kavgalar ettik. Öncelikle şunu anlamak gerekiyor. Kadınların sorun ettiği şeyler bizim beynimizde "bu niye sorun şimdi ya", "bunu niye tartışıyoruz şimdi", "ben nerdeyim zaman dursa keşke uçsam gitsem şuan" gibi şekillerde yorumlanıyor. Yani önce bunu kabul etmek lazım. Ben de şu açıdan eşinize benziyorum, sorun sevmem, gerginlik sevmem. Evde yapılması gereken bir iş varsa o hemen yapılmayabilir yarın yaparım öbür gün yaparım haftaya yaparım. Evlenince tabi bu ertelemeleri biraz kısalttım. Ben biraz kısalttım, hanım biraz rahatlaştı derken ortada buluşmaya çalışıyoruz.

Bazen kadınların tepkileri o kadar anlamsız geliyor ki güne "bugün ne olsa da sorun yapıp büyütsem ve günü, seksi, hafta sonunu, geceyi mahvetsem..." diyerek başladıklarını düşünüyorum. Çünkü yaşanıyor bunlar yani.

Ne oldu diyorum hayatı sorguluyorum. Ne oldu yine yani çöpü mü atmadım gece film izlemedim ve odama mı gittim, belli bir gün geçti de çiçek veya hediye almayı mı unuttum, bulaşıkları mı dizmedim ne oldu??

Çünkü yetişkin bir kadın bunların herhangi biri yüzünden hem kendi hayatını hem partneri için hayatı zindana çevirebilir.

Ve sorun şi ki tam da sizin anlattığınız gibi bir şey anlatmadan bozuluyorsunuz ve neye bozulduğunuzu anlamamız gerekiyor. Bazen 50 kere de olsa söylemeniz gerekiyorsa söyleyin lütfen.

Gelin yardım et deyin. Ben şuna bozuldum deyin. Konuşun biraz iletişim lazım susarak, içten içe kurularak, içerlere gidip ağlayarak bize bir şey anlatamıyorsunuz bunu anlayın artık.

Biraz dümdüzüzdür ama anlarız yani. Ve de ne olsa da bozulsam diye değil de, ne olsa da ben bunu bir güzelliğe çevirebilirim, huzursuzluğa değil de huzura yorarım diye düşünmek lazım.

Siz bizden ince düşünüyorsunuz. Evi, kendinizi, bizi. Biraz salmanız gerekiyor eve de bişey olmaz ota da bişey olmaz. Yani olsa da bişey olmaz yani 3 günlük dünyada ot çöp yüzünden geri gelmeyecek zamanlar bir hiç uğrana gitmemeli ya.

Gidin sırnaşın onun yerine. Veya çok acilse iki ses edin yardım gelmiyorsa onu mutlu mutlu isteyerek yapın. Yok yapmak istemiyorsanız da salın gitsin. Bizim evde mesela bazen 2-3 günlük bulaşık duruyor, kim denk geliyorsa o hallediyor.

Ben hep evdeyim, bazen hanım gelmeden her yeri süpürüyorum, toparlıyorum, çamaşırları bulaşıkları yıkıyorum, yemek hazırlıyorum. Ama bazen de evde olmama rağmen tezgahın üstü bulaşık kaynıyor. Hanım da yorgun geliyor zaten bazen yapıyor bazen yapamıyor. Ama hiç bir zaman sorun etmiyoruz. En azından bu konuda çözdük bir şeyleri. Bizde de başka konular var.

Neyse, bunlar erkek gözünden bir yorum olsun diye yazdıklarım. Objektif bakarsam da şu çıkarımı yapıyorum. Evet bazen anlamıyoruz, dümdüzüz falan diyorum ama işin şu boyutu da var,

Kadın mutsuzsa yerde gördüğü çoraba bile bozuluyor. Ama mutluysa senin coraplarını yerim essek diyor icinden. Kadın mutluysa evin ortasına da sıcsan der ki "yalnız şu ortalıga sıcma olaylarını bir kaç bin yıl önce bırakmıştık hatırlatırım" der kaldırır yıkar.

Tam beyninizin çalışma yapısını anlamasam da mutsuzken pireyi deve yapıyorsunuz gibime geliyor. O yüzden sizin mutlu olduğunuz şeylere odaklanmalı, sizi üzecek şeylere takılmamanız lazım. Sorun ottan çöpten ziyada başka şeyler olabilir, biraz daha derine inip onları çözmeniz lazım.

Çocuk konusuna gelince, bence de sakın kalkışmayın. Mutsuz bir kadın olarak mutluluğu çocuk üzerinden bulmaya çalışmayın. Bir çocuğun en son isteyeceği şey kendisi mutsuz, ilişkisi kötü bir anne tarafından dünyaya getirilmektir.

Ben de bu sorunlarınızın çözülebileceğine inanıyorum ancak, baktınız çözülmüyor. Evliliğin kutsal olduğuna da inanmıyorum. Mutsuzsan ayrılacaksın. Hayata 1 kere geliyorsak öncelik kendi mutluluğunuz olmalı. Eşinizin veya çocuğunuzunki değil.

Siz mutlu olasınız ki eşinize, ailenize, arkadaşlarınıza veya ileride olursa eğer çocuğunuza verecek mutluluğunuz kalsın.

Netflix de "Kuvvetli bir alkış" ı izlemediyseniz birlikte izleyin belki çocuk yapmaktan biraz vazgeçersiniz :D

Teyzem geçen 60 yaşında boşandı. Çocuklar için katlandım yıllarca dedi. Katlanmak zorunda değilsiniz. Yani başından çözebilirsiniz. Bunu siz veya eşiniz kötü olduğu için değil, birbirinize uymadığınız için yapmalısınız. Uymak zorunda da değilsiniz ama zıtlığın uyumunu bile yakalayamıyorsanız o ilişkiyi sürdürmenin hiç bir anlamı yok.

Sanki ayrılsam başkası daha mı iyi olacak düşüncesi yanlış. Sorun daha iyi veya kötü olması değil zaten. "Daha uyumlu" olması. ki bu da vardır.

Ama bazen eşin 6 tane özelliği çok iyidir, 4 tanesiyle baş etmeye alışırsın, devam edersin. Bu da kafidir. Bazen de 9 özelliği çok iyidir, kim gelse eşinizi havada kapar, o kadar iyidir. Oma o kötü 1 tane özelliği size o kadar batar ki koşarak uzaklaşırsınız. Benim daha önce böyle bıraktığım uzun ilişkilerim oldu. Gram pişman değilim. Herkes dengini bulmalı. Zihnen, bedenen, ruhen, mantıken.. artık nereden bakıyorsanız.

İlla %100 anlaşılacak diye bir şey yok ama birbirinizi idare etmeyi, sorunları idare etmeyi öğrenmeniz lazım. Bakın katlanın demiyorum. Baş etmeyi öğrenmek lazım. Baktınız sizi çok zorluyor, olmuyor, ümitsiz vaka. O zaman bitirmek yanlış bir seçenek değil bana göre.
0
ananiyimioguz
(13.03.24)
Hepsini okudum o iş olmaz çocuk sahibi olmayın erteleyin önce aranızı düzeltin derim.
Eşiniz yanlış yapmış
40e 15 yıllık evliyiz
0
basond
(13.03.24)
Evli bir kadın olarak yorum yapmak istiyorum burayı okuyup gaza gelme. Bu saydığın sebepler boşanma sebebi değil.
Sadece sen yönetmeye yatkınsın, eşin de tembelliğe. Tıpkı benim evliliğim gibi :)
Başlarda bizim de böyle problemlerimiz oluyordu çünkü ben tembelim ev işi sevmiyorum yapmak da istemiyorum. Eşim de sizin gibi her şey tam düzenli ve muntazam olmalı diye düşüyordu.
Tezgahta patates soyarken neden altına bir şey sermemişim, neden salatalıkların kabuğunu orda kurutmuşum filan. Dedim bunun sana ne zararı var? Patatesi soyunca en son tezgahı siliyorum o yüzden altına bir şey koymak istemiyorum. Bu sadece bir örnek. Böyle onlarca olay vardı. Bir süre düşündü ve bana hak verdi. Haklısın aslında onun kimseye zararı yok ama ben alışmadığım için yanlış bir şey yapıyorsun gibi geliyor dedi. Dedim yanlış filan değil bu benim tarzım. Benim hayatım. Kimseye zararım yok.
Demem o ki bulaşığın 9 da değil de 11 de yıkanması kimseye zarar etmez. Hatta erkesi güne kalsın. Ne olabilir ki huzurdan önemli mi.
Kocam bu huylarını bıraktı valla 2 senedir cennette yaşıyorum. Kendisi için de öyle büyük bir stres kaynaği kalkmış oldu. Skeym tezgahı da bulaşığı da yani. Takıntı bunlar hep.
0
yenibirgüzelnick
(13.03.24)
yazacak çok şey var ama öncelik olarak çocuktan net olarak vazgeçin.
ondan sonra sağlıklı bir şekilde düşünüp karar verin.
çocuk sonrası boşanmak çok zor hele kadın için.
0
nuisance2
(13.03.24)
sorun sadece ev işleri meselesi ise bu konuda sorumluluğu daha fazla almanız gerektiğini düşünüyorum.
evet bencilce, fakat ev arkadaşı gibi iş bölümü yapmak erkeğin doğasına uymuyor.
modern yaşam erkekleri kadınlaştırıyor sonra da kadınların erkeğin bu şekilde olmasından rahatsız oluyor.

diğer konularda bir sorun olmadığından eminseniz kocanızı ev işlerine hiç bulaştırmayıp bir süre gözlemleyin(gerekirse yardımcı v.s.), bence işler değişecektir.

planlı çocuk yapma konusuna gelirsek, yumurtlama dönemi v.s. takip etmek bunları tamamen çöpe atın. aklınıze bile getirmeyin.
biz bu şekilde 1 yıla yakın uğraştık sonra ara verip normal sürece girdiğimizde çocuk olmuştu.
bu işlerde psikoloji > fizyoloji.
ayrıca kendinize eziyet etmenize gerek yok.
0
nuisance2
(13.03.24)
@ananiyimioguz teşekkürler kendi açından anlattığın için. Meşhur bir kitap var ya Erkekler Mars'tan Kadınlar Venüs'ten, bana onu hatırlattı söylediklerin. İçeriği günümüze göre artık biraz seksist kalıyor ama bakış açımı bayağı değiştirmişti okuduğumda. Erkeklerin bizim gibi olmadığını ve olamayacağını kabul edersek ve bu ön kabule göre davranırsak mutlu olabileceğimizi anlamıştım. Orada da yazıyordu mesela, "Erkeklerin kadınların aklından geçenleri tahmin etme gibi bir sorumluluğu yok": Yalan yok buna çok içerliyorum ama dikkat etmeye çalışıyorum. Mesela ilk çocuk düşünmeye başladığımızda ayın o belli günlerine neden hiç dikkat etmiyor diye sinir olmuştum. Sonra gittim söyledim, her ay şu şu günler önemli, o günlerde lütfen biraz daha birbirimizle ilgilenelim ortam yaratalım, vazife gibi olunca kendimi kötü hissediyorum diye. Şimdi bunu bir iki kere söylemiş olmam ve tamam demiş olması yetmiyor mu? Her ay da söylenmez diye düşünüyorum, her ay gerekliyse pes.
Bir de ben bu kitabı okumuş ve biraz da olsa kendimi düzeltmeye çalışmıştım, ondan da okumasını rica ettim ama okumadı. Aklıma geldi şimdi :|
0
🌸ustapasta
(13.03.24)
Sizin biraz bosvermeniz biraz da kabullenmeniz lazim. Is sizin istediginiz gibi yapildi mi kismina değil is en sonunda yapildi mi kismina odaklanip sukretmek lazim, erkeklerin en beceriklisi bile bu kadar oluyor max, bunun otesi instagramda evin her tarafini fosur fosur yikayan adam.

Ovulasyon gunlerine bağlı seks yapmak sıkıcı ama garanti bir yontem. Ovulasyon takip ederken hamile kalamiyosam takip etmesem hic kalamam diye dusunmustum (kaldim). Ilk gun neyse de sonra ovulasyon donemi diye görev gibi 3 gun arka arkaya yapmak canimi sikiyordu mesela. Artik 3. gun naparsan yap gorev oluyor o.

Benzer yollardan gecmis biri olarak (35 k, 5 yil evlilik) duzelmeyecek şeyler değil ama iki tarafın da kendinden odun vermesi lazim biraz. Bence takmamayi ogrenmenin yollarini gelistirerek mutlu bir evlilige kavusabilirsiniz.
0
instant crush
(13.03.24)
@nuisance2 buna katılmıyorum ya, ev işleri erkeği kadınlaştırıyor diye hem dışarda çalışıp hem evin çoğu yükünü alırsak bizim suçumuz ne? O zaman erkekleşiyorum diyip dışarıdaki işimi bırakayım ben de. Çünkü bu kadar yükle ben de kadın olmaktan çıkarım.

çocuk konusunda da, evet yumurtlama takibi nefrettt bir şey. Ama işte dediğim gibi sık sık yapan bir çift olsak zaten denk gelir diye düşünerek özellikle o günleri kovalamam. Ama sık yapmayınca bari o günlerde olsun diye dikkat etmeye başlıyorsun ister istemez:|
0
🌸ustapasta
(13.03.24)
temizlik-yemek işinin kadının vazifesi olması bi şekilde insan örfüne yerleşmiş.

siz rolleri değişmişsiniz, kentli modern çift filan. kocanız yeni rolü pek de kabullenemediği ama söylemeye çekindiği için işi ağırdan alıyor bence.

"O zaman erkekleşiyorum diyip dışarıdaki işimi bırakayım ben de." evet. yapabiliyorsanız yapın. geçim de erkeğin yüküydü. roller değişti. insanlığın son birkaç yüzyılının macerası bu.

çocuk yapamama meselesi evlilikleri sarsıyor. bu normal.

çocuk yapamadığı için erkekliği incinmiş olabilir onun da. diğer ihtimaller de var, evlilik değil bekarlık istiyor olabilir ama bunlar spekülasyon olur.

boşanma lafzı hoş değil ama konuşulabilir

burada afedersiniz d*yy*sluk ettiği şey, gidip başkasından yaparsın demesi. çüş. karı koca birbirine böyle derse, hukuklarını büyük yaralar. o yara özürle bile tamamen kapanmayabilir.

bu sonuncu konuyu bi irdeleyin. meselenin ayıbını tane tane anlatın. pişmanlıkla af dilerse, gafletse söylediğini derse, bi şans verebilirsiniz. size kalmış.
0
lambırcek
(14.03.24)
bi twit vardı, evlilikte kadının en büyük sorunu yemeği kim yapacak değil bugün yemekte ne yapsak ne yesek sorunu. ben de bunu yaşıyorum. yemek işi bende ama cidden bugün napacağım olayı beni yoruyor mesela.

diğer konuda da kimi zaman benim kimi zaman eşimin motivasyonu veya enerjisi olmuyor. darılmamamızın sebebinin birbirimize açık olmak olduğunu düşünüyorum. her şeyimizi açık açık o an söyleyip bitiriyoruz. sonu kavga da olsa seks de olsa bunu yapıyorum ben
0
Hallegadola
(14.03.24)
12 yil evli erkek olarak yazayim.
Sizin durumunuzdaki ciftler bosansa evliliklerin yarisi falan biterdi.
Bence esinizin tabiatinda mutfakda zaman harcamak yok.Is bolumlerini tekrar kontrol edin.Gerekirse alisveris, temizlik vb. esinizin yapabilecegi isleri yapsin.
Esiniz muhtemelen sizin gecimsiz, yuzu gulmeyen, surekli dirdir eden sorun cikartan biri oldugunuzu dusunuyor.Ettigi gereksiz kufurden de bir seyleri yerli yerine oturtmaktan, huzurluzluktan biktigini gosteriyor.bence overthinking yapmayi birakip guler yuzlu biri olmaya calisin. Erkekler icin evin bal dok yala olmasi yada evde guzel yemek yapilmasi degil guler yuzlu ve anlayisli bir es daha onemlidir.Esinizin cocuk ruhlu oldugunu yazmissiniz.Bilmem farkinda misiniz ama cocuk ruhlu birine karsi despot anne rolunu oynuyorsunuz.Bu sekilde gecimsizlik olursa yatakta da sorun olmasi cok normal.Ben sizi daha haksiz buldum.Biliyorum bu yazdiklarim hosunuza gitmeyecek bana kizacaksiniz ama dusunmeye deger bence.Yangina korukle gitmeyin.
0
turkuaz
(14.03.24)
yani mutsuz bir evlilik evet ama toksik bir evlilik değil. sadece rutine ve tekdüzeliğe hapis olmuş gibisiniz. tutku, arzu ne bileyim heyecan kalmamış pek. çocuk yapsanız da eşinizden ekstra destek, anlayış göremeyebilirsiniz. bu sizi daha çok üzebilir. çok çocuk heveslisi olsa eşiniz kendisi zaten bu süreçte takip eder, elinden geleni yapardı.
bu arada şeyi anlıyorum özellikle uzun süreli denemelerde bir noktada neden olmuyor stresi ile beraber insan darlanıyor ve zul gelmeye başlıyor. ama bu başka bir bıkkınlık boyutu gibi. gençsiniz, bence hayatınızı mutlu olmadığınız bir ilişkide feda etmeyin, çocuğu da mutsuz ve anlamsız bir birlikteliğin içine doğurmayın.
anlıyorum anne olmak istiyorsunuz, ama sizin anne olma hakkınız, çocuğunuzun mutlu ve sağlıklı bir ailede büyüme hakkından daha öncelikli değil maalesef.
0
wild honey suckle
(14.03.24)
erkekler gene bildiğimiz gibi... "ne var canım daha fazla fedakarlık yapsan" noktasından bakmışlar.
eşinin sana ettiği laftan sonra diğer şeylerin konuşulmasını çok saçma buluyorum. o sebeple kısa kestim.
0
suyin
(14.03.24)
Benim düsüncem senden beklenen; tipik ev kadınlığı ama adama rahat da vermemişsin o da küfür etmiş. Mutlu değilsen yaşın gençken ayrıl.
0
Coma
(14.03.24)
tüm evlilik ile ilgili sorunların temel sebebi, farkında olmadan yükselen stres seviyemiz. Hızlı yaşam, strese, stres huzursuzluk ve tahammülsüzlüğe , ve bunlarda insan ilişkilerine olumsuz olarak yansıyor, diğer her şey bahane ve teferruattan başka bir şey değildir.

Bunun imkan elverdiğinde doğa içinde küçük bir köy ve ilçede yaşamak için plan yapın , hayatınız yavaşladıkta , toprak ve doğra ile temas ettikçe her şeyin yavaş yavaş düzeldiğini göreceksiniz.

Belki inanmayacaksınız ama deneyin, yoğun şehir hayatı insanın doğasına en baştan uygun değildir .Ne varki bu şekilde yaşamayı farkında olmadan zorlanıyoruz.
0
Rao
(14.03.24)
@Rao, başta kulağa mantıklı gibi gelse de benden 2 önceki kuşak köyde yaşamışlar ve köy ortamında da gayet kavga, atışma, küslükler, cinayetler, adam kaçırma, tecavüz, adam vurma.. biraz daha doğuya gidersek töreler falan...

Ya komşu komşuya bahçesine ağaç sarktı ve bişey yapmadı diye 3 yıl küs kalır mı?

Kalır, onların dünyası da o çünkü.

Babaannem alzheimer olmasaydı da anlatsaydı size neler çektiğini. Kırsalda yaşayan bir kaç nesil öncemizde katlanma diye bir şey vardı. Artık kadınlar 1900lerden sonra iş hayatlarına girdiğinden beri bu pek kalmadı. Kimse birinin kahrını çekmek istemiyor veya sesini çıkarıyor artık.

Yani ben kendi dünyamızı büyültmenin veya küçültmenin sorunu değiştireceğini düşünmüyorum. İnsanın olduğu her yerde huzursuzluk, kavga, atışma olurmuş gibime geliyor. Doğamızda var yani. İstediğiniz kadar küçültük, heidi gibi yaşayın, artık o dünya sizin için yine normal olacak.

Ama şehrin, işlerin, kalabalığın vb. bir dünya etkenin bizi aşağı çektiği konusunda haksız değilsiniz.

@ustapasta, tekrar gelmişken şeyi demeyi unuttum, evet yukarıda da yazmışlar, kadınlar mesela eleştirirler annen miyim ben senin diye ama anne gibi davranmaktan da alıkoymazlar kendilerini. Burada bir çelişki yok mu.

İlişkinin başlarında eşim biraz evhamlı ve biraz kontrolcüydü. Yemek yedim mi, camı kapattım mı, üstüme bişey aldım mı, üşüttüm mü, kurulandım mı vs vs saymakla bitmez. ya kontrol eder ya da arar sorardı sürekli.

Anlam veremeyeceğim şekilde strese girer, meraklanırdı. Huzursuz olurdu. Bazen bir şeyi yapmadıysam sinirlenirdi, küçük çocuğa yapar gibi söylenirdi.

Ben de aşırı sülalem rahat bir insanım. Onu gördükçe iyice heyheyleri geliyordu.

Sonra ne olduysa bir ara aydınlanma geldi. Ya ben niye strese giriyorum koca adam gece yemek yiyemedi mi, dolapta bişey yoktu aç mı kaldı falan diye, huzursuz oluyorum. Gider en kötü makarna yapar, hiç bişey olmazsa yemek söyler açlıktan ölecek hali yok ya.

Diye bir ara gelince söylenmişti. Ondan sonra da böyle kontrolcülük yaptığını görmedim.

Ben onun beni yine düşündüğünü başka şeylerde anlayıp hissedebiliyorum ama bu tarz konularda "annelik taslama" huylarından erkenden uzaklaşmasına ben çok sevindim.

Yani bazen kızdığınız şeyi siz kendiniz yapıyorsunuz, çok takılmamak lazım. Hem siz rahatlarsınız hem eşiniz.
0
ananiyimioguz
(14.03.24)
@ananiyimioguz

Her türlü senaryoda negatif örnekle her zaman vardır, buna şans vb artık ne derseniz.
Ancak şöyle bir durum var ki ,yaşanılan yere bölge insanına , vb. göre çok değişkenlik gösteren bir durum.
Kal di ki, bundan insanlar ve nesiller değişiyor, bundan 50 sene önceki ve bugün ki toplum yapısı aynı değil.

Tüm olumsuzluklara rağmen ,doğanın, sessizliğin, temiz havanın , türlü kirlilikten uzaktan durmanın ve yavaş hayatın insana katacağı pozitif etki gerçeğini değiştirmez.
0
Rao
(15.03.24)
@ananiyimioguz aslında hiç anaç biri değilimdir. Mesela dışarda bir planım varsa onun evde ne yediğini ne yiyeceğini sormuyorum, kadınlar olarak erkeklerin beslenmesinden sorumlu olmamalıyız diye düşünüyorum. Hani tepki anlamında sormamak değil, bunu sormak ya da düşünmek aklıma gelmiyor. Birçok kişi böyle değil. Mesela annemlere gittiğimizde eşim tişörtle balkona çıktıysa annem hemen bana döner, "kızım çocuk üşüyecek montunu ver istersen". "Çocuk" üşürse içeri gelip montunu alabilir sanki, bu kadar verici olmamalıyız. Bence bu durum erkeklerin de hoşuna gitmiyor zaten. Tatile giderken eşinin valizini hazırlayan kadınlar olduğunu öğrendiğimde şaşırmıştım, bunun baya baya yaygın olduğunu fark edince de şok yaşamıştım:D


Eşimin şahsi konularında müdahaleci değilim rahatım, kendi tercihleri sonuçta. Ama ev düzeni beni de etkilediği için her şeye de bana ne diyemiyorum işte. Biraz aşmaya çalışıyorum, bahsettiğim kitaptan sonra oldu bu hatta. Mesela eşimin annesi yemek konusunda çok kendini yoran biri değil, o da öyle alışmış. Önüne bir çeşit koysan ya da kahvaltı gibi geçiştirsen okeydir. Bizde ise yemek çok çok önemliydi, ben de öyle alışmışım öyle devam ettirmem gerekiyor gibi davranıyordum hep. İşten gelip üç çeşit yemek yapmak, ya da uğraştırıcı güzel yemekler yapmak için iki saat uğraşıyordum, haliyle çok yorulup hırçın oluyordum eşime kızıyordum. Ben iki saat ayakta yemek yapayım, o gelsin 10 dkda bulaşıkları toplayıp geçsin oh ne ala diye. Sonra kitapta okudum, sizden talep edilmeyen fedakarlıklar yapıyor ama karşılığını göremeyip üzülüyorsanız, belki de o fedakarlığı yapmamalısınız diye. O anda bir aydınlanma geldi, adamın benden üç çeşit yemek beklediği yok, ben kendime bu işi çıkarıyorum, hem yoruluyorum hem haksızlığa uğradığımı düşünüp kızıyorum. Üstelik annem çalışmıyordu, ben işten gelip neden bunu yapıyorum diye düşündüm ve bıraktım. Basit şeyler yapıyorum, yalnızca yemek konusunda değil diğer konularda da rahatladım.

Ama işte dışardan baktığında mesela iş paylaşımımız var. Etrafımda birçok kadın da "söylediğinde yapıyorsa ona da şükür" modunda. Fakat ben 36 yaşında bir insana devamlı ne yapılması gerektiğini söylemeyi kabullenemiyorum. Erkekler böyledir diyip geçmeyi de öyle, acaba böyle midir yoksa böyle mi alıştırıldılar? Dm'den bu "zihinsel yük" ile ilgili güzel bi çizim gelmiş onu da paylaşayım: ekmekvegul.net
Mesela ben de kahvaltı sonrası çayımı içerken yalnızca çayımı içiyor olmayı isterdim. Çay içerken akşam yemeğinin malzemelerinden neler eksik, dışarı çıkıp ne almak lazım diye düşünmek yerine. O zaman sen de düşünme diyip geçilemiyor, saat akşam 7 olunca o malzemeler bir anda belirmeyecek çünkü. Eşim olsa akşam yemeği saatine kadar bir şey düşünmez, saat 7 olunca duruma ayıkır. Bu kafa rahatlığı acaba nasıl bir şey, biz de bayılmıyoruz bir şey yaparken başka şey düşünmeye. Düşünen olmayınca ev işleri aksadığından mecbur kalıyoruz. Yahu mesela yemeği ocağa ısıtmaya koymuşum bir iş çıkmış beş dk içeri geçmişim, eşim mutfakta sigara içiyor telefonda bir şeyler izliyor. Mutfağa giriyorum ki cazır cuzur ses geliyor yanacak yemek nerdeyse. Mutfakta ama onu fark etmiyor mesela, çünkü kendisine söylenmemiş. Hani bu kadar obvious bir şeyin söylenmesi de biraz insanın zekasına hakaret sayılmaz mı? Bu kadarının da yapısal olduğu bence biz kadınlara yutturulmuş bir yalan.

Eşimle konuştuk bu arada. Ettiği kötü söz ile ilgili, sigarayı bıraktığı için bazen anlamsız bir öfke yaşadığını söyledi, bunun mazeret sayılmadığını biliyorum dedi ve özür diledi. Doktor sperm analizini görünce sigarayı bırakmasını istemişti, çocuk sahibi olmayı çok istediği için hemen bıraktı (oversharing reis online).

Temizlik konusunda da, temizlik günleri yaşadığımız gereksiz gerginlikler için şunu dedi, "ben sana sinir olmuyorum, temizlik yapma eylemine sinirli oluyorum. Yani temizlik yaptığım için gergin oluyorum." Ama bunu yapmak zorunda olduğumuzu, benim de bayılarak yapmadığımı, bu gerginliği bana yansıtmasının saçma olduğunu anlattım dikkat edicem dedi bakalım ne olacak. Çocuk gelince sorumluluğumuzun daha fazla olacağını, şimdi böyleysek ileride daha çok sorun yaşayacağımızı, o yüzden çocuk düşüncesini ertelemek istediğimi söylediğimde üzüldü. Artık daha düzenli olalım ben de dikkat edicem dedi. Temizlik için birini ayarlamayı düşünüyorum, en azından yüzeysel şeyler kalsın bize. Durumlar şimdilik böyle.
0
🌸ustapasta
(15.03.24)
". Tatile giderken eşinin valizini hazırlayan kadınlar olduğunu öğrendiğimde şaşırmıştım,"

amacım laf söylemek değil ama böyle düşünüyorsanız aile olmanız zor.
çok bencilce bir düşünce bence.
siz ev arkadaşı olarak görüyorsunuz bence.
0
nuisance2
(15.03.24)
@nuisance2 herkesin “kendi” valizini hazırlaması nasıl bencilce oluyor anlamadım. Tam tersi senaryo olsaydı ne diyecektiniz? Eşim benim valizimi hazırlasın o zaman öyle aile olalım, o olmuyor ama dimi? Çocuklar bile 3-4 yaşından sonra ne giyeceğini kendi seçmek istiyorken bu durum bana komik gelmişti ama görüyorum ki burada bile varmış:D
0
🌸ustapasta
(15.03.24)
"Mesela annemlere gittiğimizde eşim tişörtle balkona çıktıysa annem hemen bana döner, "kızım çocuk üşüyecek montunu ver istersen". "Çocuk" üşürse içeri gelip montunu alabilir sanki, bu kadar verici olmamalıyız"

komiklikten ziyade mevzu şu aslında, adam(kadın) üşümüyor olabilir. ama eşi tarafından en azından kendisini düşündüğüne yönelik jesttir, iyi hissettirir. adam(kadın) evde açlıktan ölmez belki, ama dışardaki eşin onu da düşünerek belki yemek hazırlayıp
bırakması da aynı şekilde jesttir. adam(kadın) valiz hazırlamayacak kadar yorgun olabilir. eşin valizi hazırlaması jesttir. adam(kadın) ilaçlarını takip etmeyi unutabilir. eşin bunu bilip onun yerine hatırlaması hoştur. bu tip ufak gibi görünen davranışlarla zaten bir aile ortamı oluyor. nuisance +1 ev arkadaşlığı konusunda.
0
sarahkerrigan
(16.03.24)
Parantez içinde hep kadın da yazmışsınız ama, pratikte bu tür “jest”leri yapanların genelde erkek olmadığını hepimiz biliyoruz.

Daha bugün twitterda bir video gördüm, erkek işten eve kadından önce geliyor ve yemeği hazırlamış oluyor, kadın bunu videoya almış ve gayet mutlular. Yorumları görmeliydiniz, aşağılama ritüeli demişler, kadın erkeği s.kiyor demişler, bir adam bunu nasıl kabul eder demişler:D mesele beraber yenecek yemeği erkeğin hazırlamış olması.

Tam tersini düşünelim, kadın işten eve erkekten önce geliyorsa yemeği hazırlamaması söz konusu bile olabilir miydi? Sanmıyorum. Gerçek hayatta neyin ne olduğunu hepimiz biliyoruz. “Jest” yapan da, aman nolcak canım seviyorsa yapmalı, bunların hesabını yapıyorsa sevmiyordur denilen de kadın oluyor.

Konu benim konumdan çıktı şu an, şaşkınlıktan eşime şükrederek feminist manifesto yazıcam az kaldı:D
0
🌸ustapasta
(16.03.24)
okumaya bile dayanamıyorum bazı yorumları. sen bildiğin gibi devam et pasta bence...
0
suyin
(16.03.24)
(18)

merdiven ustası'na 5000 tl'sini vermedim, haklı mıyım?

fistikthecat
selamlar, ahşap basamak için 33000 TL'ye anlaştık, aşağıdakini yapacağına söz verdi. kasım ayında anlaştık. https://ibb.co/60Wd5Tbaralık ortası gibi montaj yaptı. 2 ay yalvar yakar cila için gel ve eksikleri tamamla dedik. ev 2 ay bu şekilde bekledi. en sonunda şubat ortasına doğru geldi ve sadece v
selamlar, ahşap basamak için 33000 TL'ye anlaştık, aşağıdakini yapacağına söz verdi. kasım ayında anlaştık.

ibb.co

aralık ortası gibi montaj yaptı. 2 ay yalvar yakar cila için gel ve eksikleri tamamla dedik. ev 2 ay bu şekilde bekledi. en sonunda şubat ortasına doğru geldi ve sadece vernik attı ve aşağıdaki gibi oldu.


ibb.co

ben hem parlak hem de oval olmasını istemiştik. hem de birkaç haftada tamamlanmasını.
şu ana kadar ödediğim para 28000 tl, 5000 tl hala ödemedim. ödememe konusunda sizce haklı mıyım? param var ama mutlak adaleti arıyorum.
0
fistikthecat
(27.02.24)
kesinlikle ödeme haklısın.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(27.02.24)
ödeme. alakasız iş yapmış. hem de geciktirmiş.
0
summerjam0306
(27.02.24)
Çok bile ödemişsiniz.
0
pianeta
(27.02.24)
ödeme.

ödersen enayilik yapmış olursun. işini bok gibi yapan esnaflardan birine denk gelmişsin.
oval deyip kare yapmak nedir ya.
zaten işçilik parasına para ödüyorsun onu da yapmamış.
bırak 5 daha vermeyi çok fazla vermişsiniz ztn.
0
OgutucuRecep
(27.02.24)
Çok bile ödemişsin.
0
diyecevaplandı
(27.02.24)
bu ahlaksız ustalardan nefret ediyorum. hayattan soğuyorum en ufak bir işte.

türkiye'deki tüm ustalar ahlaksız, iş yaptırmak için senin de ahlaksız olman gerekiyor ne yazık ki.

bence göndermemekle iyi yapıyorsun.
0
tchuck
(27.02.24)
merdivenin devami nerede ki? kalani yapsin usta bu ne
0
ala09
(27.02.24)
Görseli gördüğünde bunun aynısını yapacağına söz verdiyse çok bile vermişsiniz +1
Alakası bile yok bu insanlar neden böyle anlamıyorum ben de kitaplığımı yaptırırken benzer sorunlar yaşamıştım en son al ne yaptıysan götür ben bunu mu istedim sizden diye rezillik çıkarınca tam istediğimi yapıverdi, demek ki yapılabilecek bir şey ama kaytarıyorlar.
Ne kaldıysa elinizde kar sakın vermeyin para falan.
0
mutekebbir
(27.02.24)
sakin odeme
0
turbo sadık
(27.02.24)
Normal şartlarda aşırı derecede yanlış bir yaklaşım ve emek düşmanı bir deyiş ama Türkiye'nin gerçekleri var. Ustanın parası iş bitmeden ödenmez. Yoksa iş yaptıramazsın. İş dünyasındaki ahlaksızlık ve iş etiği eksikliği bunlar. Üzerinde anlaşılan iş yapılmamış sonuçta. 5000 tl az bile.
0
nawar
(27.02.24)
Ilk gorseldeki gibi olmasi icin hol'le salon arasinda kot farki olmasi gerekmiyor mu? Sizinki ayni. Zaten gorseldeki gibi yapamaz. Ya da ben bir seyi kaciriyorum?
0
brkylmz
(27.02.24)
O da zaten 5000 TL'yi gözden çıkarmış gibi anlıyorum ben.
Bence iş bitmeden çok bile vermişsiniz. Durum onu gösteriyor.
0
burfak
(27.02.24)
@brkylmz gibi ben de anlayamadım Sizin oraya fotograftaki gibi nasıl yapılabilir. Ama bunu belirtmesi gerekirdi.
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(27.02.24)
Haklı mısınız haksız mısınız hüküm vermek bana düşmez fakat Türkiye'de iş ahlakının olmayışı, disiplinsizlik ve düzensizlik çok rahatsız edici. Özellikle Allah kimseyi ustalara muhtaç etmesin ahlaklı usta bulmak çok zor.
0
doharkoman
(27.02.24)
O merdivenler ne öyle? Bu kadar kötü işcilik olmaz. Vermeyin para aslında iş yapılırken itiraz edip hiç montaja başlatmıcaktınız.
0
Fritz-X
(27.02.24)
resimdekine baya benzemiş malzeme kalitesi iyiyse
oval olması dışında (mevcut hali daha tutarlı)

paranın değer kaybını düşünürsek zaten eksik ödenmiş oluyor geç yapmasına karşılık
taksit taksit yapması sinir bozucu
0
bir soru sorcam
(28.02.24)
son basamağın keskin tarafını hallederse parayı vermek ideal gibi
0
bir soru sorcam
(28.02.24)
Adam sonra vurmasın seni? Belli olmaz böyle tipler. arabaya atar kaçırır tecavüz eder.. Risk alıyorsun
0
ferenc
(28.02.24)
(25)

Siz bir insanı uyarır mısınız? Yoksa fişini çeker misiniz?

tchuck
Soruyu doğru bir şekilde soramadım ama bir örnek üzerindenanlatmam gerekirse;eve yarım günlük temizlikçi çağırıyoruz. kadın ilk 2-3 gelişnde işini düzgün yaptı.sonra bi anda öğlen 12de gelip, 2de çıkmaya başladı. 1de geliyor 3te çıkıyor 3.30da çıkıyor.ben de bu kadına hiçbir şey demedim "2de çıkamaz
Soruyu doğru bir şekilde soramadım ama bir örnek üzerindenanlatmam gerekirse;

eve yarım günlük temizlikçi çağırıyoruz. kadın ilk 2-3 gelişnde işini düzgün yaptı.
sonra bi anda öğlen 12de gelip, 2de çıkmaya başladı. 1de geliyor 3te çıkıyor 3.30da çıkıyor.

ben de bu kadına hiçbir şey demedim "2de çıkamazsın, yarım gün anlaştıysak en az 4 saat durman gerekir. buralarda tozlar duruyor, şurayı silmemişsin, burayı bilmem napmamışsın" gibi uyarılarda bulunmadım.

direkt yol verdim.

bu ilk kişi de değil, tüm herkese bunu yapıyorum.

iş veya günlük hayatımda da aynıyım. birinden bir şey istemem, bir şeyi düzeltmesini istemem, uyarmam etmem. direkt o kişiyle çalışmyı vs. bırakırım.

çünkü bana "uyarılmadığı sürece" işini hakkıyla yapmayan insanlar "ahlaksız" geliyor. yani bn bu kadını uyarıp ne yapacağım? bütün gün başınad durup onu mu denetleyeceğim? avizeyi silmesi gerektiğini her sferinde ben mi söyleyeceğim? yani bu kadına supervisorluk falan mı yapacağım gerçekten?

veya işyerimde altımdaki kişiye "bir sürü iş varken youtube mu izliyorsun?" demeliyim? yani bunu benim söylemem gerekiyor mu gerçekten?

ben bu insanları uyardığım için düzeldikleri sürece, yarın bir gün uyaramayacağım bir pozisyonda kalırsam, işlerini doğru yapmayacaklar öyleyse?

veya yanlış mı düşünüyorum?
sizin tavrınız noluyor genelde?
0
tchuck
(12.02.24)
ben de genelde uyarmam. çünkü nasıl teoki vereceğini bilmiyorum uğraşamam. kimse vazgeçilmez değil. ha değer verdiğin biridir. ya da uyarınca değişeceğine inancın varsa uyarırsın.
0
jelly bear
(12.02.24)
sizin bizim ne yaptigimiz onemli degil. dogrusu ve yanlisi ne ona bakmak lazim. hayatta binbir turlu olay, durum, istisna vs dinamik var. herkese ibmde calisiyormus gibi davranamazsiniz. davranirsaniz cevrenizde pek hos bir intiba birakmazsiniz.
0
buenosdias
(12.02.24)
insanlara onlardan ne beklediğimi söylerim

eve temizlikçi hizmeti alırken, iş yerinde task dağıtırken

daha esnek davranıyorum, insan yönetmek ve verim almak böyle bir şey bence
0
grimavi
(12.02.24)
buenosdias+1

Size göre doğruyla olması gereken şey her zaman genel geçer doğru olmayabileceği gibi, insanların hata ve davranışlarının çeşitli geçerli sebepleri olabilir. O yüzden insanlarla konuşup onları anlamaya çalışmaktan zarar gelmez diye düşünüyorum.
0
salihdt
(12.02.24)
Ben önce uyarırım ona rağmen olmuyorsa çalışmam o kişiyle. Ama bu arada kendime de bakarım, acaba yaptığımız anlaşmaya ben de tam anlamıyla uydum mu? Ya da karşımdaki insandan kapasitesinin üzerinde beklentide bulunuyor muyum? Mesela az para verip çok iş mi bekliyorum? Sigorta yaptım mı? Çünkü bazen insanlar çok zor durumda kaldığında mecburen bazı şeyleri kabul ediyorlar ama nihayetinde insan. Ego devreye giriyor vs. Her zaman önce uyarıdan yanayım.
0
rock n roll
(12.02.24)
uyarırsın pişman olursun, bozulur,
uyarmazsın pişman olursun, düzelmeye meyilli birisidir, toparlar kendini, sebepleri varmıştır vs.

arkadaşların dediği gibi durumu iyi analiz etmek ve ona uygun davranmak olabilir.
0
WithWorth
(12.02.24)
Sıkıntı yaşadığı bir çalışanı uyarmak, düzeltmek, verimli hale getirmek yerine her seferinde göndermeyi seçen kişi pek başarılı bir yönetici değildir.
Çok aşırı örnekleri dışında tutarsak gönderdiğiniz kişi ile yerine gelecek kişi arasında dağlar kadar fark olmayacaktır. Sürekli işe birilerini alıp gönderip yenisini almak uzun vadede baktığımızda çok zararlı olabilir.

Kendi evinizin temizliği konusunda bu şekilde davranınca eviniz temizlenmemiş oluyor ve bununla baş edebiliyorsunuz ama çalıştığınız şirkette işler bu kadar sık aksadığı zaman suçlu o verimsiz çalışan değil o departmanı yönetemeyen, o çalışanlardan verim alamayan yönetici olacaktır.
0
michael_knight
(12.02.24)
en iyisini yapmışsınız. bu saatten sonra millete yol yordam mı öğreteceksin.
ahlaki kurallar, etik davranışlar her yerde aynıdır.

4 saat kalmaması ayrı bir sorun işini yapmaması daha büyük sorun.
eli çabuk olsa tamam dersin o da yok.

bu insanlar insanların iyi niyetlerini sömüren tipler.
0
OgutucuRecep
(12.02.24)
Uyarı işin doğasında olan bir şey. En iyi çalışan bile işi savsaklayabilir. Bence hiç uyarı yapmadan her şeyi harfiyen kitabına uygun yapan ve bu motivasyonunu sürekli devam ettiren birini bulma olasılığına sarılmak sadece sizi yorar. İşleri kendiniz için zorlaştırmış olursunuz. Bu kişi ideal bir çalışan olurdu, ancak gerçek hayatta ideal tanımlar çoğunlukla hayal ürünü olarak kalır.

İş bağlamında düşününce işi savsaklayan çalışan = kötü çalışan demek değil. Eğer normal şartlarda işini düzgün yapan biriyse ve sonradan işin bozulduğunu görüyorsanız uyarı yaparsınız ve eğer iş düzelirse bundan hem kendisi hem de düzgün iş yapan birini elinde tutan kişi olarak siz fayda sağlarsınız.

Uyarıyı dikkate almak da bir meziyet ve iyi bir çalışanın bir göstergesi. Bana sorarsanız sizin tavrınız uzun vadede size kaybettirir.
0
akhenaten
(12.02.24)
ben daha cok zor konusmalardan kacan ve kendine de zaman zaman kirilgan ve zayif olma izni vermedigi icin karsi tarafla da bunu iletesemeyen ve buna izin vermeyen bir insan goruyorum acikcasi. sizi bilemem ama insanlar makine degil, herkesin iyi gunu, kotu gunu, zor gunu var, bu bazen bir gun degil belli bir zaman suruyor. bunu benle konusmadan bana yol veren bir liderim olsa, dusunecegim son sey 'bana soylemeden benim yapmam gerekirdi' olurdu herhalde. kimin ne yasadigi, neden ne yaptigi konusunda hicbir fikriniz yok, fikrimiz yok aslinda, yasamin ozu bu. kendi varsayimlarinizla yasiyorsunuz anladigim kadariyla. mutevazi olmak onemli. hayat sizin dogrularinizdan, ne nasil olmali'larinizdan ibaret degil.
0
kassiopeia
(12.02.24)
Uyarmadan yol vermek bana yanlış geliyor. Kimse benim zihnimi okumak veya benimle birebir aynı önceliklere sahip değil. Elbette iş etiği ve sorumluluk denen kavramlar çok önemli (yani uyarmadan işini düzgün yapan kişi tabi ki uyarı aldıktan sonra düzgün yapandan daha önde bu anlamda), ama herkesin geçmiş deneyimleri, çalıştıkları ortamlar ve kişiler de farklı. İki kişinin aynı noktada buluşması için konuşmak gerekir. Ha, konuşma üzerine hala bildiğini okuyordur, o zaman elbette yollarımızı ayırırız.
0
fotrsapka
(12.02.24)
Bu gibi hizmet alimlarinda tutumunuz ise yarayabilir ancak is yasaminda da bu sekilde davranirsaniz yoneticlilik kariyerinizde hayal ettiginiz yere gelmeniz zor olur.
0
turkuaz
(12.02.24)
Bu tarz durumlarda herseyi en bastan konusup firsat vermemek lazim
0
Zetnikov
(12.02.24)
Iste sure veriyorum, o surede bitmezse maille uyari, art niyetli birsey varsa uyarmakla yorulmam.
Bir de 100% hakli olup en kibar sekilde uyardiginda bile insanlar tavir aliyor, triplere giriyor. o yuzden hic ugrasamam.
0
spherical
(12.02.24)
Birde her insan herseyi dusunebilecek kapasitede olmayabiliyor.
0
Zetnikov
(12.02.24)
uyarmam, uyarmakla insan değiştiğini hiç görmedin. temizlik gibi basit bir konuda yol vermek en doğrusu.
0
orpheus
(12.02.24)
Belirli başlı durumlar için elbette ki öncelikle uyarmak gerekiyor. Onun dışında yazdığın her şeyde haklısın. Yani çalışma stili değişikliği ile çalışmama farklı şeyler. Çalışmayanı uyarmaya gerek yok. Uyardıkça çalışıyorsa, uyaran olmayınca kaytarıyordur. Beyaz yakalı işçilerin ve memurların %80'i de böyle.
0
nawar
(12.02.24)
fişi çekmek deniyor muydu bu duruma? bir çırpıda silmek diye biliyordum ben.

cevap: bence uyarmak denenmeli. hepimiz insanız. hata yapabiliriz. hayatımızda sağlığımızda vs. kötü giden durumlar olabilir.
0
ermanen
(12.02.24)
uyarmam. hatalarını düşünemeyecek insanla önce muhabbeti indirger, sonra da keserim.
0
tolgan
(12.02.24)
Değişkenlere tavırlara bağlı
Sizi haksız bulmadım
0
basond
(12.02.24)
kötü niyetli insanları silmek daha mantıklı
düzeltmeye çalışmak yıpratıcı olur

herkes hata yapar kimse mükemmel değildir
bu gibi durumlarda ben hata yaptığımda silseler nasıl olur empatisi yaparım

parasını az verebilirdiniz temizlikçinin ya da ne derdi varmış diye sormak
bir de hiç kimse başkasının evine özenmek ne kadar iş ahlakı deseniz de
ev temizliği için başkasını çağırmak güvenmek evi emanet etmek büyük risk

"bir sürü iş varken youtube mu izliyorsun?"
iş zamanında yetişmez ise sizin üstünüz sizden hesap sorar
ve projeler genelde zamanında yetişmez, iyi bir yönetici en başta bundan daha dramatik durumlar için hata payı bırakır, zamanından önce işi bitirerek prim yapar

haksızsınız demiyorum ama sildiğiniz insan yerine daha iyisini bulmaya çalışmak da yorucu
0
mantık
(12.02.24)
"Şayet Allah insanları yapıp ettikleri yüzünden hemen cezalandıracak olsaydı, yerin üstünde tek bir canlı bırakmazdı; ...." bir de bu ayet gelir aklıma
0
mantık
(12.02.24)
bir çeşit pasif agresyon. iletişim eksikliği. tabii türkiye gibi eleştiriye kapalı insanların olduğu bir ülkede bunun olması normal ama doğru değil. düzgün bir üslupla rahatsızlığını dile getirmeyi öğrenmelisin. belki olumsuz bir geri dönüşten de kaçabiliyor olabilirsin bununla yüzleşmeyi de öğrenmelisin belki. en başta sana zararı olur.

burada kilit nokta da şu aslında. bir durumdan rahatsız olabilirsin. bu çok normal ve en doğal hakkın. bunu karşıdakini de kırmadan, kırılmadan dile getirmelisin. karşıdaki de kırılmamalı. ama türkiye'de insanlar eleştiriye açık olmadığı için hatta görevleri hatırlatıldığı zaman düşmanlaştığı için böyle bir pasif agresyon gelişiyor. ben de yumjuşak bir şekilde söyleyemem rahatsızlığımı. ya hiç bir şey demem senin gibi ilişiğimi keserim ya da kavga ederim. o yüzden aslında doğru iletişim kurmayı öğrenip rahatsız olduğumuz konuyu kavga da etmeden dile getirmemiz lazım. kimisi de laf cambazıdır, kendini çok iyi ifade eder o kadına rahatsızlığını söyler ama ipleri de koparmaz, bir gerginlik yaşamaz. bu önemli bir yetenek ve geliştirmek gerek.
0
blackkmamba
(12.02.24)
insandan insana değişir. böyle yapınca çevrende insan kalmaz. iş yaptıracak insan bulamazsın. sonuç odaklı olmak lazım. en baştan konuş, beklentilerini anlat. olmuyorsa ok ama kendi kendine çözsün, ben demezsem işini yapmıyor bakış açısı doğru değil. ülkede çalışan beyaz yakalının çoğunluğu gizli işsiz. internette takılmak üzerine, mail döndürmek üzerine maaş alıyor. hepsini kovalım o zaman.
0
gabe h coud
(12.02.24)
Zaten uyarmanızla, kendini düzeltecek karakterde biri, baştan bunu yapmaz. En güzelini yapmışsınız.

Uyarsaydınız, ya "bana iş mi yok" diye gidecekti, ya da kalıp baştan savma iş yapacaktı.


.
0
kartallar yuksek ucar
(13.02.24)
(2)

Ps 5 joystick tamiri?

jackyr
Potansiyometre denen zımbırtı bozuldu sanırım. Sol analog sürekli takılı kalıyor. İstanbul’da daha önce ps5 kolunu tamir ettiren birileri var mı? Nereye götüreyim? Ve ortalama ne kadar tutar. Fazlaysa 0 alıp geçmeyi düşünüyorum çünkü.
Potansiyometre denen zımbırtı bozuldu sanırım. Sol analog sürekli takılı kalıyor. İstanbul’da daha önce ps5 kolunu tamir ettiren birileri var mı? Nereye götüreyim? Ve ortalama ne kadar tutar. Fazlaysa 0 alıp geçmeyi düşünüyorum çünkü.
0
jackyr
(03.02.24)
Bu arada mobil olduğum için edit yapamıyorum. Cihaz Mayıs ayında Almanya mediamarkt dan alındı. Türkiye’de garantisi oluyor mu acaba bu cihazın ?
0
🌸jackyr
(03.02.24)
bakırköy- Khalkedon Elektronik tamir için.
0
OgutucuRecep
(03.02.24)
(11)

Taksici abinin katili

metal69
Dünden beri keyfim yok, sanki dayım amcam vefat etmiş gibi üzgünüm. şunu soracağım, güzel kalpli taksici abimizi öldüren zanlı içeride yani cezaevinde nasıl bir muameleye maruz kalır, 3-4 sene yatıp çıkar mı? içimizi ciddi manada soğutacak yorumlarınız var mıdır? Mesela bizim bir infaz koruma memuru
Dünden beri keyfim yok, sanki dayım amcam vefat etmiş gibi üzgünüm. şunu soracağım, güzel kalpli taksici abimizi öldüren zanlı içeride yani cezaevinde nasıl bir muameleye maruz kalır, 3-4 sene yatıp çıkar mı? içimizi ciddi manada soğutacak yorumlarınız var mıdır?

Mesela bizim bir infaz koruma memuru arkadaş diyor ki "sizin düşündüğünüz gibi olmuyor o işler, içeride kılına zarar veremezsiniz verdiğiniz vakit soruşturma açılıyor" diyor.

tam olarak ne oluyor, yaptığı yanına kâr kalmıyordur herhalde.
0
metal69
(02.02.24)
İçeride sakin durursa suça bulamazsa 5 yıl sonra salarlar
0
limonlu eksi
(02.02.24)
twitter.com

Yalnız bu olayda gasp da var gibi. Bu durumda ceza epey bir ağırlaşıyor diye biliyorum.

Ayrıca nitelikli hal durumu da var.

Not: Tivit başka bir konuyla ilgili de kasten adam öldürme durumunda alınan cezayı açıkladığı için örnek verdim.
0
Mirket
(02.02.24)
Olayda görebildiğim kadarıyla işlenen suçlar şöyle:

1. Tasarlayarak kasten öldürme (Arabaya biner binmez şoförün arkasına kayarak ilerlemesi ve böylece silahın görünme riskini çok düşürmesi ile cinayetten sonra söylediği sözler tasarlamanın olduğuna delalet ediyor.) Cezası ağırlaştırılmış müebbet. Yatarı 30 yıl.

2. Silahlı, gece vakti ve kendini tanınmayacak hale sokmak suretiyle yağma suçu. Cezası 10 ile 15 yıl arası. Olayın yarattığı infial ve şüphelinin tavırları dikkate alınınca cezanın üst sınırdan verilmesi olası. Alt sınırdan verildi diyelim, yatarı 5 yıl.

3. Ruhsatsız silah bulundurma. Cezası 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası. Alt sınırdan verilirse yatarı olmayabilir, emin değilim.

Temiz 35 yıl yatarı var, o da iyi halinin görülmesi durumunda. Yağma ve ruhsatsız silah bulundurma suçlarından ceza üst sınırdan verilirse (ki bence verilir) yatarı daha da artacaktır. Yaptığı yanına kar kalır mı? Bu cezaları çekerse bence yanına kalmış denemez (Gönül ister ki ömrünün sonuna kadar kalsın cezaevinde, onu tartışmıyorum). Kaldı ki böyle bir sosyopatın cezaevinde iyi halinin görülmesi de oldukça zor olacağından cezası daha da uzayabilecektir kolayca.
0
10551037
(03.02.24)
en az 20 sene. önceki infazlarıyla beraber kervana takarlar diye düşünüyorum. tabi içerde bir şey olmazsa
0
paintov
(03.02.24)
İnfial yaratan olaylarda süreç genelde beklendiği şekilde ilerlemeyebiliyor,özgecan arslanın katilinden sabancilarin katiline kadar gecmiste pek çok örneği var.
0
essoist
(03.02.24)
cezaevinde nasıl bir muameleye maruz kalacağı çok değişken.

yatarı çok olur. suçları çok sabit, çok yatar.

tek sıkıntı af gibi bir şey olabilmesi.
0
benarrivo
(03.02.24)
gasp var.
tasarlayarak adam öldürme var.
kafanız mı güzel nereye 3-5 sene yatıyor?

ağırlaştırılmış müebbete çarpılır her iki suçtan dolayı.
bundan sonra kalan hayatını içeride geçirir.

en az ama en az 20 yıl içeride.
0
OgutucuRecep
(03.02.24)
cevap veren arkadaşlara katılmıyorum. 2023 kasım ayında gasptan 35 yıl yemiş birinin 7 yıl sonra açık cezaevine alındığını öğrendim. Oradan da sanırım 1 yıla salıveriliyormuş. Bu yeni yapılan bir düzenleme ile olmuş. Böyle düzenlemelerin de sık sık yapıldığı düşünülürse pkklı gaspçı bu katil bir başka masumun canını almak üzere 5-6 yıla çıkabilir.
0
eisberg
(03.02.24)
Süreç şöyle oluyor. Bunu sahipsiz gibi sokağa salan ailesi var ya heh işte onlar İçin şimdi bu katil altın varaklı hint kumaşı oldu.

Ailesi ne var ne yok ortaya koyup her tanıdığı arayacak en iyi avukatları tutacaklar.

Olayı neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama olarak değiştirmeye çalışıp, yağma suçunu da "ambulansı aramak için telefonu almış" şeklinde savunacaklar.

Dava uzun sürerse unutacağız. Benim tahminim yıllarca yatmayacak.

Normal insana benzemeyen at hırsızı tipli iki keko tarafından kapalı yere sürüklenip tutuldum param gasp edildi. Rapor aldım ve Sıcağı sıcağına yakalandılar ve paraya polis tutanakla el koydu.

1 gün sonra bunlar nezaretteyken belediye başkanı babamı aradı. Şikayetten vazgeçme ricası için. Arkadan onlarca yalancı şahit yıllar süren dava süreci ve resmen beraat ettiler.
0
hebanon
(03.02.24)
Sanık Delil Aysal,

Kasten öldürme için ağırlaştırılmış müebbet,
Yağma için 14 yıl 10 ay (üst sınırı 15 yıl)
Ruhsatsız silah bulundurma için 2 yıl 10 ay (üst sınırı 3 yıl)

Ceza aldı.

Yukarıdaki mesajımda böyle cezalar alacağını söylemiştim. 4 aylık bir sapma olmuş sadece. O kadar olur.

www.aydinlik.com.tr
0
10551037
(08.03.24)
@10551037

Seni isabetli bilgilendirme için
Türk yargısını da hızı ve kamu vicdanını rahatlatması nedeniyle tebrik ediyoruz.
0
Mirket
(08.03.24)
(9)

video oyunları bitiriyor musunuz

benarrivo
video oyunları çok begensem dahi bir yere gelince geçemediğim ve sıkıldıgım oluyor ve sonlara yakın bir yerde yarıda kalıyor. oynamaktan çok zevk alıyorum ama bir yerden sonra sonra devam ederim diyerek, zorlanarak, sıkılarak, bırakıyorum. bu sizde de oluyor mu merak ettim
video oyunları çok begensem dahi bir yere gelince geçemediğim ve sıkıldıgım oluyor ve sonlara yakın bir yerde yarıda kalıyor. oynamaktan çok zevk alıyorum ama bir yerden sonra sonra devam ederim diyerek, zorlanarak, sıkılarak, bırakıyorum. bu sizde de oluyor mu merak ettim
0
benarrivo
(30.01.24)
Hayatımda bitirdiğim oyun sayısı 2 falandır heralde. Ben de çok zevk alarak oynasam da bir yerde sıkılıp bırakıyorum.
0
pianeta
(30.01.24)
Evet. Ama uzun sürüyor çünkü zaman yok. Son bitirdiğim oyun witcher 1. Sonra iki başladım, o bitince üçü tekrar oynayacagim.

Onun yaninda death stranding var.
Onun yanında divinity
Onun yanında zelda botw

Bir sürü oyun aynı anda gidiyor ama bazen haftalarca oynamıyorum.
0
logisticsmanager
(30.01.24)
Oyuna bağlı.
Konusu sararsa 3 kere baştan oynayıp bitirdiğim de oluyor. Kötüyse 1 saatte bıraktığım da oluyor.
O yüzden sadece çok beğeni toplamış oyunları oynuyorum. Onlarda bile bazen sarmayanlar çıkıyor.
Şahsen benim deli gibi oyun oynayacak zamanım yok eskisi gibi. Kısıtlı zamanımı keyif alarak geçirmek hedefim.
0
nuevo
(30.01.24)
gecemedigim yerleri youtube'tan bakarak gecerdim eskiden. artik pek oynamiyorum.

gecemedim diye yarim biraktigim oyun yoktur ama pek.
0
bohr atom modeli
(30.01.24)
Bitirmediğim oyun nadir. Yani indie falan öylesine indirip baktığım oyunlar değil de, ben bunu bitiririm diye başladığım hemen her oyunu %100 bitirip bırakıyorum. Aklıma gelen son istisna AC: Valhalla. AC hastası biri olarak onu başlarda bırakmıştım.

İş hayatına başladıktan sonra her gün oyun oynamıyorum ama oyun oynadığım dönemlerde de eve gelir gelmez oyunu açıp yatana kadar oynuyorum desem yeridir :D
0
nundu
(30.01.24)
%80 itibariyle bitiriyorum.

mesela geçen a plague tale requiem oynadım. sonuna kadar gelmedim. en sonunu youtube üzeirnden izledim çünkü aynı şekil adam öldürmekten aşırı sıkıldım
0
OgutucuRecep
(30.01.24)
Beğenmezsem bitirmiyorum siliyorum.

Ama oyunu beğenir ve hikayesini merak edersem bitiriyorum. Geçemediğim yerlerde illallah edersem youtube'dan bakıp ilerliyorum.
0
drako
(30.01.24)
Çocukken bitiriyordum da son zamanlarda, yani son 10 yıldır oyun bitirdiğimi hatırlamıyorum.

En son max payne 3 ü bitirmiştim sanırım ki o da 2012de çıkmış.
0
ananiyimioguz
(30.01.24)
Bitirmediğim 2-3 oyun vardır. Hepsini bitiririm. Bazılarını %100 olana kadar ya da en azından yan görevler dahil bütün görevler bitene kadar oynarım. Yıllara göre bunun süresi arttı tabii. 2023'ün ortalarına gelirken yeni bilgisayar aldım. Aldığımdan beri God of War, Red Dead Redemption 2, Baldur's Gate 3, Hogwarts Legacy ve Witcher 3'ü bitirdim.

7 ay kadar sürdü işte. Oyunlar zor olduğundan ya da çok uzun hikayeleri olduğundan değil de hafta sonu dışında pek vakit ayıramadığımdan. Geçemediğim yerde tekrar zorlarım. Tekrar takılır tekrar zorlarım. 21412412. kez geçemeyince YouTube'a danışıyorum. Bundan daha hızlı danıştığım zamanlar oldu. öyle olunca aynı tadı alamıyorum.

Arada başka şeyler oynuyorum ama genelde arkadaşlarla oynadığımız online 2-3 ellik şeyler. Başladığım gibi araya başka şey sokmadan oynadığım tek oyun Baldur's Gate oldu.
0
nawar
(30.01.24)
(3)

Bu örümcek zehirli midir?

takıl yani takmıyo belli
evde bebek olduğu için tedirgin oldum. Daha önce gördüğüm bir tür değil. Örümcek bu https://yourimageshare.com/ib/zd7JXauGQX
evde bebek olduğu için tedirgin oldum. Daha önce gördüğüm bir tür değil.

Örümcek bu yourimageshare.com
0
takıl yani takmıyo belli
(23.01.24)
Google lens ile arattığımda "Sarı torba örümceği" olarak sonuçlar çıktı, ne yazık ki zehirli.

edit : latince adı "cheiracanthium inclusum"
0
kimlanbu
(23.01.24)
eve iyice bakın. bu böcek kötü ve ısırıp et yiyor.
allah korusun aklıma kötü kötü şeyler geliyor.
bir ilaçlama vs yapın.
0
OgutucuRecep
(23.01.24)
aman aman zehirli bu. acil ilaçlama.
0
summerjam0306
(23.01.24)
(4)

istanbul kebapçı

gule gule
anadolu/avrupa farketmez nereye gidelim yarın? şurası çok iyi dediğiniz yerler var mı?
anadolu/avrupa farketmez nereye gidelim yarın? şurası çok iyi dediğiniz yerler var mı?
0
gule gule
(19.01.24)
kadıköy'deki çiya'yı yenecek yer bulamadım istanbulda.
0
patronaj1
(19.01.24)
Osmanbey metro durağının orada Mahir Lokantası var.
0
gibicibicis
(19.01.24)
Üsküdar Bağdat Ocakbaşı bilmem de bağdatlı ocakbaşından bahsediyorsa uzak dur.
meşhurdur burası.

bence güngören'e git.

kebabçı çetin usta ve bağdatlı harici herhangi bi mekanı gözüne kestir gir.
kebabçı halil usta mı ne vardı orada o mesela iyidir.

fatih'te kebapçı kadir var orayı dene.
0
OgutucuRecep
(19.01.24)
Maslak Kaburgaci Cabbar
0
juninho77
(20.01.24)
(5)

Bu kargo bugün gelir mi?

inheritance
Salı günü öğlen gibi Amazondan Çarşamba teslim gözüken 4 parça bir şeyler almıştım. 1 parçası aynı gün kolay gelsin ile kargoya verildi, Çarşamba sabah geldi. Diğer 3 parça Çarşamba akşam agt kargoya verildi. Şu anda hala gönderi kabulu yapıldı statüsünde bekliyor. Teslim tarihi bugün gözüküyor ama
Salı günü öğlen gibi Amazondan Çarşamba teslim gözüken 4 parça bir şeyler almıştım. 1 parçası aynı gün kolay gelsin ile kargoya verildi, Çarşamba sabah geldi. Diğer 3 parça Çarşamba akşam agt kargoya verildi. Şu anda hala gönderi kabulu yapıldı statüsünde bekliyor. Teslim tarihi bugün gözüküyor ama agt olduğu için çok umudum yok açıkçası. Bugün gelir mi sizce?
0
inheritance
(28.12.23)
agt ise çok zor hele yılbaşı geliyor herkes bir şeyler alıyor yılbaşından önce gelirse öpüp başınıza koyun
0
matilda
(28.12.23)
agt ise hiç umut yok hocam...
0
plutongezegendegilmi
(28.12.23)
Dağıtıma çıkmış. akşama yola çıkacaktım. yetişecek mi bakalım? kolay gelsin olsa şimdiye gelmişti. ah amazon ah.
0
🌸inheritance
(28.12.23)
kargo tamamen sizin bölgeniz ile alakalı.
agt ya da kolay gelsin vs benim bölgemde aşırı iyi.
ben daha amazon'da aldığım herhangi bir ürünün ertesi gün geldiğini görmedim.
hemen yarın geliyor.
o yüzden agt, ptt, aras, mng önemli olan sizin oradaki acenta.
bence gelir.
0
OgutucuRecep
(28.12.23)
Gelemedi. Klasik geldik evde yoktunuz muhabbeti.
0
🌸inheritance
(28.12.23)
(9)

Ayrıldım pişmanım

FreSh
8 aylik bir ilişkim vardı ve son zamanlarda heyecanımı kaybettiğim, hiçbir şey hissetmedigim için 2 gün önce ondan ayrıldım. Işin garip tarafı ayrılırken sürekli ağladim ve şimdi de pişmanım. Onu aslında seviyor olduğumu fark ettim. Nasıl bir aptalliga düşüp de böyle davrandığımı inanın bilmiyorum.
8 aylik bir ilişkim vardı ve son zamanlarda heyecanımı kaybettiğim, hiçbir şey hissetmedigim için 2 gün önce ondan ayrıldım. Işin garip tarafı ayrılırken sürekli ağladim ve şimdi de pişmanım. Onu aslında seviyor olduğumu fark ettim. Nasıl bir aptalliga düşüp de böyle davrandığımı inanın bilmiyorum. Kendimi çözemiyorum, ne istediğimi bilmeyen biriydim hep zaten. Ama bu kez çok iyi, yanında huzurlu hissettigim, mutlu olduğum birini bulmuşken onu bırakarak gerçekten salakça davrandığımı kanıtlamış oldum. 2 gündür durmaksızın ağlıyorum, onu çok özlüyorum şimdi geri dönsem büyük bir hata yaptım desem dalga geçiyor gibi mi olur? Böyle bişey yaşayan oldu mu hiç bunu yapan ve karşı tarafın yaptığı?
0
FreSh
(11.12.23)
Çok fazla zaman geçmeden bu duygularınızı onunla da paylaşın, 2-3 gün içinde ağlayarak hata yaptığını söyleyen eski sevgiliye hemen hemen herkes inanır, hak verir, barışır.

Ama uzun süre ara verdikten sonra geri dönüş sinyali verilirse "benden daha iyisini bulamadı, denedi başkalarıyla, şimdi de bana geri dönüyor" sanar herkes.

Ben olsam gurur yapmam ve dayanırım kapısına.
0
John Bloor
(11.12.23)
+1 John Bloor.

Ne kadar süre geçtiği en önemli belirleyicilerden biri olur.
Sizi seviyorsa kabul eder.
0
crinix
(11.12.23)
Tavrınız çok güven verici olmasa da böyle konuşmaları sıcağı sıcağına yapmak en iyisi +1
0
akhenaten
(11.12.23)
Bence kafanız karışıkken daha da belirsizlik yaratmayın karşı tarafta. Önce kendi içinizdeki bu duygudurum değişikliğini çözmeye odaklanın, sonra karar verin.
0
lüzumsuz adam
(11.12.23)
lüzumsuz adam +1

kabul etse bile, daha sonra yine aynı şeyi yapıp bu sefer karşı tarafa da hasar vereceksiniz. bence şu anki durumunu kabullenmeye ve alışmaya çalışın.
0
MtKrt
(11.12.23)
pat diye ayrıldın yani öyle mi? bir süredir soğuk yapıyorsan ve sonrasında ayrıldıysan karşı taraf ta sogumus olabilir.
ama 2 gün önce pat diye "ben artık bir şey hissetmiyorum" deyip ayrıldıysa o zaman da dengesiz birisi gibi gözüküyorsun.
duygularından emin olmayan birisi hiç güven vermez. bence de bir an önce konuş ama yukarıda yazdıklarım önemli.
0
abelardo
(11.12.23)
@abelardo Bir süredir soğuk yapıyordum ve nedenini de bilmiyordum onun yanlış yaptığı bişey olmamasına rağmen. Ama insan bir insanın değerini kaybedince anlıyor ya o oldu bende ve belki de duygularimdan emin olmam için bunu yapmam gerekiyordu. En azından bırakmayıp ara vermeliydim maalesef akıl edemedim :(
Soguduysa ve affetmezse de hata yaptım dönüşü yok deyip kabullenecegim kendi düşen ağlamaz sonuçta

@akhenaten evet pek güven verici değil yaptıklarım haklısınız. Umarım güvenini tammaen kirmadan duzeltebilirim çok da geçmeden.
0
🌸FreSh
(11.12.23)
hiçbir şey demeden sadece seni özledim de yeter. başka açıklamaya gerek bile kalmaz.
0
OgutucuRecep
(11.12.23)
Rahat bırak sebepsiz soğuk yapıp dünyasını zindan etmişsin kafasından kim bilir neler geçti neler kurdu sonra anlamsızca ayrılmışsın şimdi pişmanım deme, gene darlayacaksın zindan edeceksin bir süre sonra hayatı.
Bırak ikinizde uzak durun birbirinizden
0
basond
(12.12.23)
(12)

Saç sakal tıraşına ne kadar ödüyorsunuz?

tavish11
Saç 180 sakal 90 veriyorum. Konum İstanbul Fındıkzade
Saç 180 sakal 90 veriyorum.

Konum İstanbul Fındıkzade
0
tavish11
(10.12.23)
Geçen ustura tıraşı + saç tıraşına 400 verdim. Konum maslak istanbul.
0
kojonotsuki
(10.12.23)
Saç 100-150 eryaman/etimesgut
0
1917
(10.12.23)
Konya, Selçuklu (merkezi ilçe)
saç 130, sakal traşını evde olduğum için bilemeyeceğim
0
yazamajor
(10.12.23)
saç-sakal 100 ankara-bilkent.
0
jelly bear
(10.12.23)
Saç sakal 200 istanbul-maltepe
0
my fault
(10.12.23)
Saç sakal yıkama 300 Ataköy İstanbul
0
Smithsonian
(10.12.23)
Saç kesim + yıkama 250, Mecidiyeköy İSTANBUL
0
hakmut
(10.12.23)
Sadece saç 80 tl.(Hatay)
Berberde sakal tıraşı nerdeyse hiç olmadım.
0
diyecevaplandı
(10.12.23)
Saç-sakal 150 lira. Eskişehir.
0
nundu
(10.12.23)
Saç sakal 200 İzmir
0
kondansator
(10.12.23)
sadece saç 130 ist-beyoğlu
0
OgutucuRecep
(11.12.23)
saç-sakal 100, istanbul gop
0
nothing in my way
(11.12.23)
(10)

Erkek kedi mi kiz kedi mi

Kittie
Etrafimda herkes erkek kediler daha sevecen diyor.Ben de disi kedileri seviyorum daha narin yapili olduklari icin.Soguk mu oluyorlar peki disiler? Sizin tercihiniz ne?
Etrafimda herkes erkek kediler daha sevecen diyor.
Ben de disi kedileri seviyorum daha narin yapili olduklari icin.
Soguk mu oluyorlar peki disiler? Sizin tercihiniz ne?
0
Kittie
(05.12.23)
iki dişi bir erkek kedi besleyen birisi olarak erkek diyorum. dişiler biraz daha soğuk ve hırçın olabiliyorlar ama her dişi böyle oluyor diyemeyiz.
0
false pretension
(05.12.23)
hocam bu kedinin cinsiyetinden belli olmuyor ya da tüy renginden belli olmuyor

yavru kedi bakmak güzel ama içinden ne çıkacağı belli olmuyor, kedilerin karakteri iki senede oturuyor, sakin huylu mu, soğuk mu belli oluyor

ayrıca kısırlaştırma sonrası da kedilere bir sakinlik geliyor

özetle iki yaşını doldurmuş ve kısırlaştırılmış kedi sahiplendirme ilanlarına bakın, uysal sakin huylu, eşyalara bile zarar vermeyen koltuk perde tırmalamayan bir kucak kediniz olsun süpriz olmasın :)
0
freebird5406_2
(05.12.23)
bence hayvanlar biraz da sahibinin cinsiyetine gore tavir aliyor, o yuzden ben erkek olarak kedi alacak olsam disi kedi alirim. kadin olsaydim erkek kedi alirdim.
0
cooperr
(05.12.23)
Kesinlikle sahibine gore fikrine katiliyorum :) cinsiyetle alakali muthis degisimler oldugunu dusunmuyorum. ilk kedimiz olan disiyi huysuz zamnederdim ama baska bi erkek kedim oldu seytan gibi bisi hepimizden nefret ediyor(ben haric!!!). 5 erk kediyle donem donem ilgilendim, dunyanin en huysuzu da asiri kendini sevdiren ilgi manyagi da erkekti
0
ala09
(05.12.23)
erkek kediler baş belası ya:)
0
OgutucuRecep
(05.12.23)
ben sokakta gordugum her kediye selam verip mumkun oldugunca seviyorum. birkac tanesi haric tum disi kediler bana cinsiyetci yaklasip pati atti. pati atmayanlari da zaten gobegini severken anladim disi olduklarini. hatta bir tane turuncu kedi var mahallede cinsiyetci diye sesleniyorum. :))
0
arakaali
(06.12.23)
bizde 1 erkek 1 dişi var valla ikisini de küçük yavruyken sokaktan aldık aynı dönemlerde 10 yıl önce. erkek olan biraz yabani. yemeğini istemeye gelir yanımıza sadece onun dışında pek takılmaz eve biri falan gelirse bir yere saklanır saatlerce çıkmaz (yatılı gelen olursa anca ertesi sabaha normalleşmeye başlar). bir de çok uyuşuk ve tembel. dişi olan da tam tersi acayip insan canlısı temas bağımlısı ilgi arsızı. sürekli kendini sevdirme derdinde kucakta yatar paso çok daha hareketli ve canlı. misafirlere bile hemen yaklaşır.

beslemek için tercihim dişi olur bu arada ama yukarda yazdıklarımdan bağımsız, bunlar cinsiyetten ziyade kediden kediye değişebilecek şeyler diye düşünüyorum ben. esas cinsiyetin fark yaratabildiği konu erkeklerde işeme problemi olabiliyor kısırlaştırıldıktan sonra bile. yerde havlu, kıyafet, terlik merlik görsün affetmez bizimki dişilerde böyle bir problem yok.
0
pietro crespi
(06.12.23)
çok değişiyor galiba ama benim arkadaşlarımın erkek kedileri agresif tiplerken, dişi kediler sevecen hanım hanımcık tiplerdi. Ben o sebeple dişi isterim herhalde.
0
nhk ni youkosu
(06.12.23)
şimdiki aklım olsa 2 yaşında kısır kedi sahiplenirdim geçtiğimiz 1 senedeki yavruluk dönemi gözümün önünden geçtide, annesi bırakmıştı bizimkini önce çok minnoştu sonra bir anda deli manyak bişey oldu, hala öyle 2. yaşını özlemle bekliyorum. benim manyak ellere ayaklara çok sevecen kesinlikle tabi kendince
0
eja
(06.12.23)
Mesela benim evin orada iki kedi var ikisi de dişi. Birini eve alıyorum çok sakin. Aylarca evin içinde dolaşmadı bile. Bir sene sonra yanıma oturmaya ve kendini sevdirmeye başladı. Ancak dışarı çıkmak isterse ve ben başka yerdeysem dikkatimi çekmek için miyavlar. Diğeri o kadar sık gelmiyor ama beni her gördüğünde kafayı yiyor sürekli tiril tiril ses çıkarıyor, üstüme tırmanmaya çalışıyor. Gidiyorsam sokağın sonuna kadar takip ediyor ya da eve dönüyorsam içeri girmeme izin vermiyor illa sevdirecek kendini. İkisi de dişi ve karakterleri tamamen zıt. O nedenle cinsiyete bağlı değil diye düşünüyorum.
0
peki madem
(06.12.23)
(10)

uykulu halin açılmaması

kararsızataletfilozofu
doktora gidip kan tahlili yaptırdım sorun çıkmadı.gece 11 gibi yatıyorum 1-1.30 saat sürüyor uyumam bazen.08.15 den önce kalkamıyorum.( işe yürüyerek 5 dakikada gidiyorum )sabahları uykum açılmadığı için çok zorlanıyorum hazırlanırken.işte de hiç yorulmuyorum günüm oturarak geçiyor genelde.4-5 barda
doktora gidip kan tahlili yaptırdım sorun çıkmadı.

gece 11 gibi yatıyorum 1-1.30 saat sürüyor uyumam bazen.
08.15 den önce kalkamıyorum.( işe yürüyerek 5 dakikada gidiyorum )
sabahları uykum açılmadığı için çok zorlanıyorum hazırlanırken.
işte de hiç yorulmuyorum günüm oturarak geçiyor genelde.

4-5 bardak çay, 1-2 bardak kahve içiyorum ortalama ona rağmen
gün içinde de beynim sanki uyuşuk gibi, yorgun hissediyorum.

B,D vitamini kullanıyorum ara sıra.
Magnezyum, Beta glucan kullanıyorum ara sıra.

Bu belirtiler için ne yapsam ?
Yakın zamanda radikal bir karar alıp sorumluluğu daha yüksek, daha fazla çalışacağım, erken uyanmam gereken bir işe geçmeyi planlıyorum.
Uyku meselesini yakın zamanda çözmem gerekecek.
0
kararsızataletfilozofu
(05.12.23)
gizli stres, depresyon?
0
buenosdias
(05.12.23)
bende de var uyku apnesi çıktı.
0
komando kani var bende
(05.12.23)
sorununuzun temel sebebi hareketsizlik
0
elvan abeyiylegezse
(05.12.23)
Spora başlamalısın.
0
Mirket
(05.12.23)
gıda intolerans testi yaptırın.
0
OgutucuRecep
(05.12.23)
bir uyku kliniğine giderek uyku testi yaptırabilirsin.
0
orpheus
(05.12.23)
horlama ve Uyku apnesi bildiğim kadarıyla yok,
bileklikten baktığım kadarıyla 1-2 defa bazen uyanmışım görüyorum.
uyku apnesi tanısını KBB mi koyuyor ?

gizli stres iş değişikliği meselesiyle biraz var.

spor çok istiyorum fakat hem işlerimin düzene girmesini bekliyorum hem adım atmaya bile enerjim yok.

gıda intoleransının testini devlet hastaneleri yapıyor mu, hangi branş ?
her şeyi yemiyorum zaten ama ücret hakkında bilgi alabilirim mesaj atabilirseniz.

uyku kliniği devlet hastanelerinde yoktur sanıyorum, ücret konusunda bilgi alabilirim.

burunda deviasyon var sanırım oksijen pek gitmiyor olabilir uyurken.
burun bandı bir süre kullanayım.
0
🌸kararsızataletfilozofu
(05.12.23)
Sigara iciyorsaniz, son zamanlarda attirdiysaniz, aksam iciyorsaniz vs vs sigara uykumuzu ve sabah nadil uyandigimizi cok etkiliyor.
0
nic cage
(06.12.23)
Evde ve çalıştığınız yerde havaya karışan kimyasallar neler?
Evde problem olma ihtimali nedir?
Banyo parfümü, mum, ucuza alınmış cilalı ürünler, duvarların altında üzerine boya atılmış küfler.
Havaya karışan şeykere bi göz atın derim. Beyin sisi yapar.
Bir de sabah uyandıktan sonra 3 saat içinde kahve içmeyin. Vücudunuzun uyanma sistemini bozar.
0
zimbirik
(06.12.23)
sigara kullanmıyorum, alkol ve benzeride yok.

çok fazla kimyasal kullanılmıyor çamaşır suyu filan,
şuan yaşadığım ev temiz, çalışma ortamım temiz,
banyo parfümümüz yok, mum kullanmıyoruz, cilalı ürün tahta kaşık vardır pek etkisini sanmıyorum, küf yok evde.
sabahları kahve içebilirsem bir derece uyanabiliyorum içmeye vakit bulamazsam bir daha canlanamıyorum.
0
🌸kararsızataletfilozofu
(06.12.23)
(3)

11 yaşında bir erkek çocuğa S beden sweat shirt olur mu?

flo
Çocuk biraz yapılı. Çok bol durmaz değil mi arkadaşlar?
Çocuk biraz yapılı. Çok bol durmaz değil mi arkadaşlar?
0
flo
(05.12.23)
oversize falan değilse bol durmaz. XS de düşünülebilir ama çocuk da yapılıymış. olur bence.
0
Improbable
(05.12.23)
olur. 11 yaşındaki çocuk da slimfit gezmesin zaten :)
0
OgutucuRecep
(05.12.23)
Yapılıysa küçük bile gelebilir.
0
kibritsuyu
(05.12.23)
(3)

Red Dead Redemption

uyuzcan
Selamlar,Zamanında indirim yakalayıp steam'den rdr2 satın almış ve nadasa bırakmıştım.Şimdi artık oynayabilecek kıvama geliyorum yavaştan ve fakat, ilk oyunu oynamalı mıyım buna başlamadan önce?Teşekkürler şimdiden...
Selamlar,

Zamanında indirim yakalayıp steam'den rdr2 satın almış ve nadasa bırakmıştım.
Şimdi artık oynayabilecek kıvama geliyorum yavaştan ve fakat, ilk oyunu oynamalı mıyım buna başlamadan önce?

Teşekkürler şimdiden...
0
uyuzcan
(04.12.23)
İkinci oyun birincinin öncesini anlatıyor zaten, kafana göre oyna.
0
emirleblebikemir
(04.12.23)
Hikaye olarak evet birincisinin öncesini anlatıyor, iki oyunda da birbiriyle ilgili bir spoiler yok ufak tefek bağlantılar hariç. Sadece oynanış olarak 2. oyun 1e göre çok daha zengin olduğu için 2yi oynayıp sonra 1'i oynayınca 1 biraz eskimiş oyun gibi gelebilir. (1 de Çok güzel oyundur, multiplayerı da çok zevkliydi, rockstarın hiç önem vermemesi büyük ayıpları)
0
mirafiori
(04.12.23)
gerek yok, oyna devam. rdr2 başlı başına bir hikaye. zaten rdr1 sarmaz.
0
OgutucuRecep
(04.12.23)
(3)

VPN tavsiyesi

pokerjoker
yurtdışından yaşayan birinin türkiye'deymiş gibi bağlanabileceği ücretsiz vpn eklentisi var mı?teşekkürler.
yurtdışından yaşayan birinin türkiye'deymiş gibi bağlanabileceği ücretsiz vpn eklentisi var mı?

teşekkürler.
0
pokerjoker
(04.12.23)
windscribe
0
elvan abeyiylegezse
(04.12.23)
ücretsiz bilmiyorum ama Kaspersky VPN'i telefona kurup alırsan yıllık 90 liraya falan satıyordu.(değişmediyse) Sonra o hesabınla pc'de de kullanabiliyorsun. Ama browserdan alırsan yıllık 250-300 liraya satıyor aynı şeyi.(ki o bile diğer vpnlere göre aşırı ucuz)
0
nhk ni youkosu
(04.12.23)
surfshark
0
OgutucuRecep
(04.12.23)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.